Türkiye İçin Bir Eğitim Hukuku Teorisinin Gerekliliği

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 14

Bingöl / Hacettepe Hukuk Fak. Derg.

, 2(2) 2012, 25–38

Türkiye İçin Bir Eğitim Hukuku Teorisinin Gerekliliği

Araştırma

Bilge BİNGÖL*
*Dr., Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Genel Kamu Hukuku ABD.
(Dr., Hacettepe University Faculty of Law, Department of Public Law)
(E-Posta: bilge.bingol@hacettepe.edu.tr)

ÖZET

Ç alışma Türkiye’de eğitim hukukuna ilişkin genel bir teorinin gerekliliğini tartışmaktadır. Eğitim hukuku yal-
nızca eğitime ilişkin yürürlükteki yasal metinlerin incelenmesi ve yorumlanmasını ifade etmez. Özellikle
farklı kademelere ilişkin olsa dahi tüm eğitim alanına yönelik genel kavramların ilkesel düzeyde düzenlenme-
si ve eğitim hukukuna ilişkin karmaşık sorunların kendine özgü ilkeler doğrultusunda ele alınması gerekmek-
tedir. Eğitim hukuku disiplinler arası bir anlayışa sahiptir ve çoğu durumda teknik hukuki bakış açısı yeterli ol-
mamaktadır.

Anahtar Kelimeler
Eğitim hukuku, eğitim adaleti, eğitim hukuku teorisi, eğitim hukukunun genel hükümleri

ABSTR AC T

THE NECESSITY OF A GENERAL THEORY OF EDUCATION LAW

T he article argues the necessity of a general theory of education law in Turkey. The education law does not
only refer to the examination and interpretation of the legal rules on education. Especially, even belonging
to different categories of education, it is necessary to regulate the general concepts of the whole education
field on principal basis and to handle the complex problems according to these distinctive principles of this
field. The education law has an inter-disciplinary understanding and in most of the cases the technical legal
perspective is not adequate.

Keywords
Education law, education justice, the theory of education law, the general part of the education law
26 Bingöl

Önsöz nel olarak “Eğitim Yönetimi ve Denetimi Yüksek

E skinin hayali canavar, ejderha, yaratık, tek


gözlü dev, zehirli çiçek ve türlü dev sürüngen-
leri, şimdinin gerçek dijital virüsleri, tankları, ra-
Lisans” programlarında genellikle lisansüstü der-
si olarak okutulmaktadır2. Söz konusu ders büyük
ölçüde, temel hukuk bilgisi, Türk eğitim sistemi,
darları, uyduları, füzeleri ve tüketim aşığı insanım- idari teşkilat, ulusal eğitim mevzuatı, uluslarara-
sılarına dönüştüğü için, gerçek dışı bir takım ca- sı belgelerde eğitim hakkı gibi olguları eğitim bi-
navarlar yaratmamıza gerek kalmadı. Çok sayı- limcilerine yönelik olarak sunmayı amaçlamak-
da insanımsı, tüketim aşığı, dijital virüs, tank, ra- tadır3. Temel hedef eğitim hakkı olgusunu, eğitim
dar, uydu ve füze gördüğümüz 21. yüzyılda kahra- sisteminin teşkilatını ve genel anlamda anayasa
manlık hikâyelerinin de içerik değiştirdiğini söyle- ile idare hukukuna ilişkin temel ilkeleri kavramak-
yebiliriz. Bu çağda kahramanlar genellikle bir kah- tır. Hukukçuların eğitiminde ise eğitim hukukuna
ramanın “hiper-gerçeği” şeklinde var olabildiğin- özel olarak girilmemekte, konuya ilişkin tartışma-
den bir kere kesinlikle medyatik olmaya muhtaç- lara genel olarak idare hukuku, anayasa hukuku
tır. Onlar öncenin kahramanlarının aksine, tek ba- yada insan hakları hukuku derslerinin içerisinde
şına güç, azim, sevgi, heyecan, emek, macera vb. yalnızca yeri geldiğinde değinilmektedir.
olgularla kendilerini var edemeyecekleri bir çağda Kanun devleti ile hukuk devletinin birbirinden
savaşmak zorunda bırakılmışlardır. Slogan: “Hak- farklı anlamlar içermesi gibi, eğitim hukukundan
kımda konuşuluyor; o halde varım! ” olmuştur. söz edilirken, yalnızca eğitim alanına ilişkin mev-
“Hakkında konuşulmuyor; o halde yoksun! ” zuatın bilinip, uygulanmasının bizleri tıpkı “kanun
devleti”ndeki sonuçlara götüreceği kuşkusuzdur.
Giriş Bu nedenle belli bir hukuk dalının düzenlediği ve
Yukarıdaki kısa öyküyü doğrular nitelikte hakkın- ilgilendiği kavramların özünün araştırılmaması ve
da konuşulmayan şeylerin adeta “yok” sayılabildi- aslında ne oldukları sorusu sorulmadan hakların-
ği bir çağda eğitim hukukunun gerçekte neyi ifa- da düzenlemeler yapılması, o kavramların yeni-
de ettiği konusunda bir belirsizlik bulunmaktadır. den üretilmesine yol açarak asıl anlatılmak iste-
Belli konulardaki belirsizlik ve kavram kargaşala- nilenden çok farklı sonuçlar ortaya çıkartacaktır.
rı, söz konusu kavramların, onları kendi kişisel çı- Bu çalışma eğitim hukukuna ilişkin genel bir
karları için kullanmak isteyecek grup yada kişile- teori oluşturma çabası içerisinde değildir. Böyle
rin anlamlandırdığı şekilde içerik kazanmalarına bir çaba zaten bu çalışmanın kapsamını aşmakta-
yol açacak ve böylece kavramlar zamandan zama- dır. Ancak çalışma, böyle bir çabanın gerekliliğini
na değişiklik gösterecektir. Böylelikle belli bir ala-
2 Örneğin dersin içeriği bir programda şu şekilde tanımlanmış-
na ilişkin gelenek ve kültür oluşturmak zorlaşacak,
tır: “Temel Hukuk bilgisi, Eğitim Hukukunun kaynakları, Eğitim ve
sağlam temellere dayanmayan kavramlar üzerin- öğretim kavramları, Eğitim Hak ve Hürriyeti ile Ödevi, Uluslararası
den yürütülen tartışmalar giderek baskın bir gru- belgelerde eğitim hak ve hürriyeti, eğitim mevzuatı, Okul Hukuku,
bun ilgili kavramdan ne anladığına göre şekillen- Çocuk Hukuku, Öğretmen Hukuku, Türk Millî Eğitim sisteminin yapı-
sı (örgün eğitim ve yaygın eğitim, eğitim kademeleri, eğitim ve öğ-
meye başlayacaktır. retimde denetim, Türk kamu yönetimini etkileyen ilkeler, MEB’nın
Türkiye’de hukuk fakültelerinde eğitim huku- merkez ve taşra teşkilatı, öğretmen yetiştirme.” Eğitim Yönetimi
ku adında bir ders bulunmadığı gibi, ülkemizde ve Denetimi Yüksek Lisans, Eğitim Hukuku dersi, Prof. Dr. Ahmet
Çiftçi.
doğrudan bu alanda yazılmış konuyu bütünsel bir
3 Örneğin 19 Mayıs Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi-Eğitim
açıdan ele alan, derli toplu eserlerin sayısı da ol- Hukuku Dosyasında, eğitim hukukunun gereği olarak şu başlıklara
dukça azdır1. Bununla birlikte eğitim hukuku, ge- yer verilmiştir:
“-Her birey eğitim gibi önemli bir hakkın ne anlama geldiğini ve
1 Türkiye’de yayınlanmış doğrudan eğitim hukukuna ilişkin ki- bunun hangi yasalarda yer aldığını bilmek ister.
taplar şöyledir; AKYÜZ, Emine, Eğitim Hukuku, Ankara Üniver- -Eğitimle ilgili düzenlemelerin kendisine ne gibi hak ve yetkiler
sitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Araştırmaları Merkezi, 1981, Ders sağladığını bilmek ister.
Notu; ÇİFTÇİ, Ahmet, Türk Eğitim Hukuku, Ankara, 1993; Eğitim -Eğitime ilişkin düzenlemelerin hiyerarşik sıralamasını bilmek
Hakkı ve Eğitimde Haklar, Uluslararası İnsan Hakları Belgele- ister.
ri Işığında Ulusal Mevzuatın Değerlendirilmesi, Sabancı Üniver- -Yürürlükteki mevzuatı yakından izleyerek işlemlerini buna
sitesi Yayınları, İstanbul, Mart 2009; AKYÜZ, Emine, “Eğitimin Hu- göre yürütür.
kuki Temelleri”, Eğitim Bilimine Giriş, Editörler: Şule Erçetin–Nec- -Bu konuda uluslararası uygulamaları tanır.” GÜL, İbrahim,
mettin Tozlu, Hegem Yayınları, Ankara, 2006; ANKAY, Aydın, Hu- “Eğitim Hukuku”, 19 Mayıs Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi,
kuk ve Eğitim, GÜTEF Yayınları, Ankara, 1991. Ünite 6, s. 3.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 2(2) 2012, 25–38 27

