Professional Documents
Culture Documents
Bedir Savaşı
Bedir Savaşı
1. Bedir Savaşı
Allah Resûlü'ne, Ebû Süfyân eşliğinde Şam'dan gelmekte olan Kureyş'e ait
kervanın haberi ulaştı. Bu kervan, Mekke'den çıktığında aramaya gittikleri
kervandı. Kervandakiler kırk kişi kadardı ve kervanda Kureyş'e ait pek çok
mal vardı. Hz. Peygamber, bir kısım sahabeyi kervanı vurmak için
görevlendirdi. O, yanlarında sadece iki atla birlikte, üç yüz on küsur
adamın başında yola çıktı.
Yanlarında yetmiş develeri vardı, iki veya üç kişi bir deveye nöbetleşe
biniyordu. Safrâ'ya yaklaştığında Besîs b. Amr el-Cühenî ile Adiy b. er-
Re'bâ'yı kervanın durumunu gözetleyip araştırmaları için gönderdi.
Yüce Allah o gece, bir yağmur yağdırdı ki müşriklere iri ta*neli ve şiddetli
bir şekilde yağıp onları ilerlemekten alıkoyarken; müs*lümanlar üzerine
hafifçe yağdı. Allah bu yağmurla müslü*manları temizledi, onlardan
şeytanın pisliğini/vesvesesini giderdi, toprağı düzeltti, kumu sertleştirdi,
ayaklar yere sağlam bastı, konuşlanacak yeri yayıp hazırladı ve gönüllerini
birbirine bağladı.[399] Resûlullah ve ashabı suya daha önce kavuştular ve
gece yarısı su kenarına indiler, havuzlar yaptılar. Sonra bu havuzların
dışındaki kuyuları kapattılar.[400] Resûlullah ve ashabı havuz kenarında
konuşlandılar. Hz. Peygamber için orada savaş alanını kontrol edebileceği
bir tepe üzerinde gölgelik kuruldu. Resûlullah savaşın yapılacağı alana
yürüdü ve: "Burası falanın öleceği yer", "Şurası filanın öleceği yerdir,
inşallah" diye işaret etmeye başladı. Söz ettiklerinden hiçbiri O'nun işaret
ettiği yerden ileri gidemedi.[401]
[395] Hz. Peygamber, "(Yapacağın) işlerde onlarla istişâre et." [Âl-i İmrân
3/159] ve "İşlerini birbirlerine danışarak yaparlar." [eş-Şûrâ 42/38] âyetleriyle
amel ederek kamuya ait bütün işlerde ashabıyla istişare ederdi.
[397] Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Hani Allah, size iki topluluktan
birinin sizin olacağını vaat etmişti; siz ise güçsüz olanın sizin olmasını
istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı egemen kılmak ve kâfirlerin de kökünü
kesmek ister; ta ki, o günaha batmış olanlar, hoşlanmasa da hakkı egemen kılsın ve
batılı ortadan kaldırsın." [el-Enfâl 8/7-8]. Ayette geçen "et-tâifetân=iki grup"tan
biri, yanında savaş gücü bulunmayan ticaret kervanıdır. Diğeri ise, Ebû
Süfyân'ın isteğiyle Mekke'den gelen savaşçılarıyla ve savaş teçhizatıyla
savaşa hazır olan gruptur. Müslümanlar birinci grup için yola çıkmışlardı,
diğerinin geleceğinden haberleri yoktu. Allah Teâlâ ise, hakkı ortaya
koymak ve kafirlerin kökünü kazımak istedi.
[400] Hz. Peygamber, İbn Münzir'in daha önce belirttiği görüşüyle amel
etti. Hz. Peygamber, sahabesinin göremediğini görüyordu. Bazen de
onların görüşüne uyarak kendi görüşünden vazgeçiyordu; çünkü vahyin
belirlemediği bazı hususları sahabe Peygamber'den daha iyi
kavrayabiliyordu.
Peygamber'in bu davranışında insanların görüşlerine baskı uygulayan ve
görüş sahiplerinin görüşlerini küçümseyen başkanlar için bir ders vardır;
çünkü baskı uygulayan pişman olur, istişare eden ise pişman olmaz.
[401] Müslim, "Cihâd", 83; "Cennet", 86; Ebû Dâvûd, "Cihâd", 115: Nesâî,
"Cenâiz", 117; İbn Hanbel, I, 26.
[403] el-Enfâl 8/9. Daha sonraki âyette Allah şöyle buyurmaktadır: "Allah,
bunu, size bir müjde olması ve onunla kalplerinizin huzura kavuşması için
yapmıştı. Yardım ancak Allah katındandır; çünkü Allah mutlak güç sahibidir,
hikmet sahibidir." [el-Enfâl 8/10].
[405] Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Hani O, size kendinden bir güven
ver*mek için sizi hafif bir uykuya daldırmıştı." [el-Enfâl 8/11].
[406] Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "O halde, elde ettiğiniz ganimetleri
helal ve temiz olarak yeyin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah çok
bağışlayandır, çok merhametlidir." [el-Enfâl 8/69]. "Eğer Allah'a ve -(hak ile
batılın) birbirinden ayrıldığı, iki ordunun birbirleriyle karşılaştığı gün- kulumuza
indirdiğimize inanıyorsanız, şunu iyi bilin ki, ganimet olarak her ne ele
geçirirseniz geçirin, bunun beşte biri, Allah'a, elçisine, yakınlara, yetimlere,
yoksullara ve yolcuya aittir. Allah, her şeye gücü yetendir." [el-Enfâl 8/41].
[407] Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Eğer siz, (savaşmak üzere) sözleşmiş
olsaydınız, zamanı konusunda anlaşmazlığa düşerdiniz; ama Allah, -olmasını
(dilediği) bir işi gerçekleştirmesi, yok olacak olanın delilden dolayı yok olması,
yaşayacak olanın da delilden ötürü yaşaması için- (savaşı gerçekleştirmişti).
Kuşkusuz Allah, çok iyi işiten, çok iyi bilendir. Hani Allah, uykunda sana onları az
göstermişti; eğer Allah onları sana çok göstermiş olsaydı (yapılacak) iş konusunda
birbirinizle anlaşmazlığa düşerdiniz. Fakat Allah (sizi böyle bir duruma
düşmekten) kurtarmıştı; çünkü O, kalplerde olanları çok iyi bilendir. Hani Allah,
onlarla karşılaştığınızda, olmasını (dilediği) bir işi gerçekleştirmek için, bir yandan,
onları size gözlerinizde az gösterirken diğer yandan da sizi de onların gözlerinde
azaltıyordu; ancak sonunda bütün işler Allah'a döndürülecektir." [el-Enfâl 8/42-
44].