Fizik Elektrik

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 14

Elektrik Ve Elektrik Yükü

Elektrik Nedir ?
Elektrik, yük taşıyan parçacıkların (genellikle elektronlar ve iyonlar) hareketi
sonucu oluşan bir fiziksel olgudur. Bu hareket, elektronların bir noktadan
diğerine geçişi veya iyonların yer değiştirmesi şeklinde olabilir. Elektrik, yük
taşıyan parçacıkların hareketiyle birlikte enerji taşıma yeteneğine sahiptir. Bu
enerji, elektriksel potansiyel enerji ve elektrik akımı olarak ifade edilir.

Elektrik yükü (q)


Elektrik yükü, elektrik akımlarının oluşmasına ve elektriksel enerjinin
transferine neden olan bir özelliktir. Bütün maddeler atomlardan oluşur. Atomu
oluşturan ise birçok parçacık vardır. Bu parçacıkların en temeli ise elektron,
proton ve nötronlardır.
Yük, elektriksel bir özellik olup temel parçacıklar olan protonlar ve elektronlar
tarafından taşınır. Protonlar pozitif, elektronlar negatif yüklü olarak adlandırılır.
Bu yükler etkileşimler sağlayarak elektriksel kuvvet fenomenini oluşturur.
İki proton ya da elektron birbirini iterken, proton ve elektron çifti birbirini
çeker. Atomlarsa bu elektriksel yükü nötrlemeye çalışır bu yüzden elektron
alarak ya da vererek proton ve elektron sayılarını eşitlemeye çalışırlar.
Elektrik yükünü (q) coulomb (C) ile hesaplarız. Coulomb (C), elektrik
yükünün miktarını ölçen bir birimdir. Bir coulomb, bir amperlik elektrik
akımının bir saniye boyunca geçtiği noktada bulunan yük miktarını ifade eder.
Ayrıca Yük bir özellik olarak tanımlanır ve sayısal bir değere sahiptir.
Miktarını sayısal olarak belirlemek için, elektriksel etkileşimleri, kuvvetleri ve
deneyleri kullanırız.
Not: Bilim adamı Coulomb’u araştırabilirsin. Genel kültür defterine bak
Elektronun yük miktarı −1.602×10^−19 C ‘dir. Protonda yaklaşık aynı
orandadır. Ama bir parçacık (-) diğer parçacık (+) ’dır. Miktarın önündeki (-)
elektron (-) olduğundandır.

Soru) Peki sizce kaç elektron -1C‘luk yüke tekabül edebilir?


1e = -1,602x10^-19 Coulomb’tur. Her tarafı 1,602x10^-19’a bölelim. Bu
neticede sol tarafı böldüğümüzde 0,624x10^+19 olurken sağ taraf 1 kalır. Yani -1
coulombluk yük için 0,624x10^+19 tane elektrona ihtiyacımız vardır.

Elektrik Akımı
Bir şeyin belirli bir mesafede saniyede ne kadar geçtiğini gösteren ölçü
birimine Akım denir. Mesela bir borunun içinden saniyede ne kadar su geçtiğini
anlamak için su akımı kavramını kullanırız. Elektrik akımı, iletken bir maddenin
belirli bir noktasından saniyede ne kadar elektrik yükü geçtiğini hesaplamak için
bize yardımcı olur.
Elektrik akımını ölçmek için Akım şiddetini kullanırız. Formülü I=Q/t’dir.
Yani belirli bir noktadan geçen birim saniyedeki coulomb miktarıdır ve Amper
“A” olarak adlandırılır. Amper akım şiddetini ölçmek için kullandığımız
birimdir. Coulomb, yük miktarını ifade ederken, Amper ise yükün birim zamanda
bir noktadan geçiş miktarını ifade eder.
Mesela 10C’luk yükün 5 saniyede geçtiğini varsayalım o zaman akımımız
10/5 ten 2A olur

Elektrik Akımının Yönü: Elektrik akımının yönü, elektronların hareket yönüne zıt olarak
tanımlanır. Geleneksel olarak, elektrik akımının yönü pozitif yüklerin hareket yönüne
doğrudur. Bu anlamda, elektrik akımı pozitif yüklerin negatif yüklerden pozitif yüklerin
bulunduğu bölgeye doğru hareket ettiği şeklinde ifade edilir. Ancak, pratikte elektronlar
negatif yük taşıdığı için, gerçek akım yönü elektronların hareket yönüne zıttır. Bu tamamıyla
tarihsel bir gariplikten kaynaklanmaktadır. Ama matematiksel işlemlerimizi kolaylaştırır.

