Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 102

Yaratmanın başlangıcıdır düş gücü… Dilediğinizi düşler, düşlediğinizi amaçlar, amaçladığınızı

yaratırsınız sonunda.
Bernard Shaw
Yenilik, bir fikri, satılabilir, yeni ya da geliştirilmiş bir ürün
veya mal ve hizmet üretiminde kullanılan yeni ya da
geliştirilmiş bir yöntem haline dönüştürmeyi ifade eder.
Uluslararası düzeyde kabul gören kaynaklar olan OECD ve
Eurostat’ın birlikte yayınladığı Oslo Kılavuzuna göre :

Yenilik, işletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda


veya dış ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir
ürün (mal veya hizmet), veya süreç, yeni bir pazarlama
yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin
gerçekleştirilmesidir
Daha önce çözülmemiş sorunları çözmek veya daha önce
karşılanmayan ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla
geliştirilebilecek yada zaten var olan pek çok ürün ve hizmeti
daha efektif, daha güzel, daha kullanışlı, daha çok insanın
işine yarayacak hale getirmeyi amaçlayan çalışmalara
inovasyon denir.
Yaratıcılık, bugünkü bilimsel gelişmelere rağmen
tanımlanması ve ortak bir anlayışla ele alınması zor olan
kavramlardan birisidir.
Çok boyutlu bir fenomen olan yaratıcılık kavramı,
araştırmacılar tarafından disiplinlere, ekollere, yaklaşımlara
ve ilgili disiplinin özelliklerine göre farklı açılardan ele
alınmakta ve alanyazında farklı şekillerde tanımlanmaktadır.
Yaratıcılık, bozukluklara, sorunlara, bilgi eksiğine, kayıp
ögelere, uyumsuzluğa karşı duyarlı olma, çözüm arama,
güçlüğü tanımlama, kestirmelerde bulunma; eksikliklere
ilişkin hipotezler geliştirme, bu hipotezleri sınama,
değiştirme, yeniden sınama, daha sonra da sonucu ortaya
koyma olarak tanımlanabilir.
Yaratıcılık, yenilik ve değişim birbirine karıştırtılması mümkün olan üç
kavramdır. Özellikle yaratıcılık ile yeniliğin eş anlamı olduğu
düşünülebilir.
Yaratıcılık her alanda yararlı yeni fikir ve bilgilerin üretilmesi, yenilik
ise bu yaratıcı fikirlerin başarıyla uygulamaya konulması olarak
tanımlanabilir.
Dolayısıyla yeniliğin başlangıç noktası durumunda olan yaratıcılık,
yeniliklerin ve yeniliğin psikolojik algılanışlarının bir tohumu ve
yeniliğin başlangıç noktası olarak görülmektedir.
Yaratıcılık, yenilik için şarttır ancak tek başına yeterli değildir
Yaratıcılık, yoğun bir bilgi ve fikir üretim süreci olduğundan yaratıcılığın
temelindeki en önemli çerçeve kavramlardan biri de zekâdır.
Zekâ;
 Düşünme,
 Akıl yürütme,
 Soyut-somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme,
 Yargılama,
 Sonuç çıkarma,
yeteneklerinin tümüdür
Zekâ türleri konusunda 1900’lerin başından beri çok çeşitli
çalışmalar yürütülmüştür. İnsanların farklı şekillerde sahip oldukları
yetenekleri, potansiyelleri veya kabiliyetleri «zekâ alanları» olarak
adlandıran çoklu zekâ kuramının yanı sıra aksi görüş ve kuramlarda
vardır.
Çoklu zekâ kuramı konusunda en çok kabul gören yaklaşım Howard
Gardner tarafından geliştirilmiştir. Gardner 1983’te Frames of
Mind adlı eserinde bir insanın farklı temel zekâ alanlarından oluşan
geniş bir yetenekler yelpazesine sahip olduğunu öne sürmüştür.
1. Sözel - Dilsel Zekâ
2. Mantıksal - Matematiksel Zekâ
3. Uzamsal - Görsel - Mekansal Zekâ
4. Bedensel - Kinestetik Zekâ
5. Müziksel - Ritmik Zekâ
6. Kişisel - İçsel Zekâ Sosyal Zeka kavramı içinde yer
alan fakat ayrı bir öneme sahip
7. Kişilerarası - Sosyal Zekâ bir zekâ türü :
8. Doğasal Zekâ Duygusal Zekâ
9. Varoluşsal Zekâ
Bu alan kelimelerle konuşma veya yazma becerisiyle ilgilidir.
Yüksek sözel/dilsel zekâya sahip insanlar kelimeleri, kavramları ve
yabancı dilleri daha kolay ve çabuk öğrenebilirler.
Bu zekâ türü okuma, yazma, hikâye anlatma, konuşarak ve yazarak
iletişim kurma, kelimelerin etimolojik kökenleri ile birlikte
hatırlama, önceki bilgiyi anlamaya ve yeni bilgiye bağlamaya
konularında gelişkin bir yetenek yelpazesi sunar.
Yazarlar, hatipler, şairler, siyasetçiler, dil bilimciler ve benzer
mesleklerde başarılı olmuş kişilerin sözel zekâsı ön plandadır
Bu alan mantık, soyutlamalar, nedenleme, numaralar ve eleştirel
düşünmeyle ilgilidir. Gardner IQ testlerinin sadece sözel ve mantıksal-
matematiksel yetenekleri ölçtüğünü savunur.
Muhakeme yeteneği, mantıksal zekânın bir parçasıdır. Mantıksal zekâ kişinin
neden-sonuç ilişkisi kurabilmesini ve sağlam sorgularla, sağlıklı sonuçlar elde
etmesini sağlar.
Bu zeka türü gelişmiş kişiler, yazılım, mühendislik, teknik bilgi ve neden-
sonuç ilişkileri kurmayı gerektiren işlerde başarılı olmaktadırlar. Sayısal
alanda, sayısal mesleklerde kendilerini kanıtlamış kişilerin matematiksel
zekâsı ön plandadır. Bulmaca ve zeka oyunlarını severler ve bu alanlarda
yaratıcılık seviyeleri yüksektir.
Bu alan, görsel - uzamsal yargılar ve zihnin gözüyle görselleştirme yeteneğinin
