Professional Documents
Culture Documents
Deniz 623
Deniz 623
İnceleme Kurulu
Dz.Kur.Alb.Yaşar ANAR
Y.Müh.Alb.Devrim REHBER
Dz.Alb.İlyas DAĞLI
Y.Müh.Bnb.İ.Bahadır DURU
İsth.Bnb.Salih DAĞBAŞI
Uzm.Me.Arzu ORAK
Yayına Hazırlık
Dz.Bnb.Serhan ARAS
Dr.Dz.Bnb.Mehmet YÜKSEL
Uzm.Me.Aynur GÜNER
Yayımlayan
Dz.K.K.lığı Per.Bşk.lığı
Bakanlıklar - ANKARA
Tel: (0312) 403 22 72
04
KAPTAN-I DERYA BARBAROS
06
HAYRETTİN PAŞA TABLOSU KUŞİMOTO TÜRK MÜZESİ
DENİZ MÜZESİ’NDE AÇILIŞI
SERGİLENİYOR
14
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ
17
DONANMA CEMİYETİ
VE TIP ETİĞİ
21
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ’NİN
27
TÜRKİYE ANTARKTİKA’DA ÜS
İZİNDEN KURMALIDIR
31 34
MAVİLİKLERE GÖNÜL
DENİZ VE KADIN VEREN KAHRAMANLARIN
BEYAZ KANATLI ŞEFKAT
MELEKLERİ
36 39
ATATÜRK’ÜN EĞİTİM HAYATI VE
VİZİYERLİ ŞAPKANIN TARİHİ
SINIF ARKADAŞLARI
54
KOMUTANLIK VE KARARGAH
SUBAYLIĞI ÖĞRENİMİ 27’NCİ
59
HAREKÂT EĞİTİM
YÜZYÜZE EĞİTİM DÖNEMİ FAALİYETLERİNİN DENİZEL
ROMANYA TETKİK VE ÇEVREYE ETKİLERİ
İNCELEME GÖREVİ
65 77
SARUCAPAŞA EĞİTİM MERKEZİ
KOMUTA KONTROLDE
KARAR VERME KOMUTANLIĞI (SAPEM)
30 YAŞINDA
Aynı bölgede şehitlik anıtı da yer almaktadır. Şehitlerin anısı- Ertuğrul Fırkateyninin 125’inci Yıl Dönümü faaliyetleri kapsamın-
na adada bir Türk Müzesi kurulmuştur ve Kuşimoto Belediyesi da Kushimoto /Japonya ‘da icra edilen törenler esnasında Kus-
tarafından işletilmektedir. Müze 2013-2015 yılları arasında dep- himoto Türk Müzesinin restorasyon sonrası açılışı, Altes Prenses
rem takviyesi ve restorasyon işlemine tabi tutulmuştur. AKİKO’nun katılımlarıyla TBMM Başkanı Cemil ÇİÇEK, Kuşimoto
Belediye Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent
Kuşimoto Türk Müzesinin daha etkin hale getirilebilmesi maksa-
BOSTANOĞLU tarafından 04 Haziran 2015 tarihinde yapılmıştır.
dıyla Dz.K.K.lığınca 2013 yılında başlatılan çalışmalar neticesinde
hazırlanan mankenler, tablolar, gemi maketleri vb. sergi objeleri Ayrıca 03 Haziran 2015 tarihinde, Kuşimoto Royal Otel bahçesin-
125’inci Yıldönümü etkinlikleri kapsamında Japonya’ya götürül- de Ertuğrul Fırkateyni anıt modelinin açılışı yapılmıştır.
müştür.
ERTUĞRUL FIRKATEYNİ
VE TIP ETİĞİ
Hekimin ödevi, insan sağlığını korumak ve geliştirmektir. Hekimin bilgi ve vicdanı bu görevin yerine getirilmesine adanmıştır.
Dünya Tıp Birliği’nin Cenevre Bildirgesi “Hastamın sağlığı benim ilk önceliğimdir” cümlesiyle hekimi bağlar ve Uluslararası
Tıp Etiği Kodu “tıbbi hizmetleri verirken, hekimin yalnızca hastanın menfaatine göre davranması gerektiğini” duyurur.
kendi yararı kadar gözetme”,“diğer insanlara maddi veya manevi dığı eseri ile uluslar üstü bir yardım kuruluşunun oluşturulması fik-
kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma” veya Macoulay rinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Dunant savaş esnasında,
ve Berkowitz’in ifadesiyle “bireyin bu davranış sonucunda elde sağlık hizmeti verecek bir kuruluş olmadığı için savaş meydanında
edeceği ödülleri öngörmeden başkalarının yararına yaptığı faa- tıbbi yardım alamadan yatan yaralıların durumuna tanıklık etmiş,
liyetler3” olarak da tanımlanan, Konfüçyanizm’de ve Budizm’de yöredeki sivil halkı yaralı askerlere hangi tarafın askeri olduklarına
yedi erdemden biri olarak kabul edilen alturizmin (diğergamlık) en bakmaksızın yardım etmek için örgütlemiştir. Ancak tüm çabala-
güzel örneklerinden birisi olarak değerlendirilebilir.4 rına rağmen 22.000 Avusturyalı ve 17.000 Fransız asker basit
yardımlar alamadıkları için hayatlarını kaybetmiştir. Dunant savaş
Her ne kadar Ertuğrul Fırkateyni’nin batması bir savaş veya çatış-
sonrası yazmış olduğu kitabında iki fikri ortaya atmıştır;7
ma esnasında olmasa da hangi tarafa ait olursa olsun yaralanan
askerlerin düşman olarak görülmemesi, gerekli tedavilerinin yapıl- • Avrupa ülkelerinde, hangi ulustan olduğuna bakılmaksızın
ması da evrensel insani değerlerin bir gereğidir. savaşta yaralananlara yardım edecek gönüllü derneklerin barış
zamanında kurulması,
Bunun güzel bir örneğine o zamanda yaşanan olaylar sonrası ya-
pılan yazışmalarda rastlamaktayız. 22.Eylül.1890 yılında Japon • Ülkelerin, yaralıları korumak ve onlara tıbbi yardım sağlamak
doktorların yazdığı mektupta şu satırlar yer almaktadır: amacıyla uluslararası anlaşmalarda taraf olması.
“Katip Akiyama’ya bildiriniz; Dunant tarafından ortaya atılan bu fikir kısa sürede Avrupa’da
destek bulmuş ve Dunant’ın görüşlerine destek veren Cenevre
Türk Donanmasına ait Ertuğrul Gemisi bu ayın 16’sında de-
Halk İdaresi Derneği Başkanı Gustave Moynier’in öncülüğünde
nizde seyir halinde iken şiddetli fırtınaya tutularak Kashino
İsviçre Federal Konseyi’nin çağrısıyla askeri yararlılara yardım der-
kıyıları yakınlarında kayalıklara çarpıp batmıştır. Muhtarlıktan
neği kurmak amacıyla Cenevre’de 5 kişilik bir komisyon oluştu-
bilgi gelince bizler olay yerine gidip yaralılara gerekli tedaviyi
rulmuştur. 17 Şubat 1863 tarihinden itibaren “Uluslararası Askeri
yapıp yardım etmek için gayret ettik. Ama o panik hali içinde
Yaralılara Yardım Derneği” adı altında oluşturulan dernek bu ama-
kaç kişiye tedavi uyguladığımızı, hangi ilaçları verdiğimizi not
ca yönelik toplantılarına başlamış ve 22 Ağustos 1864 tarihinde
etme imkanımız olmadı...
Cenevre Sözleşmesi imzalanarak resmi hale getirilmiştir.8
Ama aslında bizim en başından beri ilaç ve tedavi bedeli talep
Cenevre Sözleşmesi haricinde *** tarafından belirlenen silahlı
etme düşüncemiz olmayıp, sadece yaralılar için yardıma ihti-
çatışma hukukunun on temel kuralında da benzer şekilde silahlı
yaçları olduğunu düşünüp yürekten ve var gücümüzle yardım
çatışmalarda tarafların uyması gerek etik kurallar belirlenmiştir. Bu
etmemiz, yalnızca insancıl bir yaklaşımdan ibaret olup ilaç
on kural;9
bedeli ve tedavi masrafları gibi bir beklentimizin olmadığını
bildirmek isteriz.” 1. Yalnızca düşman askerine ve askeri hedeflere hücum edece-
ğim.
Doktor Kawaguchi Sanjuurou
Doktor Date Ichirou 2. Teslim olmuş ve savaş gücünü kaybetmiş düşmana hücum
Doktor Matsu Shima etmeyeceğim. Bu nedenle düşmanın beni insanca tedavi etmesini
22 Eylül 1890 bekleyebilirim.
Fransız düşünür J.J.Rouesseau’nun (1712-1778) “Harp fertler 3. Görevimi yerine getirmek için zorunlu olanlar dışındaki hedef-
arasında şahsi bir münasebet değil, devletler arasında bir leri imha etmeyeceğim. Misilleme yapmayacağım.
münasebettir. Şahıslar geçici olarak düşman olurlar. Dola- 4. Askeri durum ve muharebe koşulları izin verdiği ölçüde yaralı,
yısıyla, silahsız bir asker artık düşman değildir ve yaşama hasta, kazazede ve ölü personeli koruma konusunda ayırım yap-
hakkına sahiptir.5” ifadesi bu yaklaşımı net bir şekilde ifade et- mayacağım. Hastalara aldığım emirler doğrultusunda ilk yardım
mektedir. yapıp tahliye edeceğim.
Uluslararası olsun veya olmasın çatışma halinde bulunan birlik- 5. Elime geçen esirlere insanca muamele edeceğim. Onların
lerde hasta ve yaralılarının durumlarının iyileştirilmesi, silahlı kuv- silahlarını alıp amirlerime teslim edeceğim. Canları ve diğer var-
vetlerin denizdeki hasta, yaralı ve kazazedelerinin vaziyetlerinin lıkları her türlü hücumdan korunmuştur. Onların sadece giyinme,
düzeltilmesi, harp esirlerine yapılacak muamele, harp zamanında beslenme, tıbbi destek ve korunma ihtiyaçları dışındaki askeri
sivillerin korunması gibi konular Cenevre Sözleşmesi ile belirli bir malzemelerine el koyacağım. Aynı zamanda kendimin ve silah
standarta getirilmiştir. Cenevre sözleşmesi silahlı çatışma hukuku arkadaşlarımın güvenliğini alacağım.
veya harp hukuku olarak da bilinen uluslararası insancıl hukukun
temel kaynağı olarak görülmektedir.6 6. Sivilleri muharebe alanından uzak tutacağım ve onları koru-
yacağım. Sivil mülkiyeti ihlal etmemeye özen göstereceğim. Ölü
Cenevre Sözleşmesine giden yolda bu ihtiyaca neden olan olayla- yağmacılığı ve soygunculuğu kesinlikle yasaktır.
ra baktığımızda 1859 yılında Fransa -Avusturya arasında gerçek-
leşen Salferino Savaşı’na şahit olan İsviçreli Jean Henry Dunant’ın, 7. Tıbbi yardım örgütleri (Kızılay, Kızılhaç vb), sivil savunma ör-
1862 yılında ‘Bir Salferino Hatırası’ isimli savaş izlenimlerini aktar- gütleri, kültürel varlıklar ve bunlarla ilgili ekipman korunmuştur,
ben de zarar görmemeleri için dikkatli olacağım. Birleşmiş Mil- - Anti-personel mayın, kimyasal silah ve bubi tuzağı kullanma-
letler (BM) birlikleri bana ve müttefiklerime saldırmadıkça onlara malıyım.
hücum etmeyeceğim.
- Savaş ganimeti toplamamalıyım.
8. Aşağıdaki kurallara sadık kalacağım:
9. Silahlı Çatışma Hukuku’na mümkün oldukça uygun hareket
- Kendimi ve silah arkadaşlarımı korumak için ayırt edici işaretleri etmeliyim. Uygun hareket etmeyenleri silah arkadaşım olsa bile
kurallara uygun olarak kullanmalıyım. amirlerime bildirmeliyim.
- Silah ve teçhizatımda değişiklik yapmamalıyım ve yalnızca bana 10. Uluslararası Ayıt Edici işaret ve sembollere aşina olmalıyım.
verilen resmi silahı kullanmalıyım.
DİPNOTLAR
1 YÜKSEL Mehmet, ARAS Serhan, Ertuğrul, Deniz Basımevi, Şubat 2015.
2 YÜKSEL Mehmet, ARAS Serhan, Ertuğrul, Deniz Basımevi, Şubat 2015
3 Saatçi, Ezgi YILDIRIM. Girişimcilikle Diğergamlık harmanından sosyal girişimci mi çıkar?. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi,
Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 103-114
4 http://tr.wikipedia.org/wiki/Di%C4%9Ferk%C3%A2ml%C4%B1k
5 Türkiye Kızılay Derneği-73 Yıllık Hayatı 1877-1949.Ankara.1950.s:5-6
6 http://tr.wikipedia.org/wiki/Cenevre_S%C3%B6zle%C5%9Fmeleri
7 http://www.sessiztarih.com/article-id-405.html
8 Henri Dunant, ; Bir Solferino Hatırası, Çev.: Nermin Arpacıoğlu, Türkiye Kızılay Derneği, Ankara,1964 ; Mehmet Polat, Hilal-i
Ahmer Teşkilatının Kuruluşu ve Teşkilatlanması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı, Elazığ, 2007, s.3-5.
9 Handbook On The Law Of War For Armed Forces, International Commitee Of The Red Cross, Geneva 1987 s.2
DONANMA CEMİYETİ
Hazırlayan •• Dr.Dz.Bnb.Mehmet YÜKSEL
Bu kampanya ile on milyon Osmanlı vatandaşından her birinden Osmânî Cemiyeti tarafından iştirak edilecek dört torpido muhri-
ayda bir kuruş toplandığında aylık 100.000 lira, yılllık 1.200.000 binin tediye-i bedalatı için Maliye Nezaretince kefalet edilmesine
lira elde edilecek ve bu parayla yılda bir dretnot ya da iki kruvazör mezuniyet verilmiştir.”11
alınabilecektir. On yıl içinde devletin desteği ile birlikte amaçlanan
Donanma Cemiyeti merkezi İstanbul olmak üzere ülke çapında
donanma terkip edilecektir. Zira Alman Muavenet-i Milliye Ce-
ve yurt dışında Paris, Berlin, Girit, Kıbrıs, Mısır, İran ve Hindis-
miyeti, bu şekilde on yıl içinde Alman donanmasını, İngiltere’yi
tan gibi ülkeler de teşkilatını genişletmiştir.12 Ayni ve maddi
endişelendirecek bir seviyeye getirebildiğine göre Osmanlı Do-
nanması’nın da Fransa donanması seviyesini 10 yıl içinde yakala-
yabileceği düşünülmüştür.4
Donanma Cemiyeti’nin kuruluşundan önce de Meclis-i Mebusan’a
Siirt Milletvekili Abdürrezzak Efendi’nin vermiş olduğu tezkerede
benzer ifadeler yer almıştır. Buna göre Abdürrezzak Efendi’: “…
tebai Osmaniyenin yirmi beş milyonu bil’istisna, kusur beş milyonu
bir hesabı basit üzerine birer liradan beş milyon lira kadar mebla-
ğın ianeten itası gibi bir me’seri hamiyet ibraz edecekleri şüphesiz
bulunduğundan hemen ianei mezkûrenin cem’i ve cibayetiyle, bir
müddeti kalile zarfında Amerika’dan son sistem hususunun tahtı
karara alınmasını talep ve teklif eylerim.” dese de bu teklif, meclis
tarafından nazar-ı dikkate alınmamıştır.5
Ayrıca 1908-1913 yılında Almanya’nın İstanbul büyükelçiliğinde Yardım Beratı
askeri ataşe olarak görev yapan ve Liman von Sanders’in gelme-
siyle görevine devam eden Binbaşı von Strempel Alman Donan- yardımlarla bunlar Sultan II. Abdülhamit’in mücevherleri, hanedan
ma Cemiyeti (Flottenverein) benzeri bir teşkilatın kurulmasını teklif üyelerinin ianeleri, halk ve memurlardan13 gelen yardımlar ve es-
etmiştir.6 Amiral Gamble Donanma ianesinin 30 bin lirayı geç- naf ile köylünün mallarından alınan ianelerle önemli bir bütçeye
meyeceğini belirtmesi ve ancak Londra’ya gittiğinde bu konudan sahip olmuştur. 19 Temmuz 1909 tarihinde kuruluşundan itiba-
olumlu bahsetmesi Donanma Cemiyeti hakkındaki düşüncelerini ren 31 Ocak 1919’e tarihine kadar toplam 606.114.875 kuruş
belirtmektedir.7 17 para gelir elde etmiştir. Bu tutar 1.638.775 kuruş emanet
ile toplam 607.753.650 kuruş 17 paradır. Devlet bütçesinden
Bu dönemde, İbrahim Hakkı Paşa hükümeti8 de on yıllık bir prog- donanmaya 1907-1908 yılları itibari ile 60,8 milyon kuruş tahsisi
ram hazırlayarak, 28 Şubat 1910 tarihinde kabul edilen “Bahriye değerlendirildiğinde ciddi bir meblağ meydana gelmiştir.14
Olağanüstü Bütçe Kanunu” ile her yıl 500.000 lira olmak üzere,
Donanma Cemiyeti’ne toplanan yardımlar konusunda basında
on yıl için toplam 5.000.000 lira donanmaya ayrılmasını kabul
olumsuz yayınlar da çıkmıştır. Mithat Paşa’nın damadı Nüzhet
etmiştir. Bahse konu kanunun maddeleri aşağıda olduğu gibidir:9
Kemal Bey tarafından Takvim Gazetesi’ne gönderilip, İzmir’in Rum
MADDE 1. Kuvve-i Bahriye için fevkalade olarak on sene müd- gazeteleri tarafından da iktibas edilen bir mektupta İttihatçıların,
detle senevi beşer yüz bin lira tahsis edilmiştir. Bahriye İanesi adına topladıkları paraları zimmetlerine geçirdikle-
rini ve gerekirse bunu belgelerle ispat edebileceğini iddia etmiştir.
MADDE 2. İşbu meblağ Hükümetçe mürettep program dairesin- Buna karşılık Donanma Cemiyeti ise bu konunun şahsî ve siyasî
de sarfedilecektir. ihtiraslardan kaynaklandığını ifade ederek mukabelede bulunmuş-
MADDE 3. Hazine-i Maliye bu program dâhilinde olmak üzere tur.15
Donanmayı Osmanî Komisyonu tarafından vuku bulacak mübaya- Yapılan ianelerin artırılması için yardım yapanlara Donanma Madal-
ata kefalet edebilecektir. yası verilmesi Ocak 1912 senesinde teklif edilmiş ve bu konuda
10 Eylül 1912 tarihinde “irade-i seniyye” çıkarılmıştır. Madalyalar
MADDE 4. Bu suretle vuku bulacak mübayat on senelik muhas-
yardım miktarına göre tunç, nikel, gümüş, altın ve fevkalade altın
sesat yekûnundan tenzil edilecektir.
olmak üzere beş çeşittir. Bu madalyalar maddi ve ayni yardımları-
MADDE 5. İşbu kanunun icrayı ahkâmına Bahriye ve Maliye Na- nın miktarına göre yardım verenin maliyetini karşılayacak şekilde
zırları memurdur. beratı ile birlikte sahibine verilecektir. Madalyalar yalnız şahsa ve-
rilmeyip Şirket-i Hayriye gibi müesselere de verilmiştir. Hanedan
Bu bütçe Maliye Nezareti tarafından şartlı olarak verilmiş ve Do- üyeleri, Mekke Emiri Şerif Hüseyin, Mahmut Muhtar Paşa, Enver
nanma Cemiyeti tarafından toplanacak yardım miktarı hükümetçe ve Cemal Paşalar Donanma Madalyası ile taltif edilmiştir.16
beş milyon liraya tamamlanacaktır.10 Maliye Nezaretince gemi
alımlarında Donanma Cemiyeti’ne mali garanti verilen diğer bir Cemiyet’in faaliyet alanı kuruluş amacında olduğu gibi Osmanlı
gösterge de donanmaya alınacak dört adet torpido muhribi için Devleti’ne ticari ve harp gemisi almaktır. Gemi satın alımları Bah-
Meclis-i Mebusan’da Maliye Nazırı Mehmet Cavit Bey verdiği ka- riye Nezareti programı dâhilinde; Cemiyet tarafından teşkil edilen
fen heyeti ile Bahriye Nezareti’nin fen heyetinin müşterek kararı ve
nun teklifinin meclis tarafından kabulüdür. Böylece;“Donanmâyi
devletin kefaletiyle gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda satın alınan 1965 yılında tekrar kurulan Donanma Cemiyeti, 1972 yılı için-
gemiler ve özellikleri şu şekildedir:17 de Deniz Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı22 (Türk Donanma Vakfı
Nakliye Gemileri Yapım/ Hizmete Giriş Tarihi Ülke Tonaj (Ton) Firma
Mithat Paşa 1900/1911 İngiltere 2482 Sir Raylton Dixon&Co, New Castle
Reşit Paşa 18
1900/1911 İngiltere 2482 Sir Raylton Dixon&Co, New Castle
Giresun 1877/1910 İngiltere 1880 Robert Naplier&Son, Glasgow
Torpido Muhribi Yapım/ Hizmete Giriş Tarihi Ülke Tonaj (Ton) Firma
Muavenet-i Milliye 1910/1910 Almanya 765 Fr Schichau AG, Elbing
Yadigar-ı Millet 1910/1910 Almanya 765 Fr Schichau AG, Elbing
Nümune-i Hamiyet 1910/1910 Almanya 765 Fr Schichau AG, Elbing
Gayret-i Vataniye 1910/1910 Almanya 765 Fr Schichau AG, Elbing
Zırhlı Muhrib Yapım/ Hizmete Giriş Tarihi Ülke Tonaj (Ton) Hız(mil)
Turgut Reis 1894/1910 Almanya 10.670 10
Barbaros Hayreddin 1894/1910 Almanya 10.670 10
Muavenet-i Milliye
Reşadiye Dretnotu
gelmiştir. Fukuchi’nin ziyaretinden 7 yıl sonra, 1878’de “Seiki” sil edebilecek kadar ihtişamlı olmalıydı. Aynı zamanda; Osmanlı
adlı bir Japon harp gemisi İstanbul’a gelmiş, bu Japon gemisinin tersanelerinde inşa edilmiş, personel taşıma kapasitesi yüksek,
kaptanı Yarbay İnoue’ye, Abdülhamit, “Ben de ülkenize bir gemi- maliyetin düşürülmesi maksadıyla hem makine hem de yelkenle
mizi gönderip kaptanım ve zabitanım vasıtasıyla İmparatorunuza seyredebilen bir gemi olması da isteniyordu. Donanma’nın envan-
selamımı iletmek istiyorum. Lütfen sevgimi Japon İmparatoru’na terindeki gemiler arasından özellikle dış görünüşüyle en heybetli
söyleyiniz” diyerek nişan vermiştir. gemilerden biriydi Ertuğrul.
1887 yılının Eylül ayında, Japonya İmparatoru’nun amcası olan
Prens Komatsu‘nun eşiyle birlikte İstanbul’a yaptığı ziyaret iki ülke
arasında kurulan ilişkiye hız kazandırmıştır. Ekim 1886’dan Aralık
1887’ye kadar Amerika, Avrupa ülkeleri ve Çin’i kapsayan büyük
bir inceleme gezisine çıkan Prens Komatsu, ilk Japon asilzadesi
olarak, İstanbul’u da ziyaret etmiş ve Padişah II. Abdülhamit ta-
rafından kabul edilerek, Japon imparatorunun dostluk mesajını
iletmiştir.
II. Abdülhamit, Prens Komatsu ve heyetine büyük bir yakınlık Resim 3 - Ertuğrul Fırkateyni Personeli
göstermiş, itibarlı bir misafir olarak onları Dolmabahçe Sarayı’n-
da ağırlamıştır. Ayrıca kendilerine madalya ve nişanlar da tevcih Ertuğrul’un Japonya’ya intikali esnasında, Asya coğrafyasında kök
etmiştir. Prens Komatsu ülkesine döndükten sonra, ziyareti sü- salan İngiliz İmparatorluğu’nun idaresi altındaki Müslüman top-
resince gördüğü yakın ilgiden dolayı teşekkür etmek amacıyla lumlarda nabız yoklamak ve Osmanlı Devleti’ne yönelik olumlu
Padişah’a Krizantem Nişanı’nı göndermiştir. bir yaklaşım tesis etmek, Asya Müslümanlarının Hilafete bağlılık-
II. Abdülhamit, Japonya ile ilişkilerde somut bir gelişme sağlamak larının güçlendirilmesi suretiyle maddi ve diplomatik desteklerini
için harekete geçmiş, Japonya’ya bir gemi göndermeye karar sağlamak amacıyla Süveyş, Aden, Bombay, Kolombo, Singapur,
vermiştir. Gezinin resmi bir şekil almaması için de, Japonya’ya Saygon ve Hong Kong limanları da seyir programına dahil edil-
gönderilecek geminin bir okul gemisi olması uygun görülmüştür. miştir. Biz de TCG GEDİZ ailesi olarak ülkemiz ile bölge ülkeleri
Padişah, gemiye Bahriye Mektebi son sınıf öğrencilerinin ve yeni arasında tesis edilen ilişkilerin geliştirilmesi ve yeni ilişkilerin tesis
mezunların da bindirilerek, hem staj/ tatbikî deniz eğitimi fırsatı edilmesine katkı sağlamak maksadıyla 125 yıl sonra aynı rotaları
olmasını hem de savaş gemisi imajının silinmesini istemiştir. Böy- kullanarak Ertuğrul’un dümen suyundan anılan limanlara ziyaretler
lece Avrupalıların bu işe karışma ihtimaline çözüm bulunmuştur. icra edecektik.
Sıra geminin seçimine gelince Doğu’da yeni bir kuvvet halinde Takvimler 2 Temmuz 1305/14 Temmuz 1889 Pazar gününü
beliren Japonya’ya gönderilecek gemi Osmanlı’nın gücünü tem- gösterirken Ertuğrul Fırkateyni İstanbul’dan ayrılarak Japonya’ya
doğru harekete geçmişti. Ertuğrul, ilk olarak Marmaris limanı- Japonya’da baş gösteren Kolera salgını Ertuğrul’u da etkilemiş, bu
na, oradan Süveyş’e intikal etmiş, Port-Sait’te bir gece kalmıştı. gelişmeler üzerine 21 Temmuz’da Yokohama’dan avara edilerek
Süveyş Kanalı geçişi esnasında talihsiz bir kaza geçirerek bir süre Yokosuka’daki Nagaura karantina bölgesine intikal edilmiş ve ma-
onarım için Süveyş’te bulunmuştu. Onarımların tamamlanmasını alesef bu süre içinde toplamda 37 kişi daha koleraya yakalanmış
müteakip 23 Eylül 1889‘da Süveyş‘ten ayrılmış, Cidde’ye uğra- ve 13 kişi hayatını kaybetmişti. Karantinadan dolayı hareket tarihi
yarak 7 Ekim 1889‘da Aden’e varmıştı. Aden’den kömür ikmalini yine ertelenmişti. Japonya’da fırtına dönemi olan Eylül-Ekim ay-
müteakip 10 Ekim’de Bombay’a intikale geçmişti. ları gelmişti. Bütün bu olumsuz gelişmelerin neticesinde Ertuğrul
Fırkateyni, karantina için gittiği Yokosuka’dan Yokohama‘ya geri
20 Ekim’de Bombay’a uğrayan Ertuğrul ve mürettebatına halk
dönmeyerek, buradan İstanbul’a doğru 15 Eylül 1890’da hareke-
büyük ilgi göstermişti. Bombay’da yayınlanan iki gazete, günde
te geçmek zorunda kalmıştı. Dönüş yolunda yakalandığı fırtınaya
binlerce kişinin ziyaret ettiği Ertuğrul hakkında makaleler yayın-
yorgun bedeni dayanamayarak mürettebatıyla birlikte Kushimoto
lamış ve bu makalelerin tercümeleri de Ceride-i Bahriye’de ya-
bölgesinde yer alan Oşima Adası'nın açıklarında denizin soğuk
yınlanarak İstanbul halkına iletilmişti. İngilizce olarak yayınlanan
sularında ebedi istirahatgâhına çekilmişti. Elim kazadan kurtulanlar
“Gazette of Bombay” 28 Ekim 1889, “Advocate of India” ise
İstanbul’a dönmüş, kalan deniz şehitlerimiz ise Ertuğrul Fırkateyni
29 Ekim 1889 tarihli nüshasında Ertuğrul ve mürettebatına geniş
ile birlikte vatanımızdan binlerce mil mesafede, en uzakta ve en
yer vermiş, gemiye karşı olan büyük ilgiden söz etmiştir.
doğuda sonsuza kadar sürecek dostlukların temelini atmıştı.
Bir haftalık liman ziyaretinin ardından Bombay’dan ayrılan Ertuğ-
Kazadan yaralı kurtulan 69 kişi Kuşimoto’dan Kobe’ye nakledil-
rul, 1 Kasım’da Kolombo’ya varmıştı. Ertuğrul’un Kolombo’da
mişlerdi. Kobe’deki tedavi işlemleri sonrasında tüm yaralılar Hiei
gördüğü ilgi Bombay’daki ilgiyi gölgede bırakır ölçüde olmuştu.
ve Kongo adlı Japon savaş gemileri ile İstanbul’a getirilmişlerdi.
Civar şehirlerden ziyarete gelen on binlerce insan, geminin etra-
fını saran tekne ve sandallar tarafından adeta sevgi seline maruz
kalınmıştı. Beş günlük liman ziyareti sonrasında Fırkateyn 5 Kasım
1889 günü Singapur’a müteveccihen hareket etmişti.
