Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 12

Platon

politika, metafizik, psikoloji, mantı k, epistemoloji ve diya-


lektik konusundaki gör üşleriyle, onun d üşü ncelerinin bu
konularda geçirdiğ i değişimleri sıkı bir analize t â bi tutmu ş-
lard ı r. Buna mukabil, İ kincisi söz konusu oldu ğ unda, Platon
ara ştı rmac ı ları, eserlerin edebî kalite ve değerini, Platon' un
diyaloglarda kulland ığı diyalog ve yazım tekniğini göz
ön ü ne alm ışlard ı r. Buna göre, basit bir üslup ve diyalogun
sanatsal değeri y ü ksek olmayan yapısının, bununla çelişecek
başka bir ölçü t olmad ık ça, Platon'un gen çlik diyalogları nı
yansı tt ığı savunulurken, filozofun kariyerinde ilerledik çe,
diyalogları n yapısı n ı n, üslubunun ve kullan ı lan diyalog
tekniğ inin de geliş tiği ve olgunlaşt ığı d üşü n ü lm üş t ü r. Yine
ayn ı ba ğlamda, Platon' un kulland ığı terimler ve d üşü nce-
lerini ifade ediş tarzı, lingustik testlerle sıkı bir analize tâ bi
tutulmu ştur. Farklı ölçü tlerin ve çok ayrıntılı stilometrik ve
linguistik tekniklerin kullanıld ığı bu incelemeler sonucun-
da, Platon' un diyalogları, hemen b ü t ü n Platon yorumcular ı
arasında tam bir fikir birliği olacak şekilde, gençlik, olgunluk
ve yaşl ı lı k diye üç d öneme ayr ı lı r. Bu üç d önemin arasına
da, biri gen çlikten olgunlu ğa, diğeri de olgunluktan yaşlıl ığa
geçiş olmak üzere, iki ayrı geçiş d önemi yerleştirilir.14
Buna gö re, genç lik diyaloglar ı Sokrates' in Savunması, Kritoıı ,
Euthyphron , Euthydemos, Lakhes, İon , Protagoras , Kharmides ,
Gorgias, K üçük Hippias , Bü yük Hippias ve Lysis' ten meydana
gelir. Bu diyaloglar, tarihsel olarak Sokrates'in MÖ 399 y ılı n-
daki ölü m ü yle Platon' un Sicilya ya da İ talya'ya 387 yıl ında
yapmış oldu ğu seyahatin arası nda kalan d önemde kaleme
alınm ışlard ı r.15 Bu diyaloglarm üçü biyografik eserler olarak
da tasnif edilir .16 Söz konusu üç diyalog, sı rası yla Euthyphron,
Sokrates' in Savunması ve Kriton' dur. Bu diyaloglar, esas olarak

14 T. Brickhouse- N. D. Smith, age.


15 Bkz . C. Gill, "Platonic Dialogue", A Companion to Ancient Philosophy ( ed .
by M . L. Gill-P. Pellegrin ), Oxford, Blackvvell Publishing, 2006, s. 140.
16 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Kriton ( çev . F. Akderin ), İstanbul, Say Yay ınla -
r ı, 2011, s. 19.

