Professional Documents
Culture Documents
2007 Kasım
2007 Kasım
g"..=.?
:-=:=_
Te=süKi inıdr ·=·
Edenlere Teessüf -1
04
Tevessülü İnkar Edenlere
;~~~
Teessüf - 1
_: . ;.: :; .
=-=~ Ahmet Mahmut ÜNLÜ
Kasım
- 2007
2
Yıl : 1
Sayı :
08
İslami Hassas!)retin ve Gayretin
ISSN Nü: 1307-7902
Delisine ...
Yayın Danışmanı
10
İslam·a göre sigorta Caiz midir?
Mustafa ÖZŞİMŞEKLER
Fatih KALENDER
Pazarlama - Dağıtım
Nusret TEZCAN
14
Editör
Rabbani DÜZ
~ :;::
Fatih'e Gizli Vaftiz
Abonelik Bedeli (yıllık) Ali KEMAL
50.- YTL.
28
"<--
afii~
MİLSAN Patrikhanenin Ekümenlik Planı
Cemal Ulusoy Cd. No: 38/A
Bahçelievler / İSTANBUL Ahmet BOZDOGANLI
Tel : 0212 697 1O 00
* Dergimizde yayınlanan yazı , reklamların sorumlul uğu
yazarına ve reklam verenine aittir.
32
Ölümün Öldüremediği ·~....__I_A_rifö_n'd_an_... . . ._ . .,ı;.
Kahramanlar
Ömer DÖNGELOGLU
~iliği emr ve kötülüğü nehyetmek geleneğimizde
önemli bir husustur. Hisbe ad~la kurumsal bir
" Pazarlama'
'Sosyal
34 niteliğe de kavuşan bu anlayış peygamberimizle
başlamaktadır. İkinci halife Hz. Ömer (r.a.)
zamanında tam teşkilatlı bir müessese haline
36 Q
Bızans İmparatoru Onaylandı
H azJ r la nıyor
Daha Çok Hed!}'e Bekl!}'oruz!
Günümüzde muhtesibin görevini, 'Beyaz Masa '
ve 'Müşteri Hizmetleri' gibi uygulamalar kısmen
Sarayı da "2010" a
Hazırlanıyor yerine getirmektedir. Bununla birlikte görevini
gerektiği gibi yapan medya da. 'Muhtesip' olarak
54
İlk sayımızda da ifade ettiğimiz gibi ele alacağımız
konularda resmin bütününü göreceğimizi
vurgulamıştık. Son yıllarda Fatih'de vuku bulan
Ders Kitaplarındaki Yanlışlar
Bilgi Eksikliğinden mi Yoksal esrarengiz saldırıları ele alan bu sayımızda
64
Kış Hastalıklarına Doğal
yorumlarla konuyu zenginleştirdik. Fakat bunun
sadece bir başlangıç olduğunu bildirmek ist!}'oruz.
Fethin sembolü olan ve Şevket Eygi tarafından,
Tedavi Yöntemleri
"Ruhan!}'etli Semt" olarak tanımlanan bölgeyle
Dr. İsmail VURGUN ilgili gelişmelerin takipçisi olacağız ve ilerleyen
sayılarda sizlerle paylaşacağız.
(31 l\rtfan
Ahmet Mahmut ÜNLÜ
<<( Tevessül; bir şeyi bir bilgi@arifandergisi.com
w.. şeye aracı etmek. bir
şeye ulaşmak için bir
•
Tevessülü inkar
şeyi vesile edinmek gibi
anlamlara gelmektedir
ki, İslam'da bunun
bir takım çeşitleri
vardır. Fakat Ehl-i
sünnet dışı bir takım
akımlara kapılanlar.
Edenlere Teessüf - 1
peygamberlerin ve
kapılarak RasOlüllah (sallallahu
~
velilerin yüzü suyu lah-u Tealaya. Zat"ının
hürmetine Allah-u elaline yakışır şekilde Aleyhi Vesellem) Efendimizin bile
amd-ü senadan. Resulü vefatından sonra bir şeye gücü
Te'ala'dan bir
uhammed Mustafa'sına, yetmediği. dolayıs~la ne ondan,
şey istemenin şirk
kendisini bizden razı edecek şekilde ne de başka hiçbir peygamber ve
olduğunu savunacak
salat-Ü selamdan ve al-i ashabını bu veliden ölümlerinin ardından bir
kadar büyük bir batağın
salavata kattıktan sonra; bu sayıda fayda gelmeyeceği şeklinde yanlış
içine sürüklenmişlerdir.
yazmaya başlamak istediğim konu. bir inanca sahip olmuşlardır . Hatta
Bize düşen. ilml günümüz Müslümanlarının kafaları peygamberlerin ve velilerin yüzü suyu
delillerle konuya açıklık karıştırılarak itikatlarının bozulmak hürmetine Allah-u Te'ala'dan bir şey
getirmek ve bu hususta istendiği tevessül konusudur. istemenin şirk olduğunu savunacak
kafalara sokulmak Maalesef Ehli Sünnet olarak kadar büyük bir batağın içine
istenen şüpheleri tanıdığımız ve kendilerine sürüklenmişlerdir.
ortadan kaldırmaya güvendiğimiz Müslümanların bir Bu gibi yanlış görüşleri savunanların
çalışmaktır. kısmı. kendilerini selefi d~e tanıtan bir kısmı ilim ehli geçinmekte cahil
Ehli Sünnet dışı bir takım akımlara buldukları masum halkı kandırma
Arifan 4
kast!)lla ve RasGlüllah (sallallahu Aleyhi RasGlüllah (Sallallahü Aleyhi Vesellem): Maalesef Ehl-i sünnet
Vesellem)'e ait Hırka-i Şerif ve Sakal-ı "Ey Allah ' ım! Ben Senden temiz ve pak olarak tanıdığımız
Şerif gibi kutsal emanetleri z~aretin olan. Sana en sevgili olan o mübarek ve kendilerine
bile onları dinden çıkaracağı görüşünü isminin hürmetine isterim ki onunla güvendiğimiz
yaymakta. böylece Müslüman dua olunduğunda kabul edersin,
Müslümanların bir
Türk milletini ve diğer Müslüman onun hürmetine bir şey istendiğinde
kısmı. kendilerini selefi
halkları on dört asırdır amel ederek verirsin .. . " buyurmuştur. (İbn-i Mace.
d!)!e tanıtan Ehl-i sünnet
bereketlendikleri güzel tatbikatlardan Dua, No: 3859. 2/ 1268)
dışı bir takım akımlara
uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar.
2- Salih amellerle tevessül. Buna örnek kapılarak RasGlüllah
Tabi ki bize düşen, ilmi delillerle
olarak, içinde bulundukları mağaranın (Sallallahu Aleyhi
konuya açıklık getirmek ve bu hususta
kapısına kaya yuvarlanarak mağarada
kafalara sokulmak istenen şüpheleri Vesellem) Efendimizin
mahsur kalan üç kişinin kıssasını
ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Bu bile vefatından
anlatabiliriz. Nitekim İbn-i Ömer
vesileyle tüm okurlarımı hakkı bulma sonra bir şeye gücü
(Rad!)lallahu AnhGma) ·dan rivayet
ve doğruya erme n~et~le yazılarımı yetmediği. dolayıs~la
edilen bir hadis-i şerifte beyan edildiği
üzere: "Bu üç kişiden biri, ana babasına ne ondan, ne de başka
dikkatlice okumaya davet eder ve
hepimiz hakkında RasGlüllah (sallallahu hiçbir peygamber ve
yaptığı ~ilik hürmetine. ikincisi,
Aleyhi Vessellem)'in: "Ey Allah'ım! veliden ölümlerinin
bütün fırsatları elde etmişken zinadan
Bize hakkı hak olarak göster ve ona ardından bir fayda
uzaklaşması vesiles~le. üçüncüsü de,
uymayı nasip eyle, batılı da batıl olarak
emanete riayeti ve başkasının malını gelmeyeceği şeklinde
göster de ondan sakınmaya muvaffak
koruyup tam olarak sahibine ödemesi yanlış bir inanca sahip
eyle!" duas!)lla dua ederim. Yazımı
hürmetine Allah-u Te'ala'dan o kayayı olmuşlardır.
"Tevessül ün mah~eti ve çeşitleri ".
mağaranın ağzından kaldırmasını n~az
"Tevessülün ayet-i kerime ve hadls-i
etmişler, Allah-u Te 'ala da, onların bu
şerif' ten delilleri". "Tevessül edilen
~i amellerini dualarının kabulüne vesile
zatın diri veya ölü olması arasında
kılarak her bir tevessülün peşine kayayı
bir fark bulunmadığı" , "İbadetin
biraz daha açmış. sonunda onları
hakikati". "Müşriklerin ibadet~le
tamamen kurtarmıştır." (Buharı. BuyG ',
müminlerin tevessüllerini mukayese
98, No: 2102. 2/771; Müslim. Zikir
etmenin yanlışlığı". "RasGlüllah
27, No: 2743, 4/2099)
(sallallahu Aleyhi Vessellem)'in
Zaten bu iki madde Müslümanlardan
mübarek saçı. sakalı. cübbesi , kabr-i
hiçbir kimsenin meşruluğu hakkında
şerif-i ve sair kutsal emanetleri ile
ihtilaf etmediği konulardır. Tevessül
teberrük" başlıkları altında sürdürmeye
meselesinde bir takım anlayışsızların
çalışacağım. Allah-u Te'ala bizlerden
karşı çıktığı hususlar ise bundan
güzel anlatım, sizlerden de güzel
sonra zikredilecek olan kısımlardır ki,
anlayış nasip eylesin.
biz bu yazımızda fırsat bulduğumuz
T evessü lün Ma h ~et i Ve Çeşi tl eri ölçüde bu bölümleri örneklendirerek
Tevessül ; bir şeyi bir şeye aracı etmek, izah edeceğiz. İnşaallah bir sonraki
bir şeye ulaşmak için bir şeyi vesile yazımızda da bunların meşru~etinin
edinmek gibi anlamlara gelmektedir ki, delillerini gün gibi ortaya koyacağız.
İslam'da bunun bir takım çeşitleri vardır.
3- RasGlüllah (Sallallahü Aleyhi
1- Allah-u Te'ala'nın isimlerinden Vesellem)'in ism~l e tevessül.
herhangi bir isimle tevessül. Nitekim Nitekim İbn-i Keslr 'den nakledilen:
Aişe (Rad!)lallahu Anha)' dan rivayet "Yemame vakasında Müslümanların
edilen bir hadis-i şerifteki duasında şiarı (kendilerini tanıtıcı vasıfları) :
~ Arifan
'Ey Muhammed! {Bize yetiş!}' iht!)tacımın görülmesi için sebep
demeler!)tdi " (el-Bidaye ve'n- kıl!)lorum" anlamına gelmektedir.
Nihaye. 6/324) rivayeti. sahabe-i
7- RasOlüllah (Sallallahü Aleyhi
kiramın RasOlüllah (Sallallahü
Vesellem)'in ya da velilerin hakkı
Aleyhi ve Sellem)'in ismi
ile tevessülde bulunmak. Bir kişinin
hürmetine Allah-u Te'füa'dan
: "Ey Allah'ım! Ben peygamberin
yardım istediklerinin en büyük
hakkı hürmetine sana tevessülde
delili ve örneğidir. bulunuyorum " demesi. RasOlüllah
4- RasOlüllah (Sallalahu Aleyhi (sav)'in hürmetine Allah-u Te'ala'dan
Vesellem) ve salihlerle Allah 'a bir şey istemesi demektir. yoksa Allah-u
ant vermek. Mesela bir kişinin: Te'ala )'a bir şey vacip olur (zorla
"Ey Allah'ım! Sana RasOlüllah yaptırılabilir) anlamında değildir.
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Salihlerin hakkı ile Allah-u Te'ala'ya
ile ant ver!)torum ki benim tevessülde bulunmanın meşru!)tetinin
şu dileğimi mutlaka yerine delilleri de inşaallah bir sonraki
getiresin ... Veya : "Falan veli ile yazımızda açıklanacaktır .
hürmetine senden ist!)torum ki
8- RasOlüllah (Sallallahü Aleyhi
mutlaka hastama şifa veresin"
Vesellem)'in, veya diğer peygamberlerin
demesi bunun örneğidir .
ya da velilerin zat!)'la tevessülde
Allah'a ant verme konusunun
bulunmak. İşte bu kişinin : "Ey
meşruluğuna dair deliller bir
Allah'ım! Ben Senden peygamberin
sonraki yazımızda inşaallah
Muhammed (sav) hürmetine dileğimi
zikredilecektir.
yerine getirmeni isterim" d!)terek
5- RasOlüllah (Sallallahü Aleyhi RasOlüllah (sav)'in zatını veya diğer salih
Vesellem)'den ve salihlerden kimselerin zevatını aracı yapmasıdır.
dua isteyerek onlarla tevessülde
Tevessülü inkar 9- RasOlüllah (Sallallahü Aleyhi
bulunmak. Bir kimsenin: " Ey Allah'ın
Vesellem)'den şefaat istemek. Bir
edenler, ilim ehli peygamberi! Ben senden iht!)tacımın
mütevessilin : "Ya RasOlallah! Bana
geçinerek cahil görülmesi için dua etmeni ist!)torum "
şefaat et!". "Senden bana şefaat
buldukları masum demesi bu kabildendir. Nitekim Ömer
etmeni isterim" . "Ey Allah ' ım!
halkı kandırmakta (Rad!)lallahu Anh) umreye gitmek için
Peygamberini bize şefaatçi kıl" gibi
ve RasOlüllah (sav)'e RasOlüllah (sav)'den izin istediğinde.
sözlerle şefaat talep etmesidir ki bu
ait Hırka-i Şerif ve RasOlüllah (sav) ona: "Ey kardeşim!
kısmın izahı da bir sonraki yazım ızda
Bizi duandan unutma" d!Yerek tevazu
Sakal-ı Şerif gibi kutsal yapılacaktır.
göstermiştir. (EbO Davud, Salat 358.
emanetleri z~aretin bile 1O- Tevessül çeşitlerinden biri de bir
No: 1498, 1/470)
onları dinden çıkaracağı işi bizzat vesileye isnat ederek ondan
Salihlerden dua isteme hususunda
görüşünü yaymakta. istemektir ki bir manada bu . vesile olan
daha birçok hadis-i şerif mevcuttur.
böylece Müslüman şahıstan . o işin görülmesi için Allah-u
6- RasOlüllah (Sallallahü Aleyhi Te'ala)'a yönelmesini istemektir. Zira
Türk milletini ve diğer
Vesellem)'in veya herhangi bir velinin Allah ile birlikte kimsenin yapma vey a
Müslüman halkları
makamı ya da hürmeti ile tevessü ide bırakma hakkı yoktur. Aracı edilen zat
on dört asırdır amel bulunmak. Nitekim bir kimsenin : ise bir şefaat ve dua sebebi olmaktan
ederek bereketlendikleri "Ey Allah'ım! Ben peygamberinin öte geçmez. Bu kısmın tafsilatı da
güzel tatbikatlardan hürmet!)tle sana tevessül ed!)torum." inşaallah ileride gelecektir.
uzaklaştırmaya demesi, "Ben onun yüce makamını Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere
çalışmaktadırlar. ve Senin katındaki yüksek mertebesini Rabbime Emanet
Arifan ~
..Ayet-i i<erime
İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, l
onun Allah'ın düşmanı olduğu
kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki
İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.
l -------
Tevbc Suresi 114. ~et- i Kerime
d'tu'bis-i Şeri/
.~l İmanca müminlerin en olg_u_n_u_,_a_h_Ia-kı-en güzel olup, aile bireylerine karşı yumuşak
en
ve lütufkar davranandır. if
Hadis-i Şer~ 1
(@
Cehennem, her yumuşak huylu, uysal, sakin ve kolaylık gösterenlere haram kılınır.
i<i6ur-ı i<elum
Kötü huylunun hali, kırık çömleğe benzer, ne bir faydası dokunur ne de
tekrar toprak olur. Vehb B.Münebbih
rifan
•
Isl3ıni
Hassas!}'etin ve
Gayretin Delisine... "~ Mustafa ÖZŞ İ MŞ E KL ER l!»
~· ~~
'G mozsimsekler@hotmail.com Jv~
kber şalı zamanında Hindistan 'da uygulayıp, sokak ve caddelerde küfür ehlini överek
İbni Abidin hazretleri ortaya çıkmıştır. İslam dünyasına çok suret~le sigortacının, helak olan
daha geç intikal etmiştir. Bundan malı gayri Müslim de olsa ödeme
olmuştur. Hocalarımızla
dolayı ewelki alimlerimizden bu konu yükümlülüğünün olmadığını beyan
yapılan görüşmede şu hakkında bir nakil bulunmamaktadır. etmiş ve buna gerekçe olarak da
sonuca varılmıştır; Ancak bu durum. konunun İslam 'Böyle bir taşımacılık hukuken ya
! -Ticari sigortanın fıkhına göre bir değerlendirilmeye tabi "emanet" ya da "ar~e"(ödünç)
hiçbir çeşidine cevaz tutulamayacağı anlamına gelmez. veyahut da "icare"(kira) hükmündedir'
Şunu da öncelikle ifade etmek gerekir demiştir. Dolayıs~la taş~ıcının bir
verilmemiştir.
ki. sigorta işleminde. kaza ve zarar kusuru olmaması şart~la hukuken her
2-SSK ve BAGKUR gibi meydana gelmediği durumda ödenen hangi bir ödeme yükümlülüğünün
devlet sigortalarının ise primlerin karşılıksız kalması. kaza ve olmadığından bahsetmiş ve bu anlaşma
teavunl (yardımlaşma) zarar meydana geldiğinde ise alınan klasik Hanefi içtihatlarına uygun
sigorta kısmına dahil paranın verilen primlerden daha fazla değildir . Ancak düşman ülkesindeki
olması klasik akit yapılarına göre bir Müslüman tüccarın, sigorta yoluyla
olduğuna kanaat
belirsizlik ve dengesizlik içerdiğinden ödenen hasar bedelini alması caizdir'
edildiğinden caiz kabul
dolayı bu konu şer'I hüküm açısından demiştir.
edilmiştir. ciddi manada tereddütlere ve itirazlara
Ulema Sigortayı iki kısma ayırmıştır
sahne olmuştur.
i\rifan ıo
Sigortanın şer'i hükmü konusundaki bir sistemdir. Halbuki ücretli sigorta
tartışma ve görüş beyanlarına sistemi böyle olmayıp. bunu oluşturan
girmeden önce sigortanın, alimler ve üzerine alan firma müstakildir.
bazındaki taksimini inceleyelim. maksadı da kar etmektir.
1- Teavunl (yardımlaşma),_ dediğimiz İslam hukukunun sözleşmeleri,
karşılıklı üyelik sigortası: Uyelerin ortak mümkün olduğunca muameleleri
katılım!J11a gerçekleşen ve içlerinden belirsizlikten arındırma hedefi
birisi bir felaketle karşı karş!}'a güttüğünden. islam alimlerinin önemli
kaldığında onun zararını telafi etmeyi bir kısmı İslam hukukunun ilke ve
amaçlayan bir sigorta sistemidir. amaçlar!}'la uyuşmadığı gerekçes~le
İslam hukukunda bu tip sigortanın bu tür sigortayı caiz görmemektedirler.
caizliği hakkı~da herhangi bir ihtilaf Azınlıkta olan bazı alimler ise
yoktur. Zira lslam hukukunda aksi görüşte olup bunun cevazına
ewel~atından beri mevcut olan hükmetmişlerdir.
"Akile" sistemi hatta "Kasame" sistemi
Ücretli Sigortanın Caiz olmayışının
de toplu ödemeleri belli bir kesime
Sebepleri Nelerdir?
yaymış, sorumlulukları paylaştırmıştır.
Bu tip sigortanın caiz olmadığına
Maktulün d~etini ödemeyi sadece
varan alimler (ki bunlar alimlerin
suçlu üzerinde bırakmayıp onun
ekser~etidir) buna delil olarak 4
yakın akrabalarına da öhdeme . gerekçe sunmuşlardır.
sorumluluğu getiren "Akile" sistemı
1-Faiz: Bu tip sigorta faizin her iki
Hulefö-i Raşidln'den itibaren daha
nevisini içerir. Zira pirimi veren
da geliştirilmiş ve giderek belli bir iş
sigortalı. verdiğinden fazla veya
ve meslek gurupları arasında ortak
eksik alırsa ribe'l-fadl, (fazla almadan
bir dayanışma ve yardımlaşmaya
kaynaklanan faiz) verdiği miktarca
dönüşmüştür. "Kasame" ise faili
alırsa hemen almadığından ribe'n nesle
meçhul bir cinayete uğrayan maktulün
(gecikmeden kaynaklanan faiz) olur.
d~etinin belli bir usul çerçevesinde
2-Gabin: Bu tip sigorta "ğabin"
belirli bir bölge halkına paylaştırılarak
dediğimiz aldanmayı ihtiva eder, zira
ödetilme sistemidir. İslam'dan
akit mahalli (hakkında akit yapılan şey)
önceki dönemde de cari olan bu
açık değildir. Halbuki dinen, akdin
sistemi İslam, belli bir dayanışmayı
sıhhatinin şartlarından biri de akit
hedeflediğinden devam ettirmiştir.
mahallinin malum olmasıdır.
2- Ücretli sigorta: Bu tip sigortada
3-Kumar: Zira bu tip akitte. sigortalı İslam Konferansı
ise. sigortacı. kaza, yangın ve ölüm Teşkilatına bağlı İslam
olan kimse. büyük meblağlar beklentisi
gibi durumlarda zararı telafi etmeyi
içinde prim adı altında az bir meblağ Fıkhı Akademisi.
üstlenmekte. bunlar meydana
vermektedir ki bu da kumara dahildir. Mekke'i Mükerreme'de
gelmediğinde ise herhangi bir ödeme
4-Cehalet: Bunda gerek sigorta yapan
yapmamaktadır. Sigortalı da karşı 1976 senesinde
kurumun, gerekse sigortalı ola.n şahsın
tarafa per~odik olarak prim adı toplanarak sigorta
ne kadar ödeme yapacakları meçhuldür
altında belli bir miktarda ödemeyi meselesini ele alıp
ki hayat sigortasında bu çok açık
üstlenmektedir.
şekilde gözükmektedir. inceden inceye tetkik
Bu tip sigorta ile yukarıda beyan edilen
Bu tip sigortanın caiz olduğunu söyleyen ettikten sonra Mustafa
teavunl (yardımlaşma) dediğimiz
alimlerin buna delil olarak sundukları
sigorta arasındaki farkı Zühayll Zerka hariç ittifakla
gerekçe ise; Fetavayi Zerka'nın.