gelişiminde ön plandadır. Görsel zekâsı yüksek insanlar, renklere karşı çok hassas ve
duyarlı, haritaları, çizelgeleri, diyagramları veya tabloları sadece düz metinden
oluşan yazılı materyallere kıyasla daha kolay okuyup anlayabilen, genellikle sanat
içerikli etkinlikleri çok seven ve diğerlerine oranla daha çok hayal kuran kişilerdir. Bu
zekâ türü ile ilgili görme engelli ressam Eşref Armağan ile ilgili dokümantasyonları
okuyarak ve belgeselleri izleyerek daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Bu zekâ türüne uygun olan meslekler ressamlık, teknik ressamlık, film ve görüntü
yönetmenliği, dekoratörlük, alan ve grafik tasarımcılığı, görsel reklam tasarımcıları,
mimarlık, iç mimarlık ve peyzaj mimarlığı vb. şeklinde sayılabilir. Uzamsal zekâya
sahip bir insanın yap-boz oyunları, model ve prototip yapımı gibi görsel zekâya
dayalı konularda da iyi olduğu görülmektedir.
Bu zekâ vücut hareketlerini kontrol etmeyi ve yorumlamayı, fiziksel nesneleri
manipüle etmeyi ve vücut ile zihin arasında bir uyum oluşturmayı sağlar. Bir problemi
çözmek, bir model inşa etmek veya bir ürün meydana getirmek için vücudunun belli
organlarını kullanabilmesi kapasitesi olarak ifade edilebilir. Kinestetik zekâsı yüksek
kişiler genellikle; bir veya birden fazla sportif faaliyette başarılı; uzun süre hareketsiz
kalmakta zorlanan ve fiziksel hareketliliği seven; jest, mimik ve yüz ifadelerini
kolaylıkla taklit edebilen; gördüğü her nesneyi dokunarak inceleme ve analiz etme
eğiliminde olan; el becerisi gerektiren etkinliklerde başarılı olan ve bir şeyi en iyi
yaparak yaşayarak öğrenen kişilerdir.
Sahne sanatçılarının (aktör, aktrist, tiyatro oyuncuları, pandomimciler, canlı heykeler,
ilizyonistler vb.) sporcuların, dansçıların, heykeltıraşların, marangozluk gibi el emeği
yoğun zanaatkarların genellikle bu zekâ türü yüksektir.
Bireyin müzikle, müziksel ve ritmsel formlarla düşünerek kendini ifade
edebilmesi, müzik ritimlerini kolaylıkla algılayarak ayırabilmesi hatta bir
olayın seyrini müziksel olarak algılaması ve yorumlaması ve ifade etmesi
yetenekleridir. Genellikle müzikal kompozisyon ve performansta iyidirler.
Genellikle; müzik kompozitörleri (besteciler), aranjörler (klasik aranjörler ve
DJ’ler), virtüözler, ses sanatçıları, ses ve müzik teknisyenleri, lutiyelerde bu
zekâ türü gelişmiştir.
Bu zekâ türü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için klasik batı müziği
kompozitörlerinden Ludwig van Beethoven, Wolfgang Amadeus Mozart,
Johann Sebastian Bach ile ilgili kitap ve dokümantasyonlardan
faydalanabilirsiniz.
Kişinin kendiyle ilgili bilgisi olması ya da yaşamı ve öğrenmesi ile ilgili
sorumluluk almasına işaret eden zekâdır. Bu zekâ türü yüksek olan kişiler
kendi hakkında sahip olduğu gerçek bilgi ve anlayış ile uyumlu davranışlar
sergilerler ve kendilerini tanıma yetenekleri yüksek olduğundan kim
olduklarını, olumlu ya da olumsuz yanlarını, hissettikleri duyguların
nedenlerini kolayca belirleyebilirler.
İçsel zekâ düzeyi gelişmiş bireyler bağımsız olma eğilimli; en az bir ilgisi ve
hobisi olan, duygularını, hislerini ve düşüncelerini açık ve net bir şekilde dile
getiren; özgüveni ve özsaygısı yüksek olan kişilerdir.
Kendileri ile ilgili farkındalıkları yüksek olduğu için yetenekleri doğrultusunda
seçecekleri herhangi bir alanda yüksek yaratıcılık gücüne sahip olurlar.
Bireyin çevresindeki kişilerin isteklerini, duygularını ve ihtiyaçlarını anlama,
yorumlama ve kişilerle etkili iletişim kurabilme yeteneklerine dayanan bir
zekâ türüdür. Bu zekâ türü çevredeki insanların duygularını, isteklerini ve
ihtiyaçlarını anlama, ayırt etme ve karşılama kapasitesini yükseltir. Sosyal
zekâsı gelişmiş olan bireyler, moral, mizaç, güdüler ve eğilimleri kolaylıkla
fark ederek ayrıştırıp gelişmiş empati yetenekleri vasıtasıyla buna göre
davranışlar sergileyebildikleri için genellikle çevrelerinde sevilirler.
Sosyal zekâsı yüksek bireyler genellikle; liderlerlik (politik, siyasi, dini ve
iktisadi alanlarda), öğretmenlik, psikoloji, sosyoloji ve rehberlik, pazarlama
ve satış uzmanlığı, halkla ilişkiler gibi alanlarda yüksek yaratıcılığa sahiptirler.
Duygusal zekâ, bireyin duyguları tanıyabilme, duygularını ifade
edebilme, duygularını kontrol edebilme ve empati yaparak
kişilerarası ilişkilerini sürdüre-bilme kapasitesidir. Duygusal
zekânın kendi içerisinde birçok bileşenin olduğunu belirtmek
mümkündür. Çünkü bireylerin isteklerini, dürtülerini kontrol
edebilmesi ve bir uyarıcı olarak kendi duyguları ve başkalarının
duygularını tanıması, izlemesi, ifade edebilmesi ve düzenleme
derecesi duygusal zekâ aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Konuyla ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak için Daniel Goleman’ın
Duygusal Zekâ kitabını edinebilirsiniz.
Korteks

