Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 202

GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Yeni Yıl Kararları


Bir yeni yıla daha girdiniz. Hala yaşıyorsunuz ve diliyoruz sağlıklısınız. Peki, yeni yılda
da bunu söyleyebilecek misiniz? Henüz bu soruya cevap veremezsiniz. Yeni bir yılı
karşıladınız ve bugünden sonra adım adım bu yılı kendiniz ve çevrenizdekiler için en
iyi olacak şekilde biçimlendirmelisiniz.

Bunun için neler yapmalısınız?


Doğal yollardan olmayan, yani bir kaza vs. sonucu olan ölümlerin çoğu iş ile ilgili
değildir. Kişinin sigara, alkol, kötü beslenme ve sağlıksız rejim yapmak gibi kişisel
alışkanlıkları da birer sebeptir. Sigara dumanı olan bir ortamda bulunmak, sizin
sigara içmenizden daha zararlıdır. Çok kilolu olmak, sırt ağrılarına dayanıklılığınızı
azaltır. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, hem sağlık problemlerine neden olur hem de
koordinasyon ve karar verme becerilerinizin azalması nedeniyle iş veriminiz düşer.
Kişisel alışkanlıklarınızı gözden geçirin ve aşırılıklarınıza bir sınırlama getirin.

Evde olan kalıcı yaralanmalar işyerinde olanlara göre daha çoktur. Niçin böyledir? Bu
sorulara kendiniz için cevap verin: İşyerinizde uyguladığınız iş güvenliği önlemlerinin
aynısını ya da benzerlerini özel yaşamınızda da uyguluyor musunuz? Evinizdeki
aletler iyi durumda ve muhafazalı mı? Merdivenleriniz kaliteli ve bakımlı mı?
Tehlikeli malzemelerle çalıştığınızda kişisel koruyucu ekipman giyiyor musunuz?
İşyerinizde iş güvenliği kurallarına uymak zorunludur. Evinizde de iş güvenliği
prosedürlerini uygulamanız çok iyi olacaktır.

Şimdiye kadar, umuyoruz ki, hayatınızı daha sağlıklı ve emniyetli hale getirmeye
karar verdiniz. Bu yıl işyerinizde kendiniz, çevrenizdekiler ve işiniz için daha güvenli
nasıl çalışabilirsiniz? Her şey davranış biçimi ile başlar. Emniyetli çalışma tek yoldur.
Yaralanmalar çalışmanın doğasından gelmemektedir. Yaralanmalar bazı şeylerin
yanlış gitmesinin ve yeterli önemlerin zamanında alınmamasının bir sonucudur.
Kazalar sadece olmaz aynı zaman da sebeptirler de. İşinizde olabilecek tehlikelere
karşı tetikte olun.

İşinizle ilgili muhtemel tehlikelerin neler olduğunu gözden geçirin, iş arkadaşlarınızla


ve çevrenizdekilerle paylaşın ve bu tehlikelerin daha fazlasının olup olmadığını
birlikte anlamaya çalışın.

Tehlikeler sizin ya da diğerlerinin yaralanmasına neden olmadan risk


değerlendirmelerinizi yapın, riskleri ortadan kaldırın ya da kontrol altında olmalarını
sağlayan tedbirlerinizi alın.

Şirketinizin iş sağlığı ve güvenliği ve çevre ile ilgili çalışmalarına en az yaptığınız iş


kadar yardımcı olun.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

İş Güvenliğinin Anlamı Nedir?


1. İş Güvenliği: işinizi tümüyle anlamanızdır. Atacağınız her adımı
bilmenizdir. Hatalarınızın kendinize ve şirketinize pahalıya mal
olacağının farkına varmanızdır.
2. İş Güvenliği: Doğru kararı vermenizdir. Şansa asla
güvenmemenizdir. Beklenmeyen durumlarla başa çıkmak için
hazırlıklı olmanızdır.
Rutin faaliyetlerinizi gerçekleştirirken uyanık olmanızdır.
3. İş Güvenliği: Kendi refahınız için size bağlı ailenizi ve sizi
istihdam eden şirketinizi dikkate almanızdır.
4. İş Güvenliği: işinizi yaparken HER DAKİKA şirketiniz tarafından
konulan iş güvenliği kurallarını hatırlamanız ve uygulamanızdır.

UNUTMAYIN!
TEK BİR RİSK DAHİ ASLA GERİ ALAMAYACAĞINIZ BİR KAZA
ANLAMINA GELEBİLİR!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Temel Makine Güvenliği
Çevremizde yoğun çalışan modern toplumu makinelerden ayrı düşünmek
çok zordur. Yeni ve geliştirilmiş makineler verimliliği yükseltmeye, kaliteyi
arttırmaya ve daha düşük maliyetli üretimi sağlamaktadır. Fakat kötü
kullanılan makineler yardımcı oldukları kadar zararlı, tehlikeli de
olabilirler. Metali kesen makineler parmaklarınızı da kesebilir. Çelik
delebilen matkaplar etinizi de delebilir. Bu gibi yaralanmalar acı veren
yaralanmalar olduğu gibi, kariyerinizi bitiren sakatlıklara da yol açabilir.
Bu makinelerde veya çevresinde çalışırken dikkatli olun:
Operasyon noktası: Bu nokta makinede işin yapıldığı yerdir. Pres
baskısının, ütülemenin, kesmenin, delmenin, sıvamanın olduğu yerdir.
Burada herhangi bir uzvumuz bulunmamalıdır. Eğer vücudumuzun
herhangi bir yeri, işlem esnasında burada bulunursa, makinenin gücünden
dolayı çok ciddi yaralanmaya sebep olur. Operasyon noktasında ayrıca
talaş, çapak vb. çevreye fırlayan, sıçrayan parçalar olabilir. Güvenlik
gözlükleri bu gibi işler de çok önemlidir.
Aktarma elemanları: Enerji bu noktadan dişliler, şaftlar, kayışlar, kablolar,
hidrolik ve pnömatik silindirler gibi hareketli kısımlara aktarılır. Buralarda
da asla uzuvlarımız bulunmamalıdır. Bu gibi tezgâhlarda çalışırken her
zaman emniyet prosedürlerine uymalı ve koruyucu donanımları çalışır
vaziyette bulundurmalıyız, işçiler bu tezgâhlarda çalışmaya başlamadan
evvel, herhangi bir koruyucunun eksikliğini kesinlikle ilk amirlerine haber
vermelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Güvenlik ve Sağlık İşaretleri
-Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliği-

Güvenlik ve Sağlık İşaretleri özel bir amaç, faaliyet veya durumu işaret
eden levha, renk, sesli ve/veya ışıklı sinyal, sözlü iletişim ya da el kol işareti
yoluyla iş sağlığı ve güvenliği hakkında bilgi veren, tehlikelere karşı uyaran
ya da talimat veren işaretlerdir.

Aşağıdaki tabloda yer alan hususlar güvenlik rengi kullanılan tüm işaretlere
uygulanır.

Anlamı veya
Renk Talimat ve Bilgi
Amacı

Kırmızı Yasak işareti Tehlikeli hareket veya davranış


Dur, kapat, düzeneği acil durdur,
Tehlike alarmı
tahliye et
Yangınla
Ekipmanların yerinin gösterilmesi ve ne
mücadele
olduğu
ekipmanı
Sarı Uyarı işareti Dikkatli ol, önlem al, kontrol et
Mavi (1) Zorunluluk Özel bir davranış ya da eylem
işareti Kişisel koruyucu donanım kullan
Yeşil Acil kaçış, ilk Kapılar, çıkış yerleri ve yolları, ekipman,
yardım işareti tesisler
Tehlike yok Normale dön
(1) Mavi: Sadece dairevi bir şekil içinde kullanıldığında emniyet
rengi olarak kabul edilir.

(2) Flüoresan Emniyet işaretleri dışında sarı yerine kullanılabilir.


turuncu: Özellikle zayıf doğal görüş şartlarında bu renk çok dikkat
çekicidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Ekipman Civarında Çalışma

Aşağıdaki talimatlar izlenmelidir:


1. Operatörler ekipmanlarını her zaman için, gerektiğinde güvenli bir
şekilde durdurabilecekleri izin verilen bir hızda kullanmalıdırlar. İnsanların
beklenmedik bir şekilde önlerine çıkabilecekleri yerlerde çok daha fazla
dikkatli olunması gerekir.

2. Yük taşıma esnasında, özellikle giriş yerleri ve havai hatların


bulunduğu yerlerde, tavan yüksekliği kontrol edilmelidir. Elektrik hatları
ve elektrikli cihazlardan güvenli, uzak bir mesafede çalışılmalıdır.

3. Ekipmanların dönüş ve manevra hareketleri ve elektrik hatlarının


sarkma durumları göz önünde bulundurulmalı, hiçbir şekilde nesnelere
çarpmamaya özen gösterilmelidir.

4. Ekipman operatörleri ekipmanlarını iş sahasında çalışmakta olan


personelin üzerine doğru sürmemelidir. Özellikle çalışan personel sabit bir
nesnenin önündeyse çalışanın ekipman ve sabit nesne arasında sıkışma
durumu söz konusu olabilir.

5. Eğer ekipmanın yakınında çalışan personel bulunacaksa, ekipman


operatörü işe başlamadan önce, ekipman ile arada bulundurulması
gereken güvenli çalışma mesafesi hakkında diğer çalışanlarla konuşarak
uyarmalı ve gerekli ikaz levhasını da ekipmanında bulundurmalıdır. Bu
güvenli çalışma alanının, bir bariyer, emniyet bandı veya diğer bir şekilde,
operatör ve çalışan personelini görebilmesi için belirgin hale getirilmesi
faydalıdır.

6. Dar alanlarda çalışmak zorunda kalan ekipmanlar için önceden


belirlenmiş işaretleri kullanarak operatöre işaret verecek olan bir işaretçi
ya da bayrakçı bulunmalıdır.

Eğer mümkünse, hareketli ekipmanlar arasında çalışılmamalıdır!


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
El Aletleri ile Çalışma Güvenliği
Üzerinde kontrol etiketi olmak kaydıyla tüm el aletlerinin teknik bakımını
yaptırıldığından emin olun.
• Doğru iş için doğru el aletini seçin.
• El aletlerini kullanmadan önce hasarlı olup olmadığını kontrol edin.
• El aletlerini imalatçı firma talimatlarına uygun şekilde kullanın.
• Uygun Kişisel Korunma Ekipmanını kullanın.

El aletlerinden kaynaklanan kazaların çoğu yanlış kullanım ve gerekli


teknik bakımın yapılmamasından dolayı ortaya çıkmaktadır.
İşyerinde el aletlerinin yanlış kullanımı, genelde acele etmekten
kaynaklanır. Hatta bazen uygun aletin seçilmesi bile yeterli olmayabilir.
Bununla birlikte kullanmadan önce kontrol edilmesi de çok önemlidir.
Alette herhangi bir kusur tespit ettiğinizde onu derhal servis dışı
bırakmalısınız. Hiçbir zaman hasarlı olan el aletlerini kullanmayın!

Aletler kullanılmadığında her zaman uygun yerlerde saklanmalıdır.


Aletlerin yere bırakılması, birinin takılıp düşmesine, iskelenin kenarına el
aletlerinin konulması ise aşağıdan geçen insanların üzerine düşmelerine
sebep olabilecektir. Aletler takım /alet kutusunda veya özel alet taşıma
kemerinde uygun şekilde taşınmalıdırlar.

Tedbirler
• İşçiler el aletlerinin doğru kullanılmasından ve bakımından
sorumludurlar.
• Portatif el aletlerinin kullanımında rastlanabilen tehlikelerden
korunmak için uygun Kişisel Korunma Ekipmanları kullanılmalıdır.
• Tehlikeli durumlardan kaçınmalısınız. Elektrikli aletler nemli, rutubetli
ve/veya patlama tehlikesi olan yerlerde kullanılmamalıdır.
• Yanıcı malzeme bulunan yerlerde el aletlerinden uçan kıvılcımlar
tutuşmaya neden olabilirler. Bu gibi tehlike içeren alanlarda plastik,
alüminyum veya ahşaptan yapılmış olan, kıvılcıma dayanıklı el aletlerini
kullanın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Göz Koruması

İş yerindeki göz yaralanmalarının nedenleri nelerdir?


 Göz koruması kullanmamak,
 Yapılan işe uygun göz koruması kullanmamak,
 Uçan parçalar,
 Halatlar, zincirler, teller gibi havada askıda bulunabilen objeler,
 Kimyasallar ile temas,

Tedbirler
 Her zaman gereken göz korumasını kullanın.
 Bununla birlikte yapılan işe bağlı olarak çalışanların yüzüne tam olarak
oturan tam yüz siperliği de denilen koruma ekipmanını kullanması gerekir.
Göz koruması takan çalışanların başına gelen yaralanmaların yaklaşık
%94’üne alttan veya yandan tesir eden obje veya kimyasallar yol açmıştır.
 Emniyet gözlüklerinin gerekli bakımı yapılmalıdır. Çizilmiş veya eskimiş
gözlükler görüşü sınırlayacağından dolayı kazalara yol açabilirler.
 Standartlara uygun emniyet gözlüğü kullanılmalıdır. Güneş gözlüklerini
çalışma sahasında kullanmak kesinlikle yasaktır.
 Siyah gözlükler ışığın zayıf olduğu kapalı yerlerde takılmamalıdırlar.
 Yalnız giyilen taşlama maskesi gözü koruyamaz. Emniyet gözlüğü ile
birlikte kullanıldığında ancak gerekli koruma sağlanabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kapalı Alan Çalışmaları

Kapalı Alan sürekli çalışmaya göre tasarlanmamış olan ve girişleri ve


çıkışları kısıtlı olan alanları anlatır.
- Tehlikeli ya da tehlike oluşma ihtimali olan,
- Ortama giren bir kişiyi yutma tehlikesine sahip bir malzeme
ihtiva eden,
- İçeri doğru kapanan kapılar
- Aşağı eğimli olan duvarlar
- İçeriye giren bir kişinin boğulmasına ya da içeride kapalı
kalmasına neden olabilecek daha küçük bir alana daralan
duvarlar,
- Korumasız makineler,
- Açıkta duran kablolar, sıcaklık stresi gibi bilinen sağlık ve
güvenlik tehlikelerini taşıyan alanlar
gibi özelliklerin bir ya da birkaçına sahip olan alanlar Giriş izni gerektiren
kapalı alanlardır.

Kapalı Yerlere Giriş


1. Kapalı yerde çalışabilmek için “Kapalı Alan Giriş İzni” alınmalıdır,
2. Solunum cihazı kullanılmadan girilecek kapalı yerlere girmeden önce,
gerekli gaz testleri yapılmalı ve girişin tamamen güvenli olduğu
belirlenmelidir. Testler, kesintisiz devam eden işlerde maksimum 4 saat
aralıkla veya işyeri yarım saatten daha uzun süreyle terkedildiğinde
yapılmalıdır. (iş başlamadan önce tekrar gaz testi yapılmalıdır),
3. Eğer çalışanlar, hava solunum cihazı kullanmak zorundaysa, ayrıca bir
nöbetçi ve geri hizmet personeli de bulundurulması zorunludur,
4. Giriş amaçlı kullanılmayacak her açıklık (Kapalı Yer, giriş için güvenli
olmadığındaysa her açıklık) üzerine "Tehlike - Girmeyin” etiketi
asılmalıdır,
5. İçeride çalışacak personel için Acil Durum Planı hazırlanmalıdır. Bu
plan, yangın veya benzeri acil durumlarda, içerideki personelin güvenliğini
sağlayacak güvenlik tedbirlerini de içermelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kaymalar, Takılmalar, Düşmeler
Bu kazaların büyük çoğunluğunu yüksekten düşmeden dolayı gerçekleşen
kazalar değil, yatay zemin üzerindeki kaymalar, takılmalar sonucu
meydana gelen yaralanmalardır.

Kayma
Kaymalara neden olan faktörler:
• Islak veya yağ dökülmüş zeminler
• Dökülmüş sıvılar
• Buz, kar veya çamur
• Kaymaya müsait zeminler üzerinde,
• Kaymalar gerçekleşebilir.

Takılmalar
Takılmalar bir şeye çarparak dengeyi kaybedince meydana gelir.
Takılmaya neden olan faktörler:
• Görüşün kısıtlı olduğu durumlar ve yetersiz aydınlatma
• Döküntü veya dağınık malzemeler
• Zemin yüzeyinin düzgün olmaması
• Dağınık haldeki kablolar İş yeri düzeni
• Sıvı döküntülerinin olduğu yerleri işaretleyin ve hemen temizleyin.
• Geçitlerde bulunan engelleyici eşyaları kaldırın ve süpürün.
Ayakkabı
• Kaygan zeminlerde uygun ayakkabılar giymek gerekiyor ve kendi
işinize özel olarak üretilmiş ayakkabı kullanmanız tavsiye edilir.

Siz Ne Gibi Önlemler Alabilirsiniz?


• Dikkatli olun.
• Yürüyüş şeklinizi zemine ve yapacağınız işe göre ayarlayın.
• Geniş geçitler kullanın.
• Yeterli düzeyde ışıklandırma kullanın.
• Taşıdığınız veya ittiğiniz eşyanın sizin görüşünüze engel olmamasına
dikkat edin.
• Her zaman önce emniyet gerekliliklerini yerine getirin, daha sonra
işinize başlayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kazaya Ramak Kalma

Gerçek hayatta acı veya zarar teşkil etmeyen kazaların baştan savılması
tehlikeli olabilir. Kazalar olduğunda ya da “kazaya ramak kalma” olarak
belirlendiğinde kırmızı uyarı bayrağını direğe çekmeliyiz. Çünkü
yaralanmasız kazalar bir şeylerin yanlış olduğuna dair önemli bir işarettir.
Bazen “kazaya ramak kalma” durumlarını yanlış teşhis ederiz ya da teşhis
edemeyiz. Çünkü şansın bizden yana olduğunu ve bizi kazalardan
koruyacağını düşünürüz, ihmalkârlığımızdan dolayı bu durumları
görmezden geliriz. Ancak kazaları önlemede şansa güvenilmemesi
gerektiğinin öğrenilmesini umut ediyoruz.

Olabilecek kazaları azaltmanın en iyi yolu esas sebeplerin araştırılması ve


“ucuz atlatılmış olan” olaylar ile ilgili düzeltici önlem alınmasıdır. Bunların
listesi sonsuza kadar uzayıp gidebilir, ancak birkaç örnek verelim: Makine
ve ekipmanların uygun olmayan muhafazalara sahip olması ya da hiç
muhafazalarının olmaması, ekipmanların yanlış topraklanması, parmaklık
veya korkuluk bulunmaması, yetersiz temizlik, yanlış depolanmış
malzemeler, yerden çıkan ya da yerde bulunan bir nesneye ayağın
çarpması, keskin bir nesneye çarpmak, bir yığına takılmak ve sendelemek
vs.
Bütün bu “kazaya ramak kalma durumlarından” çıkarılması gereken ders
bunların, yaralanma meydana gelinceye kadar devam edeceğinin
bilinmesidir.

Ne yapabilirsiniz?
Gördüğünüz her olayı derhal amirinize rapor ediniz. Böylece olası kazaları
azaltmak için araştırma yapılıp, olayların takip edilmesi sağlanır. Amirler
her şeyi her an göremedikleri için bu konuda sizin ve iş arkadaşlarınızın
raporlarınıza ihtiyaç duyarlar.
Eğer “ucuz atlatılan” bir olaya tanık olduysanız ya da olay başınıza geldiyse
bir dahaki sefer olay o kadar da ucuz atlatılamaya bilinir. Çalıştığınız
ortamda kendinizin ve çevrenizdekilerin emniyeti için üzerinize düşeni
yapın. “Böyle durumları” derhal amirinize rapor ediniz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kazı Emniyeti

Derinliğin 0,5 metreyi aşması durumunda kazı iş izninin alınması


zorunludur. Çalışanlar 1,5 metre veya daha derin kazılara girmeden önce
“Kapalı Alan Giriş” izni belgesini doldurarak onaylatmalıdırlar.

İşten Sorumlu Kişinin Sorumlulukları:


 Saha hazırlık çalışmalarının yapılması ve işin emniyetli yapılmasını
sağlamak,
 İşe başlamadan önce, uygun çalışma izinlerinin alınması ve tüm izin
şartlarını yerine getirilmesini sağlamak,
 Tüm çalışanların, çalışma talimatlarını doğru şekilde anlamalarını
sağlamak,
 Her gün iş öncesi kısa emniyet toplantıları düzenlemek,
 Çalışanların, derinliği 1,25 m aşan kazılarda çalışmaları durumunda,
gereken şevlendirme, destekleme ya da basamaklandırma yapılmasını
sağlamak,
 Kazı işleri yapılan alanın etrafına iskeleden bariyer çekmek,
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Yerinde Dikkatli Olmamızı Gerektiren 4 Husus

İşyerlerindeki kazaları önleme çerçevesinde her birimize 4 çeşit


sorumluluk düşmektedir;

1. İlk olarak, kendimiz, bir kazaya maruz kalmamak için önlemler almak
durumundayız.
2. İkinci olarak, ailelerimize karşı sorumluluk taşırız. Yaralandığımızda
onlara yardım edemeyecek hale geliriz.
3. Üçüncü olarak, iş arkadaşlarımıza karşı sorumluluk taşırız. Bizim
hareketlerimiz, birlikte çalıştığımız kişilere tehlike yaratmamalıdır.
4. Son olarak, çalıştığımız şirkete karşı sorumluluk taşırız, işçi
yaralanması, bütün şirketin verimliliğini negatif yönde etkiler.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kimyasal Tehlikeler
İnşaat alanlarında ve saha çalışmalarında en çok karşılaşılan kimyasal
tehlikeleri barındıran unsurlar kimyasal çözüler ve yanıcı maddelerdir.

Bazı Gerçekler
• Birçok çözücüler kıvılcım, ateş veya statik elektriğin meydana gelmesi
durumunda patlar. Bunların patlama düzeyleri ve ne zaman meydana
gelebileceği hususundaki bilgileri malzeme kullanma talimatlarından
edinebilirsiniz.
• Yanıcı gazlar ve sıvılar oda sıcaklığında yanar. Kıvılcım, ateş veya statik
elektriğin meydana gelmesi durumunda patlar.
• Deriniz, gözleriniz, akciğeriniz ve diğer organlarınız herhangi bir zehirli
çözücüyle temas etmesi halinde tahrip olabilir.

İşverenin Görevleri
• Asit, baz, epoksi ve fenol gibi tehlikeli kimyasalların neden olabileceği
potansiyel tehlikeler konusunda çalışanları bilgilendirmek.
• Çalışanları tehlikeli kimyasallarla çalışma konusunda eğitmek.
• Kullanılmadığı zamanlar yanıcı veya toksik kimyasalları kapalı
konteynerlerde saklamak.
• Kimyasal maddelerin depolandığı konteynerlere, kutulara içeriğini
gösteren etiketler yapıştırmak,
• Çalışanlara Kişisel Korunma Ekipmanları sağlamak ve bunları sürekli
kullanmalarını bildirmek.

Çalışanların Görevleri
• Yanıcı maddeleri alev veya ateşten uzak tutun. Bu maddelerin
yakınında kesim, kaynak işleri yapmayın ve asla sigara içmeyin.
• Kullandığınız kimyasala uygun tipteki yangın söndürücüsünün nerede
olduğunu bilin.
• Kimyasallarla çalışırken gereksiz riskler almayın. Yaptığınız işe uygun
Kişisel Korunma Ekipmanı kullanın. Tüm konteynerlerin etiketlendiğinden
emin olun. Kimyasallarla yapacağınız işe başlamadan önce malzemenin
kullanma talimatını okuyun. Konteynerler iyi durumda olmalıdırlar.
Kapakları, vahaları herhangi bir sızıntıya karşı kontrol edin.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kişisel Koruyucu Donanım

İşe başlamadan önce mutlaka emin olmamız gerekenler;


• İhtiyacınız olan bütün kişisel koruyucu ekipmanların temin
edildiğinden emin olun,
• Kullanacağınız kişisel koruyucunun koruma sınırlarını tanıyın,
• Bu donanımların uygun muhafaza edilmesi, bakımının yapılması,
kullanım süreleri ve bertaraf edilmeleri hakkında bilgi edinin,
• İşe başlamadan önce bütün gerekli kişisel koruyucu ekipmanları ve
aletleri kontrol edin. Düzenli aralıklarla koruyucularınızı kontrol edin.
Daha önce başkaları tarafından kullanılmış ve de hasarlanmış kişisel
koruyucuları değiştirin.
• Kişisel koruyucu ekipmanların giyilmesi gerektiğini gösteren uyarı
işaret ve etiketlerine dikkat edin,
• Acil durumlarda müdahale edebilmek için;
- Göz yıkama solüsyonunun yerini,
- İlkyardım çantasının yerini
- Yangın söndürücünün yerini mutlaka işe başlamadan önce öğrenin.
• Kullanacağınız kişisel koruyucu ekipmanın tam ve uygun olduğundan
ve düzenli olarak bakımının ve kontrollerinin yapıldığından emin olun,

İşe Başlamadan Önce İhtiyacınız Olan Bütün Kişisel Koruyucu


Ekipmanlarınızın Tam Olduğundan Emin Olun!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Soğuk Hava Riskleri Azaltılabilir

Günlük yaşamda veya çalışma ortamlarında soğuk hava şartlarından


kaynaklanan tehlikelere karşı duyarlı olmak çok büyük önem arz eder.
Çünkü vücut ısısı 36 dereceden aşağı düşerse:
• İnsanın duyu kabiliyeti azalır.
• Unutkanlık, dil sürçmesi, uyku yetersizliği ve kasların güçsüzlüğü.
• Eller ve bacaklarda titreme ve ağrı hissedilir. Hemen tıbbi müdahale
edilmediği takdirde koma ve ölüm kaçınılmaz olur.
• Vücudun aşırı soğuk ortamda kalması sonucu, etkilenen organların
kesilmesi ve kalıcı sakatlıkların olması muhtemeldir.
Soğuk havaların neden olabileceği riskler, belirli önlemlerin alınması
sonucu azaltılabilir.
• Aşırı terlemekten kaçınmak
• Yeterli ölçüde sıcak içecekler içmek
• Sıcak ortamlarda düzenli olarak kalmak
• Uygun korunma elbisesi giymek
• Uzun süre oturmaktan veya ayakta kalmaktan kaçınmak
• Sağlık ve güvenlik prosedürlerine uyumak
• Yeni işçilerin yeni ortama ve hava şartlarına alışmalarını sağlamak
Eğer sıcaklık derecesi ve yapılacak işin doğası tehlike ve hastalık riski
taşıyorsa:
• Çalışanları ortamın olumsuz etkileri hakkında bilgilendirin
• Çalışanları karşılaşabilecekleri hastalıkların belirtileri hakkında
bilgilendirin
• işçilerin acil durumlarda ne gibi önlemler almalarının gerektiğini
bilmelerini sağlayın
• Çalışanların ne gibi olumsuz etkilere maruz kalabileceklerini ve
hangi korunma önlemlerinin alınması gerektiğini belirleme maksadıyla
incelemelerde bulunun
Bununla birlikte işverenlerin, işçilerin çalışmalarını sürekli olarak (eksi)-
30 veya daha düşük derecede veya kuvvetli rüzgâr ortamında devam
ettirmek zorunda oldukları durumlarında onlara kolayca ulaşabilecekleri
sıcak barınaklar sağlamaları gereklidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Yeni İşçiler

İşyerine yeni işçiler geldiğinde, aşağıdakileri hatırlayın ve onların


alışkanlıklarını ve geleceklerini nasıl değiştirebileceğiniz konusunda bir
düşünün.
• Yeni işçiler, iş sahasındaki çoğu tehlikenin farkında değildir. Hatta
genel tehlikeleri bile bilmeyebilirler.
• Yeni işçiler, nasıl yapılması gerektiğini bilmedikleri bir takım işleri
dahi halletmeye çalışabilirler.
• Yeni işçiler, tecrübeli işçileri örnek alırlar. Onlara öğrenme şansı
verilirse, hemen kaparlar.
• Gösterdiğiniz örnekler çok önemlidir! Yeni işçiler sizin tutum ve
davranışlarınıza özenir, işi doğru şekilde yaparak, onlara doğru yolu
gösterin!
• Eğer yanlış veya emniyetsiz şekilde çalışmakta olan birini
görürseniz, ona doğru olanı gösterin. Çoğu insan, bir işi yanlış da olsa,
ilk öğrendikleri şekilde yaparlar! Uzun süreli kötü alışkanlıkları
değiştirmek çok zordur.

Yeni işçiler, sizin yanınızda çalışacaklar.


Onların, her işi, en az sizin kadar güvenli çalışacaklarından
emin olmanız, kendinizi daha güvende hissetmenize yol açacaktır
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

İş Güvenliğinin Üç Temel Öğesi

İş Güvenliği sadece kurallara uymaktan ibaret değildir. Bu hem iş


esnasında, hem iş dışında Tavır, Davranış biçimi ve iş Güvenliği üzerindeki
kontrol bütünlüğünden meydana gelmektedir.

Tavır, zihni kavrayışınız yani sizin olaylara yaklaşımınız demektir. Davranış


biçimi, sizin belirli durumlara karşı olan hareket ve tepkilerinizdir. Kontrol
ise işyerinde güvenli şekilde çalışabilmek ve çevreyi koruma yöntemidir.
Tavır, Davranış biçimi ve Kontrol iş güvenliğini ve verimliliği arttırır.

Tavır: iş güvenliği ile tavrın çok yakın bir ilişkisi vardır. Olumlu tavır,
çalışma esnasında devamlı dikkatli olma, emniyetli çalışma kuralları ve
ilkelerine bağlı kalma, ciddiye almamaktan ve tecrübeye güvenerek
kuralları ihmal etmekten kaçınmak demektir.

Davranış Biçimi: İşyerinde kazaların önlenmesi için hareketleriniz son


derece önemlidir. İş güvenliği ilke ve kurallarını uygulama, acele etmeden
çalışma, Kişisel Korunma Ekipmanlarını kullanma, yaptığınız iş hakkında
soru sorma ve öğrenmenin hepsi güvenli davranış biçimlerinin içine girer.

Kontrol: Unutmayın çalışanların tümü tehlikeli koşulları tespit ederek


onları yok etmek veya azaltmak üzere gerekli tedbirleri alma ve uygulama
sorumluluğunu taşımaktadırlar. Günlük işlerinizi dikkatli şekilde planlamalı
ve her işi bu planlara uygun şekilde gerçekleştirmelisiniz. İşyerinizi temiz
ve düzenli şekilde tutmalısınız. Bu sadece sorumluluk alanlarınız ile ilgili
değildir. Sorumluluğunuz altında olmayan alanlardaki potansiyel
tehlikeleri de tespit ettiğinizde ilk amirinize ve ilgili alanın amirine haber
vermelisiniz.

İş Güvenliği herkesin aynı derecede olan sorumluluğudur.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Gözünüzü Koruyun

Bu gün işyerinden ayrıldığında aşağı, yukarı ve tüm çevrene, çevrendeki


güzelliği gözlemleyerek bak. Gökyüzüne, ağaçların pek çok değişik tondaki
yapraklarına ve onların üzerindeki kuşlara bak. Eve vardığında bahçeye,
oynayan çocuklara bak. Anne babaları eve geldiğinde çocukların gözlerinin
nasıl da parladığına dikkat et.
Görebilmek gerçekten çok harika bir ayrıcalıktır. Yaklaşık iki dakika,
gözlerini tamamen kapat ve eğer görme yetini kaybedersen hayatının
nasıl olabileceğini düşün! Eğer göremezsen hayatının nasıl
değişebileceğini düşün. Mesela;
Ailen ile birlikte seyahate gittiğinde, onlar manzarayı sana tarif etmek
zorunda kalacaklar
• Her nereye gitmek istersen birisinin sana eşlik etmesi gerekecek,
• Çocuklarının bayram tatillerinde gözlerindeki ışıltıyı eşiniz tarif
etmek zorunda kalacak,
• Film ya da TV izlemek gibi boş zamanlarını geçirebileceğin
aktiviteleri artık yapamayacaksın.

Gözlerini işyerinde iken korumanın bir yolu var! Hemen hemen her gün
dünyada üzerindeki iş kazalarında meydana gelen göz yaralanmalarının
%90’ını koruyucu gözlük kullanılarak önlenebilir.
Bu bize ne söylüyor? Pek çok kişinin uygun göz koruması yapmadığını!

Görüşünüz değerli bir hediyedir. Lütfen, duyularınız için çok geç olana
kadar beklemeyiniz. Eğer işiniz gözünüze zarar verecek tehlikeler
içeriyorsa, göz korumanızı takın, işinizi şansa bırakmayın
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Karbon Monoksit (CO)

Verimsiz yanmalar sonucu oluşan karbon monoksit renksiz ve kokusuz bir


gazdır. Endüstride en çok gazlı ya da mazotlu basınçlı yıkama makineleri,
hava kompresörleri, çatallı kaldırıcılar (forklift) ve petrol yakıtlı
makinelerin çalışması sonucu ortaya çıkar.
Karbon Monoksit ’in kimyasal yapısı, bir karbon molekülüne bir oksijen
molekülünün bağlanması şeklindedir. CO kandaki hemoglobine
bağlanmak suretiyle öldürür. CO in hemoglobine ilgisi daima bulunan
oksijenden yüzlerce kez büyüktür. Bu durum dokulara giden oksijen
miktarını düşürür. Sonunda oksijensiz kalmak suretiyle boğularak
ölürsünüz.
Çalışanlar için bu ne anlama gelir?
CO in çalışanlar üzerindeki etkileri: Hafif baş ağrısı ve baş dönmesi, Mide
bulantısı; Rehavet çökmesi, Bilinç kaybı ve hatta Ölüm ’dür.
Oksijen seviyesi, 8 saat için 50 ppm olarak belirlenmiştir (0,005%). Bu
gerçekte çok küçük bir değerdir. Bu ölçüyü anlayabilmek için, 1 milyon buz
küpünü alacak büyüklükte bir oda düşünün ve bu odanın içinden 50 tane
küpü alın. Bu alınan miktar (bir milyonda 50ü) Müsaade edilen 8 saat
boyunca maruz kalınabilecek azami CO değeridir.
CO in zararlarına maruz kalmamak için ne yapılmalıdır?
1. Çalışma sahasını kontrol edin, yanma kaynağı makineleri ortadan
kaldırın, egzoz gazlarının çıkışını odaya gelmesini engelleyin.
2. Havalandırın, havalandırın, havalandırın!
3. Çalışma ortamında sıkı sık CO ölçümleri yapın. Çalışanlarda CO
etkisiyle olan belirtiler var mı diye gözlemleyin.
4. Çalışanları CO etkilerine karşı eğitin!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Tertip ve Düzen

İlk izlenimi yaratmak için asla ikinci bir şansınız olmayacaktır. Yetersiz
tertip düzenin izlenimi herkes üzerinde uzun bir süre için olumsuz şekilde
etki bırakır. Dağınık düzensiz bir çevre ortamında her gün çalışmak
zorunda kalan kişilerin moralleri bozulur, her ne kadar dağınık bir çevre
ortamının sebep olacağı sonuçların farkında olmasalar bile.

