Ağ 1 2 3 Hafta 1511021234533409

You might also like

Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 12

Bilgisayar Topolojileri

Her bilgisayar ağı, verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç
duyar. Aradaki bu yol çoğu zaman bir çeşit kablodur. Bununla beraber kablosuz çözümler
gittikçe yaygınlaşmaya başlamıştır. Kablosuz çözümler kablolu çözümlere nazaran daha az
tercih edilmekte... Belli bir sayının üstünde sistem barındıran ağlarda alt yapı hala kablo
şeklindedir.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç


noktasıdır.

Topoloji(Topology):
Topoloji, bilgisayarların birbirleriyle nasıl bağlandığını ve nasıl iletişim kurduklarını tanımlar.

Topolojiyi anlamanın en kolay yolu iki farklı ve bağımsız bölüme ayırarak incelemektir:
1. Fiziksel Topoloji
2. Mantıksal Topoloji
Fiziksel topoloji, aralarında ağ kurulu bir grup bilgisayara baktığımızda gördüğümüz şeydir.
Yani kablo bilgisayarlar arasında nasıl dolaşıyor, bilgisayarlar birbirlerine nasıl bağlanmışlar
gibi gözle görülen kısmı fiziksel topolojiyi belirler.

Mantıksal topoloji ise kabloların bağlantı şeklinden bağımsız olarak bilgisayar ağlarının veriyi
nasıl ilettiklerini açıklar.

Topoloji aslında tek başına ağ ile ilgili bir çok konuyu açıklık getirmez. Örneğin kullanılan
kablonun tipi, maksimum uzunluğu, bilgisayarların kablonun kullanımda olup olmadığını
nasıl tespit edecekleri gibi konular sadece topoloji ile açıklanmaz. Ancak zaman içinde piyasa
şartlarının da etkisi ile standartlar oluşmuştur. Değişik topolojileri kullanan değişik ağ
sistemleri vardır. Bu teknolojiler Ethernet, Token Ring veya FDDI gibi isimlere sahiptir.

Her ağ teknolojisi kullandığı topolojiyle beraber, kullanılacak kablo tipi, maksimum uzunluk,
bantgenişliği gibi konulara da açıklık getirir.

Topoloji tipleri:

[b]Bus topoloji

Fiziksel bus tüm bilgisayarların aynı kabloya bağlı oldukları sistemdir. Kablonun her iki
ucuna sonlandırıcı adı verilen dirençler takılır. Bu topoloji hem mantıksal hem de fiziksel
olarak varlığını sürdürmektedir. Kurulumu kolaydır. En büyük dezavantajı kablonun bir
noktasında oluşan kopukluğun tüm sistemi çökertmesidir.

Mantıksal bus ise, gönderilen bir verinin tüm sistemlere de ulaşması demektir.

Halka(Ring) topoloji

Fiziksel olarak böyle bir bağlantı hiç kullanılmış mıdır bilemiyorum. Kaynaklarda bununla
ilgili bir bilgiye ulaşamadım.

1
Mantıksal Ring topoloji ise Token-Ring adı verilen ilk başta IBM'in geliştirdiği, sonraları
IEEE ve ISO tarafından geliştirilmeye devam eden ağ sisteminin kullandığı sistemdir. Token-
Ring'de bilgisayarlar kablolarla ortadaki merkez bir kutuya bağlıdır(fiziksel yıldız). Ancak
sistemde veri aktarımını sağlayan bir sinyal sürekli olarak sırayla tüm sistemleri
dolaşmaktadır. Token adı verilen bu sinyal tek tek tüm sistemlere uğradığı için Ring/Halka
terimi buradan gelmektedir.

Yıldız(Star) topoloji

En yaygın kullanılan fiziksel topolojidir. Her bilgisayardan çıkan bir kablo merkezdeki bir
kutuya(hub) girer. En büyük avantajı bir kabloda oluşan problemin sadece o kabloya bağlı
bilgisayarı etkilemesidir.

