Sciencedirect'Te: Çocuk İ Stismarı Ve İ Hmali 118 (2021) 105135

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 25

Machine Translated by Google

Çocuk İ stismarı ve İ hmali 118 (2021)


105135

ScienceDirect'te bulunan iç erik listeleri

Çocuk İ stismarı ve İ hmali

dergi ana sayfası:


www.elsevier.com/locate/chiabuneg

Ergenlerde siber zorbalık mağduriyeti ve intihara meyilli olmayan


kendine zarar verme: Uyumsuz ş emaların
ve eğilimsel farkındalığın rolü

Juan Faura- *
, Izaskun Orue, Esther Calvete
Garcia

Kiş ilik, Psikolojik Değerlendirme ve Tedavi Bölümü, Deusto Üniversitesi, Bilbao, İ spanya

MAKAL SOYUT
E Bİ LGİ

Arka plan: Önceki araş tırmalar, ergenlerde siber zorbalık


anahtar kelimeler:
mağduriyeti ile intihar amaç lı olmayan kendine zarar verme
İ ntihar dış ı
(NSSI) arasında iliş kiler bulmuş tur. İ lgili olası aracı değiş
kendine zarar
kenlerin araş tırılması, mağdurlara müdahaleyi desteklemek iç in
verme Siber
gereklidir.
zorbalık
Amaç : Bu ç alış ma, depresyon ve erken dönem uyumsuz ş
mağduriyeti
emaların (EMS), siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki
Eğilimsel iliş kiye aracılık edip etmediğini ve eğilimsel farkındalığın
farkındalık potansiyel koruyucu rolünüinceledi.
Depresyon
Erken dönem
uyumsuz ş Katılımcılar ve ortam: Nihai örneğe 12 ve 17 yaş ları arasındaki
emalar
ergenler toplam 742 İ spanyol ergen (%50,20 kız) (M = 14,58; SD =
1,00) katıldı.
Yöntem: Katılımcılar siber zorbalık mağduriyeti, NSSI, EMS,
depresyon ve farkındalık yönleri ölç ümlerini tamamladı.
Farkındalık yönleriyle yönetilen arabulucu modeller test
edildi.
Bulgular: Siber zorbalık mağduriyeti, artan depresyon ve EMS yoluyla
NSSI ile iliş kilendirildi. Farkındalıkla hareket etmek, siber zorbalık
mağduriyeti arasındaki iliş kiyi tamponlarken, yargılamamak siber zorbalık
ile NSSI mağduriyeti ile depresyon arasındaki iliş kiyi artırdı.

Sonuç lar: Siber mağduriyet, NSSI ile iliş kilidir. Farkındalıkla


hareket etmenin mindfulness yönükoruyucu bir rol oynar.
NSSI'deki müdahaleler ve siber zorbalık bu bulgulardan
yararlanabilir.

1. Giriş

İ ntihar niyeti olmayan kendine zarar verme (NSSI), "intihar niyeti ve toplum tarafından onaylanma
amacı olmaksızın vücut dokularının kasıtlı, kendi kendine zarar vermesi" anlamına gelir (Nock & Favazza,
2009, s. 9 ) . NSSI, doğrudan, tekrarlayan özelliklere, düş ük derecede ölümcüllüğe ve yüzeysel veya orta
dereceli bir yaralanma türüne sahip olduğu düş ünüldüğünden, kendine zarar verme veya diğer
kavramlardan ayrılır. Ek olarak, genellikle psikolojik rahatsızlığı azaltmak ve/veya iletmek iç in yapılır
ve sosyal olarak kabul edilemez bir yapıya sahiptir (Favazza, 1996; Pattison & Kahan, 1983). NSSI,
ergenler arasında uluslararası bir sorun olarak kabul edilir ve tahmini baş langıç yaş ı 13-16'dır
(Muehlenkamp ve ark., 2018). Genel popülasyonda yaş am boyu yaygınlık yüksektir, ergenlerde (10-17
yaş : %17,2) ve genç lerde (18-24 yaş : %13,4) yetiş kinlerden (%5,5) daha yüksektir (Swannell ve ark.,
2014 ). NSSI

* Sorumlu yazar ş u adreste: Kiş ilik, Psikolojik Değerlendirme ve Tedavi Departmanı, Deusto
Üniversitesi, Avenida de las Uni versidades, 24, 48007 Bilbao, İ spanya.

E-posta adresi: juanfaura@hotmail.com (J. Faura-Garcia).

https://doi.org/10.1016/j.chiabu.2021.105135 16
Haziran 2020'de alındı; 1 Nisan 2021'de revize edilmiş
haliyle alındı; 20 Mayıs 2021'de kabul edildi 31 Mayıs
2021'de ç evrimiç i olarak eriş ilebilir
0145-2134/© 2021 Elsevier Ltd. Tüm hakları saklıdır.
Machine Translated by Google

J. Faura- Çocuk İ stismarı ve İ


Garcia ve hmali 118 (2021) 105135
ark.

intihar, depresyon, anksiyete, travma, mağduriyet, madde kötüye kullanımı ve ç eş itli kiş ilik
bozuklukları dahil olmak üzere hastalardaki ç eş itli ruh sağlığı sorunlarıyla iliş kilidir (Fox ve diğerleri,
2015; Valencia-Agudo ve diğerleri, 2018). Sonuç olarak, NSSI'nin geliş tirilmesinde risk ve koruma
mekanizmalarının belirlenmesi gerekmektedir. Ş ema terapi modeline (Young ve diğerleri, 2003) dayanan
bu ç alış ma, ergenlerde siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kiye ve bu iliş kide
eğilimsel farkındalığın potansiyel düzenleyici rolüne odaklanmaktadır.

1.1. Ş ema terapi modelinden siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş ki

Siber zorbalık mağduriyeti, elektronik medya kullanılarak kasıtlı ve tekrarlanan zararlardan oluş ur
(Patchin & Hinduja, 2006) ve oldukç a yaygın
bir sorundur
önemli (Kowalski veÇoğu
bir göstergesidir. diğerleri,
ç alış 2014).
ma ´ Siber zorbalık mağduriyeti, ç eş itli ruh sağlığı sorunlarının
depresyon veya sosyal kaygı gibi sorunları incelemiş olsa da (Calvete ve diğerleri, 2016; Gamez-Guadix
ve diğerleri, 2013; Schneider ve diğerleri, 2012), bazı araş tırmalar siber zorbalık kurbanları arasında NSSI
riskinin arttığını tespit etmiş tir. (Fridh ve diğerleri, 2019; Jose ve Fu, 2018; Schneider ve diğerleri,
2012).
Olumsuz deneyimlerin bireylerin ruh sağlığı üzerindeki etkisini aç ıklamak iç in ş ema terapi modeli
(Young ve diğerleri, 2003) kullanılmış tır. Bu model, istismar ve kötümuamele gibi olumsuz
deneyimlerin erken uyumsuz ş emaların (EMS) geliş imine katkıda bulunduğunu ve bunların da ç eş itli
psikolojik problemlerin geliş imine katkıda bulunduğunu öne sürer. EMS, "kendine ve baş kalarıyla
iliş kilere iliş kin anılara, duygulara, biliş lere ve bedensel duyumlara bağlı, ç ocukluk veya ergenlik
döneminde geliş en, yaş am boyunca detaylandırılmış ve önemli ölç üde iş levsiz olan geniş ve
genelleş tirilmiş temalar veya kalıplar" olarak tanımlanır ( Young ve diğerleri, 2003, s.7 ). Model, karş
ılanmayan duygusal ihtiyaç lara göre beş alanda gruplanan 18 ş ema önermektedir. Bu alanlar arasında
kopukluk ve reddedilme alanı, aile ve akran mağduriyet deneyimleri (Calvete, 2014;
Calvete ve diğerleri, 2016, 2018) ve depresyon (Calvete, Orue ve Hankin, 2013b) ile güç lübir ş ekilde
iliş kilidir. Bu alan, güvenlik ihtiyacının ve
baş kalarıyla yeterli iliş kilerin tatmin edilmemesine iş aret eder. Terk etme (destek ve bağlantı
sağlayabilenlerde algılanan istikrarsızlık veya güven eksikliği), istismar (baş kalarının inciteceği, aş
ağılayacağı, aldatacağı, yalan söyleyeceği, manipüle edeceği veya avantaj elde edeceği beklentisi), duygusal
yoksunluk ( kiş inin normal bir duygusal destek düzeyine yönelik isteklerinin baş kaları tarafından yeterince
karş ılanmayacağı beklentisi) ve kusurluluk (kiş inin kusurlu, kötü, istenmeyen, aş ağılık veya önemli
yönlerden geç ersiz olduğu duygusu). Önceki boylamsal ç alış malar bu teorik modeli destekledi ve hem yüz
yüze zorbalık mağduriyetinin (Calvete, 2014) hem de siber zorbalık mağduriyetinin (Calvete ve diğerleri,
2016) kopukluk ve reddedilme ş emalarının kötüleş mesini öngördüğünüve bunların da sırasıyla bir artış
öngördüğünübuldu. ergenlerde depresif belirtilerde. Bu nedenle, diğer akranlar tarafından istismara
uğrama deneyimlerinin, olumsuz benlik kavramındaki artış ve baş kalarının onları inciteceği veya taciz
edeceği beklentileri de dahil olmak üzere, ergenlerin kendilerini görme biç imlerini olumsuz
etkileyebileceği öne sürülmüş tür (Calvete, Orue ve Hankin, 2013b) . ; Young ve diğerleri, 2003). Bu
olumsuz biliş ler ise depresyon (Calvete, Orue ve Hankin, 2013b) ve kaygı (Calvete, Orue ve Hankin,
2013a) gibi psikolojik sorunların geliş me olasılığını artıracaktır .

Siber zorbalık ile NSSI arasındaki iliş kiyi aç ıklamak iç in ş ema terapi modelinin kullanılabileceğini
düş ünmek iç in birkaç neden vardır. Yukarıda bahsedildiği gibi, genel olarak akran mağduriyeti ve özel
olarak siber zorbalık mağduriyeti kiş inin benliğinin biliş sel temsiline zarar verebilir (Brewer ve Kerslake,
2015; Calvete ve diğerleri, 2016). Kendilik hakkındaki olumsuz biliş ler, NSSI iç in ilgili bir risk
faktörüdür. Örneğin, önceki araş tırmalar, olumsuz benlik kavramının ve NSSI'nin, NSSI davranış ları olan
ergenlerde sıklıkla mevcut olduğunu bulmuş tur (Ammerman & Brown, 2018; Claes ve diğerleri, 2010).
Ayrıca, depresif belirtiler NSSI'nin önemli bir öncülüdür (Fox ve diğerleri, 2015; Plener ve diğerleri, 2015;
Valencia-Agudo ve diğerleri, 2018) ve dolayısıyla mağduriyet deneyimlerinden kaynaklanan depresif
belirtiler NSSI olasılığını artırabilir.