Güvenlik daha fazla kritik bir konudur. Eğer tertip düzen


alışkanlığınız yetersiz ise sonuç, çalışanların yaralanması ve hatta ölümü,
devlet yaptırımı ve gelecekteki işlerde güvenliği sağlamada zorluklara
neden olacaktır. Nasıl olurda ufak bir sorun böyle ciddi sonuçlara sebep
olabilir?

Yetersiz tertip düzenin sebep olduğu bazı zararlar şunlardır;


• Çalışanların takılması, düşmesi, çarpması ve veya nesneler arasında
sıkışmasından kaynaklı yaralanmalar.
• Uygun el aletlerinin bulunmamasından dolayı uygun olmayan el
aletlerinin kullanımından kaynaklı yaralanmalar.
• Daha az üretim çünkü fazla manevralardan ve başkalarının
dağınıklığından dolayı harcanan zamanlardan, doğru ekipmanı bulmak
için harcanan zamandan
• Kaçınılabilecek kazaların araştırılması ve raporlanmasında harcanan
zaman.
• Uygunsuz stoklama ve yanabilen, tutuşabilen malzemelerden
doğan yangınlar.
• Çıkan ürünlerin yetersiz kalitede olması, üretim gecikmeleri, hatalı
ve zarar görmüş ürünler, ve çalışanların ekipman eksikliğinden dolayı.
• Yetersiz kalitenin sebep olduğu kötü şöhret ve ünden dolayı
gelecekte alınacak olan işlerin alınamaması.
• İlk kötü izlenimden sonra daha sık ve önyargı ile denetlenmeniz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Vardiyalı çalışmanın bir numaraları problemi: Yorgunluk (bitkinlik)!

İnsan bedeni gün boyunca uyanık, bilinçli ve verimli olmaya kurulmuştur.


Beden saatinin dışında değişik bir çalışma saatine adapte olmak zorlayıcı
olabilir. Gündüz dışında çalışan insanlar kendilerini yorgun ya da düşük
motivasyonlu hissedebilir. Bu kişiler muhtemelen potansiyel tehlikeli
durumun daha az farkındadır ve acil bir duruma daha geç yanıt verirler.
Bundan dolayı yılda 50.000’den fazla araç kazası şoförün uyuklamasından
kaynaklanır.

Yorgunlukla (bitkinlikle) baş etmek için ipuçları;


Mühendislik kontrolleri, aydınlatma, havalandırma, uygun çalışma ortamı
sıcaklığı ve gürültü kontrol konularında işe yarayacaktır. Fakat yorgunlukla
baş etmenin anahtarı bireysel olarak çalışana bağlıdır.

Yapılması gerekenler:
 Uyumak için yatağa daima aynı saatte gidin. Vücudunuz ona bir
şans vermezseniz, yeni bir ayar yapamaz.
 Yatak odanızın karanlık ve sessiz olmasını sağlayın. Odanızı
paylaştığınız biri varsa onunla gürültü konusunda işbirliği yapın.
 Aşırı alkol tüketiminden kaçının. Sigara, kafein kullanımını kısıtlayın.
Özellikle uyku saatinin hemen öncesinde bu maddeleri kullanmayın.
 Eğer mümkünse vardiyaları değiştirmemeye çalışın (geceyse gece,
akşamsa akşam olarak kalsın) değişik saatlerde çalışmak vücut saatinizin
ayarlanmasını zorlaştırır.
 Düzenli yiyin fakat ağır yiyeceklerden kaçının. Hafif yiyin.
 Düzenli egzersiz yapın, bu sizin uyku kalitenizi arttır ve stresi azaltır.
 Her şeyden önemlisi, kendi vücudunuzun istediği kadar uyuyun ne
az, ne fazla.
 Vardiyanız boyunca uyanık olun ve zamanı ne olursa olsun evinize
güvenli dönün
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Atölyeler için Güvenlik

Atölye ortamında çalışırken hatırlanması gereken önemli güvenlik


kuralları şunlardır;
 Hiçbir koşul altında yetkili olmayan kişilerin atölye ekipmanlarını
kullanmasına, işi olmayan kişilerin atölye ziyaretlerine ve sizi meşgul
etmelerine izin vermeyin.
 Kimsenin olmadığı zamanlarda atölyeyi emniyete alın. Çalışan
makineleri asla başıboş bir şekilde bırakmayın.
 İlk yardım çantaları, acil durum aydınlatmaları, yangın
söndürücüleri ve göz duşları gibi acil durum ekipmanlarını ayda bir kez
kontrol edin.
 Tüm el aletlerini, taşınabilir elektrikli aletleri ve büyük atölye
ekipmanlarının tamamını periyodik olarak kontrol edin.
 İyi güvenlik uygulamaları iyi bir temizlik ile başlar. Atölyenizin
bakımı için aşağıdaki rehberi kullanın:
1. Döküntüleri hemen temizleyin.
2. Yürüme yolları ve merdivenlerde düşmenize neden olabilecek
tehlikeleri uzaklaştırın.
3. Yağlı bezleri metal bir kap içinde saklayın ve her akşam
boşaltıldığından emin olun.
4. Atölye makinelerinden kaynaklanan atık kesme yağları ve
talaşları periyodik olarak uzaklaştırın.
5. Tüm aletleri yerinde tutun ve onarıma ihtiyacı olan aletleri ise
kırmızı etiket ile işaretleyin.
 Dönen makineler ile çalışırken asla gevşek giysiler giymeyin ve
mücevher takmayın.
 Dolanma ihtimali olan her şeye - uzun saçlar da dâhil- dikkat edin.
 Kilitleme (Lockout / tagout) prosedürlerini uygularken gereken tüm
adımları takip etmeyi unutmayın. Zaman kazanmak için asla kestirme
yolları kullanmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Sigaranın Sağlığa Zararları

Sigaranın, vücudun çeşitli organlarında yaptığı tahribat ve kanserin


yanında cilt sağlığı ve güzelliğinize de zararları vardır! İşte sigaranın bazı
zararları;
Ağız kokusu yapar, diş ve diş eti hastalıklarına yol açar. Dudak, yanak ve
gırtlak kanserine neden olur. Hatta sigarayı yakmadan dudağında taşıyan
ya da tütün çiğneyenlerde de ağız içi kanserleri görülür. Dilde, tat alma
duyusunda bozulmalar olur. Beyin hücrelerinin ölümüne yol açar.
Öğrenme bozuklukları, hafıza zayıflığı ve erken bunama görülür. Göz
merceğinin saydamlığının azalmasına yani katarakta sebep olur.
Cildin yapısının bozulmasına neden olur. Leke ve kırışıklık oluşur.
Selülitlere sebep olur. Burunda koku alma duyusu azalır. Sinüzit, farenjit,
bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu hastalıklarına yol
açar. Damar sertliğini hızlandırır. Beyin ve kalpte damar tıkanıklığına
neden olur. Kalp krizi ve tansiyon yükselmesi görülür.
Erkeklerde iktidarsızlığın başlıca sebeplerindendir. Ayrıca mesane
kanserinin önemli nedenlerindendir. Akciğerlerde çeşitli hasarlara, astım
ve kronik bronşit gibi hastalıklara neden olur. Bronşlarda ve akciğerlerde
birçok çeşit kanserin oluşmasına neden olur. Gastrit, ülser ve reflü
hastalığına sebep olur. Mide ve yemek borusu kanserine yol açar.
Gebelikte tüketilen sigara düşük doğumlara ve bebekte gelişme geriliğine
neden olur. Parmaklarda sararmaya ve tırnaklarda zayıflamaya yol açar.
Kemik erimesine neden olur. Sadece sigara içen insanlarda görülen
Buerger hastalığına (atardamar tıkanması oluşturan bir hastalıktır) sebep
olur. Bu hastalık el ve ayaklardan başlayarak tıkanıklığa yol açar ve
uzuvların kesilmesi gerekir. Vücutta yorgunluk, uykusuzluk hali, stres,
gerilim, performansta düşme ve reflekslerde azalma görülür. Hastalık,
yara ve ameliyat tedavileri uzun sürer.
Kullanılan ilaçları etkisizleştirebilir. Bütçenize yük olur, çevre kirliliğine yol
açar, yangınların en önemli sebeplerindendir. Çocuklarınız kanseri
önleyen genlerden yoksun hayata gelir. Eksik kiloda doğuma ve zekâ
eksikliğiyle doğumlara neden olur.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Alkol ve İş

Alkol tesiri altında çalışmak kesinlikle yasaklanmıştır. Bu mesaideyken


içmemekten daha fazlası anlamına geliyor. Testler içmeyi bıraktıktan
sonra, alkolün vücutta çok uzun saatler daha kaldığını gösteriyor. Alkol
kullanımının yasaklanması iş güvenliği ile ilgili bir konu olup kesinlikle
insanların yaşam çizgisini kontrol altına alma teşebbüsü değildir.

Alkol bir yatıştırıcıdır ve kullanımı kişinin kararını, düşünme yeteneğini ve


koordinasyonunu bozar. Bazı insanlar alkolle diğerlerine göre daha iyi
başa çıkabilir fakat tüketilen herhangi bir miktarda alkolün biraz da olsa
etkisinin olacağı bir gerçektir. Alkolü metabolize etmek için vücudunuzun
yeteneğini etkileyen diğer faktörler kilonuz, tıbbi tedavileriniz ve önceki
tıbbi durumunuzdur. Hemen hissetmeyebilirsiniz fakat alkolün karar
vermenizi etkilediğini hatırlayın.

İçtikten sonra artık kendi gücünüzü değerlendirme durumunda değilsiniz.


Bir sakatlık olmaması için sarhoş olmamalısınız. Eğer gün içerisinde
içmeden duramıyorsanız bu sizin için problem olabilir, dolayısıyla
profesyonel yardım almalısınız.

İşyerinde içen iş arkadaşınız için ne yapmalısınız? Durumu görmezden mi


gelmelisiniz yoksa rapor mu etmelisiniz? Çoğu insanlar durumu gözden
gelirler çünkü probleme sebep olmak istemezler veya durumun içerisinde
olmak istemezler, alkol etkisi altında olan bir kişinin bir kazaya karışma
olasılığı oldukça fazladır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kişisel Koruyucu Donanım

Her yıl elektrik çarpmalarında 1,000’den fazla çalışan ölür ve 30,000’den


fazla çalışan yaralanır. En genel temas kaynağı olduğundan el
yaralanmaları Elektrik akımıyla yaralanmalarda önde gelmekle beraber,
daha kapsamlı ve yaşamı tehdit edebilen vücudun diğer parçalarına da
zarar verir. Ciddi elektrik çarpması kalp ritminin bozulmasından dolayı
kalp durmasına, ciddi ödeme ve enfeksiyonlardan dolayı böbrek
yetmezliklerine sebep olur.
Elektrik yaralanmaları çoğunlukla dışardan göründüğünden çok daha
ciddidir. Yaralanma sadece temas noktasında değil, elektriğin geçtiği ve
çıktığı noktalarda da zarar verir. Sıklıkla, görsel inceleme esnasında belli
olmayan büyük çapta kas hasarları da oluşur. Bu derin doku hasarları
basıncı azaltmak için elden başlayıp omza kadar giden derin kesiklere
ihtiyaç duyan ciddi ödeme sebep olur
Ciddi enfeksiyonları önlemek için sıklıkla geniş çaplı ölü derinin soyulması
gerekir. Göze hoş görünmeyen yaralarla sonuçlanan derin yanıklar yanığın
oluşmasından sonraki 12-18 ay boyunca genişlemeye devam edecektir. Bu
yaralar sadece kozmetik problemler değillerdir aynı zamanda eklem
yerlerine de ciddi zarar verebilir çünkü daha fazla yaralı doku üretecek
hareket yara karşısındaki gerilimi arttırır.
Ölümlerin %90’ından fazlası yüksek gerilimli akım taşıyan kablolarla
temastan meydana gelir ve muhtemelen bu yaralanmaların çoğu devreye
konacak bir kaçak akım rölesi ile önlenebilir. Kaçak Akım Rölesi fazla akım
aracı değildir, kaynaktan geçen akım miktarı ile kaynağa geri dönen akım
miktarını karşılaştırarak sürekli izlemek için hattın, karşısına yerleştirilir.
Eğer fark 6 mili amper veya daha fazla ise derhal devreyi açar. Bu
önemlidir çünkü elektrik çarpmasıyla vücudunuzdan sadece 2 saniye
kadar 100 mili amper akım geçişi ölüme sebebiyet verebilir. 100 mili
amper, portatif bir elektrikli matkabın 30 kat daha fazla olduğunu
düşünürseniz, çok fazla değildir. Anti parantez, donmaya sebep olan bilinç
eşiği boşluğu 20 mili amper civarındadır.
Çalıştığınız ekipmanın kaçak akım rölesine sahip olduğundan emin olun
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kazalar

Kazalardan korunmak, sadece iş güvenliği uzmanlarının


sorunu değildir. Her çalışan da kendisini kazalardan
koruduğu gibi, çevresinde çalışanlara bir zarar
vermeden çalışma yöntemlerini öğrenmek zorundadır.
Çalıştığımız yerin güvenliği için güvenliği için esas sizin
çabanız gerekir, işlerinizi güvenli yapacak olan da,
işyerinizi tehlikelerden uzak tutacak olan da sizsiniz.

İş Kazaları Ve Sonuçları
Kazalardan herkes zararlı çıkar. Eğer kazaya uğrarsanız:
• Canınız acıyabilir, yaralanabilirsiniz, elinizi,
kolunuzu, gözünüzü kaybedebilirsiniz, sakat
kalabilirsiniz, ölebilirsiniz.
• Çalışma yeteneğinizi kaybedebilirsiniz ve
dolayısıyla geliriniz azalabilir veya hiç olmayabilir.
Bakmakla yükümlü olduğunuz kişilere bakamaz
durumuna gelebilirsiniz. Siz bakılmaya muhtaç
olabilirsiniz.
İşinizden, normal günlük faaliyetlerinizden, toplumsal olaylardan ve
ailenizden uzak kalabilirsiniz.

KAZALAR HER ZAMAN GELİYORUM DER!


ÖNEMLİ OLAN BUNUN FARKINA VARMAK VE ÖNLEM ALMAKTIR.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Soğuk Algınlığı Tedavisi ve Uyuma Hissi

Soğuk algınlığı ve grip mevsimi tekrar geldi. Şuan çalışma saatleri sırasında
reçetesiz olarak soğuk algınlığı ve grip ilaçları kullanımı hakkında yıllık
uyarılarımız için iyi bir zaman. Reçetesiz soğuk algınlığı ve nezle ilaçlarının
kullanımının en yaygın yan etkisi kişinin dikkatini ve tepki süresini düşüren
uyuma hissidir. Bu tip ilaçları kullanan kişilerde gün boyu süren uyuma
hissi ve uyuşukluk gözlemlenebilir.

Amirlerinizin bilmesini sağlayın: işinizin değiştirilmesi veya geçici olarak


daha az tehlikeli bir iş düzenlenmesi mümkün olabilir. Amiriniz ile
konuşmanız için diğer bir sebep de, performansınızın bir kaç gün boyunca
her zaman ki seviyede olmayabileceğini bildirmektir. Ayrıca, yaralanmanız
durumunda, eğer siz hatırlayamazsanız, amiriniz ve acil durum yetkilileri
hangi ilaçları aldığınızı bilmeye gereksinim duyabilirler.

Doktor tarafından tavsiye edilen dozajları takip edin: Tavsiye edilen dozu
aşmak daha hızlı iyileşmeniz için veya daha iyi hissetmeniz için size
yardımcı olmayacaktır. Aslında, uyuma hissi ve uyuşukluk gibi yan etkiler
daha belirgin bir hale gelecektir.

İlaçları karıştırmayın: Kullandığımız ilaçların çoğunun kimyasal olduklarını


unutmayın. Karıştırıldıklarında birbirlerine uymayabilir hatta iyileştirmek
yerine daha çok zarar verebilirler. İlaç karışımı veya alkolle alınan ilaçlar
yan etkiyi şiddetlendirebilir veya çok tehlikeli olabilir.

Etiketi okuyun: Etiket, dozaj ve yan etkiler ile ilgili ihtiyacınız olan bilgiyi
bulacağınız yerdir.

GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Uzatma Kablosu Güvenliği

Hemen hemen her gün işte ve evde uzatma kablolarını kullanırız. Bu


aletler çok faydalıdır, fakat uygun bir biçimde kullanılmadığında, yangın
çıkarabilirler veya elektrik çarpmalarına sebep olurlar.
Uzatma kablosu çeşitleri Uzatma kabloları iki veya üç fazlı olarak ikiye
ayrılır. İki fazlı uzatma kabloları sadece bir veya iki küçük ev aletini
çalıştırmak için kullanılmalıdır. Üç fazlı kablolar ise dış sahada kullanılan
aletler ve elektrik gücüyle çalışan aletlerde kullanılır. Bu kablodaki 3. tel
topraklamadır ve bu çeşit bir kablo asla topraklanmamış bir elektrik
çıkışına sokulmamalıdır. Eğer alet iki kere izole edilmediyse güç aletleriyle
sadece topraklanmış uzatma kabloları kullanılır.
İnşaat ya da maden arama sahalarında zorlu veya ekstra zorlu
kullanımlara dayanan uzatma kablolarına ihtiyaç duyulur. “Dış Saha-
outdoor” kelimesi veya kablo üzerindeki “WA” harfleri onaylı kablo
olduğunu kanıtlar.
Uzatma kablolarına dikkatle bakılmalı ve bozulma ve hasarları düzenli
olarak kontrol edilmelidir. Bir elektrikli alet veya makinayı elektriğinden
ayırırken asla kablodan tutarak ayırmaya çalışmamalı her zaman prizinden
tutarak çekip çıkarmalısınız. Halıların veya eşyaların altına
yerleştirilmemeli, kapı yollarının, pencerelerin, duvarların, tavanların ve
katların içinden geçirilmemelidir. Kabloların üzerinden yürünerek ya da bir
araç geçerek ezilmesi engellenmelidir.
Hasarlı kablo potansiyel yangın veya elektrik çarpması tehlikesi kaynağıdır
ve derhal yok edilmeli veya değiştirilmelidir. Bir uzatma kablosu asla
sürekli kullanılan kablolama yerine kullanılmamalıdır. Yuvadan alete kadar
sürekli bir mesafede bir kablo kullanmak en iyisidir.
Ayrıca çok uzun uzatma kabloları elektrik motorlarına yük
bindirmelerinden dolayı zarar verirler ve operasyon verimliliğini de
düşürürler.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Elektrik Çarpmalarından Kaçınma

Elektrik tehlikelerine tüm endüstri tiplerinde rastlanır. Hem evde hem


işte, elektrik çarpılmasından kaçınmak tehlikenin farkında olmayı ve bu
‘Sessiz Tehlikeyi’ tanımayı gerektirir.

İnsan vücudu elektrik direnci çoğu metal gibi düşüktür ve bu onu iyi bir
iletken yapar. Bununla beraber metalden farklı olarak, insan vücudu
üzerinden elektrik geçtiğinde iyi karşılamaz. Fiziksel sonuçlar, termal
yanıkları, normal kalp aktivitesinin bozulmasını ve hatta ölümleri kapsar.
Elektrik akımı, eller ve ayaklar arasında aktığında en bilindik ve ciddi
elektrik yaralanmaları meydana gelir. Elektrik enerjisi toprağa gitmek için
en kısa yolu arar ve ona ulaşmak için vücudunuz üzerinden ayaklara doğru
geçer. Bu olduğunda, genellikle kişinin kalbi ve akciğerleri elektrik enerjisi
dolayısıyla hasar görür.

Enerji ile fiziksel temas arasına bir izolatör konması korunma


yöntemlerinden biridir. Porselen, kauçuk, çömlek ve kuru ahşap elektriğe
karşı ciddi direnç sağlar ve bu yüzden bunlar iyi yalıtkanlardır. Bu
malzemeler bir kişiyi elektrik çarpılmalarından korurlar.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Merdiven Güvenliği

Merdiven kullanmadan önce hasarlı olup olmadığını inceleyin. Eğer


uzatılabilir bir merdivense makaralarını, iplerimi ve aşırı yük emniyetini
inceleyin. Eğer herhangi bir kusur bulunursa, merdiven ‘güvenli değildir’
etiketi ile etiketlenmeli ve servis dışı bırakılmalıdır. Eğer tamir
edilemeyecek durumda ise doğru bir şekilde bertaraf edildiğinden emin
olun olunmalıdır.
• Bir merdiven kurduğunuzda, kurduğunuz zeminin düz ve sabit bir
zemin olduğundan emin olunuz. Merdiveni çamurlu veya devrilebilecek
bir yüzeye kurmayınız. Tuğla veya diğer materyalleri merdivenin boyunu
artırmak için kullanmayınız.
• Merdiven “destek noktasından” minimum 1 metre daha yukarı
uzanmalıdır ve bu noktadan emniyet altına alınmalıdır.
• Uzayan merdivenleri kullandığınızda, 1:4 kuralına uyunuz. Bu şu
demektir, eğer 12 basamaklı bir merdiven kullanıyorsanız, dayanak
noktası yapıdan 3 adım uzakta olmalıdır. Bazı merdivenler bu konuda
size yardımcı olmak için üzerinde rehber olması için bir resim olanağı
sağlar. Katlanır seyyar merdiven kullandığınızda, üzerine çıkmadan önce
katlama noktası bağlantılarının kilitli olduğundan emin olun.
• Merdivene çıkarken ya da inerken daima yüzünüz merdivene dönük
olsun. Merdiveni güvenli bir şekilde tutmak için iki elinizin de boş olması
gerekir. Eğer alet taşımanız gerekiyorsa alet kemeri kullanmalı ya da
aletleri ulaştığınız noktaya bir ip vasıtasıyla çekilmelidir.
• “3 Nokta Kuralını” hatırlayın: En azından iki el ve bir ayak veya iki
ayak ve bir el her zaman merdivenle temas halinde olmalıdır.
• Düz veya uzayan merdivenlerde üstten 3. Basamaktan daha
yukarısına; katlanabilir merdivenlerde ise üstten 2. Basamaktan daha
yukarısına tırmanmayın.
Yukarıdaki kuralları takip ederek merdivenle çalışırken yaralanma
şansını ciddi bir şekilde düşürürsünüz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Bir Kazanın Araştırılması ve Raporlanması

Doğru bir kaza araştırması en az şu soruları cevaplamaya çalışır:


• Ne oldu?
• Ne zaman oldu?
• Nerede oldu?
• Kim olayın içindeydi?
• Neden oldu?
• Tekrar oluşumu nasıl önlenebilir?

Tüm kazalar ve ramak kalalar için bu sorular cevaplandığında, iş güvenliği


modelleri su yüzüne çıkar ve önlenebilir nedenler sıklıkla ortaya çıkarılır.
Fakat araştırma sırasında elde edilen bilgiler eksik olursa iş güvenliği
modelleri doğru olmayabilir. Olayın doğrudan içinde olan çalışanlar kadar
iş arkadaşlarının gözlemleri de kritik olabilir.

Bir kaza olduğunda yapılacak ilk şey alanın güvenliğinden emin olmaktır.
Varsa yaralıların tedavi süreçleri başladıktan sonra kaza dikkatli bir şekilde
hemen araştırılmaya başlanmalıdır. Araştırmanın sebebi birilerini
suçlamak değil öncelikle ne olduğunu öğrenmeye çalışarak gelecekte
benzer olay ve kazaları önlemektir.

Şimdi küçük bir alıştırma yapın. Farz edin ki takım toplantınıza


gelirken iş arkadaşlarınızdan biri düştü ve ayak bileğini kötü bir
şekilde burkarak 3 gün rapor aldı. Bu kazayı aranızda tartışıp kaza
araştırmasını yapın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Yüksekte Çalışma

Yükseklik nedir? Yükseklik; adım atarak çıkamayacağımız yerler olarak


tanımlanabilir. Yüksekten düşme riski ise, birisinin seviye farkı nedeniyle
düşerek yaralanma riskidir. İnsanların boyları birbirinden farklı olsa da bir
insanın denge noktası ikinci bel omurudur. Yani ikinci bel omurunu geçen
yerler yüksek olarak kabul edilir.

İstatistiki Veriler: İş kazalarından kaynaklanan yaralanmalarda ikinci


sırayı, ölümlerde ise birinci sırayı yüksekten düşmeler almaktadır.
Yüksekten düşmelerdeki ölüm olasılığı diğer faaliyetlerden daha fazladır.
Yükseklik farkı gözetilmeksizin, düşme sonucu yaralanma riskiyle karşı
karşıya olan tüm çalışanlar için gerekli güvenlik önlemlerinin alınması
zorunludur. Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansının (OSHA) verileri 3,4
metre üzerinde çalışırken düşen insanların %85’inin hayatını kaybettiğini
göstermektedir.

İnsanlar Neden Düşerler? Bir seviyeden diğer bir seviyeye geçme,


boşluklar, korumasız delikler, çalışma platformlarının taşıma güçleri, el
tutunma noktalarının zayıflığı, yüzeylerin kayganlığı, uygunsuz ayakkabı ve
çizmeler, merdivenlerin yanlış kullanımı, yumuşak zeminler, kötü hava
şartları, ekipmanların çarpması, kişisel koruyucu donanımların doğru
kullanılmaması.

Düşmenin kök nedenleri; Bilgi eksikliği, yanlış personel ataması, İş


Güvenliği Kurallarının Uygulanmaması, Mühendislik eksikliği, Güvensiz
çalışma yöntemleri, yetersiz kişisel koruyucu donanım, kalitesiz ve yetersiz
malzeme-ekipman kullanımı, yetersiz kontrol ve bakım programları,

Nerelerden Düşeriz? Merdivenler, döşeme kenarları, İskeleler, dar


alanlar, çatılar, zemin boşlukları, kazı alanları, konteynırların üstü,
araçların üstü, istif yapılan malzemelerin üstü, kirişler...
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Yüksekte Çalışma Korunma Yöntemleri

Yüksekte çalışma sonucu oluşabilecek düşmelerin önlenmesi için


aşağıdaki yol ve yöntemler izlenmelidir:

Tek yöntem yükseğe çıkmak olmadıkça yüksekte çalışma yapılmamalıdır.

Risk kontrol önlemlerinin hiyerarşik düzeni takip edilmelidir;


1. Tehlikelerin ortadan kaldırılması, (Riskleri kaynağında yok etmeye
çalışmak)
2. Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirmek, (İkame)
3. Mühendislik önlemlerini uygulamak; Otomasyon, Tecrit (ayırma)
Uzaklaştırma, Havalandırma, Ergonomik yaklaşımlardan yararlanma.

Alınan bu önlemlere rağmen riski kabul edilebilir düzeylere


düşüremiyorsak;

4. İdari önlemler- Güvenlik ve sağlık İşaretleri, Çalışma süreleri, İşyeri


düzeni, Eğitim, Planlı bakım-onarım
5. Son Çare; Kişisel koruyucu donanımlar

Düşmeyi Durdurucu ve Önleyici Sistemler:


 Korkuluklar
 Kapamalar
 Güvenlik ağları (Pasif sistemler)
 İkaz bantları, bariyerler
 Mobil çalışma platformları
 Kişisel Koruyucu Sistemler (Aktif sistemler)
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Tehlike ve Risk Nedir?

Tehlike, işçi sağlığını ve iş güvenliğini tehdit eden, zora sokan, büyük


zarara yol açabilecek durumlardır.

Tehlikeye yol açabilecek faktörleri; insani, çevresel ve teknik faktörler


olarak ayırabiliriz;
- İnsani faktörler; yaş, cinsiyet, eğitim, deneyim, fizyolojik ve
psikolojik nedenler vb.
- Çevresel faktörler; gürültü, ısı, ışık radyasyon, mikroorganizmalara
tahriş edici ve boğucu gazlara, anestezik ve narkotik maddelere maruz
kalma, vb.
- Teknik faktörler; makinelerin periyodik bakımlarının yapılmaması,
kapasitelerinin zorlanması, aletlerdeki aksaklıklar, malzeme ve
İşyerindeki hatalar, kişisel korunma araçlarının kullanılmaması,
makinelerin hatalı yerleşimi, ergonomik olmayan koşulları vb. olarak
söylenebilir.

Risk, bir tehlikenin ortaya çıkma ihtimali ve bu tehlikenin ortaya çıktığı


anda sebep olacağı etkinin ciddiyeti arasındaki bağ olarak tanımlanabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Kazalarının Nedenleri Nelerdir?

İş kazalarının nedenleri 3 ana başlık altında toplanabilir;


- Tehlikeli çalışma koşulları,
- Tehlikeli davranış
- Denetimsizlik
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Tehlikeli çalışma koşulları

Tehlikeli çalışma koşulları, çalışma alanlarında bulunan ve kayıplı olaylara


neden olabilecek tehlikelerdir. Bu tehlikeler, işçilerin yaptığı hatalar ya da
üretim sisteminde görülen aksaklıklar sonucu ortaya çıkmaktadır.
Güvensiz koşullar genellikle bakım, tertip-düzen, çevresel kontrol ve
tasarım sistemlerinde oluşan aksaklıklardan meydana gelir.
Önleyici bakım: Önleyici bakım planı üreticilerin spesifikasyonlarına ya da
işletmenin belirlediği esaslara göre hazırlanmalıdır. Günümüzde
makinaların, malzemelerin ve enerji kaynaklarının mekanik ve yapısal
limitleri tanımlanmıştır. Önleyici bakım sisteminin olmadığı ya da olup da
uygulanmadığı ve düzeltici bakımların yapılmadığı işletmelerde işçiler için
riskler oluşmaktadır.
Tertip-düzen: Üretimin sonucu oluşan değişikliklerin temizlik yapılarak,
gerekli olmayan malzemelerin kullanım alanı dışında yerleştirilerek,
malzemelerin ve ekipmanların tekrar düzenlenerek giderilmesi
gerekmektedir.
Çalışma Alanı: Çalışma alanı ise; insan vücudunu, görme düzeyini, işitme
düzeyini, nefes alma düzeyini ve vücut sıcaklığını etkileyen koşulları
içermektedir. Çalışmaların verimli bir şekilde sürdürülebilmesi için hava
kalitesi, aydınlatma, gürültü ve sıcaklıkla ilgili gerekliliklere uyulması
gerekir.
Tasarım: Tasarım aşamasından sonra uygunsuz durumları tespit ederek
gerekli düzeltmeleri yapmak ve uygulamak bazı durumlarda mümkün
olamamaktadır. İş güvenliği ve sağlık konularındaki teknolojinin
gelişmesiyle yeni projelere iş güvenliği açısından gerekli tasarımları
eklemek mümkün olabilmiştir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Tehlikeli Davranışlar

Çalışanlar zaman zaman koruyucuları devre dışı bırakabilmekte,


kendilerine verilen kişisel koruyucu donanımları kullanmayabilmekte,
uyarılara rağmen tehlikeli bölgelere girebilmekte ve benzeri tehlikeli
davranışlarda bulunabilmektedir.
Ancak, bu hatalar tek başına çalışanların dikkatsizliğinden
kaynaklanmamaktadır. İşyeri yönetiminin gerekli ve yeterli eğitimi
vermemiş olması; KKD’lerin yapılan işe ve işçiye uygun olmaması,
işletmenin idari ve ekonomik araçlarla işçileri hızlı tempoyla çalışmaya
zorlaması, bilinçli veya bilinçsiz olarak yapılan hataların önlenmesi için
yeterli gözetimin yapılmaması gibi nedenler temelde yatan nedenlerdir.
Unutulmamalıdır ki hiç kimse yaptığı işi doğuştan bilmemektedir, ancak
bir eğitim ve tecrübe sürecinde öğrenmektedir. İşletmenin üretim veya
hizmet sunumunu yeterli nitelikte yapılması için gösterilen özeni, işin
güvenli yapılması için de göstermesi zorunludur.
Kişilerin tehlikeli davranışlarının olası nedenlerini anlamak için kasıtlı ve
kasıtsız davranışları incelemekte yarar vardır.

Tehlikeli davranışların birçoğunun kasıtsız davranışlar olduğu tespit


edilmiştir. Bu tür tehlikeli davranışların kontrolü için aşağıdaki konular
incelenmelidir:
Can Sıkıntısı: Sürekli tekrarlanan işler can sıkıntısına neden olabilir.
Uyarı eksikliği, çalışanın konsantrasyonunun ve ilgisinin azaltmasına
neden olabilmektedir. Bu durumda da çalışan yaptığı güvensiz
hareketlerin farkında olmayabilir.
Yorgunluk: Fiziksel olarak yorulan bir kişi zihinsel olarak da yorgunluk
hissedebilir. Bu da ilginin ve konsantrasyonun dağılmasına neden
olmaktadır.
Bilgi Eksikliği: Bazı durumlarda işçi, işin nasıl doğru yapılacağını
bilemeyebilir. Bu sebeple tüm işçilere iş hakkında eksiksiz bilgi
verilmelidir.
Aşırı Yakınlık: Belirli bir süre geçtikten sonra çalışanlar yaptıkları işe çok
alışabilirler. Bu da işe çok yakın olduğu için “İşletme körlüğü” olarak da
ifade edilebilen işçinin ortamdaki tehlikelerin farkına varamamasına
neden olabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Güvenliği Eğitimi Eksikliği

Eğitim eksikliği çalışanların iş güvenliği prosedürlerini ve uyulması gereken


diğer kuralları bilememelerine yol açar. İyi planlanmış tüm işçileri
kapsayan bir eğitim programı ile bu problem aşılabilir.

Tehlikeli davranışların diğer kategorisi olan kasıtlı davranışlar daha


karmaşıktır, açıklanması ve kontrol edilmesi güçtür. Kasıtlı tehlikeli
davranışlar, işçilerin tehlikelerin farkında oldukları halde riski
kabullendikleri ve her koşulda aynı davranışları gösterdikleri durumlardır.

Aşırı Güven: Kasıtlı tehlikeli davranışların en genel nedeni kişilerin


kendilerine aşırı güven duymalarıdır. Tecrübeli işçiler, bilinen güvensiz
hareketlere her şeye rağmen devam ederler çünkü yıllardır bu şekilde
çalışmalarına rağmen bundan hiç zarar görmemişlerdir.

İşçilerin Tatmini: Bazı noktalarda işçiler tehlikeli davranışları yaparak diğer


işçilerin ilgisini çekmekten mutlu olurlar.

İşle İlgili Avantaj Yakalama: Buradaki sebep direk olarak işle ilintilidir.
İşverenin tempolu çalışma taleplerini karşılamak, daha yüksek ücret
almak, işi daha çabuk bitirerek daha fazla dinlenmek, daha fazla öğle tatili
yapmak, işi daha az gayret harcayarak yapmak gibi.

İşçilerin Problemleri: İşçilerin işyeriyle olan problemleri, onların işletmeye


karşı kin, öfke ve düşmanlık beslemesine neden olabilir. Böyle durumlarda
da işçiler tepkilerini göstermek için tehlikeli davranışlara başvurabilirler.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Çalışma Ortamı ve Riskler-1

Çalışanları maddi ve manevi olarak kayba uğratan iş kazası ve meslek


hastalıklarını meydana getiren nedenler nelerdir?