Duygusal Talamus Doğrudan Sinir yolu Amigdala Duygusal Yanıt


Uyaran
Duygusal Zeka

Yetenek Tabanlı
Karma Duygusal
Duygusal Zekâ Özellik Modeli
Zekâ Modeli
Modeli
Bireyin duygusal Bireyin duygusal olarak Bireyin duygusal
yeteneklerinin kişilik tabanlı ve özelliklerinin kişilik yapısı
geliştirilebilir olduğunu geliştirilebilir bir yeteneği ile ilişkisini belirtir.
belirtir. olduğunu belirtir.
Duygusal zeka bireysel ve sosyal alanda olmak üzere 4 temel beceriye hizmet
eder.
NE GÖRÜYORUM NE YAPIYORUM

Bireysel
Yetkinlik Kendini Yönetmek
Öz Farkındalık

Duygusal
Zeka
Sosyal yetkinlik
Sosyal Farkındalık İlişkileri Yönetmek
Öz-Farkındalık Kendini Yönetmek

• Kendi duygularını farketmek • Duygusal farkındalığı kullanarak davranışlara


• Duygulara dışarıdan bakabilmek karşı esnek ve pozitif yaklaşmak
• Belli kişilere ve durumlara karşı nasıl tepki • Tüm kişi ve durumlara karşı verilen duygusal
verdiğini farketmek tepkileri kontrol edebilmek
Sosyal Farkındalık (Empati) Sosyal İlişkileri Yönetmek
• Başkaları ile sağlıklı iletişim kurabilmek için
• Başkalarının duygularını farketme yeteneği
kişinin kendini ve başkaları ile ilgili duygusal
• Gerçekten neler olduğunu anlama farkındalığını kullanması
• Kişi öyle hissetmese bile karşısındakinin • Açık iletişim sağlama
nasıl hissettiğini ve düşündüğü anlama • Tartışmalara yapıcı yaklaşım
Doğayı tanıma ve anlama, yaşayan canlıları tanıma, doğanın dengesini
anlama, canlıları tanıma ve sınıflandırma yeteneğine dayalı zekâ türüdür.
Doğasal zekâsı güçlü olan insanlar, sağlıklı bir çevre oluşturma bilincine
sahiptirler ve çevrelerindeki doğal kaynaklara, hayvanlara ve bitkilere karşı
çok duyarlı ve meraklıdırlar. Sürdürülebilir ekonomi alanında (sürdürülebilir
tarım, yenilenebilir enerji, sürdürülebilir kalkınma vb.), çevre ve doğanın
korunmasına ilişkin sivil toplum örgütleri, geri dönüşüm ve geri kazanım, atık
kontrol ve arıtma gibi alanlarda yaratıcıdırlar.
Bazı çoklu zekâ kuramı savunucuları ruhsal veya dini zekâyı olası bir zeka tipi
olarak önermişlerdir. Çoklu zekâ teorisinin kurucusu Gardner, ruhsal bir
zekânın varlığını kabul etmese de, «varoluşsal» zekânın faydalı bir
sınıflandırma olabileceğini belirtmiştir.
Özellikle eğitim alanında çalışan araştırmacılar varoluşsal zekânın
hipotezlerini oluşturarak bu zekâ türünün içeriğinin oluşturulması katkı
sağlamışlardır.
Çok küçük duyusal verilerin ötesindeki soruların veya olguların üzerinde
düşünme yeteneği olarak da tanımlanabilen varoluşsal zekânın özellikle
teologlar, ilahiyatçılar, matematikçiler, fizikçiler, bilim insanları, evren
bilimciler ve filozoflarda yaratıcılık konusunda pozitif katkı yaptığı ortaya
konmuştur.
Yaratıcılık kavramının alanyazında yerini almasını sağlayan ve
tanımlara kaynaklık eden yaklaşımlar beş grupta ele alınabilir:
1. Akılcı yaklaşım
2. Kişilik ve bireysel özellikler
3. Sosyal, kişiler arası faktörler
4. Yaşam şekli
5. Mantıki olmayan yön
Bu yaklaşımı savunan araştırmacılar, yaratıcılığın zihinsel ve
bilişsel bir etkinlik olduğunu ileri sürmektedir. Yaratıcılığı
gizemli bir olgu olarak ele almaz, bireyin zihnini özgün ve
verimli bir biçimde kullanma yolu olarak benimserler.
Akılcı yaklaşıma göre yaratıcılık; muhakeme etme,
düşünme, birleştirme veya problem çözme çeşidi olarak
görülmektedir.
Berkley Kişilik Değerlendirme ve Araştırma Enstitüsü’nün
(IPAR) yaptığı araştırmada bilim adamı, sanatçı, yazar vb.
kişilerden meydana gelen örneklemden üst düzeyde
yaratıcı olan ve olmayan çiftlerin karşılaştırılması,
psikanalitik çözümlemelere ve klasik kişilik teorilerine
dayanan kuramların oluşturduğu verilerle yaratıcı bireylerin
belirleyici kişilik özellikleri tanımlanmıştır. Elde edilen
bulgulardan yola çıkarak yaratıcılığı bireysel özellikler
açısından tanımlamaktadır.
Rol tanımları, değerler ve beklentiler, ödül, normlar ve
tasdik kurumlarına dayanarak desteklenecek yaratıcı
dışavurumların tanımlanmasını içermektedir. Antropolojik,
çevresel ve sosyolojik açıdan yaratıcılığı geliştiren veya
körelten çevresel faktörleri tanımlamaktadır.
Yaratıcı bireylerin yaşam biçimlerinden hareketle yaratıcılığı
günlük hayata adapte etme görüşünü benimseyen
yaklaşımdır.
Bu yaklaşım; kendini gerçekleştirme, kişisel tamamlama,
kişisel gelişim ya da pozitif benlik imajı olarak yaratıcılığı
tanımlamaktadır.
Biyokimya, nöropsikoloji ve diğer bilimlerdeki araştırmalar,
fiziki, biyolojik ve psikolojik faktörlerin etkileşimlerini
incelemektedir.
Yaratıcılığı; girdileri farklı şekilde işleme, dünyayı farklı
algılama ya da orijinal bir sistem olarak fonksiyonda
bulunma şeklinde görmektedir.
Yaratıcı fikirlerin ortaya çıkması anlık bir olay değil, belirli bir sürecin
tamamlanmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Yaratıcılık süreci, zaman içinde
süreleri olaydan olaya, bireyden bireye farklılaşabilen dört aşamadan
oluşmaktadır.
1. Hazırlık aşaması
2. Kuluçka aşaması
3. Fikrin doğması aşaması
4. Değerlendirme, uygulama ve yaratıcı sonuçların alınması aşaması
Yaratıcılık sürecinin ilk evresidir. Bu aşamada hem sorun bulunur
hem de tanımlanır. Aynı zamanda da çözüm üretebilmek için
malzeme toplanır.
Unutulmaması gereken şey yaratıcılığın sadece sorunu çözmek için
değil kimi zaman sorunu bulmak için de kullanılıyor olması
durumudur.
Sorunun çözümü için mümkün olduğunca farklı girdiler toplanılır
çünkü her girdi farklı bir çıktının elde edilmesini sağlar.
Bu dönem «bilinçli düşünmeye ara verilen» bir dönem
olarak bilinir. Bu aşamada, bilinçaltı ve diğer duyuların
hareketiyle oluşan algının gerçekleşmesi, benzetme,
ilişkilendirme ve yatay polenleme (yanal düşünme) gibi
zihinsel çalışmalar aktif hale getirilir.
Mantığın geciktirilmesiyle daha fazla yaratıcı düşünce
üretilmesine ve üretilen düşüncelerden daha fazlasına
yaşama şansı verilir.
Yaratıcı düşünmenin üçüncü aşaması olan fikrin doğma aşamasına,
«parıltıyı sezme», «aydınlanma» ya da «şimşek çakması» aşaması adı da
verilmektedir.
Bu aşama sorunun çözümünü oluşturacak parçaların bir araya geldiği ve
bütünleştiği ani bir parlamadır. Problem ne olursa olsun, çözümün herhangi
bir anda ve hiç düşünülmediği bir sırada ortaya çıkmasıdır.
Fikirsel oluşum sürecini hızlandırmak için konuyla ilgili gün içerisinde
hayaller kurmak, hobilerle vakit geçirmek, sakin bir çevrede çalışmak,
problemi geri plana atmak, gece geç veya sabah erken saatlerdeki fikirleri
kaydetmek için sürekli not defteri bulundurmak, mola vermek, kullanılan
başlıca metotlardır.
