01.2 Kavram Kartografileri, Haktan Kalır

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 11

KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

KAVRAM KARTOGRAFİLERİ, HAKTAN KALIR, N19136328

PRE-CORONA:

2. HAFTA | KAVRAM NEDİR? I | DELEUZE & GUATTARI

Deleuze ve Guattari, kavramın felsefenin sistemleri tarafından bir üst bakış yaratarak

seçildiğine dair önerileri kavram ile Olaylar arasında bir karar veren olduğunu belletirken

kavramlar üzerine bu kavramların hangi doğaları, normları, gerçeklikleri doğru ve hâkim

kıldığı üzerine bir sorgu da içeriyor. Böylece olabilir dünya, var olan surat ve gerçek dil

arasındaki ilişki Platon’dan Descartes ve Kant’a kadar ideal, saf akıl yahut cogito

kavramlarının etrafında kurulduğunda kavramların tanımladığı varlıklar uzay-zamanın

koordinatları içerisinde yoğunlaştırılmış nokta kabullerine dönüşüyor. Kavramın var sayıldığı,

ben ile başkası arasındaki ayrımın bir iç ve dış tutarlılığı sürdürmeye çalışırken kendi

bölgelerini, Olaylarını ve nihayetinde olabilir dünyanın üstündeki karar vericiyi içermez mi?

Kavramın pedagojisi bu soruda saklı.

Kaynak: Deleuze, G. & Guattari, F. (2001). Felsefe Nedir? İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 23-38.

Kavramlar: basit kavram, bileştirici, şifre, çoğulluk, başlangıç kavramı, mutlak, ilk, başkası, ben, pedagoji, olabilir

bir dünya, ifade-edilmiş, varoluş, var olan surat, gerçek dil, hâline-geliş, bölge, eşik, ayrılabilinemezlik, tutarlılık,

köprü, bölge, değişim, ayrışık-doğuş, uzay-zaman, Olay

2. HAFTA | KAVRAM NEDİR? II | SCHMITT

Schmitt’in antagonizması yalnızca Nazi Almanyasının olağanüstü ahval devletiyle sınırlanacak

bir diktatörlük manifestosunda bulunamaz. Schmitt, liberal demokrasilerin yasalarında

1
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

bulunan istisna hâli olasılığının aslında süregelen sistemleri niteleyen şeylerin ilkine yönelik

bir ıskalamayla anlaşılamadığını, kavranamadığını söylerken antagonizmasının tüm

sistemlerde bulunduğunu söyler. Siyasal, antagonizmadan oluşur. Siyasal, dost ve düşmanı

içerir. Dost ve düşman etik, estetik, ekonomik değerlere sahip olabilir ama bunlarla

bellenmez. Siyasal, devletten önce geldiği için devletlerin bulunduğu her sistemde

mevcuttur. Schmitt’in kavramsal analizi bu vasıtayla ayrımların egemenliğini kuran bir

çatışma sürekliliğini anlatır.

Kaynak: Schmitt, C. (2012). Siyasal Kavramı. İstanbul: İletişim, 49-109.

Kavramlar: siyasal, devlet, kavram, statü, halk, nötr, polemik, mutlakiyetçi devlet, tarafsız devlet, bütünsel

devlet, devlet-toplum karşıtlığı, egemenlik, güçlü-zayıf, birlik teorisi, demokrasi, iyi ve kötü, çirkin ve güzel,

yararlı ve zararlı, dost ve düşman, ayrım, öteki, yabancı, dahil olma, katılma, çatışma, mücadele, kamusal, özel

