Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 25

[Belge başlığ ını yazın] [Yıl

PROF.DR. ABDÜLKERİM ABDULKADİROĞLU’NUN EDEBİYATTA


METODOLOJİ AÇISINDAN ELYAZMALARI VE NÂDİR ESERLER ÜZERİNE
NOTLAR I (1987) MAKALESİNİN UZUN ÖZETİ1

Rabia ŞAFAK2

Abdülkerim Abdulkadiroğlu, 23 Haziran 1943'te Kastamonu Merkez ilçesine

bağlı Kırıkçeşme Mahallesi'nde dünyaya gelmiştir. Hem annesinin hem de babasının

aileleri Kastamonu'da tanınan, sevilen, nüfuzlu ailelerdendir.

Abdülkerim Abdulkadiroğlu'nu en çok etkileyen kişi hiç şüphesiz ki babası ve

ilk hocası olan Abdullah Bey'dir. O, Kur'an-ı Kerîm ile iştigâl edilen âdetâ bir kültür

yuvası addedilebilecek, şehirlerinde tebârüz etmiş birçok kimsenin uğrak noktası bir

evde, hâfız bir baba tarafından dindâr bir birey olarak yetiştirilmiştir.

Abdulkadiroğlu, 1962'de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne kayıt olur.

1966 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun olan

Abdülkerim Abdulkadiroğlu, daha sonra üniversitede kalmak için imtihâna girdiyse

de çeşitli sebeplerden dolayı başarılı olamamış ve bu sebepler kendisinde akademiye

karşı bir gönül kırgınlığı oluşturmuştur. Çalışma hayatına Diyanet İşleri Başkanlığı

bünyesinde başlayan Abdülkerim Abdulkadiroğlu, üniversitenden mezun olduğu

sene Kastamonu müftü yardımcılığı görevine tâyîn edilir.

Abdülkerim Abdulkadiroğlu, ömrü boyunca yılmadan usanmadan, büyük bir

titizlikle çalışmış, ömrünü sosyal bilim çalışmalarına vakfetmiş bir akademisyendir.

Abdülkerim Abdulkadiroğlu, çok yönlü ve her yönüyle örnek bir akademisyendir. O

yaşadığı topluma, doğduğu şehre, büyüdüğü mahalleye, çalıştığı kurumlara,

karşılaştığı aksaklıklara, toplumun sorunlarına bîgâne kalmamış; aldırmadan

1
Abdulkadiroğlu. A. (1987). Edebiyatta Metodoloji Açısından Elyazmaları ve Nâdir Eserler Üzerine Notlar I.
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. 3(1): 1-48.
2
Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Öğrencisi, Kayseri/TÜRKİYE https://orcid.org/0009-0008-5322-6640.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

geçmemiştir. Değerli bulduğu şeyleri gücü nispetinde yılmadan kaydetmiş,

öğrencilerini bu tür çalışmalara teşvik etmiştir. Karşılaştığı düzensizliklerle, cehaletle

daima mücadele etmiştir.

Abdülkerim Abdulkadiroğlu, 63 yaşındayken geride yüzlerce talebe, makale;

onlarca kitap bırakarak 2 Şubat 2006’da vefat etmiştir.3

Abdülkerim Abdulkadiroğlu’nun, 1997 yılında yayımlanmış olan

Kültürümüzden Esintiler adlı makaleler dizisini içersen kitabında, toplam 61 tane

yazı yer almakta; eser, 679 sayfadan oluşmaktadır.

Kitabın 527-556 sayfaları arasında yer alan Edebiyatta Metodoloji Açısından

Elyazmaları ve Nâdir Eserler Üzerine Notlar I isimli makalesinde, yazarın dipnot

olarak verdiği açıklamada da bahsettiği üzere, konu bir seri olarak düşünüldüğü için

sıra numarası verilmiş, ancak daha sonra bu seriden vazgeçilmiştir. Ayrıca makale

1987 yılında Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi’nin 3.cildinin 1. sayısının 1 ilâ 48. sayfaları

arasında yayımlanmıştır. Kültürümüzden Esintiler adlı kitap ise, 1997 yılında

yayımlanmış, bu makale de kitap içerisinde kırk beşinci yazı olarak 527-556 sayfaları

arasında yerini almıştır.

Makalenin girişinde, sosyal bilimlerin şubelerinden biri olan dil ve edebiyat

çalışmalarında, elyazmaları ve nâdir eserlerin önemine değinilmiştir. Türk

kültürünün iyi bir şekilde kavranması açısından araştırıcıların ilgi ve ihtiyaç

duyacakları elyazmaları ve nâdir eserler konusu, sanat dalları için de geçerlidir.