Yaratıcı düşünmenin son aşamasında, büyük veya küçük
ortaya çıkan fikirler üzerinde önce bir değerlendirme yapılır.
Mantıksal düşünce bu aşamada devreye girerek yaratılan
fikrin uygulamaya değer olup olmadığına karar verilir.
Uygulamaya değer bulunan fikirlerin uygulamasına geçilip,
süreç ve sonuç gözlemlenir.
Oslo Kılavuzunda dört tür yenilik ayrımı yapılmaktadır.
Bunlar:
 Ürün yeniliği
 Süreç yeniliği
 Pazarlama yeniliği
 Organizasyonel yenilik
 Mevcut ürünlere yapılan önemli derecede iyileştirmeler. (Cep
telefonlarına kamera eklenmesi)
 Bir ürünün teknik özelliklerinde küçük çaplı değişiklikler yaparak o
ürün için yeni bir kullanım geliştirmek. (Teflon: 1940’lı yıllarda nükleer
malzeme depolamasında kullanılmış, 1950’li yıllardan itibaren yapışmaz
yüzey sağlaması nedeniyle yemek pişirme gereçlerinde kullanılmıştır.)
 Hizmetlerde ürün yenilikleri; sağlanma biçimlerinde yapılan önemli
iyileştirmeler. (internet bankacılığı)
 Tasarım (Estetik tasarımın ötesinde, fonksiyonel farklılık ve iyileştirme
getiren tasarımlar yeniliktir.)
Mal veya hizmetin işlevsel ve teknik özelliklerini değiştirmeyen tasarım
değişiklikleri yenilik değildir.
 Giysilerin yazlık ve kışlık koleksiyonları
 Beyaz eşyaların renginin değiştirilmesi
 Mobilyaların fonksiyonlarında herhangi bir değişiklik olmadan formlarının,
kumaşlarının ve renklerinin değiştirilmesi
Yazılımlarda fonksiyonel bir fark yaratmayan güncellemeler ve rutin
güncellemeler vb. yenilik değildir.
 Bir ERP yazılımında yapılan rutin güncellemeler, yapılan çok minör değişiklikler
 Bir muhasebe yazılımında yapılan rutin güncellemeler, eklemeler, vb.
Süreç yenilikleri, birim üretim, teslimat maliyetlerinin azaltmak, kaliteyi
artırmak veya yeni ya da önemli derecede iyileştirilmiş ürünler üretmek
veya teslim etmek üzere üretim süreçlerinin değiştirilmesi,
farklılaştırılması ve modernize edilmesi olarak ifade edilebilir.
Otomasyon teçhizatı veya süreçleri ayarlayabilen gerçek-zamanlı
sensörler gibi yeni veya iyileştirilmiş imalat teknolojisi tesisatı,
bilgisayar destekli ürün geliştirme, otomatik ambalajlama, optimal
teslimat güzergahlarını teşhis etmek amaçlı yazılım, üretim planlama
yazılımları ve elektronik bilet kesme sisteminin kullanımı süreç yeniliği
olarak kabul edilebilir.
Pazarlama yenilikleri, firmanın satışlarını artırmak amacıyla,
müşteri ihtiyaçlarına daha başarılı şekilde cevap vermeyi, yeni
pazarlar açmayı veya bir firma ürününü pazarda yeni bir şekilde
konumlandırmayı hedeflemektedir.
Pazarlama yeniliğinin, bir firmanın pazarlama araçlarındaki diğer
değişikliklere kıyasla ayırt edici özelliği, firma tarafından daha önce
kullanılmamış bir pazarlama yönteminin uygulanmasıdır.
Bir organizasyonel yenilik, firmanın ticari uygulamalarında, işyeri
organizasyonunda veya dış ilişkilerinde yeni bir organizasyonel
yöntem uygulanmasıdır.
«Sürekli iyileştirme» (Kaizen) yöntemini kullanmaya başlaması bir
organizasyonel yeniliktir. Bu yöntem sayesinde başta Japon
firmaları olmak üzere, dünya genelinde sektöründe lider pek çok
firma en düşük maliyet ve en yüksek kaliteyle üretim yapıp
rakiplerinin önüne geçmeyi başarmıştır.
Ar-Ge; bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni
bilgileri elde etmek veya mevcut bilgilerle yeni malzeme,
ürün ve araçlar üretmek, yazılım üretimi dahil olmak üzere
yeni sistem, süreç ve hizmetler oluşturmak veya mevcut
olanları geliştirmek amacı ile yapılan düzenli çalışmalar”
olarak tanımlanmaktadır.
OECD Frascati Kılavuzu
 Yenilik satışa yöneliktir. Yenilik sonucunda pazarlanabilir veya satılabilir olan
bir ürün veya hizmet etmek ve sonucu olarak gelir elde etmek önemlidir.
 Ar-Ge; bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri elde etmek
veya mevcut bilgilerle yeni malzeme, ürün ve araçlar üretmek veya mevcut
olanları geliştirmek amacı ile yapılan düzenli çalışmalar olarak
tanımlanmaktadır.
 Ar-Ge faaliyetleri muhakkak sonuca erişecek diye bir durum yoktur. Ar-Ge
faaliyetlerinin bir kısmı başarı, bir kısmı da başarısızlık ile sonuçlanabilir.
 Yenilikçilik faaliyetler Ar-Ge faaliyetlerini kapsayabilir veya kapsamayabilir.
 Eğer yenilikçilik faaliyetleri Ar-Ge etkinlikleri içeriyorsa, Ar- Ge etkinlikleri,
yenilik sürecinin sadece bir kısmını kapsar.
Ar-Ge faaliyetleri üç aşamadan oluşmaktadır:
 Temel Araştırma
 Uygulamalı Araştırma
 Deneysel Geliştirme
Görünürde özel herhangi bir uygulaması veya kullanımı bulunmayan ve
öncelikle olgu ve gözlemlenebilir olayların temellerine ait yeni bilgiler elde
etmek için yürütülen deneysel veya teorik çalışmalardır.
 Hipotez, teori veya yasaları formüle etmek ve test etmek amacıyla
özellikleri, yapıları ve ilişkileri analiz eder.
 Sonuçları genellikle satılmaz, bilimsel dergilerde yayımlanır veya ilgilenen
meslektaşlara dağıtılır.
 Bu tür bir araştırma genellikle yükseköğretim sektöründe gerçekleştirilir.
 Temel araştırma, gelecekte çok sayıda uygulamanın bulunması gibi açık
bir amaçla, bazı genel ilgi alanlarına yönlendirilebilir.
Yeni bilgi elde etme amacıyla üstlenilen özgün bir araştırmadır. Bununla
birlikte, öncelikle belirli bir pratik amaç veya hedefe yöneliktir.
 Uygulamalı araştırma, ya temel araştırma bulgularının olası
kullanımlarını ya da belirli ve önceden tanımlanmış hedeflere ulaşmanın
yeni yöntem veya yollarını belirlemek için yürütülür.
 Belirli sorunları çözmek amacıyla, mevcut bilgi ile eklerinin
değerlendirilmesini kapsar.
 Uygulamalı araştırma fikirlere işlevsel bir biçim verir. Bundan elde edilen
bilgi çoğunlukla patent altına alınır, ancak gizli de tutulabilir.
Araştırma ve/veya pratik deneyimden elde edilen mevcut bilgiden
yararlanarak yeni malzemeler, yeni ürünler ya da cihazlar
üretmeye; yeni süreçler, sistemler ve hizmetler tesis etmeye ya da
halen üretilmiş veya kurulmuş olanları önemli ölçüde geliştirmeye
yönelmiş sistemli çalışmadır.
Temel Araştırma Uygulamalı Araştırma Deneysel Geliştirme
Çeşitli hastalıkların antikorları arasında
Antikor molekülünün aminoasit
ayrım yapmak amacıyla Yeni bir aşı geliştirilmesi
dizisinin belirlenmesi
gerçekleştirilen araştırmalar
Polimerleşme reaksiyonlardan birinin
Bir molekülün kimyasal ve fiziksel Yeni bir polimerin geliştirilerek, ticari
koşullarının optimize edilmeye
özelliklerinin incelenmesi üründe kullanılması
çalışılması
Yeni uygulama yazılımlarının
Bilgi işlemenin yeni alanlarda veya
Yeni bilgi işleme teknolojilerinin geliştirilmesi, işletim sistemlerinde ve
yeni bir şekilde uygulamasının