"el'Fıkhül İslami ve Edilletühü" adlı ticari sigortanın
sahife:403 deki beyanı veçhi!~ l~la~
eserinde (c:S s:34 l 6) şu şekilde bütün çeşitlerinin
hukukunda mevcut olan "MUVALAT"
ifade ed~or: Te'avunl (yardımlaşma)
akdidir. Zira yukarıda beyan olunan haram olduğuna dair
sigortayı oluşturan ve üzerine alan
gerekçelerin bir kısmı "müvalfü" akdinde kanaatlerini beyan
heyet müstakil olmayıp. herhangi
de vardır. "Müvalfü" akdi, nesebi etmişlerdir. (MevsOatü 'I
bir kar amacı gütmedikleri gibi, bu
meçhul olan kişinin bir başkasına. 'Sen
sigortanın üyeleri de herhangi bir ticari fıkhil müyessire
benim velimsin, ben öldüğümde bana
kar beklememektedirler. Ancak üyelere c:ls:SO)
varissin. Ancak ben (d~eti gerektirecek)
gelen zararı hafifletmek için kurulmuş
~ i\rtfan
Devletin yaptığı SSK ve bir cinayet işlediğimde sen benim İslam hukukuna göre bu akit de caizdir.
BAGKUR gibi sigortalar 'akilem' sin yani d!}'et borcumu sen Yine böylece bu çeşit sigorta
vereceksin', demesidir. Halbuki bu işleminin caizliği ile hükmedenler
da tıpkı teavunl
akitte yukarıda zikredilen şartların bazısı bu işlemi bir alış veriş olarak
sigortada olduğu tahakkuk etmemiştir ve sınırlı olmayan değerlendirmediklerinden onlara göre
gibi yardımlaşma ve haklar birbirlerine karşılık yapılmıştır. burada faiz olayı söz konusu değildir.
vatandaşa hizmet Bununla beraber İslam Fukahası Sigorta akdine caiz d!}'en azınlığın
sunma maksadı "müvalfü" akdinin cevazı konusunda bu delillerine karşı sigorta akdini caiz
ittifak etmişlerdir ki bunun neticesi de görmeyen ekser!}'etin tabi ki cevapları
olduğundan. bunlar
mirastır. Ayrıca İslam fıkhında nice alış olmuştur, ancak mesele "Mukaren
caiz görülebilir. Nitekim verişler vardır ki kendisinde "ğararı fahiş" fıkha" (karşılıklı tartışmalı fıkha)
bu konuyla ilgili olan olduğu halde fukahadan birçoğu bunların götüreceğinden. bu da meselenin
kişilerle yaptığımız cevazına hüküm vermiştir. Mesela uzamasına sebeb!}'et vereceğinden
görüşmelerden 'Ceale' dediğimiz 'kim şu malımı bulursa dolayı bunlara değinmedik.
an l adığımıza
göre SSK şu kadar meblağ vereceğim' d!}'e taahhüt İki tarafın delilleri hulasa olarak
etmesi bu akitlerdendir. Zira kişi o malı yukarıda beyan edildiği gibidir.
ve BAGKUR gibi devlet
aramak ve bulmak için bir masrafyapar. Bu konuyla alakalı olarak İslam
sigortalarının maksadı Bu masrafın ne kadar olduğu meçhuldür. Konferansı Teşkilatına bağlı İslam Fıkhı
kar değildir . bulup bulamayacağı da meçhuldür. Akademisi, Mekke'i Mükerreme'de
Dolayısıyla yapacağı masrafın bedelini 1976 senesinde toplanarak sigorta
alıp alamayacağı da meçhuldür. meselesini ele alıp inceden inceye
Aynı şekilde umumi hamam ücreti de bu tetkik ettikten sonra Mustafa Zerka
kabildendir. Zira hamama giren kimsenin hariç ittifakla ticari sigortanın bütün
ne kadar su harcayacağı ve ne kadar çeşitlerinin haram olduğuna dair
kalacağı meçhuldür. Bununla beraber kanaatlerini beyan etmişlerdir . (el-
İslam hukukuna göre bu akit caizdir. MevsOatü ·ı fıkh!Y_yetül-müyessere
Yedirme ve içirme karşılığı sütanne c: 1s:SO)
kiralamak da aynı şekilde bu kabildendir.
Sigortaya caiz gözüyle bakmayanlar dahi trafik ifade etmişlerdir. Bu itibarla baktığımız
sigortası ve sosyal sigorta gibi devletin yaptığı zaman. devletin yaptığı SSK ve BAGKUR gibi
sigorta sistemini mecbur!}'et olmasından dolayı sigortalar da tıpkı teavunl sigortada olduğu gibi
caiz görmüşlerdir. Zira bu. devletin vatandaşına yardımlaşma ve vatandaşa hizmet sunma maksadı
hizmet verme mukabilinde vergi koyması olduğundan, caiz görülebilir. (Tabi kişinin çiftçi
mesabesindedir. (El-Fıkhül İslam ve Edilletühü olmadığı halde kendini çiftçi göstermesi veya
c:S s:3422) çalışmadığı halde çalışıyorum d!}'e yalan beyan
Ancak burada, "Kişinin devlet tarafından bir vermesi gibi bir haramlılık olmaması kaydıyla!)
mecbur!}'eti olmaksızın özel şirketten değil de, Nitekim bu konuyla ilgili olan kişilerle yaptığımız
devletin SSK ve BAGKUR gibi sigortalarından görüşmelerden anladığımıza göre SSK ve
isteğe bağlı olarak istifade etmesi caiz olur mu?" BAGKUR gibi devlet sigortalarının maksadı kar
d!)'e sorulacak olursa, buna şöyle cevap verilir: değildir. Tamamıyla vatandaşa hizmettir, zaten
Sigortayı mutlak halde caiz görenlere göre. devlet bütçes!}'le desteklenmese toplanan primin
burada bir problem yok. ancak sigortaya izin bu hizmeti karşılamayacağı ortadadır.
vermeyenlere göre de mecbur!}'et olmadığından Bu konuyla alakalı olarak Hocalarımızla 22-1 1-
caiz değildir. 2005 tarihinde yaptığımız bir görüşmede şu
Lakin burada şöyle bir şey denilebilir; ücretli neticeye varılmıştır;
sigorta ile teavunl dediğimiz yardımlaşma 1-Ticari sigortanın hiç birine cevaz verilmemiştir.
üzerine kurulan sigortayı ayıranlar, illet olarak 2-SSK ve BAGKUR gibi devletin sigortaları
"teavünde" kar maksadının olmadığını ancak teavunl(yardımlaşma) sigorta kısmına dahil
ücretli sigortada kar maksadının olduğunu olduğundan caiz kabul edilmiştir.
Arifan (ı?ı
.,, .,,
ehadetin mübarek olsun, Hocam!... Hem kürsüde olmak, toprak üstünde gezmekten bile
A Arifan
<( kendisini dünyanın
>- hakimi yapmayı teklif
V')
etti. Teklif kabul
o
o edilmeyince Vatikan.
Yahudi dönmesi
Yakup Paşa )'a Fatih 'i
Fatih' e 'Gizli Vaftiz'
zehirletti. Ard ından da
Girişimi
r.l Ali KEMAL 1"
yurtiçindeki uzantıları ~'j~. ·~i'~
~Gl bilgi@arifandergisi.com Jv. .
vasıtas!Yla çıkardığı
isyanlarla koca bir ünya tarihinde il. Pius 'un bir mektup yazdığı ve şu
imparatorluğu zayıf
düşürdü ve tarih
sahnesinden silmeyi
başa rdı. Ş imdi de bu
D hoşgörünün timsali
olarak gösterilen Fatih
Sultan Mehmet'in
gayrimüslimlere gösterdiği samimi
yakınlığı bir türlü anlayamayan Batılılar,
mesajı vermey i hedeflediği bilinir:
'Hırist~an ol . Hıri st~a n olduğun
takdirde dünyanın hakimi zaten sen
olacaksın ...
Bunun için sana gereken şey. -birazcık
büyük meden!)tetin
onun Hırist~an olmak istediğini su- (ao_uae pauci. .. )'
izlerini silmeye. tabiri
düşünmeye başlamışlardı. Hatta Papa. Yani. .. 'Vaftiz' olmasını öner~or.
caizse ruhunu gizlice
Fatih ·e bir mektup y azarak Hırist~an İlber Ortaylı ya göre. gerçi bu mektubun
vaftiz etmeye çalış!}'or. olduğu takdirde kendisini Dünyanın gönderildiğinedair bir kanıt y ok.
Çarşamba'daki hükümdarı olarak tan ~acağını bildirdi. Ancak ... Müsveddeleri ve ana teması
hocaefendilere yönelik tabii ki Fatih kabul etmedi. Konuyla esas itibar~le arşivlerde bulunmuş .
s u ikast ları bu ge l eneğin ilgili olarak Güneri Cıvaoğlu. 28 Eylül Görülüyor ki. .. Daha Fatih döneminden
günümüzdeki yeni 2007 tarihli Mill~et Gazetesi'ndeki bu y ana. Avrupa'nın Türklere bakış açısı
vers!)tonu olarak köşesinde şun ları kayded ~ordu . "Fatih değişmiş değil. Avrupayı bir Hırist~an
değerlendirebiliriz. Sultan Mehmet'e dönemin Papası kıtası olarak görmek ve eğer bir ulus
o haritada yer alacaksa, onun farklı bir ağrısının artması sebeb!}'le
dinde olmaması. .. doktorlarının müdahale
2007 Türk!}'e'si, bu gerçeğin etmeleri istendi.
bilinc!}'le AB)'e tam üyelik Tarihi kaynaklarda
politikalarını sadece s!}'asal ve belirtildiğine göre Fatih'in
ekonomik ilişkilere oturtmanın ötesini rahatsızlığı ayağındaydı.
görebilmeli." Civaoğlu 'nun dikkat Bunun sebebi ise Osmanlı
çektiği gibi Türk!}'e. "AB)'e tam sultanlarının birçoğunda
üyelik politikalarını sadece s!}'asal ve görülen damla (nikris)
ekonomik ilişkilere oturtmanın ötesini hastalığ~dı. Rahatsızlığın
görebilmeli.·· Bununla ilgili başka artması Fatih'in şiddetli ağrı
bir yazıda mevzuu bahis olacağı için ve sancı hissetmesine sebep
üzerinde durmayacağız. Fakat Fatih· e oldu.
'Vaftiz' öneren Papa, önerisini kabul Fatih 'in dördü İranlı, biri
ettiremeyince başka yöntemlere Türk. biri Arap, biri de Yahudi
başvurduğunu tarih bize bildir!}'or. asıllı olmak üzere yedi tabibi
vardı. Aşağıdakendisinden
'Vaftiz'i Kabul Etmeyince Öldürüldü
söz edeceğimiz Yahudi asıllı
Fatih Sultan Mehmed, İstanbul ' un
tabip Müslüman olduğunu
fethini oldukça gençyaşta
söylüyordu. Bu kişinin asıl adı
gerçekleştirdi. O zaman 2 1yaşında idi
Maestro Lacopo idi. Ancak
ki bu çağımızda gençlerin üniversite
ihtida ettiğini söyledikten
tahsillerine devam ettikleri ve henüz
sonra Yakub adını aldı. Bu şahıs
herhangi bir mesleğe atılmadıkları
muhtelifyollarla ilerleyerek padişaha
yaştır . Sultan
il. Mehmed o yaşta.
yanaşmayı başardı . ve paşa unvanı aldı.
bir dünya devleti olan Osmanlı
Bu sebeple Tabip Yakub Paşa olarak
İmparatorluğu ' nun başına geçtiği
anılırdı. Yahudi asıllı tabip Yakub ile
gibi aynı zamanda köklü Yunan
İranlı tabip Larl arasında aynı zamanda
saltanatının devamı niteliğindeki
ciddi rekabet vardı. Tarihçi Hammer'in
Bizans İmparatorluğu'nu da ortadan
dediğine göre Yahudi asıllı tabibin
kaldıran bir fetih gerçekleştirerek
Fatih'e yanaşmasını da bu rekabet
o zaman Konstantin0'e olarak
geciktirmiştir. Yoksa belki o çok daha
adlandırılan merkezi şehri İslam
erken padişahın yakınına yerleşecekti.
hakim!}'etine sokmuştu. Ne var ki bu
büyük fethi gerçekleştiren Sultan Fatih Hırist!}'an-Yahudi İşbirliğ!}'le Suikast
aynı zamanda genç sayılabilecek bir Fatih'in Tekfur Çayırı'nda rahatsızlığının
yaşta hayata veda etti. Oldukça verimli ilerlemesi üzerine önce İranlı tabip Llrl
geçen bir saltanat sürdükten sonra çağrıldı ve müdahale etmesi istendi. Fatih
49 yaşındayken ilginç bir tedavi işlemi döneminde yaşamış olan ünlü tarihçi Aşık
sonrasında vefat etti. Paşazade'nin verdiği bilg!}'e göre İranlı Fatih Sultan Mehmed
Fatih Sultan Mehmed. 1481 'de biraz tabip Llrl, Fatih'in ağrısının azalması Han, oldukça verimli
rahatsız olmasına rağmen yeni bir sefer için önce ayağından kan aldı. Ancak ağrı geçen bir saltanat
için Üsküdar'dan harekete geçti. Gebze azalmayıp arttı. Bunun üzerine Yahudi
sürdükten sonra 49
yakınında Maltepe denilen bölgeye asıllı tabip Yakup Paşa çağrıldı. O da
yaşındayken ilginç
geldiğinde dinlenmek için Tekfur şerab-ı fariğ denilen ilaç içirdi. İşte bu
bir tedavi işlemi
Çayırı'na kurulan otağına yerleşti. Bu ilacı içmesi üzerine Sultan Fatih birkaç
sonrasında vefat etti.
arada rahatsızlığından kaynaklanan saat içinde hayatını kaybetti.
R Arifan
Günümüzde Hadisenin buraya kadarki kısmında Prof. İlber Ortaylı da zehirlenme
yaşayan en muteber tarihi kaynaklarda herhangi bir ihtilaf ve konusunu teyid ed!_yor. Zaman
tarihçilerden olan tartışma yok. Peki, tartışılan husus nedir? Gazetesi'nin (3 1 Mayıs 2007)
Burada tartışılan iki husus var: bildirdiğine göre Prof. İlber Ortaylı
Prof. İlber Ortaylı
Birincisi: Muhtelif kaynaklarda Bükreş'teki bir bilimsel toplantıda ,
da zehirlenme
belirtildiğinegöre o zaman şerab-ı "Evet, Fatih Sultan Mehmet. yönü
konusunu teyid ed!)tor.
fariğ olarak adlandırılan ilacın tehlikeli belli olmayan bir sefere çıkarken
Prof. İlber Ortaylı
bir ilaç olduğu bilin!_yordu . Bu yüzden zehirlenerek öldürülmüştür . Tarihi
Bükreş'teki bir bilimsel de çok zorunlu bir sebep ortaya veriler bu seferin İta[ya üzerine
toplantıda. "Evet, Fatih çıkmadan kullanılm!)lordu . Böyle olduğunu göster!_yor ve İta[yanlar
Sultan Mehmet. yönü olmasına rağmen Tabip Yakup Paşa o dönemde zehir konusunda çok
belli olmayan bir sefere bu ilacı Fatih'in ayağındaki ağrının uzmanlaşmış bir milletti. Fatih Sultan
çıkarken zehirlenerek azaltılması için neden içirdi? Mehmet'in hastalığı vardı : ama o
öldürülmüştür" d!)tor. İkincisi : İçirilen şey gerçekten ilaç hastalıktan ölmedi, zehirlenerek
m!)ldı yoksa zehir m!_ydi? öldü" d!_yor.
Osmanlı tarihi uzmanlarından Franz
"Bizans'ın Çocukları" Faal!_yette
Babinger, Fatih'in ölümü olayının bir
Tarihi kayıtlara göre Fatih Sultan
zehirlenme olduğu görüşündedir.
Mehmed 'in çıktığı son seferin hedefi
Babinger, zehirleme olayının
gizl!_ydi. Doğuya doğru gitmesine
arkasında Venediklilerin olduğunu
rağmen bunun bir şaşırtmaca olduğu
iddia etmektedir. Onun iddiasına
yönündeki görüşler ağırlık kazan!Yor.
göre sürekli Haçlılarla işbirliği yapan
Asıl hedefin Vatikan olduğuna işaret
Venediklilerin, Eğriboz adasının
eden tarihçiler, suikastı da bunu
Osmanlılar tarafından alınması
engellemeye yönelik bir girişim
üzerine düşmanlıkları !_yice artmış ve
olarak değerlendir!_yorlar. Fatih 'i şehit
Fatih 'i zehirlemek için 14 kez
ederek onun fiziki bedenini ortadan
teşebbüste bulunmuşlardır.
kaldıranların torunları. şimdi de onun
Sonunda bu işi İta[ya'dan kaçıp
misyonunu gölgelemeye çalış!)lorlar .
Osmanlıya sığınan Yahudi
Büyük Sultan'ın tarihin derinliklerine
asıllı tabip Maestro Lacopo
gömdüğü Bizans'ı yeniden ihya
yani Yakup Paşa vasıtas!)lla
etmeye çalış!)lorlar. Hatırlanacağı
başarmışlardır .
üzere 2004 yılında dönemin Fransa
Babinger'in görüşüne göre
Cumhurbaşkanı lacQ!.Jes Chirac.
Tabip Lacopo 30 yıl Osmanlı
Marsi[ya'da gençlere hitaben yaptığı
sarayında çalışarak padişahın
konuşmada , "Hepimiz Bizans'ın
itimadını kazanmıştır. Böylece
çocuklar!Yız" ifadesini kullanmış, bu
onun yakın çevresinde yer
manidar ifade bizim basında da yer
almayı ve özel tabipleri
almıştı. ABD ve AB kurumsal çatısı
arasına girmeyi başarmıştır .
altında toplanan Bizans ' ın çocukları ,
Venedikliler de onu zehirleme
atalarının cephede yapamadığını şimdi
işiiçin ikna etmiş ve amaçlarına
masa başında yapmaya çalış!)lorlar .
ulaşmışlardır. Yani Fatih,
ABD ve AB desteğ!_yle yerli
Hırist!_yan ve Yahudi ittifakının
işbirlikçilerin uyguladığı plana göre
sonucunda öldürülmüştür
Bizans'la ilgili eserler restore edil!_yor,
denilebilir.
Camiler müzeye çevril!_yor (Bir süre
Günümüzde yaşayan en
sonra da kiliseye dönüştürülecektir).
muteber tarihçilerden olan
Arifan A
Ayasol)'a'yı hariç tutarsak Fatih semti değiştirme girişimi, Fatih Sultan
sınırları içinde olan Kar~e . Feth~e ve Mehmed'e yapılanın benzeri
Zeyrek Camii'lerinin müze yapılması suikastlarla farklı bir aşamaya
bu girişimlerin en dikkat çekici taşın~or. Bir çağı kapatıp
örnekleri. Öte yandan daha önceden yeni bir çağı açan Sultan'ın
gayrimüslimlerin yoğunlukta yaşadıkları misyonunun bekçiliğini yapan
Fener (Rumlar) ve Balat'ın (Yahudiler) mümtaz bir topluluk. hain
AB finansman~la restore edilmesi de saldırılarla korkutulmaya.
göz ardı edilemeyecek bir durum. sindirilmeye ve dağıtılmaya
Çünkü 16.2 hektarlık kapsama alanı ile çalışıl~or. Son yıllarda Fatih
bu çaptaki bir restorasyon projesinin Çarşamba'da vuku bulan
Türk~e ' de ilk olduğu belirtil~or. ve medya tarafından başka
Bununla birlikte dünyadaki tek Bizans n~etleri gizlemede bir yöntem
sarayı olarak kabul edilen Tekfur olarak kullanılan üç saldır~ı bu
Sarayı'nın da onarıl~or olması büyük kapsamda değerlendirebiliriz.
Dr. Hamdi KALYONCU
planın işlemekte olduğunu gözler Bilindiği gibi 17 Mayıs 1998
önüne ser~or. Fatih· e
yapılan suikastta olduğu gibi
burada da Hırist~an-Yahudi Sena ~o
ittifakı dikkat çek~or.
Üç saldırı da aradan geçen uzunca gerilikleri. paranoit rahatsızlıklar
Fatih'i Nişantaşı Yapmak zamana rağmen gizem perdesinin ve kişilik bozuklukları, uyuşturucu
İst~orlar arkasında kaldı maalesef. Yaşananlar. bağlılıkları gibi psik~atrik hastalıklar
25.09.2006 tarihli Akşam 'Tahrik' ve 'Gizli el' şüphelerini ~ice kiş~i şiddete meyilli hale getirebilir.
Gazetesi'nde Nagehan artırdı. Çünkü ölümle sonuçlanan her Ama bunlar genellikle planlı ve
Alçı Ayan'ın sorularını iki saldırının da failleri akli zaf~eti politik amaçlı olmaz. Dolayısı ile
cevaplayan Sosyolog- olan kişilerdi. Terör. cinayet ve şiddet doğru bir sonuca varmak için cinayeti
Yazar Ali Bulaç. Bizans'ın gibi olayların bireysel bazda psikolojik işleyenlerden çok, senaıyoya ve
diriltilmesi girişimlerini teyid bir problem olduğunu ifade eden senaristlere bakılmalı."
ederek şunları kayded~or. Psik~atrist Dr. Hamdi Ka!Yoncu. Cemaatin etkin olduğu alan
'Yüzyıllardan beri Çarşamba
İsmailağa'da yaşananların bir tesadüf üzerinde tarihi ve karanlık emelleri
olmadığını vurgulayarak şöyle devam bulunanların cinayetler açısından
bir merkez. Bizans ve
ed~or. "Bu tür olayları planlayanlar parlak bir sicile sahip olmadığına
Osmanlı zamanında da
ile olayda kullanılanları ayrı ayrı dikkat çeken Dr. Hamdi Ka!Yoncu.
böyleydi. .. İstanbul ile ilgili
değerlendirmek gerekir. Ruhsal açıdan benzerlerin gelecekte de yaşanmaması
yeni bir plan var. Bizans'a
normal olan, herhangi bir psikolojik için açıklamasını şöyle sürdürüyor,
ait mekanların AB projesi
rahatsızlığı bulunmayan birinin, "Cemaatin etkin olduğu mahal
çerçevesinde restore
aslında kendisinin şahsi olarak hiçbir üzerinde, kendilerine göre tarihi
edilmesi isten~or. Ben
problemi olmadan birini öldürmesi. ve karanlık emellerinin bulunduğu
bundan şüphelen~orum .