Edebiyat tarihinin konusu, eserler ve yazarlardır. Bu bağlamda araştırıcının,

kütüphanelerde okuyucusunu bekleyen Risâle-i elhânları (ezgiler kitabı), mimarîde

Risâle-ebniye (binâlar kitabı), tıp alanında Tıbb-ı nebevî (peygamberler tıbbı),

3
Kılıç, A. (2016).Prof. Dr. Abdülkerim Abdulkadiroğlu’nun Hayatı ve Eserleri Hakkında Bibliyografya

Denemesi. Hikmet-Akademik Edebiyat Dergisi. 2 (3). 2-9.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

İspençiyar (eczâcı kitabı) ve Akrobadin (ilaç kitabı) gibi kitapları görüp, çok iyi bir

şekilde kavraması gerekmektedir.

İlgi ve ihtiyaçları bu yönde olan araştırıcıların, dil konusunda da Osmanlıcaya

çok iyi hâkim olması gerekir. Ayrıca bunun yanında, Arapça ve Farsçadan da

haberdâr olmalıdırlar. Arapçası ve Farsçası ileri düzeyde olanlar, bu dillerde

herhangi bir zorlukla karşılaşmasalar dahi, Osmanlıca metni okuyabilir ancak

anlayamazlar.

Yazar, bu makalenin konusunu şu şekilde açıklamıştır: "Bu yazımızda

elyazmaları ve nâdir eserlerle ilgili tafsîlatlı ve bol örnekli terminoloji ile tespit fişleri

ve nüsha seçiminde dikkat edilmesi gereken husûslar üzerinden duracağız."

(Abdulkadiroğlu; 1987;2)

Abdulkadiroğlu, elyazmaları ve nâdir eserler, iki ayrı terminolojiye ayırarak

incelemeye tâbi tutmuştur. İki kategoriye şu şekilde ayırmıştır:

1. Eserin konusu, muhteviyât ve onu meydana getirenlerle ilgili olanlar.

2. Bir eserin yakından tanınmasını sağlayan ve kapakları arasında bulunması

muhtemel husûslar.

Bu iki grupta kendi içerisinde alt başlıklara ayrılmaktadır. Ayrıca bâzı

başlıklarda yine alt başlıklara ayrılmaktadır. Birinci grup, toplam 29 terim yer

ayrılmakta, ikinci grup ise, 26 terime yer verilmiştir.

1. ESERİN KONUSU, MUHEVİYÂTI VE ONU MEYDANA GETİRENLERLE

İLGİLİ OLANLAR

A. Te’lîf Eser (te’lîf c. mü’ellefat): Herhangi bir konuda kaleme alınan, yazılan veyâ

derlenen esere denir.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

B. Külliyât: Bir yazarın, bütün eserlerinin basılmış veyâ yazdırılmış toplu şekline

denir.

C. Mecmû’atü’r-resâ-il-Mecm’u’atü’l-eş’âr: Bir cilt içinde çeşitli eserlerin veyâ

seçilmiş manûmelerin bulunduğu kitaplara denir. Bu kitaplar aynı yazara âit

olabileceği gibi farklı yazar ve şâirlere de âit olabilir.

D. Müellif: Kitap yazan, eser sâhibi anlamına gelir. Bunlar dışında yazarların,

kendileri için kullandıkları bazı sıfatlarda vardır: Musannif, râkımü’l-hurûf, câmi’ü’l-

âsâr, câmi’ü’l-hurûf, râkımü’s-sütûn, mütercim, nâmıku’l-hurûf.

E. Şerh: Bir eserin metnini açıklmak amacıyla meydana getirilmiş esere denir.

Metinle bir arada bulunur, esâs metnin adını da içine alır.

F. Şarih: Eser neşreden kimseye verilen addır.

G. Tefsîr: Kur’ân-ı Kerîm’in tamanının veyâ bâzı sûrelerinin açıklanmasıdır.

H. Müfessir: Kur’ân-ı Kerim âyetlerini tefsir usûlüne göre açıklayan, yani, tefsîr eden

kimse.

I. Terceme (Tercüme): Bir metni veyâ eseri bir dilden başka bir dile çevirme işi.

J. Mütercim: Bir metni veyâ bir eseri bir dilden başka bir dile çevirme işini yapan

kimse, tercüman.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

K. Hâşiye: Bir metni açıklamak için o metnin altına yazılan yazı, açıklama, ekleme.

Yazma eserleri bir yazarın anlattığı bir konuyu diğer bir yazarın açıklamak veyâ

daha geniş bilgi vermek amacıyla kaleme aldığı eserdir.

L. Muhaşşî: Yazı veyâ kitaplarda açıklayıcı notlar yazan, hâşiye koyan kimsedir,

hâşiye müellifi.

M. Zeyl: Bir yazıya ilâve olarak yazılan şeyler, bir şeyin sonu. Yazma kitaplarda bir

kitabı, konu bakımından tamamlayan ikinci kitap. Zeyli yapan kimseye de Zeyilci

denir.

