Professional Documents
Culture Documents
17 Piri Galibi Eserleri Sohbetleri Kuran Mli VR 007
17 Piri Galibi Eserleri Sohbetleri Kuran Mli VR 007
HZ. PİR-İ GALİBİ H.GALİP HASAN KUŞÇUOĞLU (K.S.) GALİBİ TASAVVUF KÜLLİYATI
BÜTÜN ESERLERİ VE VİDEO-MP3 SOHBETLERİ
• HER SAYFADA BULUNAN ANA SAYFAYA DÖN YAZISINA TIKLATARAK BÜTÜN KİTAPLARIN
BULUNDUĞU BU ALANA DÖNÜŞ YAPABİLİRSİNİZ.
Tesettür Hicap Ve Edep Mini Hac Rehberi Hikmetli Kelamlar Vazifeliler El Kitabı Mü'minlere Bir Katre
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MUHTAÇ
OLDUĞUMUZ
KARDEŞLİK
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KARDEŞLİK
İÇİNDEKİLER SAYFASINDA OKUMAK İSTEDİĞİNİZ KONU ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
BAŞYAZI ........................................................................................... 13
“İslam’ın Beş Şartı” Diye Emr-İ İlahi Yoktur! ........................................ 21
Hitap ......................................................................................................... 29
“Evliyâ” Manasını Tahrif ......................................................................... 31
ÖNSÖZ ............................................................................................... 33
İçtihat Görmedik Tetebbu İle Hoca Olanlar ............................................. 36
Semâvî Din Bir Tânedir, Değişmez.......................................................... 42
GİRİŞ .................................................................................................. 49
BİRİNCİ BÖLÜM ..................................................................................... 51
ZİHNİYET ÜZERİNE ........................................................................ 51
İçtihat Gereklidir ...................................................................................... 53
Sultan Iı. Abdülhamid Han’dan Bir Hâtıra............................................... 58
Tasavvuf Bi-Zâtihî İslâm’ın Kendisidir .................................................. 64
Nûr-U Muhammedî Adem Safiyyullahtan Kıyamete Kadar Bâkîdir. Bir
Topluma Maletmeye Kalkışma. Hz. Allah Yalnız Senin Değil Cümle
Yaratıkların Allah’ıdır .............................................................................. 66
Müceddid-İ Din ........................................................................................ 67
Tasavvufu Bugüne Göre Nasıl Yaşayacağız? Şeriat-I Muhammediyyeyi
Bugüne Göre Yaşamak Mümkün Mü? ..................................................... 69
Kulun Yaratılışının Nedeni Aşktır............................................................ 72
Çarpık Zihniyet Değişmeli ....................................................................... 77
Atatürk Hakkında ..................................................................................... 78
İKİNCİ BÖLÜM ....................................................................................... 83
KUR’ÂN-I KERÎM’DEN ÂYETLER ................................................ 83
Yanlış Dînî Bilgiler .................................................................................. 85
Kur’ân-I Kerîm Rahmet-İ İlâhiye İle Dolu Doludur ................................ 88
“Dost” Kelimesi “Evliyâ” Nın Anlamını Ve Manasını Kesinlikle
Yansıtmaz ................................................................................................. 90
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HÛ YÂ TABÎBE’L-KULÛB
MEDET YÂ ERHAME’R-RÂHİMÎN
MEDET YÂ EKREME’L-EKREMÎN
MEDET YÂ İLÂHE’L-ÂLEMÎN.
DESTÛR YÂ SÂHİBE’L-MEYDÂN
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BAŞYAZI
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
için böyle yaptı. Öyle ise iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin
dönüşü allahadır artık size üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri o
haber verecektir!
(Maide Suresi, 48)
Dünya ve ahiret izliyeceği, kulun ihtiyacı olan yolu gösterdiler.
Sonraki gelen şeriatlar evvel geleni iptal etmedi, edemez de…
Hazret-i Allah’ın lutfu ihsanının zaman zaman gazab-ı ilahiye
tebeddülü görülmemiştir, görülmeyecektir de!
Aksini düşünmek Halik-ı zü’l-celâl’e noksan sıfat isnad et-
mektir. Bu yönlü çarpık düşünceden rabbıma sığınırım ve sığına-
lım!
Sonra gelen şeriatları zamanın içtihadına uyumlu kılmadı mı Haz-
ret-i ALLAH!?. Kulların zamanlarını asra uyumlu emr-i ilahiye uygun
yaşamaları için ihsan edilip kulun mizacına uygun samimi iradesine
bırakılmadı mı?. “Evvel ihsan edilen şeriatların da ALLAH’a ve emri
ilâhiyeye uyumlu sadık kullarına duyurulmasında vazifeli kılınan Al-
lah’ın kulu ve resülleri olan peygamberine karşı samimi olanlar,
ALLAH’tan başka ilah edinmeyenler, mütteki ve ittika sahibi
mü’mindirler” buyurmadı mı Hazret-i ALLAH!?
Her şeriatın müttaki, mü’min, velisi ve evliyası mevcuddur; kıya-
mete kadar da bu rahmet-i ilâhiye devam edecektir. Bu yönlü rahmet-i
ilahiyeyi yokmuş gibi noksan göstermeye kalkışmak tertib-i ilâhiye
karşı tavır takınmak kimsenin haddi değildir ve manayı değiştirmeye
de kimsenin gücü de yoktur, hakkı da yoktur!
İşte son ilahi kitap Hazret-i Kur’an-ı Azimü’ş-şan’da Maide Sure-
si 51’inci ayet-i celilede bu hususda ALLAH bildirisine halen yanlış
mana verilerek ehl-i kitabı rahmeti ilâhiyeden dışlıyarak Hazret-i
Kur’an’a düşman eden, Ümmet-i Muhammedi hakir görmelerine se-
beb-i zemin hazırlayan, hakiykat dışı, varlık ve enaniyet mahsulü yan-
lış meal ve tefsirlerde bu türlü mana tahrifatını emr-i ilâhi imiş gibi
gösterme cüretinde beis göremeyenlerin, ALLAH tarafından ihsan
edilen peygamberlerinin getirdiği şeriatını yaşayan ehl-i kitabı ruhen
rencide ettiği gibi ümmet-i Muhammed’e de ve Hazret-i Kur’an’a
düşman eylediği bir gerçek değil mi!
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Böyle bir emri ilâhi var mı? Bulamadın.. Bulamazsın.. İnsaf et de,
“ibadet ve taata teşvik ediyorum” nefsinin zevki ve zannı ile, HZ.
ALLAH’ın ittika sahibi, müttaki, mü’min kullarına samimi inançla-
rından, ihsan eylediği mükâfat-ı ilâhiyeyi, seni dinleyen kulun aczini
fırsat bilerek, imanın kemalatının ödülü olan, ehline malum ibadet ve
taatın manevi kazancının hazzını ve değerini hiçe sayarak, gerçekler-
den habersiz, rahmet-i ilâhiyyeden habersiz, HZ ALLAH’ın varlığın-
dan, varlığı ile zuhur eden güzelliklerden yeterli malumatı olmayan,
yalnızca ALLAH’ın varlığını kabul etmiş, ilahi bildiriye göre kul öl-
çüsü “Müslüman” olduğu ind-i ilâhide kabul edilen kul!
İman yönünde henüz yeterli bilgiye sahip olamayan beni Adem’in
samimiyetle icra eylediği icraatının sonsuz rahmet deryasına girmesi-
ne vesile olduğu gibi müttaki kullarına emr-i ilâhidir de; namaz, rama-
zan orucu, hac etmek emr-i ilâhiye göre zekatı vermenin kulun kulluk
borcu, tertib-i ilâhiye, içtihadi zamana uyumlu yaşayan ittika sahibi
kulların iman, samimiyet ve ihlaslarının İslâm’ın şartı değil, HZ.
ALLAH’ın kuluna ihsan eylediği mümin kuluna elzem rahmet meyve-
leridir!
Nefsi ölçüler ile ölçülemeyen ma‘nâ, mütteki kullarına ihsan edi-
len emr-i ilâhileri ayrı ayrı her birisinin rahmet deryasından sadık kul
nasibini almak için vesile giriş kapıları olarak ihsan edildiğini nereden
bilecek!?..
Mana yoksunu bilge(!) kişinin teşvik zannı ile saptırdığı rah-
met suyunu mecrasının varacağı yeri bilen var mı?
Yeryüzünde, Hazret-i ALLAH’a inanan kullarını ahir zaman üm-
meti ve dolayısı ile Hazret-i Muhammed’e düşman eylemedik mi?
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Gene “teşvik ediyorum” yersiz zevkin hazzı ile ahir zaman ümme-
ti ümmet-i Muhammedi diğer ümmetlere düşman eylemedik mi?!
“İlim” diye verdiğin, şartlara uymayanlara yukarıdada belirttiğim
gibi “gavur, kafir, gayr-i müslim” diye diye geldik bugüne!
Emr-i ilâhiye ve zamanın icap eden ahvaline uyum sağlayamayan,
emr-i ilâhiye de ters düşen bu tabloyu gücün varsa hemen düzelt! Zira
huzur-u ilâhide HZ. ALLAH’a hesap veremiyeceğin gibi kullarından-
da kaçacak yer bulamayacaksın!
Bugün halâ bu asra uymayan ilminin üzerinde israr ediyor
isen işin ALLAH’a kalmış!
Lütfen, merhamet et hemcinsine, dolayısı ile nefsine! Şahit mi ge-
rekli? Kafir icadı diye evine koymadığın televizyon ve gazete günlük
yayınlara kafanın içini ve dışını iyi çevir de bak: Haklı olduğun mela-
nette yok değil; kaçma, onsuz dünya bulamazsın, şeytanını Müslüman
etmeye çalış!
Peygamberimiz efendimize sordular: “Senin de şeytanın var
mı, ya Resullullah? Buyurdular ki: Benim de şeytanım var, ama
ben şeytanımı müslüman ettim.”
Şeytan Müslüman olamayacağına binaen sen bu rumuzu iyi anla
da ihtiyarının dışında zuhur eden şerleri ihsan edilen ihtiyarınla hayra
tebdil etmeye çalış!
Kurtuluş kaçmakta değil!
Kişinin zararına olan zuhuratı güzelleştirerek hayra vesile kıl!
Teknolojisiz, fiziki zuhuratsız yeryüzü sakın düşünmeyesin. Ter-
tib-i ilâhi olan düzene günah-ı kebaire dışında güzelliklere uyum sağ-
lamaya çalış. Aksine kalkışır isen şu koca dünyada barınacak yer de
bulamazsın!
Dünyada kulun yaşantısı ne hale geldi, şahide ve izaha gerek var
mı?!
Çarpık düşüncelerin ve geçersiz icraatında israr etme. Hemcinsine
acımıyor isen nefsine insaf et!
HZ. KU’RAN-I AZİMÜ’Ş-ŞAN’ı lutfen anlayarak oku!
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
2) Sonra gelen semâvî din, evvel gelen dîni iptal etmez. Edemez
de! Semâvî din bir tânedir. Şeriatler kulların tekâmülüne Göre ihsan
edilmiştir. Gerçek budur!
Hazret-i Allâh’ın Kur’ân-ı Azîmü’ş-şân’daki beyânı budur. Bunun
dışındaki düşünceler îmanla bağdaşmadığı gibi, toplumlar arası düş-
manlıktan başka bir şey getiremez; örneğin getirmedi de! Toplumlar
arası dinde düşmanlık bu çarpık bilgiden gelmiştir.çarpık bilginin Hı-
ristiyan âlemini engizisyona sürükleyen ve haçlı seferlerinin çıkması-
na sebep olan, sonraki gelen ALLAH elçilerini kabul edememekten
doğmuştur! hakiykatlerin zahirde görüldüğü şer’î hükümler insanların
kemâlâtına göre tanzim edilmiştir. Allâh’ın elçileri vâsıtasıyla tebliğ
edile gelmiştir. Elçiliklerinde ayrılık yoktur. Kur’ân-ı azîmü’ş-şân’da:
“Evvelki gelenleri tasdik, sonraki gelecekleri de müjdeleyici ola-
rak gönderdik” buyurdu, Hazret-i ALLAH!
Öyle ise toplumlar arası bu düşmanlık ve ayrılık niye?
3) Nur-u Muhammedi; Adem safiyullah’tan, kıyâmete kadar ge-
çerli olan, Allâh’ın elçileri vasıtası ile cümle ALLAH kullarına bahşe-
dilen rahmet-i ilâhînin ismidir. “Lev-lâke lev-lâk, le-mâ-halâktü’l-
eflâk” (Sen olmasa idin, Habîbim, eflâkı yaratmazdım) hitâbı tek şa-
hısa değil umumidir. Yaratılışın sırrı Nûr-u Muhammedî olup, pey-
gamber efendilemizde zuhur ettiği gibi, vârislerinde, evliyâullah’da,
velîlerde ve mü’minlerde zuhur eden rahmet-i ilâhînin özel ismidir.
İsm-i mef’ul olup, övülmeye layık bir çok güzel hasletlere sahip olan
ism-i hastır.
“Nur-u Muhammedi” kıyâmete kadar da devam edecektir. Aksini
düşünmek Allâh’ın adâletine ters düştüğü gibi, peygamber efendileri-
mizin ümmetleri arasında yakınlığa halel getirildiğini telafisi mümkün
olmayan düşmanlığa dönüştüğünü emr-i ilâhiyeye uygun gözle bakar
isek görmemiz mümkün:!
Bu rahmet-i ilahinin ahir zaman nebisi Peygamberimiz Efendi-
mizde zuhuru görüldüğü gibi, bilcümle peygamber efendilerimizde de
zuhuru görülen rahmet-i ilâhiyenin mevcudiyeti de Nuru Muhamme-
di’dir! Kıyamete kadar devam edecektir inşâ-ALLAH! Hiç şüphe
olunmaya. Rahmet-i ilahi mevzi değil, küllidir. Her kulunu ihata et-
miştir. Adil-i mutlak yalnız Hazret-i ALLAH’dır...
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HİTAP
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ÖNSÖZ
Yazar değilim; kelime hatâları, harf hatâları, yazı usûlü diye eleş-
tiri yapmaya kalkışma; mânâya dikkat et. Maksadım tarîkat propagan-
dası ya da yanlış gidenleri eleştirmek değil. Hakikata karşı uyuyanları
uyarabilir isem iki taraf için ne mutlu!
“Hakk’ın rızkından yeyin ” âyet-i kerîmesini “ ekmek ” anladık.
Gördüm ki, bu rızık hikmet ve mârifetmiş Tertîb-i tanzîm-i ilâhîyi
arzu ederek, samimi yaşamakla takdîr-i ilâhîyenin lâyık gördüğü kadar
nasîbini alırsın.
Bu hususta aklı ölçü yapma.. akılla fazla alış verişe girme yâni ak-
lı tatmin etmek onun dâvâsı değildir.
Senelerdir sohbetlerim devam eder. Teyp bantlarında, video kaset-
lerinde, CD disklerinde gazete ve dergilerde mülâkâtım ve hakkımda
yazılmış yazılar var. Pek çok televizyon kanalında sohbetlerim olmuş-
tur.
“İslamiyet demokrasi, cumhuriyet, laiklik, teknoloji ve zama-
nın medeniyeti ile bağdaşmaz ”
Diyenlere yanıldıklarını göstermeye çalışıyorum. Yanıldık-larını,
İslâmî kuralları örnek göstererek, Peygamber Efendilerimize lütfedilip
bizlere yol gösteren, kıyâmete kadar da yol gösterecek olan tertîb-i
tanzîm-i ilâhiye Kur’ân’daki verilen ismi şeriattır.
Ne yazıkki, Hazret-i ALLAH’ın emredip, Peygamber Efendileri-
mizin tebliğ eylediği gerçekler zaman zaman içtihat süzgecinden geçi-
rilmeyip manası tahrif edilmişçesine ister istemez yeri katı kurallar
oldu.
33
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
34
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
35
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇTİHAT GÖRMEDİK
TETEBBU İLE HOCA OLANLAR
36
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
37
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
38
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
39
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
40
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
41
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
42
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
43
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
44
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
45
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
zuhurata ilgin, aynı mevzuda bilgin kadar olsun! Gaibe iman et ve her
mana zuhuratından zevk almaya çalış ki müttaki sınıfına alsınlar.
Hâlik-ı Zü’l-celâl:
“O müttakî kullarım gayba îman ederler” buyurdu.
Zaman ve mekandan, ahval-i alemlemden habersiz, sevkiyattan
geri kalmış şubede dura dura tayini kurumuş, ilim irfan yoksunu “Ka-
ba sofu, yoluna git. Bana hakîkatı anlatmaya kalkma! Bu kâinâtın
esrarı bizim gözümüze kapalıdır. Hep öyle kalacaktır” Diyen rindan
Hâfız Şirâzî, ALLÂH’ın sonsuz rahmetinden habersiz kaba sofuyu ve
“rindân” ki içkiye olan bağımlılığından kurtulamıyan şahsını dile
getiriyor.
Peygamber efendilerimizde ve vârisleri olan evliyâullahda zuhûru
görülen mânevî hallerin kendisinde de zuhur ettiğini iddiâ eden, şey-
tanın oyuncağı olan gâfil “ALLAH yoluna hizmet ediyorum” zannı ile
tahrîbat yapar. Örneğini verdiğim Urfa’daki hâdiseyi küçümseme.
Kimseyi suçlayamıyoruz.
Amma zaman merceği ile bakıldığı zaman görülür ki ehline göre
çarpık ve yamuk gösteri arzeden herkes kendi inancında o kadar
enâniyete düşmüş ki, başkalarının çağa uyumlu emr-i ilâhiye uygun
manası zamana göre içtihat görmemiş, amma Hazret-i Kur’ân’da
mevcut Hazret-i Resullullah’ın ve Ashab-ı Güzinin yaşantılarında
benzeri olaylar yaşanagelmiş, normal inançlara hak tanımadığı gibi,
gerçeği yaşayanlara dahi bilgisizce tecâvüzkar olmayı cihat zannedi-
yor!
ALLÂH’a inanmaya kültürü müsâit olup da “inanmıyorum” de-
meyi medeniyet ve ilericilik zanneden ALLÂH’ın kulları lutfen nefsi-
nize merhamet edin! İnd-i ilahiden verilen bu fırsat bir daha elinize
geçmeyebilir.
Uyanın. Kurtuluş ilim, irfâniyet, haram dışında olan güzellik-
ler yaratanını inkar etmeyen gün geçerli teknoloji ile bağdaşan
medeniyettedir!
Cehâlet; benî Adem’de kalıcı değil geçici olarak halkedilmilştir!
Kulun iradesi ile elde edeceği, inancının terakkiyat, zamanı yaşantısı,
imanı tehlikeye düşürecek olaylar dışında, bugünün geçerli yaşaması-
46
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
na muhtaç olduğunun bilinmesi ile kişi adem iken insan olmak için
halkedilmiştir!
Hz. ALLAH ademlikten terakki ederek insanlık mertebesine eri-
şenlere Hz. Kur’ân’da şu ilâhi sıfatlarla “mü’min, muttaki, ittika sahi-
bi” diye taltifi ile tebşir buyurmuştur!
Maalesef terakkiyattan nasibini alamamış benî Adem’in yedinde
kül olarak umumun icraatına sunulmuş asrın gerçeğinin zuhurunun
dışa yansımasını benimseyen saliklerde bugünün düne göre değerinin
bilinmesinin idraki ve icrası toplumların zamana uyumlu kültürü mü-
sait ise salikin icraatının teşviki için fazla külfet gerekmiyor, hemen
intibak ediyor!
Amma ne yazıkki zamanı idrak edemeyen cehalet; nefs-i emmare
ile uyum halindeler. Asra uyum sağlıyamayan müşterek icraatlarını
beşeri yasaklarla önlemek imkansız hale gelmiş! Ferden kimseyi suç-
lamaya hakkımız yok. Bugün cemiyet olarak bu gerçeklerden kısmen-
de olsa uzaklaştık. Bir kısım toplumlar dini tedrisatta da manayı dışlı-
yarak, esaslarda nakli kaldırdık, yalnız akla uygun felsefi sistemleri
esasa geçirdik. Tasavvufsuz, hakiykat garibi din adamlarını da bu yön-
lü yetiştirdik.
Rabbimden: ümidim ve arzum, görüşüm, tazarru ve niyazım,
kıvancım o dur ki:
Dünyada yaşayan adem ve insanları bugün az da olsa bilinçli
olarak Hakiykate yürüyor.
Bu yürüyüş elbette kolay olmayacak. Amma, gelecekten ümid-
li olmamaya sebeb yok.
Cehaletten doğan başımıza gelen felaketlerden tekrarı olmasın
diye yaratıcımıza sığınırız. Âmîn...
Ve selâmün ale’l-mürselin
47
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
48
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
GİRİŞ
49
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
50
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BİRİNCİ BÖLÜM
ZİHNİYET ÜZERİNE
51
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
52
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇTİHAT GEREKLİDİR
53
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
54
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
55
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
rine eşit görmen nasıl îzah edilir? Evliyâ nedir? Ne anlatacaksın? İşte,
anlatamadın..
Zamanımızda akl-ı selim, imanlı, müttaki kulların safiyetli inanç-
larını, manadan nasibin olmadığı için, olanların da yolunu sarpa sar-
dırdın. Toplumları daha çok hurafaya kaçırdın.
Bilemedinki, bir beldede, bir şahıs rahmet-i ilahi zuhuruna vesiyle
olmuştur, yevmü’l-kıyame, o yer ve o şahısta rahmetin zuhur mercii-
dir...
Gazab-ı ilahiyenin zuhur ettiği yerler de tekin değildir. Öyle yer-
lerden hemen geçivermek tavsiye edilir!
İmanları ile zevk alıp hac edenler Fil Suresi’nde bildirildiği gibi
Ebraha’nın fil ordusunun helak olduğu yerden geçmek için acele eder-
ler. Hala o beldede ehl-i hal için gazab-ı ilahi sıkleti vardır. Lut kavmi,
Ad kavmi, Semut kavminin helak olduğu yerlerde de iskan edilmez.
Belirli kabir üzerine ev yapılmaz. Ekserisi rahatsız olur, müsaade et-
mezler.
Mümtahine suresi’nin 13. Ayetine HZ. ALLAH’ın buyurduğu gibi
kısıtlamadan mana verir isen yakayı kurtarırsın!
Ne idi o emr-i ilâhi? beraber görelim. Niçin ayet tahrif edildi? Ce-
saret mi diyelim? Diyemeyiz, çünkü ALLAH kelâmını bilerek tahrifin
daha henüz ismi konulmadı!
Bismillâhirramanirrahim
“Ey iman edenler! ALLAH’ın kendilerine gazap-landığı topluluğa
tâbi‘ olmayın, ki onlar kafirlerin kabir ehlinden ümit kesdikleri gibi,
onlar da ahiretten ümit kesmişlerdir.
(Mümtahine Suresi, 13)
Bilmem kabirleri bildirilen edeple ziyaret ve oradaki bulunan
medfun zatı imanlı kulların huşu ve bilinçli ziyaretlerini yadırgayarak
“ kafir oldun, taştan topraktan ne istiyorsun? ” gene diyebilecek mi-
sin? Der isen kim kafir oluyor? Ayet-i celileyi tekrar oku da ben de-
miyeceğim, sen anla!
ALLAH’ın kullarına bu ayeti nasıl açıklıyacaksın? Lütfen ilmi ce-
saretin var ise açıkla!
56
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
57
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
58
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
59
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
60
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
çok maddi sahada kaldı. Çünkü Abdürreşid İbrahim Efendi bizim din
adamlarımızdan başka hüviyet içinde idi. Türkçe, Arabça ve Fars-
ça’dan başka Rusça ve Japonca biliyordu. Avrupa’yı baştan aşağı do-
laşmıştı. Çin’i bile görmüştü. 40 yaşından sonra Fransızca ve Lâtin-
ce’yide öğrendiğini yazmıştı.
Japonya’da Şinto Dininin değişen şartlar içinde Japon münevver-
lerini tatmin etmediğini mantık, akıl, ilim,ruh bilimciliği ve cihan-
şümul evrensel felsefeyi temsil edecek bir Dini manevi hareketin Ja-
pon milletince benimseneceğini İslâmiyetinde aslında bütün bu vasıf-
ları ihtiva ettiğini sadece hakiykatleri izah edecek kudret ve ilmi-
manevi kıfayette şahsiyetlere ihtiyaç olduğunu yazmıştı.
Japon İmparatorundan ailesinden bir prensin ziyareti ile böyle bir
mektupta alınca mevzuun ehemmiyeti hadise olarak önümde idi.
“Onların istedikleri din alimlerini bulabilse idim Japonlardan
evvel kendi milletimin ve Halife yani Peygamberimizin vekili ola-
rak İslâm aleminin istifadesini temin ederdim! “
Fakat bizdeki din adamlarının ilmi ve manevi seviyelerini çok iyi
biliyordum.
Medreselerimiz birer ilim irfan kaynağı olmaktan mahrumdu.
Pederim merhum Sultan Abdülmecid’in büyük ümitlerle genişlet-
tiği Tıbbiye için Avrupa’dan getirdiği ecnebi muallimlerden ders alan-
ların kafir olacağını fetva veren ulema benim saltanatımda da yerinde
idi!
Bugün gördüğünüz ve sizin de yetiştiğiniz mekteblerin çoğunu ya
ben açtım, ya da bugünkü hale getirdim. Mektebi Sultani (Galatasa-
ray) ve herkesin serbestçe okuyabileceği mekteplere bakınız, nüfusa
göre en az olan Türk talebeleridir. Bu sadace iktisadi sebeblerle değil-
dir, bilhassa Anadolu’da bu mekteblerde okumanın salâbet-i diniyeyi
zedelediği halâ telkin ediliyor. Eğer Harbiye’ye Hırıstiyanları alma
izni verilse, değil bizdeki ekalliyetler Yunanistan’dan, hatta belki
Rusya ve diğerlerinden dahi talebe gelirdi.
Ben saltanata geldiğim zaman sadece Kuleli İdadisi vardı. Ülkede
yedi yerde Askeri idadi, Selânik Harbiyesi, Selânik ve Konya’da Hu-
kuk Mektebini ben açtım. Bunlardan gayem mülkiyeyi de ilmiyyeyi
61
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
62
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
hayatını yaşamak niye zor olsun ki? İnanan kitleler için karmaşık da
olsa dış dava dahi neden hallolmasın ki?!
Aciz kul, iç ve dış aleminde nefsini ilâhi emri umursamadan
şımartan, her türlü ihtirasa mağlup olmuş nefis mevcut iken, kişi
dışarıdan daha hangi haydutları bekliyor?!
Nefsi ile gerçeklerde anlaşamayan kul, Hz. ALLAH’ın emrini ya-
şamayı umursamadığı halde hem cinsini aldatmak kasdi ile, sermaye
cevher ve araza sahip olmadığı halde, yalnız sathi görülen ilmi
kelâmla yaşıyorum iddiasının doğruluğuna değil Hz. ALLAH’a, sırat-ı
müstakim üzere yaşayan ehl-i hale mahçup!
Bu yönlü yaşıyorum zanneden hakikat fakirinin çarpık telkinatları
ile aciz kulun inancının amentüyü tamamı ile kapsamamış olsa dahi,
yalnız nefse güzel görünen şeyleri ilâhi güzelliklere tercih edenlerin
icraatlarının günümüzde de ehli tarafından müşahede edildiğinde ya-
dırgandığı gibi; zaman ilerledikçe toplumlarda zamanın zuhuru ilâhi
güzelliklerini yaşantılarında da zuhur ettiğini günlük hayatlarında mü-
şahede etmek zevkine erecekler! Böyle ümit ediyor, Cenab-ı Hak’tan
daha güzel tecellisini tazarru ve niyaz ediyoruz.
Toplumlara karşı nefsinin dışında ve içinde hiç görmediği sami-
miyet, sadakat güzelliklerinin olmadığı halde var olduğuna inandırıcı
olabilir mi? Düşmanı evinin içinde olan kimse, istediği kadar dış
tedbirleri yerine getirsin, düşmanın taarruzuna karşı kapı ve pen-
cerelerini sağlamlasın, bundan ne çıkar?! Ecdat yadigarı bir söz
vardır: “ İnek eve doğru gelecek, mahallenin bebeleri doğru durur da
ineği ürkütmezlerse! ”
63
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF Bİ-ZÂTİHÎ
İSLÂM’IN KENDİSİDİR
64
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
65
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
66
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MÜCEDDİD-İ DİN
67
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Yer yüzünde bu yönlü ilmin alıcısı kalmadı. Hele asrı idrak eden
beni Adem toplumlarında müşteri hiç kalmadı! Hele bugünlerde asrın
güzelliklerini idrak ederek yaşayan insanların dostluğuna çok muhta-
cız!
“ALLÂH’ın dostluğu bize yeter” diye kendini avutma!
Sözün gerçeği bu değil. Bâriz görülen ALLAH düşmanlarından
dost edinme.
Ama, merhametsiz de olma, onlar için de duâ et: ALLAH kabul
eder veya etmez.
Sen ALLÂH’ın rahmet ve merhamet sıfatından uzak durma. Bu
türlü meziyetlerde az da olsa rahmet-i ilâhînin dünyâdaki tecellîsi de
rahmettir!
Dünyâ mendupdur, güzeldir. Dünyâdaki kazanç hiçbir yerde yok-
tur. Ne kabirde, ne mahşerde! Gâfil olma!
Dünya beni Adem’in rahmet kaynağı ve manen ihya yeridir!
Bâzı dergilerde, gazetelerde, video kasetlerinde, cd bantlarında
(sayısını bilmiyorum) sohbetlerim ve mülâkatlarım vardır.
68
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUFU
BUGÜNE GÖRE NASIL YAŞAYACAĞIZ?
ŞERİAT-I MUHAMMEDİYYEYİ BUGÜNE GÖRE
YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?
69
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
70
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
71
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
72
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
73
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
74
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
75
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
76
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
77
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ATATÜRK HAKKINDA
78
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
79
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
80
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
81
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
82
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İKİNCİ BÖLÜM
KUR’ÂN-I KERÎM’DEN
ÂYETLER
83
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
84
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
85
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
86
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
87
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
88
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
89
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
90
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
91
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
92
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
93
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
VERÎD DAMARI
94
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
95
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
2. AYET:
“Kendisinde hiçbir şekilde şüphe olmayan o kitap, müttakiler
için bir hidayet kaynağı ve yol göstericidir.”
3. AYET:
“O müttakiler ki gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine
verdiğimiz mallardan düşkünlere tasadduk ederler.”
4. AYET:
“Yine onlar sana indirilenlere ve senden önce indirilene iman
ederler. Ahiret gününe de kesinlikle inanırlar. ”
5. AYET:
“İşte onlar rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtu-
luşa erenler de ancak onlardır.”
Îman inanmaktır, Âmentü’nün altı şartını inanarak kabul etmektir.
Îmânın 72 şubesinden bahseder ehl-i tasavvuf. İlk basamağı insanla-
rın geçeceği yerleri temiz tutmak; bugünkü deyimle çevre temizli-
ği. Zirvesi ise kelime-i şehadettir.
96
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
97
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
98
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
99
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
100
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
101
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ZİKİRDEN UZAKLAŞANLARA
ŞEYTAN MUSALLAT OLUR
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
102
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
103
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
104
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine ki-
tap verilenlerin yiyeceği size helaldir. Sizin yiyeceğiniz de onlara
helaldir. Mü’min kadınlardan iffetli olanlar, daha önce kendilerine
kitap verilenlerden iffetli kadınlar da nâmuslu olmak, zina etmemek
ve gizli dost tutmamak üzere, mehirlerini vermeniz şartı ile size he-
laldir. Kim inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O
âhirette de ziyana uğrayanlardandır.”
(Mâide Sûresi, 5)
105
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik, kalplerini katı-
laştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler. Kendilerine zikre-
dilen ahkamın önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı
hariç onlardan dâimâ hâinlik görülür, yine de sen onları affet ve
aldırış etme. Şüphesiz ALLAH iyilik edenleri sever.”
(Mâide Sûresi, 13.)
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Biz peygamberleri ancak müjdeleyiciler, uyarıcılar olarak gön-
deririz. Kim onlara inanır ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur
ve onlar mahzun da olmayacaktır.”
(En’âm Sûresi, 48)
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Bu, Ümmü’l-kurâ denen Mekke ve çevresindekileri uyarmak
için sana indirdiğimiz mübârek ve kendinden önceki kitapları doğ-
rulayıcı bir kitapdır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar
namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.”
(En’âm Sûresi, 92)
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“De ki: ALLAH’tan başka bir hakem mi arayacağım?. Halbuki
size kitabı açık olarak indiren O’dur. Kendilerine kitap verdiğimiz
106
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Yâhut, bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru
yolda olurduk, demeyesiniz diye. işte, size de Rabbınızdan açık bir
delil, hidâyet ve rahmet geldi. ALLÂH’ın âyetlerini yalanlayıp on-
lardan yüz çevirenden daha zâlim kimdir?. Âyetlerimizden yüz çevi-
renleri yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezâlandıra-
cağız.”
(En’âm Sûresi, 157.)
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Şüphe yok ki, îman edenler, Yahudîler, Nasranî ve Sabiîlerden
kim ALLÂH’a âhiret gününe inanır, bununla berâber sâlih amelde
bulunursa elbette onların Rab’leri katında ecirleri vardır. Hem on-
lara korku da yoktur. Onlar mahzun olacak da değillerdir.”
(Bakara Sûresi, 62)
107
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HAZRET-İ İNSÂN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, on-
ların sözlerine kulak verin. Çünkü onlar hidâyete ermiş kimselerdir.
”
(Yâsîn Sûresi, 21)
108
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
109
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Senden öncede kendilerine vahyet-tiğimiz erkeklerden baş-
kasını gönder-medik eğer bilmiyorsanız erbabı zikirden sorunuz.”
(Nahl Sûresi, 43)
110
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
111
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
112
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Evet, kalbi göz yaşları ile suladığın zaman yaptığın duâyı kâinat
bilir.
“Bu yaşa hak yolunda ALLAHc.c için kıyamayanlara aşk yo-
lunda sefer haram kılınmıştır..”
Bâzı göz yaşları vardır ki, gözünü sulandırmaktan başka bir işe
yaramaz. ALLAH için akan göz yaşları bir maksada istinâden değil,
yalnız rızâ-i Bârî için olmalı!
“Göz yaşla dolup, kalp hissettiği zaman benlik gider. İşte, o vakit
kul ALLAH ile konuşmuş olur. Bu hal mü’minin mîrâcıdır.”
Göz yaşının tadı ALLAH’dan gayri için akıttığın yaşın tadına
benzemez. Dilini dokunup tadına bakarsan diğer gözyaşına benzeme-
diğini, daha tatlı olduğunu görürsün. Çünkü geliş kanalı dahî başkadır!
Ne acıdır, ne de tuzlu. Hakîkat hilkatında mutasarrıf olarak yalnız onu
görmektir!
“Hidâyete ulaştırır, dalâlete düşürür, izzete çıkarır, zillete in-
dirir... İllet devâmı saâdet sâhibi olanlara kendisine ibâdet ve tâatı
kolaylaştırır.”
İnsana bahşedilen cüz’î irâde dediğimiz irâde, küllî irâdenin etki-
sinde olup, insan yalnız cüz’î irâdesinden sorumlu kılınmıştır. Bu bilgi
kişiyi ilme’l-yakîn olarak rahmete erdirir. Bu mevzûları aklen çözece-
ğini zanneden, mana yoksunu kişiler Kaderiyye ve Cebriyye mezhebi-
ne düşmüşlerdir. Kaderiyye ve Cebriyye Ehl-i sünnet îtikâdı ile bağ-
daşmayıp, Ve-bi’l-kaderi hayrihi ve şerrihi’ye muhalif olduğundan
küfürle itham edilirler,
Rahmet-i ilâhî dâimâ yukarıdan aşağıya gelir, kalbe hulul eder.
Kalpden beyine geçer. Kalpte mânâ olur. Beyin ise onu kevnî hakîkat-
113
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
114
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
115
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Ey Âdem oğulları! Şeytan ana ve babanızı çirkin yerlerini ken-
dilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi
sizi de şaşırtıp bir belâya düşürmesin. Çünkü, o ve kabîlesi sizin on-
ları göreme-yeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz, biz şeytanları
inanmayanların evliyâsı kıldık. ”
(A’râf Sûresi, 27)
116
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
117
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Ey Âdem oğulları! Size kendi içinizden âyetlerimi anlatacak
Peygamberler gelir de, kim sakınır ve kendisini islah ederse onlara
korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”
(A’râf Sûresi, 35)
118
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
119
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
YERYÜZÜNDEKİ VE GÖKYÜZÜNDEKİ
ÂYETLERİ DE GÖREBİLMEK OKUMAKTIR!
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler ve onların sana
baktıklarını görürsün, oysa onlar görmezler. Sen affı tut, iyiliği em-
ret ve câhillerden yüz çevir. ”
(A’râf Sûresi, 198-199)
Kulluk yapacak kadar ALLÂH’ı bilmek ilimdir. Hiç bilme-
mek cehâlettir. Bu hitâb-ı ilâhî mecnuna değil. Çünkü ona teklifat
yoktur!
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Göklerde ve yerde nice âyetler vardır ki, onlar bu delillerden
yüzlerini çevirip geçerler. ”
(Yûsuf Sûresi, 105.)
“Biz arza nice âyetler indirdik, kâmil insan ve akl-ı selim insan-
lar okur .”
Bâzı müfessir efendilerimiz der ki; “ Kur’ân’daki âyetler yeryü-
züne indirilen âyetlerin beyyinâtıdır. ” Bizler maalesef, yeryüzün-
deki âyetleri umursamayız. Eskiden tabiat derdik şimdi ise doğa deyip
geçeriz Hazret-i ALLAH’ın yarattığı her şey hikmet olduğu gibi her
zerre bakmayı bilen insana beşeri vazifesini anlatır.
“MÜ’MİNİN FERASETİNDEN KAÇININ ONLAR ALLAH’IN
NURU İLE BAKARLAR. ”
“O NURUN ZUHUR MERCİİ NİÇİN OLMAYASIN?
120
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
121
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Onların çoğu ancak ortak koşarak ALLÂH’a îman ederler.”
(Yûsuf Sûresi, 106.)
122
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
123
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Şüphesiz ki, ALLAH insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Fakat
insanlar kendi kendilerine zulmederler.”
(Yûnus Sûresi, 44.)
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“De ki; ben kendime bile ALLÂH’ın dilediğinden başka ne bir
zarar ne de bir menfaat verme gücüne sâhip değilim. Her ümmetin
takdir edilmiş bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir saat geri
kalırlar, ne de ileri giderler. ”
(Yûnus Sûresi, 49)
124
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
125
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
126
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
127
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
128
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
129
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Kesin olarak inananlar için yer yüzünde işaretler vardır. Kendi
nefislerinde de ibretler vardır. Görmüyorlar mı?. ”
(Zâriyât Sûresi, 20-21)
130
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Düşmanı evinin içinde olan kimse istediği kadar dış tedbirleri ye-
rine getirsin, düşmanının taarruzuna karşı kapı ve pencereleri sağlam-
lasın, bundan ne çıkar!
Vücûdunun içinde nefis gibi her ihtirasa mağlup bir düşman var-
ken, kişi dışarıdan daha hangi haydutları bekliyor?!
Nefis, ALLÂH’a inananların derecelerinin yücel-mesine
vesîle, îmansızların küfrünün artmasına sebeptir. Vereceğin cevâbı
da suâli de Hazret-i ALLAH sende mevcut kılmış ve mevcûdiyetini
sebeplerle bildirmiş. Cüz’î irâdeni ne yönlü kullanır isen var olan
îmânını gösterirsin!
Buna rağmen hatasız kul olmaz rahmet deryâsı olan afv u mağfi-
ret seni bekliyor.,,
Aczini itiraf et. Mağfiret deryâsından ümidini kesme. Rahmet ka-
pısına yönelmek îmanının mahsülüdür. Îmansızda bu hâli arama, bu-
lamazsın!
Hayat boyu edindiğim bu yönlü tecrübem manevi vazifem nedeni
ile. Daha geniş açmak fırsatını bulurum. İnşa-ALLAH!
Öyle ki, insan melek de olsa ilâhî yardıma uğramayınca defte-
ri siyah çıkar.
Hakk’ın yardımına, Hakk’ın has kulları olan kâmil insanların
şefaatına meleklerin bile ihtiyâcı vardır.
131
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“ O kitap onda asla şüphe yoktur o müttekiler (sakınanlar,
arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. ”
(Bakara Suresi, 2)
132
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
133
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Gerçekleri yüklenip, taşımakta sabır ve namaz ile ALLAH’tan
yardım isteyin. Şüphesiz o kalbi ALLÂH’a saygı ile ürperenler dı-
şında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir. ”
(Bakara Sûresi, 45)
Sabırsız nefis ALLAH’tan kaçar, siz onu bir yere bağlayınız. İşte,
bu türlü bağlanmak da ayrıca rahmettir, gerçek özgürlük budur!
134
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
135
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“SENDEN ÖNCE GÖNDERDİĞİMİZ PEYGAMBERLER
HAKKINDAKİ KANUN BUDUR. BİZİM KANUNUMUZDA HİÇ
DEĞİŞİKLİK BULAMAZSIN. ”
(İsra Suresi, 77)
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Îman edip yararlı iş yapanlara gelince onlarda cennetliktirler.
Onlar orada devamlı kalacaklardır. ”
(Bakara Sûresi, 82.)
136
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
137
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
138
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
GALİBİ YOLU
139
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
140
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
141
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
142
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
143
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
144
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
145
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
146
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
147
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
148
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavmi-
nin diliyle gönderdik. Sonra da ALLAH dilediğini saptırır, dilediğini
de doğru yola iletir. Çünkü, o güç ve hikmet sâhibidir.”
(İbrâhîm Sûresi, 4)
Hazret-i ALLAH güçlük emretmiyor. Bâzı kimselerin dîni yaşa-
namayacak gibi göstermeleri cehâletlerindendir. Zor gösterenler, ken-
di ilmini üstün görüp başkalarını tepeden seyretmeyi meslek edinmiş
gafillerdir, yaratılışın sırrını ilahi yardımla tefekkür etmemiş olanlar,
bu türlü meselenin câhilleridir. İnsan bildiğinin âlimi, bilmediğinin
câhilidir.
149
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
150
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
hitâb-ı ilâhîsini iyi anla. Arzdaki tecellî eden âyetlerle daha bâriz
anlayacaksın. Okumaya çalış veya okuyanlarla arkadaş ol. Bu tür-
de kişilerin âyetlerin anlamını laflarında olduğu gibi, esas hayat-
larında müşâhede edeceksin...
Lafı haline uyma-yanlardan uzak dur.. O tür kişiler yeteri kadar
iman etmeyen mana hırsızlarıdırlar!
151
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HER ZUHURATTA
ALLÂH’IN ADÂLETİ VARDIR: İNANCINDA
SAMİMİ OL. İCRAATIN İSE
İNANCININ GÖRÜNTÜSÜ OLSUN.
O ZAMAN GERÇEKLERİ GÖRMEMEN İÇİN
NEDEN KALMAZ!
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Muhakkak ki, ALLAH adâleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi
emreder. Çirkin işleri, fenâlık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp
tutasınız diye size öğüt veriyor. ”
(Nahl Sûresi, 90)
152
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Rabbiniz sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olur-
sanız, şunu bilin ki, ALLAH kötülükten yüz çevirerek tövbeye yöne-
lenleri son derece bağışlayıcıdır .”
(İsrâ Sûresi, 25)
153
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Doğruyu getiren ve onu doğrulayanlar... İşte onlar ALLÂH’a
karşı gelmekten sakınan müttakîlerdir.”
(Zümer Sûresi, 33)
Tevhit kelimesi birlemektir. Kelime-i tevhîd, tevhîd-i ef’âl,
tevhîd-i sıfât, tevhîd-i zât diye, her şeyde ALLÂH’ın varlığını
müşâhede etmek ve birlemektir. Doğruyu getiren Hazret-i Mu-
hammed (s.a.v.) ve diğer peygamber efendi- lerimizdir. Peygam-
ber efendilerimizin getirdiği emr-i ilâhîyi kabul edip doğrulayan-
lar, en son gelen Şerîat-i Muhammedî’ye de tâbi olanlar, Peygam-
ber Efendimiz’in: “Ashâbım yıldızlara benzer. Hangisine tâbi olur
iseniz sizi hakîkate götürür.”
Hadîs-i şeriflerinde ifâdesini bulan getirdiği nizâm-ı ilâhiyi acaba-
sız kabul edenlerdir!
Ashâbı, zâhirî ashap, bâtinî ashap diye îzah etmek lâzımdır.
Zâhirî ashabdan olan kabîle reisleri dahi zaman zaman kabîleleri ile
birlikte asr-ı saâdette irtidat ettiler. Üç kabîle akıl ve mantıklarına,
nefsânî duygularına put-perestlikleri daha uygun geldiği için küfürle-
rine geri döndüler. Mânevî ashâba gelince; onları
(ALLAH şefî kılsın) asr-ı saâdette mevcut olduğu gibi kıyâmete
kadar da devam edecektir inşâ ALLAH! Bu manevi teşkilattan şüphe-
ye düşmeyesin şüphe iman zafiyetinden doğar imanın şüphelisi iman-
sızlıktır!
154
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
155
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“De ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda anlamı eşit keli-
meye geliniz. ALLAH’tan başkasına tapmayalım. Ona hiç bir şeyi eş
tutmayalım ve ALLÂH’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırma-
sın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: ‘Bizim müslüman
olduğumuza şahitler olun’ deyiniz . ”
(Âl-i İmrân Sûresi, 64)
İslâmiyet doktrindir.
Semâvî din “ lâ ilâhe illallâh ”ı bozmadığı müddetçe kul müs-
lümandır!
156
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MERHAMET-İ İLÂHÎYENİN
HUDÛDU YOKTUR
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“O vakit ALLAH’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın.
Şâyet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağı-
lıp giderlerdi. Şu halde onları affet, bağışlanmaları için duâ et, işle-
rinde onlara danış. Artık, kararını verdiğin zaman da ALLÂH’a
dayanıp güven. Çünkü, ALLAH kendisine sığınanları sever. ”
(Âl-i İmrân Sûresi, 159.)
157
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
158
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“ALLAH kimi doğru yola iletmek isterse onun göğsünü İslâm’a
açar. Kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü daraltır ve göğe çıkı-
yormuş gibi meşakketlendirir. ALLAH inanmayanların üstüne işte
böyle murdarlık indirir.”
(En’âm Sûresi, 125)
159
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
160
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
161
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ÖZET OLARAK:
ALLAH ELÇİSİ PEYGAMBERİNİN GETİRDİĞİ
ŞERİATIYLA YÜKÜMLÜ KILINDIĞINI İDRAK EDEREK
YAŞIYOR İSEN MÜTTAKİ VE MÜ’MİNSİN, DİYE GERÇEĞİ
21’İNCİ ASIRDA YAŞAYAN MÜSLÜMAN İKEN, MÜSLÜMAN
OLDUĞUNU BİLEMEYEN CÜMLE EHL-İ KİTABA
DUYURMAYA VE ANLATMAYA ÇALIŞTIK!
RABBIM CÜMLE ALLAHI BİLEN KULLARINA ANLAYIŞ
VE BU GERÇEĞİ ANLAMAYI İHSAN ETSİN! BU GERÇEĞİ
ANLAYAN BÜYÜK ALMAN ŞAİRİ VE DÜŞÜNÜRÜ GOETHE:
“İSLÂMİYET EĞER TANRIYA TESLİMİYET DEMEKSE,
HEPİMİZ İSLÂMİYETTE YAŞAYIP ÖLÜYORUZ. ”
İSLÂM VE İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADLI KİTABIN
YAZARI ROGER GARAUDY:
“İSLÂM HAZRET-İ MUHAMMED’İN ANLATIP
AÇIKLAMASI İLE ORTAYA ÇIKMIŞ YENİ BİR DİN DEĞİL,
ALLAH DA SADECE MÜSLÜMANLARA ÖZGÜ ÖZEL BİR
TANRI DEĞİLDİR! ”
CÜMLE İNSANLAR BU TERTİB-İ İLÂHİYİ ER GEÇ
ANLAYACAKLAR. NE ZAMAN? BEŞ DUYGUNUN ÖTESİNE
YÖNELDİKLERİ ZAMAN, BEDEVİLİKTEN KURTULUP
MEDENİ OLDUKLARI ZAMAN!.
162
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
163
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman
kıldık. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbın
dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle
baş başa bırak. ”
(En’âm Sûresi, 112)
164
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Sen o mutlak gâlib ve engin merhamet sâhibine güvenip dayan.
O ki, kalktığın zaman seni görür; secde edenler arasında dolaşmanı
da. Çünkü, her şeyi işiten, her şeyi bilen O’dur ”
(Şuarâ Sûresi, 217-220)
165
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
166
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“EY İMAN EDENLER! ALLAH’IN KENDİ-LERİNE
GAZAPLANDIĞI TOPLULUĞA TABİ OLMAYIN Kİ ONLAR
KAFİRLERİN KABİR EHLİN-DEN ÜMİT KESTİKLERİ GİBİ
AHİRETTEN DE ÜMİT KESMİŞLERDİR .”
(Mümtahine Suresi, 13)
167
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
21’inci asırda dahi HZ. ALLAH’a iman eden insanların mistik ya-
şantı hayrânı iken, bizler ne yazık Şerîat-ı Muhammedî’den ayrı ol-
mayan tasavvufu umursama-dığımızdan hakikat garibi, nâ-ehil ellere
bıraktık ve dînî tedrîsat gören okullarımızda Hint ve Yunan felsefele-
rini tasavvuf diye okuttuk ve hâlâ okutuyoruz!
Muhammedi şeriatının tasavvufunu anlatırken hiçbir şeriatta ol-
mayan “ bir lokma, bir hırka ” veya servet ve teknoloji düşmanlığın-
dan öte gitmeyen bir tasavvuf sergiledik. Akl-ı selim olan kişinin ka-
bul edemeyeceği bir şekil verdik. Şeriat ve çağ dışı cehaletin ürünü
olan bu zihniyet müşteri bulamadı!
Kevnî hakîkatlerle iktifâ edip, dînî hakîkatleri de yalnız akıl
ölçüleriyle ölçeceğini zanneden kişinin, iyi bilmesi gerekir ki, va-
hiy yolu ile gelen emr-i ilâhîyeyi küll olarak ölçmeye hangi akıl
yetkilidir?. Peygamber efendilerimizin bir sıfatı da en akıllı iken, va-
hiyle gelen ilâhî emirleri kül olarak ölçmeye muktedir yaratılmadılar.
Peygamber efendilerimize vahiy yolu ile gelen emr-i ilâhîleri akıl
yolu ile halledeceğini zannedenler, akılcı dinden öte gidemeyip,
bilmeden aklı ilahlaştırıp, nakli akıllaştırarak, nefsin ürettiği dîni,
nefse çok câzip getirdiler.
Put-perestliğe meylin anlamı budur. Peygamber Efendimiz hayatta
iken üç kabîle reisinin Şerîat-i Muhammedî’ye tâbi olmuşken, İs-
lam’dan irtidat ederek kabîlesi ile tekrar put-perestliğe dönmesi gelen
vahiyleri aklına mantığına uyduramadığı için değil mi?
ALLÂH’ın sonsuz afv-u mağfiretini Hazret-i Resûlullah (s.a.v.)
Efendimiz’in:
“Zorlaştırmayın kolaylaştırın, daraltmayın genişletin, ikrah et-
tirmeyin sevdirin ”
168
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
169
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
170
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
YOLUMUZ
171
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
172
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
173
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
174
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
175
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
“BİLMİYORSANIZ
EHL-İ ZİKİR’DEN SORUNUZ”
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkası-
nı göndermedik. Bilmiyorsanız zikir ehline sorunuz. ”
(Nahl Sûresi, 43)
176
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
177
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
178
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
EHL-İ AŞK
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Onlar öyle sapıklar ki, söz verdikten sonra sözlerinden döner-
ler. ALLÂH’ın ziyâret edilip, hal ve hatırının sorulmasını istediği
kimseleri ziyâretten vazgeçerler. Ve yeryüzünde fitne ve fesat çıka-
rırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.”
(Bakara Sûresi, 27)
179
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
180
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
181
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İSTİHÂRE
182
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
183
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
184
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
185
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
186
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ÜÇÜNÇÜ BÖLÜM
ŞİŞ HAKKINDA
187
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
188
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
189
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
190
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
191
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
192
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
193
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
194
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
195
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
196
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ZUHR-U ÂHİR
197
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
198
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
199
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
200
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
201
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
202
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
203
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Böyle sîmâlar mehdilik, resullük iddiâ ediyorsa ki, ona karşı tek-
noloji duracak, silahlar patlamayacak “-mehdi, resûlüm” diyen zât-ı
muhterem kendi kendine bu deneyi yapabilir. Tutukluk yapmayan bir
silahı bedenine doğru patlatır. Buna rağmen ayakta durabiliyorsa
Mehdi Resul’dür. Tebrik ederim. Başka türlü olursa ona tâbi olan
mâsumlar kurtulmuş olur.
Mehdi Resûl’ün gelmesine inanmak îmânın şartından değil-
dir.
204
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
NETÎCE
205
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
206
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
207
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Peygamber Efendimiz’in
şu mübârek hitâbı ile noktalayalım:
208
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
SÖZLÜK
209
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
der gereği yapıldığını iddia eden Ehl-i mârifet: Allâh’ı bilen kimse-
mezhep ler
Cefâ: Eziyet, sıkıntı Ehlullah: İbâdet ve tâatleri ile ken-
Cehrî: Açık, yüksek sesli dilerini Allâh’a yakın hisseden
Celbetmek: Çekmek, cezbetmek kimseler
Cemâdat: Ağaç, taş gibi cansız Emir bi’l-ma’ruf: İyiliği emretmek
varlıkların tümü Emsal: Örnek, geçmiş nesillerin
Cemî: Bütün başından geçenler
Cesâmet: Büyüklük, ağırlık Enâniyet: Kendini beğenme, ben-
Cevir: Eziyet cillik
Cihanı telakkî tarzı: Dünyâ görüşü Enfusî: Kişinin iç âlemi ile ilgili
Cihanşümul: Evrensel Engizisyon: Ortaçağ Avrupası’nda
Cihat: Nefis ve düşmanla din uğ- kilise mahkemeleri
runda Ervah: Ruhlar
Cıngar çıkarmak: Gürültü, kavga Esrâr: Bilgi melekesi, sırlar
çıkarmak Evliyâ: İrşad ve velâyet makâmını
Cüz’î hâkimiyet: Yarı hâkimiyet hâiz kişi.
Cüz’î hürriyet: Yarı bağımsızlık Evrad: Virdler, dervişin günlük
Cüz’î irâde: İnsanın kendi irâdesi, virdi
fikri Ezel-i ervah: Ruhlar bedene girme-
Dalâlet: Düşünce ya da istek yö- den önceki zaman
nünden sapıklık Ezkar: Zikirler, dervişin günlük
Darü’l-bekâ: Ebedî kalınacak yer, dersi
âhiret Fakih: İslâm Hukukunu bilen kişi
Delâlet: Delil olma, işâret etme Fâni evsaf: Gelip geçici sıfatlar
Dem: Zaman, an Fânîlik: Yok olmak
Derunî: Batınî, iç ile ilgili Fantezi: Merak, alâka
Deryâ-yı vahdet: Tevhid, Allâh’ın Fazilet: Erdem, üstünlük
birliği denizi, ilmi Felekiyât: Gezegenler ilmi
Din bezirganları: Sahte dindarlar, Ferâgat: Fedâkarlık
dîni gelir kaynağı edinenler Ferah: Rahat
Doktrin: Belli nizâmı olan fikir Fer’î: Asıl olmayan, teferruatla
Düstür: Prensip, kural ilgili
Ebrar: İyi kimseler Fetvâ: Dînî hüküm
Edep: Terbiye, edebiyat Feyiz: İstifâde
Ednâ kul: En düşük mertebedeki Feylosof: Filozof, aklı ön planda
kişi tutan kişi
Ef’al: Fiilller Feyyaz menbaa: Feyizli, bereketli
Eflak: Felekler, dünyâlar kaynak
Ehl-i îman: Îman eden kimseler Fiilî sıfat: Fiil ile ilgili sıfat
Ehl-i İslam: Müslümanlar Firâset: Bir şeyin iç yüzünü göre-
Ehl-i Kitab: Kendilerine kutsal bilme kâbiliyeti
kitap veyâ sahife indirilenler, Fısk: Yanlış iş, bozuk iş
Yahudi ve Hıristiyanlar Fitne: İmtihan, bozgunculuk
Fıtrat: Yaratılış, insanın tabîatı
210
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
211
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
212
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
213
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
214
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
215
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
216
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Tasavvuf ve Zikrullah
H. Galip Hasan Kuşcuoğlu
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE
ZİKRULLAH
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
İÇİNDEKİLER SAYFASINDA OKUMAK İSTEDİĞİNİZ KONU ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
BAŞYAZI ........................................................................................... 11
Gerçeklere Neden Karşı Oldular? ............................................................ 25
Zikrullah’a, Tasavvuf’a Karşı Yanlış Tutum ........................................... 29
Allah’ın Mescitlerinde Allah’ın Zikrini Men Eden Zalım....................... 32
Hazreti Ali (R.A.)’In Veciz Beyanları ..................................................... 34
Beni Zikredin Ki Ben De Sizi Zikredeyim ............................................... 36
Zikr’i Celî, Şedit Zikredin ........................................................................ 37
Kadirî, Rufaî Tarîki’nden Gâlibiliğin Verilmesi ...................................... 39
"Bu Zamanda Mürşit Yoktur" Demek Küfürdür ...................................... 42
Münafıklar Allah’ı Zikretmezler, Yâd Etmezler ...................................... 44
Rablarının Cemâlini İsteyerek Sabah Akşam Zikredenleri Yanından
Kovayım Deme......................................................................................... 46
Üzerine Allah’ın Adı Zikredilmeden Kesilen Hayvanın Etinden Yemeyin.
.................................................................................................................. 49
Tasavvufî Müracaat (Rabıta) .................................................................... 51
İrşat Vazifemin Verilmesi, Manevî Zuhurat ............................................ 53
Gâlibîlik .................................................................................................... 56
Mü’minler Allah Zikredildiği Zaman Yürekleri Titrer ............................ 58
Allah’ı Çok Zikredin Ki Başarıya Erişesiniz............................................ 59
Bilmediklerinizi Ehli Zikre Sorunuz Velayet Makamı Erkek İçindir Kadın
O Makama Çıkamaz ................................................................................. 61
Yedi Gök, Dünya Ve Bunlarda Bulunan Herkes Onu Tesbih Ederler. Zikir
Ve Tesbih Etmeyen Bir Şey Yoktur. ........................................................ 63
Rahmeti İlâhiye Vesile Yaratılan Allah Evliyası ..................................... 65
İslâmı Yaşamak İçin İllâ Arap Olmak, Arabça Bilmek Yeterli Değil,
Âlemlerin Rabbıdır, Hazreti Allah ........................................................... 68
Bizi Zikretmekden Gâfil Kıldığımız, Kötü Arzularına Uymuş, İşi Gücü
Aşırılık Olan Kimseye Boyun Eğme ........................................................ 70
İlim Allah’ın Yed-İ Kudretindedir ........................................................... 72
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Söz Allah'a Verilir. Biat Allah Elçisine Olur. Mürşide Biat Veraset Yolu
İle Peygamberinedir ................................................................................. 73
Habibim Sana Biat Edenler Ancak Allah’a Biat Etmektedirler ............... 75
Zikrullah Veliliğin Diplomasıdır. Ancak Razı Olduğu Kulunaihsan Eder
.................................................................................................................. 76
Mürit Ve Murat ........................................................................................ 78
Habibim Sen Onları Yüzlerinden Tanırsın Konuşmalarından Daha İyi
Tanıyacaksın............................................................................................. 80
Onlar Allah’ı Zikrettikleri Zaman Kalpleri Titrer, Başlarına Gelene
Sabrederler................................................................................................ 83
Namaz, Oruç,Hac Ve Zekat Emri İlâhîdir. Kulların Kazanç Ve
Kemâlatına Sebepdir. İslâm'ın Şartı Olamaz ............................................ 84
Tevhit ....................................................................................................... 85
Bütün Semavi Dinler İslâmiyet'tir ............................................................ 87
İnsan Hakları Ve Lâiklik .......................................................................... 88
Ey İnsan, Bu Âlemi Ben Yarattım, Sen Düzene Sokacaksın ................... 89
Allah'ın İsmi Bol Bol Zikredilen Manastırlar, Kiliseler, Havralar Ve
Mescidler Bizim Rahmetimiz Olmasa İdi Yıkılır Giderdi ....................... 90
Allah’a İman ............................................................................................. 92
Vahşi Tarik ............................................................................................... 93
Allah’ı Zikreden Kişiyi Hor Görene Zikrullâh’ı Unuttururuz .................. 95
Mü’min, Müslim, Kâfir, Münafık, Gâvur (Ateist) ................................... 97
Allah’a İnanan Ehli Kitâba "Kâfir Veya Gâvur" Diyemezsin .................. 99
Terbiye Allah'ın Tertib Ve Bildirisine Göredir, Ruhi Ve Nefsîdir, Edepdir,
Kulun İradesine Verilmiştir. ................................................................... 100
Sizden Ücret İstemeyen Kimselere Tâbi Olun, Onların Sözlerine Kulak
Verin. Onlar Hidayete Ermiş Kimselerdir .............................................. 102
Allah’ın, Ziyaret Edilip Hâl Ve Hatırlarının Sorulmasını İstediği
Kimseleri Ziyaretten Vazgeçmeyin. ....................................................... 103
Hazreti Allah Arzı Yarattı "Bilinmekliğimi Diledim" Buyurdu.
Yeryüzünde Halifesi Benîâdemi Yarattı ................................................ 105
Ey Beniâdem! Kuş Kadar Da Mı Allah'ı Tanıyamadın? Onu Tesbih
Etmekten Nefsini Mahrum Ettin! ........................................................... 108
Rızka İman, İmanın Zirvesidir. Rızık Allah’ın Yed’inde Olup Beniâdem'in
Say-İ Gayretinde Zuhur’u Görülür. ........................................................ 109
Ehli Zikir, Ehlihal, Allah Fakiridirler: Servet, Mal, Mülk Fakiri Değil . 112
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HÛ YÂ TABÎBE’L-KULÛB
MEDET YÂ ERHAME’R-RÂHİMÎN
MEDET YÂ EKREME’L-EKREMÎN
MEDET YÂ İLÂHE’L-ÂLEMÎN.
DESTÛR YÂ SÂHİBE’L-MEYDÂN
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BAŞYAZI
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
söylüyorsa bir kişi, beşer ölçüsüne göre o anda o kişi müslimdir. Geri-
si ALLAH’a aittir. Konuşmasında ve muamelatında tevhide aykırı bir
hâl gördünse muktedir isen mülayemetle “emr’i bi’l-ma’ruf, nehyi
ani’l-münker...” Güzellikleri anlat ve sevdir. Nehyedilmiş çirkinlikler-
den kaçması için tatlı tatlı ikaz et. Muktedir isen irşat et. Telaffuzuna
şahit oldunsa müslimdir, gayri müslim değil. Kâfir, gâvur kesinlikle
değildir. Hep aksini düşündük yanlış telkinde bulunduk. Bütün beşeri
İslâm’dan dışladık. Düşman ettik. Ehli kitaba kâfir, gâvur demekle
teselli oluyoruz zannettik. Gayretullaha dokunduk. ALLAH affetsin.
Şüphe yok ki, iman edenler, Yahudiler, Nasraniler ve Sabii-
ler’den kim ALLAH’a ve ahiret gününe inanır, bununla beraber
salih amelde de bulunursa, elbette onların Rableri katında ecirleri
vardır. Hem onlara korku da yoktur. Onlar mahzun olacak da değil-
lerdir. (Bakara Sûresi, 62)
Kur’an-ı Azimüşşan’da ehli kitaptan bahseden hayli ayetler var-
dır.
Peygamber efendilerimize, ALLAH’ın elçilerine sakın ha, derece
19
vermeye kalkışmayalım ve ilâhlaştırmayalım. Bu hareketlerimiz hem
Kur’an’a, hem de imanın şartı olan Âmentüye ters düşer. Cümlesi
müslümandır. ALLAH’a şirk koşmayan, peygamberinin getirdiği şeri-
atına bağlı olanlar elbet müslümandır. Yalnız ALLAH’a inanıyorsa
ehli imandır. “Size din olarak İslâmî seçtim, size dininizi tamamla-
dım” hitabı ilâhisi bütün semavi dinleri kapsar. İslâmiyettir Hazreti
Peygamber (s.a.v.) Efendimizden başka peygamber gelmeyeceğinin
ALLAH tarafından bildirilmesidir. “İsa aleyhisselâm gelecek” diyen-
lere iltifat etmeyin. Tertibi ilâhiye uygun değil, nefislerin uydurması-
dır. Kanun-u ilâhiye ters düşer. Gülünç olmayalım, peygamber efendi-
lerimizi sınıflandırmayalım. Hakikat dışı olur. ALLAH gücenir. Hele
başka peygamber efendilerimizin şeriatlarına tâbi olanlara gayri müs-
lim, kâfir, gâvur demeye hiç hakkımız olmadığı gibi, telafisi mümkün
olmayan; peygamber efendilerimize ihsan edilen şeriatlara ve takip
ettikleri yollara karşı ileri geri uyarılarımız düşmanlıktan başka bir şey
getirmez, getirmedi de...
Akılcı din olmaz. ALLAH’ın elçileri vasıtası ile kullarına bahşedi-
len din tertibi tanzimi ilâhidir. Din nakildir. Nûru Muhammedi cihan-
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
http://www.galibi.com
http://www.alperenler.com.tr
e-mail: galibi@superonline.com
24
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
28
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ZİKRULLAH’A, TASAVVUF’A
KARŞI YANLIŞ TUTUM
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
31
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
de alemidir. Akıl ölçüde pek zorlanmaz. Vahiy yolu ile gelen emri
ilâhileri ölçmek aklın işi değildir. Ziya Paşa şöyle der:
İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.
Bu veciz kelâm tecelliyatı ilâhi karşısında beşerin aczini bir nebze
de olsa ne güzel ifade ediyor. Onların o türlü meclislerden nasipsiz
oldukları için korkarak girmeleri icap ederken, Hâlâ bilgisizce zikrul-
laha karşı tutum ve düşmanlıkları nereye kadar varacak? Ayet’i keri-
menin bariz şekilde zuhur ettiğini tevil ve tefsire lüzum olmadığını ne
zaman anlayacaklar, hakikate yönelecekler...
33
33
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
34
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
35
35
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
“Öyle ise siz beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim. Bana şük-
redin, sakın bana nankörlük etmeyin.”
(Bakara Sûresi, 152)
Vahiy melâikesi Cebrail (aleyhisselâm) Peygamberimiz Efendi-
mize tebliğ eyledi: “Ya Muhammed, Hazreti ALLAH yalnız senin
ümmetine bu rahmetini ihsan etti.” ALLAH vaadinden dönmez. Bu
hitabı ilâhiyi unutma. Biz acizlere merhameti ilâhi sonsuz rahmetinin
zikrullah olduğunu beyan ediyor. Ehline malum. Onlar bu türlü rah-
36
meti ilâhileri ALLAH’ın lutfettiği hikmeti ilâhiyi bilerek mutmain
olurlar. Taklidi imanı tahkike dönüştüremeyenler bu türlü rahmeti
ilâhiden mahrumdurlar.
Hac zamanı ticaret yapmakta bir günah yoktur. Arafat’taki
vakfeden ayrılıp akın ettiğinizde meş’ar-i Harem'de zikir ile
ALLAH’ı anın. ALLAH’ın size gösterdiği şekilde zikredin. Onun
göstermesinden önce yanlış gidenlerden idiysenizde.. (Bakara
Sûresi, 198).
Hac için niyet edip vazifesini yapmasına engel olmayan ticaretler
için bir günah olmadığını beyanla, meş’ar-i Harem'de zikir ile
ALLAH’ı size gösterildiği şekilde zikredin. Onun göstermesinden
önce yaptığınız yanlış zikirlerinizde bilmediğinizden dolayı mazursu-
nuz. Bütün alem bir nizam üzere kurulmuştur. Demirci dahi kızgın
demire çekici vurur iken rasgele vurmaz. “Üstatsız sanat haramdır”
denildi.
36
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
37
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
sabah akşam tesbih et. (Â’li İmran Sûresi, 41). Vehuve âlâ küllî
şey’in kadir ALLAH (c.c.) her şeylere kadirdir.
Beşerin alışa geldiği ölçüler dışında harikulade hallerin peygam-
ber efendilerimizde zuhuru, görülmesi unutulmasın diye ayrıca rah-
mettir. Her türlü rahmeti ilâhiye karşılık kullarından istediği ve emret-
tiği zatını zikretmesi sabah ve akşam bazı ehlî tasavvuf bu ayet’i ke-
rimeyi esas alarak günlük virtlerini sabah ve akşam olarak talim bu-
yurmuşlardır.
38
38
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
39
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
40
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
41
41
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
42
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
43
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
44
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
45
45
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
46
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
47
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
48
48
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
49
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
50
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
51
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
52
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
53
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
54
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
55
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
GÂLİBÎLİK
56
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
57
57
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
58
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
59
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
60
60
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
61
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
62
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
63
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
64
64
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
65
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
66
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
67
67
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
68
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
69
69
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
70
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
71
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
72
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
73
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
74
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
75
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
76
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
77
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
MÜRİT VE MURAT
78
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
79
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
80
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
81
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
82
82
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
83
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
Eğer namaz, oruç, hac ve zekat İslâm’ın şartı olsa idi, dünyaya
gelenler İslâm fıtratı üzere gelmeyip emri ilâhi terettüp edene kadar
gayri müslim olurlar idi. Eğer gerçek bilinse idi, ümmeti Muham-
med'de ihtilaf olmazdı. Çünkü tembelliğinden dolayı emri ilâhiyi ih-
84 mal eden, inkâr etmeyen kulu bu gafletinden ötürü İslâm’dan soyutla-
yamazsın. İslâm’ın illâ şartı diyeceksek bir olan ALLAH’ın iradesi-
ne bağlanmak İslâmiyettir.
Emri ilâhi olan beş vakit namazı Peygamber Efendimizin tarifi
veçhiyle icra ettiğimiz zaman her rüknünde ALLAH’ı zikretmekten
başka bir hâl görmek mümkün değildir. Emri ilâhi namazın farzı olan
kıyam, kıraat, rüku, sücut, kaide-yi ahire, hulasa kül olarak namaz
zikri hâl ve lisan zikrinden müteşekkil olup, küllî rahmeti ilâhidir.
Namaz zikrullahdır. Hac farizası dahi esmalarla bezenmiş hâl ve emri
ilâhiye harfiyen uyması itibari ile nefse ağır gelen, buna rağmen ima-
nın eseri olan sadakati gerektiren ibadet ve zikrullahtır. Zekat vermek
de, almak da emri ilâhi olup, verenin imanının eseri olarak emri ilâhi-
ye uygun, ALLAH için, nefse ağır geldiği halde zevkle verebilen ve
“Rabbımın tertibidir” diye yaratanına sitem etmeden alan fakirin de bu
hâl ve hareketleri sadakattir. Tertibi tanzimi ilâhiye riayettir. Özü zik-
rullahdır. İmandır. İslâmdır.
84
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
TEVHİT
85
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
86
86
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
87
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
88
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
89
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
90
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
91
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ALLAH’A İMAN
92
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
VAHŞİ TARİK
93
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
bu yönünü, bu hitabı ilâhiyi bizden iyi anladılar. Biz de yeni yeni mu-
asır milletler seviyesine çıkmak mecburiyetinde olduğumuzu anladık
ve icraata başladık. Rabbımız muvaffak kılsın, amin. Bilcümle geri
kalmış ülkelere de ALLAH lutfetsin, şuur versin, amin. Ve selâmun
ale’l-mürseliyn velhamdülillâhi Rabbil-âlemin.
94
94
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
İşte siz onları alaya aldınız. Sonunda onlar (ile alay etmeniz)
size Beni zikretmeyi unutturdu. Siz onlara gülüyordunuz.
(Mü’minun Sûresi, 110).
Bu ayet’i celileyi bilmem izaha ve tekrar etmeye lüzum var
mı?
Bir takım evlerde, yani camilerde ALLAH onların rifatlendi-
rilmesine ve içlerinde isminin zikrolunmasına izin verdi. Onlarda 95
sabah akşam ona tesbih ederler. Öyle rical ki, ne alım, ne satım ve
ne ticaret onları ALLAH’ı zikirden, namaz kılmaktan, zekat ver-
mekten alı koymaz. (Nur Sûresi, 36,37)
Bu ayet’i kerimeyi görüp de zikrullah üzerinde yerli ve yersiz ah-
kam kesenler, “zikirden kasıt namazdır, oruçtur, zekattır” diye mana
yolunu kesmeye çalışanlar “dini İslâmî anlatıyorum emri ilâhiden bah-
sediyorum” derken başka bir kastı yoksa Hazreti Kur’an’daki bu ve
buna benzer ayetler karşısında mesuliyet duyamıyorlar mı? Ehli zikre,
ehli aşka karşı zulüm ettiklerini anlayamayacak kadar duygusuz mu
bunlar? Yoksa gazabı ilâhi mührü ile mühürlenmişler mi? ALLAH
tarafından lutfedilen manevî bir vazifenin mesuliyetini Rabbımın lutfu
ihsanı ile idrak edip, zevkle, seve seve taşıyan bu abdiâcizi, bazı haki-
kat fukarasının gerçekleri tahrifi Beni kahrediyor. Yalnız bu abdiâcizi
mi? Hayır. Gerçek ehli zikri, ehli tevhidi, ehli tariki, ehli hâli, hulasa
ehli mutasavvıfını rencide edip, manaya yeteri kadar intibak edemeyen
yarım dervişlerin çoklarını sıratı müstakimden çıkardıklarını ne zaman
anlayacaklar? Sen benim din kardeşimsin. ALLAH’a ve Resulüne
inanıyorsun. Hazreti Kur’an ALLAH kelâmı iyi biliyorsun. Öyle ise
95
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
rıza-i Bari için tefsiri Kur’an-ı beşeri hislerinle değil, nefsinin tesirin-
de kalmadan, her branşta ehil kişilerle yap. Yaşadığın zamana mahsus
içtihada uygun ayetleri içtihadınızı kullanarak ümmeti Muhammed’i
feraha çıkarın.
96
96
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
97
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
98
98
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
99
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
100
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
101
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
102
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
103
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
104
104
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
105
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
106
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
107
107
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
108
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
109
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
110
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
111
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
112
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
nın şartı iken, biz hepsine “kâfir, gâvur” demekle dini İslâm’a hizmet
ediyoruz zannettik. Zamanımızda bu yanlış zihniyet azaldı gibi görül-
se de bu yönlü üretim devam ediyor. ALLAH’a inanmayıp Peygamber
efendilerimizin bizlere rahmet ve örnek olarak yaşantılarını kabul
edemediği gibi, istihza edercesine “kevni hakikatler” denilen madde
aleminden başka ilme müsait olmayan, ALLAH’ın emirlerini bu yönlü
zafiyetlerine uydurmaya çalış-tılar ve medyayı da küfürlerine ortak
ettiler.
Gerçeğe inanıp, görerek, zamanın teknoloji ve mede-niyetinin
gereği, emri ilâhinin dışına çıkmadan İslâmî yaşamada Rabbının
rahmetine, Peygamberimiz Efendi-mizin taltifine mazhar olan ehli
zikir, ehli tarik, ehli şükür, ehli takva, ehli vera, ihlas ehli, ehli mez-
hep, ehli meşrep, ALLAH’ın tertibi ve tanzimi ilâhiden aca-basız,
nasibini alarak mutmain olan, yaratılışın nede-ni sırr-ı ilâhiye şeksiz
ve şüphesiz inanmış, imansızlığa prim vermeyip onların salahı için
duayı terk etmeyen, düşmanlık diye bir çirkinliğe yaşantısında yer
verme-yen bahtiyar insanları rencide etmekten vaz geçmeyecekler
mi? Ağızlarda sakız olup çiğnenen, tatbikatta yeteri kadar iman et- 113
medikleri ehline gizli olmayan, nefsani prensiplerinden öte gitme-
yen, din vicdan ve fi-kir hürriyeti... Bu güzelliklere ancak kelâmdan
öte yer vermeyen tutumunun icraatı her kesim insan tarafından bi-
linen bariz bir vakıadır. İnanç ve hareketleri ve sözleri ile başkaları-
nı incitip horlamadan, hoş görülü, sevecen, temiz ve safiyetli iman
ehlini rencide etmeden, tabiî hakları olan insan gibi yaşamalarına
fırsat veril-meyecek mi?
113
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
114
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
115
115
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
116
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
117
117
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
118
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
119
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
120
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
121
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
122
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
123
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
124
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
lah. Parasız ekmek dağıtma işi çok memleketlerde devam ediyor. İm-
kanımızı genişletip daha çok yardım etmeyi Cenab-ı Hak’tan tazarru
ve niyaz ediyoruz. Vakfımızın bu-lunduğu yerlerde yardım yalnız ek-
mek dağıtmak değil. İm-kanımız nispetinde her türlü yardım seneler-
dir devam eder. ALLAH artırsın. Rabbım riyadan muhafaza buyursun.
Ek-mek kampanyasına katılmak için vakfa üye olmak da şart değil.
Her türlü vatandaşın rahmeti ilâhiden nasiplenmesi- ni ister, bunun
insanî bir borç olduğunu hatırlatırız.
Ölümsüz ve daima diri olan ALLAH’a güvenip dayan. O’nu
hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını onun bilmesi yeter.
(Furkan Sûresi, 58)
Ancak iman edip iyi işler yapanlar, ALLAH’ı çok zik-redenler
ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır.
Haksızlık edenler hangi dönüşe döndü-rüleceklerini yakında bile-
cekler. (Şuara Sûresi, 227)
Sana vahyedilen kitabı oku. Namazı da dosdoğru kıl. Muhak-
kak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıko-yar. ALLAH’ı
125
zikretmek elbette en büyük ibadettir. ALLAH yaptıklarınızı bilir.
(Ankebut Sûresi, 45)
Andolsun ki, Resulullah sizin için, ALLAH’a ve ahiret gününe
kavuşmayı umanlar ve ALLAH’ı çok zikredenler için güzel bir
örnektir. (Ahzab Sûresi, 21)
Ey inananlar, ALLAH’ı çok zikredin.
(Ahzab Sûresi, 41)
Ve onu sabah akşam tesbih edin. (Ahzab Sûresi, 42)
Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü’min erkekler
ve mü’min kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam
eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkek-
ler ve sabreden kadınlar, mütevazı erkekler ve mütevazı kadınlar,
sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan er-
kekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzla-
rını ko-ruyan kadınlar, ALLAH’ı çok zikreden erkekler ve zikre-
den kadınlar var ya, işte ALLAH, bunlar için bir mağfiret ve bü-
yük bir mükafat hazırlamıştır. (Ahzab Sûresi, 35)
125
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
126
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
127
127
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
128
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
129
129
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
130
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
yolu ile gelen emri ilâhiyi nefsinde tatbik et. Nefsinin hakikat dışı
sesi ruhuna tesir etme-sin. Manevî yönüne de nefsin hakim olmasın.
Olursa, Hazreti ALLAH’ın işaret ettiği kaba, katı yürekliliği kendine
sıfat edinmiş olmakla aile hayatının ve top-lumların gerçeği anla-
dıkca haklı olarak seni menfi tu-tumundan, hakikatı taşayan top-
lumların bu zihniyye- ti dışlayacağını iyi bilesin!...
Örnek ne güzel, kastı ilâhiyi yeteri kadar bilemedin. Korkut-
maktan başka sermayen olmadı. Daha iyisini bileme-din. Bu yönlü
tutum ferahına geldi. Çocukluktaki mizacını atamadın. Çocuğun
sükunet bulması için en müessir silah çocuğu korkutmaktır. Bu
türlü uygulama yavaş yavaş geri-lerde kaldı.göremiyormusun?
Dede ve torun yolda giderken dede: “Oğlum dikkat et, düdüt geli-
yor.” Çocuk heyecanla, hilkat garibesi görecek gi-bi arkasına baktı:
“Dede nerde düdüt?” Dede gösterdi düdü-tü. “Aman dede, düdüt olur
mu? Sekiz silindir seksen model rolsroys marka araba.” Dedesi ne
yapsın? Düdüt öğrettiler. içtihatsız şeriatın örneği düdüt misali..
Hazreti ALLAH her devirde şeriatın içtihada müsait yönleri oldu-
131
ğunu, umuma ait mevzularda istişare edilmesini Peygamberimiz Efen-
dimize ve Dolayısıyla biz aciz kullarına emrediyor. İhmal etme,
ALLAH’a teslim olmayı bil. “Umu-mun vekilisin” anlamında (hasbü-
nallahu ve ni’mel-vekil) es-masını virt edindiğin gibi teslimiyeti bil.
ALLAH’a dayan ve güven. Bu hitabı ilâhi Peygamber efendilerimize,
onun va-rislerine, veli, mü’min ve istisnai imana sahip olan kullarına
emirdir. Ve bilâistisna kullarına uyarı mahiyetindedir.
131
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
132
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
lışın sırrı Beniâdem’e dahi verilmeyen, fakat bir nebze de olsa zati
sıfatın tecellisinin zevkini alan is-tisnai yaratılan insan, gerçek anlam-
da ALLAH’a dayanmayı ve güveni rehber edinmiş, hâl olarak yaşayan
kâmil insana yakın ol ki, bu türlü hallerin zuhuruna vesile kıldığı kuv-
vet ve kudretin yalnız ALLAH’a mahsus olduğunu bilen ve bil-dirmek
için vazifelenmiş ve yaşayan, manevîyatın verdiği va-zifeyi bütün
ağırlığıyla taşımaya gayret eden şahitli, kâmil insanı bul.ve teslim ol
tevhit kalasına girki göresin haybiye kürek sallamayasın!..
ALLAH tarafından vazifeli vârisün-Nebi, kulluk vecibeni yerine
getirmen için sana yardımcı olsun diye vazife ile yü-kümlü kılınmış,
Halikı’na karşı aczini bilen, aciz insanı sa-kın ilâhlaştırmayasın. Tarih
boyu bu yönlü tehlike hep gö-rülmüş ve yaşanmış netice olarak haki-
kat horlanmış, ceha-let güzel gösterilmiş ve alkışlanmış. ALLAH
(c.c.) cümle kul-ları için tertip ve tanzim eylediği gibi yaşamayı nasip
ve müyesser eylesin. Amin. İnsan tefekkür ölçüsü ile ölçülür. Ruh
ölçüsü ile de ölçülür. Yalnız tefekkür cansız ve ca-zibesizdir. Yalnız
ruh içi boş bir zarftan ibarettir. İkisi birleşince insan vücuda gelir.
133
133
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
Kim izzet ve şeref istiyor ise bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi
ALLAH’ındır. O’na ancak güzel sözler yükselir. Onları da
ALLAH’a ameli salih ulaştırır. Kötülüklerle tu-zak kuranlara
gelince, onlar için çetin bir azap vardır. Ve onların tuzağı bozulur.
(Fatır Sûresi, 10)
Kur’an’ın itikadda medarı ikidir: İlmi tevhit, ameli tevhit. Nafi
ilim, salih amel. Lüzumlu ilim, salih amel ki, ALLAH’ın emredip,
Peygamber Efendimizin tavsiye ettiği amel.. Ayet’i celîlede açık ve
134 sarih beyan edildiği üzere Hazreti ALLAH’a an-cak ameli salih ulaştı-
rır. İyi tefekkür et. Salih amel ihlas, tak-va, vera, tasavvuftur, felsefe
değil. Yanılma. “Aklın yolu zan ve tahmindir. kalbin yolu temaşa ve
hayranlıktır. Herkesin kulağı nağmelerde ilâhi zevki bulamaz. İncir
gibi tatlı güzel meyveleri her kuş yiyemez.”
Gerçeği kabulde zorlanan kardeşim, şunu iyi bilesin: Manevîyatın
verdiği vazifeyi aczini bilerek, şımarmadan, şar-latanlık da yapmadan
öğretildiği gibi fi-sebillillâh, ALLAH rı-zasından başka maksat ve
gayesi olmadan gerçekleri yaşa-maya çalışan kardeşini bilmeden in-
citmeyesin.
Bu abdiâcizi vesile kılarak ALLAH’a söz verdin. Vâri- sün-
Nebi'ye biat etmekle şeriatına tâbi olduğun ALLAH elçisine biat etti-
ğini iyi bilesin. Söz ise yalnız ALLAH’a verilir. Gerçek mutasavvıfın
bu gerçeği iyi bilir. Fakat derviş ölçemeyeceğinden burası mahrem
tutulur. Gerçek açıklandığı zaman "peygamberlik iddia ediyor" zanne-
derler. Mürşit vâri-sün-Nebi’dir, nedimi ilâhidir. Vazifesi itibariyle
Peygamber değildir, veraset mesuliyeti taşır. Dervişin şahsına rah-
met olan manevî tecelliler hayatta olan şeyhinin suretinde tecelli
134
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
135
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
136
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
137
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
138
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
139
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
140
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
141
141
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
142
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
143
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
144
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
145
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
146
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
147
147
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
148
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
149
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
150
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
151
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
152
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
153
153
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
154
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
155
155
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ER’RAHMAN ER’RAHİM
156
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
157
157
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
158
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
159
159
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
160
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
161
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
162
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
163
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
164
164
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
165
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
166
166
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
167
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
168
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
169
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
170
170
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
171
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
172
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
173
173
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
174
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
175
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ne olur ise olsun, ister fakir, ister zengin olsun asi, gaddar ve zalim
olamaz. “Rah-metim gazabımı örtmüştür” buyurması, kullarının
ALLAH’ın rahmetinden ümitle yaşamalarını sağlayan güvence ve
taahhüttür. Bu rahmeti idrak edemeyen- ler ruhi bunalımdan nefis-
lerini kurtaramazlar. Ne ka-dar tahsil ve terbiye görseler de.
“Yolun uğramadı ise Muhammed’e,
Geçti kervan kaldın dağlar başında.”
Bu uyarıyı iyi anla. Anladığının ölçüsü tertip ve tan-zimi ilâhi
olan Peygamberinin irşat verasetini taşıyan mürşidi kâmili bul.
Tâbi ol. İstifade et. Haşa, ilâhlaş-mış, kendinde varlık görerek
mürşitlik iddia eden za-lımlardan kaç. Samimi isen Hazreti
ALLAH’a müraca- at et.
176
176
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
177
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
178
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
179
179
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
TENASÜH (REENKARNASYON)
180
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
181
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
182
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
183
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
184
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
185
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
186
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ehli Derviş nefsini türlü tehlikelere karşı korumak için Rabbına sı-
ğınır: “Hasbünallahu ve ni’mel-vekil” “Alemlerin vekilisin” teslimi-
yetini günlük virdinde 100 adet okuyarak aczini itiraf eder, tazarru
ve niyaz eder. ALLAH’a teslimiyet demek kulun her yönlü vazi-
felerini gücü nispetinde yerine getirmesi ile başlayıp li-sanen ve kal-
ben de ALLAH’a teslimiyettir. Evrad ve ezkar bölümünde geniş izah
edeceğim inşallah.
Göklerde ve yerde olanların hepsi ALLAH’ı tesbih et-
mektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir. (Haşr Sûresi, 1)
Öyle kimseler gibi olmayın ki, ALLAH’ı unutmuşlar da,
ALLAH’da onlara kendilerini unutturmuştur. Ve işte onlardır ki:
bütün fasıklardır, yoldan çıkan kimselerdir.
(Haşr Sûresi, 19)
O, yaratan, var eden, şekil veren ALLAH’tır. En güzel isimler
O’nundur göklerde ve yerde olanlar O’nun şanını yüceltmektedir-
ler O’galiptir, hikmet sahibidir.
(Haşr Sûresi, 24) 187
187
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ÂDEM VE İNSAN!
188
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
189
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
190
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ma verilmiş olup, zamana göre uygulanması emri ilâhi olan küllî ilâhi
rahmettir. ALLAH kelâmıdır. Daha sonraki gelen şeriatı idrak ederek
o şeriatın güne göre gereğini yaşamak kemâlatının tecellisi olup rah-
mettir. Bir evvelki şeriatı, ALLAH’a şirk koşmadan, sıratı müstakim
üzere yaşantısını götürebi-liyorsa, Hazreti ALLAH buyuruyor: “Onlar
için korku yoktur, üzülmeyecektirler.” Bu düstur ve prensipler
ALLAH’ın yed-i kudretinde olup, aciz beşerin ölçüsü kelâm ola-rak
“yalnız ALLAH vardır, başka ilâh yoktur” diyorsa o anda o kişiye
kâfir veya gâvur deme, sakın! Gayretullaha do-kunursun.
Başkalarının şahsında rahmeti ilâhiyi ölçecek güce sa-hip değilsin.
Nefsini de yüzde yüz ölçemediğine göre, bütün beşer rahmeti ilâhiye
muhtaçtır. Gafil olma. Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
“ALLAH’ın rahmeti olmadan kim-se cennete giremez. Ashâb sordu-
lar: “Sizde mi, ya Resulal-lah? “Evet, ben de ALLAH’ın rahmeti ol-
madan cennete giremem” buyurdular.” Kendi namına konuş. Çizme-
den yukarı çıkma. Dünya küçüldükçe daha bariz görülüyor. Kudreti
ilâhi Nefsi duygularımızın bencil istekleriyle bir yere varıla-
mıyacağını zaman geçmeden iyi bilelim. Başkalarının güna-hınıda 191
almayalım!..
“Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, onlar bu delillerden
yüzlerini çevirip geçerler. (Yusuf Sûresi, 105)
Oku emri ilâhisinin neyi okuyacağını bu ayet’i kerime izah etmi-
yor mu? Zamanımızdaki din tedrisatının verdiği kalıplaşmış harflerin
yan yana gelmesi ile, hece, kelime ve cümleden teşekkül eden okuma-
yı, Hazreti ALLAH’ın kastinden bu türlü okumayı önerdiğini kastet-
mek.. Ümmeti Mu-hammed’i gerçeklerden ki, arz ve semadaki yaratı-
lışın sırrı ve nedeni olan insandaki ayetleri okumanın gerçek okumak
olduğunun emri ilâhi olduğunu anlatmanın zamanı gelme- di mi? “İn-
sanı bir kan pıhtısından yaratan ALLAH’ın adı ile oku” gerçeği-
nin ALLAH’ın elçileri peygamber efendileri-mizde, kemâl sahibi,
kâmil insanda, veli ve mü’min kullar-da tecelli ve zuhuru görülen
ayetleri görmeyecek miyiz? Okumayacak mıyız? Bu rahmeti ilâhileri
umursamadan in-sanı değersiz hayvan gibi tanıtmaya devamda hâlâ
ısrar mı edeceğiz? ALLAH’ın aşk kanunlarından, gönül rahmetinden,
yakınlık ifadesi olan takva, vera ve ihlastan yoksun bıraka-rak, robot
misali, materyalist, maddeden öte izahı mümkün olmayan; rahmeti
191
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
192
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
193
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
194
194
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
195
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
196
196
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
İlmin her dalı güzeldir. Çok lisan bilmekte elbet güzeldir. Şeriatı
Muhammedi ile yükümlü olanlar için Arapça bilmek çok çok güzeldir.
Amma imanı muhafazada Arapça bilmek de yeterli olmuyor. Zira Ebu
Cehil ve Peygamberimizin am-cası Ebu Leheb, daha niceleri Arap-
ça’yı iyi biliyorlardı. İma-nı kurtarmada yalnız Arapça bilmek yetmi-
yor. İman yoksa Efendimizin amcası olması da bir şey ifade etmiyor.
Ey iman edenler, mallarınız ve çocuklarınız sizi ALLAH’ı zik-
197
retmekten alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğ-
rayanlardır. (Münafikun Sûresi, 9)
Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten
münezzeh, aziz ve hakim olan ALLAH’ı tesbih ederler.
(Cum’a Sûresi, 1)
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi ALLAH’ı tesbih eder. Mülk
O’nundur. Hamd O’nadır. O her şeye kadirdir.
(Teğabün Sûresi, 1)
Bu hususta kendilerini denememiz için, onlara bol su verirdik.
Kim Rabbının zikrinden yüz çevirirse, onu git gide artan çetin bir
azaba uğratır. (Cin Sûresi, 17)
Rabbinin adını zikret. Bütün varlığınla O’nu yâdet!
(Müzzemmil Sûresi, 8)
Sabah akşam Rabbının ismini zikret.
(İnsan Sûresi, 25)
Gecenin bir kısmında O’na secde et. Gecenin bir uzun bölü-
münde de onu tesbih et. (İnsan Sûresi, 26)
197
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
198
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
Bilirsiniz, kız evladı dünyaya gelir, anası hemen sübyan kıza cehiz
hazırlamaya başlar. Eline geçen her şeyi “kızımın cehizi” diye. İmkanı
varsa sandığı doldurur. Kızın gelinlik günü yaklaştığında bilgili kadın-
lar cehiz sandığını açıp tasnife başlarlar. “Şu bugün ayıp olur” der
atarlar. “Şunun mo-dası geçti” der atarlar. Sandıkta işe yarar bir şey
kalmaz. Dikkat et! Geçmişe mazi derler, geri getiremezsin. İstikbal
gelecek. Ancak ALLAH’a malum. Zaman haldir. Hâl bugün-dür.
Geçmişten ibret al, günü yaşa. 199
199
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
200
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
RÜYA
201
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
ginde görünce, Hazreti Ali (r.a.)’a bakarak: “Ya Ali, sırrı taşıyama-
dın da kuyuya mı anlattın?” buyurdu. “Evet, ya Resulallah. Ağırlı-
ğını kaldıramadım.”
Mevlâna Celâleddin-i Rumi Mesnevi-i Şerif’inde anla-tır: O su-
dan yetişen kamışlar ney olup, aşk nefesi veril-di. O nefes avama
gizli, aşk ehline aşikardır. Neyden dökülen nağmeler aşk sırrını an-
latır. Herkesin kulağı nağmelerde ilâhi zevki bulamaz. İncir gibi
tatlı, güzel meyveleri her kuş yiyemez.
Turuk-i âliyyede adaptır, hakikattır. Dervişin rüyasını mürşidin-
den gayrı ya anlatması edebe uygun değildir. Mür-şidi gayrı ya anlat-
masında mahzur görmedi ise anlatır. An-latmasına izin vermedi ise
mahrem olarak kalır. Emanetul-lahtır. Rüya tabiri irticalen olur. Mür-
şide evhamla ilhamı ayırt edecek ölçü verilmiştir. Mürşit rüyanı tabir
etmedi ise, “illâ tabir et” diye ısrar edebe uygun değildir. O kadar.
202
202
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
EVRAT VE EZKAR
203
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
204
204
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
Hu ya tabibel kulüp
Medet ya Erhamer-rahimin
Medet ya Ekrem’el-ekremin
Medet ya İlâh’el-âlemin
Destur, ya Adem safiyullah
Destur ya Nuh şekirullah
Destur ya İbrahim halilullah
Destur ya Musa kelimullah
205
Destur ya İsa rühullah
Destur ya Muhammet Mustafa habibullah
Destur ya cümle peygamberanı izam ve
rusul-i kiram hazeratı
(Ruhları için fatiha)
Çar-i yâr-ı ba-safâ Ebu Bekir Sıddîk, Ömer’ül-Faruk, Osman
Zi’n-Nureyn, Aliy’el-Murtaza, Hazreti Hamza ve Hazreti Abbas radı-
yallahu anhüm efendilerimizin, ehli- beytin, âli beytin, evladı Resulul-
lah’ın, ashâb-ı Resulul-lah’ın, ashâb-ı kiram, ashâb-ı güzinin, sahabe-
yi kiram, sa-habe-yi güzinin, muhacirinin ve ansarın, tabiînin, tebe-i
ta-biînin, müctehidi izam efendilerimizin, bahusus Gavsü’l-A’zam
Seyyid Abdulkâdir Geylâni, Seyyid Ahmed er-Rufaî, Seyyid Ahmed
el-Bedevi, Seyyid İbrahim Dussuki, Şeyh Ebu’l-Hasan Ali Şazili, Şah-
ı Nakşibent Muhammed Baha-attin, Şeyh Ahmet Yesevi, Şeyh Ahmet
Kuddusi, bahusus Şeyhimiz Üstadımız Maraşlı Seyyit Ali Sezai Efen-
di, Hacı Mustafa Efendi, Sofu Ökkeş Efendi, Çorumlu Hacı Bekir Ba-
ba, Hacı Ali Efendi, Hacı Mustafa Anaç Efendi, Hacı Bekir Kuşçuoğ-
lu, Muhammed Esad Efendi, Hacı Sami Efendinin ruhları için, Şeyhi-
205
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
206
206
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
207
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
208
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
209
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
HATME-İ RUFÂÎ
Pir Seyyit Ahmed er-Rufâî hazretleri kritik anlarda ihva-nı ile top-
luca okurlar, Cenab-ı Hakka tazarru ve niyaz ederlerdi. “Samimiyetle
okunduğu zaman hayra müracaatlar ret olunmaz” buyuruldu. Haftada
bir defa, muayyen zamanlarda, toplu olarak, ferdi olarak da, erkek
dervişler okumayı va-zife edindik. Kadın ihvanlarımızdan muktedir
olanları münferit olarak okurlar, virt olarak değil.
Şöyle tarif edeyim:
Hu, ya Tabib’el-kulub
210
Medet, ya Erhamer-rahimin
Medet, ya Ekrem’el-ekremin
Medet, ya İlâh’el-âlemin
Destur, ya Âdem safiyullah
Destur, ya Nuh şekirullah
Destur, ya İbrahim halilullah
Destur, ya Musa kelimullah
Destur, ya İsa ruhullah
Destur, ya Muhammet Mustafa habibullah
Destur, ya cümle peygamberanı izam ve rusul-i kiram hazera-
tı
Destur, ya cariyarı ba safâ Ebu Bekir Sıddık, Ömer’ül- Faruk,
Osmanı zünnureyn, Aliy’el-murtaza, radıyallahu anhüm efendile-
rimiz
Destur, Ehlibeyt-i Resulullah
Destur, ya Evladı Resulullah
210
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
211
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
121 adet - Lafza-i celâl (ALLAH c.c.) (3 adedi "ya" nidası ile
okunur)
1 adet - Es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Seyyidi, ya Resulal-
lah, ya Ahmet, kılleti hiyleti ve ente vesileti, fe-edrikni.
20 adet - En güzel dua ve selâm sana olsun ya efen-dim yare-
sul ALLAH ya Ahmet ben fakirim âmâ sadaka-tım var ve benim
vesilem sensin bana yardım et bana yetiş.
3 adet - Ey ALLAH’ın kulları bize yardım edin.
3 adet Ey cinlere ve insanlara gelen resulullahın mahbubu, ey
iki alem sahibi, ya seyyit ahmedel-kebir-r Rufai, el medet.
(Bir fatiha ile hitam bulacak ve dua)
212
212
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
HATME-İ KADİRÎ
213
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
214
214
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
Bismillâhirrahmânirrahim
Elhamdü lillâhi Rabbi’l-alemiyn. er-Rahmâni’r-Rahiym. Ma-
liki yevmi’d-din. İyyake na’büdü ve iyyake nesta’iyn. İhdina’s-
sırata’l-müstakıym. Sırata'l-leziyne en’amte aleyhim. Gayri’l-
mağdubi aleyhim vela'd-dalliyn (Amin, Ya Mu’in)
İnnallahe ve melaiketehu yusallune ale’n-nebiy, ya eyyühe'l-
leziyne amenu, sallü aleyhi ve sellimu tesliyma.
Allahümme salli ve sellim ve barik âlâ seyyidina Muhamme- 215
din ve âlâ âlihi ve sahbihi ecma’iyn. Sübhane Rabbike Rabbi’l-
izzeti amma yesıfun ve selâmün ale’l-mürseliyn velhamdülillâhi
Rabbil-âlemiyn (burada şükür makamında iki elle yüz meshedile-
cektir).
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Rasulallah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Habiballah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Halilallah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Nebiyyallah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Safiyyallah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Hayre halkillah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Nure arşillah
es-Salatü ve’s’selâmü aleyke ya Emine vahyillah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Men zeyyenehullah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Men şerrefehullah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Men kerremehullah
es-Salatü ve’s-selâmü aleyke ya Men azzemehullah
215
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
216
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
217
217
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
218
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
219
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
220
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
221
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
222
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
223
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
224
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
225
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
226
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
227
227
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
228
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
229
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
SÖZLÜK
230
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
231
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TASAVVUF VE ZİKRULLAH
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Rahmet Damlaları
H. Galip Hasan Kuşcuoğlu
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MERHAMET-İ İLAHİDEN
HİKMET-İ İLAHİ OLAN ASRA UYUMLU
RAHMET
DAMLALARI
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
RAHMET DAMLALARI
İÇİNDEKİLER SAYFASINDA OKUMAK İSTEDİĞİNİZ KONU ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
BAŞYAZI ............................................................................................. 9
Niçin Marangoz Oldum? .......................................................................... 11
Sevr Hezimeti, Zaferle Gelen Lozan Anlaşması ..................................... 12
Güzelliklere Olan Hayranlığım ................................................................ 14
Beş Duygudan Öteyi Göremeyenler......................................................... 18
Efendime Biatım....................................................................................... 19
BİRİNCİ BÖLÜM ..................................................................................... 23
BUGÜN BİLDİRİLMESİNDE SAKINCA OLMAYAN RÜYA VE
HAL-İ YAKAZADA ZUHUR EDEN TALTİF-İ İLAHİ MANALAR
............................................................................................................. 23
İlahi Mühür ............................................................................................... 25
Rabbımın Lütfu İhsanı, Taltif-İ İlahi Levhaları ...................................... 26
Zuhuru Görülen Hitab-I İlahi ................................................................... 26
Peygamber Efendimizin Mesajı: .............................................................. 31
Musa ( A.S.)’A Hz. Allah’ın Hitabı ......................................................... 33
PEYGAMBER EFENDİMİZİN TASAVVUF Ve ZİKRULLAH”
KİTABINI KUR’AN TEFSİRİ OLARAK TALTİF-İ İLAHİYESİ ........ 34
Peygamberimiz Efendimiz Asasını Dedeme Vermiş ............................... 36
Sigarayı Bırakamayan Kişiye Yerinde Hitap .......................................... 37
Zuhuru Tahakkuk Eden Mana Metafizik ................................................. 38
Papa 2. Jan Paul’ün Mana Uyarısı............................................................ 40
"Mutasavvıfın Kimdir?" ........................................................................... 42
Şu An Alemde Yaşayan Tek Varisim, Adıma Görev Yapan Yegane
Vekilim Galip Efendi’dir.......................................................................... 43
Galip Efendi’nin Seyyit Ve Şerifliğinin Tebliği ...................................... 49
Gönül Şifasının Merhemleri ..................................................................... 53
İKİNCİ BÖLÜM ....................................................................................... 57
MAHRUMİYETLERİN İLAÇLARI.................................................. 57
Mahrumiyetin Birinci İlacı: Hikmetullah Ve Marifetullah ..................... 59
Mahrumiyetin İkinci İlacı: Semavi Tek Din İslam’dır. Başka Bir Din
Olmadığı Halde, Niçin Peygamber Efendilerimizi Ayrı Ayrı Dinde
Göstermeye Çalıştık? ............................................................................... 62
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
KISALTMALAR
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HU, YA TABİBEL-KULUB
MEDET, YA ERHAMER-RAHİMİN
MEDET, YA EKREMEL-EKREMİN
MEDET, YA İLAHEL-ALEMİN
DESTUR YA SAHİBEL-MEYDAN
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BAŞYAZI
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
SEVR HEZİMETİ,
ZAFERLE GELEN LOZAN ANLAŞMASI
O zamanlar her şey çok ucuzdu. Para kazanmak ise çok zordu. İş
yoktu, para da yoktu. Cehlimizle bu hali rahmet-i ilahiyeye maledip,
gerçeklerden habersiz, manevi tertibin bu kadar olduğunu zannederek,
güya mütevekkil zevkini alıyorduk!. Bilenlerin sabrı ise güçsüzlüğü-
müzün nefse müflis tesellisi idi. Kelamla ifadesi sabır… Harpten de
yeni çıkmıştık, millet olarak "bu kadar olsun, halimize şükrolsun" di-
yorduk. İstiklal harbinin zaferle sonuçlanması Cenab-ı Hakk’a ham-
dimiz, şükrümüz, neşemiz, bayramımız olmuştu. Sevrin korkunç ka-
12 rarlarından kurtulup, Lozan Anlaşmasında az da olsa söz sahibi ol-
muştuk. O zaferi bu millete yaşatan şüheda ve gazilerimize
ALLAH’tan rahmet diler, makamları cennet olsun, diye tazarru
ve niyaz eder, bu düşüncemizin aksine düşünen nankörlerin ıslah-
ları için de dua ederiz...
Osmanlının ekonomik krizi harpden evvel de vardı, ne sebepten
bilinmiyor. Zaman zaman ferahlamış gibi olsak da, muasır milletlerin
dünyevi imkanlarını gördükçe inkisarı hayale uğruyoruz. Aşağılık
duygusuna kapılıyoruz. Ya Rabbi, bu günümüzü de aratma, niyazı ile
az da olsa teselli buluyoruz.
Nasreddin Hoca’ya:
"--Karın aklını kaybetti," denince, Hoca kara kara düşünmüş.
Niye bu kadar üzüldüğünü sorduklarında cevaben:
"--Bizim karının aklı yoktu, acaba ne kaybetti ki?!.." demiş.
Biz millet olarak ekonomik krizden bazan ferahlık hissetsek de,
geçici idi. Gerçekte hiç kurtulamadık ki!...
***
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
17
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Yalnızca ehl-i aşkın, ehl-i halin müşahadesi ile görülür ki, Hazret-
i ALLAH’ın bildirilerine beş görüşten mâadâ görüşe yer vermeyen
materyalist görüşün dışına çıkamadıklarından Benî Adem’i korkut-
maktan öteye yol bulamıyorlar. Seyirlerinde olan cehennem ve gazab-
ı ilâhî, seçtikleri yollarının görüntüleri, sırat-ı müstakimdeki güzellik-
leri göremediklerinden "gayri’l-mağdûbi" de kaldılar. Gerçeği haki-
kat gözlüğü ile göremedikleri için de enaniyyetin mahsulü, mana gari-
bi ve maneviyat tahribatçısı oluyorlar ve ürettiği mahsüllerine pazar
18 bulamadıkları gibi, ürettiği mahsülleri laf aramızda kalsın kendileri de
yiyemiyorlar!... Bu gerçekleri görmek için gözlük takmaya gerek yok.
Bugün dünya materyalist zihniyetle dolu dolu. Cümle peygamber
efendilerimiz ve evliya-yı kiram hazeratı Cenâb-ı Hakk’ın açık bildiri-
si ile, manen tertib-i ilahidirler...
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
EFENDİME BİATIM
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
21
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BİRİNCİ BÖLÜM
BUGÜN BİLDİRİLMESİNDE
SAKINCA OLMAYAN
RÜYA VE HAL-İ YAKAZADA 23
ZUHUR EDEN
TALTİF-İ İLAHİ MANALAR
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İLAHİ MÜHÜR
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
HİTAB-I İLAHİ:
Ahmet Sezgin Efendiye manasında hitab-ı ilahî:
"Ya Ahmet! Hacı Galip Efendi benim kulumdur, evliyamdır,
şeyhimdir" buyurması ile gözlerimden sevinç yaşları akıyor. Siz o
yaşları içtiniz." 15-7-2001
Garibi değilim, yaşıyorum… Cümle kullarına istifade ettirsin HZ.
26 ALLAH.
***
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
HİTAB-I İLAHİ:
"Kim ki, Hz. ALLAH’ın yapılmasını istediği şeylere yardımcı
olur ise, şüphesiz ki, onun bütün işlerini kolaylaştırırız
Efendim, Hz. ALLAH’ın yapılmasını istediği şeyleri, sizin an-
lattıklarınız olarak görüyoruz ve hayranlıkla manada seyrediyo-
ruz."
Aslı dosyada. 6-1-2001. Şevket Sipahi
***
ALLAH’tan başka ilah yoktur, güç, kuvvet ALLAH’a mahsustur. 27
Cümle eşyadan ve her zerreden tertibi tanzim-i ilahi zuhur ettiği gibi,
Benî Adem’deki zuhurat herkesin ittifak ettiği bariz görülen gerçek..
Ezel-i ervahtaki ikrarı tereddüt etmeden, "BELİ" hitabı ile imanını
Rabbine sunan insan!..
Maddi ve manevi Kazanç yeri ve affu mağfiret vesilesi, memduh
olan dünya hayatını da ezel-i ervahtaki ikrarını emr-i ilâhiye uygun
yaşantısı ve başkalarına ibadet ve taatta örnek hali ile;
"Yer yüzünde halifemi yaratacağım" hitab-ı ilahîsinin zuhuru
olan hazret-i insan, kamil insandan icraat-ı ilâhiyenin yegane zuhur
mercii olduğunu, nasıl bir imandır ki, bu gerçeği kabul edemediği gi-
bi, haşa, ALLAH ile kul eşitmiş gibi, "Allah ile kulun arasına giril-
mez" teraneleri ile; manevi yaşantısı ile dolu dolu, rabbı ondan, o da
Rabbından razı, imanlı insanların gözlerine baka baka beş duygudan
gayrıya yol bulamayan bilge(!) kişiler, ruhen ve manen yaşayanları,
imansızın hakikatte yapamayacağı tahribatı, mana yoksunu olduğunu
bilmeden, mana ehlini perişan etmeye ayarlanmış bilge(!) kişilerin
çabalarını her zaman görebilirsin...
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
HİTAB-I İLAHİ:
"Din benim. Sahibi benim. Şeyhinizin ağzından çıkan her
harf, her kelime, her cümle, benim hitabımdır. O ağızdan gönülle-
rinize hitab ediyoruz. gönüllerinizi açtık. İyi dinleyin! Zira bu
anlattıklarımızdan imtihan edileceksiniz. Hüsrana uğrayanlardan
olmayın. Kendinden başka ilah olmayan Rabbınız sahibi olduğu
gerçekleri gönüllerinize anlatıyor. İyi anlayıp sahiplenin!..."
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Sedat Çelikkanat.
Bu hitab-ı ilâhilere şeytanidir, diyorsan mahkeme-i kübrada açıla-
cak ilâhi davaya hazır ol!...
***
30
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
pek anlamasalar dahi emri peygamberi diye inanmış gibi edepli olsun-
lar, lütfen...
***
32
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
33
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
PEYGAMBER EFENDİMİZİN
TASAVVUF ve ZİKRULLAH” KİTABINI
KUR’AN TEFSİRİ OLARAK TALTİF-İ İLAHİYESİ
34
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Sadık derviş, Peygamber Efendimizi yalnız gördüğü zaman, şey-
hinin suretinde göremiyor ise mana hali noksandır.
Veraset, şekilde değil manadadır. Hz. ALLAH’ın vazifelendirdiği
kullarının manaları rahmet deryasından ihsan edilir. Mana değişmez.
Suretleri ise ayrı ayrıdır.
Şeyhi ile beraber gördüğünde simalar ayrı ayrıdır, aslını görmüş-
tür.
Hz. ALLAH buyurdu:
35
"Elçilerimi ayrı ayrı görmeyin. Birini diğerinden üstünmüş
gibi anlatmayın. Onlar kullarım ve elçilerimdir. Evvelki gelenleri
tasdik, sonraki gelenleri müjdeleyici olarak gönderdik."
Peygamber Efendimiz buyurdular:
"Rüyasında beni gören, aslımı görmüştür. Şefaatım ona vaciptir.
Çünkü şeytan benim suretime giremez."
(Abd-i aciz.)
***
"Hz. Pir Abdülkadir Geylani buyurdular ki:
"--Sizin için gideceğiniz tek kapı orasıdır."
Biz de o tarafa baktığımızda evlerin sizin olduğunu gördük.
ALLAH’a şükrederek, yanımdaki arkadaşlarıma ‘iyi ki, Galip Efen-
di’ye tabi olmuşuz’ dedik."
H. Ömer Karasu - İstanbul
Bizim anlayacağımız tecelliyat-ı ilahiyeleri inanan kardeşlerime
ifşa etmekte sakınca göremiyorum. İman etmeyenin de az da olsa bu
35
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
PEYGAMBERİMİZ EFENDİMİZ
ASASINI DEDEME VERMİŞ
36
36
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
SİGARAYI BIRAKAMAYAN
KİŞİYE YERİNDE HİTAP
***
37
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
38
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
39
"--Bakın, görün Efendimizi, Ashab-ı Kiram getiriyor. Sırtın-
daki hırka da Peygamber Efendimizin. Galip Efendimiz dünyaya
yararlı bilgileri makamından bildirmeye geliyor," dediler."
Mehmet Varan
***
Bu manalara şerh vermeye lüzum görmüyorum. Herkesin anlaya-
cağı dilden değil mi?
***
39
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
40
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
41
41
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
"MUTASAVVIFIN KİMDİR?"
***
42
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
43
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Biliyorum ki, bu mana çok mana ehlini yersiz düşüncelere götüre-
cektir. Bu abd-i aciz varlık olur korkusu ile çekinerek yazdım. Ne ya-
payımki emr-i peygamberîde bildirmem emrediliyor. Kusura bakılma-
sın. Şüphe ediliyor ise HZ. ALLAH’a sorulsun. Yanlış ise lütfen beni
de, manayı gören kardeşlerimi de uyarın. Çünkü dosyada bu hitaba
benzer manalar hayli var. (Abd-i aciz.)
Hazret-i insan olmaya namzet mübarek kardeşim! Bu yolda
Rabbımın senin için yarattığı na-mütenahi rahmetinden nasibin
kadar alman için ihtiyarını kullanman tavsiyemdir. Bilcümle kud-
ret ve kuvvet yedinde olan Hazret-i ALLAH’ı bir nebze tanıdın ise
yaklaş. Yaklaşamıyor isen, bari hakikatleri inkara cüret etme.
Kul için rahmet olarak halkedilen, hakikat belirtisi olan sebeplere
yaklaş. Yaklaş ki, tertib-i ilahîden istifade edesin. İmanının zuhu-
44
ru ile ihlaslı, samimi olabiliyor isen, umulur ki rahmet-i ilâhîye-
den nasibin verilir. Rahmet-i ilahiyenin zuhuruna sebeb niye sen
olmayasın?. Sakın, demeyesin, ‘benim yaratılışım, inanç noksanlığım-
dan gelen hissiyatım, dinde günah sayılan icraatlara karşı meylim çok
fazla. Öyle zannediyorum ki ben günah işlemek için yaratıldım!…’
İmanda yer bulamayan, kanun-ı ilâhîye zıt bu inancın Ehl-i Sünnet
itikadı ile çelişkiye düşüyor. Mutasavvifînin aşk yolunda, Din-i İs-
lam’a yakışmayan, tarik-i müstakimden uzak bu türlü çarpık inancın
değil varlığını, sırat-ı müstakimde izini dahi göremezsin. Şeriat-i Mu-
ham-mediyyede mezheb-i Kaderiye, mezhebi Cebriye kulun iradesini
tanımadığı için Ehl-i Sünnet Vel-cemaat’te ve itikatte yeri olmadığı
gibi, turuk-u aliyyede hakikatle bağdaşmadığı için kesinlikle reddedi-
lir.
Buna benzer mezhepler ve tarikatlerin zaman zaman mevcudiyet-
leri görüldü ise de gerçeğin dışında olmalarından HZ. ALLAH’ın lütfu
keremi ile kaybolmaya müsait idiler. Kayıp oluyorlar. 21’inci asırda
zuhur eden hadiselerde bu gerçekler daha bariz, bütün çıblaklığı ile
görülmeye başladı. Tefsirü’l-Kur’an, yeryüzünde ve gök yüzündeki
ayetlerin zuhuru ile ilahi mana daha bariz görülmeye başladı. Tek din
44
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Hz. ALLAH’a noksan sıfat isnat etmek şirk olduğu gibi, beşerin
cehlinin mahsulüdür.
Geçmiş zamanda, zamanın güzide politikacılarına bu gerçeği
zevkle ifade ettim. Anlamadık, demediler. Anlıyamadıklarını söylese
idiler anlatırdım. İmanımın özünü oluşturan, Hz. ALLAH’ın noksanlık
ifade eden icraatının bulunmadığı, hoşuna gitsin veya gitmesin, kulun
her icraatında mutlak adalet-i ilahi görülür. Bu adaleti görememek
mü’min olma kabiliyetinden uzak, müslim sıfatı ile yetinen kişilerde
görülen noksanlıktır. Çok kimsenin bilip de yaşantısında hoşuna git-
meyen tecelliyat-ı ilahiyeleri nefis penceresinden gördüğü ile yetinen
hakikat garipleri yer yüzünde eksik değildir.
Hz. ALLAH’ın adaletini yeteri kadar idrak edemeyen toplumlar
kendilerince haklı olarak bu fakirin manevi vazifemi eleştirdiler. Ma-
nevi vazifeme uygunsuz laflar edildi. Abd-i acize değil de vazifeme
45
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
46
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
47
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
48
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Bildirilmesi emredildiği için yazıyorum. Gene de sıkılarak yazıyo-
rum. Yemin ediyorum, HZ. ALLAH’ın gücü karşısında hiçbir güce
sahip değilim. ‘Gücüm var’ diyenlere de inanma. Düzenbazdır. Men-
faat-ı dünya için sahtekarlığa cüret eder. Böylelerin şerlerinden
ALLAH cümle kullarını korusun. Bu abd-i acize HZ. ALLAH’ın ih-
san ettiği veraset-i Nebî, nedim-i ilahi vazifesine inan.
Peygamber efendilerimizi rahmetine vesile kıldığı gibi, bu abd-i
acizin de vesileden başka bir gücüm yok. Peygamber Efendimiz böyle
buyurmadılar mı: "Ben de sizler gibi beşerim. Unutabilirim. Yanı-
labilirim." İyi bilesin de, HZ. ALLAH’a yaşantında, tavrında ve dü-
şüncelerinde eş ve ortak imiş gibi pozisyona girmediğin gibi, bu utanç
verici tavır takınanları da kesinlikle kabul etme. Bu iman fukarası kişi-
49
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
lerin yanında dahi durma. Onları ıslah edeceğim, diye yorulma. O has-
talığa yakalanmış küfr-i inadî kişinin ilacı henüz beşere verilmedi...
Zamanın mürşidi, telkinleri ile hafifletse de, bu şirk mikrobu maalesef
kökünden kurutulamıyor. Bu ALLAH fakirine itimat et. Kaybın ol-
maz. Kazanırsın...
Bazı şeyh efendiler, dervişlerini şeyhinde varlık görerek daha ra-
hat götürdüklerini iddia etseler de, kanımca bu zamanda bu usul ile
dervişin kemalata eremiyeceğini kesin söyleyebilirim. Bu türlü yollar
kesilmiştir. Bu kesik yola halâ iltifat eden manevi vazifeliler sonunda
doğacak tahribatın mesuliyetini şimdiden kabul etmelidirler!..
Tekrar ediyorum: HZ. ALLAH’ın zatî sıfatlarına mahsus, zuhur
eden sıfatları gene zatına mahsustur. Vesilelerde zuhuru görülse de -ki
görülür- o zuhurat ve tecelliyat beşerin aczi ile mütenasib değildir.
Ancak ve ancak Zat-ı kibriyaya mahsustur.
Bilâ-istisna, kavimler, ümmetler peygamberlerini ve evliyala-
rını ilahlaştırdıklarından hataya düştüler. Ümmetlerarası ‘pey-
gamber efendilerimizi yarıştırma gafleti’nin halâ 21’inci asırda
50 devam ettiğini bilge kişilerde dahi görmek mümkün. HZ. ALLAH
bizlerin aczimiz, malumu olduğu için rahmeti ile bağışlıyor. Biz
acizleri de sonsuz rahmet-i ilahiyenin sonsuzluğu şımartıyor, gibi.
Gerçek bu. Lütfen şüpheci olma...
Şu gerçeği belirtmeden geçemiyorum: Galibi Dergahına mün-
tesip olan dervişlerin ekserisi tahsilli ve İslâmî terbiyesi yerinde
kişilerdir.
Dinde emr-i ilahînin dışına taşmış, yaratılan güzellikleri görse
de umursamayan, dünyadaki insanlara, ALLAH’a inananlara
dahi ‘gavur, kafir, gayr-ı müslim’ damgasını vurmaktan çekin-
meyen, katılaşmış kişiler de toplumumuzu tasvip etmezler. Katı
kurallarına uygun göremedikleri için kabul edemezler...
Emr-i ilahîye samimi intibak etmiş, HZ. ALLAH’a yaptığı
ahdini, Hazret-i Resulullah’a beyatını son nefesine kadar koru-
yandır, sadık derviş...
HZ. ALLAH’ın beyan ettiği mü’min, ittika sahibi, mütteki ki-
şilerdir, derviş. Günah-ı kebaire dışında, çağın nimetlerinden isti-
fade etmek için cüz’i iradesini kullanmasını bilen, kısmetine, tem-
50
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
51
İlâhi damlaları tekrar yazarken, 1970’lerdeki ihvanımız, Konya’da
ilk nakibimiz merhum Nurettin Tarifçi manevi evladımızın evladı,
mana evlâdımız Arif Tarifçi’den kargo ile gönderilen, merhum baba-
sının manalarını ve kendisine ait notlarını da aldım. Hepsinden istifade
edilir. Kitabın hacmi müsait olmadığı için dosyaya koydum.
"25.05.1991, Ankara’da efendiyi ziyaretimde, efendi orada bulu-
nan bir arkadaşa manasını tekrar etmesini söyledi:
Peygamber Efendimizin dergahıma olan müjde ve taltif-i ilâhî ile
beşeri zaafımız olan benliğimizden kurtulup, hikmet damlasının um-
mana karıştığının müjdesini HZ. Muhammet Mustafa(s.t.a.v.) Efen-
dimizi abd-i acizin sahsıma ve dergahıma olan taltif-i ilâhî ve rahmet-i
ilâhiyeden başka düşüncenin inancımda yeri olmadığına sen de şahit
olasın ve istifade edesin inşaALLAH.
(Abd-i aciz.)
51
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
52
52
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
53
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
54
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
"--Hayır," dediler.
"--O zaman damdan düşen gelsin de ona anlatayım. Siz anlıya-
mazsınız," buyurdular."
Nur-u aynim, kardeşim! Senin halâ düşmeye devam ettiğin
damdan ben de düştüm. İtimat et bu abd-i acize. Zarar etmezsin.
Bugün çekilen mana yoksunu hastalığının reçetesini yazmaya çalı-
şacağım. Cüz’i iradeni kullan. Merhemlere dikkat et. Varlık HZ.
ALLAH’a mahsustur. Naçiz şahsına maletme gafletine düşmeye-
sin!..
55
55
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
56
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İKİNCİ BÖLÜM
MAHRUMİYETLERİN 57
İLAÇLARI
57
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
58
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
59
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
60
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
61
61
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
62
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
63
63
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
64
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Bu nükteyi iyi anla.
65
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
66
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
67
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
meleke hâsıl olur. Meleke şuur altı azaların beyinin emrine tâbi olma-
dan vazîfesini yapmasıdır. İşte dervişin lisânı ve kalbi ile, muhâfaza
altında yaratanını zikretmesi, zikr-i dâimîye lisânen ve hâlen nâil
olması o bahtiyar insana sadâkatinin mahsulü, Rabbının yed-i
kudretinden lütfedilen meleke ve diplomasıdır. Ama bu hâli zâhirî
ilimle, akılcı dinle ne ölçebilirsin, ne de hakîkat zevkine erersin.
Netîce, gerçekleri inkardan öte yol yok, zannedersin. Ama samîmiyet-
le istemeyi bilirsen reddedilmez, yol ehli olursun. Dünyayı terk etme-
den son anlarında şuur altı edindiğin bilgilere muhtaç olduğunu unut-
ma. Samimiyetle emri ilâhiye uyumlu geçirdiğin dünya hayatındaki
edindiğin imanın, cesedin ve aklın gücü olmadan Kur’ân-ı Azimüş-
şan’a uygun, Resulullah (s.a.v.) Efendimizin tebliğine uygun olan her-
hangi sebeplerle malum kişilerde zuhuru görülen ilim irfaniyettir, me-
tafizik tecelliyat olup hikmetullahdır. Bu hal tasavvuftur, sırat-ı müs-
takimdir. "Biz dilediğimize hikmet veririz" hitabını iyi anla da kıs-
kançlık yapma.
Bilesin ki, o yaptığın kıskançlık yol sahtekarlarının işine yarıyor.
Maneviyata ilgisizliğin onların ekmeğine yağ sürüyor. Yetti mi? Ha-
68
yır… Hoşgörülü, müsamahalı, rahmet hazinesi, affu mağfiret deryası-
nı yalnız ve yalnız gazab-ı ilâhîden gösterdiğin yol cehennemden gay-
riyi göstermediğinden, bu tarikin müşterisi olmadığı gibi, olsa da olan-
lar geleceğinden ümitsiz, katı ve hırçın oluyorlar..
Sene 2001, az da olsa dünyada İslâmiyyet’e büyük devletlerde de
yaklaşım görülmeye başladı. Nedenini çözemedim, manasını da anla-
makta kuşkuluyum; İslâm’ın anayasası mahiyetinde olan kardeşlik,
insan haklarına riayet, inançlara saygı, "yaratılanı hoşgör Yaratan-
dan ötürü" prensibine uyumlu olabilmek… bu güzellikler İslâmi-
yet’te mevcut iken Şeriat-ı Muhammediyeyi içtihatsız bıraktık. Dini
tedrisatlarımızı da 1200 küsur senelik içtihatla götürmeye çalıştık.
İster istemez nakli akla dönüştürdük. Zaman geçtikçe çağa uyum sağ-
layamayan, içtihatsız bırakılan, her yönüyle mütekamil yaşayan kulla-
rına bahşedilen şeriat-ı Muhammediyeyi beş duygudan gayrıya iltifat
ettirmeyip, fizikle yetinip, metafiziği kabul edemediğimizden ne hale
düştük?!… Genel güzellikleri, şöyleki; Cumhuriyet, Demokrasi, İnsan
hakları ki, Lâikliği mana itibarı ile İslâmiyet’e uygun görerek ithal
ettiğimiz gibi, ALLAHU a’lem daha çok güzellikleri de ithal ediyoruz
gibi geliyor, bu abd-i acize. "Hikmet mü’minin kayıp malıdır, ne-
68
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
69
69
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
70
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
71
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
72
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
DİN-İ İSLAM;
ALLAH’IN YASAKLADIKLARI DIŞINDA,
GÜZELLİKLERE, GÜZEL OLAN ŞEYLERE
KARŞI DEĞİLDİR. Bİ-ZATİHİ DİN GÜZELDİR
73
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
74
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
75
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
nisabda olan kişinin emr-i ilâhîye uygun, zamana göre uyumlu izah
edilen zekatını vermesi, imanın kemalat zirvesi olan kelime-i şehadet
getirmesi, İslam’ın şartı olmayıp, icraatı tahkiki imanının gereğidir…
İslâm’ın şartı diye ne âyet vardır, ne de sıhhatli hadis. Olamaz
da. Çünkü HZ. ALLAH’ın buyruğunun aksine fikir beyan eden
ALLAH elçilerini nasıl düşünürsün? Cehlimizden, millet olarak, üm-
met olarak bu yanlış tutumumuzla müslüman kardeşlerimize "kâfir"
demekle "cihat yapıyoruz" zannettik. Ehl-i Kitap’tan, ALLAH’a îman
edenlere de "müslim" diyemedik. Nedenini İslâm’ın şartında aradık.
