Professional Documents
Culture Documents
A. Munis Armağan Ege Tarihi Coğrafyası
A. Munis Armağan Ege Tarihi Coğrafyası
A.MUNİS ARMAGAN
Sayfa dipnotlarında yazar ve kitap adı belirtilerek alıntı yapılabilir.
Bunun dışında hiçbir bilgi kullanılamaz.
İSBN-978-975-9800 ı-5-4
isteme Adresi
A.Munis ARMAGAN
Dörteylül Mahallesi, Fatih caddesi, No. : 35 TİRE-İZMİR
Baskı
ÖZDENOFSET
Matbaacılık ve Ambalaj Sanayii Koli. Şti.
Kemalpaşa Org. San. Böl. Atatürk Mah. Gazi Bulv. No: ı48/B
Kemalpaşa- İZMİR Tel: 0.232 877 23 99
Baskı Tarihi
1 ı Kasım 2009
2
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
I.BÖLÜM
EGE TARİHİ COÖRAFYASINA GENEL BAKIŞ
II. BÖLÜM
EGE TARİHİ COÖRAFYASINDA VENEDİK VE
CENEVİZ KOLONİLERi
llLBÖLÜM
MENTEŞE TARİHİ COÖRAFYASI
IV.BÖLÜM
TARİHİ COÖRAFYADA GEDİZ HAVZASI
V.BÖLÜM
KARESi TARİHİ COÖRAFY ASI
VI.BÖLÜM
KUZEYBATl EGE COÖRAFYASI
VII.BÖLÜM
AYDIN ELİ TARİHİ COÖRAFYASINA GİRİŞ
Aydın Eli coğrafyasında dinsel kurumlar
Sasa Bey Süreci
. Tarihi coğrafyada Acem unsurlar
Yili. BÖLÜM
AYDIN ELİ TARIHi COÖRAFYASINDA
AŞİRET YERLEŞiMLERİ
Kadı sicillerine göre Küçük Menderes Havzasında
Aşiret yerleşimleri
Tahtacı (Ağaçerleri) yerleşimleri
3
IX.BÖLÜM
AYDIN ELi CO GRAFYASINDA YÖRÜKLER
I 69 I Buyruldusuyla konar-göçerlerin yerieşi me sokulması
X.BÖLÜM
AYDIN S ANCAGINDA KENTLER
Kentlerin merkez mahal l e leri
XI.BÖLÜM
AYDIN ELİ TARİHİ CO GRAFY ASINDA NAHİYELER
XII.BÖLÜM
AYDINELİ TARİHİ CO GRAFYASINDA KÖYLER
XIII.BÖLÜM
TARİHİ CO GRAFYADA KAYBO LAN KÖYLER
Adları değiştiri l en kent ve köyler
Kaybolan köylerin sancak kazal ara dağı lımı
XIV.BÖLÜM
BEYLİK CO GRAFY ASINDA KADIN VE KIZ EMiRLER
Aydınoğu l l arı coğrafyası nda kadın ve kız semt adl arı
Kız-kadın l iderler
Kadın ve kız dedeler
XV.BÖLÜM
AYDIN SANCAGINDA TARİHİ SEMT ADLAR!
İlk yerleşim süreci kent ve köylerinde semt adları
Geç dönem yerleşimlerinde semt adları
Kaynakça
4
ÖNSÖZ
5
beyli k oluşturmuş, Menteşe, Aydı n , S amhan ve Karesi oluşuml arı , aşiret
yapı l arı ve farklı değerleri i le kültür tarihimize önem l i malzemeler bırak
mı şl ardır. Kuşkusuz böylesine gen i ş bir coğrafyanı n sözü edi len değer
lerini tümden vermek olanaksı zdır. Ç alı şmada, Menteşe Bölgesi i l k giri ş
ve yerleşim, S amhan v e Karesi ise o l gunlaşma bölgeleri olarak ele alı n
mıştı r. B iga S an cağı ise b i r bakı m a B alkan i ara çı kı şta son durak gibidir.
Ç alı şmada, temel olarak Aydın S ancağı esas alınmıştı r. Ancak, Ege
Bölgesi, yeni fetih coğrafyası nı n kapsamı nda o lduğundan Aydı n S ancağı
dışı nda kalan, Menteşe, S aruhan, Karesi ve B iga sancakları n a kı sa da
olsa deği n i l mesinde yarar görülmüştür.
Bu çalışmada, kuşkusuz binlerce kişi i l e i l i şki kuru l muş ve bun l arı n
aktarırn l arından yararlanı lm ı ştı r. Ç al ı şmaya katkı sağlayan adları n tümü
nün değinil mesine, burada o l anak olmadığı nı , ancak, tüm kesi m ve kişi
Iere şükran borcum o l duğunu bel i rtmel i y i m .
Özell i kle, belgesel çal ı ş-malardaki katkı l arı nedeniyle başta S ayı n
Prof. Akif Erdoğru ' ya, Tire Necip Paşa Kütüphanesi Müdürü S ayın A l i
İhsan Yı ldırı m ' a, semtsel çalı şmalardaki yardı m l arı y l a, sevgil i dostları m
Sayı n Nurettin İridere ' ye, Sayı n Ramazan Yı l dı rı m ' a, S ayı n Salih
Tekin ' e , S ayı n B ehiç Galip Yavuz' a, kitabı n kapak tablosunu verme
inceleği n i gösteren Kemalpaşa " Kazak Ç iftl iği" kurucusu S ayı n Şirzat
Doğru' ya, Vakı fl ar Bölge ve Şube Müdürlükleri i l e O rman İşletme
Müdür ve Şefi ikierine teşekkürlerimi ifade etmek i sterim.
Kuşkusu� Ege Bölgesi gibi, Fethiye' den Marmara kı yı l arı n a değin
uzanan bir coğrafyayı araştırmak oldukça güçtür. Elbette, böylesine
güç bir tarihsel tabioyu eksiksiz yeterine getirmek olanaksı zdır. Bu ne
denle, okurları n , çalışmada ortaya çıkan bir kı sı m hata ve eksikleri hoş
görecek) erini ve beni bağışlaycakl arı nı umarım . . .
A.Munis Armağan
2009/Ti re
6
I.BÖLÜM
EGE TARİHİ CO GRAFYAS INA
GENEL EAKIŞ
7
inanç gel i ş im lerin i n önem l i bir bölümü bu dönemde doğacaktır. Hacı
Bektaş Vel i , Mevl ana Celaleddin Rumi ve Ahi Evran sürece bu dönem
de katılacak ve kuruml aşacaklardır. Bu geli şmeler ele alınmadan "Resmi
Tarih"in yazımı da sağlıklı olmayacaktır.
O ysa, tarama çalı şm al arı göstermiştir ki fetih ve yerleşim coğrafya
sında farkl ı bir tarih vardır. Bu tarih, ne arşivlere girmiştir ne de yazıl
ması konusunda bir çabaya rastlanılmıştır. O ysa, Anadolu' nun dağında,
taşında, deresi nde veya herhangi bir semtinde o denl i tarihsel gerçek
vardır ki, önümüze konan tarih i l e hiçbir i lgisi yoktur. B ize öğreti len,
devlet olgusuyla ortaya ç ı km ı ş bir tarih öğretisidir. O, öğretilerde, ne halk
vardır, ne de yaşan ı l an o l aylar. O sman l ı Tarihi, devletin kuruluşundan
yaklaşık yüz e l l i yıl sonra, oradan buradan derleme ve çoğu gerçekle
söylentin i n karıştığı bir yazım o larak ortaya çıkmıştır. Zira, XV. yy' a
değin Türk unsurların coğrafyaya girişleri, mücadeleleri , geçi r-dikleri
süreç, nasılsa yazımiara girmemi ştir. O sman l ı Beyliği ' n i n devlet
o l gusuna kavuşması ndan sonra da i steni len yazımlar kaleme al ı nmamıştır
nedense. Yazımlar, devletin vergi amaçlı ''Tahrir" defterleridir. Ya da
sultanların daha çok "Vaka" kapsam l ı başkent merkezl i yazımlarıdır.
O ysa, kırsalda henüz yazılmayan bir tarih vardır. O nun içindir k i ,
Tanzimatın ü n l ü mizahcısı A l i B e y , tarihe i yi tanıro l arken "Kaybolanları
bulma sanatı" olarak mizahi bir tanımlamaya taşır.
O ysa, Ege ' ni n fetih ve yerleşim süreci , daha çok, yurtları elden
çıkmakta olan B izan s l ı tarihci lerin i l gisindedir. Bu nedenle süreci n
önemli kaynakları daha çok B iz an s l ı tarihçilerdir. Bu tarihçilerd�m ,
Georgios Akropolites, Georgios Pachymeres, Nikephoros Gregoras,
İoannes Kantakuzenos dönemi yaşayan tarihçi l erdir. Bunların sürece
i l işkin gözlem leri özel likle fetihin i l k yıllarına dönük olması nedeni yle
daha da önemlidir. Bölgelerin boşal ışı, Türkmenlerin saldırı l arı, yaşa
nılan acı l ar B izan s l ı kalemlerce "Kil i seleri n sukutu" olarak algılan ır.
Dramatik söylem ve yazımlar, B izansl ı tarihci ler, Gregorios Pal amas,
Dukas, Laonikos Khalkokondyles ile zincir oluşturur. Karya' dan B i tinya'
ya değin bu süreç i lgiyle izleni r.
B izans kaynakları dışında, Arap tarih ve coğrafyacısı İbni Said
dönemin en kayda değer yazımcısı dır. O nu izleyen bir diğer tarihci ise
Abul Fida' dır. Gerek İbni Said gerek Abul Fida' n ı n döneme i li şkin
verdikleri bilgiler oldukça önemlidir.
8
Türk kaynakları ise ayrıntılara girmeden bu sürece özet olarak
değinirler. Zira dönem yazımları deği l lerdir.
Tarih yazım l arı n ı n dışında, diğer kaynaklardan O sman l ı Tapu Tahrir
Defterleri , her ne kadar feti hten iki yüz yıl sonrasını ele alsa da, yerle
şimierin olgunlaşması nedeniyle üzerinde durulacak kaynaklardır. Ancak,
kayıtlar ne yazık ki ayrıntısız, adeta özet yazımlardır. O ysa, 1250 i l e
1300 yı l l arı arası fetih v e yerleşimin e n hareketli sürecidir. Hatta bu
süreçte beylik l iderlerin i n ve onlara bağlı grup l arın kendi coğrafyaları
dışında görünmeleri, feti hte coğrafya ayrımı yap ı lmadığı nı da göstermek
tedir. Öze l l i kle, S e lçuklu merkez ve daha sonra İlhan l ı otoritesin i n gücü
nü yitirmesi yle emirleri n , daha bağımsız hareket ettikleri. bu süreçte,
Anadolu' nun her coğrafyası ndan akı şların hızlandığı olağanüstü bir seyir
gözl enmektedir. B u emirl erin kıyıya değin girişleri, Karamanoğu l l arı
Şehnamesi"nde kısa da olsa yer almaktadır. Büyük emirler, Aydın ,
Menteşe, S aruhan v e Karesi Beylerin fetih sürecine katıl mal arı beylik
lerin ortaya çıkışını sağlamakla kalm am ış, bölge lere sürekl i akan aşiret
lere de yurt sağlamıştır. Bu süreci n izlerin i taşı yan i l k dönem emirlerin i n
adlarını gerek merkez gerek kırsal kesimde kurucu a d o l arak görüyoruz.
Hatta bu süreç, hem O sman l ı siyasi yapılanmasının hem de B alkan lar' a
çıkışın d a e n öneml i yüzyıldır. O sman l ı siyasi , gelişiminde dönemeç
noktası olan Murat Hüdavendigar ve Y ıldırım B eyazıt Dönemleri , üze
rinde durulması ge reken politik süreçtir. Geli şmeler, O sman l ı ' da siyaset
anl ayışının p l an l ı bir evreye girdiğini göstermektedir. Coğrafyalarında
adeta kilitlenmiş beylikleri yeni bir stratej i ve ü l künün emrinde kull an
mak "Devlet" olmanın koşulu olarak gel işmiştir. Zira, Beyli klerin alt
yapısını oluşturan köklü aşiret yap ı l arı, l i derlerinin B alkani ara taşınma
sıyla adeta çökertil m i ştir. Bu politik strateji hem beyl iklerin temel bul
duğu gücü zayıfl atmış, hem de B alkan l ar' da O sman l ı siyasetin i n beslen
mesinde kull an ı l mı ştır. Öze l l i kle, Y ı l dırım, II.Murat ve Fati h ' i n "Tımar"
dağıtımları ve "İskan" politikaları yeni devlet anl ayışının örneklerdir.
Uygulanan s iyasi stratej i , aç gazilere yeni fetih coğrafyası sunmak ve
onlarla O sman l ı Devleti ' ne B al kan Devleti statüsü elde etmesini sağla
maktır. Hatta, B alkan i ara çıkan aşiretlerin önceki konuml arı, bir bakım a
genel kaynaşmanı n nas ı l sağlandığını da göstermektedir. Beylik coğraf
yasındaki zengi n l i k güneyden kuzeye çıkışlara da açıklı k getirmektedir.
9
1 530 y ı l ı bel geleri , aşi retlerin önceki gel i ş ve çıkı ş kaynakl arını sezdi ren
i lginç örneklere sahiptir:
KARS : Al aşehir
SAMSUN: Tire, Ayasuluk, B i rgi
GİRESUN/G i RESiN : S avaştepe (Balıkesir)
İNEBOLU: Arpaz, Koyuncular (Bozdoğan)
KÜRE: B i rgi
ÜNYE: Saruhan (Mani sa)
EREGLi: Peçin(Muğl a)
Ş İ LE: Peçin (Muğla), Pırnaz (Muğl a)
MENGEN : Fethiye (Muğla)
AMASYA: Yenişehir(Aydın )
ÇORUM : S ındırgı
KASTAMONU: B i ga
KAYSER İ : Sındırgı
SiNCAN : Temrezler(Bal ı kesir)
MAMA K: Saruhan(Manisa)
HACETTEPE: B irgi
D İ KMEN: Yeni şehir(Aydın ) , Bi ga
KOCAELİ : B al ya
GEBZE: Bademli(Birgi)
MUDANYA: Sart
TARABYA: Muğla, Tavas , B irgi , Seferihisar
CANDAR: Peçin (Muğla)
ÇORLU : Torbalı/Belenbaşı(Ayasuluk)
KÖSTEN/KÖSTENCE: Peçin(Muğla)
GELi BOLU: Muğl a, Tavas 1
Sancak coğrafyal arı nda, ortak aşiret ve oba payl aşımiarına karşın,
farkl ı adiara da rastl ıyoruz. Örn eğin , Menteşe 'de, Ç irik, İmi l i , Bükrice,
U ygurdaş, Kamay, Kün de, O lgar, Kalabut, Kın lık, Torban ve Ergügez,
Bal ı kesir' de, Merek, B ambala, Bedegez, Benişi , Gümran i le S aruhan
Bölgesinde de B unurcal ı , Yartrri aşl ı , Erkunud, Ç abağulu, Kıl ıcı Kanl ı ,
lO
Sayık( Maldan, İyall ı , Olgar, Menvet gibi farkl ı aşiret yerleşimleri bulun
maktadır. Saruhan ' ın Adala kazası n da yer alan Dul kadir Köyü, "Dulkadir
Bey li ği' nden kalan bir çağrışım mirasında olduğu gibi . . .
Aşiret akışları, Uzak Asya' dan S incan, Boynuyoğun, Kirekiz, Tankut,
Kay gibi boyların da yerleşime geçtiğini fÖStermektedir. 2
Boy, aşiret ve obalar dışında, kadın ve kızlı oluşumların da genel bir
görüntü çizdiğini söylemeliyiz. Bu tür yerleşim ve semtler fetih coğraf
yasının ilk yı l l arında azımsanmayacak kabarıklıktadır. Fetih ve yerleşim
sürecine dönük unsurların bugüne değin araştırı lıp ortaya çıkarı lamaması ,
değerlendirilmeleri eksik bırakmaktadır. Örneğin, sıkça karşımıza çıkan
kadın öncüller bu boşluğun önemli bir başlığıdır. Sürecin bu öncü] l ider
lerini bize anlatacak bir kaynak da yoktur. Bir kısım değinme ve söy
lemlerin dile getirdiği "Anadol u Bacı ları" ile "Şecere-i Terakime"nin
dikkat çektiği "Kadın Emirler" midir acaba bun lar? Kadın ve kız emirler
neden bu denli güçlü bir dağıl ı ma sahiptir. Hatta bunları n , "Kara Fatma",
"Kara Ayşe" gibi "Kara" sıfatına sahip olması, fetih sürecine katıldık
l arı n ı göstermektedir. Daha da önemlisi, coğrafyadaki, pınar, çeşme, dere
ve kuyu adların ı n %70 ' i kadın ve kızlara ait olması konuya an lam kazan
dıran yüklemelerdir. Neden kadın ve kız savaşcı ların adları sularda kul
lanı lmaktadır. Özell ikle, Bizans ile yapı lan savaşlarda yaşamları n ı yitiren
ve daha çok bölgenin giriş kapılarında yer alan bu "Kadın" ve "Kız"
şehitler, halk bilgilerini zenginleştiren örgülere sahiptir. Örneğin ,
Torosların eteğinde Meryem Ana, Kütahya, Afyon B o lvadin ve Tire
Büyük Kemerdere' deki Sultan Ana, Denizli'de Fatma Yıldız adları bun
lara örnektir. Bu adların su gibi yaşamsal öneme sahip değerlerde kul la
nıl ması daha da anl am l ı dır. Bu kadın ve kız l iderler, "Anadolu B acıları"
olarak nitelenen, ancak haklarında kalıpsal ifadeden başka bir açılımı
ortaya konamamı ş emirler midir? B u kapsamda değerlendirilmesi gere
ken , kadı n ve kız adlarıyla oluşmuş mezarlı kl ar da görülmektedir.
Örneğin, Kara Ayşe Mezarlığı , Iraz Kadın Mezarlığı, Akkız Mezarlığı,
Kocakız Mezarl ığı, Kızlar Mezarlı ğı ve Kadınlar Mezarl ığı bunlardan
bazılarıdır. Hatta kadın ve kızların l iderliğini belgeleyen "Yurt" lar da
bulunmaktadır. Kadı n Yurdu, Hatçeköy, Meryem Yurdu, Fatına Yurdu,
Hatunköyü, Ayşe Oba Köyü, Ayşe B acı Köyü, Elifli Köyü, Karakızlar ve
2 Prof. Dr. Soltanş Ataniyazov- Hazar Ötes i Türkmenleri, (Türkmen boylar ı n ı n geçmişi,
ı ı
Alangüllü köyleri, fetih süreci nde kadın l i derlerin önem i n i gösteren
oluşum l ardır. Bu adlar içinde Ayşe Kız ' ı n hem "Kara Ayşe" hem de
"Emir Ayşe"sı fatlarına sahip olması, Ebül Gazi B ahadır Han ' ın "Şecere-i
Terakime" de dile getirdiği Türkmen kadın liderlerin uzantısı olmalıdır.
Hatta bu kapsamda ele al ı nması gereken "Kızlar" ve "Kadı n l ar" toplu
lukları başlık oluşturabilecek öze l l iktedir. Hatta, Bozdoğan/Ören i l e
Saruhan/Kula' da semt adıyla karşımıza çıkan "Kızlar Camisi" i l ginç kalı
bıyla incelenmeye değerdir. Zira bunl ar, adı n ifade ettiği gibi dinsel içe
rikli "Cami" değildir.
Özellikle, köy ve semt adlarıy l a karşımıza ç ıkan "Hatun" aşi reti
gizini koruyan topluluklardandır. İlk feti h coğrafyası Menteşe' den
başl ayarak, sancak sancak gezinen "Hatun" aşireti, coğrafi dağıl ımlarda,
yerleşim adl arı ve semtleriyle dikkati çekmektedir. Menteşe/Köyceğiz ' de
"Hatun Köyü"; Eskihisar ' da "Hatun B ahçesi", Ayasoluk'ta " Hatunlu
Köyü", B irgi ' de "Hatun Deresi Köyü", Manisa "Hatun Köyü", Manisa
"Hatun Nehri", Menemen "Hatun Deresi Köyü", Soma "Hatunköy",
Karesi/ B aşgirdek "Hatun İli", B ergama "Hatun Ulusu", B ursa/Taşi l i
"Hatun İ l i " , Bursa "Hatun Köyü", Bursa/Si vrihisar "Hatuncuk" oluşum
ları tüm sancakl arı sarmış görünmektedir.
Yine, Oğuz beylerinden "Karı B e y"e bağlı obanının da Ege coğrafya
sına girdiğini görüyoruz. Ebulgazi B ahadır Han ' ın "Şecere-i Teraki me"
de değindiği bu Oğuz boyu, adı nı, Menteşe Fethiye/Mekri ( Karıköy),
İzmir ( Karıyolu), Nif /Kemalpaşa ' da ( Karıyolu), B al ya' da ( Kan l ar)
olarak pekiştirirken, Çankırı Livasında "Karı Bazan" kazası o l arak kent
leşmiş görünmektedir.
Fetih sürecinin büyük emirleri , hem yerleşim süreci hem de bölgesel
beyl i klerin doğuşunda öneml i bir etken olmuştur. B eylikler, bu büyük
emirlerin gücüyle siyasi otoriteleri n i güçlendirmişlerdiL Marmara kıyı
larında az da olsa örneklerini gördüğümüz sifatsal adlardan Konur Alp,
Turgut Alp ve Gündüz Alp gibi kimliklerde öne ç ı kan "Alp" sıfatı , diğer
beylik coğrafyalarında yoktur. Oysa, Ege coğrafyası nda "Kara" sıfatı
genelleşerek büyümektedir. Bu ünvanı tüm sancak coğrafyalarında belir
gin bir durum yaratmaktadır. B u ünvan Ege' de fetihe katıl an adları açık
l aması bakımından fevkalade öneml idir. 3 Kal ıpsal i aşmış adlar hal ine
·' " Kara" ünvan ına sah i p emirler-Kara Ağaç, Kara Ahmed, Kara Ali, Kara Alma, Kara
Ardıç, Kara Arkaç, Karac Armut, Kara Arslan, Kara Asma, Kara Atlı , Kara Aydın, Kara
12
gel miş bu " Kara"l arın sürüklediği aşiretler, Ege coğrafyası n ı şekillen
diren temel unsurlardır.
Özel likle, İslamiyet' in Türkmen emir ve aydı n lara sunduğu yüceitme
sıfatlar, geniş bir beniruserne ile dönemlere girmiştir. Özel likle, fetih
süreci ile birlikte beyl ik liderleri ve ünlü adlar bu sıfatları elde edebilme
yarı şına girmiş görünmektedir. Örneğin, Mübarezeddin, Celal aleddin,
Nizarneddin , İzzeddin, B edreddin , Nureddin, Şücaeddin, Seyfeddin,
Alaeddin gibi sıfatl arla toplumsal statü sahibi o l ma yarışı, İslamiyet' in
kapısındaki Ş arn anist Türkmen beylerinin ilgisindedir.
Süreç, Ege' nin fetih ve yerleşiminde etkin "Sülale"leri de sezdirrnek
tedir. Bu sülal eri n başında, Baliler, Hacı Hasanl ar, Malkoç l ar, Kıranl ar
gelmektedir. Bunlar Balkaniara değin adı m adım uzanan adlardır. B aliler,
Tire ' deki "B alırn Sultan" türbe yazıtı nda ifade edidiği gibi "Geniş bir
sül aleye mensup" bulunmaktadır. Özell ikle, grubun önemli adı "Dede
B ali" nin B abailerin önemli adl arından olrnasuülalenin tarihsel önemini
de ortaya koymaktadır. Diğer sülal erden Malkoçlar ' ı n ise Menteşe' den
Bal kaniara ve hatta Hacı B ektaş Vel i ' ye değin genişleyen katıl ı m l arı
önemsenecek değerdedir. "Kıran"l ar da, varlığını erken dönerne değin
indiren bir diğer sülaledir. Yıldırım Bayezit'in Tire B oynuyoğu n ' dan
Bal kan iara taşıdığı Kızıl Deli Sultan' dan boşalan köye, 1 390 yı l ı nda bu
Ayı, Kara Ayid, Kara Ayvat, Kara B ac.:ak, Kara Bağ, Kara B alak, Kara B aldır, Kara
Bal i, Kara Bahadır. Kara B aş, Kara Batak, Kara Belen, Kara B ekir, Kara Benli, Kara
Bey. Kara B ayezid, Kara B ıyık, Kara B iga, Kara B odur, Kara B oğa, Kara Bolu, Kara
Böğürdlen. Kara B örk, Kara B ük, Kara B ucak, Kara B ulak, Kara B urç, Kara Çal , Kara
Çakı l, Kara Çam, Kara Çavuş, Kara Çepiş, Kara Çomak, Kara Çor, Kara Çulha, Kara
Danişmend, Kara Davut, Kara Dede, Kara Değin, Kara Diken, Kara Dikmen, Kara
Doğan. Kara Doğu, Kara Dona. Kara Dut, Kara Ec.:e, Kara Evhad, Kara Foça, Kara
Gazi, Kara Gedik, Kara Genç, Kara Geyi k, Kara Hayıt, Kara Hisar, Kara K ad ı , Kara
Hal i l , Kara Hamza, Kara Hasan, Kara Hı zır, Kara Hüseyin, Kara İbrahim, Kara İsa,
Kara Kamı ş. Kara Kasap, Kara Kavak, Kara Kaya, Kara K ı l ıç , Kara K ın ı k, Kara K ısrak,
Kara Koca. Kara Koç, Kara Köse, Kara K ula. Kara K um, Kara Kurd, Kara Kuş, Kara
Kuzu. Kara K ü l ah, Kara Oğl an, Kara Okcu, Kara Osman, Kara Ot, Kara Oyuk, K ara
Öküz, Kara Pürçek, Kara Maden, Kara Mahmud, Kara Mazak, Kara Mehıned, Kara
Memi , Kara M i hmad, Kara Munar, Kara Musa, Kara Muslu, Kara Musluk, Kara
Mürsel, Kara Neb i , Kara Nohut, �ıra Pınar, Kara Polad, Kara Reis, Kara Saka!, Kara
Sanıud. Kara Sandık, Kara Savcı , Kara Seki, Kara Sevinç, Kara Solak, Kara Sungur,
Kara Senir, Kara Şahin, Kara Tay, Kara Kara Terzi , Kara Tozlu, Kara Üzüm, Kara
Yahşi , Kara Yakup, Kara Yaprak, Kara Yazı, Kara Yazgan, Kara Yund, Kara Yunus,
Kara Yusuf, Kara Yülük
13
güçlü aşirete tırnar olarak verdiği, 1 5 30 y ıl ı Tapu Tahrir Defteri kaydında
yer almaktadır. B üyük emir Kıran Şah ' a bağlı aşi retin Anado lu ' da 1 20
yer adıyla göründüğü düşünülürse, gücü daha iyi anl aşıl ı r. Diğer bir etkin
ve güçlü bi r aşiret de H acı Hasanl ardır. Naldöken Yörüklerin i n en güçl ü
kolu olan Hacı Hasanl ar, Ege' deki gücünü B alkan i ara taşıyan güçl ü
aşi retlerdendir.
Fetih ve yerleşim tari hinin öneml i bir konusu da, giriş kapılandır. Ege'
ye akan boy, aşiret ve obal ar tek bir kapı kul l anmamış, değişik giri şleri
seçmişlerdir. Bu konuda dört ana giriş kapısı dikkati çekse de ikinci ,
üçüncü derecedeki kap ı l ar da önem taşımaktadır. Güneydeki girişlerin en
önem l i olanl arı kuşkusuz Menteşe ve Denizli kapılarıdır. İbni Said ve
Abul Fida ' n ı n yanı s ı ra B izanslı tari hçi l eı- i n de dikkat çektiği güneydeki
yığı l ma ve sal dırı l ar bu girişlerin temel i n i oluşturmaktadır. Türkmenleri n
200.000 çadırl ı bekleyi ş l eri ası l zayıf noktanın Dodurga girişi olduğunu
göstermektedir . El bette, diğer kap ı l ar da böl geye girişlerde öneml i kori
dorl ardır. Diğer öneml i bir giriş de Küçük Menderes Havzasının Keles
ağzıdır. Bu kap ı daha çok Germiyan l ı emirlerin seçtiği hattır. Yine,
Gerıniyan ve Bozok grubu emir ve aşiretlerinin kul landığı ana kapıl ardan
biri de Simav, Selendi, Kul a girişleridir. Ancak, giriş ve yürüyüşün ana
karakterini güneyden kuzeye doğru ele almak daha doğru olur. Fetihe
kat ı l an emirler ve aşi retler, bu yürüyüşle, Osmanl ı Beylik coğrafyasını
Bal kan ! ara taşı yan unsurlar hal ine gelmektedirler. B u neden le, Osmanl ı '
nın beylikten devlete v e de imparatorluğa uzanı şında b u asli coğrafya
lar ın ka tkıs ı yadsı nmaz bir g6=çektir. Kuzey Ege coğrafyal arı n ı zengin
leşti ren aşiret sökünü, fethi tam al ayan grupların daha kuzeye çıkış i stek
leriyle iç içe geçmiş görünmektedir. Menteşe toprakları n ı n XIII.yy ' ın i l k
çeğreğinde Türklerin e l i ne geçmesi v e l 270'1erden itibaren yerleşime
açıl mas ı , B atı Anadolu Beyli kler Sürecinin de başlangıcını oluşturmak
tadır. Yaklaşık ol arak, Aydı noğu l l arı nın 1 308, S amhan ' ı n 1 3 1 3 , Karesi'
nin de 1 306 tarihleri nde siyasi coğrafya kabulüne karşın Osman l ı Beyl i k
sü recinin henüz si yasi coğrafyasını oluşturamamas ı , Anadol u fetih süre
ci nin tamam l anamadığı n ı göstermektedir. Henüz Marmara kıyısı fetih
leri bu süreçte devam etmektedir. B ursa, 1 326, İzm it ve İznik ise 1 331
yı l ı nı beklemek durumunda kalacaktır. B u kronoloj i k gel işmeler, güney
den kuzeye çıkışları hızlandıı·mış ve Osmanl ı Beyl ik si yas i coğrafya
sının tamam l anmasıyla gözler Balkan iara çevrilmiştir. Her bey l ikten
14
gelen emir, baba, dede ve aşi retler hem fetihe katı lmışlar hem de yer
leşimin temelini atmışlardı r. Bu süreci ve siyasi gel işmeleri iyi- değer
lendiren Osman l ı sultan ları , yeni toprakl arda kal ı c ı l ığı sağl amak ama
cıyla ''Evl atl ı k Mülk" kurumunu canlandırmıştır. Bu güç, fatib i erin
coğrafyaya yerleşimlerini beslemiştir. B uradaki zaviye ve imaret tesi sl eri
bu konudaki çabaları yansıtan "Teml ik" ve "Berat"lar zengin l iğine sahip
tir. Osmanl ı Beyl i ğinin devlete geçi ş sürecinde bu kuruml arın payını
unutmamak gerekir. Zira, XVI. yy ' ın Rumeli sancak kaza ve köylerin
deki emir ve aşiret adları bu gerçeği en somut şekilde yansıtan belgeler
dur umundadır. Balkan i ara çıkı şta, Osman l ı dışı beyli kleri n etkisi yadsın
ma z bir gerçektir. Fethin üçüncü ayağı olan Bal kan lar, güneyden kuzeye
ve ardından Rumel i ' ye yönelen emi r, baba ve onl ara bağlı aşiretler zen
ginl iğine sahiptir. 4
Bu emir ve aşiretlerieri n büyük bir bölümü kentleri n kurul masın da
etkin görev almışlardır. Bunlar aynı zamanda fatih emirlerdir. Yerleşim
Ierin önemli bir bölümü B i zans kentleri olmakla birli kte, yeni kent
tesisleri ve bunl arı n alt yap ı l arı ciddi bir sorun ol arak Türk unsur l arı bek
lemektedir. Örneğin, yer seçimi, beslenme, su (İçme, kul lanma), iş yerleri
(Dükkan, mağaza), sosyal tes isler (Han, hamam ), dinsel kurumlar
(Mescit, zaviye, medrese), pa rasal güce daya n an gereksinimlerdl: Kent
merkezleri nde küçük köycükler halinde oluşan bu mahal leler, ayrı ayrı
hizmetleri ve i şlevl eri gerektirdiğinden her yerleşim in l ideri bu sorunu
çözmekle yüküml üdür. Kentteki iş bölümü ve çarş ı , pazar oluşumları kır
sa l ı da içine almaktad ı r. Zira, bu bütünlük, kent-kırsal gereksinimlerini
oluşturan nedendi r. Yiyecek, içecek, gi yecek ile çanak, çölmek, kapka
ca k, saraciye, dokuma gibi araç-gereç satı ş yerleri , merkezi kırsal la bü-
15
tün leştiren bir "Pazar" olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Bu işlevlere dönük
iş yerleri yap ı l anman ın an a karakterin i belirl emektedir. Özel l i kle, ken t
merkezleri han yada kervansaray çevresin i b u esasla gen i şletmektedir.
Han lar, çoğu kez bir hamam, dükkan ve çarşıyla kentlerin varlı k neden in i
oluşturmaktadır. Merkezlerin b u fiziki yapısı beylikl er süreci ken t profi
l in i ortaya koyan temel örn ekti . Bu karakter-i stik oluşumlar, eski ve
strateji k öneme sahip ken tlerin çarşılarıydı . B un l ar çoğun lukla kale altı
kesimierdi ve "Tahtakale" adıyla an ı lmaktaydı . Bu simgesel yerler,
Pazarl arın çarş ı l aştığı yerlerdi . "Tahtakale"ler, daha çok, erken süreçte
ekonomik olgun luğa kavuşan kentlerde görülmektedir. Örneğin ,
Balıkesir, B al at (Men teşe) ile Tire "Tahtakale" leriyle ün lü kentlerdi .
"Tahtakale" ve çevresin i çarşı laştırmak pek kol ay deği ldi . Bu oluşumu
ortaya koyacak i rade, parasal güce dayan ıyordu. Kentlerin ç arşı ların ı
meydan a getiren dükkan ve m ağazalar bu neden l e emir ve beylere aitti .
Özellikle kentlerde, çarşı da olsa "Pazargah"lara gereksin i m vardı.
Toplan ma ve dağılma özel l iğin e sahip bu çarşılar, haftada bir kez olsun
kurulma zorunluluğun u ortaya koyuyordu. B un l ar, ken t ve kırsal ın ortak
akl ı ydı . Kırsalda oluşan bir kısım geçici "Bazar"lar can l ı lı ğın ı sürdür
dürecek ve daha son ra ken t olgusun a kavuşacaklardı . Hatta, semtler
içinde dikkatimizi çeken "B<rzar Yolu", bu ol guyu açıklayan ön emli bir
örnektir. Bun lar kervan yGl ların a yakın pazar köylerdi r. Bölgesel
Pazar/Bazar dağı l ı m i arın a baktığımızda, B al at' a özel bir başlık açmak
gerekecektir. Zira, Men teşe'n in ön eml i giriş-çıkış ! iman ın a sahip kentin ,
Tahtakale gibi bi r semti, oluşturması ve bunun yan ı sıra, Kazan c ı l ar,
Tah1\, Üzüm pazarlan gibi temel gereksinim ürünlerini Pazar olgusun a
kavuşturması, kon umun dan kayn aklan m ı ş olmal ıdır. Yine, Men teşe' n in
Mekri/Fethiye çevresinde Uygurdaş ve Döğer Pazarları da Fethiye l ima
n ından yararlan an pazari ardır. Muğla' da merkez dışında Yerkesüğü,
Mazun ' da Perşembe ve S obuca, Çin e ' de Şahma i l e Tavas ün lü Pazar
lardı . Aydın S ancağı ise, pazar yoğun l uğu ile dikkati çekmektedir.
Örneğin , Alaşehir'de merkez pazarı dı şın da Yarhisar ve Karataş, İzmir'
de Kestane pazarı, Han bey Pazarı , çevresinde Triyanda, Tire ' de, Fota,
Bademye/Deryan da, Kestel ' de Kestel Pazarı, Kökezl i/Bazarköy, Aydın
Güzelhisar ' da Güzelhi sar ve Alan güllü, Ayasuluk ' ta Kabakulak, B i rgi ' de
Dere Bodemya, Keles, Çeşme Yarımadasın da Seferihisar pazarları ün lü
merkezlerdi . B iga' da ise Ezine ve Çan , pazardan yerleşime geçme başa-
16
rısı gösteren yerleşirnlerdi . Man i sa B öl gesinde i se Y engi, bölgesel bir
pazar olarak Turgutlu ' yu büyütecektir. Hatta, kimi köylerde gördüğü
müz, bedestan , kervansaray, hamam, dükkan gibi vakıf yapılar ve
"Bazar" oluşumları bu hatl arın açıklaması gibidir. Bu kapsarndaki b i r çok
köy, pazarlarının kalıcıl ığı ile merkez olgusun a kavuşrnuşlardır. B un lar
dan , B iga' da Çan Pazarı/ B azarköy (Çan ) , Ezine Bazarı (Ezine), Aydın
Kestel ' de B azarköy ( Kökezli), T i re ' de B azar (Hasan Çavuşlar) gibi
yapı lanmalar, pazarların yerleştiği ve kal ı cı hale geldiğin i örnekleridir.
Kent merkez yapı lan maları , bir kısım aşiretlerin daha katıl gan bir
ilgiye sahip o l dukların ı göstermektedir. Bun l ar, bölgeye girmeden ön ce
de ken t yaşamın ı ben imsem i ş gruplar o l malıdır. Örneğin , Kadı, Hatip,
Yen ice, S oful ar ve Şeyhler aşiretleri , diğer aşiretlere göre, kırsaldan çok
merkeze yönelen gruplardır. Merkezi yapılan malardaki bu görüntü,
süreçteki an a güçlerinin payın ı da açıklarnaktadır. I 530 yıl ı verileri bu
merkezi oluşum örneklerin i ortaya koymakla, bu aşiretsel katı lırnlara
yan ıt aramaktadır.
KADI : Tire, Ayasuluk, B i rgi, Muğla, M ilas, Aydın Güzelhisar, Kestel ,
Dernirci, Fota (Tire), Y enice Tarak l ı (Bursa), Beypazarı(Bursa)
HATiP: Tire, Ayasuluk, Fota (Tire) , B ergama, Urla, Ezine(Çan akkale),
Gönen , Yenice Taraklı, Çine
YENiCE: Tire, Urla, B al ı kesir, M an i sa, Lapseki, Akhisar, A l aşehir,
Demirc i , Gelenbe ( Kırkağaç), B al ı kesir, B ursa, Mihalıç, Göynük�negöl,
S ivrihisar, Aydıncık, B eypazarı, Kepsud, Arpaz/Naz i l l i , B ayın dE:?f i re
SOFULAR: Tire, Y en i şehir (Aydın), B ergama, Demirc i
ŞEYHLER: Tire, B ademye/Tire, Ayasuluk, Man yas(Karesi) , B al at
(Men teşe), Akhisar, Edremid, Ayazrnend/Altın ova(Bi ga)
I 530 yılı Defter-i Hakan i kay1 tl arı, ayn ı zaman da Karesi, B i ga, ·
17
başarıs ında, Menteşe 3 8 1 , Aydın 240, Samhan 208 , B iga 1 3 , Karesi i se 4
topluluk rakamıyla yer almaktadır.
Aşiretlerin alt grupl arı ''Oba"l arın rakamsal genişl iği, yerleşim
hareketleri bakımından i ncelenmeye değer görünmektedir. Bu obalardan
biri , Türkmen o lmasına karşın, adı iJe kuşku yaratan "Mısırlı" obasıdır.
"Mısırlı", köklü Türkmen grupl ardandır. Ancak, oba pek az örneklerle
Ege'de yaşamaktadır. Aşi ret, Tire ' de merkez mahall e oluşturmuş öncü!
gruplardan dır. Karesi S ancağı İvrin d i ' de "Mısır i l i" adıyla köy, Ayasuluk
Çengele ' de ise semt adıy l a karşımıza çıkmaktadır. Diğer böl gelerde
görünmeyen "Mısırlı Aşireti'', Tire ' den sonra İvrindi ' de işlevini tamam
lamış görünmektedir. Aşireti n izlerine Menteşe' de rastlanı l ması , güney
çıkışlı gruplardan olduğuna i şarettir.
Sancaklarda köyleşme olgusu i ncelendiğinde, Aydın Sancağı i l k sıray ı
al ı rken, onu, Karesi, S aruhan, Menteşe, B iga sancakları izlemektedir.
Konar-göçer zengini Menteşe ise dördüncü sıraya i nmektedir. S ancak
ların bu sıralanışına karşın, bir kısım kentler ise XV I.yy ' a geli ndiğinde
köyler oluşumuyla daha farkl ı bir durum sergilemektedirler. Örneğin,
B i gadiç 1 74, Demirci I 64, Manisa 1 59 , AyasuluU25, Menemen 1 20,
Bergama 1 20, B al ı kesir 1 07 , B i rgi 1 06, toplam sayılarıyla Ege ' n i n köyler
zeng i n i kentleri görünümündedir. Üstelik, bu tablo fetihten yaklaş ı k i k i
yüz yıl sonra, olgunlaşmış bir coğrafya görüntüsüdür. S ancaklardaki
demografik gel işmeleri yansıtan genel hane say ı l arında, Tire i l k sırayı
alı rken, onu Manisa izlemektedir. Üçüncü sırayı , Menteşe' n i n Peçi n
kazası i le Bal ı kesir al ı rken, B i ga, sancak merkezleri içinde en zayıf
yo ğunluğa sahiptir. Ancak, Demirc i (Saruhan) genel hane sayısı i le
sancak merkezlerin i n ardından sıra l amada i l k sırayı almaktadır.
Menteşe Bölgesinde, yerli halkiara ait adlar da varlıklarını Türklerin
bölgeye yerleşmesinden sonra da korumuşlardır. Karya ve B izans kay
nak l ı bu adlar, L anya, A l uviz, Amas, Arm i le, Aııcin, M i l as, Mende l iyat,
Marmar is, Hal ikarn as, Bergos, Mastavra, Mekri (Makri ) , Ayamurud,
Falarya, Levissi, Nikfer, Kalamos, Menderes, Dal amani, Trahiye, İpaz,
Geknos , Sandraz, Kebsek, Potamos, Varil ya, Eskere, Sravalos, Papazlık,
Rum Paşa, Türkler tarafından değiştirilmeden kull an ı l mı ştır.
İslam tariheisi İbni S aid, B izans sınırlarlarındaki vurucu güçl eri
"Hariata" o larak adlandırmaktadır. Halk bu grupl arı Harita veya Harta
ol arak i fade etmektedir. S aid' den sonra Abul Fida' n ı n da dikkati çektiği
18
sınır timleri , bölge coğrafyasında semt adı o larak karşımıza çıkarken,
:i ret kuşkusunu da vermektedir. Aydı nel i coğrafyasında, Ayasuluk'ta
Doğanbeyli i le Çakırbeyli , Tire ' de Somak ile Dibekçiler ve S aruhan
Gördek'te (Kırkağaç) H arta/Harita adl ı köy ve semtler, kuzey coğrafya
lan n da da görü lmektedir. H atta, B irgi Mursal \ ı ' da "Harta" ailesin i n
varl ığı, b u unsur ların Türkleştiğini göstermektedir. Yine, I 5 3 0 yı l ı kayıt
larında gördüğümüz, B i rgi ' de Bizans köken l i ai lelerin İsimn i yeti seç
meleri , feti hten yak l aşık ikiyüz y ı l sonra olması nedeniyle daha da önem
lidir.
Yerleşim süreci n i n ilk y ı l l arı nda, daha çok 1 320- 1 330' lu yıl l arda
di kkati çeken iki katlı yapı l ar, Horasani inanç yapı kültürünün Anado l u '
y a taş ı nmasıdır. Gezgin İbni B atuta ' n ı n "Mezar Evler" ol arak nitelediği
bu yapılar, Aydın S ancağı kazalarından Tire ' de özel örnekler durumun
dadır. Örneğin , Al i han ve S i re Hatun yapıları türbe-zaviye, Emir Küçük'
ün zaviye-medrese, Emir B akır' ı n mescit-mual l ihane, Hoca Emir' in
mesci t-mual l imhane örnekleri , iki işlevl i yapıların ilk süreç anl ayışını
ortaya koyan değerlerdi r.
Sürecin di kkati çeken konul aı;ından biri de ticari unsurl ardı r. Öze l l i k l e
Türkmenl eri n tezgah uğraş l arı, dönemin tarihci v e gezgin leri n i n d e i lgi
sini çekmektedir. Dönem yazımları, dokuma tezgah l arındaki, giysi, yazgı
ve kull anım araçl arına yansıyan coğrafi özümleme, iplik, düğüm gibi
fark l ı l ı klar içerse de, özel likle ipeğin kültürdeki yerini de açı k l amakta
dır. Ege coğrafyasının her köşesinde rastl adı ğımız dokuma kültürü
Türkmen ve Yörükleri n , kavrayış ve beceri yeteneğin i n de ifadesidir.
Hatta, yazgı , perde, yatak, yorgan ,YI:;_ yastık k ı l ı fı gibi zenginl iğe uzanan
tezgahlar, ipek, keten , pamuklu kumaşlarl a kaynaşarak bir alan kültürü
ortaya koymaktadır! ar. Onun içindir ki, dokuma kül türü XIII. yy. ' da
dönemin tariheisi İbni S aid' in dikkatini çekmiştir. Örneğin, Tire ' n i n
Eğridere Köyü' nde, dirsekten bileğe kadar özel olarak i şlenen "Kol luk"
l ar çeyizlere girmektedir k i , halk arasında buna "Güvül" denmektedir.
Yine, İbni S aid' in verdiği bi lgiler içinde Tavas ' ı n Nikfer Yörükleri tara
fmdan dokunan ve adına "Nikfer Bezi" denilen ünlü bir dokuma bulun
maktadır. Ayrıca, yakasız dokunan ipek gömlekler de yine "Güvül" ola
rak adlandırılmaktadır. Oysa, "Güvül", ipek anlamında olup, bugün
Türkçenin unutulmaya yüz tutan köklü sözcükl erindendir. Yine, İbni
Said bu yüzyılda, Güney Menteşe' de dokunan Türkmen hal ı l arından söz
19
etmektedir k i , bun l ara Gördes Halı l arın ı da katmaktadır. Hatta, XIV ve
XV.yy' daki "Dutluk Vakıfl arı", ipeğin alt yapısın a dönük besleyici
un surlar ol arak dikkati ç ekmektedir. 5 Adeta her ç adırda, her evde bir
dokuma tezgahın ın buTun ması iç sel gereksinimleri karşıladığı gibi, dış
satımı da üstlen en bir tezgah _en düstrisini ortaya koymuştur. Tire ' deki
S arı Ali ve Kazgan oğlu kül liyelerin in vakıf kalemleri iç indeki "Dutluk"
l ar, "Beledi" gibi tarihsel bir tezgahın dün yaca tan ın masın a katkı sağl a
mak l a kalmamış, "Makrama" kültürün ü de beslem i ştir. 6 Tezgah ç eşitleri
salt ken t merkezlerinde değil , . kı rsalda da boya i l e endüstriyel b i r ağırl ık
kazanmış ve renk kültürünün geli şmesine katkı sağlamıştı r. 7 İklimsel
öze l l i kleri ile her türlü bitkisel türü barındıran Ege coğrafyası , göçebe
lerin aradığı olan ak l arı sunmuş görünmektedir. Köklerden ve çeşitli bitki
l erden n asıl ve hangi ren k lerin elde edileceğin i iyi kavrayan Turkmen ler,_
onu san atsal b i r başarı i l e gen işletmişlerdir. İpl i k, yün , hal ı , k i l i m gibi
yazgılar ve her çeşit kul l an ım aracı boyaya gereksin im duymaktadır. O
neden le,coğrafyaya yan sıyan "Boyalık", "Boya Kuyusu","Boya Tepesi",
"Boya Deresi" ve "Boya Kayası" s�mtleri, "Kökboya" n ın fiziki coğraf
yadaki izleridir.
Boy, aşiret ve obaların , kültürel zen gin l i k l erinin yan ı sıra dilsel kull a
nımlar da coğrafyaya yan sımış görün mektedir. Aydın E l i semt tarama
l arında bu fark l ı l ı k l ar dilsel yalın lı kl ar o larak ortaya ç ıkmaktadır. Her
ne kadar Arap ve Fars etkileri görülse de, yerleşim süreci Türkçeyi
önemli ölçüde korumuş görün mektedir. Örneğin , mezarlı k adları iç inde,
k ı rsal yerleşim ierin hiç birinde "Kabristan " sözcüğü kull an ı lmamıştır.
Onun yerin e, "Ölü gömme yeri", "Ölen l er", "Ölü Çukuru", "Dolman lık"
ve "Korum" gibi özgün i fadeler seç ilmiştir.
Su i l e i l gi l i adl an dı rmalarda da Türkçen in kendi dili vardır. Örn eğin ,
pınar, mun ar, yulak, öküz, dere, oluk v e ı l ı su bun l ara örnektir. Kimi yer
leşimlerde, su yerin e güleb/göleb sözcüğünün de kull an ı l dığın ı görü
yoruz. Hatta, XIX. yy' da suya dön ük vakıfl arın "Nehi r Vakfı" o larak
nitelen mesi, b i r diğer ele alı ş şeklidir. Aydın oğu l l arı ailesinden Ahmet
Paşa'nın Tire ve İzmir ' deki vakıf suları "Nehir Vakfı" başlığı i l e veril -
20
mektedir. S u ile ilgili bir diğer adiandırm a "Öküz" sözcüğü olarak dikkati
çekmektedir. Divan ü Lugat it Türk, Öküz sözcüğünü hayvan adı dışında,
·'Irmak" o larak da ele almaktadır. Koca Öküz (Koca Irmak), Öküzbaşı
( lrmakbaşı ) , İkiöküz (İki Irmak) tan ı m l amaları bu an lamdadır. Daha da
i lginci "Su" karşı l ığı kul lan ı l dı ğın ı düşündüğümüz "Limon" sözcüğüdür.
Örn eğin , "Limon dolu kuyu", "Limontepe", " Limon taşı", "Limonç ayı",
"Limonbaşı", "Kokar l i mon" gibi söylemler, Türkmen lerin bu sıfatı n iye
kull andıkları da an l aşıl amam ı ştır.
Sıfatıarın sahip oldukları kavramsal iç erik, din sel, sosyal ve kültürel
bir derin l iğe uzanmaktadır. "Karaman Şehn amesi" ni kaleme alan Ş ikari ,
Karamanoğu l l arı emrinde "400 Hanoğlu vardır" derken , bun l arın önemli
bir bölümünün fetih coğrafyasına girdiği an l aş ı lmaktadır. Bu "Han " l arla
beraber belgelerde, "Şah", "Gazi", "Hacı", "Koca" gibi üst düzey kimlik
lerde gen i ş bir yer tutmaktadır. Hatta, bu emirler "Kam", "K�mber" ve
"Bahşi" gibi Şaman ist içeriklerle don anmaktadır. Zira, bun l arın beylik .
coğrafyasındaki dağ ı l ımları etkin emirler oldukların a işarettir. 8 Değin di
ğimiz üzere, B u adl ar için de sıfatsal varl ıklarıyla görünen "Şah"lar güçlü
aşi ret yap ı l arıyla ön e ç ıkmaktadırl ar. Ege ' ye akan bu "Şah" l ardan Arap
Şah, Alem Şah, Aydın Şah, B ayram Şah, Çoban Şah, Emir Şah, Furun
Şah, Hızır Şah, İran Şah, İnıran Şah, Kıran Ş ah, Sefer Şah, Sülmen Şah,
Şah Porlu, Şah Paşa, Turan Şah, Yörük Şah adları üst düzey emirleri
işaret etmektedir.
Fetih süreci emirl erin in bir kısmın da görülen "Gazi" sıfatı ise, B izan s
i l e yap ı l an savaşlarda yaral an an emirler için kul l an ılmış olmal ıdır. Zira,
bun l arın yaralan dı k i ann a i l işkin dönemsel bilgiler, halkta can l ı l ığın ı
koruınaktadır. Örn eğin , Emi r Gazi, Süle Gazi, Oruç Gazi, Eşen Gazi,
Kara Gazi, Malkoç Gaz i , in e Gazi, Çal ı k Gazi, Kurd Gazi, Gazi İsrail ve
Bayram Gazi, bu kon uda örnek adl ardır. Hatta, Men teşe, Aydın ve
Samhan böl gelerinin i l k fati h lerin den S asa Bey' de de bu sıfat görülmek
tedir.
Dönemsel sıfati ardan bir diğeri de "Hacı" sözcüğüdür. Bu ün van ın Od
Yakan Baba Zaviyesi kadın dervişlerin den "Hacı B acı" tarafın dan da kul-
.
xEmir Han, Tura Han, Kutlu Han, Saru Han, Aslı Han, Ali Han, B ahadır Han, Çoban
Han, i ne Han, Bayıl Han, Bayır Han, Kayır Han, Kır Han, Eynel Han, Sofu Han, Umur
Han, Timur Han, Demir Han, Devlet Han, Oğuz Han, Ömer Han, İ re Han, Torba Han,
Seydi Han, Kara Han, Koca Kağan, Han Bey
21
l anıldığı görül mektedir. Özel l ikle, erken süreç emi rl eri n i n öneml i bölümü
"Hacı" ünvan ı n ı kul lanmaktadırlar. Hatta bu ünvanın "Oğuz Beyleri" n i
karşı ladığı na i lişkin tarihsel yazım v e söylemler bulunmaktadır. Hatta
"Koca" sözcüğünün "Hac ı " gibi , XV.yy ' da "Oğuz Beyleri" n i mi yoksa
"Şaman"l arı mı karşıladığı konusunda tartışmal ar olsa da, sözcükleri n
öneml i bir konuma sahip ol duğu sezilmektedir. 9 Kim l i ksel sıfatl ar içinde
"Özel konum" i fade eden "Koca" sözcüğü, Örneğin, "Koca Kağan" ,
"Koca B ey", Koca Güney'', " Koca Mezarlı k","Koca Karı" kalıpları ise
fark l ı l ı klara dikkat çekmektedir. Zira bu sıfatiara sahip adlar daha çok
sıra dışı l ığı ifade etmektedir. "Hacı" sözcüğü de benzer kalıpl ardan
biridir. Ünlü emi r ve babaların bu adl arı benimserneleri tari hsel bağlarla
ilgil idir. Bunların İslam i sıfat "Hacı"lıkla i lgisi yoktur. O nedenle süreçte
görünen "Kara"l ı emirl er, "Hacı" takısı kul l anmakla, kiml i klerine "kut"
yüklelnektedi rler. Bu sosyal bir statüdür.
Hacı Bektaş Veli , Hacı Ahmet Baba, Hacı A l i Baba, Hacı A l ihan B aba
Sultan, Hacı Arap, Hacı B aba, Hacı B ahaeddin , Hacı Bali, Hacı Bekir,
Hacı Bey, Çakal Hac ı , Hacı Ekmek, Hacı Elbey, Hacı Emir, Hacı Hal i l ,
Hacı Hasan, Hacı Hatip, Hacı Hızır, Hacı Işı l ak, Hacı İmam, Hacı İnan,
Hacı İsa, Hac ı Kal ak, Hacı Kaplan , Hacı Kasım, Hacı Kerim, Hacı
Kul fal, Hacı Kumral , Hacı Kuş, Hacı Mehmet, Hacı Mor, Hacı Mukbi l ,
Hacı Munar, Hacı Murad, Hacı Nebi , Hacı Osman , Hacı Musa, Hacı
Ömer, Hacı Rahman , Hacı Reis, Hacı Süle, Hacı Süleyman, Hacı Tufan,
Hacı Ümmet, Hacı Üs, Hacı Vel i, Hacı Yahya, gibi adlar Ege tarih inde
önem l i yerl eri olan büyük emir/babalardır.
<ı
Prof. D r.Abdiınal i k Nısaııhayev, Kazakistan 'da Dede Korkut, Atatürk Kültür Merkezi
Başkanlığı, An kara, 2000
22
an lamsal ve sosyal içeri k l i , ancak, tek örnek durumundaki "Kökşe" yi de
konuya ekl emek gerekecektir. XV.yy ' i n ilk çeyreği ndeki Aydınoğu l l arı
Tire Emi ri Süleyman torunu Hafsa Hatun vakfiyesinde, vakıf arazi lere
deği n i l i rken "Göllüce Köyü" doğusunda Kökşe/Kokşe köyünün yer
alması, erken sürecin sıfat zengin l i klerine açıklık getirmek-tedir. 1 0.
Coğrafyada gördüğümüz semtleri n önem l i bir bölümü köy oluşumu
meydana getirerneyen aşiretlere aitti r. Oysa, aynı kökler Anadolu' nun bir
çok yeri nde köy kurma başarı sı elde etmi şlerdi r. Taramalarda bel i rl edi
ğimiz binlerce semt adı , gelişigüzel seçilen yada orada verilen adlar
değildir. B un l ar, paylaşıma al ınmış ortak adlardır. B u i l i şkiyi daha i yi
kavrayabi lmek için, beyl i k coğrafyası ndaki adların Anadolu' daki uç
larına bakmak gerekmektedir. Örneğin , Kılcan (Uşak) , Örsel l i (Man isa),
Baraka ( Reşadiye, Eşme), Yelc i ( Kocae l i ) , Yapıcı (Erdek), Sazak (Tokat),
Avlan (Elmalı ) , Soğucaksu (Kale/Denizl i ) , Ki l l i k (Boyabat), Kavl ak
(Bolu). Olucak (Gümüşane), Yayc ı l ı (Şebi nkarahisar), Tez(Emirdağ),
Okkayası (Sultandağı ), Ilıcak(Akşehi r) , Yongalı (Muş) , Küplüce ( S i vas),
Kala(Gönen/Bal ı kesir), Tümlen (Urfa),Çörüş (Muğl a), Del iktaş ( Kangal) ,
Göldere (Bayburt), Torn a (Çankırı), Kızlar ( Şanl ıurfa), Tolca (Beyşeh i r) ,
Eynes (Selendi/Çay), İmranca (S i vas), Aydoğmuş ( Kı rşehir, Bartın),
Aydoğan ( S ivas), Ağzı kara (Afyon ), Kızı löz (Sivas), Yel l i ce ( S i vas),
Çokal lı (Eskişehir), S ı rakayalar (Eskişehir), Musluk (Bolu), Tozlu
(Adana), Yaprak l ı ( S i l ifke), Uzunöz ( S inop, Tokat) beyl ik coğrafyasında
iz bırakan, ancak, yerleşim meydana getirerneyen grupl ardır. B i r diğer
yerleşim oluşturamayan aşiret de Barakl ardır."Baraklar"ı n daha çok
kuzey Ege' de toplandıkları görünse de, tarama çalı şmaları Aydı nel i coğ
rafyasında da bu unsurları n varl ığını ortaya koymaktadı r. B irgi ' ni n
Bal yambolu kesiminde Barakların b i r diğer k o l u "Kı l l ıbarakl ar" ortaya
çı karken . Alaşehir' i n Osmaniye Köyü hal k ı n ı n kendi leri n i n "Barak"
oldukları n ı ifade etmeleri , coğrafyada "Barak"l arı n belge dışı varl ıkları nı
ortaya koymaktadır. Küçük Menderes Havzasının i l k yerleşim süreci
köylerinden Kürdül lü' nün B araklar' dan olması ve Dağdere Köyü ' nde
semt adının varl ığı, B arakl ar' ın bölgede etkin o lduğunu göstermektedi r.
Kırsaldaki Türkçenin önem l i ölçüde özgün lüğünü koi·uduğu, tarama
çal ı şınal arı ndan an laşılmaktadır. Bu örneklerden biri de Türkçedeki
"Renk" adl arıdır. Örneğin , Türk d i l i nde, si yah, beyaz, k ı rmızı, mav ı ,
10
Hafsa Hat u n Vakfi yes i ( . H . 822/ 1 4 1 9), Tire Şer' iye S i c i l i , Ci lt 25 (H. 1 305 )
23
lac ivert, gri gibi rengi ifade eden sözcükler yoktur. Türkler, bunların
karşın, kara, ak, al, kızı l , boz, alaca, yeşil, sarı, sıfatiarın ı kul l anmakta
dırlar. O nedenle, erken süreç yerleşim yeri ve semt adlarında kırmızı
adlı sözcüklere rastlanı lmaz. Zira, 1 530 yılı kayıtlarında "Kırmızı" kul l a
nımı, Menteşe, Aydın ve S amhan sancaklarında yoktur. Geç dönem yer
leşimlerinden Aydın s ancağı kazası B ozdoğan ' ın Alamut köyünde
"Kırmızı Yurdu" semti dikkati çekerken, kuzeydeki sancaklardan,
Karesi, B iga (Balya) ve Hüdavendigar Sancağı/Tarhala ' da "Kırmızı
Köyleri" birden yoğun luk kazanmaktadır. Sözcük, Ortadoğu' dan giriş
yapan aşiretlerce kul lan ı lm ı ş olmalıdır. Zira, B iga' da "Kırmızı Köyü" i le
"Emevi Köyü"nün varlığı, bu algıyı güçlendirmektediL
Türkmenlerin kullandığı önem l i sözcüklerden biri de "İrim''dir. irim,
sokak veya yol karş ı l ığında kul l an ı lmaktadır. Örneğin, "İrim Ağzı",
"Çıkmaz irim", "Güllü irim", "Uzun irim" gibi kul l anımlar, beyl i k coğ
rafyal arında s ı kça ve yaygın olarak görülmektedir. S özcük, aynı anlamda
Cumhuriyet ' i n i l k y ı l l arında "Uram" olarak da kul l anılmıştır. Beylik coğ
rafyal arı ile Düsturname' de yer alan "Urum"J u semtler, Türkçe kökenli
sözcüklerdir. Bunların B izans kökenl i "Rum"a dönük Urum söylemiyle
ilgisi yoktur. Beylik coğrafyasında görülen , "Urum Alanı", "Urum Beli",
"Urum B ahçesi" sözcük ve deyimleri Türkçe kökten gelen taşıma ad
lardır. Bunun en güzel örneği , Uygurların S incan bölgesindeki "Urumçi"
dir. Erken süreç, Türkçenin doğru ve yalı n kul lanı l dığı bir dönemdir.
Sürecin bir diğer gözde sözcüğü "Ulu" sözcüğüdür. Örneğin, "Uluyol'',
"Uluçay", "Uludere", "Ulupınar", "Uluköy", "Uludağ", "Ulugüney" örnek
leri kullanı m alan l arını da göstermektedir. Kullanımdaki bir diğer sözcük
"Büyük", pek az örneklerle yaşarken, onu karşı layan "Büzürük" daha
yaygın kul l an ı ma sahiptir.
Araştırma yapı lan köylerde, kentlerin aksi ne Arapça, Farsca sözcük
lere pek rastlan ı lmamaktadır. Aşiret ve obalar kendi öz dilleri n i coğrafya
ya yerl eştirıni şlerdir. Örneğin yön bel i rten, şark, garp, şimal ve cenup
adları hiçbir yerleşim biriminde yoktur. Bunların yerine, Türkçe güney,
kuzey, batı ve doğu sözcükleri kull anılmaktadır. Hatta, "Güney" ile
günün deği şik zamanları n ı tan ı mlama, Akgüney, Alagüney, S arıgüney,
Karlıgüney, Uzungüney, Ulugüney ve Kocagüney söylemleriyle çeşit
lenmektedir.
24
Aydıneli coğrafyasında san cak k aza adı i l e karşımıza çıkan , Ayasuluk,
İzmir, S art ve Arpaz Türkler öncesi adlardır. Oysa, Kestel, B ozdoğan ,
Güzelhisar, Yen işehir, Alaşehir i se adların ı aşiretlerden alan yerleşimler
dir. Örneğin , l ;i30 y ı l ı Tapu Tahrir Defterlerinde, Kestel adın ı (Mud,
Sil ifke, Alaiye, Çen gi/Kütahya, Keçiborlu, Said il i/Kon ya, Develi/Niğde,
S imav, Eğridir, Kapudağı/Bursa, Adala!Saruhan , Alai ye, bölgelerinde
görüyoruz. Bozdoğan adın ı da (Akşehir i l e S i lifke), Tire adın ı ise ayn ı
dönemde, El mal ı ' da buluyoruz. B i rgi adın ın salt Aydınoğulları başkenti
Birgi için kul l an ı lmadığın ı , B ozdoğan ve Çeşme ile Alaşehi r ' deBirgicik
adlarından an l ı yoruz. Büyük olası lıkla, "B i rgicik"ler merkez B i rgi ile
karışmaması için küçültme ekieriyle ele al ın an yerleşim ve adl ar olma
l ıdır.
Aşiretler için de kültürel bakımdan "Arpacı l ar"ın farkl ı bir kon umu ve
önemi vardır. Sözcük, tarihsel süreçte iki özlü an lam taşıyıcılığı ile seyir
kaydetmektedir. B un lardan biri besl enme kültürün deki varlığıdır ki, hem
in san l ar hem de h ayvan l ar için vazgeçilmez oluşudur. Diğer an l amsal
11
tarafı ile "Bi l in mezi çözme" de uzman l aşmış simgeyi karşı l amaktadır.
"Arpacı",zaman ı bi lme, gelecekten haber verme gibi bir işlevi de üstlen
miştir. Bu işlevi i le uzman l aşmış "Arpacı" l ar, toplumsal saygı görmekte
dirler. Ege coğrafyasında, sadece köyleşmiş olarak varl ı ğın ı sürdüren
Tire' deki "Arpacı l ar" yin e, 1 530 yı l ı kayıtl arında gördüğümüz Man i s a!
Yuntdağı ve Dem i rci ' deki an l amdaşları ile Şaman i st köke inmektedirler.
Arpacılar' ın i ş levin i daha iyi kavrayabilmek için , 1 894 yı l ın da Tire kaza
sında, bir alacak davasın ı yakından izlemek gerekmektedir. B i r tesbih
alacağında öden me süresi dolunca, alacak l ı Tire Kadı l ı ğı 'n a başvurur.
Bel i rlen en zaman da borcun öden mediğin i ve bu nedenle borçlun un ceza
landırı lmasın ı i ster. Mahkeme, geçmiş sürenin tesbiti için "Arpac ı lar"dan
J'l
yar d ı m ı ster. -
.
11
Prof. Dr. Bahaeddin Ögel- Türk Kültür Tarihine Giriş, Cilt 2, Kültür B akanl ığı
Yayını. Ankara, 1 97 8
12
Tire Şer' iye S i c i l i Ci lt 27, H. l 3 1 2
25
üzerinde toplamaktadı r. Bu grupl arı n birincisi, Karakaya, Aktaş, Araplı
ve Tolos gibi daha özel l ikli grupları bir arada barındı ran yerleşi m lerdir.
İkinci bir grup ise, i l k grubun kısmi öze l li klerinin yanısıra "Karakaya"
sız yerleşimlerdir. Üçüncü grup yerleşimler i se, "Karakaya" ve "Aktaş"
semtlerine sahip olmamakla birl ikte o l dukça değerl i kültürel ögeleri içe
ren semt zengin i yerleşimlerdir. Kısacas ı , "Karakaya", "Aktaş", "Araplı"
ve "Tolos"lu yerleşimler adeta özel gruplardır. Ancak, bu adiara sahip
ol mamakla birlikte oldukça öneml i değerleri barındıran gruplar da görül
mektedi r. Bu fark l ı l ı kl ar, aşiretlerin gel i ş kaynakl arı i l e i lgi l i olmal ıdır.
Semt adları tarih i bir gerçeğe de ı şık tutmaktadır. Zira, Türkler, Anadolu'
ya As ya' dan yerleşim yeri adlarını da beraberlerinde getirmişlerdi r. Bu
adl arın her yerde aynı adl arla zenginleşmesi buna örnektir. Örneğin ,
Kopuz. Göcen, Taşl ı , Tal as, Kaçaç, Dolman, Kızı l , Yalnızağaç, A l aman ,
Kayas. Tal as , S ugak, Balık, S avran, Köklük, Tar, Öküz, Ürgenç, Gül ye,
Kum, Maden, Tar, Mergen. Kazan ve Kabaağaç, Asya' dan getirilen taşı
ma adlardır. H atta, Osman l ı tarihçi s i Oruç Beğ, Balkan l ar' ın fethi nde
Sultan II.Murat ' ı n "Kabaağaç"a arkasını vererek yas l andı ğını ve onu
"Devletl i Kabaağaç" ol arak n itelendirdiğini ve fetih haberleri geldikçe
"Devletl i kademl i Kabaağaç" diye yücelttiğini yazar. 1 3
Divan-ü Lugat-üt Türk ' ün değin di ğ i , Ala, Aksay, B adruk, Bukaç,
Karakuş, Mergen ve Tonga gibi Asya Türk coğrafyasındaki yer adları nın
beyl i k coğrafyası n a taşı ndığını görüyoruz. Yine, Türk boyları içinde yer
alan, Kıpçak, Tatar, Kırgız, Kirekiz, Yağma, Çarık, Bulak, Tankut, Çiği l ,
Küçet, Çomal (Çomul), Kençek (Gence) v e Kalaç gibi adl arın d a bey l i k
coğrafyasını, kültürel yönden bestediğini anl ıyoruz.
Süreç, rakaml ara ol ağanüstü bir i l ginin olduğunu ve bu rakamsal i l gide
"Üç" rakamının bel irgin bir üstünlüğü bul unduğunu göstermektedir.
Türkmenleri n , "Tanrı-Muhammed-Al i " bağl ı l ığı üç si mgesel l i ği ile i l g i l i
olmal ıdır. Benzer kabul v e genişlik "Kırk" sayıs ı nda d a görülmektedir.
Semtlerde. "Beş", "Yedi" ve "Dokuz" lu tamımlamalar kültürel ve i n anç
sal özlere bağl ı l ığı göstermektedir. Hatta. Dede Korkut öykülerinde bul
duğumuz, "Kı rk Kız" ve "Yedi Kız" gibi rakamsal formları n Türk m i to
loj i sine uzandığın ı söyleyebi l i riz.
Etn ik unsurl arın dinsel kurumlarından olan k i l i seler, Türk yerleşimi ile
birl ikte sıfatsal i fadeleı·e alınmışlardı r. Bu adlandı rmal ar, Manastırl arda
ı .; Ed i rne! i Oruı; B eğ- Oruı; Beğ Tarihi( Haz. Arsı z), Tercüman 1 00 1 Temel Eser
26
görünmezken. halk ı n "Kirse" diye n i telediği "Ki l i seler", değişik adl arl a
anı l maktadır. Örneğin, Ala-k i l ise, A l aca-kil i se, Karaca-ki l ise, Kara
k i l i se, Kızı l-kil ise, Kızılca-k i l ise, Ak-k i li se, Akça-ki l i se, Kırk-ki l i se,
Gebe-k i l i se, Koca-Kil i se, U l u-k i l i se adları bunl ara örnektir.
Semt adl arı içi nde dikkatim izi çeken bir konu da Anadolu ' da olmayan
hayvani ara dönü k izlerdir. Bu hayvan l ar, Anadol u ' da yaşamamalarına
karşın semt adı ol arak karşımıza n eden çıkmaktadır. Örneğin, Aydın
Güzelhi sar/Kenger' de Fil Deresi ve Ayasuluk/Çakırbeyl i ' de i se Maymun
Tepesi adl arı n ı n , coğrafyaya nas ı l g i rdiği bir giz o larak kal acağa benze
mektedir. Bu adl ar büyük o l ası l ı k l a Asya' n ı n güney kesimlerinden gelen
aşiretlerle i l gil i olmalıdır.
Deği n i lmesi gereken adl ardan biri de "Al aman" aşi retidir. "Alam an"
adı yla kimi kez A lman adını çağrıştıran sözcük, bir Türkmen aşiretin i n
adıdır. Fetih sürec i n i n "Kara"l arı ndan E m i r Alaman ' ı n temsil ettiği
aşi ret, özel l ikle Küçük Menderes Havzasında etki n görünmektedir.
Alaman ları n . Aydınoğul l arı süreci n deki varl ığı , "Düsturname-i Enveri"
de de yer almaktadır. Özel l ikle, B ozdağlar ve çevresi ndeki semtlerl e,
Kurucuova' da A laman Dede Mezarı, Alam an Dağı , Büyük A l am an l ı ,
Kaymakcı ' da A l aman l ı , Ayasul uk ' ta Alaman Dağı, Karesi Temrezler v e
Bursa Yeni şeh i r ' de "Aiam an Köyü" adl arı i l e kuzeye tırmanmaktadır.
Yerl eşim l er üzerinde geçmişin etkisini gösteren i lginç örnekler de
bulunmaktadır. Örneğin , Tire ' n i n B üyük Kemerdere halkının yak l aşık
yüz e l l i yıl öncesine değin Asyan i k yaşam değerleri ne bağ l ı l ığını gös
teren "Saç örgüsü" i fade edi lmeye değerdir. Köylüleri n , saç l arın ı kazıtıp,
tepede bir demet saç bırakıp, örerek sırti arı na i ndirmeleri bir gel enek
ol arak varlığını korumuştur. Aynı köy, yüzlerce yı ldır sonbahar ve
i l kbaharda "Ay B ayram l arı"nı "Mahya" adıyla yaşatınaya çalışmıştır.
Somak Köylüleri i se, ünlü emirleri "Hacım B ağdı n" adı n ı bulundukları
dağa vererek koruma altına almışlardır. B i l indiği gibi "Hac ı m B ağdı n/
Bağdı n Hacı'', Dede Kargın ' ı n dört hal ifesi nden biri olarak, B abai l i deri
Baba İ l yas ' ın hizmetinde bulunan Türkmen Kocasıdır.
Yine bi r diğer ünlü Türkmen emirlerden Memteşe Bey' in babası Hacı
Bahaeddin adı n ı , Küçük Menderes Havzasın i l k yerleşim köylerinden
Yuval ı ' da buluyoruz. Ş ikari , "Şehname"sinde, Karamanoğu l l arına destek
için "Hacı B ahaeddinoğlu Menteşe B ey ' i n 8000 kurt gözdesi" i l e gel di
ğini nden söz etmektedir.
27
B i r diğer "Vefa" duygusu, Aydın Güzelhisar' ı n Emirdoğan Köyü' n deki
gelenektir. Ünlü emirl erden Emir Doğan Bey'e köy hal k ı n ı n o denl i
tutkusu vardır k i , köyde doğan çocukl ara "Emir" adın ı n veril mesi gel e
nek olarak devam etmektedir.
Tarihi coğrafya açı s ından oldukça önem l i bir konu da "Dini kurumlar"
dır. Bu kuruml arın başında Kil ise ve manastıdar gelmektedir. ı 4 Özel l ikle
kil iseler, i nanca duyul an geleneksel bir anl ayı şla koruma kapsamına
alınmışlardır. Tire Şer' iye S i ci l i kayıtlarında gördüğümüz Orfeni Panaya
kil isesinin onarımında, "Ne bir karı ş eksik, ne bir parmak fazl a" i l kesiyle
yaklaşı lmaktadır. Daima Hristiyan kalemlerin dile getirdiği"Ki l iseleri n
sükutu", tarihsel gerçekl erle örtüşmemektedir.
Manastırlara yaklaşım da farklı değildir. Manastıd ar fevkalade coğraf
yaları y l a simgeleşmi ş semtler hal ine gelmişlerdir. B ayındır Malanda
Yayl ası , Tire Eğridere Manastıd an bu üne sahip kurumlardır. Hatta, ana
yol lardan başl ıcası olan kuzey Mendegüme vadi s i , Çamlıca' daki iki ayrı
manastır özel bir konuma sahiptir. ı 5
28
Öneml i Türk oymakların dan "Macarlar" da feti h ile b i rl i kte An adolu '
y a giren gruplardandır. Macar yerl eşim v e semtl eri, topluluğun süreçte
etkin olduğunu göstermektedir. Tarihsel temel de, Macar ulusun un da
ayn ı köken e inmesi ve Türkl erin köksel oymakl arından olması, on a, ayrı
bir başl ı k açmayı gerektirmektedir. Anadol u ' da oluşturdukları köyler ile
beyl i k coğrafyasın daki semtleri, "Macarlar"ı özel kıl m aktadır. Taneal ı
gezgin İbni B atuta X IV .yy'da Asya' da Macar ken tine de uğramıştır. 1 6
Gezgin B atuta ken tten övgüyl e söz etmektedir:
"Hazırl ı kl ar bitince Macar şehrine doğru yol a koyul duk. Burası büyük
bir ırmak ( Kuban ) ken arında gen i ş balıçelere sahip bir şehirdir. Türk
ülkelerin in en bakıml ı , en güzel şehirlerinden . . . "
Semtl er iç inde, siyas i ve sosyal iç erikl i mirasiara da değin mek gere
kir. Örneğin , coğrafyada rastl adığımız, Tuğl utepe, Toyl ak, Beyl ik , Çadır
Dikilen ve Davultepe semtl eri daha ç ok siyasi ve sosyal kültürle ilg i l i
adlardır. Bu semtl erden , Davulcu Mezarl ığı , Davullu, Davul dövül en v e
Davul tepe, Şaman ist in anç v e ulusal kültürl e ilgil i betim lemel erdir. Hatta
"Davul"un in anç ve kül tür tarihi aç ısından önemine il işkin bölgede
söyl emler de bul unmaktadır. "Bal ak " sözcüğü de bu kapsamda değerl en
dirilmel i dir. B irgi 'n in Mursal l ı Köyü'nde düğünlerde Davul tepe' y e ç ıkıp
damadın davul ç al m ası bir gel enek ol arak devam etmektedir. Diğer b i r
örnek i s e Bozdağl arın Tekke (El m abağı) köyünde yaşayan bir "Nakil"dir.