öncelikle bize onun psik~atrik bir açık olanlarla bu cinayetlerin
Çarşambayı dağıtıp eski
olgu olduğunu düşündürmelidir. Bu ilintilendirilmesi yabana atılamayacak
Bizans mimari ve tarihi
cinayetlerde rol alanların akli yönden bir ihtimal olsa gerek. Burada önemli
kimliğini vermek ist~orlar. zaf~etleri bulunan kişiler olması asla olan ve bu ülke üzerinde sorumluluğu
Bizans çizgilerinin tesadüf değil. Ruhsal problemleri bulunan her kurum ve kuruluştan
yoğunlukta olduğu bir olanlar bu işlere uygun elemanlardır. beklenen, bu tür olayların arka
Nişantaşı yapmak ist~orlar." Terör ve cinayet şebekeleri bunu çok planının deşifre edilmesidir. Geleceğe
Mimari anlamda ~i bilir ve istifade ederler. Psikozlar, yönelik olması mümkün nice müessif
gerçekleştirilen bu kimlik ağır nevrotik bozukluklar, zeka olayları önleyecek olan da bu olabilir."
A i\rifan
tarihinde Mahmut Ustaosmanoğlu ardından rutin olarak yapılan sohbet
Hocaefendi'nin damadı Hızır Ali sırasında , cemaatin arasından kalkarak
Muratoğlu Hoca, İsmailağa Camii imam Bayram Ali Öztürk'ün yanına
içinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaklaşan ve isminin Mustafa Erdal
şehid edilmişti. İkinci olayda ise (26) olduğu öğrenilen kişi "Hocam
kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca bana da dua eder misin?" dedi. Bu
olarak bilinen Ahmet Mahmut sırada saldırgan gazete kağıdına
Ünlü'nün babası Yusuf Ünlü, 19 sardığı bıçağı üzerinden çıkararak
Haziran 200 l 'de uğradığı silahlı saldırı imam Öztürk'e saldırdı ve şehid etti.
sonucu yaralanmıştı. Üçüncü de ise bu Esasen bu saldırıları Fatih 'in ruhunu
sefer y ine kan akıtıldı. 03 Eylül 2006 da öldürmeye y önelik girişimler olarak
tarihinde Fatih İsmailağa Camii imamı değerlendirebiliriz. Çünkü şehid edilen
Bayram Ali Öztürk (54) , cami içinde kişiler sıradan vatandaşlar değil , alim
uğradığı bıçaklı saldırı sonucu şehid zatlar. Peygamberimiz (sav). ' Bir
edildi. Sabah namazının kılınmasının alimin ölümü alemin ölümü gibidir'
buyuruyor. Dolayıs!)lla alimlere
yapılan bu saldırıları sıradan
cinayetlerle bir tutmamak
Fatih Sultan Mehmed Bizans'ı şekil gazetede 4 ay sonra açıklan!Yordu. gerekir. Alimlerle birlikte ilim,
itibar!)tle tarihe gömdü, fakat meşhur 2- Şenol Demirci imzas!)'la 6 Eylül inanç ve kültür de ölüyor.
'Bizans Entrikaları' bitmek tükenmek 2007'de "Fener'de emlak f!)tatları Kısacası meden!)'etimizi gelecek
bilm!)tor. "Ayaklı kütüphane" olarak uçtu" başlığı ile verilen haber ise kuşaklara taş!)'acak köprüler
tanımlanan değerli alimlerini şehid gerçeği yansıt!)'ordu . "Haliç Kültür yıkıl!Yor. Diğer bir ifadeyle
vermenin şokunu yaşayan İsmailağa Vadisi" adı altında 300 mi!J'on dolarlık Fatih 'i gönüllü olarak, 'Vaftiz'
Cemaati. çarpıtılmış haberlerle bir projenin hayata geçirildiğini edemeyen Vatikan, önce
yıpratılmaya çalışıl!)'or. Fatih 'te belirten muhabir, haberine şöyle onu zehirletmiş. ardından da
işlemekte olan büyük planı gizlemek devam ed!)tor, "Son yıllarda bir biri yurtiçindeki uzantıları vasıtas!)'la
için her yönden taarruz yap!)'orlar. ardına başlatılan projelerle birlikte
çıkardığı isyanlarla koca bir
Ancak ilahi adalet nasıl da ellerini Fener'de gayrimenkul f!)tatları adeta
imparatorluğu zayıf düşürmüş
ayaklarını birbirine dolaştır!Yor. Buna fırladı. Ev yapmaya uygun arsaları
ve tarih sahnesinden silmeyi
güzel bir örnek olarak farklı tarihlerde metrekaresi 3 bin YTL'den alıcı
başarmıştır. Şimdi de bu büyük
Mill!)tet'te çıkan haberi dikkatinize buluyor. Tarihi mimar!)'e sahip evler
meden!)'etin izlerini silmeye.
sunmak ist!)'oruz: 250 ile 500 bin YTL'den satıl!)!Or.
tabiri caizse ruhunu gizlice
1- Ümran Avcı imzas!)'la 28 Mayıs Avrupa Birliği'nin 7 mi!J'on euro'luk
vaftiz etmeye çalışmaktadır. AB
2007'de çıkan ve basılı gazetenin hibes!)tle Ocak 2003 'ten itibaren
ve ABD desteğinde bir planın
manşetinden verilen haber, "Şeyhe yenilenmeye başlanan Fener ve
yürütüldüğü bilinmektedir.
komşu olmak isteyen paraya k!)l!)'Or" Balat'ta 6 yıl önce metruk durumdaki
Ancak unutulmamalı ki, Allah ' ın
başlığını taş!)'ordu. Başlıktan tarihi evler 1O ile 20 bin dolardan
da anlaşılacağı üzere Fatih 'te alıcı bulam!Yor. semt adeta toplu
da bir plan ve programı var.
emlak f!)tatlarının arttığı . buna da halde terk edil!)tordu . 2000'li yılların Görelim Mevla neyler, neylerse
İsmailağa cemaatinin neden olduğu başında 5 ile 1 5 bin dolar arasında güzel eyler.
vurgulan!Yor. Haberin detayı http:// el değiştiren yapılar şu sıralar 200
www.mill!)tet.eom.tr/2007/05/28/ bin dolardan başlayan f!)tatlarla talep Kaynaklar:
- Ba ha dıroğl u. Yavuz. Fatih Sultan Mehmed.
guncel/agun.html adresinde görüyor." Detay için: http://www.
Nesil Yayınl ar ı . 2003
görülebilir. Bu haber. esasında mill!)tet.com.tr/2007/09/06/ekonomi/ - Doğuşta n Günümüze Büyük İ s l am Tarihi.
Fatih 'teki f!)tat artışının gerçek eko24.html Komisyon, Çağ Yayınl a rı , 198 9
sebebini gizl!)tordu. İşin aslı aynı - Küçük. Abd urrahman, Dönmeler Tarihi.
Aziz Andaç Yayınla rı . 2003
i\rifan R
tanımladığı Bayram
,e~ Mustafa ÖZŞİMŞEKLER fc~>
hocamızın şehadeti ~·
"G mozsimsekler@hotmail.com ·~
CJ~
üzerinden bir yıl geçti.
1998 yılının Mayıs'ında
da Hızır hocamız şehid
Bayram Hocamızın
edilmişti. Bu olayları
hala unutamadık.
Hala içimiz ac!Yor,
yüreğimiz SIZl!)'OL
Şehadeti ve
Düşündürdükleri
Bu menfur saldırılara
baktığımızda. ikisinde
de benzer taraflar
görüyoruz. İki olay da
ayranı hocamızın bir çınar ağacı gibi ayakta gitti. İlim
B
Fener patrikhanesine
şehadetinin sene-i devr!)'esi ve hizmetle geçen hayatını, herkesi
komşu olan İsmail Ağa
münasebet!)ıle geçen ay imrendirecek bir finalle noktaladı.
camiinde oldu. Şehid
kendisini rahmetle andık. O Hz. Ömer (ra) gibi O da caminin
edilenlerin ikisi de gür ses!)ıle, aşkla-şevkle yaptığı vaaz mihrabında şehadet şerbetini içti.
herkesin saygı ve sevgi ve sohbetler gözümüzde canlandı. Böylece ism!)ıle müsemma olarak son
duyduğu büyük din Böylece hatırasını yad edip. fatihalarla anı bayram oldu . Üstad Necip Fazıl'ın
alimi idi. Uzmanlara ruhunu şad ettik. dediği gibi;
göre. yapılan saldırıların Bayram hocamız; "Dava adamı yatakta "Bayram ölene bayram bayrama
değil ağaç gibi ayakta, hizmet yolunda sevinmek var, oh ne güzel bayramda
ikisi de son derece
ölür" derdi. Ve kendisi de, söylediği tahta ata binmek var."
profesyonelce yapılmış.
gibi y atakta değil davasını anlatırken Ömrünü ilim ve hizmetle geçirenlerin
i\rifan ~
ölümü de elbette bir nevi düğündür ve isimlerinden ... İkisi
bayramdır. de herkesin saygı
Bayram hocamız ulemanın kıt olduğu ve sevgi duyduğu
böyle bir asırda yetişmiş. eşine büyük din alimi.
az rastlanan ilim ve gönül ehli bir Uzmanlara göre.
kimseydi. Dava adam!J'dı. Adam gibi yapılan saldırıların
adamdı. .. Kendi ifades!}'le, Allah'a ikisi de son derece
ve Resulüne kalbini ipotek etmişti. profesyonelce
Derdi ki: "Malın bedeli mal vermektir, yapılmış.
paranın bedeli zekat vermektir, aşkın Söylenenlere göre
bedeli ise can vermektir." Bayram Hızır hocanın katili
hocamız canını bu yolda feda edip bir meczuptu. Ne
bedelini ödeyerek. Allah'a ve Resulüne hikmetse iddialara
olan aşkını ve muhabbetini cümle göre Bayram
aleme ispat etmiş oldu. hocanın katili de
yine bir meczup ...
'Ayaklı Kütüphaneydi
Tabi iddialar
Kitaplara olan düşkünlüğü de dillere
böyle ama hiç
destan olan Bayram hocamız,
kimse bu cüretkar Şehid Bayram Ali Öztürk
ömrünü kitaplara vakfetmişti. Pek
saldırıların sıradan birer meczubun
çok kütüphaneden daha büyük bir
işi olduğuna inanm!Yor. Zira yüz
kütüphaneye sahipti. Kitaplara olan
binlerce seveni olan böylesine büyük
vukGf!}'eti ve ilmi üstünlüğü ise
bir cemaatin, önde gelen ve lider
herkesin malumu idi. Nitekim Efendi
vasıflı ilim adamlarına yönelik yapılan
. hazretlerimiz ona "Ayaklı kütüphane"
bu suikastların, basit birer adli vaka
buyurarak. Bayram hocamızın derin
olması mümkün mü?
ilmine işaret buyurmuştu.
Dolayıs!}'la bu olayların üzerinden
Efendi hazretlerimiz. İmamı Rabbani
bu kadar zaman geçmesine rağmen
hazretlerinin "Mektubat'' isimli eserini
hala kafalardaki bazı soru işaretleri
okuyup şerh etme görevini Bayram
silinmedi. "Bu menfur saldırılar niçin
hocamıza vermişti. Böylece o gür ses!}'le
tertiplendi? Arkasında kimler var? Bu
yıllarca İsmail Ağa cami kürsüsünden
karanlık kişilerin asıl maksadı nedir? .. " Kitaplara olan
mektubat okudu. Efendi hazretlerimizin
düşkünlüğü de
de himmet!}'le. birçok hocanın okumaya İddialar. İhtimaller ...
dahi cesaret edemediği mektupları Tabi herkes bu konuda bir şeyler söyledi, dillere destan olan
ders olarak işleyip anlattı. Aldığı bu ama doğru ama yanlış birçok yorumlar Bayram hocamız.
görevi yıllarca bihakkın yerine getirmesi yapıldı. Kimisi cemaat içi çekişme ömrünü kitaplara
haseb!Jtle "Mektubatçı Bayram Hoca" olduğunu söyledi. kimi post kavgası vakfetmişti. Pek çok
olarak tanındı. dedi. bazıları da bu işin arkasında derin kütüphaneden daha
Evet. Bayram hocamızın şehadeti güçlerin olduğunu ifade etti. Hatta büyük bir kütüphaneye
üzerinden bir yıl geçti. 1998 yılının bu cinayetin ardında patrikhanenin sahipti. Kitaplara
Mayıs'ında da Hızır hocamız şehid olduğu ve bu işin oraya kadar uzandığı
olan vukuf!)teti ve ilml
edilmişti. Bu olayları hala unutamadık. yorumları da yapıldı. Nitekim bir
üstünlüğü ise herkesin
Hala içimiz ac!Yor. yüreğimiz sızl!}'or. köşe yazarı, Bayram hocamızın şehid
malumu idi. Nitekim
Bu menfur saldırılara baktığımızda. edildiği sıralarda kendis!}'le yapılan
Efendi hazretlerimiz
ikisinde de benzer taraflar görüyoruz. bir röportajda, aklına gelen şöyle bir
İki olay da Fener patrikhanesine senaryoyu dile getirmişti: ona "Ayaklı kütüphane"
komşu olan İsmail Ağa camiinde "Yüzyıllardan beri Çarşamba bir buyurarak. Bayram
oldu. Şehid edilen iki hocaefendi de merkezdir. Bizans ve Osmanlı hocamızın derin ilmine
İsmail Ağa cemaatinin önde gelen zamanında da böyleydi. Fener-Rum işaret buyurmuştu.
A i\rifan
Söylenenlere göre Patrikhanesi ile burası arasında cemaati oluşturulması amac~la,
Hızır hocanın katili bir birkaç metrelik mesafe var. Öteden bu civardaki arsa ve evlerin satın
meczuptu. Ne hikmetse beri Yunanistan'dan bazı kesimler, alınmaya çalışıldığı iddiaları. . . Tabi
Arifan (2ıl
edilir. Gregorius bu mektupta,
Türk milletinin hangi vasıflara sahip
olduğunu zikrettikten sonra, onların
hangi hile ve desiselerle yıkılabileceğini
yazmıştır. Belli ki. Gregorius kilisedeki
görevinin dışında daha başka görevler
de üstlenmiş ...
Gregoriosun Türk millet~le alakalı
tesbitleri ve Rus çarına yazdığı mektup
şöyle:
"Türkleri maddeten ezmek ve
yıkmak mümkün değildir. Çünkü
Türkler çok sabırlı ve mukavemetli
insanlardır . Gayet mağrur ve izzet-i
vakarlarını harekete geçireceğinden "Kin Kapısı" olarak
nefs sahibidirler. Bu hasletleri de,
hakikatleri anlamalarına da sebep tanımlanan giriş kapısı
dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza
olabilir. Yapılacak iş. Türklere bir şey (ortadaki)
göstermelerinden, geleneklerinin
hissettirmeden, bünyelerindeki bu
kuwetinden, padişahlarına,
tahribi tamamlamaktır."
kumandanlarına, büyüklerine olan
Rusya'nın İstanbul büyükelçisi
itaatlerinden gelmektedir.
General İgnat~ef, Grigorios idam
Türkler zekidirler ve kendilerini
edildikten yıllar sonra bu mektubu
müspet yolda sevk ve idare edecek
Patrik Yermanos'ta gördüğünü belirtir. Yıl 1821 ... Dönemin
liderlere sahip oldukları müddetçe de
Ve hatıratında da, Grigorios'un bu padişahı ise
çalışkandırlar . Gayet kanaatkardırlar.
tespitlerine iştirak ettiğini , zaten İkinci Mahmut. ..
Onların bütün mez~etleri. hatta
bunun doğruluğunun da yavaş yavaş Yunanistan'da Mora
kahramanlık ve şecaat duyguları
ortaya çıktığını yazmıştır. isyanı başl~or.
da dinlerine olan bağlılıklarından.
ahlaklarının salabetindendir.
Evet, patrik Gregorius'un önünde Osmanlı Devleti
asıldığı bu kapı, o günden beri aleyhine ayaklanan
(Onları yıkabilmek için yapılacak şey)
kapalı tutuluyor. Bazı iddialara göre, Rumlar, binlerce
Türklerde; önce itaat duygularını
patrikhane yönetimi bu olaydan sonra
kırmak, manevi bağlarını yok etmek ve Müslüman'ı katled~or
gizli olarak toplanıp yemin etmiş
dini menfaatlerini zaafa uğratmak icap ve neticede bu
ve: "Burada asılan papazla , aynı
eder. Bunun da en kısa yolu, milll ve bölge Osmanlı
değerde büyük bir İslam alimi veya
manevi değerlerine uymayan, yabancı egemenliğinden
devlet adamı asılmadıkça bu kapı
fikir ve davranışlara onları alıştırmaktır. kopuyor. Bu
açılmayacak ... .. d~e karar almıştır.
Türkler dış yardımı reddederler; hususta yapılan titiz
Böylece kilise girişinin ana kapısı olan
hays~et duyguları buna manidir. Eğer
bu kapı, din kapısı olması gerekirken araştırmalar, o sıralar
geçici bir süre görünürde kuwet ve
maalesef kin kapısı olmuştur. Fener Rum Patriği
kudretleri varsa da Türkler dış yardıma
Tabi patrikhane bu kapının "Kin olan Gregoriosun bu
alıştırılmalıdır .
Kapısı" olarak kapalı tutulduğunu isyanın başını çektiğini
Manev~atları sarsıldığı gün, Türkleri,
kabul etm~or . Ama iki asra yakın göster~or. Bunun
kendilerinden çok kudretli görünen
bir zaman geçmiş olmasına rağmen üzerine padişahın
güçler karşısında zafere götüren
kapının hala neden kapalı olduğuna emr~le Fener Rum
asil kudretleri sarsılacak ve o zaman
dair makul ve mantıklı bir gerekçe de Patrikhanesi basıl~or
Türkleri yıkmak mümkün olacaktır .
ortaya koyam~or. Omuzla şöyle biraz ve suçu sabit
Bu sebeple, Osmanlı Devletini tasf~e
yüklenildiğinde açılacak olan bu kapı
için, sadece savaş meydanlarındaki görüldüğünden ana
ne hikmetse açılam~or.
zaferler kafi değildir . Hatta sadece bu _kapı girişinde idamına
yolda yürümek, Türklerin hays~et ve hükmedil~or.
(D1 Arifan
Haçlıların ve
S!)tonistlerin Fatih 'te
faal!)tette olduğunu Mehmet Şevket Eygi;
belirten Mehmet Şevket
<(
>-
Eygi. "Çarşamba'daki
Hoca Efendilere yönelik 'Suikastler Planlı
ve Kasıtlı'!
V')
suikastların tesadüfi
o ve fevri olmadıkları,
o planlıve kasıtlı oldukları
anlaşılmaktadır. Bu gibi
menfur cinayetlerle arihi kayıtlara göre süren bir inşaat dönem!.Yle Fatih Cami
Müslümanları
korkutmak, sindirmek
ve o bölgeden kaçırmak
mümkün değildir. Böyle
T
inşaa
İstanbul'da Hırist!.Yanlık
iV. yüzyıldan itibaren
yerleşmeye başlamış. İlk
edilen Kilise, 1. Konstantinus
tarafından yaptırılan ve 12 havar!.Ye
ve küll!.Yesini yaptırmıştır . Böylelikle
tabiri caizse Bizans ' ın tapusunu iptal
edip yerine Türk-İslam mührünü
vurmuştur. Yavuz Selim Camisi ile
bölgedeki bu süreç devam etmiştir.
düşünenler hava alırlar"
atfedilen ' Havar!.Yun Kilisesi' olarak
açıklamasını yaptı. Fatih Fatih 'in Tapusunu İptal G i rişi mi
bilin!.Yor. Latinlerin İstanbu l 'u istilası
semtinin ruhan!)tetli Ayasofya yı hariç tutarsak Bizans
sırasında harap olan bu kilisenin
bir mekan olduğunu döneminde en büyük kiliseler Fatih
yerinde bugün Fatih Camisi bulunuyor.
vurgulayan Şevket semtinde inşa edilmiştir . Fatih şehri
Fatih İstanbul'u fethettiğinde çok
fethettiğinde yalnızca Ayasofya yı
Eygi, Zeyrek Camiinin harap durumda olan bu kilise,
Cami y e çevirmiş , diğer kiliselere
Camilikten çıkartılması Patrikhane'nin yönetimine verilmişse
dokunmamıştır. Fakat zamanla
halinde, "Hazret-i de I 456'da Patrikhane Pammakaristos
cemaati azalan kiliselerin harabe
Muhammed'in (sav) manastırına (Feth!.Ye Camii) taşınmış .
olmasını önlemek amac~la cam!.Ye
risaleti inkar edilmiş Fatih de harap ve terk edilmiş olan
çevrildiğini görüyoruz. Kar!.Ye. Feth!.Ye
olacaktır" uyarısında bu kilisenin kalan bak!.Yelerini yıktırıp
ve Zeyrek Camisi bu uygulamanın
bulundu. yerine 1463-1470 yılları arasında
i\rifan (Mı
gerçekleştirildiği en büyük ve en Müslüman çayhane
bilinen örneklerdir. Ancak bu mekanlar ve kahvehaneler
kademeli bir şekilde yeniden kiliseye olmalıdır. Akşam
döndürülmeye çalışıl!)'or. Doğrudan veya yatsı namazını
zordur. Ruhan!Jtet bir sırdır, akıldan acısı bir viranelik halindedir. Bu kültürsüz, sanatsız kuru
çok duygularla anlaşılır. Fatih 'te konuda hayli yazı yazdım. feryat ettim. dindarlık ile iş bitm~or.
(ısı .l\rifan
AB, UNESCO, Dünya Mirası kabul edilen uygulamaları nasıl
Merkezi, Fatih Beled~esi. Fransız değerlendir~orsunuz?
Anadolu Araştırmaları Enstitüsü , Fener ve Balat semtlerinin ihya
Fener Gönüllüleri Derneği ve edilmesi, güzelleştirilmesi elbette
Balat Güzelleştirme Derneği alkışlanacak bir iştir. Lakin bu işte
işbirliği ile "Fener ve Balat Kentsel art n~etler, kötü kasıtlar var mıdır,
Rehabilitasyon Projesi" uygulan!Yor. onları da araştırmak gerekir. Yakın
16.2 hektarlık kapsama alanı ile bu zamana kadar Balat bir Yahudi
çapta Türk~e'deki ilk proje olarak mahalles~di, Fener
de bir Rum mahallesi.