Kendi ölçülerimize göre değerlendirdik. İnanan Ehl-i Kitâb’a da
"gayr-i müslim, kâfir, gavur" dememizin nedeni yanlış aktarılan,
İslâm’ın şartı bilgisizliğinden kaynaklanıyor. ALLAH’ın işine karış-
tık. Dîn-i İslâm’ı ALLAH’a öğretmeye kalkıştık! Bütün idârecile-
rimize küfür isnat etmemizin de tek nedeni bu şarttan zuhur edi-
yor. Tekrar ediyorum Savm, salat, hac, zekat İslâm’ın şartlarından
olmayıp, ALLAHU TEALA ve TEKADDES Hazretleri’nin mü’min,
ittika sahibi, mütteki, dervişlik sıfatı her halinde görülebilen kullarına
ikram ettiği, ihsan ettiği rahmet ve emr-i ilâhîdir. Şartın anlamı başka-
76
dır; îmanın altı şartının olduğu gibi.
İtikatta imamımız İmam-ı Maturudi, İmam-ı Hasan el-Eş’ari haz-
retleri Kur’ân-ı Azimüş-şan’da imanın esaslarını altı şart olarak be-
lirtmişlerdir. Altı şartta noksanlık yapanların o noksanlık kadar iman-
ları noksandır. İmansız deyemezsin!. Ama HZ. Allah’a ve Resulüne
gerçek şahit olma niteliğini zayıflatmıştır.
Hazret-i Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:
"--Kalk ya Bilâl! Ezanı oku da bizleri ferahlat. (Ya Bilal! Şa-
hitliğini seslen, uzak yerlerden de duyulsun.)"
Çünkü Bilâl-i Habeşi (r.a) müşriklerden gördüğü, beşerin taham-
mul edemeyeceği işkenceler altında değişmiyor, iman gözü ile gördü-
ğü şahadetini dile getiriyor, sık sık tesbih ediyordu "ALLAH
AHAD" diyordu.
Satın alınarak Kölelikten azat edilmesine vesile olan emr-i
ilahînin tasarrufunun o zaman yalnız Peygamber Efendimizde
zuhurunu gören Bilâl-i Habeşi (r.a) Peygamberimiz Efendimizin
de hak peygamber olduğuna gerçek şahit oldu...
76
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
77
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
78
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
79
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
EVLİYA
80
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
81
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
82
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HİKMET DAMLALARI
83
83
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
84
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
***
"Sahih ilmin maddeci olması mümkün değildir. İlim bilakis bunun
hilâfına ALLAH’ı bilmeye yöneltir. Kâinâtın tahlîline mahâret ve
basîrete ulaştırır."
(Pasteur)
***
"Bâzı sathî felsefeler insanı inkara yaklaştırır. Fakat felsefede de-
rinleştikce insan dîne yönelir."
(Filozof Bacon)
***
"İnsanların en şerlisi mürşit olmadığı halde mürşitlik taslı-
yanlardır."
(Hadîs-i Şerîf)
***
Biz, İslâmiyet, derken, İslâm’ın Kitâb’ını, Nebî’sini, ve bunlardan
ayrılmayan ârifleri kasdediyoruz. ALLAH şer ile emretmez.
85
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
ALLAH’ın elçileri şer ile emretmez. Arifler şer ile emretmez. Onun
için bunlara itaat kayıtsız ve şartsızdır!..
Hakikatın zahire yansıdığı Şeriatin âdâbına riâyet etmeyen
kimseyi Cenâb-ı Hak kat’iyyen esrârına mahrem etmez. Esrâr-ı
aşkı ehl-i zâhire söyleme. İşin kışrında kalana bu zevkten ısrâren
bahsetme. Lokma onun yutacağı cesâmette değil, boğarsın.
***
Cevizin kışrı: Cevizin yenecek yerine kıynak denir. Kıynağa sa-
rılmış kabuk var ki ona da kıynağın kışrı denir. Ceviz yaş iken kışır
rahatlıkla soyulur. Zira kışır acıdır. Kurudukça acılığı hissedilmez olur
ve ikisi birden yenebilir. Mutasavvifîn cevizi tasavvufa benzetmişler.
Şöyleki: Dışının yeşil kabuğu ile cemisini, hakikata uymayan şeriata;
içinin sert kabuğunu tarikata; kıynağını marifete; esas olan kışrı alın-
mış içini hakikate benzetmişler. Cevizin kışrı kurumadan kıynağı
kışırdan kurtar. Kuruyunca çıkarmak mümkün değildir. Çünkü
kurumak küfr-ü inadidir. Kurumadan kurtulmaya çalış.
***
86 Şeriatın adabı derken, hakikatin zahire yansıdığı zaman aldığı is-
me şeriat denir. Hakikat dışı, nefsin ve aklın ürettiği şeyler şeriat de-
ğildir!
Hazret-i ALLAH: "Biz peygamberlere bir şeriat birde tarik
verdik!."
***
Akıl bir çok vehimler elinde oyuncaktır.
***
"Doğru yolu bulanlara gelince, ALLAH onların hidâyetlerini
artırır ve onlara takvâsını öğretir."
(Muhammed Suresi, 17)
***
"İlâhî emre uyan bir kul ol ve yeryüzünde yağız at gibi yürü.
Cenâze gibi başkalarının sırtına yük olma." (Mevlânâ)
***
Şekilde, insan bir sivri sineğe mağlup olur. Fakat bâtında yedi kat
göğe ulaşan kudreti vardır.
86
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
"ALLAH’a doğru yükselip giden insan yer yüzünde yürümede
zorluk çekmemelidir." (Muhammed İkbal)
***
Aklın yolu zan ve tahmindir; kalbin yolu temâşâ ve hayranlıktır.
***
Kalpleri ALLAH’ın zikrine karşı katılaşmış olanlara yazıklar ol-
sun!.
***
"Kulum beni zikrettiği ve dudakları zikir sebebi ile hareket
ettiği müddetçe ben kulumla beraberim."
***
"ALLAH, dinde sizin için güçlük kılmamıştır."
***
Bâzı insanlar bâzı kıymetler için yaşar. Hattâ onun için canını fedâ
eder. Bu kıymetlerin izâhı riyâzî hesaplarla kâbil olmayıp, ZEVK ile-
87
dir. Misal: Nâmus gibi. Vatan için ölümü göze almak kutsal arzunun
netîcesidir.
***
Ruhu nefsin çirkin arzularından kurtarmak kolay olmayıp, çok
ulvî ve kutsî bir ferâgat ister. Bu ferâgat ise ALLAH’a acabasız îman-
la elde edilir.
***
"Sufiye ile sohbetim esnâsında kendilerinden 3 şey öğrendim:
1-Zaman bir kılıçtır; sen onu kullanmasını bilmes
sen o seni keser!
2-Kendini Hak ile meşgul etmezsen bâtıl seni
sarar.
3-Kendine hiç varlık vermemek ismet erbâbından
olmaktandır."
(İmam Şâfiî)
***
87
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
88
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
89
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
90
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
91
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
İnsan tefekkür ölçüsü ile ölçülür, ruh ölçüsü ile ölçülür. Yalnız te-
fekkür cansız ve câzibesizdir. Yalnız ruh içi boş bir zarftan ibârettir.
İkisi birleşince insan vücuda gelir.
***
Hayat denen komedi ne kadar tatlı geçerse geçsin. Son perde
dâimâ kanlı biter.
***
"İlim toplayıp yığmışsın, gönlü ihmal etmişsin. O kaybettiğin ser-
vete ne kadar acıyorum."
(M. İkbal)
***
Tasavvufsuz semâvî, hattâ bâtıl din dahi yaşanmayacağına,
tasavvuf toplumlara fâideli olduğuna ve insanları ve cemiyeti dü-
zelttiğine göre Cenâb-ı Hakk’ın üzerimizdeki sayısız nîmetlerden
birisi de modern cemiyetlerde tasavvufun kadrinin anlaşılmasıdır,
diyebiliriz.
92 ***
"Ey îman edenler! ALLAH’tan korkun. Ona yaklaşmaya
vesîle arayın ve onun yolunda cihat edin. Tâ ki, murâdınıza eresi-
niz."
(Mâide Suresi, 35)
***
92
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
93
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
94
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
"Alimler nebîlerin vârisleridir."
***
Alim ALLAH’ı en çok bilendir.
***
Kulluk yapacak kadar amel ve icraatla noktalanmayan ilim bilmen
ne ifâde eder?!.
***
Seyyid Ahmede’l-Kebîr Rufâî’nin Evlatlarına Öğütleri:
*Kalbin güzelliği havfullah iledir.
*Aklın güzelliği mesmuât-ı ilâhîyi düşünmek iledir.
*Ruhun güzelliği nîmet-i ilâhîye karşı kavlen, fiilen, hâlen,
sırren şükretmektir.
*Lisânın güzelliği mâ-lâ-ya’nî’den sükut etmektir.
*Yüzün güzelliği, Halik’a hâlisâne ibâdet, halka sâdıkâne
hizmette bulunmak iledir. 95
*Niyyetin güzelliği mâsivâyı, dünyâ ve ebedî hayatta fâidesi
olmayan hâtırâtı gönülden çıkarmaktır.
*Nefsin güzelliği emr-i ilâhîye ters düşen şeylerde nefse
muhâlefet etmektir.
*Sırrın güzelliği sabır, belâya musîbete tahammül etmektir.
*Hâlin güzelliği istikâmet iledir.
*Hizmetin güzelliği edep iledir.
*Kelâmın güzelliği doğru söz söylemektir.
***
Dünyâ fâni, âhiret bâkidir. Bâkiliğin tohumu fâniliktedir; Fâniyi
fenâya veren bâkiyi de kaybeder.
Dünyânın maddesi "zaman" fânidir. Mânâsı "hayâtiyet" ise bâki-
dir.
***
Cenab-ı HAK dünyâyı da ve âhireti de mü’minler için halketmiş-
tir.
95
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
96
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Hıristiyanların rönesanstan evvel yaptığı gibi bizim zâhir
ulemâmız da akıl yolunu seçerek ulvî meselelerin halline çalıştık-
larından isâbet edememişlerdir. Dîn-i İslâm’ı kalıplaştırmışlar,
aklı nakle tercih etmişlerdir. ALLAH îman zâfiyeti vermesin. 97
Amîn.
***
İki ben bir arada bulunmaz. Benliğini eritecek kamil insan
ara.
***
Hazret-i insan âyine-yi Rahman’dır.
"Uyun, sizden hiçbir ücret istemeyen o kimselere. Onlar
hidâyete ermiş zatlardır."
(Yâsin Suresi, 21)
***
Kalbi göz yaşlarıyla suladığın zaman yaptığın duâyı kâinat bi-
lir. Bu yaşa kıyamayanlara aşk yolunda sefer haram kılınmıştır.
***
Göz, yaşla dolduğu vakit benlik gider. İşte o vakit kul ALLAH
ile konuşmuş gibi olur.
***
97
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
98
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
99
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
100
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
101
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
102
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
bilesin!. Zira HZ. ALLAH sebeblerle bilinir. Sebepler ise fiili sıfatla-
rıdır. Bi-zatihi değil, izafidir. Sebebleri inkar ise, ehli iyi bilir, açık
küfürdür.
***
İdrâk-i meâlî bu küçük akla gerekmez,
Zîrâ bu terâzî bu kadar sıkleti çekmez
(Ziyâ Paşa)
***
İslâmiyet’in bütün esaslarını kabul eder gibi tavır takınırken, diğer
taraftan dînin kuru bir îman ikrârından, ve yalnız akla hitaptan ibaret
olmadığını ve emr-i ilahiyi kül olarak aklın ölçemiyeceğini düşünü-
yordu. Ona göre îman kalbin derinliklerinde yaşanılan amentüde ger-
çeğini kanıtlayan aklın ölçüsünde mota mot ölçü bulamayan, itikatta
izah edilen imanın özetlenmişidir.
"Ve (sufilik) işte bu derunî hayâtı yaşamaktır."
(İmam Gazâlî)
Peygamberimiz Efendimiz (s.t.a.v.) buyurdular ki: "Kavî mü’min 103
zayıf mü’minden hayırlıdır, ALLAH katında daha sevgilidir. Bu-
nunla berâber mü’minin hepsinde hayır vardır."
Sana dünyâ ve âhirette fâide veren şeyin son derece üzerine düş.
ALLAH’tan da yardım iste. Acizlik ve gevşeklik gösterme. Şâyet sana
bu kadar ihtiyattan sonra yine bir şey değerse, işin istediğin gibi olmaz
ise "ben böyle yapmış olsa idim, şöyle böyle olurdu" demeyesin!
"ALLAH takdir etti ve ALLAH istediğini yaptı" de. Çünkü olmuş,
geçmiş birşeye kaygı çekerek, "keşke şöyle yapsa idim, böyle olmaz-
dı" gibi söz ve düşünce şeytânîdir, vesveseye yol açar.
***
Cevizin yeşil kabuğunu yemekle tat bulunmaz.
***
Zâhir ile ey fakih, Kur’ân’ı arzularsın.
***
Cevizin ceviz tadı kışrından sonra kıynağındadır.
***
Hüdâ’yı ten gözü ile görmek olmaz.
103
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Mürşidi seyret, cenâb-ı mürşidi ayna kıl kim, olasın irşat.
***
Bir şeye mahluk gözü ile bakarsan, ol mahluk olur. Hak gözü ile
bak ki, bî-şek nur-ı Yezdân ondadır.
***
"Eğer onlar seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak
koşman için zorlarlarsa onlara itaat etme. Onlarla dünyâda iyi
geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak
banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber veririm."
(Lokmân Suresi, 15)
***
Rindân Sa’dî der ki:
"Ey kaba sofi! Yoluna git. Bana hakîkati anlatmaya kalkışma.
Bu kâinâtın esrârı senin ve benim gözümde kapalı. Ve öyle de ka-
lacaktır. Ben emr-i ilâhîye âsi, sen ise ALLAH’ın kullarını
104 ALLAH’tan kaçıran, ilim yoksunu, hakîkat câhilisin."
***
Dinde mistisizmin, yâni tasavvufun akılla fazla alış verişi yoktur.
Yâni aklı tatmin etmek onun dâvâsı değildir.
***
Zamanla akıl da manevi yaşantına uyum sağlayacaktır.
***
104
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
105
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
verdiği ahde vefâ gösterirse ALLAH ona büyük bir mükafat vere-
cektir."
Bu âyet-i celîle her ne kadar Hudeybiye biatı olarak tahakkuk et-
miş ise de, hâdiselerin zamâna göre zuhuru görülsede, tecellî eden
rahmet-i ilâhî, veya gazab-ı ilâhî kıyâmete kadar geçerlidir. Şâhidim;
şüphe edilmesin.
ALLAH’ın bu türlü vazîfelendirmediği kişilerde de rahmet-i
ilâhînin varolduğunu düşünmek... Rahmet-i ilâhîye vesile kıldığı
kâmil insanın vazîfesinin ALLAH’ın tertibi olduğunu bilmeden,
enâniyete düşerek, "ben de yaparım" anlamında bu günaha cüret eden-
ler, bilemediklerinden, "vazîfe yapıyorum" diye varlıklı şahsiyetlerin-
de vazîfeleri olmadığı halde "biat vecîbesinde selâhiyetliyim" diye,
ALLAH’ın kullarını bilerek veya bilmeyerek rahmet-i ilâhîden mah-
rum ettikleri gibi, sembolik olarak kabul edenlerin nefsani küfür zevk-
lerine zevk katacaktır. Ve huzur-ı ilâhîde mâsum kulların uğradıkları
zararın hesâbını ayrı ayrı kişilere verebilecekler mi?!.. Güç, kuvvet
ancak ve ancak Hazret-i ALLAH’a mahsus olup, bu gücü şahsına
106 mâleden gâfillerin şerrinden ALLAH cümle kullarını korusun, âmîn.
***
Makâmâtı, görüp geçmiş gibi söz söyleyen vâiz,
Sevâbı terk edip, şekl-i hatâyı belleyen vâiz,
Kuru dâvâ ile ukbâda devlet bekleyen vâiz;
Rüku eder de, mihrâbın neden kâm olduğun bilmez!.
(Abdülaziz Necâtî Efendi)
***
Dünyaya her birimiz bir vazîfe için geldik. Bunu biliyoruz. Yal-
nız, hayıra mı, veyâ şerre mi?!.. Hizmet ettiğimizi bilmek uyandığımı-
zı gösterir. Uyandıktan sonrada hizmet hayra müteveccih ise bunu
artırmak ve netîcede kemâle doğru yol almak: İnsanlık ve İslâm’ı ya-
şamak budur. Hizmet şerre müteveccih ise nedamet duyarak istiğfarın
kabulü hidâyete mazhar olduğumuza işârettir. Hayır ve şer ölçüsünü
bilmemek cehalettir ve gaflettir. Gaflette olan adem ise küfre mahsus,
na-ehlin icra-yı sanat eylediği âlet mesâbesindedir. Kimin eline geçer-
se onun küfrüne hizmet eder olur.
106
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
107
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
108
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
(Bakara Suresi, 5)
Münâfıklar namaza kalktıkları zaman, insanlar görsün diye, göste-
rişle kılarlar. Buna benzer tutumlar ibadette samimiyetsiz kişilerde
görülür ki o kimsenin ihlasla, takvayla, vera ile ilgisi yoktur. Zira mü-
nafık damgası yemiştir!. Günahtan kurtuluş ise samimi tövbe ve istiğ-
fardır.
109
109
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
İNTİHAR
110
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Kâmil insan Hüdâ’nın halîfesidir.
***
Kur’ân-ı Kerîm’de: "Denizler mürekkep olsa, ağaçlar kalem
olsalar, Rabbının kelimesi olan insan-ı kâmilin evsâfını târife
kalksalar denizler kurur" buyurulur. ALLAH’ın kelâmı bitmez. O
kişi gene ALLAH’ın varlığı, gücü ve kuvveti karşısında âciz kuldur.
Zuhur eden sıfatlar kişinin kendi meziyeti değildir. Merhamet-i
ilâhînin tecellîsi, rahmet-i ilâhîdir.
ALLAH elçilerindeki rahmet-i ilâhiyenin zuhuru beşerin malı ol-
mayıp, rahmet-i ilâhiyenin vesileden zuhurudur. Peygamberlerine ih-
san edilmiş, kıyâmete kadar devam edecek olan nur-u Muhammedînin
tertib-i ilahiden devâmıdır. Kulun bu türlü rahmet-i ilâhîden nasibini
almak için, mutlakâ Hazret-i ALLAH’ı kabul edip, varlığına inanması
şarttır. ALLAH’tan başka ilah olmadığını lisânı ile söylediği gibi kal-
bine de kabul ettirmesi lâzımdır. Kalbe hulul etmeyen tasdik
ALLAH’a göre değil, beşerin ölçüsünden öte gidemez!.
111
İnsan kendi azâbını, esiri olduğu İslâmi edepten yoksun huyu
ve tiyneti ile hazırlar ve sonra kendinde gâlib olan sıfatla haşrolu-
nur.
***
21’inci asırda, Türkiye dâhil, bütün dünyâda mistik duygulara
doğru bir eğilim mevcuttur. Materyalist, inkâra giden düşünceler gü-
nümüzde çekiciliğini bir hayli kaybetmiştir.
***
Din ALLAH’ın inzal ettiğini, fen ALLAH’ın yarattığını gösteren
kânunlardır.
***
ALLAH’ın bir kânunu diğer kânununa muhâlif olamaz.
***
Hiçbir mevcut yoktur ki, en yüksek hâkim olan Cenâb-ı Hakk’ın
varlığına şâhit olmasın. Hiçbir zerre yoktur ki büyük Halık’ın varlığını
göstermesin!
***
111
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Tabiat kitabının her bir sahîfesi kudret-i ilâhînin faturasının bir te-
celligâhıdır. Ona en ziyâde mazhar olan en güzel biçimde yaratılan
insandır!.
***
"İnsanın makamı semadan yüksektir!."
(M. İkbal)
***
Muayyen bir amelin iyi veyâ kötü oluşunun takdîri Cenâb-ı
Hakk’a âittir.
***
Bundan başka şunu hatırdan çıkarmamalı ki, mesuliyet anlayışı bu
dünyâya âit hususlardır. İlâhî mükâfât veya mücâzât da öteki âleme âit
olduğu gibi, biz onları aynı seviyeye indirdiğimiz için müteessir olu-
yoruz. Böyle yapmak hatâdır.
***
ALLAH’ın her şeye kâdir oluşuna ve insanın mutlak sorumlu-
112 luğuna inançtır ki, ehlini gayrete getirir, onu kaçınılması mümkün
olmayan hâdiseler karşısında tahammüle kâbiliyetli kılar. Bu îti-
kat onda hareketlilik, canlılık husule getirir. Bu mevzuun doğru-
luğuna kendimizi inandırmak için asr-ı saâdette müslümanların
imkansızlıklar içerisinde başardıkları büyük işler sadık imanları-
nın delili ve şahididir.
***
Şunu da hatırdan çıkarmayalım: İslâm yalnız îman değil, cismânî
olduğu kadar ruhânî bir îtiyattır. O beşer hayâtının bütün sistemidir!.
***
Kolay zannettiğimiz aşk caddesi akla tıkandı. Kendi kulaçla-
rımızla bu deryayı yüzmek imkanı kalmadı. Meğer ki, bir nedîm-i
ilâhî, bir vârisü’n-Nebî elimizden tuta. Onun için insanın zâhirini
şerîatin ahkâmına, bâtınını hakîkatın nuruna vermeden mahru-
mun aşk-ı ilâhîden, muhabbet-i Rabbânîden dem vurması doğru-
dan doğruya yalancılıktır. Açıkça münâfıklıktır.
***
112
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
113
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
114
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
(Hadîs-i Şerîf)
***
"Kelam ilmini gâyeye ulaşmak için bir vâsıta değilde maksat edi-
nenlerin, ALLAH’a şirkten mâ-adâ bütün günahlarla kavuşmaları on-
lar için ALLAH’a kelam ilmiyle kavuşmalarından daha hayırlıdır."
(İmam Şâfiî)
***
"İlmi, kelam yolu ile arayan zındıklaşır. Kimyâ yolu ile arayan if-
las eder."
(İmam Yusuf)
***
"Ey habîbim! melekler aşağı inseler, ölüler kalksalar, bütün
hepsi senin peygamberliğine şehâdet etseler, ellerinde Kur’ân’ı
tutsalar gene inanmazlar. Kalpleri mühürlüdür. ALLAH onların
öyle olacağını biliyor."
*** 115
115
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
116
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
117
117
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
USTA
Hani en geçerli silah kılıç iken... Kılıcı eğrilen cengâver kılıcı us-
taya götürdü, düzeltsin diye. Usta fiyatını söyledi. Anlaştılar. Usta,
kılıcı altına aldı, üzerinde biraz sallandı. Dosdoğru olan kılıcı sâhibine
verdi.
"--Usta bu iş çok kolay ve ferahmış sen benden emeğinden çok
ücret aldın" deyince,
usta, kılıcı aldı, tekrar üstüne oturdu, eskisi gibi eğrilen kılıcı
sâhibine verdi. Cengâver memnun oldu. Çünkü sanatı gözü ile öğren-
118 mişti!
Göz görür ama sanat icrâ edemez. Sanat hizmet, emek ve meleke
işidir. Harikası dâd-ı haktır. ALLAH vergisidir.
Cengaver gözden öğrendiği sanatını icrâ etmek için müsâit yer
buldu. Kılıcın üzerine ustanın yaptığı gibi oturdu. Sallandı. Kıçını
kesti. Aklı erdi ki, bu iş her adamın kıçının işi değil. Ustaya geri getir-
di de sıkılarak, kılıçla parayı verdi:
"--Kusuruma bakma, bilemedim. Helal olsun. Senin kıçın da usta
imiş" dedi.
***
118
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Câmiye imam atayacaksan. ALLAH’ı bilen, Kur’ân ezberinde
olan hâfızı ata. Yerindedir. İmansız hâfıza sakın imâmetlik vazîfesi
verme. ALLAH’ı bilmeyende ne vatan aşkı, ne millet sevgisi, ne de
âile mesuliyeti vardır.
Daha hayat tecrübesi yokken, çocuğa meslek seçtirme. Babanın
ananın arzusuna göre çocuğu meslek sâhibi yapmayın. Kendine gelsin.
Hayrını ve şerrini bilerek, kâbiliyetini idrak ederek mîzâcına uygun
mesleğini kendisi seçsin. Ademin fıtratında yâni yaratılışında görür-
sün. Kız çocuğu eline aldığını kucağına yatırır, bebekmiş gibi sallar.
Erkek çocuğu eline aldığı her şeyi çekiç ve keser gibi yere vurmaya
başlar. Bu fıtrat, hayâtı müddetince bâkidir. Ne erkeği çocuk bakıcısı
yap, ne de kadının eline keser, çekiç ver. Nizâm-ı âleme ters düşer.
Hem de zulüm olur.
İnsan bu dünyâda bir mürşidin uyandırışı ile kendi cevherinin
farkına varırsa, içinde duyduğu derin özleyişin kime ve nereye âit
olduğunu anlamış olur.
119
ALLAH’ın önce dış âlemde fiilî sıfatının tenezzülen zuhuru
ile, sonra iç âlemde hissedilir hâle gelmesine tertib-i ilahinin te-
cellîsi de denebilir!.
Bu hâle eren insan kâinâta ALLAH’ın görüşü ile bakar. Her bak-
tığı yerde onu hisseden insan "gören" insan demektir.
Gene bu haller tam bir vuslat değildir; bir özleyiş içindedir dene-
bilir.
İşin gerçeğini idrak edemeyip, aşk-ı ilâhîyide madde imiş gibi
ölçmeye kalkışan "len-terânî (beni göremezsin)" hitâbından haber-
siz, hakîkat garibi şöyle diyordu:
"--Perdeyi kaldır ve benimle örtüsüz konuş ki, ben üzerinde göm-
lek bulunan sevgili ile visâli sevmem!."
Ona dedim ki:
"--Eğer sevgili bütün sırlardan soyunup meydana çıkarsa sen kal-
madığın gibi, tozun dumanın da kalmaz."
"ALLAH’tan iste, taşıyabileceğin kadarını iste. Zîrâ bir saman çö-
pünde bir dağ kaldıracak tâkat yoktur."
119
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
(Hüsameddin Çelebi)
***
Hangi beşer zât-ı Hakk’a nâib olmuş "İnnî câilün fi’l-ardı
halîfe" (yer yüzünde halîfemi yaratacağım) sırrına mazhar olmuş ise
onun neş’esi hayallere akseder ve beşeriyet o neşenin tahtında seyrini
ikmal eder.
***
120
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
121
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
İmanın kelâmı ile kendini avutan fırıncı taklid-i aşk ile fırından
dışarı fırlayıp, Leylâ’sını arayan sahte Mecnun misâli Şiblî Hazretleri-
ni buldu. Elini bıraktı, ayağına sarıldı. Özür ve hatâlarını tesbih eder-
cesine saydı kurnazca sıraladı, döktü. Mahviyyete girmişcesine alçaldı
da -zaten o mevkide idi-:
"--Eşşeklik ettim, malım, mülküm fedâ olsun, canım sana kurban
olsun. Bilemedim, beni affet" dedi.
Şiblî Hazretleri ibret-i âlem olsun diye, şartlı olarak kabul etti ve
îzah etti:
"--Memleket halkına yemek ziyâfeti vereceksin. Yemek yemedik
kimse kalmayacak. O zaman senin bu fedakarlıklarının nedenini îlan
edeceğim."
Adam kabul edip, hemen her tarafa îlan etti. Memleket halkına
duyuruldu. Dâvete hemen hemen gelmeyen kalmadı.
Yemekten sonra halk Şeyh Şiblî Hazretlerinin etrâfına toplandı.
Hikmet ve mârifetullah hazînesinden az da olsa hisse almak, istifâde
etmek istediler. Bir uyanık kişi dedi ki:
122
"--Efendi hazretleri bize bir dirhem bal için bir çeki odun çiğnet-
me, keçi boynuzu yedirme, sâde bal ver. Kısa kelamlarla cennet ve
cehennemlik göster bize."
Vârisü’n-Nebî, nedîm-i ilâhî, vazîfeli olan Şeyh Şiblî Hazretleri
buyurdular:
"--Gaybı ancak Hazret-i ALLAH bilir. Habibi Muhammed Musta-
fa (s.t.a.v.) Efendimize dahi 10 kişinin cennetlik olduğunu bildirdi.
Fazlasını Peygamberimiz Efendimiz de bilemez. İnsan bu sırrı bilme-
ye muktedir yaratılmadı. Ama gene Rabbımın lütf u ihsânı kanun-u
ilahiye uygun bildirgesi ile sizlere, ALLAH’ın affına sığınarak, yaşa-
dığım manevi hayatın anayasası olan Hazret-i Kur’ân’ın uyarısında bir
tâne cehennemlik gösterebilirim" dedi ve gösterdi.
"--Hiçbir masraf ve fedâkarlıktan kaçınmadan bir memleket hal-
kına yedirdi, içirdi, ALLAH’ın âciz kulu Şiblî hürmetine. Fakat
ALLAH rızâsı için isteyene bir ekmek vermedi. ALLAH’a kulluk
yapacak kadar iman edemeyen bu ademin ilâhi ölçülere göre şu an
uyum sağlayacağı yer cehennemdir. ALLAH’ı bilmeyen benî
Adem’in kul olan şeyhi bilmesi ne ifâde eder?!.."
122
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Kande bilsin Hakk’ı inkar eyleyen, Niyâzî Mısrî’yi,
Zâhir olmuşken yüzünde nur-ı Zât-ı Kibriyâ?
***
Evet, ALLAH’ı bilmeyen Şeyh Mısırlı Niyâzî’yi nerden bilecek?
O, mânevî vazîfe taşıyan kişilerdeki nuru da görme kâbiliyetin-
den yoksun. O nur baş gözü ile değil kalp gözü ile müşâhede edi-
lir.kalp gözünden yoksun kişi hakikatı ne ile görecek?
Kitap ve sünnetlerde olmayan bid’atlerle amel etmemeliyiz. Çün-
kü kâmil olmanın şartı şeriat-i mutahharanın hükümlerini bilmek,
hurâfe ve bid’atlardan uzak durmakla olur... Zîrâ kâmil olan kimsenin
gece gündüz, bütün hareket ve sükunu ancak şeriatın mîzânı üzere
olur. 1250 senedir içtihatsız kalan şeriatın, emr-i ilâhîleri kalıplaştırıl-
mış, içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Zamânımız ulemâsı bu mesuli-
yetlerini ne zaman idrak edip, zamana uygun icraatları ile evvelâ ken-
dileri yaşayarak, sonra tabilerine anlatacaklar?!...
Bütün kâinât ALLAH’ın ilim ve irâdesinin tecellîsidir. ALLAH’ın 123
bi-zâtihî tecellîsi değildir.
Kâinât ilâhî bir feyizdir. İslâm’da vahdet-i vücud budur.
Her varlık izâfi varlıktır. Mutlak varlık değildir.
123
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
124
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
125
125
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
HZ. ALLAH’ı noksan sıfattan tenzih etti, ama HZ. ALLAH "öğle
yemeğine geleceğim" diyordu.
"--Nasıl olur? diye sormak iman dışı olur, diye: "Buyur, ya Yabbi,
dedim. Telâşe ile hazırlığa başladım. Yakınımdaki ALLAH kullarına
müjde verdim."
126 Bir telaşedir başladı. Develer, sığırlar, koyunlar kesildi. Büyük
kazanlar ateş üzerinde pişmeye bırakıldı. Mahşeri kalabalık gelecek,
ALLAH’ı göreceklerdi. Musa (aleyhis-selam) duyurabildiklerine öyle
bildirmişti.
Öğle olmuştu. Telâşe hat safhada idi. Bir sail miskin gelerek, Mu-
sa (aleyhis-selâm)’a:
"--Çok açım, bana biraz, ALLAH için verir misin?" deyince, Mu-
sa (aleyhis-selâm) sailin eline su kabını vererek:
"--Kazanların dibi tutacak, çabuk dereden su getir" dedi.
Gelen suyu kazana boşaltıp, tekrar getirmesini söyledi. Bu birkaç
defa devam edince, gücü tükenen sail kaçarak kurtuldu.
126
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
127
127
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
128
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
129
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
***
Kalb-i Mecnun’u yarar isen Hazret-i Leylâ çıkar.
Zâhidâ, sen sanma, Mecnun başka, Leylâ başkadır.
***
Taklîd ile setroldu, tahkîk olan âşıklar.
Her birisi bir şeyhdir nurânî alâmet yok.
***
130
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Akla:
"--İman nedir?" diye sordum.
O, kalp kulağıma:
"--İman edeptir" dedi.
***
ALLAH’a karşı edep, peygamber efendilerimize karşı edep,
âile efrâdına karşı edep, hemcinsine karşı edep.
***
Fâniyi fenâya veren bâkiyi de kaybeder. Bâkiliğin tohumu fânilik-
tedir.
***
Maddedeki günahı kebaire dışındaki güzellikleri kabul etmediğin
kadar manadanda o kadar kaybedersin iyi bilki dünya ve ebedi hayat
nizamı senin için rahmettir birini diğerinden ayrı düşünmeyesin!..
131
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
Dünyânın maddesi, zamânı fânidir. Ama mânâsı, hayâtiyeti bâki-
dir.
***
"Tevfik, sâye refik olanındır dünyâda."
M. Akif)
***
Müslüman, İslâm’ın aynı zamanda bir hayat nizâmı olduğunu
kabul etmelidir.
Kabul etmeyenler, İslâm’ın anlamını yeteri kadar bilmedikle-
rindendir.
***
Bilebilseydik, Kelâm-ı Kadîm’de Hazret-i ALLAH’ın koyduğu,
kıyâmete kadar geçerli olan hayat nizâmını... Tenezzülen zuhur eden
ve bâriz görülen ALLAH’ın fiilî sıfatlarının zuhurunu.... Sana tevcih
edilen cüz’î irâdeni kullanmayı idrak edemeyip, "onu da sen yap" diye
132 nefsini cüz’î irâdeden de soyutlayarak, hiçbir mesuliyet duymadan
götürmeye çalıştığın hayat nizâmının... Mânâsı kaybedilip teleffuzda
yalnız İslâm’ın kelâmı kalmazdı!
Mükevvenâtta bir zerre varmı ki, mânâsız yaratılmış olsun?!..
***
Hayvanın her şeyinden istifâde eder Benî Adem. Sütünden, etin-
den, derisinden, kemiklerinden, hattâ pisliğinden. Söyler misin, ey
Benî Adem? ALLAH’ı bilemiyorsan hemcinsine karşı vazîfeni idrak
edeceğine kim inanır? Hizmet ediyormuş gibi görünsen de hayat sah-
nende nefsî çıkarından başka bir görünüm bulabilirmisin?
***
Küllü mahlukâtın efdali ve şereflisi olarak yaratıldın. Hiçbir mah-
lukâta verilmeyen cüz’î irâde, az da olsa cüz’î hürriyet, cüz’î hâkimi-
yet sana verildi. Bu rahmet-i ilâhîden haberli kılındın. Ama bu haber-
ciyi kabul edemedin. Niye? İyi dinlemediğin için, gafil!..
***
Hürriyetin elinden gidiyor, zannettin. Bilemedin ki, gerçek hürri-
yetine kavuşacaktın. Cevherini ve arâzını halketti HZ. ALLAH. Sen
132
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
133
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
134
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Ayet-i celîleyi iyi oku da "lâ ilâhe illa ALLAH" diyen bedevî
de olsa, "müslüman değilsin" diye gönül tahribatı yapma. Ayet-i
kerîmeyi iyi anla da, sonsuz rahmeti ilâhiyeleri, ayrıca emr-i ilâhî
olan namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekat vermeyi
"İslâm’ın şartıdır" diye, mü’minle müslimi birbirine karıştırma.
Bedevî, İslâm’a girdi, müslüman oldu. Ama henüz bir şey bilmi-
yor. Genç müslüman. Ama henüz teklifâta tâbi değil. Büluğa er-
medi. "Bunlar müslüman değil" dersen, sen hakikat cahilisin
İslâm’ı bilemiyorsun bilemediğin işe karışma!.
Tasavvuf; ancak kalbe işlenen ledünni amellerin bir kânunu, zahir
ve bâtınla ilgili ilâhi hükümlerin düsturunun ismidir!.
"ALLAH (c.c.) yakında bir kavim getirecek. ALLAH (c.c.) on-
ları, onlar da ALLAH’ı sever."
(Mâide Suresi, 54)
Tasavvuf îmanla ameli sâlih arasını cem etmektir. Amel-i sâlihi
tamamlayıp zirveyi kemâle çıkmaktır.
İman çıplaktır. Elbisesi takvâ, süsü hayâ meyvesi ise ilimdir.
135
"Ne mallarınız, ne de evlatlarınız sizi nezdimize yaklaştırmaz!
Ancak îman edip, sâlih amel işleyenler başkadır. Onlar yaptıkları
iyiliğe mukâbil iki misli mükâfat görürler. Onlar en yüksek me-
kanlarda, emniyet içindedirler."
(Sebe Suresi, 37)
Ne zaman kulum üzerine zikrim gâlib olsa, kulum bana âşık
olur, samimi olur. Ben de ona âşık olurum.
Cebrâil (a.s.) Peygamberimiz Efendimiz’e bildirdi:
"--ALLAH ümmetine bir şey verdi ki, diğer ümmetlerden
hiçbirisine onu vermedi."
"--Yâ Cebrâil, nedir o?" diye sordu:
"--ALLAH’ın: ‘Ey kulum, beni an ki, ben de seni anayım
(fezkürunî, ezkürküm)’ sözüdür. Bu senin ümmetinden başkasına
verilmedi."
"Ey Rabbımız, bize dünyâda hasene ver. Ahirette de hasene ver"
meâlindeki Bakara Suresi 201’inci âyetini Hasan-ı Basrî Hazretleri
meal olarak şöyle ifâde ettiler:
135
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
136
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
137
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
138
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
139
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Tutku insanı yıkabilir de, yapabilir de. Ama mutlakâ harekete ge-
çirir.
Tehlike nerede ise kurtuluşu orada aramak lâzım.
Kur’ân’ın belli kalıplar içinde kalmış bir düzen sunduğunu kim
söylemiş?
Hiç kimse bizi peşinen çizilmiş sınırlara zorlamamalıdır.
Şiir şâirin neresinden çıkarsa okuyucunun orasına ulaşır!.
Kâinâtın yaratılış sebebi olan nur-u Muhammedî hakîkatine
ulaşmak kâmil insana karşı beslenen sevgi ve bağlılıktır. Kâmil
insan bütün insanların göz bebeğidir. Kâmil insanı sevmek nur-u
Muhammedî’yi sevmek, ALLAH’ın rahmet sıfatlarının tecellî
ettiği mercîyi sevmek gerçek anlamda ALLAH’ı sevmektir.
HZ. ALLAH’A ve resullerine iman edenler bu gerçeği iyi bilirler.
İnşaALLAH, idarecilerimiz de bu gerçeği anlar. Sahtelerine bilmeden
verdiği yolları kapatır. Gerçeğe mana yolunu açık tutar.
140 Ehl-i aşk kemalatlı yaşantısı ile dinde, kalpten gelen emr-i ilahiye
uygun duygularla Yaratanını kesir zikreder.
Mecnun’a Leyla’sını anmak suç olmamalı!..
HZ. ALLAH (c.c.) hadis-i kutside buyurdu ki:
Kulum beni zikreder… Kulum bana aşık olur.. Aşkla zikretmeye
devam eder… Ben de o kuluma aşık olurum!..
***
Fenâ fiş-şeyh:
Kâmil insanda yok olmak, nefsin yasaklanmış arzularından şeyhi-
ni örnek tutarak kemalata doğru yol almaktır. Tasavvufta bu hâle
kâmil şeyhin hâli ile hallenmek, onda ifnâ olmak, yâni benliğinden
soyutlanıp, gayr-i ihtiyârî zuhur eden rahmet-i ilâhiyede şeyhi ile bir
olmak.
Fenâ fir-Resul:
Hazret-i Resulullah (s.t.a.v.) Efendimiz’in ALLAH’ın lutuf ve
ihsânı olan rahmet deryâsında, Hazret-i Resulullah’tan başka bir şey
140
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
141
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
"Yetmiş iki milleti bir göz ile görmeyen, halka müderris olsa
hakîkatte âsidir."
(Yunus Emre)
142
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
143
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
144
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
145
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
146
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
"Ben sağ olduğum müddetçe,
Kur’ân’ın kölesi, bendesiyim.
Ben Muhammed Muhtâr (s.a.v)’in yolunun tozuyum.
Bir kimse benden bu sözden başkasını naklederse,
Ben ondan da bîzârım, o sözlerden de bîzârım.
(Hz. Mevlânâ)
147
***
Yunus Emre ve gerekse şeyhinin Kâdirî olduğu Bursalı Mehmed
Tâhir’in eseri Osmanlı Müellifleri’nin c. I, s. 192’de beyan edilmiştir.
PROFÖSÖR FUAT KÖPRÜLÜ merhum da eserinde Tabduk Em-
re’nin Kadiri ve halifesi Yunus Emre’nin de Kadiriyenin Yunusiye
kolu olduğunu kesinlikle bildirir!..
***
135 sene evvel Ziyâ Paşa’nın görüşü:
Diyâr-ı küfrü gezdim, beldeler, kâşâneler gördüm.
Dolaştım mülk-i İslâm’ı, bütün vîrâneler gördüm.
***
İslâmiyet’in gerçeğini maalesef zamana uyumlu küll olarak
kavrayamadık. Güzellikleri benimsemiş, güzel şeyleri yedinde
toplamış, ALLAH’a inanan toplumlar İslâm’ın bu yönünü iyi an-
lamış yaşayan toplumlardır.
"İslâmiyet ALLAH indinde tek dindir, başka din yok" bildi-
risini de yeteri kadar anlayamadık. Enâniyetimizin bildirisini îlan
147
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
148
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
149
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
150
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
151
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Tevhîdin 4 Mertebesi:
1-Vâcibü’l-vucud vasfını sâdece ALLAHU TEALA’ya hasret-
mek. Ondan başkasının varlığını vâcib görmemek.
2-Arşın, göklerin, yeryüzünün ve orada bulunan diğer cevherlerin
yaratılışını ALLAHU TEALA’ya hasretmek.
3-Göklerin, yer yüzünün ve bunların arasında bulunan her şeyin
tasarrufâtını sâdece ona hasretmek. Her ne kadar tasarrufât sebeblerde
müşâhade edilse de güç, kuvvet. tasarrufât ALLAH’ındır.
4-Ondan başkasını ibâdete layık görmemek.
***
"Onlar başka değil, sırf "Rabbımız ALLAH" dedikleri için,
haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer ALLAH bir
kısım insanları diğer bir kısım ile defetmeseydi, mutlak surette,
içlerinde ALLAH’ın ismi bol bol anılan MANASTIRLAR,
152 KİLİSELER, HAVRALAR VE MESCİDLER yıkılır giderdi.
ALLAH kendisine yardım edenlere muhakkak surette yardım
eder. Hiç şüphesiz ALLAH güçlüdür, gâliptir."
(Hac Suresi, 40)
Bu âyet-i kerîmeyi düşünerek ve anlayarak okur isen, bilmem ge-
ne ALLAH’ın zikrinin yapıldığı ibâdethânelere hâlâ küfür gözü ile
bakacak mısın? "Bütün insanlar kâfir, gavur, gayr-i müslim. Yalnız
ben müslümanım" diye ALLAH’a inanan toplumların hayâtını ka-
rartmaya devam etmeye cüret edebilecek misin?
Hayâtım boyunca şâhidi olduğum şu gerçeği unutma: ALLAH’a
acabâsız îman eden, Peygamber’in ALLAH’ın elçisi olduğunu bilen,
arzda vazîfeli kılındığını müdrik, samîmi insanın dünyâsı da cennettir,
âhireti de cennettir.
152
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
***
***
"Mutasavvifîn halka Hakk’ın gözü ile bakar." 153
"Mü’minin firasetinden kaçının. Onlar ALLAH’ın nuru ile
bakar."
(Hadîs-i Şerîf)
Tasavvuf aşk yolu, gönül yoludur. ALLAH insana âşık olur.
Sonra kul ALLAH’a âşık olur.
Hüdâ’nın ulu dergâhı gönüldeki hoşgörü, mutasav-vifînin
sermâyesidir.
"Sen ne kadar kulluk yaptırdınsa, o kadar kulluk yaptım.
Sen ne kadar mârifet verdinse, o kadar ârif olabildim.
Yâ Rab, sen ne kadar zikrettirdinse, o kadar zikrettim.
Sen ne kadar şükrettirdinse, o kadar şükrettim."
(Hadîs-i Şerîf)
***
153
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
sebebine tevessül ettikten sonra gene takdiri ilahi kadar yardım alır.
ALLAH elçileri, elçi varisleri istisnâîdir. yaşantılarından örnek alınır
amma aynen yaşamaya kalkışmak kulun aczi ile mütenasip olmayıp
cehlindendir!..
Sakın Kimseye su-i zan etme. Hüsn-i zan eyle. Her yaratığın
güzel bir tarafı vardır. Güzelliği gör onu bil, onunla bir ol. Hayâtı
yaratıldığı gibi kabul et. Ağırlığa sabır, islâha gücün nisbetinde
kimseyi kırmadan incitmeden samimi olan sâyi gayretini kullan
ALLAH için yapılan icraatın karşılığını görürsün inşâALLAH!.
***
"Alınlar terlesin, derhal iner mevcut olan rahmet.
Nasıl mahrum kalır, "tevfîki hakettim" diyen millet?"
***
"Zulmedenlere meyletmeyin. Aksi halde size ateş dokunur. Si-
zin ALLAH’tan başka evliyânız yoktur. Sonra da size yardım
edilmez."
154 (Hud Suresi, 113)
Cenâb-ı Hak bâzan dilin ve delîlin göremediği işleri kılıç ve
süngü ile görür.
Descartes (Dekart)’a soruyorlar:
"--Hangi kitabı inceliyorsunuz?" diye. Yerde yatan hayvan leşini
gösteriyor:
"--Şimdi" diyor "bu kitabı inceliyorum!"
İnsan ruhânî olduğu kadar dünyâcı, dünyâcı olduğu kadar da
ruhânî olacaktır.
Dünya hayatındaki tanzim edilen ilâhi vazifelerini ahirette lüzum-
lu olan azığını, dünyada iken umursamayan insan, iki cihanda da rah-
met-i ilâhiyeden mahrumdur!..
***
Mehmet Akif merhum ne güzel manzum olarak ifade ediyor:
Kadermiş, öyle mi? Haşa, bu söz değil doğru,
Belanı istedin, ALLAH da verdi, doğrusu bu.
Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın durdun.
Onun hesabına bir çok hurafe uydurdun.
154
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
155
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
156 ***
***
***
156
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
157
157
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
1-Zâtî Sıfatları
Vücud:Var olmasıdır.
Kıdem:Evveli olmamaktır.
Bekâ :Sonu olmamaktır.
Vahdâniyet :Tek olmasıdır.
Muhâlefetün lil-havâdis :Yarattıklarından hiçbir şeye
benzememesidir.
158 Kıyâm bi-nefsihî :Mekâna ihtiyâcı yoktur.
2-Sübûtî Sıfatları
Hayât : Diri olmasıdır. Diriliği ebedî ve ezelîdir.
Hiçbir kaynağa muhtaç değildir.
İlim : Her şeyi bilmesidir. Yegâne âlim O’dur.
İlmin her dalı O’nun yedindedir.
Semi :Her şeyi işitmesidir. İşitmesinde de sınır
yoktur.
Basar :Her şeyi görmesidir. Cümle
yaratılmışların görgü ufku vardır. O’nun
görüşünde ufuk yoktur.
İrâde:İstediğini dilemesidir. Hiçbir yarattığına
karşı sorumlu değildir.
158
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
159
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
160
160
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
161
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
162
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
163
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
164
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
165
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
166
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
1- RUBAİLERİNDEN SEÇMELER
167
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
168
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Hoşuna giden komşunun evi de, köyü de cennet gibi görünür. Yü-
zünü görmek istemediğin komşunun yanında ise cennet cehennem
olur.
Kendimi "aslan yatağında" bilirdim. Düşman karşıma çıkınca til-
kiye döndüm. "Ayrılık gününde belki sabredebilirim" diyordum. Fakat
iş başa düşünce buna güç yetiremedim.
Kalkıp, gideyim. Artık bundan fazla bir tedbirim kalmadı. O, is-
terse dâimâ bana ok veya kılıç vursun. Ola ki, bir kerrecik yenini tut-
mama müsâde eder. Bunu da yapmazsa, bâri gideyim kapının eşiğinde
öleyim.
Sizlerle bizler birbirimizle akrabayız. Aramızdaki perdeyi yırt-
maktan daha iyi bir şey olamaz. Ey hoca! Sen beni ayıplama, ben de
sana dil uzatmayayım ki, birbirimizden beteriz.
Diri gönüllü, irfanlı erlerle düşüp kalkmaya bak, birtakım ba-
yağıların tedbirlerine uyup da Hakk’ı kendine düşman etme. Sü-
leyman mülkünden nasip almak istiyorsan bir karıncanın bile
gönlünü incitme.
Ben sevgilimin kapısının toprağını kirpiklerimle süpüreceğim. Ey 169
rakip, söylemek istediğin şeyleri bana anlatma. Sineğin ayağı bala
sımsıkı yapışınca, ne kadar kovsan yerinden ayrılamaz.
Yarın amel defterinin kara yazısına baktığın zaman, şaşkınlıkla
elini ağzına çok götüreceksin. Dînini dünyâya satmışlardan habersiz-
sin. Yusuf’u on dirhem akçaya satıyorsun. Ne eşeksin!
Gönül murâdını zamâneden ararsan, kendini boş yere gamlarla
kocaltırsın. Diyelim ki, düşmanlar elinden dostlara şikâyette bulunu-
yorsun. Fakat dost cefâ ederse ne tedbir alırsın?
169
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
2-GAZELLERİNDEN SEÇMELER
170
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
yöneldi. Ya ben kimi arayayım? Senin gibi hercâîliğim yok ki.. Ga-
mınla mum gibi tutuşup yanan, dili ateşli Sâdi’yim. Bütün bu ateşli
dilimle berâber senden şikâyetciliğim de yok.
Bende şu var ki, güzelliğe karşı sabrım yok. Riyâkarlık etmem.
Kendimde olmayanı göstermek istemem. Ey düzgün görüşlü ve dü-
şünceli insan, sende buna kuvvet varsa bende imkan yok.
Kardeşim, sende gizli gönül derdi yoksa, dervişin sana aşktan
bahsetmemesi daha iyidir.
Kudret kalemine hayran kaldığım o sanatkârın eserine hiçbir mah-
luk bilmiyorum ki, hayran olmasın. Ey Sâdi! Değerli ömür sona erdi.
Fakat senin aşk hikâyelerinin ardı arkası gelmedi.
Düşünce kapısını kapadım. Hayal kalemini kırdım. Çünkü sen
târif ve tasvîre sığmayacak derecede güzelsin.
Sâdi, bu işin çâresi sebat, hoş geçinme ve tahammüldür. Mâdem
ki, sana muhtâcım, ağır yüklerini omuzumda taşıyacağım.
Sabah uykusundan sevgiliye mutlu tâlih diledim. Ey dünyâ ve âhi-
ret gamı! artık gönülden savuş. Burası ağırlık anbarı mı, yoksa dostun
171
seyran yeri mi? Bundan böyle yabancılarla sohbeti kökünden keseyim.
Gönül bağında sevgi fidanından başka bitki yetiştirmeyeyim. Yanına
gelip gittiğini şaşkınlıkla anlayamadım. Bilmem ki, o gelen dost mu
idi, yoksa hayâlî mi?
Duygum kalmadı. Akıl gitti. Dilim bağlandı. Bahtiyar, dostun
kemâlinde mahvolan kimsedir. Sâdi, arada perde yoktur. Sen aynanı
temiz tut. Paslı bir ayna yarin cemâlini nasıl aksettirebilir?
Gönlümün gözünde sabır olsaydı, aşktan başka bir ağırlık taşı-
mazdım. Geride kalan ömrüm ne olacak? Bilmiyorum. Yazık ki, ge-
çen günler havaya gitti.
Mecnun, aşk yolunda bugünde aynı halde ise, İSLAM,
Leylâ’nın dînidir. Üst tarafı sapkınlıktır!..
Şirin’in ıztırâbı varsa, bundan Ferhad’a ne? Fakat Ferhat rüsvaylı-
ğa uğrarsa Şirin’in tahammülü yoktur.
Ey hânende, dikkat et! Gazeli böyle oku.. Tuttuğun bu yol bir yere
varacak.
Ey su kıyısından gelip geçen dâvâcı, bizim gibi batmak tehlike-
sinde olanların neler çektiğini bilmezsin.
171
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
172
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
173
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
Bir gönül aşk ateşi ile yanarsa şaşılmaz. Orası öyle bir şamdandır
ki, içinde polat bile ateşlenir.
Senden bana bir vuslat müjdesi getiren olsaydı, bundan böyle bir
daha yüzümü halka göstermez kapımı âleme kapatırdım.
Bir kerre kulağını Sâdi’ye aç da, istekle dinle. Çünkü aşk ateşini
gönül okşayıcı sözler yaratır.
Sitemlere katlanmaktan başka çâremiz yok. Sineğin tatlı canı
teninde kaldıkça helvacının çevresinde dolaşır.
Elim canıma yetmiyor ki, onu yoluna saçayım. Gönül kime verilir
ki, senden geri alayım?. Aşkını şerh edecek kuvvet kalemin dilinde
yok. Umut kapısının çevresinde dönüp dolaşayım.
Aziz ayağının toprağı hakkı için, andımı bozmadım. Sen benden
ayrıldın. Ama ben bir başkasına bağlanmadım.
Sensiz kaldım da, nasıl kıyâmet kopmadı, namaza durdum? Ama
dalgınlıktan farkına varmadım, bilmem, senin hayâline nasıl el bağla-
dım? Dalgın namaz şeriat yönünden câiz değil. Ama benim namazımı
zâten kim kabul eder?
174
Sâdi, sen varken varlık davâsında olanlardan değildir.
Sâki, bir kadeh getir, çünkü zâhitliğe tövbe ettim. Sazcı bir hava
çal, artık hırkadan utanç duyuyorum. Yokluk selini varlığımın başına
akıt; çünkü varlık toprağından gönlümde tozlar var. Mahmurum ama
ayaklarımı sağlam basıyorum.
Zannetme ki, bu kapıdan rüsvaylıkla ayrılırım. Gönlüm burada.
Onu ver ki, selâmetle gideyim.
Buraya ayak basmadan önce başımdan vaz geçtiğimi söyledim.
Riyâ ile gelmedim ki, kovularak döneyim. Eski âşıklardanım. Tatlı
canımı bağışlarım. Yeni bir mürit değilim ki, angaryadan kaçınayım.
Senden kulağıma:
"--Ey Sâdi, öl!" diye bir ses gelse, mezar kıyısına kadar sevine se-
vine giderim. Ölüm kapısında seninle birlikte haşrolacağımı bilsem,
mezardan raks ede ede fırlar, kıyâmete kadar koşarım.
Sâdi feryatlarla yolunda yere kapanmış diyor ki: Önce sen beğen-
din de gönlümü aldın, yoksa ben sana kapılmadım.
Kalbime âşinâ bir kimse göremiyorum ki, derman göremeyince
dert ile hoş geçiniyorum. Merhem bulamayınca yaraya katlanıyorum.
174
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
175
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
176
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
177
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
178
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
SONSÖZ
Peygamberimiz Efendimiz:
"--İkinci Şeyh Sâdi diye" işâret buyurdular.
Bu mânâmı kimseye söylemedim. Şeyhime de hicâbımdan söyle-
yemedim. Takrîben iki ay kadar sonra şeyhim efendim kalabalık der-
viş meclisinde, 7 tarikten icâzetli kayınpederim Hacı Mustafa Anaç
Efendi de hazır bulunuyor iken Şeyhim efendim şeyhliğimi cemaate:
"Şâhit olun!" diye tebliğ eylediler.
179
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
180
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
181
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
182
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
RAHMET DAMLASI
Gizli hazîneydin, tecellî ettin,
Senin her tecellin, Rahmet Damlası.
Zâtınla âlemi nura garkettin,
Nurun âlemlere Rahmet Damlası.
183
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
184
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
185
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
186
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
SÖZLÜK
187
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
188
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
189
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
190
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
191
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
192
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
193
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
194
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMET DAMLALARI
195
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Metafizik I
H. Galip Hasan Kuşcuoğlu
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK
I
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
METAFİZİK 1
İÇİNDEKİLER SAYFASINDA OKUMAK İSTEDİĞİNİZ KONU ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
Fizik Üstü Tecelliyat: Metafizik ................................................................... 15
İbn-i Rüşt ...................................................................................................... 17
Gayba İman .................................................................................................. 19
Atatürk’ü Yakinen, Hayranlıkla Seyredip Edindiğim İntibalarım ............... 22
Rahmetsiz Dünya Olmayacağına Göre Mürşitsiz Dünya Muhaldir ............. 35
METAFİZİK ....................................................................................... 37
Ben Gizli Hazine İdim. Bilinmekliğimi Diledim, Zatımdan Zatıma Tecelli
Ettim! ............................................................................................................ 37
Nur-I Muhammedinin Anlamı Ve Manası ................................................... 37
İslam’da İrtica Olur Mu? .............................................................................. 39
Yaratılmış Rahmetlerin Başı Zamandır ........................................................ 40
Rabia Adeviye Hatun’un Aşk Yakarışı ........................................................ 47
Kadın Muhteremdir, Allah Emrinin Hilafına Hareket Etmedikçe................ 49
Belirli Şahsiyetlerin Metafizik İzahları ........................................................ 51
İstisnai Kişilerin Rüyaları Umumiyetle Metafiziktir. Peygamber
Efendimiz’in Rüya Tabiri ............................................................................. 54
Gaybı Yalnız Allah Bilir .............................................................................. 56
Şahide Gerek Duyulmadan, Hayli Zamandır Gösterilen Gerçeklerden
Soyutlanmış, Metafizik Yoksunu, Beş Duyunun Esiri Olan Ademi
Materyalistleştiren Başı Madde, Sonu Yine Madde Olan Akılcı Bir Din
Sergiledik. Ezelde Lutfedilen İmanı Doyuramadığımız Gibi, Rahmet-İ
İlahiden Ümit Beklentisi İle Avunan “Mürid”İn De Küfrüne Küfür Katıldığı
Bilinen Bir Gerçekdir ................................................................................... 59
Kur’ân’daki Ayetler Allah Kelamıdır. Bütün Alemdeki Görünen Ve
Görünmeyen Her Zuhurat Mecazi Olarak Fiiliyat-I İlahidir ........................ 61
Adem Toplumları Allah Elçilerini Küll Olarak Neden Kabul Edemeyip,
Canlarına Kasdettiler? .................................................................................. 63
İsa (Aleyhi’s-Selam)’In Tekrar Dünyaya Geleceğine İnanmak Hazret-İ
Kur’ân’a, Muhammed Mustafa (S.T.A.V.) Efendimiz’in Ahir Zaman
Peygamberi Oluşuna Ve Hakikat Tecellisine Ters Düşmüyor Mu? Bir Allah
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Elçisi Diğer Allah Elçisine Ümmet Olmaz. Hepsi Biri Diğerinin Kardeşidir
...................................................................................................................... 65
Hacer-İ Esved: Ahd-İ Misak Taşı, Ezel-İ Ervahtaki İman İkrarının Mürşidi
...................................................................................................................... 67
Zikrullah Arzda Ve Semada, On Sekiz Bin Alemde Canlı Ve Cansız Her
Zerrenin Müşterek İbadetidir. Sadece Allah’ı Anmaktır. Diğer Emr-İ İlahi
Olan İbadetlerle Karıştırma! ......................................................................... 72
Semavi Dinlerin Hepsini İslam’dan Soyutlayıp “Allah’tan Başka İlah
Yoktur” Diyenlere “Gayr-İ Müslim, Kafir, Gavur” İthamını Daha Ne Kadar
Devam Ettireceksin?!.. ................................................................................. 74
Mevcut Yaratıkların İçinde Gördüğümüzün Ancak Milyonda 4-5 Mahluk
Olduğunu Ehil Kişiler Bildirirlerken, Fizik Üstü Tecelliyatın Yani Metafizik
Olayların Umum Zuhuratının Milyondan Yalnız 5 Noksan Olup, Çoğulu
Temsil Eden Metafiziğin Zuhuruna Niçin Devenin Nalbant Dükkanına
Baktığı Gibi Bakarsın? ................................................................................. 76
Anlamlı Ve Manalı Yaratılan, Cümle Yaratıkların Çekirdeği, Manası, Sırr-I
İlahinin Teceli Mercii Olan İnsanın Yaşantısında Ne İçin Yaratıldığının, Ne
Yapabileceğinin Zuhuru Mizacında Bariz Görülürken Bütün İcraatında
Kudret-İ İlahinin İstisnai Kullarına Bahşettiği Fiziki Olaylardan Daha Fazla
Zuhuru Görülen Metafiziğin İnkarı İlmi Hakikat İle Nasıl Bağdaşır?
Mensubini Ne Derecede Mutmain Kılar? ..................................................... 78
Abdülkadir Geylani Çocuk İken Bariz Görülen İrşat Vazifesinin Tecellisi . 80
Eşkiya Reisi Salih’in Nakşi Meşayihi Hacı Salih Efendiliğe Yükselişine
Vesile Olan Rahmet Tecellisi ....................................................................... 83
Cennet-Mekan Çorumlu, Yedi Tarikten İcazetli Şeyh Hacı Mustafa Anaç
Efendi ........................................................................................................... 87
Affetme Sıfatı Hazret-İ Allah’a Mahsustur. Kul İstese De Allah Gibi
Affedemez .................................................................................................... 90
AŞK ŞARABI ..................................................................................... 92
Sahipsiz Yaşayıp Tertib-İ İlahiyye Rahmetine Nail Olmadan Evvel
Umumiyetle Ademin Ölçüsünün Benzeri Ben De Mecnunluğu İlâhi Aşk
Zannederdim ................................................................................................. 94
“Gara Şeyh” Diye Anılan Çorumlu Hacı Bekir Baba’ya Altı Tarikattan,
Mısır’ın Tanta Ve Nişâb Şehrinde İzn-İ İcazetin Verilişinin Anlamı Ve
Hikmeti ......................................................................................................... 98
“Gara Şeyh” Hacı Bekir Baba’nın Cinlerle Sohbeti ................................... 103
Yaratılan Güzelliklere Ve Zamana Uygun İçtihadla Düzenli Toplumları
Muasır Milletlere Eş Değer Kılan İbadet, Taat Ve Medeniyet
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Melâikeler: “-Emr-i Hak Zuhur Edecek. Müdahele Etmeyin!” Dediler ..... 184
Hacca Gitmem Ve Sakal Bırakmam İçin Manevi Emir ............................. 188
Selman-I Farisi (R.A.) ................................................................................ 190
Anam .......................................................................................................... 192
İyi İnsanların Ölümleri De İyidir. Onlara Gıbta Edilir ............................... 195
Alkolik Derviş Ali Efendi .......................................................................... 199
Yakınında Mürşit Varken Neden Kahramanmaraşlı Mürşide Müntesip
Oldun? ........................................................................................................ 203
On Beş Sene Önce Şeyhimi Rüyamda Görmüştüm ................................... 206
Kızım Sevil’in Kıyameti............................................................................. 208
Şehitlerle Sohbet!... .................................................................................... 210
Hasanı Basri Hazretleri Ve Şaman ............................................................. 212
Hasan El -Basri (Kuddise Sırruhû) ............................................................. 215
Kaderin Tecellisinin Zuhurudur Kaza ........................................................ 218
Fil Lokması................................................................................................. 220
Din Otoritelerinden Ricam Odur Ki: .......................................................... 222
Tiryaki Sigarayı Nasıl Terkeder? ............................................................... 226
Özet ............................................................................................................ 230
Beyazıt Bistami’nin (K.S.) Köpekten Aldığı Hikmetli Hal Kelamı ........... 234
Deniz Kaplumbağası .................................................................................. 235
Eşek Arısı ................................................................................................... 236
Sanattan Anlayan Mühendise, Kalifiye İşçiye Ve Karnı Doyurulan Kültürlü
Sürveyanlara Ülkemizde İhtiyaç Var. Bütün Mesuliyeti Yetiştirdiğimiz Bu
Elemanlara Bırakalım ................................................................................. 237
ÇÖZÜM ............................................................................................ 243
SÖZLÜK ........................................................................................... 244
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HÛ YÂ TABÎBE’L-KULÛB
MEDET YÂ ERHAME’R-RÂHİMÎN
MEDET YÂ EKREME’L-EKREMÎN
MEDET YÂ İLÂHE’L-ÂLEMÎN.
DESTÛR YÂ SÂHİBE’L-MEYDÂN
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Cemi kullarına fiziğin hakikatini -ki fizik üstü manevi tecelli fiili
sıfatının zuhuru, ilme’l-yakiyndir- ve fiziğin üstünde de metafizik,
yani ayne’l-yakiyn ve hakka’l-yakiyni nasip et.
Bu abd-i acizin hayatımda zuhuru ile ihya ettiğin manevi yaşantı-
mı cümle kullarına anlatmak, gene anlatmak hissinin zevkinden abd-i
acizi mahrum ve mahcup etme. Tesirini halk eyle ya Rabbi!. Her ne
kadar metafizik söze ve yazıya gelmez ise de lütfet ALLAH’ım. Cemi
peygamber efendilerimiz hürmetine, ins ü celalin hürmetine, azamet-i
kibriyan hürmetine, rahmetinle, lütfunla aciz kulunu cüretimden dola-
yı mahcup etme ya rabbi. Ancak zatının tertib ve tanzimi kadar kulla-
rına anlatmaya müsadelerinle vazifeli kıl. Tesirini halk eyle, amin. Ve
selâmün ale’l-mürseliyn ve’l-hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemiyn.
ANKARA 1998
14
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
İBN-İ RÜŞT
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
GAYBA İMAN
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
21
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
diği kullarının eliyle aslına döndürüp tekrar ihya eder. Atatürk ehline
söylemekte mahsur görmediği bu hakikati anlatmakta bir sakınca
görmemiştir. Aksini düşünmek o müstesna yaratılmış insanı tanıya-
madığının ifadesi olur.
Her hangi bir semavi din göstere bilir misin, tasavvufsuz, şeriatsiz
ve tarikatsizdır? Bu türlü rahmet tecellileri batıl dinde dahi görülür.
Mistik yaşantı hiçbir din kabul etmeyen ateiste lazım değildir. Felse-
feden başka ilmi olmayan, akılcı dinlere de tasavvuf, şeriat, tarikat,
marifet ve hakikat gerekli değil. Çünkü beşeri yasaklar fer’idir. Haki-
kati kaldırmak beşerin takatı ve gücü dışındadır. Protokol gereği dini
kabullenmiş gibi görünen ademin (kişinin) belirtilen bu gerçekler
imanını değil küfrünü artırır.
“Ey insan, arzı ben yarattım, sen düzene sokacaksın” hitab-ı ila-
hisini hatırdan çıkarmıyasın! Her şeyin cevher ve arazını yaratmış.
Gerisine kullarını kabiliyetleri nisbetinde yükümlü kılmış. Misal mi:
Suyu yaratmış, toprağı yaratmış; kerpiç yapmayı, her ihtiyacında kul-
lanmayı kulun iradesine bırakmış. Edep dışına çıkıp da: “Ya Rabbi,
bunları da sen yap” diye ALLAH’a karşı saygısızlık ve küstahlık 27
yapma! İleri gidersen gayretullaha dokunursun. Niçin yaratıldın, vazi-
felerin nelerdir, nelere muktedirsin, nelere karşı güçsüzsün? Bunları
bilmek...
“Men arefe nefsehû fe-kad-arefe Rabbehû...” Nefsinin aczini
bilen insan, varlığın ALLAH’a mahsus olduğunu bilen insan ilim sa-
hibi demektir. Çünkü ilim ALLAH’ı bilmektir. Bu ilmin nihayeti yok-
tur. Ömrün nihayeti ilmin sonu değildir. İmanında ihlas ve sadakat
gösterip hep ALLAH’ı bilme zevkine erenleri kabir hayatında dahi
ilme devam ettirirler. Kabir hayatı dünya gibi müsait olmayıp imkan
ve müddet sınırlıdır. Dünyada “kavis”i bilerek tamamlayanlar feraset-
li, akıllı, bahtiyar mü’minlerdir. Ezel-i ervahda “beli” diyen fakat her
ne sebebden dünyada kavisi tamamlayamıyan, murad-ı ilahi olan kul-
larına adaleti icabı kabirde kavisini tamamlatır. Yani ruha makamını
buldurur. Çünkü kasd-i ilahi “daha kemalatlı olsunlar, daha yüksek
derece alsınlar, rahmetimin sınırlı olmadığını bilsinler” diye arzı ya-
rattı. Sonsuz rahmetini kullarına gene rahmet tecellisi ile bildirmekti.
Dünya memduhtur. Beni Adem için ferah ve güzeldir. Kafir için
de toleranslıdır. Kulun gerçeklere birazcık yönelmesi onu rahmet-i
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
olan hadiselere hudutlu sermayeni miras yedi gibi har vurup harman
savurma. O sermaye şahsına tahsis edilen rızkını bulsun, yaratanını
bilsin manasını taşıyor, gafil olma !
Semavi dinleri ölçmek için gücünün dışında işlere kalkışma. He-
nüz kendi başını tarıyamıyorsun, gelin başı taramaya kalkma!. Sonra
gelen ALLAH elçileri evvel gelenlerin şeriatını iptal etmez. Kullarının
kemalatına göre, rahmetini yaşanacak güçte, elçileri vasıtası ile bildi-
ren rahmet-i ilahinin en son gelenini kabullenip, tabi olan yaşantısını
son şeriata göre tanzim ve tertibe riayet eden kulda daha kamil sıfat
bariz görülür. Daha evvel gelen şeriatlerde sebat edenlerin ve
ALLAH’a kasıtlı şirk koşmayanların da ismi “müslüman”dır. Kur’ân-ı
Azimü’ş-Şan’da Hazret-i ALLAH’ın bildirisi bu. Sonra gelen şeriata
uymak zordur. Amma sonra gelen şeriati idrak etmek imanın kemala-
tının ifadesidir.
Gönlün bir yere bağlanıp da başka yerlere akmasının insan mizacı
ile bağdaşmadığını iyi anlarsan, başka semavi dinlere küfür gözü ile
bakamazsın. Bu hale tasavvufta “men aref sırrı” derler.
Hazret-i ALLAH’ın emrine bilerek muhalefet etmeyesin. ALLAH 33
elçilerinin tebliğ ettiği emr-i ilahiyi zamana göre kullarınIn nasıl ya-
şamaları gerektiğini, dünya ve ahiret hayatının hayırlı olacağını, ve
tertib-i ilahi o devirdeki yaşayan kulun mensubu olduğu peygamberi-
nin icraatını terazi edinmesi elbette lüzumlu idi. Şeriatti.
Emr-i ilahinin Hazret-i Kur’ân’da mevcut, Peygamber Efendi-
miz’in halinde ve yaşantısında zuhuru görülen şeriatin içtihada ihtiya-
cı yoktu. ALLAH elçisi dünyada vücudu ile mevcut idi. Bütün müşki-
latlar huzur-ı Peygamberi’de adaletle yerini buluyordu. Buna rağmen
Yemen’e vali olarak gönderilen Muaz bin Cebel (r.a.)’a Peygamberi-
miz Efendimiz sordular:
“--Ne ile hükmedeceksin, ya Muaz?” Hazret-i Muaz cevaben:
“--ALLAH’ın kitabı ile, ya Resulallah.”
“--ALLAH’ın kitabında bulamazsan, ya Muaz?”
“--Resulünün sünneti ile.”
“--Onda da bulamazsan, ya Muaz?”
33
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
34
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
35
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
36
36
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
METAFİZİK
İnsanın maddesi cemi mahlukatın benzeri görünümünde gibi ise
de, başka mahlukatta pek görülmeyip, ancak kamil insanlarda bariz
zuhuru görülen fizik ötesi mana ve hikmet kaynağı metafiziktir.
Şekilde insan bir sivri sineğe mağlup olur. Fakat batında yedi kat
göğe ulaşan kudret verilmiştir!
37
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
38
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
39
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
İlim tahsil etmiş, az çok güzelliklere vakıf olmuş bir insanın dinsiz
olması düşünülemez, muhaldir. Dinsizliğin giriş kapısı cehalettir. Bu
ters kapıdan rahmet yolu bulmak gülünçtür. “El-Cahilü cesurun (cahil
cesurdur).” Kanun-ı ilahiyi tahrifde cahil cesur olur. Atatürk, gerçek-
leri bilen, ALLAH ve Resulü’nü tanıyan o büyük insan dinsiz olamaz.
İmansız da değildi. Orgeneral Evren Paşa: “Atatürk’e dinsiz diyen
dinsizdir” demişti. Doğruyu söyledi. Zira Atatürk’ün yaptığı icraatlar
40
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
41
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Her hangi bir sebebe göre istisnai yaratılan insanlar o sebebe tevessül
ettikleri zaman zuhurunu görürler. ALLAH tarafından yaratılan hik-
metlerin zamanı gelince Hazret-i ALLAH’ın uygun gördüğü beni
Adem’in isteğine, arzusuna, yapısına uygun zuhurunu görürsün. Her
şey ALLAH’ın yed-i kudretindedir. Hikmettir. İstisnai beşerde zuhuru
fizik üstü haldir, metafiziktir. Peygamber efendilerimizde, cümle evli-
ya, veli ve mü’min kullarında bariz zuhuru görülen metafizik olayların
hayatlarının tümünü ihata ettiğini gözü kalbine bağlı olanların görme-
leri yadırganmamalı. Az da olsa cümle kullarında zuhur eden hikmet
ve marifetullah şahsi meziyetlerinin tecellisi olmayıp bi-zatihi
ALLAH’ın tertip ve tanziminin münasip gördüğü beni Adem’de zuhu-
rudur. Hikmettir. Fizik üstü haller metafiziktir. Fiziki tecelliler Hazret-
i ALLAH’ın fiili sıfatlarının tenezzülen zuhuru olup, bi-zatihi değil,
izafidir, mecazidir. Bu tecelliyat umumidir. Hususi tecelliyatların be-
lirli şahsiyetlerde zuhuru görülür ki metafiziktir. Hikmettir, marifetul-
lahtır.
Bilgisizce, ALLAH’ı bilmeden, her şeyi kula maletmek avamın dü-
şünce ve icraatında mazur görülse de has kullarına göre “küfür” olup
42
hassü’l-has kullarına göre ise Hazret-i ALLAH’ın icraatını beşere ma-
letmek “şirk”tir. Örneğin, avamın şirki, has ve hassü’l-has kullarının
şirki ayrı ayrıdır.
Beyazid-i Bistami Hazretleri’nin irtihalinden sonra Hazret’in kabir
halinin dervişinin manasında zuhuru görüldü. Hazret-i ALLAH:
“--Ya Beyazit, bana ne ile geldin?” Buyurdu. Beyazit cevaben:
“--Elim boş, yüzüm kara, ya Rabbi. Fakat dünyada zatına şirk koşma-
dım. Bu halimle öğünürüm.”
“--Ya Beyazit, filan zaman “süt içtim de karnım ağrıdı” dedin. Sütte
ne gördün? Kudret ve kuvvetin zatıma mahsus olduğunu göstermedim
mi? Bu türlü sıfatlarıma seni aşina kıldığım halde halâ sütte güç gör-
mek, ya Beyazit, zatıma şirk değil mi? Sütü ilahlaştırdın!...”
İşte avamda mazur görülen bu ve buna benzer hallerin ALLAH’ın has
kullarına, hele hassu’l-has kullarına şirk olduğunu iyi anlayalım. Çı-
raklıkta –ki, hatalar bir yere kadar mutlaka ikaz edilir- normal karşıla-
nabilir. Kalfalıkta noksanlıktır. Ustada görülmesi çirkinlik olduğu gi-
bi, küçümsenecek ve kabul edilir cinsten olmayıp, yadırganır.
Yapmacık kemalatlar manevi sahtekarlığın örtüsüz dışa yansımasıdır.
42
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Ehline açık olup avama gizlidir. Bu tür ölçüleri idrak etmek imanın
zaman aynasına yansımasıdır. Şer-i şerife riayet etmeyenler bu rahmet
rızkından yiyemedikleri gibi düşünemezler de. Baş gözü ile göreme-
diği şeyleri kabul edemeyip basit beşeri görünümün mahkumu ve esiri
olanlar düşünmezler mi, ki, göremedikleri çok şeylerin mevcut oldu-
ğunu, “gördüm” zannettiklerinin ise serap olduğunu?!.. Anlayıp da,
yaratılışın nedeni olan maddenin ötesinde beni Adem’in kemalata er-
mesine, ademin insan olmasına sebeb kılınıp külli rahmet-i ilahi olan
manevi tertip ve manevi tecelliyatı ki, hikmet, marifetullah, fizikötesi
metafizik hadiselerin zuhuruna vesile kıldığı şahsiyetlere na-ehil niçin
devenin nalband dükkanına baktığı gibi ürkek tavırlarla bakar?!. Söy-
liyeyim: İrfaniyet, arifiyet noksanlığı. Bencillik ve enaniyetin mahsulü
kıskançlık kompleksi.
Din-i İslam’ın, sevgi, muhabbet, hoşgörünün horlanıp nefse haz veren,
bencillik ve enaniyet bataklığına itilmiş olduğunu gören vazife ehlinin
görmesi horlandığı gibi, iltifat bir yana, ilgi olmadığı halde itiraz ettik-
leri de görülmüyor. Belli ki, bu türden yetişmiş insanlar Hazret-i
ALLAH’ın varlığına, manevi zuhuratlara inanmadıkları halde inanan
43
insan toplumlarına karşı “ayıp olur” diye iman etmiş gibi görünüyor.
Bu zihniyettekilerin ALLAH elçilerinin getirdiği, rıza-yı Bari’ye uy-
gun, dünya ve ahiret ihya olmamızın planı, projesi Hazret-i
ALLAH’ın lütf u ihsanı olan şeriat-i garra na-ehlin yedinde. Sevgi,
muhabbet, hoşgörü garibi, rahmet-i ilahi yoksunu görünümünde olan
bu şeriat tablosunu ilm-i zahirinin bugünkü haliyle kabul etmelerini
beklemek safiyeti “salaklık” olmuyor mu? Hele hele, şeriat-i Mu-
hammedi’nin 1200 senedir zamana uygun içtihada tabi olması gereken
yerlerine “fitne olur” telaşına kapılıp, toplumların devrinde ilerlediği-
ne parelel, emr-i ilahiye denk içtihat yapılamadı ise –ki, yapılmadı-
millet olarak, ümmet olarak tedirginiz. Toplumların dine müteallık
ilmine hitab edecekken, maalesef na-ehlin cehline yardımcı oluyoruz.
Ve hitab-ı ilahiye “beli” diyen safiyetli ruhları taşıyan, insan olmaya
namzet beni Adem’i eğittiğimizi zannediyoruz. “Camiye gelmiş ce-
maate namaz kılmalarını telkin etmek” gibi gülünç oluyoruz. Cami
dışındakilere hitab edecekken, içtihatsız ilmimize dışta alıcı bulamıya-
cağımızı biliyoruz!
Mevlana Celaleddin Rumi (k.s.) Hazretleri’nin şu hikmet fıkrasını
43
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
uygun gördüm:
Abdest suyunu burnuna çekerken: “--Ya Rabbi, burnuma cennet koku-
su koklat” diyecek yerde, koku almayıp, yalnız koku veren taharet
yerinde söyledi de Hazret uyardı, o kişiyi:
“--Sen kardaş, deliği şaşırdın. O temenni ve niyazın yapılacağı delik
cesedinin üstündeki koku almaya müsait yaratılan delik. Yanlış delikte
yapıyorsun niyazını.”
Sayın hocam, namazı dışarıya anlat. Cemaat camiye gelmiş, namaz
kılmak için. Kovsan da gitmezler.
Na-ehlin telkini, gerçek dervişi ALLAH’ın zikrinden hiçbir kuvvetin
mahrum edemediği gibi dışarıdaki, ALLAH’ın kullarına anlatmak
kabiliyetini nefsinde görebiliyor isen anlat. Bilemiyor isen ihtiyarınla
hikmet ve marifetullahın yaratılışın nedeni olduğunu bil. Rahmetullah
pazarına git! O pazara Hazret-i Resulullah (s.t.a.v.) Efendimiz “cennet
bahçesi” buyurdular. O bahçeden ihtiyarınla nasibini al.
44
44
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
45
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
46
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
47
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Ehl-i aşkın halini ancak aşıklar anlar; sağır kızın dilinden anasının
anladığı gibi...
Rabiye Hatun:
“Senin olmadığın bir yer cennet de olsa istemem. Senin varlığını,
fiili ve subuti sıfatlarını lütf u ihsanınla yaşayarak, zati sıfatlarını bir
nebze de olsa istisnai rahmetinle, hissederek yaşantımın zevkinden
mestim, hayranım, mutmainim. Eğer vuslatla bu duygum, bu aşkım
azalacaksa iki alemde de vuslat istemiyorum!”
İşte gerçek aşk. İtminan-ı kalp. Acabasız iman. O benden razı, ben
ondan razı (makam-ı rıza)...
48
48
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Çok telli kanun ustası elinde mızrabın değeri vardır. Ruha gıdadır.
Na-ehlin eline mızrab verilirse nağme çıkarmak yerine tellerde hayır
49
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
50
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
51
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
52
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
53
53
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
54
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
55
55
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
56
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Hazret-i ALLAH imanla İslam’ı biz aciz kullarına açık seçik bil-
dirdiği halde, muhterem hocam, islam olmayı zorlaştırmak insanlar
arası düşmanlıktan başka ne getirdi?! Lütfen dikkatle Hazret-i
ALLAH’ın bu bildirisini tefekkür edelim. Bindörtyüz sene evvelki,
medeniyet görmemiş bedevi “lâ ilahe illallah” demekle müslüman
oluyor da, bugünkü İslam diyarında, İslam anadan babadan olma,
ALLAH’tan başka ilah kabul etmeyen, biçare ALLAH kullarını şartla-
ra bağlıyarak, ALLAH’tan kaçırıp, hemcinsine düşman etmen nefsine
enaniyetten başka ne getirdi?!.. Hucurat Suresi ondördüncü ayet ve
buna benzer yakın mana taşıyan ALLAH bildirilerine bilmeyerek de
olsa, din adına sakın başka anlam vermeye kalkışma! Ahir zaman
peygamberi Hazret-i Muhammet Mustafa (s.t.a.v.) Efendimiz’in de
bildirisi budur.
Efendimiz’in vasıtası ile cümle kullarına bahşedilen en mütekamil
kulun kemalatına vesile kılınan şeriat-i garranın kabul edilemez hale
gelmesindeki perişanlığı biz acizlerin “Din-i İslam’a hizmet ediyoruz”
kasdi ile, bilmeden hata ettiğimizi anlayıp tövbe, istiğfar anlamında
ilan etme mertliğini gösterebileceğimiz zaman halâ gelmedimi?!.. 57
Lütfen, bitsin artık “sen-ben” ayrılıkları!
Hazret-i ALLAH “birbirine düşman olsunlar” diye kullarını ya-
ratmadı.
Hazret-i Peygamber (s.t.a.v.) Efendimiz ne buyurdular, dikkat et:
“Mü’min olmadan cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe
mü’min olamazsınız. Ey ALLAH’ın kulları, kardeş olunuz!..”
Müsade edersen, ALLAH’ın kulları “ben yüce varlığa inanıyo-
rum. Ben müslümanım” diyebilsin. Ondan sonra mü’min olmanın tari-
kini (yollarını) bulsun ve samimi olduğu kadar imanının zuhurunu
yaşasın.
İman, aklın mantığın ürettiği değil, aklınla yapacağın yolculukla
ilgisi olmayıp, onu ancak ve ancak ALLAH ve elçilerinin gösterdiği
yolda bulacaksın. Gerçeklerden sapmayasın. Yol sırat-ı müstakim olan
yol; ahlak, ahlak-ı hamide -ki mekarim-i ahlak- bu rahmetlerin görü-
nümü “EDEB”dir. Yaratanına karşı EDEB, elçilerine karşı EDEB,
hemcinsine karşı EDEB, hayvanat, cemadat, yaratılan fiziki veya me-
tafizik cümlesine EDEB... Tek kelam ile ifade eder isek tasavvuftur.
57
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
58
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
59
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
60
60
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
61
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
62
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
63
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
64
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
65
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
66
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
67
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
68
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
69
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
70
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
71
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
72
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
73
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
74
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
75
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
76
76
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
77
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Görmezler mi ki, erkek çocuğun eline geçirdiği her şeyi çekiç gibi
yere vurduğunu?!.. Gene görmezler mi ki, kız çocuğunun eline verilen
şeyleri kucağında çocuk varmış gibi salladığını?!.. Fıtrat-ı ilahi... Bu
fıtratının dışında iş yapmak isteyen ademin (kişinin) yaptığı icraatler
nefse ezadan başka kazanç getirmez. Bu esrar-ı ilahiyi zerreden kürre-
ye her mevzuya götürebilirsin.
Manaya samimiyetle yöneldiğin zaman aklının ve mantığının kav-
rayamadığı fizik üstü sayısız tecelliyat-ı ilahiler, beş duyunun esare-
tinden kurtularak Rahman’ını daha yakiynen tanıyıp, emr-i ilahiye
iltizam ile aşk caddesinde yürüyebilen bahtiyarlar sınıfına dahil ehl-i
tarik -ki, meyvesi maddesi ve manası ile “dervişlik” sıfatı tecelli ede-
cektir, inşAllah.
“İns ve cinni bana ibadet etsinler diye yarattım” hitabının muha-
tabı olan cümle yaratılmışların kudret-i ilahi tarafından ayrı ayrı vazi-
felerle vazifelendirildiği bariz görüldüğü gibi, ALLAH elçileri ve elçi
varisleri olan evliyaullahın şahsiyetlerinde Hazret-i ALLAH’ın lutfet-
tiği manevi vazifenin her an madde aleminde de zuhurunu ehlinin mü-
78
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
şahede ettiği, cümle kullarına da bir nebze ihsan edilmiş olduğu halde
nasipsizler bu tecelliyat-ı ilahiden iman zafiyetleri ile uzak dururlar.
“Hikmet mü’minin kayıp, malıdır nerede bulursa alsın” hita-
bına dikkat edersek, hikmet mü’minin kayıp malı, müslimin değil!.
Müslim mü’min olmak için ihtiyarını sarfettiğinde hikmet noksanlığı-
nı giderme ihtiyacını duyacak, manevi doyuma ulaşma ihtiyacı bir
ömür boyu sürecek. Çünkü hikmetin başı vardır, nihayeti yoktur.
Bazı yol büyüklerine maledilen varlık ve enaniyet kokulu, bencil-
likten öte gitmeyen, ancak hakikat garibine yakışır bir söz vardır: “Bi-
zim tarikatımızın başı diğer tarikatlerin nihayetidir” derler. Bu kelam
tamamı ile hakikat dışıdır. Eğer yol Hazret-i ALLAH’ın olmayıp beşe-
rin tanzimi olsa idi “küllü tarikın vahidün (bütün tarikatler birdir)”
denmezdi. Tarikatler çoktur. Amma şeriatı ile yükümlü olduğun pey-
gamberinde birleşmiyorsa “vahşi tarik”tir. Mensubini zındıklığa götü-
rür.
Yolun uğramaz ise Muhammed’e,
Geçti kervan, kaldın dağlar başında!.
79
79
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
80
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
81
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
82
82
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
83
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
84
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
85
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
86
86
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
87
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
88
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
89
89
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
90
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
91
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
AŞK ŞARABI
Her hangi bir meyve suyunu ekşiterek yapılan sekir verici içkiler,
Hazret-i Allah’ın haram kıldığı, beni Adem’in madde ve manasının
anormal duruma düşmesine ihtiyarı ile tevessül ettiği, emanet-i ilahiyi
tahrib eden, cümle günahların anası, emr-i ilahiye muhalefetin giriş
kapısı... Zamanımızda içkili araba kullanan Azrail yardımcılarının
ocaklar söndürme aleti... Anlatmak istediğim günah-ı kebair şarabı
değil!
Arapların lugatında cemi içkilerin ismidir şarab.
92
Belirtmek istediğim aşk şarabı. Manaya kapı açan tertib-i tanzim-i
ilahiyye olan istisnai kullarına bahşettiği “şarâben tahûrâ”dır. Manam-
da Hıdırlık Camii içinde ve ortasında, sacayak üzerinde çok büyük bir
kazan.. Altında ateş görmedim amma kaynamış gibi buharı çıkıyordu.
Hıdırlık şeyhi Abbas efendi büyük bir kürekle aşk şarabını karıştırı-
yordu! Benden başka kimse yok idi. Ayakta, heyecanla seyrediyor-
dum. Ceseden uyuyordum amma manam ve kalbim uyanıktı. Yakaza
hali yaşıyordum. Şeyh efendi büyücek, kalaylı bakır bir tası aşk şarabı
ile doldurdu, içmem için bana uzattı, “Galip efendi oğlum” diye taltif
ederek, şarap dolu tası içmem için elime verdi. Ağzıma götürüyordum
ki, müntesib olduğum şeyhim efendim Kahramanmaraşlı Hacı Musta-
fa Yardımedici bileğimden yapışarak ağzıma yaklaştırdığım tası aşşa-
ğı indirerek, “sadece 6 damlaya müsaade ediyorum” diye tas dolusu
aşk şarabını içirmedi. O anda iç alemime yansıyan mana bu abd-i aci-
zin manevi halinin düzeni içindi. Gelecek halimin zuhurunu sanki
görüyor gibi idim. Şeyhim efendimin beni tas dolusu şarabı içmekten
men edişinin anlamı “yolun mecnunu olmana maneviyat razı değil
92
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
93
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
94
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
95
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
96
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
97
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
98
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
99
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Baba bakkala gelerek halini anlattı ise de bir hikmet bakkal anlayama-
dı.
Israrı yasaklanan halinin anlaşılamadığı üzüntüsü ile dergaha gel-
di, yine postuna oturdu. Üç gün daha geçmiştiki, takati kalmamış, na-
mazda kıyama kalkamıyor, oturarak namazını eda ediyordu. Gayr-ı
ihtiyari iç aleminden isyan belirtileri zuhur etmeye başlamış, “demek-
ki, Seyyit Ahmed el-Bedevi beni misafirliğe kabul etmedi. Bu hale göre
resmen kovuldum” diye postunu dürmüş ve dergahı terk ederek tanış-
tığı bakkala “Allah’a ısmarladık” demek için uğradığı zaman bakkal
altına sandalye vererek dükkan içinde kapının yanına oturtmuştu.
Tanta’da bir meczup varmış. Elinde büyük bir sırıkla çıkar, bazı
kişilere sırıkla vururmuş. O meczup arastada görüldüğü zaman dük-
kanlarını kapatır, kaçarmış esnaf. Herkes kaçmış. “Efendi kapının ya-
nında oturuyor” diye edeben bakkal kaçamamış. Meczup Bekir Ba-
ba’nın yanına gelmiş. Elindeki sırığı yere vurarak “nereye gidiyorsun?
Çabuk dön geri!” demiş ve uzaklaşmış.
Dükkan içine gizlenen bakkal heyecanla efendiye:
100 “--Bir şeyin yokya! Meczup sana bir zarar vermediya! Fakat çok
korktum.. Sana bir şeyler söyledi, ne söyledi diye merak ettim..”
“--Misafir olduğum yeri terkettim. Sana “Allah’a ısmarladık”
demeye gelmiştim. Fakat gitmeme müsaade edilmedi, geri dönüyo-
rum.”
Tekrar dergaha gelip postunu sermiş, oturmuş.
Bundan sonra cereyan eden hadiseleri Hacı Bekir Baba şöyle an-
latmıştı:
Bir kişi başında büyük bir tepsi ile “Çorumlu Hacı Bekir kim?”
diye arıyor.
“--Hacı Bekir benim” dedim.
Başındaki tepsiyi indirerek:
“--Bunu sana gönderdiler. Yedikten sonra aşağıda bekliyorlar”
dedi ve gitti.
Tepsinin kapağını açtım. Ne göreyim, pirinç pilavı, üzerinde kı-
zarmış tavuklar... Altı günün açlığının serabı değil, sıcak sıcak, ger-
çekti. Seyreden dervişleri de çağırdım. Hep beraber yedik. Midemdeki
100
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
101
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
102
102
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
“--Çorumlu musunuz?”
“--Evet Çorumluyuz” dediler.
“--Kimlerdensiniz? Hangi mahallede oturuyorsunuz?” dedim.
“--Melekgazi’de dururuz” deyince, orada ev ve mahalle olmadığı
için cin yatağı olduğu Çorumlularca malumdur:
“--Yoksa siz cin taifesinden misiniz?” Dedim.
“--Evet” dediler.
“--Ne işiniz var burada? Ne zaman çıktınız Çorum’dan? Ne var,
ne yok!” diye sordum cin hemşerilerime. Cevaben:
“--Bir davamız vardı. Temyiz mahkememiz var Tanta’da davayı
temyiz etmiştik, beraat ettik elhamdülillah” dediler. “Zamana gelince,
yeni çıktık Çorum’dan! Bizler için sizler gibi yolculukta müddet yok-
tur” dediler.
“--Bana Çorum’u anlatın. Neler oldu yakın zamanda? Hayli za-
mandır uzaktım sılamdan.” Dedilerki:
103
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
“--Filanca zat filangün vefat etti. Filan tarihte falanca yer yandı.
Filanca zaman bir kaza oldu. Kazada falancalar vefat ettiler.”
Ben onların bu sözlerini not aldım.
İzn-i icazetimi aldım. Maneviyatın emri ile Çorum’a geldim. İlk
işim cin hemşerilerimin sözlerinin doğruluğunu araştırmak oldu ve
Çorumlulara sordum:
“--Filan tarihte filan zat vefat etti mi?” diye.
“--Keramet buyurdunuz” dediler.
“--Filan tarihte filan yer yandı mı?” diye sorduğumda, hayretle,
gaipten haber veriyor zannının verdiği heyecanla yine
“--Keramet buyurdunuz” dediler.
Cin hemşerilerimden neler duydumsa hepsini anlattım. Ayni naka-
rat: “keramet” dediler. Manevi sarhoş oldular. O cemaate gerçekleri
söyledim. Keramet olmadığını ve cin hemşerilerimin doğru söyledikle-
rini iyi anladım. Anlattıkları şeylerin hepsi doğru çıktı.”
104
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
san olmanın şerefi seni bekliyor. Dikkat et! Mü’min olmadan elde
edemezsin. Mü’min olmanın başlıca şartı ise Hazret-i Allah’ın yarattı-
ğı cümle kulları sevmektir. Bu sırrı iyi anla. “Yaratılanı hoş gör yara-
tandan ötürü.” Hazret-i Allah’ın anlamsız, manasız yarattığı her hangi
bir şeyi akl-ı seliminle gördün mü? Elbette hayır. Nasıl inkara cüret
ediyorsun? Yaratılışın sırrı olan insan olmaya namzet beni Adem’in
anlamsız ve manasız yaratıldığını nasıl düşünebiliyorsun?!...
105
105
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
106
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
107
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
METAFİZİK ÂLEM
108
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
109
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
110
110
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
111
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
112
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
113
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
114
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
115
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
116
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
117
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
ten öteye gidemez. Çünkü maksatları manaya muttali olmak gibi bir
gayeye matuf değil!.
Örnekleri pek çoktur. Bir tanesini arzedeyim: Ömründe bir defa
şartlar mevcut olduğu zaman üzerine farz olan hac farizasını imkanla-
rının el verdiği nisbette yerine getiren hanım ve erkek hacının tutum
ve davranışlarına, icraatlarına tavır ve hareketlerine beraber bakalım.
Değişik görüşlere sahip olduklarını bariz göreceksin. Hac mali bedeni,
ruhi ibadettir. Zevki ve hazzı imanla orantılıdır. Nefsani ve fiziksel
ölçülere iltifat etmeden, safiyetle, Hazret-i Allah’ın emir ve tertibine
uygun ibadet ve taatlarını da samimiyetle yerine getirmesinin nedeni-
ni, sadakatli kulların her hareketinde imanın mevcudiyetini görmek
mümkün. Bu hasleti ise emr-i ilahiyi “acabasız” kabullenmiş muhip
kullarda her an görmek mümkündür. Haccın hiç bir rüknü aklın, man-
tığın ve nefsin haz duyacağı türde yaratılmamış. Bu emr-i ilahi ve ter-
tib-i ilahiyye ancak “Amentü”ye iman edenlerin manevi gıdası, feyzi
ve zevkidir. Aşığın haccı fer’i de olsa vuslat misalidir hac.
Beş duyunun ötesindeki yoldan habersiz, fiziksel bilgilerden öteye
118 yani manaya yol bulamayan kişiler metafizik tertip ve tanzim-i ilahiy-
yenin dışında kalmış, mananın zevki ve hazzını nefsin pazarında bu-
lamadığı için ferahlığı ibadet ve taatın, manevi teşkilatın inkarında
bulduğunu zannederler. Maneviyatı da yaşadıkları maddi hayatın dışı-
na çıkarmadan, ila-nihaye götürmeye çabalarlar.
Beş duyunun makinası haline gelmiş materyalist ibadet, taat işti-
galine mani inanç yoksunu nereden bulsun ve bilsin, kayıtsız şartsız
emr-i ilahiye intibak gücünü?. Alemleri “kün!” (ya’nî “ol!”) emri ile
yaratıp “fe-yekün” (ya’nî “hemen oluverir”) emri ile hitam bulduracak
Hazret-i Allah’ın dört duvar bir kapıdan ibaret, “evim” buyurduğu,
plansız, projesiz, beşeri ruhsata uygun olmayan bir binayı nasıl kabul-
lenip, yedi şavt yapıp ismine tavaf desin!.
Cennet-i A’la’dan Cebel-i Kuveys’e indirilen emr-i ilahi gereği
Beytullah’ın köşesine konulan Hacer-i Esvet ahd-i misak taşını her
şavtta akıl ve mantığına uygun görüp nasıl öpsün ki, insan-ı kamildeki
tertib-i tanzim-i ilahiyyeyi, ahd-i intisabı kabul etmeyen materyalistin
taşı nasıl kabul edip de türlü meşakkatlerle “emr-i ilahi” diye öpmesini
bekliyorsun?
118
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Safa ve Merve arası yedi gidiş dönüş 5600 metre mesafeyi yürü-
meyi tavaf yorgunluğuna ilaveten “ibadet” diye beş duyunun makinası
haline gelmiş kişiye nasıl kabul ettireceksin?
Üzerine uygun gördüğü giysileri çıkartıp, çıplak vücuduna “ih-
ram” ismi verilen iki havludan ibaret sarınmayı günlerce taşıyacak...
Bazı helal şeyler ihramdan çıkana kadar haram olacak!.. Bu emr-i ila-
hiyi nefsine nasıl kabul ettirsin iman garibi?. Allah’ın emrine kayıtsız
ve şartsız tabi olmak, imanın şartı, hazzı ve gıdası olan amentü’ye
iman etmeyenlerin gerçekleri inkarı nefse zulümden öte gidemez.
Zaif imanın taşıyamadığı, nefsin haz duymadığı bu tür ibadet ve
taatların binlercesini anlatmak mümkün, amma Hazret-i Allah’ın rah-
met ve mağfiretini anlatmak da beşerin ölçüsü dışındadır. İleri gide-
miyorum gayretullaha dokunurum korkusu ile.
Abd-i aciz yaşadığım, gördüğüm, samimiyetle inandığım “nedim-i
ilahi, varisü’n-Nebi” vazifesini 1956 senesinden bu yana havfu reca
ile taşımaya çalışıyorum. Rabbım enaniyete düşürmeden, cümle vazi-
feli kullarını layık kılsın. Güç, kuvvet, varlık yalnız ve yalnız Allah’a
mahsustur. Hiç bir yaratık bu tür varlığı nefsine maledemez. Eğer ma- 119
leder ve Allah’ın sıfatlarını naçiz şahsında göstermeye yeltenirse mana
sahtekarı olur. Rahmet-i ilahiyye ancak sebeplerinde müşahede edilir.
İcra eden yalnız Hazret-i ALLAH’dır. Sadık kul Hazret-i Allah’ın
emirlerine ve gönderdiği elçilerine, elçilerinin varislerine samimiyetle
tabi olmak mecburiyetindedir. Bu yönlü itaat kayıtsız ve şartsızdır.
Çünkü tertib-i tanzim-i ilahiyyedir, metafiziktir.
119
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
120
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
121
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Hususi arabamızla beş arkadaş Bağdat’a gittik. Beş, altı gün Bağ-
dat’ta kalacaktık ziyaretler için. Bilahere Basra, Kerbela, Necef, ziya-
retlerinden sonra hac için Taif yolundan Mekke-i Mükerreme’ye gide-
cektik. Otele yerleştikten sonra kaldığımız otele yakın olan Gavsü’l-
a’zam Abdulkadir Geylani hazret-lerini ziyarete gittik. Cümle kulları-
na merhamet ve rahmet-i ilahiyyeyeden iktidarı nisbetinde yerine geti-
122 rilen kulluk vecibesini samimiyetle ifaya gayret gösteren, aşk-ı ilahi-
den nasibini almış, Hazret-i Muhammet Mustafa (s.t.a.v.) efendimizin
manevi deryasından cümle ehl-i aşka kıyamete kadar dağıtmaya ehil,
merciinden vazifeli kılınan, bugün dahi Hazret-i Allah’ın ehl-i aşka
ihsan eyleyip, tasarrufatının bariz zuhurunun aşikare görüldüğü adet-
siz rahmet merciinden bir tanesi, Hazret-i Allah’ın rahmetinden getir-
diği şeriatı ile yükümlü olduğumuz Hazret-i Resulullah’ın verasetinin
vazifelisi ve nedim-i ilahi, ehl-i aşk için tahsis edilen rahmet-i ilahiyye
ve aşk-ı ilahinin dağıtım kapılarının cesametlisi “ben ilim şehriyim,
Ali kapısıdır” hitabıyla Resulullah’ın işaret buyurduğu rahmet-i ila-
hiyyeye vesile, ehl-i aşkın büyük kapısı Gavsü’l-a’zam Seyyid Abdül-
kadir Geylani (kaddesallahu sırrahu) hazretlerini ziyarete gelmiştik.
Her tarafta dolu dolu, edepli, mekarim-i ahlakın içten ve dıştan
göründüğü ehl-i aşk Gavsü’l-a’zam’ı ALLAH için ziyarete gelmişler.
Cümlesinin manevi doyumları belli yüzlerinde. Musluğu kapan-
mayan yaşlar gözlerinde. Aşk sarhoşluğu belli umumi hallerinde. Gıb-
ta ile seyrediyordum.. Hayret: Bu abd-i acizde, gördüğüm mesut sima-
lardaki rahmet-i ilahiyyenin zerresi dahi yoktu! Maneviyat fukarası ve
müflisi olmuştum. “Taştan, topraktan ne istiyorsun?” diyen hakiykat
122
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
!!!!!!Mühür yeri!!!!!
123
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
124
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
125
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
126
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
127
127
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
128
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
İmanına sahip ehl-i imanı bu ve buna benzer zuhurat iman ehli 129
olanları rahatsız etmediği gibi inançlarının zevkine zevk katar.
Olay yüksek tahsil görmüş, mana cilvelerine az-çok aşina Mehmet
Şen efendi ve Tarık Küçükkalıpçı efendinin de huzurunda zuhur et-
miş, Hazret-i Allah onları da şahit kılmıştı. O sahife üzerine hiçbir
cihazın dahli olmadan mührün gökten düşer gibi zuhuru o efendileri
de hayretler içerisinde bırakmıştı.
Her tarafı kufi yazılarla ve mühürler ile bezenmiş levha üzerine
siyah latince yazı ile akılcı ulemayı şoke edecek latin yazısı ile bu
abd-i acizin kimliğini ve icazetini yazıyor Hazret-i ALLAH c.c.:
129
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
130
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
131
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
132
132
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
133
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
134
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
135
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
136
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
137
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Fakat bana bir hal oldu. İhtiyarım alınmış. Acele ettiğim halde
“büyük sinemanın karşısındaki durakta inecek var” diye inmişim.
Araba gidince düşünmeye başladım: “Ben burada neye indim?” Alış-
kanlık da yoktu. Çünkü hiç inmemiştim o durakta. Zaman geçiyordu.
Şok olmuştum. Şuursuz sağıma soluma bakıyordum. Karşımda top ile
ninalyum duruyordu. “Serap görüyorum” zannettim. “Almaz böyle
şey” diye tekrar tekrar bakıyordum. Serap değil, gerçekti. Trafiği he-
saba katmadan karşıya geçtim. Büyük sinemanın yanındaki mefruşat
mağazası önünde duruyordu. Sordum:
“--Bu ninalyum satılık mı?” diye.
Musevi vatandaş -Allah’a inanıyorsa musevi müslüman kardeş-:
“--Evet be kuzum,” dedi “bir saat evvel bir kişi getirdi, bunu sat
diye.” Açtırdım. Ninalyumu ölçtüm. Tüylerim diken diken oldu! Be-
nim ihtiyacıma göre.. Ne bir santim fazla, ne de bir santim noksan idi.
Gözlerim dolu dolu hesabı ödedim. Biliyordum kimin gönderdiğini…
Ne kadar hamdettim, halâ etkisini yaşıyorum!...
Kalbi göz yaşlarıyla suladığın zaman duanı kainat bilir. Müracaa-
138 tın cevapsız kalmaz. O göz yaşları imanın sadakatin haksızlığa duçar
olduğu zaman tıfl-i meaniden gayr-i ihtiyari kalbe dökülen yaşlar ya-
ratanına arzuhal niteliği taşır.
Hak teceli eyler.! Hak tecelli eyleyince her işi asan eder, halkeder
esbabını bir lahzada ihsan eder
138
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
TIFL-I MEANİ
139
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
140
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Mana çocuğu laf ile yetişmez. Gönül ilmi ile, ihlaslı iman ile neş-
vü nema bulur. Kemalatın bu minval üzere ibadet ve taattaki manevi
zuhurat, ihlas ile sabırdır.
Sabırla koruk helva olur. Mana çocuğunda zamanla kemalata eril-
di mi, koruk, beklemeden helva olur, dağıtırsın. Bu türlü rahmetin
manada zuhurunun maddeye de yansıması ve baş gözü ile görülmesi-
dir. Ve küllü rahmet-i ilahidir.
141
141
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
142
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
ğından kurtarıp, ilm-i zahirini de ilmi batını ile mücehhez kılıp cümle-
sini zü’l-cenaheyn eylesin, amin.
Çünkü gönül ilmi ile takviye görmeyen fiziğin, manevi yapısı olan
metafizik yoksunu erbab-ı ilim bu alemde çok cesurdurlar. Bu cesaret-
lerinin nedeninde yalnız akıl yolu ile her dava ve tertib-i ilahiyi çöze-
ceklerinin zannı galiptir. Yeteri kadar gönül ehlinin mana hallerine
vakıf olamadıklarından ehl-i tasavvufun zikrinin ve fikrinin emr-i ilahi
üzere olduklarını bilemediklerinden gerçek aşk ehlini inkardan başka
sermayeleri yoktur. Bu zaaflarının ürünlerini her an görmek mümkün-
dür.
ALLAH kelamı olan Kelam-ı Kadim’in harflerine dokunmazlar
fakat manasına işlerine geldiği gibi mana vermekten çekinmezler.
Müsade edilen içtihattan habersizdirler amma mana tahrifatına gelince
“cihat yapıyorum” zevki ile yaşarlar. Amma bu kardeşlerimiz henüz
müslümanlıkla, mü’minliği ayırtedemediler. Mü’min sıfatının zirvesi
olan kelime-i şahadeti henüz imanla yükümlü olmayan müslümanda
arama gafletine kapıldılar. Hazret-i Kur’ân’da ALLAH’ın buyruğu
adına zuhuru görülen mana adına Hazret-i Resulullah (s.t.a.v.) Efen- 143
dimize ihsan edilen ilim adına utanç verici telkinlerindeler ve halâ
hakiykat dışı bu telkinlerini devam ettirmeye çalışıyorlar, “İslâm’ın
şartı beş” diye.
Ayeti tekrar görelim:
Bismillahirrahmanirrahim
“Bedeviler dediler ki: “İman ettik.” De ki: “Siz iman etmediniz,
amma “müslüman olduk” deyin. İman henüz kalblerinize yerleşmedi.
Şayet ALLAH’a ve peygamberlerine itaat ederseniz amellerinizden bir
şey eksiltmez. Çünkü ALLAH çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”
(Hucurat Suresi, 14)
143
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
144
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
145
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
146
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
nin getirdiği ilahi emirler dışında hakiykat yolu olmadığı gibi aşk yolu
hiç olamaz; arama bulamazsın!. Tavsiyem odur ki: Manaya giden yol-
ları bul…
“Ene medînetün, Ali bâbuhâ” (ben ilim şehriyim, Ali kapısı-
dır) hitabına iyi sarıl. Aradığını ve kayıplarını bu yolda bulacaksın.
Şüphen olmasın. “Hikmet mü’minin kayıp malıdır, nerede bulur
ise alsın.” Bu hitab-ı peygamberiye dikkat edersen “mü’minin kayıp
malıdır” diyor, müslimin değil… ALLAH’ın varlığını daha henüz
kabul etmiş, İslam’a yeni adım atmış bedeviye “Hazret-i ALLAH’ın
varlığına, Hazret-i Muhammet Mustafa (s.t.a.v.) Efendimizin hak pey-
gamber olduğuna şahadet getir” diye, daha henüz muttali olmadığı
iman zirvesini bedeviden beklemen ALLAH’ın bildirisine de ters dü-
şüyor. Bedevinin şahsında şehadetin zuhurunun ısrarı zatınızın da be-
deviliğini ilan ve isbat ediyor!.. Başka yol şahadete götürmez. İnadı
bırak. Enaniyetten kurtul. Vesileyi iyi anla da kayısıdaki beni rahmet-i
ilahiye götüren hikmetleri dinle:
“--Efendim” dedim, “manavda çok güzel kayısı var. Sepeti dol-
durtturayım” deyince ters tepki yaptı efendime. Beni işimi bilmez ve 147
israfatla tersledi.
“--Taksi çağırayım” dedim.
“--Hayır, otobüsle gideceğiz” dedi.
“--Sepetle otobüse almazlar” dedimse de olmadı.
“--Ben aldırırım” dedi.
Ben de bir sepet aldım. Almazlar ümidi ile otobüse yaklaştık:
“--Buyur hacı baba!” diyerek, biletçi arka kapıdan bizleri içeriye
aldı. Meğer bahçelere giden otobüslere bu hususta belediyenin yolcu-
ları yükleri ile almaları emredilmiş. Her durakta bekliye bekliye Keçi-
ören iki yol kavşağına geldik ve indik.
Sağ taraftaki kayısı bahçelerine efendimle bahçenin ortasından
girdik. Dibine dökülmüş, altın gibi sararmış, sahipsiz kayısıları efen-
dim yerden alıyor, üfleyip üfleyip yiyordu. Benim ise iç alemim harap
olmuştu. Bu kadarına pes doğrusu! Sahibi olmayan bir şey nasıl yene-
bilirdi? Mollalığım tuttu. Mürşidimi ayıplıyordum, “şeriat dışı hareket
ediyor” diye! Gene üfledi kayısıyı, bana uzattı:
“--Galip efendi oğlum, ye” dedi.
147
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
148
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
149
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Manevi bir meclise vazifem itibarı ile içeriye girmek üzere idim.
Nöbetçiler beni içeri almadılar. Sebebini açıkladılar: “Bu meclise hır-
sızlar giremez” diye kapıyı kapattılar. Çok bozulmuştum. Feryad et-
tim.
“--Ben bilmem, öyle pisliğe hayatımda yer yok. Günaha giriyor-
sunuz” dedim.
“--Bak bakalım, bu faturaları sen vermedin mi?” diye bir tahta
150 üzerine rabdedilmiş, beş adet, benim imzamı taşıyan resmi faturaları-
mı gösterdiler. Hatırladım, bu faturaları “ALLAH rızasını kazanayım”
diye ben vermiştim. Müşkil durumda kalan Yenişehir’de kiracı aile,
yaşantısını götürmeye yetmeyen düşük memur maaşlı marangoz, ev-
veliyatı görgülü namazında niyazında takva geçinen bir arkadaşa rıza-
yı Bari için amirlerinin de tavassut ve ricaları ile mesai haricinde mas-
rafını cebinden karşılayıp yapacağı herhangi bir işin taktir edeceğim
miktarda faturasını ben verecektim. Ara ara, bir seneye yakın beş fatu-
ra vermiştim. Vergisini de ben ödeyecektim. İsimleri açıklamıyorum.
Şeriat-ı muhammedinin 1200 senedir içtihat görmemiş, yirminci
asrın yaşantısına mühim meselelerde cevabı bulunamayan, bulunsa da
tatminkar olmayıp ancak samimiyeti ile yürütmeye çalıştığı hayat ni-
zamını dini bilgisi nisbetinde Hazret-i ALLAH’ın affına mağruren
götürmeye çaba sarfeden, ehl-i tarik, zikir erbabı, samimidirler…
“Dağına göre kış veren” Halık-ı Zü’l-celal rahmet olarak onların da
bilmeden düştüğü, kanun-ı ilahiye muğayir tutumlarını mana alemle-
rinde o safiyetli yaşamaya özen gösteren kulunu ikaz ve irşad eder.
150
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
151
151
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
İki kişi ayni yolda üç gün yolculuk edeceklerdi. Biri alim, diğeri
cahildi. Alim zat sevinmişti bu yolculuğa. Üç gün yeterli, cahile bir-
şeyler öğretebilmek için. “Fırsat zuhur etti” diyordu. İlk adımda vazi-
feye başladı. Yol boyu anlattı, anlattı.. Üşenmeden, yorulmadan anlat-
tı…
Ayrılık saatı gelmişti. Azıklarında ne varsa yediler. Alim zat dik-
tiği ağacın meyvesini görmek isteği ile yol arkadaşına hitaben:
“--Yol boyu öğrendiklerini anlat da, hizmetimin zevki ile ferahlık
152 bulayım, bu zevkimle manevi ücretimi almış olayım.”
Hayli bekledi bir şeyler anlatacak diye. Heyhat, boşa bekledi!
Taşda ses var ama onda hayır, şer bir şey yok. Alim zat “terbiye ve
hicabından susuyor” zannı ile israr etti. Adam yüzü dahi kızarmadan:
“--Hiç bir şey öğrenmedim” deyince, alim zat:
“--Üç günlük emeklerim havaya gitti” diye göz yaşlarını tutamadı.
152
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
153
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
154
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
155
155
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
156
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
“Delilsiz bir yere gidilmez. Rahmet hazinesi olan cennete dahi de-
lilsiz giremezsin” dediler.
İnsan namzedi olan beni Adem’in, insan olması için mekarim-i
ahlakı yaşamaya muhtaç yaratılmış beni Ademin mekarim-i ahlakla
mücehhez, Hazret-i Allah’ın vazifelendirdiği Peygamper (s.t.a.v.)
Efendimizin zamana göre içtihat görmüş şeriatın yaşantısında zuhuru
müşahede edilen kamil mürşide biat şeriatı ile yükümlü olduğu pey-
gamberinedir” dediler.
“Söz yalnız ve yalnız Allah’a verilir” dediler.
“Evliyaullah nezdinde terbiye görmek lazımdır. Herkesin istidadı-
na göre faydalı ilim tahsili, teskiye-i nefis ve tasfiye-i kalb için şarttır”
dediler.
“Men araf’ sırrı, “nefsini bilen Allah’ı bilir” dediler.
“Şeriatın kolları mezhepler, tasavvufun kolları tarikatlardır” dedi-
ler.
“Bu rahmetler mevcud olmadan dinden bahsetmek muhaldir” de-
diler. 157
“Semavi din olarak İslam’dan başka din yok” dediler.
“Adedi Hazret-i Allah’a malum cümle ALLAH elçileri İslamiyet
üzere geldiler. Mekarim-i ahlak ile ahlaklanmak her kula farzdır.
Kasd-i ilahi ademken insan olmanın nelere muhtaç olduğunu anlatan
pilan ve projesini muhtevi ALLAH kelamı kitaplar ve suhuflar yani
sahifeler getirdiler. ALLAH elçilerinin kül olarak Hazret-i Allah’tan
ne getirdilerse isimleri ile beraber zikredilen “şeriattır.” Gösterdikleri
yol ise “tarik”dır” dediler.
“Biz peygamberlere bir şeriat, bir de tarikat verdik” buyurdu Haz-
ret-i ALLAH...
“Şerîat, tarîkat, yoldur varana,
Mârifet, hakîkat andan içeri” dediler.
Daha daha neler dediler, neler dediler...
Namaz kılıyor, oruç tutuyordum. İzahı mümkün değil, maddeden
öteye gidemeyen, manayı zerre kadar yansıtmayan, gönül bahçesinin
kapısını dahi göremeyen, satıhdan öteye geçemeyen, yalnız madde
yapımı okşuyan, manasız bir terbiye almıştım. Hani sirkteki hayvanlar
157
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
158
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
159
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
160
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
161
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
162
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
163
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
164
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
165
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
“İzzet-i nefis” diye bir şey onların ilgisi dışındadır. Hadise ne kadar
utanç verici olursa olsun, o tip insanların yüzlerinin kızardığını göre-
mezsin. Çünkü yüz kızarması asalet ve normal duygunun simada zu-
hurudur. Dad-ı Hak’tır. Yapmacık zuhurunu sağlamak mümkün değil-
dir.
Hazret-i ALLAH beni Adem’in mayasını simalarında zuhur etti-
rir. Bu mehengin zuhuru, tekrar ediyorum, beşerin ihtiyarında değildir.
Hazret-i ALLAH buyurmuştur: “Habibim, sen onları yüzlerinden ta-
nırsın. Konuşmalarından daha iyi tanıyacaksın.” Ve şöyle bir kibar-ı
kelam, hülasa-i meram vardır: “Bir kişi kazanmıyorsa dünyada ekmek
parası, dostlarının yüz karası, şeytanın maskarası.”
Bilmem, hangi padişah? Tebasının içinden tembelleri toplumdan
soyutlayıp, “çalışkanlara kötü örnek olmasınlar” diye “tembelhane”
yaptırmış. Tembelhanenin müşterisi o kadar çok olmuş ki, gerçek
tembeller bilinmez olmuş. Padişah emir vermiş, tembelhaneyi yaktır-
mış. Sahte tembeller kaçışmışlar. Sekiz tane gerçek tembel kalmış
binada.
166 “--Siz daha ne bekliyorsunuz, yanacaksınız!” deyince,
“--Ateşin bize gelmesine bir kaç kiriş var, telaşeye lüzum yok”
demişler.
Durumu padişaha bildirmişler. Padişah:
“--İşte gerçek tembeller açığa çıktı” diyerek onları hayatlarının
sonuna kadar “karantinaya almış” ihtiyaçlarını sağlamış. Bu kararı ile
çalışkan tebasını tembellik hastalığından korumuş.
İş hayatım boyu çıraklarımın kalfa ve usta olmalarına bütün gü-
cümle çalıştım. Medar-ı iftiharım çok usta yetiştirdim. İşçilerim ancak
evlada yapılan muammelenin dışında muammele görmediler.
“Bunları neye anlatıyorsun?” demiyesin. Yazdıklarım hem esna-
fın, hem de işçinin işinde muvaffak olması için iş anayasasıdır. “Bu
haller tarihe karıştı” deme sakın! Bu anlattıklarım sanat ahlakı, sanat
ve insanlık klasiğidir. Her devirde görürsün. Görünüm değişse de öz
değişmez.
Arzettiğim gibi, tezgahta çalışmak zevkimdi. Zaman oldu ki, ma-
nevi vazifelerim ağır basıyordu. Hazret-i Allah’ın hayat nizamımı dü-
zenlediğini görmüş gibi hissediyordum. Çalışmak için elimi takıma
166
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
167
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
168
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
169
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
170
170
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
171
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
172
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
173
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
174
174
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
175
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
176
176
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
AZRAİL (aleyhi’s-selam):
“-KORKMA! HİÇ DUYMUYACAKSIN” DEDİ
177
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
178
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
179
179
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
180
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
gelir. Zahiri ilim zahirden alınıyormuş gibi ise de her ilim Hazret-i
ALLAH’ın yed-i kudretindedir. Zahirde sebebine tevessül onu iste-
mektir. Mana rızkını istemek de aynıdır. Hazret-i ALLAH (c.c.) “ben-
den iste, vereyim” buyurdu. “Talebenâ, vecedenâ.”
“Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, onlar bu delillerden
yüzlerini çevirip geçerler.” (Yusuf Suresi, 105)
Gene Hazret-i ALLAH bildirdi: “Bu ayetleri ancak akl-ı selim,
kamil insan okur.”
İnsanların dünyadan ayrılışlarındaki hal ve zuhurat o
kişinin mana ve ALLAH’a yakınlık ve uzaklık kimliği de-
ğildir. İmansız ve zalım ferah ölümle ölmüş gibi olsa da,
ölüş manasının işkence misali zuhuratı mukadderdir.
“Bu dünyada a’mâ, ahirette a’mâ.” Yevm-i mahşerde bu kişiler
diyecekler ki: “Ya Rab! biz dünyada görüyorduk, şimdi neye a’mâ
olarak haşrolduk?” Cenab-ı Hak buyuruyor: “Sizler dünyada iken ha-
kiykatleri görmüyordunuz. Burası hakiykat alemi. Buraya göre gözü-
nüz yoktu ki. Hakiykatleri elbette göremezsiniz.”
181
Hazret-i Mevlana’nın izah ettiği gibi “evvel minareyi gör, alemini
gör, alemdeki kuşu gör, kuşun ağzındaki tüyü gör.”
“Görüyorum” diye iddia ediyorsun amma gerçekle ilişkili değil.
Olsa idin mana çirkinliklerine tevessül etmezdin. “O müttaki kullarım
gaybe iman ederler” düsturun olurdu. Hazret-i ALLAH’ın manevi
tertib ve tanzimine uyum sağlamak için çaba sarfederdin. Hiç olmazsa
yaşayan bahtiyarları rencide etmezdin. Kabul edemesen dahi aleyhle-
rinde bulunmazdın. Zamanımızda bu saydıklarımın şahide gereği yok.
Bütün çıplaklığı ile arz-ı endam ediyor!... Kazvinlinin sırtına dövme
yaptırdığı arslan resmine benzettin:
181
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
182
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
183
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
184
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
185
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
186
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
187
187
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
188
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
189
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
190
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
191
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
ANAM
Zamana göre bilgili, okur yazar, saliha, kırık çıkık ustası, fakir ve
fukaranın da anası meziyetleri ile örnek dervişti. Anamın bazı unuta-
madığım meziyetlerini insanlığa örnek olsun diye anlatmaya çalışaca-
ğım:
Çocukluğumuzda iki erkek, iki kız kardeştik. En küçükleri ben-
dim. Bizlere hurafaya kaçmadan, inandığı Hazret-i ALLAH’ı ve Resü-
lünü iyi tanıttı. Hala çocuklukta edindiğim o iman sermayesinin insan-
cıl yönü hayatım boyu rehberim ve düsturum oldu. Hele biz çocukla-
192 rına çok zaman dilinden düşürmediği şu nasihatını levhalatmak lazım
amma levha yapsan tatbik edecek kaç müşteri bulursun?
“--Birazdan babanız gelecek. ALLAH’ın tahsis ettiği sizlerin rız-
kınızı size ulaştırmak için ne müşkilat, ne meşakkat çekiyor, biliyor
musunuz? Eve gelince adamcağızı bir de siz üzmeyin!..” diye bizlere
babamı çok yücelerde gösterir, sevgi ve hürmette ALLAH ve resülün-
den sonra babamı sevdirmişti anam...
Babam sinirli ve biraz da huysuzdu fakat beraber geçirdiğimiz
zaman içinde birbirini kıracak ne bir söz, ne bir çekiş, ne de birbirine
küsü tuttuklarını bilmem. Şöyle bir örnek vereyim, daha iyi anlaşıla-
cağını umarım:
Anam 1945 senesinde ahirete yürüdü. Şu an 1999 bitmek üzere.
Ailem Hacı Fatma hanım anama muhabbetinden dolayı kaynanasının
ruhuna hergün Fatiha, arasıra Yasin okur. Başka söze ne gerek var?
Kaç tane kaynana gösterirsiniz ki gelini ruhuna fatiha okusun?!
Memleketimizin eşrafından müteahhit bir zatın kazada omurga
kemiğinde kırıklık olmuş da, anamı çağırmışlardı. Tahminen 13 veya
14 yaşımda idim. Beraber gitmiştik anamla. Tıp doktorlarının ortopedi
192
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
193
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
194
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
195
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
akın sürüler gelirdi. İşte muazzam bir metafizik olay.. Fiziki izahı ol-
mayan, imana ve ruha ferahlık veren, fiziki olayları çürüten metafizik
binlerce şahitli olay!...
Terhis oldum. Hamama geldim. Maksadım babamın elini öptükten
sonra 35 km. mesafede bulunan memleketim Çorum’a gitmekti. Ço-
rum’da bizden kimse kalmamış. Hamama taşınmışlar, babam yalnız
olmasın diye. Ailemin hepsini hamamda görünce sevindim. Anam
hasta idi. Beni görünce “duam kabul oldu” diye Cenab-ı Hakk’a ham-
detti. Anamla bir gün görüşebildik.
Tedavi için babam, “beni de geldi” diye ferahlıkla anamı Çorum’a
götürdü. Doktorlar hastalığına “lösemi” demişler. Anamın nasıl öldü-
ğünü anlata anlata bitiremiyorlar. Öleceği gün “bugün benim düğü-
nüm, bayramım” diye eline kına yaktırıyor. Hacı Mustafa Anaç kayın-
pederim şeyh efendiyi çağırtıyor. Şeyh efendiye:
“--Mustafa efendi, bugün ben vefat edeceğim. Bana tövbe-istiğfar
verdir” diyor.
Berabece gümbür gümbür tövbe-istiğfar okuyorlar. Bir ara şeyh
196 efendiye:
“--ALLAH senden razı olsun Mustafa efendi. Benim derviş ol-
mama sebep oldun. Derviş olmanın ALLAH’ın lütfu ihsanı olduğunu
yaşadım. Şu an da gününü görüyorum. Gideceğim makamımı görüyo-
rum. ALLAH sizlerden razı olsun. Beni ikna ettin. Rabbımın lutfu ile
derviş oldum. Bana hakkını helal et” der.
Ali Haydar Ahıskavi Hazretlerine anamın da, babamın da biat et-
melerine Mustafa Anaç efendi vesiyle ve sebeb olmuş idi.