3. HAFTA | DOĞA, DEVLET, EGEMEN I | LATOUR

Latour’un bilim devleti, biyopolitik iktidar pharmalogic bir şekilde vatandaşlarının ölümü

kadar yaşamının da kontrol altına alındığı ve devletin himayesiyle yaşam ile ölümün

standartlaştırıldığı kararlar mekanizmasını anlatır. Latour için Hobbes’ın doğa durumundaki

karar anına indirgediği objektif kararın Boyle’un vakum yaratarak elde ettiği saf bilgilerden

farkı yoktur. Her ikisi de karar vericinin meşrulaştığı ve kararın hakikatleştiği muktedirliği

devrederken bir üst özne kurarlar. Latour’un bilim devletinin etkisi de sütün pastörilize

edilerek hastalıkların uzaklaştırılmasındaki bilimsellik iddiasının bir güven sözleşmesine

dönüşerek sosyal, ekonomik alanlara da yayılmasıyla hijyenin ve temizliğin bilimsel aklının

üretilmesi olacaktır. Bu akıl, bazı insanları kir olarak gördüğünde bir vakum arayışıyla

katliamlar eyleyerek üstün olanların toplumunu tahayyül etmeye çalışmaktan kendini

alıkoyamayacaktır.

2
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

Kaynak: Latour, B. (1993) We Have Never Been Modern. Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press,

13-48.

Kavramlar: modernity, humanism, asymmetrical, nonhumanity, things, objects, beasts, double separation,

above / below, c/Constitution, role, action, ability, entity, animal, material, agent, consciousness, property,

science, political, doxa, control, unity, represented, knowledge, power, contract, Object / Subject Pole, vacuum

3. HAFTA | DOĞA, DEVLET, EGEMEN II | HACKLING

Hafıza içine alan anlamına yaptığı vurguda dışarıda kalanı da niteler. Hackling’in hafızanın her

daim politik ve ideolojik çağrışımlara sahip oluşuna ve her çağın kendi hafıza manasını

içerdiğine yönelik bakışı da bu içeri ve dışarıyı içerir. Hafıza, irade, kişilikte Thomas Aquinas’ın

akıl ve beden ikiliğinden Broca’nın standartlaştırılmış nörolojik hafızasına kadar hafızanın

nasıl ele alındığı dair bir inceleme yapılırken atıf bellidir: insanın neyi, nasıl ve niçin

hatırlayacağına dair tanımların her biri hatırlamaya değer olanın tanımı da içerir. Böylece

zihin saraylarında ezberlenen kitaplardan psikolojinin sır erdiremediği bilinçaltı imgelemlere

doğru bir kayış, yeniden değerlendiriş gerçekleştiğinde ben’e nelerin dair olduğuna ve zihnin

nasıl standartlaştırılabilineceğine dair bir arayış da gerçekleşir. Böylece hafızanın sorunları,

sağlığı, gerekliliği tıpkı bozulan bir süt gibi bozulan bir zihnin tanımlanmasına yönelik bir

teemmül başlatır.

Kaynak: Hacking, I. (1998). Rewriting the Soul: Multiple Personality and the Sciences of Memory, Princeton:

Princeton University Press, 198-209.

Kavramlar: science, memory, interconnection, fact, object, surface / depth knowledge, truth, falsehood, soul,

surrogate, connaissance, savoir, form, rigor, singularities, practice, grammar, unity, dynamic, infinity, agency,

inferiority, mnemonic, anthropometry, techne, body, mind, standard, will, consciousness, moi, stable-unstable

3
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

POST-CORONA:

6. HAFTA | OKUMA MATERYALİ I | BİYOPOLİTİKA I | AGAMBEN

Yaşam ve çıplak yaşam insanları gruplara ve bu gruplardaki insanları çıplak hayatın

olasılığında bir yasanın kurduğu egemene bağlar. Böylece özne bir hayatta kalma mücadelesi

vermemek için kendi haklarını yasada görür ki bu aynı yasanın istisnalar yaratarak

kurbanlaştırma yetkesi de kendisinde saklı kalır. Agamben, bunun bir benzerinin

tıbbileştirmede bulurken HIV’den ten renklerine kadar kategorize edilenin yaşamı

formlaştıran bir üstünlük olduğunu söyler. Egemenlik de işte bu üstün olanın aşağı

kıldıklarının çerçevesinde bellenecektir. Sürekli bir şekilde sınırların bellendiği yaşam rejimleri

şeceresinin soy kütükleri sınırların dışında kalanların yokluğunu içerir. Gösteren

göstermeyebilir de; kurban olarak gösterilenin çarpıcılığında dışında gösterilmeyenler

üzerinden bir şecere dökmek için sanırım Heidegger yahut Nietzsche’nin eleştirilerini

yoklamak gerek.