1. Fiziksel Tehlikeler:
• Titreşim
• Gürültü
• Yetersiz havalandırma
• Aşırı ısı, nem ve hava hareketleri
•Yetersiz veya aşırı aydınlatma

2. Kimyasal Tehlikeler:
• Toksik gazlar, organik sıvıların buharları, ergimiş haldeki metal gazları
• Radyasyona maruz kalma (X ışınları, doğal ve yapay radyoaktif maddeler,
kızılötesi ve mor ötesi ışınlar)
• Asitler, Bazlar nedeniyle yanma
• İnert tozlar, fibrojenik tozlar, toksik tozlar, kanserojen tozlar, alerjik tozlar

3. Elektrikle Çalışma İle Meydana Gelen Tehlikeler:


• Topraklaması yapılmamış tezgâhlar veya el aletleri
• Topraklamanın belli periyodlarla kontrolünün yapılmaması
• Elektrik ve aydınlatma tesisatının periyodik kontrolünün yaptırılmaması
• Yıpranmış ve hatalı onarılmış el aletleri
• Yetkisiz kişilerin müdahale etmek istemesi
• Kırık yıpranmış el aletleri
• Koruyucu baret, eldiven, çizme, ıstaka veya tabure gibi kişisel
koruyucuların bulunmaması
• Zeminin yalıtılmaması
• Yüksek gerilim ile çalışmada gerekli kurallara uyulmaması
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Çalışma Ortamı ve Riskler -2

4. Mekanik Tehlikeler:
• Makina ve tezgâhın ezen, delen, kesen, dönen operasyon koruyucusunun
bulunmaması,
• Preslerde çift el kumanda kullanılmaması,
• Preslerde ayak pedalı koruyucusu olmaması,
• Transmisyon kayışlarının koruyucusunun takılmamış olması,
• Makina ve tezgâhı tehlike anında durduracak stop butonun ya da
kesicinin bulunmaması,
• Yetersiz ve uygun olmayan makina ve koruyucu teçhizat,
• Yetersiz uyarı sistemleri,
• Düzensiz ve dağınık işyeri ortamı,
• Makinaların, kaldırma aletlerinin, kazanların, kompresörlerin vb. gerekli
bakım ve periyodik kontrollerinin yapılmaması.

5. İşyeri Ortamından Kaynaklanan Tehlikeler:


• İşyeri zemini
• Yetersiz geçitler
• Yetersiz çıkış yerleri
• Yetersiz iş alanı
• Düzensiz işyeri
• Merdivenlerde korkuluk olmaması
• Duşların ve tuvaletlerin çalışır durumda veya temiz olmaması
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Çalışma Ortamı ve Riskler -3

6. Tehlikeli Yöntem ve İşlemler:


• Makina veya tezgâhlarda çalışırken koruyucu teçhizatın devre dışı
bırakılması
• Baret, gözlük, siper, maske vb. kişisel koruyucuların kullanılmaması
• Aşırı yük kaldırma
• 3 m’den yüksek malzeme istifleme
• Etiketlenmemiş veya yetersiz etiketlenmiş malzeme
• Gereken uyarı, ikaz işaret ve yazılarının konmamış olması
• Güvenlik kartı olmayan kimyasalla çalışma
• İşe yeni başlayan işçiye çalıştığı işle ve iş sağlığı ve güvenliği konularında
eğitim vermeden çalıştırma
• Belli aralıklarla işçilere iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim
verilmemesi
• Yeterli ikaz vermeden araçların çalıştırılması veya durdurulması
• Elektrik kesilmeden teçhizat üzerinde onarım
• Onarım esnasında şalter veya beklenmedik bir harekete karşı güç
düğmesinin emniyete alınmamış olması
• Çalışır haldeki teçhizatın yağlanması, temizlenmesi, ayarlanması,
• Depo ve konteynerlerin tam olarak boşaltılıp temizlenmeden üzerinde
onarım ve kaynak yapılması
• Yüksekten atlama
• Parlama, patlama ve yangın ihtimali olan yerlerde elektrik tesisatının
exproof olmaması
• Parlama patlama ve yangın tehlikesi olan yerlerde sigara içilmesi
• Yükleme ve boşaltma işlemlerinin uygun yöntemle yapılmaması
• Malzemelerin, makinaların ve teçhizatın uygun yerleştirilmemesi
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kimyasal Madde Nedir? Nasıl Sınıflandırılır? Nasıl Etkiler?

Kimyasal madde, doğal halde bulunan veya üretilen veya herhangi bir
işlem sırasında veya atık olarak ortaya çıkan veya kazara oluşan her türlü
element, bileşik veya karışımlardır.
- Patlayıcı, oksitleyici, çok kolay alevlenir, kolay alevlenir, alevlenir,
toksik, çok toksik, zararlı, aşındırıcı, tahriş edici, alerjik, kanserojen,
mutojen, üreme için toksik ve çevre için tehlikeli özelliklerden bir veya
birkaçına sahip maddeler;
- Sözü edilen sınıflamalara girmemekle beraber kimyasal, fiziko-
kimyasal veya toksikolojik özellikleri ve kullanılma veya işyerinde
bulundurulma şekli nedeni ile işçilerin sağlık ve güvenliği yönünden risk
oluşturabilecek maddeler;
- Mesleki maruziyet sınır değeri belirlenmiş maddeler tehlikeli
kimyasal madde olarak adlandırılır.

Kimyasal maddeler insanları nasıl etkiler? Nasıl maruz kalınır? Zararları


nelerdir?

Kimyasallardan etkilenme 4 şekilde gerçekleşir. Solunum, sindirim, cilt


teması ve enjeksiyon şeklinde.

Yetişkin bir insanın akciğeri 55-75 m²’lik hava ile temas yüzeyine sahiptir.
Bu büyük değerden dolayı solunan madde çok hızlı bir şekilde
organizmaya etki eder. Sindirim yoluyla etkilenme, yiyecek ve içeceklerin
zararlı ve zehirli maddelerle bulaşması veya kaza sonucu yutulması ile
gerçekleşir. Cilt yoluyla temasta deri maddeyi absorblar veya madde
deriyi tahriş edebilir. Enjeksiyon ise; bir maddenin vücuda doğrudan
derinin delinerek verilmesidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
M.A K. değeri

Kimyasal maddelerin M.A K. değeri nedir?


M.A.K. “Müsaade edilen Azami Konsantrasyon” demektir. Başka şekilde
belirtilmedikçe, 8 saatlik sürede, işçilerin solunum bölgesindeki havada
bulunan kimyasal madde konsantrasyonunun zaman ağırlıklı
ortalamasının üst sınırıdır.

Bir kimyasalın vereceği zarar, miktarına ve maruz kalınan süreye bağlıdır.

Sanayide çalışılan bazı kimyasallar için kabul edilebilir sınırlar


belirlenmiştir. Bu değer her kimyasal madde için farklıdır. Kimyasalların
MAK değerleri güvenlik bilgi formlarında bulunmalıdır. Bu azami limitlere
uygun olarak işçilerin çalışma saatleri düzenlenmeli, kişisel koruyucu
donanımları temin edilmeli ve ortam havalandırılması uygun hale
getirilmelidir.

Hangi maddeler tahrişe ve alerjik tepkilere yol açar?


Tahriş edici madde: Mukoza veya cilt ile direkt olarak ani, uzun süreli veya
tekrarlanan temasında lokal eritem, eskar veya ödem oluşumuna neden
olabilen, aşındırıcı olarak sınıflandırılmayan maddelerdir.

Alerjik madde: Solunduğunda, cilde nüfuz ettiğinde aşırı derecede


hassasiyet meydana getirme özelliği olan ve daha sonra maruz kalınması
durumunda karakteristik olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olan
maddelerdir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Gürültü nasıl kontrol edilebilir ve işitme kaybı nasıl önlenebilir?

Gürültüden kaynaklanan maruziyetin önlenmesi veya azaltılması için;


a) Teknik gelişmelere uygun önlemler alınarak gürültüye maruziyetten
kaynaklanan riskler kaynağında yok edilecek veya en aza indirilecektir.

Gürültüden kaynaklanan risklerin azaltılmasında, İş Sağlığı ve Güvenliği


Yönetmeliğinde belirtilen genel prensiplere uyulacak ve özellikle;
1) Gürültüye maruziyetin daha az olduğu başka çalışma yöntemleri
seçmek,
2) Yapılan işi göz önünde bulundurarak, mümkün olan en düşük düzeyde
gürültü yayan uygun iş ekipmanını seçmek,
3) İşyerinin ve çalışılan yerlerin tasarımı ve düzenlenmesi,
4) İşçilere, iş ekipmanını gürültüye en az maruz kalacakları doğru ve
güvenli bir şekilde kullanmaları için gerekli bilgiyi ve eğitimi vermek,
5) Gürültüyü teknik yollarla azaltmak için;
- Hava yoluyla yayılan gürültüyü, perdeleme, kapatma, gürültü emici
örtülerle ve benzeri yöntemlerle azaltmak,
- Yapıdan kaynaklanan gürültüyü, yalıtım ve benzeri yöntemlerle
azaltmak,
6) İşyeri, çalışma sistemleri ve iş ekipmanları için uygun bakım
programlarının uygulanması,
7) Gürültüyü azaltacak bir iş organizasyonu ile
- Maruziyet süresini ve gürültü düzeyini sınırlamak,
- Yeterli dinlenme araları verilerek çalışma sürelerinin düzenlenmesi
gibi önlemler alınacaktır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Gürültü nasıl kontrol edilebilir ve işitme kaybı nasıl önlenebilir?


–devamı–

b) Yapılan risk değerlendirmesinde, en yüksek maruziyet etkin


değerlerinin aşıldığının tespiti halinde, işveren, özellikle yukarıda belirtilen
önlemleri de dikkate alarak, gürültüye maruziyeti azaltmak için teknik
ve/veya organizasyona yönelik bir önlem programı oluşturacak ve
uygulayacaktır.

c) Yapılan risk değerlendirmesine göre, işçilerin etkin değerleri aşan


gürültüye maruz kalabileceği çalışma yerleri uygun şekilde
işaretlenecektir.
Ayrıca, bu alanların sınırları belirlenecek ve teknik olarak mümkün ise, bu
alanlara girişler kontrollü olacaktır.

d) İşçilerin dinlenmesi için ayrılan yerlerdeki gürültü düzeyi, bu yerlerin


kullanım amacına uygun olacaktır.

e) İşveren, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler gibi hassas risk gruplarının


korunması için gerekli önlemleri alacaktır.

Gürültüye maruziyetten kaynaklanan riskler başka yollarla önlenemiyor


ise; işçilere, kişiye tam olarak uyan kulak koruyucuları verilecek ve bu
koruyucular işçiler tarafından kullanılacaktır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Ergonomi Nedir?

İş yükü ve çalışma gücünün en iyi şekilde dengelenip, hem çalışanın


sağlığını koruyan, hem de üretimin artmasını sağlayan insan – makine –
çevre sisteminin başarılması için biyolojik bilginin anatomi, fizyoloji ve
deneysel psikoloji alanlarında uygulanmasına ergonomi denir.

Ergonomide YÜKLE ilgili risk faktörleri nelerdir?


Olumsuz ergonomik koşullar ve nitelikleri bakımından işçilerin bel ve sırt
incinmelerine neden olabilecek yüklerin bir veya daha fazla işçi tarafından
elle veya beden gücü kullanılarak kaldırılması, indirilmesi, itilmesi,
çekilmesi, başka bir yere götürülmesi veya hareket ettirilmesi gibi işlerin
yapılması veya bu işlerin yapılması için fiziki olarak destek olunmasını
ifade eder.

Aşağıda belirtilen özelliklere sahip yüklerin elle taşınması sırt ve bel


incinmesi riski oluşturabilir;
- Çok ağır veya çok büyükse,
- Kaba veya kavranması zor ise,
- Dengesiz veya içindekiler yer değiştiriyorsa,
- Vücuttan uzakta tutulmasını veya vücudun eğilmesini veya
bükülmesini gerektiren bir konumda ise,
- Özellikle bir çarpma halinde yaralanmaya neden olabilecek
yoğunluk ve şekilde ise.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Ergonomi Nedir? –devamı–

Ergonomide ÇALIŞMA ORTAMINDAN kaynaklanan risk faktörleri


nelerdir?
Çalışma ortamı aşağıdaki özelliklerde ise, özellikle sırt incinmesi riskini
artırabilir;
- Çalışılan yer işi yapmak için yeterli genişlik ve yükseklikte değil ise,
- Zemin düz değilse, engeller bulunuyorsa veya düşme veya kayma
tehlikesi varsa,
- Çalışma ortam ve şartları, işçilerin yükleri güvenli bir yükseklikte
veya uygun bir vücut pozisyonunda taşımasına uygun değilse,
- İşyeri tabanında veya çalışılan zeminlerde yüklerin indirilip
kaldırılmasını gerektiren seviye farklılıkları varsa,
- Zemin veya üzerinde durulan yer dengesizse,
- Sıcaklık, nem veya havalandırma uygun değilse.

Ergonomide İŞİN GEREĞİNDEN kaynaklanan risk faktörleri nelerdir?


Aşağıda belirtilen çalışma şekillerinden bir veya daha fazlasını gerektiren
işler sırt ve bel incinmesi riski oluşturabilir.
- Özellikle vücudun belden dönmesini gerektiren aşırı sık veya aşırı
uzun süreli bedensel çalışmalar,
- Yetersiz ara ve dinlenme süresi,
- Aşırı kaldırma, indirme veya taşıma mesafeleri,
- İşlemin gerektirdiği, işçi tarafından değiştirilemeyen çalışma
temposu.

Ergonomide BİREYSEL RİSK FAKTÖRLERİ nelerdir?


İşveren tarafından;
- Fiziki yapısı yapılacak işi yürütmeye uygun işçi seçmemesi,
- Uygun olmayan giysi, ayakkabı veya diğer kişisel eşyalar
kullandırtması,
- Yeterli ve uygun bilgi ve eğitime verilmemesi, durumunda işçiler
risk altında olabilirler.

İş Kazasına Neden Olmanın Cezası var mıdır?


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Dikkatsizlik ve özensizlik gibi nedenlerle istemeden yaralanma veya


ölümlere neden olma durumunda Türk Ceza Kanunu’nda hapis cezaları
düzenlenmiştir. İşyerlerinde yönetici durumunda bulunan veya yaptığı iş
nedeniyle kazalar ile ilgisi bulunan mühendis, mimar ve şehir plancıları bu
durumla karşılaşabilmektedir.

(5237/84)’e göre taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olan kişi


hakkında şikâyet üzerine 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para
cezasına çarptırılır. Bu ceza, mağduriyetin ağırlığına göre 1 kata kadar
artırılabilir. Birden fazla kişinin yaralanması durumunda 6 aydan 3 yıla
kadar uygulanır.

(5237/89)’a göre taksirle bir kişinin ölümüne neden olan kişi 3 yıldan 6 yıla
kadar, birden fazla kişinin ölümü veya ölüm yanında yaralanmaya neden
olması durumunda 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İlk Yardım

İlkyardım yönetmeliği kapsamında her 20 personel için 1; ağır ve tehlikeli


işler sınıfı kapsamında ise her 10 personele 1 adet sertifikalı ilkyardımcı
bulundurulması gerekmektedir.

İşyerlerinde Bulundurulması Gereken İlkyardım ve İlk Müdahale


Malzemeleri Nelerdir?
İşverenler, işin niteliğine, özelliğine, çeşidine ve çalıştırdıkları işçi sayısına,
hekim ve sağlık tesisleri ile olan ilişkilerine göre, zamanında gerekli
tedbirleri almak amacıyla aşağıda belirtilen sağlık tesisleri ile ilkyardım ve
tedavi levazımını, işyerlerinde bulundurmakla yükümlüdürler.

Bu tesisler ve levazım; kişisel ilk yardım paketlerini, ilk yardım kutularını


veya çantalarını veya dolaplarını, ilk yardım ve ilk müdahale odalarını veya
ilk yardım istasyonlarını kapsar. Bulundurulması gereken malzeme listesi
çalışan eleman sayısına göre farklılıklar gösterir.

İşçinin Üzerinde Bulunması Gereken İlkyardım Malzemeleri Nelerdir?


Kişisel ilkyardım paketleri, maden, tünel, yer altı karayolları ve
demiryolları işçileri gibi kaza ihtimali çok olan, dağınık ve münferit
çalışmayı gerektiren işyerlerindeki işçilere verilir.

Bu paketler içerisinde Kullanma yönergesi, Pamuk (Küçük paket), Gazlı bez


(Steril), Sargı bezi, Yapıştırıcı bant (Steril), Analjezik hap, Tentürdiyot (1
veya 2 ampul), Sülfamitli toz bulundurulmalıdır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Benzin

Benzin, en yaygın üretilen ve kullanılan yanıcı bir sıvıdır. Hemen hemen


herkes tarafından ve sık sık kullanıldığından, kişilerin benzinin tehlikeli
özelliklerine aşina oldukları varsayılır. Ancak, aşinalık tehlikelerin
küçümsenmesini (veya en azından dikkatsizlikleri) doğurabileceği için, bu
son derece tehlikeli maddenin özelliklerinin yeniden gözden
geçirilmesinde yarar vardır. Şimdi onun hatırlanması gereken kısa ama
önemli bazı özellikleri:
• Benzin bir sıvı olarak yanmaz. Yanan, sıvının buharlarıdır.
• Buharlar genellikle gözle görülemez, ancak sık sık uzakta bulunan
bir ateşleme kaynağına bile ulaşabilirler. Bu nedenle benzin, faal haldeki
herhangi bir ateşleme kaynağına çok uzak bir mesafede
konuşlandırılmalıdır.
• Benzin -43°C’de bile yeterince buharlaşarak harici bir ateşleme
kaynağından tutuşabilir. Başka bir deyişle -43°C’nin altında çalışılmadığı
sürece tehlikeli buharlar hemen her an salınmaktadır.
• Benzin buharları havadan daha ağırdır. Buharlar bir sıvı gibi akarak
zemin katına yayılır. Bu nedenle benzin buharları drenaj hatlarında,
kanalizasyon kanallarında, bodrumlarda ve binanın diğer düşük
noktalarında toplanma eğilimi gösterir.
• Benzin buharlarının yanabilmesi için önce hava ile karışması
gerekir. Ateşlenebilir bir karışım yapması için ise çok fazla benzine gerek
yoktur. Hava-gaz karışımı hacim olarak % 1,4 kadar benzin içeriyorsa,
karışım bir infilak şeklinde ateşlenebilir.
• Bu potansiyel enerji ile yaklaşık 3,8 litre benzinin çok sayıda dinamit
çubuklarına eşit olduğu ifade edilmektedir.
• Bir benzin - hava karışımı sıcak bir yüzeyde sigara gibi açık bir
alevle, hatta statik elektriğin oluşturduğu bir kıvılcımla dahi ateş
alabilmektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Emniyet Kemeri

Kaza anında çarpmanın etkisiyle araç içinde bulunan kişiler emniyet


kemerleri takılı olmadığında araç içerisinde savrulup, birbirlerine
vurabilecekleri gibi, aracın dışına da savrulabilirler. Bunun yanı sıra
sürücüler direksiyona, ön koltukta oturan diğer kişi ise aracın konsoluna
çarparak ağır şekilde yaralanabilirler.

Nedir emniyet kemerinin bazı faydaları ?


• Çarpma etkisiyle vücutta meydana gelen sarsıntıların kademe kademe
azalmasını sağlar,
• Çarpma etkisinin vücutta tek bir noktaya değil, farklı noktalara
dağılmasını sağlar,
• Çarpma anında araç içindeki kişilerin koltuktan fırlamasını engeller,
• Baş, göğüs ve omurilik gibi hassas organların araç içinde bir yere
çarpmasını önler,
• Hafif kazalardaki ciddi yaralanmaların önüne geçer.

Üç noktalı emniyet kemerleri otomobillerde ağır yaralanma risklerini


%45’e kadar azaltırken, bu oran kamyonetlerde %60’a çıkmaktadır.
Ölümlü kazalarda ise emniyet kemeri kullananların %24,8’i hiç zarar
görmeden kazayı atlatırken, emniyet kemeri kullanmayanların sadece
%6,3’lük bir bölümü kazadan yara almadan kurtulmuştur. Arka koltukta
emniyet kemeri kullanmak ise ağır yaralanmaları yüzde 50’ye kadar
azaltmaktadır.

Birçok sürücü kısa mesafelerde emniyet kemeri kullanmamaktadır; ancak


yapılan araştırmalar ölümlü kazaların yüzde 80’lik bir bölümünün 30-40
km’lik mesafelerde 50-60 km/s hızla yolculuk yaparken yaşandığını
gösteriyor ve trafik kazalarının %35’lik bir bölümü şehir içinde günlük
rotalar üzerindeyken yaşanıyor
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Stres

Stres vücudun bedensel, ruhsal ve toplumsal etkenlerin sonucu


dengesinin bozulmasına neden olan ve toplum sağlığını tehdit eden ciddi
bir sorundur. Stres genellikle kişiye özgü, kişinin bireysel bütünlüğünü
zorlayıcı, bireyin iyilik halini tehlikeye sokan bir ruhsal durumdur. Strese
zemin hazırlayan faktörler ise;
- Fiziksel: olumsuz çevre koşulları, ısıdaki ani değişiklikler, kalabalık,
gürültü, doğal afet, yaralanmalar, bedensel travma vb.
- Psikolojik: Kişilik yapısı ve özellikleri, algılanan tehlike ile ilgili duygu
düşünce ve endişeler vb.
- Psiko - Sosyal: Sosyal çevre ve ilişkileri, sosyo-ekonomik durum,
yaşam standartları, aile içi ilişkiler...

İşyerlerindeki stres nedenleri;


- Çalışanların rollerindeki belirsizlik
- Çalışan kişiler arasındaki çatışmalar
- Sorumluluk yükünün fazlalığı
- Yoğun iş yükü
- Katılmak zorunda olunan ama istenmeyen durumlar
- Mekân ve yer sorunları

Stresle baş etmede kullanılan teknikler şunlardır;


- Gevşeme teknikleri
- Problem çözme becerileri geliştirme
- Yeni algılama stratejileri geliştirme
- Etkili iletişim
- Davranışsal olarak kendini kontrol
- Zamanı etkin kullanma
- Egzersiz, spor, diyet
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Stres ile etkili şekilde baş etmek için

 Stresi siz nasıl yaşadığınızı anlamaya çalışın. Herkes stresi benzer


biçimde yaşamaz. Bu nedenle size stres yaşatan durumları ve olayları
tespit edin. Stres durumunda nasıl düşündüğünüzü, hissettiğinizi ve
davrandığınızı fark edin.
 Stres olmadan önce neler yaşadığınızı fark edin. Öfke, yorgunluk,
halsizlik stres durumunuzun sinyallerini veriyor olabilir.
 Stresinizi sağlıklı yollarla yönetmeyi keşfedin. Rahatlama egzersizleri,
spor yapmak, aile ve arkadaş desteğini güçlendirin.
 İş hayatında veya evde gün içinde rahatlamak için molalar verin.
 Beden ve ruh sağlığınıza her zaman dikkat edin. Ruh ve beden
sağlığını sizi her tür stres faktörüne karşı dayanıklı kılacaktır. Sağlıklı ve
dengeli beslenmeye, yeterli uyumaya ve yapmaktan keyif aldığınız bir
sporu yapmaya çalışın. Ne kadar yoğun olursanız olun, tatil planlarınızı
ertelemeyin ya da iptal etmeyin.
 Yaşamınızın değerini ve yaşadığınız her anın değerli olduğunu bilin ve
keyfini çıkarın.
 Beklentilerinizin gerçekçi olup olmadığını değerlendirin. Hedeflerinizi
küçük ama ulaşabileceğiniz ve sizi büyük hedeflere taşıyacak biçimde
belirleyin.
 Kendi kapasitenizi fark edin ve beceri alanınızın dışında kalan
taleplere “Hayır” demeyi öğrenin.
 Önceliklerinizi belirleyin. Yapacaklarınızı iyi organize edin.
 Çalışıyorsanız öğle molanızda dışarıda kısa bir yürüyüş yapmaya
çalışın,
 Ailenizle, dostlarınız gibi sosyal desteklerinizle daha sık görüşün,
sıkıntılarınızı paylaşın.
 Stresinizi yönetmekte zorlanıyor, stresin ruhsal ve bedensel etkilerini
çok yoğun yaşıyorsanız, bir klinik psikologla görüşüp, destek alarak stresle
daha iyi ve etkin bir şekilde baş edebilirsiniz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Karlı Buzlu Havlarda Güvenlik -1
Kayma ve düşmeler işte ve iş dışında en sık rastlanan kaza
nedenlerindendir. Kaymalar ve düşmeler en tehlikeli kazalar
sıralamasında trafik kazalarından sonra gelmektedir. Düşmekten
kaçınmak için aşağıdakileri hatırlayın;
Nerede Yürüdüğünüze Bakın; Nerede yürüdüğünüzün farkında olun.
Yerde olabilecek kar, buz, sıvı döküntüleri, çeşitli malzeme ve benzerlerini
fark edebilmek için bastığınız yere sıklıkla bakın. Yürüdüğünüz alanın iyi
aydınlatıldığından emin olun; eğer ışıklandırma zayıf ise, fener kullanın.
Karlı ve buzlu zeminden bina içlerine girişlerde ayakkabınızın altında kar
ve buz kalıntısı olmasını engelleyin, ayaklarınızı temizlemeden düz
zeminlere basmayın.

Uygun Ayakkabı Giyin; Ayakkabılarınızın iyi durumda olduğundan ve


yaptığınız işe uygun olduğundan emin olun. Tabanları bozulmuş ve
yırtılmış ayakkabılarınızı değiştirin. Eğer kaygan ya da ıslak bir
zemindeyseniz, tabanı kaymaya dayanıklı ayakkabı seçin. Tabanı deri
ayakkabılardan uzak durun; bu özellikle, yumuşak zeminlerde tehlikeli
olabilir. Tabanı kaymaz olan ayakkabılar asla kaymaz değildir. Unutmayın
ki tüm kişisel Koruyu Donanımlar belli sınırlara kadar ve belli sürelerde sizi
korur.

Yerlerde Olabilecek Açıklıkları Kontrol Edin; Şantiye, maden ve benzeri


alanlarda açıklık, kuyu ve temel kenarlarının ve benzerlerinin üzerini kar
kapatmış olabilir. Araç ve yaya girişi için mutlaka bilgi alın, asla
bilmediğiniz karlı alanlara girmeyin ve bu alanlarda yürümeyin.

Isıtıcıların Kullanımı; Her türlü ısıtıcıyı üretici firmanın talimatları


doğrultusunda kullanmaya dikkat edin. Paydos saatleri sırasında ve mesai
saatleri dışında çalışan bir ısıtıcıyı asla yalnız bırakmayın. Isıtıcıları
çalışırken hareket ettirmeyin. Isıtıcılara temas etmeyin üzerlerine
oturmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Karlı Buzlu Havlarda Güvenlik -2

Merdivenlerde Çok Daha Dikkatli Olun; Merdivenlerden inerken veya


çıkarken acele etmeyin. Basamakları herhangi bir engel ya da döküntüye
karşı kontrol edin. Daima tırabzanlardan tutunun, merdiven
basamaklarının kar ve buzdan temizlenmesine dikkat edin. Yürürken veya
merdiven inerken asla ellerinize ceplerinize sokmayın, gerektiğinde denge
sağlamak veya tırabzana tutunmak için dışarıda bırakın. Yürüyen veya
merdiven inen kişiler arasında düşme durumunda birbirlerine
çarpmayacak kadar mesafe olmasına dikkat edin, istenmeyen bazı
durumlar merdiven tehlikeleri veya kayma tehlikeleri, kendini gece veya
aniden gösterir.

Arabalardan Atlamayın, Acele İnmeyin; Asla araçlardan atlamayın.


Tırabzanları kullanın ve adımlarınıza dikkat edin, 3 nokta kuralını
hatırlayın. Buz, Kar, Mıcır ve yağ döküntüleri vb. olan kaygan zeminlerden
kaçının. Binek tipi araçlardan inerken acele etmeyin, ileri sürüş
tekniklerini, tecrübelerinizi ve yöneticilerinizin araç kullanmakla ilgili
talimatlarını daima hatırlayın. Kar lastiği, zincir ve benzeri donanımları
aracınızda bulundurun. Şantiyelere, maden arama sahalarına girmeden
önce mutlaka keşif yapın kar ve buz için ortamı tekrar değerlendirin.

Kar ve Buz Temizliği Yaparken; Soğuk iklimlerde yaşayan insanların en sık


karşılaştığı sorunlardan biri kar temizliğidir. Kürek kullanırken belinize
dikkat edin. Bunu yaparken, ters bir hareket yapıp belinizi incitmemeye
çalışın. Bu işi yaparken terlediğiniz zaman işe biraz ara verin. Tabii
üstünüzde ince bir gömlekle de dışarı çıkmayın. Buzlu ve ıslak zeminlerde
küçük adımlar atın. Eğer mevcutsa, dengenizi sağlayacak tutanaklardan
yararlanın. Asfalt ve yağlı yüzeyler daha tehlikelidir. Çünkü yağmur suyu
ve kar bu yüzeyleri daha kaygan hale getirir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Açık Maden İşletmeleri Güvenlik Şartları

Açık işletmelerde uyulması gereken bazı İş Güvenliği Kuralları aşağıda


özetlenmiştir.
1. Görevli ve ehliyetli olmayan kişiler herhangi bir işe veya iş
makinasına müdahalede bulunamazlar, kullanamazlar ve kabinlerine
binemezler.
2. Bütün is makinaları belirlenen yol ve çalışma alanları dışında
hareket ettirilemez ve bulundurulamaz.
3. Vardiya arasında ve her türlü duraklamalarda is makinalarının
içerisinde, altında ve yakınında dinlenilmesi yasaktır.
4. Taşıma aracı, yükleme makinasının ve operatörünün görüş alanına
girip durmadan yüklemeye başlanmayacaktır. Taşıyıcı aracın şoförü
kepçeli makinalar ile yükleme yapılırken aracından inmeyecektir.
5. Ekskavatör gibi bomlu iş makinalarında askıda yük bekletilmesi
yasaktır.
6. Damperli kamyonlar kasaları kalkık vaziyette hareket
ettirilemeyecektir.
7. Gece çalışan işyerlerinin çalışan kısımları yeterince aydınlatılacaktır.
Farları yanmayan veya tek farı yanan iş makinaları çalıştırılmayacaktır.
8. Şoför, ekskavatör operatörü kamyonun dolduğunu düdük çalarak
bildirmeden aracını hareket ettiremez.
9. İş makinası operatör yardımcıları, diğer iş makinaları operatörleri,
kamyonlar ve diğer açık işletme çalışanları ile ortak el işaretleşmeleri
sağlanmalı, gerektiği durumda telsiz, telefon gibi iletişim araçlarından
yararlanılmalıdır.
10. Patlatma yapılmış alanlara gerekli kontroller yapılmadan iş
makinası ve çalışanın girmesine müsaade edilmez.
11. Yakıt ikmal ve yağlama araçları işlerinin bitiminde bina ve
vasıtalardan uzak uygun yerlere park edilecektir
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kişisel Temizlik

Temiz giysiler hijyenin bir parçasıdır, iyi bir kişisel hijyen iş kıyafetlerinizi
de içerir. Yağlı, gresti, zehirli kimyasal bulaşmış giysiler rahatsız edici
döküntülere, çıban veya başka cilt sorunları yaşanmasına sebep olabilir. İş
kıyafetlerinizi her gün değiştirmelisiniz. Her gün duş almak ve temiz
kıyafetler giymek cilt sorunlarınızı azaltacaktır. Unutmayın kirli giysiler ve
cilt, eve kimyasalları taşıyacaktır.

İlk yardım temizlikle başlar. Bir kıymık battığında, bir sıyrıkta ya da bir
kesikte ilkyardım setine gideriz. Bir yara bandı yapıştırır ve işe hızlıca geri
döneriz. Birkaç gün sonra küçücük bir yaranın nasıl enfekte olduğunu ve
iltihaplandığını merak ederiz. Bu gibi küçük yaraları ihmal etmeyin. Yara
bandı yapıştırmadan evvel, yaralı bölgeyi bol su ve sabunla yıkayın.
Mümkünse yaranın üzerine bir antiseptik koymakta iyidir. Annelerimizden
öğrendiğimiz bu basit yol, yaranın mikrop kapmasını engelleyecektir.
Ayrıca küçük kesiğinizin ciddi bir sağlık tehlikesi olmasını engellemek için,
hemen tetanos aşınızı tekrarlatın. Yaptıracağınız küçük bir aşı, sizi
enfeksiyondan korumasına karşı az bir maliyettir.

Kişisel hijyen ortak sağduyumuzdur. Her gün duş almak, temiz giysiler
giymek ve özellikle bir şeyler yiyip içmeden evvel sık sık ellerimizi yıkamak,
sağlıklı ve güvenli bir yolda olmamızı sağlayacaktır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Elle Taşıma
Elle taşıma işi; bir veya daha fazla çalışanın bir yükü kaldırması, indirmesi,
itmesi, çekmesi, taşıması veya hareket ettirmesi gibi işler esnasında, işin
niteliği veya uygun olmayan ergonomik koşullar nedeniyle özellikle bel
veya sırtının incinmesiyle sonuçlanabilecek riskleri kapsayan nakletme
veya destekleme işlerini ifade eder.
Çalışma hayatında çalışanlar sık sık el ile bir yükü hareket ettirme
zorunluluğu ile karşılaşabilir. Örneğin; depodan takımı alıp atölyeye
taşımak, uygun konuma getirmek için belirli bir yüksekliğe kaldırmak,
çevirmek gibi. Herhangi bir ürünün üretilmesi, işlenmesi, paketlenmesi vb.
kademelerde mutlaka bir yükü taşıma işiyle karşılaşılır. Yükü taşımak;
tutma, kaldırma, taşıma, yerine koyuncaya kadar elde tutma, indirme,
bırakma hareketlerinin tümünü kapsar.
Malzemeyi 2 kere taşıyın;
1. İlk taşıma –Zihinsel Taşıma-:
Harekete geçmeden önce düşünün;
• Malzemeyi nasıl taşıyacağım?
Kendi başıma yapabilir miyim yoksa
yardım mı almam gerekir?
• Malzeme ne kadar ağır? Mekanik
yardım kullanmam gerekir mi?
• Taşımaya başladıktan sonra
malzemeyi nereye götüreceğim?
Zor bir yol ya da mesafe mi?
• Yolumun üzerinde hangi
tehlikeler ya da engeller olabilir?
• Malzemeyi taşımaya başlamadan önce bu tehlikeleri en aza indir.
2. İkinci taşıma -Fiziksel Taşıma- : İşte burada planınızı uygularsınız.
• Harekete geçerken düzgün vücut tekniği ve mekaniklerini
kullanın.
• En önemlisi: Yükü mümkün olduğu kadar vücudunuza yakın
tutun.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Gürültü

Gürültü; iş performansını, iş güvenliğini ve sağlığınızı etkileyebilen


istenmeyen sestir.
Duyma, ses dalgalarının kulak zarındaki hareketleri sonucu oluşur. Kulak
zarı titreşir, iç kulak kemiklerini harekete geçirir ve bu daha sonra bir sıvı
içeren salyangoz şeklindeki organ olan kulak salyangozu üzerine baskı
uygular. Kulak salyangozu içindeki sıvının hareketi, sesi beyne ileten minik
saç hücreleri tarafından algılanır.
İşte aşırı gürültüye maruz kalma sonucu hasar gören bu saç hücreleridir.
Saç hücreleri bir çayırdaki çimenlere benzetilebilir. Çayırda yürüyen bir
kişinin gittiği yol bir süre belirgin olabilir ama çimenler kısa sürede eski
haline döner. Birkaç kişinin çayırda yürürken bıraktığı iz biraz daha uzun
süre kalacak ama ertesi gün kaybolacaktır. Ancak her gün gidip gelen çok
sayıda insan, sonunda çimene eski haline dönemeyecek şekilde zarar
verecektir. Benzer şekilde kulaktaki saç hücreleri, kısa süreli ve
onarabilecekleri bir değişim geçirebilirler ama daha yüksek düzeylerdeki
gürültüye daha uzun süre maruz kalma, duymada kalıcı hasara neden
olacaktır. Bu, kişinin sesleri hala duyabildiği ama ayırt etme yeteneğini,
özellikle de sessiz harfleri, kaybetmekte olduğu anlamına gelir.
Bunun sonucunda, bir duyma hasarı oluştuğunu kabullenmektense
diğerlerinin net konuşmadığı iddia edilebilir. Birçok kişi de bu duyma
kaybının üstesinden gelmek için iyi dudak okuma becerisi edinirler. Doğal
yaşlanma sürecinin bir parçası olarak da belli miktarda duyma kaybı
oluşur.