ve bundan sonra Türkiye için bir eğitim hukuku te- Eğitim olgusu çok çeşitli açılardan irdelene-
orisinin oluşturulmasının ve bu alanda özellikle bilir ve anlamlandırılabilir. Örneğin ilkçağlarda
hukukçuların, eğitim bilimcilerinin, sosyologların daha çok soyut ve pedagojik anlamlara sahip ol-
ve felsefecilerin bir arada çalışmasının faydaları- muş eğitim, daha sonra toplumsal ve siyasal ko-
nı ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bununla bir- şulların etkisiyle anlam değiştirmiştir. Eğitimi, bi-
likte eğitim hukukunun teorisinden söz edilirken linç, yeti, haz, zihin gibi kavramlar ile ilişkilendiren
dikkat edilmesi gereken bazı temel noktaları orta- felsefi ve psikolojik tanımlar, modernleşme ile ye-
ya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda önce- rini eğitimi tarihsel ve toplumsal bağlamda açıkla-
likle kısaca eğitim olgusuna değinilecek, ardından maya çalışan toplumsallaşma, kültürlenme, ideo-
hukukun konusu olarak eğitim irdelenecek ve eği- loji, siyasal iktidar, toplumsal sınıf gibi kavramlara
tim hukukuna ilişkin temel ilkelerin ne olabileceği bırakmıştır5. Burada aslında temel tartışma eğiti-
somutlaştırılarak tartışılmaya çalışılacaktır. Son min bireye yönelik mi yoksa kolektif olana yönelik
olarak ayrı bir eğitim hukuku dalının ve teorisinin bir etkinlik mi olduğudur. Tüm bu tartışmalara bu-
nasıl fark yaratabileceği irdelenecektir. rada yer verilmesi mümkün olmadığı gibi, burada
eğitimin bireysel yada kolektif açıdan ele alınma-
1. Eğitim Olgusu sı yönünde bir tercihte bulunmadan ideal anlam-
Eğitim olgusundan önce burada kısaca sözcüğe da bir “eğitim hukuku teorisi” için gerekli koşul-
ilişkin ilgi çekici bir açıklamada bulunulması ge- dan söz edilmelidir.
rekmektedir. İngilizcede eğitim sözcüğünün karşı- Hukukun meşruiyeti, insanın temel varoluşsal
lığı, “education”dır. Bu sözcük Latincedeki “edu- durumuna, “conditio humana”ya (insanın temel
cere” kökünden türemiştir ve “kaldırmak, çıkar- doğası, insanın şartı) dayanmalıdır. Hukuki değer-
mak, ileriye koymak” anlamına gelmektedir. Bu lendirmenin akla yakınlığının temeli olarak, sos-
daha çok kişiye belli bir vasfın kazandırılması de- yal ve insani bilimlerdeki söz konusu antropolojik
ğil de, onda var olanları ortaya çıkartmak, kişinin meşruiyet ve bu bilimlerin yaklaşımı yeterli bir iş-
kendi varoluşunu gerçekleştirmesini sağlamak leve sahip olmadığında, en azından insanın varo-
anlamına gelmektedir. Almancada eğitime karşılık luşu ve biyolojik durumsallığı gibi tartışmasız ol-
gelen sözcük “Erziehung”dur. Bu sözcük eski Al- gulara danışılmalıdır6. İşte eğitim hukuku için bu
mancadaki “herausziehen” anlamına gelen “irzio- koşul eğitimin bir insanlık hali (conditio humana)
han” sözcüğünden türemiştir ve “çekip çıkartmak, olmasıdır. Conditio humana, insan olmanın genel
içindekini açığa çıkartmak” anlamındadır. Türkçe- şartları ve insan olmanın doğasıdır7. Bir nevi, in-
deki sözcük olan “eğitim” ise “eğ” kökünden tü- san olmanın ne demek olduğunu ve bunun han-
remiştir. Bu daha çok “eğmek, bükmek ve isteni- gi aşamaları gerektirdiğini ifade eder. Eğitimin en
len şekle sokulmak” şeklinde bir anlamı ifade et- temel hedefi insanın bütün yönleriyle mükemmel-
mektedir4. liğe ulaşmasını sağlamaktır. Başka bir deyişle in-
sanı insani değerler doğrultusunda yetiştirme-
4 Eğitim sözcüğünün Türkçedeki ve İngilizcedeki anlamları ve ge-
ye çalışmaktır. İnsan ancak eğitimle insan olabi-
nel olarak eğitim kavramının etik analizi hakkında bkz. YAYLA, Ah-
met, “Eğitim Kavramının Etik Açıdan Analizi”, Yüzüncü Yıl Üniversi- lir. Ancak buradaki eğitim, evrensel iyiliği ve ku-
tesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: II, Sayı:1, Haziran 2005; Yayla bu- sursuzluğu hedefleyen, insanda gizli halde bulu-
rada eğitim sözcüğüne ilişkin çarpıcı bir tespitte bulunmuştur: nan nüvelerin giderek daha fazla geliştirilmesi-
“Eğitim kavramının kökü olan eğ/eğmek fiilinden bir şeyin, bir
nesnenin yada bir insanın eğilmesi, bükülmesi, kontrol altına alın-
ni sağlayan bir eğitimdir. Kant burada önemli bir
ması yada istenilen şekle sokulması anlamlarını çıkarabiliriz; yani
eğitilen nesne yada özne ‘eğitilerek’ istenen şekle sokulmaktadır.
5 İNAL, Kemal, Eğitim ve İktidar-Türkiye’de Ders Kitapların-
Demek ki ortada eğilip, bükülmesi, istenilen şekle girmesi bekle-
da Demokratik ve Milliyetçi Değerler, Ütopya Yayınevi, 1. Baskı,
nen bir malzeme ve bu malzemeyi eğip, büken, belirli şekillere sok-
Nisan 2004, s. 35; tüm tartışmalar için bkz. İNAL, 2004, s. 35-104.
mak isteyen birileri var. Burada sorulması veya sorgulanması ge-
reken kim yada kimlerin niçin ve nasıl eğitildiğinin/eğildiğinin veya 6 LINDNER, Josef Franz, “Was ist und weshalb brauchen wir
kimler tarafından niçin ve nasıl eğitilmek/eğiltilmek istendiğinin eine „Theorie des Bildungsrechts“? ”, Die Öffentliche Verwal-
ortaya konulmasıdır. Başka bir deyişle, birileri eğitim/eğitme hak tung, Heft 8, 2009, s. 306.
ve yetkisini neye ve kime dayanarak almaktadır. Gerçekten bireyi 7 Conditio Humana için bkz. PLESSNER, Helmut (1961), Die Fra-
eğip, büken, belli şekillere sokan, onu denetim altına alan bir eğil- ge nach der conditio humana, Gesammelte Schriften Bd. VIII,
tilme/eğitim olabilir mi? veya böyle bir etkinliğe eğitim adı verile- hg. von G.Dux, O.Marquard und E.Ströker, Frankfurt / Main 1983, s.
bilir mi? ”, s. 5. 136-217.
28 Bingöl

tespitte bulunmuştur; ebeveynler genellikle sa- olan potansiyeli, yetenekleri geliştirebilmelidir (ve
dece çocuklarının bu dünyada başarılı olmalarını aynı zamanda buna izin de verilmelidir). Nasıl ki
dikkate alırlar ve bunun endişesini taşırlar; idareci insan fiziki varoluşu için gerekli olan maddi şey-
mevkiinde bulunanlar ise, tebaalarını kendi amaç- lere ihtiyaç duyuyorsa, bunun gibi eğitim de, in-
larını gerçekleştirmek için birer araç olarak görür- sanın fiziki, iletişimsel ve kültürel varoluşu için o
ler. Yani ebeveynler evlerini, yöneticiler devleti denli gerekli bir ön şarttır. Eğitim, conditio huma-
düşünürler. Her ikisi de insanın içinde doğal bir nanın bir yönüdür. İnsanı insan yapan olgulardan
eğilime sahip olduğu evrensel iyiliği ve kusur- bir tanesidir12.
suzluğu hedeflemez8.
İnsan olma koşullarının (condicio humana) üç 2. Neden Ayrı bir Eğitim Hukuku Dalına
farklı boyutu vardır. Bu üç boyuttan ilki, fiziksel- İhtiyaç Vardır?
varoluşsal boyut, ikincisi kültürel boyut ve üçün- Eğitim felsefesi alanından hukuk alanına geçildi-
cüsü iletişimsel-toplumsal boyuttur 9. Varoluşsal ğinde sorulacak ilk soru eğitimin neden hukukun
boyut, insanın dünyada ilk olarak korumasız, teh- konusu olduğudur13. Bu soru iki açıdan yanıtlana-
dit altında bir varlık olarak var olmasını işaret eder. bilir. İlki yukarıda bahsedilen eğitimin insan olma
Bu nedenle insan ilk olarak bütünlüğünü koruma- halinin boyutlarının, hukukun varlık nedeni olarak
ya yönelmektedir. İkinci boyut olan kültürel boyut, açıklanan insan davranış ve ilişkilerini düzenleme
insanın kendisini gerçekleştirmesine, fikir ve yete- hali ile ilişkili olmasıdır. Şöyle ki, insanın başta ge-
neklerini kendi dilediği şekilde geliştirmesine, baş- len yaşam kaynağı topluluktur ve insan ancak gü-
ka insanlarla iletişim ve işbirliği kurmasına karşılık ven duyduğu ölçüde toplumsal ilişkiler kurabilir ve
gelmektedir. Kültürel yön, insanın doğal bir şekil- bu ilişkileri geliştirebilir14. Hukuk metot ve sisteme
de bir nedensellik içeren belli yöndeki çabalarıdır. karşılık gelen düzen ve konulmuş kurallara uyma-
Bu çabalar, insanın kendini geliştirmesi, kendi fikir yı sağlayan zorlama yada cebir ile ilişkilendirilir.
ve yeteneklerini özerk olarak uygulayıp gerçekleş- Ancak hukukun düzenlediği toplumsal davranışlar,
tirebilmesi, başkaları ile iletişim kurması ve aslın- insanın toplum içerisindeki herhangi bir hareketi
da tüm bunları kapsayan insanın kendini aşması değil, belli bir amaca yada değere yönelen faaliye-
çabasıdır. Üçüncü koşul ise insanın ilk iki koşulu tidir15. Bu açıdan insanda içkin nüvelerin bulunup,
gerçekleştirebileceği gerçek araçlara ve imkanla- açığa çıkartılıp geliştirilmesi, onun olanaklarının
ra sahip olma zorunluluğudur. Bu da insan olma geliştirilebilmesi için de bir düzene ihtiyaç vardır.
halinin sosyal yönünü oluşturur 10. İnsanın varolu- İkinci neden aslında birinci nedeni öncele-
şunun ideal-kültürel yönünün yaşam tarafından yen bir neden olarak ortaya çıkmaktadır. Bu, hu-
doyurulabilmesi için, insana, kendi içinde saklı kukun çıkar çatışmalarını çözen ve dengeleyen
olan potansiyeli açığa çıkartıp geliştirebilmesi için işlevinden kaynaklanmaktadır. Her hukuk düze-
izin verilmesi gerekmektedir. Tanilli’nin ifadesi ile, ni nihayetinde bir değerler derecelendirmesidir
“insanlığa aday olarak doğarız; insanlığın kültürel ve değerler arasında önem ve öncelik sıralama-
birikimini eğitimle öğrenerek insanlaşırız.” 11 sı bulunmaktadır. Değerlendirme ise, değerlen-
İşte insanın, doğası gereği ihtiyaç duyduğu dirmenin konusunu oluşturan olgular arasında
tüm bu olanaklar, “eğitim”e karşılık gelir. İnsan, önemli-önemsiz, anlamsız-anlamlı, nötr olanlar-
en erken çocukluktan itibaren, kendi içinde saklı farklı olanlar gibi ayrımlarla başlar. Bir başka ifade

