Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

Proje Ana Alanı : DEĞERLER EĞİTİMİ

Proje Tematik Alanı : DEĞERLER EĞİTİMİ


Proje Adı (Başlığı) : ÖĞRENCİLERDE SOSYAL BULAŞMA İLE ÖZ KAVRAMI
İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Özet
Teknoloji sektöründe yaşanan birçok gelişme iletişim biçimlerimizde, konuşma tarzımızda en
çok da günlük yaşantımızda pek çok değişikliğe neden olmuştur. Yaşadığımız Pandemi
döneminde teknolojiyi daha çok hayatımıza aldığımızı söyleyebiliriz. Böylelikle internet ve
zorunlu insan ilişkilerinde yüz yüze iletişimin yerini teknolojik araçlarla yapılan iletişim
şekilleri almaya başlamıştır. Sanal ortamdaki bu yeni iletişim biçimlerinin merkezinde genelde
sosyal medya bulunmaktadır. Birçok öğrencinin basit adımları takip ederek bir topluluğu
oluşturması, kendi aralarında paylaşımların gerçekleşmesi, iletişim ve dönüt açısından oldukça
kolaylıklar sağlamaktadır.
Literatür taraması yapıldığında sosyal bulaşmanın eğitim ile ilişkisi ve güdülenmeye etkisi gibi
konularla bağlantılı çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Öz benlik, öz yeterlilik, sosyal bulaşma
gibi konular arasında kurulmuş bir bağlantıya rastlanmamıştır. Yapılan çalışmanın hem
literatürdeki bir açığı kapatmasını hem de öz benlik ve sosyal bulaşma arasında bir bağlantı
kurulmasında çocuklar üzerindeki olumlu olumsuz etkilerine açıklık getireceği kanaatindeyiz.

Projemizde öz kavramını analiz etmek için “Piers-Harris’in Çocuklarda Öz Kavramı Ölçeği”


(Öz Kavramı) ve tarafımızdan geliştirilen “Sosyal Medyaya Maruz Kalma (SMMK) ve Sosyal
Medyayı Hayata Aktarmada Grup Tavırlarının Etkisi” (SMHA) envanterleri kullanılmıştır.

Sosyal medyayı bir kaynak/neden olarak görerek bu platformlarda maruz kaldığı jargon, akım
ve buna benzer kitlesel yönelimlere olan eğilimlerin öz benlik ile sosyal bulaşmaya etkisi bu
projenin konusudur.

Anahtar kelimeler: Sosyal medya, sosyal bulaşma, benlik, çocuklarda öz kavramı, sosyal
kaygı

Amaç

Öz benlik ile sosyal bulaşma etkisinin sonucu olarak sosyal medya platformlarında maruz
kaldığı jargon, akım ve buna benzer kitlesel yönelimlere olan eğilimin ilişkisinin incelenmesi
projemizim temel amacıdır.

Yapılan literatür taramasında sosyal bulaşma odaklı çalışmalar genel olarak kitlesel sokak
hareketleri, eylemler gibi parametlerle ilişkilendirilmiş ancak çocuk/ergen gelişimi üzerine
etkisi ile ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Öz benlik ve sosyal medya kullanımı ile
ilgili çalışmalar bulunmaktadır. Ancak sorumluluk paylaşımı duygusundan beslenen sosyal
bulaşma parametresi herhangi çalışmanın değişkenleri arasında ele alınmamıştır.

Çalışmamız sonucunda elde ettiğimiz sonuçların literatürdeki bir açığı kapatacağı ve


ergen/çocuk gelişimi üzerinde bir farkındalık oluşturacağı kanaatindeyiz.

Giriş

Öz yeterlilik kavramına ait birçok tanımlama yapılmıştır. Genel olarak “kişinin ileriye dönük
durumları yönetmek için ihtiyaç duyduğu hareket biçimlerini planlama ve gerçekleştirme
konusunda kendi yeteneklerine olan inancıdır’ (Arseven, 2016) diye tanımlayabiliriz.

Öz benlik ile ilgili yapılmış bütün tanımların ortak noktasında ise bireyin kendi gücüne olan
güveni yatmaktadır. Birey kendi gücüne ne ölçüde güvenirse yapacağı işlerde o ölçüde başarılı
olacaktır. Öz benliği yüksek olan bireylerin kendilerine ait değer yargılarına bağlılık
düzeylerinin yüksek olduğu düşünülmektedir (Nagehan & TASTAN, 2020). Öz benlik algısı
yüksek olan bireylerin sosyal akımlar gibi kitlesel eğilimlere katılım oranlarının düşük olduğu
belirtilmektedir. Bu durumun majör nedeninin bireyin mevcut durumu içselleştirme ihtiyacı
olduğu vurgulanmaktadır(Green).

