Professional Documents
Culture Documents
Notlar
Notlar
Notlar
RTE 27 133 849 (= 26 086 102 + 80 567 + 967 180) 27 834 592
English lesson to writer (iwm.org.uk): The right words: Hurşit Paşa, Cevat Bey. And the name of the city is
İstanbul.
The English-French supported Russian invasion of Northern Türkiye which led to halv million native Turcs
massacred by Russian and Kosac armies and collobrated Slav Greek and Armenian rebels, resultad with
building two artificial Bulgarian states, which both born on the turkish mark, where half o the turkish people
killed or fleet.
"Ottomans were Mongols" ? I've never heard such a crazy speech !! n, you need some elementery history
knowledge. Ottomas were not a people, they were a dynasty. And there were no turkish mother in this
dynasty. The last ottomans were much more greek, bulgarian, russian, italian, french, jewesh blood than the
turkish drop - which came from the first man in the dynasty 600 years ago. The turks from Anatolia is the mix
of Türkmens and Anatolian natives - who hade lived there since several thousand years as Hiittites, Phrigians,
Luwians, Pala people, Hurrians, "Bithinians", Troians, Likians, Karians, etc long before greek and roman
invaders. The Turks from Balkan were the mix of this mix and Balkans Albans and Slavs. The Türkmens who
came to Anatolia ca 1000 - 1100 AC, were no Mongols - neither as language and culture nor phsically. Turks
were not "upper class" in the "ottoman" imperium, they were soldiers. The economy and the trade was always
at the hands of christians - first of all greeks. The imperium was "the third roman İmperium" as political,
geographical, culturall, soical perspectives, with new language and religion as "clothes" or "colour". And this
ladies (in the photo) clothes hade so many roots, Anatolian, Turkish, Balkan, Slav, Albanian ... and may be a
little Egyptian too, but you can not define it "Egyptian clothes"
Çünkü cahil ve avanak Osmanlı en seçme subayları resimdeki gibi Libya'ya gönderiyor, Batılıların ve Rusya'nın
planlı baskısına boyun eğerek 70000 Rumeli askerini terhis ediyor, önemli kısmı Rumelili ve Arnavut olan 33
taburu Yemen'e yolluyor, ve sonunda silah taşıma isteklerini kabul edeceği Arnavutlara saldırıyordu, sanki
ülkeye saldıran ilk Balkan devletiymiş gibi. Böylece Balkan'ı Sırp-Yunan-Bulgar-Karadağlı vahşetine hazır bir
askersiz ordusuz lokma haline sokuyordu.
Muhtar Paşa'nın cevabı ile hezimetin sorumlusu görülemez. Hezimetin sorumlusu, bizimle ortak hedefteki
Arnavutları 1911'den beri "silah toplama" çılgınlığı yüzünden kovalamak, "saldırtmayız" diyen büyük devletlere
inanan ve hazırlanmayan 1912'deki hükümet, 150000 askeri terhis eden genelkurmay, 34 taburu Yemen'e
yollayan yine genelkurmay. Ve bu gnk başkanı Nazım Paşa, Abdullah Paşa'nın savunma ve toparlanma önerisini
dinlemeyip eksik orduyu saldırtmış, Paşanın altındaki generaller de onu değil, onun üstündeki Nazım Paşayı
dinleyip hiyerarşi çiğneyerek suça ortak olmuştur. Bu çiğneyenlerden biri de Muhtarpaşa. Bu şuç anavatanımız
Rumeli'yi yitirmemize yol açtığı gibi 200000'den fazla sivilimizin vahşi yöntemlerle soykırılmasına neden oldu.
Yarım milyon göçte yolda hastalıktan kırıldı. Bir o kadar can havliyle buraya kaçtı. Katiller de, katil devletleri
saldırtan büyük devletler de, gaflet halinde sebep olan bu içerdekiler de cezasız kaldı. Mehmet Öztürk iki paşayı
okuyup yargıya varmakla acele etmiş.
Bağımsızlık Günü (Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça: Dan nezavisnosti, Kirilce: Дан независности), Bosna-Hersek
Cumhuriyeti'nin 1992 yılında Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nden bağımsızlığını kutlamak için 1
Mart'ta Bosna-Hersek Federasyonu'nda kutlanan bir resmi tatildir.
26 Mart Balkan Şehitlerini Anma Günü 26 Martta işgale uğrayan Edirne, Enver Paşa komutasındaki birliklerimiz
tarafından 21 Temmuz 1913'te yeniden vatan topraklarına katılmıştır.