O gün ruhunu teslim etti. Ben hamamda idim. Anamın vefatı ai-
lemizin nizamını bayağı sarsmıştı. Eskisi gibi değildi. Teneşirde anam
yıkanır iken hoca hanımlar şahadet getirirlerken herkesin gözleri
önünde anam sağ elinin şahadet parmağını yukarı dikmiş! Bunu gören
hanımlar hem korkmuşlar. Hem de çığlık atmışlar, “nasıl ölü bu?”
diye…
Hazret-i Mevlana’nın duyurduğu gibi:“Biz öyle padişah mıyız ki,
taht üzerinden inip tabuta binelim?!.. Bizi taht üzerinde gördünse hep
öyle göreceksin…
196
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
197
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
198
198
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
“Kazara bir sapan taşı, bir altın kaseyi kırsa, ne kıymeti artar ta-
şın, ne kıymetten düşer kase” Senenin on bir ayı Ankara Hacıdo-
ğan’daki atölyemin duvarına sızıp kalan alkolik Ali efendi vardı. Çok
alkoliklerin o civar meskeni idi. Orada “elmas bakkal” diye insanlık
dışı, hiç gülmeyen sanki insanların helaki için programlanmış bir ro-
bot açık içki satar bakkaldı. Ama ağırlık açık içki satışında idi. Eksil-
meyen müşterisini açıktan görmek ve saymak zor değildi. Sıkıştıkları
zaman müracaat kapıları benim kapımdı. Nedense o zavallılara karşı
acıma hissi ile karışık bir yakınlık duyardım. Arasatta kalmış, ne cen- 199
net aşkı, ne de cehennem korkusu kalmamış, kaza-zede bu insanlara
acımamak ve yardımcı olmak hissini taşımayan beni Adem’e de aynen
acırı !.. Bu kaza-zedelere asalet ayrımı yapmak haddim değil.
Hayatına bir nebze israrım üzere vakıf olduğum Ali efendi vardı.
İtfaiye meydanında Kurtuluş palasın sahibi; Samanpazarı Kurşunlu
caminin bulunduğu ana yolun karşısı dizi evler de Hacı Ali ağanındı.
Zengin, hatırı sayılır, takva bir zattı. Hacı Ali ağa her gün elmas bak-
kala on iki lira elli kuruş gönderirdi. Oğlu Ali efendinin günlük nafa-
kası idi. Hesaplanmış, peynir ekmekle içkisine denk geliyordu. Bu
durum Ramazanın birinci günü biter, Ali efendi üzerindeki para etme-
yen çadır bezinden yapılmış elbisesini çıkarıp, o gün alınmış lacivert
elbise sırtında, kravatı bağlı temiz gömlek, siyah fötr şapka, yeni
ayakkabı ayağında hemen erkenden bana gelirdi. İlk senelerde garibi-
me giderdi amma alışmıştım Ali efendinin bu haline. Benden yaşlı idi
amma elimi zorla öperdi. Edepli dervişti. “Bugün nerede iyi bir vaiz
var” sorardı bana. Beraberce giderdik. Namaz kılar, dinlerdik, mana-
dan nasib almış vaiz efendiyi. Vaizin gönül kapısı kapalı ise dinle-
mezdik. Dinlesek de ne verebilirdi hakiykat yoksunu hakiykat yolcu-
199
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
200
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
201
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
202
202
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Bir zaman ben de kendime çok sordum bu suali. Bunun için ha-
kiykat garipleri bana düşman gibi tutumları ile devenin nalbanda bak-
tığı gibi baktılar.
Şeyh Ali Haydar efendi Ahıska muhaciri Hacı Bekir Baba’nın ha-
lifesi idi. Kayınpederim Hacı Mustafa Anaç efendi Ali efendinin hali-
fesi idi. ALLAH cümlesinden razı, makamları cennet olsun.
203
Çorum Fuani kaplıcasının çok tarlası vardı. Heves ettik, teşkilat
kurduk, tarlaları ektik. O beldede hatırı sayılan Piroğlu Halil efendinin
arazisi çoktu. “Ekebildiğiniz kadar benim tarlalarımdan da ekin” diye
israr etmişti. Hayli ektik. Şeyh Hacı Ali efendinin mesleği bostancılık-
tı. Şeyh efendinin de isteği üzerine bir tarla da onun için sürdük. O
semt münbit, bol mahsül veren bir toprağa sahipti. İşittikki bire kırk
veriyordu. Fakat biz bilemedik, toprağı derinden dört sefer aktardık.
Çorum’da toprağın verimi öyle idi. Amma o belde yüzünden sıyrılır
ekilirmiş. Derinden mahsul çıkmaz imiş. Nereden bilecektik? Mahsül
cidden verimli olmadı. Şeyh efendinin ektiği bostan tarlası da ektikle-
rimizi büyütemedi!..
Şeyh Efendi'nin yeni koşuma girmiş genç atı ve atın koşulduğu yaylı
bir arabası varadı. Çıkan mahsulü arabaya koyduk. Efendi Çorum'un
kazası Mecitözü'ne bir manava götürecekti...
Ali Efendi:
“Galip Efendi benimle gelir misin?” dedi.
203
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Benim de işim vardı. Araba gittiğine göre “rahat olur” diye bende
yola koyuldum. Bir maksadım da biat ederecek, dersimi alacaktım “Yol
boyu tarif eder” diye seviniyordum. Evdeki hesapçarşıya uymadı.
Efendi arabanın yanında yürüyordu, ben de edeben yürüyordum.
Yürüyeceğimi bilse idim gelir mi idim? Bir ara:
“--At daha, genç olduğu için kıyamıyorum hayvana” demez mi?..
İçimden eşşek alıp beygir satıyordum amma “benim derviş olma-
ma ne manisi var” diye nefsimle mücadele ederken geriden nefes ne-
fese bir köylü vatandaş bize yetişti. İki kişi yürürken üç kişi olduk.
Soluğunu daha toplayamamıştı zavallı; söze başladı amma becereme-
di. Benim arzumdu arzusu; giriş yapamadı zavallı.
204
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
205
205
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Rüyamda tek sıra dizilmiş insanlardan uzunca bir sıra.. Tek tek
Peygamber Efendimiz’i ziyaret edeceklermiş. Sıranın sonuna geçtim.
Hayli bekledim. Sıra bana gelmişti. Büyücek, ahşap bir kapıdan içeri
girdim. Sağ tarafta topraktan yapılmış bir sedir, hasır üzerinde Pey-
gamberimiz Efendimiz oturuyordu. Yüksek sesle kelime-i tevhidi zik-
rederek girdim içeriye. Peygamberimiz Efendimiz’i görünce bayıldım.
Yere düştüm. Efendim gözlerimden öptü beni. “MUHAMMEDÜN
206 RESULULLAH” diye yerden kaldırdı. Efendimiz’in cemalini hafı-
zamda muhafaza etmem için hayli seyrettim.
Tahminen on beş sene sonra şeyhim efendime intisab ettim. Gör-
düm ki, nur-ı muhammedi şeyhim efendimin suretinde tecelli ediyor-
du. Muhammedün resulullah’ı o şahsiyette görüp, orada öğrenecektim.
Halik-ı zü’l-celal öyle tanzim ve tertip eylemişti. Dini tahsil ve terbiye
gören hoca efendilerimiz de sır olmayan, kıyamete kadar devam ede-
cek bu gerçeği bilseler idi din-i İslâm’a mana düşmanlığı yapamadık-
ları gibi, istifade yönüne giderler, Kur’ân-ı azimü’ş-şan’da beyan edi-
len varisü’n-Nebi, nedim-i ilahiyi, evliyaullahı dışlayamazlar, mana
gülüncü olmazlar idi. Hem de Hazret-i ALLAH’a zulüm isnadından
kurtuldukları gibi, inanan, inandığını yaşamaya çalışan ehl-i aşkı, ehl-i
tariki, her gün, her saat rencide edemezler, ALLAH’ın gerçek gelinle-
rini rahatsız etmekten hiç olmazsa imtina ederlerdi.
İnanan ALLAH dostları “hubbul vatan mine’l-iman (vatan
sevgisi imandandır)” gerçeğinin hayranı, “vatanı olmayanın imanı
olmaz” düsturunu virt edinmiş, askerine küçük “muhammed” sıfatını
bayraklaştırıp tarih boyu cengaverliğini imanından almış necip mille-
tin üzerinde nazar-ı ilahi olan kahraman ordumun Hazret-i ALLAH
206
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
207
207
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
208
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
gayr-i müslim değil de, “müslim kardeş” olduklarını idrak eden ha-
kiykat ve gönül ehlinin mevcudiyetinin gün-be-gün çoğaldığını söy-
lemek kehanet değil!...
“Acaba, nasıl kıyamet kopacak?” perişanlığı ile üç ay doldu. Kur-
ban bayramına erişmiştik. Gün sayısı bitti. Saatler gün kadar uzamıştı.
Aman ya Rabbi! Bilerek yaşamak güzel; bilmeden, teslimiyetle
yaşamak daha güzel. Varlığını hissedip de kulluk yapacak kadar zatını
tanımamak ne feci!
Bayramın ikinci günü en küçük kızım Sevil hastalandı. Ateşi var-
dı. Ankara Anafartalar Caddesinde Adliyenin karşısında kuleli evde
iskan ediyordum. Karşımızdaki arada Sami Ulus Çocuk Hastahanesi
vardı. Annesi ile hemen gönderdim hastahaneye. Doktor muayene
etmiş. Zatürre teşhisi koymuş ve çıkışmış:
“--Hanım! Geç bırakmışsınız çocuğu. Götürün, dikkat edin” de-
miş. İlaçlar yazmış.
“--İki gün sonra tekrar getirin, göreceğim” demiş.
Hani bir fıkra vardır. Yeri değil amma ben gene diyeyim: Efendisi 209
köleye:
“--Köle, ben seni Çarşambaya kovacağım” demiş. Köle de:
“--Zahmet etme ben Salı günü kaçıyorum” demiş.
Bayramın üçüncü günü oldu. Bekliyorum, kıyamet kopacak diye.
Akşama yakın sübyan çocuk ruhunu teslim etti. “Kâlû innâ lillâhi ve
innâ ileyhi râciûn” okudum ve günahsız yavrumun çenesini bağla-
dım. Anası ile ikişer rekat namaz kıldık. Sanki ailede zuhur edecek
emr-i ilahinin tecellisine gönüllü idi yavrum. Her yönü ile metafizik
olay… Hikaye gibi dinleme, ibret al! Yoksa nefsine bile bile zulme-
dersin...
209
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
ŞEHİTLERLE SOHBET!...
210
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Mali durumum müsait değildi. Orayı iskana müsait hale getirip ki-
raya verecektik “Ankara’da benim ödeyeceğim kiraya katkısı olsun”
diye. Evin yapılmasını kayınpederim Şeyh Hacı Mustafa Efendi yürü-
tüyordu. Kendisine rica ettim:
“--Efendi, şehitlerin olduğu yeri türbe gibi çevirelim” dedim.
“--Eğer türbe gibi yapar isek kimse burayı kiraya tutmaz, korkar,
duramazlar. Ben orayı temiz tutulacak yatak yorgan yığmak için yer
yaparım” dedi ve öyle oldu.
Ankara Sitelerdeki iş yerini yaparken mecbur oldum, damadım
Hacı İzzet efendi istedi, ona sattım. “Temiz tutun!” diye tenbih ettiğim
halde oraya banyo yaptırmışlar. Malumatım yoktu. Başları felaketten
kurtulmadı. Onlar da evi sattılar. Başka yerlere gittiler.
“Neye bu kadar anlatıyorsun?” dersen: Orayı türbe yapma imkanı
bulamadım, üzgünüm. Kitaba yazdım ki: şimdi yerine apartman
yapılmış, orada duranların rahat olacağını zannetmiyorum.
Orada Tosyalı şehitler yatıyor. Sabır ile makam almış evliyaya 211
benzemezler, dikkat edin! Bu fakir hayatta iken şühedaya hürmeten
yaptıracağım imkanım nisbetinde. İmanlı müteşebbise katkım elbet
olacak. Orada medfun şehit kardeşlerim beni affetsinler. Kaynağı ta-
vında dövemedik, maddi imkansızlıktan. Buna şehitler şahit, Rabbım
şahit!...
İşte yaşayanlar için fırsat: Kıyamete kadar METAFİZİK. Rahmet-i
ilahi, büyük hadise halâ mevcut olay!...
211
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
212
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
213
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
214
214
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
215
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
216
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
217
217
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
218
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
219
219
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
FİL LOKMASI
Hasan el-Basri (k.s.) haftada bir gün vaaz ederdi. Karşısında ma-
nadan anlayan gönül ehli oldukça şevke gelirdi. Eğer öyle birini mu-
hatab olarak göremezse sükut ederdi. Bir gün yine memleketin â’yan
ve eşrafı, beyleri Hasan-ı Basri (k.s.)’nun vaazını dinlemeye gelmiş-
lerdi. Hasan-ı Basri kürsüde oturmuş, sükût ediyor, bir türlü söze baş-
lamıyordu. Cemaatten biri:
“--Efendim, buyursanıza!... Kabilenin bütün beyleri geldiler. Sizi
dinlemek istiyorlar” dedi.
220 Hasan-ı Basri (k.s.) zamanının yüksek seziş sahibi, âlime ve gönül
ehli Râbiatü’l-Adeviye’yi kasdederek:
“--Direğin arkasındaki ihtiyar hanım geldi mi?” buyurdular.
“--Hayır, gelmedi” dediler.
“--O halde bugün ders yapamıyacağız. Zira biz fil için hazırladı-
ğımız lokmayı, karıncanın ağzına nasıl sığdırabiliriz?” dedi ve kürsü-
den indi.
Hasan-ı Basri’ye sordular:
“--Müslümanlık nerde?” Cevaben buyurdular ki:
“--Toprak altında…”
Bu abd-i aciz de bugün merciine ve yetkililere soruyorum.
“ALLAH aşkına” diye söze başlıyamıyorum ve garipsiyorum, çünkü
44 senedir aşk mektebinin hem öğrencisi, hem de öğretmeniyim...
Sizler de öğretmensiniz amma gönül tarikinden habersiz, maddeyi küll
olarak mana zannı ile yaşantınız ve izahınız beni Adem’in mana lok-
masını üretmenize uygun gelmiyor.
220
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
221
221
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
222
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
223
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
224
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
225
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
226
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
timde mevcud, seve seve taşıdığım her şeyin zirvesine çıkma merakı
tiryakiliğimde de görülüyordu. Kalın kulüp sigarasından günde iki
paket içiyordum. Sigaranın dumanının israf olmasına dayanamıyor-
dum, çekiyordum içime, dışarıya bırakmaya gönlüm razı değildi. Tek-
rar yutuyordum, bronşlarım tıkanmış zor nefes alıyordum. Boğazımı
açmak için çıkardığım ses komşu çocuklarını korkutuyormuş. Hanıma
rica etmişler:
“--Ne olur! Galip usta öyle ses çıkarmasın, çocuklar çok korku-
yor” diye.
İhtiyarımla değildi. Ne yapabilirdim?!.. Bırakmayı çok denedim.
Askerde parasız kaldığım zamanlar bıraktım. İmkanım oldu gene de-
vam ettim. Hastalandım, doktorlar “içme” dediler. Hastalığım iyi oldu,
gene içtim.
Biliyordum, kokusunun kerih olduğunu. israfat yönünden haram
olduğunu. Vücud ALLAH’ın emaneti ona yapılan tahrifatın da haram
olduğunu biliyordum. Sadık ve muhip bir derviştim. Şeyhime çok
bağlı idim. Nasıl bağlanmazdım ki, Hazret-i ALLAH’tan istedim, ar-
zuma göre ihsan etti. Şeyhim efendim iş yerimde, kasdi ben değildim 227
amma nedense çok tesir etti, etkilendim, duygulandım, utandım, anla-
dım, Rabbım benim için halketmişti efendimin sözlerini; diyordu ki:
“--Sigara içenin virdi ve zikri duman halinde, sigara içmeyenin ise
nur halinde Hazret-i ALLAH’a arzolunur.”
O kadar başımı önüme eğdim ki tarifi mümkün değil. Sanki yeni
keşfetmiştim, hayatıma kasdeden, çocukluğumdan bu yana santim
santim abd-i acizi zehirleyen haini! Yaptığı yetmediği gibi Rabbımın
hayran olduğum isimlerinin zuhuratı nur-ı ilahiyi dumana çevirmesi
bir anda kahretmişti beni. Vücuduma yaptığı tahribatı yetmemişti san-
ki! O anda çıplaklığı ile görüyordum. Sigaranın tahribatı hakkında
neler söylenmemişti, neler... Çilem dolmuş, vakti, saati gelmiş, efen-
dimin lisanı ile lutfetmişti Hazret-i ALLAH (c.c.)....
227
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
228
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
229
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
ÖZET
230
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
231
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
232
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
233
233
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
Beyazid-i Bestami (k.s.) dar bir aralıktan geçerken köpek ters isti-
kamete gidiyordu. Yanına yaklaştığı zaman Beyazit “köpek üzerime
sürünmesin” diye eteklerini topladı. Duvara sıkışıp, köpeğin geçmesi-
ni bekledi. Köpek Beyazıd’ın bu halini ayıpladı da lisan-ı hal ile:
“--Ya Beyazit, benden neye bu kadar çekindin? Beni çok mu hakir
görüyorsun. Beni Adem’e bahşedilen şer’-i şerife göre tüylerim ıslak
ise siler, telafi edersin. Eğer kuru ise bir şey icap etmez. Bu kadar tela-
234 fisi mümkün olan olayı abarttın da beni hakir gördun, incittin. Merak
ediyorum, içindeki pislikleri nasıl temizleyeceksin?!..”
Beyazıt Bestami yaptığı yersiz hakaretten utandı. Özür diledi ve
köpeğe:
“--Arkadaş olalım” dedi.
Köpek:
“--Benimle arkadaşlık da yapamazsın. Ben her gün tahsis edilen
rızkımı almak için ne hakaretlere maruz kalırım, her lokmada mutlaka
dayak yerim, hakaret görürüm. Ya Beyazit, sen bunlara mütehammil
yaratılmadın, git yoluna... Benimle arkadaşlık yapmaya ne sabrın, ne
tahammülün, ne de izzet-i nefsin müsait değil.”
Beyazit bu hal hitabı karşısında perişan oldu da, “köpeğin bile ar-
kadaşlığına layık değilmişim” diye üzüldü. Daha tedbirli yaşamaya
çalıştı. Bu kıssa gurur, kibir ve ucubdan kurtulamayıp, kurtulmak da
istemiyenlere ithaf olunur !...
234
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
DENİZ KAPLUMBAĞASI
235
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
EŞEK ARISI
236
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
237
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
238
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
******
239
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
derse kullanılır.
Beton kumu çakıllı olacak. 1 metre küpe sıhhati malum 7 torba
çimento ile iyi karıştırılıp, harcı kocatmadan kalıba boş yeri kal-
mayacak şekilde, fazla sulu olmamak şartı ile dökülecek. Betonun
sıva yapılmış gibi düzgün çıkması bilmeyenlere cazip gelse de bi-
lenler için pek cazip değildir.
2 - Demir döşendikten sonra inşaate gelen mühendis veya resmi
sürveyan tarafından kontrol edilecek.
3 - Betonun canı sudur. Hele sıcak havalarda yeterli su verilmez
ise beton yanar, toprak olur. Havanın sıcaklığına göre su verilme-
li.
4 - Tuğlanın dayanıklısı tercih edilmeli. Duvar örülmeden evvel
tuğlaya suyu verilmeli. Su verilmez ise harcın suyunu tuğla alır.
Harç susuz kalır, toprak olur. Yalnız çimento ile harç yapıp, duvar
yapmak doğru değildir. İçine su hulul etmediği için çimento ya-
nıp, toprak olmaya mahkumdur. Söndürülmüş kireç ve kumla ya-
pılan harç içine hemen kullanacağımız kadar çimento katmak du-
240 varı daha sağlam kılar ve harcın suyu çimentoyu besler. Çimento
kattığımız her malzeme susuz bırakılmayacak.
5 - Sıvada ister kaba, ister ince sıva harcına çimentosuz müsaade
edilmeyecek ve duvarlar da susuz bırakılmayacak. Pratik izah et-
tiğim bu duvar kolon kadar güçlü olup, yıkımı da zordur.
6 - Asmolinli tablalarda duvar ve kolonlar sağlam ise demir filiz-
lerin uçları ve yukarıdan gelen kolon demirlerinin uçları bükülüp
kanca yapılacak.
7 - Bu vazifelerini yerine getirdikten sonra, ibadet ve taatta olduğu
gibi, küll olarak bileceksin ki, her şey onun varlığı ile kaim olan
Hazret-i ALLAH’a tevekkül edip, edeple havale edeceksin.
*****
240
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
241
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
242
242
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
ÇÖZÜM
Zamanı geçirmeden meşihat kurulsun. Yani tasavvufi imtihan
hey’eti her devirde gerekli. Hurafa dışında kalmış ehli tarikin kadri
bilinip manevi ve insani yönünden ve yaşantısından istifade edilmeli.
Bu abd-i acizin yaşadığım Hazret-i ALLAH’ın rahmetine bu yol-
da nail olduğum gerçekleri izah etmeye çalışmam belki garibinize
gidecek. Lutfen, anlamak için iyi düşünün! Şahitler huzurunda Şeyh
Nurullah Efendi’ye Atatürk’ün vaat ve ifşa ettiği gerçeği dinleyin:
“--Efendi hazretleri, biliyorsunuz, tekke, zaviye ve türbeleri ben
kapattım. ALLAH bana ömür verecek mi? bilmiyorum. Ömrüm olursa
zamanı gelince onları yeniden ben açacağım.”
Makamı cennet olsun. Genç yaşta vefat etti. Maddi ve manevi ya-
şantımda şahidim: Asla dinsiz değildi. Islahatı tamamlıyamadı ki, ger-
çek icraata yönelsin!... Mana vazifesi o kadardı. 243
Her ne kılmışsa adâlettir, Cenâb-ı Kibriyâ,
Her kazâya her belâya kıl rızâ, ALLAH kerîm.
İman dağarcığından bu gerçeği zayi etmeyin…
ALLAH’ın selamı, selameti cümle kullarının üzerlerine olsun..
243
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
SÖZLÜK
244
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
245
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
246
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
247
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
248
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
249
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
250
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
251
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK I
252
252
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Metafizik II
H. Galip Hasan Kuşcuoğlu
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK
II
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
METAFİZİK 2
İÇİNDEKİLER SAYFASINDA OKUMAK İSTEDİĞİNİZ KONU ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
BAŞYAZI ............................................................................................. 9
Emr-i İlâhi Ve Tertib-İ İlâhiye Karşı İtiraz Eden Şeytan ......................... 14
Hazret-İ Allah’ı (C.C.) Kul Nasıl Bilmeli? .............................................. 19
Şehadet-İ İmanın Aslı............................................................................... 20
Hz. Allah’ın Sıfatları ................................................................................ 21
İbn-i Rüşd ................................................................................................. 29
İkinci Kitaba Neden İhtiyaç Duyuldu? ..................................................... 32
Sadık Kulun Sadakatine Zamanı Durdurdu Hz. Allah (C.C.) .................. 44
Deveyi Götüren Nerede? .......................................................................... 51
Şeyhim Efendime Biatım ......................................................................... 53
Mübarek Adınız Nedir? ............................................................................ 59
Ankara’da Niçin Ve Nasıl İskan Olundum? ............................................. 61
Unutamadığım, Hiç Bir Zaman Da Unutamayacağım, Mutlak Adalet
Sahibi Hazret-İ Allah’ın Bu Abd-İ Âcize İcraatını Ve Bizatihi İfşaatını
Dinle ......................................................................................................... 67
Adalet-i İlâhiye Ve Hitab-I İlâhi .............................................................. 69
“İslâm’da Beş Şart Vardır” Diye İlâhi Bir Bildiri Yoktur ........................ 74
Yersiz Soykırım İddiası ............................................................................ 80
Madalyanın Sahibi.................................................................................... 81
Edebiyat Öğretmeni Fazlı Al Hoca’nın Ahval-İ Aleme Tasavvufi Bakışı87
Deniz Kablumbağaları .............................................................................. 96
Pala Sokak ................................................................................................ 98
Yusuf-u Bahri Hazretlerinden Bahsetmeden Geçemeyeceğim .............. 107
Rahmet Mühürü...................................................................................... 146
“Razıyım Senden Devam Et” Buyurdu Hz. Allah.................................. 148
Şarâben Tahûrâ (Aşk Şarabı) ................................................................. 151
Kırklar Meclisi ....................................................................................... 153
Boş Kuruntularla Geçen Zamanım ......................................................... 155
Niçin Teberrük?...................................................................................... 163
Kara Şeyh Hacı Bekir Baba’nın Cinlerle Sohbeti .................................. 167
Mahmut Ya Doğru Söyledi İse?!. ........................................................... 180
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HÛ YÂ TABÎBE’L-KULÛB
MEDET YÂ ERHAME’R-RÂHİMÎN
MEDET YÂ EKREME’L-EKREMÎN
MEDET YÂ İLÂHE’L-ÂLEMÎN.
DESTÛR YÂ SÂHİBE’L-MEYDÂN
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
KISALTMALAR
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BAŞYAZI
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
18
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
20
***
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
İLİM: Her şeyi bilmesidir. Yegane alim odur. İlmin her dalı onun
yedindedir.
SEMİ: Her şeyi işitmesidir. İşitmesinde sınır yoktur.
BASAR: Her şeyi görmesidir. Cümle yaratılmışların görgü ufku
vardır, onun görüşünde ufuk yoktur.
İRADE: İstediğini dilemesidir. Hiçbir yarattığına karşı sorumlu
değildir.
KUDRET: Her şeye gücü yetendir. Alemde görülen güç
ALLAH’ın takdiri kadardır.
KELÂM: Söylemesidir. Her zerrenin anlayacağı lisanı konuşur.
TEKVİN: Her şeyi yaratan odur. Başka yaratıcı aramak şirktir.
Fiili sıfatları ise her yerde mevcuttur
İHYA: Diriltmek.
İMATE: Öldürmek.
TAHLİK: Yaratmak.
TERZİK: Rızıklandırmak
22 ALLAH’ın subuti sıfatlarından Benî Âdem’e bahşedilen bir
zerreden başka nedir?
ALLAH’ın FİİLİ SIFATLARI: yaşatan, öldüren, tekrar dirilten,
rızıklandıran.
Yukarıda belirtmeye çalıştığım gibi, cümle alem Hazret-i
ALLAH’ın ilim ve iradesinin, yani bilerek dilemesinin zuhurudur. Bi-
zatihi değildir, izafidir, mecazidir.
Yaratılmış zerreden kürreye efdal-i mahluk, şerefli mahluk olan
Benî Âdem’de de zuhuru bariz görülen subuti ve gerek fiili sıfatlarının
tenezzülen zuhuruna bakıp da Benî Âdem’e –haşâ- ALLAH demeye-
sin. Sakın ha!. Na-ehlin cehlinden de emr-i ilâhiye ters düşen yaşantı-
sından da uzak durasın. Bu yönlü yaşantıların şirkin kapısından ayrı-
lamadığını iyi bilesin.
Şu tüyleri dahi ürperten hitab-ı ilâhiye dikkat et:
"Habibim, onlar için dua etme. Senin de duanı kabul etmem."
(tevbe suresi, 75)
Haşâ, ALLAH kul olmaz, kul ALLAH olmaz; Rab abd olmaz,
abd Rab olmaz.
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
vasıtası ile tebliğ edilen nakle iltifat edemezler. Tabir caizse “akılcı
din” ihdas ederler.
Bu tür inanarak yaşayanları her devirde görmek mümkün. Bu tür-
lü felsefecileri rehber kabul eder de fizikten öteye, METAFİZİĞE
yolu olmayan bir düstur ki ademlikten öteye, insan olmaya namzet
ilâhi terakkiyatı kabul edemez.
Bundan evvel yazdığım METAFİZİK’de hayli bahsetmiştim, yeri
gelmiş iken halâ davalarını bitiremediğimiz, Türk milletinin iç yarası
sevr anlaşmasına imza atanların başkanlığını yapan felsefecilerin reisi,
feylesof Rıza Beyefendiyi anmadan geçemiyeceğim. Hayatında espri-
leriyle akılcı dini ne güzel anlatır:
***
HOCAM
Ömrümün neşesiz geçti baharı
Neyleyim baharı gülsüz olunca.
Bir tutsam gerektir yar-ı ağyarı
27
Gurbet illerinde öksüz olunca.
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
28
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
İBN-İ RÜŞD
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
31
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
33
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
34
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
35
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
36
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
37
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
38
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
39
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
40
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
41
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
42
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
*** 43
43
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
44
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
45
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
46
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
47
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
48
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
den razı) diyenleri örnek alır ve gittiği yollarını yaşadığı zamana göre
manaya sadık kalarak değerlendirir.
HZ. insana ALLAH için hürmet et. Yürüdükleri yolları sen de yol
edin. Aynı yolda sen de yürümeye çalış ve azimli ol ki, bugünün şart-
larına uygun, manevi rızıktan nasibini alasın.
Beyinden kalbe doğru olan akımın akışı, umuma mahsus fiziki
olay. Kalpten beyine olan akışın METAFİZİK olduğunu gizlemek
mümkün değildir.
Bu akışın akımından akıl da hal yolu ile yaratanını tanıyor. Tanı-
manın zevki ile Amentünün manasını kül olarak yaşamanın hazzı
manevi ve maddi hayatında ve muamelâtında, sözünde, sohbetinde
aşikâr oluyor.
***
“Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.”
***
Mü’min ve müttaki sıfatına bürünen akıl ile nakil ilmi ve görüşü
birleştimi sırat-ı müstakimin terazisinde tartılmış olur ve hakikatin
mehengi olduğunun zevkine erilir. 49
Avamın aklı belirli şahsiyetlerin aklı gibi değildir.
Akıl ilâ-nihaye işlenmeye ve işletilmeye muhtaç bir arazdır veya
cevherdir.
İlâhi terbiye görmemiş aklın düşünce ve icraatını nefsaniyet ve
hayvaniyetin ötesinde manevi mecrada görmek mümkün değildir. Zirâ
bulunabileceği mahal bedii ve hayvani hazların iskân mahalleridir.
Hakîkatta bütün alem metafizik olaydır.
Zaman geçtikce Benî Âdem’in manadan soyutlanıp maddeye
kayması bedii zevk ve düşüncelerine daha cazip gelmiş.
Hz. ALLAH’ın bilinmesinin, tanınmasının isteği ile yaratılan,
yeryüzünde ALLAH’ın halifesi olmak şerefi ile şereflenen hazret-i
insan…
Toplumların cemaat olarak sırât-ı müstakîmin dışına çıkdığı za-
man kullarını uyarıcı ALLAH elçilerini, peygamber efendilerimizi
tekrar tekrar tarih boyu gönderdiği… Adedi zatına malum. Gerçekler
bu değil mi?
49
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
50
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
51
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
52
52
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
53
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
54
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
55
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
56
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
57
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
58
58
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
59
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
60
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
61
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
62
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
63
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
64
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
65
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
66
66
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
67
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
mi? Elbet geçemediler. O işi de zor şer bitirdik. Rica ettim “artık ya-
kamı bırakın” diye.
Ali ağabeyim babama bedelini ödemediği makinaları sattı. Öde-
mediği gibi parasına kamyon aldığını işittim. Daha ilk seferinde kam-
yona yük almış, üzerine de yasak olduğu halde yolcular almış. Oğlu
Özdemir de kamyonun üzerinde. Kalaycık kazasına yakın yerde uzun
bir rampa var. Rampayı inerken fren patlamış. Şöför arabayı durdur-
maya çalışır iken Ali ağabeyim şöför mahallinden şöförun ikazlarına
bakmayarak kapıyı açıp rampaya doğru atlıyor. Bir yere tutunamayıp
geri düşüyor. Janta gelen beyni parçalanıyor.
Bu olaydan iki gün evvel gördüğüm, tesirini üzerimden atamadı-
ğım gibi gece gündüz düşüncelerimden çıkaramadığım METAFİZİK
olay, imanımın mehenk taşı olan o muazzam hitab-ı ilâhiyi bütün çıp-
laklığı ile anlatmaya çalışacağım. Dinlediğin gibi bu ALLAH fakirine
itimat et, görmeye çalış.
68
68
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
Hayli uzun rampalı bir yol, kalecik’e giderken sol tarafı bah-
çe. Kavaklar. Ayrıca yan yana uzun iki kavak. İkisinin arasında
mum yanıyor. Arası yavaş yavaş ayrılıyor. Ayrıldıkça semayı ve
her yeri gözleri kamaştıran ilâhi bir nur kaplıyor.
Gökyüzünde misli yeryüzünde olmayan muhteşem bir kırat.
Danseder gibi hareketler yapıyor. Ayaklarının sesini ahenkli din-
liyorum. Vasat bir atın yüzlerce büyüklüğünde gibi idi.
Azametli ve tonlu bir sesle fasih türkce ile Hz. ALLAH hita-
bediyor: 69
"Bizim burada öyle atlarımız vardır ki bir ayağını mağribe
bir ayağını da meşrıka atarlar."
Dehşetle seyrediyorum ve hitab-ı ilâhiyi de vecdle dinliyorum.
Bitti mi? Hayır. Halâ hislerimle olaya yöneldikçe halâ görüyor ve
dinliyorum. Nice sonra kavaklar birbirine yaklaştı. Eski halini
aldı. Gene tepesinde ufak bir mum yanıyordu. Dehşetle uyandım.
Bir mana verememiştim.
Bu halden iki gün sonra kaza olmuş. Hemen haber edildi “ağabe-
yin kaza geçirdi” diye. Bir akrabamızla olay mahalline yetiştik. Kaza
olan yeri gördüğüm zaman “aman ALLAH’ım! Kazadan iki gün evvel
manamda görüp dehşetinden kurtulamadığım, bir mana veremediğim
yer. Gördüğüm rampayı, bahçe içinde iki uzun kavak ve olay olduğu
yeri görünce fenalık geçirdim.
Hz. ALLAH burdan hitab etmiş, olay oracıkta olmuştu.
Hz. ALLAH taksiratını affetsin, kendi haline değildi.
Daha nice olayları yazmıyorum, okuyucumu sıkarım diye.
Demeyesin “sen de amma saf imişsin, zarar gördüğün halde neden
uzak duramadın bu kimselerden?”
69
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
70
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
71
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
72
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
73
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
74
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
75
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
76
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
HALİLİM: SEVGİLİM
77
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
78
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
79
79
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
80
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
MADALYANIN SAHİBİ
81
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
82
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
83
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
84
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
85
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
86
86
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
Etme Kardeşim
87
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
88
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
89
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
90
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
91
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
92
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
93
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
94
94
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
EŞEK ARISI
95
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
DENİZ KABLUMBAĞALARI
96
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
97
97
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
PALA SOKAK
98
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
99
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
100
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
101
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
102
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
103
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
104
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
105
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
106
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
107
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
108
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
109
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
110
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
NİNALYUM:
KAHVERENGİ İTHAL YER MUŞAMBASI
111
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
112
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
113
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
114
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
115
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
116
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
117
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
118
118
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
119
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
120
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
121
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
122
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
123
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
124
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
125
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
126
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
127
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
128
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
129
129
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
130
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
131
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
132
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
133
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
134
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
135
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
136
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
137
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
138
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
139
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
140
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
141
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
142
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
143
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
144
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
uyumlu dosdoğru yol almanın esas olduğunu izah etmeye yetkili kıldı-
lar.
Bu METAFİZİK olayı bütün çıplaklığı ile ıhvanıma ve okurlarıma
anlatmak istiyorum. Aczimi itirafla yetiniyorum başka gücüm yok.
Aynı mührü kitaplarda göstermeye çalışıyoruz, nedenini araştır.
Ruhi zevk alacağından, inancını muhafaza için çerçeve oluşturacağın-
dan şüphem yok. Lütfen bu hikmet-i ilâhiyeye aşina olmaya çalış,
yaşa. Şunu iyi bil ki;
HZ. ALLAH’ın gücü, kuvveti, varlığı karşısında bu abd-i aciz, ya-
ratılışım ve Rabbıma olan imanım, Peygamber Efendilerimizin tebliğ
buyurduğu ahkamın zerresine dahi itirazkar olmadığım gibi, gene
Rabbımın rahmetinin tecellisi, sahtekarlığa, düzenbazlığa, din istisma-
rına dünya yaşantımda yer bulamazsın.
Hz. ALLAH’ın rahmeti ile ihsan eylediği mühr-ü ilâhi, ima-
nım odur ki, hem madde ehline, hem de na-ehlin yersiz tasallu-
tundan ezilegelen mana ehline, maddede zuhur eden mana tecelli-
sini baş gözü ile görmekle itminan-ı kalbe ereceklerinin temenni-
siyle, şahsıma münhasır görmeyip, bütün insanlığa mahsus rah- 145
met-i ilâhiye olarak görüyorum. Sakın aksine imanında yer ver-
me.
"Ve hüve alâ küllî şey’in kadîr."
Susamış kişinin çeşmenin yanında durmakla susuzluğu geçeme-
yeceği gibi, Bal bal demekle ağzın tatlanmayacağını bil.
Benim aczimi değil; Hz. ALLAH’ın büyüklüğünü bil ve gör-
meye çalış. Yemin ediyorum, abd-i âcizin manevi vazifemi mana-
dan aldığımı tasdik eden mühr-ü ilâhiyi Hz. ALLAH ihsan eyledi.
Bu mühr-ü ilâhi ile duygulanan ehl-i aşk Edebiyat Öğretmeni dini
tedrisata aşina Fazlı Al Hoca Efendinin dile getirdiği duygusunu din-
leyelim.
***
145
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
RAHMET MÜHÜRÜ
146
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
147
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
148
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
149
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
150
150
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
151
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
152
152
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
KIRKLAR MECLİSİ
153
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
154
154
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
155
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
156
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
157
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
158
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
159
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
izni verilen seyahatı ile seyri sülükünü tamamlayacak olan Hacı Bekir
Baba, verilen direktiflere harfiyen uyarak Tanta’da medfun Seyyit
Ahmet El-Bedevi Hazretlerinin türbesinin bulunduğu, dergahında yet-
kili zatının müsadesi ile yanında getirdiği postunu gösterilen yere
sermiş, evrat ve ezkarı ile zamanını geçiriyor, tertib ve tanzim-i ilâhi-
nin tecellisinin zuhurunu merakla ve sabırla bekliyordu.
Manevi kemalâtı bu tertibin seyrine bırakılan Hacı Bekir Baba, sa-
likin ne kadar intibak edeceğinin, ne kadar sabır göstereceğinin mane-
vi iman ve sabır ölçüsü.
Zamana göre istisnai kişilere uygulanan nefis imtihanları za-
man zaman ahval-i aleme göre değişiklik arzederdi.
Dergaha geleli üç gün olmuştu. Hazretin midesine sudan başka bir
şey girmemişti. Yemek vakti geldiğinde dergahta dervişler ne pişirildi
ise yiyorlar, Bekir Baba’ya “sen de buyur, ye” demiyorlar.
Hazret üç gün aç kalmış, şeyhinin tembihine göre isteme hakkı
doğmuştu. Hazret Tanta’ya geldiğinde edepli, hürmetkar, derviş bak-
kalla tanışmıştı. Derdini anlatmak için şeyhinin anlattığı meziyetler
160 bakkalda görülüyordu. Üç gününü dolduran Bekir Baba bakkala gele-
rek halini münasip lisanla anlattı ise de bir hikmet bakkal anlamadı.
Tekrarı ve ısrarı yasaklanan halinin anlaşılamadığı üzüntüsü ile
dergaha geldi, yine postuna oturdu, üç gün daha geçmişti ki takati
kalmamıştı. Namazda kıyama kalkamıyor, oturarak namazını eda edi-
yordu. Gayr-i ihtiyari iç aleminden isyan belirtileri zuhur etmeye baş-
lamış ve şöyle sitem ediyor:
—Demek ki, Seyyit Ahmet el-Bedevi beni misafirliğe kabul
etmedi. Bu hale göre resmen kovuldum.
Diye postunu dürmüş ve dergahı terk ederek tanıştığı bakkala,
“ALLAH’a ısmarladık” demek için vardığı zaman bakkal altına san-
dalye vererek dükkan içinde kapının yanına oturtmuştu.
Tanta’da bir meczup varmış, elinde büyük bir sırıkla arastaya ge-
lir, herkes kaçışır, yetiştiğine sırıkla vururmuş. O meczup arastada
görüldüğü zaman esnaf dükkanını hemen kapatır kaçarmış.
Esnaf kaçmış, Efendi kapının yanında oturuyor diye edeben bak-
kal kaçamamış, meczup Bekir Babanın yanına gelmiş elindeki sırığı
yere vurarak:
—Nereye gidiyorsun dön geri!demiş ve uzaklaşmış.
160
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
161
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
162
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
NİÇİN TEBERRÜK?
163
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
164
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
165
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
166
166
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
167
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
168
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
169
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
170
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
171
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
172
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
173
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
174
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
175
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
176
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
177
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
178
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
179
179
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
180
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
*** 181
181
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
182
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
Benim nezaretimde Hazrete bir bina yaptık. Her işi bitiren ustaya
soruyordu
—Hakkını helâl ediyor musun?.
Fırsatı ganimet bilen, haramdan helâlden gafil cahil:
—Şu kadar daha verir isen hakkımı helâl ederim, demez mi?.
Razı ediyordu, veriyordu istediğini. O da bütün çalışanlara haber
veriyordu: “Ne kadar isterseniz veriyor, aza razı olmayın” diye.
Hesabı tutan ustam öyle söyledi:
—Binayı iki katına malettik!.
"Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kafirleri evliya
edinmeyin. ALLAH’a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek isti-
yorsunuz? (Nisa Suresi, 144)
Hz. ALLAH bu ayet-i celîlesinde cümle kullarına peygamber
varisi, silsile-i meratip, sizden bir ücret istemeyen evliyaya tabi
olmayı emrediyor.
Küfür üzere olup manevi bir kanıtı olmayanlarına değil.
Makarim-i ahlak üzere yaşayan kullara Hz. ALLAH tarafın- 183
dan verilen sıfatlar mü’min, müttaki, takva, vera sahibi.. Cemi
kullarına bu türlü yaşamalarının küll olarak Hz. ALLAH’ın ver-
diği özel isim "mekarim-i ahlak"tır.
Cümle peygamberimiz efendilerimizin Hz. ALLAH’ın ihsan
eylediği ve cümle mü’min kullarına da bu tertîb-i ilâhi üzere ya-
şamalarını emreylediği mekarimi ahlak hakkında ahir zaman
peygamberi Muhammet Mustafa (s.t.a.v.) Efendimiz buyurdular
ki:
"Bilcümle ALLAH elçileri mekarim-i ahlak üzere geldiler.
Ben tamamlayıcıyım. Çünkü benden başka peygamber gelmeye-
cek."
***
183
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
184
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
185
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
186
186
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
187
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
188
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
KAYISI
189
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
190
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
nin getirdiği ilahi emirler dışında hakiykat yolu olmadığı gibi aşk yolu
hiç olamaz; arama bulamazsın!. Tavsiyem odur ki: Manaya giden yol-
ları bul…
“Ene medînetün, Ali bâbuhâ” (ben ilim şehriyim, Ali kapısı-
dır) hitabına iyi sarıl. Aradığını ve kayıplarını bu yolda bulacaksın.
Şüphen olmasın. “Hikmet mü’minin kayıp malıdır, nerede bulur
ise alsın.” Bu hitab-ı peygamberiye dikkat edersen “mü’minin kayıp
malıdır” diyor, müslimin değil… ALLAH’ın varlığını daha henüz
kabul etmiş, İslam’a yeni adım atmış bedeviye “Hazret-i ALLAH’ın
varlığına, Hazret-i Muhammet Mustafa (s.t.a.v.) Efendimizin hak pey-
gamber olduğuna şahadet getir” diye, daha henüz muttali olmadığı
iman zirvesini bedeviden beklemen ALLAH’ın bildirisine de ters dü-
şüyor. Bedevinin şahsında şehadetin zuhurunun ısrarı zatınızın da be-
deviliğini ilan ve isbat ediyor!.. Başka yol şahadete götürmez. İnadı
bırak. Enaniyetten kurtul. Vesileyi iyi anla da kayısıdaki beni rahmet-i
ilahiye götüren hikmetleri dinle:
—Efendim” dedim, “manavda çok güzel kayısı var. Sepeti dol-
durtturayım” deyince ters tepki yaptı efendime. Beni işimi bilmez ve
israfatla tersledi. 191
—Taksi çağırayım” dedim.
—Hayır, otobüsle gideceğiz” dedi.
—Sepetle otobüse almazlar” dedimse de olmadı.
—Ben aldırırım” dedi.
Ben de bir sepet aldım. Almazlar ümidi ile otobüse yaklaştık:
—Buyur hacı baba!” diyerek, biletçi arka kapıdan bizleri içeriye
aldı. Meğer bahçelere giden otobüslere bu hususta belediyenin yolcu-
ları yükleri ile almaları emredilmiş. Her durakta bekliye bekliye Keçi-
ören iki yol kavşağına geldik ve indik.
Sağ taraftaki kayısı bahçelerine efendimle bahçenin ortasından
girdik. Dibine dökülmüş, altın gibi sararmış, sahipsiz kayısıları efen-
dim yerden alıyor, üfleyip üfleyip yiyordu. Benim ise iç alemim harap
olmuştu. Bu kadarına pes doğrusu! Sahibi olmayan bir şey nasıl yene-
bilirdi? Mollalığım tuttu. Mürşidimi ayıplıyordum, “şeriat dışı hareket
ediyor” diye! Gene üfledi kayısıyı, bana uzattı:
—Galip efendi oğlum, ye” dedi.
191
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
192
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
193
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
194
194
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
KAYBOLAN İNEK
195
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
196
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
197
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
198
198
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
“Kazara bir sapan taşı, bir altın kaseyi kırsa, ne kıymeti artar ta-
şın, ne kıymetten düşer kase” Senenin on bir ayı Ankara Hacıdo-
ğan’daki atölyemin duvarına sızıp kalan alkolik Ali efendi vardı. Çok
alkoliklerin o civar meskeni idi. Orada “elmas bakkal” diye insanlık
dışı, hiç gülmeyen sanki insanların helaki için programlanmış bir ro-
bot açık içki satar bakkaldı. Ama ağırlık açık içki satışında idi. Eksil-
meyen müşterisini açıktan görmek ve saymak zor değildi. Sıkıştıkları
zaman müracaat kapıları benim kapımdı. Nedense o zavallılara karşı
199
acıma hissi ile karışık bir yakınlık duyardım. Arasatta kalmış, ne cen-
net aşkı, ne de cehennem korkusu kalmamış, kaza-zede bu insanlara
acımamak ve yardımcı olmak hissini taşımayan beni Adem’e de aynen
acırım!.. Bu kaza-zedelere asalet ayrımı yapmak haddim değil.
Hayatına bir nebze israrım üzere vakıf olduğum Ali efendi vardı.
İtfaiye meydanında Kurtuluş palasın sahibi; Samanpazarı Kurşunlu
caminin bulunduğu ana yolun karşısı dizi evler de Hacı Ali ağanındı.
Zengin, hatırı sayılır, takva bir zattı. Hacı Ali ağa her gün elmas bak-
kala on iki lira elli kuruş gönderirdi. Oğlu Ali efendinin günlük nafa-
kası idi. Hesaplanmış, peynir ekmekle içkisine denk geliyordu. Bu
durum Ramazanın birinci günü biter, Ali efendi üzerindeki para etme-
yen çadır bezinden yapılmış elbisesini çıkarıp, o gün alınmış lacivert
elbise sırtında, kravatı bağlı temiz gömlek, siyah fötr şapka, yeni
ayakkabı ayağında hemen erkenden bana gelirdi. İlk senelerde garibi-
me giderdi amma alışmıştım Ali efendinin bu haline. Benden yaşlı idi
amma elimi zorla öperdi. Edepli dervişti. “Bugün nerede iyi bir vaiz
var” sorardı bana. Beraberce giderdik. Namaz kılar, dinlerdik, mana-
dan nasib almış vaiz efendiyi. Vaizin gönül kapısı kapalı ise dinle-
mezdik. Dinlesek de ne verebilirdi hakiykat yoksunu hakiykat yolcu-
199
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
200
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
*** 201
Her tabîbe âşikâr etme derûn-ı derdini,
Her ne derdin var ise eyler devâ, ALLAH kerîm.
***
Derdinin devası için ehlini bul. Bir şair şöyle yazmış:
***
Her doktorun ilacı bu derde deva olmaz.
Tabib gerçek değilse rahmet gönüle dolmaz.
Hep mi sahte oluyor? Doğrusu yok mu bunun?
Aradın da buldunsa cemale gider yolun.
“Nasıl bulunur?” Deme. Nasip meselesidir.
Tertib-i ilâhinin kuluna hediyesidir.
Böyle emretmiş ALLAH, aramadan bulunmaz,
Kısmette yoksa eğer semtinden de geçirmez.
Nedim-i ilahidir, ademi insan eder.
Maneviyat olmadan neye yararki beden?
201
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
202
202
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
AZRAİL (aleyhi’s-selam):
“-KORKMA! HİÇ DUYMAYACAKSIN” DEDİ
203
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
rını almaları için ehl-i aşkın manevi doyumunu sağlıyan zikir halaka-
ları tertib ve tanzim ederler. Zikrin feyizinin hayranı muti derviş bir
hafta resmi virdinde toplu zikrin feyzini görür. Hayatın na-hoş cilvele-
rini de füyuzat-ı ilahi etkisi ile manevi zevkinin dışında seyreder.
İşte ehl-i aşk, muti dervişlerden Yusuf Akbulut ve bacanağı Şeh-
muz Efendi abdestli zikir meclisine giderken kaldırımda bu iki temiz
insanı ezerek hayatlarına son vermiye vazifelenmiş, ALLAH’ı tanı-
mayan, adem suretinde mahluk bu iki temiz insanı “çirkef işlerine
gayr-ı ihtiyarı vakıf oldular” diye şahitleri kaybetmek için planladıkla-
rı gibi kaldırımda yürüyerek zikir meclisine gitmekte olan iki derviş
bacanağı kamyonetle takriben 300 metre sürükleyerek ezdiler.
Bunu şunun için anlatmaya çalışıyorum: Hadiseden bir hafta evvel
Yusuf Efendi bu olayı olduğu gibi bana anlattı. Şahidi oldum.
Hazret-i ALLAH’ı bilmen için vesilelerdeki metafizik olayların
zahirde zuhurunu gör ve yaşa! Bu türlü mananın zuhuruna inancın
kadar muttali olursun. Bu türlü mananın zuhuru imanla bezenmiş tev-
hit kalasının köşe taşlarıdır. Uzak durma ki, ALLAH’a olan imanında
ve cümle peygamber efendilerimizin Hazret-i ALLAH’ın elçileri ol-
204
duğuna, birini diğerinden üstün görmeden, getirdikleri şeriatlara hür-
metkar olup, mensubu olduğun ve yükümlü olduğun şeriata gösterdi-
ğin saygı ve hürmet kadar şahadetinde sadık olursun. İyi dinle.
ALLAH sadık kullarına neler ihsan ediyor?!.
Kazadan bir hafta evveldi. Yusuf Efendi bana geldi. Manasında
gördüklerini şöyle anlattı:
—Azrail (aleyhi’s-selam)’ı gördüm. Bir hafta ömrümün kaldığını
söyledi. “Bir hafta sonra emr-i ilahiye göre canını alacağım. Hiç
korkma! Başkaları gibi değilsin. Sen sadık, muhip, aşık dervişsin. Ca-
nını alacağım, hiç acı duymayacaksın.
—Ferah olasın diye bak, canını aldım ve tekrar iade ettim. Bir şey
duydun mu?, diye sordu bana.
—Hayır hiç bir şey duymadım, dedim.
Buyurdu ki:
—Hiç korkma böyle olacak.
Gecenin sabahı mürşidi olarak heyecanla bana anlattı. Bu mananın
tabire ihtiyacı yoktu. “Ceseden ayrılacağız” diye üzüldüm, amma
204
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
“öbür aleme dergahımdan bir gelin daha götürdüler” diye ayıp olma-
sın, seviniyorum!...
Bu yolda Hazret-i ALLAH’ın emirlerine sadakatle yaşayan ehl-i
zikir, ehl-i şükür, ehl-i tarik erbabına ve ALLAH için, maddi hiç men-
faat beklemeden yaşayan şeyh efendilere de “ALLAH’ın gelinleri”
denir.
Yazmaya çalıştığım kuvvet ve kudret-i ilahinin varlığinin imtihan
dışı, metafizik zuhuratları hikaye gibi dinleyip umursamaz isen acırım,
sermayesini kullanacak yerini bilemediği için iflas eden tüccara ben-
ziyorsun diye!
***
205
205
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
206
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
207
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
MELÂİKELER:
“—EMR-İ HAK ZUHUR EDECEK.
MÜDAHELE ETMEYİN!”
208
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
209
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
210
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
şamak nasib-i müyesser kılsın. Merhum Ziya Paşa aklın ilahi emir
karşısında yerini ne güzel göstermiş:
İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez.
Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.
***
211
211
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
212
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
213
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
214
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
215
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
216
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
***
217
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
218
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
219
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
SÖZLÜK
220
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
221
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
222
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
223
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
224
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
225
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
226
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
227
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
METAFİZİK II
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HZ. KUR’AN’DA
TESETTÜR HİCAP
VE EDEP
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
HZ. KUR'AN DA TESETTÜR HİCAB EDEP
İÇİNDEKİLER SAYFASINDA OKUMAK İSTEDİĞİNİZ KONU ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
KİTABA GİRİŞ ........................................................................... 7
LÂFZA-İ CELÂL MUHAFAZASI ......................................................... 10
‘ÂLLAH VARDIR’ DİYEN ‘MÜSLÜMAN’DIR .................................. 12
HZ. ALLAH’IN KUR’AN-I KERİM’DE İLDİRİLEN SIFATLARI ...... 16
HZ. ALLAH’IN ZATÎ SIFATLARI ........................................................ 16
HZ. ALLAH’IN SÜBUTÎ SIFATLARI ................................................... 17
HZ. ALLAH’IN FİİLÎ SIFATLARI......................................................... 19
PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİN SIFATLARI ................................ 20
MERHAMET ........................................................................................... 21
TESETTÜR VE HİCAP AYETLERİ ...................................................... 25
TESETTÜR VE HİCAP ........................................................................... 31
ATATÜRK VE DİN ................................................................................ 53
İSLAM’IN BEŞ ŞARTI YOKTUR! ........................................................ 63
KARMA NAMAZ UYDURULARI! ....................................................... 67
EDEB ....................................................................................................... 71
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HÛ YÂ TABÎBE’L-KULÛB
MEDET YÂ ERHAME’R-RÂHİMÎN
MEDET YÂ EKREME’L-EKREMÎN
MEDET YÂ İLÂHE’L-ÂLEMÎN.
DESTÛR YÂ SÂHİBE’L-MEYDÂN
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
KİTABA GİRİŞ
7
30 Ağustos 2005, Antalya’dayım. Bugün daha nice böyle
mübarek günlere erişmek, Allâh’ına olan inancından vatanına
olan sevgisinden, vatanın kurtulmasına sebeb ve vesile olanların
kadrini ve kıymetini bilenlerin bayramı!..
Hubbu’l-vatan mine’l-iman (hadis-i şerif) (Vatanı olmaya-
nın imanından hayır gelmez) bildirisini hafife alan, yaşadığı as-
rın icaplarından habersiz olan bugünün bazı toplumları!...
İçlerinde istisnailer bulunsa da, bazılarının insanlık dışı tu-
tumları yüzünden umumiyetle toplumların ne hale geldiğinin
göstergesi değil mi? “Daha iyi yapıyorum, daha faideli oluyo-
rum” zannı ile, yersiz, nefsani hislerine kapılarak…
Emr-i ilâhiyi tahrif etmeden,her devirde Hazreti Allâh’ın bu-
yurduğu gibi, Ehl-i Kitab’ın din adamları dahi yersiz duyguları-
nın esiri olmadan, gerçekleri bildirildiği gibi anlatabilselerdi!..
Daha evveller tarih boyu az da olsa, yaşanılan insanlığın iç
acısı…
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
18
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Sıddık: Doğruluk
Emanet: Emin olmalarıdır
Tebliğ: Allâh’ın emirlerini kullarına duyurmasıdır
Fetanet: İnsanların en zekisi olmalarıdır
20 İsmet: Kusursuz, günahsız olmalarıdır
Peygamber efendilerimize bu sıfatlarların Hazreti
Allâh’ın ihsan ettiğini, günah işlemiyecek halde yaratıldıkla-
rını unutma!.
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MERHAMET
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
24
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhirrahmanirrahim
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
28 Bismillâhirrahmanirrahim
Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş yaşlı ka-
dınların, ziynetlerini, göstermeksizin dış elbiselerini çıkar-
malarında kendilerine bir vebal yoktur. Gene de iffetli olma-
ları kendileri için daha hayırlıdır. Allâh işitendir, bilendir.
(Nur Suresi, 60)
Bismillâhirrahmanirrahim
Namuslu, kötülüklerden habersiz mü’min kadınlara zina
isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir.
Dilleri, elleri ve ayaklarının, yapmış olduklarından dolayı
aleyhlerinde şahitlik edeceği bir günde onlar için çok büyük
bir azap vardır!
(Nur Suresi, 24)
Prof. Dr. Süleyman Ateş Hocaefendinin Çağdaş Tefsir’i
3’üncü ciltten alındı.
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhirrahmanirrahim
İnanan kadınlara da söyle: Bakışlarından bazılarını 29
yumsunlar, ırzlarını korusunlar, süslerini göstermesinler,
ancak kendiliğinden görünenler hariç. Baş örtülerini yırt-
maçlarının üzerine koysunlar. Süslerini, kimseye gösterme-
sinler. Yalnız kocalarına, yahut babalarına, yahut kocaları-
nın babalarına, yahut oğullarına, yahut kocalarının oğulları-
na, yahut kardeşlerine, yahut kardeşlerinin oğullarına, yahut
kız kardeşlerinin oğullarına, yahut kadınlarına, yahut elleri-
nin altında bulunanlarına, yahut kadına ihtiyacı bulunma-
yan erkek tabilerine (yani hizmetçilerine yardıma muhtaç
ihtiyarlara, bunaklara ve dilencilere), henüz kadınların mah-
rem yerlerini anlamayan çocuklara gösterebilirler. Gizledik-
leri süslerinin bilinmesi için ayaklarını vurmasınlar.
Ey mü’minler! Topluca Allâh’a tövbe edin ki felâha ere-
siniz!..
(Nur Suresi, 31)
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillâhirrahmanirrahim
Evlenme çağını geçmiş kadınlar, fazla ziynet gösterme-
den, dış elbisesiz dışarı çıkabilirler, amma sakınmaları, ağır
başlı davranmaları, daha uygundur!..
(Nur Suresi, ayet 60)
Peygamber hanımlarına, kendilerinin herhangi bir kadın gibi
olmadıkları, kuşku uyandıracak davranışlardan sakınmaları, hatta
yürekli kimselerin içlerinde herhangi bir şehvet arzusu uyandır-
mamak için söze dalmamaları, kırıtarak değil, ağır başlı konuş-
maları ve güzel söz söylemeleri, Allâh’a ve elçisine itâat etmele-
ri, Allâh’ın ayet ve hikmetlerinin kendi evlerinde okunması ni-
metinin değerini bilmeleri ve ona göre davranmaları emredili-
yor!...
30 Bismillâhirrahmanirrahim
Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadın-
larına söyle: Cilbablarını üstlerine salsınlar; onların tanın-
maları ve (incitilmemeleri) için en uygun olan budur. Allâh
çok esirgeyendir.
(Ahzab Suresi, 59)
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TESETTÜR VE HİCAP
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
33
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
35
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
36
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
37
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
38
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
39
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
40
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
41
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
42
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
***
Gençler birbirleri ile şakalaşarak gidiyorlardı. İçlerinden mu-
kallit biri arkadaşlarını güldürüp memnun etmek kasdi ile, saçı
dökülmüş, kafası açık, yerde oturan bir garip ve masumun başı-
na:
--Kabağa bak! diye şiddetle öyle vurdu ki!...
Canı acıyan garibanın gözleri yaşardı, gençlerin gülme çığ- 43
lıklarından şımarıklıklarından korktu, sesini çıkaramadı. Nasıl
çıkarsın gariban!..
Manevi hak hukukdan habersiz o mukallidin, mazlumun ka-
fasına vurduğu koluna şiddetli sancı girince, ister istemez bu
mevzuda günahı olmayan, yegane günahı güçsüzlüğü ve aczin-
den idi zavallının, özür dilemek için adama, masum bir eda ile:
--Ben sana şaka yaptım; bana gücendin mi? Demez mi!
Başının sersemliği henüz geçmemiş zavallının:
--Haddim mi sana gücenmek? Ben zayıfım. Sen taraf-ı etra-
fınla çok güçlüsün. Bu kabak benim imiş gibi görünse de, ema-
nettir; kabağın gerçek sahibi var, o gücenmiştir!
***
Makamı cennet olsun, Mustafa Kemal Atatürk’ün vaktinde
yapılan devrim ve icraatlarına hayranım!.
43
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
44
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
45
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
46
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
47
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
48
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
***
49
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
50
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
51
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
52
52
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ATATÜRK VE DİN
53
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
***
54
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
55
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
56
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
57
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
58
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
59
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
60
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
61
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
62
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
63
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
64
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
65
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
66
66
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
67
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
68 Olmaz ise olmaz emr-i ilahiyi yazıyorum, iyi oku veya dinle!
Fetva şu vecihledir:
Cemaatle namaz veya münferit tek başına olsun, yanına
veya önüne durdu ise kadın, kadının kadın olduğu biliniyor
ise, kadının sağındaki, solundaki, arkasındaki erkeğin rüku-
lu, secdeli namazı olmaz!
Çarpık düşüncende israr ediyor isen, gerçekleri veciz kelâm
ve esprileri ile anlatan Bektaşinin şu fıkrasını hatırlatırım:
Subaşı emir verdi:
--Vurun kıçına iki yüz deynek! diye
Bektaşi gülerek, subaşıya:
--Sen ya sayıyı bilmiyorsun, yahut kıçın yok!..
Bu mevzuda emr-i ilahiye kendini yükümlü görmeyen, na-
mazın emr-i ilahi olduğunun, lütfu ilâhi olduğunun bilincine eren
iman ehlinin miracı olduğundan habersiz kişilerin, ileri sürdükle-
68
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
69
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
70
70
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
EDEB
71
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
72
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Hz. Ali (r.a.) Basra’ya gitmişti. Bir camiye girdi. Bazı kimse-
ler etrafına cemaati toplamış, onlara aslı ve esası olmayan hikaye
ve masallar anlatarak vaaz veriyorlardı.
Onların bu halini gören Hz. Ali sinirlenerek vaaz edenleri
camiden uzaklâştırdı.
Daha sonra aynı şehirde genç olmasına rağmen herkes tara-
fından bilinen ve sevilen Hasan-ı Basri (r.a.) ile karşılaştı.
Hasan-ı Basri’ye:
--Ey genç! Sana bazı sorular soracağım; doğru cevap verir-
sen irşadına devam edeceksin, aksi takdirde vaaz etmeni yasaklı-
yacağım! Kişiler gibi seni de vaaz etmekten men edeceğim, dedi.
Hasan-ı Basri de:
--Dilediğini sor! Deyince, bunun üzerine Hz. Ali:
--Dinden ne edindin? 73
--Takva! demekle yetindi.
--Din ne ile bozulur?
-- Tamah (aç gözlülük) ile, cevabını verdi.
İki soruya da cevabını alan Hz. Ali (r.a.):
--Tamam, halka işte böyle vaaz edilir! Buyurdu.
73
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
74
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
75
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
76
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
SÖZLÜK
77
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
78
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
79
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
80
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
81
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
82
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Mürşit
Tertib-i lahi:
Varüsün Nebiy nedimi ilahi evliya, mensub olduğu Pey-
gamberlerinin şeriatını manasını tahrip etmeden yaşantı
ve uyarısını günahı kebairler dışında, asra uyumlu mana
vazifelisi verilmiş kişiye
Mürşit denir!.. 83
HACC'I İFRAD.......................................................................................................................18
BEDEL HAC - (VEKÂLETEN HAC).................................................................................19
İHRAMIN YASAKLARI.......................................................................................................19
BÜYÜK BAŞ HAYVANI CEZA GEREKTİREN HUSUSLAR.......................................20
FITIR SADAKASI GEREKTİREN HALLER.......................................................................20
MİNİ
HAC
REHBERİ
GALİBİ
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
TELBİYE:
LEBBEYK ALLAHÜMME
LEBBEYK LEBBEYKE LÂ
ŞERÎKE LEKE LEBBEYK
İNNE’L-HAMDE VE’N-
NİĞMETE LEKE VE’L-MÜLK
LÂ ŞERÎKE LEK.
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HACC-I KIRAN
Umre ve haccı bir ihramda birleş-
tirmektir. Sevabı ecri diğerlerinden
üstün olup, cezası iki kattır. Mikatta
ihrama girerken niyeti: “Umre ve Hac”
diye yapacak. Umreden sonra tıraş
olmayıp ihramlı kalacak, ancak bay-
ram günü kurban kestikten sonra tıraş
olup ihramdan çıkacak. İhramın yasak-
larına riayet etmek şartıyla zaman da
yakınsa Hacc-ı kıran tavsiye edilir.
Hanımıyla gidenlere tavsiye edilmez.
HACC-I İFRAT
Yerli halka uygun hac şeklidir. Şe-
refe veya arefe günü hac niyetiyle ih-
rama girer. Arafat’a gider. Vakfe du-
rur. Diğer vazifeleri aynen yapar. Yal-
nız kurban hac için gerekmez, fakat
mukim olduğu için durumu müsaitse,
üzerine vacip olan kurbanı keser.
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BEDEL HAC
Vekâleten hac. Nasıl anlaştı ise;
Hacc-ı Kıran, Hacc-ı Temettü veya
Hacc-ı İfrat, ona göre yapar. Niyetleri
bedel gittiği zatın ismine yapar. Telbi-
ye ve bütün vazifeleri yaparken niyeti
O’nun namına yapar. Çok dikkat ge-
rekli olup, vebalde kalmamalıdır. Ve-
kâlet için Hac eden tercih edilir. Me-
nasiki Haccı biliyor ise Hac etmeyen-
den de olur. Bir kişi ancak bir kişi için
vekâlet yapar.
İHRAMIN YASAKLARI:
1- İhramlı iken azasından birine ta-
mamıyla güzel koku sürmek.
2- Saça yağ, kına ve emsali bir şeyler
sürmek.
Dikişli elbiseyi tam bir gün giymek.
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Haccınız mebrur
Sainiz meşkur
ve Zenbini mağfur
ve Amelen makbul
Kazancınız len tebur olsun.
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
NEFSİ: (EMMARE)-LEVVAME)-(MÜLHÜME)-(MUTMAİNE)-(RAZİYE)-(MARZİYE)-(KAMİLE)....48
2 TÜRLÜ KAZA VARDIR 1.MUTLAK KAZA KADER - 2.SIRRI KAZA VE KADER......................49
SEYYİD AHMED EL-KABİR RUFAİ' HZ. EVLATLARINA ÖĞÜTLERİ.................................................51
13 HAKTARİK PİRLERİ VE İSİMLERİ...................................................................................................81
CUMA NAMAZI HAKKINDA.......................................................................................................................54
İLİM AMELDEN İRADEDEN EVVELDİR...............................................................................................57
MÜRŞİDİ KAMİL KİME TALİM EYLEDİ...................................................................................................59
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MÜ'MİNLERE NİZAMI İLAHİDEN BİR KATRE (HZ. PİR - MİNİ KİTAPCIKLA AYNI ) .....161
EHLİ KİTAP..............................................................................................................................................164
EHLİ İSLAM VE MÜSLÜMAN .............................................................................................................183
MÜ'MİN......................................................................................................................................................204
ZİKİR..........................................................................................................................................................212
BİAD............................................................................................................................................................238
EVLİYA.......................................................................................................................................................242
SADIR İLMİ...............................................................................................................................................251
VERİD DAMARI.......................................................................................................................................258
KABİR EHLİ..............................................................................................................................................260
DİĞER AYETLER.....................................................................................................................................262
Not: Bu kitabın içinde olanların hepsini bu bölümünde yazmaya imkanımız olmadığından kitabın
tamamına bakmanızı öneririz.
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
mühim
30 ocak 1995
Sabah namazında
Mekke’de beyan edildi
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
VAHDET-İ VUCUT
Bütün kâinât Allâh’ın ilim ve irâdesinin
tecellîsidir. Allâh’ın bizâtihi tecellîsi değildir.
Kâinât ilâhî bir feyizdir. Her şey varlığını
ondan gelen bir feyizle devam ettirmektedir.
Hiç birşey kendi kendine yetecek güce sahip
değildir. Hayat vasfı taşısın, taşımasın, her varlık
izâfî bir varlıktır. Zarûrîdir, mümkün değildir.
Mutlak bir varlık değildir. Bunun neticesi var
olan ancak birdir, bu tek varlık mutlaktır. İzafi
değildir, zaruridir, mümkün değildir. Her varlık
onun varlığından ibarettir. Bir aynaya vuran ışık
kaynağı gibi.
O kaynağın bu feyzi kesilince tamamıyle yok
olur.
Kainatın bütün yüzleri de aynen öylece iğreti
ve mecazidir.
Böylece cenabı hak hakiki mutlak varlık
olunca, madası olan her şey bir görünüş ve bir
vehimdir.
İşte mutasavvıfların (vahdeti vucut) dedikleri
şey bundan ibarettir.
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Ya Rab...
Bize öyle bir ilim ver ki müşterisi sen olasın.
Bu dinin zevkini bize tatdır.
Batılı bize güzel gösterme.
İhlası, aşkı lütfet.
Bizleri acabasız imana sahibi kıl !.
Amin.
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Atatürk’ün Mesajı
Atatürk ölümünden 15 gün önce kendine geldiği
zaman dünya müslümanlarına şu mesajı vermiştir:
“Bütün dünyanın müslümanları, Allah’ın son
peygamberi Hz.Muhammed s.a.v.in gösterdiği yolu
takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik
etmeli. İslamiyetin tüm hükümlerini, olduğu gibi
yerine getirmeli, zira ancak bu şekilde insanlar
kurtulabilir ve kalkınabilirler.”
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Dekart’a soruyorlar:
“-Hangi kitabı inceliyorsunuz?” Diye.
Yerde yatan hayvan leşini gösteriyor:
“-şimdi” diyor “bu kitabı inceliyorum!”
İnsan rûhânî olduğu kadar dünyâcı, dünyâcı
olduğu kadar da rûhânî olacaktır.
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
“İttebiû men lâ yes’elukum ecren ve
hum muhtedûn”
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Cenabı Hak:
Bir naib aracılığı ile rabbinize yönelin ve ona tam
teslim olun.
Lokman 15
33
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
34
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
35
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
36
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey âdem oğulları! Şeytan ana babanızı fenâ
yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak
nasıl cennetten çıkardı ise sakın size de bir fitne, belâ
yapmasın. Çünkü o da, kabîlesinden olanlar da, sizi,
sizin göremiyeceğiniz yerlerden muhâkkak görürler.
Biz şeytanları îman etmeyeceklerin velîleri yaptık.”
A’râf 27
37
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Allah (c.c.)
“Biz ayı, güneşi, sâir felekiyâtı âdem’in ihtiyarına
musahhar kıldık” buyuruyor. Tabiatı hazret-i Allah
âdem oğlunun emrine musahhar yâni hizmetçi
kılmıştır. Onun için tabiatı hüdâ mevkiine çıkarma.
38
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
39
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
40
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
41
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
42
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
43
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
44
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
45
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
46
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
47
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
1. Nefsi emmare;
Kötülüklerle ziyade olarak cehil ve emreden
hayvani nefis
2. Nefsi levvame;
Kötülüklerden nefsini levmeden.
3. Nefsi mülhüme;
Mülhem olarak iyilikleri işlemeye kötülükler-
den terke azimli.
4. Nefsi mutmaine;
Ahlakı hamide ile muttasıf olmak
5. Nefsi raziye;
Her hususda Allah’tan razı olan nefis.
6. Nefsi marziye;
Hak teala kendisinden razı olan nefistir.
7. Nefsi kamile;
Kemalatı insaniye,safayı beşeriyeye mashar
olan nefistir.
48
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
49
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
50
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
51
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
52
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
53
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
54
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
55
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
56
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
57
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
58
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
59
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Ate
Ateist : Tanrının varlığını inkar eden,Allah’ı
İslami terimler;
Fasık : İnançsızlığı sabit olmasada, din
hükümlerine az çok aykırı davranan
kişi.
Kafir : İslami tertiplerde imansızlığı görülen
60
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
61
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
62
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
63
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
64
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
65
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
66
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Cuma
Bütün mezhep imamlarımızca kavli olan cihet
onun farz ve şeriati islamiyeden olmasıdır.Cuma’nın
sıhati ve edası için şerhedilen şeraiti sairenin
edilleyi kavli olmadığından, onlar müçtehidler
arasında muhtelifi muafikttir, mesul ve izni hakim
gibi şartların vücut ve ademi vucudu farz olan
cumanın cevazına haizi tesir değildir.
Eski Diyanet İşleri Başkanı
Ahmet Hamdi Akseki
67
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
68
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
69
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
70
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
71
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Tesettür
Kadınlara ziynetlerini açmamaları, başörtülerini
yakalarına indirmelerini, gizli ziynetlerinin bilinmesi
için ayaklarını vurmamaları emrediliyor.
Nur 31
Ahzap 59 ayetinde ise, baştan ayağa
örtünmeleri istenmektedir.
72
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
73
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
74
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
75
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
76
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
77
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İslamiyet:
Bir olan Allah’ın iradesine teslimiyettir.
İslamiyet, ruhla beden arasında ahenk ve muvazene ku-
rar. İslamiyet, seçkin bir zümrenin değil, bütün insanların dini
olmuştur.
İhsan:
Allah’ı görüyormuş gibi ibadet ve taatte bulunmaktır.
78
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
79
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
80
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
81
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
82
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
83
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
84
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
85
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
86
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
87
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
88
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
89
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
90
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
91
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
92
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
93
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
94
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
95
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Nefis:
Emmare : Kafir ve fasıkların nefsi,
Levvame : Günaha muhalif olan nefis,
Mülhime : Alimlerin nefsi,
Mutmaine : İlmi ile amil, ihlaslı kulların nefsi,
Radiye : Veliyullahın nefsi,
Merdiye : Arifi billahların nefsi,
Safiye : Enbiyayı kiram ve resulu ihtiramın
96
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
97
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
98
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
99
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Baş ön yüzü
Nadir bulunanların bir eşi bir benzeridir.
meziyeti şanlı, çok akıllı Efendi Ali El Kuşçu ki
Allah onu cennetlere koysun.
Ayak ön yüz
Her sadakat sahibinin nazarında ölüm
mukadderdir.
100
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Ya ibadullahi agisna:
Allah’ım kullarına yetiş
rahmetini indir, yardım et.
101
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Ya kerim Allah
Sürüp dergahına ruyu siyahım
Umarım af ola cürmü günahım. Hüdavendim
efendim padişahım Penahım Halıkım
Rabbim Allah’ım Allah’ım.
Aman Ya Rabbülalemin
Eğer sen eylemezsen derde derman
Ne etsin ne eylesin biçare insan.
Yine senden olur her derde derman
Hüdavendim efendim padişahım. Penahım
Halıkım Rabbim Allah’ım Allah’ım.
102
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İslam:
Allah’ın iradesine teslimiyet demektir.
Allah’ın yaratığı bütün iyi şeylerden tamamı
ile istifadeye müsade eder ve aynı zamanda
herkesin üzerine Allah’a karşı ibadet etmek
,oruç tutmak, hayır işlemek v.s. gibi vazifeler
yüklemek suretiyle ruhani ve cismani (ruh ile
beden) arasında ahenkli bir muazene kurar.
İslam bu suretle seçkin bir zümrenin değil
aynı zamanda bütün insanların dini olmuştur.
Dâvet umûmidir. Bütün mü’minler sınıf, ırk,
dil farkı olmaksızın kardeş olurlar.
Dînin tanıdığı yegâne bir üstünlük vardır, o
da şahsî ve ferdîdir: Allah’tan en çok korkan ve
en ziyâde Allâh’ın emirlerini yerine getirenler,
takvâ ehli Allah ve resûl’ü katında en yüksek
insanlardır.
103
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
104
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
105
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
106
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
107
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Edep
Efendi! Anla ki, insanın tenindeki can ne ise
edepten ibârettir.
108
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
109
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
“Eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle vuruşur-
larsa, aralarını düzeltin. Şâyet biri ötekine saldırırsa,
Allâh’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla
savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adâletle düzel-
tin. Adâletli davranın. Şüphesiz ki, Allah âdil davra-
nanları sever.”
Hucurât 9
Bismillahirrahmanirrahim
“Bedevîler ‘inandık’ dediler. De ki; ‘siz îman etme-
diniz, ama islâm olduk’ deyin.’ henüz îman kalbleri-
nize yerleşmedi. Eğer Allâh’a ve elçisine itaat eder-
seniz Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü
Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”
Hucurât 14
110
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
111
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
112
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
113
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Zahiri 5 duygu
Görmek
İşitmek
Koklamak
Dokunmak
Tatmak
114
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Kur’an mealen
“Her kime Allah tarafından hikmet ihsan olunursa,
ona pek çok hayır verilmiştir.”
Bakara 269
115
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
116
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
117
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
Rabbiş rahli sadri ve yessirli emri vehlul uhdeten
min lisani yefkahu kavli ve ufevridu emri illallah
innalahe basirun bil ibad.
118
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
119
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
120
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
Ve lekad enzelna ileyke ayatin beyyinatin vema
yekfuru biha ilel fasikun
Aslı Hu
Malın ve servetin efdali Allâh’ı zikreyleyen lisan,
Allâh’a şükreden bir kalp, kişinin îmanına yardım
eden, hayat nizâmına âşinâ mü’min bir kadına mâlik
olmaktır.
121
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
122
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
123
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
124
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
125
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
126
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
127
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
128
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
129
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
130
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
131
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
132
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
133
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
134
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
135
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
136
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
137
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
138
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
139
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
140
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
141
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Tevhîdin 4 mertebesi:
1- Vâcibü’l-vucûd vasfını sâdece Allâhu teâlâ’-
ya hasretmek. Ondan başkasının varlığını vâcib
görmemek.
2- Arşın, göklerin, yeryüzünün ve orada bulunan
diğer cevherlerin yaratılışını Allâhu teâlâ’ya
hasretmek.
3- Göklerin, yer yüzünün ve bunların arasında
bulunan her şeyin tasarrufâtını sâdece ona hasretmek.
Her ne kadar tasarrufât sebeblerde müşâhade edilse de
güç, kuvvet. Tasarrufât Allâh’ındır.
4- Ondan başkasını ibâdete layık görmemek.
142
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillhirrahmanirrahim
“Habibim işte sana bu kitabı indirdik,onun için
kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar.
Şunlardan ona iman eden nice kimseler vardır.
Ayetlerimizi ancak kafirler bile bile inkar eder.
Ankebut 47
143
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillhirrahmanirrahim
“İçlerinden, zulmedenler bir yana, Ehl-i Kitap’la
ancak en güzel yoldan mücâdele edin ve deyin ki:
bize indirilene de, size indirilene de îman ettik. Bizim
tanrımız da, sizin tanrınız da birdir ve biz o’na teslim
olmuşuzdur.”
Ankebut 46
Bismillahirrahmanirrahim
İman edenlere söyle Allahın günlerinin geleceğini
beklemeyenleri bağışlasınlar. O günler Allahın her
toplumu yaptığına göre cezalandırması içindir.
Casiye 14
144
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Üç defa
Eüzü billahi semiül alim mineşşeytanirracim
dedikten sonra sureyi haşrın son üç ayetini okursa
Allah onun bağışlanmasını dileyen 70 bin melaike
görevlendirir. O kimse o gün ölürse şehit olarak
ölür,akşam ölürse dahi böyledir.
Hadis-i Şerif
Bismillahirrahmanirrahim
Ala inne evliya Allah lâ havfun aleyhim vela hüm
yahsenun. Sadakalla hu azim.
‘‘Dikkat et! EVLİYAMA korku yoktur; onlar üzülme-
yeceklerdir de.’’
Yunus 62
145
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
146
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
147
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
Deki, ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan
kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.
Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz o
çok bağışlayan,çok esirgeyendir.
Zümer 53
148
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
149
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
150
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
“Onların mallarından sadaka al ki, bununla
Onları temizleyesin, onları arıtıp yüceltesin. Ve
onlara duâ et. Çünkü senin duân onlar için sükûnettir.
Allah iyi işiten, bilendir.”
Tevbe 103
Bismillahirrahmanirrahim
Allah’ın kullarından töğbeyi kabul edici olduğunu,
sadakalar alıp Allah’ın töğbeyi çok kabul eden ve
çok esirgeyen olduğunu hala bilmediler mi?
Tevbe 103
151
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
152
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey âdem oğulları! Şeytan ana babanızı çirkin
yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini
soyarak cennetten çıkardığı gibi size de şaşırtıp
bir belâya düşürmesin. Çünkü o da, kabîlesi sizin
onları göremeyeceği yerden sizi görürler. Şüphesiz
biz şeytanları inanmayanların evliyası kıldık.”
A’râf 27
153
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
Ve eyyûbe iz nâdâ rabbehû ennî messeniyed dur-
ru ve ente erhamur râhimîn
Enbiyâ 83
Bismillahirrahmanirrahim
Festecebnâ lehu fe keşefnâ mâ bihî min durrin ve
Âteynâhu ehlehu ve mislehum meahum rahmeten
Min ındinâ ve zikrâ lil âbidîn.
Enbiyâ 84
Bismillahirrahmanirrahim
Eyyûb’a gelince, o rabbına, “-başıma bu dert geldi,
sen merhametlilerin en merhametlisisin” diye niyaz
etmişti.”
“Bunun üzerine biz tarafımızdan bir rahmet ve
kulluk edenler için bir hâtıra olmak üzre, onun duâsını
kabul ettik. Kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa
giderdik. Ona âile efrâdını ve ayrıca bunlarla birlikte
bir mislini daha verdik.”
Enbiyâ 83-84
154
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
155
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
156
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
157
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
Hayır o kendilerine ilim verdiklerimizin sadrında
apaçık ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler
inkar eder.
Ankebut 49
158
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
Eğer rabbin dileseydi yer yüzündekilerin hepsi
elbette iman ederlerdi. O halde sen inanmaları için
insanları zorluyor musun?
Yunus 99
Bismillahirrahmanirrahim
Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz.
O, mundarlığı aklını kullanmayanlara verir.
Yunus 100
Bismillahirrahmanirrahim
Deki, göklerde ve yerde neler var bakın, fakat
inanmayan bir topluma, deliller ve uyarılar fayda
sağlamaz.
Yunus 101
159
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
160
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Maksadımız Hz.Kuran’da.
İşimize geleni ayırt etmek değil!
Haşa
Ehli Tasavvuf ve Ehli Tarik olarak, yapılan yersiz
eza ve cefalara karşı, Allah’ın buyruğunu, na-ehlinin
de bilmesini istedik
O KADAR !
Kadiri, Rufai, Üveysi, Gâlibi Pir-i
H.Gâlip Hasan Kuşçuoğlu
161
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
162
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
163
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
EHLİ KİTAP
164
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
165
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
166
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
167
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
168
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
169
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
170
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
171
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
172
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
173
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
174
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
175
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
176
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
177
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
178
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
179
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
180
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
181
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
182
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
183
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
‘‘İman ettik.’’
184
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
185
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
186
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
187
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
188
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
189
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
190
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
191
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
192
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
193
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
194
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
195
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
196
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
197
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
198
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
199
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
200
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
201
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
202
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
203
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MÜ’MİN
204
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
205
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
206
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
207
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
208
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
209
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
210
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
211
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ZİKİR
212
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
213
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
214
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
215
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
216
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
217
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
218
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
219
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
220
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
221
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
222
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
223
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
224
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
225
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
226
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
227
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
228
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
229
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
230
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
231
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
232
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
233
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
234
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
235
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
236
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
237
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BİAD
238
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
239
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
240
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
241
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
EVLİYA
242
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
243
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
244
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
245
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
246
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
247
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
248
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
249
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
250
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
SADIR İLMİ
251
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
252
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
253
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
254
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
255
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
256
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
257
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
VERİD DAMARI
258
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
259
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
KABİR EHLİ
260
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
261
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
DİĞER AYETLER
262
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
263
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
264
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
265
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
266
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
267
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
268
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
269
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
270
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
271
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İnsanlar el,ayak,kol,kafa,beden
Biri birine hiç benzemez neden
Bir güç,bir irade var ki hükmeden
Dört yanını sarmış farkında mısın?
272
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
273
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
274
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
GALİBİ VAZİFELİLERİN TARİK-İ MÜSTİKİM MEKARİM-İ AHLAK VE
İSLAMİ TASAVVUF PRENSİPLERİ EL KİTABI
İÇİNDEKİLER SAYFASINDA OKUMAK İSTEDİĞİNİZ KONU ÜZERİNE TIKLAYINIZ.
NURU MUHAMMEDİ...........................................................................................................................................................................9
AKILCI DİN OLMAZ DİN NAKİLDİR................................................................................................................................................10
AKLI BEŞ DUYGUNUN ÖTESİNDE ZORLAMA BUNA HAKKIN YOK..................................................................................10
KAZA VE ŞAHADET............................................................................................................................................................................10
ALLAH İÇİN TESLİMİYYET...........................................................................................................................................................11
MEZHEBİN VE MEŞREBİN.................................................................................................................................................................12
KÜLLÜ TARİKUN VAHİDÜN...........................................................................................................................................................12
ENE MEDİNETÜN ALİ BABUHA.......................................................................................................................................................12
MELAMİLİK MAKAMDIR BU MAKAMI TARİKAT GİBİ GÖSTERENLER HATA EDERLER........................................12
VAZİFELİ KARDEŞLERİME UYARILARIM: ..................................................................................................................................12
SİZİN EN HAYIRLINIZ DÜNYA İÇİN AHİRETİNİ AHİRETİ İÇİN DÜNYASINI LTERK ETMİYENDİR ......................13
SİZ ALLAH'IN RIZKINDAN YİYİNİZ ...............................................................................................................................................13
BİAT, BİATI RESULULLAHTIR .....................................................................................................................................................14
MÜRŞİDİN KENDİ ADINA ALDIĞI BİATLAR PEYGAMBER EFENDİMİZE OLAN VEKALETİ NEDENİYLEDİR..............14
BİZ YUSUFA RÜYA TABİRİNİ ÖĞRETTİK ONA HİKMET VERDİK BİZ DİLEDİĞİMİZE ÇOK HİKMETLER VER.15
HAKİKATIN ZAHİRE YANSIDIĞI ZAMAN ALDIĞI İSİM ŞERİATTIR........................................................................................15
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ALLAH'A SÖZ VERDİN İKİNCİ SÖZ KABUL OLUNMAZ İYİ BİL MANA MÜFLİSİ OLURSUN...............................................18
KULUM BANA NAFİLE İBADETLERLE YAKLAŞIR BEN KULUMUN GÖREN GÖZÜ TUTAN ELİ YÜRÜYEN A.......19
NAFİLE NAMAZLAR GÜÇSÜZ KALACAĞIN GÜNLERİDE HESABA KATARAK SEÇ.............................................................19
EHLİ TASAVVUFUN EDİLLEYİ ŞERİYYESİ > KİTAP KİTABA UYGUN SÜNNET > BELİRLİ MUTASAVVİFİNİN
İCMASI > KAMİL MÜRŞİD KIYASIDIR Kİ ELZEMDİR.............................................................................................................20
MERCİİNE MÜNTESİB OLAN SAMİMİ KUL O ANDA NEFSİ EMMAREDEN NEFSİ LEVVAMEYE GEÇMİŞTİR......20
MÜRACAAT..........................................................................................................................................................................................25
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ALLAHIN VARLIĞINA İNANAN EMRİ İLAHİ ÜZERE YAŞAMAYA AZMEDİP ALLAH ELÇİSİNİN
GETİRDİĞİ ŞERİATI İLE YÜKÜMLÜ OLDUĞUNU KABULLENEN EMRİ İLAHİYEYİ İCRATINDA SAMİMİ
OLANLAR SAVUM, SALAT, HACCU, ZEKÂTIN İFASI İLE İMANINDA ZUHURU GÖRÜLEN KELİMEİ
ŞAHADETE ŞAHİT KILINMIŞ ADEMLİKDEN SIYRILIP İNSAN OLABİLMENİN YOLUNDA HAZRETİ
ALLAHIN RAHMETİNDEN ÜMİTLİ BİAT ETTİĞİ PEYGAMBERİNİN YAŞANTISINI ZAMANIN ZUHURUNA
UYGUN MANASININ ASLINI BOZMADAN VE ALLAH ELÇİSİNİ İLAHLAŞTIRMADAN! YAŞIYABİLEN
HAZRETİ İNSAN OLUR!
HAZRETİ ALLAH IN VARLIĞININ YED’İNDE; ACZİNİ İDRAK EDİP İLAHİ EMRİ İHLAS VE
SAMİMİYYETLE YAŞAMAYA ÇALIŞAN KUL EHLİ (TASAVVUFDUR!) VE İCRAATINDAKİ SAMİMİYYETİ
KADAR MADDE VE MANADA İTMİNANI KALBE SAHİPDİR MUTMAİNDİR.
İZLEDİĞİ İLAHİ YOLUN ARAB LİSANINDA DEYİMİ TARİK, ÇOĞULU TARİKATTIR CÜMLE
GÜZELLİKLER İBADET VE TAATINDA VE İCRAATINDA GÖRÜLEN TERTİBİ İLAHİ ÜZERE EHLİNE BİAT
I İLE EZELİ ERVAHDAKİ BELİĞ İKRARINI DÜNYADA SÖZ VE KANUNU İLAHİYEYE UYGUN HALLERİ
İLE TEKRAR EDEN KUL MURADI İLAHİYENİN RAHMET TECELLİSİ MURADDIR ÖZEL İSMİ
(DERVİŞTİR).
(DERVİŞ'LİK) İSLÂMDA EMRİ İLAHİYEYE GÖRE, KULUN MADDESİNDE VE MANA SINDA MÜŞAHEDE
EDİLEN GÜZELLİKLER İMANININ ÜRÜNÜDÜR VE SAMİMİ YAŞAYANLARA VERİLEN ÖZEL İSİMDİR.
EMRİ İLAHİYEYE UYGUN DERVİŞLİĞİN: BELİRTİSİ İSE? CEMİĞ MUTASAVVİFİNİN, HAZRETİ
KURANDA BİLDİRİLEN EVLİYA NIN KİTAP SÜNNET VE İCMASI İLE SABİTTİR! ALLAH ELÇİSİ
HAYATTA DEĞİLSE VARİSİNE BİAT LAZIMDIR.
ŞÜPHEYE YER YOK ÇÜNKÜ BİAT, TASAVVUF, TARİKAT VE ŞERİATIN MANASI TANZİM VE TERTİBİ
İLAHİDİR ( FETİH SURESİ AYET 10’U) İYİ ANLA DAHA NİCE AYETLER!
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HAZRETİ MUHAMMET MUSTAFA (S.T.A.V) EFENDİMİZDE KEMALATI İLE HİTAM BULAN İNSAN
OLMANIN BARİZ REÇETESİ RAHMETİ İLAHİNİN ANCAK YAŞAMAKLA DEĞERİ ANLAŞILABİLEN
MEKARİMİ AHLAK AHLAKI HAMİYDE KÂAFFESİ TASAVVUFİ DEYİMLE KİŞİNİN YAŞANTISINDA
ZUHURU AÇIK MÜŞAHEDE EDİLE BİLEN GÜZELLİKLER MANZUMESİNİN İNSANDA ZUHURUNUN İSMİ
(DERVİŞ )TİR UMUMA MAHSUS KELAMI İZAHI İSLAMİYYETTİR!
MEKARİMİ AHLAK SAHİBİ KİŞİYE YAKIŞIR BİR İSİM ARAR İSEK MÜĞMİN, MÜTTAKİ, ARİF, CEMİ HAL
İSMİ (DERVİŞ'DİR.)
AŞK İLAHİDİR AŞKI MECAZİ OLAMAZ İLAHİ AŞKI YANLIŞ VURGULUYANLAR KORKUTUCU,
ÜRKÜTÜCÜ VE KATILAŞMIŞ DÜŞÜNCELERİ İLE HELE MECNUNLUKLA EMRİ İLAHİYYENİN DIŞINA
ÇIKANLARIN AŞKI İLAHİYEDEN BAHSETMELERİ BİLGİSİZLİK VE HAKSIZLIKTIR. BU TÜRLÜ YAŞANTI
VE DÜŞÜNCELER KATİYETLE AŞKI İLAHİ OLAMAZLAR!
AŞKI İLAHİ TASAVVUFİ EDİLLEYİ ŞERİYYENİN ÜRÜNÜ İLAHİ YAKINLIĞIN BİTMEYEN HAZZI VE
ZEVKİDİR!
MECAZİ AŞK İSE AKLIN VE NEFSİN ÜRÜNÜ MADDİ İHTİYACIN AKILDAN ÖTEYE YOLU OLMAYAN
FİZİKİN FELSEFESİDİR!
FUZULİ
MÜNTESİP OLANA DİKKAT EDİLMESİ VE RİAYET OLUNMASI MUTLAK OLAN HAL VE HAREKETLERİ
ÖZETLER İSEK KESİNLİKLE İYİ BİLELİMKİ
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAB ABD OLMAZ, ABD RAB OLMAZ! ALLAH HAŞA KUL OLMAZ KUL ALLAH OLMAZ. BU GERÇEĞİN DIŞINDA DÜŞÜNCEYE
FIRSAT VERMİYESİN.
EHLİ TARİK HİÇ BİR ZAMAN HAZRETİ ALLAHIN ZATINA MAHSUS SIFATLARINI BEŞERE MALETME GAFLETİNE
DÜŞMEMİŞTİR ZATİ SIFATLARI ZATINA MAHSUSTUR! BEŞERE MALEDİLEMEZ BEŞERE MALETMEK TEVHİDİN MANASINA
TERS DÜŞER ŞİRKTİR.
6. KIYAM BİNEFSİHİ: VARLIĞI KENDİ ZATINDAN OLUP BAŞKASINDAN OLMAMAK! HAZRETİ ALLAHIN ZATINA
MAHSUS ZATİY SIFATLARI BEŞERE MALEDİLEMEZ! BEŞERE MALEDENLER TEVHİDİ İLAHİYEDEN UZAK OLUP HELE
ŞAHİDİ İLAHİ HİÇ OLAMAZLAR BU KİŞİLERİN MÜRŞİTLİK İDDİALARIDA PEYGAMBER EFENDİMİZİN BİLDİRİSİYLE
ÜMMETİN EN ŞERLİLERİ OLDUĞUNUN İLANIDIR!
SIFATI SUBUTİYYE:
BASAR: GÖRMESİDİR!
HAZRETİ HALİKİ ZÜL CELAL BENİĞ ÂDEME SUBUTİ SIFATLARINDAN CÜZİ OLARAK İHSAN ETMİŞTİR...
MADDE ALEMİNDE GÖRÜLEN GÖRÜLMEYEN HER ŞEYİ YAŞATAN ÖLDÜREN TEKRAR DİRİLTEN RIZIKLANDIRAN ODUR.
HER ŞEY ONUN FİİLİ SIFATLARININ TENEZZÜLEN ZUHURU OLUP İZAFİDİR, MECAZİDİR. Bİ ZATİHİ DEĞİLDİR!
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BU TÜRLÜ SIFATA SAHİB OLAMAYANLAR ALLAH ELÇİSİ DEĞİLLERDİR ALLAH ELÇİLERİ GÜNAHI KEBAİR İŞLEMEKTEN
SALİM KILINMIŞTIR YARATILIŞ İTİBARI İLE MASUMDURLAR ZİRA İSTİSNA’İ YARATILMIŞLARDIR.
EVLİYALAR MASUM DEĞİLDİRLER! GÜNAH İŞLEMEYE MÜSAİTDİRLER. VARÜSÜL NEBİY, NEDİMİ İLAHİDİRLER! BU
MANADA RAHMETİ İLAHİ DÜNYADA HİÇ KAYIP DEĞİLDİR ARAYAN MEVLASINI BULUR.
HAZRETİ ALLAHIN ADALETİ VE RAHMETİNİN ZUHURU HER DEVİRDE MEVCUD OLUP PEYGAMBERİNİN
GETİRDİĞİ ŞERİATININ MÜDAVİMLERİ MADDEDE GÖRÜLEN MANA BEKÇİLERİDİRLER PEYGAMBERİNE YAPILMASI
LAZIM GELEN BİATIN PEYGAMBERİNİN VERASETİNE VAZİFELİ KILINAN ZATIN MANASININ ŞAHSINA BAHŞEDİLEN
VAZİFESİNDE YERİNE GETİRİLMESİ LAZIMDIR TANZİMİ VE TERTİBİ İLAHİYENİN ZUHUR MERCİLERİ DİRLER. ONLAR
HAZRETİ ALLAH EVLİYASI İÇİN HAZRETİ KURANDA ŞÖYLE BUYURDU.
İYİ BİLİNKİ ALLAH IN EVLİYASINA KORKU YOKTUR ONLAR ÜZÜLMİYECEKLERDİRDE (YUNUS 62.)
MAKAMI VELAYETE CEMİĞ KULLARIN, EMRİ İLAHİYEYE RİAYETLERİ İLE VE SAY’İ GAYRETİ İLE ÇIKMASINA İMKÂN
LUTFEDİLMİŞTİR. MÜĞMİNDİR, İTTİKA SAHİBİDİR! ŞUNU İYİ BİLMEMİZ ELZEMDİR?
MAKAMI VELAYET İRŞAT MAKAMI DEĞİLDİR. BEŞERİN YARATILIŞ NEDENİ KULUN SADAKATI İLE İSTENİLEN
KULLUĞU TAHAKKUK ETMİŞTİR. MAKAMI VELAYETLE YAŞANTILARINDAN ÖRNEK VE İBRET ALINIR FAKAT
İRŞADA VAZİFELİ DEĞİLLERDİR VERASET İDDİASINDA BULUNAMAZLAR VERASETİ NEBİĞ DEĞİLLERDİR!
SELAHİYYETLERİ EMRİ BİL MARUF NEHYİ ANİL MÜNKERDEN ÖTEYE GİTMEZ ŞAHISLARINA BİAT ETTİRME
SELAHİYETLERİ YOKTUR!
1: MANEVİ VAZİFESİ SIHHATİ BELİRLİ ŞAHİTLER TARAFINDAN KABUL GÖRMÜŞ ŞEYH EFENDİDEN TASDİKLİ İZNİ
İCAZETE SAHİP OLMASI!
2: VAZİFESİ SIHHATLİ ŞEYH EFENDİNİN ŞAHİTLER HUZURUNDA İRŞAT VAZİFESİNİN ALENİ TEBLİĞ EDİLMİŞ
OLMASIDA MANEVİ SIHHATININ BELGESİDİR HER NE SEBEBDEN YAZILI BELGE OLMASADA,
3: BİAT EDDİĞİ KİŞİNİN MADDESİNDE VE MANALARINDA MENSUB OLDUĞU ZATIN VAZİFESİNİN GERÇEK OLUĞUNA
AŞİNA OLMASI AZ DA OLSA MUTLAKA GEREKLİDİR.
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
6: MENSUB OLDUĞU MÜRŞİDİNİN BİLİNEN VE GÖRÜNEN SIFATININ ÂLEMİ MANADAKİ ZUHURUNDA PEYGAMBERİNİN
SIFATININ MÜRŞİDİN SIFATINDA ZUHURUNUN EHLİ AŞKIN VE SADIK DERVİŞİN MANASINDA GÖRÜLMESİ
MÜRŞİDİNİN MANEVİ VAZİFESİNİN GERÇEKLİĞİNİN ŞAHİDİDİR!
7: MÜRŞİDİN MADDEYİ VE MANAYI HELE DİNİ İSTİSMARI MANEVİ VAZİFESİNİN OLMADIĞININ GÖSTERGESİDİR. BU
TÜRLÜ İSTİSMARLAR HEP GİZLENMEYE ÇALIŞILIR AMA GİZLİYEMEZLER GÖREN GÖZLER İÇİN HEP KUYRUKLARI
DIŞARIDADIR...
İSLAMDA TASAVVUF HAZRETİ KURANA VE PEYGAMBER EFENDİMİZİN GETİRDİĞİ MEKARİMİ AHLAK ÜZERE YAŞAMA
GAYRETİNDE GÖRÜLEN EHLİNİN ÖRNEK YAŞANTISININ İMANINDAKİ SAMİMİYYETİNİN BARİZ TECELLİYATI VE
ZUHURATIDIR!
DAHA EVVELKİ ZAMANLARDA VE ZAMANIMIZDA GÖRÜLEGELEN HER NE SEBEBDENSE TERTİBİ VE TANZİMİ İLAHİYEYE
DAHA İYİ TEŞVİK EDİYORUM ZANNI İLE AKILCI DİNİN MAHSULÜ VE İCRAATLARI İLE EMRİ İLAHİLERİ VE PEYGAMBER
EFENDİLERİMİZİN RAHMETİ İLAHİ OLARAK GETİRDİKLERİNİ BELKİ KASİTLİ DEĞİL AMMA MAAL ESEF MANA
YOKSUNLUĞU İLE DAHA İYİ BİLİYORUM ZANNI BEŞ DUYGUNUN ETKİSİ İLE HAKİYKATLERİN DIŞINA ÇIKILMIŞ AKILCI
DİN İHDAS EDİLMİŞ. BUNA RAĞMEN EHLİ TASAVVUF HER ZAMAN MANANIN KORUYUCUSU OLMUŞTUR. MAALESEF
MATERYALİST İLİM ERBABI İLE EHLİ HALİN ÇELİŞKİLERİ HİÇ BİTMEMİŞTİR. ÖYLE GÖRÜLÜYORKİ ALLAH'U ÂLEM
BİTMEYECEKTİRDE!
ZAMANIMIZDA EMRİ İLAHİYEYE UYGUN YAŞAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKMEYEN BUNALIMA GİRMEYEN İSTİSNA’İ EHLİ İMAN
VE EHLİ AŞK GÖRÜLÜYORSA NEDENİ İLMİ ZAHİRİDE DIŞLAMADAN VEHBİ İLİM NASİBLİLERİNİN KAYITSIZ VE
ŞARTSIZ GERÇEK MÜRŞİDE TESLİMİYYETLERİ İLEDİR!
VAZİFEM NEDENİYLE RABBIMIN KULLARINA LUTFETTİĞİ RAHMETİNİ İDRAK ETTİĞİM KADARI İLE YAZDIĞIM ESERLERDE
İZAHINA ÇALIŞTIĞIM ALLAH KELAMI HAZRETİ KURANA UYGUN HAYATIYLA KUR’ANIN TEFSİRİNİ YAŞAYAN
PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİN ÖRNEK YAŞANTILARINI BU ABDİ ACİZ ÖZETLEMİYE ÇALIŞACAĞIM İNAYET ALLAHTAN!
1: SEMAVİ VE TEVHİT DİNİ OLARAK HAZRETİ ALLAH IN BİLDİRDİĞİ CÜMLE PEYGAMBERLERİMİZ EFENDİLERİMİZİN
TEBLİĞ EYLEDİKLERİ TEK DİN VARDIR ODA İSLAMİYYETTİR!
PEYGAMBER EFENDİLERİMİZ DİN GETİRMEDİLER İSLAMİYYET ÜZERE GELDİLER ŞERİAT GETİRDİLER CÜMLESİ
ŞERİATLARI İLE BİLİNİRLER VE TANINIRLAR!
SONRA GELEN ŞERİATLAR EVVEL GELEN ŞERİATLARI İPTAL ETMEZ SONRA GELEN ŞERİATLAR DAHA KEMALATLI
KULLARA BAHŞEDİLEN HAZRETİ ALLAHIN ZAMANA GÖRE EMRİNİN KULUN YAŞANTISINDA RAHMETİ İLAHİYENİN KULUN
FERAHLIKLA YAŞAMASINA UYGUN İLAHİ İŞTİHADIDIR SONRAKİ GELEN ŞERİATI SEÇME KULUN BİLGİ VE ĞÖRGÜSÜ
İLE GÜZELLİKLERE HAYRAN OLMA MEZİYETİNDE GÖRÜLÜR!
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BUYURDU PEYGAMBERİMİZ EFENDİMİZ GÜNAHI KEBAİRLE İLGİSİZ CÜMLE GÜZELLİKLER ZAMANA GÖRE KUL İÇİN
YARATILDI GAFİL OLMA ARA BUL...
PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİ İLAHLAŞTIRMAK BİRİ BİRİNDEN ELÇİLİĞİNİ FARKLI GÖRMEK HAZRETİ ALLAHIN
KURANDAKİ EMRİNE TERS DÜŞER ÇÜNKÜ MEZİYYETLERİ BİLGİLERİ GELİŞ VE GİDİŞLERİ ŞAHSİĞ MEZİYETLERİ
VE GÜÇLERİ İLE DEĞİLDİR CÜMLESİ TERTİBİ TANZİMİ İLAHİNİN HALK ETMESİDİR!
SAMİMİYYETLE TABİĞ OLANLAR MAHRUM OLMAZLAR PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİN GETİRDİKLERİ ŞERİATLARI İLE
İSİM ALIRLAR.
BİR OLAN HAZRETİ ALLAHI LİSANEN KABUL EDEN BEŞER ÖLÇÜSÜNE GÖRE MÜSLÜMANDIR, İSLAMDIR,
PEYGAMBERİNİN GETİRDİĞİ EMRİ İLAHİYE UYGUN YAŞIYAN MÜĞMİNDİR! SAVUM, SALAT, HAC, ZEKÂT MÜĞMİN
OLMANIN VE DERVİŞ OLMANIN SIFATLARINDAN OLUP EMRİ İLAHİDİR, İSLAMIN ŞARTI DEĞİLDİR! KELİMEİ ŞAHADET
İSE İMANIN ZİRVESİ OLUP BU SIFATI TAŞIYANLAR GERÇEĞİN VE AMENTÜYE İMANIN ALTI ŞARTININDA GERÇEK
ŞAHİDİDİRLER!
ALİ İMRAN SURESİNİN ALLAH IN VARLIĞINA İŞARET EDEN ŞEHADETLE İLGİLİ AYETLERİNDE
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
ŞEHİT ALLAHU ENNEHU LA İLAHE İLLA HÜVE VE’L-MELA-İKETÜ VE ÜLÜ’L İLMİ KÂİMEN Bİ’L- KISTI “
ALLAH -I AZİMÜ ŞAN KENDİ VARLIĞINA ŞAHİT, MELEKLER ALLAH'IN VARLIĞINA ŞAHİT ÜLÜ'L İLİM ŞEKLİNDE TAVSİF
EDİLEN VE BU YOLDA MESAFE KATETMİŞ OLANLAR, ALLAH TAN BAŞKA İLAH OLMADIĞINA GERÇEK ŞAHİTTİRLER!
MÜĞMİNLER, MÜTTAKİLER VE EHLİ HAKİYKAT, ELÇİLERİ BİR BİRİNDEN AYRI GÖRMEDEN CÜMLE ALLAH
ELÇİLERİNİNDE ŞAHİDİDİRLER!
HAZRETİ ALLAHA KULLUKTA NOKSANLIK OLMASIN TEŞVİKİ VE VAZİFE YAPIYORUM ZANNI İLE
GÖRMEZLİKTEN GELEREK İSLAMIN ŞARTI BEŞDİR DENİLDİ; BU GÜN DAHA BARİZ GÖRÜLÜYORKİ BU EMRİ İLAHİNİN
NEREDE İCRA EDİLECEĞİNİ BİLEMEDİĞİMİZDEN ÜMMETİ MUHAMMET TOPLUMLARINDA İSTER İSTEMEZ BİRİ BİRİMİZE
GAYRI İHTİYARI KÂFİR DEDİK HAZRETİ ALLAH'IN BİLDİRİSİNE TERS DÜŞTÜK. KARDEŞLERİMİZLE
CEHLİMİZDEN DÜŞMAN OLDUK FİTNENİN DOĞMASINA SEBEB OLDUK;
ANLAŞILIP ÜMMETLER ARASI GEÇMİŞ KABAHATLERİ BAŞA KAKMADAN DİYALOG YOLLARI ARAYACAĞIZ İNŞAALLAH.
BU HADİMÜL FUKARA YAŞANTIMDA ANLADIMKİ! MANA TANIMAYAN VE ZAHİRDEKİ ZUHURUN BELLİ MADDESİ İLE YETİNEN
EMRİ İLAHİLERİ BEŞERİ BEŞ DUYGUSUNUN MAHKÛMU KILAN MADDENİN FELSEFESİNDEN ÖTEDEKİ YOLU GÖREMEYEN
MATERYALİSLERİN, YARATILAN GÜZELLİKLERİ DIŞLIYARAK, ZAMANINDA YAPILMASI GEREKLİ OLAN İÇTİHATTAN
YOKSUN, KATI KURALLARIN MAHKÛMU İLİM SAHİPLERİNİNDE MEDENİYYETE VE TEKNOLOJİYE, CUMHURİYETE,
DEMOKRASİYE, İNSAN HAKLARINA NEDEN TERS DÜŞTÜĞÜNE TASAVVUFİ YAŞANTIM VE HAKİYKAT GÖRGÜLERİMLE
MUTTALİ OLDUM. BU HAL VE AHVAL İÇ AÇICI OLMAYIP BU HALE İLTİFAT ETMEYEN HAKİYKATIN GERÇEĞİNİ
YAŞAYANLARIN ÜZÜLMEMELERİ MÜMKÜN DEĞİL BU ANORMAL YAŞAYIŞINDA CAHİLİN HAZRETİ ALLAH'I SUÇLADIĞINI
GÖRÜRSÜN ELBETE BUNA HAKKI YOK ZİRA BU TERS BİLGİ YAYIĞINDAN YAĞ ÇIKMAZKİ ÇIKAR AMMA YAĞLI YOĞURT
KOYDUN İSE YALNIZCA YAĞLI AYRAN ÇIKAR...
NURU MUHAMMEDİ!
NURU MUHAMMEDİYİ DE YANLIŞ ANLADIK, PEYGAMBERİNİ İLAHLAŞTIRARAK ALLAH ELÇİLERİNİ YARIŞTIRAN ÜMMETLERİN
GÜNAH BATAKLIĞINA ÜMMETİ MUHAMMET OLAN BİZLERDE DÜŞTÜK!
DİKKAT! (LAİLAHE İLLALLAH'IN MANASINA TERS DÜŞÜYORUZ! ZİRA PEYGAMBERİMİZ EFENDİLERİMİZİN CEMİSİNDE ZUHURU
GÖRÜLEN GÜZELLİKLERİ VE GÜÇ KUVVETİ HAZRETİ ALLAHA MALETMEK GERÇEĞİN VE HAKİYKATIN ASLIDIR GAYRISI
ŞİRKTİR.
NURU MUHAMMEDİ ÂDEM SAFİYYULLAHTAN BAŞLAR CÜMLE PEYGAMBER EFENDİLERİMİZDE ZUHURU GÖRÜLEN VE
KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEK OLAN HAZRETİ ALLAHIN UMUMA ŞAMİL RAHMET SIFATININ TECELLİSİDİR! HİÇ ŞÜPHEN
OLMASIN NURU MUHAMMEDİ BU ZAMANDA YOK DEMEK KÜFÜRDÜR VE HAZRETİ ALLAH A ZULÜM İSNAD ETMEKTİR BU
NOKSANLIK VE KÜSTAHLIKTAN RABBIMA SIĞINIRIM...
CÜMLE EVLİYA ULLAHTA, CÜMLE VELİYULLAHTA, CÜMLE MÜĞMİN VE MÜTTAKİ KULLARINDA, ŞÜHEDASINDA CEMİ DİNİ
İSLAMDA TECELLİ VE ZUHURU GÖRÜLEN NURU MUHAMMEDİDİR KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEKTİR GERÇEĞİ BÖYLE
GÖR VE İSLAMI YAŞA!
AKIL...
NAKİL PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİN ŞAHSİYETLERİNDE ZUHUR EDEN VAHİY = EMRİ İLAHİDİR VAHYİ İLAHİ DIŞINDA
AKLIN ÜRETTİĞİ DİN OLAMAZ AKLIN ÖLÇÜSÜNÜN ZAMANA GÖRE UFKU VARDIR HAZRETİ ALLAHIN LUTFETTİĞİ VAHYİ İLAHİ
OLAN MUHKEM VE MÜTEŞABİH AYETLERİN ÖLÇÜMÜNE AKIL MUKTEDİR KILINMAMIŞTIR! EŞERİ İLMİN YERİ AKIL VE
MANTIKTIR AKIL İSE CEVHERDİR VEYA ARAZDIR DEDİLER. HAZRETİ ALLAH'IN BENİ ÂDEMİN İNSAN OLMASI İÇİN LUTFETTİĞİ
RAHMETTİR... BEŞERİN AKLI ALLAHIN BİLGİSİNE EŞDEĞER DEĞİLDİR. GÖKTEKİ VE YERYÜZÜNDEKİ AYETLERİN ZEVKİ İLE
HALİKİ ZÜLCELALİN VARLIĞININ TENEZZÜLEN ZUHURUNU CÜMLE EŞYADA MÜŞAHEDE EDEREK BEN BATANLARI SEVEMEM
DİYECEK İMANA SAHİB KULLARINA, RAHMET OLARAK BAHŞETTİĞİ AKIL NE KADAR EĞİTİLSEDE İBADET VE TAATTAKİ
HİKMETLERİ, RAHMETİ İLAHİYEYİ ÖLÇME ÖLÇÜSÜNDEN MAHRUMDUR... VAHİYLE GELEN EMRİ İLAHİLERİ ÖLÇEMEZ...
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
AKLIN HAZRETİ ALLAHIN VARLIĞINI FİİLİ SIFATLARDA İDRAK ETMESİ YETMİYORMU? (İDRAKİ MEALİ BU KÜÇÜK AKLA
GEREKMEZ ZİRA TERAZİ BU KADAR SIKLETİ ÇEKMEZ )DİYEN ZİYA PAŞA NE GÜZEL İFADE ETTİLER.
AKLIN VAHİYLE GELEN EMRİ İLAHİLERİ YETERİ KADAR ÖLÇME KABİLİYETİ YOKTUR OLAMIYACAKTIRDA... İYİ BİLESİN Kİ
EMRİ İLAHİYYENİN DIŞINA ÇIKMIYASIN!
İBADET VE TAATLARDA AKLIN ZEVKİ OLAMAZ VAR İSE İMANIN HAZZI VE ZEVKİ VARDIR!
HAYLİ ZAMANDIR BEŞER AKILCI DİNİN YERSİZ SIKLETİNİ TAŞIYOR VE MAALESEF YAŞIYOR DEMEK CAİZ İSE YAŞIYOR!
İŞTE BİLEREK BİLMEYEREK KULLUKTA GÖSTERDİĞİMİZ SAMİMİYETLER BAŞKALARININ ÖLÇÜSÜNE UYMASADA İNDİ
İLAHİYEDE KABUL OLUP RAHMET OLUYOR HİÇ ŞÜPHEN OLMASIN.
KAZA VE ŞEHADET...
PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİN VAHİYLE GETİRDİĞİ EMRİ İLAHİYELERE UYGUN YAŞAYAN KULUN İCRAATLARINDAKİ
SAMİMİYETLER İSE ÖLÇÜYE ALINMAZ NA MÜTENAHİDİR!
DÜNYA RAHMET VE MAĞFİRET YERİDİR. CEZA YERİ DEĞİLDİR KAZA YERİDİR. KAZA KADERİN YAŞANILAN BU ÂLEMDE
ZUHURUDUR! KAZA KULUN TİYNETİ VE İCRAATININ NOKSANLIĞININ İCABININ ZUHURU GİBİ GÖRÜLÜRSEDE KULUN O
KADARCIK DAHLİ VARDIR AMMA KAZA, KADER HAZRETİ ALLAHIN YED’İ KUDRETİNDEDİR! İMANIN BU BASAMAĞINA
ÇIKABİLMEK İÇİN ACABASIZ İMAN İSTER! BU İMANDAN DAHA YÜKSEK BASAMAK, KULUN ÖLDÜKTEN SONRA TEKRAR
DİRİLECEĞİNE İNANMASIDIR!
İMANIN ZİRVESİ VE ÖZÜ BÜTÜN RAHMETİ KABSAYAN HAZRETİ ALLAHIN VARLIĞINA BEŞERİN KULLUĞUNDAKİ
SAMİMİYYETİ KADAR ŞAHİD OLMASIDIR MENSUBU OLDUĞU ALLAH ELÇİSİNEDE ŞAHİD OLMAK İMANIN ZİRVESİDİR
ALLAH BU İMAN ZİRVESİNİ CÜMLE KULLARINA İHSAN ETSİN ÂMİN!
HENÜZ İKRARI KELAMI İLE ALLAHIN VARLIĞINI KABULLENMİŞ İSLAMA YENİ GİREN KULA İSLAMIN BEŞ ŞARTI VAR DİYE
YAKINLARIMIZI DAHİY GERÇEKLERE DÜŞMAN ETTİĞİN GİBİ YENİ İSLAMI KABUL EDEN KİŞİYE KELİMEİ ŞAHADETİ
SÖYLETMEYE ZORLAMAK GÜLÜNÇ OLDUĞU GİBİ AÇIK VE SARİH TEFSİRE DAHİ MUHTAÇ OLMAYAN HAZRETİ KURANA TERS
OLMUYORMU!
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BEDEVİLER DEDİLERKİ İMAN ETTİK. DEKİ SİZ İMAN ETMEDİNİZ, AMA MÜSLÜMAN OLDUK DEYİN, İMAN
HENÜZ KALBLERİNİZE YERLEŞMEDİ. (HUCURAT 14. AYET)
MUHTEREM HOCAM BU AYETİN NERESİNDE İSLAMA YENİ GİREN BİR KULA İSLAMIN ŞARTI BEŞTİR TELKININI VE İMANIN
ZİRVESİ OLAN ŞAHADETİ UYGUN GÖRDÜĞÜN YERİ GÖSTEREBİLİYORMUSUN GÖSTEREMESSİN ZİRA HAZRETİ ALLAHIN
BİLDİRİSİNE UYMUYOR EL İNSAF.
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
CÜMLE KULLARIN GERÇEĞİ BİLEREK ŞAHİT OLMASI HER İMAN SAHİBİNİN ZEVKİ VE HAZZIDIR.
BU TÜRLÜ ŞAHİTLİK MUTASAVVİFİNDE VE TASAVVUFU YAŞAYAN EHLİ AŞKIN YAŞANTISINDA VE İCRAATINDA
MÜŞAHEDE OLUNUR BU GERÇEKLERDEN UZAK KALMAYASIN!
KESİN KES HİÇ BİR KULA İLA NİHAYE GÂVUR, KÂFİR, GAYRI MÜSLÜM DAMGASI VURMAYA HAKKIMIZ YOK UMULUR Kİ
ALLAH'IN VARLIĞINA İMAN EDER. BAŞKA ÖLÇÜ YALNIZ VE YALNIZ HAZRETİ ALLAH A MAHSUSTUR!
İYİ HATIRLARIZ Kİ BİZLER ÜMMETİ MUHAMMET OLARAK ALLAH' A İNANAN BAŞKA PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİN
ŞERİATINA TABİĞ OLANLARA GAYRI MÜSLÜM, KÂFİR DEMEYİ GERÇEĞİ BİLEMEDİĞİMİZDEN,
ALLAH'A İNANAN HAZRETİ MUSA ALEYHİ SELAMIN ŞERİATINA TABİĞ OLANLARA, İSA ALEYHİ
SELAMIN ŞERİATI İLE İŞTİGAL EDENLERE BİLEMEDİĞİMİZDEN;
BU ÇARPIK BİLGİLERLE AYNİ TEDRİSATA DEVAMDA İSRAR EDEN VE ULEMA YETİŞTİREN TEDRİSATIN DEĞİŞİMİ
ÜMMETCE ÖZLEMİMİZDİR MESULLERİNDEN İLGİ BEKLİYORUZ LUTFEN.
DAHA NE BEKLENİYOR BİLMEM YOK İSE BU RAHMETİNDE ALIŞA GELDİĞİMİZ GENE KÂFİR VE GÂVUR DEDİĞİMİZ
TOPLUMLARDAN İTHAL OLUNMASIMI BEKLENİYOR!
MÜBAREK KARDEŞİM NURU AYNIM EZELİ ERVAHTAKİ İHSAN EDİLEN MURATLIĞININ KADRİNİ BİLDE DÜNYADAN
GİDİŞİN MURADI İLAHİYEYE UYGUN OLSUN.
GAVSUL AZAM SEYYİD ABDULKADİR GEYLANİ HAZRETLERİNİN MANEVİ EVLATLARINA VASİYETİNİN ŞU KISMINI
EHLİ AŞKIN HAYATINDA TARİKİ MÜSTAKİYM ÖZÜ DİYE VERMEK İSTİYORUM;
MÜRŞİDE TESLİMİYETİN MEYYİTİN YIKAYICIYA TESLİM OLDUĞU GİBİ OLSUN! EVLADIM SANA İKİ ŞEYİ
TAVSİYE EDERİM!
FUKARAYA HİMMET GÜCÜN NİSBETİNDE İHTİYACINI GİDERMEKTİR! DURUMUNUN MÜSADESİ KADAR YARDIM ETMEN.
GEREKİYOR YOKSA LAF EBELİĞİ YAPMA NASİHATLARIN AÇ ÂDEME ZULÜM OLUR!
EVLİYAYA HİZMET HAZRETİ MEVLAYA VERDİĞİN SÖZE SADAKAT GÖSTERMEN MANEVİ VAZİFESİNE GÜCÜN
NİSBETİNDE YARDIMCI OLMAKTIR ÖLÇÜSÜ YOKTUR. DİKKAT EDECEĞİN HUSUS EVLİYAYI İLAHLAŞTIRMADAN
SAMİMİ ALLAH'A GİDEN MANEVİ YOLDA TAŞIDIĞI YÜKÜ HAFİFLETMEK KASDİ İLE HİZMETTİR.
BU ÖLÇÜLERİ İLMİ ZAHİRDEN SORMA YAŞAMIYORKİ ANLATSIN O ZATI MUHTEREMDEN DE İSTİFADE EDECEKSİN
AMMA MANA VE AŞK YOLUNDA DEĞİL ONLAR KURANDA ALLAH BİLDİRİSİ OLDUĞU HALDE BU MANAYA UZAK
DURURLAR TEDRİSATLARININ VE İMANLARININ İÇİNDE TERTİBİ İLAHİ OLAN EVLİYAYA VE SENİN ZEVKLE MESRUR
OLDUĞUN HALAKAYI ZİKRE YER YOKTUR! HAZRETİ ALLAH ONLARIDA MANA YOKSUNLUĞUNDAN KURTARIP ZÜL
CENAHİN EYLESİN ÂMİN!
HELE ZAMANIMIZDA ANLATMAYA ÇALIŞTIĞIM BU HALLER MENSUB OLACAĞIN O ZATI MUHTEREMDE MEVCUD DEĞİLSE
MÜNTESİP OLMADAN DİKKAT ET HAREKETLERİ SENİN MİZACINA UYMUYORSA SAKIN O ZATA MÜNTESİB OLMA.
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MÜNTESİB OLDUKTAN SONRA BİR DAHA ÖLÇÜYE HAKKIN YOK HAZRETİ ALLAH GÜCENİR ÇÜNKİ SÖZ ALLAH A
VERİLİR!
MEZHEBİN VE MEŞREBİN...
MEZHEPLERİN VE MEŞREPLERİN AYRI İMİŞ GİBİ GÖRÜNÜMÜ KİŞİLERİN DEĞİŞİK MİZAÇLARINA GÖRE TANZİM
EDİLMİŞTİR HAKİYKATTA AYNIDIR KÖK BİRDİR.
MUHAMMEDİ ŞERİATINDAN ZUHUR EDEN TARİKATLARIN ZUHUR MERCİ’İ BİRDİR KÖK HAZRETİ RESULİ EKREM
EFENDİMİZDEDİR.
HULEFAİ RAŞİDİN EFENDİLERİMİZİN MİZAÇLARINI AYRI AYRI EHLİ TARİKİN ASLINDA MÜŞAHEDE EDİLE
GELMİŞTİR... ŞÖYLE Kİ
BEN İLİM ŞEHRİYİM ALİ KAPUSUDUR PEYGAMBER EFENDİMİZİN BU BİLDİRİSİ BÜTÜN TARİKATLARIN DUHULÜNÜN
GEREKLİ OLDUĞU MERCİ’İ GÖSTERİYOR. BU HADİSİ ŞERİFİN MANASINA BİL CÜMLE EHLİ TARİKİN UYMASI LAZIM
GELDİĞİ İDDİA EDİLSE DE. TARİKİ NAKŞİYEDEN NASİBİNİ ALMIŞ KARDEŞLERİMİZİN EBU BEKİRİ SIDDIK. (R.A.)'DAN
HAZRETİ RESULULLAH S.A.V. EFENDİMİZİN İLİM ŞEHRİNE DUHUL ETMELERİ DE ELBETTE GERÇEKTİR YADIRGANMAMALI
HAZRETİ ALLAH CÜMLESİNİN EMEĞİNİ ZAYETMESİN DERGÂHI KADİRİYE VE RUFAİYEDEN ZUHURU KOL GALİBİYİ DE
MEŞREBİ ALİ KERREMULLAHI VECHE EFENDİMİZDEN İLİM ŞEHRİNE DUHUL EDER VE BİL CÜMLE GERÇEK
DERGÂHLARI KIYAMETE KADAR BU ŞERAİTLER DÂHİLİNDE DEVAMLI KILSIN ÂMİN.
TARİKATLAR ARASI BENCİLLİK NEDENİNDEN BAŞKA YÖNÜ OLMAYAN NAHOŞ SÖZLER SÖYLENİR HAKİYKATI BILEMEYEN
CAHİLİN SÖZÜDÜR MALUMATIN OLSUN İÇİN BİLDİRİYORUM; SİZİN TARİKİN NİHAYETİ BİZİM TARİKİN BAŞIDIR
DERLER ÇALIŞIP KAZANMADAN KAZANÇ ARAYAN ZAVALLILARIN TAKTİĞİ TASAVVUFDADA BU ZAHMETSİZ KAZANCI
HAYAL EDERLER... HAKİYKATLE İLGİSİ OLMAYAN KELAM ÜRETİRLER.
ÖRNEĞİN: MELAMİLİK MAKAMDIR BU MAKAMI TARİKAT GİBİ GÖSTERENLER HATA EDERLER. EHLİ
HAKİYKATIN TASAVVUFİ YAŞANTISINDA NEŞVİ NEMA BULANLARA BU MAKAMIN MÜJDESİ VERİLİR.
BU ABDİ ACİZE DE BU MAKAMIN VERİLMESİ İLE TALTİF OLUNDUM. MAKAM DİYE VERİLDİ DERGÂH DİYE
DEĞİL!