geliştirilmesi uygulama programları üzerinde
araştırılması
yapılan önemli geliştirmeler
Düşük gelirli çalışma gruplarında
Ekonomik koşullar ve sosyal gelişme Sosyal gelişmeyi sağlamak için gerekli sosyal gelişmeyi sağlamak için bir
arasındaki ilişkilerin incelenmesi ekonomik koşulların belirlenmesi programın geliştirilmesi , uygulanması
ve test edilmesi
7 Step Model BrainSketching Clarification
Adaptive Reasoning Brainstorming Classic Brainstorming
Advantages, Limitations and Unique Brainwriting Cognitive Acceleration
Qualities Browsing Collective Notebook
AIDA Brutethink Comparison tables
Algorithm of Inventive Problem Solving Bug Listing Component Detailing
Alternative Scenarios BulletProofing Concept Fan
Analogies Bunches of Bananas Consensus Mapping
Anonymous Voting Card Story Boards Constrained BrainWriting
ARIZ Cartoon Story Board Contradiction Analysis
Assumption Busting CATWOE Controlling Imagery
Assumption Surfacing Causal Mapping Crawford Slip Writing
Attribute Listing Charrette Creative Problem Solving - CPS
Backwards Forwards Planning Cherry Split Criteria for idea-finding potential
Bodystorming Chunking Critical Path Diagrams
Boundary Examination Circle of Opportunity
Boundary Relaxation Circle Time
Decision seminar Five Ws and H Idea Box
Delphi Flow charts Ideal Final Result
Dialectical Approaches Focus Groups Imagery for Answering Questions
Dimensional Analysis Focusing Imagery Manipulation
Disney Creativity Strategy Force-Field Analysis Imaginary Brainstorming
DO IT Force-Fit Game Implementation Checklists
Do Nothing Free Association Improved Nominal Group Technique
Drawing Fresh eye Interpretive structural modeling
Escape Thinking Gallery method Ishikawa Diagram
Essay Writing Gap Analysis Keeping a Dream Diary
Estimate-Discuss-Estimate Goal Orientation Kepner and Tregoe method
Exaggeration Greetings Cards KJ-Method
Excursions Help-Hinder Laddering
F-R-E-E-Writing Heuristic Ideation Technique Lateral Thinking
Factors in selling ideas Hexagon Modelling Listing
False Faces Highlighting Listing Pros and Cons
Fishbone Diagram Idea Advocate
Metaplan Information Market Panel Consensus Progressive Revelation
Mind Mapping Paraphrasing Key Words Provocation
Morphological Analysis PDCA Q-Sort
Morphological Forced Connections Personal Balance Sheet Quality Circles
Multiple Redefinition Pictures as Idea Triggers Random Stimuli
NAF Pin Cards Rawlinson Brainstorming
Negative Brainstorming PIPS Receptivity to Ideas
NLP Plusses Potentials and Concerns Reciprocal Model
Nominal Group Technique PMI Reframing Values
Nominal-Interacting Technique Potential Problem Analysis Relational Words
Notebook Preliminary Questions Relaxation
Observer and Merged Viewpoints Problem Centred Leadership Reversals
Osborn's Checklist Problem Inventory Analysis - PIA RoleStorming
Other Peoples Definitions Problem Reversal
Other Peoples Viewpoints Productive Thinking Model
Paired Comparison Progressive Hurdles
SCAMMPERR Story Writing Trigger Method
SCAMPER Strategic Assumption Testing Trigger Sessions
Sculptures Strategic Choice Approach TRIZ
SDI Strategic Management Process Tug of War
Search Conference Successive Element Integration Unified Structured Inventive Thinking
Sequential-Attributes Matrix SuperGroup Using Crazy Ideas
Similarities and Differences SuperHeroes Using Experts
Simple Rating Methods SWOT Analysis Value Brainstorming
Simplex Synectics Value Engineering
Six Thinking Hats Systematic Inventive Thinking Visual Brainstorming
Slice and Dice Talking Pictures Visualising a Goal
Snowball Technique Technology Monitoring Who Are You
SODA Think Tank Why Why Why
Soft Systems Method Thinkx Wishing
Stakeholder Analysis Thril Working with Dreams and Images
Sticking Dots TILMAG
Stimulus Analysis Transactional Planning
 Ürün geliştirme metodları
 Beyin Fırtınası
 Kombinasyon metodu
 Pareto Analizi
 Balık Kılçığı Diyagramı
 QFD
 TRIZ
Basitleştirmek:
Ürünlerin kullanımının komplike olmayan ancak temel değişiklikler
ile basitleştirilmesi.
Örnek: Çekçek bavul, post it notlar, basitleştirilmiş kumandalar,
basitleştirilmiş arama motoru
Ambalajda İnovasyon – Lojistikte İnovasyon :
Ürünün kendisinde bir yenilik olmasa bile, ambalajında, tedarik
sisteminde bir değişiklik yaparak yeni ürünler çıkartabilirsiniz.
Örnek: IKEA
İki Marka Ortaklığı :
İki değişik marka bir araya gelerek yenilikçi ürünler ortaya
çıkarabilirler.
Örnek: Oreo (Nabisco (Mondelēz International) ve Cadbury) ile
Algida (Unilever) marka ortaklığı
Ürünlerin Küçültülerek Mini Versiyonlarının Çıkartılması :
Beyin Fırtınası yöntemi ilk defa Osborn (1957) isimli bir reklamcı tarafından,
yeni ürünlere yeni isimler ve sloganlar üretme amacıyla kullanılmıştır.
Beyin fırtınası, bireylerde yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasını ve problem
çözme gücünü geliştirmeyi amaçlayan bir Grup Tartışma Yöntemidir.
Araştırmacılar, bu yöntemin, problem çözme yeteneğini geliştirdiğini ve
problemlerin çözümünde daha fazla seçenek sunarak, yaratıcılığı ölçen
Guilford testinde katılımcıların daha yüksek puan almalarını sağladığını
belirtmişlerdir
 Eleştirinin yasaklanması
 Düşüncelerin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi
 Çok sayıda düşünce üretiminin amaçlanması
 Hayal etmenin sağlanması
 Grup Koordinatörünün Seçilmesi
 Gruplarda Katılımcı Sayısının Belirlenmesi (10-15 arası)
 Ortamın Düzenlenmesi (İdeali yarım daire veya U düzeni)
 Beyin Fırtınası Yönteminin Özelliklerinin Açıklanması
 Problemin Tanımlanması
 Fikir Üretilmesi
 Fikir ve Görüşlerin Sınıflandırılması
 Fikirlerin Değerlendirilmesi
 Yöntem uygulandıktan hemen sonra değerlendirme yapılmayıp 1-2 günlük süre sonunda
değerlendirilmelidir.
 Bu süre içinde katılımcıların aklına yeni fikirler gelebilir. Eğer yeni fikirler varsa bunlar da
değerlendirmeye alınmalıdır.
 Değerlendirme, grup çalışmasına katılan herkesin katılımı ile yapılır.
 Değerlendirmede esas alınan kriterler uygulama alanı bulabilen fikirlerin sayısıdır. Diğer
bir ifade ile üretilen fikir sayısı ve bunların orijinal olup olmadıkları temel değerlendirme
unsurları olarak kabul edilir.
 Değerlendirme sonucunda hangi önerinin veya önerilerin seçildiği tüm grup üyelerine
mutlaka bildirilmelidir.
 Sonuçlar, işe yarayacak hiçbir fikir oluşmamış olsa dahi grup üyelerine açıklanmalıdır.
Beyin fırtınası sırasında yardımcı yöntemlerden yararlanılabilir.
Bunlar arasında en çok kullanılan metotlar aşağıdaki gibidir.

