Modernlik Gerçeginden Postmodernliksöylenönedinsorunu: Akademi Dergisi Yıl: Sayı

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 16

D01777c6s13y2002.pdf 24.02.

2010 11:47:31 Page 5 (1, 2)

EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 6 Sayı: 13 (Güz 2002) ------]


MODERNLİK GERÇEGİNDEN
POSTMODERNLİKSÖYLENÖNEDİNSORUNU
Erkan PERŞEMBE<•>
Özet: Modernlik ve din arasındaki üişküerin Batı ve Batı-dışı toplumlarda i-
fade ettiği anlamlar, farklı yorumları mümkün kılarken, postmodern durum
veya dönemleştinnede ise, din kavramının anlaşılması belirli bir tanım. ölçe-
ğine uymamaktadır. Modernlik düşüncesi evrensel bir meşrulaştırma potan-
siyeli ile din ve gelenekten arındırılnuş bir dünya kurgusu üZerinde varol-
muştur. Postmodern durum ya da söylem, modernlik eleşt;;i/eri üzerine ken-
disine yer belirlemeye çalışırken, bu durum çağımız insaniann yaşantılann­
da yeni bir anlam dünyası keşfetmelerinden çok, varolan anlam dünyasının
daha da bulanıkiaşmasını ve belirsiz/eşmesini ç_ündeme getirmiştir. Böylesine
bir belirsiz/ikte, din ve geleneğin postmodernlik/e birlikte yeniden ele alınışı
da sorunlu bir alana girmek olarak görülmektedir. Çünkü Postmodernlikte
ne dinlerin yeniden tesisi, ne de ritüe/e yeniden dönüş söz konusudur. Yal-
nızca dinlerdeki adalet, sevgi ve yardımlaşma duygulan postmodern dünya-
nın çoğulcu toplumsal yaşantısında kendisini gösterebilecek .bir zemin bula-
bilmektedir. 'Modernliğin din konusundaki kesin tavrı bu nedenle postmo-
dern söylernde bir sorunsal olarak kalmaktadır.
Anahtar Kelime!er: Modemlik, Postmodernlik, Modemlik ve Din, Postmo-
dernlik ve Din.
THE PROBLEM OF RELIGION FROM THE FACT OF
MODERNITY TO THE POST-MODERNlST DISCOURSE
Abstract: Although the meaning of the relationship between modernity and
religion can make different inteT]Jretations possible in Western and non-
Western societies, unilerstanding of the concept ofreligion does not (it to cer-
tain measure in post-modernism. Modernity with its universal/ega!potential
has prevailed on a world construction which has been purified}rom religüm
and tradition. While the post-modern discourse tries to determine its own
place by relying on. the criticism of modernity, this situation has /ed the
cloudiness and ambiguity of the present world-sense of our contemporary
people more than leading them to exp/ore a new world-sense. In this kind of
ambiguity, it seems that dea/ing with the religion ·and Iradition in the light of
post-modernity can be regarded as an entrance into a problematic area. Neı­
ther re-establishment of religions nor going back to rıtuals is considered. In
post-modernism, only such common elements of religions as justice, love and
helping eachother can find their places in the lives of the plura/itic post-
modern societies. Due to this, certain attitudes of modernity against religion
stil/ problematic in post-modern discourse.
Key Words: Modernity, Postmodernity, Modernity and Religion, Postmodern-
ism and Religion.

ı·ı Yrd. Doç. Dr., Ondokuzmayıs Üniversitesi İHihiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. E-Mail: erkanpe
@turlç;net
\'
'
1-
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 6 (1, 1)

21 Erkan PERŞEMBE - - - - - - - - EKEV A.ltwEMİ DERGİSİ

1. Giriş
Yirminci yüzyılda, bilimsel ve teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hız
kazanarak bütün dünyada, daha önceki yüzyıllarda görülmeyen yoğunlukta bir
değişim ve dönüşüm sürecini yaygınlaştırdı. Yeni bir yüzyıla girerken arWc bil-
gi ve enformasyon teknolojilerinin gelecekte ortaya çıkartahileceği yeni dünya
düzeni üzerinde senaryolar yazılıyor. "Toplumların tüketim kültürünün nesnesi
konumuna getirildiği dünya yüzeyinde küresel kültürün kapsayıcılığı yerel
kimlikleri farklılıklar temelinde yeniden üretiyor. "(t) Geleneksel yaşam biçim-
leri ve modem yaşam biçimleri farklı renklerde dünyanın her yerinde kendisine
özgü yaşam kodları oluşturuyor. ''Buna karşılık tartışmalar, daha çok 'içinde
yaşadığımız sürecin adlandınlması, tarihte daha önce yaşanmış diğer köklü top-
lumsal değişikliklerden aynlan yönlerinin belirlenmesi ve gelecekte alabileceği
muhtemel biçimlerin şimdiden kestirilebilmesi' gibi sorunlar üzerinde odakla-
myor."<2> Bir başka açıdan, ''Batı dünyasında sanayi sonrası dönemi açıklayabi­
lecek yaklaşımlar arasında, ''post-fordist", ''postmodern", "tarih sonrası", "en-
formasyon toplumu", "üçüncü dalga", "globa/leşme(küreselleşmef gibi nite-
lemeler yapılıyor."<3> Modemlik ve din arasındaki ilişkilerin Batı ve Batı-dışı
toplumlarda ifade ·ettiği anlamlar, farklı yorumları mümkün kılarken,
postmodem durum veya dönemleştinnede ise, din kavramının kavramsallaştı­
niması belirli bir tanım ölçeğine uymamaktadır. Modemlik ve postmodemlikte
din sorununun karşılaştınlması bu bakımdan önemli güçlükler içermektedir.
Makalemiz kapsamında çağdaş toplumlarda din problemini modemlik ve
postmodemlik kavramlarımn ortaya koyduğu projeler açısından karşılaştırmaya
çalışacağız.

2. Modernlik Kavramı
Etiınolojik kökeni itibariyle "Modem" kavramının uzun bir tarihi geçmişi·
vardır. Zaman zaman popülerleşen bu kavramın tarih boyunca en karakteristik
özelliği bir· kopma durumunu yansıtması olmuştur. "Modem terimi"' Hans
Robert' e göre Latince "Modemus" biçimiyle ilk defa beşinci yüzyılda resmen,
Hıristiyan olan o dönemi, Romalı ve Pagan geçmişten ayırmak için kııllanıldı.
İçeTikleri sürekli değişse de, "modem" terimi hep, kendini' eski'den yeni'ye bir
geçişin sonucu olarak görmek için dile getirilmiştir. "(4) Modemlik konusundaki
modem düşüncenin, yani bizim modemlik düşüncemizin ise genellikle on ye-

<ıı Çiiddens, Anthony, Elimizden Kaçıp Giden Dtınya, Çeviren: Osman Akınhay, Alfa Yayınları,
Istanbul, I 999, s.l5.
<ıı Avcı, Nabi, Enfomıatik Cehalet, Kitabcvi, İstanbul, 1999, s.39.
(ll Kumar, Krishan, Sanayi Sonrası Toplumdan Post-modern Topluma Çağdaş Dtınyanın Yeni
Kuramlan, Çeviren: Mehmet Küçük, Dost Kitabevi, Ankara, 1999, s.9.
<4>Haberrnas, Jürgen, "Modernlik Tamamlanmamış Bir Proje", Çeviren: Gülengül Naliş, Post-
modernizm, Editör: Necmi Zeka, Kıyı Yayınları, Istanbul, l 994, s.31.
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 6 (1, 2)