16
rt*> Timaios

Sokrates'in hayatının son aylarını, hatta g ü nlerini bize anla-


tı r. Bunlardan Euthypron'da Sokrates'e hayatına mal olacak
su çlama veya mahkeme celbinin resmi makamlar taraf ından
nası l tebliğ edildiği anlatıl ı r.17 Savunma ise mahkemedeki
Sokrates'i, onun kendisini yöneltilen ithamlar karşısında nasıl
savundu ğ unu anlatı r. D üşü nce ve hukuk tarihinin muhte-
melen en önemli savunmasını ortaya koyan eserden18 sonra
kaleme alınm ış olan Kriton, hapishanedeki Sokrates'i, onun
ölmeden önceki son g ü n ü n ü betimler.19
Gen çlik diyaloglar ı nı n, biçim a çısı ndan değerlendirildik-
lerinde, Sokrates tarafmdan Savunma'da belirtilen çü r ü tme,
sorgulama misyonu ekseninde gelişen bir erdemlilik çer-
çevesi içinde hayli dramatik bir yapı sergilediklerini söyle-
mek doğ ru olur. Bu diyaloglar çözü ms ü zl ü kle sonu çlanan
aporetik eserlerdir. Başka bir deyişle, gen çlik diyalogları,
Sokrates'in belirli bir ahlaki erdemle ilgili olarak başlatt ığı
tart ışma ü zerinde, somut bir sonuca ulaşmadan gelişen eser-
ler olmak durumundad ır. Onlarda Platon' un gözettiği ama ç,
tanıd ığı ve bildiğ i kadar ı yla Sokrates'in karakterini, kişiliğini
ve felsefi faaliyetini tanı t ı p, öl ü msü zleştirmektir. Bundan
dolay ı gençlik diyaloglar ı, Sokratik diyaloglar olarak geçer.
Sokratik diyaloglar, esas olarak ahlaki problemleri ele alı r-
ken, ö zde erdemler ve erdem tanı mları ü zerinde yoğ unlaşı r.
Bu erdem söz gelimi Euthyphron' da dindarl ı k, Lakhes' te cesa-
ret, Lysis' te dostluk, Kharmides' te ölçü l ü l ü kt ü r.
Platon' un eserlerinin kronolojisi veya tasnifinde, birinci
d önemin gen çlik ya da Sokratik diyalogların ı, gençlik d öne-
minden olgunluk d önemine geçişi temsil eden ara diyaloglar
bulunur. Geçiş diyaloglarını n tarihsel olarak 387 y ılı ile 380

17 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Euthyphron ( çev. F. Akderin ), İstanbul, Say Ya -


y ı nlar ı, 2011, s. 19.
18 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Sokrates' in Savunması ( çev . F. Akderin ), İstan -
bul, Say Yay ınları, 2011, s. 19.
19 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Kriton ( çev. F. Akderin ), İstanbul, Say Yay ı nla -
r ı, 2011, s. 19.

17
-
Platon <v

y ı lları arası nda kalan d önemde kaleme alınmış oldukları


kabul edilir.20 Söz konusu diyaloglar sı rasıyla Meneksenos ,
Menon ve Phaidon' dur. Bu geçiş diyaloglarında, gençlik diya-
loglarının tersine, ilk kez olarak birtakım pozitif öğretiler öne
sü r ül ü r. Başka bir deyişle, bu eserlerin en önemli özelliği,
onların Platon'un artı k Sokrates'in gör üşlerini aktarmakla
yetinmeyip kendi görüşlerini olu şturma yoluna girmiş olma-
sını gözler ön üne sermelerinden meydana gelir. Bu durumu ,
ilk olarak İ talya ziyaretinin hemen ertesinde yazılm ış olan21
Meneksenos' ta, açıklıkla görebiliriz. Sofistlerin felsefesini ve
eğitim araçlarmı daha önce gençlik d önemi diyalogları olarak
Protagoras ve Gorgici ş' ta, eleştiri dozu y ü ksek olmayan bir dille
aktarm ış olan Platon, bu eserde, Sofistlik ve Sofistlerin öğ ret-
tiği retorik sanatı yla ilgili nihai kararım vermiş olarak kar-
şı mıza çıkar. Ama çok daha önemlisi, Menon ve Phaidon' da,
Platon, felsefesinin iki önemli öğesini ortaya koymaya, yani
metafizik öğ retisiyle epistemolojisinin ana hatlarını ifade
etmeye başlar. Söz gelimi Menon' da, bilginin matematikte
oldu ğ u gibi, ezeli-ebedi doğruların bilgisi oldu ğunu , bu
bilginin a priori bir bilgi olmak anlam ında anı msamaya
dayand ığı n ı dile getiren, Pythagorasçı kaynakları a çık olan
bir epistemolojiyle karşılaşı rız.22 Burada sözü edilen "ruhun
öl ü msü zl üğü" meselesinin ana konusu oldu ğ u Phaidon' da ise
bu kez söz konusu bilginin objelerini olu şturan İ dealara ilk
kez olarak gönderme yapılır.23
Olgunluk dönemi diyalogları Devlet, Phaedros ve Kratylos
adl ı diyaloglardan olu şur. Yeri epeyce tartışmalı olan diya-
log, Şölen' dir. O, pek çok yorumcuya göre, bir geçiş eseridir;