8 KANT, Immanuel, Eğitim Üzerine-Ruhun Eğitimi-Ahlak


Eğitimi-Pratik Eğitim, Çev: Ahmet Aydoğan, Say Yayınları, 1. Bas- 12 LINDNER, Josef Franz, “Was ist und weshalb brauchen wir
kı, 2007, s. 38; bu konuda özellikle çocuk merkezli yaklaşım me- eine „Theorie des Bildungsrechts“? ”, Die Öffentliche Verwal-
todunun uygulanması gerektiği tartışılmaktadır. Bkz. ATAY, Mesu- tung, Heft 8, 2009, s. 306-311.
de, “Okullarda Eğitimin Amacı, Yöntemi ve İçeriği”, Eğitim Hak- 13 Eğitimin hukukun konusu olmadığı da ileri sürülebilir ve tar-
kı ve Eğitimde Haklar, Uluslararası İnsan Hakları Belgeleri Işı- tışılabilir. Aslında burada hukuk nedir, hukukun konusu nedir gibi
ğında Ulusal Mevzuatın Değerlendirilmesi, Sabancı Üniversitesi, daha derin sorular ortaya çıkmaktadır.
Yelken Basım, İstanbul Mart 2009, s. 105.
14 Bugün güvensizlik üzerine kurulan ilişkilerin yıkılmaya mah-
9 LINDNER, 2009, s. 306. kum olduğu ve bu türden toplulukların varlıklarını sürdüremediği
10 LINDNER, 2009, s. 306. bilinmektedir.
11 TANİLLİ, Server, Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?, Adam Yayınları, 15 KEYMAN, Selahattin, Hukuka Giriş, Yetkin Yayınları, 3. Baskı,
1. Basım, Ekim 2004, s. 14. Ankara 2005, s. 26.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 2(2) 2012, 25–38 29

ile bir değerlendirmede bir olgu olumlu, bir diğe- daha farklı ilkelerin uygulanması söz konusudur 17.
ri olumsuz olur ve böylece ortaya çıkan kutuplaş- Bu açıdan ayrı bir eğitim hukuku dalının ne-
mada hukuk sistemi bir değerler derecelendirme- deni, bu alana özgü çıkar çatışmalarının yine ken-
si yapmış olur. Söz konusu değerler hukukun ama- dine özgü bir alanda ve kendine özgü olarak ge-
cını oluşturan menfaatlerdir. İşte hukuk düzenini liştirilmiş ilkelere dayanılarak çözümlenmesi ge-
oluşturan normların işlevi, çatışma içinde olan ve rekliliğidir. Bundan kasıt, eğitimin yalnızca bir in-
menfaat adını alan bu değerlerin dengelenmesidir. san hakkı, yalnızca devletin bir etkinliği, ekono-
Her değer öncelik kazanmak ve hukuki güvenceye mik boyutu ağır basan bir alan yada idare hukuku-
kavuşmak istemektedir. Hukuk burada bir menfa- nun alt dalı (özellikle eğitim-öğretim teşkilatı ne-
ati (değeri) tanır ve ona diğer menfaatlere oranla deniyle) olarak ele alınıp ona göre düzenlenmesi-
belli bir ağırlık verir. Bundan sonra hukuk insan- nin yetersizliğidir. Bir başka ifade ile, eğitim alanı-
ların özgür faaliyet alanına müdahale ederek on- na ilişkin bir yasal düzenleme yapılacağı yada bir
lardan bu değerler sistemine uygun davranışlar uyuşmazlık çözüleceği zaman temel hareket nok-
bekler16. tası bir yada birkaç tane olmamakta, çok fazla ala-
Eğitimin hukukun konusu olması ve ayrı bir nın ve olgunun aynı anda ele alınmasını gerekti-
eğitim hukuku teorisinin olmasının önemi de tam ren karmaşık bir sistem içerisinde hareket edilme-
burada belirmektedir. Yukarıda bahsedilen ailele- si gerekmektedir18.
rin ve devletlerin eğitimi farklı amaçlar için kullan- Hukukun kaynakları çeşitlidir ve bir hukuk sis-
mak istemelerinde ortaya çıkan çıkarlar çatışma- temi, gerek tarihi gelişimi, gerek yasaları, gerek
sının nasıl dengeleneceği hukukun konusunu oluş- yargı kararları, gerekse örf-adet hukuku bakımın-
turmaktadır. Öte yandan insanlara kendi varlıkla- dan kendi içerisinde tutarlı bir bütünlük arz eder.
rını gerçekleştirebilmeleri yönündeki araç ve ola- Farklı hukuk sistemlerinde de sahip olunan ge-
nakların sağlanması da yine hukuk tarafından dü- lenek, hukuk anlayışı ve doktrin ile yargı karar-
zenlenmiş ve belli bir sisteme kavuşturulmuş eği- larının oluşturduğu birikim sayesinde, çeşitli hu-
tim kurumları ve eğitime ilişkin düzenlemeler ara- kuk dalları kendi içerisinde gelişim göstermiştir.
cılığıyla mümkün olabilir. Üstelik yalnızca eğitim Hukuk dallarının gelişimi kimi zaman devletten
alanına ilişkin olarak sınav hukuku, okul hukuku, devlete kimi zamanda zaman içerisinde değişiklik
okullara giriş, üniversiteye giriş, okul-öğrenci-veli gösterir. Örneğin uzay hukuku, uluslararası kamu
dengesi, ana dilde eğitim ve devletlerin egemen- hukukunun bir alt dalı olarak gelişmiş ancak daha
lik hakları, din eğitimi, okul öncesi eğitim ve dev- sonra 21. yüzyıla özgü bir hukuk disiplini olarak
let ilişkisi gibi bir bakışta akla gelmeyecek özgün son 50 yılda kendi temel ilkelerini oluşturacak şe-
sorunlar bulunmaktadır. İşte eğitim hukuku, ken- kilde gelişim göstermeye başlamıştır19. Buna ida-
di içlerinde ayrı birer sistem olan okul hukuku, kü-
tüphanecilik ve bilgi paylaşımına ilişkin yasal dü- 17 UNESCO ‘nun başlattığı “Açık Eğitim Kaynakları” girişimi buna
örnektir. Daha fazla bilgi için bkz. http://iite.unesco.org/pics/pub-
zenlemeler, sınav hukuku, yükseköğretim hukuku, lications/en/files/3214680.pdf.
okulların finansmanı, okul yönetimi, öğrencilerin 18 Aslında hukuka ilişkin birçok alanda böylesine karmaşık bir
hak ve sorumlulukları, yükseköğretimin finansma- sistem içerisinde hareket edilmesi gerektiği de savunulabilir. Ör-
nı gibi kendi içerisinde çeşitlenen alanları, bütün- neğin bir ceza hukukçusunun felsefe ve sosyolojiden faydalanması,
hatta özel hukukçuların da “hukuk bir bütündür” mantığından ha-
sellik arz eden temel bir çat altında toplayabile- reketle başka disiplinlerden de faydalanmaları gerekmektedir. Bu
cek ve bu alana özgü genel ilkeler geliştirilmesi- konu daha da derine gidilirse iyi bir hukukçu olabilmek için temel
nin önünü açabilecektir. Örneğin eğitim konusun- bilimlerin eğitimde ne denli yer almasının gerekliliği tartışmasına
ulaşır. Şöyle ki iyi bir meslek erbabı olabilmek için bir kişinin temel
da “fırsat eşitliği” önemli bir eğitim hukuku ilkesi
sosyal bilimlere ilişkin iyi bir bilgi ve becerisinin mutlaka olması ge-
olarak birçok sorun tartışılırken atıf yapılan bir il- rekliliğinin aksi de savunulabilir. Nitekim, hukuk eğitimi konusun-
kedir. yada fikri mülkiyet ve patent hukuku alanı- daki tartışmalardan birisi de budur.
nın kapsamında değerlendirilmesine karşılık, eği- 19 Bu alan her ne kadar uluslararası kamu hukukunun alt dalla-
rından birisi olarak gelişim göstermeye başlamış olsa da kendine
tim materyallerine fikri mülkiyet ve patent huku-
özgü bir teori geliştirmeye müsaittir. Uzay hukuku özellikle ekono-
ku alanına hakim olan genel ilkeler ve anlayıştan mik ilişkiler, finans hukuku, fikri mülkiyet hukuku, borçlar hukuku,
ceza hukuku, bilişim hukuku ve bunların da ötesinde daha çok bi-
limsel ve teknolojik gelişmeler ile de doğrudan bağlantılı olduğun-
16 KEYMAN, S. 2005, s. 27. dan bir alt dalı olarak geliştiği uluslararası kamu hukukundan ay-
30 Bingöl