MODERNLİK GERÇEGİNDEN POSTMODERNLİK - - - - - - -


SÖYLEMİNE DİN SORUNU 3

dinci yüzyılda doğduğu düşünülmektedir.<S) Habermas'a göre, Aydınlanma'ya


kadar "modem" terimi Avrupa'da tam da yeni ~ir çağ bilincinin kendisini eski-
. lerle kurulan yeni bir ilişki yoluyla oluşturduğu dönemlerde, eskinin taklit yo-
luyla tekrar ele geçirilmesi anlamında bir model olarak ortaya çıkmıştır.<6)
"Modem", tanımı gereği zaman içinde yapılan bir ayrıma karşılık gelir.
"Modem" olarak kabul edilen ürünlerin ayırt edici özelliği ''yeni" olmasıdır; bir
sonraki stilin yeniliği ile onun da modası geçecektir. Böylece, "modem/ili' an-
layışımız, kendisine ait klasik olma ölçülerini yaratmaktadır.(7} Modemlik bi-
linci, modem kavramının ayrılmaz bir parçası olan dönem ayrımını yeniden ü-
retirken bunu, modem ile modem-öncesi arasındaki zamansal ilişkiyi
değerlendirerek yapmıştır. (S)

3. Modemlik Düşüncesi
Modernliğin, en geniş anlamıyla değişimi ifade etmesi ve modernleşme sü-
recine giren toplumlarm tüm yönlerinin değişiminin söz konusu olması, total
bir değişimin. gerekliliğinin ortaya çıkışı, modemliğin temel özelliğini oluştu­
rur. Modem/ik, salt değişim ya da olaylar silsilesi de değildir; akılcı, bilimsel,
teknolojik ve idari etkinliğin ürünlerinin yaygınlaştırılmasıdır. "Weber'in de
sözünü ettiği ve modemliği entellektüelleşmeyle tanımlayan "sekülerleşme
(dünyevileşme)" ve "dünyanın biiyüsünün bozulması" gibi kavramlar, aslında
aklileştirilen bir dünyada, dinsel ruhun kaybım ifade eder."<9) "Modemlikle bir-
likte Batı düşüncesi, akılcılığa temel rol tanıyarak, rasyonel bir toplum fikrini
de benimsemiştir. Dolayısıyla modemlik sıkı sıkıya rasyonel düşünceyle bağm­
tılıdır.<IO) Modernlik; bilimselidüşünsel etkinliği, Aydınlanmanın varlık, bilgi ve
tarih anlayışım kristalize eden insan-merkezci matrislerine oturtarak, modem
. bilime meşrulaştırıcı ve belirleyici bir arka pJ.an sağladı. (U) "Modernlik, yairuz-
ca kendisinden önceki dönemlerden farklılaşmayı değil, daha iyi, daha ileri ve
gelişmiş olmayı da içeren bir niteliksellikle bütünleşmedir. Yani modemlik ay-

(5) Kumar, a.g.e., s.96.


(6) Habermas, Jurgen, On the Logic of the Social Sciences, Cambridge, 1988, s.42'den ııktaran
Andrew Dııvison, Ttırkiye'de Sektılarizm ve Modernlik, Çeviren: Tuncay Birkan, Iletişim
Yayınlan, Istanbul, 2002, s.54.
(7) Habermas, a.g.m., s.32.
(Bl Davison, a.g.e., s.58.
9
( ) Robinson, Francis, "Siikularisierung im Islam", Max Webers Sicht des lslams: Interpre-
tation und Kritik, Editör: Wolfgang Schluchter, Suhrkamp Verlag, Frankfurt, 1987, s.257.
(to) Touraine, Alain, Modernliğin Eleştirisi, Çeviren: Hülya Tufan, Yapı Kredi Yayınlan, İstan­
bul, 1994, s.23-24.
(lll Kara, Ahmet, İktisat Kuranunda Pozltivizm ve Postmodernizm, Vadi Yayıntan; Ankara,
2001, s.83.
ı'
'i-

_,
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 7 (1, 1)

41 Erkan PERŞEMBE ---------------EKEVAKADEAUDERGEİ

m zamanda ilerleme, gelişme ve kalkınma düşüncesini de içermektedir."(t:ı)


Modemlilde beraber adeta insan yeniden keşfedilmiş, insanın içinde yaşadığı
doğa üzerindeki denetimi gündeme gelmiştir. Bu yüzyıla kadar insan, daha çok
belirlenen görevleri yerine getiren bir varlık olarak tanımlamrken, artık kendi
geleceğini ve etrafındaki olaylan kendisinin belirleyebildiği etkin bir konuma
geçmiştir. "'·
Jeanniere, "modernliğe geçişi sağlayan dayanaklar" ve "modernliğin para-
metreleri" bağlamında dört temel devrimden söz etmektedir; ''bilimsel, kültü-
rel, endüstriyel ve siyasal devrimler." Bilimsel devrimden Aydınlanma bağıntılı
pozitivizmi, siyasal devrimden demokrasiyi, kültürel devrimden laildiği, en-
düstriyel devrimden endüstriyalizmi kastetmektedir.<ıl) Berman, "modernliğin
kaynak ve dayanaklan olarak büyük keşifleri, sanayileşme ve kentleşmeyi, bü-
yük/kitlesel göçleri, kitle iletişim düzeneklerini, ulus-devletleri, kitlesel top-
lumsal hareketleri ve kapitalist dünya pazanm görmektedir."<14)
Modemlik kültürü, gündelik yaşamın değerlerini değiştirmekte ve yeni bir ~
dünya yaratma idealini ön plana almaktadır. "Modernizmin güçleri. sayesinde,
sımrsız bir kendini ortaya koyma(self-realization), otantik bir ~endini
duyumlama deneyimi (self-experience) isteği. aşırı uyanlmış bir duygusallığın
öznelciliği hakim olmaya başlamıştır. "(ısı Bugün, dünyanın her köşesindeki in-
sanlarca paylaşılan gündelik yaşamın akışı, bilim ve teknolojinin sunduğu sü-
rekli gelişen ve büyüyen yeni yaşantı deneyimleri, modernliğe ait bilinç düze-
yini yaygınlaştırmaktadır. İnsanların zaman ve mekanla ilgili algılama biçimle-
ri sürekli dönüşmektedir. Modem ortamlar ve deneyimler, coğrafi, milli, dini,
etnik ve ideolojik sırurların ötesine geçerek, etkin olabilmektedir.

4. Modernlik ve Din
Dünyanın son iki yüz yıllık tarihinde, din ve geleneğin azalan etkisi, top-
lumsal bilim literatüründe çok sık tartışılmıştır. Modem toplumsal yaşamdaki
konumların Çoğu, dinin günlük yaşam üzerinde yaygın bir etki sağlamasına izin
vermeyecek biçimde, açık bir uyumsuzluk göstermektedir. "Din ve gelenek her
zaman yakından ilişkili olagelmiştir ve gelenek, ona tam bir karşıtlık oluşturan
modem toplumsal yaşamda, dinsel söylenile birlikte çok ciddi bir şekilde an-

i, ...