 Fikir üretme çarkı


 Kelime bulutları
 Duvar tahtaları
 Görsel kelime taksonomisi
 Fikir haritalama
Yaratıcı düşünme becerisinin geliştirilmesinde kullanılan tekniklerden
birisi ters beyin fırtınasıdır. Tekniğin uygulanmasında beyin fırtınası
tekniğinin basamakları kullanılmasına rağmen aralarındaki temel fark
problemin ele alınış şeklidir. Bu teknikte katılımcılardan cevaba problemi
tersten düşünerek ulaşmaları beklenmektedir.

Örneğin bilişim suçları ile problemlerden birini ele alırsak, beyin fırtınasında
sorun «Bilişim suçluları neler yapar?» olarak ifade edilirken, ters beyin
fırtınasında «Nasıl bilişim suçlusu oluruz?» şeklinde ifade edilmelidir.
Değişik yapıda olan ürünlerin ve hizmetlerin birleştirilerek yenilikçi bir ürün
veya hizmetin ortaya çıkmasını sağlar.
Değişik kombinasyon metodları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:
 Değişik ürün gruplarının birleştirilmesi (Lego Serious Play, cep telefonu
ve kamera vb.)
 Sanat ve fonksiyon kombinasyonu (çini ve porselen vb.)
 Hizmet ve ürün kombinasyonu (Akıllı telefonlar. Ürün akıllı telefon;
hizmetler ise aplikasyonlardır.)
Pareto analizi verileri tasnif ederek karar alma işini kolaylaştırır. Söz
konusu tasnif için pareto grafikleri kullanılır. 19. yüzyılda yaşamış
olan İtalyan iktisatçı ve sosyolog Vilfredo Pareto(1848 – 1923)
daha sonra kendi adıyla anılmaya başlayacak olan prensibini ilk kez
ekonomik içerikli olarak ortaya koymuştur.
Pareto işletmelerde çeşitli incelemeler yapmış ve aldığı sonuçları şu şekilde
genelleştirmiştir:
Normal dağılımda sebeplerin en önemli %20’si, sonuçların %80’ini sonra gelen
%30’u, sonuçların %15’ini ve geri kalan %50’si ise sonuçların sadece %5’ini
oluşturmaktadır. Maliyetin yaklaşık %80’ninin elemanların sadece %20’sinden
kaynaklandığı veya servetin yaklaşık %80’ninin nüfusun %20’sinin elinde olduğu
gibi durumlarda bu konuya birer örnektir. Bu oranlar sebebiyle Pareto prensibine
literatürde «80-20», «90-10» kuralı veya «70-30» kuralı da denir. ABC analizi
olarak da isimlendirilen Pareto grafiği, alışılmış temel ayrım metodu veya
önceliklerin belirlenmesi olarak kullanılmaktadır.
Pareto analizi 6 adımlı bir süreçtir:

1. Problem ve problemi yaratan unsurların teşhisi ve listelenmesi


2. Problemi oluşturan unsurların ölçümü (Verilerin toplanması ve kontrol
kartına işlenmesi)
3. Verilerin sınıflandırılması (En çok tekrar eden problemden küçüğe doğru
tasnif edilir.)
4. Kümülatif Dağılımları Hesaplanması
5. Pareto Grafiğinin Çizimi
6. Pareto Grafiğinin Yorumu
1. Adım. Problem ve problemi yaratan unsurların teşhisi ve listelenmesi:
Bir imalat işletmesinde torna atölyesinde delme işlemi ile ilgili problem
yaşanmaktadır. Vidalar açılan deliklere tam oturmamaktadır. Yapılan
çalışmalar ile delme işleminde problem yaratan unsurlar şu şekilde
belirlenmiştir:
 Kötü Numaralandırma
 Okunaksız
 Yerini değiştirme
 Eksik
 Diğer
2. Adım. Problemi oluşturan unsurların ölçümü :
Problemi oluşturan unsurlar 4 hafta boyunca gözlemlenmiş ve aşağıdaki
kontrol kartı hazırlanmıştır:
3. Adım. Verilerin sınıflandırılması:
4. Adım. Kümülatif Dağılımları Hesaplanması
En sık rastlanan unsurdan en az rastlanana doğru bir sıralama yapılarak hata
unsurlarının toplam içindeki payları bulunur ve kümülatif dağılımları
hesaplanır.
5. Adım. Pareto Grafiğinin Çizimi :
6. Adım. Pareto Grafiğinin Yorumu :
Pareto grafiği bize dikkat ve çabalarımızı gerçekten önemli problemler üzerine
yöneltmemizde yardımcı olur. En uzun sütun üzerinde çalışmakla genelde daha
küçük sütun üzerinde çalışmaktan daha fazla kazanç elde ederiz.
Fakat her zaman en büyük sütun en büyük maliyeti göstermez. Hata oranı esas
alındığında önemsiz görülen bir mesele, grafik «maliyet» faktörüne göre yeniden
düzenlendiğinde bir numaralı problem olarak görülebilir. Ayrıca o problemin
çözümündeki en büyük hatanın maliyeti en uzun sütundan sonraki sütun olabilir.
En uzun çubuktaki hatanın çözümü için ayrılacak zaman çok uzun olabilir. Pareto
grafiğinde en büyük sütun için de ayrı bir grafik çizilmeli, onun sebepleri
araştırılmalıdır.
Problemlerin veya herhangi bir çıktının kök sebeplerine inilmesini sağlayan
bir grafiktir. 1943 yılında Japonya’da Dr. Kaoru Ishikawa tarafından
geliştirilmiştir. Ishikawa Diagram veya şekli nedeni ile Balık Kılçığı Diyagramı
olarak da adlandırılır.
Süreç üzerinde etkili olabilecek faktörlerin tanımlanmasını sağlayarak, süreç
hakkında bilginin artmasını sağlar. Üzerinde veri toplanması gereken
alanların tanımlanmasına yardımcı olur. Balık kılçığı diyagramında balığın baş
kısmı çözülmek istenen problemi veya iyileştirilmek istenen çıktıyı, balığın
kılçıkları ise ana ve alt etmenleri ifade etmektedir.
Malzeme Yöntem Makine Denetim
Malzeme ile
ilgili sorun