Elektrik Akımı Nasıl Oluşur Ve Taşınır?


Elektrik akımını ileten iletken maddeler bulunur. Bu maddeler elektron verme
eğilimindedir. Mesela bakır atomu için son elektronunu vermesi daha kolaydır.
Bu elektron bir enerjiyle ya da daha farklı bir olayla atomdan uzaklaştırılır
(mesela elektrostatik güç ile). Bu elektron diğer bir bakır atomuna geçer. O bakır
atomu eksi (-) yüklenir. Gelen elektron diğer elektronu sahip olduğu (-) yükle
yörüngeden çıkartır ve bu süreç atomlar arasında devam eder. Elektrik yükünün
hareketiyle Elektrik Fenomeni meydana gelir.
Potansiyel Fark Ve Gerilim
Elektriğin oluşumundaki temel prensip bir iletkende durgun halde bulunan
elektronları harekete geçirmektir. Bu elektronları itmek içinde elektriksel bir
güce ihtiyacımız vardır. Bu elektriksel itme kuvvetini ise pil sağlar. Pilin içinde
gerçekleşen bazı kimyasal tepkimeler elektronları tele tekrar atarak akımın pil
tükenene kadar sürekli akmasını sağlar.
Bu durumda boş bir telde elektrik sürekli iletilir. Araya bir ampul
koyduğumuzda ampule gelen elektronlar yüksek bir elektriksel potansiyel
enerjiye sahiptirler. Ama bu enerji ampul içerisinde ısı ve ışık enerjisine dönüşür.
Böylece devrenin sağında bulunan teldeki yüklerin potansiyel enerjisi yüksektir.
Bu tel yüksek potansiyelli nokta olarak adlandırılır. Diğer taraftaki yüklerse tüm
potansiyel enerjilerini kaybederler. Bu durumda bu teldeki bütün yüklerin düşük
potansiyel noktada bulunduğunu söyleyebiliriz.

Bu durum neticesinde elektronlar sürekli olarak düşük potansiyelden yüksek


potansiyele doğru hareket ederler. Bu durum sırasında pilin içindeki kimyasallar
yükleri diğer tarafa iterken aynı zamanda yükün potansiyel enerji kazanmasını
sağlar. Bu enerji pilin içindeki kimyasal tepkimelerden gelir. (Kimyasallardan
gelir)
Gerilim ise bu iki teldeki potansiyel farka verilen isimdir. Buda bize yükler
arası potansiyel enerji farkını verir. Ayrıntı bilgi olarak elektronlar tel içinde de
enerji kaybeder ve aslında telde ısınır. Ama bunu göz ardı ederiz. Kısacası
gerilim, yükler bir noktadan başka bir noktaya hareket ettiğinde ne kadar
potansiyel enerjinin kazanıldığı veya kaybedildiğini hesaplamamıza yardımcı
olur. Ayrıca Fizikte enerji aktarıldığında iş yapıldığı söylenir. Yani pil ilettiği her
bir coulomb başına iş yapar. Bu yüzden başka bir tanıma göre gerilim Coulomb
başına yapılan iştir ya da birim yük başına düşen potansiyel enerji olarak da
tanımlayabiliriz ve Birimi Volt’tur (V). (Joule/Coulomb)

Not: Elektrik potansiyeli, bir noktadaki elektrik yüküne uygulanan kuvvetin enerji birimi
olarak düşünülebilir. Elektrik yükleri, bir potansiyel farkı olduğunda düşük potansiyelden
yüksek potansiyele doğru hareket etmeye eğilimlidir. Elektrik Potansiyeli, yüklerin
potansiyel farkı üzerinden enerji kazanarak veya kaybederek hareket etmesine neden olan bir
elektriksel kuvvettir.