N. Telhîs: Özet çıkarma, hülâsa etme, uzun bir şeyi özetleme. Bir kitap veyâ fikrin

özetini ihtivâ eden kitap veyâ yazı.

O. Telhîsci/Telhîsî: Telhîs işini yapan kimse. Sadaret makamından padişâha

gönderilecek yazıları özet hâline getiren görevli.

P. Hâmiş: Bir mektubun veyâ yazma kitabın altına eklenen notlar.

R.Ta’lik: Bu kelime sözlük anlamı itibâriyle asma, asılma anlamına gelir. Bir kitap

veyâ fikre eklenen bilgileri ihtivâ eden eserler için kullanır. Bu bilgileri o kitabın

kenarına yazıldığı gibi ayrı bir risâle hâlinde de yazılmış olabilir. Bu işi yapana

Ta’lîkacı veyâ Ta’lîkatcı denir.

S. Şukka: Üzerine yazılı kâğıt parçası, küçük tezkere, mektup. Yazma eserlere

sonradan eklenen bu nitelikteki yazılar.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

T. Dîvan: Eskiden şâirlerin aruz vezniyle yazdıkları şiirlerini nazım şekillerine ve

kâfiyelerinin son harfine göre belli bir sıraya baplı kalarak düzenledikleri şiir

mecmûası. Herhangi bir konu üzerine yazılmış eser. Düzenlenmesi, manzumelerin

belirli bir usûlle yazılmasıdır. Bunlara Mürettep dîvan veyâ Mürettep dîvançe denir.

U. Mesnevî/Müzdevice (c. mesneviyât): Her beyti kendi içinde kâfiyeli olan nazım

şekli. Kâfiye kolaylığı bakımından her konuya dâir yazılmış uzunca manzumeler,

hattâ manzum kitaplar.

V. Hamse: Beş ayrı mesneviden meydâna gelen eser. Bu tür eser yazanlara Hamse-

nüvîs denir.

Y: Cönk: Boyu uzun olup uzunlamasına açılan yazma halk şiiri mecmûası. Buna

Dana dili de denir.

Z. Sefîne: Halk edebiyatında cönk karşılığı olup, cönkler uzunlamasına açılır,

sefîneler alelâde kitap gibidir. Edebiyat tarihinde bâzı tür adlandırılmasında

kullanılır ve kitabın adının baş kısmına gelir. Çeşitli konuları içine alan ansiklopedik

mâhiyette eser.

AA. Kırkanbar: Çeşitli şeylere âit geniş bilgi sâhibi olan, ansiklopedik bilgisi çok

olan kimse. Ansiklopedik bilgileri ihtivâ eden halk mecmûalarında da denir.

Elyazmalarda ise, kişinin hayat boyu duyduğu, dinlediği veyâ okuyup beğendiği

şeyleri boş yerlerine yazıp doldurduğu ve her fırsatta kitabından nakiller yaptığı

halk tipi ansiklopedik bilgi defteri veyâ kitabına denir.

BB. İstinsâh: Bir metnin, bir kitabın elle bir nüshasını yazma, sûretini çıkarma.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

CC. Müstensih: Kitap, mecmua, şiiri aynen yazarak kopya eden, sûretini çıkaran

kimse.

DD. Şöhret: Her yerde, herkesçe tanınma, meşhûrluk, ün, san, nam. Bu terim hem

şahıslar için hem de eserler için kullanılabilir. Bu bağlamda iki kategoriye ayrılarak

incelenebilir.

1. Kitaplar İçin

Bâzı eserler için kullanılan kısa ifâdelerdir. Bunlar ya kitabın tamam

aından bir parça olurlar ya da o eseri ve yazarını hatırlatacak bâzı

kelimeden oluşturlar. Genellikle kitap adı ve şöhret birbirine karıştırılır.

Kısa isimler şöhreti, uzun isimler ise kitabın adını verir.

2. Şahıslar İçin

En yaygın ün. Şahıslara, şöhret olarak isim, sıfat, mahlas veyâ genelde

doğduğu yer olarak nispet kullanılabilir. Şöhret, künye ve lakapla

karıştırılmamalıdır.

EE. Künye: Bir kimsenin adını, soyadını, ülkesini, doğum târihini, mesleğini vb.

kimliğine âit bilgileri gösteren kayıt. Genelde bir ismin başında "Ebu…" varsa, bu

künyedir.

FF. Lakap: Bir kimse veya âileye herhangi bir münâsebetle asıl adından başka

sonradan takılan ad, takma ad. Genelde bir isim veyâ sıfatın önünde "Zû…,Zî…"

bulunursa, bu lakaptır.

