12.

Gezegenin Dönüşü:
Marduk ve Nibiruanlar
Jelaila Starr

KOZMİK KİTAPLAR
 12. Gezegeniın Dönüşü: Marduk ve Nibiruanlar
Orijinal Adı: We Are The Nibiruans: Return of The 12th Planer

. . 0ıttJ
Yazar: Jelai!a Starr

Yayın Yönetmeni: Selim Yeniçeri " Çevirmen: Selim Yeniçeri

•Bilgisayar Uygulama: Bora Börü• Kapak Tasarımı: Selim Yeniçeri
• Kapak Uygulama: Onur Gökalp • Basın ve Halkla ilişkiler: Alev Aksakal
12. Gezegenin Dönüşü:
Baskı~Ci!t: Melisa Matbaası
Marduk ve Nibiruanlar
1

1. Baskı: Eylül ..?.QQ1._

ISBN: 97S-8973-02-9
Jelaila Starr

© Jelaila Starr / Kozmik Kitaplar

Çevirmen:
KOZMİK KjTAPLAR
Selim Yeniçeri
Büyükdere Cad. Tevfik Erdönmez Sok.
Diker Apt Na: 26/5 Esentepe/İSTANBUL
Tel:02122732234Fax:02122732519
info@kozmikkitaplar.com

GENEL DAĞITIM:
Yeni Çizgi Yayın Dağmm Ltd. Şti.
Gürsel Mah. Alaybey Sok. No:7 Kağıthane~İstanbul
0212 220 57 70 (pbx) Faxc 0212 222 61 55
İnternet adresi ve online alışveriş: www.yenisayfa.com KOZMİK KİTAPLAR
 ÖNSÖ Z

Dünya İnsanları, hepinizi sevgiyle selamlıyorum.

Adını Alystar. Galaktik Federasy on'un 9. boyut Nibiruan
Konseyi'n den Devin, bu sarsıcı kitabın önsözünü yazma-
mı istedi. Federasy on için kayıtları tutan biri olarak, bu
galakside ki tüm ruhların geçmişlerini yakından biliyo-
rum. Size şimdi bu ruhlardan birini tanıştırmak istiyo-
rum; Jelaila' yı.
Jelaila, Dünya' daki çalışmanın başı olarak Nibiruan
Konseyi tarafından seçildi. Bu hizmeti daha önce uzun
süre başka galaksiler de, evrenlerd e ve boyutlard a gerçek-
leştirdi. Bu yüzden, kayıtlarına dayanara k onu bu göreve
seçtik.
Ayrıca onu özel olarak hazırladığımızı ve size su-
nacağı hizmetle rinde güvenebileceğinizi belirtmek is-
terim. Dünya zamanıyla dört yıllık bir eğitimden son-
ra, Jelaila artık görevinin başına geçmeye ve kitleler ta-
rafından tanınrnaya hazırdır. Nibiruan Konseyi' nin
ona büyük bir güveni vardır; dolayısıyla, siz de güve-
nebilirsin iz.
 Elçimizi size sevgi ve neşeyle sunuyoruz. Hizmetiyle
bizi ve Dünya'yı onurlandırsın.
Sevgiler,

Alystar
Galaktik Federasyon Kayıt Yazmanı

GİRİŞ
6-

Bu kitap, zihnin ve zaman içinde de fiziksel bedenin

yükselişi için bir el kitabıdır ve bu, bilinçli ve kararlı ola-
rak devam edebileceğimiz bir süreçtir. İnsanlar bu süreç-
ten kendiliklerinden geçemezler. Ama bu kitap, birçokla-
rını bu süreçten geçirmeyi başarınışbr.
1996'dan beri Jelaila ile birlikte çalışıyorum; görevim bu
kitapta da belirtildiği gibi adına YKBA (Yeniden Kodlama,
Bağlanma ve Aktivasyon) Süreci dediğimiz işlem sırasında
ona ve diğerlerine eğitim ve yardım hizmetleri sunmakbr.
Ben, Versarai, Şefkat Formülü' nü ilk kullananlardan
biriyim. Duygusal engellerimi katman k,ıbnan yıkarken,
kişiliğimin derinliklerinde gizlenen ve inkar edilen kısırn­
larıma inerken Jelaila da benimle birlikte çalıştı. Onun sa-
bırlı ve kararlı rehberliği sayesinde, kendi çok boyutlulu-
ğumu kavramaya başladım; psişik yüklerimden kurtul-
dum ve hem kendime hem de başkalarına daha büyük bir
şefkatle yajdaşmayı öğrendim.
Bu kitapta, seçmiş olduğunuz yaşam derslerini ta-
mamlamak için gereken temelleri bulacaksınız. Bu temel
 prensipleri kullanarak, onları her gün yaşamınıza uyarla-
:;ı.
Bu ruh gelişimi oyunuyla ilgili araçlar paylaşıla­
yarak, bilincinizin bir parçası haline getirerek, birçok kişi­
caktır. Bun)ar, Joysia'dan gelen ve Bölüm 3'te sizlere
nin en büyük korkularıyla yüzleşmesini sağladım; onları
açıklanacai< olan son parçalardır. Bunların arasında
derinden hissederek v<e umarsızca ifade ederek, daha
bütün insanlığın zaman içinde geçeceği dokuz değişim
yüksek bir bakış açısına ulaştılar. Ödülleri ne mi oldu?
seviyesi için bir yol haritası da verilmektedir ve bu
Asırlardır yaşamlarım yöneten korkularının zincirlerin-
yükselişi kendi isteğinizle gerçekleştirebilirsiniz. Bu
den kurtuldular.
değişimler arasında Hızlandırılmış ONA Kodlaması,
Bu yöntem işe yarar ve herkes uygulayabilir. Basittir
8- Yeniden Bağlanma ve Aktivasyon da bulunmaktadır.
ama kolay değildir, çünkü kendi duygusal kimliğinizi iyi-
Bu değişimler arasında ilerlemenin yolu, Şefkat For-
ce deşmenizi gerektirir, Bu yöntemi her gün uygulayarak,
mülü' dür.
birçok kişi kısa bir süre içinde çok boyutlu kimliklerine
ulaştı. Daha yüce bilinç seviyesine ulaşhlar. Bu, eğer karar
Yeniden kodlama süreçlerinde birçoklarına yardım
verirseniz, bu süreçte size yardımcı olacak, yüksek boyut-
ederken, altı ek araç daha geliştirebildik: "Şefkat Anahta-
lardan gelmiş bir kitaptır.
rı," "Ruh/Ego Ortaklığı," "Açık Kapı Anahtarı," ve "Hiç-
Bu kitabın üç bölümü şu şekilde oluşturulmuştur:
bir Şeye Bağlanmama Anahtarı."
. Bu Yükseliş araçlarını kullanmak isteyenler ve daha
1. Bölüm 1' de, bu bilgilerin kimden geldiğini ve ken-
çok yardıma ihtiyaç duyanlara rehberlik etmeleri için, bir
disinin bu bilgiyi nereden elde ettiğini öğreneceksiniz.
danışmanlar ağı oluşturuldu. Bu kişiler gerek bireysel ve
2. Bölüm 2'de, Anu'nun Jelaila aracılığıyla sizlere
gerekse grup çalışmalarında "yeniden kodlama" aşaması
aktaracakları sayesinde, M.S.2000' e kadar evrensel tari-
için yardımcı olmaya hazırdır.
hi öğreneceksiniz. Bu süreçte, Jelaila referans verilen
Bundan sonrasını okuma kararım, size bırakıyorum.
belgeler üzerinde uzun süren araştırmalar da yapmıştır.
Bunun nasıl ve neden işe yaradığını kendiniz görün; bu
Soiıra Anu, Jelaila'mn hafıza bankahırını kullanarak,
hızlandırılmış değişim çağında neden yükselişin anahta-
önemli parçaların tarihi bir sıralamaya sokulmasına
rının bu olduğunu anlayacaksınız.
yardımcı olmuştur. Evrensel tarih, gezegensel boyuttaki
Bu bilgiyi şefkatle ve çok boyutlu olarak hayatınıza
gelişim sürecinin ardında yatan nedenleri daha iyi anla-
geçirdiğinizde ve yaşamın ödüllerini almaya başladı~ı­
manızı sağlayacaktır; ayrıca bunu yaparken, bir ruh ge-
nızda, umuyorum ki burada önünüze konan rehberlıgın
lişimi oyunu olan Kutupsal Entegrasyon Oyunu'nu da
kendiniz ve sonra da tüm insanlık için yolu açacağını da-
öğreneceksiniz.
ha net göreceksiniz.
 Buraya kadar geldiyseniz, tebrikler. Bu kitap eliniz-
deyken, üçüncü boyut dünyasının korku ve acılarından
sıyrılıp çok boyutlu bir yaşama geçmeye hazırsınız. Yolu
bulmak ve hedefinize ulaşmak için ihtiyacınız olan kitap-
tır bu. İyi yolculuklar.

Versarai -( 1. BÖLÜM
10-
,·

JOSCELYN

Jelaila
1
Joscelyn

İlk Yıllar

E
ğer bir "transfer" değilseniz, yıllar boyunca kendiniz
sandığınız ve gerçekte başka biri (yüce ruhlardan biri)
olduğunu anladığınız bir kişi hakkında yazmanın ne ka-
dar karmaşık bir duygu olduğunu ancak hayal edebilirsi-
niz.
Joscelyn, 27 Aralık 1956 tarihinde, akşam saat
19:lO'da, karlı bir gecede Ohio, ToJedo'da doğdu. Üç
ağabeyi suçiçeği çıkardığı için, annesi hastaneye kendi
başına gitmek zorunda kaldı. Joscelyn, babasının orada
annesiyle birlikte olmamasını hayatı boyunca tuhaf kar-
şılayacaktı. Doğumunun gerçekleştiği şartlarda çok
farklı bir şey olduğunu daima düşünecekti. Sanki evren
babasının orada olmasını özellikle engellemek için şart-
ları ayarlamış gibiydi. Yıllar sonra, ben onun bedenine 'l\
transfer olduğumda, bunun nedenini anlamaya başla­
yacaktım.
Joscelyn'in babası bir.elektrik mühendisiydi ve annesi
ev kadınıydı. Orta sınıf bir aileden geliyordu. Hayatında
önemli bir şeyi hiç istememişti.

Joscelyn, altı gürültücü kardeşiyle birlikte büyüdü ve
asla kendisini ~ilenin bir parçası gibi hissetmedi. Zamanı­
nın büyük bölümünü ormanda yalnız başına geçirirdi.
Ağaçlara tırmanmaya ve kuşları izlemeye özellikle me-
raklıydı. Sık sık kuşlar gibi uçabilmeyi ve onlarla aynı dili
konuşabilmeyi dilerdi. Birkaç kez uçmaya kalkışh ve bir
tarafını kırmaktan zor kurtuldu. Sık sık en sevdiği ağacın
dallarında oturur, neden havalanıp ailesi gibi gördüğü
14-
varlıklarla birlikte uçamadığını merak ederdi. Geceleri
yıldızlara bakar, varlığını bildiği ama bulamadığı bir yu-
va için müthiş bir özlem duyardı. Terk edilmişlik duygu-
su zaman içinde iyice yerleşti ve onu zaman zaman kısa
bunalrm süreçlerine sürükledi.
J?scelyn, parlak, meraklı, iradeli bir çocuktu. İlginç bir
mizah duygusu vardı ve kardeşi Keith ile birlikte hazırla­
dıkları tiyatral skeçlerle babasuu ve annesini eğlendirirdi.
Ailenin palyaçosuydu ama keııdi dünyasında yalnızdı.
Ailesiyle ilgili geliştirdiği tek aitlik duygusu, şakacılıkla
<' sınırlıydı. İnce yapılı, sarı saçlı (daha sonra kızıl kahve-
rengiye döndü) bir çocuktu. Göz rengi diğerlerinden fark-
lıydı. Ailede kimsenin öyle gözleh yoktu. Biçimi kedi gö-
züne benziyordu. İrisleri altın kahverengiydi ve yeşil
renkli ortalarında sanki altın rengi ışık saçıyordu. Annesi
sık sık gözleriyle ilgili yorum yapardı ama bu yorumlarda
daima bir ima bulunurdu.
Babasının mesleği nedeniyle, aile neredeyse üç yılda
bir taşınıyordu. 1973'te Birmingham, Alabama'ya, ondan
önce de Nashville, Tennessee'ye yerleşmişlerdi ve bunla-
rın arasında da kısa taşınmalar olmuştu. Periyodik taşın-
malar, sosyal becerilerini geliştirmek ve esneklik kazan-
mak için OI)a mükemmel fırsatlar sunmuştu. Kolayca ar-
kadaş ediniyordu ama asla onlarla çok fazla yakınlaşmı­
yordu. Okuldayken, farklı grupların arasında gidip_ geli-
yor, hepsinde arkadaş ediniyor ama asla onlardan bırı ol-
muyordu. Joscelyn akademik açıdan zorluklar yaşıyo~~u.
Notları iyiydi ama şarkı söyleme, konuşma ya da dıger
sağ beyin aktiviteleriyle ilgili değilse, asla derslerinden
zevk almıyordu.
Ağaçlara tırmanamayacak kadar büyüdüğünde, za-
manını gündüz düşlerine dalarak ve #ll\P okuyarak
geçirmeye başladı. Onu daima burnunu kedilerle, at-
larla, kuşlarla ve peri hikayeleriyle ilgili kitaplara sok-
muş bir halde bulabilirdiniz. Kutüphaneye gider, beş­
alh kitapla dışarı çıkar, bir hafta içinde hepsini okuyup
iade ederdi. Birkaç yıl içinde, ilgi alanı Avrupa tarihine
kaydı; özellikle de Avrupa' daki monarşiye karşı büyü~
bir ilgi duymaya başladı. Bunu, Israil'in on iki kabılesı­
nin göçü ve Mısır krallıklarıyla ilgili dinler tarihi mera-
kı izledi.
Joscelyn, çocukken büyüdüğünde ne olacağını hiç
düşünmedi. Aslında, anı kayıtlarında herhangi bir şey ol-
mak istediğine dair bir bilgiye rastlamadrm. Sanki uzun
süre ortalıkta olmayacağını biliyor ve bu yüzden hayatını
günü gününe, okuyarak ve oyun oynayarak geçiriyor gi-
biydi. Liseye başlayana kadar bir kariyer seçmemişti;
seçtiği meslek, şarkıcılıktı. Şarkıcı olmak ve piyano çal-
mak istiyordu; saatlerce gündüz düşlerine dalıyor ve
bunları hayal ediyordu. Bu, Joscelyn'in asla gerçekleştire-
 meyeceği birkaç hayalinden biriydi. Şarkıcı olmak konu-
sunda duyduğu yakıcı isteği anlayabiliyorum; çünkü
Victoria döneminde yaşadığı hayatında ünlü bir şarkıcı
olduğunu biliyorum.
Joscelyn'in ailesi, daha iyi bir kelime bulamadığım
için adına kült dediğim bir dine sıkı sıkı bağlı bir yaşam
sürüyordu. Tanrı'nın dünya çapında/d kilisesine bağlıydı­
16-
lar; Kilise ve Tanrı'ya kayıtsız şartsız boyun eğmeyi öğ­
renmişlerdi.
Kilise, bir tür izolasyonizme inanıyordu. Kilise dışın­
da sosyalleşebilirdiniz ama Kilise dışmd'ı karşı cinsle iliş­
kiye girmek ve evlenmek kesinlikle ayıp sayılıyordu. Kili-
se, Joscelyn için kılık değiştirmiş bir kutsamaydı. Kilise
öğretileri sayesinde, İncil hakkında çok şey öğrendi ve bu
da, 1992 yılında transfer olduğumda benim (Jelaila) yapa-
cağı~aştırmanın temellerini oluşturdu.
Aynca korkuya dayanan güçlü bir inanç sistemi geliş­
tirmesini sağladı ve ben, Jelaila, daha sonra bu durumu
değiştirdim. Onun korkularıyla çalışarak ve entegre ola-
rak, korkuyu anlayacak ve ötesine geçecektim. Bunu ba-
şarrnak için, Dünya' daki din sisten1leri üzerine yıllar sü-
ren araştırmalar yapmam gerekti. Nasıl yerleştiklerini ve
yön~tildiklerini incelediğimde, hepsinin korkuya dayan-
dıklarını gördüm. Bunu anladığımda, sistemdeki istikrarlı
yükselişim de başladı. Benim sistemin üzerine çıkışım, in-
sanlığın "Kilise"nin ebeveyn ve "inananlar"ın çocukları
oluşturduğu ebeveyn/ çocuk ilişkili din sistemlerinin ha-
kim olduğu Balık Çağı'ndan çıkışını yansıtmaktadır. Ar-
tık, bireyin Tann'yı bulmak için herhangi bir "kilise"ye ya
da ebeveyne bağlı olmaya gerek duymadığını anlayacağı
Kova Çağı'na giriyoruz.
Joscelyn'in yaşam anlaşması üzerinde çalışarak ve ta-
mamlayarak, ben, Jelaila, Dünya insanlarıyla ilgili yete-
rince deneyim ve sevgi elde edebildim.
İlk Psişik Deneyim
Joscelyn yirmi bir yaşındayken, sırf meraktan dolayı,
ilk psişiğine gitti. Adı Bayan Sınith idi. Joscelyn'in arka-
daşı Luanne, ona ailesinin uzun zamandır dostu olan Ba-
yan Smith'ten söz etmişti. Luanne'ın ailesi kuşaklardır
psişik yeteneklere sahipti. Ağabeyi John, ölmüş olan aıle
bireyleriılİ görüyordu; biri erkek, diğeri kız olan ıkız kar-
deşleri ise telepattı. İkizler odanın iki ucunda oturuyor,
birbirlerinin ellerindeki kağıtlarda yazılı olanları okuyabi-
liyorlardı. Bunu Joscelyn de defalarca görmüştü ve herse-
ferinde hayrete kapılmıştı.
Bayan Smith' e gitmek, Joscelyn için büyük bir adımdı.
Kilise, bu insanlarla görüşmeyi yasaklıyordu ve onların
içlerine şeytan girdiğini sôylüyordu. Ruhunda bir asi olan
Joscelyn, bunun her şeyi daha da i!ginçleştirdiğini düşü­
nerek yine de Bayan Smith ile görüşmeye gitti. Bu okun1a,
Joscelyn'in gerçek kimliğini ve soyunu ortaya çıkaracak
olan bir dizi olayın başlangıcıydı.
Bayan Smith, Joscelyn' e diğer şeyler arasında, babası­
nın gerçek babası olmadığını söyledi. Bu onun için büyük
bir üzüntü kayi,ağı oldu. Bu, evliliği sırasında annesinin
 başka bir adamla ilişkisi olduğu anlamına geliyordu; ama
işin ilginç tarafı, aile bireyleri arasında babaya en çok
benzeyen, Joscelyn idi. Duydukları karşısında çok şaşır­
mıştı. Bayan Smith' e geri dönüp soyu hakkında daha faz-
la bilgi almak hiç aklına gelmedi. Bunun yerine, bunu an-
nesinden gizlemeye karar verdi ve yıllar boyunca da bu-
nu yaptı. Ama bir şekilde, ruhunun derinliklerinde, Ba-
yan Smith'in haklı olduğunu biliyordu ama annesinin sa-
18-
dakatsiz bir kadın olmadığından da emindi. Ona göre, bu
konu da hayatı boyunca biriken cevaplanmamış sorular
arasına kaldırılacaklardan biriydi sadece.
Bayan Smith'in verdiği bilgiler, Joscelyn'in yabancılık
duygusunu daha da körükledi. Yirmi iki yaşındayken Bir-
mingham, Alabama' daki aile evinden ayrıldı ve sadece ka-
sabadan ayrılmakla kalmadı; 500 mil ötedeki Houston, Tek-
sas' a taşındı! Bilinçaltında, ailesinin ve Kilise' nin üzerindeki
etkisinden kurtulmak zorunda olduğunu biliyordu.
Houston' dayken, hayat hakkında çok şey öğrendi ve
koruyucu meleğini aşırı çalışmak zorunda bıraktı. Hous-
ton, 1979-1981 yılları arasındaki petrol patlamasını yaşı­
yordu. Houston gibi büyük ve vahşi bir şehirde genç, gü-
zel ve kendi başın~ olmak için harika bir zamandı. Ama
korkması gerektiğini düşünemeyecek kadar genç ve saftı.
Joscelyn, ev arkadaşı Joelyn sayesinde bir avukat olan
Mark ile tanıştı. Joscelyn, kısa bir süre onun için çalıştı
ama masa arkasında oturmaktan pek hoşlanmıyordu. Bu
yüzden, restoran işine girmeye k~rar verdi. Pahalı resto-
ranlarda çalışırken iyi para kazanıyordu; geceleri kazan-
dığı bahşiş 100$ civarındaydı. Öyle bir ekonomide, yirmi
iki yaşında bfr kız için bu çok iyi bir kazançtı. Güzel, gös-
terişli kıyafetlere ve pahalı arabalara duyduğu ilginin ta-
dını çıkarmaya fırsat bulabiliyordu. Hep güzel döşenmiş
evlerde oturdu. Doğrusu, emlak ofisi aday alıcılara örnek
olarak sık sık onun evini gösteriyordu.
Joscelyn birçok erkekle çıktı ama hiçbiri uzun sürmedi,
çünkü Joscelyn onları kendinden uzak tutuyordu. Genel-
likle akıllı ve güç sahibi erkekleri tercih ediyordu. Birçok
manevi aıi.ne ve babası vardı; bu kişiler genellikle erkek ve
kız arkadaşlarının aileleriydi. İnsanlar onu kanatları altına
almaktan. hoşlanıyordu. Belld onun yalnızlığını, sevgiye ve
kabullenilmeye duyduğu ihtiyacı fark ediyorlardı.
Yirmi dört yaşındayken, ilk kez evlendi. Kocası Bob,
kilisede görevliydi. Houston' daki yılları sırasında, Jos-
celyn ailesi tarafından kabııllenilmenin özlemini duymuş­
tu; sürüdeki kara koyun haline geldiğinde daha yirmi ya-
şında bije değildi. Ailesinin kendisini iyi bir evlilik yap-
mış olarak görmek istedikleri için, Bob ile evlenmenin bu
kabullenmeyi getireceğini düşünmüştü. (Kilise'nin şartla­
rından biri, evlenmeden önce üyelerin vaftiz olmalarıydı.)
Vaftizi gerçekleştirdi, Bob ile evlendi ve Longview,
Teksas' a taşındı. Tarih 10 Ocak 1981 idi. Tutku ve kabul-
lenme ihtjyacına dayanan bir evlilikti. Bir hata yaptığım
biliyordu 'ama kendi doğasına sadık kalarak, yürüyeceği­
ne inanmayı tercih etti. Ama bunun onuı:ı harcı olmadığı­
nı bilmiyordu.
Bob bir alkolikti ve karısını dövüyordu. Onun sarhoş
öfkesine iki kez tanık olmuştu ve terk etmeye hazırdı ama
Kilise, boşaı'ıamayacağını söylüyordu. Çocuğunu düşür-
 mesi, bardağı taşıran damla oldu; bu durum, evliliğine
daha birçok şey ve büyük oranda acı getireli. Joscelyn, Ki-
lise otoritesine karşı gelmeye karar verdi. Rahibi aradı ve
ona kalmayacağını, boşanacağını söyledi. Sadece bir yıl
evli kalmışlardı.
Boşanmadan sonra Joscelyn, Wellmaker ailesi için ça-
lışmaya başladı. Big Sandy'nin batısında bir işleri vardı;
burası, Longview' dan yirmi dakika uzaklıkta, Hawkins
20 -
adlı bir kasabadaydı. Wellrnaker ailesi, Joscelyn'in ailesi-
nin tanıdıklarıydı. Joscelyn on dört yaşındayken bile on-
lar aile dostlarıydı. Bob ve Toınmie' nin (baba ve anne) ha-
rika çocukları vardı; ikisi de Joscelyn' den birkaç yaş kü-
çük olan Jeff ve Amy.
Ailesi, 1970 yılında Oklahoma, Ardmore'da yan yana
evlere taşındıklarında Wellmaker ailesiyle tanışmıştı. Bob
Wellmaker, Kilise' nin zengin üyelerindendi; mükemmel
bir girişimciydi. İnsanları Okun1ak, motive etmek ve yön-
lendirmek konusunda, Joscelyn'in daha önce tanıdığı her-
kesten daha yetenekliydi.
Wellmalcer ailesi, o zamanlar bir market zincirine sa-
hipti ve ülke çapında genişliyorlardı. Bob, Joscelyn' eken-
disi için çalışmayı önerdi. Bilgisayar kullanmayı öğren­
ınesi için onu okula göndereceğini söyledi. Bunun üzeri-
ne, Joscelyn, Tyler Junior College'a yazıldı. Gec~leri üçer
saatlik derslerle iki hafta sonra, dersleri kırmaya başladı.
Geceleri onu Michael Jackson dinleyerek ve Cola içerek
arabasıyla Tyler civarında dolaşırken bulmak mümkün-
. dü. Sonunda, Bob' a gitti ve bilgisayar ya da okulun ken-
disine göre olmadığını açıkladı; Bob onu kendisine daha
uygun gelebilecek pazarlama bölümüne aktardı. Bunu
Nisan 1983'te yeni bir ofisin açılmasıyla, Missouri, Kansas
City'ye taşınması izledi.
Wellmaker ailesi zengin bir yaşam sürüyordu; büyük
evlerde oturuyor, lüks arabalar kullanıyorlardı ve özel
uçakları bile vardı; tabii Joscelyn de onlar gibiydi. Şirket
evlerinden birinde oturuyordu ve şirket arabalarından bi-
rini kullanıyordu. Şirketin toplantı planlamacısı ve Bay
Wellma)<er'ın özel asistanıydı. Hepsi son derece cömert
insanlardı. Yıllar önce kardeşi Tim' e olduğu gibi, onu da
"evlat edinmişlerdi" ve girişimcilik dünyasında eğitim al-
ması için harika bir fırsat sunmuşlardı. Özellikle Bay
Wellmaker, onu kanatlarının altına almıştı ve insanları
motive etmeyi, esinlendirmeyi, yönlendirmeyi öğretmişti.
Bu, Joscelyn için ne kadar özel bir fırsat olduğunu gele-
cekte gösterecekti.
Joscelyn, Ocak 1984'te başka bir "kendini yaratmış"
milyoner olan Wes Blake ile tanışınca, Wellmaker organi-
zasyonundan istifa etti. Şubat ayınd.a Arizona, Phoenix' e
uçtu ve orada ilişkilerinin tadını çıkardılar.
Yaklaşık bir yıl boyunca birlikte yaşadılar. Wes ona
iş hakkında çok şey öğretti. 1985 yılında ayrıldılar. Jos-
celyn kendi dairesine taşındı ve büyük bir taşımacılık
şirketinde başkan sekreteri olarak çalışmaya başladı. Bu
ayrılık, hayatı boyunca yaşadığı en büyük acılardan bi-
riydi. Diğer yandan, ona VIII. Henry dönemindeki ha-
yatında yarattığı karmayı dengelemek için güzel bir fır­
sat sunmuştu. O hayatında, daha fazla güç ve nüfuz ka-
zanmak için, Wes'i terk etmişti. Bu kez de terk edilen
 kendisi olmuştu! Bu karmayı dengelemenin etkileri
duygusal ve fiziksel açıdan yıkıcıydı. Hayatı boyunca
hiç böylesine güçlü duygular hissetmemişti. Durumu o
kadar kötüleşti ki annesini kendisiyle kalması için Kan-
sas City'ye davet etmek zorunda kaldı. Bir şey yiyeme-
diği için yedi kilo verdi; yürüyen bir iskelete benziyor-
du. Annesi yanına geldiğinde, kızını böyle bir durumda
bulduğu için dehşete kapıldı.
22-
Bir-iki saatten uzun süre ağlamadan duramadığı için,
işini de kaybetti. Patronu son derece anlayışlı ve sabırlı
olmasına karşın, onun da bir sınırı vardı. Joscelyn' e göre
tek olası çözüm, şehrin başka bir yerine taşınınaktı. Bu da
bir şanstı. Yoğun duyguları sayesinde, Joscelyn derinden
hissetmenin ne anlama geldiğini öğrenmişti. Bundan ön-
ce, herhangi bir şey için fazla duygu taşımıyordu.
Wes ile ayrılmasından sonra, 1985 sonbaharında,
Joscelyn Kansas City'nin Midtown adlı bölgesine taşın­
dı. Kansas City' nin kuzey kısmındaki "Nehrin Kuzeyi"
denen bir yerde yaşıyordu. Midtown, eklektik bir böl-
geydi ve Joscelyn'e ilk kez gerçek hayatı göstermişti.
Zenginler, yoksullar, homoseksüeller, müzisyenler,
dansçılar, kolej öğrencileri ve uyuşturucu bağımlıları
bir arada yaşıyordu. Hayatın her alanındaki insanlarla
kaynaşmayı öğrenmek için ne kadar mükemmel bir fır­
sattı!
1986 baharında tatlı,sakin ve yakışıklı Rick ile tanıştı.
Neşeli kişiliği ve doğallığı, Joscelyn'i etkiledi. Rick görün-
düğü gibi bir insandı. İkisi de güçlü iradeli ve inatçı ol-
duklarından, sık sık tartışıyorlardı. Flört dönemleri sıra-
sında, Joscelyn onu üç kez evinden bile atmıştı ama Rick
her seferihde tekrar gelmişti. Kararlılık, Rick'in en önemli
özelliklerinden biriydi.
Hatta o sıralarda Joscelyn'in çok sevdiği ve ev sahip-
leri olan homoseksüel çift, ikisinin sonunda evleneceğine
dair iddiaya bile girmişlerdi. Joscelyn ile yakından ilgile-
niyorlardi ve o dışarıda olduğunda kedilerine bakıyorlar­
dı. Kimse daha iyi ev sahipleri ve manevi babalar düşü­
nemezdi. Pazar günleri hep birlikte toplanır, balkonda
oturur, sokaktan gelip geçen insanları izlerlerdi. Bina,
yüzyılın başında inşa edilmişti ve dört katlıydı; Main
Caddesi'nin köşesinde olduğundan, önünden çok sayıda
insan gelip geçiyordu. Toplumun her kesiminden insanla-
rı izlemeyi sevenler için ideal bir yerdi.
Haziran ayında, Rick ve Joscelyn birlikte yaşamaya
karar verdiler. Joscelyn, ortağı Dave ile birlikte Team Mar-
keting Concepts adında bir şirket kurdu. Missouri, St. Lo-
uis' e doğru genişlemeyi planlıyorlardı ve Joscelyn, üç ke-
disine birinin bakınası gerektiğini biliyordu. Ayrıca, flört ·
konusu da zordu, çünkü Olathe ile Midtown arasında 35
dakikalık bir mesafe vardı. Aynı evi paylaşmak, daha iyi
bir çözühl gibi görünüyordu.
Aynı hafta taşınınalarından bir hafta sonra Joscel~~
hamile olduğunu fark etti. Aslında, bunu keşfeden kışı
Rick idi. Bir Pazar günü öğleden sonra kanepeye uzan-
mışlardı ve birlikte televizyon izlerken, Rick kolunu ona
dolaıruştı. Reklam arasında doğal bir şekilde Joscelyn' e
sordu: "Hamile olduğunu biliyor muydun?" Rick'in psi-
şik güçleri gelişkindi. İkisi de heyecanlandı ve he~en ev-
 öğretmişti. Sadece "Seçilmiş" olanlar, güvenli bir yere
lenmeleri gerektiğine karar verdiler. 2 Temmuz 1987' de
götürülerek kurtarılacaktı. Bunun için kişinin vaftiz ol-
evlendiler. Olathe' a taşındılar.
ması ve uzun süre boyunca kurallara uyması gerekiyor-
Rick, Olathe'ta bir halı ve tasarım işi yürütüyordu. Fi-
du. Gecenin bir yarısında ter içinde bağırarak uyanıyor­
nansal açıdan iyi dunımdaydı. Joscelyn, Rick' e aşık olduğu­
du; çünkü Kilise'nin standart,larına uymadığı için ken-
nu söyleyemezdi ama onu seviyordu ve onunla birlikteyken
disini ve çocuğunu ölüme mahkum ettiğini düşünüyor­
kendini tam hissediyordu. Tutkuya dayalı ilk evliliğinden
du. Bu, onu Kilise'ye dönmeye zorladı. Rick bu adım­
sonra, belki böylesi daha iyiydi. Hamile kalınası, onun için
dan hoşlanmadı ve tartışmalar başladı. aylar sonra, Jos-
tam bir muammaydı, çünkü daha önceki nişanlısı Wes ile
24 - celyn çocuğunu, arkadaşı Maria'ya bıraktı ve iş hayatı­
bir yıl boyunca bunu denemişti ama başarısız olınuştu. Wes
na_geri döndü.
çocul< istiyordu veJoscelyn'in doğmganlık konusundaki ve-
Maria ve Joscelyn, zamanlarının büyük bölümünü
rimsizliği, aralarındaki en büyük sonınlardan biriydi.
birlikte geçiren ev kadınlarıydı. Maria'nın kızı Marisa,
İlk boşanmasının ve o zaman yaşadığı düşüğün üze-
Danielle' den on hafta önce doğmuştu. Bu da geçişi daha
rinden altı yıl geçmişti. Bir daha asla hamile kalamayaca-
kolaylaştırmıştı. En azından, Danielle'i tanıdığı birine tes-
ğına inanmaya başladığı bir dönemdi. Doğmamış çocu-
lim edebilecekti. Joscelyn, evde kalmaktan hoşlanıyordu
ğuna yönelik konuşmalar olarak kaydettiği kase\ler hala
ve o zamanlar işe geri dönmeyi pek de düşünmüyordu.
elimde. Kız olacağını biliyordu. Rick ve ailesi, gelinin bir
Danielle'i Maria'ya bıraktığı ilk gün, tam anlamıyla
tür hamilelik çılgınlığına girdiğine inanıyorlardı, çünkü
bir cehennemdi. Başarısız olduğunu ve bedelini Daniel-
Joscelyn bebekle konuştuğunu, kız olduğunu ve adının
le'in ödeyeceğini düşünüyordu. Ama zaman geçtikçe, iki-
Danielle olmasını istediğini söy)eyip duruyordu. Aylar
si de bu duruma alıştılar.
sonra, bebeğin kız olacağı konusundaki tahminleri doğru
Ocak 1989' da, boşanma ilk celsede gerçekleşti. 1 Ma-
çıkh. Sonraki iki yıl boyunca, iyi bir anne ve eş olabilınek
yıs'ta, Joscelyn 14 aylık kızıyla birlikte ayrı bir eve taşındı.
için uğraştı. 1989' da boşanana kadar, ruhsal çalışmalarını
Yine kendi başınaydı ama bu kez bir çocuğu vardı. Yıllar
bir kenara attı.
önce evinden ayrıldığından beri ilk kez korkuyor ve ken-
Aralık 1988'de, Danielle dokuz aylıkken, Joscelyn
dini yalnız hissediyordu. Joscelyn, başlarını sokacak bir
evliliğininuzun sürmeyeceğini anladı. Joscelyn, yakla-
yer bulınak ve her gün masaya yemek koymaktan başka
şan "Son Zamanlar" ile ilgili yeterince değerli olmadığı
bir şey düşünmüyordu. Para kazanma becerisini kaybetti-
için ölüme terk edildiği yönünde kabuslar görüyordu.
ğini sanıyordu. Ama o yıl, emlak zinciri oluşturmak işin­
Kilise, dünya nüfusunun üçte birinin kıtlıktan, üçte biri-
de önceki yıldan daha fazla para kazandı.
nin vebadan ve diğer üçte birinin de savaştan öleceğini
 Ocak 1991'de, Team Marketing Concepts'ten istifa etti
ve CRN (Creative Referral Netwqrks) adında kendi işini
kurdu.
Joscelyn'in iş başlatmak konusunda hiç sıkıntısı yok-
tu. Bay Wellmakeı'ın ona verdiği eğitim, gerçekten de iyi
bir temel oluşturmuştu. Sıçrama yapmak için hazırdı. Ye-
ni bir konseptin öncülüğünü yapıyor olmak, tek başına
bir anne olarak herhangi bir parasal birikime sahip olma-
26 -
mak ya da iki yaşındaki kızına bakmak zorunda olmak,
onu hiç korkutmuyordu. Motivasyonuna, vizyonuna, ce-
saretine ve coşkusuna gerçekten hayranlık duyuyorum.
Joscelyn istediği her şeyi gerçekleştirebiliyordu. Çok güç-
lü bir kişiliği vardı ve istediği şeyin peşinden koşmaya
alışkındı. Genellikle de elde ediyordu.
-ı,--\7-t _Yükselen burcu Leo, ay burcu Akrep ve öz burcu. Oğ-
lak olan Joscelyn, iş hayatında çok başarılıydı. Kafasına
koyduğu herhangi bir işi başarmak için gereken her şeye
sahipti. Joscelyn, ben transfer olduktan sonraki ilk iki yıl
boyunca ayakta durmamı sağlayacak şekilde şirketi mad-
di açıdan iyi bir pozisyona getirmişti.
Fotoğrafik hafızası, o kadar çok insanla uğraşmayı ge-
rektiren böyle bir işte ideal bir özellikti. Müşterileri sık sık
günleri, saatleri, yerleri ve telefon numaralarım nasıl böy-
le iyi hahrladığına hayret ediyordu. Risk almakta zorlan-
mıyordu. "Olacağını düşündüğüm şekilde olmazsa, o
noktaya geldiğimde tekrar plan yapacağım," diye düşü­
nüyordu. Harika bir düşünce tarzıydı; başım birçok kez
derde sokmasına karşın, her seferinde kedi gibi dört ayak
üzerine düşüyordu.
Ruhsal Yol
Joscelyn, 1986 yılında ruhsal yolunu izlemeye başladı;
bu, otuz yaşındayken, Midtown'a taşınmasından hemen
sonraydı. Astrolojiyle ilgilenmeye başladı. Bunun nedeni, ·
astrolojinin gerçek olup olmadığını kendisine kanıtlama
arzusuydu. 1982 yılından beri kişilikleri inceliyordu ve
eğer kişilik kalıpları astroloji haritalarında görünenlere
uyuyorsd, o zaman astrolojinin güçlü bir dayanağı oldu-
ğunu düşünüyordu. Bulduğu şey, ruhunu ısıth. Sadece
haritalar uymakla kalmıyordu; aynı zamanda haritalar
sandığından daha fazla detay veriyordu. Bu yüzden de-
vam etti. Okumalara devam etti ve Rick ile tanışana ka-
dar astroloji çalışmalarını sürdürdü.
Okuinalardan birini yerel üne sahip bir psişik olan
John Sandbach ile yaptı. Sandbach, Joscelyn' e, yüzünde
kraliçe yüzü bulunan bir lahit gördüğünü söyledi. Ayrıca
dinlerin ardında yatan gerçeği incelemeye başlayacağını
ve bu gerçeği bulacağını da bildirdi. Ne kadar da haklıy­
dı! Joscelyn, 1988 yılında Danielle'in doğumuna kadar ça-
lışmalarına devam etti. ·
' 1991'de, ruhsal çalışma en yoğun şekliyle yeniden
· başladı. Astroloji alanında bırakhğı yerden tekrar ele aldı
ve araştıhnalarını sürdürdü. Ocak 1992'de, ona yıldızlar­
, .•~u,~ evine dönüş yolunu açacak olan adamla tanıştı; var-
lığını bildiği ama bir türlü bulamadığı yuvasına! O adam,
Joscelyn'in rakibi, sevgilisi ve arkadaşı, Chris Becker idi.
2
Jelaila
Jelaila'nın Gelişi
hris, keskin zekalı, harika, enerjik ve motivasyonlu bir
C adamdı. Karşılaştıklan andan itibaren, Joscelyn ile birlikte
birbirlerine meydan okumaya başlamışlardı. Ocak 1992'de Jos-
. celyn onunla karşılaşhğında, duygulan yoğun öfke ve dı;,rin
hüzünle ifade edilebilirdi. Neden Chris ile ilgili bu kadar güçlü
ve rahatsız edici duygular hissettiğini hep merak etti. Bir yıl
sonraki ilk gerileyişimde, bunun nedenini ben bulacakhm.
Kendi kafasında sadece kağıt üstünde olsa bile, Chris
evliydi. Chris ve Joscelyn karşılaşhklarında, ona evliliği­
nin bittiğini ama kendi başına yaşayamayacak kadar az
kazandığı için onunla aynı evi paylaşmaya devam ettiğini
söyledi. Joscelyn'e, işi ikisini de geçindirecek düzeye gelir
gelmez kendisiyle evlenmek istediğini açıkladı. Chris,
Joscelyn'in işinden hoşlanmıyordu, çünkü çok fazla er-
kekle birlikte çalışmasını gerektiriyordu. Chris son derece
kıskanç bir adamdı ve Joscelyn'in her yolculuğunda ken-
disini mutlaka aramasını istiyordu.
Haziran ayında, Joscelyn tekrar hamile kaldığında,
Chris'in kendisiyle evleneceğine ve Danielle'in Y!'-111 sıra
 bebekleri ni birlikte büyütecek lerine inandı. Ama Chris'in bir mumya gibi kollarını göğsünde birleştirerek yatıyor,
bu bebeği istemediğini öğrenmek, onun için büyük bir şok ruhunun bedenind en dışarı çıktığım hayal ediyordu; bu,
oldu. Onunla sonunda mutlu bir hayat süreceğiyle ilgili yakın zamanda başladığı bir çalışmaydı. İçine girdiğim
tüm hayalleri yı].<ılmıştı. Bebeği doğurmayı düşünüyordu
her seferinde, bedenini daha iyi tanımaya çalışıyordum.
ama zaten bir çocuğu olduğundan, bunu kendi başına ya-
Bazen bir Varlık bana eşlik ediyordu ve yatağın ayak
pamayacağına inanıyordu. Chı'is'in desteğine ihtiyacı ol-
ucunda duruyord u. O seans sırasında yapılması gereken-
duğunu düşünüyordu ve onsuz yaşama düşüncesi (eğer
ler konusund a bana rehberlik ediyordu.
çocuğu doğurursa, Chris onu terk edeceğini söylemişti)
Joscelyn o sıralarda yükselişle ilgili düşünceler taşıma­
30- çok karanlık geliyordu . Ne kadar klasik bir bağımlılık se-
naryosu! Bu yüzden Joscelyn kürtaja başvurdu ve klinik- ya başladı. Sık sık Marla'ya (o zamanki iş ortağı) ve başka-
ten çıkar çıkmaz, Chris ile ilişkisini bitirmeye karar verdi. . !arına, Dünya denen gezegend en ayrılınayı ve eve dönıı:ıe­
23 Haziran 1992'de, kürtaj sırasında, ben, Jelaila, yi ne kadar istediğini söyleyip duruyord u. Dileğinin ger-
transfer oldum. Aslında, bu giriş kendini toparlam ak için çekleşmesi uzun sürmeyec ekti. Değişim zamanı geldiğirtjı:,
yattığı odada gerçekleşti. 45 dakikalık kalışı sırasında o de, her şey s_on derece düzgün bir şekilde akacaktı. ,
bilinçsizd i. Uyandığımda düşündüklerimi tam olarak ha-
tırlamıyorum ama duygularımın ve zihnimin karmakarı­
şık olduğunu hatırlıyorum.
O gün öğleden sonra Chris onu almaya geldiğinde,
Joscelyn ilişkiyi bitirmeyi planlamasına karşın ben aksini
yaptım. Sonunda bir sonuca ula~ana kadar bir üç yıl daha
geçmesi gerekti. O kadar sevdiğiı:ıe yemin ettiği tek kişiye
ihanet edeceğinden korkan btı adama karşı duygularım
öfke, sevgi ve şefkatin bir karışıımydı.

