Professional Documents
Culture Documents
Sözlü Çözümlü
Sözlü Çözümlü
Yaşar Hoca:
Risk faktörleri:
-Aile öyküsü
-Makat gelişi doğum
-Amniyon sıvısı anormallikleri
-Tortikollis veya skolyoz varlığı
-Çoğul gebelik
-İlk kız bebek
-Ayakta şekil bozukluğu
-Pelvik eğrilik veya kalça addüksiyonu
Ortaloni ve Barlow manevraları: Önce trochenter majörlerden geriye doğru itme (Ortaloni),
sonrasında yerine koyma (Barlow) manevraları yapıyoruz. Eğer instabil kalça varsa yerine
koyma hareketi sırasında klik duyulur. (Normalde femur başının asetebulumdan çıkmaması
gerekiyordu, burada çıkıp yerine oturma sesini duyuyoruz)
Görüntüleme:
İlk 4 ayda-USG
5. aydan sonra AP grafi (5 aydan büyüklerde USG doğru sonuç vermiyor)
Ayşegül Hoca:
Büyüme: Bedenin boy, kilo ve hacim olarak artmasıdır. Bedende görülen fiziksel
değişimlerdir.
Gelişme: Kişinin bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve dil yönünden ilerlemesidir.
Büyüme gelişmeyi etkileyen faktörler:
Çevresel:
• Beslenme
• Enfeksiyonlar
• Sosyoekonomik durum
• Kültürel nedenler
• Kronik hastalıklar
Genetik:
• Irk
• Cinsiyet
• Genetik hastalıklar
• Büyüme potansiyeli
• Hormonlar
*Aşı takvimi:
Takvimdeki güncellemeler:
-1 Ocak 2019’dan sonra doğan bebeklere 6. aydaki KPA13 (karma pnömokok aşısı 13)
kaldırıldı.
-Daha önceden ilkokul birinci sınıfta KKK ve 4’lü karma aşısı (DaBT-İPA) yapılıyormuş. O gün
okula gelmeme veya çeşitli sebeplerle bu aşının kaçırılmasından dolayı bu aşının zamanı 1
Temmuz 2016’dan sonra doğanlar için 48.aya çekilmiş. Bu tarihten önce doğan çocuklara bu
aşılar ilkokul 1. Sınıfta yapılmaya devam edilecek.
Aşı kontraendikasyonları:
Yenidoğan taramaları:
1) Topuk kanı
2) İşitme taraması
3) Gelişimsel kalça displazisi taraması
4) Kritik konjenital kalp hastalığı taraması
Topuk kanı:
**Kan alma için en az 24 saat besleniyor olması idealdir. Uygun kan alma 3-5.günler
aralığındadır.
**Kan örneği Gutherie kağıdının tek yüzüne, işaretli alanın tamamını kaplayacak ve kağıdının
iki yüzünden de eşit leke görülecek şekilde alınmalıdır.
• İçerdiği uzun zincirli yağ asitleri -dokosaheksaenoik asit (DHA), arşidonik asit (ARA)- myelin
kılıfın oluşumunu sağlar.
• Iq’yu arttırır.
• Anne sütüyle beslenen çocuklar zeka testlerinde daha iyi sonuç almakta.
Majör kriterler:
-Gezici artrit
-Kardit
-Eritema marjinatum
-Kore
-Subkutan nodüller
Minör kriterler:
-Akut faz yanıtı artışı
-Ateş (38,5 derece üzeri)
-Artralji
-ASO artışı
Tedavi:
-Yatak istirahati
-Antibiyotik tedavi
-Antiinflamatuar tedavi
**Primer profilaksi streptokoksik farenjitin tanısı ve penisilin tedavisidir. İlk 9 gün içinde
antibiyotik başlanırsa ARA gelişmez.
*İdrar yolu enfeksiyonu bulguları ve tanısı
Akut Sistit: Mesanenin mukozasına sınırlı enfeksiyondur. Daha çok alt üriner sistem sistem
semptomları görülür.
Bulgular:
Tanı Kriterleri:
Tedavi:
• Genel durumu kötü olan hastalar hastaneye yatırılıp parenteral 3. kuşak sefalosporin
verilmeli.
• Genel durumu iyi olanlara IM sefalosporin verilmeli, 3. gün tedaviye yanıtı klinik bulgular ve
idrar sedimenti ile değerlendirilmeli ve idrar kültürünün sonucuna göre tedaviye parenteral
veya oral olarak devam edilmeli.
• Yanıt yetersizse acil USG yapılarak obstrüksiyon veya renal abse yönünden araştırılmalı.
Kızıl döküntüsü:
• Ateş ile birlikte aniden başlar. Döküntü sanki hastanın başı hariç tüm vücuduna mürekkep
dökülmüş gibidir, eritrodermi şeklindedir. Aksilla, kasık, ense, dirsek gibi kıvrım yerlerinde
döküntü yoğunlaşır.
• İnce, ufak, basmakla sarımsı röfle veren eritematöz makül, papül şeklindedir.
• 24 saat içinde yüz hariç tüm vücudu kaplar. Kıl foliküllerini de tutar.-Tavuk derisini andıran
döküntü.
• Bası yerlerinde döküntü peteşi halini alır.
Yüzde tipik görünüm: Alın ve yanaklar kırmızı, flash tarzı döküntü ile kaplıdır. Ağız etrafında
hiçbir döküntü yok, solukluk vardır. (Circumoral halo). Dudaklar mukoza tutulumuna bağlı
kırmızıdır, ciltte de kırmızı döküntüler görünür.
Kızıl kliniği:
Tedavi:
Kızıl mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavi edilmezse romatizmal ateş veya glomerülonefrit
gelişebilir. Tedavisi 10 gündür.
• Penisilin Kristalize (IV, 10 gün)
• Benzatin penisilin(tek doz, IM) (uyum problemi varsa veya ayaktan tedavide)
• Oral penisilin (10 gün, PO)(uyum problemi olmayan veya enjeksiyon istemeyenlerde
verilebilir.)
• Penisilin alerjisinde sefalosporin, klindamisin veya Eritromisin (oral-10 gün)
Meningokok döküntüsü:
# Döküntü
- Peteşi ve purpura şeklinde
- Eritematöz, maküler, ürtikeryal, hatta büllöz olabilir.
- Alt ekstremitelerin ekstansör yüzeylerinde, kalça ve ön kolda görülür.
- Küçük çocuklarda göğüs ve yüzde de olabilir.
- Vakaların 1/4' ünde tekrarlama olabilir ve bu renal tutulumla asosiye olabilir.
# Karın ağrısı
- Vakaların 2/3' ünde görülür.
- Genellikle hastalığın ilk döneminde görülebiliyor. Yemeklerden sonra artan, bazen bulantı
ve kusma ile yaygın, kolik tarzı bir ağrıdır.
- Yüzde 3-4 vakada intussusepsiyon görülür.
- Bağırsaklarda gangren, perforasyon ve masif kanama olabilir.
# Renal hastalık
- Mikroskopik hematüri ve proteinüri görülür.
- Böbrek fonksiyonları genelde normal ama bozulabiliyor.
- Bazen nefrotik sendrom ve progresif glomerulonefrit ile böbrek yetersizliği olabilir. Yüzde
20-55 vakada renal tutulum olur.
- Hastalığın başlangıcından sonraki 4 hafta içinde ortaya çıkar.
# Diğer sistem bulguları
- Çok nadiren serebral tutulum olabilir. Ama onun prognozu da oldukça kötü.
- Pulmoner kanama olduğunda da ciddi kayıplar görülebiliyor bu hasta grubunda
- Bu hastaların muayenesinde mutlaka testis muayenesi yapılmalı. Çünkü hiç farkına
varılmadan sadece bir ağrı ile kızarıklık, morarma ile invajinasyon testisde de görülebiliyor.
-Skrotal kanama
- Miyozit
- Miyokardit
# Artrit/ Artralji
- Vakaların 1/4' ünde görülür. Alt ekstremitelerin büyük eklemlerinde ( diz,bilek, kalça) sıktır.
- Birkaç haftada geçer. (Kendi kendini sınırlayan tarzda)
*HSV vasküliti çocukluk çağının en sık görülen vaskülitidir.
Tedavi:
-Bol sıvı veriliyor bu hastalara. Hiç dehidrate bırakmamaya çalışılmalı.
- Ağrı kesiciler ve nonsteroid antiinflamatuarlar verip olası komplikasyonlar açısından takibe
alıyoruz.
- Eğer hastanın GI (Gastrointestinal) tutulumu varsa ya da renal tutulumu varsa steroid
başlayabiliriz.
- Dirençli hastalarda diğer immunsupresifler ya da plazmaferez gerekebiliyor.
- Eğer hastanın hipertansiyonu varsa ACE inhibitörleri ve anjiotensin reseptör blokerlerini
kullanabiliyoruz. Hem hipertansiyonları için hemde proteinüriyi azaltarak renal fibrozisi
inhibe ediyorlar.
Kızamık (Rubella):
Klinik seyir: inkübasyon + 3 günlük prodromal dönem (nezle semptomları + koplik lekesi) +
kafadan başlayıp 24 saatte tüm vücuda yayılan döküntü + iyileşme
**Laboratuvarda lökopeni görürüz.
**Temas sonrası aşılama prognoz açısından faydalıdır.
Kızamıkçık (Rubeola):
Klinik: Yüzden bütün vücuda yayılan, birleşme eğilimi göstermeyen ve 3 gün süren döküntü +
ateş + suboksipital LAP
Konjenital rubeola sendromu: katarakt + PDA + sensorinöral işitme kaybı + büyüme gelişme
geriliği
Kızıl:
**Etken A grubu ß hemolitik streptokoktur.
**En sık 5-15 yaş aralığında görülür.
**Aniden ateş ve titremeyle başlar.
Klinik: Yanakta flash tarzı döküntü + eksüdatif tonsilit + çilek dil + ateş ve titreme
Tedavi: Penisilin (10 gün)
!!Konjuktivit yoktur!!
**HHV-6 etkenlidir.
**6-36 ay arasındaki çocuklarda görülür. Tek defa geçirilir.
**3-4 gün süren şiddetli ateşle başlar. Ateş düştükten sonra gül pembesi makülopapüler
döküntüler ortaya çıkar.
**Tedavi gerektirmez, ateşten dolayı antipiretik verilebilir.
Varicella Zoster:
**Değişik evrelerde döküntülerin aynı anda bulunması önemli. (Çiçek hastalığı ile ayırıcı tanı)
**Bulaştırıcılık tüm döküntüler krutlandığı zaman kaybolur.
Suçiçeği-primer enfeksiyon
Zona-sekonder enfeksiyon
SAYFA 2
SORU 13-
DİYABETİK KETOASİDOZ
DKA TANIMI: (DKA diyebilmek için 3 kriterin de olması gerekiyor.)
✓ Hiperglisemi : Kan şekeri >200 mg/dl ✓ Ketonüri /Ketonemi ve glukozüri • serum keton
cisimleri düzeyi > 0.6 mmol/L
(Pratikte serum düzeyine pek bakmıyoruz. Genelde idrarda keton bakılıyor.Eğer tam idrar
tahlilinde keton cismi pozitifse ketonüri diyoruz.)
✓ Metabolik asidoz : • serum pH < 7.3 • serum HCO3 < 15 mmol/L
DKA NEDENLERİ:
✓ Diyabet (Tip 1/ Tip 2): (En sık neden tip 1 DM.Tip 2 DM de daha nadir olmak üzere
görülebilir.) • Yeni tanı (Kişi daha önce diyabet tanısı yokken DKA ile gelip tanı alabilir. Ne
kadar az DKA ile diyabet tanısı alan hasta varsa sosyokültürel düzey o kadar yüksektir
diyebiliriz. DKA ile diyabet tanısı alan hastalarda semptomları fark edememiş ve
önleyememişiz demektir.) • Kötü kontrol (Hasta insülini düzenli kullanmıyorsa, kontrollerini
aksatıyorsa bu durumda kan şekeri düzenlenemez ve DKA tablosu oluşabilir.) • Tedavinin
kesilmesi (Hastalar insülin kullanmak istemedikleri için yeni yollar arayabilirler. Sonuçta
yanlış kişilerin tavsiyesine uyup insülin kullanımını kesip karşımıza DKA tablosu ile
gelebiliyorlar.) ✓ Akut hastalık : Enfeksiyon, akut pankreatit, yanık, v.b ✓ İlaçlar : Steroid,
siklosporin, L- asparajinaz, vb.
DKA FİZYOPATOLOJİSİ:
✓ İnsülin yetersizliği ✓ Karşıt hormonların artışı • Büyüme hormonu • Kortizol • Glukagon •
Katekolaminler (Epinefrin)
DKA’DA ÖYKÜ VE KLİNİK BULGULAR:
(Kan şekeri yükselmiş bir hastaya diyabet ya da DKA tanısı koymadan önce sorgulamamız
gereken şey semptomlarıdır.)
✓ Poliüri, polidipsi, enürezis nokturna :Sık görülen semptomlardır. Çok su içip çok idrara
çıkma dışında yeni başlayan gece idrar kaçırma önemlidir, bu konuda uyanık olmak gerekir. ✓
Polifaji, tartı kaybı:Çok yer ama kilo kaybeder. ✓ Karın ağrısı, bulantı, kusma :Apandisitle
karışabiliyor. ✓ Halsizlik ✓ Derin ve hızlı solunum :Kussmaul solunumu olarak
tanımlayabiliriz. Bronşiyolit veya pnömoni ile karışmasına sebep olabilir. ✓ Dehidratasyon,
hızlı ve zayıf nabız, hipo TA ✓ Ağızda aseton kokusu :DKA’da çok tipiktir. ✓ Uyku hali, koma
DKA’DA AYIRICI TANI:
✓ Üremik koma (Her türlü komatöz durum DKA düşündürmeli.) ✓ Laktik asidoz (Vücutta
asidozun nedeni araştırılmalı.) ✓ Salisilat zeh. ✓ Gastroenterit (Karın ağrısı ve bulantı
sebebiyle karışabilir.) ✓ Kafa içi lezyonlar ✓ Hipoglisemi (Her ikisinde de bilinç bulanıklığı
görülür.) ✓ Pnömoni, astım (Kussmaul solunumu sebebiyle karışabilir.) ✓ Akut batın (Karın
ağrısı sebebiyle karışabilir. Buna ek olarak akut batın vücutta stres yaratıp kan şekerini
artırabilir. Ayırmak için semptomların süresine bakılır. Akut batın 1-2 günde oluşurken
hastanın diyabet tanısı alıp DKA’ya ulaşması 2-3 hafta veya 1 ay sürebilir.) ✓ Üriner sistem
enfeksiyonu
DKA TEDAVİ PRENSİPLERİ:
✓ Yeterli solunum ve dolaşımın sağlanması : Öncelikle hastanın damar volümünü artırmalı
ve solunumundan emin olmalıyız. ✓ Sıvı kaybı ve elektrolit dengesizliğinin düzeltilmesi : Bu
hastalar dehidratasyon tablosunda gelir, bu sebeple hem sıvıyı yerine koyuyoruz hem de
elektrolitleri düzenliyoruz. ✓ İnsülin tedavisi :Primer yaşamsal sorunları çözdükten sonra
hastaya insülin tedavisi vermemiz gerekir.Çünkü asıl mekanizma asidoz ve asidozun temel
sebebi de insülin yetersizliği. Burada amacımız hızlıca insülin vermek değil. Yavaş yavaş kan
şekerini düşürürken bir yandan da yeni keton oluşumunu engellememiz gerekiyor. • Kan
şekeri ¯ • Keton yapımının engellenmesi • Metabolik asidozun düzeltilmesi ✓ Hazırlayıcı
faktörlerin ortadan kaldırılması :Mesela ÜSYE, DKA tablosuna yol açabilir.Belli düzeyde
insülini olan hastada akut bir enfeksiyon diyabetin belirginleşmesine sebep olabilir. Hastayı
tedavi ederken bu durumun da düzeltilmesi gerekir. ✓ Komplikasyonların izlenmesi ve
tedavisi *Ağır DKA tablolarında hastayı yoğun bakım koşullarında izlememiz gerekebilir: ✓
Nasogastrik aspirasyon (gereğinde) ✓ İdrar sondası (gereğinde) ✓ Yakın izlem : •
Dehidratasyon bulguları • TA, nabız, idrar miktarı • Bilinç durumu • Pupilla değişikliği
AKUT ROMATİZMAL ATEŞ MAJOR MİNÖR BULGULAR:
Minor Bulgular: Klinik: Ateş, Artralji
Laboratuar: ESR ve/veya CRP yüksekliği,
EKG de PR uzaması
Destekleyici Bulgular: Boğaz kültürü veya hızlı antijen test pozitifliği
Yüksek veya yükselen antikor titreleri (Pratikte en çok ASO kullanılır.)
İYE ŞİKAYETLER-TETKİKLER
İSTEMEMİZ GEREKEN TETKİKLER
-TAM İDRAR TETKİKİ
-İDRAR HSP 70 DÜZEYİ
-İDRAR KÜLTÜRÜ
Bizim Önerimiz:
• Tekrarlayan İYE geçiren her çocuk nefrolog tarafından değerlendirilmeli. Tetkikler
yapılmalı, altta yatan neden belirlendikten sonra çocuk hekimi tarafından izlenmeli ancak 6
ay-1 yıl aralıklarla nefrolog tarafından değerlendirilmeli. • İlk ve tekrarlayan İYE geçiren tüm
çocuklarda rutin USG yapılmalı. Bulgu varsa DMSA + VCUG • Ateşli enfeksiyon geçirmişse ilk
atak sonrası mutlaka DMSA+VCUG çekilmeli. • Ateşli enfeksiyon yoksa DMSA çekilmeli,
DMSA veya USG’de bulgu varsa VCUG çekilmeli.
SORU 14-
ASTIM SEMPTOM VE TEDAVİSİ
Semptomlar: -Artmış Mukus Sekresyonu -Ödem -Havayolu Reaktivitesi -Yeniden Yapılanma
-Fibrozis -Bronkospazm.
TEDAVİ : Hedef- hipoksinin giderilmesi, bronkodilatasyon, inflamasyonun baskılanmasıdır.
1-Hipoksinin giderilmesi için o2 desteği sağlanmalı. Bronkodilatatörler kullanılır; Kısa etkili
B2 agonistler(inhaler aracılığıyla verilir-salbutamol), inhale antikolinerjikler Magnezyum
sülfat bazı ağır vakalarda, Metilsantinler eskiden daha sık kullanılıyordu, en önemli olanları
B2 agonistler ve inhale antikolinerjikler.
2-Anti-Enflamatuvar: Bronşu genişlettikten sonra enflamasyonu kontrol altına
almalıyız.Enflamasyon varsa bronkodilatatör etkisi geçtikten sonra tekrar daralır.Özellikle
kortikosteroidler kullanılır.Nebulize , inhaler ve sistemik kortikosteroidler kullanılır.Genelde
sistemik steroidler tercih edilir Öksürük vb. durumlar dolayısıyla dehidrate kalabilirler sıvı
desteği verilebilir. Tekrar hatırlatma astım atağı şikayetiyle gelen hastada anafilaksi varsa o
hastalara en başta ADRENALİN veriyoruz -O2’ni >%92 üzerinde tutabilmek için yüz
maskesiyle veriyoruz -Salbutamol(albuterol)’u nebül olarak 20 ila 30dk aralıklarla duruma
göre tekrarlıyoruz zaman aralığını genişleterek dozu azaltıyoruz. Nadir vakalarda sürekli
vermek durumunda kalabiliyoruz -Sistemik kortikosteroidlerden: Metilprednisolon,
Dexametazon kullanılır. Orta ve ağır atakta mutlaka kullanılmalı. -Antikolinerjiklerde
ipratropium bromid yine bronkodilatasyon sağlıyor kısa etkili agonistlere ek olarak kullanılır.
-IV Magnezyum Sülfat kullanılabiliyor , ancak iyi monitörize edilmesi gerekiyor aksi halde
hipotansiyon problemi olabiliyor, 5 yaş altında pek fazla çalışma verisi yok ve böbrek
yetersizliği olanlarda dikkatli olunmalı. Tedavide kullanılan diğer ilaçlar: Helyum oksit
(pratikte sık kullanılmaz), Lökotrien reseptör antagonistleri (daha çok uzun dönem astım,rinit
tedavisinde kullanılır), inhale kortikosteroid ve uzun etkili beta agonist kombinasyonları
kullanılabilir, Antibiyotiklerin tedavide yeri yok enfeksiyonla tetiklenen astımda daha çok
virüsler ön plana çıkıyor.
ÖDEM YAPAN HASTALIKLAR
ANEMİ SINIFLANDIRMASI
MİKROSİTER ANEMİ: ¨ MCV değerinin düştüğü durumlarda görülür. ¨ Çocuklarda en
sık neden demir eksikliğidir. ¨ Ayırıcı tanıya talasemi ve kronik hastalık anemisi girer.
NORMOSİTİK ANEMİLER: ¨ Hemoglobin düzeyinin düşük ama eritrosit
büyüklüklerinin normal olduğu durumlardır. ¨ Değerlendirilmesinde retikülosit sayısı
önemlidir. ¨ Retikülosit sayısı dolaşımdaki azalan eritrosit sayısına karşı vücudun yanıt
verebilme durumunu yansıtır. ¨ Burada kan kaybı olabilir, eritrosit zarında, içindeki enzimde
bir sorun olabilir.
MAKROSİTİK ANEMİLER: ¨ Çocuklarda az görülür ancak etyolojisinin aydınlatılması
gerekir. ¨ Retikülositoz MCV’yi artırır. Ayırıcı tanıda retikülositi mutlaka bilmeliyiz çünkü kan
sayımı aleti hücreleri büyüklüklerine göre dizer. Retikülositler genç hücrelerdir ve hücreler
olgunlaştıkça küçülür. Yani retikülositler olgun eritrositlerden büyüktür, retikülosit sayısı
artarsa ortama eritrosit hacmi artar. ¨ Çocuklarda makrositoz nadirdir ve genelde başka
hastalıklarla birliktedir. ¨ Makrositoz saptanan herhangi bir çocuk anemi olsun olmasın
değerlendirme için Hematoloji/Onkoloji kliniğine gönderilmelidir.
NUTRİSYONEL ANEMİLER • Demir eksikliği • B12 vitamini eksikliği • Folik asit eksikliği
• Protein enerji malnutrisyonu • Piridoksin eksikliği (B6 vitamini) • C vitamini eksikliği • E
vitamini eksikliği.
NEFROTİK VE NEFRİTİK SENDROM FARKI
ÖDEM ÇEŞİTLERİ
SAYFA 3
SORU 15-
SEREBRAL PALSİ:
Serebral palsi, gelişmekte olan beyni etkileyen her türlü sebepten kaynaklanabilen, daha çok
hareketleri etkileyen, statik (ilerleyici olmayan) bir durumdur. Hastalığın nedeni olan beyin
lezyonu yaşam boyunca aynı kalır, artma veya ilerleme göstermez. Örneğin beyin kanaması
meydana gelmiş, beyne hasar vermiş olabilir ama ilerleyici metabolik bir hastalık olmaması
gerekir.
- Bu çocuklarda duyu kusuru yoktur. Ağrıyı, acıyı normal hissederler. (Bazıları iki nokta ayrımı
sorunu olabileceğini söylese de kabaca duyu kusuru yok kabul ediyoruz)
- Yaşam süresi normal, iyi bakıldığı sürece hayatı kısaltan bir durum değil. Hayati tehdit
yoktur.
- İlerleyici değildir, klinik değişse de altta yatan neden bellidir, cerebral palsisi ilerlemez.
- Kalıtsal değildir. Kalıtsal gibi gözüken durumlarda Herediter Spastik Paraparezileri
düşünmek gerekiyor.
A) Etkilenen Bölgeye Göre:
1) Kuadripleji ,tetrapleji: - Tüm vücut etkilenmiştir. - En ağır şeklidir. - Genellikle zeka da
etkilenmiştir. - Çoğu zaman gövde hipoton, ekstremiteler hipertondur. - Genelde bacaklar,
kollardan daha fazla etkilenmiştir.