Mantıksal yıldız topoloji söz konusu değildir.

Mesh(ağ) topoloji

Bu topolojide tüm bilgisayarlar diğer bilgisayarlara ayrı bir kablo ile bağlıdır. Teorik olarak
ideal bağlantı tipidir. Ancak aradaki kablo sayısı terminal sayısı arttıkça katlanarak arttığı için
gerçek hayatta sadece çok özel durumlarda ve az sayıda bilgisayar arasında kullanılır.

Melez(Hybrid) topolojiler
Bu topolojileri başlangıç noktası olarak alıp geliştirilen değişik ağ teknolojileri olduğundan
bahsetmiştik. Token Ring ve Ethernet bu teknolojilerden sözünü etmeye değer ikisidir. Token
Ring bir ağ görme ihtimaliniz de çok çok az olduğu için onu bir kenara bırakırsak, elimizde
sadece Ethernet kalır. Bugün "ağ kuruyorum" ya da "ağ kurduk süper oldu" diyen birisi %101
Ethernet'ten bahsediyordur. İsterseniz bizde Ethernet'in kullandığı topolojileri açıklayalım.

Ethernet ilk başta bus topoloji olarak tasarlandı. Koaksiyel bir kablo sırayla tüm bilgisayarları
dolaşıyordu. Ethernet ağında bilgisayarlar bu tek kabloya bağlı olduklarını düşünürler. Bir
diğer sisteme veri yolladıklarında, veri aslında aynı kabloya bağlı tüm sistemlere ulaşır. Tüm
bilgisayarlardan sadece "doğru" olanı bu veriyi alır ve işler.

Ethernet ağında her bilgisayar, daha doğrusu her ağ kartı(bu noktada ethernet kartı diyebiliriz
işte...) farklı bir adrese sahiptir(MAC adresi). Veri kablo üzerine yerleştirilirken(tüm
sistemlere ulaşacağı için "gönderilirken" demek istemiyorum) veri üzerine alıcı ve gönderenin
MAC adresleri yazılır. Böylece veriyi alan tüm sistemlerden sadece "doğru" olanı veriyi alır
ve işleme koyar, diğerleri kendilerine gelmeyen(gelen ama ait olmayan!!) veriyi göz ardı eder.

Bu noktada ilk ethernetin hem mantıksal, hem de fiziksel olarak bus yapıda çalıştığı
anlaşılıyor. Elbette ethernet kullanılacak kablo tipi, maksimum uzunluk ve diğer değerleri de
tanımlamıştır.

Zaman içinde fiziksel bus yapı ihtiyaçlara cevap veremez hale gelmiştir. Fiziksel bus yapıda,
yani tüm bilgisayarların aynı kabloya bağlandıkları sistemde kablonun bir noktasında oluşan
kopukluk veya kısa devre tüm ağı çökertir.

Ağa yeni bir makina eklemek, kablonun bir bölümüne ek yapmak demektir bu işlem sırasında
ağ çalışamaz vaziyettedir.

2
Ağ'da arıza olduğu zaman tüm sistemleri dolaşan tek bir kablonun herhangi bir yerindeki
arızayı bulmak çok zahmetlidir.

Yapısal kablolama dediğimiz, çok fazla sayıda bilgisayarın kullanıldığı binalarda veya
kampüslerde gerçekleştirilen kablolama ve kurulumlarda fiziksel bus yapı kullanmak
mümkün değildir. Çünkü bus yapı ağacın dalları gibi merkezden binanın katlarına oradan da
odalara dallanan bir yapıya izin vermez.

Sonuç itibariyle ; fiziksel bus topolojinin ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğu anlaşılınca
yeni bir sistem arayışına gidildi. Çözüm ethernetin mantıksal topolojisini muhafaza edip,
fiziksel topolojiyi, yani kablolama yapısını yıldız topoloji ile değiştirmekti. Yıldız topolojide
her bilgisayardan ayrı bir kablo merkezi bir kutuya(hub) gider. Kablolardan birinde oluşan
arıza sadece o bilgisayarı etkiler.