Köye yerl eşen toplul uklardan Arkaçl ar' ın eşyal arı arasında "Davul
Tokmağı" n ın bulun ması , n eden se b i r kısım Sünn iler tarafından ilgiyl e
vurgulan m aktadır. B u köy, Musa B aba'n ın kurduğu b i r derben t yerle
şimidir ve Evl iya Çel eb i 'n in ifadesiyl e bir B ektaşi köyüdür. Diğer bir
16
İ bni Batuta Seyahatnamesi- Ebu Abdullah Muhammed İbn Battuta Tanci (Çev. A.
Sait Aykut), Cilt I, YKY, İstanbul , 2004
29
söylem de Ayasuluk köylerinden Subaşı ' da kul l an ı l an bir "Nak i l "dir. Bu
köydeki Davul l ar Mezarl ı ğı semt i , "Davul Çal ma" nedeniyle "Taş
Kes i l me"yi an l atmaktadır. Bu, Şamanİzınden İsl ami yer'e geçişte ya şanan
kültürel çatışmayı yansıtan bir örnek olmalıdır. Tarihsel kaynaklar,
"Davul"ve"Zurna"nın törensel enstrümanl ar o l duğunu söylüyor. Kaşgarlı
Mahmut, "Di van-ı Lugat üt Türk ' te "Türkmen hakanl arın önünde "Davut
Çalma"nın gelenek olduğunu bel i rtirken, Taneal ı gezgin İbni B atuta, b i r
Moğol alayına Bağdat-Tebriz yol c luğuna tanık o lduğunda, 1 0 davu t , 5
zurnalı ekipleri n gösteri nden söz etmektedir. Daha da i lginci, Gazi Umur
Bey ' i n İzmir kuşatmasında, günlerce "Gümbürdeyen Davul l ar"ı n , karşı
tarafı n sin irl erin i bozduğu ve bu neden le Frenkler' in öncel i k l i o larak
"Davulcul ar"ı hedef aldığı dile getiri lmektedir. Osman l ı Askeri mızıkası
olan "Mehteran"daki davLı l l arın psi koloj i k üstünlüğü sağl amada önem l i
etken olduğunu bel irtıneye gerek yoktur sanırı m . İçişleri Bakan l ığının
"Türkiye ' de Meskun Yerler Kıl avuzu"nda, günümüz Anadolusu' nda 1 3
davut köyü görünmektedir. Bu örnekler,"Davul"un Türk kültüründe ne
den l i önem taşıdığını göstermektedir. Diğer enstrümani ardan, Kaval I 2 ,
Kopuz 6 , Bağlama 3 , Tar 7 yerleşime sahiptir.
Semtl er içi nde dikkati çeken bir baş l ı k da "An" i le i l g i l i adl andı r
ınaların yoğu n luğudur. Göçebelerin, "Yabani Bal " elde etme çabal arı ve
bunun topl umsal açıdan önemi, semtlere yansımış görünmektedir.
Örneği n, Bayı ndır' ı n Söğütören (Karaburgaz) köyünde "Gül sümün arı
bulduğıu taş" semti, o l ayın önem i n i vurgulayan en güzel örnek o l malıdır.
Hatta konuy l a i l gi l i zeng i n l i kler "Arıtaşı" ve "Arı Kayası" i l e aşi ret
leşmiş bir görüntü vermektedir. B i r kısım yerlerde bu ad "Taş arı" olarak
da görünmektedir. Bal , Türklerin yaşamı nda öneml i bir yer tutmaktadı r.
Bu önem , imaretieri n vazgeçi l mez besi n kal emlerinden biri ol masından
da an l aş ı lmaktadır. Ayrı c a, baldan e l de edi len muınun, aydın l atma işle
vinde ku l l an ı lması "Mumculuk"un gelişmesi ve meslek hal ine gel mesini
sağl amıştır. Bu nedenle ortaya çıkan "Mumcu" köyleri ve semtleri konu
ya veri len önemi yansı tmaktadır. Zira, cam i , ınescit, medrese, ve zaviye
lerde aydınlatma zeytinyağı (Rugan-ı Zeyd) ve muml arla (Şem-i Asel)
sağlanmaktadı r. B u iki madde tüm vakıfların muhasebe kayıtları nda
görülmektedir.
Ayrıca. Mortak, Tüküderesi, Çomrak, Malmakan , Atlanbaç, Bulayda,
Kal kamak, Kakamaç, Okkayası ve Okkaçak gibi kültürel özler içerdiği
30
anl aşılan adl arı n, hangi nedenlerle semtleştikleri hal a bir gizdir. Ancak,
Altay Tepesi ( Altay), Kıngankaya (Kıngan Dağ l arı ve Manas Deresi
(Manas Destanı ) gibi değerl erin Asyan i k anıl arı i fade etmektedir. D insel
dönüşümü simgeleyen emir adl arı da ilginç bir tablo oluşturmaktadır. B u
coğrafi adl ar içinde, Namaz Dokunan , Namazlar Kuyu, Namazl ar,
Namazlar Kaya, İslam Deresi, Kurban Dağı ve Nazar Dağı adl arı, sürecin
il k emi rleri nden, İslam Bey ( Ahi İsl am), Emir Nazar, Kurban Bey ve
Namaz Bey'e izafe edil m i ş semtlerdir. Bunl ar, giderek Türkmen beyle
rinin İsl ami adiara i l gi duymaya başl adığın ı gösteren örneklerdir.
Zenginl i kler içeren semt adları için de ül ke coğrafyal arına ait adlar da
görülmektedir. Anadol u dışı, Kafkas, İran, Irak ve Uzakdoğu coğrafya
larından böl geye akışlar, bu bölgelerden taşınan adlardan anlaşılmak
tadır. Örneğin, İdil , Karadağ, Karabağ, Temür Kapı, Kargan , Karakum,
Kandi l Deresi , Kirmanl ı , Dağıstan, Türkistan , Uygurdaş, S i ncan, Özbek,
Kırgız, Caber, Çiğl i , Yağma, Kıngan, Hazar, Irak Tepesi , Irak Çeşmes i ,
Basra Gediği, B asra Tepesi , B ağdatyeri , Hal ep, D ı m ı ş k ı , Emevi semtl eri ,
bu gelişmelerden kal an örnek semtlerdir.
Hatta, Anadolu' daki Asyan i k unsurl arı ortaya koyan deyinmeler ünlü
gezgin Evliya Çel ebi ' de daha da somutlaşmaktadır. Gezginimiz, Uşak
kazası ndaki Karaca Ahmet Sultan Tekkesi ile El mal ı ' daki Abdal Musa
Tekkelerinin sakinlerine dikkat çeker. "Karaca Ahmet Sul tan Tekkesinde
Hind, Özbek, Moğol , Dağıstanl ı fukaralar sakindir" der. Abdal Musa
Tekkesinde i se "Rum, Acem, Hind, sind, B el h , Buhara, Semerkant ve
Horasan ' dan gel ip - Al ametlerimiz ol sun deyüp, palnenk, zerdeste, nefir,
keşkül ve sapani davudiler asmışl ar" demektedir. Bu örnekl er, Anadol u '
y a her n e amaçl a girmiş olsal ar d a her türl ü unsurun barındığını göster
mektedir.
Aydın El i ' nde yerl eşim ol uşturmuş bir kısım köyleri n XVI.yy' da
mezra kaydı yla yer al dığını bel i rtel i m . Tire' deki Gönenl i , Gümüş B oğa,
Küme/Güme, B i rgi ' de Oğuz, Alaşehir'de Kemaller, Sart ' ta Yağmurlar ve
Aydın Güzelhisar' daki Umurlu bu kapsamda yer alan topl uluklardır. Bu
mezralar içinde yer al an Oğuz/Oğuzlar, Gönenl i , Yağmuı-Iar ve Güme
yerleşimleri yayl ak, Kemal iye, Umurl u ve Gümüş Boğa ise ova yerle
şimleridir. Gümüş Boğa bugün Tire ' de daha çok Gümüşlü adıyl a bil i n en
ünlü semttir.
31
Coğrafyalarda, bir kısım köyler tarihsel birl i ktel i klerin i adeta coğrafi
yakın l ıkları i l e sürdürmektedi rler. B u yerleşimler içinde, özell ikle,
Tepeköy-Subaşı birliktel ikleri dikkati çekmektedir. Örneğin , Ayasuluk'
ta, Tepeköy-Subaş ı , A l aşehir ' de Tepeköy-Subaş ı , hatta Düzce' de
Tepeköy-Subaşı köylerin in birbirleriyle komşu yerleşimler meydan a
getirme leri üzerinde durulacak birlikte liklerdir.
Semtler için de, an l am l arın ı bil emediğİrniz sözcükl erin zengin liği, Türk
Di l inin gücünü yan sıtması bak ımından öneml idir. Bun l ar, Türkçenin
yitirilen değerlerin i ortaya koyması bakımın dan üzerin de durulması
gereken sözcüklerdir. Örneğin , Sebek, Dölten , Çöte l i , Çömerçer, Çevlen ,
Çelergen , Çemçi , Dongulca, Göznek, Kasak, M uçul ak, Alaz, Cın b ı l az,
Edir, İslen , Kavasan ve Çon gur, yitirilen sözcüklerimizdir. Hatta deyim
sel güzel l iklere sahip, Daşdöğün tüsü, Tavşan Doğrusu, Ken arlıtepe,
Yüzeöğün , S ıçancık Kuzu, S al ın cak Arkas ı , En ikl i Tepe, Memeli dere,
Ayçukuru, Sen e l i Dere, Su Döşeği, Çarşaf Deresi, Kızoyn aşı, Kızgövsü,
Korkak Dere, Çocuk S aray l ı , Çembergöl l er, Kızı l Karl ar, Bozukarası ,
Masal Yurdu, Abaç Yatağı , Paşabahçe Dağı , Güreş Deresi , B uzağı Otu,
Feride Kadın Denizi, Dal l ı Çukur, Çocuklu Taş, Göl Karn ı , Aksakal l ar
Deresi ve Akbaba Taşl arı gibi i l gin ç söylemler de görülmektedir.
Semt taramalarında o lağanüstü bir görün tü sergileyen "Karakaya",
adeta bir gizin adıdır. Adın ı bu den l i semtleştiren "Karakaya"n ın Türk
Kültür Tarihi açı s ın dan fevkal ade önemi olmal ıdır. Öze l l ikle, i l k yer
leşim biri m lerin in büyük çoğun l uğun da oluşu, tarihsel bir gize işarettir.
Bu da onun tarihsel derin l i ği kadar, aşiretler için önemin i de vurgul a
maktadır. Araştırma yapıl an her beş köyden birin de "Karakaya" n ın var
lığı, neden se bugün e değin gözden kaçmış olmalıdır. B i r kısım köylerde
onun s ın ır ı bel ir leyen bir kavram o l duğu savı olsa da, bun u doğrulaya
cak ve gen e l leştirecek ortak bir kabul sağlan amamı ştır. Tarihi kayn ak
larda " Karakaya"ya değin i l memesi sağlı k l ı bir etimoloj i k eksikli k o lma
l ıdır. Oysa, "Karakaya"n ın bu olağanüstü görün tüsü, köy oluşuml arında
ayn ı i l gi yi görmemiştir. İçişleri B akan lığı 'n ın "Türkiye ' de M eskun Yerler
Kılavuzu"nda, bugün An adol u 'daki 46 köy varlı ğ ı ile görün mesi bunun
kan ıtı olsa gerektir. .
B i r diğer ön eml i semt ise "Aktaş"tır. "Aktaş", taramal arda "Karakaya"
dan sonra ikinci sırayı almaktadır. "Aktaş", Horasan 'da gözde bir ovan ın
adıdır. Anc ak, bu olağanüstü semtsel sahiplen me, "Köy" oluşuml arın da
32
neden se göıün memektedir."Aktaş" da, "Karakaya" gibi An adolu' daki
olağanüstü seyrine karşın bugün ancak, 42 köy oluşumu meydan a getire
bilmiştir. Hatta, Zonguldak ' ta yer alan "Karakayaoğlu Köyü", konunun
bir diğer i lgin ç uzantı olmalıdır.
Semtler i ç in de üçün cü sırayı alan "Arap l ı Türkmen aşireti" de araş
tırma isteyen özelli k l i bir gruptur. "Araplı" aşiretin in "Karakaya" ve
"Aktaş" tan son ra i l g i odağı o lmas ı , aşiretin gücü mü, yoksa bir simgesel
gizi mi karşı ladığı da açı k değildir. Zira, kimi kesimlerde "Alevi" kar
şıl ığı kul lan ı l maktadır. Oysa, "Araplı", "Karakaya" ve "Aktaş"ın aksin e,
günümüzdeki o lağanüstü köyleşmen in sahibidir. "Arap" veya "Araplı"
köylerin in sayısı, İçişleri B akan l ı ğ ın ın yayınl adığı "Meskun Yerle r
Kıl avuzu"n da 1 I 6 adet ol arak görünmektedir.
Tarihsel süreç, toplumların geçirdikleri yapısal dönemlere de açı k l ı k
getirmektedir. XIV . yy ' da d ı ş satırnda Türklerin dün yaya han gi mal l arla
destek sağladıkiann a da açı k l ı k getirmektedi r . Sürecin dış satım malze
meleri için de özel l ikle, c an l ı hayvan , deri, sabun , sebzenin öneml i bir yer
tutmakta olduğun u görüyoruz. Beylikler sürecinde Latin kolon i stlerle
yapılan antl aşmal arda bu maddeler, Türklerin dün yaya sattığı mallarda
temel kalemlerdi . Hatta, Venedikli tüccarlar, sabun u vergisiz al abil mek
için , "İki sabun a karşı , biraz "Tarçın " gibi bir ölçüsel dil kul l anmakta
dırlar. Bu i lginç ölçek, an tlaşma maddeleri için de yer almaktadır.
Yerleşim yerleri semt adları Türklerin doğaya ve hayvan i ara o lağan
üstü i lgilerin in olduğunu göstermektedir. Türk kültür yapısı b u değerler
üzerinde şeki l l en m i ştir. Bu "Yücel ik" Türk Kültürünün ken din i i fade
etme dilidir. B u adlar, kişiler ve aşiretler tarafından da kull an ılmıştır. B u
"Muhteşem" özdeşleşme, dünya kültür tarih in de Türklere özel bir baş l ı k
açacak zen gin l i ktedir. Adeta, her h ayvan , her bitk i , h e r meyve, Türkler
için kutsal bir an l am içermektedir. Bu payiaşımda doğan ın her bir parça
sın ı bulmak olasıdır. Uygarlı k Tarihin de doğaya saygı Türkler için kutsal
bir an lam içermektedir. İslamiyete değin bu gelenek ve tutku devam
etmi ştir. İslam iyetİn kabulü, kültürü yakın dan etkilemiş ve tarihsel algı
yön değiştirmiştiL Bu köklere bağlı yerleşim yeri adları köy ve ken t olu
şumları yla varlı ğın ı günümüze değin korumuştur. An adolu' daki bu
tarihsel mirası taş ı yan adl arı ve sayısal yoğun lukların ı , İçişleri B akan l ığı
n ın yayın l adığı "Türki ye ' de Meskun Yerler Kıl avuzu"n da görebi l i yoruz.
Bu adlarla o luşmuş köyler için de, Dere 479, Kaya 436, Tepe 232, Gök
33
ı 93 , Ova ı 67, Yay ı a ı 52 , Dağ ı 37, Yaprak ı o adetli bir yerleşime
sahiptirler. Hayvan adl ı yerleşiml er i se Kuş ı 42, Kurt ı ı 8 , Çakal 72,
Yılan 50, Karga 36, S i nek 20, Karta) ı 8, Tilki 23, Geyik 1 6, Kaplan ( ı 6 ) ,
Kekl ik ı 3, A y ı ı 3 , S ıçan ı 3 , Köpek ı 3 , Kaz 1 2, Kedi ı ı , Turna 8 , Eşek
7, Ördek 7, Böcek 7, Kurbağa 6, Keler/Kertenkele 6, Köstebek 5, tarihsel
miraslar ol arak varl ıkları nı sürdürmektedirl er.
Kuşkusuz tab loya yansımayan diğer hayvanl ar da vardır. Bunlardan,
Ti l ki , Sıçan , Kaplan, Ars l an , Köpek, Ayı, Arı , Geyik, Şahin, Atmaca,
Ördek, Kaz, Kek l i k , Turna, Böcek, Camız /Manda/Dombay, Akbaba ve
Kuzgun gibi adl arın yanı sıra, Keçi , Koyun, S ığır, Deve, Öküz gibi temel
adlar da önem l i bir yerleşim sayısına sahiptir.
Bey l i k coğrafyası nda, Türk mutfağının gözde besinleri içinde yer alan
semt adları, tarihsel köklere inmektedir. Bu semt ve köyler içi nde,
Ekmek, B azlamac , Beksimet, Tarhana, Keşkek, Pekmez, Çökelek, Süt,
Yoğurt, Peynir, Aynın, Bal, Buğday, Bulgur, Pirinç, Nohut, Kabak, Turp,
Bakla, Börülce Hardal , Kekik, Kimyon , Soğan, Sarımsak, Zeytin , Helva,
Balcı adları , erken süreci n yerleşim yerleri zengi nl iği içinde yer almak
tadır. Sofra kültüründe bir kısım geleneklerin bir derinl i ğe sahip oldu
ğunu görüyoruz. Örneği n , Aydı n ' ı n Horasanl ı ( Karatepe) köylüleri
tarhana çarbası nı geleneksel o larak börülceli yemektedirler ki, bu beyl i k
coğrafyası nda yaygın b i r çeşit o larak kullanılmaktadır. Türklerin ulusal
yemekleri içinde görünen, çorba, pilav, keşkek ve nohutlu et, imaret mut
fakl arının olduğu kadar düğün yemeklerin i n de tari hsel konuklarıdır.
Özel l i kle, keşkek ve nohut (Nohutlu et) , etle birli kte ele alındığından
tarihsel bir köke sahiptir. Nedense, bugün Türk mutfağının gözde malze
meleri olan, fasulye, domates, patates , bi ber, engi nar, adl arı , yerleşim
yeri ve semtleri içi nde görünmemektedir. Diğer taraftan, bir Akdeniz
ürünü olan zeytin, Türkler tarafından büyük i l gi görmüş ve köy adl arında
zengi nlik kazanmıştır. Meyveler de hem kutsal lık içermekte hem de
vazgeç i l mez kültürel m i ras öze l liği taşımaktadır. Elmanın simgesel bir
siyasi an l am içerdiği "Kızıl Elma" dan da anlaşı lmaktadır. Fatihlerin
meyva adlarını öze l l i kle seçtikleri düşünülürse, meyvelerin kültürel
değerleri de an laşı l ı r, Örneği n, armut, üzüm , erik , ayva, nar, koz (ceviz),
iğde, kiraz, incir, böğürdlen , payarn (badem) , dut, havuç, karpuz, kavun
gibi meyveler, emir/ babalara ad olmasıyla da Türk kültür tarihi açısından
da önemlidi r. Hatta, Türk d i l i nde "Erik", şeftal i , kayısı ve eriği de içine
34
alan genel bir ad durumundadır. B ugün Anadol u ' da meyve adıy l a görü
nen yerleşim yeri sayı l arı , doğaya duyu l an saygı ile birlikte ele alın ması
gereken bir mirastır. Örneğin, Koz/Ceviz) 2 1 8, Elma ı ı 5, armut 79,
Ayva 65, Erik 49, Böğürtlen 5 , Döngei/Muşmu l a 2 gibi öztürkçe meyve
adl arla varlık-larını sürdürmektedirler. Türkçe sözcüklerin zaman içinde
yerlerini Arapça, Farsça ve Frenkçe adiara bıraktıkları , bugünkü kul l a
nıml ardan anl aşılmaktadır. Örneğin , "Badem" sözcüğü aşiret ve obalar
tarafından pek kul l anı lmamış, onun yerine "Payam" sözcüğü egemen ol
muştur. Bu, sözcüğün boyl ar arası kul lanı mından kaynaklanmaktadır.
Zira, kayın/kadın söyleminde olduğu gibi, Payam/Padaml B adarn olarak
kul l anım farkı yaratmaktadı r. Divanü Lugat it Türk, bu söylemi n , Oğuz
(Türkmen) , Yağma, Kay, Kıpçak, Toksı, Çomu l , Tatar ve Yabaku
Türklerine ait o l duğunu söyler. B u Türk grupları "Kadın" sözcüğünü
kul l anmaz, onun yerine "Kayı n" söylemini yeğlemektedir. Bu nedenle,
kadını "Kayın" diyen bu Türki gruplar, "Kayın-ana", "Kayın-ata" yada
·'Kayın-baba" ve "Kayı n-bi rader" söylemlerini kul lanmaktadırlar. Yine
tarihsel kayıtlarda yoğun luklu görünen semtler, halk kull anımlarında da
kendi ni göstermektedir. Örneğin, bugün incir yerine yemiş, dan yerine
ınısır kul l anıl maktadır. Oysa, tarihsel semtler içi nde, "Mısır" ve "Yemiş"
adiarı na pek rastl an ı lmıştır. Erken süreçte genel olarak, incir ve dan
kul lanımı egemendir.
Türkçenin unutulmaya yüz tutan sözcüklerinden biri o l an "Çoluk" tur.
Aile, karşı l ığı kull an ı l an tarihsel sözcük, yaşamımızda, hal hatır sorma
larda deyimsel ol arak varl ığını sürdürmektedir. Çoğu kez, "Çoluk-çocuk
nas ı l l ar" ifadesiyle,"Evdekiler"e seslenen kal ıbın, aşiretler için de kul l a
nı ldığı anl aşı lmaktadır. "Eşek Çoluğu" semti, bu amaçla ele alınmış
olmal ıdır. Bu da sözcüğün tarihsel kul l anımına işaret etmesi bakımından
kayda değerdir.
Dikkat çeken bir konu da "Atkoşturma" semtleridir. Pek az örnekler
de ol sa, Semitli/Atkoşturma), Sekiköy/Koşuyolu, Kutlubeyleri Koşat,
Aydın Güzelhisar/Dampınar Koşu A l an, Ayasuluk/Bozköy Koşualan,
Yenişehir/Yazır Yarışal anı , B ozdoğan/Osman i ye Atizi bulunmaktadır.
Asyan ik adl ar içi nde "Şecere-i Terakime"nin deği ndiği Oğuzhan ' ı n
"Kuma" lardan doğan çocukl arı ve onlara bağl ı grupl ardan Kene, Oklu,
Horasanl ı , Kırgız ve S ultan l ı ' ya rastl an ı l ı rken , diğer çocukları Gireyli,
35
Köne, Suçlu, Turbatlı,Yurtcu, Çamçı, Torumçı , Sorku, Kumu, Kurç ı k,
Suracık, Karaçık, Kazkurt ve S ay ır' a ait ohalara rastlan ı lmamıştır.
Dönemsel kul lan ımları, bugün değerlendirmek oldukça güçtür.
Bu kapsamda ele alabileceğimiz Beylik coğrafyasındaki kimi mezarl ıklar
i l gi çekici adi ara sahiptir. Örneğin , "Kızlar Mezarlığı", "Kadın lar
Mezarl ığı", "Oğlancıklar Mezarlı ğı", "Kızancıklar Mezarlığı", "Köle
Mezarlığı", "Ceneviz Mezarlı ğı", "Acem Mezarlığı" adları gibi . Bu özel
mezarlıklar için de, "Köle Mezarlı ğı", kölel erin ayrı gömüldüğü, özel bir
mezarlı k mıdır yoksa "Köleler" aşiretin in i zleri midir, bilinmiyor.
Kervan yolu üzerindeki i lginç b i r semt de, "Cen eviz Mezarlığı" dır. Bu
semt, ticari amaç l ı kolon i lerin yoğun yaşadıkları B ademli-Köşk hattı ile
Bal yambolu (Beydağ)-Kestel yol üstünde bulun an kesimdedir. "Acem
Mezarl ığı" i se daha farkl ı bir içeriğe sahiptir. Osman l ı Devleti 'n in Ş i i
in ançlı tebay ı , siyasi ve sosyal ol arak dışlaması neden inden kayn aklan
maktadır. Hatta, XIX : y y ' da dah i , Osman l ı tebalı b i r kadın i l e İran l ı bir
erkeğin evlenmesi en gel l en mişti. Gerekçe olarak da "Kadim" an layış i leri
sürülmüştü. Hüdavendigar S ancağın da meydan a gelen olay neden i yle,
tüm vilayetlere b i r gen elge de gönderilmişti. 1 7 O n edenle, İran bağlan -
·
ı7
Tire Şer' iye S i c i l i , Ci lt 22, H. 1 300
ı�Prof. Ömer Lütfi B arkan- Osmanl ı İ mparatorluğu ' nda B i r İ skan ve Kolanizasyon
Metodu ol arak Yakıtl ar ve Teın l i kle, İstila Devirleri n i n Kolonizatör Türk dervişleri ve
Zaviyeler, Vakıt1ar Dergisi, sayı II, Ankara, 1 942
36
Semtler i çin de, s i yasi n itel i k l i olan l arın da görün mesi, belgesizliklere
gidermede önemli kan ıtlardır. Örneğin , Şeyh B edreddin olayiarın a dönük
adlar bu kon uda tarihe ı ş ı k tutabilecek bir dağılıma sahiptir. Osman l ı 'n ın
Börklüce son rası Türkmen l eri cezalan dı rmak amacıyla giriştiği katl iam
lar Aydın Eli coğrafyasında "Kan lı dere" semt adları i le s i mgeleşmiş
görün mektedir. B izan s l ı tarihçi Dukas, bu katliamlarla Türkmen lerin
kadın -erkek, yaş l ı-gen ç ve çocuk den meden öldürüldüğün den söz eder.
Örneğin , Çeşme, Tire ve B i rgi yörelerinde yoğun luk gösteren , Kan l ı dere
(Bayındır, Karacaali , Peşrefl i , Kiiİselipın ar,Çölmekçi/Bi rgi , Adaküre/
B i rgi, Keten dere/ Kestel) i l e yin e bu kapsamda ele alın ması gerektiğin i
düşün düğümüz Çın garlar Mezarl ığı/Çiftli k!Balyambolu), Kan lı kayal
Karaburun , Kan lı göl (Erikli/ B i rgi, B al yambolu), Kan l ıpın ar (Çatak/
B i rgi), Kan l ı korum (Ören cik/ Bozdoğan ) ile Acıdere (Kestei/Yöre) ayn ı
bağlamda ele alın abilecek semtlerdir. Yin e B edreddin olayiarın a dönük
gerek tarihçi Al i 'n in ( Kün hül Ahbar) gerek B edreddin ' in torunu Hafız
Hal i l ' in Börklüce-Osman l ı son savaşının Küçük Men deres Havzasındaki
Kaz Ovasın da yapıldığı bilgi leri semt adıyla on aylan m ı ş gibidir. B i rgi
Alakeç i l i ' deki Kazovası, "Bedreddin Men akıbn amesi" ne de açı k l ı k
getirmektedir:
Tarihi coğrafyada bir kısım semtler, topl umsal değerlerin yen iden
gözden geçiril mesin i zorun l u kılmaktadır. Semtler, 600-700 yıl ön ceki
coğrafyaların sahip olduğu gizleri açı ğa çıkarmada önemli katkı l ar sağla
maktadır. B u un surl ardan "Çingene" semtlerin in v arl ığı dikkati çekmek
tedir. Dün yan ın önemli toplulukl arından biri olan Çingen eler, çeşitli
ülkelerde değişi k adlarla an ılmaktadırl ar. Örn eğin , Avrupa' da Gibsi,
Bohem, Roman adlarıyla n itelen dirilirken , İspan yo l l arın Gittan ,
Macarl arın Çigan , Arapların Haram i , Osman l ı 'n ın Kıpti, Abdal v e Boşa
adıyla andığı Ç in gen el erin , Anadolu' daki varlıkların ın başlan gı c ın ı
belirlemek oldukça güçtür. Ancak, Fatih Dönemin de yerleşik yaşama
geçmiş bu gruplardan haraç kapsamında vergi alındığı b i l in mektedir. B u
grupların Aydın eli köylerinde semt adları ile görün mesi oldukça i l ginçtir.
1 9 Hal i l bin İ smail b i n Şeyh B edreddin Mahmud "Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedredddin
37
Böylesine dengeli bir dağıl ı m ve çeşitl i l i k gösteren Çin gene semtleri ,
tarihsel ol arak konunun yen iden gözden geçirilmesi gerektiğin i vurgu l a- .
maktadır. Bu da, on l arın öncel ikli toplumlardan biri olduğu izlenimi ver
mektedir. Anc ak , semtse l zengin l i k gösteren Çingenelerin , yaşamsal
geçmi şleri i le i l gi l i anon i m bilgi lere ise rastlan ı l ınaınıştır. Örneğin , Tire'
de Büyükkale (Çin gen e Yurdu), Göl lüce ( Kıptiyan ) , Ayak l ı kın (Çin gene
Deresi ) , Küçükkale (Çin gen e Tepesi ) , B ayın dır Lutuflar (Çin gen e yeri ) ,
Kestel Bekirl i ' de (Çin gen e Tepesi ) , B i rgi Tosun lar (Çen giler Çayı), B i rgi
Doğanca' da (Çin gen e Yurdu), B i rgi Yağcı l ar (ÇengilerDeresi), Ayasulpk
Emirdoğan (Çin gene kuyusu) , Ayasuluk Paınukyazı/Arapçı ( Ç in gene
Orman ı ) , Aydın Güzelhisar Tekin/Teke (Çingene Yurdu) adl ı semtler
daha sağlıklı değerl en dirmeler için araştırma istemektedir. 1 530 y ı l ı Tapu
Tahrir Defterlerinde, Tire ' de "Çengli Ceınaati" n in bulun mas-ı , kon ar
göçer özell iklerin i yan sıtmaktaır. Ancak, bu semt ve köylerin "Abdal"
! ara ait o l abilecekleri de gözden uzak tutulınamalıdır. Oysa, "Çingene"ler
günümüzde daha çok, ken t giriş-çıkışlarında görü lmektedir. Hatta, bu
konuda örnek oluşturan köyler ve "Mahal"ler de bulunmaktadır. Aydın
Koçar l ı 'n ın Dedeköy'ün de Şen köy, Torbal ı 'n ın Göl l üfe köyleri "Abdal"
yerleşiml eri olduğu halde, "Kıpti" olarak adl andırılmaktadır. Hatta
Göl l üce Köyü, Tire Şer' iye s i c i l i kayıtlarında kimi kez "Abdal" kimi kez
"Kıpti" şeklinde ele alınmaktadır. O n eden le, bu kapsamdaki dağıl ım l arın
"Çin gene" mi "Abdal" ını oldukl arı hem "Abdal"ların hem de "Çingene"
!erin tarihsel konum ve işlev l eri bakımın dan değer taşımaktadır.
Beyl ik coğrafyasında dikkati çeken bir kon u da Fars etkil eridir. Bu
etkisel gel i şmelerde Osman l ı aydın l arın ın payı olduğunu özell i kl e belirt
mek gerekir. B u etkiyle bir kısım yerleşim l er Türkçe adl arın ı "Abad"l ı
dönüşümlere bırakmak durumun da kal mışlardır. Özel l ikle, XVI. yy' dan
itibaren i yice ağırl ı ğı hissedi l en dış kültür etkileri, Türkçen in zayıflama
sına neden o lmuştur. Bu değişim yapılan maların ın , edebiyat, müz i k ve
dil i le birlikte bir süreçsel akım olduğu gerçektir. Osman l ı aydın l arının
dil lerinden giderek uzakl aşmaları ve Farsçaya olan tutkuları, XVI.yy'
dan itibaren Türkçeye öneml i darbe vurmuştur. Özell ikle, Fars etkileri
daha çok Mevl an a Celaleddin Rumi etkisiyle kentlerde güçl en ıniştir. Bir
çok Osman l ı aydın ın zorun l u Türkçe yazımların da "Özür dil eıne" yay
gın lığı dikkat çekici yoğun luktadır. Ne acıdır k i , kendi öz dil in i kullan
maktan kaçın an v e Aceın v e Arap kültürleri i l e beslen en aydın l ar, ken t-
38
!erin kültürel dönüşümlerin i n de öncüleri olmuşlardır. İslam ı n i n ançsal
algı s ı n ı , Arap kültürüyle eş tutan bu kesimler, giderek Türkçen i n kul
lan ı ından düşmesine neden olmuşl ardır. Ulusal d i l v e kültür birl i ği o
den l i zedenlenmiştir ki , merkez yerleşimler adına "Osmanl ıca" deni len
yapay bir di l i n dağınasma neden olmuştur. Süreç öyle gel i şme göster
miştir ki, kent ve köylerin b irbirinden kopması kaçınılmaz o lmuştur.
Taramalarda görülen sözcüklerin önem l i bir bölümü, ne yazık ki günü
müz Türkçesi nde yokt,Ur. Giderek, dilsel nerdenlerle kent ve köylerin
birbiri n i an laması adeta olanaksız hale gelmiştir. Bu nedenlerle, Arapça
ve Farsça' n ı n gözde hale gelmesi Türkçenin önünü kapam ı ştır. Adına
"Osmanl ıca" deni len ve özell ikle aydın di li olan kentsel bir geli şme
ortaya çıkm ı ştır. Yap ı l an müdahalelerle bir çok yerleşim adların ı Farsça
sözcüklere bırakmışlardı r. Bu dönüşümlerin Ege ' yi kapsadığı örnekler
den anlaşılmaktadı r. Örneği n , İzmi r Cumaovası (Cumaabad), Aydın
Güzelhisar' da Azizabad, Germencik (İneabad), Ula (Gökabad), Çine
(Hamidabad), Çine (Altmabad), Menteşe (Denizabad), Milas (Tuzabad),
Tavas (San abad), S amhan ' da Karaabad (Karaova), Karesi Gömeç
(Emrudabad), Ulubat (Uiuabad), Murtazaabad gibi dönüşümler bun lara
örnektir. Bu ve benzeri değişimlerden birkaç örnek dışında, kal ı c ı l ı kl arı
olmamış, yerleşimler tekrar önceki adiarın a kavuşmuşlardır.
Beylik coğrafyasındaki aşi ret yerleşimlerinde kültürel fark l ı l ı klar da
ortaya çıkmaktadır. Küçük Menderes Havzasının B ozdağ ve Keles böl
gesi ile Güney Gediz havzas ı , hem aşi ret karakterleri hem de kültürel
ögeler bakımı ndan farkl ı l ıklar göstermektedir. Adeta dilsel s ı nırlar ç izer
cesi ne kültür farkl ıl ı k l arı keskin leşmektedir. Örneğin, Mursal l ı , Datbey,
Halkapınar, Kurucaova, Hamid, Kaymakçı, Genev, Alanköy, Gölcük,
Bozdağ, Elmabağı, A l l ahdiyen , Gökköy, Çalt ı l ı , Cafer Beyl i , Çukuroba,
gibi yerleşimler ile Küçük Menderes Havzasının doğu kesimi ve
Alaşehir-S art kesimlerinde "Çınar" sözcüğü kul an ı l ırken Aydın E l i nin
Türkmen ağırlıklı büyük bölümünde "Kavak" sözcüğü genelleşme gös
termektedir. Bu da, Türk boyl arı ve aşiretlerin i n çıkış kaynakları i l e i l gi l i
olmal ı dır. Çınar-Kavak söyleml eri üzerinde durulacak b i r kültürel fark
l ı l ı k olsa gerektir. Zira yüzlerce y ı l l ı k bu ayrışım v e kargaşa, "Abdal
Musa Velayetnamesi"n de de tartışmaya açılmaktadır:
" . . . . Kaygusuz, başını kaldırıp kavak ağacına baktı ve: - Bu çınar acaip
ulu çınar değ i l midir, ne hoş yirde bitmiş, bala bülend olmış- ded i .
39
Esasında ona -Zergerdan Kavak ağacı- derlerdi. Kaygusuz S ultan da
onun gerçekten bir kavak ağacı olduğunu b i l i yordu. Yanı ndakileri
imtihan maksadıyla böyle söylüyordu. Dervişler: - S ultanım, bu çınar
değül, kavak ağacıdur- diye cevap verdiler. Bunun üzerine Kaygusuz: -
Ben onu çınar ağacı sandum-dedi"2 0
Kaygusuz, her iki sözcüğün anlamdaş olduğunu b i l mektedir. Ancak
kull an ı mda özelleştiğini vurgulamaktadır ki, benzer i fade örgüleri Asya
Türk coğrafyalarındaki boylar arası nda, hatta aynı öyküde de kimi kez
"Kavak" kimi kez "Çınar" kullanımı ile yan yana yürümektedir. Dede
Korkut ile i l g i l i Kazak coğrafyası nda işlenen öykülerde de bu söylem
farkl ı l ıkların a rastlanılmaktadır. Anlaşılan odur k i , bu fark lı l ı k Asya' dan
beri vardır. 2 1 O nedenle bun l arı , yan l ı ş yada doğru olarak ele almak pek
sağlıklı değildir. Adlandırmayı, boy yada aşi retleri n kültürel bakışı içinde
değerlendirmek, tarihsel kabule saygı duymak demektir. Zira, örnekler ve
tarihsel kayıtlar bu söylem i n , Anadolu dışında da var olduğunu göster
mektedir. Bu da, söylem fark l ıl ığının köksel olduğunu göstermektedir.
Söyleme müdahale etmen i n bir anlam ı da yoktur.
Her ne kadar, kavağın yan l ı ş kul l anıldığı, doğrusunun "Çınar" olduğu
vurgusu yapılı yorsa da, tarihsel süreç bunu doğrulamamaktadır. B u
söylem farklı lığının yanlış kul lanmaktan kaynaklandığı sav ı , kolay geçiş
tiri lecek bir konu değildir. Konu, yüzlerce yıllık derinliklerde de görül
mektedir. 1 53 0 tarihli Anadolu li va ve kazalarında yer alan kullanımlar
konuya açıklı k getirmektedir. 22 Bu dönemsel kull anımlarda "Kavak" ve
"Çnar" adların ı n dağılımları sözcüklerin ağırlığını ortaya koymaları
bakımından önem taşımaktadır.
20
Abdal Musa Velayetnamesi- Adil A l i Atalay, Can Yayınları, 9. B asım, 1 997
21
Prof.Dr. Abdimali k Nısanbayev-Kazakistan 'da Dede Korkut, Ankara, 2000
22
1 66 Numaralı M uhasebe-i V i l ayeti Anadol u Defteri (937/ 1 530)
Hüdavendigar, B i ga Karesi, S aruhan Aydın, Teke ve Alaiye l ivaları
387 Numaralı M uhasebe-i V i ,l ayeti Karaman ve Rum Defteri (937/ 1 530)
Konya, B eyşehir, A kşehir, Larende, Aksaray, Niğde, Kayseriyye ve İç İ l Livaları
438 Numaralı M uhasebe-i V i l ayeti Anadolu Defteri (937/ 1 530)
B olu, Kastamonu, Kengırı ve Koca İ l i Livaları
3 87 Numaralı Muhasebe-i V i l ayeti Karaman ve Rum Defteri (937/ 1 530)
Amasya, Çoruml u, S ivas, Tokat, Sonisa, N iksar, Karahisar-ı Şarki, Canik, Trabzon,
Kemah, B ayburd, Malatya, Gerger, Kahta, D i vriği, Darende L ivaları
438 Numaralı Muhasebe-i V i l ayeti Anadolu Defteri (937/ 1 530)
Kütahya, Karahisar-ı Sahib, Sultanönü, Hamid ve Ankara L ivaları
40
Li va Kavak Çın ar Li va Kavak Çın ar
Amasya 2 Kütahya 6 ı
Çorum(Çoruml u ) 3 Afyon 6
Sivas-Tokat 6 Eskişehir 3
Niksar Hami d
Karahisar-ı Ş arki Konya 5
Canik (Samsun) 3 5 B eyşehri 2
Adana Aksaray
Tarsus ı Niğde 2
Maraş 2 3 Kayseri
B ozok 6 İçel 2
Hüdavendigar ıs Alaiye ı
Biga 2 B olu 5
Karesi 2 Kastamonu 10
S aruhan ı Menteşe 4
Aydın 3 Kocae l i 2 2
41
termektedir. Aydınel i coğrafyası n ı n diğer kesimlerinde gorunmeyen
Güme, Ada-güme, B ezde-güme, Mende-güme, Mögrü-gömü, Böğrü
gömü, Ada-güre, Ada-gide, Ada-tepe, Ada- l ı , Ada-köy adları hem gerli ş
kaynakl arını hem d e b i r farkl ı d i l kul l an ımı nın örneği durumundadır.
Özel l ikle, "Ada" l ı yerleşim yerlerin i n Anadolu' daki yoğun luğu, sözcü
ğün Türkçe kaynak l ı ol duğunu vurgul amaktadır.
Bölgesel fark l ı lı k l ar "Dede" adl arında da görül mektedir. Örneğin ,
Küçük Menderes' i n batı kesimde yoğunluklu görülen Eren Dede, Er
Dede, Yaren Dede, Kuş Dede, Çal Dede adl arı, nedense havzan ı n
doğusunda p e k yoktur. B u n a karş ı n , doğu kesimde, Davut Dede, Sel l i
Dede, Kazak Dede, Tekke Dede, Acar Dede adları öne çıkmaktadır.
Büyük Menderes Havzasında da fark l ı l ı kl ar kendini göstermektedir. Bu
kesimlerde Kam Dede, Dut Dede, Ahmet Dede, Zincirci Dede, Dikmen
Baba adl arı daha yoğundur. Beyliğin güney Gediz bölgesinde ise,
Hamza B aba, Gül Dede, Tapduk Emre, H ayıt Dede, Gözcü Dede, Kuş
Dede adları daha yaygı ndır. Arap Dede ise tüm coğrafi alan l ar tarafından
ortak paylaşıma alınan addır. Hatta, bu bölgedeki Alevi ve Tahtacı
köyleri daha yaygın b i r genel ierne i le "Araplı" adıyla anılmaktadır. B u
da, Alevil erin , Türkmen kocası "Arap Dede" i l e özdeştiril diğinin i fadesi
dir. B enzer adl andırma, B i rgi coğrafyası nda da görülmektedir. B urada
"Aievi"ler "Alcı/Alıcı" genel iernesine alınmaktadır.
Türkmen lerin sözcük son l arına getirdikleri tak ı l ar, dilse l zengi n liğin
güze l l iğine de işarettir. Örneğin, "Bölge" coğrafyası n ı n b i r kısım yerle
şimleri nde, bel i rtme eki olarak, "Ce", "Ca" takısı kul l an ılmaktadır. B u
kul l an ırnı n hangi boy veya aşiretlere ait olduğu i se saptanamam ı ştır. B u
örnekler i ç i nde, Seyfi Deresi "Seyfice Deresi", İsa! ı "İsaca", Ahmet l i
"Ahmetl i ce", Kabal ı "Kabaca", Doğan l ı "Doğanca", Arap l ı "Arapcı",
Sarplı "Saı·pca", Om Bey "Omca" gibi takı fark l ı l ığı i l e ifadeye alı nmak
tadır. Aynı söylem i , Düsturname-i Enveri ' de de görmekteyiz. Enveri ,
Gazi Umur Bey' in akıncı l arı için "Umurca Oğlanl arı" deyim i n i n kul l an
maktadır. Hatta, bugün Keles köyleri içinde "Umurlu" ve "Umurcal ı"
varl ığını koruyan tarihsel i k i örneği durumundadır. Gazi Umur B ey
adının aynı yörede hem "Umurlu" hem de "Umurcalı" olarak yerleşim
oluşturması, aşiretlerin Türkçeyi kul l an ı m farkı olarak ele alınmal ıdır.
Benzer bir takı da "Sun" ve "Sini" ekieri yle oluşmuş adlarda görül mek
tedir. 1 530 y ı l ı Defter-i Hakani kayıtlarında yer alan Boya-sun, Gire-sun,
42
Ağla-sun, Elma-sun , Manda-sun, Gördele-sun, Gürle-sun , Erdem-sun, bu
takı fark l ı l ık l arından birkaç örnekti r. Yine, benzer takilar i çeren yerle
şimler iç inde Kestel-iç, Bayram-iç, B igad-i:r, Doman-iç, Tez-iç örnekleri,
Türk d i l i n i n i n özell iklerini yansıtmaktadır.
Topluluklar içinde kültürel değerleri ile özel bir grup da Tahtac ı l ardır.
Tahtacı (Ağaçerleri) yerleşimleri yoğun luklu ol arak · Küçük Menderes,
Büyük Menderes ve Alaşehir-Sart kesimlerinde kümelenmiştir. Bun l ar
dan bir kısmı B ozdağların batı kesimindeki Kızıl ağas (Turan), U l adr
(Yakapı nar), Emirl i i le B i rgi ' ni n Datbey' deki yerleşi m lerdir. Diğer b i r
grup ise B üyük Menderes Havzasın ı n güney kesimindeki Alamut,
Alemler ve B oyasini i l e batı Menderes kesiminde Kızılcapınar, Neşetiye,
Teki n , Yılmazköy, Akçeşme, Atburgazı ve Güneyyaka grupl arıdır.
Havzanın doğusunda ise S arıcaova( Kuyucak) bu kesime eklençbilecek
bir diğer böl gedir. Güney Gediz bölgesinde i se Alaşehir-S art hattı daha ·
43
bir ağı rl ı ğa sahip o l ması , aşiretin gücünü göstermektedir. Yine, yazıtlarda
adı geçen Edizleri n , "Ediz Alagöz" koluyla A ydın Güzel hisar' da yer
leşim oluşturmaları ve bunların 1 530 y ı l ı kayıtlarında "Alagöz" adıyla
hem Aydıneli n de hem de kuzey sancaklarında görülmesi i l gi nçtir. 2 4
Divan-ü Lugat it Türk yazımındaki , Tonga, Köymen, Tankut, Karluk,
Kırgız, Tezik, Çik, Bezek, B ük, Belek, Başak, B al ı k , Arkaç, Arık ,
Bukağ, Tokar, Tadıgın, Tarduş v e Çar ' l ar bölge coğrafyasında semtsel
olarak adl arını korumaktadırlar. Kaşgarlı , Türk boyları n ı n Anadolu
kıyılarından Çin ' e deği n sıralanışını da coğrafya konumlarıyla vermek
tedir. Bu coğrafi dizil işler, Ege ' ye giren aşiret ve ohalara da açıklı k getir
mektedir. Anl aşılan odur ki, Anadolu ve Ege' ye Asya Türk coğrafya
l arından her boy ve aşiret girmiştir. Kaşgarlı, boy dizil işlerini yakı ndan
uzağa doğru ele alırken, Peçenek, Kıpçak , Oğuz, Yemek, B aşkurt,
Basmıl , Kay, Yabaku, Tatar, Çiği l , Toksı , Yağma, Uğrak, Çarık, Çomu l ,
Uygur, Tankut, Kırgız, Kıtay, Tavgaç, sıralamasıyla verir. B u boylarla
i lgili olarak da "Bunlardan her bir boyun birçok oymak l arı vardır ki
sayısını ancak Ulu Tanrı b i lir. Ben bunlardan kök ve ana boyl arı saydım,
oymakları b ı raktım", der. Kaşgarlı, ifade ettiği üzere bu boylardan
türeyen aşiret ve ohalara değinmez. Ancak, Ege tarihi coğrafyas ı , boy ve
aşiretlerin yanı sıra abal ar zengin liğini de ortaya koymaktadır. Fetih ve
yerleşim sürecini daha iyi kavrayabi l mek için tararnaya aldığımız
köylerin semt adlarını dikkatlice izlememiz gerekmektedir. Zira, Aydın
Eli coğrafyası ndaki 600 ' ü aşkın yerleşim biriminde yaptığımız çal ışma
l arda, Türk Tarihinin bir çok bilinmeyeni, siyasi, sosyal ve kültürel yapısı
i l e sezi lir hale gelmiştir. B u çalı şmal ardan elde edilen her türlü malzeme,
tüm bilim alanl arın ı ilgilendirecek önemdedir. Kuşkusuz, daha sağlı k l ı
değerlenfdirmeler i ç i n , boy, aşiret v e abaların bölgesel dağılımlarını d a
incelemek gerekmektedir. Örneğin, mitsel çıkışlı Oğuz boyları n ı n böl
gesel dağıl ı m l arında hangi aşiret ve ohalara sahip oldukları örneklerle
değinilmeye çal ışılmı ştır. Kaynakl arın , Oğuz boyları n ı iki ana başlı k
altında top l amal arı , bizimde grupl amayla başlık oluşturmamızı gerektir
miştir. Üç Ok ve B ozok boylarının, hem genel hem de bölge içindeki
konuml arı, değerlendirmeler için önem l i malzemeler olacaktır. Yerleşim
tari hi, Üç Ok ve B ozoki arın etkisel gücünü de ortaya koyması bakımın
dan değer taşımaktadır.
44
ÜÇüK B OYLARI
45
BOZOK B OYLARI
KAYI: Kaşı kcı, Karakeçi l i , Akkeç i l i , Al akeçi l i , Kız ı l keçi l i , Veli ler,
Talaz l ı , İ n l i , Hacıhal i l l i , Kıldan l ı , S az l ı
BAYAT : Pehlivan l ı , Aktepe, Reyhanl ı , Yaban l ı , İnal l ı , Karal ı , Sermaye l i ,
Karaca, Şeyh l i , Koyunlu, Al i Beğl i , Çakal lar, Hüseyi n l er, S arucal ı ,
Çal ı ş l ı , Çavuşlu, Hacı Musal ı , Gödenl i , Mursal l ı , Hızırl ı , Sungurlu,
Kuzulu, Kuzu Güden l i , Yağlı
ALKAEVLİ : Halkapınar, Alacalı
KARAEVLi : Musacalı
YAZIR: Yazırl ı , Taş l ı , Yağmurlu, Karataş
DÖGER: Kayal ı , Dündarl ı , Budakl ı
DODURGA: Yakal ı , Turhal, Dağlı , Kırık, Karaca, Kabasakal , Gökçe
K!ZIKLI: Mihmad l ı
YAPARLI: Çarıkl �
Xı
AVŞAR: Kaı·ama� , Aydoğdu, Torun, Dana, Del i l er, Alihan l ı , Hacı
1
Fakıhlı, Köpekçiler/Köpekoğulları , Hacı Musal ı , Canbazl ı , Kulu, Dur
A l i , Musacal ı , Gündüzlü/Gündüzoğul l arı , Emenlü, Köçekl i , Gence l i ,
Öksüzler, Karaşeyh l i , İman l ı , Kutlu Beğ, Arap Hasan , Bucak, Büyük
Sel ınan l ı
BEGDiLi : Abdal l ı , Akkaş l ı , Arap l ı , A l c ı , Arapl ı/Araplar, Otamı ş/
Ödemiş, Balaban l ı , Baraklar, B ıçaklı/B ıçakc ı , Boynuince l i , Bozkoyunlu,
Budak, Burak l ı , Çelebi ler, Cerid, Dani şmendl i , Deniz/Den izli , Duman l ı ,
Durak, Fakı l ı , Firuzlu, Gömeç l i , Gündüşlü, Harzem/Horzum, Haydarl ı .
Hereke, Hoca A l i , İmren l i , İncircek, İsal ı , Kabakcı l ı , Karaağaç, Karacal ı ,
Karagöz, Karakaya, Karakoca, Kal a, Karaşeyhl i , Kayaş, Kaz l ı , Keçel i ,
Keleınen lü, Köçekl i , Mamal ı , Mürse l l i , S arp/S arpca, Karaatl ı , Kargı l ı ,
Kıl ıçbey l i , Kadi rl i . Kuyumcu, Küçük, Mocanal Mucana), Pal a, S adıklar,
Salman l ı , S arıcal ı , S arı ç l ı , Savc ı l ı , Seyfe/Seyfl i , Şamlu, Şahin Bey l i ,
Tecirl i , Torunlu, Ulaş, Veli ler, Yazma
KARGIN : Bu gruba bağ l ı yerleşim ve zaviye tesi slerine Aydınoğulları
coğrafyasında pek rastl an ı l ınamıştır. Ancak, son dönem yerleşimlerde
B i rgi ' de ortaya çı kan "Dokuzl ar, Kargın l arın kolu ol arak adeta tek örnek
durumundadır. Kargı n l ar, Menteşe ' de kısmen görünse de ası l ağırl ı k
Saruhan bölgesindedir. Öze l l ikle, Man isa, Kı rkağaç, Akh isar, Marmara,
46
Demirci ve Turgutlu kazaları ndaki yerleşim ağı , aşireti n Manisa arazisini
yerleşim o larak benimsediğini göstermektedir.
Yerleşim yerleri ve semt adları , B ozokların, B eğdi l i , B ayat, Avşar ve
Kayı aşiretlerinin bölgesel ağırlığa sahip oldukların ı göstermektedir.
Özel l i kle, Beğdi l l i boyunun yerleşim ve semt ağırl ı ğı daha bel irgin
görünmektedir. Buna karşın, Yaparl ı , Kızıkl ı , Alkaev l i , Karaevl i ve
Yaparlı aşiretleri ise bölgesel yerleşimlerde oldukça zayıf görünmek
tedirler. Genel ol arak, Aydıneli coğrafyası nda, Beğdi l l i boyunun üstün
lüğü vardı r. Küçük Menderes Havzası nda öze l l ikle B ayındır kesiminde
Peçenek ağı rl ığı görülmektedir. Bunl ara, daha az katı l ı m l ı Avşar ve
Çavdar boyl arı izlemektedir. Yazırlar, daha çok B üyük Menderes Havza
sında toplanmış görünmektedir. Aydıneli coğrafyası n da, Oğuz boyl arı n ı n
26
pek azı adların ı günümüze taşımayı başarmıştır.
Divanü Luat-it Türk, Oğuzlar dışında Türk boyl arı ol arak değindiği ,
Çomul, Kay, Yabaku, Tatar ve B asmıl ların ayrı ağız kul l andıkları n ı ,
Bulgar, Suvar v e Peçeneklerin sözcük sonl arı nda kısal tına yaptıkları n ı ,
Yağma v e Toksı l arın ise Türkçeyi en doğru kul l anan boyl ar oldukları n ı
i leri sürmektedir. Kaşgarl ı ' n ı n değindiği diğer boylardan, Uğrak, Küçet,
Bulak, Yemek beylik coğrafyasında yerleşim oluşturamamı ş görün
mektedirler. Çiği l , Yağma ve Çarık l ar köy, Çomul ve Kaylar ise semt
olarak görünmektedirl er. Basmıl , Yabaku ve Suvarl ar' ın ise coğrafyada
henüz izlerine rastl an ı l mam ı ştır. Diğer Türk boy ve aşiretlerinden,
Oğuzlar (Türkmen) dışında, coğrafyada, Özbek, Kazak, Kırgız ve onları n
kol l arı nı da görmek o l asıdır. Bu unsurl ardan hangi lerinin yerleşimlerde
bulunduğu da açı kl ığa kavuşacaktır:
_-\ nkara, 1 94 7
47
Özbekler : Han, Karaca, Kırk, Kuşlu, Solaklı , Taraklı
Kırgızlar : Cavlak, Karasakal , Kabaca(Kabala), Kayran,
Sugat, Konak l ı , Şeyhler, Tezl er, Toygar, A l acal ı,
Kirekiz l i , B uğu
Tatarlar : Köylü
Kaşgarl ı ' n ı n Türk boyları içinde di lsel nedenle dışl adığı Kotan ( Kutan)
ve Kençekler Anadolu yerleşimlerinde de görünmektedirler. Kotanlar
günümüzde 8 , Gencekler ise 3 yerleşim yeri i l e varlıkların ı sürdürmekte
dirler. Beyl i k coğrafyası nda varlıkl arı köy ve semtsel olmaktan daha çok
dilsel ol arak sezilmektedir. Kaşgarlı , bu boyl arın"Ana" sözcüğünü
"Hana'', "Ata" yı da "Hata" olarak kul l andıkların ı ve sözcüğün başına
harf ekleme'l eri ( H-ana), (H-ata) nedeniyle bu boyları Türk grubuna al
madığnı yazmaktadır. Zi ra, diğer Türk boylarında bu eklemen in olma
dığına dikkat çekmektedir. Oysa, Kaşgarlı ' nı n dilsel olarak dışladığı bu
boylar Kestel ' i n Çobanisa köyünde karşımıza çıkmaktadır. Zira, buradaki
semtler içi nde "Hana Ayşe Çeşmesi" bulunmaktadır. Bu örnek, Asya
coğrafyasından her unsurun bölgeye girdiğini göstermektedir.
Kökl ü aşiretlerden Kul lar, Kuzu, Kan l ı , Kum, B urgas, S arık l ı , Sultan,
Köklü, Oklu, Kene, Kar l ı k ve Arık l ar, semtsel varl ıklarıyla, Ege ' de var
l ığını sürdürmüş görünmektedirler. Ebulgazi B ahadır Han ' ın "Şecere-i
Terakime" de yer verdiği bu toplulukl ardan, "Ku l l ar", Küçük Menderes
Havzasın ın Balyambolu/Beydağ çevresinde yer al ırken, "Kuzu" sancak
kazalarda denge l i bir dağı l ı m göstermektedir. Ebülgazi Han, Kul l arı iki
grup ol arak ele almaktadır. Bunl arı n bir bölümü Kul l ar, diğeri ise
Çağatay Kul ları ' dır. "Kanlı" aşiretin i n izine ise Gediz Bölgesinde rastl ı
yoruz. Aşiret burada "Kı l ıcı Kanl ı " obasıyla dikkati çekmektedir.
"Burgas'' lar, etimoloj i k tartışmal ara al ınsa da Ege' de yoğunluk göster
mektedir. "Şecere-i Terakime", onları önem l i gruplardan saymaktadır.
Burgas ' ın, Anadolu kökenl i "Kal e/Hisar" anlamına geldiği tartışıla
dursun, yerleşim birimleri ve semtleri içinde azımsanmayacak sayıda
kabarıklık göstermektedir. D iğer aşiretlerden S arıkl ı , Sul tan, Köklü ve
Oklu da hem lider hem de yerleşim adlarıyla bölgesel dağı lıma sahiptir.
Arıklar da, fetih ve yerleşim sürecinin bir diğer öneml i grubu görün
mektedi r. Gerek Ebulgazi Bahadır Han , gerek Kaşgarlı Mahmud' un
değindiği Tankut, Karataş, Ürgenç ve Kal açlar gerek semt gerek ai leler
48
olarak Menderes Havzalannda top l anmış görünmektedirler. Ebulgazi
B ahadır Han, Yazırlann kolu olan "Karataş"l ılann çiftci bir toplum
olduğuna dikkat çekmektedir. Şecare-i Terakime"nin yer verdiği
Oğuzların " Kene/Gene boyu, B i rgi ' de köy oluştururken, bölgede semt
adıyla da görünmektedir. Aynı kaynakta yer alan "Kum", "Karlık" ve
"Koma"lara da rastlan ı l m aktadır. Karcı ve Karakaşl ar semt o l arak var
l ıklarını sürdürmektedirler. Bunlar da köy oluşturamayan grupl ardır.
"Şecere-i Terakime"nin önem l i Türkmen Beyi ol arak soy zinciri nde yer
verdiği "Öğürc i k"in adın ı yerleşim süreci nde belirleyemedik . Ebulgazi
B ahadır Han ' ı n Oğuzl arın önem l i kolu olarak ele aldığı "Teke"ler ve
"Tekeli"ler, adeta özel gruptur. 2 7 B u grup, Anadolu ' da Akdeniz kıyıl arını
saran aşiret dağıl ım l arı ve Ege ' ye giren grup olarak dikkati çekmektedir.
XVII. yy' da konar-göçerlerin büyük çap l ı "Zorunlu İskan" süreci nde, bu
grubun bölgeye girişi, öze l likle Büyük Menderes Havzasının boşluk l arını
öneml i ölçüde dol durmuştur.
Orhan Abidelerin de adı geçen,"Temürkapı", "Term il/D i rmil" , "Altın"
, "Boz", "Bal ı k" adl arı, köy ve semt adları o larak Ege' ye de girm i ştir.
Örneğin, "Temürkapı" B irgi/B al yambolu ' da tarihsel bir miras olarak
varlığını korurken "Bal ı k" hem semt hem de köyler zengin l iği i l e varlı
ğını korumaktadır. "Dirmil" ve "Boz" köy ve coğrafi adlar çeşitli liği ile
yer almaktadır. "Altın" sözcüğü de, köy, dağ, ova adlarıyla bütü n leşerek
coğrafyada dağıl ı m göstermektedir. Yine, Orhan Anıtlarında görülen,
Köymen, Tonga, Örpen ve Kut adları semt adları olarak görünmeseler de
aile varlıkları olarak mirası korumaktadırlar. " Kut"un sahipleni lmesinde,
"Kutlubey","İl Kutlu/Kutlu İl", "Aykut", "Kutay", "Tankut" ve "Taykut"
adları da köksel kültürün devamı olarak dikkati çekmektedir.
Önem l i aşiretlerden biri de "Baharlar" dır. Menteşe' den başlayan
dağılım, sancakları gezerek B al kani ara uzanmaktadır. Liderleri B ahar
Baba i l e birlikte, köyler oluşturan "Baharlar", Prof. Faruk Sümer ' i n ,
Lady Shell ' den aktarırula XIX. y y ' daki 2000 çadırlı b i r topluluk olarak
görünmektedir. Kaynak l arın Asya' daki yaşam bölge lerini kesi n sapta
yamadıkları "Baharlar", yine aynı kaynaklara göre diğer b i r bölgede
(Büyük o lasıl ı k l a İran) 1 230 çadırl ı bir yerleşime de sah ibtir.
* * *
49
Ege coğrafyası n a girm i ş aşiretlerden, Karagözlü, Kara Çorlu,
Kengerl i , Kaçar, Koyunlu, Kabal ı , Musa Beyl i , Varsak ve B ozdoğan
aşiretleri kaynakl arda ev ve çadır sayılarıyla veril mektedir. Köy ve semt
varlıklarıyla dikkati çeken bu gıupl ardan, yine Faıuk Sümer ' i n alı ntı
yaptığı Seyyah Niebuhr l i stesinde Kabalı 1 000, Musa Beyli 500,
D .V.Langl o l s ' un l i stesi nde ise Bozdoğan 1 400, Varsaklar ise 800 çadır
olarak ele alınmaktadır. A.Dupre' nin verdiği b i lgilerde i se, Kengerler
4000-5000, Kara Çorlu I 2.000 kişi, yine Kum kenti civarında I 000,
Karagözlüler 1 2000, Kaçarlar 3 800 kişi , Koyunlu 7000-8000 kişi o larak
işlenmektedirler.
Aynı kaynakl arda, Kaç<:u-/Gacar 3 800, Hal l ac l ar 8000, Acarl ı 6000
kişi olarak konuya eklenmektedir. D . V . Langloi s ' i n l i stesinde yer alan
Melemenci (Menemen ) oymağı sayısal o larak dikkat çekici bir duıuma
sahiptir. 3000 çadırl ı oymak, hayvan sürülerinin kabarıklığı i le konu
munu da ortaya koymaktadır. XIX.yy'da Tarsus cıvarındaki oban ı n ,
80.000 koyun, I 8 .000 sığır, 20.000 keçi ve 2.000 devesi bulunmaktadır.
Aynı l istede, B ozdoğan l ar' ı n Adana çevresinde 40.000 koyun, 40.000
keçi , 20.000 sığır, 3.000 deveye sahip oldukl arı anlaş ı lmaktadır. 28
Tarihin kaydettiği acı gerçeklerden biri de "İnsan Ticareti"dir. Oğlan
ve kızları n kaçırıl arak pazarlara sürülmesi "İnsan Tacirleri"ni n tarih sah
nesine çıkmasına neden olmuştur. Konuya değİ n meler, 1 530 y ı l ı belgele
rinde de görülmektedir. Tire ' nin Saruhan l ı köyünün bu nedenle yer
değiştirdiği kaydı vardır. Yine aynı süreçte, Ayasuluk' a bağlı Subaşı
köyüne yap ı l an baskınla kaç ı rı l an oğlan l ar, S araya i l etilen şikayetler
içinde yerv al maktadır. 29
XIII.yy' ın ünlü coğrafyacı ve tarihci leri İbni Said ve Abul Fida,
Menteşe Bölgesinin güney kesi m lerindeki bu kaçırmal ara dikkat çek
nıektedi rler. Türkmenleri n de bu olayl ara katıldıkları ve Kahire yoluyl a
bu ticareti gel i ştirdikleri i şlenmektedir. Düsturname-i Enveri , Gazi Umur
Beyin Gel ibolu Tahtakalesine yaptığı baskında ele geçi rdiği gan i metler
arasında, altın , gümüş, kumaş ve oğlanlara yer vermektedir. B i r diğer
örnek ise, Rume l i Beylerbeyi S inan Paşa' n ı n 1 430 y ı l ındaki Yanya
50
Valisine gönderdiği "İhtar" buyru ldusu"nda "Çocuklarınıza dokunulma
yacaktır" tümcesidir. Tümce, bu acı gerçeğin i fadesidir. Bu kaçırmal arda
"Oğlan"l ar daha yoğunlukludur. Evde, bağda, bahçede ve diğer alan l arda
"Oğl an" kul l anımı, pazarl arın c azibesini arttırmaktadır. Semt adl arı
içinde dikkati çeken "Oğlancıklar Mezarlı k l arı" bu unsurlara dönük
olmal ıdı r. Kız kölel er, iç hizmetlerde kul l an ı lmalan nedeniyle daha
pahal ı görünmektedirl er. El imizdeki bir kısım belgelerde "Kız" kölel ere
daha yüksek değerler biçilmektedir. Örneğin, I 84 ı y ı l ı nda Tire' deki bir
kadı değer tesbiti konumuz açısından oldukça öneml idir. Tire ayan
larından Hacı İbrahim Ağanın ölümü i l e geride kalan i k i eşi , kadı l ığa
başvurarak mallara değer biçilmesini isterler. Kadı l ı k , yaptığı bel irl e
mede, tay için I 50 kr, at için 900 kr, cari ye için ı 200 kr, köle (Zenc i ) için
de 800 kr değer biçi lmiştir. 3 0 Bu nedenle " Köle Mezarı","Köle Tepesi",
"Azatl ık", "Gulman", "Esir Hanı", örnekleri , köleliğin kuruın i aştığını
göstermektedir. Köle ticaretinin, İzmir'de Köl e Hanı ile Tire ' de Yenihan
ve Frenk Han ı ' nı nda yap ı l dığı, kayıtlarda görül mektedir. Frenklerin,
XIII.yy ' da İbni Bibi ' n i n "Selçukname"sinde görünmesi , Anadolu' daki
ı
varl ıklarına da ışık tutmaktadır. 3 Kadı Sicilindeki bir belgede, kölelikten
azad edi len b i r zenci nin, ı 854 y ı l ı nda İzmirli köle tüccarı adına "iz i n l i
Köle" Abdul lahoğlu Reşit tarafı ndan Tire Yeni Han ' da b u ticareti yürüt
tüğü bel i rtil mektedir. 3 2 Belgede, " izi n l i Köl e" n i n bu arada öldüğü bil
gisi de veri l mektedir. Oysa, bu i nsan l ı k ayıbının ı 9 1 0 yılına deği n varl ı
ğı nı sürdürdüğü, İstanbul Meşihat makamının Vilayetlere v e oradan da
sancaklara ulaşan genelgesinden anlaşılmaktadır. ı 9 ı O(H. ı 3 27/R. ı 326)
tarihiyle gönderilen duyuru, Şeyhülislamlığın Meşihat Makam ından
Aydı n V i l ayetine yol l anmaktadır. Aydın V i l ayeti merkez naibi Osman
Harndi Bey mühürüyle Tire ' ye ulaşan genel ge, kaldırıl ına gerekçesin i ,
Tanzimatın reform sürec i n i n gerekl i l iğine dayandıımaktadır. Oysa, ı 84 ı
yı l ı "Değer B içme" tesbiti ile ı 854 yı l ındaki "Satış Görevlisi", örnek
lemel eri kurumsal yapının "Tanzimat"a karşın devam ettiğini ortaya koy
maktadır. Yazıda, i lginç olan bir konu da, hem hicri hem rumi takvimin
birl i kte veril mesidir.
51
Köle, cariye, zenci ve Çerkeslerin alınıp-satılınasını yasaklayan 1 9 1 O
tarihli "Meşihat Makamı" genelgesi
52
II.BÖLÜM
EGE TARİHİ COÖRAFYASINDA
VENEDİ K VE CENEVİZ KOLONİLERi
53
yan kolonileri yok etme uğraşına karşın, bu unsurlar varl ıklarını
korumuşl ardı r. II. Murat Döneminde Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa' nın
Yanya "Emirname" si bu konuda i l ginç bir örnektir. 33 Latinlerin elinden
önem li yerleşimler tesl i m alınırken aynı zamanda ayrıcal ıklı ticari antl aş
mal arın yapılması çelişkiyi de beraberinde taşımaktadır. Sinan Paşa' nın
1 430 tarihl i buyruldusu, devletin siyasi , sosyal ve inançsal i l keleriyle
birl i kte "Balkan Devleti" ol duğunu da i şarettir:
Yanyal ı l arın çok kutsal metropol itine ve sayın diğer idareci l erine, B ay
Pavlos ve B aşkumandan Boisabos ve B aş yargıç Stanitzi ve diğer büyük
ve küçük Yanya yönetic i l erine emrediyorum ve onl arı sel aın l ı yorum.
Malum ola k i , Dük ' ün bölge ve kalelerini tesl i m almamız için bizi
Büyük Efendi (Sultan) gönderdi ve bize şöyle buyurdu: "iyilikle boyun
eğen kale ve ü lken in tahrip edi lmekten hiçbir korkusu o lmasın . Boyun
eğmeyen kale ve ü l keyi , Selan i k ' te yaptı ğım gibi, yok etmeınİ ve teme
li nden yıkınarnı emretti . Bu nedenl e , Frenklerio Selanikleri ınahvet
tikleri gibi, sizi de mahvetmekten başka hiçbir yararı dokunmayacak olan
sözlerine aldanmaınan ızı ve onları dinlememenizi size yazıyor ve söylü
1
yorum. Bu sebeple, göğün ve yeri n Tanrısına, Peygamber Muhammed
ve yedi Musafya (Mushaflar) ve Tanrı ' nı n I 24.000 peygamberi başı ın ve
canım adına size yem i n ediyorum k i , esaretten, çocukların alınması ndan ,
kiJ isel erin tahrip edi lmesinden ve cezal andırı lmaktan hiçbir korkunuz
olmayacaktır. Kil iseleriniz de adet olduğu üzere çan l arını çal acaktır.
Başpiskopos, Roma devrindeki yargıl ama yetkisine ve kili sedeki bütün
haklarına, tımar sahibi idareci ler yine tıınarları na, çocukl arına, kendi l e
rine tabi olanl ara ve mali arına kayı tsız şartsız sahip olacakl ardır. Daha
başka i stekleriniz olursa size bağı şl ayacağız. Şayet inatla direnir ve
iyilikle boyun eğmezseniz biJiniz ki , Selanik' i yağma ederek, ki l i seleri n i
tahrip ettiğimiz g i b i , s i z i v e mal larınızı d a tahrip edeceğiz.
Tanrı günahı sizde arasın"
33M e l e k Deli lbaşı ( S . Anagnati s )- Selan i k ' i n Son Zaptı Hakkında B i r Tarih, TTK .
Yayı n ı . Ankara. 1 9 89
Melek Deli lbaşı- Selan i k ve Yanya ' d a Osm a n l ı Egemenl iğinin Kurulmas ı , B e l leten
LI/ 1 99. 1 987
54
Devletin B al kani ara açı lması ve kolonilerle kurduğu i l işki ler, ekono
mik açı lımlar bakımından bekleni len yararı sağlamam ı ş görünmektedir.
Bu i lişkiler nedense ticari ve tüccar gelişimini besleyememiştir.
Hatta, II. Mahmut Döneminde ele alı nan bir buyruldu, devletin geniş
şerh l i ticaret beratı vermek için çırpındığı n ı , ancak, Avrupa' dan Hind'e
değin kara ve deniz yoluyla ticaret yapmak i steyenlerin sülal ece
korunacağı dile getirilse de buyrulduya karşın hiçbir Türk' ün başvuruda
bulunmadığı, yararlanan kesimin yine azın l ı k l ar olduğu görülmektedir. 34
Beylik ve Osman l ı coğrafyal arında ekonomi n i n temel unsuru hal ine
gelen Latin kolonistler, kuşkusuz, "Diplomasi Tarihi"ne ciddi katkı larda
bulunmuşl ardır. Özel likle Venedik ve Ceneviz Cumhuriyetleri ticari
beceri leriyle dikkati çekse de "Bürokrasi" ve "Prorokol" tarihinin en
kayda değer örgütsel yapısıdır. Koloniler, işleyiş, görevlendirme, mal
dağıtımı . hukuk yapısı ile etkisini daha sonraki yüzyı l l ara yayan bir alt
yapıya sahiptir. Bu uluslararası ağın nasıl yöneti ldiği, nasıl bir muhase
beye sahip olduğu, merkezi ve i stasyon yapıları, örgütsel boyutl arı
inceleme konusu olabilecek özel liğe sahiptir. Latin unsurl arın bürokrasi
tari hini besleyen, gel i ştiren incelikiere de öncülük ettikleri arşi v kayıt
larıyla daha iyi anl aşılmaktadır.
Venedik ve Cenevizl i l er her ne kadar İtal ya toprakl arından çıkmış
olsalar da aralarında deri n rekabet kavgası vardır. Üstelik bu ticari siteler,
Papa kontrolünde dinsel bir bütünlükle beslenmektedirler. Örneğin ,
Haçlı Seferlerinden p a y alabi lecek güce eri şen b u kol onistler, siyasi
güçleri n i yitirdikten sonra da usta diplomatları aracıl ığı ile XVIII. yy ' a
değin varl ıklarını koruyabilmişlerdi . Volga ve Don kıyılarından Asya' ya
özel likle Tebriz'e, Kudüs ' e hatta Afrika' ya değin geni şleyen bu ticari
imparatorluktan, diğer kolonİst Pisa da nasibini alacaktır. Hatta, Pisa
Venedik ve Ceneviz koloni lerinin yanı başı nda Kıbrı s ' ta, Akka' da,
Trablusgarp ve Antakya' da şubelere sahip olmaktadır.
Ancak. bizi ası l i lgilendiren koloni stleri n beylikler coğrafyasındaki
yaşamlarıdır. Diğer bir değişle, resmi belgeler dışında, yüzlerce y ı l l ı k
bu seyri coğrafyadaki malzemeleriyle ortaya koymaktır. Başlangıçta,
Latin grupl arı , Venedi k, Ceneviz ve Pisa kentleri oluştururken, daha
-onra bu unsurl ara, Malta, Rodos, Kıbrıs v.s. gibi deniz üsleri de
katılmışlar ve denizlerde bel i rgin li klerini giderek karalarda da koloni ler
55
kurarak etk i n l i k alanların ı geni ş letmişlerdir. Kol onistlerin, gerek deni z
üsleri v e gerek koloni yerleşimleri XV.yy' ı n s o n çeyreğin e değin devam
etmiştir. ILMehmet' in (Fatih Sul tan Mehmet) Karadeniz ve Ege ' de bu
koloni ! i manl arın a son vermesi, kara ticari yol ağının denetimini de ele
geçirmek anl am ındaydı . Anado l u ' yu çevreleyen denizlerdeki üsler, kara
bağlantıl ı olup, Anadolu dışı yolları da kontrol eden bir ağ oluşturmak
taydı . Deniz üsleri n i yitiren Venedik ve Ceneviz Cumhuriyetleri , her ne
kadar karadaki üsleri n i diplomatik yönteml erle korumayı başarmı ş i seler
de, önceki konum ve o l anakların ı önemli ölçüde yitirmişlerdir. Ancak
Akdeniz'de hala bir güç o l an Latin lerin bu üstünlüğü ancak XVI. yy' da
Kanuni Döneminde sona erdirileb il m i ştir. Osman l ı ' n ı n deniz hakimiyet
ve genişl iği bu sürecin ardından sağl anmıştır.