re hukuku alanı da örnek gösterilebilir. Özellikle Eğitim hukuku disiplinler arası bir yaklaşımı
kamu hukuku özel hukuk ayrımının benimsendi- gerektirmektedir22. Eğitim –öğretim alanındaki
ği kıta Avrupası hukuk sistemlerinde idare huku- uyuşmazlıklara ilişkin yargı kararları incelendiğin-
ku ayrı bir hukuk dalı olarak gelişmiştir. Nasıl ki de konunun salt teknik hukuki bir yaklaşım ile çö-
ülkemizde idare hukukunun tedvin edilememiş bir zümlenmesinin yetersizliği hemen fark edilecek-
hukuk dalı olmasına karşılık kendine özgü ilkeleri tir23. Birkaç örnek vermek gerekirse; yükseköğre-
bulunmaktaysa20 eğitim hukukunun da bu şekilde time erişim bir hak mı yoksa ayrıcalık mı? Okul ön-
kendine özgü ilkeleri geliştirilebilir. cesi eğitim devlet mi yoksa aile tarafından mı ve-
Eğitim kuşkusuz hükümetlerin birinci derece- rilmeli? Anadilde eğitim konusunun uluslararası
de önem atfettiği alanlardan bir tanesidir. Ancak sözleşmeler bağlamında çözümlenmesi yeterli so-
çoğu zaman eğitim politikalarının arka plan tar- nuçlar ortaya çıkartabilir mi? Üniversiteye girişte
tışmalarında ekonomik, ideolojik yada uluslarara- yapılan merkezi sınavın fırsat eşitliği, eğitim hak-
sı zorlayıcı etkiler bulunmaktadır. Eğitim hukuku- kı, öğrenim özgürlüğü bakımından ne denli adil
nun kendine özgü ayrı bir disiplin olarak gelişme- sonuçlar doğurmakta? Bu sorular çoğaltılabilir.
si ve bu yönde bir genel teorinin yapısallaştırılabil-
mesi söz konusu eğitim politikalarında fırsat eşit- ya ilişkin değerlendirmeler teknik anlamda idare hukukuna ilişkin
olarak, yalnızca idari işlemler ve idarenin takdir yetkisi doğrultu-
liği yada eğitim hakkı gibi temel ilkelerin göz ardı
sunda gerçekleştirilmektedir.
edilmemesini sağlayabilir. Şöyle ki, eğitim hukuku, Sınav kağıtlarının değerlendirilmesinde idarenin takdir yetki-
eğitim alanındaki tüm yasal düzenlemelerin, ulus- sinin bulunup bulunmadığına ilişkin doktrinde farklı görüşler bu-
lararası sözleşmelerin, hükümetlerin kararlarının, lunmaktadır. Kimi yazarlar, sınavlarda not verme işlemini, tama-
men uzmanlık gerektiren bir konuda maddi olayın değerlendiril-
Milli Eğitim Şuralarında alınan kararların yalnız- mesi olarak ele almıştır. Bu nedenle öğretim elemanlarının yada sı-
ca hukuki açıdan değil, hukuk ile birlikte felsefi ve nav komisyonunun takdir yetkisi yoktur. Bu açıdan yargıya intikal
sosyolojik açılardan da analizine odaklanacaktır. etmiş not uyuşmazlıklarında, bilirkişilerin görevi, not takdirinde bir
hataya düşülüp düşülmediğini değil, maddi hata bulunup bulun-
Bu şekilde ülkede eğitim hukuku doktrini gelişe- madığını tespit etmektir; TUNCAY, Aydın H., İdare Hukuku ve İda-
cek ve alana özgü hukuki bir birikim oluşacaktır21. ri Yargının Bazı Sorunları, Danıştay Yayımı, Ankara, 1972, s. 156.
Bazı yazarlar ise sınav kağıtlarının değerlendirilmesinin ida-
rılarak kendine özgü bir disiplin olarak ilerlemektedir ve uzay hu- renin takdir yetkisi dahilinde olduğunu savunmuşlardır; GÖZÜBÜ-
kukunun genel ilkeleri de yukarıda sayılan ilgili tüm hukuk dalları- YÜK, Şeref A., Yönetim Hukuku, 28. baskı, Ankara, Turhan Kita-
nın ve diğer bilim dallarının ötesinde oluşmaya başlamıştır. WADE- bevi, Ekim 2009, s. 333; BALTA, Tahsin Bekir, İdare Hukuku I- Ge-
GAONKAR, Damodar, “The Fundamental Principles of Space Law”, nel Konular, Ankara, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1970/72, s. 135.
içinde: The Orbit of Space Law, Stevens & Sons, London, 1984, s. Buna ek olarak sınav kağıtları üzerinden doğan uyuşmazlık-
1-29. larda, yargı mercii tarafından atanan bilirkişilerin yalnızca not tak-
dirinde eşitlik ilkesine uyulup uyulmadığını incelemekle yetkili ola-
20 “…Öte yandan, teşmile ilişkin Bakanlar Kurulu kararı idari bir
cakları da savunulmaktadır. Çünkü, not verme işleminde idarenin
tasarruf olup, idare hukukunun genel ilkeleri uyarınca yayımın-
takdir yetkisi benzeri bir “değerlendirme” yetkisi bulunmaktadır.
dan itibaren hüküm ifade etmesi gerektiğinden, geriye yürür hü-
Aslında değerlendirme konusunda idarenin takdir yetkisi bulun-
küm ve sonuç getirmesi hukuka aykırıdır.” Esas No: 1991 / 4571, Ka-
mamakla beraber, not vermeye özgü olarak, sınavın değerlendi-
rar No: 1992 / 2237, Merci: Danıştay 10. Dairesi, Tarih: 26/05/1992;
rilmesindeki ölçütlerin tespiti bakımından idareye bir takdir yet-
“…Kamu hizmetinin hiç işlememesi, geç işlemesi veya gereği
kisi tanınmıştır. Burada idare, eşitlik ilkesine uymak koşulu ile, sı-
gibi işlememesi nedeni ile fertlere veya fertlerin sahip oldukları ta-
nav kağıtlarını değerlendirirken uyguladığı ölçü bakımından takdir
şınır veya taşınmaz mallara zarar verilmesi halinde, bu zararın hiz-
yetkisine sahiptir; GÖZÜBÜYÜK, 2009, s. 333. Benzer yönde bkz.
met kusuruna dayalı olarak giderilmesi idare hukukunun genel il-
TAN, Turgut, “Sınav ve Jüri Değerlendirmelerinin Yargısal Deneti-
keleri gereğindendir.” Esas No: 1982 / 2644, Karar No: 1983 / 106,
mi”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Sayı:
Merci: Danıştay 10. Dairesi, Tarih: 24/01/1983;
1-4, Cilt: 51, Ocak-Aralık 1994, s. 409-423;
GÜNDAY, Metin, İdare Hukuku, İmaj yayınevi, 10. Baskı, Anka-
Bu konuda not verme işlemine eğitim olgusu açısından yak-
ra 2011, s. 25-30; GÖZLER, Kemal, İdare Hukuku Dersleri, Ekin Ki-
laşan yazar olmadığı gibi, düşünce alanı hukuk ile sınırlı kaldığın-
tabevi Yayınları, 5. Baskı, Bursa, Şubat 2007, s. 28-34; GÖZÜBÜ-
dan tartışmalı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Özellikle doktora, do-
YÜK, Şeref A., TAN, Turgut, İdare Hukuku-Genel Esaslar, 4. baskı,
çentlik ve profesörlük jürilerinde ve sözlü sınavlardaki uyuşmazlık-
Ankara, Cilt 1, Turhan Kitabevi, Ağustos 2006, s. 9-29.
lar ve ülkemizdeki uygulamalar akla getirilirse yalnızca sınav hu-
21 Bu açıdan idare hukuku yada anayasa hukuku düşünülürse, ül- kukuna ilişkin olarak bile temel bir felsefeye dayanan yasanın ek-
kemizde belli bir anayasa hukuku yada idare hukuku doktrinin yıl- sikliği hissedilecektir.
lar içerisinde geliştiği fark edilebilir. Söz konusu birikim yargı ka-
22 LINDNER, 2009, s. 309.
rarları ile birlikte de gelişmektedir.
Eğitim hukuku alanının nasıl fark yaratacağına ilişkin bir ör- 23 Bu açıdan 21 no’lu dipnota bakınız. Öte yandan ana dilde eği-
nek vermek yerinde olacaktır. Bu alanda değerlendirilebilecek sı- tim ve din eğitimi konuları da bireyin özerkliği-devletin egemenliği
nav hukuku konusu idarenin takdir yetkisine ilişkin hem yargıda karşıtlığı içerisinde hala en tartışmalı alanlardan bir tanesi olarak
hem de doktrinde tartışmalı alanlardan bir tanesidir. Ancak konu- ortada durmaktadır.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 2(2) 2012, 25–38 31

Burada önemli olan tüm bu sorulara verilecek ya- yükseköğretim alanında çalışan personel klasik
nıtların salt teknik hukuki bir bakış açısıyla çözül- devlet memuru olarak ele alınmakta ve kamunun
mesinin yetersizliğidir. Ancak eğitim hukukunun dönüşümü ile birlikte eğitim kurumlarında (aslın-
sahip olması gereken disiplinler arası özellik, el- da eğitim kurumunu eğitim kurumu yapan kişiler
bette hukuk bilimine ilişkin metotlar ile diğer bi- olmalarına rağmen) çalışanların da söz konusu
limlerin metotlarının karıştırılması anlamına gel- dönüşüme paralel bir şekilde statü değiştirmele-
memektedir. Disiplinler arasılıktan kasıt, hukuk bi- ri öngörülmektedir. Ancak bu konuya ilişkin olarak
liminin, ayrı bir eğitim hukuku teorisi geliştirilir- Alman tarihçi E. K. Kantorowicz üniversite profe-
ken, eğitim bilimine ilişkin gelişmeleri24 ve diğer sörlerinin sıradan memurlar olmadıklarını, öğre-
sosyal yada fen bilimlerini25 ne denli dikkate ala- tim görevinin farklı bir meslek olduğunu belirt-
cağı ile ilgilidir26. Buna karar verecek olanlar da el- miştir. Kantorowicz’e göre, üniversite çalışanları,
bette yine hukukçulardır. kamu çalışanlarının gelirine ve sanatçıların özgür-
Tüm bunlara ek olarak eğitim hukukunun ulus- lüğüne sahip kişilerdir29. Bu açıdan ayrı bir eğitim
lararası boyutu da bulunmaktadır. Bu boyut yal- hukuku teorisinin varlığı, eğitim-öğretim kurum-
nızca çok taraflı uluslararası sözleşmelerde tanı- larında çalışan personele ilişkin, eğitim bilimi ve
nan ve açıklanan eğitim ve öğretime ilişkin hak ve diğer sosyal bilimlerin de verilerinden yararlana-
özgürlükleri değil aynı zamanda ulusal sınırların rak ideal bir görev ve meslek tanımı geliştirilme-
giderek silikleşmeye başladığı yükseköğretim ala- sini sağlayabilecek; söz konusu idealler yasalara
nını da kapsamaktadır. Şöyle ki son olarak 2012 yı- yansıyabilecektir.
lının Kasım ayında YÖK’ün yayınlamış olduğu yeni Bu başlığı sonlandırmadan önce hukukun ko-
yükseköğretim yasası taslağı önerisinde27 yabancı nusu olarak eğitimin neyi ifade ettiğine de kısa-
yükseköğretim kurumlarının ülkemizde şube aça- ca değinmekte yarar vardır. Eğitim yukarıda bah-
bilmeleri öngörülmektedir. Buna ek olarak tüm sedildiği üzere insan olmanın bir koşuludur. Bu
yükseköğretim alanını bir bütün olarak kapsayan nedenle her şeyden önce hukuk dünyasında eği-
Bolonya süreci ve bu süreçten kaynaklanan (ve tim hakkı olarak ortaya çıkmaktadır. Eğitim hak-
çoğu zaman da derinlemesine ve çok yönlü bo- kını ayrıca incelemek çalışmanın kapsamını aş-
yut ile tartışılmadan) aksaklıların ve ortaya çıka- maktadır. Ancak burada kısaca hak merkezli yak-
bilecek uyuşmazlıkların insanların eğitim-öğretim laşımın gerekliliğini vurgulayan bir rapordan alın-
hakkına etkileri, olumlu yada olumsuz farklı açı- tı yapmak yerinde olacaktır. Ekonomik, Sosyal
lardan tartışılmamaktadır28. Eğitim-öğretim ve ve Kültürel Haklar Eğitim Hakkı özel raportörü
Katarina Tomasevksi tarafından Türkiye ziyareti
24 Bilişsel bilimler, öğrenme, eğitim öğretim metotlarındaki deği- sırasında 3-10 Şubat 2002 tarihinde, Türkiye hak-
şim, eğitimde ölçme ve değerlendirme vb. olgular, elbette hukuku
etkileyecektir.
kında bir rapor sunmuştur. Raporda önemli bir
25 Fen bilimleri alanında özellikle insanın öğrenme kapasitesi ve
tespitte bulunulmuştur:
yöntemi ile ilgilenen nöro-bilimler eğitimi yakından ilgilendirmek- Öğrenim piramidinin en altından başlayan ço-
tedir. cukların, en üste yalnızca çok küçük bir yüzdesi çı-
26 LINDNER, 2009, s. 311. kabiliyor. Örneğin Douglas Franz, hükümetten ismi
27 Yasa taslağı önerisi için bkz. http://yeniyasa.yok.gov.tr/files/ belirtilmeyen bir kaynağa atıfta bulunarak, 5 ço-
b494b17ff7566b86ef17f23893baa909..pdf
cuktan yalnızca birinin 14 yaşından sonra da eğiti-
28 Örneğin yalnızca Bolonya Süreci ve eğitime etkilerinin huku-
ki analizine ilişkin Almanya’da ve Avusturya’da yapılan bilimsel
mine devam edebildiğini belirtmiştir. Bununla bir-
çalışma ve yayın sayısı yüzlercedir. Burada birkaç isim verilmesi likte genel tahmine göre ise, eğitim sistemindeki
ile yetinilmiştir: SEIFERT, Michaela, “Rechtliche Grundlagen des
Bologna-Prozesses und der Lissabon-Strategie”, Europaweite Ve-
reinheitlichung der Studienstrukturen und Maßnahmen zur Er- THOLE, Werner; LOHMANN, Ingrid, “Vom Bologna-Prozess
leichterung der Anerkennung von Diplomen, EI Working Papers, über den Europäischen zum Deutschen Qualifikationsrahmen”,
Europainstitut, 56. Europainstitut, WU Vienna University of Eco- Erziehungswissenschaft 21, S. 41, 2010, s. 67-71;
nomics and Business, Vienna, 2004; LIESNER, Andrea (2010): “Die Standardisierung der deuts-
HARTMANN, Eva, “Europa als neue normative Weltmacht? chen Hochschullandschaft – Dynamik der Autonomiedemontage”,
Einsichten aus dem Bologna-Prozess”, Endstation Bologna? Erziehungswissenschaft 21, S. 41, 2010, s. 119-126.
Zehn Jahre Europäischer Hochschulraum, Himpele, Klemens 29 ROSOVSKY, Henry, Üniversite-Bir Dekan Anlatıyor, 18. bas-
[Hrsg.]; Keller, Andreas [Hrsg.]; Staack, Sonja [Hrsg.], Bielefeld- kı, Tübitak Popüler Bilim Kitapları (Çeviren: Süreyya Ersoy), Şubat
Bertelsmann, 2010, s. 19-26; 2008, s. 168-169.
32 Bingöl