Ethernet için yeni fiziksel topoloji yıldız topolojidir. Kullanılan kablo da koaksiyelden
UTP'ye dönüşmüştür. Ancak mantıksal olarak ethernet hala bus topoloji kullanır. Böylece
yıldız'a geçmeden önce kurulmuş binlerce ethernet ağı devre dışı kalmamış olur. Fiziksel
yıldız topolojide kullanılan hub içinde mantıksal bir bus yapı vardır. Bilgisayarlardan birisinin
yolladığı veri paketi hub'a ulaşınca, hub bu paketin kopyalarını oluşturup tüm portlarına
yollar. Yani bus yapıda olduğu gibi veri paketi diğer tüm bilgisayarlara erişir ve sadece alması
gereken bu paketi alır ve işler diğerleri ise siler.

Bunu daha iyi anlamak için bir ethernet hub'ı yukarıdaki gibi temsili olarak gösterebiliriz.
Hub'a bağlı bilgisayarlar yıldız topoloji kullanmalarına ragmen, hub içinde aynı bus gibi tek
bir hat olduğunu düşünebiliriz.

Böylece koaksiyel kablolu fiziksel bus ethernet ve utp kablolu fiziksel yildiz ethernet bir
arada rahatça kullanılabilir. Çünkü çalışma mantıkları yani mantıksal topolojileri aynıdır.

Zaten hemen hemen tüm ethernet hub'larda bir tane de koaksiyel kablo girişi vardır. Böylece
fiziksel yıldıza geçiş ethernet için çok kolay olmuş, zaten en büyük pazar payına sahip
ethernet ürünleri, fiziksel yıldızın tartışmasız avantajınıda elde edince, günümüzde en yaygın
ağ teknolojisi haline gelmiştir.

Ethernetin kullandığı bu melez topoloji bazen star-bus topoloji olarak anılır.

Tek melez topoloji star-bus değildir. IBM'in geliştirdiği ve günümüzde popülerliğini


kaybeden, ancak zamanında geniş bir kullanım alanı bulmuş olan Token Ring ağ teknolojisi
de star-ring melez topolojisini kullanır. Bu sistemde de dışarıdan bakıldığında aynı ethernetin
star-bus'ı gibi kablolama yıldız şeklindedir. Her terminalden ayrı bir kablo ethernet'teki hub'ın
benzeri bir kutuya girer.
Ancak bu kutunun içinde Token Ring ağlarının kullandığı mantıksal bir halka(ring) yapısı
mevcuttur.

Sonuç olarak

Geçmişte bir şekilde piyasaya çıkmış fakat tutunamamış bir çok ağ teknolojisinden söz
edilebilir. Ancak günümüzde kurulacak bir ağı seçerken piyasanın bize sunduğu (çoğu zaman
da fiyat, performans ve güvenililirlik açısından en iyi olan) teknolojiyi alıp kullanırız.

3
Günümüzde en yaygın kullanılan ağ tipi ethernet'tir.

Ethernet ilk başta hem fiziksel hem de mantıksal olarak bus yapıda tasarlandı. Zaman içinde
fiziksel bus ihtiyaçları karşılamayınca, fiziksel yildiz topoloji kullanan, yani hub ve UTP
kablo kullanan ethernet geliştirildi. Ancak bu yeni ethernet hem geriye doğru uyumluluk hem
de ethernetin temel çalışma mantığı öyle gerektirdiği için mantıksal bus kullanmaya devam
ediyor.

Günümüzde yeni bir ağı yapılandırırken verimsel anlamda tek seçenek olarak UTP kablo ,
hub ve yıldız topoloji ethernet görünmekte... Bununla beraber fiziksel bus kullanan koaksiyel
ethernet'te piyasadan tam olarak silindi diyemeyiz. Bu ikisinin bir arada çalışabiliyor olması
zaten ortada bir problem olmadığını göstermekte...