20 Bkz . C . Gill, age, s. 140.


21 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Meneksenos (çev. F. Akderin ), İstanbul, Say Ya -
yınlar ı, 2011, s. 20.
22 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Menon (çev . F. Akderin ), İstanbul, Say Yayın-
lan, 2011, s. 20.
23 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Euthyphron (çev. F. Akderin ), İstanbul, Say Ya-
y ınlar ı, 2011, s. 27.
18
ri* Timaios

bununla birlikte, azı msanmayacak bir grup yorumcu veya


Platon araştı rmacısı da onu olgunluk dönemi eserleri arasına
yerleştirir. Olgunluk dönemi eserlerinin er temel özelliği,
bu diyaloglarda artı k tam olarak şekillenmiş Platon'a ait bir
sistemin bulunmasıd ı r. Bu sistemin merkezinde ise İdealar
kuram ı bulunur. Platon' un sistemini, temel öğretilerini orta-
ya koyan söz konusu olgunluk dönemi eserleri, yaklaşı k ola-
rak 380-360 y ılları arasında kaleme alınmıştır.24 Bu d önemin
diyalogları çok daha az dramatik olup, Sokratik diyalogların
eğ retiliğinin ve negatif tutumunun epey uza ğına d üşerler.
Burada da, aynen ilk dönem diyaloglarında oldu ğ u gibi,
Sokrates yine baş konu şmacı ya da tartışmacıdır.
Sokratik diyaloglarda söz konusu olan moral bilgi ve ahla-
ki erdemlere d ön ü k ilgi, olgunluk d önemi diyalogları nda da
devam etmekle birlikte, Platon'un bu eserleri yazd ığı sıralar-
da ilgisinin teknik anlamda daha soyut ve felsefi konulara
kayd ığı gör ü l ü r. Zira bu diyaloglarda metafiziksel ve epis-
temolojik meselelere daha bü y ü k bir a ğırlık verilir, onlara
daha g üçl ü bir biçimde vurgu yapılır. Gençlik diyaloglarıyla
olgunluk dönemi diyalogları arasındaki en çarpıcı farklılık,
İdealar kuram ından olu şur. Platon bu diyaloglarda, İ dealar
kuram ımn metafiziksel, etik, epistemolojik ve mantı ksal
boyutları m, antropolojisi ve politika anlayışıyla ilişki i çinde
gözler ön ü ne serer. Dönemin en temel eseri, hiç ku şku yok
ki Devlet' tır .
Platon'un diyaloglar ının kronolojisinde d örd üncü sıray ı,
Platon' un filozof ve yazar kariyerinde olgunluktan yaşlılı-
ğa geçişi temsil eden ara diyaloglar olu şturur. Bu eserlerin,
tarihsel olarak MÖ 360 ile 355 yılları arasında kalan bir
d önemde kaleme alınd ıkları sanılmaktad ır. Bu diyaloglarm
sayısı, tı pkı birinci döneminin diyalog sayısı gibi, üçtü r.
Söz konusu diyaloglar Parmenides , Theaetetos ve Phaedros' tan