2) Dipleji: Alt ekstremiteler daha çok etkilenmiştir, üst ekstremiteyi çok çok az etkiler. -
Bacaklar kollardan daha fazla etkilenmiştir. - Daha çok preterm çocuklarda görülür. - Yürüyüş
yine tetraparezideki gibi -(Babinski’sinin ekstansör olduğunu görüyoruz. )
3) Hemipleji, hemiparezi: - Vücudun sağ veya sol yarısı etkilenmiştir. - Bu çocuklarda
ekspresif dilde gecikmeler oluyor, epilepsi oluyor. - Etkilenen taraf fiziksel olarak büyüme ve
gelişmede geri kalıyor.
B) Hareket Bozukluğuna Göre
1) Spastik: Motor bölgeden gelen lifler capsula internadan geçerek aşağıda çaprazlaşırlar.
Spastik tipte motor lifler daha çok etkilenmiştir. - Tüm agonist ve antagonist kaslar bir şey
yapmak istenildiğinde aynı anda kasılırlar. Böylece ekstremiteler uyumlu kasılmaz. - Korteks
hasarı nedeniyle olur. - Spastik kaslar serttir, gerilmeye direnç gösterirler. - Kolları, bacakları
kullanmada sorun vardır.
2) Atetoid (Diskinetik): - İstemsiz hareketler vardır. Özellikle stres durumlarında meydana
gelir. - Konuşma bozukluğu görülür. - Bazal ganglion hasarı nedeniyle gelişir. - Preterm
bebeklerde Nuc. Lentiformis’te bilirubin biriktiği için (kernikterius olursa) atetoid serebral
palsiler olabiliyor.
3) Ataksik: - Serebellum hasarı nedeni ile gelişir. - Bu çocuklar genellikle gevşek, hipotondur. -
Dengeleri bozuktur, denge bozukluğu olduğundan yürüme bozukluğu da görülür. Örnek:
Otururken dengesini koruyamayabilir. Ayağa kalktıklarında anında düşerler. Hastanın
cerebellumunun vermisi gelişmemiş. MR’da yatay kesitte tipik olan “Molar Diş Görüntüsü”
görülür.
Serebral Palsinin Nedenleri - Gelişmekte olan beyne zarar veren her şey serebral palsiye
neden olabilir. - Beynin gelişimi gebeliğin erken dönemlerinden itibaren başlar ve ilk 3 yaşta
hızla devam eder. Tanım olarak serebral palsi; intrauterin dönemde, ilk üç yaşta veya ilk beş
yaşta beyne hasar veren statik bir durumun sonucu olan klinik durumdur, denir. Bir hastalık
değildir, bir klinik durumun adıdır.
a) Doğum Öncesi - Çoğul gebelikler - Plasenta sorunları - Cinsel yolla bulaşan hastalıklar -
Annenin beslenme bozukluğu - Annenin sigara, alkol alışkanlığı - Genetik bazı hastalıklar -
Bebeğin beyninin gelişme bozukluğu
b) Doğum ile ilgili sorunlar - Zor ve uzun süren doğum - Perinatal hipoksi - Erken doğum -
Sezaryen gerektiren durumlar (demek ki bu gebelikte problem var) - Makat gelişi ile doğum,
burada hipoksi riski yüksek - Anneye verilen ağrı kesici vb ilaçlar
c) Erken çocukluk evresinde: - Menenjit* (Erken çocuklukta genelde merkezi sinir sistemi
enfeksiyonlarından olur.) - Ansefalit - Beyin kanamaları* ( K vitamini eksikliğiyle hala
görülebiliyor.) Hipoksik çocuğun beyni. (sağ taraftaki ok) Motor bölge tamamen nekroza
gitmiş. - Kaza, düşme gibi nedenlerle beyin hasarı - Boğulma – Zehirlenme.
Serebral Palsi Tanısı Nasıl Koyulur?
Aileden hikaye alınması: Aile, “Başkalarının yaptığı hareketleri yapamıyor.” diyebiliyor.
Fizik muayene: Bize geldiklerinde duruşunda, yürüyüşünde problemler olabiliyor, bir tarafını
kullanmadığını fark edebiliyoruz.
Yardımcı laboratuvar incelemeleri: Serebral palsi klinik bir tanıdır. Labaratuar incelemelerini
ayırıcı tanı ve nerede hasar olduğunu görmek için kullanırız.
i. Metabolik testler ii. Bilgisayarlı beyin tomografisi (şart) iii. Manyetik rezonans görüntüleme
(elektif şartlarda)
Yardımcı İncelemeler: Bu çocukların eğitim görmesi gerekiyor. Bu yüzden bir sıkıntısı var mı
diye bunlara bakıyor, eğitim düzeyi için zeka ve gelişme testleri yapıyoruz
. i. Görme, duyma değerlendirmesi: Birçoğunda, özellikle kernikterus sekellerinde duyma
kaybı oluyor.
ii. Elektroansefalografi
iii. Zeka ve gelişme testleri
TEDAVİ:TAM BİR TEDAVİSİ YOKTUR.ALTTA YATAN NEDENİ BULURSAK BUNA YÖNELİK TEDAVİ
VE DESTEK TEDAVİSİ VERİLİR.
TEKRARLAYAN PNÖMONİ:
Tekrarlayan pnömöni ile ilgili spesifik bir bilgi yok ancak özellikle kistik fibröz slaytında
üzerinde durulmuş ve kistik fibröz’ün semptom ve bulgularında sayılmış.Aynı zamanda
toplum pnömönisi slaytında da yatış endikasyonu olarak tekrarlayan pnömöni
gösterilmiş.Bakteriyel pnömöninin kanıtlanmasında rutin akciğer grafisi çekilmesi için
endikasyonlardan birisi.
Gelişim Basamakları:
AŞI TAKVİMİ
APGAR SKORLAMASI
Sözlü
Sayfa2 7. Soru
SEREBRAL PALSİ - gelişmekte olan beyni etkileyen , statik (ilerleyici olmayan) durumdur.
Bir çok sebebi olabilir(menejit , ansefalit , beyin kanaması, hipoksi vb ) . duyu kusuru yoktur ,
altta yatan neden bellidir ve kalıtsal değildir. Hayati tehlike yoktur.
• Etkilenen bölgeye göre kuadripleji , tetrapleji, dipleji , hemipleji , hemiparezi ,
parapleji olur.
• Hareket bozukluğuna göre spastik , atetoid , ataksik olabilir.
Sorunlar – kaslarda sertlik veya gevşeklik, kasılma , istemsiz hareketler , yürüme ve
koşmada gerileme , yazı yazmada sorun , algılama sorunları , havale geçirme , gelişme
geriliği , solunum güçlüğü ve aspirasyon. Asimetrik Tonik Ense Refleksi kaybolmaz (
normalde 4.ayda kaybolmalı )
Tanı – metabolik testlerle , BT ,MR
Tam önleme veya tedavi mümkün değil.
HİV - Çocuklarda en sık bulaş yolu vertikal bulaş (en sık doğumda) ve kan
transfüzyonuyladır. Tanısı DNA PCR la konur. (altın standart). HİV antikor testi pozitifliğiyle
veya tek pozitif HİV virolojik test sonucu tanı konur.
Önleme için – sezaryen doğum , gebelikte kombine antiretroviral ilaç kulanımı, neonatal
profilaksi ve anne sütünün verilmemesi.
Aşı takvimi
OPA canlı oral aşıdır. KKK, Suçiçeği , BCG , OPA canlı aşılardır.
Sayfa 2 8.soru
DİYABETİK KETOASİDOZ - tanı için 3 kriter olmalı.
• Hiperglisemi (kan şekeri >200)
• Ketonüri / ketonemi ve glukozüri
• Metabolik asidoz
Serum keton cisimleri düzeyi > 0.6 mmol/L olmalı. DKA’nın en sık nedeni tip 1 DM . akut
hastalık ve ilaçlar da neden olabilir. Poliüri , polidipsi , enürezis nokturna , polifaji , tartı kaybı
, karın ağrısı, bulantı, kusma , hızlı ve zayıf nabız , ağızda aseton kokusu gibi bulguları var.
Metabolik asidozun derecesine göre hafif , orta ve ağır olabilir. Tedavide ilk bir saatte
10cc/kg dan serum fizyolojik (%0.9 NaCl ) veriyoruz.
ARA – A grubu beta hemolitik streptokoklarla geçirilen ÜSYE sonra ortaya çıkan , gecikmiş
immun yanıt mekanizmasıyla gelişen , en çok bağ dokusunu etkilendiği multisistemik
enflamatuvar hastalıklar. İlk viral mi bakteriyel mi bakılır.
• Viral farenjit- konjuktivit , göz akması , burun akıntısı , hapşırık öksürük. Yavaş
başlangıçlıdır.
• Streptokokal farenjit – ani başlangıçlıdırlar. Yüksek ateş , eksüdatif tonsillit ,yumuşak
damak peteşileri , ağrılı LAP , disfaji , konuşmada güclük , döküntü
JONES KRİTERLERİ :
Major bulgular: Kardit ,Poliartrit ,Kore ,Eritema marjinatum , Subkutan nodüller
Minor Bulgular: Ateş, Artralji, ESR ve/veya CRP yüksekliği, EKG de PR uzaması
Destekleyici Bulgular: Boğaz kültürü veya hızlı antijen test pozitifliği , Yüksek veya yükselen
antikor titreleri (Pratikte en çok ASO kullanılır.)
Tanı – kültürle.
Tedavi – yatak istirahati , antibiyotik tedavisi
Sayfa 2 9.soru
KONVÜLSİYON- kortikal veya subkortikal nöronların aşırı elektriksel deşarjına bağlı ortaya
çıkan geçici serebral fonksiyon bozukluğudur. Fokal nöbetler vücudun bir yarısında meydana
gelirken , jeneralize nöbetler tüm ekstremitelerde aynı anda ortaya çıkar.
Hasta karşımıza hala nöbet geçirir halde gelirse , önce ABC sağlanır , nöbet durdurulur sonra
nedene yönelik araştırma yapılır.
Febril konvülsiyon- çoğu zaman ateşin yükseldiği zaman ortaya çıkıyor , çoğu nöbet 3
yaşından önce olur ve daha çok 5 dakika sürer. Aile öyküsü olanlar , gelişim geriliği olan ,
kreşe giden çocuklar risk altındadır.
• Basit febril nöbet – jeneralize , 15 dakikadan kısa , 24 saatte tek nöbet
• Kompleks febril nöbet – fokal , 15 dakikadan uzun, 24 saatte nöbet tekrarı
Tanı – EEG ile bakılır.
Benzodiazepinler nöbeti durdurmak için kullanılır.
SARILIK – TSB ölçümü ve hızlı nörolojik değerlendirme. Doğumdan sonra ilk 24 saatte olan
sarılık patolojiktir. Bilirubin artış hızı <5 mg /dL/gün veya <0,2 mg/dL/saat olmalıdır. TSB 17
mg/dL olursa hastaneye yatış gereklidir. Farmakolojik tedavide metalloporfirinler , iv
immunoglobulinler kullanılır. Fototerapi ve kan değişimi yapılabilir.
Kan değişimi endikasyonları :
• TSB > 25 mg/dL
• TSB > 20 mg/dL ,hasta veya <38 hafta
KAN UYUŞMAZLIĞI- ABO antikorları doğal olarak bulunur , Rh antikorları ise doğal değildir.
Hemolitik reaksiyon ( ateş , titreme , kızarma , sırt ağrısı , hipotansiyon , dispne ,
hemoglobinüri) görülür
Rh uyuşmazlığı- antikorları plasentayı geçebilir. Anne Rh (-) , bebek ise Rh (+) dir. İlk bebekte
sorun olmamasının nedeni İgM antikorlarının ilk oluşması ve plasentayı geçememesidir. İkinci
bebekte ise İgG antikorları ölüşür ve plasentayı geçebilirler. Direkt Coombs testi + çıkar ve
anneye gebeliğin 3.trimesterinde ve doğumdan sonra iğne yapılır.
ABO uyğunsuzluğu- fatal transfüzyon reaksiyonlarının en sık nedeni. Anne 0 kan grubu,
bebek A, B veya AB kan grubundaysa meydana gelir. Bazı bebeklerde anemi ve sarılık yapar.
İlk gebelikte ortaya çıkar. Daha hafiftir. Önlem alınamaz.
Mina küçükaltun
Sözlü çıkmışı
Aşı takvimi:
17) Artrit ayırıcı tanısı: Artrit nedir?: -Eklem içi şişlik, Hareket kısıtlılığı, Harekete ve dokunmaya
hassasiyet, Isı artışı (nadiren de kızarıklık eşlik eder) **İki ya da daha fazlası var olmalı.
Şişlik sıktır,Sabah tutukluğu olabilir (özellikle inflamatuvar artritse).Hareketle ağrı hafifler (özellikle inflamatuvar
artritse),Ağrının şiddeti hareketle artabilir ,Eklem hareket kısıtlılığı vardır ,Etkilenen eklemde ısı artışı ,Ağrı
devamlılık arzeder (özellikle kronik artiritlerde)
**NE SORALIM?:Eklem yakınmasının başlama şekli ve süresi,Travma öyküsü, ilaç ya da farklı hastalık öyküsü,Kaç
eklem tutuldu?Ateş ya da diğer sistemik bulguların varlığı ,Ağrının aktivite ve uyku durumu ile ilişkisi ,Kanama
hastalığı öyküsü ,Diyet öyküsü (inflamatuvar bağırsak hast, çölyak hastalığı ilgili eklem yakınmaları olabilir)
Primer – sekonder immun yanıt tanımı ve antikorları:
Primer immün yanıt, bir antijene ilk maruziyeti takiben haftalar (6-10 gün) içinde gelişir. Antikor izotipi
genellikle IgM>IgG antikorudur. Düşük affinitelidir.
Sekonder immün yanıt, aynı antijen ile tekrar karşılaşmada daha hızlı (1-3 gün) ve daha güçlü gelişir. IgG, bazen
IgA veya IgE tipi antikor üretilir. Yüksek affinitelidir
Aşı takvimi , neden peiştirme veririz: takvim 16. Soruda var. Aşının yarattığı bağışıklığın zaman
içinde azalmasından kaynaklı rapel dozlar yapılır.
1 yaşa kadar beslenme: İlk 6 ay yalnızca anne sütü. 6. Aydan sonra tamamlayıcı gıdalara
başlanır ve 2 yıl anne sütüne devam edilir.
KIVAM: Başlangıçta püreler ilk seçenek olmalı. 7.ayda pütürlü dokuda besinlere (çatalla
ezilmiş) geçilmeli.8.ayda parmak şeklinde kesilmiş haşlanmış meyve/sebzeler veya parmak
şeklinde çok sert olmayan besinler verilebilir. 9.ayda küçük parçalara bölünmüş aile besinleri,
12.aydan itibaren normal aile besinleri ile besleme yapılabilir.
SIKLIK:
Tamamlayıcı beslenmenin aracı kaşık olmalı, biberon kullanılmamalı. Bir iki tatlı kaşık ile
başlanır.Günde iki kez bir yada iki tatlı kaşığı ile başlanır zamanla miktar ve çeşitlilik arttırılır.
Öğün miktarı, çocuğa bağlı olarak kabul ettikçe günden güne 1-2 tatlı kaşığı arttırılır.
Bir öğünde tamamlayıcı besin 2 yemek kaşığına ulaştığı zaman o öğünden anne sütü
kaldırılabilir.
Besin alerjileri açısından çocuğu değerlendirmek için ilk defa verilen bir besin, peş
peşe 3 gün verilmeli başka besin verilmemeli. Yeni besin verilen dönemde ishal, kusma,
döküntü açısından takip edilmeli.
Bebeğe bir besini kabul ettirmek için en az 8-10 kere sunmak gerekli.
Bebeğin nütrisyonel ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitliliği arttırmak. Meyve sebze püresi ile
başladıktan sonra zamanla tahıl, yumurta sarısı,yoğurt, tavuk, hindi, balık, et eklenebilir.
ÖĞÜN MİKTARI:
Bebek kaç aylıksa o kadar silme yemek kaşığı besin alması gerekli. Bir süt çocuğunun gastrik
kapasitesi: 30 g/kg. Bir kase ortalama 240 g besin alır bu da 16 silme yemek kaşığı veya 48
silme tatlı kaşığına eşittir.
CRP tanımı, nerde sentezlenir,neyi gösterir: CRP karaciğerde üretilen bir proteindir.
Normal düzeyi genellikle < 0.3 mg/dL olarak kabul edilir. CRP’de yaşa ve cinsiyete bağlı da
bazı farklılıklar olabilir, normalin üst sınırı erkeklerde (yaş/50) mg/dL, kadınlarda (yaş/50) +
0.6 mg/dL olarak kabul edilir. Hafif CRP yüksekliği 0.3-1 mg/dL olarak düşünülürken, >1
mg/dL genellikle önemli inflamatuvar olayı gösterir. CRP’de önemli yükselme (> 10 mg/dL)
enfeksiyonu özellikle de bakteriyel enfeksiyonu gösterir. Hafif (0.3-1 mg/ dL) CRP yüksekliği,
periodontit, obezite, sigara içimi, diabetes mellitus, üremi, hipertansiyon, fiziksel aktivite,
oral hormon tedavisi, uyku bozukluğu, kronik yorgunluk, alkol alımı, depresyon, yaşlılık gibi
noninflamatuvar veya hafif düzeyli inflamatuvar durumlarda görülebilir.
ETKENLER: Virusler: küçük çocukta ilk sırada virüsler gelir: Rotavirus grup A: (6-24 ay arası bebeklerde ilk sırada
),Calicivirus, Norwalk ,Astrovirus , Adenovirus ,Rotavirus grup B, C
İshalde hangi testler istenir: Gayta incelemesi (Gaytada gizli kanGayta mikroskopisiGayta kültürü
Gaytada parazit incelemesi), Tam kan ,ESR, CRP, Böbrek fonksiyon testleri,Elektrolitler ,TSH, sT4 ,Total ve direkt
bilirubin, ALT, AST, GGT, serum safra asitleri,albumin, total protein, Total IgA, anti-endomysial IgA, anti-doku
transglutaminaz (tTG) IgA seviyeleri , MR enterografi / BT enterografi , Özefagogastroduodenoskopi,
Kolonoskopi / sigmoidoskopi
Rota aşısı nedir nasıl yapılır: Rotavirus Aşısı rutin aşı takvimi dışında bulunan bir aşıdır. Zayıflatılmış
canlı etken içerir, oral yoldan uygulanır.Özellikle ağır rotavirus ishaline karşı % 85-96 oranında koruyucu, Asya
ülkelerinde etkinliği daha az. İki tip (Rotateq ve Rotarix) var. İlk dozunun genelde 3.aydan önce yapılması
öneriliyor. (6 haftadan erken 14 haftadan geç olmamalı) . En az bir ay ara ile iki ya da üç doz yapılıyor. Son doz
altıncı aydan önce yapılmalı. Aşıdan sonra nadiren ÜSYE, huzursuzluk, iştahsızlık, kusma, karın ağrısı, ateş
görülebilir.
Rotavirüs aşısının uygulanmaması gereken durumlar
• Genel aşı kontrendikasyonları
• Akut ya da kronik ishaller sırasında
• İnvajinasyon öyküsü ya da invajnasyona yatkınlık (polip, malformasyon) varlığında
• Çevresinde immun yetersizliği olan birey varlığında*, hastanede yatarken (Aşı virusu dışkı ile atılıyor)
Rotavirüs aşısının dikkatli uygulanması gereken durumlar
• Aşılanan bebeğin dışkısında 14 gün süre ile aşı virusu bulunuyor ve çevresinde immun yetersizliği olanlara
bulaştırabiliyor. Bu durum OPA gibi kesin kontrendikasyon oluşturmamakta çünkü bebeğin rota ishaline
yakalanması durumunda risk daha yüksek. Bu durum aileye iyi anlatılmalıdır. Bezlerin iyi korunmuş olarak çöpe
atılması, el hijyenine dikkat edilmesi gerektiği vs. durumlar aileye belirtilmelidir.
Uygulanma prensipleri
• Hangi tip aşı ile başlanmış ise onunla devam edilmelidir
• Yakalama programı ve temas sonrası uygulama yoktur.
• Uygulama sırasında bebeğin aşıyı tükürmesi durumunda tekrar yapılmaz. (Mesela opadan 10 dk sonra bebek
kusarsa aşı tekrarlanır.)
• Aşı uygulandıktan sonra beslenmeye ara vermeye gerek yoktur.
Yenidoğan sarılık sebepleri, risk faktörleri
Total bilirubin ˂ 13 mg/dL olmalı tabiri yanlıştır.(Total serum bilirubini(TSB) bilirubin nomogramına
işaretlenerek persantil eğrileri üzerinden değerlendirilmelidir)
PATOLOJİK SARILIK:
• İlk 24 saatte sarılık görülmesi (İlk 24 saatte başlayan sarılık, aksi iddia edilene kadar patolojiktir.)
• Hasta bir yenidoğanda sarılık görülmesi
• Total serum bilirubin (TSB) düzeyinin >5 mg/dl/gün artması
• TSB düzeyinin bilirubin nomogramlarına göre >95.persentil olması (Nomogram dediğimiz şey persantil
eğrilerinden oluşur. Postnatal saate göre yaş ve TSB işaretlenir. Hangi değerler arasında kaldığına bakılır.) (ör:
48.saatte ≥ 13 mg/dl, 96 saat ve sonrasında ≥ 17.5 mg/dl)
• Klinik sarılığın term yenidoğanda >14 gün, pretermde >21 gün devam etmesi
• Direkt bilirubin düzeyinin TSB ≤5 mg/dl olanlarda direkt bil>1 mg/dl veya TSB >5 mg/dl olanlarda TSB’nin >
%20’si olması
• Dışkının renksiz ve idrarın koyu renkte olması
Direkt hiperbilirubinemi her zaman patolojiktir !
Risk faktörleri: Taburcu olmadan önceki STB veya TcB düzeyi yüksek veya yüksek-orta risk
bölgesinde olması , Düşük gebelik haftası (<38) , Anne sütü ile beslenme, özellikle iyi
ememeyen aşırı ağırlık kaybı olan bebekler, İlk 24 saatte sarılık gözlenmesi ,İzoimmün
hemolitik hastalık, diğer hemolitik hastalıklar (G6PD eksikliği), Daha önce fototerapi almış
kardeş öyküsü ,Sefal hematom veya yaygın ekimoz , Asya kökenli olmak.
Sefal hematom- caput suksanedeum farkı nedir:
Sefal Hematom: Periost altına kanamadır.Şişlik tek kafa kemiğiyle sınırlı olduğundan süturları
geçmez. Kanama yavaştır, doğum sonrası saatler/günler sonra belirginleşir. Sıklıkla parietal
kemikler üzerinde, tek/iki taraflı olabilir. Önce serttir, sonra ortasından başlayarak
fluktuasyon verir.
Komplikasyonlar: -Kırık kafa içi kanama(çok nadir), sarılık
Tedavi: -Çökme kırığı/enfeksiyon yoksa drenaj kontredikedir. İki hafta-3 ay içinde rezorbe
olur.
Kaput Suksedaneum (Doğum Şişi): Baş gelişi doğumlara gelen kısım üzerindedir. Saçlı deride
yaygın şişlik vardır. Nedeni, kan/serum/her ikisinin deri altına sızmasıdır.Yumuşaktır, orta
hattı ve sütur çizgilerini geçer. Sıklıkla kemiklerde üst-üste binme vardır. (doğum kanalına
uyum sağlamak için) Bebeğin kafası uzun gözükür ve elle basınç uygulanırsa parmak izinin
kaldığı görülür(erişkindeki gode bırakan ödem
Tedavi gerektirmez, birkaç gün içinde geçer
Sözlü 19 20 21 sorular
19.Döküntü yapan hastalıklar
Kızamık- birleşme eğilimi gösteren döküntü
Kızamıkçık-birleşme eğilimi göstermeyen döküntü
Kızıl-kıvrım yerlerinde döküntü, SLE- malar raş,kelebek tarzı döküntü
Eritema Enfeksiyozum,Eksantema Subitum,Suçiçeği,Zona
FMF-erizpele benzer döküntü , Henöch Schönlein Purpurası-palpabl purpura
Kawasaki-polimorfik egzantem , Akut romatizmal Ateş-eritema marginatum
Juvenil idyopatik artrit- somon rengi döküntü
19.Nefritik,Nefrotik sendrom farkı,lab bulguları
Nefritik sendrom; ödem, hematüri ve hipertansiyonun görüldüğü tablo. Buna orta
düzeydeproteinüri,oligüri,azotemi eşlik ediyor. GFH azalmış,idrarda dismorfik eritrosit
Nefrotik sendrom,gode bırakan ödem,idarda yoğun proteinüri(masif proteinüri), kanda
hipoalbüminemi,hiperkolesterolemi ile tanımlanan bir sendromdur. Masif Proteinüri>40
mg/m2/s ,VLDL ve LDL artmıştır. İdrar miktarı azalmıştır.