1.2. Koruyucu bir faktör olarak eğilimsel farkındalık

Psikolojik güç lüyönler ile NSSI arasındaki bağlantıyı araş tıran ç ok az ç alış ma vardır (Valencia-
Agudo ve diğerleri, 2018). NSSI iç in ç eş itli müdahaleler farkındalık kullanır (Bentley ve diğerleri,
2017; Nock & Cha, 2009). Bununla birlikte, NSSI'nin önlenmesinde veya ortaya ç ıkmasında
eğilimsel farkındalığın rolühakkında ç ok az araş tırma vardır.
Eğilimsel bilinç li farkındalık, günlük yaş amda ş imdiki anın deneyimine dikkat etme ve farkında olma
konusundaki genel eğilimi ifade eder (Baer ve diğerleri, 2006; Brown ve Ryan, 2003). Çeş itli araş tırmalar,
eğilimsel farkındalığın ç ocuklarda ve ergenlerde daha iyi iyilik hali ve daha az psikolojik belirti ile iliş kili
olduğunu göstermektedir (Bluth & Blanton, 2014; Brown & Ryan, 2003). Eğilimsel farkındalığın
yapısı hakkında bir fikir birliği olmamasına rağmen, Baer ve ark. (2008), beş boyuttan oluş an bir yapı
tanımlayan faktör analizi tekniklerini kullandı: iç sel ve dış sal deneyimleri gözlemleme, gerç ekleş
tirme veya bunlara dikkat etme; tanımlama, iç sel deneyimleri tanımlamak iç in kelimeler kullanma;
farkındalıkla hareket etmek, iç inde bulunulan zamanda yapılan faaliyetlere dikkat etmek; iç sel deneyimi
yargılamamak, ş imdiki anın deneyimine karş ı değerlendirici bir tavırla kendini konumlandırmaktan kaç
ınmak; ve iç sel deneyime tepki göstermeme, düş üncelere kapılmadan veya onlar tarafından sürüklenmeden
geç ip gitmelerine izin verme eğilimi. Tanımlama, farkındalıkla hareket etme, yargılamama ve tepki
vermeme yönleri daha az psikolojik semptomla
iliş kilendirilse de (Calvete ve ark., 2014; Goodman ve ark., 2017), gözlemlemenin iş levsiz olduğu ç ok
sayıda ç alış mada gösterilmiş tir (Baer ve
ark. ., 2008; Royuela-Colomer & Calvete, 2016; Sugiura ve diğerleri, 2012). Görünüş e göre, gözlemleme
yalnızca meditatör örneklerinde faydalıdır (Van Dam ve diğerleri, 2009).
Son zamanlarda, ş ema terapi ve farkındalık entegre edilmiş tir (Van Vreeswijk ve diğerleri, 2014) ve
farkındalık, EMS'nin olumsuz sonuç larının potansiyel bir moderatörüolarak kabul edilmiş tir. Buna
göre, bu ç alış mada, farkındalık yönlerinin siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kiyi ç eş
itli mekanizmalar aracılığıyla hafifletebileceğini öneriyoruz. İ lk olarak, eğilimsel farkındalık, siber
zorbalığın EMS, depresyon ve NSSI üzerindeki potansiyel etkisini hafifletebilir. Önceki ç alış malar,
eğilimsel farkındalığın, stresli koş ullar ile depresyon gibi psikolojik problemler arasındaki bağlantının
azalmasıyla iliş kili olduğunu bulmuş tur.

2
Machine Translated by Google

J. Faura- Çocuk İ stismarı ve İ


Garcia ve hmali 118 (2021) 105135
ark.

(Calvete, Orue ve Sampedro, 2017; Tan ve Martin, 2016) ve yetiş kinlerde (Martin ve diğerleri, 2018) ve
ergenlerde (Calvete ve diğerleri, 2019; Calvete, Orue ve Sampedro, 2017) EMS ile depresif belirtiler
arasında ). Bununla birlikte, ergenlerde eğilimsel farkındalık ve NSSI arasındaki bağlantının kanıtı azdır ve
genellikle farkındalık boyutuyla hareket etme ç alış masıyla sınırlıdır. Kendine zarar veren ergenlerde,
kendine zarar vermeyenlere göre daha düş ük eğilimsel bilinç li farkındalık seviyeleri gözlemlenmiş tir
(Garisch & Wilson, 2015; Heath, Carsley, et al., 2016; Lundh et al., 2007) ve genç lerde kendine daha
fazla zarar veren insanlar ve yetiş kinler (Caltabiano & Martin, 2017). Caltabiano ve Martin'in (2017)
ç alış masında , bu farklılıklar yalnızca farkındalıkla hareket etme, yargılamama ve tepki vermeme
yönlerinde meydana geldi. Ayrıca, ergenlerle yapılan bir ç alış mada, farkındalıkla hareket etmenin bir ölç
üsü, stres etkenleri ile NSSI arasındaki tahmine dayalı iliş kiyi tamponlamış tır (Calvete, Orue ve
Sampedro, 2017).

İ kincisi, farkındalık, EMS ve NSSI arasındaki iliş kiyi ılımlı hale getirebilir. Calvete ve ark. (2019),
ergenler uyumsuz bir ş emanın aktivasyonunu deneyimlediklerinde, dikkatli dikkat ve farkındalığın
onların bu sürecin farkına varmalarına ve ş emayı devre dış ı bırakmaya yardımcı olacak
değerlendirmesiz bir ş ekilde düş üncelerini ve duygularını kabul etmelerine yardımcı olabileceğini öne sürdü.
Çalış malarında, farkındalıkla hareket etme yönü, EMS ile depresif belirtiler arasındaki iliş kinin azalmasını
öngördüve zaman iç inde EMS'nin istikrarını tamponladı. Bununla birlikte, ç alış ma sadece farkındalık
yönüyle hareket etmeyi değerlendirmiş tir ve diğer dikkatlilik yönlerinin rolühakkında bilgi
gereklidir.

1.3. Mevcut ç alış ma

Siber zorbalık mağduriyet deneyimleri, ergenlerde NSSI dahil olmak üzere birç ok psikolojik sorunun
geliş imi iç in risk oluş turabilir. Bu ç alış ma, siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kiye ş
ema terapi modelinin merceğinden yaklaş maktadır (Young ve diğerleri, 2003). Bu, siber zorbalık
mağduriyeti ile NSSI arasında arabulucu mekanizmalar olarak EMS ve depresif semptomların rolünün
incelenmesi anlamına gelir. Ayrıca,
ç eş itli psikolojik problemler iç in farkındalığın yararlı rolüne dair ampirik kanıtlara (Calvete, Orue ve
Sampedro, 2017; Cortazar ve Calvete, 2019) ve yakın zamanda ş ema terapi ve farkındalığın
entegrasyonuna (Van Vreeswijk ve diğerleri, 2014) dayanmaktadır. ), ç alış ma, yukarıdaki arabuluculuk
mekanizmalarının moderatörleri olarak birkaç eğilimsel dikkatlilik yönünün rolünüinceler.

Bu nedenle, bu ç alış manın temel amacı, siber zorbalık mağduriyeti, kopukluk ve reddedilme ş ema
alanı, depresif belirtiler ve NSSI arasındaki iliş kileri anlamak iç in İ spanyol ergenlerden oluş an bir
topluluk örneğinde arabulucu bir modeli test etmektir. Ayrıca ikinci bir amaç olarak, bu aracı modelde
bilinç li farkındalık boyutlarının tamponlayıcı rolüdeğerlendirilmiş tir. (1) depresyon ve kopukluk ve
reddedilme ş emalarının siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kiye aracılık edeceği; ve (2)
eğilimsel farkındalık ve daha spesifik olarak farkındalıkla hareket etme, yargılamama ve tepki vermeme
yönleri arabulucu yolları tamponlayacaktır. Ş ekil 1, ç alış manın kavramsal modelini
göstermektedir.

Mağduriyet, depresyon, EMS, farkındalık özellikleri ve NSSI arasındaki iliş kileri bilmek, NSSI'de yer
alan mekanizmalar ve risk ve koruma faktörleri hakkında destek sağlayacaktır. Bu, yalnızca NSSI'nin değil,
aynı zamanda mağduriyet, depresyon, EMS ve eğilimsel farkındalığın klinik, araş tırmacı ve
fenomenolojik yaklaş ımını geniş letecektir.

Ş ekil 1. Siber zorbalık mağduriyeti, depresyon, kopukluk ve reddedilme, farkındalık yönleri, cinsiyet ve
intihar dış ı kendine zarar verme arasındaki iliş kinin kavramsal modeli.

3
Machine Translated by Google

J. Faura-
Garcia ve Çocuk İ stismarı ve İ
ark. hmali 118 (2021) 105135

2. Yöntem

2.1. Katılımcılar

Bu ç alış manın katılımcıları, Bizkaia'daki (İ spanya) yedi liseden 760 ergen öğrenciydi (385 kız ve 375
erkek; %50.7 kız), hepsi 12 ila 17 yaş ları arasındaydı (M =
15.58 yıl; SD = 1.00 ) . Uluslararası Epidemiyoloji Derneği'nin (2000) kriterlerine göre , katılımcıların
sosyoekonomik sınıfı ş u ş ekilde dağıldı: %16,9 düş ük, %21,6 orta- düş ük, %29,1 orta, %13,9 orta-
yüksek ve %18,5 yüksek.

2.2. prosedür

Tasarım [masked] Üniversitesi etik kurulu tarafından onaylandı (Ref. ETK-2/14-15). Katılımcıların gizliliği
garanti edildi ve ebeveynlerin ve ergenlerin aktif bilgilendirilmiş onamları istendi. Katılım oranı %74 oldu.
Bu yüzde, öğrencilerin yokluğundan ziyade kısmen aktif bilgilendirilmiş onam gerekliliğinden kaynaklanmaktadır.
Araş tırmacılar, Ekim 2017 ile Nisan 2018 arasındaki ergenlerin normal dersleri sırasında önlemleri topladı.