24 T. Brickhouse- N . D. Smith, age .

19
Platon

meydana gelir. Bu d önemi tanı mlayan, hatta d önemin diya-


loglarını birleştiren en önemli husus, onlarda Platon' un ilk
kez olarak sistemine, özellikle de İdealar kuramma eleştirel
bir gözle bakmaya ba şlamış olmasıd ır. Nitekim Parmenides' te
İdealar kuram ının yol a çtığı g üçl ü k ve zorluklar ü zerinde
yoğ unlaşıl ır. Theaetetos' ta ise, algını n bilgi olma iddiasını tar-
tışı rken, öyle sanılır ki, Platon bir yandan da kendine idealar
kuramı olmadan bilgi problemine bir çöz ü m getirip getire-
meyeceğini sorar.25
Platon' un yazar kariyerindeki son evreyi, yaşlılık dönemi
diyalogları meydana getirir. Olgunluk dönemi diyalogları
arasında Sofist , Devlet Adamı , Timaios, Kritias , Philebos ve
Yasalar bulunur. Söz konusu eserler MÖ 355-347 yılları ara-
sında kaleme alı nm ışlard ır. Bu diyaloglarda ana Platonik
öğreti, geçiş d öneminin eleş tirilerinin ard ı ndan nihai şekliyle
sunulur. Olgunluk d önemi diyaloglarının temel eserinin
Devlet olmasına benzer şekilde, dönemi bu kez bir üçl ü olabi-
lecek en iyi şekilde karakterize eder. Bu üçl ü de Devlet Adamı ,
Philebos ve Timaios' tor. Buna göre, teleolojik d ü nya gör üşü n ü
hiç terk etmeden devam ettiren ve bu çerçeve içinde evrende
oldu ğ u kadar, insan ve toplumda da d ü zeni arayan Platon,
herhangi bir varlığı iyi yapan şeyin ondaki d ü zen, bileşen-
leri arası ndaki uygun ölçü ve oran oldu ğ unu belirtmeye her
üç eserde de özel bir önem atfeder.26 O, bu eserlerde etik ve
politika ile metafiziği, beşeri olan ile kozmik olanı eşsiz bir
bi çimde bir araya getirirken, aym d ü zenin evrende oldu ğ u
kadar, insanda ve toplumda da oldu ğ unu ortaya koyar. O,
Timaios' ta bunu evren, Philebos' ta insan ve Devlet Adamı' nda
toplum a çısından ortaya koyar. Demek ki, yaşlılık diyalogla-
rıyla olgunluk diyaloglarını özellikle içerik yönünde birleşti-

25 Platon, Timaios 27d -28a; F. M. Cornford, Platon' un Bilgi Kuramı, Metne


Eşlik Eden bir Yorumla Birlikte Platon' un Theaetetos ve Sofist adl ı Diya -
logları (çev. A. Cevizci ), Ankara, 1989, ss. 12-14.
26 Bkz . A. Cevizci, "Önsöz", Philebos ( çev. F. Akderin ), İstanbul, Say Yay ı n-
lar ı, 2013, s. 20.

20
^ Timaios

ren en önemli husus budur, yani teleolojik evren gör üşüd ü r.


Farkl ıl ı k ise, politika felsefesinin veya d ü zen olarak adalet
telakkisinin bu d önemde iki diyalogla temsil edilmesinden
de anlaşılaca ğı ü zere, siyaset teorisinin biraz daha öne çık-
masından meydana gelir. Bir başka önemli farklıl ık, son iki
d önemde, yani olgunluktan yaşlıl ığa geç iş evresiyle yaşlıl ık
d önemi eserlerinde Sokrates'in rol ü n ü n azalmasmdan ve
diyalogun, özellikle gençlik d öneminde çok öne çıkan dra-
matik karakterinin t ü mden kaybolmasından meydana gelir.
Sokrates sadece Philebos ve Theaetetos'ta baş konu şmacı d ı r,
diğer diyaloglarda Platon'un ba ş sö zcüs ü değildir, Yasalar'da
ise hiç gör ü nmez. Yine son d önem diyaloglar ı nda, sonradan
zoraki bir biçimde diyaloga d ön üşt ü r ü lm üş oldu ğ u sanılan,
uzun sunum ya da serimlerin belirleyici olmaya başlad ığı
deneme formu a ğır basar.