15 Kasım 1889‘da Singapur‘a ulaşmış, Japonya’da devletin ami-
ral seviyesinde temsil edilmesi için, bu limanda Miralay Osman
Bey terfi ettirilerek mirlivalığa getirilmişti.
Singapur yıllar sonra ilk kez olay çıkarmayan, taşkınlık yapmayan,
sokakta kavga etmeyen denizciler görmüştü. Üs komutanı perso-
nelin örnek tavrından ötürü teşekkürlerini defaatle Osman Paşa’ya
iletmiş, Osman Paşa da Singapur halkının ve üssün misafirperver-
Resim 4 - Yaralılar Kobe Kızılhaç Hastanesi Bahçesinde
liği için üs komutanını makamında ziyaret ederek teşekkürlerini
bildirmiştir.
Uygun mevsim rüzgârlarının beklenilmesi sebebiyle Singapur’da Kazanın meydana geldiği yer Japonya karasuları içerisinde en çok
dört aya yakın bir süre kalan Ertuğrul, 22 Mart 1890’da Hong deniz kazasının meydana geldiği yerlerden biri olup, “Funakara”
Kong’a doğru harekete geçmiş fakat hava muhalefeti sebebiyle adlı bu mevkinin, halk arasında “Şeytan Kayalıkları” denen tehlikeli
kömürün yetmemesi üzerine Fransız Sömürgesi olan Saygon’a bir yer oluşu, kaza akşamı biri Alman diğeri İngiliz olmak üzere iki
uğrayarak ikmal yapmış ve hava şartlarının düzelmesini bekle- geminin daha bu yakınlarda batmış olması da bölgenin alelade bir
mişti. 20 Nisan’a kadar burada kalan Ertuğrul, 26 Nisan’da Hong mevki olmadığını göstermektedir. İntikali süresince tüm zor şart-
Kong’a ulaşmıştı. lara rağmen diplomatik misyonunu başarıyla tamamlayan Ertuğrul
Fırkateyni Türk-Japon dostluğunun temellerini atmış, geleceğin
5 Mayıs 1890’da Nagazaki’ye doğru yola çıkan Ertuğrul yine hava denizci nesillerine örnek olmuştu.
muhalefeti sebebiyle Foçu’ya uğramak zorunda kalmış, 18 Ma-
yıs’ta ileri harekete geçerek 22 Mayıs’ta Nagazaki’ye, 26 Mayıs’ta Kazada ölenlerin anısına, geminin battığı yere en yakın
Kobe’ye varmıştı. 7 Haziran 1890’da Yokohama’ya ulaşan Ertuğ- kara parçası olan Kushimoto’da bir anıt yapılmıştır. Şehitlik
rul Fırkateyni limandaki yerli ve yabancı gemilerce karşılanmıştır. 21 Eylül 1890’da oluşturulmuş, ilk Şehitlik Anıtı Japonlar tara-
fından 1891’de dikilirken, 1929’da tadil edilmiş, aynı yıl Haziran
Osman Paşa, 13 Haziran 1890‘da İmparator‘a Padişah’ın mektu-
ayında Japon İmparatoru tarafından da ziyaret edilmiştir. Türkiye
bunu, nişanını ve diğer hediyelerini takdim etmiş; İmparatoriçe’ye
tarafından restore edilerek 1937’de tekrar açılan anıtın önünde,
de taç ile murassa gerdanlığı sunmuştur. Osman Paşa Tokyo’da
her yıl düzenli olarak anma törenleri yapılmaktadır. “Ertuğrul Fırka-
yabancı devlet elçileriyle resmi temaslarda bulunmuştur.
teyni Şehitlerini Anma Törenleri” esnasında, adaya ne zaman bir
Ertuğrul personelinin liman ziyareti süresince hâl ve tavırları Ja- Türk gelse mutlaka inceden bir yağmur yağdığı, Japonların da bu
pon halkının övgülerine mazhar olmuştu. Dönüş için hazırlıklar yağmurların “şehit denizcilerin buruk sevinç gözyaşları” olduğuna
yapılırken Ertuğrul’u bir şansızlık daha yakalamıştı. 1890 yılında inandığı söylenmektedir.
Şimdi biraz da Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya Seyrinin 125’inci Tüm personelde sözcüklere sığdırılamayacak haklı gurur, Deniz
Yıldönümü seyri görevine tefrik edildiğimiz süreçte TCG GEDİZai- Kuvvetleri Komutanımız Oramiral Bülent BOSTANOĞLU ve Do-
lesi olarak yaşadıklarımız ve hissettiklerimizden kısaca bahsetmek nanma Komutanımız Koramiral Veysel KÖSELE’nin gemimizi yıl-
istiyoruz. Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya seyri ile ilgili yapılacak başı tebrigatı kapsamında ziyaretleri ile daha da artmıştı.
etkinlikler kapsamında bir fırkateynin Japonya’ya gidecek oldu-
Evet göreve tefrik edilmiştik, bunun haklı gururunu yaşıyorduk, bir
ğunu öğrendiğimizde acaba bu gemi biz olabilir miyiz diye heye-
taraftan da bu görevi aziz Ertuğrul Şehitlerinin anısına layık şekilde
canlanmıştık. Takvimler Kasım 2014 ayını gösterdiğinde Japonya
yapmak arzusu ve sorumluluk duygusu kendisini kuvvetli bir şekil-
Seyrine ilişkin onayların alındığı haberlerinin yayılması ile birlikte
de hissettiriyordu. Bu bilinçle süratle görev hazırlıklarına başladık.
bu tarihi göreve kimin ya da kimlerin gideceği konuşulmaya baş-
lanmış, diğer gemilerde olduğu gibi gemimizi de görevin heyecanı
kaplamıştı. Sonrasında katılacak gemi adaylarının isimlerinin du-
yulması ile birlikte heyecan daha özelde ilgili gemilerin personelini
sarmaya başlamıştı. Görev için gemimizin aday olduğunu öğren-
mek bile büyük bir gurur vesilesiydi. Hemen beraberinde görev
periyodu, gidilecek ülkeler, ziyaret edilecek limanlar en önemlisi
de vatanımızdan en uzak noktadaki şehitlerimiz için ne yapabiliriz
konusu personel arasında konuşulan konular haline gelmişti.
18 Aralık 2014 tarihinde artık resmi olarak gidecek geminin ismi-
nin belirlendiği haberi gemideki gece yarısı seyir sessizliğini bölü-
yordu. Salonlar ve branş mahalleri arasında telefonlardan meşgul
sesi geliyordu. İcra edilecek görevin heyecanı gemi personelin-
den ailelerine yansımış, bir taraftan uzun soluklu bir seyrin getire- Komutanlarımızın Yılbaşı Tebrigat Ziyareti
ceği ayrılık düşünülürken, diğer taraftan da Ertuğrul Fırkateyni’nin
Seyrin tarihi önemine ve görevin temsil boyutuna ilişkin durumsal
Japonya Seyrinin 125’inci Yıldönümü için icra edilecek bu tarihi
farkındalığı artırıcı brifingler ile ziyaret edilecek limanları tarihi ve
göreve seçilmiş olmanın gururu ağır basıyordu.
kültürel boyutta tanıtmaya dönük brifingler verilmeye başlanmıştı.
Bölgedeki farklı dillerde ihtiyaç duyulabilecek basit cümleler der-
lenerek personelin istifadesine sunuluyordu. Görevin temsil boyu-
tuna ilişkin resepsiyonlarda konuşulabilecek muhtemel konularda
açık kaynak tabanlı İngilizce notların hazırlıklarına başlanıyordu.
Görev kapsamında gemide görevlendirilecek personele ulaşıla-
rak göreve ilişkin hazırlıklardan haberdar ediliyor ve kendilerine
yapmaları gerekenler bildiriliyordu. Bu kapsamda resepsiyonlarda
ve liman ziyaretlerinde şehirlerde küçük konserler vermek üzere
görevlendirilecek olan bando ile irtibata geçilerek tüm gidilecek
ülkelerin popüler müziklerine ilişkin hazırlık yapılması isteniyordu.
TCG GEDİZ Ailesinin Gurur Tablosu Harekât ihtiyaçlarının süratle çözüme kavuşturulduğu ve herkesin
zamanla yarışarak en iyiyi sunmaya çalıştığı bir sürecin yaşanması
√ (Görev İcra Edilen Ülkeler Turuncu, Görev Planlı Ülkeler Mavi) herkeste ayrı bir iç motivasyona dönüşüyordu. Gemi bünyesine
“Anavatanda güvende olmak için denizde güçlü olmak, dünyada görev kapsamında eklenen tonlarca malzemenin transferi, cep-
söz sahibi olmak için tüm denizlerde var olmak.” ilkesi ile dün- hane transferinde olduğu gibi tüm personelin oluşturduğu zincirle
ya denizlerinde sancak/varlık göstererek başta Japonya olmak yapılıyor, personel zincirin baklaları gibi birbirine kenetleniyordu.
üzere Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya Seyri’nin 125’inci Yıldö- Uzun seyirlere yelken açmak, sevdiklerimizden uzaklaşmak;
nümü Faaliyetleri süresince liman ziyaretleri icra edilecek ülkeler gerektiğinde ve acil bir durum hâsıl olduğunda kendilerine ulaş-
ile ilişkilerin geliştirilmesi ve yeni ilişkilerin tesis edilmesine katkı mamız Deniz Kuvvetlerimizin bize sunduğu imkânlarla mümkün
sağlamak maksadıyla, 1 Nisan – 31 Temmuz 2015 tarihleri ara- olabiliyordu. Personelimiz bu tip görevlerle son dönemlerdeki ge-
sında Cibuti / CİBUTİ’den başlayarak Karaçi / PAKİSTAN, Mumbai lişmeleri, kendilerine verilen önemi daha yakından görme, yaşama
/ HİNDİSTAN, Colombo / SRİ LANKA, Port Klang / MALEZYA, ve tecrübe etme imkânına sahip olabiliyordu. X Bandın kapla-
Jakarta / ENDONEZYA, Hong Kong / ÇİN, Qingdao / ÇİN, Busan / ma sahası dışına çıkıldığında iletişimi sağlama üzere KU-BAND
GÜNEY KORE, Shimonoseki / JAPONYA, Kushimoto / JAPONYA, montajı yapılmıştı. Personelimiz bu sayede her zaman aileleriyle,
Tokyo / JAPONYA, Manila / FİLİPİNLER, Singapur / SİNGAPUR, sevdikleri ile görüşebileceklerdi.
Chennai / HİNDİSTAN, Maldivler / MALDİVLER, Salallah / UM-
Gemi içerisinde ilgili hazırlıklar hızla devam ederken, diğer taraftan
MAN ve Cidde / SUUDİ ARABİSTAN limanlarına yönelik ziyaret ve
gidilecek limanlar ve icra edilecek faaliyetlerle ilgili inceleme ve
eğitimler icra edilecekti.
KAYNAKÇA:
1. Büyüktuğrul, Afif, Osmanlı Harp Tarihi ve Cumhuriyet Donanması, Cilt 3, Deniz Basımevi, İstanbul, 1983.
2. Çoker, Fahri, Bahriyemizin Yakın Tarihinden Kesitler, Dz.K.K.lığı Karargah Basımevi, Ankara, 1994.
3. Esenbel, Ayşe Selçuk, “19’uncuYüzyılda Japonya’nın Genel Siyaseti ve Türkiye’ye Bakışı” (Haz: İstanbul Deniz Müzesi K.lığı),
Uluslararası Ertuğrul Fırkateyni Sempozyumu Bildiri Kitabı (s.15-39), Dz.K.K. Basımevi, İstanbul, 2010.
4. Gerede, Hüsrev, Türk-Nippon Dostluğu’nun Sonrasız Hatırası Ertuğrul, T.C. Tokyo Büyükelçiliği, Tokyo,1937.
5. Ilgaz, Arif Hikmet - Ilgaz, Hasene, Yüzüncü Yıl Armağanı, Ertuğrul Faciası, İstanbul, 1990. Komatsu, Kaori, Ertuğrul Faciası -
Bir Dostluğun Doğuşu, Turhan Kitabevi, Ankara, 1992.
6. Nobuo, Misawa, “Japonca Kaynaklar Açısından Ertuğrul Faciası (1890)” (Haz: İstanbul Deniz Müzesi K.lığı), Uluslararası Ertuğ-
rul Fırkateyni Sempozyumu Bildirileri (s.15-39), Deniz Basımevi, İstanbul, 2010.
7. Nutki, Süleyman, Musavver Ertuğrul Fırkateyni Faciası: Vesaik-i Resmîye ve Hususiyeye Müsteniddir, Matbaa-i Bahriye, 1327
[1911]-(Osmanlıca).
8. Şimşek, Erdoğan, Dünden Bugüne Ertuğrul Fırkateyni, Deniz Basımevi, İstanbul, 2006.
9. Ulusan Şahin, F. Şayan, Türk-Japon İlişkileri, T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara, 2001.
10. Yücel Eronat, Canan, Ertuğrul Süvarisi Ali Bey’den Ayşe Hanım’a Mektuplar, Türkiye İş Bankası Kültür Y., İstanbul, 2007.
da birçok bilim dalındaki eksiklik giderilmeli, bu açığın kapatıla- ve bu konudaki çabalara katkıda bulunmalıdır. Bunun dışındaki
bilmesi için yeni disiplinlerde nitelikli akademik kadronun yetişti- yaklaşım ve düşünceler bizi esas hedefimizden saptırabilir.
rilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yurtdışında akademik çalışmalarını
Hem maddi hem de akademik anlamda yeterli kaynağa sahip
sürdüren birçok Türk vatandaşı sayesinde bu eksikliği az da olsa
olan Türkiye bu konuda grişimde bulunması halinde küresel öl-
giderebilecek yeteneğe sahibiz. Yalnız yurtdışındaki araştırmacılar
çekte bir çalışmaya başlamış olacaktır. 1995 yılında Antarktika
bu konuda kendilerine iş güvencesi verilmesini beklemektedir.
Sözleşmesi’ni imzalayan Türkiye yaklaşık 20 yıldır bu alanda
Halihazırda ülke içinde az da olsa yetişmiş bir kritik araştırmacı
somut bir ilerleme kaydedememiştir. Antarktika konusunda bir
sayısı bulunmaktadır.
strateji belirlenmesi ve bu doğrultuda hareket edilmesi hepimizin
3.Sonuç sorumluluğundadır. Çünkü bu alanda planlı olarak yol kat etmek
Türkiye’nin menfaati için önemlidir.
Türkiye Antarktika’da üs kurmak, görünürlüğünü artırmak yanında
bir dünya mirası olan kıtanın korunması için de çaba sarf etmeli
DENİZ VE KADIN
1956 yılında Deniz Harp Okuluna bir bayan öğrenci alınmış an- Ulu önderin “Denize hakim olan cihana hakim olur” vecizesi Türk
cak uyum problemi yaşadığı için kendi isteği ile mezun olamadan Donanmasına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Erkek egemen dün-
okuldan ayrılmıştır. 1957 yılında Gürışık GÜRPINAR asteğmen yada kadının kendine yer bulma çabası devam etmekle beraber
rütbesiyle diplomasını alırken İlgi YENER devre kaybettiği için Türk kadını denizcilik mesleğine gönül vermiştir. 1955 yılından
1958 yılında mezun olmuştur. günümüze kadar Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görev yapmak,
okyanuslar aşarak şanlı bayrağımızı dalgalandırmak, o tertemiz
1958 yılında Nihal GÖKÇAKIN Deniz Harp Okulunda eğitime baş-
beyaz üniformayı layıkıyla taşıyabilmek için büyük çaba içine gir-
lamış ve 1960 yılında mezun olmuştur. Mezuniyetini müteakip
mişler, denize ve denizciliğe uyum aşamasını büyük zorluklarla
Yıldız Teknik Üniversitesinde mühendislik eğitimi alarak mühendis
atlatmışlardır.
sınıfına geçmiştir.
ATATÜRK’ün yolunda büyük bir özveri ve azimle Türk Deniz Kuv-
1959 yılında 5 bayan öğrenci (Seval ÜNSALDI (ERDOK), Günsel
vetlerine uzun yıllar hizmet etmiş, subay kimliğinin yanı sıra annelik
BATURALP, Serpil ERDEMLİ, Saime ÖZSARI ve Kudret GÜNDÜZ)
görevlerini de ihmal etmemiş 1961 yılı mezunlarından (E) Dz.Bnb.
Deniz Harp Okulunda eğitime başlamış ve 1961 yılında mezun
Seval ERDOK’la 1997 yılı mezunu Dz.Bnb. Müge SAVAŞKUL
olmuşlardır. Gemilerde görev yapmayı çok istemelerine rağmen
MÜRTAY başkanlığında 1998 yılı mezunu Dz. Bnb. Feride Ebru
dönemin şartları uygun olmadığından denizin kıyı birliklerine atan-
İLGÜ ve 2009 yılı mezunu Dz.Ütğm.İrem ÇAYLI katılımıyla Mar-
mışlar ve meslek hayatları süresince personel, ordonat ve istihba-
mara Yelken Kulubünde “kadın subayların tarihi gelişimi” konulu
rat gibi karargah görevlerini yürütmüşlerdir.
söyleşi yapılmıştır.
bırakmaya hazır mıdır? Seval Bnb. inanılmaz bir ikilem olarak ni- İlk Kadın Eğitim Botu Komutanı: Dz.Bnb.Gökçen FIRAT,
telendiriyor bu durumu. Bu ikilemin üstesinden gelmeyi başaran
İlk Kadın Kurmay Subay (Deniz Kuvvetlerinde): Dz.Bnb.Yasemin
bahriyeli kadın subaylar Harp Okullarının kadınlara kapatılmasıyla
BAYRAKTUTAN (Minik bebeğini ihmal etmeden Akademiyi 1’in-
derin bir hayal kırıklığına uğramışlardır.
cilikle bitirmiştir.),
1992 yılında Harp Okullarına tekrar bayan öğrenci alınmaya baş-
İlk Kadın Deniz Hava Taktik Komutanı: Dz.Bnb.Ebru Nilhan BOZ-
lanmış ve bu kapsamda 25 bayan öğrenci Tuzla’da konuşlu Deniz
KURT.
Harp Okuluna alınmıştır. Ayrıca bu kez kanun yenilenmiş ve Deniz
Harp Okulundan mezun olan kadın subaylara da gemilerde çalış- Askeri alanda başarılarını gösteren kadın bahriyeliler çeşitli spor
ma hakkı verilmiştir. alanlarında da ülke ve dünya çapında önemli derecelere imza
atmış ve bizleri gururlandırmışlardır. Bunlardan bazıları aşağıda
Gelişmekte olan Türkiye Cumhuriyeti 1992 yılında ordunun kapı-
sunulmuştur.
larını tekrar kadınlara açtığında kamuoyunda büyük bir umut ve
sevinç dalgası yayılmıştır. Konu artık yurt içi sınırlarını aşmış deniz İlk Olimpiyat Meşalesi Ödülü Alan Milli Kadın Sporcu (Kürek Bran-
aşırı memleketlerde NATO üyesi ülkelerin ortak konusu olmaya şı) :Dz.Bnb.Müge S.MÜRTAY, İlk Askeri Pentatlon Kadın Dünya
başlamıştır. Gelişimin bir ülkenin aydınlık yüzü kabul edilirse Türk Şampiyonu: Dz.Bnb.Asu BÜYÜKDURMUŞ.
kadını gelişimin simgesi haline gelmiş ve beklentileri karşılamıştır.
“Güçlü Ordu Güçlü Türkiye” dahilinde bahriyeli kadın subaylar ola-
Bu hususta gerek aklın ve ilmin önderliğinde aldığı eğitim, gerek-
rak amacımız daimi Başkomutanımız Mustafa Kemal ATATÜRK’ün
se kıt’adaki görevleri uhdesinde başarıları saygıyla karşılanmıştır.
Anadolu kadınına güvenini pusula kabul edip, sancağımızı mavi
Bahriyeli kadın subaylar atandıkları görevleri en iyi şekilde icra vatan ötesinde daha ilerilere taşımaktır.
etmelerinin yanı sıra, akademik ve spor alanlarında da başarılara
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün öngördüğü gibi “Mille-
imza atmışlar ve atmaya devam etmektedirler. Bunlardan bazıları
timiz güçlü bir millet olmayı azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri
aşağıda sunulmuştur.
de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan
İlk Kadın Helikopter Pilotu (Deniz Kuvvetlerinde): Dz.Bnb.Zerrin dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geç-
TOSUN, tikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir”.
Kaynakça
(1) (E) Bnb.Seval ERDOK Anıları
(2) Deniz Harp Okulu Müzesi
(3) www.denizcilikvegemi.com
İstanbul’a, çeşitli askeri liselerden gelmişlerdir. Bu kalabalık grup, vetleri General ve Amiralleri albümündeki sıralama:
altı sınıfa bölünmüştür. M. Kemal birinci kısımdadır (13 Mart
1. Ali İhsan Sabis (Top.1317 (1901-1)
1899).
2. Asım Gündüz (P.1316 (1900-2)
Saint Joseph’ten gelen Ali Fuat (Cebesoy) ile (onu, yatakhane-
deki karyola göstermesi yüzünden) kader onları tanıştırır, arkadaş 3. Sedat Doğruer (P.1317 (1901-30)
olurlar; Ali Fuat’ın paşa babasının evine evci çıkar. Daha bitmedi;
4. Ahmet Tevfik (P. 1317 (1901-1)
M.Kemal Paşa’nın Anadolu’ya gönderilmesinde, bu ailenin rolü
olur. Gene bitmedi; Sivas’tan Ankara’ya gelişinde de Ali Fuat Pa- 5. Mustafa Kemal Atatürk (P.1317 (1901-8)
şa’nın kolordusunun, orada bulunmasındandır. (gerisini saymıyo- 6. M. Hayri Tarhan (P.1317 (1901-4)
rum; konu dışına taşıyoruz!)
7. M. İzzet Yavuzer (Sv.1316 (1900-2)
Atlı sınıfın mevcudu 635 piyade, 88 süvari ve 16 baytar olmak
üzere 703 kişidir. 8. Seydi Uğur (Top.1317 ( 1901-2)
M. Kemal’in not çizelgeleri Harp Okulu arşivindedir. Birinci sını- 9. Ali Fuat Cebesoy (P.1317 (1901-28)
fınkiler ise İstanbul Üniversitesi kitaplığında, “H. Gök ve M. Uyar” 10. Şevket Demirman (İs.1317 (1901-1)
tarafından bulunmuştur.
11. Kemal Ohri (P.1317 (1901-18)
Kendi sınıfında 9. sırada, bütün piyadeler arasında ise 29. durum-
dadır ki kendi ifadesiyle, “Harbiye I’de, biraz eğlenceye dalmıştım!” 12. M. Şevki (Şişko) (P.1317 (1901-15)
der. 13. A. Müfit Özdeş (P.1317 (1901-2)
II. sınıftan III. sınıfa geçerken 11. sıradadır ki 445 piyade ara- Görüldüğü gibi Harbiye sıralaması ile kurmaylık dereceleri farklı
sında bu derece, oldukça iyidir. Ahmet Tevfik’in birinciliği, devam olmuştur. Örneğin, üçüncü sıradaki S. Doğruer, piyadenin otu-
etmektedir. zuncusu iken burada, oldukça iyi derecededir. Atatürk’ün en iyi
III. veya son sınıftan mezuniyette, lise toplamı dikkate alınmış ve arkadaşlarından bir olan on üçüncü sıradaki Müfit Özdeş, piyade-
459 piyade sınıfının 8. si olarak diploma almıştır. Yıl olarak bu nin ikincisi iken, listeye sonuncu olarak katılabilmiştir! Bu durum,
sınıfa “55. Piyade sınıfı” denir. Akademiler kitabına bakıldığında hep böyledir. (Müfit Özdeş, Ami-
rallerimizden Rıfat Özdeş’in babasıdır).
Mezuniyet tarihi, bir çok kitapta, “rumî / miladî” ve on günlük fark
nedenleriyle” karıştırılmaktadır! Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Geriye kalan 24 subayın titri, “mümtaz” olup içlerinde pek değer-
(E) Hikmet BAYAR’ın bana yazdığı nazik ve değerli mektubunda, liler vardır. Örneğin Kutulamare kahramanı Tümg. Halil Kut (Enver
en doğrusu tespit edilmiştir: “Mustafa Kemal (Selanik) - 1317 Paşa’nın amcası) gibi. Bu muharebe çok önemlidir. İngiliz Ordusu,
(1901) – Piyade - 8” (10 Şubat).” generalleriyle esir alınmıştır. Torunu tarafından imzalanan anıları,
elimizdedir. General TOWNSHEND’in 718 sayfalık anılarıyla bera-
Erkan-ı Harbiye Mektebi (Kurmay)’ne giriş, “pek iyi” tutturanlara ber okunmalıdır, derim.
mahsustu, başka bir imtihan yok idi. Gene, Harbiye / Pangaltı’n-
daki okulda devam edilecek ve üç yıl okunacaktı. “Topçu Harbiye- Orgeneral Asım Gündüz (20 yıl II. Bşk.lık yapmıştır!) anılarında
si”, Haliç’teki Halıcıoğlu’ndaki okuldu. Buradan gelenlerle Erkan-ı şöyle der: “Asıl birincimiz Mustafa Kemal sayılır; ama konuları çok
Harbiye’de, 42 kişi olarak toplanmışlardı. kısa yazardı ve yazısı da pek düzgün değildi!”
Bu okulun I. sınıfında da Ahmet Tevfik gene birinci olarak sınıfı IV. sıradaki Ahmet Tevfik, ne yazık ki mezuniyetten 2 yıl sonra
tamamlar. Topçuluktan gelen Cihangirli Ali İhsan (Sabis), ikinci ölmüştür! Bu da onun kaderiydi!..
sıradadır. Eski Genelkurmay Bşk.larından Orgeneral A. Nafiz Gürman da
II. sınıfta ise ilkokuldan beri birinciliklerle gelen Ahmet Tevfik, bu “mümtaz”dır; hatta, TBMM Bşk.larından Orgeneral Kâzım Özalp
titrini, Ali İhsan’a kaptırır. Rahatsızlığı nedeniyle bir üst sınıftan sar- da…
kan Kütahyalı Asım (Gündüz) 4., M. Kemal 6. ve Ali Fuat 8. sırada Milli Mücadele’nin en kıymetli Generallerinden Ali Fuat Cebesoy
görülmektedir. ile Kazım Karabekir, ne yazık ki orgeneral yapılmamışlardır! O Kâ-
Son sınıfta toplam mevcut 37’ye düşmüştür. Harbiye’den beri zım Karabekir ki bütün sınıflarının birincisi, ’’Şark Fatihi’’ ve insa-
teğmen olarak okuyan bu sınıftan 13 kişi, “pek iyi” tutturdukların- nüstü insandır. (Kitapları okunmalı)
dan “Erkan-ı Harp”, yani “Kurmay” olmuşlar ve gerisi de “Mümtaz” Bu makalenin özü, bir büyük asker ve devlet kurucusunun okul ve
sayılmışlardır (11 Ocak 1905). eğitim hayatını, sınıf arkadaşlarını anlatmaktır. Bunlar, bizlerin de
“Kurmay yüzbaşı” olarak mezun olmuşlar ve iki yıl sonra da “kı- eğitimlerimizde başımızdan geçenlerdir! Bizim zamanımızda, her
demli yüzbaşılığa” yükselmişlerdir. sınıftan iki kişi “iftihar listesi’’ne girer ve Türkiye çapında kitap ola-
rak basılırdı ve bizler, bu kitaplara çok imrenirdik, ortaokulda iken.
Genelkurmay Başkanlığının 2 Şubat 2001 tarihli Türk Silahlı Kuv-
Bu bir, eğitim yarışıdır, teşviktir. İlk on kişi arasında, çoğu kez, Mustafa Kemal’in sınıfının karşılığına, bizim sıralama kitabından
yer değiştirmeler olagelmektedir. Üstümüzdeki sınıflardan birinde, baktım ki karşıma Şükrü Okan (Koramiral) çıktı. 67 güverte içinde
iki süper öğrencinin (Turgut ve Hayrettin ki sonradan Amerika’nın 44. sıradaydı; şans ona gülmüştü.
’’MIT’’sinden bile dereceli mezun olmuşlardır.) başına, sıradan bi-
Bizdeki sicil numaraları, bir üst sınıfın devamıdır. Harbiye’ye geçiş
risi yerleşivermiştir. (Belki basit bir dersten!)
ve mezuniyet tarihleri altında dereceler sıralanır.
Hem Harbiye hem Akademi birincisi olmak pek az kişiye nasip
Sınıf derecelisi olmak, çok iftihar edilecek bir titri olmakla beraber,
olmuştur; bu bir iftihar vesilesidir.
kıta hayatında da bunu devam ettirmek en ideal bir durumdur,
Büyük Atatürk’ün kıvrak zekasını çoğumuz / hepimiz bilmekteyiz; büyük şanssızlıklara uğramadan!
ama sınıflardaki derecelerini, pek azımız bilmektedir. Bu yazıda,
Bir gün olur, “Atlı da yaya da unutulur, unutulur.” misali; dereceler
bunları öğrenmiş olduk.
de dereceliler de unutulur, unutulur… Herkesin dosyası, Lala-
Bizim Bahriyemizde Akademi; ancak 1930’da kurulabilmiştir ki han’daki arşive konur!..
hikayesi pek bilinmez. Osmanlıda, birinci ve ikincilere, “Erkan-ı
Harplik’’ tevcih edilirdi. Hatta topçu ve seyir kurmayları tabirleri de
vardı. Belki bir uzmanlık titri!
edilmiştir. Fes kullanımı ilk olarak Kara Kuvvetleri tarafından kal- Cemaliye giyilmeye başlandıktan kısa bir süre sonra, 08 Haziran
dırılmış ve Kara Kuvvetleri için saptanan serpuşa (başlık), Harbiye 1916 tarihinde subayları, gedikli subaylardan ayırmak için siyah
Nazırı Enver Paşa’nın adından esinlenilerek “Enveriye” adı veril- ipek şeridin üzerine dört santimetre genişliğinde bir sırma şerit
miştir. Bahriyede de bu uygulamayı Bahriye Nazırı Cemal Paşa ilave edilmiştir. Ancak, I. Dünya Savaşının son bulması ile bu şerit
başlattığından bu başlığa “Cemaliye” adı verilmiştir. Cemaliye'de, kaldırılmıştır.
sınıf renkleri kokartın içinde yer almıştır. Viziyersiz şapkanın ilk
Bahriye mektebi öğrencileri de subaylara benzer cemaliye giymiş-
olarak bu nizamname ile bahriye hayatına girmiş olduğunu gö-
ler; cemaliye kokartları üzerinde bir çıpa, onun üzerinde de bir ay
rüyoruz.
yıldız bulunmuştur.