(ll) Sezer, Birkan Uysal, "Postnwdemizm ve İkind Cumhuriye/', Amme İdaresi Dergisi, 100
Mart 1993, s.28.
<131 Jeannierre, Abel, "Modernite Nedir?", Çeviren: N.· Tutal Küçük, Modenıite Versus Postmo-
demite, Editör: Mehmet Küçük, Vadi Yaymlan, Ankara, 1993, s.16-22.
<141 }3erman, Marshaii,_Katı Olan Her Şey Buhar/aşıyor, Çeviren: Ümit Altıığ, Bülent Peker,
Iletişim Yayınlan, Istanbul, 1999, s.28-29.
<ısı Habermas, a.g.m., s.34.
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 7 (1, 2)

MODERNLİK GERÇEGİNDEN POSTMODERNLİK


SÖYLEMiNE DİN SORUNU ------- 5

lam kaybına uğramaktadır."(l6) Gelenekle modemlik arasmda varolduğu iddia


edilen farklılıkların temelinde, dinlerin geleneksel toplumlarda sahip olduğu
· konumların ve değişmelere adapte olamayan dogmatik yapısının neden olduğu
ileri sürülebilmektedir. Geleneksel toplumlarda din yaygın değer olarak günlük
yaşarnın bütün kodlarım etkilemekte ve toplumsalkurumlar dine göre organize
olmaktadır. Dini inançlar ve insanın davranışlarında etkili dinsel söylemler, özü
itibariyle nihai, mutlak ilkeleri bünyelerinde taşıdığı için, dünyadaki gelişmele­
re karşı mensuplarını pasifbir tutum seçmeye motive ederler.
Modemlik bilincinin yükselmesi ve yaygmlaşmasıyla birlikte, Batı' da din
ve gelenek yoğun eleştirilere konu olmuştur. Ortaçağ dinsel bilincinin dogma-
tik ıinlayışına karşı Aydınlanma' da üst düzeye çıkan bu eleştiriler, yeni bir mo-
dernlik bilinci yaratırken, akıl dogmatik düşüneeye karşı savaş açmıştı. Din ve
geleneğin etkili olduğu alanlarda, artık akıl, yeni perspektifler üretmekteydi.
Aydınlanma projesi, doğa bilimlerinin, nesnel olarak insanı ve ona ait gerçek-
liği anlayabileceği bir bakış açısı geliştirmiştir. Buna göre insanın gerçekliği
algılamasmda akledilebilir kabuller dışmda bütün geleneksel bakış açılarının
reddedilmesi gündeme gelmiştir. John. Carro/1, kendisinin "hümanizm" dediği
modem devrimin kültürel sonuçlarını incelediği bir çalışmasında şöyle bir de-
ğerlendirmede bulunuyor : "Bunun hedefi, yeryüzünde insani bir düzen kur-
maktı; aşkın ya da doğaüstü hiçbir desteğin olmadığı, özgürlük ve mutluluğun
egemen olduğu, tamamıyla insani bir düzen, insanı merkeze koymak."(17)Buna
bağlı olarak tarihin akışı içinde modemliğin dinle olan ilişkilerinde, dine ve ge-
leneğe özgü kabul edilen bütün kurumlarm zamanla yok olup gideceğini öngö-
ren bakış açıları da ön plfuıa çıkmıştır. Böylece "modernlik düşüncesi, dinin ve
Tanrısal bir bakış açısının mukadder kıldığı gerçekliği, iyi ve doğru algılama­
larını eleştirmiştir. "(tS)
Bunun yanında, modemliğin dünyanın
bütün alanlarında küreselleşme kap-
samında yaygmlaşaiı sonuçları,
dinsel kimliklerin varoluş biçimlerini
sorguluyor, kimi zamandinin sönüp gideceğine ilişkin bakış açıları, kimi za-
man da dinin yeniden modem dünyada kendisine yer buhibileceğine ilişkin gö-
rüşlerle karşılaşıyoruz. Çağdaş dünyada dinsel düşünce ve pratiklerdeki gözle

(16) Giddens, Anthony, Modernliğin Sonuç/an, Çeviren: Ersin Kuşdil, Aynntı Yaymlan, İstan­
bul, 1994, s.lOO.
(ı7) Carroll, John, Humanism: The Wreck of Westem Culture, Lopdon 1993'den aktaran,
Bauman, 4ygmunt, Postmodemlik ve Hoşnutsuzluk/an, Çeviren: Isınail Türkmen, Ayrıntı
Yayınlan, Istanbul, 2000, s.234.
usı Wagner, Peter, ModemJiğln Sosyo/ojisi (ÖzgQrlllk ve Cezalandırma), Çeviren: Mehmet Kü-
çük, Sarmal Yaymlan, Istanbul, 1996, s.29.
ı'
'i-


D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 8 (1, 1)

61 Erkan PERŞEMBE - - - - - - - - - - EKEV AKADEMİ DERGİSİ

görülür artışlar ve dinsel farklılıkların medeniyetler arasında zaman ~ or-


taya çıkarttığı gerilimler dikkat çekiyor.

5. Postmodem Durum ve Postmodernizm


Dünyanın son yüzyıllar içinde geçirdiği toplumsal değişmelerin önemli bir
dinamiği olarak, geleneksel. yaşam formlanndan, modernliğe geçişin yarattığı
sorunlar ve doğurduğu gerilimler, nihai olarak modemlik krizi olarak değerlen­
dirilen süreçlerle yeni arayışlan gündeme getirmiştir. Modernleşme problemle-
rini farldı süreçlerde yaşayan toplurnlara göre, modemlik bilincinin ortaya çık­
tığı Batı dünyasında da modemliğin alternatif modelleri ve eleştiriler yoğıın­
laşmaktadır.
"Modernlik düşüncesinin kriziyle birlikte, kutsanmış ve tesbit edilmiş tek
bir hedeften yoksun kalan insanoğlu için ütopyaların da eski anlamını yitirdiği­
ne tanık olmak ve modern ütopyaların ve ters-ütopyaların yerini "postmodern"
karşı ütopyaların aldığım gözlernek mümkündür.'>f19) Postmodemlik aynı za-
manda modemİst sorunsala bir eleştiri olarak, alternatif yeni bir yapı, yeni bir
dönem arayışım ifade etmektedir. Modem toplumun içine girmiş olduğu buna-
lım, postmodem bakış açısının temelinde yer alan bir ön kabuldür. Bu bunalı­
mı, bu krizi yansıttığı ölçüde postmodemlik eleştirel, olumlu, katkı yapıcı ve
sorgulayıcıdır. Ve öyle görünüyor ki, postmodem teriminin güçlü yaruru bu e-
leştirel boyutu oluşturuyor. Asıl sorun ise ''postmodemliğin, modemlikten bir
kopuşu dile getirmesi, bir başka deyişle, postmodemliğin kendini bir alternatif
olarak, yeni bir kültürel oluşum, yeni bir dönem olarak sunmasıdır.
"Postmodemliğin, toplumsal çalkantılar, kültürel dönüşüm, siyasi değişim, te-
mel değerler hakkındaki derin felsefi tartışmalar ve disiplinlerin bunalımı ile '
eşz.arnanh olarak -belki de bunlara tepki olarak- ortaya çıkmış olması onu daha
duyarlı bir biçimde karşılamaımza izin veriyor."(:ZO) ·
Modemlik tarihe, insanlığı bilgisizlik ve akıl dışılıktan kurtarınayı vaat eden
ilerici bir gliç olarak girdi, ama bu vaadin yerine getirilip getirilmediği tartış­
malıdır.<21> Modem bilimin kendi formel standartlarına kendisinin de oymadığı
ileri sürülmektedir. Bilimin bütün sorunlan çözebileceği yolundaki inanç, yir-
minci yüzyılda dünya ölçeğinde yaşanan ileriemelere rağmen insanlığın karşı­
laştığı sorunların çeşitliliği ile kırılmaya uğramıştır. Nükleer enerji merkezleri-
nin ve nükleer silahların ortaya çıkarttığı atıklar, zehirli kimyasal ilaçlar ve a- o:
tıkların yarattığı tehditler, doğal yaşamın dengesine yönelik kirlilik, insanın ve
etrafİndaki her şeyin metalaştırılması gibi sorunlar modem dönemde ortaya

<ı 9 ı Kılıç, Kıvanç, "Pısınklar Çağı", Birikim, 148, Ağustos 2001, s.77.
(ıoı Rosenau, Pauline Marie, Postmodernizm ve Toplum Bilimleri, Çeviren: Tuncay Birkan, Ark
Yayınlan, Ankara, ı 998, s.30. ·
(ııı Rosenau, a.g.e., s.24.
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 8 (1, 2)