Tipik ses düzeyleri için yaklaşık değerler dB(A) şöyledir;


0 duyulabilir en zayıf sesler 70 Gürültülü radyo veya TV
10 Yaprak hışırtısı, fısıltı 80 Yoğun cadde
20 Çok sessiz bir mekân 90 Yakından geçen ağır vasıta
30 Alçak sesle konuşma 100 Yol matkabı
40 Sessiz bir ofis 110 Motorlu zincir testere
50 Normal konuşma 120 Perçinleme makinesi
60 Yoğun ofis 140 Yakından havalanan jet
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Güvensiz Hareketler

Çoğumuzun bildiği gibi kazalar sadece iki şeyden meydana gelir. Güvensiz
hareket veya uygulamalar ve güvensiz koşullar. Bazılarımız bilir ki 10
kazanın 9’u bu güvensiz hareketlerin veya “daha iyi biliyorum” diyerek
yaptığımız şeylerin sonucudur. Eğer üzerinde düşünülecek olursa garip bir
durumdur. Çevremizdeki herhangi diğer iş tehlikelerinden çok kendi
hareketlerimizden korkmalıyız.

Genellikle, güvensiz bir şeyler yapmadan hemen önce hakkında


düşünürüz. Daha iyisini biliriz, güvenli şekilde yapmayı biliriz, ama biraz
şansa bırakırız. Sonuç olarak deriz ki: “Bir yaralanmaya sebep olacağını
biliyorum, ama “bu bana olmaz””. Belki insan doğası, kazaların daima
başkasının başına geldiğini düşünebilir, ama kazalar sizin başınıza da
gelebilir.

İş görenin iş güvenliğini tehlikeye atan hatalı hal ve davranışlarından


kaynaklanır. İşçilerin özellikle eğitim seviyesi, tecrübe düzeyi ve psikolojik
durumları emniyetsiz hareketlerin yapılmasında önemli bir rol oynar.
- Çalışanın eğitim düzeyine, fiziksel ve ruhsal kapasitesine uygun
olmayan iş yükü ve fazla mesai,
- İş güvenliği önlemlerinin bilinmemesi veya önemsenmemesi,
- Var olan koruyucu güvenlik önlemlerinin kullanılmaması veya
kullanılmaz hale getirilmesi,
- Emniyetsiz malzeme kullanma,
- Çalışan makine ve teçhizat üzerinde bakım ve onarım yapma;
- Gereksiz şakalaşmalarla dikkat dağıtma

gibi davranışlar emniyetsiz hareketler içinde sayılabilir


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Risklere Karşı Tetikte Olmak

Kazalardan korunmak için yapılabilecek en iyi şey işe başlamadan evvel ve


iş sırasında ‘Risklere karşı tetikte olmaktır’
• İş arkadaşlarına dikkatli davranmalarını ve risk almaktan
kaçınmalarını hatırlatarak yardımcı ol,
• En yakın sorumluya güvenli olmayan durumları bildir,
• Zaman baskısı ve performans hedeflerini dikkate almaksızın güvenli
çalışmayı alışkanlık haline getir,
• Önlemleri evde de uygula - Düşmelere bağlı olarak meydana gelen
kazalar ve baş yaralanmaları iş dışında iş sırasında olduğundan daha sık
meydana gelir.
• Düşme önleyici ve koruyucu ekipmanı nasıl kullanacağını bil. Asla
“Bununla zaman harcamama gerek yok, sadece bir dakikalığına yukarıda
olacağım” deme.

Tetikte ol!
Kazalar hayatını sonuna kadar etkileyecek yıkıcı sonuçlara neden
olabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kaynak İşleri

Kaynak işlemlerindeki en önemli sağlık tehlikesi işlem sırasında ortaya


çıkan gaz ve dumanlardır. Galvanizli metallere kaynak mı yapıyorsunuz?
Galvanizli metallerin kaplanmasında çinko kullanılır ve metali ısıttığınız
zaman gaz denilen buharlaşmış metal damlacıkları üretir. Bu dumanlı pus;
metal veya silikatların ince taneciklerinden oluşur. Bu dumanı teneffüs
ettiğinizde, ciğerlerinize kadar etki edebilir.
Galvanize metallere kaynak yapıyorsanız aşağıdaki önlemlerle kendinizi
koruyun:
• Metal dumanı olan bütün operasyonlarda iyi havalandırılmış bir
alanda çalışılması gereklidir. Dumandan korunmanın en iyi yolu,
dumanın kaynağında havalandırma yapmaktır. Dumanı bulunduğunuz
alanda dolaştırmayın.
• Dumandan kendinizi korumak için iyi bir yerel havalandırma
mümkün değilse, kaynak kaskınızın altına uyacak onaylı bir solunum
maskesi takılmalıdır. Bu solunum maskesi toz ve duman zerreciklerini
solumanızı engeller ve ciğerlerinize gitmesine müsaade etmez.
• Kaynak maskenizin altında beyaz toz varsa, toz ve gazdan yeterince
korunmuyorsunuz demektir.
• Kaynak işlemini bitirdikten sonra ellerinizi ve yüzünüzü su ve
sabunla yıkayın.
• Kaynak dumanı ile kirlenmiş alanlarda sigara kullanmayın, herhangi
bir şey yemeyin, içmeyin.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kazadan Sonra Pişmanlık Fayda Etmez

Ne kadar sıklıkla herhangi bir şeyi yaptıktan sonra kendi kendinize “Bunu
nasıl yapmış olabilirim” diye düşündünüz?
Aşağıda birçoğumuzun yaşandığını gördüğü pişman olunan şeyler
bulunuyor:
• Daha önce hep böyle yapıyorduk... (Kaza meydana gelmeden önce)
• 0 mesafeden düşen küçük bir cıvatanın bu kadar kanatacağını hiç
düşünmemiştim. (Sanırım baret giymeliydim)
• İlkyardımcıyı çağırsaydım muhtemelen ona yardım edebilirdi. (Ve
şanslıysa, o hala burada olurdu)
• Paslı çivilerin olduğu o tahtaya daha fazla dikkat etmem gerekirdi.
(Şimdi işimi bırakıp, tetanos aşısı olmaya gitmeliyim)
• Vay be! Bir yangının bu kadar çabuk kontrolden çıkabileceğini
bilmiyordum. (Eğer kendim söndürmeye kalkmadan evvel itfaiyeye
haber vermiş olsaydım bütün bina yanmazdı.)
• Her zaman sırt kaslarımız yerine bacak kaslarımızla yükleri
kaldırmamız gerektiğine dair vaazlar dinliyoruz. (Fıtık denen şey de
nedir?)
• Ambardan koruyucu ayakkabı alabilirdim. (Bu derin kesik yeni iş
ayakkabılarımı mahvetti ve kırık ayağım hala acıyor)
• Koruyucu gözlüklerim kutusunda duruyor, fakat sadece küçük bir
parçayı işleyecektim. (Acaba tek göz ile araç kullanmama müsaade edilir
mi?)
• İskeleyi sadece bir gün kullanacaktık. Çekicin düşüp birini
yaralayabileceğini hiç düşünmemiştim. (Platform eteklerini takmam
gerektiği içime doğmuştu)
Herhangi birisi tanıdık geliyor mu? Yaşamak en iyi tecrübedir derler ama
önlem almak olayları, talihsizlikleri ve pişmanlıkları engelleyebilir.

Başkalarının hatalarından ders çıkarın ve hayatınızda pişmanlık


duymayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Büyük Araçlara Binmek ve İnmek

Kamyon veya traktör gibi ağır bir aracın kabinine binerken veya inerken,
denizci merdivenlerinden çıkarken düşmek, ciddi şekilde yaralanmaya
neden olur. Bir araçtan düşmenin en büyük sebebi ÜÇ-NOKTA kuralının
takip edilmemesidir.
Düşmelerden Kaçınmak İçin Ne Yapabilirsiniz?
Kayma veya düşme riskini önemli ölçüde azaltmak için ÜÇ-NOKTA
sistemini kullanın. ÜÇ-NOKTA sistemi; her zaman kol ve bacaklarınızdan
üçünün (iki el ve bir ayak veya iki ayak ve bir el) araçla temas halinde
olması demektir. ÜÇ-NOKTA sistemi; bir kişiye maksimum denge ve
destek sağlar, böylelikle kayma veya düşme olasılığını azaltır. ÜÇ-NOKTA
sistemini uygulayın, kazanan siz olun.
Yapılacaklar:
Ayağınızı iyi şekilde destekleyen bir ayakkabı giyin. Asla terlik, çıplak ayak
veya yüksek ökçeli ayakkabı olmasın.
• Yüzünüz kabine dönük şekilde binin ve inin.
• Kötü hava koşullarında yavaş davranın ve ekstra dikkat sarf edin.
• Ellerinizle tırabzanı veya tutamaçları sımsıkı tutun.
• Araçtan inmeden önce zeminde engel olup olmadığını kontrol edin.
Yapılmayacaklar:
• Araçtan serbest elinizde bir şey tutarak inmeyin. Onu araç kabinine
koyun, araçtan indikten sonra uzanarak alın.
• Uzun bir koşudan sonra araca tırmanmak için acele etmeyin.
Kaslarınızı zorlamamak için yavaşça inin.
• Asla araçtan atlamayın. Dengenizi kaybedip veya düzgün olmayan
bir zemine rastlayıp düşebilirsiniz.
• Tekerlekleri veya jantları basamak olarak kullanmayın.
• Kapı gövdesi veya kenarını tutamaç olarak kullanmayın.
• Yaralanma istatistiklerinin bir parçası olmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Ofis Yaralanmaları

Ofis çalışması da uygun güvenli çalışma yöntemleri uygulanmadığında


yaralanmalara yol açabilir. Bu genel tehlikelere karşı dikkatli olun ve
kaçınma yollarını öğrenmek için iş güvenliği uzmanınızla bağlantıya geçin.
1. Elle taşıma ile ilişkili iskelet sistemi zorlanmaları ve burkulmaları
2. Oturma ve ekranlı araç kullanımından kaynaklanan stres ve
zorlanmalar
3. Kayma, takılma ve düşme kaynaklı yaralanmalar.
4. Kesme, kazıma, parçalama ve delme kaynaklı el yaralanmaları.

Ofisler her ne kadar “çok tehlikeli” iş ortamları olarak dikkate alınmasa da


riskler kontrol edilmediğinde ya da kişiler dikkatsiz olduklarında
yaralanmalara neden olmaktadırlar. Daima güvenli çalışma yöntemlerini
uygulayın.

Ofis ilkyardım kitinin yerini ve kimlerin ilkyardım eğitimi almış olduğunu


bilin. Son olarak, yangınlar, depremler ve enerji kesintileri ile ilgili acil
durum prosedürlerini bildiğinizden emin olun.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
El Aletleri Yaralanmaları

Çekiç, anahtar, keski, tornavida, pense ve diğer el aletleri çoğu zaman


potansiyel bir tehlike kaynağı olarak gözden kaçırılıyor. El aletleri zararsız
görünebilir fakat aslında birçok yaralanmanın nedenidirler. Aslında
öngörülebilir kazaların %8’i el aletleriyle bağlantılı kazalardan
kaynaklanmaktadır. Bu kazalar uzuv kaybı veya körlük gibi oldukça ciddi
olabilir.
El aletleri birçok yaralanma türüne neden olabilir:
1. Yarıklar, kesikler, sıyrıklar, delinmeler. El aletlerinin tahta veya
metalleri kesebilmek için tasarlandığı düşünülürse, etinizi nasıl
kesebileceğini unutmayın.
2. Tekrarlayan hareket yaralanmaları: Her gün tüm gün boyunca aynı
aleti aynı şekilde kullanmak, kaslar ve bağ dokularında gerilmeler
yaratabilir. Yanlış araç kullanılması ya da doğru aracın yanlış şekilde
kullanılması Karpal tünel sendromu (bilek sinir kılıfı iltihabı) ve kas
hastalıkları, eklem ve bağ dokusu rahatsızlıkları görülmektedir. Sürekli
titreşim de el ve kollarda uyuşmaya veya dolaşım yetersizliğine sebep
olabilir.
3. Göz yaralanmaları: Uçan metal ya da ahşap çapakları kalıcı körlüğe
neden olabilen ortak bir tehlikedir.
4. Kırık kemikler ve çürükler: Aletler, kayabilir, yüksekten düşebilir ya
da dikkatsiz bir çalışan tarafından fırlatılabilir ve ciddi yaralanmalara
sebep olabilir. Bir merdivenden düşen bir çekiç, ölümcül bir silah olabilir
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Acil Durumlara Karşı Hazırlıklı Olmak

Şirketimizde bir acil durum eylem planı var. Bu planı periyodik olarak
gözden geçirin ve acil durum adımlarının farkında olun. Tesisteki olası acil
durumlar için eylemlerinizi önceden bilin. Bu her durumda güvenlik
bilincinizi de arttıracaktır. Güvenlik bilinci, şirketin düzenli güvenlik
toplantıları, eğitimler ya da şahsi emniyet ve sağlık ilginizle elde edilir.

Acil bir durumla karşı karşıya kaldığınızda bu farkındalık sizin duruma hızlı
cevap verme yeteneğinizi arttıracaktır. Eğer tehlikeli bir işte çalışıyorsanız
bu özellikle önemlidir. Aşağıdakilere cevap verebiliyor olmanız gereklidir:
• Acil bir durumda kimi nasıl haberdar etmelisiniz?
• Sorumlu bir tepki vermeye hazır mısınız?
• Yardım için koşturmalı mısınız yoksa yaralılar ile birlikte mi
kalmalısınız?
• Eğer ilkyardımcı değilseniz, ekibinizde kimin ilkyardımcı olduğunu
biliyor musunuz?
• Acil durum alanının güvenlik çemberine alınması gerekli mi?
• Emir-komuta zincirini biliyor musunuz?
• Acil durumda kimin sorumlu olduğundan haberdar mısınız?
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İşyeri Tertip ve Düzeni

Tertip düzen işinizin önemli bir parçasıdır. Sadece çalışma alanınızın ya da


atölyenizin düzgün görünmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda işinize
olan saygınızı da gösterir. Çalışma alanınızın tertipli olabilmesinin en iyi
yolu kendi dağınıklığınızı toplamanızdır. Bunu bir sonraki vardiyaya ya da
diğer personele bırakmamalısınız.
Çalışma alanınızı temiz tutmak için bazı nedenler şöyledir:
1. Kayma ve düşme tehlikelerini azaltır.
2. Üretimi arttırır. Kayıp bir aleti bulmak için zaman kaybetmezsiniz.
Aletlerinizi kullandıktan sonra ait oldukları yere koyduğunuz için
yerlerini daima bilirsiniz.
3. Yerde bıraktığınız bir alet yüzünden biri düşüp yaralanırsa, buna
sebep olduğunuz için suçluluk duyarsınız. Ayrıca yaralanan işçi size her
fırsatta bunu hatırlatacaktır!
4. Çalışma alanındaki gereksiz tutuşabilen maddeleri bertaraf ederek
yangın riskini azaltabilirsiniz
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Bir Deprem Olması Durumunda Yapılması Gerekenler

Bir deprem sırasında oluşabilecek en büyük tehditlerden birisi enkaz


düşmesidir. Depremler, önceden uyarmaz ve tahmin edilemezler. Bu
yüzden meydana geldiğinde uygun adımları atmayı bilmek ve bu adımlara
aşina olarak, çabuk ve güvenli hareket etmek önemlidir. Eğer, bir işyeri ya
da yerleşim yerindeyseniz, aşağıdaki uygulamaları hatırlayın.
Bir Deprem Sırasında Atılması Gereken Adımlar:
1. Bina içinde kalın.
2. Hemen sığınabileceğiniz ağır bir masa ya da sandalye arayın veya
bir kapı çerçevesinde ya da duvar içine karşı yerinizi sağlamlaştırın.
3. Pencerelerden en az 4,5 metre uzakta durun.
4. Kımıldamayın. Eğer sarsıntı, masa ya da sandalyenin sallanmasına
yol açıyorsa, onlarla birlikte hareket ettiğinize emin olun.
5. Panik yapmamaya çalışın. Düşüncelerinizi organize edin. Mümkün
olduğunca net düşünün ve depreme eşlik edebilecek sesleri ve
görüntüleri öngörmeye çalışın.
6. Elektrik kesintisine, yangın veya asansör alarmlarına, yangın
söndürme sisteminin başlamasına şaşırmayın, hazırlıklı olun.
7. Kırılan camların, çatlayan duvarların ve düşen cisimlerin seslerini
duymaya hazır olun.
Bir Depremin Hemen Sonrasında Atılması Gereken Adımlar:
1. Artçı sarsıntılara karşı, depremden sonra birkaç dakika daha
“güvenli” yerinizde kalın,
2. Gerekli olmadıkça ve yetkili kişiler tarafından söylenmedikçe, yakın
çevrenizi tahliye etmeye ya da terk etmeye çalışmayın.
3. Yaralanmaları kontrol edin, gerekli ilkyardımı uygulayın, Şokta ya da
duygusal sıkıntı içinde olanları teşhis edin ve yardımcı olun.
4. Hayatta kalma planınızı uygulayın. Kurtarma ekibinin gecikmesi
bekleniyorsa, geçici bir barınak oluşturun.
5. Merdivenleri, binadan çıkış talimatı verildiğinde kullanın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kişisel Koruyucu Donanım

Makine koruyucusu, adından anlaşıldığının tersine makineyi korumak için


kullanılan aparatlar değil insanı makinenin tehlikelerinden korumak için
kullanılan aparatları kastetmektedir. Yani makine koruyucularının amacı
makineyi değil insanı korumaktır. Çalışanları makinelerden
kaynaklanabilecek tehlikelere karşı koruyabilmek için öncelikle tehlike
yaratan/ yaratabilecek olan noktaların tespitinin yapılması olacaktır.

Çalışanlar, makinelerle çalışırken makinelere dokunma, makine ile içindeki


veya üzerindeki bir malzeme veya sabit bir yapı arasına sıkışma,
makinenin hareket halindeki parça veya kısımlarına çarpma veya sarılma,
makineden sıçrayan malzemenin çarpması gibi nedenlerle kazaya maruz
kalabilirler. Burada bahsedilen tehlikeler mekanik kaynaklı olmasına
rağmen bunların dışında hemen dikkat çekmeyebilen elektrik (statik
elektrik dahil), ışın yayılması, sıcaklık, toz ve duman, gürültü ve titreşim,
kimyasal maddeler, yanıcı ve parlayıcı ve patlayıcı maddeler gibi mekanik
olmayan kaza nedenleri de mevcuttur.
 Koruyucusu olmayan makine ve donanımı kullanma!
 Hiçbir çalışandan koruma düzeni olmayan bir makine veya tezgâhı
kullanmasını isteme!
 Koruyucuyu etkisiz duruma getirerek çalışma!
 Kullanılacak makinenin çalışama talimatına göre hareket et!
 Temizlik ya da onarmak için çıkardığın makine koruyucularını yerine
takmayı unutma!
 Eksik koruyucu gördüğün zaman risk bildirim kartı doldur ve
amirine haber ver!
 Koruyucuların şeklini ve pozisyonunu değiştirme!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Makinelerinin Kullanım

 Kullandığın iş makinesinin gösterge panelini iyi tanı!


 Kullandığın iş makinesinin veri plakasında yazılanları oku ve öğren!
o Kapasitesinin üzerinde yük taşınırsa
o Vinçler kaldırılmış yük ile hareket ederse
o Hızla giderken dönemeç alınırsa
o Çok eğimli bir yüzeyde hareket edilirse
o Çok hızı çalıştırma ve durdurma yapılırsa
o Yükün ağırlık merkezi çok önde kaldıysa iş makinesi devrilebilir.
 Ağır iş makineleri işaretçi olmadan asla geri hareket ettirme!
 Yük yukarıdayken hareket halinde, olası yüksek engellere dikkat et!
 Gevşek, bağlanmamış, ağırlık merkezi belli olmayan yükleri asla
taşıma!
 Geri vites sinyali ve ikaz lambasını her zaman çalışır durumda
bulundur!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Basınçlı Kaplar ile Çalışma

 Hava kompresörlerinin hız regülatörünü periyodik olarak kontrol


edin!
 Sabit kompresörlerin temiz hava emmelerini sağla, patlayıcı, zararlı ve
zehirli gaz, duman ve toz emilmesini önleyin!
 Hava kompresörleri ile hava tankları arasında; yağ ve nem ayırıcıları
bulundur ve bunları hiçbir şekilde çıkarmayın!
 Gaz tüplerini sadece bu konuda tecrübeli ve eğitimliysen kullan!
 Depolanan tüpleri devrilmeyecek şekilde emniyete al ve her zaman
dikey olarak tut,
 Tüplerin valflerini taşınırken ve depolarken tamamını kapatan taç
şekilli koruyucu bulunmasına özen göster!
 Gaz tüplerini ve vanalarını hiçbir zaman tamir etmeye çalışma, hemen
üretici firmaya gönder!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kaldırımlar ve Merdivenler

Tüm işletmelerde merdivenler ve kaldırımlar yaralanmalı kazalara neden


olabilir. Aşağıdaki hususlara dikkat edin ve önem verin;

1. Aşağı ya da yukarı giderken her zaman bir elinizle tırabzanları tutun.


2. Tüm merdivenleri ve kaldırımları yıkıntı ve buz, kar, su, yağ ve gres
gibi potansiyel olarak kaygan maddelerden temiz tutun.
3. Geçitlerde araç, gereç ve diğer malzemeleri bırakmayın. Üretim dışı
alanların daima temiz ve düzenli kalmasına dikkat edin.
4. Merdiven ve kaldırım kullanmanız gerekiyorsa, kullanın. Birkaç adım
ya da birkaç saniye kazanacaksınız diye kestirmeler yapmayın.
5. işletmedeki ya da depodaki asma katlarda açık tarafı koruyan
standart korkuluklar ile donatılmış olmalıdır.
6. 4 veya daha fazla basamak varsa korkuluk olması sağlanmalıdır.
7. Tırabzanlar zamanla gevşeyebilir, tamir edilmesi ya da değiştirilmesi
gerekebilir.
8. Eğer yürüyüş yollarında kot farkları varsa bunu açıkça görünür şekilde
yapmak için vurgulayın.
9. Elektrik kablolarının ve hortumların yollardan geçmesine izin
vermeyin.
10. Islak ve buzlu kaygan yollarda küçük adımlar atın. Mümkün olan
yerlerde kendinizi güvene almak için tırabzanlara tutunun
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Ucuz Atlatmalar

Yaralanmaya, hastalığa veya hasara yol açmayan ama yol açabilecek


olaylara, Ucuz Atlatma denir. Ucuz Atlatma ve kaza arasındaki fark
genellikle ya bir kaç saniye veya bir kaç santimdir.

Ucuz Atlatmalar, kazaların habercisidir.

Kazaların engellenmesine katkı sağlamanın bir yolu da Ucuz Atlatmaları


oluştuğu anda bildirmektir. Sahada yaşanan tüm Ucuz Atlatmaları ilk
amirinize veya iş güvenliği temsilcisine haber verin.

Örneğin:
• Yürürken yukarıdan tam yanınıza bir parça düşerse,
• Yerde duran bir demir filizine takılıp tökezlerseniz,
• Kaygan zeminde kayıp yere düşmezseniz,
Hemen Haber Verin!
• Eğer Ucuz Atlatmalar, bildirilmezse bu olaylar araştırılmaz ve sorunlar
bilinemez.
• Bunun sonucu olarak, bu olay ve alınması gereken tedbirlerden
haberi olmayan, diğer kişiler hala risk altındadır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Riski Tamamen Ortadan Kaldırmak

Bu senaryoyu gözünüzün önüne getirin:


Bir arkadaşınız işyerinde yürüyor ve yerde bir yağ birikintisi olduğunu fark
ediyor. Bunun bir güvenlik tehlikesi olduğunu bildiği için yağı temizliyor.

Bunu temizlemekle meydana gelecek bir kazayı engellediğini hissederek,


rutin işini yapmaya geri dönüyor.

Gerçekten kazayı önleyici tüm önlemleri aldı mı sizce? Peki, ertesi gün bir
başka arkadaşınızın aynı yerde bir yağ birikintisine basıp kaydığını ve belini
incittiğini söylenirse?

Muhtemelen arkadaşınız oradaki yağ birikintisini temizlediğine dair


iddiada bulunacak, hatta belki de tartışacak.

Peki, yanlış nerede?

Evet, yağ birikintisini temizledi, ama “iki” dakikasını daha ayırıp bu yağın
oraya nereden geldiğine bakmadı. Başka bir deyişle, kök nedeni
çözümlemedi ve bu nedenle yerdeki yağ halen bir tehlike olmaya devam
etti. İki dakika bir güvenlik sürecidir ki sizi tehlike hakkında iki dakika
düşünmeye davet eder.

Bu olayda, gerçek neden yukarıya monte edilmiş sızıran bir boruydu ve


kök neden ortadan kalkmadığı için problem oldu.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Tutum ve Davranış

İnsanlar içgüdüsel olarak acı ve yaralanmalardan kaçmak için çalışır. Ama


yine de sağlığımızı tehdit eden hareketlerde bulunabiliriz. Bunun çeşitli
nedenleri vardır. İlk olarak bilgi eksikliğini sayabiliriz. Bilmediğiniz şey, size
zarar verebilir. Riskli hareket etmemizin ikinci nedeni de tutumunuzdur.

Sorulduğunda, bazıları iş güvenliğinin çok önemli olduğunu söyleyebilir.


Diğerleri güvenlik için harcadıkları çabadan dolayı şikâyetçi olabilirler,
ikisinin arasındaki fark tutum ve davranışlardır.

Güvenlik konularında işbirliği yapmanız, yaralanma riskinizi azaltacağı gibi


güvenlik kurallarını zorlayarak sadece işini yapmaya çalışan amirinizle de
ters düşmenizi engelleyecektir. Tüm gün başınıza bir kaza gelme riski
olmadan çalışmak sizi daha güvende hissettirecektir.

Güvenlik çabalarımızı en üst düzeye çıkarmak için birbirimizi gözetmemiz


gereklidir. Eğer birisi size güvenli çalışmadığınızı söylerse, kızmayın ve
savunmaya geçmeyin. Onlar sadece sizin iyiliğiniz için çalışıyorlar. Eğer
hatalı davrandığınızın farkında değilseniz, kimse zarar görmeden
uyarıldığınız için müteşekkir olun.

Unutmayın, tutumlarınız davranışlarınızı etkiler. Olumlu bir tutum


içindeyseniz, büyük ihtimalle güvenli davranışlar sergilersiniz. Güvenliğe
karşı olumsuz tutumlar sadece çatışma, stres ve nihayetinde iş kazasına
sebep olacaktır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Çalışma Alanım Temiz Tutmak

Çalışma alanınızın temizliğini korumak için bazı ipuçları:


• işinizi planlayın. Gerekli araç gerecin listesini yapın. Bu çalışma
alanınızda gereksiz yığılmaları önleyecektir.
• Vardiya sonlarında periyodik olarak temizlik yapmayı alışkanlık
haline getirin.
• Çalışma alanında sadece çöp oluşumu nedeniyle değil, aynı
zamanda hijyen açısından da yeme ve içmeye izin vermeyin.

Bunlar her şeyi kapsayan şeyler değildir, işaret etmeye çalıştığımız nokta,
kendinizin ve çalışma alanınızın sorumluluğunu almanız gerektiğidir.
Unutmayın ki, temiz bir çalışma alanı, verimli ve güvenli bir çalışma ortamı
sağlar.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Farkındalık

Herkes işi ile ilgili potansiyel tehlikelerin farkında olmalıdır.


a) Temizlik ve düzenin olmaması; kayma, tökezleme ve düşmelere
neden olur.
b) Elektrik uygun şekilde ele alınmazsa; çarpılmalara, yanıklara veya
yangına neden olur.
c) Malzemelerin uygun şekilde elle taşınmaması; bel problemleri veya
diğer yaralanmalara neden olur.
d) Muhafazalarının veya diğer koruyucuların çıkarılması ya da iptali
durumunda aletler veya ekipmanlar yaralanmalara neden olur.

Acil bir durumda:


a) Alarmların ne anlama geldiğini ve tahliye güzergâhlarını bilin.
b) Acil durum müdahale ekibinin nasıl haberdar edileceğini bilin.
c) Olay yerinin güvenli bir şekilde nasıl terk edilebileceğini bilin.
d) Sızıntıları seri ve doğru şekilde temizleyin.

İş güvenliği herkesin yararınadır! Çalışanlar iş güvenliği kurallarını


uygulayarak, tehlikeli maddelere maruziyet kaynaklı hastalanmalardan
olduğu kadar, yaralanmalardan da kaçınabilirler. Daha az yaralanma olan
bir işyeri, daha verimli ve huzurlu olur.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İşten Sonra Elleri Yıkamak

Çoğumuz kişisel temizliğin temellerini çocukken annelerimizden ve


ailelerimizden öğrenmişizdir. Muhtemelen yemeğe oturmadan önce
ellerimizi yıkamayı öğretmekle de ilk temel kuralı öğretmiştir. Büyüdükçe,
bazılarımız annelerimizin bu güzel tavsiyesinden uzaklaşmış olabilir.

Bugünün kimyasal yüklü işyerlerinde hijyen konusunda duyarlı olmak


yapılacak en akıllıca şey olmalıdır. Ellerimizi yıkamak son derece basit ve
mantıklı olsa da hala genellikle göz ardı edilebiliyor.

Elinizdekiler deriniz tarafından emilir. Elleri yağlı ya da boyalı olduğu halde


sigara içen çalışanlar gördünüz? Ellerini yıkamadan öğle yemeğine
oturanları? Hiçbirimiz kasten boya yemeyiz ya da sigaramızı boya
kovasına daldırmayız. Böyle olduğu halde, elleri yıkamadan içilen sigara ya
da yenilenlerle yapılan tam olarak da budur. Boya veya kimyasalları
yemektir.

Tütüne ek olarak sigara içenler, ellerindeki zehirli maddeleri de sigara ile


birlikte teneffüs ederler. Unutmayın ki, boyalar, çözücü maddeler ya da
birçok kimyasal ısıtıldığında kimyasal içeriği değişmek ve çok daha zararlı
hale gelebilmektedirler.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Taşınabilir Yangın Söndürücüler

Yangın söndürücülerin kullanımında göz önünde bulundurulması gereken


birçok şey vardır. Örneğin yangının cinsine göre doğru tipte yangın
söndürücü kullanmalısınız.

YANGIN VE SÖNDÜRÜCÜ SINIFLARI:


A SINIFI kâğıt, ahşap, kumaş, kauçuk veya plastik gibi sıradan yanıcılardır.
Ortak yangın söndürme maddesi su veya kuru kimyevi tozdur.

B SINIFI yanıcı sıvılar, gres veya gazları kapsar. Ortak yangın söndürme
maddesi köpük, karbondioksit veya kuru kimyevi tozdur.

C SINIFI yangınlar elektrik yangınlarıdır. Karbondioksit veya kuru kimyevi


tozlu söndürücüler kullanılmalıdır. Ancak, gerçek yanma ürünü A sınıfı
olabilir.

D SINIFI yangınlar magnezyum ve sodyum gibi yanıcı metaller içerir. Test


laboratuvarları tarafından onaylanmış özel söndürme maddelerine ihtiyaç
vardır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Korkuluklar

Düzgün şekilde inşa edilen ve kontrolü (bakımı) yapılan korkuluklar bizi


düşmelere karşı korurlar. Çoğu korkuluklar sağlam malzemelerden imal
edilmiş olup ilk yapıldıklarında güvenlidirler. Ancak zaman geçtikçe
korkuluklar genellikle zayıflar, darbe alırlar, kırılır veya sökülüp yerine
takılmazlar.

EKSİK VEYA ZAYIFLAMIŞ KORKULUKLAR


Bazen malzeme veya ekipman geçirmek için korkulukların bazı kısımlarının
sökülmesi gerekir. Bu sökülen kısımlar genellikle yerlerine konmazlar veya
acele ile tekrar takılırlar.

Zayıf korkuluklar bazen hiç korkuluk olmamasından daha tehlikelidir,


çünkü güvenli olmadığı halde güvenli imiş gibi bir his verirler.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Çalışanların Sorumlulukları

• Eğitimlere katılmak ve dinlemek, mesleki konularda veya iş


güvenliği konularında aktif katılımcı olmak,
• Eğitim ya da talimat anlaşılır değilse yardım istemek veya çalışma
esnasında doğru çalışma ve güvenli çalışma ile ilgili rahatsızlık yaratan
bir durum varsa yardım istemek,
• Güvensiz davranışları, devam eden güvensiz davranışları ve
ramak kalaları hemen raporlamak,
• Problemi amirine hemen bildirmek, var ise çözüm önerilerinde
bulunmak,
• Geçmişte konuşulmuş fakat çözülmemiş konular ile ilgili amirine
tekrardan başvurmak,
• Çalışma yerinin güvenliği konusunda aktif bir çalışan olmak, iş
güvenliği kurul toplantılarına ve iş güvenliği ile ilgili eğitimlere katılmak,

İletişim eksikliğinin yaşanmasına izin vermeyin.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Doğru ve Uygun İş Eldiveni Nasıl Seçilir Nelere Dikkat Edilir?

İş eldiveni seçimi çoğu zaman problemli bir konu olmuştur. Doğru


eldivenin uygun işte kullanılmaması ise genellikle satın almacılar ve
çalışanlar (kullanıcıları) tarafından iş eldiveninin kalitesinin sorgulanması
ya da kullanımından kaçınılması ile sonuçlanmaktadır.

Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği ve Avrupa Birliği normlarından


89/886/EEC Direktifine göre öncelikle uygun risk sınıfını saptayıp buna
göre eldiven seçilir.

Basit kullanımlar için eldivenler - yalnızca minimum seviyede risk taşıyan


işlerde: Temizlik eldivenleri gibi düşük risk taşıyan basit kullanımlar için
koruma sağlayan eldivenlerde, üreticilerin kendilerinin test
uygulamalarına ve belgelendirme yapmalarına müsaade edilmiştir. Bu
kategorideki eldivenler üzerinde CE ibaresini taşır.