Subay Cemaliyesi
Bahriye Mektebi Öğrencisi
Kaynakça
1. Türk Düğmeciliği ve Bahriye Düğmeleri, İstanbul, Dz.K.K.lığı Basımevi Müdürlüğü, 1995
2. Geçmişten Günümüze Bahriye Kıyafetleri (1390-2005), Ankara, Deniz İkmal Grup K.lığı Matbaa Amirliği, 2005
(3) Büyüktuğrul, Afif, Büyük Atamız ve Türk Denizciliği, s.167, Ankara, 1969
G iriş:
Kafile komutanımız Deniz Harp Akademisi Komutanı Tuğa-
Gezi öncesinde gerek askeri gerekse genel kültür açısından bize
önemli birikim kazandıracak olan böyle bir geziye iştirak etmenin
miral Tayyar ERTEM komutasında icra edilen faaliyete Deniz Harp heyecanı ile 18 Mayıs 2015 Pazartesi günü Sabiha Gökçen Ha-
Akademisi’nden Öğretim Başkanı, 2 öğretim elemanı, 36 öğrenci vaalanı’na intikal ettik.
subay, Harp Akademileri Komutanlığı’ndan 1 subay, Kara Harp Belçika Gezisi:
Akademisi’nden 6 öğrenci subay, Hava Harp Akademisi’nden 3 Uçağımız saat 10.20C’de Sabiha Gökçen Havaalanı’dan havalandı.
öğrenci subay olmak üzere toplamda 1 amiral, 49 subay, 32 3 saat 45 dakika süren yolculuğumuzun sonunda Belçika’nın
personel eşi ve 3 çocuk katılmıştır. zaman dilimine geçmek için saatlerimizi 1 saat geriye ayarladık.
anse Schanse Kasabası gezilmişdi. 1991 yılında yapılan setler Hollanda’dan ayrılmadan önce Amsterdam’da yarım ay şeklinde
ve yol ile anakaraya bağlantısı sağlanan Marken Adası’nda yarım şehri çevreleyen kanallarda tekne turu gerçekleştirdik. Tekne tu-
saatlik bir gezinti yaptık. Kahverengi çatılarla kaplı adeta maket
yapılar gibi şirin ve birbiriyle uyumlu yeşil ahşap evleri ve evlerin
bahçelerinde kuzuların koşuştuğu doğa harikası bu adacık tam bir
turist merkezi mahiyetindeydi.
Marken Adası’ndan Volendam Kasabası’na intikal ederken yol
üstündeki bir çiftlikte Hollanda’nın meşhur peynirlerinin yapılma
sürecini yerinde gözlemledik ve çeşit çeşit peynirlerden tadarak
hediyelik paketler yaptırdık. Balıkçı tekneleri, yöresel kıyafetle-
ri ve evlerine geç saatlerde dönen sarhoş balıkçıların kolaylıkla
ayırt edebilmeleri için kapıları farklı renklere boyanmış geleneksel
evleriyle Volendam “Balıkçı Kasabası” kimliğini korumaya devam
etmekteydi.
İstanbul Boğazı’ndan çıkmayı müteakip rotamızı doğuya çevirerek Arkeoloji Müzesi gezisinin ardından, Sinop adının geçtiğinde ilk
Kdz.Ereğli limanına intikale geçtik. akla gelen, cezaevinde yatan ünlü şahsiyetler ile anılan Sinop Ce-
zaevi’ne intikal ettik.
9 Haziran 2015 Salı günü saat 11:00’da Kdz.Ereğli Limanı'na
aborda olduk, Kurmay ve Kültür Gezisi Sözlü Sınavı kapsamın- Sinop Cezaevi’ndeki incelemelerimizin ardından, Türkiye’nin en
da; Harp Akademileri Komutanı Org. Abdullah RECEP’in gemiye kuzey noktası olan İnceburun’a ulaştık. Eşsiz bir manzaraya sahip
katılması ile birlikte saat 13:30’da Kdz.Ereğli Limanı'ndan avara olan İnceburun’da gemiler ile seyirlerimizde bizlere yardımcı olan
ederek Sinop’a intikale geçtik. ve hep uzaktan gördüğümüz yaklaşık 150 yıl önce inşa edilmiş
tarihi deniz fenerini yakından görme fırsatını bulduk.
Sinop’a intikal esnasında; Harp Akademileri Komutanımız tarafın-
dan sözlü sınava tabi tutulduk.
1. Sinop Gezisi :
10 Haziran 2015 Salı günü saat 09:00’da Sinop’a intikali mü-
teakip Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Abdullah RECEP,
taburda bizlerle vedalaşarak kafileden ayrıldı.
alma yetkisi veren tek okul olduğunu brifing esnasında öğren- Gazi Müzesi’nden sonra Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından
dik. Sahra Sıhhiye Okulu Müzesi’nde yaptığımız incelemede, hem 2012’de hizmete açılan Amazon Köyü’ne intikal ettik. Amazon adı
söz konusu birliğin tarihi hem de TSK’nın sağlık konusundaki verilen kadın savaşçıların, eski çağlarda Samsun’un Terme ilçe-
imkan/kabiliyetleri hakkında bilgi sahibi olduk. sinde yaşadıklarını öğrenme ve yaşam şartları ile savaşçı yapıları
hakkında bilgi aldık.
Sahra Sıhhiye Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığının ardından Amazon Köyü’nden sonraki durağımız Amisos Tepesi ve Kral Me-
Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığına intikal ettik. Bura- zarları idi. Eski adıyla Baruthane Tepesi olan Amisos Tepesi’nde
da Komutanlığın faaliyetleri konusunda bilgi almanın yanında SG helenistik döneme ait olduğu saptanmış ve Pontus Krallığı’nın üst
Onarım Destek Komutanlığı ve SG İkmal Destek Komutanlığını düzey yönetici ailelerinden birine ait olduğu düşünülen bir me-
inceleme fırsatı bulduk. zar yapısı bulunmaktadır. Amisos Tepesi’nden sonraki durağımız
Samsun Kent Müzesi’ydi. 12 Şubat 2013 tarihinde ziyarete açılan
müzede Samsun’un sosyal, tarihi, kültürel, coğrafi ve ekonomik
yapısına ilişkin kronolojik bilgiler ve malzemelerin sergilendiğini
gördük.
Kent Müzesi’nden sonraki durağımız BANDIRMA Müzesi oldu.
Ulu önderimiz ATATÜRK’ü, 9’uncu Ordu Müfettişi olarak silah
arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’dan Samsun’a getiren BANDIRMA
Vapuru, bağımsızlığa giden yolda çok önemli bir görev yapmış ve
tarihteki yerini almıştır. 1878 yılında İskoçya’da inşa edilen BAN-
DIRMA Vapuru, posta gemisi olarak 1925 yılına kadar hizmette
kalmıştır. Gerçek ölçülerinde yeniden yapılan BANDIRMA Vapuru,
müze gemi olarak 19 Mayıs 2003 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Samsun’daki son gezi noktamız olan Arkeoloji Müzesi’nde Sam- Karadeniz ikliminin yansıması olan çiseleyen yağmurlu bir havada,
sun ve çevresinde yapılan kazılar sonucunda bulunan çeşitli eser- öğle yemeğimizi Sümela yolunda, çam ormanının içerisinde bir
ler sergilenmektedir. ırmak kenarında yedikten sonra, Sümela Manastırı’nın dik ve çetin
yollarından, bir kısmını yürüyerek, manastıra ulaştık. Sümela Ma-
13 Haziran 2015 tarihinde saat 1500’da Samsun’dan avara ede-
nastırı, Roma’nın resmi din olarak Hıristiyanlığı kabul etmesinden
rek Trabzon’a intikale geçtik. İntikal esnasında; 1’inci ve 2’nci sınıf
önce, dinlerini yaşamak ve yaymak isteyen Hıristiyanların, şehirden
öğrenci subayların, Deniz Harp Akademisi Komutanı ve öğretim
uzakta, ulaşımı çok güç, korunaklı ve derin bir vadiye kurdukları
üyeleri tarafından Kurmay ve Kültür Gezisi Sözlü Sınavı icra edildi.
görkemli bir yapıdır. Sümela Manastırı’nı gezerken, baskılardan
3. Trabzon Gezisi: kaçan insanların kendilerine saklı bir dünya yarattığı, uzun çam
ağaçlarıyla kaplı, sisler içindeki derin vadiden gelen coşkun bir
14 Haziran Salı günü saat 0800’da bulutlu bir Karadeniz sabahın-
ırmağın uğultusunun huzur verdiği bir ortamda bulduk kendimizi.
da Trabzon Limanı’na aborda olduk.
Trabzon’da ilk durağımız yüksekçe bir tepede çam ormanı-
nın içerisinde ve eşsiz güzellikte bir mimariye sahip Atatürk Evi
oldu. 1890 yılında Rum kökenli bir armatör tarafından yaptırılan
ve Avrupa Rönesans figürleri kullanılan köşk, mübadele sonra-
sı dönemde devlet himayesine alınmıştır. Atatürk 1924 yılında
Trabzon’a ilk geldiğinde bu köşkte kalır ve köşkü çok sevdiğini,
burada huzur bulduğunu belirtir. Bunu duyan necip Trabzon halkı,
bir milletin tarihini değiştiren Ata’sına vefa duygusu ile bir sonraki
ziyaretinde köşkün anahtarını Atatürk’e takdim ederler. Köşkün
içerisindeki bir oda dikkatimizi çeker; “Vasiyet Odası”. Ulu Önder
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1937 yılında, “Hayatımın en huzurlu
saatlerini geçirdiğim bu odada uzun zamandır yapmayı düşündü-
ğüm bir işi tamamlamış bulunuyorum, mal ve mülk bana ağırlık
veriyor. Bunları milletime vermekle ferahlık duyuyorum” diyerek,
Trabzon gezimizin ikinci gününde TİSAŞ Silah Fabrikası’nda ince-
herşeyini bu odada milletine vakfetmiş ve bizleri hüzün ve özleme
lemelerde bulunduk. 1995’te üretime başlayan fabrikanın, Türk
gark etmiştir.
mühendislerin özgün tasarımları olan Fatih, Kanuni ve Zigana mo-
del tabancaları ile milli silah sanayimizde saygın bir yere sahip
olduğunu yerinde gözlemledik
Bir sonraki durağımız Trabzon’un bir başka simgesi olan Uzun
Göl’dü. Yağmur ve kar suları ile beslenen Haldizen Deresi’ni derin
ve sisli bir vadide takip ederek ulaştık Uzun Göl’e. Kartpostallarda
sıkça gördüğümüz o eşsiz doğa manzarasını, bir parça buruklukla
gözlemledik. Bu burukluğun nedeni, bu kadar güzel bir coğraf-
yanın aşırı yapılaşma nedeniyle, doğal güzelliğini kaybedileceği
endişesiydi.
4. Erzurum Gezisi:
16 Haziran sabahı seyir boyunca başta gemi komutanı olmak
üzere, güleryüzlü ve gayretli TCG İSKENDERUN personeline te-
Bir sonraki durağımız, denize hakim bir tepede, tarihi İpek Yo-
şekkür ederek gemiden ayrıldık. Trabzon’dan Erzurum’a otobüs-
lu’nun Karadeniz’e ulaştığı eski limanın hemen güneyinde bulunan
lerle yaptığımız intikalde coğrafya derslerinde sürekli duyduğumuz
ve günümüzde cami olarak kullanılan Ayasofya Müzesi idi. Müze,
Zigana geçidini kullanarak Bayburt üzerinden 5 saatlik bir yolculuk
13.yy’da İstanbul’dan Trabzon’a yerleşen Komnenos Hanedanı
sonrası Erzurum’a ulaştık. Erzurum’da ilk durağımız, milli müca-
tarafından kilise olarak yaptırılmıştır. Üzerinde Roma, Bizans ve
delede Kazım Karabekir Paşa ile ünlenen 9. Kolordu Komutanlığı
Selçuklu dönemlerine ait izler taşımaktadır. İpek Yolu’nun Ka-
oldu. Karargahta verilen brifingte Kolordunun 1911 yılında ku-
radeniz’e ve Kafkaslar’a açılan kapısı Trabzon’un önemini Fatih
rulduğu, Balkan Harbi ve Sarıkamış Muharebeleri’ne katıldığı ve
Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmeden önce, “İstanbul’un fethini
Sarıkamış’ta ağır zayiat verdiği, bunun yanısıra milli mücadelede
Trabzon’la tamamlayacağım” diyerek vurgulamış ve 1461 yılında
önemli yararlılıklar gösterdiğini duymak bizi tarihte bir yolculuğa
Trabzon fethedilmiştir. Bu dönemde ise Ayasofya Kilisesi, camiye
sevketti.
dönüştürülmüş fakat mimarisine ve çevre yapısına dokunulma-
dan, çok kültürlülüğümüz ve hoşgörümüzün bir sembolü olarak Bir sonraki durağımız, Erzurum’un kahramanlık destanlarıyla süs-
günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. lediği tabyalar bölgesi oldu.
Şehre hakim tepelerde bulunan ve tarihi İpek Yolu üzerinde bu- marisinde, denge ve simetriye önem verilmiş olan medrese, dini
lunması nedeniyle daima askeri bir hedef olan Erzurum’u kontrol faaliyetler ve eğitim maksadıyla yüzyıllar boyunca kullanılmıştır.
etmek için stratejik önemi bulunan Aziziye ve Mecidiye Tabyası’n- Günümüzde müze olarak kullanılan ve içerisinde medrese yaşan-
da Ruslara karşı verilen destansı mücadeleyi dinledik. 1877-78 tısının yansıtıldığı figürler, maketler ve eserler Erzurum’un önemli
Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi), fes giyen Ermenilerin tabya- kültürel mirasları arasında yer almaktadır.
daki nöbetçi askerlere, kendilerini Rusya’dan kaçan Türk askeri
Erzurum’daki son durağımız, milli mücadelemizin mihenk taşların-
olarak tanıtması ve Rus askerlerine yardım ederek askerlerimizin
dan biri olan ve vatanın bölünmez bütünlüğünün korunması için
katledilmesi sonucu, Erzurum halkı seferber olmuş; kadın, çocuk,
yurdun dört bir yanından vatanperverlerin toplandığı 23 Temmuz
genç, yaşlı herkes tabyalarda düşmanla çarpışmışlardır. Bu kah-
1919’da Erzurum Kongresi’nin yapıldığı tarihi kongre binası oldu.
ramanların arasında, 3 aylık bebeğini evde bırakıp satırını alarak
Kongre salonuna girdiğimizde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ku-
tabyalara koşan ve düşmana aman vermeyen Nene Hatun’un çok
ruluş temellerinin atıldığı bu salonda milli mücadele duygusunu
özel bir yeri vardır.
yüreğimizde hissettik.
zel örneklerini barındıran üç farklı medrese gezdik. Bunlardan ilki Selçuklu, Osmanlı ve Milli Mücadele döneminin önemli bir şehri
dini ilimlerin okutulduğu Çifte Minareli Medreseydi. Müteakiben olan Sivas’tan karayolu ile Malatya’ya intikale geçtik. Malatya’da
pozitif bilimlerin okutulması için inşa edilen Buruciye medresesi konaklayacağımız otele vardığımızda artık gün sona ermişti.
ile l.İzzettin Keykavus tarafından yaptırılan ve Anadolu’da dönemin
6. Malatya Gezisi:
tıp bilimine merkezlik yapan Şifahiye Medresesini görme fırsatı
yaşadık. Selçuklu mimarisinin en önemli ve en büyük camilerin- 18 Haziran sabahı güneşli bir yaz günü yine erkenden uyandık ve
den olan Ulu Camii diğer adıyla Eğri Minareli Cami’yi ziyaret ettik. güney sınırımızın korunması ve İç Güvenlik Harekatı’nda önemli
Camiyi incelediğimizde Selçuklu mimari yapısının Osmanlı mima- roller üstlenen 7. Ana Jet Üs Komutanlığına intikal ettik. Üs Ko-
risinden farklılıklar taşıdığını birebir gözlemledik. mutanı Hv.Plt.Tuğg.Aydemir TAŞÇI tarafından bizlere genel bir bri-
fing verildi. Müteakiben Üs tanıtım brifingini aldık. Brifingten sonra
171’nci filoya ait olan ve mühimmatla donatılmış bir F-4E/2020
uçağı tanıtımı yapıldı. Müteakiben F-4E/2020 simülatörünü ince-
ledikten sonra uygulamalı olarak yapılan tanıtımı izledik.
Öğleden önce ikinci durağımız ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi
sorumluluk sahasında görev icra eden 2’nci Ordu K.lığı Kararga-
hı oldu. Ziyaret esnasında Komutanlık ve bölge hakkında güncel
ve detaylı bilgiler verildi. Brifing sonrasında 2’nci Ordu Komutanı
Org.Adem HUDUTİ ile birlikte fotoğraf çekimi yapıldı ve karargah
ziyaretimiz tamamlandı.
Ceauşescu Rejimi zamanında 1983 yılında inşasına başlanan ve Parlamento Sarayının gezilmesini müteakip zaman içinde deği-
zeminde 365.000 metrekare yüzölçümüne sahip saray, dünyanın şen Romen köy evlerinin gelecek nesillere aktarılabilmesi mak-
Pentagon’dan sonra en büyük yüzölçümüne sahip ikinci yapısı sadıyla 1930’lu yıllarda oluşturulmaya başlanan ve 1950’lerde
olarak kabul edilmekte ve günümüzde Romanya Parlamento- son şeklini alan köy müzesine intikal edilmiştir. Köy Müzesi’nde
su’na ev sahipliği yapmaktadır. Yapımında resmi kaynaklara göre Romanya’nın hemen her kesiminden değişik dönemlere ait köy
yirmi bin kişinin çalıştığı bilinen sarayda sadece Romen menşeli evleri, içlerinde o döneme ait eşyalar ile birlikte orijinal halleriyle
malzemelerin kullanımına özen gösterilmiştir. 1989 yılında ih- muhafaza edilerek sergilenmektedir.
tilâlin başlamasıyla yaklaşık %90 oranında tamamlanan sarayın,
ihtilâlden sonra yıkılması ya da tamamlanarak kullanıma açılması
konusunda uzun süren tartışmalar olmuş ve nihayetinde verilen
karar ile tamamlanan saraya 1996 yılında Romanya Parlamen-
tosu taşınmıştır.
üç ayrı salonda sergilendiği sarayda ayrıca Sultan Abdülaziz tara- Coanda Havaalanına intikal edilmiş ve bir saatlik uçuşun ardından
fından hediye edilen köpekbalığı derisi kaplamalı bir kılıç da yer İstanbul’a gezimizin başladığı ilk durağa, Harp Akademileri K.lı-
almaktadır. ğına avdet edilmiştir. Böylece beş gün süren, faydalı bilgilerle ve
güzel anılarla dolu, hatırası uzun süre belleklerimizde yer edecek
Gezideki son durağımız olan Peleş Sarayı’ndan sonra Bükreş
gezimiz sonlanmıştır.
şehir merkezindeki bir alışveriş merkezine, müteakiben Henri
Denizler asırlar boyunca politik ve ekonomik mücadelenin en belirgin yaşandığı zemin olmuştur. Sahip oldukları doğal
kaynaklar ve bunların sağlayacağı ekonomik gelir nedeniyle denizler üzerine rekabet, her geçen gün artmaktadır. Bu
durum, petrol ve doğalgaz araştırma faaliyetlerinde bir yarış yaşanmasına neden olmuş ve bu yarış ise bir çok çevresel riski
beraberinde getirmiştir. Bugün geldiğimiz noktada çevre kirliliği denizleri tehdit eden bir unsur haline gelmiştir.
D enizel Çevre ve Denizel Çevre Kirliliği tabanının altında bulunan hidrokarbon rezervlerinin çıkarılmasına
imkân tanımasıyla enerji açısından da denizler ülkeler için önem-
Dünya yüzeyinin % 71’ni denizler oluşturmaktadır. Denizler
li bir enerji kaynağı haline gelmiştir. Ayrıca, dünya nüfusunun
tüm insanoğlunun kullanımında olan doğal kaynaklardır. Deniz-
% 80’inin kıyıdan 200 km içeride yaşaması insanoğlunun de-
ler iklimlerin düzenlemesinde ve doğal hayatın restorasyonunda
nizlere olan bağımlılığının bir göstergesidir. Tüm bunlar, denizlerin
önemli bir rol oynaması yanında ekonominin de hayat damarıdır.
“Mavi Vatan” olduğu ve karadaki topraklarımızdan bir farkı olma-
Denizler; taşımacılık, balıkçılık, turizm gibi geleneksel kullanım
dığını göstermektedir.
alanları yanında mineral kaynakların çıkarılması, rüzgar çiftlik-
lerinden enerji elde edilmesi gibi güncel faaliyetlere de beşiklik Türkiye’nin coğrafi konumuna bakıldığında, en dikkat çekici hu-
etmektedir. susları; üç tarafının denizlerle çevrili olması, 81 ilimizden 27’si-
nin deniz kıyısında bulunması, nüfusun yaklaşık % 50’sinin sahil
Dünya ticaretinin % 90’ı deniz yoluyla yapılmakta, ülke ekono-
bölgelerinde yaşaması, önemli deniz ulaştırma hatları üzerinde
mileri için büyük önemi haiz enerji kaynaklarının büyük bir kıs-
bulunması ve stratejik öneme sahip Türk Boğazlarına sahip olması
mı deniz yolu ile taşınmaktadır. Deniz canlıları önemli bir besin
oluşturmaktadır. Bu bakımdan denizler ülkemiz açısından hayati
kaynağı ve fonksiyonel gıda1 maddesi/hammaddesi olarak in-
önemi haizdir.
sanlığın ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Teknolojik gelişmelerin deniz
2872 sayılı Çevre Kanununda ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz layabilmelerine, kurumun iş çevresinde ve kamuoyunda itibarını
Hukuku Sözleşmesi’nde denizel çevrenin (deniz çevresi) tanı- yükseltmesini sağlayacak çevre kalite yönetim sistemlerine ihtiyaç
mı yapılmamıştır. Ancak, III. Deniz Hukuku Konferansı sırasında bulunduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Böylelikle, Çevre Yönetim
Kenya ve Malta delegasyonları denizel çevrenin tanımına yönelik Sistemlerinin (ISO 14001, EMAS, Project Acorn vb.) uluslararası
öneride bulunmuşlardır. Kenya delegasyonu, denizel çevreyi; “de- kuruluşlarda tanınması ve uygulanması çok hızlı olmuştur.
niz yüzeyi, üzerindeki hava altındaki su kolonu, içindeki canlı ve
Çevre alanındaki Sivil Toplum Kuruluşlarının da yarattığı durumsal
cansız kaynaklar da dahil olmak üzere, denizin en çok yükseldiği
farkındalık ve toplumsal baskı ile çevre politikaları öncelikli hale
hattın ötesindeki deniz yatağını kapsayan alan” olarak tanımla-
mıştır. Malta delegasyonu ise çok benzer bir tanım yapmış ancak gelmiş, sorunların ortaya çıktıkça çözülmesi yaklaşımı yerini pro-
“canlı ve cansız kaynaklar” yerine “biyosistemler” ifadesini tercih aktif yaklaşımlara bırakmaya başlamıştır. Çevre kirliliği konusunda
etmiştir.2 üç önemli faktör vardır, bunlar; kirletici, kirlenen ve koruyucudur.
Dünyamızda kirletici ve kirlenen faktörü geçmişte var olmuş ge-
2872 sayılı Türk Çevre Kanununun 2. maddesinde çevre kirliliğini lecekte de var olacaktır, ancak çevre kirliliği konusunda gelinen
tanımı; “Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel nokta koruyucu statüsünde olan devlet otoritesinin hiç olmadığı
değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etki” kadar çevre yönetimine ihtiyacı olduğu ve sahip çıkmak zorunda
olarak yapılmış ancak deniz kirliliği tanımı yapılmamıştır. 1982 olduğudur. Çevre sorunlarının ulaştığı nokta, bugüne kadar silahlı
Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin birinci mad- kuvvetleri çevre denetimi dışında bırakmayı tercih eden birçok
desinin dördüncü fıkrasında ise deniz kirliliği; “Deniz çevresinin ülkeyi, orduları için çevre standartları belirlemeye sevk etmiştir.
kirlenmesinden, canlı kaynaklara ve deniz yaşamına zarar ver-
me, insan sağlığı için tehlike oluşturma, balıkçılık ve denizcilerin Su kaynaklarının, tatlı ve tuzlu su ekosistemlerinin, içme ve deniz
diğer yasal amaçlarla kullanımı da dâhil olmak üzere denizcilik suyunun korunması çevre korumanın temel yapı taşlarından biri-
faaliyetlerini engelleme, deniz suyunun niteliğini bozma ve her tür- ni oluşturmaktadır. Ancak denizlerimizin sürdürülebilir bir şekilde
lü güzelliklerini azaltma gibi zararlı etkileri olan veya olması ihtimali kullanılmaması deniz ekosistemini tehdit eder hale gelmiştir. Bu
bulunan maddelerin ve enerjinin, insanlar tarafından doğrudan durum ise; denizlerde icra edilen balıkçılık, turizm gibi faaliyetler
veya dolaylı olarak, haliçler de dâhil olmak üzere, deniz çevresine ekosistemdeki bozulmalar nedeniyle zarar görmeye başlamıştır.
sokulması” olarak tanımlanmıştır. Günümüzde deniz çevresinin korunması, ülkelerin denizlere yö-
Deniz Kirliliğinin birçok sebebi vardır ancak genel olarak dört baş- nelik menfaatlerinin, emellerinin ve ilgilerinin anlaşılması açısından
lık altında toplanabilmektedir.3 Bunlar; önemli bir gösterge haline de gelmiştir. Çevrenin korunmasına
yönelik faaliyetlerin çevresel boyutunun yanında; siyasi, hukuki,
• Gemicilik faaliyetleri dolayısıyla kirlenme, bilimsel ve güvenlik boyutları ortaya çıkmıştır. Deniz çevresinin
• Denize depolama sebebiyle kirlenme, korunmasına yönelik faaliyetler incelendiğinde, ülkelerin bu faali-
yetleri; politik çıkarları doğrultusunda istismar etme ve deniz yetki
• Deniz yatağındaki faaliyetler nedeniyle kirlenme, alanlarına yönelik uyuşmazlıklarda avantaj sağlama aracı olarak
• Kara ve atmosfer kaynaklı kirlenmedir. kullanmaya başladığı görülmüştür. Bu kapsamda, Yunanistan’ın,
Ege Denizinde Türkiye ile ihtilaflı alanlarda, Natura 2000 ve AB
Bilindiği üzere dünyamız, iklim değişikliği başta olmak üzere muh- Habitat Direktifi kapsamında kuş gözlem istasyonları, doğal sı-
telif çevresel gelişmeler nedeniyle, günümüzde, hiçbir devirde ğınak ve kuş koruma alanlarının kurulmasını önermesi, istismar
olmadığı kadar, çevresel sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmıştır. faaliyetlerine önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Bunlara; su kaynaklarının kıtlığı, çölleşme, kuraklık, erozyon, doğal
felaketler, artan enerji ihtiyaçları, açlık, mülteci akını, su-toprak ve Harekat Eğitim Faaliyetlerinin Denizel Çevreye Etkileri
besin ihtilafları, deniz yetki alanlarının paylaşım mücadeleleri gibi Deniz Kuvvetleri faaliyetlerinin denizel çevreye etkilerini dört başlık
gelişmeler de eklenince sürdürülebilir kalkınma için çevrenin yö- altında toplayabiliriz. Bunlar;
netimi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmıştır.