2.3. Miktar

Siber zorbalık mağduriyeti, Siber Zorbalık Anketi (CBQ; Calvete ve diğerleri, 2010; G´amez-Guadix ve
diğerleri, 2014) kullanılarak ölç ülmüş tür . Mağduriyet alt ölç eğindeki dokuz madde, önceki altı aydaki
mağduriyet deneyimlerini ş u yanıt ölç eğiyle sorar: 0 (hiç ), 1 (1 veya 2 kez), 2 (3 veya 4 kez) ve 3 (5 veya
daha fazla kez ) ). CBQ, yeterli faktör ve yakınsak geç erlilik ve kabul edilebilir iç tutarlılık göstermiş tir
(Calvete ve diğerleri, 2010; G´amez-Guadix ve diğerleri, 2014). Bu ç alış mada Cronbach alfa katsayısı
0.86 idi.

Son 12 aydaki NSSI sıklığı, Kendini Yaralamanın İ ş levsel Değerlendirmesi ölç eği (FASM; Lloyd ve
diğerleri, 1997; Calvete, Orue, Aizpuru ve Brotherton, 2015'in İ spanyolca versiyonu ) kullanılarak
değerlendirildi. FASM'nin ilk bölümükullanıldı; burada ergenler, 10 kendine zarar verme yöntemi
kullanarak kendilerine zarar verip vermediklerini ve sıklıklarını bildirdiler. Bu örnek iç in, Cronbach
alfa katsayısı 0,83 idi.

Bağlantı kopması ve reddedilme alanı , Young Schema Questionnaire-3'ün (YSQ-3; Young & Brown,
2005 ) İ spanyolca versiyonu (Calvete, Orue ve Gonz´ alez-Diez, 2013) kullanılarak değerlendirildi . Bu
alanda yer alan ş emalar terk edilmiş lik, güvensizlik, kusurluluk ve duygusal yoksunluktur (Calvete, Orue
ve Hankin, 2013a). Bu alan, kiş inin güvenlik, kabul ve saygı ihtiyaç larının öngörülebilir bir ş ekilde karş
ılanmayacağı beklentisini iç eren ş emaları iç erir. Terk etme, önemli kiş ilerin daha iyi biri iç in onu terk
edecekleri iç in duygusal destek vermeye devam etmeyecekleri algısını ifade eder (örneğin, "Diğer
insanlara o kadar ç ok ihtiyacım var ki onları kaybetmekten endiş e ediyorum"). Güvensizlik, baş kalarının
birini inciteceği, taciz edeceği veya aş ağılayacağı beklentisini tanımlar (örneğin, "İ nsanların benden
faydalanacağını hissediyorum"). Kusurluluk veya utanç , kiş inin önemli yönlerden kusurlu, istenmeyen
veya geç ersiz olduğu hissini tanımlar (örneğin, “Sevimli olmadığımı hissediyorum”). Duygusal
yoksunluk, baş kalarının kiş inin duygusal destek ihtiyacını yeterince karş ılayamayacağı inancını iç erir
(örneğin, “Hayatımın
büyük bir bölümünde, birileri iç in özel olduğumu hissetmedim”). Katılımcılar, maddelerin kendilerini ne ölç
üde tanımladığını 1'den (tamamen yanlış ) 6'ya (beni mükemmel ş ekilde anlatıyor) kadar belirtmiş lerdir.

YSQ-3'ün İ spanyolca versiyonu, yapı geç erliliği ve güvenilirliği aç ısından yeterli psikometrik özellikler
göstermiş tir (Calvete,
´ Orue ve Gonzalez-Diez, 2013; Calvete, Orue
ve Hankin, 2013b). Önceki bir ç alış ma, mevcut ç alış mada kullanılan 20 madde ile kopukluk ve reddedilme
alanının ölç üm modelini desteklemiş tir (Calvete, Orue ve
Hankin, 2015). Bu ç alış mada, Cronbach's alpha 0.95 idi.

Depresif semptomlar , 20 maddenin her birini 0'dan (nadiren) 3'e (ç oğu zaman veya neredeyse her
zaman) puanlayan Epidemiyolojik Çalış malar Merkezi- Depresyon Ölç eği (CES-D; Radloff, 1977)
kullanılarak ölç ülmüş tür . Pozitif duygusallık eksikliği, negatif duygusallık, asabiyetin psikolojik ve
somatik semptomatolojisi, umutsuzluk ve kiş ilerarası iliş kilerin kalitesi ile ilgili maddeleri iç erir. İ spanyol
öğrencilerle doğrulaması, iyi psikometrik özellikler göstermiş tir (Calvete & Cardenoso,
˜ 1999; Soler ve diğerleri, 1997). Örnekteki Cronbach alfa değeri 0.82 idi.

Eğilimsel farkındalık, Beş YönlüFarkındalık Anketi-Ergenler-Kısa Form (FFMQ-A-SF; Cortazar ve diğerleri,


2019) kullanılarak değerlendirildi . FFMQ-A-SF , 39 madde iç eren (Cebolla ve diğerleri, 2012) FFMQ'nun İ
spanyolca versiyonundan (Baer ve diğerleri, 2006) türetilmiş tir. FFM-A-SF, ç ocuklarda ve ergenlerde
yönelimsel farkındalığın beş yönünüdeğerlendirir: gözlemleme, tanımlama, farkındalıkla hareket etme,
yargılamama ve tepki vermeme. 25 maddesi, 1 (asla veya nadiren doğru) ile 5 (ç ok sık veya her zaman
doğru) arasında değiş en Likert tipi bir ölç ek kullanılarak derecelendirilir . Yeterli güvenilirlik ve yapı geç
erliliği göstermiş tir (Cortazar ve diğerleri, 2019). Bu ç alış mada, Cronbach alfa katsayıları gözlemleme,
tanımlama, farkındalıkla hareket etme, yargılamama ve tepki vermeme iç in sırasıyla 0.71, 0.69, 0.81, 0.78 ve
0.66 idi.

2.4. İ statistiksel yaklaş ım

Aracı model, yol analizi ve MLR (Robust Maximum Likelihood) tahmin yöntemi ile MPLUS-8
üzerinden tahmin edilmiş tir. Tüm verileri kullanan Tam Bilgi Maksimum Olabilirlik yaklaş ımı kullanılmış
tır. Model, siber zorbalık mağduriyetinden depresif semptomlara ve EMS'ye ve depresif semptomlar ve
EMS'den NSSI'ye giden yolları iç eriyordu. Ek olarak, model, farkındalığın beş yönünün her birinin depresif
semptomları, uyumsuz ş emaları ve NSSI'yi tahmin edip etmediğini ve değiş kenler arasındaki yukarıdaki
yolları yönetip düzenlemediğini test etmek iç in yollar iç eriyordu. Bu, etkileş im terimlerinin rolünütest
etmek iç in belirli yolların dahil edilmesini iç eriyordu: (1)

4
Machine Translated by Google

J. Faura-
Garcia ve Çocuk İ stismarı ve İ
ark. hmali 118 (2021) 105135

Her yön arasındaki etkileş im terimlerinden ve siber zorbalık mağduriyetinden depresif belirtilere,
uyumsuz ş emalara ve NSSI'ye giden yollar; her faset ve depresif belirtiler arasındaki etkileş im
terimlerinden NSSI'ye giden yollar; ve her faset ve uyumsuz ş emalar arasındaki etkileş im terimlerinden
NSSI'ye giden yollar.
Etkileş im terimleri oluş turmak iç in değiş kenler Z puanlarına dönüş türüldü. Cinsiyet, ortak değiş ken
olarak dahil edildi (0 = erkek, 1 = kız). Arabulucu yolların önemi, önyükleme (5000 örnek) ile test edildi.
Model uyumunun iyiliği, karş ılaş tırmalı uyum indeksi (CFI), Tucker-Lewis indeksi (TLI), ortalama
karekök yaklaş ımı yaklaş ımı (RMSEA) ve standartlaş tırılmış ortalama karekök kalıntısı (SRMR)
kullanılarak değerlendirildi. . Genel olarak 0,95 ve üzeri CFI ve TLI değerleri ç ok iyi uyumu, 0,08'den düş
ük RMSEA ve SRMR değerleri ise yeterli uyumu göstermektedir (Little, 2013). Moderasyon etkileri,
Dawson'ın (2019) prosedürüve makrosu ile incelenmiş tir .

İ spanyol ergenlerden oluş an topluluk örneğinin sıklığı ve temel özellikleri, SPSS 25 ile tanımlayıcı
istatistikler kullanılarak incelenmiş tir. Değiş kenler arasındaki iliş kileri ölç mek iç in Pearson korelasyonları
yapılmış tır. Sırasıyla ortalamalar ve frekanslar arasındaki farklar t ve ki-kare testleri kullanılarak
değerlendirildi.

3. Sonuç lar

3.1. Yaygınlık oranları ve korelasyonlar

Bir önceki yılda kendini yaralayanların yaygınlığı %44,9'du. Cinsiyete iliş kin sonuç lar, erkeklerin
%45,6'sının ve kızların %44,2'sinin önceki yıl iç inde kendilerini yaraladıklarını bildirdi. Cinsiyete göre NSSI
yüzdesinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu, χ2 (742) = 0.14, p = .71. Ortalama kendine zarar
verme sayısı 2,26 idi (SS =
4.13). Erkekler kızlardan (M = 1.90, SD = 3.55) daha sık kendine zarar verir ( Ort = 2.65, SD = 4.64), fark
istatistiksel olarak anlamlıdır, t(740) = - 2.48, p = .01, Cohen's d =
0.18 . Siber zorbalık sonuç ları, katılımcıların %30,7'sinin en az bir siber zorbalık eyleminin kurbanı
olduğunu ortaya koydu. Erkekler kızlardan (M = 0.95, SD = 2.23) daha fazla siber zorbalığa maruz kalmış
lardır (M = 0.14, SD = 3.57 ) , fark istatistiksel olarak anlamlıdır, t(740) = - 2.07, p = .04, Cohen's d =
0.18 . Ayrıca, kopukluk ve reddedilme ş emalarında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu, t(758) =
2.06, p = .04, Cohen's d = 0.15, erkekler arasında da (M = 40.52, SS =

17.71) veya kızlar (M = 43.11, SD = 17.40). Depresyon sonuç ları, kızların erkeklerden ( M = 14.43, SD =
8.90) daha yüksek puan aldıklarını (M = 17.28; SD = 10.08) ortaya koydu, fark istatistiksel olarak
anlamlıydı, t(740) = 4.07, p < .001, Cohen's d = 0.29.
Tablo S1, ç alış ma değiş kenleri arasındaki korelasyon katsayılarını göstermektedir. Tepki
vermemenin farkındalık yönüdış ında tüm ölç ümler birbiriyle önemli ölç üde iliş kilidir. Kendine zarar
verme sıklığı, siber zorbalığa maruz kalma, EMS ve depresyon, diğer değiş kenlerle pozitif olarak iliş kili
olan gözlem dış ında, birbiriyle pozitif ve eğilimsel farkındalığın yönleriyle negatif olarak iliş kilidir.

