TDE Giris 1

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 1

10.

Sınıf
1 GİRİŞ - 1 Türk Dili Ve Edebiyatı /@notbudur

- TYT - Güncel ve kaliteli ders notları

1
EDEBİYAT ve TARİH Etil suvi aka turur Erdi aşın taturgan
Kaya tübi kaka turur Yawlak yagıg kafurgan
Edebiyat, içeriğinde tarihî unsurlar barındıran bir sanattır. Yaşanan
Balık telim baka turur Ograk süsin kaytargan
olaylar, savaşlar, afetler, yenilgiler toplumun bir bireyi olan yazarları da
Kölün takı kügerür Bastı ölüm ahtaru
etkiler. Yazar duyduğunu, gördüğünü, yaşadıklarını sanatsal bir
gerçeklikle yeniden yorumlayarak anlatır. Koşuk’tan Sagu’dan

Örnek: Yazılı Edebiyat


İskit Hükümdarı Alper Tunga’nın İran’la mücadelesi, ölümü, Yazılı ürünlerin en önemli olanı VIII. yüzyılda yazılan Kök Türk
bilinmeyen bir yazarın şiirinde sagu olarak can bulur. Kitabeleri’dir. Taş kitabeler üzerine yazılan bu eserler, Türk adının geçtiği
Çanakkale Savaşı, Mehmet Akif’in dizelerinde “Çanakkale ilk yazılı kaynak olarak bilinmektedir.
Şehitlerine” destanı olarak yer bulur. Yazılı dönemin diğer ürünleri Uygurlara aittir. Altun Yaruk, Sekiz

m
Osmanlı Kuruluş Dönemi, Kemal Tahir’de “Devlet Ana”, Tarık Buğra’da Yükmek, Irk Bitig gibi eserler Mani ve Buda dinlerinin etkisinde
“Osmancık” olarak yeniden yorumlanır. yazılmıştır. Dış etkilerin az olduğu bu eserler manzum (şiir) ve mensur
(düzyazı) olarak yazılmıştır. Mensur eserlerde akıcı ve sade bir dil
Tarihçilerin birinci kaynakları arasında edebî eserler de bulunmaktadır. Bu bakımdan görülür.
edebî eserler, geçmişle geleceği buluşturma noktasında önemli bir rol oynar. Tarihî roman
başta olmak üzere şiir, tiyatro, biyografi, destan, efsane, monografi ve portre gibi edebî Tengri teg tengride bolmış Türk Bilge Kağan bu ödke olurtum. Sabimin tüketi eşidgil. Ulayu ini

o
eserlerde tarihî gerçekliklerin izleri sürülebilir. yigünüm oglanım biriki oguşum budunum biriye şadpıt begler yırıya tarkat buyruk begler Otuz Tokuz
Oguz begleri budunı bu sabımın edgüti eşid katıgdı tıngla.
Örneğin Kurtuluş Savaşı’nın izleriYakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara ve Yaban Kök Türk Yazıtları’ndan
romanlarında, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çakır’ın Destanı’nda, Tarık Buğra’nın

.c
Küçük Ağa’sında, Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam’ında görülebilir. Geçiş Dönemi
Türkler, 8. yüzyıldan itibaren İslamiyet’i kabul etmeye başlamıştır.
EDEBİYAT ve DİN İslamiyet’le birlikte Türk edebiyatında değişiklikler yaşanmıştır.
İslamiyet’in kabulüyle Türk edebiyatında İran ve Arap edebiyatının
Din; insanların yaratıcı olarak kabul ettikleri üstün güce olan imanlarını,
etkisiyle yeni tür ve şekiller kullanılmaya başlanmıştır. Türk edebiyatına
ona yapacakları ibadetlerin bütününü ve bu imana göre davranışlarının
nasıl olması gerektiğini düzenleyen inanış yoludur.
ur gazel, kaside, mesnevi, ilahi gibi yeni nazım türleri; beyit, bent gibi
nazım birimleri girmiştir.
Din, insanların hayatı algılayışlarıyla alakalı kültürün temel taşlarından
İslam uygarlığı etkisinde verilen ilk eserler geçiş döneminde (11 ve
biridir. Edebiyatı baştan aşağı değiştiren bu faktör, kültürün temel taşıdır.
12. yy.) verilmiştir. Geçiş dönemi eserlerinde İslamiyet’in etkisinin
Kültür, din ile şekillenir. Kültürü şekillendirecek kadar güçlüolan din,
yanında yer yer İslamiyet öncesi inançların da etkilerine rastlanmaktadır.
kültürün bir ögesi olan edebiyatı da etkiler.
İslam kültürü etkisinde verilmişilk örnekler Kutadgu Bilig, Atabetü’l
Din kendi kavramlarını, hayata bakışını edebiyata taşır. Din ile birlikte Hakayık, Dîvânu Lugati’t-Türk ve Divan-ı Hikmet’tir.
ud
edebiyatın hem içeriği hem de şekli değişebilir. Örneğin dinî anlayış, bir
nazım birimi naat (Hz. Muhammed’in niteliklerini övmek,ondan şefaat Kaklar kamuğ kölerdi
dilemek amacıyla yazılan kaside) olarak bazen de eserin içeriğinde Taglar başı ilerdi
karşımıza çıkar, Yunus Emre’nin “Çağırayım Mevlam Seni” şiirindeki gibi. Ajun tını yılırdı
Tütü çeçek çerkeşür
TÜRK EDEBİYATININ ANA DÖNEMLERİ “Kuru yerler hep gülerdi, dağ başları göründü, göze ilişti, dünyanın soluğu ılıdı, türlü çiçekler
sıralandı.”
Türk edebiyatının ana dönemleri, “İslamiyet’in kabulünden önceki Dîvânu Lugâti’t-Türk’ten
Türk edebiyatı”, “İslamiyet’in etkisiyle gelişen Türk edebiyatı” ve “Batı İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı
tb