2.BİR ESERİN YAKINDAN TANINMASINI SAĞLAYAN VE KAPAKLARI

ARASINDA BULUNASI MUHTEMEL HUSÛSLAR

A. Zahriyye: Yazma kitaplarda genellikle kitap sâhibinin, temellük kitâbesinin

tezhipli olarak yer aldığı, esas metnin başladığı yaprağın ön yüzü [Eski yazıya göre

metnin ilk sayfasının arka yüzü].


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

B. Serlevha/Mihrabiyye:  Bir yazının başlığı, başlık. Elyazması kitapların ilk

sayfalarına yapılan süslü başlık. Bu kısımda süslü bir şekilde "Besmele" ile kitabın

adı veyâ şöhreti yazılıdır.

C. Cedvel: Doğru çizgi çizmek için kullanılır. Sayfalarda yazıların etrafını çevreleyen

çizgi veyâ çizgilere denir. Elyazmalarında, levhalarda sayfanın kenarlarına çekilen

çeşitli kalınlıktaki çizgidir.

D. Matlab: Eskiden okunan kitapların veya kānun maddelerinin dikkat çeken

kısımlarının yanına “öğrenme isteği uyandıran, öğrenilmeye değer konu, önemli

mesele, ehemmiyetli madde” anlamında yazılan kelime. Sayfanın içine dikkati

çekmek için yazılan ve sayfayı özetleyen kısım.

E. Bab-Fasıl: Bölüm demektir. Bab, ana bölüm; fasıl, alt bölümdür. Fasıl ve bab

yerine, "rükün, ravza, gülbün, meclis, cüz" gibi terimlerde kullanılabilir.

F. Besleme: “Bağışlayan ve esirgeyen Allah’ın adıyla ”mânâsına

gelen Bismillâhirrahmânirrahim sözünün ismi olup genelde tamamı, bâzı hâllerde

kısa şekli veyâ mazmın eserler bu manâya gelen bir beyit bulunur. Bir hadisten

kaynaklandığı zere besmelesiz başlanan her işin sonunun gelmeyeceğine inanılır.

G. Hamdele-Salvele: "Âlemlerin Rabb’ı olan Allah’a hamd olsun ve Allah’ın salât ü

selâmı O’nun Resûlü ile âile yakınları ve ashabının üzerine olsun" cümlesinin

kısaltılmış şekli olup, genelde elyazması ve nâdir eserlerde kitabın birinci ve ikinci

cümlelerini teşkil eder.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

H. Dibace/Mukaddime: (Söz ve yazı için) Giriş, sunuş, başlangıç. Kelime önceleri

yazma eserlerin genellikle tezhip ve yaldızlarla süslü ilk sayfaları için kullanılmıştır.

Eserin, yazılma sebebi, girişe dâhil olup, yazarın burada eseri yazış sebebi ile adını,

eserin adını ve yazılma tarihi verilir.

İ. Sebeb-i te’lîf: Manzûm ve mensur eserlerin yazılış sebeplerinin açıklandığı

bölümdür. Ekseri kitaplarda dibacede zikredilen, kitabın yazılması sebeplerini ihtivâ

eden kısımdır.

J. Fihrist: Bir kitabın başına veya sonuna konan ve o kitapta bulunan konu ve

maddeleri alfabe sırasına göre gösteren cetvel, içindekiler. Şekilli süslü ve cedvelli

olan çeşitleri vardır.

K. Mukabele Kaydı: Yazma eserlerinde istinsâh edilmiş nüsha ile aslının kontrol

edilmesi; bunun kitabın zahriyesine veyâ hatimesine kaydedilmesidir. Yazarın hattı

olan nüshanın bulunmaması hâlinde, en çok güvenilir nüshalardan biri de, üzerinde

bu kaydın bulunduğu nüshadır.

L. Sima Kaydı: Yazmalarda kitabı kopya eden kişinin yazdıklarını, kitabın asıl

yazarına okuduğunu ve yazarın bunu dinlediğini kanıtlamak amacıyla yazmaya

konulan kayıt.

M. Sahh/ Tashih Kaydı: Eserde, sad ve ha =‫ صح‬ibâresiyle verilen ve gözden

geçirilme sonucunda konulan "düzeltildi, doğrudur, yanlışsızdır" anlamına gelen

kayıttır. Genelde bunlar yazarın yazısı olur ki müstensih hattından ayrılabilir.

N. Mütâlaa Kaydı: Ehlî bir kişinin eseri okuduğunu, eksiklik veyâ yanlışlık görüp

düzelttiğini gösteren kayıttır. Bu kayıtta tarih de bulunur.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

O. Kırâ’et Kaydı: Bir âlimden icâzet yoluyla anılan rivâyet etme hakkını belgeleyen

kayıtlardır. Hadislerin titizlikle toplanıp doğru bir şekilde aktarılmasını sağlama

amacıyla başlatılan çalışmalar sırasında bir râvinin bir hadisi okuması ve hadis

âliminin onu dinlemesi. Kısaca, eserin baştan sona okunduğunu gösteren kayıt.