Örnek; Bir pilin iki ucu arasındaki potansiyel fark 3 volttur. Buna göre, pilden 5
Coulomb’luk yükün geçmesi için yapılması gereken işi bulunuz
Potansiyel farkın 3 Volt olması her bir Coulomb’luk yükün
bir noktadan diğerine taşınması için 3 Joule işin yapılması
gerektiğini bize söyler.
W = 3J/C iken 1 Coulomb için 3 joule ise 5 Coulomb için 15
Joule iş yapması gerektiğini buluruz. Ya da daha kısa bir yöntemle formülde 5 ile
çarpabilirdik de.
Ohm Kanunu
Direnç(R): Direnç, bir elektrik devresindeki akımın akışını (yük akışını)
engelleyen veya sınırlayan bir özelliktir. Direnç devre elemanlarından biridir ve
elektriksel enerjiyi ısı enerjisine dönüştürür. Birim olarak Ohm (Ω)’u kullanır.
Örneğin, bir direnç 10 ohm olarak ifade edildiğinde, bu demektir ki o direnç, bir
amperlik akımın geçişi sırasında 10 voltluk gerilim düşüşüne neden olur.
Ohm kanunu, bir elektrik devresindeki akım, gerilim ve direnç arasındaki ilişkiyi
tanımlayan bir elektriksel yasadır. Kanun, Alman fizikçi Georg Simon Ohm
tarafından keşfedilmiştir ve bir devredeki akımın devredeki gerilime ve dirence
bağlı olduğunu ifade eder.
Formülü şöyledir; V = I.R yani gerilim eşittir akım çarpı direnç ya da I = V/R
Ohm yasasına uyan maddelere ohmik maddeler denir.
Ohmik maddeler, sabit bir dirence sahiptir ve direnç
değerleri, uygulanan gerilime ve akıma bağlı olarak
sabit kalır. Bu tür maddelerde, akım gerilim arttıkça
doğru orantılı olarak artar ve direnç sabit kalır.

Voltmetre: Devredeki gerilimi ölçmek için kullanılan cihazdır. Yüksek bir iç


dirence sahip olduklarından devreye paralel bağlanırlar ve az miktarda akım ile
gerilimi ölçer.
Ampermetre: Bir devredeki akımı ölçen cihazdır. Düşük bir iç dirence sahiptir
bu yüzden devreye seri bağlanır. Birimi amperdir.
Direncin Yapısı;
R = V/I formülüne göre direncin değerini büyültmek veya küçültmek için
voltajı arttırmak bir işe yaramaz. Çünkü formülü V = IR şeklinde yazdığımızda
akımında voltajla beraber artacağını söyleyebiliriz. Direncin değerini büyültmek
için direncin yapısına bakmamız lazım. Mesela uzunluğunu, boyutunu veya
malzemesini değiştirmek gibi.
Direnç, iletken malzemenin uzunluğuna (L), kesit alanına (A) ve öz direncine
(ρ) bağlı olarak hesaplanır. Uzunluğun artması akımın geçişini uzatarak
karşılaşılan direnci artırır. Kesit alanı artırılırsa akımın geçtiği alan genişler ve
akım daha rahatlıkla direncin içinden geçer. Direncin yapısıyla ilgili olarak,
Metallerin öz direnci düşükken metal olmayan malzemelerin direnci yüksek olur.
Malzemelerin sahip olduğu direnç değerine öz direnç denir. Mesela bakır iyi bir
iletkenken elektrik akımına az bir direnç uygular. Ama lastik ise elektrik akımını
kolay geçirmez. Bu bilgilere göre formül şudur; R = ρ.L / A
Bu formülde ρ’yi yalnız bıraktığımızda ρ = R.A/L olur. Birimleri hatırlayalım
direncin birimi ohm Ω iken uzunluğun birimi metre, kesit alanınınki
metrekaredir. Üstteki metreler sadeleşince ρ(rho)’nun birimi ohm çarpı metre:
Ω.m olur. Böylelikle maddelerin öz direncini hesaplayabilir hale geliriz.
Not: direncin yapısı aslında karmaşıktır. Direncin nasıl çalıştığını ve yapısı
öğrenmek istiyorsan defterine bak. Ayrıca burada gördüğümüz direnç bir
devre elemanıyken ampul gibi devre elemanları da direnç olabilmektedir.