• Kıyı birliklerinin faaliyetleri,
Ürün ve faaliyetlerin etkilerinin artık küresel boyutta hissedilmeye
başlandığı tüm dünyada kabul edilmiştir. Bu bilinç, çevresel etki- • Denize depolama faaliyetleri (ömrünü doldurmuş mühimmatın
lerin yasal uygulamalar yanında piyasa beklentilerine de uygun derin su imhası yapılmak vb.),
olması gerektiği ihtiyacını yanında getirmiştir. Bugünün tüketici- • Genel gemicilik faaliyetleri (sintine sularından ve bacadan
sinin beklentisi sadece ihtiyaçlarının en üst düzeyde karşılanması denize ve atmosfere petrol karışması, çöp ve kanalizasyonun
değil, aynı zamanda aldığın ürün ve hizmetin yaşadığı çevreye ve denize boşaltılması, çatma/karaya oturma gibi kazalar sonucu
dünyaya zarar vermemesi ve “çevre dostu” olmasıdır. Bu gelişme- petrol ve türevlerinin denizlere dökülmesi ve anti-fouling boyaların
ler, kuruluşların çevre ile etkileşimlerini, çevresel performanslarını kullanımı vb.)
kontrol altında tutabilmelerini, çevresel düzenlemelere uyumlu
üretim yapabilmelerini, çevre icraat ve başarılarını sürekli iyileş- • Harekât Eğitim faaliyetleridir.
tirebilmelerini ve mümkün olduğu takdirde enerji tasarrufu sağ- Harekât eğitim faaliyetlerinin denizel çevreye etkilerini gösteren
S.No. Faaliyet Gürültü Cephane Temas Parlama Cephanenin Titreşim Şok Su Fiziksel Etki Akustik Deniz
Noktasında Dalgaa Yükselmesi Etki Memelile-
Saçılması Denize rine Etki
Yerel Etki Düşmesi
Hava Faaliyetleri
1 Manş uçağı X
2 Genel uçak uçuş faaliyetleri (Atışsız) X
3 Havadan havaya atış X X
4 İnsansız hava aracı kullanımı X
5 Havadan torpido atışı (inert) X X
6 Havadan torpido atışı (gerçek) X X X
Havadan Susütü/Karaya Faaliyetler
7 Havadan suüstüne/karaya atış (dummy mühimmat) X X
8 Havadan suüstüne/karaya atış (gerçek mühimmat) X X X
61
10 Gemiden havaya füze atışı (gerçek mühimmat) X X
11 Gemiden karaya füze atışı (inert mühimmat) X X
12 Gemiden karaya füze atışı (gerçek mühimmat) X X X
13 Gemiden gemiye/havaya/ karaya ağır makineli tüfek Atışı X X X
14 Aydınlatma mermisi kullanımı X X
15 Hava savunma harbi eğitimi X
Harekât Eğitim Faaliyetlerinin Denizel Çevreye Etkileri
S.No. Faaliyet Gürültü Cephane Temas Parlama Cephanenin Titreşim Şok Su Fiziksel Etki Akustik Deniz
Noktasında Dalgaa Yükselmesi Etki Memelile-
Saçılması Denize rine Etki
Yerel Etki Düşmesi
28 Tek gemi denizaltı eğitimleri (pasifX X
37 DalışX X
62
38 Paraşütle atlamaX X
ABD Donanmasının yayımladığı verilere göre, 1996-2006 yıllarını - DSH eğitimlerinde, çevredeki balina, yunus ve diğer deniz me-
kapsayacak şekilde yapılan bir araştırmaya göre; dünya genelinde melileri ile balık sürülerinin akustik-yoğun ortam kaynaklı maruz
aktif sonar kullanımından ölen balina sayısı 40 olmuştur. Aslın- kalabilecekleri zararları asgariye indirmek ve söz konusu ortama
da ABD sahillerinde sadece yılda 3500’den fazla ölüm hadisesi adapte olmalarına olanak sağlamak maksadıyla sonar transmis-
gerçekleştiği dikkate alındığında, aktif sonar etkisiyle ölen balina yonlarına başlarken ilk birkaç dakika düşük güçte transmisyon
sayısının gayet düşük olduğu (% 1) görülecektir. yapılmalı ve takiben çıkış gücünün kademeli olarak yükseltilmesi
sağlanmalıdır.
Yine de Deniz Kuvvetlerinin, deniz memelilerine ve onların do-
ğal çevresine zarar vermeyecek, aktif sonar kullanımının deniz - Harekât bölgesinde, geminin 3500 yd içinde deniz memelisi
memelileri üzerine etkilerini asgariye indirecek tedbirler alması var olduğunun tespit edilmesi halinde, sonar eğitimi kesilmelidir6.
gerekmektedir.
- Tüm büyük tatbikatlar, deniz memelileri ve canlıları ile denizel denetim birimleri tarafından denetlenmesi ise diğer önemli bir hu-
çevreye olan etkileri açısından gözden geçirilmelidir. susu oluşturmaktadır.
- Deniz memelilerinin ve canlılarının ölümü ile deniz memelerine İdeal bir Denizel Çevre Yönetim Sisteminin hedeflerinin;
çarpma durumları ilgili birimlere rapor edilmelidir. ilgili mevzuata uyum sağlamak, Deniz Kuvvetleri tarafından yürü-
tülen tüm faaliyetlerin çevreye olan etkilerini ve çevresel riskleri
- Tüm aktif sonar kullanma zamanları harekât merkezlerine rapor
belirleyerek kontrol edilebilir hale getirmek, kirliliğin kaynaktan
edilmelidir.
başlayarak kontrol altına alınması ve azaltılmasını sağlamak, etkin
- Tüm balık çiftlikleri deniz haritalarına plotlanmalıdır. bir atık yönetimi teşkil etmek, denizlerin ve kıyıların korunmasına
destek olmak, doğaya ve insan sağlığına zarar veren eylemlerden
- Kutlama aracı olarak kullanılan helyum doldurulmuş balonlar ge-
harekât gereksinimleri müsaade ettiği oranda kaçınmak, sürdüre-
milerde ve kıyılarda kullanılmayacaktır7 (Bunlar denize indiklerinde
bilir kalkınma gayretlerine katkıda bulunmak, biyolojik çeşitliliğin
deniz memelilerini ve canlıların sağlığını tehdit etmektedirler).
korunması, biyolojik çeşitliliği azaltan ve onu olumsuz yönde etki-
- Plastik poşetlerin denize atılmamalıdır8. leyen insan faaliyetlerini engellemek, kaynakların etkin kullanılma-
sını sağlamak, denizel çevreye yönelik bilimsel çalışmalara verilen
Sonuç:
desteğin artırılmasını sağlamak, çevre konusunda üniversiteler ve
Deniz Kuvvetleri, çok sayıda yüzer unsura, kıyıda konuşlu tersa- diğer devlet kurumları ile birlikte çalışılabilir alanları ortaya koymak,
ne, onarım kademesi ve birliğe sahip olması nedeniyle denizel acil durumlara (deprem, yangın, sel vb.) ve kazalara karşı hazırlıklı
çevrenin korunmasına ve geliştirilmesine yönelik önemli sorumlu- bulunarak insan hatasıyla meydana gelebilecek kaza ve olayların
lukları olan bir unsurdur. Ayrıca, yüzer unsurlar tarafından denizel azaltılmasını sağlamak, kurum çalışanlarına, özellikle çevresel so-
çevrede icra edilen gemicilik ve harekât eğitim faaliyetleri denizel rumluluk doğurabilecek görevlerde bulunanlara eğitimler vermek
çevre üzerinde önemli bir baskı unsuru oluşturabilmektedir. Bu- suretiyle çalışanların çevre bilincinin ve motivasyonunun artmasını
nun yanında deniz memelilerinin harekât eğitim faaliyetleri (aktif sağlamak olması gerektiği değerlendirilmektedir.
sonar kullanımı) nedeniyle ölüme varan etkilere maruz kalması ise
Son olarak, Türk Deniz Kuvvetlerinin temel değerleri içerisinde
bir diğer çevresel etkiyi oluşturmaktadır.
“denizel çevrenin korunması” önemli bir yer tutmaktadır. Türk De-
Deniz Kuvvetleri için denizel çevre biliminden istifade ile denizel niz Kuvvetleri tarafından, etkin ve sürdürülebilir bir çevre yönetimi
çevre konusundaki standartların ve önceliklerin ortaya koyulma- için gerekli kurumsal adımlar da atılmıştır. Türk Deniz Kuvvetlerinin,
sını sağlayan ve karmaşık denizel çevre sorunları ile mücadele birçok alanda da olduğu gibi bu alanda da dünyadaki modern
yöntemlerini gösteren denizel çevre yönetim sistemlerinin donanmaların arasında yerini almış olması Türk Silahlı kuvvetleri
uygulanması önem arz etmektedir. Yine, ülkelerin çevre politikası için önemli bir kazanımdır.
ve stratejisi çerçevesinde askerî birlik, tesis ve faaliyetlerin çevre
DİPNOT
1 Genel olarak, bir ürünün fonksiyonel sayılabilmesi için, temel fizyolojik görevlerine ek olarak, hastalıklara karşı koruyucu ve/veya tedavi edici
etki göstermesi ve bu etkinin verilerle ispatlanması zorunludur.
2 TÜTÜNCÜ, A.N. (2004): Gemi Kaynaklı Deniz Kirlenmesinin Önlenmesi, Azaltılması ve Kontrol Altına Alınması, Beta Yayınları, İstanbul.
3 TÜTÜNCÜ, A.N. (2004): Gemi Kaynaklı Deniz Kirlenmesinin Önlenmesi, Azaltılması ve Kontrol Altına Alınması, Beta Yayınları, İstanbul.
4 Bu listenin hazırlanmasında, İngiliz Donanması tarafından NATURA 2000 baskı kategorileri esas alınarak hazırlanan ve İngiliz SNCB ve Deniz
Kuvvetleri arasında imzalanan Niyet Deklerasyonunda (Statement of Intent between the UK SNCBs and Navy Command Headquarters reagr-
ding the use and maintenance of the environmental Protection Guidelines (Maritime) (EPG(M)) and Maritime Environmental and Sustainability
Assessmnet Tool (MESAT) ) yer alan bilgilerden istifade edilmiştir.
5 WITHINGTON,T. (2012): Navies Going Green, Naval forces III/2012, s.10-18.
6 ABD Deniz Kuvvetleri uygulaması ise sonar domunun 200 yd içerisinde deniz memelisi görülmesiyle eğitim durdurulmaktadır.
7 Bunlar denize indiklerinde deniz memelilerini ve canlıların sağlığını tehdit etmektedirler
8 Yapılan araştırmalarda sadece ABD’de yılda 88 milyar adet plastik poşet kullanılmaktadır. Plastik bir poşet Sao Paolo’dan Yeni Delhiye kadar
havada uçuyor, çalılara takılıyor, olukları dolduruyor, bunları yiyen ve takılan hayvanları öldürüyor. En kötü tarafı ise bozulmaları ve çürümeleri
500 yıl alıyor. (GOLEMAN,2009)
Karar verme kavramı; askeri, teknoloji, mühendislik, tıp, eğitim gibi alanlarla birlikte, günlük hayatta da sürekli karşımıza çıkmaktadır.
Bir takım sorunları çözmek veya bir faaliyet icra etmek için çoğu zaman karar vermek zorunda kalmaktayız. Bu makalede, karar
verirken farkında olarak veya olmayarak takip ettiğimiz süreçler hakkında yapılan akademik çalışmalar hakkında bilgi verilecektir.
Makalenin temel amacı okuyucuların konu ile ilgili farkındalığını artırmaktır. Bu kapsamda karar ve karar vermenin tanımları ile
karar verirken icra edilen yaklaşımlar incelenecek, analitik ve sezgisel yaklaşımların mukayesesi yapılacak,
teknoloji sistemlerinin karar verme süreci üzerindeki etkisinden bahsedilecek ve son olarak da deniz
harekat alanında karar verme ile komuta kontrol arasındaki ilişkiye değinilecektir.
aynı zamanda bilim uzmanları yardımıyla birçok bilimsel yöntem Karar Verme
(elektron mikroskobuyla yüzey incelemesi, X-ray analizi vb.)
Karar (decision) kelimesi TDK sözlüğünde “bir iş veya sorun
kullanılarak heykelin orijinalliği incelenir. 14 ay süren araştırmalar
hakkında düşünülerek verilen kesin yargı anlamına gelmektedir”(3).
sonucunda bilimsel ve hukuksal olarak heykelin gerçek olduğu
Karar vermek (decision making) ise birden fazla alternatif arasından
kanaatine varılır.
bir seçim yapma durumudur. Daha geniş bir şekilde ifade etmek
Ancak Getty Müzesinin Güvenilirler Kurulu üyesi İtalyan Sanat gerekirse, karar vermeyi sırasıyla; problemin tanımlanması,
tarihçisi Federico Zeri ve müteakiben Yunan Heykeltıraşlığında alternatiflerin belirlenmesi ve geliştirilmesi, bir alternatifin seçilerek
uzman olan Evelyn Harrison, heykeli ilk görüşten itibaren heykelde uygulanması ve kararın etkinliğinin değerlendirilmesi adımlarından
bazı şeylerin yanlış olduğunu müze yönetimine bildirirler. Müze oluşan bir süreç olarak nitelendirebiliriz(4). Örgütsel teori ve
yönetimi Yunanistan’da özel bir Kouros Sempozyumu düzenler yönetim alanlarında yaptığı çalışmalar ile tanınan Richard Daft,
ve oradaki uzmanların da görüşünü alır. Genel olarak nedenini kararı, “uygun alternatifler arasından bir seçim yapmak”, buna
açıklayamasalar da uzmanlar sezgisel olarak heykelin sahte bağlı olarak da karar vermeyi, “problem ve fırsatları tanımlama
olduğu sonucuna varırlar. ve çözme süreci olarak tanımlamıştır”(5). Bu bağlamda karar
verme; insanların gündelik yaşamlarıyla ilgili hususlardan, stratejik
Getty müzesi; bilimsel incelemelere dayanan Kourus’un gerçek
seviyede hayati öneme haiz konulara kadar insan yaşamının
olduğu kanaati ve uzmanların sezgisine dayanan Kourus’un sahte
vazgeçilmez bir parçası ve insanı harekete geçiren temel unsur
olduğu sonucu arasında kalmıştır (1). Yaklaşık 9,5 milyon dolar
olarak değerlendirilebilmektedir.
ödenerek alınan Getty Kouros’un sunum etiketinde “Yaklaşık M.Ö.
530 ya da Modern Sahtekarlık” yazmaktadır(2). Günümüzde Hayatın her alanında karşımıza çıkan karar verme eyleminin
yapılan incelemeler neticesinde uzmanların ilk bir kaç saniyede askeri sistem içerisinde de önemli bir yeri bulunmaktadır. Askerlik
verdikleri kararın doğru olabileceği düşünülmektedir. mesleğinin dişlilerinin dönmesini sağlayan birinci etken hiç
kuşkusuz emir-komuta zinciridir. Verilen her emir de esasında
Bu örnek olayda görüldüğü gibi sezgisel karar vermenin gücü ve
arka planda verilen bir kararın yazılı ya da sözlü olarak astlara
bazı durumlarda da kaçınılmazlığı konu üzerinde ciddi çalışmalar
bildirilmesi eylemidir. Deniz harekat alanında düşünüldüğünde,
yapılmasını gerekli kılmaktadır. İşte bu makalede temel olarak
görev organizasyonundaki her komutan, kilit görevlerdeki
sezgisel karar verme üzerinde durulacaktır.
subaylar, hatta vardiya subayları veya astsubayları karar verme verme teorileri olarak sınıflandırmış ve normatif teori için ‘nasıl
süreci ile karşı karşıya kalmaktadır(6). Tatbikatta izlenecek hareket karar vermeliyiz’ sorusunun, tanımlayıcı teori için ise ‘nasıl karar
tarzı, denize adam düştüğünde yapılacak manevra türü veya top veririz’ sorusunun cevabını aramışlardır. Tanımlayıcı yaklaşımda,
atışlarında komuta kontrol sistemine tatbik edilecek değerler, tecrübeye dayalı deneysel psikoloji disiplini kullanılırken,
bir karar verme süreci neticesinde verilen karara istinaden normatif yaklaşımda karar vericilerin rasyonel olarak nasıl karar
uygulanmaktadır. vermesi gerektiğini ortaya koyan kurallar aranmıştır (7). Karar
vermeyi daha detaylı ele almak adına Collyer ve Malecki(9),
Karar verme sürecinin en önemli elemanları amacın belirlenmesi
karar verme sürecini anlamaya yönelik geliştirilen modellerin
ve içinde bulunulan durumdur. Belirlenen amaç, karar verirken nasıl günümüze kadar olan tarihsel sürecini inceledikleri çalışmalarında
bir yol izleneceğini etkilemektedir. Kimi durumlarda alternatifler karar verme teorilerinin gelişim sürecini rasyonel karar verme
içinden en iyisini ve en doğrusunu seçmek gerekirken, kimi zaman modelleri (rational decision making models), tanımlayıcı modeller
da ortam şartlarına göre en iyisinden ziyade en tatmin edicisini (descriptive models) ve doğal çerçevede karar verme (decision
seçmek gerekebilir. Bu nedenle, karar verilecek durumun şartları models in natural settings) olarak üç döneme ayırmaktadır.
da kararın ne şekilde verileceğini direkt olarak etkilemektedir. Bu Brunswikde muhakeme ve karar vermenin normatif ve tanımlayıcı
noktada karar verilen ortamın durum ve şartlarının karar verici teoriler şemsiyesi altında analitik (analytic) ya da sezgisel (intuitive)
üzerindeki etki ve dayatmaları da göz önünde bulundurulmalı karar verme biçimlerinden biriyle yapılabileceğini belirtmiştir(10).
ve alınan kararların ortama bağımlı olduğu (context dependent) Bu iki modelden hangisinin daha etkin olduğuna dair yapılan
unutulmamalıdır. çalışmaların bazılarında sezgisel yaklaşımın analitik yaklaşıma
Alınan bu karar ya da kararlar; karar vericinin konumuna, üstünlük sağladığı, bazılarında ise analitik yaklaşımın sahip olduğu
üzerinde karar verilen konuya ve verilen karara bağlı olarak, sistematik yapı nedeniyle sezgisel yaklaşımdan daha iyi sonuçlar
sadece karar vericinin kendi hayatını ilgilendirebileceği gibi verilen verdiği belirtilirken, bir diğer yaklaşımda ise her iki yöntemin birlikte
karardan etkilenecek olan çok sayıda farklı bireyin hayatlarını da kullanıldığı modellerin daha etkin sonuçlar verdiği belirtilmiştir(10).
ilgilendirebilir. Etkisi ve kapsama alanı her ne olursa olsun, karar ABD’li psikolog Daniel Kahneman, Nobel ekonomi ödülü almasını
verme sürecini anlamak, karar verici pozisyonundaki kişiyi yanlış sağlayan makalesinde insan karar verme hususunu sistem-1
ve kötü kararlar vermek yerine daha iyi sonuçlar veren kararlar (sezgisel) (intuition) ve sistem-2 (çıkarımsal düşünme) (deliberative
alma yönünde sevk edecektir. Bu kapsamda konu üzerine yapılan thinking) olarak iki sisteme ayırmıştır (11). Kahnemann, bunlardan
bilimsel çalışmalar ışığında geliştirilen yaklaşımları incelemek sistem-1 ile hızlı, otomatik ve çaba sarf etmeyerek, sistem-2
faydalı olacaktır. ile ise yavaş, kontrollü ve bir çaba sarf ederek karar verildiğini
Karar Verme Yaklaşımları belirtmiştir (12)(11). Bu konudaki uzmanların genel kanısı
sistem-1’in yanılmalara meyilli olabileceği ve bu nedenle karar
Karar verme sürecinin yapısının anlaşılması ile ilgili günümüze verme mekanizmasını bunun üzerine inşa etmenin riskli olacağı
kadar birçok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. yönündedir (13). Araştırmacılar analitik yöntemlerin daha kesin
İnsanın karar verme sürecindeki yaklaşımının analiz edilmesi ve sonuçlar vereceği noktasında birleşseler de, özellikle ayrıştırılamaz
anlaşılmasına yönelik çalışmalar antik Yunan dönemine kadar durumlarda sezginin önemine vurgu yapmaktadırlar (13).
uzanmaktadır. Karar verme ile ilgili bilimsel çalışmalar 17.yy’da
olasılık teorisinin ortaya çıkması(7) ile, modern karar teorisine Karar verme süreci ile ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde,
(decision theory) yönelik bilimsel çalışmalar ise 19.yy’da farklı alanlarda bir takım yaklaşım modellerinin öne sürüldüğü
ekonomistlerin tüketici satın alma eğilimlerini inceleme süreci ve bu modellerin genel olarak analitik ve sezgisel karar verme
ile başlamıştır (8). Bu tarihlerden günümüze kadar yapılan yöntemleri üzerine inşa edildiği görülmektedir. Bu kapsamda
araştırmalar ve gözlemler neticesinde karar verme sürecinin karar verme yaklaşımlarını, karar vericinin ortamın tüm
yapısıyla ilgili olarak farklı yaklaşımlar benimsenmiş, gözlemler değişkenlerine hakim olduğu, her bir sonucu meydana getireceği
sonucu ulaşılan bazı bulgular insan beyninin karar verme yapısı ile olası sonuçları da hesaplama imkanına sahip olarak en iyi karara
ilgili mevcut varsayımlara farklı bakış açıları sunmuştur. ulaştığı yöntem şeklinde özetlenebilecek analitik karar verme
ve geçmiş tecrübelerinden elde ettiği deneyimleri bilinçaltında
Karar vermeyi esas alan karar teorisi doğası gereği disiplinler mevcut durumla eşleştirip karşılaştırdığı yöntem olarak ifade
arası bir çalışma alanı olmuştur. Karar verme kavramına filozoflar, edebileceğimiz sezgisel karar verme ana başlıkları altında
ekonomistler, psikologlar, bilgisayar bilimciler ve istatistikçiler gibi incelemek, karar verme sürecini daha iyi anlamak adına uygun
birçok farklı alandan uzmanlar kendi bilimsel pencerelerinden olacaktır.
bakmışlar ve hakim oldukları metodolojiler üzerinden karar verme
sürecini açıklamaya çalışmışlardır. Birçok farklı branştan çalışma Analitik Karar Verme
yapan karar teorisyeni bulunmasına rağmen hepsi bazı temel En iyi karar verme yöntemi, olası tüm alternatifleri tek tek
konsept ve ayrımlar konusunda ortak görüşleri paylaşmışlardır. değerlendirerek en doğru sonuca ulaşmaktır. Buna rasyonel
Çalışmalarını oturttukları temelde tüm teorisyenler karar verme (analitik) veya normal karar verme yöntemi denilmektedir (5).
teorilerini normatif (normative) ve tanımlayıcı (descriptive) karar Analitik karar vermede; “problem; görevler, hedefler ve ihtiyaçlar
paralelinde belirlenir, tüm alternatif çözüm ve seçenekler tespit değerlendirilmesi ve temsili ile ilgilenen, karar vericiye bağlı
edilir, her bir seçenek kriterler ve toplanan verilerle değerlendirilir, olarak değişen fayda fonksiyonu ve olası her tercih için meydana
her bir alternatifin kuvvetli ve zayıf tarafları, fayda ve mahsurları gelecek sonuçların yine karar verici tarafından verilen olasılıklar
hesaplanır, her bir alternatifin riskleri, doğuracağı sonuçlar kriterlere dahilinde değerlendirilmesinin yapıldığı ve bu sayede belirsizlik
göre değerlendirilir, seçenekler mukayese edilir ve en iyi seçenek altında karar vermeye imkan tanıyan bir dalıdır (19). Fayda
karar olarak alınır” (6). Örneğin bir satranç oyununda en doğru teorisyenleri rasyonel karar vermede karar vericilerin bireysel
hamleyi yapmak için uygulanacak yöntem, hamle yapmadan önce tercihlerinin, düşünce ve hareketleriyle uyumlu olması nedeniyle,
yapılabilecek tüm hamlelere göre oyun sonucunu değerlendirmek karar vermeyi incelerken tercihlerin değerlendirilmesi üzerine
ve sonuçta kazanma ihtimalimizin en yüksek olduğu seçeneği yoğunlaşmışlardır. Teoriye adını veren “fayda” kavramı yapılan
seçmektir. Böyle bir yaklaşımda bulunabilmek için ortamdaki tercihin üzerinde değerlendirildiği ölçek anlamına gelmektedir. Bu
tüm verilere erişebilmemiz gerekmektedir. Örneğimize bakacak bağlamda rasyonalitenin faydacı bakış açısından tanımı faydanın
olursak, satranç oyununda tüm taşların yerleri, hangi taşın ne azamileştirilmesidir (20). Fayda teorisinin oluşturulmasında von
şekilde hareket edebileceği ve oyunun hangi durumlarda kimin Neumann ve Morgenstern’in rasyonel seçimin bir diğer modeli
lehine sonuçlanacağı gibi bilgilere sahip olunmaktadır. Ortamda olan oyun teorisi hakkındaki görüşleri temel alınmıştır (19). Oyun
rakibin yapacağı hamle ve kafasında planladığı stratejiden başka teorisi (game theory), aldıkları kararların birbirlerini etkilediği
belli olmayan hiç bir şey bulunmamaktadır. Analitik yaklaşımda, farklı etmenlerin (agents) arasındaki etkileşimi analiz etmek için
eldeki rasyonel veriler ile rakibin yapabileceği tüm hamleler de geliştirilen matematiksel bir yapıdır (21). Oyun teorisi analizinde
hesaba katılarak en doğru sonuca varılabilmektedir (14). interaktif bir durum oyun olarak tanımlanır. Oyun dahilinde
oyucuların (etmenler) soyut tanımı, her bir oyuncu için yapılması
Analitik karar verme modeli, üzerine inşa edildiği konsept gereği mümkün hareket tarzları ve her bir hareket tarzı için olası tercihler
bazı varsayımlar içermektedir. “(a) Karar vericilerin meselenin üzerinde oyuncuların tercihlerini kapsamaktadır (20). Oyun
doğasına ve meseleye ilişkin hedeflerine yönelik açık/net ve teorisinde oyuncuların rasyonel karar vericiler olduğu, bunun da
karmaşık olmayan bir anlayışları vardır. (b) Her bir seçeneğe ve aldıkları karar sonucu tercih ettikleri çıktıya ulaşarak yaptıkları
seçeneklerin sonuçlarına ilişkin kapsamlı bir araştırma yapmak varsayılmıştır. Oyun teorisinde genel olarak tercihler sayısal fayda
mümkündür ve söz konusu araştırma gerçekleştirilir. (c) Tüm değerleri kullanılarak modellenmekte ve kullanıcıların beklenen
seçenekler istenen hedefleri gerçekleştirebilme olasılıkları baz faydayı azamileştirici (maximize) oldukları kabul edilmektedir.
alınarak objektif bir şekilde değerlendirilir ve belirlenen hedefi
Analitik süreçle ilgili göze çarpan en önemli unsurlar; (a)
gerçekleştirme olasılığı en yüksek olan seçenek seçilerek
karar verici üzerinde stres yaratacak, gerekli hazırlık ve
uygulanır. (d) Sonuçlar sürekli ve objektif olarak izlenir” (15).
değerlendirmelerin yapılmasına imkan tanımayacak bir zaman
Analitik modelin varsayımları doğrultusunda analitik karar, kıstasının olmaması, (b) alternatif hal tarzlarının oluşturulabilmesi
ulaşılmak istenen amacı en iyi şekilde sağlayacağı değerlendirilen ve değerlendirilebilmesi için gerekli tüm verilerin ulaşılabilir olması
hareket tarzının seçildiği, olası tüm hareket tarzlarına ilişkin tam ve (c) bu verilerin işlenebilmesi için gerekli tüm kaynaklara sahip
bilgiye sahip olunduğu, her bir alternatif hareket tarzı için meydana olunması olarak sıralanabilir.
getireceği çıktıların belirlenebildiği karar olarak tanımlanabilir (15).
Satranç örneğine dönecek olursak, bu oyunda bir amacımız vardır:
Analitik karar verme yöntemleri birçok alanda ve durumda kendine Oyunu kazanmak. Bu nedenle de en doğru hamleleri yapmamız,
uygulama sahası bulmuş, dahası yöneylem araştırması gibi bilimsel yani en doğru kararı vermemiz gerekmektedir. En doğru kararın da
dalların da ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur. Başlangıcı İkinci analitik yaklaşım sonucunda elde edilebileceğinden bahsetmiştik.
Dünya Savaşı’nda askeri planlamalarda kullanılmasına dayanan ve Peki pratikte bu mümkün müdür? Ünlü satranç oyuncusu ve
savaş sonrası sivil alana da açılıp genişleyen yöneylem araştırması eski Dünya Şampiyonlarından Garry Kasparov bir röportajda “Bir
(operations research) (16), analitik karar vermenin temel aldığı satranç oyunu başında yapılabilecek tüm olası hamlelerin sayısı,
analitik analiz yöntemlerinden faydalanmıştır. Bir organizasyon dünyanın oluşumundan bugüne kadar geçen saniye miktarından
için çok sık karşılaşılmayan, organizasyonun başında bulunan en daha fazladır” (22) demiştir. Dolayısıyla pratikte en doğru kararı
üst seviye yöneticiler tarafından alınan ve sonuçları bakımından vermek için analitik yaklaşım her zaman mümkün olmayabilir.
organizasyonun yaşamsal konumuna kumanda eden kararlar Çünkü olası tüm hamleleri hesaplamak çok fazla kaynak
olarak niteleyebileceğimiz stratejik kararların alınmasında rasyonel gerektiren bir işlemdir. Analitik yaklaşım için elimizdeki kaynaklar
karar verme modelinin kullanılması (17), analitik karar vermenin zaman (computational processing power) ve bellek (information
kullanımı açısından önemli örnekler olarak gösterilebilir. storage and retrieval) olarak düşünülebilir (23). Dolayısıyla,
yaşamın her alanında maksimum faydayı sağlamak adına
Analitik karar verme modelin temelini oluşturan rasyonel seçim önem arz eden kaynakların etkin kullanılması prensibi, yukarıda
teorisi (rational choice theory) 20.yy’ın ilk yarısında yoğun bir bahsedilen hususlar çerçevesinde karar verme konusunda da
gelişme ve ilerleme kaydetmiştir. Özellikle öznel beklenen fayda karşımıza çıkmaktadır. Zaman kavramı, genel anlamda sahip
teorisi ve oyun teorisi rasyonel seçimin modelleri olarak yaygın olduğumuz işlemci gücüne bağlı olarak kısıtlı bir süreyi ifade
biçimde kabul görmüştür (18). Öznel beklenen fayda teorisi ettiğinden kaynak kullanımı açısından analitik yaklaşımda mutlaka
(subjective expected utility); karar verme teorisinin, tercihlerin göz önünde bulundurulmalıdır (18).