P. Rivâyet Kaydı: Eseri yazan ve daha sonra eserle ilişki kuran kişilerin zincirini/

silsilesini/şeceresini gösteren kayıttır. İcâzet veya kırâ’et yoluyla eserin, yazarından

itibaren kimlerin eline geçtiğini sırasıyla ve sonuncusuna kadar zikreden kayıttır.

R.Vakıf Kaydı/ Vakıf Mührü: Vakıf kaydı, eserin kim tarafından nereye

vakfedildiğini gösteren kayıt; vakıf mührü ise, eserin nerede veyâ nereye âit

olduğunu gösteren mühürdür.

S. Tuğra: Osmanlı padişahlarının resmî yazılarda ve paralarda imzâ yerine

kullandıkları özel bir şekli olan işâret. Padişah imzâsı.

T. Te’lîfden Ferağ Kaydı: Eserin metni dışında müstensih tarafından ilâve edilen

kayıttır. Yazılışının tamamlandığını belirten, istinsâh edenin adının, istinsâh tarihinin

belirtildiği müstensih kaydı.

U. İstinsâh Kaydı: Bir yazma eserin el yazısı ile çoğaltan kişi yani müstensihin bu işi

yaptığına dâir adını, bâzı hâllerde yazıyı kendisinden meşk ettiği üstâdının adını ve

işin yapıldığı tarihi, bâzı hâllerde tarihlerin değişik karşılıklarını yazdığı kısım.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

V. Ketebe Kaydı: Hattatlar, yazıları altına koydukları imzâlarını ekseriya Arapça

"Bunu yazdı" demek olan ketebe kelimesiyle birlikte yazarlar ki, buna ketebe

koymak, ketebe atmak, ketebe yazmak kısaca ketebe derler.

Y. Temellük/Tesahüb/İstishab Kaydı: Eserin sahibini, kitaplığını veya

miras/hediye/satın alma yoluyla eseri mülkiyetine alan kimseyi bildiren yazı, kayıt.

Genellikle zahriyede bulunur.

Z. İzin Kaydı: Eserin okutulmasına ve başkasına nakledilmesine izin verildiğini

gösteren kayıt. Bu kaydı icâzetnâmelerden ayrı mütâlaa etmek gerekir.

İcâzetnâmeler, ilmin ve sanatın çeşitli dallarında, klâsik medrese usûlü bir tahsil

dönemi sonunda verilen ve dallarıyla ilgili olarak günümüzde üniversite ve fakülte

lisans diplomalarına muâdil belgelerdir.

AA. Fevâ’id: Yazma eserlerin başında ve sonunda yer alan boş sayfalara eserin sâhibi

veyâ okuyucusu tarafından yazılan notlar ve ibârelerdir.

BB. Râbıta: Sayfalar arası geçişte, arada sayfanın kopmadığını göstermek için

kullanılan, bir sonraki sayfadaki ilk kelimeye referans veren kelime veyâ harf.

CC. Hâtime: Eserin son bölümü. Yazılı eserlerin, o eserin özeti ve neticesi

durumunda olans on bölümü, son söz.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

ELYAZMASI VE NÂDİR ESERLERİN DEĞERLENDİRMESİNDE

TAKİBEDİLECEK SIRA

1. Ünik, bilinen tek nüsha olması.

2. Nâdir (bilinen fazla nüshası olmayan) nüsha olması.

3. Eski nüsha (bilinen en eski ve yazarın hayatına en yakın) olması.

4. Esâs nüsha (müellif hatti) olması.

5. Müellifin dikte ettirdiği nüsha (müellif nüshası) olması.

6. Müellif huzurunda okunarak kontrol ve tashih edilmiş (Kırâ’et, sima ve sahh

kayıtlarından biri veyâ hepsi bulunan) nüsha olması.

7. Müellif müsveddesinden tebyiz edilmiş olması.

8. Müellif nüshası ile karılaştırılmış mukabale kayıtlı nüsha olması.

9. Müellif nüshasından istinsâh edilen nüsha olması.

10. Müellif hayatta iken istinsâh edilmiş nüsha olması.

11. Müellifin yaşadığı devre en yakın bir tarihte istinsâh edilmiş nüsha olması.

12. Mevcut nüshalar içinde eksiksiz olan nüsha olması.

13. Bilinen büyük ve tanınmış âlimlere âit mütâlaa kaydı olan nüsha olması.

14. Rivâyet kaydı olan nüsha olması.

15. Sanat değeri taşıyan (hat, tezhib, minyatür ve cilt… gibi özellikleri oan) nüsha

olması.