Elektriksel İletkenlik ile Öz Direnç Arasındaki İlişki;


Elektriksel iletkenlik bir malzemenin elektrik akımını ne kadar iyi ilettiğini bize ifade eden
kavramdır. Bu iletkenlik, malzemenin serbest elektronlara izin verme yeteneğiyle ilgilidir.
İletken maddeler serbest elektronlar içerdiklerinden elektrik akımını iyi iletirler. Bu tür
maddeler genellikle metallerdir. Yalıtkanlar ise elektrik akımını neredeyse hiç iletmezler.
Mesela cam, porselen veya seramik gibi. Öz direnç ise iletkenliğin tam tersidir. İletkenler
elektriği kolayca geçirebildiğinden öz dirençleri düşük, yalıtkanların ise yüksektir. Bu
durumda şu formülleri yazabiliriz;
ρ = 1/σ veya σ = 1/ ρ
Bu denklemler bize bir maddenin iyi bir iletkense kötü bir direnç, kötü bir
dirençse iyi bir iletken olduğunu söyler. Buradaki σ (sigma işareti) ise maddenin
iletkenliğini temsil eder.
Dirençlerin Devre Üzerinde Bağlanması
1) Seri Bağlı Dirençler;
Bu tür devrelerde dirençler, uç uca bağlanır. Böylelikle
bütün dirençlerden aynı akım geçer. Ancak dirençler arasındaki
voltaj farklılık gösterir.
Şimdi bildiklerimizi bir gözden geçirelim. İlk öncelikle ohm
yasasına göre dirençlerin iki ucu arasındaki voltajların toplamı
pilimizin voltajına eşit olmak zorundadır (V = I.R)
V =V 1+V 2+V 3

Bu durumda seri bağlı dirençleri kaldırıp aynı akımın geçmesini sağlayacak tek
bir direnç koyabiliriz. Bu direnç diğer dirençlerin toplamı kadar olup, onların
yaptığı etkiyi tek başına yapar. Bu dirence eşdeğer direnç adı verilir ve Reş
olarak gösterilir. Bunu yapmamızın sebebi bu üç değişkeni tek bir değişkene
bağlamaktır. Böylelikle tasarladığımız devrelerde, hesaplamalarımızı daha kolay
yaparız. Şimdi ohm yasasına göre voltajların ve dirençlerin formüllerini yazalım;
V 1=I ⋅ R 1 V 2=I ⋅ R 2 V 3=I ⋅ R3

Sonrasında voltajları pilin voltajına, dirençleri eşdeğer dirence eşitleyelim;

V =I ⋅ ( R1 + R2 + R3 ) V =I ⋅ Reş

Akımları ortak bir paranteze aldıktan sonra bütün dirençler yerine ortak bir Reş
direnci yazabiliriz. Böylelikle bu dirençlerin ohmları toplamı Reş direncimize
eşit olacaktır. Ayrıca Seri bağlı devrelerde eşdeğer direnç, diğer dirençlerin ohm
cinsinden toplamıdır.
2) Paralel Bağlı Dirençler
Birbirine paralel olarak bağlanan dirençlere denir. Aynı
iki düğüm noktasına sahip oldukları için bu dirençlerin
voltajları aynı olur. Akım, düğüm noktasına ulaştıktan
sonra ikiye ayrılır. İkiye ayrılan akım diğer düğüm
noktasında tekrardan birleşerek giren akıma eşit olur.
Şimdi paralel bağlı dirençler için Reş’i yazmaya çalışalım.
İlk önce ohm yasasını kullanarak neler bildiğimizi bir gözden geçirelim;
V V
I =I 1+ I 2 I 1= I 2=
R1 R2

Şimdi devre akımını bulmamızı sağlayacak formülü I1 ve I2’yi toplayacak


şekilde yazıyoruz ve voltajları ortak paranteze alıyoruz;
I =V
( 1 1
+
R1 R2 )
Şimdi ise parantezin içindeki dirençleri Reş şeklinde yazalım;