BU ABDİ ÂCİZ İNTİSABIM 56 SENEYİ BULDU YARIM ASIRI GEÇEN TASAVVUFİ TECRÜBEM VE YOL BÜYÜKLERİMDEN
EDİNDİĞİM BİLGİLERİMLE DERİM Kİ HAZRETİ ALLAH'A KUL HABİBİNE LAYIK ÜMMET OLMAK KASTİN OLSUN;
NEFSİNDE VARLIK, GURUR, KİBİR VE BENCİLLİĞE GİDEN YOLLARI HİÇ AÇILMAYACAK GİBİ ZORDA OLSA İRADENLE TIKA.
RIZKINI TEMİN ETMEN İÇİN DAİMA KAZANCIN HELALINI SEÇ, KİMSENİN HAKKINA VE HUKUKUNA İRTİKAB ETME. HELE
MADDİ KAZANCINDA MÜŞTERİNİ KENDİNE RAMETMEK İÇİN DİNİNİ İMANINI KULLANMA YOLUNU SEÇMEYESİN, SEBEB NE
OLURSA OLSUN YALAN SÖYLEME.
KİMSEYİ KOĞ GIYBET ETME ZARARINA MUCİP OLSADA DOĞRULUKTAN UZAKLAŞMA YOL BÜYÜKLERİNE KARŞI SEVGİ
MUHABBETLE HÜRMET VE HİZMETTE KUSUR ETME, YAŞCA BÜYÜKLEREDE HÜRMET GÖSTER.
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HAZRETİ RESULULLAH (S.A.V.) BUYURDULAR Kİ! İKİ MASUMUN AHINDAN KAÇININ MASUM KİMDİR YARESULLULLAH?
1: YETİM - 2-SANA EMANETİ İLAHİ OLAN AİLENDİR VE YİNE BUYURDULARKİ ALLAH DE DOSDOĞRU YÜRÜ...
SIRATI MÜSTAKİM ÜZERE OL. YOL BÜYÜKLERİMİZİN BİLDİRDİĞİ YOKLUK KAPUSU RAHMETİ İLAHİYEYE NAİL OLMAK
İSE MURADIN İŞTE EN KISA RAHMET YOLU!
MANAYA DÖNÜK GÖNLÜNÜ BU YOLDA SEBÂTKAR EYLE BU KAPUDA SEBATI TASDİK OLANLARDAN OLASIN. ÂMİN!
GÜCÜN NİSBETİNDE EBEDİ HAYAT Kİ AHİRET NİĞMETİNİ ELDE ETMEYE ÇALIŞ DÜNYA NİĞMETLERİNİDE MEŞRU
YOLDAN SAKIN İHMAL ETME DÜNYA VE AHİRET NİĞMETLERİ SADIK, MÜĞMİN VE MÜTTAKİ KULLAR İÇİN
HALKEDİLDİ BU GERÇEĞİ GÖR SAKIN GAFİLLERDEN OLMA.
MADDEDE BULUNAN GÜZELLİKLERDE MANA YIPILTILARI GÖRÜLSEDE CÜZİDİR, FERİDİR YALNIZ BU KADARCIK YIPILTI
İÇİN NEFSİ İHTİYAÇ VE DUYGULARININ TAMAMINI MADDEYE YANİ DÜNYA HAYATINA HASRETME EBEDİ İSKÂNINA
AYRILAN SONSUZLUK ÂLEMİNİ İHMAL EDEN ZAVALLILARDAN OLMAYASIN!
SİZİN EN HAYIRLINIZ DÜNYA İÇİN AHİRETİNİ AHİRETİ İÇİN DÜNYASINI TERK ETMİYENDİR
BEN BATANLARI SEVEMEM DİYECEK KABİLİYETİN EZELDE VERİLDİ GÖNÜL BAHÇENDE SENİ BEKLİYOR SON NEFESİNE
KADAR MÜDDETİN VAR. LUTFEDİLEN BU İMKÂNI İYİ KULLANMAYI BİL ZAMAN GEÇİYOR NAZLANMA!
HAZRETİ ALLAH A SÖZ VERDİĞİN EVRADINI VE ESKARINI İHMAL ETME MUHABBETLE DEVAM EYLE ÖMRÜNÜN SONUNA
KADAR SADAKATINI GÖSTER ALLAH I ZİKRETMEK CEMİĞ KULLARA BAHŞEDİLMİŞ RAHMETİ İLAHİYEDİR FARZI AYINDIR.
EVRADIN VE ESKARIN İSE ALLAH ELÇİLERİ VASITASI İLE CEMİ KULLARINA LUTFEDİLEN İSTİSNA’İ RAHMETİ
İLAHİYYEDEN MANEVİ RIZIKTIR SADIK KULLARINA İHSAN EDİLEN TANZİMİ VE TERTİBİ İLAHİYEDİR BU RAHMETİ
İLAHİYYEYE HİSSEDAR OLMAN EZELİ ERVAHDAKİ BELİĞ TASDİKİNİN TEKRARI İLE ZUHUR ETTİĞİNE HAMD EYLE
RAHMETİ İLAHİYEYE DÜNYA HAYATINDADA İHSAN EDİLDİ SADIK OL!
HİTABINI BAŞKA BAŞKA YERLERDEMİ ARIYORSUNUZ BAĞA BAKKİ ÜZÜM OLSUN ÜZÜM YEMEYE YÜZÜN OLSUN!
ŞUNU İYİ ANLA MANA KÖRÜ MANAYA NASIL BAKAR İSE ALLAH A BAKIŞ ÖLÇÜSÜ DÜR. ALLAH TA O MANA KÖRÜNE ÖYLE
BAKAR... BAKMAYI EHLİNDEN ÖĞREN ŞAŞILIKTAN KURTUL!
BİZ ALLAH TAN GELDİK ALLAH'A GİDİYORUZ BİZ ONUN BİR PARÇASIYIZ GİBİ SÖYLENEN KELAMLARIN İLMİ TEVHİT VE
AMELİ TEVHİDE UYGUN OLMADIĞINI BİLMELİSİN;
HAZRETİ KURANDA İTİKADIN ÖZÜ İKİDİR, İLMİ TEVHİT, AMELİ TEVHİTTİR ŞÖYLE İZAH EDİLİR:
NAFİ İLİM: DÜNYADA VE AHİRETTE İŞE YARAR İLİM, AMELİ SALİH ERKEĞİ SALİH KADINI SALİHA KILAN AMELLİRDİR!
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ŞERİATI İLE YÜKÜMLÜ OLDUĞUN PETGAMBERİNE DAHA ÇOK HÜRMET EDİYORUM ZANNI İLE YANLIŞ EDİNDİĞİ
ÇARPITILMIŞ BİLGİSİ İLE DİĞER PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİ AŞŞAĞLAYICI DÜŞÜNCE VE TUTUMLARDA
OLMAYASIN. BU DÜŞÜNCE VE TUTUMUNLA EMRİ İLAHİYEYE TERTİBİ VE TANZİMİ İLAHİYEYE TERS DÜŞÜYORSUN.
ALLAH ELÇİLERİNİ BİRİ BİRİNDEN AYRI GÖRMEK EMRİ İLAHİYEYE VE TERTİBİ İLAHİYEYE AYKIRIDIR VE İMANIN
ŞARTLARINADA MUHALEFETTİR.
DERGÂHIMIZ HER YÖNLÜ DÜŞÜNEN ÂDEME AÇIKTIR. BİAT ETMEDEN ANLATTIĞIMIZ İSLAMI VE İSLAMIN ÖZÜ VE
MANASI OLAN İZAH ETTİĞİMİZ TASAVVUFİ PİRENSİPLERİN DIŞINA ÇIKMAMAYA GAYRET ETMESİ ALLAH'A VERDİĞİ
AHDİN SADAKATINI GÖSTERİR! BİAT BİATI RESULULLAHTIR.
HALİFE, NÜKEBA, NAİB, GİBİ VAZİFELİLERİN DERS VERME SELAHİYYETLERİ VARDIR MÜRŞİTLERİNİN ADINA! ÇAVUŞ
VE DERVİŞİN İSE VAZİFE İSTEYENLERE VERDİĞİ VAZİFEYE TARİFE DENİRKİ ONLARIN ANLATTIKLARI TARİFE İSE
MÜRŞİDİNE MALUMAT VERMEDEN TAM DERVİŞLİK SAYILMAZ!
MAZUR SEBEBLERDEN DOLAYI DUYURULAMADAN SÖZ VEREN ZAT VEFAT EDERSE RAHMETİ İLAHİ O SADIK KULU
MAHRUM ETMEZ DİYE YOL BÜYÜKLERİM MÜJDE VERDİLER.
SIHHATINI BİLEMEDİĞİN DERGÂHIN MÜNTESİBLERİNE SAKIN BİZİM DERGÂHA GEL ANLAMINDA HATA YAPMAYASIN
ŞEYHLERİ GERÇEK İSE HER YAPTIĞIN TELKİN O ZAVALLININ MANASINDA TAHRİBAT YAPAR DERVİŞİN HAKİYKATA
KARŞI SAMİMİYYETİNİ BOZARSIN DİKKATLİ OL.
KİMSEYİ MENSUP OLDUĞU YERDEN OYNATMA DERVİŞ OLAN KİŞİNİN MANEVİ BEKÂRETİ İLE GELMESİ EVLADIR DAHA
SADIK OLUR.
GAVSUL AZAM ABDULKADİR GEYLANİ EFENDİMİZİN BU ABDİ ÂCİZE EMRİ VARDIR HALAKANIZA BAŞKA
DERGÂHTAN GELENİ ALMAYIN HALAKANIZ BOZULUR BUYURDU! DERVİŞİN KABULÜ MANEN VERİLİR İSE VEYA
İSTİHARE YOLU İLE GELİRSE YERİNDEDİR. İSTİHARE MÜRŞİDE ANLATILIR,
VAZİFESİNİN SIHHATİNDEN ŞÜPHE EDİLECEK BİR YERE BİAT EDEN SALİK MANEVİ PERİŞANLIKTAN
KURTULAMIYORSA İSTİHARE İLE HAZRETİ ALLAH A HALİNİ ARZ EDER VE SABIRLA BEKLER İNANCINDA SAMİMİ İSE
MAHRUM EDİLMEZ.
İSTİHARESİNE MÜSBET CEVAB ALAN SALİKİN DERGÂHINI İLERİ GERİ ELEŞTİRMEYE HAKKI YOKTUR TEKRAR
EDİYORUM BİAT MERCİ’İ PEYGAMBER EFENDİMİZ DİR SÖZ HAZRETİ ALLAH A VERİLİR!
DERVİŞİN RÜYYASINI TABİR ETMEK ANCAK MÜRŞİDİNE AİTTİR. TABİR ETMEZ İSE TABİR ET DİYE İSRAR TERBİYE
DIŞIDIR. RÜYYALARIN TABİRİ EHLİNE VERİLEN HASLETTİR. TABİRİ İRTİCALENDİR VAHYİ İLAHİYENİN 46 CÜZİNDEN
BİR CÜZİDİR SALİK RÜYYASINI MÜRŞİDİNE ANLATIR MÜRŞİDİ BİR SAKINCA GÖRMÜYORSA KARDEŞLERİNİ TEŞVİK
KABİLİNDEN VE GAYRIYADA ANLATMASINDA SAKINCA YOKTUR. MANEVİ RÜYYAYI HAFİFE ALMAK İMANLA
BAĞDAŞMAZ.
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MANEVİ RÜYYALAR BEŞERİN NEFSİ ÜRETİMİ OLAMAZ! RÜYYAYI YORMAK PEYGAMBER EFENDİLERİMİZE VE
VARİSLERİNE VERİLMİŞTİR. GAYRININ VAZİFESİ DEĞİLDİR YUSUF SURESİNDE BUYURULUR Kİ:
BİZ YUSUFA RÜYYA TABİRİNİ ÖĞRETTİK ONA HİKMET VERDİK BİZ DİLEDİĞİMİZE ÇOK HİKMETLER
VERİRİZ!
ŞERİAT DIŞINDA, TARİKAT, TARİKAT DIŞINDA MARİFET VE HAKİYKAT OLMAZ CÜMLESİNİN ANLAMI ŞERİATTIR.
EVVELCE İZAHINA ÇALIŞTIĞIM GİBİ
İLAHİ HAKLARDA KULA HİÇ İMKÂN VERMEYEN BEYAN EDİLEN GÜNAHI KEBAİRLERDEN MADAĞ TÜM MANA
GÜZELLİKLERİNDEN KULU MAHRUM ETMEYE ÇALIŞAN, EHLİ TARİKİN, EHLİ AŞKIN, EHLİ ZİKRİN, EMRİ İLAHİYEYE
SADIK VE HAYRAN MUHİP, MÜTTEKİ, MÜĞMİN KULLARININ YAŞADIĞI HAKİYKATLERİ KÜFÜRLE İŞTİGAL
EDİYORLAR DİYE İTHAM EDEN, KURANI AZİMİ ŞANDAKİ MANA AYETLERİNE GÜLÜNÇ MANALAR VEREN ALLAH'IN
BİLDİRDİĞİ EVLİYAYI KABUL EDEMEYEN DAHA NİCE HAKİYKATLERE KARŞI ÇIKAN MATERYALİST! EHLİ ZİKRİN, EHLİ
AŞKIN, YOLUNU SARPA SARDIRAN İLİM VE NEFSANİ DUYGULARINLA ŞERİAT DİYE GÖSTERMEYE ÇALIŞTIĞIN ÇARPIK
FİKİRLERİNİ ZAMANIN KÜLTÜRÜNE AZ ÇOK MUTTALİ KİŞİLERE AVAZ, AVAZ KAHROLSUN ŞERİAT DEDİRTDİĞİN
MANASIZ PRENSİBLERİNİN MAHSULÜ YENİP YUTULMAYAN AKILCI MEYVELERİNİN VE GERÇEĞİ SAVUNUYORUM
ZANNIYLA NAHOŞ DÜŞÜNCELERİNİ GERÇEKMİŞ CESARETİ İLE İLANIN ZATINA BU HUSUSDA GÜNAH İŞLEDİĞİNİN
BİLİNCİNDE DEĞİLMİSİN?
HAZRETİ ALLAH IN CÜMLE ELÇİLERİ DİN GETİRMEDİLER CÜMLESİ DİNİ İSLAM ÜZERE GELDİLER. HEPSİDE HAZRETİ
ALLAH'IN YARATTIĞI KULLARININ KEMALATINA VE YAŞADIĞI ZAMANA İNTİBAK İMKÂN VE GÜCÜNÜ RAHMETİ İLAHİYE
OLAN EMİRLERİNİ MADDESİ VE MANASI İLE İHSAN EDİLDİĞİ GİBİ KABULLENDİLER VE MANEVİ HALLERİNİ ONA
GÖRE TANZİM ETTİLER VE ÜMMETLERİNE TEBLİĞ ETTİLER. İŞTE BU BİLDİRİNİN İSMİ ŞERİATTIR PEYGAMBER
EFENDİLERİMİZ ŞERİATLARI İLE BİLİNİRLER VE ANILIRLAR. İYİ BİLELİMKİ İSTENMEYEN ŞERİATLAR HAKİYKATLERLE
İLİŞİĞİ OLMAYAN YASAKÇI VE KORKUTUCU ŞERİATLARDIR. İBADET VE TAATTA ŞEKLİNİ MUHAFAZA EDENLERİ
GÖRÜLSEDE BİLEN KİŞİYİ MANEVİ ZEVK VE TATMİNDEN UZAKTIR SAFİYETLE SAMİMİ OLANLAR HER DEVİRDE
RAHMETİ İLAHİYEDEN MANEVİ RIZIKLARINI ALMIŞLARDIR! BU RAHMETİ İLAHİYEYE ACEBA DEMİYESİN...
TABİR CAİZ İSE ŞÖYLE İZAH EDİLDİ MÜRŞİDİN MANEN YÜCELMESİNDE SADIK VE GERÇEĞİ YAŞAYAN MUHİP DERVİŞ
MÜRŞİDİN MANEVİ BASAMAĞIDIR!
KIYAMETE KADAR DEVAMI KESİNLİK İFADE EDEN VARÜSÜL NEBİY, NEDİMİ İLAHİ MANA VARİSLERİDİR MÜRŞİDİN
GÖSTERDİĞİ YOLUN ZAMANA GÖRE İÇTİHADİ MANASI İNDİ İLAHİDEN LUTFEDİLMİŞ ZUHURUNUN İSMİ ŞERİATTIR.
İŞTE EHLİ HALİN EHLİ TEVHİDİN YAŞAMAK İSTEDİĞİ İLAHİ ŞERİAT BUDUR! DERVİŞİ BULUNMAYAN MÜRŞİT MANEN
CEZALIDIR YÜKSELME BASAMAĞI VERİLMEMİŞTİR.
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HAZRETİ ALLAH VERDİĞİNİ GERİ ALMAZ AMMA DERVİŞİ OLMAYAN ŞEYH BU TÜRLÜ RAHMETİ İLAHİYEDEN
YOKSUNDUR.
SAHTE ŞEYHLER RAHMETİ İLAHİYENİN DIŞINDA MENFAATI DÜNYA İÇİN İCRAYI SAN’AT EYLERLER ONLARA TABİY
OLANLARDA MANEVİ NASİBİ OLMAYANLARDIR BİRLEŞTİKLERİ YER MADDİ MENFAATTEN İLERİ GİTMEZ...
MANA HÜKMÜNCE HÜKÜMETLER VE DEVLETLER, İNSAN TOPLUMLARININ ZAMANA GÖRE ÖZGÜR DÜŞÜNCE VE
İRADELERİNİN YAŞANTILARINA VE TOPLUMLARIN NORMAL ADALETE TERS DÜŞMEYEN ÇIKARLARINA UYGUN
KURULUR GÜNAHI KEBAİR DIŞINDA GÖRÜLEN VE İNSAN İHTİYACINA YARARLI HALKEDİLEN MADDİ VE MANEVİ
HER ŞEY GÜZELDİR HAZRETİ ALLAH HER ŞEYİ MANALI GÜZEL YARATMIŞTIR!
İNSAN TOPLUMLARINA MAHSUS YARATILAN GÜZELLİKLERİN BİLGE KİŞİLER TARAFINDAN TERTİB VE TANZİM
EDİLMESİ BİLGE İNSANLARIN İRADE VE İŞTİHATLARINA BIRAKMIŞTIR HALIKI ZÜLCELÂL YER VE GÖKTE ZUHUR
EDEN AYETLERDE VE KELAMI KADİM OLAN HAZRETİ KURANDA MANASINA MUTTALİĞ OLA BİLİYOR İSEN İYİ
DİNLE! HER ZERRENİN VAZİFENİ ANLATAN HİTABINI... HALİKİ ZÜLCELALİN KULUNU HÜKÜMLÜ KILDIĞI
HİTABI İLAHİYİ GÖRMEMEZLİKTEN GELME!
BU MÂNA BUYRUĞUNA HİTABI İLAHİYEYE KULAĞINI TIKAMA İYİ ANLA HALIKI ZÜL CELAL ARAZ VE CEVHERİ İHSAN
ETMİŞ YANİ SUYU VE TOPRAĞI YARATMIŞ BUNLARI KARIŞTIRIP ÇAMUR YAPMAYI VE KERPİÇ DÖKMEYİ KULA ÖĞRETMİŞ
HADDİNİ AŞARAK KERPİCİDE SEN YAP DEMEN YARATICINA KARŞI TERBİYE DIŞI OLMUYORMU?
ŞER’İ ŞERİFİN İNANAN İNSANLARIN MADDİ VE MANEVİ YAŞANTILARININ HER SAFHASINDA BELİRTİLERİ MUTLAKA
VARDIR EMRİ İLAHİNİN ÖZÜ REHBERİMİZDİR DİKKAT İLAHİ EMİRE UYGUN İRADENİ KULLANMAYI DÜNYAYA GELİŞ
NEDENİNİ BİLMEN İLAHİ İMTİHANDA MUAFFAKİYETTİR EMRİ İLAHİYENİN GÖSTERGESİ BUDUR GÖREMİYORMUSUN?
VERİLEN CÜZİ İRADENİDE HALİKİ ZÜLCELALE HAVALE ETMEN KULLUK DIŞIDIR İYİ BİL!
CENNET MEKÂN VATAN ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF MERHUM KUL VAZİFESİNİ BİLEMEYİP TENBELLİK VE
BİLGİSİZLİĞİNDEN ÖTÜRÜ ÇİRKİN DÜŞÜNCE YE KAPILANLARIN BU DURUMUNU SAFAHATINDA NE GÜZEL DİLE
GETİRMİŞ. BU HİKMETLİ MISRALARINI BİZLERİNDE BU FİKRİN HAYRANI OLDUĞUMUZU DEĞİŞMEYEN FİKRİMİZ VE
TUTUMUMUZLA. DERVİŞ KARDEŞLERİME DUYURMAYA ÇALIŞIYORUM ÖRNEK ALINA!
******
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
****
DERVİŞE TEPEDEN BAKMA ELBETTE DERGÂHA NOKSANI İLE GELDİ O MANEVİ KEMALAT MÜŞTERİSİDİR. SEN
VERİLEN VAZİFENİ YAP GAYRISINI HAZRETİ ALLAH A BIRAK SADIK KULUNA SADAKATİ KADAR İHSAN EDER HİÇ
ŞÜPHEN OLMASIN SEYRETMEYİ BİLİRSEN RAHMET ZUHURATININ ZEVKİ NASİBİN OLUR!
MÜRŞİTLERİ VAZİFELİ OLARAK BİRİ BİRİNDEN FARKLI GÖRMEYESİN. PEYGAMBER EFENDİLERİMİZ TERTİBİ İLAHİ
OLARAK AHİRET ÂLEMİNE YÜRÜDÜKLERİ ZAMAN NURU MUHAMMEDİDEN İHSAN EDİLEN RAHMETİ İLAHİYENİN
BEKÇİLERİ VE RAHMET VESİLELERİ OLARAK HAZRETİ ZÜLCELAL EVLİYASINI NEBİSİNİN MANEVİ VARİSİ
KILMIŞTIR MANEVİ VAZİĞFELERİ FARKLI GÖRMEYESİN...
AMMA MİZAÇLARI VE MADDEDEKİ GÖRÜŞLERİ AYRI AYRI OLABİLİR BU HALLERİ MANEVİ VAZİFELERİ İLE
KARIŞTIRMIYASIN BU ZATLARA HÜRMETTE HİZMETTE KUSUR EDİLMEMESİNİ CÜMLE DERVİŞLERE TAVSİYE EDERİM.
EVRADINA VE ESKARINA BAŞKA MÜRŞİTLERİ MÜDAHALE ETTİRME SOHBETİNİ DİNLE İŞİNE YARAR KISMINDAN
İSTİFADE ET ŞER’İ ŞERİFE UYGUN OLMAYAN TOPLUMLARDAN UZAK DUR
MENSUB OLDUĞUN TOPLUMDAN SENİ SOĞUTMAYA ÇALIŞAN MANANI RENCİDE EDEN SOHBETLERİ DİNLEME O
MECLİSTEN EDEPLE UZAKLAŞ,
HAKLARINDADA DEDİKODU YAPMA. AMMA ARKADAŞLARINI AYNİ HATAYA DÜŞMEMELERİ İÇİN UYAR.
MÜNTESİB OLDUKTAN SONRA MÜRŞİDİNİN VE DERGÂHININ KALBEN DAHİ ALEYHİNDE BULUNMADIĞIN GİBİ
DÜŞÜNMEYESİNDE BU HALİNLE YOL ALAMADIĞIN GİBİ ZARARINI GÖRÜRSÜN BİLMİŞ OL
ALLAH'A SÖZ VERDİN İKİNCİ SÖZ KABUL OLUNMAZ İYİ BİL MANA MÜFLİSİ OLURSUN...
DERGÂHINDA HER NE SEBEBLE OLUR İSE OLSUN İKİLİK YAPMAYASIN YAPANIDA TASVİP ETMİYESİN GEÇMİŞ
EVLİYAULLAHA TAZİM VE HÜRMETTE KUSUR ETMİYESİN EVRAT VE ESKARINDA CÜMLESİNE DUA VE FATİHA
GÖNDERESİN!
HENÜZ BÜLUĞA ERMEDİK KİŞİYE DERS VERİP EMRİ İLAHİLERİ ANLATIP İKRAR ALMA ÇÜNKİ DERVİŞ OLMANIN
PRENSİPLERİNİ HENÜZ ALLAH O KULUNUN ÜZERİNE FARZ KILMAMIŞKİ SEN NASIL O KİŞİYİ YÜKÜMLÜ KILARSIN...
HAZRETİ ALLAH'IN EMRİNE RİAYET ETMEYEN SAVMU, SALAT, HACCU, ZEKÂTI KABUL EDMEYEN KİŞİYE DERS
VEREMEYİZ... BU HUSUSTA BU EMRİ İLAHİLERİ YAPACAĞINA SÖZ VERMESİ DERSİNİN VERİLMESİNE YETERLİ OLUR,
HAYRINI VE ŞERRİNİ BİLMEYEN MECNUNA DERS VERME AMMA İNCİTMEDE.
DERVİŞLİK EMRİ İLAHİYEYE AŞKLA İNTİBAK EDEN MÜĞMİN, MUTTAKİ, İHLAS SAHİBİ KİŞİLERİN SIFATIDIR. YALNIZ
İSİMLE SIFAT ELDE EDİLEMEZ.
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
DERVİŞİN EDEPLİ OLMASI ELZEMDİR EDEP ÜÇ HARFDEN OLUŞUR HER HARFİN ANLAMI VARDIR E, ELİNE D, DİLİNE
B, BELİNE SAHİB OLMAKTIR. ALLAH A OLAN EDEP,
ŞERİATI İLE YÜKÜMLÜ OLDUĞUN PEYGAMBERİNE EDEP, HAZRETİ İNSANA KARŞI EDEP, DERGÂHINA KARŞI EDEP,
HEMCİNSİNE KARŞI EDEP, DİYE TASAVVUFİ MANASI BU YÖNLÜ İFADE EDİLMİŞTİR!
NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKÂT GİBİ EMRİ İLAHİYELERDEN BORÇLU KALMAMIYA ÇABA GÖSTER.
GÖSTERDİĞİN SAMİMİ GAYRETİN EMRİ İLAHİYEYE UYGUN YAŞANTI ÖZLEMİNİN ÖMÜR BOYU DIŞA YANSIMASIDIR
HEM CİNSİNEDE ŞAHİTLİK İMKÂNI VERMENDİR. BU EMRİ İLAHİYYEDEN KAZA NAMAZIN, KAZAYA KALMIŞ ORUCUN,
KAZA HACCIN, ZEKÂTIN BORCUN, VARSA SAMİMİ OLARAK HAZRETİ ALLAH A KAZAYA BAŞLADIĞINI BİLDİRMEN
LAZIMDIR... FARZ İBADETLER KAZA OLUNUR;
BORCU OLANIN NAFİLE İBADETLERİ KABUL OLMAZ DİYEN İMAM EFENDİLERİMİZ BİLDİRİSİ BU YÖNLÜDÜR...
KULUM BANA NAFİLE İBADETLERLE YAKLAŞIR BEN KULUMUN GÖREN GÖZÜ TUTAN ELİ YÜRÜYEN
AYAĞI OLURUM!
BU HADİSİ KUTSİYE DİKKAT! NAFİLE İBADET NEDİR? PEYGAMBER EFENDİMİZE HALİKİ ZÜLCELALIN BAHŞETTİĞİ
SADIK KULLARINIDA MAHRUM BIRAKMADIĞI NAMAZ BABINDA ÖZEL İBADETLERDİR VE ŞUNLARDIR!
TEHECCÜD: GECE YARISINDAN SONRA İMSAK VAKTİNE KADAR KILINIR. 2 REKÂT KILINDIĞI GİBİ 12 REKÂTA
KADAR KILINA BİLİR GÜCÜNÜN TAKATINI GEÇMEYESİN. TEHECCÜT NAMAZI PEYGAMBER EFENDİMİZE
FARZ ÜMMETİNE VACİPTİR.
DUHA: ÖĞLE YE YAKIN ZAMANA KADAR KILINIR 2 REKAT VEYA 4 REKÂTTA KILINABİLİR.
TESBİH NAMAZI: ÖMRÜNDE BİR DEFA OLSUN KILINMASI PEYGAMBER EFENDİMİZİN TAVSİYESİDİR. 4
REKÂTTIR... İLMİHALLERDE İZAHI VARDIR.
MAKBUL OLANI İBADETİN DEVAMLISIDIR GÜCÜN NİSBETİNDE REKATLARI SEÇERKEN GÜÇSÜZ KALACAĞIN
GÜNLERİDE HESABA KATARAK SEC HEP ÖYLE DEVAM ET.
YA RESUL'ALLAH ŞAHİTLİK GEREKTİĞİ ZAMAN BİZ MÜSLÜMAN DİYE KİME ŞAHİTLİK EDELİM?
RESULÜ EKREM EFENDİMİZ BUYURDULAR Kİ O HAKİYKATTA NAMAZ KILMIYOR AMMA SEN ŞAHİTLİĞİNDE
MESUL DEĞİLSİN! HALIKI ZÜL CELAL HAZRETİ KURANDA BİLDİRDİLER ALLAH TAN BAŞKA İLAH YOKTUR DİYEN
İSLAMDIR.
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MÜSLÜMANDIR BUYURMADI MI? ELBET DOĞRU, BAŞKA ÖLÇÜ ARANMAZ BİR EVVEL YAZDIĞIMIZ ŞAHİTLİK
BABINDADIR. BİRİNİ DİĞERİNE KARIŞTIRMA.
SAKIN! EMRİ İLAHİYE TERS DÜŞEN HADİS GÖSTERMEYE KALKIŞMA PEYGAMBER EFENDİMİZE MUHALEFET ETMİŞ
OLDUĞUN GİBİ HALIKI ZÜLCELALİN GAZABINA DUÇAR OLURSUN!
HAZRETİ ALLAH'A GİDEN YOL YARATILAN MAHLÂKATIN NEFESİNİN ADEDİNDENDE ÇOKTUR BUYURULDU ÇÜNKİ BENİ
ÂDEM HER NEFESİNDE DÜŞÜNCE YOLLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPMAYA MÜSAİTTİR ÇOK ZAMAN GÖRÜLÜR HAYVANIN
DAHİY YOLUNU DEĞİŞTİRDİĞİ! DEĞİŞMEYEN YOLUN HALİKİ ZÜLCELALİN ELÇİSİ VASITASI İLE GÖSTERDİĞİ YOL
SIRATI MÜSTAKİM YOLUNUN OLDUĞU HAZRETİ KURANDA BİLDİRİLDİ... SIRATI MÜSTAKİMDEN SAPMAYANLARA
BİLDİRİLEN YOLU İZLEYENLERE EHLİ AŞK, EHLİ HAL YOL EHLİ VE EHLİ TARİK DEDİLER. VAHYİ İLAHİYENİN DIŞINDA
NEFSİN VE AKLIN ÜRETTİĞİ EDİLLEYİ ŞERİYEYE UYGUN OLMUYAN YOLLARA VAHŞİ TARİK DENİLDİ...
HAZRETİ ALLAH'A RUHLAR ÂLEMİNDE VERDİĞİ İKRARIN BENZERİNİ DÜNYADADA ŞERİATI İLE SORUMLU OLDUĞU
PEYGAMBER EFENDİMİZE VEYA VEKÂLETEN BİAT ALMAYA VAZİFELİ KILINMIŞ VARÜSÜL NEBİ, NEDİMİ İLAHİYYEYE
YARATICIMIZIN TERTİBİ VE EMRİ OLAN USULÜNE RİAYET EDEREK BİAT ETTİĞİ ZAMAN İDAME ETTİRDİĞİ
HAYATININ MANA YÖNÜNDE O ANDAKİ DEĞİŞİKLİĞİ SAMİMİ DERVİŞ HEMEN FARK EDER!
MERCİİNE MÜNTESİB OLAN SAMİMİ KUL O ANDA NEFSİ EMMAREDEN NEFSİ LEVVAMEYE
GEÇMŞTİR. NEFSİNİ LİVMEDEN KİŞİYİ DÜNYA VE AHİRET ATEŞ YAKMAZ BUYURDULAR.
FAKAT NEFSİ DUYGULARI VE ACEBA LARI İLE DAHA ORACIKTAN AYRILMADAN HEMEN EMMAREYE DÖNER, MANEVİ
YOLUN HASRETİ İLE MECNUN MİSALİ YALNIZ KELİMEİ TEVHİT İLE GİRİŞ YAPTIĞI İSLAM KAPUSUNDAN TEVHİDİ,
EFAL TEVHİDİ SIFAT, TEVHİDİ ZAD, KAL ASINA SIĞINMA ŞEREFİNE NAİL OLAN DERVİŞ HALİKI ZÜLCELALİN SADIK
KULLARI İÇİN TERTİP VE TANZİM EYLEDİĞİ RAHMETİ İLAHİYE KAVUŞMUŞ DÜNYA VE AHİRET MESUT VE MUTMAİN
OLMUŞ HAZRETİ İNSANDIR!
GÜZELLİKLERİ İDRAK KABİLİYETİ OLAN BU YOLUN EZELİ ERVAHTAN BELİĞ İKRARI İLE MURADI İLAHİNİN
YERYÜZÜNDE BU TÜRLÜ RAHMET ARAYICISI TEVHİT KALASININ SALAHİYYETLİ MEMURUNU BULDUĞU ZAMAN
TEREDDÜT ETMEDEN HEMEN EZELİ ERVAHDAKİ BİATINI DÜNYADADA TEKRARI İLE YERİNE GETİRİR ZİRA ONUN
MANA VE MADDE HAYATINDA MÜTERETTİT İMAN VE DÜŞÜNCEYE YER YOKTUR O İKRARINDA SAMİMİDİR.
EMMAREYE TEKRAR DÜŞÜŞ NOKSANLIĞI EHLİ AŞKTA DÜŞÜNÜLEMEZ...
DÜNYADA MADDİ VE MANEVİ HAYATINI SIKLETLE YAŞARKEN İNTİSAP ETTİĞİN AN BAŞLANGIÇDA OLSA RUHİ
AĞIRLIKLARIN SIKLETİN ALINARAK İDMİNANİ KALBE YOLUN AÇILIR VERDİĞİN SÖZE SADAKAT GÖSTERDİĞİN MÜDDET
BİR DAHA MADDİ VE MANEVİ SIKLETE SENİN MANANDA YER YOKTUR. OLSADA FERİDİR TAHRİBAT GÜCÜ YOKTUR
MUTMAİN OLDUĞUN YOLDA SAMİMİYETLE VE SADAKATLE YÜRÜ ZAHİR BATIN DİYE İLMİ AYIRMA.
İLİM ALLAH'I BİLMEKTİR ZAHİRİ ULEMA DİYE KİMSEYİ HAKİYKAT DIŞI GÖRME ONUN GÖSTERDİĞİ İLMEDE
İHTİYACIN VAR ARADAKİ FARK MANAYA BAKIŞ VE GÖRÜŞ FARKIDIR BÜTÜN İLİMLER ALLAH IN YED’İNDEDİR
KİŞİLERDE GÖRÜŞ FARKI VARDIR BİRİSİ BAŞ GÖZÜ İLE GÖRDÜĞÜNDEN GAYRIYA İLTİFATI YOKTUR EHLİ HAKİYKAT
İSE, MADDİ GÖZLE BAKMAYI BİLDİĞİ GİBİ MÜĞMİNLİK SIFATI İLE ZUHUR EDEN NURU İLAHİ İLE BAKAR... TARİKİ
MÜSTAKİM YOLU ANCAK GÖNÜL CADDESİNDE ZUHURU GÖRÜLEN ZİKİR HALAKALARIDIR. İŞTE CENNET
BAHÇESİNE UĞRAYANLARA PEYGAMBER EFENDİMİZİN RAHMET BİLDİRİSİ!
SİZ CENNET BAHÇELERİNE UĞRADIĞINIZ ZAMAN ORADAN YİYİP, İÇİP, EKLEDİN. CENNET BAHÇESİ
NEDİR YA RESUL ALLAH BUYURDULARKİ CENNET BAHÇESİ (ZİKİR HALAKALARIDIR)
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
ZİKİR HALAKASINDAKİ RAHMET TECELLİLERİNİN ZUHURU HER ZAMAN GÖRÜLE GELMİŞTİR BÜTÜN EHLİ HAL ŞAHİTTİR
ZİKİR HALAKALARI MANEVİ ZUHURAT MERCİ’İDİR ZİKİR İÇİN TOPLANAN EHLİ AŞKIN BİR ARAYA GELMELERİ
BİZATİHİ RAHMETTİR HADİS HASENDİR!
İŞTE MUTASAVVİFİNİN YOLU! MANA NASİPLİLERİ ZİKİR HALAKASI... ARAR BULDUMU ZEVKLE İŞTİRAK EDER
SADAKATİ NİSBETİNDE MANEVİ NASİBİNİ ALIR! NAKLİN DIŞINDA AKILDAN BAŞKA BİR ŞEY’İ KABUL EDEMEYEN
MANA GARİBİ BİLGE KİŞİ İSE. TÜRLÜ BAHANELERLE CENNET BAHÇESİNİ YASAKLAMAK İÇİN SEBEBLER ARAR
ŞAYET SEBEBİNİ BULAMAZ İSE BAHANELER İCAD EDER MAALESEF BU HAKİYKAT DIŞI GÖRÜŞÜN MÜŞTERİSİ HER
DEVİRDE ÇOKTUR! BİTMİŞ BİR İNŞAATI ÇEŞİTLİ MESLEK SAHİBLERİNE GÖSTERDİĞİN ZAMAN HER
SANATKÂRIN İLTİFATI KENDİ MESLEĞİNEDİR ORAYA BAKAR, MİMAR ÇİZİMİNE, MÜHENDİS SAĞLAMLIĞINA,
MÜŞTERİ ANLIYORSA HER YÖNÜNE BAKAR...
CEMAATLE KURULAN ZİKİR HALAKASINA İŞTİRAK EDEN KİŞİNİN KAZANCI KUDSİ HADİSLERLE İFADE EDİLMİŞ OLUP
KÜTÜBİ SİDDEDE BUYRULAN MUTEBER HADİSLERDE MEVCUDDUR.
ZİKİR HALAKASINA İŞTİRAK EDEN DERVİŞİN GÜNLÜK VİRDİNDE HALAKANIN FEYİZİ BİR HAFTA
DEVAM EDER.
ZİKİR HALAKALARININ ZAMANA GÖRE CAZİP HALE GETİRİLMESİ ESASTAN SAPMADAN TERTİB VE TANZİMİ EHLİNİN
VAZİFESİDİR!
ZAMANIMIZDA EHLİ AŞKIN ZİKİR HALAKASINDA YAPTIĞI TAŞKINLIKLAR YADIRGANDIĞI GİBİ NA-EHLİN TASAVVUFA
MANEVİ YOLA HÜCUMLARINI HAKLI İMİŞ GİBİ AVVAMA GÖSTERMELERİNE SEBEB OLUNUYOR.
HALAKA İLE YAPILAN HER ŞEY ENANİYET DIŞIDIR ZİKİR HALAKASINDA BENCİLLİK KÖŞESİ YOKTUR ZİKRİ İDARE
EDENİN DAHİ YERİ HALAKADIR İYİ ZİKREDENLERİN BİRİNCİ HALAKAYA ALINMASI NİZAM VE İNTİZAM İÇİNDİR. ZİKİR
USÜLLERİ AYRI OLAN MİSAFİR DERVİŞLER BULUNDUKLARI HALAKANIN USULÜNE UYMAK MECBURİYETİNDEDİRLER.
DERGÂH ADABI BUDUR HER HANGİ BİR DERVİŞ MİSAFİR OLARAK GELDİĞİ DERGÂHIN ADABINA UYMAK
MECBURİYETİNDEDİR; ŞAHSİ HAREKETLERİ EDEP DIŞIDIR DİKKAT OLUNA BAŞKA DERGÂHIN MENSUBU
MİSAFİR BULUNDUĞU DERGÂHIN İDARECİSİ ŞEYH EFENDİYE BİAT ETTİĞİ ŞEYHİNE HÜRMETİ GİBİ HÜRMET ETMEYE
MECBURDUR, YALNIZ YAPTIĞIN EVRADINA VE ESKARINA KİMSEYE MÜDAHALE ETTİRME AMMA HÜRMET ETMEYİ BİL,
SAYGIDA KUSUR ETME!
ZİKİR HALAKASI HAKKINDA YOL BÜYÜKLERİMDEN DİNLEDİM EHLİ ZİKRİN, EHLİ AŞKIN, TEVHİT EHLİNİN,
HAZRETİ ALLAH'IN LUTFETTİĞİ RAHMETİ İLAHİYENİN BARİZ TECELLİSİNİN CEMİĞ SADIKLARIN AŞK BAHÇESİNDE
AÇIK MÜŞAHEDE EYLEDİKLERİ! MİSALİ CENNETTİR... İMAN ŞAHADETİNE ERİŞMİŞ BAHTİYARLARIN
ŞAHADETLERİNİN TASDİK TECELLİ VE ZUHURATLARI VARDIR HALAKA’İ ZİKRULLAHTA.
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
RAHMETİ İLAHİYENİN ZUHURUNA VESİLE KILINAN SEBEBİ İLAHİLER BARİZ GÖRÜLEN RAHMETİ İLAHİYEYE VESİLE
AÇIK YOLLARDIR PEYGAMBER EFENDİMİZİN İŞARET ETTİĞİ;
DİYE İŞARET OLUNAN BU RAHMETİ İLAHİYE ASHABI GÜZİN OLDUĞU GİBİ KIYAMETE KADAR DEVAM EDECEK
PEYGAMBER EFENDİMİZİN VARİSLERİDİRDE HİÇ ŞÜPHEN OLMASIN. İŞTE ZİKİR HALAKASI BU RAHMETİ
İLAHİYYENİN MÜŞAHEDE YERİDİR!
RESMİ ZİKİR HALAKASINA İŞTİRAK EDEN DERVİŞİN RESMİ DERSİ O MECLİSTE YAPILMIŞTIR DENDİ İSEDE, HİÇ
ŞÜPHEM YOK DOĞRUDUR FAKAT...
BU ABDİ ACİZ EVRADIMI ESKARIMI GENE YAPTIM! ZÜL CENAHİN OLUR DİYE...
MANASINI YAŞIYARAK ŞAHİT OLAN MÜFESSİRLER BU AYETİ CELİYLEDEN ÇIKARDIKLARI MANAYI ŞÖYLE TEFSİR
ETMİŞLERDİR.
HİZMETİ EHLİNE VERİNİZ HİZMET EHLİNE VERİLMEDİĞİ ZAMAN O HADİSEDE SİZ KOPACAK KIYAMETİ BEKLEYİNİZ
PEYGAMBERİMİZ EFENDİMİZDE BU ANLAMDA BUYURMADILARMI?
TARİH BOYU BU GERÇEK DEVAM EDER EDER AMMA SENİN İLMİNDE EHLİ ZİKİR DİYE VARÜSÜL NEBİ DİYE BİR
ŞEY YOKKİ KİME SORACAKSIN? HAZRETİ ALLAH KELAMI KADİMİNDE SİTAYİŞLE EVLİYASINI ANLATIRKEN SEN
KİTABINA NİYE YAZMADIN SÖYLİYEYİMMİ BİLEMEDİĞİNDEN KABUL EDEMİYORSUN!
İMAMETLİK EHİL ERKEKLER İÇİNDİR KADINLARDAN İLMİ MÜSAİTTE OLSA İMAM OLAMAZ OLUR DİYEN KANUNU
İLAHİYEYE TERS DÜŞER.
İRŞAT VAZİFESİ VERASET YOLUYLA GELİR Kİ VARİSÜL NEBİ, NEDİMİ İLAHİ MANEVİ VAZİFELER YALNIZ ERKEKLER
İÇİNDİR. ŞERİATI İLE YÜKÜMLÜ OLDUĞU PEYGAMBERİNE BİAT ETMEK İSTEYENLERİN BİATLARINI KABUL ETME
SELAHİYYETİ VERİLMİŞTİR EVLİYAULLAHA! MAKAM BAŞKADIR DERECE BAŞKADIR BİRİNİ DİĞERİNE
KARIŞTIRMAYASIN.
KADINLARA EMRİ İLAHİ ERKEKLERE NAZARAN DAHA MÜSEMAHALI OLUP BU BAKIMDANDA ŞANSLIDIRLAR
BİRAZCIK SAMİMİYYETLERİ İLE ÇOK YOL KATEDERLER AMMA KAZANÇLARINI MUHAFAZA İMKÂNLARI ZAİFTİR
KADIN MUHTEREMDİR ÇÜNKİ CENNETİMİ AYAĞININ ALTINDA TUTAN ANAMDA KADINDIR!
ADİLİ MUTLAK ZAMANI BOŞ BIRAKMAZ HER HANGİ BİR ZAMANI BOŞ GÖRMESİ O KİŞİNİN NOKSANLIĞIDIR
HAKİYKAT DIŞIDIR VE HALİKİ ZÜL CELALE ZULÜM İSNAD ETMEKTİR DİKKAT OLUNA...
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
(HAZRETİ ALLAH SİZ ASRI TANETMEYİN) BUYURMADIMI YAŞADIĞIN ZAMANINI TANETMEYESİN YANİ
SUÇLAMAYASIN HER ŞEYİ ADALETLE HALKEDEN HALİKİ ZÜLCELALİ GÜCENDİRİRSİN...
HİLAFET HER MÜĞMİN İÇİN AÇIK RAHMET KAPUSUDUR HİLAFET İRŞAT YERİ DEĞİLDİR KARIŞTIRMA MÜRŞİDİN VAZİFE
ALDIĞI YER HİLAFET MAKAMININ ÜSTÜNDEDİR MERCİ’İ EZELİĞ ERVAHTIR RUHLAR ÂLEMİDİR MANANIN FİZİKİ
ÖLÇÜSÜ OLMADIĞINDAN MANA DIŞINDA İLİM TEDRİS EDENLERİN AKLİY KAVRAMLARININ GÜCÜ DIŞI KALMIŞDIR,
BU GERÇEK. ONLAR MANEVİ TEŞKİLATIN GARİBİ DİRLER! TAVIR VE TUTUMLARINDA İCRAATLARINDA
PEYGAMBER EFENDİLERİMİZİN DAHİ ELÇİLİKLERİNİ YÜZDE YÜZ İNANÇLARINDAN DEĞİL ACİZLİKLERİNDEN KABUL
ETMİŞ GİBİ GÖRÜNÜRLER!
BAZI YÖNLERDE KADININ VAZİFESİ ERKEĞİN VAZİFESİNDEN DAHA AĞIRDIR ERKEĞİN GÜCÜ HER AĞIRLIĞI
TAŞIMAYA MÜSAİT YARATILMAMIŞTIR. AHVALİ ÂLEMDE ERKEĞİN VAZİFESİNİDE KADIN KALDIRAMAZ VE
TAŞIYAMAZ. AİLE NİZAMI KADIN VE ERKEĞİN MÜŞTEREK VAZİFESİDİR BU VAZİĞFEYİ İDRAK EDEMEYEN AİLELERİN
HAYATLARI AZAB İÇERİSİNDE GEÇER ÇEKİLMEZ OLUR!
KADINDAN İMAM OLMAZ KADINDAN NAİB OLMAZ NAİBİL NÜKABA OLMAZ ŞEYH OLMAZ HİLAFET MAKAMI KADIN İÇİN
DEĞİLDİR OLUR DİYEN GERÇEK DIŞI ŞARLATANLARDAN KAÇININIZ! KADIN HALAKA ÇAVUŞU OLUR KADINLARA
KADINLAR MERCİİNDEN ALDIĞI DİREKTİF DÂHİLİNDE ZİKRETTİRİR BU GERÇEKLER TERTİB VE TANZİMİ İLAHİDİR
BU KANUNU İLAHİYEYİ KİMSE DEĞİŞTİREMEZ TARİH BUNUNLA DOLUDUR BAZAN DEĞİŞMİŞ GİBİ GÖRÜNSEDE
ALDANMA? İSTİSNAİDİR İSTİSNAİLER KAİDEYİ BOZMAZLAR...
TURUKU ALİYE BU MEVZU ÜZERİNDE HASSASİYETLE DURMUŞTUR YERİNDEDİR DERGÂHIMIZ BU ESASIN DIŞINDA
GÖRÜLEMEZ GÖRÜLMİYECEKTİRDE İNŞAALLAH! MANEVİ VAZİFESİ OLAN HALİFE, NAİBİL NÜKABA, NAİB
MÜRŞİTLERİNE VEKÂLETEN YOL ŞARTLARINI KABUL EDEN HER KİMSEYE DERSİNİ VERMEYE MEZUNDURLAR ZİKİR
HALAKASI KURMAYADA YETKİLİDİRLER RABITA İLE MAKAMA MÜRACAATLARA DA YETKİLİ DİRLER ÇAVUŞTA ADABA
UYGUN HALAKA KURAR YALNIZCA RABITA YAPAR ŞARTLARI KABUL EDİP DERVİŞ OLMAK İSTEYENE DERSİNİ TARİF
EDERKİ VERİLEN DERSE TARİFE DENİR... MERCİĞİNE BİLDİRİLDİĞİ ZAMAN ESASA GEÇER! MÜRŞİTLERİ DÜNYASINI
DEĞİŞTİRMİŞ YERİNE HALİFE VERİLMEMİŞ İSE VAZİFELİLERDEN YETKİLİ KİŞİLER İSTİHARE YAPARAK ALLAH A
MÜRACAAT EDERLER NERESİ EMİR BUYURULDU İSE TOPLUCA O DERGÂHA İLTİCA EDERLER NAİBİN, NAİBİL
NUGABANIN, DERGÂHI TUTMA SELAHİYYETLERİ YOKTUR ALLAHI ZİKRETMEK FARZI AYINDIR ZİKİR
HALAKALARI SÜNNETİ RESULULLAHTIR! YAPMACIK AŞK GÖSTERİLERİNE ZAMANA GÖRE HORLANAN TAŞKINLIKLARA
MÜSAMAHA OLUNMAYA.
ZİKRULLAHI YALNIZ KENDİ ZEVKİNE GÖRE UZATMAK KAZANÇ GETİRMEDİĞİ GİBİ TOPLUMA HAKSIZLIK OLUR.
MESCİTLER ALLAHIN ZİKİR MERCİLERİDİR NAMAZ KILANLARI ŞAŞIRTMAMALARI İÇİN NAMAZ HARİCİNDE TOPLU
ZİKİR YAPMALI. DERVİŞLİK EFENDİLİKTİR. DERVİŞ HAKKA VE HUKUKA SAYGILIDIR!
GERÇEK USTA İZNİ (ÜSTATSIZ SANAT HARAMDIR) DENİLDİ ÇOK DOĞRU HER SANATIN USTALARI AYRI
AYRIDIR USTASINDAN USTALIK İZNİ ALMADAN MESLEĞİNDE VARLIK GÖSTERMEYE KALKIŞAN KENDİ HUZURSUZ
OLDUĞU GİBİ BİLGİLİ MÜŞTERİSİNİDE RAHATSIZ EDER. USTASIZ KAŞIKCI KAŞIĞIN SAPINI ORTASINA GETİREMEZ
DENİLDİ!
SERAMİK KALFASI USTASINDAN PÜF NOKTASINI ÖGRENMEMİŞ İSE SERAMİKLER ÇATLAMAYA MAHKÛMDUR SAYMAKLA
BİTMEYEN USTASIZ SAN’ATKARIN KAZANCINDA MÜŞTERİNİN RIZASI OLMADIĞINDAN NOKSAN YAPILAN İŞİN
KAZANCIDA HELAL SAYILMAZ KAZANCININ BEREKETİ ASLA OLMAZ MADDESİNDE VE MANASINDA PERİŞANLIK BÖYLE
BAŞLAR O YARIM SANATIN ELBET SONU HÜSRANDIR...
AKILLARA DURGUNLUK VEREN SANAT HARİKASI İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ŞU NİZAMI ÂLEMİN MADDİ VE MANEVİ
YÖNÜNÜN USTASIZ KENDİLİĞİNDEN OLUŞU VERDİĞİNİ DÜŞÜNEN ÂDEMLİKTEN KURTULAMAMIŞ İMAN FUKARASINA
İNSAN OLARAK BAKABİLİYORMUSUN? BU HALİN MESULÜNÜ DEĞİL KURTULUŞ YÖNÜNÜ ARA HAZRETİ ALLAH'IN
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
VAZİFELENDİRDİĞİ MÜRŞİDİ BULMAK PEYGAMBERİMİZ EFENDİMİZİN RAHMETİ İLAHİ OLARAK GETİRDİGİ MEKARİMİ
AHLAKI YAŞAMAK KASDİYLE KADİM OLAN KELAMULLAHI HER AN ZUHUR EDEN GÖKTEKİ VE YERYÜZÜNDEKİ
AYETULLAHI RAHMETİ İLAHİYEYİ RABBIMIN İHSANI BİLİP ZUHURATA GÖRE YAŞAMAK ZEVKİNE ERDİNSE İLAHİ
VESİYLE VARÜSÜL NEBİYE BİAT VECİBESİNİ MUTLAKA YERİNE GETİRMEN GEREKLİ VE ELZEMDİR BÖYLE BİLESİN...
HAZRETİ MEVLANA CELALETTİN RUMİ HAZXRETLERİNİN MESNEVİ ŞERİFİN (BİRİNCİ CİLT - 2959. BEYTİNDE)
HAZRETİ PEYGAMBER (S.T.A.V.) EFENDİMİZİN HAZRETİ ALİ KEREMULLAHI VECHE EFENDİMİZE HİTABINI BİLDİRMEK
İSTİYORUM İYİ DİNLE!
YA ALİ TANRI ASLANISIN KUVVETLİSİN KORKMAZSIN YÜREKLİSİN, FAKAT ASLANLIĞINA DAYANMA, GÜVENME ÜMİT
AĞACININ GÖLGESİNE SIĞIN, YA ALİ SEN TANRI YOLUNDAKİ BÜTÜN İBADETLER İÇİNDE TANRIYA ULAŞMIŞ KİŞİNİN
GÖLGESİNE SIĞINMAYI SEÇ. BİR PİR ELE GEÇİRDİNMİ HEMEN TESLİM OL MUSA GİBİ HIZIRIN HÜKMÜNE
GİRİP YÜRÜ TESLİM OLDUNMU NAZİK VE TAHAMMÜŞLSÜZ OLMA!
BU TERTİBİ İLAHİYEDİR CEHLİN KARŞI ÇIKTIĞI HURRİYYETİNİ KISITLAMAK DEĞİLDİR! BİLAKİS EMRİ İLAHİ ÜZRE
MADDİ VE MANEVİ HÜRRİYETE SAHİP OLMAKTIR!
DERVİŞİN BİR ŞEYHİ VARDIR MANEVİ DOĞUŞA VESİLE OLDUĞU İÇİN ANLAM İTİBARİ İLE BABADA DENİR. DİKKAT
EDERSEN MADDEDE OLDUĞU GİBİ BABA BİR TANEDİR MANADA BÖYLEDİR BABA İKİ OLURSA EVLAT PİÇ OLUR
DEDİLER! HALİKİ ZÜLCELAL BUYURDULARKİ
SİZ ÇOCUKLARI BABALARININ İSMİ İLE ÇAĞIRIN EĞER BABALARINI BİLMİYOR İSENİZ ONLAR SİZİN DİN
KARDEŞLERİNİZDİR!
ŞEYHİ VEFAT EDEN BİR DERVİŞ ŞEYHİNİN YERİNE HALİKİ ZÜLCELAL VAZİFELİ ŞEYH EFENDİ VERMEMİŞ İSE DERVİŞ
İSTİHARE YOLUYLA BAŞKA DERGÂHA GELDİ İSE KABUL EDİLİR, ESKİ EVRADINI DEĞİL SONRADAN ALDIĞI EVRAT VE
ESKARINI YAPAR, ŞEYHİ EVVELKİ ŞEYHİDİR AMMA TERBİYE USTADI DEĞİŞMİŞTİR, BAŞKACA DEĞİŞEN BİR ŞEY
YOKTUR DERVİŞ SADAKATLI OLMALIDIR...
DERVİŞİN BİR ŞEYHİ VARDIR! İKİ ŞEYHİ OLMAZ, MÜRŞİTLERİN BİRİ BİRİNE TEBERRÜK OLARAK İRFANİYYET
YOLUNDA YARDIMCI OLMALARIDA ADAP VE ERKÂNA UYGUNDUR, RAHMETİ İLAHİYEDİR İSTİFADE KAPULARI AÇIK
BIRAKILMIŞTIR GENE MAKAMIN İŞARETİ İLE HUDUTLUDUR...
MÜHRİ İLAHİ!
DERGÂHIMIZA BİAT ETMİŞ, AZDA OLSA MANEVİ KISMETİNİ ALMIŞ MANA YOLDAŞLARIMA DERİMKİ! SAKIN HA!
HAZRETİ ALLAH IN ŞAHİTLER HUZURUNDA YALNIZ DERGÂHIMIZA BAHŞETTİĞİ USTADIMIZINDA KIRIK KALBLE
MÜRACAATINI KABUL VE TASDİK EDEN İNDİ İLAHİYEDEN LUTFEDİLEN İCAZET MANALI SADIK DERVİŞLERİN
MANALARI İLEDE İFADESİNİ BULAN
(MÜHRİ İLAHİ'Yİ) ACEBASIZ İMANINLA KABUL ET
İÇ ÂLEMİNDE BU HAKKA DAİR TEFRİKAYA YER VERMEYESİN...
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HER ZAMAN GÖRÜLE GELEN BİR ZUHURATI İLAHİ OLMADIĞINDAN FİZİKTE METAFİZİGİN ZUHURU ELBETTE AVAMDA
YADIRGANIR O YADIRGAMA AVVAMA GÖREDİR, DERVİŞTE DIŞA ÇIKMASA DAHİ MANA ÂLEMİNDEKİ TAHRİBATI
İSTİĞFARIN YER BULAMAYACAĞI KADAR BÜYÜKTÜR...
YOLUMUZUN YAŞAM TARZINI O KADAR ÇOK YAZDINKİ BUNLARIN NEFSİMİZDE TATBİKİ KOLAY OLMASA GEREK?
KASTIM RAHMETİ İLAHİYE GİDEN YOLLARI ZORLAŞTIRMAK DEĞİL GÖRDÜĞÜM VE YAŞADIĞIM KADARI İLE
RABBIMIZIN BENİ ÂDEM İÇİN YARATTIĞI RAHMET YOLUNDA BULUNAN GÜZELLİKLERİ BİR NEBZE İHVANIM GÖRSÜN,
ÖĞRENSİN VE YAŞASIN İSTEDİM MALUMAT EDİNESİN SENDE GÖRDÜĞÜN VE YAŞADIĞIN GÜZELLİKLERİ DİN
KARDEŞLERİNE ÖRNEK BIRAKASIN HAZRETİ ALLAH'IN YARATTIĞI GÜNAHI KEBAİR DIŞINDA HER ŞEY GÜZELDİR,
KISMETİN KADARINI DÜNYADA ALMAYA ÇALIŞ RAHMETİ İLAHİYE EN KISAYOL DÜNYADA YARATILMIŞ! KISMETİNİ
KABRE VE MAHŞERE BIRAKMA.
ALLAH'IN SELAMI SELAMETİ RIZASI VE BEREKETİ ÜZERİNİZE OLSUN AMİYN VE SELAMÜN ALEL MURSELİN VELHAMDÜ
LİLLAHİ RABBİL ALEMİYN...
HER NE KADAR ADAP USULDEN BAHSEDDİMSEDE HAZRETİ ALLAH YAPTIĞIMIZ İBADET VE TAATLARI NOKSANI VE
KUSURU İLE DERGÂHI İZZETİNDE KABULE KARİN BUYURSUN ÂMİN!
MÜRACAAT
HU YA TABİBEL KULUB,
MEDET YA ERHAMERRAHİMİN,
DESTUR ÇARI YARI BA'SAFA EBU BEKİR'İ SIDDIK, ÖMER'ÜL FARUK, OSMAN'I ZİNNUREYN, ALİYYEL
MURTAZA RADIYALLAHU ANHUM EFENDİLERİMİZ,
DESTUR YA EVLİYAALLAH,
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
(HİNİ HACETTE, YANİ MÜSTACEL DURUMLARDA DERVİŞİN MÜNTESİP OLDUĞU MÜRŞİDİNİ İLTİCA NİYYETİ İLE
RABITASIDA YUKARIDA BELİRTİLEN MÜRACATIN YERİNE KAİMDİR!)
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
1
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Rahman ve Rahim olan
Allah’ın adıyla.
EHLİ KİTAP
İman edenler; yani Yahudilerden, Hristiyanlardan ve sâbiîlerden de
Allah'a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp sâlih amel işleyenler için
Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku
olmadığı gibi onlar üzülmeyeceklerdir.
Bakara 62
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler onu, tilavet hakkını gözeterek
okurlar. Çünkü onlar, kitaba inanırlar. Onu inkâr edenlere gelince, işte
gerçekten zarara uğrayanlar onlardır.
Bakara 121
2
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Hayy ve Kayyûm olan Allah'tan başka ilâh yoktur. O sana Kitabı hak ile ve
önceki kitapları tasdik edici olarak tedricen indirmiş; daha önce de, insanlara
doğru yolu göstermek üzere Tevrat ile İncil'i hakkı batıldan ayırt eden
hükümleri göndermiştir. Bilinmeli ki, Allah'ın ayetlerini inkâr edenler için
şiddetli bir azap vardır. Allah, cezaları vermekte mutlak güç sahibidir.
Ali İmran 2.3.4.
Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: «Bana uyanlarla birlikte ben kendimi
Allah'a teslim ettim.» Ehl-i kitaba ve ümmîlere de de ki: «Siz de Allah'a
teslim oldunuz mu?» . Eğer teslim olurlarsa doğru yolu buldular demektir.
Yok, eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını
çok iyi görür.
Ali İmran 20
De ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda anlamı eşit kelimeye geliniz.
Allah’tan başkasına tapmayalım. Ona hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah’ı
bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse,
işte o zaman: ‘Bizim Müslüman olduğumuza şahitler olun’ deyiniz.”
Ali İmran 64
Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana
noksansız iade eder.
Ali İmran 75
Hepsi bir değildir; ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki,
gece saatlerinde secde ederek kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar. Onlar,
Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler;
hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar Salih insanlardandırlar. Onların hayır
cinsinde yaptıkları şeyler karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takvâ
sahiplerini çok iyi bilir.
Ali İmran 113.114.115
Ehl-i kitaptan öyleleri var ki, Allah'a, hem size indirilene, hem de kendilerine
indirilene tam bir samimiyetle ve Allah'a boyun eğerek iman ederler. Allah'ın
3
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
âyetlerini az bir paraya satmazlar. İşte onlar için Rableri katında ecirleri
vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk olandır.
Ali İmran 199
İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde nasıl seni
hakem kılıyorlar da sonra, bunun arkasından yüz çevirip gidiyorlar? Onlar
inanmış kimseler değildir.
Maide 43.
İncil sahipleri, Allah'ın onda indirdiği ile hükmetsinler. Kim Allah'ın indirdiği
ile hükmetmezse işte onlar fâsıklardır.
Maide 47
4
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak
Kitab’ı gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen
gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. Her birinize bir şerîat ve bir yol
verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde
sizi denemek için. Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü
Allah'adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri O haber
verecektir.
Maide 48
Şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce
indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz
yoldan çıkmış kimselersiniz.
Maide 59
«Ey Kitap ehli! Siz, Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni hakkıyla
uygulamadıkça, bir şey üzerinde değilsinizdir» de. Rabbinden sana indirilen,
onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Kâfirler
topluluğuna üzülme.
Maide 68
«Rabbimizin bizi iyiler arasına katmasını umut edip dururken niçin Allah'a ve
bize gelen gerçeğe iman etmeyelim?»
Musa'nın kavminden hak ile doğru yolu bulan ve onunla âdil davranan bir
topluluk vardır.
Araf 159
De ki: Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım? Halbûki size kitabı açık
olarak indiren O’dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler Kuran’ın
gerçekten Rabb’in tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Onun için sakın
5
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Biz Mûsâ'ya Kitabı verdik ve onu İsrâil oğullarına "Benden başka bir vekil
tutmayın!" diye bir kılavuz yaptık.
İsra2
De ki: "Herkes kendi karakterine göre hareket eder. Rabbiniz kimin en doğru
yolda olduğunu daha iyi bilir."
İsra 84
De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce
kendilerine ilim verilen kimselere o okununca, derhal yüz üstü secdeye
kapanırlar.
Ve derlerdi ki: Rabbimizi tesbih ederiz. Rabbimizin vâdi mutlaka yerine
getirilir.
Ağlayarak yüz üstü yere kapanırlar. Onların saygısını artırır.
İsra 107.108.109
Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun hakikaten Rabbin tarafından gelmiş
bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri saygı
dolsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola
yöneltir.
Hac 54
6
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Biz, her ümmete, bir ibadet usulü gösterdik. Öyle ise onlar bu işte seninle asla
çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır, kuşkusuz sen doğru bir yol üzerindesin.
Hac 67
Kitâp ehliyle, haksızlık edenleri dışında en güzel tarzda tartışın ve deyin ki:
"Bize indirilene de size indirilene de inandık. Tanrımız ve Tanrınız birdir, biz
de O'na teslim olanlarız."
Ankebut 46
Allâh dileseydi, onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine
sokar. Zâlimlere gelince: Onların ne velisi ne de yardımcısı vardır.
Şura 8
İşte onun için sen davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların kötü
arzularına uyma ve de ki: Ben Allah'ın Kitap'tan indirdiğine inandım ve
aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz,
sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir.
Aramızda tartışılabilecek bir durum yoktur. Allah hepimizi bir araya
toplar, dönüş de O'nadır
Şura 15
Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler, ayağa kalkarak dediler ki: «Bizim
Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz.
Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Kehf 14
“Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra doğru olanlar, onlara korku yoktur ve onlar
üzülmeyeceklerdir.
Ahkaf 13
De ki: Hiç düşündünüz mü; şayet bu, Allah katından ise ve siz onu inkâr
etmişseniz, İsrail oğullarından bir şahit de bunun benzerini görüp inandığı
halde siz yine de büyüklük taslamışsanız haksızlık etmiş olmaz mısınız?
Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
Ahkâf 10
7
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
olanları sever.
Mümtehine 8
İSLAM - MÜSLÜMAN
8
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Hani bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Evin temellerini yükseltiyor, Ey
Rabbimiz! Bizden kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. Ey Rabbimiz!
Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet
çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et; zira tövbeleri kabul
eden, çok merhametli olan ancak sensin.
Bakara 127–128
Nefsini aşağılık yapandan başka, kim İbrahim dininden yüz çevirir? Andolsun
ki, biz onu dünyada seçmiştik, âhirette de, o iyilerdendir. Rabbi ona: "İslâm
ol!" demişti, "Âlemlerin Rabbine teslim oldum." dedi.
Bakara 130.131
İbrahim de bunu kendi oğullarına vasiyet etti, Ya'kub da, «Oğullarım! Allah
sizin için O dini seçti. O halde sadece Müslümanlar olarak ölünüz» .
Bakara 132
Yoksa siz, Yakub’a ölüm hali geldiği zaman orda mı idiniz? O zaman
oğullarına benden sonra kime kulluk edeceksiniz? Dediği vakit? Dediler ki
senin Allah'ın ve ataların İbrahim ve İsmail ve İshak’ın Allâh’ı olan Tek
Allah’a kulluk edeceğiz; biz O’na teslim olanlarız.
Bakara 133
Allah nezdinde hak din İslâm'dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldiği
halde, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın âyetlerini
inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur.
Ali İmran 19
"Allâh benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; O'na kulluk edin, doğru yol
budur."
9
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İsa, onlardan inkârı sezince: ‘ Allah yolunda kimler bana yardımcı olacak?’
dedi. Havariler: ‘Biz Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah’a inandık. Şahit
ol, biz Müslümanlarız’ dediler.
Ali İmran 51.52
Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki, ondan kabul edilmeyecek ve o,
âhirette kaybedenlerden olacaktır.
Ali İmran 85
De ki: Allah doğru söyler. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine
uyunuz. O, müşriklerden değildi.
Ali İmran 95
İşlerinde doğru olarak kendini Allah'a veren ve İbrahim'in, Allah'ı bir tanıyan
dinine tâbi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim'i
HALİL edinmiştir.
Nisa 125
10
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Allâh kimi doğru yola iletmek isterse onun sadrını İslâm'a açar, kimi de
saptırmak isterse onun göğsünü, göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar.
Allâh, inanmayanların üstüne işte böyle pislik çökertir.
Enam 125
11
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
"Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların
okumasından habersizdik " demeyesiniz.
“Yahut bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda
olurduk, demeyesiniz diye. İşte size de Rabbınızdan açık bir delil, hidayet ve
rahmet geldi. Allah’ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha
zalim kimdir? Ayetlerimizden yüz çevirenleri yüz çevirmelerinden ötürü
azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.”
En’am 156.157
De ki: "Rabbim beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allâh'ı birleyen
İbrâhim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi."
En’am 161
Fir'avn: "Ben size izin vermeden ona inandınız mı?" dedi. "Bu, bir tuzaktır,
şehirde bu tuzağı kurdunuz ki, halkını oradan çıkarasınız, ama yakında
bileceksiniz!"
"Elbette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra hepinizi
asacağım!"
Dediler ki: "Biz zaten Rabbimize döneceğiz!"
Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara inandığımız için
bizden intikam alıyorsun. “Ey Rabbimiz! Üstümüze sabır yağdır ve bizi
Müslüman olarak öldür,” dediler.
Araf 123.124.125.126
Mûsâ dedi ki: "Ey kavmim, eğer Allâh'a inandıysanız, gerçekten Müslüman
iseniz o'na dayanın."
Yunus 84
"Rabbim, bana bir parça mülk verdin ve bana düşlerin yorumunu öğrettin. Ey
göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada da, âhirette de benim yârim sensin!
Beni Müslüman olarak öldür ve beni iyilere kat!"
Yusuf 101
12
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
De ki: Bana sadece, sizin ilâhınızın ancak bir tek Allah olduğu vahyedildi. Şu
halde siz Müslüman kimseler misiniz?
Enbiya 108
‘‘Allah kimin sadrını İslam’a açmışsa o Rabbinden bir nur üzerinde değil
midir? Allah’ı zikretmek hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar
olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler.’’
Zümer 22
‘‘Allah uğrunda ona yaraşacak şekilde cihat edin. Sizi o seçti. Din hususunda
üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi. Babanız İbrahim'in dininde peygamberin
size şahit olması, sizin de onlara şahit olmanız için o gerek bundan önce
gerekse bundan sonra size ‘‘Müslümanlar’’ adını verdi. Öyleyse namazı kılın,
zekâtı verin ve Allah’a sarılın. Ne güzel Mevlâ’dır o ve ne güzel
yardımcıdır.’’
Hac 78
Melike gelince: Senin tahtın da böyle mi? dendi. O şöyle cevap verdi: “Tıpkı
o!” Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz Müslüman olmuştuk.
Neml 42
Sana söylenen, senden önceki elçilere söylenmiş olandan başka bir şey
değildir. Kuşkusuz Rabbin, hem bağışlama sâhibi, hem de acı azâb sâhibidir.
Fussilet 43
13
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: «Benden başka İlâh yoktur;
bana kulluk edin» diye vahyetmiş olmayalım.
Enbiya 25
‘‘Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye, din olarak Nuh’a tavsiye
ettiğimizi, sana vahiy ettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve Îsa’ya tavsiye
ettiğimizi, sizin için şeriat yaptı. Fakat kendilerini çağırdığın bu nizam
Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine seçer ve
kendisine yöneleni de doğru yola iletir.’’
Şura 13
Allah'ın, öteden beri devam eden kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir
değişiklik bulamazsın.
Fetih 23
‘‘İslâm’a çağırırken Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir. Allah
zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.’’
Saff 7
Temizlenen, Rabbinin adını anıp O'na kulluk eden kimse kuşkusuz kurtuluşa
ermiştir. Fakat siz, ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya
hayatını tercih ediyorsunuz. Şüphesiz bunlar, ilk gönderilen kitaplarda,
İbrahim ve Musa'nın kitaplarında da vardır.
Âlâ 14, 15, 16, 17, 18, 19.
Dini yalnız kendine has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri,
namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu, İşte sağlam Din odur.
(Umumi)
Beyine 5
14
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MÜ’MİN
Bilâkis, Muhsinlerden olarak kim yüzünü Allah'a döndürürse onun ecri
Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü
çekerler.
Bakara 112
Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, odur
ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Sevdiği
malını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve
boyunduruk altında bulunanlara verir, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma
yaptıkları zaman antlaşmalarını yerine getirir, sıkıntı hastalık ve savaş
zamanlarında sabreder. İşte bunlar doğru onlardır. Korunanlar da onlardır!
Bakara 177
Allâh'ın rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba,
katı yürekli olsaydın, çevrenden dağılır, giderlerdi. Öy
leyse onların
kusurlarına bakma, onlar için mağfiret dile. İşini onlara danış, karar verince
de Allah'a dayan; çünkü Allâh kendine dayanıp güvenenleri sever.
Ali İmran 159
Eğer Allâh sizi korursa, artık sizi yenecek yoktur. Ve eğer sizi bırakırsa,
O'ndan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler, Allah'a dayansınlar.
Ali İmran 160
15
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Bilin ki, Allâh'ın Elçisi içinizdedir. Şâyet o, birçok işte size uysaydı,
sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allâh size imanı sevdirdi ve onu sizin
kalplerinizde süsledi ve size küfrü, fıskı ve isyânı çirkin gösterdi. İşte doğru
yolda olanlar bunlardır.
Hucurat 7
Eğer inananlardan iki grup vuruşurlarsa onların arasını düzeltin; şâyet biri
ötekine saldırırsa Allâh'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla
vuruşun. Eğer Dönerse artık adâletle onların arasını düzeltin ve dâimâ âdil
olun. Çünkü Allâh, adâlet yapanları sever.
Hucurat 9
Başa gelen her musibet Allâh'ın izniyledir. Kim Allah'a inanırsa onun kalbini
doğruya iletir. Allâh, her şeyi bilendir.
Teğabün 11
16
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Ey mutmain olan nefis! Sen ondan razı oda senden razı olarak Rabbine
dön. Kullarımın arasına gir, cennetime gir!
Fecr 27.28.29.30.
Asra yemin ederim ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman
edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler
müstesnadır.
Asr suresi
ZİKİR
Allâh'ın mescitlerinde, Allâh'ın adının zikredilmesine engel olan ve
onların harâbolmasına çalışandan daha zâlim kim vardır? Bunların,
oralara korka korka girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik,
âhirette de büyük azâb vardır.’’
Bakara 114
‘‘Hac menaksikinizi bitirince atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir
zikirle Allah’ı zikredin. O insanlardan öyleleri var ki, ‘bize dünyada ver’
derler. Böyle isteyenlerin ahirette nasibi yoktur.’’
Bakara 200
17
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Zekeriya: Rabbim! Bana bir alamet göster dedi. Allah buyurdu ki: Senin için
alamet, insanlara üç gün işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca
Rabbini çok zikret sabah akşam tesbih et
Ali İmran 41
Şeytân, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allâh'ı
zikretmekten ve namazdan alıkoymak istiyor. Artık vazgeçecek misiniz?
Maide 91
18
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
‘‘Ey inananlar, bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allâh'ı çok
zikredin ki, başarıya erişesiniz.
Enfal 45
‘‘Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar onu tesbih ederler. Onu övgü ile
tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ama siz onların tesbihini anlamazsınız. O
halimdir ve çok bağışlayandır.’’
İsra 44
Hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme. Ancak “Allâh İnşa ederse” de.
Unuttuğun zaman Rabbini an ve "Rabbimin beni bundan daha doğru bir
bilgiye ulaştıracağını umarım" de.
Kehf 23-24
Ama kim beni zikretmekten yüz çevirirse, onun için de dar bir geçim var.
Kıyâmet günü onu kör olarak süreriz."
Taha 124
19
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
‘‘De ki: Allah’a karşı sizi gece gündüz kim koruyacak? Öyle iken onlar
Allah’ın zikrinden yüz çevirirler.’’
Enbiya 42
Biz, her ümmet için bir kurban ibâdeti koyduk ki Allâh'ın kendilerine rızık
olarak verdiği hayvanların üzerine O'nun adını zikretsinler. Allah’ınız bir tek
Allah’dır, yalnız O'na teslim olun. O alçak gönüllü, saygılı, samimi insanları
müjdele;
Hac 34
‘‘Allah sözün en güzelini, birbirine benzer, hayrihi ve şerrihi bir kitap halinde
indirdi. Rablerinden korkanların, ondan derileri ürperir, sonra derileri ve
kalpleri Allah’ın zikriyle yumuşar. İşte bu, Allah’ın rehberidir, dilediğini
bununla doğru yola iletir. Ama Allah kimi de sapıklığında bırakırsa artık ona
yol gösteren olmaz.’’
Zümer 23
20
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
"Siz onlarla alay ettiniz, size beni zikretmeyi unutturdular. Siz dâimâ onlara
gülüyordunuz."’’
Mü'minun 110
21
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde
kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir.
Sad 18–19
"Bizden herkesin belli bir makâmı vardır." "Biziz, o saf saf dizilenler, biz."
"Biziz, o tesbih edenler, biz.".
Saffat 164.165.166.
Kim Rahmân'ın zikrine karşı kör olursa ona bir şeytânı sardırırız; artık o,
onun arkadaşı olur. Onlar onları yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda
olduklarını sanırlar.
Zuhruf 36-37
22
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Onun için sen zikrimize iltifat etmeyen ve dünya hayatından başka bir şey
istemeyenlerden yüz çevir.
Necm 29
23
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
‘‘Gecenin bir bölümünde O’na secde et. Geceleyin uzun zaman onu tesbih et
İnsan 26
24
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
BİAD
‘‘Onlar ki, söz verip bağlandıktan sonra, Allah'a verdikleri sözü bozarlar.
Allah’ın ziyaret edilip, hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri
ziyaretten vazgeçerler. Ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar
gerçekten zarara uğrayanlardır.’’
Bakara 27
"Hepiniz oradan inin," dedik, "Yalnız size benden bir hidâyet geldiği zaman,
kimler benim hidâyetime uyarsa artık onlara bir korku yoktur ve onlar
üzülmeyeceklerdir.
Bakara 38
Muhakkak ki, Sana Bi'at edenler, gerçekte Allah'a bi'at etmektedirler. Allâh'ın
eli, onların ellerinin üzerindedir Kim ahdini bozarsa, kendi aleyhine bozmuş
olur. Ve kim Allah'a verdiği sözü tutarsa Allâh ona büyük bir mükâfat
verecektir.
Fetih 10
25
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
EVLİYA
Rabbimiz! Onlara, kendi içlerinden senin âyetlerini kendilerine
okuyacak, onlara kitabı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi
gönder. Her zaman üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız
sensin. Sen.
Bakara 129
Hikmeti dilediğine verir. Hikmet verilen kimseye çok hayır verilmiştir. Bunu
ancak sağduyu sâhipleri düşünüp anlar.
Bakara 269
Andolsun ki, Allâh, mü'minlere büyük lütufta bulundu: Zira daha önce açık
bir sapıklık içinde bulunuyorlarken onlara, kendi içlerinden, kendilerine
26
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
27
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Hani biz meleklere: Âdem'e secde edin, demiştik; İblis hariç olmak üzere,
onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi; O yüzden rabbinin emrinden
dışarı çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun soyunu mu EVLİYA
ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne fena bir
değişmedir!
Kehf 50
‘‘Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbî olun, onların sözlerini
önemseyin. Çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir.’’
Yasin 21
Bir nâib aracılığı ile Rabbınıza yönelin ve ona tam teslim olun.”
Lokman 15
Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa ve hatta buna yedi
deniz daha eklense yine Allah'ın kelimeleri yazmakla tükenmez. Şüphe yok ki
Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir.
Lokman 27
28
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
SADIR İLMİ
De ki: Cebrail'e kim düşman ise şunu iyi bilsin ki, Allah'ın izniyle Kur'an'ı
senin sadrına bir hidayet rehberi, önce gelen kitapları doğrulayıcı ve
müminler için de müjdeci olarak o indirmiştir.
Bakara 97
Bulûğ çağına ulaşınca, ona hüküm ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz
böyle mükâfatlandırırız.
Yusuf 22
Rabbım sadrıma genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimin bağını çöz ki,
sözümü anlasınlar.
Tâhâ 25.26.27.28
Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet
vermiştik ve ona katımızdan bir ilim öğretmiştik.
Kehf 65
Musa ona: Sana öğretilenden, bana da, bir bilgi öğretmen için sana tâbi
olayım mı? Dedi.
Kehf 66
29
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Musa: “ İnşaallah, dedi, sen beni sabreder bulacaksın. Senin emrine de karşı
gelmem.”
Kehf 69
İnkâr edenler: Kur'an ona topluca indirilmeli değil miydi? Dediler. Biz onu
senin sadrına iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu tane, tane okuduk.
Furkan 32
Onu Rûhu'l-emîn uyarıcılardan olasın diye, apaçık kureyşi lisan ile senin
sadrına indirmiştir.
Şuara 193–194–195
Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı,
bâtıla uyanlar kuşku duyarlardı.
Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin sadrında apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi,
ancak zalimler bile bile inkâr eder.
Ankebut 48–49
Apaçık Kitaba andolsun ki, Biz onu mübârek bir gecede indirdik. Çünkü biz,
uyarıcıyız. Her hikmetli emir, o gecede ayırt edilir; Katımızdan verilen her emir.
Çünkü biz elçi göndericiyiz. Senin Rabbinin acıması gereği olarak. Doğrusu O,
işitendir, bilendir.
Duhan 2–3–4-5-6
VERİD DAMARI
‘’Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz.
Biz ona verid damarından da yakınız.’’
Kaf 16
30
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Kullarım, sana benden sorarsa: Ben yakınım. du'â eden, bana du'â ettiği
zaman onun du'âsına karşılık veririm. O halde onlar da bana karşılık
versinler, bana inansınlar ki, doğru yolu bulmuş olalar.
Bakara 186
KABİR EHLİ
DİĞER AYETLER
Hiçbir insana yakışmaz ki, Allâh ona Kitap, hüküm ve peygamberlik
versin de, sonra insanlara: "Allâh'ı bırakıp bana kullar olun", desin;
fakat: "Öğrettiğiniz Kitap ve okuduğunuz şeyler gereğince Rabb'e halis
kullar olun!" der.
Ali İmran 79
Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, «Beni ve anamı, Allah'tan başka iki
tanrı bilin» diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o şöyle dedi, «Hâşâ! Seni
tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben
söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, hâlbuki
ben senin Zât’ında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.
Maide 116
31
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
De ki: «Ben kendime bile Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir
menfaat verme gücüne sahip değilim.» Her ümmetin taktir edilmiş bir eceli
vardır bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir saat geri kalırlar ne de
ileri giderler.
Yunus 49
Ama o zaman, hiç şüphesiz sana hayatın ve ölümün sıkıntılarını kat kat
tattırırdık; sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın.
İsra 75
İşte sana da böyle emrimizden bir ruh vahyettik. Sen Kitap nedir, iman nedir
bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, doğru yola ilettiğimiz
bir nur yaptık. Şüphesiz sen, doğru yola götürüyorsun.
Şu
ra 52
De ki: "Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem.
Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başka
bir şey değilim."
Ahkâf 9
32
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Âyetlerimize inananlar, sana geldikleri zaman: "Size selâm olsun, de, Rabbiniz,
kendi üzerine rahmeti yazmıştır. Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar da
sonra ardından tövbe eder, uslanırsa muhakkak ki O, bağışlayandır,
esirgeyendir."
Enam 54
Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip
geçerler.
Onların çoğu, ancak ortak koşarak Allah'a iman ederler.
Yusuf 105–106
‘‘Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında: Rabbim, der. Lütfen, beni geri
gönder. Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş yapayım. Hayır! Onun söylediği
bu söz laftan ibarettir. Onların gerisinde ise yeniden dirilecek güne kadar bir
berzah vardır.’’
Mü’minun 99-100 (tenasüh)
Derken, Allâh'ın izniyle onları bozdular, Dâvûd Câlût'u öldürdü; Allâh ona
hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allâh, insanların
bir kısmıyla diğerlerini savmasaydı, dünyâ bozulurdu. Fakat Allâh, bütün
âlemlere karşı lütuf sâhibidir.
Bakara 251
AŞK-I İLAHİDEN
DAMLALAR
13. Hak Tarik Gâlibi Pir-i
Es-Seyyid H. Galip Hasan KUŞÇUOĞLU
AŞK-I İLAHİDEN
DAMLALAR
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
BAŞYAZI .................................................................................... 21
BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHİM
HÛ YÂ TABİB-EL KULÛB
MEDET YÂ ERHAM-ER RÂHİMİN
MEDET YÂ EKREM-EL EKREMİN!.
MEDET YÂ İLÂH-EL ÂLEMİN!.
DESTÛR :YÂ ÂDEM SAFİYULLÂH
DESTÛR :YÂ NÛH ŞEKİRÛLLÂH.
DESTÛR :YÂ İBRÂHİM HALİLULLÂH.
DESTÛR :YÂ MÛSÂ KELİMULLÂH..
DESTÛR :YÂ İSÂ RÛHULLÂH..
DESTÛR : MUHAMMED MUSTAFÂ
HABİBULLÂH!.
DESTÛR: CÜMLE PEYGAMBERANI İZÂM VE
RESÜL-Ü KİRÂM HAZRETİNİN CÜMLESİNİN
RUHLARI İÇİN FATİHA MÂ-AS SALÂVAT!.
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
HİTAB-I İLAHİ
“ Siz Allah’ın cemaline
ulaşmak istiyorsanız, Gâlip Efendi’nin
kapusun’dan geçeceksiniz !.
Biz Gâlip Efendi’ye
Rahmetimize Vesile,
Tasarrufat verdik ” dediler !..
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
Manevi tecelliyatların
bazılarını anlatmakta
inanan ferdler ve toplumlar için
faide mülahaza ediyorum ve
Tertib-i İlah-i
VESİLEYİ anlatmakta
sakınca görmüyorum.
Allah’tan başka ilah yoktur,
başka güç kuvvette yoktur,
ŞAHADETİMİ DUYURMAK
BEN ACİZİN
MANEVİ ZEVKİMDİR!
Abd-i Aciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“Ümmetime söyleyin.
Geçmiş zamana göre değil
yaşayacakları zamana göre
hazırlansınlar. ”
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)
Peygamberimiz efendimiz
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) tarafından
Mekke-i Mükerreme’de 30 Ocak 1995
sabah namazından sonra
hal-i yekazada bu abd-i acize hitab edildi.
Bütün insanlık alemine
duyarmaklığım işaret edildi.
HİTAB-I İLAHİ
“ Ben vekâleten
1000’li yıllarda Abdulkadir
Geylâni’yi yolladım !.”
“ 1400’lü yıllarda
Fatih’i yolladım !. ”
“ 1900’lü yıllarda
kimi yolladım?! ”
Bende: “ ŞEYHİM HACI GALİP
KUŞÇUOĞLU’NU ”,
diye cevap verdim !.
Bunun üzerine Hz. Allah
“ MÜBAREK OLSUN ” DEDİ !..
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Ey iman edenler!...
Kendilerine Allah’ın
gâzap ettiği bir kavmi
veli edinmeyin.
Zira onlar, kafirlerin
kabirdekilerden
ümit kesdikleri gibi!..
Ahiretten ümit kesmişlerdir!..
Mümtehine 13
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
HİTAB-I İLAHİ
“ Resulullah Ashabına ne ise,
bugün o postta oturan
Hz. Hacı Galip Efendi’dir...
Hazreti Galip Efendi,
esas kaynak ve özdür...”
***
“ Hz. Allah’a giden
kısa ve kestirme yol
GALİBİLİK” denildi.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Abd-i Aciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
HİTAB-I İLAHİ
“ Din benim !. Sahibi benim !. ”
“ Şeyhinizin ağzından çıkan her harf,
her kelime, her cümle,
benim hitabımdır !. ”
O ağızdan gönüllerinize
hitab ediyoruz!. Gönüllerinizi açtık.
İyi dinleyin !
Zira bu anlattıklarımızdan
İMTİHAN EDİLECEKSİNİZ.
Hüsrana uğrayanlardan olmayın !.
Kendinden başka ilah olmayan
Rab’bınız, sahibi olduğu gerçekleri,
gönüllerinize anlatıyor.
“İyi Anlayıp Sahiplenin!.”
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Çözüm mü gerekli ? :
İdarecilerimin denetimi altında
İMTİHAN HEYETİ ismi MEŞİYET
kurmadan bu davayı,
iç açıcı bir düzene konulamayacağını
anlamaya şahit mi gerekli ?
İçler acısı mana yaşantı fotoğrafı,
bugünün görünümü mana katliyamını
yansıtmıyor mu ?.
Tertibi İlâhiye’ye uymayı bilirler ise!
Kardeş oldukları gibi !.
Masum insanlara yapılan eza,
cefanın vebalinden ve günahından
kurtulmanın şartı,
Tertib-i Tanzim-i İlâhiye’ye uyumlu
Kardeşliği Yaşamakla Olacaktır.
İnşaAllah !.
HİTAB-I İLÂHİ
“ Bundan sonra Şeyhinize,
“HAZRETİ ŞEYHİMİZ” deyin.
BU MAKAM
KENDİSİNE VERİLDİ.”
***
EVLİYA = MÜRŞİT EVLİYAULLAH,
Peygamberine vekâleten
biat mercileri oldukları gibi,
şeriatı ile yükümlü olduğu
PEYGAMBERİ’NİN VERASETİNİ
TAŞIRLAR !.
Hz. Pir-i Gâlibi
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
BAŞYAZI
Bismillâhirramanirrahim
Size Melekleri ve Peygamberleri İlâhlar edinin, diye
de emretmez. Siz müslümanlar olduktan sonra, size hiç
kafirliği emreder mi !.
Ali İmran 80
Sözün kısası: Ne Peygamberini İlâhlaştır! Ne de
Peygamber Efendilerimiz’in elçiliklerine derece verme-
ye kalkışma. Hz. Allah’ın bildirisi !.
Ankara Hüseyin Gazi Tevhit Külliyesi’nin Camii’nde
okunan cuma hutbesinde Ehl-i İslâm’ı, Ehl-i Kitab-ı,
Kuran’ı Kerim’de bildirilen, Emr-i İlâhiye’yi !. Nefsani
duygularına kapılmadan yirmi birinci asra uyumlu ya-
şantı ve düşüncelerine de, indi ilâhiyeden ihsan edildiği
gibi anlattı !. Ne güzel hutbe irat eyledi Hasan Hoca
efendi.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
44
“ Hikmet müğminin yitik malıdır, nerede bulur ise al-
sın ” buyurulduğu gibi hikmetli sözler kimsenin tekelin-
de değildir. Zuhuru kimde görülürse o an onun malıdır!.
Hikmetli yaşantılar, ve hikmetli sözler, kimsenin te-
kelinde değildir, zevkini alarak her devirde yaşayanla-
rın malıdır !.
Müğmin sıfatı ihsan edilmiş mübarek kardeşim!.
Hiçbir an zuhuru kesilmeyen , Tecelliyatı İlâhiye’nin
Farkındamısın, Nasibini Alıyormusun ?
2006 Ramazan’ın 15’i sabah namazdan güneş doğ-
mak üzere idi hali yekaza : uyku uyanık hali, bildiri-
len sonsuz Rahmet-i İlâhiye’nin İnd-i İlâhiye’den ihsan
edilen Rahmet zevkine sende ortak olasın istiyorum.
Zevkini alasın !.
Buyurdular: “ Hz. Allah hiç bir kulun yaptığı dua’yı
red etmez !. “
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Bismillâhirramanirrahim
Bedeviler dediler ki; “ İman ettik ”deki, siz iman et-
mediniz amma “ Müslüman olduk ” deyin. İman henüz
kalblerinize yerleşmedi!.
Şayet Allah’a, Peygamberine itaat ederseniz amelle-
rinizden bir şey eksilmez muhakkak ki Allah çok esirgi-
yen, çok bağışlayandır !.
Hucurat 14
Dini İslâm’ın yalnız Ümmeti Muhammed’e mahsus
olmadığını !. Cümle Allah elçilerinin dini İslâm üzere
ihsan edildiğini, getirdikleri şeriata tabiğ olanlara, sa-
mimiyetleri nisbetinde mütteki , ittika sahibi müğmin
sıfatının ihsan edileceğini !
Her şeriatında Evliya’sı olacağını !. Maide Suresi
46 51’de Hazret-i Allah’ın bildirisi, bu anlam’da olduğu
halde “ Evliya ” hitabının yerine, yüzde yüz manayı de-
ğiştiren “ Dost ” demeleri, beni İsrail ve İsevi’leri, üm-
meti Muhammed’e düşman olmalarına neden olduğu
gibi, ümmeti Muhammed’de yanlış tefsirin tesirinden
halâ kurtulamayıp, Ehli Kitaba Hazret-i Kuran’ın hilâ-
fına hüküm verip, maneviyattan hiç hak tanımazlar !.
En azından gayrimüslüm demekle Emr-i İlâhiye’yede
muhalifet ederler!.
Ehl-i kitabın sesleri çıkmıyordu. Çünkü güçlü idi üm-
meti Muhammed. İlimde, irfanda, her halimizle başka
kavimler üzerinde hakim idik !.
Takdiri İlâh-i demek caizmi bilmem ?. Gücü fırsat
bilip, cahilâne tutumumuzu Emr-i İlâhiye’ye uyumlu
gibi gösterme gafletinde bulunmayalım !. Yemiyor kim-
se kendine gel !. Hazret-i Kuran’a, Allah’ın buyruğuna
şahsi fikirlerini ilâve etmeden! Beyan edildiği gibi, Meal
yaz !.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Bismillâhirrahmanirrahim
İbrahim’de bunu kendi oğullarına vasiyet etti.
Yakup’da; Oğullarım Allah sizin için o dini seçti. O hal-
de sadece müslümanlar olarak ölünüz !.
Bakara 132
48 Yoksa siz Yakub’a ölüm geldiği zaman orada mı idi-
niz?. O zaman oğullarına, benden sonra kime kulluk
edeceksiniz demişti. Senin Allah’ın ve ataların İbrahim
ve İshak’ın Allah’ı olan tek Allah’a kulluk edeceğiz. Biz
ona teslim olanlarız dediler !.
Bakara 133
Biz Allah’a ve onun katından bize indirilene İbrahim,
İsmail, İshak, Yakub ve Esbata indirilene Musa ve İsa’ya
verilenlerle Rableri tarafından diğer Peygamberlere ge-
lenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin
inandık ve biz sadece Allah’a teslim olduk deyin !.
Bakara 136
Onlar biz zaten Rabbimize döneceğiz sen sadece
Rabbimiz’in Ayetleri geldiğinde onlara inandığımız için
bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz üstümüze sabır
yağdır ve bizi müslüman olarak öldür dediler !.
Araf 126
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Bismillâhirrahmanirrahim
Size melekleri ve Peygamberleri İlâhlar edinin diye
de emretmez !. Siz müslümanlar oldukdan sonra, hiç
size kafirliği emreder mi ?
Ali İmran 80
Lâ İlâhe İllâ Allahu Vahdehulâ şerikeleh lehül mül-
kü ve lehül hamdi vehü ve alâ külli şeyin kadir !.
Allah’tan başka ilâh yoktur. O’nun şeriki benzeri de
yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. Allah
herşeyleri halketmeye Kadir’dir .
Sakın Hz. Allah’ın Zatiğ sıfatlarını, Hazret-i Allah’ın
yarattıklarına maletmeyesin!.
Evvel ki kitaplarda da yazdım, bu yazımda da Kuran’ı
Azimüşanda Rabbım’ın bildirdiği sıfatlarını yazmayı çok
50
lüzumlu görüyorum .
Hazret-i Allah’a olan iman terazisi bu bildirinin dı-
şında olmasın inşâAllah !. Her mevzuda terazin bu ol-
sun. İşte imanın gerçek terazisini Rabbım’ın ihsanı ile
anlatmaya çalışacağım !.
Yalnız ilmi kelâm ile iman ölçülemiyeceği gibi, beşe-
rin aczine göre ölçülemiyeceğini’de bilesin !.
Allah var demek !. Müslüman olmanın, Müslümanım
deyebilmenin İlâh-i bildirisi ve beşer ölçüsü ! Bu ölçüyü
imanla karıştırma!
Bildirilen ölçünün dışına çıkmadan Hz. Allah’ın bil-
dirdiği isim sıfatları bilmek ve yaşamaya özen göstermek
has kullarına mahsus ölçü !. İstenilen iman için, indi
İlâhiye de umum şeriatlara göre yeterlidir. İnşaAllah !
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
MAKAMI VELÂYET
Cenabı Hakkın, hassul has kulları vardır. Hz.
Allah’ın Kuran’ı Kerim’de çok ayetlerde açık bildirdi-
ği: Embiyaları, Peygamber Efendilerimizdir !. Ve yeryü-
zünde Peygamber Efendilerimizin olmadığı zamanlar !.
Varislerinin yokluğunu düşünmek cenabı hakka zulüm
isnaat etmektir !.
Hz. Allah’ın bizatihi Peygamber Efendilerimizi vazi-
felendirdiği gibi, Evliyalarını da bizatihi Hazret-i Allah,
İrşada vazifeli kıldığı, merci’ine bildirir !. Ve bu bildiriyi
çok şahitli kılar !. Dervişin şahsına olan iltifatı ilâhiler,
kulunu taltifdir, vazife değildir !
Dervişe verilen Şeyhlik makamın gereği vazife veril-
mesi izni icazet sahibi Mürşidine bi zatihi Hazret-i Allah
kulunun anlayacağı fasih kelâmla emreder !. Verilen
emre isdinaden Şeyh-i tarafından şahitler huzurunda
51
dervişin şahsına vazifesi tevdi edilir!.
Bu gerçekler iyi biline: çavuşluk., naiblik, naibil nu-
kabalık, gibi vazifeler ise Mürşidi’ne verilen manevi
emirle verildiği gibi, lüzumuna binaen toplumun ihti-
yacı ne ise mesuliyetini müdrik mürşit, manevi zevkine
göre Şeyhliğin haricinde vazife vermeye selâhiyetli kı-
lınmıştır !.
Mürşit Hz. Allah emretmeden hilâfet verebilir mi ?
Kesinlikle hayır !.
İşte bugün, na-ehil’den zuhuru görülen, maneviyata
yapılan en büyük tahrifat !. Ve dolayısı ile inançsız dü-
zenbazların arayıpta bulamadığı hazır ortam !.
Manevi vazifeler kabiliyete göre vazife olarak veril-
miştir, hiçbir zaman derece değildir !.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Fİ’İLİ SIFATLARI
İhya : Diriltmek
İmate : Öldürmek
Tahlik :Yaratması : cevheri ve arazı olmadan bir şeyi
vücuda getirmektir !.
Terzik : Rızıklandırmak
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
66
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
BİRİNCİ BÖLÜM
LAFZA-İ CELAL
MUHAFAZASI
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
İhya = Diriltmek !.
İmate = Öldürmek !.
Tahlik = Yaratması cevheri ve arazı olmadan bir şeyi
vücude getirmesi !..
Terzık = Rızıklandırmak !..
74
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
İKİNCİ BÖLÜM
METAFİZİK 3
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHİM
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAHIN ADI İLE
BAŞLARIM !..
HÛ YÂ TABİB-EL KULÛB
MEDET YÂ ERHAM-ER RÂHİMİN
76
MEDET YÂ EKREM-EL EKREMİN!.
MEDET YÂ İLÂH-EL ÂLEMİN!.
DESTÛR :YÂ ÂDEM SAFİYULLÂH
DESTÛR :YÂ NÛH ŞEKİRÛLLÂH.
DESTÛR :YÂ İBRÂHİM HALİLULLÂH.
DESTÛR :YÂ MÛSÂ KELİMULLÂH..
DESTÛR :YÂ İSÂ RÛHULLÂH..
DESTÛR :MUHAMMED MUSTAFÂ HABİBULLÂH!.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Yâ Hazreti Şeyh,
Kutbu’l Arifin,
Gavsu’l Vasilin,
El Müctehid-din,
El Müchid-din,
Aşk-ı İlahi,
Haydar-ı Kerrar,
Es-Seyyid,
Es-Şerif,
Es-Şeyh,
El-Meşaih,
Es-Sultan,
Hadim’ül Fukara,
El-Mutasavvıf,
El-Mürşid,
Gavsu’l Azam,
El-Kadir-i,
El-Rufa-i,
El-Üveys-i,
Hazreti Pir-i GÂLİBİ
H. Galip Hasan Kuşçuoğlu
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
RABBIMIN LÜTFU
İHSANI,
TALTİF-İ İLAHİ
LEVHALARI
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Her zuhurat zamana uygun ilahi mesajdır !.
Zuhuratlar umumi ve ferdi olarak her zaman görü-
lür , Rahmet-i İlahi’ye müsait toplumların şahadetleri
ile hayatları boyunca görüle gelmiştir.
Kıyamete kadar böyle devam edecektir. İnkarı iman
zafiyetidir veya nefsani kıskançlıktır !.
İşte Allah’a samimiyetle inanan kulların ruhi zevk
alıp, geleceğinden mutmain olacağı bir Rahmet tecel-
lisi !
Fizik’ten başka bir şey kabul edemeyip, beş duygu-
nun kuru makinası olmuş, maneviyatı ilminin dışında
bırakmış, bilgisizce manaya tahribat yapmaktan başka
86 bir meziyeti olmayan, sureti haktanmış gibi tavır takı-
nan akılcı dinci için elbet hazmı güç.
İşte fizik üstü her yönü mana metafizik zuhurat !.
İşte imanın ayarı, ölçüsü, mehenk taşı ! .
Bu ve benzeri manevi zuhuratları iki senedir dosya-
lıyorum. İrtihalimden sonra yazmaları için rica ettim.
Varlık gösterisi olmasın diye !.
Bazı İlah-i mesajları gizlemekle de hata ettiğimin
sıkletini çekiyorum !. Küfür bütün çıplaklığı ile boy gös-
terirken !. Hakiykatleri yaşayanların gerçeklerin, güzel-
liklerin, hikmet olduğunu cümle kullara bildirmeleri
gerekmez mi ?.
“HİKMET MÜĞMİNİN KAYIP MALIDIR NEREDE
BULURSA ALSIN” Buyurdu, Cenab-ı Peygamber (s.t.a.v)!.
İşte müğminin kayıp malı olan, HİKMETLER!!!!!!!!
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
HİTAB-I İLAH-İ:
6 Mayıs 2002 gecesi Mustafa Alptuğ efendi’ye ifşa
edilen ve zuhuru ehli’nin malumu HİTABİ İLÂHİ !..
Muhterem Efendim, hürmetler eder ellerinizden
öperim. Manamda: kapalı ve sessiz bir ortamdayım.
Üzerimde sanki bir aparman varmış gibi ağırlık vardı.
HZ. ALLAH BANA SESLENİYOR !.
“ Ben vekâleten 1000’li yıllarda Abdulkadir Geylâni’yi
yolladım!.”
“ 1400’lü yıllarda Fatih’i yolladım !. ”
“ 1900 lü yıllarda kimi yolladım ?! ”
Bende: “ ŞEYHİM HACI GALİP KUŞÇUOĞLU’NU”,
diye cevap verdim !.
Hz. Allah Bunun üzerine 87
HİTAB-I İLAH-İ: 89
Ahmet Sezgin efendi’ye manasında Hitab-ı İlahî:
“ Ya Ahmet! Hacı Galip Efendi Benim Kulum’dur,
Evliyam’dır, Şeyhim’dir “ buyurması ile gözlerimden se-
vinç yaşları akıyor. Siz o yaşları içtiniz.”
15.7.2001
HİTAB-I İLAHİ :
“ Kim ki, Hz. Allah’ın yapılmasını istediği şeylere
yardımcı olur ise, şüphesiz ki, onun bütün işlerini ko-
laylaştırırız. ”
Efendim, Hz. Allah’ın yapılmasını istediği şeyleri,
sizin anlattıklarınız olarak görüyoruz ve hayranlıkla
manada seyrediyoruz.”
Aslı dosyada, 06.01.2001 Şevket Sipahi
Allah’tan başka ilah yoktur, güç, kuvvet Allah’a mah-
sustur. Cümle eşyadan ve her zerreden tertibi tanzim-i
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
HİTAB-I İLAHİ:
“ Buyuruldu ki: Okuduğunuz esmalar sizden Allah’a
değil, Allah’tan size Rahmet vesilesi bir ihsanıdır !.”
Sedat Çelikkanat,
Haziran 2000.
HİTAB-I İLAHİ:
“ Kim ömründe bir kerre, hulus-i kalble “Allah“ (c.c.)
der ise,
kurtulur. Demiyenler nasıl olacak? diye düşünürken:
“ Onlara da Azrail dedirtiyor, ” denildi.
Sedat Çelikkanat
HİTAB-I İLAHİ:
Ankara’da tevhit camii’nde Galip Efendi’nin sohbeti
anında manevi bir hal oldu (Hal-i Yakaza)
“ Din benim !. Sahibi benim !. ”
“ Şeyhinizin ağzından çıkan her harf, her kelime, her
cümle, benim hitabımdır !. ”
O ağızdan gönüllerinize hitab ediyoruz !.
Gönüllerinizi açtık. İyi dinleyin !
Zira bu anlattıklarımızdan imtihan edileceksiniz.
Hüsrana uğrayanlardan olmayın !.
Kendinden başka ilah olmayan Rab’bınız, sahibi ol-
duğu gerçekleri, gönüllerinize anlatıyor. “İyi anlayıp sa-
hiplenin!.”
94 Sedat Çelikkanat
Bu hitab-ı İlâhilere şeytanidir, diyorsan, Mahkeme-i
Kübra’da açılacak İlâhi davaya hazır ol !.
Abd-i Âciz
Peygamber Efendimiz’in mesajı:
Rahmet-i İlahiye’ye vesile Peygamberimiz Efendimiz’in
bu Abd-i Âciz vesile eyleyip bilcümle Allah’ın kullarına
uyarı mesajı:
“ Peygamber Efendimiz Galip Efendi’nin yanına gel-
di ve:
“ Dervişlerini al, yanıma gel, size çok önemli şeyler
söyleyeceğim ” dedi.
Bütün dervişler Peygamber Efendimiz’in huzurunda
toplandık. Galip Efendi’ye hitaben buyurdular ki:
“ Bak Galip ! Şu karşı tepeye çok dikkatli, hepiniz
bakın. İnsanlar denizden gemilerle gelip karaya çıkıyorlar.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
PEYGAMBERİMİZ EFENDİMİZ,
ASASINI DEDEME VERMİŞ;
Rüyam’da annemi görüyorum. Peygamber Efendimiz
asasını dedem Galip Efendi’ye vermiş. Dedem Mekke’de
bulunan insanların bulundukları durumlarını düzelt-
mek için o asayı kullanacakmış. Asanın güzelliğine an-
nem ve ben bakmaya doyamıyoruz.
Torununuz Adnan Bingöl
Sigarayı bırakamayan kişiye yerinde hitap; Sigara
içenlere en güzel uyarı diye yazmadan geçemedim.
“ Efendim’in sesine benzer, gayp’tan bir ses geliyor.
“ Biz sana ciğerlerini emanet vermiştik. Onları çü-
rütesin diye mi verdik ?! Buna ne hakkın var ? ” diyor.
Peygamber Efendimiz’in huzuruna sadakatli, birinci 99
sınıf insan istiyorlar. Sen ise ahdini bozdun. Sigaraya
yeniden başladın. İkinci sınıfa düştün.”
İsmail Kaya
Abd-i Âciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Arif Akar
05.05.2000
Rabbım’ın lütfu ihsanı olan asr-ı saadette ihsan
edildiği gibi, tahrif edilmemiş, aslı ile cümle kullarına
Rahmet-i İlahiye’den bila-istisna, İlahi lutuf, Rahmet-i,
Merhamet-i İlahi’ye olan gerçeklerin menbaı, Rahmet-i
İlahiye’nin Adem Safiyullah’tan kıyamete kadar devam
edeceğinin, Hz. Allah tarafından taahhüt edilen tek din,
din-i İslam’ın ismi olup, herhangi bir zümreye mahsus
olmayıp, Allah’a inanan bütün kullarını kapsadığını,
her ne sebeple olur ise olsun, cümle kullarını ihata etti-
ğini duydum, gördüm ve yaşadım.
Bu gerçekleri cümle Allah kullarına duyurmam için bu
Rabbım’ın Abd-i Âciz-i Peygamberimiz Efendimizin ind-i
İlahîden ihsan edilen, zamana göre içtihada açık, hiçbir yönü
korkunç olmayan, Allah’ın kullarını Allah’tan kaçırmadığı
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ MUTASAVVIF’ÎN KİMDİR ? ”
Amerika Birleşik Devletlerin’de seçim olmuş ve seçi-
mi Hollywood’un ünlü film yıldızlarından Andy Garcia
kazanmış.
Bu sırada içeriye Eski Başkan Bill Clinton girdi ve
yeni Başkan Andy Garcia Eski Başkan Bill Clinton’a ay-
nen şu soruyu sordu:
“ Mutasavvıfın kimdir ? ”
Başkan Bill Clinton da aynen şu cevabı verdi:
“ Galip Hasan Kuşçuoğlu’dur. ”
K.Hakan Bademoğlu
EFENDİM,
Manâmda sizinle birlikte yemek yiyorduk, yemek
bittikten sonra siz ayağa kalktınız. Üzerinizde lâcivert
takım elbise, elinizde de bir takım kâğıtlar vardı. Bu sı-
rada çok neş’eli bir halde idiniz. Aynı zamanda acele
ediyor,sık sık elinizdeki kâğıtlara bakıyordunuz.
O sırada, “ Oğlum bana KETEBE BÂİDE verildi ”,
bu bana Antalya’ya geldiğimde verilmişti” diye buyur-
dunuz.
Ben de unutabilirim diyerek cebimden bir kâğıt
çıkarıp hemen “ KETEBE BÂİDE ” diye not aldım.
Siz,benim yazdığım notu takip ederek beklediniz.
“ Oğlum bak, çay demlenmediyse hemen gidelim ”
dediniz ve benden önce koşarak gidip, bakıp geldiniz.
“ Suyu kaynamış, birer bardak içelim” dediniz, sonra 107
birlikte çıktık.
ANTALYA- 1997
HAYDAR AKDEMİR
KETEBE BAİDE
Bilinmeyen uzakların ötesinin Katib-i anlamında.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Babacığım Manâmda;
Peygamber Efendimizi s.a.v. çadır şeklinde bir yerde
yer yatağında yüzü burnuna kadar örtülü bir şekilde,
istirahat ederken görüyorum. Sonra kalkıp başına da
zırh ile örtülü bir kıyafet giyiyor. O arada ben bir kılıç
alıyorum.
Kılıç Ebu Bekir Efendimizin kendi kılıcı imiş. Ebu
Bekir Efendimiz de yanımızda oluyor. O sırada Babamda
o toplulukta oluyor ve Hz.Ebu Bekir; Babama soruyor.
“ Kaç askerle geldiniz “ diye. Ve Babamda “yüz as-
ker” diyor.
“ Bizden sayınız çokmuş “ diyor Hz Ebu Bekir.
Evladın
Abdülkadir KUŞÇUOĞLU
110
Efendim,
ben ve Hacı Annem bir odadayız. Efendim kılığın-
daki görünüm, Hz. Allah olduğunu sonradan anladım.!
Efendimin sohbetinde bulunuyorum. Bana sohbet edi-
yordu. Soru sorup sonra cevabını veriyordu. Bana “ ka-
dınların nefislerine hakim olurlarsa daha çabuk erebile-
ceklerini söyledi !.” Sonrada babamın manevi durumu-
nu gösterdiler.
Yeşillik bir alanda babam Derviş kılığında bir kişi
daha var yanında. Nur yüzlü sakallı oturuyorlar bir ağa-
cın tepesinde. Serçe kuşu susuzluk çekiyor. Babam kuşa
hitaben “ yaprağın damarlarındaki suyu emde susuzlu-
ğun geçsin “ dedi ve kuş yaprağın suyunu emerek susuz-
luğunu giderdi. Hayrette kaldım ve “ babamın manevi-
yatı bu kadar kuvvetli mi ? “ dedim. Bana sonra kitap
okuyup okumadığımı sordu. Elimde Peygamber hayatı-
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Çok geniş geldi güzel oldu. Boyum uzadı. Allah Allah ben
demek ki kısaydım. “ Uzamışım “ dedim. Diğer dergah’ın
dervişi Kur’an okumaya başladı. Çok güzel okuyordu.
Bütün herkesin elinde Kur’an vardı herkes takip ediyordu.
Yanlışı olur mu ? diye okuyan derviş, Kur’an okumayı
bitirdiğinde Pir Efendimiz okuyan dervişe okuduğundan
anladıklarını anlat dedi. O da “ ben Arapçasını biliyorum
Türkçesini bilmiyorum “ dedi. O da başını eğdi. Hiçbir
şey söylemedi. Pir Efendimiz “Arapça okumasını
biliyor ama anlamını, gayesinin ne olduğunu bilmiyor,
Öğretmemişlerde” diyor. Kendileri de bilmiyorlar.
Diğer dergahın dervişleri sırayla okuyor. Anlamını
söyleyemiyorlardı.
En son bana sıra geldi. Kur’an okuyan dervişlere
Şeyhleri kitapları kendileri veriyordu. Bana geldiğinde
Galip Efendinin yanına gittim. “ Al Kuran’ı evladım ” 113
dedi. Bende aldım. Birde baktım Efendim’in Kuran diye
verdiği kitap “ Tasavvuf ve Zikrullah kitabı “ efendim.
Efendim “bu Kur’an evladım” dedi. Bende demek
ki Kur’an bu kitapmış dedim. Tamam efendim dedim.
Yerimi aldım.
Peygamber Efendimizin elinde, Pir Efendimizin
elinde bütün herkesin elinde “Tasavvuf ve Zikrullah
Kitabı” var.
Ben okumaya başladım. Nasıl bitirdiğimi anlayama-
dım. Bitmiş Pir Efendimiz. Aferin evladım. İyi okudun.
Şimdide bu kitaptan ne anladığını anlat özetini dedi. “
Bende Galip Efendim Prof. Dr. Hastalığı tespit etmiş ça-
resini bulmuş. Efendimin yazdığı reçeteyi alıp harfiyen
ilaçları kullananlar hastalığı yeniyor. Birşeyi kalmıyor.
Saadete eriyorlar. Reçeteyi almayıp ilacı kullanmayan-
lar mahvolup gidiyorlar “ dedim.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
işitildi.
Süreyya abi de bir teşrifatçı gibi, ellerini bağlayıp
rükûya eğilir şekilde hürmetle bağırdı:
ZAMANIN SAHİBİ, ZAMANIN KUTBU, GAVS-ÜL
AZÂM
Evlâdınız
Abdi Âciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Sevgili Efendim,
Ben Almanya’daki evladınız Hayrullah. Bugün şöyle
bir mana gördüm. Manamda bir yerde büyük bir mey-
dan hazırlamışız. Bu meydanı taş ve parkelerle döşemi-
şiz. Meydan o kadar büyük ki , yüzbinlerce insan alacak
kadar.
Biz bu meydanda yüz binlerce kişiyle zikir yapacak-
mışız. Sonra siz geldiniz ve bu meydanda biz sizi kar-
şıladık. Meydanın yanında bir ev var ve siz orada bir
odada bilgisayarla kitap yazıyorsunuz, bende dışarıdan
hayranlıkla sizi seyrediyorum. Sonra siz beni görüyorsu-
nuz ve “oğlum geldin mi, şimdi geliyorum “diyorsunuz.
Sonra çıkıp geliyorsunuz ve o büyük meydanın sonun-
daki camiye doğru beraberce sohbet ederek yürüyoruz.
Bu arada bir kutunun içinde sizin el yazılarınızla yaz-
128 dığınız notların olduğu defterler var.
Ben; “ Efendim eskiden bunları kimseye vermiyor-
du, ama şimdi herkes kitaplarından alıp okuyabiliyor,
ne kadar güzel oldu. ” diye düşünüyorum.
Sonra meydanın sonundaki caminin avlusuna varı-
yoruz. İçeride insanlar dolu ve sizi bekliyorlar. Siz oğ-
lum içeridekilere ne anlatalım şimdi diyorsunuz. Bende
“ Efendim onlarda kısmetlerinde ne varsa o kadar siz-
den faydalanırlar nasıl olsa “diyorum. Sonra siz büyük
bir kutu çıkarıyorsunuz. Kutunun içinde büyük süslü
levhalar halinde yazılmış sizin sözleriniz, dörtlükleriniz
ve sohbetleriniz var. İçinden anlatacaklarınızı seçiyorsu-
nuz, bende bakıyorum.
Ben “ Efendim bunlardan banada verirmisiniz “di-
yorum. Sizde “ yok oğlum bunlardan daha kimseye ver-
medim, buradakilere bile vermedim” diyorsunuz. Sonra
“ oğlum bütün illerden halife istiyorlar, galiba her ile bir
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Yorum:
Abdi aciz, aczimle yaratanıma hamd ve şükrederek
bu aciz abdini rahmetine vesile kıldığı için koruyaca-
ğına şüphem olmayarak, manevi zuhurat ve tecellileri
Ancak;
“ Rab abd olmaz, abdi = Rab olmaz gerçeğine aşina
olanlar anlar’!
Abdi Âciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Sevgili Efendim,
Rüyamda, sizinle beraber büyük bir aracın içersin-
deyiz. Araçta Başbakan Tayyip Erdoğan da var. Siz onun
tam sırtının arkasında duruyorsunuz.
Tayyip Erdoğana hitaben “Sakın ardındakini unut-
ma, sakın !” diyorum. Oda “benim ardımda ki kim ?”
diye soruyor.
“ Hz. Pir H.Galip Hasan Kuşçuoğlu ” diyorum.
O da “ nasıl yani ? diye” soruyor.
“Osmanlının kuruluşundaki Şeyh Edebalı gibi ” di-
yorum.
O an, siz sesleniyorsunuz “ BU TERTİB-İ TANZİM-İ
İLAH-İ ” diye.
138 Erdoğan size dönerek “Ne yapmamı istiyorsunuz
diye soruyor.”
Sizde “Zaman neyi gerektiriyorsa onu yap.” derken
sizin kıyafetiniz değişiyor ve kıravatlı takım elbise oluyor.
Daha sonra devam ediyorsunuz “ Herkesi bir göre-
ceksin ” .
Sonra Erdoğanla beraber ön koltuğa yan yana otu-
rup sohbet ediyorsunuz.
Yanıma dönünce size soruyorum “ Efendim Allah
var diyen Müslümandır deyince ne dedi !”
Sizde “ Önce kem sonra küm dedi sonunda Evet
dedi ” diyorsunuz .
Erdoğan sizden kitaplarınızın hepsinden istiyor.
“ Vazifelilerin el kitabından verelim “ diye hitap edi-
yorsunuz.
Bülent Hızarcıoğlu
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
141
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ BİZLER PEYGAMBERİMİZİN VE BU
KALABALIĞIN SÖZCÜSÜYÜZ. GALİP EFENDİYE
SELAM EDİN, BUNCA KALABALIĞIN HEDİYESİ
ONLARINDIR. SÖYLEYİN
EFENDİM,
Manamda, Ankara’dan Antalya’ya gelmek için ha-
zırlık yapıyoruz. Birden mahşeri bir kalabalık çıkıyor.
Kalabalık içinden iki kişi ayrılıp bizim yanımıza geldiler
“ Siz Antalya’ya mı gidiyorsunuz ” diye sordular.
Bende “Evet, Babama hayırlı olsuna gidiyoruz” diyo-
rum. Onlarda kendilerini tanıtıp biri “ BEN MEVLANA”
144
diğeri ise “BENDE İBRAHİM ETHEM’İM” diyor.
“ Bizler, Peygamberimizin ve bu kalabalığın sözcüsü-
yüz, GALİP EFENDİYE SELAM EDİN, bunca kalabalı-
ğın hediyesi onlarındır, söyleyin,”
“ENE RAZI ENTE RAZI ” dediler.
Mehmet Ali Özbek
Ankara
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ HİTAP-I İLAH –İ ”
EFENDİM ,
Hali Yakazada Cenab-ı Haktan şöyle hitab oldu.
“ BİZ GALİP EFENDİYE YED-İ BEYZA’YI VERDİK. “
Tarık KÜÇÜKKALIPÇI
“ İLAHİ MÜHÜR ”
Sevgili Efendim 13.10.1999 tarihli günün gecesi me-
tafizik kitabınızdaki ilahi mühürle ilgili Hz. Allah ( c.c )
Şöyle hitap ediyor:
“BEN TASDİK ETTİM, BÜTÜN İNSANLARA
ANL AT.”
Emin Güneş
13 EKİM 1999
“ MÜHÜR-Ü İLAHİ ”
“ Makam-ı İbrahim’de kurulan çadırda Galip
Efendiye verilen mührü, giydiği cüppeyi, vazifesini ve
makamı gösterdiler.”
146
Yeni derviş olduğum sıralarda manamda, Beytullahı
tavaf ederken Mültezem kapısıyla Makamı İbrahim’in
arasında bir çadır kurulmuştu. Elimden biri tuttu ve
çadırın içine götürdü. Senin şüphe etmene gerek yok,
Hacı Galip Efendin’in yeryüzünde vazifeli olduğunu ve
büyük bir mührü, giydiği cüppeyi ve sarığını, makamını
gösterdiler.
Hamit Yüksel
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ İLAHİ MÜHÜR ”
Bizlere muhalefetlik yapan bir komşumuzu manada
görüyorum, bana diyor ki ;
“ Bu gün istihare yaptım, rüyamda Galip Efendi’yi
gördüm”.
Bende nasıl gördün diye soruyorum. o anda sizin yaz-
mış olduğunuz Metafizik kitabınızda ki İlahi Mühür’ün
bulunduğu tasdikli sayfa tek yaprak olarak :
“Kadiri, Rufai, Galibi Şeyhi, H. Galip Hasan
Kuşçuoğlu” diye yazılı olarak okuyoruz. Bende o kom-
şuma ;
“ Bak istiharende Efendimi görmüşsün vazifeni al”
diyorum.
Komşumuz kabul etmez gibi duruyor, o anda Hz.
147
Allah; (bir cisim gibi değil,varlığını hissediyorum.)
“Bak, ben ilk defa dünya da Galip Efendinin vazife-
sini tasdik ettim.” buyuruyor.
O anda yazmış olduğunuz Metafizik kitabındaki say-
fanın üzerinde bulunan çerçeveli şekilde “Kadiri, Rufai,
Galibi, Şeyhi H. Galip Hasan Kuşçuoğlu” diye yazılı,
Ayrıca aynı çerçeve içinde sol köşede; “Yuvarlak ola-
rak yeşil bir Mühür var” bu yazıların içinde “esiresiz ve
ötüresiz kuran yazıları görünüyordu.
Ben komşuma; “Gel bak Hz. Allah açık olarak gös-
terdi, vazifeni al” diyorum. Komşumuz ise isteksiz görü-
nüyor. Efendime anlatıyorum,
“Oğlum kısmeti yoksa biz ne yapalım” ? Allah her
şeyi ayan göstermiş. diyorsunuz.
Emin GÜNEŞ
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ HİTAB-I İLAH –İ ”
Efendim; Manamda Hacı Bayram Camisinin avlu-
sundayım. Dersini yapmakta olan sakallı bir kişi görü-
yorum. Elinde tesbih Salavatı Şerife’yi okuyordu. Ben
ona “Siz Galibi Dervişimisiniz ? ” diye sordum.
Tam O sırada “ Pirlik kaldırıldı. SON PİR GALİP
EFENDİ. Evliya kıyamete kadar mevcut.’’ diye hitap
olundu.
Adem Güney
“ HİTAB –I İLAH –İ
Efendim,
Manamda bir yüzük buluyorum. Üzerinde “ ADEM
SAFİYULLAH.” altında ise arapça başka bir şeyler yazı-
lıydı. Bu sırada Hitap edildi “
“Adem (a.s.) Cennetten çıkarıldığında derece’si,
Velilik derecesine indirildi.” içimden demek ki o yüzü-
ğün Altındaki yazı veli anlamındaymış diyorum.
Arif TARİFCİ
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ HİTAB –I İLAHİ ”
“ HİTAB –I İLAH –İ ”
Efendim,
Manamda Antalya’da vakıfta toplanmışız. Bütün ar-
kadaşlar sizi bekliyor. Siz içeri giriyorsunuz, ayağa kal-
kıyoruz. “ Oturun” diye ikaz ediyorsunuz. Herkes otu-
ruyor. Ben kalkıp elinizi öpüyorum. Berber Emin efen-
di’de elinizi öpüyor.
Siz üzüntülü haldesiniz. Halaka kuruyoruz. Siz he-
men oturuyorsunuz. Hiç konuşmuyorsunuz. O sıra da
Peygamber Efendimiz geliyor.
Size Hitaben “ GALİP EFENDİ OĞLUM, NEYE
ÜZÜLÜYORSUNUZ..” diye buyurdular . Siz yine sessiz
kaldınız. “ SİZE BÜTÜN DERVİŞLERİNİZİ VERDİK.
SİZİ DE BÜTÜN MEŞAYIHLARIN BAŞI, İLAN
ETTİK.” deyince gülümseyerek ayağa kalktınız. O ara-
da hepimiz birden “Allahu Ekber” derken uyandım.
152
Fehmi Erkoç
23.10. 2000
Efendim,
Manamda Antalya’da ki cami düz bir arazi üzerinde.
Üstü açık her tarafı yemyeşil durumda idi. Siz ortada
oturuyordunuz. Hüzünlü bir şekilde sağa, sola bakını-
yordunuz. Bütün arkadaşlar asker giyimli ve giysilerin-
de rütbeler vardı.
Sizin üzerinizde Komutan Elbisesi vardı. “Baş
Komutan gelecek” dediler. Ben de “Bizim baş
Komutanımız Efendimiz.” dedim. Bu sırada Peygamber
Efendimiz Başkomutan giysisi ile geldi ve size dönerek;
“ GALİP EFENDİ OĞLUM, SEN HİÇ ÜZÜLME
BİZ BÜTÜN İCRAATLARINIZI KABUL EDİYOR
VE TASDİK EDİYORUZ ” deyince, siz ayağa kalkarak
Peygamber Efendimize sarıldınız.
O esnada sevinçten ağlarken uyandım. 153
Fehmi ERKOÇ
28.09.2000
NOT: Telefonda dinleyip hemen yazda gönder de-
diğim taltifi ilahiyeyi. Ancak 29 gün sonra, gene mane-
viyatın tertibi ile nail oldum. Bu arada telefonla ikinci
bir mana daha anlatacağını, bildirmesi ile beşeri zaaf
hey heylerim geldi. Evvel ki manayı göndermedin, ikin-
ci mananı dinlemiyorum. diye telefonu yüzüne kapat-
tım!. Beşer olarak haklı idim.
Emanetullah’ı alsam da sitem etse idim normal
olurdu, postacının suçunu ilahi mesajı reddetmem gibi
oldu, manen hafif de olsa ceza gördüm.. İbret alınsın
diye yazdım.
Abdi Âciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ HAZRET-İ ŞEYH ”
Sevgili Şeyhimiz evime geldi. Ailece sevindik. Bana
bir çeşme tarif etti. Birlikte gitmemizi söyledi. Tabi efen-
dim dedim. Çeşmeye vardık, akıyordu. Şeyhim soğuk
sıcak demeden oluğun içine girdi. Hayret içinde kal-
dım. Benimde oluğa girmemi söyledi, ben de girdim.