16. Temellük, tesahüb kaydı olan (bilhassa önemli zevata âit temellük ve tesahüb

kayıt ve mühürleri taşıyan) nüsha olması.

17. Vakıf kayıt ve mührü ile tuğra olan nüsha olması. Bâzı hâllerde bu nüshalara

müellif hattı olurlar ve liste başına geçerler. Sanat değerleri her zaman yüksektir. Bu

yazmalar önemli bir kişi adına ve onun kütüphanesi için yazılmış olabilirler

(Abdulkadiroğlu; 1987;24).

ELYAZMASI VE NÂDİR ESERLERLE İLGİLİ BİLGİ TOPLAMA FİŞLERİ


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

İncelenecek olan elyazması ve nâdir eserle ilgili yapılması gereken, o eseri

yakından tanımak ve eserlerle ilgili bilgileri, sistemli bir şekilde bilgi fişi hâline

getirmektir. Çalışmada "…eserin nüshaları" adında verilen başlıkta, fiş hâline

getirilen bilgileri vermektedir. Bu fişleri sıralayacak araştırıcının kendisidir. Temel

bâzı ortak noktaların bulunmasıyla birlikte, bu tür fişlerde büyük oranda farklılıklar

mevcuttur.

Araştırıcının maddelerinde istenen bilgileri, incelediği eser üzerinde titizlikle

araması, buldukları forma işlemesi, bulamadıkları için de ilgili haneye bir tire (-)

koyması önemli tavsiye olunur (Abdulkadiroğlu;1987;25).


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

CİLDİN KISIMLARI
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

1.

Ci

ld

Eserin dışını örten bölüm, kitabı kaplayan muhafaza. Deri cilt, lake cilt, mukavva cilt

gibi çeşitleri vardır.

2. Şîrâze: Kitabın yapraklarını birbirine bağlayan ve onları düzgün tutmaya yarayan

ince bez şerit. Kitabın dağılmasını önleyen ince örgü.

3. Sırt: Yaprakların bağlandığı şirazenin dış kaplaması ya da yazmanın dip kısmı.

4. Sertâb: Cilt bölümünden kitabın içine giren mıklep ile kabın arasında kalan ve

kitabın ağzını örten kısım. Kapakla mıklep arasında iki kısmı birbirine bağlayan

bölüm.

5. Mıkleb: Kitap cildinin sol kenarındaki kapak. Okunulan yerin belli olması için

konulan ayraç. Sertâbın ucunda genellikle üç köşeli olup, eser kapatılmak

istendiğinde ön kapak altına sokulan ve yazmanın bütünüyle örtülmesini sağlayan

kısım.

6. Süsleme: Kitabın ön ve arka kapak cildinin ortasında ve kenarlarında çeşitli

süslemeler mevcuttur. Bunlar:

- Şemse: Cildin dış yüzeyinin ortasındaki süslemeli şekil, güneşe benzeyen süs.

- Köşebend: Cildin dört köşesine yapılan süsleme.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

- Bordür: Kapağın dış kenarını çevreleyen bölümdeki süsleme.

Sonuç olarak; Yazma eser bilgisi, Eski Türk Edebiyatı sahasında bir araştırma

yapmadan önce muhakkak edinilmesi gereken bir bilgi alanıdır. Bu çalışmanın ana

amacı; Klasik Türk Edebiyatı’nda elyazması ve nâdir eserler bilgisi konusuna dikkat

çekmek, Eski Türk Edebiyatı alanında araştırma yapacak olanlara asgari ve ön bilgiyi

edindirmektir.

PROF.DR. ABDÜLKERİM ABDULKADİROĞLU’NUN EDEBİYATTA


METODOLOJİ AÇISINDAN ELYAZMALARI VE NÂDİR ESERLER ÜZERİNE
NOTLAR I (1987) MAKALESİNİN KISA ÖZETİ4

Rabia ŞAFAK5

Abdülkerim Abdulkadiroğlu, 1997 yılında kitaplaştırdığı Kültürümüzden

Esintiler adlı kitabında, 61 yazıya yer vermiş; bu yazılar içerinde yer alan Edebiyatta

Metodoloji Açısından Elyazmaları ve Nâdir Eserler Üzerine Notlar I adlı makalesini

de 1987 yılında Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi’nde yayımlanmıştır.

Makalede giriş niteliği taşıyan kısa bir bilgiden sonra elyazmalar ve nâdir

eserlerin iki ayrı terminolojiye ayırarak incelemeye tâbi tutmuştur. Ayrıca makalenin

sonunda Elyazması ve Nâdir Eserlerin Değerlendirilmesinde Takibedilecek Sıra ve

Elyazmaları ve Nâdir Eserlerle İlgili Bilgi Toplama Fişleri adlıyla iki başlık vererek

bu konular hakkında da kısa bilgilere yermiştir. Son olarak konuyla alakası olarak

cilt ve cildin bölümleri hakkında bir görsele yer vererek makalesini tamamlamıştır.