Sonra çeşitli sebepler
dolayıs!Yla Yahudiler
FATİH'in kimliğini ve misyonunu korumak ve gazinolar~la. bostan kuyularından ve Rumlar buraları terk
için neler yapılmalı? çekilen suyla sulanan bahçeler[yle. ahşap ettiler. Aristo "Tabiat
Fatih şu anda şehircilik, sanat, mimarlık evleri ve konaklar~la. kırk çeşme suyu boşluğu sevmez"
d~or . .. Onların
bakımından çok çirkin, çok zevksiz, çok akıtan çeşmeler[yle. yaz mevsiminde
yerine doğudan,
ahenksiz bir beton yığınıdır. Halkı oldukça soğutucu vazifesi gören kuyular~la,
güneydoğudan gelen,
dindardır ama meskenleri, sokakları. sarnıçlar~la, küçük bahçelerindeki erik.
gelir ve kültür sev~esi
evlerinin içi İslam meden[yetine, Müslüman nar ve incir ağaçlar~la. üzüm asmalar~la.
yüksek olmayan
kişiliğine uygun değildir. Bu konuda mor salkımları ve hanım eller[yle, fersude
göçmenler yerleşti.
maalesef hem İslam'ın. hem de çağın çok ahşap binaların saçaklarının altındaki
bilhassa Fener harabeye
gerisinde kalmışız. Gönül arzu eder ki. "Ya Hafız" levhalar~la bambaşka bir
döndü. Keşke biz
Fatih 'te bundan sonra İslami mimarlık şehirdi. Bunların hepsi yıkıldı, tahrip Türk~eliler bu iki semti
tarzına uygun evler, apartmanlar. hanlar. iş edildi. Her yer bitişik nizam. zevksiz AB ve UNESCO'nun
merkezleri, dükkanlar yapılsın. Dünyanın ve ruhsuz beton apartmanlarla doldu. yardımları ve teşvikleri
her şehrinde olduğu gibi, İstanbul'da da Pencereden bak~orsun karşıdaki evin olmadan restore
Çin, Japon, Kore lokantaları açıldı. Fatih'te yatak odası görünüyor. Eskiden evler yuva edebilseydik. Şu
de gerçek İslam lokantaları açılmalıdır. idi, şimdi mal oldu. Eskiden evlerin ruhu hususu da belirtmek
Avrupai bir dükkanın bir tarafına Besmele vardı. şimdi o ruh yitirildi. Eskiden yıkık ist~orum: Gerek
levhası asmakla orası İslami bir mekan duvarlarda. yana yatmış ahşap evlerde, Süleyman~e'nin,
olmaz. laponlar. yer sofralarında yemek harap bahçelerde bile esrarlı bir estetik gerekse Fener ve
Balat'ın ihyası işinde
y[yor. geceleri yer yataklarında yat~or vardı, hepsi gitti, hepsi gitti ... Şehirlerin,
çok büyük rantlar ve
da, biz niçin kendi meden[yetimize. mahallelerin manen ve maddeten imarı,
menfaatler vardır,
kültürümüze, geleneklerimize, örf ve meden[yet ve sanat bakımından yükselmesi,
"birileri" bu rantları
adetlerimize. görgümüze uygun mekanlar güzelleşmesi orada yaşayan insanlarla olur.
yemek ist~or. Haçlılar
oluşturam~oruz? Müslüman'ız ama İnsanlar medeni, kültürlü, alim. arif, zarif.
Haçlılık için çalış!)'or,
bizim Müslümanlığımız pek yüzeyseldir. nazik, ince. hassas ise şehir veya mahalle
S~onistler S~onizm
İslam evlerinin, İslam mekanlarının. öyle olur: değillerse nafile. İnşaallah
için, rantçılar da
İslam dükkanlarının özellikleri vardır. Türk[ye'mizde milll kültür ve kimliğimizi [yi (onların dini imanı
Bunları bilmemiz, keşfetmemiz ve hayata bilen, sadece bilmekle yetinmeyip bunları paradır) rant için.
geçirmemiz gerekir. Bundan 70-80 hayata geçiren yeterli sayıda vasıflı. güçlü, Bu hususu da göz
yıl önce Suriçi İstanbul, bağlar~la. üstün Müslümanlar yetişir. önünden uzak
bahçeler[yle, havuzlu açık kahvehaneleri tutmamak gerekir.
Arifan (ı6I
Zey rek Camii
Son za manlarda Fatih 'te artan emlak istenilenlerin bir parçası olabilir mi?
f!}'atlarını kimileri İsma i lağa cemaatine , Çarşamba'daki Hoca Efendilere
kimileri ise Fener-Balat restorasy onuna yönelik suikastların tesadüfi ve fevri
bağl ~or. Siz bu durumu n asıl olmadıkları, planlı ve kasıtlı oldukları
y orumluy orsunuz? anlaşılmaktadır. Bu gibi menfur
Birtakım rant çeteleri, bazı semtlerde cinayetlerle Müslümanları korkutmak,
mülk f!}'atlarının artmasını fırsat bilerek sindirmek ve o bölgeden kaçırmak
oralarda gayrimenkuller almakta. mümkün değildir. Böyle düşünenler
spekülasyon yapmakta. büyük voliler hava alırlar. Rumlar. kendi açılarından
vurmaktadır. Bu çeteler, ileride haklı olarak Fener'e dönmek ve o
nerenin imar ve restore edileceğini, mahalleyi bir "Küçük Yunanistan"
hangi bölgenin gözdeleşeceğini çok haline getirmek isteyebilirler. Biz de
önceden öğren!}'orlar. Hatta kapalı Müslüman olarak İstanbul'un. bu
kapılar ardında toplantılar yapıl~or. arada Fatih 'in Müslüman kimliğini
"Arkadaşlar, filan yerler bir iki sene korumak isteriz. Bazıları itiraz "Kar!_ye Camii müze
içinde müthiş değerlenecektir, edecekler ama ben şahsen. köken haline getirilmiştir;
bizler buralara yatırım yapalım ... " olarak Fenerli Rumların tekrar oraya orada artık ezan
mealinde laflar edil!}'or. Bu konuda dönmelerine itiraz etmem. Bir okunmamakta, namaz
sağlam kaynaklardan bilgi edinmiş şartla: Yunanistan'daki Türklere.
kılınmamaktadır.
bulunuyorum. İsmail Ağa cemaati Müslümanlara. Boşnaklara baskı Zeyrek Camiinin üçte
oldum olası Fatih semtini. bilhassa yapılmasın. Atina'da ve birkaç biri ibadete açıktır,
Çarşamba semtini tercih eder. Ama büyük şehirde cami açılsın ... Her binanın restorasyonu
onların bu konuda spekülasyon şey karşılıklı olmalıdır. Uluslararası ABD'deki İllinois
yaptıklarını hiç zannetm!}'orum. münasebetlerde. komşulukta Üniversitesinin
Bu iş olsa olsa birtakım cin fikirli mütekabil!}'et denilen bir şey vardır. nezaretinde
"İslamcıların" işidir. sürmektedir. Caminin
Çarşamba ' daki hoca efendilere iç kısmı yürekler
y önelik suikastlar, FATİH'te yapılmak acısı bir viranelik
halindedir."
i\rifan
<( Patriği "Milletbaşı" ~~J Ahmet BOZDOGANLI
>-
V') unvan~la şereflendirdi. '~L bilgi@ari fa ndergisi.com
o Ancak patrikhane.
o devletin zayıf düştüğü Dünden bugüne Patrikhane·nin
dönemlerde isyanların
odağı oldu. Bizans'ı
yeniden diriltmek
üzere Etnik-i Eteıya
'Ekümenlik' Planı
atih Sultan Mehmed'in Fatih de bu bağlılığına karşılık, onu
F
cem~etini kurup
İstanbul'u fethinin ardından sarayına yemeğe davet etmiş, ruhani
Mora isyanını çıkarttı. haklar bahsetmiş. Rum Ortodoks
yaptığı ilk önemli işlerden
Avrupayı kışkırtıp biri de. boş bulunan İstanbul cemaatinin evlenme. defin. miras,
İstanbul' un ortasında patrikhanesinin başına Bizans vas!}'et vb. işler!}'le uğraşması için ona
Yunan Marşı çalacak imparatoru Konstantin 'i protesto eden "Milletbaşı" ünvanı vermişti. Eline,
kadar ileri gitti. Ortodoks bir aydını tayin etmes!}'di. patriklik esası verilip, başına haç ile
Suiistimalden idam Böylece hem Ortodoks tebaanın dini süslü patriklik tacı g!}'dirmiştir.
edilen patriklerin kini hizmetleri yerine getirilecek. hem Fatih ve daha sonraki Osmanlı
de Fatih 'in kontrolündeki bir patrik Sultanları, "itaat ve sadakatleri"
ise hala kapalı bulunan
aracılığı ile Ortodoksların Osmanlıya devam ettiği müddetçe bunları
"Kin kapısında" diri
bağlılığı sağlanacaktı. Edirne'den huzura kabul etmişlerdir. Bir kaynağa
tutuluyor. Şimdilerde
Fatih'in emr!}'le getirilen ve "il. göre 205 yıl içinde ondört sultanın
ABD ve AB desteğ~le Gennadios" ad~la Patrik ilan edilen huzuruna çıkarak bağlılıklarını
asırlık planında yeni Georgios Kurtesios Skolarios; hayatı bildirmişlerdir (9 Süre_Y.Ya Şahin.
bir aşamaya geçmeye boyunca sultana bağlılığı ile tanınan s.52-62). Osmanlı yönetimi
çalış~or. bir din adamı olarak öne çıkacaktı. İstanbul'un fethinden sonra her
i\rifan A
zaman patrikhaneyi kontrol etmiş, anlamakta gecikmemişti.
yanlış yapan patrikleri cezalandırmış. Sadrazam Benderli Ali
gerektiğinde patrik seçimlerine Paşa. Avrupa devletlerinin
müdahale etmiş. ama onların dini tepkisini çekmeyecek
faal!)'etlerini s!)'asi olmaması şart~la ani ve gizli bir baskınla,
serbest bırakmıştı. patrikhanenin aranması
kararını Sultan il.
Zenbilli'nin Fetvas~la Kurtuldu
Mahmud'a kabul ettirdi.
Osmanlı'nın patriği kontrolü
Patrikhanenin etrafındaki
sürdürdüğü ile ilgili çok sayıda
duvarlar patrik tarafından
örnek belge ve olay bulunmaktadır.
yükseltilerek adeta bir
Mustafa Nuri Paşa'nın "Netaic-
"kale" oluşturulmuştu.
ü'l-Vukuat" adlı eserine göre,
Yeniçerilerin ani baskınına
Trabzon ve Mora'da krallıkyapan
hazırlıklı olmayan
Bizans asıllı yöneticilerle ilişki kuran
Patrikhane'de kurulması
Rumlar patrikhaneye danışılmadan
düşünülen "gizli devlet''in
idam ettirilmiş. Yavuz ise patrik ve
hazırlıkları, Fenerli
İstanbul'daki Rumlara ya Müslüman
beylerin konu ile ilgili il. Mahmud
olmalarını ya da İstanbul'u terk
düşünceleri, Rusya'daki hazırlıklar,
etmelerini emretmişti. Ancak Şeyhül
Etnik-i Eteıyan'ın beyannameleri,
İslam Zembilli Ali Efendi'nin araya
yardımlara ait makbuzlar; daha da
girmesi ve Patrikhaneye dedesi
önemlisi Etnik-i Eteıya'nın İstanbul'da
Fatih 'in dokunmadığını hatırlatması
bir isyan için kullanacağı silahlar
üzerine bu düşüncesinden vazgeçerek
ele geçirilmişti. Patrik bu belgeler
patriği huzuruna kabul etmişti. Prof.
karşısında inkar etmeyip. suçu
Dr. Halil İnancık'ın verdiği bilg!)'e
kendi üzerine alarak işbirlikçilerini
göre Patrikhane Kanuni döneminde
ele vermek istememişti. Ancak il.
biraz gücünü arttırmış, Patrich 1.
Mahmud'un kiliselere yerleştirdiği
jeremios "Patrikler üstü bir güçle"
istihbaratçılar olayı bütün boyutlar~la
Kıbrıs ve İskender!)'e patriğini z!)'aret
ortaya koymuşlardı. Sultan il.
etmiş. hatta Bosnalı Katoliklerden bile
Mahmud hemen patrik ve adamlarının
vergi toplamaya başlamıştı. Ancak
idamlarını emretti. Patrik: "Mora
Osmanlı. Patrikhanenin !)'i n!)'etini
İsyanı'nı tertip etmek,
"istismar" etmesine izin vermemiş,
sorumlu olduğu
1597'de patriğin yetkileri oldukça
Ortodoks tebaanın
kısıtlanmıştı. l 638'de Patrik 1. Kirillos
isyanlara katılmasını Sultan il. Abdülhamid, patrikhanenin
"vatana ihanetle" suçlanarak idam
engellememek aksine ekümenik iddialarını tekrar gündeme
edilmişti. l 657'de ise bir başka
onları teşvik etmekle" getirmesi konusunda çok titiz ve kararl~dı.
patrik 111. Parthenios. Eflak Voyvodası
suçlan~ordu. Patrik Patrikhanenin "vaftiz mada!)ıası" ile Rum
Konstantin 'i isyana teşvik ettiğini
idam edilirken boynuna mekteplerinden yardım toplamasına izin
bizzat itiraf edince bir başka deyişle
asılan yaftada "Devlet-i verilmeyerek; "mada!)ıanın ancak devlet
faal!)'etlere katılınca idam edilmişti.
Al!)'e sayesinde nail tarafından verilebileceğini. patrikhanenin
( 12. Bülent Atalay. s.4-1 O)
olduğu bunca imt!)'az ancak vaftiz hed!)'esi verebileceğini" patriğe
İsyanların Odağı Oldu ve yardımlara teşekkür hatırlattı. Ayrıca patrikhanenin Heybeli
11. Mahmud döneminde Bab-ı Ali, etmesi gerekirken, Ada'da Ayayorgi ve Çam manastırları
Rumların çeteleşme faal!)'etlerinin Rum patriği olan habis çevresindeki arazileri satın alma girişimi
içteki merkezinin patrikhane olduğunu öteden beri görünürde tespit edilerek, bu durum engellendi.
01 i\rifan
sadakat göstermekteyse de idam edildiği Orta Kapı'nın hala
bazı müfsitlerinin din ve patrikhanece kapalı tutulması; buranın
Devlet-i Muhammed!_y(yi "kin kapısı" olarak tutulduğu ve
ortadan kaldırmak hayali büyük bir Türk din adamı asılmadıkça
ile kurdukları ihanet açılmayacağı söylentilerinin devam
cem!_yetine katıldığı için etmesine sebep olmaktadır. Patrikhane
asıldığıdeliller!_yle birlikte de bu kap~ı neden açmadığını
anlatılmaktaydı. ( 14. açıklama iht!_yacı hissetmeyerek. bu
Süre_}Ya şahin. S. 190-199) söylentileri teyit etmektedir.
"Orta Kapı" Hala Kapalı Bizans'ı Yeniden Diriltme Girişimleri
182 1·de patrikhanenin Sultan il. Mahmud, iktidarda
orta kapısında V. Gregorios gücünü yavaş yavaş arttırdıktan
idam edilirken bu ihanet sonra ilk iş olarak İstanbul'da asayişi
V. Patrik Gregorios'un
faal!_yetlerinde onunla işbirliği sağlamaya çalıştı. Fener Patrikhanesi.
idam edildiği Orta
yapan Kayseri, Edremit ve Tarabya l 8 l 4'de amacı İstanbul'da patrik
Kapı'nın hala
metropolitleri de Balık Pazarı. Kaşıklar yönetiminde Bizans'ı tekrar diriltmek
patrikhanece kapalı
Hanı ve Parmakkapı'da ayrı ayrı olan Etnik-i Eterya cem!_yetinin
tutulması; buranın
asılmışlardı. Patriğin cesedi üç gün kurulmasında ve yaygınlaşmasında
"kin kapısı"
olarak
ibreti alem için asılı kaldıktan sonra. önemli rol oynamıştı. Patrik ve
tutulduğu ve büyük
Yahudiler tarafından sokaklarda çevresi, bu gizli örgüte kurucu olarak
bir Türk din adamı
sürüklenerek denize atılmıştı. Rumlar katılmışlar, örgütün para toplaması
asılmadıkça açılmayacağı
gizlice cesedi denizden çıkararak ve çeşitli bölgelerde şubeler açması
söylentilerinin devam
Rusya'nın Odessa limanına götürüp için yazdıkları mektuplarla ve
etmesine sebep
orada gömmüşlerdi. Bu arada isyana vazifelendirdikleri adamları aracılığ~la
olmaktadır .
karışan eski Patrik Kirillos ve bazı katkıda bulunmuşlardı. Patriğin özel
Rumlar da Edirne' de idam edilmişlerdi kuryesi Dimitri Tomalli. Etnik-i Eterya
( 1S. Bülent Atalay. S. 10) Böylece ile patrikhane arasında irtibat kurduğu
Patrikhane'nin ekümenik devlet kurma gibi patrikhanenin örgüte desteğini
hayali bir kez daha suya düşmüştü. tüm Ortodoks Rum metropolitlere ve
Bu arada V. Patrik Gregorios'un
Patrikhane. her fırsatta bağımsız bir Yunan ordusu için para. hem de gönüllü
devlet gibi davranmaya çalış~ordu. Rum toplayıp, bunları Yunanistan 'a gönderdiği
Patrikhanesi'ne bağlı Yedikule Rum Osmanlı makamlarınca tespit edilmişti.
hastane ambulansının "Hilal-i Ahmer" Patrikhaneye bağlı mekteplerin balo
(Kızılay)ı takmayı reddederek (Salib-i ve kermeslerinde Yunan milli marşları
Ahmer" (Kızılhaç) takmasına, Patrikhane çalın~ordu. Tepebaşı ve Pangaltıda
ayrı bir devlet olmadığı için izin düzenlenen iki törende Yunan milli
verilmedi. Ancak bununla da yetinmeyen marşının çalınması Osmanlı yönetiminin
Rum metropolitler işi !)tice azıtmışlardı. büyük tepkisini çekti. .. Müslüman halk
Sadece Yunan değil. Rus Bağımsızlık da Rum esnafa karşı boykot uygulamaya
günleri de kiliselerde açıkça "bayram .. başladı. Bu sırada. Yunanistan'a göçen
olarak kutlan~ordu. Bu arada Balkan Rumların sayısında da artış yaşandı. (2 1.
savaşları sırasında Patrikhane'nin hem Bülent Atalay. s. 87-97)
i\rifan (3Ü)
Milletbaşılara duyuruyordu. olduğunu unutmamalıdır . Bu konuda il. Meşrut~et'in ilanı
İstanbul'daki Rum mektubatı. Rum bir şikayeti varsa gerekli yerlerle ile İttihat ve Terakki
Müdafa-i Mill~et. Rum Edeb~at . görüşür. s~asete karışmak yok!.. ." yönetimi. tüm etnik
Rum İzcilik, Rum Muhacircin, d~ordu. Patrik ili. Yovakim ise. başka unsurlar gibi Rumların
Rum Küçükasya. Rum Trakya ve bir dünyada yaş~ormuşçasına rahat da "Kardeşlik" içinde
Rum Tüccar Cem~etleri Etnik-i konuşuyordu . bizimle birlikte hareket
Eteıya ' nın faal birer şubesi olarak Gerçekten de İttihat ve Terakki edeceğini düşündüler .
patrikhanenin ekümenliği ve Bizans hükümetleri Rumeli'de kiliseleri Hatta bu amaçla
devletinin kurulması için faal~ette birleştirmeye çalışırken , Yunanistan Rumeli'de kiliseleri
bulunuyorlardı. Patrikhanenin bilim ve Patrikhane, ayrılıkçı unsurları zorla Ortodoks
kurulu olan "Silagos Bilimsel Kurulu " güçlendirmek için var gücüyle kilisesine bağlamak için
da bu faal~etleri açıkça savunuyor ve çalış~ordu . Bölgedeki Yunan çaba gösterdiler. Patrik
izlenecek politikaları tespit ed~ordu konsoloslukları ve Rum kiliseleri, ili. Yovakim İttihat ve
( 13 . Süreyya Şahin, s. 179-189) Rum eşk~anın silah deposu. ikmal Terakki Yönetimi ile
Kırım'ın durumu ile ilgili sadrazam merkezi ve destek üssü olarak faal~et 1908 seçimlerinde
Benderli Ali Paşaya bir rapor sunan göster~ordu . Rum patriği. 3 1 Mart
yolsuzluk yapıldığı
Yunus Bey. Rusların "Ortodoks sonrası Hareket Ordusu kumandanı
iddiası ile görüşmek
Kilisesini" kullanarak Osmanlı Mahmut Şevket Paşayı tebrik için
istedi. Bu istek, İttihat
ülkesinde "Ruslaştırma" politikası z~aret edip birçok imt~az istedi.
ve Terakki yönetimini,
izlediklerini. Etnik-i Eteıya yı Fakat bunları kabul etmeyi "vatana
daldıkları derin
Rusya'nın kurdurttuğunu, Patrik ihanet" kabul eden Türk kamuoyu.
uykudan uyandırdı.
V. Gregorius'un bu cem~etin patrikhanenin bu yıkıcı faal~etlerine
üyesi olduğunu ve Rusya hesabına karşı birlikte hareket ed~ordu .
çalıştığını , kiliselere İstanbul'dan bu
emellere uygun olarak yetiştirilen
metropolitler tayin edildiğini belirterek
bunlarla ilgili belgeler de getirmişti. 2 Nisan l 897'de Patrik olan V. Konstantin.
patrikhanenin nüfus ve itibarını arttırmak için başta
İttihat ve Terakki Yönetimi Geç
Rusya olmak üzere Avrupa devletlerini harekete
Uyandı
geçirmeyi başardı. Özellikle Rusya, hem Fener
il. Meşrut~et'in ilanı ile İttihat ve
Patrikhanes'ini kontrol etmek, hem de Osmanlıyı zor
Terakki yönetimi, tüm etnik unsurlar
durumda bırakmak için patrikhaneye hem para (yıllık
gibi Rumların da "Kardeşlik"
1500 ruble). hem de s~asi destek vermeye başladı.
içinde bizimle birlikte hareket Patrikhane, Eylül 191 l 'de yayınladığı sözde "Kara
edeceğini düşündüler. Hatta bu Kitap"la Osmanlı yönetimini kendilerine dini baskı
amaçla Rumeli'de kiliseleri zorla yaptığı iddias~la Avrupalılara yine şikayet ed~ordu.
Ortodoks kilisesine bağlamak Beyoğlu'nda bulunan Rum kitapçı Yerasimos, 191 O
için çaba gösterdiler. Patrik 111. sonlarında, 1821 'de vatana ihanetten idam edilen
Yovakim İttihat ve Terakki Yönetimi Patrik V. Gregorios'un idam edildikten sonra yerlerde
ile 1908 seçimlerinde yolsuzluk sürüldüğünü gösteren gravürler dağıtarak, Türklere
yapıldığı iddiası ile görüşmek karşı kin ve intikam duygularını, doksan yıl sonra tekrar
istedi. Bu istek, İttihat ve Terakki harekete geçirmeye çalış~ordu . ( 19 Bülent Atalay s. 35-
yönetimini , daldıkları derin uykudan 45) Şimdilerde ise şikayetler ABD ve ABye bildiril~or.
uyandırdı. İttihat ve Terakki'nin önde Rusya'nın Ortodoks dünyası üzerindeki etkisini kırmak
gelenlerinden gazeteci ve İstanbul için ABD her fırsatta patriğin ekümenik olduğunu ifade
ed~or, bu sıfatla davetler yap~or. Patriğin Ekümenik
milletvekili Hüseyin Cahit bu duruma
olması için Türk~eye baskı yap~or.