Çeşmeden akan su kesildi. Hemen şeyhimin istikame-
tinde yeni bir çeşme lülesi uzandı. Bu su ile yıkanılma-
sı söylendi. Şeyhim yıkanmaya başladı, çok neşeliydi.
Melekler etrafımızı sarıp, Şeyhimi seyrediyorlardı. Bu
arada bana da sular sıçrıyordu. Nedenini sormak iste-
dim ise de soramadım.
Efendim şöyle diyordu; “ Mehmet oğlum ne düşünü-
yorsun? Ben seni seviyorum, yetmez mi?” dedi. daha son-
ra, “ yaklaş seni öpmek istiyorum.” dedi. Yanaklarımdan
160 öptü. “ Bu da mı yetmez ?” dedi. Ben de, “ benim istedi-
ğim bu idi, ölünceye kadar yeter.” dedim.
Şeyhim sözüne devam ederek şunları söyledi:
“Bugün benim hayatımın en mutlu günüdür. Allah dos-
tuyum, en büyük makama davet edildim. Yüce Allah’ın
huzuruna gidiyorum.” dedi ve yola düştük.
Melekler bizi büyük bir sevinçle, törenlerle götürü-
yorlardı. Öyle bir kapının önünde durduk ki, kapının
boyu göklere yükselmişti. Kapının önünde Şeyhim gü-
lüyordu. Şeyhimi, Melekler dalga dalga selamlıyorlardı.
Kapı açıldı Şeyhimi içeri aldılar, kapı kapandı. Bana da
“ Sen Efendini Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretlerinin
makamında bekle.” dediler. Makama girdiğimde salonu
Melekler doldurmuştu. Makam çok büyüktü, büyüklü-
ğü bana heyecan verdi.
Şeyhimi merak ve heyecanla beklerken “ gördüğün
yer makam.” dediler. Sessizlik içerisinde bekliyorduk.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ GALİP EFENDİ ”
H. Galip Efendi Hz.’leri bir yerde sohbet ediyordu.
Çok neşeli bir haldeydi ve yanında da derviş arkadaşlar
vardı. Oraya beyaz sakallı bir kişi geldi.
Galip Efendi’ye;
“ Ben İbrahim (a.s.)’ın hanımının yanından geliyo-
rum, Galip Efendi o güzel sözleri caminin üstüne çıkıp
herkese duyurup, anlatsın. ” diye söyledi.
Emin Güneş
“ GALÎBİLİK ”
“ Vekaletleri Pirimiz Efendimiz Hacı Galip Hasan
Efendi diye alacaksınız...”
Efendim manamda bir evde toplanmıştık. Siz bana
dönerek, “Vekaletleri Pirimiz Efendimiz Hacı Galip
Hasan Efendi diye alacaksınız.” dediniz.
Ben de hemen elinizi öptüm. Efendim, Süreyya
Efendi söylemişti. “ Haberim var ” dedim. Tekrar bana
dönerek “Zikir yaptır” dediniz. Ben tekrar elinizi öp-
tüm.
“ Emredersiniz Efendim ” dedim. Siz o sırada der-
vişlerin ayakkabılarını düzeltiyordunuz, pardösülerini
tutuyordunuz.
Yüksel Karabayır
166 22 Aralık 1999
Muhterem Efendim,
Efendim,
Muharrem ayının 10 u akşamı Camii’de zikir hala-
kasında Efendimle zikir etmenin ne kadar güzel oldu-
ğunu düşünüyordum, bir an öyle oldu ki utandım zikir
her şekilde güzeldir, Efendim olmayınca Hz. Allah’ın
zikri güzel olmaz mı? diye, düşündüklerimden dolayı
tövbe ediyor, özür diliyordum. Hz. Allah’dan, iç alemi-
me bir duygu sardı, şöyle deniyordu;
“ Şeyhiniz Galip Efendi Hz. Sure-i Nur-u Muhammed’
dir. Bu sure başlı başına bir cüzdür. Sizler de bu surele-
rin ayetlerisiniz, şunu iyi bilin ki; Surenin dışında bir
170 ayet mana ifade etmez, ayetin bir mana ifade etmesi su-
renin içindeki cüzde bulunmasıdır.”
O anda sanki ben surenin dışında kalan bir ayetmi-
şim gibi korkuya kapılıyorum, Ya Rabbi acaba ben nere-
deyim diyorum, korkarak...
Diyorlar ki ; “ Senin korkmana gerek yok, sen sure-
nin başındaki değişmeyen ayetlerdensin.” İçimi bir hoş-
luk sarıyor, hamd ve şükür ederek, seviniyorum.
Efendim, Sabah ezanına yakın bunu yazarken şöy-
le dediler: “ Yaratılışın sırrı sebebi, indirilen bütün
kitaplardaki surelerin inzal sebebi, gönderilen bü-
tün Peygamberlerin en büyük vazifesi, “ Sureyi Nuru
Muhammed’ de dir .”
Sedat Çelikkanat
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ BERAAT ”
“ Ya Rabbi, beratımı ver, buradan elimizi boş gön-
derme, sen her şeye kadirsin...”
“ Ya Rabbi hani beratım diyorum. İşte karşında, se-
nin beratın Şeyhindir...”
Beraat kandili, Camii’de halaka kuruldu, Efendim
zikir yaptırıyordu. Gözlerim kapalı Hz. Allah’a yalvarı-
yorum ;
“ Ya Rabbi, beratımı ver, buradan elimizi boş gön-
derme, sen her şeye kadirsin.”
Şöyle hitap edildi;” Aç gözünü, beraatını verdik, işte
karşında beraatın “
Büyük bir heyecanla gözlerimi açtım, Efendim kar-
şımda duruyordu, ben sağa sola bakıyordum, acaba ne-
171
rede asılı duruyor? diye, ama ne yazılı ne de asılı bir şey
yoktu ortada, üzülüyorum ve ;
“ Ya Rabbi hani beratım ” diyorum. “ İşte karşında,
senin beraatın Şeyhin’dir.” Bakıyorum, Efendim tam
karşımda, içimi tarifsiz mutluluk, huzur ve sevinç kap-
lıyor, Allah’a şükrediyorum. Dervişin beraatı Şeyhi’dir.
Sedat Çelikkanat
Kasım 1999, Beraat Kandili
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
“ ÜNİVERSİTE ”
Her tarafta bildiri dağıtılıyordu. “ Galip Hasan
Kuşçuoğlu ÜNİVERSİTE kurdu ” diye. Bende oraya
gitmek için Kavaklar’da durdum. Arabalar hep dolu gi-
diyordu. Ben de koşarak Gazi’ye gittim. Dergahın kapı-
sında “ Galip Hasan Kuşçuoğlu ÜNİVERSİTESİ ” diye
yazıyordu.
İçeriye bir girdim, Cami öyle büyük ki, tüm Gazi’yi
ve Karapürçek’i içine almış. Her taraf bembeyaz ve tık-
lım tıklım dolu. İçeride Abdülkadir Geylani Hazretleri
de var. Pir efendimizi göreyim diye yakına geldim,
Pirimiz aynı Galip Efendimize benziyor, tıpatıp aynı.
Arkadaşlara sordum, “ hani Pir Efendimiz ” diye, “ işte
bu “ dediler. Nasıl olur, bu Galip Efendimiz dedim, yani
tıpatıp benziyor. Abdülkadir Geylani Hazretleri, ön ha-
180
lakaya vazifeliler çıksın dedi, hepsi çıktı. Rufai Hazretleri
de yanındaydı. Halaka kuruldu. Pir Efendimizin sağ
yanı bir kişilik boştu. Pir efendimiz sohbete başladı;
“Galip Efendi bizim okuldan mezun oldu. Yani bizim
öğrencimizdi, bütün diplomaları aldı, bütün imtihanla-
rı kasıp kavurdu, KENDİ ADINA ÜNİVERSİTE kurma
hakkını aldı. Ben böyle zamanda böyle başarılı öğrenci
görmedim, onunla gurur duyuyorum, ARTIK KENDİ
ADINA HER ŞEYİ YAPABİLİR, zaten her şeye müh-
rünü bastı, O’NUN İZİNDEN SAKIN AYRILMAYIN,
dediğini yaparsanız dünya ve ahirette hiçbir zarar gör-
mezsiniz, O’na kefilim” dedi.
Halakadakiler başlarını “ Evet “ diye salladılar. Sonra
Pir Efendimiz Galip Efendi işte gümbür gümbür geliyor
diye herkes ayağa kalktı. Abdulkadir Geylani Hazretleri
de kalktı. Herkes zikire başladı. Galip Efendi öyle hey-
betli geliyordu ki, bastığı yerden “Güm güm“ diye ses
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ NUR-U MUHAMMED-İ ”
“ La İlahe İllallah, Nur-u Muhammedi’nin zuhuru-
nun tezahürüdür...”
“ Nur-u Muhammedi yaratılmasaydı ne La İlahe
İllallah, ne esmalar, ne de başka bir şey tezahür eder-
di...”
Efendim,
Perşembe akşamı zikirde arkadaşlar dört kitabın
manası, “La İlahe İllallah” diye ilahi okuyorlardı. Ben
de bu sözleri düşünüp çok duygulandım. O anda şöyle
dendi;
“ Yanlış! Yalnız dört kitabın değil; görünen, gö-
rünmeyen, bilinen, bilinmeyen zerrelerin, varlıkların,
alemlerin, esmaların, ibadetlerin ve yaratılışın manası
182 LA İLAHE İLLALLAH’dır.”
“ Bütün bunlar ise; NUR-U MUHAMMEDİ’NİN
zuhurunun tezahürüdür. Nur-u Muhammedi yaratıl-
masaydı ne La İlahe İllallah, ne esmalar, ne de başka
bir şey tezahür ederdi. Her şeyin manası LA İLAHE
İLLALLAH’ dır. LA İLAHE İLLALLAH da NUR- U
MUHAMMEDİ’ nin zuhurunun tezahürüdür.”
Sedat Çelikkanat
“ İLAH-İ VUSLAT ”
Siz Ankara’nın ortasında kapıcıların ekmek taşıdık-
ları sepet gibi bir sepetin içine girmiş, halka sesleniyor-
sunuz. “ Ey kardeşlerim, kurtuluşa 3 gün kaldı, buyurun
gelin Hidayete erin. Şu sepetin içine sîzlerde girin” di-
yorsunuz. Bir kısmı giriyor, bir kısmı da bu adam deli,
söylediği sözlere bakın. O küçük sepet kimi kurtarır,
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ ŞEYH’İ RABITA”
Efendim ,
Alanya’dan Antalya’ya geliyordum. Görevim matba-
alara kağıt götürmek. Alanya’nın takriben 30 km çıkışın
da Avsallar beldesinde tahminen 200-300 metre yokuş
var. Sağdan giden kamyonu geçmek için 130-140 gibi
fazla suratle geçmeye çalışırken sütre arkasından bir
kamyon çıktı, geçişim zaten hatalıydı. Çünkü üç araba-
nın yola sığması imkansızdı, yol dardı, o anda Rabbımın
lutfu ihsanı ile mensup olduğum Şeyhimi gayri ihtiyari
Rabıta ettim. Rabbımın İhsanı ile soldan gelen arabanın
geri, geri çekildiğini gördüm, ezilmekten kurtuldum.
Nabi Yılmazer
Neden Şeyhimi Rabıta ettim.?
184 Derviş olmadan evvel, Geylani hazretlerine karşı çok
büyük bir hayranlık duyardım. Bütün düşüncelerim,
zevkim O, Gavsul Azamin Şahsiyetinde toplanmıştı. Bir
manamda Gavsul azam beni ufak bir parça olarak bila-
hire Şeyhim olan Galip Efendinin dizinin dibine bırak-
tı. Yerimin burası olduğunu kastetti. Onun için dervişin
mensup olduğu şeyhinden başka bir yere rabıta edeme-
yeceğini iyi anladım.
Söylediler ki “RABITA, DERVİŞE ALLAH’A
MÜRACAAT İÇİN EN BÜYÜK İLTİCA...”
Nabi Yılmazer
“ GALİBİLER ÖN SAFTALAR ”
Efendim,
Manamda Büyük Bir Zikir Halakası kurulmuş.
Etrafımda büyük bir kalabalık ve ışık kütlesi sarılı idi.,
bir zatın yanına oturdum.
Bana “ Sen kime intisaplısın ” dedi.
“ Ben Galip Efendinin Dervişiyim. ” dedim.
O da bana “ GALİBİLER EN ÖN SAFTALAR. ”
dedi.
Ve ben en öne doğru yürüdüm.
Mustafa Huy
25.07. 2001
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
RÜYA DEĞİL
Efendim,
Evladınız Yüksel Efendi, Arefe günü akşamı, bayra-
mın 1 .günü elinizi öpmek için size gelmişti. Bende Sedat
Efendinin annesinde kalmaya gitmiştim. Bayramın 1.
günü derviş kardeşimin, üç çocuğu bize bayramlaşmaya
geliyorlar. 4.kat diye 5.kata çıkıyorlar. Kapıyı çalıyorlar.
Bir teyze çıkıyor. Çocuklar Fatma teyzeme geldik diyor-
lar.
O da Fatma Karabayırın evi bir alt katta diyor. Alt
kata iniyorlar. Bizim kapıyı çalıyorlar. Kapıya beyaz, si-
yah sakallı, cüsseli ve parmağında büyük yüzüğü olan
bir amca çıkmış, elini öpmüşler. Onlara ikişer şeker ver-
miş. Fatma teyzem nerede diye sormuşlar.
O da Fatma teyzen bugün yok demiş. Efendim ço- 191
cuklardan bir tanesi annesine “Fatma teyzeme gittik,
kapıyı çaldık sizin hocanız çıktı!. Elini öptük, bize ikişer
şeker verdi, “ İkişer düşüyor ” dedi, “ biz de ikişer al-
dık.” diyor. Efendim resminizi görünce, işte bu amcay-
dı, yüzüğü bile aynıydı dediler.
Fatma Karabayır
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
195
“ İSLAMİYETİN NE OLDUĞUNU TÜM İNSANLIĞA
GÖSTERECEĞİM .”
Efendim,
Manamda Sizin elinizde büyük bir pala testere olu-
yor. Benim elimde de küçük bir pala testere vardı.
Siz bana hitap ederek “ Seneye, islamiyetin ne ol-
duğunu tüm insanlığa göstereceğim. Nasıl olacaksa ! ”
diyorsunuz.
Ben de “ Testere kerametiyle olacak herhalde “diye
içimden geçiriyorum.
Bayram ERSON
Kasım 2002
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Efendim,
Manamda, ben size geldim, siz taşınıyorsunuz. Her
şeyi kutu, kutu hazırlamışsınız. O anda bir kapı açıldı,
iki kişi bir kutu getirdi. Efendim, siz kutuyu açarken
Peygamber efendimiz size selam veriyor. Selamı siz gö-
rüyorsunuz.
Ben ise görmüyorum. O kutunun içinden üç adet
cübbe çıkardınız. Cübbenin biri siyah, biri yeşil birisi
de kül rengiydi. Cübbeleri bana verdiniz. “ kızım bun-
ları içeriye götür. ” dediniz, ben de içimden korktum,“
götüremem diye“ , ama sizinle beraber içeri götürdüm,
içeride eski bir sandık vardı. Efendim siz o sandığı açar-
ken, sandık yepyeni güzel bir ceviz sandık oldu cüb-
be’nin cebinden bir altın kutusu çıkardınız.
Kutunun içinde altın vardı.” kızım bunu hacı an-
201
nene götür.” dediniz, altının çerçevesi kuş desenli idi.
Efendim, bu manayı iki kez gördüm.
Fatma ÖZDEMİR
“ HAY ESMASI ”
Efendim,
Manamda bir salon içerisin de idik. Birkaç insan ve
sandalyede oturan bir kadın ve kadının kucağında da
dört yaşlarında bir çocuk vardı. Oradakilerden birisi, ço-
cuk öldü diye bağırdı. Ben Onlara yaklaşarak “Efendim
; bu gibi durumlarda HAY Esması okumamızı tavsiye et-
mişti.” diye aklımdan geçti ve sağ elimle çocuğun kalbi-
ni bastırarak “ HAY “ esmasını okumaya başladım. Beş,
Altı defa tekrarladıktan sonra, salondakilerden birisi
“Çocuk dirildi.” diye bağırdı. Hepimiz çok sevindik.
Ekrem YETİK
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ MANEVİ SOFRA ”
“ Yüksek sesle şöyle gürlediniz; BU SOFRANIN
AŞÇISI BENİM, ALLAH’IN İZNİYLE KIYAMET
GÜNÜ BEN KALDIRACAĞIM. DİLEYEN DİLEDİĞİ
KADAR YER, dediniz. ”
Efendim,
Manamda sabah namazını kılmak için Eyüp Sultan
Camisindeydim. Şadırvanda abdest aldım. Camiye gir-
dim, bir köşede sabah namazının sünnetini kıldım.
Sabah namazının farzını siz kıldırdınız, imam sizdiniz.
Namaz bitince Eyüp Sultan Hazretlerinin Türbesine
gittim, Fatiha suresini okudum.
Ali Kuşçu Hazretlerine de bir Fatiha okumak için,
kabrinin başına gittim. Siz kabrinin başındaydınız. Ali
208 Kuşçu Hazretlerinin kabrini yapıyordunuz. Kendimi
Eyüp Camisinin avlusunda buldum.
Siz pazardan birşeyler almıştınız. Eyüp’te pazar,
Cuma günü kurulur. Cuma olduğunu anladım. Siz şa-
dırvana oturdunuz, abdest aldınız. Torbalarda envai
çeşit sebzeler vardı. Sebzeleri tek tek alıp, özenle yı-
kıyordunuz. Kurumuş yaprakları dahi atmıyordunuz.
Kurumuş yapraklara eliniz deyince yapraklar yeşeriyor-
du. Yalnız dikkatimi çekti, patatesleri itina ile ince ince
soyuyordunuz.
Ezan okundu, Cuma namazı için Eyüp Camisine gir-
dik, Cumanın ilk sünnetini kıldım, Hutbeyi siz okudu-
nuz, Cumanın farzını da siz kıldırdınız. Cumanın son
sünnetini kıldım, Camiden çıktım.
Siz dışarıdaydınız, aldığınız sebzeleri pişirip bize ye-
mek yaptınız. Sofrayı siz kurdunuz, biz yemeğe başla-
dık. İnsanlar gelmeğe başladı, biz kalktık, o kadar çok
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
209
“ ULUHİYYET “
“ Cin suresi 18. Ayet ”
“Derviş arkadaşlarına söyle; Efendi’yi İlahlaştır-
masınlar, Allah’ın gücüne gidiyor...”
Manamda, üç zat sert bir şekilde bana gelip şöyle
hitap ettiler;
Kalk Mehmet Efendi, derviş arkadaşlarına söyle;
Efendi’yi İlahlaştırmasınlar, Allah’ın gücüne gidiyor.
Ortadaki zatın yüzünü göstermediler.
Kendime geldiğimde yatakta oturuyor vaziyette
idim.
Mehmet VARAN
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ MÜRÜVVET – BİLAL ”
“ Galip Efendi gelmiş, namazı o kıldırsın, ancak O
doğrusunu kıldırır. ”
Efendim, Bir caminin önünde oturuyoruz. Ben, kı-
zınız ve siz. Üçümüz birlikteyiz. Arkamızda da kalabalık
bir topluluk var. O sırada Ezan okundu (Cuma günü
imiş) birlikte Camiye gidiyoruz, bütün cemaat ayağa
kalkıyor, “ Galip Efendi gelmiş, namazı o kıldırsın, an-
cak O doğrusunu kıldırır ” diye söyleşiyorlar ve namazı
huşu içinde kıldırdınız.
Dışarı çıktığımızda kim olduğunu bilmediğimiz bir
yatırı ziyaret etmeniz gerekiyormuş, oraya doğru yola
çıkıyoruz. Siz ve kızınız önde yürüyorsunuz. Ben ise si-
zin arkanızdan yürüyorum ve sizin yürüyüşünüzü sey-
212
rediyorum. Yürürken bir adımınız yere değiyorsa, on
adımınız havada gidiyor. Bir Nur parçası içerisinde gi-
diyorsunuz. “Aman Allah’ım! Ne güzel bir Nura bürün-
müşler” diyerek, peşinizden geliyorum. Derken, Yatırın
bulunduğu mekana geliyoruz. Türbenin güzelliğinden
kendimi alamıyorum. O sırada siz; Yatırla görüşüyor-
sunuz. Sonra Yatır, bir Nur şeklinde gökyüzüne doğru
süzülüyor. Siz oranın güzel yeşilliklerle örtülü bahçesin-
de bağdaş kurup oturuyorsunuz, yanınıza geliyorum,
bir Hoca elinde Kur’an ile solunuzda duruyor, bana;
“Kur’anı birlikte okuyalım, ondan sonra Efendinin eli-
ni öpersin” diyor. Ama Hoca Kur’anı eksik okuyor. Ben
“eksik okudun Hoca “ diyerek, eksik okunan yerleri ta-
mamlıyor ve elinizi öpüyorum.
Sağ yanınızda Hacı Annem oturuyormuş, bana elini
uzatarak: “Hacı oğlum, elimi öp” diyor ve elini öpüyo-
rum. Yalnız, Hacı Annemin yüzü bembeyaz olmuş, çok
üzgün olduğunu düşünüyorum. Hacı Anne bana; “Hacı
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ ZİKİR ”
“ Zikir yapanlara yabani hayvanlar, vahşi hayvanlar
zarar vermez, dediniz.”
Efendim,
Hürmet ile ellerinizden öperim. Görgümde Hacı
Muhittin Abi ve ben vardım. Zikir halakası kuruyoruz.
Halakanın yarısı tamamlandı, diğer yarıda kardeşleri-
mizin içinde başı açık, elbiseli bir kadın vardı. Ondan
çekindiklerinden halakayı tamamlayamadılar. Öylece
Lafza-ı Celal okumaya başladık. Ancak az kimse oku-
yordu.
Bir kardeşimiz esmayı hem gür hem de candan oku-
yordu, onun okuyuşu beni etkiledi ve heyecanlandırdı.
O sırada Hacı abi esmayı durdurdu. Yarım halakanın ta-
214 mamlanmasını istedi. Halaka tamamlanırken kadında
geldi. Halakanın içine girdi, birşey demedik.
O anda baktım yanımda siz vardınız. Esmanın he-
yecanıyla ben “ Efendim müsaadenizle Lafza-ı Celal’e
devam edebilir miyiz ?” dedim. Siz müsaade ettiniz.
Esmayı okumaya başladık. Halakanın içinde küçük bir
göl oluştu, içinde üç tane timsah vardı. Siz halakanın
dışına çıktınız, bizim karşımıza geçtiniz ve “Zikir yapan-
lara yabani hayvanlar, vahşi hayvanlar zarar vermez “
dediniz. Ben Lafza-ı Celal’i daha gür okumaya başla-
dım. O timsahlar bana karşı dönerek başlarını kaldırdı-
lar ve ağızlarını açarak öylece bizi dinlemeye başladılar.
Bu şekilde uyandım.
İsmail KOCAMAN
KÜTAHYA
Ocak 1999
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ DERVİŞ ” 215
“ BAĞLILIK ”
Efendim,
Cebrail Aleyhisselam beni alıp, Beyt-ül Mamura çı-
karttı. Penceresinden içeri baktığımda Peygamberimiz
217
ve Sizi namaz kılarken gördüm. Peygamberimiz selam
verince, bana dönerek içeri davet etti.
Girmediğimi görünce tamam anlaşıldı, dedi. Size
söyledi, siz çağırınca içeri girdim, arkanızda durdum.
Peygamberimiz yine size dönerek, “ bizimle bir saf ol-
sun ” dedi ve namazlarımızı kıldık.
Şahin Şaylağ
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ DERVİŞLER ”
“ Sen buranın ölçüsünü bilirsin, çünkü sen H. Galip
Efendinin dervişisin.”
Beytullah’da yapım ve onarım çalışmaları varmış.
Bende orada bulunuyorum. Bu manayı gördükten son-
ra öğrendiğime göre, Kabe’nin hemen yanında, aslında
Kabe içine dahil olan bölgenin yapımı sürüyormuş. O
bölgede çalışanlar beni çağırıp o yerin yapımı için bana
sorular soruyorlar. “ Sen Galip Efendinin dervişisin bi-
lirsin “ diyorlar. Bende yapıma refakat ediyorum.
Diğer manamda; Beytullah’ı tavaf ediyorum.
Kabe’nin yanındaki yapımı süren o kısmın bu seferde
ölçümünü yapıyorlarmış. Kalabalık arasında o bölüm-
de çalışanlar, yine beni görüp telaş içinde çağırıyorlar.
218
İçimden “ neden beni çağırıyorlar ki “ diyorum. Bunun
üzerine şöyle diyorlar : “ sen buranın ölçüsünü bilirsin.
Çünkü sen Galip Efendi’nin dervişisin.” diyorlar.
Bu söz üzerine oradakilerle beraber o kısmın ölçü-
münü yapıyoruz.
Yusuf Karakaş
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ ŞİFA ”
“ Uyandığımda kolumun ağrısı kalmamıştı ”
Ben hastanede yatıyorum. Derviş kardeşlerimiz zi-
yarete gelmişler. Hüseyin Hoca bana : “ Efendimiz geli-
yor” dedi. O anda, hacı annemle siz girdiniz ve Hüseyin
Hocaya odadan çıkmasını söylediniz ve bana : “geçmiş
olsun.” dediniz.
Bir kolumdan siz, bir kolumdan da Hacı Annem tut-
tunuz ve okumaya başladınız. Efendim siz hem okuyor,
hem de bileklerimden pazılarıma kadar sıkıyordunuz.
Uyandığımda kolumun ağrısının kalmadığım gördüm.
Bu manayı görmeden önce kolumda uyuşukluk üzeri-
ne yattığımda da parmak uçlarına kadar karıncalanma
oluyordu. Siz okuduktan sonra ağrım kalmadı.
220 Şahin Şaylağ
okuyacağım.
19/2/1998 Cumartesi günü İzmir’deyim. Bir bardak
su aldım, Efendimin verdiği düstur üzerine Rabbıma
iltica edip, Efendimi Rabıta edip okudum, çocuklara
içirdim, dilekçeyi verip, yalvarıp rica ettik, heyecanla
Rabbım’ın göndereceği müjdeyi bekliyorum, hiç şüp-
hem yok müjde alacağım Elhamdülillah.
12/3/1998 Perşembe günü heyecanla, bugünlerde gel-
mesi gereken, Rabbım’ın vereceği müjdeyi bekliyorum.
Rabbım’dan zerre kadar şüphem yok Elhamdülillah.
16/3/1998 Pazartesi sabahı kalkıp namaza durdum,
telefon çaldı. Hanım açtı konuşurken ağlamaya başladı.
Hz. Allah’a şükrediyordu.
Evet, Efendim Sultanım, Hz. Allah’a hamd etmek-
ten, şükretmekten acizim, çünkü beklediğim müjdeyi 221
aldım Elhamdülillah. Kızım hamile imiş, hamd ve şü-
kür için harflerle kelimelerle bizim gibi aciz sonsuzluk-
ların ötesinde, hamd, şükür ve teşekkür ediyorum Hz.
Allah’a, acizim Ya Rabbi.
Efendim, sevginize, muhabbetinize muhtacız çok
sevindi bu garip evladınız. Size müteşekkirim, sizi çok,
çok, çok seviyorum ellerinizden ve yanaklarınızdan
öperim.
Sedat Çelikkanat
16 Mart 1998
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
“ CUMHURBAŞKANI’NA MESAJ ”
“ Tövbe et ! Şükür et ! Sapla samanla uğraşma, onla-
ra meyil etme ”
Muhterem Efendim,
Manamda, çok geniş bir mekandayız, bana işaretle; 223
“oğlum gel şunu al, Cumhurbaşkanı’na ver” diyerek be-
yaz kağıt verdiniz.
Kağıtta üç madde yazılıydı:
Tövbe et,
Şükür et,
Sapla, samanla uğraşma onlara meyil etme.
Bende bu kağıdı alıp ona götürdüm, hiçbir engelle
karşılaşmadım, köşkün ikinci basamağında beni karşı-
ladı, ben ; Efendimden bu emaneti getirdim, size ver-
memi istedi,” dedim
Cumhurbaşkanıda “ Biliyorum biliyorum” dedi.
Manam budur Efendim, hürmetle ellerinizden öpe-
rim.
İzzet TAŞ
ISPARTA 20 Mart 1999
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
“ KONFERANS SAMİMİYET ”
“ Konferans salonunda siz konuşma yapıyorsunuz.
Bütün devlet erkanı, askerler, basın, tanınmış köşe ya-
zarları hem sizi dinliyorlar, hem de sizin anlattıklarınızı
başları ile tasdik edip; “ Ne güzel konuşuyor, diyorlar. ”
Çok Kıymetli Efendim,
Perşembe günü sabah namazımı kılıp yattıktan son-
ra, çok büyük bir konferans salonunda siz konuşma ya-
pıyorsunuz. Herkes gelmiş büyük bir dikkatle sizin ko-
nuşmanızı dinliyor, bütün devlet erkanı, askerler, basın,
tanınmış köşe yazarları hem sizi dinliyorlar, hem sizin
anlattıklarınızı başları ile tasdik edip; “ Ne güzel konu-
şuyor ” diyorlar.
Hiçbiri size soru sormayıp çok güzel anladık diyor-
lar, Konferans bitiyor. Biz kitapları büyük paketlerde 227
dağıtıyoruz, “ herkes alsın almayan kalmasın “ diyoruz.
Siz kitapların ikisinin de beraberce dağıtılmasını is-
tiyorsunuz., bizde sizin emriniz üzerine birinci ve ikinci
kitaplarınızı beraberce dağıtıyoruz. Sonra siz çay içiyor-
sunuz, çayınızı bitirdikten sonra bardağı bana veriyor-
sunuz, “ Efendim bir daha içer misiniz ? “ diye soruyo-
rum, “ peki içerim oğlum ” , diyorsunuz, ben çok sevini-
yorum, Efendimi sadece ben gördüm, benimle konuştu,
diyorum ve uyanıyorum.
Ayhan Sevinç
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
“ İLAHİ DİNLER ”
Birgün Aslanhane Camiisi’ne gidiyorum, caminin
içinde ve dışında lacivert elbiseli, beyaz gömlekli ve
kravatlı, tek tip giyinmiş kişiler vardı. Bunların kim ol-
duklarını merak ederek sordum, hepside Camii imamı
olduklarını söylediler, ne için toplandıklarını sordu-
ğumda da ; “ Burada bir Zat-ı muhterem gelip bizlere
sohbet edecekmiş, onun için resmi kıyafetle toplandık
ve bekliyoruz ” dediler.
Bende merakla onların içinde beklerken Pir Efendim
Galip Hasan Kuşçuoğlu geldi. Ben onu görünce koşa-
rak yanına geldim ve sırtındaki paltoyu aldım, koluma
takarak birlikte içeri doğru yürüyerek girdik, içerde me-
rakla bekleyen Hoca efendilerin hepsi ayaktaydılar ve
sohbet edecek kişinin kim olduğunu, kimin geleceğini
230
bilmeden ayakta gelecek kişiyi bekliyorlardı. Efendim
aralarından geçerek içerde yere oturdu, bende yanına
oturdum.
Efendim sohbete başladınız;
“ Hz. İsa Allah’ın Peygamberi değil mi ? Hz. Musa
Allah’ın Peygamberi değil mi ?
Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın Peygamberi değil mi ? ”
O arada hocalar sesinizi duyunca ön sıradan başla-
yarak arkalara doğru tek, tek diz çökerek yere oturdu-
lar, sohbetinize devamla dediniz ki;
“ Ne hakkınız var insanları bölmeye ? Kuran Allah’ın
kitabı değil mi ? İncil, Tevrat ve Zebur Allah’ın kitabı
değil mi ? Onlarda Kuran değil mi ? ”
Çok sinirli ve celali bir şekilde bağırıyordunuz, Hoca
efendiler de tasdik mahiyetinde siz konuştukça başları-
nı sallıyorlardı, sohbet bittiğinde ayağa kalkınca bütün
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Efendim,
2- 3 metre ilerim de tanımadığım bir adam kahve
rengi şapkalı bıyıklı gülerek
“ 90 da dedi ” bende ne anlama geldiğini düşünür-
ken o esnada siz sağ tarafta göründünüz.
231
O adam bana “ senin de iki senen var ” dedi.
O anda içimde, benim içimi bir sıkıntı kabladı ve
adamın yanına doğru yaklaştım. “ Sen nereden biliyor-
sun kimin ne zaman öleceğini. Allah’tan başka kim bi-
lir” dedim. Adam ciddileşti ve “ şaka yaptım ” dedi.
Kim ömründe bir kerre Allah derse kurtulur.
Demeyenler nasıl olur deye düşünürken; “ Azrail de-
dirttiriyor ” dendi.
Adem Güney
HİTAB-I İLAHİ
“Allah’a giden kısa ve kestirme yol GALİBİLİK”
dendi
Ve karşı tarafta bir yazı gördüm “GALİBİLİK” diye
yazıyordu !.
Adem Güney
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Sayın Efendim,
Sizi ziyarete gidiyoruz. Muhteşem bir araba’ya
bindik araba’nın içinde Metin efendi, Ahmed efendi,
Murad efendi, Mehmet Çınar efendi, giderken bir ara
Mehmet efendi araba’yı durdurdu. Mehmet efendi ile
Murat efendi sıkılıyoruz diye indiler.
Biz yolumuza devam ettik. Muhteşem bir kapının
önüne geldik üzerinde altınla işlenmiş GALİBİLER
CENNETİ yazıyordu.
Nizamiye’nin önünde iki tane tavus kuşu bizi karşıla-
dı. Biz arabadan inecektik indirmediler. İçeri araba ile
girmemizi arabayı parka çekmemizi söylediler arabayı
parka çekip indik. Dediler ki, önce bu hurmadan yiye-
ceksiniz, akan ırmaktaki sudan içeceksiniz, biz hurma-
ları yedik sudan içdik dediler ki, Efendi Hazretleri’ne şu
233
kapıdan gireceksiniz üçümüz gösterilen kapıdan girdik.
İçeride başta Peygamberimiz Efendim’iz yanında siz
sizin yanınızda Hazreti Ali Efendim’iz oturuyordu. Ben
geldim yalnız sizin elinizi öptüm.
Peygamber Efendimiz karşıma otur buyurdular, ben-
de Efendimiz’in karşısına oturdum, Peygamberimiz size
dönerek dedi ki,
“ Meşhur kominist evladın bu mu ?. ”
Sizde “ evet Efendim ” dediniz . Hazreti Ali Efendim’iz
bana dedi ki, “ sana sorularım olacak. Neden gelir gel-
mez Efendiyin elini öptün bizimkini öpmedin ?. ”
Ben de dedim ki; “ Efendim benim hem anam hem
babam benim herşeyim bana her şeyi Efendim öğretti,
onun için önce onun elini öptüm. ” Bana dedi ki; “ bun-
dan sınıfı geçtin ikincisi ALLAH’ı ne kadar biliyorsun .?
“ Dedim ki, “ Efendim’in öğrettiği kadar ”, “ bundan da
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Efendim,
Zikir halakasın da Hali Yekaza da Ravza-i Mutahhara
da Tevhit Camii’nde oluyoruz, İlâhi esnasında ayakları-
na “ yüzüm sürsem ” söylenirken ayaklarına kapanmak
istiyorum. Fakat Efendim beni koltuğumun altından,
ayaklarının dibinde kucaklayıp kaldırıyorsunuz !.
Mesrur Tokat
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Manamda,
Peygamberimiz Efendimiz’i gördüm.
Peygamber s.a.v efendimiz diyor ki;
“ BEN ÜMMETİMİ GALİP EFENDİ’YE EMANET
ETTİM. ”
GALİP EFENDİ DE;
“ BÜTÜN İNSANLARA KUCAĞINI AÇMIŞ
GÜLEREK GÖTÜRÜYORDU !. ”
İsmail Tip
07.11.2003
Şeyhim Sultanım,
Manamda Ömer’le bir masada, yeşil bahçe’de oturu-
yoruz. Arkadan birinin geldiğini hissediyorum, dönüp
arkaya baktığımda, uzun boylu heybetli kahve rengi
abası olan, bir mübarek karşı masaya oturacaktı. Bizi
görünce kalktı, işaret parmağını Ömer efendi ile bana
aramıza doğru göstererek;
“ Sizde Galibi Mühr-ü, Galibi Nur-u olduğunu ” söy-
ledi .
“ Sizlere korku yoktur. Korkmayın ” dedi. Ben
Selâhattin Eyyüb-i Hazretleriyim ” dedi !.
Kızınız Fatma Bor
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
HİTAB-I İLAHİ
Efendim manamda,
Peygamber Efendimiz’i ve Hazret-i Allah’ın Cemalini
görüyorum. Ve bütün insanlar Hz .Allah’ın Cemaline
ulaşmak için hücum ediyorlar. Ve Peygamber Efendim’iz
eliyle sizi gösteriyor !.
Hitab-ı İlah-i;
“ Siz Allah’ın cemaline ulaşmak istiyorsanız, Galip
Efendi’nin kapusun’dan geçeceksiniz!. Biz Galip
Efendi’ye Rahmetimize Vesile, Tasarrufat verdik ” di-
yor!..
Ve ben koşup elinizi öpüyorum yanınızda ayakta du-
ruyorum. Bütün insanlar elinizi öpmek için hücum edi-
255
yorlar !.
“ Aman Allah’ım ” diyerek uyanıyorum !..
Fehmi Erkoç
Ankara
29.01.2004
MANEVİ ZUHURAT
Efendim,
Bu hitab’ta ;
Efendim,
Çok güzel bir yerde Hz.İsa Aleyhisselâm’ı görüyo-
rum.
“ Sen Galip Efendi’nin dervişi değilmisin? ” diyor.
Ben de, “ Evet Efendim ” diyorum.
Hz İsa a.s. diyor ki ;
“ Galip Efendi’ye çok selâm olsun !. Benim bir daha
dünya’ya gelmeyeceğimi, çok güzel anlatıyor ve bunları
da sizlere çok iyi açıkladığı için, sizlerde çok iyi anlatı-
yorsunuz. Galip Efendi’ye çok selâmımı götür. ”
Fikret Minden İnegöl
15.01.2005
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
267
Efendim,
Manamda sizinle, benim bilemediğim, eskiden sizin
yaşadığınız mekanlarda beraber dolaşıyoruz.
Tamamını hatırlayamadığım bir manamı size anlat-
maya çalışıyorum.
Bütün alemin beyatını aldım !.
Tariki sana gezdirdiler mi ?
Ya da gösterdiler mi?
Manasında bir hatırlatma da bulunuyorsunuz.
Bende vallahi öyle oldu Efendim diyorum.
Metin Durak
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Manada,
Annem ihram giymiş oturuyordu.Karşısında ise be-
yaz cübbesini ve sarığını giymiş Efendi Baba, oturuyor-
du. Ortada ise Peygamber Efendimiz oturuyordu.
Yönü anneme dönük oturuyorlardı. O sırada bir ses;
“ Peygamber efendimizin kızı kim ” ? diye sordu .
Bende; “ Peygamber Efendimiz’in kızı Hz. Fatma
anamız. Başka var mı ? diye düşündüm.
Yine o ses; “ İşte Peygamberimiz Efendimiz’in kızı ”
diye, Hacı annemi gösterdiler.
Peygamberimiz Efendimiz’in Oğlu ise; “ Efendi
Baba, kızı da Hacı Annem imiş ” diye düşündüm.
Ömür Alapala
272 2007 Çorum
Efendim,
Çok kalabalık bir mecliste sohbet ediyorsunuz ve di-
yorsunuz ki; “ Ben her gün sabaha kadar bağdaş kurar,
sohbet ederim, nasibi olanlar bundan faydalanırlar.”
Yine sohbete devam ediyorsunuz “Bir gün
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile beraber Allah’ü Teala
Hazretlerinin huzurundayken”
Allah (c.c.) Buyurdu ki;
“ Ya Muhammed ! Sen Benim Peygamberimsin,
Resulümsün, EFENDİMSİN, Galip Efendi’de benim
EFENDİMDİR dedi ”, diyerek sohbeti bitiriyorsunuz.
Arif Tarifçi
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Muhterem Efendim,
Çok ihtişamlı merasim kıyafetleri içerisindesiniz.
Tokat’ta geniş bir caddenin ortasında oturuyorsunuz.
Biz kalabalık bir cemaat olarak caddenin kenarında bir
bölmedeyiz. Dervişan hep beraber “ Allah, Allah, Allah”
diye haykırarak zikre iştirak ediyoruz.
- Ya Kerim Allah, Allah, Allah, Allah
- Ya Aziz Allah, Allah, Allah, Allah
- Ya Metin Allah, Allah, Allah, Allah
diye makamı ile zikir devam ediyor. Ben sizin verdi-
ğiniz esmanın peşinden derviş kardeşlerimi daha coş-
turmak için ayağa kalkıyorum.
Bu arada yanıma büyükçe bir kutunun içerisinde
size ait, sizin kullandığınız, çok değer verdiğim takkeler
276
var. Hatta birinin üzerinde bazı yazı ve imzalar da vardı.
Ben onları kimse almasın diye korumaya çalışıyorum.
Ancak zikre daldığımız sırada bazılarının kaybolduğu-
nu görerek üzülüyorum.
Daha sonra sarık sarma törenine geçiliyor. Siz
muhteşem kıyafetler içerisindesiniz. Birkaç kişi daha
var ayakta tören kıyafetlerinde. Siz kendi elinizle esmer
bir şahsın kavuğundan ipekli bir sarığını çıkarıyor, is-
minin “ Furkan ” olduğunu zannettim. Özel kıyafetler
içerisindeki kişinin başına sarıyorsunuz. Ben imrenerek
bakıyorum.
Mehmet Dabak
Yanlış anlaşılmasın,
Peygamber Varisleri, aynı isimle anılması Vazife’nin
Zamana Göre Varisin’den Kıyamete Kadar Devam
Edecektir.
İnkarı Küfürdür !. Tertib-i İlâh-i dir. Gerçek İman
Ehl-i’ne !. Böyle Biline !..
Abdi Âciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Efendim,
Manamda, kurtlar oğlum Burak’a saldırıyorlarmıştı.
Komşum Saime teyze;
“ Serap koş çocuğuna kurtlar saldırıyor. ” Ben koşa-
rak gidiyorum. 9 – 10 tane kadar büyük vahşi kurtlar,
beni görünce hepsi toplanıyor bana bakarak, yavaş ya-
vaş benden çekinerek gidiyorlar. Bende içimden “ bu
kurtlar ne kadar büyük ve vahşi, beni de parçalayabilir-
lerdi.” diyorum.
Hitabı ilahi; “ Galibiler’e kimse zarar veremez ” di-
yor.
Kurtların iki tanesi karınları parçalanmış yerde can
çekişiyorlar. Saldırının zararlarını kendileri görüyorlar.
Oğlum; “ Anne sırtımı ısırdılar, bacağımı ısırdılar,
280 kolumu ısırdılar ” diyor. Ama bakıyorum, oğlum hiçbir
zarar görmemiş. Kendi zararlarını kendileri görüyorlar.
Serap Çakır
Efendim
Manamda, caminin bir tarafında bayanlar, diğer ta-
rafında beyler oluyor. Eşim Harun hoca vaaz edecekmiş.
Fakat evde, elektrik olmadığı için eve gelmiş. Camide
bayanlar sıkılmış ilahi söylemeye başladılar. Ben “er-
kekler sesinizi duyar” diyorum. susturamıyorum.
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
NEDEN HEYECANLANIYORSUN?
BU KAPIYI HER GÜN BEN AÇARIM
Ben küçücük oğlumla birlikte gece Mevlana’nın arka
yerlerinden, saklı olarak içine girip ziyaret edip, bayan-
ların bölümüne çıkıp, orada uyuyakalmışız.
Sabah olmuş ben erkenden uyandım ve oğluma di-
yorum ki; “Oğuz kalk şimdi birazdan Mevlana’nın kapı-
sı açılırsa yakalanacağız.”
“Hadi çabukça kaçalım” diyorum. Oğlumda “Anne
yakalanırsak keşke burada yakalanalım” diyor. “sen bi-
lirsin” diyorum. Ben Mevlana’nın kapısından tam çı-
kacağım sırada, çok büyük bir anahtarla kapı açılıyor.
Birde ne göreyim kapıyı açan Galip Efendim. “Şeyhim,
Şeyhim sizsiniz” diye titremeye başlıyorum.
282 Şeyhim içeriye girip benimle selamlaşıp ve salavatla-
şıp “neden heyecanlanıyorsun? bu kapıyı her gün ben
açarım.” diyor. Ve çoraplarını çıkarıp abdest almaya ha-
zırlanıyor. “ben şeyhim, oğlum içeride uyuyor o da uyu-
sun bir şey olmaz” diyor.
Konyalı Hacı Hayrullah Hoca efendi eliyle
Muhterem Efendim,
Rüyamda şu anda durduğum deterjancı dükkanı-
ma teşrif ediyorsunuz. Kapıdan girince babamla ben
hemen ayağa kalkıp karşılıyoruz. İçeriye giriyorsunuz.
Çok heybetli idiniz, üzerinizde kahverengi cübbe vardı.
Mübarek sakalınız iki parmaklı, yüzünüz dolgun gayet
sağlıklıydınız. Babama hitaben “ Ben marangozum, sa-
natkarım, sanatkarı da severim, yanımda çok işçi çalış-
tırdım, ustalık yaptım. Sizde terzi olarak sanatkarsınız ”
dediniz.
283
O sırada içimde çok güzel hoş bir ses konuşmaya
başladı. “ O’nun ayağının bastığı yere yüzünü sür, onun
bastığı yer cennet bahçesi olur. Onun bulunduğu yer ise
Mekke, Medine gibidir !. Kutsaldır !. dedi.
Murat Dağcı Kütahya
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Efendim,
Hacı Sami Efendi’nin dervişlerinden Sami Bolar,
Manamda tuzla bölgesine sohbete gelmişsiniz.
Sohbetinizde tuzla bölgesinden iki arkadaşta kapıdan
girmek istiyor. Fakat kapının yanında bulunan bir der-
viş onu içeriye sokmak istemiyordu. Sonra siz durumu
fark ettiniz. O arkadaşın gözleri tavşan gözleri gibi kır-
mızı idi.
Sohbete ben bir kazan dolma getirmiştim. Kimin
getirdiğini bilmediğim bir kazan yemek daha vardı.
Benim getirdiğim dolmayı elinize alıp okuyup üflediniz
sonra dervişlere dağıtılmasını istediniz.
Sonra sohbete başladınız. Sohbetinizde; “ kullukta,
dervişlikte ve tövbede samimi olunuz. Allah kulluk’ta
samimi olmamızı istiyor. Lokmalara dikkat ediniz. 285
Kazancınızın helal olmasına dikkat ediniz. Allah’ın hu-
zuruna eli boş gitmeyin. Allah sizleri gözümün önünde
cehenneme atarsa ben nasıl tahammül ederim.” diyor.
Sonra ağlamaya başlıyorsunuz.
O kadar çok ağladınız ki sakallarınız ıslandı. Benim
küçük kızım Rümeysa ve arkadaşımın kızı Betül’ü birini
sağ birini sol dizinize oturttunuz ve her ikisine de bol
bol dua ettiniz. Sonra namaza kalktık. Namaz esnasında
ben sizin arkanızda idim. Secde esnasında sizin ayak-
larınızdan çok güzel kokular geliyordu. Bende secdeyi
uzatıyorum. Daha sonra uyandım. Baktım sabah vakti.
Sami Efendi’nin Dervişlerin’den
Sami Bolar
Efendim,
Bir gece manamda ben oturuyorum. Karşıdan
Haydar Baş geliyor. Ben hiç yerimden kalkmıyorum.
Bana gelip “ bu el uzundur” diyor. Benim kendisinin
elini öpmemi istiyor. Ama ben gerçek Şeyh olmadığını
bildiğim için elini öpmüyorum. Sonra İsa Yılmaz’da ge-
liyor o elini öpüyor. Ben diyorum ki, “ herhalde profe-
sör olduğu için elini öpüyor ” diyorum.
Sonra Haydar Baş bir şeyler diyecek oluyor konu-
şamıyor. Bize diyor ki; “ bana biraz okuyun da konuşu-
yum” diyor. Ben Tebareke ve Yasin sürelerini okuyorum.
Bu konuşuyor. Ama ben bir şey anlamıyorum. Ben diyo-
rum ki “ ben Galip Efendi’nin dervişiyim ”. O da bana
“ O mu sizi kurtaracak ” diyor. Ben de; “ sen mi bizi
kurtaracaksın “ Tabii ki o bizi kurtaracak” diyorum. Bu
286 sözü duyar duymaz bizim yanımızdan kaçıyor.
Ben diyorum ki; kimin son sözü “ La İlahe İllallah”
olursa dehalel-cennet diyorum. Daha sonra benim
sol üst tarafımdan hitabı ilahi gür bir sesle “ La İlahe
İllallah ” diyen İslam’dır. Müslüman’dır, sesini duyunca
her taraftan benim yanıma insanlar akın akın geliyor.
Etrafım hep Galibilerle doluyor. Daha sonra bizi iste-
meyenler geliyor, ortalık karışmasın diye ben bizimkile-
ri alıp oradan götürüyorum. Sabah olunca tekrar oraya
uğradığımda hanımlar daha orada bekliyorlar. Diyorum
ki; “ Siz gitmediniz mi? Onlarda biz sizi bekledik” di-
yorlar. Bende hadi evlerinize gidin diyorum. Onlarda;
“ Eşlerimiz belki bizim hakkımızda kötü şeyler düşünü-
yor ” diyorlar. Bende onlara hep beraber gidin “biz hep
beraberdik deyin” diyorum. Manam burada bitiyor.
Harun Çakır
Site kudret camii müezzini
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
DOLMA
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Bismillahirrahmanirrahim
“ Merhamet ” hakka vuslat için en büyük vesiledir ,
“ Merhamet ” iman ağacının en mühim meyvesidir .
“ Merhametsiz ” ademde iman var gibi görünse de
feridir inanma.
“Oğlum gelin alırken ilk bakacağın husus “ merha-
met ”var mı yok mu !.
Bismillahirrahmanirrahim
Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu ko-
rumak üzere kitabı gönderdik!.Artık aralarında Allah’ın
indirdiği ile hükmet !. Sana gelen gerçeği bırakıp’ta on-
ların arzularına uyma. Her birinize bir şeriat ve bir yol
verdik !. Allah dileseydi ,sizleri bir tek ümmet yapar-
dı. Fakat size verdiğinde sizi denemek için. Öyleyse iyi
işlerde biri birinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’a
dır. Artık size üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri o ha-
ber verecektir !..
Maide 48
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Yunus’tan
Gönlün gözün nefsü heva aşk neylesin senin ile
Zakirlere yoldaş olmadın sadıklara yar olmadın
Olmaz yere verdin gönül dost neylesin senin ile
Dünya gözün ruşen edüp gönül gözün kör eyledin
Zulmet dolunca gönüle nur neylesün senin ile
Gerçek yere derviş gerek doldu cihan sahte ile
Duydun ise işin aslın lâf neylesin senin ile
Dervişliği sanma heman olur suret düzmeğile
298
Dilde ise senin işin hal neylesin senin ile
Yunus Emre’m hoş derdile merdane sür derdini kim
Hemrah isen dost yoluna ar neylesin senin ile,
Bismillahirrahmanirrahim
Eğer Rabb’ın dileseydi ! Yer yüzündekilerin hepsi
elbette iman ederlerdi !.
O halde sen inanmaları için insanları zorluyor
musun !.
Yunus 99 299
Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz, O murdar-
lık azabı akıllarını kullanmayanlara verilir !.
Yunus 100
De ki: Göklerde ve yerde neler var, bakın !. Fakat
inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar faide
sağlamaz !.
Yunus 101
Bismillahirrahmanirrahim
Ey iman edenler ! Allah’dan korkun, O’na yaklaşma-
ya yol arayın ve yolunda cihat edin ki, kurtuluşa eresiniz.
Maide, 35
Bismillahirrahmanirrahim
Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır.
Kendilerine kitap verilenlerin
( Yahud-i, Hristiyan’ın, vb nin ) yiyeceği size helal-
dir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir.
Mü’min kadınlar’dan iffetli olanlar ile, daha önce
kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da na-
muslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak
üzere, mehirlerini vermeniz şartı ile size helaldir.
Kim inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa git-
miştir. O ahrette de ziyana uğruyanlardandır.
Maide 5
Bismillahirrahmanirrahim
Onlar öyle sapıklar ki !. Kesin söz verdikten sonra
sözlerinden dönerler. Allah’ın, ziyaret edilip hal ve ha-
tırlarının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vaz-
geçerler, yer yüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar 303
gerçekten zarara uğruyanlardır.
Bakara 27
HOŞGELDİN
Kadiri ile Rufa-i ye’yi derdiler .
İkisinden bir dal gonca verdiler.
Adına da Galibidir dediler
Galibi Pirim Efendim hoşgeldin
Evliyalar toplanıp divan kurdular
Baş köşeye divan tahtı koydular
Şeyh Galip taht senindir dediler.
O tahtın şahı Şeyhim hoşgeldin
Gerçek haktır sen peygamber torunu .
Dervişlerine yeter bunun onuru .
Sen öğrettin bize gerçek hak yolunu
306 Bu yolun Mürşid-i bize hoşgeldin .
Sultanlar zincirinin altın halkası .
Kuşçuoğludur soyu sopu atası.
Bağışla bizlerin çoktur hatası .
Hoşgörü dergahının Şeyhi hoşgeldin .
Ben abdî acizim adımdır Ahmet .
Nefsimize uyarız veririz zahmet
Şeyhim senden dua Rabbım’dan Rahmet
Rahmet vesilesi Efendi babam hoşgeldin .
Ahmet Çetin
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
“ SU İLE TEDAVİ ”
Japon birliği, aşşağıdaki su ile tedavi tecrübesini ya-
yınlamıştır ki, birliğin ifadesine göre netiyce yüzde 100
başarılı olan bu yöntem, aşşağıda beriltilen bu eski has-
talıklar ve yeni hastalıkları içerir.
1) Baş ağrısı tansiyon kansızlık eki bir rahatsızlık,
felç, kalb sıkışıklığı,
2) Sara, aşırı şişmanlık nefes borusu (solunum boru-
su)iltihabı nefes darlığı,
3) Ciğer ve idrar yolları ile ilgili herhangi bir hasta-
lık.
4) Aşırı gaz midede mide zarında iltihaplanma ,di-
zanteri, kabız, basur ve şeker hastalığına ,
5) Kulak, burun, boğaz ile ilgili herhangi bir hastalık
307
için ,
6) Kadının adet görmesi düzenli olmadığı zaman te-
davi yöntemi;
1) sabah aç karnına, 4 bardak su içilip ancak 45 da-
kiyka sonra yenebilir,
3) kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği (bu üç
öğünden) her birinden ikişer saat geçmeyinceye kadar-
hiç birşey yeme ve içme,
4) akşam yemeğinden sonra hiçbir yiyecek ve içecek
alma<özellikle uyku saati yaklaştığı zaman!
5) Belki bazı hastalıklar ile yaşlılar 4 bardak suyu bir-
den sabahları içmede zorlukla karşılaşacaklardır, onun
içindir ki, bu kimseler ilk zamanlar 4 den az olarak baş-
layıp azar azar kısa bir süre içinde söylenen miktara
yani 4 bardağa çıkarmalıdırlar .
Bu yöntemle yani su içerek tedavi yöntemi sonuçları
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Bismillâhirrahmanirrahim
Bazı umurda, dini hakiykatlere uymayan kimsenin o
nisbette imanında zaaf vardır. Bu türlü iman zaafı, her
türlü muamelatında görülür, başında görülmese de so-
nunda mutlaka kendini gösterir.
Kevni hakikatlerle iktifa edip, dini hakiykatlerle ik-
tiba etmeyenler, Peygamber Efendilerimiz’in tabiinden
sayılmazlar.
Bu tür kişiler şeriat, tarikat, marifet ve hakiykat ga-
ribidirler.
İtikatte Kuran’ın medarı ikidir : İlmi Tevhit, Ameli
Tevhit. İlmi Nafi, Salih Amel.
Aklı olmayanın dini olmaz, akılsıza teklifat yoktur.
Akıl İlah değildir. İlmel Yâkin, Allah-ı idrak edecek
309
kadar ölçü verilmiştir.
Aynel Yakin, Hakkel Yâkin aklın gücü dışında olup,
zuhurundan sonra zevkini alır, o da kısmeti var ise !.
Kısmeti yok ise, gizli şirkten kurtulamayıp beş duy-
gu’nun kuru makinesi olur, dar ufukla iktifa eder, ile-
ri’yi görmeye imanı yeterli olmadığın’dan 5 duygudan
öteye ruhsatı yoktur.
Aldığı tedrisatı nisbetinde iman zafiyyetini gizliyo-
rum zanneder, avvama karşı muvaffak oluyormuş gibi
ise de gerçek iman ehline gizli değildir.
“ Müğmi’nin firasetinden kaçının, onlar Allah’ın
Nur-u ile bakar !. ”
“ Habibim sen onları yüzlerinden tanırsın !. ”
Hazret-i Allah beni ademi insan olmaya namzet ya-
rattı .
Aşk-ı İlahi’nin zuhurunu, dünya ve ahiret Peygamber
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Gazel-i Galib-i
Edebiyat Öğretmeni
Engin Aksu
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
CUMA HUTBESİ
Bismillâhi-velhamdülillâhi Vesselâtü Vesselâmu Alâ
Seyyidina Muhammedin ve Alâ Alihi ve Sahbihi Ecmain..
Minberin Kapusunda
Allahümme Eftah aleyna ebvabe Rahmetike ve yessir
aleyna Hazaina fadlike ve keremike ya Ekremel Ekremin
ve ya Erhamer Rahimin .
Birinci Hutbe
Elhamdülillâhi Rabbil Alemin Vesselâtü Vesselâmü alâ
Resulüna Muhammedin ve alâ Resulüna Muhammedin
ve alâ alihi ve sahbihi vesellim.
Neşhedü en Lâİlâheillallah Vahdehulâ şerike-leh 319
ve Neşhedü enne Seyyidina ve senedina ve Mevlâna
Muhammeden abduhu ve Resulü Amma bağdü feya
ibadallah ittekullahe ve atiyyü innallahe ma-allezine ta-
kav vellezine hum Muhsinun
Kalellahu tealâ fi kitabihul kerim
Eüzü besmele çekilip bir ayeti kerime okuyup hutbe
irad edilecek .
Vekale aleyhisselâtü vesellam ettaibu minezzembi
kemale zenbeleh Estağfirullah elazim ve etubi ileyh ve
ese lüke heli velâ kunuttevfik denir oturulur okunur
Ya eyyühellezine amenesbürü ve sabiru ve rabitu vette-
kullahe le alleküm tiflihun.. denir ikinci hutbeye başlanır
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
İkinci Hutbe
***
Hu Ya Tabibel Kulup ,
Medet Ya Erhamer Rahimin Ya Ekremel Ekremin ,
Medet Ya İlâhel Alemin !.
Destur = Ya Adem Safiyullah ,
Destur = Ya Nuh Şekürullah
Destur= Ya İbrahim Halilullah,
Destur = Ya Musa Kelimullah
Destur= Ya İsa Ruhullah!
Destur = Muhammed Mustafa Habibullah
Destur = Cümle Peygamberanı izam ve Resuli kiram
Destur ya Sahibel Meydan, cümlesinin ruhları için
Fatiha maas selevat.
Çariyari ba safa : Eba Bekir Sıttık Ömerül Faruk,
322 Osman’ı Zinnureyn, Aliy-el Murtaza, radiyallahu an-
hüm Efendilerimizin.
Ehli Beytin, Ali Beytin, Evladı Resülullahın, Ashabı
Resülullahın, Hazreti Hamza, Hazreti Abbas ve Uhut ve
bicümle zamanımıza kadar olan bil cümle Şühedanın ,
ruhları için Ehli İman ve Ehli İslâm’dan cümlesinin ruh-
ları için , Ashabı Kiram, Ashabı Güzün , Sahabeyi Kiram,
Sahabeyi Güzin ,Tabi-İn , Tebe-A Tabiin Müştehidi İzam
Efendilerimizin
Üveys el-Karani, Selmani Farisi, Hasanı Basri, Habibi
Acemi, Davudi Ta-i , Marufu Kerhi, Cüneydi Bağdadi,
Sırrı Sakati, Ebül Vefa, Ebül Hayr, Hazretlerinin.,
Bahusus Gavsül Azam Seyyit Abdulkadir Geylâni,
Seyyit Ahmed’er Kebir Rufa-i, Seyyit Ahmet El Bedevi,
Seyit İbrahim Dussuki, Şeyh Ebul Hasan Ali Şazili ,
şahı Nahşibent Muhammed Bahattin Hazretlerinin 12
İmam, 14 Masumu Pak, 24 Hatun, 72 Pehlivan Şehidi
Kerbelâ, Evlâdı Resul Hazreti Hüseyin r.a, ve bil cümle
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
327
İnsanı tanımadan eğitim yapılmaz !.
DOHTOR BEY
Verdigin perhize budur gayratım,
Bundan başka uyamayong dohtor bey,
Üç sepet yımırta sabah kahvaltım,
Teker teker sayamayong dohtor bey!
DİNİ NİKÂH
Kız veya kızın vekili sola, oğlan veya vekili sağa, şa-
hitler karşında bulundurulur. Evvelâ topluca istiğfar,
sonra Ayet-i Celile okunur.
Bismillâhirrahmanirrahim
Ve en kı kul eyama min küm vessalihine min ibadi-
küm ve imaikum in yekunu fukara-e yuğni hümullahi
min fadlihi vallahu vasiun alim. Sadakallahül Azim
Galen nebiyyi sallallahutealâ aleyhivesellem En
nikâhi sünneti femen ragibean sünneti feleyse minni
Sadaka resulullah ev kema gal
Allah-u Taalâ’nın Emr-i Şerif-i üzere, Peygamberim’iz
Hazret-i Muhammed ( s.t.a.v ) Efendimiz’in Sünnet-i
üzere, İmamı’mız İmam-ı Azam Hazretleri’nin İçtihadı 335
ile hazır olan şahitlerin şehadetleri ile, şu kadar Mihri
Muaccele ile, vekili bulunduğun falanca efendi’nin ke-
rimesi, filân hanımı vekâletin sebebi ile, falan aga’nın
oglu falan efendiye, helâllığa, zülallığa, avretliğe verdin
mi ? Bu münval üzere verdin mi ?.
Erkeğe sorulacak, erkeğin de ikrarından sonra ben-
de akdi nikâh ettim. Zevvectü Zevcete Eyyaya. Âmin
Dua
Allahümme ec al hazel akte meymunen mübareken
Yecal beyne hüma ülfeten ve muhabbetenve karara,Velâ
tecal beyne hüma nefreten ve fitneten ve firara, Alla
hümme ellifte beyne ademe ve Havva ve kema ellefte
beyni hazreti Muhammedel Mustafa sallallahu aleyhi
vesellem ve Hatiycetil Kübra radiyallahu anha ve kema
ellefte beyni hüma Ali radiyallahu anha ve Fatımatül
Zehra, Alla hümme atilâ hüma evlâden salihan , ve
Ömren tevilen ve rızkan vasian Rabbena heblena min
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
336
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
BİSMİLLÂHİRRAMANİRRAHİM
Elem neşrahleke sadrek
Biz senin göğsünü açmadık mı ?.
Vevedana anke vizrek ellezine enkada zahrek.
Ağırlığından dolayı belini büken yükünü senden alıp
atmadık mı ?.
Verefanaleke zikrek
Senin şanını ve ününü yüceltmedik mi ?.
Fe inne maal üsrü yüsren inne maal üsrü yüsra
Şunu iyi bil ki ! Muhakkak zorlukla beraber bir ko-
laylık vardır, zorlukla beraber bir kolaylık vardır !.
Fe iza ferate fensap ve, ilâ rabbike fergap !.
İşlerinden boşaldığın vakit tekrar çalış ve yorul
337
Rabbine rağbet et !.
Galibi Gavsiyesi
Gelmedi yakınlarda senin gibi bir muhyiddin.
İki cihan serveri Peygamberi zişana muhip ümmet
Bismillâhirrahmanirrahim
Gönderilen Peygamber, Rabb’ı tarafından kendi-
sine indirilene iman etti. Müğminler de iman etti-
ler !. Onlardan her biri “ Allah’a, Onun Meleklerine,
Kitaplarına, Peygamberlerine iman ettiler !. ” Allah’ın
Peygamberlerinden hiçbirini ayırmayız onları işittik ita-
at ettik !. Ey Rabbım’ız mağfiretini niyaz ederiz !. Dönüş
yalnız sanadır. dediler !.
Bakara 285
Allah her şahsa ancak gücü yettiği kadar sorumluluk
yükler !. Herkesin kazandığı ya kendi lehinedir yahut
aleyhinedir !. Ey Rabbım’ız !. Unutursak veya, hataya
düşersek bizi hesaba çekme !. Ey Rabbım’ız !. Biz’den
öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükle-
340 me. Ey Rabbım’ız !. Bizim gücümüzün yetmediği işler-
den bizi sorumlu tutma !. Bizi affet bizi bağışla, bize acı,
çünkü sen bizim Mevlâmız’sın kafir kavimlere karşı bize
yardım et !.
Bakara 286
Dikkat et !. Evliyama korku yoktur, onlar üzülmeye-
ceklerdir
Onlar İman Edip de, Takva’ya ermiş olanlardır !.
Onlar için dünya hayatında da ahrette de müjde var-
dır.
Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur !. İşte bu bü-
yük kurtuluşun kendisidir !.
Yunus 62 - 63 - 64
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
341
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Sultan Abdulaziz
32.Osmanlı Padişahı(D.T:1830 – Ö.T:1876 )
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Cemal Safi
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
BEŞİNCİ BÖLÜM
HİKMETLER
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
ALLAH’A İMAN
MELEKLERE İMAN
KİTAPLARINA İMAN
PEYGAMBERLERİNE İMAN
AHİRET GÜNÜNE, ÖLDÜKTEN SONRA
DİRİLECEĞİNE İMAN
KADERE, HAYIR VE ŞERRİN ALLAH’TAN
350 OLDUĞUNA İMAN.
Bismillahirrahmanirrahim
Alemlerin Rabb-i olan Allah’a hamd,cümle elçileri-
ne tabi olanlara Selatu selam olsun.
Ben sohbetlerimi hep bu esaslar üzerinde götürmeye
özen gösteririm. Zira, değil ümmeti Muhamedin, dün-
yada Allah’var diyenlerin bu gerçeklere ihtiyaçları oldu-
ğu gibi, Allah’ın varlığını kabul edemeyenlerin dahi bu
türlü uyarıya ihtiyaçları vardır!. Hulasa dünya’nın bü-
gün bu gerçekleri bilmesi elzem ve lazımdır !
Bu türlü uyarıyı bekleyenler, azımsanmayacak kadar
çoktur. Bütün semavi kitapların anlamını cem ederek,
özde değişiklik olmadığını beyanla, Allah’ın beyanın da 353
tahrifat yapmadan “ Habibim evvel ki Peygamber’e ne
emrettiysek sanada aynını emrediyoruz.” Hitabından
uzaklaşmadan, Allah’u Teala Hazretleri’nin buyruğunu
tekraren diyorum ki!.
Lütfen artık hurafeler’den sıyrılıp gerçeği görelim.
Allah ne buyuruyor ona bakalım. Allah’ın buyurduğu
kardeşliği tanıyalım. Allah’a inanan insanlara kafir, ga-
vur, gayri müslim demek günahından uzak duralım.
Yetsin artık !. Nefsani duygularımıza kapılarak Emr-i
İlahi’nin dışına çıkıldı, bu cehalet bitsin artık!.
Geçmişte ki bilgisizce yapılan düşmanlıkları bıra-
kalım.Vakit bugün geç oldu, daha geç kalmayalım !.
Allah’ın buyruğuna gelelim, ben kimim, sen kimsin id-
daları aciz kul için yersiz değil mi ?! Kendimizi kabile
isimleri ile avutmayalım, çarpık ve yersiz hurafelerle
birbirimizi suçlamayalım !.. “ Allah vardır diyen her-
kes ilmi müsaid olsun olmasın Allah’ın bildirisine göre
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
İSLAM:
Âdem Safiyullah’tan kıyamet’e kadar Allah var diyen
herkes Müslümandır. Zira hiçbir Peygamber Efendimiz
din getirmediler, cümlesi İslamiyet üzere geldiler.
Zamanın yaşantısına uyumlu, getirdikleri şeriatları
ile anılırlar. Cümlesinin şeriatı haktır ve gerçektir. En
son şeriata tabi olmak günün kemalatını ifade eder.
İslam dünya’ya gelen her şahsın fıtratında vardır.
Beni âdem Allah’ı hissedebilecek şekilde yaratılmıştır
amma bunu ilimle teçhiz etmedikçe, uzaklaşır. Gerçekse,
Amentüdür.
DİKKAT !. DİN İLE İMANI KARIŞTIRMAYASIN.
Abd-i Aciz
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
Mü’min sıfatı
ihsan edilmiş mübarek
kardeşim !.
Hiçbir an
zuhuru kesilmeyen,
Tecelliyatı İlâhiye’nin
Farkında mısın?,
Nasibini alıyor musun ?
“ Hz. Allah
hiç bir kulun yaptığı
dua’yı red etmez !.”
İhsan edilen Rahmet-i İlâh-i
kulda isteğine uygun bir hal,
bir menzil bulamadı ise,
geldiği yere geri döner !.
Kul zanneder ki,
Allah dua’mı kabul etmedi.
Hz. Pir-i Gâlibi
H. Galip Hasan Kuşçuoğlu
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN
İnancım ve temenniğim
Hazret-i Allah’a tazarru ve
niyazım odur ki !.
Ehl-i kitap, kardeşliğini
tertibi İlâhiye’ye göre bilsin artık ve
beraber yaşama yollarını aramaya
gerek var mı bilmem?
Tertibi İlâhiye’ye uymayı bilirler ise,
kardeş oldukları gibi !.
Masum insanlara yapılan eza,
cefanın vebalinden ve günahından
kurtulmanın şartı,
Tertib-i Tanzim-i İlâhiye’ye uyumlu
kardeşliği yaşamakla olacaktır
inşaAllah !.
Hz. Pir-i Gâlibi
H. Galip Hasan Kuşçuoğlu
ANA SAYFAYA DÖN
İÇİNDEKİLER
Pir-i Galibi H.Galip Hasan Kuşçuoğlus k.s. Video ve Mp3 (Ses) Sohbetleri
Hangi Yılın Sohbetini Dinlemek İstiyorsanız O Yıla Tıklayın
No TARİH AÇIKLAMA YOUTUBE LİNKİ - İZLE GOOGLE MP3 LİNKİ İNDİR - DİNLE
1 1991 DERVISLERIN DUNYASI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
2 2020 BELGESEL VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
3 1993_01_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
4 1993_02_06 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
5 1993_02_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
6 1993_02_16 HATMI RUFAI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
7 1993_02_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
8 1993_03_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
9 1993_03_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
10 1993_03_20 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
11 1993_04_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
12 1993_04_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
13 1993_04_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
14 1993_04_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
15 1993_05_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
16 1993_05_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
17 1993_05_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
18 1993_06_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
19 1993_06_30 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
20 1993_08_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
21 1993_08_29 MEVLİD KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
22 1993_12_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
23 1994_02_06 TV - ART 1 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
24 1994_02_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
25 1994_03_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
26 1994_03_09 KADİR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
27 1994_03_13 RAMAZAN B. VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
28 1994_03_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
29 1994_05_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
30 1994_05_29 TV - KANAL 6 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
31 1994_06_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
32 1994_06_20 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
33 1994_06_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
34 1994_07_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
35 1994_07_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
36 1994_07_12 HATMI RUFAI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
37 1994_07_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
38 1994_07_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
39 1994_07_31 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
40 1994_08_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
41 1994_08_18 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
42 1994_08_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
43 1994_08_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
44 1994_09_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
45 1994_11_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
46 1994_11_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
47 1994_11_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
48 1994_11_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
49 1994_12_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
50 1994_12_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
51 1994_12_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
52 1994_12_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
53 1994_12_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
54 1994_12_29 MIRAC KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
55 1995_01_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
56 1995_02_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
57 1995_02_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
58 1995_02_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
59 1995_02_26 KADİR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
60 1995_03_03 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
61 1995_03_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
62 1995_03_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
63 1995_04_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
64 1995_04_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
65 1995_04_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
66 1995_05_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
67 1995_05_10 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
68 1995_05_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
69 1995_06_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
70 1995_06_09 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
71 1995_06_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
72 1995_07_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
73 1995_07_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
74 1995_08_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
75 1995_08_08 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
76 1995_08_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
77 1995_09_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
78 1995_10_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
79 1995_10_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
80 1995_10_21 TV - ART 2 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
81 1995_10_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
82 1995_11_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
83 1995_11_23 REGAIB KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
84 1995_12_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
85 1995_12_19 MİRAC KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
86 1996_01_05 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
87 1996_01_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
88 1996_02_15 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
89 1996_02_20 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
90 1996_03_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
91 1996_03_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
92 1996_04_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
93 1996_04_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
94 1996_04_28 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
95 1996_05_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
96 1996_05_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
97 1996_05_28 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
98 1996_06_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
99 1996_06_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
100 1996_06_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
101 1996_06_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
102 1996_07_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
103 1996_07_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
104 1996_07_27 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
105 1996_08_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
106 1996_08_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
107 1996_09_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
108 1996_10_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
109 1996_11_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
110 1996_11_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
111 1996_12_07 MIRAC KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
112 1996_12_25 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
113 1997_02_04 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
114 1997_02_09 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
115 1997_04_18 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
116 1997_05_17 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
117 1997_05_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
118 1997_06_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
119 1997_06_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
120 1997_06_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
121 1997_06_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
122 1997_07_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
123 1997_07_16 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
124 1997_08_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
125 1997_09_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
126 1997_10_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
127 1997_11_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
128 1997_11_27 MIRAC KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
129 1997_12_14 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
130 1998_01_25 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
131 1998_01_29 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
132 1998_03_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
133 1998_03_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
134 1998_04_07 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
135 1998_05_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
136 1998_05_06 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
137 1998_06_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
138 1998_07_05 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
139 1998_08_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
140 1998_11_16 MIRAC KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
141 1998_12_03 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
142 1999_01_14 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
143 1999_01_19 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
144 1999_03_28 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
145 1999_04_26 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
146 1999_05_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
147 1999_06_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
148 1999_06_25 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
149 1999_08_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
150 1999_09_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
151 1999_10_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
152 1999_11_05 MIRAC KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
153 1999_11_22 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
154 2000_01_03 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
155 2000_01_08 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
156 2000_03_16 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
157 2000_04_15 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
158 2000_06_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
159 2000_06_14 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
160 2000_07_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
161 2000_08_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
162 2000_09_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
163 2000_09_28 REGAIB KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
164 2000_10_24 MIRAC KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
165 2000_11_10 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
166 2000_12_22 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
167 2001_04_04 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
168 2001_06_03 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
169 2001_07_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
170 2001_08_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
171 2001_12_11 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
172 2002_02_23 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
173 2002_06_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
174 2002_07_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
175 2002_08_04 HANIMEFENDILER VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
176 2002_08_04 HANIMEFENDILER + ERKEKLER VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
177 2002_09_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
178 2002_12_01 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
179 2002_12_06 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
180 2003_00_00 GALİBİLİK 2003 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
181 2003_02_12 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
182 2003_05_13 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
183 2003_05_13 ALTARNATIF KAM. VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
184 2003_06_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
185 2003_07_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
186 2003_08_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
187 2003_08_28 REGAIB KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
188 2003_11_21 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
189 2003_11_26 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
190 2004_02_02 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
191 2004_05_01 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
192 2004_06_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
193 2004_08_01 HANIMEFENDILER S. VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
194 2004_08_01 BEY EFENDILER S. VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
195 2004_09_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
196 2004_09_10 HACI ANNE DEFIN VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
197 2004_11_09 SLAYT RESİM - KADIR VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
198 2004_11_09 KADIR VHS - KASET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
199 2004_11_09 KADIR PIR SESLENDIRME VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
200 2004_11_15 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
201 2004_11_15 SLAYT - RAMAZAN VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
202 2005_00_00 GALIBILIK 2005 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
203 2005_00_00 2005 ZİKRI GALIBI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
204 2005_01_21 KURBAN SLAYT VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
205 2005_01_21 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
206 2005_02_00 2005 SUBAT CUMA VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
207 2005_03_00 2005 MART CUMA VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
208 2005_04_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
209 2005_05_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
210 2005_05_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
211 2005_05_20 CUMA MINI SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
212 2005_05_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
213 2005_06_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
214 2005_06_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
215 2005_06_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
216 2005_06_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
217 2005_06_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
218 2005_06_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
219 2005_07_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
220 2005_07_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
221 2005_07_10 HANIMEFENDILER EK VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
222 2005_07_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
223 2005_07_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
224 2005_07_27 FASIL - 1 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
225 2005_08_05 REGAIB KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
226 2005_08_05 REGAIB ALTARNATIF VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
227 2005_09_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
228 2005_09_03 EK SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
229 2005_09_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
230 2005_09_18 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
231 2005_09_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
232 2005_10_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
233 2005_10_02 EK SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
234 2005_10_30 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
235 2005_11_04 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
236 2005_11_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
237 2005_11_20 OZEL EK VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
238 2005_11_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
239 2005_12_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
240 2006_00_00 INGILIZCE-1 (2006) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
241 2006_00_00 ALMANCA (2006) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
242 2006_00_00 RUSCA (2006) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
243 2006_00_00 INGILIZCE YAZISIZ VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
244 2006_01_11 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
245 2006_03_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
246 2006_05_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
248 2006_05_28 MUSTAFAOKUR CENAZE VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
249 2006_06_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
250 2006_07_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
251 2006_07_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
252 2006_07_27 REGAIB KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
253 2006_08_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
254 2006_08_08 FASIL - 2 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
255 2006_09_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
256 2006_09_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
257 2006_10_19 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
258 2006_10_24 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
259 2007_01_01 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
260 2007_01_01 KURBAN BAYRAMI EK VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
261 2007_03_30 MEVLID KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
262 2007_04_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
263 2007_06_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
264 2007_08_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
265 2007_08_27 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
266 2007_09_29 ZIKIR TALIMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
267 2007_10_08 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
268 2007_10_13 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
269 2007_11_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
270 2007_11_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
271 2007_11_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
272 2007_11_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
273 2007_12_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
274 2007_12_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
275 2007_12_21 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
276 2007_12_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
277 2008_01_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
278 2008_01_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
279 2008_01_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
280 2008_01_25 - VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
281 2008_02_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
282 2008_02_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
283 2008_02_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
284 2008_02_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
285 2008_02_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
286 2008_03_07 GALIBILIK - TANITIM 2008 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
287 2008_03_07 NORMAL SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
288 2008_03_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
289 2008_03_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
290 2008_03_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
291 2008_04_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
292 2008_04_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
293 2008_04_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
294 2008_05_23 CUMA MINI SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
295 2008_06_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
296 2008_07_00 CUMA SOHBETLERI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
297 2008_08_01 CUMA SOHBETLERI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
298 2008_08_08 CUMA SOHBETLERI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
299 2008_08_15 CUMA SOHBETLERI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
300 2008_08_16 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
301 2008_08_29 CUMA SOHBETLERI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
302 2008_09_05 CUMA SOHBETLERI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
303 2008_09_12ve19 CUMA SOHBETLERI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
304 2008_09_26 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
305 2008_10_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
306 2008_10_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
307 2008_10_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
308 2008_10_31 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
309 2008_11_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
310 2008_11_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
311 2008_11_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
312 2008_11_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
313 2008_12_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
314 2008_12_09 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
315 2008_12_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
316 2008_12_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
317 2008_12_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
318 2009_01_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
319 2009_01_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
320 2009_01_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
321 2009_01_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
322 2009_01_31 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
323 2009_02_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
324 2009_02_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
325 2009_02_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
326 2009_02_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
327 2009_03_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
328 2009_03_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
329 2009_03_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
330 2009_04_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
331 2009_04_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
332 2009_04_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
333 2009_05_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
334 2009_05_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
335 2009_05_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
336 2009_05_31 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
337 2009_06_10(1) INSAAT SOHBETI - 1 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
338 2009_06_10(2) INSAAT SOHBETI - 2 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
339 2009_07_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
340 2009_07_07 MPL - TV1 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
341 2009_07_24 INSAAT SOHBETİ - 3 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
342 2009_08_19 FASIL - 3 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
343 2009_08_21 INSAAT SOHBETI - 4 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
344 2009_09_04 INSAAT SOHBETI - 5 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
345 2009_09_21 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
346 2009_10_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
347 2009_10_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
348 2009_10_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
349 2009_10_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
350 2009_10_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
351 2009_11_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
352 2009_11_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
353 2009_11_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
354 2009_11_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
355 2009_12_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
356 2009_12_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
357 2009_12_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
358 2009_12_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
359 2010_01_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
360 2010_01_03 MPL - TV2 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
361 2010_01_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
362 2010_01_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
363 2010_01_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
364 2010_01_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
365 2010_02_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
366 2010_02_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
367 2010_02_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
368 2010_02_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
369 2010_03_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
370 2010_03_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
371 2010_03_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
372 2010_04_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
373 2010_04_02 GALIBILIK VAKIFLAR 2010 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
374 2010_04_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
375 2010_04_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
376 2010_04_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
377 2010_04_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
378 2010_04_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
379 2010_05_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
380 2010_05_30 VAZIFELILER VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
381 2010_06_11 KITAP ALIN BAHSI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
382 2010_06_17 REGAIB KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
383 2010_07_04 VAZIFELILER VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
384 2010_07_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
385 2010_07_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
386 2010_07_26 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
387 2010_07_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
388 2010_08_01 HANIMEFENDILER VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
389 2010_08_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
390 2010_08_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
391 2010_08_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
392 2010_08_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
393 2010_09_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
394 2010_09_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
395 2010_09_10 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
396 2010_09_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
397 2010_09_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
398 2010_09_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
399 2010_10_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
400 2010_10_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
401 2010_10_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
402 2010_10_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
403 2010_11_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
404 2010_11_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
405 2010_11_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
406 2010_11_17 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
407 2010_11_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
408 2010_12_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
409 2010_12_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
410 2010_12_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
411 2010_12_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
412 2011_00_00 VAKIFLAR 2011 İstanbul VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
413 2011_01_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
414 2011_01_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
415 2011_01_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
416 2011_01_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
417 2011_01_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
418 2011_01_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
419 2011_02_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
420 2011_02_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
421 2011_02_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
422 2011_02_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
423 2011_03_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
424 2011_03_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
425 2011_03_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
426 2011_03_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
427 2011_04_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
428 2011_04_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
429 2011_05_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
430 2011_05_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
431 2011_05_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
432 2011_06_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
433 2011_06_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
434 2011_06_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
435 2011_06_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
436 2011_07_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
437 2011_07_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
438 2011_07_15 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
439 2011_07_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
440 2011_08_17 ASU TV VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
441 2011_08_26 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
442 2011_08_31 RAMAZAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
443 2011_09_01 GALIBILIK İSTANBUL VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
444 2011_09_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
445 2011_09_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
446 2011_10_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
447 2011_10_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
448 2011_10_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
449 2011_10_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
450 2011_11_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
451 2011_11_07 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
452 2011_12_05 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
453 2011_12_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
454 2012_01_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
455 2012_01_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
456 2012_01_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
457 2012_02_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
458 2012_02_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
459 2012_02_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
247 2012_02_24 FASIL - 5 VİDEO TIKLA> İZLE MP3 TIKLA>İNDİR -DİNLE
460 2012_02_26 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
461 2012_03_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
462 2012_03_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
463 2012_03_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
464 2012_03_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
465 2012_03_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
466 2012_04_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
467 2012_04_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
468 2012_04_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
469 2012_04_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
470 2012_05_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
471 2012_05_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
472 2012_05_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
473 2012_05_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
474 2012_05_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
475 2012_06_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
476 2012_06_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
477 2012_06_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
478 2012_06_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
479 2012_07_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
480 2012_07_04 BERAT KANDILI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
481 2012_07_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
482 2012_07_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
483 2012_07_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
484 2012_07_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
485 2012_07_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
486 2012_07_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
487 2012_07_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
488 2012_08_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
489 2012_08_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
490 2012_08_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
491 2012_08_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
492 2012_08_14 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
493 2012_08_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
494 2012_08_30 FASIL - 4 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
495 2012_09_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
496 2012_09_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
497 2012_09_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
498 2012_09_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
499 2012_10_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
500 2012_10_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
501 2012_10_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
502 2012_10_26 KURBAN BAYRAMI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
503 2012_11_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
504 2012_11_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
505 2012_11_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
506 2012_11_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
507 2012_11_24 ASURE GUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
508 2012_11_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
509 2012_12_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
510 2012_12_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
511 2012_12_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
512 2012_12_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
513 2012_12_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
514 2012_12_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
515 2012_12_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
516 2012_12_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
517 2012_12_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
518 2012_12_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
519 2013_00_00 INGILIZCE - 2 (2013) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
520 2013_01_04 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
521 2013_01_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
522 2013_01_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
523 2013_01_11 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
524 2013_01_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
525 2013_01_13 ___ VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
526 2013_01_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
527 2013_02_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
528 2013_02_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
529 2013_02_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
530 2013_02_13 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
531 2013_02_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
532 2013_02_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
533 2013_02_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
534 2013_02_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
535 2013_03_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
536 2013_03_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
537 2013_03_03 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
538 2013_03_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
539 2013_03_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
540 2013_03_17 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
541 2013_03_24 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
542 2013_04_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
543 2013_04_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
544 2013_04_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
545 2013_04_28 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
546 2013_05_05 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
547 2013_05_12 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
548 2013_05_19 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
549 2013_06_02 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
550 2013_06_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
551 2013_06_16 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
552 2013_06_23 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
553 2013_06_30 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
554 2013_07_07 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
555 2013_07_14 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
556 2013_07_21 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
557 2013_07_28 ___ VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
558 2013_08_03 KADIR GECESI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
559 2013_08_09 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
560 2013_08_18 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
561 2013_08_25 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
562 2013_09_01 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
563 2013_09_08 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
564 2013_09_15 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
565 2013_09_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
566 2013_09_29 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
567 2013_10_06 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
568 2013_10_20 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
İÇİNDEKİLER SAYFASINA DÖN ANA SAYFAYA DÖN
569 2013_10_27 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
570 2013_11_10 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
571 2013_11_22 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
572 2020_06_26 ILAHI SENIN ASKINLA VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
573 2020_07_11 ALLAH VAR DIYEN VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
574 2020_10_29 OYLE BIR GUZELIN DERDI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
575 FASIL 2005_07_27 - 1.FASIL VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
576 FASIL 2005_08_08 - 2.FASIL VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
577 FASIL 2005_08_19 - 3.FASIL VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
578 FASIL 2012_08_30 - 4.FASIL VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
611 FASIL 2012_02_24 - 5.FASIL VİDEO TIKLA> İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
579 GALIBILIK GALIBILIK - 2003 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
580 GALIBILIK GALIBILIK - 2005 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
581 GALIBILIK GALIBILIK - 2008 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
582 GALIBILIK GALIBILIK - 2010 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
583 GALIBILIK GALIBILIK 2011 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
584 INSAAT 2009 - 5.SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
585 INSAAT 2009 - 4.SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
586 INSAAT 2009 - 3.SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
587 INSAAT 2009 - 2.SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
588 INSAAT 2009 - 1.SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
589 OZEL DERVİŞLERİN DÜNYASI VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
590 OZEL SAHIBINI ARAYAN M. VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
591 OZEL 2004_11_09 - SLAYT VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
592 OZEL RAMAZAN - SLAYT VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
593 OZEL 2005_01_21 - SLAYT VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
594 OZEL DERVISLERIN D. - 1991 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
595 OZEL BELGESEL - 2020 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
596 TV 2009_07_07 - MPL_TV1 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
597 TV 1994_02_06 - ART TV1 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
598 TV 1994_05_29 - KANAL 6 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
599 TV 2011_08_17 - ASU TV VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
600 TV ATV - IKTIDAR OYUNU VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
601 TV TRT1 - 1.SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
602 TV 2010_01_03 - MPL_ TV2 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
603 TV TRT1 - 2.SOHBET VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
604 TV STAR TV VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
605 TV 1995_10_21 - ART_TV2 VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
606 TV SHOW - TV VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
607 YABANCI DIL INGILIZCE - 1 (2006) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
608 YABANCI DIL INGILIZCE - 2 (2013) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
609 YABANCI DIL ALMANCA (2006) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
610 YABANCI DIL RUSCA (2006) VİDEO TIKLA > İZLE MP3 TIKLA > İNDİR - DİNLE
Dip Not: Paylaşmış olduğumuz bu PDF'nin zaman içersinde güncellenmiş halinin olup olmadığını
aşağıya koyduğumuz linkten kontrol ederek güncel olanı edinebilirsiniz...
Mevcut Versiyon (Piri Galibi Eserleri Sohbetleri vr.006) Kontrol Linki > Tıkla Git
KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
2 1 - FÂTİHA SÛRESİ
Bismillâhirrahmânirrahîm
1. Rahman ve Rahim olan
ٌ ّ َْ َ ُ
ِ ورةُ الف
اتَةِ َمك َِّية س Allah’ın adıyla
2. Hamd Âlemlerin Rabbi
َّ ح ٰمن ْ َّ ّٰ ْ
1ِالرح۪يم ِ بِســــــــ ِماللِالر Allah’a mahsustur.
ْ َ َ ل ْم ُد ِ ّٰللِ َر ّب الْ َعالَم
ا َّلرح ٰ ِن2 ۪ۙني َ ْ َا
ِ
ّ ْ َ َ َّ
3. O Rahmân’dır, Rahîm-
4 ۪ين ِۜ مال ِِك يــو ِم ادل3 ۙالرح۪ي ِم
ُ ــتع َ اك ن َ ْسَ َّــد َوا ِي ُ اك َن ْع ُب
َ َّا ِي
dir,
5 ۪ۜني
6 ۪ۙيم َ اط ال ْ ُم ْس
َ ــتق َ َ ّ
الــر
َ ْ
ا ِهدِنا 4. Din gününün malikidir.
ِ
ْ َ ْ َْ َ َ ْ ََْ َ َّ َ َ
ِ صاط ال۪ين انعمت علي ِهمۙ غ
ي ِ 5. Ancak sana kulluk ede-
َ ّ ٓ َّ َ َ ْ ْ َ َ ُ ْ َْ
7 وب علي ِهم ول الضال۪ني ِ المغض riz ve yalnız senden yardım
dileriz.
اتَ ٰ ُ ْ َ َ ِ َو
ٍ ه سبع اي 6. Bize doğru yolu göster.
7. Kendilerine lütuf ve ik-
ramda bulunduğun kimsele-
rin yolunu, gazaba uğramış-
ların ve sapmışların yolunu
değil.
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm
KUR’AN-I KERİM MEALİ 1
Bismillâhirrahmânirrahîm
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım
Rahmân ve Râhim olan Allah’ın adıyla başlarım
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
2 - BAKARA SÛRESİ
1
Bismillâhirrahmânirrahîm
1. Elif, Lam, Mim!
2. Kendisinde hiçbir şekil-
de şüphe olmayan O kitap,
ٌ َ ْ َ ُ
ورةُ الَق َرة ِ َم َدن َِّية
muttakiler için bir hidayet
kaynağı ve yol göstericidir. س
3. Onlar ki, gaybe inanırlar,
ّٰ
ب ِ ْســـــــــــــــــ ِماللِا َّلر ْح ٰم ِنا َّلرح۪ي ِم
namazı kılarlar ve kendileri-
ne verdiğimiz mallardan infak
ُ َ ُ َ ْ َ ٰ ٓٓ
ederler. ب ۚف۪يهۛ ِۚ ه ًدى ۛ َ ْاب ل َري ِ ذل ِك ال1ۚ الم
ْ َ ْ َ ُ ْ ُ َ َّ َ َ َّ ُ ْ
4. Onlar ki, sana indirilenle- ب ِ ال۪ين يؤمِنــون بِالغي2 ۙل ِلمتق۪ــني
re de, senden önce indirilen- َ ُ ْ ُ ْ َ ٰ َّ ون
َ ُ َُ
lere de îman ederler ve ahiret 3ۙالصلوة َوم َِّما َر َزق َناه ْم ُينفِقون ويق۪يم
َ ُْ َ َ َ ُْ َ ْ َ َّ َ
gününe yakînen inananlar da ۪ين يُؤم ُِنون ب ِ ٓمَا ان ِزل ا ِلْك َو ٓمَا ان ِزل وال
َ ٰٓ ُ َ ُ ْٰ َ َ
onlardır.
ا۬ولئ ِك4 م ِْن قبْل ِكۚ َوبِالخ َِرة ِ ه ْم يُوق ُِنو ۜن
5. Onlar, Rablerinden bir
َ ْ ْ ُ َ ٰٓ ُ ُ َٰ
hidayet üzeredirler ve kurtu- 5ع ه ًدى م ِْن َر ّب ِ ِه ْم َوا۬ولئ ِك ه ُم ال ُمفل ُِحون
luşa erenler de ancak onlar-
dır.
ًٰ َ ُ َ َ َ َ
ه مِائ َتا ِن َوس ٌِّت َوث َمانون ايَةِو
َ ْ َ ُ 2
1. CÜZ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ değillerdir.
ُ ُْ َ َْ َ َ َْ َ َ ٌ َٓ َ ُ َ َ َ َّ َّ
10. Onların kalplerinde ni-
اء عليْ ِه ْم َءانذ ْرت ُه ْم ام ل ْم تن ِذ ْره ْم ا ِن ال۪ين كفروا سو fak ve haset hastalığı vardır.
ٰٓ َ َ ْ ْ َ ٰ َ َ ْ ُ ُ ٰ َ ُ ّٰ َ َ َ َ ُ ُْ َ
Allah’da onların bu hastalı-
ğını çoğaltmıştır, söylemekte
ختم الل ع قلوب ِ ِهم وع سمعِ ِه ۜم وع6 ليؤمِنون oldukları yalanlar sebebiyle
َّ َ َ ٌ َ ٌ َ َ ْ ُ َ َ ٌۘ َ َ ْ َ ْ َ
اس ِ ومِن انل7۟ ابصارِهِم غِشاوة ولهم عذاب عظ۪يم
de onlar için elîm bir azap
vardır.
َ ْ ُ ْ ُ َ َ ٰ ْ ِ ْ َ ْ َ ّٰ َّ َ ٰ ُ ُ َ ْ َ
8 ۪ني ۢ خ ِر وماهم بِمؤ ِمن ِ من يقول امنا بِاللِ وبِاليوم ال 11. Onlara: Yeryüzünde fe-
َ ََ ٌ ََ ْ ُُ
leriz» derler.
ً
ۚالل َم َرضا ُ ّٰ اد ُه ُم ۪يف قلوب ِ ِهم مرضۙ فز9 ون َۜ َومَا ي َ ْش ُع ُر 12. Kesin olarak biliniz ki;
َ َ َ َ ْ ُ َ ٌ َول َ ُه ْم َع َذ
ٌ اب اَل
َواِذا ق۪يل ل ُه ْم10 ۪يمۙ ب ِ َما كانوا يَ ِذبُون
onlar ancak kötülük yayan
bozgunculardır. Lakin anla-
َّ َٓ َ َ ُ ْ ُ ُ ْ َ َ َّ ُٓ َ ْ َ ْ ُْ َ
ال ا ِن ُه ْم11 حون ِ س ُدوا ِيف الرِضۙقالوا ا ِنما نن مصل
mazlar.
ِ لتف 13. Onlara insanların iman
َ َ َ َ ْ َ ٰ َ ُ ْ ُْ ُ ُ
َواِذا ق۪يل ل ُه ْم12 ْن ل يَش ُع ُرون ِ سدون َول
ettiği gibi sizde iman edin de-
ِ هم المف nildiği zaman “Biz hiç, akılsız-
َّ َٓ َ َ ُّ َ َ ٰ َٓ َ ُ ْ ُ َ ُٓ َ ُ َّ َ َ ٰ َ ٓ َ ُ ٰ
السف َٓها ُءۜ ال ا ِن ُه ْم
ların iman ettikleri gibi iman
امِنوا كما امن انلاس قالوا انؤمِن كما امن eder miyiz!» derler. Biliniz ki,
ُ َ َ َّ ُٓ َ ْۙ َ ٰ َ َ َ ٰ ُٓ َ ٰ
ۙ ْم ا َم ُنوا قالوا ا َم َّناۚ َواِذا خل ْوا ا ِل ش َياط۪ين ِ ِهم قالوا ا ِنا مع
bilmezler.
14. Müminlerle karşılaş-
ْئ به ْم َو َي ُم ُّد ُهم ُ ْ َ ْ َ ُ ّٰ َ َ ُ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ َ َّ tıkları zaman «iman ettik»
ِ ِ الل يسته ِز14 ا ِنما نن مسته ِز ۫ؤن derler. Kendilerini saptıran
َ َ َ َّ ُ َ َ ْ َ َّ َ ٰ ٓ ُ َ َُْ َ ْ َُْ şeytanları ile baş başa kal-
ا ۬ولئ ِك ال۪ين اشتوا اللة15 ۪يف طغيان ِ ِهم يعمهون dıklarında ise: Biz sizinle
َ َ ْ ُ ُ َ َ َ ْ ُ ُ َ َ ْ َ َ َ َ ٰ ُْ beraberiz, biz ancak onlarla
16 بِالهدىۖ فما ربِحت ِتارتهم وما كانوا مهتد۪ين alay ediyoruz, derler.
15. Gerçekte, Allah onlarla
alay eder, azgınlıklarında on-
6. İnkâr edenleri, korkutsan da korkutmasan da müsavi- lara mühlet verir, bu yüzden
dir; çünkü onlar iman etmezler. onlar bir müddet başıboş do-
laşırlar.
7. Zira Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürle-
miştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve 16. İşte onlar, hidayete
onlar için büyük bir azab vardır. karşılık dalâleti seçenlerdir.
Ancak onların bu alışverişi
8. İnsanlardan bir kısmı vardır ki, inanmadıkları halde kazanmamış ve kendileri de
“Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler. doğru yola girememişlerdir.
9. Çünkü onlar güya Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Hâl-
buki onlar ancak kendilerini aldatırlar da bunun farkında
KUR’AN-I KERİM MEALİ 3
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
ُ َ ْ ُْ َ
17. Onların misali, bir ateş 1. CÜZ ل ْز ُء ال َّول ا 3 BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 4
1. CÜZ
ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 26. Şüphesiz Allah sivrisi-
nek ve ondan daha büyüğü
َ ْ ُ َّ ُ ُ َ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َْ
ار كل َما ُرزِقوا مِنهَا م ِْن ث َم َر ٍة
onlar böyle misallerin Rable-
ۜ ت ۪رى مِن تتِها النه rinden gelen hak ve gerçek
َ َ ُ ُ َ ْ َّ َ ُ َ ً
ۜرِ ْزقا ۙقالوا ٰهذا الذ۪ى ُرزِق َنا م ِْن قبْل َواتُوا بِه۪ ُمشابِهًا
olduğunu bilirler. Kâfir olan-
lara gelince: Allah böyle mi-
ّٰ َّ َ ُ َ َ ْ ُ َ ٌ َ َّ َ ُ ٌ َ ْ َ َٓ ْ ُ َ َ
sal vermekle ne murad eder
َالل ا ِن25 ادلون ِ ولهم ف۪يها ازواج مطهرة وهم ف۪يها خ derler? Allah onunla birçok
ً
َۢالل ب ِ ٰه َذا َم ُ ّٰ اد َ َ َ َٓ َ َ ُ ُ َ َ ُ َ َ َ َّ َّ َ َ
27. Onlar öyle sapkınlar
واما ال۪ين كفروا فيقولون ماذا ار ki, kesin söz verdikten sonra
ُّ ُ َ َ ً َ ُّ ُ
sözlerinden dönerler. Allah’ın,
ْ َ ً ك َ
۪ضل ب ِ ٓه ِ ۪يا َويهد۪ي بِه۪ ك۪يا ۜ وما ي ۪ضل بِه ِ ي ziyaret edilmesini emrettiği
ّٰ َ ْ َ َ ُ ُ ْ َ َ َّ َ ۙ َ َ ْ َّ
kimseleri ziyaretten vazge-
ْالل م ِْن َبعد
ِ ِ ال۪ين ينقضون عهد26 ا ِل الفا ِسق۪ني çerler ve yeryüzünde fitne
ve fesat çıkarırlar. İşte onlar
َ ْ ُ َ َ َ ُ ْ َ ٓ ُ ّٰ َ َ َ َٓ َ ُ َ ْ َ َ َ
س ُدون ِ م۪يثاق ِ ۖه۪ ويقطعون ما امر الل بِه۪ ان يوصل وي
ف
gerçekten hüsrana uğrayan-
َ ُ َ ْ ُ ُ َ ٰٓ ُ ْ َ ْ
lardır.
َ ُُْ َ ََْ
كيف تفرون27 ض ا ۬ولئ ِك هم الا ِسرون ۜ ِ ِيف الر 28. Siz ölü iken sizi dirilten
َّ ْم ُثم ُ ُ ُ َّ ُ ْ ُ َ ْ َ َ ً َ ْ َ ْ ُ ْ ُ َ ّٰ
Allah’ı nasıl inkâr ediyorsu-
بِاللِ وكنتم امواتا فاحياك ۚم ثم يم۪يت nuz? Sonra da sizi O öldüre-
الس َٓما ِء ْ ۪يعا ُث َّم ً ال ْرِض َج ل ْم َما ِيف 29. O, yerde ne varsa hep-
ُ َ ْ ُْ َ
30. Hatırla ki, Rabbin me- 1. CÜZ
ل ْز ُء ال َّول ا 5 BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ
1. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س 6 BAKARA SÛRESİ 41. Elinizdekini tasdik edici
olarak indirdiğime iman edin.
َ َ ُ ُ ْ َ َ ْ ُ ْ ُْ
قل َنا اهبِطوا مِنهَا ج۪يعًاۚ فا ِمَّا يَات َِي َّن ْم م ِّن۪ى ه ًدى ف َم ْن تب ِ َع
Sakın onu inkâr edenlerin
ilki olmayın! Âyetlerimi az bir
َ َ َ َّ َ َ ُ َْ ُ َ َ ٌ َ َ َ َ َ ُ
۪ين كف ُروا وال38 اى خ ْوف َعليْ ِه ْم َول ه ْم ي َزنون
karşılık ile satmayın, yalnız
هد benden korkun.
َ ُ َ َ ْ ُ َّ ُ َ ْ َ َ ٰ ٓ ُ َٓ َ ٰ ُ َّ َ َ
39۟ ادلون ِ وكذبوا بِايات ِنا ا ۬ولئ ِك اصحاب انلارِۚ هم ف۪يها خ 42. Hakkı bâtıl ile karıştır-
ُ َ ُ َ َ ُ ْ َ ْ َ ٓ َّ َ َ ْ ُ ُ ْ َ ٔ َٓ ْ ٓ َ َ
mayın, bilerek hakkı gizleme-
ت عليْ ْم َوا ْوفوا يابن۪ى ا ِساي۪ل اذكروا ن ِعمِىت اتل۪ى انعم yin.
ُ ْ َواٰم ُِنوا ب َٓما اَن ْ َزل40 ار َه ُبون ْ َاى فَ َّ۫وف ب َع ْهد ُِك ْم َواِي ُ َْ
ِ ِ بِعه ٓد۪ى ا
43. Namazı kılın, zekâtı
ت ِ ِ verin, rükû edenlerle beraber
ّ ْ اس بال
ب َ َّون انلَ ُ َُْ َ
اتامر43 ۪ني َ الراكِع َّ ار َك ُعوا َم َع َّ َواٰتُوا
ْ الزكٰوةَ َو ح ِْز ٌب
45. Sabır ve namaz
ِِ ِ 2 ile Allah’tan yardım iste-
َ ُ َ َ ََ َ َ ْ َ َُْ ْ ََُْ ْ ُ َ َُْ َ ْ َ َْ َ
44 اب اف ت ْعقِلون
yin. Şüphesiz o saygı ile
ۜ وتنسون انفسم وانتم تتلون الكِت ürperenlerden başkasına zor
َ الَا ِشع ْ َ َ َّ ٌ َ َ َ َ َّ َ ٰ َّ َ ْ َّ ُ َْ َ ve ağır gelir.
45۪ۙني ب والصلو ۜة ِ واِنها لك ۪بية ا ِل ع ِ واستع۪ينوا بِالص
َ ُّ ُ َ َ َّ َ
46. Onlar, Rablerinin huzu-
َ
يَا بَ ٓن۪ى46۟ ج ُعون ارَ ِون ا َ َّن ُه ْم ُم َقُوا َر ّبه ْم َو َا َّن ُه ْم اَِلْه ال۪ين يظن
ِ ِِ
runa kavuşacaklarını ve O’na
ُ ْ َّ َ ّ َ ُ َ ُ ْ َ ْ َ ٓ َّ َ َ ْ ُ ُ ْ َ ٔ َٓ ْ
döneceklerini iyi bilirler.
ت َعليْ ْم َوان۪ى فضل ُت ْم ا ِساي۪ل اذكروا ن ِعمِىت اتل۪ى انعم 47. Ey İsrail oğulları! Özel-
َ َْ َ َْ َْ َ ُ َّ ََ
َ ع الْ َعالَم
َواتقوا يَ ْومًا ل ت ۪زى نفٌس ع ْن نفٍس شيْ ًا47 ۪ني
likle size verdiğim nimetimi
ve size diğer insanlardan
َ ُ َ ُْْ ُ َ َ ٌْ َ َْ ُ َ ُْ ََ ٌَ َ َ َْ َُُْ َ َ daha fazla lutufta bulunduğu-
48 رون ول يقبل مِنها شفاعة ول يؤخذ مِنها عدل ول هم ين mu hatırlayın.
*Bütün beniâdeme hitap*
48. Ve öyle bir günden
38. Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Şayet benden sakının ki, o gün hiç kimse,
size bir hidayet gelir de her kim ona tâbi olursa onlar için kimsenin cezâsını çekmez;
herhangi bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de. kimseden şefâat da kabul
39. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar edilmez; kimseden fidye de
ateşliklerdir, onlar orada ebedî kalırlar. alınmaz ve onlara hiçbir yar-
dım yapılmaz.
40. Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimetlerimi hatırla-
yın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size vaat
ettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun.
ُ َ ْ ُْ َ
49. Sizi, Firavun ailesinden 1. CÜZ ل ْز ُء ال َّول ا7 BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ
1. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س 8 BAKARA SÛRESİ 60. Yine bir zamanlar,
Mûsâ kavmi için su istedi.
ْث ِشئْ ُتم ُ ْ َ َْ ُ ُ َ ََ ْ َْ ٰ ُ ُ ْ َْ ُ ْ َِ Biz de ona: asanla taşa vur!
واذ قلنا ادخلوا ه ِذه ِ القرية فكلوا مِنها حي Dedik. Derhal on iki pınar
ْم ُ َ ْ ْ َ ٌ َّ ُ ُ َ ً َّ ُ َ َ ْ ُ ُ ْ َ ً َ َ fışkırdı. Her bölük, içeceği pı-
حطة نغفِر لِ رغدا وادخلوا الاب سجدا وقولوا narı tanıdı. Allah’ın rızkından
َ َ َ َّ َ َّ َ َ َ سن ْ ْ ُ َ ََ ْ ُ َ َ َ
۪ين ظل ُموا ِ يد ال ُمح
yiyin, için, sakın yeryüzünde
فبدل الذ58 ۪ني ن
۪ خطاياك ۜم وس bozgunculuk yaparak fesat
َ َ َ َّ َ َ َ ْ َ ْ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ ً ْ َ
۪ين ظل ُموا
çıkartmayın, demiştik.
ي الذ۪ي ق۪يل لهم فانزنلا ع الذ قول غ 61. Hatırlayın ki, verilen
ٰ َ ْ َ َ ُ ْ ُ َ ْ
اس ْسق ِ واِذ59۟ الس َٓماءِ ب ِ َما كانوا َيف ُسقون َّ ج ًزا م َِن nimetlere karşılık, “Ey Mûsâ!
ِر Bir tek yemekle dayanamayız;
ْ َ َ َ ْ َ َ َ َْ َ َ َ ْ ْ َ ْ ُ َ ْ َ ٰ ُ bizim için Rabbine dua
اضب بِعصاك الج ۜر فانفجرت ِ موس ل ِقو ِمه۪ فقلنا et de yerin bitirdiği
ُُ ْ َ ُ ُّ ُ َ َ َ ْ َ ََْ ُْ
شةَ عيْنًاۜ ق ْد َعل ِ َم كل اناٍس َمش َر َب ُه ۜ ْم كلوا
şeylerden; sebzesinden,
مِنه اثنتا ع kabağından, sarımsağından,
ُْ َْْ َ ْ َ َ ّٰ ْ ْ
َ ِ َواش َر ُبوا م ِْن رِز ِق اللِ َول تعث ْوا ِيف الرِض مف
mercimeğinden, soğanından
60 سد۪ين bize çıkarsın, dediniz. Mûsâ
َ ُ ْ َ َ ٰ َ َ ْ َ ْ َ ٰ ُ َ ْ ُْ ُ ْ َ
ح ٍد فادع نلَا ِ ب ع ط َعا ٍم َوا
ise: Daha iyiyi daha kötü ile
ِ واِذ قلتم يا موس لن نص değiştirmek mi istiyorsunuz?
ٓ َّ ْ ُ َ ْ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ ْ ُ َ َّ َ
ت ال ْرض م ِْن َبقل ِ َها َوق ِثائ َِها
O halde Mısır’a inin. Herhalde
ِ ربك يخ ِرج نلا مِما تنب istedikleriniz sizin için orada
َْٰ َُ َّ َ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ َ َ َ َ َ َ َ َ َ ُ َ vardır, dedi. İşte üzerlerine
وفومِها وعد ِسها وبصلِه ۜا قال اتسب ِدلون ال۪ي هو ادن zillet ve yoksulluk onları
َ َ ُ َٓ َ ُ َ َ ْ َ ْ َ ُ َّ ّ ُ ْ َ َ ْ َ ُ َ
Allah’ın âyetlerini inkâra
ّٰ
ِۜب م َِن الل ٍ اؤ بِغ
ض ۫ الذلة والمسكنة وب ِ ضبت علي ِهم ِ و
devam etmeleri, haksız olarak
َ ُ ْ ُ َ
peygamberleri öldürmeleri
ّٰ ٰ َ ُْ َّ َ َ ٰ
ات اللِ َو َيق ُتلون ِ َذل ِك بِان ُه ْم كانوا يَف ُرون بِاي
sebebiyle geldi. Bunların
َ ٰ َ ْ ْ َ َ ّ َّ
hepsi, sadece isyanları ve
َ ُ َ
61 ون ۟ ال ّۜ ِق ذل ِك ب ِ َما َع َص ْوا َوكنوا َي ْع َت ُد ي
ِ انلب ِ ۪ين بِغ
düşmanlıkları sebebiyledir
ُ َ ْ ُْ َ 9
ل ْز ُء ال َّول ا
62. İman edenler; 1. CÜZ BAKARA SÛRESİ
ُ َ َ َّ َ ُ َ ٰ َ َّ َّ
yani Yahudiler’den,
Hıristiyanlar’dan ve َالصابٔني َّ ارى َو ٰ ص َ َّادوا َوانل ا ِن ال۪ين امنوا وال۪ين ه
ِ۪
َ َ َ ٰ ْ ْ َ ْ َ ّٰ َ َ ٰ ْ َ
Sâbiîler’den Allah’a ve ahiret
ْج ُر ُهم ْ َ الًا فَلَ ُه ْم ا َ
ِ خ ِر وع ِمل ص ِ من امن بِاللِ والو ِم ال
gününe inanıp sâlih amel
işleyenler için Rableri katında
َْ َ َْ َ ُ َْ ُ َ َ ٌ َ َ ْ
َواِذ اخذنا62 عِن َد َر ّب ِ ِه ْمۖ َول خ ْوف َعليْ ِه ْم َول ه ْم ي َزنون
mükâfatlar vardır. Onlar için
herhangi bir korku olmadığı
ُ َٰ ُ ُ ُّ ُ َ َ َ ُ َ َ
م۪يثاق ْم َو َرف ْع َنا ف ْوق ُم الطو َۜر خذوا َٓما اتيْ َناك ْم
gibi onlar üzülmeyeceklerdir
de.
63. Ey beni İsrail! Hani, siz- ْ ُث َّم تَ َوَّلْ ُتم63 ون َ ُ َّ َ ْ ُ َّ َ َ ُ ْ
بِق َّو ٍة َواذك ُروا مَا ف۪يهِ لعلم تتق
ُ
den sağlam bir söz almış, Tûr
ْكنْ ُتم ُ َ ُ ُ َ ْ َ َ ْ ُ ْ َ َ ّٰ ُ ْ َ َ ْ َ َ َ ٰ ْ َ ْ
مِن بع ِد ذل ِكۚ فلول فضل اللِ عليم ورحته ل
dağını üzerinize kaldırmıştık.
Size verdiğimizi kuvvetle tu-
tun, onda bulunanları daima
ْم ُ ْ ْ َ َ ْ َ َّ ُ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ َ ْ َ
hatırlayın, umulur ki, korunur- ولقد علِمتم ال۪ين اعتدوا مِن64 مِن الا ِس ۪رين
َ ْ َ َ َ ٔ السبْت َف ُقلْ َنا ل َ ُه ْم ُكونُوا ق َِر َدةً َخا ِس
ج َعل َناها ِ َّ ِيف
sunuz;
64. Ondan sonra yüz çe- ف65 ۚني ۪
َ ني يَ َد ْي َها َو َما َخلْ َف َها َو َم ْوعِظَ ًة ل ِلْ ُم َّتق َ ْ ال ل َِما َبً َ َ
66 ۪ني ن
virdiniz. Eğer sizin üzeriniz-
de Allah’ın ihsanı ve rahmeti
ُٓ َ ً َ َ َ ُ َ ْ َ ْ َ ْ ُ ُ ُ ْ َ َ ّٰ َّ ٓ ْ َ ٰ ُ َ َ ْ َ
واِذ قال موس ل ِقوم ِ۪ه ا ِن الل يامرك ان تذبحوا بقرةۜ قالوا
olmasaydı, muhakkak zarara
uğrayanlardan olurdunuz.
َ َ ْ َ َ ُ َ ْ َ ّٰ ُ ُ َ َ َ ً ُ ُ َ ُ َّ َ َ
67 خذنا هزوۜا قال اعوذ بِاللِ ان اكون مِن الاهِل۪ني ِ اتت
65. Cumartesi günü hak-
kında içinizden azgınlık
َّ ُ ُ َّ َ َ َ َ َ َ ْ ّ َ ُ َ َّ َ َ َ ُ ْ ُ َ
ه قال ا ِن ُه َيقول ا ِنهَا ۜ ِ قالوا ادع نلا ربك يبِني نلا ما
edenleri elbette bilirsiniz. Biz
onlara “aşağılık maymunlar
ُ ْ َ َ ٰ ََْ ٌ ََ ٌْ َ ٌ َ َ َ
ني ذل ِۜك فاف َعلوا َبق َرةٌ ل فارِض َول بِ ۜر عوان ب
olun!” dedik.
َ َ َ ُ ْ َ َ َ َ ْ ّ َ ُ َ َّ َ َ َ ُ ْ ُ َ
66. Biz bunu, hem onu gö-
َ ُْ
قالوا ادع نلا ربك يبِني نلا ما لونه ۜا قال68 َماتؤ َم ُرون
renlere, hem de sonra gele-
ceklere bir ibret ve Allah’a
َ َّ ُّ ُ َ َ ُ ْ َ ٌ َ ُ َٓ ْ َ ٌ َ َ َ َ َّ ُ ُ َ ُ َّ
69 ا ِنه يقول ا ِنها بقرة صفراء ۙفاق ِع لونها تسر انلاظ ِ۪رين
karşı gelmekten sakınanlara
da bir öğüt kıldık.
67. Bir zamanlar, Mûsâ,
kavmine: “Allah bir sığır kes-
menizi emrediyor” dedi. “Bi- 68. “Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır
zimle alay mı ediyorsun?” de- olduğunu bize açıklasın.” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rab-
diler.” Mûsâ “Kendini bilmez bim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir inek. Size
cahillerden olmaktan Allah’a emredileni hemen yapın!” Dedi.
sığınırım” dedi
69. «Rabbine dua et, bize onun rengini anlatsın» dedi-
ler. «O, diyor ki, sarı renkli, parlak tüylü bir inektir, bakanla-
ra sevinç ve sürur verir» , dedi.
َ ْ َ ُ 10
1. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 72. Hani sizden biriniz bir
adam öldürmüştü de onun
ََ َ َ َ ْ َّ َ َ َ َ ْ ّ َ ُ َ َّ َ َ َ ُ ْ ُ َ
هۙ ا ِن الَق َر تشابَ َه عليْ َن ۜا
katili hakkında birbirinizle
ِ قالوا ادع نلا ربك يبِني نلا ما atışmıştınız. Hâlbuki Allah
ٌول ا َِّن َها َب َق َرة ُ ُ َ ُ َّ َ َ َ َ ُ ّٰ َ َٓ ْ ٓ َّ َ
قال ا ِنه يق70 الل ل ُم ْه َت ُدون واِنا ا ِن شاء
gizlemekte olduğunuzu orta-
ya koyandır.
َث ُم َس َّل َم ٌة َل ِش َي َة ف۪يهۜا َ ْ َْ ْ َ َ َ َ ْ َْ ُ ُ ٌ َُ َ
ۚ لذلول تث۪ي الرض ول تسِق الر 73. «Haydi, şimdi adama,
َ ُ ْ ُ َ َ َ َ َ َْ َ ْ َ ٰ ْ ُ َ
onun bir parçasıyla vurun»
71 ون ۟ ال ّۜ ِق فذبُوها َومَا كادوا َيف َعل ِ جئت ب ِ قالوا الـٔن dedik. İşte Allah ölüleri de
ُْ ْ ُ ُ ّٰ َ َ ْ ُ ْ َ ّٰ َ ً ْ َ ْ ُ ْ َ َ ْ َ
böylece diriltir ve akıl ede-
الل م ِر ٌج َما كن ُت ْم واِذ قتلتم نفسا فادرءتم ف۪يه ۜا و siniz diye de size âyetlerini
ُ َ ْ ُ ْ َ 11
77. Onlar gizlediklerini de 1. CÜZ ل ْز ُء ال َّول ا BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ
1. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س 12 BAKARA SÛRESİ 85. Ama siz, birbirinizi öl-
düren, içinizden bir kesime
َ ُ ْ ُ َ َ ْ ُ َ َٓ َ ُ ْ َ َ ْ ُ َ َ َ ْ َ َ ْ ِ َ karşı kötülük ve zulümde
واذ اخذنا م۪يثاقم ل تسفِكون دِماءكم ول ت ِرجون yardımlaşarak; size haram
َ َْ َْ ُ َْ ُ ُ ُ َُْ
84 انف َس ْم م ِْن دِيَارِك ْم ث َّم اق َر ْرت ْم َوان ُت ْم تش َه ُدون
olduğu hâlde onları yurtların-
dan çıkaran, size esir olarak
ً َ َ ُْ ُ ُ ْ َ َ ُ ْ َ َ ٓ ُ ٰٓ َْ ُ
ث َّم ان ُت ْم ه ۬ؤلءِ تق ُتلون انف َس ْم َوت ِر ُجون ف ۪ريقا
geldiklerinde ise, fidye verip
kendilerini kurtaran kimse-
ْ ْ ْ َ َ َ َ َ ُ ْ
ِۜ مِن ْم م ِْن دِيَارِه ِْمۘ تظاه ُرون َعليْ ِه ْم بِالِث ِم َوال ُع ْد َو
lersiniz. Yoksa siz Kitabın bir
ان kısmına inanıp, bir kısmını
ْم ُ ْ َ َ ٌ َّ َ ُ َ ُ َ ْ ُ ُ َ ُ ٰ َ ُ ْ ُ ُ ْ َ ْ ِ َ
inkâr mı ediyorsunuz?
وان ياتوكم اسارى تفادوهم وهو محرم علي Artık sizden bunu yapanın
ْ َ ُُْ ََ َ ْ َ ُ ْ ََُ ْ ُ ُ َ ْ
ْ ون ب َب
cezası, dünya hayatında
ض َ
ۚ ٍ اب وتفرون بِبع ِ ِتك ال ض ِ ع ِ ا ِخراجه ۜم افتؤمِن rezil olmaktan başka bir şey
ْ َّ ُ ْ َ ٰ ُ ْ ُ َف َما َج َٓز
değildir. Kıyamet gününde ise
خ ْز ٌي ِيف اليوة
ٰ َ ِ اء َم ْن َيف َعل ذل ِك مِن ْم ا ِل onlar azabın en şiddetlisine
َ ُ ّٰ َ َ َ َ ْ ّ َ َ ٓ ٰ َ ُّ َ ُ َ ٰ ْ َ ْ َ َ َ ْ ُّ
uğratılırlar. Çünkü Allah,
الل بِغاف ٍِل اب وما ۜ ِ ادلني ۚاويوم القِيمةِ يردون ا ِل اش ِد العذ
yaptıklarınızdan habersiz
ْ ُّ َ ٰ َ ْ ُ َ َ ْ َ َّ َ ٰ ٓ ُ َ ُ َ َ
değildir.
الدن َيا ا ۬ولئ ِك ال۪ين اشتوا الحيوة85 ع َّما ت ْع َملون 86.Onlar, ahireti verip dün-
َ ُ َ ْ ُ ْ ُ َ َ ُ َ َ ْ ُ ُ ْ َ ُ َّ َ ُ َ َ َ ٰ ْ
ya hayatını satın alan kimse-
86۟ خرة ِۘ ف يفف عنهم العذاب ول هم ينصرون ِ بِال lerdir. Artık bunlardan azap
َالر ُسل َواٰتَيْنا ُّ اب َو َق َّفيْ َنا م ِْن َب ْع ِده۪ ب َ َولَ َق ْد اٰتَيْ َنا ُموَس الْك َِت
hiç hafifletilmez. Onlara yar-
ِ ِ
dım da edilmez.
َّ ُ َ َ ُ ْ ِ ُ ُ َ ْ َّ َ َ َ ّ َ ْ َ َ ْ َ َ ْ َ
وح الق ُدِۜس افكل َما
87. And olsun, Mûsâ’ya
ات وايدناه بِر ِ ع۪يس ابن مريم اليِن Kitabı verdik. Ondan sonra
ُ ْ َ ْ َ ْ ُ ُ ُ ُ ْ َ ٓ ٰ ْ َ َ َ ٌ ُ َ ْ ُ َ َٓ
بت ْۚم
ard arda peygamberler gön-
جاءكم رسول بِما ل تهوى انفسم استك derdik. Meryem oğlu İsa’ya
ٌْ ُ َُ ُُ ُ ََ َ ُ ُ ْ َ ً َ َ ْۘ ُ ْ َّ َ ً َ َ
mucizeler verdik. Onu Ru-
ف ۜ وقالوا قلوبنا غل87 فف ۪ريقا كذبتم وف ۪ريقا تقتلون hu’l-Kudüs ile destekledik.
َ ُ ُْ َ ً ََ ْ ُ ُ ّٰ بَ ْل لَ َع َن ُه ُم
Size herhangi bir peygamber,
88 الل بِف ِره ِْم ف۪ ما يؤمِنون hoşunuza gitmeyen bir şey
getirdikçe, kibirlenip bir kıs-
mını yalanlayıp bir kısmını da
öldürmediniz mi?
84. Hani, “Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirini- 88. “Kalplerimiz muhafa-
zi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız” diye de sizden kesin zalıdır” dediler. Öyle değil.
söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendi- İnkârları sebebiyle Allah on-
niz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz. ları lânetlemiştir. Bu yüzden
pek az iman ederler.
ُ َ ْ ُ ْ َ 13
89. Daha önce kâfirlere 1. CÜZ ل ْز ُء ال َّول ا BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 14
1. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 96. Yemin olsun ki, sen on-
ları yaşamaya karşı insanla-
ً َ َ ّٰ َ ْ ُ َ ٰ ْ ُ َّ ُ ُ َ ْ َ َ ْ ْ ُ
خرة عِند اللِ خال ِصة ِ قل ا ِن كانت لم ادلار ال
rın en hırslısı bulursun. Müş-
riklerden her biri de arzular ki,
َ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ ْ َ ْ ُ َّ َ َ َ ُ ْ
ِ َّون انل
bin sene yaşasın. Oysaki ya-
94 اس فتمنوا الموت ا ِن كنتم صادِق۪ني ِ مِن د şatılması hiç kimseyi azaptan
۪يمٌ الل َعل ُ ّٰ ت اَيْد۪يه ۜ ْم َو ْ َولَ ْن َي َت َم َّن ْوهُ اَبَ ًدا ب َما قَ َّد َم uzaklaştırmaz. Allah onların
ِ ِ yapmakta olduklarını gören-
َٰ ْ َ َّ َ َ َ َّ
حيٰو ٍۚة َ ع ج َدن ُه ْم اح َرَص انلَّاِس َ الظالِم dir.
ِ تل و 95 ۪ني ِب 97. De ki: Cebrail’e kim
ََْ َ ُ َ َ ُّ َ َ ُ َ ْ َ َ َّ َ َ
ۚح ُده ْم ل ْو ُي َع َّم ُر الف َس َن ٍة
düşman ise şunu iyi bilsin ki,
ومِن ال۪ين اشركوا يود ا Allah’ın izniyle Kur’an’ı senin
ٌالل بَص۪ي ُ ّٰ حه۪ م َِن الْ َع َذاب ا َ ْن ُي َع َّم َۜر َو ْ ُ
ِ َو َما ه َو ب ِ ُم َزح ِز
kalbine bir hidayet rehberi,
ِ önce gelen kitapları doğrula-
َ َ َّ َ َ ْ ًّ ُ َ َ َ ْ َ ْ ُ َ ُ َْ َ َ
بيل فا ِن ُه ن َّزل ُه
yıcı ve müminler için de müj-
۪ ِ ل ِ او د ع ان ك ن م ل ق 96 ۟
ون بِما يعمل deci olarak o indirmiştir.
ً ُ َ ْ َ َ َ ْ َ َ ً ّ َ ُ ّٰ ْ َ َْ َٰ
ع قلبِك بِا ِذ ِن اللِ مص ِدقا ل ِما بني يديهِ وهدى
98. Zira her kim, Allah’a,
meleklerine, peygamberleri-
َ ٰٓ ّٰ َ َ َ َ ش ى ل ِلْ ُم ْؤ ِمن ٰ ْ ُ َو ب
۪ َم ْن كان ع ُد ًّوا ِللِ َو َملئ ِكتِه97 ۪ني
ne, Cebrail’e ve Mikail’e düş-
man olursa bilsin ki Allah da
َ كاف ِر َ ْ ٌّ ُ َ َ ّٰ َّ َ َ َ َ َ ْ َ ُ ُ َ inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.