rekabetin bir göstergesi olarak, başvuranların yal- min, insanın kendini gerçekleştirebilmesi için bir
nızca %10’u üniversitede kendilerine bir yer edine- insanlık koşulu olmasının yanında, onun kamusal
bilmektedir. Eğitim maliyetlerinin giderek artması yaşam ile doğrudan iç içe olduğu alanlar da bu-
bu alanda kapsayıcı ve hak temelli bir strateji ge- lunmaktadır35. Bunlardan ilki, eğitimin büyük öl-
liştirilmesini güçlendirecektir30 . çüde kamusal kaynaklar kullanılarak finanse edil-
Görüldüğü gibi eğitim sisteminde eğer hak te- mesi, eğitimin daha sonradan belli mesleklere gi-
melli bir strateji geliştirilemezse, artan eğitim ma- rişte birer ölçüt olan okullar aracılığıyla yapılma-
liyetleri ve eğitimde rekabet ile birlikte eğitimden sı, okullara giriş (yükseköğretim kurumları dahil),
faydalanacak kişi sayısı giderek azalma tehlikesi- sınavlar, harçlar, eğitim-öğretim personelinin tabi
ne sahiptir. olduğu statü gibi pozitif hukuka ilişkin nedenler-
dir. Yukarıda adı geçen alanlardaki yasal düzenle-
3. Kamu Hukuku Alanında Eğitim Hukuku melerin çoğu kamu hukuku alanında düzenlemiş-
Eğitim hukuku dalının kamu hukuku31 disiplini çer- tir. Diğer neden ise yine yukarıda bahsedilen eğiti-
çevesinde ele alınması gerekmektedir. Bunun en min hak boyutudur.
temel nedeni, hiç kuşkusuz eğitim hukukunun ni- Eğitim hukukuna ilişkin sınırlı sayıdaki yazın-
hayetinde birey ile devlet arasındaki ilişkiyi düzen- da eğitim hukukunun kamu hukukunun bir alt dalı
liyor olmasıdır32. 1982 Anayasası’nın 42. Madde- olduğu konusunda görüş birliği mevcuttur. Ancak
sinde düzenlendiği gibi eğitim bir devlet etkinliği- burada yazarlar eğitimi düzenleyen hukuk kural-
dir. Ancak eğitim hukukunun kamu hukuku çerçe- larının çoğunlukla egemenlik ölçütüne dayandı-
vesinde değerlendirilmesinin gereği olarak peda- ğını, bir başka ifade ile taraflardan birinin kamu
gojik ve iş bölümü gibi nedenler ile kamu huku- gücü kullanan devlet olduğunu ve bu nedenle eği-
ku özel hukuku ayrımında kullanılan ölçütlerin33 tim hukukunun kamu hukuku içerisinde değerlen-
ötesinde diğer bazı nedenler mevcuttur34. Eğiti- dirilmesi gerektiğinden söz etmişlerdir. Hatta Türk
hukukunda kamu hukuku ve özel hukuk ayrımında
30 TOMAŠEVSKI, Katarina, “Economic, social and cultural rights en sık başvurulan ölçüt aynı doğrultuda egemen-
Report submitted by Katarina Tomaševski, Special Rapporteur on
lik ölçütüdür36. Buna ilaveten yazarlar, okul açma,
the right to education, Mission to Turkey, 3-10 February 2002”,
2002, s. 9, 16 no’lu paragraf; kapatma ve teftiş gibi kurumları düzenleyen hu-
Eğitim hakkına ilişkin kapsamlı değerlendirmeler ve eğitim- kuk kurallarının kamu hukukuna ilişkin olduğunu
de hak temelli yaklaşım için bkz. ATAY, Mesude, “Okullarda Eğiti-
belirtirken, özel okulların sahipleri ile öğrenci ve
min Amacı, Yöntemi ve İçeriği”, Eğitim Hakkı ve Eğitimde Hak-
lar, Uluslararası İnsan Hakları Belgeleri Işığında Ulusal Mev- veliler arasındaki ilişkinin, tarafların birbirine eşit
zuatın Değerlendirilmesi, Sabancı Üniversitesi Yayınları, İstanbul, olması nedeniyle özel hukuk alanında değerlendi-
Mart 2009, s. 101-148. rilmesi gerektiğini savunmuşlardır37.
31 Burada kamu hukuku-özel hukuk ayrımına ve bu ayrımı redde-
den tartışmalara girilmemiştir. Ancak konu Roma hukukuna kadar sel olarak yapılmış olan ayrımı temel almıştır.
geri götürülebilir; öte yandan kamu ve özel hukuk ayrımı daha çok 35 Burada eğitimin dışsallığından da söz edilebilirdi. Dışsallık, söz
kıta Avrupası ülkelerinde bulunmaktadır. Anglo-amerikan sistem- konusu hizmetin, hizmetten faydalanan kişiye doğrudan bir fayda
lerinde hukuk kamu hukuku ve özel hukuk olarak ikiye ayrılmamak- sağlamasının yanında, toplumun geneline de ek yararlar sağlama-
tadır. Tartışmalar için bkz. GÖZLER, Kemal, Hukuka Giriş, Ekin Ba- sına verilen isimdir. Eğitimin dışsallığına ve iktisadi kalkınmadaki
sım Yayın Dağıtım, 9. Baskı, Bursa, Eylül 2012, s. 63-68; GÜRİZ, Ad- rolü hakkında bkz. ÖZTÜRK, Nazım, “İktisadi Kalkınmada Eğitimin
nan, Hukuk Başlangıcı, Siyasal Kitabevi, 7. Baskı, Ankara, Eylül Rolü”, Sosyo-Ekonomi, Yıl: 1, Sayı: 1, Ocak-Haziran, 2005-1, s. 27-
1999, s. 90 vd.; SHIMAN, Chaim, “Public Law, Private Law, an Le- 44.
gal Science”, The American Journal of Comperative Law, Vol. 56,
36 GÜRİZ, 1999, s. 94; Devlet ve kamu hukuku tüzel kişileri ege-
No. 3, Special Syposium Issue, Beyond the State: Rethinking Priva-
menlik haklarını kullandıkları zaman ortaya çıkan ilişkinin kamu hu-
te Law, Summer, 2008, s. 691-702.
kuku ilişkisi olduğu, buna karşı egemenlik hakkı kullanılmadığı za-
32 Bununla birlikte kamu hukuku-özel hukuku ayrımına ilişkin öl- man beliren ilişkinin özel hukuk ilişkisi olduğu savunulmuştur. GÜ-
çütlerle de eğitim hukukunun, kamu hukukunun alt disiplini olma- RİZ, 1999, s. 94.
sı gerektiği sonucuna ulaşılır. Kamu hukuku-özel hukuku ayrımına
37 AKYÜZ, 1981, s. 39; ÇİFTÇİ, 1993, s. 33-34; benzer yönde va-
uygulanan ölçütler için bkz. GÖZLER, 2012, s. 70-74.
kıf üniversitelerinin personeli ile üniversite arasında ortaya çıkan
33 Bu ölçütler, menfaat ölçütü, egemenlik ölçütü, irade hürriyeti hukuki uyuşmazlıklarda da yetkili yargı kolunun idari mi yoksa adli
ölçütü, eşitlik ölçütü, böl ve yönet ilkesine dayanan pragmatik öl- yargı mı olduğu yönünde doktrinde tartışmalar mevcuttur. Benzer
çüt. GÜRİZ, 1999, s. 92-93. yönde vakıf üniversitelerinin hukuki statüsü konusunda da uyuş-
34 Gözler, kamu hukuku-özel hukuku ayrımının daha çok pedago- mazlık ve karışıklık bulunmaktadır. Bu konu hakkında Devlet Per-
jik ve iş bölümü nedeniyle yapıldığını belirtmiştir. GÖZLER, 2012, sonel Başkanlığı’nın görüşü, bu üniversitede çalışanların kamu
s. 69. Birçok yazar da Türkiye’deki hukuk fakültelerinde gelenek- personeli statüsünde sayılamayacağı yönündedir. Devlet Perso-
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 2(2) 2012, 25–38 33