Dışarı Çıkış İçin Hazırlık

Joscelyn' in Chris ile tanışmasından hemen sonra,

onun öğleden sonraları yaptığı şekerlemeler sırasında gi-
riş çıkış egzersizle ri yapmaya başladım; bu uykulara ihti-
yacı vardı, çünkü kronik yorgunlu k yaşıyordu. Yatağında
3
İçeri Girişler
-33

ünya' da çok sayıda transferler oldu ve şimdi birçoğu

D burada. Siz de onlardan biri olabilirsiniz. Bu girişler
genellikle yetişkin bedeninde olur ama bazen bir çocukta
da görülebilir. Joscelyn'inkinde de olduğu gibi, bu transfer-
ler önceden kararlaşhrılmış sözleşmeler uyarınca yapılır.
Bu transferler, genellikle ilk ruhun hayatındaki trav-
matik bir olay sırasında olur; örneğin bir hastalık ya da
kaza gibi. Birkaçı da uyku ya da berbat bir baş ağrısı sıra­
sında olabilir. Sadece başımz ağrıdığı için yatağınıza uzan-
dığınızı ve bambaşka bir kişi olarak kalktığınızı hayal ede-
bilivcır musunuz? Kişilik belirgi,-, bir şekilde değişir!
girenlerin, girişten sonra uyanmaları gerekir. Bu
süre, birkaç aydan 20 ya da daha uzun yıllara kaaar C:~i'.;i-
'şebilir. İçeri girenler, vücutta saklanan bazı kodlarla aktif
hale getirilirler. Önceden bir sözleşme olduğu taktirde,
kodlar fiziksel bedende saklanır. Sözleşme olmadığı du-
w,m,uua, duygusal vücuttadırlar.
Transfer ruhlaı~ orijinal ruhların aile bireyleri ve dost-
zenginleştirdiği ya da zorlandığı ilişkileri yakalarlar.
uııcc>ı.<. transfer ruh, ilk üç yıl içinde boşanabilir. Hissetti-
 ğim sorunlardan biri, Joscelyn'in ailesine karşı bir duygu
taşımamaktı. Onları tanımıyor gibiydim. Bu sorunu trans-
fer olan birçok ruhun yaşadığını dı,ıyuyorum.
Farklı türde transferler vardır. Bazıları, iki çok farklı
kişilik arasında değişim gösterebilir; ilk ruh, ikincinin g~l-
diğini asla bilmeyebilir. Birbirlerini tanıyan ve transferın
gerçekleşmesi için sözleşmiş olan ruhlar da vardır. Ayrıca,
daha önce başka yaşam sürelerinde bunu tekrarlamış
34-
olanlar da olabilir.
Joscelyn ve benim durumum böyle. Bizler Siya1:' ikiz-
leri gibiyiz .. Ben, Joscelyn'in dokuzuncu bo~_ttakı 1eşru­
. huyum. Nibiruan Konseyi tarafından b~na v_erılen go~~v-
1eı1-yerme getirmek için onun bedenıne gırdım. Dıger
transfer dırrumlarında olduğu gibi, Joscelyn ile aranuzda
büyük farklılıklar var. Joscelyn güçlü ve dinamik biriydi;
ben daha yumuşak ve esneğim.
Joscelyn yetişkinlik hayatının büyük bölümünü birkaç
arkadaşıyla birlikte bekar olarak geçirdi. Arkadaşlık kur-
maya eğilimi ya da zamanı yok gibiydi. Diğe_r '.andan
ben, çok sayıda arkadaşa sahibim ve onlarla bırlikte za-
man geçirmekten çok hoşlanıyorum.
Joscelyn, gevşemekte ve rahatlamakta zorlanıyordu.
Ben hiç sorun yaşamıyorum! Joscelyn yaphğı her şeyde lı­
der olmaya ihtiyaç duyuyordu; bense takım çalışmasın­
dan hoşlanıyorum. Joscelyn bir saniyede önemli kararlar
verebiliyordu; bense düşünrriek için zamana ihtiyaç du-
yuyorum. Giysilerimde yumuşak renkleri s1eçiyorum; Jos-
celyn ise canlı renkleri tercih ediyordu. O yuksek topuklu
ayakkabıları ve takım e!bisele~i severdi; ben o gıysılerın
hepsini sattım! Joscelyn esmerdi; bense sarışınım. -Bunlar
aramızdaki farklılıklardan sadece birkaç örnek. Bütün
. bunların sizi nasıl biraz delirmiş gibi gösterebileceğini an-
lıyor musunuz?
Fiziksel bedeni onurlandırmak ve korumak, transferin
diğer bir endişesidir. Joscelyn esmer, çok çekici, orta boy-
lu ve ince yapılıydı. Son derece karizmatik ve çarpıcı bir
kişiliği vardı. Bana ince, sağlıklı, iyi bir beden bıraktı.
Onun yaptığı gibi bedenini korumaya çalıştım ama birçok
transferi11 düştüğü tuzaktan ben de kurtulamadım. Jos-
celyn'in yaptığı egzersizleri bırakarak ve yanlış yiyecekler
seçerek, vücudu biraz bozdum. Hamur kırrabiyelerine ve
başka şeylere bağımlılıklar geliştirdim. O ~amandan beri
yediklerime dikkat ederek, bedenimi dinleyerek ve işaret­
lerini izleyerek değiştim.
Transfer olan ruhun uyanma zamanı geldiğinde, ge-
nellikle onları bir transfer olduklarına inandıracak bir dizi
olay yaşarlar. Bu noktada sözleşmelerinin farkına varma-
ya başlarlar.
Şifrelenmiş Kristal Grubu
Galaktik Federasyon Sirian A Konseyi Şef Genetik Mü-
hendisi Joysia, transfer olan ruhların, önceki ruhlar hala
enkarnasyon aşamasındayken vücutta biçimlenen kodlan-
mış kristal grupları sayesinde aktif hale getirildiklerini söy-
ledi. Bazı grµpların daha büyük ve baskın olduklarını,
transfer olacak ruhla daha çok ilgili olan vücut noktaların-
1
 da yerleştirildiklerini açıkladı. Ama bu her zaman değil,
çoğunlukla olan bir durumdu. Benim durumum da buydu.
Benim kristal grubum, sağ omzuınun arka tarafında;
köprücük kemiğimin hemen üzerinde. Sağ omuz eril
enerjiyle ve gelecekle ilgilidir. Korku duymadan geleceğe
yönelme yeteneğiyle ilgisi vardır. Ben transfer olur olmaz,
hızla ilerlemeye başladım. Bunu anlamamın nedeni, yeni
gelmiş olmama karşın Dünya korkusu ya da yoğunluğu
36 -
yüzünden herhangi bir yavaşlama eğilimi duymamamdı.
Konsey bana derslerimin büyük bölümünü Nibiru' da ve
diğer gezegenlerde öğrendiğimi, buraya sadece görevli
olarak geldiğimi söylemişti.
Bedenlerine sonradan girecek olan ruhlar için kristal
grupları oluştnranlar, bunu farklı şekillerde yaparlar. Joscelyn,
bunu farklı zamanlarda dikiş sayesinde yapınıştı. 1984 yılında
dikişe meral< sarmıştı ve bu onun için bir tutku haline gelıniş­
ti. Joysia bana bu kristal grubunun 1987 yılında tamamlandı­
ğını söyledi. Joscelyn 30 dantel örerek saatlerini harcamıştı.
Ancal, Danielle ona ihtiyaç duyduğu veya parmaklan, boynu
ve omuzları (genellikle sağ taraf) yorgunluktan yanmaya baş­
ladığı zaman bıralayordu. Joysia, kristal grubu için kodların,
Joscelyn'in bedenine doğuştan yerleştirildiğini açıkladı.
Benim içeri girişimden sonra, kristal grubu doğru za-
manda, 27 Ekim 1996' da aktif hale geldi. Bu kristallerin
hem Joscelyn'i hem de beni fiziksel açıdan rahatsız ettiği­
ni söylemeliyim. Herhangi bir nedenle omuz kaslarında
bir spazm olduğunda, başın sağ tarafında üç gün boyun-
ca yoğun baş ağrılarına neden oluyordu.
Masaj terapistim Bobbie, bu donmuş kasları gevşet-
meye çalıştı ve derin doku masajı uyguladı. Haftada bir
onun masci.j masasına uzanıyorum ve onun alnından ter-
ler akarken, ben de acıyla inleyip bağırıyorum; ama bü-
tün bu süre boyunca ikimiz de kahkahalarla gülüyoruz.
Ama seanslar sırasında hayatlarımızda olup bitenlerden
sohbet etmek işi biraz daha kolaylaştırıyor.
Beş ay kadar sonra vazgeçtik. Çünkü omzumdaki şişli­
ğin kıpırdamaya niyeti olınadığı belliydi. Tabii aslında bunla-
rın Jelaila kodlarımı tutan bir kristal grubu olduğunu ikimiz
de bilmiyorduk. Ben uyandıktan kısa bir süre sonra durumu
anladık. Bu, onun yakın bir arkadaşı, Kim sayesinde oldu.
Kim, Colorado' da yaşıyor ve transfer olan ruhlarla il-
gileniyor. Haftada bir kasabaya geliyordu ve ben de
onunla görüşmek için randevu aldım. Vücuduma, gözle-
rime, matrisime baktı ve farklı türde bir transfer olduğu­
mu onayladı. Siyam ikizleri gibi olduğumuzu söyledi.
Kim omzuma baktığında, donmuş bir kanat kasım oldu-
ğunu söyledi; yine anlattığına göre, bunun nedeni kodla-
rınun kanat kısmımda saklandığı ve donma yarattığıydı.
Donmuş kanat kasıyla ne demek istediğini anlamasam bi-
le, herhangi bir rahatsızlığım olmadığım öğrendiğim için
rahatladım. O noktadan sonra spazmlar daha seyrekleşti
ve baş ağrılarım da hafifledi. Daha sonraları kendimi acı­
dan nasıl tamamen kurtarabileceğimi de öğrendim.
Umarım bu açıklamalar, kitabı okuyan bazı transfer
ruhlara yardımcı olur. Neyle karşı karşıya olduğunuzu
bilmenin bile acıyı belirgin bir şekilde hafiflettiğini biliyo-
rum çünkü.
 Sözleşme

Transfe r olan ruhlar, yapma k üzere geldikl eri işe baş­

lamada n önce, orijinal ruhun sözleşmesini tamamlamayı
4
kabul ederler . Joscely n ve benim 'için durum böyley di.
Ama bunu gerçek kimliğimi bilmed en yaphğırnı anlama -
Chris
başı­
nız gerekir. Onun kayıtlarından yola çıkarak kendi
38 -
ma hareket etmem e karşın, ben hala Joscely n olduğumu
Başlama),( için ne kadar güzel bir ilişkiydi! Sonrak i üç
sanıyordum. Transfe r olan birçok ruhun yaşadığı
soru-
yıl boyunc a kalbim i parçala ra ayıracak ve her döne-
nun Kaynağı budur. Örneğin; bir karar veriyor, sonra he-
meçte kendim le yüzleşmeye zorlayacaktı. Giderek güçle-
men fikrimi değiştiriyordum. Bu Chris'i deli ediyord u.
nec_ek, s~nund a sınırlarımı koruyabileceğim, enerjim i tu-
Joscely n bir karar veriyor ve onları uygulu yordu. Anlata-
~~bile~egım ye dünya çapında bir misyon sürdüre bilece-
bildim mi? Zavallı adam! İki farklı zihin yapısıyla hareket
gırn bır noktay a gelecek tim. Chris ile olan ilişkim, beni
eden biriyle birlikte yseniz, neler hissede rdiniz?
aynı zamart da her zaman istediğim ve yaşam eşimle pay-
Joscelyn ile yaphğırn sözleşmede şunları kabul etmiştim:
laşacağım ilişkime de hazırladı.
Konu güce geldiğinde, Joscely n ve Chris birbirle ri için
1. Joscely n'in şirketini daha ruhsal bir boyuta taşımak.
2. Joscely n'in ailesiyl e ilişkisini daha sevgi ve kabul- u!g~nd ular_ am_a ~en değildim. Yaklaşık iki hafta boyunc a
ılışkımız'.. surduru yor, sonra kavga edip ayrılıyor ve bir
lenmey e dayana n bir hale getirme k.
hafta ila uç ay boyunc a hiç görüşmüyorduk.
3. Joscely n'in kızı Daniel) e ile ilişkisini daha tartışma-
1

e'in Joscelyıı ve Chris birlikte yken," ayrılmamışlardı. Bir-

sız ve daha şefkat dolu bir düzeye geçirme k. Daniell
çok açıdan tencere -kapak gibiydi ler. İkisi de gerçek bir
büyüyü p olgunlaşmasını sağlamak ve zaman içinde vela-
karar veremiyorlardı. Ya duygus al ya da fiziksel açıdan
yetini babasına devretm ek.
uygun olmaya n insanla rla ilişkiye giriyorlardı. Eylül
4. Joscely n'in, Chris ile ilişkisini tamaml amak. Bu en
1993't-~ s~nund a Chris karısını boşadığında, bunun beni
zoru olacaktı, çünkü öfke olmada n yapılması gerekiy ordu.
nasıl ".,lesıye korkuttuğunu hatırlıyorum! Bana geldi ve
g~lecege daır bir söz vermem i istedi; ama bunun yanlış
bır hareket olacağını bütün benliğimle hissedi yordum . O
 noktada n sonra tutumum , devam ettiği sürece ilişkinin
tadını çıkarmak oldu. Onu çok seviyord um ama bir şekil­
de onunla asla evlenemeyeceğimi de biliyord um.
Konu işe geldiğinde, Chris paha biçilmez biriydi. Ben
Joscelyn gibi bir girişimci değildim ve iş dünyasında yo-
lumu bulabilm em için Chris sık sık bana yardımcı oldu.
rvJ_üştedlerle, satıcılarla sınır oluşturmayı ve gerileınemeyi
ogrettı. Sozleşmeleri nasıl kazan-k azan mantığıyla tartışa­
40-
bileceğimi gösterdi . Bana çok şey verdi. O yanımda olma-
saydı"ne yapardım, bilemiyo rum. Danışmanım, duygusa l
destegım ve en büyük hayranımdı. Bunlar, onu bu kadar
sevmem in nedenle rinden sadece bazılarıydı.
Chris bana kendi gücüme sahip çıkmak konusun da
da çok şey öğretti. Bunun Chris' in sözleşmesinin bir par-
çası olduğunu ancak şimdi anlayab iliyorum ; benim için
karanlık tarafı oynamıştı. Gücümü sınayacak, bana mey-
dan okuyaca k birisi olmasaydı, asla gücümü ele geçire-
meyebil irdim. Bunun için de ona teşekkür borçluyu m. Bu
içimdek i ışığı ve karanlığı birleştirmemi sağladı.
Konu başkalarına geldiğinde, Chris kendi gücünü tu-
tuyordu . Zayıf noktası, sayı ve etki bakımından bir hayli
fazla olan korkularına karşı güçsüzlüğüydü. Ama kendim
için sağlıklı olan sınırlar oluşturmaya başladığımda, gide-
rek daha çok tartışmaya başladık. Sınırlarımı belirlerk en
ve öğrenirken, Chris'in üzerimd eki kontrolü nü kaybet-
meye başladığını şimdi anlayabi liyorum . Bu onu korku-
ttıyor, beni ise şaşırtıyordu, çünkü bana başkalarıyla iliş­
kılerımde sınırlar oluşturmayı kendisi öğretirken, onunla
olan ilişkimde bu sınırların var olmasını istemiyo rdu.
Bir ilişkide sağlıklı sınırları olan bir kadın, onun alışık
olmadığı bir şeydi. O kurallar la oynamayı bilmiyo rdu.
Kendi sınırları:ı;nı belirlem em, ilişkimizin sonu anlamına
gelecekti.
Son perde, Haziran 1995'te Danielle ile ilgili belirledi -
ğim ve onun kaldıramayacağı bir sınırla geldi; babasını
kızımın hayatından atmak ve üzerinde tek vasi olmak is-
tiyordu. Ben buna katılmıyordum, çünkü Chris'in iyi bir
üvey baba olmayacağına inanıyordum; oysa Rick iyi bir
babaydı ve hala da öyle. Ayrıca, babasını kaybetm ek Da-
nielle için çok büyük bir duygusa l darbe olacaktı. Chris
fikrimi değiştirmeyeceğimi anladığında, beni terk etti.
Chris'in Rick'i Danielle 'in hayatından çıkarmak isterken
bazı geçerli nedenle ri olduğunu itiraf etmeliyi m ama Da-
nielle'in hatırı için bunları burada saymayacağım.
Beni terk ettiği akşam dizlerim in üzerine çöktüm ve
rehberle rime teşekkür ettim; ama çok acı vericiyd i, çünkü
onu hala seviyord um; hala da seviyoru m. Ne kadar uğ­
raşsam da, onun için hissettik lerimi yok edemiyo rum. Sa-
nırım "gerçek sevgi asla ölmez" derken kastedil en şey
buydu. Birçok kez birlikte oturup ağladık, çünkü ilişkimi­
zi nasıl sürdürebileceğimizi bilmiyo rduk.
O ilişkinin etkilerin den kurtulm am çok yavaş oldu
ama sonunda onun bildiği tek şekilde davrandığını fark
ettiğimde, sözleşmenin şartını yerine getirmem daha ko-
lay oldu. Korkunu n birbirini seven iki insan arasında bu
kadar acı yaratabileceğine birinci elden tanık oluyord um.
Chris'in hayatıma neden girdiğini daha sonraları anla-
yacaktım. Ayrıca, ne kadar büyük bir fedakarlıkta bulun-

duğunu da anladım. Devin sayesinde , Chris'in 90 Oyun
Mühenc:iisi*'nden biri olduğunu, içeri girmemi, kendi gü-
cüme dayanmayı öğrenmemi, uyanmamı ve görevimi yeri-
ne getirmem i sağlamak için karanlık tarafı oynamayı kabul
ettiğini öğrendim. Chris, benim ders arkadaşımdı.
O olmasaydı, asla başaramayabilirdim. Onunlayk en,
kendimi yontup cilalamayı ve başkalarına liderlik edebi-
lecek kadar gücümü geliştirmeyi başarabilmiştim. Savaş­
42 -
lar ve güç mücadele lerine değmişti. Ruhunun derinlikle -
rinde, bu hayatında asla benimle tam birilişki yaşayama­
yacağını söylerdi. Haklıydı. Beni kaybetme si, benim için
yaphğı fedakarlıktı. Bunun için ona sonsuza dek minnet-
tar olacağım. Bu büyük sevgi eylemi sayesinde , geçmiş
yaşamlarımızdan gelen karmamız dengelenmişti.
Daniel le
Joscelyn' in kızı Danielle ile ilişkiyi değiştirmem ko-
laydı, çünkü Danielle ve ben "ikiz ateşler"iz. Ben içeri gir-
diğimde, Danielle dört yaşında, şirin ve kontrolü zor bir
çocuktu. Kumral saçları ve iri lcahveren gi gözleri vardı;
zeki ve bir hayli de politikacıydı. 15 Mart 1988'de doğ­
muş olan Danielle, "Olathe Tıp Merkezi'n in Mucize Bebe-
ği" olarak biliniyor du. Bunun nedeni, doğumdan yedi
dakika önce oksijensiz kalmasına rağmen, son derece sağ­
lıklı doğmuş olmasıydı. Uzun süre c,ksijen eksikliği yaşa­
dığı için, doktorlar beyninde bir hasar olma olasılığının
yüksek olduğunu düşünüyorlardı.
* Evrensel Kutup Entegrasyonu Oyunu'nu hazırlamak ve yönetmek üzere
seçilerek evrrenimize gelen 90 Feline ve Carian.
Joscelyn dört zor gün boyunca vücudu~ a gir_ip__ çık­
ını h ve hala ancak bir santimetr e genişleyebılmıştı. Uste-
li/doğumu üç hafta gecikmişti. Danielle'in doğduğu sa~
.· balı, Joscelyn yine çabalama ya başlamışh; Rıck annesı~ı
havaalanından aldıktan hemen sonra. Saatler boyunca su-
ren sancılar ve gayretler yüzünden sinirleri gerilmişti; bu
yüzden Joscelyn' i annesine teslim etti ve işinin başına
döndü. ,
Rick daha otobana yeni çıkmıştı ki bebeğin zor du-
- 4'
rumda olduğu öğrenildi. Joscelyn doktorun u aradı ve
doktor ona hemen gelmesini söyledi. Joscelyn kayınpede­
rini aradı; adam hemen geldi ve onu alarak hastaneye gö-
türdü. .
Joscelyn saat 9:00 civarında hastaneye kab".1 ~dildi ve
hemşireler tarafından bir dizi incelemel er ve ~ınır testlerı
yapıldı. Saat 1:00' de sancıları durdu. Saat 1:30 da, Dr. fadt
ona yapay s,ıncı uygulama ya çalıştı ve başardı. Dr. Eıdt
bir süre onu izlemeye ve neler olacağını görmeye karar
verdi. Ama Danielle artık nefes almıyordu.
Bir anda doğum odası hemşireler ve doktorlar la d_ol-
du. Joscelyn'i hemen yüzükoyu n çevirdiler ve on~ oksııen
vermeye başladılar. Yaşam monitörü sustuktan ikı_ dakika
sonra, sedyeyle ameliyath aneye götürülüy ordu. Bır eliyle
yüzündek i oksijen maskesin i tutuyor, diğeriyle poposunu
kapamak için hastane geceliğini çekiştiriyordu:
Doktorlar onu çabucak uyuttular ve amelıyata başla­
dılar. Normal ameliyat öncesi işlemleri bile uygulama lda
zaman harcamadılar. Rick, Joscelyn ile birlikte ameliyat-
hanedeyd i. Bebeğin yüzündek i zarı ve doktorların o zarı
 parçalam aya çalıştıklarını fark etti. Danielle rahimde n
alındıktan sonra, ciğerlerindeki dışkının temizlenınesi ve
beyin hasarı olup olmadığının anlaşılması için çocuk oda-
sına götürüld ü.
Uygula nan iki Apgar testinde n sonra, durumu nun
normal olduğu anlaşıldı! Dr. Eidt ve doğnın bölümü per-
soneli şaşkındı. Haber çabucak yayıldı; doktorla r ve hem-
şireler bebeği incelem ek için her gün doğumhaneye gel-
44-
meye başladı. Yaşadığı sorunlu doğumdan sonra son de-
rece sağlıklı olan bebek, herkes için bir mucize olarak ka-
bul edilmişti. Anlaşılan Danielle 'in doğmak için iyi bir ne-
deni vardı ve oksijen yetersizliği bile onu durdura maya-
caktı!
İncelemelerin ikinci gününd en sonra, Joscelyn sonun-
da doktorların yanındayken Danielle 'i ilk kez emzirdi ve
bebeğin, odasında kendisiy le kalmasını istedi. Acı çekme-
sine ve hala morfinin etkisind e olmasına karşın, Daniel-
le' in onunla birlikte aynı yatakta yatmasını da istedi. Jos-
celyn o gece morfin almayı kesti, çünkü o uyurken Dani-
elle'i yine çocuk odasına götürece klerinde n korkuyo rdu.
Doğum personel i onu rahatlata bilmek için ellerinde n ge-
leni yaptılarsa da, yine de onlara güvenm iyordu ve üç ge-
cenin büyük bölümü nü uyanık geçirdi ve arada bir şeker­
leme yaptı.
20 Mart'ta Joscelyn ve Mucize Bebek hastane den ta-
burcu oldu. Joscelyn eve gitmek için sabırsızlanıyordu!
Daha sonraları, Joscelyn 'in bir tür vekil anne gibi dav-
randığını keşfedecektim.Danielle ' i benim doğurmamın
mümkü n olmadığını, çünkü kodlarımın çocuk doğumuna
izin vermediğini şimdi anlayabiliyornın. Bu yüzden, bir-
likte olabilm emizin tek yolu, Joscelyn 'den doğmasıydı.
Bunun için Joscelyn ' e büyük bir teşekkür borçluyu m.
Danielle ile ilişkisinin çok sorunsu z olduğu söylene-
mez. Taslaşıp duruyorlardı ama Joscelyn , Danielle 'i ger-
çekten de seviyord u. Onlarınki sadece irade savaşıydı.
İkisinin de yükselen burcu Aslan idi. Joscelyn 'in uzun sü-
re Danielle ile birlikte olamayacağını düşündüğünü bil- - 45
mek çok tuhaf. Bu, anı kasetler inde benim için bıraktığı
ve bana bir transfer olduğumu kanıtlayan bilgilerd en bi-
riydi. Eğer bir transfers eniz, anı kasetleri nizi kontrol edin;
benzer mesajlar a siz de rastlayab ilirsiniz.
Joscelyn, zamanının büyük bölümü nü çalışarak geçi-
riyordu; yeni bir iş başlatmıştı ve faturaları ödeyebi lmek
için ikinci bir işte daha çalışıyordu. Danielle bu dönemd e
daha dört yaşındaydı ve zamanının çoğunu büyükbabası
veya büyükan nesiyle geçiriyo rdu. Öyle bir zaman geldi
ki Danielle annesini n onu yuvadan almasını isteınemeye
başladı. Böyle zamanla rda ağlayıp tepiniyo r, kendisin i
büyükan nesinin almasını istiyordu . Ben içeri girdiğimde,
onunla ilgili durum buydu.
İkinci işimden vazgeçe r~k ve saatlerim i yeniden dü-
zenleyer ek, bu durumu yavaşça düzeltm eye başladım.
Bunu yapmaz sam, onu kaybedeceğimi hissetmiştim. Bu,
on iki aylık bir sürede gerçekleşti. Danielle hazırlık sınıfı­
na başladığında, ben de işten erken çıkmaya başladun; bu
zor değildi, çürtkü orada olmak için yakıcı bir istek duy-
muyord um. Onu alıp eğlenceli bir yere götürüy ordum ve
birlikte oyunlar oynuyor duk. Anaoku lundayk en bu biraz
 zararlı bir hal aldı, çünkü devamsızlık yapıyordu. Çok
fazla oyun oynadığımız için anaokulun u tekrarlamak zo-
runda kaldı. Ah, şey, daha kötü nedenler de olabilirdi ta-
bii.
Joscelyn ile paylaştığımız şeylerden biri de, bu ülke-
deki eğitim sistemine saygı duymayışımızdı. Danielle' e,
hayat hakkında sınıfta öğrenebilecek!erinden çok daha
46- fazlasını öğretebileceğimi hissediyord um. Bu doğru olabi-
lirdi ama ikinci sınıfa geçmesini sağlayacak olan müfredat
farklıydı.
Anaokulun u ikinci kez tekrarlarke n, onun için yapa-
bileceğim en iyi şeyin, velayetini babasına vermek olaca-
ğını -~nladım. Rick çok akıllıdır ve okul onun için vızıltı­
dır. Ustelik benden çok daha planlıdır. Belli bir istikrar ve
plan duygusuna sahip olabilmek için, çocukların iyi bir
temele sahip olması gerektiğine inanıyorum. Bunu ona
verebilecek kişinin ben olmadığımı anlıyordum. Bu yüz-
den, korkularım üzerinde çalışarak geçirdiğim uzun bir
süreden sonra, kararımı verdim ve kağıtları imzaladım.
Kısa bir süre sonra, daha sonra bana gerçek kimliğimi
açıklayacak olan rehberim Devin, Danielle'in velayetini
Rick'e vermemin Joscelyn ile yaptığım sözleşmenin bir
parçası olduğunu söyledi. Bunu bilmek, kararımla ilgili
kendimi çok daha rahat hissetme:rrü sağladı.
O zamandan beri, ilişkimiz düzelmeye devam etti.
Danielle bana beni ne kadar çok sevdiğini ve annesi ola-
rak başka birini istemeyeceğini tekrarlayıp duruyor. Bir
daha aramızda güç mücadelele ri olmadı. Ona hayatın
ruhsal yönünü öğretiyorum ve bu da hayatın karşısına çı-
kardığı şeylere yaklaşımını belirgin bir şekilde değiştirdi.
İnsanlara sordukları zaman cevap vermeyi öğrendiğim­
den, Rick ona temellerini verirken, ben de uçması için ka-
ı
natlarmı sunuyordum .
Joscelyn'iri Ailesi
Joscelyn'in ailesiyle ilişkilerimi, saygılı bir uzaklıktan
yürüyecek dınuma getirdim. Diğer bir deyişle, konuşu­
yoruz ama birbirimizi çok sık ziyaret etmiyoruz. Jos-
Alabama, Tnnessee ile Teksas, Colorado
'
celyn'in ailesi
arasında dağılmış durumdalar . Bu da onlarla birlikte çok
zaman geçirmeme yi kolaylaştırıyor. Onlardan hoşlanmı­
yor değilim ama onlarla çok fazla ortak noktam yok. Aile-
nin büyük pölümü hala Joscelyn'in yetiştiği Kilise'ye bağ­
lı ve bu durum da benimle hiçbir şekilde bağdaşmıyor.
Ben de bu yüzden onlarla çok fazla zaman geçirmiyoru m.
Benim hakkımda istediklerin e inanmalarına izin veriyo-
rum. Joscelyn kara koyun olduğundan, işim biraz daha
kolaylaşıyor. Sıra dışı şeyler yapmamın benim için nor-
mal olduğtıntidüşünüyorlar.
Joscelyn onlarla sürekli mücadele halindeydi, · çünkü
korku temelli inançlarını kabul etmiyordu. Kilise' den ay-
rılmış ve uzaklaşmıştı. Kilise' de kalmamış, hatta ilk evlili-
ğinden öncesine kadar vaftiz bile olmamıştı. Orası kendi
hayatını kendisi kontrol eden bekar ve çekici bir kadına
göre bir yer değildi. Bu durum, Kilise'nin kadınların er-
keklere hizmet etmesi ve daha da önemlisi, evli olması
 gerektiğini savunan öğretilerine ters düşüyordu.
onların programına uyamıyordu.
Mike adlı kardeşiyle iletişim kurabiliyorum, çünkü di-
ğerlerine göre çok daha açık, çok daha esnek görünüyor.
Mike ve kansı Debra, aynı zamanda çok eğlenceli insan-
lar. Mike ve ailesinin orada bulunma nedenini anlıyor ve
saygı duyuyorum. Ancak, onların ve benim bulunduğu­
muz yerler yine de birbirlerinden çok farklı. Bu yüzden
48 -
mesafemi koruyorum ve aradıklarında ya da ziyaretime
geldiklerinde kibar davranıyorum.
Yaratıcı Tavsiye Ağlan (CRN)
Joscelyn ile aramızda yaptığımız sözleşmeye göre,
onun işini daha ruhsal bir boyuta taşımam gerekiyordu.
Bu, Chris' ten sonra en büyük zorluktu ve başarmam dört
yılımı aldı. Devin ve ben, yeni ortağım Marla ile birlikte
işi, iş hayatına daha mhsal bir boyut getirecek şekilde ağ
kurmaya doğru kaydırmaya başladık. Şirkette yine pay
almaya başlamıştım. İş ortamındaki insanlara önce almak
yerine, önce vermeyi öğrenecekleri şekilde ağ kurmayı, in-
sanlarla birleşmeyi öğrettik.
Birbirleriyle iş yapmadan ya da tavsiyelerde bulun-
madan önce, aralarında güvene ve dostluğa dayalı ilişki­
leri nasıl kurabileceklerini öğrettik. Cevaplar için kendi
içlerine bakmayı öğrendiler; bu ilişkilerine yaklaşmayı da
kapsıyordu ve birçoklarının yüksek benliklerini fark et-
melerini, birçoklarının ruhsal yolda ilerlemeye başlamala-
Joscelyn rmı sağladı. Marla bu işidaha da ileri götürüyor ve şim­
dilerde şirket ortamıyla olduğu kadar bekarlardan oluşan
gruplarla da çalışıyor.
Ruhsal öğretileri eğitimle birleştirmeye başlayacağım
bir zaman da geldi. O noktadan itibaren, işimiz Marla ve
beni de içine sürüklediği bir dizi değişimden geçti. Bu-
gün, umut vaat eden saygın bir şirket haline geldi ve artık
her şeyi Marla yönetiyor. O da gerçek bir girişimci oldu
ve harika bir vizyona sahip. İşin adını bile Yaratıcı Tavsi-
ye Ağlan ve Eğitirni'ne çevirdi. Şirketin yaptığı şeyler dü-
şünülürse, bu son derece yerinde bir hareket oldu.
Ruhsal Yola Geçmek
Joscelyn'in altı yıl önce bırakmış olduğu noktadan ele
alarak, tekrar astrolojiyle ilgilenmeye başladım. Yerel me-
tafizik kitapevlerine para kazandırdığımı hissetmeme
karşın, bir sürü kitap satın aldım. İlgilendiğim konuyla il-
gili gerekli miktarda bilgiyi edindiğimi hissettiğim anda,
kitapevine geri dönüp okumam gereken başka bir kitap
buluyordum.
Sanki biri beni yönlendiriyormuş gibi geliyordu; sanki 1
öğretmenlerimi göremediğim bir okulda gibiydim. Hiç -(
birinden ya da bir şeyden resmi olarak ders almadım. Bü-
tün eğitimim rehberlerim tarafından yönlendiriliyordu ve
onlardan bir sürü vardı. Bazı rehberler, kısa bir süre için
iş başında oluyordu - sadece bana bir şeyi öğretmelerine
yetecek kadar - ve sonra onlar gidiyor, yerlerine yenileri
 geliyordu. Bir şey beni elimden geldiğince hızlı ve çok öğ­
renebilmem için zorluyordu. Ve ben de ışık hızında hare-
ket ediyordum.
Hiçbir şey beni şaşırtmıyor, hiçbir şey beni korkutmu-
yordu. Ama bazen Kilise'nin şeytanlar olarak adlandırdı­
ğı karanlık varlıkları görmek ürkütücüydü. Okuduğum
her şey son derece manhklı görünüyordu ve bu yüzden
belki de bende bir terslik olabileceğini düşünmeye başla­
50 -
mıştım, çünkü öğrendiğim ve araştırdığım şeyler hakkın­
da insanların içinde çok fazla korku olduğunu görüyor-
dum. Bu alanlara bakmaktan ve zilıinlerini açmaktan kor-
kuyorlardı.
Astrolojiden numerolojiye, rulı eşlerine, taşlara, kris-
tallere ve ruhsal rehberlere doğru geçmeye devam ettim.
O noktadan sonra geçmiş yaşamları ve geri dönüşleri in-
··f" --f celedim. Bu noktada Edgar Cayce'in ve Shirley Macla-
ine'in kitaplarıyla tanıştım. Onları okuduğumda, her şey­
le ilgilenmeme karşın, öncelikli ilgi alanımı bulduğumu
··1 biliyordum. Ayrıca, Barbara Marciniak ve Barbara Hand
Clow'un kitapları da beni tetikledi. İkisi de Pleadian mal-
zemelerini aktarıyordu ve için,den bir ses, bunların be-
nim için yuvadan gelen mesajlar gibi olduğunu söylüyor-
-+- du. Bunlar ve Sitchin'in kitapları, beni uyandırmak konu-
sunda okuduğum diğer sayısız kitaptan daha da fazlasını
yaptı. ·1. 1 -
İlgimi çekmeyen tek şey, UFO kitaplarıydı. Bu bana o
kadar gerçek görünüyor ve uzaylı varlıkların gezegenimi-
zi ziyaret etmesi fikri o kadar mantıklı geliyordu ki bu ki-
tapları okumaya ihtiyaç duymuyordum. Benim de bir
transfer olduğum düşünülürse, bu durum son derece
mantıklı, çünkü ben de 9. boyuttan gelen uzaylı bir varlı­
ğım.
Nisan 1993'te, bir psişik olan Bobbie ile tanıştım. Adı­
nı Marla' dan allil!ştım; o da başka birinden almıştı. Onu
aradım ve okuma için bir zaman kararlaştırdık. Genel ola-
rak duru'? belirleme tarzında bir okumaydı. Ondan kısa
süre sonra, geçmiş yaşam deneyimleriyle ilgili bir okuma
daha yap'lcaktık. Onlar hakkında yazılmış kitapları oku-
maya da1:,a yeni başlamıştım.
Sonraki on iki ay boyunca, bir dizi gerilemeler başla­
dı. O süre içinde Joscelyn ve benim Chris ile birlikte At-
lantis'ten Mısıra, İngiltere'den New Orleans'a ve Nazi
Almanyası'na kadar birçok yaşamda birlikte yaşadığımızı
öğrendim. Hiçbiri kolay .deneyimler değildi ve hepsinde
kötü bir şı,kilde ayrılıruştık; genellikle de birimizin erken
ölümüyle. Yaşamlarımız, bu yaşama kadar süren güçlü
tutkularlıı. doluydu ve hala da öyle.
5
Devin'in İlk Sözleşmesi