TCP/IP Nedir , Ne işe yarar...

Internet'in yaygınlaşmasıyla birlikte TCP/IP kısaltmasını çok sık duymaya başladık. Bu


kısaltmanın bir bilgisayar ağı protokolü olduğu, Internet'in bu protokol üzerine kurulu olduğu
hep tekrarlandı. Internet'e bağlanırken girdiğimiz rakamlar (IP, subnet mask, default gateway
vs.) ne anlama geliyor, bunları yanlış girince niye ağa yada Internet'e bağlanamıyoruz,
kısacası nasıl oluyor da oluyor... Size bu yazıda TCP/IP'nin ne olduğunu anlatmaya
çalışıcağım.

TCP/IP, Transmission Control Protocol/Internet Protocol ifadesinin kısaltması. Türkçesi


İletim Kontrol Protokolü/İnternet Protokolü oluyor. Protokol belli bir işi düzenleyen kurallar
dizisi demek.. Ağ protokolleri de bilgisayarlar arası bağlantıyı, iletişimi düzenliyor.
TCP/IP'nin adına bakıp tek bir protokol olduğunu düşünmeyin. TCP/IP, bir protokoller
kümesi. Herbiri değişik işler yapan birden fazla protokolden oluşuyor.

TCP/IP tarihine bakarsak...


TCP/IP'nin kökleri 1960'ların sonunda ve 1970'lerin başında Amerikan Savunma Bakanlığı'na
bağlı İleri Araştırma Projeleri Ajansının (Advanced Research Projects Agency, ARPA)
yürüttüğü paket anahtarlamalı ağ deneylerine kadar uzanır. TCP/IP'nin yaratılmasını sağlayan
proje, ABD'deki bilgisayarların olabilecek doğal afetler anında da ayakta kalabilmesini,
birbirleriyle iletişiminin devam etmesini amaçlıyordu. Şimdi baktığımız zaman projenin
fazlasıyla amacına ulaştığını ve daha başka şeyleri de başardığını görüyoruz.

Bu projenin ilk aşamasında 1970'de ARPANET bilgisayarları Network Control Protocol'ünü


kullanmaya başladılar. 1972'de ilk Telnet spesifikasyonu tanımlandı. 1973'de FTP (File
Transfer Protocol) tanımlandı. 1974'de Transmission Control Program ayrıntılı bir şekilde
tanımlandı. 1981'de IP standardı yayımlandı. 1982'de, Defense Communications Agency
(DCA) ve ARPA, TCP ile IP'yi TCP/IP Protokol Suiti olarak tanımladı. 1983'de ARPANET
NCT'den TCP/IP'ye geçti. 1984'de Domain Name System (DNS) tanıtıldı.

Yukarda kısaca yer verdiğimiz tarihçe aynı zamanda İnternet'in tarihçesidir. İnternet ile
TCP/IP ayrılmaz ikilidirler. TCP/IP, İnternet'in temelidir.

Bu kısa tarihçeden sonra bir yerel alan bilgisayar ağı üzerinde TCP/IP'yi anlatmaya geçelim.
Burada anlatılanlar İnternet üzerinde de geçerlidir.

4
TCP/IP ile kurulan bir bilgisayar ağında bir bilgisayarı üç parametre ile tanımlarız. Bu
paramatreler bilgisayarın adı, IP adresi ve MAC adresidir. TCP/IP protokoller kümesi bu üç
parametreyi kullanarak bilgisayarları birbirine bağlar.