Ahmet Cevizci

21
Tİ MA İOS
Çeviride Plato: Timaeus , Critias , Cleitophon , Menexenus , Epistles ( Loeb
Classical Library No. 234) k ü nyeli çalış ma temel al ı nmışt ı r. Metnin yo-
rumlanmasında Ficino, Masilio, ( tr. ), Timaeus, in Platonis Opera Omnia ,
Basileae 1532, s. 703-737 ve Jovvett, Benjamin ( tr.), Timaeus by Plato, Ox-
ford 1880 k ü nyeli metinlere de baş vurulmu ştur . Yunanca isimlerin ya -
zımlarında orijinalleri muhafaza edilmiş, sadece Yunanistan, Atina gibi
Tü rkçeye yerleşmiş olan kelimeler okunu ş un akıcıl ığını kaybetmemesi
ad ına Tü rkçeleştir ilerek verilmiştir.
SOKRATES: Üç kişi burada Timaios. Dü n beni ça ğı ran 17
misafirlerden dörd ü nc üsü nerede?
Tİ MA İOS: Samrım hasta, yoksa böyle bir konu şmay ı ka-
çırmak istemezdi.
SOKRATES : Tamam, o zaman onun yerine sizin konu ş-
maya dahil olmanı z gerekecek.
Tİ MA İOS: Tabii ki. Hem d ü n bize karşı b ü y ü k misafirper-
verlik göstermiştin, bug ün de bizi sana aynı şekilde
karşılı k vermemiz gerekir. Bunun için elimizden ge-
leni yapaca ğız.
SOKRATES: Peki, bugü n size hangi konularda konu şma-
mızı önermiştim, hatı rlı yor musunuz?
TİMA İOS: Evet bazılar ı m hatı rl ıyoruz, eğer unuttukları-
m ız olursa sen hatı rlatı rsın. Aslında sana zor gelme-
yecekse bunları baştan söylemende yarar var. Böyle-
ce her şey daha netleşir.
SOKRATES: Anlaştık, d ü n devlet konusunda konu ştuk-
larım ızın temel amacı en iyi devlet şeklinin ne oldu -
ğ u ve bu devletin yönetiminde kimlerin yer alması
gerektiğiydi.
TİMA İ OS: Haklısın Sokrates. Konu şulanlar hepimizin
çok hoşuna gitmişti.
SOKRATES: Bu konu şmamızda öncelikle, devlette yer al-
ması gereken çiftçilerin, diğer meslek gruplarını n ve
devleti savunması gereken askerlerin ayr ım ın ı yap-
mıştık, değil mi?
Tİ MA İOS: Doğ ru .
SOKRATES: Herkes tek bir mesleğe sahipti. Asker için
şöyle demiştik: Bu insanlar herkes adına savaşmak
25
Platon *<kf

