Professional Documents
Culture Documents
Fizik Elektrik
Fizik Elektrik
Fizik Elektrik
Elektrik Nedir ?
Elektrik, yük taşıyan parçacıkların (genellikle elektronlar ve iyonlar) hareketi
sonucu oluşan bir fiziksel olgudur. Bu hareket, elektronların bir noktadan
diğerine geçişi veya iyonların yer değiştirmesi şeklinde olabilir. Elektrik, yük
taşıyan parçacıkların hareketiyle birlikte enerji taşıma yeteneğine sahiptir. Bu
enerji, elektriksel potansiyel enerji ve elektrik akımı olarak ifade edilir.
Elektrik Akımı
Bir şeyin belirli bir mesafede saniyede ne kadar geçtiğini gösteren ölçü
birimine Akım denir. Mesela bir borunun içinden saniyede ne kadar su geçtiğini
anlamak için su akımı kavramını kullanırız. Elektrik akımı, iletken bir maddenin
belirli bir noktasından saniyede ne kadar elektrik yükü geçtiğini hesaplamak için
bize yardımcı olur.
Elektrik akımını ölçmek için Akım şiddetini kullanırız. Formülü I=Q/t’dir.
Yani belirli bir noktadan geçen birim saniyedeki coulomb miktarıdır ve Amper
“A” olarak adlandırılır. Amper akım şiddetini ölçmek için kullandığımız
birimdir. Coulomb, yük miktarını ifade ederken, Amper ise yükün birim zamanda
bir noktadan geçiş miktarını ifade eder.
Mesela 10C’luk yükün 5 saniyede geçtiğini varsayalım o zaman akımımız
10/5 ten 2A olur
Elektrik Akımının Yönü: Elektrik akımının yönü, elektronların hareket yönüne zıt olarak
tanımlanır. Geleneksel olarak, elektrik akımının yönü pozitif yüklerin hareket yönüne
doğrudur. Bu anlamda, elektrik akımı pozitif yüklerin negatif yüklerden pozitif yüklerin
bulunduğu bölgeye doğru hareket ettiği şeklinde ifade edilir. Ancak, pratikte elektronlar
negatif yük taşıdığı için, gerçek akım yönü elektronların hareket yönüne zıttır. Bu tamamıyla
tarihsel bir gariplikten kaynaklanmaktadır. Ama matematiksel işlemlerimizi kolaylaştırır.
Not: Elektrik potansiyeli, bir noktadaki elektrik yüküne uygulanan kuvvetin enerji birimi
olarak düşünülebilir. Elektrik yükleri, bir potansiyel farkı olduğunda düşük potansiyelden
yüksek potansiyele doğru hareket etmeye eğilimlidir. Elektrik Potansiyeli, yüklerin
potansiyel farkı üzerinden enerji kazanarak veya kaybederek hareket etmesine neden olan bir
elektriksel kuvvettir.
Örnek; Bir pilin iki ucu arasındaki potansiyel fark 3 volttur. Buna göre, pilden 5
Coulomb’luk yükün geçmesi için yapılması gereken işi bulunuz
Potansiyel farkın 3 Volt olması her bir Coulomb’luk yükün
bir noktadan diğerine taşınması için 3 Joule işin yapılması
gerektiğini bize söyler.
W = 3J/C iken 1 Coulomb için 3 joule ise 5 Coulomb için 15
Joule iş yapması gerektiğini buluruz. Ya da daha kısa bir yöntemle formülde 5 ile
çarpabilirdik de.
Ohm Kanunu
Direnç(R): Direnç, bir elektrik devresindeki akımın akışını (yük akışını)
engelleyen veya sınırlayan bir özelliktir. Direnç devre elemanlarından biridir ve
elektriksel enerjiyi ısı enerjisine dönüştürür. Birim olarak Ohm (Ω)’u kullanır.
Örneğin, bir direnç 10 ohm olarak ifade edildiğinde, bu demektir ki o direnç, bir
amperlik akımın geçişi sırasında 10 voltluk gerilim düşüşüne neden olur.
Ohm kanunu, bir elektrik devresindeki akım, gerilim ve direnç arasındaki ilişkiyi
tanımlayan bir elektriksel yasadır. Kanun, Alman fizikçi Georg Simon Ohm
tarafından keşfedilmiştir ve bir devredeki akımın devredeki gerilime ve dirence
bağlı olduğunu ifade eder.
Formülü şöyledir; V = I.R yani gerilim eşittir akım çarpı direnç ya da I = V/R
Ohm yasasına uyan maddelere ohmik maddeler denir.
Ohmik maddeler, sabit bir dirence sahiptir ve direnç
değerleri, uygulanan gerilime ve akıma bağlı olarak
sabit kalır. Bu tür maddelerde, akım gerilim arttıkça
doğru orantılı olarak artar ve direnç sabit kalır.