Gustave Le Bon'un kavramsallaştırdığı sosyal bulaşma ya da duygusal bulaşma, topluluk


içerisinde hakim olan fikrin bireylere aktarılması ve bunun neticesinde kolektif eylemin ortaya
çıkmasını açıklayan sosyolojik kavramdır. Le Bon, sosyal bulaşmanın özellikle linç gibi
toplumsal olayların altında yatan etkenlerden biri olduğunu söylemektedir. Sosyal bulaşma ile,
bireyler tek başlarına yapmayacakları ya da yapamayacakları katliam benzeri eylemleri
gerçekleştirebilmektedirler. Sorumluluğun gruba dağılarak kişiye düşen payın azalması bunda
oldukça etkilidir (Vikipedia).

Sosyal bulaşma belirgin bir kitlenin hareket tarzına, uyum gösterme eğilimi anlamı
taşımaktadır. Sosyal bulaşma genellikle kitlesel hareketleri besleyen ana unsurlardan biridir.
Kişi tek başına sorumluluğunu alamayacağını düşündüğü bir hareketi, belli bir kitle içerisinde
rahatlıkla yapabilmektedir. Çünkü sosyal bulaşmayı etkin kılan faktörler arasında “sorumluluk
paylaşımı” durumu ön sıralarda yer almaktadır (Hodas & Lerman, 2014).

Öztürk ve Talas’ın (2015) yapmış oldukları çalışmada “20.yy’dan itibaren internet


teknolojisinin gelişimiyle birlikte sosyal medya platformlarına olan ilgilinin yoğun düzeyde
arttığını belirtmişlerdir. Sosyal medya platformlarının insanların günlük alışkanlıkları üzerinde
yönlendirici bir etkisi olduğu vurgusunda bulunmuşlardır” (Öztürk & Talas, 2015).

Konuyla ilgili en iyi bilinen Asch'ın Uyum Deneyi; sürü psikolojisini net olarak karşımıza
çıkarmaktadır. Deney sekiz kişiden oluşan bir gruba, bir dizi basit, açıkça yapılandırılmış
algısal ilişkiyi değerlendirmeleri talimatı ile başlamaktadır. Grup üyelerinin görevi belirli bir
çizginin uzunluğunu, birbiriyle eşit olmayan 3 çizgiden biriyle eşleştirmektir. Söz konusu grup,
1 üyesi hariç, daha önce deneyciyle görüşmüş ve belirli noktalarda bilinçli yanlış karar vererek
yanıt verme talimatını almıştır. Çoğunluğun yanlış cevabı doğru gibi kabullenmesi deneği; oy
birliğiyle çoğunluğun ortasında bir azınlık konumuna yerleştirmiştir. Böylelikle seçkin kişi
("kritik özne") yanlışın içinde doğruyu bilen ama gruba uyum sağlamak için susan kişi olarak
araştırmanın ana konusu haline gelmiştir. Kritik gruptaki tüm tahminlerin üçte biri, çoğunluğun
çarpıtılmış tahminleriyle aynı veya bu yöndeki hatalardır. Aynı zamanda çoğunluğun etkisi tam
olmaktan uzaktır. Kritik gruptaki tahminlerin üstünlüğü (%68), çoğunluğun baskısına rağmen
doğrudur (Chai, Dai, Wu, Guan, & Li, 2021). Deneyden hareketle sosyal bulaş etkisiyle alınan
kararların rasyonalizm, gerçeklik olgusu gibi durumlarla bir ilişkisinin olmadığı, genel kitlenin
aldığı karar sonucu sorumluluk paylaşımının verdiği içsel rahatlık, güvenli alan konforunun
karar verme mekanizmasını oluşturduğu söylenebilir.

Sosyal bulaşmanın en belirgin gözlendiği alanların belki de en başında sosyal medya


platformları gelmektedir. Sosyal medya platformlarında popüler olan kişilerin tavırları, giyim
tarzları çok hızlı bir şekilde yayılabilmekte ve çok büyük kitleler tarafından benimsenerek,
uygulanır hale gelebilmektedir. Bu durum sosyal bulaşmaya örnek teşkil edebilecek çok
belirgin durumlardan biridir [Sarı, 2008 #393].

Carl Rogers’ın çalışmalarıyla önem kazanan öz “örgün, kavramsal bir bütün”, bireyin
çevresindekiler, olgular ve kendisinin bir bileşimidir. Benlik algısı; bireyin kendisi hakkında
olumlu tutumu ile yükselmekte, olumsuz bir tutumda olması halinde ise düşmektedir. Olumlu
tutum geliştirmesinde bireyin yaşantıları ile gerçek arasındaki yani ideal benlik ile gerçek
benlik arasındaki tutarlılık önemlidir [13](Bayramkaya, Toros, & Özge, 2005).

