0.10259116960178893 Article

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 11

Duktusa Bağımlı Olmayan

Siyanotik Kalp Hastalıkları


Non-Ductal-Dependent Cardiac Anomalies

Ayhan PEKTAŞa ÖZET Doğumsal kalp hastalıkları, her 1.000 doğumun 8 veya 9’unda karşılaşılan yapısal anoma-
lilerdir. Doğumsal kalp hastalıklarının yaklaşık %25’i siyanoza neden olur. Fetal hayatta siyanotik
kalp hastalıkları sessiz seyreder. Doğumdan sonra foramen ovale ve duktus arteriozus kapanır ve si-
a
Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi
yanoz ortaya çıkar. Siyanoza neden olan temel etken, fetal dolaşımın devam etmesidir. Bir başka ifa-
Tıp Fakültesi,
deyle akciğerlerden gelen kan akımını azaltan bir lezyon veya yenidoğanın kalıcı pulmoner
Çocuk Kardiyolojisi BD,
hipertansiyonu mevcutken, foramen ovale veya duktus arteriozus yoluyla sağdan sola şantın devam
Afyonkarahisar, Türkiye etmesi sonucu siyanoz meydana gelir. Duktus bağımlı olmayan kalp anomalileri, yeterli sistemik do-
laşımın sağlanması için duktus arteriozusun açık kalmasına gereksinim duymaz. Dolayısıyla, duk-
Yazışma Adresi/Correspondence: tus bağımlı olmayan kalp hastalıklarıyla dünyaya gelen bebeklerde prostaglandin E1 infüzyonuna
Ayhan PEKTAŞ gerek yoktur. Fallot tetralojisi, total pulmoner venöz dönüş anomalisi, triküspit atrezisi ve trunkus
Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi arteriozus; sistemik dolaşım için duktus arteriozusun açık kalmasını gerektirmeyen siyanotik kalp
Tıp Fakültesi, hastalıklarıdır.
Çocuk Kardiyolojisi BD,
Afyonkarahisar, Türkiye Anahtar Kelimeler: Fallot tetralojisi; total pulmoner venöz dönüş anomalisi;
drayhanpektas@hotmail.com triküspid atrezisi; truncus arteriosus

ABSTRACT Congenital cardiac diseases are structural anomalies which affect 8 to 9 per 1,000
live births. About 25% of congenital cardiac diseases cause cyanosis. Cyanotic congential cardiac
diseases remain silent during fetal life. After birth, foramen ovale and ductus arteriosus close up so
that cyanosis occurs. Persistence of fetal circulation is the major underlying factor for cyanosis. In
other words, cyanosis is caused by right-to-left shunting across foramen ovale and ductus arterio-
sus in the presence of pulmonary outflow obstruction or persistent pulmonary hypertension of the
newborn. Non-ductal-dependent cardiac anomalies do not require the patency of ductus arteriosus
for maintaining adequate circulation. Therefore, there is no need for the infusion of prostaglandin
E1 for the neonates born with non-ductal cardiac lesions. Tetralogy of Fallot, total anomalous pul-
monary venous return, tricuspid atresia and truncus arteriosus are the cyanotic cardiac diseases that
do not necessitate the patency of ductus arteriosus for maintaining systemic circulation.

Keywords: Tetralogy of fallot; total anomalous pulmonary venous return;


tricuspid atresia; truncus arteriosus

FALLOT TETRALOJİSİ

TARİhÇE

F
allot tetralojisi ya da daha doğru bir isimlendirmeyle Steno-Fallot tetralojisi,
ilk kez 1671 yılında, Danimarkalı anatomi uzmanı Nicoulas Steno tarafın-
dan tanımlanmıştır. Bu hastalığı ilk kez kendine özgü bir doğumsal anomali
olarak belirleyen Fransız hekim Etienne-Louis Arthur Fallot, 1888 yılında yayım-
lanan makalesinde, bu anomalinin ventriküller arasındaki septumun tam kapanma-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN: masına, aorta kökünün 2 ventrikülden çıkmasına, pulmoner stenoza ve sağ ventrikül
Pektaş A. Duktusa bağımlı olmayan siyanotik kalp
hastalıkları. Oğuz AD, editör. Yenidoğan Kardiyolo- hipertrofisine sebep olduğunu göstermiştir (Şekil 1). Kendisinin “mavi hastalık”
jik Sorunlarına Yaklaşım. 1. Baskı. Ankara: Türkiye
Klinikleri; 2022. p.54-64.
veya “kardiyak siyanoz” olarak bahsettiği bu hastalık, 1924 yılında Kanadalı çocuk

54
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

PATOgEnEz
Fallot tetralojisi, multifaktöriyel bir hastalıktır. Annedeki
kontrolsüz diyabet, annenin retinoik asit kullanımı, fenil-
ketonüri, kromozom bozuklukları (trizomi 21, 18, 13), kro-
mozom 22q11.2 mikrodelesyonları ve JAG1/NOTCH2
mutasyonlarıyla seyreden Alagille sendromu bu hastalığa
neden olabilir. Transkripsiyon faktörü NKX2.5 mutasyon-
ları, metilentetrahidrofolat redüktaz polimorfizmi, TBX1
ve ZFPM2 mutasyonları olan bireylerde de Fallot tetralo-
jisi görülme sıklığı artmıştır.1-3

AnATOmİ
Venöz kanın %65’ini alan sağ ventrikül, fetustaki alt eks-
tremitelerin, plasentanın ve akciğerlerin beslenmesini sağ-
lar. Sağ ventrikül 3 bileşenden meydana gelir. İç tabaka,
triküspit kapağı, korda tendinea ve papiller kasları içerirken
apekste trabeküllü miyokard tabakası ve yukarıda infundi-
bulum veya konus bulunur. Fallot tetralojisi olan bireyle-
rin çoğunda, ventriküller arası septumun membranöz
ŞEKİL 1: Fallot tetrolojsi. kısmının etrafında bulunan (perimembranöz) ve hatta sep-
tumun musküler kısmına uzanan bir defekt yer alır. Fallot
tetralojisi olgularının %25’inde sağ arkus aorta tespit edi-
lirken diğer olgularda koroner arter anormallikleri, aorta
kardiyolojisi uzmanı Maude Elizabeth Seymour Abbott ta- ve pulmoner arter arasında güçlü kollateral damarlanma,
rafından “Fallot tetralojisi” olarak tescillenmiştir.1-3 patent duktus arteriozus (PDA), atriyal septal defekt (ASD)
ve nadiren aorta kapağında yetmezlik görülebilir.4-6
EPİDEmİYOLOJİ
Tedavi görmedikleri hâlde yenidoğan dönemini geçen ço- FİzYOLOJİ
cuklarda en sık görülen ve yaşamın ilk 1 yılı içinde cerrahi Fallot tetralojisinde, pulmoner kapağın biküspit ve steno-
müdahale gerektiren siyanotik kalp hastalığı, Fallot tetra- tik yapıda olması ve pulmoner kapağı çevreleyen annulu-
lojisidir. Tüm doğumsal anomalilerin %7 ila %10 kadarın- sun yeterince gelişememesi, sağ ventrikülde çıkım yolu
dan sorumlu olan Fallot tetralojisi, her 10.000 canlı darlığına sebep olabilir. İnfundibular septumun yer değiş-
doğumdan 3 ila 5 kadarını etkiler. Bu doğumsal anomali, tirmiş olması ve pulmoner kapağın altındaki kas bantları-
erkek ve kız çocuklarında benzer sıklıkta görülür.1-3 nın hipertrofiye uğraması da bu duruma katkıda
bulunabilir. Sistemik vasküler direnç azaldığı ve/veya pul-
EmBRİYOLOJİ moner direnç arttığı zaman VSD aracılığıyla sağdan sola
Gebeliğin 20. gününden itibaren insan kalbi gelişmeye kan akımı artar ve böylece oksijen satürasyonu belirgin
başlar. Bu gelişme süreci sırasında endokardiyal tüpler bir- olarak düşer. Buna bağlı olarak, siyanozun derinleştiği “Tet
biriyle birleşir ve tek bir kardiyak tüp meydana gelir. Bu nöbetleri” ortaya çıkar.7,8
kardiyak tüp kıvrılır ve kendi etrafında döner. Böylece
ilkel tek ventrikül aşağıya, öne ve sağa doğru itilir ve za- KLİnİK BuLguLAR
manla sağ ventrikül hâlini alır. Fallot tetralojisine neden Siyanoz, sağ ventriküldeki çıkım yolu tıkanıklığının şid-
olan embriyolojik değişiklikler tam olarak bilinmemekle detiyle ilişkilidir ve bazı olgularda, yenidoğan dönemini
beraber, ventriküller arasında bulunan septumun tam ola- takiben ortaya çıkabilir. İkinci kalp sesi tek ve güçlü olarak
rak kapanmadığı ve infundibular septumun yukarıya ve duyulur. Bundan başka, sternumun sol kenarının orta-üst
öne doğru yer değiştirmesi sonucu ventriküler septal de- kısmında, arkaya doğru yayılan ve sert sistolik ejeksiyon
fektin (VSD) yanlış konumlandırıldığı düşünülmektedir. sesi ile bölünen kreşendo-dekreşendo üfürüm duyulur. Sağ
Buna bağlı olarak, aort kökü VSD üzerine biner ve sağ ventriküldeki çıkım yolu tıkanıklığı ne kadar şiddetliyse
ventrikül çıkımı tıkanır.4-6 üfürüm o kadar güçlüdür. Nabızlar güçlü alınıyorsa PDA