isan 1993' te, Devin benimle iletişim kurmaya başla­

N dı. Her şey, iki meleksi varlık tarafından rüyamda
güzel bir bahçeye götürülmemle başladı. bu olmadan ön-
ce, bir adam dilimi bir kenara itti ve benim ağzımdan ko-
nuştu. Konuşmaya devam ediyordu ama umursamıyor­
dum, çünkü gerçekten de güzel bir yerdeydim. Neler söy-
lediğini bilmiyordum ama fark etmiyordu. Bir noktada
bana adını vermeye çalıştı.
Uyandığım zaman bu rüya beni o kadar rahatsız etti
ki saatlerce uyuyamadım. Neredeyse bir şeytan tarafın­
dan ele geçirildiğimi düşünmeye başlayacaktım. Ertesi
gün, Marla'ya bu rüyamdan söz ettim ve o da yine Bob-
bie'yi aramamı önerdi. Birkaç gün sonra bir araya geldiği­
mizde, Bobbie'ye rüyamı anlattım ve o da bunun çok güç-
lü bir üstat ruh olduğunu söyledi. Ortak bir arkadaşımı­
zın da rüyasında aynı varlığı gördüğünü ve adını "Da-
vid" olarak anladığını açıkladı.
Ne olursa olsun, bu rüya tekrarlanmaya devam etti ve
üç yıl sonra, Devin için bir kanal olmamla ilgili sözleş­
mem, insanlığa gerçek tarihini ve DNA kodlamasıyla ilgi-
 li yardımcı olma görevim hakkında bir mesaj olduğunu
anladım. · üzerinde tekrar tekrar çalıştım ve sahneye çıkma zama-
Devin ve ben, o zamandan sonra her hafta iletişim
kurmaya başladık ve ona karşı başlangıçta mükemmel ve
yüce bir tanrısal varlık olarak taşıdığım bakış açım, gide-
rek bir tür arkadaşlık ve hatta kardeşliğe dönüştü. Bazen
tarhşıyoruz ve kimin kazandığından her zaman emin ola-
mıyorum. Daha sonra size Devin hakkında daha fazla şey
54-
anlatacağım ama öncelikle aramızda derin bir sevgi ve
saygı olduğunu belirhneme izin verin.
"Kansas City Ağı"nda
İlk Kanal Deneyimi
Devin beni ilk kez kanal olarak kullandığında, adına
Kansas City Ağ Semineri dediğimiz bir toplanhda, kala-
balık bir insan grubunun önündeydim. Haziran 1993'te,
Marla ve ben aylardır bu olay için hazırlanmış durum-
daydık. Creative Referral Networks, Inc. Adlı şirketimiz
·~ııV,/( için büyük bir başlangıç olacakh. Şirket sponsorlarını top-
\d' i(ıı f/ı; ladık ve bir otelde yer ayırttık. B,üyük bir işin başmda ol-
, duğumuzu hissediyorduk. Gerçekten de öyleydik. insan-
lar bugün o olayı hala hahrlıyorlar.
Hedefimiz, geniş bir gruba bir-iki ağ pazarlama bece-
risini öğrehnek ve bu olay için bilet sahnaktı. Bunu yaptık
ve her biri 40$ fiyatla yüzden fazla bilet sattık. Kansas
City' de o türde ilk kez yapılan bir toplantı için hiç de fena
değildi.
O gece görevim eğitim vermekti; bu yüzden notlarım
nım geldiğinde, podyıırna adımımı atar atmaz zihnim bo-
şalıverdi. ~ir an paniğe kapıldım ama sonra aniden bir şe­
yin beni sakinleştirdiğini hissettim ve konuşmaya başla­
dım. Bir saat sonra insanlar yanıma geliyor, toplantıdan
ne kadar keyif aldıklarını söylüyor ve beni tebrik ediyor-
lardı. Dilim tutulınuştu. Daha sonra, kutlama için içki iç-
mek üzere bir bara gittik. Eğitimi verenin ben değil, D ~
vin olduğıınu ancak o zaman anladım. O zamandan ber~, ~
Devin birçok kez kalabalık önünde konuşmalar yaptı. Go- \::
rünüşe bakılırsa insanlar onun mizah duygusundan, esp- !
rili vurgıılarından ve onları düşünmeye zorlayan analoji-
lerinden hoşlanıyorlar.
· Üç yıl sonra yine bir kalabalık karşısında kanal olarak ,
kullanılacağımı o zaman için bilmiyordum. Ama bu kez
Devin doğrudan konuşacakh; üstelik sadece Devin değil,
Joysia ve Nibiruan Konseyi'nden başka\arı da orada bu-
lunacaktı. Bu kez konu iş ağıyla ilgili değil, DNA kodla-
ması ve Dünya insanlarının gerçek tarihiyle ilgili olacakh.
Kryon Aşısı
Nisan 1995'te, Kryon kitaplarını ve insana enerjetik
formda verilen ünlü Kryon aşısını keşfettim. Hemen talep
ettim. Aşıyı aldıktan sonra kendimi inanılmaz hissettim.
Karanlık dönemin dışına çıkmak 90 gün sürmesi gereki-
yordu ama ben sadece üç günde bunu başarmıştırrı! Pazar

günü talep etmiştim ve Salı sabahı, bana Joscelyn diye ses-
lenen derin bir erkek sesiyle uyanmıştım! Ses kalp çak-
rarndan geliyor gibiydi. Ne deneyimdi ama!
Kı-yon kitabında aşıyı aldıktan sonra üç rehbere ihti-
yaç duyulduğundan söz ediyordu. Sonrasındaki aylar bo-
yunca isimlerini almaya çalıştım ama bütün gücümle
konsantre olmama karşın, sesleri bir türlü tercüme ede-
medim. Ben de onlara Rayora, Amalee ve Devin adlarını
56 -
verdim. Daha sonra ilk ikisinin Rayshondra ve Andralea
olduğunu öğrendim. Rayshondra, Joscelyn'in rehberiydi
ve ben girdikten sonra bedeni benim için korumuştu. Be-
nimle ilgili Joscelyn ile neredeyse sürekli iletişim halin-
deydi; içeri girişimden sonraki dokuz ay boyunca fiziksel
bedenle iletişimini sürdürdü. Joscelyn, Rayshondra aracı­
lığıyla bedenine rahatça yerleşmeme yardım ediyordu.
Başka birinin bedenine yerleşmek zaman alır. Bir bebeğin
ruhunun aynı şeyi yapmak için ana rahmindeyken dokuz
ayı vardır.
İçeri girişimden sonra rehberlerimle hiç iletişim kura-
madığım bir dönem oldu. Bu benim iyiliğim içindi, çünkü
onlarla iletişim kurmak fikrimi değiştirmeme ve Jos-
celyn'in bedenini terk etmeme neden olabilirdi. Rays-
hondra, var olan kodlarla ve onları bana, Jelaila'ya nasıl
bağlayacağıyla ilgili Joscelyn' den bilgi alıyordu. O zaman
uyanmaınf görevime zarar verecekti. Bir yıl kadar sonra
yaşadığım olağanüstü karmaşanın nedeni buydu. Her-
hangi bir karar vermekte ve verdiğim kararı izlemekte,
bu yüzden zorlanıyordum. Joscelyn'in anı bantlarını ve
kendiminkileri aynı anda kullanıyordum. Ne karmaşa!
Zavallı Rayshondra, aşırı çalışmak zorunda kalıyor­
du. Rayshonclra'nın saçları beyaz ve uzundur. Benimle
uğraştığı dönemde mi beyazladığını sık sık merak ede-
rim. Böylesine yüksek bir hızda hareket etmemin hiçbir
yardımı olmuyordu. Uyandığı saatten yattığı saate kadar
yerinde hiç duramayan bir çocuk gibiydim. Bir parça ya-
vaşlasam, benjmle ilgili herkes için işler çok daha kolay
olacaktı ama bu benim tarzıma uygun değildi. Bu, Jos-
celyn ile paylaştığımız bir özellikti. .
Mayıs 1995' te, aşımı aldıktan sonra, Dünya yı,_e.Yiı~,L~°t:''
tarihiyle diğer her şeyden çok daha fazla ilgilenmeye baş­
ladım. O noktadan bugüne gelene kadar, ilgimi çeken
başka hiçbir konu olmadı. .
Mark ve Clare Prophet'in, Hz. Isa ve Enoch'un Yasak
Gizemleri hakkındaki kitaplarını okumaya başladım.
Ama benim için gerçekten dönüm noktası olan kitaplar,
Zecharia Sitchin'in kitaplarıydı. Onun kitaplarını okur-
ken, nihayet evime dönmüş gibi hissediyordum. Beni Ple-
iadian gezegeni olan Nibiru' nun ve Dünya tarihindeki ro-
lünün keşfine götürdüler. Sitchin'in çalışması beni aynı
zamanda Devin'in, Nibiru ile ilgimin ve insanlığın yaratı­
lışının keşfine doğru sürükledi.
 6
İlahi Birleşme

vasım 1995't e, sonun da rehbe rlerim Raysh ondra , Gri

L'u<a ,rtal ve Andra lea adındaki yeni bir rehbe rle tam bir
temas kurab ildim. Bu, terapi stim Minta'nın bana içimd e
huzur qulab ilmem için önerdiği bir tekniği uyguladıktan
1

sonra oldu. Karar verme ve daha sonra kararlarımı değiş­

tirmey le ilgili sorun um yüzün den tempi ye başlamışhm.
O zamaµ a kadar bir türlü huzur bulmayı başaramamış­
zorlanıyor­
tım ve sonuç olarak , medit asyon yapm akta
yaramı ştı. Eve
dum. Bünu onun ofisin de denediğimde işe
dönm ek ve o huzur u yenid en yaşamak için sabırsızlanı­
yordu m .
.J Eve döndü m, işlerimi bitird im ve en sevdiğim koltu-
ğa kurul dum. Kendi mi Dünya'nın üzerin
de havad a yü-
zerke n hayal ettim; yere indiğimde, küçük bir deren in ya-
nında, bir ormanın içinde ydim. Altı yaşlarında, sarı saçlı,
küçük bir kız çocuğuydum. Dered eki çakıl taşlarıyla oy-
nuyor dµm. Güneş ışığının suyun üzerin deki oyunu nu iz-
liyord um.
Başımı kaldırıp baktığımda, sağ tarafımda
duran bir
saçları beline
kadın gördü m. Balıketli, uzun, düz ve beyaz
 kadar dökülen , yaşlıca bir k§idındı. O zamana kadar gör-
düğüm en güzel mavi gözlere ve en tatlı gülümse meye
sahipti. Kulağıma adını fısıldamaya başladı. Bunu bana
heceler ve her hecede bazı resimler vererek yaptı. İlki
:~Ray" idi ve bana bir güneş ışıgının* resmini gösterdi .
!kincisi "Shan" idi ve bana bir koyun* gösterdi . Bu biraz
zordu. Ardından "dra" geldi ve bana bir kumaş perde*
gösterdi . Sonund a heceleri birleştirdim: Rayshon dra.
60-
Sol tarafıma baktığımda, uzun boylu, Kızılderili görü-
nümlü, güçlü ve yapılı, düz siyah saçlı bir adam gördüm .
Şahin kanatları gibi görünen kalın, siyah kaşlarının altın­
da, güçlü bakışlı siyah gözleri vardı. O da kulağıma adım
fısıldıyordu. ünce "gri" kelimesi ni söyledi ve bana gri bir
kuş gösterdi . Sonra bir kartal görüntü sü sundu. Onun
adım anlamak daha kolaydı.
Sonra akıntıya baktım ve Devin ile Büyükb aba İki
Ay'ı gördüm . Benim verdiğim isimle İki Ay'ı zaten bili-
yordum , çünkü Phyllis adında bir ressam arkadaşım, bir-
kaç ay önce Sacraınento' da ona benzeye n birinin resmini
yapmıştı. Phyllis, transa girerek, insanların öne çıkıp ken-
dilerini istedikle ri gibi gösterm elerini sağlayan resimler
yapabildiğini söylemişti. Söylediğine göre, o işini bitirene
kadar sabırlı bir şekilde poz vermeye devam ediyorlardı.
Resimde ki adam bir Kızılderili'ye benziyo rdu, çünkü
onun da uzun, siyah saçları, çıkık elmacık kemikle ri ve
kahvere ngi bir teni vardı. ama çok daha kısaydı. Lemuri-
anlar ile Pictler arasında yaşamış bir kabilede n olduğunu
hissetmiştim. Kabilesi nin ruhsal lideri olduğunu ve o ya-
*" Ray: lngilizce'de ışın anlamına gelir. ÇN.
* Sheep: Koyun. Ç.N.
* Drape: Kumaş perde. ÇN.
şanı süremiz de bana yıldızlar,gezegen leri ve Üzerleri nde
yaşayan toplumları öğrettiğini söyledi. O zamank i hayatı­
büyükb abam. o\cluğunu, gerçe\<. ismini tela-H.u.z.
mızda
ve bu yüzden de ona istediğim ismi vere-
edemeyeceğimi
bileceğimi açıkladı.
Phyllis' ten onun resmini aldığım gece, yatak odamda -
ki pencere nin önünde durarak dışarı baktım. Doluna y
vardı ama optik bir yanılma yüzünde n ben iki tane görü-
yordum ; bu yüzden ona Büyükb aba İki Ay adını verdim.
Büyükb aba İki Ay'ın yanında, başka bir kadın daha
vardı ama bu çok daha gençti; uzun san saçları ve çarpıcı
mavi gözleri vardı. Adının Andrale a olduğunu söyledi.
Tabii bu ismi de anlamam biraz zaman aldı.
Onun sağ tarafında, genç bir Kızılderili savaşçısı var-
dı. Elinde bir yılan tutuyord u. Tıslayan bir sesle adını ku-
lağıma fısıldadı. Adım anlamam uzun sürmedi . Ona Yı­
lan Dansçısı adını verdim. Uzun, siyah saçları omuzların­
dan dökülen , yakışıklı bir adamdı. 1.75 boylarında, çok
güçlü ve kaslı bir vücudu vardı. Siyah gözlerin de zeki pı­
rıltılar yanıyordu. Yılan Dansçısı, bu boyutta yakın gele-
cekte benimle birlikte olacağını söyledi. İnsanlığın yaratı­
cısı ve yardımcısı, Nibiru'n un hakimi Anu'nun oğlu En-
ki' nin bir görüntü sü olarak gelecekt e benim yaşam eşim
olacaktı. Bitlikte insanlığı korkularından kurtarm ak, onla-
rı bilgiye ve güçlerin i kazanmalarına yardımcı olacak
araçlara 4laştırmak için çalışacaktık.
Bu zevkli bir birleşmeydi; koltuğumda otururke n ağ­
ladım, ağladım, ağladım. Beni kucakladılar ve güçlü ol-
mamı, daima yanımda olacaklarım söyledile r. Beni izle-

zam an onl ara· seslenebileceğimi
dik leri ni ve istediğim
açıkladılar. Tek rar bağlanh
kur mak kon usu nda , onl ar da
leşme 45 dak ika kad ar
en az ben im kad ar hevesliycli. Bir
'
göz leri mi kuruladım ve yatağı­
sürmüştü; bitt ikte n son ra
ımdan sad ece birk aç
ma ger i dön düm . Bu olay , uyanış
haf ta önc e oldt L
62- Uyanış
yakınındaki par kta,
1 Aralık 199 5'te uya ndu n. Evi min
ağaçların arasında yür ürk en old
u. Üç mil lik bir yürüyüş
a net tem as kurabileceği
yol u vardı ve Dev in ben iml e dah
n dolayı evd en çıkmış­
bir yer e gih nem için zorladığında
r, faks mak inel eri, foto kop i ci-
tım. Ofi sim izde bilg isay arla
hazları, tele fon lar ve ben
zeri araç lar yüz ünd en ortalıkta
h·ik, baz en diğer tara ftak i insa n-
dolaşan bol mik tard a elek
in, bu7
masını zorlaştırıyor. Dev
ların bizi mle iletişim kur
ik yarattığını söy lüyo r.
nun ben im açımdan çok fazl a stat
nı hissetmiştim. Bu,
Bir kez dah a boy num un ağrıdığı
bir olay hali ne gelmişti
içer i girişimden ber i artık sıradan
eng elli yor du. Son und a
ve yürüyüş yol und a iler letn emi
boy num çok fazl a ağrı­
dön mek zor und a kaldım, çjin kü
Dev in' e ned en bu acıyı
yor du. O acı ve şaşkınlık aı,ında,
çektiğimi ve ned en bir türl
ü geçmediğini sord um. Bu ra-
nek için zam an bir yan a,
dok -
hatsızlığımla başa çıkabilı
camıştım ama hiçb ir
torların ofis leri nde çok fazl a par a har
şey işe yaramamış gibi gör
ünü yor du. O and a - yanından
rlıyorum - Ray sho ndr a
geç mek te olduğum ağacı bile hatı
bir mes aj algıladım:
ve Dev in' den gele n son der ece net
Her hed ens e, bu mes aj
"Se n tran sfer sin de ond an, apta l!"
erk en; son üç buç uk yıl­
ben i hiç şaşırtmadı. Ara bam a dön
riycirdum. İçeri girişi­
dır karşıma çıkan ipuçlarını birleşti
ond an, kişiliğimdeki
min gerçekleştiği travmalı ope rasy
r! uyg ulam akta yaşa­
değişimlere, kar ar ver mek te ve onla
liğime kad ar her şeyi
dığım zor luk lara , işle ilgili hevessiz
olduğumu açıkça
düşüncliim. Büt ün ipuçları, bir tran sfer
gös teri yor du!
büy ük çabalarından
Bu unutulınaz an, reh ber leri min
jı alan a kad ar, yor -
son ra gerçekleşti. Ben son und a mesa
gun luk tan bitk in düşmüş olınalıy
dılar. Tra nsfe r olan ruh -
lard a sık gör üle n bir şey, boyunlar
ıyla iİgili soru nlar yaşa­
ın bed ene boy und aki
malarıydı. Bıınun ned eni, yen i ruhı
bir delikteıı- girm esiy di.
ırn Ma rta da·
İlqinç bir dip not : İş ortağım ve arl<adaş
ol4 um. O sıralar ken -
bir tran sfer ve bun u ilk anla yan ben
ord um; oys a ken dim
disi ne bjr tran sfer olduğunu söy lüy
de onu n gibi ydim . Kom ik, değil mi?
duş aldım. Bu süre
Yürüyüşten son ra eve dön üp bir
boy unc a rehb erle rim le süre kli bir
iletişim için dey dim . Ba-
Josc elyn de oradaydı.
na dah a fazl a bilg i aktarıyorlardı.
i sarıyordu. Uyanışa
Varlığı; ben i sıcak bir bat tan iye gib
tanıklık etm ek için gelmişti. Diğer
tara ftak iler için zev kli
ığımız planı uyg ulam a-
bir andı, çün kü sonıında hazırlad
gel iyo rdu . O nok tad an
ya geçirebileceğimiz anlamına
son ra aydınlanma yolculuğu gay et
hızlı olac akh .
Oca k 199 6'da, Phy llis' i aradım ve
Dev in'i n bir por tre-
ı sini yapmasını iste dim . Pos tayl a
aldığımda, açm ak için
t
 ~abırsızlamyordum. Açıp baktığımd~, neredeyse yere yı­
ti'nin bir resmine bakarken bulmuştu! Portreyi arkadaşla­
gılacaktım. Gözlerind en bana doğru bir elektrik akımı ge-
rıına gösterdim ve kim olduğunu düşündüklerini sor-
liyordu! Daha yaşlıca, yakışıklı görünüyo rdu ve uzun bir
dum. Hepsi Nefertiti olduğu konusund a hemfikird i. Aynı
s~ka_lı,__ gür bıyıkları vardı. Saçları uzun ve beyazdı. En
gözlere sahip olduğumuzu söyledile r. Sizin de tahmin
guçlu ozelliği, gözleriyd i; masmavi ydiler ve insanları yö-
edebileceğiniz gibi, bu egomun zor kabulleneceği bir şey­
netmeye alışkın biri olduğunu açıkça gösteriyorlardı.
di. Daha sonra, başka bir yaşamdan resmimi yaptırdım ve
__ B~na kendini bu şekilde gösterme yi tercih ettiğini,
ortaya Kraliçe Hatsheps ut çıktı. Bir Firavun başlığı takı­
64 _ çunku kendisine hala değerli bir baba gibi yaklaştığırm,
yordu ve Amon rahiplerin in göz makyajını taşıyordu.
onun da bunu kabullendiğini söyledi. Sonunda onu o po-
Uyamşımdan iki hafta kadar sonra, gerçek bir kimlik
zisyonda n aldım - buna çok memnun oldu - ve resmini
krizindey dim. Aniden, giydiğim kıyafetler artık çekici
bir kez de kendim yaptığımda, çok farklı çizdim. Bu kez
gelmemey e başladı ve saç rengimin de doğru olmadığım
yemyeşil gözleri, uzun, koyu kumral saçları olan, genç bir
hissediyo rdum. Hızlı bir değişim başladı. Önce saç rengi-
adamdı. Bu, sevgili olarak karşılaştığımız başka bir ya-
mi sarıya çevirdim; takım elbise ve yüksek topukluları bir
şamdan kaynakla nan bir görüntüy dü. Oldukça iri yapı­
kenara atıp, dökümlü elbiseler, uzun etekler, düz tabanlı
lıydı ve çok yakışıklıydı.
ayakkabılar giymeye başladım. Renklerim değişti; en sev-
Hatsheps ut ve Nefertiti olarak yaşadığım hayatlarırn­
diğim renk pembeyd i ve bu Joscelyn' in de sevdiği ama
da~1 da çizimler yaptırdım. Aslında, Nefertiti olarak yaşa­
asla giymediği bir renkti.
dıgırnı, ılk kez resmi yaptırdığım zaman öğrendim.
Ocak sonuhda, yeni görünüm ümden memnun bir şe­
Phyllis' ten bir Mısır kraliçesi olarak resmimi yapmamı is-
kilde sakinleştim. Şimdi daha çok kendim gibi hissediyo r-
tedım; ortaya çıkan sonuç, John Sandbach 'in yıllar önce
dum. Joscelyn ile sözleşmem tamamlanmıştı ve artık de-
lahitin üzerinde gördüğü yüzle aynıydı.
vam edebilird im. Onun için yapmayı kabul ettiğim her
Portre elime geçtiğinde, şaşkınlıktan küçük dilimi yu-
şeyi yapmıştım. Joscelyn' in memnun olduğunu hissedi-
tacaktım; karşımda Nefertiti' nin bir resmini görüyord um!
yordum.
Bunun düşündüğüm kişi olduğundan emin olmak için
Phyllis'i aradım. Bana iki kraliçe ve iki yaşam gördüğünü
aına bu yaşan1da almam gerekenin bu olduğunu söyledi.
Phyllis_ transtan çıktığında, hangi kraliçeyi çizdiğini anla-
mak ıçm Mısır tarihiyle ilgili bir kitap karıştırmıştı. Ras-
gele bir sayfa açmıştı ve aniden kendisini Kraliçe Neferti-
 2. BÖLÜM

Evren ve Dünya'nın
Gerçek Tarihi

Anu/J elaila
 7
Nib irua n Kon seyi Üye leri

9. Boyu t Avyo n Kral iyet Soyu

vyon Kraliy et Soyu, Ameli us tarafından, Avyon 'un

A Lyran gezeg eninde n gelme ktedir ve İnsan ırkının
gerçek doğum yeridir . 12. boyutt aki Dokuz lar Konse -
,_-• \yi'nd en Sananda.,___Amelius soyun un babasıdır. Dokuz lar
lVKonseyi, evreni mizin oluşumunu tamamladıklarında (Fe-
lineler ve Carianlar'ın yardımıyla), başka bir grup Feline
ve Carianlar'ın buraya gelip evren için "Oyun "u izleme le-
rini istedile r. Seçilen oyun, Kutup Entegr asyonu 'ydu. İşi
tamam lamak için doksan Feline ve Carian geldi. Bu dok-
san, 9. boyutt aki Ameli us $oyu (Felineler) ve Lucife r Soyu
(Carian lar) olarak doğdular. Bu doksan varlık, daha sonra
Galakt ik Federa syon'u n bir parçası olarak bilinen 9. Bo-
yut Nibiru an Konse yi'ni oluşturdular. 9. boyutu n altında­
ki Konse y üyeler i, orijinal doksan kurucu nun görünt üleri
olarak , ayrı bireyle rdi. Net ve kısa bir şekilde açıklamak
gerekir se, sadece bu kitapta adı geçen üyeler aşağıda be-
lirtilm ektedir .
 Devin: Avyon Ailesi'nin 9. boyuttaki reisi, Jelaila'nın , Ninhursag: Anu'nun Feline/Carian karısı Rayshond-
kardeşi ve kocası; 6. boyuttaki Anu'nun yüksek benliği.
ddan doğma kızı; Dünya Görevi'nin Şef Tıp Subayı; Je-
Jaila'nın 6. boyuttaki yüksek benliği ve Enki ile birlikte in-

Jelaila: Avyon Ailesi'nin 9. boyuttaki annesi, Devin'in sanoğlunun yaratıcılarından biri.

kız kardeşi ve karısı; 6. boyuttaki Ninhursg_g'._ın ve 3.

yuttaki Joscelyn Kelley'in yüksek benliği. Şu anda trans-
fer olarak Joscelyıı.'in bedeninde bulunuyor.
70-
Satain: Devin ve Jelaila'nın 9. boyuttaki oğulları; 4.
boyutta Nibiru'nun şimdiki hakimi Marduk'un yüksek
benliği.
Kavantai: Devin ve Jelaila'nın 9. boyuttaki kardeşleri;
Enli!: Anu'nun, üvey kardeşi Antu' dan doğma oğlu;
Cennet (Nibiru) ve Dünya'nın prensi; Enki ve Ninhur-
~ag' ın üvey kardeşi; Marduk zorla almadan önce Dünya
ve Nibiru tahtlarının haklı sahibi.
Enki: Anu'nun Dünya'nın Ejderha Kraliçesi Ora- ~
min'nden doğma oğlu; Enli! ve Ninhursag'ın üvey karde-
şi; 9. boyuttaki Jehovah (Jehaia)'nın 6. boyuttaki benliği;

Shalandrai'nin kardeşi ve kocası; 4. boyutta şimdi Nibi- Damkina (Ninki)'nın kardeşi ve kocası; Ninhursag ile bir-
ru'nun ikinci kumandanı ve Marduk'un oğlu Nabu'nun, . likte insandğlunun yaratıcılarından biri; Mısır hakimi
3. boyuttaki Barrie Konicov'un yüksek benliği. Ptah olarak bilinir.

Shalandrai: Devin, Jelai!a ve Jehaila'nın 9. boyuttaki Ninurta: Enlil'in üvey kız _kardeşi Ninhursag' dan
kız kardeşleri; Kavantai'nin kız kardeşi ve karısı; 6. bo- doğma oğlu;Anu'nun torunu.
yuttaki Enlil'in ve 3. boyuttakjSusanne Konicov'un yük-
sek benliği. Adad: Enlil'in resmi karısı Ninlil'den doğma oğlu;
Anu'nun torunu.

Nannar: Enlil'in resmi karısı Ninlil'den doğma oğlu;

6. Boyut Avyon Kraliyet Soyu 1
Anu nun torunu.
An~ Nibiru'nun eski hakimi ve kumandanı; Galaktik
Federasyon'un 6. boyut Nibiruan Konseyi'nin lideri; Nin- inan~ Nannar'ın resmi karısı Ningal'dan doğma
kızı; Ereshkigal'ın üvey kardeşi; Anu'nun torununun
hursag, Enki ve Enlil'in babası; Marduk'un büyükbabası;
Devin' in 6. boyuttaki benliği. torunu.
 Ningislızidda/Tho!h; Enki' nin Ereshkigal' d d ,
og"Ju" A • an ogma
, nu nun torunu; Quetzalcoatl olarak da bilinir.

Ereshkigal: Nannaı✓ın Yılan Prenses'ten d , k

N J' ı ogma ızı·
erga ın cansı ve Inanna'n1n üvey kardeşi. ,
8
72- MadNe;g~_ı), EnEki'nin ~ğlu; Altdünya'nm Efendisi (Afrika Anu Anlatıyor... Giriş
en eıı ve reshkıgal' ın kocası.

Dı.ımuzi: Nannaı'm og'lu·' Inarına'ıun k ard eşı. ve k ocası.

D
ünyanın sevgili insanları; size selaınlar.
Ben sizin
ebeveyn ırkınız "Pleaidian"laı'm bir üyesi olan
Anu'yum; daha belirgin ifade etmek gerekirse, Pleaidian
4. Boyut Avyon Kraliyet Soyu savaş yıldızı Nibiru' dan olduğumu söyleyebilirim. Bu ev-
rende yalnız olmadığınızı ve gerçekten de sizi seven ve
l -Y:ardu~, Enl~i'nin Ejderha Prenses Daınkina (Nin- koruyan bir ırk olduğunu anlamanız için size evreninizin
G an dogma oglu; Satain'in 4. boyuttaki b ]"" K ve gezegeninizin tarihini anlatacağım.
Güç! ✓- ı- d . . en ıgı; ara
eı ın ı en; Nıbiru ve Dünya'nın şimdiki h k. . Size bu tarihi genel hatlarıyla, fazla detaya girmeden
kun1andan1. a uru ve
aktaracağım. Bunları, Jelaila'nın rehberlik ettiğim araştır­
ması sonucunda elde ettiğimiz bilgileri toplayarak oluş­
Nabu: Marduk'un oğlu; şu anda Nibiru'da· An , turdum. Ebeveyn ırkınız olan bizlerin size bıraktığımız
'--on , unun
' ınunun torunu; Kavantai'nin 4. boyuttaki b l"· İncil adlı kutsal kitabınızda, bütün söyleyeceklerimi ka-
Devin' in kardeşi. en ıgı ve
nıtlayan ve sizlere aktaracağım tarihi onaylayan bilgiler
bulunmaktadır. Anlatacaklarımın bir noktasında, Jela-
ilafnın size bazı kitap ve yazar isimleri verınesini sağlaya­
cağım; ama !ıer şeyi başka kaynaklardan kendinizin de
araştırmanızı öneririm. Bu ancak kendi kendinize kanıtla­
yabi!eceğiniz bir konudur.
Öncelikle biraz kendimden ve insanlarımdan, yani
atalarınızdan söz ederek başlamak istiyorum.
 !andığında, gezegenler ve yıldızlar arasında, Pleaides en
Sümer, Mısır ve Babil kültürlerini ze ait tarih metinle-
yenilerdend ir. Ailenin babası Devin tarafından yönetilen
rinizde benden sıkça söz edilmekted ir. Lyrı:ın.. soyundan
. atalarımız, Pleaides'i dokuz Kurucu'nu n yeni evi olarak
gelen saikan bir Pleaidian'u n; diğer bir deyişle, Avyon
teslim alrr\ışlardı; çünkü orijinal gezegenleri Lyran Avyon
Kraliyet Soyu'ndan geliyorum. Kraliyet kelimesiyle , İn­
. yaşanmaz hale gelmişti.
san prototipini n ONA sarmalına örnek oluşhırması için
Bizler pağımsız insanlarız. Ama her zaman öyle değil-
yaratılmış olan Sananda'nın bir görünümü olan atamız
di. Nibiru'nun yaratılmasından önce, kendilerini sadece
Aınelius' tan söz ediyoruz.
dişil özelliklerle ifade eden bir rrktık. Nibiru' da yaşamaya
1

Irk olarak, sizlere göre çok uzun boyluyuz; boylarımız

74- başladığımızdan beri, bize bağımsızlık eğilimini getiren
sizin ölçülerinizl e ortalama 3m. civarındadır. Altın ya da
eril özelli*i deneyimliy oruz. Irk olarak, ikisinin arasında
platin sarısı saçlarımız, mavi gözlerimiz, beyaz tenlerimiz
bir. denge' kurmak için çalışıyoruz; buna entegrasyo n aşa­
vardır. Ben 2.97m. boyunda, platin sarısı saçlı ve mavi
ması diyebilirsin iz.
gözlüyüm. Lyra insanları orijinlerind e platin sarısı saçlı,
Şimdi biraz da Nibiru'nun kendisinde n söz etmek is-
mavi gözlü ve beyaz tenlidir. Bedenlerim izin ve saçları­
tiyorum. Nibiru kızıl renkli, yüzeysel açıdan zengin, gü-
mızın etrafındaki altın renkli ışık hüzmesi, aslan insanlar-
zel bir gezegendir ; yeni bir güneş olarak gelişimini başla­
la ya da bazılarının onlara verdiği isiınle, "Felineuler ile
tan ama uzun, çok uzun zaman önce yaşanan küresel bir
birleşmemiz sırasında ortaya çıkmıştır.
felaket y'İzünden bu gelişimi duran Jüpiter' e çok benzer.
. Atalarım'. Lyran takım yıldızında bulunan ~yıldız
Güç alanımızdaki altın rengi, ona morumsu bir hale ka-
sıstemındekı Avyon adlı gezegende n gelmişti. Kurucu-
zandırır. Bizler sizin gibi gezegenin yüzeyinde değil, için-
ların ve Evrensel Ruhsal Hiyerarşi tarafından öngörüldü-
de yaşıyoruz. Gezegenim izin dış yüzeyi, sizinkinde bu-
ğü üzere Felineler tarafından tohumlana n ve geliştirilen
lunmayan bir tür metalden oluşmuş bir tabakayla kaplı.
insan rrkının kökeni Avyon'a dayanır. Aynı zamanda ev-
Gezegen/ gemimizin etrafını saran koruyu güç alanları,
renimizin dokuz kurucusun dan biri olan Sananda'nın da
gezegenini zde yaşamış eski kültürlerin - bunlardan biri
kendisini Aınelius olarak gösterdiği yerdir. Amelius, Av-
de Mısır idi - insanlarının sözünü ettiği parlaklığı yaratır.
yon gezegenind eki ilk insan bedenindek i ilk ruhtu. Onun
Gezegenim izin etrafındaki halkalar, uzayda yolculuk
soyu, Amelius soyu olarak bilinir; yani Avyon Kraliyet
yapmamızı sağlayan itici gücü oluşturur ve Nibiru'nun
Soyu.
etrafındaki parlaklığı güçlendiren de budur. Nibiru, Ga-
fözin zamanınıza göre milyonlarc a yıl önce, Avyon
laktik Fecjerasyon tarafından barışı korumakla görevli bir
Kralı yet Soyu, Pleaides' e göç etti ve oraya yerleşti. Sa-
savaş yıldızı/ gezegen olarak tasarlanmıştı. Amacı, galak-
manyolu Galaksisi' ndeki diğer yıldız sistemleriy le kıyas-
 simizdeki farklı ırklar arasındaki uyumu sağlamaktır. Ple-
aides, galaksimizdeki tüm insan ırkının asıl vatanıdır ve
uzun bir süre önce Vega sistemiyle yer değiştirmiştir.
Nibiru, Dünya' dan dört kat daha büyüktür. Kuşaklar
boyunca uyum içinde yaşayabilecek birçok ırk ve türü ala-
cak kadar yere sahiptir. Güzel gölleri, denizleri, okyanus-
ları, dağları ve vadileri vardır; tıpkı Dünya gibi. Aklınıza
gelebilecek her tür ağaç ve bitki yetişir. Nibiru, asıl vatanı­
76 -
mız olan Avyon'un bir kopyası olarak tasarlanmıştı.
Avyon'un iki güneşi vardı ve bu da gezegeni tropik
bir cennete çeviriyordu. Gezegen/ gemimizin içindeki ışık
yapay olmasına karşın, Nibiru hala yeşil bir cennettir. Ge-
zegenin bizim yaşadığımız iç tarafında yapay gündüz ve
gece oluşturulmuştur. Dünya' da gördüğünüz bitkilerin
çoğunun tohumlan, Nibiru' daki zengin laboratuarları­
mızda geliştirilmiştir. Tıpkı sizin gezegeninizde olduğu­
muz gibi, bizim de şehirlerimiz ve kasabalarımız vardır.
Barışı koruyan bir savaş yıldızı olduğumuzdan, sa-
vunma ve keşif gemileri için devasa boyutlarda bakım ve
depo birimlerimiz vardır. Uzay Yolu adlı dizinizdeki Atıl­
gan adlı gemi, amacı göz önüne alındığında Nibiru'ya
çok benzer.
Ruhsal açıdan yaklaşırsak, Nibiru'nun dişil eğilimli
Pleaidianlar'ın negatifliği deneyimlemesi için büyük bir
fırsat sunduğunu söyleyebiliriz. Kolonileri korumak zo-
runda olmak, bizi negatiflikle karşı karşıya getirdi ve do-
layısıyla da korkuyu deneyimleyerek kökenlerini anlama-
mızı sağladı. Irk olarak, fazla negatiflikle karşılaşmadığı­
mız için durgun bir hale gelmiştik. Negatiflik, ruhsal bü-
yüme açısından büyük önem taşır. Gezegenimizde hiç ne-
gatiflik olmadığı için, gelişme de olmuyordu. Bu sorunun
çözümü, Nibiru'nun yaratılmasıydı.
Nibiru, evrendeki en üstün teknolojiyle donatılınıştır.
Ben henüz çocukken, gezegenin operasyona başlatıldığı o
büyük günü anlatmışlardı. Fazlasıyla eğlence, ziyafet ve
kutlama vardı. Nibiru, bir savaş yıldızı olmaktan öte
önem taşır. Bizim için, ruhsal gelişimimiz için kendimizi
fiziksel ortamda ifade edebilmek için bir araçtı. Aynı za-
manda yeni evimizdi. Nibiru'nun açılışı, görülmesi gere-
ken bir zamandı.
Atam Niestda, Nibiru'nun ilk hakimi ve kumandanıy­
dı. On yedi kuşak sonra, Galaktik Federasyon üvey ağa­
beyim Alalu'nun görevini bırakmasını isteyince, Nibi-
ru' nun yönetimi bana verildi. Babamın ölfunünden sonra
yönetimi devralmış ve soylu bir şekilde görevini sürdür-
müştü. İyi bir kumandandı ama o zamanlar artık insanla-
rın ve pozisyonunun ihtiyaçlarım karşılayamıyordu.
Alalu, Sürüngenler' e karşı verilen bir savaşta karısını
ve kızını kaybetmişti. Uzaklaşması gerektiğini hissediyor-
du. Altın araması için Dünya'ya gönderildi. Bu tür yolcu-
luklardan hoşlanırdı ve karısıyla kızının acısını hafiflet-
mesi açısından yardımcı oldu. Büyük bir savaşta onunla
aramda iktidar mücadelesi olduğu konusunda yazılar ol-
duğunu biliyorum ama bu doğru değil. Bunu yapan kişi,
torunum Marduk idi. Marduk hakim/kumandan olduk-
tan sonra, tüm yazılı belgeleri değiştirdi.
Sizin zamanınızla M.Ö.2200 yılında Marduk güç kul- <
!anarak elimden a!a"na kadar, Nibiru'nun hakimiydim.
 480,000 yıl önce gezegeninize ilk kez gelmemden uzun
zaman önce yönetmeye başlamıştım. Şimdi kardeşim ve
eşim Antu, kızuıı Ninhursag, oğullarım Enli! ve Enki, ay-
rıca bir grup aile üyesiyle birlikte Pleaidian ana gemisin-
de yaşıyorum. Şu anda, zengin laboratuarlarımızm bu-
lunduğu Satürn gezegeninin yörüngesindeyiz.
Bu Pleaidiaıi ana gemisinde Nibiru' dan, diğer geze-
genlerden ve galaksilerden gelen ırklar, Dünya ile ilgili
78-
Ilahi Plan'ın yerine getirilmesi için ortak görevlerini sür-
dürüyorlar. Bunların birçoğu, siz Dünya insanlarının yıl­
dız tohumlarını veren diğer ırklardır. Ayrıca, yıldız to-
humlarının eveveyn ırklarının bazı temsilcileri de bizimle
birliktedir; Dünya' da enkarne olmuş çocuklarına rehber-
lik vermek amacıyla transfer ruhlar da bu gemidediıc
Dünya üzerindeki insanlarırriız aracılığıyla sizinle ça-
lışmak çok heyecanlı bir iş. Onl,ır Galaktik Federasyon'un
Nibiruan Konseyi'nin elçileri ve aynı zamanda da "Avyo-
nian"lar olarak bilinmektedir. Aranızda enkarne olmuş
bu çok sayıdaki elçiler, gerçek atalarınızla ilgili bilgileri
yaymakta, sizler 3. Boyut gerçekliğindeki son sahneyi oy-
namaya hazırlanırken, bizim getirdiğimizi yardımla ilgili
güzel haberi vermektedirler. Ya!Gnda bu büyük oyunu bi-
tirecek ve 5. Boyut gerçekliğine geçerek yeniden bizlere
katılacaksınız. Çoğumuz 5. ve daha yüksek boyutlarda
yaşamamıza karşın, şimdi Nibiru 4. Boyut'tadır. Pleaidian
ana gemisindeki bizler ise 9. Boyut kanalıyl': 6. Boyut'ta ıı
yız ve bu zamanda enkarne olduk.
1
Ben, Galaktik Federasyon'un Nibiruan Konseyi'nin 6.
Boyut Bölümü' nün başıyım. Şu anda en önemli görevi-
miz, adına "ONA Kodlaması ve Yeniden Bağlantı" süreç-
te insanlığa yardımcı olmaktır ama aynı zamanda evreni-
nizin ve gezegeninizin tarihini öğrenrneni2; için de çalışı­
yoruz. Bu süreçte, Dünya Ruhsal Hiyerarşisi'nin Christos
Ofisi ile de çalışıyoruz. Biraz sonra bu konuda biraz daha
bilgi vereceğim. Nibiruan Konseyi, oldukça büyük, çok
katmanlıdır ve Dünya'nın yanı sıra gezegeninizdeki diğer
gezegenlere de yardım sağlar. Birçok galaksiden ve yıldız
sistemlerinden gelen varlıklarla birlikte çalışıyoruz.
Şu anda rehber ırkımız ol.an ve Sirius A: da yaşayan
Felineler ile yakın bağlantıdayız. Buna Sirian/Pleaidian
İttifakı deniyor. Sözünü ettiğim bu ONA Kodlaması üze-
rinde birlikte çalışıyoruz. Size ebeveynlik etmemizin dı­
şında, ayiıı zamanda tarihinizle ilgili yeterince bilgi alma-
nızı da sdğlıyoruz. Felineler, astral bedenlerinizdeki DNA
implantasyonunu ayarlıyor ve eterik bedenlerinizdeki on
iki sarm~llı ONA liflerini endokrin sisteminize yerleştiri­
yorlar. Christos Sirianları Dünya üzerinde Yeniden Kod-
lama siif~cjne girmeye hazır olanlara ulaşabilmemiz için
bize yardım ediyorlar. Bu kişilerin rehberleriyle birlikte
çalışıyor, süreç için temizliğin ve arınmanın sağlanmasına
uğraşıybrlar.
Şimdi, evreninizin tarihini sizlerle paylaşmak için bir-
likte bir zaman yolculuğuna çıkmamızı öneriyorum.
9
An u De yam Ed iyo r...
Ev ren sel Ta rih