Genel olarak bakıldığı nda, Latin koloni hareketleri , kıyı noktaları i l e
kara bağlantıl ı b i r gel i şme göstermiştir. Karadeniz ve Akdeniz üsleri ,
Rusya, İ ran, Irak i le Arap Yarımadası ticaretini el inde bulunduran bir güç
o larak gel i şm i ştir. Papa' n ı n ruhani l iderliği ve desteği i l e güç elde eden
kolonistler, aynı zamanda siyasi misyon da üstlenmi şler ve Hristiyan
birl iğini temsi l eder ol muşlardır. Öze l l ikle Haçlı Seferleri ganimetie
rinden öneml i ölçüde yararlanan bu koloni kentleri , buralarda kurdukları
ticari merkezlerle konsolosluk i şlevlerine siyasi kiml iği de eklemişlerdir.
Adeta, Avrupa Hristiyan dünyas ı n ı n ekonomik alt yapısını hazırlayan bu
misyoner hareketleri , özel l i kl e Papa kontrolünde ve korumacılı ğında
gel i şmiştir.
Beyliklerle yaptıkları antl aşmalarda öne sürdükleri "Yer Tahsisi",
kolani köylerin i n dağınası n a katkı sağl amı ştır. Özel l ikle, mal l arı n
depolanması , dağıtımı, personelin gereksinim lerini karşı l ayacak barınma
alan l arı , mahal le o l gusu yaratmı ş ve böylece köy oluşumları nı ortaya
çıkarmıştır. Küçük Menderes Havzasında ortaya çıkan Genev, Geno ve
Dukalar gibi yerleşimler bu nedenl e oluşmuştur.
Antl aşma maddeleri içinde yer al an "istihbarat duyarl ı l ı ğı" üzerinde
durulması gereken i lginç bir konudur. Bu konuda, Latin l er, kendil eri
hakkında bilgi top l anmasını yasaklamışl ardır. Ve bu hüküm için ağır
yaptırımlar öngörmektedirler. Neden, antlaşmanı n özel bir maddesi
hal i ne getirilmiştir bilgi topl ama yasağı ? Örneğin, 1 3 37 tari h l i antl aş
manın 7 . maddesinde, Beylik gemi l erin i n Latin kolon i kentleri ne yanaş
maları ve bu konuda bi lgi alma ve bi l gi verme eyleminin suç oluşturacağı
56
ve bunun cezai yaptırı mının ölüm o lduğu vurgulanmaktadır. Latin
görevl il erin miras hukuku konusundaki maddeler ise daha sonraki
Osman l ı süreci nde de aynen korunmuşa benzemektedir. Bu hukuksal
yaklaşımlar "Az ı n l ı kl ar" hukukunun esasını teşkil etmiş görünmektedir.
Resmi bilgiler dışında, halkta da "Kolonistler" ile i l gi l i Aydın e l i
coğrafyasında değerli b i rikim ve m al zeme bulunmaktadır. Coğrafya
insanı, yaşadığı yerde Latin kolani bi lgileri n i bugüne taşımayı bitmiştir.
Halk, Cenova, Genova gibi asl i sözcükler yerine "Cini biz 1 i" tan ı m l ama
sını kul l anarak terminoloj iye yeni bir sözcük katmıştır. Hatta, bu
tüccarl arı n bi lgi ve yetenekleri n i "Cin gibi" yada "Ci nibiz gibi" deyim
leriyle günümüze taşımıştır. Nedense, bölge coğrafyasında genel ol arak
"Venedik l i l er"i çağrıştıracak sözcük veya deyimiere pek rastlan ı lma
mıştır. Daha çok bu unsurl ara dönük yerler, genel ol arak "Gavur Evleri"
ya da "Gavur D am ları" adıy l a adl andırılmıştır. Bu nedenle, bu kapsam
daki yerlerin hangi kolani yerl eşim i ne ait olduğunu çözmek kolay
deği l dir. "Cin", "Cinibiz" ya da "Ceneviz" adıyla ayırdıkların ı n Ceneviz
kolonisi o lduğu açıktır. Ancak, genellerneye alınan,"Gavur"lu ve
"Şeytan" l ı unsurları ayrıştırmak, bu çerçeve içinde oldukça güçtür.
Coğrafya i nsanı bunl arı yabancı unsurlar kapsamında değerlendirmekte
ve "Gavur" genell emesi içi nde vermektedir. "Ev" ya da "Dam" olarak
ifade edi len yerler, öneml i ölçüde kayalara oyulmuş evlerdir. Pek az
kısmı taş işçi l iği i l e yapı l mıştır. Hatta, Anadolu' nun her yerinde bunl arın
"Gavur Evleri" o l arak ortak bir dile al ınması i l gi nçtir. B ir kısım yerlerde
bunlara ait b i l gi ler dönem tanıkların ı n "Nakil"leridir. Örneğin , geç
dönem yerleşimlerinden Bozdoğan A l amut'ta aktarıl an Latin banka
işlemleri buna örnektir. Ancak, Al amut, 1 530 yılı köyleri içinde görün
memektedir. Öyleyse, süreci yaşamayan bu topluluk bu bilgileri nas ı l
kul l anabi lmektedi r . Bu köy, her ne kadar belgelerde görünmüyorsa da
büyük olası l ı k l a süreci yaşamıştır ve "Nakli" bilgileri kul lanmaktadır.
Karesi, Saruhan, Aydı n ve Menteşe coğrafyal arı, Latin-Beylik ticari
antlaşmal arıyla önem l i bir sürece girerken, XIV. yy' ın i l k yarısından
itibaren iç ve dış ticarette bir dönüm noktasına gel i nmiştir. Beylikterin
tek tek yaptıkl arı bu ayrıcal ıklı ticari sözleşmeler, B atı Anadolu halkına
ne kazandırmış, neler yitiri lmiş olduğu açı k değildir. Öze l l ikle ticaret
buıjuvazisinin, kolonİst süreçle ortaya çıkamaması, ticaretin daha çok
Latin lere yarar sağladığı n ı göstermektedir. Zira, Beyl ikler süreci antl aş-
57
maları ndan , kol on i hareketleri ne son veri ldiği yaklaşık 1 50 y ı l l ı k bir
geçmişe karşın bir ticari sınıfın doğmaması üzeri nde durulmayı gerekl i
k ı l maktadır.
Kolonistlerin , "Depolama istasyonları", "Dükkanl ar" ve "Hafta
Pazarlar" ı ya kervan yol l arı üzerleri nde ya da yakınlarında o luşturdukları
işyerleridir. Bu oluşuml ar, daha çok Roma ve B izans Dönemi ulaşım
ağl arını da açığa çıkardığından ayrıca öneml idir. "Gavur Evleri" ya da
·'Gavur Dam l arı" tari hsel yoll arın da · haritası gibidir. Latinlerin bu
güzergahl arda ticari evler açmaları hareketl i yol l arı da ortaya koymak
tadır. Oldukça değişik adl arla coğrafi terim öze l liği kazanan bu yerler,
bize kayda değer malzemeler vermektedir. "Ev" yada "Dam" adıyla
"Gavur" l u söylemler ister batıda, i ster doğuda ister güneyde veya
kuzeyde olsun , Anadolu' nun her yerinde bu i fadeyi kal ıpl aşrırm ı ştır.
Oysa, Kervan yol l arına uzak yerleşimlerde bu tür tanımlamalar yoktur.
Latin kolonistlerin Anadolu i l e yakl aşık 400 yıla varan yerleşim
i l i şki leri , buralarda mezarl ıklar da ortaya çıkarmıştır. Mendegüme ' deki
( Hamamköy) Ceneviz ve Ayasuluk' taki Venedik Mezarlıkları diğer
koloni bölgelerinde de benzer mezarlıkların bulunabileceği konusunda
bir umuttur. Bu bölge kervan yolunun hareketl i olduğu bölgedir. B u hat
taki köylerde dükkani arı n yanı s ı ra han, hamam gibi sosyal yapılar zen
ginliği de görünmektedir. Hatta bu köylerden Çaml ıca' daki i k i
Manastırı o varl ığı bölgen in doğal yapısını özetlemektedir. Küçük ve
Büyük Menderes derbentleri içinde gerek ulaşım gerek doğal güze l liği i l e
öne çıkan bu kesi m aynı zamanda Latin kolonistlerin yoğun göründüğü
bir coğrafyada·. Bu yol üstündeki Çaml ıca, Küre, Çayır ve Koçak' ta
mal zeme zengin l i ği vardır. Bu yol , Küçük ve Büyük Menderes h avzal a
rı nı birleştiren birinci dereceden öneml i iki hattan biridir.
Diğer bir yol i se Bal yambolu-Kestel-Sarayköy hattıdır ki, bu hat
Anadolu içlerine uzanan yolun başlangıç bölümünü oluşturmaktadı r.
İ l kçağın öneml i hatlarından biri o l an bu ana yol dışı nda ikinci üçüncü
dereceden yol l ar varsa da ası l öneml i hat i l e B al yambolu-Kestel
Sarayköy ana yoludur. Tari hsel ol arak d a eski yol ların içi nde yer al an bu
iki havza önem l i adların vakıf sahibi oldukları bölgedir. Gerek
Aydınoğull arı ail e üyeleri n i n gerek Sadrazam Lütfi Paşa' n ı n ve gerek
Geel i k Ahmet Paşa' nın vakıf ün iteleriyle bölgeye girmeleri bir rastlantı
deği ldir. S adrazam Lütfi Paşa ' n ın Çaml ıca'da 4 1 , Küre ' de 3 3 , Kestel ' de
58
ise 1 09 dükkana sahip o lması yolun önemi ne işaret eden veril erdir. 35
Yine bu kesimde "Kervan Yay l ası" ve "Gavur Gediği" adıy l a bir boğaz
bulunmaktadır. Hatta, bu yol üzerindeki Ilıdağ ' da yine Manastır, ticaret
evleri ve daha da öneml isi Gulman Bölgesi ( Köle B ö l gesi) yer almak
tadır. Büyük olası l ı k l a "Ceneviz Mezarlığı" bu yoğunluklu bölgeden
seçilmiş ol malıdır. Halk bilgileri o den l i ayrı ntıya sahiptir k i , aynı güzer
gahta yer alan Koçak ' ta "Kale"nin nasıl yapıldığı b i lgi l eri taptazedir. B u
surlu alanın taşl arın ı n , bir zincir oluşturul arak, elden ele tepeye çıkarı l
dığı köylülerce anl atı lmaktadır.
Tarihsel seyirde, Venedik l i ler, Ceneviz l i lerden önce l i k l i bir sürece
sahiptir. Ancak , XIII. yy' dan sonra Ceneviz l i lerin de tarih sahnesine
çıkması, süreçte bir rekabet yaratmı ş ve bu yak l aşık XV.yy ' ın son çeyre
ğine değin devam etmi ştir.
Genel olarak, bak ı ldığında "Çizme' n i n İkizleri" Karadeniz, Ege ve
Akdeni z ' de bir yer kapma yarışına girm i şl erdi r. Cenevi z l i ler bir
diplomasi ustal ığı i l e 1 26 1 ' de B izan s ' tan N i f (Kemalpaşa) Anti aşması ile
resmi yet kazandırmayı başarmışlardır.Süreç, B izans-Venedik, B izans
Ceneviz, Bizans-Beyl ikler ile Latinler-Beyli k l er ticari antl aşmalarıy l a
adeta iç i ç e geçmiştir. B izan s ' ı n başkenti Konstantinopol i s ' te bu unsur
6
ların varlığı, i ni şl i çıkışlı b i r süreç de olsa varl ığını sürdürmüştür. 3
Ceneviz ve Venedik l il er ticarette, değerli bürokratların yanı sıra,
uzman tüccarlar kul l anmışlardır. İtal yan Üniversiteleri nden yetişmiş el i t
kadrol arın yanı sıra, koloni kurdukları ülkeden d e i y i yetişmi ş kadrol ara
sahip olmuşlardır. Örneği n B izan s l ı Tarihçi Dukas bunlardan biridir.
Ai les i , Foça' daki Ceneviz kolonisi nde çalı şan bürokratlardan biri i ken,
Dukas da bu görevi bir süre üstlenmiştir. Bir diğer ünlü Kristof Kolomb
da İber yarımadası ndaki Ceneviz kolonisinde çal ışan tüccarl ardandır.
Kısacası. ' her iki kent devleti çal ışan l arı oldukça i yi yetişmiş bürokrat,
tüccar ve danışman l ar o larak dikkati çekmektedir. B ir dünya ticari ağı n ı
yönetmek � organize etmek, elçil i k ler, konsolosluklar v e diplomatl arla
yüzlerce y��
bunu başarı yla sürdürmek, bir alt yapı i stemektedir. Örneği n,
bürokratik yazışmal arda geleneksel kal ıp hal ine gelen "Yukarıda sözü
edi ldiği gibi" pekiştirme ve değinmesi bir Lat i n yazışma kültüründen
"
- Sadrazam Lütfi Paşa Vakriyesi, H .950/ 1 543
'6 Neval Necipoğl u- 1 5 .Yüzy ı l ı n İ l k Yarı s ı nda Konstanti nopo l i s ' te Osman l ı Tac irleri,
59
gel medir. Venedik, Cenova, Kıbrıs, Girit koleni arşiv leri, düzenl i muh �
sebelere, kayıtlara sahip depolardır. Bu tüccar arşivler, dünya ekonomi
tarihi için olduğu kadar diplomasi tarihi açısından da fevkalade değerl i
malzemeleri özenle korumuş ve günümüze taşımayı başarmı ştır.
Venedikliler, ticari şubel er ol arak Ayasuluk, B al at, Girit, Kıbrıs, Mora,
B ozcaada, Eğriboz, Trabzon, Antalya ve İskenderun' a sahip iken,
Cenevizli ler ise, Amasra, Akçakoca, Samsun, Kefe, Kırım, Foça, S i sam,
Midi l l i , Enez, Limni , Sakız, Taşoz, Gökçeada ve Semadirek'te etkin
merkeziere sahip o l muşlardı . Venedik ve Cenevizl i l erin oturdukları
mahalle veya köylerde, tapınak, hatta hamam gibi gereksinimleri n i karşı
layacak yapı l ara sahip oldukları n ı bel i rtmek gerekir. Bu konuda Tire ' n in
Karacalı mahal lesindeki tapınak ve daı-phane bilgileri buna örnektir. B i r
diğer ifadeyl e geç dönemlere değin varlığını korumuş olan v e m ahal le,
han oluşum larında gördüğümüz Frenk" sözcüğünü de bu kapsamda
değerlendirmek gerekir. Bu konuda verilebilecek en çarpıcı örnek Tire'
deki Frenk Han ı ' dır. Burası "Köle Ticareti"nin yoğunluklu durakl arından
başlıcasıdır. Bu ticari al ana, daha sonral arı S adrazam Lütfi Paşa' n ı n Yeni
Hanı da kat ı lacak ve Atpazarı ile bir ticari bölge o luşacaktır. Yeni Han,
XVI. yy ' ın "Köle Pazarı" konumunu 1 854 yılına değin sürdürdüğü Sic i l
kayıtl arı ndan an laşılmaktadır.:n Hatta b u kesim, her çeşit han ı n yer aldığı
merkezi bir pazardır.
Latinleri n , Anado l u ' da oldukça ciddi bir koloni leşme süreci yaşadık ları
"Gavur Evleri" ya da "Gavur Dam l arı" gibi koleni evleri nden anlaşıl
maktadır. Hemen hemen tüm i l lerde organize olan bu unsurlar, kimi kez
köy köy yoğunlaşmakta ve ciddi boyut kazanmaktadır. Kısacas ı ,
Venedik, Ceneviz v e diğer Latin kolonistler, Anadolu hal k ı tarafından
ortak biı: söylemle "Gavur" kapsamında ele alınmışlardır. Bun l arın barın
dıkları yerler konuma göre değişmekle birlikte, daha çok kayal arın
oyulması ile oluşan evierden meydana gelmektedir. Genel likle, tüccar
ların 2-3 odalı bu evleri aynı zamanda mal l arın ı korudukları yerlerdir.
Antlaşmal arla dışa açı lımın yasaklanmas ı , Beylik donanmaları n ı n
denizlerdeki gücünü zayıflatmış v e Türk tüccarların denizlerdeki güven
liği sars ı l mıştır. Örneğin , S aruhan Beyi İl yas Bey' in bu süreçte korsan
larca kaçırıl m as ı , denizlerdeki güvensizliğin boyutunu açıklamaya yeter
örnekti r sanırım. Hatta, Aydınoğulları Emiri İsa B ey ' e izafeten yazılmış
60
Mesud Semerkandi ' nin "Divan"ında konuyla i l g i l i i l ginç b i r bölüm
dikkati çekmektedir. Semerkandi, Tire Necip Paşa V akıf Kütüphanesi
yazmalar bölümünde bulunan 1 407 (H.809) bu yapıtında, İsa B ey ' in
korsanl ar tarafı ndan kaçırılan ve fidye i sterıcn bir Müslüman tüccarı 1 1 00
dirhem vererek kurtardığını beli rtmekted i. r. Denizlerde durum bu iken,
İsa Bey Dönemi bu antlaşmaları n y İnelendiği n i göstermektedir. Bu
durum, ILMehmet (Fatih) dönemi ne değin sürüp gidecektir. Beli ren Türk
tehlikesi karşısında ortak kararlar alan Papa, bir bakıma Avrupa H ristiyan
dünyasının mali kaynakların ı n da sorumlusu olduğunu gösterecek ve
taraf olacaktır. Kolonİst Latin l erin ticari yoll arı ve olanak ları yitirme
korkusu, ortak davranı ş ve işbirliğini geli ştirerek "Haçlı B irliği"ni can
landırmış görünmektedir. Venedik, Ceneviz, Rodos, Girit ve diğer ticari
unsurlar, Menteşe Beyliğini de içine alan bir dizi antlaşmalar ortaya koy
muştur. B eyl iklerin sahil l erde, bir devletten çok Papa destekli ticari
kolonistlerle süren mücadelesi söz konusudur.
Oysa, Türk beyleri n i n deniz ticaret yoll arına duydukları ilgi, o güne
değin Akdeniz ve Ege ' de egemen l iği ell erinde bulunduran Venedik,
Ceneviz, Rodos ve Malta gibi den i z şövalyelerini korkutmuş ve ortak
önlem alma konusunda i şbirl iğini hareketlendirmiştir. Latin ler, elde
ettikleri sahil koloni lerindeki ticari ağlarını koruma güdüsüyle Papa' dan
yardım isternek durumunda kalmışlardı . 3 8 Özellikle Fatih Dönem i , bu
güçleri Karadeniz ve Ege' deki kale ve kentlerinden temizleme süreci
olarak da dikkati çeker. Anlaşılıyor ki, kolonistlerin direnişi beylikler
sürecinden XV. yy' ın son çeyreğine değin devam etmi ştir. D i ğer bir
değişle ticari koloniler, Osman l ı sürecine değin , gerek İzmir' de gerek
Alaşehir' de direnebilmişlerdir.
Hızır B ey ' in sözü edilen dış ticari güçlerle yaptığı anl aşma, bir bakıma
dış ittifakın da ne denl i tehl ikel i birl i k o luşturduğunun da h aberc i si
olmuştur. Henüz, ticaretin ve denizierin önem i n i kavrama aşaması ndaki
Osmanl ı Beyliği, bu gel i ş melerden öneml i dersler çıkarmış olmalı dırlar.
Bu i l i şkiler z inciri içinde, İzmir, Foça, Ayasuluk ve B al at giderek önem
kazanmış l ardır. Ceneviz l ileri n , bölgeni n bu ticari çıkış ve giriş kapısı
durumundaki l imanları, karayoll arın ı n da düğüm noktasıdır. Ancak ,
buraların ticari kontrolü tamamen kolonistlerin e l indedir. Özell i k le Foça,
İ zmir' i n Beydağ i lçesinde, Ceneviz Tepesi ve koloni evi, dış ticari unsurların önemli
bir kanıtı olarak yaşamaktadır.
61
Şap ticareti ile de öne çıkan bir üretim merkezidir. B atı Anadolu' nun
Gediz ile birl i kte Avrupa' yı besleyen damarlardan başl ıcasıdır. Şapın
sahip olduğu kimyasal özellikler uluslararası pazarl arda gen iş bir al an
bulmaktadır. Cenevizli lerin şap tekelini el lerinde bulundunnaları XIII.
yy' dan XV.yy ' a değin devam etmiştir. Anadolu' nun bir çok kentinde
özellikle Şeb i nkarahisar, Foça ve Gediz ' de kurdukları ticari bürolarl a
şapın dağıtım ve pazarlaması n ı da yaptıkları nı görüyoruz. Hatta, XIII.
yy' ın ilk yarısında Konya'da Cenevizli Santo S i ra ve Venedikli
Molendino ai leleri bu ticareti yapan önem l i adlar içi nde yer almaktadır.
Şapın endüstriyel bir ürün olması, öze l l i kle, boyac ı l ı kta, kimi organi k
maddelerin kokuşması n ı önlemede, kağıt endüstrisinde, alçının sertleş
mesinde ve hek i m l ikte kullanımı şapa olan i lgiyi arttırmıştır.
Hatta, bu nedenle üretim merkezlerinden biri olan Kütahya Gediz
şapları nın XIX . y y ' da dahi önemini yiti rmediği, Tire Şer' i ye S ic i l i kayıt
ları ndaki bilgilerden anl aşılmaktadır. 800- 1 000 develik kervan oluşum
ları , üretimin ve aynı zamanda ilginin boyutunu yansıtan önem l i bir
örnek olmal ıdıi':'
Şap, Koloni stlerle yapılan antlaşmal arda daima konu olmuş bir
üründür. Cenevizliler, Foça l i manı n ı ve buradak şap işletmesini denetim
lerinde bulunduruyorlardı. XV.yy ' ı n ilk yarısında bu şapların kontrolü ve
muhasebesi B izanslı tari hçi Dukas' ı n ailesi yönetimindeydi . Hatta, bir
süre Dukas da bu i şletmelerde görev aİmıştı. Şebinkarahisar şapları her
ne kadar Trabzon yoluyla dışa açı l ıyorsa da nitel i ksel öze l l i k leri yle Gediz
şapları daha cazipti .
* * *
62
yüklenmeye çal ış ı l sa da. bu antlaşmacia Gazi Umur Bey, Süleyman Şah
ve İ brahi m Bahadır Bey' i n de i mzal arı vardır. Ancak, bu antlaşma
hükümleri nin ağırlığına karşın, tersane ve l imanl arı bası l arak donanma
gücü yok edilen beyliğin, deniz seferlerine çıkamayacağı açıktır. Hatta,
Gazi Umur Bey' i n deni z seferleri ne o l dukça güçlü bir şek i l de ç ı ktığı
bilgileri , öze l likle bu o l ayl ardan sonra pek sağl ı k l ı deği ldir. Hatta, B al at
Baskını noktayı koyan son uyarıdır. Ortadan kaldırı lan tüm beyl i k
filolarının yerini tutacak, büyük b i r fil o haz ı rl ığına giren Menteşe emiri
İ brahim Bey' i n , haz ı rl ıkları tamaml adığı sırada, Latin ortak güçl erince
tekrar 1 352 tarihi nde Balat' ı basıp fi l oyu yok etmesi , deniz seferleri n i n
sonunu hazırl am ı ştır. Balat Tersanesi ' ni n de diğer tüm k ı y ı tersaneleri
gibi, devreden çıkarı l ması Beyl ikler süreci nden Fatih Sultan Mehmet
Devrine deği n den i z seferlerin i suskun b ırakacaktır. Fatih, bu gerçeği
görecek ve Latin güçl erine ait kolonileri , Kırım ve Karadeni z ' den
başlayarak Ege ' yi içine alacak şekil de ortadan kaldıracaktır. Ancak,
l i man ve deniz üstünl üklerin i önem l i ö lçüde yitiren Lati n ler, Anadolu
kıyı ve içlerinde diplomati k başanl arl a varl ıklarını i l eri yüzy ı l l ara da
taşımayı b i leceklerdir. Bu, beyl ikler arac ı l ı ğı ile Türklerin yaban c ı l ara
tanıdığı i l k ayrıcal ıkl ar olmas ı nedeniyle önem l i dir. 40
Latinlerle Beylikler arası nda yap ı l an antlaşmaların i l k i o l an 1 33 1
tari hli antlaşma, süreci anl ayab i l mek için, b i l i nmesinde yarar vardır. O
nedenle, önce Venedikl i ler adı n a Girit Dükü i l e Menteşe Beyl i ği arası nda
1 3 Nisan 1 33 1 tarihinde yap ıl an antl aşmayı madde madde görmek
.
gerekmek te d ı r. 4 1
4° Ce! il Ender- Karesi, S aruhan, Aydı n ve Menteşe Beylikleri Paraları , İ stanbul. 2000
41 Age . . .
63
için aşağıda belirtilecek ücretten fazla olarak hiçbir şey ödemeyecekleri
karara bağlanır.
2- İlk evvela, Emir' in bizzat kendi kararı ile Girit gelen bir gemi
tarafından yakalanan ve ayrıca şu anda Emir' i n kendi toprakl arı içinde
bulunan erkek ve kadından oluşan halkımızı serbest bırakması gerekmek
tedir.
3- Ayrıca, karada veya denizde, kendi mal ve zengin l ikleri i l e dol aşan
tüccar ve halkımızın, yukarıda sözü edilen Emir' in adaml arı i l e kar
şılaştıklarında kendil erin i emniyet içinde hissetmeleri ve aşağıda beli r
tilecek antl aşmalar çerçevesi dışında hiçbir şeyi n ödenmemesi zorunl u
kı l ın acaktır. Buna göre, bl adi, sebze v e zerzevat, öküz, at v e e s i r ticareti
üzerindeki vergi ler hariç, tüccarlar tarafın dan içeriye sokulan veya dışa
rıya çıkarıl an diğer bütün mallardan %2 al ı nacak, ayrıca Emir toprak
l arın ı n bir yerine değil de bir çok tarafları n a götürül ecek mal l ardan
yal nızca bir kereye mahsus o lmak üzere vergi veya gümrük harcı alına
caktı r. Ödenecek ücretler, buğdaydan her ölçek için 2 aspro, arpadan,
sebze i l e zerzevattan her ölçek için 1 aspro, her öküz için 2 aspro, her at
için 3 aspro ve her esir için 1 O aspro alınacaktır.
4- Tüccarl arımızın getirip satacakl arı mal l arın arasında Emir' in de
istedikleri olursa, Emir al acağı mal l arın fiyatların ı tüccarlada görüşüp, en
geç 3 gün içinde anlaşma sağlayabilmelidir. Aksi taktirde fiyatta
herhangi bir mutabakata varıl m azsa, tüccar mal l arını istediği her kimseye
satabi lecektir.
5- Bir Türk, herhangi bir malı n ı bizim tüccarlardan birine satar, fakat
bizim tüccar da malı n karşıl ığını ödeyemezse, Türk tarafından yakalanıp
hapsedil mesi ya da diğer bizim tüccarl arı n mal i arına haciz konması gibi
olaylar olmayacaktır. B u gibi durumlarda olay yerinde bulunacak Emi r ' i n
bizzat kendisi i l e b i z i m konsülümüz yazıl ı bir mektupl a durumu
Dükümüze b i ldirecek ve ondan sonra Dükümüz borçlu o l an tüccarımızı
tutuklattırıp, sözü edilen Türk, tazminat o l arak da borçlunun mal i arına e l
koyacaktır.
6- B i r tüccarımız ya da halkımizdan biri, herhangi bir suç i şlerse, o
suçun davasını bizim konsül yürütüp yargıl anmasını üstlenecektir.
B i zden biri n i n işleyeceği suçtan dolayı Türk halkından herhangi biri bu
suçl u kişiyi kendi evinde tutuklayamayacaktı r.
64
7- Bir Türk ' ün Giritl i bir tüccara borçlu olması hal inde, tüccarın o l ayı
Emir'e yansıtması ve anlaşmazlığın Emir huzurunda görüşülüp, tartışıl
ması gerekmekte; aynı durumun aksi olursa, yani bizim bir tüccarımızın
Türk'e borçlu olm ası hal i n de, Türk 'ün hakları bizim konsülümüz huzu
nmdan başka hiçbir yerde görüşülemeyecektir.
8- Ayrıca Emir, Giritli tüccarlara, S an Nicola Kilisesi ile oturup yaşa
yabi lecekleri, veya i stedikleri şeylerle meşgul olacak l arı bir yer tahsis
etmelidir.
9- Yabancı bir gem i n i n bir Giritliyi yakal aması halinde, Emir onu malı
mülküyle beraber i ade etmel idir.
1 0- Ayrıca sözü edilen Emir kendi toprakları üzerinde bulunan tüccar
l arıımza her türlü yardımı temi n etme l i , onları herhangi bir saldırıya karşı
korumalıdır.
1 1 - Halkım ızdan biri n i n kendi toprakları (Emir' i n toprakları) içine
girmesi halinde, sözü edi len Emir konsülümüz arac ı lığı ile o kişinin giri ş
ve çıkışta mal ve mülkünü kolayca geçi rmesini sağl amalıdır.
1 2- Emire bağl ı (kuvvetlerin ) insan l arın kendi gemileriyle bize ait o l an
Scarpanto, Citera, S antorin i , Chio ve Serfanarum adaların a her hangi bir
saldırıda bulunmamal arı , sözü edilen adaların bu barış anti aşması
maddelerine dah i l edi lmeleri sağl anmal ıdır.
1 3- Tüccarları m ız Emir toprakları dahil ine getirip boşaltacakl arı şarapları
kendi ikametleri ne rahatça götürebi l mel i , eğer Emir' i n Namatari ' s i fi yat
ta uygun luk görüp an laşarak şarabı satın almak isterse tutarını 1 0 gün
içinde ödemek zorunda olduğu, aksi takdirde bu süre içinde ödeme
yapıl mazsa şarap tüccarı, kendi şarabı n ı istediği ki şiye satabilecektir.
1 4-Ayrıca, tüccarlarımız kasaplardan hariç olmak üzere Emir toprak
l arındaki pazarlardan deri satın al abileceklerdir.
65
girilmiş ve yaklaşık üç yüz y ı l sürecek Pazar egemenliği sağlanacaktır.
İ leride görüleceği üzere, bu "Tahsisli B ölge''lerde yerleşme, ev, arazi ,
dükkan ve depolam a alanl arı na kavuşul acaktır. Bunlara, han, hamam,
çeşme ve bankac ı l ı k gibi i şlemlerin de ekleneceği bir işlevsel alan geniş
l iği elde edilecektir. Hatta, halk anl atım l arında bulduğumuz "Darphane"
gibi kendi duka ve j iglati lerinin basıldığı tesisler meydana getiri lecektir.
Antlaşma 1 337 tarih inde daha da genişleti lmiş olarak yenilenmiştiL
Üstelik antlaşma Aydın oğul l arı Emirleri ni de içine alan daha gen i ş bir
duruma sokulmuştur.
1 337 tarih l i antl aşma genel bir değerlendirme yapabilmek için önem l i
b i r içeri ğe sahiptir. 42
Kandiye Dükü Giovan n i S anudo ile Menteşe Emiri İ brahim arası nda
yapılan antlaşma 1 337 Nisan ayından önce Girit Dükü muhterem
Giovanni S anudo hazretleriyle meclisinin Pal atiae Beyi Orhan ' ı n oğlu,
Zalabi ' nin kendisi ve kardeşleri için imzalanan bir antlaşmadır.
1 -Emirlerin Emiri Orhan ' ın oğlu Emir İ brahim ile Girit Dükü Giovanni
Sanudo hazretlerinin elçisi Mario Quırini Bey' le imzal amış bulundu
ğumuz bu antlaşma şartlarıyl a 1 337 y ı l ı n ın 1 Nisan gününden baş l amak
üzere aynı yıl sonuna kadar barışın güvenilir bir şekilde sürmesi ni
onay l ıyoruz: antlaşma süresi oittiğinde sözleşmeyi yapan her iki taraftan
birinin barış işleminin devamı nı i stememesi hal inde, durumu karşı tarafa
resmi olarak bildirmesi, fakat bu durumun yani sözleşme şartların ı n
tüccarların g i r i ş v e çıkışlarındaki mal ve can güvenl iği göz önüne alına
rak sözleşmeni n fes i h tarihinden olmak üzere 2 ay süre ile bozulmaması
gerekecektir.
2- Her şeyden önce, sözleşme süresi nce bize ya da o n lara ait gemiler
silahlanmış olarak bizim kıyılarımızdan açık denizlere açı lmayacaklardır.
Böyle bir durum, bize vergi borcu ile yükümlü kimseler tarafından yapı l ı r
v e bu vergi yaz ı l ı tarihten evvel ödenmezse durum hemen Girit Dükü ve
mec l i sine i letilecek böylece Girit Dükü ve mec l i s i vergiyi ödemekle
yükümlü kişi lere gerekli yere ödenmesi için 2 ay süre tanı yacak, ancak
bu iki ay sonunda da borç l arını ödeyemezlerse o zaman biz kendi gemi-
.ı 2 Age . . .
66
lerimizi silah landırarak hakkımız o l an borçları tahsil etmek için karşı
taraf gemil eri üzerine gideceğiz.
3- Giritli , Venedikli ya da Venedik Cumhuriyeti ' ne mensup kadırga ve
gemi ler bir Türk Emir' i n gemi siyle savaşıp o gem i lere üstünlük sağlarsa,
yapılacak her türlü hasar için Giritli ve Venedikli Cumhuriyeti ' n e men
sup halka el dokunulmayacak, rahatsız edilmeyecek, mal ve mülkleriyle
beraber halkı bize kardeş sayılacaktır.
4- Ayrıca Venedik ya da Venedik bölgelerinden bizim tarafiara doğru
gelen Girit, Venedik ya da Venedik tebaalı bir geminin yakalanıp yağma
edil mesi ya da saldırıya uğrayıp zarara girmesi hal i nde hasara uğrayanın
her türlü hasarlarını tamir edeceğimizi vaat ediyoruz. Bu arada zarara
uğrayanı n Venedikli olmasını da, Girit konsülünün tanıklığı i l e i n an
ınakla yeti neceğiz.
5- Gene buna uygun ol arak bizim limanl arımızda bulunan ve bir Türk
gemisi tarafı ndan yakal anıp saldırıya uğrayan, tahrip edilen herhangi bir
Girit ya da Venedik Cumhuriyeti bandıralı gemiye, konsülün zarara
uğrayanın bir Venedik l i olduğunu kanıtlayan yem i n l i sözlerine istinaden,
kendimizi onlara yardım etmekle mükel lef h issedecek ve hasarları n ı
gidereceğiz.
6-Ayrıca, deniz ve karadan da prodesium taşıyan , l iman l arım ı z dışında,
fakat bizim l iman l arımız açıklarından gelen Girit ya da yukarıda sözü
edi len Venedik Cumhuriyeti bandıral ı gemi l er, başka bir Emir' i n komu
tasındaki gemi ler tarafı ndan saldırıya uğrayıp hasara uğratıl ı rsa, sanki
bizim gem i lere yapılmış bir saldırı gözü ile bakıp tüm tahribatlarını tamir
etme işini üstleneceğiz.
7- Ayrıca, hiçbir Türk komutasındaki gemi hal kımızın İkarnet ettiği
kıyı lara yanaşmayacak, oralardan y i yecek m addeleri almayacak ve her
hangi bir konuda halkımızdan bilgi edinmeyeceklerdir. ' Eğer böyle bir
durum olur, Emir komutası ndaki gem i kıyıl arımıza yanaşıp halkımızdan
bazı konul arda b i l gi alır ya da verir ve dolayısıy l a Giritli veya Venedik
Cumhuriyet' i bandıralı gem i lere denizde hasar verirse, o bilgi veren kişi
leri asacak, Venedikli olduğuna kanaat getirirsek hasarl arın ı , tüm gider
lerini üstümüze alacağız.
8- Ayrıca, Giritli ve Venedik Cumhuriyeti tebaasına mensup kişileri
rahatsız etmemekte yem i n l i olmayan Fransız ya da Hristiyan korsan l arın ,
67
gemi ve kadırgalarını l iman larımıza sokmayacak ve yiyecek gereksinim
lerini karşılamayacağız.
9- Buna uygun o larak, Venedik l i ve Venedik Cumhuriyeti ' ne mensup
gemi ve kadırgalar topraklarımız liman i arına yanaşıp ödeme karşılığında
su ve her türlü yiyecek maddesi alabilecekler, halkımız onların güven
liğini koruyacak ve onlara birer dost ve kardeş gözü i l e bak ı l acaktır.
1 0- Ayrıca, eğer Girit ya da Venedik Cumhuriyet bandıral ı bir savaş
gemisi ya da herhangi bir·başka gemi , denizin fırtınalı olması ndan yahut
Hristiyan ya da bir Türk gemisi tarafından koval anması, kendi l erini
bizim sınırl arımız içinde bulursa, onl ara can ve mal güvenliği temi n edi
lecek, hasara uğratılma veya uğrarnaları önlenecektir.
l l - Ayrıca, Girit, Venedik ya da Venedik Cumhuriyeti bandıralı gemi ler
tarafından kavalanan Türk gemiler, sınıri an ınıza girip l imanlarımıza
sığınırlarsa, esir ve gemi leriyle bu Türkler bizim malımız sayıl ac akl ardır.
1 2- Eğer aynı durumda bir Giritli ya da Venedik tebaası n a mensup bir
kişi bizim topraklarımız içine düşerse, kendi mal l arı güvenl i k altına
al ınacak, konsülün i stediği tarafa nakledilebilecektir.
I 3- B i r Venedik taeiri ya da bir Venedikli bizim sınırl arımız içi ne girer;
fakat mal larını orada satmak istemezse hiçbir ticari harç ödemeden
mallarını den iz yoluyla istediği başka bir bölgeye nakledebilecektir.
1 4- Eğer bir taci r kendi mal l arı nı bizim topraklarımıza i ndirir fakat on l arı
orada satarnazsa ve dolayısıyla başka taraflara karadan gitmek isterse
bize ait olan her bölgeye girişinde yalnızca %2 ödemesi gerekecektir.
1 5- Ayrıca, bir borçtan dolayı biri kaçarsa, derhal o borcun ödenmesi
gerekecek ve borcu o l an şahıs l a anl aşıncaya kadar hapiste tutul ac aktır.
1 6- Ayrıca, Girit Sultan l ı ğı yazı l ı bir bildiri ile bütün Girit, Venedi k ve
Venedi k Cumhuri yeti tebaası için halk arasındaki hakl arı korumakla
görevli bir konsül tayin edecek ve biz bu konsüle i stediği her türlü yar
dımı esirgemeyeceğiz.
1 7- Ayrıca, Marino Morasini yönetimi devresinde akdedilmiş barış ant
I aşması şartl arına göre, toprakl arıyla beraber St. Nicola Ki l i sesini ver
meyi vaat edecek, fakat karşıl ığında bu taraflara tüccarl ı k yapan
Venedikli ve Venedik Cumhuri yeti ' ne mensup taeiriere ikamet edecek,
mal larını satabi lecekleri bir bölge tahsis edil mesini isteyeceğiz. Bu
durumda konsülümüz Türkler tarafı ndan inşa edi len evleri fiyatta satın
68
alacak, aksi takdirde bizzat kendim onlara başka bir bölgede yaşamaları
için gerekli toprak tahsis edeceğim.
1 8-B ir taraftan öteki tarafa esirlerin beraberinde götürdükleri kıymetl i
eşyal ar iade edilecek, esirin kendisi ise serbest bırak ı l acaktır.
Bir gemi veya mal sahibi, cüretkarlığından dolayı esir olduğunu bildiği
bir kişiyi serbest bırakırsa esirin sahibine 1 2 florin ödemek zorunda kala
caktır.
1 9- Ayrıca, size ait gemi ve kadırgalar ticari herhangi bir vergi ödemeden
kendi paralarıyla yiyecek, et, ekmek veya başka maddeler satın alabile
ceklerdir.
20- Giritli ya da Venedik Cumhuriyeti' ne bağlı halkınız bizim toprak
larımızdan buğday ihraç etmek istediklerinde her ölçek için 2 aspro, arpa
veya diğer sebzeler için 1 aspro, her at için 3 aspro, her öküz veya eşek
için 2, kadın erkek her esir için de l O aspro ödeyeceklerdir.
2 1 - Ayrıca, yukarıda zikre_di len her ithal ve ihraç ettikleri mall ara %2
ödeyecekler, yani girişte 2, çıkışta da tekrar 2 ödeyecekler.
22- Ayrıca, şarap, sabun , peynir, kumaş, mum, deri, şap ve diğer bütün
mal ların Girit, Venedik veya Venedik Cumhuriyeti mensubu kişiler tara
fından bizim topraklarımızdan ihraç olundukları tekele girmeyecektir. Bu
mal ların içinde yalnız şaraptan her Vegete için 50 aspro ve aynı ödentinin
her Caratel l o için de yapı lması gerekecektir.
23- Sanichi ' ni n i l k baştaki durumuna girmesini, üç tane Erea' n ı n (Bölge)
kurulmasını, bun l arda birincisi Naybus, ikincisi Paşa, üçüncüsünün de
Venedik konsütünün bulunmasını vaat ediyor ve istiyoruz. Aynı şeyin
Paturuanı için de geçerl i olmasını ve ağı rl ı k için bir ücret ödenmesi n i n
söz konusu olmamasını talep ediyoruz.
24- Ayrıca, Coron, Moton, S arpanto, Chio, Serfenarum ve Negroponte
Adaları ile buralarda denizde sefer yapan Venedik Cumhuriyeti ' ne
mensup halk ı n sözleşme şartları kapsamında olması nı istemekteyiz. Tüm
Negroponte Adası, Girit Sultanlığı ' nı n Teologo Beyi Atina' nun (Aydın)
Zaloppi (Hızır Şah) ile yapacağı bir antlaşma haricinde bize bir vergi
ödemeyecektir. Bu yapacağı antlaşma gereğince eğer kendisi bizim de
uygun gördüğümüz gibi, Negroponte Adas ı ' n ı barı ş anti aşması kapsa
mına almak istemez ve önceleri gibi vergi tahsil etmek isterse, bu
durumda babamız Orhan ' ın , Negroponte vergilerini zamanında n as ı l
tahsil etmi şse b i z d e b u vergilerden yararlanma yoluna başvurac ağız.
69
25- Anlaşmazl ıkları gidermek, Girit halkı ve Venedik Cumhuriyeti ' ne
mensup kişilerin güvenl i k altında deni zde\ gidip gelmelerin i sağlamak ve
antlaşmanın tam olarak iyi bir sonuca bağlayıp, yukarıdaki sözleşme
şartlarını onayiayıp tasdik etmek için bizzat kendimiz ve kendimizle
beraber aşağıda bel i rtilecek asi l lere, emirlere, kurul üyelerine, kadı ve
musafilere and içtirdik.
26- B i z Türkiye Beyi, Emirlerin Emiri İbrahim, bizim adımıza
derebeyierimiz ve bizim bütün tebaamız adına (Ovela ubeli eleoet alsonit
ontestel elchait neulsuret) gökyüzünü, toprağı, den izleri, bütün canlıları
ve tüm dünyayı kuran yüce Allah ' ın ismi altında yemi n ediyoruz. Bütün
can l ıların hayatı ve ölüm kuvveti elinde bulunan, yaşayan Allah ' a ban a
güç ve kuvvet verdiği için güçlü Allah ' a, 1 24 peygamber yoll ayan ve
bun l arın birincisi Adem(Elederam) ola, peygamber, Allah, Muhammed,
Müslüman i nancını aydın l atan oğlu Audela, azi z Mekke şehri için
Peygambere All ah ' a yol l adıkları için Mushaf ve Kur' an ' a, peygamber ve
melekler, kendi i steği (Fele febet) için biz, yukarıda yazılan tüm şartları
uygulayacak ve tebaamıza da uygulatacağız.
27- Antlaşman ı n sürdürülmesi için yemin ettirdiğimiz asi l baronların
i simleri aşağıda bel i rtil m iştir. Evvela bize kardeş Çine Beyi Chitirbey,
Zaloppi, bizim Macri' deki topraklarımızın sahibi Tave ve Melicastrofi
Beyi Eliasbey (İl yas Bey), Süleyman Paşa, S al ochati Paşa, Jaxibaşı,
Saytit Paşa, bizim B arbani , bizim Subaşı, Palatiar (B alat) kadı sı ile Milas
kadı s ı .
2 8 - Ayrıca yukarıda sözünü ettiğimiz elçiyle anl aşmamamız üzerine eğer
Teologi (Ayasuluk) Emiri Zaloppi , Girit Sultanlığı ile bir barış antiaş
ması akit eder ve buna göre şarap, sabun ve şap, Theologi ' ni n tekeli ne
bırakırsa, biz uygun bulduğumuz takdirde yal nı zca şapı Theologi ' ni n
tekeline bırakacağız. Böylece şapın sınırlarımız içinde tekele girme
mesiyle hal kı mız onu rahatça kull anabilecek hatta Giritl il er' i n i steği
üzerine de onlara satabi lecek, Milas ve Lasso' ya şapı getirebi l ecekler,
ancak, sözü edilen Zalopp i , Theologo toprakları içinde şapa, şaraba ve
sabuna tekel uygul arsa, biz de buna mukabil şapın bizim topraklarımızda
tekel dışında olmasın ı sağlayacağız.
29- Bu antlaşma süresince, bizim yaptığımız gibi, kardeşimiz Girit
Dükü' nün de topraklarımız ve l iman l arımıza hem kendi halkı hem de
70
gemileriyle saldı rı l arda bulunmama yada düşmanl a işbirliği yapıp l i man
larımızı yağma etmemeye and içmeleri n i i steyeceğiz.
71
Latin lerle 9 Mayıs 1 337 yıl ında yapılan ve yetkil i kişiler olarak
Kandiye Dükü Giovanni S anudo i l e Aydınoğul l arı Beyi Hızır Çelebi
arasındaki antlaşman ı n tam metni şöyleydi43 :
43 Ce! i l Ender. . .
72
itibaren bir ay için de hasar ve zararl arın tümünü tazmin etmeleri gerek
mektedir.
S-Halkımız, yukarıda sözü edilen yerlerde yaşayan vatandaşl arımız,
dükümüzün tebaası ve bütün Venedikliler, kendi gemi leri, mülkleri , araç
gereçleri i le i kamet ettikleri toprak ve bölgelerde emniyette olmal ıdırlar;
ve eğer bir Türk veya başka bir ülkeye mensup b i r emir, halkımızı ve
tüccarlarımızı bulundukları , İkarnet ettikleri bölgelerde herhangi bir
zarara uğratı l ı rsa, bu hasar ve zararların tazmi n atı Morbassa (Gazi Umur
Bey) ve diğer kardeşlerin i n adına da olmak üzere Zalappi ' ye (Hızır Şah)
ait olacaktır.
6-Tüccarl arımızın, Venediklilerin ve de yukarıda sözü edi len halkımıza
birbirleriyle top l an ıp, İkarnet etmeleri için uygun bir yerde biraz toprak
tahsis edil melidir.
7- Bütün Giritli ler, yukarıda sözü edilen yerlerde yaşayanl ar, Venedikli
ler ya da Dük'ün vefakar tebaası, iki şey dışı nda bütün mal l arını emirle
rin topraklarına hiçbir harç ödemeden sokmalı dı rl ar. Harç vermeme hari
cinde tutul an maddelerden biri sabun diğeri de şaraptır. S abunun ödenme
şek l i iki parça sabuna karşı bir parça tarçın ya da 2 Staurete, şarabınkine
i se, bir Napoli Vegata' sı için bir Flori nden ibaret olacaktır: ayrıca sözü
edilen Emir' i n toprak l arından bütün Venedik halkı dük h ima-yesindeki
tebaalar ve zikredilen bölgelerde oturanl ar i stedikleri mal l arı aşağıda
bel i rtilecek fiyat l istesine göre serbestçe çıkarabileceklerdir; yani
Seruch' l a ölçülebilecek mall ara o/o 6, Seruc h ' l a ölçü l emeyecek diğer
bütün mal l ara o/o 4 ödenecektir.
8- Orada, bize, tarafımızdan tayin edi lecek bir konsülümüzün bulunması
hakkı tan ınacak, bu konsülümüz o bölgede yaşayan halkımızı, Venedikli
leri , Dük ' ün bütün tebaasını ve yukarıda sözü edi len leri idare etmekle,
onların haklarını korumak, anlaşmazlıkları gidermekle görevlendirile
cektir; ayrıca konsülümüz, halkımız ya da daha evvel sözünü ettiğimiz
kişi ler tarafı ndan vuku bul acak herhangi bir hasar ya da hareketi suçun
ağırlığına göre cezalandırabilecek ya da gerekli uygun gördüğü yöntem
leri bu durumlarda kul l an abileceklerdi r. Böylece Zalappi (Hızır Şah),
Morbassa ( Umur Bey) ve kardeşleri ya da görevli ve Naybus' l ar bu gibi
dava ve i şlere karışmayacaklar, ayrıca da konsülümüze istediği zaman bu
gibi duruml arda işini daha kolay ve iyi yürütülebilmesi açısından ona
yardımcı o l acakl ar ve dayanışma göstereceklerdir.
73
9-Yukarıda sözü edilen Zalappi (Hızır Şah), Morbassa (Umur Bey)ve
öteki kardeşlerin i daresindeki bölgeleri bir Türk emiri n i n gemisi yaklaşıp
oradaki halktan veya oradaki yabancı kimselerden herhangi bir konuda
bilgi alı r ve de sonra bizim insanlarımıza, Venediklilere, ya da Dük
tebaasına mensup kişilere ve mal i arına saldırı veya yağmalamal arda
bulunulursa, bunun hesabı, gereken bilgileri gemiye verdikleri anl aşıl
dığında başta sözü edilen Emirlere sorulacak, bütün hasar ve zararların
tazminatı onlara yüklenecektir.
!0- Venedikli ler, Dük tabasma mensup hal k ve diğer daha önce söz
konusu edilen kişi lere ait o l an s i l ah l andırı lmış ya da silah l andırılmamış,
tahta veya başka maddelerden yapılmış her çeşit gemi yukarıda adı
geçen Emirlerin toprakları n a yanaşabileceklerdir. Bu durum onların her
bölgesi nde geçerli o l acak ve karşı çıkma sureti ile vergi ya da harç alma
gibi konular söz konusu olmayacaktır.
1 1- Halkımız, tüccarları m ız, Venedikl i l er, Dük tebaasına mensup kişiler
ve daha evvel sözü edilen kişiler, şarap, sabun, peynir, şap, mum, her
türlü deri , çeşitli gıda maddeleri, Grossa gibi madde ve mall arı hiçbir ver
giye tabi tutulmadan, daha önce sözü edi len kendi toprak l arına sokacak
ya da dışarı çıkarabileceklerdiL
1 2- Bir tüccarımızın Venedik l i , Dük tebaasından bir kişi ya da adı geçen
toprakl arda ikamet eden birinin, Zalappi, Morbassa veya kardeşleri
hakimiyeti altında olan b i r l i man veya şehirde ölümü hal inde ölenin mal
ve mülkleri emniyete al ı nmas ı , sahip olduğu her şeyin , öldükten evvel
isteklerin i bir kişiye anl attıysa o kişiye, yoksa o anda orada bulunacak
konsülümüze teslim edi lmesi gerekmektedir.
1 3-Tüccarları m ız ya da sözü edi len yerlerde yaşayanl ar, Venedik l i ler ve
Dük tebaasına mensup kişi ler, Emi r ' i n toprakl arına deniz yoluyla hiçbir
vergi ödemeden sokup satabilmelidirl er. Eğer bu mal l ar gittikleri i l k
yerde satıl amazsa, kara yolu i le mall arla beraber başka bölgelere tekrar
vergiden muaf ol arak geçebi lmelidirler.
1 4- Venedik ya da Dük ' e mensup tebaanı n veya bize ait gemi ve
kadırgaların başka bir Türk veya Emir' i n gemi l eri ile savaşması sonu
cunda, Türk gemi lerince yakalanı rsa, soydaşl arımıza Emir ve hal k ı tara
fı ndan hiçbir kötülük edilmemes i , can ve mal mülkleri i l e emniyet altına
al ı nması gerekmektedir.
74
I 5- Herhangi bir fırtı na ya da başka gemiler tarafı ndan kaval anma
veyahut daha başka nedenlerle Venedik, Dük tebaasına mensup halk _
veya bize ait s i l ahlanmış gemilerimiz Manerici bölgesinde bulunup
Zal appi , Morbassa ve kardeşlerinin hakimiyeti altındaki yerlere yanaşır
Iarsa insanl arımızın mal , mülk ve canları wrunacaktır. Ayrıc a bu durum
da halkımız mal l arını satmak isterlerse hiçbir ticari vergiye tabi tutu l
ımldan istedikleri y e r ve zamanl arda satabilecekler, sonra serbestçe dışarr
çıkabi leceklerdir. \-,�
75
yapısına girecektir. Görüleceği üzere, antlaşma hükümleri tüm emirleri
kapsamaktadır. Antlaşma metni askeri ve siyasi gücün yitirildiği anla
mına gelmektedir. Yaptırımların, siyasal ve ekonomik geleceği tehl i keye
düşüreceği bell i i ken, güçlü olduğu kabul edi len Gazi Umur Bey bu
yaptırıml arı nasıl kabul etmiştir? Gazi Umur Bey' i n ölümünün ardı ndan,
Hızır Şah I 3 5 I y ı l ı nda bu kez Cenevizlerle benzer bir antlaşma
imzalayarak, Latinlerin Beylik toprakl arı içinde her türlü mal alım-satım
larını vergisiz kabul etmek durumunda kalacaktır.
Latin ler, XV.yy ' ın yarısına değin Osmanl ı Devleti ' nden daha güçlü b i r
deniz gücüne sahiptil er. Ö y l e ki, Gel ibolu kıyısında 1 4 1 6 tarihinde
Venedikli lerin Osman l ı Donanmas ı n ı yakmaları bir güç gösterisine ve
direnmeye dönüktü. Osman l ı tarih yazımları n da bel i rtildiği üzere,
B al kan i ara geçi ş i l e Varna S avaşına katılacak Osman l ı ordusunu boğaz
ların karşı yakasına taş ı ma işi Cenev i z gemi leriyle yapılmaktaydı . Hatta,
İzmir Liman kalesini e l l erinde bulunduran Latin güçleri, kaleyi ancak
Fati h Sultan Mehmet i le giriştikleri 1 472 savaşına değin korumayı bil
m işlerdir. Bu koloni devletleri, Fatih ' e değin gerek Kırım, gerek
Karadeniz ve gerekse Ege' de ticari koloni lerin sahibi idiler.
Venedik ve Cenevizliler, her ne kadar deni z üsleri n i ve bağlantı
l imanları n ı yitirseler de, ticari güçleri ni ve konumlarını daha uzun süre
korumayı başarmışlardı r. B unun nedeni siyasi olmaktan çok, ekonomikti .
Anadolu coğrafyasındaki ticari organizasyonlar, iç pazardan dünya
pazarlarına, yiyecek, içecek (Et, peynir, sebze, şarap), giyecek (Dokuma,
yün, kumaş) ve diğer mal l arın (Sabun, şap, balmumu, deri) çıkarıl ması
i l e elde edi len gelirlerd i . D iğer taraftan köle, at, öküz, eşek gibi hizmet
unsuru elemanl ar da önemli dış s atım araçları n ı oluşturmaktaydı. B u
ticari i l işki lerin uzun sürede Türk ekonomik yaşamına pek katkı sağla
madığı ve bu nedenle tüccar sınıfı n ı n doğmadığı da görülecekti . Hatta,
daima ticari ayrıcal ı k l ar elde etme, Latin dünyasının temel i l kesi olacak,
XVI. yy' dan XIX . yy ' a değin peşi s ı ra bu ayrıcalıkları elde etme savaşı
sür-git devam edecektir. Değindiğimiz üzere bu i l i şkilerden tüccar s ı n ı fı
doğmayacaktir.
* * *
Kol oniler, bey l i kler döneminden itibaren, l iman, kent ve köyle rde
organize bir ticari yapıya sahip görünmektedir. Bu üsler daha çok kaleli
yerlerdir. Mal l arın her türlü tehl i keden korunması amacıyla ele alınan bu
76
surlu al an l ar, l iman ve iç kesimlerde benzer hisarlı yapı l arın çoğalmasına
neden oluyordu. Kervan yol l arı üzerinde bu şekilde ele alınmış kaleler
çoğunlukla, mal l arı koruma alanl arı idi. Depol ama amacıyla oluşturu l
muş surlu alanlardan günümüze ulaşabilmiş en sağlı k l ı olanı "B ademye
Kalesi"dir. B ademye ' n i n eteğinde düz bir alanda ele alınan depolama
merkezi , diğer örnek ve değerlendirmeler için fevkalade önem l i bir
malzeme durumundadır. Burası, bölgen in en hareketli çıkış noktalarından
olan Küre-Köşk hattının merkez karargahı gibidir. Bu örnek, öneml i
ölçüde varlığını koruyabilmiş, boyutl arı bel l i bir al andır. Halkın İ ç kale
de dediği ve Ceneviz Kalesi olarak nitelendirdiği bu alan, tarihsel ol arak
fevkalade önem l i bir malzeme durumundadır. 1 70mx 1 60m ölçülerindeki
surlu al an , batıda B ademye Çayı, güneyde B ademye, doğuda Pirinçci,
kuzeyde Mescitli i l e çevri l idir. Surları n dayandığı batı yönünden kaleye
geçiş ve girişi sağlayan bir köprü bulunmaktadır. 44 Ceneviz Köprüsü
olarak adl andı rı l an köprünün yapım tekniği i l e surların ele alınışı aynı
yöntemsel araçlarla ele al ı nm ı ştır. "Lökün" deni len teknikte, zeytinyağı,
beziryağı, yumurta, kireç kul l anılmıştır. Bu tekniği, Türkler de hamam
yapım ve tamirlerinde de kul l anmaktaydı lar. Bunlar, yağma ve baskın
Iardan korunma amacıyla oluşturulmuş surlu al anlardı . Bir kısım surlu
al anl ar bu nedenle inşa edilmiş kale benzeri yerlerdi .. Hatta, Cenevizli
lerin bu alan l arı yağma ve hırsızlıklardan korumak amacıyla ortaya attık
ları "Evran Öyküsü" oldukça i l ginçtir. 45 Bu ürkütücü ve caydırıcı anl a
tırnda olağanüstü bir yıl andan söz edi lmektedir. Kalenin çevresindeki bu
yılanın başı öküz başı büyüklüğünde, vücudu ağaç gövdesi gibi ve 1 5-20
m uzunluğundadır. Zaman zaman ortaya çıkan bu canavar surl arın
bekçisidir. Zeki kolonistleri n , kendi leri n i ve kalelerini korumak amacıyla
ortaya attıkları bu öykü, tutmuş ola ki, hala aynı i nanç ve söylem çevre
de yaşamaktadır . . Benzer bir an latım da Bezdegüme (Yolüstü) köyündeki
-'Gavur Dam ları" için de söylenmektedir. Bu kapsamda Küçük Menderes
Havzasındaki, Küçükkale, Daı·mara, Peşrefl i , Kayaköy, Yılan lı kale,
Türkönü, Günlüce, Kaletepe, Balaban l ı , Balyambolu, Asartepe ( Keles)
kale örnekleri Ceneviz yada Venedik depo yerl eşimleri olmalı dı r. Zira,
ilkçağın savunma amaç l ı kalelerinde yapı malzemeleri blok taşlardan
!.! Köprünün korunmasını sağlayan Badem l i eski Belediye Başkan ı Mustafa Başer' i bu
-_onuda kutlamak gerekmektedir.
-- Kırsal kesimde yılanın olağanüstü olanına "Evran" denilmekted ir.
77
yapılmış iken, depolama kaleleri moloz taşlardan, sadece mal l arı koruma
amaçlı ele al ınmış görünmektedirler. Üstelik bunl ar ana yol l ara yakın ve
düzlük al anda, ele alınmış hisarlı bölgelerdir. Ancak, sah i llerde yer alan
kolani kaleleri ise hem savunma hem depolama i stasyonları olarak ele
alı ndığından, daha farkl ı surlara sahipti . Bunlar, saldırı ve yağmalara
karşı daha güçlü . bir savunmaya h izmet amacıyla ele alınmış l ardı .
Ö rneğin , Çeşme,' Foça (Beş Kapıl ar), B al at(Menteşe), Kuşadası ( Kadı
Kalesi) l i manl arı bu nedenlerle Ceneviz giriş-çıkış kapıl arı, hem savunma
hem depolama kalelerine sahipti . Bu surlu alan lar kolonistlerin baskınlara
·karşı mal l arını korudukları depo alanl ardı . Hatta bu nedenle, kimi yer-
�
-- - -
erde eski kaleler kul lanı l ırken, kimi kez bunlara yakın yeni surlu alanl ar
'Yapıl ıyordu. B u n l ar kimi kez yan yana idi . Bunlardan bir kısm ı , Tire ' n i n
: Fota, Topal ak, Dağdere köylerinde örnekleri ni gördüğümüz Çifte kale
lerdir.
Ambar/Anbar sözcüğü üzerinde de durmak gerekmektedir. Eğer bunlar
1 .aşiret adı değil se, büyük ol asıl ık l a depolama i şlevi gören yerlerdir.
.:Örıi'eğin ,Tire ' de Derebaşı (Ambar), Halkapınar (Ambar Kavağı), Musalar
(Ambarlı Kaya), Aydı n Güzel hisar' da Kosan/Saı·ıçam (Ambaryanı ) ,
Kıran (Ambarlar),Kestel ' de Tekke/Gündoğan (Ambartepe) örneklerinde
olduğu gibi, "Ambar"l ı semtler görülmektedir. Bunların geçiti ere yakın
yerlerde bulunmas ı , dağıtım depoları olabi leceklerini düşündürmektedir.
Kolonistler için , depolama ve s atış yerleri dışı nda bell i zamanl arda
"Hafta Pazarlan"na katı lmalan "Bazar" oluşuml arı n ı beslemiş görün
mektedir.
Bu pazarlar, daha çok satış yerlerine sahip olunmayan böl gelerde
oluşturu l an al ı ş-veriş yerleri olup büyük olası lıkla haftada bir gün kuru l
maktadır. Örneğin, merkezi bir özell i k gösteren Tire Fota dışta tutul acak
ol unursa, kervan yol ları üzerindeki B i rgi ' ye bağlı Çayl ı , S arıkaya,
Emi rl i/Maden i l e Tire Hasançavuşl ar pazarları bu izien i ınİ vermektedir.
Ancak, Tire Büyükkemerdere ve D al l ı k ile B i rgi Yeniköy ve Alemler
(Yeni şehir), ise geçit noktaların ı n zayıf olduğu yerlerde, bölgesel diğer
yerleşimiere seslenen pazarlardır ki , böylece tüm köylere ulaşma olanağı
da elde edi lm i ş olmaktadır. Görülen odur ki, gerek "Gavur Evleri" ya da
" Gavur Damları" dışı nda, ulaşılamayan yerlerde nokta pazarlar kuru
l arak , ticari i lişkiler I 3 3 7 ' den 1 470' l i y ı l l arın başına değin devam
etmiştir. Bu süreç i l e B atı Anadolu ' dan dünya pazarlarına taşınan mal-
78
ların yanı sıra, öze l l i kle, dıştan gelen mal l ar iç pazarl ara taşınmaktadır.
Hatta, değindiğimiz üzere Tire'deki Frenk Han ı ' nda "Köle Ticareti"
46
yapı ldığı Tire Şer' i ye S i c i l i kayıtları nda yer almaktadır. Bu kesim
"Sipahi Pazarı" ya da "Atpazarı" deni len pazaryeri i l e iç içedir. B i r
kısım yerleşi m lerde, yabancı ticari unsurl arı tanımlamada kull an ı l an
"Frenk" sözcüğü de üzerinde durulması gereken bir di ğer konudur.
Örneğin, B i rgi ' de 1 530 yı l ı belgelerinde rastl adığımız Frenk (Klavuzlu)
yerleşimi, Büyük Menderes Havzasındaki Kavak l ı ' da "Frenk Çeşmesi"
ve Tire' deki "Frenk H anı" süreç ile giren ticari unsurları işaret etmek
tedir.
Venedik ve Cenevizlilere ait hafta pazarl arı , değindiğimiz üzere, daha
çok işyerleri bulunmayan yerleşim böl gelerinde kuru l muşa benzemek
tedir. Bu pazarl arın h angi günlerde kurulduğu ise bilinmemektedir. B u
neden le, dağl arda b i r kısım pazarlara rastlanması, ticareti n bölgeyi
kontrol altına aldığı izlenimi vermektedir. Tire ve B i rgi ' n i n Aydın
Dağlarındaki pazarl arı nı iki grupta ele almak gerekmektedir. Bunların bir
kısmı kervan yolu üzerindeki pazarlardır ki bunlar, i l etişimi kolay ve
depoların bulunduğu ( Kale) yerlerdedir. Bunlar aynı zamanda her türlü
olanağa sahip olunan ( İ kamet, depo, güvenl i k) yerlerde yer almaktadır.
Diğer pazarlar i se, kervan yol l arından kısmen de uzak da olsa sergi
pazarlardır. Kısac ası buralar düzenli aral ıklarla kurulan, her türlü mal ın
alı n ıp satıldığı yerlerdir. Bal yambolu (Beydağ) kesimi koloniyal özel
likleriyle öne çıkmaktadır. Özellikle, Bal yambolu Kalesi, avaya egemen
bir konuma sahiptir. Kale duvarları güneyde sıfı r noktada iken, diğer üç
yönde belirli kod farkına sahiptir. Öze l l i kle kuzey cephesi zemi nden
oldukça yüksek bulunmaktadır. Bu kalenin iç kesiminde kolani odal arı
bulunmaktad ı r. Roma Dönemine ait kalen i n , depolama, hem dükkan ve
barınma olmak üzere çok amaçlı kul lanı ldığı an laşıl ıyor. Burada yapı l an
kazı çalışmal arı yarım kalmıştır. Ancak bel li kesimde yapı lan kazıl arda,
1 0- 1 2 hücrenin ortaya ç ıkması kale içi yapı l aşman ı n iç aviuyu tamamen
kuşatmış olabi leceği izlenimi vermektedir. Aynı şekilde Ayasuluk Kalesi
içinde ortaya çıkan oda ve bölmeler de kolonistlere ait yerler o l abileceği
izlenimi vermektedir. Prof. Mustafa Büyükkolancı ' n ın sorumluluğu altın
da yapılan kaz ı l arda, geç döneme ait mekanlar bu amaçla düzenlenmiş
'
Tire Şer' iye S i c i l i , Cilt 1 0, H . l 27 8
79
olmalıdır. Zira, Ayasuluk güney sırtları ndaki "Ceneviz Mezarl ığı",
yörede kal ıcı kolonİst grupları n varl ı ğına işarettir.
Lati n kolonileri n i n , Aydın Sancağı coğrafyasında ortaya çıkan semtleri ,
kolonİst yerleşimierin zengi n l i ği n i göstermektedi r. 47 Gavur Evleri ' nin
Tire' deki dağıl ı m l arı, Küçükkale, Kürdüllü, Pınarlı/Bayındır, Yusuflu/
Bayındır, Kızı lcaavlu/Bayındır, olarak görünürken , B i rgi kesiminde bu
dağı lım daha c an l ı bir görüntü vermektedi r. Örneği n, Köseler, Hal ıköy,
Seki, Çomaklar, Kaymakcı , Kızı lcaavlu, Halıköy, Adaküre, Mursall ı ,
Çamlık, Alaşarl ı , Al akeçi l i , Bezdegüme köyleri bu örneklemede zen
ginlik içermektedir. Bu "Ev"ler B üyük Menderes Havzasında, İ kizdere,
Gölhisar, Ilıdağ, Kestel , Çobani sa, Pınarlı , Osman iye, Alamut, Kı lavuz,
Altıntaş, Dirgicik, Sal avatlı ' da yol üstündeki ticari durakları yansıtmak
-
tadır. Gavur Evleri gibi aynı i şlevi üstlenen "Gavur Dam ları" nı ri söylem
farklıl ığı dışında başka bir anl am ı yoktur. "Gavur Dam l arı", Küçük
Menderes Havzasının Tire bölmesinde, Buruncuk, Doyran l ı , S aruhan l ı ,
Ergen l i , Sarımerye, Çaml ıca, Lutufl ar köyleri i l e B i rgi coğrafyasında
Balyambolu, Karaoba, Kutlubeyler, Yağas, Bucak, Yenişehir, Çömlekc i ,
Hali ller v e Ayasuluk'ta Uzgur, Dirm i l , zinciri besleyen halkalardı r. B u
zincire inegöl/Sarıgöl ile İ zmir/Kı rı klı' y ı d a eklemek gerekmektedir.
Büyük Menderes Havzasında, Arpaz,Akçaköy, Ahadlar, Al i han, B aşalan ,
Kayran da aynı adlar altında koleni noktal arı görülmektedir. Hatta bu
barı nma ve iş yerleri "Gavur İ ni" adı altında genişlemektedir. İ ster
"Dam" ister "Ev" i ster " İ n" olarak nitelendiri lsin, ortak ifadede "Gavur"
lu bir yaklaşım söz konusudur.
Tüm bunlar "Gavur"lu semtl er adı altı nda büyüyüp genişlemektedir.
Bunların Aydın Eli coğrafyasındaki konumları tari hsel yol ağl arını ortaya
koyması bakımından önem taşımaktadır:
-1 7Dukalar Düzl üğü ( Adaküre/B irgi). Vened ik Kalesi ( B alyambolu/B irgi ) , Ceneviz
Kalesi ( Çaııı l ıca!B irgi), Ceneviz Kalesi ( Koçak/Köşk!Aydın Güzelhisar) Ceneviz
Çeşınesi (Yusutl u/Bayı ndı rffire) , Ceneviz Kalesi (Hisarl ı k/B ayındırffire), Ceneviz
Köprüsü ( B adenı l i/B irgi ), Ceneviz Kalesi ( B adenıl i/B i rgi), Ceneviz Tepesi ( Hal ıköy/
B irgi ), Ceneviz Mezarl ığı (Mendegüıne/B irgi) , Cinibiz Deresi (Geno/B irgi) , Cinpı narı
( Geno/B irgi ), Cintepe ( B akır/B irgi), Cinli Köprü (Datbey/Günlüce/B irgi), Cinlidere
( Hal kapınar/Tire), Cinkaya ( Yuval ıffire), Cinliköy (Ayasuluk), Cinl itaş (Akçakavak!
Ayasul uk), Cinibiz Kuyusu (Deınircil i/Ayasu l uk), Cin Deresi (Dağkı zılca/Ayasuluk),
Cinihiz Çeşmesi ( Kı rı kl ı/İ zınir), Cincinpı narı ( Karacaağaç/İzıııir), Cinli Tarla (Çaybaşı/
Ayasuluk),
80
GAVUR B URNU: Tire (Alay l ı ) , B irgi (Hamamköy), Örencik(Kestel) ,
GAVUR TEPES i : Toparlar(Ti re), B i rgi (Tosun l ar, B al aban l ı , Demirc i ,
Kaymakcı),
GAVUR HARMAN: Tire ( Küçükburun), Mezeköy(Köşk), Kızıldere
(Kestel ) ,
G AV U R DERE: Tire (Mehmetler, Musalar), B i rgi (Hac ı Hasan, Çomaklar),
Ayasuluk(Kızılhisar),
GA VUR MEZAR!: B irgi (Bozdağ), Koyuncular ( Bozdoğan)
GILMAN/KÖLE: Tire (Topalak), B i rgi (Semitli/ Üçkönak), Hacıbeyli
(Kestel), Kenger (Aydın Güzelhisar), Ilıdağ ( Köşk), GAVUR B AZARI:
Çiniyeri(Tire), Alemler (Karacasu/ Yeni şehir), Yöre (Kestel), Pirlibey
(Kestel), İ kizdere(Aydın Güzelhisar), S obuca (Aydın Güzelhisarı)
GAVUR YOLU: Akçaköy ( Köşk),
GAVUR DÜKKANLARI: Keste l ,
AZATLIK: Ortakçı ( Keste l )
CiNL i SEMTLER: İsabeyli ( S ultanhisar, Örtülü (Yenişehir/ Karacasu),
Osmaniye (Bozdoğan), semtleri , koloni yerleşimierin bir diğer söylem
fark l ı l ığını i fade etmektedir.
81
Köyün Dimel l i (Ci n l i Kavak) semtinde para bas ı l dığı bir diğer aktarım
olarak yaşamaktadır. Bu kesim böl genin ticari yoğunluğa sahip baş l ıca
güzeregahı dır. Yine, havzanı n bir diğer köyü A l amut ' ta ise biraz daha
farklı bir anl atım söz konusudur. B urada basım işinden çok, bankac ı l ı k
işlemleri n i n yap ı l dığı ve para alı ş-verişlerinden söz edil mektedir. Büyük
olası lıkla burada "Kule" ol arak adlandırıl an Gavur Evleri ' nde alınan ya
da verilen mal l arın paraları dağıtılmış olmalıdır. Zira bu bölge kervan
yolu o larak en i şlek hatlardan baş lıcas ıdır. Küçük Menderes h avzasındaki
Ceneviz ticari yol ağları adeta tüm eski yol l arı kul l anmış görünmektedir.
Bu yollar Roma Dönemi yollarıdır ki , bir kısım farkl ı dol aşımlarl a da
olsa kull anılmıştır. Hatta, diyeb i l i riz ki , kimi yol l ar, özel likle S art ' a
ulaşım Roma öncesinin "Kral Yolu" dur. V e b u yol l ar günümüzde de
önemini yitirmemi ştir. Hal k arası nda Latin lerin kull andığı ve ticari bir ağ
oluşturan bu yol l ara dönük kal ıpsal i fadeler oluşmuştur. Bunlar daha çok
"Gavur Evleri" adıyla günümüze u l aşmış ticari evlerdir. Bunl ar, Latin
kolonİstlerinin kul l andığı yol l arı bel irlemede öneml i m irasl ardır. B u
evler, ticari yoll ar dışında diğer köylerde yoktur. Bu hatlara özet o larak
değinmekte yarar vardır.
İzmir-S art h attı tarihin en eski yol l arından biridir. Kıyıy ı , İ ç Anadol u '
y a bağlayan b u yol, aynı zamanda tarih i İ pek Yolu üzerinde bulunmak
tadır. İ zmir çıkışlı ve onun çevresini güneye bağl ayan , Cumaovas ı ,
Oğlananas ı , Triyanda v e Kızıl h isar i l e Ayasuluğ' a u l aşan hattır. Tıpkı ,
İ zmir- Sart yolu örneğinde olduğu gibi oldukça eski ve daima kul lanı l an
bir yoldu .
Ayasuluk-Sart hattı ise, tarihsel o larak en eski yoldu. B u yol , Kral Yolu
yada İ pek Yolu o larak adlandırılan ve antik dönemde de kull an ı l an baş
l ıca yoll ardandı . Ayasuluk-Hasançavuşlar-Ayak l ı kı rı-Uladı-Yusuflu
Ergenl i-S arımerye (S arıyurt)-Kızıl keç i l i bu hattın istasyonlarıydı . Antik
Dönemden itibaren kul l an ı l an bu yol , günümüzde eski can l ı lığını yitirmiş
görünse de, Ayasuluk-Sart hattı n ı n e n kısa yoluydu. Kral Yolu ol arak da
nitelenen bu yolun S arıyurt (Sarı Merye) yakın l arında, 3-4 km' li k bir
döşemeye sahip olması , yola veri len önemi göstermektedir. Esasen,
Ramsay da bu yolu İ l kçağ öncesine uzanan yol o larak ele almaktadır. 48
.ısRamsay, Prof. W.M.- Anadolu' nun Tarihi Coğrafyası (Çev.Mihri Pektaş), MEB . ,
İstanbul, 1 960
82
Ayasuluk' u Büyük Menderes havzasın a bağlayan yollardan biri de
Belevi-Küçükkale-Akyurt-B ozköy-Germencik yolu olarak çalı şmaktadır.
Küçük Menderes Havzas ı n ı n batıdan B üyük Menderes' e ulaşan bu yol da
eski yol lardan başlıcasıdır. B ugün de küçük sapmal arla da olsa kull an ı l
makta olan yoldur. Yolun Büyük Menderes Magnesya'sına da ulaşması,
ilkçağda da kull an ı l mı ş olabileceğin i göstermektedir. B u yolun Tire Çıkış
ayağında h an yıkıkları n ı n bulunması ayrıca termal kaplıcalara u l aşması
bu olasıl ıkları güçlendirmektedir. Bu güzergahta yer al an Latin koloni
semtleri de (Akyurt, Alayl ı) yolu besleyen kanıtlardan olmalıdır. B u yol,
Osmanl ı sürecinde "Balıkç ı Boğazı" adıyla da anılmaktaydı .
Ayasuluk-B ayındır-Burgaz (Pın ar l ı)-Ödemiş-Keles hattı, Günümüzde,
Bayındır-Ödemi ş karayol u ol arak v arlığını koruyan ana yol l ardan biridir
ki, Küçük Menderes Havzasını enine geçen bir yoldur. B u yol , havzadan
İ ç Anadolu' ya u laşan ana yol l ardandır.