Eğitim hukukunun kamu hukuku içerisinde de- yerine getirilebilmesi için devlete yeni yetkiler ta-
ğerlendirilmesinin en önemli gereği kuşkusuz eği- nınmasını da gerekli kılmıştır42. Ancak 80’li yılla-
timin hak ve özgürlük boyutudur. Kamu hukuku di- rın ardından daha önce kamu hukukunun konusu
siplini, otorite ve özgürlük arasındaki ilişki ve den- olarak değerlendirilen bazı alanlar –örneğin kamu
geyi hem teorik açıdan hem de belli bir devlet dü- hizmetleri alanı- özel hukuka ilişkin ilkelerle yo-
zeni bakımından somut olarak inceler38. Bu ne- rumlanmaya başlanmış ve bir çok alanda ekono-
denle eğitim hukuku genel teorisinin, mevcut ya- mik bakı açısı hakim yaklaşım olarak benimsendiği
sal düzenlemeleri ve uygulamaları, eğitim hakkı, için –ki eğitim ve özellikle yükseköğretim bu alan-
eğitim özgürlüğü ve eğitimde eşitlik olgularını te- lardan en başta gelenleridir- eğitim hakkı ve öz-
mel alacak şekilde eleştirmesi ve bu yönde geliş- gürlüğü tek yönlü olarak ele alınmaya ve eğitim
tirmesi, ancak bununla birlikte otorite ve özgür- giderek özelleştirilmeye başlanmıştır43. Bununla
lük dengesi bakımından da ele alabilmesi gerek- birlikte 1961 Anayasası döneminde daha çok dev-
mektedir. letin yerine getirmekle yükümlü olduğu bir öde-
Eğitim hakkı, eğitim özgürlüğü ve eğitimde vi olarak ele alınan eğitim hakkı, 1982 Anayasası
eşitlik olguları bireyler ile devlet arasındaki alan- döneminde “Kimse eğitim ve öğretim hakkından
da olduğu kadar özel kişiler arasında da gerçek- yoksul bırakılamaz.” ifadesi ile düzenlenmiştir. Bu
leşebilir. Bu nedenle hak temelli bir yaklaşım, söz açıdan 1961 Anayasası’nın özellikle eğitimde eşit-
konusu eğitim kurumu özel yada vakıf olsa dahi, lik bakımından daha üstün bir ifadeye sahip oldu-
üstlenilen etkinlik gereği bireylerin yararına so- ğu söylenebilecektir44.
nuçlar ortaya çıkartabilecektir. Bu açıdan huku- Eğitimde özelleşme ve ardından gelen tica-
kun eğitimi, insanın, insansal bir kültürün içinde rileşmenin insanları birer meta –eğitim öğretim
kendi doğasını gerçekleştirme ideali olarak ele al- personelini bilgi işçisi, öğrencileri ise müşteri- ha-
ması, eğitimi bir doktrin yada bir inancın doğrultu- line dönüştürdüğü 21. yüzyılda45 temel bir eğitim
sunda araç haline getirmekten koruyacak tek çare hukuku teorisi ve söz konusu teorinin dayandığı
olarak ortaya çıkmaktadır39. temel ilkeler eğitime ilişkin kavramları sağlamlaş-
Son olarak eğitim hukukunun kamu hukuku di- tırabilecek ve böylelikle belli bir soruna insan ve
siplininin bir alt dalı olmasının gerekçesi olarak sos- hak temelli bütünsel bir bakış açısı ile ışık tutabi-
yal devlet olgusu da belirtilebilir. Özellikle Fransız lecektir.
Devrimi’nin ardından gelişen ve Avrupa’daki dev-
letlerin anayasa ve yasalarında yer almaya başla- 4. Eğitim Hukukunun Konusu
yan “kamusal eğitim40”, eğitimin herkes için zo- Eğitim hukukunun konusunu idare hukuku, anaya-
runlu, parasız ve laik olmasını ve devlet tarafından sa hukuku, genel kamu hukuku ve eğitim bilimle-
üstlenilmesi gerektiğini ifade etmektedir41. Bu an- rinin kesiştiği konular oluşturmaktadır. Eğitim hu-
layışa paralel olarak, özellikle 20. yüzyıldan itiba- kuku kapsam bakımından oldukça geniş bir alan-
ren ekonomik ve sosyal haklar anayasalarda yer dır. Şöyle ki, eğitim yalnızca okul aracılığıyla yapı-
almaya başlamıştır. Ailenin korunması, eğitim hiz- lan değil, aynı zamanda örgütsüz olarak serbest
metleri, çalışma hayatı, sağlık işleri, sosyal güven- biçimde dinamik olarak da yapılan bir süreçtir.
lik gibi ödevlerin çoğalması, söz konusu ödevlerin
42 GÜRİZ, 1999, s. 95; ALGAN, Bülent, Ekonomik, Sosyal ve
Kültürel Hakların Korunması, Ankara, 1. baskı, Seçkin Yayıncılık,
nel Başkanlığı Görüşleri, “Vakıf Üniversitesi’nin 217 sayılı KHK 2007, s. 37.
kapsamına girip girmediğine ve söz konusu Üniversitede çalışan-
43 ÇEÇEN, Anıl, “Küresel Emperyalizm Eğitimi Ticarileştiremez”,
ların statüsünün belirlenmesine ilişkin.”, Tarih: 07.10.2009, Sayı:
Gazete Vatan Emek, 21 Mayıs 2011, “Eğitimin bir kamu hizmeti ol-
17769, erişim adresi: http://www.dpb.gov.tr/dpbgorusmenu45.
maktan çıkartılarak ticari faaliyete dönüştürülmesi, toplumların
html; erişim tarihi: 07.12.2012; söz konusu tartışma için bkz. GÖZÜ-
geleceğini ciddi boyutlarda tehlikeye atmıştır. Eğitimin başlıca he-
BÜYÜK, TAN, 2006, s. 180, 181, 183.
definin geleceğin kuşaklarını en üst düzeyde yeterli ve başarılı bir
38 GÜRİZ, 1999, s. 95-96. düzeyde yetiştirmek olması gerekirken, eğitim alanına girmiş olan
39 TANİLLİ, 2004, s. 14. özel sektör kuruluşlarının kısa vadede azami kazanca yönelmeleri
40 Kamusal eğitimden kasıt, eğitimin ilk ve ortaçağların aksine, nedeniyle, devletin kalkınma planlarında yer alan eğitim ile ilgili he-
ailenin yada küçük grupların tekelinde değil, devletin tekelinde ol- defler geri planda kalmıştır.
ması anlamında kullanılmaktadır. AKYÜZ, 1981, s. 62 vd. 44 ALGAN, 2007, s. 266.
41 TANİLLİ, 2004, s. 20-21; AKYÜZ, 1981, s. 68-69. 45 TANİLLİ, 2004, s. 26.
34 Bingöl

Eğitim, ailede, okulda, okulun dışında, meslek ya- ri, öğretmen ve öğrenci gibi doğrudan okul içinde
şamında da devam ederek yaşamın bütününü kap- bulunan ve veli gibi doğrudan okul içinde bulun-
sar. Ancak okul, örgütlenmiş ve tanımlanmış bir mayan kişilerin hukuki durumunu düzenleyen hu-
araçtır ve asla tek eğitim kurumu olma iddiasında kuk kuralları, eğitim-öğretim masraflarını karşıla-
değildir. İşte eğitim hukuku aslında, okul hukuku- yan kişilerin (dernek yada vakıflar) hukuki statü-
nu da içine alan ancak ondan daha geniş bir ala- sü, yetki ve ödevleri, söz konusu eğitim kurumla-
nı kapsayan bir hukuk dalıdır46. Bu açıdan ilk ola- rının denetimine ilişkin hukuk kuralları, özel kişile-
rak ailede başlayan eğitim ile ilgili konular her ne rin eğitimi, dar anlamda eğitim hukukunun konu-
kadar çocuk hukuku olarak ayrı bir hukuk dalı şek- sunu oluşturur51.
linde geliştiyse de47, özellikle ailenin çocuk üze- Ancak eğitim hukukunun sistemli bir teori
rindeki hakları, din eğitimi yada ana dilde eğitim geliştirebilmesi için yukarıda bahsedilen incele-
gibi gerilimli alanlarda çocuk merkezli bakış açısı- me alanının ötesine geçilmesi yada geniş anlam-
nın, eğitim felsefesinin, anayasa hukuku ve insan da eğitim hukukundan söz edilmesi gerekmekte-
haklarının verilerinden de, genel bir eğitim huku- dir. Çünkü eğitimin insan hakkı ve insan koşulu ol-
ku teorisinin çatısı altında, yararlanılması gerekir. ması, eğitime ilişkin yasal düzenlemelerin yorum-
O halde geniş anlamda eğitim hukukunun konusu- lanacağı yada eleştirileceği zaman, onun anaya-
nun örgütlü eğitimi aştığı, insanın eğitimi ile ilgi- salarda yer alan bir takım ve hak ve özgürlüklerle
li bütün alanları kapsadığı söylenebilir. Böylelikle olan ilişkisini ortaya çıkartır.
Medeni Kanun’un Aile Hukuku kısmındaki çocuğa
ilişkin hükümleri, çocuk hukuku ve okul hukuku48 5. Eğitim Hukuku Genel Hükümler-Eğitim
ile yaşam boyu süren eğitim etkinliğine ilişkin her Hukuku Özel Hükümler Ayrımı
türlü konu eğitim hukukunun konusunu oluşturur. Eğitim hukukuna ilişkin genel bir teori oluşturul-
Dar anlamda eğitim hukuku ise daha teknik masında tıpkı ceza yada borçlar hukukunda oldu-
bir alanı işaret eder. Dar anlamda eğitim hukuku, ğu gibi eğitim hukuku genel hükümler ve eğitim
örgün ve yaygın eğitim sisteminin içinde yer alan hukuku özel hükümler şeklinde bir ayrıma da gi-
ve kurumsallaşmış eğitim kurumlarına ilişkin dü- dilebilir52. Örneğin ceza hukukunun genel kısmı,
zenlemeleri inceleyen, boşlukları gideren ve aksa- ceza hukukuna hakim olan genel ilkeler, suç kav-
yan yönlerine çözümler üreten bir hukuk dalıdır. ramının tanımı, ceza kavramının tanımı, suçu or-
Bu açıdan, okul öncesi eğitim kurumları (anaoku- tadan kaldıran nedenler, cezayı azaltan ve orta-
lu, kreş, vb.), ilkokul, ortaokul, lise, meslek liseleri dan kaldıran nedenler gibi bütün suçlar için ortak
ve mesleki eğitim olgusu, üniversiteler, diğer yük- olan ilke ve teoriler ile ilgilenir. Özel kısmı ise hu-
seköğretim kurumları, uzaktan eğitim, açık öğre- kuk düzeni tarafından yasaklanan fiillerin bir tab-
tim, yaşam boyu eğitim gibi kurumsallaşmış eği- losunu ortaya koyar53. Eğitim hukuku da benzer
timi düzenleyen ulusal ve uluslararası belgelerde- şekilde düşünülebilir.
ki bütün kuralları inceler ve sistemli olarak açık- Genel eğitim hukuku (ya da eğitim hukuku
lar49. Dar anlamda eğitim hukuku denildiğinde as- genel hükümler) denildiğinde eğitim hukukuna
lında daha çok pozitif hukuka ilişkin bir alan anla- ilişkin temel kavramları ilkesel bir biçimde dü-
şılır. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarının örgütsel zenleyen ve tüm eğitim sistemine ve eğitim olgu-
yapısı, bunların iç işleyişi, yönetim şekilleri, organ- suna ilişkin genel ilkeleri belirleyip, alana özgü
ları arasındaki ilişkiler50, bunların yetki ve ödevle- kavramları yeknesak bir biçimde açıklayan kı-
sım kastedilmektedir. Bir başka ifade ile eğitime
46 AKYÜZ, 1981, s. 37. özgü farklı alanların tümü için geçerli olabilecek
47 AKYÜZ, 1981, s. 38; ÇİFTÇİ, 1993, s. 32.
48 ÇİFTÇİ, 1993, s. 32. tadır ve üniversite kavramına, yükseköğretim olgusunun ana nite-
liğine, bilim ve sanat özgürlüğüne, yada kamu hukuku tüzel kişiliği-
49 ÇİFTÇİ, 1993, s. 32.
ne ilişkin felsefi tartışmalara, somut sorunlara çözümler aranırken
50 Örneğin bu konuya ilişkin üniversitelerde rektörlük seçimleri, hiç değinilmemektedir.
senato ve mütevelli heyeti gibi organların oluşumu ve yetkileri gibi
51 ÇİFTÇİ, 1993, s. 32-33.
konularda ana tartışma noktası genel bir eğitim hukuku bakış açı-
sından yürütülmemektedir. Özellikle üniversite özerkliğinin dahi 52 LINDNER, 2009, s. 307.
tartışmalı olduğu ülkemizde, yükseköğretim hukuku denildiğinde 53 TOROSLU, Nevzat, EREM, Faruk, Türk Ceza Hukuku Özel Hü-
de yalnızca yükseköğretime ilişkin yasal düzenlemeler anlaşılmak- kümler, 8. Baskı, Savaş Yayınevi, 2000, s. 3 vd.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 2(2) 2012, 25–38 35