26 Şubat 1992'de gerçekleştirilen "Hocalı Katliamı"nda hayatını kaybeden vatandaşların anılması ve 31 Mart
Azerbaycan Türklerinin Soykırım Günü olması nedeniyle "Soykırım Şehitlerini Anma Töreni" .
16 Mayıs 1878 tarihinde Rodop Türklerinin liderlerinden Ahmet Timirski (Ağa) (Tımraşlı), Abdullah Efendi, Hacı
Halil Efendi, Hidayet Paşa (Yeri gelmişken Hidayet Paşa ile ilgili bilgi verelim. Hidayet Paşa aslınsa Saint Clair
adında bir İskoç asılzadesidir. Kırım Savaşıyla beraber Türklerle birlikte düşmana karşı savaşmış, ismini dahi
Hidayete erme anlamında Hidayet olarak değiştirmiştir. Aynı zamanda Diplomat-yazar David Urguhard kurduğu
Türk dostu ve Osmanlı İmparatorluğu yanlısı “Dış İşleri Komitesi” isimli derneğin kurucu üyesidir. Bu savaşta
kurulan orduya silah bulmuş, yabancı devletlere gönderilen heyetlerde bulunmuş, bir Türk dostudur. Zaman –
zaman aşırı milliyetçi Türkler tarafından suçlanmış ise de o görevini her zaman yerine getirmiştir.) ve Kara Yusuf
Çavuş Sultanyeri kazasının Karatarla Köyünde 30 Rodoplu millet temsilcisi ve yaklaşık 100 Nahiye Müdürünün
olurunu alarak Rodop Türk Hükümet Muvakkatesi’ni (geçici hükümetini) kurmuşlardır.
18 Mayıs, Kırım Cumhuriyeti'nde "sürgün kurbanlarını anma" günüdür. Bu tarih, 1993'te Kırım Yüksek
Sovyeti'nin kararıyla belirlenmişti. 3 Mart 2015'te ise Kırım Cumhuriyeti kararıyla Kırım'ın çok uluslu halkının
kaderinin ayrılmazlığı ve anı günü olarak kabul edildi.
21 mayıs Kefken İstanbul Adige ve Abhaz 1 400 000 sağ olarak gelebilen
28 Mayıs, Azerbaycan’da “Respublika Günü” (Cumhuriyet Günü) olarak kutlanmaktadır. 28 Mayıs 1918
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin (1918-1920), Türk toplumlarında kurulan ilk Müslüman, laik,
demokratik devletin kuruluş tarihidir. Azerbaycan’ın doğum günüdür. Azerbaycan halkı Çarlık Rusyası’nın bir
asırdan fazla devam eden sömürgeci işgalinden kurtularak, 28 Mayıs 1918 tarihinde Doğu’daki ilk demokratik
cumhuriyetin temellerini attı. O gün Azerbaycan Ulusal Konseyi toplantısında Bağımsızlık Bildirgesi kabul edildi.
Doğu’da ilk kez özgür, demokratik, laik değerler esasında bağımsız bir cumhuriyetin kurulduğu dünyaya ilan
edildi. Mehmet Emin Resulzade tarafından kurulan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, yirminci yüzyılda
Azerbaycan halkının hayatında yeni bir aşama ve tarihi bir olaydı.
Sabantoy (Başkurtça: Һабантуй, Kazakça: Сабантой, Tatarca: Сабан-туе, Rusça: Сабантуй) – Tarihi Volga Bulgar
dönemine kadar uzanan bir Tatar, İdel-Ural, Başkurt ve Kazak yaz festivalidir. çoğu zaman bir yaz bayramı
olarak 23 Haziranda kutlanır. İlk başta kırsal alanlarda bir çiftçi festivali olarak kutlanırke daha sonra ulusal bir
tatil oldu ve şimdi şehirlerde yaygın olarak kutlanıyor.[1] Kazaklarda güzün son sıcak günlerinde Altı Alaş’ı
(ulusu) ve temsilcilerini toplayıp, onlara yemek verme geleneği vardır. Bu yemekte ozanlar atışır, at yarışı, güreş
ve Kökpar düzenlenir. Yılın en iyi ve en verimli iş yapan çiftçilerine de hediyeler verilir. Ancak çoğu zaman bir yaz
bayramı olarak 23 Haziranda kutlanır.[2] Çuvaşlar bu bayrama Akatuy (Çuvcaşça: Акатуй) adı verirler.[3]
Terminoloji
Tatarlar tatili Sabantuy (Сабантуй, [sʌbɑnˈtuɪ]) ya da daha doğrusu Saban tuyı (Сабан туе, [sʌˈbɑn tuˈjɯ])
olarak adlandırırlar.