98 ين ۪ بيل وم۪يكال فا ِن الل عدو ل ِل ۪ ج ِ ورسلِه۪ و
َّ َٓ ُ ُ ْ َ َ َ ٰ َ ْ َ َٓ ْ َ ْ َ ْ َ َ َ
99. And olsun ki, sana apa-
ُ ُ َ َّ َ ٌ َ َ َ َ ْ ُ َ َ َ ٌ ّ َ ُ ّٰ ْ
rinden bir grup onu bozmadı
۪ين ا ۫وتوا عِن ِد اللِ مص ِدق ل ِما معهم نبذ ف ۪ريق مِن ال mı? Zaten onların çoğu iman
َ َ َ َّ َ َ ُ َ َٓ َ ّٰ َ َ َ َ ْ
etmiyor.
101اءظ ُهورِه ِْمكان ُه ْمل َي ْعل ُمون ابكِتاباللِور ۗ الكِت 101. Allah tarafından ken-
dilerine, yanlarında bulunanı
tasdik edici bir elçi gelince
94. Onlara de ki: Şayet ahiret yurdu Allah katında diğer Ehl-i Kitap’tan bir grup, sanki
insanlara değil de özel olarak yalnızca size ait ise ve bu Allah’ın kitabını bilmiyormuş
iddianızda doğru iseniz haydi ölümü temenni edin! gibi sırtlarının arkasına ata-
rak terk ettiler.
95. Onlar, Allah’ın emrine muhalefet eden nefisleri sebe-
biyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah
zalimleri iyi bilir.
ُ َ ْ ُ ْ َ 15
102. Süleyman’ın hüküm- 1. CÜZ ل ْز ُء ال َّول ا BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 16
1. CÜZ
ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 109. Ehl-i Kitap’tan çoğu,
hak ve doğru olan kendilerine
ْ َ ْ َْ ْ َ َ ْ ُ ْ َ َٰ ْ ْ َ ْ َ َ
ي مِن َٓها ا ْو مِثل ِ َه ۜا
apaçık belli olduktan sonra,
ٍ ب ِ تِ سها نا ِ ما ننسخ مِن اي ٍة او نن sırf içlerindeki kıskançlıktan
َ ّٰ اَل َ ْم َت ْعلَ ْم ا َ َّن106 ۪ير ٌ شٔ قَد ْ َ ّ ُ ٰ َ َ ّٰ َّ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ ötürü, sizi imanınızdan vaz-
ح ِْز ٌبgeçirip küfre döndürmek is-
الل ٍ الم تعلم ان الل ع ك ِل 4
ّٰ ُ ْ ْ ُ َ َ َ َْ َ
ْ ال َ الس ٰمَّ ك ُ ْ ُ َُ terler. Siz şimdilik, Allah onlar
ِون الل ِ د ِن م م ل ا م و ض ۜ ِ ر و ات
ِ و ل مل hakkındaki emrini getirinceye
ُ َ ُ َ َْ َ ُ ُ َْ َ َ َ ّ َ ْ kadar affedip hoşgörün. Şüp-
يدون ان ت ْس َـٔلوا َر ُسول ْم ام ت ۪ر107 ۪ي ٍ ل ول ن
ص ٍ ِ مِن و hesiz Allah her şeye kadirdir.
َ ْ َ ْ ُ ْ َّ َ َ َ ْ َ َ ُ ْ َ ْ ٰ ُ َ ُ َ َ
ۜ
110. Namazı kılın, zekâtı
ان ِ ۪يم ال ِ ب ر ف ال لِ د ب ي ن م و ل ب ق ِن م س كما سئ ِل مو verin, önceden kendiniz için
َ ْ َ ّ ُ ٰ َ َ ّٰ َّ ْ َ الل با ْ َ ّٰ َ
Hıristiyanlar hariç hiç kimse
109 شٔ قد۪ير ٌ ل ك ع الل ِن ا ۪ ۜ
ه ر م ُ ّٰ يت َ حىت يا
ٍ ِ ِ ِ ِ
cennete girmeyecek” dediler.
َ ُ َ ْ َ َ َ ّٰ َّ ّٰ َ ْ ُ ُ َ ْ َ ْ
sahiden doğru söylüyorsanız
ٌ َ
110 تدوه عِند اللِۜ ا ِن الل بِما تعملون بص۪ي ِ ي ٍ مِن خ
delilinizi getirin.”
َ ُ َْ ُ َ َ َ ٌ َ َ ْ ْ َ
112 ۟اج ُرهُ عِن َد َر ّبِه۪ۖ َول خ ْوف عليْ ِه ْم َول ه ْم ي َزنون
ُ َ ْ ُ ْ َ 17
113. Her ikisi de kitapları- 1. CÜZ ل ْز ُء ال َّول ا BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ
1. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س 18 BAKARA SÛRESİ 122. Ey İsrail oğulları! Size
verdiğim nimetimi ve size di-
ْارى َحّٰىت تَ َّب َع م َِّل َت ُه ۜم ُ ُ َْ َ ْ َ ٰ ْ َ ْ َ َ
ٰ ود َو َل انلَّ َص ğer insanlardan daha fazla
ِ ولن ترض عنك اله lutufta bulunduğumu hatırla-
َّ ْ ُ َ َٓ ْ َ َ ْ َ َّ َ َ ٰ ُ ْ َ ُ ّٰ ُ َّ ْ ُ
اءه ْم َبع َد ال۪ي قل ا ِن ه َدى اللِ هو الهد ۜى ولئ ِِن اتبعت اهو
yın.
ََ َ َ ٰ ْ ْ َ ْ َ ّٰ ْ ُ ْ َ َ ٰ ْ َ َ َ َّ َ
خ ۜ ِر قال َو َم ْن كف َر
126. İbrahim de demişti ki:
ِ ات من امن مِنهم بِاللِ والو ِم ال ِ مِن اثلمر “Ey Rabbim! Bu şehri emin bir
ُ َ ْ َ ْ َ َّ َ َ ٰ ُٓ ُّ َ ْ َ َّ ُ ً َ ُ ُ ّ َ ُ َ şehir yap, halkından Allah’a
126 ارِ وبِئس المص۪ي ۜ اب انل ِ فامتِعه ق۪ي ثم اضطره ا ِل عذ ve ahiret gününe inananları
çeşitli meyvelerle besle. Allah
buyurdu ki: İnkâr edeni de az
bir süre geçindirir, sonra onu
120. Ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar onların milletine
cehennem azabına sokarım.
uymadıkça senden râzı olmazlar. De ki: Allah’ın hidâyeti
Ne kötü varılacak yerdir ora-
var ya, işte hidâyet odur! Sana gelen bunca ilimden son-
sı!
ra eğer sen onların hevâ ve heveslerine uyacak olursan,
Allah tarafından sana ne bir velî, ne de bir yardım eden
kimse olur.
121. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler onu, tilavet
hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, kitaba inanırlar.
Onu inkâr edenlere gelince, işte gerçekten zarara uğra-
yanlar onlardır.
KUR’AN-I KERİM MEALİ 19
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
ُ َ ْ ُْ َ
127. Hani bir zamanlar İb- 1. CÜZ ل ْز ُء ال َّول ا19 BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 20
1. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 137. Eğer onlar da böyle
iman ederlerse doğru yolu
َ اري َت ْه َت ُدوۜا قُ ْل بَ ْل م َِّل َة ا ِب ْ ٰره
۪يم ٰ ص ً ُ ُ ُ ُ ََ
َ َودا ا َ ْو ن وقالوا كونوا ه
bulmuş olurlar; dönerlerse
mutlaka derin bir ayrılık içine
ّٰ
ِ قولوا ا َمنا بِالل135 ۪ني
َّ ٰ ُٓ ُ َ ان م َِن ال ْ ُمْشك َ َ ََ ًۜ َ
حن۪يفا وما ك
düşerler. Onlara karşı Allah
ِ sana yeter. O işitendir, bilen-
ٰ ۪يل َوا ِ ْس َ ٰ ْ َ َ ٰ ْ ٓ ٰ َ ْ ُ َٓ َ َ ْ َ َ ْ ُ َٓ َ
ح َق
dir.
وما ان ِزل ا ِلنا وما ان ِزل ا ِل ا ِبره۪يم واِسمع 138. Allah’ın verdiği renge
َ۫ويت ُ َٓ َ ٰ َ ٰ ُ َ ُ َٓ َ َ ْ َْ َ َ ََُْ
ِ ۫ويت موس وع۪يس وما ا ِ اط وما ا ِ ويعقوب والسب
uyun; rengi Allah’ınkinden
daha güzel olan kim vardır?
ُح ُن َل ْ َ َ ۘني ا َ َحد مِنْ ُه ْم َ ْ َ ُ ّ َ ُ َ ْ ّ َ ْ َ ُّ َّ ‘Biz O’na kulluk edenleriz’ de-
ون ٍ انلبِيون مِن رب ِ ِه ۚم ل نف ِرق ب yin.
ْ ْ ََ ْ ٰ ْ ٰ ْ َ َ
فا ِن ا َم ُنوا ب ِ ِمث ِل َٓما ا َمن ُت ْم بِه۪ فق ِد اه َت َد ْواۚ َواِن136 ُم ْسل ِ ُمون
139. Söyle onlara: “Allah
bizim de Rabbimiz, sizin de
ُ السم
۪يع َّ الل َو ُه َو ُ ّٰ ۪يك ُه ُمَ ْ َ َ َ َ
ف ك ي س ف اق ق ش ِ ۪ى ف ْ تَ َول َّ ْوا فَا َِّن َما ُه
م
Rabbiniz iken, O’nun hak-
ۚ ٍۚ kında bizimle tartışıyor mu-
ُصبْ َغ ًة ۘ َو َنْن ّٰ َ ُ َ ْ َ ْ َ َ ّٰ َ َ ْ
ِ ِصبغة اللِۚ ومن احسن مِن الل ُ
ِ 137ۜ العل۪يم
َ ْ sunuz? Bizim yaptıklarımız
bize, sizin yaptıklarınız da
ْم ُ ُّ َ َ َ ُّ َ َ ُ َ ّٰ َ َ ُّ ٓ َ ُ َ ْ ُ َ ُ َ َُ size aittir. Biz O’na gönülden
ۚ قل اتاجوننا ِيف اللِ وهو ربنا ورب138 ل عبِدون bağlananlarız.”
َ ُْ َ َْ ُ ُ ْ َ ُ َ ُ ْ َ َٓ
139 َۙونلَا اع َمانلَا َول ْم اع َمال ْۚم َون ُن ُل مل ِ ُصون
140. Yoksa siz, İbrahim,
İsmail, İshak, Yakup ve “to-
َ ح َق َو َي ْع ُق ٰ ۪يل َوا ِ ْس َ ٰ ْ َ َ ٰ ْ َّ َ ُ ُ َ ْ َ
ام تقولون ا ِن ا ِبره۪يم واِسمع
runlar”ın Yahudi yahut Hıris-
وب tiyan olduklarını mı söylüyor-
ُالل ّٰ ِ َ ُ َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ ْ ُ ٰ َ َ ْ َ ً ُ ُ َ َ َ ْ َ ْ َ sunuz? De ki: Siz mi daha
ۜ ي قل ءانتم اعلم ام ۜ والسباط كانوا هودا او نصار iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?
َ ُ ّٰ َ َ ّٰ َ ُ َ ْ ً َ َ َ َ َ َ ْ َّ ُ َ ْ َ ْ َ َ Allah tarafından, bildirilmiş
ومن اظلم مِمن كتم شهادة عِنده مِن اللِۜ وما الل بِغاف ٍِل bir şahitliği gizleyenden daha
َ ُ ُ َ َ َ ُ ُ َ َ ُ َ
141 َ۟ول ْم مَا ك َسبْ ُت ْۚم َول ت ْس َـٔلون ع َّما كانوا َي ْع َملون
141. O ümmetlerin hali ki-
fayet etti. Onların kazandık-
ları kendilerine, sizin kazan-
dıklarınız da sizedir. Onların
135. Dediler ki: “Yahudi veya Hıristiyan olun ki, hidâyete yaptıklarından sizler sorumlu
eresiniz!” De ki: “Bilakis, Hanif olan İbrâhîm’in Dinine uya- tutulmayacaksınız.
rız. O müşriklerden değildi.”
136. «Biz, Allah’a ve O’nun katından bize indirilene; İb-
rahim, İsmail, İshak, Yakup ve “torunlar”a indirilene, Mûsâ
ve İsa’ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamber-
lere gelenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksi-
zin iman ettik ve biz sadece Allah’a teslim olduk» deyin.
َّ ُ ْ ُ ْ َ
142. Birtakım kendini bil- 2. CÜZ
۪ الزء اثل21
ان BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 22
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 149. Nereden yola çıkar-
san yönünü Mescid-i Haram
َّ َ ْ ُ َ َٓ ْ َ َ ُ ْ َ َ َ ُ َ ُ ْ َ َ َ ْ ُ ُ َ ْ َ ٰ َ َّ َ
ال۪ين اتيناهم الكِتاب يع ِرفونه كما يع ِرفون ابناءه ۜم واِن
tarafına çevir. Bu emir elbette
Rabbinden sana gelen ger-
َ ّ َ ْ ُّ َ ْ َ َ ُ َ ْ َ ْ ُ َ َّ َ ْ َ ُ ُ ْ َ َ ْ ُ ْ ً َ çek bir emirdir. Allah yaptıkla-
الق مِن ربِك146 ف ۪ريقا مِنهم لكتمون الق وهم يعلمون rınızdan habersiz değildir.
ْ ا ٰ َم ُنوا
bır ve namaz ile Allah’tan yar-
َّ ُ ْ ُ ْ َ
154. Allah yolunda öldü- 2. CÜZ ۪ الزء اثل23
ان BAKARA SÛRESİ
َ ُ َ ْ ُ ْ ُ َ َ ُ َ َ ْ ُ ُ ْ َ ُ َّ َ ُ َ َ َ َ
159. Biz kitapta açıkça bil-
dirdikten sonra indirdiğimiz 162 خالِد۪ين ف۪يهاۚل يفف عنهم العذاب ول هم ينظرون
ْ َّ َ ُ َّ َ ٰ َ ٓ ٌ َ ٌ ٰ ْ ُ ُ ٰ َ
açık delilleri ve hidâyeti gizle-
yenler var ya, işte onlara hem
163 ۪يم ُ َّ ُ ٰ
۟ ح ۚد ل ا ِل ا ِل هو الرحن الرح ِ واِلهم ا ِله وا
Allah lanet eder, hem de bü-
tün lânet ediciler lânet eder.
160. Ancak tevbe edip du-
rumlarını düzeltenler ve ger- 161. Fakat âyetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüş-
çeği açıkça ortaya koyanlar lere gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların lâ-
bundan müstesnadır. Ben neti onların üstünedir.
onları bağışlarım ve Ben tev- 162. Onlar ebediyen orada kalırlar. Artık ne kendilerin-
beleri fazlaca kabul eden ve den azap hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır.
çokça esirgeyenim.
163. İlâhınız bir tek ilahtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O,
Rahmân’dır, Rahîm’dir.
َ ْ َ ُ
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س 24 BAKARA SÛRESİ 165. İnsanlardan bazıları
Allah’tan başkasını Allah’a
َ َّ َ ْ َّ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ ٰ َّ ْ َ َّ eşler ve benzerler edinir de
ِ ار ه انل و ل
ِ ال ف ِ ِ اخ و ض ِ ر ال و ات
ِ و م الس قِ ل خ يف
۪ ا ِن onları Allah’ı sever gibi se-
َ َْ َْ ْ ََوالْ ُفلْك َّالىت َتْري يف ْال
ح ِر بِمَا َينف ُع انلَّاَس َو َٓما ان َزل
verler. İman edenler ise daha
ِ ۪ ۪ ِ çok Allah’ı severler. Keşke
َ َْ ْ َ الس َٓماءِ م ِْن َٓماء فَا ُ ّٰ
ح َيا بِهِ ال ْرض َب ْع َد َم ْوت َِها َّ الل م َِن zalimler azabı gördükleri za-
ٍ man bütün kuvvetin Allah’a
َ ُ ْ َ ْ َ َ ٰ َ ْ َ ْ َ َٓ َّ َ ْ َ َّ َ ُ ْ önceden anlayabilselerdi.
164 ات ل ِقو ٍم يعقِلون ٍ المسخ ِر بني السماءِ والرِض لي 166. Kendilerine uyulanlar
َ ُ ً ْ َ ّٰ ُ ْ ُ َّ َ ْ َ
ون اللِ ان َدادا يِ ُّبون ُه ْم ِ َوم َِن انلَّاِس من يت
o gün azabı görünce, ken-
ِ خذ مِند dilerine uyanlardan uzakla-
َ ۪ين ا ٰ َم ُنٓوا ا َ َش ُّد ُح ًّبا ِ ّٰللِۜ َول َ ْو يَ َرى َّال َ اللِۜ َو َّال ّٰ ّ ُ َ şacaklar, aralarındaki bütün
۪ين ب ِ كح bağlar kopacaktır.
ُالل َشد۪يد َ ّٰ اب ا َ َّن الْ ُق َّوةَ ِ ّٰلل َِج۪يعًا ۙ َوا َ َّن َۙ ظَلَ ُٓموا ا ِذْ يَ َر ْو َن الْ َع َذ 167. Uyanlar şöyle derler:
Keşke bir daha dünyaya geri
ُ۪ين َّات َب ُعوا َو َراَوا َ ۪ين اتُّب ُعوا م َِن َّال َ با َ َّال َّ َ ا ِذْ َت165 الْ َع َذاب gitmemiz mümkün olsaydı
ِ ِ da, şimdi onların bizden uzak-
َّ َ َّ َ َ َ ُ ال ْس َب َ ْ ُ ْ َ َّ َ َ َ َ َ َ ْ
۪ين ات َب ُعوا
laştıkları gibi biz de onlardan
وقال ال166 اب العذاب وتقطعت ب ِ ِهم uzaklaşsaydık! Böylece Allah
ُ ّٰ ب ُؤ۫ا م َِّنۜا َك ٰذل َِك يُريه ُم َّ َ با َ مِنْ ُه ْم َكمَا َت َّ َ َل َ ْو ا َ َّن َنلَا َك َّرةً َف َن
onlara, işledikleri bütün fiille-
الل ِ ۪ ri, pişmanlık kaynağı olarak
َّ َ َ َ ۘ ً ّ َ ً َ َ َْ ُُ َ
يَٓا ايُّهَا انلَّاُس كلوا م َِّما ِيف الرِض حل طيِبا ول تبِعوا
ُ ْ 168. Ey insanlar! Yeryü-
zünde bulunan şeylerin helal
ُ ْ َّ ٌ ْم َع ُد ٌّو ُمب ُ َ ُ َّ َ ْ َّ ُ ُ
ا ِن َما يَا ُم ُرك ْم168 ني َط
ve temiz olanlarından yiyin,
۪ ل ه ِن ا انِ ۜ ط ي الش اتِ و خ şeytanın peşine düşmeyin;
َ ُ َ ْ َ َ َ ّٰ َ َ ُ ُ َ ْ َ َ َٓ ْ َ ْ َ ٓ ُّ
zira şeytan sizin açık bir düş-
169 بِالسوءِ والفحشاءِ وان تقولوا ع اللِ ما لتعلمون manınızdır.
169. O size ancak ve da-
ima kötülüğü, çirkin işi ve
Allah hakkında bilmediğiniz
164. Şüphesiz semâvat ve arzın yaratılmasında, gece şeyleri söylemenizi emreder.
ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanların fay-
dasına olan şeyleri denizde taşıyarak yüzüp giden gemi-
lerde, Allah’ın gökten indirdiği bir su ile ölmüş olan toprağı
diriltmesinde, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında,
rüzgârları ve yer ile gök arasında emre amade bekleyen
bulutları döndürmesinde elbette düşünen bir topluluk için
pek çok ibretler vardır.
َّ ُ ْ ُ ْ َ
170. Onlara: Allah’ın indir- 2. CÜZ ۪ الزء اثل25
ان BAKARA SÛRESİ
َالل قَالُوا بَ ْل نَ َّب ُع َٓما اَلْ َفيْنا ُ ّٰ ۪يل ل َ ُه ُم اتَّب ُعوا َٓما اَن ْ َز َل
diğine uyun, denildiği zaman
َ َ َ
onlar, « Hayır! Biz atalarımızı
üzerinde bulduğumuz şeye ِ ِ واِذا ق
َ َ ً ْ َ َ ُ ْ َ َ ْ ُ ُ َٓ ٰ َ َ ْ َ َ َ َ َ َٓ ٰ ْ َ َ
عليهِ اباءناۜ اولو كان اباؤ۬هم ل يعقِلون شيـٔا ول
uyarız » dediler. Ya ataları bir
şey anlamamış ve doğruyu
ُك َف ُروا َك َم َثل َّال۪ي َينْعق َ َ َّ ُ َ َ َ
۪ين ال ل ث مو 170
َ ََُْ
ون يهتد
ِ
da bulamamış idiyseler!
ِ
ْم َف ُهم ْ ُ ٌّ ُ ً َٓ َ ً َٓ ُ َّ ُ َ ْ َ َ َ
171. Kâfirlerin hali, bağı-
rıp çağırmak dışında bir şey ٌ ْ ٌم ُع بِما ل يسمع ا ِل دعاء ون ِداءۜ صم ب
َ۪ين ا ٰ َم ُنوا ُكلُوا م ِْن َط ّي َبات ما َّ َ ُّ َ َٓ َ ُ ْ َ َ
duymayan, yine de haykıran
kimsenin haline benzer. On-
ِ ِ َ يا ايها ال171 ليعقِلون
ْ ُ ْ ّٰ
lar sağırlar, dilsizler ve körler
َّ َ َ ُ ْ ُ ْ
ا ِنمَا172 َر َزق َناك ْم َواشك ُروا ِللِ ا ِن كن ُت ْم ا ِيَّاهُ ت ْع ُب ُدون
gibidirler. İşte onlar hakikati
َّ ُ َٓ َ ْ ْ َ ْ َ َ َ َّ َ َ َ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ َ َ َّ َ
düşünemezler.
۪ير وما اهِل بِه ِ ِن ۪ حرم عليم الميتة وادلم ولم ال
172. Ey iman edenler! Size
verdiğimiz rızıkların iyilerin-
َ َ ْ َٓ َ َ َ ْ اض ُط َّر َغ
ْ َ ّٰ ْ َ
den yiyin, eğer siz gerçekten
ِۜاغ َول َع ٍد ف ا ِث َم عليْه ٍ َي ب ي اللِۚ ف َم ِن ِ ل ِغ
َ َْ َ ا َِّن َّال173 ۪يم ٌ الل َغ ُف
yalnız Allah’a kulluk ediyor-
sanız O’na şükredin.
۪ين يَ ُت ُمون َٓما ان َزل
َ ْ ٌ ور َرح َ ّٰ ا َِّن
َ ٰٓ ُ ۙ ً َ ً َ َ َ َُ ََْ َ الل م َِن الْك ُ ّٰ
173. Allah size sâdece
ölüyü, kanı, domuz etini ۪ي او۬ لئ ِك تون بِه۪ ثمنا ق اب ويش ِ ِت
ُ ّٰ ّل ِ ُم ُه ُم َ ُ َ َ َ َّ َّ ْ ُ ُ َ ُ ُ ْ
مَا يَاكلون ۪يف بطون ِ ِهم ا ِل انلار ول ي
ve Allah’tan başkası adına
kesileni haram kıldı. Her الل
َ ٰٓ ُ ٌ اب اَل ٌ َيَ ْو َم الْ ِقيٰ َمةِ َو َل يُ َز ّك۪يه ْم َول َ ُه ْم َعذ
kim bunlardan yemeye
mecbur kalırsa, azmaksızın او۬ لئ ِك174 ۪يم ِۚ
ٓاب بال ْ َم ْغفِ َرة ِۚ َف َما َ ال َلَ َة بال ْ ُه ٰدى َوالْ َع َذ َّ ُ َ َ ْ َ َّ
ve sınırı da aşmadan bir
miktar yemesinde günah
ِ ِ ال۪ين اشتوا
yoktur. Şüphe yok ki Allah
ۜال ّ ِق َ ْ اب ب َ الل نَ َّز َل الْك َِت َ ّٰ ذٰل َِك با َ َّن175 ع انلَّار ََ ْ ََُ ْ َ
اصبهم
ِ ِ ِ
çokça bağışlayan, çokça
َ ْ ُ َ َ ْ َ َّ َّ َ
esirgeyendir.
َ َ َ
174. Allah’ın indirdiği kitap-
tan bir şeyi gizleyip onu az bir
176 ۪يد ٍ۟ اق بع ٍ ف ِشق ۪ اب ل ِ واِن ال۪ين اختلفوا ِيف الكِت
bedel ile değişenler var ya,
işte onların yiyip de karınları-
na doldurdukları şeyler, ateş- 175. Onlar doğru yolu bırakıp sapıklığı, mağfirete bedel
ten başka bir şey değildir. olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı
Kıyamet günü Allah ne kendi- ne kadar dayanacaklar!
leriyle konuşur ve ne de onla- 176. Bu böyledir. Zirâ Allah, kitabı hak olarak indirmiştir.
rı temize çıkarır. Orada onlar Kitap konusunda ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaş-
için elim bir azap vardır mazlığın içine düşmüşlerdir.
َ ْ َ ُ 26
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 178. Ey iman edenler! Öl-
dürülenler hakkında size kı-
َّن ٰ َ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ ْ ُ َ ُ ُ ُّ َ ُ ْ َ َّ ْ َ ْ َ
ِ ب ول ِ ش ِق والمغ ِر ِ ليس ال ِب ان تولوا وجوهم ق ِبل الم ح ِْز ٌب
sas yazıldı. Hüre hür, köleye
2
َ ّ اللِ َو ْالَ ْو ِم اْلٰخِر َوال ْ َملٰٓئ َِكةِ َوالْك َِتاب َوانلَّب
köle, kadına kadın öldürülür.
ّٰ َ َ ٰ ْ َ َّ ْ
ني
ۚ ِ۪ ِ ال ِب من امن ب
Ancak kim, kardeşi tarafın-
ِ ِ
َ ام َوال ْ َم ٰ ََْ َ ٰ ْ ُْ َ ّ ُ ٰ َ َ َْ ََٰ
dan af edilirse kısas düşer.
َ۪ني َوابْن َ ساك وايت المال ع حبِه۪ ذوِي القرب والت Bundan sonra iyiye uymak,
َ ٰ َّ َ ٰ َ َ ٰ َّ َ َ َ َ َ ّ
öldürülenin velisine güzel bir
َ السائِل
َ ۪ني ٓ َّ َ َّ şekilde ve tam olarak ödemek
ۚاب واقام الصلوة وايت الزكوة ۚ ِ الرق ِ يفِ و يل و ِ الس ۪ب
ْ ْ َ ُ ُْ َ
gerekir. O halde söylenenler,
ِين ِيف الَا َ ٓساء َ الصابر َّ ون ب َع ْهده ِْم ا َِذا َع َه ُدوا َو والموف
ِ۪ ۚ ِ ِ
Rabbinizden bir hafifletme ve
َ ُم الْق ُ ْ َ َ َ ُ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ َ ُ َّ ُ ْ
hakkak onun için elem verici
ُصاص يا ايها ال۪ين امنوا كتِب علي177 المتقون
ِ bir azap vardır.
َ ُْْٰ ُْْٰ ْ ْ ُ ْ ُّ ُ ْ َ ٰ ْ َ ْ
ال ّ ِر َوال َعبْ ُد بِال َعبْ ِد َوالنث بِالنثۜ ف َم ْن
179. Ey akıl sahipleri! Kı-
ِ ِيف القتلۜ الر ب sasta sizin için ibret vardır.
ان ٍۜ س َ اء اَِلْهِ با ِْح ٌ وف َوا َ َٓد ِ ُ اع بال ْ َم ْع
ر
ٌ َ ّ َ ٌٔ ْ َ
ِب ات ف ش ِ ه ۪ي خ
َ ْ َُ َ ُ
عِف ل مِن ا
Umulur ki kendinizi korursu-
ِ ِ nuz.
َ ٰ َ ْ َ ٰ َ ْ َ َ ٌۜ َ ْ َ َ ْ ُ ّ َ ْ ٌ َْ َ ٰ
ذل ِك تف۪يف مِن ربِم ورحة فم ِن اعتدى بعد ذل ِك 180. Birinize ölüm geldiği
َ ْم يف الْق ُ ََ َ ٌ َ َ ََُ
zaman, eğer bir mal bıraka-
ُ َٓ ٌ ٰ َ ٌ
۬ول ِ اا ي وة يح ص ِ ا ص ِ ِ ل و 178 ۪يم ل فله عذاب ا caksa anaya, babaya, yakın-
ُ َْ َ َ ُ َ ُ َ ُ َّ َ َال ْل َْ
lara uygun bir biçimde vasi-
ضَ َ ْم ا َِذا َح كتِب علي179 اب ل َعل ْم ت َّتقون ِ
yet etmek Allah’tan korkanlar
َ لقْ َرب ْ
َ َ ْ َ َ ْ ُ َّ َ ْ َ ً ْ َ َ َ َ ْ ُ ْ َ ْ ُ ُ َ َ َ
üzerine bir borçtur.
ني ۪ صية ل ِلو ِادلي ِن وا ِ احدكم الموت ا ِن ترك خياۚ الو 181. Her kim bunu işittik-
َ َ ْ َ َ ًّ ْ ْ
ف َم ْن بَ َّد ُل َب ْع َد َما َس ِم َع ُه180 ۪ني َۜ وف َحقا ع ال ُم َّتق ِۚ بِال َمع ُر
ten ve kabullendikten sonra
vasiyeti değiştirirse, günahı
181 ۪ۜيم ٌ ۪يع َعل ٌ الل َسم َ ّٰ ۪ين ُي َب ّدِلُونَ ُۜه ا َِّن َ ع َّال َ َ ُ ُ ْ ٓ َ َّ َ
فا ِنما ا ِثمه
onu değiştirenleredir. Şüphe-
siz Allah işiten ve bilendir.
َّ ُ ْ ُ ْ َ
2. CÜZ ۪ الزء اثل27
ان BAKARA SÛRESİ
َ ْ ََ ً ْ َْ ً َ َ َ َ
182. Her kim, vasiyet ede-
َ
nin haksızlığa meyletmesin-
صل َح بَيْ َن ُه ْم ف َم ْن خاف م ِْن ُموٍص جنفا او ا ِثما فا
َ يَٓا ا َ ُّيهَا َّال182 ۪يم َ ّٰ فَ َٓ ا ِثْ َم َعلَيْهِۜ ا َِّن
den yahut günah işlemesin-
den endişe eder de aralarını
۪ين ٌ۟ ور َرح ٌ الل َغ ُف
bulursa kendisine günah yok-
tur. Şüphesiz Allah bolca ba-
۪ين َ ع َّال ََ َ ُ َ َ ُ َ ّ ُ ُ َْ َ َ ُ ُ َٰ
الصيام كما كتِب ِ امنوا كتِب عليم
ğışlayan esirgeyendir.
َ ُ ْ َ ً َّ َ ۙ َ ُ َّ َ ْ ُ َّ َ َ ْ ُ ْ َ ْ
183. Ey iman edenler!
ات ۜ ٍ اياما معدود183 مِن قبلِم لعلم تتقون
َ ْ ٌ َّ َ َ َ ٰ َ ْ َ ً َ ْ ُ ْ َ َ ْ َ َ
Oruç sizden önce gelip geç-
miş ümmetlere yazıldığı gibi َّ
فمن كان مِنم م ۪ريضا او ع سف ٍر فعِدة مِن ايا ٍم
size de farz kılındı. Umulur ki
َ ْ ام م ُ ط َعَ ٌ َ ْ ُ َ ُ ُ َ َّ َ َ َ َ َ ُ
۪ني ف َم ْن ك ِس اخ ۜر وع ال۪ين يط۪يقونه ف ِدية
korunursunuz.
ٍۜ
ُ َ ٌ ْ َ ُ ُ َ ْ َ َ ُۜ َ ٌ ْ َ َ ُ َ ً ْ َ َ َّ َ َ
184. Oruç size sayılı günler
olarak farz kılındı. Sizden her
ي ل ْم تطوع خيا فهو خي ل وان تصوموا خ
َ ْ ُ ٓ َّ َ َ َ َ ُ ْ َ َ ُ َ ْ َ ْ ُْ ُ ْ
kim hasta yahut yolcu olursa
tutamadığı günler kadar diğer
günlerde kaza eder. Tutmaya
ِ شهر رمضان ال۪ي ان ِزل ف۪يه184 ا ِن كنتم تعلمون
َ ْ ُْ َ ٰ ُْ َ َ ّ َ َ َّ ً ُ ُْٰ ُْ
ان
ِۚ ات مِن الهدى والفرق ٍ اس وبيِن ِ القران هدى ل ِلن
güçleri yetmeyenlere fidye,
fakiri doyurmak gerekir. Bu-
ً َ َ ْ َ َّ ُ ْ َ َ
ف َم ْن ش ِه َد مِن ُم الش ْه َر فل َي ُص ْم ُۜه َو َم ْن كان َم ۪ريضا
nun dışında kim gönüllü ola-
rak hayır yaparsa, bu kendisi
için daha iyidir. Eğer bilmiş ol-
َ ْ ُم الْ ُي ُ ُ ّٰ ُ ُ َ َ ُ َّ َ ْ ٌ َّ َ َ َ ٰ َ ْ َ
sanız, oruç tutmanız sizin için س ِ او ع سف ٍر ف ِعدة مِن ايا ٍم اخ ۜر ي ۪ريد الل ب
daha hayırlıdır.
َالل ّٰ ُ ّ َ ُ َ َ َّ ْ ُ ْ ُ َ ۘ َ ْ ُ ْ ُ ُ ُ ُ َ َ
185. Ramazan ayı, insan- ول ي ۪ريد بِم العس و ِتلك ِملوا العِدة و ِتلك ِبوا
َ ََ َ َ ِ َ َ ُ ُ ْ َ ْ ُ َّ َ َ َ ْ ُ ٰ َ َ ٰ َ
واذا سالك185 ع ما هديم ولعلم تشكرون
lara yol gösterici, doğrunun
ve doğruyu eğriden ayırma-
nın açık delilleri olarak ken-
ۙاع ا ِذا َد َع ِن
َ
ِ ادل َّ َيب َد ْع َوةُ يب اُج ۜ ٌ ع َِباد۪ي َع ّن۪ى فَا ِّن قَر
disinde Kur’an indirilen aydır. ۪ ۪ ۪
َ ُ َّ َ ْ ْ ُ فَلْ َي ْس َتج
186 يبوا ۪ل َولُؤم ُِنوا ۪ب ل َعل ُه ْم يَ ْرش ُدون
Sizden her kim o ayı görürse
o ayda oruç tutsun. Kim de ۪
hasta veya yolcu olursa, tuta-
madığı günler sayısınca baş-
ka günlerde tutsun. Allah size
186. Kullarım sana, beni sorduğu vakit, de ki: Ben el-
kolaylık ister, zorluk istemez.
bette ki yakınım. Dua edenin duasını bana dua ettiği anda
Bütün bunlar, sayıyı tamam-
işitir ona karşılık veririm. O halde kullarım benim davetime
lamanız ve size doğru yolu
uysunlar ve bana inansınlar ki, doğru yolu bulsunlar.
gösterdiği için, Allah’ı yücelt-
meniz ve şükretmeniz içindir.
َ ْ َ ُ 28
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 188. Mallarınızı aranızda
haksız yere yemeyin. Kendi-
ٌِ ْۜم ُه َّن لِ َاس ُ ٓ َ ٰ ُ َ َّ َ ّ َ َ ْ َ ْ ُ َ َّ ُ niz bilip dururken, insanların
ام الرفث ا ِل ن ِسائ ِ الصي ِ حل لم للة ِ ا mallarından bir kısmını yalan
َ ُ َ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ ُ َّ َ ُ ّٰ َ َ ۜ َّ ُ َ ٌ َ ْ ُ ْ َ َ ْ ُ َ yemin ve şehadet ile yemeniz
لم وانتم لِ اس لهن علِم الل انم كنتم تتانون için o malları hâkimlere rüş-
ْ َ ُ ْ َ ََ ُ َ َ َ ََ ْ ُ َ َُْ
اب عليْ ْم َوعفا عن ْۚم فال ٰـ َٔن
vet vermeyin.
انفسم فت 189. Sana, yeni doğan hilâl
َ ْ َ َ َ ّٰ ُ
ج ۜ ِد ت ِلك ُح ُدود اللِ ف تق َر ُبوه ۜا
َ ْ َ ونۙ يف ال ْ َم َ ُ َ lü giden kimsenin davranışı-
ِ ا س ِ عكِف dır. Evlere kapılarından girin,
َ ُ
187 اس ل َعل ُه ْم َي َّتقون
َّ َ َّ الل اٰيَاتِه۪ لُ ّٰ ني ُ ّ ََك ٰذل َِك يُب
Allah’tan korkun, umulur ki
ِ ِلن ِ kurtuluşa erersiniz.
ُ ُ ْ ُ ْ ُ َ ْ َ ُٓ ُ ْ َ َ
َول تاكلوا ام َوال ْم بَي َن ْم بِالَا ِط ِل َوت ْدلوا ب ِ َٓها
190. Size karşı savaş
açanlara, Allah yolunda siz
ْ ْ َّ َ ْ َ ْ ً َ ُ ُ ْ َ َّ ُ ْ َ de savaşın. Sakın aşırı git-
اس بِالِث ِم ِ ا ِل الك ِم تلِ اكلوا ف ۪ريقا مِن اموا ِل انل meyin, çünkü Allah aşırıları
َّ ُ ْ ُ ْ َ
191. Savaşta onları yaka- 2. CÜZ ۪ الزء اثل29
ان BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 30
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 198. Rabbinizden gelecek
bir lütfu ve keremi arama-
َّالج َ ْ ض ف۪يه َّن َ َ َ ْ َ َ ٌ َ ُ ْ َ ٌ ُ ْ َ ُّ َ ْ َ
الج اشهر معلوماتۚ فمن فر
nızda size herhangi bir gü-
ِ nah yoktur. Arafat’taki vak-
ُ َ ْ َ َ َ ّ َْ َ َ َ َ َ ُ ُ َ َ َ ََ َ َ feden ayrılıp akın ettiğinizde
جدال ِيف ال ِۜج وما تفعلوا ِ ف رفث ول فسوق ول Meş’ar-i Haram’da Allah’ı
ُ َ َ َْ َال ْل َْ ُ َٓ ُ َّ َ
لي َس عليْ ْم197 اب
zikredin, zira daha önce yan-
ِ ۬ول
ِ ون يا ا ِ واتق lış gidenlerdendiniz.
َّ ُ ْ ُ ْ َ
203. Allah’ı sayılı günlerde 2. CÜZ ۪ الزء اثل31
ان BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 32
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 213. İnsanlar bir tek
ümmet idi. Bu durumda
َ َ ْ ْ ّ َ ُ ْ َ َ َ ّ َ َ ٰ ْ ْ ُ َ ْ َ ٰ ْ َ َ ٔ َٓ ْ ٓ َ ْ َ
سل بن۪ى ا ِساي۪ل كم اتيناهم مِن اي ٍة بيِن ٍۜة ومن يب ِدل ن ِعمة
iken Allah, müjde verici ve
uyarıcı olarak peygamberleri
َ ُز ّي َن لَِّل۪ين211 ۪يد الْعِقَاب ُ الل َشد َ ّٰ اءت ْ ُه فَا َِّنَ َٓاللِ م ِْن َب ْع ِد مَا ج ّٰ gönderdi. İnsanlar arasında,
ِ ِ anlaşmazlığa düştükleri hu-
َّ
َ۪ين ا ٰ َمنُو ۢا َوال۪ين َ ون م َِن َّال َ ُ َ ْ َ َ َ ْ ُّ ُ ٰ َ ْ ََ
كف ُروا اليوة ادلنيا ويسخر
suslarda hüküm vermeleri
için, onlarla beraber hak yolu
َ ٰ ُ َٓ َ ْ َ ْ َ ُ ّٰ َ ْ ّ َ ْ َ ََُْ َ
re, haktan kendisinde ihtilafa
اط ٍ ل ِمااختلفواف۪يهِمِنال ِقبِا ِذنِه۪ۜوالليهد۪يمنيشاءا ِل ِص düştükleri şeyleri izniyle gös-
ُ َ َ ْ ُ ْ َ َّ َ َ َ َّ َ ْ ُ ُ ْ َ ْ َ ْ ُ ْ َ ْ َ
terdi. Şüphesiz Allah dilediği-
ام ح ِسبتم ان تدخلوا النة ولما يات ِم مثل213 ۪ي َ ْ ُ
ٍ مستق ni doğru yola iletir.
211. İsrail oğullarına sor! Kaç tane açık mucize verdik. 215. Sana ne harcaya-
Kim mucizeler kendisine geldikten sonra Allah’ın nimetini caklarını soruyorlar. De ki:
tebdil ederse, bilsin ki Allah cezası şedid olandır. Hayırdan harcadığınız şey,
ebeveyn, yakınlar, yetimler,
212. İnkâr edip kâfir olanlar için dünya hayatı süslü fakirler ve yolcular içindir. Ha-
gösterildi. Bu yüzden onlar, iman edenlerden bazısı ile alay yır olarak ne yaparsanız şüp-
ederler. Oysaki Allah’ın azabından korunanlar kıyamet gü- hesiz Allah onu bilir.
nünde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık
verir.
َّ ُ ْ ُ ْ َ 33
216. Hoşunuza gitmediği 2. CÜZ
۪ الزء اثل
ان BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 34
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ daha hayırlıdır. İman
etmedikleri sürece Allah’a
ٌام قُ ْل ا ِْص َح ٰ َ َ ْ َ َ َ ُ َ ْ َ َ َ ٰ ْ َ َ ْ ُّ
ۜ خر ۜة ِ ويسـٔلونك ع ِن الت
ortak koşan erkeklerle,
ِ ِيف ادلنيا وال kadınlarınızı evlendirmeyin.
ْ ْ َ ْ ُ ّٰ َ ْ ُ ُ َ ْ َ ْ ُ ُ َ ُ ْ َ ۜ ٌ ْ َ ْ ُ َ
س َد ِ الل َيعل ُم ال ُمف
Allah’a ortak koşan hür erkek
لهم خي واِن تال ِطوهم فا ِخوان ۜم و hoşunuza gitse de; iman eden
ٌ يز َحك ٌ الل َعز َ ّٰ ۜ ْم ا َِّنُ َ َ ْ َ َ ُ ّٰ َ َٓ ْ َ َ ْ ُ ْ َ bir köle, Allah’a ortak koşan
220 ۪يم ۪ مِن المصل ِ ۜحِ ولو شاء الل لعنت bir erkekten daha hayırlıdır.
ُ ْ َ َ ْ ُ ْ ٌْ َ ٌ ْ ُ ٌ ْ ََ َ ُ ُْ
ش ٍك َول ْو اع َج َب ۜ ْم
öğüt alıp düşünsünler.
ُ ْ َ ْ َّ ُ ُ ْ َ َ ْ َّ َ َ َ َ َ ْ ُ ْ َ ّٰ َ َّ ُ ُ َ ْ َ َ َ
onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin
ن فا ِذا تطهرن فاتوهن مِن حيث ۚ ول تقربوهن حىت يطهر ki, Allah tevbe edenleri de se-
َ َ ُ ْ ُّ ُ َ َ َّ َّ ُّ ُ َ ّٰ َّ ُ ّٰ ُ ُ َ َ َ
ver, temizlenenleri de sever.
222 ين َ ط ّهر
۪ ِ حب المت ِ الل ا ِن الل يِب اتلواب۪ني وي ۜ امركم 223. Kadınlarınız sizin için
َ ْ ّٰ َ ُ َ ُْ َ ُ َ ٌ ُ ُ
ن ِسَٓاؤ۬ك ْم َح ْرث ل ْمۖ فاتوا َح ْرث ْم ان ِشئ ُت ْمۘ َوق ّ ِد ُموا
bir tarladır. Tarlanıza nasıl
dilerseniz öyle varın. Kendi-
ّ ُ َ ُ َّ َ ٓ َ ْ َ ّٰ ُ َّ ُ َُْ
الل َواعل ُموا ان ْم ُمقوهُۜ َوب َ ِش ِر س ۜ ْم َواتقوا
nizi önceden hazırlayın. Her
ِ ِلن
ف davranışınızda Allah’a karşı
ْ َ ْ ُ َ ْ َ ً َ ْ ُ َ ّٰ ُ َ ْ َ َ َ ْ ُْ
gelmekten sakının, her halde
ول تجعلوا الل عرضة ِليمان ِم ان223 المؤ ِمن۪ني َ onun huzuruna varacağınızı
َّ ُ ْ ُ ْ َ
2. CÜZ ۪ الزء اثل35
ان BAKARA SÛRESİ 232. Kadınları boşadı-
ğınız ve onlar da bekleme
ُ ُ َ ٰ ُ ْ َ ٓ ْ َّ ُ ّٰ ك ُم ُ ُ َُ َ
ْن يُؤاخِذك ْم ب ِ َما
ِ الل بِاللغوِ ۪يف اي َمان ِ ْم َول
müddetlerini bitirdikleri vakit,
ليؤاخِذ aralarında iyilikle anlaştıkları
َ ُ ْ َ َّ ٌ ور َحلٌ الل َغ ُف ُ ُ ُُ ْ َ َ َ
ُ ّٰ ْمۜ َو
۪ين يُؤلون م ِْن
takdirde, onların kocalarıyla
ل ِل225 ۪يم كسبت قلوب evlenmelerine engel olmayın.
َ ْٰ ْ ّٰ ْ ُ ْ َ ٓ ُ ّٰ
ِ الل ۪يف ا ْرحَا ِم ِه َّن ا ِن ك َّن يُؤم َِّن بِاللِ َوالَ ْو ِم ال
خ ۜ ِر َو ُب ُعوتلُ ُه َّن
233. Emzirmenin
tamamlanmasını isteyen
َ َّ ُ ْ َ َ ُٓ َ ْ َ ٰ ّ َ
ا َح ُّق ب ِ َر ِده َِّن ۪يف ذل ِك ا ِن ا َرادوا ا ِْصحً ۜا َول ُه َّن مِثل ال۪ي َعليْ ِه َّن
için, anneler çocuklarını iki
tam yıl emzirirler. Onların
َ َ َ ُ َ َ ّٰ َ ُ ُ َ ُ َّ َ ْ ُ ْ ْ َ ّٰ َ ُ ُ
uğratılmamalı, hiçbir baba
اح َعليْ ِه َما اللِ فا ِن خِفتم ال يق۪يما حدود اللِۙ ف جن ۜ حدود da çocuğu yüzünden zarara
girmemelidir. Onun benzeri
َ َ َ َ َ ّٰ ُ َ ْ ْ ْ َ
۪يما اف َت َدت بِه۪ۜ ت ِلك ُح ُدود اللِ ف ت ْع َت ُدوهاۚ َو َم ْن َي َت َع َّد ُح ُدود ف vârise de gerekir. Eğer ana
ve baba her ikisi de birbiriyle
َ ُّ َ َ َ َ َّ َ ْ َ َ َّ ُ َ ٰ ٓ ُ َ ّٰ
فا ِن طلق َها ف تِل ُل م ِْن َب ْع ُد َحّٰىت229 اللِ فا ۬ولئ ِك ه ُم الظال ُِمون
görüşerek ve karşılıklı
anlaşarak çocuğu memeden
ْ َ َ َ َ ْ َ َٓ ْ َ َ َ َ ُ َ َ َ َ َّ َ ْ َ ُ َ ْ َ ً ْ َ َ ْ َ
اج َٓعا ا ِن
kesmek isterlerse, kendilerine
تنكِح زوجا غيهۜ فا ِن طلقها ف جناح علي ِهما ان يت günah yoktur. Çocuklarınızı
َ َْ َ ّٰ ُ َ ْ ّٰ َ ُ ُ َ ُ ْ َ ٓ َّ َ
230 اللِ َوت ِلك ُح ُدود اللِ يُبَ ّي ِ ُن َها ل ِق ْو ٍم َيعل ُمون
emzirtmek istediğiniz
ۜ ظنا ان يق۪يما حدود takdirde, süt anneye vermeyi
taahhüt ettiğiniz miktarı
iyilikle teslim etmeniz şartıyla,
231. Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müd- üzerinize günah gerekmez.
detlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle Allah’tan korkun. Bilin ki
bırakın. Fakat onları haksızlık ederek ve zor kullanarak tut- Allah, yapmakta olduklarınızı
mayın. Kim öyle yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş görür.
olur. Allah’ın âyetlerini oyuncak yerine koymayın. Allah’ın
sizin üzerinizdeki nimetini, kendisiyle size öğüt vererek
size indirdiği Kitabı ve hikmeti hep hatırlayın. Allah’ın emir-
lerine karşı gelmekten sakının. Bilesiniz ki Allah, her şeyi
hakkıyla bilir.
َ ْ َ ُ 36
225. Allah, sizi kasıtsız ye- 2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ
َّ ُ ْ ُ ْ َ
234. Sizden ölenlerin, ge- ۪ الزء اثل37
ان
2. CÜZ BAKARA SÛRESİ
َْٓ َ ْ َ ُ َُْ َ ْ َ ّٰ َّ َ ُٓ َ ْ َ
الل َيعل ُم َما ۪ٓيف انف ِس ْم فاحذ ُروهُۚ َواعل ُموا
sözler söylemeniz müstesna,
sakın onlara gizlice buluşma واعلموا ان
ْ َّ َ ْ ُ َ َ َ ُ َ ٌ الل َغ ُف َ ّٰ ا َ َّن
sözü vermeyin. Farz olan
bekleme müddeti dolmadan,
اح َعليْ ْم ا ِن طلق ُت ُم لجن235 ۪۟يم ٌ ور َحل
ُ ُ ّ َ َ ۚ ً َ َ َّ ُ َ ُ ْ َ ْ َ َّ ُ ُّ َ َ ْ َ َ َ َٓ ّ
nikâh kıymaya yeltenmeyin.
َّ وه
ۚ النِساء مالم تمسوهن اوتف ِرضوا لهن ف ۪ريضة ومتِع
ن
Bilin ki Allah, içinizden
ْ ً َ َ ُُ َ َ ْ ُْ ََ َ ُُ َ َ ْ ََ
geçenleri bilir. Allah’tan
sakının. Şunu iyi bilin ki Allah ًّ َ ُ ْ َ ُ
وف حقا ۚ ِ ت قدرهۚ متاع بِالمعر ِ ِ ع الموسِعِ قدره وع المق
ُ ُّ َ َ ْ َ ْ َ ْ َّ ُ ُ ُ ْ َّ َ ْ ِ َ ْ ََ
gafûrdur, Halîmdir.
236. Nikâhtan sonra henüz َّوهن وان طلقتموهن مِن قب ِل ان تمس236 ع المح ِسن۪ني َ ْ ُ
َ ُ ْ َ ْ َ ٓ َّ ْ ُ ْ َ َ َ ُ ْ َ ً َ َ َّ ُ َ ْ ُ ْ َ َ ْ َ َ
dokunmadan veya onlar için
belli bir mehir tayin etmeden وقد فرضتم لهن ف ۪ريضة فنِصف ما فرضتم ا ِل ان يعفون
kadınları boşarsanız bunda
ٰ ْ َّ ُ َ ْ َ ُٓ ْ َ ْ َ َ َ ّ ُ َ ْ ُ َ َّ َ ُ ْ َ ْ َ
size günah yoktur. Bu du-
ي ۜ و ق ِلت ل ب ر ق ا وا ف ع ت ن او اح
ۜ ِ ِك انل ةد ق ع ه
۪ د ِ يِ ب ۪ي ال اويعفوا
َ ُ َ ْ َ َ َ ّٰ َّ ْ ُ َ ْ َ َ ْ َ ْ ُ َ ْ َ َ َ
rumda onları faydalandırın.
Zengin olan durumuna göre,
237 ۪ي ٌ ون بَص ول تنسوا الفضل بين ۜم ا ِن الل بِما تعمل
fakir de durumuna göre verir.
İyilikte faydalandırmak Muh-
sinler için bir vazifedir.
237. Evlendiğiniz kadınları, mehir tayin ettiğiniz halde
temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı
onundur. Ancak kadının vazgeçmesi veya nikâh bağı elin-
de bulunan erkeğin vazgeçmesi hali müstesna. Affetmeniz,
takvâya daha yakındır. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın.
Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı görür.
َ ْ َ ُ 38
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 240. İçinizden ölüp de dul
ّٰ ُ ُ َ ٰ ْ ُ ْ ِ ٰ َّ َ َ َ َّ َ َ ُ َ
eşler bırakan kimselere ge-
َجن ْ ي ا ِْخ َراج فَا ِْن َخ َر َ ْ ال ْول َغ َ ْ َ ً ََ ْ َ ْ َ günah yoktur. Allah Aziz’dir,
ٍۚ ِ ج ِهم متاع ا ِل ِ ِلزوا Hakîm’dir.
َّسهن َُْ ٓ َ ْ َ َ َ ْ ُ َْ َ َ َُ َ َ
ِ ِ ف جناح عليم ف۪ى ما فعلن ۪يف انف
241. Boşanmış kadınların,
iyilikle faydalandırılmak hak-
َ َّ َ ُ ْ َ ٌ يز َحك ٌ الل َعز ُ ّٰ وف َو ْ
ۜ ٍ م ِْن َمع ُر
larıdır. Bu, muttakiler için bir
ات ِ ول ِلمطلق240 ۪يم ۪ vazifedir.
َ ٰ َ َ َّ ُ ْ َ َ ًّ َ ْ َ ْ اع ب ٌ ََ
كذل ِك241 المع ُرو ۜ ِف حقا ع المتق۪ني مت
242. Böylece Allah size
ِ
َ َ َ َ َ ُ ْ َ ْ ُ َّ َ َ َ ٰ ْ ُ َ ُ ّٰ ُ ّ َ ُ
âyetlerini açıklar, umulur ki
ْ َ َ َ ٌ ُُ ْ ُ َ ْ َ ْ َ َ َّ
243. Sayıca binler olduk-
ت ْ َ ُ َ
ۖ ِ ال۪ين خرجوا مِن دِيارِهِم وهم الوف حذر المو
ları halde, ölüm korkusun-
ْ َ ُ َ َ ّٰ َّ ْ ُ َ ْ َ َّ ُ ُ ُ ُ ّٰ ُ ُ َ َ َ َ
dan dolayı yurtlarından çıkıp
فقال لهم الل موتوا ثم احياه ۜم ا ِن الل لو فض ٍل gidenleri görmedin mi? Allah
َ ُُ َْ َ َ ْ َ َّ ٰ َ ََ
onlara «ölün!» dedi. Sonra
243 ن اكث انلاِس ل يشكرون َّ َ ِ ع انلاِس ول َّ onları diriltti. Şüphesiz Allah
َّ ُ ْ ُ ْ َ
246. Mûsâ’dan sonra, 2. CÜZ
۪ الزء اثل39
ان BAKARA SÛRESİ
ِ ِ وقد ا
çocuklarımızdan uzaklaş-
tırılmış olduğumuz halde
ٌالل َعل۪يم ُ ّٰ ۪ي مِنْ ُه ْۜم َو ً َ َّ ْ َّ َ َ ُ َ ْ ُ ْ َ َ
neden savaşmayalım?»
علي ِهم القِتال تولوا ا ِل ق
dediler. Üzerlerine savaş farz
َ َ َ ْ َ َ ّٰ َّ ْ ُ ُّ َ ْ ُ َ َ َ َ َ َّ
kılınınca, içlerinden pek azı
وقال لهم نبِيهم ا ِن الل قد بعث246 بِالظالِم۪ني
ُ ْ ُ ْ ُ َ ُ ُ َ ّٰ َ ُٓ َ ۜ ً َ َ ُ َ ْ ُ َ
hariç, geri dönüp kaçtılar. Al-
lah zalimleri iyi bilir.
لم طالوت ملِكا قالوا ان يون له الملك
247. Peygamberleri onla-
َت َس َع ًة ِمن ْ َ لك مِنْ ُه َو
َ لم يُ ْؤ ْ ُ ْ ُّ َ َ ُ ْ َ َ َ ْ َ َ
ra: “Bilin ki Allah, Tâlût’u size ِ علينا ونحن احق بِالم
hükümdar gönderdi” dedi.
ً َ ْ َ ُ َ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ ٰ َ ْ َ ّٰ َّ َ َ ۜ َ ْ
Bunun üzerine: “Biz, hüküm- ال قال ا ِن الل اصطفيه عليم وزاده بسطة ِ الم
ُالل ّٰ َ ُ َٓ َ ْ َ ُ َ ْ ُ ْ ُ ُ ّٰ َ ْ ْ َ ْ ْ
darlığa daha lâyık olduğumuz
halde, kendisine servet ve الس ۜ ِم والل يؤ ۪ت ملكه من يشاء ۜو ِ ِيف العِل ِم و
ْ َ ْ َ ٰ َّ َ َ َ َ ٌ َوا ِس ٌع َعل
َوقال ل ُه ْم نب ِ ُّي ُه ْم ا ِن ايَة ُملك ِٓه۪ ان247 ۪يم
zenginlik yönünden geniş im-
kânlar verilmemişken o bize
ٌ ُ ٌَ َ ُ ُاتلاب ُ َ َْ
۪ينة م ِْن َر ّب ِ ْم َو َب ِق َّية َّ ُم
nasıl hükümdar olur?” dedi-
ler. «Allah sizin üzerinize onu
وت ف۪يهِ سك ياتِي
ُ َ ٰٓ َ ْ ُ ُ ْ َ َ ُ ٰ ُ ٰ َ ٰ ُ ُ ٰ َ َ َ َّ
seçti, ilimde ve cüssede ona
üstünlük verdi. Allah mülkünü
الملئِك ۜة مِما ترك ال موس وال هرون ت ِمله
ْ ُ ْ ُْ ُ ْ ْ ُ َ ً َٰ َ َ ٰ
dilediğine verir. Allah her şeyi
َ َّ
ihata eder ve her şeyi bilen-
dir» dedi.
248 ۪ني ۟ ا ِن ۪يف ذل ِك لية لم ا ِن كنتم مؤ ِمن
َ ْ َ ُ 40
2. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 250. Câlût ve askerleriyle
savaşa tutuştuklarında: “Ey
َاللّٰ َّ َ َ ۙ ُ ُ ْ ُ ُ َ َ َ َ َّ َ َ
فلما فصل طالوت بِالجنودِ قال ا ِن
Rabbimiz! Üzerimize sabır
akıt; bize cesaret ver ki tutu-
ى ِن
۪ ّ ب مِنْ ُه فَلَيَْس م َ ۪ي ْم ب َن َهر َف َم ْن َش ُ
ُمبْ َتل
nalım; kâfir kavme karşı bize
ۚ ِ ٍۚ ِ yardım et” dediler.
ًَْ ُ َََ ْ َ َّ ٓ ّ ُ َّ َ ُ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ
ومن لم يطعمه فا ِنه م ِ۪نى ا ِل م ِن اغتف غرفة
251. Allah’ın izniyle onları
َ َب َي ِده۪ فََش ُبوا مِنْ ُه ا َِّل قَ۪ي ً مِنْ ُه ۜ ْم فَلَ َّما ج
yendiler. Davud Câlût’u öl-
ُاو َزه dürdü. Allah ona hükümdarlık
ِ ۚ ِ
َلطاقَ َة َنلَا ْالَ ْو َم بَالُوت َ َ ُ َ ُ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ َ ُ
ve hikmet verdi, dilediği ilim-
ات ِ الس ٰم َو َّ وم َلتَا ْ ُخ ُذهُ ِس َن ٌة َو َلنَ ْو ٌمۜ َ ُل مَا يف ُ ح الْ َق ُّي ُّ َ ْاَل
ِ ۚ
kin Allah murad ettiğini yapar.
َ ْ َ ُ 42
3. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 258. Kendisine mülk ve
peygamberlik verdi diye,
ُّ َ َ ُ ُّ َ ْ ُ ُ ْ ُ ُ َ ٰ َ َّ ُّ َ ُ ّٰ َ Rabbi hakkında İbrahim
ِور ۜ ات ا ِل انل ِ الل و ِل ال۪ين امنواۙ ي ِرجهم مِن الظلم ile tartışmaya gireni gör-
۪۪يم ۪يف َر ّب ِ ٓه َ اج ا ِب ْ ٰره َّ َٓ اَل َ ْم تَ َر اَل اَّل۪ي ح257 ۟ ون َ ُ َ
ادل
dedi. İbrahim: “Allah güneşi
ِ ِ خ doğudan getirir; sen de onu
َ
ت يَ ْومًا ا ْو َب ْعض يَ ْو ۜ ٍم
َ ُ ْت قَ َال َلث َ ْك ْم َلث َ َ َ ُۜ َ َ َ
«Bir gün yahut birkaç saat»
ِ ۜ ِ بعثه قال dedi. Allah ona: “Bilakis, yüz
ً َ ٰ َ َ َ ْ َ َ َ َ ٰ ْ ُ ْ َ ْ َّ َ َ َ ْ َ
mamıştır. Bir de eşeğine bak.
َّ
لم يسنهۜ وانظر ا ِل ِحارِك و ِنلجعلك اية ل ِلناِس Seni insanlar için bir ayet kı-
lalım diye. Şimdi sen kemik-
ًلْم ۜا َ َ ُ ْ َ َّ ُ َ ُ ْ ُ َ ْ َ َ ْ َ ْ ُ ْ َ
ام كيف ننِشها ثم نسوها ِ وانظر ا ِل العِظ lere bak, onları nasıl birbiri
َ ْ َ ّ ُ ٰ َ َ ّٰ َّ َ ُ َ ْ َ َ َ ُ َ َ َّ َ َ َّ َ َ
üstüne koyuyor, sonra ona
ُ ُ ْ َ ا43
ل ْز ُء اثلَّال ِث
260. Bir zamanlar İbra- 3. CÜZ BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 44
3. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 266. Sizden biriniz arzu
eder mi ki, hurma ve üzüm
ّٰ َ ْ َ َ َٓ ْ ُ ُ َ َ ْ َ َ ُ ْ ُ َ َّ ُ َ َ َ ağaçlarıyla dolu, arasından
ِات الل ِ ومثل ال۪ين ينفِقون اموالهم ابتِغاء مرض sular akan ve içinde her çeşit
ٌ
اب َها َوابِل َ ص َ َ سه ْم َك َم َثل َج َّنة ب َربْ َوة ا َُْ ْ ً َْ َ meyveden bir miktar bulunan
ٍ ِ ٍ ِ ِ وت ۪بيتا مِن ان
ِ ف güzel bir bahçesi olsun, tam
اللُ ّٰ ض ْع َفْني فَا ِْن ل َ ْم يُ ِصبْ َها َواب ٌل َف َط ٌّلۜ َو ِ ا َ َكل
ه
ُ ُ ْ ََٰ
فاتت ا
bu durum elde edilmişken
ِ ۚ ِ bir taraftan ihtiyarlık bastır-
َ َ ُ َ َْ ُ َ ُّ َ َ ََُْ َ
ايَ َود ا َح ُدك ْم ان تون ُل265 ۪ي ٌ ون بَص
sın diğer taraftan da bakıma
بِما تعمل muhtaç çocuklar bakım ister-
َ ُ ََْْ َ َْ ْ َْ َ َج َّن ٌة م ِْن َن۪يل َوا َ ْع
ار ۙ ُل
ken içinde ateş bulunan bir
اب ت ۪ري مِن تتِها النه ٍ ن ٍ
kasırga gelip o bahçeyi yakıp
ُ َ ْ ْ َ ٓ ْ َ َ ُ ْ َ ُٓ َ ٰ
ات مَا ك َسب ُت ْم َوم َِّما اخ َرج َنا ل ْم ِ امنوا انفِقوا م ِْن ط ّي ِ َب
rızık olarak yerden size çı-
kardıklarımızdan hayra har-
َ َ ُ ْ ُ ْ َ َْ َ َ َْ َ
ال ۪بيث مِن ُه تنفِقون َول ْس ُت ْم ض َول ت َي َّم ُموا ْ ال
cayın. Size verilse, gözünü-
ۖ ِ ر مِن zü yummanız hariç severek
ّٰ َ ِ َٓ ْ َ ْ ْ ُ ُ ُ ْ َ َ َ ْ َ ْ ُ ُ ُ َ ُ َ ْ َّ َ
yapmaya kalkışmayın. Biliniz
ُالل الشيطان يعِدكم الفقر ويامركم بِالفحشاءۚ و ki Allah zengindir, övülmeye
ّٰ َ ۜ ً ْ َ َ ُ ْ ً َ ْ َ ْ ُ ُ َ
layıktır.
268 ۪يم ٌ َ ٌ َ ُ
ۚ يعِدكم مغفِرة مِنه وف والل وا ِسع عل 268. Şeytan sizi fakirlikle
ِْ َ َة َف َقد ْ ْ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َٓ َ ْ َ َ َ ْ ْ ْ
يُؤ ِت ال ِكمة من يشاءۚ ومن يؤت ال
korkutur ve sizin cimri olma-
nızı emreder. Allah ise size
ُ ُ ْ َ ا45
ل ْز ُء اثلَّال ِث
3. CÜZ BAKARA SÛRESİ 277. İman edenler, sâlih
الل ٍ ٍ
lanlar ve zekât verenler için
ْ َ ُ ْ ُ ْ ِ َ َ َّ َ َ َ َّ
mahzun da olmayacaklardır.
َ وها َوتُ ْؤتُوهَا ال ُف َق َٓر
اء ات فنِعِما ِهۚ وان تخف ِ الصدق 278. Ey iman edenler!
ُ ُ َْ َّ ُ َ ٌْ َ َ ُ َ
ي ل ْۜم َو ُي ِف ُر عن ْم م ِْن َس ّي ِ َـٔات ِ ۜ ْم
Allah’tan korkun. Eğer
فهو خ gerçekten inanıyorsanız faiz
ْيهـم ُ ۪يم ْ ُ ُ َْ ُّ َ َّ َ َ َٓ ْ َ ُ َ ْ
tinceye kadar ona mühlet ver-
ۚ ٰ ف تع ِرفهـم بِس ۚ ِ الاهِل اغنِياء مِن اتلعف mek gerekir. Eğer gerçekleri
َ ْ َ ُ 46
270. Yaptığınız her harca- 3. CÜZ
ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ
ُ ُ ْ َ ا47
ل ْز ُء اثلَّال ِث
282. Ey iman edenler! Be- 3. CÜZ BAKARA SÛRESİ
َ ْ َ ُ 48
3. CÜZ ِ ورةُ الَق َرة س BAKARA SÛRESİ 285. Gönderilen peygam-
ber, Rabbi tarafından kendisi-
ٌۜ َ ُ ْ َ ٌ َ َ ً َ ُ َ ْ َ َ َ َ ٰ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ ne indirilene iman etti, mümin-
تدوا كات ِبا ف ِرهان مقبوضة ِ واِن كنتم ع سف ٍر ولم ler de iman ettiler. Onlardan
ُان َته َ ََ َ ُْ َّ ّ َ ُ ْ َ ً ْ َ ْ ُ ُ ْ َ َ َ ْ َ her biri; Allah’a, melekleri-
فا ِن امِن بعضم بعضا فليؤ ِد الِي اؤت ِمن ام ne, kitaplarına, peygamber-
ُٓ َّ َ َ ْ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ َ َّ
ۜ ُ ُ ْ َ َ َ ُ َّ َ َ ّٰ َّ َ ْ َ lerine iman ettiler. “Allah’ın
ولت ِق الل ربه ۜولتتموا الشهادة ومن يتمها فا ِنه peygamberlerinden hiçbirini
3. CÜZ ُ ُ ْ َ ا49
ل ْز ُء اثلَّال ِث AL-İ İMRAN SÛRESİ
ٌ َ ٰ ُورة
3 - AL-İ İMRAN SÛRESİ َم َدن َِّية ورةُ اٰل ِع ْم ٰر َن َم ِع َد ْمن َِّٰير ٌةن
َ ا ِس
ُ ل َ ُس
ِ
ٰ ٰ َ َ َ َ SÛRESİ
ايَ ٍة ائ َت َتااايَ ٍة َ ِ َو
3 - AL-İ İMRAN
وِه ِممِائ ه
Bismillâhirrahmânirrahîm
ْ الر
َّ ح ٰمن ّٰ
َّ ِالل
1. Elif, Lam, Mim
الرح۪ي ِم ِ ﷱ
َ ْ اب ب َ نَ َّز َل َعلَيْ َك الْك َِت2ۜ وم ُ ح الْ َق ُّي َ ْلل َٓل ا ٰ َِل ا َِّل ُه َوۙالُ ّٰ َ ا1 ال ٓ ٓم
2. Diri ve yaratıklarını gö-
ّالق ُّ
zetip yöneten Allah’tan başka
ِ ِ ۚ
ُ ُ َ َ ْ ْ َ َّ َ َ ْ َ َ ْ َ َ َ ْ َ َ ً ّ َ ُ
ilâh yoktur.
3.4. O, sana Kitabı hak ile م ِْن قبْل ه ًدى3ۙ اتل ْو ٰرية َوالِ ۪نيل مصدِقا ل ِما بني يديهِ وانزل
ٌ اللِ ل َ ُه ْم َع َذ ّٰ ٰ َ َ َ َّ َّ َۜ َ ْ ُ ْ َ َ ْ َ َ
ِ َ۪ين كف ُروا بِاي ِ ل َِّلن
ve önceki kitapları tasdik edi-
ci olarak indirmiş; daha önce اب ات اس وانزل الفرقان ا ِن ال
َ ْ ٌ ْ َ َ ٰ ْ َ َ َ ّٰ َّ َ ْ ُ ٌ َ ُ ّٰ َ ٌۜ َ
الل ل يف َعليْهِ شٔ ِيف ال ْرِض
de, insanlara doğru yolu gös-
termek üzere Tevrat ile İncil’i, ا ِن4 يز ذو انتِقا ٍم شد۪يد والل ع ۪ز
َ َْ ُ ُ ّ َ ُ َّ َ ُ َّ َو َل يف
ۜك ْم ِيف ال ْرحَ ِام كيَْف يَشَٓا ُء
hakkı batıldan ayırt eden hü-
kümleri göndermiştir. Allah’ın هو ال۪ي يصوِر5 ۜالس َٓما ِء ِ
َ ُه َو اَّل۪ٓي اَن ْ َز َل َعلَيْ َك الْك َِتاب6 ۪يم َ ْ يز ُ َٓل ا ٰ َِل ا َِّل ُه َو الْ َعز
âyetlerini inkâr edenler için
şiddetli bir azap vardır. Allah, ُ الك
۪
َ ات فَا َ َّما َّال ُ َ ات ُه َّن ا ُ ُّم الْك ٌ ات ُمْ َك َم ٌ َمِنْ ُه اٰي
cezaları vermekte mutlak güç
sahibidir. ۪ين ۜ ٌ اب َوا َخ ُر ُمَ َشاب ِ َه ِ ِت
5. Şüphesiz ki ne yerde ne ْ َ َ َٓ ْ َ َ ْ ْ َ َٓ ْ ُ ْ َ َ َ َ َ َ ُ َّ َ َ ٌ ْ َ ْ ُ ُ
de gökte hiçbir şey Allah’a ۪ۚاء تا ۪ويلِه ۪يف قلوب ِ ِهم زيغ فيبِعون ما تشابه مِنه ابتِغاء الفِتنةِ وابتِغ
ٌّ ُ ٰ َ ُ ُ ْ ْ َ ُ َّ َ ُ ّٰ َّ ُٓ َ ْ َ ُ َ ْ َ َ َ
الراسِخون ِيف العِل ِم َيقولون ا َم َّنا بِه۪ۙ ك
gizli kalmaz.
6. Rahimlerde sizi diledi- وما يعلم تا ۪ويله ا ِل الل ۢ و
َ ُغ قُل ْ ُ َ َ َّ َ َال ْلَ ْ ُ ُ َّٓ ُ َّ َّ َ َ َ َ ّ َ ْ ْ
وب َنا
ği gibi şekillendiren O’dur.
O’ndan başka ilâh yoktur. O, ربنا ل ت ِز7 اب ِ مِن عِن ِد ربِناۚ وما يذكر ا ِل ا ۬ولوا
mutlak güç ve hikmet sahibi-
dir.
ٓ َر َّب َنا8 اب ُ ح ًة ۚا ِنَّ َك اَن ْ َت ال ْ َو َّه َ ْ ب َنلَا م ِْن َ ُدلن ْ َك َر ْ َب ْع َد ا ِذْ َه َديَْ َنا َو َه
َ ْ ُ ْ ُ َ َ ّٰ َّ َ َ َّ
9۟ الل ل يل ِف الم۪يعَاد ا ِنك جَام ُِع انلَّاِس ِلَ ْو ٍم ل َريْ َب ف۪ي ۜهِ ا ِن
7. O, sana Kita-
bı indirendir. O’nun bazı
âyetleri muhkemdir, onlar
kitabın anasıdır. Diğerleri de
müteşabihtir. Kalplerinde bir akıl sahipleri düşünüp anlar.
eğrilik olanlar, fitne çıkarmak 8. Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra gönülleri-
ve O’nun olmadık yorumlarını mizi eğriliğe meylettirme. Bize tarafından rahmet bağışla.
yapmak için müteşabih Lütfu en bol olan sensin.
âyetlerinin ardına düşerler.
9. Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde,
Oysa O’nun gerçek mânâsını
insanları mutlaka toplayacak olan sensin. Allah’ın vaadin-
ancak Allah bilir. İlimde
den asla şüphe edilmez.
derinleşmiş olanlar, “O’na
inandık, hepsi Rabbimiz
katındandır” derler. Ancak
H. GÂLİP HASAN KUŞÇUOĞLU
50 Kâdirî, Rufâi, Üveysî, Gâlibî Piri
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
َ ٰ َ ُ 50
3. CÜZ
ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ 13. Karşı karşıya gelen
şu iki gurubun halinde sizin
ُ ُ َ َ َٓ ُ َ ْ َ َ ْ ُ ْ َ ُ َ َ َ َّ َّ
ن عن ُه ْم ا ْم َوال ُه ْم َولا ْولده ْم
için mühim ibretler vardır. Bir
ِ ا ِن ال۪ين كفروا لن تغ grup Allah yolunda çarpışıyor,
ٰ َْ َ َّود انل ُ ُ َ ْ ُ َ ٰ ٓ ُ َ ً ْ َ ّٰ َ diğeri ise aksine küfür yönün-
ب ا ِل ِ ا د ك 10 ۙ ِ ار مِن اللِ شيـٔا ۜ وا ۬ولئ ِك هم وق de çarpışıyor. Bunların gözü-
ُخ َذ ُهم َ َ َ َ َ ٰ ُ َّ َ ْ ْ َ ْ َ َّ َ ۙ َ ْ َ ْ ne ötekiler iki misli görünü-
ف ِرعون وال۪ين مِن قبل ِ ِهمۜ كذبوا بِايات ِناۚ فا yordu. Allah dilediğini yardımı
۪ين َ قُ ْل لَِّل11 ۪يد الْعِ َقاب ُ الل َشد ُ ّٰ الل ب ُذنُوبه ۜ ْم َو ُ ّٰ ile destekler. Elbette bunda
ِ ِِ ِ muttakiler için büyük ibretler
ْ
ج َه َّن َۜم َوبِئَس َ ون ا ِٰل َ ُ َ ُْ َ َ َُْ ُ َ
كف ُروا ستغلبون وتش
َ َ vardır.
ٌ َ ْ ََْ ٌ َٰ ْ ُ َ َ َ ْ َ ُ َ ْ
ني اتلَق َت ۜا ف َِئة
14. Kadınlardan, oğullar-
ِ ِئ ف يف
۪ ة يا م ل ان ك د ق 12 اد ال ِمه dan, yığın yığın biriktirilmiş
َْ َ َ ْ ُ ّٰ ُ َ ُ
يل اللِ َواخ ٰري كاف َِرةٌ يَ َر ْون ُه ْم مِثليْ ِه ْم َ
altın ve gümüşten,
ِ تقات ِل ۪يف س ۪ب salma atlardan, sağmal
َ ٰ َّ ُ َٓ َ ْ َ ْ َ ُ ّ َ ُ ُ ّٰ َ ْ َ ْ َ ْ َ hayvanlardan ve ekinlerden
اء ۜ ا ِن ۪يف ذل ِك ره ۪ من يش ِ ني والل يؤيِد بِن ِۜ راي الع gelen zevklere düşkünlük ve
َ َّ َ َّ ْ ُ ٰ ْ ْ َ ْ ُ ُ ّ َ ُ َ
3 Takvâ sahipleri için Rableri
ْ
۪ين اتق ْوا عِن َد َر ّب ِ ِه ْم ي مِن ذل ِ ۜم ل ِل ٍ اؤ۬نبِئم ِب
yanında, içinden ırmaklar
ُ ُ ْ َ ا51
ل ْز ُء اثلَّال ِث
16. Onlar ki, « Ey Rab- 3. CÜZ AL-İ İMRAN SÛRESİ
ْ َ َ ُ َ ْ َ ْ َ ْ ُ ْ َ ْ ََ َ ّ ُّ ْ َ َ َ ْ
aralarındaki kıskançlık
ْاه َت َدوا الكِتاب والم ِ۪ين ءاسلمت ۜم فا ِن اسلموا فق ِد
ۚ
yüzünden ayrılığa düştüler.
Allah’ın âyetlerini inkâr
َ ْ ٌ َ ُ ّٰ َ ُۜ َ َ ْ َ ْ َ َ َ َّ َ ْ َّ َ َ ْ َ
20 ِ۟واِن تولوا فا ِنما عليك البغ والل بص۪ي بِالعِباد
edenler bilmelidirler ki Allah
hesabını çabuk görendir.
ْ ون انلَّب ّي َن ب َغ َ ُ ُ ْ َ َ ّٰ َون باٰي َ ُ ُ ْ َ َ َّ َّ
20. Eğer seninle tartışma-
ي
ِ ِ ِ۪ ل ت ق ي و ِ الل اتِ ِ ا ِن ال۪ين يفر
َّون بالْ ِق ْس ِط م َِن انل َ ُ ُ ْ َ َ َّ َ ُ ُ ْ َ َ ّ َ
ya girerlerse de ki: «Bana
َ ٰ َ ُ 52
3. CÜZ
ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ 25. Bakalım, kendileri-
ni o geleceğinde hiç şüphe
ٰ َ َ ْ َ ۪يبا م َِن الْك ً ۪ين ا ُ ۫وتُوا نَص َ اَل َ ْم تَ َر اَِل اَّل
اب يُدع ْون ا ِل
olmayan gün için bir araya
ِ ِت topladığımız ve hiç kimseye
ُ ُ ْ َ ا53
ل ْز ُء اثلَّال ِث
30. Herkesin, iyilik olarak 3. CÜZ AL-İ İMRAN SÛRESİ
َ ٰ َ ُ 54
3. CÜZ
ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ 40. Zekeriyya: Rabbim!
Dedi, bana ihtiyarlık gelip
ً َ ّ َ ً َّ ّ ُ َ ْ ُ َ ْ ْ َ ّ َ َ َ ُ َّ َ َّ َ َ َ َ َ َ ُ çattığına, üstelik karım da
ۚ ب هب ۪ل مِن دلنك ذرِية طيِبة ِ هنال ِك دع زك ِريا رب ۚه قال ر kısır olduğuna göre benim
ّ َ ُ ٌ َٓ َ ُ َ ُ َ ٰٓ َ ْ ُ ْ َ َ َ َ َّ
فنادته الملئ ِكة وهو قائ ِم يصل۪ى38 ِادل َٓعء ُّ ۪يع ُ ك َسم
nasıl oğlum olabilir? Allah
ا ِن şöyle buyurdu: “Böyle de
ب ّ قَ َال َر39 ۪ني َ ال ِ الصَّ ورا َونَب ًّيا م َِن ً اللِ َو َس ّي ًدا َو َح ُص ّٰ َ
مِن
Bana bir alâmet ver” dedi.
ِ ِ ِ Allah da şöyle dedi: “Senin
َ َ َ ْ َ َُ ْ َ َََ ََْ ٌ َ ُ ُ ُ َ ّٰ َ
ام َرا ۪يت َعق ِ ٌۜر قال
için alâmet, insanlarla üç gün
كب و ِ ال ن ِ غ ل ب د ق و م غ ل
۪ ان ي
ون konuşamaman, ancak işaret-
َ َ ً َ ٰ ٓ ْ َ ْ ّ َ َ َ ُ َٓ َ َ ُ َ ْ َ ُ ّٰ َ ٰ َ leşebilmendir. Ayrıca Rabbini
ب اجعل ۪ل ايةۜ قال ِ قال ر40 كذل ِك الل يفعل ما يشاء çok zikret, sabah akşam tes-
َ َّ َ ْ ُ ْ َ ۜ ً ْ َ َّ َّ َ َ َ ٰ َ َ َّ َ ّ َ ُ َّ َ َ ُ َ ٰ
bih et.
ايتك ال تلِم انلاس ثلثة ايا ٍم ا ِل رمزا واذكر ربك 42. Hani melekler demiş-
ُ َ ٰٓ َ ْ َ َ ْ َ ْ َ
َ ْ ّ ِ ۪يا َو َس ّب ِ ْح بِالْ َع ً َكث lerdi ki: Ey Meryem! Allah seni
ت الملئ ِكة ِ واِذ قال41 ِ۟ش والِبار ِ seçti; seni tertemiz yarattı ve
َٰ َٰ ْ َ ٰ َ ْ َ ّٰ َّ ُ َ ْ َ َ
ِيك ع ن ِسَٓاء ِ يك َوط َّه َركِ َواصطف
seni bütün dünya kadınlarına
ِ الل اصطف يا مريم ا ِن üstün kıldı.
َار َكع۪ى َمع ْ جد۪ي َو ُ اس ْ يَا َم ْر َي ُم ْاق ُنت۪ى ل َِر ّبك َو42 ۪ني َ الْ َعالَم 43. Ey Meryem! Rabbine
ِ ِ gönülden itaat et, secde et ve
َك َو َما ُكنْت َ
َۜ ْب نُوح۪يهِ ا ِل ْ ذٰل َِك م ِْن اَنْ َبٓاءِ الْ َغي43 ۪ني َ الراكِع َّ rükû edenlerle berâber sen
ِ de rükû et.
َ ْ ُف ُل َم ْر َي َم َو َما ُكن ْ َ ْ ُ ُّ َ ْ ُ َ َ ْ َ َ ُ ْ ُ ْ ْ ْ َ َ
ت ۖ دلي ِهم ا ِذ يلقون اقمهم ايهم ي
44. Bunlar, bizim sana va-
hiy yoluyla bildirdiğimiz gayb
َّ
ام ْر َي ُم ا ِن َ َ ا ِذْ قَالَت ال ْ َملٰٓئ َِك ُة ي44 ون َ ُ ََْ ْ ْ ْ ََ
دلي ِهم ا ِذ يت ِصم
haberlerindendir. İçlerinden
ِ hangisi Meryem’i himayesi-
۪يس ابْ ُن َ ۪يح ع ُ ل ِ َمة مِنْ ُهۗ ا ِْس ُم ُه ال ْ َمس َ ُ ّ َ ُ َ ّٰ
ِ الل يبِشكِ ب
ne alacak diye kalemleriyle
ٍ kur’a atışırlarken sen onların
َ ُ ْ َ َ َ ٰ ْ َ َ ْ ُّ
ۙ َ َّ ِ َم ْر َي َم َو ۪جيهًا ِيف ادلنيا وال
yanında değildin; onlar çeki-
45 خرة ِ ومِن المقر ۪بني şirken de yanlarında değildin.
45. Melekler demişlerdi
ki: Ey Meryem! Allah sana
38. Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: “Rabbim! Bana kendisinden bir “kelime” yi
tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Sen duayı hakkıyla işi- müjdeliyor. Adı Meryem oğlu
tensin,” dedi. İsa’dır. Mesîh’tir; dünyada da,
ahirette de itibarlı ve Allah’ın
39. Zekeriyya mihrapta durmuş namaz kılarken melekler
kendisine yakın kıldıkların-
ona şöyle nida ettiler: “Allah sana, kendisi tarafından gelen
dandır.
bir “kelime” yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir
peygamber olarak Yahya’yı müjdeler.”
ُ ُ ْ َ ا55
ل ْز ُء اثلَّال ِث
46. O beşikte de, yetişkin- 3. CÜZ AL-İ İMRAN SÛRESİ
َ ٰ َ ُ 56
3. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ
56. İnkâr edip kâfir olanlara
gelince, onları dünya ve ahi-
َاكُبْ َ َمع ْ َ َ ُ َّ َ ْ َ َّ َ َ ْ َ ْ َ َٓ َّ َ ٰ َٓ َّ َ rette şiddetli bir azaba çarptı-
ربنا امنا بِما انزلت واتبعنا الرسول ف racağım; onlara hiç yardımcı
َ َ ْ ُ ْ َ ُ ّٰ َ ُ ّٰ َ َ َ َ ُ َ َ َ َ َّ da olmayacak.
54 ين ۟ الل والل خي الماك ِ۪ر ۜ ومكروا ومكر53 الشاهِد۪ين 57. İman edip iyi davra-
َط ّه ُرك َ ُ َ َّ َ َ ُ َ َ َ ّ َ َ ُ ّ ٰٓ ُ ّٰ ا ِذْ قَ َال
َالل ي
م و ل ِ ا ك ِع ف ار و ۪يك فو ت م ِن ا ۪يس ع ا
nışlarda bulunanlara gelince,
ِ ۪ Allah onların mükâfatlarını
َوك فَ ْو َق ال۪ينَّ َ ۪ين َّات َب ُع َّ
َ ك َف ُروا َو َجاع ُِل ال َ َ َّ َ
مِن ال۪ين
eksiksiz verecektir. Allah za-
limleri sevmez.
ُ ْ َ َ ْ ُ ُ ْ َ َّ َ َّ ُ َ ٰ ْ ِ ْ َ ٰ ُٓ َ َ
ح ُم جعم فا ِ كفروا ا ِل يوم القِيمةِۚ ثم ا ِل مر
58. Sana söylenenleri biz
َ َ َ َّ َّ َ َ َ ُ َْ ْ ُ َ ْ ُ ََْ
âyetlerden ve hikmet dolu
۪ين كف ُروا فاما ال55 ۪يما كن ُت ْم ف۪يهِ ت َتلِفون بينم ف Kur’an’dan okuyoruz.
ّ َ َ َّ ُ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َّ َ َ َ َ
bidir. Allah onu topraktan ya-
ات ف ُي َوف۪ي ِه ْم ِ ِ
ال الص وا واما ال۪ين امنوا وع ِمل56 اصين ِ۪ ن rattı. Sonra ona «Ol!» dedi ve
َ َْ َ ُ َُْ َ ٰ َ َّ ُّ ُ َ ُ ّٰ َ ْ ُ َ ُ ُ oluverdi.
ذل ِك نتلوه عليك57 اجوره ۜم والل ل يِب الظالِم۪ني 60. Bu Rabbinden gelen
ُ ُ َ ُ َ َ َ ُ َُ ْ ُ ََ َ َ َٰ ََ َ
59 اب ث َّم قال ُل ك ْن ف َيكون
61. Sana bu ilim geldiği
ٍ كمث ِل اد ۜم خلقه مِن تر halde seninle bu konuda
َ َّ َٓ ْ َ َ َ َ ْ ُ ْ َ ْ ُ َ َ َ َ ّ َ ْ ُّ َ ْ َ tartışanlara: “Geliniz, sizler ve
فمن حاجك60 تين ۪ الق مِن ربِك ف تن مِن المم bizler de dâhil olmak üzere,
َ َ َٓ ْ َ ُ ْ َ ْ َ َ َ ْ ُ َ ْ ْ َ َ َ َٓ َ ْ َ ْ karşılıklı olarak çocuklarımızı
اءنا ف۪يهِ مِن بع ِد ما جاءك مِن العِل ِم فقل تعالوا ندع ابن ve kadınlarımızı çağıralım,
ُ َُْ ُ ْ َ ُ َ َٓ َ َ َ َٓ َ ْ ُ َ َٓ ْ َ َ
اءك ْم َوانف َس َنا َوانف َس ْم
sonra da dua edelim de
وابناءكم ون ِساءنا ون ِس Allah’tan yalancılar üzerine
َ ٰ َ ُ 58
ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س
AL-İ İMRAN SÛRESİ
3. CÜZ 73. Ehl-i Kitap’tan bir kıs-
mı “Sizin dininize uyanlardan
َ ُُْ ََ َ ْ َّ َ ْ َ ُ ْ َ َ َ يَٓا ا َ ْه َل الْك başka hiçbir kimseye inan-
اب ل ِم تلبِسون الق بِالا ِط ِل وتتمون ِ ِت mayın.» dediler. Doğru yolun
َ ْ ْ َ ْ ٌ َ َٓ ْ َ َ َ َ ُ َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َّ َ ْ ancak Allah’ın yolu olduğunu
اب ِ وقالت طائ ِفة مِن اه ِل الكِت71 ۟الق وانتم تعلمون söyle. Onlar, kendi araların-
ُْ
ج َه انلَّ َهارِ َواكف ُٓروا َ ع َّال
ْ ۪ين ا ٰ َم ُنوا َو َ َ َ ْ ُ ٓ َّ ُ ٰ
الي ان ِزل ۪ ِ امِنوا ب
da: «bir kimseye, size verile-
nin benzeri yahut Rabbinizin
ُ َ َ َ ْ َ َّ ُٓ ْ ُ َ َ َ ُ ْ َ ْ ُ َّ َ َ ُ َ ٰ
۪ين ۜ ْم
huzurunda sizin aleyhinize
ول تؤمِنوا ا ِل ل ِمن تبِع د72 ون ۚ جع ِ خره لعلهم ير ِ ا deliller getirecekleri şeyler
ُ َْ َ ٰٓ ْ ْ َ ّٰ ُ ٰ ْ َّ ْ ُ
قل ا ِن ال ُهدى ه َدى اللِۙ ان يُؤت ا َح ٌد مِثل َٓما ا ۫وت ُ۪يت ْم
verilmiş olsa da inanmayın.»
Dediler. De ki: Lütuf ve ihsan
ْ َْ ْ
اب َم ْن ا ِن تا َمن ُه َ َوم ِْن ا َ ْهل الْك74 ضل الْ َعظ۪يم
ِت
ْ َْ ُ 74. Rahmetini dilediğine
ِ ِ ِ ِ ذوالف ayırır. Allah lütuf sahibidir.
َ َ ّ َ َ َ ُْ ََْ ْ ْ َ ْ ُْ َ َ َْ ٓ ّ َُ َ ْ
ار ليُؤد ِ۪ٓه ا ِلْك ٍ ار يؤ ِده۪ ا ِلكۚ ومِنهم من ا ِن تامنه بِد۪ين ٍ بِقِنط
75. Ehl-i Kitap’tan öyle-
si vardır ki, ona yüklerle mal
َ َ ُ َ َّ َ َ ٰ َٓ َ َ ْ ُ َ َّ
ت َعليْهِ قائ ِم ً ۜا ذل ِك بِان ُه ْم قالوا ليَْس َعليْ َنا ِيف ا ِل ما دم
emanet bıraksan, onu sana
noksansız iade eder. Fakat
َ َ ُ َ ْ ّٰ َ َ َ ُ ُ ٌ ُْ
75 ال ّم ِّ۪ي َن َس ۪بيل ۚ َو َيقولون ع اللِ الك ِذ َب َوه ْم َي ْعل ُمون
öylesi de vardır ki, ona bir
dinar emanet bıraksan, tepe-
َّ
ا ِن76 ۪ني َ ب ال ْ ُم َّتق ُّ ِالل ُي َ ّٰ بَ ٰل َم ْن ا َ ْو ٰيف ب َع ْه ِده۪ َواتَّٰق فَا َِّن sine dikilip durmazsan onu
ِ sana iade etmez. Çünkü bun-
َ ٰ ٓ ُ ً َ ً َ َ ْ َ ْ َ َ ّٰ ْ َ َ ُ َ ْ َ َ َّ lar, «Ümmîlerin malını almak-
ال۪ين يشتون بِعه ِد اللِ وايمان ِ ِهم ثمنا ق۪ي ا ۬ولئ ِك ta bizim için vebal yoktur»
ٌ َ ٌ َ َ ْ َُ َ ْ َُّ َ َ َ ٰ ْ ََْ ْ َْ
77 ا ِل ِهم يوم القِيمةِ ول يزك۪ي ِهمۖ ولهم عذاب ال۪يم
76. Hayır! Her kim sözünü
yerine getirir ve kötülükten
sakınırsa, bilsin ki Allah sakı-
nanları sever.
71. Ey Ehl-i Kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve 77. Allah’a karşı verdikleri
bile bile gerçeği gizliyorsunuz? *Biat* sözü ve yeminlerini az
72. Ehl-i kitaptan bir grup : “Müminlere indirilmiş olana bir paraya satanlara gelince,
sabahleyin inanıp akşamleyin inkâr edin. Belki onlar işte bunların ahirette rahme-
dönerler.” dedi. ti ilahiden nasipleri yoktur.
Allah Kıyamet günü onlarla
konuşmayacak, onlara bak-
mayacak ve onları temizle-
meyecektir. Onlar için acı bir
azap vardır.
KUR’AN-I KERİM MEALİ 59
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
ُ َٰ َ َ َ ُ ّٰ َ َ َ ْ َ َ
الل م۪يثاق انلَّب ِ ّ۪ي َن ل َمٓا اتيْ ُت ْم واِذ اخذ80۟ ُم ْسل ِ ُمون
80. Resulüm size: “Melek-
leri ve resulleri ilâhlar edinin,
ُ ٌ ٌ ُ َ َٓ َّ ُ َ ْ َ َ ْ
اءك ْم َر ُسول ُم َص ّ ِدق ل َِما َم َع ْم
diye de emretmez. Siz Müs-
lüman olduktan sonra hiç حكم ٍة ثم ج ِ اب و ٍ مِن كِت
size küfrü emreder mi?” ٰ َ ْ ُ ْ َ َ َ ْ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ ُ َّ ُ ُ ْ َ َ َ َّ ُ ْ َُ
81. Hani Allah, peygam-
تلؤ ِمن بِه۪ وتلنرنه قال ءاقررتم واخذتم ع ۜ
ْم ُ َ َ َ۬ َ َ ُ َ ْ َ َ َ َ ْ َ ْ َ ٓ ُ َ ْ ِ ْم ا ُ ٰ
ص ۜي قالوا اقررن ۜا قال فاشهدوا وانا مع ِ ذل
berlerden: «size Kitap ve
hikmet verdikten sonra nez- ۪
dimizdekileri tasdik eden bir ُ َف َم ْن تَ َوّٰل َب ْع َد ذٰل َِك فَاُو۬ لٓ ٰئ َِك ُهم81 ۪ين َ الشاهِد َّ َ
مِن
resul geldiğinde ona mutla-
َ َ َٓ َ ُ ّٰ َ ْ ا َ َف َغ82 ون َ ُ َْ
۪ين اللِ َيبْغون َو ُل ا ْسل َم َم ْن د ي الفا ِسق
ka inanıp yardım edeceksi-
niz» diye söz almış ve «kabul ِ
َ ُ َ ُْ َْ َ ً ْ ََ ً َْ ْ َْ َ َّ يف
ِ الس ٰم َو
ettiniz mi?» dediğinde, «kabul
ettik» cevabını vermişler, 83 ات والرِض طوع وكرها وا ِلهِ يرجعون ِ
bunun üzerine Allah: O halde
şahit olun; ben de sizinle
birlikte şahitlik edenlerdenim, 83. Göklerde ve yerdekiler, ister istemez O’na teslim ol-
buyurmuştu. duğu halde onlar, Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar?
82. Artık bu ahdi misaktan Hâlbuki O’na döndürüleceklerdir.
sonra her kim dönerse işte
onlar yoldan çıkmışların ta
kendileridir.
َ ٰ َ ُ 60
3. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ
86. İman ettikten, Resul’ün
hak olduğuna şehadet et-
َع ا ِب ْ ٰره۪يم ٰٓ َ َ ْ ُ َٓ َ َ ْ َ َ َ ْ ُ َٓ َ ّٰ َّ َ ٰ ُْ tikten ve kendilerine apaçık
قل امنا بِاللِ وما ان ِزل علينا وما ان ِزل deliller gelmesinden sonra
ٰ ُ َ ُ َٓ َ َ ْ َ ْ َ َ ُ ْ َ َ َ ٰ ْ ِ َ َ ٰ ْ ِ َ inkârcılığa sapan bir kav-
۫ويت موس ِ اط وما ا ِ واسمع۪يل واسحق ويعقوب والسب me Allah nasıl hidayet nasip
َ َ ْ َ ُ ّ َ ُ َ ْ ّ َ ْ َ ُّ َّ َ ٰ َ
ۘني ا َح ٍد مِنْ ُه ْم
eder? Allah zalimler toplulu-
وع۪يس وانلبِيون مِن رب ِ ِهمۖ لنف ِرق ب ğunu doğru yola iletmez.
َّ َ ْ َ ْ َ ُ ّٰ َ ُ َ ّ َ ْ ُ ُ َ َٓ َ
mülüp çekeceklerdir. Onların
86 ۪ني َ الظالِم الل ل َي ْه ِدي القوم ات وۜ وجاءهم اليِن azapları hafifletilmez; yüzleri-
َ ٰٓ ْ ّٰ َ َ َ ٰٓ ُ
ne de bakılmaz.
َ َّ َ ُ ُ
اس ِ َّا ۬ولئ ِك َج َٓزاؤ۬ه ْم ان َعليْ ِه ْم ل ْع َنة اللِ َوال َملئ ِكةِ َوانل 89. Ancak, tevbe edip yola
ُ َ ُ َ َ ْ ُ ُ ْ َ ُ َّ َ ُ َ َ َ َ َ ْ َا
gelenler başka. Çünkü Allah
اب َوله ْم ادل۪ين ف۪يهاۚ ليفف عنهم العذ ِ خ87۪ۙني َ جع çok bağışlayıcı ve merhamet
َ ٰٓ ُ َ ْ ُ ُ َ ْ َ َ َ ْ ُ ْ َ ً ْ ُ ُ َْ ُ
۪يمان ِ ِه ْم ث َّم ازدادوا كفرا لن تقبل توبته ۚم وا ۬ولئ ِك َ ا
gidenlerin tevbeleri asla kabul
edilmeyecektir. Ve işte onlar,
ُ ْ َ ا61
َّ ل ْز ُء
الراب ِ ُع
92. Sevdiğiniz şeylerden 4. CÜZ AL-İ İMRAN SÛRESİ
َ ٰ َ ُ 62
4. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ
103. Hep birlikte Allah’ın
ipine sımsıkı sarılın; parçala-
ْ۪يم ُ َ ّٰ ُ َ ٰ ْ ُ ْ َ َ ٰ ْ ُ ْ ُ ْ َ َ َ ُ ُ ْ َ َ ْ َ َ nıp bölünmeyin. Allah’ın size
وكيف تفرون وانتم تتل عليم ايات اللِ وف olan nimetini hatırlayın: Hani
َ ْ ُ َ ٰ َ ُ ْ َ َ ّٰ ْ َ ْ َ ْ َ َ ُ ُ ُ َ
ٍ رسول ۜومن يعت ِصم بِاللِ فقد ه ِدي ا ِل ِص
siz birbirinize düşman kişiler
101 ۪ي ۟ ٍ اط مستق idiniz de O, gönüllerinizi bir-
َّ َّ ُ ُ َ َ َ َ ُ َّ َ َ ّٰ ُ َّ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ leştirmiş ve O’nun bu nimeti
ياايها ال۪ين امنوا اتقوا الل حق تقاتِه۪ ول تموتن ا ِل sayesinde kardeşler olmuştu-
ُ َّ َ َ َ َ ً َ ّٰ ْ َ ُ َ ْ َ َ َْ
ۖ واعت ِصموا ِبب ِل اللِ ج۪يعا ول تفرقوا102 َوان ُت ْم ُم ْسل ِ ُمون
nuz. Yine siz bir ateş çukuru-
nun tam kenarında iken ora-
َ ْ ْم ا ِذْ ُكنْ ُت ْم ا َ ْع َٓد ًاء فَا َ َّلَف َب ُ ْ َ َ ّٰ َ َ ْ ُ ُ ْ َ dan da sizi O kurtarmıştı. İşte
ني واذكروا ن ِعمت اللِ علي Allah size âyetlerini apaçık
ْ َ َ َٰ ُْ ً ْ ََ ُ ُُ
قلوبِ ْم فا ْص َب ْح ُت ْم بِن ِ ْع َمت ِ ٓه۪ ا ِخ َواناۚ َوكن ُت ْم ع شفا ُحف َر ٍة
bildiriyor ki doğru yola eresi-
niz.
ٰ ُ َ ُ ّٰ ُ ّ َ ُ َ ٰ َ َ ْ ْ ُ َ َ ْ َ َ َّ َ
۪الل ل ْم ايَاتِه
104. Sizden, hayra çağı-
مِن انلارِ فانقذكم مِنها ۜ كذل ِك يبِني ran, iyiliği emreden kötülüğü
ُوف َو َينْ َه ْو َن َعن ال ْ ُمنْ َك ۜر َوا ُ ۬ولٰٓئ َِك ُهم ْون بال ْ َمعر
ُ َ ُ َُْ َ erenlerdir.
ِ ِ ِ ِ ويامر 105. Kendilerine apaçık
ْ َ ْ ُ َ َ ْ َ ُ َّ َ َ َ َّ َ ُ ُ َ َ َ َ ُ ْ ُ ْ deliller geldiği halde parça-
ول تونوا كل۪ين تفرقوا واختلفوا مِن بع ِد104 المفلِحون lanıp ayrılığa düşenler gibi
ُّ َ ْ َ َ ْ َ ۙ ٌ َ ٌ َ َ ْ ُ َ َ ٰ ٓ ُ َ ۜ ُ َ ّ َ ْ ُ ُ َ َٓ َ olmayın. İşte bunlar için pek
يوم تبيض105 ماجاءهم اليِنات وا۬ولئ ِك لهم عذاب عظ۪يم büyük bir azap vardır.
َك َف ْر ُت ْم َب ْعد َ َ ْ ۠ ُ ُ ُ ُ ْ َّ َ ْ َ َّ َّ َ َ ۚ ٌ ُ ُ ُّ َ ْ َ َ ٌ ُ ُ
وجوه وتسود وجوه فاما ال۪ين اسودت وجوههم ا
106. Nice yüzlerin ağardı-
ğı, nice yüzlerin de karardığı
َ ٰ َ ُ 64
4. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ
118. Ey iman edenler! Siz-
den olmayanlardan hiçbir
ُ ُ َ َ َٓ ُ ْ َ ْ َ َ ْ ُ ْ َ ُ َ َ َ َّ َّ
ن عن ُه ْم ام َوال ُه ْم َول ا ْولده ْم
sırdaş edinmeyin. Onlar size
ِ ا ِن ال۪ين كفروا لن تغ fenalık etmekten asla geri
َ ُ َ َ ْ ُ َّ ُ َ ْ َ َ ٰ ٓ ُ َ ۜ ً ْ َ ّٰ َ kalmazlar. Hep sıkıntıya düş-
116 ادلون ِ مِن اللِ شيـٔا وا۬ولئ ِك اصحاب انلارِۚ هم ف۪يها خ menizi isterler. Onların kin-
ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ َ ُ ْ َ ْ ُ َ ُ ْ َ ْ ٰ َ ُ ّٰ leri açıkladık..
يا ايها ال۪ين امنوا117 ن انفسهم يظلِمون ِ الل ول 119. İşte siz öyle kimseler-
ُّ ً َ ُ َ ُ ْ َ ُ ُ ًَ َ ُ َّ َ َ
خذوا بِطانة م ِْن دون ِ ْم ل يَالون ْم خ َبال ۜ َودوا
siniz ki, onları seversiniz, on-
ِ لتت lar ise, bütün kitaplara iman
ُ ُ ُ ُ ْ ُ َ َ ْ َ ْ َ ْ ُ َٓ ْ َ ْ َ َ ْ َ ْ ُّ َ َ
وره ْم
ettiğiniz halde sizi sevmezler.
تالغضاءمِنافواهِ ِه ۚموماتف۪ىصد ِ ماعنِت ۚمقدبد Onlar sizinle karşılaştıkları
ْ َ َٓ َ ُ َ ُْ ْ ٰ ْ ُ ُ َ َّ َّ َ ْ َ ُ َ ْ َ
ها ان ُت ْم118 ات ا ِن كن ُت ْم ت ْع ِقلون َ zaman “inandık” derler. Ama
ِ ب قد بينا لم ال
ي ۜ اك kendi başlarına kaldıklarında,
ُّ َ ون بالْك َ ُ ْ ُ َ ْ ُ َ ُّ ُ َ َ ْ ُ َ ُّ ُ َٓ ُ size karşı kinlerinden dolayı
اب كل ِ ۪ۚه ِ ِت ِ ا ۬ولءِ تِبونهم ول يِبونم وتؤمِن parmaklarını ısırırlar. De ki:
َ َ َ ْ ُ ُ ْ َ َ ُّ َ ْ َ َ َ َ َّ َ ٰ ُٓ َ ْ ُ ُ َ َ َ “Öfkenizden ölün!” Şüphesiz
واِذا لقوكم قالوا امناۗ واِذا خلوا عضوا عليم النامِل Allah, kalplerde olanı bilir.
َ ٌ َ َ ّٰ َّ ْ ُ ْ َ ُ ُ ْ ُ َْْ َ 120. Size bir iyilik dokunur-
اتِ ظ ل ووا بِغي ِظ ۜم ا ِن الل عل۪يم بِذ ۜ ِ مِن الغي sa, bu onları üzer. Başınıza
ُ ُ ْ ُْ َ ٌ ُ َ ْ
ا ِن ت ْم َس ْس ْم َح َس َنة ت ُسؤه ْمۘ َواِن ت ِصبْ ْم119 ِالص ُدور ُّ bir kötülük gelse, ona sevi-
nirler. Eğer siz sabırlı olur,
ُ َ ُ ُّ ُ َ َ ُ َّ َ َ ُ ْ َ ْ ِ َ َ ُ َ ْ َ ٌ َ ّ َ
ضك ْم كيْ ُده ْم
Allah’a karşı gelmekten sa-
سيِئة يفرحوا بِها ۜوان تص ِبوا وتتقوا ل ي kınırsanız onların hileleri size
َ َْ َ َ ْ ٌ ُ َ ُ ْ َ ّٰ َشيْـًٔاۜ ا َِّن
َواِذ غ َد ْوت م ِْن اهلِك120۟ الل ب ِ َما َيع َملون م۪يط
hiçbir zarar vermez. Çünkü
Allah onların işlediklerini ku-
121 ۪ۙيم ٌ ۪يع َعل ٌ الل َسم ُ ّٰ ۪ني َم َقاع َِد ل ِلْقِ َتالۜ َوَ ئ ال ْ ُم ْؤ ِمنُ َُّ şatmıştır..
ِ ِتبو 121. Hani sen, sabah er-
kenden müminleri savaş
mevzilerine yerleştirmek için
116. İnkâr edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah’a ailenden ayrılmıştın. Allah işi-
karşı bir yarar sağlar. İşte onlar cehennemliktirler. Onlar ten ve görendir.
orada ebedi kalacaklardır..
117. Onların, bu dünya hayatında harcadıkları şeyler,
kendilerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinlerini vurup da
telef eden kavurucu bir rüzgâra benzer. Onlara Allah zul-
metmedi; fakat onlar kendilerine zulmettiler.
َ ٰ َ ُ 66
4. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ 136. İşte onların mükâfatı,
Rableri tarafından bağışlan-
ُالس ٰم َوات َّ ض َها ُ ْ َ َّ َ َ ْ ُ ّ َ ْ َ ْ َ ٰ ُٓ َ َ
وسارِعوا ا ِل مغفِر ٍة مِن ربِم وجن ٍة عر
ma ve altlarından ırmaklar
ح ِْز ٌب
akan, içinde ebedî kalacak-
َ ُ ْ ُ َ َّ َ ۙ َ َّ ُ ْ ْ َّ ُ ُ ْ َ ْ َ
2
ً َ َ ُ َ َ َ َ َّ َ ْ ْ ُّ ُ ُ ّٰ َ
137. Sizden önceki millet-
حشة ِ وال۪ين ا ِذا فعلوا فا134 ۪ۚني َ سن ِ ب ال ُمح ِوالل ي lerin başından nice olaylar
َ ك ّ ِذب َ ُْ َُ َ َ َ َْ َ ُُ ْ َ َْ
yin, üzüntüye kapılmayın.
137 ني م ال ة ِب ق ع ان ك ف ي ك وا ر ظ ان ف ض ِ ْل
ر ِيف ا
۪
Eğer inanmışsanız, üstün ge-
ْ ب ال ْ ُم ُ ُ ّٰ َ َ ٰ ْ
ona veririz; her kim de âhiret
َ ٰ َ ُ
4. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س 68 AL-İ İMRAN SÛRESİ 152. Siz Allah’ın izni ile
düşmanlarınızı öldürürken,
ُْخ َ َ ُ َ ْ ُ ٰ ْ َ ُ ّٰ
َ اص ِ۪ َّي انل بَ ِل الل مول ۚم وهو
dikten sonra zaafa düştünüz;
150 ين Emir konusunda tartışmaya
ْ ََ َّ
َ الظالِم َ ْ َ ار ۜ َوبئَْس
َولقد151 ۪ني ُ َّانل
için onlara karşı yardımını
وي ِ üzerinizden çekti. Yine de sizi
ٓ َ ْ ْ ُ َ ُّ ُ َ ْ ُٓ َ ْ َ ُ ّٰ ُ ُ َ َ َ
حّٰىت
bağışladı. Zaten Allah, mü-
صدقم الل وعده ا ِذ تسونهم بِا ِذن ِ ۚ ۪ه minlere karşı çok lütufkârdır.
َي ْم فَاَثَاب ُ ٰ ْ ُ ٓ ُ ُ ْ َ ُ ُ َّ َ
ْم ُ والرسول يدعوك ْ ف۪ى اخر
َ ُ َ َ َٰ ُ َْ َ َ َ َ
غ ًّما بِغ ٍ ّ ل ِيْ ت َزنوا ع مَا فات ْم َول
َ ُ َ َ ُ ّٰ َ ْ ُ َ َ َ َٓ
153 ي بِمَا ت ْع َملون ٌ خب
۪ ما اصاب ۜم والل
َ َ ٰ ُ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َ ُ َ َّ َ َ َ َ ْ ُ ُ ُ
lerinde gizliyorlar. «Bizim eli-
mizden bir şey gelseydi, bu- ج ِع ِه ْۚم ِ ۪يف بيوت ِم لبز ال۪ين كتِب علي ِهم القتل ا ِل م
اض
ُ ُُ ُ ُ ُ
rada öldürülmezdik» diyorlar.
Şöyle de: Evlerinizde kalmış ْ ۜم وب ل ق يف ا َ م ص َ حِ
ّ مَ ُ ل ِ َ
و ْ
م ك ور د ص يف اَالل مُ ّٰ ل َ َ َْو ِلَب
ت
ِ ۪ ِ ۪ ِ
َّ َّ ُّ ۪يم ب َذات
olsaydınız bile, öldürülmesi
ُ ْ َ َ َّ َ ُ ّٰ َو
takdir edilmiş olanlar öldürü-
۪ين ت َول ْوا مِن ْم يَ ْو َم ا ِن ال154 ِالص ُدور ِ ِ ٌ الل عل
َ َ ُ َ ْ َّ ُ ُ َّ َ َ ْ َ َّ ۙ َ ْ َ ْ َ َ ْ
lüp düşecekleri yerlere ken-
ُ َ ْ َ
ۚان ا ِنما استلهم الشيطان بِبعِض ما كسبوا ِ اتلق المع
diliklerinden çıkıp giderlerdi.
يل َ ْ ُ
ِ ولئ ِن قتِلتم ۪يف س ۪ب156 ۪يت والل بِما تعملون بص۪ي ۜ ويم
Çünkü Allah, çok bağışlayıcı
ve merhametlidir.
َ َْ ٌ ْ ح ٌة َخ َ ْ الل َو َر ّٰ ْ َ َ ّٰ
156. Ey iman edenler! 157 ي مِمَّا ي َم ُعون ِ اللِ ا ْو ُم ُّت ْم ل َمغفِ َرةٌ م َِن
Sizler, inkâr edenler ve yer-
yüzünde sefere çıkan veya
savaşan kardeşleri hakkın- 157. Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu
da: «Eğer bizim yanımızda bilin ki, Allah’ın rahmet ve mağfireti onların elde edecekleri
kalsalardı ölmezler, öldürül- bütün şeylerden daha hayırlıdır.
mezlerdi» diyenler gibi olma-
yın. Allah bu kanaatı onların
kalplerine bir dert yapar. Ha-
yatı veren de alan da Allah’tır.
Allah, yaptıklarınızı hakkıyla
bilendir.
َ ٰ َ ُ 70
4. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ kim yardım eder? Müminler
ancak Allah’a güvenip daya-
ّٰ َ َ ْ َ َ َ َ ُ َ ْ ُ ّٰ َ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ ْ ُّ ُ ْ َ َ nanlardır.
فبِما رح ٍة مِن الل158 ولئ ِن متم او قتِلتم لِل اللِتشون 161. Hiçbir peygambe-
َ ْ َ ْ ُّ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ ًّ َ َ ْ ُ ْ َ َ ْ ُ َ َ ْ
ۖب لنفضوا مِن حول ِك ِ نلِ ت له ۚم ولو كنت فظا غل۪يظ القل
rin emanete hıyanet etmesi
düşünülemez. Kim hıyanet
َ ل ْمر فَا َِذا َع َز ْم َْ ْ ُ ْ َ َ ْ َُ ْ ْ َ ْ َ ْ ُْ َ ُ ْ َ
ت ِۚ فاعف عنهم واستغفِر لهم وشاوِرهم ِيف ا
ederse, kıyamet günü, hıya-
net ettiği şeyle birlikte gelir.
ُ ْ ُ َْ ْ َ ب ال ْ ُم َت َو ّ ِك ُّ ِالل ُي
َ ّٰ اللِ ا َِّن ّٰ َ َ ْ َّ َ
رك ُم ۜ ف َت َوك ع
Sonra da hiçbir haksızlığa
ا ِن ين159 ۪ني uğratılmaksızın herkese ka-
َّ َ ْ َ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ ْ َ ْ ُ َ َ َ َ َ ُ ّٰ zandığının karşılığı tasta-
الل ف غل ِب ل ۚم واِن يذلم فمن ذا ال۪ي mam ödenir..
َ ُ ْ ُ ْ َّ َ َ َ ْ َ ّٰ َ َ َ ْ َ ْ ْ ُ ُ ُ ْ َ
160 ك المؤمِنون ِ ينركم مِن بع ِده۪ۜ وع اللِ فليتو
162. Allah’ın rızasına uyan
kimse, Allah’ın gazabına uğ-
ْ َّ َ ْ ْ ُ ْ َ َّ ُ ْ َ ّ َ َ َ َ َ
ۚت بِمَا غل يَ ْو َم القِيٰ َم ِة ِ ب ان َيغ ۜل َوم ْن َيغلل يَا
rayan ve varacağı yer cehen-
ٍ ِ ِوما كان نل nem olan kimse gibi midir? O
ََ َ َْ َ ُ ْ َ َ َ َ ْ َ ُّ ُ ّٰ ُ ُ
اف َم ِن161 ت َوه ْم ل ُيظل ُمون ث َّم ت َويف كل نفٍس ما كسب
ne kötü varılacak yerdir!
163. Allah’ın hoşnutluğunu
ُيه َج َه َّن ۜم ُ اللِ َو َما ْ ٰو ّٰ َ َ َ َ َٓ ْ َ َ ّٰ َ َ ْ َ َ َّ
اتبع رِضوان اللِ كمن باء بِسخ ٍط مِن
arayanlar, Allah katında dere-
ce derecedirler. Allah onların
َ۪ي بما ٌ الل بَص ُ ّٰ اللِ َو ّٰ َ ْ ٌ َ َ َ ْ ُ ُ َ ْ َ ْ َ
ۜ هم درجات عِند162 وبِئس المص۪ي
yaptıklarını görmektedir. Her
ِ ne kadar daha önce açık bir
َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ ُ ّٰ َّ َ ْ َ َ َ ُ
۪ني ا ِذ َب َعث ف۪ي ِه ْم ۟ َي ْع َملو
sapıklık içinde bulunuyor idiy-
لقد من الل ع المؤ ِمن163 ن seler de.
ّ ّ ٰ ََ ُْ َُْ ً
س ِه ْم َيتلوا عليْ ِه ْم ايَاتِه۪ َو ُي َزك۪ي ِه ْم َو ُي َعل ِ ُم ُه ُم ِ َر ُسول م ِْن انف
164. And olsun ki içle-
ْ َ َ َ ْ
rinden, kendilerine Allah’ın
164 ني ب ُ ال ِْك َم َة ۚ َوا ِ ْن َكانُوا م ِْن َقبْ ُل لَف۪ى َ َل
م الكِتاب و
âyetlerini okuyan, kendilerini
ٍ ۪ ٍ temizleyen, kendilerine Kitap
َ ّٰ َ ْ ُ َ َ َ ٌ َ ُ ْ ُ ْ َ َ َ ٓ َّ َ َ َ
۪ۜيبة ق ْد ا َصبْ ُت ْم مِثْليْ َها ۙقل ُت ْم ان ٰهذا اولما اصابتم مص
ve hikmeti öğreten bir Pey-
gamber göndermekle Allah,
ٌ َ ْ َ ّ ُ ٰ َ َ ّٰ َّ ْ ُ َُْ ْ ْ َ ُ ُْ
165 شٔ قد۪ير
müminlere büyük bir lütufta
ٍ ِ ل ك ع الل ِن ا مۜ سِ ف قل هو مِن عِن ِد ان bulunmuştur.
165.Onların başına iki mis-
158. And olsun, ölseniz de öldürülseniz de Allah’ın huzu- lini getirdiğiniz bir musibet si-
runda toplanacaksınız. zin başınıza geldiğinde, “Bu
nereden başımıza geldi?” de-
159. O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak dav- diniz, öyle mi? De ki: “O mu-
randın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, sibet, kendinizdendir.” Şüp-
etrafındakiler dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; ba- hesiz Allah’ın gücü her şeye
ğışlanmaları için dua et; işlerde onlara danış. Kararını ver- hakkıyla yeter.
diğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah,
kendine sığınanları sever.
160. Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek
hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size
KUR’AN-I KERİM MEALİ 71
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
َ ُ ْ َ ْ َ َ ْ َ ْ ُ ّٰ ُ ُ ٰ ٰ َٓ َ َ ۙ َ ُ َ ْ ُ
iyi bilir.
168. Oturup da kardeşle- شون ِ ف ِرح۪ني بِما اتيهم الل مِن فضلِه۪ۙ ويستب169 يرزقون
ُ َ َ ٌ َ َّ َ ْ َ ُ ْ َ َ َّ
۪ين ل ْم يَل َحقوا ب ِ ِه ْم م ِْن خلفِ ِه ْمۙ ال خ ْوف َعليْ ِه ْم َوله ْم
ri hakkında: «Bize uysalardı
öldürülmezlerdi» diyenlere, بِال
«Eğer doğru sözlü iseniz,
ح ِْز ٌب َ ّٰ ضل ۙ َوا َ َّن ْ َ َ ّٰ َ َ ْ َ ُ ْ َ ْ َ ۢ َ ُ َ ْ َ
canlarınızı ölümden kurtarın 3 الل ٍ يستبِشون بِنِعم ٍة مِن اللِ وف170 يزنون
bakalım!» de.
ُ َّ َ ّٰ ُ َ َ ْ َ َّ َ َ ْ ُْ َ ْ َ ُ ُ َ
169.170. Allah yolunda öl- ال۪ين استجابوا ِللِ والرسو ِل171 ۟ ۪ني ۛ ۚ ليض۪يع اجر المؤ ِمن
dürülenleri sakın ölü sanma-
ج ٌر ْ َ ۪ين ا َ ْح َس ُنوا مِنْ ُه ْم َو َّات َق ْوا ا َ ص َاب ُه ُم الْ َق ْر ۜ ُحۛ لَِّل َ َ م ِْن َب ْع ِد َٓما ا
yın. Bilakis onlar diridirler;
ُ َ َ َ ْ َ َ َّ َّ ُ َّ ُ ُ َ َ َ َ َّ َ ٌ َ
ج ُعوا ل ْم ال۪ين قال لهم انلاس ا ِن انلاس قد172 ۪يم ۚ عظ
Allah’ın, lütuf ve kereminden
ُ َ ْ َ ْ َ ُ ّٰ َ ُ ْ َ ُ َ َ ً َ ْ ُ َ َ َ ْ ُ ْ َ ْ َ
kendilerine verdikleri ile se-
vinçli bir halde Rableri yanın-
da rızıklara mazhar olmakta-
173 فاخشوهم فزادهم ا۪يماناۗوقالوا حسبنا الل ون ِعم الوك۪يل
dırlar. Arkalarından gelecek
ve henüz kendilerine katılma-
172. Yara aldıktan sonra yine Allah’ın ve Peygamber’in
mış olan şehit kardeşlerine
çağrısına uyanlar bunların içlerinden iyilik yapanlar ve tak-
de hiçbir keder ve korku bu-
vâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.
lunmadığı müjdesinin sevin-
cini duymaktadırlar. 173. Bir kısım insanlar, müminlere: «Düşmanlarınız,
size karşı toplandılar; aman sakının onlardan!» dediklerin-
171. Onlar, Allah’tan
de bu, onların imanlarını bir kat daha arttırmış ve «Allah
gelen nimet ve kereminden;
bize yeter. O ne güzel vekildir!» demişlerdir.
Allah’ın, müminlerin ecrini
zayi etmeyeceği müjdesine
sevinirler.
َ ٰ َ ُ 72
4. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ vardır.
177. Şurası muhakkak ki,
ُ َ َّ َ ٌ ُٓ ْ ُ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ ّٰ َ َ ْ ُ َ َْ َ
ۙ
فانقلبوا بِنِعم ٍة مِن اللِ وفض ٍل لم يمسسهم سوء واتبعوا
imana karşılık küfrü tercih
edenler, Allah’a hiçbir zarar
ُ َ ْ َّ ُ ُ ٰ َ َّ َ ْ َ ُ ُ ّٰ َ ّٰ َ َ ْ
ا ِنما ذل ِم الشيطان174 ۪ي ٍ اللِ والل ذوفض ٍل عظ ۜ رِضوان
veremezler.
İnkâr
ْ ُ ْ ُْ ُ ْ ُ َ َ ْ ُ ُ َ َ َ َ ُ َ َٓ ْ َ ُ ّ َ ُ
178. edenler
َ
175 ون ا ِن كنتم مؤ ِمن۪ني ِ يوِف او ِلاءهۖ ف تافوهم وخاف sanmasınlar ki, kendilerine
ُّ ُ َ۪يمان لَ ْن ي َ ْف َر ب ْال ُ ْ ُ َ َ ْ َ َّ َّ
verici bir azap vardır
َ ّٰ ضوا
الل ا ِن ال۪ين اشتوا ال176 ۪يم ٌ َعظ
ِ ِ 179. Allah, kirlenmişi te-
َّ َ َ َ َ َّ َّ َ َ ْ َ َ َ ٌ َ ٌ َ َ ْ ُ َ َ ً ْ َ
mizden ayırt etmeksizin,
۪ين كف ُٓروا ان َما ول يسب ال177 شيـٔاۚ ولهم عذاب ال۪يم müminleri bulunduğunuz
ُ َ ْ ُ ُ ّٰ َ َ َ َ ّ َّ َ َ َ ْ َ َ ّٰ َ
diğini seçer. O halde Allah’a
ْم ب وما كن الل ِلطلِع ِ ۜ ِ حىت يم۪ي ال ۪بيث مِن الطي
ve peygamberlerine iman
ْ َ َ ّٰ َّ ٰ َ ْ َ ْ َ َ
edin. Eğer iman eder, takvâ
ٰ َ ُ َٓ َ ْ َ ُ ُ ْ
اء فام ُِنوا الل ي َت ۪بى مِن رسلِه۪ من يش ن
ِ ب ول ِ ع الغي
sahibi olursanız sizin için de
çok büyük bir mükâfat vardır.
ٌ ْم ا َ ْج ٌر َعظ ُ َ َ ُ َّ َ َ ُ ْ ُ ْ ِ َ ُ ُ َ ّٰ
179 ۪يم بِاللِ ورسلِه۪ۚ وان تؤمِنوا وتتقوا فل 180. Allah’ın, kereminden
ْ َ ْ ُ ّٰ ُ ُ ٰ ٰ َٓ َ ُ َ ْ َ َ َّ َّ َ َ ْ َ َ َ
kendilerine verdiği şeylerde
يا ً ْ ضلِه۪ ُه َو َخ ول يسب ال۪ين يبخلون بِما اتيهم الل مِن ف cimrilik gösterenler, sanma-
ْ ُ َ َ ُ َ َ ٌّ َ َ ُ ْ َ ْ ُ َ
sınlar ki o, kendileri için hayır-
ّٰ
ِش ل ُه ۜ ْم َس ُيط َّوقون مَا بِلوا بِه۪ يَ ْو َم ال ِقيٰ َم ۜ ِة َوِلل له ۜم بل هو lıdır; Hayır, bu onlar için pek
fenadır. Cimrilik ettikleri şey
ٌ َ َ ُ َ ْ َ َ ُ ّٰ َ ْ َْ َ َّ اث ُ َ
180 ۟ض والل بِما تعملون خ ۪بي ِۜ ات والر ِ الس ٰم َو م۪ي de kıyamet gününde boyun-
larına asılacaktır. Göklerin
ve yerin sahibi Allah’tır. Allah
bütün yaptıklarınızdan haber-
174. Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalık dardır.
dokunmadan, Allah’ın nimet ve keremiyle geri geldiler.
Böylece Allah’ın rızasına uymuş oldular. Allah büyük kerem
sahibidir.
175. İşte o şeytan, ancak kendine tabi olanları korkutur,
iman etmiş kimseler iseniz ondan korkmayın, ancak ben-
den korkun.
176. Küfürde koşuşanlar seni üzmesin. Çünkü onlar,
Allah’a hiçbir zarar veremezler. Allah onlara, ahiretten yana
bir nasip bırakmak istemiyor. Onlar için çok elemli bir azap
KUR’AN-I KERİM MEALİ 73
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
َ ٰ َ ُ 74
4. CÜZ ورةُ ا ِل ع ِْم ٰرن س AL-İ İMRAN SÛRESİ
190. Göklerin ve yerin ya-
ratılışında, gece ile gündüzün
ُ َ َ َ ْ ُ ُ َ َّ َ َ ُ ّٰ َ َ َ ْ َ
ِاب تلُبَ ّيِن َّن ُه ل َِّلناس
birbiri ardınca gelip gidişinde
واِذ اخذ الل م۪يثاق ال۪ين ا ۫وتوا الكِت aklıselim sahipleri için ibretler
ًت ْوا به۪ َث َمنا ْ َ ْ
َ َ اش ُ ُ َ َٓ َ ُ ُ َ َ َ ُ َ ُ ُ ْ َ َ َ vardır.
ِ ول تتمونهۘ فنبذوه وراء ظهورِهِم و 191. Onlar, ayakta durur-
َ ُ َ ْ َ َ َّ َّ َ َ ْ َ َ َ َُ َْ َ َ ْ ًَۜ َ
ل تسب ال۪ين يفرحون187 تون ۪ي فبِئس ما يش
ken, otururken, yanları üze-
rine yatarken Allah’ı zikreder-
َْ َ َ ُ ْ َ ُْ َْ َ ََ
ح ُّبون ان ي َم ُدوا بِمَا ل ْم َيف َعلوا ف ت َسبَ َّن ُه ْم ِ ب ِ َٓما ات ْوا َو ُي
ler. Göklerin ve yerin yaratılışı
hakkında, hikmeti düşünürler.