Bu durumda seri bağlı dirençleri kaldırıp aynı akımın geçmesini sağlayacak tek
bir direnç koyabiliriz. Bu direnç diğer dirençlerin toplamı kadar olup, onların
yaptığı etkiyi tek başına yapar. Bu dirence eşdeğer direnç adı verilir ve Reş
olarak gösterilir. Bunu yapmamızın sebebi bu üç değişkeni tek bir değişkene
bağlamaktır. Böylelikle tasarladığımız devrelerde, hesaplamalarımızı daha kolay
yaparız. Şimdi ohm yasasına göre voltajların ve dirençlerin formüllerini yazalım;
V 1=I ⋅ R 1 V 2=I ⋅ R 2 V 3=I ⋅ R3
V =I ⋅ ( R1 + R2 + R3 ) V =I ⋅ Reş
Akımları ortak bir paranteze aldıktan sonra bütün dirençler yerine ortak bir Reş
direnci yazabiliriz. Böylelikle bu dirençlerin ohmları toplamı Reş direncimize
eşit olacaktır. Ayrıca Seri bağlı devrelerde eşdeğer direnç, diğer dirençlerin ohm
cinsinden toplamıdır.
2) Paralel Bağlı Dirençler
Birbirine paralel olarak bağlanan dirençlere denir. Aynı
iki düğüm noktasına sahip oldukları için bu dirençlerin
voltajları aynı olur. Akım, düğüm noktasına ulaştıktan
sonra ikiye ayrılır. İkiye ayrılan akım diğer düğüm
noktasında tekrardan birleşerek giren akıma eşit olur.
Şimdi paralel bağlı dirençler için Reş’i yazmaya çalışalım.
İlk önce ohm yasasını kullanarak neler bildiğimizi bir gözden geçirelim;
V V
I =I 1+ I 2 I 1= I 2=
R1 R2
I =V
( R1 )
eş
Not: üstteki denklemde cebirsel oynamalar yaparsak daha pratik bir yöntem olan
şu denkleme ulaşırız; 1/Reş = R1+R2/R1.R2 bu ifadeyi ters çevirdiğimizde Reş =
R1.R2/R1+R2
olur. Ayrıca paralel eşdeğer direnç paralel dirençlerin en küçüğünden de daha
küçük olur.
Not: Bir devrede bir sürü paralel bağlı direnç olabilir. Paralel bağlı dirençlerin
sayısı ne olursa olsun hepsi tek bir Reş direncine indirgeyebiliriz. Tek bir düğüm
noktasını paylaşan
Rn tane direnç için; 1/Reş = 1/R1+1/R2+1/R3+……1/Rn gibi.
Not: paralel bağlı iki direncin değerleri birbirine eşitse paralel eşdeğer direnç
direnlerden birinin yarısına eşit olur. Yani Reş = R.R/R+R > Reş = R/2 olur.
Yani birbirine zıt iki tane üreteç varsa; V eş değer=¿ V 1−V 2∨¿
Ancak eş değer direncimizin şeklini voltajı büyük olana göre çizeriz. Mesela V1
büyükse eksi kutup solda artı kutup sağda olacak şekilde çizilir.
Paralel bağlı üreteçlerde, pillerin artı ve eksi kısımları ortak noktalara bağlıdırlar.
Eş değer üreteç, paralel bağlanan iki pilden herhangi birinin voltuna eşit olacak
şekilde yazılır. Çünkü piller ortak bir potansiyel farka sahiptirler. Yani
V eş değer=V 1=V 2=… V n=V
Voltajları farklı olan iki pili paralel bağlarsak, iki pilin potansiyel farkı
eşitleninceye kadar piller birbirini bitirmeye çalışırlar ve elektrik akımı bu piller
arasında döner.
Elektriksel Güç
Genel anlamda güç, birim zamanda ne kadar enerji harcandığını ve iletildiğini
ifade eder. Enerji birimi olarak joule, zaman birimi olarak ise saniye kullanılır.
E
Güç ise Watt (W) ile gösterilir. Gücün formülü; P=
T
J
veya W=
t ’dir
Elektriksel güç ise, elektrik enerjisinin bir birime göre harcanma hızını ifade
eder. Buradaki enerji harcamaktan kastımız enerjiyi dönüştürmektir. Elektrik
enerjisini, birçok farklı enerji türüne dönüştürebiliriz. Mesela hoparlör elektrik
enerjisini sese, ütü rezistansı ısıya, çanak antenler frekansa ve vantilatörler ise
mekanik enerjiye dönüştürürler. Yani Bir lambanın diğer bir lambadan daha
parlak olmasının sebebi genellikle birim zamanda daha fazla güç yaymasıdır.
Bir devrenin gücünü yani bir direncin belirli bir akımda harcadığı enerjiyi
bulmak için devrenin voltajını ve amperini ölçüp çarparız. Buradaki amacımız
belirli bir akım değeri başına ne kadar joule harcandığı yani iş yapıldığını
bulmaktır. Yani ne kadar enerji harcadığımızı veya dönüştürdüğümüzü
bulmaktır.