13-17 yaş arasında 486 ergen üzerinde yapılan çalışmada sosyal fobi ile öz kavramı arasında
negatif korelasyon bulunmuştur.(Bayramkaya et al., 2005) Birey kendisi ile ilgili beklentileri
karşılayamayacağı düşüncesi ile kaygısını artırmaktadır. Akran ilişkisinin ön plana geçtiği
ergenlik döneminde benlik algısı sosyal fobiyi doğrudan etkilemektedir. 4. sınıftan 7. sınıfa
kadar olan 493 ilköğretim öğrencisi ile okul yaşam kalitesi ve benlik kavramı üzerine yapılan
araştırmada “Fiziksel görünüm” değişkeni dışında diğer bileşenlerin anlamlı katkı sağladığı
bulunmuştur [Sarı, 2008 #393].

Wearesocial araştırma sonuçlarına göre; Türkiye’de insanların sosyal medyayı kullanma


nedenlerinin başında, arkadaşları ve aileleriyle bağlantıda kalmak geliyor. İkinci sebep ise
haberleri okumaktır.

Sosyal medya sosyalleşme ihtiyacı ile birlikte, yalnızlık, arkadaş edinme, keyif ve haz alma,
kendilerine kimlik oluşturma ve kimliği yenileme özgürlüğü imkânı da vermekte (Şekil 1).

Sanal ortamlarda otorite figürünün olmaması bu durumun ergenleri sanal ortamlara


yönlendirdiğini vurgulanmaktadır. Ergenlik dönemi otorite figürü ile çatışmaların yaşandığı bir
dönemdir. Ergen bu çatışmadan kaçınmak amacıyla sanal ortamları daha sık tercih etmektedir.

Ayrıca ergenlerin sanal ortamları psiko-sosyal problemlerle başa çıkmada alternatif bir araçtır.

Şekil 2’de takip edilen sosyal medya hesap türlerine baktığımızda yine en çok sosyal ağların
kullanıldığını görüyoruz.

2022’de Türkiye’de kişilerin internet kullanımı günlük 8 saatti ve 69,95 milyon internet
kullanıcısı vardı. Bilgisayarda geçirilen süre 3 saat 31 dk., sosyal medyada geçirilen süre ise 2
saat 59 dk. olarak belirtilmişti.

Yine aynı yıl ülkemizde 68,90 milyon sosyal medya kullanıcısı vardı. Bu sayı, toplam nüfusun
yüzde 80,8’ine eşit. Türkiye’deki sosyal medya kullanıcıları 2021 ile 2022 arasında 8,9 milyon
(yüzde +14,8) arttı. Fakat bu sayının farklı bireyleri temsil etmeyebileceğini de unutmamak
lazım. Sosyal medya kullanıcılarının %58.7’si erkek, %41.3’ü kadınlardan oluşuyor. İnsanların
sosyal medyada harcadığı süre ise günlük 2 saat 59 dk olarak belirtilmiştir.[Batmunkh, 2022
#395] Sosyal medya platformlarının kullanım sırası ve oranları şu şekilde:Whatsapp %93.2,
Instagram %92.5, Facebook %78.1, Twitter %69.6,Facebook Messenger %54.3, Telegram
%53.7, TikTok %47.6 şeklindedir [Batmunkh, 2022 #395].

Dünyadaki psikiyatristler tarafından en çok kabul gören psikolojik rahatsızlıkların teşhisi


noktasında kılavuz olarak kabul edilen DSM-5 (Diagnostic And Statiscital Manual Of Mental
Disorders)’e göre akıllı telefon tablet gibi cihazların kullanım sıklığı incelendiğinde bu
cihazları ergenler tarafından kullanımı bağımlılık sınıfına alınmıştır (Marini, Hendriani, &
Wulandari, 2022). Sosyal medya platformlarına erişimde en yaygın kullanılan araçların bu
cihazlar olduğu düşünüldüğünde sosyal medya kullanım düzeyinin büyük boyutlara ulaştığı
çıkarımı yapılabilir.

“Ergen Sağlığı Üzerine Ulusal Detaylı Çalışma” kapsamında (The National Longitudinal
Study of Adolescent Health) 114 okulda 90.000 öğrenci üzerinde yapılan çalışma sonucunda
sosyal medya platformlarının ergenlerin gruplaşma, obezite, sigara ve alkol kullanımı,
çeteleşme gibi bir olumsuz davranış eğilimine etki ettiği belirlenmiştir (Christakis & Fowler,
2013).