3.2. Siber zorbalık ve kendine zarar verme arasında moderasyonlu arabulucu model

Yol analizi sonuç ları , Ş ekil 2'de gösterilen değiş kenler arasında birkaç istatistiksel olarak anlamlı iliş
kiyi gösterdi ve

Ş ekil 2. Cimri modelin aracı ve ılımlı yolları. Yalnızca önemli


yollar gösterilir. Standartlaş tırılmamış katsayılar gösterilmiş tir.
Standart hatalar parantez iç inde verilmiş tir.

5
Machine Translated by Google

J. Faura- Çocuk İ stismarı ve İ


Garcia ve hmali 118 (2021) 105135
ark.

ek materyalde özetlenmiş tir. Bu model orta düzeyde uyum indeksleri göstermiş tir, FIML χ2(10, N =
760) = 47; RMSEA = 0,069, %90 GA [0,50, 0,090], p = ,05, TLI = 0,623, CFI = 0,945 ve SRMR =
0,024. Anlamlı olmayan yolların elendiği, mükemmel uyum indeksleri elde edilen, FIML χ2(21, N =
760) = 28; RMSEA = 0,022,
%90 GA [0,00, 0,040], p = ,99, TLI = 0,985, CFI = 0,989 ve SRMR = 0,024. Bu model χ2'yi
önemli ölç üde azaltmasa da , Δ χ2(11, N =

760) = 19, p = .06, tercih edildi ç ünküCFI >0.01'de bir artış iç eriyordu, bu da daha iyi bir uyumu
gösteriyor (Cheung & Rensvold, 2002). Ş ekil 2'de gösterildiği gibi , daha fazla siber zorbalık
mağduriyeti hem depresif belirtiler hem de EMS ile iliş kilendirildi ve bunlar da daha yüksek NSSI
sıklığı ile iliş kilendirildi. Ek olarak, siber zorbalık mağduriyetinden NSSI'ye giden doğrudan yol
önemliydi. Önyükleme testleri, her iki dolaylı etkinin de istatistiksel olarak anlamlı olduğunu gösterdi:
depresif belirtiler yoluyla dolaylı iliş kilendirme iç in 0,26 [%95 CI (0,11, 0,44)] ve EMS yoluyla
dolaylı iliş kilendirme iç in 0,13 [%95 CI (0,04, 0,23)].

Ayrıca, gözlemlenen tüm farkındalık yönleri, depresif semptomlarla negatif ve anlamlı bir ş ekilde iliş
kiliydi; farkındalıkla hareket etmek, NSSI ile negatif ve önemli ölç üde iliş kiliydi; ve tanımlama,
farkındalıkla hareket etme ve yargılamama, EMS ile negatif ve önemli ölç üde iliş kiliydi. Son
olarak, kız olmak EMS'de daha yüksek puanlar, depresif semptomlar ve daha düş ük
NSSI puanları.
Farkındalık özelliklerinin moderatör rolüile ilgili olarak, farkındalıkla hareket etmek siber zorbalık
mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kiyi ve yargılamama siber zorbalık mağduriyeti ile depresif
semptomlar arasındaki iliş kiyi yönetmiş tir.
Denetleme sonuç larının ş ekli, Ş ekiller 2'de gösterilmektedir . 3 ve 4. Her iki rakam da farkındalık
ve siber zorbalık mağduriyeti puanları düş ük (z = 1) ve yüksek (z = 1) olan katılımcıları
göstermektedir. Ş ekil 3, siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kinin, farkındalıkla
hareket etme düş ük olduğunda daha fazla olduğunu göstermektedir. Farkındalıkla hareket
edildiğinde iliş kinin eğimi istatistiksel olarak anlamlıydı (B = 1.38, t = 8.10, p .001) ve yüksek
olduğunda anlamsızdı (B = 0.43, t = 1.54, p = .124). Ş ekil 4, siber zorbalık mağduriyeti ve
depresyon arasındaki iliş kinin, daha yüksek yargılamama seviyeleri bildiren ergenler iç in daha güç
lüolduğunu göstermektedir, ancak bu yön ya yüksek olduğunda iliş kinin eğimi anlamlıdır (B = 0.46,
t = 6.53 , p . 001) veya düş ük (B =
0,28, t = 8,85, p ,001). Ş ekil 4'te gösterildiği gibi , yargılamamada düş ük olan ergenler, hem düş ük hem
de yüksek mağduriyet seviyeleri altında depresif semptomlarda daha yüksek puanlar sergileme
eğilimindedir.

4. Tartış ma
Bu ç alış ma, siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kiyi, topluluktaki ergenlerden
oluş an bir örneklemde ve ayrıca depresif semptomların aracı rolünüve kopukluk ve reddedilme ş
emalarını inceledi. Ek olarak, farkındalığın farklı yönlerinin bu iliş kiler üzerindeki düzenleyici
etkisi test edildi.

Beklendiği gibi, siber zorbalık mağduriyeti (van Geel ve diğerleri, 2015) ve diğer mağduriyet biç
imleri (Garisch & Wilson, 2010; Moore ve diğerleri, 2017; Shenk ) ile ilgili önceki araş tırmalara
uygun olarak, siber zorbalık mağduriyeti daha yüksek NSSI sıklığı ile iliş kilendirilmiş tir. ve
diğerleri, 2010). Ek olarak, arabuluculuk analizleri, bu iliş kinin kısmen, daha yüksek NSSI sıklığı
ile iliş kili olan mağduriyeti takip eden depresif belirtiler ve iş levsel olmayan biliş sel kalıplar
(yani, EMS) üzerindeki yüksek puanlarla aç ıklandığını göstermiş tir. Siber zorbalık mağduriyeti,
depresyon ve EMS arasındaki iliş ki, önceki
araş tırmaların sonuç larıyla tutarlıdır (C´ alvete ve diğerleri, 2016; Gamez-Guadix ve diğerleri, 2013).
Mağduriyet ile genç lerin kendilerini ve baş kalarıyla olan iliş kilerini algılama biç imleri arasındaki
iliş ki özellikle dikkate değerdir. EMS ve depresif belirtiler de dahil olmak üzere bu olumsuz
algılar, önceki
araş tırmalarda gözlemlendiği gibi daha yüksek NSSI sıklığı ile iliş kilidir (Baiden ve diğerleri,
2017; Claes ve diğerleri, 2015;

4.5
Düş ük Oyunculuk
farkındalıkla
4
Yüksek Oyunculuk
farkındalıkla
3.5

2.5

1.5

1
Düş ük Siber Yüksek Siber Zorbalık
Zorbalık mağduriyet
mağduriyet

Ş ekil 3. Eğilimsel farkındalığın farkındalık yönüyle hareket etme ile intihara meyilli olmayan kendine
zarar verme sıklığı ile siber zorbalık mağduriyeti arasındaki etkileş im.

6
Machine Translated by Google

J. Faura- Çocuk İ stismarı ve İ


Garcia ve hmali 118 (2021) 105135
ark.

3
Düş ük
2 Yargılamamak
Yüksek
Yargılamamak
1

-1

-2

-3
Düş ük Siber Yüksek Siber Zorbalık
Zorbalık mağduriyet
mağduriyet

Ş ekil 4. Eğilimsel farkındalığın yargılamayan yönüile depresyon tarafından siber zorbalığa


maruz kalma arasındaki etkileş im.