55
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

veya aorta ile pulmoner arter arasında kollateral damar- siyon sağlamak için oksijen desteği ve fenilefrin tedavisi
lanma söz konusu olabilir. “Tet nöbetleri”, bebeklik döne- uygulanır, sağ ventrikülü doldurmak ve pulmoner akımı
minde ortaya çıkar ve 4-5 yaşından sonra seyrekleşir. devam ettirmek için sıvı replasmanı yapılır, morfin ve beta
Ağlama, huzursuzluk gibi duygusal tepkiler veya dehidra- bloker tedavisiyle sağ ventrikül çıkımı genişletilir. Kalp
tasyon tarafından tetiklenen “Tet nöbetleri”, hızlı ve etkili yetersizliği geliştiğinde digoksin ve diüretik tedavisi uy-
biçimde tedavi edilmezse derin siyanoz, hipoksi, senkop gulanır.9-11
ve hatta ölüm ile sonuçlanabilir. Uzun süre tedavi edilme-
yen ve şiddetli seyreden olguların parmak uçlarında ço- CERRAhİ OnARım
maklaşma (clubbing) ortaya çıkabilir.7,8 İlk kez 1944 yılında, Dr. Helen Taussig, Dr. Alfred Bla-
lock ve teknisyeni Vivien Thomas, sol anterolateral tora-
PREnATAL TAnı
kotomi yaparak sol subklavyen arterin proksimal ucuyla
Fallot tetralojisi olgularının %30 ila %50 kadarı, fetal eko- sol pulmoner arter arasında yapay bir geçit meydana getir-
kardiyografi yardımıyla, gebelik sırasında tanı alır. “Üç miş ve Fallot tetralojisi için cerrahi onarımı gerçekleştir-
damar-trakea” görünümünün izlenmesi prenatal tanı ko- mişlerdir. Günümüzde posterolateral torakotomi veya
nulma şansını arttırır. Prenatal tanı, sağ ventrikül çıkım yo- medyan sternotomi ile kalbe ulaşılır, politetrafloroetilen-
lunda şiddetli tıkanıklık bulunan ve doğum sonrası den imal edilen yapay bir tüp aracılığıyla sistemik arter ve
dönemde prostaglandin tedavisine gereksinim duyan ol- pulmoner arter arasında bir geçit oluşturulur. Böylece
gularda hazırlıklı olmayı sağlar.6-8 tromboz riski azalır ve cerrahi onarım sonrası hayatta
kalma oranı %85-%90 arasında değişir. Klinik belirtisi ol-
TAnı mayan olgularda, yaşamın 6-12. ayları arasında cerrahi
Göğüs röntgeninde büyüklüğü normal olan, apeksi yuka- onarım uygulanır. Klinik belirti gösteren olgularda ise doğ-
rıya doğru dönmüş ve pulmoner konusu çökmüş bir kalp rudan cerrahi onarım yapılabileceği gibi şant uygulaması
(sabo şekilli kalp) gözlemlenir. Elektrokardiyografide, sonrası cerrahi onarımı kapsayan 2 basamaklı yaklaşım da
sağ atriyumun genişlemesinden ve sağ ventrikül hipert- tercih edilebilir. Cerrahi onarım; büyüme-gelişme sürecinin
rofisinden kaynaklanan, sağ aks kaymasına bağlı olarak normal seyretmesine, ventriküler işlevlerin iyileşmesine,
anterior R dalgaları ve posterior S dalgaları belirginleşir, ritim bozukluklarının ve Tet nöbetlerinin önlenmesine
V1 kanalında T dalgası dikleşir ve sağ prekordiyal ka- katkı sağlar. Öte yandan, cerrahi onarım geçiren olgularda,
nallarda qR örüntüsü meydana gelir. Ekokardiyografi, transannüler yama gereksinimi ve pulmoner yetmezlik gibi
altın standart tanı yöntemidir. Ancak transözofageal eko- uzun dönem komplikasyonlar daha sık görülür. Pulmoner
kardiyografi, distal pulmoner arterlerin görüntülenme- arterlerde ciddi hipoplazisi olan olgular, sağ koroner arter-
sinde yetersiz kalır. Cerrahi onarım geçirmiş olgularda, den çıkan anormal dalın sağ ventriküldeki çıkımı tıkadığı
kalbin manyetik rezonans görüntülemesi (MRG) yararlı olgular ve başka doğumsal anomalilerin bulunduğu olgu-
olabilir. Kalp kateterizasyonu, sağ ventriküldeki tıkanık- larda yapılacak şant uygulaması, hem pulmoner kapağın
lığın, pulmoner stenoz/hipoplazi varlığının, koroner arter hem pulmoner arter dallarının büyümesini sağlar ve tran-
anatomisinin ve eşlik eden anomalilerin değerlendirilme- sannüler yama riskini azaltır. Doğrudan cerrahi onarım ve
sinde yardımcı olabilir. Fallot tetralojisi; pulmoner ste- 2 basamaklı yaklaşım; ekstübasyon süresi, yoğun bakım
nozun eşlik ettiği büyük arter transpozisyonu, çift çıkımlı biriminde ve hastanede kalış süreleri bakımından benzer-
sağ ventrikül, Taussig-Bing anomalisi, triküspit atrezisi, dir. Pulmoner yetmezlik veya sağ ventrikül işlev bozuklu-
Ebstein anomalisi, VSD’siz pulmoner atrezi, total anor- ğuyla başvuran olgularda, transannüler yamalama ve
mal pulmoner venöz dönüş anomalisi, hipoplastik sol ventrikülotomi uygulanabilir. Transatrial transpulmoner
kalp sendromu, tek ventrikül ve trunkus arteriozus ile ka- onarım ise tüm yaş gruplarında en az %99 başarıyla yapı-
rışabilir.6-8 labilir. Sağ ventrikül çıkımını genişletmek amacıyla oto-
log perikardiyumdan, allograft pulmoner kapaktan veya
YönETİm politetrafloroetilen zardan yapılan tek yapraklı kapaklar-
Ciddi siyanozu olan olgularda, duktus arteriozusun ka- dan yararlanılabilir. Pulmoner atrezinin eşlik ettiği olgu-
panmasını önlemek ve pulmoner akımı devam ettirmek larda, ciddi pulmoner yetmezlik veya tekrarlayan stenoz
için prostaglandin tedavisi gerekebilir. Tet nöbeti geçiren nedeniyle tekrar cerrahi gereken olgularda, sağ ventrikülle
olgularda, sistemik vasküler direnci azaltmak için diz- pulmoner arter arasına kapaklı yapay kanallar yerleştirile-
göğüs pozisyonu verilir. Ardından sistemik vazokonstrik- bilir.12-14