MODERNLİK GERÇEGİNDEN POSTMODERNLİK - - - - - - 7


SÖYLEMİNE DİN SORUNU

çıkmıştır. Yaşadığımız yüzyılda, "modem"liğin sicili -dünya savaşlan, topla-


ma kamplan, soykınm, dünya çapında bunalımlar, Hiroşima, Vietnam, Kam-
. boçya, Körfez Savaşı, zenginlerle yoksullar araSındaki uçurumun genişlemesi­
ilerleme fikrine duyulan her türlü inancı ya da gelecekten ümit beslerneyi sor-
gulanabilir bir hale getirmektedir. <22)
F. Jameson'un "Postmodemizm ya da geç kapitaHzmin kültürel mantığı"(ll)~
J.Habermas'ın ''tamamlanmamış bir proje olarak; modemlif'(24) dediği, A.
Huyssen'in "neo-modemizm"<25), Marc Argue'nin "üst modemizm"<26), Guyy
Debord"un "gösteri toplumu"(27), olarak adlandırdığı ya da tanımladığı modem-
lik sonrası dönem için, 'postmodemizm' veya 'postmodern durum' tanımlama­
lan yapılabilmektedir. Adı tam olarak konulmamış bu dönemleştirmelerde
gündeme gelen ''postmodemizm" kavramı, "modernlik-sonrası" olarak anlaşıl­
maktadır. Postmodemizm, "post" ekinden kaynaklanan bir sonralık, bir baş­
kaldırı boyutu taşımaktadır. Herhangi bir tanıma indirgenemeyecek bir karma-
şıklığa, düzensizliğe sahipse de, postmodemizm, öncelikle modem/ilde bir he-
saplaşmayı ya da "modernliğin toptan radikal bir eleştirisini içeriyor."(28)
Postmodernİstler bugünün geçmişten, modemin modem öncesinden üstün ol-
duğu düşüncesini sorgularlar. Böylece "geleneksel, kutsal, duygular, coşkular,
sezgiler, tefekkür, spekülasyon, kişisel deneyim, adet, şiddet, metafizik, koz-
moloji, büyü, mit, dini hisler ve mistik dene~er dahil modemliğin kenara at-
tığı her şey yeniden önem k:azanmaktadır."<2 >
"Postmodernizm kapsamında yapılmış en iyi çalışmalar, çoğunlukla çifte
kodlu ve alaycı bir özellik taşır; birbirleriyle çelişen ve süreksizlik gösteren çok
sayıda gelenekten yararlanan, çoğulculuğu sağlayan da bu çeşitliliktir."(JO)
Postmodem düşünce geleneğinde, modemlik eski kılınmaz, "modernliğe yeni
bir ışık tutulur" ve "kendi amaçlan doğrultusunda kullanmak üzere modemli-

22
< ) Rosenau, a.g.e., s.25.
(ll) Jameson, Fredric, Postmodernizm ya da Geç Kapitalizmin Kf41tilrel Mantığı, Çeviren: Deniz
Erksan, Postmodemizm, Editör: Necmi Zeka, Kıyı Yayınları, Istanbul, 1994, s.59-116.
(l4) Bkz. Habermas, Jürgen, Modernlik: Tanuunlanmaıtı!Ş Bir Proje, Çeviren: Gülengül Naliş,
Postmodernizm, Editör: Necmi Zeka, Kıyı Yayınları, Istanbul, 1994, s.31-44.
<25) Sarıbay, Postmodemite, s.1 09.

(l6) Ague, Marc, Çağdaş Dünyaların Antropolojisi, Çeviren: Hülya Tufan, Kesit Yayınları, İs­
tanbul, 1995, s.114.
< 7) Debord, Guy, qösteri TopluiiUl ve Yorumlar, Çeviren: Ayşen Ekmekçi, Okşan Taşkent, Ay-
2

nntı Yayınları, Istanbul, 1996, s. lO.


(l8) Şaylan, Gencay, Postmodemizm, imge Yayınları, Ankara, 1999, s.88.
29
< ) Rosenau, a.g.e., s.26.
(JO) Harvey, David, "Postmodemizme Bir Balaş", Çeviren: Oğuz Işık, Birikim, 49, Mayıs 1993,
s.56.
i'
/.


D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 9 (1, 1)

81 Erkan PERŞEMBE ---------------EKEVAKADEkUDERGmİ

ğin birçok tekniği ve stratejisi bir arada kullanılınaya çalışılır."(Jt) Bu çerçevede


''postmodern/ik, modemliğin bir parçası obirak da değerlendirilir ve modemlik-
ten bir kopuş olarak veya onun sürekliliği içinde anlaşılır."(32) Ancak postmo-
demlik ve postmodernizm kavramları, yine de muğbık bir özellik taşımakta ve
henüz tam anlamıyla anlaşılamamakta ve tanımlanamaz kalabilmektedir.
Postmodernizm ilk olarak mimaride ve sanatta kendini göstermiştir. Özellik-
le mimari anlayışta, postmodem olarak nitelendirilen somut ürünler, yapılar or-
taya çıkmıştır:. "Ayrıcalıklı bir estetik dil" olarak mimarlık belki de Jameson'm
ileri sürdüğü gibi, "geç-kapitalizm ile postmodem deneyim arasında en dolay-
sız iUşki"nin gösterilmesini sağladığı için, postmodernizm tartışmalarında bu
kadar ön plana çikiyor. Foucault'nun öne sürdüğü gibi, belki de ondokuzuncu
yüzyıl bir .zanum bir tarih çağı, yirminci yüzyıl ise bir mekan çağı olduğundan,
mimarlık taİtışmaları meslek içi tartışma boyutunu aşıyor. Modernizmin, geç-
mişten ve onrin sembollerinden bağımsız bir süreç olarak dikkate aldığı mimar-
lık anlayışı, adaleti ve eşitliği sağlamak, toplumu değiştirmek, daha doğrusu
düzene sokmaya çalışmak için varoluyordu.'>l33> Sonuçta mitik bir modem insan
tasanmım esas: alan modernizm, postmodemlere göre, ancak çirkin çağdaş
kentler, beton bloklar çıkarttı ortaya. Modem mimarlığın hala en çok eleştirilen
yanı, kuşkusuz "kent anlayışı"dır. Modem mimarlar, kendi toplum modellerine
göre insan kitleleri yaratmak için, kentler yerine, işlevlerine göre belirlenmiş
bölgeler inşa etmişlerdir. Kent, topyekün zihinde kurulabilir, müdahale edilebi-
lir bir nesne haline gelmiştir.<34>
Feyerabend'm bilimsel akılcılığa karşı savunduğu ''her şey olur" sloganıyla,
tam bir serbestliğe, kaçımlmaz olarak da eklektizme varıyordu. "Tarihin içeri
alınması", bu her şeyin geçerli olduğu "ilkesizlik ilkesi" ile birleşince, post- .:ı;
modemlikte ııiimari tarz ve sanat anlayışı tarihten aldığı her biçim ve sembolü .
serbestçe bir arada kullanmaya başladı. Postmodem mimarlara göre bu, kural-
larla oynayıp zenginleştirmeye dayalı bir yaratıcılık, demokratik bir gönül ge-
nişliğiydi. Çelişkili; karşıt öğeler yan yana kullanılarak şaşırtıcılık elde ediliyor,
soyut düşünceler yeriııe, insanların zevki ve duyarlığı esas alınıyordu."(J5)

3
( t) Kumar, a.g.e., s.l69.
32
< Sarııp, Madan, Post-Yapısa/cıiık ve Postmodernizm, Çeviren: A. Baki Güçlü, Ark Yayınları,
)
Ankara, I 997, s.I 88.
(JJ) Harvey, David, Postmodemliğin Durumu, Çeviren: Sungur Savran, Metis Yayınlan, İstan­
bul, 1997, s.84-l20.
(l4) Zeka, Necmi, "YoUan Çatallanan Bahçe, Ayna/ı GiJkdelenl{!r, Dil Oyunlan ve Robes-
pie"e", Postmodernizm, Editör: Necnii Zeka, Kıyı Yayınları, Istanbul, 1994, s.13. Aynca
bkz. Mimarlık ve Kent tasannunda Postmodemist Yaklaşım.
(35) Zeka, a.g.e., s.16.
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 9 (1, 2)