Orta seviyede kullanımlar için eldivenler - orta seviyede risk taşıyan


işlerde: Eldivenler, iyi seviyede kesik, delinme ve aşınma performansı
isteyen genel kullanımlar gibi orta seviyede risk taşıyan işlerde koruma
sağlamak üzere geliştirilmiştir; Onaylanmış bir Kuruluş tarafından bağımsız
teste tabi tutulur ve belgelendirmesi yapılır. Eldivenlerin satışı için zorunlu
olan CE belgesini yalnızca bu kuruluşlar verebilir. Onaylı Kuruluşların her
birinin kendisine ait kimlik numarası vardır. Ürüne onay veren Onaylı
Kuruluşun adı ve adresi eldivenle birlikte verilen kullanma talimatı
üzerinde yer alır.

Kompleks tasarımlı eldivenler - geri dönüşü olmayan veya ölümcül risk


taşıyan işlerde: Kimyasallar gibi en üst seviyede risk taşıyan işlerde
koruma sağlamak üzere geliştirilmiş olan eldivenlerin de Onaylanmış bir
Kuruluş tarafından teste tabi tutulmalı ve belgelendirilmelidir. Bunun yanı
sıra, ürünün kalite devamlılığı açısından üreticinin kullandığı kalite
güvenlik sistemi bağımsız olarak denetlenmelidir. Bu değerlendirmeyi
yapan Kuruluşun kimlik numarası CE ibaresinin üzerinde yer almalıdır.
(CExxxx şeklinde)
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
El ve bilek koruma için genel norm EN 420:2003

Eldivenler için standartlar


EN 388 Mekanik Risklere Karşı Özellikler
A: Aşınmaya Karşı Dayanıklılık; 1-4 Seviye
B: Kesilmeye Karşı Dayanıklılık; 1-5 Seviye
C: Yırtılmaya Karşı Dayanıklılık; 1-4 Seviye
D: Delinmeye Karşı Dayanıklılık; 1-4 Seviye
EN 374 Kimyasallara ve Mikro Organizmalara Karşı Koruma
EN 374-1: Kimyasallara Karşı Koruma Özellikler
EN 374-2: Hava Ve Su Geçirmezlik Özellikler
EN 374-3: Moleküler Ölçüde Koruma Özellikler
EN 407 Isıya ve Ateşe Karşı Koruma
A: Yanmaya Karşı Dayanıklılık; 1-4 Seviye
B: Temas (iletim) Durumunda Isıya Dayanıklılık; 1-4 Seviye
C: Taşınım İle Isıya Dayanıklılık; 1-4 Seviye
D: Yayınım İle Isıya Dayanıklılık; 1-4 Seviye
E: Küçük Erimiş Metal Parçalarına Dayanıklılık; 1-4 Seviye
F: Büyük Erimiş Metal Parçalarına Dayanıklılık: 1-4 Seviye
EN 511 Soğuktan Koruma
A: Conductive Soğuğa Karşı Koruma Özellikler; 1-4 Seviye
B: Temas Durumunda Soğuğa Karşı Koruma Özellikler; 1-4 Seviye
C: Su Geçirmezlik Özellikler; 0-1 Seviye
EN 421 Radyasyon ve/veya Radyoaktif Kirlenmeye Karşı Koruma
EN 60903 Elektriğe Karşı Koruma
EN 10819 Titreşime Karşı Koruma
EN 12477 Kaynak Eldivenleri
EN 659 İtfaiyeci Eldivenleri
Lütfen kullandığınız eldivenlerin doğru standartta olup olmadığını
kontrol ediniz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Basınçlı Gaz Tüplerinin Korunması

Gaz tüpleri kaynak veya kesme işlemlerine yakın ise, tüpler ve bu işlemler
arasına yangına dayanıklı bir kalkan yerleştirin. Bu şekilde kıvılcım, sıcak
çapak veya alevlerin onlara ulaşması mümkün olmayacaktır. Tüplerin dik
durmalarını ve devrilmelerini önlemek için onları zincirle kolonlara veya
diğer ekipmanlara bağlayın.

Bu işlem dolu ve boş olanlar için de geçerlidir. Boş bir gaz tüpü üzerinize
düşerse pek çok hasara neden olabilir. Boş olan gaz tüplerini kullanırken
de dolu olanlarla aynı önlemleri alın. Neden? Sizce boş olan bir tüp dolu
olabilir. “Ben dolu olduğunu bilmiyordum” iyi bir bahane olmaz. Farklı tip
gaz tüplerini kullanırken, onları ayrı tutunuz. Yağlı ve gresli ellerle oksijen
tüplerini tutmayın, yağ oksijenle patlamaya neden olabilir.

Uygun şekilde taşınmaz veya depolanmazsa gaz tüpleri roket gibi


fırlayabilirler. Ve daha önce gördüğümüz gibi yalnızca maddi hasara değil
ölümlere de neden olurlar. Sağduyunuzu kullanarak ve doğru kararlar
vererek basınçlı gaz tüplerinden kaynaklanan kazaları engelleyin.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Yük Elleçleme

• İyi denge sağlamak için ayaklarınızı birbirinden ayrı tutun.


• Yükü kaldırmadan öne ortalayın.
• Dizlerinizi bükün.
• Yükü olabildiğince vücudunuza yakın tutun.
• Yavaş ve yumuşak bir biçimde yükü kaldırın.
• Belinizi bükmeyin, ayaklarınızla dönün.
• Bir yükü çekmektense, itmeyi tercih edin.
• Yükü bir çalışma arkadaşınızla paylaşın.
• Ağır yükler için mekanik yardım alın
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Elektrik Tehlikelerinden Korunmak

Elektrik tehlikelerinden korunmak için hatırlanması gereken bazı noktalar:


• Sadece elektrikli ekipmanın değil, aynı zamanda elektrik kaynağının
da topraklanmış olduğundan emin olun.
• Çift yalıtımlı topraklanmış fişi olmayan elektrikli aletleri
kullanmayın.
• Metal merdiven veya çalışma platformları üzerinde veya onlarla
temas halindeyken elektrikli alet kullanmayın.
• Ekipmanı kullanmadan önce, elektrik kablolarında hasar kontrolü
yapın.
• Güç düğmesi kilitli değilse ya da siz bu işi yapmak için yetkili
değilseniz enerji kaynağına bağlı elektrikli aletleri açıp kapamayın.
• Elektrikli takım ya da kablolarda hasar tespit ederseniz; hasarlı
ekipmanı kullanmayın, durumu bir an önce rapor edin.
• Diğer çalışanların da kendileri ve sizin için elektriksel tehlikeler
yaratabileceğinin farkında olunun. Bir tehlike görürseniz durumdan
amirinizi ya da iş güvenliği sorumlusunu haberdar edin.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Yangın Söndürme

Bir yangın çıktığında, yangın alarmını çalıştırın ve derhal haber verin.


Ardından şirketin yangın acil durum talimatlarına göre hareket edin.

Yangına sadece aşağıdaki durumlarda müdahale edin:


(1) Yangın Söndürme eğitimi almış ve bu konuda eğitildi
iseniz,
(2) Yanıcı, maddenin cinsini biliyorsanız,
(3) Yangın hala başlangıç aşamasındaysa. Eğer yangın
büyümüş ve kontrol dışına çıkmışsa, bulunduğunuz alanı
hemen boşaltın.

YANGIN SÖNDÜRÜCÜ KULLANIRKEN UNUTMAYIN:


Ç - ÇEK - Kullanmadan önce söndürücünün pimini çekin.
S - SIK - Yangın söndürücüyü boşaltmak için kolu sıkın.
İ - İLERLE - Yangına rüzgârı arkanıza alarak yaklaşın ve Yangın söndürücüyü
alevin dibine sıkarak ilerleyin. (Aleve ya da dumana değil )

Unutmayın çoğu söndürücü içeriği yaklaşık 10 saniyede boşalır

Yangınla mücadelede en önemli anahtar önlemektir. Tertip düzen, uygun


saklama usulleri, güvenli iş uygulamaları size ya da bir çalışanınıza zarar
verme olasılığını düşüren doğru ve uzun bir yoldur
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Yangın Söndürme

Bir yangın çıktığında, yangın alarmını çalıştırın ve derhal itfaiyeye haber


verin. Ardından şirketinizin yangın acil durum talimatlarına göre hareket
edin.

Yangına sadece aşağıdaki durumlarda müdahale edin:


(1) Yangın söndürme eğitimi aldıysanız,
(2) yanıcı, maddenin cinsini biliyorsanız,
(3) Yangın hala başlangıç aşamasındaysa. Eğer yangın büyümüş ve
kontrol dışına çıkmışsa, bulunduğunuz alanı hemen boşaltın.

Yangın Söndürücü Kullanırken Unutmayın:


ÇEK - Kullanmadan önce söndürücünün pimini çekin.
SIK - Yangın söndürücüyü boşaltmak için kolu sıkın.
İLERLE - Yangına rüzgârı arkanıza alarak yaklaşın ve Yangın söndürücüyü
alevin dibine sıkarak ilerleyin. (Aleve ya da dumana değil )

Unutmayın çoğu söndürücü içeriği yaklaşık 10 saniyede boşalır

Yangınla mücadelede en önemli anahtar önlemektir. Tertip düzen, uygun


saklama usulleri, güvenli iş uygulamaları size ya da başka birine zarar
verme olasılığını düşüren doğru ve uzun bir yoldur
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Gözler İçin Dört Temel Tehlike

İşyerlerinde başlıca göze girerek yaralanmaya neden olan dört cisim


vardır.
1. Uçuşan mikroskobik cisimler: Bu mikroskobik parçacıklar genellikle
rüzgâr, ekipmanlar ve temizlik işlerinden kaynaklanan tozlar ve havada
yüzen parçacıklardır. Tozlu ortamlarda göz korumanızı kullanın. En
küçük zerreler bile gözünüze zarar verebilir.

2. Yontma, Öğütme, Biçme, Fırçalama, Çekiçleme ve Elektrikli el


aletlerinin kullanımından kaynaklanan parçacıklar: Bu parçacıklar
inanılmaz hızlı şekilde hareket ederler ve kurşun gibi kuvvetli çarparlar.
Yüksekte çalışma yapılan yerlerde her zaman göz koruması kullan. Bazı
işlerde tam yüz maskesinin altında kaynakçı gözlüğü kullanılması tavsiye
edilebilir.

3. Görünmez Tehlikeler: Kaynak işlemlerinden veya lazerlerden


kaynaklanan zararlı ışınları göremeyiz. Ve etkileri saatler sonrasına
kadar hissedilmez. Bu şekildeki ekipmanları kullanırken göz korumanı
kullan. Kaynak ışıklarına ve lazer ışınları kullanılan yerlere doğrudan
bakma.

4. Sıvılar: Katran ve asfalt gibi sıcak sıvılar, çözücüler, boya, duvar


veya metal temizlemek için kullanılan solüsyonlar yüzünüze sıçrarsa
gözünüzde önemli hasara neden olabilirler. Konteynırlar arasında sıvı
taşırken ve asidik veya kostik temizleyiciler kullanırken uygun göz
koruması ve tam yüz maskesi kullanmak gereklidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Basınçlı Havayı Vücuda Uygulamayın !

Çalışan elinde küçük bir kesik varken bazı makine parçalarını yıkamış ve
parçalara kurutmak için basınçlı hava tutmuştur. Ancak birkaç dakika
sonra vücudunun patlayacakmış gibi olduğunu hissettiğini amirine
bildirmiştir.

Bu alışılmadık şikâyet üzerine yaralanan çalışan hastaneye götürülmüştür.


Muayene sonucu doktorlar, basınçlı havanın elindeki kesikten içeri
girdiğini, hava kabarcıklarının kan dolaşımına geçtiğini bildirmiştir.
Çalışanın kendi kendini yaralamasına rağmen kurtarıldığını, onun bu
hatasının eğer hava kabarcıkları kalbine ulaşsaydı ölüme sebep
olabileceğini bildirmiştir.

Bu enerji kaynağı geliştirildiğinden bu yana basınçlı havanın yanlış


kullanılması nedeniyle çeşitli yaralanmalar meydana gelmiştir. Aslında
basınçlı hava, kullanım sırasında içerdiği tehlikeler göz ardı edilerek çoğu
yerde çoğu kişi tarafından kullanılmaktadır.

Herhangi bir kesikten girip kan dolaşımına karışan hava kabarcıkları


tehlikesine ek olarak basınçlı hava kulak zarına, göze zarar verebilir veya
vücudun herhangi bir yerini kabartır, şişirir.

Birçok kişi kıyafetlerindeki, vücudundaki veya saçındaki tozu, kiri


uzaklaştırmak için basınçlı hava kullanmaktadır. Basınç 20-25 psi (1,4 - 1,7
bar) gibi düşük olsa bile, hava direk vücuda veya deriye doğru
tutulduğunda hava, ciddi yaralanmalara sebep olabilir
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kilitleme Etiketleme

Bir firmanın herhangi bir çalışanının, elektrik, makine, ekipman bakımı


veya tamirini yapması gerekiyorsa, resmi ve yazılı olan bir Kilitleme-
Etiketleme programının uygulanması gerekmektedir. Bu program açma-
kapama ekipmanları ve risk altında olan çalışanların (faaliyeti
gerçekleştirenler, söz konusu ekipmanın yakınında çalışanlar veya hizmet
verenler vb.) eğitimi için, makinelere özgü prosedürleri içermelidir.

Bu prosedürler, çalışanların yaralanmasına neden olabilecek mekanizma


ve ekipmanların, beklenmedik bir şekilde enerji yüklenmesi veya
çalıştırılması, ya da depolanmış enerjinin serbest kalması gibi
durumlardan kaçınmak için servis veya bakım boyunca takip edilir.

Prosedürler elektriksel, hidrolik, pnömatik, mekanik, termal veya kimyasal


tehlike içeren enerji kaynakları olup olmamasına ve hangi sayıda çalışanın
etkilenebileceğine bağlı olarak değişebilir.

Tüm çalışanların, firmalarındaki operasyonların kilitleme-etiketleme


sistem prosedürleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve bu prosedürleri
periyodik olarak incelemeleri gerekmektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Cam Elyafı Tehlikeli midir?

Cam elyafının lifleri enine kırılarak küçücük parçalara bölündüklerinden,


bu partiküllerin solunması halinde, dokunun bu küçük parçalara tepkisi
farklıdır. Cam elyafı parçacıkları da akciğerlerdeki keseciklerde depolanır,
ama alveoller kapanmadıklarından, parçalar keseciklerde hapsolmazlar.
Akciğerlerdeki Alveoller bu küçük cam elyafı parçacıklarını kısa zamanda
boşaltarak akciğerlerden dışarı atılmalarını sağlarlar.

Ancak, cam elyafı gözlerin, cildin ve solununum yollarının tahrişi gibi daha
başka problemlere neden olur. Cam liflerinin deriyi mekanik olarak
kazıması, dermatit olarak bilinen rahatsızlıklara neden olabilir. Kendinizi
korumak için, uzun kollu gömlekler ve pantolonlar, her gün temiz giysiler
giyerek cildinizi liflere kapalı tutmanız zorunludur.

Eldivenler ve koruyucu gözlükler de yararlı olabilir. Cildi, üzerine bulaşmış


liflerden arınmak için sabun ve ılık su kullanınız. Tozlanma, keçe ve bez
şeklindeki cam elyafının ruloların açılması esnasında, kıyım makinası ile
çalışırken, işlem sonuncu toz koruyucular uzaklaştırmış ise veya
zımparalama esnasında oluşur.

Cam elyafına solunum yoluyla maruz kalmamak için her zaman bu gibi
alanlarda bir toz maskesi takınız
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Merdiven Kusurları

Tırmanmadan evvel, merdiveni her zaman kusurları için kontrol edin.


Bakacaklarınızdan bazıları şöyledir:
• Gevşek, bölünmüş, çatlak ya da eksik basamaklar; eksik ya da
hasarlı basamak (merdivende bulunuyorsa); herhangi bir çürüme
belirtisi; aşırı eğrilik; özellikle basamaklardaki çatlaklar.
• İşiniz için doğru merdiveni seçin. Yumuşak zemin ya da kaygan
döşemede emniyet ayakları olan bir merdiven talep edilebilir. Metal bir
merdiven elektrik işlerinde çok tehlikeli olabilir. Bazı işler platformlu bir
merdivene ihtiyaç duyabilir.
• Merdiveni dikkatli şekilde tutun. Büyük bir merdiveni taşımak
zordur. Yardım almak için tereddüt etmeyin.
• Merdiveni nereye koyduğunuza dikkat edin. Canlı elektrik telleri ile
temasa izin vermeyin ve oluk, cam ya da diğer zayıf nesnelerin üzerine
kurmayın.
• Elleriniz doluyken merdivene çıkmayın. Eğer yanınızda taşımanız
gereken alet edevatı omzunuzun üzerinde taşıyamıyorsanız, bunları bir
çanta ya da kova içine koyup merdivenin yanından yukarı çekin. Çalışına
düzeyine geldiğinizde, aletleri bu seviyedeki platform üzerine alın ve
çantayı buraya sabitleyin.
• Eğer insanların yürüdüğü ya da araç kullanımına açık bir yerde
merdivene tırmanacaksanız, aşağıda trafiği kontrol etmesi için birini
görevlendirin.
• Merdivene tırmanırken, basamaklara değil, raylara tutunun.
Tırmandıkça, her bir basamağı ve rayı kontrol edin. Bu sizin rutin
kontrollerinize bir ek kontrol olmalıdır
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Karbon Monoksit (CO)

Şimdi hepimizin kış aylarının soğuk havalarından korunmak için ısınmaya


ihtiyaç duyduğumuz zamandır. Isı elde etmek için yaktığımız yakıtlar, ısının
yanı sıra “CO” olarak tanımlanan KARBON MONOKSİT oluştururlar. Bizler
genellikle tehlikenin rengi veya kokusu ile bizi uyarmasına güveniriz.
Ancak karbon monoksit renksiz ve kokusuz olduğundan çok öldürücü bir
gazdır.

Karbon monoksitin solunması kanın vücuda oksijen taşıma kabiliyetini


azaltmaktadır. Bunun nedeni, karbon monoksitin kırmızı kan hücrelerine
(alyuvarlar) oksijenden daha kolay tutunmasıdır. Bir başka deyişle, kanın
karbon monoksiti çekimi, oksijenden 240 kez daha kuvvetlidir. Karbon
monoksitin düşük konsantrasyonlarda olduğu alanlarda, etkileri birkaç
saatte çoğalabilir.

Bu nedenledir ki, karbon monoksit düşük konsantrasyonlarda dahi


öldürücü olabilir. Karbon monoksit zehirlenmelerinin bazı belirtileri; uyku
hali, baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi ve solunumun hızlanmasıdır.
Dokulardaki oksijen yetersizliğine bağlı olarak bazıları ciltlerinde mavimsi
bir renk değişimi fark edebilirler.

Karbon monoksitin çok yüksek konsantrasyonları ise herhangi bir uyarıcı


belirti vermeden hızlı bir şekilde ölüme neden olabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Bel İncinmeleri

Bel incinmeleri; ağrılı ve zaman zaman kuvvetten düşüren rahatsızlıklar


olup, birçok sanayide problemdir. Fakat bel korumasında anahtar çalışanın
kendisidir. Herkes aşağıdaki soruları cevaplayabilmek için bir bel koruma
“uzmanı” olmak zorundadır:

SORU: Hatırladığınız en önemli kaldırma kuralı nedir?


CEVAP: Yükü kendinize yakın tutmak!

SORU: Yükü vücudunuza yakın tutmadığınızda, yükün gerçek ağırlığından


ne kadar fazla ağırlık “hissedersiniz”?
CEVAP: On kez daha ağır!

SORU: Bel neden yükle birlikte bükülmez?


CEVAP: Yükü kaldırırken bel omurları, diskleri ve eklemleri daha fazla basınç
altındadır.

SORU: Omurganın S harfi şeklindeki biçimini korumak için hangi kaslar


önemlidir?
CEVAP: Omurgayı desteklemek için karın kasları ile sırt kasları işbirliği içinde
çalışır.

SORU: Hayatınızdaki stres sırt ağrılarını nasıl etkiler?


CEVAP: Farkında olun veya olmayın, duygusal stres kasları sıkılaştırabilir.

SORU: Bel zorlanmalarının en fazla günün hangi zamanında olması olasıdır?


CEVAP: Sabahları veya vardiya başlangıcında, bir başka deyişle kasların
“ısınmadığı” zamanlarda. Öğle yemeğini takiben artış olduğu da
görülmüştür

SORU: Esnekliği muhafaza etmek sırt ve kas zorlanmalarını nasıl önler?


CEVAP: Kaslar tam kapasite ile kullanılmadıkları zamanlarda kısalma
eğilimindedirler.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

10 İş Güvenliği Alışkanlığı

Aşağıda birlikte yaşanması gereken 10 iş güvenliği alışkanlığı


verilmektedir;

1. Etrafınızda kötü örnek olabilecek kişilerden etkilenmeyin.


2. Yalnızca Kalifiye Olduğunuz Ekipmanı Kullanın:
3. Makinelerle Dikkatli Çalışın.
4. İş Güvenliği Koruması için Kişisel inisiyatifinizi kullanın: Siz
problemler ortaya çıktığında onları görebileceğiniz en iyi
pozisyondasınız. KKD veya ihtiyaç duyabileceğiniz ilave bir korunma
varsa talep edin.
5. Sorular Sorun: Eğer emin değilseniz, sorun, içinde “Bence,
Varsayıyorum, Sanırım” geçen cevapları kabul etmeyin. Emin olun.
6. Yükü Kaldırırken Dikkatli Olun.
7. Temizlik-Düzene Dikkat Edin: Karışık iş alanları kazalara zemin
hazırlar. Tek kurban da siz olmayabilirsiniz. Sebep olmayın.
8. Uygun iş Giysilerinizi Giyin.
9. Kişisel Temizliğinize Dikkat Edin.
10. İş Güvenliği Takımının Pozitif Bir Parçası Olun: İş güvenliği
kurallarını gönüllü olarak kabul edin ve onlara uyun. Diğerlerini de o
şekilde davranmaları için cesaretlendirin.

Sizin tutumunuz kazaların ve yaralanmaların önlenmesine büyük rol


oynamaktadır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Sapanlar

Sentetik sapanların kullanımdan önce kontrolü, ciddi kazaların


önlenmesinin en kolay yollarından biridir. Aşağıdaki önerileri dikkate
alırsanız, başınız derde girmeden önce problem yaratacak kısımları
görmeniz mümkündür.
1. Sapanınızı kullanımdan önce, kullanım sırasında ve kullanımdan
sonra kontrol edin.
2. Sapanda belirli anormallikler olup olmadığına bakın. Ellerinizi
sapanın üzerinde gezdirin ve kopmuş, delinmiş, çıkıntılı, aşınmış kısımlar
gibi hataları hissedin.
3. Sapanınızda bir deformasyon varsa sapanı derhal kullanımdan
kaldırın. Tek bir işte dahi kullanmayın. Sapanı parçalara ayırın ve atın!
Sakın evde de kullanmayın. Deforme olmuş bir sapanı işyerinde
kullanmıyorsanız, evde neden kullanasınız ki!
4. Sapanınızın hangi kimyasallarla temas ettiğini ve bu kimyasalların
sapanınızın malzemesini nasıl etkilediğini bilin
5. Sapanınızın yük taşıma kapasitesini bilin.
6. Sapan kontrollerinizi kaydedin.

Sapanlarınızın her zaman iyi durumda olmasını sağlayın!


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İşe Uygun Ayakkabı

Yaptığınız işe uygun ayakkabı giymeniz; yaralanmaların önlenmesi ve


güvenliğiniz için çok önemlidir. Kendinizi yaptığınız spora uygun ayakkabı
ihtiyacı olan bir atlet olarak düşünün. Basketbol ayakkabılarınız rahat
olabilir, onlarla hızlı koşabilir ve yükseğe rahatça zıplayabilirsiniz. Ancak
onlar iş ortamınız için hiç uygun olmayabilir.

Futbol ayakkabılarınızla basketbol oynayabilir misiniz? Yüzmede


kullandığınız paletlerinizle 100 metre koşusu yapabilir misiniz?
Sandaletlerinizle kayak yapmaya gidebilir misiniz? Elbette hayır. Bu çok
gülünç olur. Her gün yaptığınız işler de size ayak yaralanmalarına kaşı
uygun korumanın ne olduğunu dikte edecektir.

Eğer ayakkabınızın çiviler veya diğer keskin cisimlerle delinme olasılığı


olan alanlarda çalışıyorsanız, metal tabanlı ya da güçlendirilmiş tabanlı
ayakkabılar giymelisiniz.

Elektrikle çalışırken de, çelik burunlu veya metal parçaları olan tabanlı
ayakkabılar asla giyilmez. Bunun yerine yalıtkan ayakkabılar giyilmelidir.
Aşındırıcı kimyasallarla çalışırken, kimyasalı sızdırmayan lastik botlar
giyilmelidir.

Eğer çalışma yüzeyleri ıslak veya yağlı ise, ayakkabınız kaymaya karşı
mukavemetli veya yağa karşı mukavemetli tabanlara sahip olmalıdır.

İş yerinizde ayağınıza ağır bir cisim düşme olasılığının yüksek olması veya
zincir testere gibi bir ekipmanın ayağınıza zarar verme olasılığı nedeniyle
işyerinizde koruyucu ayakkabı giymeniz şarttır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Geçici ve Kalıcı Elektrik Tesisatı

Bu kurallar yalnızca şantiyede kullanılan geçici ve kalıcı elektrik tesisatına


uygulanır:
1. Taşınabilir elektrikli alet ve cihazlar ile kullanılan uzatma kabloları,
üç telli tipten olmalıdır. Topraklama asla uzatma kablosundan
çıkarılmamalıdır.
2. Geçici aydınlatmalar ampul ile kazara teması önlemek için koruma
ile donatılmalıdır.
3. Geçici aydınlatmalar - asılmak için dizayn edilmediği müddetçe
kablolarından aşılmamalıdır.
4. Ek yerleri kabloya eşit izolasyona sahip olmalıdır.
5. Başka türlü yapılması mümkün olmadığı sürece elektrik kabloları ve
uzatma kabloları zeminde ve yürüyüş yollarında olmamalıdır. Yürüyüş
yollarını kapatmadan ve yürüyüş yollarına, kapılara veya çalışma
alanlarına asılmadan yükseltilmeli ve sabitlenmelidir.
6. Elektrik panolarının kapağı her zaman olmalı ve servis zamanları
haricinde kapalı olmalıdır. Ve geçici kapaklar varsa üzerlerine canlı
olduklarını belirtmek için ELEKTRİK TEHLİKESİ veya YÜKSEK GERİLİM
yazılmalıdır.
7. Çalışanlara şirketinizin sahip olduğu KAÇAK AKIM SİSTEMİNİ veya
KAÇAK AKIM DEVRE KESİCİLERİNİ anlatın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
El Arabası Kullanımı

El arabaları, oldukça basit aletler gibi görünmesine rağmen,


kullanıcılarının bir kaç temel güvenli kullanım kuralını unutmaması
gerekir:
• İş ve taşınacak yük için uygun bir el arabası kullanın.
• El arabası üzerine istifleme yaparken, ağırlık merkezini aşağıda
tutmak için ağır olan yüklen alta yerleştirin.
• El arabası üzerindeki yükü, el arabasının aksının üzerine ön tarafa
gelecek şekilde dengeleyin, böylece yük ağırlık tutma kollarına daha az
yük bindirecektir.
• Asla nereye gittiğinizi göremeyecek kadar yüksek yığınlar
oluşturmayın.
• Birden fazla kutuyu yan yan taşırken, kutuları kutu içerisine almayı
veya bağlamayı deneyin.
• El arabası üzerinde taşınan parçaların bu şekilde taşınacak
derecede sağlam olduğundan emin olun. Hantal, biçimsiz veya hassas
nesneleri el arabasının üzerine sabitleyin.
• Rotanızı planlayın. Yolunuzun üzerinde karşılaşabileceğiniz olası
tehlikelerin farkında olun.
• Bir kural olarak, bir el arabası ile geriye doğru yürümekten
kaçınmalısınız. Sırtınızı korumak için bu kuralı her zaman
hatırlamalısınız: Çekmek yerine itmek daha güvenlidir.
• El arabası yaralanmaları genellikle tutma kolları ve yandaki bir sabit
nesne arasında el sıkışmasıyla meydana gelir, dar yerlerden geçerken
bu konuda dikkatli olmanız gerekir. Eldiven kullanımı, ekstra koruma
sağlayabilir.
• Her zaman güvenli bir hızda gidilmeli ve el arabası kontrol altında
tutulmalıdır.
• El arabasını her zaman el arabası için ayrılmış yerlere park
etmelisiniz. Hiçbir zaman giriş-çıkış yollarına veya takılma tehlikesi
yaratacak veya geçişi aksatacak yerlere bırakmamalısınız, iki tekerlekli el
arabaları tutma kolları duvara yaslanacak şekilde ön sacları üzerinde
park edilmelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Gözler İçin Karanlık

Bir marangozun sigorta şirketine takma gözünde oluşan hasarı ödeyip


ödemeyeceklerini sorduğunu duydum. Marangoz çivi çakarken çivi uçmuş
ve gözüne çarpmış, takma gözü kırılmış. Kendi gözünü nasıl kaybettiği
sorulduğunda aynı cevabı verdi. “Aynı şekilde gözüme çivi çarptı.”

Eğer çivi sağlam gözüne çarpsaydı şimdi karanlık bir dünyası olacaktı.
Henüz gözün koruması ihtiyacının değerini bilmektedir. Siz göz koruması
kullanmaya alışmayı zor bulabilirsiniz ama takma göz kullanmak daha mı
kolay olurdu?

YILLARDIR GÖRÜŞ KORUYUCUSU


Göz koruması 1910 yılından beri kullanılmaktadır. Bundan dolayı kuşkusuz
çoğu çalışan önemli göz yaralanmalarından korunmuşlardır. Kişisel olarak
bu şekilde gözünü korumuş bazı şanslı kişileri tanıyor olabilirsiniz.

DOĞRU TÜRÜ SEÇMEK ZAMAN ALIR


Yaptığınız işe bağlı olarak büyük kaynakçı gözlüğü, göz maskesi, yüz
maskesi veya iş güvenliği gözlüğüne ihtiyacınız olabilir. Sizin payınıza
düşen küçük bir çabayla uygun olanı seçmek ve kullanmaktır.

KARANLIK
Göz yaralanmaları bir saniye dilimi içinde gerçekleşir. Yani bu toplantıdan
sonra işinize döndüğünüzde göz korumanızı sağlayın. Görüşünüzü koruma
konusunda kör olmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Temel Elektrik Bilgisi

Sizi elektrikçi olarak görmüyoruz ve sizden elektrikle ilgili tamiratların nasıl


yapılacağını bilmenizi beklemiyoruz. Ama elektrik çarpmasına karşı
kendinizi korumanız için bilmeniz gereken bazı noktalar vardır.

Bilmeniz gereken ilk şey, hayat ve ölüm arasındaki farkı yaratan bir
devredeki elektrik akımının miktarı değildir. Bu farkı yaratan elektrik
akımının vücudunuzun hayati bölgelerinden geçmesidir.

Çok yüksek gerilimle çalışan bir makinenin yakınında çalışabilirsiniz. Eğer


makine topraklanmış ve düzgün sigortalar tarafından korunuyorsa ve
enerjili bağlantılardan uzak duruyorsanız güvendesiniz demektir.

Makineye dokunmak zorundaysanız, ellerinizin kuru olduğundan ve


çalıştığınız zeminin kuru olduğunuzdan emin olun.

Diğer taraftan, ıslak bir zeminde veya su borusu, radyatör gibi şeylerin
üzerinde iseniz ve ıslak ellerle temas ediyorsanız 220 volt ile çalışan
evinizdeki aydınlatma devresi öldürücüdür.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kaynak Yangınları

Kaynak işlerinde yangınlar kıvılcımlar, sıcak çapaklar ve hamlaçtan


kaynaklanan alev ile başlar. Kıvılcımlar düşer ve hava akımı ile uzak
mesafelere taşınırlar. Çapaklar zemine veya diğer malzemelerin üzerine
düşerler. Ve kaynak hamlacının (şaloma) alevi etki alanındaki birçok
maddeyi tutuşturabilir. Kaynak işlerinde alınacak iş güvenliği önlemlerini
bilirseniz bunları görebilir ve raporlayabilirsiniz.

Bir alanda kaynak işi yapılıyorsa kaynakçıların görevi yangına karşı dikkatli
olmaktır. Kaynak yapılacak alan içinde parlayıcı malzemenin
bulunmadığından emin olmaktır. Kâğıt, ahşap ve diğer yanıcı malzemeler
kaynak alanından kaldırılmalıdır.

Kaynakçılar aynı zamanda yanıcı malzemelerin üzerine kıvılcım veya çapak


düşmemesinden de sorumludur. Yanıcı maddelerin yakınında kaynak
yapmak zorundaysanız, su ve kum gibi söndürücü malzemeler elinizin
altında olmalıdır. Düşen kıvılcımları hemen söndürmek için elinde bir
yangın söndürücü ile hazır bekleyen bir kişinin görevlendirilmesi
gerekebilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Düşmeye Karşı Emniyetli Çalışma

İncelendiğinde, düşme olaylarının çoğunda üç ortak unsur göze çarpar:


1. “Engeller” 2. “Yükseklik” 3. “Zemini Kavrama”

İnsanlar merdivenden düşer, sandalyeye veya kabloya takılır, sulu, yağlı


vb. ıslak zeminlerde kayar, insan bedeninin karmaşık mekanizması
yürürken ve ayakta dururken dengede durmamızı sağlar. Düşme,
bedenimizin zemini kavrama yeteneğinin kaybolduğu, beklenmedik
engellerin yürüme güzergâhında önümüze çıktığı veya merdiven, platform
gibi yüksek yerlerde çalışırken bedenimizin denge mekanizmasının
sınırlarını zorladığımız anlarda meydana gelir.

Hâlbuki herkes kendi payına düşen sorumluluğu yerine getirdiği sürece,


düşme kazaları önlenebilir olaylardır. Öncelikle, tanıdık olmayan çalışma
ortamlarında düşme risklerine karşı daima uyanık olmak gerekir. Bu tür
yerlerde, tecrübeli çalışanlar yürüyüş güzergâhını ve çalışma bölgelerini
takılma veya kayma risklerine karşı kontrol etmelidir. Daha da önemlisi,
düşme riski taşıyan bir tehlike tespit ederseniz, mutlaka düzeltici-önleyici
bir faaliyet yapmalısınız (Yetkiliye haber vermek veya yetkili iseniz bizzat
tedbir almak).

Düşme olaylarının çoğunluğu, kolaylıkla tedbir alınabilecek belirgin işyeri


tehlikelerinden kaynaklanmaktadır. Zemine dökülmüş su, yağ vb. sıvılar,
yerde unutulmuş irili ufaklı çalışma araç-gereçleri ve elektrik kabloları
eninde sonunda birilerinin düşmesine sebep olacaktır. Düşmeye neden
olacak belirgin işyeri tehlikeleri üzerine zaman ayırıp risk matrislerinize
işleyin.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Merdiven Çıkma

Dağ tırmanmadan bile daha öldürücü olabilen tırmanma türü vardır ve


daha da ötesi bu tür, sizin de sıklıkla yaptığınız bir tırmanmadır. Size
dünyada en yaygın tırmanma türünden bahsediyorum: Merdiven çıkma...