I =V
( R1 )

Böylelikle bütün değişkenleri genel bir değişkene atamış ve formülümüzü


basitleştirmiş olduk. Artık şu sonuca ulaştık;
1 1 1
= +
R eş R1 R2

Not: üstteki denklemde cebirsel oynamalar yaparsak daha pratik bir yöntem olan
şu denkleme ulaşırız; 1/Reş = R1+R2/R1.R2 bu ifadeyi ters çevirdiğimizde Reş =
R1.R2/R1+R2
olur. Ayrıca paralel eşdeğer direnç paralel dirençlerin en küçüğünden de daha
küçük olur.
Not: Bir devrede bir sürü paralel bağlı direnç olabilir. Paralel bağlı dirençlerin
sayısı ne olursa olsun hepsi tek bir Reş direncine indirgeyebiliriz. Tek bir düğüm
noktasını paylaşan
Rn tane direnç için; 1/Reş = 1/R1+1/R2+1/R3+……1/Rn gibi.
Not: paralel bağlı iki direncin değerleri birbirine eşitse paralel eşdeğer direnç
direnlerden birinin yarısına eşit olur. Yani Reş = R.R/R+R > Reş = R/2 olur.

Devre Örneği: Yanda verilen devrede


kollara giden akım kaç amperdir? ve
voltmetrenin gösterdiği değer nedir?
İlk öncelikle işe yanda yazdığımız gibi
voltaj farklarını yazarak başlayalım. Ardından
amper hesaplaması yapmalıyız.
Altta 10 ohm, üstte 5 ohmluk dirençler vardır.
(seri bağlı dirençleri topladık) paralel bağlı direnç formülünden Reş’i 50/15 ohm
olarak buluruz. (10.5/10+5) arından V=İ.R formülünde yerine yazdığımızda 30 =
I.50/15’den toplam amerin 9A olduğunu buluruz. Tabi bu yöntemle kollara
ayrılan akımları bulamadık.
Alttaki iki Seri bağlı dirence bakalım. 30 voltajlık gerilimi 10 ohmluk dirençlerle
0 voltaja indirmiş. İ = V/R formülünden akımın bu telde 3 amper olduğunu
bulabiliriz aynı şeyi üstteki telde de uygularsak üstteki tele giden akımı 6 amper
olarak buluruz.
3 amperlik akım 6 ohmluk bir dirence maruz kalıyorsa amper başına 6, toplam 18
voltluk bir gerilim düşüşüne neden olur. Yani 6 ohmluk direncin öteki tarafı 12
volt olur
Üstte ise 6 amperlik akım 1 ohmluk dirence maruz kalıyorsa 6 voltluk bir gerilim
düşüşüne neden olur. Yani 1 ohmluk direncin öteki tarafı 24 volt olur.
Bu durumda volt metre 24 ve 12 voltun potansiyel farkını yani 12 voltu değer
olarak gösterir
(Mesela -3 ve -4 volt olsaydı voltmetre 1 volt gösterecekti)

Üreteçlerin Seri Ve Paralel Bağlanması


Seri ve aynı yönlü bağlanan üreteçlerde eş değer üreteç, diğer üreteçlerin
potansiyel farklarının toplamı kadardır. Yani V1 + V2 eşdeğer üretecimizin
voltudur.
Yani n kadar üreteç varsa; V toplam=V 1 +V 2 +V 3 … V n
Seri ve ters bağlanan üreteçlerde eş değer üreteç, diğer üreteçlerin voltlarının,
mutlak değer içerisindeki farkı kadardır.

Yani birbirine zıt iki tane üreteç varsa; V eş değer=¿ V 1−V 2∨¿
Ancak eş değer direncimizin şeklini voltajı büyük olana göre çizeriz. Mesela V1
büyükse eksi kutup solda artı kutup sağda olacak şekilde çizilir.