B irgi-B alyambol u hattı içteki en i şlek yol lardan biridir. Hat, Ödem i ş
Bezdegüme, Çaylı , A l aşarlı , S arıkaya, Alakeç i l i , Hal ı köy, Yağc ı l ar ve
Emirli köylerini dolaşarak adeta bir yarım ay çizmektedir. Hat, B ademli
Adagüme yoluyla Küre' den Köşk' e uzanmaktadır.
Hipaipa/Datbey/Gün lüce hattı , Küçük Menderes-Sart u l aşımının antik
dönemden itibaren kull an ı lan yoldur. B u h at, Keles-Bi rgi(Ödem iş)
Hipiapa yoluyla Topalak yay i asma ul aşarak S art' a i n mektedir. Diğer
yol l ara göre daha az yorucu ve dik olmayan yoldur. B u nedenle tarihsel
ol arak bel irlenmiş en uygun kervan yoludur. Ramsay bu yolun da olduk
ça eski olduğunu ve Roma Dönemi öncesine uzandığın ı beli rtmektedir.
Ödemiş-B i rgi-Genev yolu ise, Roma Dönemi ile belirginleşen bir diğer
uygun yol olması n a karşı n pek kul l an ı lmamıştır.
İ kinci ana hat, Ayasuluk-Tire-Fota-Bal abanl ı-Bodemya ana yoludur k i ,
)Üzyı l l ar boyu kul l an ı l an temel ulaşım hattıdır. B u a n a y o l bir kısım
yol l ara ayr ı larak B üyük Menderes bağlantısına sahiptir. Anayo l , üç
geçide sahiptir. Bunlardan i l k i , Selçuk-Tire-Germencik, ikincisi, Selçuk
Tire- İ ncirli ova, üçüncüsü ise, Selçuk- Tire- Hamamköy- Köşk hattı idi.
Yoll ar, diğer kervanyol l arında olduğu gibi küçük sapmalar dışında
yüzlerce yıldır, Roma, B i zan ve Türkler tarafından kull an ı l an yoll ardı .
Üçüncü ve en yoğun bölge ise Doğu Küçük Menderes böl ges i n i kap
sayan iki l i ç ı kı ştır. Ödemiş merkezli ana karargah, B eydağ-Naz i l l i
ulaşımını sağlarken , diğer b i r kol Keles ' e uzanmaktadır. B u y o l havzayı
83
İ ç Anado l u ' ya bağlayan ana yoldur. Ödemiş ' ten önce b i r diğer tarihi hat
i se Ödemiş-Bülbüller i l e Kayaköy-Bülbüller-Kerpiçlik-Kuşlar-Güney l i
ile Turgutlu ' ya (Man isa) uzanan ulaşım yoludur. Ödemi ş-Bi rgi-Bozdağ
hattı ise oldukça uzun üçüncü bir koldu . Bu yol diğer güzergahl ara göre
en az kull an ı l an yoldu. Zira, yolun dik oluşunun yanı sıra güvenlik
açısından da sakıncalar taşıyan bir güzergahtır. Bu güzergahl ardaki
"Gavur Evleri" yada "Gavur Daml arı" ard arda devam eden ve bel l i
kesimlerden sonra ortada iz bırakmayan fiziki m i rasl ardır. Örneğin ,
Yusuflu-Ergenli- S arıyurt köyleri b u mirası kul lanırken, çevredeki diğer
yerleşimlerde "Gavur Evleri" i l e ilgi l i en küçük b i r iz yoktur. Yine aynı
şekil de, Çay l ı , A laşarl ı , S arıkaya, Kızılcaavlu, Beydağ, H al ı köy,
Alakeç i l i , Tosunlar köylerin i n hepsinde zincire] halkalar örneği "Gavur
Evleri" dizil i şi vardır. Oysa, güzergah dışı çevre yerleşimierin hiç birinde
bu "Gavur Evleri" ne rastlanmamaktadır. Ceneviz ticari noktaları , b i r
bölgede sınırl arı belirlenmiş (Hisar/Sur) arazi içinde yer almaktadırlar.
"Hisar" l ı olan bu ticari merkezlerden Fota, yola hakim bir tepede yer
almaktadır ki, halk bi lgilerine göre buradaki kale "Cin ibiz" I i i erden
kalmadır. Yan yana i k i h i sarlı yerleşim bölgesi b i r kısım kolani bölgele
rinde olduğu gibi, biri askeri nitelikl i ana hisar, diğeri ticari amaç l ı
küçük h isardır. B i r diğe r kolani noktası o lan B adem l i (B odemya), daha
sağl ıklı değerlendi rmelerin yapıl abileceği bir h i sar yapısı bırakmıştır.
B odemya halkı tarafından da "Cenevi z Kalesi" olarak nitelenen h isarlı
arazi , kervan yoluna hakim bir kesimde yer almaktadır. Surlu kesim,
daha çok karesel bir alan olarak ele alı nm ı ştır. Duvarlarının önem l i bir
bölümü ayakta olan kolani deposu, yer yer değişen yükseklikl eri ile bize
yapının ana karakteri konusunda da bilgi vermektedir. B al yambolu
(Beydağ), bu konuda daha çok merkez özell iğine sahip görünmektedir.
Hatta, Halıköy yakınında "Ceneviz Evi" ve "Ceneviz Tepesi" semtleri
bölgesel bütünlüğü sağlamaktadır.
Büyük Menderes H avzasında da bu ticari yol ağı , Ayasuluğ i l e
Menderes Magnezyas ı ' n a u laşmaktadır. Bu, Roma Dönemininde d e kul
l an ı l an yoldur ve bu yolu S trabon da kul lanm ı ştır. Onun tan ımıyla,
Efes'ten Magnezya yoluyla, Trall es (Aydın) ve Nysa' ya (Sultanhisar)
ulaşılmakta, oradan da H iyerapoli s ' e uzanılmaktadır. Bu nedenle eski
yolu, Türklerden önce B izans da kul l anmış görünmektedir. Örneğin ,
Efes' ten Denizl i ' ye u laşan bu ana yolda, kolani n oktaları Aydın
84
Güzel hisar-Kestel -(N azi l 1 i)-Kızı l dere yerleşimleri birbi ri n i i z lemektedir.
Bu ana yoldan kuzeye ve güneye bir kısım yol l ar ayrılmaktadır.
Bozdoğan ve Yenişehir ( Karacasu) ulaşımları güneye i nen hareketl i
ikinci dereceden o l makl a birlikte tarihsel yol l ardır. Öze l likle Yenişehir
(Karacasu) uzanan çizgi, kolani ağların ı n yoğunluğu ile öne çıkmaktadır.
Bu yol üzerinde Kızıl dere ve Yenice ' de beli rl ediğimiz Venedik ve
Cenevizl i ailel er, kolonileşmeden arta kalan görevl ileri yansıtmaktadır.
Kolonileşme süreci hal k üzerinde o den l i etk i l i ol muştur ki , "Cinibiz
zaman ından" yada "Ci nibizli lerden beri" gibi bir "Mi l ad"a dönüşmüştür.
Halk, beyl ikler süreci ni yada i l k yerleşim dönemini bu şeki l de kalıcı hale
getirmiştir. Hatta, sürecin unsurl arın ı "Gavur" genell emesi yle "Gavur
Evleri", "Gavur Damları", " Gavur Boğazı", "Bezirgan Tepesi", "Gavur
Bazan", "Gavur Dükkan l arı", "Cin Evleri" o larak nitelemiştir. Hatta bu
sürecin önem l i mirasl arından Genev ve Geno (Bi rgi) i l e Geno (Ayasuluk)
gibi yerleşimler ortaya çıkmıştır. ı 37 ı tarihi, İ sa Bey Dönemi sürecin
devam ettiğini göstermektedir. 49 ı 34 8 ' de Hızır Şah ve Venedik
Cumhuriyeti, Kıbrıs Kıral l ığı ile Rodos Şöval yeleri arasındaki antlaşma
ile ticari engeller kalkıyor, gümrük vergi leri yarıya i ndiri l i yar ve Beylik
coğrafyasında ticari bürolar ve konsolosluklar kurma hakkı elde edi l i
yordu. Her ne kadar Selçuklu kentlerinde özellikle Konya merkezde
Venedik koloni leri görünse de, Ege ' de XIV.yy' ın i l k yarısında elde
edi len kazanımlar siyasi sindirmenin ardından elde edi len ayrıcal ıklardı .
Fiziki coğrafyada kuşkusuz e n değerli malzemelerden biri de "Duka"
sözeüklü semt adıdır. Bu da tarihsel o larak B al y ambolu halkının "Duka"
sözcüğü i l e tanışmasıdır. Kolonİst yönetici lerin merkezi , B al yambolu'
nun Beyköy yakı n l arında bulunan "Dukalar Düzlüğü" semtinde olma
lıdır. Konsüllerin merkezi olan bu alan, ticaretin yoğunlaştığı bir yol
Cenevizl ileri n kalıcı hale geldiklerini belgelemektedir. Kolani hareket
lerinde bir diğer ana güzergah, Ayasuluk (Efes) ve B al at l iman i arı na
ulaşan, Denizl i-Aydın Güzelhisar h attıdır ki, fazla sapma olmadan temel
yol olarak görünmektedir. Bu ana yola ulaşınaya çalışan, Menderes gel iş
gidiş koridorları, Aydın Dağları (Messogis) derbendleriyle bütünleşmek
tediL Bu konudaki bil giler salt fiziki coğrafyaya yansı yan malzemelerle
de sınırl ı değildi r. Örnekler, Ege coğrafyası nda koloni leşme sürecinden
kalan ailelere de işaret etmektedir. Her ne kadar halk gözünde kolonİ stler
85
"Cinibizliler" olarak bir gen el i erne içine alı n ı yorsa da, bu unsurların
içinde Venediklilerin de bulunduğunu söylemek gerek. Araştırmalarda,
çok az örneklerde adi arına rastladığımız Venedi kli leri n , bu kez doğu
Büyük Menderes Havzası nda, aile kal ı ntı l arına rastlamamız, özell ikle bu
kesimde etk i n oldukların ı n kan ı tıdır. Zira, B al yambol u , Mendegüme/
Hamamköy ve Kızı ldere yerleşimleri , bu bölgede Venedik varlı ğı n ı i şaret
etmektedir. Hatta, aynı yol üstündeki İsabeyli Köyü ' nde "Para B asıl dığı"
halk anl atımıyla bize ul aşmaktadır. Küçük Menderes ' i Büyük Menderes
kervanyoluna bağl ayan B alyambolu-Kestel hattı , geride bu u nsurlara ait
bürokrat, tüccar ve görevliler bırakmı ş görünmektedirler. Kestel ' i n
Kızıldere Köyü Venedikli aileyi barındırması hattı n önemini göstermek
tedir. Buradaki ailen i n daha sonra "Yaren" soyadını aldığı ifade edil
mektedir. B enzer kal ıntı l ar, hattın güney bölgesi ndeki Yeni şehir' d e de
görülmektedir. Yenişehir' i n Yenice Köyü' nde "Cenevizli" ailenin bulun
ması ve daha sonra İzm i r ' e taşınmış olması , sağl ıklı bilgilerin alı nmasın ı
güçleştirmiştir. Kuşkusuz Anadolu' d a b i r ticari ağ oluşturan b u güç
lerden arta kalan u nsurl ar, tarama al anl arı dışında da ol mal ıdı rl ar. Ancak,
Anadolu' yu kapsayacak böyle bir araştırman ı n henüz yapılamam ı ş
olması , diğer bölgedeki gel işme v e sonuçlarından bizi yoksun bırakmak
tadır. Yine, diğer gruplardan "Harta/Harita" l arı da bölgenin değişik
kesimlerinde hem semt hem de aile olarak bel i rl i yoruz. Bunlar fetih
sürecinden arta kalan ve Anadolu' da varl ıklarını sürdüren yabancı u nsur
lardır. Hartalar, Hatta B izans kökenl i "Pavlos" l arı da bu zincire eklemek
gerekmektedir. Kuşkusuz, süreçten miras diğer unsurl ar da bölge coğraf
yal arında yer almaktadı rl ar. Anadolu'da oluşan bu kayn aşma, yüzlerce
yıl değişik etn i k unsurl arla kültürel bir birlik oluşturmuşa benzemek
tedir. Hatta, Ruml arın yanı sıra etn i k u nsurl ardan Yahudi lerin de kırsal
al anlarda görülmeleri , yen i inceleme ve araştırmaları da gündeme getir
mektedir. Büyük Kömürcü' de Yahudi üretic i lere rastlanması yine aynı
kesimdeki "Kabala" ile ele al ındığında, tarihsel bir an lam ifade etmek
tedir. Köylülerin "Mahya" adı verilen tarihsel sonbahar törenlerin i
"Kabala"da yapmaları, sözcüğün , Türkçe mi yoksa mistik Yahudi i n an
cıyla mı i l i ntil i olduğu kuşkusu yaratmaktadır. Her ne kadar sözcük,
"Kabal a" ve "Kabaca" kapsamı nda Türkçe köklere dayansa da, sözcüğün
Musevi bir terminoloj i de de yer alması , özellikle, i l g i l i alanda kuşku
yaratmaktadır.
86
III.BÖLÜM
MENTEŞE TARİHİ COGRAFYASI
87
başta Denizli olmak üzere, güney (Karya) elden çıkar. Pachymeris,
gel işmeler üzerine tarihsel özeleştiride de bulunur, "Önceleri bu saldırı
l ar pek önemsenmedi", diyerek, sonun baş l angıcı n a dikkat çeker.
Menteşe güçl erin i n giderek büyüyen egemenlik alan l arına i lişkin
kayda değer bilgi ler, yine dönemin tan ı k tariheisi N icephorus Gregoras
ile bize ulaşmaktadır. N icephorus, beyli klerin XIV. yy' i n i l k y ı l l arında
şek i ilenrneğe başladığını dile getirdikten sonra, özel l ikle S asa' n ı n
Magnesi a bölgesini içine alan Priene ve Ephesus ' u eline geçirdiğini ak
tarmaktadır. Ancak , Paul Wittek, buradaki "Magnesi a"yı Menderes kıyı
sındaki Magnesi a o l arak ele almakta ve Nicephoru s ' u düzeltmeye çal ı ş
maktadır. Oysa, elimizdeki kanıtlar, Nicefhorus ' un S amhan Magnesia'
sını kasteddiğini doğrul amakta, W ittek' i n değerlendi rmesi n i n sağlı k l ı
olmadığını göstermektedir. Zira, I 5 3 0 yıl ı Tapu Tahrir - Defter! eri ,
Nicephorus ' un S asa' yı S amhan Magnasia'sına (Manisa), taşımasına
Menemen, Marmara (Gölmarmara) ve Gül nos çevresindeki Sasalı köy
lerle desteklemektedir. Bu da, Sasa egemenl i ği n i n Gediz Havzasını da
kapsadığı nı ve Menteşe Beyliği ' ni n "Beylik" süreci nde iki baş l ı ve
bağımsız ol arak yeniden yap ı l andığını da göstermektedir. Beyl iğin kuru
cusu Menteşe Bey' i n sağlığında ulaşılan yeni coğrafya, damadı S asa Bey
tarafından , bey l i k adın a genişlese de, birb i ri nden kopuk iki ayrı yönetim
oluştuğu izlenimi vermektedir. Zira, S asa Bey ile B al l ar' tan sonraki yeni
topraklar, Sasa ' n ı n ortadan kaldı rılması ile Aydınoğul l arı coğrafyasında
kalmıştır. Anlaşıl an odur ki, Aydınoğu l l arı ile Menteşe sürtüşmesinden
çok mücadele S asa Bey ile Aydı noğlu Mehmet Bey arasında geçmek
tedir. Zira, Beyl i k ailesi i l e B eyli ğin damadı S asa B ey ' in fark l ı l aştık
l arını ortaya koyan gel i şmeler, çok geçmeden, Menteşe ile Aydınoğull arı
arasında "Sıhrı yet" i lişkileri i l e dengelenmeye çal ı şılmıştır. Menteşe Beyi
Şücaeddin Orhan B ey ' i n kızı ile Aydınoğlu Mehmet B ey ' i n oğlu Tire
Emiri Süleyman' ın evlendirilmesi, her iki beyliğin s iyasi coğrafyal arın ı n
d a onaylanması anl amındadır.
Menteşe B eyl iği, beylik tesisine karşın, siyasi bağımsızl ığını daha
geci kmeli elde etmiştir. Ancak, Menteşe Beyliği ' nin bu sıkıntıl ı süre
cinin, Şücaeddin Bey i l e ati atıldığı ve i l k Menteşe bağımsız paraların ı n
bası lmasından anl aşı lmaktadır. Hatta, Menteşe darplı paraların beylikler
arasında "Darp yeri" zengin l iği i l e daha farkl ı bir dağılıma sahip olması
dikkat çekicidir. Menteşe Darphaneleri, Milas, B al at, Sultanhisar ve Çine
88
gibi oldukça değişik kentlerde bulunmaktadır. Hatta, nümi zmatları n ,
ı 307 tarih l i Ayasuluk darplı sikkeni n d e Menteşe sikkesi o l abi leceği
yorumları daha sağlıklı yak l aşımdır. Zira bu tari hte, Aydınoğlu Beyliği
tari hsel olarak ortaya çıkmış görünmemektedir.
Hatta, Menteşe coğrafyasın daki emirleri anımsarsak, süreç katk ı l arını
daha iyi değerlendirebi l iriz. Örneğin, Emir A l i Han , Emi r Kal ınani
Kılınan, Han Bey, Eynel Han, Emi r Kavak, Emi r Madran, Furun Şah ,
Ömer Han, E m i r Çiçek, Emi r Seyfeddin , Emi r Memi, Emi r Oran, Emi r
Kurt, Emi r B ahadır, Emi r B ahar v e B ayram Şah v e bunl ara bağl ı aşi retler
Menteşe' de k al mayıp, kuzeye yürüyen fati h emi rlerdir.
Menteşe, yörük grupları ve tarihsel seyirleri nedeniyle dikkate alı nması
gereken bir coğrafyadır. Bu i l k giriş coğrafyası kuzeye yönelen aşiret
leri de işaret etmektedir. Ancak, buna karşın, 1 530'da Peç i n ' deki 225
konar-göçer grubunun varl ığı, kuzeye yönelmeyerek yerleri n i korudu
ğunu göstermektedir. Özel l ikle, dış ticaretin önem l i eleman l arından,
hayvan·, deri , ş ap ve yazgı gibi ticari unsurlar, Yörüklerin coğrafyada
tutunmal arı n ı sağlamı ştır. Balat ve Peçin i l e çevresi bu nedenle, dikkate
al ınması gereken coğrafyadır. Coğrafyanı n bu cazibesi , Peçin ' de daha
bel i rgindir ki, Menteşe Sancağın ı n 1 2 kazası içinde, Peçin ı ı kazanı n
toplam konar-göçer grubundan daha fazlasına sahiptir. Kentin merkez
yapı lanması daha çok Şücaeddin Orhan Bey zamanı n da M i l as ' tan taşın
masıyla ortaya çıkmıştır. Gezgin İ bn i B atuta, I 333 ' de bu duruma dikkat
çeker. B i rbirlerine o l dukça yakın o l an Mi las ve Peçin arasındaki merkez
kayması , daha çok Peçin ' e yaramıştır. Buna karşın Peç i n , köy oluştur
mada, aynı başanya sahip değildi r. Bölgenin ekonomi k beyni Balat ise
köyler zenginidir. Kı yın ın bir diğer kenti Mekri (Fethiye) yerleşirnde
köyleşme sürecinden yararlanan bir diğer birimdir.
I 530 tari h l i Defter-i Hakani (Tapu Tahrir Defterleri) kayıtları, Menteşe
bölgesinin yörük dağı lımlarında ciddi bir kümelenmeye sahip o l duğunu
göstermektedir. Özel likle Peçin 225 konar-göçer sayıs ı yl a, Ege Bölge
sinin adeta ağırl ı ğı n ı taşımaktadır. 50 Diğer kazaların Yörük grupları ol-
50XVI.yy ' ı n i l k yarısında Peçin çevresindeki Yörük grupl arı: Akdamlar, Akhoca, A l i l ü ,
Araplar, Arslan l ı , A v c ı , Avşarl ı . Ayranlar, Balı klıca, Balyabolu, Barza, Başı karaca,
Başınakc ı , Bazerganl ar, B edbiye, Beşal ı ın, Beyi Saru, B i lek, B ostanc ılar, B ozalan,
Bozdağ, B ucak, B üyük Ayaklı, Çalnoz Barza, Candar, Çavdarlar, Çobanlar ,
Çobansalar, Deşdiğin, Dalcakavak,Divane A l i , Divane Hal i l , Durmuş vetedi Hal i l ,
89
dukça zayıftır. Örneğin , Köyceğiz 43 , Ç i ne 37, Muğla 20, Mekri/Fethiye
1 4, Pırnaz 1 1 , Mazun 1 0, B ozöyük 6, B al at 5 , Tavas 4, M i l as 1 , konar
göçer rakamına sahipken, İsravalos ' ta grup adedi veri l memiştir.
Menteşe B ö l gesinin dağlık alandaki kazası Mazun , 1 530 yıl ı verilerine
göre, önerril i bir coğrafyanın sahibidir. Zira kaza, Menteşe' nin Aydın ve
Ayasuluk coğrafyaları nın sınırını çizmektedir. Mazun bu süreçte, 1 52
haneli k bir merkez haneye sahiptir. Merkezde bir hamam ve 60 dükkan
bulunmaktadır. Üç mahal l eden oluşan merkezi yapısı içi nde Cami (39
hane) , Balcı 68 hane) ve Karakaya (42 hane) o larak yer almaktadır.
Menteşe Sancağı içinde i dari birimler o larak görülen, Eşen ( Kestep) ,
Kızıica Mandai yat (Selimiye), Yüksekkum, Sobuca, Karpuzlu, Datça
( Datya/ Reşadiye), Kemer (Seydi ler), bir nahiyeden çok kentleşme öze l
l ikleri ne sahip yerleşimlerdir. Örneğin b u birimlerden Sobuca, padişah
hasl arı içinde yer almak l a konumunu özelleştiren bir yerleşimdir. Hatta
Kanuni Sultan Süleyman ' ı n annesi Hafsa Sultan ' ı n nahi yede sahip o l du
ğu dükkanl ar, Sobuca' n ı n önemini vurgulamaktadır. Osmanlı sürecinin
önemli adl arından Lami Çelebi ' n in Sobucalı olması, yerleşimin kent
olgusuna kavuştuğu izlenimi vermektedir. Yine, idari birimler ol arak
bel i rginleşen, Dalaman ( Karaçal ı ) , Denizabad (Denizova) , Çeşme, U l a
(Gökabad), Yüksekkum, Karatoprak (Turgutreis), Karaman (Çamel i ) ,
Gireniz (Gökpınar), Mesevl e (Çayboyu), Kazak l ı , Eskihisar, Akçaşehir,
Mesken, Kızılcakemer ( Seydil er) , Kavak l ıdere, Mandaiyat (Selimiye) ve
Defderan ve Kestel nahiyelerini de bel i rtmek de yarar vardır.
Menteşe B ö l gesi kazal arı içinde, iki sah i l kenti Bal at ve Mekri
(Fethiye) köy yoğunluğu i l e öne çıkarken, sancak merkezi Peçi n i se
Eğlence , Eğl i ler, Eğrek, Ereğl i, Ehadlar, Elsüz, Emir A l i , Emir Küçük, Eınreler, Erbab
Arslan, Eşekci. Eyciler, Eyerci , Garipler, Gene l i , Gerınİyan Barzası, Girdap, Girenizli,
Gö<;er, Gö<;cr Araplar, Gö<;er Soı·kum, Gölcük, Güne B arza, Habib Fakih, Hacendi ,
Hacı Ali haıı. Hali lce, Hal l a<;lar. Hanıid, Han, Hasırcı l ar, Hataylı , Hızır Fakı, Hızır
Yeledi Aydoğdu, Hisar, Horzuın, İblisli, İğdir, İsa veledi S eleın Şah, Kafaca, Kalburcu,
Kalınaıı, Karaazap, Karacaağaç, Karacakoyuıı l u, Kasaplar, Kavakl ıdere, Kayı,
Kazancılar. Keınai .Kızı lkeç i l i , Kızı lca. Koca Hac ı . Koca Yılan , Koçar, Kolaklar,
Koyun Evi, Koçbasaıı, Kösteıı, Küteh Barza. Kübyan, Küçük Keç i l i , Küre Barza ,
Kürtler, Madraıı, Maslalıatlar, Mersin Beyl i , Mustafa Yeledi Bektemür, Mürsel , Nasuh,
Oturak B arza, Oturak Eğlence, Oturak iğdir, Oturak Küteh , Öküz B asan, Resul. Sapa,
Sekür, Server, Seydiler, S ığırl ı , Sığırtına<;, S i nan Bey, Sinekl i , Sol ugan, Soı·kuın,
Süleyman veledi İ l yas, Şeylıl er, Şuayıp, Tckeler, Uşak Çadırlı, Üveys, Yaylac ı k,
Yay la Ovacığı, Yolcular, Yorga, Yunus veledi Durmuş, Yundbend, Zekeriyalı
90
yedinci sırada yer almaktadır. Köy sayılarına bakı ldığında, B al at 87,
Mekri (Fethiye) 86, Mazun 68, Tavas )3, B ozöyük 40, Muğ l a 39, Peçi n
3 9 , Pırnaz 3 0 , Köyceğiz ı 7 , Çine 7 0 , l sravolos ı 3 , M i l as 5 sayıl arı i l e
sıral anrnaktadırlar.
* * *
Menteşe S ancağın ı 530 yı l ında merkezi Peçi n ise de, Muğla bu süreçte
Peçin' den daha sağl ıkl ı bir merkez yapı sına sahiptir.
Evliya Çelebi , Muğla adının kaynağını kenti fetheden Muğli Bey' den
aldığını öne sürerken , beyin sonradan Müslüman olduğunu yazar.
Menteşe paşası nın tahtı olarak n itelediği kentin, ı ı mahalle, ı 05 köyü,
200 dükkanı , iki hamarnı olan merkez yapısını da verir. Bu tabl oya, 70
rnihrap. 7 medrese, ı ı okulu da yerleştirir.
ı 530 yı l ında i se, Muğl a köyleri Defter-i Hakan i ' de 39 köy o larak
51
görünrnektedir. Evli ya Çelebi ise ı 67 ı ' de köy sayısını ı o5 ol arak
vermektedi r. Beyl i kler sürecinde küçük bir kasaba o larak görünen
Muğla, bu sürecin ardından büyük gel işme kaydetmi ş görünmektedir.
1 530 yı l ı veri leri, kentin gösterdiği aşamayı rakarnsal olarak da onay l a
rnaktadır. Kervanyolu ol anağından en i y i yararianmış kentlerden başlı
cası olan Muğla, bu süreçte merkezde 3 kervansaray ve 568 vakıf dükkan
kaydıyla en yoğun kentleşrne olgusuna kavuşurken, kentte ayrıca 3
harnam bulunmaktadır.
'' 1 5 30 yılı nda Muğla köyleri: Akçaova, Pisi ( Koca Yurdu), B ayır, Bediye, B ozburun,
9ı
Muğla ı 530' da kaza statüsünde i ken, ı 8 ı ı ' de Menteşe S ancağı mer
kezi olmuş ve bu konumunu ı 8 67 ' de de korumuştur. ı 924 y ı l ı nda yeni
düzenlemeyle il o lmuştur.
* * *
92
hanenin, Osman l ı otoritesının sağlanamadığı Şehzadeler arası mücade
l eler sırasın da da çal ı şmas ı , beyliğin s iyasi yaşamının devam ettiğini gös
termektedir. B i r kısım paralarda darp yeri 0larak "Beled" adın ı n kull an ı l
ması ise söylem fark l ı lığı o l s a gerektir. B e y l i k l iderlerin i n gözde kenti
olan B al at, Ahmet Gazi ' ye değin özel i lgi gören kentlerdendir. Musa
Bey ' in emrin deki kent bu süreçten o l dukça yararianmış ve bey l i k parala
rının önem l i bir böl ümü burada ba5ılmıştır. Hatta, Latin kolonistlerle
yapılan antlaşmalara başkent M i l as kadısının yanı sıra Balat kadısının da
imza koyması, kentin önemini göst�rmektedir. Liman ı n işlevsell iği ile iç
kesimlere yönelen ticari yol üstündeki köyledn de gel i şmesine katkı sağ
l amıştır. Öze l likle, Mesud B ey ' i n kurduğu deniz fil osu, Ege Denizinde
başta Rodos o lmak üzere bir çok ada seferleri n i B al at üssüyle gerçek
leştirmiştiL Osman l ı süreci nde, sancak merkezliği görevini de üstlenen
kent, köy sayısı bakımından S ancağın en büyük kazasıdır. 52 B al at ' ı n
sahip olduğu S asa B ergosu, S asa B ey ' i n b i r süre burayı merkez o larak
kull anmış olabileceğine işarettir.
* * *
52 1 5 30 yılı nda B alat köyleri: Afşar, Akdaınlar, Akçahisar, Akçapınar, Alacalar, Atı
93
Mazun, Menteşe S ancağı ' nı n kuzey-batı toprak l arının sınır kazasıdır.
Coğrafyasının ağırlık böl ges i , Sobuca ve Koçarlı çevresidir. 1 530 y ı l ı
Defter-i Hakani kayıtlarına göre 68 köye sahiptir. 53 Köy yoğun luğu i le
sancağın üçüncü büyük kazasıdır.
S ancağın 1 530 yıl ı veril eri ndeki gözde kenti Peçi n üzerinde de durmak
gerekmektedi r. 1 33 3 ' de kenti ziyaret eden gezgi n İbn i B atuta, kentin
kuruluş aşamasında o l duğunu ve Sultan Şücaeddi n Orhan ' ın burada bir
cami yaptırmakta bul unduğuna değinir. Ayrıca, Peçin ' i n M i l as ' a
uzaklığının 2 m i l o l duğundan söz eder.
Peçi n coğrafyası barındırdığı kimliklerle bölge yerleşimlerine de
damgasını vurmuş görünmektedir. Örneği n , Tire merkez yapıl anmasında,
Ali Han, Emir Küçük ( Küçük Hafız), Reis, Kal man/Kıl manoğlu, Emir
Al i , ve Emir B ahadır'ı n(B agatur Han) mescit ve zaviye tesisleri i le
Karagö l , Yuva, Şeyhler, Kalburcu, Eğerci , Karacaağaç, Çobanl ar, Ayaklı
Mürsell i , Hal l aç l ar, Arap l ı ve Yeniceköy' ün Peç i n çıkışlı gruplar ağırl ığı
vardır. Hatta, Arap l ı aşiretinin l ideri Arap Dede ' n i n Tire merkezde üç
ayrı makamı bulunmaktadır.
Peçin, XVI.yy ' a gel indiğinde çevresel yapılamasıyla o lağanüstü bir
durum göstermektedir. "Peçi n S ahrası", veri m l i otl aklara sahip o lma
sıyla, Yörük ohal arının olağanüstü birikimine sahne o lmuştur. Peç i n ' e
yönelen 2 2 5 yörük obası Ege ' n i n e n zengin konar-göçer coğrafyasını
o l uşturmuştur. Ancak, köyleşmede ayn ı başarıyı yakalayamamış ve sahip
olduğu 39 köy sayısı i l e oldukça ger i lerde kalmıştır. 54
5·1 1 530 yılı M az un köyleri : Ada Geri şi, Ağaçlı Öyük, Akan l ı , Alacaatlı, Azizli ,
Balı kca, B ayram Beyi, B azar, B azaryeri , B eğendi, B ıyıklı, B oya Deresi , B üyükdere,
Cami , Cincin, Çerkesteıne, Çukurkaynağı, Çukurpusu, Dere S i ntuınur, Dündarl ı , Elekci,
Eynel Han l ı , Göçeşl i (Güdüşlü), Hacılar, Hal i l beyl i, Has Hatun, İblisli, Kafacalı,
Kağılcık, Karaağaç, Karakaya, Karacaağaç, Karacadağ, Karadede, Kasaplar, Kavac ık,
Kızılöyük, Kocabey, Koçarl ı , Mazun Alanı, Mersin Beyi, Muradl ı , Nuh, Orhan l ı ,
Persiye, Pınarl ı , Postl u, Rei s l i , Sapa Alanı, S i n ur-i Kavak, Sobuca, Şah Porlu, Tekeli,
Teınür Çayırı, Uşak B ergosu, Uşak Çadırı, Yeled-i Köfün, Yahya Bey, Yakacık,
Yaranağacı Haı·ımı, Yeganlu, Yeniceköy, Yunusoğlu,
5 � 1 530 yılı Peçi n köyleri : Acısu, Ağaçlıöyük, Asun, Aytemür , Bağcuğaz, B ağcuğaz-ı
B ücürük, B ağcuğaz-ı Küçük, B alçık Pınarı, Batac-ı Küçük, Bozcaöyük, Börekci ler,
B udamya, B üyük Mendeliyat, Çı nar, Eskihisar, Gereme-i B üzürük, Gereme-i Küçük,
Gökbel , Karagöl, Karacahisar, Karakuyu, Karasu, Karacaağaç, Karacaayid, Kaşkaldak,
Katrancıyan, Küçük Mendel i yat, Mamalos, Mürmeddari, Pencik, Şaşcal ı, Tekür Anbarı ,
Todurga, Ulu Batac, Varvil, Yuva
94
Peçin, Menteşe kazaları içinde en i l ginç kentlerin başı nda yer almak
tadır. Merkez, ticari o l anaklardan yararlanamamış bir tablo ortaya
çıkarmaktadır. Kent, 5 vakıf dükkanı , iki kervansaray ve yine iki hamarnı
ile adeta bir i stasyon kent görünümündedir. Ancak, Peçin ' i n , merkezdeki
bu görüntüsü çevresel zengin l iği i l e değişmektedir. Özel likle konar-göçer
yoğun luğu dikkate al ı ndığı nda, Peçin, tüm kazaların topl amı ndan daha
fazl a Yörük grupların a sahiptir. Bu i lgi, tüm Ege sancak kazal arında bile
erişi lememi ş bir rakamdır.
* * *
5 " 1 530 yılı Tavas köyleri : Akçabüğüş, Armile, Avdan, Barza, Bostancıyan, Çat,
Çırak, Deniz , Dikili, Dirlisun, Ebecik, Eki nözü, Eymir, Fazı!, Garip, Görele, Hırka,
İlbeyli, İncügez, Kalabut, Karaköy, Karapı nar, Kavak, Kerce, Kesre, Kızılağaç,
Kızılcaavlu, Kızılcaol uk, Kozca, Manastır, Medet, Moğlasun, N ikfer, Okçu, Olukcular,
Papazlık, Saraycık, Sarıova, Sazak, Sarıyar, Serik, Sevdeş, S inekc i , Soğulmaz, Şamköy,
Tazovası, Timurtaş, U l uköy, Uzunpınar, Valaniyye, Yaralı, Yarangömü, Yayla
Ovacığı, Yazıgerce, Yenice Deresi, Yoran, Yusuf Eği ni
95
maktadır. İlbey l i 63, Ekinözü 54, Karapınar 53 hane yap ı l arıyl a dengel i
bir konumda görünmektedirl er.
Tavas, Menteşe topraklarının doğu kesiminde ticari çıkış arayan tek
yerleşim durumundadır. Merkez, 1 74 hane sayısı, 57 dükkan , bir hamam
ve i ki kervansaray yap ı l anması i l e beslenmiş görünmektedir. Tavas,
1 530'da Anadolu, 1 84 1 ' de Aydın Eyaleti ' nin Menteşe ve 1 88 3 ' de ise
Aydı n V i l ayeti ' ni n Denizli Sancağına bağlı görünmektedir.
* * *
Çine, adın ı büyük olasılıkla aşiretten almış olmalıdır. İzmir ' i n Tire
i lçesinde bulunan Çini-yeri ve yine İzmir' in Ç ine-me köylerinin aynı
köke inmesi üzerinde durulması gereken bir bağl antı o lmal ıdır. "Çine"
adı , Menteşe S ancağı dışında, başkaca bir yerde de yoktur. Çine, eğer
aşiret adı i se, harekete geçmeyen gruplardan olmal ı dır.
Aydın Vakıflar B ö l ge Müdürlüğü kayıtları, Çine k i lisesin i n Ulucam i '
y e Ali han tarafı ndan dönüştürüldüğü bilgisini vermektedir. Alihan ' a ait
Çine ' n in Karpuzl u Beldesi nde Alihan l ı (Ulukonak) köyünün bulunduğu
düşünülürse, onun, Çine ve çevresinde öneml i bir unsur o lduğu anl aşıl ır.
Alihan ' ı n Çine i le baş l ayan fetih zinciri , Söke ve Aydın Güzelhisar i l e
devam etmiştir. Hatta, b u zincirde, B ozdoğan, Tire ve S art da yer almak
tadır. Alihan ' ı n , Özel l ikle, Çi ne, S öke, Aydın Güzelhisar (Aydın) ve Tire
merkezde k i l i seleri Cami(Ulucam i ) formuna dönüştürmes i , öncü! fatih
l erden o l duğuna da vurgudur.
Çine i l gi l i öneml i bir başlık da, Menteşe Beylerinden Şücaeddi n Orhan
Beyin oğlu İbrahim Bey ' in ( l 345- I 357) hastırdığı paralar içinde Çine
darp l ı bir gümüş paranı n bulunuşudur. 56 Bu, Çine ' n i n merkez görevi
üstlendiği konusunda önem l i bir gel işmedir. Tarihseri süreçte, Menteşe
Beyi İbrah i m Bey' i n çocuklarından Mehmet ve Ahmet Gazi ' ni n Çine i l e
iç içelikleri ilginin giderek Ç i ne ' ye kaydığını göstermektedir. Özel l ikle
Ahmet Gaz i ' n i n daha çok i lgisinde görünen kent, darphanesine de bu
süreçte kavuşmuştur. Oysa, I 530 yıl ı verileri , kentin, erken süreçteki
konumundan uzaklaşmasına karşın, köyleşme bakımından 70 köy varl ığı
ile önemli bir coğrafyaya sahip o lduğunu göstermektedi r. 57 Ç i ne,
96
kurumsal yapılar bakımı ndan en zayıf kazalar içinde yer alm aktadır.
Merkezde çarşı yapılanması gel işirken, diğer kurumsal yap ı l ar bakımın
dan gel işimini sağl ayamam ı ştır. 6 l dükkanıyla, sancağı n diğer kazaları
içinde, Muğ l a ve Mekri ' den (Fethi ye) sonra üçüncü yoğunlukta v akıf
dükkan sayısına sahiptir.
* *
incimce, Kargı, Karpuzl u, Kovacık, Kurudere, Kavşud, Kay ı l ı , Kırıklar, Küçük Panayır,
Madran. Okcular, S i nan l ı , S u l huddi n , S ürü Pusu, Şahınal ı , Şahna, Torban, Yakaköy ,
Yeregiren, Yortuç
'i K 1 5 30 y ı l ı Köyceğiz köyler i : Ağaçtaş, Cuhudlu, Çi ri k, Çomakl ı , Değne, Eskere, Eymir,
Güncyyaka, Hatunköy, Hortına, Sürtıne, Kamay, Kay ı , Kebsek, Sandraz, S u l tan Harımı,
Taşkayı, Tımar-ı Has
97
lamaktadır. 59 B u nedenle kent, köyleşme olgusunu en sağlıklı yaşamış
0
Menteşe kazalarındandır. 6 Mekri, S ancağın güneydeki sahilleri içinde
432 vakıf dükkan sayısıyla Muğla' dan sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Kent, Mekri adını 1 9 1 4' de bırakmış ve onun yerine Fethiye adını
almıştır.
* * *
:w Fethiye semt adları sevgili dostum Sal i h Göze k ' ten elde edilmi ştir.
60
1 5 30 y ı l ı Mekri (Fethiye) köyleri : Aluviz, Amas, Aşağı Gerder, Balıkca, B ayat,
Bayır, Bayram Şah, Belaras ı , B oyanca, B oyulca, B udaközü, B undanda, Çağatay
Hamza, Çal ıcaard ı , Çaml ıca. Çamsuyu, Çaml ıöyük, Çeksek, Çukurcak, Çukurcuk,
Çukur İncir, Engin, Eşen, Eşkün, Falarya, Furun Şah, Gelevnit, Geriş B urnu, Gerişbuz,
Girdap, Göçcük İpar, Gökpınar, Gökçe Öyük, Mengen, Hacı Kumral , Haydar l ı , I l ıca,
İ ınranşah, İ negazi, Kabaağaç, Kanare, Kani, Karabük, Karaçam, Karacaayid, Karı Köy,
Kızıica Senir. Ovac ı k, Ömer Han, Ömerl i, Pırnaz, Sarı Paşalar, Seki İ ncir, Seki Yaylası,
Sevdik Yakas ı . S ındı l ı , Şam l ı Öyük, Tizlidere, Todurga, Uğurdaş, Uğurovası,
Uygurdaş, Vakıf Yakası , Üzümlü, Yukarı Gerder
61
l 5 3 0 y ı l ı kayı tlarında P ırnaz köyleri: Abdülme l ik, Adaköy, Akpı nar, Ağlağu,
Aygırdibi, Dcğne, Demle. Dirmil, Eskihisar, Ilıca, İ n l ücc, İ ş l üce, Kara Dona, Karakil ise,
Kargı, Karaköy, Karakum, Karacaağaç, Karacahisar, Kayacık, Kızılyaka, Kökez,
Mergir, Oyruağaç, Öyük, Sarı kavak, Söğüd, Su Sığırlığı, Susam, Ş i l e, Yağl uca
62
Aydı n Yak ı tl ar Bölge Müdürlüğü Arşivi-Defter n o 2243, 230 1 , 23 1 0 v e Aydın, İ zmir.
Manisa, Muğla V i l ayet ve kazaları, C i l t I-2 ( S i yakat yazıları )
MUG LA: Emir Sultan Mahal lesi, Bali Hoca Mahallesi, Oran, Madran, Tilki, Ahi, Kara
Meıni. Yı lan l ı . Çakal lar, Madanlar, Kargın. Kediler. Deniz, Kızılcaköy, Eşekler,
Danişmend
ÇiNE: Esenli, Bedirler, Fınd ı k, Aklar, Alihanlı, Kayalar, Kızıltepe, Altı noba, Çaltı,
Hal l açlar, Kad ı l ar, Karahayıt, Subaşı
MEKRİ/FETHİYE: Kalemler, Günyan, Benan, Bahadağ, Yanıklar, Toha, Kad ı , Kurtlar,
Çal ış Baba, B oğalar, Kara Gedik, İbecik, Eldirek, Tınaz. Çavdar, Toparlar. Kal ınkoz,
Kuşlar, Tonıalar, Güreıne, G i rdcv. Gevenez, Çökek, Kayaköy, Gökbelen. Kara Çul ha,
Göcek, Ahi
MİLAS : Selahaddi n Mahallesi, Çayırl ı kuyu. Ulaş, Evren, Ekiztaş, Hac ı Ahmetler,
Kızıica ağarcı k, Danişnıend l i , Sevindi kler, Ece, Çobandağı, Karacaviran, Dedeler,
98
IV.BÖLÜM
TARİHİ COGRAFYADA GEDİZ HAVZASI
:: mikler, Aktaş, Turgut, Kurşunlu, Gölcük, Cedit, Ula, Palamud, Ç içekl i , Gölağzı ,
'"ıarlar, B arakca, Yüksekkum
l-\ZUN: Dedeköy/Dağlar B ağı, Haydar! ı, Evsekler, B irci , Şahinci ler, Tiıni nciler,
• ·mak, Güdüşlü, Muhlisin, Satılar, Sobuca, Gaffarlar, Kağılcık, Çal ışlı, B uruncuk,
Karaca Ayid, Yağhan l ı , Kızılköy,
.-\VAS: Horasanl ı , Aydoğd u. Baharlar, Ball ıca, Yahşiler, Çağırgan, Göbez, Y orga,
• köy. Yazışl ı, Kaytan Sarı , Samurta, Ulu, N ikfer, Niyaz, Kızılca, Sofular, Avdan,
$dj
fEÇİN: Tahtakale, Alacatekke, Kızılcadağ/Çomakdağı
ÖYCEG İZ: Kargın, Karabağlar, Kızılyurt, Tınaz, Ağla, Yengi, Tahtacı , Karaağaç
- DRUM/SERULU S : Türk Kuyusu, Gökçe Belek, Kürşi, Roınulus, Miskin, Karakaya
.:.ATAGAN: Salkım, Akçataş, Kadı
,\RMARİ S: Kızlankaya. Karaca, M i nare (Marmaris, 1 530 tarih i nde Rodos, Cezayir-i
-i Sefid Eyaletine bağlı iken, 1 867'de Menteşe Sancağı kazası olmuştur. 1 924
da da yeni idari düzenlemeler sonucu Muğla kazası ünvanı elde etmiştir)
99
baren Şehzadelerin eğitim birimi olarak özel bir i l gi görmüştür. B u
nedenle sancağın tesisi, b i r bakıma B atı Anadolu sancakları içinde
yönetici hazırl ayan bir zemine taşınmıştır. Bu nedenl e sancak, diğer
beylik ve sancak coğrafyal arı için de farkl ı bir konuma kavuşmuştur.
Manisa' nın bu konumu, gerek merkezi gerek konar-göçer yoğunluğunu
besleyen öneml i bir unsurdur. Merkez oluşumunu ortaya koyan, Haki
Baba, Kara Yunus, Ayni Ali, B ektaş Baba ve İsa Fakih mahal leleri bey
lik süreci nden Osmanl ı Dönemine taşınan mirastır. 63
B eyl iği n kurucusu Samhan B ey ' in vakıf bağışları, ailenin diğer
l i derleri İlyas, İshak ve Hızır Beylerle devam etmiştir. Örneğin, B errak
Sultan oğlu Revak S ul tan ' ı n 1 372 (H.773) tarihli vakfİyesindeki l l
tanıktan 8 ' i n i n Horasanioğlu kaydıyla yer alması , merkezi yapıdaki
niteliksell i ği açıklayan değerl i bir belgedir. 64 Üstelik, S amhan Bey' den
başl ayarak, beylik l iderlerin i n Horasan ilere vakıf bağışları zenginlik
içermektedi r. S amhan Bey aynı zamanda "Baba" ünvan l ı beydir. Hatta,
S amhan Bölgesi, güneydeki sancakl ardan Menteşe ve Aydı n ' da görün
meyen emir babalar farkl ıl ığı i l e dikkati çekmektedir. Bunların büyük bir
bölümü B ozok çıkışlı adlardır. Örneğin, Tapduk Emre, Kozluca B aba,
Emir Turhan, Kızıl B aba, Erdebi l B aba, Revak Sultan, Şeyh Nurnan
(Numan Ece) , Haki B aba, Kızıl Emeli , Arık Hal i l , Hamza B aba, Yola
Geldi B aba, Teslim Abdal Karagöz B aba, Korkut B aba, Emir Hoşkadem,
Emir Mezid ve S arı İsa gibi adlar buna örnektir. Hatta, güney çıkışlı
olmayan bu aşiret ve obalar içinde " Baktır" aşireti gibi tek örnek duru
munda olan l ar da v ardır. "Baktır", diğer S ancakl arda ne yerleşim ne de
semt adıy l a görünmezken , Turgutlu ' da kendine yer bulmuş görün
mektedir.
Bölgenin özell i k l i gruplarından biri de Tatarlardır. Coğrafyada yoğun
luklu görünen bu grup daha çok güney Samhan kesiminde toplanmıştır.
Yine bu kesimde topl anan gruplar içinde İrani çerçevede ele al abile
ceğimiz Acemler bulunmaktadır ki, Defter-i Hakani bunları "Kadim"
topluluklar olarak ele almaktadır. Sart ve çevresine sarkan bu gruplardan
Tatarlar, Cafer B aba i l e ele al ınırken , İrani gruplar daha çok Şeyh
B edreddi n ' i n babası İsrail Bey çiftli klerinde görülmektedir. 65 Özell ikle,
63 İ brahim Gökçen- Manisa Tarih inde Yakıtl ar ve Hay ır! ar, 1 946
64 M. Çağatay Ul uçay- Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair V esi, kal ar. İstanbul, 1 940
c,-; İ srai l Bey, Şeyh Bedreddi n ' in babasıdır.
1 00
güney Bozdağ eteklerinei seçen bu unsurların hangi süreçte coğrayaya
girdikleri b i l i n memekle birlikte, kayıtta " Kadim" olarak dikkat çekilmesi,
erken sürece dönük olmal ıdır. Zira, beyliklerin kuruluş süreci ne dönük
"İrani" unsurlar, Düsturname-i Enveri ve Evli ya Çelebi gibi kaynak larca
da kul lanı l m aktadır. Bölgenin i lk fatihlerinden Menteşe Emiri S asa
Bey ' i n birlikl erinde bu güçlerin varlığı, Ayasuluk' un fethi n de Girit'e
kaçan bir Rumun güneesinde de yer almaktadır. Ayrıca, bölgesel gruplar
içinde (Sart/S al ih l i ve A l aşehir) coğrafyada Alevi/Tahtacı köyler yoğun
luğu vardır. Bu coğrafyalarda Hamza B aba, Tapduk Emre, Tufan B aba,
Horasan lı A l i B aba, Cafer B aba i l e S aru Sal tuk adları egemendir.
Samhan S ancağı, Yörük grupl arın ı ağırl ama bakımından, Ege
Bölgesinin üçüncü yoğunluklu kesimi içinde yer almaktadır. Demirci bu
bölgenin en ağırlıklı sancak kazasıdır. 66
1 530 yı l ı kayıtlarında konar-göçer grupl arın S amhan kazalarındaki
dağı lımları nda, Demirci ' yi farkl ı bir konuma taşımaktadır. Örneğin ,
Demirci l 2 0 yörük grubuyl a, Samhan coğrafyasının en gözde kazası dır.
Demirc i ' yi 42 konar-göçer i le Manisa izlerken, Gördos/Gördes 9 , Adala
5, Güzelhisar 5, Gördeki Kırkağaç 4, Nif/Kemalpaşa 2 ve Kayacık l adet
grup sayı l arıyla sıralanmaktadırlar.
Kayıtlar göstermektedi r ki, S amhan S ancağı kazaları içinde Demirc i' ye
adeta özel bir i lgi vardır. Adala, Nif( Kemalpaşa), Güzelhisar, Gördes
(Gördos) , Kırkağaç ( Gördek) , Kayacık, Menemen , Maramara ve Akhisar
ıoı
kazaları, konar-göçerlerin pek ilgisini çekmemiş olmal ıdır. Zira kayıt
larda bu kesi mlere dönük bilgi l er yoktur. Yoğunluk Demirci i l e merkez
nahiye Çanşa' ya bağlı Yuntdağı ' nda bulunduğu görülmektedir. Ancak,
sancağın tüm kazalarının topl amından fazlasına Demirci sahiptir.
Demi rc i ' nin bölgeye girişten yaklaşık 200 yılı aşkın bir süre sonra hala
cazibesini yiti rmemiş olması üzerinde durulacak bir konudur.
ı 530 yılı belgelerinde sancağın nahi yeleri olan, Karaoğlan l ı , Ahmetli ,
Karacahisar, Gül nos, Yenice Foça, Karıca Foça, Borlu/Demirciborlu,
Karaova/Karaabad/Mumcular, Eğri köy/Üçpınar, Kemal i ye/Mendehorya,
Tarhanyat, Ayval ık, Menye/Gökçeören , Kafir Ağı l ı, Yunddağı/İsmail l i
adların ı da i dari birimlere eklemek gerekmektedir.
S ancak kazaları n köy s ayıları i se oldukça dengesiz bir dağılım içinde
dir. Köy zenginliği nde Dem i rci i l k sırayı alırken, onu,Manisa, Menemen,
Adala, Gördek, Güzelhisar, Gördos, Kayacık, Ilıca, Nif, Akhisar ve
Marmara izlemektedir.
* * *
67 1 5 30 y ı l ı Man i sa Köyleri : Ada, Adil Obası, Akça, Ali B eyli , Aydınlar, B ahadırlı,
Bahşlu, B alta, B azar-ı Yengi, Bektaşlar, Bozcaköy, Bölücek, B ul ga, B urun Viran,
B üyük Düğlek, Büyük Kılcanlı, Çakırlı, Çaparıca, Çataklı, Çatalbaşlı Kilise, Çiftc i l i ,
Depecik, Doğancılı, Düvlek, Erkenud, Firuzlu, Göbel, Gökağaç, Gölbeyi , Halidli,
Halilce, Hasırcı, Ilgınlı, Kara B urgaz, Kara Sevinçli, Kasapl ı , Karkın, Kayırlı, Kebece,
Keç i l i , Kıran V irancık, Kıranca, Kilise, Koca Kil ise, Korkud, Kazanl ı , Kum, Kurtoğlu,
Kuşlu, Kuzucal ı , Naibli , Ömerli , Paşa, Reisli, Sabuncu, Sağır Temür, Sarkınlı, Sarma,
Sarı Ahmed, Sarı Çam, Seyfe, S imar, S i mav, Surınazen , Toy Yusuflu, V i rancık,
Yahya, Yeni Beyli, Yenice, Zaferanluca, Zımmiyan Horos,
1 02
Man isa' nın Yunddağı bölgesi , Yörük grupl arının i lgi duydukları
öneml i bir coğrafyadır. Buradaki aşiretlerden Arpac ı l ar, B ahşiler,
Bayramşah, B azerganl u , B üyük Çal l u , Çanşa, Çobanşah, Çonkara, Deli
Recep, Doğan Hisarı , Doydu, Esedlü, Göde, Gömeçoğlu, Hacı Süle,
Hamidl i , Kara Ahmed, Karataş, Menteşeli , Kaçıkcı, Kettancı, Koçaş,
Köpekl er, İ l delik, Kuşlu, Mamaklar, Polad, Rasul, S akal ı Kesik, Tura
Hoca, Sakar Öküzlü, Selçuk Hamzası, Serracl ar, Yonmacıl ar, Zeyneddin ,
bu grupların başlıcalarındandır. Bunlardan, Kışla, Sül eyman l ı , Yaycı lar,
Kabaağaç, D azyurt, Eğri , Yazıcı l ı , Sekil i k , Atcı l ar, Uzun Hasanl ar,
Arpac ı l ı , Otmanl ar ve Karaköy köyleşme başarısı gösteren grupl ardır.
* * *
Man i sa merkez nahiyelerinden olan Yengi, daha çok bir pazar bölge
sidir. Yengi ' yi Turgutlu/Kasaba temsi l etmektedir. Oysa ı 530 yı l ı
kayıtlarında Turgutlu m erkez mahalle kapsamındadır v e Turgutlu Köyü
olarak yer almaktadır. Oysa, Evli ya Çeleb i ' n i n i fadesiyle "Evsaf-i Şehr-i
azam Durgutlu", köy konumundan yaklaşık yüzyıl sonra "Şehr- i azam"
durumuna gel m i ştir. 1 660' da nahiye olması na karşın fevkalade büyüme
göstermi ş ve kent o l gusuna kavuşmuştur. Evl iya Çelebi, Turgut l u ' yu
"Val ide Sultan hassı" o larak nitelerken, kentte, 300 dükkan, 3 hamam , 1 ı
han ve 1 60 köyü olduğunu yazar. 68 ı 530 yı l ı kayıtlarında Yengi köyleri
olarak, Turgutlu, A l acal ar, Ayidli, Azizli , B ostancılı, B ozköy, B udaklıca,
Çebuğalu, Davutlu, Dündar (Geğin), Evli yadan l ı , Geri, Göğezl i , Gülüm
Baba ( Gelen B aba), Gümülceli , Güvençl i , Hamza B ey l i , İsmailce, Kızı l
Yakuplu, Kirizman , Kozluca, Köse Ören l i , Körköy, Köseler, Küçük
Yaylalı, Mazılı, Ormenos, Umur Beyli , Yabaklu, Yen i Beyli , Yere Giren
adlı yerleşi m l er ele alınmaktadır.
* * *
1 03
1 530 yılı Defter-i Hakani kayıtlarında Menemen 1 20 köye sahip
görünmektedir. Bu yap ı lanma, Menemen ' i Manisa ve Demirc i ' den sonra
69
üçüncü çevresel zengin l i ğe taşımıştır.
Çevresel köy zengi nl iği i l e birl i kte Yörük yerleşimleri n i n gözde bir
coğrafyası o l an Demirci ise, Evliya Çelebi ' nin XVII. yy. tablosunda,
1 50 köyü, 42 cam i i , 200 dükkanı , 7 hanı ve 2 h amarnı i l e yer almaktadır.
Gezgin , Demi rc i ' y i fetheden Kara Mustafa B ey ' i de kendi soyundan
olarak niteler.
Demirc i , S ancağın en yoğun yörük yerleşimleri ile dikkat çekerken,
0
sahip olduğu köy sayısıyla da i l k sırada yer almaktadır. 7
(ı<J
1 5 30 yılı Menemen köyleri: Akçaköy, Alagöz, B ahadır (Ali Naibli), Ali Paşalı, Asun
Beyl i, Azaklı, Aziz Beyli, Baba, Bakiacı (B üyük B uruncuk), B alatc ı k, B anaz,
Başağaçlı, ( B aş B ağluca), B ayramlı, B azerganlı, B içer, Bozköy, B ucak, B urak, Büyük
Buruncuk, Küçük B uruncuk, Sasalı (B üyük Çadır), B üyük Geren, B üyük B ahşılı ,
Büyük Kızılca, B üyük Şeyhlü, Çağatay, Çağış, Çavuş, Çeltik, Çok Viran, Çukur, Depe,
Dere, Derecik, Dibalu, Düdencik, Ehrim Deresi, Emir Alem (Hamza Beyli), Eşrefli,
Günlücek ( Hacı Ali), Gevenliye, Göçeri, Gökçe (Küçük Şeyhli), Gölbeyi , Gündoğan,
Hatun Deresi, Helvac ı , Helvacı Çiftl iği, Hoca Ali, Ilıpınar, İçme Su, İ nesi, Kandamış,
Kara Hasanlu, Karaköy, Karapınar, Kara Yakuplu, Karaman, Kargucak, Kartı Yunus,
Kaşlıca, Kaya Eberi, Kayalı , Kıran. Kırancalu, Kırpıyan, Kilise, Konurcalı , Korucak,
Koz Beyl i, Kozluca, Köprü, Köseler (Küçük Kızılca), Kuzu B eyli, Küçük (Zor), Küçük
Gevek ( Küçük Geren), Küçük Seyrek, Menvet, Musa Beyli, Osmanl ı , Özbek, Sakal l ı ,
Saınrı, Sınırı Hav l u , Söğütlü. Subaşı, Süle Beyli, Tahtal ı, Tekürlü, Toy, Toylar, Tutluca,
Tuzca, Türk Eri, Ulucak, Uınurlu, Urla, Varsagid, Vaysal, Yegan, Yel Değirmeni,
Yunınaca
70 1 5 30 yılı Deınirci köyleri : Ağaçhisar, Akdere, Akyar, Akça İn, Akça Kertil, Alaağaç,
Aleınşah, Armud Alanı, Arpacı, Arslan Oğlanları, Avşar, Ayidlice Üz, Ayı Alanı, Aziz
Beyli, Boyacık, B ozcaatlı, Bozköy, Börklüce, B ulduklu, B üyük Kuzayır, Cüllah Ali,
Cül lah Hal iller, Çıkrıkcılar, Çandır, Çaputoğlu, Çaşnigir, Çat Hisar, Çavlular, Çavuş
Köprü, Çorak, Çortak, Çölmekci, Çukur, Daınlaluca, Danişmendller, Davutlar, Dedeler,
Deınirci ler, Tepe, Donuz Deresi, Donuzcu, Düdencik, Eğri Çam, Elek, Encekli, Esed
Viranı, Eyneller, Ferhadlar, Gencer, Gökçe, Gökçeler, Gügani, Gümele, Güneyce,
Günkaya, Hamzalar, Hoca Reisli, İ bik, İceler, İ lcik, İ l ge, ine Hanlaı·, i niş, İ smailler,
Kadeın Hocalar, Kanara, Kara Beyli, Kara Geyikli, Kara Hisar, Kara Kabaağaç,
Karapınar, Karaca Ahmedler, Karaca Taşlı, Karacalar, Karardan, Karkın, Kaşıkcı lar,
Kaşıklı, Katır Alan ı , Kavrıyan, Kayran, Kazancı, Kepez, Kerpiçlik, Kılıcı Kanlı, Kıran,
Kıranköy, Kırk Hüseyin (Kırkoğl u), Kışlak, Kızılca, Kızıica Mahmud, Kocalar,
Koçaklar, Koz Obası, Kölebaş, Köleler, Köteyli, Köylüce, Kurd Bey, Kurd B ü kü,
Kuruca Hisar, Kurumözü, Kuzu, Küçük Yortan, Küpüler, Kürdecik, Kürekli,
Marınaracık, Marul, Montuz, Musa, Nayibler, Okcular, Orağlu, Orayda, Oruç, Öksüzlü,
Öınerler, Ören Viran, Örücüler, Palaınud, Parsıınaz, Pınarlar, Poladca, Pul l uca, Rumşah,
l 04
* * *
Sadas, Samedler, Samedli, S arayc ık, Sarı Hal il, Sayık, Seyrekli, Simavluca, Sofular,
Şekerinı, Şeyhler, Talas, Taşköprü, Tatarlar, Teke l i , Turudlar; Ulacık, Urunışa, Üç
Kilise, Viran, Yağlılar, Yahyalı, Yakılar, Yavaşlar, Yaykın, Yenice, Yeregiren, Yolcular
71 1 53 0 yılı Adala köyleri : Ahiciler, Akça, Akçasaz, A l i B ey l i , Ali Hoca, Atı Yağuzca,
Atmaca, Avşar, Ayvacık, B aba Uınur, Bağırgan, Balıklağu, B azar-ı Yenice, B azarlı,
Bey, Beyce, B içer, B içer Deresi, B oı·yaz, B ozağaç, Bozhavlı, Boz Kanan, B ozca Pınar,
Çağlayı k. Çatra, Çatak, Çavlu, Çeıtik, Çın aı·cık, Çokall ı , Çukur Ayak, Çullu, Ç u l l uca,
Depecik, D ibekdağı , Doğancı, Donuz Dürten, Doydu, Dulkadir, Duras ı l l ı , Enekli ,
Gedehorya, Göçüklü, Gökçe, Gönen, G ürneyit, Güze l l i , Hac ı l ı , Haınidler, Hasan l ı ,
Hasırcı, İğdecik, İ l B asanl ı, i ne B e y l i , İyallu, Kaınerli , Kara B ayezidler, Karaca A l i ,
Kasaplı, Kavacık, Keınerli , Kenger, Kerdiıne, Kesri, Göçbeyi, Keste l , Kestelcik,
Kılcanl ı , Kızılcaavlu, Kızıica Turud, Konurlu, Kozluca, Küpoğl u, Mekirdos,
Mendehorya, Menye, M utlu, Nayibli, Okc u l ar, Ortaca, Ortacı , Otac l ı , Örü, Pare-i
Savcı, Pare Uınur, Pulur, Reisli, Sadas, Salur, Seraç l ı , Soğucak, Tardı , Turahanlar,
Vayna, Yahşi l i , Yakac ı k, Yaman Ece, Yar Yatak, Yartmaşlı, Yazılmış, Yeml i halu,
Yenice, Yiğitler, Yeregirenli,
7 2 Aydın- İ zmir-Manisa-Muğla-Denizli V ilayet ve kazaları siyakat yazıları (2243)
1 05
* *
?.ı 1 5 30 yılı Güzelhisar köyleri : Ahmet Dede, Akbaş, B azari ı, B azergan l ı n , B elen, B oz,
Bölücek, Çatak, Çatak Deresi, Davut Dede, Demi rc i , Deniz Değirmeni, Devl i t, Eğri
Gölcük, Eğriler, E l i f Pınarı, Eşek Kıranı, Frenk, Gökçe, Güneri, Habibli, Herbende,
Helvacı, Hızırl ı , İğdecik, İn Kayacık, İncir B ükü, i ne Gazi , Kalabak, Karaca Avunduk,
Karta! Hacı, Kaya Alan ı , Kazl ık, Kızı lkil ise, Kulfall ı , Orayda, Oruç Gazi, Örülmüş,
Piyadeler, Saınrı, Sataşar, Yapukcular, Yayağaç, Yeregiren, Yurt Beyi
7 � 1 5 30 y ı l ı nda Nif köyleri: Armudlu, B adanalı (Boyalı), Beğmiş(Söğüdcük), Beki l l i ,
1 06
mükemmel bir konuma sahip olduğunu vurgul amaktadır. Tabaklıkta elde
ettiği ünün Edirne ve İskenderiye ' de n daha üstün olduğunu belirtir.
Kayac ı k ' ı n 1 530 y ı l ı Defter-i Hakani kayıtl arında yer alan köyleri 4 1
adet ol arak verilmektedir. 75
* * *
15 1 530 yılı kayıtlarına göre Kayacık köyleri : Akça Alanı, Aşağı Gökköy, Balıklağu,
Beyobası, B oyac ı l ı , B ozhisar, Çal ıca Atl ı , Çam, Çanakl ı , Çatalkaya, Dere, Derimşar,
Emelcik, Gökçek Hisar, Gökçeler, Gürce, G ürge, Hamidler, Haydar, İ vaz Obası,
Kalanda, Kalemoğlu, Kalı n Harman, Karaağaç, Kara Yakuplu, Kara Yunuslu, Kazıklı,
Kılcanlı, Kırhanlı , Kırlıca, Kızı l l ar, Konurluca, Kozluca, Kuyucak, Örenli( Kalanlı),
Sarıın, Şeyh l i , Üç Pınar, Yazı Kuyucağı, Yeğen Obası, Yukarı Gökköy
76 1 530 yılı Akhisar köyleri : Adi l l i , Alacalar, Bulut, B unurcal ı, Depeci k, Durasıllı,
Fertekli , Gerek, Gökbaş l ı , İ ğde l i , Karaman i , Kartoğlu, Kargın, Kars-ı Ünye, Kayı ,
Kürdlük, Salur
1 07
Gördes, 1 530 y ı l ı köyleşme olgusunda 48 köye sahip görünmektedir. 77
Gördos (Gördes) , yörük grupları bakımından pek öne çıkamamış kaza
l ardan biridir. Sahip olduğu konar-göçerler, Cemaller, Kiçe l i , Düğüneri
(Esedler), Emelcik, Emir Doğan, Hacı Hızırl ı , İncir (Hızır Yeledi İltan),
İl yaslar, Karacalar obalarıdır.
* * *
' Evl iya Çeleb i ' ni n Man isa bölgesinde gezdiği yerlerden biri de
Marmara' dır. Marmara' yı l l köyü, 1 0 mahal lesi, 22 camii ve 1 00 dük
kanı ile tanıtan gezginimiz, kentin ı l ıcasına da değinmeden geçmez.
Marmara, 1 53 0 yı l ı Tapu Tahrir Defterinde de 8 köye sahip en zayıf
kazal ardan biri ol arak görünmektedir. B e l geler i ncelendiğin de 8 köyü
aşan köye sahip olduğu görülmektedir. Marmara' nın sahip olduğu
köylerden, Buğday l ı ve S asalı adl arı, feti h sürec i n i n gözde adları ol arak,
Tire ' de halk b i l gi lerinde birliktel i k içinde ele alınmaktadır. Daha da
öneml isi, Sasa Bey' i n Marmara' ya girdiğini göstermektedir. Marmara'
nın diğer köylerinden S oful ar, Köpekl i , Çölmekc i , Okcular, Mahmudlu,
Kargın, Ahmetler, Çatak bölgeyi saran öneml i aşiretlerdendir. M armara'
nın diğer yerleşimleri , Arucuk, Uzgur, Çomarl ı , Çöp, Gürün, Kargucak,
Kasaplar, Uzgur, Buhi, Kuzu, Murad, Ördek (Sobu), Purt, Süleymanl ı
olarak yer almaktadır.
Marmara kazasında görünen güçlü yörük ohal arından Akçalar,
Ahmetler, Okçular ve Kösem köylerine dağılmışlardır. D i ğer obalardan,
Ala İnekl i , S aruhan Bölgesinin güney kesimdeki, Il ıca, Adala, Kırkağaç
ve Marmara'da' toplanm ı ş l ardır.
* * *
77 1 5 30 y ı l ı Gördes köyleri : Ahi ler, Armudlar, Aya Alanı, B aş Karaca, B ayad, B e yel,
Beyl i, Bayan, B örez, Ci nge, Çam, Ç i ftlik, Çiğil ler, Damlaluca, Danga, Danişmend
Mahmud, Danişmend, Dargıl, Deli Deınirc i ler, Depeler, Dere, Divdale, Efendi İ l i Eğrit,
Evciler, Göcekl i , Gülyan, Gürge, Hanya, İdrisler, İ nekler, Kabaağaç, Kabakoz, Kara
Kürekci , Belenl i , Karaca A l iler, Karaca Bayramlı, Kayal ı, Kıran, Kuşlu, Kuzum A l i ,
Küçük Oha, Kürekci , Marmaracık, Melek Paşa, Mustafalı, Oğulduk, Olgar, Osmanl ı ,
Özteınür, Recep l i , S al ur, S ürüler, Şeyhler, Tutluca, Uınur Hanlı, Urumtaş, Ümmet,
Yaka, Yal vaç, Yaya Kınldığı
1 08
Toplam hane sayısı 7 1 1 o l an kazan ı n 6 1 köyü vardır. 7 8 Kırkağaç' a yer
leşen aşiretler içinde Yeganoğu l l arı, Kalbuzoğul l arı , İç i l l i , Kuruculu,
Hacı Himmet, Kara Ali ve S ı rakayal ı adları dikkati çekmektedir.
* * *
Bozca Atl ı . B üyük Köfine, Ç ay ı r. Çöp, Dalbeyi , Derzi l i , Gökçekaya, Hacı Beyli, Hoca
Öınerli , Kestel, Kara A l i , Kara Ayidli, Karaköy, Kara Sevi nçli , Karacal u , Kızıica
Hatun. Kızı lcaavlu, Konuşlu, Kurucadere, Küçük Köfine, Mel ikli, M i h ınad l ı , O lgaın l ı ,
Sofular, Tok Sayrı, Uzun Al i , Yenice, Yeniceli
x o Sadrazam Lütfü Paşa Vakfi yesi , H .950/ 1 543, Tire Şer' iye S i c i l i , Ci lt 47, say. ! - I O
1 09
mundadır. Köydeki geleneksel bilgiye göre, Ş ahyar ' ı n önem l i bir grubu
Kızıl ışıkl ı Yörükl erinden o lup, Ege ' ye girişte iki kola ayrı l m ı ş l ar Küçük
Yusuflar grubu Tire Derebaşı ' n a diğer bölümü i se Ş ahyar' a karışmış
l ardır. Ş ahyar i se 1 530 yı l ı Tapu Tahrir Defterleri n de "Kadim" toplu
l uklar olarak verilmektedir. Bunların , Şeyh Bedreddin ' i n babası Ahi
İsrai l ' in vakıf arazilerinde, "Çeltikciyan", "Beyli" ve "Beyli oğlu" adl a
rıyla görünmesi bağlantı l ar açısı ndan dikkate değerdir.
* * *
1 530 y ı l ı Defter-i Hakan i bilgi leri dışında bir diğer kaynak da v akıf
kayıtlarıdı r. Bu kurumların sahip oldukları belgeler daha çok vakfİ yelere
dayandığı ndan oldukça öneml i dir. Defter-i Hakan i ' de bulamadığımız bir
çok yerleşim yeri ve adl arı nı Manisa Vakıfl ar Şubesi i l e İzm i r Vakıflar
Bölge Müdürlüğü Arşivlerinde bul ab i l i yoruz.
MAN İ SA : Seydi Hoca, Yarhasanl ar, Tatarlar, Ece Torasan, Şeyh İnebey,
Ahi ler Mezrası , B i rg-i Atik Mahal l es i , Kurşunlu, Hacı İl yas Mahal lesi ,
Karaoğlanl ar, Hacı Rahmanl ı , Özbek, Danişmend Hal i l , Seydi Oba,
Belen, Bükdağı Nah i yes i , Yerce, Çoban İsa, Dernekler, Çamlıca, Çoban
Hanl ar, Oğulbeyler, Mem i ler, B ah adı rl ı , Karakoca, Karaman Kayası ,
Kozluca, Kağan, İğdeci k, Şeyhler
SARUHAN :Hacı İshak Mahal les i , B ıyık n ahiyes i , Aydınlar, B ahadır,
Kemikli, Tirkeş, Hatipler, Diği n l i , Koyuncu, Çakmaklı
sı C e l i l Eııder . . .
S'
- Age . . .
l lo
DEMİRCİ : Hacı B aba Mahal l es i , Şücaeddin Mahallesi, Yağmur Mahallesi,
Kasım Fakih Mahallesi, Kızı l l ar, Ortapare n ahiyesi, Yiğitler Köyü,
Kayran Okcular, Şarlıpınar, Tahtacı , Ahatlar, Kara İsalar, Kaya Işık,
Kavak l ı , Akl ıkcı , Sinan Dede, İmrenler, S atılmış, Kemah, Tahtacı , Borlu,
Sarkaç, Kasar
GÖRDES : B aba Kırıl dığı, Kurt Duman, Şeyh Yay l a, S alur (Esengü llü),
Mal koç , Çiçek l i , S arı A l il er, Kurtl ar, Kızı l l ar, B al l ıca, Avc ı l ar, Kabak l ar
MENEMEN : Ahi Hızır Mahal les i , Kakl ınç, A l an içi, Koyuneri, Türk İ l i ,
Sasalı , Tokca, Selman l ı , E m i r Alem, Yurtcuk
ILICA : Abdal Özü, Kargı n , El Kaman, Kırkağaç
TURGUTLU ( KASAB A ) : Menteş B aba, Avşar, Canbaz l ı , A l an, Maldan,
Karaman , Line, Dağ Marmara, S indel l i , Kargın, Kuşl ar, Karakaya
KULA : Toygar, Emre Sultan, Kızlar Camisi, Eroğl u
KIRKAGAÇ/GÖRDEK : Kayadibi, Öveçler, Hacet, Güvendik, Gelenbe,
Kınık, Çoban l ar, Karakurt, Çaltıcak, B i lce, Yağmurlu, Üveç l i , Pal amud
Mecidiye), B abaköy, Mirci, Kaleml i , Sakarkaya, Abdal Musa, Gedikli,
Hacı Rahman, Bükmüş
YUNDDAG I : B ayat, Öküz Viı·anı , Kağan, Türkmen, Kara Kıl ıç l ı , Ahadlar,
Dernekl i , Marmar, B akacak, Çatak l ı , Duras ı l l ı , Bulanık
GÜZELHİ SAR :Tuz l a, Lala Belen, Dönmezler, Kağan , Arpacı , Çakmak l ı
.-\KHİSAR : Şeyh İ s a Mahal l es i , Göremez, Gördük, Seydi , E l i f Hatun,
Kutluk, Seyhan l ı , Tüten l i , Gökçeler, Doğankaya, Üçhan l ı , Karakurt,
Yatağan (Karapavlı), Kadıderesi, Sünnetciler, Karaca A l i
SOMA : Kara Ali Mahal lesi, Karaca Mahal lesi, Karamanl ı Mahal lesi,
.-\kçasuluk, B akır, Kızı l Oran, B oz Arabacı , Sevişler, Yağmurlu, Emir
Hızır, Birce, B ayat, İdi l , Kayadibi, Karaca, Yırca, Güney, Gökçe Koca,
Tırhala, Uluarca, Hatunköy, Uruzlar, Boncuklu, Devlethan
.-\DALA : Kaya Mahal lesi , Çekirdik, Çortak, Emreköy, B iga, Harmancık,
Tekfurlu, Çökelek, Karataş
if:\YACIK : Menteş, Ki l i seci k
I 1I
Ş arl ıpınar, Ş atırlı , Türkmen , Tirkeş, Yağmurcular, Yerbasan, adları y l a
yer almaktadırl ar. 8 3 Yağcı Bedir, Kı l az, Akbaş l ı , ve Kantemürlü gibi
aşiretl erin böl geye girişi i se o l dukça geç olmalıdır. Zira, bunlar, I 5 3 0
yı l ı bel gelerinde görünmeyen grupl ardır. Özell ikle, Yağcı B edir Yörük
leri , Karesi sancağının S ındırgı , B i gadiç ve Bergama kesimlerine değin
girerek, Samhan sancağı dışında da kendil erine coğrafya bulmuşlardır.
