Ay Bi̇li̇nci̇

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 7

AY BİLİNCİ

Ay haritamızdaki en önemli konumdur. Aynı zamanda tüm geçmiş yaşamlardan getirdiğimiz


bu yaşamda da doğum anından itibaren şekillenen bilinçaltımızdır. Bana göre;

GAD: Depo karma ise

Ay: Duygusal karma depomuz olabilir.

Yani eylemleri GAD belirlerken eylem esnasında hissedilen duyguları depolar. Zaten bu
yaşamdaki ay burcu, geçmiş yaşamda güneş burcumuz olarak geçiyor.

‘’Başkalarını besleyen insan kendi tatmin edilmemiş ihtiyaçlarıyla başkalarına yük


olmadan yine kendisi ile ilgilenir.’’ Dr. JerryGreenwordl (Amerikalı Psikolog)

Ay insanın duygu dünyasını, bilinçaltını, hislerini, yaşamda duyguları ile nasıl var olduğunu
anlattığı için aynı zamanda duygusal depo karmamızı da gösterir. Karmada da çok önemli bir
yeri vardır. Çocukken anneyi nasıl algıladığını, nasıl bir anne ile büyüdüğünü, duygusal
koşulları anlatır. Ay bir haritada en önemli etkendir.

Ayın konumu ve orada yaşananlar kişinin şimdiki yaşamında sorunların alt tabanı ile ilgili
önemli ipuçları verir. Duygusal kökleri, travmaları anlatır.

Ay, kalp çakramızı temsil eder. Ve bedenin alt ve üst bölgesinin ortasında yer alarak enerji
geçişini sağlar. Ay problemli ise çocukluk döneminden anne ile duygusal çatışmalar vardır.
Annenin sevgisini hissedemez. Farkında olmadan içindeki tamamlanmayan beslenme
ihtiyacını yaşamda başkalarını beslerken tamamlamaya çalışır. Ama özde kendi kalbine
dokunan duygulara sıra gelince duvar örer. Tepki verir, kolay tetiklenebilir.

Bir başka düzeyde ise annem gibi olmak istemiyorum iç güdüsüyle aşırı kontrolcü, baskıcı ve
koruyuculuk kavramı altında çevresini kendisine bağımlı kılabilir.

SORU (ÖDEV)

 Annenin tanımı nedir?


 Annenin hangi davranış kalıbına karşıyım?
 Tepkilerim karşımdakine mi yoksa çocukken beni üzen anneme mi?
 Annenin annesini analiz ediyoruz.
 Annem nasıl yetişmiş, bizi nasıl yetiştirmiş?
 Duygularımı tanıyor muyum?
 Bilinçaltım nasıl?
 Çocukken sevgiyi nasıl aldım, hayata nasıl aktarıyorum?
 Duygularımı doğru analiz edebiliyor muyum?
Ay her daim güvenlik ihtiyacı duyar. Ve bunu dışa vurmaz. Bu ihtiyaç direkt güvenliğe
ihtiyacım var şeklinde ortaya çıkmaz. Ben her şeyi yaparım, ben kendime yeterim, kimsenin
sevgisine ihtiyacım yok vb. tarzda ortaya çıkar. Eril enerji ifadesiyle yaşama akar. Ama
reddettiklerimiz aslında ruhumuzun besinidir. Ve duygusal karmamızda mutlaka bu alanla
ilgili ya zarar verdik ya da zarar gördük. Ruh bunu bilir.

Örneğin birisi bir cümle söyler, 10 kişi o cümleyle ilgili farklı hisseder. Bazısı sert söyledi der,
bazısı soğuk der, bazısı yok ya gayet normaldi der…

Kısacası bizim hayattaki her söylenene verdiğimiz tepki, ay burcumuzun karakteriyle ilgilidir.
Duygusal algılama şeklimizdir.

Soru: Tepkilerimiz nasıl?

Güneş burcu özelliklerimiz içgüdüsel değildir. Ama güneşimizin asıl özünü yaşam kaynağına
dönüştürmek ay ile gerçekleşir. Yaşamı kendimize göre algılarken aynı zamanda yaşama
verdiğimiz duygusal tepkilerdir.

Geçmişten, çocukluktan kalma eğilimlerimizin yetişkinlikte hayata nasıl aktardığımızdır.

Ay hayatımızda çok önemlidir. Ay bilinçaltıdır ve bizleri yönetir. Neden böyle anlamıyorum


dediğimiz her şeyin altında ay burcumuz yatar. Kişinin içsel açıdan güvende hissetmesini,
kendisiyle barışık olmasını, varoluşunu, yakınlık kurabilmesini, ilgilenmek ve ilgi görmek gibi
eylemleri ay gösterir.