MODERNLİK GERÇEGİNDEN POSTMODERNLİK - - - - - - -


9
SÖYLEMİNE DİN SORUNU

Modem tarziann toplumsal yaşam alanında eleştirisine dayanan "postmo-


dern durum" ya da dönem hakkındaki tartış~alar ise, 1960'ların sonlanyla
· 1970'lerin başlannda yoğun olarak gündeme gelmiştir.
"Postmodemizm, zaman-mekan sıkışması çevresinde ve içinde kurulan ge-
niş kapsamlı bir önermeler dizisidir. Hem postmodernizmin sunduklannın, hem
de postmodemizme yönelik eleştirllerin bu denli çeşitlilik göstermesini ancak
zaman-mekan ufuklan değişen bir dünyada kimlik arayışı ile açıklayabili­
riz."<36) Bu anlamda, postmodernizm gerçekliği reddeder, şeylerin gerisinde
mutlak bir gerçeğin olmadığı önermesini yapar. Gerçeklik yerine elimizde olan,
postmodernizmin ileri sürdüğü, imgeyle yani hayalle maddi gerçekliğin arasm-
daki farkların kaybolduğu bir dünyadır. "Tüm toplumsal yaşam, gerçeklerin
değil taklitlerin, modellerin, saf imgelerin ve temsilierin denetimi altına alm-
mıştır."(37) Eğer postmodernizm teorileri dışmda postmodem yaşantılardan söz
edebilirsek, kuşkusuz bu yaşantıların ortak paydası, kavramların "değer"lerini,
değerlerin de, "gerçeklik''lerini yitirdiği "büyüden arınmış bir dünya"dır. Bu
dünyayla ilgili tüm kavramlar elimizden kayıp gitmekte ve kavramların işaret
edecekleri "gerçeklik" onlar daha işaret ederneden başka bir renge bürünmek-
tedir. Gerçekten her şeyin "gösteri"ye dönüştüğü bir dönemde yaşıyoruz. Bü-
tün kavramlanmız anlamını yitirip, kendi boşluğuna yuvarlanmaktadır.<38 ı "İn­
san yaşamı, küçük bir klipe dönüşürken, hızlı, değişken, çarpıcı, karmaşık ve
renkli; ancak yönsüz, başı sonu belli olmayan bir akışdır söz konusu olan.<39)
Baudrillard'a göre "çağdaş yaşamda hiçbir şeyin aslı yoktur ve her şey bir si-
mülasyondur. •>(40) Ticarileşmiş piyasa toplumunda, "gerçek" bir birey olmak,
iyi bir ''vitrin"e sahip olmak anlamına geliyor. Aydınlanmanın bireyi, Descar-
tes'i izleyerek "Düşünüyorum, o halde varım", diyordu; postmodem toplumun
sessiz yığınlan düşünmeden var olarak, hem Descartes'i hem de Aydmlanmayı
çürütüyor. "(4t)
"Postmodern teori, önceki disiplinleri ve sınırlan radikal bir sorgudan geçi-
rir, hatta bazılan toplumsalın var olup olmadığını, hatta olanaklı olup olmadı-

<36) Harvey, a.g.m., s.58.


(J1) Serdar, a.g.e., s.23.
<38 ı Sargm, Şükrü, "Postmodern Yaşantı(lar), Medya ve Biz(ler)", Birikim, Haziran-Temmuz
1992, s.38-39, s.l 18.
< Sargın, a.g.m., s. I I 9.
391

< Baudrillard, Jean, Sessiz Y_ığınlann GDigesinde Ya da Toplumsalın Sonu, Çeviren: Oğuz
401

Adanır, Aynntı Yayıni an, Istanbul, I 990, s. I 4.


<411 Sargın, a.g.m., s. I I 9 .
..
j'
'
/.


D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 10 (1, 1)

1O1 Erkan PERŞEMBE------- EKEV AKADEMi DERGİSİ

ğını dahi sorgularlar."<42> Bu teori, karşı-aydınlanmacı çıkışlarıyla, ''AydırJlan­


ma çağının "aklı ve bilimi" kutsayan söylemini reddederken, belirli düşüncenin
merkeze alınıp diğerlerinin bir kenara atılmasına karşı çıkarak çoğulculuktan
ve çok faktörtü analizlerden yanadır.
"Postmodemizmi açabilmek için anlam berraklığından çok, anlam zengin-
liğini aramak; siyah-beyaz ayrımından kaçımp, "ya biri ya öteki" yerine, "hem
biri hem öteki"ni kabul etmek; birkaç düzeyde anlam ve birkaç odak noktasının
birleşimini ortaya çıkarmak; kendini, kendi hakkında bilgi sahibi olarak keş­
fetmek gerekmektedir."< > "Postmodemizm özne'yi adem-i merkezi kılarak,
43

çoğul akılcılaştırmanın yolunu açar; böylece, modemliğin evrensel özelliğini


bozar ve bireyci toplumsal düzenlemelere olanak tanır. Hatta yerel olam meşru­
laştırır. Postmodemizm, eski ayrımlar ve bölünmelerin dışındaki yeni biçimleri
oluşturacak yeni dilleri bulma girişimidir. Bu girişim özellikle wek kültürle
kitle kültürü arasındaki sınırları ortadan kaldırmaya yöneliktir." 44>
Bu çerçevede, "modernliğin yarattığı hiyerarşi, araçsal akıllaştırma ve bü- . 1
tüncül toplumsal düzenlernelerin karşısına; postmodemitenin eşitligi, değersel
akılcılaştırması ve bireyci düzenlemeler geçer. Böylece, modemliğin tek, ev-
rensel ve mutlak kıldığı gerçeklik de postmodemlikte çoğul, tikel ve göreli hale
dönüşür."( sı "Postmodern yaşam biçimi, sabit statü gruplarının olmadığı bir
4

toplumsallığa dayanır. Böyle bir toplumsallık stabilize ve hiyerarşik olmayan


aynı zamanda imaj bolluğuna dayanan bir tüketim kültürü ekseninde şekillen­
miştir."<46) Baudrillard ve Lyotard gibi düşünüdere göre postmodernizm, üretim
ilişkilerinden tüketim ilişkilerine, üretim tarzından bilişim tarzına, emekten bil-
giye, bilimsellikten, simulasyona geçişle ortaya çıkan bir durumdur.
Lyotard, "postinodernizmi 'meta-anlatı'lara (üst-anlatılara) inamlmazlık l
şeklinde tanım.İıyor."(47) "Anlatılar, yeterlik ölçütlerini belirler ve bu ölçütlerin.
nasıl uygulanacaklarını gösterirler. Böylece anlatılar, söz konusu kültürde ne-
yin söyleni4ne ve yapılma hakkına sahip olduğunu tanımlarlar ve kendileri bu
kültürün parçaları oldukhınndan, ne yapıyorlarsa onu yapıyor olma gibi basit