ُ ْ ّٰ ٌ اب اَل ٌ اب َول َ ُه ْم َع َذ َ َْ َ َ ََ
َو ِللِ ُملك188 ۪يم
«Rabbimiz! Sen bunu boşuna
ۚ ِ بِمفاز ٍة مِن الع
ذ yaratmadın. Seni tesbih ede-
ْ َ َّ َ ْ َ ّ ُ ٰ َ ُ ّٰ َ ْ َ ْ َ َ ٰ َّ
ا ِن ۪يف خل ِق189 ۟شٔ قد۪ي ٌر
riz. Bizi cehennem azabın-
ٍ ض والل ع ك ِل ِۜ ات والر ِ السمو dan koru! Derler.
ُ َ ٰ َ َ َّ َ ْ َّ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ ٰ َّ
۬ول ِ ات ِل ٍ ات والرِض واخِ ِف ال ِل وانلهارِ لي ِ السمو
192. Ey Rabbimiz! Doğ-
rusu sen, kimi cehenneme
ٰ َ َ ً ُ ُ َ ً َ َ ّٰ َ ُ ُ ْ َ َ َّ َ َ َْْ
ال۪ين يذكرون الل قِياما وقعودا وع190 اب ۚ ِ الل
koyarsan, artık onu rüsvay
etmişsindir. Zalimlerin hiç
َال ْرِض َر َّبنا َْ َ َّ ون يف َخلْق َ ُ َّ َ َ َ َ ْ ُ ُ
ِ الس ٰم َو
yardımcıları yoktur.
ۚ ات و ِ ۪ جنوب ِ ِهم ويتفكر
َ َ َ ْ ُ ً َ َ ٰ َ َْ َ َ
193. Ey Rabbimiz! Gerçek
191 ِاب انلَّار َ ك فَقِ َنا َع َذ ما خلقت هذا با ِطۚ سبحان
şu ki biz, «Rabbinize iman
edin!» diye seslenen davet-
َّ ْ َ َ َ َ َّ ُْ َ َّ َٓ
۪ني َ ِلظالِم ار فق ْد اخ َزيْ َت ُۜه َو َما ل خ ِل انل ِ َر َّبنا ا ِنك َم ْن تد
çiyi işittik, hemen iman ettik.
Artık bizim günahlarımızı ba-
َ ْ َ ُ ً َ ُ َ ْ َ َ َّ َٓ َّ َ َ َْ ْ ğışla, kötülüklerimizi ört, ru-
انِ ربنا ا ِننا س ِمعنا منادِيا يناد۪ي ل ِ۪يم192 ار ٍ مِن انص humuzu iyilerle beraber al, ey
ْوب َنا َو َك ّفِر َ ُاغفِ ْر َنلَا ُذن ْ َ َ َّ َ َّ َ ٰ َ ْ ُ ّ َ ُ ٰ ْ َ
ان امِنوا بِربِم فامنا ۗ ربنا ف
Rabbimiz!
َ َ ْ ُ ْ ُ َ َ َّ َ ٰ ْ َ ْ َ َ ْ ُ َ َ َ ُ ُ ٰ َ
ettiklerini de ikram et ve kı-
ّ َ ُ 76
4. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 2. Yetimlere mallarını ve-
rin, temizi pis olanla değiş-
َّ ح ٰمن ْ َّ ّٰ
الرح۪ي ِم ِ ﷱ اللِ الر
meyin, onların mallarını kendi
mallarınıza katarak yemeyin;
َ ْم م ِْن َن ْفس َواحِدة ُ ََ َ َّ ُ ُ َّ َ ُ َّ ُ َّ َ ُّ َ َٓ ح ِْز ٌبçünkü bu, büyük bir günahtır.
ٍ ٍ يا ايها انلاس اتقوا ربم ال۪ي خلق 4
َ ّٰ اء َو َّاتقُوا ًۚ ۪يا َون َِٓس ً ال َكث ً َ َ ُ ْ َّ َ َ َ َ ْ َ َ ْ َ َ َ َ 3. Eğer, velisi olduğunuz
الل وخلق مِنها زوجها وبث مِنهما رِج yetim kızlar ile evlenip onlar
ُٰ ُ َ َ َ َ ّٰ َّ َۜ َ ْ َ ْ َ َ ُ َ ٓ َ َ َّ
َواتوا1 الل كن َعليْ ْم َرق ً۪يبا
hakkında adaletsizlik etmek-
ال۪ي تساءلون بِه۪ والرحام ا ِن ten korkarsanız, onları değil,
ً ُ ْ َ ً ْ َ ْ َُ ُ ُ َ ْ ُ ُ ْ َ َ ْ ُ ُُ ْ َ ً َ ْ ُ َ
hoşluğu ile o mehrin bir kıs-
5 لم قِياما وارزقوهم ف۪يها واكسوهم وقولوا لهم قول معروفا mını size bağışlarlarsa onu
َٰ ْ َ َ َُ َ ٓ ٰ ْ ُ
da afiyetle yiyin.
ْ ْ
َوابْ َتلوا الَ َتام َح ّٰىت ا ِذا بَلغوا انلّ ِك َحۚ فا ِن ان ْس ُت ْم مِن ُه ْم ُرش ًدا 5.Allah’ın geçiminize da-
َُ ْ َ ْ َ ً َ َ ً َ ْ َٓ ُ ُ ْ َ َ َ ْ ُ َ َ ْ َ ْ ْ َ ُٓ َ ْ َ yanak kıldığı mallarınızı aklı
بوۜا فادفعوا ا ِل ِهم امواله ۚم ول تاكلوها ا ِسافا وبِدارا ان ي ermezlere vermeyin; o mal-
ُ ْ َ ْ ْ ُ ْ َ ْ َ ً َ َ َ ْ َ َ ْ ْ َ ْ َ ْ َ ًّ َ َ َ ْ َ َ larla onları besleyin, giydirin
وف ۜ ِ ف ومن كن فق۪يا فلياكل بِالمعر ۚ ِومن كن غن ِيا فليستعف ve onlara doğru söz söyleyin.
ً اللِ َحس ّٰ ٰ َ َ ْ ْ َ َ ُ ْ َ َ ْ ُ َ َ ْ َ ْ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َ َ
6 ۪يبا ِ فا ِذا دفعتم ا ِل ِهم اموالهم فاش ِهدوا علي ِهمۜ وكف ب
6. Evlilik çağına gelinceye
kadar yetimleri deneyin, eğer
onlarda bir olgunlaşma görür-
seniz hemen mallarını ken-
dilerine verin. Büyüyecekler
4 - NİSA SÛRESİ diye o malları israf ile ve tez
Bismillâhirrahmânirrahîm elden yemeyin. Kim zengin
ise tenezzül etmesin, yoksul
olan da uygun olarak yesin.
1.Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşi-
Mallarını kendilerine verdiği-
ni yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve dişiler yaratan,
niz zaman yanlarında şahit
Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte
bulundurun. Hesap görücü
bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlik-
olarak da Allah yeter.
ten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyi-
cidir.
ّ َ ُ 78
4. CÜZ ورةُ الن ِ َٓساء س NİSA SÛRESİ dır ve kimse zarara uğrama-
sın diyedir. Bunlar Allah’tan
ُ َ ْ ُ ُ ََْ َ ََ َ ُ ْ ْ ُ ََ
اج ْم ا ِن ل ْم يَ ْن
size vasiyettir. Allah her şeyi
ولم ن ِصف ما ترك ازو hakkıyla bilendir, Halim’dir.
ُالر ُبع ُّ ُم ُ َ َ ٌ َ َ َّ ُ َ َ َ ْ َ ٌ َ َ َّ ُ َ
لهن ودلۚ فا ِن كان لهن ودل فل
13. Bunlar, Allah’ın sınırla-
ْ َ َ َّ
rıdır. Kim Allah’a ve peygam-
ْ َ ْ َ َٓ َ ُ َّ َ ْ َ ْ َ
ن ۜ ٍ صي ٍة يوص۪ني بِها او دي ِ مِما تركن مِن بع ِد و
berine itaat ederse Allah onu,
zemininden ırmaklar akan
ٌۚ ْم َو َدل ُ َ ْ ُ َ ْ َ ْ ْ ُ ْ َ َ َّ ُ ُ ُّ َّ ُ َ َ
ولهن الربع مِما تركتم ا ِن لم ين ل
cennetlere koyacaktır; orada
devamlı kalıcıdırlar; işte bü-
ْكتم ُ ْ دل فَلَ ُه َّن اثلُّ ُم ُن مِمَّا تَ َر ٌ َ ْم َو ُ َ َ َ ْ َ
فا ِن كن ل
yük kurtuluş budur.
َ َ ْ َ َ
14. Kim Allah’a ve pey-
َ ُ ُ َّ َ ْ َ ْ
وصون ب ِ َٓها ا ْو دي ْ ٍنۜ َواِن كن صي ٍة ت ِ مِن بع ِد و
gamberine karşı isyan eder
ْ ُ ْ َ ٌ َ ُٓ َ َ ٌ َ َ ْ َ ً َ َ َ ُ َ ُ ٌ ُ َ
ve sınırlarını aşarsa Allah
َ َ َ َ ٓ ُّ َ ُ َ ْ َ َ َّ ّٰ َ َ ُ َ ْ َّ َ َّ
Allah tevbeleri çok kabul
َ ُ ّٰ ُ ُ َ َ ٰ ٓ ُ َ َ ْ َ ُ ُ َ َّ ُ
17. Allah’ın kabul edeceği
الل َعليْ ِه ۜ ْم يب فاو۬ لئِك يتوب ٍ ۪ ثم يتوبون مِن ق
ر
tevbe, ancak bilmeden kötü-
ّ َ ُ 80
4. CÜZ ورةُ الن ِ َٓساء س NİSA SÛRESİ 23. Analarınız, kızlarınız,
kız kardeşleriniz, halalarınız,
ْان َز ْوجۙ َواٰتَيْ ُتم َ َ َ ْ َ َ َ ْ ْ ُ ُْ ََ ْ َ
واِن اردتم اسِبدال زو ٍج مك
teyzeleriniz, kardeş kızları,
ٍ kız kardeş kızları, sizi emzi-
ُارا َف َ تَا ْ ُخ ُذوا مِنْ ُه َشيْ ًـٔ ۜا اَتَا ْ ُخ ُذونَه ً ط َ ْ َّ ُ ٰ ْ
ا ِحديهن ق ِن
ren analarınız, süt bacılarınız,
eşlerinizin anaları, kendileriy-
ٰ َْ ْ ََ َُ ُ ُ َْ َْ ََ ً ُب ْه َتانًا َواِثْ ًما ُمب le birleştiğiniz eşlerinizden
وكيف تاخذونه وقد افض20 ينا ۪ olup evlerinizde bulunan
ً َ ْ ُ ْ َ ْ َ ََ ْ َ ٰ ْ ُ ُ َْ üvey kızlarınız size haram
بعضم ا ِل بعٍض واذن مِنم م۪يثاقا kılındı. Eğer onlarla henüz
ُ ُ ُ ُ َ ً َ َ َٓ َ
ت َعليْ ْم ا َّم َهات ْم ْ ُح ّر َم22 ۟ ي
kardeşi birden almak da size
ُ ُ َ َ َ ْ ُ ُ َّ َ َ ْ ُ ُ َ َ َ َ ْ ُ ُ َ َ َ
geçmiştir. Allah çok bağışla-
ْم وبناتم واخواتم وعماتم وخالت yıcı ve esirgeyicidir.
ٓ ُم اتل۪ى
ّٰ ُ ُ َ َّ ُ َ ْ ُْ ُ َََ ِ َْ ُ َََ
ت وامهات ِ وبنات الخ وبنات الخ
ُاعة َوا ُ َّم َهات َ ضَ َّ َ ْ ُ ُ َ َ َ َ ْ ُ َ ْ َ ْ َ
ِ ارضعنم واخواتم مِن الر
ْكم ُ ُ ُ ّٰ ُ ُ ُ َٓ َ َ ْ ُ َٓ
ِن ِسائ ِم وربائ ِبم اتل۪ى ۪يف حجور
ُ ُ َ ْ َ ْ َ ۘ َّ ْ ُ ْ َ َ ّٰ ُ ُ َٓ ْ
مِن ن ِسائ ِم اتل۪ى دخلتم ب ِ ِهن فا ِن لم تونوا
ُ َ ُ َٓ َ َ ْ ُ ْ َ َ َ َ ُ َ َ َّ ْ ُ ْ َ َ
ئ ِل ابْ َنٓائ ِ ُم دخلتم ب ِ ِهن ف جناح عليمۘو
ْ َ ْ ُ ْ َ ْ َ ُ َ ْ َ ْ َ َ ْۙ ُ َ ْ َ ْ َ َّ
نيِ ال۪ين مِن اصبِم وان تمعوا بني الخت
َ َ َ ّٰ َّ َۜ َ َ ْ َ َ َّ
ً ان َغ ُف
23 ۙ ورا َرح۪يمًا ا ِل ما قد سلف ا ِن الل ك
20. Eğer bir eşi bırakıp da yerine başka bir eş almak is-
terseniz, onlardan birine yüklerle mehir vermiş olsanız dahi
ondan hiçbir şeyi geri almayın. Siz iftira ederek ve apaçık
günah işleyerek onu geri alır mısınız?
21. Vaktiyle siz birbirinizle haşir-neşir olduğunuz ve on-
lar sizden sağlam bir teminat almış olduğu halde onu nasıl
geri alırsınız?
22. Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın evlendiği
kadınlarla evlenmeyin; çünkü bu bir hayâsızlıktır, iğrenç bir
şeydir ve kötü bir yoldur.
KUR’AN-I KERİM MEALİ 81
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
ّ َ ُ 82
5. CÜZ ورةُ الن ِ َٓساء س NİSA SÛRESİ 30. Kim düşmanlık ve
haksızlık ile bunu yaparsa
َ َّ َ َّ ُ ُ َ ْ ُ ْ َ َ َ ُ َ ْ َ ُ ُ ُ ّٰ َ
۪ين يَب ِ ُعون
onu ateşe koyacağız; bu ise
والل ي ۪ريد ان يتوب عليم وي ۪ريد ال Allah’a çok kolaydır.
اللُ ّٰ يد ُ يُر27 الش َه َوات ا َ ْن تَم۪يلُوا َميْ ً َعظ۪يمًا َّ 31. Eğer yasakladığımız
۪ ِ büyük günahlardan kaçınır-
َ ً َ ُ َ ْ ْ َ ُ َ ْ ُ ْ َ َ َُّ ْ َ
يَٓا ا ُّي َها28 سان ضع۪يفا ان ي ِفف عن ۚم وخلِق الِن
sanız, sizin küçük günahları-
nızı örteriz ve sizi şerefli bir
َ ْ ْ ُ َ ْ َ ْ ُ َ َ ْ َ ُٓ ُ ْ َ َ ُ َ ٰ َ َّ
ال۪ين امنوا ل تاكلوا اموالم بينم بِالا ِط ِل
yere sokarız.
ُٓ ُ ْ َ َ َ ْ ُ ْ َ ْ َ ً َ َ ِ َ ُ َ ْ َ ٓ َّ
32. Allah’ın, kiminizi kimini-
ا ِل ان تون تارة عن تراٍض مِنم ول تقتلوا َ ze üstün kılmaya vesile yap-
tığı şeyleri haset ederek arzu
ْ ْ ُ َ َ َ ّٰ َّ ْ ُ َ ُ ْ َ
َو َم ْن َيف َعل29 الل كان بِ ْم َرح۪يمًا انفس ۜم ا ِن
edip durmayın. Erkeklere ka-
zandıklarından bir pay vardır.
َ ٰ َ َ ً َ
ارۜا َوكن ذل ِك صل۪يهِ ن ْ ُذٰل َِك ُع ْد َوانًا َوظُلْمًا فَ َس ْوَف ن Kadınlara da kazandıkların-
dan bir pay vardır. Allah’tan,
ْ َ َ ُْ َ َْ ْ ً اللِ يَس ّٰ َ َ
ا ِن ت َتن ِ ُبوا ك َبٓائ َِر َما تن َه ْون عن ُه30 ۪يا
onun lütfunu isteyin. Şüphe-
ع siz Allah her şeyi hakkıyla bi-
ً َ ْ ُ ْ ُ ْ َُْ ْ ُ َّ َ ْ ُ ْ َ ْ ّ َ ُ lendir..
خلم مد ِ ن ِفر عنم سيِـٔات ِم وند
ّٰ َ َّ َ َ ْ َّ َ َ َ َ َ َ
33. Herkes için, ana, baba
ْم ُ َ ْ َ ُ ً
ول تتمنوا ما فضل الل بِه۪ بعض31 ك ۪ريما ve akrabanın bıraktığı tereke-
ّ َ ُ َ َ ْ َّ ٌ َٰ
den vârisler kıldık. Yeminleri-
ٓ َ َ َ ّ ْ َ
ِال نص۪يب مِما اكسبوا ول ِلنِساء ِ ِلرج
ِ ضل ۜ ٍ ع بع
nizin bağladığı kimselere de
paylarını verin. Çünkü Allah
َ ّٰ ضل ِ ۜ ۪ه ا َِّن ْ َ ْ َ ّٰ ُ َ ْ َ َ ْ َ َ ْ َّ ٌ َ her şeyi görmektedir.
الل ب وسـٔلوا الل مِن ف ۜ نص۪يب مِما اكس
ال مِمَّا َ ِ ج َعلْ َنا َم َو َ ِك ّل ُ َ
ل و 32 ا ً شٔ َعل۪يمَْ ّ ُ َ َ
ٍ ٍ ِ ِ كل ب ان
ُ ُ َ ْ َ َ َ َّ َ َۜ ُ َ ْ َ ْ َ َ َ ْ َ َ َ
۪ين عق َدت ا ْي َمان ْم ان والقربون وال ِ ادل ِ ترك الو
ً َ ٔ ْ َ ّ ُ ٰ َ َ َ َ ّٰ َّ ْ ُ َ َ ْ ُ ُ ٰ َ
33 ۟ش ش ۪هيدا ٍ فاتوهم نص۪يبه ۜم ا ِن الل كان ع ك ِل
ادلي ْ ِن َ ِ الل َو َل تُْش ُكوا به۪ َشيْ ًـٔا َوبال ْ َو َ ّٰ اع ُب ُدوا ْ َ
35. Eğer karı-kocanın
aralarının açılmasından
ِ ِ ِ و
ْ َ َ ام َوال ْ َم ٰ ََْ َ ٰ ْ ُْ ً
َ ال ا ِْح َسانا َوب ِ ِذي القرب والت
korkarsanız, erkeğin
ailesinden bir hakem ve
ِ ار و ۪ني ِ ك ا س
kadının ailesinden bir hakem
ْ َْ َّ ال ُنب َو ُ ْ َ ْ َ ٰ ْ ُْ
gönderin. Bunlar barıştırmak ب ِ ن ـال ب
ِ ِ ِ ـب ح االـص ِ ِ ار ال ذِي القـرب و
ّٰ َّ ْ ُ ُ َ ْ َ ْ َ َ َ َ َ
isterlerse Allah aralarını
bulur; şüphesiz Allah her şeyi َالل يل وما ملكت ايمان ۜم ا ِن ِۙ الس ۪ب َّ َوابْن
bilen, her şeyden haberdar ِ
َ ُ َ َْ َ َ َّ ً ُ َ ً َ ُْ َ َ ْ َ ُّ ُ َ
olandır.
ال۪ين يبخلون36 ليِب من كان متال فخورا ۙ
ُالل ّٰ ُ ُ ٰ ٰ َٓ َ ُ ُ ْ َ َ ْ ُ ْ َ َّون انل َ ُ َُْ َ
36. Allah’a ibadet edin
ve O’na hiçbir şeyi ortak اس بِالخ ِل ويتمون ما اتيهم ويامر
koşmayın. Ana-babaya,
ً ين َع َذابًا ُمه َ كاف ِر َ ْ َ ْ َْ ََ ْ َ ْ
akrabaya, yetimlere, 37 ۚينا ۪ ۪ ِل ل ان د ت ع او ه
۪ ۜ ِ ل ض مِن ف
yoksullara, yakın komşuya,
uzak komşuya, yolcuya,
ellerinizin altında bulunanlara 37. Bunlar cimrilik eden ve insanlara da cimriliği tavsiye
iyi davranın; Allah kendini eden, Allah’ın kendilerine lütfundan verdiğini gizleyen kim-
beğenen ve daima böbürlenip selerdir. Biz, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırladık.
duran kimseyi sevmez.
ّ َ ُ 84
5. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 41. Her türlü ümmetten bir
şahit getirdiğimiz ve seni de
ّٰ َ ُ ْ ُ َ َ َّ َ َٓ ْ ُ َ َ ْ َ َ ُ ْ ُ َ َّ َ onlara şahit olarak gösterdi-
اس ول يؤمِنون بِالل ِ وال۪ين ينفِقون اموالهم رِئاء انل ğimiz zaman halleri nice ola-
َساء َٓ َينا ف ً ان َ ُل قَر ُ َ ْ َّ ُ َ ْ َ َ ٰ ْ ِْ َْ َ َ cak!
۪ خ ِرۜ ومن ي ِن الشيط ِ ول بِالوم ال
ُ ََْ ٰ ْ ْ ّٰ ُ ٰ َ ََ َ
42. Küfür yoluna sapıp
ً َ
خ ِر َوانفقوا ِ َومَاذا عليْ ِه ْم ل ْو ا َمنوا بِاللِ َوالَ ْو ِم ال38 ق ۪رينا peygamberi dinlemeyenler o
ْ َ َ ّٰ َّ
gün yerin dibine batırılmayı
َ ُ ّٰ كنَ َ َ ُ ّٰ ُ ُ َ َ َ َّ
الل ل َيظل ِ ُم ا ِن39 الل ب ِ ِه ْم عل۪يمًا مِما رزقهم اللۜ و temenni ederler ve Allah’tan
ً َ َ ّٰ َ ُ ُ ْ َ َ َ ُ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ َ ُ َّ
yaklaşmayın. Eğer hasta olur
42 ۟ض ول يتمون الل حد۪يثا ّٰ َ
ۜ الرسول لو تسوى ب ِ ِهم الر veya bir yolculuk üzerinde
َ ُ ْ ُ ْ َ َ َ ٰ َّ ُ َ ْ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ
bulunursanız yahut sizden
ّٰارى َحىت ٰ ك يا ايها ال۪ين امنوا ل تقربوا الصلوة وانتم س biriniz ayakyolundan gelirse
َّ ً ُ ُ َ َ َ ُ ُ َ َ ُ َ ْ َ
yahut kadınlara dokunup da
ُ َ ْ َ ّٰ َ َ َ
سلوۜا ِ يل حىت تغ ٍ تعلموا ما تقولون ول جنبا ا ِل عب ِ ۪ري س ۪ب
su bulamamışsanız o zaman
َٓ ْ َ ْ ُ ْ ٌ َ َ َ َٓ ْ َ َ َ ٰ َ ْ َ ٰ ٓ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ ِ َ
temiz bir toprakla teyemmüm
َ ُ ْ َف
44. Kendilerine kitaptan bir
ُ َ َ َ َ ّٰ َّ ْ ُ
الل كان عف ًّوا حوا ب ِ ُو ُجوهِ ْم َوايْد۪ي ۜم ا ِن ُ ام َس nasip verilip de, dalâleti satın
ْ َ ً َ ُ ُ َ َّ َ َ َ ْ َ َ ً َغ ُف
alan ve sizin yoldan sapma-
َ
اب ِ
ِ ا ِن م ا ۪يب ص ن وا ت و ۫ ا ۪ين ل ا ل ِ ا ر ت م ل ا 43 اور nızı isteyenleri görmedin mi?
َ َّ ُّ َ ْ َ َ ُ ُ َ َ َ َ َّ َ ُ َ ْ َ
44 الس ۪بيۜل ضلوا ِ يشتون اللة وي ۪ريدون ان ت
ً ْ َ َْ َ ُ ً ْ َ
بِمَا ن َّزنلَا ُم َص ّ ِدقا ل َِما َم َع ْم م ِْن قبْ ِل ان نط ِمَس ُو ُجوها
du. Fakat Allah onları küfür-
leri “sebebiyle lânetledi; artık
onlardan çok azı inanır.
ْ َّ َ َ ْ َ ٓ َّ َ َ َ َ ْ ُ َ َ ْ َ ْ َ َٓ َ ْ َ ٰ ٓ َ َ َّ ُ َ َ
47. Ey Ehl-i Kitap! Biz, birta- ت ِ ۜ فندها ع ادبارِها او نلعنهم كما لعنا اصحاب السب
ُش َك به۪ َو َي ْغفِر َ ْ ُ الل َل َي ْغفِ ُر ا َ ْن ي ً ُ ْ َ ّٰ ُ ْ َ َ َ َ
َ ّٰ ا َِّن47 ول
kım yüzleri silip dümdüz ede-
rek arkalarına çevirmeden ِ وكن امر اللِ مفع
ْ َ ْ َ َ ّٰ ْ ْ ُ ْ َ َ ُ َٓ َ ْ َ َ ٰ َ ُ َ
شك بِاللِ فق ِد افتٰٓى ا ِثمًا
yahut onları, “cumartesi
adamları” gibi lânetlemeden
ِ ما دون ذل ِك ل ِمن يشاءۚ ومن ي
ّ ُ ّٰ َ ْ ُ َ ُ ْ َ َ ُّ َ ُ َ َّ َ َ َ ْ َ َ ً َ
الل يُ َزك۪ى
önce, size gelenleri doğrula-
mak üzere indirdiğimize iman الم تر ا ِل ال۪ين يزكون انفسه ۜم ب ِل48 عظ۪يما
edin; Allah’ın emri mutlaka
َ َُ ْ َ َْ َ ْ ُ ُْ ً َ َ َ ْ َ ُ َٓ َ ْ َ
yerine gelecektir. تون انظر كيف يف49 اء َول ُيظل ُمون ف۪ي من يش
48. Allah, kendisine or-
ُ ُ َ َّ َ َ َ ْ َ َ ً ُ ً ْ ٓ ٰ َ َ َ َ ْ ّٰ َ َ
tak koşulmasını asla bağış- الم تر ا ِل ال۪ين ا ۫وتوا50 ۟ب وكف ب ِ ۪ه ا ِثما م ۪بينا ۜ ع اللِ الك ِذ
lamaz; bundan başkasını,
َ ُ ُ َ َ ُ َّ َ ْ ْ َ ُ ْ ُ َ ْ َ ً َ
dilediği kimse için bağışlar. وت ويقولون ِ ت والطاغ ِ الب ِ ِ اب يؤمِنون ب ِ نص۪يبا مِن الكِت
ً ٰ َ َّ َ ٰ ْ َ َٓ ُ ٰٓ َ َ َ َّ
51 ۪ين ا َم ُنوا َس ۪بي
Allah’a ortak koşan kimse bü-
yük bir günah ile iftira etmiş ۪ين كف ُروا هؤ۬لءِ اهدى مِن ال ل ِل
olur.
49. Kendilerini temize çı-
karanları gördün mü? Hayır,
51. Kendilerine Kitap’tan nasip verildiği halde, Putlara ve
Allah dilediğini temize çıkarır
bâtıla iman edenler, sonra da kâfirler için: «Bunlar, Allah’a
ve hiç kimse kıl payı kadar
iman edenlerden daha doğru yoldadır» diyenleri görmedin
haksızlık görmez.
mi?
50. Bak, nasıl da Allah üze-
rine yalan uyduruyorlar! Apa-
çık bir günah olarak bu yeter!
ّ َ ُ 86
5. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 55. Onlardan bir kısmı İb-
rahim’e inandı, kimi de on-
52 ۪يۜا ً الل فَلَ ْن َت َد َ ُل نَصُ ّٰ الل ۜ َو َم ْن يَلْ َعن َ ا ُ ۬ولٰٓئ َِك َّال
ُ ّٰ ۪ين لَ َع َن ُه ُم dan yüz çevirdi; onlara çılgın
ِ ِ alevli cehennem yeter!
ً اس نَق َ َّون انل َ ُُْ َ ً َ ْ ُْ َ ٌ َ ْ َُ َْ
53 ۪ۙيا ك فا ِذا ل يؤت ِ ام لهم نص۪يب مِن المل 56. Şüphesiz âyetlerimi-
َٓ ۪يها اَبَ ًد ۜا ل َ ُه ْم ف
َٓ ۪ين ف َ ادل َ ُ ََْ َ َْ ْ ْ َْ َّ َ
temiz eşler vardır ve onları
۪يها ِ ار خ ات ت ۪ري مِن تتِها النه ٍ جن koyu bir gölgeye koyarız.
ْكم ُ ُ ُ ْ َ َ ّٰ َّ ً َ ًّ ْ ُ ُ ْ ُ َ ٌ َ َّ َ ُ ٌ َ ْ َ
ا ِن الل يامر57 ازواج مطهرةۘ وندخِلهم ظِ ظ۪ي
58. Gerçekten Allah size,
ح ِْز ٌب
mutlaka emanetleri ehil olan-
ُ ْ َ ْ َ َّ َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َ َ َ ْ َ ٰ ٓ َ َ َ ْ ُّ َ ُ ْ َ
2
ُ
ات ا ِل اهل ِها ۙواِذا حكمتم بني انلاِس ان تكموا ِ ان تؤدوا المان
lara vermenizi ve insanlar
arasında hükmettiğiniz za-
ً الل َك َن َسم۪يعًا بَص َ ّٰ ْم به۪ۜ ا َِّنُ ُ َ َّ َ ّٰ َّ ْ َ ْ man da adaletle hükmetme-
58 ۪يا ِ بِالعد ۜ ِل ا ِن الل ن ِ ِعما ي ِعظ nizi emreder. Allah size ne
َْ ُ َ َ ُ َّ ُ َ َ َ ّٰ ُ َ ُٓ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ
ول ال ْم ِر
kadar güzel öğütler veriyor!
ِ ۬ يا ايها ال۪ين امنوا اط۪يعوا الل واط۪يعوا الرسول وا Şüphesiz Allah her şeyi işitici,
ُْ ْ ّٰ َ ُ ُّ ُ َ ٔ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َ ْ َ ْ ُ ْ
الر ُسو ِل ا ِن كن ُت ْم َّ اللِ َو her şeyi görücüdür.
ش فردوه ا ِل ٍ مِن ۚم فا ِن تنازعتم ۪يف
ً َْ َ ٌ ْ َ َ ٰ ٰ ْ ْ َ ْ َ ّٰ َ ُ ْ ُ
59. Ey iman edenler! Allah’a
59 ۟ ي َوا ْح َس ُن تا ۪وي خ ۜ ِر ذل ِك خ ِ تؤمِنون بِاللِ والو ِم ال itaat edin. Peygamber’e ve
sizden olan emir sahiplerine
de itaat edin. Eğer bir hususta
anlaşmazlığa düşerseniz
52. Bunlar, Allah’ın lânetlediği kimselerdir; Allah’ın rah- Allah’a ve ahirete gerçekten
metinden uzaklaştırdığı kimseye bir yardımcı bulamazlar. inanıyorsanız onu Allah’a
53. Yoksa onların hükümranlıktan bir nasipleri mi var? ve Resul’üne götürün; bu
Öyle olsaydı insanlara bir çekirdek bile vermezlerdi. hem hakkınızda hayırlı, hem
de netice bakımından daha
54. Yoksa onlar, Allah’ın lütfundan verdiği şeyler için in-
güzeldir.
sanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab’ı
ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşet-
tik.
ُ َ َّ ُ ُ َ ُْ َْ ُ َ ُ َّ َ
يد الشيْطان وت َوق ْد ام ُِٓروا ان يَف ُروا بِه۪ۜ وي ۪ر
de muhakeme olmak istiyor-
lar. Şeytan da onları derin bir ِ ا ِل الطاغ
َ َ َ َ َ
َواِذا ق۪يل ل ُه ْم ت َعال ْوا60 ۪يدا ً ا َ ْن يُض َّل ُه ْم َض َ ًل بَع
sapıklığa düşürmek istiyor..
61. Onlara: Allah’ın indirdi- ِ
ğine ve Resul’üne gelin, de- َ ُّ ُ َ َ َ ُ ْ َ ََْ ُ َّ َ َ ُ ّٰ َ َ ْ َ َٓ ٰ
nildiği zaman, münafıkların ا ِل ما انزل الل وا ِل الرسو ِل رايت المنافِق۪ني يصدون
ٌ َ ُ ْ ُ ْ َ َ َ َٓ َ ْ َ َ ً َ َْ
۪يبة ب ِ َما فكيف ا ِذا اصابتهم مص61 ۚعنك ُص ُدودا
senden iyice uzaklaştıklarını
görürsün.
َٓ ْ َ ْ ّٰ َ ُ َْ ُ ُ َ ْ َ َّ َ
ت ايْد۪ي ِه ْم ث َّم جَٓاؤ َ۫ك يلِفون بِاللِ ا ِن ا َردنا
62. Kendi işledikleri yü-
zünden başlarına bir musibet قدم
geldiği, sonra da “biz iyilik
ُالل ّٰ ُ َ ْ َ َ َّ َ ٰ ٓ ُ ً ْ َ َ ً َ ْ ٓ َّ
etmek ve uzaklaştırmaktan ا ۬ولئ ِك ال۪ين يعلم62 ا ِل ا ِحسانا وتوف۪يقا
َ ُْ ْ ْ َ ْ ْ ََ ُُ
مَا ۪يف قلوب ِ ِه ْم فاع ِرض عن ُه ْم َوعِظ ُه ْم َوقل ل ُه ْم
başka bir şey istememiştik”
diye Allah’a yemin ederek
sana geldikleri zaman halleri
ول سُ َومَٓا ا َ ْر َسلْ َنا م ِْن َر63 سه ْم قَ ْو ًل بَل۪يغًا َُْ ٓ
nasıl olur? ٍ ِ ِ ۪يف ان
ف
63. Onlar Allah’ın, kalple- ْاللِ َول َ ْو ا َ َّن ُه ْم ا ِذْ َظلَ ُمٓوا اَنْ ُف َس ُهم ّٰ ْ َ َ ُ َّ
rindekini bildiği kimselerdir; ۜ ا ِل ِلطاع بِا ِذ ِن
ُ َّ ُ ُ َ َ َ ْ َ ْ َ َ ّٰ َ ْ ْ َ َ ُ َٓ
الر ُسول اس َتغف ُروا الل واستغفر لهم
onlara aldırma, kendilerine
öğüt ver ve onlara, kendileri جاؤ۫ك ف
َ ْ َ َ َ َ َ َ ّٰ َ ل َ َو
ف َو َر ّبِك ل يُؤم ُِنون64 الل ت َّوابًا َرح۪يمًا ج ُدوا
hakkında etkili ve güzel söz
söyle.
َ َ َّ ُ ْ ُ َ ْ َ َ َ َ َ َ ك ُِم ّ َ ُ ّٰ َ
ي ُدوا ل م ث ۙم ه ن ي ب ر ج ش ا۪يم ف وك حىت ي
64. Biz her peygamberi
sırf, Allah’ın izni ile itaat edil- ِ
َ ّ َ َ َّ ً َ َ ْ َُْ
65 ت َوي ُ َسل ِ ُموا ت ْسل۪يمًا َ ْضي س ِهم حرجا مِما ق ِ ۪ٓيف انف
mek üzere gönderdik. Eğer
onlar kendilerine zulmettik-
leri zaman sana gelseler de
Allah’tan günahlarının ba-
ğışlamasını dileseler ve Pey-
gamber de onlara bağışlama 65. Hayır! Rabbine And olsun ki aralarında çıkan anlaş-
dileseydi, elbette Allah’ı töv- mazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hü-
beleri çok kabul edici ve çok kümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam mânâsıyla
merhametli bulacaklardı. kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.
ّ َ ُ 88
5. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 69. Kim Allah’a ve Resul’e
itaat ederse işte onlar,
ْ َ ُ ُ ْ َ ُٓ ْ َ َ َ ْ َ َّ َ َ
َول ْو انا ك َتب َنا عليْ ِه ْم ا ِن اق ُتلوا انف َس ْم اوِ اخ ُر ُجوا
Allah’ın kendilerine lütuflarda
bulunduğu peygamberler,
ُ َ َّ َ َ ْ ٌ َ َّ ُ َ ُ
م ِْن دِيَارِك ْم مَا ف َعلوهُ ا ِل قل۪يل مِن ُه ۜ ْم َول ْو ان ُه ْم ف َعلوا
sıddîkler, şehidler ve sâlih
kişilerle beraberdir. Bunlar ne
ً ً يا ل َ ُه ْم َوا َ َش َّد تَْب َ َ َ
ً ْ ان َخ َ ُ َ ُ َ
َواِذا66 ۙ يتا
güzel arkadaştır!
۪ ك ل ه
۪ ِ ما يوعظ
ب ون 70. Bu lütuf Allah’tandır. Bi-
ً َ ْ ُ َْ َ ََ َ َ ْ َ ٓ َّ َ ُ َْ َٰ َ
صاطا ِ ولهديناهم67 ۙ لتيناه ْم م ِْن ُدلنا اج ًرا عظ۪يمًا
lici olarak Allah yeter.
71. Ey iman edenler! İhti-
َ ول فَا ُ ۬ولٰٓئ َِك َم َع َّال
۪ين
َ ُ َّ َ َ ّٰ
َو َم ْن يُ ِطعِ الل والرس68 ُم ْس َتق۪يمًا yatlı davranın; bölük, bölük
ُ ْ َْ َ ٰ
ۜ ً َ َ ٰٓ ُ َ ُ َ َ َ َّ َو
72. İçinizden bazıları var-
ذل ِك الفضل69 ال۪نيۚ وحسن او۬ لئ ِك رف۪يقا ِ الص dır ki pek yavaş davranırlar.
ُ ْ َّ َ ْ َ َُ ُ ْ َ ْ َُْ
beraber bulunmadım» der.
َواِن مِن ْم71 ات اوِ انفِ ُروا ج۪يعًا ٍ حذركم فانفِروا ثب ِ 73. Eğer Allah’tan size
َّ َ َ الل ُ ّٰ ۪يب ٌة قَ َال قَ ْد اَنْ َع َم َ ْم ُمص ُ ْ َ َ َ ْ َ َّ َ ّ َ ُ َ ْ َ َ bir lütuf erişirse sanki sizin-
ع لمن لب ِطئۚ فا ِن اصابت le onun arasında bir dostluk
ّٰ ٌ ْ َ ُ َ َ ْ ََ ً َ ْ َُ َ ْ ُ ََْْ
ِصابَ ْم فضل م َِن الل
yokmuş gibi «Keşke onlarla
ولئ ِن ا72 ا ِذ لم اكن معهم ش ۪هيدا beraber olsaydım da ben de
َ َ َّ ْ ُ ْ ُ َ َ ََْ َ ُ َ
لَقول َّن كان ل ْم ت ْن بَي َن ْم َو َبي َن ُه َم َودةٌ يَا لْن۪ى
büyük bir başarı kazansay-
dım!» der.
ِيل الل
ّٰ
ب سَ فَلْ ُي َقات ِْل يف73 وز فَ ْو ًزا َعظ۪يمًا َ ُت َم َع ُه ْم فَاَفُ ُْكن 74. O halde, dünya hayatı-
ِ ۪ ۪ nı ahiret karşılığında değişen-
َ خ َر ۜة ِ َو َم ْن ُي َقات ِْل يف ٰ ْ َ ْ ُّ َ ٰ َ ْ َ ُ ْ َ َ َّ ler, Allah yolunda savaşsınlar
يل ِ ۪ ۪ ب س ِ ال۪ين يشون اليوة ادلنيا بِال ve rahmetimize nail olsunlar.
ً َ ًْ َ ْ ُ َ ْ َ َ ْ ْ َ ْ َ ْ َ ْ ُ َ ّٰ Kim Allah yolunda savaşır
74 اللِ فيقتل او يغلِب فسوف نؤت۪يهِ اجرا عظ۪يما da öldürülür veya galip gelir-
se biz ona yakında büyük bir
mükâfat vereceğiz.
َ َْ َ ُ َ َ َ ْ َٓ ُ ٰٓ َ ّٰ ْ ْ ٌّ ُ ْ ُ
اللِ ف َما ِلهؤ۬لءِ الق ْو ِم ل يَادون َيفق ُهون
reye kadar ertelesen olmaz
mıydı?» dediler. Onlara de ki: ۜ قل ك مِن عِن ِد
َ َ َ َٓ َ ۘ ّٰ َ َ َ َ َ ْ َ َ َ َ َٓ ً
«Dünya menfaati önemsizdir,
takva sahipleri için ahiret صابَك م ِْن َس ّي ِ َئ ٍة ما اصابك مِن حسن ٍة ف ِمن اللِ وما ا78 َحد۪يثا
ٰ ََ ً َُ َ ِك َوا َ ْر َسلْ َن ْ َ
daha hayırlıdır ve size kıl
ً اللِ َشه
ّٰ
ِ اك ل َِّلن َۜ ف ِم ْن َنفس
kadar haksızlık edilmez.» 79 يدا ۪ ِ اس رسول ۜ وكف ب
78. Nerede olursanız olun
ölüm size ulaşır; sarp ve sağ-
lam kalelerde olsanız dahi!
79. Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük
Kendilerine bir iyilik dokunsa
ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; buna şahit
«Bu Allah’tan» derler; baş-
olarak da Allah yeter.
larına bir kötülük gelince de
«Bu senden» derler. «Hepsi
Allah’tandır» de. Onlara ne
oluyor ki bir türlü laf anlamı-
yorlar!
ّ َ ُ 90
5. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 83. İman etmeyenlere gü-
ven veya korkuya dair bir
اك َ الل َو َم ْن تَ َوّٰل َف َٓما ا َ ْر َسلْ َن َ ّٰ َ َ َ ْ َ َ َ ُ َّ َِم ْن يُ ِطع haber gelince onu hemen
ۚ الرسول فقد اطاع yayarlar. Hâlbuki onu Resule
ْ َ َ ٌَ َ َ ُ ُ ً ََ
َو َيقولون طاعة ۘفا ِذا بَ َر ُزوا م ِْن عِن ِد َك80ۜ عليْ ِه ْم َحف۪يظا
veya aralarında yetki sahibi
kimselere götürselerdi, onla-
َ ُ َ َ ُ ُ ْ َ ُ ّٰ َ ُۜ ُ َ َّ َ ْ َ ْ ُ ْ ٌ َ َٓ َ َّ َ
ۚ ب ما يُب ّيِت
rın arasından işin iç yüzünü
ون بيت طائ ِفة مِنهم غي ال۪ي تقول والل يت anlayanlar, onun ne oldu-
َ ََ ً ّٰ ٰ َ ّٰ َ َ ْ َّ َ َ َ ْ ُ ْ َ ْ ْ َ َ ğunu bilirlerdi. Allah’ın size
اف81 اللِ َوكف بِاللِ َوك۪ي ۜ فاع ِرض عنهم وتوك ع lütuf ve rahmeti olmasaydı,
َ ّٰ ْ َ ْ ْ َ َ ْ َ َ َ ٰ ْ ُ ْ َ ُ َّ َ َ َ pek azınız müstesna şeytana
ِي اللِ ل َو َج ُدوا ف۪يه ِ يتدبرون القرا ۜن ولو كن مِن عِن ِد غ uyup giderdiniz.
ْ َ ْ َ ْ َ ْ َ ٌ ْ َ ْ ُ َ َٓ َ َ ً َ ً َ ْ
ِ
84. Artık Allah yolunda sa-
واذا جاءهم امر مِن الم ِن اوِ الو ِف82 اخِفا كث۪يا vaş. Sen, kendinden başka-
ْل ْمر مِنْ ُهم َْ ُ ٰٓ َ ُ َّ َ ُ ُّ َ ْ َ َ ُ ا َ َذ sından sorumlu değilsin. Mü-
ِ ا ل ِ و۬ ا ل ِ ا و ل
ِ و س الر ل ِ ا وه د ر و لو ه
ۜ
۪ ِ ب وا اع minleri de teşvik et. Umulur ki
ْم ُ ْ َ َ ّٰ ُ ْ َ ْ َ َ ْ ُ ْ ُ َ ُ ْ َ ْ َ َ َّ ُ َ َ َ
َ Allah kâfirlerin gücünü kırar.
لعلِمه ال۪ين يسنبِطونه مِنه ۜم ولول فضل اللِ علي Allah’ın gücü daha çetin ve
۪يب ٌ ْن َ ُل نَص ُ َ ًَ َ َ ًَ َ َ ْ َ َْ ْ َ
من يشفع شفاعة حسنة ي84 تن۪ي
ً َْ şeyin karşılığını vericidir.
َ َ ْ ٌْ َ ُ ً
86. Bir selam ile selamlan-
ًَ َ َ َ ْ ْ
مِن َهاۚ َو َم ْن يَشف ْع شفاعة َس ّي ِ َئة يَ ْن ُل كِفل مِن َه ۜا َوكن dığınız zaman siz de ondan
ْ َ ّ ُ ٰ َ ُ ّٰ
daha güzeli ile karşılık verin
ُّ َ َ َّ َ ْ ُ ّ ُ َ َ ً ُ
حي ٍة فحيوا ِ واذا ح ۪ييتم بِت85 ش مق۪يتا ِ ٔ ٍ الل ع ك ِل
yahut aynı ile karşılık verin.
Şüphesiz Allah, her şeyin he-
ً َ ٔ ْ َ ّ ُ ٰ َ َ َ َ ّٰ َّ َ ُّ ُ ْ َ َٓ ْ َ َ ْ َ
86 ش حس۪يبا ٍ بِاحسن مِنها او ردوها ۜا ِن الل كان ع ك ِل
sabını görür.
80. Kim Resul’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Yüz
çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik!
81. «Baş üstüne» derler, ama yanından ayrılınca
onlardan bir kısmı, geceleyin senin dediğinden başkasını
kurar. Allah da onların geceleri kurduklarını yazar. Sen
onlara aldırma ve Allah’a dayan; sana vekil olarak Allah
yeter.
82. Hâlâ Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler
mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı
onda birçok tutarsızlık bulurlardı.
KUR’AN-I KERİM MEALİ 91
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
ْ َ َ ْ ُ ُ َٓ ْ َ ٌ َ ْ ُ َ ْ َ َ ْ ُ َ ْ َ ْ َ ٰ َ ُ َ
89. Sizin de kendileri gibi
inkâr etmenizi istediler ki on- رت ِ ي ِصلون ا ِل قو ٍم بينم وبينهم م۪يثاق او جاؤ۫كم ح
ُ ّٰ اء َ وك ْم ا َ ْو ُي َقات ِلُوا قَ ْو َم ُه ۜ ْم َول َ ْو َٓش ُ ُ َُ َْ ْ ُُ ُ ُ
larla eşit olasınız. O halde kü-
fürlerinden dönünceye kadar الل صدورهم ان يقات ِل
onlardan hiçbirini evliya edin-
ُ ُ َ َ َ ُ ُ َ َ ْ َ ْ ُ ُ َ َ َ َ ْ ُ ْ َ َ ْ ُ َ َّ َ َ
meyin. Eğer yüz çevirirlerse تلوك ْم فل ْم ُيقات ِلوك ْم لسلطهم عليم فلقاتلوك ۚم فا ِِن اع
ً َ ُ َ ُ ّٰ َ َ َ َ َ َ َ َّ ُ ُ ْ َ ْ َ ْ َ َ
90 الل ل ْم َعليْ ِه ْم َس ۪بي
onları yakalayın, bulduğunuz
yerde öldürün ve hiçbirini veli والقوا ا ِلم السلمۙفما جعل
ve yardımcı edinmeyin.
َ ْ ُ ْ َْ َ ُ ُ َ َ ٰ َ ُ ََ
90. Ancak, kendileriyle يدون ان يَا َم ُنوك ْم َو َيا َم ُنوا ق ْو َم ُه ۜ ْم جدون اخ ۪رين ي ۪ر ِ ست
aranızda antlaşma bulunan ُٓ ْ
تلوك ْم َو ُيلقوا
ُ ُ ََْ َْ ْ َ َ
عي م ل ِن ا ف ۚا ۪يه ف وا ُ ُك َّلمَا ُر ُّ ٓدوا اَِل الْفِتْ َنةِ ا ُ ْرك
ِس
bir topluma sığınanlar yahut ِ
ُ ُ ُ ْ ُ ُ ُ َ َ ٓ ُّ ُ َ َّ ُ ُ ْ َ
السل َم َو َيفوا اي ْ ِد َي ُه ْم فخذوه ْم َواق ُتلوه ْم َحيْث
ne sizinle ne de kendi top-
lumlarıyla savaşmak isteme- ا ِلم
diklerinde yürekleri sıkılarak
ً ُ ً َ ْ ُ ْ ْ َ َ ْ ُ َ َ ْ َ َ ْ ُ ٰٓ ُ َ ْ ُ ُ ُ ْ َ
size gelenler müstesna. Allah 91 ۟ثقِفتموهۜم وا ۬ولئ ِم جعلنا لم علي ِهم سلطانا م ۪بينا
dileseydi onları başınıza belâ
ederdi de sizinle savaşırlar-
dı. Artık onlar sizi bırakıp bir
91. Diğer bir takım kimselerin de hem sizden emin ol-
tarafa çekilir de sizinle sa-
mak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göre-
vaşmazlar ve size barış teklif
ceksin. Bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar.
ederlerse bu durumda Allah
Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde
size, onlara saldırmaya mü-
yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları
saade etmemiştir.
yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. İşte bunlara
karşı size apaçık bir yetki verdik.
ّ َ ُ 92
ورةُ الن ِ َٓساء
5. CÜZ NİSA SÛRESİ 93. Kim bir mümini kasten
س
öldürürse Allah katında ceza-
َ َّ ْ َ ْ َْ ْ َ
sı, içinde ebediyen kalacağı
َٔۚومَا كَن ل ُِمؤم ٍِن ان َيق ُتل ُمؤم ًِنا ا ِل َخط ًـا cehennemdir. Allah ona ga-
َ َ ْ َ ُ َّ َّ َ ْ َ ٓ َّ ٓ ْ َ ٰ ٓ ٌ َ َّ َ ُ ٌ َ َ
zırlamıştır.
َ ُ ْ ََ ٌ ْ ُ ََُ ْ ُ َ ّ ُ َ َْ ْ
ير َرق َب ٍة
yolunda savaşa çıktığınız za-
مِن قو ٍم عد ٍو لم وهو مؤمِن فتح ۪ر man iyi anlayın dinleyin. Size
ٌ َ ْ ُ ْ َ َ َ ْ ْ
ُمؤم َِن ۜ ٍة َواِن كن م ِْن ق ْو ٍم بَي َن ْم َو َبي َن ُه ْم م۪يثاق
selam verene, dünya haya-
tının geçici menfaatine göz
ّٰ َ ً َ ْ َ ْ َ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ َ َ ْ َ ْ َ
nezdinde sayısız ganimetler
ِالل
ۜ صيام شهري ِن متتابِعنيِۘ توبة مِن ِ يد ف ِ لم
vardır. Önceden siz de böyle
ْ ْ ْ َ ََ
iken Allah size lütfetti; o halde
َ َ ً َ ُ َّ َ َ ُ ُ َٓ َ َ ً ّ َ َ ُ
Allah bütün yaptıklarınızdan
الل ُ ّٰ ب َ ض ِ ۪يها َوغ ادلا ف ِ متع ِمدا فجزاؤ۬ه جهنم خ
haberdardır.
َ َ َ َ َ َ َ َ َ َ
يَٓا ايُّهَا93 عليْهِ َول َع َن ُه َواع َّد ُل عذابًا عظ۪يمًا
َ َ ُ َّ َ َ َ ّٰ َ ْ ُ ْ َ َ َ ُٓ َ ٰ َ َّ
يل اللِ فتبينوا ول ِ ال۪ين امنوا ا ِذا ضبتم ۪يف س ۪ب
ًۚت ُم ْؤمِنا َ ال َ َم ل َ ْس َّ ُ ُ ْ َ ٰٓ ْ َ ْ َ ُ ُ َ
تقولوا ل ِمن الق ا ِلم
ُاللِ َم َغان ِم ّٰ َ ْ َ ۘ َ ْ ُّ ِ ٰ َ ْ َ َ َ ُ َْ
تب َتغون ع َرض اليوة ادلنيا فعِند
ُ َ َ ُ ّٰ َّ َ َ ُ ْ َ ْ ْ ُ ْ ُ َ ٰ َ ٌۜ َ َ
الل عليْ ْم كث۪ية كذل ِك كنتم مِن قبل فمن
ً ون َخب َ ََُْ َ َ َ َ ّٰ َف َتبَ َّي ُنوۜا ا َِّن
94 يا ۪ ل م ع ت ا م ِ ب ن ك الل
ّ َ ُ 94
5. CÜZ ورةُ الن ِ َٓساء س NİSA SÛRESİ 103. Artık namazı bitirince
ayakta, otururken ve yanınız
ْطٓائ َِف ٌة مِنْ ُهم َ ْ ُ َ ْ َ َ ٰ َّ ُ ُ َ َ ْ َ َ َ ْ َ ُْ ََِ üzerinde yatarken Allah’ı zik-
واذا كنت ف۪ي ِهم فاقمت لهم الصلوة فلتقم redin. Huzura kavuşunca da
ُ ُ َ ْ َ ُ َ َ َ َ ْ۠ ُ َ َ ْ َ ٓ ُ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ namazı dosdoğru kılın; çünkü
معك ولاخذوا اسلِحتهم فا ِذا سجدوا فليكونوا namaz müminler üzerine va-
ُّ َ ُ ْ َ ُّ َ ُ ْ َ ٰ ْ ُ ٌ َ َٓ ْ َ ْ َ ْ ُ َٓ َ ْ kitli olarak farz olmuştur.
ت طائ ِفة اخرى لم يصلوا فليصلوا ِ مِن ورائ ِمۖ وتلا 104. O topluluğu takip et-
َ َ َ َّ َّ َ ْ ُ َ َ ْ َ َ ْ ُ َ ْ ُ ُ ْ ْ َ
۪ين كف ُروا حذرهم واسلِحته ۚم ود ال ِ َم َعك َولَاخذوا
mekte gevşeklik gösterme-
yin. Eğer siz acı çekiyorsanız
َ ُ َ ُ َ ُ َ ْ َ ْ َ َ ُ ُْ َ َْ
حتِ ْم َوا ْمت ِ َعتِ ْم ف َيم۪يلون
onlar da, sizin çektiğiniz gibi
ِ لو تغفلون عن اسل acı çekmektedirler. Üste-
ْم ُ َ َ ْ ْ ُ ْ َ َ َ َ ُ َ َ ًۜ َ َ ً َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ lik siz Allah’tan, onların ümit
ِ حدة ول جناح عليم ا ِن كان ب ِ عليم ميلة وا edemeyecekleri şeyleri umu-
ْم ُ َ َ ْ َ ُٓ َ َ ْ َ ٰ ٓ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ َ َ ْ ًَ yorsunuz. Allah ilim ve hikmet
ۚ اذى مِن مط ٍر او كنتم مرض ان تضعوا اسلِحت sahibidir.
ً ين َع َذابًا ُمه َ كاف ِر َ ْ َّ َ َ َ ّٰ َّ ْ ُ َ ْ ُ ُ َ
102 ينا ِل ل د ع ا الل ِن ا م
ۜ ك ر ذحِ وا ذ وخ
105. Allah’ın sana göster-
۪ ۪ diği şekilde insanlar arasında
ٰ َ َ ً ُ ُ َ ً َ َ ّٰ ُ ْ َ ٰ َّ ُ ُ ْ َ َ َ َ
الصلوةَ فاذك ُروا الل قِياما وقعودا وع
hükmedesin diye sana Kitab’ı
فا ِذا قضيتم hak ile indirdik; hainleri savu-
َالصلٰوة َّ الصلٰوةَ ا َِّن َّ ۪يموا َ َ ْ ُْ َْ َ ْ َ َ ْ ُ
ُ ُج ُنوبِ ۚم فا ِذا اطماننتم فا
nan olma!
ۚ ق
ُ َ َ َ ً ُْ َ ً َ َ ْ ُْ ََ ْ َ َ
ول ت ِهنوا103 كابا موقوتا ِ كانت ع المؤ ِمن۪ني
َون َكما َ ُ َ ْ َ ْ ُ َّ َ َ ُ َ ْ َ ُ ُ َ ْ ِ ْ َ ْ َٓ ْ
ِيف ابتِغاءِ القو ۜم ا ِن تونوا تالمون فا ِنهم يالم
ُ ّٰ كنَ َ َ َۜ ُ ْ َ َ َ ّٰ َ َ ُ ْ َ َ َ ُ َ ْ َ
الل َعل۪يمًا ون وترجون مِن اللِ ما ل يرجون و ۚ تالم
ُ ْ َ ّ َْ َ َ ْ َ َ ْ ْ َ ٓ َّ َ
َم اب بِال ِق تلِ ح ِ ا ِنا ان َزنلَٓا ا ِلْك ال104۟ حك۪يمًا
َ َ َٓ ْ ْ ُ َ َ َ ُ ّٰ َ ٰ َ َٓ َ ْ َب
105ۙ ۪ني خص۪يمًا ني انلَّاِس بِما اريك اللۜول تن ل ِلخائِن
َ َ ّٰ ُ ْ َ َ َ َ َ ُ َ َ
112. Kim kasıtlı veya kasıt-
sız bir günah kazanır da son-
ra onu bir suçsuzun üzerine
113 مَا ل ْم ت ْن ت ْعل ُم ۜ َوكن فضل اللِ َعليْك َعظ۪يمًا
atarsa, muhakkak ki, büyük
bir iftira ve apaçık bir günah
113. Allah’ın sana lütfu ve esirgemesi olmasaydı, onlar-
yüklenmiş olur.
dan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar yalnızca
kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah
sana Kitab’ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğret-
miştir. Allah’ın lütfu sana gerçekten büyüktür.
ّ َ ُ 96
5. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 116. Şüphesiz Allah
kendisine ortak koşulmasını
َ َ َّ ُ ٰ ْ َ ْ َ َ َ
َْخ
يه ْم ا ِل َم ْن ا َم َر ب ِ َص َدق ٍة
bağışlamaz. Bunun dışındaki
۪ي مِن نو ٍ ث ك يف
۪ ي ل ح ِْز ٌبgünahları, dilediği kimseler
ش َك َ ْ ُ الل َل َي ْغفِ ُر ا َ ْن ي َ ّٰ ا َِّن115 ۪۟ياً ت َمص ْ َ َٓ َ َ َّ َ َ 118. Allah onu lânetlemiş;
جهن ۜم وساء oda: «Yemin ederim ki, kul-
ّٰ ْ ْ ُ ْ َ َ ُ َٓ َ ْ َ َ ٰ َ ُ َ ُ ْ َ َ larından belli bir pay edinece-
ِشك بِالل ِ بِه۪ ويغفِر ما دون ذل ِك ل ِمن يشاءۜ ومن ي ğim» demiştir.
ٓ َّ ُ ْ َ ُ َْ ْ ً َ ً َ َ َّ َ ْ َ َ
ٓ
ا ِن يدعون مِن دون ِ۪ه ا ِل116 فقد ضل ضل بع۪يدا
119. «Onları mutlaka sap-
tıracağım, muhakkak onları
َ َ َ ۢ ُ ّٰ ُ َ َ َ
ۙ ً َ ً َ ْ َ َّ َ ُ ْ َ ْ َ ً َ
لعنه الل وقال117 ا ِناثاۚ واِن يدعون ا ِل شيطانا م ۪ريدا
boş kuruntulara boğacağım,
onlara emredeceğim de hay-
َّ ُ َ َ ً ُ ْ َ ً َ َ َ ْ َّ َ َّ َ َ
ضل َّن ُه ْم ل و 118 ۙ ا وض لتِذن مِن عِبادِك نص۪يبا مفر
vanların kulaklarını yaracak-
ِ lar, onlara emredeceğim de
َ ْ َ َ ٰ َّ ُ ّ َ ُ َ َ ْ ُ َّ َ ُ ٰ َ َ ْ ُ َّ َ ّ َ ُ َ َ
امِ ان النْ َع ولمنِينهم ولمرنهم فليبتِن اذ
Allah’ın yarattıklarını değiş-
tirecekler» . Kim Allah’ın ter-
َ َ َّ َّ َ ۜ ّٰ خلْ َق َ َّ ُ ّ َ ُ َ َ ْ ُ َّ َ ُ ٰ َ َ
خ ِذ الشيْطان ِ اللِ َوم ْن َيت
tibini bırakarak şeytanı veli
ولمرنهم فليغ ِين edinirse elbette apaçık bir zi-
ً سانًا ُمب َ ْ خ ُ َ َ ْ َ َ ّٰ ُ ْ ًّ َ
119 ۜ ينا ون اللِ فقد خِس ِ لا مِن د ِو
yana düşmüştür.
۪
ً ان اَِّل ُغ ُر ُ َ ْ َّ ُ ُ ُ َ َ َ ْ ّ َ ُ َ ْ ُ ُ َ
120. O onlara söz verir ve
120 ورا يعِدهم ويمن۪ي ِه ۜم وما يعِدهم الشيط onları ümitlendirir; hâlbuki
şeytanın onlara söz vermesi
ً ون َعنْ َها َم َ ُ َ َ َ ُ َّ َ َ ْ ُ ٰ ْ َ َ ٰ ٓ ُ
121 ۪يصا يد
ِ ا ۬ولئ ِك ماويهم جهنم ول aldatmacadan başka bir şey
değildir.
121. İşte onların yeri ce-
hennemdir; ondan kaçıp kur-
114. Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. tulacak bir yer de bulamaya-
Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını caklardır.
düzeltmeyi isteyen müstesna. Kim Allah’ın rızasını elde et-
mek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükâfat
vereceğiz.
115. Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim Pey-
gamber’e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir
yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız;
orası ne kötü bir yerdir!
۪ۙوءا ي َز بِه
ْ ُ ً ُٓ ْ َ ْ َ ْ َ َ ان ا َ ْهل الْك ََو َٓل اَم
Allah’tan daha doğru sözlü
اب من يعمل س ِۜ ِت ّ
ِِ
olabilir?
ِ
123. İş, ne sizin
َو َم ْن123 ۪يا ً اللِ َو ِ ًّلا َو َل نَص ّٰ
ون
ُ ْ َُ ْ َ َ َ
د يد ل مِن
kuruntunuza, ne de kitap ِ ِ ول
ْ ُ ٰ ُْ َ َ َ َّ َي ْع َم ْل م َِن
ات م ِْن ذك ٍر ا ْو انث َوه َو ُمؤم ٌِن ِ َ ال
ehlinin kuruntusuna göredir.
Kim kötü bir iş yaparsa onun- ِ الص
la cezalandırılır. O kendisine
ْ َو َمن124 ۪يا ً ون نَق َ ُ َ ْ ُ َ َ َ َّ َ ْ َ ُ ُ ْ َ َ ٰ ٓ ُ َ
Allah’tan başka ne bir dost, فا ۬ولئ ِك يدخلون النة ول يظلم
َّ ْ ُ ُ ّٰ ْ َ َْ ً ْ َ
س ٌن َوات َب َع ِ اح َس ُن د۪ينا م َِّم ْن اسل َم َوج َه ُه ِللِ َوه َو م
ne de bir yardımcı bulabilir..
124. Erkek olsun, kadın
ّٰ َ ً َ َ ٰ ْ ُ ّٰ َ َ َّ َ ً َ َ ٰ ْ َ َّ
وِلل125 مِلة ا ِبره۪يم حن۪يفا ۜ واتذ الل ا ِبره۪يم خ۪ي
olsun, her kim de mümin ola-
rak iyi işler yaparsa, işte onlar
ْ َ ّ ُ ُ ّٰ َ َ َ َْ
ْ ال ات َو َما ِيف ِ الس ٰم َو َّ مَا يف
cennete girerler ve zerre ka-
dar haksızlığa uğratılmazlar. ٔش ٍ ِ ِ ل ب الل كن و ض ۜ ِ ر ِ
ُ ْ ُ ّٰ ُ َٓ ّ َ َ َُْ َْ ً ُ
الل ُيفت۪ي ْم ِ َويستفتونك ِيف الن126۟ م۪يطا
125. İşlerinde doğru olarak
yönünü Allah’a döndüren ve سا ۜ ِء ق ِل
İbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan
ِساء َٓ ِ الن ّ َ ََ
اب ۪يف يتام َ ْم يف الْك
ِت
ُ ْ َ َ ٰ ْ ُ َ َ ۙ َّ
ف۪ي ِهن وما يتل علي
dinine tâbi olan kimseden ِ ِ
dince daha güzel kim vardır? َّوهن ُ ُ ْ َ ْ َ َ ُ َ ْ َ َ َّ ُ َ َ ُ َ َّ ُ َ ُ ْ ُ َ ّٰ
Allah İbrahim’i Halil edinmiş- اتل۪ى ل تؤتونهن ما كتِب لهن وترغبون ان تنكِح
tir. ٰ ََْ ُ ُ َ ْ ََ ۙ َْ ْ َ َ َ ْ َ ْ ُْ َ
126. Göklerde ve yerde
ان وان تقوموا ل ِليتام ِ والمستضعف۪ني مِن الوِدل
َ َ َ ّٰ َّ َ ْ َ ْ ُ َ ْ َ َ َ ْ ْ
127 الل كان بِه۪ َعل۪يمًا ي فا ِن ٍ بِالقِس ِۜط وما تفعلوا مِن خ
ne varsa hepsi Allah’ındır ve
Allah her şeyi kuşatmıştır.
ّ َ ُ 98
5. CÜZ ورةُ الن ِ َٓساء س NİSA SÛRESİ 129. Üzerine düşüp
uğraşsanız da kadınlar
ي ٌ ْ الصلْ ُح َخ ُّ ح ۜا َو ً ْحا بَيْ َن ُه َما ُصل َ ِ َعلَيْه َٓما ا َ ْن يُ ْصل sine tamamen kapılıp da di-
ِ ğerini askıya alınmış gibi bı-
َ ّٰ س ُنوا َو َت َّت ُقوا فَا َِّن ْ ُ ْ ِ َ ۜ َّ ُّ ُ َُْْ َ ْ َُ rakmayın. Eğer arayı düzeltir,
الل ِ ت ن ا و ح الش س ف ت الن ِ ض ِ واح günahtan sakınırsanız Allah
ُ ْ َ ْ َ ُٓ َ ْ َ ْ َ َ ً َ َ ََُْ َ َ َ şüphesiz çok bağışlayıcı ve
ولن تستط۪يعوا ان تع ِدلوا128 كان بِما تعملون خ ۪بيا esirgeyicidir.
ض ِۜ ات َومَا ِيف ال ْر ِ الس ٰم َوَّ َو ِ ّٰللِ َما يف130 َوا ِسعًا َحك۪يمًا varsa hepsi Allah’ındır. Siz-
ِ den önce kendilerine Kitap
ُ ُ
اب م ِْن قبْلِ ْم َواِيَّاك ْم
َ َ َولَ َق ْد َو َّصيْ َنا َّال
َ ۪ين ا ُ ۫وتُوا الْك َِت verilenlere ve size «Allah’a
karşı takva sahibi olun» diye
َ ٰ َّ َ ّٰ َّ َ ُ ُ ْ َ ْ ِ َ َ ّٰ ُ َّ َ emretti. Eğer inkâr ederseniz
ات ِ الل وان تفروا فا ِن ِللِ ما ِيف السمو ۜ ا ِن اتقوا biliniz ki göklerde ve yerde ne
َ ٰ َّ َ ّٰ َ ً َ ًّ َ ُ ّٰ َ َ َ ْ َ ْ َ َ varsa hepsi Allah›ındır. Allah
اتِ وِللِما ِيف السمو131 ض وكن الل غنِيا ح۪يدا ِۜ وما ِيف الر hudutsuz zengindir, övgüye
ْ ََ ْ ً ّٰ ٰ َ َ َْ
َ ِۜ َومَا ِيف الر
ْ lâyıktır.
ا ِن يشا132 ض وكف بِاللِ وك۪ي 132. Göklerde ve yerde
ُ ّٰ ان َ َ َ َ َ ٰ ْ ُ َ ُ ْ ْ
الل ين وك ۜ ت بِاخ ۪ر ِ يُذهِب ْم ايُّ َها انلَّاس َو َيا
olanlar Allah’ındır. Vekil ola-
rak Allah yeter.
ْ َ ْ ُّ َ َ َ ُ ُ َ َ ْ َ ً ع ذٰل َِك قَد َٰ
ادلن َيا فعِن َد من كان ي ۪ريد ثواب133 ۪يرا 133. Ey insanlar! Allah di-
َ َ َ َ ٰ ْ َ َ ْ ُّ ُ َ َ ّٰ
lerse sizi giderip başkalarını
134 ۪۟يا ً الل َسم۪يعًا بَص ُ ّٰ كن خر ۜة ِ وِ اللِ ثواب ادلنيا وال getirir; Allah buna kadirdir.
134. Kim dünyayı isterse,
dünya da, ahiret de, Allah ka-
tındadır. Allah her şeyi işiten
128. Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut ve her şeyi görendir.
kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında
bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh hayırlıdır.
Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve
Allah’tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan
haberdardır.
ّ َ ُ 100
5. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 142. Şüphesiz münafıklar
Allah’a oyun etmeye kalkı-
ّٰ َ ٌ ْ َ ْ ُ َ َ َ ْ َ ْ ُ َ ُ َّ َ َ َ َ َّ َ şıyorlar; hâlbuki Allah onla-
ال۪ين يتبصون بِ ۚم فا ِن كان لم فتح مِن الل rın oyunlarını başlarına çe-
ُٓ َ ٌ َ َ َ ْ َ َ ْ ُ ُ َ َ َ ُٓ َ
قالوا ال ْم ن ْن َم َع ْمۘ َواِن كن ل ِلكاف ِ۪ر
virmektedir. Onlar namaza
۪يبۙ قالوا ين نص kalktıkları zaman üşenerek
ُ ّٰ َ۪ني ف ْ ْ ُ ْ َ ْ َ َ ْ ُ ْ َ َ ْ ْ َ ْ َ ْ ََ
َۜ ْم م َِن ال ُمؤ ِمن
kalkarlar, insanlara gösteriş
الل الم نستحوِذ عليم ونمنع yaparlar, Allah’ı da pek az
َ كاف ِر َ ْ ُ ّٰ َ َ ْ َ ْ َ َ َ ٰ ْ َ ْ َ ْ ُ َ ْ َ ُ ُ ْ َ zikrederler.
ين ۪ يم بينم يوم القِيمةِۜ ولن يعل الل ل ِل 143. Bunların arasında
َ ّٰ ون َ ُ َُ َ ْ َّ ً َ ع ال ْ ُم ْؤ ِمن ََ
الل ا ِن ال ُم َنافِق۪ني يادِع141 ۟ ۪ني َس ۪بي
bocalayıp durmaktalar; ne
onlara ne bunlara. Allah’ın
َ ُ ٰ ُ ُ َ ٰ َّ َ ُٓ َ َ َ ْ ُ ُ َ َ ُ َ
اموا ك َسال ۙيُ َٓراؤ۫ن
şaşırttığı kimse asla bir yol
وهو خادِعه ۚم واِذا قاموا ا ِل الصلوة ِ ق bulamaz.
َ ٰ َ ْ َ َ َ ْ َ ُ ۘ ً َ َّ َ ّٰ َ ُ ُ ْ َ َ َ َ َّ
ۗ مذبذب۪ني بني ذل142 انلاس ول يذكرون الل ا ِل ق۪ي
ِك 144. Ey iman edenler!
َ َ ْ َ َ ُ ّٰ ْ ُ ْ َ َ َٓ ُ ٰٓ ٰ َٓ َ َٓ ُ ٰٓ ٰ َٓ
Müminleri bırakıp da kâfirle-
ت َد ُل ِ ن ل ف الل ل ِ ِ ل ا ِل هؤ۬لءِ ول ا ِل هؤ۬لءِۜ ومن ي
لض ri evliya edinmeyin; Allah’a,
َين ا َ ْو ِلَٓاء َ ْ ُ َّ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ ً َ
aleyhinizde apaçık bir delil mi
َ كاف ِر
۪ خذوا ال ِ يا ايها ال۪ين امنوا ل تت143 س ۪بي
vermek istiyorsunuz? Bu gü-
ُ ْ َ َ ّٰ ُ َ ْ َ ْ َ َ ُ ُ َ َۜ ْ ُ ْ
nah size yeter.
ْم ُ ْ
ون المؤ ِمن۪ني ات ۪ريدون ان تعلوا ِللِ علي ِ مِن د 145. Şüphe yok ki müna-
َ ْ َ ْ ْ َّ َ َ ْ َّ ً ً َ ْ ُ
fıklar cehennemin en alt ka-
ا ِن المنافِق۪ني ِيف ادلركِ السف ِل144 سلطانا م ۪بينا ُ ُ tındadırlar. Artık onlara asla
ُ َ ْ َ َ ُ َ َ َّ َّ ً َ ْ ُ َ َ َ ْ َ َ َّ َ
bir yardımcı bulamazsın.
ا ِل ال۪ين تابوا واصلحوا145 تد لهم نص۪يا ۙ ِ مِن انلارِۚ ولن 146. Ancak tevbe edip hal-
ْ ُ ْ َ َ َ ٰ ٓ ُ َ ّٰ ْ ُ َ َ ْ َ ّٰ ْ
َ۪ني ۜ اللِ َواخل ُصوا د۪ينهم ِللِفا ۬ولئ ِك مع المؤ ِمن َواع َت َص ُموا ِب
lerini düzeltenler, Allah’a yö-
nelip dinlerini yalnız onun için
السادُِس ُ ْ َ ا101
َّ ل ْز ُء
148. Allah kötü sözün açık- 6. CÜZ NİSA SÛRESİ
ّ َ ُ 102
6. CÜZ ورةُ الن َِٓساء س NİSA SÛRESİ 157. “Biz Allah’ın peygam-
beri Meryem oğlu İsa Me-
َلنْب َيٓاء َ ْ ُ ْ َ َ ّٰ َ۪يث َاق ُه ْم َو ُك ْفره ِْم باٰي َ ْ َْ َ َ sih’i öldürdük” demelerinden
ِ ا م ه
ِ ِ ل ت قو ِ الل ات
ِ ِ ِ فبِما نق ِض ِهم م dolayı kalplerini mühürledik.
ُْ َ َ ُ ّٰ َ َ َ ْ َ ٌ ْ ُ َ ُ ُ ُ ْ ْ َ َ ّ َ ْ َ
الل عليْ َها بِف ِره ِْم
Oysa onu öldürmediler ve
ف بل طبع ۜ ي ح ٍق وقول ِ ِهم قلوبنا غل ِ بِغ asmadılar. Fakat onlara öyle
َٰ َ ُْ ً َ َّ َ ْ َ َ
َوبِف ِره ِْم َوق ْول ِ ِه ْم ع َم ْر َي َم155ۖ ف يُؤم ُِنون ا ِل ق۪ي
gibi gösterildi. Onun hakkın-
da anlaşmazlığa düşenler,
۪يح ع۪يَس ابْ َن َم ْر َي َم َ َوقَ ْولِه ْم ا ِنَّا َق َتلْ َنا ال ْ َمس156ۙ ُب ْه َتانًا َعظ۪يمًا bu konuda kesin bir şüphe
ِ içindedirler. O hususta hiçbir
يل ب س َ ت ل َ ُه ْم َوب َص ّ ِده ِْم َع ْن ْ ادوا َح َّر ْم َنا َعلَيْه ْم َط ّي َبات اُح َّل ُ َ
ه
gününde de o, onlara şahit
ِ ۪ ِ ِ ٍ ِ ِ olacaktır.
َ َْ ْ َ ْ َ ُ َْ ً اللِ َكث
ّ َوا َ ْخ ِذه ُِم160 ۪ۙيا ّٰ
الربٰوا َوقد ن ُهوا عن ُه َواكل ِ ِه ْم ام َوال ِ
160. Yahudilerden zulmü
َ َ ْ َ َ ْ َ ْ َ ْ ََ ْ
edenlere, kendilerine helâl
161 ين مِن ُه ْم َعذابًا ال۪يمًا اس بِالَا ِط ۜ ِل واعتدنا ل ِلكف ِ۪ر ِ َّانل kılınmış bulunan temiz ve iyi
şeyleri onlara haram kıldık bir
َ ْ ُ َٓ َ ُ ْ ُ َ ُ ْ ُ ْ َ ْ ُ ْ ْ ْ َ ُ َّ ٰ
ِن الرا ِسخون ِيف العِل ِم مِنهم والمؤمِنون يؤمِنون بِما ان ِزل ِ ل
de çok kimseyi Allah yolun-
َ ُ ْ ُ ْ َ َ ٰ َّ َ ْ َ َ ْ َ ْ َ ْ ُ َٓ َ َ ْ َ
dan çevirmeleri sebebiyle;
َالزكٰوة َّ ون ا ِلك وما ان ِزل مِن قبلِك والمق۪يم۪ني الصلوة والمؤت ُ 161. Menedildikleri halde
ّ َ ُ 104
6. CÜZ ورةُ الن ِ َٓساء س NİSA SÛRESİ 172. Ne Mesîh ve ne
de Allah’a yakın melekler,
ّٰ َ َ ُ ُ َ َ ُ ُ ْ َ َ َ ْ َ ْ َ َٓ
اب ل تغلوا ۪يف د۪ينِ ْم َول تقولوا ع الل
Allah’ın kulu olmaktan
ِ يا اهل الكِت çekinirler. O’na kulluktan geri
ّٰ ُ
ِ۪يس ابْ ُن َم ْر َي َم َر ُسول الل َ ۪يح ع َ ْ ا َِّل
ُ ال َّق ۜ ا َِّنمَا ال ْ َمس durup büyüklenen kimselerin
hepsini yakında huzuruna
ّٰ ٰ َ ْ ٌ ُ َ َ َ ْ َ ٰ َٓ ٰ ْ َ ُ ُ َ َ َ
۪ۚوح مِن ُهۘ فام ُِنوا بِاللِ َو ُر ُسلِه
toplayacaktır.
وك ِمت ۚه القيها ا ِل مريم ور 173. İman edip iyi işler ya-
ٌح ۜد َ ٌ ٰ ُ ّٰ َ َّ ْ ُ َ ً ْ َ ُ َ ْ ٌ َ ٰ َ ُ ُ َ َ َ
ِ ول تقولوا ثلثة ۜ ا ِنتهوا خيا ل ۜم ا ِنما الل ا ِل وا
panlara ecirlerini tam olarak
verecek ve onlara lütfundan
َالس ٰم َوات َوما َّ َ ُ َ ٌ َ َ ُ َ َ ُ َ ْ َ ُٓ َ َ ْ ُ
ۢ سبحانه ان يون ل و
daha fazlasını da ihsan ede-
ِ دل ل ما ِيف cektir. Kulluğundan yüz çevi-
َ َْ َْ ْ َ ً َ ّٰ ٰ ََ ْ َْ ren ve kibirlenenlere gelince
كف ِ لن يسن171 ۟ ض وكف بِاللِ وك۪ي ۜ ِ ِيف الر onlara acı bir şekilde azap
ْ َ ٰٓ ْ َ َ ُ َ ْ َ ُ َْ
َۜ ون َعبْ ًدا ِ ّٰللِ َول ال َملئ ِك ُة ال ُم َق َّر ُب
edecektir. Onlar, kendileri için
ون المس۪يح ان ي Allah’tan başka ne bir veli ne
ُ ُ ُ ْ َ َ َ ْ ْ َ ََْ َ َ ْ َ ْ َْ َْ ْ ََ
شه ْم
de bir yardımcı bulurlar.
كف عن عِبادتِه۪ ويستك ِب فسيح ِ ومن يسن 174. Ey insanlar! Şüphesiz
َ َّ ُ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َّ َ َ ً َ َْ
ِ
size Rabbinizden kesin bir
ات ِ فاما ال۪ين امنوا وع ِملوا الصال172 ا ِلهِ ج۪يعا delil geldi ve size apaçık bir
َضلِه۪ۚ َواَمَّا َّال۪ين ْ َ ْ ْ ُ ُ ََ ْ َُ ُ ُ ْ ََُّ
فيوف۪ي ِهم اجورهم وي ۪زيدهم مِن ف
nur indirdik.
ْخلُ ُهم ُْ َ َ ُ َ َ ْ َ ّٰ ُ َ ٰ َ َّ َّ َ َ ً ُ
ِ فاما ال۪ين امنوا بِاللِ واعتصموا بِه۪ فسيد174 م ۪بينا
َ ْ ُ ً َ َْ ْ ْ ْ َ ُْ َْ
175ۜ صاطا مستق۪يماً ِ ِ۪يف َرح ٍة مِنه َوفض ٍل َۙو َيهد۪ي ِهم ا ِله
ْ َ ُ 106
ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة
6. CÜZ MAİDE SÛRESİ yönelmiş olmamak üzere aç-
س
lık halinde dara düşerse bil-
ّٰ ْ َ َّ ُ َٓ َ ْ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ َ ُ َ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ َ ْ َ ّ ُ
sin ki, Allah çok bağışlayıcı
۪ي اللِبِه ِ ير وما اهِل ل ِغ ِ ِن ۪ ح ِرمت عليم الميتة وادلم ولم ال ح ِْز ٌبve esirgeyicidir.
َّ َّ َ َ َ َٓ َ ُ َ َّ َ ُ َ ّ َ َ ُ ْ َ ُ َ ُ ْ َ ْ َ ُ َ َ ْ ُ ْ َ
2
الس ُب ُع ا ِل
4. Kendileri için nelerin helâl
والمنخنِقة والموقوذة والمتدِية وانلط۪يحة وما اكل kılındığını sana soruyorlar; de
ُ ٰ ََْْ ْ َ َْ َ َ َ ُ َ َ ْ ُ ْ َّ َ َ ki: Bütün iyi ve temiz şeyler
ب َوان ت ْس َتق ِس ُموا بِالزل ِۜم ذل ِ ْم ِ صُ ُّع انل ما ذكيتم وما ذبِح size helâl kılınmıştır. Allah’ın
ات ُ ات م َِن ال ْ ُم ْؤم َِنات َوال ْ ُم ْح َص َن ُ ْم ح ٌّل ل َ ُه ْمۘ َوال ْ ُم ْح َص َن ُ ُ َ َ َ
وطعام
zina etmemek ve gizli dost
ِ ِ tutmamak üzere mehirlerini
ُ َ ُ ُ َّ ُ ُ ُ ْ َ ٰ َٓ ْ ُ ْ َ ْ َ َ ْ ُ ُ َ َّ َ vermeniz şartıyla, size helâl-
وره َّن مِن ال۪ين ا ۫وتوا الكِتاب مِن قبلِم ا ِذا اتيتموهن اج dir. Kim îmanı inkâr ederse
ُْ ْ َ ٓ َّ ُ َ َ َ ُ َ ْ ۪ني َغ َ ُمْصن
خذ۪ي اخ َد ٍۜان َو َم ْن يَف ْر ِ ي م َسافِح۪ني ول مت
onun ameli boşa gitmiştir. O,
ِ ahirette de ziyana uğrayan-
َْ ْٰ ُ ُُ َ َ َ ْ ََ َ ْ
َ۟ س ِ۪ ان فقد حبِط ع َملهۘ َوه َو ِيف ال ِخ َرة ِ م َِن الا
lardandır.
5 ين ِ بِال۪يم
ْم ُ ْ ٌ َ َ َ َٓ ْ َ َ َ ٰ َ ْ َ ٰ ٓ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ ِ َ
yolculuk halinde bulunursanız
yahut biriniz tuvaletten وان كنتم مرض او ع سف ٍر او جاء احد مِن
َ َ ً َٓ ُ َ ْ َ َ َ َٓ ّ ُ ُ ْ َ ٰ ْ َ َٓ ْ َ
gelirse yahut da kadınlara
ُ
تدوا ماء فتيمموا َّ َ
dokunmuşsanız ve bu
ِ مِن الغائ ِِط اولمستم النِساء فلم
ُ۪ي ْم مِنْ ۜه ُ ِْ ْم َواَيد ُ ْ َ ً َّ ً َ
hallerde su bulamamışsanız
temiz toprakla teyemmüm ُ ُ ُ َ
صع۪يدا طيِبا فامسحوا بِوجوه
ٰ ُ َ َ َ َ ْ ُ ّٰ ُ ُ َ
edin de yüzünüzü ve ellerinizi
َ
onunla mesh edin. Allah size
ْن ِ الل ِلَجعل عليْ ْم م ِْن ح َر ٍج َول ما ي ۪ريد
ُ َّ َ ُ َ ُ َ
herhangi bir güçlük çıkarmak
istemiyor; fakat sizi tertemiz
يد ِلُط ّ ِه َرك ْم َو ِلُت ِ َّم ن ِْع َم َت ُه َعليْ ْم ل َعل ْم ُ يُر
۪
ُ َ ُ ْ
kılmak ve size nimetini
َ َ ّٰ َ َ ُ َْ
َواذك ُروا ن ِْع َمة اللِ َعليْ ْم َوم۪يثاق ُه6 تشك ُرون
tamamlamak istiyor; umulur
ki şükredersiniz.
َاللّٰ ُ َّ َ ۘ َ ْ َ َ َ َ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ ٓ ْ ُ َ َ َ َّ
7. Allah’ın size olan nimeti-
ۜ ال۪ي واثقم ب ِ ۙه۪ ا ِذ قلتم س ِمعنا واطعنا واتقوا
ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ ُّ ۪يم ب َذات َ َ ّٰ َّ
ni ve “Duyduk ve kabul ettik”
ُ َ
يا ايها ال۪ين امنوا7 ِالص ُدور
dediğiniz zaman sizi bunun-
ِ ِ ٌ الل عل ا ِن
ُ َّ َ ْ َ َ َ ْ ْ َ َٓ َ ُ ّٰ َ َّ َ ُ ُ
la bağladığı sözü hatırlayın
ve Allah’a karşı takva sahibi ْم ط ول ي ِرمن ۘ ِ كونوا قوام۪ني ِللِ شهداء بِالقِس
olun. Şüphesiz Allah, sadırla-
ٰ ْ َّ ُ َ ْ َ َ ُ ۠ ُ ْ ُ ْ َ َّ َ ٰ ٓ َ ْ َ ُ ٰ َ َ
يۘ شنان قو ٍم ع ال تع ِدلوۜا ا ِع ِدلوا هو اقرب ل ِلتقو
rın içindekini bilmektedir.
ْ َ ُ
6. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س108 MAİDE SÛRESİ 12. And olsun, Allah İsrail
Oğullarından sağlam söz al-
ُحاب َ ص ْ َ ك َف ُروا َو َك َّذبُوا باٰيَات َِنٓا ا ُ ۬ولٰٓئ َِك ا َ ََو َّال۪ين mıştı. Onlardan on iki temsilci
ِ başkan seçmiştik. Allah şöyle
ّٰ َ َ ْ ُ ُ ْ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ َ ْ demişti: “Sizinle beraberim.
ِ يا ايها ال۪ين امنوا اذكروا ن ِعمت الل10 الح۪ي ِم And olsun eğer namazı kı-
َ ُ َ ُٓ َْ َ َ ْ ُ َ
َعليْ ْم ا ِذ ه َّم ق ْو ٌم ان يَبْ ُسطوا ا ِلْ ْم اي ْ ِد َي ُه ْم
lar, zekâtı verir ve elçilerime
inanır, onları desteklerseniz,
َ َ َ ُ ّٰ َ َ َ ْ َ َ َ َ ُ ْ ُ ْ َّ َ َ َ ْ َ
borç verirseniz, elbette sizin
ٓ
ولقد اخذ الل م۪يثاق بن۪ى11 ۟ ك المؤمِنون ِ فليتو
kötülüklerinizi örterim ve And
ّ ُ ّٰ َ َ َ ۜ ً َ َ َ َ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ ٔ َٓ ْ
olsun sizi, içinden ırmaklar
الل اِن۪ى ا ِساي۪ل ۚ وبعثنا مِنهم اثن عش نق۪يبا وقال akan cennetlere koyarım.
ْ ٰ َ ٰ َّ ُ ُ ْ َ ٰ َ َ ٰ َّ ُ ُ ْ َ َ ْ َ ْ ُ َ َ
Ama bundan sonra sizden
الزكوة َوا َمن ُت ْم مع ۜم لئ ِن اقمتم الصلوة واتيتم kim inkâr ederse, mutlaka o,
ً َ َ ّٰ ُ ُ ْ َ ْ َ َ ْ ُ ُ ُ ْ َّ َ َ
dümdüz yoldan sapmıştır.”.”
َّ َ ْ ُ َّ َ ْ ُ َ َ ْ ُ َ ّ َ ْ ُ ْ َ َّ َ ّ َ ُ َ
lânetledik ve kalplerini katı-
ات ٍ خلنم جن ِ لك ِفرن عنم سيِـٔات ِم ولد laştırdık. Onlar kelimelerin
َ ٰ ََْ َ َ َ ْ َ َ ُ ََْْ َ َْ ْ َْ
mânâsını değiştirirler. Ken-
ت ۪ري مِن تتِها النهارۚ فمن كفر بعد ذل ِك dilerine zikredilen ahkâmın
َْ َ َ ْم َف َق ْد َض َّل َس َٓو ُ ْ
önemli bir bölümünü de unut-
ض ِه ْم َّ اء
ِ فب ِ َما نق12 يل ِ ۪ ب الس مِن tular. İçlerinden pek azı hariç,
ّ ُ ًّ َ َ ْ
onları affet ve aldırış etme.
ُ َ ُ ّ َ ُ َ ُ ُ َ ْ ُ َ َٓ ْ َ َ ْ
ني ل ْم
15. Ey Ehl-i Kitap! Resulü-
müz size Kitaptan bilmediği-
ِ ب ي ان ول س ر م ك اء ج د ق ابِ ِ ال
َ ْ َ َ ُ ْ ُ ْ ُ ْ ُ َّ ً َ
niz birçok şeyi ve kusurunu-
ََُْ
zu da açıklamak üzere geldi.
اب ويعفوا ِ ِ كث۪يا مِما كنتم تفون مِن ال
ُ ّٰ َ ْ ُ َ َٓ ْ َ َ ْ َ
Gerçekten size Allah’tan bir
ٌكَاب َ ٌ
ِ ي قد جاءكم مِن اللِ نور و ٍۜ ۪عن كث
nur, apaçık bir kitap geldi.
َ ُ ُ ُ َ َ ْ َ َ َّ َ ُ ّٰ
َي ْهد۪ي بِهِ الل م ِن اتبع رِضوانه سبل15ۙني ٌ ُمب
16. Allah’ın rızasını ara-
۪
yanları Allah onunla kurtuluş
yollarına götürüyor ve onları
َ
ُّات ا ِلى انل ُ ُّ
َ ج ُه ْم م َِن الظلم ُ خر ْ َُ ِ ّ َ َ
ِ ور ِ ِ الم وي
iradesiyle karanlıklardan ay-
َْ َُ َ َْ َ َ ْ َ َْ
anasını ve yeryüzündekilerin
hepsini imha etmek isterse ًض َج۪يع ۜا ِْ الر ْ َ َ ُ َّ
المس۪يح ابن مريم وامه ومن ِيف
Allah’a kim bir şey yapabi-
َض َومَا بَيْ َن ُهم ۜا ِْ الر َْ َ َ ٰ َّ ُ ْ ُ ّٰ َ
ات و ِ وِللِ ملك السمو
lecektir! Göklerde, yerde ve
ikisi arasında ne varsa hep-
ٌ َ ْ َ ّ ُ ٰ َ ُ ّٰ َ ُ َٓ َ َ ُ ُ ْ َ
17 شٔ قد۪ير ٍ يلق ما يشاءۜ والل ع ك ِل
sinin mülkiyeti Allah’a aittir. O
dilediğini yaratır ve Allah her
şeylere kadirdir.
ْ َ ُ
6. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س110 MAİDE SÛRESİ 19. Ey kitap ehli!
Peygamberlerin arası
َ ْ ُ ُ ٓ َ َ ّٰ ُ َٓ ْ َ ُ ْ َ ٰ َ َّ َ ُ ُ َ ْ َ َ َ
ح َّباؤ۬ هُۜ قل فل ِ َم
kesildiği bir sırada, “Bize ne
ِ ت الهود وانلصارى نن ابناء اللِ وا ِ وقال müjdeleyici bir peygamber
ُش م َِّم ْن َخلَ َۜق َي ْغفِر ٌ َ َ ۜ ْم بَ ْل اَنْ ُت ْم بُ ُُ ْ ُ ُّ َُ geldi, ne de bir uyarıcı”
ِ يع ِذبم بِذنوب demeyesiniz diye, işte size
ْ َ ْ َ َ ٰ َّ ُ ْ ُ ّٰ َ ُ َٓ َ ْ َ ُ ّ َ ُ َ ُ َٓ َ ْ َ hakikati açıklayan elçimiz
ات والرِض ِ ل ِمن يشاء ويع ِذب من يشاء ۜوِللِ ملك السمو geldi. Size bir müjdeleyici ve
ُ َ َٓ ْ َ َ ْ َ ْ َ َٓ ُ َ ْ ْ َ ِ َ ۘ َ ُ َ ْ َ َ َ
اءك ْم
uyarıcı gelmiştir. Allah, her
اب قد ج ِ يا اهل الكِت18 وما بينهما والهِ المص۪ي şeye hakkıyla gücü yetendir.
َ َ َٓ َ ُ ُ َ ْ َ ُ ُّ َ َ ْ َ ٰ َ ْ ُ َ ُ ّ َ ُ َ ُ ُ َ 20. Bir zamanlar Mûsâ
رسونلا يبِني لم ع فت ٍة مِن الرس ِل ان تقولوا ما جاءنا kavmine şöyle demişti: Ey
ُ ّٰ ۪يرۜ َو ٌ ۪ي َونَذ ٌ ك ْم بَش ُ َ َٓ ْ َ َ َ َ َ َ م ِْن ب kavmim, Allah’ın size olan ni-
الل ۪يرۘ فقد جاء ٍ ذ ن ل و ۪ي
ٍ ش metini hatırlayın, zira O içiniz-
ُُ ْ ْ َ َ ْ َ ٰ ُ َ َ ْ َ ٌ َ ْ َ ّ ُ ٰ َ den peygamberler çıkardı ve
واِذ قال موس ل ِقو ِمه۪ ياقو ِم اذكروا19 ۪ير ۟ ش ٔ قدٍ ك ِ ع sizi hükümdarlar kıldı. Âlem-
ُ َ َ ۪ٓي ْم اَنْب َي
ُ َ َ َ ْ ْ ُ ْ َ َ ّٰ َ َ ْ
اء َو َج َعل ْم
lerde hiçbir kimseye vermedi-
ِ ف ل ن ِعمة اللِ عليم ا ِذ جع ğini size verdi.
َ
ِ يَاق ْوم20 ۪ني َ ي ْم مَا ل َ ْم يُ ْؤت ا َ َح ًدا م َِن الْعَالَم ُ ٰٰ َ ً ُ ُ
ملوكۗ وات
21. Ey kavmim! Allah’ın
ِ size yazdığı mukaddes topra-
ُّ َ ْ َ َ َ ْ ُ َ ُ ّٰ َ َ َ َّ َ َ َّ َ ُ ْ َ ْ َ ْ ُ ُ ْ ğa girin ve arkanıza dönme-
ادخلوا الرض المقدسة اتل۪ى كتب الل لم ول ترتدوا yin, yoksa ziyana uğrayanlar
َ قَالُوا يَا ُموٰٓس ا َِّن ف۪يها21 ين َ ع ا َ ْدبَار ُك ْم َف َتنْ َقل ِ ُبوا خَاِس ٰٓ َ olursunuz.
۪ ِ 22. Onlar şu cevabı verdi-
ْ َ ْ َْ َ ُ ْ َ َ َّ َ َّ َ ً ْ َ
ينۗ َواِنا ل ْن ندخلهَا َحّٰىت ي ُر ُجوا مِنهَاۚ فا ِن ار
۪ قوما جب
ler: Yâ Mûsâ! Orada zorba bir
toplum var; onlar oradan çık-
َ ُ َ َ َ َّ َ َ َ َ َ ُ َ َّ َ َ ْ ُ ُ ْ َ
۪ين يافون قال َر ُج ِن مِن ال22خلون ِ يرجوا مِنها فا ِنادا
madıkça biz oraya asla gire-
meyeceğiz. Eğer oradan çı-
ُاب فَا َِذا َد َخلْ ُت ُموه َ َاد ُخلُوا َعلَيْه ُم ْال ْ َ ْ َ َ ُ ّٰ َ َ ْ َ
انعم الل علي ِهما
karlarsa biz de hemen gireriz.
ۚ ِ
َ اللِ َف َت َوَّكُٓوا ا ِْن ُكنْ ُت ْم ُم ْؤ ِمنّٰ َ َ َ َ ُ َ ْ ُ َّ َ
23. Korkanların içinden
23 ۪ني فا ِنم غلِ ون وع Allah’ın kendilerine lütuf da
bulunduğu iki kişi şöyle dedi:
Onların üzerine kapıdan gi-
rin; oraya bir girdiniz mi artık
18. Yahudiler ve Hıristiyanlardan “Biz Allah’ın oğul- siz zaferi kazanmışsınızdır.
ları ve sevgilileriyiz” diyenler de oldu. De ki: Öyleyse Eğer müminler iseniz ancak
günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor? Doğrusu Allah’a güvenin.
siz de O’nun yarattığı insanlardansınız. O, dilediğini ba-
ğışlar ve dilediğine azap eder. Göklerde, yerde ve ikisinin
arasında ne varsa mülkiyeti Allah’a aittir. Sonunda O’nun
huzurunda hesap verilecek.
َ ّ ُ ُ َ ً َ ْ ُ َ َّ َ ْ ّ َ ْ َ َ ٰ ْ َ ْ َ َ َ ْ ْ َ َ ُ ْ َ
dedi.
ْ
26. Allah, “Öyleyse orası حِز ٌب واتل علي ِهم نبا ابن ادم بِال ۢ ِق ا ِذ قربا قربانا فتقبِل
3
ْ َ ُ 112
6. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س MAİDE SÛRESİ 33. Allah ve resulüne karşı
savaşanların ve yeryüzünde
َ َ َ ْ َ ُ َّ َ َ ٔ َٓ ْ ٓ َ ٰ َ َ ْ َ َ َ ٰ ْ َ ْ düzeni bozmaya çalışanların
مِن اج ِل ذل ِۚكۛ كتبنا ع بن۪ى ا ِساي۪ل انه من قتل cezası ancak ya acımadan
َ َ َ َ َّ َ َ َ ْ َ ْ َ َسا ب َغ ْي َن ْفس ا َ ْو ف ً َن ْف öldürülmeleri, ya asılmaları
سا ٍد ِيف الرِض فكانما قتل ٍ ِ ِ yahut el ve ayaklarının çap-
َ َّح َيا انل ْ َ َٓ َّ َ َ َ َ َ ْ َ ْ َ َ ۜ ً َ َ َّ razlama kesilmesi yahut da
اس انلاس ج۪يعا ومن احياها فكانما ا bulundukları yerden sürülme-
َّ ُ ْ
َ الَ ّي َ ُاءتْ ُه ْم ُر ُسل ََٓج۪يعًاۜ َولَ َق ْد ج
ات ث َّم ا ِن َ
leridir. Bu onların dünyadaki
ِۘ ِ ِن ب ا ن rüsvaylığıdır. Onlar için ahi-
ْ َْ َ ْ َُْ َْ َ ْ ْ ُُ ُ ََْ ْ َْ
ض ۜ ِ خ ٍف او ينفوا مِن الر ِ ايد۪ي ِهم وارجلهم مِن
35. Ey iman edenler! Allah’a
ْٰ
karşı gelmekten sakının.
ٌخ َرة ِ َع َذاب ْ ُ َ َ َ ْ ُّ ٌ ْ ْ ُ َ َ ٰ
ِ خزي ِيف ادلنيا ولهم ِيف ال ِ ذل ِك لهم
O’na yaklaşmaya vesile
arayın ve yolunda cihad edin
ْ۪ين تَابُوا م ِْن َقبْل ا َ ْن َت ْق ِد ُروا َعلَيْهم َ ا َِّل اَّل33 ۪ۙيم ٌ َعظ ki kurtuluşa eresiniz.
ِۚ ِ 36. İnkâr edip kâfir olanlar,
ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ ٌ َ ٌ ُ َ َ ّٰ َّ َ ٓ ُ َ ْ َ yeryüzündeki her şey ve bu-
يا ايها ال۪ين امنوا34۟ فاعلموا ان الل غفور رح۪يم
َ َ َ ْ ْ َ ُٓ َ ْ َ َ ّٰ ُ َّ
nun yanında da bir o kadarı
َ َّ َ َ َ َ َ َّ َّ َ ُ ْ ُ ْ ُ َّ َ َ
gününün azabından kurtul-
َْ َُ َ َُْ َ ً َ َْْ َ
bile onlardan asla kabul edil-
َ َ ْ ُ َ
اب ِ ما ِيف الرِض ج۪يعا ومِثله معه ِلفتدوا بِه۪ مِن عذ
mez; onlar için acı bir azap
vardır.
ٌ َ ٌ َ َ ْ َُ َ ْ ُْ َّ ُُ َ َ ٰ ْ َْ
36 يو ِم القِيمةِ ما تقبِل مِنه ۚم ولهم عذاب ال۪يم
ْ َ ُ 114
6. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س MAİDE SÛRESİ 44. Biz, içinde doğruya
rehberlik ve nur olduğu hal-
َاؤ۫ك ُ َٓ ْ َ ْ ُّ َ ُ َّ َ َ ْ َ ُ َّ َ de Tevrat’ı indirdik. Allah’a
ت فا ِن ج ِ ۜ ب اكالون ل ِلسح ِ سماعون ل ِلك ِذ teslim olmuş peygamber-
ْ ُْ ْ َ ْ ُْ َ ْ ْ َ َْ ْ ََُْ ْ ُ ْ َ ler onunla Yahûdiler’e hük-
فاحم بينهم او اع ِرض عنه ۚم وان تع ِرض ِ mederlerdi. Allah’ın Kitabını
ْم ُ ْ َ َ ْ َ َ ْ ِ َ ً ْ َ َ ُّ ُ َ ْ َ َ ْ ُ ْ َ korumaları kendilerinden is-
عنهم فلن يضوك شيـٔا ۜ وان حكمت فاح tendiği için Rablerine teslim
َََْ َ ْ ُ ْ ُّ ُ َ ّٰ َّ ْ ْ ْ ََُْ olmuş zâhidler ve bilginler de.
وكيف42 سط۪ني ِ بينهم بِالقِس ِۜط ا ِن الل يِب المق Hepsi ona şahitlerdi. Şu hal-
ُ ّٰ ْ ُ ٰ ْ َّ ُ ُ َ ْ َ َ َ ُ ّ َ ُ
۪يها ُح ُم اللِ ث َّم َ ية ف de İnsanlardan korkmayın,
يكِمونك وعِندهم اتلور benden korkun. Âyetlerimi az
ٓ َّ َ ْ ُ ْ َ ٰ ٓ ُ َٓ َ َۜ ٰ ْ َ ْ َ ْ َّ َ َ َ bir bedel karşılığında satma-
ا ِنا43 ۪ني ۟ يتولون مِن بع ِد ذل ِك وما ا ۬ولئ ِك بِالمؤ ِمن yın. Kim Allah’ın indirdiği ile
َ ُّ َّ َ ُ ُ ْ َ ٌ ُ َ ً ُ َ َ ٰ ْ َّ َ ْ َ ْ َ hükmetmezse işte onlar kâ-
انزنلا اتلورية ف۪يها هدى ونورۚ يم بِها انلبِيون firlerin ta kendileridir.
اءۚ ف
َ َ َ َٓ َ ُ ْ َ َ ُ َ َ ّٰ
اب اللِ وكنوا عليهِ شهد َ حفظُوا م ِْن ك
ِت
ْ ُْ buruna burun, kulağa kulak,
ِ ِ است dişe diş. Yaralar da kısasa
ً ٰ ُ َ ْ َ َ َ ْ َ ْ َ َ َّ ُ َ ْ َ
ۜتوا بِايَات۪ى َث َم ًنا قَ۪ي
bağlıdır. Kim bunu bağışlar-
تشوا انلاس واخشو ِن ول تش sa kendisi için o keffâret olur.
َ ُ َ ْ ُ ُ َ ٰ ٓ ُ َ ُ ّٰ َ َ ْ َ َٓ ْ ُ ْ َ ْ َ ْ َ َ Kim Allah’ın indirdiği ile hük-
44 ومن لم يم بِما انزل الل فا ۬ولئ ِك هم الكاف ِرون metmezse işte onlar zalimler-
ْ َ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َّ َٓ َو َك َتبْ َنا َعلَيْه ْم ف
َ ۪يها ا َ َّن انلَّ ْف dir.
ني ِ ِ ع الب ني ع ال و س
ۙ ِ ف انلِ ب س ِ
ُُْ َ ُُْ َْْ ََْْ
ۙالس ِّن ِ ّ ِ الس َّن ب ِ ّ َوالنف بِالنِف َوالذن بِالذ ِن َو
ۜارةٌ ُل
َ َ َّ َ َ ُ َ َ َ َ ٌ َ َ ُ ُْ َ
اص ف َم ْن ت َص َّدق بِه۪ فهو كف ۜ والروح ق ِص
َ َّ ُ َ ٰ ٓ ُ َ ُ ّٰ َ َ ْ َ َٓ ْ ُ ْ َ ْ َ ْ َ َ
45 الل فا ۬ولئ ِك ه ُم الظال ُِمون ومن لم يم بِما انزل
ْ َ ُ
6. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س116 MAİDE SÛRESİ 53. İman edenler: “Bunlar
mıdır sizinle beraber olduk-
ُ ْ َ ٰٓ َ َّ َ َ ُ َ ْ ُ َّ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ
ارى ا ْو ِلَٓا ۢ َء َبعض ُه ْم ح ِْز ٌب
larına bütün güçleriyle yemin
خذوا الهود وانلص ِ يا ايها ال۪ين امنوا لتت 4 edenler?” diyeceklerdir. On-
َ َ ّٰ َّ ْ ُ ْ ُ َّ َ ْ ُ ْ ْ ُ َّ َ َ َ ْ َ َ ْ َ ُ َٓ ْ َ
الل ل َي ْهدِي
ların bütün yaptıkları boşa
ض ومن يتولهم مِنم فا ِنه مِنهمۜ ا ِن ۜ ٍ او ِلاء بع gitmiştir de kaybedenlerden
ْون ف۪يهم َ ُ َ ُ ٌ َ َ ْ ُ ُ َ َّ َ َ َ َ َّ َ ْ َ ْ olmuşlardır.
ِ فتى ال۪ين ۪يف قلوب ِ ِهم مرض يسارِع51 القوم الظالِم۪ني
ْيت بالْ َفتْ ا َ ْو اَمر ْ َ ْ َ ُ ّٰ َ َ َ ٌ َ َٓ َ َ ُ ْ َ ٰٓ ْ َ َ ُ ُ َ
54. Ey iman edenler! Siz-
َ
ِيقولون نشى ان تص۪يبنا دائ ِرةۜ فعس الل ان يا ِ ِ ح den kim dininden dönerse,
ٍ
ُ ُ ُ ْ َ ٓ ُّ َ َ َٓ ٰ َ ُ ْ ُ َ ْ ْ
Allah onların yerine öyle bir
َ
َو َيقول52 ۪ني َۜ سوا ۪يف انف ِس ِه ْم نادِم مِن عِن ِده۪ فيصبِحوا ع ما ا topluluk getirir ki, Allah onları
ُ َ َّ َ ْ َ َ َّ َٓ ُ ٰٓ َ ُٓ َ ٰ َ َّ
sever, onlar da Allah’ı sever-
ّٰ
۪ين اق َس ُموا بِاللِ َج ْه َد ا ْي َمان ِ ِه ْمۙا ِن ُه ْم ل َم َع ۜ ْم ال۪ين امنوا اهؤ۬لءِ ال ler. Onlar Mü’minlere karşı
ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ َ َ ُ ْ ََ ُ ْ َ ْ َ َ
alçak gönüllü, kâfirlere karşı
َ
۪ينا َم ُنوا َم ْنيَ ْرت َّد ياايهاال53سين ِ۪ حبِطتاع َمال ُه ْمفاص َبحواخا güçlü ve onurludurlar. Allah
َّ َ َ ُ َ ُ ّٰ ْ َ َ ْ َ َ
yolunda cihad ederler. Bu
َ ُ ْ
الل بِق ْو ٍم ي ُِّب ُه ْم َو ُي ِح ُّبون ُٓه اذِل ٍة مِن ْم ع ْن د۪ينِه۪ فسوف ياِيت yolda hiçbir kınayıcının kına-
masından da korkmazlar. İşte
ّٰ َ ون يف َ ُ َ ُ َ َ ْ َ َ َّ َ َ ْ ُ ْ َ َ
يل الل ِ ۪ ۪ ب س ين ياهِد ۘ ع المؤ ِمن۪ني اعِز ٍة ع الكاف ِ۪ر bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu
َٓ َ ْ َ ْ ُ ّٰ ُ ْ َ َ ٰ َٓ َ َ ْ َ َ ُ َ َ َ َ
dilediğine verir. Allah, lütfu
الل َواس ٌِع ُ ّٰ شا ُءۜ َو وليافون لومة لئ ٍِۜ ذل ِك فضل اللِ يؤت۪يهِ من ي geniş olandır, hakkıyla bilen-
َ ُ ُ َ َّ ُ َ ٰ َ َّ َ ُ ُ ُ َ َ ُ ّٰ ُ ُ ُّ َ َ َّ
dir.
۪يمون ا ِنما و ِلم الل ورسول وال۪ين امنوا ال۪ين يق54 ۪يم ٌ َعل 55. Sizin evliyanız an-
َ َ ّٰ َو َم ْن َي َت َوَّل55 ون َ ُ َ ْ ُ َ َ ٰ َّ َ ُ ْ ُ َ َ ٰ َّ
الل َو َر ُسو ُل
cak Allah’tır, resulüdür, iman
الصلوة ويؤتون الزكوة وهم راكِع edenlerdir; onlar ki Allah’ın
ْ َ ُ 118
6. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س MAİDE SÛRESİ 67. Ey Resul! Rabbinden
sana indirileni tebliğ et. Eğer
ْ َ َ َّ َ َ َ َّ ٰ َ ْ َ ْ َ َّ َ ْ َ َ
اب ا َم ُنوا َواتق ْوا لف ْرنا عن ُه ْم َس ّي ِ َـٔات ِ ِه ْم
bunu yapmazsan O’nun
ِ ولو ان اهل الكِت elçiliğini yapmamış olursun.
َ َّ ُ َ َ ْ ُ َّ َ ْ َ َ َّ َ ُ َ ْ َ ْ َ َ
اتل ْو ٰرية ولو انهم اقاموا65 ات انلَّع۪ي ِم ِ َولدخلناه ْم جن
Allah seni insanlardan
koruyacaktır. Doğrusu Allah,
َ ُ َ ََ َ َ ُْ َ ْ ْ
َوالِ ۪نيل َومَٓا ان ِزل ا ِلْ ِه ْم م ِْن َر ّب ِ ِه ْم لكلوا م ِْن ف ْوق ِ ِه ْم
kâfirler topluluğuna rehberlik
etmez.
َ س َٓ ۪ي مِنْ ُه ْمٌ ت ا َ ْر ُجلِه ۜ ْم مِنْ ُه ْم ا ُ َّم ٌة ُم ْق َت ِص َدةٌۜ َو َكث َْ ْ َ
اء ِ ومِن ت
68. “Ey Ehl-i Kitap! Siz,
ِ Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbiniz-
َۜ ِ ك م ِْن َر ّب َ ْ َ َ ْ ُ َٓ ْ ّ َ ُ ُ َّ َ ُّ َ َٓ َ ُ َ ْ َ َ
ك يا ايها الرسول بلِغ ما ان ِزل ا ِل66 ۟ما يعملون
den size indirileni uygulama-
dıkça, bir şey üzerinde değil-
س
َ
ِۜ الل َي ْع ِص ُمك م َِن انلَّا ُ ّٰ ت رسَاَتلَ ُهۜ َو َ َوا ِ ْن ل َ ْم َت ْف َع ْل َف َما بَ َّل ْغ sinizdir” de. Rabbinden sana
ِ indirilen, iman etmeyenlerin
اب
ْ َ
َ قُ ْل يَٓا ا ْه َل الك67 ين
ِت َ الل َل َي ْه ِدي الْ َق ْو َم الْكاف ِر
َ َ ّٰ ا َِّن küfür ve azgınlığını elbette
ِ ۪ artıracaktır. Kâfirler topluluğu
َ ْ ُ َٓ َ َ ْ ْ َ َ ٰ ْ َّ ُ ُ ّٰ َ ْ َ ٰ َ ْ ُ ْ َ
۪ ِشٔ حىت تق۪يموا اتلورية وال
için üzülme.
نيل وما ان ِزل ٍ لستم ع 69. İman edenler ile
َ ْ ُ َٓ ْ ُ ْ ً َ َّ َ َ َ َ ْ ُ ّ َ ْ ْ ُ ْ َ
ييدن كث۪يا مِنهم ماان ِزل ۪ ا ِلم مِن ربِمۜ ول
Yahudiler, Sâbiîler ve
ْ ََ ْ َ َ ُْ ُ َ َّ ْ َ َْ
Hıristiyanlar›dan Allah›a
ِك ط ْغ َيانًا َوكف ًراۚ ف تَاَس ع ال َق ْوم ِ ا ِلك مِن رب
ve ahiret gününe inanıp
َ ُ َّ َ ُ َ َ َّ َ ُ َ ٰ َ َّ َّ َ ْ
iyi amel işleyenler üzerine
ا ِن ال۪ين امنوا وال۪ين هادوا والصاب ِ ۫ؤن68 الكاف ِ۪رين َ asla korku yoktur; onlar
َ َ َ ٰ ْ ْ َ ْ َ ّٰ َ َ ٰ ْ َ ٰ َ َّ َ
üzülmeyeceklerdir de.
ًالا َ
ِ خ ِر وع ِمل ص ِ وانلصارى من امن بِاللِ والو ِم ال 70. And olsun ki İsrail oğul-
َ َ َْ َ َ ْ ََ َ ََُْ ْ ُ َ َ ْ َْ َ ٌْ َ َ َ
larının sağlam sözünü aldık
لقد اخذنا م۪يثاق69 فخوف علي ِهم ولهم يزنون ve onlara peygamberler gön-
ٌ ُ َ ْ ُ َ َٓ َ َّ ُ ً ُ ُ ْ ْ َ ٓ َ ْ َ ْ َ َ َ ٔ َٓ ْ ٓ َ derdik. Ne zaman bir pey-
بن۪ى ا ِساي۪ل وارسلنا ا ِل ِهم رسۜ كلما جاءهم رسول gamber onlara nefislerinin
َ ُ ُ ْ َ ً َ َ ُ َّ َ ً َ ْ ُ ُ ُ ْ َ ٓ ٰ ْ َ َ َ
arzu etmediğini getirdi ise bir
70 بِما لتهوى انفسهمۙ ف ۪ريقا كذبوا وف ۪ريقا يقتلون kısmı yalanladılar, bir kısmı
da peygamberleri öldürdüler.
ُ ْ َ َ َ ّٰ ُ ْ َ ُ ُْ ََ ْ ُ َ ُ َُْ
dan bağışlanmayı hala di-
ون اللِ ما ل يملِك ِ د ِن م ون د ب ع ت ا ل ق 75 ون يؤفك
lemeyecekler mi? Allah çok
ْ ُ َّ َ ُ ُ ّٰ َ ً ْ َ َ َ ًّ َ ْ ُ َ
yarlıgayıcı, çok esirgeyicidir.
75. Meryem oğlu Mesîh ُ َ
76 لم ضا ول نفعا ۜ والل هو السم۪يع العل۪يم
ancak bir resuldür. Ondan
önce de resuller gelip geç-
miştir. Anası da çok doğru bir
kadındır. Her ikisi de yemek 76. De ki: Allah’ı bırakıp da sizin için fayda ve zarara
yerlerdi. Bak, onlara delilleri gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Hakkıyla işiten
nasıl açıklıyoruz, sonra bak ve bilen yalnız Allah’tır.
nasıl yüz çeviriyorlar?
ْ َ ُ 120
6. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س MAİDE SÛRESİ 80. Onlardan çoğunun,
inkâr edenleri evliya edindik-
َ ْم َغ ْي ُ ُْ َ َ َ ْ َ ْ َ َٓ ْ ُ lerini görürsün. Nefislerinin
ِ اب ل تغلوا ۪يف د۪ين ِ قل يا اهل الكِت onlar için önceden hazırladığı
َُْ ْ ُّ َ ْ َ ْ َ َ َٓ ْ َ ُٓ َّ َ َ َ ّ َ ْ şey ne kötüdür? Allah onlara
ال ِق ول تبِعوا اهواء قو ٍم قد ضلوا مِن قبل gazab etmiştir ve onlar azap
ْ َ ُ 122
7. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س MAİDE SÛRESİ 93. Îman eden ve sâlih
amel işleyenler üzerine, takvâ
ُال ْز َلم َ ْ َ ُ َ ْ َ ْ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ْ َ ْ َ َّ ُٓ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ sâhibi oldukları, îman ettikleri
يا ايها ال۪ين امنوا ا ِنما المر والميِس والنصاب و ve sâlih amel işledikleri
َّ َ ْ ُ ُ َّ َ
ا ِن َما90 اج َتن ِ ُبوهُ ل َعل ْم تفل ُِحون ْ َالشيْ َطان ف
َّ َ َ ْ ٌ ْ
رِجس مِن عم ِل
sürece, takvâ sâhibi olup
ِ îman ettikleri sürece, takvâ
ْالمر َ ْ اء يف َٓ ْ َ ْ َ َ َ َ َ ْ ُ ُ َ ْ َ َ ُ ْ َ ُ َ ْ َّ ُ ُ
َ ض ي ۪ريد الشيطان ان يوق ِع بينم العداوة والغ
ve ihsan sâhibi oldukları sü-
ِ ِ rece yedikleri şeylerde her-
ْ َ ْ َ ٰ َّ َ ّٰ ْ َ ُ ْ ْ
الصلوةِۚ ف َهل ان ُت ْم س َو َي ُص َّدك ْم ع ْن ذِك ِر اللِ َوع ِن ِِ َوال َمي
hangi bir günah yoktur. Allah
Muhsinlerini sever.
َّ َ ْ َ َ ْ َ َّ ُ َ َ َ ّٰ ُ َ َ َ ْ
الر ُسول َواحذ ُرواۚ فا ِن ت َولْ ُت ْم واط۪يعوا الل واط۪يعوا91 ُمن َت ُهون
94. Ey iman edenler! And
olsun, Allah sizleri, ellerini-
َ ع اَّل ََ َ َْ ُ َ َ ْ َ ُ َ ٰ َ َ َّ َ ٓ ُ َ ْ َ
ُ غ ال ْ ُمب zin ve mızraklarınızın erişe-
۪ين ليس92 ني ۪ فاعلموا انما ع رسونلِ ا الب bileceği avlar ile elbette de-
ٰ َ َّ َ َ ٌ الَات ُج َن َّ ُ َ ُ َٰ
اح ف۪يمَا طعِ ُٓموا ا ِذا مَا اتق ْوا َوا َم ُنوا ِ ِ امنوا َوع ِملوا الص
neyecek ki, görmediği hâlde
kendisinden korkanı ayırıp
ُ ُ ّٰ َ ُ َ ْ َ َ ْ َ َّ َّ ُ ُ َ ٰ َ ْ َ َّ َّ ُ َ َّ ُ َ َ
الل ي ُِّب
meydana çıkarsın. Kim bun-
ات ثم اتقوا وامنوا ثم اتقوا واحسنوۜا و ِ ال ِ وع ِملوا الص dan sonra haddini tecavüz
ْالصي ِد َّ شٔ م َِن ْ َ الل ب ُ َّ َ ُ ْ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ َ
ُ ّٰ ُم ْ ُ ْ ederse, ona elem dolu bir
ٍ ِ يا ايها ال۪ين امنوا لبلون93 ۪ني ۟ المح ِسن azap vardır.
ْ َ ْ ُ ُ َ َ ْ َ ُ ّٰ َ َ ْ ْ ُ ُ َ َ ْ ُ ْ َ ُٓ ُ َ َ
ِۚ تنال ايد۪يم ورِماحم ِلَعلم الل من يافه بِالغي
95. Ey iman edenler! İhramlı
ب iken av hayvanı öldürmeyin.
ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ ٌ َ ٌ َ َ ُ َ َ َ ٰ َ ْ َ ٰ َ ْ َ َ
۪ين ا َم ُنوا
Kim ihramlı iken onu kasten
يا ايها ال94 فم ِن اعتدى بعد ذل ِك فله عذاب ال۪يم öldürürse bir ceza vardır. Bu
ُ ْ ٌ َٓ َ َ ً ّ َ َ ُ ْ ُ ْ ُ َ َ َ ْ َ َ ٌۜ ُ ُ ْ ُ ْ َ َ َ ْ َّ ُ ُ ْ َ َ ceza Kâbe’ye ulaştırılmak
اء مِثل لتقتلوا الصيد وانتم حرم ومن قتله مِنم متع ِمدا فجز üzere, öldürdüğünün dengi
َ ْ َ ْ َ ْ َ ُ ْ ْ َ َ ُ َْ َ َ
مَا ق َتل م َِن انلَّ َع ِم ي ُم بِه۪ ذ َوا عد ٍل مِن ْم هديًا بَال ِغ الكع َبةِ ا ْو
olup, içinizden iki âdil
kimsenin takdir edeceği
ََ َ َ َ ُ
ص َيامًا ِلَذوق َو َبال ا ْم ِرهۜ ۪عفا
َ ٰ ُْ َ َ َ َ ُ َ َ ٌ َ َك َّف
ِ ارة طعام م َساك۪ني ا ْو عدل ذل ِك
bir kurbanlık hayvan veya
yoksulları yedirmek suretiyle
َ ْ ُ ٌ َ ُ ّٰ َ ُ ْ ُ ّٰ ُ َ ْ َ َ َ َ ْ َ َ َۜ َ َ َّ َ ُ ّٰ keffâret yahut onun dengi
95 يز ذو انتِقا ٍم الل عما سلف ومن عد فينتقِم الل مِن ۜه والل ع ۪ز oruç tutmaktır. Bu yaptığı
işin kötü sonucunu tatması
içindir. Allah, geçmiştekileri
90. Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar, fal ve affetmiştir. Fakat kim bir daha
şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun böyle yaparsa, Allah ona
ki kurtuluşa eresiniz. şiddetli bir ceza verir. Allah,
mutlak güç sahibidir, intikam
91. Şeytan, içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düş- sahibidir.
manlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı zikretmekten ve namaz-
dan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?
92. Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin
ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz
bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.
َ ُ ْ َ َ ْ ُ ُ َ ْ َ َ َ َ ْ ّٰ َ َ َ ُ َ ْ َ ُ َ َ
sağduyu sâhipleri, Allah’tan
ْ َ ُ 124
7. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س MAİDE SÛRESİ 106. Ey iman edenler! Bi-
rinize ölüm gelip çatınca va-
ُ َ
الر ُسو ِل قالوا َح ْسبُ َنا َّ الل َواَِل ُ ّٰ ۪يل ل َ ُه ْم َت َعال َ ْوا ا ِٰل مَٓا اَن ْ َز َل
َ َ َ
واِذا ق
siyet esnasında içinizden iki
adalet sahibi kişi aranızda
َ َ َ َ ُ ُ ٓ ٰ َ َ َ َ َ َ َٓ ٰ ْ َ َ َ ْ َ َ َ
اءن ۜا ا َول ْو كن ابَاؤ۬ه ْم ل َي ْعل ُمون شيْ ًـٔا
şahitlik etsin. Yahut seferde
ما وجدنا عليهِ اب iken başınıza ölüm musibe-
ْم ُ َ ُ ْ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ َ ََُْ َ َ ti gelmişse sizden olmayan,
ۚ يا ايها ال۪ين امنوا عليم انفس104 وليهتدون başka iki kişi. Eğer şüpheye
ً ْم َج۪يعا ُ ُ ْ َ ّٰ َ ْ ُ ْ َ َ ْ َ َّ َ ْ َ ْ ُ ُّ ُ َ َ düşerseniz o iki şahidi na-
ليضكم من ضل ا ِذا اهتديت ۜم ا ِل اللِ مر ِجع mazdan sonra alıkor; “Bu va-
ُادة َ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َٓ َ ُ َ ْ َ ْ ُ ْ ُ َ ْ ُ ُ ّ َ ُ َ siyet karşılığında hiçbir şeyi
يا ايها ال۪ين امنوا شه105 فينبِئم بِما كنتم تعملون satın almayacağız, akraba da
ْ َ ْ َ ُ َ ُ َْ ْ َْ َُ ُ ْ ُ َْ َ ََ ِ ْ َْ
ettirirsiniz.
ت تبِسونهما مِن بع ِد ِۜ ِيف الرض فاصابتم مص۪يبة المو 107. Bu şahitlerin bir gü-
َ َ َ َ َ ْ َ َ ْ َُْْ ّٰ َ الصلٰوة ِ َف ُي ْق ِسم
تي بِه۪ ث َم ًنا َول ْو كان َّ nah kazandıkları anlaşılırsa,
۪ ش ن ل م ت ب ت ار ِن
ِ ا ِ الل ب
ِ ِان haklarına tecavüz ettiği ölüye
ث َ ِ فَا ِْن ُع106 ۪ني َ اللِ ا ِنَّ ٓا ا ًِذا لَم َن اْلٰثِم ّٰ َ َ َ َ ُ ُ ْ َ َ َ ۙ ٰ ْ ُ َ
ذا قرب ول نتم شهادة
daha yakın olan iki kişi onla-
ِ rın yerini alır ve “And olsun ki
َام ُهمَا م َِن َّال۪ين َ ومان َم َق َ اس َت َح َّ ٓقا ا ِثْمًا فَاٰ َخ َران َي ُق ْ ع ا َ َّن ُه َما ٰٓ َ bizim şahitliğimiz onların şa-
ِ ِ hitliğinden daha gerçektir ve
َ ُ َ َ َ ّٰ َ ال ْوَلَان َف ُي ْق ِس َ ْ ُ ْ َ َ َّ َ َ ْ
ان بِاللِ لش َهادت َنٓا ا َح ُّق
biz haddi aşmadık, aksi tak-
ِ م ِ استحق علي ِهم dirde biz, elbette zalimlerden
ْ ٌ َ َّ ُ ْ َ ُٓ َ َ َ ْ ٰ َ َ َّ ُ ْ ْ َ ٰٓ ْ َ
ادن ان يَاتوا بِالش َهادة ِ ع َوج ِه َٓها ا ْو يافوا ان ت َرد ا ْي َمان َبع َد
108. Bu, şahitliği gerek-
tiği şekilde yapmaya yahut
َ َْ َْ َْ ْ َ َ ُ ّٰ َ ُ َ ْ َ َ ّٰ ُ َّ َ ْ َ ْ َ yeminlerinden sonra, yemin-
108۪ني ۟ ايمان ِ ِه ۜمواتقوااللواسمعوۜاواللليه ِديالقومالفا ِسق lerin reddedilmesinden kork-
malarına daha uygundur.