* * *
Tari hsel süreçte B ozdağ ' ın güney ve kuzey etekleri , Horasani grup
ların yoğunlaştığı bir kesim o larak öne çıkmaktadır. Güney ve Kuzey
B ozdağ etekleri daha sonraki idari yapı l anmalarda grupsal yerleşimler
ile dikkati çekmektedir. Güney B ozdağ etekleri dağınık grupl arı �arın
dırsa da öneml i unsurlara sahiptir. Kuzey etekler i se Horzum, Tatar, Ş ah
grupl arının yanı sıra Aleviffahtacı yerleşimleri yoğunluğu adeta özel bir
böl ge oluşumu meydana getirmiştir. B ozdağl arı n bu kuzey b atı kesimi
içinde Alevi/ Tahtacı yerleşimleri B ağcı l ar, B ektaşl ar, Çaltı l ı , Çukuroba,
Hacı B ektaş l ı , Hasalan, Kabazlı, Karaoğl anl ı , Mersindere, Mevlütlü,
Hac ı l ı , Torunlu (Okcul ar), Yeşi lova, Ş ahyari Şahoba köyleri bulunmak
tadır. Caferbey l i Yı lmaz, Dombay l ı , Durasal l ı ve S art, önceleri Alevi
ağırlıklı iken, bugün karışık hale gelmişlerdir. Özell ikle Cafer B ey, erken
süreçte bölgede Horasan l ı A l i B aba i le birl i kte zaviye tesi sleri i l e dikkati
çekmektedir. B ugün Alaşehi re bağlı o l an Osmaniye (Tahtacı yan)
Horasanl ı A l i B aba ' n ı n zaviye sahibi olduğu tarih i yerleşimlerden biridir.
Bölgede önemli bir unsur o l an C afer B aba ise kimi kayıtlarda Tatar
kimilerinde ise Kürd ol arak ele al ınmaktadır. Aynı kesimde Horasanl ı Ali
B aba ve Cafer B aba ortak vakıf zaviyesine de değinmek gerekmektedir.
Zira, iki hatta üç adlı ortak zaviye paylaşımları , erken dönem adlarında
görülmektedir. Tire ' de Kurt-Doğancıl ar, B i rgi ' de A l i han-El van-As l ıhan
ve Tahtacılar' da Ali B ab a-Cafer B aba süreç örnekleridi r. Daha dağınık
grupl ardan Turgutl u ' da Çepni Bektaş, Akhisar'da Sünnetci ler, Yatağan.
Manisa'da Yeniköy, Alevi/ Tahtacı unsurl arın yerleştiği coğrafyaya
ol arak dikkati çekmektedir. Karışık olmal arı n a karşın,Irlamaz (Turgutlu).
Beyoba (Akhi sar), Dereköy (Alaşeh i r) yerleşimlerinde de Alevi/Tahtacı
unsurl ar önemli bir yoğunluk oluşturmaktadırl ar. Kısacası, bölge özel bir
konum gösteren ender coğrafyal ardan b i ridir.
x.ı Man isa Yakıtl ar Şuba Müdürl üğü Arşivi, Manisa Fihri sti 2308
ı 12
V . BÖLÜM
KARESi TARİHİ COGRAFYASI
1 ı3
mış bir Ege profi l i çıkarıl m a zorunluluğu doğmuştur. Zira, konumsal
gerçek bunu zorunlu kılmıştır. B u nedenle, Hüdavendigar Livasından
aldığımız Kızıica Tuzla, Gönen, Tarhala ve B ergama konuya eklenmiş ve
bütünlüğün bozulmaması n a çaba harcanmıştır.
* * *
1 14
yerleşi m süreciyle birlikte dengeli bir dağılımla olgunlaştığın ı göster
mektedir.
Beyliğe adı n ı veren Karesi Bey, türbe yazıtındaki adıyla Kara İsa
Bey' dir. B alıkesir' deki türbesinin onarım yazıtında 1 33 8 tarihi vardır.
Babası Kalem Bey ile birl ikte bölgesel fetih hareketlerinde bulunan
Karesi Bey (Kara İsa), babası n ı n erken ölümü i le Beyliğin l i deri olmuş
ve B izans ile girdiği savaşlar sonucu, Sındırgı, B i gadiç, Edremit,
Ayvalık, Ezine, Sultan i ye (Çanakkale) ve Ayazmend' i (Altınova) alarak
denize dayanmıştı. Oğlu Yahşi Bey ise, 1 302 tarihinden i tibaren , beyli k
toprakların ı B ergama, Kırkağaç, Soma v e Gölmarmara'ya değin sınırları
genişletmişti . Çocukları ndan Timurhan (Demirhan) ve Dursun Be( i n
ölümünden sonra beylik toprakların ı n büyük bir bölümü Osman l ı
Beyl iğine katıl m ı ştır. Beyliğin 1 360 yıl ından sonra adı nın geçmemesi,
Osmanl ı Devleti ' ne katı lmas ı ile ilgili ol malıdır. Karesi Beyliği ' ni n
Osmanlı ' ya katılması ve ortadan kalkmasıyla, önemli liderleri Osman l ı
yönetim kadroların a katı lmıştır. Kuşkusuz b u adlar içinde e n kayda değer
ol anı "Candarlı Ailesi"dir. S aygın adiara sahip olan aile, Osman l ı
bürakrasisinin şeki llenmesinde katkı sahibi olmuş v e devletin geli şme
sinde etkin rol oynamıştır. Osman l ı Sultanı ILMehmet (Fatih Sultan
Mehmet), Candarlı ailesi üzerinde artan baskılar nedeniyle, devletteki
Candarl ı yönetim egemenl iğine son verm i ştir.
1 15
Karesi Beyl i ği ' ni n hastırdığı paralar içinde, B ergama darplı gümüş
sikkeni n , İlhan l ı Sultanı Olcaytu Budabende Muhammed adın a bastırıl
ması, bu süreçte beyliğin bağımsız olmadığın ı , İlhan lı l ar ' ı tanıdığını
göstermektedir. B ağımsızlık süreci nde bası l an paralar i se , Demirhan Bey,
oğlu Süleyman B ey, Yahşi Han ve Beylerbeyi Çelebi ' ye aittir. 84
1 530 yıl ında B al ı kesir' e bağlı köyler, Defter-i Hakan i ' de 1 06 adet
olarak göıünmektedir. 8 5
S ancağın merkezi B al ı kesir merkez yap ı l anmasını kurumsal olarak
tamam l am ı ş bir kent o l gunluğunda görünmektedir. Merkezde, Kapalı
Çarşısı, 1 68 dükkan ı ve 6 hamarnı bulunmaktadır.
* * *
84 Celil Ender- Karesi, S aruhan, Ayd ı n ve Menteşe Beylikleri Paraları, İ stanbul, 2000
85 1 530 y ı l ı nda B al ı kesir köyleri : Ağa, Ayşe B acı, Akçaköy, Ali Temürcü, Asl ı han,
Aşcı , At, Atanos, Azizler(Çerkez), B ağvan, B ardakçı , Çağış, Çakır, Çandır, Çavlu,
Çayırhisar, Çölmekci , Demirci, Doru, Tepecik, Doymuş İ l i , Eberiler (Karalar), Eftel ye,
Elekci, Emir Ahur, Emre, Gökköy, Gökçedere (Kırca), Günek, Hacı Hasan Obası
( Kirne), Helalce, İ vazlar, İ vane, Kadı (Kesük), Kakcı ( Karaca V i ran), Karabaş l ı , Kavak,
Kay ı kt ı Dede(Elekci ) , Kazık B oşkoyan, Kelbohor, Kesik, Kilisecik, Kobanos,
Kömürcülü, Köprülü, Köseler, Köteyli, Kusreven, Küreciler (Toy Turhan), Mantuz,
Naib l i , Naldöken, Oda, Okcu, Otac ı , Paspala, Paşa (Demirci), Rencberriye, Sekban
Hal i l , Söb, Şeyhler, Tahtalı, Tekir P ı narı, Toviçe A l i , Türk Eri, U luköy, Umurbey,
Üçpınar, Yeni, Yenice, Ziyaret
86
1 530 yılı B igadiç köyleri : Adal ı , Aşağı Çeltikc i , Avşar, B ahadır K i li se, Balat Ağzı,
B ambala, Çakıroğlu , Çal t ı l ı , Çekirdekli , Çeltik, Çengerler, Çev l i k, Danişmendli,
Doğanc ı , Eskere, Gökçe Sığırlı, Gügüm Öyüğü, Gülga(a, Hereke, Izgarlar, İ lyapan,
İ ınaret, İ vladiç, Kadı, Karaköy, Karyağdı , Kultak, N i zan, Osmanca, Ozancık, Öyüklü,
Sarı Boncuk, Selman l ı , Şeyh Güvenç, Şeyhler, Taşgeçidi, Tomal ı , Yukarı Çel tikci
1 16
İvrindi , 1 530 y ı l ı kayıtları n a göre merkezde iki hamam, iki c am i i ve iki
pazaı·gahı i l e diğer k azalardaki benzer yapıya dönük bir yap ı l anma örneği
vermektedir.
İvrindi, Karesi sancak kazaları i ç inde köy yoğunluğu bakımından en
zayıf olanıdır. Oysa, köy oluşum l arı en derli toplu kazalara sahip Karesi '
de, İvri ndi, 6 6 köye sahip o lmasın a karşın, diğer kazaların köy sayıl arı
l OO ' ün üstündedir. 8 7
* * *
ı 17
veri lerine göre, Adil İ l i , Ahi (Kayı) , Ahmet Bey, Ahmed İli (Turnacı),
Akçaköy, Alemüddin, Avşar, Aziz l i , B ağyüzü, sahip olduğu köylerdir.
* * *
ı 18
Efir, Esenlit, Eyücek, Fahri , Frenkköy, Gerdemiye, Gibye, Gicik Deresi,
Göbekler, Göçener, Gökçe Depe, Habil ler, Hi sarköy, Il ıca, İltan l ar,
İshaklar, İsmail Pınarı , İzzeddin, Kaba Çınar, Kalulu, Kabi l l er, Kalafat,
Kapucak, Kara B u l ak, Karagöz-i Küçük, Kara Kısrak, Kara Pınar,
Karaca, Kayapa, Kelemiç, Kı nık, Kırhan Ovacı ğı , Kil i secik, Küçük Bük,
Küçükler, · Kümbetli Küçük, Musa Ovacığı, N akareler, Okcul ar, Oruç
Gazi, Oruçhan , Otamış/Ödemiş, Penecik, Reisler, S akarı , S aru Çayır,
Sarıcaova, Seğidler, S inek l i , Ş abc ı , Temiroğlu, Tepecik, Tuztaşı , Turud,
Yavaşoğlu Çiftl iği, Yavu, Yazıcıl ı , Yüreğir
GiRES i N ( G İRESUN) : Ağaç, Alın Viran , Fındık, Anife, Avuçlu, B ergozlu,
Boyrazlar, Çepni, Çomak l ı , Emiroğlu, Ergamiye, Hamzaoğlu, İlyapan,
Kara Hızırl ı , Koçak l ı , Mihten, Minnet, Muaf, S arucak, Seman, Simav l ı ,
Sinan Viran ı , Sün netler, Tekür Kazuğu, Toviçeler, Yoğun Oluk
FART ( S US URLUK) : Akça Viran, Ali Bey, Bergoz, B ezc i , Deli l er,
Doğancı , Duman, Kadı, Hisar Beyi i l i , İncügez, Kerina, Kökez, Kozluca,
Ömeroğlu Derbendi, Paşaköy, Taksir, Tokuşl ar (Ala Güney), Tuzlalu,
Ul ubatl ı/Uluabat (Kızılcahisar)
BOGAZHİ SAR : Akça, Kopluk(Atife), Akçaköy, Arızl ar, Avunduklar,
Beyler, Beyli (Po l ad Pın arı), Boncuklar, B ayan Öyüğü, Bürümcü,
Çandırlı, Çeltükcü, İ l giç, Karasu, Kara Hızırl ı , Korucu, Kuşak l ı , Küçük
Çeltikci, Koyuncular, Köse Ahatlar, Rahman lu, S alihler, Yassı Beyli,
Yaycı Ağaç, Yenice
* * *
ı 19
B ALIKES İR : Hacı İlbeyi Mahal lesi, Okçu Kara Mahal lesi, Mustafa Fak i h
Mahallesi, Oruç Gazi Mahal lesi , Karaoğl an Mahal lesi, Karesi Mahallesi,
Yıldırım Mahal lesi, B örekci ler Mahal lesi, Toygar, B ayat, Ziyaret l i ,
Gümel i , Kınık, Mohtan, Atnos, İbirl er, Karacaviran, Asl ı han, Aynaoğlu,
Davutlar, Çiçekpınar, Kabak l ı , Karabeyler, Karamanlar, Koca Avşar,
Kurtdere, Kutlu Düğü l , Toybelen, Ayvatl ar, Ortaca, Köteyl i , Çağış,
Del i ktaş, Nai b l i , Asl ıhan, Halkapınar, B eyköy, Karakaya, Kırmızılar,
Köseler
EDREM İD: Gazi İlyas Mahal lesi, Turhan Bey Mahal lesi, Kadı, Pel i t İ l i ,
İnönü, Kara Aydın , Çoruk, Gömeç, Ünye, Kuş l ar, Karacal ar, Şekviran,
B abayl ar, Kadıköy, Karalar
B URHAN iYE : B örez l i , Sübey l i , Tahtacı , Ulubeyler, Kubaşlar, Kırtık,
Karal ar,Çatl ı , Kuyucak,Tay l ı e l i , Karaoğlanlar
B İ GADİÇ : B ab aköy, Emi rler, Okcul ar, Alan, Kargın, Büyük Işık l ar, Kadı,
B araklar
iVRİNDi : Akçal , Çiçek l i , Hızırbali , Kınık, Karacalar, Kocaoba, Kuşdere,
Kara Çepiş, Okcular, Yağc ı l ar, Kömürcü, Sofular
DURSUNBEY : Hotaşl ar, Göbel, B ektaşlar, Akgüney, Kurtlar, Hondu l ar,
Bal at, Beğe l , Gökçedağ, Kızılöz, Ericek, Hac ı l ar, Karaman, Al agüney,
Arık, Beyce, Kızılcadere, S araycı k
AYVALIK : Hayreddin Paşa Mahal lesi, Çakmak, Türközü, Kadı
SUSURLUK : Danave l i , B abaköy, Okçugöl , Kul at, B alı kdere,
HAYRAN : Karaoğlan l ar, Karal ar, Kabal ar
SINDIRGI : Kargın, Bedir, Kocabey, Karakaya, Aktaş, Ars l an Dede,
Kepez, Kerti l , İbi l l er, Kayseri , Çorum
1 20
VI.BÖLÜM
KUZEYBATI EGE COÖRAFYASI
B İGA S ANCAÖI
B iga, Ege B ölges i ' nin kuzeybatı kesimin i oluşturan fevkalade önem l i
b i r coğrafyanı n merkezidir. Zira, B al kani ara ç ı k ı ş kapısındaki konumuyla
önemsenecek bir yerleşim coğrafyasıdır. Coğrafyada görülen adl ar, bu
önemi vurgulayan örneklerdir. ı 5 3 0 yıl ı sancak idari yapısı, Cezar-i
Bahri Sefid Eyaleti kapsamında yer almaktadır. B i ga merkez kaza olarak,
1 530'da Anadol u Eyaleti , 1 53 3 ' de Kaptanpaşa Eyaleti, ı s4 ı ' de
Hüdavendigar ve ı 8 86 ' da B iga S an c ağı kapsamında yer almıştır. ı 924'
de kaza olmuştur.
Coğrafyadaki konar-göçer topluluklar içinde, Arap, Andın Arap l arı ,
Ahmed oğlanları , Akçakoyunlu, Çiftlikler, Hac ı Hal il ler, Kızıl A l i ,
Karapürçek, Karadiken, Koyuneri , Seraçlar, Kemikli, S öğütlü, Karacalar,
Mahmudlar, Paşayiğit, Uluyörük, Yatak Arapl arı , Yayabaş ı , Yusuflar
Yörükleri gibi köklü ve etkin adl ar bulunmaktadır.
1 530 yı l ı Tapu Tahrir Defderinde konar-göçer dağıl ımında, B iga 9,
Çan ' ın ise 4 gibi oldukça az sayıda yörük grubuna sahiptir.
B i ga Sancağı kazaları n ı n , sahip o l dukları köy sayı l arı , B al ya, 99, Ezine
Bazarı 8 ı , B i ga 70, Çan 46, Çatal Bergos (Umurbey) 44, Lapseki 2 ı
ol arak görünmektedirler. Buna karşın, kazalar dışında idari birim kapsa
mında görülen, Avlonya, Güvercinl ik, Karabiga, İnekol l ar, Çardak,
Kargı, Gündoğdu ( Karanti ) , Karabiga, Gümüşçay/Güvercinlik, Dimetoka
Kazdağı Pınarı , Koyunel i ( Hamdibey/ Agonya) ve inekollar 1 530 yılın
daki alt idari birimler ol arak görünmektedir. B i ga coğrafyası, B al kanlar' a
çıkan aşiretlerin bir durağı gibidir. Burada köy oluşturan gruplardan
önem l i bir bölümü güneyden gelen aşiretlere aittir ?ı B i ga ' n ı n sahip
1 2ı
olduğu adlaı·dan, H an Bey, Karaca A l i , Kara Mus l i , Kurtoba, Okçul ar,
Havdan B aba, Kara Hamza, Hacı S adi, Arap Dede, Çiçek Dede adl arı
erken dönem adl aı·ıdır. Örneği n, Asl ıhan, Aydı n l ı , Bekirl i , B urhanl ı ,
Çakırl ı , Demirc i , Hoca A l i , İğdeli , Kara Çavuş, Malkoçoğlu, Mesud,
Söğüdlü, Turasan, U lucak, Yakacık, Çit, Işık l ar, Ahmet B ey l i , Karagöz
ve Hacıbey gibi yerleşimler güneyden gelen aşiretlerdir. Ancak,
Koçmaroğlu, Alemderan ve Hacı E l beyi aşiretleri ise diğer sancaklarda
görünmeyen grupl ar o l arak dikkati çekmektedir. B iga coğrafyasında yer
al an , B altaoluk, Tümbe, Kurt, Dedel er, Yahşi, Hızır İlyas, Çatal , Abda l ,
Daml ara, Ş ah Melek, Hoşap , Kırkgeçidi, Keltepe, Kavaklı, Dubaalan,
Asartepe, Kırat l ı , Kokarca tepeleri i l e B al ıkkaya Dağı, Kapanbeleni ,
Kadıovas ı , Ece Gölü, Abdal Suyu v e Kocabaş Çayı semtleri, kentin
coğrafi zenginliklerini açıkl ayan değerlerdir. B iga' nın "Namazgah" a
sahip olması kentleşme olgusunu açıklayan dil dir. Hatta, Dani şmend
köyündeki "Tarhana Tepesi", kültürel açıdan önemli bir mirastır. Köyün
semtleri içinde yer alan Avdan, Toy, Kazmal ı , Salıçayı, Osman Tepe i l e
"Yağmur Duası"nın yapı ldığı "Hayır Tarla" v e öze l l i kle, yaygınl ığı i l e
di kkati çeken "Bekir Dede", üzerinde durul acak önemdedir. l) 1
* * *
B al ya, 1 530 yıl ı Defter-i Hakani kaydında, B iga sancağı kazal arı
içi nde en yoğun hane topl amına sahip görünmektedir. Merkez, bir cam i i
v e b i r mescit, bir hamam i l e henüz bir kent dokusuna kavuşam adığını
gösterirken, genel hane veri lerinde durum değişmektedir. Kaza, 99 köyü
ile sancağın kazaları içinde i l k sırada yer almaktadır. n
Ortaluca, Osman l ı , Ovac ı k. Pekmezl i, Saruhanlı, Sazl ıdere, Sekban i brahim, S ıçrad ı ,
Söğüdlü. Taraşcı, Tatar Avdanı , Tuı·asan, Turuplu, Türkmenoğlu, U lucak, Yakacı k,
Yaycıağacı, Yaycı Mahmud Yörgüçoğlu
'! i
B iga ve Çevresi ile ilgili katkı ları nedeniyle sevgili öğrencim Pikret Girengir'e
teşekkür etmek isterim.
92 1 5 30 y ı l ı Balya köyleri : Akbaş, Aklıkc ı , Aslan Yakası, Avşar, Aydoğdu, Ayas,
Ayazlar, Bağbanlar, B akacak, B altacı , B ayı ndır, Bazarcık, Bazergan l ı , B edic, B oyal ık,
Çal t ı l ı , Çal u l u, Çam l ıca, Çalova, Çardak, Çuval l ı , Dambuldu, Darualan, Tepeköy,
Devlethan, Dırk ı l l ı , Elağlu, Geredeli, Geyikli Şeyh (Göyüklü Şeyh), Göbel ler, Gökbaş l ı ,
Göklü. Gölcük, Gölviran, Göl yan, Hamza Fakih, Hisarc ık, Hodman, Huraşanlar, Il ıca.
İ lyas. İnce, İskender, Kabakkozu, Kadı , Kara Çal ı , Karacalar, Karlı , Karlular,
Kastamonu, Kayalar, Kırca Şah in, Kırmızı, Kacai l i , Konuş, Kumköy, Kutl u Beyli,
Küçükkoru, Maden, Manc ı nık, Mesud, Mevran, Muhsin İli, Osmanl ar, Öksüd,
Sadeddin, Saruhan, Seydiköy, Seğid B ey, Seyfeddin Ovac ığı, Sultanl ar, Şeyh Orhan,
1 22
Çan, önceleri "Bazar" adın a sahip olmuş ve bu nedenle Çan B azarı
olarak tanı nmıştır. S ancağın en zayıf kazalarından olan Çan, ı 5 30 y ı l ı
kayıtlarında adeta k ö y görüntüsü içindedir. Merkezde, ı cam i i ve ı
mescit, ı hamam kaydı bulunan Çan, toplam 528 hane ve 46 köye sahip
tir. Oysa, 1 530 yılı kayıtları nda kaza görünürken , ı 8 8 6 ' da n ahiye statü
süne düşmüştür. ı 945 y ı l ında ise Çanakkal e ' n i n kazası durumuna gel
miştir. Kazan ı n diğer adı "Bazarköy" dür. 93
* * *
Tokınakl ı . Topuzlu, Torihşar, Turud İ l i , Umurca, Üşüm, Yalaba, Yarış, Yaycı başı,
Yaycılar. Yuvaköy
93 1 5 30 yılı Çan köyleri: Akçaköy, Altıkulaç, Bazarköy, B udemya , Çavuş, Dereköy,
Bohya, Çad, Çeltikci, Çerç i ler, Çıldır, Derviş Mehmed Frenkköyü, Gökköy, Gölköy,
Hacı kürd. Hali loğl u, Kalpakl ı , Karabeyler, Kengri, Kızılcaören, Kozköy, Köpekler.
Kuınaril i . Kuml uca, Kurşunlu, Lalacık, Mihal, Musaca, Okçular. Ori l i , Osmanca,
Otacıderesi, Öztiınur, Peçenek, Saraycık, Saraybeyl i . Satı İ l i , Sendel Obası, S i nekciler,
Üçbaşlı, Yapı ldak, Yarköy, Yayağaç
'}5 1 530 yılı Ezine köyleri : Abdurrahman, Ağaç l ı , Akköy, Akçabaş l ı , Akçakeçi l i ,
Akçaköy. Aleınşalı l ı , Anduzlu, Arasanta, Aydın Obası. Bacalar, B ağçe l i , Bahşibey,
Büğdüz, B al aban, Balıklı, B atak. Bazarköy, B ergos, Boğazbağ (B oğaztan ) , B ozel l i ,
Bozköy, Boz İ l i , Bölücek Obası, B ozbüyük, B üyük Aleınşah l ı , Çaınl ıca, Çarı ksuz,
Çavuş, Çayırköy, Çel ti kci Viran. Çift l i k, Dani şınendl i , Derecik, Doğanc ı l ı , Dündarl ı,
1 23
* * *
Evl iya Çeleb i , kentin adını İncir Seki anl amında Lop Seki ' den bozma
"Lapseki" o larak tanıml amaktadır. Kentte, XVII.yy ' da Rum ve Ermeni
halkının da bulunduğunu belirten gezgin,. özellikle, karpuzunun "Lapseki
Karpuzu" adıyla ünlü o l duğunu yazar. Yine, üzüm turşusu ve şıras ı n ı n
d a dünyaca tan ı ndığını vurgular.
Lapseki , 1 530 y ı l ı defter-i Hakani kayıtlarında B iga sancağın ı n kazası
ol arak yer al ırken, bir diğer kaza Çatal Bergos'un aynı süreç kaydında
"Ci heti kaza maa Lapseki" başlığı i l e veril'ınesi ilginçtir. Oysa her iki
kaza birbirine uzak yerleşimlerdir. Çatal B ergos'un, Lapseki ile i lişkilen
diri lmesini anl am ı ş deği liz. Lapsek i ' ye 1 530 yılı kayıtlarında, Kal ' a-i
Sul tani ye (Çanakkal e) ve Gel i bolu' nun da eklendiğin i görüyoruz.
Lapseki , bu süreçte 464 haneye sahip olman ı n yanı sıra o l dukça zayıf bir
merkez yapı l anması içi ndedir. Merkezde, 2 vakıf dükkan, 1 c am i i l e 3
zaviyesi n i n bulunması henüz kent olgusuna kavuşamadığını göstermek
tedir.
Lapseki ' ye bağ l ı köyler, 1 530 yıl ı verileri nde 2 1 köy kaydıy l a
verilmektedir. 9 6 Ancak, b u rakam köyler incelendiğinde daha da artmak
tadır.
Çanakkale Yakıtl ar Şube Müdürlüğü Arşivi, B iga S ancağının, B i ga,
Ezine, Çan, Çanakkale, Gel i bolu, Lapseki ve B ayrami ç kayıtl arını i çer
mektedir. Böylece, 1 530 yılı kayıtl arında görünmeyen köyler, Vakıf
kayıtlarında yer almaktadır. Bu kayıtlardan elde edilen köy adları konu
muz açısı ndan o l dukça öneml idir.
Ekin Viran, Ekizli, Esed l i , Eşek Viranı . Evciler, Eyınür Han, Geyi k l i , Göbekler,
Göc,:heyi. Güvendikli, Hacı Murad, Hacı Yahya, Hal i l l i , Hüseyi n, İsrai l l i , İ stanbullu,
Kafir Viranı . Kalafat l ı , Kara Öyük, Karan Obası, Karkın, K ı n ı k, Kebece Ahmed,
Keınalköy, Keınal l ı , Keltancı, Kınıkova, Kız ı l köy. Kiliseköy, Kocaoğlu, Kumköy,
Kurşunlu. Küreci l er, Mavroınat(Mormat), Pınarbaşı, Pitür İ l i , Sac,:aklı, S akal l ı ,
Sarımsakcı, S ürülü, Şabcı , Şabcı Ahmet. Şabcılar, Şeyhler, Tomal ı, Tunrullu, Tura Han,
Üyi.icek, Yaycı lar; Yengici, Y iğid Aliler,
'J(ı 1 5 30 yılı Lapseki köyleti: Akköy, Akp ınar, Alpagud, Bayram Deresi, B ozan, B üyük
1 24
B İGA : Hacı S adi M ahall es i , B arak l ar, Çavuş, D an işmend, Doğaca, Han ,
Karaca Al i , Kara Mus l iler, Okcular, Sazoba, Kara Hamza, Kurtoba,
Işıklar, Aktaş, Akkayrak, B ekirli , B il al , Em2viler, D i kmen, S i nekci
BALYA : Akpınar, Akdırma, Bengiler, Boynan l ar, Avşar, Yağdıran, Ahi
Timur, Kabalı, Semiz, Kocaeli, Su Sıf�ırcığı, Söbice Alan, Kaşıkcı,
Kadıköy, Doğanl ar, H abibler, Çakal l ar, Danişmend, Kayalar
ÇAN : B ozguç, Ahi Fakih, Okcular, Doğaca, Kulfal , Kalburcu, B ahadırlı,
Terzialanı, Süle, Yaykın, Karakoca, B i l al ler, Zeybek Çayır, Karakadı,
Danapınar, Küçüklü
LAPSEKİ : Şahin Eli, Gökköy, B aba S al tuk, Çardak, Kem i kl i , Ahi Hamza,
Kara Örnerli
EZİNE : Seferşah Mahall es i , Kumluca, Kızıl , Erdenl i , Akköy, B alıklı,
Dani şmendl i , Geyik l i , Türkmen l i , Yahşie l i , Kemall ı , Yavaşlar, Pazarköy
YENiCE : Kureyş, Kaklım, Akçakayın, Akköy, Umurlar, Çakıroba,
Davul köy, Sağucak
Özell ikle, fetih ve fetih öncesi adl arın B i ga Sancağı ' nda yoğunl aşması,
Balkan yolu üzerinde oluşundan kaynaklanmış olmalıdır. Zira, bu
bölgede yer alan, B arak l ar (Barak B aba), B aba S al tuk, S eferşah, Kureyş,
Karacaali , Kara Hamza, B i lal, Ş ahi n Eli, Bekirl i , Danişmendli ve Han
adlı yerleşimler, erken dönemde B iga' nın sahip olduğu adl arıdır. Bu
yerleşimler, fati h emirleri yansıtması bakımından kayda değerdir.
Kısacası, B i ga coğrafyası, B al kan i ara çıkan grup l arın top l andığı son
duraktır. Günreyden çıkış yapan aşiret ve l i derlerin önem l i bir bölümü
B iga coğrafyasında kümelenmiş gibidir. B iga S ancağında bulunan,
Avşar, B ayındır, Karkın, Kınık, Kayı, Peçenek, Danişmend, Aydoğdu,
Çenber, Sendel aşiretl eri , zenginliği n bir diğer i şaretidir. Dönemin köy
leri içinde "Şabcı" l arın yoğunluklu oluşu, Venedik ve Cenevizlerin şap
i şletme tesi s leri n i n geni ş bir alanı i lgil endirmiş olmasından kaynak
l anmış olmalıdır. Çünkü, d ı ş satırnın gözde kalemlerin den başlıcası o l an
şap, i şletme çevresini de kendine entegre etm i ş olmalıdır. Özell i kle, köy
oluşumlu, Ş abcı, Ş abcı l ar ve Ş abcı Ahmet yerleşimlerin i n bu bölgede
yoğunlaşması, bu nedenle dikkat çekicidir.
Hüdavendigar S ancağı kazaları o lan, B ergama, Tarhala, Gönen ve
Kızıica Tuzla, konumları nedeniyle Ege Bölgesi içinde bulunmaktadırlar.
Bu nedenle, bu san c ak kazal ar çalışma kapsamına alınmıştır.
1 25
Özellikle B ergama, Türk l er öncesi süreçte, daima i lgi duyulan bir
merkez öze l l i ğine sahiptir. İlkçağdan itibaren bu önemini koruyan kent,
kendi adıy l a anı l an krall ığın da temsilcisi olmuştur. Kent, tarihsel sürece
bak ı ldığında, önce Karesi, sonra ı 53 0 ' da Hüdavendigar, 1 84 ı ' de tekrar
Karesi giriş-çıkışları gösterse de ı 8 67 ' den itibaren İzmir' e bağl anm ı ş ve
ı 924' de de İzmir ' i n kazası olarak kalıcı hale gelmiştir. B ergama, gerek
Heleni stİk gerek Roma Dönemlerin deki parlak tarihsel geçmişinin yanı
sıra, Türkleşme süreci nde de etkin kentler içinde yer almaktadır. 1 530
yı l ı kayıtları , kentin ticari alanda da seçkin bir konuma sahip bulundu
ğunu göstermektedir. Örneğin, Piri n ç (Çeltik) ve "Takke" üretimiyle
Osman l ı Pazarlarında bir güç dengesi oluşturduğu görülmektedir.
Beylikler sürecinde Karesi Beyl i ği ' ni n merkezi olması, hatta XIV.yy' ı n _
i l k çeyreğinde, beyliğin i l k parasının B ergama Darphanesin de hasılın as ı
kentin önemini vurgulamaktadır. İ l hanl ı Sultanı Olcaytu Hudabende
Muhammed adına basılan gümüş para, bağı m l ı süreç parası olsa da,
Bergama' n ı n önemine işarettiı·. 9 7
Ancak, B ergama yerleşimler dışında konar-göçer hareketleri n i n zayıf
olduğu coğrafyaların başında gelmektedir. Konar-göçerleri daha çok
Yuntdağı etekl erin i kul l anmaktadırlar. Buradaki Yörük obalarından,
Karacalar ve Şehzade yörükleri öne çıkan grupl ar olarak görülmektedir.
ı 530 yılı köy kayıtları, B ergama coğrafyasının önemini de açı kl amak
tadır. 9 8
Y7 Celil Ender. . .
% 1 5 30 yılı B ergama köyleri: Ada, Ağız Yusuf, Akçengerli , Akkeçil i , Aksungur,
Akçaburgaz, Ali Beyli, Arap l ı , Armudlu, Asmalı , Aşağı Ovacık, Atmacalar, Ayas, B ağ
İ l i, B alabanlı, B anbukcular (Pamukcular), B ayad, B azlaınac, B ehram, Berklü, B eşirlü,
Bölücek, B udak l ı , B urakcalı, B uriyacık, Cinge, Çanakcılar, Çavuş V i ran, Çavuşlu, Çay,
Çel tükcü, Çiftlik, Çonlu, Depecik, Dereköy, Derecik, Deşdiğinler, Dikilitaş, Domaniçli,
Durak, Dündar, Dündar İ l i , Dündarlı , Esr i , Eyerci , Geredel i, Göçbeyl ü , Gökçeler;
Hamza Hocalı, Hatip Paşa, Hatun U l usu, H ı rsızcalu, Hürniyan, Ilgınlı, I lıca, İğdeci k,
İ kisaray l ı , İ shaklı , Kabaağaç l ı , Kafir Obası, Karaağaç, Kara Bergoz, Karadağ, Kara
Hızı r, Kara Mahmudlar, Kara Yusutlu, Karalar, Kaşıkcılar, Kaya Salur, Kazanl ı ,
Kereınedünlü, Kesire, Kılağura, Kılıçlar, Kınık, Kızıl Musa, Kızıica Şey h l ü, Kopuzcu,
Korucu Şahin, Kuldak, Kuryacık, Kozluca, Köşküne, Kumluca, Kutl uca Dere, Küçük
Etmek, Küreciler, Menevişler, Ortaca, Ömer Paşa, Örtülüce, Piri Dağı, Dirili, Sakarlı ,
Sarıcular, Sınırdere, Soğancılı, Soğucak, Şarapdar, Şeyhler, Tarbak, Tur A l iler,
Turnacık, Tutluca, Türkistan, Ulkarlu, Uzun Ahad l ı , Üzere, Yağluca, Yağmurca, Yaka
1 26
1 530 yılı nda Bergam a ' da görünmeyen bir kısım köyler vakıf kayıtla
rında yer almaktadır. 99 Yerleşimlerden, Kozak (Yukarıbey) ve Poyracı k
1 530 y ı l ı nahiyeleri ol arak görünmektedir. Aynı yıl verilerine göre
Bergama, Hüdavendigar Livasının 25 köyü içinde sayısal yoğunluk bakı
mından dördüncü sırada yer almaktadır. Bunlara ek, Vakıf kayıtların da
yer alan, Hacı Nebi Mahallesi, Di vane Hızır Mahal lesi, Hayreddin
Mahallesi, Hacı B ayezitler Mahallesi, Oranl ı , Ozancık, Solak Mahall esi,
Armağanl ı , Kırkl ar, Kutlubey, Göçbeyi, Karacaali , Kara Gazi, Gözlüce,
Şücaeddi n, Sevikl i , Balaban l ı , V i ran l ı , Akki l i se , Örtülü, Turan l ı , Kara
Hızırlı, B al aban l ı , Işıklar, Yenice, Dağıstan, Hamzalı , Üçtepe, Telek,
Işıklar (Aşıklar), Viran l ı , Akkilise, Şerafeddin, Çakmak, Ayvatlar; Hatun
İli, Sende! , Kıı·kl ar, Sende ! , Yortan , Musacal ı , Terzi Hal i l ler, Kara Hızır,
Çakal l ar ve Kuşkayab köyl eri n i de konuya eklemek gerekir. 1 00
Kuzey coğrafyası n ı n bir diğer kenti ise Gönen' dir. Adı n ı , Emir Gönen
Bey ' den alan kent 1 530 yılı i dari yapıl anmasında Hüdavendigar Livası
kazası olarak görünmesine karşın, daha çok konumu nedeniyle çalışmaya
alınmıştır. "Gönen" aşiretleşmiş yapısıyla da dikkati çekmektedir. 1 53 0
yı l ı veri leri nde, Gönen, merkezde, 5 mahalle, 2 hamam i l e 586 müslüman
ve 33 hanel i rum hal ka sahiptir. Aynı kayıtta, Gönen köyleri 48 adet
olarak verilmektedir. 10 1 Oysa, 1 530 yılı kayıtlarında yer almayan, ancak,
vakıf kayıtlarında rastladığımız, Malkoç, Murat, Hac ı Menteş, Hodu l ,
Çavuş, Buğdayl ı g i b i oldukça erken dönem emirlerine a i t adlar, yerleşi
min önemini arttıran özel liklerdir. Zira, bun l ar XIII. yy' a inen adlar gru
bunun etki n temsilcileridiL
Tuzla kazası, B ergama, Tarhala ve Gönen kazaları gibi Hüdavendigar
Livasına bağl ıdır. 1 530 yılı Defter-i Hakani kayıtlarında Ayvacık, Tuzl a
Kürd i , Yayl acı, Yenice, Yeniler, Yeregiren, Yerl i , Yörük Şah l ı , Yukarı Ovacık,
Yusut1ar, Zağanos
Aydın-İ zmir-Manisa- M uğla-Denizli V i layet ve kazaları S iyakat Yazı ları (2243)
100
İ zmir Vakıflar B ölge Müdürlüğü Arşivi- İ zmir Vakıf Fihristi (2309), Taşınınaz
�1allar Kütüğü, Siyakat Yazıları ... -
10 1
1 530 y ı l ı Gönen köyleri: Ağaçluca, Akçapınar, Alişar, Ayvacık : B alcı, Balc ı l ı , Bali,
Bayraıniç, Bokluca, Bölücek, Çakmak B urhu, D i lk, Doğancı , Dolak, Dolcu, Durabeyi ,
Ejderl i, Fazıllu, Geredeli , Gölköy, Güreci, Hacıbey, Harınankaya, Kara Çakı l , Kara
Danişmend, Karaca İ loğlu, Karga Gözü, Kavak, Koyunluca, Köseler, Kureyş, Kulacık,
�fihınad l ı , Orçun, Rahınan, saru, S az l ıdere, Seğidköy, Seğid, Taı·han, Tola, Turplu,
Yortan, Yund Oğlanı
1 27
kazasının köyü görünürken, Çanakkale Vakıf kayıtlarında "Ayvacık
nam-ı diğer Tuzla" olarak ele al ınmaktadır. Oysa, daha önce de değindi
ğimiz gibi her ikisi de farkl ı yerl eşimlerdir. Tuzla merkez yapısı itibarı
ile oldukça zayıf bir kazadır. Tek mahallesi bulunmaktadır. Defter-i
Hakani kayıtlarına göre, 1 530 y ı l ı nda 89 köye sahiptir. 1 02 Kazanı n aynı
süreçte yer almayan bir kısım köylerini vakıf kayıtl arında görebili
yoruz. 1 03 Bu köyler içinde, Ahmetler, Akbaş Yurdu, B aharlar, B al i Fakih,
Bektaşlar, B i l al l er, Budaklar, Kızıl , Cemaller, Çakmakl ar, Erecek, Etil i ,
Hayreddin, ine Bey, Kemal l ı , Kolum, Konakpınar, Külahl ı , Naldöken,
Sarp, Yavaşl ar, Ahi Hızır, Gündekl i , Işık E l i (Işı klar), Kutlu Oba, Kara
İbrahim, Türkmenl i , Bıyıklı, Timur Han, Kadı l ar, Bekirler köyleri bulun
maktadır.
Taı·hala, daha önce de bel i rttiğimiz üzere, 1 530 yıl ı kayıtlarında
Hüdavendigar S ancağı kazasıdır. Ancak, Ege coğrafyasının bir parçası
dır. Bu nedenle, bütünlüğü tamamlayan coğrafi konumu nedeniyle
çal ı şma kapsamı n a alınmıştır.
Merkezdeki "Orta Mahalle"si ile bir kasaba görüntüsü veren kaza, k ır
salda 59 köye sahiptir. B ergama i l e iç içe olan Tarhal a, vakıf kayıtların
da "Başgelmiye" ol arak ele al ınmaktadır. Özel likle mera zengin i o l an
coğrafyada, Karaca H isar, Kızıl H isar ve Çayır H isar gibi köylerin i n yanı
sıra, Ecizli, Esreddin, Tolca, Günarı, Kızıl Tozlu, Karacakaya, Karakurd,
Yı ldan , Bükmüş, Tilkicik, Döken, Çıplaklar, Öğeç, Çavdı r, Naldöken,
Çaltı, Çipil , Çomak, Kopuzcu, Karaağaç ve Çaylaklar köylerine vakıf
kayıtlarındaki Yağmurlu, Beydöğen, Gökbaş, Akçasulu, Koyundere,
Hatun, Sevişler ve Yağmurlu köyleri eklenmektedir.
1 02
1 5 30 yılı Kızıl Tuzla köyleri : Adatepe, Ağaçköy, Ahi, Akpınar, Ali Fakih, Arıklar,
Ayas, Ayvacık (Yardım), B aba Deresi, Bağcılar, B ahaüddün, Balaban, B ayramiç,
Behraın, Bergos, B urunlu, B üyük Çepni , Büyük Kületli, Çatak, Çavuş, Çölmekci,
Çukurköy, Debbağlı , Demirciler, Depecik, Duvakl ı, Esed Obası, Eşekli, Eymirler,
Geyi kli, Hızır Şah, Hosun, Kalabaklı , Kapucu, Kayaoğl u, Kayalar, Kızıl köy, Kil i seköy,
Koru, kozlu, Köse Deresi , Köstek, Kulfal, Kumköy, Küçük Çepni, Küçük Kületl i ,
Küplü, Lala, Mekder, Menteşe Deresi, Minnet, Musa Fakih, Naib A l i , Narlı , Nusret,
Orçun, Otamışlar, Ovacık, Papaslık, Paşa Yiğit, Pınarlar, Pınarbaşı, Püren, Sazlı , Şahin,
Tabaklar, Üç Ki lise , Viranlı, Yardım, Yaylacık
103 Çanakkale Vakıflar Şube Müdürlüğü Arşivi- Çanakkale Vakıf Fihristi (2304),
1 28
YILBÖLÜM
AYDIN ELİ TARİHİ COGRAFYASINA GİRİŞ
1 29
Diğer bir özel konumun da işaret ettiği gibi, Tahtacıların iki ana
merkezi Narl ıdere ( İzmir) ve Reşadiye (Aydın) bu coğrafi alan içindedir.
Sormak gerekmektedir, neden bu merkezler Aydın Eli toprakl arı ndadır?
Aydı noğul ları Beyliği yak l aşık yüz yirmi y ı l l ı k bir siyasi yaşama
sahiptir. B eyl i ği n kimi duraksamal aı·a karşın siyasi direnci ve kendine
özgü sosyo-kültürel yapısı, onun çok yönlü ele al ınmasını zorunl u kıl
maktadır. Özel l ikle, Aydınoğulları coğrafyasının Küçük Menderes
yöresi , bu kimliksel açı l ı mda daha da bel i rgi n leşmektedir. Coğrafyanın
su ve mera zengini o lması aşiretler için cazibe oluşturmuştur. İlk çağl ar
daki Efes Artemi s ' inin bu gözde coğrafyası semavi dinlerin de m i rası
devraldığı bir ilgi alanıdır. "Tefekkür" ün yücelttiği , Ki l i se, Manastır,
Zaviye, Mescit, S inagoglar bu mükemmel doğa içi nde çoğal dı kça çoğal
mışlardır. Bizanslı Pachymeres, dinler tarihinin merkez coğrafyasına
atıfta bulunarak Menderes Havzasını "İkinci Fil istin" ol arak kaydeder.
Vadinin Efes' ten başl ayıp B ozdağl ara tırmanan Artemi s ' i n "Kutsal
Araziler" i, Efes kentsel gücünü eli nde bulunduran Tanrıça mülkü içi nde
yer almaktadır. Özell i kle vadi nin batısını içine alan ve bir şerit gibi, Kral
Yolu ' nu çevreleyen toprakl ar, Tanrıça' nın korumasındadır. Hatta,
"Belevi" ile "Bal ı k" göl l eri Tanrıça' ının gel irleri kapsamındadır. Zaman
zaman, vadinin beyl eri i l e Tapı nak arasında pay l aşma sorunları yaşansa
da, Roma Senatosu "Tasarruf' unu daima "Tanrıça" için kul lanm ı ş ve
bun ları " Kutsal Arazi leri"n bir parçası kabul etm i ştir. Her ne kadar vadi
coğrafyası "Kaystros Senatörlüğü" adı altında siyasi temsile sahipse de
asıl güç Tanrıça' n ı n yöredeki gücüdür. 1 04 Bölgede, Hristiyanl ığın yayıl
ması ve etk i nleşmesi, adeta Artemi s mirasının devri gibidir. Zira, yörenin
Ortadoksluğun gel işmesi nde tapınak alt yapısının güçlü olduğu kesiml eri
kapsamaktadır. Özel l ikle B izans sürecinde, kil ise mec l i sl erine beylik
1 5
coğrafyası kentlerininin katı lımında bu alt yapının öneml i etkisi vardır. 0
1 1).1 Zeıtscrıft Für Paprologıe Und Epıgraph ık, B and 3 3 , B onn 1 979
1 0'
Prof. W.M. Ramsay- Anadolu' nun Tarihi Coğrafyası ( Çev. Mihri Pektaş) , İ s tanbul,
1 960
Beyl ik coğrafyasının Küçük Menderes kesimi nden Tire, Arkadiapolis, Palaiopolis
(B alyambol u ) , Hypaipa (Datbey ) , Kalose(Keles ) , Augaza, Nikepolis, A lgiza, B aretta,
Dios Hiron, Büyük Mendere s ' ten Magnesia. Tralleis ( Ayd ı n ) , Nysa ( S ul tanhisar),
Bri ola, Mastaura, Kuzey Aydıneli coğrafyası ndan Smyrna ( İ zmir), Metropol is,
Klazoınonai . Filedelfiye (Alaşehir), kilise mecl islerine kat ı l ımcı ken tler olarak
görünmekred iri er.
1 30
Küçük Menderes Havzası, Pachymeri s ' i n deyim i yle, "Tefekkür
Coğrafyası"dır. Beylik coğrafyası nda Semavi dinlerin gözdesi olan
Ayasuluk ve Tire ' ye ayrılan sayfa daha özel bir durum göstermektedir.
Örneğin, Musevi yazarlar Tire ' yi "İkinci Safed" ol arak n iteleyerek özel
bir konuma taşıyacaklardır. 1 06 Zira Musevi yazıtlar kentin "Rabin" ler
zengini olduğuna da dikkat çekmektedir. Ünlü Yahudi tarihçisi Prof.
Avram Galante, Yahudi nüfusunun azalmaması için kentin daima mercek
altında turulduğunu ve İstanbul 'un fethiyle birlikte, Tire, B al at ( S art),
Alaiye ve S inop' tan kente Yahudilerin yerleştirildiğİnden söz etmek
tedir. 1 07 Buradaki B al at, İl kçağ Yahudi yerleşim mirasının bir parçası
olan Sart B al at olmalıdır. Tire ' ye Yahudi yerleşimlerinin önem l i bir
1
kaydı da S art göçleri n i belgeleyen, "Sardis" sülalele adl arıdır. 0 8
Aydın E l i Beylik coğrafyası yerleşimleri içinde, Ayasuluk, Tire ve
Birgi daha belirgin bir özel l i k göstermektedir. Öze l l i kle, Ayasuluk,
beyl iğin beyni gibidir. Gerek dış açılım gerek iç organizasyonlarda onun
önem l i bir payı vardır. Artemis mirasını ve coğrafyasını devralan
Hristiyanlık, öze l l i kle, Ayasuluk'ta M . S . VI.yy' dan itibaren, özellikle St.
Jean Kilisesinin yapımı ndan sonra, mabetsel zengi n l i ğe kavuşmuştur. Bu
zenginlik, Latin kolonistlerin öncülüğünde Saint Nikola k i l i selerinin
eklenmesiyle daha da güç l endirilmiştiL Özell ikle, Türk yerleşimiyle
adı n ı koruyan B izans köyleri , coğrafyan ı n yeni sahiplerince saygı görmüş
ve adları değiştirilmemiştiL Örneğin, Tire ' de ( Kalamos), B ayındır'da
(Potamos), B irgi ' de (Ayahirod, Ayasurat, Gümenos, Kome, Ayasofya,
Bazbare, Genev, Ekermus, Tasahorya, Medekse), Ayasuluk ' ta (Bergos,
Deryanda, İrvalya, Odesye, Kümenos, Pranga, Tırha, Ki l ise, Manastır,
Tomarya, Trabuz, B al lıhora, Hortuna, Karina) , Aydın Güzel hisar' da
( Krepsi ,Tekfur,Davi lye), B ozdoğan ' da (Ayaküsten, Hayokse, Bülapa,
Ortassiye ) , Kestel ' de (B i l ara, Mastavra, Mekrelen, B al ı horya), Arpaz' da
(Bersiyye, Manastır), Yenişehir' de(Papazlık, Pardunar, Trabuz), İzmir ' de
(Ayaskut/Ayasefut, Kil izman, Triyanda, Mesavl ı), Çeşme' de (Temsiye,
Kızı l ki lise,) Alaşehi r ' de (Mendehorya, Gedehorya, B uriyalı), S art' ta
(Palavus, Manastır) adl ı yerleşimler bunlara örnektir.
106
A.Munis Arınağan-Anadolu Tarihinde Tire Yahudileri, İzmir; 2005
107
Avraın Galante-Histoire de Juifs de Turqie, İ stanbuL 1 952
Avranı Galante-Türkler ve Yahudi ler, İstanbul, 1 947
ıox Tire Nüfus M üdürlüğü Arşivi
13 ı
A YDlN ELİ COÖRAFYASINDA DiNSEL KURUMLAR
1 32
BABA VE DEDELERiN KÖYLER DAÖILIMI
1 33
Torunlu, Mevlütlü, Hac ı l ı , Yeşilkavak, Kavaklıdere ve Horzum köyleri
Alaşehir Çayı ' na giderlerken, Tire/Büyükkal e ' de "Karakız", B ayındır/
Elifl i ' de ise "El if Kız" kayaları uğrak yerleridir. Tire' nin Dibekçiler'de
Çal Dağı, Fota' da(Gökçen) Koca Sultan, Çerikuzu' nda Kurttepesi i l e
Havva Deresi, B ayındır Osmanl ar'da Kayalık, Aydı n Güzelhisar
Beyköy'de (Beykörü) Ukatekir Tepesi aynı i nançl a uğranılan noktalardır.
B i rgi B al yambolu ile Kestel/Nazil l i köyleri, Arslan lar, Ketendere,
B ayındır, B ekirler, Aksu ve Sailer köyleri Oyuk Dede' ye gitmektedirler.
B i rgi Çağl ayan ' da Davul Tepesi, Karadoğan ' da Koca Mezar, B ozdoğan
Yazır'da Hassenler Tepesi, "Dede"lerle bütün leşen semtlerdir. B i rgi ' n i n
Mursall ı köyü' n d e ise evlenen gençlerin "Davultepe"ye çıkarak
"Davulçalma Geleneği" tarihsel bir uygulama olarak devam etmektedir.
Gerek bel gesel gerek tarama verileri nde, özell ikle, Dede B al i, A l ihan
Baba Sultan, Horasanl ı Ali B aba, Çalı k Gazi, Karahali l B aba, Hamza
B aba, Ahmet Dede ve Kurt B aba adl arı , Beylik coğrafyasının beli rl eyici
unsurları olarak öne ç ı kmaktadırlar. Resmi belgelerde "Kurt B aba n am-ı
diğer Şeyh Şücaeddin" ve" Ahi Süleyman nam-ı diğer Kurt B aba"
tanımlamal arına alınan Kurt B aba' n ı n B irgi , B ayındır, Tire ve Demirc i '
d e mahalleler oluşturduğunu anımsarsak, etkisel gücünü kavramış oluruz.
İzmir Hac ı l ar Kın (Bornova), B ozdoğan, Alaşehir ve B i rgi ' de köy o lu
şumlarıyla karşımıza çıkan Kurt B aba' n ı n aynı zamanda "Ki l ise" leri
"Mescid"e dönüştürdüğü kayıt l arı, onun fetih ve yerleşim sürecinde
"Gazi" sıfatıyla ne denl i etkisel güce sahip olduğunu belgelemektedir. ı ı ı
Kayıtlarda, Tire ' n i n Peşrefli köyü için "Kurt" i fadesine yer veril mekte ve
komşu köy için ise "Kurt nevahisinden Kire l i karyesi" kaydı bulunmak
tadır. Ayrıca, Peşrefli Köyü' nden yaklaşık 2-3 km ötede Manda-Yeğenli
arasında "Kurd' un Çeşmesi" semti , onun adeta "Beylik" kavramına yakın
bir konum elde ettiğini göstermektedir. Aydın Yen i şehir kazasının
B oyasini köyünde de zaviyesi bulunan Ahi Süleyman ' ı n ( Kurt B aba),
Gazi Umur B eyle� deniz seferlerine katıldığı da anlaşılmaktadır. Tire
Şer' iye S i c i l i kayıtlarında, Kurt B aba' n ı n ( Şeyh Şücaeddin), zaviye
mütevell i l iği konusunda, soydan k imse olmadığı nedeni yl e Şer ' i
Mahkeme kaydına "Kaimmakam" atanması i l e i l g i l i n o t düşüldüğü
görülmektedir. Tire ' de halk arasında"Soğan Dede" olarak b i linen Kurt
B aba'nın/Şeyh Şücaeddin kendi adıyla anıl an mahall esinde bir türbesi
1 34
varken, ı 94 ı tarih l i Halkevi dergilerinde "Metruk" ifadesi görülmektedir.
ı 530 yılı kayıtl arındaki Horasan lı Ali B aba Tekkesinden Kurt B aba
zavi yesine vakıf kayıtl arı görülmektedir ki, i l i şkiler açısından önem taşı
maktadır. Hatta, Tire sırtında Doğancılar aşireti ile birl i kte ortak zav i ye
kaydı konuya eklenmesi gereken önemdedir. Yi ne, Tire Şer' i ye sicili
kayıtlarında, Horasanl ı Ali B aba i l e Balım Sultan zaviyesi mütevell i
leri nin aynı soydan olmal arı üzerinde durulacak önemdedir. 1 1 2 Hatta, Tire
Hisarl ı k ' taki B al ı m Sultan Türbe yazıtında, B al ı m Sultan ' ın (Bali Dede)
"Geniş bir sülaleye mensup" olduğu i fade edilmektedir k i , öze l l i kle Tire
ve S amhan bölgesi vakfİyelerindeki adlar bu bütünlüğü tamam l ayan
parçal ardır. Bu aynı zamanda fetih ve yerleşim coğrafyasını yakından
ilgilendiren tarihsel bir dağılımdır. Bugüne değin B al ı m Sul tan ' ı n kök
sel liği ile ilgili yap ı l an tartışmaların hiçbir öneminin olmadığı da
"Sülale" baği antısıyla verilmektedir. Ayrıca beli rtmek gerekir ki, baba
ve dedeler arasındaki i nanç ve kültür bağının yanı sıra "S ıhrıyet" i lişki
leri de önem kazanmaktadır. Bu nedenle, Tapduk Emre i l e Hamza
Baba'nın dünür oluşları ayrıca değerlendiri lmelidir. B al ı m Sultan ' ın
"Geniş bir sül aleye mensup" oluşu, dönemsel adl arın da zincire! bağları
bakımından üzerinde durulmayı gerektirecek c iddiyettedir. Zi ra, "Baliler
Sülalesi" kökse l l i kleri neden i yle Anadolu'nu temel ai lelerinden başl ıca
sıdır. B al ı m Sultan zaviye bahçesindeki İsa B aba (Kılı nç B aba)
türbesindeki I 486 ( H . 89 1 ) tarih l i yazıtta, "İsa bin Yegan bin B ali" k aydı
vardır. Dede B al i ' i n i n B abailer grubundan oluşu, buradaki zincire !
bağl arın ı n b u kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine i şaret etmekte
dir. 1 1 3 Sülale zinciri, S amhan ve Karesi coğrafyal arında da etkin adl arla
büyümektedir. Baba İ l yas hali fesi Dede B al i ' ni n bu zincire! uzantısında,
Kurt B aba i l e Ali B aba da bulunmaktadır. Öze l l i kle, Kurt B aba daha
önce de değindiğimiz üzere, üzerinde önemle durulması gereken fevka
lade önem l i öncül babalardandır. Ali B aba dervişlerinden Tonım B aba'
nın Kurt B aba ( Şeyh Şücaeddin) zaviyesine, Danişment Bey/Hacı Fakıh '
ı n (Kazgan B aba) Al i han B aba Sultan zaviyesine vakıf destekleri n i dik
katli değerlendirmek gerekmektedir. 1 1 4 B u adl arın birbirlerine katk ı l arı,
11�
Kütahya Vakıflar B öl ge Müdürlüğü Arşivi-Afyon Taşınmaz Mallar Kütüğü Cilt I
1 13
Dede Bat i ' n i n Tire Müzesindeki yazıtı, tarihsiz olmakla birl ikte, bey l i k dönem i n i n
karakteristik görünüşlü, mükemmel bir taştır.
1 1�
1 66 Numaralı Muhasebe-i V i layet-i Anadolu Defteri (937/ 1 530)
1 35
grupl arın düşünsel zincirdeki kökleri bakımından olduğu kadar, soysal
i l i şkiler için de kayda değerdir. 1 1 5
Öze l l i kle bu grup l arın tarihsel seyri, B alkan i ara dönük dönem
bel geleriyle zenginleşmektedir. Küçük Menderes havzası bu konuda daha
kayda değer bir görüntü vermektedir. 1 1 6 Bu öncü kimli kler, kendi coğraf
yalarından adım adım kuzeye doğru yönelecek ve B alkan l ar ' ı n yurt
edinilmesinde belirleyici adlar o l acaklardır. 1 1 7 Bunlardan, Şeyh Şüca
( Kurt B aba), Çal Dede, S amut B aba (Hızır S amit), Kızıl Del i S ultan, S arı
B aba, Davut B aba ve Musa B aba günümüzde adi arına etk i n l ik ler düzen
lenen Horasanil erdir. Örneğin, bu kutsamalardan Davut B aba ziyareti
ilginç bir gelenek o l arak sürüp gitmektedir. Adagüme, Adagide ve
B ademl i halkı, her yıl Ramazan ve Kurban B ayram l arının son gününü
esas alarak, bir hafta sonra aynı günde Adagüme' deki (Konakl ı ) Davut
B aba'ya ziyarete gitmektedir. Davut B aba ziyaret edil di kten sonra, yine
topl uc a B ademli ' deki kardeş Sell i B aba' ya gidilmektedir. Bu, iki babaya
dönük ziyaretler dışında, topl u ziyaret geleneği "Mahya" adıyla Büyük
Tire Kemerdere Köyü ' n de görülmektedir. S arı B aba' yı (Sarı İsmai l
Sultan) çevre köylerin katıl ımıyla her yıl sonbaharda yemekl i anma yapı
l ırken, son y ı l l arda bu gelenek ekonomik nedenlerle duraksamı ştır.
Ancak, benzer uygulama, Tire ' n i n D ibekçiler Köyü' nde Çal Dede ' de
devam etmektedir. 1 1 8 B u ziyaretler, İslam i yet ve Ş amanizmin birl ikte
yaşama al ı ndığın ı gösteren, kültürel bir miras olarak yaşamaktadı r.
"Mahya" l arın sonbahar ve i lkbaharda o luşu, Türklerin doğasal içeriği iyi
kavradığını göstermektedir.
* * *
1 36
Hal i l ' in, Dağbey l i ' deki Hamza B aba, Tufan Dede, S inan Dede ve Gözlü
Baba ' n ı n kardeş oldukl arı halk bilgileri olarak yaşamaktadır. Üstelik,
bun l ar Aydınoğu l l arı coğrafyası n ı n ünlüleridir ve aynı dönem adl arıdır.
Benzer bir i l işkilendirme, B üyük Menderes Havzasının güney kesiminde
de görünmektedir. Bu kesimlerde, Ahmet Dede, Işık Dede, Yaren Dede,
Eren Dede ve Şeyh Kemal ' i n, kardeş oldukları savı i leri sürülürken,
havzanı n batısında Germencik çevresinde, Hıdır Bey (Hıdırbeyl i), Ömer
Bey(Ömerbeyli), Erbey (Erbeyli) ve Güllü Kız da (Alangüllü) kardeş
olarak ele al ınmaktadır. Tire B üyük Kömürcü' de, Çal Dede, Musal ar
Dedesi, Kalburcu Dede i l e S arı Dede ' n i n kardeşliklerinden söz edil
mektedir. Kimi kez bu adiara eklenen Karahalil ve Abdurrahman Bey
de, beylik coğrafyası dışında da etkilerin i kare kare büyüten büyük
emirlerdir. Bu gruptan Aydı noğlu Mehmet B ey ' i n kız kardeşi Şah Sultan
ile evlenerek beyli k ailesine damat o l an Kara Hal i l Bey, ününü bu i l i şk i
den çok, sahip olduğu güç i l e sağlamı ştır. Aynı zamanda, Hacıbektaş
Dergahı Pirevi kapısında makam mezarı bulunan Karahal i l , bu nedenle
Aleviler arası nda da saygın bir kiml i k o l arak algılan ı r. Kardeş kurguları
içinde dikkate alınması gereken bir grup da Hacı Hasan, İmam B aba,
Süleyman ( Kurt B aba) ve Kavak B aba' dır. B i rgi Hacı Hasan Köyü' nde,
bunl arın Bi rgi-Bozdağ çevresinde, her birinin kendi adlarıyla anı l an dört
kavak (Çınar) diktİkleri aktarılmaktadır. Büyük Menderes Havzasında i se
Arap B aba, Duman B aba i l e Çakır B aba kardeş olarak ele al ı nmaktadır.
Bu adlar, fetih ve yerleşim süreci n i n birinci dereceden adları olmaları
nedeniyle, halk bilgi lerin i n önemi artmaktadır. B enzer kurgu l arın
"Menakıbname" ve "Vel ayetname" lerde de zaman ve yer birli kteliğini
kuşkuya düşürecek kaynaştırmalar olduğu düşünülürse, kardeş kurgu
l arına da "ihtiyat" i l e yaklaşmak gerekmektedir. "Kardeşl i k" işlevsel ve
düşünsel birlikteliği de temsil etmi ş o l abi l ir. Zira, Tire, "Bal ım Sultan"
türbe yazıtı nda i fade edilmesinin gerekl i l iğine işaret edi len "Geniş bir
sülaleye mensup" kaydı, bu kurgulara ışık tutacak önemdedir. Ayrıca,
Ömer Bey, Erbey, A langül lü ve Hıdır B ey ' in kardeş o l dukları vurgusu,
bu adların yerleşim o luşturmuş ve birbirlerine oldukça yakın köylerinde
genel kabul olmasıyla daha da k ayda değer görünmektedir. Beylik coğ
rafyasında fetih ve yerleşime katkı sağlamı ş bu adl ar dışında, geniş kabul
görmüş oldukça önem l i kimlikler de görülmektedir. Örneğin, Alaşehir
Yeşil yurt ' ta türbeye sahip görünen S aru Sal tuk' un bölge feth i nde bulu-
1 37
nup bulunmadığı pek açık değildir. Türbe, büyük o l asılıkla bölgedeki
Ağaçerieri (Tahtacı) tarafı ndan oluşturu l muş bir makam olmalıdır. Zira,
yine aynı kesimde, Hacı Bektaş Veli bağlı larından Horasanl ı A l i Baba,
Tapduk Emre, Cafer Baba ve Ayni Ali B aba' nın da zaviyeleri bulun
maktadır.
* * *
S AS A BEY SÜRECi
119 Çeviride hata olabi leceği ni düşünerek, Osman ve oğlu Aydın, büyük olasılıkla
Aydın ve oğlu Osman olmal ıdır.
1 38
yanı sıra, belgelerde Aydın Güzelhisarı , Menteşe B al at, Ayasuluk, B i rgi,
Keles, Menemen ve Marmara' da (Gölmarmara) S asal ı yerlere rastla
nılması genişliğe de işaret etmektedir. B izans kaynakların ı n bölgeni n
I 280' 1 i yıllardan itibaren S asa ' n ı n egemenliğinde bulunduğu yazım l arı,
yörenin Aydınoğu l l arından önce S asa i l e 11ir "Beyli k"dönemi geçi rdiğini
göstermektedir. ı l o Sürecin tanığı B izan�; l ı tarihçi Pachymeris, S asa' yı
"Sultan" olarak tanımlamakta ve bağımsız bir bey l i k kurduğunu söyle
mektedir.
Aydınoğulları i l e S asa' l ı grupl arın , olaylardan sonra da kaynaşama
dıkları yerleşim yerlerinden de anl aş ı lmaktadır. Örneğin , B i rgi ' deki
Sasal ı Mahal lesi, kaynaşmanın Mehmet Bey Döneminde de sağlanamadı
ğını gösteren coğrafi b i r kopukluğa sahiptir. B uradaki "Sasal ı Mahall esi"
bir dere ile adeta B irgi ' n i n dışı nda bir yerleşim konumundadır. B irgi ' nin
bir diğer S asalı yerleşimi Keles coğrafyasındadır. Ancak, giderek köy
boşalmış ve ortadan kalkmıştır. "Düstürname", beylik öncesi bir "Sasa
Süreci" yaşandığını ve S asa' n ı n Ayasuluk' u merkez edindiğini de vurgu
lamaktadır:
Enveri ' nin yazımı , Aydın oğulları ' nı n ünlü emirlerinden Hoca Selman
aktarıın l arıdır. Fati h ' i n sadrazaml arından Mahmut Paşa' ya sunul an
"Düstürnaıne", Enveri ' n i n Hoca Selın an ' dan elde ettiği"Nakil" dir. Anla
şılan odur ki Hoca Selınan' ın i fadesiyle "Kitap" Enveri tarafından ele
geçirilmiş ve yak l aşık yüz yıl l ı k bir gecikmeyle "Düsturname" adıyla
yazıma taşı nmıştır. Düsturname bunu dizeleriyle verir:
Hoca Selınan, Gazi Uınur Bey' in İzmir Seferi ' ne katılmış eınirlerden
dir. Kısacası o l ayların içindeki tanı ktır. Büyük olası lıkla, Hoca Selınan ' ı n
1 39
yazımı, o l ayların güncesidir. Bu nedenle, oldukça değerli bir kaynak
olmalıdır. Oysa, Enveri ' n i n bu kaynaktan neleri almadığı yada Hoca
Selman ' da neler o lmadığı bir gizdir. Hoca Selman ' ın ası l yazımını
bilmeden, S asa öncesini ve sürecini kavramak pek sağl ıklı değil di r.
Kimliği konusunda pek fazl a bir bilgi de yoktur. S adece, ondan miras
B i rgi ' de (Balyambolu/Beydağ) Selmanl ı köyü vardır. Ancak, onun, İzmir
ile noktalanan savaşcı kimliği, Sakız, Adalar Denizi , Mora ve B al kan
seferlerine katıl mayış ı , yaş l ıl ı ğı yada ölmüş olabileceği ile ilgili olma
l ı dır. Zira, tüm seferlere katılan , Ehat S ubaşı, Peşref Bey, Peşrefoğlu
Yusuf, Dündar Bey, İbrahim ve İl yas Bey kadrosundan sadece onun
olmayışı bu olas ıl ığı akl a getirmektedir. 1 2 1 Düstürname-i Enveri ' ni n ,
Gazi Umur B ey ' i n S asa B e y ' e yetişernediğini i fade etmesi, Hoca
Selman ' ın oldukça yaş l ı o l abileceği n i ve bu nedenle İzmi r dışı seferlerde
bulunamadığı n ı n da kanıtı olmalıdır. Düstürname, S asa Bey i l e mücadel e
süreci nde Aydınoğlu Mehmet B ey ' i n henüz evlat sahibi olmadığın ı :
121
Düstürname-i Enveri, age
1 40
TARİHİ COGRAFY ADA ACEM UNSURLAR
, ,., . . . .
- Ev! ı ya Çelebı Seyahatnaınesı-MEV. , I stanbul, 1 935
141
özet hale gerirmektedir. B u nedenlerle, B edreddin ' e dönük bilgilerin
daha iyi anl aşı l abilmesi için başkaca belge ve bilgi lere gereksiN i m vardır.
Hatta, Bedreddin ' in babası İsrai l ' i başl angıç al an soy zincirini görmek
gerekecektir. B edreddin ve ai lesin i izlernede "Şecere" önem taşımaktadır.
Zira, gel işmeleri kavrayabilmek açısından bu zorun-ludur.
İsrai l (Ahi)
ı ı
İsmai l İshak Şeyh B edreddin
l ı ı ı ı
Pir Vel i (Veli B eşe) Seyyid İs ma i 1 Kızı Ahmed Mustafa
ı ı ı
H afız H al i l Kızı Kızı
Mahmud İsrail
1 42
"Menakıbname"de B edreddin ' in oğlu Seyyid İsmai l Beşe ' ni n mezarı ,
köy adı veri lmeden, Menderes' e yakın köy kaydıyla verilmektedir. Oysa,
bağlantı l ar bu kesimde, iki köye dik kat çekmektedir. Ancak, Menderes
kıyısındaki bu Eğridere ve Perşrefl i ' de "Menakıbname" de bel i rtilen
"Nizar" semti adına rastl anılmamıştır:
1 43
İzmi r Vakıfl ar Bölge Müdürlüğü kayıtl arında, Peşrefli köyü "Veli
Beşe Köyü" olarak yer al ı rken, köydeki cami (zaviye) i se Pir Vel i adı i le
yer alınaktadır. 1 2 3 Pir Veli 1 530 yılı Defteri Hakan i ' n i n S i s Sancağı ' nda
"Pir Veli veledi İsmai l bin İsrai l" zinciriyle Bedreddin ' e uzanmakta
dır. 1 24 Bu da, B edreddin ailesin i n bu kesimde oturduğunu ve birbi rine
yakın olan Eğridere ve Peşrefli köylerinin, aile açısından önemi n i göster
mektedir. Üstel i k , Peşrefli ve Eğridere kazanı n en büyük iki köyüdür.
Ayrıca, bu köylerde B edreddin ' in "Acem" bağl antı l arını ortaya k oyan
aile ve semt adl arı da görül mektedir. Bu bağl amda, Ayasuluk' un fethin
de kentten kaçan Giritl i katip Mikhael ' in kentin "Sasa ' n ı n kumandası
altındaki İran lı l ar tarafı ndan 24 Ekim 1 304 ele geçiril diği" kaydının
görülmesi "İrani" yorumları desteklemektedir. 1 530 yıl ı Defteri Hakani '
nin Sart kazasına ait kayıtlarda "Acem" köklere rastlamaktayız. 1 25 Hatta,
Bedreddin ' in babası İsrai l ' e ait daha çok "Çeltikciyan" ol arak n itelenen
ve "Kürekci" adıyla anı l an "Acem" gruplardır. Bölgenin fethinde ortaya
çıkan bu İrani grupların , B edreddin i l e tekrar tarih sahnesine ç ı kması
fevkalade öneml i bir uzanıştır.
Kuşkusuz tarihi coğrafyasının en kayda değer olgusu değindiğimiz
üzere "Sasa Bey Süreci" dir. Coğrafyaya bakış, Emir S asa gerçeği ele
al ı nmadan sağl ı k l ı i ncelenemez. Bu aynı zamanda Sasa Bey ile hareket
eden grupları açı ğa çıkarmada yararl ı olacaktır. Zi ra, XIII.yy' ın son çey
reğinden itibaren Aydınel i coğrafyasında Emir S asa' nın bir egemenl i k
süreci yaşadığını görüyoruz. S asa B ey ' i n , Mehmet Bey öncesinde
coğrafyan ın tek güçlü k i m l iği olduğu "Düsturname" de dile getiri l mek
tedir.
1 23
Tire Şer ' i ye S i c i l i Ci lt 29, Say.208. H. 1 320
"Nezareti Evkafı Hunıayunu ınül ükhaneye ınülhak evkaftan, Aydı n V i layeti celi lesi
dahi l inde kain Tire kazasına tabi Peşretli karyesinde vaki Pir Veli Camii şerit! . . .
1 24
"
998 Numaral ı M uhasebe-i V i l ayet-i Diyar-İ Bekr ve Arab ve Zül-kadiri yye Defteri,
(937/ 1 530), II
Şam.Gazze. Safed, S al t-Aclun, Haleb, Hama-Huınus, Trabl us, Ayntab, B irecik, Adana,
Üzeyr. Tarsus, Sis, Maraş ve B ozok Livaları
12'
I 66 Numaralı Defter . . . "Ceınaat-ı Kürekciyan na ını d iğer isra i l l i ve bukavaacılar
kad im ül eyyanıdan d iyarı Ace m ' den gelüb Sart kurbünde müteınekkin olup . . . "
1 44
B izans kaynakları 1 28 2 yılında Emir S asa' nın Tralles' i (Aydın) ele
geçirdiği ni beli rtmektedirler. Kaynakların işaret ettiği gibi S asa Bey ile
Mehmet Bey ' i n beylik coğrafyası üzerindeki egemenlik kavgası Mehmet
Bey ' in üstünlüğü ve Sasa Bey ' in ölümü ile sona erince, Aydınoğulları
Beyliği de kurulmuş oluyordu. Mehmet Bey ile S asa Bey arasındaki
mücadeleler ve savaşın hangi tarihte gerçekleştiği sağlıklı bilgi lerden
yoksundur. Ancak, Sasa' nın ölümü ile beyliğin tarih sahnesine çıktığı
genel kabul dür. 1 530 yılı kayıtl arında, açıklık olmamakla birl ikte, Tire '
deki "Merhum U ç B eyi mezarı" büyük olasılıkla S asa Bey'e ait olmalı
dır. 1 26 Ve bu mezar, belgeye göre yıl l ı k 360 akçelik bir bağışla ve halkın
özel ilgisi ile korunmaktadır. 1 27 Halk anlatımlarında, Kesikbaş, Ceneviz
ve Buğday Dede adları yan yana gel irken. bu üç unsurun yer aldığı akta
rımlarda, B uğday Dede ' ni n Cenevizlilerle yapılan savaşta yaralandığı ve
"Kesikbaş"ın da şehit düştüğü i fade edilmektedir. Yüzlerce yıllık "Nakil"
o denl i karmaşaya dönmüştür ki, içinde, Cinibizliler, S asa Bey, Kral Kızı
ve Buğday Dede' nin yer aldığı bir düğüm oluşmuştur. Zira, "Beylik"
coğrafyalarında bu denl i söylemsel i lgiye kavuşan bir unsurun, Türklerle
özdeşleşmesi üzerinde durulacak önemdedir. Bu söylem adeta tüm beylik
liderlerine uzanan bir öyküsel benimseme ile ele alınmaktadır. Halk
söylemlerinde "Kentin anahtarların ı teslim eden" olarak dilden dile
"Nakil" kültürüyle yaşaması, pek gerçekci olmasa da, bir başka nedenin
etkili olduğu kuşkusuzdur. Aydınoğlu Mehmet Bey türbesinin eşiğine
taşınan bir sembolik taş, yakın döneme değin, Tire' nin tarihi Koca
Mezarlığı ' ndaki baldeken "Kral Kızı" türbesi I 940'1ı yıllara değin varl ı
ğını korumuştu. Bu kesimin i mara açıl masıyla, ünlü "Koca Mezarlı k"
ortadan kaldırılmış ve Aydınoğulları sürecine ışık tutacak nice yazıt, yeni
yapılan "Asri Kabristan" giriş kapısında kull anılmıştır. Oysa, kabristanın
sivri kemerli görkemli girişi adeta tarihi gizleyen bir örgüye alınmıştır.
Belki de "Kral Kızı"na ait türbe yazıtı da bu malzemeler içinde bulun
maktadır. Gerek söylem gerek kanıtsal örnekler, "Kral Kızı Kalesi",
"Kral Kızı Türbesi"nin önemsenmesi gereken bir kimlik oldu-ğunu
göstermektedir. Hatta, halk arasında "İslami" olduğuna yönelik bilgiler
bulunmaktadır. "Kral Kızı" neden bu denli i l gi görmüş ve türbesi yüz-
126
1 66 Nolu Defter. . .
127
1 66 Nolu Defter. ..
1 45
l erce yıl korumaya alınmı ştır? Yoksa, "Kral Kızı", Evliya Çelebi ' ni n
sözünü ettiği "Me l i ke" midir? Ayasuluk ' un Dağkızılca' daki "Kız Kalesi"
de zincirin halkası mıdır? Zira, söylem zenginliğinin üzerinde bugüne
değin pek durul mamış, ham bir konu o l arak "Nakl i " varl ığını sürdür
müştür.