Paralel bağlı üreteçlerde, pillerin artı ve eksi kısımları ortak noktalara bağlıdırlar.
Eş değer üreteç, paralel bağlanan iki pilden herhangi birinin voltuna eşit olacak
şekilde yazılır. Çünkü piller ortak bir potansiyel farka sahiptirler. Yani
V eş değer=V 1=V 2=… V n=V

Voltajları farklı olan iki pili paralel bağlarsak, iki pilin potansiyel farkı
eşitleninceye kadar piller birbirini bitirmeye çalışırlar ve elektrik akımı bu piller
arasında döner.
Elektriksel Güç
Genel anlamda güç, birim zamanda ne kadar enerji harcandığını ve iletildiğini
ifade eder. Enerji birimi olarak joule, zaman birimi olarak ise saniye kullanılır.
E
Güç ise Watt (W) ile gösterilir. Gücün formülü; P=
T
J
veya W=
t ’dir
Elektriksel güç ise, elektrik enerjisinin bir birime göre harcanma hızını ifade
eder. Buradaki enerji harcamaktan kastımız enerjiyi dönüştürmektir. Elektrik
enerjisini, birçok farklı enerji türüne dönüştürebiliriz. Mesela hoparlör elektrik
enerjisini sese, ütü rezistansı ısıya, çanak antenler frekansa ve vantilatörler ise
mekanik enerjiye dönüştürürler. Yani Bir lambanın diğer bir lambadan daha
parlak olmasının sebebi genellikle birim zamanda daha fazla güç yaymasıdır.
Bir devrenin gücünü yani bir direncin belirli bir akımda harcadığı enerjiyi
bulmak için devrenin voltajını ve amperini ölçüp çarparız. Buradaki amacımız
belirli bir akım değeri başına ne kadar joule harcandığı yani iş yapıldığını
bulmaktır. Yani ne kadar enerji harcadığımızı veya dönüştürdüğümüzü
bulmaktır.
Elektriksel gücün formülü şöyledir; P=V . I ya da Watt=Volt . Amper
Elektriksel gücün formülünü ohm yasasıyla birazcık harmanlarsak;
V2
2
P=I . R Ya da P=
R
olur.

Mesela 10 Watt güç tüketmek demek, bir cihazın elektrik enerjisini saatte 10
joule (10 watt-saat) hızında dönüştürdüğünü veya kullandığını anlamına gelir.
Bu, cihazın enerji tüketimini gösterir ve cihazın ne kadar elektrik enerjisi
harcadığını belirtir. Elektrik faturaları işte böyle kesilir.

1 kW ( kilowatt )=1000 W
E
P=
T , 1 kWh( kilowatt . hour )=P .t=E

1 mW ( megawatt )=1.000 .000W

Elektrik ve Proton-Elektron Eşitsizliği


Atomlar sahip olduğu yüklerini nötrleme meyilli olurlar. Fakat biz bu dengeyi
bozup atoma elektron kazandırır veya kaybettirirsek onu negatif veya pozitif
yüklemiş oluruz ve bu olaya elektriklenme adı verilir. Protonun elektrondan
fazla olması ya da elektronun protondan fazla olması durumunda elektrik yükü
ortaya çıkar ve q ile gösterilir.
Elektrik ile Yüklenme Çeşitleri (Elektriklenme)
1) Temas ile Elektriklenme;
Sürtünme ile Elektriklenme: Genellikle nötr yalıtkan cisimlerde, mesela bir
kehribarı, yünlü bir bez ile sürttüğümüzde iki madde arasında elektron transferi
gerçekleşir ve maddeler yüklü hale gelir. Bu olayın sebebi şöyledir;
Malzemeler arasındaki elektron transferi genellikle elektriksel potansiyel
farklara dayanır. Elektronlar, doğal olarak daha düşük potansiyele sahip olan bir
malzemeden daha yüksek potansiyele sahip olan malzemeye hareket ederler.
(DipNot: Akım yüksek potansiyelden düşük potansiyele doğrudur. Bu böyle kabul
edildiğindendir.)
Cisimler içerisinde genellikle serbest elektronlara sahip olan atomlar veya
moleküller bulunur. Bu serbest elektronlar cisimler içerisinde belirli bir hareket
serbestliğine sahiptirler. Verdiğimiz örneğe geri dönersek, yünlü bezdeki
elektronların hareket kabiliyeti kehribar taşındaki elektronlardan daha fazladır.
Bu durum Sürtünme esnasında yünlü bezin yüksek potansiyel noktada kehribar
taşının düşük potansiyel noktada olmasını sağlar. Malzemelerin yüzeylerindeki
atomların ve moleküllerin birbirleriyle etkileşime girmesiyle elektronlar bir
cisimden diğerine aktarılır. Cisimler negatif ve pozitif yüklenir.
Örnek: plastik çubuğu yün kumaşa sürttüğümüzde plastik çubuk (-) yün kumaş
(+) yüklenir.
Cam çubuğu ipek kumaşa sürttüğümüzde cam çubuk (+) ipek kumaş (-) yüklenir.
Dokunma İle Elektriklenme: Biri nötr diğeri yüklü yada ikisi de yüklü iletken
cisimler dokundurulduğunda sistemde var olan toplam yük sistemi oluşturan
materyaller
arasında paylaştırılır. Örnek olarak (-) yüklü bir metal çubuğu nötr yüklü bir
küreye dokundurduğumuzda – yüklerin bir kısmı küreye geçerken bir kısmı
çubukta kalır ve iki cisimde negatif (-) yüklenmiş olur. Sonrasında ise cisimler
birbirini iter. Bu yük paylaşımını
küreler için özel bir formülle hesaplarız. q '1ve q '2dokundurmadan sonraki yükler
olsun. Formül şöyle olur; (q1+q2+…= q1’+q2’…)
' q1 +q 2 ' q1 +q 2
q 1= .r q 2= .r
r 1 +r 2 1 r 1 +r 2 2