42
< > Kellner, Douglas, "Toplumsal Teori Olarak Postmodernizm: Bazı Meydan Okumalar ve
SoT'llnlar", Modernile Versus Postmodernite, Editör: Mehmet Küçük, Vadi Yayınlan, Anka-
ra, ı994, s.227-229.
(<lll Best, Steven, Douglas Kellner, Postmodern Teori, Çeviren: Mehmet Küçük, Ayrıntı Yayınla­ ....
n, Istanbul, ı 998, s.l38.
<44>Ankan, Mehmet M., ''Postmodemist DQşQncede Gerçekliğe ve DDzene Bakış", Birikim, 34
Şubat ı 992, s.66.
<4 sı Best - Kellner, a.g.e., s. ı24.
(46) Bauman, Zygmunt, Post;;wdem Etik, Çeviren: Alev Türker, Aynntı Yayınlan, İstanbul,
ı998, s.25.
4
( 7) Rotry, Richard, Habermas, Lyotard ve Postmodemite, Çeviren: Mehmet KüçÜk, Modemile
Versus Postmodern/te, Editör: Mehmet Küçük, Vadi Yayınlan, Ankara, ı994, s.l53.
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 10 (1, 2)

MODERNLİK GERÇEGİNDEN POSTMODERNLİK


SÖYLEMiNE DİN SORUNU -------11

bir gerçek tarafından meşru kılınırlar. ''<48> Böylece Postmoderniğin en önemli


özelliklerinden biri olarak zamanımızcia her şeyin kültürel hale gelmesi ve her-
. kesin kendi kültür dünyasmda yaşamasının veya kendi yaşam tarzını bir kültür
dünyasına dönüştürmesinin haklılaştınlması söz konusu olabilmektedir.
Özet olarak postmodernizmin temel özellikleri şöyle sıralanabilir; Genel ge-
çerlilik iddiası taşıyan önermelerin (teoriler, üst anlatılan, evrensel üsluplar)
reddedilmesi; (dil oyunlarında, ilgi kaynaklarında ya da bilim adamı toplulukla-
rında) çoğulculuğun ve parçalanmanın kabul edilmesi; farklılığın (ya da başka­
lığın) ve çeşitliğin vurgulanması; ve son olarak da her şeyin geçici olduğırnun
ruhsuzca ve alaycı bir şekilde kabul edilmesidir.
6. Postmodemlik ve Din
Her din, "mutlak hakikat"i en kesin biçimde doğrudan doğruya kendisinin
ifade ettiğini, dolayısıyla nihai kurtuluşun ancak kendi yaşam formuna katıl­
makla mümkün olacağım iddia eder. "Modernlik söylemi ise, dinlerin ve gele-
neğin hakikat anlayışına karşı dışlayıcı bir tutumu benimsemektedir.''<49> Buna
bağlı olarak ·modern toplumlar, din ve geleneğin etkisinden arındırılmış, bilgi
ve teknoloji üzerine temellendirilmiş bir dünyada var olmaktadırlar. Böylece
bilimsel ve teknolojik ileriemelerin yol açtığı olağanüst'ıl başan!ar, insaru ve
onun akılcı potansiyelinin tanrılaştırılmasma yol açarken, dine ve geleneksel
değerlere bağlılıkları da zayıflatmıştır. "Max Weber'in dünya din1eri üzerine
analizlerinin toplamından dinin veya dinsel inançların gündelik yaşamdan git-
tikçe daha fazla çekileceği ve modernliğin rasyonel ve sekiller dünyasmda di-
nin yerinin kalmayacağı yönünde bir öngörünün izleri rahatlıkla okunabilir."(SO)
"Modernlik zihniyeti evrensel bir meşrulaştırma potansiyeli taşımakta ve
küreselleşme kapsamında kendi yaşam formlarım bütün dünyaya yaymaktadır.
Bu kapsamda yeni iletişim ve enformasyon teknolojilerinin dünyayı "küresel
bir köy" haline getirdiği çoğımlukla gündeme geliyor."(St) Ancak "modernlik
zihniyetinin bütün dünyada ortak bir amaç duygusu yaratmaktan uzak olduğu
da bir gerçekliktir. "(Sl)

(4Sl Rotry, a.g.m., s.l56.


49
< > Wagner, a.g.e., s.29.
<soı Aktay, Yasin, Postmodem Danyada Din: Bir Aniatı nu, Tann'nın İntikanu nu?, Din Sos-
yolojisi, Editör: Yasin Aktay ve Emin Köktaş, Vadi Yayınlan, Ankara, 1998, s.300.
<5 ıı Yirmibirinci yüzyılda dünyada meydana gelmesi muhtemel dönüşümlerle ilgili olarak küre-
selleşmenin konumunu İz!ıh eden bir çalışma için bkz. Mc.Luhan, Marshall, Bruce R. Powers,
Global Köy, Çeviren: B. Ocal Düzgören, S cala Yayınlan, Istanbul, 200 I.
<52>Tibi, Bassam, İsiilm Uygarlığında Sivil Toplumun KJJltilrel Dayanağı: İsliim ve Demolf.rasi·
Uygarhklar Arasındaki KiJprlller, Çeviren: Ahmet Fethi, Sivil Toplum, Demokrasi ve Isiilm
\'
'
1-

.. ı
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 11 (1, 1)

121 Erkan PERŞEMBE---------- EKEV AKADEMi DERGİSİ

Modemlik bilincinin küreselleşme kapsamında dünyanın farklı bölgelerinde


ortaya çıkardığı tepkiler sosyologlann ilgi duydukları bir olgudur. ''Küreselle-
şen dünyayı simgeleyen kültür savaşlarının en önemli sembollerinden biri olan
din, ortadan kalkacağı varsayılmasına rağmen bugünün yaşamında egemen
kodlardan birisi olarak yaşamını sürdürmektedir. "(53)
İletişim teknolojilerindela gelişmeler, turizm sektörünün ulaşım teknolojile-
rindeki gelişmelerin kolaylaştıncı etkisiyle muazzam büyümesi, dünya çapmda
organiz.e edilen spor olimpiyatları. vb. etkenlerle yolu açılan küresell~şme algı­
sı, her türden ve her inançtan insanın sıklıkla bir araya gelmesini ve bu bir ara-
ya gelişlerin iyice kanıksanmasım sağlamaktadır. "Bunun dinsel inançlar ala-
nmda ilk anda meydana gelen şok edici anomik sonuçlarının yam sıra, bütün
bir küreselleşme algısının kanıksandığı oranda dinsel inançlann tekrar geri ge-
lişine tamk oluna biliyor. Gilles Kepel'in Tanrı 'mn intikamı dediği bu geri geliş
postmodem durumda din hakkında dikkat edilebilecek en önemli konu; dini ol-
guda keşfedilmeyi bekleyen daha pek çok noktanın mevcudiyetine işaret et-
mektedir."(S4) Kepel, "dinle ilgili ne rasyonalizmin ne de modemliğiiı hesabının
henüz bitmemiş olduğunu, bitecek gibi de görünmediğinin açıklanabileceğini,
zengin amprik örneklerle göstermeye çalışıyor. Kepel'in göstermeye çalıştığı
şey, hakikaten de tüm hızıyla yaşanri1.akta olmasına rağmen günümüz modem-
liğinin dinsel hareketlerin canlanmasıyla karakterize edilmekte olduğudur.''<55)
Peter Berger' e göre "dinsellikte artışın Amerikan toplum yapısına ve yaşam
tarzına ilişkin bir yam da vardır. Amerikan toplumunda dinsel kurumlar da ka-
pitalizm sayesinde pazarlama vasıtası haline gelmiş; dinsel gelenekler tüketici
malları vasfını kazanmıştır.''(56) Bugünün "küreselleşmeyle karakterize edilen
kültürel durumunuiı en belirgin özelliği, kültürel formlann, dinsel inançların,
günlük yaşam örüntülerinin en yüksek düzeyde çoğulcu bir toplumsal pota içe- .
risinde aşağı yukarı eşitlenmiş olması; aralanndan birinin üstünlüğüıle hüküm
verecek bir ~st ilkenin varlığıyla ilgili iın.kanları tüketmiş olmasıdır.''<57)
Çağdaş dünyada dinin ve dinsel söylemin yeniden canlanması süreci ve ol-
gusu, bu anlamda hem kuramsal düzeyde hem de somut siyasal yaşamda, yo-
rumsal bir zihin karışıklığı yaratıyor. Toplumsal bir olgu olarak dinsel söylem