Plener ve diğerleri, 2015). Çeş itli araş tırmalar, NSSI ile siber zorbalık (Fridh ve diğerleri, 2019),
depresyon (Claes ve diğerleri, 2015) ve EMS (Fox ve diğerleri, 2015; Pauwels ve diğerleri, 2016;
Valencia-Agudo ve diğerleri) arasında anlamlı iliş kiler bulmuş tur. al., 2018). Modelimiz tüm bu
değiş kenleri ş ema terapinin teorik perspektifinden bütünleş tirir ve depresyon ile EMS'nin
mağduriyet ile NSSI arasındaki iliş kiyi kısmen aç ıkladığını öne sürer. Bu sonuç lar, mağduriyet
yoluyla NSSI'nin geliş tirilmesi ve sürdürülmesine iliş kin bazı teorik modellerle de tutarlıdır. Hooley
ve Franklin (2018), mağduriyetin NSSI'nin faydalarını artırdığını ve önündeki engelleri azalttığını
varsaymış tır. Ayrıca, uzak bir faktör olarak Yates (2004) , kiş ilerarası mağduriyeti, olumsuz benlik
temsili ve duygusal serbestleş tirme yoluyla kendine zarar verme davranış ının ana habercisi olarak
konumlandırmış tır. Nock ve Cha (2009), mağduriyetin yüksek özeleş tiri yoluyla NSSI'ye yol aç
tığını öne sürdü.
Çalış ma, NSSI'nin geliş imine dahil olabilecek iş levsiz faktörleri vurgulamanın yanı sıra, aynı
zamanda eğilimsel farkındalığın koruyucu rolüne de odaklandı. Bulgular , Caltabiano ve Martin'in
(2017) sonuç larıyla uyumlu olarak, farkındalıkla hareket etmenin daha düş ük NSSI sıklığı ile iliş kili
olduğunu , ancak yargılamamanın NSSI ile iliş kili tek bilinç li farkındalık yönüolduğu bir ç alış
manın sonuç larının aksine (Krantz) gösterdi. ve diğerleri, 2018). Bu son ç alış ma, meditasyon iç eren
diyalektik davranış terapisi alan borderline kiş ilik bozukluğu olan hastalardan oluş an bir klinik
örneklemle yapıldı ve bu nedenle sonuç lar mevcut ç alış mada elde edilenlerle
karş ılaş tırılamaz.
Ayrıca, farkındalıkla hareket etme yönü, NSSI'de siber zorbalık mağduriyetinin rolünütamponlamış tır.
Bu sonuç , farkındalıkla hareket etmenin stres etkenleri ile NSSI arasındaki öngörücüiliş kiyi azalttığı
boylamsal bir ç alış manın bulgusuyla (Calvete, Orue ve Sampedro, 2017) ve farkındalıkla hareket
etmenin stresin etkisini azalttığını gösteren diğer ç alış malardan elde edilen bulgularla tutarlıdır. diğer
psikolojik semptomlar üzerindeki stresli olaylar (Cortazar ve Calvete, 2019; Heath, Carsley, vd., 2016;
Heath, Joly ve Carsley, 2016).
Farkındalıkla hareket etmek, pilot modda hareket etmemek anlamına gelir ve bu nedenle, kiş
inin kendi davranış ına iliş kin farkındalığını artırarak NSSI'de yer alan otomatik pekiş tirme
mekanizmalarının azaltılmasına katkıda bulunabilir (Nock & Prinstein, 2004) . Aslında farkındalıkla
hareket etmek daha iyi duygu düzenleme ile iliş kilidir (Baer ve diğerleri, 2008). Bu nedenle, bu
farkındalık
yönü, NSSI'n´in geliş imine karş ı özellikle faydalı olabilir. Ayrıca, farkındalıkla hareket etmenin,
internet kullanımının daha fazla öz düzenlemesini öngördüğübulunmuş tur (Calvete, Gamez-Guadix
ve Cortazar, 2017). Bu yönün, daha büyük bir siber zorbalık mağduriyeti
riski iç eren elektronik ortamdaki davranış la ilgili olarak daha ilgili bir rolüolabilir.
Yargılamama, siber zorbalık mağduriyeti ile depresif belirtiler arasındaki iliş kiyi yönetti. Bu
durumda, sonuç lar, siber zorbalık mağduriyetinin depresif semptomlar üzerindeki etkilerinin
yargılamamada yüksek olan ergenler arasında daha belirgin olduğunu göstermektedir ç
ünküyargılamamada düş ük olan ergenler, hem düş ük hem de yüksek siber zorbalık mağduriyet
durumlarında depresyonda daha yüksek puan alma eğilimindedir.
Diğer farkındalık yönleri, değiş kenler arasındaki iliş kileri düzenlemese de, bulgular, farkındalık
yönleri ve diğer değiş kenler arasında birkaç doğrudan iliş ki olduğunu göstermektedir. Gözlem dış
ındaki tüm yönler, daha önceki birkaç ç alış manın bulgularını tekrarlayan depresif belirtilerle negatif iliş
kiliydi (Calvete ve diğerleri, 2019; Tan ve Martin, 2016). Meditatör olmayan örneklerle yapılan önceki ç
alış malarda gözlemlemenin psikolojik iyi oluş la iliş kisi bulunmamış tır (Baer ve diğerleri, 2008).
Tanımlama, farkındalıkla hareket etme ve yargılamama, iş levsiz ş emalarla negatif olarak iliş kiliydi.
Dahası, tanımlama, farkındalıkla hareket etme, yargılamama ve tepki vermeme, depresyonla negatif
olarak iliş kiliydi. Bu sonuç lar kısmen, farkındalıkla tanımlamanın ve hareket etmenin EMS'de
daha düş ük puanları ve farkın´ dalıkla hareket etmenin depresyonda azalmayı öngördüğüboylamsal bir
ç alış manın bulgusuyla kısmen tutarlıdır (Gomez-Odriozola & Calvete, 2020).
Bu ç alış ma ayrıca ergenlerde NSSI prevalansı hakkında veri sağlar. Sonuç lar, ergenlerin
neredeyse yarısının

7
Machine Translated by Google

J. Faura-
Garcia ve Çocuk İ stismarı ve İ
ark. hmali 118 (2021) 105135

önceki yılda kendine zarar verme, diğer ülkelerdeki ergenlere göre daha yüksek bir yaygınlık
(Swannell ve diğerleri, 2014) ve aynı bölgede bildirilen sonuç lara benzer (Calvete, Orue, Aizpuru ve
Brotherton, 2015). Bunun nedeni, NSSI'yi ölç mek iç in kullanılan değerlendirme aracı olabilir (Faura-
Garcia ve diğerleri, 2021), ç ünkübazı kendine zarar verme türleri sosyal olarak kabul edilebilir olarak
algılanabilir (Calvete, Orue, Aizpuru ve Brotherton, 2015) ve ç ok maddeli anketler kullanıldığında
yaygınlık daha yüksektir (Swannell ve diğerleri, 2014). Diğer ülkelerden elde edilen sonuç larla paralel
olarak, erkekler daha fazla siber mağdur olmasına rağmen (Schneider) NSSI yaygınlığı (Swannell ve
diğerleri, 2014) ve kopukluk ve reddetme ş emaları (Alba ve diğerleri, 2018) aç ısından kızlar ve
erkekler arasında fark yoktu. ve diğerleri, 2012) ve kızlar daha fazla depresif belirtiler göstermiş
lerdir (Baiden ve diğerleri, 2017).

4.1. Güç lüyönler ve sınırlamalar

Bu ç alış manın birkaç sınırlaması vardır. İ lk olarak, verilerin kesitsel doğası, değiş kenler arasındaki
tahmine dayalı iliş kilerin test edilmesine izin vermez.
Bu sınırlama özellikle arabulucu varsayımsal modeller test edildiğinde geç erlidir (Maxwell &
Cole, 2007).
Bu nedenle, sonuç ların ç ift yönlülüğühakkında alternatif aç ıklamalar dikkate alınmalıdır. Örneğin,
önceki araş tırmala´r, depresif semptomların ve EMS'nin mağduriyeti öngördüğünü(Calvete ve diğerleri,
2018; Gamez-Guadix ve diğerleri, 2013) ve NSSI'nin depresyonu öngördüğünü(Gao ve diğerleri, 2020)
göstermiş tir.
Ayrıca, farkındalık yönleri ve semptomlar arasındaki iliş kiler´ de ç ift yönlüolabilir (Alba ve
diğerleri, 2018; Calvete ve diğerleri, 2019; Gomez-Odriozola & Calvete, 2020). Bu nedenle,
gelecekteki boylamsal ç alış malar, değiş kenler arasındaki iliş kilerin ç ift yönlülüğünüincelemelidir. İ
kincisi, NSSI yaygınlık oranı
yüksekti ve bunun nedeni, "kendini ısırmak (örneğin, ağzını veya dudağını)" gibi ergenler arasında
daha az patolojik ve ç ok sık görülen bazı davranış ları iç eren FASM ile ölç üm yapılması olabilir.
Kullanılan kendine zarar verme yöntemleriyle ilgili eş iklerden en ş iddetli davranış ların yaygınlığını
bilebiliriz. Ancak, ş u anda FASM ile eş ikler konusunda bir fikir birliği yoktur (Calvete, Orue,
Aizpuru ve Brotherton, 2015; Kaess ve diğerleri, 2013; Lloyd-Richardson ve diğerleri, 2007). Üç
üncüsü, yalnızca kendi kendine bildirilen önlemler dahil edildi. Öğretmenler, sınıf arkadaş ları ve
ebeveynler gibi diğer bilgi kaynakları da eklendiğinde ç alış manın geç erliliği artacaktır. Dördüncüsü,
önceki meditasyon deneyimi değerlendirilmedi. Katılımcı okullar farkındalık temelli müdahaleler
uygulamamış olsa da, öğrencilerin meditasyon konusunda kiş isel deneyimleri olup olmadığını
bilmiyoruz. Her iki grup arasında yönlerde farklılıklar görüldüğünden, bunu bilmek meditasyon
yapanlar ve meditasyon yapmayanlar arasındaki sonuç ları ayırt edebilir (Walker, 2013). Beş inci
olarak, ç alış mamız siber zorbalık mağduriyetinin rolünüinceledi, ancak gelecekteki araş tırmalar,
NSSI'deki farklı mağduriyet türlerinin spesifik etkilerini araş tırmak iç in yüz yüze zorbalık ve flört ş iddeti
gibi diğer mağduriyet yöntemlerinin ölç ümlerini iç ermelidir. Son olarak, örneklem Bizkaia'daki ergenleri
temsil etmektedir ve sonuç lar farklı kültürlerde tekrarlanmalıdır.

Sınırlamalara rağmen, bildiğimiz kadarıyla bu, topluluk ergenlerinde siber zorbalık mağduriyeti,
ruhsal farkındalık, depresyon, EMS ve NSSI arasındaki iliş kiyi inceleyen ilk ç alış madır. Ek
olarak, İ spanya'da NSSI'nin toplumdaki yaygınlığına iliş kin sınırlı bilgiye katkıda bulunur.

4.2. ç ıkarımlar

Bu ç alış ma, NSSI'nin geliş iminde siber zorbalık mağduriyetinin rolünün ve farkındalığın
potansiyel olarak hem doğrudan hem de tamponlayıcı koruyucu etkileri olduğunun altını ç iziyor. Ş
ema terapi ve farkındalık , ergenlerde´ EMS ve depresif belirtiler desteği ile entegre edilmiş tir (Van
Vreeswijk ve diğerleri,
2014) (Gomez-Odriozola & Calvete, 2020) ve eğilimsel farkındalık, daha iyi esenlik ve daha az
psikolojik semptom ile iliş kilendirilmiş tir. ç ocuklarda ve ergenlerde (Bluth & Blanton, 2014;
Brown & Ryan, 2003).

Farkındalık temelli müdahalelerin ergenlerin esenliği ve ruh sağlığı iç in faydalı olduğu gösterilmiş tir
(Carsley ve diğerleri, 2018). Özellikle farkındalık üzerine
bir modül iç eren ergenlerde NSSI iç in diyalektik davranış terapisinin, NSSI iç in etkili `olabilecek
birkaç tedaviden biri olduğu gösterilmiş tir (Molla ve ark., 2015). Bu ç alış mada farkındalığın bazı
yönlerinin NSSI, depresyon veya EMS iç in gösterdiği yararlı rol göz önüne alındığında, gelecekte siber
zorbalık veya NSSI
yoluyla mağduriyet yaş ayan ergenlerde farkındalığa dayalı müdahalelerin etkisinin olması ilginç olacaktır.
test edilmek Bu tür müdahaleler, tanımlama, farkındalıkla hareket etme ve yargılamama gibi
farkındalığın en faydalı olduğu gösterilen yönlerini ç alış tırmaya odaklanmalıdır.