56
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

CERRAhİ SOnRASı TAKİP pulmoner ven sol atriyuma bağlanır. Ortak pulmoner ven at-
reziye uğradığı hâlde sistemik ve pulmoner pleksuslar arasın-
Fallot tetralojisi için cerrahi onarım yapılan olgularda VSD
daki bağlantılar sebat ettiği zaman bu anomali ortaya çıkar.16
tam kapatılamayabilir ve sağ ventrikül çıkımındaki tıka-
nıklık sebat edebilir. Bundan başka; ventriküler taşikardi,
AnATOmİ
atriyal fibrilasyon/flutter, inter-atrial reentran taşikardi ve
bu bozukluklarla ilişkili olarak sağ veya sol dal bloğu gö- Normal kalpte, akciğerlerden gelen oksijenlenmiş kan, en
rülebilir. Pulmoner yetmezlik, sağ ventrikül anevrizması, az 4 pulmoner ven yardımıyla sol atriyuma dökülür. Öte
pulmoner arter distalinde tıkanıklık, aort kökünde geniş- yandan, sistemik dolaşımdan gelen deoksijenize kan, su-
leme, aort yetmezliği, ventrikül hipertrofisi ve disfonksi- perior ve inferior vena kava aracılığıyla sağ atriyuma geçer.
yonu ise uzun dönem komplikasyonlar arasında yer alır. Bu doğumsal anomalide ise pulmoner venlerin hepsi, doğ-
Bilgisayarlı tomografi veya MRG’de ciddi pulmoner yet- rudan (tek tek) veya dolaylı olarak (ortak dikey bir ven ara-
mezlik belirlenirse pulmoner kapak değişimi yapılır. Ka- cılığıyla) sağ atriyuma açılır.17 Polispleni veya aspleninin
teterizasyon yoluyla gerçekleştirilebilen pulmoner kapak eşlik ettiği heterotaksi olgularında total anormal pulmoner
değişimi, Fallot tetralojisi olgularında tekrarlanan cerrahi gi- venöz dönüş anomalisi daha sık görülür.18
rişimlerin en önemli sebebidir. Cerrahi onarım yapılmamış
olgularda, cerrahi onarım yapıldığı hâlde endokardit geçiren SınıFLAnDıRmA
olgularda, cerrahi onarım sırasında yapay kalp kapağı takılan 1. Suprakardiyak tip: Pulmoner venler, genellikle sol
olgularda, cerrahi olarak yapay malzeme veya cihaz uygula- innominat vene, daha az sıklıkla azigos vene ve superior
nan olgularda cerrahi sonrası ilk 6 ayda bakteriyel endokardit vena kavaya açılır. En sık görülen tiptir ve obstrüktif de-
profilaksisi önerilir.12-14 ğildir (Şekil 2).19
2. Kardiyak tip: Pulmoner venler, doğrudan koroner
PROgnOz
sinüse veya sağ atriyuma açılır. Obstrüktif değildir.19
Cerrahi onarım yapılmayan olguların %25’i yaşamın ilk 1
3. İnfrakardiyak tip: Pulmoner venler birleşerek tek
yılı içinde, %40’ı3 yaşına dek, %70’i 10 yaşına kadar ve
bir dikey ven oluşturur ve bu ven, portal vene açılır. En sık
%95’i 40 yaşına dek yaşamını kaybeder. Cerrahi onarım ge-
görülen obstrüktif tiptir.19
çirmeyen olguların %68’i Tet nöbetleri, %17’si serebrovas-
küler olaylar ve %13’ü beyin apsesi nedeniyle ölür. Cerrahi
onarım uygulanan olgularda ise aritmi, kalp yetersizliği ve
tekrarlayan ameliyatlar mortaliteye neden olur. Cerrahi ona-
rımdan 30 yıl sonra, ani ölüm riski %6’dan %9’a yükselir.
Bu artışın sebepleri olarak; erkek cinsiyet, cerrahi onarımın
3 yaşından sonra yapılmış olması, QRS uzunluğunun >180
msn olması, senkop öyküsü, şiddetli triküspid veya pulmo-
ner yetmezlik, çok odaklı prematür ventriküler kontraksi-
yonlar ve ventriküler taşikardi sayılabilir.9-11

TOTAL PuLmOnER VEnöz DönÜŞ AnOmALİSİ

EPİDEmİYOLOJİ
Total pulmoner venöz dönüş anomalisi t üm doğumsal kalp
hastalıklarının %1’inden azını oluşturur.15

EmBRİYOLOJİ
Embriyolojik gelişimin erken evrelerinde, ön bağırsağı bes-
leyen splaknik pleksus, ilkel akciğer tomurcuklarını çevreler.
Ortak pulmoner ven, kalbin doğal bir uzantısı olarak çıkar ve
kalp ile pulmoner pleksusu birleştirir. Ardından pulmoner
venöz pleksus ve splanknik pleksus arasındaki bağlantılar kıv-
rılıp bükülür ve ortak pulmoner ven ile ondan köken alan 4 ŞEKİL 2: Supra-kardiyak tip total pulmoner dönüş anomalisi.

57
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

4. Mikst tip: Farklı düzeylerde değişik bağlantılar piratuar distres sendromu ve persistan pulmoner hipertan-
mevcuttur.19 siyonu ile karışabilir.19-21