Elektriksel gücün formülü şöyledir; P=V . I ya da Watt=Volt . Amper
Elektriksel gücün formülünü ohm yasasıyla birazcık harmanlarsak;
V2
2
P=I . R Ya da P=
R
olur.
Mesela 10 Watt güç tüketmek demek, bir cihazın elektrik enerjisini saatte 10
joule (10 watt-saat) hızında dönüştürdüğünü veya kullandığını anlamına gelir.
Bu, cihazın enerji tüketimini gösterir ve cihazın ne kadar elektrik enerjisi
harcadığını belirtir. Elektrik faturaları işte böyle kesilir.
1 kW ( kilowatt )=1000 W
E
P=
T , 1 kWh( kilowatt . hour )=P .t=E
+5 q−9 q=−4 q
−4 q
r →−q
4r
Son durumda 3r yarıçaplı küre -3q, r yarıçaplı küreye q kadar yük düşer.
2) Etki ile Elektriklenme
Yüklü bir cismi, nötr bir cismi etkileyecek kadar yaklaştırdığımızda, yüklü
cismin yükleri nötr cisim içerisindeki aynı yükleri iterek ve zıt yükleri çekerek
nötr cisim üzerinde bir elektriksel kutuplaşma (polarizasyon) oluşturur. Ancak,
etki ile elektriklenmede bir yük alışverişi yoktur. Bu nedenle cisimler birbirinden
uzaklaştırıldığında ilk durumlarına geri dönerler.
Not: Kutuplanma sırasında artı yükler (protonlar) hareket etmez. Sadece eksi
yükler bir tarafa doğru giderek artı yüklerin diğer tarafta fazla kalmasını
sağlarlar.
Ayrıca polarizasyon ve temas ile elektriklenme durumlarında itilen yükler
olabildiğince en uzağa gitmeye çalışırlar.
Elektroskop
Elektroskop, elektrik yükünün varlığını tespit etmek ve türünü belirlemek için
kullanılan bir cihazdır. İğne uçlu elektroskop Laboratuvarlarda kullanılan
elektroskoplardır.
Genellikle iki adet küçük metal yaprakçıktan ve bir topuzdan oluşan elektroskop, bir izolatör
çubuğa
veya bir metal kabzaya bağlıdır. Yaprakçıklar, birbirine yakın ve serbest bir şekilde asılı
dururlar.
Elektroskop nötr haldeyken yaprakları kapalıdır. Yüklendiğinde ise elektrostatik
itme nedeniyle yapraklar açılır. Yüklü olup olmadığını belirlemek istediğimiz
cismi elektroskobun topuzuna yaklaştırarak yaprakların hareketini gözlemleriz.
Eğer cisim yüklüyse yapraklar açılacaktır. Veya bu cismi topuza
dokundurduğumuzda eğer cisim yüklüyse yük geçişiyle beraber yaprakların
açılması gerekir. Eğer yükün cinsini anlamak istiyorsanız elektroskobu bildiğiniz
bir yükle yükledikten sonra yüklü cismi yaklaştırarak yaprakların hareketini
gözlemleriz. Cisim elektroskopla aynı yüklükse yapraklar daha da açılır. Zıt
yüklüyse yapraklar belirli bir miktar kapanır.
Yük miktarları bakımından yorumlayacak olursak, Yüklü elektroskoba, aynı
yüklü bir cisim dokundurulduğunda;
Faraday Kafesi
faraday kafesi, elektromanyetik alanların etkisini engellemek veya yönlendirmek
için kullanılan bir koruyucu yapıdır. Bu kafes, genellikle metal bir kap veya örgü
şeklinde olabilir ve elektriksel iletkenlik özelliğine sahip malzemelerden
yapılmıştır.
Faraday kafesi, İngiliz Fizikçi Michael Faraday tarafından 1836 yılında
keşfedilmiştir. Bu kafes elektriği ve manyetik alanları absorbe etmek veya
yansıtmak yerine, etrafındaki alana eşit miktarda ve zıt yönde bir etki yaparak
içerisindeki nesneleri korur.
Elektromanyetik dalgalar, bir nesneye ulaştığında, nesnenin yüzeyinde serbest
yükler oluşur. Faraday kafesi, serbest yüklerin malzeme içinde serbestçe hareket
etmesine izin verir ve elektriksel iletkenlik sayesinde elektromanyetik dalgaları
içine almaz. Bu sayede dalgaların içeri girmesini engeller ve içerideki nesneleri
elektromanyetik etkilerden korur.
Yıldırım düşmesi sırasında en güvenli yer arabanın içidir. Çünkü araba bir
faraday kafesi görevi görebilir. Veya uçakların yıldırımlara maruz kalmasına
rağmen etkilenmemesi faraday kafesine örnektir.
Topraklama
Toprak çok büyük kütleli iletken bir kitledir. Bu yüzden Dünya ile bir cismi
bağlarsanız tüm yükü dünya alır ve cisim ne olursa olsun nötr hale gelir.