Sonuç lar, yeni teknolojilerin sorumlu kullanımı ve siber zorbalıkla ilgili topluluk ve okul
programlarını doğrulamak ve tasarlamak iç in kullanılabilir.
Farkındalık ve önleme politikalarının yanı sıra müdahale protokolleri ve psikolojik tedaviler tasarlanırken
NSSI, siber zorbalık, depresyon ve farkındalık arasındaki iliş kiler dikkate alınmalıdır. Bu ç alış manın
sınırlamaları göz önüne alındığında, bu tür senaryolar ve değiş kenler üzerine gelecekteki araş tırmalar,
NSSI'nin hem ekolojik hem de günlük yaş amda bağlamsallaş tırılmış bir perspektiften
kavramsallaş tırılmasına odaklanmalıdır.

5. Sonuç

Özetle, bu ç alış mada sunulan bulgular, siber zorbalık mağduriyeti ile NSSI arasındaki iliş kinin ş
ema terapi modeli ve eğilimsel farkındalık perspektifinden anlaş ılmasını sağlar. Bulgular, hem okulda
hem de klinik ortamlarda NSSI'deki müdahalelerin tasarımını bilgilendirebilir. Gelecekteki araş
tırmalar, böyle bir modeli bir müdahale ve/veya önleme ortamında test etmelidir.
Bu makaleye ek veriler ç evrimiç i olarak https://doi.org/10.1016/j.chiabu.2021.105135
adresinde bulunabilir .
8
Machine Translated by Google

J. Faura-
Garcia ve Çocuk İ stismarı ve İ
ark. hmali 118 (2021) 105135

Finansman

Bu araş tırma, İ spanyol Hükümeti (Ref. FPU17/05831), Bask Bölgesi'nden (Ref.


IT982-16) bir hibe ile desteklenmiş tir. ve Ref. PI_2016_1_0023) ve Alicia
Koplowitz Vakfı.

Rekabet eden menfaat beyanı

Yazarlar, rekabet eden ç ıkarları olmadığını beyan eder. Bu soruş turmanın doğrudan
uygulamalarından herhangi bir menfaat veya mali fayda doğmamış tır.

Referanslar

Alba, J., Calvete, E., Wante, L., Van Beveren, M.-L., & Braet, C. (2018). Zorbalık
mağduriyeti arasındaki iliş kinin moderatörleri olarak erken dönem uyumsuz ş emalar
ve ergenlerde depresif belirtiler. Biliş sel Terapi ve Araş tırma, 42(1), 24–35.
https://doi.org/10.1007/s10608-017-9874-5
Ammerman, BA ve Brown, S. (2018). Ebeveynin ifade ettiği duygu ile
NSSI arasındaki iliş kide özeleş tirinin aracı rolü. Güncel Psikoloji, 37
(1), 325–333. https://doi.org/10.1007/s12144-016-9516-1
Baer, RA, Smith, GT, Hopkins, J., Krietemeyer, J., & Toney, L. (2006). Farkındalığın yönlerini keş
fetmek iç in kiş isel bildirim değerlendirme yöntemlerini kullanma. Değerlendirme, 13(1), 27–
45. https://doi.org/10.1177/1073191105283504
Baer, RA, Smith, GT, Lykins, E., Button, D., Krietemeyer, J., Sauer, S., …
Williams, JMG (2008). beş yönlüfarkındalık anketinin yapı geç erliliği
meditasyon yapan ve meditasyon yapmayan örnekler. Değerlendirme,
15(3), 329–342. https://doi.org/10.1177/1073191107313003
Baiden, P., Stewart, SL ve Fallon, B. (2017). Ergenler arasında zorbalık mağduriyeti ile intihara meyilli
olmayan kendine zarar verme arasındaki iliş kide depresif belirtilerin aracılık etkisi: Kanada,
Ontario'daki toplum ve yatan hasta ruh sağlığı ortamlarından elde edilen bulgular. Psikiyatri
Araş tırması, 255, 238–247. https://doi.org/ 10.1016/j.psychres.2017.05.018

Bentley, KH, Nock, MK, Sauer-Zavala, S., Gorman, BS ve Barlow, DH


(2017). İ ki transdiagnostik, duygu odaklı müdahalenin fonksiyonel analizi
intihara meyilli olmayan kendine zarar verme. Danış manlık ve Klinik
Psikoloji Dergisi, 85(6), 632–646. https://doi.org/10.1037/ccp0000205
Bluth, K. ve Blanton, PW (2014). Farkındalık ve öz-ş efkat: Ergenlerin duygusal
esenliğine giden yolları keş fetmek. Çocuk ve Aile Araş tırmaları Dergisi, 23 (7),
1298–1309. https://doi.org/10.1007/s10826-013-9830-2
Brewer, G. ve Kerslake, J. (2015). Siber zorbalık, benlik saygısı, empati ve
yalnızlık. İ nsan Davranış ında Bilgisayarlar, 48, 255–260.
https://doi.org/10.1016/j. chb.2015.01.073
Brown, KW ve Ryan, RM (2003). Mevcut olmanın faydaları: Farkındalık
ve psikolojik iyi oluş taki rolü. Kiş ilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi, 84
(4), 822–848. https://doi.org/10.1037/0022-3514.84.4.822
Caltabiano, G. ve Martin, G. (2017). Akılsız ıstırap: Farkındalık ve intihara meyilli
olmayan kendine zarar verme arasındaki iliş ki. Farkındalık, 8(3), 788–796. https://doi.
org/10.1007/s12671-016-0657-y
Calvete, E. (2014). Ergenlerde erken dönem uyumsuz ş emaların yordayıcısı
olarak duygusal istismar: Depresif ve sosyal kaygı geliş imine katkılar
belirtiler. Çocuk İ stismarı ve İ hmali, 38(4), 735–746.
https://doi.org/10.1016/j.chiabu.2013.10.014
Calvete, E., & Cardenoso, ˜ O. (1999). Krediler ve depresyon belirtileri: Sonuç lar, Kısa Süreli Bir
Güvenlik Birimi Desarrollo'da ön elemeler.
Anales de Psico´logí a, 15(2), 1´79–189. ´
Calvete, E., Fernandez-Gonz alez, L., Gonzalez-Cabrera, JM, & G´amez-Guadix, M. (2018). Ergenlerde
devam eden zorbalık mağduriyeti: Aracı bir mekanizma olarak uyumsuz ş emalar. Genç lik ve
Ergenlik Dergisi, 47(3), 650–660.
Calvete, E., G´amez-Guadix, M., & Cortazar, N. (2017). Farkındalık yönleri ve sorunlu İ nternet
kullanımı: Altı aylık uzunlamasına bir ç alış ma. Bağımlılık Yapıcı Davranış lar, 72, 57–63.
https://doi.org/ 10.1016/j.addbeh.2017.03.018
Calvete, E., Morea, A. ve Orue, I. (2019). Stresörler, uyumsuz ş emalar ve
depresif arasındaki boylamsal iliş kilerde eğilimsel farkındalığın rolü
ergenlerde semptomlar. Farkındalık, 10(3), 547–558.
https://doi.org/10.1007/s12671-018-1000-6 Calvete, E., Orue, I.,
Aizpuru, L. ve Brotherton, H. (2015). İ spanyol ergenlerde int˜ihar amaç lı olmayan kendine zarar vermenin
yaygınlığı ve iş levleri/Prevalencia y funciones de
ispanyol ergenlerinde
intihar olmaz. Psikotema, 27(3), 223–229.
´ https://doi.org/10.7334/psicothema2014.262 Calvete, E., Orue,
I., Est´evez, A., Villardon, L., & Padilla, P. (2010). Ergenlerde siber zorbalık:
Modaliteler ve saldırganların profili. İ nsan Davranış ında Bilgisayarlar, 26
(5), 1128–1135. https://doi.org/10.1016/j.chb.2010.03.017
Calvete, E., Orue, I., & G´amez-Guadix, M. (2016). Ergenlerde siber zorbalık mağduriyeti ve depresyon: Bir
yıllık ileriye dönük bir ç alış mada beden imajı ve biliş sel ş emaların aracı rolü. Avrupa Ceza Politikası ve
Araş tırma Dergisi, 22(2), 271–284. https://doi.org/10.1007/s10610-015-9292-8 Calvete, E., Orue, I.,
& Gonz´ alez-Diez, Z. (2013). Young Schema aracılığıyla erken
dönem uyumsuz ş emaların yapısının ve istikrarının incelenmesi
Anket-3. Avrupa Psikolojik Değerlendirme Dergisi, 29(4), 283–290.
https://doi.org/10.1027/1015-5759/a000158
Calvete, E., Orue, I. ve Hankin, BL (2013a). Ergenlerde erken uyumsuz ş
emalar ve sosyal kaygı: Kaygılı otomatik düş üncelerin aracı rolü. Günlük
Anksiyete Bozuklukları, 27(3), 278–288.
https://doi.org/10.1016/j.janxdis.2013.02.011
Calvete, E., Orue, I. ve Hankin, BL (2013b). Ergenlikte biliş sel güvenlik aç
ıkları, stresörler ve depresif belirtiler arasındaki iş lemsel iliş kiler. Günlük
Anormal Çocuk Psikolojisi, 41(3), 399–410.
https://doi.org/10.1007/s10802-012-9691-y
Calvete, E., Orue, I. ve Hankin, BL (2015). Depresif ve sosyal kaygı iç in erken
dönem uyumsuz ş emalarla savunmasızlık-stres modelinin boylamsal bir testi
ergenlerde semptomlar. Journal of Psychopathology and Behavioral
Assessment, 37(1), 85–99. https://doi.org/10.1007/s10862-014-9438-x
Calvete, E., Orue, I. ve Sampedro, A. (2017). Farkındalığın farkındalık özelliği ile hareket etme,
stresörler ile psikolojik arasındaki tahmine dayalı iliş kiyi tamponlar mı?
ergenlerde belirtiler? Kiş ilik ve Bireysel Farklılıklar, 105, 158–163. https://doi.org/10.1016/j.pr
´ ofit.2016.09.055 Calvete, E., Sampedro, A´ ., & Orue, I.
(2014). Propiedades psicom´etricas de la version espanola ˜ de la" escala de atencion y conciencia plena para
ergenler"(Mindful Dikkat Farkındalık Ölç eği-Ergenler)(MAAS-A). Psikoloji Davranış sal,
22(2), 277–291.
Carsley, D., Khoury, B. ve Heath, NL (2018). Okullarda akıl sağlığı iç in farkındalık
müdahalelerinin etkinliği: Kapsamlı bir meta-analiz. Farkındalık, 9
(3), 693–707. https://doi.org/10.1007/s12671-017-0839-2 ˜ & Botella, C. (2012). Beş Yönünün İ
Cebolla, A., Garcí a-Palacios, A., Soler, J., Guillen, V., Banos, R.,
spanyol geç erliliğinin psikometrik özellikleri
Farkındalık Anketi (FFMQ). Avrupa Psikiyatri Dergisi, 26(2), 118–126.
https://doi.org/10.4321/S0213-61632012000200005 Cheung, GW ve Rensvold, RB (2002). Ölç
üm
değiş mezliğini test etmek iç in uyum iyiliği indekslerinin değerlendirilmesi. Yapısal Eş itlik
Modellemesi: Çok Disiplinli Bir Dergi, 9(2), 233–255.
https://doi.org/10.1207/S15328007SEM0902_5 Claes, L., Houben, A., Vandereycken, W.,
Bijttebier, P. ve Muehlenkamp, J. (2010). Kısa
rapor: Bir ergen örneğinde intihara meyilli olmayan kendine zarar verme, benlik kavramı ve kendine
zarar veren akranlarla tanış ma arasındaki iliş ki. Ergenlik Dergisi, 33(5), 775–778. https://
doi.org/10.1016/j.adolescence.2009.10.012 Claes, L., Luyckx, K., Baetens, I., Van de Ven, M. ve
Witteman, C. (2015). Ergenlerde zorbalık ve mağduriyet, depresif ruh hali ve intihara meyilli
olmayan kendine zarar verme:
Ebeveyn desteğinin moderatör rolü. Çocuk ve Aile Çalış maları Dergisi,
24(11), 3363–3371. https://doi.org/10.1007/s10826-015-0138-2 Cortazar,
N. ve Calvete, E. (2019). Eğilimsel farkındalık ve stres etkenleri ile
psikolojik belirtiler arasındaki öngörüsel iliş kideki ılımlı rolü
ergenler Farkındalık, 0(0), 1–14´. https://doi.or´ g/10.1007/s12671-019-01175-x
Cortazar, N., Calvete, E., Fernandez-Gonz alez, L., & Orue, I. (2019). Beş YönlüFarkındalık Anketi'nin
kısa bir formunun geliş tirilmesi – ç ocuklar ve ergenler iç in ergenler. Kiş ilik Değerlendirme
Dergisi, 1–12. https://doi.org/10.1080/00223891.2019.1616206 Dawson, JF (2019). Etkileş im
etkilerinin yorumlanması.
Jeremydawson.Com. http://www.jeremydawson.com/slopes.htm.