Sosyal platform kullanım süresi normalin üzerinde olan ve öz benlik algısı düşük bireylerin;
sanal platformlarda olağan yaşam koşullarını olduğundan farklı gösterme eğilimiyle kendini
gerçekleştirme, değer görme ve ruhsal tatmin arayışı içerisinde olduklarına dair çalışmalar
mevcuttur.

Sosyal bulaşmanın en belirgin gözlendiği alanların belki de en başında sosyal medya


platformları gelmektedir. Sosyal medya platformlarında popüler olan kişilerin tavırları, giyim
tarzları çok hızlı bir şekilde yayılabilmekte ve çok büyük kitleler tarafından benimsenerek,
uygulanır hale gelebilmektedir. Bu durum sosyal bulaşmaya örnek teşkil edebilecek çok
belirgin durumlardan biridir (Amedie, 2015). Dolayısıyla “Öz benliği sosyal medya olumlaması
ile sınırlı olan kişiler sosyal bulaşmaya daha yatkın mıdırlar?” sorusunu akla getirmektedir.

Ülkemizde genel olarak, sosyal bulaşma, kitlesel sokak hareketleri, örgütsel direniş faaliyetleri,
holiganizm gibi faaliyetler kapsamında ele alınmıştır. Yabancı ülkelerde yapılan araştırmalara
ait literatür taraması yapıldığında sosyal bulaşmanın eğitimle işlerliği, motivasyon etkisi gibi
parametrelerle ilişkilendirildiği çalışmalara rastlanmıştır. Ancak öz benlik, sosyal bulaşma ve
sosyal medya akımlarından etkilenme düzeyi parametreleri ile aynı araştırma içerisinde
çalışıldığına dair herhangi bir literatüre rastlanmamıştır. Yapılan çalışmanın hem literatürdeki
bir açığı kapatacağı, öz benlik ve sosyal bulaşma ilişkisi düzleminde sosyal medyanın ergenler
üzerindeki olası olumsuz etkileri üzerine bir farkındalık yaratacağı kanaatindeyiz.

Yöntem

Araştırma çalışma evreni 2023-2024 Eğitim öğretim döneminde eğitim gören 11 yaşında 6.
Sınıfa giden kız erkek sayısı eşit 90 öğrencidir.

Projemiz sosyal medyaya maruz kalma ve hayata aktarma ile Öz Kavramı durumlarını analiz
etmek adına “Piers-Harris’in Çocuklarda Öz Kavramı Ölçeği” (Öz Kavramı) ve tarafımızdan
geliştirilen “Sosyal Medyaya Maruz Kalma (SMMK) ve Sosyal Medyayı Hayata Aktarmada
Grup Tavırlarının Etkisi” (SMHA) kullanılmıştır. Uygulama yüz yüze yapılmış, kendilerini
yansıtabilmeleri için ‘kendileri için uygun gördükleri takma isim’ vermeleri istenmiştir.

Proje İş-Zaman Çizelgesi

AYLAR
İşin Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak
Tanımı
Literatür X X X
Taraması
Arazi
Çalışması
Verilerin
Toplanması X
ve Analizi
Proje
Raporu X X
Yazımı
Piers-Harris’in Çocuklarda Öz Kavramı Ölçeği (PHÇÖKÖ)
Piers-Harris Çocukların Öz (Benlik) Kavramı Ölçeği (Piers, 1963), ilk olarak 1960'ların
başında, çocuklarda ve ergenlerde benlik kavramının değerlendirilmesi için kısa bir öz bildirim
aracı sağlamak üzere geliştirilmiştir. Ölçeğin orijinal yazarları tarafından tanımlandığı gibi,
benlik kavramı, kişinin kendi davranış ve niteliklerinin hem tanımını hem de değerlendirmesini
yansıtan nispeten istikrarlı bir tutumlar dizisidir. Piers-Harris, kullanıma sunulduğundan bu
yana klinisyenler ve araştırmacılar arasında geniş çapta kabul görmenin yanı sıra
eleştirmenlerden övgüler aldı. Enstrümanın itibarı, profesyonel dergilerde ve psikoloji, eğitim
ve sağlık bilimlerindeki kitaplarda 500'den fazla alıntıda yansıtılmaktadır. Bu sayısız referans,
Piers-Harris'in benlik kavramı ve bunun davranışla ilişkisi hakkındaki bilginin
genişletilmesindeki hayati rolünü vurgulamaktadır.

Çocuklarda öz kavram/ benlik anlayışının gelişimini boyutlarını kişilik ve çevre öğeleriyle olan
ilişkilerini saptamada kullanılan ölçekte toplam 80 madde vardır. 11 Madde değerlendirmeye
alınmamaktadır. Fiziksel Görünüm, Gözde Olma, Kaygı (Geri çekilme davranışı ve kendini
değersizleştirmeyi içeren kaygı), Zihinsel/Okul Durumu, Mutluluk/Memnuniyet alt testleri
vardır.