•• ncelikle, evre nin nasıl kurulduğunu ve yönet

ildiğini
O kısaca açıklayarak başlamak istiy
Evre nimi z, bir sürü gala ksid en,
orum .
yıldızdan ve geze -
, Ruh sal ~
gend en oluşu! r. Bütü n bunların yöne timi nden
ı türd e hiyerarşiler
Hiyerarşi soru mlu dur. Çok farkl
vardır. Evre nsel Hiyerarşi, büyü
k bir şirketteki yöne tim
ı gala ksile ri
kuru luna benz er. Diğer hiyerarşiler ise farkl
ini, onla -
yöne tir. Yine, takım yıldız ve yıldız siste mler
yıldızları ayrı ayrı yöne -
rın da ötes inde geze genl eri ve
el Hiye rar-
. ten hiyerarşiler vardır. Bun lara da Geze geµs
şideni r.
et etme yi
Bütü n hiyerarşiler, mele kler alem inde hizm
mele k olma ması na kar-
seçmiş olan ruhl arda n oluşur. Bir
şın Ame lius/ Sana nda, geze geni
nizin Ruh sal Hiye rar-
Eteri k
şi'sinden soru mlud ur, çünk ü Dünya'nın varis i olan
Sirianlar'ın başıdır. Diğer türd e bir hiyerarşi de, farklı ruh
gruplarının İlahi Planı'nı yöne tir. Bunu
daha sonr a anla-
tacağım.
 ;1,;;-- f,,A ;1,ı---- J'v'-'~/, -
Ruhlar
Enkarne olanlar ve olmayanlar şeklinde iki tür ruh
vardır. Enkarne olmayanlara melek denir. Enkarne olanla-
ra ise enkarne ruhlar adı verilir. Bütün ruhlar, birçoğunu­
zun adına Tanrı dediği Mutlak Y-'1r:!!ıcı'nın -~ahi parçaları­
82- dır. Hepimiz gibi melekler de öğrenir ve gelişirler ama
bunu farklı bir şekilde yaparlar. Ruhsal hiyerarşilerin
üyeleri olarak enkarne olmuş olanlara rehberlik ve hiz-
met sunarlar. Enkarne olan ruhlar ise, birbirlerine hizmet
ederek öğrenirler.
Kısacası temel olarak, bütün ruhlar birbirlerine hiz-
met ederek gelişirler. Hizmet, koşulsuz sevgiyle aynı an-
lama gelir ve koşulsuz sevgi, hepimizin ulaşmaya çalıştığı
şeydir. · Şu anda Dünya'yı kullanan çok geniş bir ruh gru~~
Ruh Grupları
Ruhlar, gelişim tercihlerine (melekler ya da enkarne
ruhlar) ve gelişim aşamalarına göre farklı gruplara ayrı­
lırlar. Enkarne ruhları gruplandırmak, onları ve İlahi
Planları'nı kontrol etmeyi kolaylaştırır. Gelişimlerine gö-
re, ruhlar bu gruplara girer ve çıkarlar. Bazı ruhlar, diğer­
lerinden daha hızlı gelişirler.
Ruh Kümeleri
Ruh kümeleri, daha geniş ruh gruplar arasındaki kü-
melerdir. 1(ümeler, en fazla on beş ruhtan oluşurlar; bu
ruhlar tepisellik veya bencillik gibi dersleri öğrenmek için
birlikte çalışırlar. Ders öğrenildiğinde, ruhlar başka ders-
leri de öğrenmek için başka kümelere geçerler. Enkarnas-
yonları ve d!lha sonrasında da bedenlerinden ayrıldıkla­
rında yar4ımcı olmak için ruh kümeleriyle çalışan rehber-
ler vardır.
Dünya'nın Ruh Grupları
var ve onlara Dünya Sirianları deniyor. bu qzel grup, ikı
sarmallı DNA taşıyan fiziksel bedenin yaratılışında örnek
alınnuştır. Şu anda Dünya' da yaşayan tüm ruhlar, iki sar-
~allı DNA taşıyan bedenler kullanmaktadır ve bu, geze-
gensel orijinlerine bağlı bir durum değildir. Dünya üze-
rinde çok sayıda daha küçük gruplar da vardır. Yıldız to-
humları ve transfer ruhlar, bu daha küçük gruplar arasın­
dadır. Şimdi, Büyük İlahi Plan' a bir bakalım.
10
An u De va m Ed iy or...
Bü yü k İlahi Pl an

vre nim izde ki her şey,Mu tlak Yaratıcı'rnn bir parçası­

E dır. Basitleştirmek için
"O" şeklinde söz edeceğim
Mu tlak Yaratıcı, mu tlak bir üst ünl
ük ve mü kem mel lik
durumundaydı; bir sür e
sonra bu dur um O'n un için bir
' ni dah a fazl a den eyim -
hay li sıkıcı bir hal aldı ve Ken disi
u yap mak için, .Ke ndi-
lem ek istediğine kar ar verd i. Bun
u ve bun u yaptı.
si'n i par çala ra ayırması ger ekiy ord
tıcı'ya ayırdı. Her
Ken disi 'ni binl erce küç ük İlahi Yara
ara İlk Kay nak Ruhları
biri O'n un bir kopyasıydı ve onl
adını verd i. Her biri yar
atm a, ken din i ifad e etm e, mantık
etm e yete nek leri ne sa-
yür ütm e ve her türl ü duy guy u hiss
un gibi Tanrılar idi.
hipt i. Tem el olar ak, hep si tıpkı O'n
olmuş Tanrılar diy oru z
İşte size bu yüz den enk arn e
Yaratıcı'rnn bir parçası­
ve biz de öyle yiz. Her biri niz İlahi
miz eşitiz,
sınız; hpkı ben ve diğer her kes gibi. Her biri
mantık yür ütm e, yaratına vs. yete nek lere sa-
çün kü ayn i
şey bu ve bu kon uda
hibi z. Ken di güc ümü zle yaphğımız
una ned en o_luyor.
hiss etti kler imi z de eşitsizlik duy gus
 Bu yeni İlk Kaynak Ruhları, melekle r ve enkarne ruh-
lar olmak üzere iki gelişim grubuna bölündü ler. Enkarne
ruhların gelişim sürecind e on ikf boyutu ve melekle rin de
kendi gelişimleri için yedi boyutu tamamlamaları gereki- 13. Boyut
yor.
Melekle r ve enkarne ruhlar birbirler iyle ayrı ayrı geli-
şemezler, dolayısıyla gelişmelerini tamamla yabilme k için
birbirler ine ihtiyaçları vardır. 12. Boyut
86 -
Gelişebilmek için, ruhlar gelişim yarataca k bir şeyleri
deneyim lemeye ihtiyaç duyarlar ; bu yüzden, Mutlak Ya-
rahcı, adına Kutup Entegra syonu denen ana Oyun ile bir-
likte alt oyunlar yarahnıştır. Oyun, Işık ve Karanlık rolle-
rini gerektiri r. Amaç, ikisinin de tüm yönlerin i öğrenmek
ve entegre etmektir ; yani Kutup Entegra syonu. Ruh buna
u]aşhğında, Mutlak Yarahcı'ya geri dönmes i gerekir.
Mutlak Yarahcı, kutup entegras yonunu kolaylaşhra­ Evren imiz
cak araçlar da ·yarahnışhr. Buna, 13. Boyut Şefkat Formü-
Enkarne Boyutlar Melekle r Alemi
lü denir. Mutlak Yaratıcı sevginin özü olduğundan, amaç
oynanan rollere bağlı olmaksızın tüm yaratıklara karşı ,_ı).r \,":5, (Oyun Yöneticil eri'ne ve oyun-
koşulsuz sevgiyi ve şefkati öğrenmektir. Bu formül, geze-
~Yön~ tjci!er i -12, 11, 10. Boyutlar
· culara yardım ederler)
oyuncul ar-9. Boyut
gense] Oyun sona ermede n önce bütün ruhlara verilir.
? -8. Boyut
Formül, gezegen deki ruhların tamamına herhang i bir ayı­ 7. Yüksek Evrensel Hiyerarşiler
? -7. Boyut
rım yapılmadan sunulur. Bu formülü kullanar ak bedenle - Felineler / Carianlar - 6. Boyut 6. Evrensel Hiyerarşiler
rindeki negatif duyguları tamame n salıverir ve böylece Pleaidianlar - 5. Boyut
5. Galaktik Hiyerarşiler
4. Takım Yıldız Hiyerarşileri
~t aydınlanırlar. Bu işi yeterli sayıda ruh tamamladığında, Astral - 4. Boyut
3. Yıldız Sistemleri Hiyerarşileri
i gezegen bir sonraki boyuta geçer ve böylece onlarda n yu- Dünya _::-3, Boyut
Hayvanl ar - 2. Boyut 2 _Güneş Hiyerarşileri
karıda bulunan diğer gezegen leri bir adım daha iterek l. Gezegens el Hiyerarşiler
Bitkiler & Mineraller - 1. Boyut
Mutlak Yaratıcı'ya yaklaştırırlar.
 l' ıA ı!"t _.-
'\

1,
.>h'I">".
l't.,jı ·J'-
J•-'~·<'v•y,'
--- v-\.

., I ~ ~'/i.(. •7·Cf
~-" /_+\.("'-'-- ıVV J..ı) , ---- \/

\/ 1k - ' - ;,L:ıf;,:~~i;:.::.;:•' ..... .

__ _:.:.fiJ'-ı=;:73u oyurıu12._y~~t\lmasJ1dan sonra, İlahi Planlar_gel -
- 1
"] mıştır. Her evren, galaksı, yıldız, gezegen ve ruh, bir I!ahi
,J: } Plan' a sahiptir. Hiyerarşilerdeki melekler, bu planlan yö-
·· f..-ı(l I nelir ve rehberlik eder. Meleklere ait İlahi Planlar da var-
dır. Bireysel olarak sizler de birer İlahi Plan' a s·ahipsiniz.
~ynı zamanda ruh. grubunuzu n, gezegeniniz in, galaksini-
zm ve evreninizin Ilahi Planları' nda da çalışıyorsunuz. Bu
88- kadar yoğun olmanıza şaşmamak gerek!
Evrensel İlahi Planımız
. Evrensel İlahi Planımız, yeni organize olmuş Evrensel
Ruhsal Hiyerarşi ve Oyun Mühencüsl eri'nden oluşan Ku-
rucular (doksan Peline ve Carian' dan oluşur) tarafından
• !eri gezegenleri yarattılar ve Peline Genetik Mühendisle ri
de yaşam formlarını oluşturdular; bu arada Carian Man-
yetik Mühendisle ri de yıldız kapılarını, boyutları, portal-
ları ve ızgaral~rı yaratma işini üstlendi.
Oyun için yaratılan iki temel ırk, İnsanlar ve Sürün- -f
genler idi. İnsanlar, Felineleı' in görünümün de ve Sürün-
genler de Carianlar' m görünümün de yaratıldı.
İş tamamlandıktan sonra, Kurucular başka bir Peline
ve Carian grubunun yardımcı olmasını istedi. Bu kez
Oyun'un kendisi yaratılacaktı. Bunlar Oyun Mühendisle -
ri idi ve ricaya cevap veren 90 varlık çıktı.
Her biri Kutup Entegrasyo nu Oyunu'nda deneyimliy -
di ve birçok evrende, galakside ve gezegende, sayısız ru-
ha bu oyunu oynatmışlardı. Hepsi İlk Kaynak Ruhla-
rı'ndandı.

yaratıldı. Kurucular, İlk Kaynak Ruhİan'nın bir araya gel-
miş küçük bir grubuydu. Gezegenini zdeki birçokları bu
Kurucuları Dokuzlar K"llsey_i_olarak bilir.
Kurucular, Mutlak Yaratıcı'nm Kutup Entegrasyo nu
Oyunu' nu kurulacak olan evrenlerini n oyunu olarak seç-
Kurucular, 90 Oyun Mühendisi ile toplandı ve
Oyun'un planı hazırlandı. Oyun'un başlaması için 9. Bo-
yuna 90 varlık ikiye ayrılacak, 45'i Sürüngenle rin Luci-
fer Soyu'na ve 45'i de İnsanların Amelius Soyu'na doğa­
caklardı. Bu, iki ırka Kutu! Entegrasyo nu Oyunu'nun ta-

tıler. Aynı oyunu tamamlamış olan başka bir evrenin var-
lıklarından yardım istediler. Bunlar, Felineler ve Carianlar
idi.
Kendi evrenlerind e, Felineler Işık Güçleri'ni ve Cari-
anlar ise Karanlık Güçleri'ni temsil ediyorlardı. Evreni
mamlanmış haliyle ilgili bilinçaltı anılarım yerleştirecekti.
Oyun Gözlemcile ri, On İkiler Konseyi ve Yirmi Dörtler
Konseyi olarak 11. ve 10. Boyutlaı'da görev yapacaktı.
Oyun Yöneticileri, Dokuzlar Konseyi olarak 12. Boyut'ta
kalacaktı.

oluşturmaları, yaşam formlarını ve ruhları taşıyacak be- Herkes rolleriyle ilgili bilgiyi aldıktan sonra, 90 Oyun
denleri, gezegenleri ve yıldızlan yaratmaları istendi. Yıl­ Mühendisi aralarından birini Dokuzlar Konseyi'nd e ken-
dız kapılarının, boyutların, portallarm ve ızgaraların da dilerini temsil etmesi için seçti. Bu varlık Devin idi. De-
yaratılması gerekiyordu . Peline Evrensel Yapı Mühendis- vin, Dokuzlar Konseyi' nin dokuzuncu üyesidir. Devin' in
 rolü, Amelius Soyu'nda doğarak ve aile reisi olarak
Oyun'u başlatmaktı. Ondan sonraki görevi Dokuzlar
Konseyi' nde kalarak, gezegensel ve galaktik oyunların
belli aşamalarında diğer 89 varlığı uyandırmaktı.
Evrendeki ruhların.~ Kutup Entegrasyonu'nu ta-
mamladığında, oyun bitecek ve evrenimiz yeniden Mutlak
Yarahcı ile birleşecekti. Şimdi sizinle birlikte üzerinde çalış­
tığımız şey bu. Dünya' daki Kutup Entegrasyonu Oyu-
90, nu'nun tamamlanması, evrenimizi Mutlak Yarahcı ile yeni-
den birleşmeye bir adım daha yaklaşhracak. Şimdi, galaksi-
mizin sizi ve beni ilgilendiren İlahi Planı'nı açıklayacağım.
Galaktik İlahi Planımız
Galaksimizin planı dahilinde, Kutup Entegrasyon
Oyunumuz' da gelişmekte olan dört temel ırk vardır. Şim­
di bu hikayede önemli roller oynayanlardan söz edece-
ğim. Bunlar İnsanlar ve Sürüngenler ile Felineler ve Cari-
anlar' dır. Evrenimizde başka er,tkarne varlıklar da olması­
na karşın, onlar da İnsanlar ve Sürüngenler gibidir ve do-
layısıyla onlar da Felineler'in ve Carianlar'rn çocuklarıdır.
İlahi Plan' da Sürüngenler Karanlık Güçleri'ni ve İn­
sanlar da Işık Güçleri'ni temsil \"hnek üzere hazırlanmış­
tır. Ama gelişimimiz ve yaşamlarımız boyunca her biri-
miz bu ikisini de deneyimleriz.
İnsanların ve Sürüngenler'iri orijinal DNA planlarını
Felineler hazırladı. Carianlar ise, her iki ırk da kendini sa-
vunacak hale gelene kadar onları koruma görevini üstlen-
di. Her ruh grubu, planda oynadıkları rollerden dersler
alacaklardı. Durum aslında bundan çok daha karmaşık
ama anlaşılması için basitleştirmek zorundayım.
Sürüngenler ve İnsanlar, 13. Boyut Şefkat Formülünü
kendi kodlarında aktif hale getirmek için korkudan, nef-
retten ve öriyargıdan,özgürleşmek zorundadır. Böylece
sevgiye değer verebilir ve birbirlerinin farklılıklarını tak-
dir edebilirler. Bu hala gelişim amacımızdır ve galaksimiz
bu tiyatronun sergilenmesi için sahneyi sağlamaktadır.
Dünya'nın İlahi Planı
Bir kez daha son derece karmaşık bir planla karşı kar-
şıyayız. Bu plan, Avyonian İlahi Planı'mn ve Eterik Siri-
anlar'ın İlahi Planı'nın tamamlanmasını da içermektedir.
Eterik Sirianlar, Kurucular tarafından Sirius B'te getiril-
miş ve di'ha sonra ~a ev ola;ak kendile6ne D~nya g;ze-
geni verilmiş Lyran insanları dır. Avyonıan Ilahi Planı nın
tamamlanması, Eterik Sirianlar'ın kendi planlarını ta-
mamlamalarını sağlayacaktı~.
Devam etmeden önce, her ırkın geçmişiyle ilgili biraz
bilgi vermenin gerekli olduğunu düşünüyorum.
E
Felineler
Felineler, birçoğunuzun Aslan İnsanlar dediği ırktır.
Kendini çoktan tamamlamış bir evrendendirler ve galak-
simiz oltışum aşamasındayken gelmişlerdir. Kurucular ve
Evrensel Ruhsal Hiyerarşi tarafından, evrenimizin baş ge-
 nelik uzmanları olarak davet edilmişlerdir. Sirius Takım
Yıldızı'nda Sirius A olarak bilinen yıldız sisteminde ya-
şarlar.
Sirius B'yi kolonileştiren insanlarla karıştırılmamaları
gerekir. İnsanlar daha Lyra' dan gelmeden çok önceleri bi-
le, Felineler Sirius A: da yaşıyordu.
Sirius Yıldız Sistemi'nde üç yıldız vardır. Sirius A, Si-
rius B ve Sirius C. Sirius B, ilk yıldızdı ve sonrasında Siri-
92 -
us A ve C oluşlu.
İnsanlar Lyran Takım Yıldızı'ndaki Vega Sistemi'nden
ayrılıp Sirius B'ye geldiklerinde, Felineler' den çok yardım
gördüler. Sirius C şu anda malzemeler için uzay depoları
olarak kullanılmaktadır.
Tiamat ve Nibiru, Sirius B'nin parçalarıdır. Bir savaş
yıld12ı yaratılmasına karar verildiğinde, atalarımız Pleai-
des yakınlarında uzayda başıboş dolaşan bu dev kaya
kütlesini keşfettiler ve onu savaş yıldızı/ gezegen haline
getirmeye karar verdiler. Dolayısıyla Nibiru'nun Sirian ve
Pleaidian bir gezegen olduğunu söyleyebilirsiniz.
Felineler kendi evrenlerinde ofduğu gibi, bizim geze-
genimizde de baş genetik uzmanları oldular. Evrenimiz-
deki gezegenlerde ve yıldız sistemlerinde bulunan tüm
yaşam formlarının DNA planlarını onlar hazırladL Buna
bitkiler, hayvanlar ve enkarne olacak ruhlar için fiziksel
araçların tasarımı da dahildir.
Kızıl-altın saçlı ve genellikle ela ya da yeşil gözlü,
uzun boylu yaratıklardır. Pelinler son derece gelişmiş,
güçlü, sevgi dolu, nazik ve yardımsever varlıklardır. Sa-
vaşta yaralandığımızda, eyrenimizin doktorları olarak
oniara gideriz. Herhangi bir savaşta asla taraf tutmazlar,
çünkü entegrasyon ve koşulsuz sevgi derslerini çoktan
tamamlamışlardır. Ayrıca enkarnasyonlar sırasında faz-
lasıyla zarar görmüş ruhlarla da onlar ilgilenirler. Bu
ruhlar, ölümden sonra ilgilenilmesi için Felineler' e gön-
derilir.
Felineler görevlerini yerine getirmek için 6. Boyut'ta
bulunurlar ama aslında daha yüksek boyutlara ait varlık­
lardır. 6. Boyut, yaratılış boyutudur ve bu boyutta enerji
fiziksel hale gelir. Felineler, evrenimizdeki çeşitli gezegen-
0Terin ve galaksilerin Ruhsal Hiyerarşileri ile yakın bağlan­
tıda çalışırlar. Bir ruh grubunur, bir gezegene ve enkar-
nasyon için fiziksel bir araca ihtiyaç duyulduğuna karar
verildiğinde, gezegeni hazırlamak ve fiziksel bedenleri
yaratmak Felineler'in görevidir. Gezegenleri yarattıkları
zamanlar da olur. . {:::ı
Felineler, Dünya tarihinde çok karşınıza çıkmışlardır. L
/
Dünyanın her yanında görülen Sfenksler, varlıklarına d a-//
ir en güzel kanıtlardır. En büyük hayvan olmadığı halde'.°
Aslan'ın neden ormanların kralı olduğunu hiç düşündü­
iiuz mü? Aslanları ve diğer tüm kedileri, Sirius Aya bilgi
aktaracak vericiler olarakFelineler bıraktılar. Özellikle as-
lanlar ormanları;1ralı haline getirildi, böylece öldürül-
mesi engellenerek, binlerce yıllık Dünya tarihi boyunca
bilgi aktarıırunı sürdürmeleri sağlandı. Kediler, 3. ve 6.
Boyutlar arasında iletişim sağlarlar.
Kralların ve kraliçelenn sık sık yanlarında kedi gez-
dirdiklerini bilirsiniz. Antik zamanlarda, Mısır Firavunla-
rı da kediler aracılığıyla Felineler' den rehberlik alırlardı.
 Kedi gözü diye tanımlayabileceğiniz birine rastlarsanız,
muhtemele n kısmen Peline kökenli olmalarından kaynak-
landığını anlayabilirs iniz.
Carianlar
94- Carianlar, kuşumsu özellikler taşıyan, uzun boylu
varlıklardır. Felineler ile aynı evrenden gelmişlerdir. Feli-
neler ile birlikte, Sirius A' da yaşarlar. Carianlaı'ın amacı,
herhangi bir gezegende ya da yıldız sisteminde fiziksel
gelişimlerini sürdüren ırkları korumaktır. Lyran insan pri-
matlarını, kendilerini yok et~}< isteyen Sürüngenle r den
koruyanlar onlardı.
Carianlar aynı zamanda ızgara sistemlerin in, yıldız
kapılarının ve portalların yaratılmasından sorumludu r.
Felineler genetik mühendisk en, Carianlar da manyetik
mühendisle rdir. Carianlar da Dünya tarihindeki varlıkla­
rını Phoenix ve Kartal biçimlerini n yanı sıra Kuzgun ve
Şahin ile kanıtlamaktadırlar. Bu kuşlar birçokları için kut-
saldıve hala da öyledir.
Carianlar, Felineler ile el ele çalışırlar, İnsanlar gibi
doğa koruyucuları hala gelişim aşamasındayken, geze-
genleri ve yıldızları onlar korurlar. Gelişen gardiyan
ırklar gezegeni kendileri koruyabile cek hale geldikle-
rinde, görevleri biter. Carianlar, Nibiru yaratılmadan
önce galaksimiz deki İnsan kolonilerin i korumakla gö-
revliydi.
Carianlar, korumayı sağlamak için askeri silahlar kul-
. !anmazlar. Bunun yerine, bir gezegene giriş çıkışları, bo-
. yutlar arası geçişleri denetlemek için kapılar yaratır ve
portalları kilitlerler.
Sürünge nler
Sürüngenle r, birçokları tarafından Reptoidler olarak
.da bilinir. Orion Takım Yıldızı'ndaki Aln gezegenind e, in-
sanlardan çok uzun zaman önce yaratılnuşlardır. Sürün-
genler önce yaratılmış, böylece teknolojik üstünlüğe sahip
olmaları sağlanmıştır. İnsanlar daha Vega okyanusların­
dan yeni çıkarken, onlar çoktan yıldız gemilerin~yapµnş-
lo>,... ,..,,L•./..,; ı" 0 ;._._rı,.~~) ~
lardı bile. ju
Aynı zamanda Yılanlar, Ejderhalar ya da Kertenkele-
ler olarak bilinen Sürüngenle r, farklı türlerde, renklerde
ve boylarda olabilir. Genellikle yeşil, kahverengi , bronz,
siyah renklidirler ya da bu renklerin bir bileşimini taşırlar.
Gözleri yeşil ya da kızıldır. Tenleri pullarla kaplı ya da
pürüzsüzd ür ve soğuktur. Beş duyuları vardır ama tüm
duyguları hissedemez ler. ·
Sürüngenlı,rin yuvası Orion Takım Yıldızı ve komşu­
su, Ejderha insanların yaşadığı Sigma Draconi' dir. Sürün-
genler, galaksimizd eki birçok gezegeni ve yıldız sistemini
kolonileştirmiştir. Galaksiye sahip oldukları ve istedikleri
gezegeni ya da yıldızı kolonileştirebilecekleri şeklinde bir
yaratılış miti verilmiştir. Eğer orada yaşayan başka bir ırk
varsa, onları yok edebilirler ve etmelidirler .
'
 Şimdi ıxkların neler hissettiğini falunin edebilirsiniz! Bu
yaratılış miti, birçok gezegende yıkıma neden olurken, iki ta~ >?
-t{:· ·-
.
rafta da sayısız insan öldü. Ama Sürüngenlerin eril ya da ka-
ranlık tarafı, İnsanlar' m da diJi! ya <:la .ıyc!ınlıl< l:'1J;,:ıfı temsil,
etmek üzere Kurucular tarafından yar<j,tıldığını unutmayın. ·
Yani lütfen, onları yargılamayın; çünkü sadece rollerini oynuyorlar.
Sürüngenler, Dünya gezegenini birçok kez kolonileş­
\ ., tirdiler. Önce, henüz Tiamat'ken konolileştirdiler ve sonra
96-,\') / Tiamat ikiye ayrıldı ve Dünya haline geldi. Ama ikincisi
- Bu dört temel ırkın geçmişleriyle ilgili bazı bilgilere
{/ gerçek bir° koloriI!eştirme değffdT:- __ _
Bunun yerine, Tiamat'ın yok oluşu sırasında ve sonra-
sında yer altına inen Sürüngenlerin arta kalanlarının ye-
niden organize edilmesiydi. Modern tarihinizde gördü-
ğünüz yılanlar ve kertenkeleler, bu Sürüngenlerin torun-
larıdır. Ejderhalar de buradaydı ve uçan ejderhalarla ilgili
mitleriniz aslında mit filan değildir; hepsi gerçektir!
Sürüngenler teknolojik açıdan, ruhsal olana göre çok
daha ileridirler. Biz İnsanlar dişil enerjimizi dengelemeyi
öğrenirken, Sürüngenler de eril yönlerini dengelemeyi
öğreniyorlar.
İnsanlar
İnsan ırkı, Lyran Takım Yıldızı'hdaki Vegan Yıldız Sis-
temi' nin Avyon adlı gezegeninde gelişmiştir. Daha önce
de sözüilti.' eİtİğim gibi, İnsanlar, Felineler' in görünümün-
de yaratılmıştır. Onlara SürüngenlerinkinctenfarBıbii'.'""
yaratılış miti verilmiştir.
İnsan yaratılış miti, İnsanların da istedikleri gezegeni
ya da yıldızı kolonileştirebileceğini ama eğer başka
bir
ırkla karşılaşırlarsa, onlarla barış anlaşması
uyum içinde yaşamaları gerektiğini söyler.
yaparak
Hem Sürüngenler hem de İnsanlar, saf bir DNA lifi ta-
şırlar. Bunlar, Kraliyet Soyları' dır. Sürüngenlerin Kraliyet
Soyu, Aln Soyu' dur. İnsanların Kraliyet Soyu ise Avyon
Soyu'dur.
sahip olduğunuza göre, şimdi devam edebiliı-iz. Öncelik-
le, Felinelerin insan ırkını yaratmaya hazır olduğu za-
mandan başlayalım. Bu dönemde Felineler'in, Sürüngen-
leri çoktan yaratmış olduklarını ve onların da yıldız ge-
mileri yapacak düzeye geldiklerini tekrar hatırlayalım.
Felineler, yeni İnsan ırkının yaratılışı için Avyon' da to-
hum çalışmalarına başladılar. İnsanlar öncelikle okyahushı
ta başladı ve sonradan karaya çıktı. Darwin adTı bilim
adamınız insanların okyanusta ortaya çıktığını söyledi-
ğinde, haklıydı. Okyanus primatlığı aşamasındayken, Fe-
lineler bu primatların büyük bölümünü alıp iki ayaklı in-
san haline getirdi. Geride kalan primatlar, yani baİinalar
ve yunuslar, Avyon'un biyosferini korumak üzere suda
bırakıldı. Biyosferin korunması, yaşam olan herhangi bir
gezegen için hayati önem taşır.
Avyon insanları uzay yolculuğu yapabilecek seviyeye
ulaştıklarında, Lyran takım yıldızındaki başka bir gezege-
ni kolonileştirdiler. Bu gezegene Avalon adını verdiler. Ye- p
ni koloni, dişil odaklı bir toplum oluşturdu. Bir süre sonra
Sürüngenler geldiler ve eril odaklı toplum yapılarıyla bir-
 l-1 ,;•c, - ıjb'< _,J ~ ~'.::ı, V) "', /e-1!/'ıı'
/-;,._r.~-:\,ıı-,J~,
7 -- cj,ı- ,:v ıJ
~,ı -- /,:1,,,,..
r -- ı.:.,ı ıı,-,.J·- _ .
likte üstün teknolojilerini de beraberlerinde getirdiler. Bu
iyiydi, çünkü kutup entegrasyonu için ilk fırsatı sunmuş­
tu. Ne yazık ki, yeterince ruhsal bilgi ve deneyim olmadı­
ğı için, sonunda anlaşmazlık ve çatışma ortaya çıktı. Bunu
açıklayayım.
İnsanların Avyon' dan dışari yolculuk edebildiklerini
gördüklerinde, Sürüngenler tehdit edildiklerini hissetti-
ler. Ya İnsanlar tüm galaksinin kontrolünü ele geçirirlerse
98-
ne olacaktı? O zaman Sürüngenler nerede yaşayacaktı?
Kendi kafalarında, bunun durdurulması gerektiğine ka- ·
rar verdiler. Başlangıçta, Sürüngenler ve İnsanlar arasın­
da açık bir mücadele olmadı. Bil Sürüngenlerin tarzı de-
ğildi.
Bunun yerine, Sürüngenler her zamanki yollarını ter-
cih ettiler. Koloninin içine sızmaya ve insanlar arasında
uyumsuzluk yaratmaya başladılar; aynı zamanda kendi
teknolojilerini sunarak, İnsanların güvenini ve dostluğu­
nu kazandılar. Bu, teknolojik açıdan gelişmek isteyenlerle
ruhsal açıdan gelişmek isteyenler arasında bir ayırım ya-
rattı. Bu ayırım, bir iç savaşa yol açtı ve bu noktada Sü-
rüngenler eril enerjiyi savunan kolonicilerin tarafına geç-
ti; mücadele neredeyse tüm koloninin ve gezegenin yok
olmasıyla sonuçlanıyordu.
Tarih kitaplarınıza bakarsanız, gezegeninizdeki savaş­
larda da Sürüngenlerin etkilerini ve taktiklerini görebilir-
siniz; önce ikilik yaratacak tohumlar ekerler ve sonra yıkı­
ma yol açacak şekilde taraf seçerler..
Avalon kol0ni.sinin neredeyse yok olmanın eşiğine
gelmesinden_ sonra, Kurucular buradaki İnsanları Sirius
B'ye taşımaya karar verdiler; ama bu kez gelişim süreçle-
rinde Sürüngenler' in karışmasına izin verilmeyecekti. Bu
plan kısi:pen başarılı oldu.
Ortaya çıkan şey, şimdi Sirian İnsanları olan ırkın ara-
sında bir bölünmeydi. Kendilerini ruhsal gelişime ve dişil
odaklı Lyran yaşam tarzına adamış olan eterik (fizik dışı)
insan grubu, yani Eterik Sirianlar, buna devam ettiler. Bu
grubun lideri, Amelius'tan başkası değildi. Sirian İnsanla­
rı'nın geri kalanı, fiziksel durumlarını korumaya karar
verdiler. Fiziksel durumdakiler, eril odaklı Fiziksel Sirian-
lar denen insanlardı.
Kurucular ve Ruhsal Hiyerarşiler, Kutup Entegrasyo-
ı
nu'nun devam etmesi için, yine bu insanların yeni yerlere
götüriilmesi gerektiğine karar verdi. Bu kez, Orion Takım ı,.
Yıldızı'ndaki_~'o ve Tiama!__gezegenleri seçildi.
Fiziksel Sirianlar eril odaklı olduklarından, Sürüngen-
ler' in evi olan Aln' a gönderildi ve kısmen Sürüngenler' in
arka bah,çesinde yeni bir koloni kurmaları sağlandı. Bu
grup, Orion İnsanları haline geldi. Bu adımın, kendilerini
ve eril taraflarını daha iyi anlamalarını sağlayacağı umu-
luyordu'. Ama bu durum Sürüngenleri hiç memnun et-
medi ve savaşın tekrar başlayıp Alnian kolonisinin nere-
deyse yok oluşun eşiğine gelırj.esi çok sürmedi. İnsan ko-
loniciler, Sürüngenler tarafından köleleştirildi.
Zaman içinde Alnian kolonisi yeniden kuruldu ve en-
tegrasyön oyunu devam etti ama şimdi oyunda yeni bir
grup daha vardı; Karanlık Birlik. Karanlık Birlik, kendile-
rini köl~leştiren Sürüngenler' e karşı bir direniş hareketi
olarak Orion Insanları'nın arasından başladı. Daha sonra,
 Karanlık Birlik'ten bir grup insan kaçtı ve yeni bir başlan­
gıç yapmak için Tiamat' a geldi.
Sirius B' den gelen Eterik Sirianlar, Tiamat'ı yeni evleri
olarak almışlardı. Eterik Sirianlar, gezegenin koruyuculu-
ğu görevlerfoe devam edebilmek için, yine fiziksel hale.
gelmek zorundaydılar. Felineler bu ihtiyacın karşılanması
için yine yardım etti.
Eterik Sirianlar geldiklerinde, yeni gezegen koruyucu-
100 ·
su ırkı okyanus primatları olarak bulmuştu. Eterik Sirian-
lar bu yeni ırkın koruyuculuğu görevini aldı ve gelecekte,
ki fiziksel' araçlarına sevgiyle bakarak, ruhsal ve fiziksel
. ihtiyaçlarını karşıladı.
.f) '"'*Eterik Sirianlardan bazıları zamanlarını gezegendeki
~> hayvanların vücutları içinde geçirıney_e başlayana kadar
hayat böyle devam etti. Bu durum, bir süre sonra diğer
Eterik Sirianlar için gerçek bir endişe haline geldi. Düşün­
_cen~n gerçekleştiğinibiliyorlardı ve eğer kardeşleri zaman::-·
!arını o bedenlerin içinde geçirmeye devam ederlerse, za-
man içinde eterik olduklarını unutarak fiziksel durumda
sıkışıp kalacaklarını anlıyorlardı. Dünya' daki İnsanlık da
aynı durumu yaşadı. Dünya' daki İnsanlar, fiziksel beden-
lerin içinde yaşayan ruhlar olduklarını unuttular. Bunun
yerine, ruhu olan fiziksel bedenler olduklarına inanmaya
başladılar. İşte Eterik Sirianların başına gelen buydu.
Kozmik Özgür İrade Yasası' na göre, diğer Eterik Siri-
anlar kardeşlerini durduramazlardı. Bu yüzden, durumu
düzeltmek için bir plan yapıldı. Eterik Sirianların bir bö-
lümü Christos Sirianlan olacak ve Christos Ofisi'ni oluş­
turacaklardı. Bu grup, gezegenin Ruhsal Hiyerarşisi'ne
eklenecek ve kardeşlerinin (Dünya Sirianları) hayvan be-
denlerinden kurtarılması için çalışacaklardı. Bu planın ta-
mamlanması da birçok galaktik plan gibi, milyonlarca yıl
sürecekti.
Şimdi Sürüngenlere geri dönelim. Sürüngenler, yeni
bir gezegenin yaşam sunmaya hazır olduğunu duymuş­
lardı. Bunun kendi doğal hakları olduğuna inandıkların­
dan, kolonileştirmek için Tiamat' a doğru yola çıktılar.
Oraya ulaştıklarında, Eterik Sirianlar tarafından izlenen
insan primatlarının başlattığı uygarlıkları gördüler.
Kurucular, Sürüngenler'in Tiamat'ı _kolonileştirmesine
izin verdiler, çünkü bunun kutup entegrasyonunda· başarı
kazarnlmasinı sağlayacağına inanıyorlardı. Eterik Sirian-
Iar, onları yuinuşatmayı ve yaratılış mitlerinden kurtula-
caklarını umarak, Sürüngenlere pozitif enerji gönderme-
ye başladılar. Eğer bu başarılırsa, Sürüngenler ve insan
primatları, uyum içinde yaşamayı başarabilirlerdi. Bir sü-
re için bunu başardılar.
Sürüngenler in gelişinden kısa bir süre sonra, Ameli-
us, Devin'in Lyran Avyon' daki evinden ayrılmasını ve in-
san primatlarının DNAlarına katkıda bulunmak için Ti-
amat' a gitmesini istedi. Amelius Kraliyet Soyu, evrendeki
tek saf insan DNAsına sahipti ve gelecekteki DNA geli-
şimlerinin korunması için diğerlerinden ayrı tutulması
gerekiyordu. Bu gelişim, şimdi İnsan ırkını Sürüngenlere
daha eşit bir hale getirecekti. Teknolojik açıdan hala geliş­
memiş olmalarına karşın, ruhsal açıdan daha ilerideydiler
ve ruhsal olgunluk, kutup entegrasyonunu tamamlamak
isteyen bir ırk için vazgeçilmez özelliklerden biriydi.
11
Ameliu s Soyu