4
Abdulkadiroğlu. A. (1987). Edebiyatta Metodoloji Açısından Elyazmaları ve Nâdir Eserler Üzerine Notlar I.
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. 3(1): 1-48.
5
Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Öğrencisi, Kayseri/TÜRKİYE https://orcid.org/0009-0008-5322-6640.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

Giriş bölümünde, dil ve edebiyat şubelerinde elyazmalarının ve nâdir

eserlerin ne kadar önemli olduğundan, araştırmacıların bu eserleri tanımak, onları

daha iyi anlayabilmek adına bâzı terminolojileri de bilmeleri gerektiğinden

bahsedilir.

Abdulkadiroğlu, elyazmaları ve nâdir eserleri iki ayrı terminolojiye ayırarak,

birçok terim ve kavram üzerinden incelemiştir. Bu iki gruba şu şekilde başlık

vermiştir:

3. Eserin konusu, muhteviyât ve onu meydana getirenlerle ilgili olanlar.

4. Bir eserin yakından tanınmasını sağlayan ve kapakları arasında bulunması

muhtemel husûslar.

ESERİN KONUSU, MUHTEVİYÂTI VE ONU MEYDANA GETİRENLERLE

İLGİLİ OLANLAR

Bu bölümde daha çok onu meydana getirenlerden bahsedilmiş; toplam 29 terim

verilerek hepsi hakkında açıklamalar ve örnekler yer almaktadır. Bu terimler

şunlardır:

1. Te’lîf Eser (te’lîf c. mü’ellefat): Eser yazma, toplayıp kaleme alma; yazılmış eser.

2. Külliyât: Bir müellifin yazmış olduğu eserlerin bütünü.

3. Mecmû’atü’r-resâ-il-Mecm’u’atü’l-eş’âr

4. Müellif: Yazar, muharrir.

5. Şerh: Bir metni, bir kitabı ayrıntılarına inerek açıklama, yorumlama.

6. Şarih: Şerheden, açıklayan, bir eseri açıklamak üzere başka bir eser yazan kimse.

7. Tefsîr: Yorumlama, yorum.

8. Müfessir: Açıklayan, îzah eden kimse.

9. Terceme (Tercüme): Bir metin veya sözü bir dilden başka bir dile çevirme, çeviri.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

10. Mütercim: Bir metni bir dilden başka bir dile çeviren, tercüme eden kimse,

çevirici, çevirmen.

11. Hâşiye:  Bir eserin içindekileri açıklamak üzere yazılan kitap.

12. Muhaşşî: Yazı veya kitaplarda açıklayıcı notlar yazan, hâşiye koyan kimse.

13. Zeyl: Bir yazıya ilâve olarak yazılan şeyler.

14. Telhîs: Uzun bir şeyi özetleme, hulâsa etme.

15. Telhîsci/Telhîsî: Özetleyen.

16. Hâmiş: Bir mektubun altına eklenen not.

17. Ta’lik: Bir şart ile bağlama, bir husûsu diğer bir husûsa bağlı kılma.

18. Şukka: Üzeri yazılı kâğıt parçası, küçük tezkere.

19. Dîvan: Şiir mecmuası.

20. Mesnevî/Müzdevice (c. mesneviyât): Bu nazım şekliyle meydana getirilmiş eser.

21. Hamse: Beş ayrı mesnevîden meydana gelen eser.

22. Cönk: Boyu eninden uzun olup uzunlamasına açılan yazma halk şiiri mecmuası.

23. Sefîne: Çeşitli konuları içine alan ansiklopedik mâhiyette eser.

24. Kırkanbar: Çeşitli şeylere âit geniş bilgi sâhibi olan.

25. İstinsâh: Kopya edip sûretini çıkarma.

26. Müstensih: Sûret çıkaran kimse.

27. Şöhret: Bir kimsenin herkesçe bilinen adı.

28. Künye: Kimliğe âit bilgileri gösteren kayıt

29. Lakap:Takma ad.

BİR ESERİN YAKINDAN TANINMASINI SAĞLAYAN VE KAPAKLARI

ARASINDA BULUNASI MUHTEMEL HUSÛSLAR

1. Zahriyye: Esâs metnin başladığı yaprağın ön yüzü. 

2. Serlevha/Mihrabiyye:  Bir yazının başlığı, başlık.

3. Cedvel: El yazmalarında, levhalarda sayfanın kenarlarına çekilen çeşitli

kalınlıktaki çizgi.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

4. Matlab: Ehemmiyetli madde, anlamında yazılan kelime.

5. Bab-Fasıl: Bölüm, kısım; devre.

6. Besleme.

7. Hamdele-Salvele.

8. Dibace/Mukaddime: Ön söz, başlangıç.

9. Sebeb-i te’lîf: Yazılış amacı.

10. Fihrist: İçindekiler.

11. Mukabele Kaydı: Yazma eserlerin güvenilirliğini belirleyen kayıtlardan biri.

12. Sima Kaydı: Müstensihin yazdıklarını, müellifin okuduğunu ve dinlediğini

kanıtlamak için tutulan kayıt.