temel ilkesel kurallar, örneğin eğitimin finans- Eğitim hukuku alanında daha da ileri gidilirse
manı, eğitim-öğretime giriş, eğitim kurumlarının yalnızca eğitim ve öğretim alanındaki uyuşmazlık-
örgütü, sınav olgusu 54 eğitim hukukunun genel lara bakmakla görevli, idari yargı koluna dahil ol-
hükümleri kısmında yer alacaktır55 . Tüm eğitime mak üzere ayrı “eğitim mahkemeleri” kurulması
ilişkin olarak “eğitim adaleti”ni de genel bir eği- düşünülebilir. Çünkü eğitim-öğretime ilişkin uyuş-
tim hukuku teorisi sağlayabilecektir56 . Örneğin mazlıklar idari yargı kararlarının azımsanmayacak
eğitime giriş yada eğitimden faydalanma ol- bir çoğunluğunu oluşturmaktadır59.
guları bütün eğitim aşamaları için söz konusu-
dur. Bu açıdan ülkemizde ilkokul, ortaokul, lise 6. Eğitim Hukuku Bakış Açısı Nasıl Fark
ve yükseköğretim açısından farklı uygulama- Yaratabilir?
lar bulunsa da “eğitim-öğretime giriş”, “eğitim- Türkiye’de ayrı bir eğitim hukuku genel teorisinin
öğretimin finansmanı”, “eğitim-öğretimde sınav olması ve eğitim hukuku adıyla ayrı bir hukuk dalı-
ve değerlendirme” 57, “eğitim çalışanları”, “eğiti- nın olması öncelikle alana özgü temel ilkelerin ge-
min tanımı”, “eğitim-öğretim yapıları”, “eğitim lişmesini ve bu ilkelerin politika belirleyiciler, hu-
kurumları organizasyonu” şeklinde temel kav- kuk uygulayıcıları ve eğitimciler tarafından her ko-
ramlar, farklı eğitim kademelerine ilişkin fark- şulda dikkate alınmasını sağlayacaktır.
lı yasal düzenlemelerdeki karmaşıklığı giderebi- Belli bir hukuk dalına ilişkin temel ilkeler çoğu
lir ve tıpkı ceza hukuku yada borçlar hukukunda zaman yargıçlar tarafından yorum yolu ile ya tek
olduğu gibi eğitim alanının tümüne yönelik or- bir hukuk kuralından yada düzenin birkaç kuralı-
tak ilke ve teoriler geliştirilmesini sağlayabilir 58 . nın içinden çıkartılırlar60. Ancak buna ek olarak
Özel eğitim hukuku (ya da eğitim hukuku özel söz konusu hukuk kurumunun ruhundan ortaya
hükümler) ise, farklı eğitim alanlarına ilişkin, özel çıkan ilkeler (kamu hizmetinin sürekliliği), söz ko-
konulardaki hükümleri içeren kısımdır. Örneğin bu nusu kurumun veya ilişkini niteliğinden, özünden
açıdan ilköğretim, orta öğretim, yükseköğretim ve sosyo-ekonomik işlevinden gelen ilkeler (tehli-
veya özel öğretim kurumları hakkında ayrı yasalar ke sorumluluğu), uygarlık ve insanlığın ortak ide-
söz konusu olabilir. allerinden ortaya çıkan ilkeler ve toplum içindeki
ahlaki ilkelerden doğan ilkeler de (hakkın kötüye
54 Özellikle sadece sınav olgusunun dahi oldukça tartışmalı ol- kullanılması yasağı) bulunmaktadır61.
duğu Türkiye’de sınavlara ilişkin temel bir anlayış ve ilke düzenle-
Bu doğrultuda eğitim hukukuna ilişkin ola-
nebilir. Örneğin, eğitim-öğretime giriş sınavları, meslek sınavları,
kamu kurumlarına giriş sınavları, yabancı dil sınavları, vb. rak, eğitimde adaleti sağlamaya yönelik en te-
55 LINDNER, 2009, s. 307. mel ilkenin “eğitim eşitliği” ilkesi olduğu söyle-
56 LINDNER, 2009, s. 308. nebilir. Eğitim eşitliği genel bir kavram olarak
57 Örneğin not tespiti uyuşmazlıklarında doktrinde oldukça fark- hem fırsat eşitliğini hem de maddi olanak eşitli-
lı görüşler bulunmaktadır. Bu açıdan sınav olgusuna ilişkin temel ğini kapsamaktadır. Şöyle ki, fırsat eşitliği negatif
bir kavramlaştırma yasal düzenlemelerde yapılabilirse ve söz ko-
nusu düzenleme fırsat eşitliği olgusu ile eğitim adaletine yönelirse
öğrencilerin mağduriyetleri en aza indirilebilir. Şöyle ki, not tespi- 59 TAN, 1994, s. 409, dipnot 2, “öğrenci ve öğrenim işleri” ile
ti uyuşmazlıklarında genellikle dava sonuçlanıncaya kadar öğrenci ilgili olarak Danıştay’da açılan dava sayısı 1967’de 340 iken bu
ilgili dersi diğer dönem geçmekte yada mezuniyet aşamasına gel- sayı 1973’de 6672’ye yükselmiştir. Gene aynı konuda idare mah-
mekte ve böylelikle öğrenci mağdur olmaktadır. Öte yandan okul- kemelerinde açılan dava sayısı 1990 yılında 27628 ile tüm dava-
da öğrenci ve öğretim elemanı ilişkisi açısından da -bir uyuşmazlı- ların %26’sını oluşturmakta ve kamu görevlilerine ilişkin davalar-
ğın iki tarafı olarak- eğitim/öğretim etkinliğindeki olumsuz psiko- dan sonra ikinci sırayı almaktadır. Bu tür davaların özellikle sınav
lojik boyut da göz ardı edilmemelidir. Konuya ilişkin önemli örnek dönemlerinde dikkat çekici biçimde artış gösterdikleri bir gerçek-
olaylar ve doktrindeki farklı görüşler hakkında bkz. BİLGİN, Hüse- tir. Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanının açıklamalarına göre,
yin, SEZER, Yasin, “Not Tespit Davaları”, Türkiye Barolar Birliği yalnızca 1.9.1989–14.10.1989 tarihleri arasında açılan dava sayısı
Dergisi, Sayı: 81, Yıl: 2009, s. 1-36. 3500’dür. Yalnızca sınavlarda not değerlendirme işlemleri hakkın-
daki uyuşmazlıklar bile oldukça fazladır. Ankara İdare Mahkemele-
58 Türkiye’de 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu bulunmakta-
rinde 2000 yılında açılan 17565 davadan 535 tanesi öğrenci not
dır. Söz konusu yasa, Türk milli eğitiminin düzenlenmesinde esas
tespit davası olup, söz konusu bu dava miktarının toplam dava mik-
olan amaç ve ilkeler, eğitim sisteminin genel yapısı, öğretmenlik
tarına oranı %3.05 iken, 2001 yılında açılan 18383 davadan 721 ta-
mesleği, okul bina ve tesisleri, eğitim araç ve gereçleri ve Devletin
nesi öğrenci not tespit davasıdır ve bu miktarın toplam dava mik-
eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluğu ile ilgili temel
tarına oranı ise %3.92’dir. BİLGİN, SEZER, 2009, s. 34.
hükümleri bir sistem bütünlüğü içinde kapsar (Madde 1). Ancak yu-
karıda açıklandığı üzere yasanın bu hali eğitim hukukuna ilişkin ge- 60 KEYMAN, 2005, s. 99.
nel hükümler getirmek açısından yetersizdir. 61 KEYMAN, 2005, s. 100.
36 Bingöl

statü hakkı olan öğrenme ve öğretme konuların- eyleminin niteliği ve değerlendirmede eşitlik ilke-
da devletin kişilere müdahale etmemesini öngö- si de, eğitimde eşitlik ilkesi doğrultusunda tartı-
rür; buna karşılık olanak eşitliği de pozitif bir sta- şılmakta ve öğrencinin başarısına karar verecek
tü hakkı olarak devletin kişilere, söz konusu hakla- olan eğitim-öğretim personelinin değerlendirme-
rını kullanabilmeleri için olumlu bir edimde bulun- de bulunurken, bazı durumlarda söz konusu per-
ma yükümlülüğünü yükler62. Hukuksal açıdan in- sonelde bilinçaltından gelen bir takım yanlılıkla-
sanların eğitime erişiminde yasal herhangi bir en- rın otomatik olarak var olabileceği vurgulanmak-
gel olmamasına rağmen, olanak eşitsizliği nede- tadır66.
niyle eğitimde eşitliğin sağlanamadığı ve insanla- Anlaşılacağı üzere yalnızca tek bir ilkeden
rın eğitimden eşit şekilde yararlanamadığı söyle- yola çıkılarak dahi, sistem içerisindeki çok farklı
nebilecektir. Bir hakkın kullanılabilmesi için insan- konular, temel hedef olan eğitim adaletini gerçek-
lara mutlaka o hakkı kullanabilecekleri olanakla- leştirecek bir biçimde düzenlenebilir.
rın sağlanmış olması gerekmektedir63. Örneğin
Almanya’da üniversitenin hukuksal temeline iliş- Sonuç
kin yapılan tartışmalarda, üniversitenin “kurum- Türkiye’de dar anlamda eğitim hukuku olarak ad-
sallaşmış bilim özgürlüğü” olduğu ve devlet tara- landırılan eğitime ilişkin yasal düzenlemeler ol-
fından insanlara bilimi gerçekleştirebileceği mad- dukça fazladır. Bunların hepsine burada yer ver-
di olanakların ve bu etkinliğin gerçekleşeceği ku- mek mümkün değildir. Belli başlıları, 1739 sayı-
rumların sunulamaması halinde, bilim özgürlüğü- lı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim
nün de tam olarak gerçekleşemeyeceğinden söz ve Eğitim Kanunu, 5580 sayılı Özel Öğretim Ku-
edilmektedir64. rumları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat
Öte yandan eğitimde eşitlik ilkesine iliş- Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Ka-
kin olarak da çok farklı tartışmalar bulunmakta- nun, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu, 2923 sa-
dır. Özellikle fırsat eşitliğinin, eğitim sistemine gi- yılı Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanunu ve 430
riş eşitliği, sistem içerisindeki işleme süreçlerinde sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’dur. Yalnızca mil-
eşitlik ve üründe eşitlik ilkelerini kapsadığı ve eği- li eğitim ile ilgili 25 yasa bulunmaktadır. Bu mev-
timdeki fırsat eşitliğinin toplumdaki sosyal, eko- zuata yükseköğretim alanına ilişkin olan yasalar
nomik ve mesleki fırsat eşitliğinden ayrı düşü- da eklenince sayı oldukça artmaktadır. Doğrudan
nülemeyeceği ileri sürülmektedir65. Yine benzer eğitime ilişkin olmayan yasalarda da eğitim siste-
doğrultuda sınavlardaki değerlendirme ve ölçme mine, özellikle personeline ilişkin düzenlemeler de
mevcuttur. Örneğin, köy muhtarlarına öğretmen-
62 AKYÜZ, 1981, s. 60-61; ÇİFTÇİ, 1993, s. 44-46. lere yardımcı olma yükümlülüğü getiren 442 sa-
63 ZORALOĞLU, Yunus, “Eğitimde Fırsat Eşitliği ve Üniversite Gi- yılı Köy Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Ka-
riş Sınavları”, Dosya, Yaz-Güz, 1998, s. 64. nunu yada 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu gibi
64 DETMER, Hartmer (Hrsg.), Hochschulrecht, Ein Handbuch yasalarda da eğitime ilişkin hükümler bulunmak-
für Praxis, 2. Auflage, C.F. Müller Wissenschaft, 2011, s. 12-13: THI-
EME, Werner, Deutsches Hochschulrecht, 2. Auflage, München,
tadır. Yasalara ek olarak, Millî Eğitim Bakanlığının
1986, s. 89; Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmün-
BVerfGE 35, 79 künyeli kararda, Federal Alman Anayasa de Kararname, Özel Eğitim Hakkında Kanun Hük-
Mahkemesi’nin gerekçesi, bütünlük arz eden bir sistem ve örgüt
olmadan, özellikle doğa bilimleri alanında araştırma ve bilim yap-
münde Kararname, çeşitli tüzükler, Bakanlar Ku-
ma olanağının günümüzde mümkün olamayacağından ötürü, dev- rulu Kararları, yönetmelikler, yönergeler, genelge-
let, insanlara bilim özgürlüğünden faydalanabilmeleri adına, bu ler, usul ve esaslar ile tebliğler de oldukça fazla sa-
amaca yönelik kurumlar oluşturmakla yükümlüdür. Hatta üniver-
yıdadır67. Ancak çok sayıda ve dağınık yasal dü-
siteyi “kurumsallaşmış bilim yada bilimin kurumsallaşması” olarak
tanımlayan yazarlar da bulunmaktadır. Bir başka ifade zenlemeler çalışmada kısmen değinilmeye çalışı-
ile üniversite, devletin, bireylerin bilim özgürlüğünün tam anlamıy- lan bazı sorunlara ilkesel düzeyde çözümler üret-
la gerçekleşebilmesi ve bireylerin bilim özgürlüğünden tam anla- meye yetmemektedir. İşte genel bir eğitim huku-
mıyla yararlanabilmeleri için, bir pozitif edimde bulunma yükümlü-
lüğü sonucu oluşturmuş olduğu bir kurumdur.
ku teorisinin gelişmesi ile birlikte eğitime yönelik
65 KARASAR, Niyazi, “Eğitimde Fırsat Eşitliği-Avrupa Eğitim olgulara ilişkin temel ilkeler belirlenebilir. Örneğin
Araştırmaları Merkez Başkanları Üçüncü Kolokyumundan İzlenim-
ler”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt: 66 KARASAR, 1979, s. 206.
12, Sayı: 1, Yıl: 1979, s. 204. 67 Tüm bunlara erişim için bkz. http://www.meb.gov.tr/mevzuat/.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 2(2) 2012, 25–38 37