Volga boyunca yaşayan diğer Türk halkları da bu tatili kutluyor. Başkurtlar buna Habantuy (Һабантуй), Çuvaşlar
— Akatuy (Акатуй) diyorlar.
Giritliler Federasyonu (Giritfed) tarafından bu yıl 11. kez düzenlenen "Uluslararası Giritliler Festivali" başlıyor.
Söke ve Kuşadası belediyelerinin katkılarıyla yapılacak festival, 23-25 Haziran arasında
Arnavutluk Meclisi, 1994'te, 27 Haziran tarihinin "Yunan Şovenistler Tarafından Çamerya Arnavutlarına Karşı
Soykırım Günü" olarak anılmasını öngören tasarıyı onayladı.
Hatay'ın anavatana yeniden katılış süreci 5 Temmuz 1938’de başladı. Hatay Millet Meclisi, 29 Haziran 1939
tarihinde oy birliği ile Türkiye'ye katılma kararı aldı ve 23 Temmuz 1939'da düzenlenen Anavatana katılış
töreninde, Antakya'da kışladan Fransız bayrağı indirilerek Türk Bayrağı çekildi.
Rus ordusu 20 Ağustos 1552'de Kazan'a ulaşarak 23 Ağustos'ta şehri kuşattı. İki ay kadar süren kanlı
çarpışmaların ardından 15 Ekim 1552'de Kazan düştü.
Başında Kuşçubaşı Eşrefin bulunduğu 16 Subay ve 100 erden oluşan bir çete örgütlenmesi hemen harekete
geçtiler. Edirne’den Ortaköy ve Koşukavak üzerine devam birlik burada oluşturduğu milli tabur ile Bulgarlara
karşı mücadele vererek Koşukavak,Papazköy,Mestanlı ve Kırcali’yi Bulgarlardan geri aldı. Kuşçubaşı Eşrefin
bölgedeki bu faaliyetlerine Enver Bey, sonraları Teşkilatı Mahususa’nın reisliğini de yapacak olan Süleyman
Askeri Bey’le birlikte bir grup subay ve askeri de destek olarak gönderdi. Bu takviye birliklerin de yardımıyla 31
Ağustosta Gümülcine,1 Eylülde ise İskeçe Türkler tarafından geri alındı.Gümülcine’nin de geri alınmasıyla
burada Garbi Trakya Hükümet-i Muvakkatesi adıyla Batı Trakya geçici hükümeti kuruldu. Başkanlığına da Salih
Hoca getirildi. Başkenti Gümülcine olanı bu yeni Türk devleti rejim olarak Cumhuriyet rejimini benimsemişti. Bu
devlet 1918’de güneybatı Kafkasya’daki Türk Cumhuriyetinden 5 sene önce, Türkiye’den ise 10 yıl önce
cumhuriyet rejimini benimseyen ilk Türk devleti olarak tarihe geçti. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti ülke sınırlarını
belirledikten sonra,siyah,yeşil ve beyaz renkleri içeren ay yıldızlı bir bayrağı kabul etti.Türk çetelerinin Batı
Trakya’daki faaliyetlerinden Batılı devletler rahatsızlardı ve Osmanlı yönetiminden Meriç nehri ötesindeki
faaliyetlerini sona erdirmesini bölgedeki askerlerini çekmesi yönünde baskı uygulamaya başladılar. Bunun
neticesinde Osmanlı hükümeti bölgede bulunan Türk kuvvetlerine çekilme emrini vermek zorunda kaldı. Türk
birliklerinin geri çekilmesi demek bölgenin Bulgarlara ve Yunanlara bırakılması demekti. Halkının tamamına
yakını Müslüman Türk olan bölgenin terk edilmesini kabul etmeyen birlikler Osmanlı devleti ile tüm bağlarını
kopararak 12 Eylül 1913’te Batı Trakya Türk Cumhuriyeti adıyla bağımsız bir devlet kurdukların dünyaya ilan
ettiler. Hatta 2 Ekim 1913’te Yunanlılar Dedeağaç’ı Batı Trakya Türk Devletine bıraktı.
27 ve 28 Eylül 1993’te kuşatma altındaki Saraybosna’da toplanan Boşnak Meclisi, Boşnak halkının milliyeti
“Boşnak” ana dilli de “Boşnakça” olduğunu ilan etmişti.
Bu çerçevede 28 Eylül, Bosna Hersek ve Boşnakların azınlık olarak tanındığı bölge ülkelerinde Uluslararası
Boşnaklar Günü olarak kutlanmaya başlandı.