Dilnyası, Editör: Elisabeth Özdalga, Sune Persson, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul,
1998, s.32.
(S3) Keyrnan, E. Fuat, Ali Yaşar Sarıbay, G/obaUYerel Ekseninde Tilrkiye, Bağlam Yayınları, İs-
tanbul, 2000, s.43. ·
(S4) Aktay, a.g.m., s.305.
(55) Aktay, a.g.m., s.301.
(S6) Berger, Peter, The Sacred Canopy, New York, 1969, s.I38-147'den aktaran Ali Yaşar
Sarı bay, Postmodemile Sivil Toplum ve İs/Ilm, İletişim Yayınları, İstanbul, 1994, s.82.
(57) Aktay, a.g.m., s.302.
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 11 (1, 2)

MODERNLİK GERÇEGİNDEN POSTMODERNLİK


SÖYLEMİNE DİN SORUNU - - - - - - - 13

ve hareket, "katı olan her şeyin buharlaştığım", ''tanımı nı yaptığımız olguların


cevap arayan sorulara dönüştüğünü", "nedensellik ilişkilerinin çarpıklaştığım"
toplumsal ilişkilerin karmaşıklaştığım simgeleyen geç modem zamanların en
önemli göstergelerinden biri olarak varlığım sürdürüyor."(S8) "Batı toplumları­
nın kendi içinde tek boyutlu olmayan oldukça heterojen bir görünüm sergile-
rnesi ve yeni dini anlayış ve yorumların yer yer etkiıilik kazanması ilginç karşı­
lanmakta ve dinin bala ayakta kalmasımn, insanin varoluş şartlarıyla ilgili olan
çok önemli sebepleri ileri sürülmektedir. Bunların bir kısmı tarihi ve kültürel,
bir kısmı derin anlamda psikolojik, bir kısmı sosyolojik ve ~üphesiz önemli bir
kısmı da eskatolojik çerçevede ele alınabilecek sebeplerdir. <9)
Ge/Iner, ise "günümüzde hiper-göreci postmodemistlerle, fundamentalist
dini hareketlerin yükselişinin bir ·aradalığına aldanmamak ~erektiğini, aslında
bunların birbirlerine rakip unsurlar olduklarım kaydeder."( Ona göre "dinle-
rin varolmaya devam etmeleri hatta giderek dinsel bir canlanışı ifade etmeleri-
nin sebebi muhtevalarım, özlerinden sapmak pahasına tamamen modemleştir­
miş olınalarıı;ı.dan kaynaklanmaktadır; bu yüzden bu tür dinlerin yükselişi, ras-
yonel bir içerikle değilse ancak çok geçici bir parıldama olarak görülmesi ge-
rektiğinden, modernizmin genel seyrine hiçbir tehdit içermez."<61 )
Modemlik krizlerinin Batı ve Batı-dışı toplumlarda oluşturduğu problemler,
birbirinden farklı değerlendirmelere açık olmasına rağmen din ve geleneğin
yükselen konumları postmodemlik tartışmaları ile daha da anlam kazanmakta-
dır. Gelinen noktada, "her alandaki sekülerleşmenin yol açtığı tatminsizlikler,
birtakım modemlik öncesi çağa dönme teorileri bir yana, modemliği aşmak ge-
rektiği tezini gündeme getiriyor."<62)
Postmodernizm öncelikle dün~ayı eski gizemine kavuşturına sözü veriyor,
hatta onu ''yeniden büyülü hale"< ) getirmek istiyor. "Modernizmin ilkeselliği­
ne, belirleme ve hesaplama tutkusuna, mantıklılık ve tutarlılık takıntısına top-
tan bir karşı çıkışla belirsiz ve rasiantısal olam selamlıyor."(64) Böylece bir an-
lamda, "postmodemliğin en belirgin özelliklerinden biri de dine dönüşe imkan

(SS) Keyman, E. Fuat, "Toplllmbilimlerinde Yorumbilgisel Yaklaşım ve Modernite- Sekillerleş­


me Söylemini Anlamak", Doğu Batı Dergisi, 9, Kasım-Ocak ı 999, s.55.
< > Aydın, Mehmet S., "Dünyevileşme", İslamiyat, IV, 3, 200ı, s. ıs.
59

(60) Gellner, Ernest, Postmodernizm İslam ve Us, Çeviren: Bülent Peker, Ümit Yayınları, Ankara.
ı 994, s. ı24.
< > Gellner, a.g.e., s.3ı-40.
61

< > Y~ilyurt, Temel, "Seküler Dünyada İmiln Topluluklan-Modern İnsan İçin İmanın Anla-
62

mı', Islamiyat, V/3, 200ı, s.l22.


63
< > Bauman, Postmodem Etik, s.46.
< > Türkbağ, Ali Ulvi, "Postmodemite ve Hukuk İdealleri:Adalet, Hukuk Devleti', Doğu Batı
64

Dergisi, 13, Kasım-Ocak 2000-200ı, s.206.


ı'
'/ .


D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 12 (1, 1)

141 Erkan PERŞEMBE-------- EKEV AKADEMi DERGİSİ

tanımasıdır. Farklı bakış açısına sahip düşünürler dini, modemliğin parç~ayıp


kınlgan hale getirdiği toplumsal gerçekliği onarmanın çaresi olarak görmekte-
dirler. Danie/ Bel/, F. James on bu düşünürlere örnektir. "(65)
Postmodem düşünürler diniere ait olan ezeli ve ebedi bilgiyi elde edebilme
veya dinlerin gerçeklik hakkındaki söylemlerini dikkate almazlar.
Tanrısal tec-
rübenin bireyin ve toplumutı yaşantısında ön plana çıkan etik özellildecine de-
ğer verirler. "Tanrıyla ilgili bütün sorular,. insani problemierin çözümüne atıfla
sorulmahdır. İnsanlığın kurtuluşu için toplumsal adalet gereklidir. Din, insan
yaşantısında bu türden bir adalet ve hakkaniyet duygusunu kazandırıyorsa ö-
nemlidir. Pannenberg, insani müdahale için bir dini etikin geliştirilmesi zorun-
ludur demektedir. Postmodem anlamda.o, etik eylemin ezeli ve ebedi formül-
lerden doğamayacağına inanır. "Derrida, 'sorumluluk', etikin kalbidir der.
Buher, Tillich ve Bonhoeffer, toplumsal adalet buJunmaksızın Tanrı 'nın önemi-
nin olamayacağını savunurlar. Postmodemli/ete din, barbarizmin ortasında ada-
lete çağrıyı temsil eder. Din, insanları arıtılmış kavramiara kelepçelemek yeri-
ne, birbirine bağlar.''<66) Diğer taraftan özellikle "kitle iletişim araçiannın ge-
lişmesi, enformasyon ağının zenginleşmesi ve yoğun nüfus göçleri, farklı din-
sel yaşam formlarımn bir arada var olmalarını ve aralarında gerçek bir diyalo-
gun tesis edilmesini zorunlu hale getirınektedir."( 6 7) Din, barış, aşk ve yardım­
severlik gibi faziletierin egemen olduğu bir cemaat tesiri çağrısıdır. İnsanlar
bütünlüklerini dinle restore ederek kendilerini bir yabancılaşma yaşamından
kurtarabilirler."<68> Bütün dünyada işsizlik, yoksulluk ve benzeri toplumsal so-
runların yükselişi ile birlikte toplumsal eşitsizliğin ve adaletsizliğin her alanda
yükselişi, .yolsuzluk, dolandırıcılık ve yasal olmayan yollarla belli kazanımlar
elde edenlere saygı ·gösterilmesi önemli bir meşruiyet krizine neden olmaktadır.