Sasa Bey ' i n ortadan kaldırıl m asından sonra, Beyhği n i i l an eden
Mehmet Bey, B üyük Menderes Havzasının önem l i bir bölümü başta
olmak üzere, Küçük Menderes, Güney Gediz i le İzmi r ve Çeşme yarım
adasını içine alan bir bölgeni n sahibi o lmuştur. Aydınoğu l l arı Beyliği ile
ilgili konul ara girmeden önce, beyliğin adı nı aldığı "Aydın Bey" konu
suna da değinmek gerekmektedir. Bugüne değin bir giz olarak duran
"Aydın B ey" kimdir? Kararnanoğul l arı "Şehname"si , Aydın Bey' i
Toroslar' ı n beyi o larak göstermektedir. Kararnanoğu l l arı Beyi Nurettin
Bey ' i n (Nurettin Sofu) B abai l i deri B aba İ l yas ' a kapılanması i l e bir ara
Karamanoğul l arının başına getirildiği Ş ikari kaydında yer alan bilgiler
dir. Osman l ı ' n ı n Karaman Beyliği i le yapacağı savaş için Aydı noğulları
ve Samhan ' dan asker desteği istemesi kabul görmemi ştir. Osman l ı
Sul tanının Beyliklere gönderdiği buyrulduda " S i z dahi gel ip yardım
idesiz. Karamanoğlu Al aeddin ' in tutup, diyarını Osmanoğl u ' n a virevüz",
diyerek katı l ımlarını beklemi şti . Aydınoğlu ve S amhan bey l i k l iderleri
nin Osmanl ı Sultanına, "Karamanoğlu bizim Şahımız oğludur, Yel i yi
nimetimizdi r. B i z ona karşı komazız", yanıtı , Aydın ve S amhan beyl ik
lerinin Kanıman l ıl arl a o l an i l işkilerinde çok yönl ü ele alınabilecek bir
ifadedir. Ş i kari, B atı Anadolu' nun fethine gönderilen ve daha sonra
kendisine Deni z l i bölgesi veri len Aydın B e y ' den söz etmektedir. Yahşi
1 28
Bey Vakfİ yesi ' nde yer alan "Osman ibni Aydı n Fakih" adı ile Aydın
Bey' in, I 530 y ı l ı Defter-i Hakani ' deki Yen i şehir ' i n Boyasini köyündeki
zaviyesi ve türbesi kaydı bu gel i şmeler çerçevesinde değerlendiri l melidir.
Boyasini köylüleri, Aydın Bey' in B izans i le Geyre ' de yaptığı savaşta
yaralandı ğını ve Boyas i n i ' de öldüğünü söylemektedirler. Şikari ' de fetih
için Denizl i ' ye gönderil diği kaydı bulunan Aydın Bey'in burada şehit
düşmüş olabileceği akl a yatkındır. Zira, Boyasini, Denizli ' ya o l dukça
yakındır. Dikkati çeken bir konu da, Aydın Bey ' i n çocukları, Mehmet,
Hamza, Osman , Karaman, Hasan ve Sultan Şah ' ı n , babaların ı n adı n ı
1 2�
Hal i l Yahşi B ey Vakfiyesi ( Yahşi ibni Abdullah)- H. 845! 1 442, Tire Şer' i ye S i c i l i
Cilt I , Say. l O- I I
1 46
çocuklannda ve hatta torunlann4a kullanmamalarıdır. Aydın adının
özellikle Tahtacı yerleşimlerinde sülale adıyla göıünmesi, aşiretinin ol
dukça önemli bir güce sahip olduğunu da göstermektedir. XV.ve XVI.yy.
belgelerinde "Aydın", "Aydın Cemaatı", "Aydınoğlu", gibi bilgilere rast
lanılmaktadır. Hatta, Bayındır'ın Yakapınar (Uladı), Turan (Kızılağaç),
Furunlu, B irgi'nin Ödemiş, Kutlu Beyler ve Günlüce (Datbey),
Yenişehir'in Boyasini (Esençay), Aydın Güzelhisar'ın İmamköy
ile Çeşme• nin Seferihisar yerleşimlerindy "Aydın" sül;ıle adlarının dikkat
çekici ağırlığı vardır.
147
· Süleyman Şah ' ı n torunu Hafsa Hatun'un vakıflarının bulunduğu coğraf
yadır. Daha da önemlisi Hafsa Hatun'un Tire Şer' iye S icili kayıtlarında
"Hafsa Hatun binti Aydın" tanımlamasıyla "Büyük dede"ye dönük şecere
kaydına taşınmasıdır. Oysa, İsa Bey' in kızı diğer Hafsa Hatun nedense
böyle bir şecere kaydına alınmamıştır. Üstelik bu Hafsa Hatun, büyük
dedesi Aydın Bey'in coğrafyasında türbeye sahiptir.
Düstürname-i Enveri , Mehmet Bey' jn beyliğin tesisinden kısa bir süre
sonra oğlu Hızırşah'a Ayasuluk' u verirken Sultanhisarı ' n ı da bu pay-
laşıma eklendiğini duyurmaktadır:
· · ·
1 48
Beyl iğin ağırlığını Ayasuluk ve İzmir'e taşıması ve hatta' İbrahi m
Bahadır Bey ' i n Bodemya i l e ilgisini kesip, özell ikle Çeşme'de etkinliğini
sürdürmesi , beyli k poli tikalarının anl aşılması açısından önemlidir. Onun,
Umur Bey gibi "Fatih" ve "Gazi" sıfatına sahip olması, Mehmet Bey ' in
diğer çocuklarına göre, fetihlerde daha katılımcı yönünü ortaya koymak
tadır. İbrahim B ahadır Bey, diğer kardeşleri gibi, kendisine verilen kentte
oturmamıştır. Bu nedenle olsa gerek, Bodemya "Payl aşım Kent"leri
içinde gel işerneyen ve öne çıkamamış bir durumdadır.
İbrahim B ahadır Bey, babası i l e birl ikte B irgi ' de aynı türbede
yatmakta ise de, Bodemyalı l ar (Bademli), l i derlerini unutmamışlar, bir
vefa örneği olarak bir makam mezarı hazırlamışlardır.
* * *
129
1 66 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, 937( 1 530)
Hüdevendigar, B iga, Karesi, Saruhan, Aydın, Menteşe, Teke ve Alaiye Livaları,
Ankara, 1 995
1 49
Güzelhisar, Sultanhisar, Nazil l i , Arpaz, Amasya ol arak verir. Böylece
ı
kaza sayısını 1 8 ' e çıkarır. 3 0 Örneğin , XVII. yy' ın sonlarında, Tire nahi
yelerinden B ayındır 23,Fota 1 6 ile 20, Kedfiye-i Kebir/Bergosu Kebir
(Büyükkale) 1 1 , Kedfiye-i Sagir/Bergosu Sagir ( Küçükkale) 1 2 ve
Maden i se 1 6 köye sahip bir coğrafi al anı temsil etmektedir. Bu nah i ye
lerden Bayındır kuzey. Fota doğu, B üyük ve Küçük Kedfiye nahiyeleri
batı, Maden ise Güme Dağı köylerine sahiptir.
* * *
J .'O
Evl i y a Çerlebi Seyahatnamesi(Çev. Zuhuri Danışman , Ci l t 1 3 . İstanbul . 1 97 1
131Dr.Himmet Akın- Aydı noğu l l arı Tarih i hakkında B i r Araştırma. Ankara Ün iversitesi
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınları. 2 . B askı, Ankara, 1 968
Sayın. Akın. konu ile i lg i l i düştüğü notta ( Dipnotu ), Balat ' ı Mcnteşc i l i ne, Ezİne ' yi
Gerıııiyan ' a bağlı olarak düşünmektedir k i . bu tartışmalı bir yaklaşımdır. Zira, Aydın
Sancağı içinde. Tire, Ayasuluk ve S art ' ta ol mak üzere üç Balat yerleşimi vardır.
Menteşe Balat ' ı ayrı bir yerlcşiındir.
1 50
geçen idari merkez, 22 Haziran 1 850' de yeni bir düzenlemeyle, İzm ir' e
taşınmıştır. Yine, çok geçmeden 7 Kasım 1 864' de yapılan daha kap
sam l ı bir idari örgütlenmeyle Aydın Vilayeti oluşturulmuş ve I867 ' den
itibaren de yeni sancaklar yapısı ortaya ç ı kmıştır. Yeni vilayetin sancak
ları da, İzmir, Aydın, S aruhan ve Menteşe o larak şeki l lenmişti r. V i l ayet
merkezi de İzmir' e taşınmıştır.
Bir kısım köyler, kazalar arasında yer değiştirmektedir. Örneğin , I 530
yılı belgelerinde Tire ' n in nahiyesi görünen Maden , yak l aşık 1 5 y ı l
sonraki Sadrazam Lütfi Paşa Vakfİ yesinde Aydı n Güzelhisar' da görün
mekte ve yüzel l i yıl sonraki Evli ya Çelebi Seyahatnamesi nde, Maden
Tire kazası ol arak yer değiştirmektedir. Yine, Aydın Güzel hisar köyleri
kapsamında yer alan Tekfurlu (Akmescit), kimi belgelerde Tire, kimi
kayıtlarda ise Aydın Güzelhisar köyü ol arak ele alı nmaktadır. 1 530 yı l ı
vergi l i stelerinde Ayasuluk ' a bağlı bulunan Ezine de, Tire Şer' iye S i c i l i
kayıtları na göre Tire köyüdür.
Önem l i bir konu da Aydınoğlu İsa Bey'e ait Denizli(Ladik) darplı
gümüş paranın varl ığıdır. Bu sikke, Aydınoğulları siyasi coğrafyasın ı da
tartışmaya açmaktadır. Hatta, coğrafi konum konusunda, XIX. yy' da 1 833
ve 1 844 tarih l i Tire vergi l istelerindeki köyler fark l ı l ığı bir diğer
örnektir. 1 833 yılı vergi l i stesinde görünmeyen, Kızı l cagedik, Karaağaç,
Atburgazı ve Demekl i köyleri 1 844 tari hli l istelerde yer almaktadır. m
Hatta, listelerde görünmeyen, ancak, Tire Şer ' i ye sicil lerinde yer alan bir
kısım köyler de bulunmaktadır. Örneği n , Dağyeniköy, Karaağaç, Kız ı i ca
Gedik, Fethiye, Kahveciler, Mercan l ar, Göktepe, Mandıra, Kalburcu,
Seki köyleri bu kapsamda ele al ı nan köylerdir. 1 3 3 Li stedeki köylerden,
Uzgur, Arap l ı , Cebe, Subaş ı , Yeniköy, Akkoyunlu ve Tulum, daha önce
Ayasuluk i dari coğrafyasında yer almaktadır! ar. I 833 yılı l i stesi nde yer
alan, Tekfur, Karagözler, Çamköy, Habibler, Hasanköy ise daha önce
Aydın kazas ı na bağl ı idi . Listedeki köylerden, Kızılcaburgaz, Elifl i ,
Çıpl ak , B urgaz köyleri ise daha sonra kaza statüsüne kavuşan Bayındı r' a
bağl anmıştır. Anlaşı l an odur ki, Tire ' nin batı kesimini içine al an ve
güneyden kuzeye sarkan köyler grubu Aydınoğulları n ı n vakı f arazi le
ridir. İsa Bey, II. Umur Bey ve Musa Bey ve Sül eyman Şah torunu Hafsa
Hatun ' un Göl lüce' den başl ayan ve Musa Bey arazileri l eriyle bütünleşen
151
vakıfları bulunmaktadır. Özell ikle Tire'nin batındaki köyler ile doğu
kesimindeki vakıfl ar İsa Bey ve onun çocukları üzerinde yoğunlaşmak
tadır. Bu bölgelerdeki vakıfları, Yıldırım Bayezit' in İsa Bey'e bıraktığı
vakıflar olmalıdır. O nedenle, bu yerler, Aydınoğulları Beyli ği ' nin
Osmanlı Devletine bağlandığı 1 390 yılına inen bir yapılanma ürünüdür.
Zira, halk bilgi leri ve belgeler beylik ai lesinin iki Hafsa Hatununu bu
bölgeye taşımaktadır. Tire Şer' iye Sicili kayıtlarında, Işıklar, Alacal ı,
Yeniaba ve Eskiaba köylerinin konuta açı l ım ında, Musa Bey vakıf
arazilerinin XIX.yy ' da satışı görülmektedir. Tire Şer' iye Sicili kayıtla
rında "Her türlü tariften mustağni Işıklar zaviyesi denmekle maruf'
kaydı yla veri len Işıklar Köyü ' ndeki zaviye ve türbe büyük olası lıkla İsa
Bey kızı Hafsa Hatun ' a ait olmal ıdır. Özel likle Göl lüce ile bu kesimi
içine alan kayıtlarda, babası İsa B ey ' e ait vakıflar görülmektedir. Işıklar'
daki kül l iyenin, halk anl atımlannda "Çeyiz Parası" ile yapıldığı bilgi
leri , Onun, Tire' deki küll iyesi içinde kul l anılmaktadır. Halktan derledi
ğimiz tekerleme, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid ile evlenmesi ile
ilgili "Çeyiz" zenginl iğini vurgulamaktadır.
Hafsa Hatun,
Bir cebi altın,
Bir cebi gümüş,
Çamaşır yuğmuş,
B ahçeye sermiş,
Muradına ermiş . . .
1 52
VIII.BÖLÜM
AYDIN ELİ TARİHİ COGRAFYASINDA
AŞİRET YERLEŞiMLERİ
1 53
( Selunisia) göl leri n i n çekic i l i ği bu yönelişlerde etk i n olmuş görünmek
tedir. Roma Döneminde, Tapınak i le Kaystros senatörleri arası nda sür
tüşnıelere neden olan ve adeta paylaş ı l amayan bu göl l er, ancak Roma
Senatosu tarafından Tap ı n ağa geri veril mesi ile konumunu korumayı
1 7
başarmıştı . 3 Tap ı n ağın , hem gel i r kaynağı hem de arazi deki hayvan
ların gereksinimlerin i karşılayan bu göller, ikinci yerleşim sürecindeki 3 2
yerleşimden 2 5 ' i n i n i l gi al an ı na girmiştir. Anlaşıl an o ki, havza bu özel
l iği ile her süreçte değer ifade etmektedir. Yörüklerin bölgeye yerleşi
mi nde bu al anl arın öneml i etken olduğunu bel i rtmek gerekir. S ic i l
kayıtları , aşiret akı ş l arın ı n yoğunluğunu b u kesimde toplamaktadır.
1 38 13 14
Çiniyeri( Cabar) , Halkapınar (Harzem) 9 , Hasan Çavuşlar (Harzem) 0 ,
141
Çayır l ı Çiftliği ( Burhan) , Hisaı·J ı k (Sarıkeç i l i ) , Rahman lar Çiftliği
1 42 1 43 1 44
(Kirekizl i ) ,Göllüce (Kirekizli) , Meşhed/ Maşat (Kirekizl i ) ,- Manda
1 45 1 46 1 47
(Ceri t ) Dağyeniköy ( Köşkülü) , Mahmutlar ( Kaçar) , Mandıral ık
1 48 1 49
(Hacıkırl ı ) ,Yeğen l i ( S açıkırl ı) ,Bozköy (Kızılışıklı), Bozköy ( Şeyhli)
1 50 151 15 15
Yeniköy( Kız ı l ı ş ı k l ı ) ,Çıplak (Kıbrıs) 2 , Çavuş (Mucana) 3 , Topalak
1 54 1 55 1 56
( Kızı ! ı şıklı) ,Akçaşehir(Sendel) ,Maşat(Sendel ) , Kürdüllü
1 54
(S1nekç1) 1 57 .Bazköy(Şeyh\1) 1 58 ,Tekke(Cabar) 1 59 ,Tekke(Avşar) 1 60Tekke
6 6 6 1 64
(Sarıteke l i ) 1 1 , Kemerdere(Şeyhli) 1 2 , Keçiköy(Vakıf) 1 3 ,Akarca(Arap l ı )
6 66
Uladı(Tahtac1 ) 1 5 , Kayaköy/B i rgi(Zeamet),Akyurt(Zeamet) 1 , Dampı nar -
67 1 6 6
(Zeamet) . Uzgur (Zeamet) 1 , Meşhed(Kıpti yan) 8 , Akkayunlu(Elçi) 1 9 ,
17 171 7
Eskiaba (Eskiyörük) 0 , Yen iköy (Bulacal ı ) Eskiaba (Kızıl ışıklı) 1 2 ,
1 73 74 1 75
Rahmanl ar.( Kıbrıs) .Göllüce (Cabar) 1 , Çavuş (Hacı Karalı ) ,
1 76 77
Mahmutlar (Çarı k l ı ) , Hasançavuşlar ( S aç ıkırlı) 1 , Hasan Çavuşlar
1 78 7 1
( Kirekizli) , Urfal ı Çiftli ği (Burhan) 1 , Kahrat (Harzem) 8 0 , Karagöl
9
ı8 1 1 82
c ı varında (Kızılışıklı) , Yeğen l i (Cabar) , Eskiaba (Erkek l i ) 1 8 3
ı 7r'Tire Şer' i ye S i c i l i C i l t ı 5 . H . l 2 83
1 77 T i re Şer' iyc S i c i l i Ci lt ı 6. H. 1 285
1 55
ağırl ığını çekmektedirler. Örneğin, Kırgızların Kirekizli boyu bu yerle
şimlerde Tire ' yi seçen grupl arın başı nda yer almaktadır. Kırgızlara bağl ı
Kabaca oymağı da beyl i k coğrafyasında (Aydın Güzelhisar, Ayasuluk,
Tire) harekete katıl an unsurlar olarak dikkati çekmektedir.
Aydınoğulları coğrafyasında ortaya çıkan yerleşimler, kayıtlarda her
ne kadar Türkmen ve Yörük olarak ele al ınmışsa da, bun lar genel ifa
deyle kökleri aynı olan Oğuz Türkleri 'dir. Resmi belgelerde kimi kez,
"Türkmen taifesinden" ya da "Yörükan taifesinden" ifadelerinin yanı sıra
"Konar-göçer Türkman Yörükanı taifesinden" gibi, ifadeler görülmek
tedir. Ancak, her ikisinin de Türkmen kimliğine sahip olması, bilimsel bir
ayırımdan çok, inançsal bir ifade şekli olduğunu düşündürmektedir.
Kısacası genel o larak Türkmen kavramı Şamanist Oğuzlara veri len bir ad
olarak algılanagelmiştir. Oysa, "Yörük" sözcüğü, diğer Türk i le diğer
unsurları da içine alan, yerleşik olmayan yazl ak-kışlak gezinimlerine
sahip tüm unsurlar için de kul lanı lmaktadır. "Yörük" kavramına,
Türkmenler kadar, Özbek, Kırgız, Kazak, Acem, Arap, Kürd gibi diğer
gruplar girmektedir. Oysa, Türkmen kavramı, ayırımlı, sınırı bel irl i
Türkler için kul l anılmaktadır. Tire'nin Kemerdere ve Dibekçiler Köyü '
nde yapıl makta olan "Ay B ayraml arı"na Türkmen ve Yörüklerin ortak
katı lımı, ayrı şımın aykırı lığını da ortaya koymaktadır. 1 84 Henüz yerleşik
yaşama geçmemiş toplulukların genel ifadesi olan "Yörük" sözcüğü,
giderek kal ıcı hale gel miştir. 1 85 Bu nedenle Yörükleri ve Türkmenleri
..
farklı topluluklar olarak algı l amak oldukça yanlıştır. 1 86 Ozellikle,
1 56
Torosların güney ve kuzey etekleri Türkmen gruplarının ağırlıklı bölge
leri durumundadır. 1 8 7 Özell i kle, güney ve orta Ege bölgelerinde Yörük
yerleşimlerinin olağanüstü seyir gösterdiği aşiret yapıl arından anlaşıl
maktadır.
Beylik coğrafyasında, aşiret hareketle ri XVII.yy' dan sonra tekrar
yoğun\aşmıştır. B u süreçten itibaren, Yörük\erin bölgede daha önemli bir
unsur olarak ortaya çıktığını söyleyebiliriz. 1 530 tarihli belgelerde görül
meyen yerleşimierin ve konar-göçerlerin, 1 69 1 müdahalesiyle, bölgenin
her yerinde varlıkl arı hissedil i r derecede artarken, özell i kle, Tekeli ve
1
Horzum Yörüklerinin hissedilir bir ağırlığı görülmektedir. 88 Moğol
1 57
baskısı i le Anadolu' ya akan Türk grupları daha çok koridor üzerindeki
topluluklardır. Türkmenistan, Özbekistan, Azerbaycan, Hazar ve Irak
Türkleridir ki , semtler bu bölgelere pönük adlardır. Uzak Asya grup l arı,
Boynuyoğun, Yağma, Tankut, Çiğil topluluklarında olduğu gibi pek
azdır. Bu nedenle aşiretleri bell i bir coğrafyaya bağlamak doğru değildir.
Kısacası bölgesel dağılımda her boy ve aşiretin kol i arına rastlamak
olasıdır. Hatta bu yerleşimierin beyl i k siyasi coğrafyal arının belirlenme
si nden önce iç içe l iği gösteren örnekler de vardır. Bu da beyl i k s i yası
coğrafyaları n ı n belirlenmesinden önce, emirlerin fetih hareketlerine bir
I ikte katıJdıklarını göstermektedir.
Yerleşime geçmiş toplulukların gel i ş kaynaklarına bakıldığı nda bir
kısım bölgeler daha belirleyici görünmektedir. Örneğin , B atı Anadolu .
yerleşimlerinde Karadeniz ve Akdeniz yöreleri daha etkin görülmektedir.
iç Anadolu ' nun yerleşim sürecinde etkinl iği i se zayıftır. Doğu Anadolu
ile Irak ve Suriye çıkışlı gruplara rastlansa da ağı rlık, Karadeniz ve Toros
kaynaklı Karaman I ivası etki sindedir.
Söylemek gerekir ki, Batı Anadolu'ya aşiret akışlarında bir kısım
koridorları n önemli rol oynadıklaı·ı görülmektedir. Örneğin, Denizli
kori doru i le Küçük Menderes'te Kel es-İnegöl ağzı etkili giriş kapıları
ol muştur. Diğer bir kapı ise Uşak- Manisa hattıdır ki, bu koridor daha
çok, Bozok ve Kuzey Doğu Anadolu çıkışlı girişlere dönüktür. Selçuklu
emirlerinin öncülüğünde başlayan Batı Anadolu seferleri , daha sonra
Karaman emirleri ile süreklilik kazanmı ştır. Büyük emi rler, Menteşe,
Büyük ve Küçük Menderes ile Güney Gediz havzasına girerek bö lgenin
fethinde ve yerleşi minde önemli rol oynamışlardır. Karamanoğulları ve
Torosların yerleşime biri nci dereceden katı lımı dikkat çekicidir.
1 69 1 yılı buyruldusuyla bölgedeki Yörüklerin yerleşik yaşama geçiril
mesi Aydı noğulları coğrafyası açısından oldukça öneml idir. Konar
göçerlerin son dönem yerleşimleri daha çok, Karaman coğrafyası kay
naklıdır. Özel likle, Kızı lışıklı aşireti, Derebaş ı , Di bekçiler ve S öke yerle
şimleri nde oldukça etkin görülmektedir. B u büyük yerleştirme hareketi,
özell ikle, B i rgi ve Aydı n Güzelhisar coğrafyalarının olgunlaşmasını ve
beslenmesini sağlam ı ştır.
Terzi ler, Tirkeıniş, Toraman, Toy ran l ı Tulum, Uçbeyi, Umurlu, Uz u nc alar Üzüm l ü,
, ,
1 58
T AHTACI (AÖAÇERLERİ) YERLEŞiMLERİ
1 59
* * *
1 60
Cevizl i (Gene), Erik l i (Tasahorya), B ayın dır, Çapak, Güney Gediz' de ise
Osmani ye, bel i rleyeb i l di ğimiz duraklardır.
"Çadırdiki len" semtleri ise, i l k yerleşim yerlerin i n nerede bulundu
ğunu ifade eden yerlerdir. Türkmen leri n , girişlerde nerelerde çadır kur
dukl arını anl atan bu semtler pek az yerde görülse de önem taşımaktadır.
Bu semtler, B üyük Menderes Havzasında Kestel ' de Yöre ile S ai ler ve
Küçük Menderes Havzasında S arıkaya/Beydağ ve Dibekçiler/Tire,
tarihsel olayları yaşatan köylerdir.
"Şehitler Mezarlığı", B i zans ile yap ı l an savaşl arda şehit düşen savaş
c ı l arın mezarlıklarıdır. Örneğin , B eyköy/Bi rgi , Akçakavak/Ayasuluk,
Kırıkl ı/İzmir mezarlıkları bu tarihsel o l ayı anl atan yerlerdir. Ayasuluk/
B ozköy' deki "Akıncı l ar Mezarlığı", bir diğer şehitl i ktir.
* * *
161
ettiğimiz halk bilgileridir. Abdülmecit Ferişte, Küçük Menderes Havza
sında Hurufil iğin yayıl masında etkin o l an önem l i bir addır. Şeyh
Bedreddin ve Seyyid Nesi m i ' nin tehlike o larak algılandığı bir süreçte,
i li şki ler açısından öne çıkan Tekke Köyü, bu bakımdan çok yönlü ele
alınabilecek bir özellik içermektedir. B u derbent tekkesi , B ozdağlar ' ı n
güvenl iğini sağlayan tek ve e n eski yerleşim ünitesidir. Musa B aba ' n ı n
i l k B al kanl ar ' a çıkan öncüllerden olması ve çocukl arın a Murat
Hüdavendigar tarafından evlatlı k mülkler bırakılması kimliğinin önem i n i
vurgulamaktadır. Musa B aba dışında, B ozdağl ar' ın kuzey ve güney etek
lerinde diğer Horasaniler de oldukça kayda değer adlardır. B ozdağl ar ' ın
Alaşehir'e sarkan eteklerinde Horasan l ı Ali Baba, Küçük Menderes ' e
ulaşan derbentlerde Alihan B aba S ultan, Elvan B aba, Aslıhan Baba'nın
aynı ilgiyi görmesi bu bütünlük içinde ele alınmalı dır. B irgi ' yi adeta
çepeçevre saran , Çörek B aba, Hızır B aba, S amut B aba (Hızır Semit) ve
Demir B aba (Temür B oğa) bu güçbirl iği n i n ve güvenirl iğin diğer öge
leridir ki, bunlar beylik ailesince vakıfl arl a desteklenmiştir.
Bölgesel zengin l i k gösteren diğer bir ad da Hal i l Bey' dir. "Kara"
ünvanıyla özdeşleşen bu Karaman büyük emiri , Aydınoğul l arı coğrafya
sının her noktasına girmiş görünmektedir. Hali l Bey, Aydınoğu l l arı
Beyl iği ' nin kurucusu Mehmet B ey ' i n eni ştesidir. Mehmet Bey ' i n kız
kardeşi Şah Sul tan i l e evli olan bu büyük emir, beylik ai lesindeki
yeri nden çok, etkin liği ile öne çıkmıştır. Kızı Huri Hatun 'un Ayasuluk ve
Tire ' deki vakı fl arı, daha çok "Dar-ül Huffaz"lardır.
Tire merkez oluşumunda adı görülen diğer bir ad da "Emi r-i Kebir
Murtaza Bey" dir. Horasani "Naki l" kültüründe de yer alan Murtaza
Dede, Tire ' de Eskici Dede ol arak tanınmakta ve Timur ile o l an öyküleri
işlenmektedir. Oğlu, Hoşkadem Bey, özellikle B al ı kesir ve çevresi nde
etki n adlar içinde yer almaktadır. Yine, i l k dönem adları içinde Emi r
Al i ' ye değinmek gerekmektedir. E m i r Ali kayıtlara göre, Gazi Umur
Bey ' i n kızı Hundi Paşa Hatun ile evlidir. Çocukl arından kimi kayıtlara
göre Hasan Bey kimi kayıtl ara göre Ahmet Bey, zaviyesi ve imareti i l e
öne çıkarken, özellikle, s u yoll arı v e yapıları yönünden Tire tarihinin
öncü! adlarındandır. Ahmet Bey ' in "Nehir Vakıfları" olarak belgelerde
yer alan hizmetleri su İzmir' de de görülmektedir.
Beyl ik coğrafyası ndaki adlar içinde Horasanl ı Pilav B aba' ya ( B aba
Pi lavi) özel bir baş l ı k açmak gerekmektedir. Her ne kadar adına kent
1 62
veya köyler o luşturul amasa da adeta tüm yerleşimlerde sadece "Tepe"
adıy\a anılması 1\g\nçür . Örneğin, 1'osun\arffi\rg\ (Pl\avtepe) , Ozanffi\rg\
lPi\avtepe) , Arpaz (Pi\avtepe), Yazır/ Arpaz (Pilavtepe) , Kuşadası
/Ayasuluk (Pilavtepe), Cumaovası/İzmir (Pi\avtepe), H alkapınar /Tire
(Pi\avtepe) , Topar\ar/Tire (Pi\avtepe) adları adeta birlikte düşünülmüş
adlar gibidir.
Bir diğer ad ise, Küçük Menderes Havzasında, Günlüce ' de (Hipaipa)
varlığını hi ssettiren Dat Bey' dir. Dat Bey' i n B i rgi ' deki köyü (Datbeyl i )
i le oğlunun da Alaşehir'de yerleşiminin (Datoğlu) bulunması, onu
dikkatle izlemememizi gerektirmektedir. Faruk Sümer, her ne kadar
"Datlı" aşireti için "Böyle bir oymak görülmedi" diyorsa da, gerek
"Datbey' i n gerek oğlunun "Datoğlu" ve de "Dat" I ıl arın Beylik coğraf
yasında yer alması, topluluğun B atı Anadolu'ya girdiğini göstermektedir.
1 89
Beyl ik sürecinin bir diğer adı da Kalu Bey' dir. Kalu Bey, öze i iikle
Küçük ve Büyük Menderes havzalarında yerleşim birimleri oluşturmak l a
beli rgi ndir. Nedense, üzerinde yeterince araştırma v e incelemelerin yapıl
madığı bir dikkate değer ad da Güzel B eydir. Güzel Bey, Aydınoğu i i arı '
nın yerleşim tarihi nde öne konması gereken özel adlaı·dandır. Belgel erde
GüzeL Güzelce, Güzelim gibi adlarla görünen Güzelce Bey, Büyük
Menderes havzasının Denizli ve Aydıneli coğrafyal arında merkez ve
köyler varl ığı i l e ağırl ığını h issettirmektedir.
Beylik coğrafyası nda dikkati çeken bir diğer kimlik de Süle Bey' dir.
Kayıtl arda, Süle Bey, Süle Gazi , Bengi Süle, Sülemiş, Kara Süle ve Hacı
Süle gibi değişik adlarla görülmektedir. Onun adıyla ile oluşmuş köyler
rakamsal olarak dikkati çekmektedir.
Gizini koruyan adlardan biri de Ozan Bey' dir. Ozan Bey, emir-baba
kimliği ile Aydın Yenişehir ve B i rgi ' de köyleri ve su yapılarında ciddi
harcaınalarıyla dikkat çekmektedir. Onun B irgi Keles' teki köyü Ozan ne
yazık ki, kültür hizmetçi leri ( !) tarafından S arısu olarak değiştirilmiştir.
Özell ikle, kiml ikleri konusunda pek bilgimizin olmadığı Nazar Bey,
Emir Deniz ( Kara Deniz), Emir Nebi ( Kara Nebi), Hacı Mehmet, Pirli
Bey, Emir Alaman (Aiaman Dede), Han B aba (Han Bey), Hayıt Dede
(Kara Hayıt), Nohut Dede ( Karanohut), Karadede ve B ahar B aba bölgede
ıs'l Prof.Dr. Faruk Süıner- Oğuzlar (Türkmenler), Türk Dünyası Araştırınaları Vakfı,
1 63
adl arını belgeleştirrn i ş dönem adlaı·ıdır. Hatta, Düsturname-i Enveri ' nin,
yazımda "Alamanl ı " köyünden söz etmesi ve yazıının Hoca Sel man
kaynak l ı olması, Alaman B aba ' n ı n i l k süreç adl arından olduğunu düşün
dürmektedir. Onun, bey l i k coğrafyasında "Alaman Dağları" zengin l i ği
daha da önem kazanmaktadır. Özel likle B i rgi ve Ayasuluk kazalarında,
Al aman aşireti daha bel i rgindir.
B ahar B aba ise, bey l i k coğrafyasında özellikle Denizli giriş koridoru
üzerindeki , Buldan, Tavas, Genee l l i ile Alaşehir' de görünmektedir.
* * *
1 64
çadıra sahip oldukları verilmektedir. ı90 Gazi Umur Beyin ünlü emir
lerinden olan Pehl ivan Bey' i n gücü hem semtlerden hem de köylerdeki
"Pehl ivanlı" ailelerden anlaşılmaktadır. Arslan Bey adı , halk bilgilerinde
geni ş bir yer bulmaktadır. B al yambolu(Beydağ) ve Tire dağ köylüleri,
onun, B izans i le savaşı rken öldüğü ve mezarını n Kestane Dağ ı ' nda
(Aydın Dağları) olduğunu söylemektedirler. Şehit emirler içinde, Yaren
Dede, S inan Dede, Çal Dede, Kureyş Baba, Kurt B aba ve Emir Dede
(Emirhan) adları da yer almaktadır. B ay ındır' ı n Emirl i mahallesi hal k ı,
Emir Dede ' n i n savaşta yaralandığın ı , uzun süre yaralı olarak kaldığın ı ve
daha sonra öldüğünü eklemektedirler. B ayındır ile B eyköy(Balyambolu)
mezarları bir makamsal konum olmal ıdır.
Bölgesel etkinlikleri ile öne çıkan , Han Bey ( Han B aba) ve Hacı
Ümmet ve Hac ı Kamı ş i se yerleşim tarihinde önemli rol oynamış kişi
lerdir. Örneğin , Han Bey' i n İzmir merkezde mahalle oluşumu ve zav i yesi
dışında, B irgi ' de "Han karyesi " ve "Han Boğazı " adları bölgedeki var
lığı açısından kayda değerdir. Hatta, Aydın Vakıfl ar Bölge Müdürlüğü
arşivinde Han B ey ' i n iki eşinin (Kamile ve Ayşe) vakıf kayıtları görül
mektedir. 1 9 1 Beyl i k coğrafyasında dikkat edilmesi gereken adlardan b iri
de Hacı Ümmet'tir. Hacı Ümmet, Yuvalıffire), B ozköy/ Ayasuluk ve
Alangüllü/Aydın Güzel hisar ve Gereli/B irgi kesimlerinde öne ç ıkmak
tadır. Belgelerde, "Hac ı Kam ı ş", "Kara Kam ı ş", "Sarı Kamış" adlarıyla
karşımı za ç ı kan bu öneml i emir, özellikle B i rg i ' de zaviyesi kaydın ı n yanı
sıra şehit makam mezarı ile görünmektedir.
Aşiret ve abaların Aydıneli coğrafyasındaki semtsel görünümleri,
fetih ve yerleşim süreci ndeki aşiretlerin belirleyici ve etkisel güçlerin i
ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır. Aydıneli coğrafyası n ı n
hangi güç dengeleriyle o luştuğunu v e yoğunluk i fade eden birimleri
görme bakımından gerekli di r. Bu tablonun küçük değişikliklerle Ege ' n i n
genel ine d e egemen olduğunu söylemek pek yan l ı ş olmaz. Zira, ana
unsurlar dikkat çekici farkl ı l ığa sahiptir. Tablonun özünü Türkmenlerin
oluşturması bu aşiret ve abalardan kaynaklanmış olmalıdır. Tabloya
yansıyan rakamsal veriler, aynı zamanda yerleşimdeki kültürel değerler
bakımından da anlamlıdı r.
1 65
AŞiRETLERiN SEMTSEL DAGILIMI
Karakaya 1 18
Aktaş 1 07
Arap l ı 78
To los 49
Armutlu 43
Çakal 38
Kızıl 37
Karataş 30
Dikil itaş 25
Sarıkaya 24
Mus luk 24
Mersin 24
Gedik 22
Kenger 21
Del liktaş 18
Eşekci l er 18
Akkaya 15
Çavdar 16
Öküz 14
Yılanlı 12
Dikmen 12
Yel lice 10
Yağcı 10
1 66
IX.BÖLÜM
A YDINELİ TARİHİ
1
COGRAFYASINDA YÖRÜKLER
'
'
'
Tire 65
Ayasuluk 51
Yenişehir 27
Sart 23
Bozdoğan 18
İzmi r 15
Birgi 12
Çe şme 9
Alaşehir 6
Kestel 5
Güzelhisar (Aydın) 4
Sultanhisarı 3
Arpaz 2
1 67
sinden Süleyman Şah torunu Hafsa Hatun vakfİ yesi ' nde (H.822/ 1 4 1 9)
Küçük Menderes ırmağının Tire Yeğenl i köyünün kuzey sınırını oluş
turması, akarsu yolunun bugünkünden oldukça farklı bir yol izlediğin i
göstermektedir.Hatta, Şeyh B edreddin Menakıbnamesi' nde, Bedreddin ' i n
oğlu Seyyid İsmai l ' in mezar konumu Menderes kıyısı olarak işaret edi l
mektedir. Sözü edilen XV.yy. belgeleri, h e m akarsunun tarihi konumu
hem yerleşim tarihinin seyrini açıklaması bakımından önemlidir. Akarsu,
tarihsel kayıtlara göre Menderes ovası vadinin güney eteklerini görerek
denize ulaşmaktadır. Ovasının, özellikle batı kesiminde yoğunlaşan 1 5-
20 gölcük, akarsuyun güzergah değişimiyle zenginleşen tablo olmal ıdır.
Vadinin batı kesiminde Artemis Kutsal Arazileri n i oluşturan, Hasan
Çavuşlar, Eskioba(Darmara) ve Işıklar köyleri dışında düzlükte başkaca
tarihsel bir köy yerleşim i de yoktur. Bunlar da ırmağın kuzeyinde yer
alan yerleşimlerdir. Bu nedenle, havzadaki göller ve su zenginliği konar
göçerlerin Tire ' de yoğunlaşmasını sağlam ıştır. Burada irili ufaklı bir
kısım göl ler havzayı , doğal bakımdan besleyen, Cellat, Belevi, B al ıkgölü,
Akarca, Çavuş (Gümüş), Karagöl, Kurşak, Manav, Torna, Çamurlu,
S azlı , Kargaçlı, Gölbaşı , Hayıtlı , Kocagöl , Uzungöl , Kazgölü , Dedebaşı ,
Taylı göl l eri cazibe alanı oluşturmaktadır. Havza b u özellikleriyle,
yalnız insani unsurların değil , hayvan l arın da gözde mekanıdır. Karta! ,
tavşan, geyik, pars, kuğu, kaz, ördek gibi hayvanl arın coğrafyaya yansı
yan adları bu nedenle ol malıdır. Hatta Tire darplı mangırl arda hayvanl ar
ve özellikle bal ı k motifi yoğunluklu bir durum göstermektedir.
Coğrafyanın bu özel konumu, B izanslı Tarihçi Pachymeris ' te ifadesini
bulmuştur. Pachymeres, havzanı n üç özell iğine dikkat çeker. Bunlardan
biri , güçlü nesil ler yetiştirmeye elverişli besi n kaynaklarına sahip olması,
diğeri eşsiz otlakları ve üçüncü olarak da bu coğrafyanın "Tefekkür"e
yatkı nlığıdır. La Maıtin de, coğrafyaya Sultan III. Murat ' ı n hayran l ığını
dile getirir. O nedenledir ki, göçebelerin ve aşiretlerin gözde coğrafyası ,
doğası v e sular zengini Tire ' dir. Zira, konar-göçerlerin temel gereksinimi
sudur. Hatta B atı Anadol u ' da Menteşe/ Peçi n ve Manisa Demirci' den
sonra bölgenin en büyük konar-göçer sığınağı bu nedenle Tire olmuştur.
Büyük Menderes coğrafyasında yer alan Güzelhisar, Sultanhisar, Arpaz,
Bozdoğan, Kestel/Nazilli ve Yenişehir konar-göçer sayıları toplamı
neredeyse Tire ile eşit gibidir. Benzer görüntüler, Bozdağların kuzey
eteklerinde bir şerit gibi uzanan sancak kazalar Alaşehir, S art, İzmir ve
1 68
Çeşme için de geçerl idir. B uradaki konar-göçerler topl am ı Tire ile adeta
başabaştır. Hatta, Ayasuluk ve B irgi ' deki konar-göçer toplam ı Tire ' den
azdır. Tire' den sonra Küçük Menderes Ovasında ikinci cazibe merkezi
Ayasuluk' tur. Küçük Menderes dışında, Büyük Menderes Havzasının
doğu kesimi ndeki Yenişehir ve Bozdoğan konar-göçerlerin bir diğer i l gi
odağı görünümündedir.
Konar-göçerlerin yerleşik düzene geçmeleri konusunda girişimler tüm
dönemlerde görülse de, ası l yerleşim planlı bir şekilde 1 8 Nisan 1 69 1
yılındaki Sultan buyrul dusu ile başlatı lmıştır. Anadol u Beylerbeyi ve
Karaman Val i l il iği bu iş için yetkin kılınmış ve aşiretler düzenli bir
şeki lde; uygun yerlere, boşalan köyleri n arazisine yerleştirilmeye çal ı şı l
mıştır. Sis S ancağı başta olmak üzere, Maraş, Karaman, Konya, Antal ya,
İçel ve Adana sancakları yerleşirnde yoğunluk oluşturan coğrafyalardır.
Toroslar bu konuda Aydınel i toprakların ı besleyen kaynakların baş ında
gelmektedir. İlk dönem yerleşimleri dışında, II. Dönem yerleşimlerin i n
büyük bölümü Toros kaynaklı çıkışlardır.
İlk dönem konar-göçer hareketlerinde ise coğrafi dağıl ım, bir bakıma
vadi coğrafyasının çekicil iğini de ortaya koymaktadır. Aydın sancağının
1 3 kazasına topluca bir göz atıldığında henüz yerleşim aşaması ndaki
toplulukl arın mera seçimi de dikkate değerdir. Toplulukların yoğunl aştığı
kesimler B üyük Menderes Havzasında vadinin doğu kesimi, Küçük
Menderes vadisinde ise batı bölgeleridir. B üyük Menderes koridorunda
özell i kle Yeni şehir ve B ozdoğan, diğer sancak kazalara göre konar-göçer
grupl ar bakımından hissedilir bir ağırlık içermektedir. Küçük Menderes'
te ise yoğunluk batı kentleri Tire ve Ayasuluk' da oluşmuş görünmekte
dir. B ozdağların kuzey eteklerinde ise S art dikkat çekici bir coğrafya
durumundadır. Örneğin Tire' deki gruplar, 1 530 tarih l i görüntüsüy l e kay
da değer bir tablo ortaya koymaktadır. 1 92 Bun l ar köksel grupl ardır ve
aşiret temel lerini içermesi nedeniyle üzerinde durulmas ı gereken toplu
luklardır. Bunlardan bir kısmı yerleşim oluşturmuşken, diğerlerin i tarih
sel seyirde izlemek güçleşmektedir. Tire ' deki bu grupl arın hane say ı l arı
bir bakıma dağılımlardaki payı da açıklamaktadır. Adlarını grup kimli
ğinde gördüğümüz bu topluluklardan bir kısmını sonraki süreçte izlemek
güçleşmektedir. Tire' deki köksel dağılımlar yerleşim oluşturma gücünü
koruyan aşiretleri de i şaret etmektedir:
192
1 5 3 0 y ı l ı Defteri Hakan i . . .
1 69
Ahiler 365, Ahmetler 29, Alalar ı 5 , B ayram Karacakoyun l u 3 5 ,
Beykörü (Beydüzü) ı I , B ıyıklı 37, B ohyalılar 24, Büksüzler 4 3 , Bülüç
23, Cengli 49, Çalışlar 33, Çamurlu 5 , Çobansalar 25, Dağeri 5 6,
Darıcılar 572, Davutlar I 5 , Deliler ı 5 , Dernek li 3 1 , Dirmil 2 1 , Doyranl ı
42, Durasal lar 4 2 , Durdual i ı 99, Dündarlı 8 7 , Ekin i i 4, Emirler 79,
Evsatlar 1 O, Gedikler 50, Genç li 3, Göllü I 5, Hacı Uç Paşa 30, Hacı
Hızır 53, Hamidier 49, Hoşavlar 1 5 , Kabil 3 , Kandıra 1 9, Karalar 3 8 ,
Kara A l i I 3 , Karagençli 32, Kaşıkara 63 , Kaşıkcılar 3 , Kayraklar 98,
Keles 8, Kemerdere 53, Kendirekçiler 3 1 , Kömürcülü 29, Küçük Ali 22,
Kütükler 50, Lütufl ar I l , Mahmudlar 5 3 , Mamalı 9, Maşatlı 22,
Nurparlar (Nurlar) 59, Nusretler ı I , Oduncal ı 1 7, Pembeler (Pembegan)
29, Rahmanlar 365, S adıklar 1 6, S amealar 30, Sev i nçler 1 7, Sinekler
1 47, Taştepe 22, Terzi Ali 1 99, Turasanlar 42, Tüfenkler 1 47, Taybeyli
8 , Uçarlar 1 0, Uluserl i 22, Üveçler 23, Vaysalar 3 5 , Yağmurlar 76,
Yaman l ı 45, Yeniler 1 39, Yoğunlar 7, Yol suzlar 43, Yunuslu 27
1 70
Yakalı 9 1 , İnebeyli 8 3 , Kirpe/Gi rne 7 5 , Yoncalar/Yonuç 5 7 , Uluserl i 44,
Danişmendli 5, Yazıbey (Yazıyurdu) 72, Alacayakalı 60, Korubayı rı 45,
Hüseyi nler 42, Eğridere 40, Kemall er 32, S ofcular 32, Kaşıkcılar 22,
Şehriyar 20, Emirler 1 4, Kaymakcı l ar ı 3 , Vakkaslar 1 3 , B ağcı B azar 1 3 ,
Kutlubey 1 2, İkizce 6, Kurulakoyan l ı ve D �deli 6, Yörük 6
Avşar 5 , Çavdar 23, Çayıroba 38, Çayırlı 24, Karaca Tur B al i 44,
Çul luyan 97, Hac ı Mahmutlar 6 ı , Kızıltepe 53, Paşa 67, Ahmet Kethüda
20, Teşneli 2 3 , Koç B asan l ı 28, Genç 1 7, Kisveli 27, Dem l er ve Keçeci
konar-göçerleri bulunmaktadır.
17ı
köy ve aşiretleri içinde görünmeyen Yaz ı l ı ve Koyunlu vakıf kayıtların
da adlarından söz edilen topluluklardır.
1 72
ı 69 ı B U YRULDUSUYLA KONAR-GÖÇERLERiN
YERLEŞİME S OKULMASI
ı 73
Örneğin, B alcılar, Cumal ı , Karabağ, Musacalı yerleşimlerinin 1 69 1
tarihli buyruldu i l e bölgeye girdiklerini biliyoruz. 1 93
Bölgesel yerleşimlerden, Tire' de (Alacalı , Küçük Kemerdere, Somak ) ,
B irgi ' de (Erbeyli , Mumcular, Tombu l l ar, Yenişehir, Alaşarlı , Kurtlar,
Gevele, B ebekler,Gölcük), Aydın Güzelhisar' da Doğanköy/Domalan,
Abdurrahmanlar, Gündoğdu/Manastır, Kenger, Kızılcapınar), Yenişehir'
de (Alem ler, Pirlibey, Kes tel , Toygar), I 530 yılı kayıtlarında görünme
mektedir! er. Ancak, bun l arın öncü) yerleşimlerden oldukl arın ı söylemek
gerekir. Örneğin , ünlü emirlerden Alem Bey' e dönük köylerden ,
Samsun ' da Alem Bey, B o l u ' da Alemağacı, Kırşehir' d e Alem Beyl i ' nin
1 530 yılı Defter-i Hakani ' de görülmesine karşı n, aynı dönemde beyl ik
coğrafyasında görünmeyip, geç dönemde ortaya çıkmal arı ilginçtir.
Bebekler Köyü için de ayn ı i fadeyi kul l anmak gerekmektedir. Yine, ünlü
adl ardan B al at/Menteşe' deki Kam Baba, Muğla' daki Nazar Bey,
Seydişehir'de Pirl i Bey, Menteşe bölgesindeki Emir Deniz ve Niğde' de
Kulu Bey ' i n semt adlarıyla görünmeleri aşiret h areketleri bakımından
kayda değerdir. Örneğin, Pirli Beyli köyü, i l k süreçte belirlenememi ş ise
de, Kestel ' e, bağlı Tirkemişl i ' de cam i i ile (Pirl i Bey Camii) görünmek
tedir.
Kentleri tanımlarken, bun l arın nasıl oluştukları , hangi nedenlerle kent
olgusuna kavuştukları , fetih ve yerleşim süreci nde hangi gerçeklerin
bunda etkil i olduğunu görmek gerekecektir. Kenti kent yapan etkenler ve
bu etkenlerde rol alan unsurları dikkatlice ele almak gerekmektedir. Zira,
göçebeler, yerleşirnde kendi kültür unsurlarıyla yaşama geçeceklerdir.
Bu sorulara yanıt ararken , B izans kent olgusu gerçeğinden hareket etmek
zorunludur. Çoğunlukla, B izans kent yapısını devralan Türkler, bu
yapısal lığı kendi kültürleri doğrultusunda yeniden yapılandırıl mışlardır.
Zira, yerleşim i erin sahip olduğu, su. besin , doğa, tapı nak ve diğer unsur
lar, fati hlerin yerleşimiyle yeniden ele al ınacaktır. B izansın devrettiği
yapısal ve yaşamsal kültür ögeleri , yeni sahiplerince İnançsal kurum
ların dönüşümünde kul l an ıl acaktır.
Özel likle, Manastıd ar sahip oldukları mükemmel coğrafyal arı n ı
zaviyelere bırakmak durumunda kal acaklardır. Zira, Tire ' nin, Işıklar ve
B alım Sultan zavi yelerinin manastır arsaları üzerine kurulduğu buradaki
malzemelerden anlaşılmaktadır. Zira, Manastıd ar önemli su kaynakları-
1 74
nın bulunduğu coğrafi alanl arı kull anmışlardır. Esasen yerleşimler,
önceki ve sonraki sahiplerince aynı amaç l a belirlendiğinden, coğrafi
konum pek fazl a sorun yaratmam ı ştır. Böylece, bir çok B i za,ns köyü Türk
yerleşimi ile kentleşme sürecine girmiştir.
* * *
1 75
güney komşusu Mazu n ' dan (Menteşe Sancağı) Çine, Koçarlı gibi köyleri
sınırlarına alarak idari coğrafyası n ı beslemiştir. Ayasuluk, Kızılhisar' dan
(Torbalı) Kemalpaşa' ya uzanan "Baba Kapısı" i l e B ozdağları batıdan
kuşatan coğrafi öze l liğini sürdürmektedir. Ayasuluk, güney ve kuzeyda
her ne kadar coğrafyasından büyük bir bölümünü yitirmişse de, Küçük
Menderes Havzasındaki doğu köylerini korumuş görünmektedir. B u
kesimde S ubaş ı , tarihsel sınırda Ayasuluk uzantısı olarak yine varlığını
korumaktadır. Küçük Menderes Havzasının batısını kesen Ayasulu k ' a
karşın, Tire ve B i rgi havzayı bütünüyle kul lanan iki kent görünü
mündedir. Tire ' n i n batı sınırı Subaşı ve Belevi(Pranga), doğusu ise,
Doyranlı ile sınırlanmaktadır. B i rgi ' nin doğu sınırı ise inegöl ' de
(Sarıgöl) son bulmaktadır. B u sınır, Küçük Menderes ' in adeta doğal
-
sınırı dır.
Aydın eli tarihi coğrafyasının B ozdağları aşan kuzey etekleri ile
Çeşme yarınıadası n a giren kesimi beylik s i yasi yapısının önemli ikinci
dilimini oluşturmaktadır. Bu dilinıde, doğudan batıya doğru, Alaşehir,
S art, İzmir ve Çeşnıe yerleşinıleri bulunmaktadır. S ancağın, önem l i ayak
larından biri o l an S art ise, konumunu nahiyesi S al i hl i ' ye devrederek tarih
sahnesinden çekilecekti r. Aydın S ancağının güney Gediz havzasındaki
iki kazası S art ve Alaşehir' in sahip oldukları bir kısım köyler idari
sorunlar nedeniyle coğrafi alan değişimleri yaşayacaklardır. Bu yapı
lanma içinde Alaşehir en dikkati çeken kent durumundadır. D i yebi liriz ki
Sart ve Alaşehir, gerek beylikler gerek Osman l ı sancaklar dönemi nde
bölgenin doğal sınırları nı aşan bir bölge içinde yer almaktadırlar.
Bugünkü konum, coğrafi sınırları doğallaştıran yapılanınayı başarmış
görünmektedir.
İzmir ise, erken süreçte küçük bir kaza i ken , giderek büyüyecek ve
XVI. yy' ı n sonları ndan itibaren gerek merkez gerek kırsal coğrafyasın
daki birinıleriyle ol ağanüstü bir gel işme kaydedecektir. Kentin tarihi
coğrafyasımdaki Cunıaovası , Triyanda, B ornova, Kliznıan, Urla ve
KUrdelen ( Karşıyaka) gibi bölgelere sahiptir. Bu önemli dağı lım coğraf
yası, beyli kler sürecinden Osnıan l ı ' ya, ondan da Cunıhuriyet ' e devrolu
nan asli yapıdır. Aydın El i ' nin üçüncü kolu B üyük Menderes Havzası
dır. Coğrafya paylaşım ı , Aydın Güzelhisarı, Kestel, Sultanhisar, Arpaz,
Bozdoğan ve Yenişehir' den oluşmaktadır.
1 76
X.BÖLÜM
AYDIN S ANCAÖINDA KENTLER
1 77
SANCAK KAZA MAHALLE HANE
Tire 26 1 1 94
Ayasu1uk ı7 48 ı
B i rgi ıo 245
Aydın Güzelhisarı 7 ı 49
. Diğer sancak kazalara göre, Ayasuluk, farkl ı bir Rum nüfus barındır
maktadır. S ancak kazalarda Ruml ar bir mahalleye sahip i ken Ayasuluk ' ta
bu oluşum 3 mahal leli bir zenginlik içermektedir. B unlar daha çok
merkezi saran ve hisar çevresi mahal leleridir ki , Eski hisar, Hisaryakası
ve Kemer mahal leleri nden oluşmaktadır. Kemer mahal lesi , Türk ve
Rumiyan ol arak iki bölümlü bir yerleşimdir. Benzer bir oluşum Tire ve
Bi rgi ' de görünse de buradaki mahal leler güney-kuzey doğrultu-sunda
ortaya çıkan , ancak bütünlüğü bozmayan , Aşağı ve Yukarı Meryemana
mahal leleridir. Daha ileriki süreçte, bunları n , örneğin ı 530 yılı Defteri
Hakani ' de (Tapu Tahrir Defterleri) mahal le sayıl arı teke düşmüş görün
mektedir. Feti hten sonraki yerleşimler ol arak ortaya çıkan II.Murat ve
II. Mehmet(Fatih Sultan Mehmet) dönemleri önemli ölçüde Aydınoğulları
beyl ik mahalleleri n i ifade etmektedirler. Zira, 1 45 1 yılı kent rakam l arı
Beylik sürecinin ardından oluşan ilk tablolar olması nedeniyle ayrı bir
öneme sahiptir.
Örneğin , 1 45 ı ile 1 530 yı l ı rakarn l arı karşılaştırıldığında bazı kentler
(Tire) dışında, mahal le ve hane sayı l arında önemli değişiklikler yoktur.
XV.yy' daki İzm i r ' i n kırsal yerleşim zengi nl iğine karşın, merkezi
yapılanması ile i l g i l i Fatih Dönemi kayıtları yeterli malzeme vermemek
tedir. . Bu dönem kayıtları ayrıntı l ı bilgiler yerine, toplu sonuçlar içeren
bir durum ortaya konmaktadır. Tarihsel belgeler, kentin i l k merkezi
yapılanma bölgesi olarak üst kale ( Kadifekale) bölgesini gösterrnekte
tedir. Giderek, eteklerden kuzeye i nen bu yerleşim hareketinde, Türk dışı
unsurların sahi le daha yakın konumları vardır.
1 45 1 kayıtl arı, sancak kazaların , merkez mahal leleri ve hane sayıları
bakımı ndan önem l i veriler ortaya koymaktadır. Bu süreçte, Örneğin ,
Tire' de ciddi b i r yapılanma vardır. Beyl i k coğrafyası n ı n b u gözde kenti,
Osmanl ı süreci nde de konumunu koruyacak ve gel işimini sürdürecektir.
1 78
Fatih Dönemi nde kentin merkezde oluşan 26 mahallesi ve hane sayıları
görkemli bir tabl o ortaya koymaktadır:
Taşpazarı (Ahiler) 1 28 , S oful ar 1 22, Yahşibey 20, Yavi ler 36, Paşa 29,
Alihan 26, Kadızade 2 1 , Küçük Hafız 27, Turunç 54, Çanakçızade 96,
Cami-i Atik 70, Hisariçi 34, Kalamos 46, Doğancı 45, Makabir 60,
Miskince 2 1 , Mısırlı 37, Hatip 44, Alacamescit 22, Darphane 34,
Yayl afakıh 27, Ağacı yan ( Kadı) 43 , Tahtakale 67, Debbağlı 8, Muarref
(Maruf) 24, Küffaran 5 3
1 79
Musa Bey' in zaviye ve türbesi, Hafsa Hatun'un zaviye, imaret, hamam
ve çeşmeleri ile Gazi Umur Bey' i n kızı Azize Melek' i n köprüleri burada
kümelenmiş durumdadır. Yine Gazi Umur Bey ' in diğer kızı Gürcü
Melek Hatun' u n cam i i bir diğer beylik yapıs ı olarak dikkat çeker.
Özell i kle, Timur'un Ankara S avaş ı ' ndan sonra k ı şı geçirmek için seçtiği
coğrafya da burasıdır. Hal k bilgilerine göre Aydınoğulların ı n Aksaray' ı
da buradadır.
B ademye belgeleri, bize bilinmeyen erken dönem yapıları ve beylik
ailesi bağlantıl arını da vermektedir. Örneğin, Suratl ı Cam i i ve hamam ı
nın Aydınoğulları ailesi vakıfları içinde bulunması (İsa Bey k ı z ı Hafsa
Hatun) bölgenin B ademye kapsamında olduğunu göstermektedir.
B adem ye, I 530 yılı vergi kayıtları nda, 267 akçal ı k bir payla Tire ' den
ayrı bir birim olarak ele al ı nmaktadır. Hatta, B ademye' ni n biri m ol arak,
Köşk, Sultanhisar,Bozdoğan ve S art' tan daha fazl a vergi ödemesi ne
denl i önemli gelir kaynaklarına sahip olduğunu da göstermektedir. 1 94
Tire ' n i n nahiyelerinden B izans köyü Pota ise bu dönemde öneml i bir
yerleşim bölgesidir. Aydınoğull arı ailesinin ilgi duyduğu yerleşim birim
Ierinden biri olan Pota, özellikle soydan İshak Bey' i n , dönemsel aşiret
l erden Kadı ve Hatip vakıf katkılarıyla küçük bir kent konumun-dadır.
Özell ikle, zaviye, cam i , kervans aray ve hamam gibi sosyal yapılar
bakımdan gel i şk i n görünen Pota, 1 45 1 tarihli Defter-i Hakani kayıtlarına
göre yedi mahalleden oluşmaktadır. Bunlar, Kadıoğlu, Hatip, Paşa, Cami,
Tabaklı , Kalamos ve Küffaran (Rum) mahalleleridir.
Ayasuluk, Osman l ı sürecinde Beylik başkenti m i rası n a karş ı n , umulan
kentsel aşamasını yapamam ı ş bir görüntü içindedir.
Burak Bey 48, Pembegan 2 5 , Yegan ve Şeyhli 49, Kadı 24, Kemer 42,
Kara Pakih 2 1 , Bey l i Süle 3 I , S atılmış Pakih 2 I ,Hatip ve Sinan 44
Kubbeli Mescid 30, Kayacık ve Beyhamarnı 73
1 94 1 66 Numaralı Defter
1 80
B irgi merkez yap ı l anmas ı , daha i lginç bir tablo sunmaktadır. Esasen
merkez mahalle kapsamında ele al ınan Elekçi ve S arn i t mahal lelerin i n
merkez ile ilgi leri n i n olmaması gerekir. Örneğin , S amit, B irgi ' y e 4 - 5 km
uzaklıkta bir yerleşimdir. B irgi, Fatih Döneminde 1 O mahalleli bir
merkez yapıda görünmektedir:
Hisaı·içi 40, Taşpazarı 20, Dernek B azarı 1 8 , Kadı 20, Ahi Germi yan 26,
Demir Boğa/Timur B aba 6, S i n i l i ve Elekçi 50, S arnit 46, S asal ı 1 9
Ki lise Cam i i (Ali han) 30, Cami 32, Hacı İsa 20, Köprülü 30, Yenice 1 0,
Hisaı·yakası 1 2, Kadı 1 5
181
taşır. Ki l ise Cami mahal lesinde bugün vakıf kümelenmesinden sadece
adıyla anı l an türbesi kalmıştır. Her ne kadar türbe Alihan Türbesi
kaydıyla resmi kaynak l arda yer almakta i se de, türbede oğlu İsmai l
yatmaktadır. Benzer kayıt Tire ' de A l ihan Türbesi ' nde de görü lmektedir.
Tire ' deki türbede de oğlu Hoca Hasan yatmaktadır. Alihan ' ın ölüm tarihi
bilin-memekle birlikte, ı 354'den önce vefat ettiği Tire Orta Medrese
yazıtında yer almaktadır. Aydınoğlu Mehmet Bey ile oğlu Umur ve
Umur kızı Hundi Paşa Hatun ' un Alihan kül l iyelerine yaptıkları vakıfl ar,
onun beyl ik döneminin i l k yıl l arına yetiştiği n i göstermektedir. Bu
nedenle, Alihan ' ın tesi s ettiği Ki l i se Mescidi (Ulucam i ) Mahallesi
Güzelhisar' ın çekirdek yerleşimidir diyebil iriz .
İzmir ise, Fatih Dönemi kayıtl arında küçük b i r kasaba görüntüsü
vermektedir. Sayın Mübahat S . Kütükoğlu' nun verdiği merkez yerleşim
haneleri bunu kanıtlayan tablo ortaya koymaktadır:
Hanbey 30, Fayik Paşa 52, Sel atİ nzade 43 , Limon/Liman 1 8, Küffaran 3 1
ı 82
bölgesi, Al aşehi r-S art-İzmir ve Çeşmeyi kapsayan Güney Gediz böl
gesidi r.
Arpaz, B ozdoğan , Sultanhisar, Yenişeh i r ve Sart oldukça zayıf yerle
şim görüntüsü vermektedirler.
Ayasuluk, beyli kler süreci nde yönetim merkezi olarak dikkati
çekerken, 1 530 yılı merkez mahal leleri i l e dengeli bir yerleşim örneği
vermektedir.
Bengi Süle/Sülemiş/Süle Bey 22, Burak 40, Hatip 49, Kadı 40, Kara
Fakih 3 1 , Kayacık 60, Kemer 60, Kubbe Mescid 45, Penbegegan 3 5 ,
Şeyhler 1 6. Kefere 5 7
Taşpazarı 35, Ahi Gerınİyan 33, S as alı 20, Kızıl Mesci d 8 , S arı Bey 1 7 ,
Gazi Kurt l l , Dernek B azarı 1 3, Elekçi ve S in i l i 50, Demir B oğa (Timur
Baba) 9, Semitl i 67, Küffaran 1 9
1 83
önemine de vurgudur. 1 530 yıl ı , kentin bu süreçte, mahal le ve hane
sayılarıyl a diğer sancak kazalara göre farkl ı bir tabloya sahip olduğunu
göstermektedir. Tire ' nin sahip olduğu ekonomik, sosyal ve kurumsal
gel işme onun salt Aydın E l i ' nin değil bölgenin de önem l i bir kenti
olduğunu göstermektedir.
Aydınoğu l l arı Döneminden I 528 yılına değin bir köy görüntüsü veren
İzmir, bu süreçte, Han Bey 30, Fayi k Paşa 52, Selatİnzade 43, Liman ı 8
haneli bir merkezi yerleşime sahiptir. 1 528 yılı hane sayıl arında Rumi yan
mahal lesi dışında merkezdeki dört mahallede 1 43 hane bulunurken,
I 530 ' da bu rakam I 27 ' ye düşmüş görünmektedir. 1 95 Han Bey 27, Fayik
Paşa 45, Selatİnzade 38, Liman I 7
Bu tarihten yak l aşık e l l i yıl sonra ( 1 575), kentin hem mahalle
6
adlarında hem de hane sayı l arında ciddi değişiklikler görülmektedir: 1 9
Fayik Paşa 83, Han Bey 92, A l i Çavuş 3 5 , Yazıcı 32, Şeyhler 30,
Gebran I 1 0
Aydın Güzel hisar i se, B eyl ik Dönemi köy yapı l anmasını aşmış görünse
de ı 530 yı l ı sürecinde, hala bir kasaba konumundadır:
1 84
Al aşehir, Aydın S ancak kazaları içinde kent olgusunu, beyli k sürecin
den itibaren yaşayan bir yerleşim birimidir. Kent, tarihsel önem i n i
konumuna borçludur. B u nedenle, Türkleşme sürecine en son katıl an bir
kenttir. Adın ı , fetih sürecine değin Filedelfiya ol ar ak koruyan kent, Türk
kimliğine Yıldırım B ayezit Dönemiyle kavuşmuştur. Aydın sancak
kazaları içinde üçüncü büyük kent görünümündedir.
Bazar 25, Bereket l i 34, Cami 87, Tepeci k Mescidi 58, Hızır İ l yas 24,
Kirpas 1 2, Palanduz 30, Postal l ı 1 06, Yarhisar 3 2
1 85
Aydınoğlu Mehmet Bey ' i n babası v arsaydığımız Aydın Bey büyük
olasılıkla burada yatmaktadır. Tarihsel belgeler bu konuyu aydınlatmaya
henüz yeterl i destek vermemektedir. Kimi belgelerde unvan olarak
"Baba" kaydı görülen Aydın Bey' i n ailesi i l e yoksa nedenini bilemedi
ğimiz bir kırgı n lığı mı vardır. Zira, Aydı noğu l l arı ailesi içinde hiçbir kişi
"Aydın" adını çocuklarında ve torunlarında kull anmamıştır. "Büyük
Dede" ye uzan ı ş sadece Süleyman Şah torunu Hafsa Hatu n ' da görün
mektedir. Neden Hafsa Hatun (Süleyman Şah toı·unu) , beyl i k ailesin i n
toplandığı Küçük Menderes kentlerinde değil de, Büyük Menderes
ı
Havzasında Yen i şehi r ' de türbeye sahiptir. 97 Hatta, Hafsa Hatun ' un,
kayıtl arda "Hafsa Hatun bin Aydın" gibi başlangıca taşınması ayrı önem
dedir. Diğer, ikinci, üçüncü aile bireyleri nde görünmeyen bu şek i l de bir
şecere uzanışına neden gereksinim duyulmuştur. Zira, 1 4 1 9 tarihli
vakfiye, daha dar kapsam l ı görünürken , Tire Şer' iye Sicilleri nde yer alan
vakıf kayıtları, ek vakfiye kaydının varolması gerektiğine i şaret etmek
tedir. Zira, H.822 tarihli vakfİyede yer almayan bir çok vakıf Tire Şer' iye
sicili kayıtlarında gen i ş lemektedir. Hafsa Hatun ' un 1 4 1 9(H. 822) tarihli
vakfiyesi. Küçük Menderes coğrafyasındaki vakıfl arı n ı n öneml i bir
1
genişliğe sahip olduğunu göstermektedir. 9 8 Vakfiyede, Tire ' de Göl l üce
ve Yeğenl i (Yiğitli ) , B irgi ' de Ezengömü (Bezdegüme/Yolüstü) ve Deniz
99
U l usu (Değre Havlusul Mescitli ) köyleri vakıf ol arak ele al ı nmaktadır. 1
1 Y7
Tire Şer' iye S i c i l i kay ı t l arında, C i l t 4 , Say. 2 8 7 , H . 1 254 ·'Nezareti evkafı humayunu
ın ülükhancye ınül hak evkaftan nefsi Yenişehir Ayd ı n ' d a ınütevefliye Hafize Hatun
merhumeni n . . .
Aydı n Sancağı nda Amasya' d a kain Cam i i Şerif ve imareti ınü n i fi ve kurahayı sairede
ınesacidi evkafı n ı n . . . Karye-i B ezdegüme ve Yeğe n l i ve Mescitl i ve Göl l üce ' de an
vakfı şerifi . . . . .
! 'IR
Tire Şer' i ye S i c i l i C i l t I, Say.344, H. 1 25 1
1 '1'1
Tire Şer' iye S i c i l i C i l t 4. Say.259, H . 1 25 6
1 86
XI. B ÖLÜM
AYDIN ELİ TARİHİ COÖRAFYASINDA NAHİYELER
1 87
durum, B irgi ' ni n B ademl i ve Adagide nahiyelerin de görünmektedir. B u
i k i yerleşim komşu yerleşimlerdir. Hatta, benzerliğe katıl an Çamlıca' yı
da bu gruba almak gerekmektedir. Zira, Çam l ıca' n ı n , Adagide i l e ara
sında bir köy vardır. Öyleyse, bu denl i iç içe geçmiş yerleşimierin aynı
süreçte nah i ye statüsünde olmaları nı n başka nedenleri olması gerekir.
Bunların hangi nedenlerle ayrı idari birimler olarak ele alı ndığını çözmek
güçtür. Ancak daha önce de değindiğimiz Tire nahiyelerinden B üyükkale
ve Küçükkale örneklerinde de benzer bir yapılanma vardır. Hatta, Tire '
n i n Fota nah i yesi i l e komşu Peşrefl i köyünün statüleri d e düşündürücü
dür. Yan yana o l an iki yerleşimden, Peşrefli hane sayısı itibarı i l e
Fota' dan dört kat büyüklükte olmasına karşı n köy statüsündedir. Hatta bu
kapsamda değerlendirilmesi gereken Eğridere ve Yeğenl i köylerin i de
anmak gerekmektedir. Yeğenl i köyü, hane sayısı dışında, Tire Emiri
Süleyman Şah tarunu Hafsa Hatun 'un, Horasanl ı A l i B aba i l e bir diğer
Horasani Alihan B aba Sultan zaviye ve vakıfları i l e gözde bir yerleşim
dir. Devam lı l ı ğı olmayan bir kısım nahiyeler, ekonomik dengelerin ve
yerleşim durumlarının değişmesiyle bu konumlarını yitirmiş görünmek
tedir. Dönemsel kayıtlarda görünmeyen bir kısım köylerin, örneğin
Ayasuluk B al atcık köyünün kimi belgelerde "Nahiye" ol arak görünmesi
koşul l arla i l gi l i olmalıdır. Ekonom i k nedenlerle kimi kez kısa süreli i dari
değişikliklere gidildiği görülmektedir. Bu nedenle, vakıf kayıtlarında bu
durum daha da açı k görülmektedir. Öyleki, XIX.yy' a Şer' iye Sicili S i c i l i
kayıtlarında adına rastlayamadığımız b u idari birimler b u kapsamda yer
alan yerleşimlerdir. Örneğin, XIV . y y ' da nahiye kapsamında yer alan ,
B i rgi ' nin Süleymanl ı , Kettanderesi , Çaml ıca i le Ayasuluk ' u n Akçaova,
Üzümi ile Yenişehir' in Geyre, Hereke' yi geç dönem yaz ı şmal arında
göremiyoruz. XIX.yy' ın merkez buyruldularında bu nahiyelerin görün
mediği, buna karşın, Karapınar, Köşkderesi, Dall ıca, İnegöl, Ödemiş,
2
Yenipazar, Atça gibi yeni nahiyelerin ortaya çıktığı anlaşı l ı yor. 00 B üyük
olas ı l ıkla XVII . yy ' ın son l arından itibaren konar-göçerlerin yerleşime
al ınması ile dengelerin değişmesi ve yeni bir örgütlenme yapısının
zorunluluğu bu değişimlerde etkin olmuştur. 2 0 1
200
TireŞer' iye S i c i l i , C i l t 2, SWay. 8 6, H . l 259/ 1 843
20 1
Tire Şer' i ye S i c i l i , C i l t 5 , H . l 2651 1 849
1 88
TİRE NAHİYELERİ
BADEMYE : B ademye bir idari birimden çok, özel statülü bir coğrafyadır.
Aydınoğlu İsa Bey ve kızı Hafsa Hat'..ı n vakıfları i çi nde yer alan
Bademye (Değirmendere), Aydınoğu l l arı ailesine ait bir merkezi ve i dari
birim olarak dikkati çekmektedir.2 02
Örneğin , merkez m ah al l el erden, B ölücek, Şeyhler, Tekke, Küp, Piri,
Ahi Nakkaş, Mehmet Paşa Mescidi , Ekinhisarı ile kırsalda Kömürcülü,
Canbazlı , Kemerderes i , Dağlı cemaatleri B ademye birimi içinde yer
almakta ve bunl ar H afsa Hatun vakfı n ı n gelir k aynak ların ı oluşturmak
tadır. Yine vakıf gelirleri kaleminde, B ademye ve Suretli Mehmet Paşa
Hamamların ı n yarı hisseslerinin bulunması bir gizi daha açığa çıkarmak
tadır. Örneğin , S uretli Mehmet Paşa' n ı n "Beyzade" ünvan ı taşıdığı ve
Aydınoğu l l arı ailesinden olduğunu anl ı yoruz. B öylece, Suretli Mehmet
Paşa vakıfların ı n (Cami ve Hamam) beylik Dönemi yapısı olduğu da
anl aşılmaktadır. Vakıf kalemler içinde, kestanelikler, mezralar ve tarlalar
geniş bir yer tutmaktadır.
1 530 yılı kayıtl arına göre, Tire' den ayrı bir birim olarak görülen
2
B ademye, 267 akçalı k bir vergi sorumluluğunun sahibi görünmektedir. 03
B ademye, Hafsa Hatun dışında Aydınoğull arı ailesinin vakıf ve h izmet
lerinin görüldüğü bir bölge ol arak da dikkati çekmektedir. 204 B ademye
içinde yer alan Şeyhli (Işık l ı ) mahallesi özellikle "Bademl i Beledi" doku
maları, el sanatı olarak öne çıkarken, perde, yorgan yastık kıl ıfı ve yazgı
olarak, gen i ş bir kul l an ı m alanı bulmakla, hem içsel hem de Avrupa' ya
bir satım ürünü olarak genişlik kazanmıştır. Yine burada üretilen
"Makrama" l ar adeta B ademye' ni n simgesi olarak tanınmışlardır.
BAYINDIR: Adını ünlü Türk B oyu "Bayındır" dan alan kaza, kervan
yollarının kilit noktasında yer almak l a tarihsel önemini beylikler sürecin
den itibaren korumuştur. B ugün İzmir' i n kazası olan B ayındır, beylik
döneminde "Dağbeyli"ye değin uzanmaktadır. Dağbeyli bu süreçte
Bayındır' a bağlıdır. Dağbeyl i Köyü, bugünkü Kemalpaşa ilçesi sınırl arı
içindeki Hamza B aba Köyüdür. B ayındır nahiyesi ı 530' da ise ı ı 2 hane
dir. Ancak geli şen süreç içinde öze l likle kervan yolu üzerindeki konu-
101 1
66 N umaralı Defter.
103 1
. .
66 N umaralı Defter. . .
204 Tire Şer' iye S i c i l i C il t 4, H . 1 254
1 89
muyla idari statü elde etm i ş ve Tire ' n i n kuzey batı köylerin i içine al an
merkez özell iği kazanmıştır. B ayındı r ' a bağlı tarihi köyler kapsamı nda,
Kalu, Dağbeyl i , Burgaz (Pın arlı ) , Falaka (Zeyti nova), Ergenl i , Yusuflu,
Can l ı , Çen i kler, Çıplak, Uşakpınarı , Ahmetl i, Gaziler, Emirl i , Manastır
köylerin i görüyoruz.
167 ı ' de Bayındır' ı ziyaret eden Evliya Çelebi, " Seksen akçe kazadır.
Nahiyesi sekizyüz köydür. Kasabası , B ayındır Dağı ' nı n eteğinde, bağ ve
bahçeli 200 evli, bir camii, bir zaviye, bir mektep, bir hamam, bir han,
yedi dükkanı olan şirin bir kasabadır", diyerek Bayı ndır' ı n XVII.yy' daki
durumunu özetlemektedir.
ı 867 ' de kaza oluşumuna kavuşan B ayındır, 1 924 yapılanmasıyla
İzm ir' i n ilçesi ol muştur. _
CANLI: 1 530' da 29 haneli köy ol arak Bayı ndır nahiyesine bağlı i ken daha
:ws
sonra, XIX.yy ' da n aipl i k statüsüyle idari bir yapılanmaya alınmıştır.