Avyon Kraliyet Soyu

melius, Avyon' da ilk fiziksel insan aracı olarak geliş­
A tirilen bedende enkarne olan ruhtu. Amelius, Av-
yon' da bir söy başlattı ve ardından Devin ile İbrahim gel-
diler; böylece sırasıyla Pleiadian Avyon ve İ'leiadian Dün-
. ya insanlarını başlattılar. Amelius, yüksek benliği Sanan-
da ile yaptığı anlaşmaya sadık kaldı ve diğer sekiz Kuru-
cu da onu izledi. Felineleı'in bir sureti olarak üretilmiş in-
san prototipi için saf ONA örneğini korııdu; buna göre saf
insan ırkı uzun boylu, platin sarısı saçlı, mavi gözlü ve
beyaz tenli olacaktı.
Devin ve ailesi Tiamat'taki görevlerini tamamladıktan
sonra, yine Amelius soyunu başlatınak içi1;1 bu kez Pleia-
des' e gittiler. Kolonileştirmek için bir gezegen seçerek
adına Av.l:'.@,dediler; bu, Pleaides'in kayıp yedinci kız
kardeşi ve Lyran takun yıldızındaki evleri ölan gezegenin
adına yapılmış bir jestti. İbrahim'in soyundan gelenlere
yeni evleri olarak Canaan verilirken, Devitı' e de Pleaides
verildi.
 Devin ve geniş ailesi, bir kez daha genetik yapıyı ko-
rumak konusunda verdikleri sözü tuttular ve kendi arala-
rında evlendiler. Ayrıca dişil kutba eğilim gösterdiler. Ku-
şaklar sonra fazlasıyla durağan bir hale geldiler ve eril
yönlerini bastırdılar. Bu durağanlaşma, Kurucular ve
Oyun Mühendisleri tarafından daha evren için Oyun ta-
sarlanırken planlanmıştı.
Şimdi durağanlaşmış olan ruhsal gelişimlerini yeni-
104-
den hareketlendirmek için, Avyoıı.ianlar evrensel kutup
entegrasyonu planında bir sonraki adıma geçeceklerdi:
Eril kutup odaklı Sürüngenler tarafından Avyon'un yok
edilmesi!
Bu olay Avyonianların psişik yapılarında Sürüngen-
lere karşı öylesine güçlü bir duygusal engel yaratacaktı
ki entegre edilmesi milyonlarca yıl sürecekti. Bu da kutup
entegrasyon oyununun çok ama çok uzun süreceğini ga-
rantiliyordu. Bu Avyonian engeli, Nibiru' daki Avyon Kra-
liyet Soyu aracılığıyla Dünya'ya aktarılacaktı. Bu dev en-
gelin entegrasyon yoluyla çözülmesi, Dünya gezegenini
Oyun'un son yıllarında 5. Boyut' a geçirecekti.
Pleaidian Avyon' un yok edilmesinden sonra, Amelius
Soyu, Nibiru'ya gönderildi. Bu, Avyon Soyu'ndan bir kı­
zın başka bir Pleaidian gezegenine evlenmeye gönderil-
mesiyle gerçekleşti. Bu birleşmenin sonucunda doğan ço-
cuk Niestda idi; yani Nibiru'nun gelecekteki ilk hakimi
ve kumandanı.
On yedi kuşak sonra, ben, Anu, Nibiru'nun hakimi ve
kumandanı oldum. Kendi çocuklarım aracılığıyla, Ameli-
us Soyu'nu Dünya gezegenine gönderdim. Amelius Soyu,
Amelius'un kendisi tarafından Adapa (Adem) olarak en-
karne olmasıyla da gönderildi ama Adapa dört temel ev-
rensel ırlpn genetik yapısını taşıdığı için, onun DNAsı saf
değildi.
Sürnerin kraliyet rahipl!"ri soyunda iki Amelius Soyu
birleşti. Bu, benim ailemden biriyle Adapa'nın üçüncü
oğlu Seth'in birleşmesi sayesinde oldu.
İbrahim'in babası Tera, bu rahip-kral soyunda doğdu.
-l
İbrahim'in torununun torunu Judah sayesinde, Judah ve
Davud kraliyet soyları genişledi; Judah, Yakub'un on iki
oğlundan biriydi. Aslında, bugün Dünya üzerinde yaşa­
yan İnsan ırkının tüm üyeleri, .!il Arnelius Soyu'ndan bi-
rinden gelmektedir.
Şimdi, Tiamat' a geri dönelim. İnsanlar ve Sürüngen-
ler, Tiamat gezegeninde bir süre uyum ve barış içinde ya-
şadılar. Sürüngen Yılanlar bir tarafta, Sürüngen Ejderha-
lar diğer tarafta ve İnsanlar da ortadaydı. Insanlar' a tarım
ve hayvancılık bilgileri verilmişti. Yeterinden fazla yiye-
cek üretmeye başladılar ve bunları Sürüngen komşularıy­
la paylaştılar.
Bu paylaşım, iki ırk arasında daha da fazla uyum ve
anlayış olmasını sağladı. Kurucular, Gezegensel Ruhsal
Hiyerarşi ve Eterik Sirianlar, durumu zevkle izliyorlardı.
Kutup entegrasyonu gerçekleşmek üzere gibi görünü-
yordu.
Ama bir Sürüngen Orion Konseyi, araştırma için Ti-
amat' a geldiklerinde, bu umut söndü. Uyumlu yaşamla
ilgili haberleri duymuşlardı ve hiç hoşlanmamışlardı.
Bu, yaratılış mitine ters düşüyordu. İnsanlar yok edilme-
 liydi. Orion temsilcileri, yönetici Sürüngen aileleriyle
uzun uzadıya görüşmeler yaptı ama fikirlerini değiştir­
meyi başaramadı.
Bunun üzerine, her zamanki taktiklerini izlemeye ka-
rar verdiler. Sürüngenler arasında güvensizlik tohumları
ekmeye başladılar. İnsanların gizlice onları yok etıneyi ve
Tiamat'ı kendilerine ayırmayı planladıklarını söylüyorlar- -
dı. Orion Konseyi'nin bunu başarması, 10,000 yıl kadar
106 -
sürdü.
Sürüngenler' den kısa süre sonra Tiamat' a gelen Orion
Karanlık Birlik insanlarının varlığı, durumu daha da kö-
tüleştirdi. İnsanları sürekli kışkırtıyorlardı. Karanlık Bir'
lik, Sürüngenler' e güvenmiyordu ve onların yok edilişini
görmekten memnun olacaklardı. Çok geçmeden, iki ırk
bir kriz noktasına geldi. Sürüngenler, bir tür savaş çığırt­
kanlığı yaparak İnsanlar', yok etmeyi kabul etti. İnsanlar,
ebeveynleri olan Pleaidian Avyonianlar'ın, Eterik Sirian-
lar'ın ve diğerlerinin yardımını istedi.
Bir plan yapıldı. İnsanlar Pegasus adlı uzay gemisine
binerek Tiamat'tan ayrılacak ve gelişimlerine devam et-
mek için yeni bir gezegene taşınacaklardı. Dünya Sirian-
ları haline gelmemiş Eterik Sirianlar, deniz memelilerine
(yunuslar ve balinalar) dönüşeceklerdi ve Dünya Sirianla-
rı onların kullanabileceği yeni bir insan ırkı başlatana ka-
dar _gezegenin biyosferini koruma işine ~ döneceklerdi.
Insan merkez kalesinin altında bulunan füzyon jene-
ratörlerini havaya uçurarak Sürüngen kolonilerini yok et-
mek için Nibiru göreve çağrılmıştı. Füzyon jeneratörleri,
Tiamat'ın manyetik ve elektrik güç alanlarını koruyordu.
Füzyon jeneratörleri yok edildiğinde, Tiamat'ta yaşam bi-
tecek ve Sürüngen nüfusunun %98'i yok edilecekti. Yarı
· Eterik Sir/ap yarı hayvan olan varlıklar da yok edilecek
ve böylecJ ruhları serbest bırakılacaktı. .
Ama onlar da Sürüngenler gibi tamamen yok edilme-
yeceklerdj. İki gruptan da küçük birer bölüm hayatta ka-
lacak ve yer altına ineceklerdi. Eski alışkanlıkların zor öl-
düğü söylenir; Eterik Sirianlar için de durum böyleydi.
Yeni Dünyıı'ya dönecek ve hayvan enkarnasyonu döngü-
süne devam edeceklerdi.
Tiamat' ın yok edilmesi, Nibiru' nun yeni hakimi ve
kumandanı olarak ilk görevimdi. Bu görevde, Galaktik
Federasyon'un Nibiruan Konseyi bana rehberlik ediyor-
du. Şimdi kısa bir ara vermek ve Galaktik Federasyon
hakkında biraz bilgi sunmak istiyorum.
Galaktik Federasyon
Galaktik Federasyon, dağılmış durumdaki insan kolo-
nilerini gözlemlemek ve bir arada tutma görevini sürdü-
recek bir organizasyon ihtiyacıyla oluştu. Böylece evren-
deki farklı ırklar arasında haberleşmeye yardımcı oluna-
cak ve barış sağlanacaktı. Sürüngenler ve İnsanlar sava-
şırken, Evren' de çok fazla çatışma vardı ve bu iki ırk, ka-
osun sadece bir kısmıydı.
Galaktik Federasyon, Nibiru'nun yaratılmasından
ve Avyori'tln yok olmasından önce oluşturuldu. Galak-
tik Federasyon son derece büyük ve geniştir. Onu_ açık-
 la yan kitaplar Dünya' daki medyumlara kanalize edil-.
miştir ama Galaktik Federasyon öylesine büyük ve çok
katmanlıdır ki konuyu tamamen açıklayabilmek için
bütün bir kütüphane dolusu kitap yazılması gerekir.
Ozellikle Jelaila'ya okumasını söylediğim ve Sirian kız
kardeşimiz Virginia Essene aracılığıyla Dünya'ya kana-
lize edilmiş You are Becoming a Galactic Human * adlı ki-
tap bu konuda önemlidir. Jelaila'ya Galaktik Federas-
108 -
yon'u açıklamak konusunda bu kitabı oldukça yararlı
buldum.
Nibiru'nun yaratılması, Galaktik Federasyon'un ilk
önemli başarılarından biriydi. Galaktik Federasyon, evren-
de barışı korumak için bir savaş yıldızının devriye gezmesi
Tiamat'ın Yok Edilmesi
Nibiru'nun kumandanlığı görevini teslim aldım ve
güneş sisteminize doğru yola çıkhm. Tiamat, yaklaşık ola-
rak şimdi Dünya'nın bulunduğu yörünge ile _ayıuyerdey­
di. Sadece Güneş' ten biraz daha uzaktı. Güneş sistemini-
zin on ikinci gezegeni olarak, yörünge kalıbımız böyle ol-
duğu için gürieş sisteminize arkadan girdik. Neptün ve
Uranüs'ü geçtikten sonra Satürn' e yaklaşırken, onun küt-
le çekim gücünün bizi Tiamat ile paralel bir pozisyona ge-

o
gerektiğini biliyordu. Tiamat'ın yok edilmesinden önce Sü- Şekil 2
rüngenler ile çok sayıda çatışma yaşanmışh ama Tiamat'ta-
ki Sürüngen kolonilerinin yok edilmesi, Büyük Galaktik
Savaş'ın başlamasına neden oldu. oOO 0 Tiaroat
0000
Bu savaş bütün galakside milyonlarca yıl sürecekti.
Sun M V M s u N
Çatışmalardan zarar görmeyen tek bir yıldız sistemi
bile kalmayacaktı. Söz konusu olan şeyin kutup enteg-
tirmesi için sürüklemesine izin verdik.
rasyonu olduğunu lütfen unutmayın. Entegrasyonun Satürn'üµ bir uydusurn.ı aldık ve onu doğruca Ti-
gerçekleşebilmesi için iki kutbun da deneyimlenmesi
amat' m ortasına gönderdik. Sonra, füzyon jeneratörlerinin
gerekir. Büyük Galaktik Savaş, Oyun'un oynanması bulunduğu pozisyona geldiğinde, bir lazer ışını attık. Işın
için mükemmel bir alan sunmuştu. Evrendeki tüm
güç kalkanlarım parçaladı ve Tiamat'taki yaşam yok oldu.
ruhlar, deneyim kazanmak için her iki ırkın üyesi ola- Bu süre boyunca, Nibiru Konseyi' ndeki rehberlerimle
rak enkarne oluyordu; Avyonianlaı- da bunların arasın- sürekli iletişim içindeydim. Bana normal yörüngemde de-
daydı. ·
vam etmem ve güneş sisteminize ulaştığımda işi bitir-

* Akaşa Yayınları'ndan "Galaktik lnsan~~ adıyla yayınlanmıştır. E.N.

------:~~--
;)~e
meın için emir verildi. Bu, Tiaınat'ı ~ölınem ve üst
kısmını yeni bir atmam anlamına geliyordu.

wv
,./,,
 ~ı-g(!J~/Y\
Jdl"
\J J
1

/
Bu üst kısım, Dünya haline gelecekti. ,,,,
-~
Alt kısım paramparça edilerek Astroid Kuşağı haline
getirilecekti.
Kullandığımız Satürn uydusu ise daha sonra Pluto
Şekil 3
haline geldi. Onu tekrar yörüngeye soktuk ve üzerinde
bir karakol oluşturduk. Güneş sisteminizd e olup biten
olayları izlemek için bu karakolu kullanıyoruz.
Tiirnat ortadan kaldırıldıktan sonra, bir süre Sürüngen-
ler hakkjllda fazla bir şey duymadık. Tiamat'ın neredeyse
tamamen yok edilmesi, onlar için büyük bir darbe olmuştu
ve kendilerini toparlamak için zamana ihtiyaçları vardı. Sü-
rüngenlerin sadece yüzde ikisi ya yer altına inerek ya da
Nibiru'ya gelerek kurtulmuştu. Sürüngen Konseyi'nd en et-
kilenip fnsanlaı'ı yok etme planlarına dahil olmak isteme-
Tiamat yen yönetici Sürüngen ailelerine barınak sunduk.
Nibipı' daki Aln Soyu'nun işbirliği sayesinde, bir son-
raki görevim için hazırlıklara giriştim; bu görev, Orion ta-
Şekil 4 kım yıldızındaki Aln Sürüngen Kraliyet Gezegeni'n in yok
edilmesiyd i.
Sürüngenle r Tiamat ve Aln'ın yok edilmesinin yarath-
ğı şoktan kurtuldukt an sonra, Büyük Galaktik Savaş baş­
000 ladı. Galakside barışıffve huzurun sağlanması için, İnsan
V E M ırkının yok edilmesi gerektiğine karar vermişlerdi. Bunu
yapmak için, güneş sisteminizd eki karakol gezegenler i
Tiamat, Maldek Satüm'ÜJl uydusu, Plulo,,ı_ Maldek' i silahlandırdılar.
ton haline geldi. Anu'nt:fü:--"-
(Astroid Kuşağı) güçlerinin uzak karakolu Tiamat'ın şimdi adına Dünya denen üst kısmında, Fe-
olarak kullarulmaktadır.
lineler tarafından yeniden hayat başlatıldı. Christos Siri-
anları' nın yardımıyla, bitkileri, hayvanları ve yeni bir ge-
zegen muhafızı ırkı yerleştirdiler. Gelişmekte olan bu ırk,
 bir kez daha Dünya Sirianlan tarafından gözetime alındı.
Ama bu kez bir fark vardı; Eterik Sirianlar, kardeşleri olan
Deniz Sirianları' nı da gezegene almışlardı.
Şimdi Christos Sirianları, Ruhsal Hiyerarşi ile birlikte
gezegeni gözetmekte, Deniz Sirianları biyosferi korumak-
ta, Dünya Sirianları da gelişmekte olan yeni gezegen mu-
hafızı ırkı gözlemekteydi.
Dünya'nın yeniden tohumlanınasından birkaç milyon
112 -
yıl sonra, adına Hybornea denen yeni bir İnsan kolonisi
kuruldu. İnsan ~r;;;: galaksinin dört bir yanından
geldiler ve Hybornea'nın bir mijyon yıl kadar hayatta
kalmasını sağladılar. Bir Lyran/Sirian kolonisiydi ve dişil
eğilimli kolonicileri kendine çekiyordu. Hyborneanlar,
hayvan bedeninde yaşayan Sirian ruhların kendilerini
hayvan enkarnasyon döngüsünden
dımcı
kurtarmalarına yar-
oldular ama hala kurtarılması gereken çok ruh var-
bitmesini sağladı.
Maldek'in yok edilmesi, Nibiru'nun koruyucu kalka-
nının yok olmasına neden oldu, çünkü Sürüngenler saldı­
rıları sırasında yüksek miktarda nükleer silah kullanmış­
lardı. Maldek yok edildi ve Nibiru ciddi şekilde yaralan-
dı; üzerinde yaşayan binlerce insan ölmüştü. Galaktik Fe-
derasyon'un büyük savaş yıldızını kurtarmanın tek yolu,
Nibiru'nun etrafüu saran güç kalkanını destekleyecek ka-
dar çok miktarda altın bulmaktı. Bu, savaş yıldızım uzay-
da gezinen rady~~dan koruyacaktı. Şimdi, Dünya ta-
rihine geri dönelim; 480,000 yıl önce bizim geldiğimiz za-
mana.
/__.ı;J_••,:J·,-:~-:-ı ;
- /1 .-l . / 1
,'C\/JV r-,.ü~cl

-JC.,,
• ,
'
,~/ı
/ ✓ 4J;,,,._,,J/,
.,.

cJj
.

dı. Hybornea, bir süre sonra Sürüngenlerin amansız bir f)l0 /tılO, I?
saldırısıyla yok edildi. SaldırılannıJ);1a~ten başlatmış­
ı
lardı; sonrasında Mal dek' i biz yok ettik. Şimdi Mal dek,
Astroid Kuşağı'mn bir parçasıdır ve Tiamat'ın alt yarısıy­
la birlikte bir toz bulutu haline gelmiştir.
Hybornea'nın yok olması, Galaktik Savaş'ın alevlerini
daha da .güçlendirdi. Bu, son büyük savaş olacaktı. Nibi-
ru'ya, Maldek'i yok etmesi ve Sürüngenleri son kez ola-
rak güneş sisteminizden dışarı sürmesi emredildi. Bu gö-
revi yerine getirdik ama daha öncesinde Sürüngenler' in
Venüz ve Mars gezegenlerinde yaşayan İnsan kolonilerini
yok ederek bu iki gezegeni yaşanmaz hale getirmesini en-
gelleyemedik. Mal dek' in yok edilmesi, Galaktik Savaş' ın

ı
./Dünya Tarihi

M.Ö . 480,000 - M.Ö . 100,000

r4·· 80,000 .yıl önce Düny a gezeg enine geldiğimizde, Le-

·•·• . muria nlar, hayva n beden indek i Sirian ruhlar , Sürün -
•genler (Tiamat'ın yok edilm esi sırasında yer altına inen-
(,for) ve ge)işmekte olan İnsan primatları ile karşılaşhk. Pri-
matla r, Feline ler ve Eterik Sirian lar tarafından gezeg en
.yüzeyine yerleştirilmişti ve biz geldiğimizde, homo erec-
tus seviyı:,sine ulaşmış durumdaydılar. Zeki, telepa tik
·•varlıklardı ve vahşi doğada hayva nlarla uyum içinde
ya-
,:

·şıyorlardı; toplumları komü n yapısındaydı

- 1

.
. Ayrıca Asya' da yu (Doğul ular) ve Atlan tis (kızıl ırk)
•• uygarlıklarını da gördü k. Bunlar, Hybornea'nın yok edil-
/mesi nden sonra gezeg eni yenid en kolonileştirmek için
Düny a'ya gelen kuzen lerim tarafından başlatılmıştı. As-
: hen, Yu uygarlığını ve Alta (Atlas) da Atlan tis uygarlığını
·. başlatmışlfirdı. İkisi de Lemuria'nın devamı olarak görü-
: lüyôr du 've ikisi de, Lemuria'nın ana impar atorlu k olarak
görev yapacağı konus unda anlaşmışlardı.
 Bu uygarlıklarınüçü de Lyra' da beyaz ırklar olara k dan, altın çıkarma opera syon unu huzu r içind e sürdü
başlamıştı ama gezeg ende yerleştikleri bölge lerde iklim le re-
meyeceğimizin farkındaydık. Bu'. Tiamat'ın yok edılm
daha iyi uyum sağlayabilmeleri için Felin eler'i n .ONA ~:
de- sinde n beri Nibir u' da yaşayan Eıderha Kralıçe Dram
ğişimleri yapılması konu sunda teklif lerini ın ı
kabu l etmişler' eş olara k kabul etmem le gerçekleşti. Bu birle mede n do-
di. Kızıl, sarı ve kahve rengi ırk böyle ortay a çıkmıştır.
Si- ğan çocuğumuz Enki' dir. Enki, Y":n Nibir uan 7
lnsan ve ya-
yahi ırk ise gelişmekte olan İnsan primatlarından kayna
k- rı Ejder ha ya da Sürün gen' dir. Uç çocuğum ve torun
lanmıştır. Hom o sapie n halin e gelm ek la-
için gerek en ONA rım Nibir u'da doğmuştur ve biz Düny a'ya gelen e kadar
değişimini alma k için Nibir uanla r ile
116 - karşılaştıklarında, he~si yetişkinlik çağına ulaşmıştır; Enlil, Enki, Ninh
gezeg en muhafızı halin e gelec eklerd i. O zama n geldi ur-
ğin­ sag, Ninu rta, Nann ar, Mard uk ve Thoth (Ning ishzid
de, Düny a Sirianları'nın ruhlarını taşıyacak durum da da).
ola-
caklardı.

Beya z ırk, Nibir u' daki Avyo n Krali yet Soyu

tarafın­
dan başlatılmıştır. Dün ya Gör evi
Düny a'ya gelm emizi n iki neden i vardı. Önce likle,
in- Enki' nin uzay aracı, Mezo potam ya yakınlarında bir
sanlarımızı kurta rmak için Nibir u'nun
çevre sini saran yere indi. Anun nakil er ile birlik te kamplarını kurdu
güç kalkanını yenid en oluşturmak amacıyla altın ktan
topla - sonra Alalu 'nun daha önce bulmuş olduğu yerde altın
mak istiyo rduk. İkincisi, gelişmekte olan gezeg en muhaf çı­
ı­ karın~ işine başladılar. Enki, adına _Ecyu dediği ilk şehri
zı ırkla birleşerek iki sarmallı DNA taşıyan İnsan
beden ini inşa etti; diğer adıyla, 1 Numaralı Düny a istasy onu.
yarat mak için yardımcı olma k üzere Felin eler ile ortak Bu
ça- arada Sürün gen akrabalarından da fazlasıyla yardım
lışmaya söz vermiştik. aldı.
Kızım ve Düny a Göre vi'nin Şef Tıp Subayı Ninh ur-
Ağabeyim ve eski Nibim an kumandan
ı Alalu , daha . sag, astronotların tıbbi muay enele rini yapm ak_iç in bir
önce Düny a'ya gelmiş ve altın bulmuştu. En büyü s_ü-
k oğ­ re sonra gezeg ene indi. Diğer oğlum ve varisım Enlil
lum Enki' yi ve en iyi elli astro notum u (Anu nnaki ler) ile
altın altın konu ;unda yardımcı olma k için kısa sfu·e sonra
topla ma opera syon unu başlatmaları için Düny a'ya da
gön- ben indim .
derdi m. Nibir u için zama n daralıyordu, bu yüzd en
kay- Anun nakil er elleri nden geldiğince hızlı çalışıyorlar
bedec ek tek bir anımız bile yoktu . ,
suda n altım ayrıştırıyorlardı ama elleri ndeki altın,
Şimdi, size biraz daha tarihi bilgi verm Nibi-
ek istiyo rum. ru'yu kurta rmay a yetme zdi. İnsanlarımız ölme ye devam
Sürün gen ırkından Düny a üzeri nde kalan lar bir hayli
ka- ediyorlardı. Daha fazla altın bulm ak için aram a başlattık
labalık bir nüfus a ulaşmışlardı ve bir
anlaşmaya varına- ve Afrik a' da buldu k. Ama bir sorun vardı; yer altı~
daydı
 ve çıkarılması gerekiyordu. Enlil ve Enki arasında geri-
limli anlar yaşanıyordu. Enki, kendisi daha önce geldiği
için Dünya'nın ona verilmesi gerektiğini düşünüyordu;
altın çıkarma işi bir yana, sonuçta ilk kamp ve şehir Eri-
du'yu inşa etmek için ter dökmüştü. Bütün işi kendisi
yaptığından, bu hakka sahip olduğunu savunuyordu. En-
ki, Dünya'nın Ejderha Kraliçesi'nin oğluydu ve Sürüngen
bakış açısından, Dünya'nın da varisi olmalıydı. Sürün-
genler, yaratılış mitine dayanarak Dünya'yı kendi malları
olarak görüyorlardı; hala da öyle görüyorlar.
Kız kardeşim ve karım Antu'nun oğlu olan Enlil, Ple-
aidian kanunlarına göre haklı varisimdi. Bu da, artık be-
nim yönetimimde olduğu için Dünya'nm da varisi olarak
onu gösteriyordu. İkisi de haklı nedenler ortaya koyan bu
ikisi arası".da ciddi bir çatışma vardı. Tek çözüm, kura
çekmekti. Oyle yaptılar. Enki, ülkesi olarak Afrika'yı ve
Enli! de Dünya'nın geri kalanını aldı.
Eski Tanrılar Arasındaki Savaş
Altın çıkarma işini başlatmak için astronotları Afri-
ka'ya gönderdik ve Enki de başlarında bulunmak için on-
larla gitti. Enlil'i Eridu'nun başmfl. bıraktım ve Nibiru'ya
dönmek için hazırlandım ama Alalu'nun torunu, Kumarbi
beni durdurdu. Kurnarbi bir süredir bana, oğullarıma ve
torunlarıma karşı jGrgınlık duyuyordu. Büyükbabası çe-
kildikten sonra ken,disinin kumandan ilan edilmesi gerek-
tiğini düşünüyordu. Görünüşe bakılırsa, yörüngedeki
uzay istasyonunda (Igigi) bulunan astronotları kendi ta-
rafına çekmeyi başarmıştı ve şimdi gü~ kullanarak ku-
mandayı ele geçirmek istiyordu. Ama bu olmadı. Toru-
num Ninurta, diğer birçoklarıyla birlikte Kumarbi'nin ve
yandaşl'.'rının yenilgisiyle sonuçlanan bir savaş başlattı.
Uzay istasyonundaki astronotları değiştirdiğimi tahnun
edersiniz.
Cennet Bahçesi
Dünya'da işler yürümeye devam ediyordu. Enki Me_~
zopotamya' da yeni inşa edilmiş Bad Tibira adlı met~luqı
merkezinden yörüngedeki uzay istasyonuna dev mıktar­
larda altın gönderiyor, altınlar oradan ~ibiru'ya aktarılı­
yordu. Enli! ise dört yeni şehir daha kurmakla meşguldu:
Bunlar Sippar (uzay limanı), Nippur (görev kontrol
merkezi), Bad Tibira (metalurji merkezi) ve Shuruppak
(tıp merkezi) adlarını taşıyordu. Kızım o hastaneyi çok se-
viyordu. Enlil'in orayı en son tıp teknolojisi ve geniş labo-
ratuarhırla donatmasını sağlamıştı.
Hay4t gelişmeye devam ediyor, yeni şehirler ve etrafı­
nı saran zeşillikler görülmesi gereken bir ır:,anzara_ ortaya
koyuyordu. Nibiru' dan her türde meyve agaçları ıçın to-
humla} getirmiştik. Mezopotamya, sanal bir Cennet Bah-
çesi haline gelmişti. Biz ona E. Din diyorduk. Işler hızla
yürüyordu ve herkes uyum içinde yaşıyor, zevkle çal~şı­
yordu. Bu dingin ortam, yaklaşı½_ 200,000 yıl devam etti.
 :f~ l.l)~ "~5
/6~:J " Ü
Anunnakiler Ayaklanıyor
M.Ö. 250,000 civarlarında, Afrika' daki astronotlar
ayaklandılar. Dünya'nm sıcak bölgelerinde çıkardıkları
altının miktarından tatmin olmamışlardı. Sonunda geri-
lim bir kırılma noktasına ulaştı ve birleşerek ayaklandılar.
Enki, durumu bildirmesi için Enlil'i çağırdı. Ama Enli! al-
120 -
tın madenlerinin bulunduğu yere geldiğinde, Anunnaki-
ler onu rehin aldı. Anunnakiler ile aynı tarafta olmasına
karşın, Enki adamlarına Enlil' i bırakmalarını söyledi ve
onlar da bu emre uydu. Enlil, Anunnakiler'i kışkırthğı ge-
rekçesiyle Enki'yi suçladı ve Konsey önünde yargılanma­
sını istedi. İki kardeş, Konsey huzurunda konuşmak üze-
re Nibiru'ya döndüler.
Anunnakiler'in altın çıkarmaktan daha değerli işler
için eğitilmiş oldukları sonucuna varıldı. Enki, çözümün
altın çıkaracak işçi bir ırk yaratılması olduğunu düşünü­
yord:u ve bu konuda Christos Sirianları ile anlaşmıştı.
Mühendis olmasının yanında aynı zamanda genetik uz-
manı olan Enki, Ninhursag ile birlikte işçiler yaratmak
için Shuruppak'taki laboratuarlara çekildi.
Luluslar'ın (İlkel İşçiler) Yaratılması
Yeni işçi ırkın yaratılması, Galaktik Federasyon, geze-
gensel Ruhsal Hiyerarşi, Christos Ofisi ve Kurucular ile
yaptığımız anlaşmaya göre gezegende yapmamız gere-
ken iki işten J:ıiriydi. Bu konuda Felineler' den yardım al-
dık. Kızım Ninhursag'ın anµesi ve Peline ırkından gelen
karım Rayshondra, bu konuda çok yardımcı oldu. İşlerin
nasıl gittiğiµi görmek için Shuruppak'a geldi. Anne/kız
iyi bir takım olmuşlardı. Rayshondra, genetik alanında
çok deneyimliydi. Ninhursag'ı ve Enki'yi yetiştirdi.
Uzmanlıklarını sunmak üzere Sirius A' dan gelen baş­
kaları da vardı; Natara ve Joysia da onların arasındaydı.
Bu beklenen bir olaydı. Sadece gezegenlerini kurtarmaları
gereken Nibiruanlar tarafından değil, aynı zamanda Dün-
ya Sirianları da bunu bekliyordu. Yeni fiziksel araçlarının
yaratılmasına başlanmıştı. Bu unutulmaz olayı görmek
için, Christos Sirianları da geldi.
Gezegeninizdeki birçokları, bu işçi ırkı sadece altın çı­
karmak ve bize hizmet etmelerini sağlamak için yarattığı­
mızı sanıyor. En önemli ruhsal nedenler sizin için yazdı­
ğımız ve ardımızda bıraktığımız tarihi belgelerden silin-
diği için, bu mantığı anlayabiliyorum. Ama şimdi bu ne-
denleri sizinle paylaşmalc istiyorum.
Devin ve Avyon Soyu'ndan gelenler olarak, karmik ve
genetik açıdan Tiamat/Dünya ile bağlantılıydık; ama ge-
lişmekte olan insanlar Pegasus yıldız sisteminde yeni bir
ev kurmuşlardı. Dolayısıyla, temel olarak, hala bir ırkın
ebeveynleriydik ama o ırk artık Dünya' da değildi.
İşçi ırkının yaratılmasıyla, bir kez daha Dünya' daki
varlıklar için ebeveyn ırk olmuştuk. Bu ırk, Eterik Sirian-
lar'ın ve Felineler'in ikinci kez yaphkları tohumlamanın
sonucuydu. Bu gelişimin tamamlanma zamanı, Dünya
zamanıyla şimdiki zamandır ve ırkın DNA kodları bizim
 tarafımızdan hızlandırılınadığı sürece, bu görev tamamla-
namaz. Genetik hızlandırma olmadan, gelişen İnsanlar
kendilerini güncelleyemezler ve bu da galaksinin ve dola-
yısıyla da evrenin gelişimini engeller.
Buna ek olarak, bu yeni ırka ebevyenlik ederek kutup
entegrasyonunu anlamanızı sağlayacağız. Bu, Nibiru-
an/Pleaidian İlahi Planı'nın bir parçasıdır. Dünya'ya gel-
memizin ruhsal nedeni budur.
122-
Son olarak, homo erectus aşamasından homo sapiens
aşamasına geçilmesi için DNA ·hızlandırılmasının sağlan­
ması, Dünya Sirianları'nın ihtiyaç duydukları İnsan be-
_denlerinin hazırlanması için gerekliydi. Bu transferin ta-
mamlanması 200,000 yıl sürdü.
DNA Hızlandırması
Bu hızlandırma, İnsan primatlarına yeni yetenekler
verdi. Mantık yürütme ve daha karmaşık seçimler yap-
ma yeteneğine sahiplerdi. Okuma ve yazmanın temel-
lerini öğrenebiliyorlardı. Telepati yeteneklerini ellerin-
de tutmalarına karşın, hiçbir psişik yetenek verilme-
mişti. Bu, bütün Dünya Sirianları geçişi tamamladığı
zaman verilecekti. Ruhsal gelişim için, diğer psişik ye-
tenekler de gerekecekti. Bu dönemde, Dünya Sirianla-
rı'na fazla karmaşık olmayan bedenler vermek niyetin-
deydik, çünkü hayvan enkarnasyon döngüsünde geçir-
dikleri milyonlarca yıl boyunca fazlasıyla gerilemiş du-
rumdaydılar.
Görebileceğiniz gibi, bu işin içinde ihtiyaçlarımızı kar-
şılayacak bir işçi ırk yaratmaktan fazlası vardı. Ama işçi
ırkın da önemli olduğunu bejirtmeliyim. Nibiru radyas-
yon yüzünden ölüyordu ve galakside barışın sağlanması
için Galaktik Federasyon'un bir savaş yıldızı olarak ona
ihtiyacı vardı. Bu ırkın neden yaratılması gerektiğini
umarım şimdi daha iyi anlıyorsunuzdur.
Şimdi tekrar Shuruppak' a dönelim. Nin (Ninhursag' a
kısaca bqyle diyorum) ve Enki, gelişmekte olan homo erec-
tus varlıklardan gerekli doku ve kan örneklerini topladılar.
Bu zor bir iş değildi, çünkü çoktan toplumumuzun bir par-
çası olar'!-k aramızda yaşamaya başlamışlardı bile.
Sonra uygun DNA kombinasyonunu buldular ve bi-
zim insanlarımızdan aldıkları DNA örnekleriyle birleştir­
diler. Primat kadınların ra_himlerinden yumurtalar aldılar
ve astroriotlariınızın spermleriyle döllediler. Bu döllenmiş
yumurtalar, bazı kadın astrohotlarımızın ve laboratuar
çalışanlarımızın rahimlerine yerleştirildi.
Doğan on iki çocuk, gelişmekte olan primatların bü-
tün özelliklerini taşıyordu ama bununla birlikte, galaktik
insanın mantık yürütme becerisini kazanmışlardı. Daha
önce sadece hayvan ruhuna- ama çok zeki bir hayvan ol-
duğu kabul edilmelidir - şimdiyse insan ruhuna sahipler-
di. Ama hala yeterli ruhsal gelişimden yoksunlardı.
İşçi lrlana neden daha yüksek bir gelişim aşaması ka-
zandırmadığırnızı merak edebilirsiniz. Açıklayayım. Da-
ha önce de dediğim gibi, Dünya Sirianları hayvanların
içinde çok fazla zaman geçirmişlerdi. Bıitün bu süre bo-
yunca, ~ayvanların basitliğine fazlasıyla alışmışlardı.

Transferlerini sağlamak için, birçok açıdan hayvanlarınki­
ne benzer şekilde hareket eden bir beden yaratmak zo-
rundaydık. Bu yüzden onları altı yaşındaki bir insan sevi-
yesine geçirdik.
Eterik Sirianlar'ı bu yeni bedenlere transfer etmek za-
man alacaktı. Doğan bedenlerin hepsi Dünya Siriaru ruhu
taşımayacaktı. Dünya Sirianı ruhu taşımayanlar, konuşa­
bilen ve basit işleri yapabilen evcil hayvanlar gibi olacaktı.
124-
Bu doğum yöntemine bir süre devam ettik ama bir sü-
re sonra kadınlarımız ortalıkta sürekli hamile dolaşmak­
tan bıktılar. Melezlerin kendi kendine üreyemediklerini
anlamanız gerekir; bunu onlar adına biz yapmak zorun-
daydık. Enki ve Nin, bir kez daha gerekli ayarlamaları
yapmak üzere laboratuara döndüler. Bu gelişim, kendi
kendilerine üreyebilmelerini sağlayacaktı. Bu yeni ırka,
Lulus adım verdik; bizim dilimizde, ilkel işçi anlamına ge-
lir. Enki ve Nin, bazı değişildikler yapmak için laboratuara
tekrar döndüler ama bunu yeri geldiğinde açıklayacağım.
Büyük Kampanya
Dünya Sirianlan'nm hayvan bedenlerinden insan be-
denlerine aktarılması büyük bit sorundu. Birçoğu hayvan
bedeninde rahat ettiği için transfer olmak istemiyordu.
Hayvan güdülerini kullanarak yaşamaya alışmışlardı. Bu-
nu bırakıp karmaşık bir insan bedeniyle uğraşmak, dakti-
lo yazmaya alışkın birinin ilk kez karmaşık bir bilgisayarı
kullanmaya başlamasına benzer.
- /\} r,, _ I\Jtv,,.,~J, 1
,_J
Kullandığırruz taktikler, bir propaganda kampanyası­
na benzetilebilir. Bu açıdan Luluslar çok yardımcı oldular,
çünkü hala hayvan bedeninde olan Dünya Sirianlan ile
iletişim kurabiliyorlardı. Luluslar, onların insan bedeni
kullanmanın avantajlarını görmelerine yardım ettiler. Ye-
ni transfer olan ruhlar için bir öğretmen gibiydiler. Nin de
bu transfer sürecinde çok yardımcı oldu. Luluslar onu
çok seviyorlardı. Ona_Anne diyorlardı.
Nin gerçekten de bu yeni ırkın annesiydi; onları besli-
yor ve eğitiyordu. Enki ise babaydı. Ne yazık ki insanları­
mın veya Sürüngenlerin hepsi bu şekilde düşünmüyor­
du. Birçoğu onlara bedava köle gözüyle bakıyordu ve bu
da kötü davranışlara neden oluyordu. Bu Nin'i çok kız­
dırdı ve Enki ile birlikte, Dünya Prensi Enlil'i onlara daha
fazla haklar ve koruma sağlaması için sürekli olarak sıkış­
tırmaya başladı.
Yeni ırkın yaratılmasından kısa süre sonra, bundan
yaklaşık 150,000 yıl önce, yeni bi.r buzul dönemi başladı
ve· Luluslar da Dünya üzerindeki diğer birçok uygarlık
gibi geriledi. Dünya'yı tohumlayan ya da kolonileştiren
sadece biz Pleaidianlar değildik. Andromedanlar gibi baş­
kaları da vardi. Ama bunların tümü Dünya ile ilgili İlahi
Plan' a uygundu ve Christos Sirian)arı ile Ruhsal Hiyerar-
şi de onaylıyordu. Hayatta kalmak, İnsanların en büyük
endişesi haline geldi; bu yüzderi hiçbir ruhsal gelişim ol-
madı. Dünya Sirianları'nm transferini sağlamanın 200,000
yıl sürmesinin bir nedeni de buydu.
İnsandan çok hayvan olmanın daha kolay olduğu za-
manlar vardı. O zamanki insanlar hayvanla eş değerdey-
 di ve bu da sürekli tetikte yaşamayı gerektiriyordu. Le- sinlikle düşünmüyorlardı. Temel olarak, astronotlar
muria' da olduğu gibi, insanların ölümden kurtulmak için mantık yiirütebilen ve zekice iletişim kurabilen eşleri se-
toprağın altına indikleri bir dönem bile vardı. Bu, dino- çiyorlardı.
zorlar ve diğer dev hayvanlar sürüler halinde Dünya'nın Dünya'ya gelişimizden M.Ö. 100,000 yıllarına kadar
çeşitli yerlerinde dolaşmaya başladığı zamah oldu. olan süreyi böylece anlatmış olduk. Elbette ki anlatacak
Dinozorların da nasıl yaratıldığını burada açıkla­ çok daha fi'-zla şey vardır ama ?un,:-ı o dönemle ilgili ki-
mak istiyorum. Bu, Dünya'nın yeniden tohumlandığı taplar yazmış olanlara bırakacağım.
dönemde gerçekleşen bir tür mutasyon yüzünden oldu.
126 -
Yeni bitkilerin hızlı büyümesini sağlamak için gönderi-
len fazla miktardaki enerji, zaten gelişmiş olan canlıla­
rın daha da büyümesine neden oldu. Böylece dinozorlar
ve diğer büyük hayvanlar ortaya çıktı. Bu lışırı büyük
yaratıklar, Tiamat'ın yok oluşu sırasında hayatta kalma-
yı başarmışlardı.