etkisinde gelişen Türk edebiyatı” olarak sınıflandırılır.


İslami dönem Türk edebiyatı, geçiş dönemi sonrasında gelişimini
İslamiyet Öncesi Dönem Anadolu sahasında “divan edebiyatı” ve “halk edebiyatı” kollarıyla devam
ettirmiştir.
Sözlü Edebiyat
Yazının ön planda olmaması nedeniyle sözlü eserlerin daha çok öne Halk Edebiyatı
çıktığı görülür. Sav, sagu, destan ve koşuk dönemin sözlü edebî Halk edebiyatı, divan edebiyatından farklı olarak daha geniş çerçevede
no

ürünleridir. Bu ürünlerin söyleyeni belli olmadığından anonim halkın yaşam biçimini, kültürel yapısını, beğenilerini, olaylar karşısındaki
sayılmaktadır. duygusal ya da düşünsel tavırlarını sade bir Türkçe ile ortaya koyan
Şiirler hece ölçüsü ile yazılır. Genellikle yarım uyak vardır. Şiirler edebiyattır. Halk edebiyatını edebiyat tarihçileri üç ana başlıkta
dörtlüklerden oluşur. incelemiştir.
Şiir söyleyen kişilerin isimleri ozan, baskı, şaman, kamdır. Anonim halk edebiyatı: Sözlü gelenek ortamında yaratılan veya zaman
Şiirlerde yalın bir dil vardır. Yani yabancı etkisinden uzaktır. içinde ilk söyleyicisinden bağımsızlaşarak kuşaktan kuşağa aktarılarak
Eserler anonimdir. Yani söyleyeni belli değildir. yaşatılan edebiyattır. Bu edebiyatta mâni, türkü, bilmece, ninni, ağıt gibi
Konu olarak aşk, tabiat, sevgi ve ölüm işlenmiştir. kimin tarafından oluşturulduğu bilinmeyen ürünler yer alır.
Genellikle bu şiirler sığır, şölen, yuğ adı verilen törenlerde söylenir.
Âşık tarzı Türk halk edebiyatı: Sade bir dil kullanarak şiirlerini daha çok
Şiirler kopuz adı verilen bir çalgı ile okunur.
hece ölçüsüyle yazan ve saz çalarak yurdu dolaşan âşıkların oluşturduğu
Şiirler sav, koşuk, sagu ve destan şeklinde yazılırlar.
edebiyattır. Türk edebiyatını bir bütün olarak düşünürsek âşık edebiyatı,
İslamiyet’ten önceki sözlü edebiyatın devamı niteliğindedir.
Sözlü Edebiyat ile ilgili bazı terimler
Dinî-tasavvufi Türk halk edebiyatı: Tasavvuf düşüncesi etrafında
Kopuz: Eski Türklerde şiir söylerken çalınan saza benzer bir alet. şekillenen, temelleri Ahmet Yesevi tarafından atılan edebiyattır. 13.
Yuğ: Eski Türklerde ölüm törenlerine verilen isim. yüzyılda Moğol istilasından sonra Yesevi erenleri Anadolu’ya gelmiştir.
Sagu: Yuğ törenlerinde söylenen yas şiirleri. Bu kişiler Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli rol
Sığır: Sürek avı sırasında yapılan şölene verilen isim. oynamış ve dinî- tasavvufi Türk şiirinin gelişmesini sağlamışlardır.
Koşuk: Aşk, tabiat konusunda yazılan şiirler. Genellikle Şölenlerde söylenir.
Sav: Ata sözü demektir. Savcı kelimesi sav kökünden gelir. Yani söz söyleyen anlamındadır.
Anonim: söyleyeni ya da yazanı belli olmayan demektir.

You might also like