Ticari yol üzeri nde bul unmasıyla idari konumuna kavuşan Can l ı , bugün
de Bayındır i lçesinin belediye örgütüne sahip bir beldesi dir.
FOTA (GÖKÇEN ) : Türkler öncesinin önemli yerleşimlerinden olan Fota/
Fata (Gökçen) adı n ı Cumhuriyet' e değin korumuş, daha sonra Gökçen
adını almıştır.
Fatih Dönemi kayıtlarında 7 mahal leli bir nahiye olan Fota, Rum
mahal lesi ile cemaat oluşturan bölgeni n ender n ahiyeleri n dendir. 1 530
tari hli Tapu Tahrir Defterlerinde merkez hane sayısı 53 ol arak görül
mektedir. Fota, idari bir yapı olarak Tire ' ni n doğu kesimi yönetim birimi
dir. Fota' n ı n , Eğridere, Yen i şehir, Kil iselipınar (Osmancık), Çobanköy,
Yeğenl i , Manda ( Kırtepe), Kızı lcaavlu, Kire l i , Sarı lar, Peşrefl i , Mursall ı ,
Çaml ıca, Yeniceköy, B ozköy, S aruhanl ı v e Çenberiye ol mak üzere 1 6
köyü bulunmaktadır.
1 45 I tarihi Defter-i Hakani kayıtları nda; merkezde, Kadı, Kal amos,
Hatip, Paşa, Cam i , Küffaran mahal leleri ne sahiptir. Ayrıca nahiyede, Al i
Baba' n ı n zaviyesi, Aydınoğul l arı ailesi nden İshak Bey' i n cam i i ile han
205
Tire Şer' i ye S i c i l i Ci lt 3, H . l 254
1 85 0 ( H . 1 266) tari hinde Aydın kaza kad ı l ıkları ile naipli klerine gönderilen
huyrulduda, evlendirmelerde "Başl ı k Parası" alı nmaması konusundaki uyarı, Karapınar,
Can l ı , Ayasul uk, B ayındır, Tire, Ödemiş, B irgi , Keles, Balyambolu, Alaşehir ve i negöl
ııaipli kleriııe gönderilmiştir.
1 90
ve hamarniara sahip b i r geli şmişlik i çinde bulunmaktadır. 2 06 Fota tarihsel
süreç içinde, \ 426, \ 530, \ 826 ve \ 867 düzenlemelerinde n ahiye merkezi
konumunu Cumhuriyet sürecinde de koruyan Fota, komşu köy Kahrat ile
birleşerek bugün 3 mahal leden oluşan (Cumhuriyet, Kahrat, Fatih) bir
belediyel iktir. Adı da son değişikl ikle, Kuvayı M i l l iye kahraman larından
Göçen Efe ' nin anısına Gökçen olarak değiştirilmiştir.
BÜYÜKKALE ( KEDFİ YE-i KEB İ R ) : İlkçağ'da Roma ve B i zans dönem
Jerinin önem l i yerl eşimlerinden olan Büyükkale, bu süreçte, Bonita
bölgesinin Artemis Tapınak toprakları içinde yer al an bir kutsal arazi
görünümündedir. Roma imparatorları 1 ül Sezar, A vgustos ve Trian ' ı n bu
arazilerden bir kısmını tapınağa bağışl adık l arı görülmektedir. Kales i , batı
Menderes Ovasına hakim bir tepede olup, Karta! Dağının eteğinde yer
almaktadır. Tire ' nin batı köyleri idari merkezlerinden o l an nah i ye, bu
statüsünü beyl ikler dönem i nden günümüze değin korumuştur. 1 530 yılı
verilerine göre hane sayısı 63 olarak veri len B üyükkale, B atı Menderes
havzasının en kayda değer yerleşim birimlerinden biri dir. Beyli k ailesin
den, İsa Bey ve oğlu Musa B ey ' i n vakıf yapılarının bulunduğu nah i ye,
kayıtlarda, Kedfiye, Kedfiye-i Kebir, B oğaziçi ve Kadife gibi adl arla da
yer al maktadır. Büyükkale' de, özel l i kle İsa B ey ' in zaviye. hamam ve
çeşmelerden o luşan 1 3 82 tarih l i kül l i yesi bulunmaktadır. Büyükkale
dışında bir diğer hamam ı , Tire merkezde Debbağ S inan mahallesinde
(Yeniceköy) o l up, Büyükkale' deki zaviyesi vakfıdır. İsa B ey ' i n oğlu
Musa Bey ' inde burada görülen vakıf arazileri (Tolos, Kurşak, Eskioba,
Yenioba, Al acal ı köyleri) , beyl ik ai lesinin Büyükkale ve çevresine önem
verdikleri n i göstermektedir. Musa Bey ' i n Kurşak' taki değirmenleri ve su
arıkları vakfın kalemleri içinde yer almaktadır. Ayrıca Tire Şer' i ye
Sicil i ' nde yer alan bilgilere göre, Yenioba Köyü' nün bu araziler içinde
kurulurken, XIX. yy' da ev oluşuml arı için 1 O' ar kuruşa satışa çıkarı ldığı
görülmektedir
Büyükkale, tarihsel süreç içinde ve Aydı noğu l l arı döneminden itibaren
önemli bir merkez olarak dikkati çekmektedir. İsa Bey ' i n buradaki
küll iye tarih i , Tire ' de zorunlu i skana tabi tutul masından öncedir. Zira
küll i yenin bir parçası o l an çeşme yazıtı 1 3 82 tari hini göstermektedir.
Beylik ve Osman l ı sürec i n i n Tire ' deki batı merkezi . birimidir. Kendisine
bağlı 1 2 köyü vardır.Tolos, Akçaşehir, Eskioba, Alacalı , Alayl ı , Yeniköy,
191
Kurşak, Işıklı , Ayaklı (Ayak l ı kırı), Zeamet Kilise , Uzgur (Başköy)
Büyükkal e ' ye bağ l ı köylerdir.
KÜÇÜKKALE ( KEDFİYE-İ SAGİR): Tire ' nin batısında ve Büyükkale' ye
sınırdaş olan Küçükkale kayıtlarda, Kedfi ye-i S agir, B ergosu S agir, gibi
adl arın yan ı sıra halk arası nda Küçük Kadife adıy l a da b i l inmektedir.
Küçükkale, diğer bir nahiye merkezi Büyükkale i l e komşudur.
Küçükkal e, 1 530 tarihi kayıtlarda 1 3 haneli küçük bir yerleşim iken, ona
sağlanan statü o ldukça önemlidir. Zira, değindiğimiz üzere, i ki i dari
birimin (Büyükkale, Küçükkale) yan yana oluşu, daha çok, B ademye
örneğinde olduğu gibi vakıf merkezl i bir konum olmal ıdır. Zira,
Küçükkale' ye bağ l ı köyler daha çok Sultan II.Seli m ' i n vakıf köyleridir.
Bu köyler, Küçükkal e ' n i n batı ve kuzeyinde yer alan 9 köy olup, U l adı
(Yakapınar), Furunlu, Hal kapınar, Keçi köy, Karahali l l i, Uşakpı narı,
Elifl i , Halkapınar, Üzümler (Hacı Neb i ler) ve Mehmetler köyleridir.
MADEN : Adın ı Horasani Maden Bey ve aşiretinden alan Maden, Tire ' nin
dağ köylerin i n idari birimidir. Nişabur Türkmenleri yerleşimi olan ve
1 530 yı l ı nda hane sayısı 87 olarak verilen nahiyeden günümüze u l aşmış
bir iz yoktur. Erken dönemden itibaren nahiye merkezi olan Made n ' e 1 2
köyün bağl ı olduğu görül mektedir. Çerikuzu, Somak, Topalak, Dedeköy,
Araplı, Hamza Beyl i (Hamzaoğu ll arı), Kemerdere, Kömürcülü, Palamut,
Dündarl ı , Yakuplar ve Dağdere köylerin i n Maden'e bağ l ı o lduğuna
i l işkin Şer ' i ye S i c i l i kayıtları bulunmaktadır. Ancak buna karşın, yeri
sağlıklı bel i rl enememiştir. 1 7 1 7 Veba salgınında nüfusunun büyük bir
bölümünü yitiren Maden, 1 832 ve 1 867 tarih l i vergi l istelerinde de yok
tur. Cumhuriyet i le birl ikte gerek Tire, gerek Aydın Güzelhisar köyleri
içinde de adın a rastlanı l mayışı, köyün varlığını yitirdiğin i göstermek
tedir. 1 530'da da nahiye kaydında bulunan Maden, Evl iya Çelebi ' de
( 1 67 1 ) de Tire ' n i n kazalarından biri o larak gösteril mektedir.
Maden' in Tire-Aydın Güzel h isar sınırında yakınlarında o lduğuna
il işkin, S adrazam Lütfi Paşa vakfİ yesinde öneml i bir b i l gi bulunmak
tadır. 207 "Ve biri dahi yine Aydın S ancağı mezkur Güzelhisar kazasında
Maden Köyü kurbunda B uğdayoğlu Değirmeni denmekle maruf bir ocak
değirmenidir ki kıbleten Ekin l i dere i l e . . . " kaydı, nahiyenin Köprüovası
(İkizdere) semtine yakın bir yerde bulunduğuna işarettir. Bu bilgilere ek,
Ayasoluk'un doğu kesiminde Maden Dağı ' nın bulunmas ı , Maden i le
1 92
ilgi l i değerlendirmelerin , Messogis (Aydın) Dağl arın batısında düğüm
lendiğini göstermektedir. Maden aşiretinin ana koll arı içinde yer alan
Karamaden ve Özmaden obaları da varlı k l arın ı hissettiren güçl ü toplu
Juklardır.
B İRGİ NARiYELERİ
1 93
bir yatır makamı olarak varl ığını sürdürmektedir. B i r Ortadoğu yerleşimi
olan Nasur' dan ise günümüze ulaşan herhangi bir iz yoktur.
B odemya merkezinde, aşiret kaynak l ı tarihsel yerleşimlerden, Soful ar,
Yaka, Çakır, Bayır m ahal leleri ni de anımsamak gerekmektedir.
BALYAMBOLU(BEYDAG ) : Merkez hane sayısı ı 530 yıl ı nda 27 hane olma
sına karşın, B al yambolu, konumu i tibari yle oldukça önem l i bir yerleşim
dir. Bal yambolu' nun i l k yerleşim alanı bugüne kendisine bağ l ı olan
mahal lesi B eyköy' dür. Küçük Menderes Havzasın öneml i nah i yelerin
den biri olan B al yambolu, bu önemini i l k süreçten itibaren koruyan
başl ıca yerleşimlerdendir. 1 45 1 tarihinden itibaren Anadolu Eyaleti ' nin
Aydın Sancağı kazası B i rgi ' n i n nah i yesi o larak işlev üstlenen yerleşim
aynı zamanda bir i dari merkez olarak varl ığını daima korumuştur. .
Evl i ya Çelebi I 67 I ziyareti nde B al yambol u ' yu kaza olarak ele almak
tadır. XIX. yy' ı n buyruldul arı i l e ve öneml i olayların yazışmalarında
daima yer almıştır.
Bal yambolu 1 7 ı 7 ve 1 800 ' lü y ı l l ar Veba S al gı nlarından önem l i dere
cede etkilenen yerleşimierin başında yer almaktadır.
188 1 yılında Belediye l i k olan B al yambolu, etnik unsurların okul ve
kil ise gibi kuruml ara sah ip olduğu, belediye kuruml arı nda görev aldıkları
bir merkez öze l l iği göstermektedi r. Özell ikle, mahal le konumundaki
yakın yerleşiml eri Adaküre ve B eyköy'ün B al yambolu tarihinde önem l i
b i r yeri bulunmaktadır. Özellikle, kervan yol l arı hakim konumunun öne
çıkmasında etkin olmuştur. 1 924 düzenl emesi nde Ödemiş ' e bağ l ı nahiye
olarak görünen B al yambolu, Beydağ adı yla 1 990'da kaza statüsü e l de
etmiş ve İzm i r i l i ne bağlanmıştır.
ADAG İDE ( OVAKENT): Tarihsel sürecin başlangıcından itibaren varl ığını
sürdüren Adagide, B odemya(Bade m l i ) ve Adagüme (Konak l ı ) arası nda
sıkışan coğrafyasıyla dar bir al anda kal m ıştır. 1 530 yılı veril erine göre
hane sayısı 42 ol arak görül mektedir. Adagide, her ne kadar nah iye statü
sünde yer al makta ise de, yöredeki B al yambol u ve Keles nahiyeleri n i n
gölgesinde kalarak, silik b i r görüntü vermi ştir. XIX. yy. idari yazım ve
duyurularda adına rastlayamadığımız Adagide, 1 530 yılı idari birim
statüsünü günümüze taşımayı başarmı ştır.
KARACAKOYUNLU ( KARAKOYUNLU): 1 530 y ı l ı Osman l ı Tapu Tahrir
kayıtlarında her ne kadar nahiye ststüsü içinde yer almışsa da, XIX.yy.
yazışmalarında adına rastlayamadığımız idari birimlerden biridir.
1 94
KETTANDERES i : B i rgi ' ni n nahiye statüsü taşıyan bu birimi, daha sonra,
büyük olas ı l ı k l a, konumunu değiştirmiş ve Balyambolu-Kestel sınırına
çekil erek varl ı ğını köy ol arak sürdürmüştür.
SÜLEYMANLI: B i rgi ' n i n Beyl i k Döneminde gözde yerleşimlerinden olan
Süleyman lı· da konumunu koruyamayan yerleşimlerindendi r. Süleyman l ı ,
özel likle erken dönem adl arının i l g i duyduğu v e vakıf eserlerle dikkati
çeken bir yerleşim birimidir.
ÇAMLICA( ŞAMLUCA) : Gerek beyl i k gerek Osman l ı süreci n i n gözde
yerleşimleri nden biri olan Çam l ıca, nahiye konumunu yitirse de, önemini
koruyan bir yerleşimdir. Kayıtlarda kimi kez "Şamluca" olarak da yer
al an nahiye, kervanyol u üzerinde bulunması nedeniyle XVI.yy' da
ol dukça gel işmiş görünmektedir. S adrazam Lütfi Paşa vakfİyesi ne göre,
Paşa' nııı Çaml ıca' da 4 1 dükkanımn bulunması, yine aynı bel gede köy
camiinin hamamından söz edi lmesi, Çaml ıca' nın önemini yansıtan i fade
lerdir.
ÖDEM i Ş : Tarihsel yerleşim sürecinde köy konumunda olan ve Fatih döne
minde 38 hanelik bir görüntü veren Ödemiş, bölgen in en hızlı geli şen
yerl eşim ünitelerinden biridir. Kervan yoll arı kavşağında yer alan
Ödemiş, bu konumundan yarari anmı ş ve ı 530 yılı kayıtları nda 5 8 haneye
çıkmıştır.
1 866 tarihi nde Aydın sancağı kazası konumuna kavuşan kent, bu
tarihten itibaren olağanüstü bir gel işme göstererek, Küçük Menderes
Havzasının en büyük kazası durumuna gelmiştir. ı 867 yı l ı nda V i l ayetler
İdaresi Yasasında yapılan değişiklikle, B irgi , Keles ve B al yambol u kaza
statüsünden alınarak Ödemiş' in nahi yeleri hal ine getiri l m işlerdir. 1 88 1
yı l ı nda belediyel ik olan Ödemiş, 1 924 yılında kaza konumu onaoarak
İzmir'e bağlanmıştır.
ALAŞEHİR NAHİYELERİ
1 95
görmüş bir derbend yerleşimdir. 1 957 yılına .değin nahiye statüsünde
kalan İnegöl, ad değişimi i l e birlikte, bu tarihten i ti baren Manisa i l i
kazası o l muştur.
KEMALİ YE(MENDEHORYA): Alaşehir' in önem l i idari biriml erinden olan
Kemaliye(Kemall er) ı 530 yılında nahiye olarak Aydın S ancağına,
1 8 ı 1 ' de ise S aruhan ' a ( Kula) bağlı i ken Cumhuriyet süreci nde A l aşehir'
in köyü o lmuştur.
1 96
1 67 1 ' de Köşk' ü ziyaret eden Evliya Çelebi "Paşa hassıdır. 1 50 akçe
şerif kazadır. Nahiyesi kırk köydür. B irer cam i , mescid ve han ı , on
dükkan, bağ ve b ahçesi vardır", diyerek Köşk' ü tanı tmaya çalışır.
Ancak, 1 867 ' deki düzenlemeyle tekrar nah i yeye i n di rgenmiş,
Cumhuriyet sürecinde, 1 924' de n ahi ye, 1 990' da kaza o larak Aydın i l i ne
bağl anmıştır.
KÖŞ K DERE S İ : XIX. yy. yazı şmalarında idari birim görünen Köşk Deresi ,
b u konumunu koruyamamı ş v e günümüze semtsel varl ığını taşı
yabi lmiştir.
AYASULUK NARiYELERİ
1 97
kavuşmuştur. 1 954 yılına değin İzmir'e bağl ı i ken daha sonra Aydın i l i
kazası ol arak, coğrafi konumunu değiştirm iştir.
AKÇAOVA ( KİRAZLI): XVI. yy' da n ah i ye görünen Akçaova, konumunu
koruyamayan i dari birimlerden biridir.
KIZILHİ SAR(TORBALI): Bugün ilçe adı Torbalı olan Kızılhisar, tarihsel
süreçte, Torbal ı ve Tepeköy semtlerin i içeren bir nah i ye olarak,
Ayasuluk' a bağlı i ken bu konumunu 1 84 1 tarihine değin koruyan
Kızılhisar, bu tarihten sonra, Aydın Eyaleti ' nin S ığla S ancağı kazası
İzmir'e bağl anarak, 1 867 ' de de nahiye durumunu korumayı başarmı ştır.
Esasen Kızılhisar, tarihi Tepeköy ve Torbal ı yerleşimlerini içine alan
üçlü bir bütünlük göstermektedir. ı 530 yılı Defter-i Hakani kayıtlan her
üç yerleşime de değinmekte ve hane sayısı vermektedir.
Kızılhisar, ticari yol ların da kavşak noktasında yer almaktadır. Kuzeye
uzanan yol İzmir kapı sı olan Triyanda' ya ulaşırken , güney kapısı
Ayasuluk, doğusu ise "Babalar Kapısı" adıyla Nif' e çıkmaktadır.
Kızılhi sar, daha sonra Torbal ı adıyla, 1 924' de İzmir iline bağlı bir i lçe
hal ine getirilmiştir.
SÖKE: Belgelerde kimi kez "Akçaşehir namı diğer S öke" olarak i fade
edi lmesi pek doğru değildir. Oysa, Söke i l e Akçaşehir farkl ı yerleşim
lerdir. S öke olarak adlandırılan kaza, XVI yy' da Aydın S ancağı kazası
görünürken, hane sayısı 1 530'da 87 olarak veri lmekte, aynı yıl değer
lerinde Akçaşehir ise 46 hane l i bir yerleşim olarak dikkati çekmektedir.
Söke, XVII.yy. belgeleri nde sancak merkezi ol arak ortaya çıkmaktadır.
Kentte, Aydın S ancak Beyi Hal i l Yahşi Bey' in bir hamarnı i l e 1 0 vakıf
dükkanı ve Aydınoğulları ailesinden Musa B ey ' in oğlu Mahmud Şah
Çeleb i ' n i n de vakıf arazileri görülmektedir.
Söke, tarihsel süreçte, idari birim olarak 1 8 I 1 ' de Aydı n Güzelhisar
merkezine bağlı , ı 84 ı ve ı 867 ' de S ığla sancağı kazası olarak dikkati
çekmektedir. ı 924 düzen lemesi yle, Aydın il ine bağla bir kaza olmuştur.
DOMANCA: Domanca, ı 867 y ı l ı belgeleri nde Söke' ye bağlı nahiye
statüsünde görünmektedir.
DAVUTLAR : 1 530 yılı belgelerinde hane sayısı 1 6 olan Davutlar, Aydı n
sancağı nın Ayasuluk kazası köyü iken, 1 867 ' de Kuşadasına bağl ı n ahi ye
olmuş ve bu durumunu 1 954'de de korumuştur.
1 98
BERGOSU KEB İ R (GÖKÇEALAN ) : 1 530' da Aydın S ancağı kazası
Ayasuluk'u n 34 h aneli bu n ah iyesi sonraki süreçte, köy adıyla ortaya
çıkmaktadır ki, bu da, konumunu yitirdiği n i göstermektedir.
ATBURGAZI (DOGANBEY/GÜLLÜBAHÇE): 1 530 yılı kayıtianna göre 26
· haneli Söke ' ye bağ l ı nahiye o l arak görünmektedir.
AKKÖY : Aydın ve Sığla S ancağı köyü i ken, 1 573 ' den itibaren S öke' n i n
bir diğer nahi yesi ol arak dikkati çekmektedir.
ÜZÜMİ : 1 530 yı l ı belgeleri nde nahiye statüsüne sahip olan Üzüm i , bu
süreçten sonra bu konumunu yitirmiştir.
YENİŞEHİR NAHİYELERİ
1 99
KESTEL NAHiYELERi
20�
Tire Şer' iye S i c i l i Ci lt 2, 5 . 86, H. l 259 ( 1 843)
Tire Şer' iye Sicili 2. cildinde yer al an ve İ stanbul ' dan Aydı n ve çevre kad ı l ıklanna
gönderi len bir asayiş buyruldusu o l up, 1 843 (H. I 259) tarihlidir. Yazı, Tire, B ayındır,
Ayasuluk, B irgi , Ödemiş, Keles, Köşk, Köşk Deresi , Dall ıca, Sultanhisarı , i ne,
Yenipazar, Atça, B ozdoğan, . . . . , Amasya kazası naiplerine ve kad ı l arı na, i ş erlerine . . . "
gönderi I ınektedi r.
200
B OZDOGAN NARiYELERİ
ORTAS İYE: 1 530 yılı bel gelerinde B ozdoğan ' ı n idari birimleri içinde
görünen Ortasi ye, XIX .yy. belgelerinde bu statüsünü koruyamamı ş
görünmektedir. Ortasiye ' nin coğrafi konumu i dari birim seçi l mesinde
etkil i olmuştur.
YENiPAZAR: Pazar olgusuyla ortaya çıkan yerleşimlerden biridir. I 530
yı l ı kayıtlarında nah i ye, 1 84 1 ' de kaza, 1 867 ' de tekrar nah i ye dönüşüm
leri yaşayan Yenipazar, 1 95 7 yılında Aydı n ' ın kazası olmuştur.
İZMİR NARiYELERİ
20 1
Kazancık gibi tarihi yerleşimiere s ahiptir. Kürdelen ' i n bütünlüğü "Rab-ı
Kürdelen" adıyla bölgesel bir tanımlamaya uzanmaktadır. B i r kısım
belgelerde "Kordelya" ol arak da yer alan Kürdelen , Cumhuriyet süreci
ile birl i kte "Karşıyaka" adı n ı almıştır.
ALAÇATI: Asıl adı Alacaatlı ' dır. B aşlangıçta, İzmir Sancağın ı n Çeşme
kazasına bağlı bir n ah iye olarak görünürken, 1 867 ' de de bu durumunu
korumuş ve 1 924 düzenlemesiyle İzmir' e bağlı bir kaza olmuştur.
KİLİZMAN ( AYASEF İ D ) : İ l kçağın önemli kenti Ki lizman, İzmir batı kesi
ıninin önem l i bir merkezi durumundadır. Kızıldağ, Balçıkhav l ı , S ayib
Fakih, Gökbel, Poladı ve Seki köyleri KiJ izman ' ın kapsamında yer alan
yerleşimlerdir.
URLA: Gerek beylikle gerek Osmanl ı sürecinde önem l i merkezlerden
biridir. XVI. yy' dan itibaren İzmir ' e bağlanan Urla, 1 530 yıl ı Defter-i
Hakani kayıtlarına göre, merkezde Cami 1 33 , Hatip 74, Yenice 87,
Nai bii 40, Çıra 40, mahal le ve hane s ayı! arın a sahiptir.
1 573 ' de Kaptanpaşa eyaleti ' ni n S ığla S ancağı kazası ol arak görünen
Urla, 1 867 düzenl emesiyle İzmir S ancağı kazası olmuştur. 1 530 yıl ı
kayıtlarında kendisine bağlı köyler grubunda, Kızılca, Dündarlı ,
Kuzgun l ar, Yuvacal ı , Ortaca, Sungurl u , Kaman l ı , Gazideresi, Özbek,
Çamlı, Demirc i l i , Malkoç ve Domuzluburun köyl eri görülmektedir.
Urla, öze l l i kle, Aydınoğlu Mehmet .Bey' i n oğlu İbrahim B ahadır
Beyin vakıf ağırlığı ile dikkati çekmektedir. İbrahim Bahadır B e y ' i n bu
sahil kenti ile özdeşleşmesi, "Fatih" unvan ı n ı burada elde ettiğine daya
nak olmalıdır. 1 530 yılı belgelerine göre, Urla merkez yerleşim i , Cam i ,
Yenice, Hatip, Rüstem, Naibli v e S ı ra mahall elerine sahiptir.
Evliya Çelebi, 1 67 1 ' de uğradığı Url a ' yı S ultan Alaeddin ' i n beylerinden
İbrahim Bey tarafı ndan Bizans' ın elinden alı ndığını yazmaktadır.
Evliya' n ı n sözüriü ettiği İbrahim B ey, Aydınoğlu Mehmet B ey ' i n oğlu
İbrahim B ahadır B ey ' dir. Bu nedenle kendisi "Fatih İbrahim B ey" olarak
belgelerde yer almaktadır. Evliya Çelebi , kentin l l mahallesi, 200
dükkanı , 7 hanı ve 40 köyü bulunduğunu bel irtir.
Urla, 1 924 düzenlemesiyle İzmir il inin bir i lçesi durumuna getiril m i ştir.
UZUNKUYU: Kayıtlarda, Url a ' ya bağlı bir idari birim olarak gorunen
Uzunkuyu özellikle 1 868 yazımlarında karşımıza nahiye statüsü i le
çıkmaktadır.
202
DERYANDA (TİRİYANDA ) : Fatih Döneminden itibaren daha çok etni k
unsurların yoğunluğu nedeniyle "Gavurköy" o l arak anı l an Tri yanda,
bölgesel merkez öze l liği taşımaktadır. Adi "Ayrancılar" olarak değiş
tirilen Triyanda, Ayasuluk-İzmir sın ı rında oluşuy l a ayrı bir öneme sahip
tir. 1 530 yıl kayıtlarına göre, kapsamında, Büyük Tahtal ı , Küçük Tahtalı ,
Büyük Ovacık, Küçük Ovacık, Uruzogu ( Kadı Çadırı ) , Emi rdoğan,
Kermen l i , B eğkaralı , Kırıklı ve Karahali l köyleri bulunmaktadır.
FOÇA (KARAFOÇA): Evliya Çelebi ' ye ısöre, adını i l k fetih dönemi emirle
rinden Kara Foça B e y ' den al an kent, daha çok' Eski Foça o larak
bilinmektedir. Evl iya Çeleb i , "Kara Foça"yı Orhan Gaz i ' nin kırk gazi- ,
sinden biri o larak n i telemektedir. Kayıtlarda Fo�ateyn ( Eski Foça!Foça
i Atik ve Foça-i Cedit/Yenice) olarak yer almaktadır. Foça, qnceleri
S aruhan S ancağı ' n a bağl ı i ken , 1 8 1 ı ' de kaza olarak, 1 867 ' den itibaren
Aydın Vi layeti ' n i n İzmir kazasına bağlanmıştır. Cumhuriyet ile birl ikte,
1 924 idari düzenlemesiyle İzmi r i l i n i n i lçesi olmuştur.
KINIK: ı 890 tarihinde B ergama' nın nahiyesi (Nevahi B ergama) ol arak
görülen Kın ık, ı 948 y ı l ı nda İzmir' in kazası olarak konum deği ştirmiştir.
ÇEŞME NAHİYELERİ
203
ILICA (ILICA-i ÇEŞME): 1 530 yıl ı kayıtlarında nahiye olarak görülen
Ilıca' nın daha sonraki süreçteki varl ığı bel i rlenememi ştir.
SIGACIK: Fatih döneminde köy statüsünde iken, 1 573 tarihli kayıtl arda
Seferihi sar' a bağ l ı nahiye olarak görünmektedir.
KARABURUN: Tarihe daha çok Şeyh B edreddin ve Börklüce o l ayları i l e
geçen Karaburun, Osmanlı yönetimince 1 533 ' e değin Sığla S ancağı
İzmir kazası nın, daha sonra Çeşme kazasının nahiyesi olmuştur. 1 426 ve
1 530' daki bu konumunu, 1 8 1 1 ve 1 867 değişimlerinde de koruyarak,
İzmir Sancağın ı n kazası olmuştur. 1 924 düzen lemesiyle İzmir i l i n i n bir
ilçesi ol arak şekil lenmiştir.
ALAÇATI: Çeşme' ni n nahiyeleri içi nde görülen Alaçatı ile ilgili kayıtlarda
yeterl i bi lgi yoktur.
YENİ NAHİYE ( B ARBAROS ): 1 895 tarih l i kayıtlarda Çeşme ' ni n nahiyesi
görünürken, daha sonra Url a' ya bağlı köy ol arak karşımıza çıkmaktadır.
SART NAHİYELERİ
204
XII.BÖLÜM
A YDINELİ TARİHİ COGRAFYASINDA KÖYLER
205
tedir. Ancak, köyün adı , 1 530 yıl ı belgelerinde yoktur. Bu da yerleşimin
daha önce varlığını yitirdiğine işarettir. Bu köyün, bir Bizans köyü mü
yoksa Türk yerleşimi mi ol duğu i se anlaşılamamıştır. Zira, "Mizmir"
yada "İzmi r" adı, yerleşimin daha çok B izans kökenli olduğu izien iınİ
vermektedir.
1 530 yılı Defter-i Hakani ' de Aydın S ancağı kazalarındaki köyler
dağı lımın ı toplu olarak görmekte yarar vardır. Bu dağıl ım l ar, aşiretl erin
yer seçimi nde ve yerleşim oluşturmadaki coğrafi tercihlerin i de ortaya
koymal arı nedeniyle önem taşımaktadır. Aydın S ancağının 1 3 kazası
içinde, Ayasuluk 1 25 köy adediyle i l k sırayı alırken, onu, 1 06 köy
sayısıyla B i rgi izlemektedir. Gerek kent merkez nüfusu ve hane sayısıyla
sancağının en büyük yerleşimi olan Tire, köy yoğun luğunda üçüncü
sırada yer almaktadır.
Köy rakanıl an daha önce de deği ndiğimiz üzere vergi esasına göre ele
alındığından , bu köylere 'Tabi" yada "Tevabi" ifadesiyle bir ve daha
fazl a köy eklemeleri de yapılmaktadır. Listede, vergi kapsamında görün
meyen yerleşimler de vardır. Bu nedenle köy sayıların ı salt vergi kapsa
mındaki köy\er\e sınır\ andırmak yan\ıştır. Büyük o\ ası\ık\a derbent
köyşleri l i stelerde yoktur. Erken dönem yer\eşimi o\mak\a birl ikte l iste
lerde yer alamayışları, "Derbent" görevleri nedeniyle vergi dışı bu·akıl-
206
dıkl anndan o l malıdır. Örneğin, B irgi ' n i n Tekke/Eimabağı ve U luderben
köyleri bu nedenl e yazıma alı nmarnış o lmal ı dır. Zira konuml arı bunu
göstermektedir. B i z , vergi dışında kalan köyleri de eklerneye çalışarak ,
tarihi sosyal coğrafyaya anl aşırlı k kazandırmaya çalıştık. B i r diğer
değişle gerek vergi defterl erine giren gerek diğer kaynaklarda adl arından
söz edilen köyleri de vakıf kayıtlarından, vakfİyelerden tarayarak ayrıc a
eklerneyi gerekli gördük. Kuşkusuz, yerleşimierin tarihsel baş l angıçların ı
bel irlemenin olanaksız olduğunu d a bel i rtrnek gerekir. Hatta, kimi
köylerde yaptığımız tarama çalışmalarında, köylülerin kuru l uş süreci ile
ilgili bilgilerinde sağlıklı yaklaşım l arın olmadığı ve belge b i l gi leri ile
çel i şki yarattığı da görül mektedir. Zira, coğrafya coğrafya gezinen aşiret
ler, yerleşim yeri değiştirdiği nde son gelinen yer, henüz kurulmuş bir köy
olatrak ortaya konmaktadır. Bu nedenle hem belge hem de halk bilgil eri
karşı laştırmal ı olarak işlenerek, sağlı k l ı durum ortaya konmaya çal ışıl
mıştır.
Tarih i coğrafyadaki köyler, dönemsel nüfus yoğunluklarının toplandığı
bölgeleri işaret etmesi bakımından da öneml idir. Ancak, tarih i coğraf
yada yer alan köyleri n neredeyse tamamına yakını bir veya birkaç kez yer
değiştirmiş görünmektedirler. Bu hareketler içinde, hastalık, doğal afetler
ve güvenl i k nedenleri öne çıkmaktadır. Örneği n , Tire ' n i n Saruhanl ı Köyü
1 530 yılı bilgilerine göre "Asayiş" gerekçesiyle yer değiştirmiştir. Hatta,
dönem dönem görülen bu afetler içinde veba salgınları geni ş bir yer tut
maktadır. Bel geler, merkez ve köylerde bu nedenlerle önem l i nüfus
kayıpları olduğunu göstermektedir. Bir çok köy, bu salgın h astal ı kl arla
tarihten s i l i n miştir. Bunu, semtler içinde bel i rlediğimiz, "Mezarlıklar"
önemli kanıtl ardır. Hatta, "Ölet Tepesi" gibi semt adl arı bu süreci n izle
rini taşımaktadır. Kırsal kesimde bu nedenl e yaptığımız araştırmalarda,
XVII ve XVIII. yy' a dönük kabir taşı yoğun luğu dikkat çekicidir. Hatta,
Tire Şer' i ye Sici l i kayıtl arında, XIX.yy' daki veba salgı n l arı i l e i lg i l i
bilgiler bulunmaktadır. Kara ve deni z yol l arı kontro l l erinin s ı k ı takibe
alındığı ve başkente gel i ş ve gidişierin yasaklandığı sultan buyruldul arı
ile duyurulmaktadır. Belgeler, afetierin sürekl i bir tehl i ke oluşturdu
ğundan söz etmektedir. 209 Teh l i kenin tüm Ege ' yi kapsadığı , buyruldu
ların kapsamından anl aşılmaktadır. B u o l aylar nedeniyle, kent merkez ve
köylerinde nüfus dalgal anmaları görüldüğü gibi, salgı n l ar nedeniyle
209
Bkz. A.Munis Arnıağan-Batı Anadolu Tari hi nde İ lgi nç Olaylar, İzmir, 1 98 3
207
tamamen ortadan kal kan köyler de bulunmaktadır. Yerel bilgi l er bun l arı
destekler nitel iktedir. Bu gel i şmelere, erken dönemden itibaren tehlike
ol arak bel iren köy basmal ar, oğlan ve kız kaçırmalar, köle ticaretin i n iç
dinamiklerine de işaret etmektedir. Ayrıc a, soygun o l aylannın sosyal bir
yara hal i ne gelmesi bunl ara eklenebilecek örneklerdir. Tapu Tahrir
defterlerinde dolaylı ol arak değinilen bu konular köylerin rahat olmadığı
düşüncesini beslemektedir. Buna bağl ı o l arak, bir kısım köylerin i l gi nç
nedenlerle yer değiştirdikleri de görülmektedir. Örneğin , B ozdağlar ' ı n
batı kesimi ndeki B ayındır' a bağlı Buruncuk v e Demirc i l i köylerin i n
"Yı l an" yoğunluğu nedeniyle yer değiştirdikleri ifade edi lmektedir.
Nüfus hareketlerinde bu konular dikkat çekic i unsurlar olarak da ortaya
çıkmaktadır.
Bir kısım köyler ise diğer yerleşimiere göre, konum ve idari nedenle
öne çıkmış köylerdir. Örneğin, Tire' n i n Büyükkale ve Küçükkale köyleri
sın ırdaş olmasına karşı n idari birim merkezleridir.
Aydın Eli coğradfyası aşiret dağı lımların ı yansıtması bakımından da
öneml i veri lere sahip görünmektedi r. Ancak II. Murat ve Fati h S ultan
Mehmet süreçl eri yerleşim hareketleri bakımı ndan olağanüstü bir görüntü
vermektedirler. Aşiretler sel i , Aydınoğul l arı tarihi coğrafyası içinde bin
lerce semt adı bırakmıştır. Gerek merkez gerek kırsal yerleşim yapıl an
maları bu kökse l l i k içi ndedir. Diğer taraftan bir kısım aşiretlerde kendi
adları yla varl ı kl arı n ı sürdürürken, bir kısım aşiretler diğer aşiretler içinde
eriyip gitmişlerdi r.
Bu nedenle, Aydın S ancağı ' nın I 3 sancak kazasının bu yerleşim
hareketlerini daha yakından izleyebil mek için, köyl erin i n hane sayıl arı ile
ilgi l i döküman l arın veril mesi nde yarar görülmüştür. Ancak , erken dönem
yerleşimlerinin pek çoğu, belgelerdeki adlarıyla günümüze u laşama
mıştır. Ad değişimine uğramı ş köyl eri n, değişimini yakal ayabilmek için
çevresel araştırmal arın deri nleştiri lmesi gerekmektedir. Bu köyler,
çoğunluk l a beyl i k dönemi hareketleri içinde yer almış yerleşimlerdir.
Bugün hal a aynı adı koruyan köyler o lduğu kadar, adı değişmiş köyler de
vardı r. B ugün haritadan silinmiş olan köylerin bir kısmı sadece semt yada
mezarl ık adıyla yaşamaktadır.
Ayrıca, bu yerleşim lerde bir çok köy "Namı diğer" gibi tanımlama
larıyla veri lmektedir. Ancak, bel gelerdeki bu tanımlamaların sağlı klı
ifade ol madığı anl aşı lmaktadır. Zira, diğer bir değişle "Namı diğer"
208
ol arak ifade edilen adl arın karşıt o lmadığını görüyoruz. Örneğin , S ancak
kazal ardan Tire ' de "Mı sırlı namı diğer Küçük Hafız" o larak verilen
tanımlaman ı n sağlıklı bir i fade olmadığı n ı , bu kesimde yaşam ı ş biri
olmakla daha iyi değerlendirebil i yoruz. Zira, Mısırlı mahal lesi i le Küçük
Hafız mahalleleri yanyana mahal lelerdir. Yan i , tanımlama karşıl ığı
olarak gösterilen bu mahalleler ayrı yerleşimlerdir. B enzer tan ı m l amal arı
Osmanl ı Tapu Tahrir Defterlerinde de görüyoruz. Örneğin, Feslek nam ı
diğer Ortakçı , Ortakçı nam ı diğer Kuyucak, Ayahisten namı diğer
Kavak l ı , Akçaşehir n amı diğer S öke gibi . . . Oysa, namı diğer o l arak i fade
edi len her yerleşim ayrı bir yerleşimdir. Burada "Namı diğer" i le "Diğer
adı" an lam ı çıkarıl mamalıdır. Zira, i fade edilen yerler, komşu köylerdir
ki her biri n i n ayrı yerleşim o lduğu ayn ı dönem belgelerinde de görül
mektedir. Oysa, tanımlamayı aynen alan okuyucul ar, "Namı diğer"i eski
adı diye, kul lanıl m aktadırlar ki, bu doğru değildir. O nedenle, bu şek i l de
ifade edilen tanımlamaları "ihtiyat" i l e karşı l amak gerekmektedir.
AYASULUK
209
gereksinimlerin i karşı l amada zengin l i k içermesi (Su, mera) i l gi yi arttıran
bir diğer neden olmuştur. Bu nedenle, kenti n ekonom i k ve coğrafi
olanak l arı köy sayısının artması nda öneml i etken olmuştur.
Sancak kazalar içinde, Ayasuluk, köy oluşuml arıyl a i lginç bir gel işme
göstermiştir. Ayasuluk, bu özel durumuyl a adeta, aşiret yerleşimlerin i n
özet kenti gibidir. Beyli k l i derlerin i n uzun süre, Ayasuluk ' ta oturması
kuşkusuz bu o luşumda etk i l i olmuştur. Ancak, bunca köy yoğunl uğuna
karşın, Ayasuluk' un toplam hane sayıs ı , Tire, İzmir ve B i rg i ' den daha
geri lerde bulunmaktadır. Hatta, köyleri n i n hane sayıl arı , diğer sancak
kazal ar, Alaşehir, İzmir, Çeşme, Tire, B i rgi, Kestel ve Yen i şehir köyle-
210
rinin hane say ı l arındaki kabarık l ı ğa ulaşamamıştır. Kısacası, Ayasuluk'
un hiçbir köyü hane sayısı o l arak yüzü aşmı ş değildir. B u da genel hane
sayıl arı tab losunda o ldukça alt grupta yer aldığını göstermektedir. Buna
karşın, köyler h ane say ı l arı dikkate alındığı nda birbirine oldukça yak ı n ,
denge l i bir dağılıma sahiptir.
Özel l ikle kentte, B i zans kökenl i halkın üç mahalle ile merkezde ken
dine yer bulinası , ayrı bir öneme sahiptir. Fetih süreci nde kenti terk
ederek Tire ' ye göç eden halkın daha sonra kente geri döndüğü tarihsel
kayıtlardan kalan bilgi l erdir.
Kentin köylerinden, Buruncuk, Reis, S akızağacı , Tırha, Yalkıdere ve
Yaycılı yerleşimleri n i n hane sayıl arı veri lmediği nden l isteye ekle
nememiştir. Ayasuluk köyleri içi nde yer al an Emir Gazil i , Mahmudlu
ve Hisaryakası yerleşimleri 1 44 1 (H.845) tarih l i Hali l Yahşi Bey vakfİye
sinde de görülmektedir. Yahşi Bey ' i n Ayasoluk' taki vakıfl an veri l i rken
bu yerleşiml er s ı n ı r gösteri lmektedir.
Ayasuluk tarihsel olarak Beylik sürecinde etki n bir görüntü çizerken ,
Beyl iğin, Osman l ı ' ya bağlandığı 1 390 yılından sonra merkezi özell i ğ i n i
yiti rmi ştir. Beyl iğin l i deri İ s a Bey de kendisine tanın özel vakı f hakkıy l a
Tire ' ye çek i l m i ştir. B aşkent özell iğini yitirse d e 1 555 yılına değin
Anadolu Eyaleri ' ni n Aydın sancağı kazası konumunu korumuştur.
Ancak, daha sonra kaza statüsünü yitirerek Kuşadas ı ' nın n ahiyesi o l muş
tur. Bu durumunu 1 8 1 1 , 1 84 1 ve 1 867 yıl ındaki değişikl iklerle de nahi
ye merkezi statüsünü sürdürmüştür. Cumhuriyet Döneminde Selçuk
adıyla 1 957 y ı l ında İzmir'e bağl anan kaza, kısa bir süre Akıncı l ar adın ı
kul l ansa d a aynı yıl içi nde tekrar Selçuk adı n ı almıştır. 1 530 y ı l ı veri
lerinde 1 25 köy sayıs ı y l a, Aydın S ancak kazalarının en yoğun köy
sayısına sahip olan kent, Cumhuriyet sürecinde, toprakların ı n önemli
bölümünde oluşturu l an yeni idari birimler sonucu 7 köy sayısına i n m i ştir.
Tari hi coğrafya, bu neden le Cumhuriyet sürecinde yeni i lçeterin oluş
masıyla oldukça küçülmüştür.Yeni süreçten , tarihsel Selçuk ' a (Ayasuluğ)
küçük bir idari coğrafya kal mıştır. Yeni oluşumda, coğrafyan ı n kuze
yi nde Torbalı , güney batısı nda Kuşadası , güneyinde S öke, güney�doğu
sunda i se Germencik i l çeleri doğmuştur. Yeni yapılanma i l e birlikte,
bunlardan, Torbal ı , İzmi r il ine, Kuşadası , S öke ve Germencik Aydın i l ine
bağl anmıştır. Coğrafyası daralan Ayasuluk (Selçuk), sancağın en gen i ş
arazisi nden kendisine deği ndiğimiz üzere ancak yedi köy kalmıştır.
21 1
B İRGİ
Adagömü 6'� \ dagide 42, Ahrandı 1 4, Akkeçil i 47, Aktaş ve B içerli 25,
Al akeç i l i 48,
. · vl ı 37, Ayahirod 36, Ayasofya ( Karaman) 6, B al aban l ı
44, Bal yambol u 3 7 , Demirc i l i 2 9 , Dere l i ı ı , Düdükçü (Çiftlik) ı 6,
Dümbane 20, Ekcermus ı 9, Emirdoğan 2 ı , Üzümlü ve Odunl u ı 8,
B azbare 6, Bey 34. Beyköy 37, B izci (Yazıcı) 2 3 , B oz 1 4, Mendegüme
(Mükrigömü) 2 8 , Bodemya 48, Cebri 26, Çal ışlı ı ı , Çaml ıca ı 74,
Çavuşlu 84, Çaylı 9, Çiftlik-i Büyük 30, Datbeyi ve U luserl i ve Ortacalu
69, Doyranl ı 3, Gerçekli ı 8 , Gene (Ceviz l i ) ı 45 , Gölcük ı 2 ; Gümenos
54, Güvendik l i 32, Hatunderesi 5 1 , Havluaç ı k 8 , İ lyasbey l i 1 0, Kabacal u
ı 7, Karaburgas 34, Karaburç 2 5 , Karaçağı l ı 5, Karadoğan l ı 42,
Karakoyuolu ı 7, Karapınar 29, Karacakoyun l u 47, Kazanl ı 59,
Korubayırı 45, Kavurga (Korga) ı 2 1 , Kayı (Köse! er) 25, Kebece Küre
ı 26, Keles 96, Kettanderesi 23, Kızıl duhan 30, Kızıl caavl u ve Pırn azlı
4 1 , Kulfal ı 7, Kurucaderesi 62, Küre 4 1 , Marmara ı 50, Medekse 1 65 ,
Mescitli (Değreavlusu) 1 3 , Mürsel l i 2 6 , Ödemiş 5 6 , Ömerguru ve
Mu sacal ı ı 6, Ören li 3 5 , Övünçler 57, S as alı 25, Sedere 92, Selman l ı 39,
S irkeli 29, S i yek 55, Sunaril i 37, S ungurlu 3, Sülegazi ı 50, Süleyman
Kirişi (Süleyman l ı ) 8, Tasahorya (Erikli) 46, Tekürlü 1 2, Tendürlü 8,
Tezkire 66, Uluserli 69, Urgalı 70, Uzundere 48, Vakıf ve B urcu 23,
Yağcı 3 3 , Yardagömü 6 3 , Yazı 50, Yazılı 1 3, Yenicehisarcık 3 2 , Zeytin
1 6, Yenice (Yatağan) 24, Yusuf Deresi 2 1 , Kefere (Bodemya) 5
212
B irgi coğrafyası nda yoğunluk gösteren h ane sayıları, eski B izans
köyleridir ki, bunlar ticari yol ağı üzerinde bulunan yerleşimlerdir. Gerek
B ozdağ kervan yolu üzerinde bulunan, Sülegazi , Marmara ve Medekse
gerek Büyük Menderes ' e ulaşım yolundaki dağlık bölgede, Kavurga
(Korga/Cevizl i ) , Küre, Kebece Küre i l e Çaml ıca, her iki yolu birl eştiren
Keles hattı köyler yoğunluğunun yanı sıra tesis (Han, hamam, dükkan)
zengini yerleşimlerdir. Erken dönem köylerinden olan Kulaksız ise ı 5 30
yı lı verileri nde görül memektedir. Yine erken dönem kayıtlarında
Süleyman l ı ( I 7 hane) , ı 530 yılı kayıtlarında Süleyman Kirişi ( 8 hane)
ol arak karşımıza çıkmaktadır.
Birgi coğrafyasında yer alan köyler içinde, başta Ödemiş o lmak üzere,
Keles, Bal yambolu(Beydağ), B ezdegüme (Yolüstü), Adagide, Adagüme,
Bademl i ve Kaymakçı daha sonra gel işerek nüfus ve konum bakımından
farklı bir durum elde etmişlerdir. Bunlar, daha çok, coğrafyanı n güney
doğu kesimi nde kümelerımiş kervan yol l arı güzergahındaki köylerdir. Bu
yerleşim yoğunluğu önemli ölçüde, coğrafyanın Batı Küçük Menderes
Havzasının topografik yapısının farkl ı oluşundan kaynak l anmaktadır.
Zira Küçük Menderes ' in batı kesimi, göl ler yoğunluğuna sahipken doğu
kesimde göl oluşumları zayıftır. Oysa, B irgi, ova yerleşimlerine uygun
bir coğrafyaya sahiptir. O nedenle, B irgi coğrafyasında yerleşim-Ierin
önemli bir bölümü ovada gerçekleşmiştir. Ödemiş, Çay l ı , Seyrekl i ,
Yen ice, Kaymakçı , B ezdegüme, Değreavlusu/ Denizavlusu (Mescitli) ve
hatta Keles bu neden le erken dönem ova yerleşimleridir.
1 530 yılı kayıtl arı nda yera alan, Artucak, Bölücek, Donlukçu, Eğridere,
Hoca, İkizce (Kalu ) , Kenan l ı , Kızıl A l i , S amsun ve Yağas köyl erin i n
hane sayıları bel i rlenememiştir.
1 4 I 9 tarihli Hafsa Hatun (Süleyman Şah torunu)vakfiyesinde B irgi
coğrafyasında yer alan, Deniz Ulusu (Mescitli), Han, Kal kal l ı , Vak ı f,
Kazan l ı , Küre (Çam l ıca Küresi ) , S i yek, Gerekl i, Ezengüme (Bezdegüme)
yerleşimlerini öncelikli süreç köyleri olarak görüyoruz. Ancak, bunlar
dan , Kalkal ı ve Han karyeleri , ı 530 yıl ı köyler l i stesinde yoktur.
1 5 30 yı l ı bel gelerinde görünmeyen bir kısım köyler ile semtler vakıf
ve vakfiye kayıtl arında yer al maktadır. 1 530 yılı veri lerinde yer al mayan
bu adlar, yerleşim tari hi bak ı mından öneml i kayıtlardır. Örneğin,
Uncul ar, Nasura, Kenevir, Olucak, Ada-i Kebir, Davutbey, Ergıl ı , İsal ı ,
Bebek, Çakır, İsmai ller, Çıraköy, Akmescit, Yal ı n ayak, İstanköy,
213
İncepınar, B ayır, Kabaağaçl ar, Sulucak, Davarlar, Mutaflar, Kaytan,
Gebze, Karacakoyunlu, Yazıl ı , Bazarköy, Kuşcu, Hasanl ar, Çobanlar,
Üveçl er, Çarmıkl ı , Talas, Lübbey, Türkmen, Yazıyurdu köyleri , B i rgi
coğrafyası n a eklenebilecek adl ardır. B i rgi köylerinden bir kısmı kişi
adlarıdır. Bunlar, Bunlar Karaman Şehnamesi ' nde yer alan adl ardı r.
Birgi ' nin doğu kesimi köyleri bu nedenle bel i rgin bir farklı l ı k içermek
tedir. Örneğin , Davut Bey, Kutlubey, Arsl an Bey, Oğuzhan , Elvan Bey,
Hoca Ali, Emirşah, Osman Bey, Bayındır B ey ve Orhan Gaz i , Karaman
emirleridir. Ayrıca, Hızır S amit, Ozan B aba, Eleki Sultan, Acar Dede,
Tekke B aba gibi adlar diğer bölgelerde pek görülmemektedir. Bu nedenle
Bi rgi tarihi coğrafyasındaki yerleşimler diğer kesimlere göre fark l ı l ı k
içermektedir. Doğu Birgi yerleşimleri aşiret yapıl arı itibarı i l e daha çok
kuzey-batı Büyük Menderes Havzası ile birli ktelik göstermektedir.
B i rgi yerleşimleri içi n de yer alan Hacı Hasan ' a özel bir baş l ı k açmak
gerekecektir. B i rgi ' nin üst kesiminde yer alan Hacı Hasan, Aydınoğu l l arı
coğrafyasının her kesi minde görünen semtler zenginl iği ile üzerinde
durulacak bir addır. Bunca semt zenginliğine karşın , bugün sadece
B irgi ' de adıyla görünen köy, 1 530 y ı l ı kayıtların da yoktur. Semt ve
aşiret dağıl ı m l arında da görülen bu tarihi kimlik konusunda bugüne değin
hiçbir bilgi de kayıtlara girmemi ştir. Hac ı Hasan köyü halkı, Hacı Hasan '
ın kardeşleri o larak, Kavak B aba, İmam B aba ve Süleyman adları nı
vermektedirler. Oysa bu adlar, salt Aydın Eli tarihi ve coğrafyasının deği l
Ege Bölgesi nin de en kayda değer adlarının başında yer almaktadırlar. Bu
kardeşlerin çevrede kendi diktİkleri kavaklar (Çınar) dışında köylülerin
aktardıklaı·ı başkaca bir bilgi de yoktur.
Birgi ' ni n vakıf kayıt l arında karşımıza çıkan yerleşim adl arını da
konuya eklemek gerekmektedir. İzmir ve Aydın Vakıfl ar Bölge
Müdürlüğü Arşiv kayıtl arında (Vakıf Fihristi, S iyakat Yazıl arı , Taşınmaz
Mal lar Kütüğü) i le bir kısım vakfİ yelerde bel i rtilen, köyler ve semtler
içinde, İstanköy, Deri k, Çıraköy, Kenevir, Akmescit, Uncular, Olcak,
Davutbey, İsmai l l er, Arg ı l ı , İsalı , Bebek, Yalı nayak, Çakır ve İncepınar
adl arı görülmektedir. Bu köyler, İsmai ller dışında, 1 530 y ı l ı bel gelerinde
görünmeyen yerleşimlerdir. Özel l ikle, B izans köyleri grubunda adı n ı ilk
kez duyduğumuz İstanköy, öneml i bir vakıf kayıt katkısıdır.
214
Cumhuriyet süreciyle birlikte, B irgi i lçe statüsünü kaybederken,
coğrafyası içinden , Ödemiş, Kiraz(Keles) ve B eydağ(B alyambolu) o lmak
üzere üç i lçe doğmuştur.
TİRE
210
A.Munis Armağan- Devlet Arşivlerinde Tire, İ zmir, 2003
215
Ergenli ve Ilıca çevresi nde zeytin bahçeleri yer almaktadır. Ayrıca
vakfiyede, Hacı S inan cam i i bahçesi ndeki "Mual l imhane"nin kendisine
ait olduğunu bel irtmektedir.
Gediz Ş ap hanesi ' n den Kuşadası Jimanına ul aşacak, 800- 1 000 develi
kervanl arı, 28 kervansaray i le karşılayan kent, ayrıca, bun l arın çevresinde
oluşan 20 hamam l a hizmeti bütün leştirmiş görünmektedir. Hatta, bu
kervansarayl arın kimi zaman gereksinimi karşı layamadıkl arı, vakfİyeler
deki "Deve ahuru" ve "Deve Dam l arı" kayıtlarından anl aşılmaktadır. B u
nedenle Tire, çarşı v e pazar oluşuml arıyla b i r kısım alanlarda Osman l ı
pazarların ı n egemen kentleri nden başl ıcası görünmektedir. Evl iya Çelebi,
Tire ' nin Maramara kıyı l arında kurduğu pazarlardan söz etmektedir:
Diğer taraftan, Osman l ı donanması nın beylik sonrasından itibaren
halat (Gomane) gereksinimi Tire' den sağlanmıştır. Bu konudaki Sultan
buyruldul arı kentin "Donanmayı Amire" için önem i n i de yansıtmaktadır.
Kent bu nedenle vergi muafiyetine sahiptir.
Mahal le oluşumlu, Urgancılar, Dokumac ı l ar, İpekçiler, Ketenc i ler,
Takkeciler, Tarakçı l ar, Çanakcı l ar, Örücüler, Dokumacılar mahallel eri
bu konuda verilebilecek örnek adlardır. Vakfiye kayıtları kenti n , üzüm,
kestane ve dutluklar zengi ni olduğunu göstermektedir. Tesisler ol arak,
zeytin ve susam yağhaneleri ile asel hanel er (Mum), Bezirhane ve
Debbağhaneler(Tabaklık) görülmektedir. Kent merkez yapısında yer
alan, "Kapan"lar ticari yaşamın ne denl i güçlü olduğunu gösteren kurum
sal semtlerdir. Örneği n, "Kapan Kervansarayı" ol arak ünlü olan yapı,
"Ahuru" ol mayan , sadece tüccarların mal i ndi rip, mal sardığı merkezdir.
Merkezdeki 28 kervansaray içinde, Bakır Han, Pirinç Han, Pamuk H an,
Esir Hanı , Makrama Han ı , B ozahane Hanı, Destirnal Han ı , :frenk Hanı
gibi deği şik adl ar kentin ekonomik yüzünü gösteren örnekl erdir. Kentte
vakfı bulunan adl ar anımsandığında, kentin ne denl i bir i lgi merkezi
ol duğu anlaşı l ır. Örneğin , Aydınoğlu İsa Bey, Başkent kadısı İbni Melek,
Aydın Sancak Beyi Hal i l Yahşi Bey, Hoca Emir, Rumeli Beylerbeyi
Karakadı Mecüddedi n, S adrazam Rum Mehmet Paşa, S adrazam Lal a
Si nan Paşa, S adrazam Lütfü Paşa, S adrazam Hırvat Rüstem Paşa,
Sadrazam Yeğen Mehmet Ağa, Kanun i ' n i n Defderdarı Abdüsselam
Efendi , II. Bayezit' i n Şeyhü l i s l amı Mol l a Arap, gibi ünlüleri n sahip
olduğu vakıflar bu önem i yansıtan örneklerdir. S adece, vakıf dükkan ve
mağaza sayı sının "Mukataa"l ar dışı nda bini aşması, kentin ekonomik
216
göstergesidir. Bölgenin en güçlü darphanelerinden birine sahip olan Tire,
Aydın Sancağı kentleri içinde "Darphane"sini mahal le ol arak kal ı c ı hale
getirmiş tek kazadı r. Darphane dışında, Darphane Mahal lesi, Darphane
Mescidi ve Darphane Vak ı fl arı S i c i l belgelerinde yer alan kayıtlardır.
Üstel ik, Darphane Vakfı mütevel l ilerinin beyl i k ailesinden o lmas ı ve
paral arı n motifsel zenginliği dikkati çekmektedir. 2 ı ı Kentin önemi
k ı rsalda da görülmektedir:
211
Necdet Kabaklarl ı - Man g ır/Ti re ' de Darbedilen Osman l ı Bakır Paraları 1 4 ! ! - 1 5 1 6,
Tire Belediye s i . i stan b u l . 2007
2 17
Çamköy, Habibler, Bozköy, Hasanköyü, Tulum, Subaşı ve Cibe, daha
.
sonra T ıre ye geçen ko" " y ı er d"ı c' l -'
'
Güzel hisar, Osman l ı süreci ile birlikte Anadolu Eya! eti ' ni n sancak
kazalarından olmuş, I 8 I I ' den 1 850 yı lına değin de Aydın Eyaleti
Vilayet merkezi görevini sürdürmüştür. 1850 y ı l ı nda v i layet merkezi
İzmir'e taşınmış, Güzelhisar da bu ünvanını yitirmiştir. Ancak, Vilayet
merkezi konumuy l a II. Mahmut Döneminde Aydın Güzelhisarı ' nı n ,
oldukça önemli b i r sürece tan ı k l ı k ettiğini görüyoruz. Mısır Ordusu
Seraskeri Kaval alı Mehmet Ali Paşa' n ı n oğlu İbrahim B ey ' i n B atı
Anadolu ' yu işgal i , Güzel hisar arşivini besleyen ve Osmanl ı arşivinde
bulunmayan ve "Geçici Mısır Hükümeti" tarafından Aydın S ancak Beyi
atanan Emir Süleyman ' a ve ondan sancak kazalara yönelti len buyru l -
. ·-·
du ı ar zengın ı ıgı b unun k an ıt ı d ır. '- 1 -'
" . . . . . . . . . Cümleye malum olduğu üzere Mısır Seraskeri velinimet bi
ni metimiz devletlü ubbuhedlü İbrahi m Paşa Efendimiz Hazretleri bil ayn
vel ikbal iş bu ranıazan-ı nıağfiret 1 2. günü Medi ne-i Tire ' ye şeref bahşi
vusül leri müyesser kerde-i cenabı ahadiyet olup tarafı bedihi üşşeref
münimanelerindenAydı n S ancağına bir nıütesel l inı nasbı l azını gelm i ş
olduğundan l iva-i nıezburun umuru mütesel l inıil iyi kaffe-i nıülhakatı i l e
ba buyruldu sami hasbel icap uhde-i halisanemize kenıaşite v e ihsan
huyrtıl arak bi tevhidi nimerrefik cenabı sübhani Kütahya' dan fekhi
kı yam ve hareketle şehri mübarikeni n 27. yevnıi uhud makarn ikanıetga
hınıız olan Medine-i Güzel hisar Aydı n ' a vusul ve duhulümüz müyesser
olduğu . . . . . "(Devam edi yor)
29 şe vv al I 248
Mir Selman serbevvabini dergah-ı al i nıütesel limi
Liva-i Aydın hala2 1 4
212
Tire Şer' i ye S ic i l i , Ci l t 4 , I 844(H. I 260)
2 ı .ı A.Muni s Armağan- Batı Anadolu Tari h i nde İ lginç Olaylar, İ zmir, I 983
214
Tire Şer" iye S i c i l i C i l t I , say. 1 6. 1 248 ( Belge i l k kez yayınlanınaktadır)
218
Aydın Güzelhisar' a atanan Emiri Süleyman ' ın duyum buyruldusu,
Batı Anadolu toprakları n ı n geçici Mısır Hükümetince i şgal edi l diğini
göstermektedir. E lirnizdeki diğer buyrul du l ar, Aydın Güzelhisar ile
Kütahya arasındaki yazışma l ar zinciri n i n ilginç sürecini de yansıtmak
tadır. Özel l i kle, XIX . y y ' a ait Aydın Güzelhi sarı ' na dönük bilgi ve
belgeler, Tire Şer' i ye S i c i l i kayıtlarında zengi nleşmektedir. Esasen, S i c i l
kayıtl arı nın y azım süreci bir bakıma Aydın Güzel hisarı ' nı n kentsel
olgunl aşma dönem i n i de yansıtmaktadır.
1 530 yılı Defter-i Hakani kayıtları, Aydı n Güzelhi sar kazası kırsal
coğrafyası n ı n tablosudur.
215
Ayd ın Yakıtlar Bölge Müdürl üğü Arşi vi-Ayd ı n . i zınir. Manisa, Muğla, Den izli
Vi layet ve kazaları Siyakaı Yazıları ( 2243 )
219
İncirl iova hattı, çıkışlı kapılardan biri o l an merkez kapısı "Aydın
Güzel hi sar Caddesi" adı na sahiptir. Aydın Güzelhisar' a ulaşan bu yol ,
Evl i ya Çelebi ' nin "Tire kapısı" ol arak nitelendirdiği çıkıştır. Köprüov as ı
adeta. Tire-Aydın Güzelhisar arası nda doğal sınır gibidir. Ovanın kuzey
sırtları Tire köylerin i n başl angıç noktasıdır.
Üçüncü kapı ise, Tire-Mendegüıne-Köşk yoludur. Bu yol giriş ve
çıkışları Roma Dönemi öncesine uzanan oldukça eski bir yoldur. Yol
çevresindeki , Koçak, Şeyh l i (Başçayır), Gökçegeriş, Mahmutlu beyl i k
dönemi yerleşiın leridir. Yine, b u yol üzerinde bulunan, B i rgi köyleri,
Mendegüme, Çaml ıca, Küre ' n i n tes isler bakımından zengin olduğunu
bel irtmek gerekir. Han , hamam ve dükkanl ar i l e hareketl i bir giriş özell i
ğine sahip bu köyler, kervanyolu üzerinde oluşları ndan öneml i _ölçüde
yararl anmışlardır. S adrazam Lütfü Paşa' n ı n bu yol üzerindeki vakıf
dükkan ları , yolun önemine vurgu yapan kayıtlardır. Bu güzergah aynı
zamanda, B i rgi ve Tire ulaşımıdır ki iki kenti birleştiren özelliği i l e
dikkati çekeı�. Yolun B i rgi ayrımında, i se oldukça önem l i ü ç yerleşim
yeri , Adagide, Adagüme ve B odemya ard arda sıralanırken , Tire dönüşü
Manda- Fota giri ş i ol arak yön bulur ki, bu ana yol, Fota-Denizavlusu ' n a
(Mescidl i ) ulaşır. Bu yerl eşimler aynı zamanda idari birimlerdi r
Defter-i Hakan i yazımlarında görünmeyen bir kısım Aydın Güzel h isar
köyleri vakıf kayıtlarında yer almaktadır. Y i ne Şer' iye S i c i l i kayıtlarında
da bir kısım değin i l meyen köy adi arı na rastlanmaktadır. Menemen , Işı k l ı ,
Ezine, Kayser, Hal i l Bey! i , Keleme, Emeç! i , Çavuşl ar, Ahi gibi . . . Aydın
Güzelhi sar köyleri nden Tekfur, Çamköy, Habibler, Hasanköyü ve
Bozköy, 1 844/H. 1 260 tarih l i Tire Vergi l istelerinde Tire köyleri olarak
yer alınaktadırlar.
B i r diğer kaynak ise Sadrazam Lütfü Paşa vakfi yesidir. 1 543 (H.95 0)
tari hli vakfiyede, Aydı n Güzel tarihi coğrafyası ile i l g i l i kayıtlar bulun
maktadır. Örneğin , " . . . Aydın S ancağı mezkur Güzelhi sar kazası nda
Maden köyü kurbunda B uğdayoğlu Değinneni denmekle maruf bir ocak
değirınenidir ki, kıbleten Eki n Deresi i le ve şarken İ l yas ibni İvaz yeri i l e
v e şimalen dağ eteğine muttası l Mustafa i b n i Süleyman yeri . . . . " ifadele
rine yer veri lirken , yi ne, " . . . B i ri s i dahi gene mezbur Aydın Sancağında
Güzelhisar kazası nda Ekindere denınekle maruf vadide Ediz Alagöz nam
karye kurbunda 2 ocak değirınenim . . . " ve " . . . kıbleten Hüdavendi gar
Çeltiği arı ğı i l e ve şarken Al agöz köyü merası i l e ve tariki am ve S aruca
220
Tepesi ' ne muttas ı l olup Muş P ınarı i l e yine tariki am i l e muttasıl olup
andan Uzunoluk mukabelesinde Frenk Ocağı denmekle meşhur Harap
Köye müntehi olup hattı garbisi Ekinderesine ve çeltik arığına müntehi
2
dir", kaydıyla kimi köy ve semtler i fade edi i ,nektedir. 1 6
B OZDOÖAT';
216
Sadrazam Lütfü Paşa Vakfiyesi, H.950/ l 543, Tire Şer' i ye Si c i li , C i l t 47, say. 1 0
217
Aydın Yakıtlar Bölge Müdürlüğü Arşivi- Aydın Vakıflar Fihri sti (23 1 0)
22 1
KESTEL
222
Ars l an l ı 6 8 , B ayındır! ı (Mekrelen) 1 65 , B azarköy ( Kökez l i ) 1 05 ,
Bereketli 28, Bilara 40, Böğrüdelik 64, Çobansulu (Çobanisa) 3 6 , Çökili
2 ı , C uh udh i izı., D al l ıc a 96, D am l ac ı k 1 6, Dereköy 20, Donlukçu 1 O,
Dursunlu 27, Eyücel i 36, Feslek (Ortakçı ) 52, Girenüzlü 27, Gökseki 35,
Hacıbeyli 27, Hamzalı 5 1 , Hasan l ı 1 7, Ilgı n l ı 8 5 , İmran l ı (İshak l ı ) 94,
Karaağaç 63, Keman lı 29, Keyranl ı 1 2, Keçiören li 35, Kızı l dere 2,
Kızılcaburun 22, Kuyucak ( Keskin l i ) 94, Kuzuderesi 45, Mastavra 89,
Mena Hali l 44, Öykenl i 20, S arıcaova 30, Selem l i ( Ş i keml i ) 7 1 , Sevindik
1 7, S i yek 32, S öğüd (Seri m l i ) 27, Sülmenşah 5 3 , Tahtacı 29, Tavşan
(Duman) 36, Tirkem i ş l i 27, U l uöre n l i 76, Yöre 27
223
SULTANRİSARI
224
YENİŞEHİR
225
giriş koridorunda yer alan coğrafyası tarihsel olarak önem taşımaktadır.
Zira, Yeni şehir, havzanı n güney kesimindeki bağlantı yol l arıyla da ayrıca
kayda değer bir ağın sahibidir. Coğrafyanın köyleri önce l i k l i yerleşimler
o larak da i ncelen meye değer görünmektedir.
Vakıf 50, Ozan l ı 26, Mersi n l i 26, Değirmendere 26, Ermezli 5 , Evrenli
26, Haydar lı 2 1 , Koçderesi 1 2, İmanl ı 57, Kızılcabörklü 87, Çatmaca 36,
Hereke 26, Kurucakoz 2 3 , Kerdime 6, Yamalak 1 0, Çağşireni 3 , Asma
79, Mihal ıç 45 , Yayc ı l t 53, Yazıı·lı 27, Gökçeburun 29, Çandır 32,
Kaşıkçı, 28, Katrancı 1 8 , Ortaluca 1 5, Akçasaz 1 2 ; Rahmanl ı 1 5 , Davutlu
22, Koz! ak 3 1 , Kurkoz l l , Düğrek 1 O, Boyasini (Esençay) ı ı 9, A l ıç
(Alıncı) 23, Karacak i l i se 25 , Kızılcakil i se 3 5 , Eymür ı 45, Uzgur ı ı ,
Ammasi ye (Amasya) 1 58 , Balçıkhi sar 9, Karahi sarl ı 44, Kemer 290,
Yenice 52, Körklü 1 8 , Trabuz ve Papazlık ı 92, Karacasu 272, Pardunar
23, Uçbeyli 45
ARPAZ
İZMİR
226
alınması ve yeniden 1 476'de yeniden yapılması, yerleşim alan ı n
tamamen Türk kontrolüne geçmesinisağlamıştır. 1 700' lü yı l l arda sancak
merkezl iği statüsü kazanan İzmir, bu y ı l l ardan itibaren fevkalade bir
gel işne gösterince, 1 85 0 ' de eyaJet merkezi , 1 867 ' de ise Vilayet merkezi,
1 924' de de v i l ayet kal ı c ı lığı onanmış görünmekterdir.
İzmir, özell ikle, XVI.yy' ı n sonlarından itibaren beklenmedik bir
gel i şme göstermiştir. Kentin ekonomik alandaki sıçrayışı beraberinde
etn ik unsurl arı da merkeze çekmiş ve bu yüzyıldan itibaren, Rum,
Yahudi ve Ermeni nüfusun artmasına neden olmuştur. Buna bağlı olarak,
endüstriyel , sosyal ve kültürel çalışmalar, nite l i k l i insan sayısını da
ortaya çı karmıştır. Kenti n, ekonomide merkez zengin l iği, dışarıdan göç
almas ı , onu giderek metropol kent haline getirecektir. 1 530 y ı l ı sancak
kazaları içinde pek öne çıkmayan kent, özell ikle süreçteki köy dağıl ım
larıyla bu işareti verrneğe hazır gibidir.
Kentin. Fatih Dönemi köyleri içi nde yer alan, Andır, Kuyumcular,
Çakall ar, Duruçay, Dündarl ı, Elekç i ler, Gökbel , Gözyaka, Habibler,
Hızırlar, Seydiköy, Il ı ca, Yekli, Kamanl ı , Kazancık, Kuzgun l ar, Özbek,
Payanıl ı . Sığırkuyruğu, Sungurlu, Yuvacalı , Kermen l i ve Işıkl ı yerleşim
leri nedense 1 530 y ı l ı kayıtlarında görülmemektedir.
Süreçte adl arı görülen, ancak hane sayıları bel irlenemeyen , Çapar,
Çinenıe, Kızılağaç, Kozağacı ve Seydi köyleri konusunda sınırl ı bilgilere
sahibiz.
227
İzmir, merkezi konumundan çok kırsal alanın genişliği i l e adeta
kontrolü güç b i r idari dağılıma sahiptir. Fatih dönemi nden, Kanuni döne
mine deği n geni ş bir coğrafi alana sahip olan kent, Kürdelen ( Karşıyaka) ,
B irunabad (Bornova), Urla, Triyanda, Ayasefud, KiJizman gibi i dari
yapılanmalarla bütünlüğü koruma çabasına girmiştir.
Evli ya Çelebi, kentin sıçrama sürecine girdiğin i , I 67 I ziyaretiyle daha
anl aşı l ı r bir tabioyla ortaya koyar. Gezginimiz kent merkezinde, mescit,
darülkura ve zavi ye topl amının I 5 0 olduğunu, bunun yanısıra 3060
dükkan , 82 han , 40 medrese, 40 çocuk mektebi, ı ı hamam, ı 7 seb i lhane,
40 kahvehane, 70 sabunhane, 20 bozahane, 20 boyahane, bir saraçhane
çarşısı, bir mısır çarşısı, bir mumhane, b i r gümrükhane, 200 meyhane ve
7 k i lise bulunduğunu yazar. Evli ya Çeleb i ' ni n XVII.yy. tablosu, gel işim
sürecindeki i l k işaretler olması nedeniyle değer taşımaktadır. - Kent,
giderek göç almasıyla, metropol kent yapılanmadına yönelmiş görün
mektedir.
ÇE ŞME
Çeşme, Beylikler sürecinde önem l i adi ara ve gel işmelere sahip bir
yarımafda ol arak dikkati çekerken, Osman l ı süreciyle birlikte İzm i r ' e
bağl ı bir n ahi ye o l arak görünmektedir. ı 530 y ı l ı Tapu Tahrir Defterleri
onu, Aydın Sancağı ' nı n ı 3 kazasından biri ol arak vermektedir. Daha
sonra, Aydın S ancağı kazası olmuş, çok geçmeden yine idari b i r
yapılanma i l e ı 573 yılında S ı ğ l a Sancağına bağl anmıştır. ı 865 ' de i s e bu
kez İzmir Sancağı kazası olarak idari birim yapısını sürdürmüştür. ı 924
y ı l ında da İzmi r i l ine bağl ı kaza statüsüne alınmıştır. Çeşme kazası,
Aydın Sancak kazaları içinde küçük olmakla birl ikte bir l iman kenti
olması nedeniyle oldukça öneml i bir konuma sahiptir. Yerleşim, Fatih
Dönemi kayıtlarında İzm i r ' e bağlı görünürken, daha sonra bağımsız b i r
i lçe statüsüne kavuşmuştur. Kayıtl arda, Özbek yerleşimi nin yoğunluğu
nedeni yle "Özbek Yarımadası" tanımlamasına alınan bölge, konumu
nedeni yl e ticareti n giriş-çıkış özel l i ğine sahiptir. İlk yerleşim sürecinde,
özellikle Aydı noğlu İbrahi m Bahadır Bey' i n fetih girişimiyle simgeleştiği ·
228
Alacaat (Aiaçatı) 1 27 , B al ı k l ağu 4 8 , Beyi i i J ipsi 26, B i rgicik 1 4 1 , Boynak
290, Bozyaka 22, B uruncuk 340, Ç ı rtlık 66, Eğridere 1 06, Emirdoğanl ı
1 20, Germiyanl ı ( Kızıl k i l ise) 36, Gözsüzler 79, Hac ı 2 1 1 , Ilctın 60, Ilıca
1 00, Kavak 97 , Yassıkış l a 20 1 , Ahi Nikola 24, Kavaklıkışla 20 1 ,
Kösederesi 1 39, Kuyucak 5 8 , Künebi s a 49, Ovacık 62, Rei s l i 42, S ahib
1 74, Sahibyüzü (Ceharyek) 76, Tahin 83, Temsiye 93, Turgutl u 5 3 ,
Ürkmez 47, Yen i ce ı 2 6 , Zeytinönü 74, Zeytinkışiası 1 6, Kızıica v e
Tepecik 5 5 , Dereköy 3 9
S ART
229
Fatihin buradan İstanbul ' a Yahudi nak l i , tarihsel kayda alabileceğimiz
önemdedir.
Bu nedenle, S art, sahip olduğu tarihsel konum nedeniyle üzerinde
durulmayı zorunl u kılan bir kazadır. Anadolu ticari yol ağı üzerinde
oluşu, onu tarihten günümüze taşıyan en öneml i nedendir. Gerek, batı
doğu, gerek güney-kuzey u l aşım ağın ı n merkezi nde oluşu, onu c an l ı
tutan nedenlerdir. Özell ikle, Anadol u içlerine uzanan yola hakimiyeti ve
Bozdağları kuzey ve güneye bağl ayan tarih i yol l arın kontrolü, önemini
arttı ran baş lıca nedendir. Özell ikle, İrani (Acem) unsurların bu bölgedeki
yoğunluğu , Defteri Hakani kaydında "Kadim" olarak nitelendiril mek
tedir. Buradaki unsurlar içinde "Çeltikçiyan" olarak n itelendirilen bu
yapısal l ı ğı n Şeyh Bedreddi n ' i n babası Ahi İsrai l ' e ait araziler içinde yer
alması üzerinde durmamızı gerektirmektedir. 1 530 tarih l i Defter-i Hakani
kayıtl arında Sart ' ı n köy sayısı 70 olarak görünmektedir.