PATOgEnEz YönETİm VE CERRAhİ OnARım


Akciğerlerden gelen oksijenlenmiş kanın sağ atriyuma dö- Olguları cerrahi tedaviye hazırlamak amacıyla oksijen des-
küldüğü bu olgularda, sağ ve sol atriyumlar arasındaki ge- teği, inotropik ajan tedavisi ve mekanik ventilasyon uygu-
çişin devam etmesi yaşamsal öneme sahiptir. lanır. Foramen ovale küçükse balon atriyal septostomi
Oksijenlenmiş kan, sağ atriyuma döküldüğünde burada de- yapılabilir ya da obstrüktif olgularda kalp kateterizasyonu
oksijenize kanla karışır ve bu karışık kan önce sol atri- ile stent yerleştirilebilir. Prostaglandin tedavisi için endi-
yuma, daha sonra aortaya geçer. Dolayısıyla siyanoz kasyon yoktur. Koroner sinüsle sol atriyum arasındaki
meydana gelir. Obstrüktif olmayan olgularda, doğumla be- ortak duvar kesilir ve pulmoner venlerdeki kanın sol atri-
raber pulmoner vasküler direnç düşer ve ardından akciğer- yuma dökülmesi sağlanır. Daha sonra koroner sinüs ve
lerdeki kan dolaşımı artar. Buna bağlı olarak sağ kalp varsa ASD onarımı yapılır. Suprakardiyak ve infrakardi-
genişler ve sağ kalp yetersizliği gelişir. Dolayısıyla, pul- yak tip olgularda, sol atriyum ve pulmoner venlerin birleş-
moner damar yatağı etkilenir ve pulmoner hipertansiyon tiği nokta arasında anastomoz yapılır.22
ortaya çıkar. Obstrüktif olgularda ise pulmoner venlerin in-
ferior vena kavaya veya hepatik sinüzoidlere girdiği dü- PROgnOz
zeyde tıkanıklık meydana gelir. Tıkanıklığa bağlı olarak Cerrahi onarım geçirmeyen olgular, yaşamın ilk birkaç haf-
pulmoner venlerdeki basınç artar ve bu basınç artışı akci- tası içinde ölür. Cerrahi tedavinin küçük yaşta yapılması,
ğerlere yansır. Dolayısıyla akciğer ödemi, pulmoner hi- eşlik eden kalp anomalilerinin bulunması, pulmoner ven-
pertansiyon, sağ ventrikül hipertrofisi ve sağ kalp lerin hipoplastik olması, cerrahi sonrası dönemde pulmoner
yetersizliği meydana gelir.19,20 hipertansiyon veya pulmoner venöz tıkanıklık gelişmesi,
ameliyat edilen olgularda mortaliteyi arttırabilir. Pulmoner
KLİnİK BuLguLAR ven hipoplazisi olanlarda daha sık görülen pulmoner venöz
Obstrüktif olmayan olgular doğumda herhangi bir klinik tıkanıklık, cerrahi sonrası geç mortalitenin ve tekrarlayan
belirti vermez. Zaman içinde pulmoner kan dolaşımın- cerrahinin en önemli nedenidir.23,24
daki artışa bağlı olarak siyanoz, solunum ve beslenme
güçlükleri görülür. Fizik muayenede 2. kalp sesi çift du- TRİKÜSPİD ATREzİSİ
yulur ve sistolik ejeksiyon üfürümü işitilir. Sağ ventrikül
yetmezliği geliştiğinde ise 2. kalp sesi güçlenir, hatta 3. EPİDEmİYOLOJİ
kalp sesi duyulabilir ve hepatomegali tespit edilebilir.
En sık görülen siyanotik doğumsal kalp hastalıkları liste-
Obstrüktif olgularda ise daha doğum sırasında siyanoz,
sinde 3. sırada yer alan triküspid atrezisinin prevalansı, her
şiddetli solunum güçlüğü, hipotansiyon ve taşikardi mev-
10.000 canlı doğumda 1,2’dir. Erkek ve kız çocukları eşit
cuttur.19-21
sıklıkta etkileyen bu doğumsal anomali; trizomiler, DiGe-
TAnı orge sendromu (22q11) ve VACTERL birlikteliği ile iliş-
kili olabilir.25
Obstrüktif olmayan suprakardiyak ve kardiyak tip olgula-
rın elektrokardiyografisinde, sağ aks kaymasına işaret eden
EmBRİYOLOJİ
uzun ve sivri p dalgaları görülebilir. Obstrüktif olmayan
olguların göğüs röntgeninde kardiyomegali ve suprakardi- Endokardiyal yastıklardan atriyoventriküler kapaklar olu-
yak tip olgularda 8 veya kardan adam şeklinde kalp tespit şurken, sürecin sekteye uğraması sonucu triküspid atrezisi
edilebilir. Ekokardiyografi, tanı için altın standarttır. Kesin meydana gelir. Musküler tip olgularda triküspid girimi, sağ
tanı için tüm pulmoner venlerin seyri belirlenmeli ve bu atriyumda bir gamze olarak görünür. Ebstein tipi olgularda
venlerin sol atriyuma açılmadığı gösterilmelidir. Ekokar- ise kısmen tabakalarına ayrılmış yaprakçıklar birbirine ya-
diyografinin yetersiz kaldığı olgularda bilgisayarlı tomo- pışır ve zar benzeri yapılar meydana gelir.26
grafi (BT) veya MRG yapılabilir. Obstrüktif olmayan
olguların ayırıcı tanısında büyük ASD, büyük VSD, trun- AnATOmİ
kus arteriozus, atriyoventriküler kanal defektleri ve tek Etkilenmiş olgularda, sağ atriyumdan sağ ventriküle kan
ventrikül yer alır. Obstrüktif olgular ise yenidoğanın res- akışı olmadığı için sağ ventrikül hipoplastiktir; sol atri-

58
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

yumda sistemik ve pulmoner venöz kan akımları karışır. olmaksızın pulmoner kan akımı devam ettirilir. Tip III ol-
Sağ ve sol atriyumlar arasında her zaman şant bulunmaya- gularda büyük damarların D-transpozisyonu haricindeki
bilir. Bu nedenle sol ventriküle ve aortaya ulaşan oksijen- pozisyon bozuklukları ile karşılaşılır. Bu olgularda, trunkus
lenmiş kan miktarı, sistemik ve pulmoner venöz kan arteriozus, atriyoventriküler septal defekt ve çift çıkımlı
karışımıyla doğrudan ilişkilidir. Pulmoner tıkanıklığın şid- sağ ventrikül gibi anomaliler bulunur.26,27
deti, VSD varlığı ve büyük damarların birbiriyle ilişkisi,
pulmoner kan akımının miktarını belirler.27 PREnATAL TAnı
Etkilenmiş olguların çoğuna gebelik sırasında tanı konu-
SınıFLAnDıRmA lur. Prenatal tanı konulan triküspid atrezisi prevalansı,
Tip I olgularda büyük damarların anatomisi normaldir. Bu 10.000 gebelikte 0,2-0,9 arasında değişir. Bu anomali için
olgular, triküspid atrezisi hastalarının %70-80’ini oluştu- ortalama tanı yaşı, gebeliğin 22. haftasıdır.25,28
rur. Tip Ia olgularda VSD yoktur, ancak pulmoner atrezi
mevcuttur. Dolayısıyla bu olgularda pulmoner kan akımı- KLİnİK BuLguLAR
nın sürmesi için PDA devam etmelidir. Tip Ib olgularda, Stenoz veya atrezi nedeniyle pulmoner tıkanıklığı olan has-
küçük VSD ile birlikte pulmoner stenoz veya hipoplazi bu- talarda pulmoner venöz dönüş ve dolayısıyla sistemik ar-
lunur. Tip Ic olgularda, pulmoner stenozun eşlik etmediği teriyel oksijen satürasyonu azalır. Böylece, yenidoğan
büyük VSD yer alır. Tip Ib ve Ic olgulardaki pulmoner kan döneminden itibaren siyanoz ortaya çıkar. Şiddetli pulmo-
akımı, VSD büyüklüğü ve pulmoner stenoz şiddetiyle doğ- ner stenoz varlığında sternumun sol üst kenarında sistolik
rudan ilişkilidir (Şekil 3). Tip II olgularda büyük damarla- ejeksiyon üfürümü duyulurken; VSD varlığında, sternu-
rın D-transpozisyonu bulunur. Triküspid atrezisi mun sol alt kenarında güçlü bir holosistolik üfürüm duyu-
hastalarının %12-25’i, Tip II olgulardır. Tip IIa olgularda lur. Pulmoner stenozu olmayıp VSD bulunan olgularda,
pulmoner atrezinin eşlik ettiği VSD bulunur. Tip IIb olgu- pulmoner kan akımı normaldir. Bu nedenle, siyanoz yok-
larda VSD ile birlikte pulmoner stenoz veya hipoplazi yer tur. Ancak pulmoner damar direnci azalıp pulmoner kan
alır. Tip IIa ve IIb olgularda pulmoner tıkanıklık oldu- akımı fazlalaştıkça kalp yetersizliği tablosu (takipne, taşi-
ğunda, pulmoner kan akımının sürdürülmesi için PDA kardi, hepatomegali) ortaya çıkar.27
devam etmelidir. Tip IIc olgularda ise pulmoner stenozun
eşlik etmediği VSD bulunur. Bu olgularda, PDA bağımlı TAnı
Göğüs röntgeninde pulmoner damarlanma azalmıştır ve
sağ atriyum dilate olmuştur. Elektrokardiyografide, QRS
ekseni -30 ile -90 arasında değişir. Ekokardiyografi ile tri-
küspid kapağın bulunmadığı ve triküspid kapaktan kan ge-
çişi olmadığı gösterilir. Tanısal amaçla kateterizasyon
yapılmasına gerek yoktur. Ancak sağ ve sol atriyumlar ara-
sındaki şantın yetersiz olduğu olgularda balon atriyal sep-
tostomi uygulanabilir. Bu doğumsal kalp hastalığının
ayırıcı tanısında; ASD, pulmoner stenoz/atrezi, triküspid
stenozu ve Fallot tetralojisi düşünülmelidir.27