Bunları hatırlamak, tanımlamak, ifade etmek, bilinçli olmak zor ama hafızaya
kaydedilmişlerdir. Ben böyleyim diyerek, savunmaya geçtiğimiz her şey iç dünyamızda
açılmasını istemediğimiz bir yara veya davranış kalıbıdır, savunma biçimidir. Bu duyguların
analiz edilmesi, açığa çıkarılması, yüzleşilmesi, kabul edilmesi çok önemlidir. Yoksa arayış
bitmez, güvende hissedemeyiz. Er veya geç X bir olayda kriz şeklinde ortaya çıkar. Bunları bir
kenara itip beklediğimizde hayatta sürekli hata yaparız. Yanlış seçimler yaparız, hayattan keyif
almayız. Depresyona gireriz. Ama sorun şu ki bunu fark etmez, normal halimiz sanarız.

Ay yaşamın ruhudur, güneşimizle eyleme geçerken ay ile hissederiz. Ay bizim ruhumuzun


sesidir.

Bazen tamamlayamadığımız korkuları, sevgiyi, güveni nasıl algıladığımızı gösterir. Kendimize


koyduğumuz duygusal savunmaların yurdudur. Eğer ay bilincimizde kalıplaşmış kodlar var ise
kişi zaman içinde keyifsiz, bunalımlı, depresif olur. Sert açılar altında ise içimizde ağlayan
çocuk hiç susmaz. Yaşamda tüm isteklerin olsa bile içsel huzursuzluk olur.

Sevme ve sevilme ihtiyacımız, şefkat yönümüzdür. Aynı zamanda bizim derin bilge yönümüz
ve dişil enerjimizdir. Alır, büyütür, besler ve bize geri verir. Doğa ana gibidir. Yaşamda nasıl
bağ kurduğumuzu bize anlatır. Bilinçaltı düzleminde en önemli unsurdur.
Ayın olduğu burç ev ve alan köklü arzularımızı temsil eder. Geçmiş yaşam, atalar vb. tüm
bilinçdışı kalıpları getirdiğimiz alandır.

Bir haritada ay ve Merkür düzelirse harita kodları açılmaya başlar.

SORU

 Hatalarım hangi kenara ittiğim duygusal eksikliğin sonucudur?


 Görmezden geldiğim duygusal ihtiyaçlar nelerdir ve bunları itiraf etme cesaretim var
mı?
 Duygularımı tanıyor muyum?
 Bu tanımlar bana mı ait?
 Nasıl koşullanmalar ve emirler ile büyüdüm?
 Duygularımı hiç dinledim mi?
 Duygu sandığım hissedişler gerçekten duygu mu?

KALP ÇAKRASI

Kalp çakrası en önemli çakradır. Bedenin tüm enerji merkezlerinin ortasıdır. Bağlantı
merkezidir. Bizim kalp çakramız tıkalı ise diğer çakralarla olan bağlantı zayıftır. Geçiş olmaz.
Akış sağlanmaz. Zihinde kaldığımız sürece bedenimizi unutur ve bilinç halinden uzaklaşırız.
Düşüncelerimize eşlik eden bir hafiflik hali kalp çakramızdaki akışı kolaylaştırır.

SORU

Zihne odaklı mı yaşıyorum?

Kalbe odaklı mı yaşıyorum?

Zihnim kalbimi yönetiyor

mu?

Hepimiz ilk doğduğumuz andan itibaren kalp ile iletişim kurarız. İlk anne ve baba ile,
büyüdükçe çevre ile bağ kurarız. Duygusallığı paylaşırız. Ay alanımızı paylaşırız aslında. Ay
bizim kendi odamız, kişisel alanımız ve duygusal irademizin geliştiği noktadır. Çocukluktan
bastırılmak, destek görememek, duyguları hissedememek, sürekli olumsuz ortamlar, anne
baba arasındaki olumsuz ilişki ve karakter farkından gelen kimlik krizi ve duygu krizleri bizim
ay bölgemizde çatışma yaratır. Ve ileri zamanda bu çatışma daha bitmeden yeni yaşam
krizlerle kaosa döner. Sonuç kalp çakrası tıkanır. Ve duygusal alanımızdaki karmaşayı belli
etmemek için ilişkilerde egosal ve zihinsel yaklaşırız. Maalesef bunu duygu yerine koyarız.