Harekat alanında karar verme faaliyetini analitik çerçeveden ele analitik karar verme sürecini işletecek zaman periyodu oluşması
aldığımızda, harekat ortamının doğası gereği analitik karar verme ya da bu devinim olasılığına rağmen her şeyin analitik karar verme
süreci ile uyumsuzluk gösteren özellikler taşıdığı görülmektedir. sürecinde karara ulaşılırken değerlendirilen safhalarda planlandığı
Bu özellikler zaman baskısı, ortamın dinamikliği (dynamic şekilde gelişeceğini değerlendirmek, çok gerçekçi bir yaklaşım
environment) ve harp ortamının belirsizliklerden (uncertainty) olmayacaktır. Analitik karar verme sürecinin harekat alanında
ibaret olmasıdır. Bu aşamada ilk düşünülmesi gereken harekat uygulanmasını zorlaştıracak bir diğer husus harekat ortamının
sahasında bulunan karar vericiler üzerinde bulunan zaman belirsizliğidir (uncertain environment). Askeri harekat alanında
durumsal farkındalığa yönelik belirsizlikler anlamına gelen “fog
of war” ifadesini literatüre sokan Carl van Clausewitz karar
verilen ortamı “Savaş belirsizliklerin diyarıdır. Savaştaki hareketin
temeli olan faktörlerin dörtte üçü az veya çok belirsizlik sisi ile
çevrilmiştir” şeklinde ifade etmiştir (6). Bu nedenle analitik bir
değerlendirmeye esas teşkil edecek verilerin, gerçekte mevcut
olan durumu ne kadar yansıttığından karar verme aşamasında
emin olmak mümkün olmayacak; bu da verilen kararın
rasyonelliğinin sorgulanmasına neden olacaktır.
Sezgisel Karar Verme
Zamanın kısıtlı olduğu, duruma ilişkin verilerin tamamına
ulaşmanın mümkün olmadığı ve belirsiz durumlarda ne şekilde
baskısıdır. Harekat sahasında anlık gelişen durumlar çerçevesinde karar veririz? Burada rasyonel verilerden ziyade insan sezgileri
çok kısa süreler içerisinde reaksiyon gösterilmesi gereken yeni devreye girmektedir. Böyle durumlarda insan, durumu hemen
durumlar oluşmakta, dahası bu durumlar zincirleme reaksiyon idrak edebilme yetisine, yani sezgiye ihtiyaç duyar (24).
şeklinde yeni öngörülemeyen durumların ortaya çıkmasına da Bu bağlamda, sezgisel karar verme yöntemini incelemeden önce
sebep olabilmektedir. Harekat alanının sürekli devam eden sezgi kavramının üstünde durmak faydalı olacaktır.
devinimi içerisinde; meydana gelen her durum için yeniden
Bir şeyin doğru olduğunu düşünür ve ona inanırız. Buna bağlı karşılaştırma yapılmaz (14). Belirtilen argümanlar sezgisel karar
olarak yapacağımız seçimin de doğru olacağını biliriz ancak vermede bilinçli olarak hesaba dahil edilmese de bu argümanlar
neden ve nasıl sorularına cevap veremeyiz. Carl Jung sezginin karar verme esnasında ihmal edilmemekte, tam tersine, bunların
mantığa aykırı herhangi bir hususu dile getirmediğini, bunun değerlendirmesini beyin otomatik olarak yapmakta ve karar
yerine mantıkla farklı bölgelerden olduğunu belirtmiştir. Sezgi vericiyi en doğruya yakın karara yönlendirmektedir.
rasyonelliğin karşıtı ya da rastgele bir tahmin işlemi değildir. İnsanın gerçek dünya şartlarında nasıl karar verdiğini açıklayan
Sezgi, bir alanda yıllar boyu edindiği tecrübe sayesinde yeteneğini doğal karar verme (naturalistic decision making) ile ilgili
geliştiren uzmanların, gelişmiş nedenselleme yöntemidir (25). çalışmalar, 1988 yılında yaşanan bir Amerikan savaş gemisinin
Sezgi kolay gelişmez; yıllar süren problem çözme tecrübesi yanlış teşhis sonucu İran ticari uçağını düşürmesi sonucunda hız
gerektirir ve o konuya ilişkin sağlam ve bütün halindeki kavramsal kazanmıştır (32)(33). Verilen yanlış karar üzerine ABD Savunma
detayların üzerine kurulur. Tecrübe ile elde edilen dersler mantıklı Bakanlığı tarafından baskı, kısıtlı zaman ve belirsizlik durumlarında
ve sağlam temelli olduğundan, sezgi için de aynısı geçerlidir (26). karar verme üzerine odaklanılmış ve Stres Altında Taktik Karar
Simon bu terimden; bizi çevreleyen duruma ait ipuçlarını tanıma (TADMUS-Tactical Decision Making Under Stress) adı altında bir
işlemi sayesinde ulaşılmış inanış, muhakeme ya da karar olarak araştırma ve geliştirme programı başlatılmıştır (32).
ifade etmiş, bu ipuçları ile uzun süreli hafızada mevcut bilgilere
erişildiğini dile getirmiş ve sezginin, çözüm işleminin tamamının Doğal karar verme çalışmaları yapılana kadar, karar verme üzerine
ya da bir kısmının farkında olmadan işlediğinden bahsetmiştir çalışan araştırmacılar karar vermenin tek bir parçası olan karar
(27). Bu yaklaşımlar kapsamında şüphesiz ki sezgi mantıksal olayını incelemişlerdir. Karar verme olayı; karar vericinin bilinen
bir süreç, bu sürece girdi olarak dahil olan parametreler ise ve tanımlı bir dizi alternatifi mukayese etmesi, her bir alternatif
uzun süreli hafızada mevcut ve bağlantılı öğrenme ile edinilmiş için olası sonuçların meydana gelme olasılıklarını değerlendirmesi
bilgilerdir. Sezgi işleminde girdiler otomatik olarak ve bilinçsiz ve bunun sonucunda hedeflerine uygun olan bir alternatifi
olarak işlenir. İşlem sonundaki çıktı ise muhakemede ve karar seçmesi olarak değerlendirilmiştir. Bu konu üzerine çalışan
uzmanlar en iyi alternatifin seçimi üzerine yoğunlaşmışlardır.
vermede temel oluşturan histir (28). Klein da sezgiyi tecrübeyle
Yapılan bu çalışmaların çoğu laboratuvar şartlarında ve karar
ilişkilendirmiş ve sezginin, durumun tanınmasına (muhakeme)
verici konumunda tecrübesiz kişilerin bulunduğu örneklemlerden
ve gerekli reaksiyonun gösterilmesine (karar verme) olanak
oluştuğu görülmektedir. Ancak süreci daha iyi anlamak adına
sağladığını belirtmiştir (29). Bu bağlamda sezgi, sihirli bir altıncı
yapılan çalışmalarda laboratuvarlardan çıkıp gerçek hayatta stres
his, olağan dışı bir işlem, ya da tesadüfi bir durum değil, tam
altında ve kısıtlı kaynaklarla zor kararlar veren itfaiye, polis gibi
aksine, yıllarca süren tecrübe ve öğrenmeye, insanın beyninde
meslek grupları inceleme altına alındığında, elde edilen bulguların
sakladığı gerçeklere, modellere, konseptlere, prosedürlere
klasik yaklaşımlarla açıklanmasının mümkün olmadığı görülmüştür
ve soyutlamaya dayalı son derece karmaşık ve gelişmiş bir
(34).
nedenselleme yöntemidir. Kahneman, sezgisel muhakemeleri
algılamanın otomatik işlemleriyle nedensellemenin kasıtlı işlemleri Doğal karar verme esasen sınırlı zaman, yüksek stres ve kısıtlı bilgi
arasında gerçekleştiğini belirtmiştir. Kahnema’a göre bu çift sistem sınırlamalarına değinmektedir (35). Bu dönemde ortaya çıkan ve
yaklaşımı sezgiyi salt olarak nedensellemeden ayırmaktadır (11). en çok kabul gören karar verme modelleri Hammond’un sezgisel
süreç teorisi (36), Rasmussen’in sezgisel kontrol modeli (37)
Sezgisel karar verme teorileri üç temel prensibe dayanmaktadır.
ve Klein’in tanıma öncelikli karar (recognition-primed decision)
İlk olarak, alternatiflerin bire bir mukayesesi yapılmaz, bunun
modelidir (31)(38). Bu modellerde; Hammond karar vermeyi
yerine, durum, bütün olarak sıralı bir şekilde değerlendirilir. İkinci
sezgisel ve analitik olarak ikiye ayırmış, Rasmussen karar verme ile
olarak, karar verici durumun tanıdık olup olmadığına bakar,
beceri, tecrübe ve kurallar arasındaki ilişkiyi ön planda tutmuştur
geçmiş dönemlerdeki tecrübeleri ve bilgi birikimini güncel duruma
(36) (37). Klein ise bu tarihlere kadar üzerinde durulan analitik
nasıl tatbik edebileceğini değerlendirir. Son prensip de karar
yaklaşımın dinamik olarak gelişen, zaman baskısı altında olan,
vericinin en iyiden ziyade tatmin edici çözüme odaklanmasıdır. Bu
belirsiz veya iyi tanımlanamayan ortamlar için geçerli olmayacağını
yaklaşım, özellikle rasyonel verileri hesaplama olanakları, bilgi ve
savunmuştur (38) (31). Klein’ın modeli, insanların seçenekleri
zamanın yeterli olmadığı durumlarda kullanılmalıdır (30).
karşılaştırmadan nasıl iyi karar verebileceğini açıklamaktadır
Karar verici sezgisel yaklaşımda alternatifleri mukayese etmez, ve günümüzde önde gelen ordularda uygulanmış, üzerinde
değerlendirmez. Analitik yaklaşımdan temel farkı budur: araştırmalar yapılmış ve dokümanlara ithal edilmiştir (33). Sezgisel
Alternatifleri değil, durumu değerlendirmek (31). Karar vericinin karar verme yaklaşımının öncülerinden olan ve sezgisel karar
geçmişte aldığı eğitimler ve edindiği tecrübeler ile duygusal zekası, verme becerisini tanıma (recognition) ile eş olarak gören Simon’a
karar verilecek duruma istinaden bir karar vermesine yardımcı göre insan zihni, rasyonel modellere uymamaktadır. Simon,
olur. İnsanlar farkında olmasa da her an yeni şeyler öğrenmekte, insanın her zaman en iyi kararı aramadığını, tatmin edici kararların
yeni tecrübeler edinmektedir. Bir karar verilmesi gereken çoğu zaman yeterli olduğunu iddia etmiştir (27). Örneğin; bir
durumda da edindiği tecrübelere, öğrendiği bilgilere başvurur. gemi komutanı denize adam düştüğünde amacı en iyi manevrayı
Bu başvurunun en önemli parametresi durumdur. Alternatifler, yapmak değil, denize düşen adamı kısa sürede gemiye almaktır.
sayısal veriler, avantaj-dezavantajlar hesaba bilinçli olarak katılıp Bu kısa sürede komutanın karar verirken zihninde oluşturduğu
süreç, tanıma esaslı karar modeli ile açıklanabilir. Karar vericinin Ortam verilerinin elde edilmesi farklı alanlarda değişik biçimlerde
bu modelde yaptığı işlem durumu değerlendirmektir. Durum olabilmektedir. Bir satranç oyununda bu veriler oyuncuların oyun
tanıdık mı değil mi diye bakar, tanıdıksa önceki durumda verdiği tahtasını incelemeleri ile edinilebilirken, bir askeri alanda sadece
kararın bu durumda da geçerli olup olmadığını değerlendirir. insan duyuları ile istenilen bilgilere erişim mümkün değildir.
Genel olarak askeri alanda karar verici bireyler tarafından karar
verme işlemi, komuta kontrol sistemleri tarafından sergilenen
bilgilere istinaden yapılmaktadır. Ast rütbedeki bir temel harp
nevi subayından (örneğin Denizaltı Savunma Harbi Subayı) üst
seviyedeki bir birlik komutanına kadar tüm karar vericiler için
bu durum geçerlidir. Hava radarı veya sonardan alınan temas
bilgileri, ilgili konsollarda temasların sergilenmesi, muhabere
sistemleri ile bu verilerin paylaşılması ve istihbarat bilgilerinin ilgili
birimlere ulaştırılması gibi hususlar, dolaylı olarak karar verme
sürecinin bir parçası haline gelmektedir. Bu nedenle, karar verme
sürecinde insan ile durum arasında bir köprü görevi gören ve
özellikle askeri alan gibi sahalarda önemini fazlasıyla hissettiren
teknolojinin, karar verme açısından incelenmesinin faydalı olacağı
Şekil 1.Klein’in tanıma öncelikli karar verme modeli(29) değerlendirilmektedir.
Teknolojinin doğal karar verme yaklaşımı ile etkileşimi konusunda
Geçerli olduğuna kanaat getirirse uygular, eğer durum benzer
Shattuck ve Miller tarafından bir çalışma yapılmıştır (39). Doğal
değil veya benzer durumda alınan kararın iyi sonuç getireceğine
karar verme yöntemi kapsamında ortaya çıkan modellerden en
kanaat getirilmezse yeni ipuçları aranır.
geçerli ve kabul göreninin Klein’in tanıma esaslı karar verme
Klein, doğal karar verme yöntemiyle ilgili olarak geliştirdiği tanıma yöntemi olduğunu vurgulayan Shattuck ve Miller, bu modeli esas
öncelikli karar verme modelinde, kişilerin geçmiş tecrübelerinden
oluşturdukları bir model birikimine sahip olduklarını, bu modellerin
içinde bulunulan durumda etken olan ana faktörleri tanımladığını,
yine bu modellerin, konuyla ilgili en alakalı ipuçlarını, beklentileri
açığa çıkardığını, olası amaçları tanımladığını ve belirtilen tarzda
durumlar için tipik hareket tarzlarını tavsiye ettiğini belirtmiştir.
Klein’in tanıma öncelikli karar verme sürecinin gösterimi Şekil-
1’de yapılmıştır. Bu model, insanların karar verme faaliyeti
esnasında farklı ihtimalleri değerlendirmeden nasıl iyi kararlar
aldığını açıklamaktadır. Klein ayrıca oluşturduğu modelin basit bir
örüntü eşleştirme (pattern matching) işleminden ibaret olmadığını,
eşleştirme sonucu ulaştıkları olası hareket tarzını zihinsel
simülasyon (mental simulation) uygulayarak, mevcut durumun
şartları altında nasıl sonuç vereceğini değerlendirdiklerini belirtmiş
ve oluşturduğu modelin sezgisel ve analitik yaklaşımın bir karışımı Şekil 2.Yerleşik bilişselin dinamik modeli(39)
olduğunu dile getirmiştir. Örüntü eşleştirme işlemi sezgisel, zihinsel
simülasyon kısmı ise bilinçli yapılan analitik kısmı oluşturmaktadır alarak yerleşik bilişselin dinamik modelini (A Dynamic Model
(38). of Situated Cognition) geliştirmiştir. Şekil 2’de gösterilen bu
modelde, gerçek ortamdaki verilerin karar vericiye ulaşana kadar
Teknolojinin Karar Verme Sürecine Etkisi
maruz kaldığı etkileşimler ile karar vericinin bu verileri ne şekilde
Buraya kadar olan bölümde analitik karar verme ile sezgisel algıladığı gösterilmiştir.
karar verme yöntemlerinden, karar verici bireylerin karar verme
Modelin sol yarısı teknoloji sistemlerini, sağ yarısı ise karar
sürecinde rasyonel ya da sezgisel olarak yaşadıkları süreçlerden
vericinin algısal sistemini sembolize etmektedir. Birinci oval,
ve bu süreçlerde insan beyninin nasıl bir yol izlediğinden
gerçek ortamda bulunan tüm verileri göstermektedir. Buradaki
bahsedilmiştir. Aynı zamanda karar verme sürecinde, farklı
verilerin doğruluğu ve hassasiyeti tamdır. Gerçek ortamdaki
alanlardaki durumlara göre bu yöntemlerden birinin ön plana
verilerin teknoloji sistemleri vasıtasıyla (sensörler) tespit edilenleri
çıktığı ve seçilen yöntemle daha etkin kararlar verilebildiği
ikinci ovalde bulunmaktadır. Açıkça görüldüğü gibi, bir ovalde
belirtilmiştir. Ayrıca, kararın en doğru bir şekilde verilebilmesi için
olup diğer ovalde olmayan bir takım veriler mevcuttur. Bunlardan
ortam verilerinin mümkün olduğunca ulaşılabilir, tanımlanabilir ve
birinci ovalde olup ikinci ovalde olmayanlar teknoloji sistemleri
kesin olmasının büyük bir öneme haiz olduğu ifade edilmiştir.
ile tespit edilemeyen verileri, birinci ovalde olmayıp ikinci ovalde
olan veriler ise hatalı parametreler sonucunda (sensör hatası gibi) oldukları bu lensler, karar vericilerin; içinde yetiştikleri organizasyon
gerçek verilerin yanlış bir şekilde tespit edildiğini göstermektedir. kültürü, kendilerini etkileyen sosyal faktörler, kişisel becerileri,
Üçüncü ovalde ise, teknoloji sistemleri ile tespit edilen verilerin edindikleri tecrübeler, aldıkları eğitim, takip ettikleri prosedürler ve
karar verici tarafından görüntülenmesini sağlayan sistemleri sahip oldukları konsantrasyon seviyesine göre birbirleri arasında
(örneğin komuta kontrol konsolları) temsil etmektedir. Oval farklılıklar göstermektedir. Dolayısıyla, farklı karar vericiler aynı
içerisindeki şekillere bakılacak olursa, yanlış tespit edilen verilerin durumları farklı şekilde algılayabilmekte ve yorumlayabilmekte,
burada da yanlış olarak sergilendiği, tespit edilen tüm verilerin bunun sonucunda da ortaya aynı durum için farklı kararlar
değil de yalnızca seçilen verilerin görüntülendiği ve bir takım çıkabilmektedir. Sonuç olarak modelin sağ yarısında, teknoloji
verilerin komuta kontrol sistemi tarafından kıymetlendirilerek (veri sistemleri tarafından sergilenen verilerin, karar verici tarafından
füzyonu) karar vericiye iletildiği görülmektedir (39). yapılan kıymetlendirmeler sonucunda bir değişme gösterdiği ve
karar verme sürecinde kullanılmak üzere daha anlamlı bir hale
Ovaller içerisinde bulunan kesik çizgili ovaller, ilgi alanı olarak
geldiği görülmektedir.
tanımlanabilir. Gerçek şartlarda ortamda çok sayıda bilgi vardır
ve karar vericilerin bunların hepsine ihtiyacı yoktur. Ortamdaki Klein, tanıma esaslı karar verme modelindeki en önemli hususun,
bilgi karmaşıklığından sadece işe yarayacağı değerlendirilen karar vericinin durumu tanımlayabilmesi olarak ifade etmiştir.
bilgilerin çekilmesi ve bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi oldukça Yukarıda anlatılan modelde görülmektedir ki durumun tanıması,
önemlidir. Bu durumu kafamızda daha iyi canlandırmak adına teknoloji sistemleri ve karar vericinin edindiği bilgileri yorumlaması
tamamen karanlık bir yerde elinde fenerle hareket etmeye ile sağlanmaktadır. Karar vericinin durumu yorumlayabilmesi ile
çalışan bir insanı ele alabiliriz. Bu durumda ortamda bulunan ilgili hususlardan sezgisel karar verme yaklaşımını anlatırken
insan karar vericiye, içerisinde bulunduğu karanlık yer karar bahsedilmiştir. Benzer şekilde teknoloji sistemleri de bu süreçte
verilen ortama ve fener de karar vericinin sahip olduğu bilgilere oldukça etkindir ve bu önem bir ve üçüncü ovallerin incelenmesi
benzetilebilir. Karanlıktaki kişi elindeki feneri kullanmazsa içinde sonucunda kendini göstermektedir. Gerçek dünyadaki veriler ile
bulunduğu ortamı görmeden hareket etmek zorunda kalacaktır. karar vericiye sunulan verilerin yüksek kesinlik ve doğrulukta
Eğer feneri kullanıp yeteri miktarda ışığa sahip olursa ihtiyacı olmasının arzu edilmesine rağmen, bahse konu şekillere
olan aydınlatmayı sağlayabilecek ve hareketlerini doğru şekilde bakıldığında bunun pratikte bu pek mümkün olmadığı net bir
gerçekleştirebilecektir. Ancak aynı kişi feneri gözüne tutarsa şekilde görülmektedir. Dolayısıyla teknoloji sistemleri, karar verici
karanlık yerine çok fazla ışıktan dolayı yine içinde bulunduğu kişilerin doğru kararı vermesinde önemli bir parametredir. Yani,
ortamı göremeyecek ve nasıl karanlık ortamda feneri olmadığında teknoloji sistemleri gerçek dünyadaki verileri karar vericiye ne
etrafını görmeden hareket etmek zorunda kalıyorsa bu sefer kadar yüksek doğruluk ve kesinlikte sunarsa, karar vericilerin o
de karanlık yerine çok fazla aydınlığın sebep olduğu körlükten derecede yüksek doğru kararlar vermesi sağlanmaktadır.
dolayı yine içinde bulunduğu ortamı görmeden hareket etmek
Deniz Harekat Alanında Komuta Kontrol ve Karar
zorunda kalacaktır. Bu benzetmenin gerçek hayatta karşılaşılan bir
Vermenin İlişkisi
örneği ise Vietnam Savaşı süresince ABD karargahlarının içinde
bulunduğu durumdur. ABD karargahlarının Vietnam Savaşı’nda Belirtildiği gibi karar verme, birçok dalda olduğu gibi askeri alanda
günde yaklaşık 3 milyon sayfa mesaja işlem yapması gerekmiştir. da bireylerin sürekli karşı karşıya kaldığı bir süreçtir. İcra edilen
Ancak işlem yapılan bu mesajların yalnızca %10’u istihbarat eğitimler ve harekatlar, talimatlar, komuta kontrol sistemleri,
değeri olan işe yarar bilgilerdir (40). Bu nedenle gerek teknoloji organizasyon yapısı gibi bir çok husus doğrudan veya dolaylı
sistemleri, gerekse organizasyon yapısı ile bilgi karmaşasının olarak karar verme sürecinin parametreleridir. Bu bölümde, askeri
önüne geçilmesi ve yalnızca değerli bilgilerin sergilenmesi alanın temelini oluşturan komuta kontrol sistemleri ile karar verme
gerekmektedir. arasındaki ilişkilerden bahsedilecektir.
Bu modele göre üç oval ile teknoloji sistemleri görevini tamamlamış Komuta kontrol sistemlerinde, karar verici komutana ihtiyaç duyulan
ve duruma ilişkin veriler karar vericiye sunulmuş, bundan sonra verilerin sunulması önemli bir husustur. Hem harekat alanının
karar vericinin bu verileri ne şekilde algılayacağı belirtilmiştir. karmaşıklık ve belirsizliği, hem de kısa sürede sezgisel olarak
Bunun için Brunswik tarafından tek bir lens olarak geliştirilen karar verilmesi gerekliliği nedenleriyle, karar destek sistemlerinin
ve Hammond tarafından birden fazla lens içerecek şekilde etkin olarak kullanılması ve bunların değerlendirmesini yapacak
güncellenen modele benzer bir metot kullanılmıştır. Şekil 2’deki sistemlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Komuta kontrolün karar
“A” lensi komuta kontrol sistemi olarak örneklediğimiz kullanıcı verme süreci içerisindeki standart hareket tarzlarını simüle
ara yüzünün veriler hakkında karar vericiyi uyarmasını, “B” lensi etmek ve eğitimlerini icra etmek maksatlarıyla bir takım yapılar
karar vericinin ortam hakkında edinilen bilgileri kıymetlendirerek geliştirilmiştir (41). Bu kapsamda Liao tarafından durum tabanlı
anlamlı bir hale getirmesini, “C” lensi ise yine karar vericinin karar destek sistemi (case-based decision support system-
bu kıymetlendirmeye istinaden müteakip süreç ile ilgili tahmin CBDSS) (41), Chin ve Ng tarafından bu yapılarla ilgili olarak çok
yapması ve sonuçlar çıkarmasını göstermektedir. Modelden de etmenli karar destek sistemleri (42), Song ve Kleinman tarafından
anlaşıldığı üzere karar verme süreçleri karar vericilerin sahip dağıtık simülasyon sistemlerin kullanılması önerilmiştir (43).
oldukları lensler ile doğrudan alakalıdır. Karar vericilerin sahip
Komuta kontrol konseptine bakıldığında en üst komutandan alanı mevcuttur. Dolayısıyla komutan tüm konulara ilişkin sezgisel
en küçük birimdeki bireylere kadar herkes bir organizasyonun olarak karar vermesine yardımcı olacak tecrübe ve bilgi birikimine
içerisindedir. Bu nedenle karar verme süreçlerinin ne şekilde sahip olmayabilir. Bu nedenle, karargahı veya organizasyonundaki
işlediğini organizasyonun seviyelerine göre değerlendirmek ilgili birimlerin konu ile ilgili değerlendirmeleri ve verecekleri
gerekmektedir. Yeri gelmişken kısaca organizasyon yapısından bilgiler, komutanın karar vermesinde ön plana çıkan parametreler
da bahsetmek uygun olacaktır. Mintzberg organizasyon ile ilgili olmaktadır. Burada devreye giren nokta, alt birim komutanlarının
yaptığı çalışmasında standart bir organizasyon yapısının beş temel durumu ne derece iyi değerlendirdiği ve ne kadar iyi karar
bileşenden oluştuğunu belirtmektedir (44). Mintzberg’e göre bir verdiğidir. Yani; iyi bir komutan nasıl sezgileri ile bir karar veriyorsa,
organizasyon, tek bir kişi ile başlar. Bu kişi stratejik olarak tepede sezgisel olarak yaklaşımda bulunamayacağı durumlarda ast
bulunmaktadır ve en üst yönetici konumundadır (strategic apex). komutanları veya karargahına güvenmesi gerektiğini de göz
Bu kişi müteakiben oluşturacağı organizasyonun faaliyetlerini önünde bulundurmalıdır (47)(48). İkinci Dünya Savaşı sırasında
icra etmek üzere organizasyonun en alt tabakasını oluşturan Almanların müttefiklere Sedan üzerinden yaptığı yarma harekatı
çalışanları istihdam eder (operating core). Zamanla en üst yönetici bu duruma uygun bir örnek olarak verilebilir. Mayıs 1940’ta
ile çalışanlar arasında orta seviyede yöneticilere ihtiyaç duyularak yapılan bu harekatta yarma görevi icra eden kuvvetin komutanı
yeni yönetim birimleri oluşturulur (middle line). Son olarak da olan Alman General Guderian’a, üst komutanları tarafından sürekli
organizasyonun faaliyetlerini planlama ve kontrol etmekten olarak durması ve daha fazla ilerlememesi emredilmiştir. Ancak
sorumlu bir birim (techno structure) ile asıl faaliyetler haricindeki yarma harekatının başarılı olmasının süratli bir şekilde intikal
tüm destek faaliyetlerini icra eden bir birim (support staff) etmeye bağlı olduğunu ısrarla ifade eden Guderian, Hitler dahil
oluşturularak organizasyon yapısı tamamlanır (44). Mintzberg, bu tüm amirlerini ikna etmiş ve birliğinin intikalini sürdürmüştür.
bileşenlerin ağırlığı ile yerleşim şekillerinin farklı organizasyonlar Verilen bu karar sayesinde yarma harekatı Almanlar adına başarılı
için farklı olabileceğini ve ihtiyaçlara göre güncellenebileceğini bir şekilde icra edilmiştir (49).
belirtmektedir (44).