YönETİm VE CERRAhİ OnARım


Şiddetli pulmoner stenoz veya küçük VSD bulunan siya-
notik olgularda prostaglandin tedavisi başlanır.29 Pulmo-
ner tıkanıklığı olan olguların yönetiminde ilk basamak,
modifiye Blalock-Taussig şantı açılarak sistemik-pulmo-
ner arteriyel şant kurulmasıdır.30 Tip Ic olguların yöneti-
minde ilk basamak, pulmoner bant uygulanarak pulmoner
kan akımının azaltılmasıdır. Tip III olguların yönetiminde
ise VSD’nin genişletilmesi veya Damus-Kaye-Stansel gi-
rişimidir. Bu girişimde, modifiye Blalock-Taussig şantı
ŞEKİL 3: Tip1b/1c triküspid atrezisi. açılarak ana pulmoner arterle çıkan aorta arasında anasto-

59
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

moz sağlanır.31 Tip I ve Tip II olguların yönetiminde 2. ba- yaprakçıktan, %22’sinde dört yaprakçıktan ve %9’unda 2
samak, yaşamın 6. ayında, 2 yönlü Glenn veya hemi-Fon- yaprakçıktan meydana gelir. Bu yaprakçıklar, normale göre
tan ameliyatı yapılarak superior vena kava ile sağ pulmoner daha küçüktür, daha kalındır ve daha az hareketlidir. Bu ne-
arter arasında bağlantı kurulmasıdır. Triküspid atrezisi ol- denle trunkus kapakçığında yetmezlik veya daha az sıklıkla
gularının yönetiminde son basamak, 2-3 yaşlarında yapı- stenoz görülür. Trunkus arteriozus olgularının %21-
lan Fontan ameliyatıdır.32 Bu ameliyatta, inferior vena kava 36’sında sağ arkus aorta, %11-19’unda kesintili arkus aorta
ile pulmoner arterler arasında yapay anastomoz sağlanır. ve %3’ünde hipoplastik arkus aorta bulunur. Olguların ço-
Şant tıkanıklığı, aritmi, tromboemboli, protein kaybettirici ğunda geniş VSD ve %50’sinde PDA yer alırken; %9-
enteropati, cerrahi onarımın komplikasyonlarıdır. Ayrıca 20’sinde sekundum ASD, %4-10’unda anormal subklayen
pulmoner bant yer değiştirebilir veya Fontan ameliyatıyla arter, %4-9’unda koroner sinüse açılan superior vena kava
ilişkili karaciğer hastalığı ortaya çıkabilir.33 ve %6’sında hafif triküspid stenoz mevcuttur. Trunkus ar-
teriozus olgularında, atriyoventriküler ileti sisteminin ve ko-
PROgnOz roner arterlerin seyri değişkenlik gösterebilir.38
Cerrahi onarım yapılmayan olguların çoğu, yaşamın ilk yı-
lında hayatını kaybeder. Fontan ameliyatı ile ilişkili mor- SınıFLAnDıRmA
talite oranı %2’den düşüktür.34 Fontan ameliyatı yapılmış Collet-Edwards sınıflandırması, ilk önerilen ve en basit
olguların 1, 5 ve 20 yıllık sağ-kalım oranları sırasıyla %82, olan sınıflandırma sistemidir (Şekil 4).39 Pulmoner anato-
%72 ve %61’dir. Olguların %13’ünde ventrikül disfonksi- miyi temel alan bu sisteme göre trunkus arteriozus olgu-
yonu nedeniyle kalp nakli gerekir.35 ları 4 grupta incelenebilir:
1. Tip I olgularda, ortak arter gövdesinin sol tarafın-
TRunKuS ARTERİOzuS dan ana pulmoner arter çıkar.
2. Tip II olgularda, ortak arter gövdesinin posterio-
EPİDEmİYOLOJİ
rundan sağ ve sol pulmoner arterler çıkar. Sağ ve sol pul-
Trunkus arteriozus, her 100.000 canlı doğumun 6 ila 10 ka-
darında ortaya çıkar. Bu anomali, tüm doğumsal kalp has-
talıklarının %0,7’sini ve kritik öneme sahip doğumsal kalp
hastalıklarının %4’ünü oluşturur.36

EmBRİYOLOJİ
Kalbin embriyolojik gelişimi sırasında, büyük damarlar
ortak bir arter gövdesinden köken alır. Gebeliğin 5. hafta-
sında bu ortak arter gövdesinin kökünde bir duvar mey-
dana gelir. Trunkokonal septum olarak adlandırılan bu
duvar, arter gövdesinin kökünü ortadan 2’ye bölerek ana
pulmoner arter ve çıkan aorta şeklinde özelleşir. Gebeliğin
6 ve 7. haftalarında trunkokonal septum, endokardiyal yas-
tıklarla ve interventriküler septumla birleşir ve böylece
konal (infundibular) septum kapanır. Trunkokonal septum
gelişimi olağan sürecinde ilerlemediği zaman başta trun-
kus arteriozus olmak üzere pek çok konotrunkal bozukluk
görülür.37

AnATOmİ
Trunkus arteriozus olgularında, interventriküler septumun
hemen üzerinde ortak bir arter gövdesi bulunur. Cerrahi ola-
rak tedavi edilse de herhangi bir yaştaki trunkus arteriozus
olgusunda ortak arter gövdesi, normal aortadan daha geniş-
tir. Ortak arter gövdesinde, yarım ay biçiminde tek bir ka-
pakçık yer alır. Trunkus kapakçığı, olguların %69’unda 3 ŞEKİL 4: Trunkus arteriozus sınıflandırması (Collett-Edwards).