Sosyal Medyaya Maruz Kalma (SMMK)


Sosyal medyaya maruz kalma ile ilgili literatür, ölçekler incelenerek tarafımızca geliştirilmiştir.
15 maddeden oluşmaktadır. 3’lü Likert ölçeği (Evet/Bazen/Hayır) ile değerlendirilmiştir. Her
madde evet – bazen – hayır şeklinde yanıtlanmaktadır. Puanlama bir anahtar kullanılarak
yapılmakta yüksek puanlar sosyal medyaya maruz kalan, düşük puan alanlar ise sosyal
medyaya maruz kalmayan olarak yorumlanmaktadır.

Sosyal Medyayı Hayata Aktarmada Grup Tavırlarının Etkisi (SMHA)


Sosyal medyanın hayata aktarılmasında grup tavırları gözlemlenerek kullandıkları jargon,
davranışları… belirlenmiştir. Takip ettikleri belirlenen ‘sosyal medya fenomenleri’ izlenmiştir.
Sınıflarda ayrı ayrı gözlem yapılarak grubun ortak özellikleri belirlenerek örneğin; ‘Sevdiğim
fenomenin tavsiye ettiği ürünleri ihtiyacım olmasa da alırım.’ ‘Sosyal medyada öne çıkan
fenomenlerin kıyafetini, tarzını, saç şeklini kullanırım.’, ‘Arkadaşlarım ya da takip ettiğim
kişilerin bir ürün/marka ile ilgili olumlu/olumsuz paylaşımlarından etkilenirim.’ gibi sorular ile
hayata aktarmada grup tavırlarının etkisinin yordanması hedeflenmiştir. 15 maddeden
oluşmaktadır. 3’lü Likert ölçeği (Evet/Bazen/Hayır) ile değerlendirilmiştir. Her madde evet –
bazen – hayır şeklinde yanıtlanmaktadır. Puanlama bir anahtar kullanılarak yapılmakta yüksek
puanlar sosyal medyaya maruz kalan, düşük puan alanlar ise sosyal medyaya maruz kalmayan
olarak yorumlanmaktadır.

Bulgular
İki envanter arasındaki doğrusal ilişkinin yönünü ve gücünü belirlemek üzere ‘Sosyal Medyaya
Maruz Kalma-SMMK” ile “Sosyal Medyayı Hayata Aktarma-SMHA” envanterleri arasındaki
korelasyon hesaplanmış, oldukça yüksek bir oran belirlenmiştir. Tablo 1’de yer aldığı üzere
sosyal medyaya maruz kalma yoğunluğu artıkça hayata aktarma ve grup davranışlarını etkileme
(sosyal bulaşma) oranı da artmaktadır.

SOSYAL MEDYA SMMK SMHA


SMMK 1 0.71
SMHA 1
Tablo 1: SMMK ile SMHA envanterleri arasındaki korelasyon.

Sosyal medyaya maruz kalma ve hayata aktarılması ile Piers-Harris’in Çocuklarda Öz Kavramı
Ölçeği-PHÇÖKÖ alt ölçekleri arasındaki korelasyon hesaplanmış ve Tablo2’de yer almıştır.

Sosyal medyaya maruz kalma oranı artarken sırasıyla kendisini kaygılı hissetme, popülerlik,
okul durumu ve mutluluk/memnuniyet oranının düştüğü gözlenmiştir. Sanal dünyadaki “ben”
istenilen şekilde biçimlendirilebilirken; sosyal medyaya maruz kalma süresi arttıkça gerçek
dünyada mutluluk, kaygı gibi duygular ile popülerlik anlayışı ve okul algısının düşmesinin
beklentiyi de azaltmak olduğu düşünülmektedir. Böylece “kendi” olmaktan vazgeçmeye doğru
duygu ve davranışlar ile sanal dünyayı yaşamına taşıma yani sosyal medyayı hayatına aktarma
oranını arttırdığı düşünülmektedir.

Sosyal medyayı hayata aktarma oranı artarken kendini kaygılı hissetme oranı düşmektedir.
Ergenlik döneminin daha erken yaşlara taşındığı da göz önüne alınarak bireyin ailesinden
arkadaşlık ilişkilerine önem vermeye başladığı bu dönemde “kendi” olmayarak kaygısını
azalttığı düşünülmektedir. Sosyal bulaşma ile davranışları ve duyguları ile ilgili
sorumlulukların gruba mal edilerek, risk ve kaygılarının azaldığı düşünülmektedir.