Postmodemleşmenin cemaat yaşamını ön plana çıkarması ne tam anlamıyla


dinsel inanc~ yeniden tesisi, ne de ritüele yeniden dönüşü içermektedir. Çünkü
''postmodemlikte Tanrı da diğer büyük aniatılar gibi bir boyuta indirgenmekte-
dir. Tanrı'nın tarihe anlam ve yön veren, moralitenin varlık sebebi olan nihai
hakikat anlayışım temsil ettiği dönem gerilerde kalmıştır."<69> Buna paralel ola-
rak "dinselliğin sevgi, yardımlaşma ve adalet duyguları, postmodem/ikte, Tanrı
tarafından ilham edilmemekte, özneler arası bir anlamlandırmadan türemekte-

(65) Sanbay, a.g.e., s.86.


66
< > Murphy, John W., Postmodem Toplumsal Analiz ve Postmodem Toplumsal Eleştiri, Çevi-
ren: Hüsamettin Arslan, Eti Yayınlan, İstanbul, 1995, s.SO.
< 7) Tüzer, Abdüllatif, "Kutsal'ın Tecrilbesi ve Dini Çoğulculuk", Düşünen Siyaset, 12, Ocak-
6

Şubat 2000, s.32. .


(6S) Murphy, a.g.e., s.l31.
69
< >Murphy, a.g.e., s.l30.

ı
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 12 (1, 2)

MODERNLİK GERÇEGİNDEN POSTMODERNLİK _ _ _ _ _ _ _


15
SÖYLEMİNE DİN SORUNU

dir. Onlara göre ''Ben ve öteki"nin birleştif nokta gerçekliktir ve dini değerler
de sadece bu alan içinde ifadesini bulur."(7°
"Postmodernizm bir kez meta-aniatılann sonu olarak kabul edildiğinde, ger-
çekten de postmodern dün~ada dinlerin de sağlam bir yer edinemeyecekleri ko-
laylıkla kabul edilebilir."(7 )
Turner, postmodernliğin her şeyden önce gündelik yaşamdaki metalaşmay­
la, kültürel sistemler üzerindeki kitle tüketim sistemlerinin etkisiyle ve yüksek
ve aşağı kültür arasındaki aynının bulanıklaşmasıyla anlaşılabilec~~i düşü­
nür. Dinsel inanca asıl tehdit de gündelik yaşamın metalaşmasıdır. ) Insanlar
yalnızca entelek:tüel bakımdan tutarlı olmadıkları rasyonalist temellere dayana-
rak bir takım inançları benimseyip reddediyor değiller. inançlar, gündelik ihti-
yaçlar ve kaygılar açısından münasip olma veya olmama durumuna göre be-
nimsenip reddedilmektedirler. Dini inancı veya dinsel mensubiyeti küreselleş­
Iniş postmodern bir toplumda problematik kılan şey, gündelik yaşamın hiçbir
şeyden etkilenmeyen küresel bir mübadele sisteıninin metalaşmış bir parçası
haline gelmesidir. (7l) Bu durumda dinsel semboller, kavramlar ve pratikler de
gündelik yaşantımn tüketim evreni içinde birer meta haline gelmektedir. Post-
modemİst çağın kavranmast, modernlik tasanmının sorgulanışını ve modernli-
ğe duyulan inancın yitirilmiş olmasım, bir çoğulculuk ruhunun var olduğunu,
geleneksel bağnazlıklara karşı kuşkuculuğun arttığım ve nihayet dünyayı ev-
rensel bir bütünlük olarak algılayan ve kesin çözümlere, sorulara tam yanıtlar
bekleyen bakış açısının reddini öngörmektedir. "Postmodernistler için, mark-
sizm ya da Budizm olsun, ideoloji, alışveriş merkezindeki çeşitlerden yalnızca
biridir. "Batılı tüketicilik geleneksel yaşam tarzlarının temelini kemirip, dinsel
pratikleri, alışkanlıkları aşındırır. Bu düzeyde aşınmış bir dinin gerçekten de bu
dünyada tutunmayla ilgili sorunlan hissedildikçe sekülerleşmede de ciddi me-
safeler katedilmiş olur."<74)
"Modernizmin dinsel hakikati dışlayan tutumuna karşılık postmodernizmin
etnik-dinsel köklere dönüş, geçinişle bağların sürdürülmesi, kutsal, geleneksel
üzerinde yeniden odaklanma gibi içerimleri, Müslüman entelek:tüeller açısında
oldukça anlamlı karşılanmıştır."(75) Son yüzyılda İsHim dünyasında gÖzlenen
modernleşme ve geleneksel yapılar arasındaki uyum krizlerinin, Batı'nın kendi

70
< > Murphy, a.g.e., s.l31.
<71 > Aktay,a.g.m., s.308.
<n> Aktay, a.g.m., s.310.
73
< >Tum er, Bryan S., "Oryantalizm Postmodernizm ve Din", Tezkire, 9-1 O, Bahar 1996, s.2 I O.
74
< >Aktay, a.g.m., s.3 12.
< 5) Başer, Vehbi, "Modernizm ve PostmodemizmArasında Kutsalın Yitiriüşi', İslfu:niyat, IV/3,
7

2001, s.76.
i'
'
1-

_,
D01777c6s13y2002.pdf 24.02.2010 11:47:31 Page 13 (1, 1)

161 Erkan PERŞEMBE-------- EKEV AKADEMİ DERGİSİ

modernlik projesine karşı duyulan güvensiziilde paralellik gösterdiği ileri ~ürü­


lebilmektedir. "Postmodemliğin Batılı kritiği bu anlamda İslami fundamenta-
lizmle birlikte modernliğe alternatif olabilmektedir."(76)

7.Sonuç
Postmodernizmden etkil.enen bazı müslüman entelektüeller, başlangıçta -1
modernizmin meydan okumalarına geleneksel dinsel kimlik ve birikimleriyle
belirli bir direnç göstermişler; modernliğin, ~erlerinde hissettikleri yoğun bas-
kısı karşısında bir yandan Batı 'yı ve modernizmi daha yakından tanımaya çalı-
şırken, Batılı modernist söylemleri, yaşam biçimlerini ve değerleri kıışkuyla
karşılayan; bunları Batılı, düşman ötekinin İslam-dışı, saldırgan, büyüklük tas-
layıcı meydan okumaları olarak algılayan bir bakış açısı içinde yetişmişlerdir.
Batı 'yı tanıdıkça, postmodem eleştiri biçimlerini, modernizme karşı duydukla-
n tepkilerinde önemli bir direnme noktası olarak algılamışlardır..
Postmodem durum ya da söylem modernlik eleştirileri üzerine kendisine yer
belirlemeye çalışmaktadır. Bu durum çağımız insanların yaşantılarında yeni bir
anlam dünyası keşfetmelerinden çok, varolan anlam dünyasının daha da bula-
mklaşmasım ve belirsizleşmesini gündeme getirmiştir. Böylesine bir belirsiz-
likte, ~ ve geleneğin postınodernlikle birlikte yeniden ele alınışı da sorunlu
bir alana girmek olarak görülebilir. ,-
Bu dünyayla ilgili bütün kavramlar ve dinlerle ilgili değerler, postmo-
dernliğin işaret edeceği gerçeklik konusunda tanımlanamaz gibi görülmektedir.
Yaşarnın bütün farklı renklerini aym potada bazen bir boşluk denizinde kaybe-
den, bazen de piyasanın mantığına göre şekillendiren postmodemlik, dinin
farklı renklerini de işine geldiği gibi kullanmaktadır. Modernliğin din konusun-
daki kesin tavrı, bu nedenle postmodem söylernde bir sorunsal olarak kalmak- .
tadır.

(?6) Tibi, Bassam, Die fundamenlalistische Herausforderung, Der Islam und die Well-politik,
C. H. Beck Verlag, München, 1992, s.50.

You might also like