19.Üst ve Alt GİS kanama kanama farkı
Üst Gastrointestinal Sistem (GIS) kanamaları özofagus üst kısmı ile duodenumda treizt
ligamenti seviyesi arasındaki lokalizasyonlardan kaynaklanan kanamalardır. En sık sebebi
peptik ülser.Hastada melena görülür.MELANA dışkı siyah kötü kokulu.Eğer pasaj hızlıysa
hematoşezi görüle bilir.
ÜST GİS kanama nedenlerİ,özofajit,tümör,vasküler anomaliler,GVHD
Alt GİS kanaması; Treitz ligamanından anüse kadar herhangi bir odaktan olan
kanamalardır.Hastalarda hematoşezi görülür.Hematoşezi parlak kırmızı kan dışkıda
ALT GİS kanama nedenleri, Agrubu beta hem strep inf,hemoroidler,rektal ülser,koagülasyon
bozuklukları,polipozis sendromları
20.Kistik Fibroz
Tek gen hastalığı.CFTR(kistik fibroz transmembran regulatör) proteini kodluyor. - Kronik
prodüktif öksürük
BULGULAR - Tekrarlayan hışıltı, Tekrarlayan pnömoni ,Balgam çıkarma, Bronşektazi,
Nazalpolipler, kronik pansinüzit, Protein ve yağ malabsorbsiyonu (çocuk yiyecek ama yağlı
kötü kokulu dışkılama olur), Mekonyum ileusu, Obstrüktif sarılık (safra kanalları tıkanıyor),
Rektal prolaps , Fokal biliyer siroz,Çomak parmakHipokloremik alkaloz Vitamin A,D,E,K
eksiklikler,iÇinko eksikliğine bağlıdermatit,Erkekte infertilite, Ter testi (Cl ≥ 60 mEq/L)
Anneye sor, bebeğin alnının öptüğünde tuz tadı geliyor mu?
20.Anemi
Anemi: Eritrosit sayısı veya hemoglobin düzeyinin yaş ve cinsiyete göre normal değerlerin
altında olmasıdır. Tam kan sayımında WBC,RBC,MCV,MCH,MCHC,RDW,HEMOGLOBIN esas
olarak bakılır.
Talasemi- Normal globulin zincirlerinden birinin (alfa veya beta) yapımının bir mutasyon
sonucu azalması ile oluşan hastalıklardır.
Demir eksikliği anemisi ve Talasemi farkı
1. Demir Eksikliği: Çocukluk döneminin en sık görülen anemisi
• MCV, MCH düşük. Eritrositlerin sayısı da azalır.
• Mentzer İndeksi (MCV/RBC) ≥ 13
• FERRİTİN <12 μg/L
• RDW artar. (anizositoz)
• Trombosit artar.
2.Talasemi Taşıyıcılığı:
• ERİTROSİTOZ
• MCV, MCH daha düşük.
• Mentzer İndeksi (MCV/RBC) <13
• Talasemi taşıyıcılığıyla birlikte demir eksikliği yoksa ferritin düşmez.
• RDW normal.
• Trombosit sayısı normal.
• Ortası koyu, target eritrositler. Bazofilik noktalanma, poikilositoz.
MENTZER İNDEKSİ-Ortalama eritrosit hacminin ,eritrosit sayısına bölünmesiyle elde edilir.
20.Prematüre Komplikasyonları
-Prematür apnesi - PDA
-Respiratuar Distres Sendromu -Beyin intraventriküler kanama
-Bronkopulmoner displazi - Retinopati
- Nekrotizan Enterokolit -Isı kaybı yüksek-ısı üretimi az
-Hipokalsemi, hipoglisemi,hipofosfatemi -Sıvı kaybı yüksek, Böbrekler immatür
21.Diyabetik anne bebeği komplikasyonları Tartı ve boy>90p, baş göreceli olarak daha
küçük, yüz kırmızı ve yanaklar dolgun(domates yüzlü),
kulaklarda hipertrikozis pinna(kulaklar tüylü), ense ve omuzlarda yağ dokusu artışı, hafif
hipotonik,
selektif organomegali: kalp, KC,kemik dokusu artar, beyin dokusu etkilenmez.Diyabetik anne
çocukları hiperinsülinemik oldukları için iri oluyor, insülin beyin dışındaki organların
büyümesine
sebep olurken beyin dokusu üzerine etkili değil bunun sonucunda da diğer LGA tiplerinden
farklı
olarak baş göreceli olarak küçük oluyor. Diyabetik anne çocuğu sorunlar:
Doğum travmaları, asfiksi,
Hipoglisemi, hipokalsemi,
Hipomagnezemi
Polisitemi, sarılık
Respiratuar distres sendromu
Hipertrofik kardiyomiyopati
21.Hipoglisemik yenidoğan tedavi
Hipoglisemi Kan glukoz düzeyinin < 47mg/dL olmasıdır.
İlk yarım saat içinde besleyip kan şekerine baktık.
Kan şekeri <25mg/dl ise beslemeye devam ediyoruz.
1-2 beslemeye rağmen şeker düzeyi düzelmediyse iv glukoz verilir.
Bilurubin metabolizmasını say : Hem halkası içeren proteinler parçalandığı zaman serbest
kalan protein kısmı amino asitlere yıkılır.Hem halkası demirden ayrılır ve bilirubine dönüşür.
Bilirubin kanda albuminle taşınarak karaciğere gelir. Karaciğerde glukronik asitle konjuge
olup safraya atılır.
Karması neleri içerir : Beşli karma aşı (Difteri-Boğmaca-Tetanos-Hib- Çocuk Felci/DaBT-Hib-
İPA)
Fmf tanı kriterleri : Karın, göğüs, eklemler, cilt ve skrotumda ağrılı belirtiler ve ateş nöbetleri
ile gelen hataların ayırıcı tanısında FMF düşünülmelidir
Tip 1 diabetes mellitus (Tip 1 diyabet olarak da bilinir), pankreas tarafından ya çok az ya da
hiç insülin üretilmeyen bir diyabet şeklidir. Tedavi edilmemesi vücutta yüksek kan şekeri
seviyesine neden olur. Klasik belirtiler sık idrara çıkma, susuzluğun artması, açlığın artması ve
kilo kaybıdır.
POLİDİPSİ : Psikojenik polidipsi fizyolojik uyaran olmadan çok fazla su içmeyle karakterize,
nadir görülen klinik bir durumdur. Bu hastalarda aşırı sıvı alımı hiponatremiye neden
olmaksızın iyi tolere edilmektedir.
POLİFAJİ: Polifaji veya hiperfaji, yemek yeme isteği sıklıkla aşırı yemeye yol açan anormal
derecede güçlü bir açlık hissidir.
POLİÜRİ: Poliüri belli bir zaman aralığında yüksek miktarda idrarın üretilip atılmasıdır
Ozan Alp Pediatri Köşe Sözlü Çıkmış Sayfa 6 ilk 3 soru çözümü
1)Erkan hoca astım ilaçları prediktif indeksi vs. Fatma hoca: boynunda şişlik ile gelen hastada
enfeksiyon-malignite ayrımı üsyede viral bakteriyel ayrımı. Feyza hoca: aşı takvimi (Erkan
Hoca ve Fatma hoca osce tarzında sormayı seviyormuş :/)
-İlk soru astım ilaçları prediktif indeksi hakkında notlarda çok bir şey bulamadım derslerde de
çok bahsedilmedi ama internetten böyle bir şey buldum. Astım prediktif indeksini kullanarak
hangi çocukların astım olup olmayacağını tahmin etmek için kullanılır ve büyük olasılıkla
astım gelişecek diyebilmek için major ve minör kriterlere bakarız. Major kriterler: 1- ailede
astım olması 2- çocukta atopik dermatit olması 3- çocukda inhaler alerjenlere duyarlılık
olmasıdır. Minör kriterler: 1- enfeksiyon ile alakasız hışıltı olması 2- %4'den fazla eosinofil
olması 3- doktor tarafından teşhisi konmuş alerjik rinit olması 4- besin alerjen
duyarlılaşmasıdır. Zayıf indeks: az hışıltı ( yılda 3'den az atak) + 1 major veya 2 minör kriter.
Güçlü indeks : sık hışıltı ( yılda 3'den fazla atak) + 1 major veya 2 minör kriter.
-Boyunda şişlik ile gelen hastada enfeksiyon malignite ayrımında lap düşünüyoruz. Malign
LAP, genellikle sert ve lastik kıvamındadır, hassasiyet ve kızarıklık yoktur. Eğer lenf nodu
enflamasyon kriterleri taşıyorsa sıcak, kırmızı, ağrılı, bazen de fluktuasyon verir.
-Üsyede viral bakteriyel ayrımı: Grup A Streptokok(GAS):• Ani başlangıçlı boğaz ağrısı
• 5-15 yaş ,Ateş,Baş ağrısı• Bulantı,kusma,karın ağrısı• Tonsillofarengeal inflamasyon
• Tonsillofarengeal eksuda• Palatal peteşi• Anterior servikal adenitis (hassas nodlar)
• Kış ve erken ilkbahar• Streptokok farenjit teması • Kızıl döküntüsü
Viral: • Konjuktivit• Burun akıntısı• Öksürük• Diyare• Seste kalınlaşma• Ülseratif stomatit
• Viral ekzantem❖ Tonsillofarenjit etkeninin GAS olmadığını tahmin etmek ,GAS olduğunu
tahmin etmekten daha kolay.D ikkat ederseniz daha çok solunumla ilgili sorunlar ön planda.
-Aşı takvimi:
2)İndirekt/direkt hiperbilirubinemi nedenleri. Topuk kanı taramasında hangi hastalıklara
bakılır(serap hocanın bu konu hakkında videosu vardı galiba ayrıca feyza hoca slayt vermişti
bu konuyla ilgili). Kistik fibrozda dışarıdan verilen vitaminler.
-İndirekt hiperbilirubinemi nedenleri: Hemolitik anemiler, Crigler Najar ve Gilbert
sendromları. Direkt hiperbilirubinemi nedenleri: Konjenital Dubin Johnson ve Rotor, edinsel
ise kolestaz. Ancak bu tanımlamayı daha çok dahiliyede kullanmıştık. Pediatri için yenidoğan
için özellikle Rh uygunsuzluğu ve ABO uygunsuzluğunu söyleyebiliriz. Onun dışında direkt
hiperbilirubinemi kolestazda yükselir. 2 mg/dl üzerine çıkar ve direkt bilirubin/total bilirubin
oranı 2 den yukarı olması patolojiktir.
-Topuk kanında baktığımız hastalıklar: Fenilketonüri, Konjenital Hipotiroidi, Kistik Fibrozis,
Biyotinidaz Eksikliği, Konjenital Adrenal Hiperplazisi yönünden taranması önemlidir. Ayrıca
alınan aynı kan ile 09 Mayıs 2022 tarihi itibariyle Spinal Müsküler Atrofi (SMA) taraması da
yapılmaktadır.
-Kistik fibrozda dışarıdan verilen vitaminler A D E K çünkü hastalık ekzokrin pankreas
yetmezliğine yol açıyor ve yağları sindiren enzimler salgılanamıyor lipaz gibi. O yüzden ADEK
vitaminleride yağda çözünen vitaminler olduğu için vücuda alınamıyor ve eksiklik gelişiyor.
Dışarıdan vermeliyiz ayrıca lipazda dışarıdan verilmelidir.
3)3 sorumda hikaye anlatır gibi vaka şeklindeydi ilki kistik fibrozis ikincisi lösemi üçüncüsünü
hiç hatırlamıyorum ama sonunda ünite belirterek reçete yazmamı istemişti(Galiba yılmaz
hoca ARA yı sormuş). Yenidoğan tarama testleri, kistik fibrozisde malnütrisyon.
-KF hastalığı için çok uzun olduğu için buraya yazmıycam özet notlarında detaylıca anlatılıyor
lösemi de aynı şekilde. Ünite belirterek olanda büyük ihtimalle ARA primer tedavide
1.200.000 Ü benzatin penilisin tek doz yapılır.
-Tarama testleri: Fenilketonüri, Konjenital Hipotiroidi, Kistik Fibrozis, Biyotinidaz Eksikliği,
Konjenital Adrenal Hiperplazisi yönünden taranması önemlidir. Ayrıca alınan aynı kan ile 09
Mayıs 2022 tarihi itibariyle Spinal Müsküler Atrofi (SMA) taraması da yapılmaktadır. Kistik
fibrozda malnütrisyon şu şekilde :Pankreasın salgıladığı bu öz suyu lipaz, amilaz ve
tripsinojendir. Tripsinojen protein, lipaz yağ ve amilaz da karbonhidratların sindirimini
gerçekleştiren salgılardır (enzimlerdir). Bu enzimler ekzokrin pankreas yetmezliğine bağlı
olarak salgılanamıyor bu nedenle karb, protein ve yağ emiliminde sorun oluyor ve
malnütrisyon gelişiyor.
1. Dilara, Ufuk ve Mebure Hoca
§ Pectus excavatus tablosu sorulmuş, hangi hastalık yapar denmiş.
Cevap: Pectus excavatus sebebi tam olarak bilinmemekle beraber genelde ailesel
görülen doğumsal major bir anomalidir.
• Risk faktörleri: Marfan sendromu, Ehler-Danlos, Osteogenezis Imperfekta,
Noonan sendromu, Turner sendromu
§ Raşitizm radyolojik bulguları nelerdir?
Cevap: Büyüme plağı bölgesinde genişleme, metafizyel sınırda düzensizlik
(fırçalaşma), genel osteopeni. Bu bulgular en çok Radius ve ulnanın distalinde;
femurun distali, tibianın proksimalinde görülür.
2.
§ Bilinç kaybıyla gelen hastada etyoloji ne olabilir?
Cevap: Hipoglisemi, travma, şok, hipoksi, zehirlenmeler, elektrolit düzensizlikleri,
menenjit, ensefalit.
§ En bilinen zehirlenmeler nelerdir?
Cevap:
¨ Asetaminofen (ABD’de akut KC yetmezliğinin en sık sebebi)
¨ NSAİİ
¨ Beta bloker (zehirlenme oral alımdan 6 saat sonra başlar)
¨ Antidepresan (Türkiye’de en sık rastlanan zehirlenme, ilk bulgu QTc
uzaması)
• Zehirlenmelerde en sık kan şekeri tetkiki istenir.
• Zehirlenmelerde bulgu olarak bunlara dikkat edilmeli: pupiller, vitaller, deri
bulguları, mental durum değişiklikleri, koku, barsak sesleri
-Aspirasyon pnömosini tamamen anlattırdı, komplikasyon vs dahil.
Aspirasyon pnömonisi, katı, sıvı ya da gaz niteliğindeki zararlı maddelerin solunum yollarına
girerek akciğerlere ulaşmasıyla ortaya çıkan akciğer yangısıdır. Etyolojisinde, çoğunlukla
bilinç kaybına neden olan risk faktörleri ön plandadır.
Mide içeriği aspirasyonu: Kimyasal pnömonidir. Yoğun sitokin (TNF-α ve IL-8) salınımının
sonucu ortaya çıkar.
● Bilinç kaybı (genel beden travması, kafa travması,genel vücut travması, felç, vb
● İntoksikasyonlar
● Alkolizm
● Genel anestezi (Mendelson sendromu)
● Nörolojik hastalıklar (epilepsi, MS, demans, vd)
● Özofagus patolojileri (disfaji, divertikül, tümör)
● Mekanik etkiler (nazogastrik tüp, trakeostomi)
● Başkaca nedenler (amnion sıvısı, yatalaklık, uyku, gebelik vd)
Bakteri aspirasyonu
● Akut sinüzit
● Gangrenli diş parçaları (tedavi/çekim)
● Akut Periodontitis
● İntraoral abse fistülleşmesi ve drenajı
● Akut farinjit
-Demir eksiliği anemisiyle gelen hastada ne isterim, takip kaçıncı aylarda olur?
Demir eksikliği anemisi, demir eksikliği sonucu Hb miktarının azalmasıdır. Dünyada 2
milyardan fazla insanı etkilemektedir. Genellikle Hb 11 gr/dl, MCV 70 fl altındadır.
Hipokromik mikrositik anemi görülür. Hb düşük de olsa genellikle asemptomatik, kronik bir
durumdur. Asemptomatik olmasına rağmen nörolojik sekele yol açar, tedavi edilmelidir.
Demir eksikliğinde birçok sistem etkilenir. İmmun sistem ve nörolojik gelişimi etkilemesi
önemli. Süt çocuklarında demir eksikliği, daha düşük IQ, dikkat eksikliği, motor,kognitif ve
davranışsal fonksiyonlar, uyku dalgası ritminde bozukluk yapar.
Tedavide öncelikli olarak oral yol tercih edilir. Oral tedavi seçenekleri demir tuzları(Ferröz
sülfat,ferroz glukonat), Hem demiri polipeptidi(Proferrin), polisakkarid demir
kombinasyonlarıdır. Ferröz sülfat (demirin +2 değerlikli formu-en ucuz,en etkin, en bilinen,
en eski formu)
Eğer oral tedaviye yanıtsız, demir emilimi yetersizse ve GİS kanaması devam ediyorsa
paranteral demir tedavisine başlanmalıdır. Ateş, titreme, anafilaksi, bulantı, kusma yapabilir.
TRANSFÜZYON ÖNERİLMEZ.
Günde 4-6 mg/kg oral demir desteği (ferroz sülfat) ile 2-3 ayda düzelir. İnek sütü azaltılmalı
ve demirden zengin beslenmeye geçilmelidir. Ağızdan tedaviye uyum ve aneminin
düzeldiğinin izlenmesi önemlidir.
Plörezi veya Plöral efüzyon: Akciğerleri çepeçevre saran zarların arasında sıvı toplanmasıyla
sonuçlanan hastalıkların genel ismidir. FM bulguları; nefes aldığında öksürdüğünde veya
hapşurudğunda kötüleşen göğüs ağrısı, dispne,bazen ateş.
Hem nefritik hem nefrotik sendromda ödem olur. Nefritik sendromda ödem çok hafif göz
kapaklarında olurken, nefrotik sendromda diffüz ödem olur. Sonrasında anazarka tarzı ödem
görürüz.
Bulaş Yolları
• Transplasental: TORCH, parvovirüs B19, varicella
• Asendan (Vertikal) Yol
• Postnatal Enfeksiyon
Tanım
• Kanıtlanmış Sepsis: Klinik ve laboratuvar bulgularının sepsis ile uyumlu olması ve etkenin
gösterilmesi
• Klinik Sepsis: Klinik ve laboratuvar bulgularının sepsis ile uyumlu olması ancak etkenin
gösterilememesi
• Sepsis Şüphesi: Bir bebekte risk etmenlerinin bulunması
Sepsis düşünülen tüm durumlarda duktus bağımlı konjenital kalp hastalıkları, doğumsal
metabolik hastalıklar ve konjenital adrenal hiperplazi DIŞLANMALIDIR.
Sepsis klinik bulguları nonspesifiktir. Normal dışı her bulgu sepsisi düşündürebilir. Belirtilerin
hızla ilerlemesi önemlidir. En sık ateş ve ısı dengesizlikleri görülür. İyi görünmeme, beslenme
güçlüğü görülür. Kan kültüründe üreme altın standarttır. İdrar ve BOS kültürleri de
bakılabilir. BOS kültüründe hücre sayısı yaş büyüdükçe azalır ama önemli olan kan glikoz
düzeyi ; BOS glikozu kandakinin üçte ikisinden azsa sıkıntılı.
Akut faz reaktanlarından CRP en anlamlı olanıdır ama geç yükselir. 1den büyük olmalıdır.
Prokalsitonin, CRPden önce yükselir ama anne ile ilişkili olduğundan ilk 72 saat anlamlı değil.
-Prematürite Komplikasyonları?
A) Genel Sorunlar
1. Beslenme: Mide kapasitesi sınırlıdır. Gereksinimleri fazladır. Emme-yutma
koordinasyonu gelişmemiş olabilir,
2. Isı kontrolü: Yüzey alanı fazla, deri altı yağ dokusu az, kahverengi yağ dokusu az,
titreyemezler. Hipotermidd mortalite ve morbidite oranı fazladır.
3. Sıvı elektrolit-metabolik denge bozuklukları: Sıvı kaybı yüksek. Böbrekler immatür.
Hipokalsemi, hipoglisemi,hipofosfatemi (preterm bebeklerde anneden geçen Ca ve P
az)
4. Enfeksiyon riski: Humoral ve hücresel bağışıklıktaki eksikliklerden dolayı
enfeksiyonlara eğilim çok yüksektir.
5. Anemi ve hiperbilirubinemi
B) Organ Sistemine Ait Bozukluklar
-Sarılık Nedenleri?
Fizyolojik Sarılık
2-3. günde başlar. 4-5. günde pik yapar. 7-10. günde kaybolur. Bilirubinin artış hızı
<5mg/dL/gün veya <0,2 mg/dL/saat olmalıdır.
Nedenleri
a) Karaciğer Hücresinde Artmış Bilirubin Yükü: Kısa eritrosit ömrü, fazla eritrosit kitlesi,
inefektif eritropoez, ertirosit dışı hem fazlalığı
b) Karaciğer Hücresine Alım Kusuru: Ligandin (y proteini eksikliği)
c) Konjugasyon Kusuru: Glukronil transferaz olgunlaşması
Patolojik Sarılık
İlk 24 saatte sarılık görülmesi (İlk 24 saatte başlayan sarılık, aksi iddia edilene kadar
patolojiktir.)
Total serum bilirubin (TSB) düzeyinin >5 mg/dl/gün artar. TSB düzeyinin bilirubin
nomogramlarına göre >95.persentildir.
Klinik sarılığın term yenidoğanda >14 gün, pretermde >21 gün devam etmesi patolojiktir.
Dışkının renksiz ve idrarın koyu renkte olması DİKKAT.
Direkt hiperbilirubinemi
her zaman patolojiktir !
1. Safra yolu anormallikleri- Biliyer atrezi, koledok kisti, safra taşları, koyulaşmış safra
tıkacı
2. İnfeksiyonlar- Sistemik, Hepatitler (hem direkt hem indirekt bilirubin artabilir)
3. Doğumsal metabolizma hastalıkları (hem direkt hem indirekt bilirubin artabilir)
4. Endokrin bozukluklar Hipopitüitarizm, hipoadrenalizm (hem direkt hem indirekt
bilirubin artabilir)
5. Kromozom bozuklukları Trizomi 21 Trizomi13,18 Turner sendromu
6. Diğer nedenler (toksik, vasküler)
Bilirubin Nomogramı
>95 p: Yüksek risk zonu. Aksi kanıtlanana kadar patolojik. Taburcu etme, hemolizi
değerlendir, tedavi et
> 75 p: yüksek-orta riskli, Hemolizi değerlendir, 8-24 st sonra TSB bak
40-75 p: düşük-orta riskli taburcu edilebilir. 48 saat içinde TSB bak
<40 p: düşük risk, taburcu et, 48-72 saat içinde klinik izlem, TSB de bakılabilir
-TORCH Enfeksiyonları
TORCH, annedeki bir infeksiyon etkeninin, plasenta aracılığıyla ya da doğum sırasında bebeğe
geçmesi olgusudur (vertikal bulaşma). TORCH tablosu ölü doğum, erken doğum ve
prematüre bebek ölümlerinin önemli nedenlerinden biridir. İnfeksiyon etkenlerinin baş
harfleriyle oluşturulan TORCH kısaltmasında yer alan canlı etkenlere giderek yenileri
eklenmektedir.
2. Ötekiler (others):
• Sifilis (konjenital sifilis): Yenidoğanlarda Pneumonia alba (ölü doğum nedeni),
lenfadenopati, hepatosplenomegali ve ikter, ayak tabanları ve avuçiçlerinde döküntüler,
burun tıkanıklığı, iskelet sistemi anomalileri. 2 yaş üstü çocuklarda Hutchinson triadı (dut
azıdişleri, Hutchinson dişi, eğer burun), gözde keratit, işitme sorunları, kaval kemiğinde (tibia)
kılıç kını deformasyonu
• Listeriosis: Düşük ya da erken doğum riski, yaşayan bebeklerde deride püstüllü infeksiyon
(granulomatosis infantiseptica), meninjit, sepsis
• Zona virüsü (Herpes zoster): Prematüre bebek, pnömoni, ensefalit, gözde katarakt ve
koryoretinit, beyin anomalileri, ekstremitelede kısalık
• Parvovirus B19: Hydrops fetalis, anemi (aplastik tip)
• Zika virüs: Mikrosefali
• HIV: yaygın sistemik bulgular
• Başkaca virüsler: HBV, HCV, Batı Nil virüsü, kızamık, enterovirus, adenovirus.
5. Herpes simplex virüsü (HSV): Prematüre doğum, intra-uterin gelişmede aksama, deride ve
mukozalarda vezikülü yangı (püstül), meninjit ve sepsis.
Mikrosefali
Yaşa ve cinsiyete göre ortalamanın en az 3 standard sapmanın üzerinde olmasına makrosefali
denir.
• Hamilelikte annenin geçirdiği enfeksiyonlar: toxoplazma, Campylobacter pylori, rubella,
herpes, syphilis, cytomegalovirus, HIV, Zika virüs
• Toksik kimyasallara maruziyet: Arsenik, civa, alkol, radyasyon ve sigara
• Pre ve perinatal dönemde beyin hasarı: hipoksi, iskemi ve travma
• Fetal hayatta ciddi malnütrisyon
• Süturların erken kapanması (ön fontanel 6-18. Ayda kapanır, arka fontanel 6. Haftaya kadar
kapanır.)
• Down sendromu
• Tedavi almamış Fenulketonüri
GRUP1
SORU1:
-KAFA TRAVMASI SONRASI ÇOK SU İÇEN İDARARA ÇIKAN ÇOCUK.TANISI NEDİR?
1. Polidipsi, yüksek kan şekeri düzeylerinin yani şeker hastalığının yaygın bir
belirtisidir. Tip 1 diyabetin erken bir işareti de olabilir.
2. Çok fazla tuzlu, baharatlı besinler tüketmek
3. Kortikosteroidler veya diüretikler gibi bazı ilaçların yan etkisi olarak da
görülebilir.
4. Ağız kuruluğu: Polidipsi, ağız kuruluğunun sık görülen
semptomlarından biridir. Ağızda tükürük üreten bezler düzgün
çalışmadığında ağzınız kuruyabilir.
TEŞHİS:
SORU2
-KANLI KUSMAYLA GELEN ÇOCUK.TEKTİK OLARAK NE İSTERİZ.
Kusmayla kan gelmesine hematemez denilir. Kanama genellikle üst gastroentestinal sistemden
olmaktadır; bu üst ince barsaktan, mideden veya yutak borusundan kaynaklanabilir.
TETKİK: ELEKTROLİK KAN BİYOKİMYA PTT PT KANAMA ZAMANU ESR CPR
PORTAL VEN TROMBOZU:
Çocuklarda efeksiyonlar,
erişkinlerde ise tromboz eğilimi arttıran nedenler, myeloproliferatif hastalıklar, karaciğer sirozu önde
gelen etiyolojilerdir.
TANI:
• Çocukluk çağında daha çok bir kronik hastalık şeklinde gelişmekte ve ilk belirtisi varis
kanamaları olmaktadır. Aynı zamanda çocukların yarısında büyüme gelişme geriliği dikkat
çeker.
• Erişkin PVT’de ise klinik tablo akut veya kronik olmasına göre değişir. Hepatik ensefalopati
diğer PH tiplerine göre daha nadir ve hafif düzeylidir.
• Tanıda yararlanılabilecek diğer ultrasonografi, doppler US, BT, MR inceleme olabilir.
TEDAVİ:
• Tedavi şeması hastalığın nedeni, süresi, obstrüksiyonun lokalizasyonu ve klinik sorunlara göre
belirlenir.
• Akut olgularda antikoagulan tedavi (en az 3 ay) önerilmektedir. Kronik olgularda yararı
kanıtlanmamıştır fakat yakın zamanda geçirilen trombotik ataklar varsa kullanılabilir.
• Ağır hipersplenizm durumunda nadir olarak splenektomiye başvurulabilir.
• Varis kanaması varsa tedavisi diğer varis kanamalarında olduğu gibidir. Kanama olmamışsa
primer proflaksi uygulanabilir.
GRUP 2:
-KANLI KUSMAYLA GELEN ÇOCUKTA ENDOSKOPİ ENDİKASYONLARI:
Aktif kanama,
İBH şüphesi varsa,
periferik KC hastalığı bulguları (HPM, SPM, sarılık, spider
anjiyom, koagülopati) varsa,
ampirik tedaviye yanıtsızlık varsa,
majör kanamada altta yatan sebep bulunamadıysa hastayı çok bekletmeden endoskopi
ünitesine transfer etmeliyiz.
GRUP 3:
-EMME YORULMA SIKINTISI OLAN BEBEK NE DÜŞÜNÜRSÜN ?
Kardiyak:VSD
VSD=VENTRİKÜLER SEPTAL DEFEKT
DKH’larının % 20-25’i (tek, kombine)
Tipleri:
1. Perimembranöz –outlet: % 50 kapanma ihtimali vardır. Genelde triküspit kapağın
septal liflerinin oluşturduğu anevrizmayla kapanırlar. Sol ventrikülden sağa olan jet
akımının aort kapağa yakınlığı nedeniyle aort kapağa hasar verme riski vardır.
2. Suprakristal (subpulmoner): Hemen pulmoner kapağın altında, nadir, uzak doğuda
daha fazla görülen bir tip.
3. İnlet (AV kanal tipi): AV kapakların hemen altında
4. Musküler – yüksek kapanma şansı: Genelde septumun orta kısımlarında ve apekste.
Kas hipertrofisiyle kapanırlar. Hiçbir zaman aort kapakta hasar oluşturmaz. Spontan
kapanma ihtimali daha yüksektir.(%70-80) Transkateter kullanılabilir.
VSD’de Klinik:
Defektin büyüklüğüne bağlı:
Aort kapağının yarısından küçükse bu küçük bir defekttir. Aort kapağın yarısı ile
tamamı arasında bir büyüklükteyse orta, kapağın boyutundan da büyükse büyük bir
defekttir denir.
Qp>Qs (aort çapına eşit) İki haftadan sonra taşipne, taşikardi, solukluk, emme
güçlüğü, tartı alamama gelişebilir.
Küçük – orta VSD -> trill + pansistolik üfürüm
→ (Defekt küçükse endokardit riski vardır, pulmoner HT riski yoktur. Küçük
defekt kendini pansistolik üfürümle gösterir, defekt ne kadar büyükse üfürüm
o kadar az olur. Sternumun solundan sağına doğrudur.
SORU2:
-ANNESİ BİR AY ÖNCE KALÇA ÇIKIĞI VARMIŞ RİSK VAR MI ? NE YAPMAM GEREKİYOR?
HANGİ TESTLERİ VE AŞILARINI YAPARSIN?
Grup 4
1)portal ven trombozu (acile ilk geldiğinde naparsın ,lab dan neyi istersin,hangi tetkikleri yaparsın )
1. açıklama ;Göbek kataterizasyonu portal ven trombozu için başlıca risk faktörüdür.
Ultrasonda karaciğer parankimiyle ilgili de fikir sahibi oluyoruz. Eğer kc parankiminde
sorun yoksa portal ven trombozu (ekstrahepatik portal ven obstrüksiyonu) diyeceğiz.
Bundan sonra tedavide varislerin kanamasını önleyeceğiz. Bu varisler bağlanarak, band
ligasyonu uygulanarak, skleroterapi uygulanarak kanaması önlenebilir. Basıncı düşürmek
amacıyla beta bloker kullanılabilir.
2. Açıklama: Akut PVT tanımı 60 günü geçmemiş
semptomların varlığında herhangi bir portal hipertansiyon bulgusunun (varis
kanaması, asit ve hipersplenism)olmadığı PVT hastalarını kapsamakta. Bu hastalar
acil servise sıklıkla yaygın karın ağrısı, bulantı ve ateş ile
başvurabilirler. Klinik seyrinde hiçbir semptom göstermeyen hastalarda
olabilmekle birlikte acil serviste şiddetli karın ağrısı olan hastalarda PVT’in
mezenterik venlere ilerleyerek mezenterik iskemi, infarkt, peritonit ve
intraabdominal sepsis yapmış olabileceği akla gelmelidir. Tanı için acilde
kullanılabilecek en pratik yöntem doppler ultrason ile portal vendeki akımı
görüntülemek.(Şekil-1 ve 2) Akut PVT hastalarında çoğu zaman hemogram ve
biyokimya tahlilleri normal olsa da özellikle sepsis ve infarkt düşünülen hastalarda
mutlaka görülmeli. Komplike olmayan vakalarda temel tedavi antikoagülasyon.
Unfraksiyone veya düşük molekül
ağırlıklı heparin öneriliyor. Warfarinde kullanılabilecek ajanlar içerisinde olmakla
birlikte üzerine net anlaşılmış bir INR değeri yok. Ancak genel yaklaşım INR’yi 2-3
arasında tutacak şekilde. Sadece bu antikoagülasyon
tedavisi ile akut PVT vakalarının %50’sinde portal ven tam rekanalize olurken
%40’ında parsiyel rekanalizasyon sağlanıyor. %10’unuda ise rekanalizasyon
sağlanamıyor.
2)kafa travması çok su içme çok idrara giden çocukta (sadece ne düşünürsün , bunun ayırıcı tanıları
neler, lab dan ne istersin ,santral mi nefrolojik mi nasıl ayırt edersin ,ddavp testine göre na ve başka
bir değer verdi ,kesin tanın nedir?
DİABETES İNSPİDUS• Ağır poliüri ve polidipsi OLGU
Serum osmolalitesi yüksek İdrar serum osmolalitesi <1.0 • Polidipsi, poliürisi olan hasta
Diabetes İnspidus Vazopressin ver (ADH) • Na=161mmol/L (yüksek), K=4.5mmol/L (düşük)
SUSUZLUK TESTİ • İdrar dansitesi<1000 (düşük), Kreatinin normal
Cevap yok • Serum osmolaritesi=328mOsm/kg (yüksek),
Nefrojenik Dİ (reseptörlerde bozukluk var) İdrar osmolaritesi<300mOsm/kg (düşük)
İdrar osmolalitesi yüksek İdrar dansitesi yüksek • -> SU DİÜREZİ
Santral Dİ (hipotalamustan salgılanamaz) • Diabetes insipidus (Hastaya susuzluk testi
• Kusma iştahsızlık , ateş atakları yaparız, nefrojenik mi santral mi tespit ederiz)
• Hipernatremi (mutlaka diabetes insipidus düşünülmeli)
• Büyüme geriliği
NEFROJENİK Dİ NEDENLERİ
HEREDİTER
• Vazopressin V2 reseptör gen mutasyonu (AVPR2) 90% X`e bağlı• Aquaporin-2 gen mutasyonu
(AQP2) 10% or ! Öyküde akraba evliliği mutlaka sorulmalı
EDİNSEL
• Obstrüktif üropati
• Renal displazi
• Kronik böbrek hastalığı
• Hipokalemik nefropati
HİPERKALSEMİ
• İlaçlar; Lityum ,Amfotersin B, Tetrasiklin, Difenilhidantoin
Grup 5
Asuman hoca ile Melek hocaya denk geldim. Astım ve poststreptokkal glomerülonefriti sordular. Vaka
şeklinde soruyorlar. Tanıyı , tetkikleri ,tedavi özellikle baya ayrıntılı istiyorlar.Astım için 6 basamaklı
tedaviyi anlattım .Orada kortikosteroidi duymak mutlu etti.En yüksek puan oydu ,çünkü artık
kronikleşmişti.Solunum fonksiyon testinde değişimleri söyledim.Ayrıca solukta NO testini de
söylemek önemli.Apsgn’te kısıtlayacaklarını sordu . Tedavi diüretik furosemid,antihipertansif tedavi
,penisilin oral şeklinde olacağını söylemek önemli.Ne yedirelim yedirmeyelim diye sordu .Apsgn de
okula yollamayıp,yatak istirahati önermeyi unutmayın. Baya hızlıca yanıtlayınca başa dönmeye izin
verdiler.Eksikleri söylemek adına .
ASTIM
Nöbetler şeklinde öksürük , dispne ,hışıltılı solunum ,göğüste tıkanıklık yakınmaları en sık
şikayetleri. Mekanizmasına baktığımızda kronik hava yolu inflamasyonu ,yaygın değişken genellikle
geri dönüşümlü hava yolunda obstrüksiyonu ve bronş aşırı duyarlılığı vardır.aktivite azalır,öz ve
soygeçmiş incelemk çok önemli özellikle diğer atopik hastalıkların varlığı ya da birinci dereceden
akrabalarda astım varsa astım diyebilriz, inhale steroidlere iyi cevap vermesi (Düzenli günlük düşük
doz inhaler kortikosteroid ve gerektikçe inhaler kısa etkili salbutamol (keba) verdiğimizde iyi cevap
alıyorsak astım ihtimali çok yüksek)
Küçük çocuklarda astım tanısını destekleyen testler:
Atopi testleri, Göğüs rötgeni , Akciğer fonksiyon testleri , Verilen solukta nitrik oksit
Atopi testleri: Alerji deri testi yapabiliriz. Alerji deri testleri altın standarttır.
Akciğer fonksiyon testleri altın standart !!
SINAVDA ÇIKABİLİR: Astım tanısında altın standart nedir? 5 yaş üzerindeki çocuklar için reversibilite
(tersine çevirebilme) testidir.
Reversibilite testi: Astım tanısında reversibilitenin varlığı çok önemlidir.
Alttaki eğri bronkodilatatör öncesi çocuğun yaptığı sonra kısa etkili beta 2 agonist inhale ettiriyoruz
15 20 dk sonra yeniden spirometriyi üfletiriz FEV1 e bakarız bu fark %12 ya da 200 ml üstündeyse
bu çocuk astımdır. KEBA ile solunum yolları açılmıştır.
Diürnal PEF değişikliği : tanıda kullanılmaz takipte kullanılır.
Bronşial uyarı testleri
Çocuklarda egzersiz testleri
Verilen solukta nitrit oksit tetkiki
Soluk havasında nitrik oksit ölçümü :YALNIZCA ASTIMDA YÜKSEK ÇIKAR !
SPOTLAR
*reversibilite testinde bronkodilatör veriyoruz FEV1 düzelme yönünde gidiyor.Egzersiz testlerinde
ise fev1 düşüyor.
*Astım büyüme geriliği yapmaz , büyüme geriliği kistik fibroz olabilir.
*çocuklarda semptomlar yeni doğan döneminde başlıyorsa astım olma ihtimali düşüktür.
TEDAVİ
POSTSTREPTOKOKKAL GLOMERÜLONEFRİT
Akut poststreptokoksik glomerülonefrit (APSGN), A grubu beta-hemolitik streptokokların patojenik
suşları ile geçirilen bir üst solunum yolu veya deri infeksiyonunu takiben karakteristik bir latent
dönemden sonra ortaya çıkan ve tipik olarak akut nefritik sendromla seyreden (hematüri ,ödem
,hipertansiyon) bir hastalıktır.
➢ Sporadik olarak veya salgınlar halinde görülebiliyor.
En sık 5-12 yaşları arasında görülür. tipik klinik streptokokal farenjitten 1-2 hafta sonra ,
streptokokal pyodermadan 3-6 hafta sonra ani başlayan nefritik sendrom tablosu
➢ Latent periyot döneminde asemptomatik hematüri görülebilir.
➢ Subklinik mikroskobik hematüriden→makroskopik hematüri→akut böbrek yetersizliği
➢ APSGN 4 klinik tabloya yol açıyor.
1.Subklinik (hasta asemptomatik. tarama yapmadan bu hastaların saptanması mümkün değil.) 2.
Akut nefritik sendrom (en sık başvuru hali)
3.Nefrotik sendrom (nadiren gelişir.)
4. Hızlı ilerleyen glomerülonefrit (RPGN)( çok çok nadirdir. Kreatin artışı çok hızlıdır.)
Tedavi: subklinik hastalığı olan hastaları ayaktan izlenebilir fakat akut nefritik sendrom tablosu
gösterenler yatırılarak izlenmelidir.
• Su ve sodyumu kısıtlıyoruz.
• Potasyum, fosforu kısıtlıyoruz.
Diürez yakın izlenmeli
• Tartı günlük bakılmalı
• TA izleminde dikkatli olunmalıdır.
• Akut böbrek hasarı sonucu ortaya çıkabilecek olan hiperpotasemi, hiperfosfatemi, metabolik
asidoz tedavi edilmelidir.
• Yatak istirahati ve aktivite kısıtlaması
Erken dönem
Özellikle pulmoner ödem varlığı
Diüretik Tedavi
Oligürik ve hipertansif hastalarda Furosemid çok etkili, çok dramatik yanıt veriyor. Böyle bir hastayı
gördüğünüzde hemen diüretik olarak furosemid başlamaktan çekinmeyelim. Bu hastaların çoğunda
diüretik başladığımızda oligüri çözülüyor ve tablo çok daha kolaylaşıyor.
Grup 6
2.Partla girdim Alev hoca Gonca hoca
Doğum taramaları
Yenidoğan Taramaları
1)Topuk kanı !
2)Doğumsal metabolik-genetik hastalıklar ve hipoiroidi taraması
3)İşitme taraması
4)Gelişimsel kalça displazisi taraması
5)Kritik konjenital kalp hastalığı tarama
Topuk kanında ne bakarsın
Doğuştan metabolik-genetik hastalıklar ve hipotiroidi taraması --fenilketonüri --konjenital
hipoiroidi --bioidinaz eksikliği --kistik fibroz -gonca hoca sma ya takıkmış ama çocuktan değil
evebeynlerden bakılıyor
Başka hangi taramaları yaparsın göz ve işitme
Bu çocukta doğumsal kalça çıkığı için ne önerirsin sırt üstü yatsın (kundak uygulamasın ,bebeklerdeki
standart tedavi yöntemi pavlik bandajdır işlevsel bir tedavidir.)
Risk faktörleri çocukta tortikollis vardı ve annesinde kalça çıkığı ameliyatı olması usg ylr bakarım
Tortikollis (TİLT) belirtisi: Genellikle serebeller hemisfer herniasyonunun bir bulgusudur.
SKM Kas Zedelenmesi: Müsküler/ Doğumsal Tortikollis
-Doğum travması: Makat gelişi veya güç doğumlarda kasın aşırı ekstansiyonu→hematom→skar
dokusu→kasta kasılma (böylece baş eğilir)
-İntrauterin: Anormal basınç, pozisyon veya travma Kas gelişiminde kalıtsal bir defekt
*Bebekteki tortikollis doğum travması sebebiyle olabileceği gibi intrauterin hayatta da
gerçekleşmiş olabilir. Tortikollisli bir bebeğe direkt doğum travması etiketi yapıştırılmamalı,
doğumu yaptıran hekimden bilgi alınmalıdır.
-Doğumda veya 10-14 gün sonra SKM ortasında 1-2 cm çaplı, sert, iyi sınırlı, hareketsiz kitle
-Kitle 2-4 hafta boyunca büyür, sonra küçülerek 5-8 ay içinde kaybolur. (skar bırakır.)
-Baş etkilenen tarafa eğik, çene karşı omuz tarafına dönüktür, pasif olarak normal pozisyona
getirilemez.
Tedavi: -Erken dönemde başlanmalı.
-Pasif germe egzersizleri yaptırılmalıdır. Sırtüstü yatarken baş öne ve karşı tarafa, çene aynı tarafa
şeklinde.
-Başını aktif olarak döndürmesi için lezyon tarafına oyuncak, çıngırak vs asılır.
-Çoğu 2-3 ayda iyileşir.
-6 ayda iyileşme olmazsa cerrahi düşünülmelidir, 1 yaşından önce düzeltilenlerde prognoz daha
iyidir.
2.soru çocuk emerken yoruluyor sık nefes alma ayırı tanı ASYE kalp hastalığı (doğumsal kalp
hastalıkları geniş VSD ,AVSD)
Ailede kalp hastalığı var mı diye sorarım
Anneye ateş öksürük burun akıntısı Ailede kalp hastalığı var mı
Muayenede taşikardi taşipne üfürüm dinlerim
GRUP 7
portal ven trombozunda klinik stabil olduktan sonra endokrin nedenler arastirilir, bu da ilk
bir iki günde oluyor. Bir de nazogastrik sonda takilmasini sordular onemliymis. Kan tahliliyle
beraber pt aptt bakilir ve kanama zamaninin degerini sordular.
Gonca hocayla alev hoca da rahatti hatirlayamadigim seylerde çok yardimci oldular ve süre
tanidilar düsünmem için herkese kolay gelsin basarilar, ilk üç sira ayni soruydu, bir de portal
vende eritrosit tranfuzyonu yapilmali.
è Nazogastrik sonda takılması için özette bir bilgi bulamadım. İnternette bir makalede
şöyle bir bilgi vardı:
- Nazogastrik sonda takma endikasyonları;
o üst gastrointestinal sis- tem kanaması (tanı ve tedavi amacıyla),
o intihar ve kaza sonrası mide boşaltımı ve yıkanması,
o acil cerrahi gereken durumlarda mide içeriğinin boşaltılması
o pilor stenozu
o ileus
o oral alımı zor olan hastalarda enteral beslenme
o bilinci kapakı hastada aspirasyonu önlemek, ilaç uygulamak ve beslenmeyi
sağlamak
o mekanik ventilatörde takip edilen bazı hastalarda mide distansiyonuna karşı
ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası dekompresyon
- Taşipne,
- hepatomegali,
- siyanoz
- ekg de her iki ventriküler hipertrofisi
- Telegrafide yan yatmış yumurta görüntüsü vardır.
è Febril Konvülziyon
- 6 ay – 6 yaş arasında
- İntrakraniyal enfeksiyonun dışlandığı
- Daha önceden afebril nöbet öyküsü olmayan çocuklarda ateşle birlikte
görülen generalize tonik klonik nöbet
- Ateşin Nedeni: ÜSYE, otitis media, pnömoni, gastroenterit, roesola infantum,
enfeksiyon dışı
o Basit FK: 15 dkden kısa / 24 sa içinde tekrarlamaz / jeneralize / ateşe yönelik
tetkik yapılır
o Komplike FK: 15dkden uzun / 24 sa içinde 2+ tekrar
/ fokal – postikal semptomlar (Todd parezi) / ileri tetkik yapılır (LP gibi)
è Aşı Takvimi
Beyzanur Gazioglu
è KIZIL
A grubu beta hemolitik streptokok’un eritrojenikezotoksinine bağlı enfeksiyon yapar.
- Ani ateş ve titreme -> döküntü ateşle başlar
- Kusma, baş ağrısı, titreme
- Servikal LAP
- Eksüdatif tonsillit
- Damakta peteşi
- Beyaz çilek dili -> kırmızı çilek dili
- Yüzde tipik görünüm: alın ve yanaklar kırmızı, flash tarzı döküntü, ağız etrafında
solukluk (circumoral halo)
- Pastia işareti: antekubital çukur gibi derin yerlerde döküntü, lineer pigmentasyon
- Boğaz kültürü altın standart
- Tedavi: penisilin
è Grup A tonsillofarenjitin nonsüpüratif komplikasyonları
- Kızıl
- ARA
- PSGN
- PANDAS
è Pulmoner Hastalıklar
- Ağlayınca renk pembe -> siyanoz azalır
- Oksijen verince siyanoz azalır, satürasyon artar
- Taşipne, respiratuar distres, retraksiyon, raller, dispne, interkostal çekilmeler
- Telegrafi: parankimal ac hastalığı, pnömotoraks, plevral efüzyon, plevral efüzyon,
diafragmatik herni
è Kalp Hastalıkları
- Retraksiyon olmadan taşipne (genelde taşipne, dispne, solunum sıkıntısı olmaz)
- Normal solunum sesleri
- Oksijen veriince PO2 değişmez
- Ağlayınca morarır -> satürasyon düşer
- Üfürüm duyulmayabilir
- Telegrafi: Kardiyomegali, anormal kardiyak konfigürasyonu artmış ya da azalmış
pulmoner vaskülarizasyon
è VSD
- Sol ventikülün volüm yükü artmış
- Defekt ne kadar küçük üfürüm o kadar şiddetli
- Küçük – orta VSD: trill + pansistolik üfürüm
- Orta – büyük VSD: KY bulguları (tartı alamama, malnutrisyon, yorulma, taşipne,
dispne)
Selim Koç
Su Ciçegi -> Resimler gösteriyor ordan tanly! soruyor etkeni soruyor daha sonra
komplikasyonlar bulas yollari kac gün önceden bulastirmaya baslar ne zamana kadar
bulastiricidir vs daha sonra nasil korunuruz 12. Ay asi ile temas sonrasi profilaksi için bi kaç
güne kadar as yapiliyor sonrasinda globulünini vermek geriyor ileri yasta ortaya çikmasi ve bi
fotograf ile de zona soruluvor
è Suçiçeği
- Her yaşta görülür, çok bulaşıcı, prodromu yok, %90’a varan atak hızı
- Döküntü: makül -> papül -> vezikül -> kuruma ve kabuklanma (bu evreden sonra
bulaşıcılık yok)
- İleri yaşta ortaya çıkarsa ZONA
- Komplikasyonları:
o 1. Sekonder bakteriyel (eripizel + apse + piyodermi + otit + pnömoni)
o 2. Ensefalit, serella ataksi
o 3. Hemorajik suçiçeği
Ümran Cüci
Asuman Çoban ve Deniz Tuğcu, kızıl (fotoğrafları gösteriyor) ve 5 alfa redüktaz eks. Sordu
è KIZIL
A grubu beta hemolitik streptokok’un eritrojenikezotoksinine bağlı enfeksiyon yapar.
- Ani ateş ve titreme -> döküntü ateşle başlar
- Kusma, baş ağrısı, titreme
- Servikal LAP
- Eksüdatif tonsillit
- Damakta peteşi
- Beyaz çilek dili -> kırmızı çilek dili
- Yüzde tipik görünüm: alın ve yanaklar kırmızı, flash tarzı döküntü, ağız etrafında
solukluk (circumoral halo)
- Pastia işareti: antekubital çukur gibi derin yerlerde döküntü, lineer pigmentasyon
- Boğaz kültürü altın standart
- Tedavi: penisilin
è Grup A tonsillofarenjitin nonsüpüratif komplikasyonları
- Kızıl
- ARA
- PSGN
- PANDAS
1
POLİÜRİ NEDENLERİ
SU DİÜREZİ OSMOTİK(SOLUT) DİÜREZİ
1- Aşırı su alımı 1-Glikozüri (DM, Renal glikozüri, Na-glikoz
İyatrojenik kotransporter1 inh tedavi sonrası)
Psikojenik 2-Üre (ABY iyileşme dönemi,Ekzojen üre
Susama merkezi defekti uygulaması,KBY erken dönem,Doku katobolizmasi)
2- Diabetes insipidus 3-Sodyum (Fazla Na alımı veya Na tedavisi
Santral Serebral tuz kaybı,Obstrüktif üropatilerde
Nefrojen tedavi)
. 4-Anyon (Fazla HCO3 uygulama sonrası,
Bartter sendromu,Gitelman sendromu )
5-Mannitol kullanımı
SUSUZLUK TESTİ
Psikojenik polidipsi
İdrar dansitesi yüksek
İdrar volümü düşük
İdrar: Serum osmolalitesi >2:1
Diabetes İnspidus
Serum osmolalitesi yüksek
İdrar serum osmolalitesi <1.0
Ayırıcı tanı için vazopressin verilerek yanıta bakılır.
Cevap yok: Nefrojenik Dİ
İdrar osmolalitesi yüksek, idrar dansitesi yüksek: Santral Dİ
Santral Dİ
2
VSD=VENTRİKÜLER SEPTAL DEFEKT
DKH’larının % 20-25’i (tek, kombine)
Tipleri:
1. Perimembranöz –outlet: % 50 kapanma ihtimali vardır. Genelde triküspit kapağın septal
liflerinin oluşturduğu anevrizmayla kapanırlar. Sol ventrikülden sağa olan jet akımının aort
kapağa yakınlığı nedeniyle aort kapağa hasar verme riski vardır.
2. Suprakristal (subpulmoner): Hemen pulmoner kapağın altında, nadir, uzak doğuda daha
fazla görülen bir tip.
3. İnlet (AV kanal tipi): AV kapakların hemen altında
4. Musküler – yüksek kapanma şansı: Genelde septumun orta kısımlarında ve apekste. Kas
hipertrofisiyle kapanırlar. Hiçbir zaman aort kapakta hasar oluşturmaz. Spontan kapanma
ihtimali daha yüksektir.(%70-80) Transkateter kullanılabilir.
VSD’de Klinik:
Defektin büyüklüğüne bağlı:
• Aort kapağının yarısından küçükse bu küçük bir defekttir. Aort kapağın yarısı ile tamamı
arasında bir büyüklükteyse orta, kapağın boyutundan da büyükse büyük bir defekttir
denir.
• Qp>Qs (aort çapına eşit) İki haftadan sonra taşipne, taşikardi, solukluk, emme güçlüğü,
tartı alamama gelişebilir.
• Küçük – orta VSD -> trill + pansistolik üfürüm→ (Defekt küçükse endokardit riski vardır,
pulmoner HT riski yoktur. Küçük defekt kendini pansistolik üfürümle gösterir, defekt ne
kadar büyükse üfürüm o kadar az olur. Sternumun solundan sağına doğrudur.
• EKG -> LVH -> BVH -> RVH (Eisenmenger)→ Volüm sol kalpten sağ kalbe doğru yansır.
Sağ atrium devre dışı kalır. Sağ ventrikülden direkt olarak pulmoner artere, pulmoner
arterden de sol atriuma pulmoner venlerde volüm artışı olarak döner. Bu yüzden bu
defektte volüm yükü artışı sol kalptedir ve LVH gelişir. Sonra biventriküler hipertrofi ve
eğer tedavi edilmezse sağ ventikülün basıncı sol ventrikülden büyük olup sağdan sola
şant geliştiğinde (= Eisenmenger) RVH görüyoruz. Erken dönemde kalp yetersizliğine
gitmesinin nedeni de budur.
VSD TEDAVİ
» KKY tedavisi, refrakter (yanıtsız) ise 2-4 aylarda operasyon
VSD’ler spontan olarak kapanabilir bu yüzden her VSD cerrahiye gitmez. Kalp yetersizliği olsa
bile önce izlenir. Gerekirse kalp yetersizliği tedavisi verilir.(ACE inhibitörleri ,diüretikler,
digoksin vb.) Tedaviye yanıt vermezse 2.aydan itibaren cerrahiye alınabilir. Defekt küçülmese
bile kalbin zamanla büyümesinden dolayı göreceli olarak küçük kalır. Örneğin yenidoğanda
aort annulusu 8 mm’dir.5 mm’lik bir defekt orta düzeye tekabül eder. Kalp yetersizliği,
taşikardi, taşipne, hepatomegali görülür. Eğer bu bebek 1 aylık olana kadar bekletilebilirse
aort annulusu bu sürede 15-16 mm’ye ulaşır. 5 mm’lik defekt küçülmemiş bile olsa göreceli
olarak küçük kalmıştır.
» Orta şant: Kardiyomegali + EKG’de LVH -> Cerrahi tedavi
Orta düzeyde şantlı olan hastalarda hastanın tartı alımı takip edilir. Ayda 500g ve fazla tartı
alıyorsa kalp yetersizliği izlenmeye devam edilir. 500 gramdan az alıyorsa ya da aort valv
prolapsusuna bağlı olarak aort yetersizliği gelişirse kapatılması gerekir.
» % 50-80 küçük VSD, spontan kapanabilir.
Küçük defektlerde kalp yetersizliği ve pulmoner HT oluşmaz ama oluşan jet akımı nedeniyle
endokardit riski daha fazladır. İnfektif Endokardit Profilaksisi gereklidir! (Defekt ne kadar
küçükse profilaksi o kadar gerekli çünkü, defekt küçüldükçe şant akımı hızlanıp karşı duvara
çarptığı için endokardit riski yüksek oluyor. Bu yüzden küçük VSD’si olan çocukların diş
bakımına özen gösterilmesi gerekir.
Aort Yetmezliği gelişirse operasyon!!
Geniş VSD’lerde kalp yetersizliği bulguları geliştikten sonra iki yıl içinde kapatılmazsa
Eisenmenger gelişir. Hastada hipoksi başlayıp satürasyon %92’nin altına düşerse
transkateterle kapatılma ya da cerrahi tedavi şansını kaybetmiş demektir. Eisenmenger
oluştuktan sonra defektin kapatılması ile hızla sağ kalp yetersizliği gelişir ve hastanın yaşam
beklentisi kısalır.
5 alfa redüktaz enzim eksikliği erkek genotipli (46,XY) bireylerde, cinsel gelişim bozukluğuna
neden olan, otozomal resesif kalıtılan bir hastalıktır. Testosteron üretimi normal olan
hastalarda 5 alfa redüktaz enzim yokluğunda testosteronun dihidrotestosterona dönüşümü
yetersiz kalmakta ve dihidrotestosteron seviyesindeki düşüklüğe bağlı olarak embriyolojik
gelişim sırasında yetersiz virilizasyon oluşmaktadır. Erkek genotipine sahip bu hastalarda dişi
dış genitalya, ambigus genitalya, mikropenis ve hipospadias gibi klinik semptomlar ortaya
çıkmaktadır. Müller yapıları yok, wolf yapıları(vas deferens,epididim,seminal vezikül) vardır.
Testisler inguinal kanalda/labioskrotal kıvrımların içindedir. Hastalar kız olarak yetiştirilir
ancak pubertede virilizasyon meydana gelir.Testiküler feminizasyonlu hastalardan farklı
olarak testestoronun periferik östrojen dönüşümünden faydalanamazlar ve pubertede
meme gelişimi yoktur ayrıca diğer bir farkı da hastalar hipogonadotropiktir(FSH ve LH düşük).
Tanısında artmış testesteron/dihidrotestosteron oranı kullanılır.
#18 aylık kız hasta. Burun akıntısı, öksürük, 37 derece ateş, solunum sayısı artmış, kardeşi 3
gündür nezle. Ne düşünürüm?
Ön tanı: Pnömoni, bronşiolit
Neden viral düşünüyoruz? Burun akıntısı, öksürük
Tanı:Akut Bronşiolit
Özellikle 2 yaş altı çocuklarda sık görülen küçük hava yollarının inflamatuar obstrüksiyonu
sonucu ortaya çıkan alt solunum yolu enfeksiyonudur.
En sık neden respiratuar sinsisyal virüs (RSV)
Risk faktörleri: preterm doğum, konjenital kalp hastalığı, anne sütü almama, kalabalık aileler,
okula gider kardeşi olanlar.
Klinik bulgular: Öksürük, hışıltı, burun tıkanıklığı, hafif yüksek ateş, takipne (alt solunum
yolu enf işareti), taşikardi, artmış solunum eforu
Fizik muayene: solunum hızı, oksijen saturasyonu ( nabız oksimetresi kullan)
Tanı öykü ve fizik muayene ile konur. Tanısal laboratuar testi yoktur.
# Yapacağım ilk noninvaziv tetkik: Nabız oksimetresi
#Ballard Skorlaması
#Simetrik SGA: Persantil çizgilerinde tartı, boy, baş çevresinin 10 persantilin altında olması.
Nedenleri: genetik faktörler, yapısal, kromozom anomalileri
#Asimetrik SGA: Persantil çizgilerinde tartı, boy, baş çevresinde uyumsuzluk ( örneğin tartı
10 persantilin altında, boy ve baş çevresi 25p)
Nedenleri: Maternal nedenler (malnütrisyon, kronik hastalıklar)
Üroplasental nedenler (uterus anomalileri, çoğul gebelikler)
Klumpke Paralizisi
• C8-T1 köklerinin zedelenmesi
• Elin intrensek kasları ile parmakların uzun fleksörleri etkilenir : pençe el
• Yakalama refleksi alınamaz.
Total Paralizi
• Tüm pleksus etkilenir.
• Kol tamamen hareketsiz, flask ve güçsüzdür, hiçbir refleks alınamaz.
Ayırıcı Tanıları: Beyin hasarı, klavikula humerus kırıkları, septik artrit- psödoparalizi
*Laboratuvar
• Tam kan sayımında izole
trombositopeni vardır. MPV
artmıştır.
• Kan kaybı miktarı ile
orantılı anemi olabilir.
• PZ, aPTZ ve fibrinojen
düzeyi normaldir.
İmmun Trombositopenik
Purpura’nın temel tedavisi
Bekle ve izle. (Trombosit sayısı > 20000/mm3 olan ve kanaması olmayan olgular bir süre
izlenebilir). Travmadan ve trombosit fonksiyonlarını bozan ilaçlardan sakınılmalı.
Akut İTP’de birinci basamak tedavi:
*Kortikosteroidler
*İVİG
*Anti-D Ig G: Eritrosit yıkımıyla immün sistemi oyalayıp trombosit yıkımını engeller. Hb 2
birimden fazla düşerse tedavi kesilir.
*Eğer hayatı tehdit edici bir kanama varsa trombosit süspansiyonu da verilebilir.
*Tek doz İVİG (0,8 gr-1 gr/kg) ya da kısa süreli kortikosteroidlerin kullanılması önerilir.
* Sterodi etki mekanizması: 4 aşamada da etkilidir. (bunun da önemli olduğunu söyledi)
-Trombosit antijenlerine karşı oluşan antikor yapımını azaltır.
-Antijen-antikor birleşmesini engeller.
-Dalakta yıkımı azaltır.
-Vasküler stabilizasyon sağlar.
2. basamak tedavi
*Yüksek doz deksametazon
*Rituximab. Splenektomiye alternatif olarak ya da splenektomiye yanıt vermeyen olgularda
trombositleri yıkan B lenfositleri yok ederek çalışır.
*Splenektomi: Birinci ve ikinci basamak tedavilere yanıt yoksa tercih edilebilir. Mümkünse en
az 1 yıl sonra yapılabilir. (kronikleşince).
5-10 yaş arası çocuklar için trombosit sayısı < 10000/mm3 nin altında,
8-12 yaş arası çocuklar için 10-20000/mm3 ise splenektomi yapılabilir.
5 yaşından önce yapmıyoruz. Dalak aynı zamanda kapsüllü bakterilerin öldürülüğü yer o
yüzden işlemden en az 2 hafta öncesinde hib, pnömokok ve meningokok aşıları yapılmalı.
*TPO reseptör agonistleri olan eltrombopag ve romiplostim kullanılır.
Kolestaz
Kolestaz tanım olarak
safra akımındaki güçlük
demektir.
Hangi Bebekte Kolestaz
Akla Gelmeli
• Yenidoğan sarılığı/patolojik uzamış
• Akolik dışkı (aileler anlamayabilir o yüzden dışkı renklerini gösteren kart gösterilir)
• Kaşıntı (olmaması kolestazı dışlamaz, dermatitlerde ve allerjide de görülebilir)
• İdrar renginde koyulaşma
Laboratuar
Total bilirubin/ bilirubin fraksiyonları (venöz kan örneğinden)
• Direkt bilirubin > 2 mg/dL (yeni kaynakların bazılarına göre >1 mg/dL)
• Direkt bilirubin / Total bilirubin > 0.2 (% 20 - )
Etiyoloji açısından yönlendirici özgün olmayan testler
• ALP Serum safra asitlerine rutin olarak bakılmaz ancak bazen bilirubin
• GGT yükselmeden de kolestaz görülebiliyor, şüphelenildiğinde bakılır.
• ALT, AST *Serum safra asitleri çok yüksek ama GGT’nin düşük bulunması
• Kolesterol, Trigliserid progresif familyal intrahepatik kolestaz tipleri için önemli bir
özellik. Bunlarda kaşıntı çok önemli bir bulgudur. Hatta kanda
bilirubin seviyeleri ciddi ölçüde bulgu vermediği için çoğu kez
eğer karaciğere yönelik testler yapılmazsa çoğu kez kaşıntı
Kolestaz Nedenleri alerjiye bağlanmakta.
Kolestaz yağda eriyen vitaminlerin malabsorbsiyonuna yol açtığı için dolaylı yoldan faktör
eksikliğine yol açabilir ve çocuk intrakranial kanama ile gelebilir.
İntrahepatik Nedenler Ekstrahepatik Nedenler
Enfeksiyonlar Biliyer atrezi
İdyopatik neonatal hepatit Ekstrahepatik safra yolu
anomalileri (koledok kisti vb)
Metabolik hastalıklar
Kistik fibroz
İntrahepatik safra kanal hipoplazileri
Endokrin nedenler
Tedavi
• Ajitasyondan kaçınarak,
ağlatmadan, ebeveyn kucağında
değerlendirme
• SpO2<%92 ise oksijen, ağır krupta
nebulize adrenalin
• İLK TEDAVİ→Steroid vermek. İlk önce deksatemazon (0,6 mg/kg) IM, oral veya inhale.
Daha ağır krup varsa ya da ilk steroid işe yaramadıysa metilprednizalon (1mg/kg).
• Soğuk buhar (dışarı çıkartıp dolaştırmak gibi ama pek önerilmiyor.)
• Helioks (helyum oksijen karışımı)
Tanı
• Miyokardit=kalp yetersizliği diyebiliriz o nedenle çoğu kez kalp yetersizliği bulgularıyla
gelir.
• Birkaç hafta öncesinde geçirilmiş el-ayak sendromu, kojuktivit, yüksek ateş, ÜSYE
geçirmiş mi sorgulanır.
• EKG’de voltaj düşüklüğü görülür
• Çok ciddi tutulum varsa telekardiyografide kardiyomegali görülebilir.
• Ekokardiyografi ile kısa sürede ve kolay tanı konur.
• MRI da yapılabilir.
Laboratuar Bulguları
Histolojik Tanı
• Aktif miyokardit=Lenfosit infiltrasyonu+miyozit
nekrozu
• Borderline miyokardit=Lenfosit infiltrasyonu
• Akut Faz Reaktanları ↑
• Miyokard enzimleri ↑
o CKMB
o Troponin(%35-45 vakada)
o BNP,NT ProBNP
• Viral antikorlar ↑
Histolojik tanı yöntemi artık terk edildi çünkü çok zor bir yöntem ama en doğrusu, kesin bilgi
veren miyokarddan bir parça koparıp virüsün varlığını göstermektir. Ama bu körlemesine
yapılan bir yöntem olduğu için bazen hiç hastalık olmayan bir yerden alabilir ve hastaya
normal diyebilir bazen de çok hasta bir yere denk gelip kalbi perfore edebiliriz. Klinik tanı
ekokardiyografi ile yapılır.
Çözüm: Genellikle 6 ay-6 yaş arası santral sinir sistemi dışı enfeksiyonlara bağlı ateş
yükselmesi sonucu ortaya çıkan nöbetlere 'febril konvülsiyon' denir. Nöbet sonrası çocuk
hemen uyanır, epilepsiye dönme potansiyeli azdır, genellikle tedirgin etmeyen nöbetlerdir.
1. Perinatal veya prenatal beyin hasarları. MSS infeksiyonları/ otoimmun emsefalitlet.
Zehirlenmeler. Kafa travması. Serebrovasküler. Hipertansif ensefaloosti. Beyin tümörü
Endokrin hastalıklar gibi birçok etken olabilir.
2.Yukarıdaki sorulara ek olarak çocuğun yaşı, daha önce nöbet geçirip geçirmediği, preterm
olup olmadığı da sorgulanmalıdır.
Sınıflamada konvulziyon basit mi kompleks mi diye değerlendiriyoruz.
Basit Febril Nöbet: Kompleks Febril
Nöbet: *Jenarize * Fokal
*15 dakikadan kısa *15 dakikadan
uzun
*24 saatte tek nöbet *24 saatte nöbet
tekrarı
3. İlk olarak MSS enfeksiyonunu dışlamak için LP düşünmemiz gerekiyor. Daha sonra ise
Kan şekeri,
elektrolitler (hipokalsemi,hipo-hipernatremi)
KC ve Renal fonk.testleri
Metabolik tetkikler
Tiroid fonksiyonları-otoantikorları
Otoantikorlar (Limbik-paraneoplastik)
Antikonvulzan düzeyi bakılır.
4. Tedavi olarak; Hastanın solunum yolu açık tutulmalı, oksijen verilmeli ve intravenöz
diazepam yavaşça uygulanmalıdır. Ateşi düşürmek için hastanın ılık su ile yıkanması
önerilmektedir. Soğuk su ile yıkama, periferik kollapsa yol açıp santral ateşi daha da
yükselteceğinden sakıncalıdır. Ateş düşürücü olarak asetaminofen önerilmektedir.
Konvulsiyon durdurulduktan sonra hasta öyküsü, fizik ve nörolojik muayenesi ile ayrıntılı
olarak değerlendirilmeli; ateş odağı saptanmalı ve odak tedavi edilmelidir. Hastanın ağızdan
bol sıvı olması sağlanmalıdır.
Hastaya kesinlikle profilaktik tedavi öneriyoruz fakat 2 çeşit tedavi şeklimiz var:
1- Sürekli ilaç kullanımına dayanan uzun süreli profilaksi
2- İntermitan proflaksi
İlk FK’yi bir yaşın altındaki geçirenlerde, 24 saat içinde yineleyen nöbetler
geçirenlerde, nöbeti fokal ya da 15 dakikadan uzun sürenlerde, nörolojik defisiti olanlarda ve
birinci derece akrabalarında epilepsi olanlarda uzun süreli proflaksi önerilmektedir. Ailenin
panik derecesinde endişeli oluşu ve çocuğun tıbbi girişim yapılabilecek bir merkeze uzakta
yaşaması da uzun süreli proflaksi için geçerli kriterler olarak kabul edilmektedir. Burada
kullanılacak ilaçlar fenobarbital ve sodyum valproattır. Proflaksi süresi ortalama iki yıldır;
ancak beş yaşın bitimine kadar konvulsiyonun yineleme riski vardır. Son yıllarda
fenobarbitalin yan etkileri nedeniyle uzun süreli proflaksi yerine intermitan proflaksi
önerilmektedir.
İntermittan tedavi, çocuğun ateşlendiği dönemde gerekiyorsa antibiyotik ve ateş
düşürücü önlemlerin yanı sıra oral ya da rektal diazepam uygulaması biçiminde
yapılmaktadır. Ateşli dönemlerde rektal ateş 38,50C'nin üzerinde ise uygulamaya başlanması
önerilmektedir. Yan etki olarak uykuya eğilim ve ataksi görülebilir. Aile solunum depresyonu
açısından uyarılmalıdır. Ağızdan ya da rektal diazepamın ateşli hastalıklarda ateş sürdüğü
sürece kullanılması önerilmektedir.
2.Soru
11 aylık çocuk. Sadece bcg ve hep b aşıları yapılmış. Preterm ve düşük tartılı bebek. Annesi
ek besin olarak sadece meyve suyu çorba tarzı şeyler veriyor yanlış hatırlamıyorsam. Çocuk
oturma güçlüğü çekiyor, şuuru hafif bulanık getiriliyor. Ne düşünürsün: Anemi dememizi
istiyorlar. D vit eksikliği olabilir. Kan değerlerinde hipokrom mikrositer anemi görüyoruz.
Nedenlerini ve demir alım yetersizliğinin neden olabileceğini soruyor: ek besinin yetersiz
olması vs birkaç şey istiyorlar. Hangi aşıları yaparsın bu çocuğa aşı takviminin tamamlanması
için. ?
Çözüm: Ek besine başlarken püre kıvamında besinler verilmeli. Çorba türü gıdaların birim
hacimdeki besin değerleri düşük olduğu için tercih etmiyoruz. Preterm , düşük tartılı ve
beslenme eksikliği olmasının yanında bulanık şuur bize anemiyi düşündürmeli. D vit
eksikliği, demir eksikliği B12 eksikliği olabilir. Hipokrom mikrositer anemi hemen daima
hem veya globin oluşumundaki bozukluklarla ilişkilidir. Fe eksikliği nedeniyle Kemik
iliğinde retiküloendotelial demir depolarının yokluğu ve kemik iliğine demir dağılımının
yetersizliği sonucu hem sentezi ve böylece eritrosit hgb. üretimi azalır.
Demir Eksikliğinin Sebepleri olarak;
Eksik beslenme.
Folik asit ve B12 eksikliği.
Hayvansal gıdaların yanlış ve yetersiz alımı
Çocukların anne sütü yerine erken inek sütüne başlatılması
Sayılabilir.
Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine göre kaçırmış olduğu
DaBT-İPA-Hib (Karma Aşı)
Konjuge Pnömokok Aşısı
Oral Polio Aşısı yapılır.
15. SAYFA
VAKA 1 17 yaşında bir çocuk babaannesi tarafından hastaneye şuur bulanıklığı nedeniyle
getiriliyor. Vücudunda morluklar var. Nörolojik bozukluklar dışında ne düşünürsün ? Babanın
otoriter birisi olduğu, zaman zaman eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığını öğrenip tanıyı
kesinleştiriyoruz. Çocukta başka neler gelişmiş olabilir? Öykü ve muayene nasıl yapılmalı? Bu ne tür
bir vakadır nereye haber verilmeli? Madde bağımlılığı için nereye haber verilir (amatem?).
HEEADSSS sorulmuş detaylı şekilde.
Fiziksel bulgular: insan ısırıkları, ekimozlar, sıyrıklar, yanıklar, göz lezyonları(retina yırtılması,
vitröz hemoraji), kafatası kırıkları, ekstremite kırıkları, kafaiçi kanamalar. Çocuğun daha fazla
zarar göreciği durumlarda acil önlemler alınmalı, hastane yatış, acil bakım merkezlerine
aldırmak gibi.
o Home: kimle yaşıyor, aile ilişkileri nasıl, sorunu olduğunda anne-babasına paylaşıyor mu o
Education: başarısı, istediği meslek, arkadaşları ve öğretmenleri ile iletişimi
o Eating: kaç öğün besleniyor. bir günde neler tüketiyor. Yemek düzeni nasıl.
o Activities: boş zamanlarında ne yapıyor, hobileri neler
o Drugs: sigara alkol madde içiyor mu? Evde içen var mı? o Sexuality: aktif cinsel yaşamı, özel
arkadaşı ?
o Safety: güvenlik, şiddet istismar?
o Suicidality:depresyon,özkıyım?
Fiziksel istismar, çocuğun kaza dışı sebeple bir yetişkin tarafından yaralanması ve örselenmesidir.
Fiziksel istismara uğrayan çocukları ölüm riski olduğu için erken müdahele etmeliyiz.
15. SAYFA
VAKA 2 çocuğun koyu idrarı + kaşıntısı var. Patolojik bulgular neler? Ne düşünürsün? Başka kaşıntı
ne yapabilir? Fizik muayenede ne bakarsın?
KOLESTAZ Safra akımında güçlük. Yenidoğan sarılığı/patolojik uzamış sarılık, kaşıntı, akolik dışkı,
koyu çay rengi idrar gördüğümüzde kolestazdan şüphelenmeliyiz.
Laboratuvar= total bilirubin/bilirubin fraksiyonları, ALP, GGT, ALT, AST testlerini isteriz. Kolestazın
uzun dönem devam etmesiyle hepatoselüller hasarın ikincil olarak eklenmesi ile AST,ALT artar. Eğer
baştan beri AST,ALT yüksek ise o zaman kolestaz başından itibaren hepatoselüler kaynaklı. Her türlü
kolestazda biliyer enzimlerin GGT ve ALP nin yüksek olmasını bekleriz.
Etyoloji:
İntrahepatik Nedenler
o İnfeksiyonlar: CMV, EBV, hepatit B-C, HSV, HIV, echovirus 14 – 19, e.coli sepsisi, üriner enfeksiyon,
sifiliz, toxoplasma
o Metabolik hastalık: galaktozemi, tirozinemi, fruktozemi, kistik fibroz, alfa-1 antitripsin eksikliği,
glikojenoz tip IV
o İdiyopatik neonatal hepatit: etyoloji belli değil, sporadik, familyal, erkek bebekte prematüre ve
düşük tartılı daha sık.
Ekstrahepatik Nedenler
Ekstrahepatik nedenlere ilk 2 ayda müdahale edilirse biliyer siroz engellenebilir. Ayrıca biliyer
atrezide erken tanı konulursa intrahepatik safra yollarında obliterasyon olmadan portoenterostomi
operasyonuyla biliyer siroz engellenebilir. 2 ay sonra intrahepatik safra yolları oblitere oluyor ve
ameliyat başarılı olmuyor. Biliyer atrezili çocuklar ultrasonla 5-6 saatlik açlıkta bakılmalı.
2- 6.5 aylık çocuk diş çıkarmış günde 6 kez dışkılamaya başlamış ne düşünürsünüz?
6.5 aylık çocuğun günde 6 kez dışkılamasına normal diyemeyiz ama dışkılama
değerlendirmesinde tek kriter kaç kere olduğu değildir anamnez derinleştirilmesi dışkının
kıvamı, rengi , kanlı yada mukuslu olup olmadığı , eşlik eden karın ağrısı , mide bulantısı vb
bulguların olup olmadığını sorgulamamız gerekir. En önemliside çocuğun normal dışkılama
paterni ve beslenme şeklini sorgulamamız gerekir. Dışkılama bozukluklarında akla önce
Gastrointestinal sistem hastalıkları gelebilir diş çıkarmayla bir ilgisi olduğunu düşünmeyiz. Bu
bebeğin annesine beslenmede püre şeklinde ek gıdalara ( meyve, sebze, yoğurt) başlaması
gerektiğini söylemeliyiz . En az 2 yaşına kadar anne sütü vermesi gerektiğini söylemeliyiz.
Çocuk kullanmıyorsa D vitamini ve Demir takviyesi başlamalıyız.
• Aort stenozu ve hipertansiyon gibi durumlara sekonder aşırı basınç yüklenmesine yanıt olarak sol
ventrikül hipertrofiye olur.
• Bu sol taraf EKG derivasyonlarında (I, aVL, V4-6) artmış R dalga amplitüdü ve sağ taraf EKG
derivasyonlarında (III, aVR, V1-3) artmış S dalga derinliği ile sonuçlanır.
• Kalınlaşan sol ventrikül duvarı lateral derivasyonlarda uzamış depolarizasyona (artmış R dalga
piki) ve gecikmiş repolarizasyona (ST ve T dalga anormallikleri) yol açar.
Mustafa 6 aylık erkek hasta Çocuk sağlığı izlem muayenesine getirilmiş FM'de bir özelliği
yok.son bir ayda 1000gr tartı almış.2cm boyu uzamış sadece anne sütü ile besleniyor annesi
bir ay daha anne sütüyle beslemek istiyor.
Mustafaya şu ana kadar yapılan aşılar : Doğumda Hepatit B , birinci ayda HepatitB , ikinci
ayda BCG , DaBT-IP -Hib aşıları , 4. Ayda DABT-IP – Hib aşıları yapılmış
Cevap 1: Mustafanın aldığı tartı doğal sınırlar içerisindedir.( İlk altı ay yalnız anne sütü ile
beslenen bebeklerin: – Tartı alımlarının ayda en az 500 gr civarında olması beklenir. – Aylık
kilo alımları 1-1.5kg da olabilir. Bu açıdan üst sınır yoktur. – İleri yaşlarda obez olma riskleri
çok düşüktür.).
SAĞLIKLI BESLENME VE BÜYÜMEGELİŞMEYİ SAĞLAMAK İÇİN
• Anne sütü ile beslenme: İlk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenme, 6.aydan sonra ek
besinlere
başlanarak, emzirmenin en az 2 yaşına kadar devam ettirilmesi
• Tüm besin gruplarından dengeli olarak tüketilmesi, kırmızı et ve yağın beslenmedeki önemi
unutulmamalı
• Fiziksel aktivitenin artırılması önerilmektedir.
Mustafanın annesine ek besinlere başlayabileceği tavsiye edilmelidir.
Ek besin başlarken
Cevap2: aşağıdada görülen sağlık bakanlığı ulusal aşı takvimine göre mustafaya bu
1) Atopik Dermatit
Major Kriterler (İLK 3 MAJOR KRİTER OLMALI)
1-Kaşıntı
2-Tipik morfolojik dağılım gösteren dermatit
Çocuklarda yüzde ve ekstansör egzema
Adolesanlarda fleksural egzema
3-Kronik, alevlenmelerle seyreden dermatit (en az 6 ay)
4-Atopi öyküsü (kişisel, ailevi) (önemli)
Tedavi
*Tetikleyicilerden kaçın
Tetikleyiciler:
Aşırı sıcak /terleme (yünlü, kaba kumaşlar, sıkı giysiler, sıcak su ile yıkanmak)
Çok sık el yıkama, sabun, deterjanlar (Cildimizin pH’ı 5 olduğundan stafilokoklar ve fırsatçılar
yerleşemiyor.Kendi mikrobiyotamız korumayı sağlıyor. Sabun pH’ı ise 8-9. Sabunu çok
kullanırsak
mikrobiyotamız bozulabilir.)
Kimyasallar (parfüm vb)
Stress
İnfeksiyonlar (S. aureus)
Alerjenler (ev tozu, besin) (Süt çocuklarında tedaviye dirençli AD’lilerde %30’nda besin
alerjisi var.)
*Deri bakımı, rehidrasyonu (Nemlendirip nemi hapsetmesini istiyoruz. Temel hedef derinin
bariyer
fonksiyonunu yeniden yapılandırma.)
-Banyo
Derinin temiz ve nemli olması sağlanır (5 dk, 27-30 ̊ C)
Banyodan sonra ilk 3 dakikada topikal tedavi (Uygulanmazsa transepidermal su kaybı çok
fazla olur.
Banyo çocuğa iyi gelmez aksine daha çok kurutur.)(Banyo kısa süreliyse çocuk rahat
hisseder.)
Nemlendiriciler (Vazelin,krem veya losyon şeklinde olabilir. Vazelin yağ içinde su, losyon su
içinde
yağdır. Krem ikisinin ortalaması. Duruma göre seçim yapılır.Mesela kış aylarında losyon veya
çocuk
çok kuruysa vazelin tercih edilir.
İlaçlar (lezyon varsa)
*Kaşıntıyı önle (nemlendirerek)
*Anti-inflamatuar tedavi
*Enfeksiyonları önle, varsa tedavi et (Enfeksiyonlara eğilim vardır.)
*Hasta ve ailenin eğitimi
Bazal tedavi cildi normal düzeyde tutmayı amaçlar. Akut alevlenmeye girmeyi önler. Akut
alevlenmeye girerse tedavi başlanır. Bazal tedaviyi yaptık ama egzama devam ediyorsa
antiinfkamatuarlar ile müdahale etmemiz gerekiyor.Topikal kortikosteroid veya topikal
kalsinörin inhibitörü kullanabiliriz. Topikal kalsinörin inhibitörleri 15 yıldır hayatımıza girdi.
Lezyona sürüldüğünde hemen sonuç verir ama fazlası zarardır. Çok sürerseniz deriyi atrofiye
edersiniz. TCI, hem araşidonik asit metabolizmasını yukarıdan kesiyor hem T hücrelerini
etkileyip immünsupresyon yapıyor hem de kollajene etkili. Fazlası sistemik yan etki yapar.
Düşük- orta doz yetmezse yüksek doz topikal kortikosteroide geçiyoruz.Bu da olmazsa
sistemik tedavi. İmmünsupresifler ve monoklonal antikorlar (6 yaştan sonra nadiren
kullanılır,süt çocuklarında kullanımı yoktur.) kullanılır. Bu aşamaya pek geçmiyoruz, TKS ile
sorunu çözüyoruz.
2) Akut gastroenterit
ABCDE bakarız.
Dehidratasyonun derecesini tespit ederiz. (Turgor, tonus, fontanel çöküklüğü, mukoza
kuruması, gözyaşı yokluğu) Şok var mı?(kapiller dolum zamanı>3sn, zayıf periferik nabız,
taşikardi, taşipne, mss, idrar çıkışı)
Günlük dışkı sayısını sorarız, son zamanlarda bir değişme var mı?
Hafif orta dehidratasyonu varsa oral rehidratasyon sıvısı kullanırız(Hafifte 50 ml/kg/4saat
Ortada 100ml/kg/4saat).
Ağır Dehidratasyonda Sıvı Tedavisi
• İntravasküler volüm restore edilmeli.
• Serum fizyolojik 20 ml/kg 20 dakikada verilir.
• Gerekirse birkaç kez tekrarlanır. (3 kere tekrarlanması gerektiğiyle ilgili bilgiler mevcut
ancak çocuğun durumuna göre 1 ya 2 kez tekrarlanması yeterli olabilir. 3’ten fazla da tekrar
edilebilir.)
• 24 saatlik sıvı gereksinimini hesapla. Defisit ve idame birlikte hesaplanır.
• Başlangıçta verdiğin izotonik sıvı miktarını toplamdan çıkar. Geri kalanını 24 saat içinde
%0,45 NaCl (%5 Dekstroz) + 20mEq/L KCl olarak ver. (Daha önce bahsedildiği gibi bu kesin bir
kural değil, %0,9 NaCl + %5 dekstroz da kullanılabilir.)
• Devam eden patolojik kayıpları ilave et.
İdame Sıvı Miktarını Hesaplamak: Holliday-Segar Yöntemi
Aciller ve yoğun bakımlar için uygun değil, sağlıklı çocuklarda uygulanan bir formül.
Vücut ağırlığı (kg) Sıvı/gün (ml/kg)
1-10 kg 100 ml/kg
11-20 kg 1000+50ml/kg >10kg
>20kg 1500+20ml/kg >20kg
Tüberküloz
Çocukluk çağı TB
1-Akciğerin alt loblarını ve lenf bezlerini tutar.
2-Çabuk dissemine olur.
3-Kapalı kazeöz lezyonlar görülür, az sayıda basil içerir. (Kazeifikasyon nekrozu az sayıda
basilin zayıf immünitede oluşturduğu lezyondur.)
4-Aksi ispatlanana kadar bulaştırıcı değil.
5-Balgam çıkaramadıklarından etkenin izolasyonu zordur.
Bulaş damlacık yoluyla (Öksürme, hapşırma) olur. Genellikle aynı evde yaşayan bireyler
arasındadır ve yine genellikle enfeksiyonu yayan kişi erişkindir. TB basili dış etkenlere
dayanıklıdır. Tozda, toprakta bulunabilir ve nadiren de olsa rüzgarla taşınarak enfekte
edebilir. Enfekte gıda alımı (M. bovis) ile bağırsak TB’u gelişebilir. Çocukluk çağı TB’u ancak
kaviter lezyon varlığında bulaştırıcıdır.
1-Primer Enfeksiyon (Primer TB): Çocuklarda genellikle primer TB görülür.
2-Hematojen Yayılım: Erken evrede çok sayıda basil kana karışırsa Miliyer TB görülür.
Tüberküloz gelişimini etkileyen faktörler: Genetik, immünite, yaş, malnütrisyon
Klinik
1-Temas: Sadece öykü ile saptanabilir. Hiçbir klinik veya laboratuvar bulgusu yoktur. Kuluçka
süresi 2-8 haftadır.
2-TB Enfeksiyonu: Hiçbir semptom yoktur. Akciğer grafisi ve bakteriyolojisi temizdir. Sadece
PPD testi ve interferon bazlı tanım testleri pozitiftir.
3-TB Hastalığı: Semptomlar görülür. 3. haftadan fazla süren öksürük TB düşündürür.
Miliyer TB:
Kliniği belirgindir. Akut jeneralize hematojen yayılım söz konusudur. Genellikle basil vücuda
girdikten 6 ay sonra görülür (1 yıl sonra da görülebilir). Vücudun her yerinde darı tanelerini
andıran tüberküller görülür (KC, dalak, lenf bezi, AC, meninks). Hepatosplenomegali ve
lenfadenopati sıktır. Vakaların 1/3’ünde menenjit görülür, 2-3 hafta süren antipiretiğe ve
antibiyotiğe yanıtsız ateş çok tipiktir sonra akciğer bulguları (Dispne, taşipne, krepitan raller)
ve solunum yetersizliği gelişir.
TB Menenjit:
Primer AC tüberkülozundan 4-6 ay sonra gelişir. Sıklıkla miliyer veya akciğer tüberkülozuna
eşlik eder. Genellikle basilin hematojen yayılımı sonucu gelişir. (Örn: akciğer
tüberkülozundan kana karışan basil meninkslere yerleşir, immün sistem bozulduğunda
menenjit ortaya çıkar)
Tüberkülozda Tanı
• Mikrobiyolojik İnceleme: Altın standarttır.
• Histopatolojik İnceleme: Mikrobiyoloji ile sonuca varılamazsa önerilir. Her organın biyopsisi
alınamaz. Genelde lenf bezi örneği alınır. Kazeifikasyon nekrozu görülürse TB düşündürür.
• Tüberkülin Testleri
• Radyolojik İnceleme
• Temas anamnezi
• Hematolojik İnceleme: Sedimentasyon artışı, lökositoz-lenfositoz olabilir ama bir anlamı
yoktur.
PPD:
BCG aşısı olmayanlarda;
• 0-4 mm negatif,
• 5-9 mm şüpheli
• 10 mm ve üzeri pozitif
3- Tbc tedavisi
İzoniazid (INH)
Bakterisidaldir. Bu sebeple tüm tedavi kombinasyonlarında ve profilakside kullanılacak ilk
majör
ilaçtır.
Rifampin/Rifampisin (RIF)
Bakterisidaldir. İkinci majör ilaçtır. Tedavide izoniazid ile birlikte kullanılır, profilakside ise
izoniazid direnci veya intoleransı varsa kullanılır.
Pirazinamid (PRZ)
Üçüncü majör antitüberküloz ilacı. Asit ortamda ve makrofaj içindeki bakterilere etkili olması
en önemli özellikleridir. 2 ay kullanımdan sonra etkisi ortadan kalkar.
Etambutol (ETM)
Doza bağlı bakterisidaldir (Düşük dozda bakteriyostatik, yüksek dozda bakterisid)
Streptomisin (STM)
Hızlı çoğalan basile etkilidir. Efüzyonlu vakalarda ve BOS’a geçişi olduğu için menenjitte
kullanılır. Günlük 1 gram totalde 40 gram üstüne çıkılırsa yan etki kesin olarak görülür.
30-40 gün kullanılır.
Kortikosteroid Kullanımı
İnflamasyonun hastaya zarar verdiği durumlarda kullanılır (Sitokin salınımı, kazeöz nekrozlar).
Prednison önce 1-2 mg/kg/gün olarak 6-8 hafta sonra dozu azaltılarak 2-4 hafta boyunca
kullanılır.
Tedavi
• Asemptomatik infeksiyon veya profilakside 6 ay INH kullanılır.
• Akciğer tüberkülozunda ve hiler adenopati varlığında ilk 2 ay INH+RIF+PRZ sonra 4 ay
INH+RIF toplam 6 ay boyunca kullanılır.
• Tüberküloz menenjiti ve miliyer tüberküloz ölümcül olduğu için ilk 2 ay INH+RIF+PRZ+STM
(hastanın durumuna göre etambutol, kinolon, etionamid tedaviye eklenebilir, streptomisin
genellikle 1 ay en fazla 40 gün sonra kesilir.) sonra en az 10 ay gerekirse daha fazla süre
INH+RIF verilir.
• Kemik-eklem tüberkülozu ölümcül değildir fakat stabiliteyi bozduğu için (özellikle omurga
tutulumu) agresif tedavi verilir. TB menenjiti ile aynı tedavi en az 1 sene uygulanır.
• Diğer ekstrapulmoner tüberkülozlarda aynı akciğer tüberkülozu gibi tedavi verilir.
4- Hiler LAP (Radyoloji de sormuşlar o yüzden diğer grafilere de bakmak isteyen olursa
diye kaynağı bırakıyorum : Trd Sem 2017; 5: 70-81)
5- ALL
LÖSEMİ TANI YÖNTEMLERİ:
Kan sayımı ve periferik yaymadan hastalık semptom vermese biletanı koyabiliyoruz.
Kesin tanı ve tedaviyi yönlendiren kemik iliğidir.
Kİ blast sayısı %25< olmak zorunda (normalde Kİ blast sayısı >%5 ‘dir. %5 lik ve %25 lik dilim
arasındaki fark emniyet kısmı)
AKUT LÖSEMİDE AYIRICI TANI:
-Enfeksiyöz mononukleoz – bunda da lökositoz olur, periferik yaymada reaktif hücreler çok
artmıştır, dalak KC büyümüştür
-İmmun trombositopenik purpura- İTP daha iyi seyirlidir sadece trombositopeni vardır ancak
bazen bazı lösemiler de sadece trombositopeni ile gelebiliyor dedi hoca
-Aplastik anemi
-Jüvenil romatoid artrit
-Miyeloproliferatif sendrom(down sendromu)
-Metastatik nöroblastom
11- Kalça çıkığı ameliyatı geçirmiş 1 aylık çocuk : normalde en erken 3-4 aylıkken
yapılıyormuş ameliyat o yüzden net bir cevap bulamadım kaynaklardan
Kundaklanmasın. USG ile takibi yapılsın. Atelini taksın
12- Hepatit B nereye yapılır : Uyluğun anterolateral yüzü
Rasitizm => taniyi koy, istenilen tetkikler (d vit ca,p,alp,pth) hasta
konvulziyonla geldiginden hastanede ca ve d vit ver,eve yollarken
400iu/gun d vit destegi ver
raşitizm
yeterli kalsiyum almamak veya hem kalsiyum hem de D vitamini eksikliği raşitizme neden
olabilir . çocuklar vücudun D vitaminini alma şeklini etkileyen tıbbi koşullarla doğarlar veya
bu koşulları sonradan geliştirirler. Bu koşullar arasında en yaygın olanları böbrek
sorunları, çölyak hastalığı, iltihaplı bağırsak hastalığı ve kistik fibroz sayılabilir. gelişmesi
riskini artırabilen çeşitli faktörler mevcuttur. Örneğin koyu ten, cildin güneş ışığından D
vitamini üretme kabiliyetini azaltan pigment olan melanine daha fazla sahiptir. Raşitizm
tedavi edilmeden bırakılırsa çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Bunlar arasında anormal
eğimli omurga, büyümede duraklama, diş kusurları, kemik deformiteleri ve titreme
nöbetleri sayılabilir. Kas ,iskelet sistemi ağrıları da Dvit eksikliğine bağlı oluşan Raşitizme
Raşitizm nasıl teşhis edilir? Kafatası: Raşitizm olan bebekler genellikle daha yumuşak
kafatası kemiklerine sahiptir ve bıngıldak denen yumuşak noktaların (fontaneller)
kapanmasında gecikme olabilir.
Bacaklar: Sağlıklı bebeklerde bacakların hafif parantez şeklinde olması doğaldır. Fakat,
bacaklarda abartılı bir şekilde büküklük, raşitizm düşündürten bir bulgudur.
Göğüs kemikleri: Raşitizmi olan bazı çocukların göğüs kafesindeki kemiklerde yassılaşma
gözlenir. Bu da göğüs kemiklerinin çıkıntılı bir şekilde durmasına sebep olur. El ve ayak
bilekleri: Raşitizm olan çocuklar genellikle normalden daha büyük veya daha kalın el ve ayak
bileklerine sahiptir.
Etkilenen kemiklerin röntgenleri kemik deformasyonlarını ortaya çıkarır. Kan ve idrar testleri
raşitizm teşhisini doğrular
Raşitizmin tedavisi? Raşitizm vakalarının çoğu, D vitamini ve kalsiyum takviyeleri ile tedavi
edilebilir. çok fazla D vitamini kullanmak, D vitamini zehirlenmelerine neden olabilir. az
miktarda fosfor alımına neden olan nadir görülen kalıtsal bir hastalığı varsa, takviye ve özel
ilaçlar reçetelenebilir. özel destek önerebilir. Daha şiddetli iskelet bozuklukları ameliyat
gerektirebilir.
Hipovolemik şok=> ishalle kusmayla gelen cocuk nabiz 200 lerde
asidoz bulgulari var, hastada kan volumunu belirten en onemli
parametre kalp tepe atimiymis hastaneden napariz ABC yi kontrol et
iv olarak serum ve ringer laktat ver
Hipovolamik şok
Hipovolamik şok: En sık dehidratasyon ve kanama kaynaklıdır. Ciddi oranda ön yük azalmıştır.
• Hipovolemik Şok • İshal, kusma, travmaya bağlı kan kaybı önemli şok nedenleri.
Ciddiyeti ve sıklığında azalma yok..,,,Hipovolemik şok bize mutlaka soğuk gelir. Ön
yükü artırmak için sistemik vasküler direnç artar. Kardiyak kontraktilitede sorun yok
hatta katekolamin salınımı nedeniyle artmış olabilir. Sistemik direnç arttığı için hasta
soğuk, soluk, nabzı zayıf palpe edilir durumdadır. Bilinç ajitasyondan komaya kadar
değişir. Taşipne, metabolik asidoz nedeniyledir. Hastada oskültasyon bulgusu yoktur.
Hasta sık solur. Taşikardi mutlaka bekleriz. Kan basıncı başta normal sonra düşer.
Nabız basıncı dardır. Yani sistol düşük diastol basıncı sistemik direnç arttığı için
yüksektir. Periferik nabız zayıf palpe edilir. Kapiller dolum zamanı uzundur. Böbrek
deri ve beyin en çok kanlanan üç organımız. Böbrek perfüzyonu azalacağı için oligüri
gelişir. Hipovolamik şokta diğer şoklardan farklı olarak dehidratasyon bulguları
görürüz: • Deri turgoru azalmış • Tonusu azalmış • Fontanel çökük • Gözyaşı yok •
Mukozalar kuru Vücuttaki kan ve sıvı eksikliği şunlara yol açabilir:
• Böbrek veya beyin gibi organlarda hasar
• Kollarda veya bacaklarda kangren
• Kalp krizi
tedavi
• Hipovolemik şok tedavisi sıvı ve kan kaybını yerine getirmek üzerine odaklanır.
• Hipovolemik şok geçiren hastaya damar yoluyla kan ve serum ile sıvı verilir.
• Dopamin, epinefrin gibi kalbin pompalama yetisini arttıracak ilaçlar verilebilir.
• Tedavinin etkililiğini belirlemek için kardiyak böbrek fonksiyonun yakın izlemesi
yapılır.
• Kan miktarının %30dan fazlasını kaybeden birçok insan kan nakline de ihtiyaç
duyacaktır.
Sözlü Sayfa 24
Tip 1 DM
ANAMNEZ • Polihidramniyoz?Prematürite sorgulanmalı • Dehidratasyon , ateş atakları var
mı? • Kusma,konstipasyon(kabızlık),iştahsızlık? • Taş düşürme öyküsü ? Polifaji(sürekli yemek
yeme alışkanlığı)? Tartı kaybı? (Diabetes mellitus) • Düşme, travma öyküsü? Beyin
ameliyatı?(Diabetes İnspidus) • Aile öyküsü? (Genetik geçiş) • Disüri(ağrılı idrar yapma)? Sık
idrar yapma? (İdrar völümünde artış yok ağrı nedeniyle az-az sık idrar yapıyor) • Alt üriner
sistem fonksiyon bozukluğu ? Ikınma,sıkınma ile idrar yapma? Zayıf idrar akımı kesintili idrar?
Tam idrar yapmama hissi? İdrar yaptıktan sonra damlatma --- Vajinal reflü? Tutma
manevraları? Altına kaçırma(inkontinans)? Sürekli?İntermittan(aralıklı)? Gündüz?Gece
(enürezis)?Stres?Gülme?
FİZİK MÜAYENE • Dehidratasyon bulgusu • Büyüme gelişme geriliği • Boy kısalığı • Seksüel
erken gelişme bulgusu • Sakral ve genital müayene • Hipertansiyon
LABORATUVAR • İdrar ve serum osmolalitesi artmış – DM • Serum glukoz , elektrolitler ,üre ,
kreatinin,kan gazı bakılmalı • Tam idrar tahlili Ph—Tubulopati Dansite >1015—Dİ Nitrit
/LE/lökosit/bakteri – İYE(idrar yolu enfeksiyonu) Keton (+) --- DM? Glukoz --- İzole renal
glukozüri(/DM? Protein /eritrosit---renal hastalık / tubulopati?
ARA
Hepatik sendrom : 1. Sarılık – Galaktozemi – Alfa-1-antitripsin eks. 2. Ağır hepatosellüler
disfonksiyon – Tirozinemi tip I – Karbonhidrat metab. boz. (HFI, GSD tip IV) – FAO (MCAD,
VLCAD, LCHAD, CPTII, CACT) – Mitokondrial (COX, mtDNA depl.) – Lizozomal depo (Niemann-
Pick A/B,C) 3. Hipoglisemi, birlikte hafif hepatosellüler disfonksiyon – GSD tip I, FDP eks.
AĞIRLIK ÖLÇÜMÜ
• İlk haftalar ve aylarda en önemlisi
• Tuvalet eğitimi olmayanlar bezsiz tartılmalı
• Büyük çocuklar atlet ve külot ile tartılmalı
• Dijital terazi kullanılmalı ya da mekanik tartı aletinde günlük ayarlama yapılmalı
• Dijital olmayan aletlerde aylık ağırlık kontrolü gerekli
Dehidratasyon
Talasemi Taşıyıcılığı:
• ERİTROSİTOZ MCH<80, MCV<27 İSE
DİKKAT!!!!
• MCV, MCH daha düşük.
• Mentzer İndeksi (MCV/RBC) <13
• Talasemi taşıyıcılığıyla birlikte demir eksikliği yoksa ferritin düşmez.
• RDW normal.
• Trombosit sayısı normal.
• Ortası koyu, target eritrositler. Bazofilik noktalanma, poikilositoz.
RDW, demir eksikliği anemisi ve talasemi taşıyıcısı ayırıcı tanısında sınırlı öneme sahip. Çünkü
örneğin bir talasemi taşıyıcısında demir eksikliği anemisi gelişirse RDW artabilir. Mentzer
indeksi
daha güvenilirdir.
Baş agrısı
Baş ağrılarında iki önemli ayrımı yapacağız: Acil/ değil: Çocuklarda baş ağrısında önemli olan
acil mi değil mi bunu anlamak. Acilse hidrosefali varsa, kafa içi kanama varsa cerrahiye
gidecek hemen. Primer/Sekonder baş ağrısı: Migren, gerilim tipi baş ağrıları primer baş
ağrılarıdır. Beyin tümörüne bağlı baş ağrısı sekonder baş ağrısı grubuna girer. Sekonderin
tedavisini yapmak çok önemli, primerde rahatlatıcı tedaviler yapıyoruz. Öykü: İlk kez mi
oluyor? Zaman zaman tekrarlayan ağrı mı? Sürekli ağrı mı? Ağrı giderek artıyor mu? Ağrıyla
birlikte başka sorunlar var mı? İlk kez başı ağrıyan çocukta, ne zaman başladı, nasıl başladı,
başın neresi ağrıyor, giderek artıyor mu, baş dönmesi, bulantı, görme sorunu gibi şikayetler
var mı diye sorulur. Tekrarlayan veya sürekli ağrılarda ne zamandan beri var olduğu, nerenin
ağrıdığı, ne kadar sürdüğü, nasıl geçtiği, tekrarlama sıklığı, şiddeti giderek artıyor mu(
artıyorsa çok önemli), gece uykudan uyandırıp uyandırmadığı( uyandırıyorsa çok önemli),
eşlik eden görme veya bulantı sorunu olup olmadığı, ağrısının günlük aktivitelerini etkileyip
etkilemediği( etkiliyorsa önemli), başka bir hastalığının olup olmadığı (Örneğin kronik böbrek
yetmezliği ve hipertansiyonu vardır), ailesinde baş ağrıyan başka kimsenin varlığı sorulur.
Aciliyet: -Travma sonrası başladıysa kafa içi kanama olabilir. -Giderek artıyorsa, hidrosefali
veya beyin tümörü gibi bir durum olabilir. - Görme sorunu, bulantı, baş dönmesi varsa auralı
migren olabilir, sekonder tipte baş ağeısı olabilir. - Kafa içi kanama, menenjit, tümör bunlar
acildir, atlanmaması gerekir. İleri değerlendirme yapılır görüntülemelerle.
ÖLÇÜM :
Ali Aday
26.sayfa
8 yaşındaki hasta Bol idrara çıkan bol su içme şikayeti olan çocuk iştahına
rağmen kilo kaybetmiş ne düşünürsün ?
Hastamızda poliüri ve polidipsi var. Yemek yemesine rağmen kilo alamıyor çünkü glikozu
hücreye çekecek insülini yok varlık içinde yokluk Tipik bir Tip1 DM hastasıdır.
Öyküde ailede tip1 hastası olan biri var mı? Karın ağrısı bulantısının olup olmadığı gece idrar
kaçırmasının olup olmadığı sorulabilir.
Lab bulguları yapılıyor hastanın DKA çıkmış. Lab bulguları
Hiperglisemi kan şekeri >200
Ketonüri/ketonemi ve glukozüri Serum keton düzeyi >0.6mmol/L
Ph<7.3 serum HCO3<15
Tedavisinde ilk 1 saatte 10cc/kg serum fizyolojik veriyoruz.Ardından hastanın ne kadar sıvı
kaybı olduğu ve idame tedaviyi belirliyoruz hesapladığımız sıvıyı (24-72) saatte veriyoruz
notta 48 yazıyor ama hoca derste onu 24 diye düzelttin dedi diye hatırlıyorum. Tedavi
sırasında Na çok dikkat ediyoruz en korktuğumuz tablo olan beyin ödemine götürebilir bizi
hastayı her an kontrol ediyoruz mannitol veriyoruz gerekirse.
1-Konjesif kalp yetmezliğinde hangi ilacı kullanırız digoksin
Digoksin Toksisitesi
Kalp yetersizliklerinde kullanılan bir ilaçtır.
PR uzaması, ST segmentinde çökme, QT intervalinde kısalma digoksin toksisitesinin
karakteristik EKG özellikleridir. Ani bloklara sebep olabilir.
2-9 kiloluk bebekte ağır dehidratasyon bulguları var sıvı hesaplama sorusu
Ağır dehidratasyonda olduğu için 100-150ml/kg dan 900-1350ml veriyoruz + idame olarak da
ilk 10kg için 100ml/kg dan 900 ml veriyoruz toplamda 1800-2250 ml arasında sıvı veriyoruz.
Sözlü:
Galaktozemi vakası: 7 günlük çocuk, 3 günlükken kusma, sarılık, emme güçlüğü şikayetleri
başlamış, anne babası kardeş çocukları, daha önce on günlük bebekleri aynı şikayetle
ölmüş, ne düşünürsün?
Galaktozemi, galaktoz metabolizmasının otozomal resesif bir hastalığıdır. Klasik galaktozemi,
galaktoz-1-fosfat üridil transferaz (GALT) genindeki homozigot ya da hetero zigot mutasyon
sonucunda galaktoz metabolitlerinin toksik birikimi ile oluşur. Doğumda normal görünürler.
Semptomlar, anne sütü veya galaktoz içeren süt şekeri olan laktozlu formül mama içmeye
başladıktan birkaç gün sonra ortaya çıkmaya başlar. Galaktoz ve metabolitleri karaciğer, beyin, lens
ve böbrekler için oldukça toksiktir. En sık klinik bulguları sarılık, kusma ve hepatomegalidir.
İlk olarak idrarda redüktan madde bakılır, tanıyı kesinleştirmek için enzim aktivitesi tayini,
moleküler genetik tanı yapılır. Aileye sonraki çocukları için prenatal tanı danışmanlığı önerilir.
STREPTOMİSİN 20-40 mg 1 gr IM
(tek doz)
ETİONAMİD 15-20 mg 1 gr PO
SORU
Çocuk doğdu, iç çekme ve solunum sıkıntısı var. İlk olarak ne yaparız?
Soruyu cevaplamadan önce küçük bir hatırlatma yapalım. Çocuk doğduğu zaman 3 soru
soracağız: term mi, tonusu iyi mi, solunumu var mı/ağlıyor mu? Bu 3 sorunun da cevabı
evetse annenin yanına veriyoruz ve başlangıç basamaklarını (ısıtma, gerekirse ağız burun
temizliği vs.) annenin göğsü üzerinde rahatlıkla yapabiliyoruz. Eğer bir tanesi bile hayırsa
direkt radyant ısıtıcıya götürmemiz lazım. Bebeği ısıtıyoruz, pozisyon veriyoruz, gerekirse
ağzını burnunu aspire (en fazla 80-100 mmHg basınçla, fazlası mukozal kanama yapar)
ediyoruz, kuruluyoruz ki ısı kaybetmesin (bebek 32 haftalıktan küçükse kurulamadan
polietilen torbaya yerleştirilir direkt) ve taktil uyaran veriyoruz.
Sorumuza dönecek olursak, burada 3 sorudan biri olan olan solunumda problem var, taktil
uyaran vererek ağlamasını uyarabiliriz. Bunun için ayaklarından hafifçe kaldırıp çocuğun
sırtını sıvazlıyoruz. Asla popoya şaplak ya da bebeği sarsmak gibi şeyler yapılmamalı :)
Sonra soruya devam edilmiş, yenidoğanda yapılması gereken ilk aşamalar nedir?
Aslında yukarıda saymış olduk (ısıt, pozisyon ver, kurut, gerekirse ağız burun aspirasyonu).
Sorulara devam; taktil uyaran verdik fakat çocukta hala cevap yok, ne yapalım?
Hemen PBV (pozitif basınçlı ventilasyon) başlıyoruz.
PBV endikasyonları neler?
Solunum yoksa, iç çekme tarzındaysa veya solunumu iyi olsa bile kalp atım hızı 100’ün
altındaysa PBV başlanır (burada solunum iyi neden kalp için PBV başlıyoruz diye sorulabilir,
çocukların TYD’sinde asıl problem solunumsaldır (erişkinde kalp). Eğer çocuğun solunumu
gerçekten etkili olsaydı kalbi 100’ün üzerinde atardı).
Çocukta ne zaman kalp masajına başlayalım?
Kalp atım hızı 60’ın altına inince başlıyoruz. Seri bir şekilde iki parmakla ksifoide gelmeyecek
şekilde (kırılıp karaciğere batabilir) göğse 3 kere kompresyon yapıp 1 kere de PBV basıyoruz.
Yani 1-2-3-fıs 1-2-3-fıs diye ilerliyoruz. Kalp atım hızı yükselmezse adrenalin yapabiliriz.
SORU
JİA (jüvenil idiyopatik artrit) hakkında bir soru.
Soruya başlamadan önce genel bilgileri hatırlayalım.
JİA için tanı kriterleri: 16 yaşından önce başlar, bir ya da daha fazla eklemde artrit olur, 6
haftadan uzun sürer (kronik artrit yani). Dışlama tanısıdır, tanı koydurucu bir testi yok!!!
Çocukların hikayelerinde travma sonrası artrit gelişmesi bize JİA açısından ipucu verebilir.
JİA’nın sistemik JİA (Still hastalığı), poliartiküler RF (+), poliartiküler RF (-), oligoartiküler gibi
alt tipleri var. En sık olan JİA, oligoartiküler JİA’dır.
Oligoartiküler JİA’da artrit asimetriktir, asla tek başına kalça eklemini tutmaz, anterior üveit
için de risk oluşturur.
Genel olarak artrit şüphelendiğimiz çocukta öyküde travma, enfeksiyon (septik artrit olabilir,
acildir, genelde monoartrittir), kanama diyatezi (hemofili eklem içine kanama yapıp
şişirebilir), ilaç öyküsü sorgulayacağız.
Fizik muayenede genel durum değerlendirmesi, vital bulgular, sistemik muayene ve deri-
tırnak muayenesi yapacağız. Kas iskelet sistemi muayenesinde sorun gerçekten eklemden mi
yoksa periartiküler (eklemin çevresi) bir sebepten mi kaynaklanıyor ayrımını yapacağız.
Eklemde ısı artışı, ağrı, kızarıklık olabilir. Entezit görebiliriz (spondiloartropatiler için önemli).
Genel olarak artritler için tanısal tetkiklere laboratuvar ve radyolojik tetkikler girer.
Lab: tam kan sayımı ve periferik yayma (not: bu ikisini hiçbir zaman ayırmayın; ne zaman tam
kan istiyoruz, periferik yayma da isteyeceğiz hep), ESH, CRP, koagülasyon testleri (pıhtılaşma
faktörü eksiktir belki hemofilidir), kan kültürü, viral tetkikler, boğaz kültürü, ASO
(antistreptolizin-O), PPD. Özgün testlerden RF (romatoid faktör), anti-ccp, HLA B27, ANA,
ANCA istenebilir.
Radyoloji: X-ray, eklem USG, MRG, eko.
JİA’da lab bulguları: Kronik inflamasyon olduğu için lökositoz ve trombositoz, anemi. RF
pozitifliği varsa bu JİA kötüye gidecek demektir (ek bilgi: poliartiküler RF (+) JİA, aralarında en
kötü prognoza sahiptir).
Artrit ve JİA hakkında genel bilgileri bu şekilde özetleyebiliriz.
Şimdi sorumuza dönelim. JİA’nın en çok korkulan komplikasyonu nedir?
Cevap üveitmiş, yukarıda oligoartiküler JİA’nın anterior üveit yapma riskinden söz etmiştik.
JİA için hangi ilacı kullanırız (genel grup soruluyor, spesifik ilaç adı değil)?
Cevaba antiinflamatuar yazılmış (bir kitapta NSAİİ diyor, antiinflamatuar demek belki yeterli
olmayabilir).
Sorulara devam, oligoartiküler ve poliartikülerde kaçar eklem tutulur?
1 tane ise mono, 2-4 ise oligo, 5 ve üzeri ise poliartrittir.
1.
Boğuk sesi varsa, stridoru geç dönemde ortaya çıktıysa, disfajisi varsa, ateşi varsa, toksik
görünümü varsa, trismus ve salivasyonu varsa, tripod pozisyonunda daha rahat ediyorsa bu
çocukta akut epiglottit, peritonsiller abse, retrofaarengial apse gibi toksik ya da enfeksiyoz
durum
düşünmemiz gerekir.
Belirgin stridoru olan kaba sesli, havlar tarzda öksüren çocukta ise viral/spazmodik krup ya
da
akut trakeit düşünmemiz gerek.
krup tedavisi :Öncelikle çocuğu ajite etmekten kaçınmalıyız. Hasta nerede rahatsa (ebeveyn
kucağı gibi) orada muayene etmeliyiz. Satürasyon <%92 olmadığı sürece oksijen
vermemeliyiz çünkü bu da ajitasyon sebebidir çocuklar için. Soğuk buhar ise tedavisi
günümüzde pek kullanılmamakta. İlk kullanılacak ilaçlar steroidlerdir. Hızlı etkili
streoidlerden yaygın olarak deksametazon (oral 0.6 mg/kg/doz) kullanılır Steroidin etkisi 4
saat içinde görülür ama etki görülmezse ya da daha ağır bir krup düşünüyorsak kısa etkili
metilprednizolon kullanılır. Nebulize adrenalin (0.01 mg/kg/doz), steroid etkili olmazsa ya da
ağır kruplarda kullanılır. Helyum ve oksijen karışımı olan Helioks da faydalıdır ama kullanımı
yoktur.
Bronşiolit
Klinik bulgular • Öksürük • Hışıltı • Burun tıkanıklığı • Ateş (prodrom dönem)• Takipne •
Taşikardi • Artmış solunum eforu • Hipoksi • Apne.
Fizik Muayene: Solunum hızı • Oksijen satürasyonu • Büyüme çizelgesi • Ateş +/- •
Konjonktivit, otit, farenjit
• Ağır vakalarda • Siyanoz ve apne • Karaciğer kosta sınırını geçebilir: kalp yetmezliği ve/veya
akciğerde aşırı havalanma ya bakmamız lazım.
Astım:
Tekrarlayan semptomlar
Öksürük
Hışıltı
Nefes Darlığı
Alevlenmeler
Hemofili
Kolay morarma
Hemartroz (Karıncalanma, sızlama
Sıcaklık hissi Ağrı Eklem şişliği Hareket
kısıtlılığı )
Hematom
Oral mukoza kanaması
LÖSEMİ
Halsizlik,yorgunluk, iştahsızlık, kilo kaybı, çabuk yorulma, karın
ağrısı, düşmeyen ateş, sık enfeksiyonlar, cilt bulguları(kanama, ekimoz, peteşi), karında
şişlik(hepatosplenomegali), lenf bezlerinde büyüme, MSS belirtileri(baş ağrısı, kusma, bulanık
görme, havale...), Kemik ve eklem ağrıları(romatizma tanısı!!), erkek çocuklarda testislerde
şişlik ve sertlik.
İnme: Bebek ve çocuklarda vücudun bir yanında ani gelişen kuvvetsizlik, yüz
kaslarında felç, konuşma sorunları ve baş ağrısı özellikle damar tıkanıklığına bağlı
inmelerde görülebilen belirtilerdir. Beyin kanamasına bağlı inmelerde ise kusma,
nöbet ve baş ağrısı sık olmaktadır.
Beyin sorunlarını acil değerlendirmede ilk tercih edilen tetkik beyin tomografisidir
(BT). BT’de beyin kanaması ve beyinde anormal yapı olup olmadığı görülebilir.
Çocuğun bilinç durumunun kötüleşmesi halinde beyin tomografisinin tekrar tekrar
çekilmesi gerekebilir. MRG (manyetik rezonans görüntüleme) beyin dokularını daha
ayrıntılı gösteren bir tetkiktir. MRG sırasında çocuğun hareketsiz kalması
gerektiğinden genelde yatıştırıcı ilaçla ya da anestezi ile uyutularak çekilebilir.acil
olmayan durumlarda ilk tercih olarak MRG kullanılır
Alevlenmeler
Bronş aşırıduyarlılığı
Bu aşılardan canlı olanlar: KKK, SU ÇİÇEĞİ, BCG, OPA ( ipa, inaktive formu) aşılarıdır.
KKK, Suçiçeği subkutan / OPA oral / BCG intradermal uygulanır.
Diğer aşılar inaktive olup İM uygulanır.
o İki canlı aşı arasında 1 ay süre olmalı
o İki inaktif aşı arasında süre kısıtlaması yoktur.
6 aylık Can 2.ayda sol omzuna BCG ve sağ omzuna beşli karma DABT-IPA-Hib aşısını yapmış
sağ omzunda reaksiyon gelişmiş.
S1: Aşı takvimine göre yapılması gereken aşıları;
• DABT-IPA-Hib
• Konjuge pnomokok KPA
• Hepatit B
C2: Can’ın sağ kolundaki şişliğin sebebi im uygulanması gereken 5’li karmanın cilt altına
uygulanması.
C3: Aşı uyluk dış yan yüzüne ve derine kas içine uygulanırsa görülen reaksiyon tekrarlamaz.
C4: (çıkmıştaki cevap :aşıdan en erken 2 hafta sonra ortaya çıkar, görülen reaksiyon normal)
BCG sonrası 3 reaksiyon görülebilir:
• Erken reaksiyon: Aşı yerinde aşı yapıldıktan sonra ilk 2 hafta içinde ortaya çıkan
reaksiyonlar.
Hasta yakınlarına doktora başvurmaları söylenir. Çocuk immün yetmezlik açısından
değerlendirilmelidir. Tedavi düşünülmelidir.
• Normal reaksiyon: Aşı uygulamasından en erken 2 hafta ve sonrasında aşı yerinde ortaya
çıkan reaksiyonlardır.
• Abartılı reaksiyon (BCG lenfadenit): Aşı yapılan bölgedeki lenf bezlerinde aşırı büyüme
Sözlü 31.sayfa
İlkokulda 4. Sınıfta okuyan Ayla, giderek dikkat çeken büyümede yavaşlama şikayetiyle
10.08.2003 tarihinde hekime getiriliyor.
Soru 1: Bu çocuktan büyümeyi nasıl değerlendirirsiniz?
ü Doğum tarihi (gün, ay, yıl) sorup yaşını hesaplarım.
ü Boy ve ağırlık ölçümü yapıp persantil eğrisi üzerinde işaretlerim.
ü Varsa eski boy ve ağırlık ölçümlerini persantil eğrisinde işaretlerim.
ü Anne-baba boylarını alıp persantil eğrisinde işaretlerim.
Ayla’nın doğum tarihi 09.05.1993, boyu 120 cm, ağırlığı 26 kg. Eski kayıtlara göre 9 yaşında
boyu 117 cm imiş. Anne boyu 168 cm, baba boyu 181 cm.
Soru 2: Eldeki bilgilere göre Ayla’nın büyümesini yorumlayın.
ü Yaşı 10 3/12 yaş, boyu < 3 persantil, ağırlığı 10 persantilde
ü 9 yaşında boyu 117 cm olduğuna göre büyümede gerileme var Boy gelişimi geri
kalırken tartı alımı varsa
endokrin nedenler öne
çıkar
ü Hedef boyunu göre geri (Anne baba 75-90 persantiller arasında)
Pubertesi geciken çocuğun boyu kısa ise→ Kronik hastalık ,Turner BH eksikliği,
Konstitüsyonel (Yapısal), Hipotiroidi, Gn+BH eksikliği
Turner sendromu
Meme başları ayrıklığı ve içe gömük olması ,4.metakarp kısalığı, düşük ense saç
çizgisi,yele boyun,badem göz, ve kubitus valgus(ön kolun dışa doğru bükülmesi)
görülebilir.En önemli iki bulgusu boy kısalığı ve ergenlik yaşlarında ergenliğin
görülmemesidir.
• Sıklığı 1/2000 kız doğumlarda X kromozomunda anormallikler nedeniyle ortaya
çıkar.
• 45 X, 45 X/46 XX mozaik turner deriz
• X kromozomunda anormallik
• İki önemli endokrin sorun vardır ilki Tam bir over yetersizliği, band şeklinde gonad
ikincisi boy kısalığıdır
•Kardiak ve renal anomali
•Doğum kiloları normalden azdır.
•Nihai boyları toplumdan 20-25cm kadar kısadır.
•Büyüme hormonu tedavisi verilir
32. Sayfa
Soru 1: İlk değerlendirmede neleri kontrol edersiniz?
Havayolu açıklığı
Solunum
Dolaşım
Merkezi sinir sistemi işlevi
Rehidratasyon için:
Hafif ve orta dereceli dehidratasyonlarda - oral rehidratasyon sıvısı (şeker,tuz ve karbonat
içeriyor)
Ağır dehidratasyonlarda - İV rehidratasyon sıvısı
yayılır,3. Günden itibaren çıkış sırasına göre solar, kahverengi renk değişimi
saptanır zamanla kendiliğinden kaybolur.
Laboratuvar:
Virus izolasyonu ve hücre kültürü
Kızamık IgM
Akut dönemdeki antikor titresi ile 2-4.haftadaki antikor titreşimdedir artış
Kızamık komplikasyonları:ş
Otitis media ve sinüzit(en sık)
Pnömoni(hayati önem taşıyan)
Gullian barre sendromu, akut ensefalomiyelit,subakut sklerozan panensefalit,
apandisit, purpura, tüberküloz alerjisi
2 yaşın altında kızamık geçiren vakalarda yıllar sonra subakut sklerozan
panensefalit gelişebilir.
Koruma:
Aktif immüzasyon (canlı atenüe aşı KKK aşısı) : ilk doz 12.ay sonu ikinci doz 4-6 yaş
12 aydan büyüklere temastan sonraki ilk 72 saati içinde yapılan aşı koruyuculuk
sağlayabilir.(Kızamık virüsü kuluçkası10 gün, kızamık aşı virüsünün ise 7 gün. Aşı virüsü
daha hızlı çoğalıyor. Aradaki 3 günden yararlanıyoruz. Aşı yapılırsa temaslı ya hastalığı
geçirmiyor ya da hafif geçiriyor.)
Pasif immünizasyon
Temastan sonraki 3-7 gün arasında standart gamaglobulin
Tedavi: Kızamığın spesifik bir tedavisi yoktur. Hafif vakaları evinde izole ediyoruz.
• Antipiretik
• Yatak istirahati
• Yeterli sıvı alımı
• Komplikasyonların tedavisi (otitis media,sinüzit ayakta antibiyotik,pnömoni yatarak
antibiyotik, ensefalit yoğun bakım izlemi şeklinde)
• A vitamini 1 yaşından büyüklere 200,000 IU/tek doz, 6 ay- 1 yaş arasında ise 100,000,
U/tek
doz. Göz bulgusu olanlarda aynı doz ertesi gün ve hastalığın 4.haftası tekrarlanır.
SÖZLÜ / 36. SAYFA / CEREN HAVVA SÜMER
PATOGENEZ:
Streptokokal antijene bağlı immünreaktivite gelişmesi sonrası poststreptokoksik
glomerülonefrit gelişir.
Streptokokal antijenler:
-NAPlr
-SPEB / zSPEB
Son dönemde düşünülen mekanizma; in situ olarak böbrekte antijen antikor komplekslerinin
oluşması ve buna bağlı kompleman aktivasyonu, lökositerin toplanması, sitokin salınımı
sonucu glomerüler bazal membranda zedelenme meydana gelmesidir.
KLİNİK:
En sık 5-12 yaşlarında
Streptokokal farengit, streptokokal pyoderma sonrası ani başlayan nefritik sendrom
tablosuyla karakterize
1) Subklinik
2) Akur Nefritik Sendrom (en sık)
3) Nefrotik Sendrom
4) Hızlı İlerleyen GN
TANI:
-5-12 yaş arasında
-İdrar renginde koyulaşma
-İdrar çıkışında azalma
-Ödem (yüz ve bacaklarda şişlik)
- HT
-Geçirilmiş ÜSYE ve cilt enfeksiyonu
-Geçirilmiş streptokok enfeksiyon kanıtı (ASO, Anti-DNAse B, Anti-NAPlr, Anti-SPEB/zSPEB,
Streptozym testi)
TEDAVİ:
Farenjit döneminde verilen antibiyotik ARA sıklığını azaltır ancak APSGN gelişimini
ENGELLEYEMEZ.
Antibiyotik iyileştirmiyor ancak diğer bireylere bulaşı azaltıyor.
• Benzatin Penisilin IM tek doz
• Oral Penisilin
• Allerjik bireylerde eritromisin
• 10 gün
• Akut nefritik sendrom tablosu gösterenler yatırılarak izlenmelidir.
• Yatak istirahati ve aktivite kısıtlaması
• Yeterli kalori
• Su ve Na kısıtlaması
• K, P kısıtlaması
• Diüretik ve gerekirse antihipertansif
• Gerekirse diyaliz
PROGNOZ:
Makroskopik hematüri, azotemi, hipertansiyon 1-2 haftada normale döner.
Kompleman seviyesi 6-8 haftada düzelir
Mikroskopik hematüri 1-2 yılda düzelir.
Hastalık iyi seyirlidir, büyük çoğunluğu hiçbir problem olmadan iyileşir.
Vaka : FATMA 3 YAŞINDA BOY KISALIĞI , KONUŞMASININ GERİ OLMASI NEDENİYLE GETİRİLİYOR.ÖYKÜDE 18 AYLIK YÜRÜDÜĞÜ VE
2 YAŞINA DOĞRU KONUŞMAYA BAŞLADIĞI , KABIZLIĞI OLDUĞU BELİRTİLİYOR.BOYU 82 CM AĞIRLIĞI. 12KG MUAYENEDE RENGİ
SOLUKÇA , DİĞER SİSTEM BULGULARINDA BELİRGİN ÖZELLİK YOK. -(sorular sadece gri olanlar ama lafı geçince hocanın üzerine gidebileceği
yerleri de yazmaya çalıştım)
Boy<3 p , Ağırlık :3p(çözümde 3p demiş bu eğriye göre 10-hocaların verdiği eğriye göre doğrusu alınır)
● TKS
● Serbest T4
● TSH
● Sol el ve el bileği grafisi
Öncelikle bu vakada, yürüme ve konuşma gibi fonksiyonların gecikmesi , boyun geri kalması (boyun kiloya rölatif geri kalması Turner için de bulgudur akılda
kalsın,ama burada diğer bulguların alakası yok.) ve kabızlık(metabolizma yavaş?) bize hipotiroidi olabileceğini düşündürmeli.Bu yüzden de TSH ve sT4
istiyoruz. Ayrıca solukluk için tam kan sayımı(genelde her türlü isteriz solukluk olmasa da istenir). Bir de tabi ki kemik yaşının geri veya ileri olması bizi ayırıcı
tanıya daha kolay götüreceği için sol el ve el bileği grafisi.
- Yapısal boy kısalığı gibi nedenler düşünmemiz için çocuk biraz daha büyük olu , lab bulguları normal ama puberte gecikmesiyle gelebilir ve kemik yaşı da geri
çıkar.(Kemik yaş geri ise bu çocuğun daha hedef boyu yakalamasına zaman var demektir.)
Boy kısalığı tanımını da bilelim : <3p olması/ <-2SDS olması ya da hedef boydan 7 cm kısa olması!
● Peki ‘’Boy kısalığı’’olan bi çocuğa ilk yaklaşımda neler isteriz ?-Kemik yaşı tetkiki, TKS, idrar dışkı testi, üre kreatinin AST ALT albumin ALP
(kronik kc ve böbrek hastalığı da çocuğun gelişimini etkiler.)sT4 TSH(bu vakada olduğu gibi hipotiroidi önemli bir sebep) çölyak taraması -Anti endomisyum
Iga ,IGF-1*(rutinde hep bu bakılır direkt GH bakmayız , ikinci aşamada gerekirse uyarı testi yapılır.), bunları dışında karyogram (özll. Turner)
HASTANIN Hgbi 10.3 mg/dL, serum sT4 düşük, TSH da alt sınırda 0,5( n:05-4.5 mIU/mL)
NEDEN?:T4 düşmüş ama bu düşüşe tiroidden TSH artışı yanıtı gelmemiş.Bu bize tiroid uyarılmasına rağmen TRH-TSH-(yani hioptalamo-hipofizer) aksta
sıkıntı olduğu için TSH artışı olmadığını gösteriyor.Sekonder---->İzole TSH eksikliği ya da çoğul hormon eksiklikleri.Konjenital Hipopitüitarizm gibi bir
durum olursa mesela, diğer hormonlarda da düşüş görürüm.Eşlik etmesi muhtemel durum (ACTH sebepli) adrenal korteks yetmezliği-bir sonraki soru cevabı için
gerekli Not:(HİPOTİROİDİ 4’e ayrılır 1-konjenital 2-santral 3-subklinik 4-edinsel)
Öncelikle kortizol eksikliğini dışlarım.-->Serum kortizol bakarak --->normalse tiroid hormonu tedavisine geçerim (L-tiroksin) --->düşükse--->hidrokortizonla
tiroid hormonu veririm.
Sebep?(şöyle bir açıklama buldum):Diğer dikkat edilmesi gereken nokta eslik etmesi muhtemel olan adrenal yetmezlik varlığıdır. Tiroit hormonu kortizolün
karaciğer üzerindeki metabolizmasını hızlandırdığı için hipotiroidide kortizol metabolizması yavaşlamıştır. Böyle bir hastada adrenal yetmezlik eşlik ediyorsa ve
hipotiroidi için tiroit hormonu replasmanı başlandığında adrenal kriz gelişebilir.
NOT:Bu vakada değil ama primer hipotiroidide etyolojiyi anlamak adına istenecek ek tetkikler:Tiroglobulin
• Tiroid ultrasonografisi
• Tiroid sintigrafisi
• İyot uptake
• Perklorat testi
Sekiz aylık erkek hasta, acil polikliniğe 2 gündür devam eden yüksek ateş, kusma ve bu sabah
başlayan dalgınlık yakınmaları ile gelyor. Hastanın rutin aşıları tamam. Fizik muayenede 39
derece ateş, uykuya eğilim ve fontanel bombeliği mevcut
Soru1 Bu hastada ön planda hangi hastalık düşünülmelidir?
Merkezi sinir sistemi infeksiyonu (ateş, dalgınlık, bulantı, kusma (KİBAS’A bağlı), huzursuzluk,
iştahsızlık, baş ağrısı, sırt ağrısı) (ENSE SERTLİĞİ , BRUDZİNSKİ BELİRTİSİ , KERNİG BELİRTİSİ)
- Ense sertliği 1 yaşından küçük çocuklarda alınmaz.
- Brudzinski belirtisi, ensenin ani fleksiyonu ile kalça ve dizlerde istemsiz fleksiyon
olmasıdır.Hasta sırtta ve ensede ağrı hisseder.
- Kernig belirtisi, Sırt üstü yatarken, ekstremiteler diz ve kalçadan 90° fleksiyona
getirildiğinde diz 135 °den daha fazla ekstansiyona getirilemez. Diğer dizde de
istemsiz fleksiyon olur.
Soru2 Tanı için hangi tetkikler planlanmalıdır?
- Bos incelemesi ( mutlaka lomber ponksiyon yapıp incelenmelidir, altın standarttır)
- Tam kan sayımı
- CRP
- Sedimentasyon
- Hemokültür
BOS:
Görünüm: bulanık
Protein: 350mg/dL
Şeker: 24/110 mg/dL
%80 nötrofil %20 lenfosit
Büyük Arterlerin Transpozisyonu: En acil tanınması gereken hastalıktır. Zaten temiz olan kan
ac, oksijenden fakir olan da vücuda geri yollanır. Yaşamla bağdaşmaz. Fetal dönemde yaşamı
sağlayan 2 şant var foramen ovale ve ductus arteriozus. Bunların açık kalması gerekir.
Hastaların yarısında vsd var ve bu hayatta kalma şansını arttırır. Telegrafide yan yatmış
yumurta görüntüsü. VSD olmayan bebeklerde acil Baloon atriyal septostomi yapılması
gerekebilir bu sayede iki atriyum arasında yeterli karışım sağlanır. İlk önce PGE1 infüzyonu
yapılır daha sonra cerrahi tedavi:Arterial switch operasyonu yapılır. Arterial switch uygun
değilse intraatrial switch yapılır buna da sening(sağ atr. kanı sol vent., sol atr. kanı da sağ
vent. yönlendirilir) denir.
Nötrofiller BOS’a bulanıklığını verir. Tüm menenjitlerde basınç ve protein artar çünkü KBB
bozulmuştur ve protein geçirgenliği artar.
Bakteriyel menenjitte immun sistemin bakterilere karşı cevap olarak verdiği sitokinler, BOS
şekerini azaltır.
Aseptik menenjitte görünüm berraktır. Şeker normaldir.
TBC menejitinde ksantom(sarımsı) görünüm vardır.
Soru3: bu hastada tanınız nedir?
Akut bakteiryel menenjit
Soru4: Etkenler neler olabilir?
-Haemophilus influenza tip b (H.influenzae tip b (5’li aşı olarak 2., 4., 6. ve 18.aylarda) IM (4
doz H.influenza aşısı ömür boyu koruyucudur.)
-Streptococcus pneumoniae
-Neisseria meningitidis
Soru5: Tedavide ne kullanırsınız?
Sefotaksim veya seftriakson (Hasta 8 aylık olduğu için)
Ayrıca trakeostomi ile takip edilen bir çocukta uygun aspirasyon teknikleri uygulanmadığında
Klebsiella ya da E.coli de etken olabilmektedir.
Klinik Bulgular
• Belirgin tıbbi öyküsü olmayan bir çocukta, özellikle Portal Hipertansiyon ekstrahepatik
nedenli ise, ilk kez varis kanaması ile ortaya çıkabilir.
• Açıklanamayan splenomegali veya GİS kanaması
• PH’un diğer sık klinik özellikleri splenomegali hipersplenizm bulguları, asit, ilerleyen
zamanlarda da ensefalopati bulunur.
• Daha ilerlemiş olan PHT’da Hepatopulmoner sendrom (HPS) ve
portopulmonerhipertansiyon (PPH) gibi pulmoner belirtiler önemli komplikasyonlardır, ancak
çocuklarda daha az görülür.
• Öykü, fizik muayene, laboratuvar, görüntüleme çalışmaları ve endoskopi ile portal
hipertansiyon tanısı, derecesi, nedenleri ve komplikasyonlarının belirlenmesi amaçlanır.
Hematemez ve/veya melena olabilir. Bu durumun kaynakları aşağıdakiler gibi olabilir:
▪ Özofagus varisleri ▪ Portal hipertansif gastropati ▪ Gastrik antral vasküler ektazi
▪ Gastrik, duodenal, peristomal ya da rektal varisler ▪ Splenomegali, hepatomegali (PVT, CHF)
Asit (Asit ön plandaysa Budd-Chiarri send)
Portopulmoner sendrom
Hepatopulmoner sendrom (Pulmoner arteriovenöz şantlar)
Ensefalopati
TANISAL YÖNTEMLER
1) Klinik ipuçları:
Hipersplenizm bulgusu? Büyüme geriliği? Kronik karaciğer hastalığının periferik bulguları?
2) Görüntüleme yöntemleri:
Standart US: intrahepatik nedenleri düşnüyorsak karaciğer ekojenitesi, dalak boyutları, İHSY,
asit varlığını gösterir
Doppler US:
• Hepatik ve mezenterik damarların çaplarını, damarda trombüs olup olmadığını,
• Damarlar içinde akım hızı ve yönü,ters akım oluşup oluşmadığı bilgisini
• Damar lümeninde artmış ekojenite durumlarını öğrenebiliriz.
• Omentum minus/Aort çapı > 1.7 özofagus varisleri
3) Endoskopi
4) İleri görüntüleme yöntemleri:
IV kontrastlı BT: Günümüzde daha çok tercih edilen ileri görüntüleme yöntem
5) Hepatik venöz basınç gradyanının ölçülmesi: Ameliyathane şartlarında yapılan
incelemedir
SÖZLÜ ÇIKMIŞ 45.SAYFA
VAKA: Ayşe 8 aylık kız çocuk. Annesi sabah uyandığında hafif ateşi ve burun akıntısı olduğunu
söylüyor. Öğlene doğru kanepede oyun oynarken tüm vücudu birden kasılmış ve bilinci
kapanmış. 1 dakika sonra kendine gelmiş. Anne ilk kez böyle bir sorunu olan çocuğunu en
yakın hastaneye 10 dakika içerisinde getiriyor.
Bilinci açık, solunumu dolaşımı iyi. Boğazda kızarıklık ve burun akıntısı dışında normal dışı
muayene bulgusu yok. Ateş 39 derece.
• Ateşli tonik konvülsiyon geçirmiş.
• İlk olarak mss enfeksiyonu ayırıcı tanısı için genel durumu stabilleştikten sonra LP
yapılması gerekir. (LP kontraendikasyonlar: Kanama diyatezi, lp yapılacak yerde cilt
enfeksiyonu, KİBAS, beyin ödemi ve vital bulguların stabil olmayışı)
• LP’de BOS şeker, protein normal. Hücre yok, kültür gönderildi. Tam kan sayımı ve CRP
normal sınırlarda. Bu bulgular ateşin viral üsye kaynaklı olduğunu düşündürür ve
geçirdiği konvülsiyon da basit febril konvülsiyon olarak değerlendirilir.
• Ayşe’nin ateşi 2 saat sonra antipiretiklerle 37.5 dereceye düşürüldü, genel durumu
iyi. Eve göndereceksiniz, annesi bir daha aynı şey olabilir mi olursa ne yapacağını
soruyor. Ne cevap vereceksiniz?
Konvülsiyon tekrarlayabilir, tekrarlarsa çocuğu yan yatırmalı, dışarıdan solunumu
tıkayan bir şey olmamasına dikkat etmeli, başının altına elini veya yumuşak bir şey
koymalı, 2-3 dakika konvülsiyon durmazsa uygun dozda verdiğimiz diazepamı
makattan sıkmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna gitmeli.
FEBRİL KONVÜLSİYONLAR
• Febril nöbetler 38 derece üzerinde ateş ile ortaya çıkar.
• 5 ay-6 yaş görülür, en sık 18 ay
• Ateşin yanında 3 kriter sağlanmalı febril nöbet diyebilmek için:
1-SSS enfeksiyonu ve inflamasyonu olmayacak,
2-Akut sistemik metabolik anormallik olmayacak,
3-Daha önce afebril nöbet öyküsü olmayacak.
• Çoğu kez ateşin yükseldiği dönemde görülür ancak ateş öncesinde veya sonrasında da
görülebilir.
• Genellikle ateşli hastalığın ilk gününde ortaya çıkar.
• Nöbetler çoğu kez 5 dakika sürer.
• RİSK: Ailede febril konvülsiyon öyküsü, gelişim geriliği olan ve yuva kreşe giden
çocuklar.
• Febril nöbetler ikiye ayrılır:
1-Basit febril nöbet: Jeneralize, 15 dakikadan kısa, 24 saatte tek nöbet.
2-Kompleks febril nöbet: Fokal, 15 dakikadan uzun, 24 saatte nöbet tekrarı
• Nörolojik anormallik olanlarda kompleks febril nöbet daha sık.
• Kompleks febril nöbette rekürrens ve afebril nöbet riski yüksek
• Basit febril nöbette ateşe yönelik tetkikler yaparız, Komplike febril nöbette yapmamız
gereken en önemli şey SSS infeksiyonunu dışlamak!
• En sık jeneralize klonik tip görülür konvülsiyonlar.
• Dravet Sendromu: Epileptik sendromdur febril nöbetle ayırıcı tanıya girer.
Sıkça febril status öyküsü. Nöbetler unilateral, sık ve klonik karakterde. 15 dakikadan
uzun nöbetler. Düşük ısıda tetiklenen nöbetler. 1 yaşından önce başlama.
SÖZLÜ ÇIKMIŞLARI 46. SAYFA
ÖYKÜ=
4 yaşında kız hasta, hafif ateş ve ağızdan kan gelmeyle başvuruyor. Splenomegalisi var ve kc
sol lob palpe ediliyor. PLT= 80 00 (Trombositopenisi vardır) , Hct, Hb, Mcv, ALT, AST, Pt, APTT,
INR normaldir. USG= Asit (-)
ÖN TANILAR=
Kc sirozu, idiyopatik portal hipertansiyon, portal ven trombozu, selektif anjiografi ( en spesifik
tanı aracıdır)
İLERİ TETKİKLER=
Üst gis endoskopi, ultrasonografi, portal dopler, BT, ileri tetkik için kc biyopsisi
Evre 3-4 varis gözlemlendi, bant ligasyonu uygulandı, PHT destekleyen bulgular var, biyopside
yoğun hepatik portal tract^ ta genişlemiş fibröz bantlar
TANI=
Konjenital hepatik fibrozis
Periportal ve perilobüler fibrozis ile karakterize or geçişli hastalıktır
Hepatosplemomegalisi ve PHT bağlı kanama bulguları vardır.
Hepatoselüler fonksiyonları iyi korunur
Tedavide özefagus varislerine bağlı kanamanın kontrolü gözlemlenecektir, varis kanaması için
skleroterapi gözlemlenecektir, vazopressin akut kanamalarda etkindir.
VAKA: Annesi, 7 yaşındaki Ayşe’nin yaklaşık 3 haftadır zaman zaman öksürüğü, ateşi,
burun akıntısı ve burun tıkanıklığı olduğunu belirtiyor. Ateşi 38,5 olarak ölçülüyor.
Öyküsünde bir hafta öncesinde grip geçirdiğini söylüyor. Nefes darlığı bulunmadığını ve
öksürüğün hep aynı derece olduğunu, balgam çıkartmadığını söylemekte.
Soru 1: Ayşe’nin hastalığı hangi grup içerisinde yer alır ve en olası tanı nedir?
Cevap: Üst solunum yolu enfeksiyonları, akut bakteriyel sinüzit
Fizik muayenede tartı: 35 kg, boy: 130cm, burundan seropürülan bir akıntısı var, rahat
nefes alamıyor, orofarenks fazla hiperemik değil ancak retronazal, yani burun arka
bölümünden pürülan bir akıntı görülmekte. Yüz ağrısı mevcut. Otoskopik muayene ile
kulakları normal.
Soru 8: Ayşe’de akut bakteriyel sinüzit için en önemli risk faktörü nedir?
Cevap: Geçirilmiş influenza enfeksiyonu
Soru 9: Tekrarlayan veya tedaviye dirençli sinüzit vakalarında hangi iki önemli hastalığının
da zeminde bulunabileceğini düşünürsünüz?
Cevap: Alerjik rinit ve kistik fibroz