9
Machine Translated by Google

J. Faura-
Garcia ve Çocuk İ stismarı ve İ
ark. hmali 118 (2021) 105135

Favazza, AR (1996). Kuş atma altındaki bedenler: Kültür ve psikiyatride kendini yaralama ve vücut
modifikasyonu (AR Favazza (ed.)). Johns Hopkins Üniversitesi Yayınları. http://catalog.hathitrust.org/
Record/003065335.
Faura-Garcia, J., Calvete, E., & Orue, I. (2021). İ ntihara meyilli olmayan kendine zarar verme: İ
spanyolca konuş an popülasyonda kavramsallaş tırma ve klinik değerlendirme. Psikolog
Makaleler, 42(2). https://doi.org/10.23923/pap.psicol.2964 (Basında).
Fox, KR, Franklin, JC, Ribeiro, JD, Kleiman, EM, Bentley, KH ve Nock, MK (2015). İ ntihar amaç lı
olmayan kendine zarar verme risk faktörlerinin meta-analizi. Clinical Psychology Review, 42, 156–
167. https://doi.org/10.1016/j.cpr.2015.09.002 Fridh, M., Lindstrom, ¨ M., & Rosvall, M.
(2019). İ sveç , Scania'da zihinsel olarak sıkıntılı ergenler arasında kendine zarar verme ve siber zorbalığa
karış ma arasındaki iliş kiler. İ skandinav Halk Sağlığı Dergisi, 47(2), 190–198. https://doi.org/
´ 10.1177/1403494818779321 Gamez-Guadix, M., Orue, I., Smith, PK ve Calvete, E. (2013). Ergenler
arasında siber zorbalığın
depresyon, maddekullanımı ve problemli internet kullanımı ile boylamsal ve karş ılıklı iliş kileri. Ergen
Sağlığı Dergisi, 53(4), 446–452. https://doi.org/10.1016/j.jadohealth.2013.03.030 Gamez-
´ Guadix, M., Villa-George, F. ve Calvete, E. (2014). Meksikalı ergenler arasında
Siber Zorbalık Anketinin (CBQ) psikometrik özellikleri. Ş iddet ve Kurbanlar, 29(2),
232–247. https://doi.org/10.1891/0886-6708.VV-D-12-00163R1