60
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

moner arterlerin çıkış noktaları birbirine yakın olsa da ta- masını değiştirmiştir.41 Bu sisteme göre trunkus arteriozus
mamen ayrıdır. olguları 3 grupta incelenebilir:
3. Tip III olgularda, sağ ve sol pulmoner arterlerin 1. Trunkus arteriozus pulmoner arterlerle tamamen
çıkış noktaları ortak arter gövdesinden çok ayrıdır. veya büyük ölçüde birleşmiş (geniş aorta tipi).
4. Tip IV olgularda, pulmoner arterler, inen aortadan 2. Trunkus arteriozusa eşlik eden tek taraflı pulmo-
köken alır. Dolayısıyla “ventriküler septumu korunmuş ner arter yokluğu,
pulmoner atrezi” olguları olarak da tanımlanır.
3. Trunkus arteriozusa eşlik eden kesintili arkus aorta
Van Praagh sınıflandırması, pulmoner anatomiyle bir- veya koarktasyon (geniş pulmoner tipi).
likte aort anomalilerini ve tek taraflı pulmoner atreziyi dik-
kate alır (Şekil 5).40 Bu sisteme göre trunkus arteriozus PATOgEnEz
olguları 4 gruba ayrılabilir: Trunkus arteriozusa yol açan sebepler kesin olarak bilin-
1. Tip A1 olgularda, ortak arter gövdesinin sol tara- mese de çevresel ve genetik faktörlerin bu doğumsal ano-
fından ana pulmoner arter çıkar. malinin oluşumuna katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Bir çalışma, gebeliğin ilk 3 ayındaki sigara alışkanlığının
2. Tip A2 olgularda, sağ ve sol pulmoner arterlerin
hastalık riskini neredeyse 2 kat artırdığını bildirmektedir.42
çıkış noktaları, ortak arter gövdesinden farklıdır.
Bir diğer çalışmaya göre ileri anne yaşı, kromozom bo-
3. Tip A3 olgularda tek taraflı pulmoner atrezi mev- zukluklarıyla ilişkili olmaksızın hastalık riskini artırmak-
cuttur. tadır.43 DiGeorge sendromuna neden olan 22q11.2
4. Tip A4 olgularda, kesintili arkus aorta bulunur. delesyonları ise her 4-5 trunkus arteriozus olgusunun
1’inde saptanmıştır.44
Göğüs Cerrahları Derneği ve Avrupa Kalp-Damar
Cerrahisi Derneği, 2000 yılında, Van Praagh sınıflandır-
FİzYOLOJİ
Yeni doğmuş bir trunkus arteriozus olgusunda pulmoner
vasküler direnç yüksektir; soldan sağa şant azdır, pulmoner
kan akımı neredeyse normaldir ve sistemik kan akımına
eşittir. Sistemik ve pulmoner venöz kan akımları kalbin
içinde ve ortak arter gövdesinde karıştığı için siyanoz mey-
dana gelir. Yaşamın ilk birkaç haftası içinde pulmoner vas-
küler direnç düşer ve pulmoner kan akımı belirgin olarak
artar. Pulmoner kan akımındaki artışa bağlı olarak akci-
ğerlerde konjesyon ve ardından kalp yetersizliği ortaya
çıkar. Büyük damarlarda diyastol basınçlarının yüksek ol-
ması nedeniyle tüm kalp döngüsü boyunca soldan sağa şant
devam eder. Trunkus kapakçığında yetmezlik geliştiğinde
diyastolik kan basıncı düşer ve miyokardın oksijen gerek-
sinimi artar. Dolayısıyla koroner arter iskemisi ve ventri-
küllerde işlev bozukluğu ortaya çıkar. Kesintili veya
hipoplastik arkus aortaya sahip olgularda, duktus arteriozus
kapanmaya başladığında ventriküllerden çıkan kan akımı
azalır ve kalp içi basınç artar. Kalp içi basıncı düşürmek,
inen aortaya kan akımı sağlamak ve kalp yetersizliğinden
kaçınmak için duktus arteriozus açık tutulmalıdır.45

PREnATAL TAnı
Prenatal dönemde fetal ekokardiyografi yardımıyla prena-
tal dönemde trunkus arteriozus tanısı koymak veya trun-
kusu arteriozusu diğer konotrunkal anomalilerden ayırt
ŞEKİL 5: Trunkus arteriozus sınıflandırması (Van Praagh). etmek oldukça güçtür. Bir çalışmaya göre trunkus arterio-

61
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

zus olgularının yalnızca %32’sine prenatal tanı konulmakta şım durdurucu sistem kurulduktan sonra cerrahi onarım
ve en az yarısı prenatal dönemde gözden kaçmaktadır.46 gerçekleştirilir. Cerrahi onarım için 2 yaklaşım mevcuttur.
Kapakçıklardaki yetmezlikler de prenatal tanıya yardımcı İlk yaklaşımda, pulmoner arterler ortak arter gövdesinden
olabilir.47 ayrılır ve ardından sağ ventriküle bağlanır. Daha sonra
ortak arter gövdesi açılır ve homograft malzemeyle veya
KLİnİK BuLguLAR perikard dokusuyla kapatılır. Son olarak, sentetik yama ile
Siyanoz, trunkus arteriozusun ilk ve tek bulgusu olabilir. Ol- VSD tamiri yapılır. İki basamaklı diğer yaklaşımda ise
guların çoğunda, yaşamın ilk günlerinden itibaren hafif veya önce pulmoner artere bant uygulanarak akciğer yüklenme-
orta şiddette siyanoz görülür. Yaşamın ilk birkaç haftası sinin önüne geçilir ve yenidoğanın biraz daha büyümesine
içinde, akciğerlerde konjesyona ve kalp yetersizliğine bağlı olanak sağlanır. Olgu, çocukluk dönemine ulaştığında ise
olarak emmeme, hareketlerde yavaşlama ve homurdanma tam onarım gerçekleştirilir. Bahsedilen cerrahi yaklaşımlar,
gibi belirtiler ortaya çıkar. Fizik muayenede burun kanadı uzun vadeli morbidite ve mortalite açısından birbirine ben-
solunumu, kostalarda ve sternumda çekilmeler, takipne, ta- zer bulunmuştur.46
şikardi ve hepatomegali kaydedilir. Kalp dinlendiğinde, 2.
kalp sesi tek ve güçlü bir ses olarak işitilir. Çoğu olguda, kal- CERRAhİ SOnRASı TAKİP
bin apeksinde veya sternumun solunda sistolik ejeksiyon Cerrahi onarım uygulanan olguların her kontrolünde kalp
üfürümü duyulur. Diyastol sırasında pulmoner damar yata- yetersizliği ve/veya ritim bozukluğu ile ilişkili klinik be-
ğına kan kaçışı fazla olduğu için periferik nabızlar güçlü his- lirtiler sorgulanır ve nörolojik gelişim açısından muayene
sedilir. Trunkus kapakçığında yetmezlik varsa sternumun sol edilir. Akut pulmoner belirtiler varsa göğüs röntgeni çeki-
kenarında tiz bir diyastolik üfürüm duyulur.38,45 lir; kalbin büyüklüğü ve akciğerlerin vaskülaritesi değer-
lendirilir. Ventriküller, sağ ventrikülle pulmoner arter
TAnı arasındaki cerrahi bağlantı, soldan sağa şant durumu ve
Göğüs röntgeninde kalp büyümüştür ve pulmoner damar- trunkus kapakçığı, ekokardiyografi yardımıyla görüntüle-
lar belirginleşmiştir. Olguların 1/3’inde sağ arkus aorta nir. Ekokardiyografinin yetersiz kaldığı olgularda MRG
mevcuttur. Di George sendromuyla ilişkili olgularda timus yapılır. Olguların egzersiz kapasitelerini değerlendirmek
görülmeyebilir. Bazı olgularda, sağ ve/veya sol ventriküler amacıyla efor testi uygulanabilir. Siyanotik olgularda, daha
hipertrofiye işaret eden elektrokardiyografi bulguları olabi- önce endokardit atağı geçirmiş olgularda, sentetik malzeme
lir. Kalp yetersizliği gelişen olgularda p ve QRS dalgaları- kullanılarak cerrahi onarım yapılan olgularda ilk 6 ay
nın voltajı artabilir. Ekokardiyografi yardımıyla kosta içinde ve cerrahi onarıma rağmen anatomik kusurun devam
altından yapılan uzun eksen görüntülemede tanı konulur.38,45 ettiği olgularda endokardit profilaksisi uygulanır.47,48