zorundad ı r, devlete zarar vermek isteyen iç ya da d ış


d üşmanlara karşı devleti korurlar. Başlarında bulun-
duklar ı insanlara karşı doğal bir dostluk beslemeleri
18 gerekir ve o insanlara karşı yumu şak davranmal ıd ı r-
lar. Oysa savaşacakları d üş manlara karşı son derece
sert olmak zorundad ırlar.
TÎ MA Î OS: Doğ ru .
SOKRATES: Yanl ış hatı rlam ı yorsam askerlerin d üşman-
lar ı na karşı sert, dostları na karşı yumu şak olabilme-
leri için ruhlar ı nm hem öfkeli hem de bilgiye a ç ol -
ması gerektiğini de söyledik.
Tİ MA İ OS: Evet.
SOKRATES: Öte yandan bu askerlerin beden eğitimi, m ü-
zik ve diğer konularda kendilerine uygun bilgileri
edinmelerini sa ğlayacak bir eğitime ihtiya çları oldu -
ğ unu da belirttik.
Tİ MA İOS: Ku şkusuz.
SOKRATES: Yine bu insanları n değerli madenleri kendi
malları kabul etmeleri gerektiği de söylendi. Ancak
hayatlar ı m koruduklar ı insanlardan belirli bir para
da almalar ı gerekir denildi. Bu paranı n da uygun,
kabul edilebilir d üzeyde olması gerektiği belirtildi.
Askerlerin tek amaçları erdem olmalıdır, para söz
konusu oldu ğ unda bunu beraber harcamaları, bera-
ber ya şamaları gerekir.
T İ MA İ OS: Evet, bunları söylemiştik.
SOKRATES: Kad ı nlar konusunda ise şöyle dedik: Kad ın-
ları erkeklerle aym duruma getirebilmek amacıyla
ister savaş zamanında isterse de diğer zamanlarda
erkeklerin yaptığı işlerin aymsmı yapmalar ı gerekir.
T İ MA İ OS: Doğ ru , bunları da konu ştuk.
SOKRATES: Doğum konusunda söylediklerimiz bildik-
lerimizden çok farklıyd ı, bu nedenle onlar ı hatı rla-
mak zor olmayacaktı r. Kad ınların ve çocukları n or-
26
-
fo Timaios

taklaşa kullanılmasından söz ettik , insanların kendi


çocuklar ın ı tammamalar ı ya da kardeşi yaşındakilere
kardeş, anne babası yaşındakilere anne baba, kendi-
sinden sonra doğanlara çocuk ya da torun demesi
gerektiğini ve herkesin t ü m bu insanlara ayru sıfatla
nasıl sesleneceklerinitartışm ıştı k değil mi?
TÎMA İ OS: Evet, bunu hat ırlamak kolay.
SOKRATES: Çocukların doğumlar ı ndan itibaren iyi huy-
lu olmalar ı için hem kadınların hem de erkeklerin
bazı çabalar harcamalar ı gerekti ğini söylemiş ve
bunda hemfikir olmu ştuk. Bunu hatı rlı yor musun?
Bu sayede iyi ya da kö t ü olan herkes kendisine ben-
zer insanlarla bir araya gelmiştir ve bu durum da te-
sad üfi olarak geliştiği için hiç kimse başka birinden
nefret etmeyecektir.
TİMAlOS: Hatı rlı yorum.
SOKRATES: Çocuk eğitimi konusunda sadece iyi insan- 19
ların çocuklarım yetiştirmemiz gerektiğini söyledik.
Di ğer çocuklar alt sınıfların çocuklarının yanında
kalacakt ı ve iyilerin çocuklar ı bü y üd ü klerinde onlar ı
denetleyerek y ü kselme hakkı olanları y ü kseltecek-
lerdir, bunları da söylemiştik değil mi?
TlMA İ OS: Hakl ısın.
SOKRATES: Peki Timaios. Ne dersin? Dü n konu ştuklar ı-
m ızı toparlad ık mı? Yoksa unuttuklarımız ve eksik-
lerimiz var mı halen ?
TİMA İ OS: Sokrates! Bir şey unutmadık, konu ştuklar ı m ı z
bu kadard ı.
SOKRATES: Peki o halde şimdi de içinde yaşad ığı mız
devletle ilgili hissettiklerimi anlatay ım. Bu öyle bir
his ki sanki bir resim ya da r ü yalarımızda görd üğü-
m ü z g üzel canlıların ger çek olmaları ve onlara yakı-
şacak g üzellikte bazı davranışlarda bulunmaları m
istememize benziyor. Kafamdaki devletle ilgili his-
27

You might also like