çok sinirlenerek "Patrik dini bir lider
(311 J\rifan
,e~ Ömer DÖNGELOGLU ~~>
İnsanoğlunun iman ~·
'G omerdongeloglu@hotmail.com ·~
v~
ettikten sonra
<(
yükselebileceği en Ölümün Öldüremediği
büyük makam şüphesiz
>- ki şehitlik makamıdır.
KAH LAR
V")
A
Kerim'de. 'ALLAH
dergimizde bu ay bildiğiniz şüphesiz ki şehitlik makamıdır.
yolunda şehid olanlara
gibi şehadet ve şehitliği Şehitlik, Cenab-ı hakkın rızası için
ölüler demeyin, bilakis şlerken yakın zamanda canı feda etmektir. Bilindiği üzere
onlar diridirler. Fakat Rabbimize yolcu ettiğimiz Bayram peygamberlik makamı çalışarak elde
siz fark edemezsiniz' Ali Öztürk ve Hızır Ali Muradoğlu edilen bir makam değildir ve bu
buyurarak şehitleri hocalarımızın ardından onları hayırla makam Sevgili Peygamberimiz Hz.
ölümün öldüremediği yad etmek ist!)roruz. Gerçi hiçbir Muhammed Mustafa (sav) ile sona
kelam ve kelimeler bir şehidin ermiştir. Zira Efendimiz (sav). tüm
kahramanlar olarak
fedakarlığını anlatmaya kafi gelmez. alemlere gönderilmiş hidayet elçisidir.
tanımlamaktadır. Ölüm
Hz. Kur'an, malumunuz Bakara sure-i Peygamberlikten sonraki en yüksek
asla bir şehidi öldüre- şerifinde 'ALLAH yolunda şehid makam şehitler ve sıddıkların makamıdır.
mez. Ölüm bu mübarek olanlara ölüler demeyin. bilakis onlar İşte bu kahramanların önünde ölüm
makamın önünde diz diridirler. Fakat siz fark edemezsiniz' dahi diz çökmüş ve onları Hz.
çökmüştür. Gerek buyurarak şehidleri ölümün Kur'an'ın ifades!)rle öldürememiştir.
Hızır Ali Muradoğlu, öldüremediği kahramanlar olarak İlk şehid ve mazlum Adem
ödüllendirmiş olup asıl ödülün ise Aleyhisselam'ın oğlu Habil'den beri
gerekse Bayram Ali
cennette rabbimizin rızasını kazanmak şehitlerimizi ne aradan geçen zaman,
Öztürk hocalarımız da
olduğu hadis-i şeriflerde beyan ne de mekan farklılığı öldürmeye
ölümün öldüremediği
buyrulmaktadır. gücü yetmemiştir. Şehitlerin se)Yidi
kahramanlardır . İnsanoğlunun iman ettikten sonra Hz. Hamza Efendimizi sahi ölüm
i\rtfan (3?\
..
öldürebilmiş midir? Hala Hz. Hamza Resulullah'ı bekleyen
(ra) anıldığında yüreklerimize cesaret ve kainattaki her fedakar ilim
hayranlık dolmuyor mu? Mekke'nin en ve irfan yolunun yolcularına
zengin ailesinin gözde evladı Hz. Musab rehberlik ed!)tor oluşudur.
b.Umeyr'in (ra) Resulullah'ın (sav) Yani gerek Hızır Ali
kucağında Uhud'da cennete yolculuğu Muradoğlu , gerekse Bayram
hala bizleri o Yusufyüzlü sahabi Ali Öztürk hocalarımız gibi
efendimize hayran bırakm~or mu? İslam 'ı tebliğ hizmetkarları
Bir gün Mekke günlerinde Resulullah adeta bu günün Musab
(sav.), Hz. Musab Bin Umeyr'i eski bin Umeyrleri rolüne
elbiseler içinde, aç ve solgun bir soyunmuş ve ömürlerini
vaz~ette yürürken görünce gözleri kaderi ilahi şehadetle taçlandırmış
yaşarır ve 'Ey Allah'ım, ben şahidim ki baht~ar müminlerdir. Dünya durdukça
bu kulun tüm dünya nimetlerini senin Resulullah'ı görmemişyerlere onun
rızan için terk etti ... · d~e duygu dolu adını ve sünnetini götürecek zamanın
dualar etmişti. Bu aziz sahabe , Uhud Musabları hep var olacaktır . Zira bu
savaşında İslam 'ın sancağını alınca Rabbimizin kati vaadidir ki; şehitler
yolun sonu cennete varıncaya kadar ölmez! Her asırda Rabbimizin takdir
sancağı hiç bırakmadı. ettiği sevdalı binlerce yürekte canlanır
Akabe biatlarında Medine'den gelen adeta yeniden ... Yani ölüm asla bir
Ensar, Efendimizden (sav) kendilerine şehidi öldüremez. Ölüm bu mübarek
dini İslam'ı öğretecek muallim makamın önünde diz çökmüştür. Ve
istemişlerdi. Resulullah Efendimiz de onlar Resulullah'ın (sav) bir hadis-i
(sav) onlara Hz. Musab b. Umeyr'i şeriflerinde buyurduğu gibi 'Cennete
göndermişti. Burada hemen belirtmemiz giren hiçbir mümin oradan çıkmak
gereken bir husus, niçin Musab istemez. Sadece şehitler rablerinin
(ra)? Çünkü hem hitabeti düzgün ve kendilerine verdiği ikram ve dereceleri
etkileyici hem de siması görenlere görünce tekrar dünyaya gelmek ve
itimat telkin eden güzel bir şahıstı. tekrar şehid olmak isterler' buyuruyor.
Adeta bu muazzez sahabi Medineyi Aziz dostlarım, bir kulun peygamberlik
Resulullah'a hazırlamakla görevli gib!)tdi. makamından sonra yükseleceği
Aradan iki yıl bile geçmeden Resulullah en yüce makam şahadettir ki. Hızır Ali Muradoğlu.
Efendimiz (sav). Hz. Ebubekir peygamberlik kapısı Resulullah gerekse Bayram Ali
Efendimizle hicretleri esnasında efendimizle kapanmıştır. Başta Hz. Öztürk hocalarımız
Kuba ya geldiklerinde Efendimizi Hamza, Hz. Ömer. Hz. Osman, Hz. gibi İslam'ı tebliğ
karşılayan muhacir ve Akabe biatlarında Ali (ra) olmak üzere nice şühedaya hizmetkarları adeta
bulunanların dışındaki yüzlerce arkadaş olmak, cennette komşu bu günün Musab
Medineli Müslümanlar, Resulullah'ı olmak ne muazzam bir şereftir değil bin Umeyrleri rolüne
görmeden Müslüman olmuş Hz. Musab mi? Bu vesileyle Hz. Osman b.Afvan soyunmuş ve ömürlerini
bin Umeyr'in hizmet ve tebliğinin ve Hz. Musab b.Umeyr (ra) olmak kaderi ilahi şehadetle
meyveler!)tdi. Sanki Resulullah 'tan önce üzere ilim ehli şehid sahabilere yoldaş
taçlandırmış baht\yar
Medine ye gelerek önden yürüyen olmuş merhum ve muhterem Hızır
müminlerdir. Dünya
kahramanlara örnek teşkil ed!)tor ve Ali Muradoğlu ve Bayram Ali Öztürk
durdukça Resulullah' ı
'Medine seni bekl!)tor ey Allah ' ın resulü. hocalarımıza rabbimizde sonsuz
görmemişyerlere onun
buyur efendim· d!)tordu. rahmetler diler. hepinizi en emin olana
adını ve sünnetini
Cenab-ı Hakka emanet ederim.
Şehitler Ölmez! götürecek zamanın
Selam ve dualarımla .. ..
Burada dikkatimizi çeken bir husus
Musabları hep var
da, Hz. Musab (ra) k~amete kadar
olacaktır.
(33\ l\rifan
il TURKiY E g1."iıdi~ıe ılkttn.1ım 1. sı.ıı~:1 ka} ıt
)aptmuı yakla,:ık 900 bin <'>ğrenci \ 750 bin ,
a.ııaôkulu i.ıgıc.ıciı.ı yamı ·•u.yum. :ığl<ımak" ürı
ılal-a~l!]<ır Ögr!nı.ilcr, ynrın Gı.ıt 09 OifJa
lcriylc; <'kullarırıt,ta bıılııır~akldl. Bir h<ıftııiı
programda 09.00 ·12.(l(ı ı.; atkri ıu:-.ı, uıd;ı. üç J<!
9 Eylül 2007 Pazar Kur ucusu: Sedat Simavi 1896·1953 .,. ___. ___
ti ve !ki dink:amc zaatj O(..ıcak. • ANKARA
••
~
-
-
urese
ısın --1 Bartholomeos' un liderliğinde 200 din
uası
adamı, Grönland'da eriyen ve iklim
1 değişiminin en endişe verici kanıtı ola
1 gösterilen buzulun yarnbaşında, küres
' ısınmanın sona ermesi için dua etti.
Buzula gittiler İki dakikalık du
MÜSLÜMAN, Huisı iyıın, Sessi?. dua, ilci dakika sıirdü. 1
Mus~'i ~ Bodıst dın CtClcımh.uı. liz Müı.ltımanlann lideri Mtiş
·•ı<:ırıPv fCıııhır Vwo/.lırun A'1'1>~ı;ı " ffö,evi11. "'l3u dıı .ı. diı rrr:ıvı n:ı
<(
>-
V')
tepki gösterse de buna Bartholomeos. son yıllarda yaptığı Vatikan. uluslararası örgütler ve
dini ve s!J'asi atraks!J'onlarla kendini ABD'nin Fener Rum Patriği'nin
aldırmayan patrik, artık
dünyadaki 320 mi[yon Ortodoks ekümenik sıfatı üzerinde uzlaştığını
sadece ' Ekümeniğim' Hırist!J'an'ın dini lideri anlamına açıkladı. Stratejik Müttefikimiz!
dem!)'or. 'Ekümenik' gelen, 'Ekümenik' olarak tanımlamaya d!J'e görülen ABD'nin İstanbul ' daki
gibi davran!Yor. Patrik başladı. EKÜMENİK kelimesinin etkinliklerine Patriği 'Ekümenik' sıfatı
anlamı sözlüklerde "evrensel" ile davet etmesi durumunu cidd!J'etini
Bartholomeos, kendince
olarak geç!J'or. Patriğe, 'Ekümenik' göstermesi bakımından önemli.
oluşturduğu yeni imajını
sıfatının tanınmasının Fener Rum Ancak bundan daha da önemlisi ,
oturtmak için. 'Sosyal Patrikhanesi'ne "Ekümenik" (Cihan Patrik Bartholomeos ' un ' Ekümenik'
Pazarlama' yap!Yor.
i\rifan ~
iddiasının ikinci aşamasına geçmiş Atina'da bulunan "Din, Bilim ve Yakın bir geçmişe kadar
olması. Bazı duyarlı basın ve kamu Çevre Kuruluşu" 7 yıldan beribenzer Patrikhane ile ilgili haberler
yöneticileri hala patriğin, 'Ekümenik' toplantıları düzenl!}'ormuş.
genellikle negatifti. Ancak
olup olmadığını tartışa dururken Sempozyumun açılışı. bir gemide. din
9 Eylül 2007 tarihini bu
Bartholomeos, kendince ilan ettiği adamlarının sessiz duas~la yapılmış,
açıdan bir milad olarak
'Ekümenik' olmanın gereğini yap~or . ardından sempozyuma geçilmiş.
Gelecek yıl toplantının Mısır' da kabul edebiliriz. Çünkü
'Sosyal Pazarlamacı' Patrik
yapılacağını ifade eden Bartholomeos. aynı günde Türk!Ye'nin
Bartholomeos, kendince ilan ettiği ve
doğuştan çevreci olduğunu belirterek yüksek tirajlı iki gazetesi
başta ABD ile Vatikan olmak üzere
şöyle devam ed!}'or: "Bu yedinci
ilgili yerlerde mutabakat sağladığı olan Mill!Yet ve Hürr!Yet'te
yeni imajını oturtmak için, 'Sosyal sempozyum. Kutuplara gelmemizin
Patrik Bartholomeos
amacı da dünyanın dikkatini
pazarlama' yap~or. l 970'1i yıllarda manşetten, hem de
Philip Kotler ve Gerald Zaltman er!}'en buzullara çekmek. Geçen
sene de Amazon'daydık. Aslında olumlu bir eylemci olarak
tarafından geliştirilen, 'Sosyal
önlenebilecek olan felakete çok sunuluyordu. Mill!Yet'in,
Pazarlama' kavramı, özellikle iş dünyası
tarafından sıkça kullanılmaktadır. yakınız ... Din adamları. bilim adamları "Buzullarda Çevre Duası"
İçerik ne olursa olsun, hedef kitleyle ve siz gazeteciler toplandık ... " derken Hürr!Yet Kutupta
Mesajın hedef kitleye ulaştırılması için
olan iletişimi sağlama süreci olarak küresel ısınma duası
da tanımlanan 'Sosyal Pazarlama', bazı gazetecilerin katılımı da ihmal
manşetlerini at~ordu.
geleneksel ve müşteri odaklı edilmemiş.
(3s1 i\rifan
vakıf, Grönland'da çevre sempozyumu düzenledi. ~C:::,._
Ses.siz duayla aç!lan sempozyuma tüm dm/erin
temsilcileri ve blHm adam/an katJ!tyor
~~.,..:.;::_~
==~~,.::;.=..=::
~t.-ıık~rını.t-Q:t"~~
..._
....-.J:irooı..,.,ııı:.!h.tt ..,.,,.,..~-.... ,,ı..,
Lascaris Paleolog'in
başlattığı girişim adım
V')
o adım imparatorluğa
gid~or. Benzer asalet
o tikan ve Hırist~an ilah~atı eserinde Aytunç Altında!. Bizans
V
onaylarını mahkeme e ilgili araştırmalar!)'la ön tahtının yasal varisinin bulunduğunu ve
karar~la İta!Ya. Fransa, plana çıkan araştırmacı bu varisin uluslararası mahkemelerce
İngiltere, Amerika yazar Aytunç Altında!, kabul edilebilecek bir üst makamdan;
ve Rusya· da da tespitlerini ve gözlemlerini yıllardır Papalık, Patriklik veya egemen bir
gerçekleştiren Paleolog yazarak ve anlatarak konuyla ilgili kraldan 'Fons Honorum · d~e bilinen
hanedanı, AB'nin farkındalık sağlamaya çalış!)'or. Ancak bir yetki belgesi alarak resmi statü
girişimler~le dünyadaki birçokları bunları kestirmeden, kazandığını yaz!Yordu. Altındal'ın
tek Bizans sarayı 'Komple teorisi' olarak yaftalayıp es kaydettiklerine göre 1 1 Şubat
olarak kabul edilen geçebil~or. Açıkçası yakın bir geçmişe l 869'da Prens Giovanni Antonio
kadar biz de o es geçenlerdendik. Lascaris Paleolog. Bizans tahtının
Edirnekapı ·daki Tekfur
Fakat Aytunç Altındal'ın yıllar önce yasal varisi olduğu gerekçes~le
Sarayı'nı da restore
yazdıklarının bugün gerçekleş~or Papaya başvurarak kendisinden (Papa
ettir~or. 201 O'a
olmasını görmek paradigmayı IX. Pius) 'Fons Honorum' almıştı.
yetiştirilmesi öngörülen
değiştirmemiz gerektiğini göster~or Roma Senatosu'nun zabıtlarına
çalışmaların Türk~e için
bize. Yaşadıklarımız, yazılanların bize geçirilen bu girişimden kısa bir süre
PKK' dan daha tehlikeli
hiç de uzak olmadığını hatırlat!)'Or. sonra. 27 Mart l 869'da karar İngiliz
olduğunu kaydeden Nedir bu gerçekleşen öngörüler? Asalet Sicili'ne işlendi. 27 Mart
Aytunç Altında!. d~enler için hemen bir örnek verelim. l 869'da Prens Gerolamo de Vico
restorasyonların İlk baskısı 2002'de yayınlanan, Lascaris Paleolog Roma Senatosu'na
'Kültürel' değil. ·s~asi' 'Vatikan ve Tapınak Şöva!yıeleri' isimli başvurarak İmparatorluk sıfatının
olduğunu açıkladı.
i\rifan ~
Roma hükümdarlarının Altın Sicili'ne Haz ırlan ~o r !
kaydedilmesini istemiş ve isteği de Aytunç Altındal'ın
yerine getirilmişti. 3 Tem muz 1961 yazdıkları ışığında
'de Florida'da bir mahkeme benzeri Fatih 'te yaşananları
karar vermişti. 14 Kasım l 990'da değerlendirdiğimiz
Prens Henri Londra'deki "College of zaman yazılanların
Arms" (Asalet Sicil Kayıt Okulu)'nda yabana atılacak şeyler
asaletini ve şeceresini belgelendirdi. olmadığını anl~oruz.
Nihayet 16 Nisan 1991 'de Fransız Kar!)le. Feth!)le ve
üst mahkemesi (La Cour de Cassation) Zeyrek gibi camilerin
Prens Henri)'i açtığı bir "Asalet verme müzeye çevrilmesi,
davası'nda haklı bularak tasarruf Fener Balat'ın yeniden
hakkının kendisine ait olduğunu canlandırılması
onaylamıştı. Ortada ne Bizans Tahtı ve yanında dünyadaki tek
ne de Bizans olmasına rağmen Prens Bizans Sarayı olarak
Henri Paleolog adında birinin olmayan da bilinen İstanbul
bir tahtın. olmayan bir devletin ve Edirnekapı'daki Tekfur Sarayı'nın
olmayan bir ordunun başındaki restore edil!)lor olması dikkate değer
gerçek bir İmparator olduğunu İta!_ya. gelişmeler. Edirnekapı ile Eğrikapı'nın
Fransa. İngiltere, Amerika ve Rusya'da arasında, yıkılmayıp da kalan surların
mahkeme karar~la onaylatabildiğine dibindeki duvar kalıntılarından bir saray
dikkat çeken Aytunç Altında!, bu ortaya çıkarma gayreti başka nasıl
durumun Türk!)te için PKK'dan daha değerlendirilebilir ki!
tehlikeli bir hal alacağını yaz~ordu . Bizans İmparatorlarının ikinci saray
kompleksi olarak da bilinen Blakhernai
İmpa ra tor Tamam . Sa rayı da
Restorasyonu
tamamlandığında
Tekfur Sarayı bu
hale gelecek.
(3'1 i\rifan
Sarayı. Edirnekapı'dan Haliç'e inen yetiştirilmesi öngörülüyor. Bizans
surların bitişiğinde bulunuyor. Bu eserlerinin turizme kazandırılmas~la
yapı grubundan günümüze kalan turizm gelirlerinin önemli oranda
kısım. Osmanlılardan kalma tabirle artacağının hesaplanmasına karşın
'Tekfur Sarayı' olarak bilin~or. Yapım Aytunç Altında! aynı kanaatte değil.
tarihi kesin olarak bilinem~or fakat Restorasyonların ticari olmaktan öte
12. yüzyılın ikinci yarısında inşa s~asi bir amaç taşıdığını belirten
edildiği sanıl~or. Osmanlı döneminde Altındal. şöyle devam ed~or.
farklı amaçlar için kullanılan yapı. "Patrikhane, ne kadar tersini iddia etse
l 864'te büyük bir yangın geçirmiş ve Türk~e'deki bazı aklıewel 'İnternet
ve üç katta dört duvar olarak bugüne Münewerleri' bu yalanı gerçekleşmiş
gelmiş. Önünde bir avlu olan yapı. gibi yutturmaya çalışsalar da
bir bodrum katı ve iki tam kattan Patrikhane'nin 'Devlet içinde Devlet'
REFAHYOL hükümeti döneminde olmak istediği kesindir. l 923'de
Rahmi Koç Vakfı. kalıntıları karşılıksız Lozan Anlaşması imzalanmadan
olarak onarma teşebbüsünde hemen önce Milletler Cem~eti'ne
bulunmuşsa da zamanın Kültür RESMEN başvuruda bulunmuşlar
Bakanı'nın tutumu neden~le bunun ve 'Devlet içinde Devlet' olarak
mümkün olmadığı belirtil~or. Ancak bütün dünyada tanınmak istediklerini
İstanbul'un '201 O Yılı Avrupa Kültür bildirmişlerdi (Bu belge arşivimdedir,
Başkenti' adaylığı çerçevesinde sırası gelince yayınlayacağım).
projenin tekrar gündeme alındığı Restorasyonlar 'Kültürel' amaçlı
ve gereğinin yapılmaya başlandığı olduğu sürece yararlıdır. ama s~asi
anlaşıl~or. Çevresinde arkeolojik olduğu takdirde çok tehlikelidir.
kazı yapılması ve bölgedeki diğer Türk~e'deki kilise restorasyonlarının
kültür unsurlar~la ortaya çıkarılması ·s~asi' olduğu kanısındayım, çünkü
hedeflenen restorasyonun 201 O'a yurtdışındaki ata yadigarı camiler bir
bir yok edilirken Türk~e'de kiliselerin
hem de cemaati sıfır olanların restore
edilmesi s~asi değildir de ne nedir?"
Bütün bunların ışığında özelde Fatih, genelde ise ABD Loza n'ı Ta nım a mı ştı Zaten
İstanbul'u nasıl bir gelecek bekl~or? Haliç'ten Deniz Kuwetlerini
Türk~e. hazindir ki. dışa bağımlı, gırtlağına kadar çıkartıldığını kaydeden Aytunç
borca sokulmuş. egemenlik hakları tırpanlanmış. Altında!, Fener Rum Patrikhanesi'nin
Ermeni Terörü. Soykırım yalanı. PKK belası ve daha karşısına tekabül eden alana yönelik
nice sahte sorunla boğuşur hale getirilmiş bir ülkedir.