Bu duygularımızı saklama şeklidir. Sorunun sorun olduğunu fark edene kadar normalimiz gibi
devam eder.

Bir başka konu ise ay anneyi temsil ettiği için anneden kalan duygusal tatmizsizlik, iyi şeylere
layık olmadığımızı hissetmek, güzel olmadığımızı hissetmek gibi hisler besleriz. Anne sorunlu
bir evlilik içindeyse kendi evliliğindeki eksikliği bize kodlar. Ya da enerji açısından aktarır.
Çocuğuma belli etmiyorum demeniz bir işe yaramaz, sizin enerji alanınızdan aktarılır. Aura
üzerinden öğrenir. Çocukları olan arkadaşlar bu konuyu lütfen düzenlesin.

Kendimize dürüst olursak bu duyguların üzerine gidersek kalp çakrası düzenlenir. En önce
annenin kendinden özgürleşmek, duygularımızın sorumluluğunu almak ve bunu
yapılandırmak. Biz bu inançla yaşamaya devam edersek karşımıza çıkan insanlar bize bu
değersizliği deneyimletir. Sürekli neden aynı döngüdeyim diyorsanız inanç kodlarımızı
bulmalıyız. İnsan neden sorusunu sorar. Sistem, evren ve Tanrı ise sonuç odaklıdır. Sana
cevap vermek için çabalamaz. Ta ki sen cevap arayana kadar. Sistem nasıl mücadele ettiğinle
ilgilenir. Yaşadıklarınla ilgilenmez. Yaşamdaki duygusal ve manevi tatmin kalp çakrası ile
ilgilidir.

ÖDEV

 Anneyi analiz ediyoruz.


 Anne ile benzeyen yönleri analiz ediyoruz.
 Hayata karşı nasıl mücadele ediyoruz?
 İsyan odaklı mıyız, çözüm odaklı mıyız?

Kalp çakramız beslendiğimiz insanları ortaya döker. Bunlar yaşamın içindeki bizzat
deneyimleriz. Biz inançların bizi emmesine izin verdiğimiz sürece haritamızdaki Neptün (göz
perdesi) çalışır. Ne zaman Satürn geçer, göz perdesi kalkar. Gerçekler ile yüzleşiriz. Satürn
acıtarak gösterir. Aslında acı sandığımız her şey kendi içimizdeki yüzleşmek, inanç
kalıplarımızdır. Sevgi evrenseldir. Bireysel bazdaki sevgi alanımızda kıskançlık, kin, öfke vb.
gibi duygular varsa bu sevgi değildir. Kendi duygularımızın gölge yönüdür. İlişkilerde genelde
bu yön çalışır. Ve bu yüzden ilişkiler krizlidir.

Ülkemizin ayı sıkıntılı bir yerleşimdedir. Bu yüzden ülkenin kalp çakrası bozuk, sevgi anlayışı
yanlıştır. Kalp bedenin güneşidir. Kalpten yayılan ışık bedeni canlı tutar. Kalp çakrası bağışıklık
sisteminin güçlü olmasında büyük rol oynar. T hücrelerinin üretimi gerçekleşir. Timus ile
bağlantılıdır.

Kalp çakrasının açılmasına yönelik eylemlerde ilk önce kalbinin kenarındaki duvarları
inceltmeli, diğer insanlarla bağ kurmalı, onları anlamalı, hassasiyetlerini hissedebilmelidir. Ve
ilk önce kendini suçlamayı bırakmalıdır, kabule geçmelidir, her şeyi serbest bırakmalıdır.
Şükran ve sevgi duygusunu yüceltmelidir. Annelerimiz de bize gördüğünü verdi.

Ama bizler bu öğretileri değiştirebiliriz. Aksi olsaydı burada olmazdık. Bu sistemin bize
tanıdığı bir şanstır. Yargılamayı bırakarak herkesin evrensel sistemde bir görevinin olduğunu
kabul ederek anlamaya yönelmek önemlidir. Yaşama nezaketle yaklaşmayı benimsemeliyiz.
Her şeyden önce nazik enerjiyi kendimize aktarmalıyız. Kendimize nazik ve sakin şekilde
sormalıyız. Sevilmek istiyorum ama ben sevgiyi biliyor muyum?

Bende sevgi var ise bana gelen sevgiyi karşılayabilirim. Gerçekte var mı? Ya da var olduğunu
sandığım bu duygular gerçek sevgi mi? Ben bu denklemin neresindeyim?