Kaynakr: Agamben, G. (2000). “Form of Life”, Means Without End: Notes on Politics. Minneapolis: University of

Minnesota Press, 3-14.

Kavramlar: zoe, bios, beings, group, individual, biology, zoology, form of life, possibility, naked life, law, vita,

leviathan, exception, state, sovereign, above, city, subject, man, citizen, dominant, survival, medicalization,

other, modern, thought, sovereignty, right

7. HAFTA | OKUMA MATERYALİ II | BİYOPOLİTİKA II | ESPOSITO

4
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

Esposito’nun çıplak hayatın varlığı üzerine sorusu Foucault’nun artık doğaya da insana da

aynı gözle bakan ve her şeyde muktedir biyopolitik devletinde yankılanır gibidir. Bakış, her

şeyi kategorize ederken bir normlar sistemi kurar ve öznenin yasa ile olan bağlantısıyla bir

çiçek türünün yaşam ile bağlantısı aynı düzleme sokulur; böylece doğacı, insancı, organizmacı

her şeyde yankılanan bir şekilde belirsizliğe müdahale edilir. Belirsizlik var olamayacak tek

şeydir. Bence tam da bu sebeple belirsiz olagelene yönelik bir görünür kılabilme, zamana

sıkıştırabilme yani sonlandırma işlenir ki enigma’nın biyopolitik ile ilişkisi burada kurulabilir.

Şifreli olan belirsizdir ancak çözülebilirdir mesele daha en başında biyopolitikanın

standartlaştırma tuzağına düşer: anlamın olacağına dair kabule.

Kaynak: Esposito, R. (2008). “The Enigma of Biopolitics”, Bios: Biopolitics and Philosophy. Minneapolis:

University of Minnesota Press, 13-44.

Kavramlar: biopolitics, contemporary, law, sovereignty, democracy, reality, gaze, normativization, juridical

subject, dispositif, citizen, structure, life, death, inside, outside, uncertainty, politics of live, governing,

command, biopower, organistic, time, naturalistic, vital space, resistant

8. HAFTA | OKUMA MATERYALİ III | BİYOİKTİDAR VE ÖTESİ I | FOUCAULT

Foucault, şeylerin yönetiminden doğrudan öznelerin yönetimine geçişte yönetme sanatının

dönüşümünü izler. Böylece iktidarın konusu nüfus olduğunda nüfusun tanımı da arzularıyla

sayılabilir insanlara dönüşür. İktidarın yalnızca şeylerin düzeninde kalmadığı dolayısıyla

egemenliğini bölmediği bu yeni tahakküm düzeninde şeylere yöneltilen o berrak karar

vericilik bölünmez, bunun aksine aktarılır. Latour’un bilimsel devlette bulduğu şey böylece

biyopolitik bir karar sürekliliği olarak hükmetmenin aklının bir tekillik olarak her şey

içermesidir.

5
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

Kaynak: Foucault, M. (1991). “Governmentality”. G. Burchell, C. Gordon & P. Miller (Eds.) The Foucault Effect:

Studies in Governmentality, Chicago: The University of Chicago Press, 87-104.