230
!aları , salt üretimsel açıdan değil , konar-göçerleri n de gözde kesimlerin i
oluşturmaktadır. XIV .yy ' da Bozdağ derbendindeki Tekke Köyü
(Eimabağı) ve Erbain Dağı ( Kı rklar) çevresi ndeki Yörük ve Türkmen
semt adl arı bu i l gi y i açı k layan ifadelerdir.
S art' ı n 70 köyü içinde, B ağc ı l ı , B al at, B ay ı ndır, Çakırlı , Darucalı , i m i ,
Şeyhli, Taşneli köylerin i n h ane sayılar ı b el i rlenemem i ştir.
S art, tarihsel seyi r içi nde önem i n i yiti rirken, Salihi hızlı bir gel işme
göstererek, S art ' ı n yerini alacaktır.
ALAŞEHİR
Aydın S ancak kazal arı içinde 1 530 yılı değerlerine göre, sancağın
dördüncü büyük kazasıdır. "Düsturname", kenti hem Alaşehir hem de
Al aşar ol arak ele alı rken, "Kalenin sınırsız savaşcıl arı" olduğunu ve
ol dukça "Muhkem" bulunduğuna dikkat çeker. Kenti de yüceltir:
23 1
bağl anmış ve daha sonra 1 924 y ı l ı düzenlemesiyle Manisa' n ı n kazası
ol arak konum değiştirmiştir. Alaşehi r, 1 530 veri lerine göre, 76 köye
sahiptir. Ancak bu köyl erden, Arva, Oval ı , Bereketl i , Yahyalı , Koçaklar,
Tahtac ı , Terken , Kır ve Yal ınayak köylerinin hane sayıl arı ise belirlene
mem iştir.
220
Sadrazam Lütfü Paşa vakfiyesi , H.950/ 1 543, Tire şer' iye S i c i l i Ci lt, 47, say.2- 1 O
232
XIII. B ÖLÜM
TARİHİ COGRAFY ADA KAYBOLAN KÖYLER
233
\
( Çoban ), Kaleköy ( Kuzu, Koç), Hali ller (Malkoç, B aş), Karaburç
(Çolaklar), Yeni köy ( Kepçen), Hatun Deresi (Ünlü, Şahinler), Karabulu
( Koç, Öztürk), Ozan( Kelağa), Orhangazi (Hozal), Yeniköy(Ömerbey,
Hacı İsmai l ler), Üzümlü (Aitı ntaş), İğdeli (Araplar,Cabar)
TiRE- Büyük Kemerdere (Ars l an , Kara, Kurt, B ozkurt, Erzen, Köseler),
Peşrefli (Peçen, B eyler, Tanar), Dere l i (Gacar, İmre), Gül yaka(Sıçanl ar,
Parmaksızlar), Osmanc ı k ( Koyuncular, A vcılar), Fota/Gökçen (Hatip,
Kadı , Anamas l ı , Y ıldırım), Küçükburun ( Kurt, Baş, Küçükler) Akmesci t
(Aydoğdu), S aruhanl ı(Eroğlu), Dündarl ı (Erkek, Dal ) , Karacaali (Aydar,
Saklara), Ç i niyeri (Karakaşlar), Güme(Arsl an , B ozkurt), Yenişehir
(Balcı, Arslan , Kaz, Topbaş), Çerikuzu(B adak, Özdemir; Tetik, Hac ı
Hasanl ar), Kurşak (Sarıkaya, Erkan) , Toparlar (Buçuklar, Karaosman l ar, '
Tekin, Göktaş), Kürdüllü (Çakal , Uz), Eskioba(Kabak l ı , Taş, Çal ı k),
Üzümler ( Kocakül ah l ar, Hacı Nebiler), Doyran l ı ( Alakuyruklu), Yuval ı
(Demirtaş, S arp, Yüksel), Eğridere ( Özkurt, Aldinç), Küçük Kemerdere
(Baydemi r, Efe), Küçük Kömürcü(Duman , Dündar), Alaylı(Türkmen),
B oynuyoğun (Bahşi), Küçükkale (Erdoğan), Buruncuk (Sır), Yakapinar/
Bayındır ( Aydın ) , Turan (Çakıro ğu l l arı, Aydınoğlu, Kazdağlı , Arap
Hasanlar), Bmgaz/P ınarlı (Çatak), Kızılkeç i l if B ayındır (Kızı l , Yurt,
Irak), B ayındır (Reis, S ıçan, Kurt, Macarlar, Terziler, Peh l ivan, Kaygı,
Karabıyık, Kalemci, İmam, Emir, Yunus, Selçuklu, Kara Süleyman ) ,
Emirl i/B ayındır (Sevindik, B abür, Albulut, Erçi), Kabaağaç (Macarlar),
Balcılar (Araplar, Paşa, S arıot), Karapınar ( Koçbay, Cabar, Veliler,
Osmanlar), Yakacı k (Yula/Yol a, B al ım , Kalemci), Gaziler (Araplar, Yay,
Adabaşlar,Keskin),Osmanl ar (Sarıl ar, Yoldaşl ar), Yusuflu (Sal tooğu l l arı)
AYASULUK- Söke (Akhan, Kurt, Kızı ! ışık, Karacaoğl an, Mutlu, Aktaş,
Kabasakal, Polat, Tuntaş, Akkoyunlu), Hıdırbeyli(Arap), Havutculu
(Aydın, Hatipler), B al atcık (Eseler, Kertmenler), Özürnlü (Aitı ntaş),
Caferli (Arı)
AYDIN GÜZELHİSAR : Kazandere(Aydın, Hacı Mehmet! er), Kıran (Hatip,
Koç, Alihoca), İmamköy( Aydın , B ıyık, Kurt, Ars l an, Kız ı l , Kuşcu,
Karaca, Ödemi ş , Kıran), Kuyucular (Akkulak), Yağl ı/Yavuzköy
( Kayalar), Alangü l lü (Hacı Bey, A l l ar), Eski Germencik (Arap), İsabeyli
(Saralı l ar), Kosan (S arıtekel i ) , Gökçealan (Hacı Hasanl ar, Hacı Vel i l er,
Gıygı l l ar), Karatepe (Helvac ı l ar, Horzum, Karakız, Altay, Kocairiler,
234
Şeyhli), Emirdoğan ( Koçaklar, Ayvazlar, Emirl er), Dav i lye/ Ortaköy
(Sinan), Akçakaya ( Kemikli), Menteşeler (Hacı Hamzalar, Kırklı l ar)
SULTANHİ SAR- Sultanhisar ( Karataş Eryiğit., Ergen)
KESTEL-Kızı l dere ( Kuzul ar,Yarenler),Bekirli (Hatipler), Dal l ıca (Arslan ,
B al c ı l ar, Solak l ar), Gireniz ( Ke l l er), S a 'cı l ı (Arslan), B i lara/Kurtuluş
(İman , Çavuş, Çakal , Kalemci), Hamzalı ( Karahan, S arıhan, S arıl ar),
Feslek (Ertekinler)
BOZDOGAN-Osmani ye(Ay) , Akseki (Yamukoğu l l arı)
YENİ ŞEHİ R- Boyasini (Aydın , Karaman , Aydoğan, Arslan , Türkmen) ,
Yenice(İmam, Çavuş, Kal imc i , Kal lar), Yazır (Kocabıyık, Köseler, Hacı
Musa)
İZMİR- Cumaovas ı (Balcıl ar), Kırıklar(Hatipler, Köseler), Doğancı l ari
Emirdoğan ( Avcıl ar)
ALAŞEHiR- Üzüml ü (Topuzlar), Osman i ye (Baraklar, Elvan l ar), Gireli
(Çerdin ) , S arıgöi/İnegöl( Çekkaşlar), Osmaniye(B arak)
SART(SALİHLİ) - S alihli (Aydınoğu l l arı), Çaltı l ı (Em irli , Sütcüler),
Çukuroba ( Geyge l , Bektaş), Mersindere (Dudu l l ar, Çavdar, İshakl ı ) ,
Yaraşlı (Eşekci l er) , Ş ahyar ( Küçük Yusufl ar)
235
TİRE : Kaplan (Arpac ı l ar), Akyurt (Zeamet Kilise), Çayırl ı (Çepni),
Gökçen ( Fota) , Eskiaba (Darmara), Üzümler (Hacı Nebi ler), Osmancık
( Ki l i sel ipı nar), Turgutlu (Hamidiye), Kocaal i ler ( Kocaasi ler), Kı rtepe
(Manda) , Akmesci t (Tekfurlu), Pı narlı (Burgaz), Yeş i l köy (Çıplak), B alcı
( Keçiköy), Çam lıbel (Manastır), Çenikler (Samsun), S arıyurt(Sarımerye),
Karavel i l er (To l os), Yakapınar ( U i adı), Söğütören (Karaburgaz)
236
BOZDOGAN Kavakl ı (Ayaküsten), Çamlıdere (Çakaldere), Örentaht
(Çeltek)
SART : S art Mustafa(Sart) Yeşil yamaç (Geşe), Yeşi lova (Ulaşlı), Torunlu
(Okçular), Mersindere (Koyuncu/Koyunbeyli), Bektaşlar (Gökçeköy),
Başl ıoğlu (B aşl ar), Allahdiyen (Akçaki l ise), Örencik (Marmar)
237
KAYBOLAN KÖYLER
221
Tire Şer' iye S i c i l i C i lt 2 . Say. 42-43. H_ 1 254
238
Arap l ı , Hamzal ı bu sal gınlarda varl ı ğı n ı yitiren köylerdir. 222 Bu tarihteki
salgında yalnız Tire ' n i n merkez kaybı 2.000 kişidir ki, bu da kent
nüfusunun dörtte biridir. 223 Salgı n l arın o luşturduğu kayıp köyler, mezar
l ıkları ile birer belge görünümündedir. Örneğin . B i rgi mezarlıklarının
kent içi nde yoğunluklu görülmesi, hem kentin önem i n i yitirmesi hem de
de hastalıklarla i l gil i olmal ı dır. Bu mezarlıklar aynı zamanda, eski
yerleşim yerleri haritası öze l l iği taşımaktadır. Salgın hastalıklar, sosyal
nedenler ( Güven li k) ve yer değiştirmel erle b ırakı l an i zler, bu mezarlık
larla somutl aşmaktadır.
Diğer taraftan , Tire merkezde yer almakta i ken bugün ortadan kalkan,
Aydınoğu l l arı ( Koca Mezarl ık), Kurt B aba ve Doğancı l ar mezarlıkları
erken dönem mezarlıklarıdır. İlk mezarl ıklar diyebi leceğimiz ana mezar
l ıkül ar "Kocamezarl ık" adıyla anı lmaktadır k i , örnekler içinde Tire ' de
ki Koca Mezarl ı k (Aydınoğu l l arı Mezarl ığı) gelmektedir. Bunlar uzun
süre kul l an ı l an i l k mezarl ıklardır. Kaza mezarl ıkları üzerinde yaptığımız
araştırmal ar da, kimi ilginç mezariıkiara da rastlanmıştır. Örneğin,
Ti re/Kurşak Köyü' ndeki "Etreddi n Mezarl ığı" dır. Belgelerde böyle bir
köy yoktur. Ancak, erken dönem yerleşimleri içi nde Anadolu' da ancak
bir "Etre Köyü" görünmektedir. Bunların köksel bir birlikte l i k l eri var
mıdır, henüz bil inmiyor.
Kaybolan köyler içinde i l ginç nedenlere bağlanan köylerde bulunmak
tadır. Çenikler/Canik/S amsun Köyü çevresindeki eski köylerden
Mahımıtl ar, halk an latım iarına göre çevresi nde yoğunlaşan yılan l ar
nedeniyle boşaltıl m ı ştır. Aynı sıkıntının Buruncuk ve S arıyurt çevresin
deki Demirci köyününde de yaşandığı ve halkının B ayındı r ' a göçerek
merkezde Demirc i l i k Mahallesini ortaya çıkardığı kaydedi l mektedir.
Böylece Bayındır köyleri nden üçünde "Yılan" tehl i kesiyle köylerin
boşaltı ldığı bi lgi leri halk an l atımlarından bize ul aşmaktadır.
Tire- coğrafyasında yerleşim yeri günümüze ulaşamamış, ancak,
"Mezarl ık" durumuyla adını koruyan köyler yada aşiretler vardır.
Bunları n içinde, adı üzeri nde sağl ıklı bel i rlemenin yapılamadığı Kureyş
(B aşköy) ve Kureyş ( Yusutlu/Bayındır) bulunmaktadır. Erken dönem
yerleşimleri nden olan Kureyş i l e i l g i l i bi lgi lerde pek açıklık yoktur.
122
Tire Şer' iye S i c i l i C i l t II. Say.42. H . l 254
2 1·1
Bkz.Daha gen iş bilgi için, A. Munis Armağan- B atı Anadolu Tarihinde İ lginç
Olaylar. İzmir. 1 984
239
Resmi bilgi ler XVII.yy' dan itibaren kesil mektedi r. Kaybol an bir diğer
önemli köy de Akçameşhed' dir. Kanuni Döneminde 67 hanelik bir
konumda bulunan köy, mirasını mezarl ığı (Maşat) ile korumaktadır.
Anadolu' nun etki n babalarından Hacı B aba' ya dönük yerleşimlerden
Hacıköy de kaybolan köylerdendir. Hacıköy bugün çevrede daha çok
mezarl ığı ile ün lüdür. Çevresi , Horasanl ı Ali B aba, Kızıl Deli· Sultan,
Karaca Ali, Kurt B aba (Şeyh Şücaeddin) ve Alihan Baba Sultan gibi
Horasanilerin yer aldığı tarihi coğrafyadır.
Çeşitli nedenlerle tari h sahnesi nden çekilen köyler, adl arın ı geride
bıraktıkl arı ınezarlıklarla yaşatırken , varlı ğı n ı yitiren bir kısım köylerin
nasılsa mezariı k i arına rastlan ı l ınamıştır. Örneğin, Tire ' nin Çam l ıca,
Reyhan l ı , Çit, Arı , Kab i l , Keles köylerinden ise hiçbir i z kalmamıştır.
Kaybol an köyleri , rari hsel önemleri neden i yle kaza adlarıyla verıneyi
gerekli bulduk.
TİRE- Hacıköy (Boynuyoğun), Akçaşehir(Kızılin), Akkoyun lu (Eyerci),
Kocaali (Akçaşehir), Dal l ı k (Kadı), Başköy/Uzgur (Kureyş, Maşat),
Alaylı (Karadut), Boynuyoğun ( Paşaoğlu), Yenişehir (Sı yrat, Türkmen,
Işıklar) , Derebaşı (Çokal l ı , Kadın l ar), Kırtepe/ Manda (Avunlu,Yörük),
Kaplan/Arpacı l ar(Gedik,Sazak), B adeınye (Işıklı), Dündarlı (Çocuk),
Sonıak (Akalıç), Topal ak (Dedeköy), nasançavuşlar (Mercanl ar),
Bülbülderesi (Hayreddi nli), Kızıl caavlu (Dedebaşı), B üyükkömürcü
( Palanıut, Kel ıneköy, Gök), Çeri kuzu (Sobuca), Musalar (Kadıköy,
Keller, Savranl ar) , Arpadere ( Kayran), Kurşak (Etreddin), Halkapınar
(Çavuş), Peşrefl i (Çardak), Büyükkemerdere (Çal ı , Karakuz), Eğridere
(Zeyti nberleği , Karaçaınur) , Canbaz l ı (Topçu), Kürdül lü (Kızancıklar),
Yeğenl i (Yersu, Nurl ar,Taşdere), Işıklar (Yörük), Sarı l ar (Menteşe) ,
Fota/Gökçen(Umurlu), Yeni c e , İsalı/Mürsel i i ) , Kahrat (Bozköy), Çayı rl ı
( Karaağaç )
BAYINDIR- Bayı ndır (Gölbaşı), Buruncuk (Araplı), Pı narl ılEurgaz
( Melaç) . Pınarlı/Burgaz(Tekköy ) , Emirli (Ahmetli), Emirli (Tahtacı),
Kızılkeçili (Çelergen), Çenikler/Samsun (Aktaş), Çeni kler/S amsun
( Evkaya ), Çen ikler/Saınsun (Kuyruklu), Ergen l i (Gölbeyli), Ergenli
(Türkmen), Kabaağaç (İsmiler)
240
B İRGİ- B i rgi (Merkez)-(Böken, D i kencik , Keçeci ) , B öl ücek, Karahall ı ,
Karasülü, Çörekbaba, Hıdırlık, Demi rbaba, Manastır), Ödemi ş (Ahrandı,
Sungurlu), Kaymakçı (Şal i ) , Adaküre(Erenler), Küçük Avulcuk (Ak),
Süleyman l ı (Seyrek l i ) , Çatak (Karakoyunlu), Kazanl ı (Dolman lık),
Seyrek l i (Beytiköy), Semitli/Üçkonak (Büyükalan, Horasan, Parmaksız),
Avulcuk (Akmezar), B eyazıtlar (Eşekciler), Kurucaova (Alamanl ı ) ,
Yusufderesi (Orman l ı ) , Kutlubeyler (Resuller), Cibre/ Yeniyurt(Lüküs
B ahçesi),Elmabağıffekke(Çepeldede ), Adagüme/Konakh (Hanaylar,
Yıkık), Elmabağı (Aktaş, Garipler, Yörükler, Kırklar), B adem l i (Çatma,
Gebgebir, Doğan, Ildırlar, Keten), Kurucaova (Türkmen)
AYASULUK-TORBALI-Karakuyu/Gelevere(Akçay),Çakırbey(Karaayşe),
Caferli (Uşak), Çengele ( Karasu), Atburgazı (Çifsurat), Çengele(Kadir),
Dölten (Söke/Ayasuluk) , Uşak (Avşar/Söke), S avuca (Müftü) , Karamanl ı
(Caferl i/Kuşadası), Şehitler (Gümenos/Ayasuluk), Caferli (Uşak)
24 1
KESTELINAZİLLİ-Keste l (B öğrüdelik), İsabeyl i (Dimi), Gireniz (Yaykın),
Çoban isa (Geneviş), S avcılı (Arap l ar), Feslek(Gümrek, Orta), Genee l l i
(İnceoğl an)
242
XIV. B ÖLÜM
BEYLİK COGRAFYALARıNDA
KADIN VE KIZ EMiRLER
Aydıneli coğrafyasında kadın ve kız adi arına dönük semt adları gen i ş
bir yer tutmaktadır. Bu adl arı n kaynakl arı nı ü ç grupta top l amak gerekir.
Bun lardan birincisi dinsel olmayan, Asyan ik adlardır ki, bun l arın başında
Merye, Meri , Elif, Iraz, Hörü, S i ren, Menevşe, Karaca gibi yal ı n adlar
bulunmaktadır. Hatta, Divanı Lugat-üt Türk, bunlardan Merye adın ı bir
Türk adı o larak ele alır. Özell ikle, erken sürecin, S arıkız, Karakız,
Akkız, Alakız, Kocakız, Sultan Kız, Alabac ı , Erkız, Uzunkız, Gel in Kız,
Kız Bac ı , Gül lükız, Menevşe Kız gibi sıfatl ı adlar, semtsel o larak korun
maya alınmış değerlerdir. Üçüncü grup adlar ise daha çok dinsel kay
naklı adl ardır. Bunların başında Meryem , Fatma, Ümmü, Ayşe, Emine,
Hatice, Gülsüm, Zeynep, Cennet, Hanife, Şerife, Sel i me ve Hediye
gelmektedir. Bu adl ar içi nde Peygamberin annesi Emine, eşleri Hatice,
Ayşe adl arı , Türk kadın ve kız l i derlerce daha çok kul l an ı l m ı ş görün
mektedir. Ancak, hangi grup içinde ele al ı nırsa al ınsın, bunl ar işlevsel
özellikleri o l an adJ aı·dır. Bu adl ar içinde, Hazreti A l i ' n i n eşi Fatma ile
onun kızları Ümmü Gül süm ve Zeynep adı daha bel irgin bir ad seçimi
ol arak dikkati çekmektedir. B u adl arının başında sıfatl ı "Kara Fatma"
ve "Kara Ayşe" gibi "Kara" ünvanını görmekteyiz k i , bu da onl arın
fetihe katılan kişiler oldukl arı n ı göstermektedir. Hatta, Aydıneli coğraf
yası nda, bir hal k bilgisi olarak s ı kça rastl adığımız "Meryem"in fetih
sürecinde şehit düşen bir savaşcı olduğu vurgusudur. Halk anl atı m l arında
"Şehit Meryem Ana" olarak beyli k coğrafyasında adının dol aşması,
kül tür taşımacal ığındaki sahiplen meyi yansıtması bakım ı ndan değerli
aktarımtardı r. Yine coğrafyada görünen makam sahibi kadı n l ardan,
Sarıkız, Sultan Kız (Sultan Ana), S i ren Kadın, Elif Kız, Hediye Kız,
Hanife Kız, Gel i n Kız ve Kız B ac ı Dede toplumsal adlardır. Daha
önceki çalışmalara da değindiği m iz Karakız ise gizini koruyan bir
ünlüdür. Onun adı n ı dağlarda ( Karakız Dağı/Balyambolu), tapımiarda
Karakız Kayası (Büyükkale/ Tire), köy adlarında Karakızlar (Torbalı/
Ayasuluk) görüyoruz. Benzer konuml ar, Fatma, Ayşe, Sultankız, S arıkız,
El ifkız gibi öncü! adiarda da görülmektedir.
243
Tarih i n süreç kültürünü gizleyen semt adl arı, ekonom i n i n , sosyoloj i k
temelin v e kültürün adeta arşivi gibidir. Bunl arı derli toplu, ne Osmanl ı
Tahrir Defterleri ' nde, n e vakfİyelerde n e d e Şer' iye Sicil i kayıtlarında
bulmak o l asıdır. Tarihi buralarda aramak, bir bakıma dilimizi, değişim
l eri ve kültürel öze l l iklerimizi görmek demektir. O nedenle, sabır ve
özveriyle köy köy taradığımız bu coğrafyal arın değerleri büyük önem
taşımaktadır.
Bir kısım semt adl arında gördüğümüz aşiretler, Aydıneli coğrafyasında
kimi kez menkıbeleşmiş motiflerle farkl ı bir algılam aya dönüşmüştür.
Örneğin "Gelin", bu konuda veril ebil ecek i l ginç bir örnek durumundadır.
B üyük olas ıl ı k l a o da, top l uma malolmuş bir savaçcı kadınımız olmal ı dır.
Gel i n Kız daha çok "Ge l i n Kayası" motifi ile bir menkıbesel leşmi ştir.
Motif, "Bir geli n i n atıy l a kayadan uçuruma yuvarl anması"nı esas alan bir
örgüyle, köy köy dolaşmaktadır. Ondan türemiş, köy ve semt adları
şaşırtıcı bir dağıl ı m a sahiptir. B elgeler, onun fetih süreci adl arından
olabileceği konusunda ip. uçları vermektedir. Örneğin , 1 4 1 9(H.822)
tarih l i Süleyman Ş ah tarunu Hafsa Hatun vakfi yesinde, vakıf köylerden
Yeğen l i ' n i n sınırları bel i rtil irken, "Doğuda Kazanl ı , güneyde Küre,
kuzeyinde Menderes akarsuyu, batısında Geli n l i " den söz edilmektedir.
Bölge coğrafyasında "Ge l i n" li adiara bir çok yerde rastlıyoruz.
"Geli n" l i yerleşim ve semt adları dışında bir diğer öneml i ad ise "Kız"
aşiretine dönük yerleşimlerdir. Hatta, "Kızl ar" adı y l a yer alan semtler
içinde, "Yedi Kızlar" ayrı bir grup oluşturmaktadır ki, Tire ve Arpaz' daki
oluşuml ar buna örnektir.
244
KIZ-KADIN LiDERLER
245
(Arpadere), Kız l ar Çeşmesi (Eiifl i/ B ayındır/Ti re), Kızpınarı/ Manastı r/
B ozdoğan) , Kız l ar Çeşmesi (Yeni ceköy/ Tire), Kızpınarı (Bademli/
Birgi ) , Kızlar Çeşmesi ( Karaburç/ Keles/B i rgi ) , Kız Çeşmesi (Manda/
Tire), Kızlar Çeşmesi (Boynuyoğun/Tire), Kızlar Çeşmesi ( Ören/ B i rgi),
Kızlar Çeşmesi (Akkoyun l u/Ti re), Anakız Çeşmesi ( Kıran/ Aydın
Güzelhisar), Kadınlar Çeşmesi (Bebekler/B i rgi), Kadınek i n l i Deresi
(Çayır/B i rgi), Kocakız Köprüsü (Uiuderbent (Alaşehir), Kocakız Kayası
(Çayağzı ( Keles/Bi rgi), Kocakız Mezarlığı (Örencik/ B irgi) , Koca Kız
Mezarı (Umurlu/B i rgi), Kocakız Mezarı (Taşlıyatak/ Keles/B irgi) ,
Kocakız (Tombul lar/ B irgi) , Kocakız Köprüsü (Alaşehir), Kıztepesi
(Gökçegeriş/ Aydın Güzelhisar), KızlarTepesi ( Yenice/ Yeni şehir),
Kıztepesi (Bozköy/Ayasuluk), Kızkayası (Yöre/Kestel) , Kızlar S i vri si
(Hal i l l er/B irgi), Kızlar Tepesi (Yılan l ı/B irgi ) , Kız Kayası (Ocaklı/ S iyek/
Birgi ) , Kız Köprüsü (Sali h l i/ S art), Kızoyn aşı (Eğridere/Tire), Kıztaşı
(Çamköy/Aydın Güzelhisar), Delioğlankız Pınarı ( Korteke/Bozdoğan) ,
Kız Mezarı ( Yağmurlari S al i hl i), Kız Kayası (Çakaldoğan/S alihli),
Karakızlar Çeşmesi (Belenbaşı/Torbal ı ) , Dağlıkızı (Toygar/Bozdoğan) ,
Körkız Deresi ( Umurcal ı/B i rgi), Kocakarı Kuyusu (Boynuyoğun/Tire),
Kocakarı Mezarlığı(Ki barlar/Keles/B i rgi), Kızlar Camisi (Örencik
Bozdoğan) , Anacık Çeşmesi (Mursal lı/ B irgi) , Gökkarı Tepesi (Dal l ıca/
Kestel), Kıztomarı ( Yenidoğan/ S öke/Aydın Güzel hi sar), Katırl ıkız
Tepesi (Giı·el i/Ai aşehir), Kızıica Hatun ( Il ıca/Saruhan)
246
Tire) Fatma' n ı n Çeşmes i, Fadime Çeşmesi (Yenice/Yenişehir), Fatma
Pınarı (Tire/Akçaşehir), Fatmacığın Mezargediği ( Keles/ Ceviz l i ) ,
Fadime Çeşmesi ( Yenice/Kestel), Fatma A n a Kuyusu ( Hamzal ı/Naz i l li),
Fatma Geçidi (Küçükkömürcü/Tire), Fatma Deresi (Demirc li/ Ayasuluk),
Fatma Çıktığı (Lutuflar/ B ayındır/ Tire), Fatma Deresi(Demirci/ Torbalı/
Ayasuluk), Fatma Çeşmesi (Sinekköy/Torbal ı ) , Fatımal ı (B al at/
Menteşe) . Kara Fatma'nın Öldüğü Yer (Caferci/Sal ihli)
247
Karacaağaç (Torbalı ) , Yazır (Arpaz), Karatepe (Aydın Güzelhisar),
Badınca (Alaşehir), S oğukyurt (Sart), Allahdiyen (Sart)
248
Bunlar dışında, yoğun olmasa da diğer kadın ve kızlara dönük coğrafi
adiara da rastlanmaktadır. Örneğin, Hörü Çeşmesi (Çobanisa/Kestel) ,
Kösekız S uyu (Cumayanı/Köşk!Aydın Güzelhisar), Akkadın Çeşmesi
(Ortakçı/Kestel ) , Dağlıkızı (Toygar/Bozdoğan), Zeynep Taşı (Lutufl ar/
B ayındır)
249
Alevi/Bektaşi i nançsal yapısında öneml i bir yeri olan Kadın ve Kız
Dedelerin Aydıneli coğrafyası nda semt ve makam adl arıyla görünmeleri,
erken sürecin toplumsal yapısının da açıklanmasına katkı sağlamaktadır.
250
XV.BÖLÜM
İLK YERLEŞiM SÜRECi KENT VE KÖYLERİNDE
SEMT ADLAR!
25 1
Çalışmalarda, etnik unsurların merkezler dışı nda, kırsalda da yaşadık
l arın ı anl ıyoruz. Yerli halk B izan s l ı (Rum) unsurların köylerde yer
aldıkl arın ı b i l i yoruz. Pek az örnekleri olmakla beraber Yahudil erin de
köylerde çifteilikle uğraştık l arın İ bel irliyoruz. Örneğin , Tire Şer' i ye S i c i l i
kayıtlarına göre, Yahudi çiftci l erden Yasefoğlu Rabeno' nun Tire ' n i n
Kızılcaavlu Köyündeki 400 dönümlük arazisini 1 85 3 y ı lı nda satışa
çı kardığını görüyoruz. Çiftlik, İstanbul luoğu l l arı adıyla tanınan Rum
Panayotoğul l arından Yani ile kardeşi Anadiyos ' a 2 8 . 200 kuruşa satıl m ı ş
tır. Yahudilerin çifte i l ikle uğraştıkl arın ı gösteren bir diğer belge de yine
aynı döneme ait, ünlü 500 dönümlük Gümüşlü Çiftl iğidir. Jozef Danon' a
ait bu çiftli k de Gülcüzadelere satıl m ı ştır. 224
Diğer taraftan taramalar sırasında dağ köylerinde de Yahudi nüfusun
bulunduğunu anl ı yoruz. Zira, Tire köylerinden Büyük Kömürcü'de semt
adları içinde "Yahudi B ağı"nın varlığı, üzüm üreticiliği yaptıklarını
göstermektedir. Esasen, bu bölgedeki "Kabala" semti de i l gi çekicidir.
Yahudi i nanç dün yasında "Kabala"n ı n önem l i bir yer tuttuğunu b i li yoruz.
Büyük olas ı lıkla I 5 3 0 y ı l ı kayıtl arında gördüğümüz Cühutlu yerleşimi
büyük o l ası l ı k l a Yahudi Köyü olmal ıdır. Özel l ikle, Büyük Kömürcü'
deki, "Kabala" ve "Yahudi B ağı" semtleri ve yerini bel i rleyemediğimiz
"Cühudlu" Köyünün bu kesimde olma o l as ı lığı da artmaktadır. Türkler
bil indiği gibi kimi kez Yahudiler için "Çıfı t" i fadesini de kull anmak
tadırlar.
Tarihi coğrafyada an l aş ı l acağı üzere, Türkler dışında değişik etni k
unsurlar d a görünmektedirl er. Rum lar, Yahudil er, Çerkesler, Arap l ar,
Aceml er ve Çingeneler, semtsel kayıtlarda yer alan değerlerdir. Bu
nedenlerle, fiziki coğrafya salt Türk kültürünü değ i l , diğer toplum ların da
varl ığına i şaret etmektedir. Ancak, bu konuda ne yazık ki doyurucu b i l gi
lerden yoksunuz.
Sonuç olarak, bu çal ışmada Aydıneli coğrafyasında 600 ' ü aşkın
yerleşim birimi, tarihsel değerleriyle, bir bütünlük içinde ele alı nmaya
çal ışılmı ştır. "Halk Arşivi" diye n i teleyebi leceğimiz fiziki coğrafyadan
elde edilen bu değerler, yüzlerce y ı l l ı k topl umsal kayıtlardır. Bu dağı
l ımlar bize, Ege ' yi yurt edi ndiren güçleri tanıma olanağı sunduğu gibi
tarihsel ve kültürel değerleri de önümüze koymaktadır.
252
Aşiret adı Oluşturduğu köy
Yenice 32
Kadı 27
Köseler 18
Ahmet! i 18
Demi rci 17
Kızıl 17
Danişmend! i 12
Reis i i 12
B ayram l ı ıı
B ahadırlı ıı
Karacaal i ıı
Yusuflu ıı
Yağcı lO
Balahan l ı 10
Kurt 9
Yegan 8
Dündarl ı 8
Al i han 8
Karahali l 8
Çavuş 8
Kargın 8
Malkoç 7
Emirdoğan 7
Eymür 7
Bıyık 7
Çavdar 7
Çanakcı 6
Bekirl i 6
253
Altay ve Kıngan dağlarına, Manas Destanı ' ndan Karakum Çölü' ne, değin
tarihsel kökler, Ege tablosunda kendilerine yer bulmuşlardır. Semtler,
bize, belgel erde bulamayacağımız oldukça değerli malzemeler bırakmış
görünmektedirl er. Bu bi lgi ler, yüzlerce köy ve kent taramasıyla elde
edi len, atal arımızın özenle fiziki coğrafyaya taşıdığı değerlerdir. S ağl ıklı
incelemeler, bu semtleri n taşıdığı ulusal malzemeleri kuşkusuz gelecek
kuşakl ara da taşımaktadır. Kuşkusuz bu değerler, tüm bil imsel al an l arı
ilgi lendiren zengin l i k içermektedir. Öze l l ik l e bel irtmek de yara gördü
ğüm bir konu da, i l k süreç kadın ve kız l i derlerine dönük bilgilerin
oldukça dikkatl i ele al ı nması konusudur. Henüz İslami benimsemeni n
zayıf olduğu bu süreçte fetih coğrafyasına giren kadın v e kız l iderlerin,
yönetsel ve inançsal bakımdan bir bütünlük içerip içermediği çözümlene
memiş bir önem l i konudur. Zira, bu adi ara ait semtler o denl i iç içe
girmiştir ki, bu konuda "Hüküm" koymak yan l ışları besleyeceği nden,
dikkatl i olmayı gerekti rmektedir. Örneğin, taramalarda karşımıza çıkan
kadın ve kız dedelerin yanı sıra kadın ve kız mezarl ıkları nasıl değer
l endil ecektir. Bu konuda, bel ge ve bilgi yetersizliği yorumlara sınır
koymaktadı r. Ş i mdilik, bölgeden elde ettiğimiz semt adları ve kısmi halk
bilgi lerle yetinmek durumundayız. Ancak, bölge kırsal ının, önemli
ölçüde, İslami değerlerden çok Şamanist kültür ve inancına bağlıl ığı, bu
alt yapı tesirleri yl e yakından i l gi l i o lmal ıdır. . .
Bu nedenle, Aydın S ancağı kaza ve köyl erindeki tarama çal ı şmaları ,
iki başlık altında topl anmaya çalışılmıştır. Bunlardan i lki, erken dönem
yerleşimleri diğer bir deyişle fetihle bölgeye giren aşiretlerin oluştur
dukl arı köyler, diğeri ise XVII. yy' ın başlarından sonra yerieşi me geçmiş
köylerin ele al ındığı birim çal ı şmasıdır. "İlk süreç yerleşimleri" ile "Geç
dönem yerleşimleri"ni birbirierin ayırmak oldukça güç olmakla birlikte,
biz daha çok 1 530 y ı l ı belgelerini esas olarak bu saptamaya gittik. Ancak,
"Geç Dönem Yerleşimleri"ndeki bir kısım köyleri n taşıdıkl arı malzeme
ler erken dönem yerleşimi olabi l eceğini düşündür-mektedir. Listeler, her
ne kadar 1 5 30 y ı l ı yerl eşimleri esas alınarak h.azırl anmış i se de erken
süretçe görünmeyen bir kısım yerleşimleri n , coğrafi değerler bakım ından
şaşırtıcı birikime sahip olması, "Geç dönem yerleşimi" gözüyle bak ı l an
yerl eşimierin "İhtiyadi" o larak ele alınmasını gerektirmektedir. Krono
l oj i k öncelik önem taşısa da, sahip o lunan değerler daha da önemlidir.
254
TİRE
255
ARMUTLU(DEDEKÖY) : Çavdar, Örencik, Meryem Çeşmesi , Dedeköy
Mezarlığı, Alacaalan, Asmal ı dere, Dikmen Tepesi , Döşel i , Gedikharman,
Sarıkaya, Armutalan, Dan Çukuru, Mezar Gediği, Hamza Bey Tepesi ,
Deve Yatağı , Kocakaya, Dedemi n Suyu, Akma Çeşme, Günoluk,
Kuştaşı, Emi ne Düşen, Dere Çotak, S oğuksu, Karakuz Çeşmesi, Yan ı k
Harman , İmam Yeri, Akça Armut, Yell i Harman, Kayacık, Arıtaşı,
Yoncalak227
227
Armutl u ile i lgi l i bilgiler 1 953 doğuml u muhtar Hüseyin Küçükoğlu ' ndan alınmıştır.
228
Uzgur (Başköy) 1 5 30 y ı l ı Defter-i Hakani kaydında Ayasuluk köyü görünmektedir.
Daha sonra Tire Sancağına bırakılmıştır.
256
BÜYÜKKEMERDERE: Tolos, Aktaş, Kıngankaya, Karşak, Kovşu
Tepesi, S arı Dede, Karakuz, Yelci, Alaguz, Kapıkaya, Çataltepe, Eşek
Çoluğu, Gözkaya, S öbe Harman, Gökçepı n ar, Üç Pınarlar, Kadı Kaş ı ,
Kovantepesi , Sultan Kızı Çeşmesi (Sultan Ana), Komşutepe, Erdede,
Zıypıntıkaya
2 29
Büyük Köınürcü semt adları 1 975 doğumlu Sabri ertürk' ten elde edilmiştir.
�30 Çerikuzu i le i l g i l i bi lgi ler Durmuş Şener' den elde edilmiştir.
257
Mermeroluk, Hacı Kil isoğlu Çeşmesi , Düzalan, Davut Suyu, Örenköy,
Başdere, Asarlık, Manastır
21 1
Derehaşı ile ilgili hi lgi ler öğretmen Tevfik İ h i l i 'den elde edilmi ştir.
258
Karageriş, Zeytin Beleği, B aşdeğirrnen, B aşak Deresi, Avul , Kuyubaşı ,
3
Merdivenkaya, Gavur Hamamı , Kumdere, Kartalk aya2 2
GÜME: Sorgun, Topçu Dal l ığı, Suludere, Hacı Veli düzlüğü, Karanl ı k,
Çataltepe, Kalpakkaya, Çavdar Gedi ği 234
2·'2 Eğridere semt adları eski muhtarlardan Kasım Günay ' dan al ınmıştır.
233 Fota/Gökçen ile i lg i l i semt adları , 1 927 doğuml u Hasan Adaş' tan elde edilmiştir.
234 Güme ' ye ait semt adları 1 958 doğumlu Yaşar Özçel i k ' te n elde edilmiştir.
259
KAHRAT ( KARA EVHAT) : Madranl ı Kavağı , Çavuş, Dombay Kın ,
Gölyeri , Çsam lı ca, Dedeler Kargacı , Dedelitarla, Karanl ı k Armut, Kadı,
Beşkavakl ar, Kadı Geçidi, Çiçekl i , Mastavra, Ekşikuyu, Gümüşlü
21 5
Kaplan Köyü ile ilgili bilgiler Rafet Dağyaran 'dan sağlanmı ştır.
260
Karaorman, Kum Tepe, Gökgedik, Çükürlü Burun , Isl ahane, S u
Bodrumu, Kırtepe, Kırl ı yolu, Karakuyu, Keldeğirmen , Gavur Mezarı
236
Küçükburun Köyü semt adl arı eski muhtarlardan Yaşar Şen'den elde edilmiştir.
m Küçükkale semt adları muhtar Arif Şengür ile 1 942 doğuml u Mehmet Erdoğan ' dan
sağlanmıştır.
26 1
MUSALAR: Karakaya, Aktaş, Tol os, Kenger Çukuru, Orcak, Makkavak
Deresi, Kovançayırı, Kozluk, Çavdar Gediği, Kargaç Çeşmesi ,
Karaarmut, Kel l er, Karahasan Çukuru, Musluk, Gavurdağı , Yarendağı,
Ambarlıkaya, Kuzbelen, Çoban Tepe, Alandere, Marmar, Oğlanmezarı
Boğazı, Savran l ar, S ıral ıkaya, Memeli tepe, Ocakpınar, Namazlarkaya,
Somak Dede, Kadı l ar Tepesi , Erenler Tepesi , Musalar Dedesi, Çukuralan
238 Peşretli semt adları eski muhtar Mustafa Tanar' dan elde edilmi ştir.
262
Almalıbahçe, Dedetepesi, Oğlanmezarı, Kapızderesi, Kapız Deresi,
Sırakayalar, Kocagöcük, Karakütük, Hıdırpınarı, Yarenaltı
Bayındır, tari hsel süreçte Tire coğrafyası içi nde yer almaktadır. Bugün
Bayındır ve B ayındır ilçesine bağl ı köyler geçmişte Tire ' ye bağlı
oldukl arından çal ışmada Tire grubu içi nde ele al ınmıştır.
239 Yenişehir ile i lgi l i bilgiler, I 949 doğumlu emekli öğretmen Hasan Balc ı ' dan elde
edi lmiştir.
263
Kavakl ıca, Kızınalar Mezarl ığı, Osmanlar, Karamuça, Çukurludere,
Börücek 240
240 Balcılar Köyü semt adları 1 962 doğumlu ibrahim Sarıot'tan elde edilmiştir.
264
EGERCİLİ(EGERCİKÖY) : B eyli kler, Bezatlar, Karaağaç Başları,
Kırharmanlar, Kamışlıklar, B ağ lar, Arabın Tarla, Kovalık, Koca Orman,
Taşköprü, Çakıroğu l l arı, Gavur Geberildi, Mahall eler
265
Sarısu, Kızlar S ivrisi, Sepet Tımarı , Burunbudak, Teknedere, Şeyh
Dürri , Şeyh Dursun, Kabakkırı, Altınova, Artodağı , Kocaköprübaşı
w Kızılaba Köyü semt adları 1 957 doğuml u Rai f Özme n ' den sağlanmıştır.
266
SARIYURT(SARIMERYE): Tolos, Eren Tepesi, Eren Pelit, Semertepe,
Oyuk Tepesi , Arap Kayası , Divan Deresi : Sınırkavak, Çatma Dağı ,
Kuzluk, Beş Pınarlar, Kaşar, Demirciköy, Alma Gediği, Karlık, İndere,
Kurt Gediği
267
ZEYTİNOVA(FALAKA): Kızhacı Dede, Eren Dede, Asmalıdere, S emiz
Dede, Tolos, Kızıltepe, Kocaçeşme, Çaktırmaz, Akdede, Çakaldere,
Oduncu Gediği, Karacakaya, Küçük in, Horoz Deresi, Bekil l i Çeşmesi ,
Kulu, Gavur damı
B İRGİ
245 B irgi merkez semtleri ile ilgili bilgiler, 1 925 doğumlu Ömriye Süzer ile Belediye
268
Gel inyolu, Kızpınar, Kabaağaçlar, Tolos Dede Mezarı, Oğl anbaba
Tepesi , B ahadır Bey Mezarı , Asar Dağı, Böğrügömü 246
269
ÇOBANLAR: Karakışla, Ağzıkara Gediği, Hacı Hanife, Yılangediği,
Gündoğucu, Deli ktaş, Karasuluk
270
Erenler, Karadurlu Düzü, Yel l i ce, Ahmet Hoca Deresi, Gökdüz, Akpınar,
Kuru İmam, Süleyman, Kavaklı, B aşalan, Davar
27 1
KURUCAOVA: Payamtepe, Almandağı, Sarıtaş, Yazıkuyu, Boztepe,
Almantepesi, Büyük Almanl ı , Alman Dede Mezarı , İmamlar
LÜBBEY: Dedetepe, Ağı l yurt, Kel erin Arpası , Kılıç Tepe, Kılıçyayla,
Sarı kız
MURSALLI: Alihan Boğazı, Hal kapı nar Yaylası, Eren ler Tepesi, Anacık
Çeşınesi , Hasan Hüseyin Çeşmesi , Kuyular, Çınarl ı Çeşmesi , Hepler
B ağı, Kelmebahçesi, Dekmetepe, Tepeci k
��x Kutl u Beyler semt adları muhtar N i zami Çeti n 'den elde edilm iştir.
��� Mcscitli Köyü ile i l g i l i semt adları 1 947 doğumlu Osman Balc ı ' dan sağlanmıştır.
272
OCAKLI(SİYEK): Kız Kayası , İhsan Dede, Karahayıt, Ağrandı Tepesi,
Hasan Dede, Genev Çayı
SEYREKLİ: Kabakl ıözü, Taşlı İrim, Yağcı Gölü, Hanyıkığı, Hacı Ahmet
Kın , Süleymanl ı , Beytiköy, Çelti k
250
Ortaköy semt adları muhtar İrfan B aşol'dan elde edilmiştir.
25 1
Sekiköy ile ilgili bilgiler muhtar Sayın Hasan Akkaş' tan sağlanmıştır.
273
UZUNDERE: Karakaya, Aktaş, Ürküt Dağı, Karaman Dağı, Karakuzu,
Çandır Dağı, Keklikkayası, Sakın Ali'nin Burnu, Kızmezarı, Göktepe,
Eşek Alanı, Tatl ısu, Taşl ıburun,
..
Yetim Ali Burnu, Gedik, Vezirkaya,
"S"
Mercankuyu, Irazca Kuyu, üren-· -
�:;� Uzundere Köyü semt adları 1 98 3 doğumlu Mehmet Koçyiğit'ten elde edi lmiştir.
l:l.ı Yeni köy ' a ait semt adları muhtar Tali p Eker'den sağlanmıştır.
274
KELES
204
Çölmekçi Köyü semt adları 1 95 0 doğuml u Mustafa Taşk ı n ' dan elde edilmiştir.
275
DOÖANCILAR: Karakaya, Aktaş, Kocahasan, S arısu, Değirmendere,
Hacılar, Oyukkıran, Derbendderesi, Ayıderesi , Çakalgediği, Doğancı,
Elbiskaya, Kumdere, Ayvazlar, Hoca Hasan, Yeniköy, Mumcanlar,
Çulcu, Keten Ovası, Gönlü, Kocakı rr, Çingene Yurdu
m Kurucuova i l e i l g i l i semt adları, 1 952 doğumlu Şükrü Akgün' den elde edilmiştir.
276
Sirkeliköyü, Saçlı, Kızı ltarla, Karabağ, Mavraz, Eskiyurt, Demirci,
Elekçi, Müşker, Alankısığı, Taşlıharman, Ayvazcılar, Tekkeyaylası,
Kurudere, Ilıcak, Gömeç , Hacıhasan Tepesi , Çiğilcik, S araçl ar, Omanlar,
Hanboğaz ı
25(' Sasalı semtl eri, 1 9 1 9 doğumlu Cemile Kı l ı nç i l e 1 947 doğuml u A l i Kılınç'tan elde
edilmiştir.
277
Kartalkayası , Kara ınar, Kurtalan, Arabin Bağı, Meşeliburun, Buzağı
p
Yatağı, Taşl ıtarla25
ADAKÜRE: Kanl ıdere, Sarp Çayı, Kaz Ovası , Gedik, İntepe, Palamut
Dağı, Bayramyeri, Arapların Dağı, Mevcen ' i n Mezarı , Körkuyu, Del ik
Tepe, Ayaklı Çeşme, Uzunoluk, Musluk, Canbazl ı, Kavacık, Kayal ık,
Elma Damları , Kapl ankayası, Anbarlar sırtı , Oturak, Ekinlik,
Soğukpınar, Demi rkapı, Heybelibağ, Erenler Mezarl ığı, Seyrek Kavak,
Kazancı, Pakla B ahçesi, Kayadibi, Uzunoluk, Gavur Evleri2 5 9
2'7 Uzunköy semt adları I 973 doğuml u İsa Baltac ı ' dan sağlanmıştır.
c'iX Veli ler Köyü semt ad ları, eski mulıtarlardan I 956 doğumlu Ural Gök'ten elde
edilmiştir.
2''' Adaküre Köyü semt adl arı . 1 968 doğumlu ınulıtar Mustafa B i lgin i le eski
iimulıtarlardan 1 940 doğumlu Ali Görücü 'den elde edi lmişt ir.
278
BAKIR(BAKIRKÖY): Kelebek Kın , Belle, Koçkale, Erikli , Keten
Mezarı tepesi, Macarlar, Gedikler, Kul l ar, Hacı Hal i l ler, Çatalarmutlar,
Cin Tepesi , Nal l ıkaya, Tekeli ler
260
Beyköy semt adl arı 1 97 3 doğumlu Mehmet Emin Semerci ' den elde edilmiştir.
279
KARAOBA (KORGA/KAVURGA) : Çatal Armutlar, Çifte Kuyular,
Manas Deresi, Eren Dede, Sal hoca, Oyuk Dede, S arnıç, Urumbel i , Geli n
Kayası , Oruarlı Ovası, D i n Tepesi
26 1
Yağc ı l ar Köyü i le i lgili bi lgi ler, 1 95 1 doğumlu ıiıuhtar Vedat Kafadar' dan elde
edilmiştir.
280
AYASULUK
262 A k ç a k ava k ile ilgili semt adları , 1 93 3 doğuml u Recep Pala' dan alı nmıştır.
28 1
BOZKÖY: Karakaya, Akıncılar Mezarl ığı, Eskiköy, Maltepe, S arnıç,
Zorlar, Narl ı , Kavacı k Çeşmesi, Sarıkaya, Hamzal ı Çeşmesi , Dem i rci
Gediği, K ız Hamamı , Eren Boğazı, Hacı Ümmet Mahall es i , Çoban
Çeşmesi, Kedi Kesiği, Sen Yeri, Kenkez Yarı, Hasanlar Tepesi , Kuşcu
Köyü, Akgedik, Kızyarı , S ıçanlık, Koşu Alan, Karapı nar, Kapız Deresi ,
Bayram Çeşmesi, Karanlık Çeşme, Donuz Eniği , Burmal ı Çeşme,
Karahız Tepesi, Keleş, Kızılkaya, Tesbillik
263 Caferl i Köy ü ' n ün semt adl arı Cafer! i Köyü halkından 1 95 1 doğumlu H üseyi n
Gülcan ·dan alı nmıştır.
2(,� Dağkızıica Beldesi semt ad ları. 1 923 doğuml u Hüseyin Pala'clan elele edi lmiştir.
282
Kuyusu, Sapısak, Kule Yıkığı, B ahçeçeşme, Zincirli kuyu, Hamam,
Kepençe, Payamlık, Daldın Deresi, Sapsaraç Kuyusu, Tahtacı B ağı,
Çöpel li Köprü, Göztepe, Domuz Pınarı , Zincirli kuyu, Kul l u Pınarı
283
HIDIRBEYLİ: Karakaya, Aydoğmuş, Nacaklı, Dedebaşı, Dikili taş,
Çobankuyu, Karayer, Sugatdere, Hacıköy, Camikuyubaşı köyü
284
PANCAR (KAYAŞ) : Yazıtepe, Tavşantepe, Alamab Anızı, Arpadere,
Kaynak, Karatepe, Ekiztepe, Pirenlik, Arapderesi, Nohut Gölü, Hasan
Gölü, Gümüş Gölü, Göztepe, Topraklık
285
YUVACA: Kaçlık, Alabenl i, Boynak, Tuzla kırığı
AYDIN GÜZELHİSAR
265
Bü yükdere Köyü ile i lgili bilgi ler, I 936 doğuml u Ahmet Özcan ve 1 944 doğuml u
Nail Erdoğan'dan elde edilmiştir.
286
DALAMA: Karakaya, Ayaklı Çayı , Kurudere Mezarl ığı(Şehitler), Uzan
Boğazı, Acem Kuyusu, Mosen Kuyu, Paşabahçe Dağı, Aratepe, Musa
Kuyu, Tülübelen Dağı, Yortuç, Han 266
266
Dalama ile i l g i l i semt adları 1 93 7 doğuml u Cafer Avcı ' dan elde edilmiştir.
l fl ?
Emirdoğan Köyü ' ne ait bilgi ler eski m uhtarlardan 1 954 doğumlu Ahmet
Koçakl ı ' dan elde edilmiştir.
287
GÖLHİSAR: Çember Göl leri , Keykan, Bacak, Çakal lık, Karaçukur,
Kurtderesi, Çi lek, Çatmakapı , Belentepe, Akçeşme, Arapdede, Dal l ık,
Kamışl ıgöl , Turnalı
GÜDÜŞLÜ: Inaç, Emir Uçtu, Daml ar, Burgaz, Çoban, Soğucak, İnilek
Kayası, Düdükçü, İbrahim Ağa, Yeksen , Narl ıdere, Menekşeli,
Evleryanı, Kuru Musluk, Meşelik, Değirmendere, Kirsi Deresi, Mersinli
Pı nar, Çakmak, Toptepesi, Çöl mekci
288
KARAHAYIT: Kız Mezarı , Kral Mezarı, Tonton Deresi , Hacı Hasan
Pınarı , Yonca, İkizce Pı narı , Şeytan Pınarı , Şahanyarı, S arı Ağa Tepesi ,
Kocabelen, Kanlıkuyu, Kafakuyusu, Kardel i , Oturak, Kocaoı·man,
Karayer, Mersin l i dere
KOÇAK: Samsun, Hacı Işıl ak, Sakarada, İndere, Sarıyer, Hisar, Maltepe,
Dikmen
289
MENTEŞELER(MENTEŞE BA YIRI) : Depe, Musalar, Hacı Hamzalar,
Kırklık
" 6� Bozdoğan Köyleri n i n semt adların ı n bel irlenmesinde önemli katkı larını gördüğüm
emekl i öğretmenler, 1 936 doğumlu Ramazan Y ıldırım i le 1 934 doğumlu A l i Çakıı·'a
teşekkür ermek isterim.
290
ALHAN(ALİHANLI): Aktaş, Kıl ı nçl ıdağı, Oğlancık, Kurtp ınarı,
Armutlupınar, Çavuşlar, Kumtepe, Çakaltepesi, S amancıkaya, Oturak,
Kocataş, Hamam, Kavakderesi
BAŞALAN (KARAKÖY): Çile ' B aba, Kuzey Dere, Ercek S ırtı, İyiciler
Yaranı , Güney, Eğridere, Verentaht, B üyükdere, Kırdağ, İntepe, Kekikli
Burun, Geçit Yaranı, Çapıtl ı , Cuma Kavağı, Koca İn Deresi, Kepez,
Gökgöl , Avşar Mezarl ığı, Gavur Damları 269
26'1
Başalan köyü ile ilgili b i lgiler 1 942 doğumlu İrfan Dinçsoy' dan alınmıştır.
270 Çavdar'a ait semt adları, 1 928 doğumlu Ömer Ateş'ten elde edilmiştir.
271 Dirgicik semtleri ile ilgili bi lgi ler muhtar Emin Yiğit'ten sağlanmıştır.
29 1
HAMZABALİ: Doğancılı , Kavlak, Gedive, Örenarası , Keçeci , Dağlı
Kuyusu, Kılcan Pınarı, Hac ı Hasan Deresi , Cennet Pınarı, Boncuklu
Kavak, Söğütlü Pınar, Hamam2 7 2
27 2
Hamzabalİ ile i lg i l i semt adları say ı n S uat Mendere s ' ten elde edilmiştir.
273
Korteke Köyü ile i lgili bilgi ler, I 938 doğumlu Abdullah Maden ile I 956 doğumlu
Muhsin Parlak' tan sağlanmı ştır.
292
PINARLI (ARAPLI): Karakaya, Tandır Çeşmesi, Anbar Kaya, Kocakır,
Yel değirmeni
ARPAZ
274
Arpaz ile ilgili semt bilgiler sayın Emin Kolukırı k' tan sağlanmıştır.
27"
Küte/Yenice i l e i lgi l i bi lgiler muhtar Sefer Seven'den sağlanmıştır.
m Mescitli ile ilgili semt adları Say ı n Mustafa Gel ir' den elde edilmiştir.
293
YAZIRLI: Aktaş, Çiçek l i (Çiçek Dede), Gulle Pınarı, Kırnaz Deresi ,
Pilavtepe, Havuçl u Çeşme, Dolman Tepesi , Ahmediyem Pınarı, Çifte
Dedeler, Hassenler, Kocaçeşme
KESTEL
277 B ayındır Köyü semt adları, 1 940 doğumlu Ali Gerçek' ten elde edilmiştir.
294
BOZYURT (MASTAVRA): Çaldede, Hacı Ahmet Dede, Karabali
Bahçesi, Kördel iler, Arapderesi, Mersindere, Yapıl ı Asar, Armutluk,
Mersindere, Azalmaz, Gavur Evleri
295
HACIBEYLİ: Aktaş, Kurtderesi, Durdibi, Burmalıçeşme, Balban,
Çakalderesi, Yaka, Kölel ik, Uçbeyler, Uluyol
28° Ketendere Köyü' ne ait semt adları 1 947 doğumlu Muzaffer Karakaya' dan
sağlanmıştır.
296
SEVİNDİKLİ: Dumaniçi, Hayıtlıkuyu, Dutlukuyu, Dedebaşı, Selimli,
Arapdede, Yörükcami
SULTANRİSAR
m Uzunçam (Siroz) Köyü ile ilgili bi lgiler muhtar Şeref Kahraman'dan elde edi lmiştir.
297
Yaren Dede, İncecik Çeşmesi, Nergiskaya, Kavaklı Dede, Alaz,
Sündürmekayası, Dibeci k Çeşmesi, Gacar, Haney Çeşmesi
YENİŞEHİR
282
Amasya Köyü ile ilgili semt adları muhtar Osman Arıcan 'dan elde edilmiştir.
298
Yol ak, Doğca Çeşmesi , Yel lice, Dikmen Çeşmesi, Döğerlik, Hacı Munar
Çeşmesi , Kuşpınarı, Karadutlu, Karadikenl i , Kocakıran, S i vri
299
YENiKÖY: Gölle Dağı , Kara Kutlu, Aktaş, Tolos, İnönü, Karaoluk,
Armutlu, Kocakıran, Oyuk, Kayraklı, Arappınarı , Tavşanana Kıranı,
Karabaş Pınarı, Kocasu, Uzunçayırl ı , Çayırlı Öz, Kabaklık, Ulupınar,
Kaklamak Çayı , Kocadüz, Mezarkaşı, Gökgedik, Gökbel , Karadiken l i ,
Sarısu 2 83
İZMİR
lR.ı
Yeniköy ile i l g i l i semt adları 1 95 0 doğuml u Kadir Girgi n ' den elde edilmiştir.
300
GAZİEMİR : Çatalkaya Dağı, Seydi B aba, Maşatlık, Irmak, Kaynak Gölü
URLA: Yenice, Naipli Çeşmesi , Hacı İsa Mahallesi, Kocabıyık, Mal koç,
Gödence, Kayadibi, Dereköy, Abdall ar, S ığır Kuyruğu, Güvendik,
Kırandağı , Yumlu, Döğerli , Sarı Abdal , Özbek, Kuşcular, Güvendik,
Yağcılar
30 1
Mersin, Akkuyu Çeşmesi, Mağara B oğazı, Delioğlan Boğazı, Namalar,
Kaledağ İni, Domuzpınarı, Karcağır, Kenarlı Tepe, Hacıoğlu Çamurlu
Çeşme, Asmal ı Pınar, Tahtalı Kuyu, Kayal ı Kuyu, Çıbantaşı, Kocakaya,
Neferne B ağı, Osmanın kuyu
ALAŞEHİR
2s.ı Alemşah lı Köyü semt adları. 1 942 doğumlu Hali l Çolak' tan sağlanmıştır.
3 02
AVŞAR: Türkmen Tepesi, Çukurova, Değirmendere, Yörükler, Türkmen
Dedesi
KARACAALİ: Işık Dede, Hacı Hasan Kayası, Kaplan Dağı , Del iktaş
2x'
Sarıgöl ile i l g i l i bilgiler, 1 948 doğumlu Bekir Fidan ile 1 967 doğuml u İ lhan
Aldemir ' den elde ed ilmiştir.
303
Mahal lesi , Bahçedere Mahal lesi , Tuzlak, S inekl i , Çaltı lıdere, Leylekli,
Çatalgöl , Hayıtl ı dere, Kocagö l , Yaylak, Öküz Gölü, Hasan Bükü,
Yarbaşı, Düdükçü, Zı ngı ldak, Kıranbaşı , Buzağı Otu, Kayrak,
Kızı lgedik, Deli Erik, Kısıkdere286
SART
SART: Çııkal lar Deresi , Hazar, B i ga, Manastır Köyü, Kurşunlu, Sultanl ı
Deresi , Çukuroba
2�'' Ul uderhend ile i l g i l i semt ad ları, e s k i muhtarlardan Kemal Dağdelen 'den elde
ed i l mişt i r.
2s7 BadulCa Köyü ile i l g i l i semt ad ları, köy yönetim kurul u üyesi , Hali l Ongan ' dan elde
· ed ilm iştir. ·
3 04
Suluçökelek, Hacıdere, Çiftli kçayı, Armutalan, Kaplı Kesik, Çocuklu
Yar, Keltepe, Çerkesler, Çınarlı Çeşme, Köse Ali
CAFERCİ: Ahmetli Deresi , Kabaağaç, Kepenekli, Üç Ağaç, Hıdırl ı
Deresi, Kara Fatma' nın Öldüğü Yer, Taşlıtarl a, Tekke
lRx Çakaldoğan Köyü semt adları 1 95 1 doğuml u Hüseyin Oğuz' dan elde edilmiştir.
289
Çanakcı Köyü semt adları 1 935 doğumlu İ brahim Atilla' dan sağlanmıştır.
305
HACIBEKT AŞLI: Kara Kütük, Çanak Ağzı, Kefenci, Gümüş Dere,
Mi l l im Dere, Evdere
290
Şahyar ve Osmaniye köylerinin semt adları, 1 965 doğumlu Yaşar Akçalı ' dan elde
edilmiştir.
306
YARAŞLI: Çölmekci, Çataldut, Balıkgölü, Kurutma, Gerönü, Azmak,
Sazlık, Kocadüz, Han yeri
29 1 Yağmurlar Köyü semt adları 1 946 doğumlu Şevket Yılmaz' dan sağlanmıştır.
2
29 Akyurt ile ilgili b ilgiler, 1 95 1 doğum l u Veli Akkor'dan elde edilmiştir.
3 07
ALACALI:Menevşe Çukuru, Kız ı l , Karanlıkdere, Karaal i , Kumtepe
ALAYLI: Dikilitaş, Yel lice, Gavur Boğazı, İndere, Fırla Tepesi, Karadut,
Şeytan Deresi, İnönü, Eski Alaylı
293 Çayırtı Köyü ile i lgili semt adları 1 939 doğumlu Hüseyin B i lgin'den elde edilmiştir.
294 Dallık Köyü semt adları, I 967 doğumlu muhtar Ekrem Kaya'dan elde edilmiştir.
308
Atmacık, Kovuş Deresi, Cuma Deresi, Kocakuyu, inmezler Tepesi , Hacı
Hasan Gedi ği, Karıncalı , Sakaralan , Dikkulak Deresi, Güzler, Büyükkoz,
Kazmacı, Baklaburun, Ulualan, Tanışman, Dipsiz Dere, Tekir Yaylası,
Payamburun, Kurbanlık
2"5 Işı k l ı Köyü ilc i l g i l i semt adları eski muhtar, 1 965 doğumlu Murat Arslan'dan elde
edilmiştir.
309
Çamlıtarla, Kocabağ, Köklük, Kazoğlu, Kocakır, Bitorman , Çamur
Kavak, Keten Alan, Taştepe, Kara Mehmet Çeşmesi , Kısık296
2% Mehmetler Köyü semt adl arı ınuhtar 1 95 1 doğuml u Şaban Dönmez 'den elde
ed ilmi ştir.
2'17
S omak Köyü semt adları 1 965 doğum! u Coşkun Yılmaz' d a n sağlanmıştır.
2% Toparlar Köyü ile i lg i l i bilgi ler, 1 959 doğumlu A l i Göktaş, 1 96 1 doğumlu Faik Şen,
310
Taşl ıçukur, Gökdere, Karaayşe Suyu, Doğan l ı , Gel i nkayası , Kurşun
Gediği , Kurtca, B akcakl ar, Meram B ağı, Deve Yatağı
BAYINDIR
29'' Karapınar Köyü semt adları 1 96 1 doğum lu Feridun Koçbay' dan elde edi lmiştir.
3ı ı
B İRGİ
ESELLİ : Palamut Dağı, Göktepe, Karanlık Dere, Patlak, Tiri l inin kayak
_ıoo Bozcayaka Köyü' nün semt adları , 1 960 doğuml u Feridun Özcanoğlu' ndan elde
ed ilmiştir.
312
EMİRLİ(MADEN): Aktaş, Güllüpınar, Kızl ar Mezarlığı, Kazmacı,
Savruk, Langarderesi, Akçeşme, Muslukgediği, Kartalçukuru, Üç Mezar
3 13
ŞiRiNKÖY (KEÇiLiLER): Yumurtaş, Dışdaş, Velioğlu, Tepeci k
KELES( KiRAZ)
AKKAV AK: Camız Gölü, Koca Çınarlar, Maşatlar, Kapıcı Yeri , Yüksek -
Harman, Han Yıkığı
AZMANLAR: Demi rci Dede, Kadın Geçidi, Kasular Suyu, Oyuk Kıranı,
Arap Mezarlığı, Kunduz Gediği, Mol l a Ahmet
.ıo2
Aydoğdu Köyü semt adları 1 962 doğumlu Mehmet Özkan' dan elde edilmiştir.
3 14
CERİTLER(ÇULHAMURLAR): Göl başı, Bağlar, Kavukdere, Sülüklü,
Han yıkığı
KAYADİBİ : Demir Dede, Yurt Bel en, Del ibelen, Çavdar, A vcılar
'll.'
Ged i k Köyü semt adları 1 953 doğumlu Hüseyi n Yılmaz' dan sağlanmıştı r.
·
'li.J
İğde l i Köyü semt adları 1 964 doğumlu Eyüp Çingil ile 1 964 doğumlu Yaşar
·
3 15
KİBARLAR ( KEPİRLER) : Dede Doğan, Demirci Dede, İnlikıran, Koca
Karı Mezarlığı, Kervan
\o:\ Saçl ıköyü i l e i l g i l i semt ad ları 1 963 doğumlu Muammer Ayd ın 'dan e lde edi lmişt ir.
<o(, Yağlar Köyü semt adl arı. 1 950 doğumlu Mustafa Kocabaş ' tan elde edilmiştir.
3 16
YEN İKÖY : İkiztepe, Ulupı nar, Çiftliktepe, Tuğlutepe, İnönü, Yıkıkhan,
Bazargediği, Aktaş, Kuruçeşme, Karanl ıkdere, Tilkilik, Avunduruk
B ALYAMBOLU( BEYDAG)
AYASULUK
317
TORBALI
3 18
KARAOT: Çakmaklık, Kocalar Mezarlığı, İnatlı , Öküz Yatağı, Kurt
Taşı, Nene Kayası , Sınırburnu, Akkaya, Göçüklük, Payaml ı Dağı,
Papazlık İni, Akçaçay Deresi, Çorlak Deresi, Kazancık Deresi , Kuyu
irimi, Kozcuk, Yüksek, Hocanın Mezarı, Kekl alelik, Baykuş, Kıral an,
Bağaltı, Kocalar
A YDlN GÜZELHİSAR
3 19
AKÇEŞME: Kaşıkcı, Kuştaşı , Şarlakderesi, Kepenek Dede, Karabağ
Dede
307 Bağcılar i l e ilgi l i semt adları 1 957 doğuml u Fah ri Yıldız'dan sağlanmıştır.
320
GAFFARLAR: Arap E l i , Akkaya, İmam Tepesi , S arıçay, Büyük
Harman, Tümbek, Katrancı, Mastanl ar, Göbeksuyu, Amazon Tepesi,
Asar
KENGER: Fil Deresi, Ağlayan Pınar, Kızı lyarbaşı , Aktaş, S ırtlan ini ,
Kafaca, Haqnos Deresi, İbrahim Dağı , Gılman Tepe, Koca İmam
1
32 1
Mermerl ikuyu, Kocaova, Kayal ık, Yenikuyu irimi, Keleş Pınarı ,
Çamaltı308
308
Koza! akl ı Köyü i le ilgili semt adları 1 95 9 doğumlu Ersan Çobanoğlu' ndan elde
edilmiştir.
322
UZUNDERE: Hüseyinciler, Kel ler, Köseler, İndere, Ada, Meyazın,
Sandaldere, Karaabdi Değirmeni, Allankaya, Sırtlankaya, S ivrikaya,
Hasan Pınarı , Nalpınar, Çörüşlü, Ketenci, Kellik, Köklük
SULTANRİSAR
323
KESTEL
324
KARDEŞKÖY(KARGAÇKIRAN): Kaman Deresi, Çakal Tepesi , Kıran,
Gavur dağı , Kızıica Gedik, Kurtluca, İn Deresi, Cennet' i n Gölü, imselin
Deresi ,Çam l ı k, Kocataş
BOZDOGAN
AKYAKA: Yaykın, Del i ktaş, Kil itl i köprü, S arımsak Çukuru, Yukvar,
Gavur Daın l arı , Kapız, Sürünbeç, Osmanın Mezarı, Kozaklık
325
Mezarl ığı, Sipahiler Mezarl ığı, Beyl ik, Kırkgöz, Armutalan , Anbar
Kayası, Tuzleş, Kırburun, İğdelidere, Fırındere
3 1
1 Güney Köyü i le i l g i l i semt adları 1 955 doğuml u Ahmet Emi n Ateş ' ten elde
edilmiştir.
3 1 2 Güvenir Köyü semt adları 1 977 doğumlu Zülküf Yörükoğl u' ndan alınm ıştır.
.ı ı .ı Hışımlar Köyü semt adları 1 955 doğumlu İ smet Turgut ' tan sağlanmıştır.
3 1 4 Kakalaıı Köyü semt ad ları 1 944 doğumlu Dinçer Sarıoğl u' ndan elde edi lmiştir.
326
Yenikuyu, Ahmetler Yakası , Kırkgöz, Eski Mezarlık, Seherl i Mezarlığı,
Dibektaşı, Magaza, Kızlar Beşiği 3 1 5
OSMANİYE: Karakaya, Tolos, Saı·ı su, Ilgı nlı, Atizi, Agsu, Çiftedereler,
Altıkavak, Kalabak, İntaşı, Ecinlipınar, Cinl ipınar, Mustu llar Çeşmesi,
Ganiyıkığı
YENİŞEHİR
m Kızıltepe Köyü semt adları 1 95 3 doğum lu Veli Koşakc ı ' dan elde edilmiştir.
·' ' <>
Koyuncular Köyü semt adları 1 97 1 doğuml u Enver Öztürk ' ten elde edilmiştir.
m Örentaht Köyü semt adları, 1 973 doğum lu Ercan Kaya'dan elde edilm iştir.
3 27
KARACAÖREN: Dumlu, Dana Kı ran, Kırıktepe, S arnıç, Yaykın, Eşek
Uçtu, Elek Çam ı , Akdere, Yaraltı, Çamönü, Cingirt3 1 8
ALAŞEHİR
ÇERDİN : Yün Dede, Çıralık Dedesi , Kız Dede, Kirişl i , Yapı l ı , S akal l ı ,
Softalar Mezarl ığı, Küçükburun Dedesi , S akal l ı , Küllüyurt, Çatalçay,
Gelin Öldü gediği
ÇEŞNELİ : Palamut Dede, Ayval ıseki, Tolos Deresi, İndere, Göl yeri ,
Sülüklü
EMCELİ: Sarı veli Dağı, Tomas Dağı, Göztepe, Şeytancık, Uma Deresi,
Kocakuyu, Çiftl i kal an ı , Kabir Damı
m Karacaören Köyü ' ne ait bi lgi ler. 1 979 doğumlu Fatih Ceylan'dan elde edilmiştir.
328
GÖBEKLİ : Eren Dağı, Anacın Dere, Kızılyar, Kocahanay, Kertik,
Yemişin Dere, Kuyualanı, Bayramın Tarla, İğdelidere, Acıcaoğlu Deresi,
Bulgur tepe, Melengeç, Domuz Deresi , Horlan Oluk, Acıyol, Topan
Pal amut, Kovukdere, Çamlık, Akgedik
S ART
.l i'' Başlıoğlu Köy ü ' ne ait bil giler. 1 960 doğumlu Hal i l i hrahim Karataş ' tan sağlanmıştır.
1'
�
_o Çaltı lı Köyü' na ait semt adları i 1 964 doğumlu Seyid Ali Şahin ' den elde edi lmiştir.
.ı 2 ı Çu kuroba Köyü semt adları, 1 95 2 doğumlu Hasan Eriş'ten sağlanmıştır.
329
KABAZLI: Munamak, Orman Dede, Üğüdere, İsmaildere, Bayraklı,
Saraçtepe, Kocatepe, B ozalan, Gebeşdere, Pazardere, Kazandere,
Yol ludere, Hacıyusuf Kuyusu, Çaldede, Yeşi lkavak Kuyusu, Kaysan lrm
İZMİR
322Kahazlı Köy ü semt adları . 1 94 1 doğuml u Ahmet B u l ut ' tan elde edi lmiştir.
ı23Mersi ndere Köyü ' ne ai t b i l gi ler köy ınuhtarı, 1 95 6 doğuml u Hal uk Durmuş' tan
sağlamışt ır.
330
KAYNAKÇA
ARŞİV KAYITLARI
33 1
Tire Şer' ye S i c i l i Ci l t 4 (II.Defter), say.228-240, H . ı 256
Tire Şer' i ye Sicili Ci lt 29, Say.395, H. ı 3 ı 9
Tire Şer ' i ye S ic i l i Cilt 1 4, H . l 28 3
Tire Şer' i y e S ici l i C i l t 1 3, H . 1 282
Tire Şer' iye S i c i l i Ci lt 28, H. ı 3 ı 7
Tire Şer' iye S i c i l i Ci lt 1 5 , H. 1 283
Tire Şer' iye S i c i l i Cilt 27, H. 1 3 1 2
Tire Şer' i ye S i c i l i C i lt 39, S ay.246, H . 1 33 1
Tire Şer' iye Sici l i Ci lt 47, S ay.32, H. 1 340
Tire Şer' i ye S i c i l i Ci lt 25, H. 1 307
Tire Şer' i ye S i c i l i Ci lt 6, H. 1 268
Tire Şer' iye S ic i l i C i lt 22, H . 1 300
VAKF İ YELER
B AS ILI YA YINLAR
Abdül vehhab bin Yusuf ibni Ahmed el Mardani- Kitabu ' l Fi ' t Tıb ( Haz.
Prof. Dr. Ali Haydar Bayat), İ stanbul, 2005
332
Armağan, A . Munis- Tire'den Darağacına Şeyh Bedreddin, İzmir, 2004
Armağan, A.Munis- Ege ' n i n Gizli Tarih i Horasani l er, Tüze Yayınev i ,
Ankara. 200 I
Armağan , A.Munis- Asya' dan Anadol u ' ya Türkler ' i n Anı Defteri
Cahen, C l aude- Osman l ı l ardan Önce Anadolu ' da Türkler (Çev. Yıldız
Moran), E yay . , İstanbul, 1 994
Can dar, A.A vni Ali- Türklüğün Kökleri ve Yayı l ışı, İstasnbul , 1 934
Demirkent, Işın- "XII.Yüzyılda B izan s ' ı n Ege Bölgesi ' nden Güneye inen
Yol ları Hakkında", Anadolu'da tarihi yoll ar ve Şehirler Semineri
Bi ldiri l er- İstanbul, 2002
333
Ebu Abdul l ah Muhammed İbn B attuta Tanci- İbn B attuta Seyahatnamesi
(Çev. A. S ait Aykut), Cilt 1 -2, İstanbul , 2004
Edirne! i Oruç Beğ- Oruç Beğ Tarihi (Haz. Ats ız) Tercüman 1 00 1 Temel
Eser
Gökbi lgin, M.Tayyib- XV., XVI. Asırlarda Edirne Paşa Livası, Vakıflar,
Mülkler, Mukataalar, İstanbul, ı 952
Kaşgarlı Mahmud- Divanü Lugat-it Türk (Çev. Besim Atalay), I-IV. Cilt
ve Dizi n , Ankara, 2006
334
Kaygusuz, Bezmi Nusret- Şeyh Bedreddin S imaveni , İ zmir, ı 957
Orhon lu,Doç . ,Dr. Cengiz- Osman l ı İ mparatorluğu' nda Derbent Teşki l atı ,
İstanbul, 1 967
335
Sünıer. Prof. Dr. Faruk-Oğuzlar, İ stanbul , ı 999
336