28 Kasım 1912 tarihinde Avlonya Millet Meclisinde Arnavutluk'un bağımsızlığının ilan edilmesinin ardından,
"Bayrak ve Bağımsızlık Günü"
1890'lı yıllarda adanın karışmasıyla birlikte geldiğini ve göçün mübadeleyle devam ettiğini söyledi. Girit
kadınının öneminin de bu sürede ortaya çıktığını söyleyen Kavur, "O dönem yaklaşık 105 bin Giritli adadan
anavatana geliyor. Gelen Giritliler uyum zorluğu, dil zorluğu ve yaşam zorluğu konusunda sıkıntılar
yaşıyor. ...boşaltılan Rum evlerinden birini veriyorlardı ancak evin içi bomboş. Zaten Rumlar gittikten sonra
burada kalan vatandaşların çoğu o evlerin içini yağmalamış o yüzden gelen insanlar bomboş taş evlerle
karşılaşmışlar...3 Aralık 1923 günü ilk ayak basılan yer olan Urla'nın Karantina Adası'nda
26 Aralık 1917 tarihinde Kırım Tatar Milli Kurultayı ilk defa Bahçesaray’da Numan Çelebi Cihan önderliğinde
düzenlenmiş ve ardından Kırım Halk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Türk tarihindeki ilk demokratik cumhuriyettir.
Kırım Halk Cumhuriyeti 26 Aralık 1917 tarihinde Kırım Tatar Millî Kurultayının ilan ettiği cumhuriyettir.
23 Şubat 1918 tarihine kadar, günümüzde Ukrayna sınırları içerisinde kalan Kırım Yarımadası’nda varlığını
sürdürmüştür. Başkenti Bahçesaray’dır. Kırım Halk Cumhuriyeti, Rus İmparatorluğu’nun yıkılışına yol açan 1917
Rusya Devrimi (Ekim Devrimi)’nden sonra çoğu kez görülen devlet kurma girişimlerinden biridir.
Kurultay’a 76 milletvekili katılmıştır. Bu milletvekillerinden 24’ü Yalta’dan, 11’i Kezlev’den , 19’u Akmescit’den,
16’sı Kefe’denve 6’sı Orkapı’dan gelmiştir. Milletvekillerinin aralarında dört kadın: Şefika Gasprinskaya, Anife
Bоdaninskaya, İlhan Tohtar, Hatice Avcı da vardır.
Kırım Halk Cumhuriyeti, her ne kadar Kırım Tatarları’nın oluşturduğu Qurultay’ın girişimleriyle kurulmuş olsa da
yarımadada yaşayan tüm etnik kimliklerin eşitliğine dayanmaktaydı. O dönemde nüfusun çoğunluğu Ruslardan
oluşmaktaydı (%42). Rusların haricinde yarımadada Ukraynalılar (%11), Ermeniler ve Yunanlar da yaşamaktaydı.
KAYNAKLAR
şkanlığı Ar
besi Arşivi
ı Arşivi
Emekli S ı Arşivi
AKBAYAR, Nuri; Osmanlı Yer Adları Sözlüğü, Tarih Vakfı Yurt
illî Mücadele Dönemi Hatıraları; Atatürk Araştırma a, 1993.
LAN, Teoman; Topal Osman Ağa, Kum Saati Yayınları,
Ergün; “İstiklal Mahkemesi Başkanı Ali Çetinkaya”, Ali ri, Ankara, 2000.
BAYCAN ret; “Büyük Taarruz’da Komuta Kademelerinde Görev Alanlarla Üst Düzeydeki Karargâh Subayları”,
Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt: IX.
ul’da Gömülü Meşhur Adamlar, Türkiye r Derneği Yayını, İstanbul, 1979.
; Millî Mücadele Kahramanı Giresunlu Osman İstanbul, 2009.
Türk Harbi; II’nci Cilt, 2’nci Kısım, İkinci Kitap, Harekâtı, Genelkurmay ATASE Başkanlığı
93.
clise; Millî Savunma Bakanlığı Yayınları, TTK Basımevi,
Generallerin Biyografi Klasörü; Arşivi
Gazi Ahmet Muhtar Paşa; Takvimü’s-Sinin, Hazırlayanlar: Yücel nelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları, Ankara,
Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Başkanlığı Tarihi (1916 - 1998); Genelkurmay ATASE
Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1999.
10 Yıllık Harbin Kadrosu 1912 - 1922, TTKYayınları, Ankara, 1993.
ARŞİVLER
KİTAPLAR