Bilgisayarın adı kullanıcı tarafından işletim sistemi yüklenirken bilgisayara verilen addır
(Bilgisayarlara, Pazarlama, Personel ya da Murat gibi açıklayıcı ve kolay adlar verilir). MAC
adresi , bilgisayarların ağ, eternet kartının ya da benzer ağ cihazlarının üstüne yazılım yoluyla
değiştirilemez bir şekilde yerleştirilmiş bir adrestir (00-20-AF-F8-E7-71 ) örneğinde olduğu
gibi onaltılı düzende rakamlaryada harflerden oluşur). IP adresi ise 212.183.2.61 örnek
adresinde olduğu gibi 4 bölümden oluşan bir adrestir. Nokta ile bir diğerinden ayrılan bu
bölümlerin herbiri 0 ile 255 arasında bir değer alabilir.

IP adresinin ilk bölümü adresin sınıfını gösterir. IP adresleri üç sınıftır: Bu sınıflar A, B ve C


sınıfları olarak adlandırılır. A sınıfı adreslerin ilk bölümü 1 ile 126 arasında bir değer olabilir.
B sınıfı adreslerin ilk bölümü ise 128 ile 191 arasında yer alır. C sınıfı adresler 192 ile 223
arasında bulunur. 223'den sonrası ne oldu diye sorabilirsiniz. 223'ün üzeri bizi hiç
ilgilendirmeyen işler için ayrılmıştır.

Dikkatli okuyucu arada 127 ile başlayan adreslerin kayıp olduğunu farketmiştir. 127 ile
başlayan adresler özel işler için ayrılmıştır. Bu adreslerin bir tanesi bizi ilgilendirir ve sık sık
kullanmamız gerekir. Bu adres 127.0.0.1'dir ve kendi bilgisayarımızı gösterir.

İnternet'te A sınıfı adresler çok değerli adreslerdir ve büyük, çok büyük ağlardaki
bilgisayarlar için ayrılmıştır. Örneğin, IBM'in adresleri A sınıfı adresleridir. Şu anda
Internet'te A sınıfı adresleri tükenmiştir, kimseye verilmemektedir. A sınıfı adres alan bir
işletme yaklaşık olarak 16 milyon bilgisayarı bu adreslerle tanımlayabilir.

İnternet'te B sınıfı adresler de şu anda tükenmiştir. Bir B sınıfı adreste yaklaşık 65.000
bilgisayar tanımlanabilir. Örneğin, Microsoft'a bir B sınıfı adres alanı ayrılmıştır.

C Sınıfı adresler halen kullanılabilir. Ama C sınıfı bir adres alanı ancak 250 küsur adres
tanımlanabilir.

Bir yerel ağ kurarken İnternet'teki adres kısıtlamaları bizi ilgilendirmez. Kendi ağımız için her
sınıftan adres verebiliriz. Burada verilen adreslerin İnternet ile bir bağlantısı yoktur. Bu
noktaya dikat ediniz. TCP/IP'yi anlamak için kendimizi bir yerel ağ, daha sonra da bir geniş
alan ağı ile kısıtlayacağız. Böyle bir ağın İnternet bağlantısı ise bambaşka bir konudur.

Şimdi kendi bilgisayar ağımız için bir C sınıfı adres alanı tanımlayalım. Bilgisayarlarımıza
vereceğimiz adresler 212.209.4.10 ile 212.209.4.11 arasında yer alsın. Örnek adresler:

Birinci bilgisayar için 212.209.4.10


İkinci bilgisayar için 212.209.4.11

....

...

Sonuncu bilgisayar için 212.209.4.200

5
Dikkat ederseniz bütün bilgisayarların adreslerinin ilk üç hanesi sabit: 212.209.4. Bu adrese,
tam olarak söylemek gerekirse 212.209.4.0 adresine ağ tanımlayıcısı (Network ID) denir.
Yani, sizin ağınızın adresi nedir derlerse 212.209.4.0 diyebiliriz. 212.209.4.0 bizim ağımızın
adresidir.