Gao, Y., Wang, H., Liu, X., Xiong, Y. ve Wei, M. (2020). Çin Makalesi smi.2954 arasında stresli yaş am
olayları, intihara yönelik olmayan kendine zarar verme ve depresif belirtiler arasındaki iliş kiler.
kırsaldan kente ç ocuklar: Üç dalga boylamsal bir ç alış ma. Stres ve Sağlık. ,
https://doi.org/10.1002/smi.2954 Garisch, JA ve Wilson, MS
(2010). Ergenler arasında kasıtlı kendine zarar verme güvenlik aç ıkları: Aleksitimi ve mağduriyetin
rolü. İ ngiliz Klinik Psikoloji Dergisi, 49(2), 151–162. https://doi.org/10.1348/014466509X441709
Garisch, JA ve Wilson, MS (2015). Yeni Zelandalı ergenler arasında intihara meyilli
olmayan
kendine zarar vermenin yaygınlığı, korelasyonları ve prospektif belirteç leri: Kesitsel
ve uzunlamasına araş tırma verileri. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi ve Ruh Sağlığı, 9(1), 28.
https://doi.org/10.1186/s13034-015-0055-6
van Geel, M., Goemans, A. ve Vedder, P. (2015). Akran mağduriyeti ile ergenlerin intihara meyilli olmayan
kendine zarar vermeleri arasındaki iliş ki üzerine bir meta-analiz. Psikiyatri Araş tırması,
´ 230(2),
Calvete,
364–368. https://doi.org/10.1016/j.psychres.2015.09.017 Gomez-Odriozola, J. ve
E. (2020). Ergenlerde eğilimsel farkındalık, uyumsuz ş emalar ve depresif belirtiler arasındaki
uzunlamasına ç ift yönlüiliş kiler. Farkındalık, 11(8), 1943–1955. https://doi.org/10.1007/
s12671-020-01402-w
Goodman, MS, Madni, LA ve Semple, RJ (2017). Genç lerde farkındalığı ölç mek: Mevcut
değerlendirmelerin, zorlukların ve gelecekteki yönergelerin gözden geç irilmesi. farkındalık,
8(6), 1409–1420. https://doi.org/10.1007/s12671-017-0719-9
Heath, NL, Carsley, D., De Riggi, ME, Mills, D., & Mettler, J. (2016). Ergenler arasında farkındalık,
depresif belirtiler ve intihara meyilli olmayan kendine zarar verme arasındaki iliş ki. İ ntihar Araş
tırma Arş ivleri, 20(4), 635–649. https://doi.org/10.1080/13811118.2016.1162243 Heath, NL,
Joly, M., & Carsley, D. (2016). İ ntihar niyeti
olmayan kendine zarar vermede öz-yeterlik ve farkındalıkla baş a ç ıkma. Farkındalık, 7(5), 1132–1141.
Hooley, JM ve Franklin, JC (2018). İ nsanlar neden kendilerine zarar verir? İ ntihar dış ı
kendine zarar vermenin yeni bir kavramsal modeli. Klinik Psikoloji Bilimi, 6(3),
428–451. https://doi.org/10.1177/2167702617745641
Jose, PE ve Fu, KY (2018). Kötüniyetli metinler almak, ergenler arasında sonraki kendine
zarar verme davranış ını öngörür mü? İ nsan Davranış ında Bilgisayarlar, 89(1), 328–
334. https://doi.org/10.1016/j.chb.2018.08.005
Kaess, M., Parzer, P., Mattern, M., Plener, PL, Bifulco, A., Resch, F., & Brunner, R. (2013). Olumsuz ç
ocukluk deneyimleri ve bunların genç lerde intihar amaç lı olmayan kendine zarar vermenin sıklığı, ş
iddeti ve bireysel iş levi üzerindeki etkisi. Psikiyatri Araş tırması, 206(2–3), 265–272.
https://doi.org/10.1016/j.psychres.2012.10.012 Kowalski, RM, Giumetti, GW, Schroeder, AN ve
Lattanner, MR (2014). Dijital ç ağda zorbalık: Siber zorbalık
araş tırmasının eleş tirel bir incelemesi ve meta-analizi
genç ler arasında. Psychological Bulletin, 140(4), 1073–
1137. https://doi.org/10.1037/a0035618
Krantz, LH, McMain, S., & Kuo, JR (2018). 20 haftalık diyalektik davranış terapisi grup becerileri
eğitiminden sonra, yargılamadan kabullenmenin intihar dış ı kendine zarar verme durumunu
öngörmedeki benzersiz katkısı. Davranış Araş tırması ve Terapisi, 104, 44–50.
https://doi.org/10.1016/j.brat.2018.02.006 Küç ük, TD (2013). Boyuna yapısal eş itlik
modellemesi. Guilford Basın.
Lloyd, EE, Kelley, ML ve Umut, T. (1997). Ergenlerden oluş an bir topluluk
örneğinde kendini yaralama: Tanımlayıcı özellikler ve geç ici yaygınlık oranları. İ ç
inde Davranış sal Tıp Derneği Yıllık Toplantısı.
Lloyd-Richardson, EE, Perrine, N., Dierker, L., & Kelley, ML (2007). Ergenlerden oluş an bir topluluk
örneğinde intihara meyilli olmayan kendine zarar vermenin özellikleri ve iş levleri.
Psikolojik Tıp, 37(8), 1183–1192. https://doi.org/10.1017/S003329170700027X
Lundh, L.-G., Karim, J. ve Quilisch, E. (2007). 15 yaş ındaki ergenlerde kasıtlı kendine zarar
verme: Kasıtlı Kendine Zarar Verme'nin değiş tirilmiş bir versiyonu ile bir pilot ç alış ma
Envanter. İ skandinav Psikoloji Dergisi, 48(1), 33–41. https://doi.org/10.1111/j.1467-
9450.2007.00567.x
Martin, KP, Blair, M., Clark, S., G, I., Rock, AJ ve Hunter, KR
(2018). Sürekli bilinç li farkındalık, erken dönem uyumsuz ş
emalar ve depresif belirtiler. Farkındalık, 9(1), 140–150.
https://doi.org/10.1007/s12671-017-0753-7
Maxwell, SE ve Cole, DA (2007). Boyuna arabuluculuğun kesitsel analizlerinde
sapma. Psikolojik Yöntemler, 12(1), 23–44. https://doi.org/10.1037/1082-
989X.12.1.23
` ´ ´
Molla, L., Bat´lle Vila, S., Treen, D., Lopez, J., Sanz, N., Martí n, LM, … Bulbena, A. (2015).
Adölesanlarda İ ntihar Yok Otolezyonlar: Psikologların Tratamientos Revizyonu.
Revista de Psicopatologí a y Psicologí a Clí nica, 1(1), 51–61.
https://doi.org/10.5944/rppc.vol.1.num.1.2015.14408
Moore, SE, Norman, RE, Suetani, S., Thomas, HJ, Sly, PD ve Scott, JG
(2017). Çocukluk ve ergenlikte zorbalığa maruz kalmanın sonuç ları: A
sistematik inceleme ve meta-analiz. Dünya Psikiyatri Dergisi, 7(1),
60. https://doi.org/10.5498/wjp.v7.i1.60
Muehlenkamp, JJ, Xhunga, N. ve Brausch, AM (2018). Kendine zarar verme baş langıç yaş ı:
NSSI ş iddeti ve intihar davranış ı iç in bir risk faktörü. İ ntihar Araş tırma Arş ivleri, 0 (1),
1–13. https://doi.org/10.1080/13811118.2018.1486252
Nock, MK ve Cha, CB (2009). İ ntihar niyeti olmayan kendine zarar vermenin psikolojik modelleri. İ
ntihar Olmayan Kendine Yaralamayı Anlamak : Kökenler, Değerlendirme ve Tedavi (s. 65-77).
Amerika Psikoloji Derneği. https://doi.org/10.1037/11875-004.
Nock, MK ve Favazza, AR (2009). İ ntihar dış ı kendine zarar verme: Tanım ve sınıflandırma. MK
Nock'ta (Ed.), İ ntihar amaç lı olmayan kendine zarar verme: Kökenler, değerlendirme ve tedavi (s.
9-18). Amerika Psikoloji Derneği.
Nock, MK ve Prinstein, MJ (2004). Kendine zarar verme davranış ının
değerlendirilmesine iş levsel bir yaklaş ım. Danış manlık ve Klinik Psikoloji
Dergisi, 72(5), 885–890. https://doi.org/10.1037/0022-006X.72.5.885
Patchin, JW ve Hinduja, S. (2006). Zorbalar okul bahç esinin ötesine geç er.
Genç lik Ş iddeti ve Çocuk Adaleti, 4(2), 148–169. https://doi.org/10.1177/
1541204006286288
Pattison, EM ve Kahan, J. (1983). Kasıtlı kendine zarar verme sendromu. Amerikan Psikiyatri Dergisi,
140(7), 867–872.
Pauwels, E., Dierckx, E., Schoevaerts, K., & Claes, L. (2016). İ ntihar eğilimi olmayan kendine zarar
verme olan veya olmayan yeme bozukluğu olan hastalarda erken dönem uyumsuz ş emalar.
Avrupa Yeme Bozuklukları İ ncelemesi, 24(5), 399–405. https://doi.org/10.1002/erv.2460
Plener, PL, Schumacher, TS, Munz, LM ve Groschwitz, RC (2015). İ ntihar dış ı kendine
zarar verme ve kasıtlı kendine zarar vermenin uzunlamasına seyri: Sistematik
Literatürün gözden geç irilmesi. Borderline Kiş ilik Bozukluğu ve Duygu Düzensizliği,
2(1), 2. https://doi.org/10.1186/s40479-014-0024-3 Radloff, LS (1977). CES-D
Ölç eği. Uygulamalı Psikolojik Ölç üm, 1(3), 385–401.
https://doi.org/10.1177/014662167700100306 Royuela-Colomer, E. ve Calvete, E.
(2016). Ergenlerde farkındalık yönleri ve depresyon: Bir arabulucu olarak
ruminasyon. Farkındalık, 7(5), 1092–1102. https://doi.
org/10.1007/s12671-016-0547-3
Schneider, SK, O'Donnell, L., Stueve, A. ve Coulter, RWS (2012). Siber
zorbalık, okul zorbalığı ve psikolojik sıkıntı: Bölgesel bir lise sayımı
öğrenciler. Amerikan Halk Sağlığı Dergisi, 102(1), 171–177.
https://doi.org/10.2105/AJPH.2011.300308
Shenk, CE, Noll, JG ve Cassarly, JA (2010). Çocuklukta kötümuamele ve intihara yönelik
olmayan kendine zarar verme arasındaki iliş kinin ç oklu arabuluculuk testi. Günlük
Genç lik ve Ergenlik, 39(4), 335–342.
Soler, J., P´erez-Sola, V., Puigdemont, D., P´erez-Blanco, J., Figueres, M., & Alvarez, E. (1997).
Epidemiyolojik Çalış malar Merkezi'nin doğrulama ç alış ması-Afektif bozuklukları olan bir İ spanyol
hasta popülasyonunun Depresyonu. Actas Luso-Espanolas ˜ de Neurologí a, Psiquiatrí a y Ciencias
Afines, 25(4), 243–249. http://www.ncbi.nlm. nih.gov/pubmed/9412163.

İ spanyol Epidemiyoloji ve Aile ve Toplum Hekimliği Derneği. (2000). Sosyal medya ortamına bir
destek. Atencion Primaria, 25(5), 350–363. https://doi.org/10.1016/S0212-6567(00)78518-0

10
Machine Translated by Google

Çocuk İ stismarı ve İ
J. Faura- hmali 118 (2021) 105135
Garcia ve
ark.

Sugiura, Y., Sato, A., Ito, Y. ve Murakami, H. (2012). Beş YönlüFarkındalık


Anketinin Japonca versiyonunun geliş tirilmesi ve doğrulanması. Farkındalık, 3
(2), 85–94. https://doi.org/10.1007/s12671-011-0082-1
Swannell, SV, Martin, GE, Sayfa, A., Hasking, P., & St John, NJ (2014). Klinik dış ı
örneklerde intihar amaç lı olmayan kendine zarar verme yaygınlığı: Sistematik inceleme,
meta analiz ve meta-regresyon. İ ntihar ve Hayatı Tehdit Eden Davranış , 44(3),
273–303. https://doi.org/10.1111/sltb.12070 Tan, LBG ve Martin, G.
(2016). Mindful or mindful: Sağlıklı ergenlerde farkındalık ve psikolojik sağlık üzerine bir rapor.
Uluslararası Ergenlik ve Genç lik Dergisi, 21(1), 64–74.
https://doi.org/10.1080/02673843.2012.709174 Valencia-Agudo, F., Burcher, GC, Ezpeleta, L., &
Kramer, T. (2018). Topluluk ergenlerinde
intihara meyilli olmayan kendine zarar verme: Prospektif belirleyicilerin, arabulucuların ve
moderatörlerin sistematik bir incelemesi. Ergenlik Dergisi, 65(1), 25–38. https://doi.org/10.1016/
j.adolescence.2018.02.012
Van Dam, NT, Earleywine, M. ve Danoff-Burg, S. (2009). Meditasyon yapanlar ve
meditasyon yapmayanlar arasında Beş YönlüFarkındalık konusunda farklı öğe iş levi
Anket. Kiş ilik ve Bireysel Farklılıklar, 47(5), 516–521.
https://doi.org/10.1016/j.profit.2009.05.005 Van Vreeswijk, M., Broersen, J.,
&
Schurink, G. (2014). Farkındalık ve ş ema terapi: Pratik bir rehber. John Wiley ve Oğulları.
Walker, G. (2013). İ ntihara meyilli olmayan kendine zarar verme ve kaygıyla dikkatli bir ş ekilde baş
a ç ıkma. Deakin Üniversitesi. http://hdl.handle.net/10536/DRO/DU:30061899. Yates, TM (2004).
Kendine zarar verme davranış ının geliş imsel psikopatolojisi: Travma sonrası uyumda
telafi edici düzenleme. Klinik Psikoloji İ ncelemesi,
24(1), 35–74. https://doi.org/10.1016/j.cpr.2003.10.001
Young, J. ve Brown, G. (2005). J. Young ve G. Brown'da (Eds.), Young Schema
Questionnaire – Short Form 3 (YSQ-S3). Biliş sel Terapi Merkezi. https://doi.org/
10.1037/t67023-000.
Young, J., Klosko, JS ve Weishaar, ME (2003). Ş ema terapi: Bir uygulayıcı kılavuzu (Jeffrey Young, JS
Klosko, & ME Weishaar (editörler); 1. baskı). Guilford
Basmak.
´
Juan
bölümünden mezun oldu, Almerí a Üniversitesi'nden Genel Sağlık Psikolojisi Yüksek Lisansı Psikoloji
Faura-Garcia. Deusto Üniversitesi'nde psikoloji doktora öğrencisi. Malaga Üniversitesi'nden
yaptı. Alicante Üniversitesi'nden Hemş irelik bölümünden mezun oldu. International Self-Injury Society'nin
kurucusu ve baş kanı. İ lgisi, intihara meyilli olmayan kendine zarar verme ve psikolojik müdahaleye
odaklanmış tır.

İ zaskun Orue. Deusto Üniversitesi'nden Psikoloji Doktorası. Deusto Stres Araş tırmasında Kıdemli Araş
tırmacı. Araş tırmaları, ş iddet iç eren davranış lar ve depresyonla ilgili faktörlerin tanımlanmasına
odaklanmaktadır.
Ester Calvete. Deusto Üniversitesi'nden Doç . Araş tırma faaliyeti, strese karş ı dayanıklılık ve savunmasızlık
faktörlerine odaklanmaktadır. Bazı araş tırma alanları, ergenlikte aile iç i ş iddet, depresyon ve
mağduriyettir.

11

You might also like