ÖZ-KAVRAMI- PHÇÖKÖ
Fiziksel Zihinsel/Okul Mutluluk/
SOSYAL MEDYA Gözde Olma Kaygı
Görünüm Durumu Memnuniyet
SMMK -0.12 -0.36 -0.46 -0.34 -0.32
SMHA -0.11 -0.24 -0.39 -0.26 -0.21
Tablo 2: Sosyal Medya envanterleri ile PHÇÖKÖ arasındaki korelasyon.

Öneriler

Eğitim çağındaki neslin internet ve sosyal medyayı yaşamının ayrılmaz bir parçası haline
getirdiklerini kabul ederek, kontrollü ve etkili kullanım konusunda işlevsel araştırmalar
yapılması ve programlar geliştirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Sosyal medyanın, kimlik ve kişilik gelişiminde önemle ele alınması gereken “değerlerimiz”
konusundaki yansımaları ve toplumsal değerlerimiz konusunda araştırma ve program
geliştirmelere ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.

Önce ebeveynlerini süper kahraman olarak kabul etmekten akran grubunun etkisine geçişte
önemli bir faktör olarak sosyal medyada yer alan influencer (etkileyen kişi), youtuber gibi
internet ünlülerinin yaygın özellikleri konusunda araştırma ihtiyacı olduğu düşünülmektedir.

Farklı yaş grupları için de sosyal medya-öz kavramı ve sosyal bulaşma araştırmaları yapılabilir.

Sosyal bulaşmayı dikkate almak için çoğunluk etkisi ve azaltma yöntemleri konulu programlar
hazırlanabilir. Burada çoğunluğa etkimiz yanında nedenlerini/kaynaklarını belirlemenin önemli
olduğu düşünülmektedir. Burada sosyal medya kullanımı ve hayata aktarma ele alındıysa da
farklı kaynaklar/nedenler de irdelenebilir diye düşünülmektedir.

Kaynaklar

Amedie, J. (2015). The impact of social media on society.


Arseven, A. (2016). Öz Yeterlilik: Bir Kavram Analizi. Electronic Turkish Studies, 11(19).
Bayramkaya, E., Toros, F., & Özge, C. (2005). Ergenlerde Sosyal Fobi ile Depresyon, Öz kavram, Sigara
Alişkanliği Arasindaki iliğki. Klinik Psikofarmakoloji Bulteni, 15(4).
Chai, Y., Dai, W., Wu, G., Guan, N., & Li, L. (2021). Confinement in a zeolite and zeolite catalysis.
Accounts of Chemical Research, 54(13), 2894-2904.
Christakis, N. A., & Fowler, J. H. (2013). Social contagion theory: examining dynamic social networks
and human behavior. Statistics in medicine, 32(4), 556-577.
Green, A. Humans and their Households: Review of Oikos and Market by by Stephen Gudeman & Chris
Hann (eds). Paper presented at the Anthropology Book Forum.
Hodas, N. O., & Lerman, K. (2014). The simple rules of social contagion. Scientific reports, 4(1), 4343.
Marini, L., Hendriani, W., & Wulandari, P. Y. (2022). Determinants of Smartphone Addiction in
Indonesian Adolescents: Scoping Literature Review. Paper presented at the Proceedings of
International Conference on Psychological Studies (ICPSYCHE).
Nagehan, K., & TASTAN, N. (2020). Özgüven üzerine bir derleme. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, 10(2), 297-312.
Öztürk, M. F., & Talas, M. (2015). Sosyal medya ve eğitim etkileşimi. Zeitschrift für die Welt der
Türken/Journal of World of Turks, 7(1), 101-120.