YönETİm PROgnOz
Trunkus arteriozus olgularında yönetimin ilk basamağı, Cerrahi olarak düzeltilmeyen olgularda ortalama sağkalım
cerrahi onarım öncesi kalp ve akciğer işlevlerinin durağan süresi 5 haftadır ve 1 yıllık sağkalım oranı yalnızca
hâle getirilmesidir. Diüretik tedavisi, akciğerlerdeki sıvı %15’tir. Cerrahi tedavi uygulanan olgularda ise 1 yıllık
yüklenmesini azaltır ve kalp yetersizliği bulgularını hafif- sağkalım oranı %80 iken, 10 yıllık sağkalım oranı %85-93
letir. İnotropik ajanlar, miyokard işlevlerini iyileştirir. An- ve 30 yıllık sağkalım oranı %74 olarak bildirilmiştir. Cer-
jiyotensin blokajı ise kalbin son yükünü azaltarak kalbi rahi ile ilişkili mortalite riski ise %7-11 arasında değişir.
rahatlatır. Solunum zorluğu yaşayan hastalarda pozitif ba- Ekstra-korporeal membran oksijenizasyonu uygulanması,
sınçlı ventilasyon ve hatta mekanik ventilasyon gerekebi- koroner arter anomalisi bulunması, önceden geçirilmiş cer-
lir. Metabolik asidoz, hipoglisemi ve anemi gibi kalp rahi öyküsü ve vücut ağırlığının 2500 g’dan az olması, cer-
yetersizliğini daha da ağırlaştıran klinik sorunların çözül- rahi sonrası erken mortaliteyi artırır. DiGeorge sendromu
mesine çalışılır. Kesintili arkus aorta veya aorta koarktas- ve cerrahi sonrası dönemde trakeostomi gereksinimi ise
yonu bulunan olgularda, duktus arteriozusun açık kalması geç mortalite riskini yükseltir. Cerrahi sırasında trunkus
için prostaglandin E1 (alprostadil) tedavisi başlanır.38,45 kapakçığı ve/veya kesintili arkus aorta onarımı da yapılan
olgular, en yüksek mortalite oranına sahiptir.48,49 Cerrahi
CERRAhİ OnARım onarım gören hastalarda, sağ ventrikülle pulmoner arter
Hasta derin hipotermiye sokulduktan ve sürekli düşük arasındaki bağlantı zamanla daralıp yetersiz hâle gelebilir
akımlı kardiopulmoner baypas sistemi veya aralıklı dola- ve trunkus kapakçığındaki yetmezlik kötüleşebilir. Bu ne-

62
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

denle cerrahi sonrası ilk 3 yıl içinde olguların %50’sine, da ağırlık kaldırma gibi izometrik sporları yapmaları öne-
10 yıl içinde olguların %77’sine ve 20 yıl içinde olguların rilmez.47-49
%97’sine tekrar cerrahi uygulanır. Trunkus arteriozus ne-
deniyle cerrahi onarım yapılan olguların hemen hepsinde Teşekkür
fiziksel etkinlik hafif düzeyde kısıtlanır ve kürek çekme ya Çizimler nedeniyle Prof. Dr. Mine Kanat Pektaş’a teşekkür ederiz.

KAYnAKLAR
1. Tubbs RS, gianaris n, Shoja mm, Loukas m, Cohen gadol AA. "The 15. Egbe A, uppu S, Stroustrup A, Lee S, ho D, Srivastava S. ıncidences
heart is simply a muscle" and first description of the tetralogy of "Fallot". and sociodemographics of specific congenital heart diseases in the
Early contributions to cardiac anatomy and pathology by bishop and united States of America: an evaluation of hospital discharge diagnoses.
anatomist niels Stensen (1638-1686). ınt J Cardiol. 2012;154(3):312-5. Pediatr Cardiol. 2014;35(6):975-82. doi: 10.1007/s00246-014-0884-8.
doi: 10.1016/j.ijcard.2010.09.055. 16. Słodki m, Respondek-Liberska m, Pruetz JD, Donofrio mT. Fetal cardi-
2. Khan Sm, Drury nE, Stickley J, Barron DJ, Brawn WJ, Jones TJ, et al. ology: changing the definition of critical heart disease in the newborn. J
Tetralogy of fallot: morphological variations and implications for surgical re- Perinatol. 2016;36(8):575-80. doi: 10.1038/jp.2016.20.
pair. Eur J Cardiothorac Surg. 2019;56(1):101-9. doi: 10.1093/ejcts/ezy474. 17. Kandathil A, Chamarthy m. Pulmonary vascular anatomy & anatomical vari-
3. Apostolopoulou SC, manginas A, Kelekis nL, noutsias m. Cardiovas- ants. Cardiovasc Diagn Ther. 2018;8(3):201-7. doi: 10.21037/cdt.2018.01.04.
cular imaging approach in pre and postoperative tetralogy of Fallot. BmC 18. Jacobs mL, mavroudis C. Challenges of univentricular physiology in het-
Cardiovasc Disord. 2019;19(1):7. doi: 10.1186/s12872-018-0996-9. erotaxy. World J Pediatr Congenit heart Surg. 2011;2(2):258-63. doi:
4. Wise-Faberowski L, Asija R, mcElhinney DB. Tetralogy of Fallot: every- 10.1177/2150135110396733.
thing you wanted to know but were afraid to ask. Paediatr Anaesth. 19. Seale An, uemura h, Webber SA, Partridge J, Roughton m, ho SY, et al;
2019;29(5):475-82. doi: 10.1111/pan.13569. British Congenital Cardiac Association. Total anomalous pulmonary venous
5. ho AB, Bharucha T, Jones E, Thuraisingham J, Kaarne m, Viola n. Pri- connection: morphology and outcome from an international population-
mary surgical repair of tetralogy of Fallot at under three months of age. based study. Circulation. 2010;122(25):2718-26. doi: 10.1161/CıRCuLA-
Asian Cardiovasc Thorac Ann. 2018;26(7):529-34. doi: TıOnAhA.110.940825.
10.1177/0218492318803037. 20. Files mD, morray B. Total anomalous pulmonary venous connection: pre-
6. mcleod g, Shum K, gupta T, Chakravorty S, Kachur S, Bienvenu L, et operative anatomy, physiology, imaging, and interventional management of
al. Echocardiography in congenital heart disease. Prog Cardiovasc Dis. postoperative pulmonary venous obstruction. Semin Cardiothorac Vasc
2018;61(5-6):468-75. doi: 10.1016/j.pcad.2018.11.004. Anesth. 2017;21(2):123-31. doi: 10.1177/1089253216672442.
7. Phillips S, Pirics m. Congenital heart disease and reproductive risk: an 21. Ross FJ, Joffe D, Latham gJ. Perioperative and anesthetic considerations
overview for obstetricians, cardiologists, and primary care providers. in total anomalous pulmonary venous connection. Semin Cardiothorac
methodist Debakey Cardiovasc J. 2017;13(4):238-42. doi: Vasc Anesth. 2017;21(2):138-44. doi: 10.1177/1089253216672012.
10.14797/mdcj-13-4-238. 22. Shaw FR, Chen Jm. Surgical considerations in total anomalous pulmonary
8. Townsley mm, Windsor J, Briston D, Alegria J, Ramakrishna h. Tetralogy venous connection. Semin Cardiothorac Vasc Anesth. 2017;21(2):132-7.
of fallot: perioperative management and analysis of outcomes. J Cardio- doi: 10.1177/1089253216688535.
thorac Vasc Anesth. 2019;33(2):556-65. doi: 10.1053/j.jvca.2018.03.035. 23. White BR, Faerber JA, Katcoff h, glatz AC, mascio CE, Cohen mS. Ve-
9. Sun hY, Proudfoot JA, mcCandless RT. Prenatal detection of critical car- nous flow variation predicts preoperative pulmonary venous obstruction
diac outflow tract anomalies remains suboptimal despite revised obstet- in children with total anomalous pulmonary venous connection. J Am
rical imaging guidelines. Congenit heart Dis. 2018;13(5):748-56. doi: Soc Echocardiogr. 2021;34(7):775-85. doi: 10.1016/j.echo.2021.02.007.
10.1111/chd.12648. 24. Domadia S, Kumar SR, Votava-Smith JK, Pruetz JD. neonatal outcomes
10. mawad W, mertens LL. Recent advances and trends in pediatric cardiac in total anomalous pulmonary venous return: the role of prenatal diag-
imaging. Curr Treat Options Cardiovasc med. 2018;20(1):9. doi: nosis and pulmonary venous obstruction. Pediatr Cardiol.
10.1007/s11936-018-0599-x. 2018;39(7):1346-54. doi: 10.1007/s00246-018-1901-0.
11. Refaat mm, Ballout J, mansour m. Ablation of atrial fibrillation in patients 25. Bakker mK, Bergman JEh, Krikov S, Amar E, Cocchi g, Cragan J, et al.
with congenital heart disease. Arrhythm Electrophysiol Rev. Prenatal diagnosis and prevalence of critical congenital heart defects:
2017;6(4):191-4. doi: 10.15420/2017.2017.15.1. an international retrospective cohort study. BmJ Open.
12. Rajpopat AD, Schmidt mR, Søndergaard L. Time to reconsider when to 2019;9(7):e028139. doi: 10.1136/bmjopen-2018-028139.
re-valve for free pulmonary regurgitation in tetralogy of Fallot? Euroınt- 26. Berg C, Lachmann R, Kaiser C, Kozlowski P, Stressig R, Schneider m,
ervention. 2019;14(13):1344-6. doi: 10.4244/EıJV14ı13A242. et al. Prenatal diagnosis of tricuspid atresia: intrauterine course and out-
13. Viotto g, Paim L, Souza R, Aprígio J, Lacerda L, Pomerantzeff P, et al. come. ultrasound Obstet gynecol. 2010;35(2):183-90. doi:
Early outcomes of transcatheter tricuspid valve-in-valve implantation: a 10.1002/uog.7499.
case series. ınteract Cardiovasc Thorac Surg. 2019;29(1):59-63. doi: 27. Sumal AS, Kyriacou h, mostafa AmhAm. Tricuspid atresia: Where are
10.1093/icvts/ivy362. we now? J Card Surg. 2020;35(7):1609-17. doi: 10.1111/jocs.14673.
14. de Freitas RA. Residual risk after tetralogy of fallot repair. JAmA Car- 28. gardiner hm. Advances in fetal echocardiography. Semin Fetal neona-
diol. 2019;4(1):41-2. doi: 10.1001/jamacardio.2018.4331. tal med. 2018;23(2):112-8. doi: 10.1016/j.siny.2017.11.006.