değerlendirme ve ölçme olguları felsefi ve sosyo- Eğitim hukuku alanında hukukçuların ve eği-
lojik açılardan irdelenerek genel olarak “sınav” ol- tim bilimcilerinin teorik ve pratik alanda iş birliği
gusuna yönelik ilkesel bir düzenleme temel eğitim içerisinde çalışarak genel bir eğitim hukuku teori-
kanununda yer alabilir. Yine benzer biçimde de- si oluşturma çabaları, eğitim adaletinin gerçekleş-
vamlı tartışılan üniversite özerkliğinin neyi ifade tirilebilmesi için bir gerekliliktir.
ettiği de ilkesel düzeyde yükseköğretim kanunun-
da yer alabilir.

YA R A R L A N I L A N K AY N A K L A R

AKYÜZ, Emine, Eğitim Hukuku, Ankara Üniversitesi, GÖZÜBÜYÜK, Şeref A., Yönetim Hukuku, 28. Baskı,
Eğitim Fakültesi, Eğitim Araştırmaları Merkezi, 1981, Ankara, Turhan Kitabevi, Ekim 2009.
Ders Notu. GÖZÜBÜYÜK, Şeref A., TAN, Turgut, İdare Hukuku-Genel
ALGAN, Bülent, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakların Esaslar, 4. Baskı, Ankara, Cilt 1, Turhan Kitabevi,
Korunması, Ankara, 1. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2007. Ağustos 2006.
Alman Federal Anayasa Mahkemesi, BVerfGE 35, 79. GÜL, İbrahim, “Eğitim Hukuku”, 19 Mayıs Üniversitesi
ATAY, Mesude, “Okullarda Eğitimin Amacı, Yöntemi Uzaktan Eğitim Merkezi.
ve İçeriği”, Eğitim Hakkı ve Eğitimde Haklar, GÜNDAY, Metin, İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, 10. Baskı,
Uluslararası İnsan Hakları Belgeleri Işığında Ulusal Ankara 2011.
Mevzuatın Değerlendirilmesi, Sabancı Üniversitesi, İNAL, Kemal, Eğitim ve İktidar-Türkiye’de Ders
Yelken Basım, İstanbul Mart 2009. Kitaplarında Demokratik ve Milliyetçi Değerler,
BALTA, Tahsin Bekir, İdare Hukuku I- Genel Konular, Ütopya Yayınevi, 1. Baskı, Nisan 2004.
Ankara, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1970/72. GÜRİZ, Adnan, Hukuk Başlangıcı, Siyasal Kitabevi, 7.
BİLGİN, Hüseyin, SEZER, Yasin, “Not Tespit Davaları”, Baskı, Ankara, Eylül 1999.
Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı: 81, Yıl: 2009, (s. KANT, Immanuel, Eğitim Üzerine-Ruhun Eğitimi-Ahlak
1-36). Eğitimi-Pratik Eğitim, Çev: Ahmet Aydoğan, Say
ÇEÇEN, Anıl, “Küresel Emperyalizm Eğitimi Yayınları, 1. Baskı, 2007.
Ticarileştiremez”, Gazete Vatan Emek, 21 Mayıs 2011. KARASAR, Niyazi, “Eğitimde Fırsat Eşitliği-Avrupa
ÇİFTÇİ, Ahmet, Türk Eğitim Hukuku, Ankara, 1993. Eğitim Araştırmaları Merkez Başkanları Üçüncü
Danıştay 10. Dairesi, Esas No: 1982 / 2644, Karar No: 1983 Kolokyumundan İzlenimler”, Ankara Üniversitesi
/ 106, Tarih: 24/01/1983. Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 1, Yıl:
Danıştay 10. Dairesi, Esas No: 1991 / 4571, Karar No: 1992 / 1979, (s. 203-211).
2237, Tarih: 26/05/1992. KEYMAN, Selahattin, Hukuka Giriş, Yetkin Yayınları, 3.
DETMER, Hartmer (Hrsg.), Hochschulrecht, Ein Handbuch Baskı, Ankara 2005.
für Praxis, 2. Auflage, C.F. Müller Wissenschaft, 2011. LINDNER, Josef Franz, “Was ist und weshalb brauchen wir
Devlet Personel Başkanlığı Görüşleri, “Vakıf eine Theorie des Bildungsrechts“? ”, Die Öffentliche
Üniversitesi’nin 217 sayılı KHK kapsamına girip Verwaltung, Heft 8, 2009, (s. 306-311).
girmediğine ve söz konusu Üniversitede çalışanların Milli Eğitim Mevzuatı için: http://www.meb.gov.tr/mevzuat/.
statüsünün belirlenmesine ilişkin.”, Tarih: 07.10.2009, ÖZTÜRK, Nazım, “İktisadi Kalkınmada Eğitimin Rolü”,
Sayı: 17769, erişim adresi: http://www.dpb.gov.tr/ Sosyo-Ekonomi, Yıl: 1, Sayı: 1, Ocak-Haziran, 2005-1,
dpbgorusmenu45.html; erişim tarihi: 07.12.2012. (s. 27-44).
Eğitim Hakkı ve Eğitimde Haklar, Uluslararası İnsan PLESSNER, Helmut (1961), Die Frage nach der conditio
Hakları Belgeleri Işığında Ulusal Mevzuatın humana, Gesammelte Schriften Bd. VIII, hg. von
Değerlendirilmesi, Sabancı Üniversitesi Yayınları, G.Dux, O.Marquard und E.Ströker, Frankfurt / Main 1983.
İstanbul, Mart 2009. ROSOVSKY, Henry, Üniversite-Bir Dekan Anlatıyor,
GÖZLER, Kemal, İdare Hukuku Dersleri, Ekin Kitabevi 18. Baskı, Tübitak Popüler Bilim Kitapları (Çeviren:
Yayınları, 5. Baskı, Bursa, Şubat 2007. Süreyya Ersoy), Şubat 2008.
GÖZLER, Kemal, Hukuka Giriş, Ekin Basım Yayın Dağıtım, SHIMAN, Chaim, “Public Law, Private Law, an Legal
9. Baskı, Bursa, Eylül 2012. Science”, The American Journal of Comperative
38 Bingöl

Law, Vol. 56, No. 3, Special Syposium Issue, Beyond Sorunları, Danıştay Yayımı, Ankara, 1972.
the State: Rethinking Private Law, Summer, 2008, (s. UNESCO ‘nun başlattığı “Açık Eğitim Kaynakları” girişimi
691-702). için: http://iite.unesco.org/pics/publications/en/
TAN, Turgut, “Sınav ve Jüri Değerlendirmelerinin Yargısal files/3214680.pdf.
Denetimi”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler WADEGAONKAR, Damodar, “The Fundamental Principles
Fakültesi Dergisi, Sayı: 1-4, Cilt: 51, Ocak-Aralık 1994, of Space Law”, The Orbit of Space Law, Stevens &
(s. 409-423). Sons, London, 1984.
TANİLLİ, Server, Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?, Adam YAYLA, Ahmet, “Eğitim Kavramının Etik Açıdan Analizi”,
Yayınları, 1. Basım, Ekim 2004. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,
THIEME, Werner, Deutsches Hochschulrecht, 2. Auflage, Cilt: II, Sayı:1, Haziran 2005.
München, 1986. Yükseköğretim yasa taslağı önerisi için: http://yeniyasa.yok.
TOMAŠEVSKI, Katarina, “Economic, social and cultural gov.tr/files/b494b17ff7566b86ef17f23893baa909..
rights” Report submitted by Katarina Tomaševski, pdf.
Special Rapporteur on the right to education, Mission ZORALOĞLU, Yunus, “Eğitimde Fırsat Eşitliği ve Üniversite
to Turkey, 3-10 February 2002”, 2002. Giriş Sınavları”, Dosya, Yaz-Güz, 1998, (s. 64-69).
TOROSLU, Nevzat, EREM, Faruk, Türk Ceza Hukuku Özel
Hükümler, 8. Baskı, Savaş Yayınevi, 2000.
TUNCAY, Aydın H., İdare Hukuku ve İdari Yargının Bazı

You might also like