Anunnakiler, İnsan Kızlarıyla Evleniyor

M.Ö. 100,000 yıllarında, bir ısınma dönemi başladı
ve insanların ruhsal gelişimleri yeniden hızlandı. Bu dö-
nemde, astronotlar Luluslar'ın kızlarıyla evlenmeye baş­
ladı. Bunun sonucunda çok uzun boylu insanlar ortaya
çıktı, çünkü Eterik Sirianlar'ın genetik bilgilerini taşıyan
çocuklar, aynı zamanda biziın genetik bilgilerimizi de
taşıyorlardı ve dolayısıyla boyları üç metreden fazla ola-
biliyordu.
Ancak bu noktada, astronotların Dünya Sirianı ruhu
taşıyan kızlarla evlendiklerine dikkat çekmek gerekir.
Sadece hayvan ruhu taşıyan Luluslar ile evlenmeyi ke-
* Bu kitaplarıri bazıları yayınevimiz tarafından yayına hazırlanmaktadJr. E.N.
13
Dünya Tarihi

M.Ö. 75,000 - M.Ö. 11,000

.Ö. 75,000 yıllarında bir buzul çağı daha yaşandı ve

M bir kez daha, insanlık hayatta kalma kavgasına gi-
rişti; ama bazı kültürler diğerlerinden daha iyi durum-
daydı ve gelişim basamaklarım daha hızlı çıkıyordu.
Özellikle bir grup, sizin onlara verdiğiniz isimle, Cro-
Magnon İnsan idi. Diğer birçoklarının arasında, bu grup
hiç bozulmadan kaldı. Zaman içinde ölen diğer grupların
bireyleri, Cro-Magnon grupta enkarne oldular ve yeni ge-
len ruhlar sayesinde gelişim hızlandı.
M.Ö. 50,000 yıllarında, çok önemli bir olay oldu. Düı1ya
ısınıyordu ve gelişim bütün hızıyla devam ediyordu. Enki
ve Nin, Ruhsal Hiyerarşi' den ve Christos Sirianları' ndan,
bir kez daha insan bedenlerini geliştirmek için emir aldılar.
Bu kez fiziksel ve zihinsel gelişİ!11den çok, ıuhsal gelişim
-------·---·-
amaçlı. Bu kısmı tarihinizle birleştirmeden önce, gezegenin
geri kalanında olan bitenlere bir göz atalım.
Yu, Rama, Lemuria, Mısır ve yeni Maya İ111paratorluk­
ları, insan nüfusunu tehdit eden dinozorları ve diğ~r bü-
 yük hayvanları yok etmek içi11 bir yol bulmak üzere _At-
lantis' e temsilciler gönderiyorlardı. Buldukları çozum,
büyük hayvan soyunun kökünü kazırken, birço~ insanın
da ölümüyle sonuçlandı. Bu da yine Dünya'nın Iiahi Pla-
nı ile uyumluydu .
Bu büyük hayvanların ölümü, hala hayvan bedenle-
rini kullanan son Dünya Sirianları' nın ruhlarını serbest
bırakacak ve onları İlahi Plan' daki bir sonraki adıma
130- aktarmamıza yardımcı olacaktı; yani ruhsal gelişim için
Christos tohumunu n girişine! Bu onlara 52,000 yıl ile
5,200 yıllık bir döngü verecek, bu süreçte ruhsal açıdan
gelişerek gezegeni kendi başlarına koruyabile cek geze-
gen muhafızlarına dönüşeceklerdi. Bunlar olurken, son
birkaç bin yıllık süreye kadar her şeyin tamamen far-
kında olacaklardı.
Ruhsal Hiyerarşi, Christos Sirianları, Galaktik Fede-
rasyon, Sirius A ve Nibiruan Konseyleri, gelişimi değer­
le11dirmek ve devam eden gelişimle ilgili gerekli ayarla-
maları yapmai< için döngüleri sürekli gözlemleye ceklerdi.
Atlantislile r, enerji kristallerini kullanıyorlardı (onlara
bu teknolojiyi vermiş olan ly!arduk'un yardımıyla) ve
dünyayı ele geçirmekle ilgili planlarını (bu aslında Mar-
duk'un planıydı) hayata geçirmek için emin adımlarla
ilerliyorlardı. Ama bu plan aslq gerçekleşmeyecekti.
Lemuria, Lyran/Siri an yönetim biçimini korumakta
ve Atlantis ile barışçıl ilişkiler sürdürmek te zorlanıyordu.
Birçok Lemurian, çoktan gezegenin başka yerlerine göç
etmişlerdi bile. Birçoğu, Lemuria'nın yaklaşan sonuyla il-
gili kehanetleri duyuyorlardı. Göç ettikleri yerlerden ba-
zıları bugün Güney Amerika, Meksika, Amerika, Kuzey-
batı ve Orta Avrupa olarak bilinmekted ir.
Dinozorların ölümünden sonra, Dünya Sirianları'nın
ruhlarının transferi işlemi tamamlanmıştı. Ruhların ba-
zılarının bölünmesi yüzünden, bu iş çok tızun zaman al-
mıştı. Bu Dünya Sirianları'nın çoğu tran1fer olmak iste-
miyorlardı; bu yüzd~n kendilerin i böl,.;,_üşler, böylece
hem insan hem de hayvan bedeninde aynı anda yaşama­
ya başlamışlardı. Ama bu da bir şeydi; sonuçta tam ola-
rak adım atmadan önce, insan bedeninde yaşamanın na-
sıl bir şey olduğunu görme fırsatı bulmuşlardı. İnsan be-
deninin daha iyi olduğu konusunda onları ikna etmek
kolay değildi.
Adem ile Havva (Adapa ve Lillith)
Christos Aşısı, Amelius'un kendisi aracılığıyla veril-
mişti. Eterik Sirianlar'ın başı olarak, onun Adeı:rl ya da
Adapa olması çok doğaldı. Adapa, İnsan, Sürüngen, Peli-
ne ve Car/aı;ı soylarından geliyordu.
Bu iş, Enki'nin verdiği•spermle Nin'in verdiği yumur-
tanın döllenmesi sayesinde başarıldı. Bu döllenmiş yu-
murta, Ninhursag'ın rahmine yerleştirildi. Çok geçme-
den, Nin .Adapa'yı, yani Amelius'u doğurdu.
Mükemlnel bir insan bebeğiydi ve onun sayesinde iki
ırkın entegrasyo nu mükemmel bir şekilde başarılabilirdi.
Bu da insanoğlunun hem İnsan hem de Sürüngen DNAsı
taşıdığı ahıamına gelir. Kendimizi kabullenme yi ve sev-
 meyi nihayet öğrendiğimizde, kendimizi her yönümüzlıe:C­
severiz; hem Sürüngen hem de İnsan olarak.
İki ırkın ve dolayısıyla Işık ile Karanlık özelliklerill;
birleşmesinde Şefkat enerjisini giiçlendirmek için, Chris;
tos Aşısı'na Peline ve Carian DNA!arı da eklendi.
Enki ve Nin, Adapa'yı çocukları olarak sevgiyle büy-µ2,
tüyorlardı. Enki ona bildiği her şeyi öğretiyordu ve doğru)
sunu söylemek gerekirse, Enki son derece iyi eğitimlidir.
132 - Adapa iki yaşına geldiğinde, sperm ondan alındı ve di
ğer yarısını döllemek için kullanıldı. Ona Lillith adını veI,
dik. Siz ise Havva dediniz. Annesi yine Ninhursag idi. Ikisi
de bilinçli varlıklardı ve çocukları da öyleydi. Lillith, Adap .
ile birlikte Cennet Bahçesi'nde oynayarak büyüdü; yani E\
Din Arazisi'nde. Bu aşıyla ilgili en önemli şey, şinıdi nihaye.t
iı1san bedenlerinde yaşayan Dünya Sirianları'nın ruhsal g~
lişimini güçlendirecek olmasıydı. Adem' den gelenleri kızt"
san ve kahverengi ırklar olarak devam ettirdik ve gezegen.
de Ruhsal Hiyerarşi'nin gösterdiği noktalara yerleştird· _
Adapa ve Lillith, E. Din' de ya da sizin verdiğiniz isiml
Cennet Bahçesi' nde anne ve babasıyla kaldı.
Dünya düzleminde enkarne olan diğer herkes gih°.
Amelius/ Adapa da, enkarne olduğunda kimliğini unut.
mayı kabul etti. Ama bir süre sonra sizin gibi o da hatırla" 08
maya başladı. Pleaidian yasalarına göre, Lillith ve o evliy7
diler. Lillith, Adapa'ya tohum yoluyla da bağlıydı. Ya ·
Lillith onun hem kızı hem de karısıydı.
İncil' de Cennet' in Efendisi olarak geçen kişilik, En
El' den başkası değildir. Cennet Bahçesi' ndeki yılan
Enki idi. Yılan, Enki'nin sembolüdür.
· Adem ile Havva ve Elma Efsanesi
Lillith (Havva), yemesi için Adapa'ya (Adem) bir el-
· a vermedi. Bu; kilise rahiplerinin insanın düşüşünü gü-
ah olarak kadının üzerine yıkmak için İncil' e yazdıkları
ir şeydi.
Bu olduğu zaman, kilise o zamanlar tüm dünyada -1.
-:-:
0
aygın olan kadın odaklı aile yapısını yıkmaya çalışıyor­
gu. Tanrıça'nın bastırılması ve susturulması gerekiyordu.
'sa'nın sözde çarmıha gerilişi gibi, elma olayı da hiç ol-
_adı; kilise rahipleri tarafından, insanoğlunu günah fikri-
e alıştırmak için kullanıldı sadece. Ancak bu olduğu tak-
de kilise rahipleri insanoğlunun günahlarını bağışlaya­
_itecek kişiler olacaklardı; İsa'nın Kanı sayesinde.
Burada bir noktayı açıklamama izin verin: Günah di-
e bir şey yoktur! İsa, insanoğlunu kontrol etmek için kili-
tarafından kullanılmıştır ve hala da kullanılmaktadır.
sa, sadece topladığı bilgileri halkıyla paylaşmak için ül-
" jisine dönmüş olan gezgin ve iyi eğitimli bir Yahudi ra-
ibiydi sadece. En önemli öğretisi de şefkatle ilgiliydi.
Şhndi size vermeye çalıştığımız şeyi, İsa o zaman insa-
bğluna vermeye çalışıyordu; yani 13. Boyut Şefkat For-
, .ülü' nü.
.. Kiliseler insanlar günahları için bağışlanınadıkları tak-
. de, Cehennem' e gideceklerini söyledi. Yahudi sözel akta-
da elma efsanesini kuşaktan kuşağa aktardı ama bun-
_an herhangi bir meyve olarak söz etti. Bütün bunlar,Jı,:LÖ. 1 n<:;
000 yıllarında, Marduk tarafından aktarılmaya başlandı.
 ı0L.ıt _

İyilik ve Kötülük _Ağac1c_ (antik bilgi), Enki'nin antik

Yılan Kardeşliği
bilgileri Adapa'ya, Lillith' eve onların soyundan gelenlere
aktarmak için kurduğu yeni okulun bir sembolüyd ü. Yı­
Enki, 1'-dapa ve onun soyundan gelenlerin ruhsal eği­
lan Kardeşliği olarak biliniyordu . Meyve de o okulda öğ­
timlerini başlatmak için _Yılan Kardeşliği'ni kurdu. Bu
retilen bilgilerin sembolüyd ü.
okul, Gize:q> Okulları'nın ve sonrasındaki Mason Locala-
Telaar İncil' e dönersek; iddia edilenin aksine, Enli! as-
rı'nın başlangıcıydı. Daha önce de belirttiğim gibi, Enli!,
lında Adapa ve Lillith' e kızgın değildi. Bunun yerine,
Adapa' nın soyundan gelenlerin ruhsal eğitimi konusunu
Adapa ve Lillith'in çocuklarını eğittiği için Enki'ye kız­
tam olarak onaylamıyordu; bunun üzerine, Enki ile sür-
134- gındı. Gelecektek i kuşakların kendilerini yok edeceğin­
tüşmeye başladılar.
den korkuyord u. Enli!, yeterli ruhsal olgunlukta n mah-
Ruhsal eğitimin yanında, Enki onlara evrensel kanun-
rum olan varlıkların elinde böylesine bilgilerin son derece
ları, kutsal geometriyi ve enerjiyi kullanma tekniklerin i
tehlikeli olacağına inanıyordu. Üstelik Marduk ve Sürün-
öğretiyordu. Enli! ise İlahi Plan'ın teknolojik gelişimin da-
genler gibi bunun kesinleşmesini sağlayacak bir sür~
ima bir adım önünde kalacak yavaş bir ruhsal gelişimin
kaynak vardı. Marduk, Dünya ve Sürüngenle r ıle ılgılı
gerektiğini biliyordu. Bu, insanları kendi teknolojiler iyle
planlarını gerçekleştirmek için bu bilgileri kullanacaktı.
kendilerini öldürmekte n koruyacakh .
Bugün dünyanıza bakarsanız, onun neler hissettiğini
Sonunda iki kardeş bir anlaşmaya vardılar; Galaktik
anlarsınız. Bunun, bir çocuğun eline bir dinamit lokumu
Fed_erasyon ve Ruhsal Hiyerarşi'nin de onayıyla, Adapa
ve bir kibrit vermekten farkı yoktur. Enlil'in insanlıktan
ve çocuklarının E. Din' den çıkarılınasına ve dışarıda ken.,,_;-
nefret ettiği ve tiksindiği yazılmıştır. Oysa durum bu de-
di başlarına yaşamalarına karar verildi. O zamana kadar
ğildi. Üstelik Enli!, Adem ve Havva'yı Cennet Bahçe-
bizim tarafımızdan gözetilrnişlerdi. E. Din' den çıkarılma­
si'nden de kovmadı.
ları, hayat.ta kalmayı en önemli amaçları haline getirecek,
Dünya Sirianları ve bu yeni ırkla ilgili İlahi Plan'ın de-
vamı ona emanet edilmişti. Sürüngenle rin elinde yok ol- böylece teknolojik gelişimleri yavaşlayacak ve ruhsal geli"
şimlerini bir adım geriden takip edecekti.
maktan onları kurtarmak istiyordu; ancak o zaman hayat-
Yılan Kardeşliği devam edecekti ama her jeneras-
ta kalarak gelişimlerini tamamlayab ilir ve Dünya' nın ko-
yonda sadece~kaç kişi eğitilecekti. Bu, gezegenini z-
ruyucuları olarak görevlerini yapabilirler di. Bu da onu ve
deki rahiplfğin başlangıcıydı. Ama ne yazık ki rahipler
Nibiruan Pleaidianları'nı ebeveynlik rolünden kurtara-
güç açlığıy)a kıvranmaya başlayınca, Kardeşlik de yoz-
cakh. laştı. -
 Sonunda, plan işe yaramadı. Enli! haklıydı. Tarih
M.Ö. 11,000',!' ulaştığında, ırk her şeye yeni baştan başla­
masını gerektirecek bir noktaya ulaşacak denli dejenere
olmuştu. Marduk ve Sürüngenlerin etkisinde kalan At-
lantisliler, bu kararın temel nedeniydi. Dünya'ya hükmet-
me arzulan, bütün gezegende savaşlara yol açmıştı. In-
cil' de geçen Tufan hikayesi, sizlere anlatıldığı gibi astro-
notların insa~nyla (Luluslar) evlenmesi yüzünden
136 -
olmadı. Bunun yerine, Marduk'un Atlantis'te yaptıkları
yüzünden oldu. Açıklayayım:
Tarih yaklaşık olarak M.Ö. 25,000 civarıydı. Mar-
duk'un etkisi altında olan Atlanlisliler, dev bir kristalin
gücünü kullanıyorlardı. Bu başlangıçta hava araçlarının,
gemilerin ve denizaltıların yakılı olarak kullanılıyordu.
Atlanlisliler, bu dev teknolojik gelişimden çok memnun-
dular. Marduk onlara Nibiruan ve Sürüngen teknolojisini
sunarken, bir yandan güvenlerini kazanıyor, bir yandan
da planım sürdürüyordu.
İşe, daha sonra toplumda baskın kesim haline gelen
bilim çevresiyle başladı. Sonra yönetici kesime sızdı ve
çok geçmeden de tahtın arkasındaki güç haline geldi. Bu
durum, Atlantis toplumu içinde müthiş bir bölünme ya-
rattı ve ruhsal eğilimli rahiplik çevresindeki insanlar ile
güç ve teknoloji düşkünü insanları karşı karşıya getirdi.
Yönetici sınıftan en alt tabakadaki halka kadar ciddi sür-
tüşmeler vardı. Birçok Atlantisli, Marduk'u destekliyor,
birçoğu da desteklemiyordu.
Lemurianlar delegeler gönderdi ve Marduk'un reh-
berliği altında ti.im dünyayı ele geçirme planlarının olası
sonuçlarıyla ilgili Atlantisliler'i ~rdı. Marduk, babası
.. Enki'nin Dünya ve Nibiru varisi olm~gerektiğini düşü­
, nüyordu; amcası Enlil'in değil. Ama Enki bu yöneticilik
hıtkusundan çoktan vazgeçmişti bile. Laboratuarında ça-
lışmayı, bir şeyler üretmeyi ve ruhsal çalışmaları izlemeyi
tercih ediyordu.
Diğer yandan, Marduk, yönetmeyi tercih ediyordu ve
bunu yapma hakkının tanınmadığını düşünüyordu; an-
-1
nesi Yılan İnsanların Prensesi ve bi.iyükannesi de Ejder-
halar Kraliçesi olduğuna göre, kendisinin de buna hakkı
olmalıydı. Dramin' in ilk kocası, o benimle evlenmeden
önce ölmüştü. Marduk, babasını Dünya'nın hakimiyeti
için mücadele etmeye kandıramazsa, bunu kendisi yap-
maya karar vermişti. Atlantis, başlaması için mükemmel
bir yerdi, çünkü Mezopotamya ve Mısır' dan, dolayısıyla
da babası Enki'nin ve amcası Enlil'in gözlerinden uzak-
taydı. Di.inya'yı ele geçirmek konusunda, Marduk'un çok
güçlü bir kozu vardı; Dev Kristal. Kristalin gücü sayesin-
de Tiamat'tan arta kalan kuyruklu yıldızlardan birinin
kontrolünü ele geçirmişti ve başka ulusların boyun eğme­
sini sağlamak için bu tehdidi kullanıyordu.
Marduk istediği anda ve istediği noktada kuyruklu
yıldızı yere indirebilirdi; büyüklüğü ve hızı düşünülürse,
düştüğü yerde koca bir uygarlığı yok edeceği açıktı. Bunu
1,<emur~ya yaptı ve bütün bir kıtamn sulara gömülmesi-
·'i;'.e neden oldu. Bunu Rama ve Yu imparatorluklarıyla da
yapmaya hazırdı ki Nibiru, Dünya yörüngesine geri dön-
dü. Nibiru, kuyruklu yıldızı yörüngede sabit tutan taşıyı­
cı ışını bir an için kesince, birkaç dakika içinde kuyı-uklu
 ya'yı ele geçirdik ten sonra, Galaksi' yi ele geçirme k için
yıldız Atlantis 'in üzerine indi ve kıta batmaya başladı. Bu
geriye sadece iki adımı kalacaktı.
yaklaşık 11,000 yıl önce gerçekleşen Büyük Tufan ile he-
Bütün yapması gereken , her şeyi çalıştıran bilgi yer-
men hemen aynı dönemd e oldu ve küresel bir yıkım ge-
leştirilmiş kristalle rin kullanımını ele geçirmek ti. ME adı
tirdi.
verilen bı.i kristalle r, sahibine ilgili olduğu şey üzerind e
Marduk aynı zamand a Gökkub be'nin yıkılmasından
tam bir kontrol sunar. Dediğim gibi, Marduk tüm galaksi-
da sorumlu ydu. Gökkub be, Dünya'nın yörünge sini sa-
nin hakimi olmak istiyordu . İnsanoğlu umurun da bile de-
ran, yaklaşık üç mil kalınlığında bir nem tabakasıydı. O
ğildi. Onlar bu savaş makines i için sadece yemdi.
zamanla r insanlar Güneş'i ya dıı Ay'ı göremiy ordu. Tıpkı
138 - Planı onları yok etmek ve Sürünge nlerin tekrar Dün-
Avyon gibi, Dünya da astropik al bir yapıdaydı; antik me-
ya' da var olmasına izin vermekt i. Sonra, Galaksi' nin geri
tinlerini zde tarif edilen bahçe benzeri yeşilliklerin nedeni
kalanındaki tüm insanoğlunu da yok edecekti . Sürünge n-
buydu. Bu ancak sürekli bir nem sağlayan ve güneş ışın­
ler, yaratılış mitine uygun olarak kendiler ine ait olduğuna
larını süzen bir Gökkub be varsa mümkü n olabilir.
inandıkları şeye sonunda kavuşacaklardı. Marduk bu he-
Gezegen in çeşitli noktalarında, yerin altında kristal ta-
defe ulaşmaya kararlıydı.
pınakları vardı. Bunlar, Gökkub be'yi yerinde tutuyord u.
Zaman geldiğinde, gezegen den ayrıldık ve tufanı bek-
Marduk , oğlu Seth' e Mısır' daki Büyük Piramit' ten kristal
lemek için yörünge deki uzay istasyon una geri döndük.
tapınaklarına saldırmasını emretti. Gökkub be yavaşça çö-
Bu herkes için üzücü bir zamandı, çünkü çocuklarımız
kerken, bu da kırk gün süren şiddetli yağmurlara neden
olan insanoğlunun ve 400,000 yıllık çalışmamızın yok
oldu. Seth bu işi başarmak için, Büyük Piramit' in içindeki
oluşunu izliyord uk. Sürünge nleri, seçtikler i temsilcil erini
bir lazer silahını kullandı. Büyük Piramit' i bu amaçla kul-
(torunum Marduk ), gezegen i ve galaksiy i ele geçirme ar-
lanması, !kinci Piramit Savaşı'nın başlamasına ve Büyük
zularını küçümsemiştik. Bu kutup entegras yonu çabamız
Piramit' in içindeki her şeyin Ninurta tarafından boşaltıl­
masına neden oldu.
da sonuçsu z kalmıştı.
Ama bilmediğimiz şey, Enki'nin oğlu--=" Nuh'a (Enki'ni n
Ruhsal Hiyerarşi, Galaktik Federas yon ve Felinele r ile
çok çocuğµ vardı) yaklaşan tufanı haber verdiği, Nuh ve
bir toplantı yaptık; Nibiru'n un geçişinden dolayı oluşa­
ailesini alacak bir denizaltı yapmasını söylediğiydi. Enki,
cak olan yörünge sel değişimle ilgili insanlan uyarma ma
yaklaşan felakette onları denizaltıyla kurtarması için ast-
kararı verildi. Marduk bütün gezegen de savaş kovalar-
ronotlarımızdan birini göndermişti.
ken, zaten insanoğlunun kendini yok etmesin in an mese-
Yaklaşan felaketle ilgili oğluna bilgi vermem esi konu-
l~si olduğunu bilıyorduk. Marduk , Pleaides , Dünya ve
sunda Konsey' in koyduğu yassağı Enki'nin çiğı1emesi ne-
tum Galaksi' nin hakimiy etini eline almak istiyordu . Dün-
 deniyle memnu n olduğumu söyleme liyim. Nuh ve ailesi
hayatta kalmasaydı, her şeye yeniden başlamak çok daha
zor olurdu. Enki insanoğlunu gerçekte n seviyor ve çağlar
boyunca sizler için birçok fedakarlıklar yaptı. Gelişimi­
nizdeki dönüm noktalarında size yolu gösterm ek için bir- 14
çok kez geri döndü. Bu açıdan Nin'i de dahil etmeliyi m.
Düny a Tarih i
140 -

M.Ö. 11,000 - M.Ö. 3200

ufandan sonra, yeniden ya pılandırrnaya başlamak

T için Dünya'y a geri döndük. Enki ve En!il, Nuh ve ai-
lesine tohumla r, tarım araçları ve hayvancılık bilgileri ni
getirdi. Nuh, sular çekilirke n denizalhnın karaya oturdu-
ğu Ağrı Daği' nın eteklerin de tarımcılığa başladı. Ninurta
ve Nannar, Enki'nin kendiler ine öğrettiği şekilde barajlar
ve sulama kanalları yaptılar.
M.Ö. 10,500 yıllarına gelindiğinde, diğer birçok yerle
birlikte Mezopo tamya da bir kez daha insanlar la dolmaya
başladL İnsanlık yine çoğalıyor ve yayılıyordu.
Uzay limanı yeniden inşa edildi ama bu kez yeni bir
yerde, Moria Dağı'ndaydı. Sizin de bildiğiniz gibi, Moria
Dağı daha sonra Jerusale m adıyla anılmaya başlandı. Tu-
fandan önce var olan diğer şehirler, Nippur ve Eridu da
yeniden inşa edildi. Piramitl er tufanda ayakta kalmışlardı
ama kum ve çamur yığının altından kazılarak çıkarılma­
ları gerekiyo rdu.
 . M.Ö. 9000'd e, her şey yine eski haline dönmüştü. En-
ki, 'Kiısır hakımliğini varisle ri Osiris ve Seth' e devret ti. At-
lantis yıkımından sonra Mardu k'un Mısıra girmes i ya-
saklandı. Enki oğluna daha fazla güvenemeyeceğini bili-
yordu . Enlil'i n bir oğlu olan !.\J;lad'--altın bulma k üzere
Güney Ameri ka'ya gönde rildi ve bµnu başardı.
Nanna r ve Ninurta'nın yardımıyla, Enli! Dünya'nın
geri kalanını yönetm e işine koyuld u. Çok geçme den, o da
142 -
bir varis seçme k zorun da kaldı. Burası Dünya olduğu
için, Pleiad ian kanunlarına göre hareke t etmek zorund a
değildi ve yeni kanun lar yapılabilirdi. Genç kuşak Nibi-
ruanların eski kuşaklarla güç ve hakim iyet çekişmesine
girdiği dönem , işte buydu . Genç kuşak arasında Ninurt a,
Nanna r, Utu, Adad, Inanna , Seth, Osiris ve elbette Mar-
duk da vardı ama Mardu k zaten bir süredi r bu oyunu n
ıçındeydi. Bunlar benim torunlarımın torunlarıydı.
Ufukta çahşmalarm belirm esi yine uzun sürmed i. Bu
kez mücad ele Seth ve Osiris arasındaydı. Seth, Mısırın ta-
manunı yönetm ek istiyor du ve bu yüzde n, kardeşi Osiris'
i
katlett i. Osiris'lll_()ğlu Hor::'-"'. babasının ölümü nü almay a
yemin etti ve böylel ikle Birinci Pirami t Savaşı başladı.
Bunda n yaklaşık 300 yıl son~a, İkinci Piram it Savaşı
patlak verdi. Bu kes Enlil'in soyun dan gelen Enlilitler, En-
ki'nin soyun dan gelen Enkiit ler' e karşıydı. Asıl kavga ,
Enki'n in soyun dan gelenl erin uzay tesisle rini, yani Büyük
Piramıt'ı kontro l alhna almak isteme leriydi .
Mardu k'un Atlant is fiyask osund an sonra, Enli!it ler
uzay tesisle rini Enki'n in soyun dan gelenl erin kontro lüne
bırakmak konus unda huzurs uzdula r. Mardu k'un başka
bir entrik a çevirm esinde n ve tüm galaks iyi ele geçirm e-
sinden korkuyorlardı. Ninhurshag'ın müdah alesi ve ara
buluculuğu sayesi nde, bu savaş da sona erdi.
Ninhu rshag, uzay tesisle rinin hakim i kılınarak ödül-
lendiri ldi ve sizin antik tarihin izde de Dağın Leydis i ola-
rak tanındı. Ninurt a, pirami din içinde ki teçh!z ah boşalth
ve Enki'n in Ereshk igal' dan doğma oğlu ve Enlil'in torunu
Thoth, Mardu k'un soyun un yerini alarak Mısır hakim i ol- -143
du. Bu olay, M.Ö. 8600 tarihin de gerçekleşti. O zaman dan
itibare n M.Ö. 3400'e kadar gezege nde barış hüküm sürdü.
M.Ö. 3700 yıllarında, krallık Cenne t'ten, yani Nibi-
ru' dan Dünya 'ya indi. İnsanlık, nihaye t kendi kendin i yö-
netebil ecek kadar olgunlaşhğını kanıtlamışh. Yarı Nibiru -
an-Ple iadian ve yarı Dünyalı insanl ardan oluşan yeni Ra-
hip-Kr al soyu başladı. Ayrıca, bu dönem de zamanı ölç-
meye başladµuz. Takvim , size Nippu r' da Enlil tarafından
verildi .
isim_le Neolit ik Dönem başladı ve
Sizin verdiğiniz
çıktı.
Dünya'nın ilk yarı Nibiru an hakim i Alulim ortaya
Siz ona yarı tanrı diyors unuz. O zaman a kadar bütün uy-
ndan
garlıklar, başka gezege nlerde n gelen varlıklar tarafı
yönetilmişti.
M.Ö. 3400 yıllarına gelindiğinde, Mardu k bir kez da-
ha barışı bozdu . Yine entrika larla uğraşıyordu. Bu kez Ba-
billiler 'i ker\di uzay gemile rini ve fırlatma alanlarını yap-
mak konus unda ikna etti; siz bu tesisi Babil Kulesi olarak
biliyor sunuz. Babil hakim i olan Mardu k, inşaatı kendis i
yönett i. Enli! neler döndüğünü anladı ve onu durdu rdu.
Bunun üzerin e Galakt ik Federa syon, Ruhsa l Hiyerarşi ve
 diğer otor itele r, insanlığı
n~~karıştırmaya kar ar ver
Bun un bir kez dah a tekn oloj ik geli di.
şimlerini yavaşlataca­
ğma ve ~ar duk 'un Dünya'
yı ele geç irm e planlarını
ge-
c1ktırecegıne ınanıyorduk.
Amacına tek başına ulaşam
dı. Pis işlerini yap abil mek
az­
için insanoğlunun yardımına
ihtiyacı vardı.
Dill eri karışınca, insa nlar ken di aral
arında iletişim ku-
144 _ ramayacaklardı ve bu da Ma
rdu k'u sini rlen diri yor du. Ay-
nı pro je üze rind e birl ikte
çalışm,Jarını sağlayabilme
k için ,
onl ara birb irle rini n dill erin i öğretm
ek adına yıllarını har -
cam ak zorundaydı.
İnsanların psişik bec eril erin i
bastırmak için ON A ya-
pısının değiştirilmesine de
bu dön emd e kar ar verilmişti.
Enkı ve Nın, bu gör evi yer
ine geti rme k için bir kez dah a
Sha rrup ak't aki laboratuarlarına ger
i dön dül er. Ruh sal Hi-
yerarşi tarafından, on iki
sarmallı DN A yapılarının
değiş­
tın~mesının ve sannalların
birbirinden aynln1asın1n, insa -
nog lun u dah a da yavaşlatacağına
kar ar ver ildi . Sür ün-
gen leri n tekn olo jisin in yardımıyl
a insanoğlunun ne ka-
dar hızlı geliştiklerini dah a önc e de
görmüşlerdi.
Enk i ve Nin , ON A sarmallarını ayır
dıktan son ra, yen i-
den birleşmelerini eng elle mek için
astr al bed enle re imp -
lant asy onl ar yaptı. Dah a son ra, fizi
sist emi nde ki on sarmalı birb irin den
bel bed enin end okr in
ayırdılar; bu da koz a-
laksı bez leri n, hip ofiz bez
leri nin ve hip otal amu s bez leri -
= nin ürettiği .sa lg! ~oluşmasını eng
elle di. Bir sür e son ra
da bu bez ler kullanılmadığı için fo1
ıksiyonunu kay bett i.
Gel ece k kuşaklarda sad ece birk
T
aç insa n bu bez leri
kul lana bile cek ti. Bu ama çla öze l
bir gen taşıyacaklardı.
İnsanoğlunun ruh sal gelişiminde yol dan çık
aralarından birkaçının bizi mle iletişim kura maması için ,
bılmesı gere k- f '
tiğine kar ar ver ildi . Bu kişiler peygam~erl
e_r, ka_~ınler,
mis tikl er, şamanlar ve psişiklerdi.
Insa nog lu, ıst~dı_gı_tak­
tird e bu bez leri yen iden har eke te
geç ireb ilm
şımaya dev am etli ama bu anc ak ken din i e guc unu ta-
gerç ekte n ada - "·\
mayı gere ktir iyo rdu .
Planları bir kez dah a eng elle ninc e, Ma rdu
sıra dön dü ve Tho th'u tah ttan ind irm e hazı tekr ar Mı-
k
rlıklarına gi-
rişti. Bun u da başardı. Tho th, Gün ey Am_eri
ka'ya gitt i _ve
ora da yen i uygarlıklar başlattı. Tar
ih, M-°;_3113 ıdı. Om -
Tho th'u Que tzal coa tl, yan i Bey az
1uy lu Yılan ola-
sani ar,
rak tanıyorlardı. Enk i'ni n. oğlu olar
ak, bir yılan sem __ or·u
b
taşıyordu. Enli! ve onu n soy und an gele nler
in sem bol u ıse
haçtı. Bu haç , Nib iru ve Anu soy unu temsil ediy
or~ u.
n bedelını ade m~ :'
Ma rdu k bir kez dah a eyle mle rini
zorundaydı. Bu kez , Mısırın hak imi yeti üze
savaşta dolaylı olar ak Inanna'nın kocası Dum ~ ver~ı~ı
rind
uz'. nın olu-
mü ne yol açtığı için, Büy ük Pira mit
' e ha psedddı. Ina nna ,
ada let için haykırıyordu ve eğer
Nin olay a mu dah ale et-
mes eyd i, Ma rdu k ora da öleb ilird
i. Ser bes t bırakıldıktan
son ra, yin e sür gün edil di.
M.Ö . 2900 yıllannda.c~E'!l!LYa . .. , .
Ind us Vad13-ndekı
yen i bir kol oni nin hak imi yeti tesl
im '.:dildi. Burası, sızın
Hin dist an dediğiniz ülk enin bul und
ugu yerdı. Ora ~a Nı­
biru anl ar ile ilgi li tüm tari hi bilg
iler , yazılmak uze_re,
Ina nna tarafından verilmişti. Bu
dön emd e o da_ k_endme
geld i. Altı yüz yıl son ra, Sargo':.'.._a
aşık oldu_ ve bırlıkte ~ır
imp ara torl uk inşa ettiler. Sizi n tarı
hınız o ırnparatorluga
 ' 1
,./1"/
,,Cı,. /
ıj,i1 - ~
,, ---- ll
o ,ı'fb\J -----
'/) ~ '
i · Akkad İmparatorluğu dedi. Yine bu dönemde, Marduk
ile son derece sert bir şekilde savaşıp duruyorlardı. Ara-
larında geçen savaşların birçoğu, sizin de tarih kitapları­
nızda kayıtlıdır. Burada onlardan ayrıntılı söz etmek iste-
miyorum.
Bu dönemde, Marduk, Dünya'nın hakimi olmak ko-
nusunda en yeni ve en son plarıJarıyla uğraşıyordu. Bu
kez, terk edilmiş gezegen Mars'ta, dev bir ordu oluştur­
146 ·
mayı da düşünüyordu. Bunu başardı ve yeni ordUBuyla,
Marduk, beni Nibirıı tahtından indirdi ve hakim-kuman-
dan haline geldi. Ama Dünya' daki zaferinin yine bir be-
deli vardı.
Nibiruan Konseyi, uzay üslerini ve diğer önemli yer-
f\'\rır]/\. !eri yok etmek _için plutonyum bombası kullanılmasına
1/ karar ver_dL Tanlı M.O. 20_2_4ıdı. Marduk'un bu üsleri ele
geçırmesını ve arkasından Pleıades yıldız sisteminin ha-
kimliğinin peşine düşmesini engellemek için tek yol ola-
rak görülen bu eylem, başarıya ulaştı. Konsey, Sümer' de
saklanan bombanın Enlil'in oğlu Utu tarafından patlatıl­
mak üzere uzay limanına taşınması için İbrahim' i seçti.
Bomba, Sodom ve Gomorrah şehirleriyle birlikte tüm
uzay üslerinin yok olmasını sağladı. Bu, bir zamanlar tro-
pikal iklime sahip bir alanın çöle dönüşmesine neden ol-
du; Sodom ve Gomorrah ise y'ei\1 oluşan Ölü Deniz'inde-
rinliklerine gömüldü. · Marduk, insanoğluna ruhsal gelişim için gerekli olan fır­
Bombadan yayılan radyasyon, rüzgarla Sümer şehir­
lerine yayıldı ve tüm canlıları yok etti. Bölgenin bir kez
daha insan yaşanuna izin vermesi için aradan yıllar, çok
uzun yıllar geçmesi gerekecekti.
Bir rahip Nibiruan kraliyet soyundan gelen İbrahim' e
bu bölge miras olarak verildi. Daha sonra buraya Canaan _
dendi. Çok uzun süre sonra da, başka bir Nibiruan olan
·---
Musa'nırt sayesinde, bu soyun torunları bölgeyi diğer ka-
hilelerden geri alacaktı.
Artık Nibiru'nun ve gezegenınızın kontrolü Mar-
duk'un elindeydi. Birçok şeyi değiştirmek için harekete
geçti. Yine bu dönemde, kadınların statüsü düşürüldü ve
çocuklarla birlikte ikinci sınıf varlıklar olarak görülmeye
başlandı, Marduk, Tanrıça'I\ın etkisini ve bize Evrenın
Kurucuları tarafından verilmiş olan Pleiadian komün ya-
şam tarzını yok etınek için kiliseleri başlattı. Komünle~de
lider olan kadınlar, cadılıkla suçlanarak kazıklara bagla-
nıp caµlı canlı yakıldı. Bu süreç, Karanlık Çağ boyunca
devam etti ve M.S. 18. yüzyılınızın sonlarında bıttı. Bu,
Marduk'un insanoğlunu tam anlamıyla kontrolü altına
alabilmesi için kesinlikle yapması gereken bir şeydi.
İkinci olarak, Marduk kendisini diğer tanrılar arasın­
da en \:ıüyük Tanrı olarak gösterdi. Daha sonra bu tek__bir
Tanrı'ya dönüşecekti. Korkuyla yönetecekti ve bugune
kadar da bunu sürdürdü.
Lütfen; bir şeyi unutmamanızı istiyorum: Satain'in 4.
Boyut görüntüsü olan Marduk, Avyon ve Aln kr~liyet
soylarından gelmektedir ve bu yüzden de aileden bırıdır.
satları sunabilmek için Karanlık Güçlerin lideri rolünü
oynamayı~ etti. İnsanlık adına gösterdi~i ça~al~r ol-
masaydı, ortada hiçbir negatiflik olmayacagı ıçın, ınsa­
noğlunun gelişmesi de mümkün olmayacaktı. Marduk
 artık evine dönmeye hazır. Siz de bilirsiniz ki hain rolü-
nü oynamak, kahraman rolünü oynamakta n çok daha
zordur.
Tarihinizle ilgili bu hikayeyi burada bitiriyorum . M.Ö.
2000' den gününüz tarihine gelene kadar çok şey yaşandı.
Marduk bir gün durdurulac ak ve onu durduracak olan
da sizlersiniz; güçle değil, sevgiyle; kendi karanlık yanı­