EKLER

EK 1- Piers- Harris’in Çocuklarda Öz Kavramı Ölçeği

Aşağıda 80 cümle var. Bunlarsan seni tanımlayanları “evet”, tanımlamayanları ise “hayır” ile
cevaplandır. Bazı cümlelerde karar vermek zor olabilir. Yine de lütfen bütün cümleleri cevapla.
Aynı cümleyi hem evet hem de hayır olarak işaretleme. Unutma, cümledeki ifade genellikle
sana uyuyorsa evet, uymuyorsa hayır olarak işaretleyeceksin.
Cümlenin sana uygun olup olmadığını sadece sen bilebilirsin. Bunun için kendini gerçekten
nasıl görüyorsan aynen öyle cevaplandır.
1.İyi resim çizerim. ( )Evet ( ) Hayır
2.Okul ödevlerimi bitirmem uzun sürer. ( )Evet ( ) Hayır
3.Elerimi kullanmada becerikliyimdir. ( )Evet ( ) Hayır
4.Okulda başarılı bir öğrenciyim. ( )Evet ( ) Hayır
5.Aile içinde önemli bir yerim var. ( )Evet ( ) Hayır
6.Sınıf arkadaşlarım benimle alay eder. ( )Evet ( ) Hayır
7.Mutluyum. ( )Evet ( ) Hayır
8.Çoğunlukla neşesizim. ( )Evet ( ) Hayır
9.Akıllıyım. ( )Evet ( ) Hayır
10.Öğretmenler derse kaldırınca heyecanlanıyorum. ( )Evet ( ) Hayır
11.Dış görünüşüm beni rahatsız ediyor. ( )Evet ( ) Hayır
12.Genellikle çekingenim. ( )Evet ( ) Hayır
13.Arkadaş edinmekte güçlük çekiyorum. ( )Evet ( ) Hayır
14.Büyüdüğümde önemli bir kimse olacağım. ( )Evet ( ) Hayır
15.Aileme sorun yaratıyorum. ( )Evet ( ) Hayır
16.Kuvvetli sayılırım. ( )Evet ( ) Hayır
17.Sınavlardan önce heyecanlanıyorum, korkuyorum. ( )Evet ( ) Hayır
18.Okulda terbiyeli, uyumlu davranırım. ( )Evet ( ) Hayır
19.Herkes tarafından pek sevilen biri değilim. ( )Evet ( ) Hayır
20.Parlak fikirlerim var. ( )Evet ( ) Hayır
21.Genellikle kendi dediklerimin olmasını isterim. ( )Evet ( ) Hayır
22.Bir şeyden kolay vazgeçerim. ( )Evet ( ) Hayır
23.Müzikte iyiyim. ( )Evet ( ) Hayır
24.Hep kötü şeyler yaparım. ( )Evet ( ) Hayır
25.Evde çoğu zaman huysuzluk ederim. ( )Evet ( ) Hayır
26.Sınıfta arkadaşlarım beni sayarlar. ( )Evet ( ) Hayır
27.Sinirli biriyim. ( )Evet ( ) Hayır
28.Gözlerim güzeldir. ( )Evet ( ) Hayır
29.Sınıfta derse kalktığımda bildiklerimi sıkılmadan anlatırım. ( )Evet ( ) Hayır
30.Derslerde sık sık hayal kurarım. ( )Evet ( ) Hayır
31.(Kardeşiniz varsa) Kardeş(ler)ime sataşırım. ( )Evet ( ) Hayır
32.Arkadaşlarım fikirlerimi beğenir. ( )Evet ( ) Hayır
33.Başım sık sık belaya girer. ( )Evet ( ) Hayır
34.Evde büyüklerimin sözünü dinlerim. ( )Evet ( ) Hayır
35.Sık sık üzülür, meraklanırım. ( )Evet ( ) Hayır
36.Ailem benden çok fazla şey bekliyor. ( )Evet ( ) Hayır
37.Halimden memnunum. ( )Evet ( ) Hayır
38.Evde ve okulda pek çok şeyin dışında bırakıldığımı sanıyorum. ( )Evet ( ) Hayır
39.Saçlarım güzeldir. ( )Evet ( ) Hayır
40.Çoğu zaman okul faaliyetlerine gönüllü olarak katılırım. ( )Evet ( ) Hayır
41.Şimdiki halimden daha başka olmak isterdim. ( )Evet ( ) Hayır
42.Geceleri rahat uyurum. ( )Evet ( ) Hayır
43.Okuldan hiç hoşlanmıyorum. ( )Evet ( ) Hayır
44.Arkadaşlar arasında oyunlara katılmak için bir seçim yapılırken en son seçilenlerden
biriyim. ( )Evet ( ) Hayır
45.Sık sık hasta olurum. ( )Evet ( ) Hayır
46.Başkalarına karşı iyi davranmam. ( )Evet ( ) Hayır
47.Okuldaki arkadaşlarım iyi fikirlerim olduğunu düşünürler. ( )Evet ( ) Hayır
48.Mutsuzum. ( )Evet ( ) Hayır
49.Pek çok arkadaşım var. ( )Evet ( ) Hayır
50.Neşeliyim. ( )Evet ( ) Hayır
51.Pek çok şeye aklım ermez. ( )Evet ( ) Hayır
52.Yakışıklıyım (güzelim) ( )Evet ( ) Hayır
53.Hayat dolu bir insanım. ( )Evet ( ) Hayır
54.Sık sık kavgalara karışırım. ( )Evet ( ) Hayır
55.Erkek arkadaşlarım arasında sevilirim (popülerim). ( )Evet ( ) Hayır
56.Arkadaşlarım bana sık sık sataşır. ( )Evet ( ) Hayır
57.Ailem benle düş kırıklığına uğruyor. ( )Evet ( ) Hayır
58.Hoş bir yüzüm vardır. ( )Evet ( ) Hayır
59.Evde hep benle uğraşırlar. ( )Evet ( ) Hayır
60.Oyunlarda ve sporda başı ben çekerim. ( )Evet ( ) Hayır
61.Ne zaman bir şey yapmaya kalksam her şey ters gider. ( )Evet ( ) Hayır
62.Hareketlerimde sakarım. ( )Evet ( ) Hayır
63.Oyunlarda ve sporda, oynamak yerine seyrederim. ( )Evet ( ) Hayır
64.Öğrendiğimi çabuk unuturum. ( )Evet ( ) Hayır
65.Herkesle iyi geçinirim. ( )Evet ( ) Hayır
66.Çabuk kızarım. ( )Evet ( ) Hayır
67.Kız arkadaşlarım arasında sevilirim. ( )Evet ( ) Hayır
68.Çok okurum. ( )Evet ( ) Hayır
69.Bir grupla çalışmaktansa tek başıma çalışmaktan hoşlanırım. ( )Evet ( ) Hayır
70.(Kardeşiniz varsa) Kardeş (ler)imi severim. ( )Evet ( ) Hayır
71.Vücutça güzel sayılırım. ( )Evet ( ) Hayır
72.Sık sık korkuya kapılırım. ( )Evet ( ) Hayır
73.Her zaman bir şeyler düşürür ve kırarım. ( )Evet ( ) Hayır
74.Güvenilir bir kimseyim. ( )Evet ( ) Hayır
75.Başkalarından farklıyım. ( )Evet ( ) Hayır
76.Kötü şeyler düşünürüm. ( )Evet ( ) Hayır
77.Kolay ağlarım. ( )Evet ( ) Hayır
78.İyi bir insanım. ( )Evet ( ) Hayır
79.İşler hep benim yüzümden ters gider. ( )Evet ( ) Hayır
80.Şanslı bir kimseyim. ( )Evet ( ) Hayır