Allah’tan korkun ve dinleyin.
104. Onlara, “Allah’ın indirdiğine ve Resul’e gelin” denil- Allah, yoldan çıkmışlar toplu-
diği vakit, “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize ye- luğunu hidayete erdirmez.
ter” derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde
bulunmuyor iseler de mi?
105. Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru
yolda olunca, sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin
dönüşü Allah’adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.
ْ َ ُ 126
7. CÜZ ِ ورةُ ال َمٓائ َِدة س MAİDE SÛRESİ 116. Allah: Ey Meryem
oğlu İsa! İnsanlara, “Beni ve
الس َٓماء َّ الل ُه َّم َر َّب َنٓا اَنْز ْل َعلَيْ َنا مَٓائ َِدةً م َِنّٰ َ َ ْ َ ُ ْ َ
م ير م ن اب س ۪ي ع
َ َ
ال ق
anamı, Allah’tan başka iki
ِ tanrı bilin” diye sen mi dedin,
ُ ْ ت َخ
ي َ ْ ار ُز ْق َنا َواَن
ْ ك َو َ ْ ً َ ٰ َ َ ٰ َ َ َّ َ ً
ِن
م ة ي او ا ن ِر خا و ا ِنلو ل ِ ا۪يد ع ا َون َنل
ُ ُ َ
ت
buyurduğu zaman o şöyle
ۚ ِ dedi, “Hâşâ! Seni tenzih ede-
ُْ َ ُ َ ُ ّ َ ُ ّ ُ ّٰ َ َ rim; hakkım olmayan şeyi
نل َها َعليْ ْۚم ف َم ْن يَف ْر َب ْع ُد ِ قال الل ا ِ۪ن م114 الرازِق ۪ني
َ َّ
söylemek bana yakışmaz.
َ َ َ ْ َ ً َ َ ُ ٓ ُ ّ َ ُ َٓ ً َ َ ُ ُ ّ َ ُ ٓ ّ َ ْ ُ ْ Hem ben söyleseydim sen
115 ۪ني ۟ مِنم فا ِ۪ن اعذِبه عذابا ل اعذِبه احدا مِن العالم onu şüphesiz bilirdin. Sen
ُ َّ َ ْت قُل َ ْ الل يَا ع۪يَس ابْ َن َم ْر َي َم َءاَن ُ ّٰ َواِذْ قَ َال
ت ل َِّلناِس اتِذون۪ى
benim içimdekini bilirsin, hâl-
buki ben senin Zât’ında olanı
َ َُ ْ َ ٓ ُ ُ َ َ َ ْ ُ َ َ ّٰ ُ ْ ْ َٰ َ َُّ
حانك مَا يَون ۪ل ان اقول
bilmem. Gizlilikleri eksiksiz
اللِ قال سب ۜ ون ِ ني مِن
د ِ واِم ا ِله bilen yalnızca sensin.
َْ ََْ َ ْ َ َ ْ ُ ُ ْ ُ ْ ّۜ َ َْ
ت قل ُت ُه فقد عل ِْم َت ُۜه تعل ُم مَا ۪يف نفس۪ى مَا ليَس ۪ل ِب ٍق ا ِن كن
117. Ben onlara, ancak
bana emrettiğini söyledim:
َ ُ ُْ َ ُ ت َع َّ ُم الْ ُغ َ ْ ك اَن َ َّ َۜ ْ َ َ ُ َ ْ َ َٓ َ
ت ل ُه ْم
Benim de Rabbim, sizin de
ما قل116 وب
ِ ي ول اعلم ما ۪يف نفسِك ا ِن Rabbiniz olan Allah’a kulluk
َ ُ ْ ُ َ ْ ُ َّ َ َ ّ َ َ ّٰ ُ ُ ْ َ ٓ َ َ َّ edin, dedim. İçlerinde bulun-
ت َعليْ ِه ْم ا ِل مَٓا ا َم ْرتن۪ى بِه۪ ا ِن اعبدوا الل ر ۪ب ورب ۚم وكن duğum müddetçe onlar üzeri-
َ َ َ َّ َ ْ َ َ ْ ُ َ ْ َّ َ َ َّ َ َ ْ ُ يدا مَا ُد ْم ً َشه
۪يب عليْ ِه ۜ ْم
ne kontrolcü idim. Beni vefat
ت ف۪ي ِه ۚم فلما توفين۪ى كنت انت الرق ۪ ettirince artık onlar üzerine
ُ َ ْ ُ َّ َ ْ ُ ْ ّ َ ُ ْ
ْاد َكۚ َوا ِ ْن َت ْغفِر َ ٔ ْ َ ُّ ٰ َ َ ََْ
gözetleyici yalnız sen oldun.
ا ِن تعذِبهم فا ِنهم عِب117 ش ش ۪هيد ٌ
ٍ ك ِ وانت ع Sen her şeyi hakkıyla gören-
َ ْ َ ُ 128
7. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س EN’ÂM SÛRESİ 12. De ki: “Göklerde ve yer-
de olanlar kimindir?” De ki:
ْل َعلْ َناهُ َر ُج ً َولَلَبَ ْس َنا َعلَيْهم َ َ َول َ ْو َج َعلْ َناهُ َملَكًا “Allah’ındır.” O, kendisi üze-
ِ rine rahmeti farz kılmıştır. O,
َ َ َ َ َْ ْ ُ ُ َ ُْ ْ َََ َ ُ َْ َ kendisinde şüphe olmayan
ولق ِد استه ِزئ بِرس ٍل مِن قبلِك فحاق9 مايلبِسون kıyâmet günü sizi elbette ki
ُ ُْ َ ُ َْ َْ ُ َ َ ْ ُ ْ ُ َ َ َّ bir araya getirecek. Kendileri-
قل س۪يوا10۟ خروا مِنهم ما كانوا بِه۪ يسته ِزؤ۫ن ِ بِال۪ين س ni hüsrana uğratanlar var ya,
َ ّ َ ُ ْ ُ َ َ َ َ َ ْ َ ُ ُ ْ َّ ُ ْ َ ْ işte onlar inanmayanlardır.
11 ِيف الرِض ثم انظروا كيف كان عق ِبة المك ِذب۪ني 13. Gecede ve gündüzde
ْ َ ٰ َ َ َ َ ّٰ ْ ُ ْ َ ْ َ َ ٰ َّ َ ُْ
ِ قل ل َِم ْن ما ِيف السمو
barınan her şey O’nundur. O
سه ِ ب ع نف للِ كت
ۜ ِ ض قل ِۜ ات والر her şeyi işiten ve bilendir.
۪ينَ ب ف۪ي ۜهِ اََّل َ ْ ْم ا ِٰل يَ ْو ِم الْ ِقيٰ َمةِ َل َري ُ َّ َ َ ْ َ َ َۜ َ ْ َّ
الرحة لجمعن 14. De ki: “Gökleri ve yeri
َ َ َ َُ َ َ ُ ْ ُ َ ْ ُ َ ْ ُ َ ُ ْ َ ُٓ َ
yaratan Allah’tan başkasını
َن ول ما س12 خِسوا انفسهم فهم ل يؤمِنون
velî edinir miyim? Ki, O, do-
yuran ama kendisi doyurul-
ّٰ َ ْ َ َ ْ ُ ُ َ ْ ُ َّ َ ُ َ َ َّ َ ْ َّ
ِ قل اغي الل13 ارِ وهو السم۪يع العل۪يم ۜ ِيف ال ِل وانله
maktan münezzeh olandır.”
Sen, “ben kavmimin içinde
ُل ْرِض َو ُه َو ُيطْعِ ُم َو َل ُيطْ َع ۜم َ ْ َ َ ٰ َّ َ ًّ َ ُ َّ َ
ات وا
ِ اتِذ و ِلا فا ِط ِر السمو
teslim olanların ilki olmak-
la emrolundum” de ve sakın
َ ُ َ َ َ َ َ َ َ ُ َ ْ َ ُ ْ ُ ّٓ ْ ُ
ت ان اكون ا َّول َم ْن ا ْسل َم َول تون َّن
müşriklerden olma!
قل ا ِ۪ن امِر
ُ ْ قُ ْل ا ّ ِٓن اَخَاُف ا ِْن َع َصي14 ۪ني َ م َِن ال ْ ُمْشك
15. De ki: Eğer Rabbime
َ َ َ َ ّ ُ ُ ّٰ َ ْ َ ْ َ ْ َ ُ الْ َف ْو ُز ال ْ ُمب
16. O gün kim azaptan
ض ف كا ِشف ٍ ِ ب الل ك س س م ي نِ او 16 ني ۪ kurtarılırsa, gerçekten Allah
َ ْ َ ّ ُ ٰ َ َ ُ َ ْ َ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ ُ َّ ٓ ُ َ
o kulunu esirgemiştir. İşte bu
17 شٔ قد۪ير ٌ
ٍ ي فهو ع ك ِل ٍ ل ا ِل ه ۜو واِن يمسسك ِب
kesin kurtuluştur.
َ َ َ َّ ُ ُ َ َ َ ُ َ ُ َ ُ َٓ َ ٓ ّٰ َ َ
22. Onları tümüyle mah-
َٓ ٰ ْ
şere toplayıp da Allah’a or-
tak koşanlara, “Nerede, ilâh
۪ين كف ُٓروا ا ِن هذا بِه ۜا حىت ا ِذا جاؤ۫ك يادِلونك يقول ال
َ ُ ْ َْ َ ْ َْ َ ْ ُ َ ْ ُ َ َ ٓ َّ
َوه ْم َين َه ْون عن ُه َو َين َـ ْٔون عن ُۚه َواِن ُي ْهل ِكون25 ۪ني َ ل َّول ا ِل اساط۪ي ا
olduklarını iddia ettiğiniz or-
taklarınız?” diyeceğimiz günü
ُ ََ ََ ُ ْ َ َ َ ْ ُ ْ َ ٓ َّ
َول ْو ت ٰٓرى ا ِذ ُوق ِفوا ع انلَّارِ فقالوا26 ا ِل انف َس ُه ْم َومَا يَش ُع ُرون
hatırla.
23. Sonunda onların ma-
nevraları, “Rabbimiz Allah’a
27 ۪ني
َ ُ َ َ َ ّ َ َ ٰ َ ّ َ ُ َ َ ُّ َ ُ َ َ ْ َ َ
َ ون م َِن ال ْ ُم ْؤ ِمنات ربِنا ون
And olsun ki biz O’na ortak ِ يا لنا نرد ول نذِب بِاي
koşanlar değildik” demele-
rinden başka bir şey olmaya-
caktır.
ler, kulaklarına da ağırlık koyduk. Onlar her türlü mucizeyi
24. Bak, kendilerine karşı
görseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kâfirler sana
nasıl yalan söylediler ve iftira
geldiklerinde: “Bu Kur’an eskilerin masallarından başka bir
edip durdukları şeyler onları
şey değildir” diyerek seninle tartışırlar.
nasıl yüzüstü bırakıp kaybo-
luverdi! 26. Onlar, hem insanları Peygamber’e yaklaşmaktan
vazgeçirmeye çalışırlar, hem de kendileri ondan uzaklaşır-
25. Onlardan seni dinle-
lar. Oysa onlar farkında olmadan ancak kendilerini helak
yenler de vardır. Fakat onu
ederler.
anlamalarına engel olmak
için kalplerinin üstüne perde- 27. Ateşin karşısında durdurulup da, “Ah, keşke dünya-
ya geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak
H. GÂLİP HASAN KUŞÇUOĞLU
130 Kâdirî, Rufâi, Üveysî, Gâlibî Piri ve Mü’minlerden olsak” dedikleri vakit hâllerini bir görsen.
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
َ ْ َ ُ 130
7. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س EN’ÂM SÛRESİ yana uğramıştır. Nihayet onla-
ra ansızın o saat gelip çatınca,
ُ ُ َ ُّ َ ُ َ َ ُُْ ُ َ َ ْ
بَل بَ َدا ل ُه ْم َما كنوا يفون م ِْن قبْۜل َول ْو ُردوا لعَادوا ل َِما ن ُهوا
bütün günahlarını sırtlarına
yüklenerek, “Hayatta yaptığı-
ُادلنْ َيا َومَا َنْنُّ ه ا َِّل َح َي ُات َنا َ ِ َوقَا ُٓلوا ا ِْن28 ونَ ُ َ َ ْ ُ َّ َ ُ ْ َ
mız kusurlardan ötürü vay hâ-
عنه واِنهم لكذِب limize!” diyecekler. Dikkat edin,
yüklendikleri günah yükü ne
ّالۜق َ ْ ع َر ّبه ۜ ْم قَ َال اَلَيَْس ٰه َذا ب ٰ َ ُ ُ ْ ٰٓ َ ْ َ َ َ ُ ْ َ kötüdür!
ِ ِ ِِ ولو ترى ا ِذ وق ِفوا29 بِمبعوث ۪ني 32. Dünya hayatı ancak bir
30 ون
َ ُْ َ ُْ
۟ اب بِمَا كن ُت ْم تف ُر َ قَالُوا بَ ٰل َو َر ّب َن ۜا قَ َال فَ ُذوقُوا الْ َع َذ oyun ve bir eğlencedir. Elbet-
ِ te ki ahiret yurdu Allah’a karşı
ُ َ َّ ُ ُ ْ َ َٓ َ ٓ ّٰ َ ّٰ َٓ َّ َ َ َّ َ َ ْ َ
ۜ ۪ين كذبُوا بِلِقا ِء
gelmekten sakınanlar için daha
الساعة اللِ حىت ا ِذا جاءتهم قد خِس ال hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak
َ َ ُ ْ َ ُ َ َ ْ َّ َ َ ٰ َ َ َ َ ْ َ َ ُ َ ً َ ْ َ
mısınız?
ُ
۪يها ۙ َوه ْم ي ِملون ا ْو َز َاره ْم بغتة قالوا يا حستنا ع ما فرطنا ف 33. Onların dediklerinin ha-
ْيهم ُ ٰ ع مَا ُك ِّذبُوا َواُو۫ ُذوا َحّٰٓىت اَت َٰ َُ َ َ َ َْ ْ ٌ ُُ edilmelerine rağmen sabrettiler,
رسل مِن قبلِك فصبوا sonunda yardımımız onlara
yetişti. Allah’ın kelimelerini
َ َ َٓاللِۚ َولَ َق ْد ج
ّٰ َ َّ ُ َ َُ ْ َ
اء َك م ِْن ن َبا ِ۬ئ ِ َ رناۚ َول م َب ِدل ل ِكِم
değiştirebilecek kimse yoktur.
ات ن Muhakkak ki gönderilen
َ َ َ ُ َ َ ْ َ َّ ٰ َ ً َ ٰ َ ّ َ ُ ْ َ ٰ ٓ َ ٌ َ
37. Keşke O’na Rabbinden
bir mucize indirilseydi! Dedi- َومَا37 ثه ْم ل َي ْعل ُمون ن اك ِ نل اية ول ِ قادِر ع ان ي
ٌاحيْهِ ا َّ ِٓل ا ُ َمم
ler. De ki: Şüphesiz Allah mu-
َ ۪ي بَ َن ُ َ َٓ َ َْْ َّ َٓ ْ
cize indirmeye kadirdir. Fakat
ِ مِن داب ٍة ِيف الرِض َول طائ ٍِر يط
onların çoğu bilmiyorlar.
ٰ ُ َْ ْ َ ۜ ْم مَا فَ َّرطْ َنا يف الْك ُ ُ ََْ
38. Yeryüzünde yürüyen شٔ ث َّم ا ِل َر ّب ِ ِه ْم ٍ ِن م اب
ِ ِت ِ امثال
hayvanlar ve iki kanadıyla
َ ُ ُّ ٌ ْ ُ َ ٌّ ُ َ َ ٰ ُ َّ َ َ َّ َ َ ُ َ ْ ُ
uçan kuşlardan hepsi ancak ت ِ ۜ وال۪ين كذبوا بِايات ِنا صم وبم ِيف الظلما38 يشون
sizin gibi ümmetlerdir. Biz o
َ صاط ُم ْس َ ٰ َ ُ ْ َ ْ َ ْ َ َ ْ َ َ ُ ْ ْ ُ ُ ّٰ َ َ ْ َ
kitapta hiçbir şeyi eksik bı- 39 ۪ي ٍ ق ت ٍ ِ ع من يشا ِالل يضلِل ۜه ومن يشا يعله
rakmadık. Nihayet toplanıp ُ َ َّ ُ ُ ْ َ َ ْ َ ّٰ ُ َ َ ْ ُ ٰ َ ْ ْ ُ َ ْ َ َ َ ْ ُ
Rablerinin huzuruna getirile- اعة قل ارايتم ا ِن اتيم عذاب اللِ او اتتم الس
ceklerdir. َ
بَل ا ِيَّاهُ ت ْد ُعون40 ۪ني
َ ْ َ صادِق َ ون ا ِْن ُكنْ ُت ْم َ ُ ْ َ ّٰ َ ْ َ َ
ۚ ي اللِ تدع اغ
َ ُ ْ ُ َ َ ْ َ ْ َ َ َ َٓ ْ ْ َ َ ُ ْ َ َ ُ ْ َ َ
39. Âyetlerimizi yalanla-
yanlar karanlıklar içinde kal-
41 ون ۟ شك ِ فيك ِشف ما تدعون ا ِلهِ ا ِن شاء وتنسون ما ت
ٓ َ ْ اه ْم ب ْالَا ُ َ ْ َ َ َ َ ْ َ ْ َ ُ ٰٓ ٓ َ ْ َ ْ َ ْ َ َ َ
mış sağır ve dilsizler gibidirler.
Allah dileyen kimseyi şaşırtır,
ِضاء ٓ َّ َّ ساءِ َوال
ِ ولقد ارسلنا ا ِل ام ٍ مِن قبلِك فاخذن
ٰ َ ُ َّ َ َ َ ُ ْ َ ْ ُ َ َٓ ْ َٓ ْ َ َ َ ُ َّ َ َ َ ْ ُ َّ َ َ
dileyeni de doğru yola koyar.
40. De ki: Ne dersiniz; size ْن ِ فلولا ِذجاءهمباسناتضعواول42لعلهميتضعون
َ ُ ُ َ ُ َ َّ َ ُ ُت قُل ْ قَ َس
43 وب ُه ْم َو َز َّي َن ل ُه ُم الشيْطان مَا كنوا َي ْع َملون
Allah’ın azabı veya o kıyamet
saati gelse Allah’tan başka-
ٓ ْ َ ُّ َ ََْ ْ َْ َ َ ْ َ َ
شٔۜ َح ّٰىت ُ فَلَمَّا ن َ ُسوا مَا ُذ ّك
sına mı yalvarırsınız? Doğru
sözlü iseniz söyleyin! ٍ ِ ك اب و ب ا م ه
ِ ي ل ع ا ن ح ت ف ه
۪ ِ ب وا ِر
َ ُ َ َ ً ْ ُ َْ َ َ ُ ُ َ َ
44 ا ِذا ف ِر ُحوا بِمَٓا ا ۫وت ٓوا اخذناه ْم َبغ َتة فا ِذا ه ْم ُمبْل ِ ُسون
41. Hayır! Yalnız O’na dua
edersiniz, O’da dilerse dua
ettiğiniz sıkıntıyı giderir ve siz
o an Allah’a ortak koştukları-
nızı unutursunuz.
43. Onlar kendilerine sıkıntımız geldiğinde tazarrû ve ni-
42. Senden önceki üm- yazda bulunsalardı ya! Fakat onların kalpleri katılaştı. Şey-
metlere de peygamberler tan, yapmış oldukları şeyleri kendilerine güzel gösterdi.
gönderdik de, onları, tazarrû
44. Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, üzer-
ve niyazda bulunsunlar diye
lerine bütün nimetlerin kapılarını açıverdik. Nihayet onlar
sıkıntılara ve zorluklara uğ-
verilen bu nimetlerle şımardıkları zaman onları ansızın ya-
rattık.
kaladık, birdenbire bütün ümitlerini yitirdiler.
َ ْ َ ُ 132
7. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س EN’ÂM SÛRESİ 48. Biz, peygamberleri an-
cak müjdeleyiciler ve uyarı-
45 ۪ني َ ال ْم ُد ِ ّٰللِ َر ّب الْ َعالَمَ ْ ۪ين ظَلَ ُموۜا َوَ َف ُق ِط َع َداب ُر الْ َق ْو ِم اَّل cılar olarak göndeririz. Kim
ِ ِ onlara inanır ve kendini dü-
َار ُك ْم َو َخ َتم َ صَ ْ ْم َواَب ُ َ ْ َ ُ ّٰ َ َ َ ْ ْ ُ ْ َ َ َ ْ ُ
قل ارايتم ا ِن اخذ الل سمع
zeltirse onlara korku yoktur
ve onlar üzülmeyeceklerdir
َ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ ُ ْ َ ّٰ ُ ْ َ ٌ ٰ ْ َ ْ ُ ُ ُ ٰ َ de.
ع قلوبِم من ا ِل غي اللِ يات۪يم ب ِ ۜهِ انظر كيف
ُ ٰ َ ْ ْ ُ َ ْ َ َ َ ْ ُ َ ُ ْ َ ْ ُ َّ ُ َ ٰ ْ ُ ّ َ ُ
49. Âyetlerimizi yalanla-
ْيم ِ رف الي
قل ارايتم ا ِن ات46 ات ثم هم يص ِدفون ِ ن
yanlara gelince, yapmakta ol-
dukları fenalıkları yüzünden
َ ُ َّ ُ ْ َ ْ َّ ُ َ ْ ُ ْ َ ً َ ْ َ ْ َ ً َ ْ َ ّٰ ُ َ َ
47 عذاب اللِ بغتة او جهرة هل يهلك ا ِل القوم الظال ِمون
onlara azabımız dokunacak-
tır.
َين َف َم ْنا ٰ َم َن َوا َ ْصلَح َ ۪نيا َِّل ُمبَِّش
َ ين َو ُمنْ ِذر َ َومَانُ ْر ِس ُلال ْ ُم ْر َسل
ۚ ۪ ۪
50. De ki: “Ben size,
ٰ َّ َ َ َّ َ َ ُ َ ْ َ ْ ُ َ َ ْ ْ َ َ ٌ ْ َ َ َ
Allah’ın hazineleri
۪ين كذبُوا بِايَات َِنا وال48 فخوف علي ِهم ولهم يزنون yanımdadır, demiyorum.
قل لاقول ل ْم49 اب بِمَا كانوا َيف ُسقون bir meleğim de demiyorum.
ّ ُ َ ُ ُ َ َٓ َ ْ َ ْ ُ َ ْ َ َٓ َ ّٰ ُ َٓ َ
Ben, bana vahyolunandan
ْ
ب َول اقول ل ْم اِن۪ى عِند۪ي خزائ ِن اللِ ولاعلم الغي
başkasına uymam. “De ki:
َ ْ َ ْ َ ْ َ ْ ُ َّ َ ٰٓ ُ َ َّ ُ َّ َ ْ ٌ َ َ
Kör ile gören bir olur mu? Siz
۪يُ ۜ ل ْعٰم َو ْالَص ل قل هل يستوِي ا ۜ ِ ملكۚا ِن اتبِع ا ِل ما يوح ا hiç düşünmez misiniz?
ُٓ َ ْون ا َ ْن ُي َ ُ َ َ َ َّ َْ َ َّ َ َ َ َ َ
51. Rablerinin huzurunda
شوا َوان ِذ ْر بِهِ ال۪ين ياف50 ون ۟ اف ت َتفك ُر toplanacaklarından korkanla-
َّ َ ٌ َ َ َ ٌّ َ ُ ْ ْ ُ َ َ ْ َ ْ ّ َ ٰ
rı onunla uyar. Çünkü onların
َ ُ
51 ۪يع ل َعل ُه ْم َي َّتقون ا ِل رب ِ ِهم ليس لهم مِن دونِه۪ و ِل ولشف Rablerinden başka ne velile-
َ ُ ُ ّ َ ْ َ ٰ َ ْ ْ ُ َّ َ َ ُ ْ َ َ َّ ُ ْ َ َ َ
ri, ne de bir aracıları vardır;
ش ي ۪ريدون ِ ِ ولتطردِ ال۪ين يدعون ربهم بِالغدوة ِ والع
umulur ki sakınırlar.
َ َ ْ َ َ ٔ ْ َ ْ ْ َ ْ َ ْ َ َ َ ُۜ َ ْ َ
52. Rablerinin rızasını iste-
حسابِك ِ ش وما مِن ٍ حساب ِ ِهم مِن ِ وجهه ما عليك مِن yerek sabah akşam O’nu zik-
7. CÜZ ُ ْ َا
َّ ل ْز ُء
السا ِب ُع 133 EN’ÂM SÛRESİ
ُ ْ َ َ ْ َ ُ َّ َ ۙ َ َ ْ َّ ْ َ ٰ َ ْ ُ ُّ َ
54. Âyetlerimize inananlar
sana geldiğinde de ki: Size ً ْم ُٓسوءا سهِ الرحة انه من ع ِمل مِن ِ ربم ع نف
ٌ صلَ َح فَاَنَّ ُه َغ ُف ْ َ اب م ِْن َب ْعده۪ َوا َ َبَ َهالَة ُث َّم ت
selâm olsun! Çünkü Rabbiniz
rahmet etmeyi kendi üzerine
54 ۪يم ٌ ور َرح ِ ٍ ِ
ْ يل ال ْ ُم ُ َ َ َ ْ َ َ َٰ ْ ُ ّ َ ُ َ ٰ َ َ
yazdı. Sizden kim, bilmeye-
َ ْ َ ُ 134
7. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س EN’ÂM SÛRESİ 62. Sonra onlar gerçek
sahipleri olan Allah’a döndü-
ْم ُ ُ َ ْ َ َّ ُ َ َّ ْ ُ ْ َ َ َ ُ َ ْ َ َ ْ َّ ْ ُ ّٰ َ َ َ َّ َ ُ َ rülürler. Bilesiniz ki hüküm
وهوال۪ييتوفيمبِال ِلويعلمماجرحتمبِانلهارِثميبعث yalnız O’nundur ve O, hesap
ُ َ ُ ُ َ ُ ًّ َ ُ ٌ َ َ ٰٓ ْ ُ
م ث َّم ا ِلْهِ َم ْر ِج ُع ْم ث َّم يُن ّب ِ ُئ ْم بِمَا
görenlerin en çabuğudur.
ۚ ف۪يهِ لِ قض اجل مس 63. De ki: Bizi bundan kur-
ًَ َ ُ َ ُ َ َ َْ ُ َ ُ َ ْ ُ
َوه َوالقاه ُِرف ْوقع َِبادِه۪ َو ُي ْر ِسل َعليْ ْم َحفظۜة60كن ُت ْمت ْع َملو۟ن
tarırsa elbette şükredenler-
den olacağız. Diye gizli ve
َ ُ َ َ ُ ُ ْ َّ َ ْ ُ َ َ َٓ َ ّٰٓ َ
61 اء ا َح َدك ُم ال َم ْو ُت ت َوفت ُه ُر ُسل َنا َوه ْم ل ُيف ّ ِرطون حىت ا ِذا ج
açık olarak O’na yalvarıp ya-
karırken karanın ve denizin
ُ َ ْ َ َ ُ َ ُ ْ ُ ْ ُ َ َ َ ّ َ ْ ُ ُ ٰ ْ َ ّٰ َ ُّٓ ُ َّ ُ
ثم ردوا ا ِل اللِ مولهم ال ۜ ِق ال ل الم وهو ا
karanlıklarından sizi kim kur-
سع tarır.
َ َ ْ ّ َْ َ ُ ُ ْ ْ ُ ّ َ ُ ْ َ ْ ُ َ َْ
ب َوالَ ْح ِر ت ْد ُعون ُه ِ قل من ينج۪يم مِن ظلم62 الا ِس ۪بني
ِ ات ال
64. De ki: Sizi ondan ve
َّ َ َّ َ ُ َ َ ٰ ْ َ ٰ ْ َ ْ َ ً َ ْ ُ َ ً ُّ َ َ
her türlü sıkıntıdan Allah kur-
َ
63 تضع وخفية ۚلئ ِن انينا مِن ه ِذه۪ نلكونن مِن الشاك ِ۪رين
tarıyor, sonra da siz buna
rağmen şirk koşuyorsunuz.
َ ُ ْ ُ ْ ُ ْ َ َّ ُ ْ َ ّ ُ ْ َ َ ْ ْ ُ ّ َ ُ ُ ّٰ ُ
64 شكون ِ ك كر ٍب ثم انتم ت ِ ق ِل الل ينج۪يم مِنها ومِن
65. De ki: “O, size
ُ ْ َ ْ ً َ َ ْ ُ ْ َ َ َ َ ْ َ ْ َ ٰٓ َ ُ َ ْ َ ُ ْ ُ
üstünüzden veya ayakları-
ِْم قل هو القادِر ع ان يبعث عليم عذابا مِن فوق nızın altından bir azap gön-
ُ َ َ َُ ً َ ْ ُ َ َْ َْ ْ ُ ُ َْ َْ ْ َْ
dermeğe, ya da sizi grup,
۪يق َب ْعض ْم ت ارجلِم او يلبِسم ِشيعا ويذ ِ او مِن ت grup birbirinize düşürmeğe
ve kiminizin şiddetini kimini-
َ َْ َّ َ َ ٰ ْ ُ ّ َ ُ َ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ َ ْ َ
65 ات ل َعل ُه ْم َيفق ُهون ِ رف الي ِ ض انظر كيف ن ۜ ٍ باس بع ze tattırmaya gücü yetendir.”
ُ ْ َ َ ُ ْ َ ْ ُ ُّۜ َ ْ َ ُ َ َ ُ ْ َ َ َّ َ َ
Bak, anlasınlar diye, âyetleri
ِ ٍ ۪يف ايات ِنا فاع ِرض عنهم حىت ي ki: Ben sizin küfrünüze vekil
َّ ْ َ ْ َ َ ٰ ْ ّ َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َ ُ َ ْ َّ َ َّ َ ْ ُ
değilim.
َ
68 ين ِسينك الشيطان ف تقعد بعد الِكرى مع القو ِم الظالِم۪ني 67. Her haberin gerçekle-
şeceği bir zaman vardır. Ya-
kında bileceksiniz.
60. O, geceleyin sizi ölü gibi kendinizden geçirip alan ve 68. Âyetlerimizi yalan sa-
gündüzün kazandıklarınızı bilen, sonra da belirlenmiş ece- yanları gördüğün zaman,
liniz tamamlanıncaya kadar gündüzleri sizi tekrar dirilten- hakikate erinceye kadar on-
dir. Sonra dönüşünüz yalnız O’nadır. Sonra O, işlemekte lardan yüz çevir. Aksi halde,
olduklarınızı size haber verecektir. şeytan sana da unutturur. Ar-
61. O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahi- tık, bu hatırlatmadan sonra
bidir. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi zâlimler topluluğu ile berâber
mi elçilerimiz onun canını alırlar. Onlar asla kusur etmezler. oturma.
sakınanlara, inanmayanların
hesabından herhangi bir so-
ْن ٰ َ َْ ْ ْ َ
ٔ ْ َ ُ َّ َ َ َّ َ َ َ َ
rumluluk yoktur. Lakin onlara ِ ش ول ٍ حساب ِ ِهم مِن ِ وما ع ال۪ين يتقون مِن
doğruyu hatırlatın, ümit edilir
ً۪ين ُه ْم لَعِبا َ اتَ ُذوا د َّ َ َّ َ َ َ ُ َّ َ ْ ُ َّ َ َ ٰ ْ
ki korunurlar. وذرِ ال۪ين69 ذِكرى لعلهم يتقون
70. Dinlerini bir oyuncak ٌ ْ َ َ َ ْ ُ ْ َ ٓ ْ ّ َ َ َ ْ ُّ ُ ٰ َ ْ ُ ُ ْ َّ َ َ ً ْ َ َ
ve bir eğlence edinen, böy- ولهوا وغرتهم اليوة ادلنيا وذكِر بِه۪ ان تبسل نفس
lece kendilerini dünya hayatı
۪ۚيعٌ ل َو َل َشف ٌّ اللِ َو ّٰ
ون
ُ ْ ََ َ َْ ْ َ َ َ َ
د بِما كسبتۗ ليس لها مِن
aldatmış olan kimseleri bırak! ِ ِ
Sen yalnız Kur’an ile nasihat
etki hiçbir kimse kazandığı ۪ين َ ِك َّال َ ٰ ٓ ُ َ ْ ْ َ ْ ُ َ ْ َ َّ ُ ْ ْ َ ْ ِ َ
وان تع ِدل كل عد ٍل ل يؤخذ مِنهاۜ ا ۬ولئ
yüzünden helâka sürüklen-
ٌ اب اَل
۪يم ٌ اب م ِْن َح۪ي َو َع َذ ٌ ش َ َ سلُوا بمَا َك َس ُبواۚ ل َ ُه ْم ِ
ُْ
اب
mesin. Onun Allah’tan başka ٍ ِ
ne bir velisi, ne de bir şefa-
ّٰ ُ ْ ُ قُ ْل اَنَ ْد70 ون َ ُ ُْ َ ُ َ َ
atçisi vardır. O, bütün varını ون الل ِ د ِن م وا ع ۟ بِما كانوا يفر
fidye olarak verse, yine de
َعقَاب َنا َب ْع َد ا ِذْ َه ٰدينا ْ َ ٰ ٓ َ ُّ َ ُ َ َ ُّ ُ َ َ َ َ ُ َ ْ َ َ َ
ondan kabul edilmez. Onlar ِ ما ل ينفعنا ول يضنا ونرد ع ا
kazandıkları yüzünden helâ-
َ َْ َ ْ َْ ُ َ َّ ُ ْ َ ْ َ ْ َّ َ ُ ّٰ
ke sürüklenmiş kimseler- ۖالل كالِي استهوته الشياط۪ني ِيف الرِض حيان
dir. İnkâr etmek de oldukları
ّٰ َ ُ َّ ْ ُ َ ْ َ ُ ْ َ ُٓ َ ُ ْ َ ٌ َ ْ َ ُٓ َ
gerçeklerden ötürü onlar için ل اصحاب يدعونه ا ِل الهدى ائِن ۜا قل ا ِن هدى الل
ُ َوا َ ْن اَق71 ۪ۙني َ ُه َو ال ْ ُه ٰدى َواُم ِْرنَا ل ِنُ ْسل ِ َم ل َِر ّب الْ َعالَم
kaynar sudan ibaret bir içe-
cek ve acıklı bir azap vardır. ۪يموا ِ ۜ
َّ ُ َ ُ َ ْ ُ ْ َ ٓ َّ َ ُ َ ُ ُ َّ َ َ ٰ َّ
َوه َو ال۪ي72 شون
71. De ki: “Allah’ı bırakıp da
bize faydası olmayan, zararı الصلوة واتقوهۜ وهو ال۪ي ا ِلهِ ت
ُ ُ َ ْ ال ْرَض ب َْ َ َّ َخلَ َق
da dokunmayan şeylere mi
ُ
tapalım? Allah, bizi hidayete ال ّۜ ِق َو َي ْو َم َيقول ك ْن ِ و ات
ِ وَ الس ٰم
kavuşturduktan sonra gerisin
ُّ ك يَ ْو َم ُينْ َف ُخ يف ُ ْ ُ ْ ُ َ َ ۜ ُّ َ ْ ُ ُ ْ َ ُۜ ُ َ َ
geri şirke mi döndürülelim?
ِۜور الص ِ فيكون قول الق ول المل
ُ الب َ ْ ۪يم ُ الك َ ْ اد ۜة ِ َو ُه َو َ َ َّ َ َْعل ُِم الْ َغي
Arkadaşları ‘bize gel!’ diye
doğru yola çağırdıkları hâlde, 73 ي ۪ ه الش و ب ِ
yeryüzünde şaşkın şaşkın
dolaşıp şeytanların ayarttığı
kimse gibi mi olalım?” De ki: 73. O, gökleri ve yeri hak ve hikmet ile yaratandır. “Ol!”
“Hiç şüphesiz asıl doğru yol dediği gün oluverir. O’nun sözü gerçektir. Sûr’a üflendiği
Allah’ın yoludur. Bize âlem- gün de mülk O’nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir ve O, hik-
lerin Rabbine teslim olmamız met sahibidir, her şeyden haberdardır.
emrolundu.”
72. Namazı doğru kılın ve
Allah’a karşı gelmekten sakı-
nın. O, huzuruna varıp topla-
nacağınız Allah’tır.
َْ َ ُ
7. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س136 EN’ÂM SÛRESİ 77.Ay’ı doğarken görünce,
”Rabbim budur, “dedi. O da
ّٓ ً ٰ ْ َ لبيه ا ٰ َز َر ا َ َت َّتخ ُذ ا َ ُ ْٰ َ َ ْ َ
ص َنامًا ال َِهة ۚ اِن۪ى ِ ۪ ِ ۪يم واِذ قال ا ِبره
batınca, Rabbim bana doğru
ِ ح ِْز ٌب
4 yolu göstermezse elbette sa-
َ َو َك ٰذل َِك نُرٓي ا ِب ْ ٰره74 ك ف۪ى َض َل ُمبني
۪يم
َ َََْ َ َٰ
اريك وقوم
pıklardan olurum, dedi.
۪ ٍ ۪ ٍ
َ ُ ْ َ َ ُ َ َ ْ َ ْ َ َ ٰ َّ َ ُ َ َ 78. Güneşi doğarken gö-
75 ات والرِض و ِلكون مِن الموقِن۪ني ِ ملكوت السمو rünce, “Rabbim budur, zira
ٓ َّ َ َ ّ َ َ ٰ َ َ ً َ ْ َ ٰ َ ُ ْ َّ ْ َ َ َّ َ َّ َ َ
bu daha büyük” dedi. O da
ى فلما ۚ فلما جن عليهِ الل را كوكباۚ قال هذا ر ۪ب batınca, dedi ki: Ey kavmim!
َ َ ً َْ َ ََ َ ب اْلٰفِل ُ َٓ َ َ َ َ َ
Ben sizin Allah’a ortak koştu-
فل َّما َرا الق َم َر بَازِغ قال76 ۪ني ُّ ح ِ افل قال ل ا ğunuz şeylerden uzağım.
َ ُ ََ َ َ َ َ َََ ٓ ََ َ ٰ
هذا َر ّ۪ب ۚى فلم َّا افل قال لئ ِْن ل ْم َي ْه ِدن۪ى َر ّ۪بى لكون َّن
79.Çünkü yönümü, gökleri
ve yeri yoktan yaratan Allah’a
َ ٰ َ َ ًَ َّ َ َ َ َ الض ّال ٓ َّ َْ
فل َّما َرا الش ْمَس بَازِغة قال هذا77 ۪ني م َِن الق ْو ِم
çevirdim ve ben O’na ortak
koşanlardan değilim.
يء م َِّما ٌ ٓت قَ َال يَا قَ ْو ِم اِنّ۪ى بَر ْ َب فَلَمَّٓا اَفَل
ۚ
َُك ْ َ َٓ ٰ ّ َ
ر ۪بى هذا ا 80. Kavmi onunla tartış-
۪ maya kalkıştı. Onlara dedi
َّ ط َر َ َ َّ َ ْ َ ُ ْ َّ َ ّ َ ُ ُْ
ات ِ الس ٰم َو ه ل ِل۪ي ف ِ اِن۪ى وجهت وج78 شكون ِ ت
ki: Beni doğru yola iletmiş-
ken, Allah hakkında benim-
ُاج ُه قَ ْو ُم ۜه َّ َٓ َوح79 ۪ني َ ۪يفا َومَٓا اَن َ ۬ا م َِن ال ْ ُمْشك ً َ َ َْْ َ
والرض حن
le tartışıyor musunuz? Ben
ۚ ِ sizin O’na ortak koştuğunuz
َ ُ ْ ُ َ ُ َ َ َٓ َ ٰ َ ْ َ َ ّٰ ّ ٓ ُّ ٓ َ ُ َ َ َ şeylerden korkmam. Ancak,
شكون ِ ين ول اخاف ما ت ِۜ قال اتاجون۪ى ِيف اللِ وقد هد Rabbim ne dilerse o olur.
ًشٔ عِلْم ۜا ْ َ َّ ُ ّ َ َ َ ۜ ً ْ َ ّ َ َ َٓ َ ْ َ ٓ َّ ٓ Rabbimin ilmi her şeyi kuşat-
ٍ بِه۪ ا ِل ان يشاء ر ۪بى شيـٔا و ِسع ر ۪بى كل mıştır. Hâlâ ibret almıyor mu-
َ ُ ََ َ ْ َ ْ َ َٓ ُ َ َ َ ْ َ َ َ ُ َّ َ َ َ َ َ َ
شك ُت ْم َول تافون وكيف اخاف ما ا80 اف تتذكرون
sunuz?
َ ْ َ ُ 138
7. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س EN’ÂM SÛRESİ 92. Bu, şehirlerin anasında
ve çevresindekileri uyarman
َاك ْم َو َٓر َاء ظُ ُهور ُك ْم َوما ُ َ ْ َّ َ َ ْ ُ ْ َ َ َ َّ َ َ َّ َ ْ ُ َ ْ َ َ 94. And olsun ki, sizi ilk defa
ۚ ِ خلقناكم اول مر ٍة وتركتم ما خونل yarattığımız gibi teker teker
ُ ٰٓ َ ُ ْ ُ َّ َ َ َ َّ ُ ُ َ َٓ َ ُ ْ ُ َ َ ٰ َ
۪ين َزع ْم ُت ْم ان ُه ْم ف۪يم
bize geleceksiniz ve size ve-
شك ۬ؤۜا نرى معم شفعاءكم ال rip de hayaline daldırdığımız
َ ْ َ ُ 140
7. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س EN’ÂM SÛRESİ 105. İşte Biz, âyetleri iyice
anlayıp kavramaları için fark-
ُ ُ ْ َ ٔ ْ َ ّ ُ ُ َ َ ُ َّ َ ٰ ٓ َ ْ ُ ُّ َ ُ ّٰ ُ ُ ٰ lı üslûplarla, türlü türlü beyan
ۚش فاعبدوه ٍ ذل ِم الل رب ۚم ل ا ِل ا ِل هوۚ خال ِق ك ِل ederiz. Biliyoruz ki onlar neti-
ُارۘ َو ُه َو يُ ْدرك ُ ص َ ْ لبَْ ُ ُ ُْ َ ٌ َ َْٔ ُّ ٰ َ َ ُ َ cede “Sen bir yerden okuyup
ِ ل تدرِكه ا102 ش وك۪يل ٍ ك ِ وهو ع öğrenmişsin!” diyecekler-
ُصائ ِر َٓ َك ْم ب ُ َ َٓ ْ َ ُ َ ْ ُ َّ َ ُ َ َ َ ْ َ ْ dir. Âyetleri böyle türlü türlü
قد جاء103 البصارۚ وهو اللط۪يف ال ۪بي açıklamamız, bilmek isteyen
َ َ ْ َ َ َ َ َْ ْ َ َ ْ ُ ّ َ ْ
م ف َعليْ َه ۜا َ ِ سه۪ۚ َو َم ْن َع
kimselere, Kur’an’ı iyice be-
ِ ر فلِنف مِن ربِ ۚم فمن اب yan etmek içindir.
َ ْٰ ُّ َ ُ َ ٰ ََ َ ْم ب ُ ْ َ َ َ۬ َ ٓ َ َ
ات ِ رف الي ن ِك لذ ك و 104 ۪يظ ف وما انا علي
106. Rabbinden sana vah-
ِ ٍ ِ yolunana uy. O’ndan başka
َ ِ ا ِتَّب ْع مَٓا ا ُ ۫و105 ون َ َُْ َ ْ َ ََُُّ َ َ ْ ََ ُ َُ َ ilah yoktur. Ona ortak koşan-
ح ِ و ِلقولوا درست ونلِ بيِنه ل ِقو ٍم يعلم lardan yüz çevir.
ُ َ َ ْ ُ ُ ّ َ ُ َ ْ ُ ُ ْ َ ْ ّ َ ٰ َّ ُ ْ ُ َ َ َ َّ ُ ّ ُ
yin. Aksi halde onlar da bil-
جعهم فينبِئهم بِما كانوا ِ ل ِك ِل ام ٍة عملهم ثم ا ِل رب ِ ِهم مر
gisizce haddi aşarak Allah’a
ٌ َ ٰ ْ ُ ْ َ َٓ ْ َ ْ َ ْ َ َ ْ َ ّٰ َْ َ ُ
söverler. Böylece biz her üm-
َواق َس ُموا بِاللِ جهد ايمان ِ ِهم لئ ِن جاءتهم اية108 َي ْع َملون mete yaptıkları işlerini câzip
لؤمن بِها قل ا ِنما اليات عِند اللِ وما يشعِر Rablerinedir. Onlara, ne yap-
َ ُ َ َ ْ َ َ ْ ُ َ َ ْ َ ُ ّ َ ُ َ َ ُ ْ ُ َ ْ َ َٓ َ
tıklarını O haber verecektir.
اره ْم كمَا ونقلِب افـِٔدتهم وابص109 ا ِذا جاءت ل يؤمِنون 109. Eğer kendilerine bir
َ ُْ ُ ََ َ َ ْ َ
۟ ل ْم يُؤم ُِنوا ب ِ ٓ ۪ه ا َّول َم َّر ٍة َونذ ُره ْم ۪يف طغ َيان ِ ِه ْم َي ْع َم ُه
mucize gelirse ona mutlaka
110 ون inanacaklarına dair olanca
güçleri ile Allah adına And
içtiler. De ki: Mucizeler an-
cak Allah tarafındandır. Ama
102. İşte sizin Rabbiniz Allah. O’ndan başka hiçbir ilâh mucize geldiğinde dahi inan-
yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin. mayacaklarının farkında mı-
O, her şeye vekildir. sınız?
103. Gözler O’nu göremez; fakat o bütün gözleri ihata 110. Biz onların kalplerini
eder. O, eşyayı pekiyi bilen, her şeyden haberdar olandır. ve gözlerini ters döndürürüz
104. Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi. de ilkin ona iman etmedikleri
Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına, gibi mucize geldikten sonra
kim de bu gerçeklere karşı kör bakarsa kendi zararınadır. da inanmazlar ve yine onları
Ben başınızda bekçi değilim. azgınlıkları içinde bırakırız da
bocalar dururlar.
KUR’AN-I KERİM MEALİ 141
KURAN ANA SAYFASINA DÖN KİTAPLAR ANA SAYFASINA DÖN
َْ َ ُ
8. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س142 EN’ÂM SÛRESİ 121. Üzerine Allah’ın adı
anılmadan kesilen hayvan-
َْ َ َ ّٰ ْ َ ُ َّ ُ ُ ْ َ َّ َ ُ َ
اس ُم اللِ عليْهِ َوقد َومَا ل ْم ال تاكلوا مِما ذكِر
lardan yemeyin. Çünkü onu
yemek günahtır. Gerçekten
َّ َ ْ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ َّ ْ ُ ْ َ َ َ َّ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ şeytanı evliya edinenleri, o,
فصل لم ما حرم عليم ا ِل ما اضط ِررتم ا ِل ۜهِ واِن sizinle mücadele etmeleri için
ُك ُه َو ا َ ْعلَم َ َّ َ َّ ِ ْ ْ َ ْ َٓ ْ َ َ ُّ ُ َ ً َ teşvik eder. Eğer onlara uyar-
ي عِل ۜ ٍ ان رب ِ ضلون بِاهوائ ِ ِهم بِغ ِ كث۪يا ل sanız şüphesiz siz de Allah’a
َ ُ ْ َ َ َّ َّ ُ َ َ َ ْ ْ َ َ ُ َ َ َ َ ْ ُ ْ ortak koşanlardan olursunuz.
سبون ِ وذرواظاهِرالِث ِموبا ِطن ۜها ِنال۪يني119بِالمعتد۪ين 122. Ölü iken dirilttiğimiz
ُ ُ َْ َ َ َ ُ ََْ ُ َ َ َ َْ ْ ُ َ َْ ْ
ول تاكلوا120 تفون ِ الِثم سيجزون بِما كانوا يق
ve kendisine insanlar ara-
sında yürüyebileceği bir nur
َ الش َياط َّ َّ َ ۜ ٌ ْ َ ُ َّ َ ْ َ َ ّٰ ُ ْ َ ْ ُ ْ َ َّ
۪ني مِما لم يذك ِر اسم اللِ عليهِ واِنه لفِسق واِن
verdiğimiz kimse, karanlıklar
içinde kalıp ondan hiç çıka-
ْوهم ُ ُ ُ ْ َ َ ْ ِ َ ْ ُ ُ َ ُ ْ َٓ ْ َ ٰ ٓ َ ُ ُ َ mayan kimse gibi olur mu?
لوحون ا ِل او ِلائ ِ ِهم ِلجادِلوك ۚم وان اطعتم İşte kâfirlere yaptıkları böyle
ْ ْ ْ ََ َ َ َ َ ُ ْ ُ َ ْ ُ َّ
ا َو َم ْن كان َميْ ًتا فاح َيي َناهُ َو َج َعل َنا121 ون
süslü gösterilmiştir.
۟ شك ِ ا ِنم لم
ْ َ الظلُ َم ُّ َ ً َُ ُل ن
123. Böylece yaptıkları
َُ
ات ليَس ِ ورا َي ْمش۪ى بِه۪ ِيف انلَّاِس ك َم ْن َمثل ُه ِيف hileler yüzünden günah iş-
lemekte kavimleri içinde ileri
َ ُ ْ ُ َ َ َ ْ َ ٰ َ ْ َ
122 ين مَا كنوا َيع َملون ِبارِ ٍج مِن َه ۜا كذل ِك ُز ّي ِ َن ل ِلكاف ِ۪ر
gittiler. Onlar aslında kendi-
lerine zulüm ediyorlardı. Ama
َ ك ُروا ف ُ ْ َ َ ْ ُ َ َ َ َْ َ ُّ َْ َ َ َ ٰ ََ
۪يهۜا ك قري ٍة اكابِر م ِرم۪يها ِلم ِ وكذل ِك جعلنا ۪يف
farkında değillerdi.
ْ َ َٓ َ َ َ ُ ُ ْ َ َ َ ْ ُ ْ َ َّ َ ُ ُ ْ َ َ َ
124. Onlara bir âyet gel-
اءت ُه ْم واِذا ج123 س ِهم وما يشعرون ِ وما يمكرون ا ِل بِانف diğinde, “Allah’ın elçilerine
ّٰ ُ ُ ُ َ ُ َٓ َ ْ ٰ ْ ُ ّٰ َ َ ْ ُ ْ َ ُ َ ٌ َ ٰ
verilenin aynısı bize de veril-
ِالل
ۜ ويت رسل ِ ۫ اية قالوا لن نؤمِن حىت نؤت مِثل ما ا
medikçe katiyen inanmayız
َّ ُ ّٰ َ ٓ َ َ َّ َٓ َ َ ُ ْ ُ َّ
128. Onların hepsini bir
َ
araya topladığı gün, Allah “Ey الل ا ِن َر َّبك ۜ ادل۪ين ف۪يها ا ِل ما شاء ِ ار َمث ٰوي ْم خ انل
cinler topluluğu! Siz insanlar-
ً َّ َ ّ ُ َ ٰ َ
la çok uğraştınız.” der. İnsan-
۪ني َب ْعضا ب ِ َما َ الظالِم َوكذل ِك ن َول۪ى َب ْعض128 ۪يم ٌ ۪يم َعل
ٌ َحك
lardan onları evliya edinenler
ُ ْ ََ ْ ْ ْ َ َ ْ َ َ َ ُ ْ َ ُ َ
ise: “Ey Rabbimiz! Birbirimiz-
ال ِّن َوالِنِس ال ْم يَات ِ ْم ِ ش ع م ا ي 129 ۟
ون سبِ كنوا ي
ُ َ ُ ْ ُ َ َ ٰ ْ ُ ْ َ َ َ ُّ ُ َ ْ ُ ْ ٌ ُ ُ
den yararlandık ve bize ver-
diğin sürenin sonuna ulaştık.”
اءَ ْم ل َِٓق رسل مِنم يقصون عليم ايات۪ى وين ِذرون
َ ْ س َنا َو َغ َّرتْ ُه ُم ُ ْ َ ٰٓ َ َ ْ َ ُ َ ۜ َ ٰ ْ ُ ْ َ
derler. Allah da buyurur ki:
ُاليٰوة
ِ يومِم هذا قالوا ش ِهدنا ع ان
ف
“Allah’ın dilediği hariç, içinde
َ ُ َ ْ ُ َّ َ ْ ُ ْ َ ٰ ٓ َ ُ َ َ َ ْ ُّ
ebedî kalmak üzere duraca-
ğınız yer ateştir. Şüphesiz َ ٰ َ
Rabbin hikmet sahibidir, bi- ذل ِك130 س ِهم انهم كنوا كاف ِ۪رين ِ ادلنيا وش ِهدوا ع انف
َ ُ َ َُ ْ ََ ْ ُ ٰ ُ ْ َ ْ ُ َ ُّ َ ْ ُ َ ْ َ ْ َ
131 ان لم ين ربك مهلِك القرى بِظل ٍ واهلها غف ِلون
lendir.
129. İşte böylece
kazandıkları günahlardan
ötürü zalimlerin bir kısmını
diğer bir kısmına musallat 130. “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi
ederiz. anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi
uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecek-
ler: “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatının
onları aldattığına ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine
şahitlik ettiler.
131. İçinde yaşayanlar gafil oldukları halde, senin Rab-
bin bir zulüm ve haksızlık ederek ülkeleri helâk eden de-
ğildir.
َْ َ ُ
8. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س144 EN’ÂM SÛRESİ 135. De ki: Ey kavmim! Eli-
nizden geleni yapın! Ben de
َ َ ُ ٌ َِ ّل َد َرج ُ َ
ات مِمَّا َع ِملوا ۜ َومَا َر ُّبك بِغاف ٍِل
yapıyorum. Dünya yurdunun
ٍ ول sonunun kimin lehine olduğu-
َ ْ َ ْ َّ ُ ُّ َ ْ َ ُّ َ َ َ ُ َ
ح ۜ ِة ا ِن يَشا وربك الغِن ذو الر132 ع َّما َي ْع َملون
nu yakında bileceksiniz. Ger-
çek şu ki, zalimler kurtuluşa
َ َ َ ْ ُ َْ ْ ْ ْ ُ ْ
ُ ٓش يُذهِبْ ْم َوي َ ْس َتخل ِف مِن بع ِدكم ما ي
eremezler
اء 136. Allah’ın yarattığı ekin-
َّ َ َ ٰ ْ َ َّ ّ ُ ْ ْ ُ َ َ ْ َ َٓ َ
ا ِن133 ين ۜ كا انشاكم مِن ذرِيةِ قو ٍم اخ ۪ر
lerle hayvanlardan Allah’a
pay ayırıp, zanlarınca, “Bu
ْ ُ َ ْ ُ ْ ُ ْ َ َٓ َ ۙ ٰ َ َ ُ َ ُ َ Allah’a, bu da ortaklarımıza
ل134 ج ۪زين ِ لت وما انتم بِمع ٍ ما ودون dediler. Ortakları için ayrılan
ٌ َ ّ ْ ُ َ َ َ َٰ َُ ْ ِْ َ َ Allah’a ulaşmıyor, fakat Allah
يا وم اعملوا ع مانتِم اِن۪ى امِل için ayrılan ortaklarına ulaşı-
َّ َّ ُ َ َ ُ َ ُ ُ َ ْ َ ۙ َ ُ َ ْ َ َ ْ َ َ
ادلارِۜ ا ِن ُه
yor! Ne kötü hüküm veriyor-
فسوف تعلمون من تون ل عق ِبة lar.
َ َ ّٰ ُ َ َ َ َّ ْ َ
ج َعلوا ِللِ م َِّما ذ َرا م َِن و135 ل ُيفل ِ ُح الظال ُِمون
137. Yine bunun gibi, Al-
lah’a ortak koşanların ço-
ْ ّٰ َ ٰ ُ َ َ َ ِ َ ْ َ ْ َ ْ َْ
ام نص۪يبًا فقالوا هذا ِللِ ب ِ َزع ِم ِه ْم
ğuna, koştukları ortaklar,
ث والنع ِ الر çocuklarını öldürmelerini gü-
َٓ َ ُ َ َ َ َٓ َ ُ َ ٰ َ
شكائ ِ ِه ْم ِ شكائ َِناۚ َا كان ل
zel gösterdi ki; onları helâ-
ِ وهذا ل ke sürüklesinler ve dinlerini
ُ َ َ ُ َ ّٰ َ َ َ َ ّٰ َ ُ َ َ َ karıştırıp onları yanıltsınlar.
صل ِ صل ا ِل اللِۚ وما كان ِللِ فهو ي ِ ي Eğer Rabbin dileseydi, bunu
َ ٰ َ َ َ ُ ُ ْ َ َ َ َٓ ْ َٓ َ ُ ٰ yapamazlardı. Artık sen
وكذل ِك136 ا ِل شكائ ِ ِه ۜم ساء ما يكمون onları uydurdukları ile baş
َ ْ َ ُ 146
8. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س EN’ÂM SÛRESİ 145. De ki: Bana vahyo-
lunanda, onu yiyecek kimse
َْْ ْ ْ َ ْ ْ َّ َ َْ ََ ََ
ني َوم َِن ال َم ْع ِز َ için, leş veya akıtılmış kan ya-
ني
ِۜ اثن ِ ن اث ن ِ االض ِن م اج
ۚ ٍ ثمانِية ا
و ز hut domuz eti ki pisliğin ken-
َِْعلَيه ْاش َت َملَت ْ َّ َ ْ َ َ ْ ُ ْ َ َ َّ َ ْ َ َ َّ ٰٓ ْ ُ
ِ قل الكري ِن حرم ا ِم الني
disidir yâda Allah’tan başkası
ني اما adına kesilmiş bir hayvandan
َْ َ ُ
8. CÜZ ِ ورةُ النْ َع
ام س148 EN’ÂM SÛRESİ 154. Sonra iyilik edenle-
re nimetimizi tamamlamak,
َ ُ ْ َ ّٰ َ ُ َ ْ َ َ َّ َّ َ ْ َ َ ََُْ َ َ her şeyi açıklamak, hidayete
ول تقربوا مال الت۪ي ِم ا ِل بِاتل۪ى ِه احسن حىت يبلغ erdirmek ve rahmet etmek
ً ّلُِف َن ْفسا َ ُ َ ۚ ْ ْ َ َ ْ َ َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ ُ َ maksadıyla Mûsâ’ya da Ki-
اشدهۚ واوفوا الكيل والم۪يان بِالقِس ِط ل ن tab’ı verdik. Umulur ki, Rable-
ّٰ ْ َ َ ٰ ْ ُ َ َ َ ْ َ َ ُ ْ َ ْ ُ ْ ُ َ ِ َ َ َ ْ ُ َّ rinin huzuruna varacaklarına
ا ِل وسعها واذا قلتم فاع ِدلوا ولو كان ذا قربۚ وبِعه ِد الل iman ederler.
َ ٰ َّ َ َ َّ َ َ ُ َّ َ ُ ُ ٰ ُ َ
َوان هذا152ۙا ْوفواۜ ذل ِ ْم َو ّٰصي ْم بِه۪ ل َعل ْم تذك ُرون
155. İşte bu, bizim indirdiği-
miz mübarek bir kitaptır. Ona
ُ َ َ َ َ ُّ ُ َّ َ َ َ ُ ُ َّ َ ً َ ْ ُ
الس ُبل ف َتف َّرق بِ ْم صاط۪ى مستق۪يما فاتبِعوهۚول تبِعوا َ ِ uyun ve Allah’a karşı gelmek-
ten sakının ki size merhamet
ُ َ ُ َ ُ َّ َ ُ ُ ٰ َ
ث َّم153 ع ْن َس ۪بيلِه۪ۜ ذل ِ ْم َو ّٰصي ْم بِه۪ ل َعل ْم ت َّتقون
edilsin! Dedik.
ً ْ َ الٓي ا َّ َ َ َ َ َ ْ َ ُ َْ َٰ
156. “Kitap, yalnız bizden
َْ
ح َس َن َوتف۪ي ۪ اب ت َمامًا ع اتينا موس الكِت önceki iki topluluğa indirildi,
biz ise onların okumasından
َّ َ ً َ ْ َ َ ً ُ َ ْ َ ّ ُ
154 ون ۟ َ حة ل َعل ُه ْم بِل ِ َٓقاءِ َر ّب ِ ِه ْم يُ ْؤم ُِن ش وهدى ور ٔ ٍ ل ِك ِل gerçekten habersizdik” de-
meyesiniz.
ْم ُ َّ َ َ ُ َّ َ ُ ُ َّ َ ٌ َ َ ُ ُ َ ْ َ ْ َ ٌ َ َ ٰ َ
وهذا كِتاب انزنلاه مبارك فاتبِعوه واتقوا لعل 157. Yahut “Bize de kitap
ْ َ َ َٓ ٰ َ ُ َ ْ َ ْ ُ َٓ َّ ُٓ ُ َ ْ َ ۙ َ ُ َ ْ ُ
indirilseydi, biz onlardan daha
ني ِ ان تقولوا ا ِنما ان ِزل الكِتاب ع طائ ِفت155 ترحون
çok doğru yolda olurduk” de-
meyesiniz diye İşte size de
ُ َُ َ َ استه ْم لَ َغافِل َ َّ ُ ْ َ ْ َ
ا ْو تقولوا156 ۪ۙني ِِ َ م ِْن قبلِناۖ َواِن كنا ع ْن د َِر Rabbinizden açık bir delil, hi-
ٰ ْ َ ٓ ُ َ ُ َ ْ َ ْ َ َ َ ْ ُ ٓ َّ َ ْ َ
dayet ve rahmet geldi. Kim,
ََ ْ
اب لك َّنا اهدى مِن ُه ْۚم فق ْد لو انا ان ِزل علينا الكِت Allah’ın âyetlerini yalanlayıp
َْ َ
onlardan yüz çevirenden daha
َ ٌ َ ْ َ َ ً ُ َ ْ ُ ّ َ ْ ٌ َ ّ َ ْ ُ َ َٓ
حة ۚ ف َم ْن اظل ُم جاءكم بيِنة مِن ربِم وهدى ور
zalimdir? Âyetlerimizden
yüz çevirenleri, yüz
ْ َ ْ ُ َ ُ 150
8. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 3.Rabbinizin sizin için ter-
tip ettiğine uyun, O’ndan baş-
ٌ ّ َ ٌ ّ ْ َُ ْ ُورة
َ ُس
َ ِ َو ك َّية َ ِ ْ ع َ َر ُا
ka evliya edinmeyin. Ne ka-
ه َ ِ اف َمك َِّية َوم
ِه ِ السورة العر
َ ْف dar da az öğüt alıyorsunuz!
َ ٰ 7 - A’RÂF
ات
ٍ
َتُّ اٰي
ُّ َ َو ِسSÛRESİ
ان
ِ
َ
مِائ َت َ
َ ِائ
ات ٍ اي و ِست ان
ِ م ت 4.Nice topluluklar var ki biz
onları helâk ettik. Azabımız
ْ َّ ّٰ
َّ ح ٰمن
الرح۪ي ِم ِ ﷱ اللِ الر
onlara geceleyin yahut gün-
düz istirahat ederlerken geldi.
ْ ْ ُ َ َ َ َ َ ُْ ٌ َ ٓ
ابان ِزلا ِلْكفيَ ْن ۪يف َص ْدرِ َك َح َر ٌجمِن ُهتلِ ُنذ َِر كِت1ص ۜ ٓ ال ٓم ح ِْز ٌب
3
5.Onlara azabımız geldi-
ُ ّ َ ْ ْ ُ ْ َ َ ْ ُ َٓ ُ َّ ْ ُْ ْٰ َ
ğinde, “Biz gerçekten zalim
ْم َ ِ
ِ ا ِتبِعوا ما ان ِزل ا ِلم مِن رب2 بِه۪ وذِكرى ل ِلمؤمن۪ني kişilermişiz” demelerinden
َ َ َ َّ َ َ ً َ َ ُ َّ َ َ
َوك ْم م ِْن ق ْر َي ٍة3 َول تب ِ ُعوا م ِْن دون ٓ ِ۪ه ا ْو ِلَٓا َۜء ق۪ي مَا تذك ُرون
başka çağırışları olmadı.
6.Elbette kendilerine pey-
ُ َف َما َك َن َد ْع ٰو4 ون َ ُ َٓ ْ ُ ْ َ ً َ َ َ ُ ْ َ َ َ َٓ َ َ َ ْ َ ْ َ
يه ْم
gamber gönderilenlere de,
اهلكناها فجاءها باسنا بياتا او هم قائ ِل gönderilen peygamberlere de
۪ينَ فَلَنَ ْس َـٔلَ َّن اَّل5 ۪ني َ اء ُه ْم بَا ْ ُس َنٓا ا َّ ِٓل ا َ ْن قَالُٓوا ا ِنَّا ُك َّنا ظَالِم
َ ٓا ِذْ َج soracağız!
7.Ve onlara olup bitenleri
ْ َ
ٍ فل َنق َّص َّن َعليْ ِه ْم بِعِل6 ۪ۙني
ُ ََ َ ا ُ ْرس َِل اَِلْه ْم َولَنَ ْس َـٔلَ َّن ال ْ ُم ْر َسل
ِ
tam bir bilgi ile mutlaka anla-
ْاكم ُ َّ َّ َ ْ َ َ َ َ ُ ْ َ َ َ ٰ ُ َ َ ْ ُ َ ُ ْ َ ُٓ َ
onlar kurtuluşa erenlerdir.
ولقد مكن9 خِسوا انفسهم بِما كنوا بِايات ِنا يظل ِمون 9.Kimin de tartıları hafif ge-
َ ُ َْ ً َ َ ُ َ َْ َ َ َ ْ َْ
۟ ۪يها َم َعاي ِ ۜش ق۪ي َما تشك ُر َ ْم ف lirse, işte onlar, âyetlerimizi
10 ون ِيف الرِض وجعلنا ل inkâr ettiklerinden dolayı ken-
ُ َ ْ َ َ ْ ٓ َّ ُٓ َ َ َ َ َ ٰ
10.Doğrusu biz sizi yer-
11 ۪ين َّ ْن م َِن
َ الساجد ۪يس لم ي
ۜ ِلدم ۗ فسجدوا ا ِل ا ِبل
ِ
yüzüne yerleştirdik ve orada
size geçim vasıtaları verdik.
Ne kadar da az şükrediyorsu-
nuz!
11.Andolsun sizi yarattık,
7 - A’RÂF SÛRESİ sonra size şekil verdik, sonra
da meleklere, “Âdem›e secde
Bismillâhirrahmânirrahîm edin!» diye emrettik. İblis’in
dışındakiler secde ettiler. İblis
secde edenlerden olmadı.
1.Elif. Lâm. Mîm. Sâd.
2.Kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen
için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde bir
şüphe olmasın.
ْ َ ْ ُ َ ُ 152
8. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ süslenecek elbise indirdik.
Takvâ giysisi ise mânânız
َ ُ َ َْ َ َ َْ َ ْ َُْ ََ َ َ
قال َر َّب َنا ظل ْم َنٓا انف َس َنا َواِن ل ْم تغ ِف ْر نلَا َوت ْرح َنا نلَكون َّن
için en hayırlıdır. İşte bunlar
Allah’ın âyetlerindendir. Belki
ُ َ َ ْ ُ ُ ْ ُ ْ َ َ َ الَاس ْ َ
قال اهبِطوا َبعض ْم لِ َعٍض ع ُد ٌّو ۚ َول ْم23 ين
düşünüp öğüt alırsınız diye.
ِ۪ مِن 27. Ey Âdemoğulları! Şey-
َ ْ ََْ َ َ َ ٰ ٌ َ َ َ ٌّ َ َ ْ ُ ْ َْ
قال ف۪يها تيون24 ۪ني ٍ ِيف الرِض مستقر ومتاع ا ِل ح
tan, ana-babanızı, çirkin yer-
lerini kendilerine göstermek
ْم ُ َْ َ َْ ََْ ْ َ َ َٰ ٓ َ َ َ ُ َُْ َ ْ َ َ ُ ُ َ َ َ
يا بن۪ى ادم قد انزنلا علي25 ون ۟ وف ۪يها تموتون ومِنها ترج
için elbiselerini soyarak cen-
netten çıkardığı gibi sizi de
َ ٰ ٌ ْ َ َ ٰ ٰ ْ َّ ُ َ َ ۠ ً َ ْ ُ ٰ ْ َ
يۜ ذل ِك اسا يُ َو ۪اري سوات ِم و ۪ريشا ولِ اس اتلقوى ذل ِك خ ً َ ِل aldatmasın. Çünkü o ve ka-
bilesi, sizin onları göreme-
ُ َ ْ َ َٰ َ َّ َّ َّ َ ّٰ ٰ
يَا َبن۪ٓى اد َم ل َيفتِن َّن ُم26 ات اللِ ل َعل ُه ْم يَذك ُرون ِ َم ِْن اي
yeceğiniz yerden sizi görür-
ler. Şüphesiz biz şeytanları,
ْ َ ُ ْ َ َّ َ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َ َ َ ْ َ َٓ َ ُ َ ْ َّ
نع عن ُه َما
inanmayanların evliyası
ِ الشيطان كما اخرج ابويم مِن النةِ ي kıldık.
ُ ُ َ ُ ُ َّ ٰ
ي َي ُه َما َس ْوات ِ ِه َم ۜا ا ِن ُه يَ ٰري ْم ه َو َوق ۪بيل ُه م ِْن َحيْث ُ َُ َ َ
ِ ِ لِ اسهما ل
28. Onlar bir kötülük yap-
tıkları zaman: “Babalarımı-
َ ْ َ َ َّ َ َٓ ْ َ َ َ َّ َ ْ َ َ َّ ْ ُ َ ْ َ َ َ
27 ۪ين ل يُؤم ُِنون ل ترونه ۜم ا ِنا جعلنا الشياط۪ني او ِلاء ل ِل
zı bu yolda bulduk. Allah da
bize bunu emretti” derler. De
َ َ ُ ّٰ َ َ َ ٓ َ ٰ َٓ ْ َ َ َ ْ َ َ ُ َ ً َ َ ُ َ َ َ َ
ۜالل ا َم َرنا ب ِ َها حشة قالوا وجدنا عليها اباءنا و ِ واِذا فعلوا فا
ki: Allah kötülüğü emretmez.
Allah’a karşı bilmediğiniz
َ َ َ َ ّٰ َ َ َ ُ ُ َ َ َٓ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ َ َ ّٰ َّ ْ ُ
28 حشا ۜ ِء اتقولون ع اللِ َما ل ت ْعل ُمون
şeyleri mi söylüyorsunuz?
قل ا ِن الل ل يامر بِالف
ُّ َ ْ ْ ُ َ ُ ُ ُ ََ ۠ ْ ْ
29. De ki: Rabbim bana
ج ٍد ْ َ ّ قُ ْل ا َ َم َر َر
ِ ك مس د ِن
ع م وه جو وا ۪يم قاو ط
ِ س ق
ِ الِ ب ى ب adaleti emretti. Her mescid-
ِ ۪ de yönünüzü O’na çevirin ve
ُ ُ َ ْ ُ َ َ َ َ َ َ ّ َُ َ
َۜ ود ُْ ُ ْ
29 ون ۪ين كما بداكم تع ۜ َوادعوهُ ملِص۪ني ل ادل
dini yalnız Allah’a has kılarak
O’na yalvarın. İlkin sizi yarat-
ُ َ َّ َّ ُ َ َ َّ َ ً َ ٰ َ ً َ
ف ۪ريقا هدى َوف ۪ريقا َح َّق َعليْ ِه ُم الل ۜة ا ِن ُه ُم اتذوا
tığı gibi yine O’na döneceksi-
niz.
َ َّ َ َ ْ ّٰ ُ ْ َ َٓ ْ َ َ َ َّ
30 ون اللِ َو َيح َس ُبون ان ُه ْم ُم ْه َت ُدون ِ الشياط۪ني او ِلاء مِن
د 30. O, bir grubu doğru
yola iletti, bir gruba da sa-
pıklık müstehak oldu. Çünkü
onlar Allah›ın tertibini bırakıp
23. Dediler ki: “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. şeytanları kendilerine evliya
Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edindiler. Böyle iken kendile-
edenlerden oluruz.” rinin doğru yolda olduklarını
24. Allah buyurdu: “Birbirinize düşman olarak inin! Sizin sanıyorlar.
için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşip kalma ve yaşa-
yıp faydalanma vardır.”
25. “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve ora-
dan çıkarılacaksınız” dedi.
26. Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi,
ْ َ ْ ُ َ ُ 154
8. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 39. Öncekiler de sonraki-
lere derler ki: Sizin bize bir
ْ ْ ْ َ ْ ُ َْ ْ ْ َ َ ْ َ َُ ٓ ُ ُ ْ َ َ
ال ِّن َوالِنِس
üstünlüğünüz yok. O halde
ِ قال ادخلوا ۪يف ام ٍ قد خلت مِن قبلِم مِن siz de yaptıklarınıza karşılık
َخ َتهَاۜ َحّٰٓىت ا َِذا َّاد َار ُكوا ف۪يها ْ ُ ْ َ َ َ ٌ َّ ُ ْ َ َ َ َ َّ ُ َّ azabı tadın!
ِيف انلا ۜرِ كما دخلت امة لعنت ا 40. Bizim âyetlerimizi ya-
ْ۫ول ُه ْم َر َّب َنا ٰٓه ُؤ َٓ۬لءِ ا َ َض ُّلونَا فَاٰتِهم ٰ ُ ْ ُ ْٰ ُ ْ َ َ ً َ
ج۪يعا ۙ قالت اخريهم ِل
lanlayıp da onlara karşı ki-
ِ birlenmek isteyenler var ya,
َ َ َ َ ٰ ٌ ْ ّ ُ َ َ َّ َ ً ْ ً َ َ
38 ْن ل ت ْعل ُمون ِ ضعف َول ِ كٍ ِ ضعفا مِن انلا ۜرِ قال ل ِ عذابا
işte onlara gök kapıları açıl-
mayacak ve onlar, deve iğne
ْ َ ََ ُ َ َ َ َ ُ ْٰ ُ ْ ُ ٰ ُ ْ َ ََ
يه ْم ف َما كن ل ْم عليْ َنا م ِْن فض ٍل
deliğinden geçinceye kadar
وقالت ا ۫ولهم ِلخر cennete giremeyeceklerdir!
َّ َ َ َّ َّ َ ْ َ ُْ ُ َ فَ ُذوقُوا الْ َع َذ
۪ين كذبُوا ۟ س ُب ِ اب ب ِ َما كنت ْم ت
Suçluları işte böyle cezalan-
ا ِن ال39 ون dırırız!
ِالس َٓماء َّ اب ُ بوا َعنْ َها َل ُت َف َّت ُح ل َ ُه ْم اَب ْ َو َُكْ َ ْ َ َ َٰ
بِايات ِنا واست 41. Onlar için cehennem
ateşinden bir döşek ve üst-
َ ٰ َ ْ ُ َ ْ َ َ ّٰ َ َ َّ َ ْ َ ُ ُ ْ َ َ َ
ال َمل ف۪ى َس ِّم ال َِيا ۜ ِط َوكذل ِك
lerine de örtüler vardır. İşte
ول يدخلون النة حىت يلِج zalimleri böyle cezalandırırız!
َ َ ٌ َ َ ْ ُْ َْ
ش ۜ ٍ ل ُه ْم م ِْن َج َه َّن َم م َِهاد َوم ِْن ف ْوق ِ ِه ْم غ َوا40 ۪ني ن ِزي المج ِرم 42. İnanıp da iyi işler
ُ َ َ ُ َ ٰ َ َّ َ َ َّ َْ َ ٰ ََ
yapanlara gelince, işte onlar,
ات َ ِ َّ
ِ وال۪ين امنوا وع ِملوا الصال41 وكذل ِك ن ِزي الظالِم۪ني cennet ehlidir. Orada onlar
َ ْ اب ْ َ َ ٰ ٓ ُ ۘ َ َ ْ ُ َّ ً ْ َ ُ ّ َ ُ َ
ebedî kalacaklar. Çünkü Biz
َال َّن ِةۚ ُه ْم ف۪يها ُ ح َ ص ل نل ِف نفسا ا ِل وسعها ا ۬ولئ ِك ا hiç kimseye gücünün üstün-
de bir şey teklif etmeyiz.
َْ َْ ّ ْ َ َ ُ َ
َون َزع َنا َما ف۪ى ُص ُدورِه ِْم م ِْن غ ٍِل ت ۪ري م ِْن تت ِ ِه ُم42 ادلون ِ خ 43.Biz onların kalplerinde
َّينا ل ِٰه َذا َومَا ُكنا َ ال ْم ُد ِ ّٰللِ َّال۪ي َه ٰد َ ْ ارۚ َوقَالُوا َْ
ُ َ النْه
kin namına ne varsa söküp
attık. Altlarından da ırmaklar
َ ْ ت ُر ُس ُل َر ّب َنا ب ْ َ َٓ ْ َ َ ُ ّٰ َ ٰ َ ْ َ َٓ ْ َ َ َ ْ َ
akar. Ve onlar derler ki: “Lüt-
ال ّۜ ِق ِ ِ نلِ هت ِدي لول ان هدينا اللۚ لقد جاء fedip hidayetiyle bizi buna ka-
َ ُ َ ُْ َ ْ ُ ُ َ ْ ُ ُ ْ ْ َ ُٓ ُ َ
vuşturan Allah’a hamdolsun!
43 ال َّنة او۫ رِث ُت ُموها ب ِ َما كن ُت ْم ت ْع َملون ونودوا ان ت ِلم Allah bizi doğru yola iletme-
seydi kendiliğimizden doğru
yolu bulacak değildik. And
olsun ki Rabbimizin elçileri
38. Diyecek ki: “Sizden önce geçmiş cin ve insan gerçeği getirmişlerdir. “Onla-
toplulukları arasında emri ilahiyeye uymayanlara “siz ra: İşte size cennet; yapmış
de ateşe girin!” Her ümmet girdikçe yoldaşlarına lânet olduğunuz iyi amellere kar-
edecek. Hepsi birbiri ardından orada toplanınca, sonrakiler şılık ona vâris kılındınız, diye
öncekiler için, “Ey Rabbimiz! Bizi işte bunlar saptırdılar! seslenilir.
Onun için onlara ateşten bir kat daha fazla azap ver!”
diyecekler. Allah da: her biri için bir kat daha fazla azap
vardır, fakat siz bilmezsiniz, diyecektir.
ْ َ ْ ُ َ ُ 156
8. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 54. Şüphesiz ki Rabbiniz,
gökleri ve yeri altı günde ya-
ً َ ْ َ َ ً ُ ْ ٰ َ ُ َ ْ َّ َ َ ْ ُ َْ ْ َََ ratan, sonra Arş’ı ihata edip
اب فصلناه ع عِل ٍ هدى ورحة ٍ ت ِ ِ جئناهم ب ِ ولقد tasarruf eden, geceyi, durma-
ُون ا َِّل تَاْويلَ ُهۜ يَ ْو َم يَاْت۪ى تَاْويلُه
َ ُُ َْ َْ
ر ظ ن ي ل ه 52
َ ُ ُْ ْ َ
ون ل ِقو ٍم يؤمِن
dan kendisini kovalayan gün-
۪ ۪ düze bürüyüp örten; güneşi,
ّالق َ ْ ت ُر ُس ُل َر ّب َنا ب ْ َ َٓ ْ َ ُ ْ َ ْ ُ ُ َ َ َّ ُ ُ َ ayı ve yıldızları emrine boyun
ِ ِ ِ يقول ال۪ين نسوه مِن قبل قد جاء eğmiş durumda yaratan Rab-
َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َ ُّ َ ُ ْ َ ٓ َ َ ُ َ ْ َ َ َ َٓ َ ُ ْ َ َ ْ َ َ biniz Allah’tır. Bilesiniz ki, ya-
فهل نلا مِن شفعاء فيشفعوا نلا او نرد فنعمل غي ال۪ي ratmak da emretmek de O’na
ُ َ ْ َ َّ َ ُ ْ َ ُٓ َ ْ َ ۜ ُ َ ْ َ َّ ُ
سوا انف َس ُه ْم َوضل عن ُه ْم مَا كانوا
mahsustur. Âlemlerin Rabbi
ِ كنا نعمل قد خ Allah ne yücedir!
َ ْ َ ْ َ َ ٰ َّ َ َ َ َّ ُ ّٰ ُ ُ َّ َ َّ َ ََُْ 55. Rabbinize yalvara ya-
ات والرض ِ الل ال۪ي خلق السمو ا ِن ربم53 ون ۟ ت يف kara ve gizlice dua edin. Bi-
ُ ْ َ َ َّ َ ْ َّ ْ ْ ََ ْ يف س َّتةِ َايَّام ُث َّم
ار َيطل ُب ُه اس َت ٰوى ع ال َع ْرِش ُيغِش الل انله
lesiniz ki O, haddi aşanları
ٍ ِ ۪ sevmez.
َ ََ َ َّ َ ُ َ ُ ُّ َ َ َ َ ْ َ َ ْ َّ َ ۙ ً َ
ات بِا ْم ِرۜه ۪ ال ُل ٍ َ
ر خ حث۪يثا والشمس والقمر وانلجوم مس
56. Yeryüzü ıslah edildik-
ْ ُ َ َ َ ْ ُّ َ ُ ّٰ َ َ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ْ َ ْ
ten sonra orada bozgunculuk
ُ
اد ُعوا َر َّب ْم54 ۪ني اللق والمرۜ تبارك الل رب العالم
yapmayın. Korkarak ve Rah-
metini umarak O’na dua edin.
ُْ َ َ َ ب ال ْ ُم ْع ُ َ ُ َّ ًۜ َ ْ ُ َ ً ُّ َ َ
س ُدوا ِ ف ت ل و 55 َ
۪ين د ت ُّ ِ تضع وخفية ا ِنه ل
ي
Muhakkak ki iyilik edenlere
ۚ Allah’ın rahmeti çok yakındır.
َّ ۜ ً َ َ َ ً ْ َ ُ ُ ْ َ َ َ ْ َ ْ َ ْ َْ
حها وادعوه خوفا وطمعا ا ِن ِ ِيف الرِض بعد ا ِص 57. Rüzgârları rahmetinin
َّ َ ُ َ ْ َ ٌ َ ّٰ َ َ ْ َ
önünde müjdeci olarak gön-
ُ ُْ َ ْ ُ
وهو ال۪ي ير ِسل56 سن۪ني ِ رحت اللِ ق ۪ريب مِن المح deren O’dur. Sonunda onlar,
ً َ ً َ َ ْ َّ َ َ َٓ ٓ ّٰ َ َ ْ َ ْ َ َ َ ْ َ ً ْ ُ َ َ ّ
ağır bulutları yüklenince onu
الرياح بشا بني يدي رحتِه۪ۜ حىت ا ِذا اقلت سحابا ث ِقال ِ
ölü bir memlekete sevk ede-
ْ ْ َ َ َ َٓ ْ ْ
riz. Orada su indirir ve onunla
ُّ ََْ ّ َ ََ ُ َ ْ ُ
اء فاخ َرج َنا بِه۪ م ِْن ك ِل ت فان َزنلَا بِهِ الم ٍ ِ ل مي ٍ ِسقناه ل
türlü türlü meyveler çıkarırız.
İşte ölüleri de böyle diriltece-
َ َّ َ َ ُ َّ َ ٰ ْ ُْ َ ٰ َ َّ
57 ات كذل ِك ن ِر ُج ال َم ْوت ل َعل ْم تذك ُرون ِ ۜ اثل َم َر
ğiz. Her halde bundan ibret
alırsınız.
ْ َ ْ ُ َ ُ 158
8. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 70. Dediler ki: Sen bize
tek Allah’a kulluk etmemiz ve
ٌ َ ٌ َ ْ ُ َ َََ ّ َ َ َ ْ ُ ُ ّ َُ atalarımızın tapmakta olduk-
68 اصح ام۪ني ِ ت ر ۪ب وانا لم ن ۬ ِ ابلِغم رِسال larını bırakmamız için mi gel-
ُ َ ٰ َ ْ ُ ّ َ ْ ٌ ْ ْ ُ َ َٓ ْ َ ْ ُ ْ َ َ َ din? Eğer doğrulardan isen,
جبتم ان جاءكم ذِكر مِن ربِم ع رج ٍل ِ اوع bizi tehdit ettiğin şeyi bize
َ ٓ ْم ُخلَ َف ُ َ َ َ ْ ٓ ُ ُ ْ َ ْۜ ُ َ ْ ُ ْ ُ ْ
اء م ِْن َب ْع ِد
getir.
مِنم ِلن ِذركم واذكروا ا ِذ جعل 71. Dedi ki: “Üzerinize
ّٰ َٓ ٰ ُ ْ َ ً َ ْ ْ َ ْ ُ َ ُ َ
ِالل ِق بَۣصطة ۚ فاذك ُٓروا ال َء الل وح َو َزادك ْم ِيف ٍ ق ْو ِم ن
Rabbinizden bir azap ve bir
hışım inmiştir. Haklarında
ُح َده ْ َ ُٓ َ ْ َ َ َ ْ ُ َ ّٰ َ َو َ ُ ْ ُ ْ ُ َّ َ َ Allah’ın hiçbir delil indirmediği,
جئنا نلِ عبد الل ِ قالوا ا69 لعلم تفلِحون sadece sizin ve atalarınızın
َان َي ْع ُب ُد اٰبَا ٓ ُؤ۬نَاۚ فَاْت َِنا ب َما تَعِ ُدنَٓا ا ِْن ُكنْت َ َ َ ََََ
ونذر ما ك
uydurduğu isimler hususunda
ِ benimle tartışıyor musunuz?
ُ ُ ََ َ َْ َ َ َّ م َِن Bekleyin öyleyse, şüphesiz
قال قد َوق َع عليْ ْم م ِْن َر ّبِ ْم70 ۪ني َ الصادِق ben de sizinle beraber
ْ َ َٓ َ َ ُ ُ َ ٌۜ َ َ َ ٌ ْ
ب اتَادِلونن۪ى ۪ٓيف ا ْس َٓما ٍء َس َّميْ ُت ُموها ان ُت ْم
bekleyenlerdenim!”
رِجس وغض 72. Onu ve onunla beraber
ّ ْ َ َ ْ ُ ْ َ ُ ّٰ َ َّ َ َ ْ ُ ُ ٓ َ ٰ َ
ان فان َت ِظ ُٓروا ا ِ۪ن
olanları rahmetimizle kurtar-
ٍۜ واباؤ۬كم ما نزل الل بِها مِن سلط dık ve âyetlerimizi yalanlayıp
َ۪ين َم َع ُه ب َر ْحة َ َّ َ ُ َ ْ َ ْ َ َ َ َ ْ ُْ َ ْ ُ َ َ da iman etmeyenlerin kökünü
ٍ ِ فانيناه وال71 معم مِن المنت ِظ ۪رين kestik.
ُ َ َ َ َ َ ٰ ُ َّ َ َ َّ َ َ َ ْ َ َ َ َّ
مِنا وقطعنا دابِر ال۪ين ذبوا بِايات ِنا وما انوا
73. Semûd kavmine de
kardeşleri Salih’i gönderdik.
ْالًاۢ قَ َال يَا قَو ِم َ ُ َ َ َ َُ ٰ َ ْ
ْ ۟ َ ُمؤ ِمن
Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a
ِ واِل ثمود اخاهم ص72 ۪ني kulluk edin; sizin O’ndan
ٌ ُ ْ َ َٓ ْ َ ُۜ ُ ْ َ ٰ ْ ْ ُ َ َ َ ّٰ ْ
اءت ْم بَ ّي ِ َنة اع ُب ُدوا الل ما لم مِن ا ٍِل غيه قد ج
başka tanrınız yoktur. Size
Rabbinizden açık bir delil gel-
ْ ُ ْ َ َ َ َ ً ٰ ُ َ ّٰ ُ َ َ ٰ ُ
م ِْن َر ّبِ ۜ ْم ه ِذه۪ ناقة اللِ ل ْم ايَة فذ ُروها تاكل
miştir. O da, size bir mucize
olarak Allah’ın şu devesidir.
َ ُّ ُ َ ْ ٰ َ ْ ُ َ ُ ْ َ َ َ
ve Rablerinin emrinden dışarı
79 اصح۪ني َ َّ
ِ ن ل تِبون انل ِ ونصحت لم ول
çıktılar da: Ey Salih! Eğer sen
gerçekten peygamberlerden-
ُ َ َ َ َْ َ ُْ ََ ٓ ْ َ َ َ ْ ً ُ َ
حشة َما َس َبق ْم ِ ولوطا ا ِذ قال ل ِقو ِمه۪ اتاتون الفا
sen bizi tehdit ettiğin azabı
bize getir, dediler.
َ ّ َ ُ ْ َ َ ْ ُ َّ
الر َجال ون ت ا تل م ِن ا 80 َ بهَا م ِْن ا َ َحد م َِن الْعَالَم
۪ني
78. Bunun üzerine onları o
ِ ٍ ِ
َ ُ َ َْ ْ ّ
sarsıntı yakaladı da yurtların-
ُ ْ ًَْ َ
da diz üstü donakaldılar.
81 ون الن ِ َسٓاءِۜ بَل ان ُت ْم ق ْو ٌم ُم ْس ِرفون ِ شهوة مِن د
79. Salih de o zaman onlar-
dan yüz çevirdi ve şöyle dedi:
Ey kavmim! And olsun ki ben
size Rabbimin vahyettiklerini 81. Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp da
tebliğ ettim ve size öğüt ver- şehvetle erkeklere gidiyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir
dim; fakat siz öğüt verenleri milletsiniz.”
sevmiyorsunuz.
80. Lût’u da gönderdik.
Kavmine dedi ki: “Sizden ön-
ceki milletlerden hiçbirinin
yapmadığı fuhuşu mu yapı-
yorsunuz?
ْ َ ْ ُ َ ُ 160
8. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 85. Medyen’e de kardeş-
leri Şuayb’ı. Gönderdik. Dedi
ْوه ْم مِن ُ ُ ْ َ ُٓ َ ْ َ ٓ َّ ٓ ْ َ َ َ َ َ َ َ َ ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk
وما ان جواب قوم ِ۪ه ا ِل ان قالوا اخ ِرج edin, sizin ondan başka tanrı-
ُٓ َ ْ َ َ ُ َ ْ َ ْ َ َ َ َ َ ُ َّ ُ َ
فانيناه واهله82 ق ْر َيتِ ْۚم ا ِن ُه ْم اناٌس َي َتط َّه ُرون
nız yoktur. Size Rabbinizden
açık bir delil gelmiştir; artık
ََ َ َ َْ
َوامط ْرنا عليْ ِه ْم83 ين َ ت م َِن الْغَابر ْ َام َراَتَ ُهۘ َان ْ ا َِّل ölçüyü, tartıyı tam yapın, in-
ِ۪ sanların eşyalarını eksik ver-
ٌ َ ّ َ ْ ُ ْ َ َٓ ْ َ ُ ُ ْ َ ٰ ْ ْ ُ َ َ َ ّٰ
hayırlıdır.
الل ما لم مِن ا ٍِل غيه ۜ قد جاءتم بيِنة 86. Tehdit ederek, inanan-
ُ ْ ٌ َ َٓ َ َ ْ ْ ْ ُ َ
َواِن ان طائ ِفة مِن ْم86 ۪ين َ سد ِ عق َِبة ال ُمف
en iyisidir.
بوا ُ اص َ َ
ْ َطٓائ َِف ٌة ل َ ْم يُ ْؤم ُِنوا ف و ه
۪ ب ت ُ ْا ٰ َم ُنوا با َّل۪ٓي ا ُ ْر ِسل
ِ ِ ِ
َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َ َ َ ْ َ ُ ّٰ َ ُ ْ َ ّٰ َ
87 حىت يم الل بينناۚ وهو خي الاكِم۪ني
ۜ
kesinlikle çıkaracağız veya
dinimize döneceksiniz” dedi وال۪ين امنوا معك مِن قريِنا او تلعودن ف۪ى مِلتِنا قال
َ ْ ُ ْ ً َ ّٰ َ َ َ ْ َ َ ْ َ َ َ ُ َ َ
ق ِد افتينا ع اللِ ك ِذبا ا ِن عدنا ف۪ى88 ا َول ْو ك َّنا كرِه۪ني
ki: “İstemesek de mi?”
َ َ َْ َ ُ ُ ْ ُ ّٰ َ ّٰ َ ْ َ ْ َ ْ ُ َّ
89. Allah bizi ondan kurtar-
dıktan sonra tekrar sizin dini-
الل مِن َهاۜ َومَا يَون نلَ ٓا ان ن ُعود مِلتِم بعد ا ِذ نينا
ّٰ َ َ ْ ْ َ َّ ُ َ ُّ َ َ َ ۜ َ ُّ َ ُ ّٰ َ َٓ َ ْ َ ٓ َّ َٓ
nize dönersek Allah’a karşı
iftira etmiş oluruz. Rabbimiz
ِشٔ عِلمًاۜ ع الل ٍ ف۪يها ا ِل ان يشاء الل ربنا و ِسع ربنا ك
َ ْ ال ّق َواَن َ ْ ني قَ ْوم َِنا ب َ ْ تَ َوَّك ْ َناۜ َر َّب َنا ْاف َت ْح بَيْ َن َنا َو َب
Allah’ın dilemesi hali müstes-
ي ُ ْ ت َخ
ِ ِ
na geri dönmemiz bizim için
olacak şey değildir. Rabbimi-
َّ َ َ َ َ َ َّ ُ َ َ ْ َ َ َ َ َْ
zin ilmi her şeyi kuşatmıştır. ۪ين كف ُروا م ِْن ق ْو ِمه۪ لئ ِِن ات َب ْع ُت ْم وقال ال ال89 ات۪ني ِ الف
َ َ ُ َ ْ َّ ُ ُ ْ َ َ َ َ َ ُ َ َ ً ْ ُ َّ ً ْ َ ُ
Biz sadece Allah’a dayanırız.
Ey Rabbimiz! Bizimle kavmi- جفة فا ْص َب ُحوا فاخذتهم الر90 اسون ِ شعيبا ا ِنم ا ِذا ل
َ ۪ين َك َّذبُوا ُش َعيْبًا َك َ ْن ل َ ْم َي ْغ َن ْوا ف َ اََّل91 ۪ۚني
miz arasında adaletle hük-
۪ۛۚيها َۛ ف۪ى َداره ِْم جَاثِم
ِ
met! Çünkü Sen hükmeden-
lerin en hayırlısısın.
َ َ َ ْ ُ ْ َ ّٰ َ َ َ َ َْ ُ ُ ُ َ ً ْ َ ُ ُ َّ َ َ َّ َ
90. Kavminden küfürde فتول عنهم وقال92اسين ۪ ِ ال۪ين كذبوا شعيبا كنوا هم ال
َ َ َ ُ َ ُ ْ َ َ َ ّ َ َ َ ْ ُ ُْ ََْ ْ ََ ِْ َ َ
تل ْۚمفكيْف
ileri gidenler dediler ki: Eğer
Şuayb›e uyarsanız o takdirde تر ۪بىونصح ِ ياقوملقدابلغتمرِسال
َٰ ٰٰ
ّ َ َومَٓا ا َ ْر َسلْ َنا ۪يف قَ ْر َي ٍة م ِْن ن93 ين َ ع قَ ْوم َكف ِر
siz mutlaka ziyana uğrarsınız.
91. Derken o şiddetli dep- ب ٍِ ۟ ۪ ٍ اس
َّ ُثم94 ون َ ُ َّ َّ َ ْ ُ َّ َ َ ٓ َّ َّ َ ٓ َ ْ َ ْ َ َ ْ َ َٓ ْ َ َ ٓ َّ
ا ِل اخذنا اهلها بِالاساءِ والضاءِ لعلهم يضع
rem onları yakalayıverdi de o
inkârcılar yurtlarında diz üstü
َّ َ ْ َ ُ َ َ ْ َ َ ّٰ َ َ َ َ ال َ ْ َ ّ َّ َ َ َ َ ْ َّ َ
بدنلا مكن السيِئةِ سنة حىت عفوا وقالوا قد مس
donakaldılar.
92. Şuayb’ı yalanlayanlar
َ ُ ُ ْ َ َ ْ ُ َ ً َ ْ َ ْ ُ َ ْ َ َ َ ُ ٓ َّ َّ َ ُ ٓ َّ َّ َ َ ٓ َ ٰ
sanki yurtlarında hiç otur- 95 اباءنا الضاء والساء فاخذناهم بغتة وهم ل يشعرون
mamış gibi oldular. Asıl zi-
yana uğrayanlar Şuayb›ı
yalanlayanların kendileri
değil mi ? 94. Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek, ora
93. Onlardan yüz çevirdi ve halkını, yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve dar-
dedi ki: “Ey kavmim! Ben size lıkla sıkmışızdır.
Rabbimin gönderdiği gerçek- 95. Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik. Niha-
leri duyurdum ve size öğüt yet çoğaldılar ve: “Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç ya-
verdim. Artık kâfir bir kavme şamışlardı” dediler. Biz de o iman etmeyenleri, hatırların-
nasıl acırım!” dan geçmediği anda ansızın yakaladık.
ْ َ ْ ُ َ ُ 162
9. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 99. Onlar Allah’ın gaza-
bından emin mi oldular? İşte,
َ َ َ ْ ْ َ َ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ َ ُ َ ٰ ٰٓ ُ ْ َ ْ َ َّ َ ْ َ َ Allah’ın gazabından sâde-
كت ٍ ولو ان اهل القرى امنوا واتقوا لفتحنا علي ِهم بر ce hüsrana uğrayan toplum
ُ َ َ ْ ُ َ ْ َ َ َ ُ َّ َ ْ ٰ َ ْ َ ْ َ َٓ َّ َ çekinmeyendir!
ن كذبوا فاخذناهم بِما كانوا ِ مِن السماءِ والرِض ول 100. Önceki sahiplerinden
َ اَفَاَم َِن ا َ ْه ُل الْ ُق ٰٓرى ا َ ْن يَاْت َِي ُه ْم بَا ْ ُسنا96 ون َ ُ ْ َ
سبِ ي
sonra yeryüzüne vâris olanla-
ra hâlâ şu gerçek belli olmadı
ْ َْ ُْ ُْ َ َ َ َ َٓ ُ ً
ا َوام َِن اهل الق ٰٓرى ان يَات َِي ُه ْم97 َۜب َياتا َوه ْم نائ ُِمون
mı: Eğer biz dileseydik onları
da günahlarından dolayı mu-
َ َ ّٰ ْ َََ َ ْ ُ ُ ْ
افام ُِنوا َمك َر اللِۚ ف98 بَا ُس َنا ضًح َوه ْم يَل َع ُبون
sibetlere uğratırdık! Biz on-
ların kalplerini mühürleriz de
َ ا َ َول َ ْم َي ْه ِد لَِّل۪ين99۟ ون َ ُ َ ْ ُ ْ َ ْ َّ ّٰ َ ْ َ ُ َ ْ َ onlar işitmezler.
اسِ يامن مكر اللِ ا ِل القوم ال 101. İşte o ülkeler... Ki,
ُ َ ُ َٓ َ ْ َ ْ َ َٓ ْ َ ْ َ ْ َ َْ َ ُ
اء ا َصبْ َناه ْم يَ ِرثون ال ْرض مِن بع ِد اهلِها ان لو نش sana onların haberlerinden
َ ُُ َٰ ْ َ
bir kısmını anlatıyoruz. And
َ َ ُُ
100 بِذنوب ِ ِه ْۚم َونط َب ُع ع قلوب ِ ِه ْم ف ُه ْم ل ي َ ْس َم ُعون
olsun ki, peygamberleri onla-
ra apaçık deliller getirmişler-
ْ َ َٓ ْ َ َ َ َ َٓ ْ َ ْ َ ْ َ َ ُّ ُ َ ٰ ُ ْ َ ْ
اءت ُه ْم ت ِلك القرى نقص عليك مِن انبائ ِهاۚ ولقد ج
di. Fakat önceden yalanladık-
ları gerçeklere iman edecek
َ َ ْ ْ ُُ ُُ
ۜات َفمَا كانُوا ِلُ ْؤم ُِنوا بِمَا ك َّذبُوا م ِْن َقبْ ُل َالَ ّين
ِۚ ِ ِ رسلهم ب
değillerdi. İşte kâfirlerin kalp-
lerini Allah böyle mühürler.
َْ َ َ َ َ َ َ ْ ُ ُ ٰ َ ُ ّٰ ُ َ ْ َ َ ٰ َ
وما وجدنا101 وب الكاف ِ۪رين ِ كذل ِك يطبع الل ع قل
102. Onların çoğunda, söz-
َ ث ُه ْم لَ َفا ِسق ْ َ َٓ ْ َ َ ْ ِ َ ْ َ ْ ْ َ ْ َ
ََك
de durma bulamadık. Gerçek
şu ki, onların çoğunu yoldan
102 ۪ني ثهِم مِن عه ٍۚد وان وجدنا ا ِ ِلك
َ َ َ َ ْ َ ْ ٰ َٓ َ ٰ ٰ ُ ْ ْ َ ْ َ ْ َ َ َّ ُ
çıkmış bulduk.
۬
۪ثم بعثنا مِن بع ِدهِم موس بِايات ِنا ا ِل ف ِرعون ومئِه 103. Sonra onların ardın-
ْ َ ْ ُ َ ُ 164
9. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 125.126. Onlar: Biz zaten
Rabbimize döneceğiz. Sen
َ َ َ ُ ٰ َ ٰ ُ ّ َ ۙ َ َ َ ْ ّ َ َّ َ ٰ ُٓ َ sadece Rabbimizin âyetleri
قال122 ب موس وهرون ِ ر121 ب العالم۪ني ِ قالوا امنا بِر bize geldiğinde onlara inan-
ُك ْر ُت ُموه َ َ ٌ ْ َ َ َ ٰ َّ ْ ُ َ َ َ ٰ ْ َ َ ْ َ ْ ُ ْ َ ٰ ُ ْ َ ْ dığımız için bizden intikam
ف ِرعون امنتم بِه۪ قبل ان اذن ل ۚم ا ِن هذا لمكر م alıyorsun. Ey Rabbimiz! Üs-
َ َ َ َ َ ََْ ْ
123 ۪ينةِ تلِ ُخ ِر ُجوا مِن َٓها اهل َهاۚ ف َس ْوف ت ْعل ُمون
ْ َ يف ال ْ َمد tümüze sabır yağdır ve bizi
ِ Müslüman olarak öldür,” de-
ُ ّ ُ َ ُ َ ْ ْ ُ َ ُ ْ َ َ ْ ُ َ ْ َ َّ َ ّ َ ُ َ
خ ٍفث َّمل َصل ِ َب َّن ْم
diler.
ِ لق ِطعناي ِديموارجلممِن 127. Firavun’un kavmin-
ٓ َّ ُ ْ َ َ َ َ ُ َ ْ ُ َ ّ َ ٰ ٓ َّ ُٓ َ َ َ َْ den ileri gelenler dediler ki:
وما تنقِم مِنا125 ون ۚ قالوا ا ِنا ا ِل ربِنا منقلِب124 اجع۪ني “Mûsâ’yı ve kavmini, seni ve
ًغ َعلَيْ َنا َصْبا ْ ْ َ َٓ َّ َ َ ْ َ َٓ َّ َ َ ّ َ َ ٰ َّ َ ٰ ْ َ ٓ َّ tanrılarını bırakıp yeryüzünde
ات ربِنا لما جاءتن ۜا ربنا اف ِر ِ ا ِل ان امنا بِاي bozgunculuk çıkarsınlar diye
َََ َ َ َُ ْ َ َ َّ َ
َوقال ال َ م ِْن ق ْو ِم ف ِْر َع ْون اتذ ُر126 ۪ني ۟ َ َوت َوف َنا ُم ْسلِم
bırakacak mısın?” O ise “Biz
onların oğullarını öldürüp, ka-
َ َ َ ََ َٰ َ َ َ ََ َْْ ْ َ ٰ
ۜ س ُدوا ِيف الرِض ويذرك وال ِهت ِ ُموس َوق ْو َم ُه ِلُف
dınlarını sağ bırakacağız. El-
ك قال bette biz onlara eza edecek
َ َ َ َ َّ ُ َ َٓ ْ َ ْ َ َ ْ ُ َ َٓ ْ َ ُ ّ َ ُ َ
127 اءه ْۚم َواِنا ف ْوق ُه ْم قاه ُِرون
üstünlükteyiz” dedi.
ن ِس ۪ سنقتِل ابناءهم ون 128. Mûsâ kavmine dedi
َ ْ َ ْ َّ ُ ْ َ ّٰ ُ َ ْ ْ َ ٰ ُ َ َ ki: “Allah’tan yardım isteyin
قال موس ل ِقو ِمهِ استع۪ينوا بِاللِ واص ِبواۚ ا ِن الرض ve sabredin. Şüphesiz ki yer-
ُ َ ْ ُ َ َْ ُ
َعٰس َر ُّب ْم ان ُي ْهلِك َع ُد َّوك ْم َوي َ ْس َتخلِف ْم
129. Onlar da, sen bize
gelmeden önce de geldikten
َ ٰ َٓ ْ َ َ َ َ َ ُ َ َ َ ُ ْ َ َْ
َولق ْد اخذنا ال129 ون ۟ ِيف ال ْرِض ف َينظ َر كيْف ت ْع َمل
sonra da bize işkence edil-
di, dediler. Mûsâ: “Umulur ki
َ ُ َّ َّ َ ْ ُ َّ َ َ َ َ َّ َ َْ َ ّ َ ْ َْ
ِ السن۪ني َونقٍص مِن اثلمر
Rabbiniz düşmanınızı helâk
130 ات لعلهم يذكرون ِ ِ ف ِرعون ب edecek ve onların yerine sizi
yeryüzüne hâkim kılacak da
nasıl hareket edeceğinize ba-
kacaktır” dedi.
121.122. “Mûsâ ve Harun’un da Rabbi olan Âlemlerin
Rabbi’ne inandık” dediler. 130. And olsun ki, biz de
Firavun ailesini, ders alsınlar
123. Firavun dedi ki: “Ben size izin vermeden ona iman
diye yıllarca kuraklık ve mah-
mı ettiniz? Bu, hiç şüphesiz şehirde, Kıpti olan halkını ora-
sul kıtlığı ile cezalandırdık.
dan çıkarmak için kurduğunuz bir tertiptir. Ama yakında bi-
leceksiniz!
124. Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kese-
ceğim, sonra da hepinizi asacağım!”
ْ َ ْ ُ َ ُ 166
9. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 141. Hatırlayın ki, size iş-
kencenin en kötüsünü yapan
َ ُ ُ ْ َ ْ َ ٰ َ ْ َ َ َ َ ْ َ ْ َ ٔ َٓ ْ ٓ َ َ ْ َ َ َ Firavun ailesinden sizi kurtar-
وجاوزنا بِبن۪ى ا ِساي۪ل الحر فاتوا ع قو ٍم يعكفون dık. Onlar oğullarınızı öldü-
َاج َع ْل َنلَٓا ا ِلٰهًا َكما ْ َ ُ َ ُ َ ْ ُ َ َ ْ َ ٰٓ َ rüyorlar, kadınlarınızı sağ bı-
ع اصنا ٍم له ۚم قالوا يا موس rakıyorlardı. İşte bunda size
ٌ ا َِّن ٰٓه ُؤ َٓ۬لءِ ُم َتَّب138 ون
َ ُ َ ْ َ ٌ ْ َ ْ ُ َّ َ َ ۜ ٌ َ ٰ ْ ُ َ
لهم ال ِهة قال ا ِنم قوم تهل
Rabbiniz tarafından büyük bir
imtihan vardır.
ّٰ َ ْ َ َ َ َ َ َُْ َ ُ َ َ ٌ ََ ُ
ِ قال اغي الل139 مَا ه ْم ف۪يهِ وبا ِطل ما كانوا يعملون 142. Mûsâ ile otuz gece
َ َ ْ َ ُٓ ْ ُ َ ُ ُ َ َ ْ َ ْ ٰ ْ ْ ُ َ ْ َ ْ َ
Rabbinin tayin ettiği vakit kırk
ابۚ ِ انيناكم مِن ا ِل ف ِرعون يسومونم سوء الع
ذ geceye tamamlandı. Mûsâ,
ُ ٰ ُ َ َٓ َ ُ ْ َ ْ َ َ ْ ُ َ َٓ ْ َ َ ُ ّ َ ُ
kardeşi Harun’a dedi ki: Kav-
اءك ۜ ْم َوف۪ى ذل ِ ْم يقتِلون ابناءكم ويستحيون ن ِس mimin içinde benim yerime
ًَ َ َ َٰ ٰ ُ َْ َ ٰ َ ُ ّ َ ْ ٌ َٓ َ
geç, onları ıslah et, inkârcıla-
۪ني لْلة ووعدنا موس ثلث141۟ ۪يم ٌ ْم َعظ
ِ بء مِن رب
rın yoluna uyma.
ح ِْز ٌب
َ َ ً َ َ َ َ ْ َ ٓ ّ َ ُ َ َّ َ َ ْ َ َ َ ْ َ ْ َ َ 2
۪ني لْلة ۚ َوقال
143. Mûsâ tayin ettiğimiz
ش فتم م۪يقات ربِه۪ اربع ٍ واتممناها بِع vakitte gelip de Rabbi onun-
َّ َ َ ْ َ اخلُ ْفن۪ى ف۪ى قَ ْوم۪ى َوا ْ َ ُٰ َ ٰ
صل ِ ْح َول تب ِ ْع ُموس ِلخ۪يهِ هرون
la konuşunca “Rabbim! Bana
görün; seni göreyim!” dedi.
ْ َ ْ ُ َ ُ 168
9. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 152. Buzağıyı ilah edinen-
lere, mutlaka Rablerinden bir
ْ َ َ ً َ َ ْ َ َ ٰ ٰٓ َ
َول َّما َر َج َع ُموس ا ِل ق ْو ِمه۪ غض َبان ا ِسفا ۙ قال بِئ َس َما
gazap ve dünya hayatında bir
alçaklık erişecektir. İşte Biz
َ الل ْ َو َ ْ َََْ ْ ُ ّ َ َ َْ ْ ُْ َ َ ْ َخلَ ْف ُت ُموين م ِْن َب asileri böyle cezalandırırız.
اح جلتم امر ربِ ۚم والق ِ ۚ ع ا ي د
۪ ع ۪
ُ َ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َّ َّ ُ َ ْ َ َ ْ َ ُٓ ُّ ُ َ
153. Kötülükleri yaptıktan
َ َْ َ َ ََ
وين ف ع ض ت اس م و ق ال ِن ا م ا ن اب ال ق ِ ِ واخذ بِراِس اخ۪يهِ ي
ه
ۜ ل ا هر
sonra ardından tevbe edip
۪
َْ َ ْ ْ ُ َ َ َ ُ ُ ْ َ ُ ََ
de iman edenlere gelince,
َاء َو َل َتْ َعلْن۪ى َمع َ ل ْع َٓد ى ف تش ِمت ِب ا ۘ ۪وكدوا يقتلونن
Rabbin elbette bağışlayan ve
esirgeyendir.
َلخ۪ى َوا َ ْدخلْنا َ َ ْ ْ ّ َ َ َ َ َّ ْ َْ
ِ ِ ب اغفِر ۪ل و ِ قال ر150 القوم الظالِم۪ني ِ 154. Mûsâ’nın öfkesi dinin-
َ ٰ َ َ َ ْ ُّ ِ ٰ َ ْ ٌ َّ َ ْ ّ َ ْ ٌ َ َ ْ ُ ُ َ َ َ
için hidayet ve rahmet vardı.
سينالهم غضب مِن رب ِ ِهم وذِلة ِيف اليوة ادلني ۜا وكذل ِك 155. Mûsâ tayin ettiğimiz
ٰ َ َْ َ َ َ ُ َ َّ ٌ َ ْ َ َ ً ُ
ار ُموس واخت154 ۪ين ه ْم ل َِر ّب ِ ِه ْم يَ ْره ُبون
den birtakım beyinsizlerin
هدى ورحة ل ِل işlediği şeyler yüzünden he-
ّ الر ْج َف ُة قَ َال َرَّ ۪يقات َِناۚ فَلَم َّٓا ا َ َخ َذتْ ُه ُم َ ً ُ َ َ ْ َ ُ ََْ pimizi helâk edecek misin?
ب ِ م ِ ل قومه سبع۪ني رج Bu iş, imtihanından başka bir
şey değildir. Onunla dilediğini
ُ الس َف َٓه ُّ اي ا َ ُت ْهل ِ ُك َنا بمَا َف َع َل َ َّك َت ُه ْم م ِْن َقبْ ُل َواِي ْ َ ْ َ َ ْ َْ
اء ِ ۜ لو ِشئت اهل saptırırsın, dilediğini de doğ-
َٓ َ َ َٓ َ ْ َ َ ُّ ُ َۜ ُ َ ْ َّ َ ْ َّ
ru yola iletirsin. Sen bizim ve-
َْ ُ ش
ۜاء َوتهد۪ي م ْن تشا ُء مِناۚ ا ِن ِه ا ِل ف ِتنتك ت ِضل بِها من ت limizsin, bizi bağışla ve bize
ْ َ ْ ُ َ ُ 170
9. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 161. Onlara denildi ki: Şu
şehirde yerleşin, ondan dile-
ٰ َٓ ْ َ ْ َ َ ً َ ُ ً َ ْ َ َ َ ْ َ ْ َ َ ْ ُ ُ َ ْ َّ َ َ
وقطعناهم اثنىت عشة اسباطا امما ۜ واوحينا ا ِل
diğiniz gibi yiyin, “bağışlan-
mak istiyoruz” deyin ve ka-
ْ ُ ْ ُ َ َ ْ ُ َٔ ٓ َ ْ ُ َ ْ ْ َ
cumartesi gününe saygısız-
الس َٓماءِ ِ َا َّ ل َ ُه ْم فَا َ ْر َسلْ َنا َعلَيْه ْم ر ْ ًزا ِ َن di, cumartesi tatili yapmadık-
ِ ِ ları gün de gelmezlerdi. İşte
َّ َْ َ ْ َ ْ ُ َ
َو ْس َـٔل ُه ْم ع ِن الق ْر َيةِ اتل۪ى162 ون ۟ انوا َيظل ِ ُم
böylece biz, yoldan çıktıkla-
rından dolayı onları imtihan
ْ ْون يف ال َّسب َ ُ ْ َ ْ ْ َْ َ َ َ ْ َ َ ediyorduk.
ت ا ِذ ِ ِ اضة الح ِرۢ ا ِذ يعد ِ انت ح
ۙون َ ُ ْ َ َ َ ْ َ َ ً َّ ُ ْ ْ َ َ ْ َ ْ ُ ُ َ ْ ْ َ
تات۪ي ِهم ح۪يتانهم يوم سبت ِ ِهم شع ويوم ل يسبِت
َ ُ ُ ْ َ ُ َ َ ْ ُ َُْ َ ٰ َ ْ َْ َ
163 ل تات۪ي ِه ۚم كذل ِك نبلوهم بِما انوا يفسقون
ْ َ ْ ُ َ ُ 172
9. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 173. Yahut “Daha önce ba-
balarımız Allah’a ortak koştu,
َّ َ ٓ َ ٌ َّ ُ َّ َ َ َ َ َ َ ْ َ ْ َ َ ْ َ
ال َبل ف ْوق ُه ْم كا ُه ظلة َوظ ُّنوا ان ُه َواق ٌِع ب ِ ِه ْۚم واِذ نتقنا
biz de onlardan sonra gelen
ح ِْز ٌبbir nesildik. Batıl peşinde ko-
ُ َّ َ ُ َ ْ َ ٰ َٓ ُ ُ
3
ُ ْ َّ ُ اك ْم
قو ٍة َواذك ُروا مَا ف۪يهِ ل َعل ْم
şanların yüzünden bizi helâk
ِ ذوا ما اتين edecek misin?”
ُ ُ َٰ َ َ َ َْ َ ُ َ
۟ ت َّتق
َواِذ اخذ َر ُّبك م ِْن بَن۪ٓى اد َم م ِْن ظ ُهورِه ِْم ذ ّرِ َّي َت ُه ْم171 ون 174. İşte böylece dönme-
ُ
ۛ ۜ ْم قَالوا بَ ٰلۚ ۛ َش ِه ْد ۚنَاُ ّ َ ُ ْ َ َ ْ ُ ْ َ ٰٓ َ ْ ُ َ َ ْ َ َ
leri için ayetleri açıklıyoruz.
ْاؤ۬نَا م ِْن َقبْ ُل َو ُك َّنا ُذ ّر َّي ًة م ِْن َب ْع ِدهِم ُ ٓ َ ٰ َ َ ْ َ َٓ َّ oyüzden de şeytanın takibi-
ۚ ِ ا ِنما اشك اب ne uğrayan ve sonunda az-
َ ُ َ ْ ُ ُ َ ٰٓ ۬ ُ َ ْ ْ ُ ْ َ َ ْ ََُ
yan ve kendilerine zulmet-
178 اسون َ ْ ُ
ِ ي ومن يضلِل فاولئ ِك هم ال ۚ ۪فهو المهتد
mekte olan kavmin durumu
ne kötüdür!
178. Allah kimi hidayete
erdirirse, doğru yolu bulan
171. Bir zaman da dağı İsrail oğullarının üzerine gölge odur. Kim de şaşırmayı hak
gibi çektik de üstlerine düşecek sandılar. “Size verdiğimi ettiyse, işte asıl ziyana uğra-
kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız. “de- yanlar onlardır.
dik.
172. Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik deme-
yesiniz diye Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden
zürriyetlerini aldı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki:
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” “Evet, şâhit olduk,” de-
diler.
ْ َ ْ ُ َ ُ 174
9. CÜZ ِ ورة الع َر
اف س A’RÂF SÛRESİ 189. Sizi bir tek nefisten
yaratan ve kendisi ile hu-
ُالل َول َ ْو ُكنْت ُۜ ّٰ اءَ َٓضا ا َِّل مَا شًّ َ ك نلِ َ ْفس۪ى َن ْفعًا َو َلُ ْ َ َٓ ْ ُ
ِ قل ل امل
zur bulsun diye eşini de on-
dan var eden O’dur. Eşini
ْ ُ ٓ ُّ َ َّ َ َ َ ْ َ ْ َ ُ ْ َ ْ َ ْ َ َ ْ َ ْ ُ َ ْ َ sarıp örtünce hafif bir yük
يۚ وما مسِن السوء ا ِن ِ اعلم الغيب لستكثت مِن ال yüklendi. Onu bir müddet
ْم ُ ََ َ َّ َ ُ َ ُ ْ ُ ْ َ ٌ َ َ ٌ َ َّ ۬ َ َ taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca,
هو ال۪ي خلق188 ون ۟ انا ا ِل نذ۪ير وبش۪ي ل ِقو ٍم يؤمِن Rableri Allah’a: And olsun
ََ َ ُ ْ َ َْ
ح َد ٍة َو َج َعل مِن َها َز ْو َجهَا ل َِي ْس َن ا ِلْ َهاۚ فل َّما ِ م ِْن نفٍس َوا
bize kusursuz bir çocuk verir-
sen muhakkak şükredenler-
َ ْ َ َ ْ َ ٓ َّ َ َ ْ َّ َ َ ً َ ً ْ َ ْ َ َ َ َ ّٰ َ َ
ت د َع َوا
den olacağız, diye dua ettiler.
تغشيها حلت ح خف۪يفا فمرت بِه۪ۚ فلما اثقل 190. Fakat onlara kusursuz
ٓ ََ َ َّ َ ُ َ َ َ َ ْ َ ٰ ْ َ َ ُ َّ َ َ ّٰ
فلم َّا189ين الًانلَكون َّنم َِنالشاك ِ۪ر
bir çocuk verince, kendilerine
ِ اللربهمالئ ِناتيتناص verdiği bu çocuk hakkında
َ ُ ّٰ َ َ َ َ َ ُ ٰ ٰ َٓ َ َٓ َ ُ ُ َ َ َ َ ً َ َ ُ ٰ ٰ
الل ع َّما
Allah’a ortak koştular. Allah
الا ج ل شكء ف۪يما اتيهماۚفتعال ِ اتيهما ص ise onların ortak koştuğu
َ َُُْ ُ َ ُ ْ َ َ َ ُ ْ َُ َ ُ ْ ُ
191 ۘشكون مَا ل يل ُق شيْ ًـٔا َوه ْم يلقون
şeyden münezzehtir.
ِ اي190 شكون ِ ي 191. Kendileri yaratıldığı
ْ َ ُ ُ ْ َ ْ ُ َ ُ ْ َ َٓ َ ً ْ َ ْ ُ َ َ ُ َ ْ َ َ َ
َواِن192 رون
halde hiçbir şeyi yaratama-
ول يستط۪يعون لهم نرا ول انفسهم ين yan varlıkları O’na ortak mı
ُ ُ َ َ ُ َ ٌ َٓ َ ْ ُ ُ َّ َ َ ٰ ُ ْ َ ْ ُ ُ ْ َ
اء َعليْ ْم اد َع ْوت ُموه ْم تدعوهم ا ِل الهدى ل يبِعوكۜم سو
koşuyorlar?
ُ ْ َ ُ ْ َ َ َّ َّ َ ُ َ ْ َُْ َْ
192. Hâlbuki onlar ne on-
ّٰ
ِون الل ِ ا ِن ال۪يـن تدعون مِن د193 ام انتم صامِتون
lara bir yardım edebilirler ne
َ ُ َ َ َْ َ ُ ٌ َ ََ َ
ال ُه ْم ا ْر ُجل َي ْمشون ب ِ َهاۘ ام ل ُه ْم اي ْ ٍد َيبْ ِطشون194 ۪ني َ
193. Onları doğru yola ça-
صادِق ğırırsanız size uymazlar; on-
َ ٌ َٰ َ َْ َ ُ ْ ُ ٌ ُ ْ َ ْ َُ َْ َ
رون ب ِ َه ۘا ام ل ُه ْم اذان ي َ ْس َم ُعون
ları çağırmanız yahut onlar
ِ بِه ۘا ام لهم اعني يب gibi susanlar olmanız müsa-
َ ْ َ ْ َ ُ 176
9. CÜZ ورةُ النفا ِل س ENFAL SÛRESİ 2. Müminler ancak, Allah
anıldığı zaman yürekleri titre-
ٌ َ ٌَ َْ
ْ ُ لنْ َ َف ُورة
َ ُس
هَ ِ َو ه َّية
ِالنْ َفا ِل َم َدن َِّيةم َو ِد َن
َ ال
ِ ا ُسورة
yen, kendilerine Allah’ın âyet-
leri okunduğunda imanlarını
ً ٰ ً ٰ َ َ ُ ْْ َ َ ٌ ْ َ
نايَة َْ
ايَة سببع ُعوخس َوو َس خٌس
8 - ENFAL SÛRESİ
ون artıran ve yalnız Rablerine
dayanıp güvenen kimselerdir.
َّ ح ٰمن ْ الرَّ ِالل ّٰ
الرح۪ي ِم ِ ﷱ 3. Onlar namazlarını kılan
ّٰ ُ َّ َ ُ َّ َ ّٰ ُ َ ْ َ ْ ُ َ ْ َ ْ َ َ َ ُ َ ْ َ
ve kendilerine rızık olarak
َالل يسـٔلونك ع ِن النفا ِۜل ق ِل النفال ِللِ والرسو ِلۚ فاتقوا ح ِْز ٌبverdiğimizden tasadduk eden
ُ ْ ُٓ َ ُ َ َ َ ّٰ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ َ ُ ْ َ َ
4
ْ ُ ْكن
kimselerdir.
م واصلِحوا ذات بينِمۖ واط۪يعوا الل ورسول ا ِن 4. İşte onlar gerçek mü-
وب ُه ْم ُ ُت قُل ْ َالل َوجل ُ ّٰ ۪ين ا َِذا ُذك َِر َ ون َّال
َ ُ ْ ُ ْ َ َّ َ ُم ْؤ ِمن
ا ِنما المؤمِن1 ۪ني
minlerdir. Onlar için Rableri
ِ katında dereceler, bağışlan-
َ ُ َّ َ ّ ٰ َ ً َ ْ ُ ْ َ َ ُ ُ َ ٰ ْ ْ َ َ ْ َ ُ َ َ
ۚ ۪يمانا َوع َرب ِ ِه ْم َيت َوك
ma ve tükenmez bir rızık var-
2 ون واِذا تلِيت علي ِهم اياته زادتهم ا dır.
ُ َ ٰ ٓ ُ َۜ ُ ْ ُ ْ ُ َ ْ َ َ َّ َ َ ٰ َّ َ ُ ُ َ َّ َ
ا ۬ولئ ِك ه ُم3 ون ال۪ين يق۪يمون الصلوة ومِما رزقناهم ينفِق
5. Nitekim Rabbin seni
evinden hak yolunda çıkar-
َ ٌ ْ ْ ٌ َ َ َ ْ ُ َ ۜ ًّ َ َ ُ ْ ُ ْ
4 ات عِن َد َر ّب ِ ِه ْم َو َمغفِ َرةٌ َورِ ْزق ك ۪ري ٌۚم المؤمِنون حقا لهم درج
mıştı da, tabi olanlardan bir
kısmı hoşnut değildi.
َال ّق َوا ِ َّن فَريقًا م َِن ال ْ ُم ْؤ ِمن۪ني َ ْ َ ْ َ ْ َ ُّ َ َ َ َ ْ َ َٓ َ
۪ ۖ ِ ِ كما اخرجك ربك مِن بيتِك ب 6. Hak ortaya çıktıktan
َ ُ َّ َ َ َ َّ َ َ َ َ ْ َ ّ َ ْ َ َ ُ ُ َ ُ ََ
sonra sanki, gözleri göre göre
ني كنمَا ي ُ َساقون يَادِلونك ِيف ال ِق بعد ما تب5 ۙلكرِهون ölüme sürükleniyorlarmış gibi
ْ َ َ َّٓ ُ ّٰ ك ُمُ ُ َ ْ ِ َ َۜ ُ ُ ْ َ ْ ُ َ ْ َ ْ َ
seninle tartışıyorlardı.
ني ت ِف ئا الط ى دَ الل ا ِْح واذ ي ِعد6 ت وهم ينظرون
ِ ِ ا ِل المو 7. Hatırlayın ki, Allah size,
ُ َ ُ ُ َ َ َّ َ َ ْ َ َّ َ َ ُّ َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ
ات الش ْوكةِ تون ل ْم
iki taifeden birinin sizin oldu-
ِ يذ انها لم وتودون ان غ ğunu vaat ediyordu; siz de
َ ل ِ َماتِه۪ َو َي ْق َط َع َداب َر الْ َكاف ِر َ َّ َ ْ َّ ُ ْ َ ُ ّٰ ُ ُ َ kuvvetsiz olanın, sizin olma-
7ۙين ۪ ِ ِ وي ۪ريد الل ان يِق الق ب sını istiyordunuz. Oysa Allah,
َ ُ ْ ُ ْ َ َ ْ َ َ َ َ ْ َ ْ ُ َ َّ َ ْ َّ ُ sözleriyle hakkı gerçekleş-
8 ون ۚ ِل ِحق الق ويب ِطل الا ِطل ولو ك ِره المج ِرم tirmek ve kâfirlerin güçlerini
kesmek istiyordu.
8. Bu, müşrikler istemese
de hakkı gerçekleştirmek ve
8 - ENFAL SÛRESİ bâtılı ortadan kaldırmak için-
di.
Bismillâhirrahmânirrahîm