HaliçPort projesinin düşünüldüğünü
Sadece Fatih veya İstanbul değil Türk~e'nin 'Bölünmez'
ve bununla Patrikhaneye toprak
denilen bütünlüğü tehdit altındadır. Yakında Ermenilere
kazandırmanın hedeflendiğini
Tazminat gündeme gelecek. Arkasından toprak talepleri
belirterek, "Muhtemelen Türk ve
çıkacak. Türk~e bütün bu belaları göğüsleyebilecek
Müslümanların bu bölgeye girmeleri
mir Faiz sarmalına alınmış ve eline tutuşturulan AB
de izne tabi olacaktır" uyarısında
elma şeker~le uyutulan bir Türk~e. hazindir ki, ne Milli
bütünlüğü ne de Manevi varlığını sürdürebilir. Zaten bulundu. Eylül ayında ülkemizi z~aret
2014 yılından itibaren Türk~e'nin mali denetimi yeni eden ABD Dışişleri Bakanlığı'nın s~asi
l duyunu umumi olan ABJe geçecek. Allah Türkiye'nin
sonunu hayır etsin.
işlerden sorumlu müsteşarı Nicholas
Burns'un daha gelmeden azınlıklarla
Arifan {3s)
ilgili yaptığı açıklamalar büyük tarafından kınanmasını sağladı.
tepki çekmişti. Patrikhaneyi z~aret Burada hangi kararların alındığını
eden ve Karaköy'de bazı kesimlerle ve bu kararların Türk~eyi nasıl
gizli görüşmeler yapan Burns 'un etkileyeceğini Aytunç Altında! şöyle
neyi hedeflediğini sorduğumuzda açıkladı; "Ekim ayında yayınlanacak
Altında! şu cevabı verdi, "Anlaşıldığı olan AB'nin 'İlerleme Raporu'nun
kadar!)'la TSKya düşman olan Din ve Azınlıklar bölümünde Sibiu'da
sözde sivil toplum örgütü d~e yapılan toplantıda alınan kararlara
bilinen paravan örgütlere 'ABD ve yer verilecektir. Bu karardan ikisi,
CIA sizin yanınızdadır. korkmayın ' 1- Ayasofya'nın Ortodoks ibadete
mesajını vermek. PKKya zaman açılması. 2- Patrik'in Ekümenliğinin
kazandırmak ve Türk-İran ilişkilerini T.C. devleti tarafından tanınmasıdır."
sabote etmektir." Yeni anayasada
Azınlık Hakları'nın 'İmt~az' haline
getirilmeye çalışıldığına yönelik bir
izlenim edindiğini ifade eden Altında!.
Lozan anlaşmasının kazanımlarını Vatikan'ı Bitirecek Belgeler İsrail' de Saklan~or
kaybetmemek için anayasa
çalışmalarında özellikle vakıflar Eski bir Katolik rahip olan Luigi Cascioli ve iki arkadaşı
konusuna çok dikkat etmek gerektiğini Vatikan'a. İncil'de anlatılan Hz. İsa'nın aslında hiç
vurguladı. !yaşamadığı ve insanları bu masalla kandırarak vergi
ABD'nin Lozan anlaşmasına imza topladıkları gerekçes~le dava açtı. Aytunç Altında!,
İnsan Hakları mahkemesi'nin (AİHM) bakmayı kabul
koymamasının başta lrak'ın kuzey i
ettiği bu davaya müdahil olarak katıl!)lor. Altundal. dava
olmak üzere Türk~e ' nin geleceği için
ile ilgili olarak gelinen son nokta hakkında şu bilg~i
büyük bir tehdit olduğunu kaydeden
verdi, "Bu davada taraflar arasında karşılıklı suçlamalar
Aytunç Altında! , "ABD . Lozan'ı
sürmektedir. Kamuoyunda Kısaca 'Casioli' davası d~e
tanımadığı için Türk~e'nin Güneydoğu
bilin~or. İta[ya'daki ön duruşmalardan 1500 Euro
ve Ermenistan sınırlarını da kabul
para cezası kararı çıktığı haberi geldi. Kararda Katolik
etm~or . Bu bakımdan çok büyük bir Kilisesi için kutsal sayılan bir kiş~e (lesus Christ) hakaret
tehdit oluşturuyor" açıklamasını yaptı. edildiği belirtilmişti. Dikkat edilirse İta[yan mahkemesi
Kiliseler ve AB Ayasofyayı İst~or sadece Katolik kilisesi için 'Kutsal' sayılan demişti. tüm
~ Artfan
Yaklaşık 800 yıl
hüküm süren ve İslam
meden!)'etinin en güzel
örneklerini yaşatan
Endülüs'ün geçen
süre zarfında koyu
Katolik bir İspanya ya
dönüşmesinden ibret
almak gerektiğini
vurgulayan eski ültür eski Bakanı İsmail bu tamamen lafı güzaftır. Esasında bu
Kültür Bakanı İsmail
Kahraman. "İlanihaye
memleketimizin
Müslüman bir ülke
olarak kalacağının
K Kahraman. başta Fatih
ve İstanbul olmak üzere
yurt genelinde Roma ve
Bizans eserlerini ihya etmeye yönelik
çalışmalara dikkat çekti. Endülüs'ün
çalışmalar. 'Sizin tapunuzu iptal edelim'
manasına gel~or. Taksim'e camii
yapılmasına da tapuyu yenileyeceğimiz
gerekçes~le mani oluyorlar. Israrla.
'Noel baba Türk~e ' de doğdu. Meryem
garantisi olamaz" akıbetine uğramamak için bir garantimiz Ananın evi Anadolu'da . Burası sizin
i\rifan A
Aradan geçen bunca zamana rağmen sonra sadece Kültür Bakanlığı
nasıl bir tamiratsa bitirilemedi. Bizim şeklinde tanımlanmış.
tatbikatımız, 'Altında
ne olursa olsun
'Milli Kültür Şurası'
Osmanlı. Selçuklu ve İslam eserlerine
Toplanmalı
dokunamazsınız' şeklinde olmuştur. ..
Şu anda Kültür Bakanlığı'nın
Kültür Bakanlığı. 'Milli Kültür Bakanlığı'
yönetmeliğinde 4 yıl da bir;
olarak meseleye el atmalıdır. Milli
Milli Kültür Şurası toplanır
Şuuru olmayan insanların millet halinde
kaydı var. Ben bakan
devamı mümkün değildir. Yani ilanihaye
olduğumda geçen 6 yılda
memleketimizin Müslüman bir ülke
yapılmamıştı. Osmanlı'nın
olarak kalacağının garantisi olamaz.
700. kuruluş yıldönümünü
Çünkü önümüzde bir Endülüs örneği
de kapsamak üzere bir
var. Yaklaşık 800 yıl hüküm süren ve
şura toplama çalışması
meden~etin zirvesine çıkan Endülüs İsmail Kahraman
yapmıştık, fakat hükümetin
bugün takipçilerinden yoksun durumda.
ömrü yetmediği için bize
Zirveye çıkan İslam meden~etine ev
nasip olmam ı ştı. O günden bu zamana Eski Kültür Bakanı
sahipliğiyapan İspa~a·nın koyu bir
kadar da yapılmadı. Demek 16 yıldır İsmail Kahraman,
Katolik ülke haline gelmesi bize bir ibret
Milli Kültür Şurası toplanam~or. Ben, " Patrikhane 'ye
olmalı. Dolayıs~la bize ait eserlerin
benden sonraki bakan olan İstemihan Os manlı hiç imar izni
ihyası lazımdır. Tapularımızın ilga
Talay'a. sonradan Atilla Koç'a da ve rmemiştir . Rahmetli
edilmemesi lazımdır. Uykuya daldığın
toplanmasını önermiştim, toplanamadı. Turgut Özal imar
zaman gidersin. Bu nedenle uyumamak
Şimdi Ertuğrul Günay beye de teklif iznini verdi. Ayasofya
zorundayız. Kimseye kanıp ağzımızdaki
edeceğim. hangi zorlamalarla
peyniri düşürmeyiz inşallah."
Milli Eğitim Şuraları sürekli yapıl~or. kapatıld~sa Turgut
'Milli Kültür Bakanlığı' Kurulmalı Aynı şekilde Milli Kültür şuraları da Özal ' ın da benzer
Kültürün milli olduğunu, dolayıs~la olmalıdır. Çünkü Kültür Bakanlığı Milli zorlamalarla
'Milli Kültür Bakanlığı'nın yeniden hayata Eğitim Bakanlığı'ndan daha çok öneme izin verdiğini
geçirilmesinin zorunluluğunu anlatan haiz bir bakanlıktır. düş ünüyorum ."
İsmail Kahraman, 'Milli Kültür Şurası'nın Kültür millidir, evrensel değildir. 'Kültür
da düzenli olarak toplanması gerektiğini evrenseldir' d~enler, mi ll i l iği kabul
belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü; etmeyip Türk~e'nin asimile olmasını ve
"Fatih hakkında özel bir sayı yapmanız ortadan kalkmasını isteyenlerdir. Evrensel
güzel bir girişimdir, tebrik ed~orum. değerler olur ama evrensel kültür
Bugün toplumumuz tarihini yeterince olamaz. Çünkü her toplumun kendine
bilmemektedir. Fakat tarihi öğrenmek göre bir yaşayışı vardır ve kültür de
gerekmektedir. Tarih geleceğin kendisidir doğumdan ölüme kadar insan hayatının
ve istikametimizi bulmamız için fener tamamını ihtiva eder.
tutuyor önümüze. Sıkıntımız tarihi Fatih İstanbul'u ald ı ğında Ortodoks
bilmemekten kaynaklanmaktadır. cemaat bizzat kendi irades~le 13
Kültür Bakanlığının şeması içinde Kültür tane Kilisenin cam~e çevrilmesine
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel rıza
gösterdiler. Kar~e ve Feth~e gibi
Müdürlüğü vardır. Bir de Anıtlar ve camiler bu kabildendir.
Müzeler Genel Müdürlüğü d~e bir birim Milli eserlerimizin ihyasında elimizden
var. Kültür Bakanlığı'nın esas adı Milli geleni yapma l ~ız. Fakat bu. başka
Kültür Bakanlığı'dır. Nasıl Milli Eğitim meden~etlere ait olan ve müstakil duran
Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı eserlerin yok olmasını istemek manasını
varsa öyle bir isim olarak ortaya atı lmıştır. taşımaz. Çünkü siz yok ederseniz diğer
Ancak 12 Mart 1971 muhtırasından taraf da sizi yok eder."
M Arifan
•
<(
İslam Mimarisi üzerine
özgün çizimler yapan
Islam Şe
>-
V>
o
o
ve fikirler üreten
Mimar Mehmet İşçi.
geleneksel değerleri
hesaba katmayan
Ruhu Yaşatılmalı
imar ve Mühendisler Kazanılmış Haklarımızı Kaybetmeyelim
M
'Kentsel Dönüşüm'
Grubu'nun (MMG) "Kentsel dönüşüm" projeleri ile
projeleri ve restorasyon
kurucu üyelerinden insanlarımızın kendi kültürler~le
çalışmalarının
olan Mehmet İşçi. örtüşmeyen devasa gökdelenlerdeki
şehirlerimizdeki kültürel
İslam mimarisi üzerine özgün çizimler kutucuklarda yaşamak zorunda
devamlılığı ve şehre
yapan ve fikirler üreten bir mimar. kalabileceğini belirten Mehmet İşçi.
aid~et duygusunu ciddi Depremlerden sonra gündemimize uyarısını şöyle sürdürüyor: "Daha
oranda zedeleyebileceği giren. "Kentsel Dönüşüm" kavramının da tehlikeli olanı. AB trendine giren
uyarısında bulundu. özellikle yerel yöneticileri cezp edici ülkemizde artık esamisi okunmayan,
Şehirlerin de dili. ruhu bir nitelik kazandığını kaydeden varlığı tartışılmayacak derecede tarihin
ve kültürü olduğunu Mehmet İşçi. "Ancak bu kavram derinliklerine gömülmüş olan bir
belirten Mehmet İşçi. neler getir~or ya da götürüyor. takım eski kalıntı meden~etlerinin
~i n~etle hazırlanan buna pek aldırış edilm~or aslında" ihyası adı altında ülkemizin içten içe
'Kentsel Dönüşüm' d~erek endişelerini dile getir~or. parçalanmasına fırsat sağlanmasıdır.
projeleri ile farkında Mehmet İşçi. ·Kentsel Dönüşüm· Bu tür kötü n~etli girişimleri de
olmadan eski kalıntı projeleri ve restorasyon çalışmalarının önleyecek tedbirler alınmalıdır.
i\rifan M.
vazgeçilmez önceliklerimiz olmalıdır . "
{43) i\rifan
mekanımıza. iç mimarimize anlamsızlaştıran karakter edinmemişti.
uygun tasarlanmıştı dış Şehirler de insan gib~di bir bakıma.
mekanların mimarisi. Ona İnsan gibi uyanır. çalışmaya başlar.
göre şekillenmişti şehir. Sanki dinlenir. bayram eder. hüzünlenir,
en geniş anlam~la çevre; geceyi yorgan gibi üzerine örter
ruh ve kültür düzenimize dinlenmeye çekilirdi. İnsanın sevincini,
uygun olarak kendiliğinden coşkusunu. hüznünü paylaşırdı.
şekillenmişti şehir. En geniş Yaşama katılır. insana katılır, bazen
anlam~la çevre; ruh ve kültür insanı kendine katardı. İnsanın ruhu
düzenimize uygun olarak sinerdi şehirlere. Sabrı, imanı, asaleti
kendiliğinden şekillenmişti. sinerdi. Bu anlamda sokaklar. yolları.
İnsanla bütünleşen, yaşamı binaları. kemerleri, taşları, sütunları,
güzelleştiren çatışmasız çeşmeleri, çarşıları konuşurdu. Sonra
mekanları, mahalleler~le ne olduysa oldu. şehirler beton
şehirler kendi kendilerini kentlerin soğukluğuna, anlayışsızlığına
kurmuş gib~diler. Şehirle orantılı olarak 'sisler bulvarı' içinde
insan birbirini besleyen, er~e er~e küçülüp metruk köşelerine
onaran. tezyin eden bütünlük büzüşüp kaldılar. Eski olanın inzivaya
içindeydiler. Şehir insanı sarıp çekilmes~di bu. Sonra sokaklarda
sarmalar. ona bir sahici dost görgüsüz. müsamahasız edalarla
gibi kendinden bir şeyler salına salına gezinen alafranga anlayış.
katardı. Şehirli yaşadığı yerle yerli değerler adına ne varsa bir bir
ve yaşadığı yerden kimlik yaşamın dışına itti. Şimdi sokaklar eski
kazanırdı ewela. Yaşam renklerin ve seslerini yitirmiş olarak.
insanı zorlayan. koşturan. korkunun, güvensizliğin kol gezdiği
kıstıran, bunaltan giderek tekin olmayan mekanlar haline geldi."
i\rifan A
Küll!)tesi, "Yeni bir
>- inancın İstanbul'a hakim
V)
o olduğunun göstergesi" smanlı sultanları ve ailesi yeterince anlaşılması için Kültür A.Ş.
o olarak 'Fethin Sembolü'
niteliğini taş!)'or.
önemin kamuoyu
tarafından yeterince
Bu
O tarafından yaptırılan
ve "Sultan camileri"
anlamına gelen 'Selatin
camileri'nin ilki olan Fatih Camisi.
Bizans'ın Ayasoya'dan sonraki ikinci
Genel Müdürü Nevzat Sayhan. Fatih
bölgesine yönelik, 'Kültür Turları'
yapabilecekleri müjdesini verdi.
i\rifan A
bilgiler. kültür. sanat ve meden~et fetihten sonra yaptığı ilk şey . 'binalar
açısından yeniden değerlendirilerek benimdir ' d~erek korumaya aldığı gayrı
bir bütün halinde sunuluyor. Eserin menkullerden sonra, şehrin imarı ve su
sınırları aşan bir niteliğe sahip olduğunu yollarının ıslahı olmuştur.
belirten Kültür-Sanat Yazarı Mehmet Fatih Küll~esi'nin yapılması için
Nuri Yardım. şöyle devam ed~or; İstanbul ' un en hakim tepelerinden
"İstanbul ' da en çok z~aret edilen olan bugünkü yeri tercih edilirken.
mekanlardan Fatih Sultan Mehmed küll~e ortasında yer alacak caminin.
Han'ın türbesinin sağ tarafında bulunan burada yeni bir inancı temsil etmesi
hazirede yatanların envanteri çıkarılmış . bakımından o şehrin siluetine hakim~eti
Tam 425 kişinin mezarı bulunuyor. ve mekanın uygunluğu da göz önünde
Burada yatan bütün merhum şairler, bulundurulmuştur. Çünkü tek başına
yazarlar, alimler. devlet adamları ve ele alındığı zaman dünyanın en büyük
diğerlerinin mezar taşları okunmuş . mimari şaheserlerinden biri olan
Mezar taşının fotoğrafı titizlikle Süleyman~e Camii, medreseleri vs.
çekilip esere eklenmiş. ayrıca bu taşta müştemilat~la birlikte Fatih Küll~esi'nin
yazılanların orjinali veril~or. Altında yerleştiği arazinin ona sağladığı imkan
bugünkü sadeleştirilmiş metni okuyucuya sayesinde elde edilen mimari bütünlük
sunuluyor. Mezar taşlarının mimari ve ve ahenge ulaşamamıştır. Bu tercih,
sanat özellikleri özellikle vurgulan~or. Fatih'in çok ~i bir şehir plancısı ve
Son olarak mezar taşı yazısının mimari anlayışa sahip olduğunu gösterir.
İngilizcesi dikkati ç:ek~or. Böylece Fatih 1470 yılında tamamlanan Fatih Küll~esi
Küll~esi'nin bütün dünyaca tanınması bu içinde planlanan Fatih Medreseleri.
sayede sağlanmış bulunuyor." İstanbul Üniversitesi'nin temelini teşkil
etmesi bakımından önemlidir. Kanuni
Ulu Hakan'a Vefa
Sultan Süleyman döneminde s~aseten
Hazırlanan eser için, "Ulu Hakan
önemli konuma gelen Süleyman~e
Fatih Sultan Mehmed Han'a, vefa
Medreseleri'ne nazaran Fatih
ve sadakat borcumuzun daima
Medreseleri. ilmi protokolde daima
hatırlanması gayesine matGftur" notunu
en önde gelmiş bir vakıf medresesidir.
düşen İstanbul Büyükşehir Beled~e
Fatih'in bizzat takip ettiği
Başkanı Kadir Topbaş sunuşunun bir
ve özel sicil defterine tek
bölümünde şunları kayded~or; "
tek not ettiği Seman~e
Dünya tarihinin en mühim simalarından
Medresesi mezunları,
biri olan Fatih Sultan Mehmed, İstanbul Büyükşehir Beled~esi
ilm~e sınıfında ve devlet
serdar, alim ve sanatkar bir padişah kuruluşlarından olan Kültür AŞ. geçtiğimiz
otoritesinde en k~metli
olması yanında, İstanbul'u şehircilik yıllarda Anadolu'daki bazı kentlere. "Kültür
ve muteber kişiler
anlamında yeniden imar eden baş Turları" organize etmişti. Fatih semtinin
olmuştur.
mimardır. O, Bizans elinde şitab ve Türk tarihindeki/mimarisindeki yerinin Türk
Diğer bütün kurumları
bltab düşmüş Kostantin~(yi. feth-i kamuoyu tarafından yeterince bilinmediğini
gibi küll~eler içinde
müblnden sonra 'Belde-i Ta.xyibe' kaydeden Kültür AŞ. Genel Müdürü Nevzat
yer alan haz'i'reler, Hat
haline getirmiştir. Hizmet kuşağını Bayhan. Fatih'e yönelik "Kültür Turları"nın
ve Sanat Tarihi'nin
çift kuşananlar zümresinden olan da gerçekleştirilebileceği müjdesini vererek
olduğu kadar Türk Dili
Sultan Fatih. kısa ömrüne sığdırdığı
ve Edeb~atı'nın da, hiç: açıklamasını şöyle sürdürdü: "Fatih semtinin
her biri kendi alanında 'ilk'ler olan
kuşkusuz en k~metli Türk tarihindeki/mimarisindeki yeri kamuoyu
hizmetleri arasında, doğuşundan ve
hazineleridir. Her biri bir tarafından hak ettiği ölçüde bilinm!)'or
oluşundan güzel olan bu şehr-i dilarayı
sanat şaheseri olan Mezar kanaatindeyiz. Tarih ve mimar~le ilgilenen
şehircilik anlayışı bakımından öyle
Taşları. 'kökü mazide bir kesim tarafından bilinen bu değerin
bir planlamıştır ki, yaptıklarının tek
olan atiler' olan bizler halkın geneline yayılması adına şimd!)le
bir çivisi değiştiği zaman bile ahengi
için, vatanımız açısından kadar farklı tarihi ve kültürel mekanlarımızda
bozulmuştur. Bir meden~et telakkisi
da en sağlam tapu sicil gerçekleştirdiğimiz kültür turlarının bir
içinde ele a ldığı kutlu şehir İstanbul'da,
belgeleridir. .. benzerini bu noktada da gerçekleştirebiliriz." J
A i\rifan
•
Istanbul ve Fatih'in
• ff
erbabının nefis
tezk!_yesi ve terb!_yesi
~ql Yakup y AZICI lr!.
'Gl bilgi@arifandergisi.com Jv,.
ile insanlara manevi
tasarrufta bulundukları ekke. Medine ve yayılmasındaki kilit rolüne işaret etmiştir.
i\rifan A
Fetih ve Sonrası olmuştur. Faal!)'etlerine müsaade
Bu müjdelerle "kızıl elma", İslam edilmeyen tasawuf erbabı ise, bir çok
aleminin rüyası haline gelen İstanbul'u zorluklara rağmen, Allah dostlarının
fethetmek. 145 3 yılında Fatih Sultan kendilerine bıraktığı bu manevi
Mehmed Han'a (ra) müyesser olmuştur. emaneti canları pahasına muhafaza
Feth-i müblnden hemen sonra Fatih etmişlerdir. Yüreklerinde taşıdıkları
Sultan Mehmed Han (ra). tarihi muhabbet meşales!)'le gönüllere İslam
yarımada olarak bilinen "sur içi'inde nurunu taşımış ve yaymışlardır. Fakat
imar çalışmalarına başlamıştır. Önce yükleri biraz daha ağırlaşmıştır. Zira
Fatih Camii ve etrafında Sahn-ı Seman Osmanlı döneminde Şeriat ilimleri
medreseleri inşa edilmeye başlanmış: medreselerde öğretilmekteyken.
tüm şehir. inci ve mercanlarla Cumhur!)'etle medreseler lağvedilip
bezenircesine donatılmaya çalışılmıştır. yeri doldurulmayınca. tasawuf
Cami ve mescitler. medrese ve tekkeler erbabı bu boşl uğu doldurmayı bir
başta olmak üzere kütüphane. çeşme vecibe görmüşlerdir. Şeriat-tarikat
ve hamam gibi eserlerle dantel gibi marifetin üç sacayağı tamamen on ların
örülmüş. İstanbul'da İslam meden!)'eti omuzlarında kaim olmuştur. Onların.
oluşmaya başlamıştır. tüm imkansızlıklara rağmen yaptıkları
Öylesine bir çalışma yapılmıştır ki. bu hizmetler asla unutulmayacaktır.