Buradan çıkaracağımız ilk sonuç şu: Hiçbir bilgisayara sonu 0 ile biten bir adres veremeyiz.
Sonu 0 ile biten adresler bir bilgisayar ağını tanımlar.

Bilgisayarlarımıza veremiyeceğimiz ikinci bir adres de sonu 255 ile biten bir adrestir. Örnek
ağımızdaki bilgisayarların adresleri arasında 212.209.4.255 yer alamaz. Sonu 255 ile biten
adresler broadcast adresleridir. Broadcast yayın demektir; aynen radyo televiyon yayınındaki
gibi. Yani, belli bir bilgisayara değil de tüm ağa mesaj göndereceğimiz zaman sonu 255 ile
biten bir adresi kullanırız; ağa yayın yaparız. Örnek ; ağımızda herkese gidecek bir mesajın
hedef adresi 212.209.4.255 olur.

Biraz toparlayalım. IP adresleri iki bölümden oluşur. İlk bölüm ağın adresidir. İkinci bölüm
ağ içindeki bilgisayarların adresleridir. Örneğimizdeki adreslerde "212.209.4" ifadesini içeren
bölüm ağı tanımlar. Geri kalan kısım ise (10,11,....200 gibi) ağdaki bilgisayarların herbirini
tanımlar. Başka bir ağda , ağ adresi 130.11.9.0 şeklinde, bir başkasında ise 80.0.0.0 şeklinde
olabilir. Ağ adresleri seçtiğimiz sınıfa bağlıdır.

Bir bilgisayar, IP adresinin hangi bölümünün ağı tanımladığını, hangi bölümünün ise
bilgisayarları tanımladığını bilmek zorundadır. Bunun için subnet mask bilgisini kullanır.
Subnet mask'ı ağ maskesi şeklinde çevirebiliriz. Subnet mask de bir IP adresidir; dört
bölümden oluşur ve ağ adresinin hangi bölüme kadar geldiğini göstermek için kullanılır.
Örneğimizde subnet mask 255.255.255.0'dır. Bilgisayarlar kendi ağ tanımlayıcılarını bulmak
için subnet mask'i kullanırlar. Bu yüzden subnet mask'in doğru şekilde girilmesi önemlidir.
Yanlış girilen subnet mask değeri bilgisayarın diğer bilgisayarlarla iletişimini engeller.

Bilgisayarlar ağ tanımlayıcılarını bulmak için subnet mask'i nasıl kullanırlar? Şimdi örnek
bilgisayarımızdaki üç bilgisayarın adres bilgilerini yukarıda belirttiğimiz gibi girdiğimizi
varsayalım:

Yukardaki şekilde Pazarlama ve Personel bilgisayarlarının subnet mask'i doğru, Murat


bilgisayarının subnet mask'i yanlış girilmiştir. Şimdi Murat adlı bilgisayarın Pazarlama adlı
bilgisayara bir bilgi iletmek istediğini varsayalım. Murat bilgisayarı Pazarlama'nin IP adresini
kullanacaktır. Murat, bilgi göndereceği bilgisayarın, yani Pazarlama'nin, kendi ağında olup
olmadığını anlamak için şu işlemleri yapar. Önce kendi IP adresi ile subnet mask'ini AND
işleminden geçirir; sonuç 212.209.4.96'dır . Bu rakam ona göre içinde bulunduğu ağın
tanımlayıcısıdır. Sonra kendi subnet mask'i ile Pazarlama'nin IP adresini AND işleminden
geçirir; sonuç 212.209.4.112'dir. Yani, MUHASEBE'nin bulunduğu ağın tanımlayıcısı, adresi
212.209.4.96'dir. Bu iki adres aynı olmadığı için Murat bilgisayarı Pazarlama bilgisayarının
başka bir ağda bulunduğunu varsayar. Bu da yanlış bir varsayım olduğu için Pazarlama
bilgisayarına bilgi gönderemez. Bu hatanın giderilmesi oldukça basittir. Murat'in subnet mask
değerini diğer bilgisayarlarla aynı yaparsanız bütün bilgisayar aynı ağ üzerinde bulunduklarını
hesaplayıp birbirlerine bilgi gönderebilirler.