Merdivenleri güvenli inşa edebilmek için yapabileceğimiz her şeyi yaparız.


Merdivenlerimizde tırabzanlar vardır. Merdivenlerimiz çok dik değil ve iyi
ışıklandırılmış durumdadır ancak doğru şekilde kullanmadığımızda bu tür
merdivenler bile insanı öldürebilir veya sakat bırakabilir.

Örneğin dünyanın en iyi tırabzanı bile kullanmadığınızda düşmenizi


engelleyemez. Bunu unutmanın da mümkün olduğunu biliyorum. Birkaç
basamağa bakarız ve güvenli görünür. Tırabzanı tutmadan da aşağı yukarı
inerçıkarız ve herhangi bir problem yaşamayız. Böylece dikkatsiz olmaya
ve tırabzanları ihmal etmeye meylederiz.

Yakın bir gelecekte veya daha sonra tökezleyeceğimiz, kayacağımız veya


birisinin bize çarpıp devireceği bir an olabileceğini de biliriz, işte bu
noktada tırabzanı tutup tutmadığımız sağlıklı veya boynu kırılmış olmak
arasındaki farkı yaratır. Unutmayın ki tırabzanlar da emniyet kemeri
gibidir. Çoğunlukla ihtiyacınız olmaz ama yakında veya ilerde hayat
kurtarıcınız olur.

İyi aydınlatma merdiven inip çıkarken bize yardımcı olur ama gözlerinizi
kullanmazsanız yardımcı olmayacaktır. Tamamen karanlıkta merdivenden
indim ama bu işi son derece yavaş, dikkatli, değerli hayatıma tutunarak
yaptım. Buna rağmen çoğu işçi merdivendeyken gözlerini kullanmayı
unutur ve neredeyse karanlıkta kalır, dolayısıyla ilgilenmesi gereken bir
tehlikenin varlığını kabul etmesi daha iyidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Hareketli İş Makinaları-1

İnşaat makineleri proje dolaylarında gümbür gümbür çalışırken


adımlarınıza dikkat edin. Eğer hem çalışanlar hem de makine operatörleri
gözlerini açık tutarlarsa kimse zarar görmez.
Aşağıdaki maddeler vinçler, dozerler, ekskavatörler ve kamyonlarla
çalışmada güvenli bir ortam sağlanmasında yardımcı olacaktır:
• Asla makine operatörlerinin sizi gördüğünden emin olmayın.
• Asla sadece bir korna ya da uyarı sinyaline bağlı hareket etmeyin;
bazen bu sesler proje içerindeki diğer sesler arasında kaybolabilir.
• Ekipman / iş Makinesi kör noktalar kontrol edilmeden ve sinyal
verilmeden geriye doğru hareket ettirilmemelidir. Bununla birlikte
ekipman / makine geriye doğru hareket ederken güzergah üzeri açık
olmalıdır. Birçok iş makinesi kazası geriye doğru yapılan hareketlerde
gerçekleşmektedir.
• Değişken denge ağırlıkları sık sık tehlikeli sıkışma noktaları
yaratırlar. Arasında sıkışabileceğiniz alanlara asla girmeyin.
• Asla hareket eden kabin içerisine girmeye çalışmayın. Böylesi bir
durumda hareket eden makinenin altında kalmak çok kolay ve
ölümcüldür.
• Yüklü kamyonların üzerine binmeyin, yük kayabilir ve sınırlı alanda
yeterince baş mesafesi kalmayabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Hareketli İş Makinaları-2

• Bir taşıma aracı kullanıyorsanız kollarınızı, bacaklarınızı ve


vücudunuzun tüm parçalarını aracın içerisinde tutun.
• Asla hareket eden makine/ekipman boyunca yürümeyin.
Makinenin aniden sizin yolunuza doğru hareket edebileceğini,
kayabileceğini veya yükünü devirebileceğini düşünerek güvende
olduğunuzdan emin olun.
• Vinç ve palanganın taşıdığı yükler altında durmayın. Her zaman
önceden belirlenmiş yürüme yollarını kullanın ve kestirme yolları
kullanmaktan kaçının.
• Eğer iş makinesinin bomu herhangi bir güç hattına çarparsa bile
makinenin gövdesinden ve yükleme kablolarından uzak durun.
• iş Makinesi çalışırken asla yağlama, temizleme, makine üzerinde
çalışma yapmayın. Eğer makineye ait bir koruyucuyu çıkarmak zorunda
kalırsanız iş bitiminde mümkün olan en kısa sürede bunu yerine takın.

İnşaat makineleri güçlü, ağır ve baş etmesi oldukça güç olan


ekipmanlardır. Her zaman makine operatörünün sizi görmediğini, etrafta
bile olduğunuzdan haberi olmadığını varsayın. Güvende kalmanın size
bağlı olduğunu unutmayın
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Makine Ekipman Muhafazaları

Genel olarak, makine-ekipman muhafazaları şu gerekliliklere sahip


olmalıdır:
1. Teması önlemelidirler: Çalışanın el, kol veya başka bir organının
tehlike yaratabilecek hareketli parçalarla temasını önlemelidirler. Bir
muhafaza, sadece kazara teması değil, çalışanın bilerek onu
kullanmamasını ya da devre dışı bırakmasını da önleyebilmelidir.
2. Güvenli olmalıdırlar: Kolayca çıkarılabiliyorsa etkisiz demektir.
Cıvatalı, vidalı, vb. bir şekilde sağlamca monte edilmiş olmalı ki elle
çıkarılanlasın.
3. Yeni bir tehlike yaratmamalıdırlar: Korumanın kendisi tehlike
yaratmamalıdır. Örn: Keskin ve sivri kenarlar yaralanmalara neden
olabilir. Muhafazalar, keskin ve sivri köşe, kenarları ortadan kaldırılmış
bir tasarım ve montaj şekline sahip olmalıdırlar.
4. Çarpışma, girişim yaratmamalıdırlar: Çalışanın rahat ve verimli
çalışmasını engellememelidirler. Yoksa çalışanlar muhafazayı çıkartma
eğiliminde olurlar.
5. Güvenli bir şekilde bakım işlerinin yapılmasına engel
olmamalıdırlar: Eğer mümkün ise muhafazalar, basit bakım işlerinin,
muhafazayı çıkartmadan ve tehlikeye maruz kalmadan yapılabilmesine
olanak sağlamalıdırlar. Bakım işleri için muhafazanın çıkartılması ya da
devre dışı bırakılması gerekiyorsa başlamadan önce, kilitleme
prosedürleri uygulanmalıdır.

Elini, kolunu, parmağını kaybetmiş bir iş kazası mağduru istatistiği haline


gelmeyelim. Makine ekipman korumalarını devre dışı bırakmayalım,
bakım için zorunlu olarak çıkartıldıysa tekrar kullanılır hale getirilmesini
sağlayalım.

Son zamanlarda kullandığınız makine - ekipmanın tüm koruyucularını


kontrol ettiniz mi?
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kıyafetiniz Uygun mu ?

Çalışma ortamında uygun kıyafet ve kişisel koruyucu donanım kullanımı


kritik bir konudur. Birçok sağlık ve iş güvenliği tehlikesinden korunmanın
ilk ve çoğu zaman tek yolu uygun giyim kuşama sahip olmaktır. Uygun
giyim kuşam önemlidir. Kulağa çok basit gelebilir; duruma uygun
giyinmelisiniz. Havalı, süslü ya da stilize giyinmek çalışırken tehlike
yaratabilir ya da sizi oluşabilecek tehlikelere karşı korunmasız bırakabilir.
Korumalı, uygun giyim kuşam anahtardır. Gevşek bol dökümlü bir
kıyafetle bir makineyi kapatmaya gidip kendini kaptıran çalışan hikâyeleri
nadir rastlanan olaylar değildir. Makineler kuvvetlidir ve affetmezler. Bol
dökümlü, etrafından bir şeyler sarkan kıyafetler ağır ve tehlikeli
endüstriyel alanlar için uygunsuzdur.

Takılar da işyerlerinde tehlike yaratan ve sıkça gözden kaçırılan bir


konudur. Kolye, künye, yüzük gibi aksesuarlar takılma sonucu kazalara yol
açarlar. En iyisi, bu tip aksesuarları işyeri dışında kullanmaktır.

İşyerinde işe uygun özel kıyafetler kullanmak yaralanmanızı engeller. Bu,


iş sahası tehlikelerine karşı korunmanın ilk savunma hattıdır. Sizi en iyi
şekilde koruyacak olan kişisel koruyucu ekipmanlarınızı ve iş kıyafetlerinizi
dikkatli seçin. Uygunsuz giyim kuşam kazalara davetiye çıkarır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Silika Tozu Riskleri

Silika kristali, yerkabuğunda yaygın olarak bulunan bir mineraldir ve kum,


kuvars ve granit içeren çok çeşitli kayalarda bulunur. Silika hem çalışma
ortamında hem de çalışma ortamı dışında bulunmaktadır ve silika kristali
tozuna maruziyetin, silikozis denilen hastalığın nedeni olduğu uzun
zamandır biliniyor. Silika kristalini soluduğunuz zaman, akciğer dokusu,
silika parçacıklarını çevreleyen fibroz doku oluşturarak reaksiyon verir.
Akciğerin bu durumuna silikozis denir.

Günümüzde, beton ve duvar ürünlerinin binalarda yoğun


konsantrasyonda kullanılmasından ötürü, inşaat işçilerinde, silika
kristaline potansiyel maruziyet vardır. Kayaların boşaltılması, kayaların
delinmesi, aşındırıcı püskürtümle temizleme, bıçkı, inşaatların duvar ve
betonlarında yıkım ve delme gibi aktivitelerde bu maruziyet oluşabilir.
Silika tozuna maruziyet olasılığı varsa her zaman güvenli çalışma
yöntemlerine uyulmalıdır.

Akciğerler normal tozu temizlerler. Havadan taşınan toz ve kir, hem


evdeki hem de işyerindeki çalışma alanlarında yaygın olarak bulunur.
Neyse ki, kişinin solunum sistemi, toz ve pek çok yabancı maddeyi, iyi bir
şekilde filtre eder. Buna rağmen asbest ve silika gibi ince parçacıklar,
filitrasyon sistemimizden küçük oldukları için geçerler. Bu durum, eğer
önlemler ve kontroller olmazsa, uzun zaman dilimlerinde, ciddi akciğer
sorunlarına neden olabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Cep Telefonları

Arkadaşlarımızla ya da akrabalarımızla telefonda konuşmak günümüzün


çok hoş bir kısmı olabilir. Konuştuğumuz konuya göre tabii ki moral
bozucu da olabilir. Dün akşamki futbol maçını tartışıyor olabiliriz, kazanma
ya da yenme noktasını, bir doktor randevusunu ayarlıyor ya da
arkadaşınızla kavga ediyor, belki hasta ebeveynimizi kontrol ediyoruz,
düşünüyoruz, planlıyoruz, bir elde telefon bütün duygularımız alt üst
olabiliyor. Bu oturma odasında kanepede oturuyorken oluyorsa bir sorun
yok ama işyerindeyseniz uygun değil.

Özellikle çalışma alanınızda telefonda konuşmak hiç uygun değildir. Bu


konuda hata yapmayın, ÇOK TEHLİKELİDİR. İşimizi güvenle yapabilmemiz
için bütün dikkatimizin ve tüm fiziksel yeteneklerimizin sadece ve sadece
işimize odaklı olması gereklidir. Bir telefon görüşmesini kaçırmamak için
yaralanmak ya da ölmek, çok büyük bir bedeldir.

Bu nedenle işyerinde amirinizin izni olmaksızın cep telefonu


kullanmayınız. Onları da diğer şahsi eşyalarınızla birlikte arabanızda,
dolabınızda ya da evinizde bırakmalısınız.

Çünkü cep telefonları iş ve araç kazalarında dikkat dağıtıcı faktörler


listesindedir ve tüm sürücülerin (hatta iş esnasında telefon kullanımına
müsaade edilenler bile) araç sürerken cep telefonu kullanmaları yasaktır.
Eğer bir çağrı geldiyse ya da kesinlikle bir arama yapmanız gerekliyse,
aracınızı güvenli bir noktaya çekin ve park edin.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kişisel Koruyucu Donanımlar

Yaptığınız işle bağlantılı olarak baret kadar önemli daha başka da kişisel
koruyucu donanımlar vardır, inşaat işi sağlam kişilerle yapılan sağlam bir
iştir. Sıklıkla hatalı güvenlik uygulamaları ile sağlamlık karıştırılır. Ne kadar
iyi bilirsek, koruyucu bir donanım kullanmakta o kadar başarısız oluyoruz
hâlbuki!

Her gün yaptığınız değişik işleri ve uygun koruyucunuzu kullanmadığınız


için yok yere karşı karşıya kaldığınız tehlikeleri bir düşünün.

Gözleriniz uçan nesneler, buhar, asitler, metal sıçramaları, radyan enerji,


güneş ışığı ve parlama gibi tehlikelere maruz kalabilir. Sizi bu kadar çeşitli
risklerden korumak için çok çeşitli gözlük ve yüz korumaları mevcuttur.

Ellerinizde yanık, delinme, yaralanma, sıyrık yaraları ve ampütasyonları


olabilir. Farklı türden eldivenlere, el petlerine, parmak korumalarına ve
plastik eldivenlere ihtiyaç vardır.

Gövdenizde de yanık, sıyrık, darbe, kazıma gibi yaralara maruz


kalabilirsiniz, iş elbisesi, deri veya kanvas önlük gibi ek koruma gerekebilir.

Akciğerleriniz de toz, duman, kostik ve oksijen yetersizliği gibi tehlikelere


maruz kalabilir. Maskeler, hava destekli solunum cihazları, oksijen
maskeleri ihtiyacınız olan korumayı sağlar.

İşimizi yaparken vücudumuzun risklerden etkilenecek bölgelerini bilmeli


ve tehlikeleri dikkate almamız gereklidir. Daha sonra gerekli olan kişisel
koruyucu donanımları almak ve kullanmak zorundayız.

Kendinizi koruma yanlısı olun!


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Düşmeler

Bir yıl boyunca birçok çalışan düşerek yaralandı. Yaralanan her 100 işçinin
20 si düşme sonucu yaralanmıştır. Birçok düşme de yüksekten düşme
olarak meydana gelmiştir.

Aynı seviyede iseniz yapmanız gerekenler:


1. Yağ, gres ya da su dökülmeleri gibi kaygan noktalara dikkat edin.
2. Koridorları kullanın. Depoları ya da makine araları gibi kısa yolları
kullanmayın.
3. Yerde yuvarlanan, kaydırıcı ya da sizi düşürebilecek nesnelere
dikkat edin.

Eğer yüksekteyseniz:
1. Merdivenlerde koşmayın. Korkulukları kullanın.
2. Kullanmadan önce emniyet kemelerinizi ve halatları kontrol edin.
3. Asla çalışma alanlarında, kamyonetlere ya da yükleme
rampalarında atlamayın.
4. Merdivenleri doğru şekilde kullanın.

Merdiven Kullanımı
1. Çatlak ve gevşek basamaklar için merdiveni inceleyin.
2. En üst basamaklara basmadan işinizi yapabileceğiniz yeterli
uzunlukta merdiven seçin.
3. iki kenarı tutarak tırmanın. Kancalar ve materyaller el hizasındadır.
4. Uzanmayın. Emniyet kemerinizin raylarda çalışırken dengede
olduğundan emin olun.
5. Bir merdivenin emniyet basamağı olmalıdır. Emniyet basamağı için
bir platform kullanın.
6. 4e1 kuralı: Merdiveninizi her 4 basamak yükseklik için 1 basamak
açacak şekilde yerleştirin. Basamaklar 1 er adımlıktır böylece açıyı
rahatça hesaplayabilirsiniz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Bir Konteynerin Boş Olduğuna Aldanmayın

Yanıcı ve parlayıcı sıvılar içeren konteynerler, sıvı boşaltıldıktan sonra dahi


patlayıcı risk taşıyabilir. Kap içindeki sıvı hava ile yer değiştirir ve tehlikeli
buharlar oluşabilir. Bu kombinasyon bir kıvılcım ya da ısı ile alev alarak
patlatabilir. Aslında, bu kaplar, normalde dolu bir konteynerden daha
patlayıcıdır.

Hepimiz günlük hayatımızda kaynak ya da taşlama standı olarak kullanılan


20 litrelik ya da 200 litrelik varillerle karşılaşmışızdır. Bu çok tehlikelidir.
Meydana gelen herhangi bir kıvılcım kap içindeki buharları alev aldırabilir.
Ayrıca şalomanın alevi kabın ısınmasına ve varildeki buharların alev
almasına yol açabilir. Birçok yanıcı maddenin kendiliğinden tutuşma
sıcaklığı çeliğin erime noktasının altındadır. Bazı kendiliğinden tutuşma
sıcaklıkları 45 derece gibi düşük değerlerdedir.

Tamamen ve doğru bir şekilde temizlenmedikçe bir kap üzerinde bir


sıcak çalışma yapmayı asla denemeyiniz
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Baretler Hakkında Asılsız Şikâyetler

Bazen baretlerle ilgili aşağıdaki şikâyetleri duyarız. Ama bunların gerçek


bir dayanağı var mıdır?
• “Çok ağır” Baretler normal şapkalardan 100 gram kadar daha
ağırdır, fakat sağladığınız ekstra koruma ağırlıktan daha değerlidir.
• “Çok sıcak” Ölçümler sıcak havada baretin içinin dışarıdan daha
serin olduğunu göstermektedir.
• “Baş ağrısı yapıyor” iki kat yükseklikten kafanıza yumruk gibi düşen
bir cisim daha fazla baş ağrısı verir. Üstelik doğru bir şekilde ayarlanan
bir baretin baş ağrısı yapması için hiçbir tıbbi neden yoktur.
Süspansiyon (askı) sistemini değiştirmeyin çünkü tasarlanmış korumayı
sağlamaz.
• “Başımda durmuyor" Haklısınız aşırı rüzgârlı havada başınızda
durmaz. Çene bağı bu sorunu çözecektir. Baretiniz doğru ayarlanmışsa,
ne kadar eğilmek ve bükülmek zorunda kalsanız bile yerinden
kımıldamadığını göreceksiniz.
• “Gürültülü” Bu sizin hayalinizdir. Aslında düzgün kullanılan
baretlerin bazı mesafelerde kulağınızı gürültüden koruyacağını testler
göstermektedir.

Kullanmadıkça Faydası Olmaz


Baret faydalı bir güvenlik elemanıdır. Diğerleri gibi maksimum koruma
sağlamak için düzgün ayarlanması, giyilmesi ve iyi koşullarda saklanması
zorunludur.

Baret takmayı alışkanlık haline getirin.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Güvenliği Kültürü

İş güvenliği kültürü 3 temel unsurdan oluşan bütünsel bir yaklaşımdır.


1. Liderlik
- İş sağlığı ve güvenliği vizyonunun temel öncelik olarak sahiplenilmesi ve
bu konudaki kişisel taahhüdün gösterilmesi
- Buna yönelik politika ilke ve hedeflerin açıkça ortaya konulması
- Her düzeydeki çalışanın bu hedefler doğrultusunda harekete geçirilmesi
- Uygulamaların sürekli gözden geçirilmesi denetimlerin bizzat
gerçekleştirilmesi eğitime ve çalışanların gelişimine önem verilmesi

2. Organizasyon:
- işin yapılabilmesi için gerekli yetkinliklerin belirlenerek gelişim
planlarının oluşturulması ve sürekli güncellenmesi.
- Performans sürekliliğinin sağlanması için motivasyon ve disiplin
uygulamalarının istisnasız uygulanması.

3. Operasyon:
- Etkin bir iletişim eğitim ve kişisel gelişim sürecinin oluşturulması
- Kaza ve yaralanmaların incelenmesi raporlanması bu konuda etkin
denetim ve değerlendirmeler yapılması
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Riskin Değerlendirilmesi

Risk Nedir?
Tehlikeli bir olayın meydana gelme ve tekrar etme olasılıkları ile yol
açabileceği hasar ve olasılığın bileşimini ifade eden bir kavramdır.

Risk kaynakları nelerdir?


• Çalışma ortamı, makina ve ekipmanlar, ısı, toz, gürültü, kimyasal
etkiler.
• Hatalı kişisel davranışlar.
• işin organize edilme biçimi: Çalışma süre ve zamanları işin akış hızı,
uygun personelin görevlendirilmesi.

Risk değerlendirmesi nedir?


Risk değerlendirmesi, çalışırken tehlike doğurabilecek durumların
önceden tespit edilerek, bunlara karşı yeterli önlemin alınıp alınmadığının
kontrol edilmesidir. Amaç oluşabilecek riskli durumun çalışana veya
çevredeki herhangi bir kişiye ya da çalışma ortamına zarar verilmesinin
önüne geçmektir. Burada önemli olan riskin büyüklüğü ile alınan önlemin
doğru orantılı olmasıdır.

Risk değerlendirmede 5 adım:


1. Adım: Tehlikeleri öngörün.
2. Adım: Kimin nasıl zara görebileceğini düşünün.
3. Adım: Riski değerlendirin ve mevcut önlemlerin yeterli olup
olmadığını daha fazla önlem almak gerekip gerekmediğine karar verin.
4. Adım: Bulgularınızı kaydedin.
5. Adım: değerlendirmenizi gözden geçirin ve gerekirse değişiklik
yapın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Maskeler

Tanımı: İnsan hayatı için tehlike arz eden gaz ve toz kaçaklarının olduğu
yerlerde çalışmak zorunda olanlara filtre edilmiş temiz hava vererek
sağlıklı bir ortamda çalışmasını temin eden bir malzemedir.

Gaz maskeleri kullanım yeri ve şekillerine göre ikiye ayrılır.


a) Yarım yüz maskesi; Bu maskeler, ağız burun ve çeneyi kapatarak,
havayı temizlerler, maskenin gövdesi sentetik maddeden yapılmıştır.
Filtreler kartuş tipi olup filtre etmez duruma geldiğinde değiştirilirler.
Filtrelerin seçimi, hangi tür gaz veya toza karşı koruma yapılması
isteniyorsa ona uygun filtre seçilir. Yüze iyi oturması için ayarlanabilir ve
elastiki bandı olmalıdır.
b) Tam yüz maskesi; Bu maskelerin yapısı yarım yüz maskelere benzer,
ek olarak farkları gözleri ve yüzü de korumasıdır. Bu tür maskelerde de
kartuş tipi filtreler kullanılır, yine isteğe uygun olarak filtre seçimi
yapılmalı, filtreler temiz hava vermez duruma geldiğinde yenisi ile
değiştirilmelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Zehirlenme

Zehirlenme nedir? Vücuda zehirli (toksik) bir maddenin girmesi sonucu


normal fonksiyonların bozulmasıdır. Vücuda dışarıdan giren bazı yabancı
maddeler, vücudun yaşamsal fonksiyonlarına zarar verebileceğinden
zehirli (toksik) olarak kabul edilirler.

Zehirlenmelerde Genel Belirtiler Nelerdir?


- Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal
- Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi,
hareketlerde uyumsuzluk
- Solunum sistemi bozuklukları: Nefes darlığı, morarma, solunum
durması
- Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması

Zehirlenme hangi yollarla meydana gelir?


- Sindirim yoluyla: En sık rastlanan zehirlenme yoludur. Sindirim
yoluyla alınan zehirler genellikle ev ya da bahçede kullanılan kimyasal
maddeler, tehirli mantarlar, bozuk besinler, ilaç ve aşırı alkoldür.
- Solunum yoluyla: Zehirli maddenin solunum yolu ile alınmasıyla
oluşur. Genellikle karbon monoksit (tüp kaçakları, şofben, bütan gaz
sobaları), Lağım çukuru veya kayalarda biriken karbondioksit, havuz
hijyeninde kullanılan klor, yapıştırıcılar, boyalar ev temizleyicileri gibi
maddeler ile oluşur.
- Cilt yoluyla: Zehirli madde vücuda direk deri aracılığı ile girer. Bu yolla
olan zehirlenmeler böcek sokmaları, hayvan ısırıkları, ilaç enjeksiyonları,
saç boyaları, zirai ilaçlar gibi zehirli maddelerin deriden emilmesi ile
oluşur.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Tuvalet Kullanımı ve Temizlik

Doğrular biraz zalimce gelebilir. Gripten ishal virüsüne kadar bir sürü şey
lavaboda, el kurutucusunda ve tuvalet kapağında geziyor. Eğer düzgün
temizlemezseniz koli basili, hepatit A, menenjit, vb. hastalıklar yüzünden
haftalarca hasta olma riskini taşıyorsunuz demektir.
Yazın ortasında kaptığınız gribi tuvaletten kapmış olmanız yüksek ihtimal.
Tuvalete gittiğiniz her yerde bu bakteriler bulunuyor.
İlk korumanız: Hava ve dokunma yoluyla geçen bakterilerden korunmanın
birçok yolu var ve en güçlüsü de kendi bağışıklık sisteminizin olması.
Öncelikle ellerimizi yıkamalıyız! Önceki taşıyıcıdan kalan mikroplardan
kaçınmak için en önemli yol budur. Sıcak su ve sabunla yaklaşık 20-30
saniye avuç içimizi, elimizin üstünü, parmaklarımızın arasını ve
tırnaklarımızın altını yıkarsak, sağladığımız sürtünme sayesinde
tuvaletlerin en ölümcül bakterisini öldürebiliriz.

Eğer hastaysanız ya da bağışıklık sisteminizin zayıfladığını düşünüyorsanız


sifonu çekmek için kâğıt kullanabilirsiniz. Klozet ve çevresi mikrop
kaynayan yerlerden biridir. Sifonu çektikten sonra klozetten hemen
uzaklaşın çünkü hava yoluyla bulaşan mikroplar uçuşmaya
başlayacaklardır.

Musluğu ve kapıyı açmak için kâğıt havlu kullanın. Yoksa metal yerlere
dokunarak ellerinizi boşa yıkamış oluyorsunuz. Bunlar her insanın yapması
gereken basit ve kolay şeyler.
Kısa İpuçları
• Tuvalette herhangi bir yüzey ile temasa geçmekten kaçının: oturağı
tuvalet kâğıdı ile kaplayın; musluğu ve kapıyı açmak için kâğıt havlu
kullanın.
• Eğer tuvalet kapağı varsa sifonu çekmeden önce hava yoluyla bulaşan
bakterileri önlemek için onu kapatın.
• Ellerinizi iyi bir şekilde sıcak su ve sabunla 30 saniye yıkayın ve
tekrarlayın.
• El dezenfektanınızı kullanmayı unutmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Klima Temizliğinin Önemi

Her sene daha fazla kendini gösteren sıcaklar, yaşamı olumsuz etkiliyor.
Küresel ısınma, çevresel faktörler, bunaltıcı hava, kişiyi çileden çıkartıyor.
Bu sıcaklardan korunmak isteyenler ve ferahlamak isteyenler klima
cihazını tercih etmektedirler. Serinletme gibi rahatlığı ve yararı dokunsa
da, klimanın zararları azımsanmayacak kadar fazladır.

Klimanın, yanlış ve sürekli kullanılması birçok hastalığa davetiye


çıkarmaktadır. Özellikle solunum yollarını olumsuz etkileyen ve doğada
bulunan mikropları bünyesine çekerek ortama yayan cihaz, alerjik
reaksiyonlara da sebebiyet verebilmektedir. Bağışıklık sistemini
zayıflatarak vücut direncini azalmasına neden olarak, kişinin ciddi
rahatsızlıkları kapma riskini artırmaktadır. Ortamı buharlaştıran ve
nemlendiren soğutma aleti, bakterileri etrafa yayıyor. Bu bakteriler
kalabalık ortamda daha fazla yoğunlaşıp; sinüzit, bronşit, rint yani alerji
kaynaklı burun iltihabı, saman nezlesi gibi rahatsızlıklara neden
olmaktadır. Kulak, diş iltihaplanmaları, ateşlenmeye neden olmaktadır.

Klimayı doğru kullanmak bir nebze olsun olumsuz durumlardan


koruyabilir. En etkili korunma yöntemi, filtrenin orijinal ve kaliteli
olmasına dikkat edilmesidir. Kalitesiz ve orijinal olmayan filtreler, mikrobu
daha fazla çektikleri için etrafa mantar, küf, virüs, bakteri gibi faktörleri
yayabilmektedirler. Bu da hastalıkların vücuda daha kolay yerleşmesini
sağlamaktadır. Özellikle araba klimaları kişiyi daha fazla olumsuz
etkilemektedir. Klima filtresinin bakımı, temizliği düzenli bir şekilde
yapılması gerekmektedir
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Güvensiz Durumlar

Güvensiz davranışların yanı sıra iş kazalarının birinci dereceden genel


nedenlerini oluşturan temel etkenlerden birisi de işyerlerindeki güvensiz
koşullardır. İş yerindeki güvensiz durumlar; üretim sürecinde kullanılan
teknolojinin ve üretim araçlarının niteliğinden, iş düzensizliğine, bakım ve
kontrollerin noksanlığından denetim ve yönetim hatalarına, depolama ve
istifleme yanlışlıklarından sağlıksız çevre koşullarına kadar birçok
etkenden dolayı ortaya çıkmaktadır.

Üretim sürecinde kullanılan her türlü alet, araç ve makina çalışan insanın
yeteneklerine uygun nitelikte değilse, makina ve tezgâhların koruyucuları
bulunmuyorsa, göstergeleri kolay okunur ve anlaşılır özellikler
taşımıyorsa, kumanda mekanizmaları güvenli ve kolay kullanılamıyorsa,
bakım ve kontrolleri zamanında ve gereği gibi yapılmıyorsa, amacı dışında
ve kapasiteleri üzerinde kullanılıyorsa güvensiz koşulların ortaya çıkması
ve iş kazalarının oluşması kaçınılmaz olmaktadır.

Makina ve tezgâhların koruyucu sistemlerinin bulunmaması yanında,


amacı dışında ve kapasitelerinin üzerinde kullanılması da güvensiz
koşulların oluşmasına neden olmaktadır. Makina ve tezgâhların yerleşim
düzeninde, hammaddelerin ve üretilen ürünlerin depolama, istifleme,
yükleme ve taşınmasında yapılan yanlışlıklar ve noksanlıklar ile genelde
işyeri düzensizliği güvensiz durumların oluşmasını doğurmaktadır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Tek Bir Saniye

Güvenlik kurallarını yazmak 1 dakikayı alır


Güvenlik toplantısı yapmak 1 saatimizi alır
İyi bir güvenlik programını planlamak 1 haftayı alır
Hazırlanmış bu programı uygulamaya almak 1 ayı alır
Güvenlik ödülü kazanmak ise 1 yılı alır
Tüm bunlar yaşamı süresince çalışanı güvenli kılar

Ancak bir kaza


sadece 1 saniyede tüm bunları yok etmeye yeter

Güvenli çalışmak için şimdi zaman ayırın ve çalışanlarınızın

Arkadaşlarınızın güvenli çalışmaları konusunda yardımcı olun


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Sıfır Kaza Felsefesi

SIFIR KAZA, yapılan iş süresince hiç kimsenin kazaya uğramadan o işi


bitirmek demektedir.

Kendinize şu soruları sorun:

SIFIR KAZA hedefine nasıl ulaşılabilir?


Acaba kazalar engellenemez mi?
Çalıştığınız şantiyede SIFIR KAZA mümkün mü?
SIFIR KAZA hedefine ulaşmak için ben ne yapabilirim?

Gerekli tüm önlemler alınsaydı, iş kazalarının hiçbiri olmazdı.

SIFIR KAZA hedefine kazaların önlenebilir olduğuna inanırsanız ulaşabiliriz.

Çalışma sahalarımızda, SIFIR KAZA hedefine ulaşmak için;

- Kazaların önlenebilir olduğuna inanın,


- Tehlikeli gördüğünüz durumları haber verin,
- Tehlikelere karşı alınmış önlemlere uyun,
- Alınmamış ise, tehlikelere karşı önlem alın

Unutmayın; önlemek, ödemekten daha ucuz ve insancıl bir davranıştır.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Hafif Araç Kullanımı

Sizler şirketimizin en değerli varlıklarısınız. Sürüş yönteminiz, sizin ve


şirketiniz hakkında her şeyi söyler. Aşağıda belirtilen Güvenli Sürüş
kurallarına uyarak emniyette olunuz.

- Her zaman emniyet kemerinizi takınız. Araçlara çalış durumdaki emniyet


kemeri sayısından fazla personel binmesine müsaade etmeyin.
- Yetkiniz dışında araç kullanmayın, yetkilendirilmeyen kişilere araç -
vermeyin.
- Şirketiniz tarafından onaylanmayan araçlara binmeyin.
- Araç kullanmadan önce iyi bir şekilde dinleniniz.
- Sizi uykulu, uyuşuk yapacak ilaçlar almaktan kaçınınız.
- Güvenli bir şekilde sürebileceğiniz mesafeyi her gün gerçekçi bir şekilde
belirleyiniz.
- Eğer alkol veya herhangi bir ilaç etkisi altındaysanız araç kullanmayınız.
- Hız sınırını aşmayınız, trafik uyarı ve ikaz işaretlerini dikkate alınız.
- Önünüzde seyreden aracı güvenli takip mesafesinden izleyiniz
- Şirketimiz Yol Güvenliği Prosedürü’ne aykırı hareket etmeyiniz.

Odaklanın
- Sürüş sizin tam dikkatinizi vermenizi gerektirir. Sürüş esnasında, radyo
veya diğer araç donanımlarını ayarlamak, yemek veya içmek ve telefonda
konuşmak gibi dikkat dağıtıcı eylemlerden kaçınınız.
Hızlı reaksiyon göstermeniz gereken durumlara karşı tetikte olmak için,
sürekli olarak sürüş yolunuzu gözlemleyiniz.
- Hızınız arttıkça yolda dikkat ettiğiniz alanın farkında olmadan daraldığını
unutmayınız. Ne kadar yavaş giderseniz o kadar çok geniş açıyla yola
dikkatinizi verirsiniz.
- Ortalama her 2 saatte bir mola veriniz. Araçtan inerek bedeninizi
esnetiniz, biraz yürüyünüz ve ferahlayınız

Agresif (Sinirli) Sürüşten Kaçının


- Trafikte soğukkanlılığınızı koruyunuz.
- Diğer sürücülere karşı kibar ve sabırlı olunuz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Güvenliğinin 3 Temel Öğesi

İş Güvenliği sadece kurallara uymaktan ibaret değildir. Bu hem iş


esnasında, hem iş dışında Tavır, Davranış biçimi ve iş Güvenliği üzerindeki
kontrol bütününden meydana gelmektedir.

Tavır
Emniyet konusunun tümünü oluşturmaz. Fakat onunla çok yakın bir ilişkisi
vardır. Olumlu tavır, çalışma esnasında devamlı dikkatli olma ve işe
odaklanma, emniyetli çalışma kuralları ve ilkelerine bağlı kalma vb.
Olumsuz tavır ise; ciddiye almama ve tecrübeye güvenerek kuralları ihmal
etmekten kaçınmak demektir.

Davranış Biçimi
İş yerinde kazaların önlenmesi için sizin hareketleriniz son derece
önemlidir. Emniyet ilkeleri ve kurallarını uygulama, acele etmeden
çalışma, Kişisel Korunma Ekipmanını kullanma, yaptığınız iş hakkında soru
sorma ve bütün bunlar güvenli davranış biçimleri içine girmektedir.