63
Ayhan Pektaş Duktusa Bağımlı Olmayan Siyanotik Kalp Hastalıkları

29. Rychik J, Atz Am, Celermajer DS, Deal BJ, gatzoulis mA, gewillig mh, 39. Collett RW, Edwards JE. Persistent truncus arteriosus; a classification
et al; American heart Association Council on Cardiovascular Disease in according to anatomic types. Surg Clin north Am. 1949;29(4):1245-70.
the Young and Council on Cardiovascular and Stroke nursing. Evalua- doi: 10.1016/s0039-6109(16)32803-1.
tion and management of the child and adult with fontan circulation: a sci- 40. Van Praagh R, Van Praagh S. The anatomy of common aorticopul-
entific statement from the American heart Association. Circulation. monary trunk (truncus arteriosus communis) and its embryologic impli-
2019:CıR0000000000000696. doi: 10.1161/CıR.0000000000000696. cations. A study of 57 necropsy cases. Am J Cardiol. 1965;16(3):406-25.
30. Sasikumar n, hermuzi A, Fan CS, Lee KJ, Chaturvedi R, hickey E, et al. doi: 10.1016/0002-9149(65)90732-0.
Outcomes of Blalock-Taussig shunts in current era: a single center ex- 41. Jacobs mL. Congenital heart surgery nomenclature and database proj-
perience. Congenit heart Dis. 2017;12(6):808-14. doi: 10.1111/chd.12516.
ect: truncus arteriosus. Ann Thorac Surg. 2000;69(4 Suppl):S50-5. doi:
31. Davies RR, Radtke WA, Klenk D, Pizarro C. Bilateral pulmonary arterial 10.1016/s0003-4975(99)01320-x.
banding results in an increased need for subsequent pulmonary artery
42. Alverson CJ, Strickland mJ, gilboa Sm, Correa A. maternal smoking and
interventions. J Thorac Cardiovasc Surg. 2014;147(2):706-12. doi:
congenital heart defects in the Baltimore-Washington ınfant Study. Pe-
10.1016/j.jtcvs.2013.10.038.
diatrics. 2011;127(3):e647-53. doi: 10.1542/peds.2010-1399.
32. LaPar DJ, mery Cm, Peeler BB, Kron ıL, gangemi JJ. Short and long-
43. Long J, Ramadhani T, mitchell LE. Epidemiology of nonsyndromic
term outcomes for bidirectional glenn procedure performed with and with-
conotruncal heart defects in Texas, 1999-2004. Birth Defects Res A Clin
out cardiopulmonary bypass. Ann Thorac Surg. 2012;94(1):164-70;
mol Teratol. 2010;88(11):971-9. doi: 10.1002/bdra.20724.
discussion 170-1. doi: 10.1016/j.athoracsur.2012.03.005.
44. goldmuntz E. 22q11.2 deletion syndrome and congenital heart disease.
33. Edwards Rm, Reddy gP, Kicska g. The functional single ventricle: how
Am J med genet C Semin med genet. 2020;184(1):64-72. doi:
imaging guides treatment. Clin ımaging. 2016;40(6):1146-55. doi:
10.1016/j.clinimag.2016.08.003. 10.1002/ajmg.c.31774.

34. mery Cm, De León LE, Trujillo-Diaz D, Ocampo EC, Dickerson hA, zhu 45. Chikkabyrappa S, mahadevaiah g, Buddhe S, Alsaied T, Tretter J. Com-
h, et al. Contemporary outcomes of the fontan operation: a large single- mon arterial trunk: physiology, imaging, and management. Semin Car-
institution cohort. Ann Thorac Surg. 2019;108(5):1439-46. doi: diothorac Vasc Anesth. 2019;23(2):225-36. doi:
10.1016/j.athoracsur.2019.05.039. 10.1177/1089253218821382.
35. Rungan S, Finucane K, gentles T, gibbs hC, hu R, Ruygrok Pn. heart 46. Traisrisilp K, Tongprasert F, Srisupundit K, Luewan S, Sukpan K, Tong-
transplantation in pediatric and congenital heart disease: a single-cen- song T. Prenatal differentiation between truncus arteriosus (Types ıı and
ter experience. World J Pediatr Congenit heart Surg. 2014;5(2):200-5. ııı) and pulmonary atresia with ventricular septal defect. ultrasound Ob-
doi: 10.1177/2150135113519456. stet gynecol. 2015;46(5):564-70. doi: 10.1002/uog.14788.
36. van der Linde D, Konings EE, Slager mA, Witsenburg m, helbing WA, 47. naimo PS, Konstantinov ıE. Surgery for truncus arteriosus: contempo-
Takkenberg JJ, et al. Birth prevalence of congenital heart disease world- rary practice. Ann Thorac Surg. 2021;111(5):1442-50. doi:
wide: a systematic review and meta-analysis. J Am Coll Cardiol. 10.1016/j.athoracsur.2020.06.036.
2011;58(21):2241-7. doi: 10.1016/j.jacc.2011.08.025. 48. naimo PS, Fricke TA, Lee mgY, d'udekem Y, Weintraub Rg, Brizard
37. Tan CmJ, Lewandowski AJ. The transitional heart: from early embryonic CP, et al. Long-term outcomes following repair of truncus arteriosus and
and fetal development to neonatal life. Fetal Diagn Ther. 2020;47(5):373- interrupted aortic arch. Eur J Cardiothorac Surg. 2020;57(2):366-72. doi:
86. doi: 10.1159/000501906. 10.1093/ejcts/ezz176.
38. Parikh R, Eisses m, Latham gJ, Joffe DC, Ross FJ. Perioperative and 49. hamzah m, Othman hF, Daphtary K, Komarlu R, Aly h. Outcomes of
anesthetic considerations in truncus arteriosus. Semin Cardiothorac Vasc truncus arteriosus repair and predictors of mortality. J Card Surg.
Anesth. 2018;22(3):285-93. doi: 10.1177/1089253218778826. 2020;35(8):1856-64. doi: 10.1111/jocs.14730.

64

You might also like