Örnek: Yandaki şekilde yükleri ve çapları verilen kürelerin dokundurma sonrası


yükleri ne olur? (Not: elektriksel yük kapasitesini kürelerde yarıçap belirler)
İlk öncelikle toplam paylaşılacak yükü bulalım

+5 q−9 q=−4 q

Ardından toplam çapı hesaplayıp birim çapa ne kadar q düşeceğini


hesaplamalıyız

−4 q
r →−q
4r

Son durumda 3r yarıçaplı küre -3q, r yarıçaplı küreye q kadar yük düşer.
2) Etki ile Elektriklenme
Yüklü bir cismi, nötr bir cismi etkileyecek kadar yaklaştırdığımızda, yüklü
cismin yükleri nötr cisim içerisindeki aynı yükleri iterek ve zıt yükleri çekerek
nötr cisim üzerinde bir elektriksel kutuplaşma (polarizasyon) oluşturur. Ancak,
etki ile elektriklenmede bir yük alışverişi yoktur. Bu nedenle cisimler birbirinden
uzaklaştırıldığında ilk durumlarına geri dönerler.
Not: Kutuplanma sırasında artı yükler (protonlar) hareket etmez. Sadece eksi
yükler bir tarafa doğru giderek artı yüklerin diğer tarafta fazla kalmasını
sağlarlar.
Ayrıca polarizasyon ve temas ile elektriklenme durumlarında itilen yükler
olabildiğince en uzağa gitmeye çalışırlar.

Elektroskop
Elektroskop, elektrik yükünün varlığını tespit etmek ve türünü belirlemek için
kullanılan bir cihazdır. İğne uçlu elektroskop Laboratuvarlarda kullanılan
elektroskoplardır.
Genellikle iki adet küçük metal yaprakçıktan ve bir topuzdan oluşan elektroskop, bir izolatör
çubuğa
veya bir metal kabzaya bağlıdır. Yaprakçıklar, birbirine yakın ve serbest bir şekilde asılı
dururlar.
Elektroskop nötr haldeyken yaprakları kapalıdır. Yüklendiğinde ise elektrostatik
itme nedeniyle yapraklar açılır. Yüklü olup olmadığını belirlemek istediğimiz
cismi elektroskobun topuzuna yaklaştırarak yaprakların hareketini gözlemleriz.
Eğer cisim yüklüyse yapraklar açılacaktır. Veya bu cismi topuza
dokundurduğumuzda eğer cisim yüklüyse yük geçişiyle beraber yaprakların
açılması gerekir. Eğer yükün cinsini anlamak istiyorsanız elektroskobu bildiğiniz
bir yükle yükledikten sonra yüklü cismi yaklaştırarak yaprakların hareketini
gözlemleriz. Cisim elektroskopla aynı yüklükse yapraklar daha da açılır. Zıt
yüklüyse yapraklar belirli bir miktar kapanır.
Yük miktarları bakımından yorumlayacak olursak, Yüklü elektroskoba, aynı
yüklü bir cisim dokundurulduğunda;