Bir bilgisayar ancak kendi ağı üzerindeki bir bilgisayara bilgi gönderebilir. Başka bir ağda
bulunan bilgisayarlara bilgi göndermek gerekirse yönlendirici (Router) adı verilen cihazlar

6
kullanılır. Yönlendiriciler de aslında içinde, işlemcisi , anakartı , rami olan, bir anlamda
harddisksiz bilgisayarlardir. Cihaz dedik ama üzerinde birden fazla ağ kartı bulunan
bilgisayarlar da doğru konfigüre edildiklerinde yönlendirici görevi görürler.

Yukarda herşey IP adresleriyle oluyor bitiyor gibi görünüyor. Gerçekte ise iletişimden hemen
önce IP adreslerinin MAC adreslerine çevrilmesi gerekir. Ağ üzerinde iletişim aslında
yalnızca MAC adresleri ile gerçekleşir. Çünkü IP adresleri TCP/IP protokolüne özeldir. Başka
bir protokolde, örneğin, Novell'in kullandığı IPX/SPX protokolünde IP adresi diye bir şey
yoktur. Her protokol kendine göre bir adresleme şeması kullanır ama bu şemalarda yer alan
adreslerin dönüp dolaşıp MAC adreslerine çevrilmesi gerekir ki bilgisayarlar birbirleriyle
iletişime geçebilsinler.

Bir bilgisayar bir başka bilgisayarın IP adresine sahipse ama MAC adresine sahip değilse
Adres Çözümleme Protokolü (Adress Resolution Protocol, ARP) adı verilen bir protokol
kullanarak IP adresini MAC adresine çevirir. TCP/IP'nin bir protokol kümesi olduğunu
söylemiştik. İşte ARP bu kümenin bir üyesi.

İletişime geçeceği bilgisayarın IP adresini bilen bilgisayar ARP protokolü ile "Bu IP adresi
kiminse bana MAC adresini söylesin" şeklinde bir mesaj oluşturur ve bu mesajı yayın
(broadcast) yapar, yani ağdaki tüm bilgisayarlara gönderir. Ağdaki bilgisayarların tümü bu
mesajı alırlar, eğer söz konusu IP adresi kendilerine ait değilse mesajı çöpe atarlar. Mesajdaki
IP adresinin sahibi olan bilgisayar ise kendi IP adresini tanır ve hemen "Bu IP adresi bana ait,
benim MAC adresim şu" şeklinde bir mesaj ile yanıt verir. İlk bilgisayar artık diğer
bilgisayarın MAC adresini bildiği için asıl mesajını doğrudan (broadcast yapmadan)
gönderebilir...

Sonuç olarak, TCP/IP görünümde rakamlar topluluğu gibi gözüksede , TCP/IP'siz internet
düşünülemez...

7
UTP Kablo Nasıl Yapılır ?

Kablo yaparken, yani bir kablonun iki ucuna jak takarken, kabloyu nerede kullanacağınıza
bağlı olarak iki tipten bahsedilebilir. Düz kablo, cross(çapraz) kablo.

Gördüğünüz gibi aynı cihazlar arasında(PC-PC veya Hub-Hub) cross kablo kullanıyoruz.
PC'den hub'a gidecek kablo ise düz kablo oluyor.

UTP kablonun ucuna taktığımız RJ-45 jak üzerindeki pinler jakın pinleri size bakacak şekilde
tutulduğunda soldan sağa 1'den 8'e kadar sıralı kabul edilir.

8
Düz kablo

Yanda düz bağlantıyı


görüyoruz.