Kontrol
Siz, tehlikeli koşulları tespit ederek onları yok etmek veya azaltmak üzere
sorumlusuna bilgi verme ve gerekli tedbirleri uygulama sorumluluğunu
taşımaktasınız. Bütün günlük işlerinizi dikkatli şekilde planlamalı ve her işi
bu planlara uygun şekilde gerçekleştirmeliyiz. İş yerimizi temiz ve düzenli
şekilde tutmalıyız. Herhangi arızalı donatım, havalandırma veya sizin
sorumluluğunuz altında olmayan potansiyel tehlikeleri tespit ettiğinizde
kendi amirimize haber vermeliyiz.

Tehlikeli koşullar tespit edildiğinde çalışma arkadaşlarımızın; tehlikelerden


kendilerini, malzemeleri, ekipmanları, kendilerini ve başkalarını koruma
amacıyla önleyici tedbir uygulamaları için haberdar edilmelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kan Yoluyla Bulaşan Hastalıklar

Hepatit B veya HIV virüsü ile enfekte olmuş kişilerde belirti görülmeyebilir ve bu
kişiler enfekte olduklarını bilemeyebilirler. Bu sebeple, tüm insan kanı ve vücut
sıvıları enfekte olarak düşünülmelidir ve temastan kaçınmak için tüm önlemler
alınmalıdır. Bu basit kural “evrensel tedbirler” olarak bilinir.
Çalışma ortamında, kan yoluyla taşınan hastalıklar mukuslu dokularla (gözleriniz,
burun, ağız); tahrip olmuş deri (kesikler, aşınmalar, yanıklar, pişikler ve kağıt kesikleri
sebebiyle); veya kontamine olmuş malzeme veya yüzeyleri tutma veya dokunmayla
bulaşabilirler. Kan yoluyla taşınan hastalıklar (patojenler), kontamine olmuş keskin
nesne kesiği veya yaraya sebep olan kesikler vasıtasıyla deri altına “enjeksiyon” ile
de bulaşabilirler.
Hepatit B Virüsü HIV’den daha dirençlidir ve çevresel ortamlarda kurumuş kanda bir
haftaya kadar hayatta kalabilir. Bununla beraber, HIV oda sıcaklığındaki bir havaya
maruz kaldığında birkaç dakikadan daha fazla hayatta kalamaz ve genellikle birkaç
saniye içinde ölür. Hepatit B, aşılanma ile önlenebilir. Şu anda, HIV için koruyucu aşı
yoktur ve tedavi edilemiyor.

Eğer çalışma ortamında bir yaralıya ilk yardım uygulayacaksanız ve herhangi bir
vücut sıvısıyla temas etme ihtimali var ise, aşağıdaki “evrensel tedbirler” kurallarına
uymalısınız:

Kan veya vücut sıvılarına maruziyet ihtimali olduğunda geçirimsiz eldivenler giyiniz.

Tüm yüzünüzü korumak için yüz siperliği ve tam göz koruması için iş güvenliği
gözlüğü kullanın.

Kalp masajını(CPR) gerçekleştirmek için resüsitasyon aletlerini kullanın.

Tüm Kan yoluyla taşınan patojen maruziyetlerini veya muhtemel maruziyetleri derhal
amirinize rapor ediniz.

Derhal ellerinizi ve etkilenen alanları sabun ve ılık suyla yıkayınız.

Eğer maruz kalınma olduysa, gözlerinize, burnunuza veya diğer mukuslu dokulara su
çarpın.

Vücut sıvılarının temas etmiş olma ihtimali olan yerleri, 10:1 oranında su ve
temizleyici karışımıyla yıkayıp temizleyin.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kişisel Koruyucu Ekipman – Göz Yaralanmalarını Önleme

İşyerlerinde hergün 1000 civarı göz yaralanması meydana geliyor. Peki bu


yaralanmalar neden meydana geliyor?
- Beş yaralanmadan üçünün sebebi kaza anında çalışanın göz
koruyucusunu kullanmamasından kaynaklanıyor.
- Kayda geçen yaralanmalardaki çalışanların %40 civarı bir çeşit göz
koruması kullanmasına karşın yüz koruma siperlerinin olmayışından
yaralanmalar engellenememiştir.
- Kaza araştırmaları, göz yaralanmalarının %70’inin uçan veya düşen
nesneler veya kıvılcımlar olduğunu gösteriyor. Göz yaralanmasına sebep
olan nesnelerin %60’ına yakını bir toplu iğne başından daha küçüktür.
- Göz yaralanmalarının %20’ye yakını kimyasallarla temastan kaynaklanır.
Bu sıçrama veya kimyasalın göze direk püskürtülmesinden meydana gelir.
- Göz yaralanmalarının %40’ı tamir-bakım, marangoz ve tesisatçı gibi
zanaatkarların başına gelmiştir. %30’u montajcılar ve taşlama motoru
kullanan personellerde meydana gelmiştir.
- Yaralananların %50’si imalatta, %20’si inşaatta çalışıyordu.
Bu yaralanmaları önlemek için ne yapabiliriz?
Göz yaralanmalarının %94’ü nesneler veya kimyasallar civarında ya da
altında korumasız gezmeden sonuçlanmıştır.
Öncelikle iş için doğru göz koruyucusunu seçtiğinizden emin olun ve
seçtiğiniz göz korumasının tam olarak uyduğuna ve temiz olduğuna emin
olun. Çalışanların göz koruyucusunu takmayışının veya çıkarmasının ana
sebeplerinden biri camının kirli oluşundan dolayı ne yaptıklarını
göremeyişidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Merdiven Güvenliği

İşte veya evde hepimiz merdivenle iş yapmışızdır. Aşağıdaki bilgiler


merdivenle etkileşiminizi daha az tehlikeli hale getiren bazı ipuçlarıdır:

Merdiven kullanmadan önce, kırık basamak veya merdiven parmaklığı


olup olmadığını kontrol edin. Eğer, uzatılabilir bir merdivense;
makaralarını, kementini ve aşırı yük emniyetini inceleyin. Aynı zamanda,
ayaklık ve pedallarının kaydırmazlığı sağladığından emin olmak için
kontrol edin. Herhangi bir kusur bulunursa, merdiven güvensiz olarak
etiketlenmelidir ve servis dışı bırakılmalıdır.
Bir merdiven kurduğunuzda, kurduğunuz zeminin düz ve sabit bir zemin
olduğundan emin olunuz. Merdiveni çamurlu veya devrilebilecek bir
yüzeye kurmayınız. Tuğla veya diğer metaryelleri merdivenin boyunu
artırmak için kullanmayınız. Eğer yeterince uzun değilse, yanlış merdiven
kullanıyorsunuz demektir.
- Uzayan merdivenleri kullandığınızda, 1:4 kuralına uyunuz. Bu şu
demektir, eğer 12 basamaklı bir merdiven kullanıyorsanız, dayanak
noktası yapıdan 3 adım uzakta olmalıdır. Bazı merdivenler bu konuda size
yardımcı olmak için üzerinde rehber olması için bir resim olanağı sağlar. - -
Katlanır seyyar merdiven kullandığınızda, üzerine çıkmadan önce katlama
noktası bağlantılarının kilitli olduğundan emin olun.
- Merdivene çıkarken veya merdivenden inerken daima yüzünüzü dönün
ve güvenli bir şekilde kavramak için iki eliniz de boş olsun. Eğer aletlere
ihtiyaç duyarsanız, alet kemeriyle taşınmalı veya ulaştığınız noktadan bir
ip vasıtasıyla çekilmelidir.
- “3-Nokta Kuralını” hatırlayın: En azından iki el ve bir ayak veya iki ayak ve
bir el her zaman merdivenle temas halindedir.
- Vücudunuzu merdivenin kenar tutamakları arasında tutunuz. Bu takılma
ve/veya düşürme şansını azaltır.

Düz veya uzayan merdivenlerde yukardan 3. merdivenden daha fazlasına


veya katlanabilir merdivende yukarıdan 2. merdivenden daha fazlasına
tırmanmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Genel Güvenlik – Tehlike Bilinci

Tehlike; yaralanma, hastalanma veya varlıkların zarar görmesi potansiyeli


olan şart veya değişen durumlar demetidir. Tehlike; bir faaliyetin, şartın
veya durumun olumsuz veya zararlı sonuçlar doğurabilecek potansiyeli
veya kendine has özellikleridir.
Kaza; genellikle dikkatsizlik veya ihmal sonucu meydana gelen istenmeyen
olaydır. Öngörülemeyen veya planlanmamış olay veya durum genellikle
istenmeyen sonuçlara sahiptir.
Bu tanımlarda bazı anahtar kelimeler bulunmaktadır: Planlanmayan,
Öngörülemeyen, Talihsiz, İstenmeyen ve en önemlisi POTANSİYEL!
Bir inşaatta, 7,6 metreden düşmüş bir kişi yalnızca kötü şekilde kırılmış
bacağı ile atlattığı için şanslıydı. Bu olaydan birkaç gün önceyse bir işçi
merdivende çalışırken yalnızca 12 metre yükseklikten düşüp hayatını
kaybetmişti. Her iki olaydan sonra çeşitli ortamlarda yapılan tartışmalara
katılan kişilerin, bu olayları iyi ya da kötü şansa bağladıklarına şahit oldum.
Halbuki bakıldığında şans etkin bir kaza önleme veya kayıp kontrol tekniği
değildir.
Planlanmamış veya öngörülemeyen bir olayın meydana gelmesi için orada
bir potansiyel olmalı! Kendi kendine yetme ve her şeyi olduğu gibi kabul
etme her yıl çok sayıda yaralanmanın sebepleridir. Tehlikelerin farkına
varılması ve onlar için bir şeyler yapılması ise herkesin sorumluluğundadır.
Öyleyse, işe başlamadan önce kendinize şu soruları sormalısınız:
İşi yapmak için doğru ekipmana sahip miyim?
İyi durumda olup olmadıklarından emin olmak için ekipmanlarımı kontrol
ettim mi?
Çalışma, işi güvenli yapılacak şekilde mi planlandı?
Kullandığım malzemeler güvenli mi ve koruyucu gözlükler, eldivenler,
baretler, maskeler, vb. ilave KKD ihtiyacım var mı?
İşi gerçekleştirmek için daha güvenli bir yol var mı?
Gerekli tüm ekipman koruyucuları yerinde mi?
İŞİNİZLE İLGİLİ POTANSİYEL TEHLİKELERİN FARKINDA OLUN VE
SEÇİMLERİNİZİ DİKKATLİ YAPIN!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) ve Güvenli Kullanımı

Sıvılaştırılmış bir gaz sadece sıkıştırılmış bir gaza nazaran çok daha "yoğundur". LPG den
kaynaklanan ve ilk akla gelen tehlikeleri, yangın / patlama, karbon monoksit zehirlenmesi, boğulma
ve aşırı soğuk nedeniyle donma olarak özetleyebiliriz.

Sıvılaştırılmış bir gaz ısıtılırsa, tüpteki gaz basıncı süratle yükselebilir. Bu ısıtma, güneş gibi
tamamen doğal kaynaklardan da oluşabilir. Normal şartlar altında, silindir üzerinde bulunan bir
tahliye vanası (emniyet subabı) gazı kontrollü bir şekilde salarak, silindirin aşırı basınç nedeniyle
patlamasına engel olur. Ancak, silindir ve vananın kuralına uygun bir şekilde bakımı ve kontrolünün
yapılmamışsa ve/veya silindirik tüpün basıncı, doğrudan ateşe maruz kalması nedeniyle çok süratle
yükselmişse ve / veya tüp hasarlı ise bir infilak oluşabilir.

Bunu önlemenin çeşitli yolları vardır. Sürekli olarak tüp ve tahliye vanasının hiç bir şekilde zarar
görmemiş olduklarından emin olunuz. Hasarlı tüpler asla kullanılmamalıdır. Tüpleri güneş altında
bırakmayınız ve diğer ısı kaynaklarından da uzakta muhafaza ediniz. Kuralına uygun şekilde
doldurulmuş bir tüp boğazına kadar sıvı gaz ile dolu olmayıp, ısınma nedeniyle oluşan gazı
toplayacak bir boşluğa sahiptir. Bu durumda, gaz silindir içinde kalarak atmosfere salınmayacak,
herhangi bir tehlike oluşturamayacaktır. Hatırlanması gereken diğer önemli güvenlik önlemleri
şunlardır:

LPG tüpü kusursuz bir durumda olmalıdır. Genellikle tüpler çarpma nedeniyle hasar görmüş veya
zamanla paslanmış olabilirler. Donanımlarınızı sık sık kontrol ediniz ve kusursuz bir durumda
tutunuz. Sadece bir LPG bayiinin tüpü doldurmuş olması, ekipmanınızın güvenli olması için bir
garanti değildir.

LPG havadan daha ağırdır. Bir sızıntı olması halinde, sızan gaz tabana yayılacaktır. Hatta sis
şeklindeki gazı da görebilirsiniz. Unutulmaması gereken diğer bir husus ise, yanıcı karışımların
görüş alanınız dışına da yayılmış olabilmeleridir. LPG tüplerini asla zemin katlarında ve kapalı
yerlerde değil, iyi havalandırılan alanlarda ve özellikle ateşleme kaynaklarından uzakta muhafaza
ediniz.
LPG sızıntısının tespit edilmesi çok ciddi bir konudur. Koku veya LPG sızıntısı fark ederseniz, hemen
bölgedeki tüm alevleri ve sigaraları söndürünüz. Elektrik şalterlerini, hatta telefonu dahi
kullanmayınız. Alanı boşaltınız, 110 İtfaiye’ ye bilgi veriniz. Telefonu, tehlikeli bölgeden uzakta
güvenli bir mesafeden kullanınız.
Yanmış LPG gazı ölümcül karbon monoksit atıklarına sebep olur. LPG araçları ve aletlerini
havalandırması olmayan kapalı yerlerde asla kullanmayınız.
Unutmayın! LPG tüpleri, dikkatli bir şekilde kullanıldığı ve özenle muhafaza edildiği sürece, popüler
ve güvenli bir enerji türüdür.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Neden Güvenli Bir Benzin Bidonu Kullanılmalıdır?
Benzin son derece kolay alev alabilen, parlayıcı bir sıvı yakıttır. Yangın ve patlama
olasılığını azaltmak için her zaman dikkatle kullanılmalı ve kuralına uygun bir şekilde
depolanmalıdır. Yanlış kullanım ve depolama uygulamaları sonucu oluşan
yaralanmalar birinci derece yanıklardan başlayıp ölüme kadar gidebilir. Benzinin
yanıcı buharlarını kontrol altında bulundurmak, emin bir depolama ve taşıma
sağlamak için güvenli bidonlar tasarlanmıştır. Yetkili kuruluşlarca geliştirilen onaylı
ve güvenli benzin bidonlarıyla 19 litre benzin taşınabilmekte, dağıtımı yapılabilmekte
ve depolanabilmektedir.

Yanıcı ve parlayıcı sıvılar için onaylı metal bidonların kullanılmasındaki hatalar sık sık
denetleyici görevliler tarafından tespit edilmektedir.

Plastik bidonların ağır kullanım ve işletme koşulları altında kullanıma


dayanamayacaklarını düşünülebilir. Standartlara uyulması zaruri olup, güvenli
bidonların özelliklerinin ve faydalarının tanınması, bizleri yangın ve infilaklara karşı
en iyi bir şekilde korunması için önemlidir.

Onaylı güvenlik bidonlarında bulunması gereken bazı temel özellikler şunlardır

1. Yaylı kapakları vardır ve bu kapaklar elden bırakıldıklarında emziği otomatik olarak


kapatırlar. Yayın gerginliği sayesinde kapak sızıntısız bir şekilde kapanır.
2. Yayın gerginliği kap içerisinde aşırı yüksek bir buhar basıncı oluştuğunda, kapağı
hafifçe aralayacak şekilde ayarlanmıştır.
3. Kabın ucundaki emzik, ayrıca dışarıdan gelebilecek bir alevin, kap içerisindeki
benzine ulaşmasını önleyen alev kesici bir filtre tertibatı ile donanmıştır. Bu emniyet
tertibatı benzinli deniz motorlarının karbüratöründeki sisteme benzer bir filtredir.
Bidonun ateşe maruz kalması halinde, bu filtre benzin buharlarının sadece emzik
civarında ve ucundan yanmasını, alevin bidon içine girememesini sağlar. Bu filtre
asla zarar görmemeli veya yerinden sökülmemelidir.
Son olarak, otomobillerin bagajında, güvenli bir bidonla dahi olsa, benzin
taşınmamalıdır. Otomobilin bagajı güneş altında ısınırsa, bidonun içinde bulunan
benzin genleşir, buhar basıncı ile yaylı kapak aralanır. Bunun sonucu benzin buharları
bagaj mahallinde birikir ve bir infilak tehlikesi belirir.
Benzin gibi kolayca tutuşabilen sıvılarla uğraşıyorsanız, kullanılması şart koşulmuş
olsun veya olmasın, kendinizi emniyet içinde hissetmek için de olsa onaylı güvenlik
bidonlarını kullanınız. Beklentiniz olan emniyetinizin sağlanabilmesi amacıyla benzin
bidonlarını, onların yaylı kapaklarını ve alev önleme filtrelerini muntazam aralıklarla
kontrol ediniz.

Emniyetinizi neden kadere veya sansa bırakacaksınız ki?


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Kazaları Önlemek için Bu Kadar Çırpınmak Neden?

Projelerimizde güvenli çalışma ile ilgili birçok konuşma duyup, birçok yazı
okuyoruz.

Kaza ve hasar olmaksızın çalışmak şirketimizin hedefidir. Ortamı sağlıklı ve


zararsız olarak tutmakla pek çok şey kazanabilirsin. Bunun bir nedeni
şirketin maddi kazancı ve marka değeridir. Ama daha önemli olan nedeni
ise; aileniz, çevreniz mutluluk ve belki mali destek için bize güvenen diğer
insanlar. Onların da, bizim güvenli çalışmamızdan büyük menfaatleri
vardır.

Hayatta en çok ne istersin? Belki balıkçılık, avlanma, bir tekne, uzak


diyarlara bir gezi, bir okulu kazanma veya bitirme, emeklilik, gereğinde
başvurulacak iyi bir banka hesabı gibi.

Kazasız ve muntazaman bir iş hayatı devam ettirmek, hayatta önemli


hedeflerin gerçekleşmesi yönünde çok şey kazandırır.

Şu anda yapabildiğin ve size güç kazandıran herşeyi düşünün. Sonra da


aynı şeyleri eksik bir el, bir kol, bir bacak veya bir gözle yapmayı
denediğini düşünün.

İş güvenliği uygulamalarının ve kurallarının seni “kuşattığını” veya “kişisel


özgürlüğünü kısıtladığını” düşünme. Onları, senin özgürlük ve
yeteneklerini sürdürmene yardım için tasarlanmış olumlu şeyler olarak
düşün. Böylece hayatta en çok istediğin şeyleri elde etmek için en yüksek
şansa sahip olacaksın.

Kazasız ve verimli bir şekilde çalışmak, seni bulunduğun yerden hayatta


olmak istediğin yere doğru götüren en güvenli yoldur.

Bu nedenle kaza önleme faaliyeti her türlü çabaya değer.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Çalışma Arkadaşlarınızı Gözetin

Etrafınızdaki iş arkadaşlarınıza bir göz atın. Bazıları, iş saatlerinde ve hatta


iş dışında bile arkadaşınız. Onların ailelerini tanıyorsunuz, neleri sevdiğini,
eğlenmek için neler yaptığını biliyorsunuz. Bu yüzden, güvensiz koşulları
gözetin, düzeltin ya da mümkün olduğunca çabuk amirinize raporlayın.
Arkadaşlarınızın kazasız bir vardiya geçirmesine yardımcı olun.
Onlara şöyle söyleyin:
- Senin bu ağır şeyleri kaldırmana yardım edeceğim, çünkü bunu yalnız
başına yapmamalısın.
- Sen yükü kaldırmadan önce ben sapanları kontrol edeceğim.
- Şu merdiveni kontrol edeceğim ve senin kullanman için kurmadan önce
iyi durumda olup olmadığından emin olacağım. Merdiveni 4:1 oranına
göre kuracağım, böylece sen üzerindeyken merdiven kaymayacak.
- Sen iskeleye çıkmadan önce, ben iskelenin korkuluklarının, ayak basma
parçalarının yerinde olup olmadığından emin olacağım. Çünkü olası bir
düşmenin nasıl bir ciddi yaralanmaya ya da ölüme neden olabileceğini
biliyorum.
- Tüm çalışma alanı ve yolların temiz olduğundan emin olacağım, bu
sayede kaymayacaksın, tökezlemeyeceksin ya da düşmeyeceksin.
- Çalışma alanındaki tüm kapları etiketleyeceğim, böylece, yanlışlıkla her
hangi bir iş için yanlış ürün kullanmayacaksın.

Sözün kısası, senin geldiğin gibi işten ayrılmanı istiyorum. Yani, senin bir
işi yanlış yolla yaptığını görürsem, sana doğru yolu göstereceğim. Tabi ki,
senin de benim ve sonra tüm ekip için aynı şeyleri yapmanı bekliyorum.

Birimiz hepimizin, hepimiz birimizin güvenliğinden sorumludur.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Düşme Sonrası Baş Yaralanması

Senelerce çalışıp zorlukla bir seviyeye ulaşmış olabilirsiniz, sonra bir gün
bir düşüş hayatınızı tersine çevirebilir. Düşme sonucu yaralanmalar;
sıyrıklara, kırıklara ve çıkıklara neden olabilir. Bununla beraber, bir
düşüşün en ciddi sonuçlarından biri - ölümden başka - bir baş yaralanması
olabilir. Kırık kemikler genelde iyileşir, fakat baş yaralanmaları hayat
boyu süren ciddi problemlere neden olabilir, şöyle ki;

- Kaygı, depresyon ve öfke artışı gibi kişilikteki değişimler,


- El göz koordinasyonunda yaşanan zorluklar, alet kavramada
veya spor yapmada yetersizlik,
- Görme ve algıdaki bozukluklar,
- Kısa süreli hafıza kaybı veya uzun süreli bellekte çatışma,
- Yükselen agresif davranış,
- Sağ ve solu ayırt etmede zorluk çekme,
- Sosyal davranıştaki değişim gibi…

Bir çalışanın güvenlik kontrolünü (mesela; dayanağını veya dengesini)


kaybettiği zamandan çarpmanın meydana gelmesine kadar geçen sürede
vücudun hangi bölgesinin yaralanacağı ve zararın ne kadar şiddetli olacağı
üzerinde birkaç faktör etkilidir: Düşüş mesafesi, Vücut çarpmaları,
Nihayetinde inilen yüzey.

- İş arkadaşlarına dikkatli davranmalarını ve risk almaktan kaçınmalarını


hatırlatarak yardımcı ol.
- En yakın şefe güvenli olmayan durumları bildir.
- Zaman baskısı ve performans hedeflerini dikkate almaksızın güvenli
çalışmayı alışkanlık haline getir.
- Önlemleri evde de uygula - Düşmelere bağlı olarak meydana gelen
kazalar ve baş yaralanmaları iş dışında, iş sırasında olduğundan daha sık
meydana gelir.
- Tetikte ol! Baş yaralanmaları hayatını sonuna kadar etkileyecek yıkıcı
sonuçlara neden olabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Güneş Gözlüklerine Karışı Güvenlik Gözlükleri

Geleneksel güneş gözlükleri gözleri kamaşmaktan korusa da, endüstriyel


tehlikelerden; gözünüze bir şey sıçraması, uçan nesneler ve toza karşı çok
zayıf kalırlar. Aslında, güneş gözlüklerin kendileri birer tehlike olabilirler.
Koruyucu gözlüklerde kullanılan çerçeve ve camların, güneş gözlüklerinde
kullanılanlara göre daha dayanıklı olduğu bir gerçektir. Bir nesne koruyucu
gözlüğe çarptığında, camın yerinden oynaması pek olası değildir fakat aynı
durum güneş gözlükleri, özellikle metal çerçeveli olanlar için geçerli
değildir. Bir nesne güneş gözlüğüne çarptığında, cam parçalanarak, takan
kişinin gözüne dolabilir. Aynı durumda koruyucu gözlük de kırılabilir fakat
gözün içine kırıklar dolacak şekilde parçalanmaz.
Güvenlik gözlüklerinin, yabancı cisimlerin göze yandan, üstten veya alttan
ulaşması riskini azaltacak şekilde koruyucuları olmasına rağmen, güneş
gözlüklerinde bu yoktur.
Güneş gözlüklerinin camları koyu renkli olduğu için birçok insan, bu
gözlüklerin kaynak, lehimleme veya kesme işlerinde gerekli korumayı
sağladığı gibi yanlış bir inanışa sahiptir. Koyu renk camlı gözlükler,
gözlerinizi infrared, ultraviyole ve radyasyondan korumaz. Bu tarz
gözlükler endüstriyel kullanım için olmadığı gibi, aslında bu gözlükleri
takmak daha da tehlikelidir. Bunun nedeni gözün, gözbebeğini daha geniş
açarak, daha az ışık almaya çalışmasıdır. Buna karşılık, daha çok zararlı
radyasyon göze girer. Kaynak işleminin ürettiği ışıktan uygun şekilde
korunabilmek için, camlar özel olarak gölgelendirilmiş olmalıdır. Güneş
gözlükleri kaynak/kesme gözlükleri değildirler.
Koruyucu gözlüklerinizi seçerken nelere dikkat etmelisiniz? İlk olarak
gözlüklerin koruyucu gözlük olduklarından, CE logolu ve EN (166, 169,
170, 172) standartlarını kontrol edin. Pakette ve gözlüğün çerçevesinde
belirtilen "Z87" işaretini arayın. Bu, gözlüğün koruyucu gözlük olduğuna
dair konulan bir ANSI tasarımıdır.
Bir zorunluluk olmamasına rağmen, IR ve UV koruması sağlayan gözlükleri
tercih edin. Hafif ve ayarlanabilir gözlükler arayın. Eğer gözlükler tam
olarak uymuyorsa, rahat olmaz ve çok kullanılmaz. İşe başlamadan önce
deneyin ve gözünüze göre ayarlayın. Gözlerinizi korumanın paha
biçilemez.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Sonradan Pişmanlıklar

En son ne zaman herhangi bir şeyi yaptıktan sonra kendi kendinize “Bunu
nasıl yapmış olabilirim” diye sordunuz?
Aşağıda birçoğumuzun yaşayıp pişman olduğu şeyler bulunuyor:
- Daha önce hep böyle yapıyorduk… (Kaza meydana gelmeden önce)
- O mesafeden düşen küçük bir civatanın bu kadar kanatacağını hiç
düşünmemiştim. (Sanırım baret giymeliydim)
- İlkyardım dersi almış olsaydım, muhtemelen ona yardım edebilirdim. (Ve
şanslıysa, o hala burada olurdu)
- Paslı çivilerin olduğu o tahtaya daha fazla dikkat etmem gerekirdi. (Şimdi
işimi bırakıp, tetanos aşısı olmaya gitmeliyim)
- Vay be! Bir yangının bu kadar çabuk kontrolden çıkabileceğini
bilmiyordum. (Eğer kendim söndürmeye kalkmadan önce itfaiyeye haber
vermiş olsaydım, yarın çalışacak bir işim hala olurdu)
- Her zaman sırt kaslarımız yerine bacak kaslarımızla yükleri kaldırmamız
gerektiğine dair vaazlar dinliyoruz. (Fıtık denen şey de nedir?)
- Bana verilen koruyucu ayakkabıyı giyseydim keşke. (Bu derin kesik yeni iş
ayakkabılarımı mahvetti ve kırık ayağım hala acıyor)
- Koruyucu gözlüklerim kirlendiği için silmek yerine kenara koydum, fakat
sadece küçük bir parçayı işleyecektim. (Acaba tek göz ile araç kullanmama
müsaade edilir mi?)
- İskeleyi sadece bir gün kullanacaktık. Çekicin düşüp birini
yaralayabileceğini hiç düşünmemiştim. (Platform eteklerini takmam
gerektiği içime doğmuştu)
- Her zaman koruyucu ile taş arasındaki mesafenin 1/8 inchten fazla
olmaması gerektiği konusunda ısrar ediyorlar. Bir çeyrek inch ne kadar
fark yaratabilir ki? (Keski sıkışıp taş binlerce parçaya patladığında kör
olmadığım için şanslıyım)

Herhangi birisi tanıdık geliyor mu? Yaşamak en iyi tecrübedir derler ama
öngörü; bu olayları, talihsizlikleri ve pişmanlıkları engelleyebilir.

Başkalarının hatalarından ders çıkarın ve hayatınızda pişmanlık duymayın.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Neden Risk Alıyorsun?

Görme yeteneğinizi kaybetmeye hazır mısınız? Binlerce insan her gün


gerekli olan koruyucu gözlüklerini giymedikleri için bu riski alıyorlar.
Aslında göz yaralanması kazası geçiren her 5 çalışandan 3ü koruyucu
gözlüklerini giymiyordu.
Yapılan araştırmalarda yaralanmaların yaklaşık %70’inin uçan ya da düşen
nesneler sonucu olduğu bulunmuştur. Bildirilen göz yaralanmalarında ise,
göze çarpan cisimlerin el ile fırlatılmasından çok daha hızlı hareket eden
nesneler olduğu belirtilmiştir.
Bu istatistiklere girmemek için ne yapabilirsiniz? Kolay
HER ZAMAN UYGUN KORUYUCU GÖZLÜK TAKIN. Göz yaralanmalarının
%90ının uygun gözlük kullanımı ile önlenebilir olduğu tahmin
edilmektedir.
MARUZ KALINAN TEHLİKE İÇİN DOĞRU ÜRÜNÜ SEÇTİĞİNİZDEN EMİN
OLUN. Ayrıca, özellikle taşlama, yonga veya korozif bileşikler gibi tehlikeli
işlerde çalışırken gözlük veya yüz maskesi kullanmanız gerektiğini bilin.
Göz hekimlerine göre, yaralanmalar çoğunlukla hafif ya da şiddetli olarak
ikiye ayrılır. Hafif vakalar genellikle basit yıkama ve antibiyotik tedavisi ile
ayakta tedavi edilebilir. Ciddi vakalarda birden fazla ameliyat gerekebilir
ve birçok durumda eğer görme yetisi kaybedilmemişse bile kaza öncesi
durumu gibi olmayacaktır.
İşte olun veya olmayın, göz sağlığınızı korumak en önemli kaygılarınızdan
biri olmalıdır. Şirketinizin iş güvenliği politikası olabilir ve sizi koruyabilir.
Ancak, koruyucularınızı kullanmak sizin sorumluluğunuzdur. Taahhüdünüz
olmadan görme yetinizi kaybetme riskini almış olursunuz.
İnsanlar genellikle son moda bir güneş gözlüğü için ciddi paralar
harcamayı umursamaz. Moda gözlükler yüzünüzde harika görünür ve sizi
güneşten korur. Fakat bunlar genellikle emniyet gözlüğü değildir ve sizi
koruma amaçlı lenslerle tasarımlanmamıştır.

Unutmayın! Göz sağlınızı korumamak için bahaneniz olamaz.


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Güvenliğinden Herkes Sorumludur

İş güvenliğinden herkes sorumludur! Bir çalışan olarak;


- Güvenli çalışmayı öğrenin ve tüm kuralları ciddiye alın.
- Tehlikelerin farkında olun ve onlardan kaçının.
- Tüm kazaları, olayları ve sağlık bozulmalarını derhal amirinize bildirin.
- Yaralanmaktan kaçınmak için aletleri kullanmadan önce kontrol edin.
- Size temin edilen tüm kişisel koruyucu donanımları kullanın.

Öte yandan, yönetimin sorumluluğu ise; güvenli ve sağlıklı bir iş ortamı


sağlamak, kişisel koruyucu donanımları temin etmek ve güvenli bir
çalışma ortamı sağlamaktır.
Herkes işi ile ilgili potansiyel tehlikelerin farkında olmalıdır:
- Temizlik ve düzenin olmaması; kayma ve düşmelere neden olur.
- Elektrik kontrol edilmezse; çarpılmalara veya yangına neden olur.
- Malzemelerin uygun şekilde elle taşınmaması; bel problemleri veya diğer
yaralanmalara neden olur.
- Muhafazalarının veya diğer koruyucu aygıtlarının çıkarılması/iptali
durumunda aletler veya ekipmanlar yaralanmalara neden olur.

İşinizde sağlanan koruyucuları daima kullanın:

Acil bir durumda:


- Acil durum müdahale ekibinin nasıl haberdar edileceğini bilin.
- Olay yerinin güvenli bir şekilde nasıl terk edilebileceğini bilin.

İş güvenliği herkesin yararınadır! Çalışanlar iş güvenliği kurallarını


uygulayarak, tehlikeli maddelere maruziyet kaynaklı hastalanmalardan
olduğu kadar, yaralanmalardan da kaçınabilirler. Daha az yaralanma olan
bir işyeri, daha verimli ve karlı olur. Toplumun refahı aynı zamanda; daha
temiz bir hava ve su sağlanması ve yaşamları ve varlıkları risk altına alan
tehlikeli kazaların olma şansının düşürülmesi ile de desteklenmektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Üç Nokta Kuralı – Yüksek Araçlara Binerken Düşmeyin

Kamyon veya traktör gibi ağır bir aracın kabinine binerken veya inerken,
hava ve elektrik hatlarını bağlarken, treylerin montaj veya demontajını
yaparken düşmek, ciddi şekilde yaralanmanın garantili yoludur. Bir sigorta
şirketinin çalışmasına göre; araçlardan düşmelerin sebep olduğu
yaralanmaların diğer türlerdeki yaralanmalardan hemen hemen %25 daha
kötü olduğunu göstermiştir.
DÜŞMELERDEN KAÇINMAK İÇİN NE YAPABİLİRSİNİZ?
Aracınızın ne türde erişim sistemine sahip olduğu hiç önemli değildir,
kayma veya düşme riskini önemli ölçüde azaltmak için ÜÇ-NOKTA
sistemini kullanın. ÜÇ-NOKTA sistemi; her zaman kol ve bacaklarınızdan
üçünün (iki el ve bir ayak veya iki ayak ve bir el) araçla temas halinde
olması demektir.
YAPILACAKLAR:
- Ayağınızı iyi şekilde destekleyen bir ayakkabı giyin—Asla terlik, çıplak
ayak veya yüksek ökçeli ayakkabı olmasın.
- Yüzünüz kabine dönük şekilde binin ve inin.
- Kötü hava koşullarında yavaş davranın ve ekstra dikkat sarf edin.
- Araçtan inmeden önce zeminde engel olup olmadığını kontrol edin.
YAPILMAYACAKLAR:
- Araçtan serbest elinizde bir şey tutarak inmeyin. Onu araç kabinine
koyun, araçtan indikten sonra uzanarak alın.
- Asla araçtan atlamayın. Dengenizi kaybedip veya düzgün olmayan bir
zemine rastlayıp düşebilirsiniz.
- Tekerlekleri veya jantları basamak olarak kullanmayın.
- Kapı gövdesi veya kenarını tutamaç olarak kullanmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Ne Kadar Gürültülü

Birçoğumuz işitme duyumuzun bize bahşedilmiş olduğunu, duyduklarımızı


diğer herkesin de duyduğunu varsayarız. İşitme kaybını birilerinin “Neden
beni dinlemiyorsun!!” diye sitem ettiğinde fark ederiz. Bunun nedeni
işitme kaybının genellikle yavaş olmasındandır. Normalde, işitme kaybı
ağrı, acı vermez bu nedenle de ne olduğunu anlamayabiliriz.