Kavramlar: apparatus, security, population, government, advice, administrative, monotonous, relationship,

intensity, method, govermentality, art, singularity, externality, fundamental, imperative, reason, rule, force,

severity, self-government, morality

9. HAFTA | OKUMA MATERYALİ IV | BİYOİKTİDAR VE ÖTESİ II | DELEUZE

Disiplin toplumları enstitülerin biçimlendiredurduğu insanların sıfırdan var edildiği

düzenlerindeki geçişleri nitelerken kontrol toplumları herkesin makineleştiği ve merkezi bir

kapatmadansa egemenliğin inancının her yere yayıldığı bir bölmedir. Foucault’nun kaybolan

suçlularının uzaklaştırılmasına benzer bir şekilde egemenin kurumları kaybolmuş gibidir;

denetim yayılmış ve herkesin güvenliğin sağlayıcıları, bozucuları ve öğeleri olduğu bir uzam

ağı bellenmiştir. Deleueze’un uyarısı belki de bu nereye bakılacağı bilinmeyen denetime

yönelik bir uyarıdır; gözün kendini göremiyor oluşu izleyenin varlığı bilindiğinde ürkütücüdür.

Kaynaklar: Deleuze, G. (1995). ‘Postscript on the Societies of Control’, Negotiations, New York: Columbia

University Press, 177-182.

Kavramlar: disciplinary society, enclosure, organization, space, environment, different, time, crisis, control,

analogical, dividual, other, machine, concentration, production, conquest, soul, corporation, center, form,

resistance, telos, difficulty, re-request, sovereignty, position

9. HAFTA | OKUMA MATERYALİ V | BİYOİKTİDAR VE ÖTESİ II | ROUVROY & STIEGLER

Rouvroy, artık arzuları değil doğrudan doğruya gerçekliği denetlenen öznenin gerçekliğin

örtülerini bıraktığı bir algoritmik hükmetmenin insanın da gürültüye dönüştüren yanına dair

bir uyarıda bulunuyor. Deneylerin sonucuna kadar yok olan verilerde bir biyografi saklıdır

6
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

tıpkı insanın görünür kıldıklarında kaybolup giden tüm yaşam gibi görünmez olanın varlığı

ortada değildir ama oradadır; öyleyse insanın tüm varlığı görünür olanda görünmez olana

dönüştüğünde bu temsil krizinde kararın yeri ne olacaktır? Rouvroy’un sorduğu sorunun bir

benzeri Clarke’ın “Çocukluğun Sonunda” kitabının sonunda evrim geçirerek “yok olan”

insanda mevcut: yok olduktan sonraki insana sorsanız vardır, yok olan insana sorsanız yoktur;

buradaki en gergin ansa buna karar veren okuyucunun kararının onu ne yok ne var sayan

gerçeklikteki yersizliğidir.

Kaynaklar: Rouvrov, A. & B. Stiegler (2016). “The Digital Regime of Truth: From the Algorithmic

Governmentality to a New Rule of Law”, La Deleuziana – Online Journal of Philosophy, N. 3, 6-29.

Kavramlar: algorithmic, govermentality, Big Data, alteration, norm, technique, regime, truth, terrain, produce,

problem, encounter, representation, crisis, ordeal, event, possibility, world, authority, person, testimony, real,

security, certainty, fluxe, capital

10. HAFTA | OKUMA MATERYALİ VI | DEMOKRASİ | NANCY

Demokrasi öznelerini nasıl tanımladığına göre olasılık(sız) hakkında olana karar veren hem

mutlak hem de gayri-mutlağa yol açabilen bir olasılıklar düzeni gibidir. Nancy’nin de

demokrasinin tanımladığı halklardan öznelerin aktif-pasif oluşuna, nesnelerin politik-apolitik

oluşuna her bir belirlenime yönelik sorgusunun temelini bu oluşturur. Oysa tüm bunlara

rağmen Nancy’nin en sonda “evrensel” olana dair atfını anlamlandıramıyorum; hem

çoğuldan söz edip hem de bir ortaklıktan söz edebilmek mümkün müdür? Evrensel tanımının

kendisi bir karar olarak daha en başında ulaşılabileni belirlerken bunu tanımlayan özneyi

öncelemez mi? Demokrasi de kuramları da üzerine düşünmekte bir hayli zorlandığım bir

alan.