Fatih Sultan Mehmed Han (ra) vefat Fetihten sonra, başta Hırist!>'an-Ortodoks
ettiğinde İstanbul'da 192 cami ve dünyası olmak üzere bir çok topluluk.
mescit bulunuyordu. Bugün İstanbul'un İstanbul üzerinde çeşitli hayaller kurmuş, Fetihten sonra, başta
sadece Fatih ilçesinde. 185 tanesi faal eski günlere dönmek için iler!)'e yönelik Hırist!}'an-Ortodoks
olmak üzere 353 cami ve mescit. 377 planlar yapmışlar ve halen yapmaktadırlar.
dünyası olmak üzere
tekke ve zav!)'e. 96 medrese ve 5 1 Yakın bir dönemde Atina Beled!)'e
kütüphanenin varlığını bil!)'oruz. Başkanı'nın. İstanbul Büyükşehir Beled!)'e
bir çok topluluk,
Bunların içerisinde tekkeler. İstanbul'un Başkanı'na hitaben. "Kostantinapolis İstanbul üzerinde
manevi atmosferini oluşturması Beled!)'e Başkanı" d!)'erek mektup çeşitli hayaller kurmuş,
bakımından önemli bir yere sahiptir. yazması, onların feth-i müblni. asla eski günlere dönmek
Bunların içerisinde Nakşibendi, Kadiri. kabullenmediklerinin, eski günlere olan
için iler!}'e yönelik
Cerrahi. Gülşen!. Mevlevi, Şazell. Uşşak!. özlemlerinin açık ifadesidir.
planlar yapmışlar ve
Halveti. Rufai ve Bayram! tekkeleri çok Bir çok topluluğun hakkında senaryolar
önemli yere sahiptir. Bu manevi ders yazıp planlar kurduğu "Tarihi yarımada" halen yapmaktadırlar.
halkalarında bir çok tasawuf erbabı. nefis eski İstanbul'un merkezi Fatih ve Yakın bir dönemde
tezk!)'esi ve terb!)'esi ile insanlara manevi Eyüp semtleridir. Burada. çekirdeğini Atina Beled!)te
tasarrufta bulunmuşlardır. Yetiştirdikleri cemaatlerin oluşturduğu İslami faal!)'etler Başkanı'nın. İstanbul
kimseler. cem!)'ete bir çok faydalı elbette birilerini rahatsız etmektedir.
Büyükşehir Beled!)te
hizmetler yapmışlardır. Osmanlı· da üst
Bize Dü şen Başkanı'na hitaben.
düzey devlet ricalinin çoğu ve hatta bazı
İstanbul. ülkemizin ve İslam aleminin
padişahlar bu tasawufi' neşveden feyizyab "Kostantinapolis
gözbebeklerindendir ve öyle ka l acaktır.
olmuşlardır. Bu itibarla da tarikatların Beled!)te Başkanı"
Ecdadın bize emanet bıraktığı toprakları,
Osmanlının dünya s!)'asetine ve İslam d!)terek mektup
yolunda çileler çekilen. uğrunda canlar
anlayışına katkısı inkar edilemez.
verilen manevi değerleri korumak bizim yazması. onların
Bugün vazifemizdir. Bu. hudutlarda nöbet feth-i müblni, asla
Cumhur!)'etin ilanından sonra. XX. tutma, ribat görevidir. Sahip olduğumuz
kabullenmediklerinin,
yüzyılda dini faal!)'etlerin büyük bir değerlerin. taşıdığımız sorumlulukların
kısmını oluşturan tekkelerin faal!)'etleri farkında olarak bize bırakılan manevi
eski günlere olan
durdurulunca, bu yapıların hemen mirası gelecek nesillere en güzel bir özlemlerinin açık
hepsi yıkılmaya yüz tutmuş ve büyük şekilde teslim etmel!)'iz. ifadesidir.
bir kısmı farklı maksatlarla kullanılır
M Arifan
Haçlıların yağmaladığı.
insanlara zulmettiği
~q[. Kemal ÇİFTÇİ lPt.
"Gl k.ciftcii@yedirenk.com Jv~
Konstantin, Fatih'in
merhametli ellerinde
hayat buldu. Eğitim
kurumları. hastaneler,
Fatih 'in Eğitim ve
kütüphaneler inşa
edildi. Fatih'in saltanatı
döneminde Osmanlı
ülkesinde SOO'den
Bilime Kazandırdıkları
atih Sultan Mehmed'in (aşevi). darüşşifa (hastane). hamam.
c:o
F
fazla mimari eser
en önemli özelliği neydi? kervansaray gibi birimleri kapsayan
inşa edildi. Cami ile Onun misyonu, "Ölü bir Fatih Küll~esi en başta gelen eseridir.
medrese. kitaplık, imparatorluğu ve ölmüş bir Fatih. bilime, tarihe ve felsefeye
imarethane (aşevi), şehri ihya etmeye çalıştı" şeklinde özel ilgi gösterdi. Türkçe'den
darüşşifa (hastane), özetlenebilir. Zaten öyle yaptığı için başka Arapça. Latince ve Yunanca
de "Fatih" ünvanını aldı. Sadace çağ kitaplardan oluşan şahsi kütüphanesi
hamam, kervansaray
kapatıp çağ açmakla kalmadı, aynı vardı. "Avni" takma ad~la şiirler
gibi birimleri kapsayan zamanda her bakımdan insanlığa yazdığını bil~oruz . Fatih. nesir
Fatih Küll~esi en unutulmayacak dersler verdi. Savaş ustası Sinan Paşa ile şair Ahmed
başta gelen eseridir. kazanan bir komutan gibi davranmadı. Paşayı vezirliğe kadar yükseltti. Ünlü
"5 kişi yetiştirmek için Bilakis yaraları sarmaya gelmiş bir baba matematikçi ve astronomi bilgini Ali
gerekirse 500 kişi gibi kucak açtı ezilmiş, savaş yorgunu Kuşçuyu İstanbul'a davet etti. Ali
bir şehrin insanlarına. Çökmüş bir Kuşçu Osmanlı sınırlarına girerken.
beslerim .. d~en büyük
şehrin elinden tuttu ve sadece maddi Fatih onu törenlerle karşılattı.
Sultan. üniversite olarak imar etmekle kalmadı, kültürü, kendisine hed~eler verdi .
anlamında Osmanlı sanatı ve bilim~le büyük bir hamle Fatih Sultan Mehmed'in en önemli
ve dünya tarihinde başlattı burada. yanlarından birisi de eğitime verdiği
bilinen en eski eğitim Haçlıların yağmaladığı. insanlara önemdir. Üniversite anlamında
zulmettiği Konstantin. Fatih'in Osmanlı tarihinde ve dünya tarihinde
kurumlarından olan
merhametli ellerinde hayat buldu. bilinen en eski eğitim kurumlarından
Sahn-ı Seman'ı
Eğitim kurumları, hastaneler. olan Sahn-ı Seman 'ı kurmuştur. Sahn-i
kurmuştur.Sahn-i kütüphaneler inşa edildi. Fatih 'in Seman İstanbul'un yükseköğretim
Seman İstanbul'un saltanatı döneminde Osmanlı ülkesinde kurumudur. Sahn-ı Seman medreseleri
yükseköğretim SOO'den fazla mimari eser inşa edildi. Fatih Küll~esi içindeki en yüksek
kurumudur. Cami ile medrese, kitaplık, imarethane düzeyli medreseler idiler. Sahn-ı
i\rifan (sô1
Seman'ın eğitim müfredatı büyük görevlileri, son derece zeki ve ~i
oranda Ali Kuşçu tarafından hazırlandı. eğitilmiş insanlardan oluşmaktaydı.
Hatta kaybolan sayfaları yazıp eksiği
'.ati h 'i. "Medrese Merkezi" Ya p tı
tamamalayacak kadar kitapların
lstanbul'da ilk medrese eğitimi,
muhtevasına hakimdiler. Bilimle
fetihten hemen sonraki günlerde
uğraşanlar buralardan istedikleri kadar
cami haline getirilen Ayasofya'da
kitabı ödünç alma imkanına sahiptiler.
başlamıştır. Molla Hüsrev'in
Fatih de aynı anlayışla çok sayıda
başmüder~isliğe getirildiği bu
kütüphaneler kurdu. l 930'1u yıllarda
kurumda. lstanbul'un ilk kadısı ve
yaşanan bir olay. Fatih dönemi bilim
aynı zamanda Ayasofya)'ı Cami
zihn~etinin çağından ne kadar ileride
olarak "tescil eden" Hızır Çelebi
olduğunu çok çarpıcı bir şekilde
d~ ilk müderrisler arasındadır. Aynı
ortaya koymaktadır. Üniversitede
donemde molla Zeyrek de müderris
kütüphanecilik bölümü açmak üzere
olarak Zeyrek camisinde derslere
dönemin mal~e bakanından bütçe Ünlü matematikçi ve
başladı. Fatih medreselerinin yapımı
talep edilir. Bakanın cevabı aynen şöyle astronomi bilgini A li
bitince, Zeyrek'teki öğrenciler oraya
taşınmış. Ayasofya'da ise öğretim
olur: "Kütüphanecilik için okul açmaya Kuşçuyu İstanbul'a
ne gerek var?" davet etti. Ali Kuşçu
devam etmiştir. Vakf~esinde de
Aşağıda vereceğimiz örnek. Fatih 'in Osmanlı sınırlarına
belirtildiği üzere, Medaris-i Seman~e
olgun kişiliği ve bilim aşkı konusunda girerken, Fatih onu
adı ile Fatih Camii'nin etrafında
daha net bir resim ortaya koyacaktır: törenlerle karşı !attı.
yapılmış olan bu yeni kuruluş. sekiz
Sultan Fatih Edirne)'e giderken Molla kendisine hed~eler
medrese ve her medresenin arkasında
Kırımi)'e sordu: verdi.
T etimme adı verilen daha küçük sekiz
"Molla . Kırım mamur bir yermiş.
medreseden oluşmaktadır. Ayrıca
alt~üz alimi varmış ki kitap telifi ile
müderris ve öğrencilerin faydalanması
meşgul olurlarmış, doğru mu?"
için bir kitaplık, bir Darüşşifa ve bir
"Evet, Padişahım öyle, .. demiş . "Lakin
de misafirhane bulunuyordu. Her
ben sonlarına yetiştim. Bir hain vezir
medresede "akli " ve "nakli" bilimlerde
çıkıp ulemaya zulmettiğinden. şimdi
birer müderris. Daruşşifa'da ise iki
ne onlardan , ne mamur~etten eser
hekim, bir göz hekimi. bir cerrah ve
kalmamış. Malumunuzdur ki, ilim ve
bir de eczacı görevlendirilmişti.
sanat bir memleketi
Fatih döneminde üzerinde durulması
ihyaya sebeptir."
gereken önemli bir kuruluş da akademi
Sultan, Sadrazam
niteliğindeki Enderun Okulu'dur.
Mahmud Paşa)'ı
Burası daha z~ade devlete bürokrat Fatih Sultan Mehmed'in sahip olduğu bilim
çağırtmış ve Molla'nın
yetiştirirdi. Bu kurumda. askerlik, anlayışı. tarih boyunca pek az devlet adamına
sözlerini naklettikten
yöneticilik, güzel sanatlar bölümleri nasib olmuştur. Molla Zeyrek ile Hocazade
sonra şöyle demiş:
olduğu gibi, ayrıca bir de hastane
"Görüyor musun, bir arasında yaptırdığı "Tehafüt-ül Felasife"
bulunmakta idi. Tanzimat dönemine
vezir koca memleketi konulu münakaşası bilim tarihi açısından
kadar devam eden Enderun'da Galata
ne hale sokmuş . " zikretmey~ değer bir olaydır. Bu münakaşada
Sarayı. Eski Saray ve Edirne Sarayı
gibi sarayların orta dereceli saray
Sadrazam ise son Farabi ve lbni Sina gibi filozofları savunan
derece anlamlı İbni Rüşd ile onları tenkid ve bazı noktalarda
okullarını bitirenler kabul edilmekteydi.
ve tarihe geçecek tekfir eden İmam Gazali arasındaki görüş
Fatih . medreseler yaparken amacını
değerde bir cevap
şöyle açıkl~ordu : "5 kişi yetiştirmek ayrılıkları ~arşılaştırıl~ordu. Molla Zeyrek,
vermiş:
için gerekirse 500 kişi beslerim ." Farabi ve lbni Sina gibi filozofları, Hocazade
"Efendimiz. suç
Bu anlayışla Fatih, ismini alan semti. ise Gazali)'i savundu. Padişahın bizzat takip
vezirin değil . Kırım
zamanın üniversitesi ayarındaki,
Hanı'nındır ki, öyle ettiği ve hakemlik yaptığı bu tartışma tam yedi
"Medrese Merkezi" haline getirdi.
bir adamı vezir yapıp gün sürdü. Sonunda Gazali'nin görüşünü
Kütüpha neler Kurdu idareyi eline vermiştir ... müdafaa eden Hocazade, tartışmayı kazandı.
Osmanlıda en önemli kurumlardan Fatih, Hocazade)'i takdir ederek bu fikirlerini,
biri de kütüphane idi. Kütüphane bir eser halinde yazmasını söyledi.
M Arifan
. .e~ Şe rife TORTOP 1!)>
UJ
Toplumun gelecekteki Geleceğin inşası için ~G~· bilgi@ arifandergisi. com J'~u\~
yoktur. Kadının yüklenmiş olan rollere sahiplendiklerinde rolünü oynayamaması kimlik bunalımına
birbirlerini tamamlay ı cıdırlar . sebeptir. Bunun sonuçları da toplumda
herhangi bir meslekte
Roller karışırsa toplumun düzeni bozulmaya uzun vadede sosyal ve ahlaki buhranlar
~i bir kar~erinin olması yüz tutar. Ne yazık ki günün sistemi kadına şeklinde ortaya çıkmaktadır.
veya birçok okullar erkek gibi toplumu kalkındırıcı. maddeyi Kadının ailedeki anne. eş ve ev hanımlığı
bitirmesi eğitimli üretici bir rol biçmektedir. işlevlerinin toplumsal niteliğini görmemek
Bugün batı . insanlığa çılgınca bir oldukça büyük bir gaflettir.
olduğu anlamına
tüketim ve bunun mukabilinde Alkol bağımlılığı . suça ve şiddete
gelmez. Çünkü kadının üretim öngörmektedir. Bunun için y önelme. aşırı cinsellik, intiharlar gibi
aile içerisindeki de kadın ve erkek arasında ayrım çeşitli ruhsal problemler daha çok.
başarısızlığını ev yapmamaktadır. Günümüzde bu üretim kadının asli görevinden uzaklaşması
ve tüketim psikolojisinin tesirinde sebeb~le , anne şefkatinden mahrum
dışındaki hiçbir başarısı
kalan toplumumuz da kadını . kendi asli yaşanmış çocukluğun neticeleri olarak
telafi edemez.
Arifan (Sı'ı
ortaya çıkabilmektedir. mekanizmasının işlerliğini
Toplumun düzeni, gelişmesi ve yitirmesi demektir.
insanlığın huzuru için kadının fıtri rolüne "Kendini ıs/alı edemeyen
döndürülmesi şarttır. Başkasuu ıslah edemez." (sö::J
"Bize iyi anneler verin !Jıi Kar~er Eğitimli Olmak
Size iyi bir dünya verelim " (sö::> Değildir
Kadının Eğitim S ev~esi Çok Düş ü k Aslında her anne baba
Her çocuk bir nesli temsil eder. çocuğunun ~i yetişmesini.
Dolayıs~la çocuk bir yerde toplumun mükemmel olmasını bekler.
temelidir. Bu noktada çocuk eğitimi Bu. çocuk eğitiminde
apayrı bir önem arz eder. Toplumun önemli bir motivasyondur.
gelecekteki temel yapısını oluşturan Ancak çocuğumuzun
çocuğun eğitimi için de öncelikle ~i yetişmesinin, bizim
annenin eğitimli olması gerekir. ~i insan olmamıza bağlı
Yapılan istatistikler toplumumuzda olduğu gerçeği göz önünde
kadının eğitim sev~esinin çok düşük tutularak. çocuk eğitimi
olduğunu göstermektedir. için işe önce kendimizden
Kitap okuma alışkanlığı . düşünce ve fikir başlamal~ız.
yapısını geliştirme gayretleri maalesef Kişinin kendini değiştirmesi çok zor.
çok yaygın değil. ama mümkündür. Mümkün olmasaydı
Ama bunun yanı sıra el becerileri, pasta. Peygamber Efendimiz (sav) "Ben güzel
börek. yemek çeşitleri tv dizileri, alışveriş ahlakı tamamlamak için gönderildim"
merkezleri, ucuzlukçular. modalar. buyurmazdı ...
markalar. f~tlar, indirimler hep kadının en Anne veya anne adayı . çocuğunda
önde gelen ilgi alanı dahilinde. görmek istediği üstün vasıfları
Çocukların temiz ve şık g~imli önce kendi şahsında yerleştirmeye
olması. vücutlarının gürbüz ve sağlıklı çalışmalıdır. Annenin eğitimi. çocuk
görünmesi de anneliğin tek ve yeterli eğitiminde atılacak ilk ve en önemli
vazifesi olarak telakki edilmektedir. adımdır. Bugün bütün mesleklerin bir
Halbuki asıl olan. çocuğun bedeninden eğitim öğretim kurumu. okulu vardır.
Çocukların temiz ve
z~ade ruhunu doyurabilmek manevi Ama toplumda en önemli ve en zor bir
açlıklarını giderebilmektir. Annelik meslek olan anneliğin eğitim-öğretim şık g!J'imli olması.
budur . .. Yoksa bedeni sağlıklı ama ruhu kurumu yoktur. vücutlarının gürbüz ve
hasta lıklı; yüzü . elbisesi temiz ama fikir Günümüz maarif sisteminde erkekle sağlıklı görünmesi de
ve mana ufku kirli. çocuklar yetiştirmek aynı müfredata tabi tutulan genç anneliğin tek ve yeterli
annelik değildir. kızımız ne yazık ki kendi asli mesleği
vazifesi olarak telakki
" !Jıi evlatlar ~i annelerin meyveleridir" olan annelik ve ev hanımlığına daha bir
edilmektedir. Halbuki
Unutulmamalıdır ki ~i terb~e her yabancılaşmakta . uzaklaşmaktadır.
zaman kuwetli şahs~etlerin eseridir. Onun için bir kadını herhangi bir asıl olan. çocuğun
Bir anne çocuklar~la beraberliğini meslekte ~i bir kar~erinin o l ması veya bedeninden z!J'ade
sürdürebilmek ve onların inançlı. ruhen birçok okullar bitirmesi eğitim l i o l duğu ruhunu doyurabilmek
sağlıklı olduklarını görmek mutluluğunu anlamına gelmez. Eğitimci yazar Seyhan manevi açlıklarını
ancak çok önceden kendini eğitme Büyükcoşkun'un ifades~le; "Kadının aile
giderebilmektir. Annelik
yoluyla elde edebilir. içerisindeki başarısızlığını ev dışındaki
budur. .. Yoksa bedeni
Kendini yetiştirmeyen. geliştirmeyen hiçbir başarısı telafi edemez."
bir annenin çocuklarına verebileceği Allah Resulü'nün (sav) ifades~le. sağlıklı ama ruhu
bilgi birikimi zayıflayacak hatta zamanla "Cennet annelerin ayağı altındadır." hastalıklı; y üzü. elbisesi
tükenmiş olacaktır. Bu da onun çocuklar Ancak öyle zanned~oruz ki bu müjde temiz ama fikir ve mana
üzerindeki tesirini azaltacak ve iletişimin taşıdığı mesul~etin ağırlığını bilen. ufku kirli , çocuklar
kopmasına sebep olacaktır . sistemli bir çalışma ve gayret sarf eden. yetiştirmek annelik
Ailede annenin eğitim sev~esinin azimli, özverili anneler içindir.
değildir.
geriliği. çocuklarda terb~e ve disiplin
(s3) i\rifan
•
Bilgi EkSikllğinden mı
kitaplar~la milletin
evladına. kelime-i
tevhidin yarısını öğretip
yarısını öğretmemek.
"La ilahe ilallah"
dedirtip "Muhammedür
ResOlüllah"
-----
Yoksa Ali EREN
bilgi@arifandergisi.com
>u
dedirtmemek, küçük
bir mesele değil.
Öte yandan Tevrat.
Zebur ve İncillerin
•
u.J inandığını" açıklamış olur.
D
kutsal kitaplar olduğu ergimizin geçen
sayısında. 4. sınıf Din (Kalben inandığı halde açıkça
öğretil~or ama şu
Kültürü kitabındaki bazı söylemeyen kimse de mü'min ve
anda bu isimlerle elde
yanlışlara işaret etmiştik. müslümandır. Ancak, insanlar onun
bulunan kitapların Ancak, yanlışlar sadece onlardan imanlı olduğunu bilmedikleri için ona
Allah'ın indirdiği kutsal ibaret değil. Yukarı sınıfiarda okutulan müslüman muamelesi yapmazlar.
kitaplar olmadığına dair Din Kültürü kitaplarında da benzer Bir kimseye Müslüman muamelesi
tek kelime edilm~or. yanlışlar var. Bu yazımızda da o yapılması için, onun kelime-i tevhidi
İslam inancına göre. yanlışların bir kısmına işaret etmek söylediğinin bilinmesi icap eder.)
Allah kelamı olan bir ist~oruz. Önce bir giriş yapalım. "La ilahe illallah"ın manası "Allah'dan
kitabın Allah kelamı Hepimizin bildiği gibi, bir kimsenin başka ilah yoktur" demektir. Bunu
Müslüman olması/olabilmesi/sayılması söylemekle tevhid yani Allah'ı birleme
olduğunu kabul
için "Allah'dan başka ilah olmadığa ve yerine gelmiş olur. "Muhammedür
etmemek, insanı
Muhammed Aleyhisselam'ın Allah'ın ResOlüllah"ın manası Allah'tan başka
imansız yaptığı gibi.
peygamberi olduğuna" inanmış olması ilah olmadığı ile ilgili değil. Öyleyse.
Allah kelamı olmayan şarttır. Müslümanlar. bu inançlarını "Muhammedür ResOlüllah" demek de
bir kitabı Allah kelamı kelime-i tevhidi söyleyerek dışa şart mı? Şartsa niçin?
kabul etmek de aynıdır. vururlar. Kelime-i tevhid, bilindiği Buna benzer bir soru İmam-ı Azam
Ders kitaplarında böyle gibi "La ilahe illallah Muhammedür Hazretleri'ne de sorulmuş: "Ya
yanlışların bol bol ResOlüllah" demektir. imam, bir kimse Allah'a inansa da
sergilenmesi ise ayrı bir "Tevhid'', mana itibar~le "Birleme. Muhammed Aleyhisselam'a inanmasa
merak konusu. Bunun bir kabul etme" demek. Bir kimse bu kişinin vaz~eti nedir?"