148 -
nızla, dolayısıyla Marduk ve onun güçleriyle birleşerek. 3. BÖLÜ M
DNA'mzı yeniden kodlayarak , gücünüzü geri alın.
Artık zaman geldi. Siz, Eterik Sirianlar; sizler bu ge~&'-
nin varislerisiniz. Kurucular tarafından çok uzun süre ön-
ce tanınmış olan doğum hakkınızı tekrar ele alın. Nibiru-
an Avyonianla r olan bizler, yani sizin ebeveynler iniz, kar-
deşleriniz, Su Sirianları ve Christos Sirianlan; hepimiz
I)NA Kodlaması
sizlere yardım etmek için buradayız. Tek yapmanız gere-
ken, ~mak ve_~~ek.
1 __ 1 _
Dünya'nın sevgili çocukları, hepinize sevgiler.
Joysia ve Jelaila
Anu
Avyon Kraliyet Soyu Nibiru Eski Kumandanı ve Hakimi
15
DN A Kodlaması, Ye nid en
Bağlanma ve Ak tiv asy on

Joysia ve Jelaila

ünya'nın sevg ili çocukları, hepi nize selam lar. Ben,

D Gala ktik Fede rasy on'u n Nibi ruan Kon seyi
'nin hiz-
i Joysia'yım.
meti nde, Siriu s A'da n Gene tik Başmühe:ıdis
sınız:
Size harik a habe rleri m var! Artık şunlar için hazır

1. Horm onu salgılamanızı aktif hale getir meye .

Şefkat
anta s-
2. Astr al bede nleri nize yerleştirilmiş olan impl
yonları kaldırarak, on iki sarmallı
DNA yapınızı tekra r
oluşturmaya.
sarmalı
3. On iki çakr a krist alini z saye sinde , ~u on iki
geçir meye .
fiziksel bede nleri nizin endo krin siste mler ine
ya da
4. Yük sek benliğinize süre kli olara k ulaşmaya
1

meye . (Yük sek

yüks ek benliğinizi fiziksel bede niniz e geçir
dır.)
benl ik şartlarınız, yaşam sözleşmelerinize bağlı
aBa' nızı ve çak-
5. Baskın psişik salgı bezle riniz i, MerK
elikl e bir 3.
ra krist aller inizi hare kete geçi rmey e ve böyl
 farkındalığa ulaşmış var- zegeninin henüz Tiamat olduğu zamanlarda hayvan en-
Boyut bedeninde var olan, tam
karnasyon döngüsünd e sıkışıp kalan Eterik Sirian grubu
lıklar olmaya.
da bulunmaktadır.
Gezegenini zin koruyucuları olarak görevlerini yapa-
ifadesi, günde 24 saat boyunca, 3.
"Tarrı farkındalık"
bilmek için hayvansal reenkarnas yon döngüsünd en kur-
Boyut'un ötesindeki varlıklardan mesajlar alabilmek anla-
tulmaları ve bunun için de ruhsal açıdan gelişmeleri gere-
mında kullanılmaktadır. 3. Boyut'ta yaşamak ama onun bir
kiyordu. Biz onlara Dünya Sirianları diyoruz ve Dün-
parçası olmamak dediğimizde neyi kastettiğimizi anlaya-
ya'nın haklı varisleri olarak görüyoruz. Dünya Sirianla-
caksınız.
152- rı'nın da ruhsal sözleşmelerini kabul etmeleri ve yeniden
Bu çok uzun zamandır beklenen olayın gerçekleşmesi
kodlanmay a, :yeniden bağlantı kurmaya ve aktif hale gel-
için size hizmet etmek konusunda çok heyecanlıyız. DNA
meye istekli olmaları gerekmekte dir.
Ç / Ko_dli!ın__a_sı, Yeniden Bağ.1.anma ve Aktivasyon (k~saca
Sizin zamanınızla Ağustos 12§.Z'._de, adına Uyumlan-
RRA) sürecinde, çok boyut!{; bir insanın .ti.un güçlerine
ma Yönelimi dediğiniz bir tören için birçoğunuz bir araya
sahip olacaksınız. DNA sarınallarınızın onu, uzun zaman
geldiniz. Burada bulunan biz Galaktik Federasyon üyele-
önce Pleiadian ebeveynler iniz tarafından çözülmüştü;
rinin tamamı, bu olayı sevinçle izledik. Bütün dünyada
böylece ruhsal gelişiminiz, teknolojik ilerlemenizi_ yakala-
kendinizi ve Leydi Gaia'yı (bu, Dünya gezegeninin ruhsal
yacak ve ötesine geçebilecek ti. Bu da kendi kendinizi yok
boyuttaki adıdır) daha yüksek boyutlara açmak için bir
etmenizi engelleyece kti.
araya gelişiniz bizi çok mutlu etti.
Yıldız tohumlan ve transfer ruhlar için, sizinki bir
Bir sonraki önemli adım olan DNA Kodlaması, Yeni-
uyanış süreci. Sizler Dünya' daki olayların sonuçlarını et-
den Bağlanma ve MerKaBa'nızı Aktifleştirme aşaması
kilemek ve gezegenin varislerine, yani Dünya Sirianla-
için hazırlanmamzın uzun sürmeyeceğini artık biliyor-
rı' na yardım etmek için, zamanda gelecekten geri, geçmi-
duk. Ama o zamanlar hala Dünya' da ve fiziksel-duy gusal
şe döndünüz. Bu elbette ki bu yaşam süreci için sözleşme­
bedenlerin izde büyük bir enerji yoğunluğu olduğu için,
nizin şartlarım yerine getirmeyi kabul ettiğiniz anlamına
henüz çalışmaya başlayamazdık.
gelir.
Bir dizi toplantılar düzenledik ve sizler RRA sürecine
Aralarında Işık İşçileri'nin de bulunduğu insanlığın
başlamaya hazır hale gelene, enerji yoğunluğunuz farkın­
geri kalanı için (bunlar yıldız tohumları ya da transfer
dalık seviyenizin artmasına izin verecek şeldlde azalana ka-
ruhlar değildir), bu tam gücünüzü ele geçirmek için ilk
dar beklemeye karar verdik. Eğer çok erken başlanırsa, pla-
fırsatınız. Bu kitabın daha önceki sayfalarında Anu'nun
nın başarısız olacağını ve yoğunluk nedeniyle duyacağınız
belirttiği gibi, insanlığın geri kalam arasında, Dünya ge-
 büyük acılar yüzünden birçoğunuzun bedenlerinizi ve
Dünya'yı terk edip bir daha dönmeyeceğinizi biliyorduk.
Vücutlarınızda biriken duygusal negatifliğin bir bölü-
münü atmanızı sağlamak için, sizi duygusal olarak sars-
mak üzere 299_§._yılının Ocak, Şubat ve Mart aylarında bir
dizi enerji değişimleri yaptık. 21 Mart 1996 Bahar Ekinok-
su' np.a, sizi daha yüksek boyc1tlara taşımak üzere RRA
sürecine başlamak için yeterince negatif ~nerjinin boşaltıl­
154-
mış olduğunu gururla söyleyebilirim. Cf, /_ ı'])
Öncelikle işe elçimiz Jelaila ile başladık; böylece insanlığın
frekansını Dünya' nın Missouri ve Kansas' taki kalp çakrasına
uyumlu hale getirmeyi amaçlıyorduk. Bu, diğerlerinin RRA
sürecinin dokuz aşamasını daha kolay geçmesini sağlayacaktı.
Bu metin yazılırken, Jelaila'nın kodlama ve yenid'i'n
bağlanma sürecindeki dokuz aşamayı bitirdiğini bildir-
mekten mutluluk duyuyoruz. Jelaila artık tamamen bi-
linçli ve çok boyutlu bir varlık haline geldi; yani üçüncü
boyutun ötesindeki diğer boyutları görüp duyabiliyor. Je-
laila, Joscelyn'in 3. boyuttaki bedenine transfer olmuş bir
yüksek benliktir. Taç çakra kristalleri ile birlikte, MerKa-
Ba'sı da aktif hale gelmiş durumdadır. Bunun fiziksel ka-
nıtı, Jelaila'nın aura fotoğraflarında görülebilir.
f> x;>-l Kodlama, yeniden bağlanma ve akti~"_",l'.'?11.. sürecinde
dokuz seviyeyi tamamlamakla,Jelaila diğerleriniz için bir·
örnek oluşturmuştur. Sonuçta, bu da onun bizimle olan
anlaşmasıydı: Dünya'nın manyetik sistemine yerleştir­
mek üzere bir RRA modeli yaratmak.
Sağlaruğı deneysel bilgiler, omın arumlarını izleyecek olan-
lar için belli teknikleri oluşturmamız için bize çok yardıma ol-
dcc Jelaila, dokuz aşamanın her birinde aşın zevkten aşın dep-
resyona, şaşkınlıktan aaya kadar her tür duyguyu deneyimle-
di. Ama onun için üziilmeyin. Bize geri döndüğiinde, bu çalış­
ması için cömert bir şekilde ödüllendirilecek. Aynca, hala Dün-
ya gezegeninde sizlerin arasındayken de Jelaila birçok açıdan
ödüller ala~ak. Bunlardan biri de bu yaşamındaki eşi olacak.
Bazılarınız dokuz seviyeyi diğerlerinden daha kolay ge-
çeceksiniz. Bu konuda her şey zihin yapınıza, kendinizde
başardığınız arınmaya ve derslerinizin çeşitlerine bağlı ola-
cak. Durum her ne olursa olsun, aşamaları tamamladığınız­
da bütün boyutlarla yeniden bağlantı kuracak, yüksek bo-
yutlardaki varlıklarla iletişim halinde olacaksınız: Bu son
derece heyecan verici ve yürek ısıtan bir deneyim olacak.
Bu yüksek varlıkların hiçbiri daha önce sizin boyutu-
nuzla iletışim kurmadı. Onlara ulaşacak ve bağlantı kura-
cak kadar yüksek kanallar yoktu. Şimdi, RRA sürecinde
giderek daha fazla kişi ruhsal titreşimini yükseltirken, bu
yüksek varlıklatla iletişim kurmayı başarabileceksiniz. Si-
ze sevgi mesajlarını ve desteklerini iletmek için her biri sı­
raya girmiş durumda bekliyorlar.
Birçoğunuz yeniden kodlama ve MerKaBa aktivasyo-
nuyla ilgili daha önce denemiş olduğunuz diğer yöntem-
leri merak ediyor olabilirsiniz. Çoktan yeniden kodlan-
mış, yeniden bağlantı kurmuş ve aktif hale gelip gelmedi-
ğinizi merak edebilirsiniz. Sevgili varlıklar, size cevabım
şudur: Üçüncü boyutun ötesindeki boyutları açık bir şe­
kilde görüp duyabiliyorsanız, kendi aura fotoğrafınıza
MerKaBa anteninizi görebiliyorsanız, çoktan çok boyutlu
olmuşsunuz demektir.
 Sizleri ve gezegeninizi bu yüksek boyut seviyesine
ulaştırmak, bunµn için gerekli şekilde tilreşimlerinizi DNA Kodlaması, Yeniden Bağlanma ve
yükseltmek için size birçoklarını gönderdik. Size şimdi Aktivasyon
verdiğimiz araçları, RRA sürecinde kullanacaksınız. 21
Mart 1996 tarihinden önce verilmiş olan diğer tüm yön-
Jelaila
temler, şimdi aldığınız bu araçları kullanmak üzere sizi
hazırlamak için gönderilmişti. Diğer bir deyişle, onlar yo-
RRA sürecine başladığımda, ne istediğim hakkında en
lu hazırladılar ve işlerini iyi yaptılar.
156 - küçük bir fikrin\ bile yoktu. En sevdiğim koltukta oturdu-
Bu dünya çapında bir harekettir. Nibinıan Konseyi ve
ğumu hatırlıyorum. Bu koltuk, bana İngiliz Victoria döne-
ben, kendinizi ve Dünya'yı 5. Boyut'a geçirmek için kullanabi-
mini hatırlatan çiçek desenleriyle süslü bir koltuktu; bir
leceğiniz eıı güçlü araçları gönderiyoruz!
hayatımda Victoria Dönemi'nde yaşamış olmalıyım. Her
Yeterince fazla sayıda Dünyalı varlık bu süreci tamamladığın­
neyse, sabahın bu erken saatlerinde bu koltukta oturmuş,
da, yarattığınız artmış olan kitle titreşimi, gezegeninizi daha yüksek
Devin ile konuşurken, yüksek sesle şöyle dedim: "Devin,
boyutlara taşıyacak ve böylece savaş yıldızı Nibiru gezegeninin yol
seni buraya gelmemden önce olduğu gibi görebilmek ve
açtığı kutup değişiminin etkilerini başka taraftı yönlendirecek!
duyabilmek istiyonıın."
Sözümü bitirirken, zaınanınızın bu döneminde size
O anda bilqıediğim şey, DNA kodlamasını i§!ediğjm
böyle bir hizmet sunabildiğim için ne kadar mutlu ve
ve bu anı görmek için üç yıldır bekledikleriydi.'"Bu olay,
onurlu olduğumu bir kez daha söylemek istiyorum. Bu
1996 yılında Ocak ayının sonlarında oldu. Ama tam tari-
gerçekten de hepiniz için en heyecanlı zaman. Her biriniz
hini hahrlamıyorum.
kendiniz için genetik mühendisler haline geleceksiniz
Ama şimdi RRA sürecini tamamlamış olarak geri dö-
ama yine de ihtiyacınız olduğunda benden yardım iste-
nüp bakhğımda, hayahmıı1 ne kadar değişmiş olduğunu
mekten çekinmeyin.
görüyonım. Sanırım kendimi her zaman olduğundan da-
Hepinize Sevgi ve Işık diliyorum; DNA kodlaması,
ha tam ve daha dolu hissediyorum.
yeniden bağlanma ve aktivasyon sürecinizin güzel geç- Farklı seviyeler arasındaki farkları anlayabilmek ve
mesini umanın.
onları belgeleyebilmek için, bu aşamaları bir biri ardına
geçtim. Bu da benden sonra aynı süreçten geçecek olanlar
Joysia, Gala/etik Federasyon Sirian A Konseyi Genetik Baş
için yazılı bir rehber hazırlanmasını sağladı. Şimdi, Joysia
Mühendisi ve Konsey, benim RRA sürecini tamamlamak için kullan-
dığım formülü veriyorlar.
 Joysia her bireyin ayrı ayrı bu dokuz seviyeyi geçece-
ğini ama artık bunun daha hızlı olacağını söyledi. Ortala-
ma bir bireyin bu süreci tamamlaması, arhk sekiz ay yeri-
ne, alh hafta ila iki ay arasında tamamlanacak. Öncelikle
13. Boyut Şefkat Formülü'nün tam ve net bir açıklaması
'Y'4'ılacak. Metni okumaya devam ederken, bu açıklama­
ya sık sık bakın.
RRA sürecine başlayacak olanların, öncelikle müm-
158 - kün olduğunca duygusal ve içsel arınma yapmalarını
öneriyorum. O zaman süreç çok daha rahat olacaktır. Öf-
keden kurhılmanın en önemli adımlarından biri, karaci-
ğeri temizlemektir. Konsey benden karaciğer temizlemesi
yapmamı önerdi ve bunun gerçekten çok işe yaradığını
vurgulamalıyım.
Temizleme ve arınma sürecinde yaklaşık dört yıl har-
cadım ve son yıl, en şiddetli olanıydı. Bunun RRA süreci
için gerekli olduğunu o zaman için bilmiyordum ama
şimdi biliyorum ve bunu yaphğım için memnunum. Bir
kez daha, Nibiruan Konseyi benim iyiliğim için hareket
ediyordu. Ne yaphklarını kesin olarak biliyorlardı.
Ama sizin deneyiıninizin benimkinden farklı ve muhte-
melen de çok daha az şiddetli olacağını anlamanızı istiyo-
rum. Ben şimdi sizin sahip olduğµnuz 13. Boyut Şefkat For-
mülü' ne sahip olmadığımdan, benim sürecim çok daha
uzun sürdü. Formül'ün adnnlarını kullandım ama RRA sü-
recini hızlandıracak şekilde sıralanımş halde değillerdi.
Seviye seviye açıklamaya başlamadan önce, 13. Boyut
Şefkat Formülü'nün RRA sürecinde nasıl işe yaradığını
genel bir açıdan göstermek istiyorum.
16
13. Boyut Şefkat Formülü
Formülün Çalışma Şekli
ormfüün ilk beş adımı, bilinçli zihninize özfllikle bir
F ders getirmektedir. Ders bilgilerine, yüksek benliğiniz
ya da ruhsal rehberleriniz aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Bil-
gi, alhncı ve yedinci çakralardan (taç ve üçüncü göz çak-
raları) geçerek, bilinçli zihninize düşünce biçimleri, resim-
ler ya di'\ duygular olarak girer.
Dersi ı:,ngelleyen duygusal bloklar, duygusal bedende
bulunur ve karanlık enerji alanları olarak görünür. Bazıları
çok büyük, bazılarıysa çok ufaktır. Büyüklüğü, o enerji
alanına ne kadar zamandır duygu yüklediğinizle doğru
orantılıdır. Enerji,"bir soğanın katınanları gibi üst üste ko-
runur. İlk beş adrm, bu katmanların tek 'tek soyulmasını ve
geri kala!\ beş çakranızda filtre edilen enerjinin fiziksel be-
deninize girmesini sağlar. Duygusal bedenden alınan kat-
manlar, fiziksel bedende denk gelen noktalara aktarılır.
Formülün son dört adımı, katmanların fiziksel beden-
de temizlenmesini ve yüksek kalp çakranıza aktarılmasını
sağlar. Yüksek kalp çakrasına ulaşhklarında, dönüştürü-
 lür ve serbe st bırakılırlar. Negat if enerji nin dönüştürül­
mesin i sağlamak için kullanılan hormo n, şefkat~ denk ge-
len kimya sal salgıdır. Yeni yükse k kalp çakrası, bu galak-
sideki tüm ruhlar da, sizin tarihin izle 3 Kasım 1996'd a Ga-
laktik Proxy tarafından aktif hale getirilmiştir. Başlama­
bazı bilgi-
dan önce, fonnü lü kullan mak konus unda size
ler verme k istiyo rum.
160-
13. Boy ut Şefkat Fonn üli.i. 'nün Kullanıl­
ması
1. Formü lü, yazıldığı sırayla kullanın.
2. Form ülü gerek geçmiş ve gerek se şimdiki zaman la
ilgili tüm konul arda kullanın.
3. Form ülü, sorun lar ortay a çıkar çıkmaz çözm ek
için kullanın. Bu, beden inizde negat if enerji nin birikm e-
sini engel ler ve böyle ce titreşiminizin şimdiki durum un-
da kalmasını sağlar. Negat if enerji yi (duyg uyu) birikt ir-
mek ve tutma k ise, ruhsa l titreşiminizin düşmesine ne-
r,
den olur. ,_,/t ✓ıv•v'-
4. Başka birini ilgilen diren bir konu üzerin de çalışır­
· İkiniz de aynı ders üzerin de çalıştığınız için,
ken, önce formü lü kendi üzerin ize, sonra diğer kişiye uy-
bıra­
gulayın. Önce kendi içiniz de şefkati bulup s';!.b;,; ;:,.
sunu bulup
kın, sonra karşınızdaki kişi için şefkat duygu
evin tamiratıyla
serbes t bırakabilirsiniz. Bu bir araba yla,
ilgili sıradan bir konu da olabilir.
5. DNA Kodlaması'mn birinc i ve ikinci seviye lerind e
formü lü kullanın. Sizi hala öfkele ndiren ya da benze ri ne-
gatif duygu lara yol açan durumların ve kişilerin bir liste-
sini yapın.
Kodlaması, astral beden inizde ki impla ntasyo n-
DNA
ların kaldırılarak 12 sarmallı DNA yapısına geçiş
yapm a-
sal beden i-
nız anlamına gelir. Form ülü kullan arak duygu
nizde ki engel katmanlarını kaldır dıkça, impla ntasyo nlar
da doğal olarak kalkacaktır. Daha önce söy !ediğim gibi,
blokla r soğan katmanlarına benze rler. Aynı konud a for-
mülü tekrar tekrar kullan mak zorun da kalabi lirsini z, çün-
kü her konu birden fazla katmanı içerebilir.
lara
Katmanların çoğunluğunun köken i geçmiş yaşam
dayan abilir ve bazılarının kendi lerine ait varlıkları bile
olabilir. Her blok, yaşamlar boyun ca öğrenmeniz gerek en
ama öğren~mediğiniz dersle rin bir biriki minde n oluşur
ve her yaşam süres inde bir katma n olarak ekleni r. Bu
yüzde n, eğer kendi nizi aynı dersle ri tekrar tekrar öğrenir­
ken ve serbes t bırakırken bulursanız, hiç şaşırmayın.
z oldu-
Aynı ders için birçok kişiyle birçok sözleşmeni
çık­
ğunu g~reb ilirsin iz. Örneğin; kendi gücün üze sahip
eşinizl e, karde -
mayıöğrenmek konus unda patron unuzl a,
şinizle ve en iyi arkadaşınızla sözleşmeniz olabili
r.
bir kişiy­
le birden fazla yaşamda sözleşme yapmış olabil irsiniz .
Örneğin; koşulsuz kabul lenme yi öğrenmek için bu yaşa­
mınızdaki annen izle sayısız sözleşme yapınış olabil irsi-
tartışma yaşadığı­
niz. Form ülü daha iyi açıklamak için,
nız bir kişiyi örnek alalım.
 13. Boyut Şefkat Formülü
1. Adım: Ders
Soru: Bu kişiyle ilgili olarak öğrenmek istediğim
ders nedir?
Bu konuda rehberlerinizden yardım isteyin. Öğren­
162 -
meniz gereken dersi size göstermelerini talep edin. Bu
ders, sizin yaşam planınızda bulunabilir. Yaşam planınız,
şimdiki yaşamınız için bir yol haritasıdır. Şimdiki yaşamı­
nızı ilgilendiren bütün dersler, sözleşmeler ve önemli
olaylar, orada bulunabilir.
2. Adım: Sözleşme
Soru:· bu kişiyle yaptığım sfö,leşme nedir?
Rehberlerinizden, dersi öğrenmek için yaptığınız söz-
leşmeleri göstermelerini isteyin. Eğer bir kişiyi serbest bı­
rakmak için formülü kullanıyorsanız, o kişiyi ve sizi ilgi-
lendiren sözleşmeyi görmek isteyin. Genellikle aynı dersi
öğrenmek için çok kişiyle çok sayıda sözleşmeniz olacak-
tır. Sözleşmelerin derslerle oram, o dersi ne kadar zaman-
dır ve kaç yaşamdır öğrenmeye çalıştığınıza b,ağlıdır. Da-
ha fazla yaşam süresi geçmişse, şimdiki yaşamınızda da o
dersle ilgili o kadar çok sayıda sözleşme olaeaktİr;
Unutınayın; kendileri de o dersi öğrenmeyi kabul et,
medikçe, kimse sizinle bir sözleşme yapmaz. Bir sözleş-
mede sizinle birlikte bulunan diger taraf, dersin öbür yö-
nünü öğrenmek için oradadır.
3.Adım: Rol
1
Soru: Sözleşmede kendi üzerine düşeni yapmak için
bu kişinin oynadığı rol nedir?
Kendi oynadığınız ve karşı tarafın oynadığı rolü öğ­
renınek için, yine rehberlerinizden yardım isteyin. Oyna-
nan rollerin nasıl göründüğünü bilmeniz gerekir.
4.Adım: Yansıtına
Soru: Bu kişinin b.:.Ua yansıttığı kişilik özelliğim nedir?
Bir kişinin ya da durumun size yansıttığı kendi kişilik
· özelliğinizi öğrenmek için rehberlerinizden yardım iste-
. yin. Karşınızdaki kişi belli bir rolü oynarken aslında sizin
'
bir kişilik özelliğinizi yansıtmaktadır.
'
5. Adım: Armağan
Soru: Bu kişinin kendi rolünü oynarken bana verdi-
ği armağan nedir?
_ Karşınızç!aki kişinin kendi rolünü oynarken size ver-
: diği armağanın ne olduğunu öğrenmek için rehberleriniz-
: den yardım isteyin. Armağan, öğrenilen derstir.
 İlk beş adımı anladığınızda, sözleşmede var olan kişi
ya da durumla ilgili derin bir şefkat ve minnet duygusuyla
dolduğunuzu hissedeceksiniz. Eğer bu olmazsa, anlayışını­
zı genişletmek için yine rehberlerinizden yardım isteyin.
Son dört adım, fiziksel bedendeki duygusal negatifliği
serbest bırakmak için kullanılır.
164-
6. Adım: Kabullenme
Soru: Karşımdaki kişinin eylemleriyle oynadığı ro'
lü, bana dersimi öğrenmemde yardımcı olan bir etken
olarak kabullenebilir miyim?
Kabullenme, koşulsuz sevginin dört elementinden bi-
ridir. Kabullenme şefkatin bir parçasıdır ve eyleme dökül-
. ı müş ~~oşul~';:f'c~J',Ylsidir. Bu, diğer kişiyi yargılamadan ol-
duğu gibi kabullenmeyi de içerir.
7. Adım: İzin
Soru: Dersi öğrenmeme yardımcı olan rolü oynayan
kişiye karşı duyduğum öfkeyi setbest bırakmak için
kendinıe izin verebilir miyim?
İzin, yine koşulsuz sevginin dört elementinden biridir.
\:._ J;~iıı-şefkatin bir parçasıdır ve eyleme dökülmüş koşulsuz
sevgidir. Bu, durumla ilgili neler hissettiğinize bağlı ol-
maksızın, karşınızdaki kişinin kendi kimliğini ve yolunu
izlemesine izin vermeyi de içerir.
8. Adım: Serbest Bırakmak
Soru: Bu kişiyi suçlamaktan vazgeçebilir, onu ser-
best bıı:akabilir miyim?
. Bir kurban olmadığınızı, derste ve yaptığınız sözleş­
mede aktif bir katılımcı olduğunuzu anladığınızda, bu
son derece kolaydır. Kendi adınıza düşen sorumluluğu
·H
kabul ettiğinizde, karşınızdaki kişiyi de sözleşme uyarın­
ca oynadığı rolden dolayı suçlamaktan vazgeçersiniz.
Kendinizin bir kurban, ],<arşınızdaki kişinin de bir cani ol-
madığınızı böylece a~1ıı{iinız. Devin daima hain rolünü
oynamanın, kııhramari rolü oynamaktan daha zor oldu-
ğunu söyler:
SeEbest bırakmak, bağışlamaktan farklıdır. Bağışla­
mak, günahla ilgili bir kavramdır ama günah diye bir şey
yoklı.m Karşımzcjaki "kişi sadece rolünü oynamaktadır ve
dolayısıyla, ;bir !:\ersi öğrenmenize yardım ettiği için yar-
gılanmayı hak 'etmez. Günah, Karanlık Güçlerin lideri
Marduk tarafından yaratılmış, kiliseler yoluyla yayılmış,
böylece insanoğlunu sürekli bir duygusal negatiflik için-
de tutmayı amaç)aınış bir kavramdır. Bu negatif duygusal
enerji, Marduk tarafından korku temelli sistemleri koru-
mak için kullam!mıştır; bunun &macı da; insanoğluna bü-
türıleşmeyi ve dengeyi sag"lamalan için gereken negatifli- . ,,·
lj<.11\1)
ği sunmaktır. ,,, ..
Serbest bırakmak, formülün anahtar elementidir. Bu ' 7',:,
1
adıma ulaştığınızda, serbest bırakmayı yüksek kalp çak-
ranızla hissedebilirsiniz. Serbest bırakış, karşınızdaki kişi-
-·
 ye duyduğunuz şefkat, minnet ve takdir duygularıyla · şey ortaya koyması anlamına gelir. Bize duydukları sevgi,
gerçekleşir. Eğer bu olmazsa, dersin daha yüksek boyut- · bize karşı oynadıkları rolün karanlığını dengeler.
larını anlayamamışsınız demektir. Böyle bir durumda he- Yüksek kalp çakranızda minnet ve şefkat duygularını
men geri dönün ve rehberlerinizden, bu anlayışı ve şeflrn­ hissedebildiğinizde, suçlama ve öfkeden kurtulabildiği­
ti sağlamaları için yardım isteyin. nizde, sürecin sonuna yaklaştınız demektir. Son iki adım,
nasıl ve ne zaman nazik davranacağınızla ilgilidir. Doku-
zuncu adıpun bu son iki aşamasını, elinizden geldiğince
9. Adım: Nezaket kısa süre içinde tamamlamanızı öneririm; çünkü bu aşa­
166 -
Soru: Bu kişiyi serbest bıraktığıma göre, ona karşı maları geçene kadar, katınanları temizleme işlemi tamam-
nazik olabilir miyim; olabilirsem, bunu nasıl ve ne za- lanmayacaktır.
man yapabilirim?

Bu gerçekten de üç aşamalı bir sorudur ve tam olarak

cevaplanması gerekir. Dokuzuncu adımın tamamlanması,
karşınızdaki kişiyi gerçek anlamda serbest bırakmanız
dernektir. Bu noktada, yüksek kalp çakranız sayesinde' bu
serbest bırakılışı güçlü bir şekilde hissedebilirsiniz. Duy-
gunun derecesi, konuya bağlı duygusal yoğunluğa göre
değişir. Konu duygusal açıdan ne kadar beslenmişse, ser-
• best bırakışı da o kadar güçlü hissedersiniz.
Ben bunun en duygusal adım olduğunu fark ettim.
Karşımdak kişiye duyduğum minnet, her zaman için ona
duyduğum şefkatle doğru orantılı olmuştur. Devin, sizi
en çok_~erin, hayatınızdaki en karanlık rolü oyna-
yanlar olduğunu söyler. Söylediğine göre, bu yaşam süre-
mizde öğrenmek istediğimiz dersleri seçtiğimizde, sev-
diklerimiz öne çıkarak bu karanlık rol için gönüllü olurlar
ve dersi ellerinden geldiğince l<olaylaştırmaya çalışırlar.
Bir kişinin bizirrj. için karanlık bir rolü oynaması, çok fazla
17
RRA Süre cine Gen el Bakış
-169

Form ülün Kullanılışı

u formül, RRA sürecin i hızlandırmanızı sağlar. Şimdi

B bunun nasıl olacağını inceleyeceğiz.
Forınülü aranızda sorun olan kişiler ve konulardan
olu-
şan listenin üzerind e kullandığınızda, duygus al bedenin
iz-
katmanl arını soymay a baş­
de oluşmuş olan duygus al blok
iniz de
larsınız. Her katman soyulduğunda, ruhsal titreşim
giderek yükselir. Bu da sizi seviyele r boyunc a devam ettirir.
Duygu sal blok katmanları, çakra sistemi niz aracılığıy­
la soyulu p fiziksel bedeni nize aktarılır. Bu noktad a, yeni
Şefkat Hormo nu ile dönüştürülecekleri yüksek kalp
çak-
ranıza gelir ve serbest bırakılırlar.
Ruhsal titreşiminizi yükselt irken, her seviyed e öğren­
meniz gereken dersi de ortaya çıkarırsınız. RRA sürecini
tamam layan beş kişinin oluşturduğu örnek şablon saye-
sinde, şimdi bu çok daha kolay olacaktır. Estes Park' taki
ruhsal titreşim seviyes i, Kansas 'takind en çok daha yük-
sektir. Daha bir hafta önce öğrenmiş olduğumuz yeni for-
mülü kullana rak RRA sürecin in tamamlanması, RRA sü-
 recinin hızlandırılmış bir modejini yaratmamızı sağladı.
İmplantasyonlarmız astral-işık bedeninizde, bloj<ları­
nız ise duygusal bedeninizde yer alır. İkisi de fizilcs~lbe-
denle bağlantılıdır. Formülü kullandığınızda, üç beden de
temizlenir. Önce__cl._1::Ygusaj_beden, sonra fi2:!l<sı,!beden ve
en son daastral-ışılc beden temizlenecektir. Astral-ışılc be-
deniniz, MerKaBa adını verdiğimiz bedendir. Genetik
mühendisiniz tarafından astral-ışık bedeninizdeki imp-
170- lantasyonlar kaldırıldığında, astral beden daha hafif bir
hale gelir ve ruhsal titreşim yükselir.
Üçüncü seviyeye ulaştığınızda, implantasyonlarımzın
aktif olmayan kısımlarını temizlemeye başlarsınız. Duy-
gusal bedeninizde bir duygusal blok katmanını kaldırdı­
ğınızda, onları pasifleştirirsiniz. İmplantasyonlardaki pa-
sif kısımlar temizlendiğinde, genetik mühendisiniz DNA
sarmallarımz üzerinde çalışmaya başlayabilir.
DNA sarmallarınız üzerinde çalışılması için, duygusal
bedeninizdeki katmanların hepsini temizlemeniz gerekmez.
Aslında, çok boyutlu olınak için de tamamen temizlenmiş ol-
manıza gerek yoktur. Bu mükemmellik olur ve biz mükem-
melliği aramıyoruz. Amacımız, yine çok boyutlu hale gelecek
kadar arınrnalc ve gezegenimizi 5. Boyut' a geçirmektir. Mü-
kemmellik sizi İlahi Yaratıcı ile tehar birleştirir - bu harika
bir hedeftir - ama bu gelecekte yapılacak olan bir şeydir.
Dördüncü seviyeye ulaştığınızda, durugörü özelliği­
nizi yeniden kullanmaya başlarsınız, çünkü hala ortaya
çıktıkça sorunları çözmek için formülü kullanırsınız. So-
runlar ve durumlar biçiminde karşınıza çıkacak olan
dersler, yeniden kodlanma sürecinde de devam edecektir.
Beşinci seviye, yaşam süreniz için sözleşme bilgilerinize
ulaşacağınız seviyedir. Yine bu seviyeye duygusal bedeni-
nizdeki blok katmanlarını temizleyerek ve ruhsal titreşimi­
nizi yükselt~rek ulaşabilirsiniz. Ve elbette, bu dersler daha
önce sözühü ettiğim şekilde ortaya çılctığı için olur.
Altıncı seviyede, güçsüzlüğünüze yol açan duygu en-
gellerini orti:ıdan kaldırdığınız için yeniden gücünüze ka-
vuşursumız. Bütün duygusal blokların kaynağı olduğun­
dan, korku aynı zamanda güçsüzlüğün de temelidir.
Yedinci seviyeye ulaştığında, duygusal engel katınanları­
nız üzerinde ciddi bir temizlik yapma fırsatı bulursunuz. Bu
arınma, l\{erKaBa'nızı harekete geçirmek için yeterli ruhsal
titreşime ulaşmanızı sağlar. Bunun en güzel örneği, diğer se-
viyelerde 2 ila 3 derecelik bir artış varken, bu seviyede 13 de-
recelik bir artışa ulaşabileceğinizi söylemek olabilir.
Sekizinci seviyede, 12 sarmalınızdan lO'utamamlan-
mış ve astral-ışık bedeninize bağlanmış olur; böylece bir
hafiflik duygusu deneyimlemeye başlarsınız. İnsanlar et- T
rafınızda ziıman geçirmek için size doğru çekilirler, çün- _,.
kü ruhsal titreşiminiz onlara çok güzel duygular yaşatır.
Tıpkı insanların İsa'ya çekildikleri gibi, size doğru da bir
çekim duyarlar. Bu dönemde enerjinizi korumak ve hala
başkalarına verecek biraz_ enerjiniz kalmasını sağlamak
için sağlıklı sınırlar belirlemenizcje yarar vardır.
Dokuzuncu seviyenin sonuna geldiğinizde, 12 sarmal
yeniden oluştıırulınuştur; bu noktada DNA sarmallarınızı
fiziksel bedeninizin endokrin sistemine bağlama işlemine
hazır olursunuz. Bu da, taç çakra kristalleriniz aracılığıyla
genetik mühendisiniz tarafından yapılır.
SayfaJ.t,&-y~niden bağlanma sürecinde yeterli temizli-
ği yapıp yapmadığınızdan emin olmak için galaktik reh-

beriniz tarafından kullanılacak olan bir çizelge ("DNA
Kodlaması ve Yeniden Bağlanma Tablosu" ) verilmiştir. Ye-
terince duygusa l blok katmanını temizlediğiniz taktirde,
yeniden bağlanma gayet kolay ve rahat gerçekleşecektir.
Yeterinc e temizlik yapmad an buna kalkışhğınız taktirde,
DNA sarmallannızdan gelen enerji, vücudu nuzun ilgili
kısımlarında ciddi fiziksel acılara yol açabilir.
Eğer çizelged eki kutulard an biri doldurulamıyorsa,
172- önemli bir konu henüz çözümlenmemiş demekti r. Bu
muhtem elen çocukluğunuzdan ya da geçmiş yaş(lmları­
nızdan kalma bir sorun olabilir; böyle bir durumd a, bı'linç
seviyesi nde ulaşamayacağınız kadar derin demekti~. Kon-
sey, böyle bir durumd a kişinin kullanması için bize bir
teknik öğretti. Kişiyi RRA sürecind en geçirme k içın bir-
çokları danışman ve rehberle r olarak eğitilecektir.
Yeniden bağlanma süreci tamamlandığında ve çizel-
gedeki bütün kutular doldurulduğunda, yüksek benliği­
niz. ya fiziksel bedenin ize girmiş ya da aranızda sürekli
bir iletişim oluşmuş demekti r. Artık aktivasy on için hazır­
sınızdır. MerKaBa'nın aktif hale getirilm esi, yüksek benli-
ğin bilinç durumu nda iş görebilm esini sağlar. Negatif
enerjini n çoğundan arınmış olduğunuz için, yüksek benli-
ğiniz. gerekli tamamlamaları yapmak ta zorlanmayacaktır.
Birçok kişi, dersleri n hala gelmeye devam ettiği 30
günlük yoğun ve şiddetli bir süreç olduğunu fark etmiş­
tir. Bu süre, ruhsal titreşiminizi MerKaBa'nızı aktif hale
getirme niz için gereken ruhsal titreşim seviyesi ne ulaş­
manız için yeterli temizliği yapmanıza izin verir.
Bu süre içinde, 3. Boyut titreşiminden kurtulm ak için Sü-
rüngen Yemini' nizden de kurtulmanız gerekınektedir. Bu da
yine eğitimli bir danışmanın yardumy la yapılabilir. Çizelge-
deki tüm kutulan doldurdu ktan, temel sorunları temizledik-
ten, Sürünge n Yemini' nizden kurtuldu ktan ve yüksek benli-
ğinizi sürekli olarak fiziksel bedenini ze aldıktan sonra, Mer-
KaBa'mzı aktil hale getirıneye hazır olabilirsiniz.
Bu noktada , genetik mühend isiniz son bir operasy on
gerçekleştirecektir; bu operasyo n, ensenizd e bulunan "Tan-
rı'nın Ağzı"nın mühürlenınesidir. Bu, bütün insanoğlunun
bağlı olduğu korku frekansından kurtıılmanızı sağlayacak­
tır; bu olduğunda, hala 3. Boyut'ta olmanıza karşın, kencli-
nizi başka bir alemde yaşıyor gibi hissedeceksiniz.
~~J2>'nliğiniz kontrolü ele aldığm~a, yaşamı da-
ha yüksek bir açıdan deneyımlemeye ve germeye başlar­
sınız; bu, yüksek benliğinizin bakış açısıdır. Artık negatif-
liğin engelley ici fiziksel ve duygusa l etkilerin i taşımak
zorunda kalmazsınız. Bu, negatifliği deneyirnlemeyeceği­
niz anlamına gelmez. Sadece bu duygula r ortaya çıktığın­
da, doğal bir refleks sonucu formülü kullanacağınız anla-
mına gelir. Dolayısıyla, sorunlar ortaya çıktığı anda duy-
guyu, durumu ve kişiyi serbest bırakmayı öğrenir, böyle-
ce ruhsal titreşiminizin düşmesini engeller siniz. Aktivas-
yondan sonra negatif enerjiyi tutmak, fiziksel rahatsızlığa
yol açabilir, çünkü daha süptil bedenle rde kalamay acak
kadar yoğun olacaktır.
RRA sürecine başlamadan önce ve sonrasında, birer
aura fotoğrafınızı çektirme nizi öneririm . Sadece resimde
belirgin bir değişim görmekl e kalmaya cak, aynı zamand a
MerKaBa'nızın antenini de görebile ceksiniz . Aura fotoğ­
rafınızda yüzünü zün belirginl ik derecesi de, 3. Boyut per-
desinin ne kadar üzerine çıktığınızla doğru orantılıdır.
 Bu seviyeye ulaştığınızda, yaşam çok daha_ zevkli bir
hale gelir ve uykuya giderek dahiı _az ihtiyaç duyarsınız. -1
Açıklamamı tamamla madan önce, size ~ sürecine baş­
lamakla ilgili birkaç püf noktası gösterm ek istiyorum .