Gelişen teknoloji ve modern sistemler göz önüne alındığında,
Komuta kontrol konseptini ve karar vermeyi organizasyon yapısı komutanların karar verme sürecinde karar destek sistemlerini de
penceresinden ele aldığımızda, farklı seviyelerde farklı karar etkin olarak kullanmalıdır. Karargahı ya da mahiyetinde bulunan
verme yaklaşımlarının ön plana çıktığını görmekteyiz. Harekat donanımlı, alanında uzman personeli veya ast komutanlarının
alanında sezgisel süreç ön plana çıkarken, daha üst seviyedeki değerlendirmelerinin yanında, etkin bir şekilde kullanılan akıllı
stratejik alanlarda sezgisel olgulardan ziyade analitik yaklaşımlar karar verme sistemleri (smart decision support system-SDSS) de
daha etkili olmaktadır. Örneğin kuvvet/kaynak planlama ile ilgili komutanların sezgisel karar vermesinde etkilidir (48). Bir süredir
bilgi-tabanlı karar (knowledge-based decision) sistemi modeli tatbikat ve diğer harekat eğitim faaliyetlerinde gemilerde denenen
geliştirilmiştir (45). Brynielsson da stratejik seviyedeki komuta ve halihazırda muharip gemilerin komuta kontrol sistemlerine
kontrol merkezlerinde karar vermek için sahip olunan bilgi akışının entegrasyon süreci devam eden Milli Sayısal Harekat Analiz
çok fazla ve karmaşık olmasından dolayı oyun teorisi tabanlı bir Sistemi (MİLHAS) (32), deniz harekat alanı için bahsedilen
model önermiştir (46). Benzer şekilde Liao, problem çözümü ve akıllı karar destek sistemlerine örnek olarak verilebilir. Özellikle
karar verme işlemlerinin askeri hiyerarşi içerisinde komuta kontrol ağ destekli sistemlerinin giderek yaygınlaşmaya başladığı bu
kapsamında birbirleri ile bağlantılı olduğunu değerlendirmiş ve dönemde, karar destek sistemlerinde yapay zeka kullanılması
problem yapılanma metotlarının (problem structuring methods) da sezgisel karar verme sürecinde olumlu etkiler yaratmaktadır
etkin bir karar destek sistemi olarak kullanabileceğini öne (48). Bu tür uygulamalara örnek gösterilebilecek olan Deniz Harp
sürmüştür (47). Oyunu Sistemi (DEHOS)(50) ise, harekat planlama safhasında
günümüzde etkin bir şekilde kullanılmakta ve taktik komutanların
Harekat alanı dinamik olarak güncellenen ve karmaşık verilerden
karar vermesine destek sağlamaktadır.
oluşan bir ortamdır (47). Bunun doğal bir sonucu olarak, doğru
ve istenilen sonuca ulaşabilmek için kararların güncel, yerinde Günümüzde çoğu askeri birlik (gemi, uçak, vb.) modern komuta
ve zamanında verilmesi en çok arzu edilen durumdur. Bunun kontrol sistemleri ile donatılmıştır. Karar vermede ihtiyaç duyulan
sağlanamaması başarıyı direkt olarak etkileyebilmektedir. Özellikle birçok parametre bu sistemlerde sergilenmektedir. Her ne kadar
ağ destekli harp yöntemlerinin gelişmesi sonucunda artan bilgi harekat alanının belirsizlikler diyarı olması nedeniyle komutanlar
trafiğinin kontrol edilmesi ve hedef kriterlerinin göz önünde çoğu zaman sezgisel karar verseler de, ortamdaki rasyonel
bulundurularak verilerin süzülmesi, dolayısıyla bilgi kirliliğinin verilere erişim de büyük öneme sahiptir. Yapılan bir incelemede,
önüne geçilmesi gerekmektedir (48). bir geminin hava savunma harbi organizasyonunun tamamının
bilgisayar merkezli sistemlerden oluştuğu tespit edilmiş, tüm
Askeri organizasyon içerisinde standart olarak Mintzberg’in
verilerin bu sistemler vasıtasıyla elde edildiği gözlemlenmiştir
tanımladığı Bölümlere Ayrılmış Yapı (Divisionalized Form)
(51). Yani operatör ve karar verici makamdaki personel, komuta
modeline uygun olan karargah yapısı kullanılmaktadır (44).
kontrol sistemine bağımlı durumdadır. Bu gözlem neticesinde
Karargahın görevi, komutanın en iyi kararı verilmesi için gerekli
harekat alanında karar vermede, sahip olunan geçmiş bilgi birikimi
bilgileri sağlayıp, bunların değerlendirmesini yaparak komutana
ve tecrübeler kadar, bu tecrübelerin ne şekilde kullanılacağının
sunmaktır. Diğer taraftan, askeri alanda birçok ihtisas, uzmanlık
DİPNOT
1 Deniz Bilimleri ve Mühendisliği Enstitüsü Komuta Kontrol, Bilgisayar, Muhabere ve İstihbarat Programı Yüksek Lisans Öğrencisi
2 Deniz Harp Okulu Kurmay Başkanı
3 Deniz Harp Okulu Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı
Kaynakça
1. Gladwell, Malcolm.Blink - The Power of Thinking Without Thinking. New York : Back Bay Books, 2005. .
2. [Çevrimiçi] [Alıntı Tarihi: 23 Mayıs 2015.] http://www.getty.edu/art/collection/objects/10930/unknown-maker-kouros-greek-
about-530-bc-or-modern-forgery/.
3. [Çevrimiçi] [Alıntı Tarihi: 25 Mayıs 2015.] http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.
GTS.5562f0fae80cc0.63973419.
4. Boone, Louis E. ve Kurtz, David D.Contemporary Business 14th Ed. USA : John Willey & Sons Inc., 2011.
5. Daft, Richard L.Management 9th Ed. Canada : South-Western Cengage Learning, 2010.
6. Harekat Alanında Nasıl Karar Veririz. Uğurlu, Mustafa Zeki. Ankara : Deniz Kuvvetleri Dergisi, 2009.
7. Peterson, Martin.An Introduction to Decision Theory. Cambridge : Cambridge University Press, 2009.
8. Mill, John Stuart.On the Definition of Political Economy, and on the Method of Investigation Proper to It.London and Westminster
Review. Londra : Longmans, 1936.
9. S.C.Collyer, G.S.Malecki.Tactical decision making under stress: history and overview. Washington : American Psychological
Association, 1998.
10. Brunswik, Egon.Perception and the Representative Design of Psychological Experiments (2nd ed.). Berkeley : University of
California Press, 1956.
11. Maps of Bounded Rationality: A Perspective on Intuitive Judgement and Choice. Kahneman, Daniel. 5, s.l. : American Economic
Review, 2003, Cilt 93.
12. The Role of Intuition and Deliberative Thinking in Experts’ Superior Tactical Decision Making. J.H.Moxley, K.A.Ericsson,
N.Charness, R.T.Krampe. 124, s.l. : Elseiver, 2012.
13. When Should I Trust My Gut? Linking Domain Expertise to Intuitive Decision-Making Effectiveness. Eric Dane, Kevin
W.Rockmann, Michael G.Pratt. 2, San Diego : Organizational Behavior and Human Decision Processes, 2012, Cilt 119.
14. Strategies of Decision Making. Klein, Gary A. 5, s.l. : US Army Research Institute for the Behavioral and Social Sciences,
1989, Cilt LXIX.
15. “Rasyonel” perspektif ışığında karar verme eylemi: nitel bir analiz. Ünnü, Nazlı Ayşe Ayyıldız. 24, s.l. : Yönetim ve Ekonomi
Araştırmaları Dergisi, 2014.
16. S.Hillier, Frederick ve Lieberman, Greald J.Introduction to Operations Research 7th Edition. New York : McGraw Hill Higher
Education, 2001.
17. Strategic Decision Making. Eisenhardt, Kathleen M. ve J.Zbaracki, Mark. S2, Chicago : Strategic Management Journal, 1992,
Cilt 13.
18. Ivanova, Elissaveta ve Gibcus, Petra.The decision-making entrepreneur. Zoetermeer : SCALES Scientific Analysis of
Entrepreneurship and SMS’s, 2003.
19. The Foundations of Statistics. Sawage, Leonrd Jimmie. New York : John Wiley, 1954.
20. Wilson, Robert A. ve Keil, Frank.The MIT Encylopedia of the Cognitive Sciences. Cambridge : The MIT Press, 2002.
21. John, Von Neumann ve Morgenstern, Oscar.Theory of Games and Economic Behaviour. Princeton : Princeton University Press,
1944.
22. Intuitive Decision Making. K.Matzler, F.Bailom, T.A.Mooradian. 1, Cambridge : MIT Sloan Management Review, 2007, Cilt 49.
23. Rational Decision-Making in Business Organizations. Simon, Herbert Alexander. 69, s.l. : The American Economic Review,
1979, Cilt 4.
24. Sağır, Cenkan.Karar Verme Sürecini Etkileyen Faktörler ve Karar Verme Sürecinde Etiğin Önemi. 2006.
25. The experts in yout midst. Michael J.Prietula, Herbert A. Simon. 120-4, Harvard : Harvard Business Review, 1989, Cilt 67.
26. How senior managers think? Isenberg, Daniel J. Harvard : Harvard Business Review, 1984.
27. A behavioral model of rational choice. Simon, Herbert Alexander. 69, s.l. : Quaterly Journal of Economics, 1955.
28. Plessner, Henning, Betsch, Cornelia ve Betsch, Tilmann.Intuition in Judgment and Decision Making. New York : Lawrence
Erlbaum Associates, 2008.
T ARİHÇE:
TCG Ç-136’nın (Ç-136) Doğanbey-85 tatbikatında batma-
sı olayından alınan dersler kapsamında, aynı yıl 1 Ekim 1985 tari-
hinde Foça bölgesindeki gemilere amfibi eğitim vermek amacıyla
kurulan Sarucapaşa Eğitim Merkezi Komutanlığı (SAPEM), Yıldız-
lar Suüstü Eğitim Merkezi Komutanlığı ile birlikte Deniz Kuvvetleri
K.lığının iki Kıyı Eğitim Merkezinden (KEM) biridir.
Sarucapaşa Eğitim Merkezi Komutanlığı (SAPEM); aradan geçen
30 yıl içerisinde sürekli bir gelişim ve değişimle, başta diğer yüzer
birlikler olmak üzere kıyı birliklerinin de eğitim ihtiyaçlarının kar-
şılanması maksadıyla kurslar açmaya/ eğitimler vermeye, Deniz Gelibolu tersanesinde 60 gemiden oluşan ilk Osmanlı Donanma-
Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki tüm Üs Savunma Harekât sını yaptırarak denize indirmiş ve bu donanma ile Ege Denizi’nde
Merkezlerinin (ÜSHM) yerinde eğitimlerini ve tüm Tuzla Sınıfı Ka- seferlere çıkmış, Eğriboz ve Sakız adalarına ve Yunanistan’ın doğu
rakol Gemileri (TSKG) ile Güney Deniz Saha Komutanlığı bağlısı sahillerine deniz akınları düzenlemiş, Selanik’in alınışı ve Niğbolu
tüm yüzer unsurların Harekâta Hazırlık Denetlemelerini (HHD) Savaşlarına Gelibolu’da hazırladığı Azaplar (Leventler-Deniz As-
yapmaya ve harekât eğitim ihtiyaçlarını karşılamaya, yeni proje- kerleri) ile katılmıştır. Anadolu Beylerbeyliği ve Vezirlik de yapan,
lere ağırlık vermeye başlamış, ilgili yönerge değişikliğiyle İntibak İstanbul’un fethi hazırlıklarında ve Rumeli Hisarı’nın inşasında da
Eğitimi (İNE) verme imkânı kazanmış, yönetim analizi çalışmaları hizmetleri olan Saruca Paşa; 1453 yılında Gelibolu’da vefat et-
tamamlanarak kadrosu %39 oranında artırılmıştır. miştir.
01 Temmuz 1997 tarihinden itibaren Güney Deniz Saha K.lığı ku- * Kapalı Kompartıman Yangın Simülatörü:
ruluşuna dâhil olan Sarucapaşa Eğitim Merkezi K.lığı, Foça Deniz
- Makine Dairesi Bölümü,
Üssü Geliştirme Projesi kapsamında 26 Şubat 2007 tarihinden
itibaren geçici olarak Amfibi Deniz Piyade Tugay K.lığı 3’üncü Ta- - Yatakhane Bölümü,
bur 7’nci Bölük Komutanlığı binasına geçici olarak konuşlandırıl- - Aşhane Bölümü,
mış, 09 Mart 2009 tarihi itibariyle de hâlihazırda bulunduğu yeni
binada kurs/ eğitimlere başlanmıştır. * Yarasavunma Eğitim Simülatörü:
- Kutu Yama Bölümü,
- Jübile Kelepçe Eğitim Bölümü,
- Tapalama Eğitim Bölümü,
- Şapka Yama Eğitim Bölümü,
- Dik/ Üçgen Payanda Eğitim Bölümü,
* Fiili Yangın Eğitim Alanında Bulunan Simülatörler:
- Seyyar Söndürücülerle İlk Müdahale Simülatörü,
- Açık Saha Yangın Simülatörü,
- Köpük Özütü (Fom) Eğitim Simülatörü,
- Patlak Flenç Eğitim Simülatörü,
- Vahşi Hortum Eğitim Simülatörü,
- Hortum Açma Kapama Eğitim,
- Helo Kaza Kırım Simülatörü,
- KBRN Simülatörü,
- Yangın Battaniyesi Kullanma/ Yağ Tavası Simülatörüdür.
Gemi Kullanma Eğitim Havuzu 1996 yılında hizmete girmiş olup,
mevcut model gemi ve simülasyonlar;
* Kapak atma Plaj Simülasyonu,
* Dalga Simülasyonu,
* Rüzgâr Simülasyonu,
Komutanlık Binasının Genel Görünüşü/Komutanlık Binası Grişi * Rıhtım/ İskele Simülasyonları,
Komutanlık Binası ve Dershaneler, Gazi Umur Bey kışla binasında * Çeşitli Fener ve İşaretler,
konuşlu olup, bu binada; ofis ve bürolar ile 3 adet 30’ar kişilik
ve 1 adet 25 kişilik dershane mevcuttur. İlave olarak kurs ve sahil *Uzaktan Kumandalı LCT Tipi Gemi,
eğitimlerinin uygulamalarında kullanılan Stinger RMP G/M eğitim * Uzaktan Kumandalı LST Tipi Gemi,
simülatörü bulunmaktadır.
* Uzaktan Kumandalı LPD Tipi Gemi,
Yangın Y/S ve KBRN Eğitim Alanı’ndaki Yangın, Yarasavunma Si-
* Uzaktan Kumandalı LCM Tipi Gemidir.
mülatörleri;
Fiili Açık Saha Yangın Simülatörü Fiili Kapalı Bölme Yangın Simülatörü
VAZİFE:
* Güney Deniz Saha K.lığı kuruluşundaki tüm yüzer birlikler ile
Dz.K.K.lığı bağlısı tüm Tuzla Sınıfı Karakol Gemilerinin (TSKG)
‘’Harekâta Hazır’’ hale gelmesine ve eğitim hazırlık derecelerinin
hedeflenen seviyede idame ettirilebilmesine yardımcı olmak mak-
sadıyla;
• Onarım sürecinde;
• Onarım Öncesi Ön Kontrol Denetlemesi (ON-ÖNKON),
• Sahil Tesislerinde Eğitim (Kısa Süreli Eğitimler),
• Seyir Emniyet Eğitimi (SEE),
• Ön Emniyet Eğitimi (ÖNEME),
• Ön Kontrol Denetlemesi (ÖNKON), Amfibi Harp Eğitimleri
* Subay/ astsubaylara (yılda yedi dönem hâlinde) verilen beş gün helikopter iniş kalkış rolesinde görevli kaza kırım timi personeline
süreli “Yangın Sb./ Asb. Kursu (4I07)”, üç gün süreli “Helo Kaza Kırım Eğitimi”,
* LCM Komutanı görevi alan/ alacak astsubaylara verilen iki hafta * Yüzer birliklerde teşkil edilen KBRN Tamirci Partilerine iki gün
süreli “LCM Komutanı Kursu (4I15)”, süreli “KBRN (Yüzer Birlikler) Eğitimi”,
* Stinger (RMP) G/M tahsis edilen yüzer ve kıyı birliklerinde Stin- * Kıyı birliklerinde teşkil edilen KBRN Ani Müdahale Ekiplerine iki
ger G/M kullanıcısı olarak tefrik edilen subay ve astsubaylara gün süreli “KBRN Ani Müdahale Timi Eğitimi”,
(yılda iki dönem halinde) verilen iki hafta süreli “Stinger (RPM)
* Kıyı birliklerinde teşkil edilen KBRN Ani Müdahale Ekiplerine beş
Güdümlü Mermi Kursu (4I27)”,
gün süreli “KBRN Toplu Korunma Sistemi Eğitimi”,
* Role gereği hafif silah ve hava savunma silahlarının kullanımında
görevli, daha önce bu silahlarla görev yapmamış yeni atanan ast- * Denizin kıyı birliklerinde görevli Acil Durum Ekiplerinde görev
subaylar ve uzman erbaşlara verilen iki hafta süreli “Hafif Silah ve alan personele iki gün süreli “Yangın (Kıyı Birlikleri) Eğitimi”,
Hava Savunma Silahları Kursu (4I37)”, * Yüzer Birliklerin hasar kontrol organizasyonunda görevli perso-
* Kaideye Monteli Stinger konuşlu birliklerde görevli astsubaylara nele Tazeleme Eğitimi (TAE) öncesinde (TAE’ye girecek her gemi-
verilen üç haftalık “KMS Operatör ve Koruyucu Bakım ATAS Lan- ye) bir gün süreli “Hasar Kontrol Organizasyon Eğitimi”,
çer Kursu (4I39)”, * Yüzer birliklerde tamirci partilerde (T/P), kıyı birliklerinde ise acil
* Stinger G/M ile ilgili görevi olan uzman erbaşlara verilen iki durum ekiplerinde görevli olmayan diğer tüm personele bir gün
hafta süreli “Uzman Erbaş Stinger (RPM) Güdümlü Mermi Kursu süreli “Genel Yangınla Mücadele Eğitimi”,
(4I40)”, * Yangın Savunma Merkezlerinde görevli personele bir gün süreli
* Kaideye Monteli Stinger konuşlu birliklerde görevli nişancı yar- “Yangın Savunma Merkezleri Eğitimi”,
dımcısı uzman erbaşlara verilen iki hafta süreli “Uzman Erbaş KMS * Kadrosunda Porsun Asb. bulunmayan yüzer birliklerde görevli
Operatör ve Koruyucu Bakım Kursu (4I41)”, astsubay/ uzman erbaş/ erbaş ve erlere üç gün süreli “Gemicilik
* LCT tipi gemilere II. Komutan olarak atanan astsubaylara verilen Eğitimi”,
iki hafta süreli “LCT II.Komutan Kursu (4I42)”,
* Yüzer birliklerde görevli Komutan, II.Komutan ve Vardiya Amir-
* Gör.Gr./ Üs/ Bölge/ Boğaz K.lıkları bünyesinde ilgili görevlerde liği/ Subaylığı görevlerini icra eden subay/ astsubaylar üç gün
bulunan subay/ astsubaylara verilen iki hafta süreli “Deniz Güven- süreli “Gemi Kullanma Eğitimi”,
lik Timi Eğitmen Kursu (4I43)”,
* Amfibi gemilerinde Komutan, II. Komutan ve yükleme/ bindirme
* Burak sınıfı korvetlere E/H operatörü olarak atanan astsubaylara ile ilgili görevlere atanan personele üç gün süreli “Yükleme/ Bin-
verilen iki hafta süreli “ARBR-16 ED Cihazı ve Milli Saman Atış dirme Eğitimi”,
Sistem Operatör Kursu (4I44)”,
* Kadrosunda Tabip Subayı/ Sağlık Astsubayı bulunmayan yüzer
* Burak sınıfı korvetlere E/H operatörü olarak atanan astsubaylara ve kara birliklerinde görevli; subay, astsubay, uzman erbaşlara üç
verilen üç hafta süreli “ARBR-16 ED Cihazı ve MKE-1304 DHS gün süreli “İlk Yardım Eğitimi”,
Milli Saman Atıcı Sistemi Teknisyen Kursu (4I46)”,
* Kıyı ve yüzer birliklerde role gereği Stinger G/M kullanma göre-
* Gör.Gr./ Üs/ Bölge/ Boğaz K.lıkları bünyesinde ÜSHM’ler ile vi alan/ alacak astsubaylar ile Amf.Dz.P.Tug. K.lığı Stinger Tk.da
görev bağlantısı olan personele (yılda iki dönem halinde) verilen görevli astsubaylar ve uzman erbaşlara (Stinger Kursu görmüş
iki hafta süreli “Deniz Üs ve Liman Güvenliği Kursu (4I47)” açıl- olma şartıyla) bir gün süreli “Stinger İdame Eğitimi” verilmektedir.
maktadır.
* Ayrıca; Magosa Deniz Komutanlığı karargâhı ve bağlısı gemiler-
* Ayrıca, Karamürselbey Eğt.Mrk.K.lığı tarafından açılan (1-6’şar de görevli personele Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC)
hafta süreli) toplam 7 adet kurs da Sarucapaşa Eğt.Mrk.K.lığı “Yerinde Hasar Kontrol ve Yangın Eğitimleri” verilmekte,
bünyesinde icra edilmektedir.
* Güney Deniz Saha Komutanlığı bağlısı birliklerin yangın mukan-
Sarucapaşa Eğt.Mrk.K.lığı (SAPEM); Dz.K.K.lığı bünyesinde Stinger nenlerinin yerinde incelemesi ve güncellenmesi çalışmaları yürü-
G/M ve Kaideye Monteli Stinger (KMS) konusunda kurs ve eğitim tülmekte,
veren TEK eğitim merkezidir.
* Aksaz, Mersin ve Gazimagosa/KKTC’de konuşlu G.Dz.Sh.K.lığı
• SAPEM’de “Kısa Süreli Sahil Eğitimleri” kapsamında; bağlısı birlik/ gemilerin Kısa Süreli Sahil Eğitimleri ile Genel Yan-
gınla Mücadele Eğitimi, Yangın Yarasavunma Eğitimi, KBRN Eğiti-
* Yüzer birliklerin T/P’lerine verilen dört gün süreli “Yangın Y/S
mi ihtiyaçları da yerinde eğitim şeklinde karşılanmaktadır.
(T/P) Eğitimi”,
* Helikopter platformlu gemilerde, helipedlerde ve kıyı birliklerinde
iştirak edilmektedir. Çalışmaların tamamlanması ile birlikte KBRN Ayrıca, kıyı birliklerine verilmekte olan yangın eğitimlerinin sevi-
eğitimlerinin süre ve tekrar periyotlarında artış olacağı öngörül- yesini ve kalitesini arttırarak eğitici personel yeterliliğini sağlamak
mektedir. maksadıyla, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile irtibata geçilerek İt-
faiye Daire Başkanlığının Buca’da yer alan TOROS Yangın Eğitim
Merkezinde “Eğitici Personele Yönelik Yangın Eğitimleri”ne iştirak
edilmiştir.
Tuzla Sınıfı Karakol Gemileri (TSKG)
Tuzla Sınıfı Karakol Gemilerinin (TSKG) eğitim ihtiyaçlarının stan-
dart bir şekilde karşılanması konusunda yapılan çalışmalar ne-
ticesinde ilave bir tim eğitim grubunun teşkil edilerek eğitim ih-
tiyaçlarının Sarucapaşa Eğt.Mrk.K.lığı tarafından karşılanmasına
karar verilmiş ve Karakol Gemileri ve ÜSHM Tim Eğitim Grubu’nun
04 Ağustos 2014 tarihi itibarı ile teşkil edilmesini müteakip tüm
TSKG’lerin İntibak, Tazeleme, Seçilmiş Tazeleme ve İdame Eği-
timleri kapsamındaki Yerinde Seçilmiş Tazeleme Eğitimleri ile Ha-
rekâta Hazırlık Denetlemeleri icra edilmeye başlanmıştır.
Son bir yıl içerisinde (özellikle yeni ilave olan Dz.K.K.lığındaki tüm
Tuzla Sınıfı Karakol Gemilerinin (TSKG) ve Üs Savunma Harekât
Merkezlerinin (ÜSHM) eğitim / denetlemeleri kapsamında) İsken-
derun’dan Karadeniz Ereğli’ye kadar tüm liman / üslerde yoğun
faaliyetler icra edilmiştir.
Dz.K.K.lığı bünyesindeki tüm TSKG’lerin eğitim / denetleme so-
rumluluğuna (ilgili timin kadrosunun oluşması öncesinde), Akdeniz
Bölge Komutanlığı bağlısı olacak şekilde yeni inşa edilen TCG TA-
Kıyı Yangın Eğitimi ŞUCU’nun (P-1211) İntibak Eğitimleri (İNE) kapsamında;
Tim Eğitimleri
* Standardizasyon sağlayıcı faaliyetler kapsamında; bültenler pılan anket sonuçlarına göre ortalama olarak; Kısa Süreli Sahil
hazırlanarak yayımlanmış, çeşitli konulardaki yönerge hazırlama/ Eğitimlerinde %85, Kurslarda %89, Deniz Eğitimlerinde ise %90
güncelleme çalışmalarına, toplantılara, çalıştaylara, yeni platform- oranında oldukça olumlu geri besleme alınmıştır.
ların sözleşme görüşmelerine, fiili silah eğitimlerine gerek koor-
* Kurs ve eğitimlerin verimliliğini artırmak üzere; eğitim teknolojile-
dinatör gerekse temsilci olarak iştirak edilmiş olup, hâlihazırda
rindeki son gelişmeler ve dünyadaki uygulamalar takip edilmekte,
yukarıda belirtilen faaliyetlere devam edilmektedir.
ISO 9001 kalite belgesi alabilmeye yönelik araştırma/ girişimler
yapılmakta, sürekli araştırmacı ve sorgulayıcı olmaya dinamik bir
şekilde devam edilmektedir.
* 2014-2015 döneminde; Dz.K.K.lığı Dent. ve Değ.Bşk.lığı ta-
rafından İdari-Materyal Denetlemesine, Deniz Eğitim ve Öğretim
K.lığı tarafından Ferdi Eğitim Denetlemesine tabi olunmuş ve Sa-
rucapaşa Eğt.Mrk.K.lığı olarak her iki denetlemeden de “Üstün
Başarı” elde edilmiştir.
Yeni amblem dizaynında dikkat edilen ve amblemin anlamını Yelkenli teknenin altındaki bölüm denizi temsil etmesinin yanı
ifade eden hususlar kapsamında; sıra, birliğin eğitim merkezi olmasından hareketle modern bir
kitap görüntüsüne sahiptir.
• Amblem, icra edilen eğitim faaliyetlerini modern bir tarzda
ifade etmek üzere hazırlanmış ve yapılan çalışmalar ile anketler • Yelken siluetinin direğini ve tekne kısmını belirleyen çıpanın
neticesinde “BİLGİ GÜÇTÜR” sloganının müteakip dönemde alt ucu aynı zamanda Sarucapaşa Eğt.Mrk.K.lığının bağlı
birliği temsil edeceği değerlendirilmiştir. olduğu Güney Deniz Saha K.lığını işaret etmektedir.
• Amblemin altın rengi bilginin değerini temsilen seçilmiş • Çıpanın her iki tırnağının ucunda bulunan alevler, eğitimi ve
olup, dereceli değişken renk tonlaması ile eğitimlerin önemi ve Sarucapaşa Eğitim Merkezi Komutanlığı eğitimleri arasında özel
çeşitliliği vurgulanmakta ve değişim sembolize edilmektedir. bir önemi olan yangın eğitimlerini sembolize etmektedir.
• Amblemin en dış kenarında bulunan altın rengi formlar • Her iki alevin içerisine gizlenmiş Atatürk silüeti, Sarucapaşa
birleşerek halat oluşturmakta ve bu halat, Sarucapaşa Eğitim Eğitim Merkezi Komutanlığının temel değerleri kapsamında
Merkezi Komutanlığı personelinin birbirine bağlı bir bütün Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı olarak görevlerini ifa ettiklerini;
olarak daima hazır olduklarını ifade etmektedir. silüetin öne eğik alev formları içinde çalışılması, personelin
Atatürk tarafından her zaman izlendikleri hissi ile ona layık
• Dış çerçevenin hemen içerisindeki yaprak form toplam 64
cesaret ve sadakat çerçevesinde yaşadıkları deniz sevgisini ve
adet olup, her biri yarım kerteyi sembolize eden bütünleşik
coşkusunu vurgulamaktadır.
sarmal sistem ile dizayn edilmiştir.
• Çıpanın üst kısmında bulunan dümen dolabı Sarucapaşa
• Yaprak sarmalın iç tarafı daima doğru yöne gitmeyi sembo-
Eğitim Merkezi K.lığının denize ve denizciliğe olan bağlılığını ve
lize etmek üzere pusula kadranı şeklinde dizayn edilmiş olup,
üst taraftaki konumu ile gururunu temsil etmektedir.
360 derece olarak taksimatlandırılmıştır.
• Amblem objelerinin tümü bütün halinde birliğin tarihçesini,
• Eğitim sorumluluğu Sarucapaşa Eğitim Merkezi Komutan-
vizyonunu, misyonunu, görev heyecanı ve tutkusunu, deniz ve
lığında bulunan tüm yüzer unsurlar yelkenli tekne ile sembolize
denizcilik sevgisini, eğitimci olma ruhuna ve gururuna sahip
edilmiş ve üzerine kuruluş tarihi olan 1985 yılı eklenmiştir.
değerleri temsil etmektedir.
* Açılan kurslara, dost ve müttefik ülkelerden de katılımlar ol- amblem ve mottonun da yeni kurumsal yapıya ve geleceğe uy-
muştur. Bu kapsamda; LCM Komutan Kursu’na Azerbaycan’dan gun olarak değişmesine ihtiyaç olduğu değerlendirilmiş ve yapılan
1 Subay ve KKTC’den 1 Astsubay, Deniz Güvenlik Timi Eğitmen çalışmalar neticesinde, Sarucapaşa Eğitim Merkezi Komutanlığını
Kursu’na Gürcistan’dan 1 Subay ve 1 Astsubay, Amfibi Gemi Ko- (SAPEM) güncel ve doğru şekilde ifade etmek üzere modern çiz-
mutan Kursu’na Azerbaycan’dan 2 Subay iştirak etmiş olup, söz gilere sahip yeni bir amblem dizayn edilmiştir.
konusu misafir personele kurslar öncesinde de Türkçe terminoloji
DEVAM EDEN PROJELER:
eğitimi verilmiştir.
Yeni envantere girecek LST ve LHD’nin eğitici eğitimleri, plat-
Kuruluştan bu güne geçen 30 yıl içerisinde sürekli bir gelişim
formlar hizmete girmeden önce başlayacak olup, söz konusu
ve değişim içerisinde görevlerde ve sorumluluk alanında Dz.K.K.
gemilerin İntibak Eğitimlerinden (İNE) başlayarak her türlü eği-
lığı çapında ortaya çıkan değişiklik ve gelişimin sonucu olarak,
tim sorumluluğu Sarucapaşa Eğitim Merkezi Komutanlığında
olacaktır. Bu maksatla, bilgi ve tecrübe birikimi oluşturmak mak- Dz.K.K.lığı tarafından; “Dz.Eğt. ve Öğt.K.lığı tarafından kıyı birlikleri
sadıyla çalışmalara başlanmış olup, TMK çalışması dâhil olmak ve yangın savunma merkezleri’nin; eğitim ihtiyaçları, eğitim ala-
üzere eğitici eğitimleri konusunda girişimde bulunulmuş, yurtdı- cağı kurum/ kuruluşlar, eğitim/ eğitici sertifikalarının neler olması
şında LHD’de atamalı olarak görevlendirilen personel ile irtibata gerektiği konusunda, binaların yangından korunması hakkında
geçilmiş ve bilgi/ tecrübe birikimini takviye edecek çalışmalara yönetmelikte belirtilen işbirliği ve koordinasyon faaliyetleri de dik-
destek talep edilmiş, yurtdışı kurslar kapsamında komutanlığımız- kate alınarak, Dz.K.K.lığı başkanlıkları ve ana ast komutanlıklar ile
dan bir subay ABD’de açılan Amfibi Harekât İndoktrinasyon kur- koordineli bir çalışma yapılması sağlanacaktır.” direktifi verilmiştir.
suna iştirak etmiştir. LHD ve LST sözleşme görüşmeleri ile LHD Dz.Eğt. ve Öğt.K.lığı koordinesinde icra edilen toplantıda Saru-
için ihtiyaç duyulan kurs/ eğitimlerin belirlenmesi çalışmalarına/ capaşa Eğt.Mrk.K.lığında yangın savunma merkezlerinde görevli
toplantılara/ eğitici eğitimlerine iştirak edilmeye devam edilerek personele yönelik kurs ihdas edilmesinin, mevcut simülatörlere
bilgi ve tecrübe birikimi oluşturulması hedeflenmektedir. ilave olarak kıyı tesislerinde yangına müdahaleye yönelik simüla-
törlerin tesis edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Mevcut
Yine bu kapsamda, yeni LST ve LHD’nin hizmete girmesiyle öne-
yangın eğitim simülatörünün kıyı birliklerine yönelik yangın eğitim-
mi daha da artacak olan Amfibi Harekât Eğitimleri ile barış dönemi
lerine destek verebilmesi maksadıyla geliştirilmesi/ desteklenmesi
Savaş Harici Faaliyetler konusundaki kazanımların artırılarak geliş-
konusu da dâhil olmak üzere eğitim müfredatları ve teklifler üze-
tirilmesine devam edilmekle birlikte, proaktif bir yaklaşımla; hâli-
rinde çalışmalara devam edilmektedir.
hazır eğitim sistemimizdeki Gemi Eğitim Timleri (GET) dâhilinde
mevcut Savaş Harekât Eğitim Timi (SHET), Seyir Gemicilik Eğitim
Timi (SGET), Makine Eğitim Timi (MET) ile Hasar Kontrol Eğitim
Timine (HAKET) ilave olarak bir ihtiyaç olarak ortaya çıkacak olan
“Amfibi Harekât Eğitim Timi (AHET)” kavramının da sisteme ithali-
ne yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
Dz.K.K.lığına temin işlemleri devam eden Sözleşmeli Er adayları-
nın temel askerlik eğitimi, Sözleşmeli Er Eğitimi ve İhtisas Eğitim-
leri İzmir Deniz Er Eğitim Tabur K.lığında verilecek, temel askerlik/
sözleşmeli er eğitimleri ile ihtisas eğitimleri sürecinde Sarucapaşa
Eğitim Merkezi Komutanlığında yangın simülatörlerinden de istifa-
de ile “Fiili Yangın Eğitimleri”ne tabi tutulacaklardır. İcra edilecek
bu eğitim faaliyeti ile 5 yıl içerisinde toplam 20.000 Sözleşmeli
Er’e mevcut eğitimlere ilave olarak yangın eğitimi verilmesi ön-
görülmektedir.
maksadıyla 26 Ocak-19 Nisan 2015 tarihleri arasında Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Mersin’in bahar havasından gelip çöl iklimine
Kızıldeniz, Akabe Körfezi, Aden Körfezi, Arap Denizi ve Basra Kör- gidecek olmanın verdiği cesaretle “bu yıl kışı yaşamadan yazı
fezi’ne istinaden harekat icra etmiştir. göreceğiz” derken, Gölcük’te kaldığımız Ocak ayının ilk üç hafta-
sında kardan yollar kapanıyor, Poyraz Limanına çöken sisten göz
TCG BÜYÜKADA harekatı süresince; 9 ülkede toplam 13 liman
gözü görmüyordu. Kışın soğuğunu iliklerimize kadar hissetmiştik.
ziyareti icra etmiştir. Yapılan liman ziyaretleri ile önümüzdeki dö-
nemde korvet tipi gemi tedarik etme planları bulunabilecek ülke- Sözleşmeli erler. TCG BÜYÜKADA emrine tertipli 23 muvazzaf
lere ADA Sınıfı Korvetlerin tanıtımı yapılmıştır. erbaş / er diğer birliklere uğurlanırken, yerlerine sözleşmeli erler
gemiye katıldı. Göz yaşlarının, keşke ben de o gemide olsaydım iç
17-26 Mart 2015 tarihleri arasında Kuveyt’te icra edilen
çekmelerine karıştığı anlarda yeni bir dönem başlamıştı. Gemide
KARTALLAR-2015 Tatbikatı’na iştirak etmiştir.
o andan itibaren yapılan her iş daha yavaştı ve daha fazla zaman
3 Nisan 2015 tarihinde Yemen’de yaşanan siyasi belirsizlik ve iç alıyordu. İlkleri yaşamanın verdiği alışkanlıkla bu konu da çok fazla
savaş nedeniyle can emniyeti kalmayan 55 Türk vatandaşını Aden sıkıntı çekilmeden atlatıldı.
Limanından tahliye etmiştir.
Donanma Komutanı Koramiral Veysel KÖSELE, Kuzey Görev Grup
26-27 Ocak 2015 ve 18-19 Nisan 2015 tarihlerinde, Akde- Komutanı Tuğamiral Ali Murat DEDE, Gölcük Tersanesi Komuta-
niz’de NATO’nun Etkin Çaba Harekatı’na destek sağlanmış, nı Tuğamiral Mehmet Şevki ŞEKEREFELİ, Gölcük Deniz Ana Üs
4 Şubat tarihinde CTF-151’e yardımcı destek kapsamında “Fo- Komutanı Tuğamiral Hayrettin İMREN, Komodorlarımız, silah arka-
cused Operation”, 6-17 Şubat ile 28 Mart - 1 Nisan tarihleri daşlarmız, bölge halkı, gaziler, basın ve ailelerimizin katılımıyla 18
arasında CTF-508 komutası altında Okyanus Kalkanı Harekatı Ocak 2015 Pazar günü düzenlenen uğurlama töreninde, Komu-
(Operation Ocean Shield), 23 Şubat - 2 Mart tarihleri arasında tanımız Dz.Bnb.Ali Tuna BAYSAL ailelerimizi silah arkadaşlarımıza
Okyanus Kalkanı Harekatı’na yardımcı destek görevi icra edilmiştir. emanet ederek, göreve hazır olduğumuzu rapor etti. Personele
Bölgede bulunan; İtalya, Avustralya, Japonya, Güney Kore, Pa- olan inancını birkez de basının önünde dile getirdi. “Bismillah dü-
kistan, Bahreyn, ABD ve Kuveyt’e ait gemilerle toplam 10 geçiş men, makine manevraya hazır ol!” komutu konuşmayı tamamla-
eğitimi icra edilmiştir. yan son cümleydi. Engin sular ay yıldızlı şanlı bayrağımızı dalga-
landırmak üzere bizi bekliyordu.
93 gün süren görev süresince 1007 saat seyir yaparak 10.589
deniz mili mesafe kat etmiştir.
2014 yılının Kasım ve Aralık ayları Mavi Balina-2014 Tatbikatı
ve UNIFIL Harekatı ile geçirildi. Aralık ayının sonunda Gölcük’e
avdet ettiğimizde; 2014 yılı, uluslararası platformlarda icra edilen
faaliyetlerde gösterilen başarının verdiği gururla kapanırken, 2015
yılı, sahnesi açık denizlerin ve okyanusların olduğu körfez seyriyle
kapılarını açıyordu.
Ocak ayının ilk üç haftası, personelin başarmış olmanın gururu-
nu yeniden başarma azmine döndürdüğü, sevdiklerine sarılırken
kavuşmuş olmanın verdiği sevinçle mi yoksa ayrılacak olmanın
hüznüyle mi olduğunu çözemediği günlerdi.
Evli, yeni evlenmiş ya da nişanlı, baba, baba olmayı bekleyen PİRİ REİS’İN İZİNDE
yada annesinin gözünde hala evin küçük çocuğu olan 110 kişi bu
29 saat süren seyrin ardından, 27 Ocak gün batımında Port Said
vedanın giden tarafı olarak güvertede yerlerini almıştı. Çocukları-
Limanı açıklarında demirledik. Kanalda yapılan genişletme çalış-
mız, hepsi uzaktan birbirine benzeyen üniformalı adamlar içinden
maları nedeniyle trafik akışı değişmişti. Güneyden gelen konvoyun
babasını görüp el sallamanın telaşındaydı. Yaşlı gözlerle, ağlayan
kanaldan çıkışı sabahın ilk saatlerine kadar uzamıştı. Genel uygu-
çocuklarımızı teskin etmeye çalışan eşlerimiz ise hem anne hem
lamanın aksine kanal geçişine öğle saatlerinde başladık. Demir
de baba olmuşlardı. Annelerimizin yaptığı hayır duaları, pruvanız
yerinden kanal giriş şamandralarına doğru ilerlerken bahriye tari-
neta olsun dileklerine eşlik ediyordu.
himizde yeni bir sayfa TCG BÜYÜKADA için açılıyordu. Yüzlerce yıl
Türk Bayrağı’nın gölgesinin düştüğü bu topraklardaki şehitlerimizi
saygıyla anarken 11 saatlik kanal geçişinden sonra adı efsanelere
ve ilahi dinlerin kitaplarına işlenmiş olan, eski dünyanın merke-
zinde yer aldığına inanılan üç kıta ve iki deniz arasında önemli bir
bağlantı noktası olması nedeniyle tarih boyunca coğrafi, siyasi ve
ekonomik bakımdan mühim bir yer teşkil eden Bahrü’l Kulzüm’e
(Kızıldeniz) çıktık.
Eski Mısırlıların “Büyük Yeşil” adıyla andıkları Kızıldeniz’in Araplar-
ca bilinen en eski adı “Bahrü’l Kulzüm” olmakla beraber Osmanlı
coğrafyacıları tarafından “Bahrü’l Ahmer” olarak benimsenmiştir.
İlginç bir durum da “Bahrü’l Kulzüm” tabirinin, Pîrî Reis tarafından
Hazar Denizi için kullanılmasıdır. Pîrî Reis Kızıldeniz için “Bahr-i
Zenc” tabirini kullanmayı tercih etmiştir.
31 Ocak-2 Şubat 2015, Cidde/SUUDİ ARABİSTAN
Rabbiniz, lütfuna nail olmanız için denizde gemileri sizin için
yüzdürendir. Doğrusu O, sizin için çok merhametlidir.
(El-İsra 17/66)
5 günlük seyrin ardından, Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz’deki en
önemli liman şehri olan Cidde’ye ulaştık. Liman ziyaretinin ilk
gününün hafta sonu tatiline denk gelmesi nedeniyle faaliyet plan-
lanmamıştı. İkinci gün makam ziyaretlerinin ardından 14 basın
kuruluşunun katılımı ile basın brifingi düzenlendi. İade-i ziyarete
gelen konuklar akşam yemeğinde ağırlandı.
Gemimizde konuşlu TCB-69 kuyruk numaralı helikopter de TCG mamasına rağmen, JS HARUSAME ile planlanan eğitimler başa-
BÜYÜKADA’dan kalkıp yabancı bayraklı bir savaş gemisine iniş rıyla icra edildi.
yapan ilk helikopter olmuştu.
rüşmelerde, Pîrî Reis Haritası’ndan ve Ertuğrul Fırkateyni’nin 10 Şubat HMAS SUCCESS (A-304)
Japonya’yı ziyareti ile dönüş yolculuğunda batması sonucu ku-
rulan dostluk köprüsünden bahsedildi. Mehmet Akif ERSOY’un
1912 yılında yazdığı, Japonların toplumsal değerlerinden övgüyle
bahseden şiirindeki mısralarının İngilizce tercümesi okunduğun-
da, Japon subayların çok etkilendiği görüldü. JS HARUSAME’yi
ziyaret eden personelin en çok etkilendiği konu ise Japonların
folklorik özelliklerini korumada ve kendi kültürünü yaşama konu-
sunda gösterdikleri hassasiyet, en çok konuşulan konu ise öğle
yemeğinde ikram edilen suşi olmuştu.
Sabahın ilk saatlerinde bölgede deniz haydutluğu ile mücadele Sadece akaryakıt bütünlemesi için bir günlüğüne girdiğimiz li-
görevinde bulunan Güney Kore Deniz Kuvvetleri’ne ait ROKS DAE manda, Okyanus Kalkanı Harekatı’nın bir parçası olarak bölgesel
JO YEONG (DDH-997) ile geçiş eğitimleri icra ettik TCG BÜYÜ- kapasite artırımı faaliyetleri kapsamında Umman Deniz Kuvvetleri
KADA’yı ziyaret eden Gemi Komutanı başta olmak üzere subay- ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan 14 personele gemide yangın
ların Kore savaşında Türkiye’nin verdiği destek karşısıda duyulan ve yarasavunma eğitimi verildi.
minneti dile getirmesiyle Türk olmanın gururunu bir kez daha ya-
Bir günlük liman ziyaretinin ardından, rotamız Karaçi olacak şekil-
şadık. Personel transferinde kullanılan Lynx tipi helikopter ise ADA
de, halatlarımızı fora ettik.
Sınıfı Korvetlere iniş kalkış yapan ilk yabancı helikopter oldu.
17-22 Şubat Karaçi/PAKİSTAN
19 Şubat 2015 tarihinde Pakistan İslam Cumhuriyeti’nin kurucu- lara ilişkin Pakistan Deniz Kuvvetleri mensubu üst düzey perso-
su olan Muhammed Ali CİNNAH’ın kabri olan Mazar-e-Quaid zi- nele sunum yapıldı.
yaret edildi. Ziyaret kapsamında bando eşliğinde çelenk sunuldu,
dualar edildi ve sadece özel kişilere gösterilen naaşın bulunduğu
daire ziyaret edildi. Bu büyük devlet adamının manevi huzurunda,
anı defterine yazılan sözcüklerle ebedi dostluğumuzu tarihe not
ettik.
Pakistan Silahlı Kuvvetleri personeli, Ay Yıldız Tatbikatı’nda bulu- Karaçi Liman ziyareti süresince Pakistan Deniz Kuvvetleri perso-
nan Pakistan ve Türk SAT komandoları dahil olmak üzere çok neli tarafından tüm faaliyetlerde üst düzey ilgi ve alaka gösteri-
sayıda kişi katıldı. lerek, gemi personeli tarafından talep edilen tüm ihtiyaçlar, im-
kanlar zorlanarak en iyi şekilde yerine getirildi. Liman ziyaretimizi
22 Şubat sabahı tamamlayarak, iki gün sürecek geçiş eğitimleri
için avara ettik.
2 Fırkateyn, 1 Denizaltı, 1 Karakol Botu, 2 Helikopter, 2 Deniz
Karakol Uçağı ve 2 Özel Kuvvetler Komando Timi ile geçiş eğitim-
lerine katılan Pakistan Deniz Kuvvetleri, eğitim alanında da bize ne
kadar büyük ilgi gösterdiğini bir kez daha kanıtladı. İlk gün suüstü
harbi, hava savunma harbi ve denizaltı savunma harbi eğitimleri ile
fastrope, boarding, posta çantası alma/verme, taktik manevralar
eğitimleri başarılı bir şekilde icra edildi.
Eğitimlerin ikinci günü helikopter iniş kalkış eğitimleri ile insansız
hava aracına STAMP atışları ve “Killer Tomato” suüstü hedefine
top atışı planlıydı. “PARWAZ” isimli insansız hava aracı PNS AS-
LAT Fırkateyni’nden uçurulduğunda, artık bizim için gösteri za-
manıydı. PARWAZ, gayet hızlı ve keskin manevralarla uçmasına
karşın, “Bismillah, Atış Serbest!” komutuyla birlikte üzerine gelen
Gerçek dostluğun ve kardeşliğin ne demek olduğunu anladığımız
mermilerden kaçamayarak denize düştü. Atış nizamında sırasını
bu ortamda duygularmızı ifade etmekte kelimeler yetersiz kaldı.
bekleyen diğer 2 gemi de PARWAZ’ın denize düşmesiyle atışlarını
Pakistanlı kardeşlerimiz için hissettiklerimizi Mevlana Celaleddin
icra edemedi. Müteakiben, “Killer Tomato” tipi suüstü hedefi de
Rumi’nin sözleriyle anlatmaya çalıştık.
batırıldı. Eğitimler hitamında, Pakistanlı kardeşlerimizle vedalaşa-
CÖMERTLİK VE YARDIM ETMEDE AKARSU GİBİ OL. rak rotamızı Muskat’a değiştirdik.
ŞEFKAT VE MERHAMETTE GÜNEŞ GİBİ OL. 25 Şubat-01Mart 2015 Muskat/UMMAN
BAŞKALARININ KUSURUNU ÖRTMEDE GECE GİBİ OL. Portekizlilerin bölgede egemen oldukları dönemde, şehrin deniz-
HİDDET VE ASABİYETTE ÖLÜ GİBİ OL. den girişine hakim tepeler üzerine inşa edilmiş Al Jalali ve Al Mi-
rani kalelerinin önünde süzülerek 25 Şubat sabahı Muskat Sultan
TEVAZU VE ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKTE TOPRAK GİBİ OL. Kabus Limanına aborda olduk. Bizi limanda Salalah’ta olduğu gibi
HOŞGÖRÜLÜKTE DENİZ GİBİ OL. Muskat Askeri Ateşesi Dz.Kur.Alb. Bora ÖZTEKİN karşıladı.
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.
saat içerisinde de helikopter hangarı resepsiyon için hazırlana- 2015 yılının Katar-Türkiye Kültür Yılı ilan edilmesi ve etkinliklerin
caktı. başlangıcında bizim Doha’da bulunmamız tanıtım faaliyetlerine bir
halka daha eklemişti. Dz.K.K.lığı Personel Plan ve Yönetim Daire
İkinci gün Muskat Vali Yardımcısı ve Umman Deniz Kuvvetle-
Başkanı Tuğamiral Taner ÇENGEL ve Gemi Komutanımız tarafın-
ri Komutanı’na yapılan ziyaretler ile başladı. Günün kapanışı ise
dan Katar Filo Komutanı ve Katar Genelkurmay Başkan Yardımcısı
helikopter platformunda verilen resepsiyon ile oldu. K.K.T.C. Dı-
makamında ziyaret edildi. Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Ömer ÇE-
şişleri Bakanı Sn. Özdil NAMİ, Milli Savunma Bakan Yardımcısı
LİK, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi AKAR, Katar Dı-
Sn. Hasan Kemal YARDIMCI, Tuğamiral Serdar GÜNDOĞDU ve
şişleri Bakan Yardımcısı, Katar Deniz Kuvvetleri Komutanı, yaklaşık
80 kadar yerli ve yabancı devlet temsilcisinin iştiraki ile üst düzey
20 ülkenin büyükelçi ve askeri ataşesi, SSM heyeti, çok sayıda
katılım gerçekleşti.
firma temsilcisi ile basın mensupları katıldığı resepsiyonda 140
kişilik seçkin konuk ağırlanarak Türk Kültür Yılı’nın açılışını deyim
yerindeyse biz önceden yapmıştık.
Kışın bile güneşin tadını çıkarıp, denize girilebilecek bir şehir Mus-
kat. Aynı zamanda Binbir Gece Masalları’nın denizci kahramanı
5 Mart günü, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi AKAR ve
Sinbad’ın da ilham kaynağı.
beraberindeki heyetle Doha İslam Sanatları Müzesi ziyaret edil-
1 Mart Sabahı, ayrılık vakti gelmişti. Seyre katılacak Katar Deniz di. Azeri asıllı rehberin Türkçe anlatımıyla, modern mimariyle inşa
Kuvvetleri mensubu 5 Subayı da misafir ederek, Doha’ya intikal edilmiş müzede kendi kültürümüze ait tarihi eserleri de inceleme
etmek üzere avara ettik. fırsatı bulduk.
3-6 Mart Doha/KATAR Katar-Türkiye 2015 Kültür Yılı galası, Katara Kültürel Köyü’ndeki
opera binasında gerçekleştirildi. Gecede Kültür ve Turizm Bakan-
Arap Denizi’nin fırtınalı sularını arkamızda bırakırken, Hürmüz
lığı bünyesindeki sanatçıların, Türkçe ve Arapça şarkılar seslen-
Boğazı da Basra Körfezi’nin kapılarını BÜYÜKADA için açıyordu.
dirdiği konser ile halk oyunları ve canlı ebru gösterisi izleyicilerin
3 Mart sabahı Doha Limanına girdik.
beğenisine sunuldu.
Petrol ve doğalgaz kaynaklarından elde edilen gelirle küçük bir Savunma sanayii tanıtım faaliyetlerinin üst seviyede katılımla
balıkçı köyünden uluslararası bir finans, kültür ve turizm merkezine yapılması Bahreyn tarafında da ilgi uyandırmıştı. 9 Mart günü,
dönüşen Doha, bölgenin en modern şehirlerinden biri. Denizin Bahreyn Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay 2’nci Başkanı ve
doldurulmasıyla inşa edilen “The Pearl” Doha’nın marinası ve bu- Deniz Kuvvetleri Komutanı makamında ziyaret edildi.
rada bulunan rezidansları, alışveriş mağazaları ve lüks restoranları
ile turistlerin ilgisini çeken uğrak noktası. Al Corniche, Doha’nın
görselliğini gözler önüne seren kıyı şeridi. Büyük ölçekli ve mo-
dern alışveriş merkezlerinin yanında Doha’nın tarihten gelen
mistik alışveriş merkezi ise Souq Wakif. Mısır Çarşısı’na benzer
bir yapıda birbirini kesen daracık sokaklarda baharat, tekstil, inci,
hediyelik eşya dükkanları birbiri ardına dizilmiş durumda. Gündüz
çok kalabalık olmayan bu çarşıda akşam saatlerinde ise iğne at-
sanız yere düşmüyor.
17-25 Mart Kuveyt/KUVEYT Askeri Ateşeleri ile ABD ve Kanada askeri ataşe yardımcılarına
gemi gezdirildi.
17 Mart sabahı, Kuveyt’in Mina Ash Shuwaykh Limanına aborda
olduk. Limanda bizi karşılayan T.C. Kuveyt Büyükelçisi Sn. Mu-
rat TAMER ve Kuveyt Askeri Ateşesi Hv. Müht.Tah.Kur.Alb. Mikail
GÜLLÜ eşliğinde Kuveyt Valisi makamında ziyaret edildi.
KNS ALFAHAHEEL hücumbotu ile geçiş eğitimleri icra ettik. Eği- ettiklerine ilişkin haberler okumuştuk. Bize de bu konuda bir gö-
timler hitamında, Kuveyt Deniz Kuvvetleri Komutanı Yardımcısı’nı rev olabilir mi düşüncelerimiz bir anda gerçeğe dönüştü.
helikopterimizle üsse transfer ettikten sonra geri dönüş seyrine
başladık.
1 Nisan Salalah/UMMAN
Bizi bekleyen tahliye harekatı öncesinde sadece yakıt ikmali yap-
mak üzere 1 Nisan sabahı Salalah Limanına aborda olduk ve
öğleden sonra avara ederek yüksek süratle intikale başladık.
3 Nisan Aden Limanı Tahliye Harekatı
DİKKAT!
PERSONEL SAVAŞ YERLERİNE. PERSONEL SAVAŞ YERLERİNE.
GEMİNİN ZUHAL DURUMUNA ALINMASINA 3 DAKİKA VAR.
DİKKAT GEMİNİN ZUHAL DURUMUNA ALINMASINA 2 DAKİKA VAR.
DİKKAT GEMİNİN ZUHAL DURUMUNA ALINMASINA 1 DAKİKA VAR.
Geri dönüş seyrinde ilk limanımız Salalah’dı. Seyir süresince, bir DİKKAT GEMİ ZUHAL DURUMUNA ALINACAKTIR. GEMİNİN ZUHAL
DURUMUNA ALINDIĞI ANA GÜVERTE ÜSTÜ İÇİN HAREKAT KONT-
yandan Okyanus Kalkanı Harekatı’na direk destek görevi icra edi-
ROL, ANA GÜVERTE VE ALTI İÇİN HASAR KONTROL TARAFINDA
yor, bir yandan da diğer ülke unsurlarıyla koordine ettiğimiz geçiş KONTROL EDİLEREK KOMUTA KONTROLE RAPOR EDİLECEKTİR.
eğitimleri icra ediyorduk. 27 Mart günü, ABD Deniz Kuvvetleri’ne KOMUTA KONTROL SHM’DEDİR.
ait USNS CHARLES DREW (10) akaryakıt gemisi ile denizde
akaryakıt ikmali icra edildi. TAMAM.
31 Mart akşamı Deniz Kuvvetleri Komutanlığından gelen bir ha- Denizdeki Vatan’a Hoş Geldiniz
berle gündemimiz bir anda değişti. Yemen’deki mevcut iç karı- Deniz (savaşı) şehidi, (sevap bakımından) iki kara (savaşı) şehidi-
şıklıklar ve Suudi Arabistan tarafından başlatılan askeri harekat ne bedeldir. Ve deniz (savaşı)nda başı dönen (gazi), kara (savaşı)
dolayısıyla can güvenliği kalmayan vatandaşlarımızın Aden Lima- nda kan içinde kıvranan kimse gibidir. Denizin iki dalgası arasında
nından tahliye edilmesine yönelik hazırlık yapmamız emri verildi. mesafeyi kat eden gazi de Allah’a ibadet (yolun)da dünyayı bir
Uzun zamandır Yemen’de meydana gelen olayları bulunduğumuz baştan bir başa kateden kimse gibidir.
bölgede olması itibari ile yakından takip ediyorduk. Çin savaş ge-
milerinin vatandaşlarını Aden ve Al-Hudeyde Limanlarından tahliye Şüphesiz Allah ruhları almak görevini ölüm meleğine vermiştir.
Ancak deniz şehitlerinin ruhlarını bizzat Allah alır.
İntikal süresince muhtemel tahliye harakatının nasıl icra edile- köprüüstünü gezdirdik, helikopter ile fotoğraf çektirmelerini sağ-
ceğine, tahliye harekatını nerelerden yapabileceğimize ilişkin ladık.
olasılıklara çalışırken, gemiye alacağımız vatandaşlarımızın nasıl DİKKAT! GEMİ YILMAZ DURUMUNA ALINACAKTIR. GEMİNİN
ağırlanacağına ilişkin çalışmalar da her türlü ihtimal göz önünde YILMAZ DURUMUNA ALINDIĞI ANA GÜVERTE ÜSTÜ İÇİN HARE-
bulundurularak devam etmişti. KAT KONTROL, ANA GÜVERTE VE ALTI İÇİN HASAR KONTROL
TARAFINDAN KONTROL EDİLEREK KOMUTA KONTROLE RAPOR
Limandaki otorite boşluğu, giderek şiddetini arttıran çatışmalar,
EDİLECEKTİR.
liman girişinin dar bir kanaldan yapılacak olması ve manevra ala-
nının kısıtlı olması tahliyenin limana aborda olarak yapılması yerine SAVAŞ YERLERİ NETA, SAVAŞ YERLERİ PAYDOS. SANCAK VARDİYA
limana girmeden vasıtlarla yapılması alternatifini güçlendiriyordu. SAVAŞ NÖBET YERLERİNE.
Ancak her ihtimale karşı B planımız hazırdı.
Her iki plan için alabileceğimiz tedbirleri gözden geçirdik, tüm
hazırlıklarımızı yaptık. Sabah saatlerinde Aden önlerinde her türlü
imkan ve kabiliyeti ile hazır bir şekilde verilecek emirleri bekleme-
ye başladık. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından vatandaşları-
mızın limandan kiralanan teknelerle tahliye edileceği bilgisi verildi
ve tekneleri karşılayacağımız mevkiye intikal etmemiz emredildi.
Belirtilen mevkiye intikal ederek, vatandaşlarımızı taşıyan teknele-
re koruma sağlamak üzere kendi vasıtamızı denize indirdik. Va-
tandaşlarımız taşıyan iki adet tekne 12:50C itibariyle gemimize
yanaştı ve tahliye harekatı başladı.
Emniyetli bir şekilde vatandaşlarımızı gemiye almayı müteakip sunulduğu gösterilerle sona eren gece, seyir süresince icra edilen
yüksek süratle Cibuti’ye intikale geçtik. 6 saatlik intikalin sonunda faaliyetler arasında unutulmayacak olanlar arasında yerini almıştı.
Cibuti’ye vardık. T.C. Cibuti Büyükelçiliği yetkilileri ve Mogadişu
Liman ziyaretinin ikinci günü 23 Sudanlı subay / astsubayın göz-
Silahlı Kuvvetler Ateşesi Dz.Kur.Alb. İsmail İPEKÇİ tarafından kar-
lemci olarak katıldığı yangın-Y/S eğitimleri icra edilerek bilgi ve
şılandık. Vedalaşıktan sonra misafirlerimizi büyükelçilik yetkililerine
tecrübe aktırımı yapılmıştır. Yerel basın mensupları ve Sudan Deniz
teslim ettik. Görevimiz süresince en mutlu olduğumuz an işte bu
Harp Okulu öğrencilerinin katılımı ile öğleden sonra gemi tanıtım
andı. Unutulmayacak hatıralarla dolu bir günü bitirirken yeni göre-
brifingi verildi ve gemi gezdirildi.
vimiz için hazırlıklara başladık.
3 Nisan gecesini Cibuti Limanında geçirdik. Sabah avara ederek
akaryakıt transferi yapmak üzere 2 no.lu Doraleh iskelesine bağ-
ladık. Bu sırada yeni görevimiz de şekillenmeye başlamıştı. Ye-
men’in Al-Hudeyde Limanından, TCG GEDİZ (F-495) ile beraber
185 Türk vatandaşının tahliye edilmesi görevini alarak Cibuti’den
ayrıldık. İntikal sürecinde Al-Hudeyde Limanında bulunan vatan-
daşlarımızın hava yoluyla tahliye edilmesi sonucunda görevimiz
iptal edildi.