Kalp çakrasının en temel duygusunu sevgidir. Sevgi enerjisi kalbin besinidir. Kalbi besliyor
muyuz?

Soru: Sevgi ile mi besliyoruz? Kin, öfke, nefret ile mi besliyoruz?

Kalp çakrasındaki sevgi, ırk, cinsiyet, milliyetçilik, din, sosyal statü ve tüm diğer farklılıkları
ortadan kaldırır. Bu durumda tanrının birliğidir, evrensel sevgidir. Kalp çakrası güçlü olan
insanlar akıl ve nasihat vermeden sadece hisseder. Bazen dinlemek ve hissetmek en büyük
destektir. Bencil olmadan verebilmek aynı zamanda alabilmek önemlidir.

Almayı öğrendiğimizde karşıdaki kişinin verebilme deneyimini yaşamasına da destek oluruz.


Alma-verme dengesi kalp çakrası için önemlidir. Kişi kendini kabullendiğinde iç ve dış
güzelliğini fark eder ve bu enerjiyi yayar. Sevilmek için muhtaç hissetmez. Bu enerji yayıldıkça
etrafında doğal ve saf sevgide olan insanlar gelecektir.

Kendini kabul etmek için önce gölgemizi sevmeliyiz. Sevgiyle gölgemizi iyileştirmeliyiz. Ve bu
enerji açıldıktan sonra kişi kendine ait sırları, olayları paylaşabilir. Hatta bu yaşadıkları ile
başkalarına öncü olur. Bu açılım ise ay ile birlikte diğer gezegenlerin şifalanmasında ilk adım
atılmış olur. Çünkü insan güçlü ve gölge yönlerini bilirse ve paylaşırsa güven verir, cesaret
verir. Doğal bağ kurmayı besler.

Kalp çakrası kapalı ise kişi duygusal değil bedensel bağ kurar. İlk günden cinsellik yaşamak,
cinselliği haz olarak kullanmak, partnerleri bununla baskılamak, baştan çıkartan cinsel ve
duygusal manipüle etmek vb. davranışlarda bulunurlar. Sevgiye ve ilişkiye dönüşmez. Ve bu
olayın özeti görüyoruz ki adam ertesi gün yok olduya döner. Zaten seninle ilk günden cinsel
ilişki kuran adam yok olmak için gelmiştir.

Birçok insan kendi içindeki ihtiyaçlarını karşılamak için ilişki kurar. Korku, yalnızlık, şefkat vb.
hisleri paylaşmak, güvende olmak, korunma ve sahip çıkılma arzusu için partner arar. Ve
aslında seni seviyorum derken gerçek olan sana ihtiyacım var demektir. Ve bunu hisseden
adam kaçar. Kimse acil servis hizmeti vermek istemez. Sevgi ihtiyaca yönelik değildir. Sevgi
doğal oluşur. İçinde hiçbir negatifi barındırmaz. Ben aradım, sen aradın vb. egosal kavramları
reddeder. Sevgi var olanı çoğaltır. Bizler kendimizdeki eksiklikleri tamamladığımızda sevginin
doğal enerjisine geçtiğimizde işte o zaman karşımıza sevgiyi çoğaltan insanlar gelir. Zaten aksi
olması sadece zarar verir.

Kalp çakrası zarar gördüğünde kişi kendisiyle bağ kuramaz. Ciddi mesafe girer. Kendini incitir,
reddeder. Ve bunu başkasına yapar.
Su burçlarındaki gezegenler bu anlamda zorlanır. Kırıldıklarında iyileşmeleri zaman alır. Ama
hızlandırmak kendi ellerindedir. Kalp çakrası düzelmeye başladıktan sonra yaşamımız
neşelenir, evren ve tabiat bizi desteklemeye başlar. Kendimizi tanır, bizi mutlu eden yöne
doğru adım atarız. Bu kalp çakrası kadar karmaya yüklendiğimiz her olayın aslında kendimiz
kaynaklı olduğunu gösterir. Ve biz suçlamayı, tepki vermeyi bırakırız. Kaderimizi ele alırız.
Karmayı suçlamayı bırakırız.

KALP ÇAKRASI ve ÇALIŞMASI (AY)

Kalp çakrası en önemli çakradır. Bedenin tüm enerji merkezlerinin ortasıdır. Bağlantı
merkezidir. Bizim kalp çakramız tıkalı ise diğer çakralarla olan bağlantı zayıftır. Geçiş olmaz.
Akış sağlanmaz. Zihinde kaldığımız sürece bedenimizi unutur ve bilinç halinden uzaklaşırız.
Düşüncelerimize eşlik eden bir hafiflik hali kalp çakramızdaki akışı kolaylaştırır.