7
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

Kaynak: Nancy, J-L. (2007). “On the Multiple Senses of Democracy”. M. McQuillan (Ed.). The Politics of

Deconstruction: Jacques Derrida and the Other of Philosophy, London, Pluto Press, 43-53.

Kavramlar: democracy, certainty, regime, humanity, age, res publica, step, possibility, people, government,

social, political, foundation, body, soul, passive, active, reality, existence, movement, floating, today, modern,

non-unity, power, (im)possibility, de-totalisation

11. HAFTA | OKUMA MATERYALİ VII | İNSAN | SLOTERDIJK

Sloterdijk’ın hümanizm eleştirisi arkadaşlıkların, erdemlerin ve kardeşliklerin belirli bir

kültüre, bu kültürün yorumlanışına ve bu kültürü biriktiren alanlara dair eleştirisi bunların

belirli mesafeler, farklılıklar, görevler ve statüler yaratıyor oluşudur. Sloterdijk, kitapların da

kalın mektuplar gibi kendi yoldaşlarına selâmlar ileten özel bağlamlar yaratırken arkadaşlığın

karşısına aldığına yönelik bir sorguya çağırıyor gibidir. Hümanizmin belirli ardışık, tekrar eden

yöntemleri vardır ve bunların tamamı insanı tanımlayarak onu kuşatırlar; Heidegger’in

hümanizme mektubu kendisini bu tanımlardan kurtarmaz. Eğitimi, denetimi, dönüştürmeyi

amaçlayan tüm bu mektupların var saydığı şey kendi iletilerindeki yüce doğruluktur; sorun da

buradadır, atıfta bulunanın kesinliğinde ve ancak kesinlikle aynı anda söz konusu olan bu

atıfta bulunanın yücenin varlığın muğlaklığında.

Kaynak: Sloterdijk, P. (2009). “Rules for the Human Zoo: A Response to the Letter on Humanism”. Environment

and Planning D: Society and Space, Volume 27, pages 12-28.

Kavramlar: thick letter, friendship, humanism, wisdom, brotherhood, text, culture, interpreter, distance,

message, canon, grammar, knowledge, sect, literary, pattern, prominence, disillusionment, education, society,

thought, rational animal, language, task, status

8
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

12. HAFTA | OKUMA MATERYALİ VIII | PHARMAKON | DERRIDA

Derrida varılanın ya da varmayı var eden geçmişin birer kesinlik olarak bellendiklerinde tekili,

kararı ve kesinliği överek kendi şiddetlerini var ettiklerini söyler; böylece metafizik bir

bölünmeye eşlik edecek şekilde kavramları bölen öznelerin muktedirliği ortaya çıkar. Bu

muktedir kendisini zamana aktaracak ve böylece zamanın sürekli bir şekilde muktedirde

kesildiği bir ivme var edilecektir. Oysa Derrida “gelecek olan”ın belirsizliğinde ve gelecek

olanın gelmeyişinde bir çözüm değil ama bir çözülüş önerir. Ancak bu ol(a)mayan ile olanların

düzeni kesinliğinden azade edilir. Sorumlulukların, yükümlülüklerin muktedir öznelerin

nadideliğinden ve dolayısıyla her şeyin neden ile sonucun arasında edilgenleşedurduğu bir

uzam düzeninden belki ancak bu gel(e)meyeni kabulle kurtulabiliriz.

Kaynaklar: Derrida, J. (2014). “Responsibility–Of the Sense to Come”. P-A. Brault and M. Naas (Ed.). Jacques

Derrida – For Strasbourg: Conversations of Friendship and Philosophy. New York: Fordham University Press, 56-

86.