Problem
İnsan ile ilgili
sorun

İnsan Ölçme Ortam Yönetim


Japonya'daki Kobe tersanelerinde geliştirilen bu yöntem,
ülkemizde tanınmaya başlandığından beri Türkçe‘de «Kalite
İşlev Konumlandırılması», «Kalite Fonksiyon Göçerimi»,
«Kalite Fonksiyonları Açınımı" şeklinde farklı isimlerle
adlandırılmaktadır. Tekniğin en yaygın kullanım adı ise «Kalite
Fonksiyon Yayılımı» olarak ifade edilmektedir.
Kalite Fonksiyon Yayılımı, müşterilerin beklentilerinin,
isteklerinin ve algılayamadıkları ihtiyaçlarının belirlenmesini,
tespit edilen bu beklenti, istek ve ihtiyaçların örgütün bütün
fonksiyonel bileşenlerindeki ürün ya da hizmet
karakteristiklerine dönüştürülmesini sağlayan ve fonksiyonlar
arası bir takım tarafından yürütülen, detaylı ve yapısallaşmış
fakat esnek ve anlaşılması kolay bir ürün ve hizmet geliştirme
yöntemidir.
Aşama 0: Planlama
Aşama 1: “Müşterinin Sesi”nin Toplanması
Aşama 2: Kalite Evinin Oluşturulması
Aşama 3: Sonuçların Analizi ve Yorumlanması
«Kalite Evi» (The House of Quality) matrisi QFD’nin en çok bilinen
şeklidir. Kalite evi matrisi, pazar araştırmaları ve kıyaslama
(benchmarking) verilerinden elde edilen bir dizi müşteri isteklerini,
yeni bir ürün veya hizmet tasarımıyla karşılanacak makul sayıda
önceliklendirilmiş mühendislik hedeflerine dönüştürmek için çok
sayıda disiplinden uzmanların katılımıyla oluşmuş bir takım tarafından
yürütülür.
1. Müşteri İstekleri Kısmının Oluşturulması
2. Planlama matrisinin oluşturulması ve Analizi
3. Kalite Karakteristiklerinin Belirlenmesi ve Analizi
4. İlişki Matrisinin Oluşturulması ve Analizi
5. Teknik Korelasyonların Belirlenmesi ve Analizi
6. Teknik Kıyaslamaların Yapılması ve Hedeflerin Belirlenmesi
7. Sonuçlara Dayalı Olarak Geliştirme Projesinin Planlanması
Karşılıklı
İlişkiler

Teknik
Gerekler

Müşteri İhtiyaçları ve
Müşterinin Müşteri İhtiyaçları Rekabetçi
Teknik Gerekler
Sesi Öncelikleri Değerlendirme
arasındaki ilişki