Dikkat ederseniz bilgisayarın ağ kartında 1. pin TX+ iken hub tarafında 1. pin RX+.
Dolayısı ile kabloyu yaparken kablonun iki ucundaki jaklarda, birebir bağlantı yaparsak, yani
1. pin karşıda da 1'e gidecek, 2. pin 2'ye... şeklinde yaparsak düz kablo yapmış oluruz.
Böylece PC'nin gönderim yapan uçları(TX) hub'ın alım yapan uçlarına(RX) denk gelmiş olur.
PC'nin direkt olarak hub'a bağlanmadığı ortamlarda, bilgisayar ile duvar prizi arasındaki
kablolar, duvar prizlerinden patch panellere giden kablolar ve patch panelden hub'a giren
kablolar hep düz kablodur. Kısacası, daima düz bağlantı yaparız ancak bazı özel durumlarda
çapraz kablo gerekebilir.

Çapraz kablo

İki Pc'yi, arada hub olmadan tek


bir kablo ile bağlayabilirsiniz.

Ama her iki tarafta da 1 ve 2. pinler TX, 3 ve 6. pinler RX olduğuna göre, çapraz
bağlamalısınız ki, TX ve RX'ler karşı karşıya gelsin.

İki hub arasında çapraz


kabloda böyle oluyor. Farkı mı...
Kanalların ismi farklı olsada sonuçta aynı çapraz kablo hem PC-PC hem de hub-hub
bağlantısı için kullanılabilir...
Yani sizin yapacağınız çapraz kablo aynı.

9
Kablo bağlantı standartları

Kablo uçlarını yaparken uymanız gereken, daha doğruyu uyarsanız sizin ve sizden sonra ağa
müdahale edecek kişinin işini kolaylaştıracak standartlar vardır. Bu standarda uygun
yaptığınız kablo veri kanallarının aynı tel çiftini kullanması kuralına uygun olacaktır.

EIA/TIA isimli kuruluş "EIA/TIA -568-A 'Commercial Building Wiring Standard' " isimli
kablolama ile ilgili standartları belirlemiştir. Tüm dünyada üreticiler ve teknisyenler bu
standartları takip ederler.

"EIA/TIA -568-A" standardı içinde kablo uçlarını yaparken kullanabileceğiniz elektriksel


olarak birbirinin tamamen aynısı iki şema önerilmiştir. T568A şeması ve T568B şeması.

Her iki şemada da 1-2 ve 3-6'nın aynı çifte ait tellere denk geldiğine dikkat ediniz.

Düz kablo
Düz kablo yapmak için iki uçta aynı şemada olmalı, yani 568A<->568A veya 568B<->568B
şeklinde. Dolayısı ile iki seçeneğiniz var.

Çapraz Kablo
Eğer çapraz kablo yapmak istiyorsanız bir ucu 568A diğerini 568B şemasına göre
yapmalısınız.

Altta gördüğünüz grafiği üstüne sağ tıklayıp>save as... ile kaydederseniz kablolarla ilgili
temel bilgiler(renk kodları özellikle) her zaman elinizin altında bulunur.

10
Düz kablo yaparken iki şemadan birini seçip renk kodlarını ezberlerseniz ve her yaptığınız
kabloda bunu kullanırsanız, bir kablonun ucu bozulduğunda gidip diğer ucunu kontrol
etmenize gerek kalmaz.

Peki hangisini seçeyim derseniz, bir çok kaynakta 568A<->568A şemasının dünyada en
yaygın kullanılan şema olduğu söyleniyor...

Gigabit Ethernet
Yukarıdaki kablo bağlantıları 10BaseT ve 100BaseTX için yani 10Mbit ve 100Mbit ethernet
için geçerlidir. 1000BaseT yani UTP kablo üzerinden gigabit ethernet kullanacaksanız düz
bağlantıda bir farklılık yok. 568A<-->568A bağlantısını kullanabilirsiniz. Çapraz kabloda ise

11
durum değişik, gigabit çapraz için alttaki şemayı kullanmanız gerekiyor.

12

You might also like