Kavramlar: responsible, arrive, singularity, decision, uncertainty, exergue, fatigue, conjuncture, matrix,

autonomy, heteronomy, ab-sense, world, creation, community, freedom, existence, respond, react, irruptive,

aporia, demand, resonance, parjure, animal, human

13. HAFTA | MUHAKEME METNİ IX | MAKİNE VE ORGANİZMA | CANGUILHEM

Makine ve organizma arasındaki ayrım ve benzerlik üzerinden bir okuma yapılabilir. Makine

ve organizmanın benzerliği her ikisinin de tanımlandığı bir düzeni vurgular; böylece her şeyin

belirli bir sisteme hizmet ettiği bir uyumluluk, işlevsellik, düzenlilik ortaya çıkar. Bu, makine

ve organ arasında kurulduğu gibi insan zihnine ve varlığına da yansıtıldığında ulaşılan şey

temelci bir ahlak düzeni olabilir. Makine ve organizma arasındaki ayrım ise makinenin

kendisinin bir parçası olması ancak yapıcısı olmamasıdır. Yani, makineyi ancak ona bir neden

9
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

biçen organizma üretebilir. Bunun artık geçersiz olmasını bir yana bırakalım; bu, karar veren

bir organizma gerektirir ve böylece makine ile organizma arasında organizmanın önceliği

ortaya çıkar. Organizmalar arasında bir hiyerarşi kurulması yahut belirli bir organizmanın

üstünlüğü de bu sefer merkezci bir ahlak düzenini ortaya çıkartır. Saat yapıcısı sürekli

övülecektir.

Kaynaklar: Canguilhem, G. (1992). “Machine and Organism”. J. Crary & S. Kwinter (Ed.). Incorporations: Zone 6.

New York: Zone Books. 44-70.

Kavramlar: relationship, machine, organism, structure, idea, function, construction, organology, problem,

mechanism, living machine, science, technology, logic, chronologic, process, reversal, attribute, vertebrate,

operation, motor, movement, kinematic, principle

14. HAFTA | MUHAKEME METNİ X | POST/NEG-ANTROPOSİN | STIEGLER

Stiegler, neg-antroposin ile insanın uzamı etkileyen tüketiminin entropik olarak artık insanın

varlığının çözüldüğü bir yere dönüşmesine atıfta bulunur. Bu kavramla kapitalizm ve onun

vardığı bilgi tüketiminin dönüştüğü Big Data artık istemelerin ve birey olmaların içeriklere

dönüştüğü ve aktarımsallıkta istemeler ile birey olmaların lüzumsuzlaştığı bir an’dan söz

ediyor olabilir. Stiegler’in tezinin atıfta bulunduğu son aslında entropiye yönelik bir sorguyu

da önerir; insanın merkezleştiği, kapitalizmin bu merkezi belirli bir tüketim ve üretim

şemasında sıkıştırdığı düzenin sonucu ne olur? Bence sonuç insanın kendisini merkeze

nakşettiği entropik bu yapı insanın yerine kendisini merkeze alır; böylece yıkım ortaya çıkar

yani insan-merkezden insan-çepere doğru bilginin, arzunun ve şeylerin tümünün belirli bir ağ

içerisinde erimesi ortaya çıkar. Entropinin farmakolojisi hakkında en ufak bir şey

düşünemiyorum; belki entropinin düşünülmesi farmakolojik bir etkiye sahiptir yani hiçliği

10
KAY650 | Siyaset Felsefesinde Güncel Tartışmalar

düşünüyor olmanın varsıllaştırması. Heidegger’in “hiçlik hiçer”inin aksine “hiçlik varlar”

denilebilir; entropiyi düşünmek, var saymak farmakolojiktir.

Kaynaklar: Stiegler, B. (2018). The Neganthropocene. (D. Ross, Ed.) London: Open Humanities Press, 34-50.

Kavramlar: Anthropocene, neganthroplogy, neganthropocene, psychic, technical, collective, framework,

organology, pharmakon, belief, wanting, individuating, content, vital, entropy, artefactualization, machine,

energy, social organization, ecology, fidelity / infidelity, somatic, mechanology, web

11

You might also like