Teknik Gereksinim
Öncelikleri
1 = Düşük
o

5 = Yüksek ∆ ∆

o İlişki
• = Çok Güçlü İlişki • Matrisi

o = Güçlü İlişki

Müşterinin Verdiği Önem


Mİ Öncelikleri
Üst Malzeme Miktarı
∆ = Zayıf İlişki

Üst Malzeme Çeşidi


TEKNİK

Peynir Miktarı
GEREKLER

Büyüklük
Rekabetçi
Değerlendirme

Fiyat
Biz A B
Rekabetçi
Müşterinin
Lezzet
Besin Değeri Mİ – TG ∆




o
4
4
3 4 5
Değerlendirme
3 2 3

Kalite
Sesi
Görsel Çekicilik

İlişkisi

o
∆ • 3
5
3
4
5
3
4
4
Önemine Göre Ağırlığı 10 6 4 3 9
Bizim Önceliğimiz 5 4 4 4 5
Rakip A
Rakip B
TG Öncelikleri
2
3
5
4
3
4
2
3
4
3
Yayılması Gereken * * *
TRIZ, Rusça «Theoria Resheneyva Isobretatelskehuh Zadach»
orijinal isminin baş harflerinden oluşur.
İngilizceye «Theory of Inventive Problem Solving» olarak çevrilen
ve TIPS kısaltmasıyla kullanılan bu metodu Türkçede «Yaratıcı
Problem Çözme Yöntemi» olarak tanımlayabiliriz.
TRIZ klasik ve geleneksel inovasyon destekleme araçlarının yanı
sıra; yenilikçi üretkenliği destekleyen, inovatif ve icatçı araştırmayı
ivmelendiren, teknolojik sistemlerin, ürünlerin ve süreçlerin
evrimini tahmin edip öngörebilen bir metodolojidir.
TRIZ, Ar-Ge uygulamalarında, imalat alanında, ürün geliştirmede,
kalite yönetiminde, inovasyon kültürü oluşturmada, pazarlamada,
yönetimsel süreçlerde kullanılır.
Sovyet mühendis ve araştırmacı Genrich S. Altshuller’in 1946’da
geliştirdiği bir metottur.
Altshuller yaptığı incelemelerde, çok farklı alanlarda kullanılan
benzer yaklaşımların aslında çok etkin çözümler getirdiği, ancak
yaratıcıların her seferinde bu çözümleri bastan keşfetmek zorunda
kaldığını da ortaya koymuştur.
İncelemeleri sırasında, Altshuller aşağıdaki şartları sağlayacak bir yaratıcılık
ve problem çözme teorisinin gerekliliğini hissetmiştir:
1. Sistematik olması.
2. İdeal çözüme yönlendirmek için geniş çözümler uzayında bir rehber
olması.
3. Tekrar edilebilir ve güvenilir olması ancak psikolojik araçlara bağlı
olmaması.
4. Yaratıcı bilgiye ulaşmayı sağlayabilmesi.
5. Yaratıcı bilgi birikimine eklemeler yapabilmesi.
Altshuller o dönemde dünyadaki yaklaşık 200.000 patent üzerine yaptığı
incelemelerde bu patentlerin sadece 40.000'inin bir yenilik içerdiğini fark etti.
Yenilikçi patentler üzerine yaptığı çalışmalarda yenilik kavramını 5 seviyede
tanımladı. Buna göre yenilik içeren 40.000 patentin ürettiği çözümler:
 Basit Çözümler %32
 Teknik İyileştirmeler %45
 Çalışılan Alanın İçindeki Yenilikler %18
 Çalışılan Alanın Dışındaki Yenilikler %4
 Gerçek anlamda keşifler %1
Altshuller bu araştırma sonuçlarını şu şekilde 5 seviyede
yorumlamıştır:
Seviye 1. Yenilikçilik gerektirmeyen, kişisel bilgilerle ve metotlarla
çözümün kolayca bulunabildiği problemlerin çözümü. Çözümlerin
yaklaşık %32’si bu sınıfa girmektedir.
Seviye 2. Endüstrideki bilinen metotları kullanarak mevcut sistemin
üzerinde küçük değişikliklerin yapılması. Çözümlerin yaklaşık %45’i
bu sınıfa girmektedir.
Seviye 3. Endüstri dışı bilinen metotları kullanarak mevcut sistem
üzerinde yapılan önemli değişiklikler. Çelişkiler çözülmüştür.
Çözümlerin yaklaşık %18’i bu sınıfa girmektedir.
Seviye 4. Sistemin fonksiyonunu yerine getiren yeni bir prensip
kullanan yeni jenerasyon teknoloji kullanılması. Çözüm teknolojiden
çok bilim içerir. Çözümlerin yaklaşık %4’ü bu sınıfa girmektedir.
Seviye 5. Öncü bir sistemin veya tamamen bilimsel bir buluş.
Çözümlerin yaklaşık %1’i bu sınıfa girmektedir.
Bu beş seviyedeki çözümlerin oranları göstermektedir ki
karşı karşıya olunan problemlerin %90’ın bir yerlerde
çözülmüş olarak mevcuttur.
Eğer ideal çözüme giden yolu izlenirse ve çalışma kişisel
bilgiden ve tecrübeden daha üst seviyede aranırsa,
çözümlerin birçoğunun şirkette, endüstride veya diğer bir
endüstride hali hazırda bulunması söz konusudur.
Altshuller incelediği patenler ve bunların sağladığı çözümlere
yönelik incelemelerini tamamladığında 39 adet sonuç ve bu 39
sonuca giden 40 adet yol olduğu tespit edilmiştir.
Otuz dokuz sonucun; hız arttırma, kuvvet arttırma , ağırlık azaltma
gibi parametreler olduğunu bulmuş bu parametrelere
«mühendislik parametreleri» adını vermiştir.
Altshuller, bu otuz dokuz sonuca giden; parçalama, çekip çıkarma,
asimetri, zararı faydaya çevirme gibi kırk farklı yola da «yaratıcı
prensipler» demiştir.
Çelişkiler veya zıtlıklar matrisi karşılaşılan problemlerin çözümü
için Altshuller’ın ortaya koyduğu mühendislik parametrelerinden
uygun olanlarının ve bunlarla çelişen parametrelerin bir matris
şeklinde düzenlenmesi ile oluşturulur.
Sol eksende iyileştirilmesi istenen mühendislik parametreleri, üst
eksende ise yapılacak aksiyon sonucunda kötüleşecek mühendislik
parametreleri bulunmaktadır.
Parametreler arasındaki çelişkiler ise yine Altshuller’ın ortaya
koyduğu yaratıcı prensiplerden faydalanılarak çözümlenir.
Problem: Paket Servis Pizzaların nemli ve soğuk olarak müşteriye
teslim edilmesi
Problemin Tanımı : Müşterilerin evlerine teslim edilen paket
pizzalar, ambalajlandıktan sonra teslim edilinceye kadar geçen süre
içerisinde, soğumakta ve kutu içindeki buhar nedeni ile
ıslanmaktadır. İstenmeyen bu durumun giderilmesi için, en hızlı
teslim sürelerine ulaşılmaya çalışılmış, fakat başarı
sağlanamamıştır.
Çözüm : Öyle bir pizza kutusu geliştirilmeli ki, pizzalar
paketlendikten sonra 45 dakika içerisinde sıcak ve kuru kalabilsin.
Evlere servis edilen paket pizzaların soğumadan ve nemlenmeden
müşteriye teslim edilmesi gereklidir. Pizzaların soğumaması için,
pizza kutularının kapalı olması ve kutu içinde hava sirkülasyonu
olmaması gereklidir.
Buna karşın, Pizzaların nemlenmemesi için, kutu içindeki su
buharının kutu dışına çıkışına izin verilmesi gereklidir. Aksi taktirde
su buharı yoğunlaşarak paket kutusu içindeki pizzaların nemli ve
ıslak olmasına neden olacaktır. Bu durum yeni sistemde çözülmesi
gereken bir çelişkiye neden olmaktadır.
Isı (17) Dışarıdan Dayanıklılık Dışarıdan Dayanıklılık
Gelen (14) Gelen (14)
Zararlı Etki Zararlı Etki
Çelişki Matrisi (30) (30)

Malzeme Kaynaklı Zararlı Yan Etki (31) 22-35-2-24


Isı (17) 22-33-35-2
Hacim (8) 9-14-17-15
İmalat Kolaylığı (32) 24-2
Malzeme Miktarı (26) 3-35-31

Çelişkilerin çözümünde kullanılabilecek yaratıcı prensipler: 2 – 3 – 9 – 14 – 15 – 35 – 17 – 22 – 24 – 31 – 33


Çelişkilerin çözümünde kullanılacak yaratıcı prensiplerden pizza kutusu
sorununa yönelik olanlar seçilir. Bunların problemin çözümüne nasıl
uygulanacağı belirlenir.

Prensip Tanımı Pizza Kutusu Uygulaması


2 Ayırma Yoğunlaşmanın kutudan alınması
17 Yeniden Boyutlama Pizza kutusu tabanının yükseltilmesi
22 Zararı Faydaya Çevirme Su buharını ısının korunumu için kullan
14 Yuvarlama Kutu tabanını dairesel yap
31 Gözenekli Malzeme Kutu tabanını gözenekli yap
Pizza kutusu ısı kayıplarını engellemek için, kapalı olmalıdır. Kapalı
kutu içinde yoğuşan su buharı, yükseltilmiş pizza tabanı sayesinde
pizzadan uzak tutularak, pizzanın kuru kalması sağlanabilmiş, aynı
zamanda yoğuşma sonucu oluşan sıcaklık pizzaların sıcak
kalmasında kullanılmıştır.
Gözenekli taban kağıdı, yoğuşan su buharının aşağı sızmasını temin
ederken, tabanda oluşan hava boşluğu, ısı transferini yavaşlatmada
bize yardımcı olmuştur

You might also like