6 Nisan sabahının ilk saatlerinde TCG GEDİZ (F-495) ile denizde
malzeme transferi yaptık. Silah arkadaşlarımızı Ertuğrul Fırkatey-
ni’nin izinden uzak doğuya telsizden okuduğumuz Deniz Türküsü
ile uğurlarken biz de rotamızı Port Sudan’a değiştirdik.
Limanda kaldığımız her iki günde de dünyanın en önemli batık Günün sonunda, gemide verilen resepsiyon, Sudanlıların bize
noktaları arasında gösterilen Umria bölgesinde batık İtalyan savaş gösterdikleri ilgi, alaka ve misafirperverliğe karşı yeterli olmasa da
gemisine yapılan dalışlar Kızıldeniz’in sualtındaki büyüleyici dün- teşekkür mahiyetinde bir faaliyet oldu. Sudanlı general, amiral ve
yasıyla tanışmamızı sağladı. 1940 yılında, İngilizlerin eline geç- subayların gösterdiği büyük ilgi bizi de mutlu etmişti.
me tehlikesi nedeniyle üzerindeki 5000 ton cephane ve kargo
İki günlük liman ziyaretinin ardından karşılarken olduğu gibi sa-
yüküyle batırılan gemi, 5 metreden 35 metreye varan derinlikte
hilde yerini alan çoşkulu kalabalığın huzurunda samimi insanlar
150 metrelik boyuyla dalış yapanlar için harika bir deneyim oldu.
ülkesi Sudan’a veda ettik. Seyir süresince petrol zenginliğinden
etkilenmiştik fakat gönül zenginliği bizi daha çok etkilemişti.
12-15 NİSAN Akabe/ÜRDÜN
11 Nisan akşamı Tiran Boğazı’nı geçerek Kızıldeniz’in ağır deniz
şartlarını geride bırakıp Akabe Körfezi’ne girdik. 12 Nisan saba-
hı Ürdün Kraliyet Deniz Üssü’ne aborda olduk. Aynı gün içeri-
sinde Amman Askeri Ateşesi Mu.Kur.Alb. Ahmet Deryan DEMİR
eşliğinde Ürdün Deniz Kuvvetleri Komutanı makamında ziyaret
edildi. T.C. Amman Büyükelçisi Sn. Sedat ÖNAL ve Ürdün Deniz
Kuvvetleri Komutan Yardımcısı öğle yemeğinde ağırlandı ve gemi
gezdirildi.
değerli büyüklerimiz, silah arkadaşlarımız ve ailelerimiz bizi karşı- 9 ayrı ülkede 13 limana yaptığı ziyaretler ile Türkiye’nin ve Türk
lamak üzere tören alanında yerlerini almışlardı. Deniz Kuvvetlerinin bu ülkeler nezdinde tantımına ve ikili askeri
ilişkilerin gelişimine katkı sağlamış,
Gemi Komutanı Dz.Bnb.Ali Tuna BAYSAL tarafından görev ta-
mamlanmıştır raporunun Donanma Komutanı Koramiral Veysel Liman ziyaretleri süresince icra edilen savunma sanayii etkinlikleri
KÖSELE’ye verilmesinin ardından 93 günlük seyrin hasreti bitiyor ile Türk savunma sanayimizin tanıtımına önemli katkılarda bulun-
personel sevdiklerine ailelerine koşuyordu. muş, ülkemizi ve Türk Deniz Kuvvetlerini en iyi şekilde temsil etmiş,
İcra edilen görev süresince TCG BÜYÜKADA; Jubail/SUUDİ ARABİSTAN Limanı ile Kuveyt Muhammed Al-Ah-
med Deniz Üssü’nü ilk ziyaret eden Türk savaş gemisi olmuş,
1007 saat seyir yaparak 10.589 mil mesafe kat etmiştir.
Seyir icra ettiği bölgelerde harekat icra eden görev grupları, müs-
Aden Körfezi’nde NATO’nun Okyanus Kalkanı Harekatı’na destek
takil gemiler ve yerel makamlar ile müşterek faaliyetler icra etmiş,
sağlamış, bu kapsamda bölgede NATO’nun tek temsilcisi olarak
sekiz ülkenin Deniz Kuvvetleri unsurları ile yapılan geçiş eğitimle-
altı günde beş ayrı ülke unsuru ile faaliyet icra ederek ülkemizin/
rine iştirak etmiş,
NATO’nun bölgedeki görünürlüğüne önemli katkılarda bulunmuş,
sağlanan destek ve icra edilen faaliyetler NATO makamları tarafın- Cibuti, Karaci ve Port Sudan’da eğitim yardım malzemesi dağıtım
dan da takdirle karşılanmış, faaliyetlerinde bulunmuş,
Karaçi liman ziyareti sonrasında Pakistan Deniz Kuvvetleri unsur- ADA Sınıfı Korvetlerin açık denizlerde müstakil ve müşterek görev
ları ile icra ettiği eğitimlerde üstün performans göstermiş, icra edi- yapabilme kabiliyetini bir kez daha göstermiş,
len H/S atışlarında DRON hedef düşürülmüş, S/Ü atışında hedef
İcra edilen tüm faaliyetlerde Türk Deniz Kuvvetlerinin sahip olduğu
batırılmış,
profesyonellik düzeyi ile imkan ve kabiliyetlerini başarıyla sergi-
17-26 Mart 2015 tarihleri arasında Kuveyt’te icra edilen KAR- lemiştir.
TALLAR-15 tatbikatına iştirak ederek planlı faaliyetleri başarıyla
Hint Kaptanı Pîrî Reis’in kadırgalarının, baştardalarının dümen su-
icra etmiş,
yunda başarıyla icra edilen bu görev “Dünyada Söz Sahibi Olmak
Yemen’de meydana gelen karışıklıklar nedeniyle kısa bir ikaz sü- İçin, Tüm Denizlerde Var Olmak!” vizyonuna ulaşmak için atılmış
resini müteakip 55 vatandaşımızın Aden Limanından emniyetle büyük bir adım olarak bahriye tarihinde yerini almıştır!
tahliyesini sağlamış,
T ürk Deniz Kuvvetlerinin ilk güdümlü mermili platformlarından olan ve modern Türk hücumbotçuluğunun başlamasında önemli bir
role sahip KARTAL Sınıfı Hücumbotların hizmet dışına ayrılmasına devam edilmektedir.
Türk Donanmasına 03 Kasım 1966 tarihinde katılan TCG ŞAHİN ve 22 Şubat 1970 tarihinde katılan TCG ALBATROS yaklaşık yarım
asırlık hizmetin ardından 27 Temmuz 2015 tarihinde, daha önce söz konusu gemilerde görev yapmış personelin katılımıyla icra edilen
son seyir hitamında Aksaz Deniz Üssü’nde düzenlenen törenle hizmet dışına ayrılmıştır.
Törene; Donanma Komutanı Koramiral Veysel KÖSELE, Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Cihat YAYCI, Güney Görev Grup Komu-
tanlığı personeli ve personel aileleri ile TCG ALBATROS ve TCG ŞAHİN’de görev yapmış personel iştirak etmiştir.
1. Yerçekimsiz Ortamda Yürüme Cihazı olmak üzere 3 ana öğeden oluşur. Batarya, uzun yürüme ortezi ve
kanedyenler yardımıyla hasta yürüme, dönme, merdiven çıkma,
Cihaz; hava geçirmez şortla cihaza giren hastayı, diferansiyel
oturup-kalkma, ayakta durma gibi fonksiyonları uygulayabilir. Bu
hava basınç kontrol teknolojisi ile hava basıncı uygulayarak kal-
yetenekleri hastanın kullanması için 2-3 aylık bir eğitime ihtiyaç
dırma prensibi ile çalışır. İleri derecede eklem hasarı olan veya
vardır. 25 kg olan cihaz 4 saat yürüme süresi sağlar.
kas kuvveti yeterli düzeyde olmayan hastaların bacaklarına yük
binmesinin istenmediği durumlarda kullanılır. Ayrıca nörolojik has- 4. Fonksiyonel Elektronik Stimülasyon Ergometri Cihazı
talarda yürüme eğitimi, kalça, diz, ayak bileği ve ayak ameliyatı
Bu cihaz çevresel sinirleri uyararak kas zayıflıkları, nörolojik ya-
ve sakatlanma sonrası rehabilitasyon, eklem ameliyatları sonrası
ralanmalar ve felç sonucu işlevini yerine getiremeyen kasların
rehabilitasyon ve yaşlılarda güçlendirme ve kondisyon amacıyla
faaliyetlerini gerçekleştirmek için kullanılmaktadır. Kas spazmla-
da kullanılmaktadır.
rının rahatlatılması, kullanılmama atrofisinin önlenmesi veya ge-
2. Kısmi Ağırlık Aktarımlı Çocuk Yürüyüş Terapi Cihazı ciktirilmesi, yerel kan dolaşımının artırılması ve hareket açıklığının
korunmasında gövde, kollar ve bacaklar için kullanılır. Hasta aktif
Çocuk hastalarda fonksiyonel bozuklukların tedavisinde kullanılan
hareket yapmasa bile harekete yardımcı olur. Aynı anda kas kuv-
bir cihazdır. Yürüme bandı, yük taşıma sistemi ve görsel isteklen-
vetlendirici akımlar da verir. Toplam yirmi dört tane elektrot kanalı
dirme sistemiyle kombine edilmiştir. Taşıma sistemiyle hastanın
vardır.
adım atması kolaylaştırılmakta, daha rahat hareket etmesi sağ-
lanmakta ve taşıdığı ağırlık giderek artırılarak, bacakların fonk-
siyonelliği artırılmaya çalışılmaktadır. Hareket sensörleriyle hasta
hareketlerini kendi takip edebilmektedir.
11. Yutkunma Rehabilitasyonu İçin Elektronik Stimülas- araştırmak, efor kapasitesini ölçmek ve eforla ortaya çıkan ritim
yon Cihazı bozukluklarının tanısını koymak amacıyla kullanılmaktadır.
Elektriksel uyaranların uygulanmasıyla, zayıf yutma kaslarını güç-
lendirmek ve yutmanın motor kontrolünün iyileşmesine yardımcı
olmak amacıyla kullanılmaktadır. Yutma problemi mevcut tüm
nörolojik hastalarda kullanılmaktadır.
A.Hikmet KAYAR
Uzm.Tbp.Alb.
TSK Reh.Bkm.Mrk.Bşk.lığı
13. Ayak Bileği Fonksiyonel Elektrik Stimülasyon Cihazı
Ayak bileğinde yukarı yönlü kas kuvveti olmayan hastalar için kul-
lanılır. Hasta ayağını yerden kaldırdığı anda devreye girer. Cihaz
ayak bileğini yukarı kaldıran kaslara elektriksel akım verir. Hasta
bu sayede takılıp düşmeden yürüme aktivitesini gerçekleştirir.
14. Kardiyak Efor Test Cihazı
Cihaz; kalp damar hastalıklarını araştırmak, kalp krizi geçiren
hastalarda risk belirlemek, eforla tansiyon yükselme derecesini
düzenlenen kursa davet edildim. Bu kursa çok istekli geldim. Ni- Paşa’nın yönlendirmesi ve TBMM Başkanının yardımlarıyla Milli
tekim kurs sürecinde bilgisayar, satranç, bastonla yürüyüş eğitimi Saraylar İpekli Halı Fabrikasında çalışmaya başladım. 11 yıldır
verildi. Kocaeli Hereke arasını otobüsle tek başıma gidip gelebiliyorum.
Bilgisayar kullanımıyla birlikte internete girebilmeye başladım. Ben bu saatten sonra çocuklarım için yaşıyorum. Çocuklarımın
Kurs bitiminde, bizim dünyayla iletişimimizi sağlayan konuşan psikolojisi benim için çok önemli. Çocuğumun okul ve sınıfında
bilgisayarlar Kuvvet Komutanlıklarınca hediye edildi. Bağımsız öğretmenlerinde desteğiyle “gazilik nedir, şehitlik nedir” bunların
yürüme eğitimi ile birlikte bastonla yürüyüşü öğrendim, o eğitim anlatılmasına ve anlaşılmasına çabalıyorum. Çocuklarım arkadaş-
sonunda yanımda birisi olmadan dışarıya çıkabildim. larına “Benim babam gazi, o bir kahraman” diyor. Bunun bizden
sonra gelen nesillerinde bu konuda bilinçlenmesi için çok önemli
Bütün bunlar bana ikinci bir hayata başlamamda en büyük katkıyı
bir nokta olduğunu düşünüyorum.
sağladı. Kendime olan güvenimi tekrar kazanmama yardımcı oldu.
Keşke bu tür hizmetler ilk yaralandığım zaman olsaydı. Yaralanma Son olarak; hayatta kanaatkâr olmak gerektiğini düşünüyorum.
sonrası 5 yıl boyunca, evlilik harici beni hayata bağlayan bir şey Dertsiz insan olmadığına ve hayata olumlu bakmanın bizlere bir
olmadı. Benim TSK Rehabilitasyon Merkezi’ne davet edilmem ve artısı olduğuna inanıyorum. Bu vesileyle de benim hayata tutun-
burada bana verilen eğitim, hayatımı çok olumlu yönde etkile- mamda büyük katkısı olan eşim Firdevs ve TSK Rehabilitasyon ve
miş oldu. Sonra ben yine bu merkez aracılığı ile işe başladım. Bakım Merkezi ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
İş hakkımı çalışamayacağımı düşündüğüm için kardeşime ver-
Sinem AKSU
miştim. Daha sonra, bir şeyleri başarıp bağımsız hareket ettiğimi
gördükçe kendime olan güvenim arttı ve çalışmaya karar verdim. Sosyal Hizmet Uzmanı
O zamanlarda Merkez Başkanı olarak görev yapan Fahir ALTAN TSK Reh. ve Bkm.Mrk.Bşk.lığı
Tedavi süreciniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz? 2012 yılında Niğde’den Ankara’ya taşınma kararı aldık. Ankara’ya
gelme sebebim çocuklarımdı. Köyümüzde okulların yetersizliği,
İlk yaralanma anında helikopterle Erzurum’a getirildik. Erzurum’da
sosyal aktivitelerin olmaması gibi sebeplerle geldik. Ankara’ya
hangi hastaneye götürüldüğümü bilmiyorum. Sedyeye alındığımı
ve TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığı’na gelmiş
ve elbiselerimin makasla kesildiğini hatırlıyorum. Ertesi gün oda-
olmaktan memnunum. Bu sayede bağımsız yürüme eğitimi ile
da gözlerim sarılı yatıyordum. Erzurum’da bir hafta kaldım. Ailemi
birlikte bastonla yürümeyi öğrendim.
arayıp yaralandığımı haber verdim. GATA’da Göz Kliniğine sevk
edildim. Burada yattığım sırada gözlerimden operasyon geçirdim TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nin bizlere sağladığı faali-
ancak doktor ‘‘artık göremeyeceğimi, yapılacak bir şey olmadı- yetlerden faydalanmaya başladım. Şu anda da 29 Aralık 2014
ğını” söyledi. İki ay hava değişimi ile evime gönderildim. Hava tarihinde hizmete giren görme engelliler atıcılık takımında (havalı
değişimi sonrası 1994 yılının Ekim ayında tekrar GATA’ya geldim. tüfek) dört arkadaşla birlikte çalışıyoruz. Turnuvalara katılmak için
federasyondan onay bekliyoruz. Eğer turnuvalara katılabilirsek ba-
Kesin işlem süreci başladı. 10 Ekim 1994 tarihinde kesin işlem
şarılar elde edebileceğimize ve çalışma azmimizi destekleyeceği-
raporu ile ‘’Askerliğe Elverişli Değildir’’ kararı alarak memleketime
ne inanıyoruz. Bu çalışmalar bana anlık değil programlı yaşamanın
döndüm.
gerekliliğini öğretti.
Tedavi sürecinde neler hissediyordunuz?
Hayatla barışık olmama rağmen yaralanma sonrası eve kapanmak
İlk zamanlarda yüzüme dokunmaktan ve dokunulmasından ra- zorunda kaldım. TSK Rehabilitasyon Merkezi benim yeni uğraşı-
hatsız oluyordum. Başka doktorlara da gittim. Olumlu bir cevap lar kazanmama ve ailemle birlikte hayatta bizi mutlu edecek yeni
alamadım. Memlekete döndüm. Memlekete döndüğümde sürekli şeyler öğrenmeme vesile oldu. Kendimle birlikte eşimin, çocuk-
evde kaldım. Evden hiç çıkmadım. İlk maaşımı aldığımda çok gü- larımın da iyi ve mutlu olduğunu bilmek bana güven ve yaşam
cüme gitti. Çünkü henüz yirmi bir yaşındaydım ve üretken bir in- enerjisi veriyor.
san olacakken emekli olma hali bende bir burukluk yarattı. Hayat-
Son olarak söyleyeceklerim şunlar: İnsanoğlunun başına herşey
la barışık biri olduğum ve aile kurduğum için bu süreci daha kolay
gelebilir. Allah baş edemeyeceğimiz dertler vermesin. Her şey biz
atlattım. 2000 yılında komşumuzun gelininin kardeşi olan eşimle
insanlar için. Bu yüzden göremeyeceğimi öğrendiğimde de haya-
tanıştırıldım ve evlendik. 2001 yılında oğlum Barış, 2003 yılında
ta ve insanlara küsmedim. Yapabileceğimiz çok şey var. Yeter ki
kızım Sevilay, 2006 yılında Gökçe doğdu. Bunun yanında TSK
isteyelim ve bunun için çaba harcayalım. Bu vesileyle de benim
Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi kendimi geliştirmemde, gözle-
hayatıma büyük katkıları olan TSK Rehabilitasyon ve Bakım Mer-
rim görmese de ufkumun aydınlanmasında bana yardımcı oldu.
kezi ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu katkı nasıl gerçekleşti biraz anlatır mısınız?
Seçil KAYNAK
2003 yılında TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığı- Sosyal Hizmet Uzmanı
na çağrıldım. Burada bilgisayar, satranç, bağımsız hareket, müzik TSK Reh. ve Bkm.Mrk.Bşk.lığı
kursları almak için üç ay kaldım. 2003 yılında ilk defa bastonu
elime aldım. Ayrıca Gollball takımına katıldım. Bilgisayar kurslarına
katılarak bilgisayarımı geliştirdim.
yılında üst bölgesinde operasyon sırasında bölücü terör örgütü Merkezimizde sizi etkileyen şeylere örnek verir misiniz?
mensuplarının döşediği mayına basma sonucunda yaralandım.
TSK’nın güzide kurumlarından biri olan TSK Rehabilitasyon ve Ba-
Mayına bastığım esnada büyük patlama sonucu havaya sıçradım
kım Merkezi’nde bizim için düzenlenen faaliyetler unutulmadığımı-
ve yere düştüm. İlk olarak ayağıma baktım, sol ayağımın kanlar
zı göstermekte ve sıkıntılarımızdan uzaklaşarak moral bulmamızı
içinde olduğunu gördüm. Yanımdaki arkadaşımın da gözüne şa-
sağlamaktadır.
rapnel parçasının saplanması nedeniyle gözü kanıyordu. O sırada
yanıma, bölük komutanı geldi. Yanımda sürekli bana destek oldu
ve helikopter istedi.
Tedavi süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
Helikoptere bindirildikten sonra bayıldım, uyandığımda olayın
üzerinden 3 gün geçtiğini, olay sonrasında önce Şırnak Askeri
Hastanesi götürüldüğümü, ilk müdahaleden sonra GATA Askeri
Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’ne tedavi için ambulans helikopter
ile gönderildiğimi öğrendim. Yanımda sürekli bana destek olan
bölükten görevli gönderilen bir başçavuş vardı ve benimle yak-
laşık 1,5 ay kadar kaldı. Tedavim boyunca yardımcı oldu. GATA
Askeri Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde 5 gün kaldıktan sonra
Plastik Cerrahi Kliniği Yoğun Bakım Servisi’ne geçtim ve yaklaşık
3 ay tedavim devam etti. Bu tedavilerim esnasında sol ayağımın Sporu özellikle de futbolu çok sevdiğim için bir malul gazi ar-
bilekten aşağısının kesildiğini ve üst bölgesinde de kırık olduğunu kadaşımla ampute futbol takımının maçını izlemeye gittiğimde
öğrendim. Ayrıca bacağımda demirler olduğunu görünce endişe- takımın koçu ile tanıştım. Onun yönlendirmesiyle ampute futbol
lendim. Toplam 6 ay ortopedi kliniğinde tedavi gördükten sonra ile ilgilendim. Şimdi lisans işlemlerim sürüyor. Bacağımdaki sıkıntı
fizik tedavi görmem ve protez yaptırmam gerektiği belirtilerek TSK nedeniyle bir süre ara vermiş olsam da ampute futbol aracılığıyla
Rehabilitasyon ve Bakım Merkezinin varlığından bahsedildi. Böy- spor yapabiliyor olmak, sosyal hayata adaptasyonum açısından
lece TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’ne geldim. bana olumlu katkıları olmuştur.
Bu kapsamda bu imkânları bize sunan TSK Rehabilitasyon ve Ba-
kım Merkezi’ne ve Spor Kulübü’nü kuran, çeşitli branşlarda yapıl-
masını sağlamaya çalışan ve gelişmesini destekleyen tüm emeği
geçenlere teşekkürler…
TSK Ankara Özel Bakım Merkezi’nde kalmakta olan Melek evin tek kızı olduğum için yatılı okutmayı istemedi ve kabul etme-
BEK ile Sosyal Çalışmacı Senem Yay’ın yaptığı söyleşiyi siz- di. Öğretmenim ortaokuldan ayrılırken resim yapmayı sürdürmemi
lerle paylaşıyoruz. özellikle istemişti benden.
S.Y.: Melek Hanım ailenizden ve çocukluğunuzdan biraz S.Y.: Müziğe karşı olan ilginiz ne zaman başladı?
bahseder misiniz?
M.B.: İlkokul beşinci sınıfa giderken mahallemizde akordion çalan
M.B.: 1933 İstanbul doğumluyum. Emekli bir baba ve ev hanımı biri vardı ve ben akordionun sesine hayrandım. Okula giderken
bir annenin çocuğuyum. Babam Yüzbaşı rütbesindeyken emekli akordion sesini duyduğumda resmen büyülenirdim ve binanın
olmuş. Emekli olduktan sonra Beyoğlu’nda muhtarlık yapmış. 4 önünde durup müziği dinlerdim. Okuldan döndüğümde anneme
ağabeyim var. Babamın ilk eşinden olan iki ağabeyim şehir dışın- yalvarırdım bana akordion almaları için. Ancak akordion için çok
da çalıştıklarından diğer iki ağabeyim askeri okulda okudukların- küçük olduğumdan bana keman almaya karar verdiler. Bir de ço-
dan küçük yaşta evde annem ve babamla yalnız kalmışım. Annem cuklara ders veren bir hanımı ders vermek için tuttular. Ancak
hastalanıp üst üste ameliyatlar geçirdiğinden evde çoğu işi ben ben derslere başladıktan sonra karnem kötü geldi yaklaşık beş
yapıyordum. Beş altı yaşlarındayken sobanın üstünde anneme ya da altı tane zayıfım vardı. Ondan sonrada annemlerin isteği ile
çorba pişirdiğimi hatırlıyorum. müzik derslerini bırakmak zorunda kaldım. Müziğe karşı olan ilgim
böylece bitmiş oldu.
Çocukluğumdan beri sanatın hemen her dalına ilgim vardı. Re-
sim yapmayı, şiir yazmayı ve müziği çok severdim. Evin küçük
çocuğu olduğumdan ağabeylerim boyalar alıp getirirlerdi bana.
Bir keresinde yolda boya bulmuştum. Hemen eve gelip onunla
resim yaptım. Ancak bulduğum sulu boyaymış ve ben kurumasını
beklemediğim için deftere yapışmıştı ve resmim bozulmuştu. Çok
ağladığımı ve ağabeylerimin üzülmemem için bana boya alacak-
larını söylediklerinde çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.
mühendisliğinden ayrıldıktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nin niyle bana kızması sonucunda şiir yazmayı bıraktım. İçimden geli-
sınavlarına girdim kazandım ve böylece okula başladım. yordu, yazmak ancak dayımı üzmemek için yıllarca şiir yazmadım.
Sonra tekrar yalnızlıkla beraber şiir yazmaya başladım. Burada
S.Y.: Güzel Sanatlar Akademisi’nde okuduğunuz yıllarda
da resim ve şiir çalışmalarımı devam ettirme şansım olduğu için
ilginç bir anınız var mı?
ayrıca çok mutluyum.
M.B.: Güzel Sanatlar Akademisi’nde Afiş Bölümümde okuyor-
dum. Zeki Müren de Kumaş Desenleri Bölümünde okuyordu.
Beni çok severdi ve benimle ilgilenirdi. Hatta bir gün bana “niye
bu kadar içine kapanıksın, herkes gezmelere gidiyor, sana araba
vereyim sen de gez” diyerek takılmıştı.
çocuğu olarak alay sancaktarı Çanakkale’de şehit olan amcamın dım. Ayrıca spora ilişkin olarak yerel ve ulusal basında da çeşitli
intikamını almak için, şerefli Türk ordusunun saflarına girmek is- makalelerim bulunmaktadır. En sonunda ata sporu Güreş tutkusu
teyen fakir bir köylü çocuğuyum” diye yazdım. Edebiyat hocası daha ağır bastı. Dünya Şampiyonu olan Yaşar Doğu, Celal Atik,
bunu okuyor ağlıyor ve kağıdı alıp okul komutanına okuması için Nasuh Akar gibi hocaların eğitiminden geçtim. 1953- 1954 yıl-
götürüyor. Okul komutanı da yazdıklarım karşısında duygulanıyor larında hem serbest hem de greko-romen güreş dallarında 73
ve “bu çocuğu diğer sınavlarına bakmadan derhal okula alın diye kiloda Türkiye birincisi olduktan sonra Milli takıma girerek bir çok
emir veriyor. Benim subay olmamın temelleri de böylelikle atıl- müsabakada ülkemi temsil etme şerefini yaşadım. Bu tutkum
mış oluyor. 1949’da ortaokulu bitirdim, aynı senede Kuleli Askeri bana ve ülkeme birçok madalya, kupa, şilt, diploma ve ödüller
Lisesine oradan da Kara Harp Okuluna gittim. 1957 senesinde kazandırdı. 25 Avrupa Şampiyonası, 16 Dünya Şampiyonası, 22
topçu subayı olarak Kara Harp Okulundan mezun oldum. Ben Uluslararası Turnuva, 7 Balkan Şampiyonası yönettim. Montreal
topçu subayı olarak mezun olduktan sonra TSK Spor Okulu açıldı Olimpiyatlarında, Akdeniz ile Dünya Üniversite Oyunlarında toplam
6 olimpiyatta bir Türk hakemi olarak görev yaptım. 1972 Münih
Ö.G.:Peki spora olan ilginiz nasıl başladı?
olimpiyatlarında hakemlik yaptım.
Ö.G.: Hep aktif olarak sporun içinde yer almışsınız. Aktif
sporu bıraktıktan sonra yaşamınızı nasıl yönlendirdiniz?
Genelkurmay Başkanı olarak bu anısını kürsüden anlatmıştır. Ara- Eşim kahveleri dağıtmak üzere odaya girince ben beğendiğimi
mızda yaşanan bu hatırayı paylaşması ile orada bulunanlar içinde belirten işareti yaptım ve eşimle nişanlandık.1955 Ekim ayında
gülmeyen kalmadı. nişanlandık, 1957 yılında da mezun olduktan sonra evlendik. 57
sene aynı yastığa baş koyduk. İki kızımız bir oğlumuz oldu. Geçen
Çevik Bir paşada benden okul sancağını teslim almıştır. 1965
sene eşimi kaybettikten sonra ben buraya gelmeye karar verdim.
yılında da Hurşit Tolon paşa basketbol antrenörü olarak benim
emrim altındaydı. Birlikte basketbol takımına derece kazandırdık. Ö.G.: Buradan gençlere bir tavsiyeniz var mı?
1979 yılında da kendi isteğim ile Askerlikten emekli oldum.
Ö.G.: Peki emekli olduktan sonra neler yaptınız?
İ.A.: Eşler birbirlerine dikkat etsinler. Bir evde bir erkeğin eşi
öldüğü zaman ikinci bir kayıp oluyor. Sonsuz, izah edilemez bir
yürek acısı içten çıkmayan bir yara. Eşimi kaybettikten sonra evde
İ.A.: Evet ben harp okulunda öğrenciyken yengem bana bir kom- kalamayacağıma karar vererek Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu nadide
şumuzun kızı olan eşimi görmeye gittik. Yengemle kendi aramızda kurumunda kalmaya karar verdim ve şu anda burada yaşıyorum.
kızı beğenip beğenmediğimi anlamak için gizli bir işaret belirledik.
D eniz Harp Okulu 242'nci Dönem Teğmenlerin Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Millî Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Millî Eğitim Bakanı, Kuvvet Ko-
mutanları ile Jandarma Genel Komutanı ve diğer misafirlerin iştirakiyle 31 Ağustos 2015 tarihinde, Deniz Harp Okulu Komutanlığında
icra edilmiştir.
Törende; 10’u Misafir Askerî Personel ve ikisi bayan olmak üzere 223 Subay mezun olmuştur.
D eniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu 125’inci Dönem Mezunları Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni, Genelkurmay
Başkanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Donanma Komutanı, Yalova Valisi, Sahil Güvenlik Komutanı ve diğer misafirlerin iştirakiyle
31 Ağustos 2015 tarihinde, Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığında icra edilmiştir.
Törende; 12’si Misafir Askerî Personel olmak üzere 469 Astsubay mezun olmuştur.
D eniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent BOSTANOĞLU ev sahipliğinde Türk ve Japon bilim adamlarının katılımıyla "Ertuğrul'un
İzinde Deniz Kuvvetleri ve Diplomasi Sempozyumu" 16-17 Eylül 2015 tarihlerinde Deniz Müzesi Komutanlığında icra edilmiştir.