EK 2- Sosyal Medyaya Maruz Kalma

HAYIR BAZEN EVET

1.Gün içerisinde internete çok zaman ayırırım.

2. İnstagram hesabımı aktif kullanılırım.

3.Twitterda hesabımı aktif kullanılırım.

4.Tiktok hesabımı aktif kullanılırım.

5.Bazı youtuberları aktif takip ederim.

6.Kişisel ya da kurumsal bloğum var.

7.Arkadaşlarımın ya da takip ettiğim kişilerin paylaşımlarına dikkat


eder, takip ederim.

8.İnstagramda çok arkadaşım var.

9.Twitterda çok arkadaşım var.


10.Tiktok da çok arkadaşım var.

11.Gün geçtikçe sosyal medyada geçirdiğim süre artıyor.

12.Yoğun iş temposunda ya da ders çalışırken bile gözüm sosyal


medyada olur.

13.Fenomen olan akımlara uymazsam arkadaşlarım tarafından


dışlanacağımı düşünürüm.

14.Fenomen olan akımları bilmezsem dalga geçeceklerini


düşünürüm.
EK 3- Sosyal Medyayı Hayata Aktarmada Grup Tavırları Etkisi

Maddeler HAYIR1 BAZEN2 EVET 3


1) Arkadaşlarım ya da takip ettiğim kişilerin bir ürün/marka ile
ilgili olumlu/olumsuz paylaşımlarından etkilenirim.
2)Bir markanın sosyal medyada yer alması, o markaya karşı
olan tutumumu etkiler.

3)Boş vakitlerimin büyük kısmını sosyal medyada harcarım.

4)Günlük işlerimle ilgilenirken bir yandan sosyal medyayı takip


ederim.
5)Sevdiğim fenomenin tavsiye ettiği ürünleri ihtiyacım olmasa
da alırım.

6)Emojileri yazışırken çok kullanırım.

7)Daha önce bir markanın sosyal medya kampanyasına


katıldım.
8)Sosyal medya paylaşımlarım etkileşim almadığında ya da az
etkileşim aldığında mutsuz olurum.
9)Sosyal medyadaki takipçi sayımın artması, özgüvenimi artırıp
kendimi sevilen biri olarak hissetmemi sağlar.
10)Sosyal medyada geçirdiğim zamanın daha az uyumama,
çalışırken konsantrasyonumun azalmasına, sorumluluklarımı
aksamasına neden olduğu konusunda uyarı alırım.
11)Sosyal medyaya erişemediğimde kendimi yalnız, huzursuz,
sinirli hissederim.
12)Sosyal medyadan aldığım ürün kötü çıktığında öneren kişiyi
suçlarım.

13)Sosyal medyadan gördüğüm akımlardan etkilenirim.

14)Sosyal medyadan gördüğüm fenomen karakterlerin dilini


kullanırım.
15) Sosyal medyada öne çıkan fenomenlerin kıyafetini, tarzını,
saç şeklini kullanırım.

You might also like