Kelime-i tevhidi yani tevhid kelimesini İmam-ı Azam Hazretle'.i şöyle
sebebi bilgi eksikliği mi
söylemekle "Allah'ın bir olduğuna cevap vermiş: Böyle bir' şeyin olması
yoksa başka bir şey mi?
i\rifan A
mümkün değil. Çünkü Allah'a inanan dolayı tenkit edenlere de, "Ne var
mutlaka onun peygamberine de bunu bu kadar büyütmeye! Birinci sure
inanır. Ama farz edelim ki böyle bir de eksiklik varsa da ikincisi tamam ya!"
şey oldu da bir kimse Allah 'a inandığı demeye hakkı olamaz.
halde Hz. Muhammed'i inanmadı. . . Aynen bunun gibi, kelime-i tevhid
O zaman biz o kimsenin Allah'a da eksik öğretildikten sonra, kelime-i
inanmadığına hükmederiz." şehadetin doğru öğretilmesi. ortadaki
Allah'ın peygamberine inanmamak hatayı yok etmez. Milletin evladına,
Allah 'a da inanmamak demek kelime-i tevhidin yarısını öğretip
olduğundandır ki. İslam alimleri yarısını öğretmemek. "La ilahe ilallah"
tevhid kelimesini "La ilahe illallah dedirtip "Muhammedür resulüllah"
Muhammedür Resulüllah" d~e tarif dedirtmemek, küçük bir mesele değil.
etmişlerdir. Çünkü Kur'an - ı Kerim, Zira kelime-i tevhid, kalpteki imanın
Allah ' ın peygamberine inanmamanın, kelimelerle dışa yansımasıd ı r ...
Allah ' ı da inkar etmek olduğunu şöyle
Yanlı ş lar Say makl a Bitmez!
haber ver~or:
Değerli okuyucular! Yanlışlar saymakla
"Alla h ' ı ve pey gamberini inkar edenler,
bitmediği için yazımızın başlığında.
(Allah'a inanıp peygambere inanmamakla)
"Din Kültürü kitapları yanlışlarla dolu"
Allah'la peygamberinin a rasını ayı rmak
demiştik . Bu yanlışların bir kısmını
isterler." (Nisa suresi . ayet: 150)
aşağıda göreceğiz ....
Bu girişten sonra şimdi 5. sınıflarda
6. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
kitabını aç~oruz. İlk sahifede "Namaz
kitabının 20-21. sahifelerinde geçen
Nedir ve Niçin Namaz Kıl ı nır" başlığı 6. sınıf Din Kültürü ve
bir bilg~i aktarmak ist~orum. Kitapta
var. Okuyoruz, hemen ilk adımda bir
aynen şu bilgi veril~or: Ahlak Bilgisi kitabında
yanlışla karşılaş~oruz. Namazdan
"Kelime-i tevhidin söylenişi şöyledir: Namaz için, "Bu
bahsederken. "Bu ibadet, dua
La ilahe illallah. Anlamı şudur :
okuyarak bazı beden durumlarını ibadet. dua okuyarak
Allah'tan başka tanrı yoktur. "
kuralınca yineleyerek yapılır ...... bazı beden durumlarını
Gördüğünüz gibi, Milli Eğitim
denil~or ki yanlış ... Namazda, aslolan
Bakanlığı Talim ve Terb~e Kurulu'nun, kuralınca yineleyerek
ayet okumaktır ve bu da farzdır. Gerçi
20.05 .2005 tarihli karar~la 2005- yapılır ... " denil~or ki
dua da okunuyor. Mesela namazda
2006 yılından itibaren 5 yıl süreyle yanlış . .. Namazda,
okunan Sübhaneke bir duadır ve
ders kitabı olarak kabul ettiği bu
okunması sünnettir. Ancak, farz aslolan ayet okumaktır
kitapta, kelime-i tevhidin ikinci yarısı
dururken sünneti ele alarak, namazı ve bu farzdır. Gerçi dua
y ani "Muhammedür Resulüllah" kısmı
ayet okuyarak değil de "Dua okuyarak
maalesef çıkarılmış . da okunuyor. Ancak,
yapılan bir ibadet olarak" tarif etmek
Gerçi kelime-i şehadetten farz dururken sünneti
elbette yanlıştır .
bahsedilirken ,;Eşhedü enne
Bu, sadece yanlış bilgi verildiğine dair ele alarak namazı tarif
Muhammeden .abdühu ve resulüh"
bir misal. Fakat bu tür yanlış bilgiler etmek elbette yanlıştır.
d~erek Peygamberimiz'den
insanı sapkınlığa götürmez. Asıl tehlike
bahsedil~or . Ama bu, mevcut
bunlar değil diğer tehlikeli bilgilerdir.
yanlışlığı ortadan kaldırmaz ...
Şimdi de onların ne olduğun_a bakalım.
Bir kimse. "Allahümme salli)i eksik
Bil~oruz ki, Tevrat, Zebur. lncil ve
yazıp arkasından "Allahümme barik"i
Kur'an Allah'ın gönderdiği 4 büyük
doğru yazsa da. kendisini tenkit
kitap. Ve yine bil~oruz ki, Kur'an-ı
edenlere , "Ne olmuş yani! Birincisi
Kerim'den başkası insanlar tarafından
eksikse ikincisi doğru" d~erek yanlışını
değiştirilmiş ve ilahll iğini kaybetmiştir .
savunamaz. Veya Kur'an-ı Kerim
Dolayıs~la, günümüzdeki Tevrat.
basan bir kimse, "Kul euzü birabbil
Zebur ve İnciller Allah'ın gönderdiği
felak . . . .. suresinin ayetlerini eksik,
kutsa l kitaplar değil. Gerçek bu olduğu
"Kul euzü birabbin nas .. . " suresini ise
halde, 6. sınıf Din Kültürü ve Ahlak
düzgün bassa ; kendisini bu hatadan
{s?) Arifan
Bilgisi kitabında bakın ne denil!)ror: Bir de "Bu tür yanlış uygulamalar
"Kutsal kitaplar; Kur'an-ı Kerim, ilahi dinler tarafından yasaklanmıştır"
Tevrat. Zebur ve İncil'dir. Bu kitaplar denil!)ror. Bunu kabul etmek de
günümüze kadar ulaşmıştır." (Sa: 98) imkansız. Hz. Adem ilk insan ve ilk
Hayır! İnsan eli ile bozulmuş olan bir peygamber olup ilahi din onunla
kitap asla Allah kelamı olarak kabul başlamıştır. Ondan önce insan yoktu ki,
edilemez ... Ama. bu kitapların onların yanlışlarını Hz. Adem 'in tebliğ
bozukluğu yok sayılarak. "Kutsal ettiği ilahi din yasaklamış olsun ...
Kitaplardan Öğütler" başlığı altında. Bu arada. "İlahi dinler" ifadesinin yanlış
Allah kelamı olmaktan çıkmış olan olduğunu da hatırlatmış olalım. Allah
şimdiki bozuk İncil ve T evratlardan (c.c.) kendisi de tek, onun dini de tektir.
örnekler verilmekte ısrar edil!)ror. (Sa: Onun için, çeşit çeşit "İlahi dinler" yok,
98 ... 20.05.2005 tarihli MEB Talim tek "İlahi din" vardır o da İslamdır ...
T erb!)re Kurulu Başkanlığı kararı ile 5 Kitapta şu cümlelere de rastl!}'oruz:
yıl ders kitabı kabul edilmiş.) "Allah zaman zaman peygamberler ve
Tevrat, Zebur ve İncillerin kutsal kutsal kitaplar göndererek insanları doğru
kitaplar olduğu öğretil!)ror ama şimdi yola iletmek istemiştir. Böylece tarih
bu isimlerle elde bulunan kitapların boyunca Yahudilik, Hırist!)ranlık, İslam!)tet
Allah 'ın indirdiği kutsal kitaplar gibi çeşitli dinler ortaya çıkmıştır."
olmadığına dair tek kelime edilm!)ror. Bu cümlelere de itiraz mecbur!)retimiz
6. sınıf Din Kültürü ve Oysa bu yanlış. çocuklarımızı ebedi var. Çünkü. Allah'ın -haşa- İslam!)'etin
felakete götürecek tehlikeli bir dışında Yahudilik, Hırist!)'anlık adında
Ahlak Bilgisi kitabında
durumdur. Çünkü İslam inancına göre, çeşitli dinleri yoktur. Yegane hak din
"Kutsal kitaplar;
Allah kelamı olan bir kitabın Allah İslamdır. Yahudilik ve Hırist!)'anlık ise,
Kur'an- Kerim. Tevrat, kelamı olduğunu kabul etmemek. Hz. Musa ve Hz. İsa'nin tebliğ ettiği
Zebur ve İncil'dir. Bu insanı imansız yaptığı gibi, Allah hak dinin bozulmuş şeklinin ismidir.
kitaplar günümüze kelamı olmayan bir kitabı Allah kelamı Gerçek bu ... Onun için, kitabın 92.
kabul etmek de aynıdır. Onun için, bu sahifesindeki "Yahudilik yaşayan ilahi
kadar ulaşmıştır"
kitapları okuyan yavrularımızın imanı dinlerdendir Yahudiliğin peygamberi
(Sa: 98) ifadesine yer durumlarını ciddi ciddi düşünmemiz Hz. Musa'dır" cümlesini şiddetle
veril!Yor. Oysa bil!Yoruz icap etmektedir. reddettiğimiz gibi, 9 5. sahifedeki
ki. Kur'an-ı Kerim'in Tek 'İlahi Din' İslam
"Hırist!)'anlık, Allah'ın vah!)' yoluyla
i\rifan (s6ı
üslüman için para olan Abdurrahman bin Avf. Kureyş
M
Abdurrahman bin
gereklidir. fakat her şey kabilesinin Zühreoğullarından Haris'in
Avf. Resulullahın
değildir. Paranın yeri de oğlu olup Cahil!)ye devrinde asıl adı
sağlığında Allah Müslüman için bellidir. Abdulka'be veya başka bir görüşe
yolunda çok mal Bir Allah dostu, "Paranın yeri kasa göre Abdu Amr idi. Abdurrahman
harcadı. Üç kere ve kesedir. kalp değil" buyuruyor. b. Avf (r.a.) ilk müslümanlardan
Kasa ve kesede olması gereken para olmasından dolayı Kureyş'in zalim
malının yarısını verdi.
kalbe girdikçe durum değiş~or ve tutumuna dayanamayan ashab ile
Birinci defa 4 bin
Kapitalizm ortaya çık~or. Ondan sonra birlikte Habeşistan 'a yapılan iki hicrete
dirhem. ikincide biriktirme süreci başl~or. Biriktirdikçe de katılmıştı. Nihayet Rasulullah.
40 bin dirhem ve daha da hırslan~or ve sonuçta sadece ashabı Medineye hicret etmeye teşvik
üçüncüde de 40 bin kendisine değil topluma da zarar verir edince, o da diğer ashab ile birlikte
altın sadaka olarak
bir noktaya gel~or. Peki. parayı kalbe hicret etmişti.
sokmadan kazanmak mümkün mü?
Allah yolunda dağıttı. Taşı Tutsa Altın Oldu
Elbette mümkün ... Hem de iki dünyayı
Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine'de
Verdikçe zenginleşen kazanmak mümkün. Buna en güzel
ensar ile muhacirler arasında
bu Allah dostunun örnek Abdurrahman bin Avf Hazretleri.
kardeşlikler ilan edince Abdurrahman
kazancı sadece Hay atta İken Cennetle Müjdelendi b. Avf ile Ensar' dan Sa'd b. Rabl'i
dünya ile sınırlı Verdikçe zenginleşen bu Allah kardeş ilan etmişti.
kalmadı. hayatta iken dostunun kazancı sadece dünya ile Ensar'ın ileri gelenlerinden Sa'd b.
sınırlı kalmadı. hayatta iken cenneti de Rabi' 'Din kardeşi' Abdurrahman'a
cenneti de kazandığı
kazandığı Peygamberimiz tarafından şun l arı söylemişti: "Benim bir hayli
Peygamberimiz
kendisine müjdelendi. RasQlullah'ın malım vardır. Bunun yarısını sana
tarafından kendisine hayatta iken Cennetle müjdelediği on ver~orum. Ayrıca iki eşim vardır.
müjdelendi. sahablden ve ilk müslümanlardan biri Bunlardan birini boşayacağım, iddeti
Arifan (s?ı
bitince onu nikahlarsın." Bu büyük Emanetin Farkındaydı
alicenaplık karşısında Abdurrahman Abdurrahman bin Avf, bahşedilen
b. Avf kardeşine şu cevabı verdi; zenginliğin kendisine bir emanet
"Cenab-ı Allah malını ve aileni olduğunun farkındaydı. Nevfel bin
sana mübarek eylesin . Senin bu \yas hazretleri bununla ilgili bir kıssayı
davranışına karşı Allah ecrini versin. şöyle anlat~or: Abdurrahman bin Avf
Sen yalnız bana çarşının yolunu hazretleri, bizi bir gün evine götürdü.
göster. benim için yeterlidir." Bu sözü Bize tepsi içinde leziz yemekler ikram
Peygamber efendimize bildirilince, etti. Yemeği önümüze koyunca.
çok sevindi. Kendisine hayır dua ağlamaya başladı. O ağlayınca biz
etti. Bu duadan sonra Abdurrahman de ağlamaya başladık. Fakat niçin
b. Avf (r.a.) ticaret hayatını çok ~i ağladığımızı bilm~orduk. Sordum ,
bilen Kureyş içinde büyümenin de - Ey Abdurrahman, seni bu kadar
sağladığı avantajla Medine çarşısında ağlatan nedir?
alışverişe başlamış ve Allah ona - Biz bu kadar ni'metler içerisindeyiz.
büyük servet vermişti. Ticari hayatını ResOlullah vefat etti. Fakat kendisi
şöyle anlat~ordu ; "Cenab-ı Allah ve ehli arpa ekmeğinden bile bir
bana öyle bir nimet verdi ki, bir taşı defa olsun doyas~a yemedi. Biz
bile bir yerden kaldırıp başka yere bu yediklerimizin şükrünü nasıl
koyduğumda sanki altın oluver~ordu . " yapacağız? Bunun için ağlarım.
Kazancının sırrını soranlara , "Çok az
Kalbine Parayı Koymadı
kara razı oldum . Hiçbir müşter~i boş Ensar'ın ileri
Abdurrahman bin Avf hazretleri,
çevirmedim" d~e cevap ver~ordu. gelenlerinden Sa· d b.
fazilet ve kemal sahibi bir insandı.
Hem Mal~la Hem De Can~la Kalbi sadece. Allah korkusu, Resulüne Rabi' 'Din kardeşi'
Cihada Katıldı muhabbet. doğruluk, iffet, merhamet Abdurrahman'a şunları
Hz. Abdurrahman bütün harplerde ve şefkat ile doluydu . Allah yolunda söylemişti: "Benim
bulundu. Bedir' de kahramanlıkları çok oldu. malını dağıtmaktan zevk alırdı. Eshab-ı
bir hayli malım vardır.
Abdurrahman bin Avf hazretleri, Uhud kiramın en zenginlerinden olduğu
Bunun yarısını sana
savaşında yirmi yerinden yaralandı. 12 halde . mala karşı en ufak bir sevgisi
dişi kırıldı. yoktu. Her zaman ahireti dünyaya
ver!)'orum. Ayrıca iki
ResOlullahın sağlığında Allah yolunda tercih ederdi. En büyük arzusu. eşim vardır. Bunlardan
çok mal harcadı. Üç kere malının dinin emirlerine eksiksiz uyabilmekti. birini boşayacağım,
yarısını verdi. Birinci defa 4 bin Müslüman olarak yaşamayı her şeyin iddeti bitince onu
dirhem. ikincide 40 bin dirhem ve üstünde tutmuştu . nikahlarsın." Bu büyük
üçüncüde de 40 bin altın sadaka Abdurrahman bin Avf. 65 1 senesinde alicenaplık karşısında
olarak Allah yolunda dağıttı. Uhud 75 yaşında iken vefat etti. Medine'de
Abdurrahman b. Avf
savaşı esirlerinden 30 tanesini azad vefat ettiği kesin olarak bilindiği halde
kardeşine şu cevabı
ettirdi ve her birine 1000 altın dağıttı. Siirt ili Pervari ilçesi yakınında bir
Tebük seferi için 500 at ve 500 yüklü mezarın ona izafet edilmesi halkın
verdi; "Cenab-ı Allah
deve verdi. yakıştırmasından başka bir şey değildir. malını ve aileni sana
Birgün buğday. un ve çeşitli zahire mübarek eylesin. Senin
Resulullaha İmam Oldu
yüklü 700 devesi ile Medlne)'e
T ebük harbi dönüşünde, Peygamber
bu davranışına karşı
girdiğinde, Hz. Aişe. ResOlullah Allah ecrini versin. Sen
efendimiz gecikince. namaz geçmesin
efendimizin;
d~e. Abdurrahman bin Avf hazretleri yalnız bana çarşının
- Abdurrahman bin Avf, Cennete
imam yap ıl d ı . İkinci rek 'atte iken yolunu göster. benim
emekl~erek girer, buyurduğunu
Peygamber efendimiz yetişip için yeterlidir." Bu sözü
bildirince, Abdurrahman bin Avf.
kendisine uydu. Namazdan sonra, Peygamber efendimize
develerin hepsini yükler~le birlikte
'Bir peygamber salih bir kimsenin
Allah yolunda dağıtacağını söz verip, bildirilince. çok sevindi.
arkasında namaz kılmadıkça ruhu
onu şahit tutmuştur. Kendisine hayır dua
kabzolmaz' buyurdu.
etti.
(s9ı Arifan
191t. YENİ
............... ..URUN
..
,.,
i\rifan (6?ı
Od a nı zı Sık Sık Haval a ndırın aynı zamanda boğaz yollarındaki ıs~ı
Havalar soğuyunca kapalı mekanlarda da düşürüyor. Bunun sonucunda ise
daha fazla zaman geçir!}'oruz. Dolayıs~la hastalığa yol açan virüsler vücutta hızla
bu mekanların havası sağlığınız üzerinde çoğalmaya başl~or.
son derece önemli rol oynuyor. Kalorifer,
Ay ak Bany osuz Olmaz!
mukozanın kurumasına yol açarak
Hiç kuşkusuz, gribin en önemli
vücudunuzu virüs ve bakterilere karşı
belirtilerini baş ya da kas ağrısı
savunmasız bırak~or. Bu nedenle soğuk
oluşturuyor. Bu şikayetlerden
algınlığı ve gripten korunmak için odanızı
kurtulmak ist!}'orsanız ayak banyosu
her gün sık sık havalandırın.
yapabilirsiniz. Nasıl mı? Çok basit!
Soğuk Algınlığın a Çinko! Ayaklarınızı 3 7 derece ısıdaki suyun
Soğuk algınlığının tedavisinde bazı içinde dinlendirin. 1S dakika sonra
elementler son derece önemli role suyun sıcaklığını 40 - 42 dereceye
sahipler; özellikle de çinko! Çinko, kadar yükseltin. Banyonun etkisini
savunma hücrelerinin artmasını ve artırmak için. suya hardal tozu
aktifleşmesini sağlayarak bağışıklık katmanızda da yarar var.
sistemine destek ver!}'or. Ayrıca, dış
C vitamini Yin e Baş rold e
enfeks!}'on etkenlerine karşı antikor
Aktif ve güçlü bir savunma
üretimine de yardımcı oluyor. Uzmanlar
mekanizmasının temelinde doğru ve
sağlığımız için günde 1S mg. çinko
dengeli beslenme yat~or. Dolayıs~la
almamız gerektiğini söylüyor. Çinkonun
yemek listenizden sebze ve meyveleri
hangi besinlerde bulunduğunu merak
eksik etmemeniz gerek. Özellikle de
ed!}'orsanız. hemen söyleyelim: Susam,
C vitamini bakımından zengin olanları!
peynir, sığır eti, sütsüz çikolata. yumurta
Çünkü C vitamini bakterilere karşı savaşan
ve mısır ... Ayrıca eczanelerden de çinko Hiç kuşkusuz. gribin
savunma hücrelerine nüfuz ed!}'or ve
preparatlarını kolayca temin edebilirsiniz. en önemli belirtilerini
vücudu zararlı maddelere karşı koruyor.
Spor Şa rt , A ma... Limon, portakal. greyfurt. kivi, brokoli, baş ya da kas ağrısı
Sağlığınızı korumak için düzenli olarak biber ve lahana gibi sebze meyveler oluşturuyor. Bu
spor yapmanız şart. Her gün dışar~a çıkın şikayetlerden kurtulmak
Şifalı Çay larla Gelen Sağlık
ve derin nefes alarak hareket edin. Tabii ist~orsanız ayak
Grip ve soğuk algınlığından korunmanın
temiz havada! Açık havada yapacağınız banyosu yapabilirsiniz.
etkili yöntemi de şifalı çaylar içmek! C
yürüyüşya da jogging. savunma sisteminizin Nasıl mı? Çok basit!
vitamini yönünden zengin olan kuşburnu.
güçlenmesini sağlayacak. Yarım saat Ayaklarınızı 3 7 derece
bağışıklık sistemini güçlendiren etkisi
hareket ettikten sonra bile kanınıza yeterli ısıdaki suyun içinde
sayesinde özellikle gribe karşı son derece
düzeyde bağışıklık hücresi karışacak. Ancak; dinlendirin.
etkili. Kış boyunca mutfağımızdan eksik
ağır sporların vücudunuzu savunmasız
etmememiz gereken bir diğer bitki de
bıraktıklarını da aklınızdan çıkarmayın.
Adaçayı. Adaçayı. hem vücut direncini
Ayakl a rını zı ' Sıcak' Tutun artır~or hem de efeks!}'onlara karşı etkili.
Ayaklarının soğuk olmasından yakınanlar Ihlamur ise göğsü yumuşat~or, balgam
bu hastalıklara daha çabuk yakalan~orlar. söktürüyor ve vücudun terlemesini sağl~or.
Nedenine gelince ... Ayakların normal Ayrıca zencefil. rezene. anason, kekik otu,
vücut ısısının altına düşmesi, otonom ağaç hatmisi gibi bitkiler de soğuk algınlığı
sinir sistemi ve solunum yollarındaki ve gribe karşı son derece etkililer. Ancak
kan dolaşımının azalmasına yol aç~or. her zaman söylediğimiz gibi. bu çayları
Bunun sonucunda mukozadaki savunma yan etkilerine karşı günde 1 - 3 fincandan
sistemi zayıfl~or ve virüsler organizmaya fazla tüketmeyin. Ve doğru hazırlanma
daha kolay girebil!}'or. Soğuk ayaklar tekniklerini de mutlaka öğrenin!
{2ı i\rifan
~tnY~t~·
Ne Zaman Ne Oldu?
1 Kasım Yeni Türk Harflerinin Kabulü ( 1928)
Çeçenistan bağımsızlığını ilan etti. ( 199 1)
10 Kasım "Halk Fırkası"nın Adı. "Cumhur~et Halk Fırkası" Olarak Değiştirildi ( 1924)
Mustafa Kemal Atatürk'ün Ölümü ( 1938)