KALP ÇAKRASININ TAŞ KOKU ve BİTKİSİ


DOĞALTAŞ: Akik, AytaşI, Selenit, Kuvars, Beyaz/Pembe Zümrüt, Yeşil Turmalin
BİTKİ: Fesleğen, Melisa, Manuka, Okaliptüs, Ylang Ylang, Yasemin, Gül, Adaçayı, Gelincik,
Menekşe, Muskat.
KOKU: Ferah kokular. Deniz kokusu, Mavi okaliptüs, Yasemin, gül.
TEMSİL ETTİĞİ ORGAN: Kalp, göğüs boşluğu, timüs, göğüs kafesi, akciğerler.
(Bazı kaynaklarda venüsü kalp çakrası olarak almış olsa da bana göre ay kalp çakrasını temsil
eder.)
MUM: Beyaz ve mavi
BİTKİSEL YAĞLAR: Yasemin, gül, mavi okaliptüs yağı.

Ay için bitkisel yağ karışımı;


3 Damla Badem Hepsini karıştırıp 7 gün
yağı, 6 Damla Gül boyunca kalp
bölgemize sürüyoruz.
yağı,
6 Damla Yasemin,
6 Damla Mavi okaliptüs

Kalp Çakrası Güçlendirici Karışım;


3 Damla ylang ylang Hepsini karıştırıp koltuk altına,
yağı, 6 Damla papatya, kalp bölgesine ve kasıklara
9 Damla mavi sürüyoruz.
okaliptüs, 1 Damla
yasemin

KALP ÇAKRASI ÇALIŞMASI


NİYET: Hayatımda sevgi konusunda beni inciten her ne varsa, kişi, olay, yaşananlar vs. hepsini
kabule geçiyorum. Bu kabulün içindeki bilgeliği bulmaya niyet ediyorum. Sevgi, şefkati,
güveni hayatımda çoğaltmaya, var etmeye niyet ediyorum. Kendi içimdeki güvenliği
oluşturmaya, sevgi gücümü elime almaya niyet ediyorum. Kalp çakramı tıkayan tüm bilinç altı
kodlarını bulmak için adım atıyorum. Ve ben adımlarımı atarken hayatın bana bu yönde adım
atacağını biliyorum.
KALP ÇAKRASI OLUMLAMALARI

1. Kendimi ve etrafımı seviyorum.


2. Başka insanlar ile dengeli bir ilişkim var.
3. Sevgiyi rahatlıkla alıp veriyorum.
4. Sevgi ve güvene açığım.
5. Kendimi mutluluğa açıyorum.
6. Kendimi kabul ediyorum.
7. Kendimde kabul edemediğim yönleri iyileştirmeye niyet ediyorum.
8. Her şeyden önce kendimi kendi sevgimden mahrum bıraktığım için kendimden
özür diliyorum.
9. Kalbimin efendisiyim. Kalbimi yoran her şeyden uzak duruyorum.
10. Sevginin gücüne inanıyorum.
11. Yaşamıma giren kadın ve erkeklere hepsine hakkımı helal ediyorum.
12. Yaşamda mutlu olmak için sebeplerim var.
13. Doğaya, yaşama şefkatle yaklaşıyorum.
14. Sevginin yaşamımdaki her şeyi iyileştireceğine inanıyorum.
15. İlişkilerimde ego, kıskançlık, nefret gibi her şeyi yok ediyorum.
16. Hatalarımı kabul ediyorum.
17. Yaşadığım her şeyin sorumlusu benim.
18. Duygularımı her daim iyiye yönlendiriyorum.
19. Kendimi sevgi ile besliyorum.
20. Sevgi ruhumu iyileştiriyor.
21. Kalbim, ruhum, bedenim güvende. Çünkü ben evrenin sevgili çocuğuyum.

21 GÜN YAPILACAKLAR
1-Duş suyumuza yasemin yağı
koyuyoruz. 2-Kendinize bir oyuncak alın.
3-Çimlere yalın ayak basın. (5 dakika)
4- Kalpli bir obje alın.
5- Etrafınıza seni seviyorum cümlesini söyleyin.
6- Güne her sabah kendimi her halimle seviyorum diyerek başlayın.
7- Ağaçlara sarılın.
8- Bir çocuğa küçük bir hediye alın.
9-Kendinize masal kitabı alın.

You might also like