13. Sahh/ Tashih Kaydı: Yazmalara konan "doğrudur" mânâsına gelen işâret.

14. Mütâlaa Kaydı: Ehlînin eseri okuduğunu gösteren kayıt.

15. Kırâ’et Kaydı: Bir âlimden icâzet yoluyla anılan rivâyet etme hakkını belgeleyen

kayıt.

16. Rivâyet Kaydı: Eseri yazan ve daha sonra eserle ilişki kuran kişileri gösteren

kayıt.

17. Vakıf Kaydı/ Vakıf Mührü: Eserin kim tarafından nereye vakfedildiğini

gösteren kayıt.

18. Tuğra: İmzâ yerine kullandıkları, özel bir şekli olan işâret.

19. Te’lîfden Ferağ Kaydı: Eserin sonunda bulunan ve ne zaman tamamlandığını

anlatan cümle.

20. İstinsâh Kaydı: Müellif ve müstensih hakkında bilgilerin bulunduğu kısım.

21. Ketebe Kaydı: Bunu yazdı" demek olan ketebe kelimesiyle yazıların altına

konur.

22. Temellük/Tesahüb/İstishab Kaydı: Eseri mülkiyetine alan kimseyi bildiren yazı

23. İzin Kaydı: Eserin okutulmasına ve başkasına nakledilmesine izin verildiğini

gösteren kayıt.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

24. Fevâ’id: Eski kitaplarda sırası gelmişken verilen faydalı bilgiler.

25. Râbıta: İki şeyi birbirine bağlayan nesne, bağ.

26. Hâtime: Son, nihâyet, son söz.

Elyazması ve Nâdir Eserlerin Değerlendirmesinde Takibedilecek Sıra adlı başlıklı

bölümde 17 madde verilmiş, Elyazması ve Nâdir Eserlerle İlgili Bilgi Toplama

Fişleri adlı bölümde ise, fişlerin önemine değinilmiş ve örnek üzerinde açıklanmıştır.

Son olarak cildin bölümlerini gösteren görsele yer verilmiştir.


[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

PROF.DR. ABDÜLKERİM ABDULKADİROĞLU’NUN EDEBİYATTA


METODOLOJİ AÇISINDAN ELYAZMALARI VE NÂDİR ESERLER ÜZERİNE
NOTLAR I (1987) MAKALESİNİN KELİME ÖZETİ6

Rabia ŞAFAK7

Elyazması, nâdir eser, metodoloji, dil ve edebiyat, terminoloji, tespit fişleri,

konu, muhteviyat, bilgi fişleri, Te’lîf Eser (te’lîf c. mü’ellefat), Külliyât, Mecmû’atü’r-

resâ-il-Mecm’u’atü’l-eş’âr, Müellif, Şerh, Şarih, Tefsîr, Müfessir, Terceme

(Tercüme),Mütercim, Hâşiye, Muhaşşî, Zeyl, Telhîs, Telhîsci/Telhîsî, Hâmiş, Ta’lik,

Şukka, Dîvan, Mesnevî/Müzdevice (c. mesneviyât), Hamse, Cönk, Sefîne, Kırkanbar,

İstinsâh, Müstensih, Şöhret, Künye, Lakap, Zahriyye, Serlevha/Mihrabiyye, Cedvel,

Matlab, Bab-Fasıl, Besleme, Hamdele-Salvele, Dibace/Mukaddime, Sebeb-i te’lîf,

Fihrist, Mukabele Kaydı, Sima Kaydı, Sahh/ Tashih Kaydı, Mütâlaa Kaydı, Kırâ’et

Kaydı, Rivâyet Kaydı, Vakıf Kaydı/ Vakıf Mührü, Tuğra, Te’lîfden Ferağ Kaydı,

İstinsâh Kaydı, Ketebe Kaydı, Temellük/Tesahüb/İstishab Kaydı, İzin Kaydı, Fevâ’id,

Râbıta, Hâtime, cilt, miklep, alt kapak, sertap, sırt, şiraze, baş, ağız, etek.

6
Abdulkadiroğlu. A. (1987). Edebiyatta Metodoloji Açısından Elyazmaları ve Nâdir Eserler Üzerine Notlar I.
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi. 3(1): 1-48.
7
Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı, Yüksek Lisans
Öğrencisi, Kayseri/TÜRKİYE https://orcid.org/0009-0008-5322-6640.
[Belge başlığ ını yazın] [Yıl
]

You might also like