Eğer yapraklar daha fazla açılıyorsa; Qçubuk >Qelektroskop


Eğer yapraklarda hareket gözlemlenmiyorsa; Qçubuk =Qelektroskop
Eğer yapraklar belirli bir miktar kapanıyorsa; Qçubuk <Qelektroskop

Eğer Yüklü elektroskoba, zıt yüklü bir cisim dokundurulduğunda;

Eğer yapraklar önce tamamen kapanıp sonra tekrar açılıyorsa; (işaret


değiştiriyordur ve elektroskobun son yükü çubuğun yüküyle aynıdır)
Qçubuk >Qelektroskop
Eğer yapraklar tamamen kapanıyorsa; Qçubuk =Qelektroskop
Eğer yapraklar belirli bir miktar kapanıyorsa; Qçubuk <Qelektroskop

Faraday Kafesi
faraday kafesi, elektromanyetik alanların etkisini engellemek veya yönlendirmek
için kullanılan bir koruyucu yapıdır. Bu kafes, genellikle metal bir kap veya örgü
şeklinde olabilir ve elektriksel iletkenlik özelliğine sahip malzemelerden
yapılmıştır.
Faraday kafesi, İngiliz Fizikçi Michael Faraday tarafından 1836 yılında
keşfedilmiştir. Bu kafes elektriği ve manyetik alanları absorbe etmek veya
yansıtmak yerine, etrafındaki alana eşit miktarda ve zıt yönde bir etki yaparak
içerisindeki nesneleri korur.
Elektromanyetik dalgalar, bir nesneye ulaştığında, nesnenin yüzeyinde serbest
yükler oluşur. Faraday kafesi, serbest yüklerin malzeme içinde serbestçe hareket
etmesine izin verir ve elektriksel iletkenlik sayesinde elektromanyetik dalgaları
içine almaz. Bu sayede dalgaların içeri girmesini engeller ve içerideki nesneleri
elektromanyetik etkilerden korur.
Yıldırım düşmesi sırasında en güvenli yer arabanın içidir. Çünkü araba bir
faraday kafesi görevi görebilir. Veya uçakların yıldırımlara maruz kalmasına
rağmen etkilenmemesi faraday kafesine örnektir.
Topraklama
Toprak çok büyük kütleli iletken bir kitledir. Bu yüzden Dünya ile bir cismi
bağlarsanız tüm yükü dünya alır ve cisim ne olursa olsun nötr hale gelir.

Elektrikli cihazlarda veya elektrik tesisatlarında herhangi bir elektrik kaçağı


tehlikesine karşı bir iletkenle toprağa gömülmesiyle, topraklama yöntemi
kullanılabilir. Bir şekilde şebekeden fazla akım çekilirse fazla akım toprağa
gönderilerek patlama gibi durumlar önlenir. Böylelikle Elektrikli cihazlarda
elektrik kaçağı varsa, dokunduğumuzda elektrik akımı bizim üzerimizden değil,
direnci daha az olan toprak hattı üzerinden geçer ve çarpılma tehlikesi ortadan
kalkmış olur.
Topraklamada, Topraklama iletkenlerinin direnci önemli bir direnç oluşturmaz.
Asıl önemli direnç, toprak içinde gömülü bulunan topraklama iletkenlerinden
toprağa geçiş direncidir. Toprağa geçiş direncini azaltabilmek için topraklama
elektrotları derine gömülür, uzun tutulur ve iletkenliği daha fazla olan toprak
bulunmaya çalışılır. Örnek olarak toprak altında ıslaklığın başladığı noktaya
elektrotlar gömülür. Dünyanın kendisinin direnci pratikte sıfır kabul edilebildiği
için dünyanın kendisi bir iletken görevi görür ve devreyi tamamlar.

You might also like