1. Hala olumsuz duygula r hissettiğiniz bütün insanla-

rın bir isim listesini yapın.
rn 2. Hızlı bir başlangıç yapmak için, karaciğerinizi arın­

-~
dırın. Bunu yapmak , birçok duygusa l blok katmanının bir
defada ortadan kalkmasını sağlar. Yapmam ak ise, kat-
,oı:,

rn manların tek tek kaldırılması daha uzun süreceği için,

ı:ı:ı
RRA süreciı\in uzamasına neden olur.
ı::i
Q) 3. Ruhsal titreşiminizi hızla yükselteceği ve sizi bir
"O
.,..;
ı::i
aşamad;m diğerine çabuk geçireceği için, RRA süreci bo-
~ yunca formülü kullanm aya devam edin.

Süreci başlatmak için ihtiyacınız olan şeyler sadece bun-

lar. Şimdi, RRA sürecinin tam bir açıklamasına başlayabiliriz.

Birinci Seviye: Öfkey i Serbest Bırakmak

Hepimiz birinci seviyede işe başladık. Bu seviye, be-
deninizd e birikmiş eski öfkeleri serbest bırakmakla ilgili-
dir. Öfke gerçek anlamda fiziksel acı çekmen ize neden
olur ve bu da yeniden kodlama sürecind e ciddi bir engel-
dir, çünkü kendiniz i ve bedenin izi korku-ö fke temelli bir
gerçekli kten sevgi-şefkat temelli bir gerçekliğe geçirme ni-
zi zorlaştırır.
 Biriktirilmiş öfkenin sizi fiziksel ve duygusal açıdan
nasıl etkilediğini anlamanız açısından, acı çok etkili bir
araçtı.r. Acı, öfkenin nerede biriktiğini gösterir. Örneğin;
karnınızda bir ağrı ya da sancı varsa, öfkenin biriktirildiği
yer karın bölgesi dernektir. Öfkenin karaciğerde biriktiği
bilinir ama vücudun başka bir yerinde de toplanabilir.
Kodlamaya başlamadan önce karaciğerin temizlenmesi
özellikle önerilir.
176 -
Konsey ve Joysia, implantasyonların kaldırılma işlemi
başlamadan önce öfkenin serbest bırakılması ve bedenin
tenüzlenrnesi konusunda son derece ısrarcılar. Bana en
yoğun duygunun öfke olduğunu ve bu yüzden öncelikle
serbest bırakılması gereken duygu olarak gördüklerini
sürekli söylüyorlar.
Duygusal bedenin temizlenmesinin en önemli iş oldu-
ğunu, çünkü orada bırakılan bir şeyin. fiziksel bedende
kendini gösterdiğini vurguluyorlar. Diğer bir deyişle, fi--
ziksel bedeıünizdeki tüm öfkeyi serbest bırakabilirsiniz
ama duygusal bedeninizden temizlenmediği sürece tek-
rar tekrar geri dönecektir. Öfkeye bağlanmış kişilerin
duygusal bedenlerini temizlemeleri özellikle bu yüzden
önemlidir. Bu kişisel olarak yüz yüze, telefonda ya da il-
gili kişinin yüksek benliğiyle bağlantı kurmak suretiyle
yapılabilir. Bu işlemi tamamlamak için, 13. Boyut Şefkat
Formülü'nü kullanın.
Birinci seviyenin yaran, ruhsal titreşiminizin yüksel-
mesi olacaktır, çünkü formülü kullanarak öfke duygunu-
zu serbest bırakımş ve duygusal bedeninizden temizlemiş
olacaksınız.
İkinci Seviye: Öfkeyi Kontrol Etmek
İkinci seviye, öfkeyi kontrol etmek ve biriktirmemekle
ilgilidir. Bu seviyede, konuya nasıl hemen ve şefkatle yak-
!aşacağınızı öğreneceksiniz. Bu seviye, neredeyse herkes
için bir zorluk teşkil etmekte'dir; benim için de öyleydi.
Bu seviyede, acı çabucak belirgin bir hale gelmektedir,
çünkü eğer konuyu hemen temizlemezseniz, öfke bedeni-
nizde gerçekten de fiziksel bir etki uyandırmaktadır.
Öfke duyduğumuzda ve bu duyguyu serbest bırak­
madığımızda, vücudumuz içinde biriktirmeye başlarız.
Acının bir hayli yoğun olabileceğini ve gününüzü tama-
men mahvedebileceğini söyleyebilirim; bu yüzden, biriy-
le herhangi bir sorun yaşadığınızda hemen konuyla yüz-Ls,
leşmelisiniz. -
Unutmayın; öfke, duygusal bir zehirdir ve hem duy-
gusal hem qe fiziksel bedenleriniz için toksik etki yaratır.
Acı olarak hissetmenizin nedeni budur. Konuyu bir kez
temizlediğinizde, acının hissedildiği noktalarda masaja
ya da sizi rahatlatacak herhangi bir şeye ihtiyaç duydu-
ğunuzu kolayca görebilirsiniz. Böyle bir durumda masaj,
enerjinin yeniden düzgün bir şekilde akmasını sağlaya­
caktır.
Bu dönemde, sizi birçok açıdan zorlayacak insanları
hayahnıza çektiğinizi göreceksiniz. İnanın, bu aslında kı­
lık değiştirnüş bir fırsattır. Size etkili biçimde yüzleşmeyi
öğrenmek için sayısız fırsat sunacaktır. Ayrıca, bu alanda
en azından }:ısmen başarılı olduğunuzu kendinize, Kon-

sey' e, genetik rnühendis inize ve rehberler inize kanıtlama­
dığınız sürece, bu seviyeyi tamamlamış kabul edilmeye -
ceksiniz.
Diğer seviyeler e devam edebilirs iniz ama sonunda
iyice rahatlaya na kadar bu seviye üzerinde çalışmaya de-
vam edeceksin iz. Unutmayın; bu sizin kend(iyiliğiniz
için. Bir yüzleşme yaşamak zorunda kaldığınız her sefe-
rinde, bu sizin kendi iyiliğiniz jçindir. Ben kendime bunu
178 -
sürekli hahrlatm ak zorunda kalmıştım!
İkinci seviyenin yararı, olumsuz duygular la ve özel-
likle de öfkeyle başa çıkmayı öğrenmektir; böylece, öfkeyi
artık bedeniniz de depolamamayı öğrenirsiniz. Herhangi
bir sorunla karşılaştığınızda, formülü kullanara k bunu
başarabilirsiniz,:
\ ('
.ı)v"
\- Üçüncü Seviye:
/ f /\.!! Boyutl ar Arası Sesler Duyma k
. -~
, ,Y\
,9 et , 1 ••
\,ı( ı' Uçüncü seviyede , k,mallarınız daha fazla açılmaya
0)~-'fc .'~başl~yacak ve sizinle _konuşan rehberle~ i~izi d~yabile-
'(\'J, ;\\ ceksınız. Ayrıca, bu donemde ışık bedenınız de ımplan-
'
1
.::c' \ tasyonlarınızın kaldırılması için gemiye gidip gelmeye
· / \ başlayacak ve yerinize devam etmesi için bir görevli bı­
rakılacak.
Bu görevlile r, daha önce fiziksel biçime girmemiş
olan varlıklardır. Bana söylendiği kadarıyla, bunlar ken-
di ruhsal gelişimlerini hızlandırmak için böyle bir göre-
ve gönüllü olmuş olan genç ruhlardır. Yapacakları iş, ye-
niden kodlanma sürecinde ruhların geçici olarak terk et-
tiği fiziksel bedenlere bakmaktır. Dolayısıyla bizim bo-
yutumi.ızda ne-sıl hareket edecekler ini öğrenmek zorun-
dadırlar.
Yeniden kodlama yla ilgili sözleşmemin bir kısmı,
bedenimi kullanara k eğitim görmeler i için bedenimi iki
görevliye , Rachel ve Shashara 'ya bırakmaktı. Bu süreç
üçüncü seviyede başladı ve sekizinci seviyede tamam-
landı. O zaman geldiğinde, Rachel başka bir arkadaşı­
mın, Pat'in bedeniyl e ilgilenme k üzere yeni görevine
başladı.
Rehberler öfkemizi kontrol etmeyi öğrendiğimize ve
becerebildiğimize karar verene kadar, üçüncü seviyeye
başlayamayız. Öfke, yeniden kodlamay a başlamak konu-
sunda en önemli etkendir ve süreçte bazı engeller yarata-
bilir. Bu yüzden, bazı insanların birinci ve ikinci seviyele-
ri bitirmele ri zaman alabilir.
Üçüncü seviyenin yararları, boyutlar arası sesleri du-
yabilme yeteneğinin kazanılması ve implantas yon kaldır­
ma sürecinin başlamasıdır. Duyabilm e yeteneğiniz, ruhsal
titreşiminizin artmasıyla kazanılır. Yüksek ruhsal titreşim
ise, d;1ygusal bedeninizdeki_bloklarınk temizleni p kaldı­
rılmasıyla elde edilebilir.
Genetik mühendis iniz - bu seviyenin başlangıcında
size atarlan kişi - implantasyonlarımzın pasif bölümleri ni
kaldırmaya hazırdır. Bloklarınız, duygusal bedeniniz de-
dir ve implantasyonlarınız da astral-ışık bedeniniz dedir.
Bir blok katmanından kurtulduğunuzda, genetik mü-
hendisini z o implantas yon parçasını astral bedeniniz den
 kaldırabilir.
Genetik mühendisiniz, bir blok katmanından
kurtulmak için formülü kullandığınızda pasif hale gelen
im plantasyonları kaldırmakla yükümlüdür.
Dördüncü Seviye: Dunıgörü
180 •
Bu benim için harika bir seviyeydi. Dördüncü seviye-
de üçüncü göz açılmaya başlar. Öncelikle daha karanlık
enerji formlarım görürseniz, sakın korkmayın. Bunlar ge-
nellikle negatif varlıklardır ve daha yoğun oldukları için
onları daha kolay görebilirsiniz. Bu varlıklarla çalışmayı
öğrenmek için iyi bir zamandır. Onlar da rul1lardır ve İla­
hi Yaratıcı'rnn parçalarıdır; sadece.karanlık bir ,ı:.~oyna­
maktadırlar. Onlar da öğrenme sürecindedir. Onları ge-
nellikle başkalarına J~:!I:'.'f:1tı,t halde görürsünüz. Onları
kutsayın ve kendi yollarına gönderin ama ilgili kişi özel-
lilde gitmelerini istemedikçe, ev sahiplerine geri dönecek-
lerini de unutmayın. Bu, negatif varlıklar hakkında sahip
olduğunuz korkulardan kurtulmanız için güzel bir fırsat­
tır. İzin vennediğiniz sürece, size herhangi bir zararları
olaınaz. Unutn1ayın; kontrol sizin elinizdedir.
Bir süre sonra ve kişiye bağlı olarak, daha aydınlık bi-
çimler ve sonra da renkler görmeye başlarsınız. Bazı kişi­
ler bunların aynı anda olduğunu düşünürler; bir an bir
şey göremezsiniz, bir sonraki an her şeyi görürsünüz.
Ama hiç de böyle değildir. Unutmayın; üçüncü gözünüz,
kullanılmadığı için körelmiş durumdadır. Tıpkı bir kas gi-
bi, onu da güçlendirmek için kullanmak zorundasınızdır.
Bu yüzden sürekli alıştırma yapın. Yakın zamanda ~ir y~-
kını ölmüş olan bir arkadaşınızla birlikte ~alışm. Olmuş
olan kişi hakkında hiçbir şey bilmemenız onemlidır. On-
lara konsantre olun ve görmeye çalışın. Ilk seferınde bır
şey olmazsa, cesaretinizi kaybetmeyin. Bir süre sonra ob-
caktır. Onları görmeye ve duymaya başlayacaksınız. Bır
arkadaşınızla birbirinizin rehberlerini görmeye ve duy·
maya çalışmak da eğlenceli ve iyi bir deneynndır. ü-
Bazı kişiler mavi ve titreşen ışıklar gorurler. Bu da s .
recin bir parçasıdır. Durugörü, geliştirilmesı gereken bır
özelliktir. Rehberlerinizle birlikte de çalışabılırsınız. On·
l rdan kendilerini zihninizde biçimlendirmelerını ısteyın
a I dog" ru tanımlayıp tanımlamadığınızı kontrol
ve on arı l T I J
edin. Bu alıştırmalar, durugörü yeteneğiniz~e i gı ı o ara (
kendinize giderek daha çok güvenmenizi saglayacaktır..
Bir kez daha, dördüncü seviyenin yararları ruhsal tıt­
reşiminizi yükseltmekle elde edilecektir.
, Beşinci Seviye: .. .
Entegrasyon ve Sözleşme Duzenlemesı
. ilk dört seviyenin birleştirilmesini içerir.
Bu sevıye, ·1 b'
Bu bitmemiş bir eserin rötuşlarını yapmaya ben:etı e ı-
, · · · t landıgı anla-
lir. Bu, ilk dört seviyedekı her şeyın amam
Son dört seviyeden birinde olmanıza kar-
ınına ge1mez. . .. . _
ın kendinizi sık sık geri dönerken ve bu ılk <lort sevıye
~e~ biri üzerinde çalışırken bulabilirsiniz. Bu, beşıncı se-
viyenin ilk bölümüdür.
 Bu seviy enin diğer bölüm ü, sözleşmenizle kendi nizi
aynı hizay a getirm ektir. Bunu n anlamı, eğer şimdiki mes- Altıncı Sevi ye: .
lekyaşamınızda sözleşmenizle uygu n düşe
n bir yöne Güc ünü zü Elin ize Alm ak
doğru gitmiyorsanız, bu seviy eyi ve
yenid en kodlamayı
tama mlam adan önce daha uygu n bir iş alanına kaydırıla­ Bu seviy enin yoğunlugu, gucunuz11n ne kadar.ını
0 •• •• •• ••

". .
eli-
cağınızdır. . d tuttugu"nuz ve ne kadarını başkalarına verdıgımzl
Bu birço k kişi için olduk ça korku verici olabilir, çünk nız e e
ü doğru orantılıdır. Başkalarının bu seviy eyle ı·1 gıTı k.end"
birço k fırsat kapısının kapandığını ve gelir kaynakları ı
182 - nın deney urtler inden anlattıklarını dinle dim ve hepsının
kuruduğunu göreb ilirsin iz. Açlıktan ölmey de
eceğinizi (so- ok deg" işken olduğunu gördü m. Gene llikle hayatınızd
nuçta bunu n kimse ye bir yararı olmazdı) ve evren in ç ' a
sizi gücü nüzü n ne kadarını elınız· · d tt uzu O
ve ne kada-
e tu ugun .. ..
asla yalnız bırakmayacağını unutmazsanız, bu döne
mi rını başkalarına verdiğinizi göreceğiniz durunılara suruk -
aşmak daha kolay olacaktır. Böyle bir tutum . . . Bazıları ı·çin bu durum onları zorla yan bır kışı-
, sizin için iş­
leri bir hayli kolaylaştıracaktır. En azından benim için 1enırsınız. 1

öy- · · · cinse l partn er ya d a

Jikle ortaya çıkar; b .ırçoki arı ıçın ıse,
le oldu. aşk çıkarı olan bir kişidir. Birçok durum da, işe öfke karışır
Ayrıca, sözleşmenizin şartlarını yerin
e getirm eyi ger- ama burad aki öfkey i negat if olara k gormeyın.
.-, çekte n ~ediğinizi - ne olduğunu hatırlamasanız .
bile - Karşınızdaki kişi sizi zorladığında, öfkey le tepki ver-
Galak tik Fede rasyo n'un Siria n/Ple iadia n Kons eyi'n mek son derec e doğaldır. Gücü nüzü eliniz den alıyor
-e açıkça ~de eden e kadar , bu seviy eyi tama mlay amay a-
e lar
ama aslında siz kendi niz veriy orsun uz. Duygularınızı
caksınız. Ne olduğunu hatırlamadan sözle ta-
şmenizin şart­ . .
nlmlamak ıçın o •·fkeyı · kulla nın Gücü nüzü nasıl başkal arı-
larını yerin e getirm ek, bir inanç mese lesidi • · .
na verdiğinizi ve nasıl öfkelendiğinizi anlam ak ıçın
r. Sözleşmeyi . . .. .
yaratanın kendi niz olduğunu ve yapamayaca ofkeyı
ğınız bir şe­ bir göste rge olara k ku!lanın. . . .
yi yerin e getirm eye uğraşmayacağınızı aklınızdan çıkar­ Btınun bir örneği, çocuklarınızın kendısını k~ntr ol et-
mazsanız, bu süreç sizin için çok daha
kolay olacaktır. mesin e izin veren eski eşiniz olabilir. Çocu klar _drnıplın
al-
Beşinci seviy enin yararları, sözleşmeni
zin gerek ken- mamaktadırlar. Başka bir örnek , sizin fikirle_nnıı:ı ya d~
dinize ve gerek se insanlığa ne gibi yarar lar sunacağını
an- çalışmalarınızı sahip lenen bir iş arkadaşı olabilır. Ofkenızı
lamaktır. Bir kez daha, bu ancak yeter ince
duyg usal bloğu ortay a çıkaran her durum , gü_cünüzü nered e başkaların
kaldırarak yeter li ruhsa l titreşime ulaşm a
akla müm kün verdiğinizi göste ren bir işarettır. .. ..
olacaktır.
Uyanık olun ve bu kez bir gunlü k tutun . Aslında, bu.. _
tün yenid en kodla ma sürec i boyu nca gun ·· ]"" k tutma kta
u -
 yarar vardır,
Bir kez işiniz tamamlandığında, geri dönüp
bakabdır ve şimdi ne kadar farklı, ne kadar güçlü olduğu­
nuzu gorerek şaşırabilirsiniz.
, Konsey ve ,rehberleriniz, gücünüzü sadece sözleşme­
nızı yerme getırrnek için kullanacağınızdan emin olduk-
larında, asıl dersler başlayacaktır, Sadece gücünüzü baş­
kalarına verme eğiliminizin olduğu alanlarda zorluklarla
karşılaşacağınızı anlayın, Bu zorlarlmalar, tıpkı birinci ve
184-
ıkınc: ,seviyelerdeki acılar gibidir, Nerede gelişmeniz ge-
rektıgını goster~n ışaretlerdic Konsey bana ancak güçleri-
m akıllıca ve sozleşrnelerini yerine getirmek için kulla-
nanların bu seviyeyi geçebileceğini bana söyledi,
J<<:nd_!, gücünüzü ele almaya başladığınızda, düşünce­
!erı':ızı hayata geçirme beceriniz de güçlenecektir. "Ne is-
tedıgme dıkkat et, çünkü onu elde edeceksin," sözü özel-
lıkle burada geçerlidir, Elinizden geldiğince olumlu ve
moral verıcı düşünceleri izlemeye çalışın, Kendiniz veya
başkalarıyla dgılı olun1suz düşünceleriniz, hemen ortaya
çıkac~k v~ sıze gen donecektir. Unutmayın; evrende her
şey bır d,ongüdür ve bu yüzden düşünceleriniz de geri
donecektır; sadece şımdı çok daha güçlü bir şekilde!
°' l\ltmcı s,eviyenin yararları, başkalarına verdiğiniz gü-
cunuzu yemden ele geçirmektir, Onu korumak ve kullan-
mak, ~a diğer bir kazançtır, Bu ancak güçsüzlük dersleri-
nın,ogrenilmesiyle mümkündür, Bu dersi ne kadar iyi ö" _
renırsenız, gücünüzü o kadar fazla kullanabilirsiniz. lu
geneHilde birden fazla yaşam sürecini ve çok sayıda kat-
ınanı ılgılendırır; dolayısıyla, uzun bir zaman alsa bile ce-
saretinizi kaybetıneyin.
Yedinci Setiye: Korkuyu Yok Etmek İçin
Gücünüzü Kullanmak
Bu''seviye bir l\ayli zordur, çünkü sadece illüzyon ol-
duklaripı anlaY,rıl;ıll~~e~iz J'eJ:dlde korkularımızı aydınlat-
.', ' 1 !,\ '
mak için gücümüzü kıillanrnııyı gerektirir, Ben bunu karan-
lıkta uzun ve kıvrımlı bir tüneıde"ilerlemeye benzetiyorum
Ne kadar süre yürüsek de, tünelin ucunda bir türlü ışığı gö-
remeyiz; ta ki onu oraya kendimizin koymamız gerektiğini
anlayana kadar, Tünelde ilerledikçe, engellere (korkularımı­
za) toslarız ve gerçekte ne olduklarını anlayabilmek için
meşalemizi (gücümüzü) kullanmamız gerekir,
Bu seviyedeyken, hayatımızda sık sık korkulanmız karşı­
mıza çıkacaktır, Birçokları için, bunlar büyük zevk ve depres-
yon döngüleri arasında yaşanır, Korkularımızın illüzyon ol-
duklarını anladığımızda ve onlarla bütünleşebildiğimizde,
bu seviyeyi geçebiliriz, Bu da tamamlandığında, geriye kalan
implantasyonlarımız bir sbmaki seviyede kaldırılabilir,
Yedinci seviyenin yararı, blok katmanlarının gidere1
daha hızlı kaldırılabilmesidir, Yoğnn olmasına karşın, za,
man içinde duygusal bedenimizin temizlenmesiyle gide,
rek daha kolay başa çıkabileceğimiz bir hale gelir, Bu yo
ğun temizlik süreci, ruhsal titreşiminizi neredeyse Mer
KaBa'nızı aktif hale getirecek kadar yükseltecektir, Diğe
bir yararı ise, güçlü bir birlik duygusu ve korkularmızıı
birer illüzyon olduklarını anlama gücünü kazanmaktıı
Bu noktada, korkuyla daha kolay ve etkili şekilde baş,
çıkmaya başlarsınız,

_Sekizinci Seviye: Son Korku
Implantasyonunu Kaldırmak
Sekizinci seviye, benim için diğerlerinden daha kolay-
dı. Görünüşe bakılırsa, en zor seviyeler ilk yedi tanesidir
ve son iki seviye sadece son temizliklerdir.
186- Korkuyla ilgili öğrenilmesi gereken son dersler, bura-
da tamamlanır. Bu genellikle bizi korkutan biriyle ya da
bir durumla yüzleşmeyi gerektirebilir. Bunun dışında, ol"
dukça eğlenceli l5ir seviyedir.
Birçok kişi bu seviyedeyken rüyalarında uçtuklarını
görürler. Bu, korkuyla ilgili yeni gerçekliğimizle bağlantı
kurmamız anlamına gelir. Bu yeni gerçeklikte, korku te-
melli yoğunlukta arhk önceki kadar ağır olmadığımız
için, artık uçabiliriz. Bunlar genellikle çok heyecanlı ve
moral verici rüyalardır.
Sekizinci seviye aynı zamanda korkuyla ilgili son imp-
lantasyonların da kaldırıldığı aşamadır. Bu seviyenin so-
nunda, korkuyla dolu bir dünyada, korkudan etkilenme-
den yaşamayı öğreneceksiniz. Bu, bilinçli zihnimizin doğal
bir tepkisi olarak korkuyu deneyirnlemeyeceğimiz anlanu-
na gelmez. Sadece korku yaratan bir olay olduğunda, neler
olduğunu görüp serbest bırakmamızı kolaylaşhracakhr.
Sekizinci seviyenin yararı, daha fazla hafiflik duy-
gusu taşımaktır; o kadar ki uçacağınızı hissedebilirsi-
niz. Bu seviyeyi tamamladığınızda, MerKaBa'nızı aktif
hale getirmeye de çok yaklaşırsınız. Bir kez.daha, buse-
viyeyi kısa sürede bitirmek için formülü kuJJanabilirsi-
niz. Ben bu seviyeden geçerken, formüle sahip değil­
dim. Dolayısıyla benim için çok uzun sürdü ve duygu-
sal açıdan çok zorlayıcıydı. Korkular kendilerini ortaya
koyduklarında, formülün birinci adımıyla işe başlayın
ve oradan devam edin.
Dokuzuncu Seviye: Son Suçluluk
İmplantasyonunu Kaldırmak
· Bu seviyeye ulaşhğınızda, son bir testle karşılaşacak­
sınız. Bu test, hayahnızda suçluluk duygusundan kurtul-
manız ve onsuz devam etmenj.zle ilgilidir. Birçok kişi suç-
luluk duygusunu koltuk değneği gibi ya da kendilerini
ilerlemekten alıkoyan bir bahane olarak kullanır.
Bu test de diğerleri gibi gelecektir. Onu bir durum ya
da kişi olarak hayatınıza çekecek ve nasıl tepki vereceği­
nize karar verdikten sonra yola devam edeceksinizdir. Bu
testi geçtiğinizde, implantasyon da kaldırılacakhr. Ayrıca
hayatınızdaki olayların sonuçlarını belirlemek için gücü-
nüzü giderek daha doğru ve etkili biçimde kullanmayı da
öğreneceksiniz. Korku sadece içsel bir tepki olduğu için,
korku ve çatışmaya yol açan durumlarda kolayca geçip
gidebilecek, korkuyu hala hissehnekle birlikte, bu kez ne
yaptığınızı ve onu nasıl serbest bırakacağınızı bilerek ha-
reket edeceksiniz.
Hayatınızda olumlu değişimler görecek ve yeni fırsat-
'
]arla karşılaşacaksınız; ve artık onlardan nasıl yarar1ana- -4
cağınızı da bileceksiniz. İşler hızlanacak ve h~yatınızı --
 dengele mek zorlaşacak ama bu çabaya değecektir. İnsan­
lar size doğru çekilece k ve yanınızda daha fazla zaman
geçirme k isteyece klerdir. Sizin enerjiniz i hissedec ek ve et-
kisinden yararlan maya çalışacaklardır.
Bu hiç kötü gün geçirmeyeceğiniz anlamına gelmez.
Ama kötü bir gün geçirdiğinizde, neler olup bittiğini he-
men bileceks iniz .. Sezgiler iniz ve inisiyati finiz güçlenmiş,
yetenekl eriniz dal;;;--cl,ı'bilenmiş ;1ac;:;E:"vBu suçluluk testi-
ni geçmek için de yine formülü kullanın. • ., _
188 - '
. -~-
4. BÖL ÜM

Ek
18
Yıldız Tohumları

Jelaila
u gEii~g~ı;ı.deki herkes bu gezegenden değildir. Bu
B ve diğf~It,~vrenlerdeki başka gezegenlerden ve uy-
garlıklardaijtgelenler de vardır. İnsan bedeninde dolaş­
malarına karşın, aslında birçoğu insan olmayan biçimle-
re sahiptir. Birçok yıldız tohumu bunun doğru olduğu­
nu hisseder ama hislerini doğrulayacak bilgiye sahip
olamazlar. Dünya üzerindeki yaşamlarında, gerçek bi-
çimlerine daha yakın olan hayvanlara ya da diğer ya-
ı ' ••
şam biçimlerine kendilerini daha yakın hissederler. Or-
neğin; baı;ı insanlar yunuslara büyük yakınlık hisseder-
ler ve SiriusYıldız Sistemi'ndeki bir gezegende yaşayan
Nommoiıfar adında bir ırk vardır. Ya da kendilerini ke-
qigillere yakın hissedenler ve aslında Peline soyundan
gelenler vardır.
Bir yıldız tohumunun kimliğini belirleyen başka et-
kenler de vardır. Aşağıdaki listede bunlardan bazılarını
bulacaksınız:
 1. Yoğun bir şekilde yalnızlık çekerler.
2. Dünyadaki ailelerine ait olmadıklarını hissederler.
3. Yıldızlara karşı ilgileri vardır ve gerçek evlerinin
orada olduğunu hissederler ama bir türlü yerini hatırla­
yamazlar.
192- 4. Küçük yaşlardan itibaren dünyadaki yaşam tarzım
sorgulamaya başlarlar. Birçoğu ailelerindeki~ra koyundur.
5. Neden o kadar yalnızlık çektiklerini ve neden dünya-
daki yaşama bir türlü uyum sağlayamadıklarını anlamak
için cevaplar bulmak üzere_~ğ_':.._?oğru çekilirler.
6. Birçoğunun karşı cins ebeveyniyle ciddi sorunları varclır.
7. Yıldız tohumlarının çoğu, annelerinin yüz biçimle-
rine ama babalannınkini hatırlatan bir fiziksel bedene sa-
hiptir; ya da bu durum hangisinin gerçek ebeveyn, yani
başka gezegenden gelen yıldız tohumu olduğuna bağlı
olarak, aksi şekilde olabilir. Bunun bir nedeni vardır.
8. Yıldız tohumlarının çoğu, DNA Kodlaması/Yükse­
liş' i gerçekleştirmek
için gerekli kristal genleri taşır. Kris-
tal gen, onların başka boyutlardaki varlıklarla kolayca
bağlantı kurmasını ve DNA kodlamalarının daha kolay
gerçekleşmesini sağlar. ,,- ~· vı-
ı....--
9. Vücut ısıları normalden düşüktür ve ısıya karşı
yanıksızdır!ar.
---
Yıldız tohumlarının en azından ebeveynierinden biri bu
dünyadan değildir. Diğer bir deyişle, bir ebeveyleri gerçek,
diğeri vekildir. Vekil ebeveyn genellikle babadır ama her za-
man böyle olıiıaz; bazen anne de olabilir. Aynca gerçek ebe-
veyn ile dünyevi ebeveyn arasında, çocuk doğmadan önce
yapılmış bir sözleşme vardır; bu sözleşmeye göre, dünyevi
ebeveyn daima gerçek ebeveynin yanında olacak ve yıldız to-
humu çocuğun gelişimini destekleyecek, ona bakacaktır. Bir-
çok dünyevi ebeveynin kendisi de bir yıldız tohumu olabilir.
Doğum sırasında dünyevi ebeveyn tarafından kabul
görmesi için, yıldız tohumu çocuk genellikle daha çok o
ebeveynine benzer. Birçok durumda, yıldız tohumunun
gerçek insan orijinli değildir.
Yıldız tohum.lan, kendi uygarlıklarının temsilcisi olarak
bu dünyada yer alırlar. Amaçlan, rııl1 grubu olarak ruhsal ge-
lişirrılerini engelleyen bir sosyal sorunun üstesinden gelınek
için kendi vatanlarındaki ırkdaşlanna bir model yaratınaklrr.
Bana söylendiği kadarıyla, şu ana kadar 144,000 uy-
garlık, dünya üzerinde yaşamak üzere, bazı bireylerini
göndermiştir. Bu uygarlıklar, bu dünyadaki yaşamları bo-
yunca sevgili çocuklarını yakından izlerler. Yıldız tohu-
mu olan gerçek ebeveyn, genellikle dünyada geçirdiği ya-
şam boyunca çocuğu için bir rehberdir. Gerçek vatanla-
rındaki aileleri, dünya üzerindeki aile üyesiyle bağlantıyı
ve sevgi bağını korumak için onunla birçok şekilde ileti-
şim kurarlar. Şu anda birçok uygarlığın dünya yörünge-
sinde dönen .g!ll!}.ilerinin olmasının nedeni budur. Burada
da-
-~
ailelerinden birileri vardır ve dünyanın yükselişini gör-
meyi bu yüzden istemektedirler.

Transfe rler
Transfer ruhlar, başka bir boyuttan gelerek dünya
üzerindek i bir insanın bedenine giren varlıklardır. Birçok
durumda , bu doğumun gerçekleşmesi için bedenin ger-
çek sahibi olan ruhla bir sözleşme yapılmıştır.·
Transfer ruhlar, görevleri varışlarından kısa süre sonra
194- başlayacağı zaman, dünya boyutuna girmek için bu yöntemi
kullanırlar. Görevleri doğıun ve ergenlik aşamalarını atlaya-
rak, doğrudan yetişkin bedenine girmelerini gerektirdiği için
böyle bir şey yaparlar. Ama her zaman durum bu değildir.
Bazı transferler çok daha genç bedenlere girebilirler ama bu
daha ziyade bir istisnadır. Bir çocuk bedenind e transfer oldu-
ğunda, ruhun göreviyle ilgili bir temel oluşturmak için ço-
cukluk ve ergenlik deneyimle rine ihtiyaç duyuyor dernektir.
Çocukluk ve ergenlik dönemind e tı·ansfer olan ruhlar, genel-
likle yetişkinliğe ulaşana kadar uyanrnazlar.
Transferi n işaretleri şunlardır:
1. Genellikl e bedenin sahibi olan ruhun yaşamın­
asıl
d':J korkunç _bir hastalık ya da bfr ara~a ~azası gibi trav-
matik bir dönemde gerçekleşır. Bırçogu olume yakın de-
neyimler de gelir. Bu, transfer ruhların yer değiştirmesi
için en uygun zaman ve yöntemdi r ama her zaman böyle
olmaz. Yine de, çoğu durumda bedenin asıl sahibi bilinç-
sizdir.
2. Aniden, içinde oldukları ailenin üyeleriyl e hiçbir
bağları olmadığını hissederle r.
3. Transfer ruhun bedene girmesind en yaklaşık üç yıl
sonra, boşanmalar görülür.
4. Boyunda ve omuzlard a, daha önce orada olmayan
sürekli acılar ortaya çıkar.
5. Koordina syon ve hafıza kaybı yaşanır. Konuşmakta
zorluk çekilir.
6. Yiyecek, giysi ve mekan zevkleriy le ilgili ani deği­
şimler yaşanır.
7. Kariyer ve hobilerle ilgili ciddi ve ani değişimler
yaşanır. Yeni kariyer ve hobi seçimler! , belirgin şekilde
metafizik ve ruhsallığa yakınlık gösterir.
8. Başarmaları gereken bir görevleri olduğunu güçlü
biçimde hlssederle r ama ne olduğunu hatırlamayı bir sü-
re için becereme zler.
9. Bazıtransfer ruhlar, gemileri ya da vatanlarıyla ilgi-
li anılara sahiptir.
10. Transfer ruhlar genellikle kristal gen taşırlar.
Transfer ruhların dünyada çok daha zor bir rolleri
vardır, çünkü enkarnas yonlannm büyük bölümün ü başka
bir varlık boyutund a geçirmişlerdir ve dünyaya, o enkar-
nasyonlar mm ortasında gelınişlerdir.
 Ben 44 yaşındayım, Oğlum 53
Ste lla M. Tre vez
arzuladığı ve
Niutsuz geçirdiği çocuk luk ve gençli k yıllarından sonra
çocukl arının sıcacık ve huzurl u bir yuvad a, sevı
kurdub,ru tek şey; kendi
büyümeleriydi.
a ve Jeffrey ile
Birici k kocası Selim, gurur duyduğu çocukları Jessic
hayalini gerçekleştirmi şti.
daha değer!
Ama Stella, üzerine titrediği, hayatındaki her şeyden
hiç aklına bile gelme yecek bir gücün tE
ailesiyle birlikt e, bir süre sonra
karşı karşıya kalacaktı!
arıyla kalem e alınış oldu
Stella nın samim i duyguları ve cesur itirafl
1

hzi gülüm seyen insanla rı bile düşündüreb

üstü olayla n duyduğunda müste
cek, -kimi zaman
gerçek hayat hikaye sini okurke n kimi zaman ürpere
kimizaman gülümseyece k, kimi zaman gözlerinizin de
kapılacak,
hissedeceksiniz.
Bu ailenin yaşadığı olayla r bir gün hepim izin başına gelebi
lir!
 Günd<: beş daidke1nııı ayır,1rai,;,
s-ağhklı VB dengeli knhn.

200,000'den fazla okurun bu kitabı neden

alanında bir klasik olarak gördüğünü öğrenin
En erj ile rle Pr ati k Şifa
Don na Eden
Reenkarnasyon. Geçıniş Yaşamlar
"Artık zihinle rin açılmasının, bedenlerin iyileştirilmesinin zamanı
Doğuştan gelen şifa yetene klerini zi okuyun , öğrenin ve araştırı n."
Dr. Bernie Sicgel; "Lovc, lv1edicine and MiracleH"adlı kitabın
''Donııa Eden belki de tanıdığım en inanılmaz
insan. Odaya girdiği anda
ge

ya
:

Ted And rew s başlıyor.

Angine Dickiı
şimdiye ka
Hiç deja-vu duygus u yaşadınız mı? ... Belli bir yer veya zamanl
a ilgili sürekli tekrarla nan "Donn a Eden'i n enerji beden çalışması, bu tarz kitapla r içinde
semp8..ti duyduğ~nuz olanı,"
ınız gördüğüm en parlak, en kapsamlı ve en etkili
rüyalar görüyor musunu z? ... Ya da hiç yeni' tanıştığ birine çabucak Human'ın ya
Prot Dr. Jean Houston ; Thc Possible
yaşamla ipuçları sunar.
oldu mu? ... Bütün bu deneyimler, geçmiş ilgili
"Donn a Eden'i n enerji örüntü lerine dair birer durugöri.i gözlem
leri, bede
bilmeni n size şimdiki
Geçmiş Yaşamlar adlı bu kitapla; geçmiş yaşamlarınızı süptil enerjilerirı,i yönlen dirmek için fevkala de, pratik bir rehber e önct
nasıl sağlayab ileceğin i öğrenec eksiniz. Geçmişin
hayatınızdaki sorunlarınızla ilgili yararlar
etmiştir.'' '
elişimi nizi hızlandırın. Yazar "ın y
yıkıcı kalıplarını yıkmayı öğrenin. Ruh eşinizi bulun. Karmikg Dr. Richard Gcrbcr; "Vibratio nal Medicine
na an geçmişe şifacı" diyebileceğim birkaç uygulamacıdan biris
Ted Andrew s, size profesy onel bir hipnoz uzmanı
ihtiyaç duymad "Donn a Eden, "usta bir
r ki, her zaman
döne bilmeniz için güvenli ve kolay teknikle r gösterm ektedir. Bu tekrıikle sayesin de; Eden'i n empati anlayış ve şifa verme yetene kleri öyle güçlü
nı tesbit ediyor, hayata
hastaların soru4larınm en derinle rindeki kaynağı
~ Hafızarıızı kokular aract!ığıyla hareket e geçirin .. özgürle ştirmel erini sağlıyo r ve onlara, kendilerin:
geçirm edikler i Can1ı1ıklarııu
/
" İçsel farkındalığınızı geliştirmek için taşların ve sağlıklı halleri ne ·geri götüren yolda rehber lik
ediyor. "
kullanın .. Prof. Dr. Stanley Krippcr; "Realms ofHealin g"in yı
kristallerin gücünü
"Donn a Eden, enerjiy i görme, hissetm e ve dönüştürme yetene kler
• Kabalis t meditas yonla bilinçaltınıza ulaşın ..
milyon da bir rastlan an şifacılardandır."
~ İçsel hipnoz sayesin de bilinçaltınızı kontrol edin Jhon F. Thinc; Touı:;h for Hmılth'ün kurı.: