Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

Yinelenen başlık: [EN FAZLA 50 KARAKTER OLACAK ŞEKİLDE 1

KISALTILMIŞ BAŞLIK]

Türk Dizilerinde Çocuk

Melike Tuğral, Düriye Başaran, Münevvere Tuna, Sakine Özçınar


[EN FAZLA 50 KARAKTER OLACAK ŞEKİLDE KISALTILMIŞ BAŞLIK] 2

Özet

Bu araştırmada ilk olarak dizinin tanımı ve tarihi aktarılmaktadır daha sonra ise dizi

tarihindeki çocuğun yeri ve rolü incelenmektedir. Dizi tarihinde çocuk kavramı birçok farklı

açı ile izleyiciye aktarılmıştır. Diziler yayın tarihine girdiği dönemdeki toplumun kültürel,

sosyal ve siyasal yapısından etkilenmiştir. Diziler yayınlandığı dönemin toplumundaki çocuk

kavramının yerini göstermesi ile sosyolojik tarihe dair bir bakış açısı da sunmaktadır.

Günümüzün en önemli etkinlik araçlarından biri olan dizi her dönem çocuk kavramı hakkında

bilgi edinilmesini sağlamaktadır. Kültürümüzü anlatan dizilerde çocuklara önemli roller

verilmektedir bunun sayesinde toplumdaki çocuk kavramı hakkında birçok bilgi

edinilmektedir. Çocuk, aile ve eğitim kavramlarını yakın çerçevede inceleyen dizi sektörü

toplumun kültürünü kavrayabilmesinde en etkili araçlardan biridir.

Anahtar Sözcükler: Çocuk, kültür, dizi, dönem, tarih.

Giriş

Bu araştırmanın amacı, diğer araştırmalarda olduğu gibi çocukların davranış ve

duygularının dizi tarihi boyunca ekrana nasıl yansıdığını incelemek ve analiz etmektir.

Diziler Televizyonun icadıyla günümüze kadar gelen etkili bir medya aracıdır. Televizyon

1923 yılında İngiltere’de John Logie Baird tarafından icat edilmiştir. Dünyada yayın tarihine

giren ilk dizi ise 1927 yılında bir durum komedisi olarak çekilen Mary Kay ve Johnny’dir.

Televizyonun Türkiye’de piyasaya çıkması 1950 yılında olmuştur. Türkiye’de yayına giren

ilk kanal İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından 9 Temmuz 1952 yılında oluşturulan İTÜ

TV’dir. İTÜ TV 1971 yılında TRT’ye devredilmiştir. Türkiye’de ilk diziler TRT tarafından

çekilmiştir. Türkiye’nin ilk yerli dizisi 1973 yılında çekilen Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz’dır.

TRT’nin Yeşilçam ile iş birliği yaparak yayınladığı ilk dizi ise 1974 yapımı Aşk-ı

Memnu ’dur. TRT’nin ilk yayınladığı diziler yerli edebiyat uyarlamalarıdır. TRT’nin ilk

dizileri yerli edebiyat uyarlamaları olması sebebiyle dizilerde çocuk, yönetmenlerin

anlatımından çok yazarların anlatımıyla aktarılmıştır.


[EN FAZLA 50 KARAKTER OLACAK ŞEKİLDE KISALTILMIŞ BAŞLIK] 3

İlk yerli dizilerde çocuğun eğitim hayatına da değinilmektedir. Zengin aile çocukları

tüm eğitim fırsatlarına kolaylıkla ulaşırken fakir ailenin çocuklarının eğitim koşulları

yetersizdir. Dizilerde toplumun bilinçsizliği ve bazı ailelerin çocuklarına kötü örnek olduğu

gözükmektedir. Buna örnek olarak TRT yapımı Çalıkuşu (1986) dizisini örnek gösterebiliriz.

Yakın geçmişte ve günümüzde çekilen ve halihazırda çekilmekte olan bazı Türk

dizileri eski dönemlerde yaşamış Türkleri ve onların yaşayışlarını konu almaktadır. Bu

dizilerden bazıları; Muhteşem Yüzyıl, Muhteşem Yüzyıl: Kösem, Diriliş Ertuğrul, Payitaht

ve Destan dizileridir. Bu dizilerin günümüzde çekilmesi ve halka sunulması Türk milletinin

köklerini, diziler aracılığıyla tanımasını sağlamıştır. Oyuncular, kostümler ve mekân

tasavvuruyla geçmiş dönem yaşayışları; kılık/kıyafetleri ve mutfak kültürü gibi yanlarıyla

canlandırılarak televizyona aktarılmıştır. İslamiyet’in kabulünden önceki Türklerin

yaşayışlarını, örf ve adetlerini, giyim/kuşamlarını konu alan dizilerde yer alan bazı sahnelerde

eski Türklerin çocuklarına küçük yaşlardan itibaren at binme, kılıç kuşanma ve ok atma gibi

savaşsal bazı beceriler edindirdikleri; milliyetçi duyguları aşıladıkları ve vatansever bireyler

yetiştirmeye çalıştıkları görülmektedir.

Diziler; Türk ailesinin yapısını, savaşlarını ve birçok etnografik özelliğini ekranlara

taşımıştır. Eski Türkleri konu alan dönem dizilerinde çocukların alp insan tipi üzere

yetiştirildikleri; at binme, kılıç kuşanma gibi askeri eğitimlerin yanında dini eğitimler de

verildiği görülmektedir. Çocuklara askeri eğitim verilirken bu eğitim dini bir temele

dayandırılmıştır. Ekranlarda izlediğimiz toylara, kadınlar gibi çocukların da katıldığının

gösterilmesi özellikle bey çocuklarına siyasi anlamda tecrübeler kazandırılmak istendiği

anlatılmaya çalışılmıştır. Bazı dizilerde görülmektedir ki; Osmanlı hanedanına mensup olan

çocuklar ya taht savaşlarına kurban gitmekte ya da küçük yaşta annelerinin mücadeleleri

sonucunda tahta çıkarak bir imparatorluğun yüklerini omuzlarına almaktadırlar.

Yakın tarihte çekilmiş ve çekilmekte olan dönem dizileri, Türk toplumunda çocuğun

yerini ve önemini izleyicilere aktarmaya çalışmıştır. Geçmiş dönemleri konu alan diziler
[EN FAZLA 50 KARAKTER OLACAK ŞEKİLDE KISALTILMIŞ BAŞLIK] 4

günümüzde çekilmesine karşın, yapılan tarihi araştırmalar neticesinde sahnelenerek geçmişi

günümüze taşımaktadır. Türk dizileri çekildiği dönemin siyasal, ekonomik ve politik

olaylarından etkilenmekte ve ülke gündemiyle paralel sahneler çekilmektedir. Dizilerde yer

alan çocuk oyunculara da bu doğrultuda roller biçilmektedir. Ülkenin içinde bulunduğu

durum, çocuğu da birçok yönden etkilemektedir.

Günümüz toplumlarında çocuk; özgürleştirilmesi, anne ve babadan bağımsız hale

getirilmesi gereken, kendi hak ve özgürlüklerinin farkında olması amaçlanan küçük birer

birey olarak değiştirilmeye çalışılırken geçmişte çocuk figürü anne ve babasının sözünden

çıkmaktan korkan, vatanseverliğiyle yurdunu korumaya çalışan özelliklere sahiptir.

Günümüzde bu bağımsızlık mücadelesi çocukların, ebeveynlerine söz geçirme davası olarak

karşımıza çıkmaktadır. Çocuklar birçok dizide ise küçülmüş anne babalar gibi davranmakta,

yaşının üstünde konuşup davranarak karakterlere sevimlilik katılmaya çalışılmaktadır.

Yayımlanan dizilerde çocuklar, gündelik hayattaki çocukları genel anlamda yansıtmaktadır.

Türk dizilerinde çocuk kavramı ilk çekilen dizilerden, günümüz dizilerine kadar

önemini koruyan bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuklar kimi dizilerde yan rol

olarak görülürken kimi dizilerde ise başrol olarak rol oynamıştır. Özellikle 2000’den sonra

çocukları önemli başroller olarak görmekteyiz. Örneğin Sihirli Annem (2003), Bez Bebek

(2007), Selena (2006) gibi fantastik çocuk dizileri sektöre adım atmıştır. Bu dizilerde

çocukları önemli rollerde görürüz. Sözü geçen dizilerde çocukların akranlarıyla olan

iletişimleri, ebeveynleriyle olan ilişkileri ve eğitim hayatındaki halleri güzel bir şekilde

sunulmaktadır. Önemli bir diğer dizi ise Çocuklar Duymasın 'dır (2002). Bu dizide ebeveyn

ile çocuklar arasındaki diyalog ve tartışmalar o gün çocuğunun popüler kültür ile gelişen

taleplerini diziye yansıtır. Günümüzdeki çocukların geçmiş yıllardaki çocuklara göre daha

özgüvenli ve düşüncelerini daha açık bir şekilde belirtebilen bir yapıları vardır. Buna sebep

olan en büyük etkenler hem çocuğun yetiştiği ailenin hem de okul ortamının bilinçli ve

duyarlı olmasıdır. Bu düşünceye örnek olarak Küçük Ağa dizisini verebiliriz. Öyle Bir Geçer
[EN FAZLA 50 KARAKTER OLACAK ŞEKİLDE KISALTILMIŞ BAŞLIK] 5

Zaman Ki (2010), dramatik senaryosu ile izleyiciyi oldukça etkilenmiştir. Gemi kaptanı olan

ilgisiz bir babanın etkisiyle dağılan bir ailenin konu alındığı dizide; aile içi kavgalardan ve

şiddetten etkilenen 4 çocuğun özellikle de 5 yaşındaki Osman’ın çocukluk psikolojisi

anlatılmaktadır. Taranan dizilerin geneline bakıldığında empati eksikliği olan ailelerde

çocuklar korunulmaya muhtaç, ezilmiş, travmalara sahip bireyler olarak ekranlarda dram

unsuru olarak kullanılmaktadır. Dizilerde rol oynayan büyüklerin de çocukluk travmalarıyla

hayatlarını şekillendirdikleri gösterilmektedir. Travma yaşayan çocukları etkileyen şiddet

olayları hem küçüklükte hem de ilerleyen zamanlarda bireylerin dışarıya karşı olan

tutumlarını etkilemektedir. Bunun dışında büyüdüklerinde de şiddete meyilli oldukları, diziler

aracılığıyla seyircilere aktarılmaktadır.

Günümüz dizilerinde çocuk figürü dram aracı olarak kullanılmaktadır. Çocukların

dramı, seyircileri duygusal anlamda etkilediği için dizilere olan ilgi artmakta ve dizi

senaristleri çocukları bu nedenle daha çok dramatik konular içinde ele almaktadır. Buna

örnek olarak Annemizi Saklarken dizisinde, sorumsuz bir annenin çocuklarına karşı

davranışları ve kötü, ilgisiz tutumları ele alınmaktadır. Öyle ki anne karakteri bilinçsiz olduğu

için söylemleriyle çocuğunu toplum içinde rencide etmekten çekinmemiş ve çekilen bu

sahne, ses ve efektlerle birlikte sunulduğundan çocuk karakteri dramatik bir ortamda ele

alınarak etkileyicilik arttırılmıştır.

You might also like