İşverenler, işyerindeki gürültüyü azaltmak için kaynakları kapalı ortama


almak ya da boğmak yoluna gitseler de, tamamen yok etmeyi
başaramazlar. İşverenler ayrıca aşırı gürültüye maruz kalan çalışanlarını
rotasyona tabi tutarak tam gün boyunca gürültüye maruz kalmalarını
engeller. Yüksek gürültü seviyelerinde çalışma süreniz ne olursa olsun,
uygun kulak koruyucusu kullanmak zorundasınız.

İş dışındaki yüksek gürültünün de işitme kaybına yol açabileceğinin


farkında mısınız? Ortalama 8 saatlik bir sürede 85dB lik bir gürültü
maruziyeti kulak koruyucusu kullanmayı gerektirir. Aşağıdaki örnekler size
gürültünün seviyesini göstermek adına birer örnek olabilir:

20 Belirsiz bir fısıltı

30-40 Sessiz hoş sesler, kuş cıvıltısı

40-50 Normal ofis sesleri

50-60 Normal konuşma

70-90 Ağır makinalar, elektrik motorları, çöp, şehir trafiği

Çekiç, elektrikli testere, motosiklet, çim biçme


100-120
makinesi, rock müzik

140+ Jet motorları, silah gürültüsü (bu seviye acı verir)


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Elinize İyi Bakın!

Birçok iş, çeşitli şekillerde ellerinizi kullanmanızı gerektirir. Aslında iş


yaparken, çoğunlukla gözlerinizden sonra vücudunuzun en önemli parçası
ellerinizdir. Elleriniz sizin ekmek tekneniz ve korunması gereken değerli
bir hazinenizdir.

Kaza ve yaralanma olaylarından ellerinizi korumak yine sizin elinizde. İş


yerinde el yaralanmalarını önleyecek emniyet tedbirlerinin alınmasına
işvereniniz destek olacaktır, ancak bu tedbirleri uygulayacak olan yine
sizsiniz.

Örneğin; beton işlerinde elinize temas eden çimentolu sular, elinizde


kimyasal yanıklara sebep olacaktır. Bu nedenle beton işlerinde kimyasal
dayanımlı eldiven kullanılması gerekmektedir. Hareket kabiliyeti rahat
diye üzeri bez olan yarım nitrilli eldivenler kullanılamaz (piyasadaki sarı
eldivenler gibi).

El koruma çalışmalarında yerinizi alın. Unutmayın, bu sizin elinizde:

- İş için uygun el koruyucuyu takın. İş için doğru eldiveni aldığınızdan emin


olun. Emin değilseniz sorun.
- İşi yapmaya başlamadan önce düşünün — ellerinizden ne yapmalarını
bekliyorsunuz.
- Bir kaza olması durumunda acilen tedavi görün. Acil müdahale,
enfeksiyon gibi çok daha ciddi sonuçların yaşanmasını önleyebilir.
- Tüm yaralanmaları derhal amirinize bildirin. Amiriniz benzer bir
yaralanmanın tekrar etmemesi için kazanın detaylı anlatımına ihtiyaç
duyacaktır.

Unutmayın, işvereniniz ellerinizin yaralanmalardan korunması için üstüne


düşeni yapmaya hazırdır ancak el koruma işi bir takım işidir. Size düşen,
işvereniniz tarafından konulan emniyet kurallarını öğrenmek ve bu
kurallara riayet etmektir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İş Öncesi ve Sonrası Solunum Güvenliği

Gerekli hallerde GÖZ koruma önlemlerini almayı hepimiz düşünürüz. Söz


konusu AKCİĞERLERin korunması olduğunda da aynı duyarlılığı
göstermeye çalışın. Boya çözücüler, buharlar ve kaynak dumanı yenilir
yutulur maddeler değillerdir. Buharların, tozun ve hava ile taşınan
maddelerin boğaz ve akciğerlerinizde çeşitli rahatsızlıklara yol
açabileceklerini unutmayın. Her gün çok kısa süre ile havadaki kirleticilere
maruz kalsanız bile solunum koruyucu maskeleri kullanmayı ihmal
etmeyin.
HER MASKE, HER KİRLETİCİ İÇİN KORUMA SAĞLAMAZ! Çalışma
alanınızdaki kirleticiye uygun koruyucu niteliklere sahip solunum koruyucu
maskeyi seçin.
Maskeniz yüzünüze tam oturmadığı sürece sizi koruyamaz!
Akciğerlerinizi toz, kum ve dumandan korumak için maske takıyorsanız,
bu maskenin yüzünüze tam olarak oturduğundan emin olun. Maskenin
yüzünüze oturması için aşağıdaki iki uygulamayı yapın:
1. Burun kısmındaki parçayı burun kemeriniz üstüne oturacak şekilde
bastırarak sıkıştırın.
2. Maskenin yüzünüze tam oturması için iki lastiği birlikte çekin.
Soluk alıp verme zorlaşmaya başladığında maskenizi yenisi ile değiştirin.
Akciğerlerinizi BUHAR ve GAZLARdan korumak için gaz maskeleri
kullanıyorsanız, maske tam oturduğu halde çalışma ortamındaki
maddelerin TAT ve KOKUlarını ağzınızda hissettiğinizde veya soluk alıp
vermeniz güçleştiğinde, filtre kartuşlarını değiştirin.
Eğer kullandığınız maskenin yüze oturan kauçuk bir kısmı varsa, maskeyi
tekrar tekrar kullanmanız halinde yüzünüze gelen kısmı düzenli olarak
hafif sabunlu su ile yıkayın.

UNUTMAYIN: Çalışma süresince cebinizde sigara bulundurursanız;


cebinizdeki sigara, gün boyunca ortamda bulunan gaz ve buharları
absorbe eder, emer. Vardiyanız sırasında gaz maskesi kullanıyorsanız
sigaralarınızı başka bir yerde saklayın. Aksi halde maske kullanarak
akciğerlerinizden uzak tutmaya çalıştığınız kirleticiler; sigaranızın içinde
tekrar akciğerlerinize ulaşacaklardır
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Göz Emniyeti için Tedbirli Çalışma

Gözlerin herhangi bir şekilde kazara zarar görmesi, kalıcı görme kaybı ile
sonuçlanabilmektedir.
Gözleri ile ilgili hafif veya ciddi kazalar geçirmiş kişilerde, kişisel koruyucu
donanım kullanma ve gözler için emniyetsiz durumları ortaya çıkarma
konusunda bilinçlenme görülmektedir. Ancak henüz canı yanmamış diğer
çalışanlar tedbirsiz çalışarak bu tehlikeleri maalesef hafife almaktadır. Bu
noktada, görme yetimizi tehlikelerden korumak için alabileceğimiz ve
hatta almamız gereken tedbirlere değinmenin ve bunların üzerinde biraz
düşünmenin hepimize faydası olacaktır.
Gözlerinizin emniyeti için aşağıdaki kurallara uyun :
- Gözün zarar görme riskinin olduğu her işte, tam kapalı gözlük (google),
yüz siperi vb. uygun bir göz koruyucu kullanın.
- Kullanacağınız göz koruyucu kişisel donanımı kullanım öncesi kontrol
edin. Kirlenmiş, yağlanmış, çizilmiş, yıpranmış vb. hasar görmüş donanımı
kullanmayın ya temizleyin ya da daha iyisi veya yenisi ile değiştirin.
- Özellikle asit, kostik, vb. tehlikeli sıvı kimyasalların ambalajlarını açarken
çok dikkatli olun. Kapakların açılması esnasında kimyasal sıçrama /
püskürme tehlikesi ile gözlerin veya yüzün yaralanma riski vardır.
- Kimyasalların (buhar, toz, duman vb.) veya partiküllerin çalışma
havasında bulunduğu işyerlerinde asla kontakt lens kullanmayın. Kontakt
lens, bir iş güvenliği koruyucu donanımı değildir.
- Ufacık bir metal çapağının gözünüzü yaralaması an meselesidir, siz ne
olduğunu anlamadan bir saniyeden de kısa sürede kazaya uğrarsınız.
- Eğer gözünüze bir parçacık isabet ederse, sakın onu çıkarmak için gözünü
ovmaya kalkmayın. Gözü ovma hareketi adeta zımpara etkisi gösterir.
Parçacığı çıkarmak, için temiz ve ılık su çırparak gözünüzü yıkayın.
- Keski, tornavida, çekiç vb. el aletlerinde, aşınmış / yıpranmış başlara
karşı dikkatli olun.

Unutmayın, gözlerinizi işyeri tehlikelerine karşı koruyacak tek kişi sizsiniz.


Kullandığınız her aletin bir yedeği vardır ama gözlerinizin yedeği yoktur
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Genel Güvenlik – Senin Kararın

Çoğumuz işimizi mümkün olan en kısa zamanda ve en az çabayı sarf


ederek halletmek ister. Hepimiz işimizde kullandığımız enerji ile en çok işi
yapıyor olmak isteriz. Bu iyidir çünkü yeni ve daha etkili yöntemler
keşfetmemizi sağlar.
Ancak yanlış bir karar alırsak ya da tehlikeli bir kısa yol seçersek bu enerji
tasarrufu tutumu çok kötü olabilir.
Çocukken kapıdan girmek yerine çitlerden atlardık. Neden? Çünkü oraya
mümkün olan en kısa zamanda varmak istiyoruz ve bunu yaparken de en
az enerjiyi harcamak istiyoruz.
Bu konuda hiçbir şüphe yoktur ki, güvenli yol en kısa ya da en hızlı yol
değildir. Güvensiz yol çoğu zaman zamandan tasarruflu gibi görünürken
güvenli yol genellikle ekstra çaba gerektirir. Bu gibi durumlarla karşı
karşıya kaldığımızda, her birimizin bir sonraki adımı için bilinçli karar
vermesi gereklidir.
Bazen kendi kendimize neden güvensiz bir kısa yolu seçtiğimizle ilgili
sebepler ararız. Bu riske değdiğine, çünkü acelemiz olduğuna, bu işi
yaparken de muhtemelen yaralanmayacağımıza kendi kendimizi ikna
ederiz.
Merdivenin üzerinde çalışan elektrikçiyi ele alalım. Biraz daha uzanarak
yapması gereken çok az kalan bir işi dışında, neredeyse tüm işini tamamen
bitirmiştir ve bir karar vermesi gerekir, ya aşağı inecek, merdiveni biraz
öteleyerek işini güvenli bir biçimde bitirecek ya da kısa yolu seçecek.
Kısayolu seçtiğini varsayalım. Başına hiçbir kaza gelmeden işini bitirebilir
ya da düşebilir ve hayatını tümden etkileyecek bir sakatlık yaşayabilir, ya
da ölebilir. Sonuç ne olursa olsun, kararında şans faktörü varsa bu iyi bir
karar değildir.
Üşendiği için gözüne koruyucu gözlüklerini takmadan beton kıran bir
çalışan da yanlış bir karar vermiştir.

Unutmayın, hep bir seçeneğiniz var ama doğru yola karar vermek sizin
elinizde. Güvenli yol muhtemelen en kısa ya da en hızlı seçenek
olmayacaktır ama bu sizin kararınız…
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
Bel Kemiğinin (Sırtın) Korunması – Fark Yaratabilirsiniz

Bu kadar ağırlığı neden tek başıma kaldırmaya çalışıyorum. Ağır bir şeyi
kaldırdıktan sonra veya uygun olmayan bir pozisyonda ağırlığı kaldırdıktan
sonra bunları düşündüğünüz oldu mu hiç? Bu olaylar belkemiğinizdeki
zorlanmaya neden olan iyi bildiğiniz nedenlerdir ama belkemiğinizde
zedelenmeye yol açan diğer belli başlı faktörleri dikkate almayabilirsiniz.
Belkemiği (sırt) sağlığını birçok koşullar etkiler.
Sabit pozisyonlar-yeterince hareket etmemek de belkemiği problemlerine
neden olabilir.
Kötü vücut yapısı ve kötü kaldırma alışkanlıkları, sırtta yaralanmayı
tetikler, genel fiziksel durum da kötüyse, bunun olması daha da muhtemel

Zedelenmelerden kaçınmada yardım için bu teknikleri hatırlayın:


*Kaldırma yaparken hızlı ve ani hareketler yapmaktan sakının.
*Aynı anda eğilme ve bükülme hareketlerini yapmaktan sakının.
*Yükü çok uzak tutmaktan sakının. Yükü vücudunuza yakın tutun.
*Takım Çalışması! Yük çok ağırsa, 2 kişi yükü taşımalı.

Uygun olmayan yük kaldırma, sırttaki incinmelerin tek nedeni değildir. İyi
bir fiziksel ve ruhsal durumda olmayan kişi de sırt problemleri için yüksek
risk altındadır.

Karar Senin —Vücuduna iyi bak ve bel kemiğini kurtar


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Makinalardaki Koruyucu Ekipmanlar

İşinizi yaparken makinanızdaki koruyucu ekipmanınızı bir engel gibi mi


görüyorsunuz? Bazen bu mekanizmanın şimdi burada ne işi var, olmasaydı
işimi daha rahat ve kolay yapardım diye düşündüğünüz oluyor mu? Eğer
sizin için işler böyleyse ellerinize belki de son kez bakıyorsunuz.

İstatistikler gösteriyor ki; her 10 “gün kayıplı kaza(LTI)”dan 3’ ü eller ve


kollarda meydana geliyor ve “uzuv kayıplı kaza”ların neredeyse %10’ u
makinalardan kaynaklanıyor.

Makinalardaki koruyucular, koruma amaçlı dizayn edilmiştir.


Operatörlerin tesadüfen ya da dikkat dağınıklığı sonucu bir kazaya mahal
vermeyerek, olabilecek en güvenli seviyeyi sağlayacak şekilde
tasarlanmışlardır.

Makinalardaki koruyucu aparatlar direkt olarak hareketli parçalara karşı


koruma sağlar; çapaklardan, geri tepmelerden ve metal ya da aşındırıcı
sıvıların sıçramasından. Aynı zamanda koruyucu aparatlar çalışanları
mekanik ve elektrik kaynaklı tehlikelerden de korur.

- Bir makinada çalışmaya başlamadan önce makina koruyucularının uygun


olduğundan ve çalıştığından emin olun.
- Makinaları kesinlikle korumaları olmadan çalıştırmayın.
- Eğer makina koruyucu aparatları (ekipmanları) eksilmiş, hasar görmüş ya
da kaybolmuş ise bir an önce ilk amirinize haber verin.
- Makina koruyucu aparatlarını asla ilk amirinizin onayı olmadan
kaldırmaya çalışmayın.

Unutmayın!!! Makinalardaki koruyucu ekipmanlar (aparatlar) sizin


sağlığınızı ve güvenliğinizi korumak için oradalar. Etkin bir biçimde sizi
korumaya devam etmelerini istiyorsanız, periyodik bakımlarını yaptırmayı
unutmayın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ

Basınçlı Hava

Basınçlı hava yanlış kullanıldığında ciddi yaralanmaya ve hatta ölüme


neden olabilir.
Basınçlı hava yardımıyla elbiselerimizdeki veya vücudumuzdaki tozu, kiri
temizlemek çok tehlikeli bir uygulamadır.
Yüksek basınçla çarpan hava gözleri yuvalarından çıkarabilir, ciğerleri,
bağırsakları veya kulak zarını yırtabilir, patlatabilir.
Kan akış sistemine giren hava ölüme dahi neden olabilir.
Basınçlı hava kullanırken kendinizi ve etrafınızdakileri koruyunuz,
aşağıdaki güvenlik yönergelerinin farkında olunuz;
1. Hiçbir zaman hava hortumunu şakalaşmak ya da üzerinizdeki tozu
temizlemek için kendinize veya başkasına tutmayın.
2. Basınçlı havayı uygun güvenlik gözlüğünüz olmaksızın temizlik için
kullanmayınız.
3. Eğer basınçlı havayı işinizde kiri temizlemek için kullanmanız
gerekiyorsa, uygun hortum başı kullanarak hava basıncını 30 psi (≈2bar)
veya daha düşük basınca düşürünüz. Çalışma alanının etrafına koruyucu
paravan çekiniz ya da etrafta çalışanların uçuşan parçacıklara güvenli
mesafede durduklarından emin olun.
4. Basınçlı havayı kullanmadan önce, hava hortumunu hasar ya da hata
yapma ihtimaline karşı kontrol edin. Bağlantıların ve kaplinlerin sıkı
olduğundan emin olun.
5. Hava hattındaki bir hortum çıkarılmadan önce hava kapatılmalı ve hat
üzerinde kalan hava boşaltılmalıdır.
6. Hava hortumlarını, takılma tehlikesi yarattıkları, araçların, kapıların ve
düşen ekipmanların zarar verebilecekleri zeminden uzak tutun. Mümkün
olan yerlerde hava hortumlarını baş üstünde asın.
7. Basınçlı havayı hiçbir zaman yanıcı sıvıların aktarımında kullanmayın.

Unutmayın, basınçlı hava diğer iş ekipmanları gibi değerli ve iş kazandırıcı


bir araçtır. Doğru şekilde kullanın…
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
GELECEK NESİLLERE SU BIRAKIN
Suyun hayatımızdaki önemi kuşkusuz tartışılmaz. Susuz bir hayatı
düşünemeyiz. Peki gelecek nesiller açısından suyu tasarruflu kullanmamız
neden çok önemli, hiç düşündünüz mü?
Şimdi sizlere bu konuda rakamlarla bazı bilgiler vereceğim.
Dünyamızdaki toplam su rezervi yaklaşık 1,4 milyar km³. Dünya su rezervinin
yalnızca % 2,5 kadarı tatlı sulardan oluşuyor. Geri kalanı ise tuzlu su.
Dünyadaki tatlı suların ise;
• %70 kadarı buzullarda ve dağlık bölgelerde kalıcı kar şeklinde bulunuyor
ve kullanımımıza elverişli değil.
• %30 kadarı yer altı suları. Bu sular; yüzey altından başlayıp derinliği
2000 metreye kadar değişen rezervuarlarda, nemli topraklarda,
bataklıklarda ve kutuplardaki donmuş topraklarda bulunuyor.
• %0,3 kadarı tatlı su göllerinde ve nehirlerinde bulunuyor.
• %0,0004 kadarı ise atmosferde bulunuyor.
Dünyadaki tüm tatlı suların kullanımımıza elverişli olan miktarı ise, yaklaşık
200.000 km ³ bu miktarın dünyadaki tüm tatlı suların %1’inden az olduğunu
unutmayalım.
Kullanımımıza elverişli tatlı suların da, yaklaşık %70’inin sulamada, %22’sinin
sanayide, %8’inin de evsel amaçlı olarak kullanıldığı bildiriliyor.
Geçtiğimiz yüzyılda, Dünya nüfusu 3 kart arttı ve su tüketimi hızı, Dünya
nüfus artışının iki katından fazla oldu. Yaşadığımız 21. yüzyıla bakacak
olursak, bulunduğumuz 2011 yılında yaklaşık 7 milyar olan Dünya
nüfusunun, 2050 yılında yaklaşık 9 milyara ulaşması bekleniyor. Mevcut
durumda giderek artan sayıdaki bölgede kronik su sıkıntısı yaşanıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu olan FAO’nun tahminlerine göre,
2025 yılında Dünya’da 1,8 milyar kişi tümüyle su sıkıntısı yaşayacak. Aynı yıl,
Dünya nüfusunun üçte ikisinin de su nedeniyle stresli şartlar altında olması
bekleniyor.
2025 yılına fazla bir zaman kalmadı. Yalnızca gelecek nesillerin değil, 10-15
yıl sonra bizlerin de su sıkıntısı çekmesi kaçınılmaz görünüyor.
İşte tüm bu nedenlerle evde veya işte suyu tasarruflu kullanmamız çok
önemli. Tasarruf edeceğimiz her damla suyun gelecek nesillere
bırakacağımız en kıymetli miraslardan biri olduğunu unutmayın.
Gelecek nesillere su bırakın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ATIK PİL / AKÜMÜLATÖRLERİN ÇEVREYE ETKİLERİ
Kullanım Yerleri :
Evlerde, işyerlerinde, ulaşımda ve sanayide önemli miktarda pil kullanılmaktadır. Piller
/ aküler, araçlarda, motorlarda, elektronik cihazlarda, saatlerde, kameralarda, hesap
makinelerinde, işitme aletlerinde, kablosuz telefonlarda, oyuncaklarda v.b. yerlerde
geniş bir kullanım alanı bulmaktadır. Son yıllarda artan pil kullanımı insan sağlığı ve
çevre için potansiyel tehlike oluşturmaktadır.
Çevreye Etkileri :
Piller/aküler çöpe/doğaya atıldığı zaman, çöp sahasında/doğada zamanla bozularak
bazı tehlikeli ve zararlı maddeler (civa, kadmiyum, kurşun) serbest hale geçer. Atık
piller/aküler çöpe atıldığı zaman hava, su ve toprak kaynaklarını kirletir.
Sızıntı suyu ile birlikte yer altı sularının, toprağın ve yüzeysel suların kirlenmesine
neden olur. Kirlenen yer altı sularını arıtmak çok pahalıdır.
Pildeki cıva miktarı 800.000 litre suyu kirletir.
Sağlığa Etkileri :
Kurşun (Pb):
Kurşun vücuda solunum, içme suyu ve gıda zinciri yolu ile girer. Vücuda giren kurşun
ciğerlere kadar ulaşır ve ciğerlerde yavaş yavaş absorbe edilerek kana karışır.
Kadmiyum (Cd) :
Vücut kadmiyumu kalsiyum gibi algılar ve kadmiyum vücutta birikmeye başlar. Vücutta
kalsiyum eksilmesinden dolayı kemikler yavaş yavaş zayıflamaya başlar. Ayakta durmak
hatta öksürmek bile kemiklerin kırılmasına hatta iskelet ufalanarak neticede hastanın
ölmesine neden olur.
Yapılması Gerekenler:
 Kullanılmış pillerin/akülerin tehlike oluşturmaması için ayrı toplanması, taşınması
ve geri kazanılması gerekmektedir.
 Yasalar gereği de tüketiciler pilleri/aküleri geri toplamak ve doğru şekilde
bertarafını sağlamak zorundadır. Özellikler cıva oksit, gümüş oksit, nikel-
kadmiyum veya sızdırmaz kurşun-asit bataryalar/piller/aküler çöpe/doğaya
kesinlikle atılmamalıdır.
 Piller/aküler diğer atıklardan ayrı toplanmalıdır.
 Pil hücresindeki bileşiklerle çıplak elle direk temas edilmemelidir. Pilin asidik veya
bazik elektroliti, deri sulanmasına ve yanmasına neden olabilir.
 Piller/aküler ateşe atılmamalıdır.
 Piller çantada açıkta taşınmamalıdır.
 Pilleri muhafaza ederken kısa devre oluşturucu veya herhangi yük boşaltıcı
yerlerden (metalik malzemeler gibi) uzak tutulmalıdır.
- Pillerdeki cıva, kadmiyum ve kurşun gibi zehirli ağır metaller insan sağlığı için
çok tehlikelidir.
- Akmış piller/aküler çok tehlikelidir. Eldivensiz dokunulmamalıdır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ATIK HİYERARŞİSİ
Atığın ne olduğunu hepimiz biliyoruz, ancak yasal açıdan atık tanımına
tekrar bir bakalım. Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmelik’te
“atık” şu şekilde tanımlanıyor: “Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan,
çevreye atılan veya bırakılan ve Yönetmelikteki sınıflarda yer alan herhangi
bir maddedir”.
Kuruluşumuzdaki faaliyetler sonucunda pek çok farklı türde atık oluşuyor.
Bunların arasında tehlikeli atıklar olabildiği gibi tehlikesiz atıklar da
olabiliyor. Peki bu atıklar oluştuktan sonra ne yapılması gerektiğine, atıklar
için en uygun seçeneğin ne olduğuna, nasıl karar veriliyor, hiç düşündünüz
mü? İşte bu noktada atık hiyerarşisi önem kazanıyor, çünkü atıklar
oluştuktan sonra, hatta oluşmadan önce, atıklar için en uygun seçeneğin
hangisi olduğuna atık hiyerarşisi göz önünde bulundurularak karar veriliyor.
Atık hiyerarşisini, atık yönetimi seçeneklerinin çevre açısından en fazla
tercih edilmesi gerekenden, en az tercih edilmesi gerekene doğru
sıralanması olarak tanımlayabiliriz. Bu doğrultuda, atık hiyerarşisi başlıca
aşağıdaki adımlardan oluşmaktadır:
1. Önleme/Azaltma
2. Geri Dönüşüm
3. Enerji Geri Kazanımı
4. Bertaraf
Hızla devam eden ekonomik büyüme, şehirleşme, nüfus atışı ve refah
seviyesinin yükselmesi atık türleri ve miktarındaki artış her bir atık türü için
ayrı yönetim sistemi kurmak yerine tüm atıkları içine alan entegre bir
yaklaşımın gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Entegre atık yönetiminin temeli,
atık yönetimi, atık önleme, atık azaltma, yeniden kullanım, geri dönüşüm,
enerji geri kazanma, bertaraf hiyerarşisine dayanmaktadır. Atık yönetimi
konusunda ülke olarak daha iyi bir yönetim modelini oluşturabilmemiz için
evlerimizden başlayarak daha bilinçli ve sorumlu davranmamız
gerekmektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ATIK OLUŞUMU ÖNLEME VE GERİ DÖNÜŞÜM
1. Önleme/Azaltma
Atık hiyerarşisinde birinci öncelik atıkların kaynaklarında oluşumlarının önlenmesi, bu
mümkün değilse de azaltılmasıdır. Bazı örnekler verilebilir:
• Doğal kaynakların olabildiğince az kullanıldığı temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve
kullanılması,
• Daha az tehlikeli özelliğe sahip madde kullanımı
• Ürünlerin kullanım ömürlerinin uzatılması
• Ürünlerde kullanılan ambalaj miktarının azaltılması
• Malzemelerin büyük hacimlerde satın alınması
• Elektronik ortamda iletişime ağırlık verilmesi
• Atık olarak ayrılan maddelerin tekrar kullanımı
Atıkları kaynakta önleme/azaltmanın çevre açısından başlıca faydaları ise şu şekilde
sıralanabilir:
• Doğal kaynakların korunması
• Enerji tasarrufu
• Kirlenmenin azaltılması
• Tehlikeli atıkların azaltılması
• Mali tasarruf
2. Geri Dönüşüm
Atık hiyerarşisinde ikinci öncelik atıkların geri dönüşüm olanaklarının araştırılmasıdır.
Geri dönüşüm aşağıdakileri içeren faaliyetler serisidir:
• Geri dönüştürülebilir malzemelerden oluşan atıkların toplanması
• Geri dönüştürülebilir malzemelerin türlerine göre ayrılması ve prosesten
geçirilerek ham madde haline getirilmesi
• Ham maddelerden yeni ürünlerin üretimi
Geri dönüşüm aynı zamanda gıda atıkları, bahçe atıkları ve diğer organik atıkların
kompostlanması yoluyla kompost elde edilmesini de içermektedir.
Geri dönüşümde kullanılan proseslerin çevresel etkileri olmakla birlikte, çevre
açısından başlıca faydaları ise şu şekilde sıralanabilir:
• Sera gazlarının oluşumunun azaltılması
• Atıksu oluşumunun azaltılması
• Enerji tasarrufu
• Sanayi için değerli ham madde temini
• İstihdam yaratılması
• Temiz teknolojilerin gelişiminin tetiklenmesi
• Çocuklarımızın geleceği için doğal kaynakların korunması
• Yeni atık depolama alanları ve atık yakma tesisi ihtiyaçlarının azaltılması
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ENERJİ GERİ KAZANIMI VE BERTARAF
1. Enerji Geri Kazanımı
Atıklardan enerji geri kazanımı; geri dönüştürülmesi mümkün olmayan atık
malzemelerin; yakma, gazlaştırma, piroliz, havasız arıtma ve düzenli depolama sahası
(landfill) gazı elde edilmesi dahil olmak üzere muhtelif prosesler yoluyla kullanılabilir
ısıya, elektriğe veya yakıta dönüştürülmesidir. Atıklardan enerji geri kazanımı prosesleri
doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunmakla birlikte, titizlikle yönetilmedikleri
takdirde genel olarak önemli çevresel etkilere sahip proseslerdir.
2. Bertaraf
Atık yönetimi stratejilerinde çevresel açıdan en son tercih edilmesi gereken seçenek,
oluşan atıkların bertaraf edilmesidir. Düzenli atık depolama sahaları (landfill) atık
bertarafının en bilinen şekli olup, aynı zamanda entegre bir atık yönetim sisteminin de
önemli bir bileşenidir. Ülkemizde bulunan düzenli depolama sahalarının tasarımı,
işletilmesi, sahalara atık kabulü, kapasitesi dolan sahaların kapatılması vb. faaliyetler
hâlihazırda 01 04. 2010 tarihinde yürürlüğe giren Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair
Yönetmelik çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
Düzenli depolama sahalarında yer kazanmak amacıyla atıkların yakma tesislerinde
yakılması da mümkündür. Düzenli depolama sahalarındaki havasız ortamda ayrışan
atığın yan ürünü olarak oluşan metan gazı toplanarak elektrik üretiminde yakıt olarak
kullanılabilmektedir. Düzenli depolama sahaları ömrünü doldurduğunda üzeri
kapatılarak parklar, golf sahaları ve kayak pistleri gibi rekreasyon amaçlı
kullanılabilmektedir.
Çalışanlara düşen görevler:
• Faaliyetlerimiz sonucunda oluşan atıkların öncelikle kaynağında
önlenmesi, bu mümkün değilse atık oluşumunun azaltılması, ya da atıkların tehlikeli
özelliklerinin azaltılması için neler yapabiliriz, fikirlerinizi bizlerle paylaşın.
• Faaliyetlerimiz sırasında oluşan atıkları türlerine uygun kaplara atın. Farklı
türdeki atıkları kesinlikle birbirleri ile karıştırmayın. Tehlikesiz özellikteki atıklara
tehlikeli atık karıştırıldığında, tüm karışımın tehlikeli atık olarak bertaraf edilmesi
gerektiğini, bunun da gerek çevresel açıdan, gerekse mali açıdan zarar verdiğini
unutmayın.
• Atıkların ayrılması, toplanması, taşınması sırasında su, hava, toprak, bitki
ve hayvanlar için risk yaratmayacak, gürültü, titreşim ve koku yoluyla rahatsızlığa
neden olmayacak, doğal çevrenin olumsuz etkilenmesini önleyecek ve böylece çevre ve
insan sağlığına zarar vermeyecek yöntem ve işlemleri kullanın.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ NEDİR ?
Küresel ısınma ve iklim değişikliği sıklıkla duymaya başladığımız iki
tanımlama. Peki küresel ısınma ve iklim değişikleri ne anlama geliyor?
Küresel Isınma, dünyanın yüzeyine yakın ortalama sıcaklığının güncel ve
düzenli artışı anlamına gelmektedir. Çoğunlukla, atmosferdeki sera etkisine
neden olan gazların konsantrasyonlarının artmasıyla meydana gelir. Küresel
ısınma iklim modellerinde değişime neden olur. Ancak, küresel ısınma iklim
değişikliğinin sadece bir yönünü temsil eder.
İklim değişikliği, uzun bir sürede gerçekleştirilen iklim ölçümlerinde
herhangi bir önemli değişiklik anlamına gelir. Diğer bir deyişle, iklim
değişikliği onlarca yıl veya daha uzun zaman dilimi içerisinde, sıcaklıklar,
yağış miktarları veya rüzgar modelleri ve diğer etkiler arasındaki büyük
değişimleri içerir.
İklim Değişikliği Gerçekleşiyor:
Dünyamız ısınıyor. Geçen yüzyılda Dünya’nın ortalama sıcaklığı 0,8 °C arttı
ve önümüzdeki yüzyılda 1,1 ila 6,3 °C artması öngörülüyor. Dünyamızın
ortalama sıcaklığındaki küçük değişiklikler, iklim ve hava koşullarında büyük
ve tehlikeli değişikliklere neden olabilir.
Artık gün gibi aşikar, artan küresel sıcaklıklara iklim ve hava değişiklikleri
eşlik etmiştir. Birçok bölgede yağışlarda değişiklikler görülmüştür, böylelikle
daha fazla taşkın, kuraklık veya yoğun yağış ile beraber daha sık ve şiddetli
ısı dalgalanmaları olmaktadır. Dünyamızın okyanusları ve buzulları da büyük
değişikliklere uğramaktadır. Okyanuslarımız ısınmakta ve asitliği artmakta,
buzullar erimekte ve deniz seviyeleri yükselmektedir. Bu ve diğer
değişiklikler önümüzdeki yıllarda daha da belirgin hale geldikçe,
toplumumuz ve çevre açısından zorlukların ortaya çıkması muhtemeldir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
İnsanlar Son İklim Değişikliğinden Büyük Ölçüde Sorumludur
Geçtiğimiz yüzyılda, insan kaynaklı faaliyetler çok büyük miktarlarda
karbondioksit ve sera gazlarını atmosfere salmıştır. Sera gazlarının büyük bir
bölümü enerji üretmek için fosil yakıtların yakılmasından,
ormansızlaştırmadan, endüstriyel süreçlerden ve atmosfere gaz salan bazı
tarımsal uygulamalardan kaynaklanmaktadır.
Sera gazları dünyanın etrafını saran bir battaniye gibidir, atmosferdeki
enerjiyi tutar, dışarı bırakmaz ve ısınmaya neden olur. Bu olaya sera etkisi
denmektedir. Sera etkisi, dünya üzerinde hayatın devam etmesi için gerekli
ve doğal bir olaydır. Ancak, sera etkisine neden olan gazların artması, dünya
ikliminin değişmesine yol açabilir ve bu durum insan sağlığı ve refahına ve
ekosisteme tehlikeli etkiler ile sonuçlanabilir.
Şu anda yapacağımız seçim, yakın gelecek ve önümüzdeki yıllar içerisinde
atmosfere bırakacağımız sera gazlarının miktarını etkileyecektir.
İklim Değişikliği Herkesi Etkiler:
Yaşamımız iklime bağlıdır. İnsan toplulukları, birkaç bin yıl önce sona eren
buz devrinden sonra, nispeten istikrarlı bir iklime adapte olmuşlardır. Isınan
bir atmosfer su kaynaklarını, tarımı, enerji ve ulaşım sistemlerini, doğal
çevreyi ve hatta insan sağlığı ve güvenliğini etkileyecek değişiklikleri
beraberinde getirebilir.
İklimde ki bazı değişimler kaçınılmaz. Karbondioksit atmosfer içerisinde
yaklaşık olarak bir yüzyıl kadar kalabilir, bu demektir ki dünyamız
önümüzdeki yıllarda da ısınmaya devam edecektir. Sıcaklık arttıkça, iklim ve
dünya sistemi üzerinde ciddi değişikliklerin olma ihtimali de artmaktadır.
İklim değişikliğinin tam etkilerini tahmin etmek zor olsa da, açık olan bir şey
var ki o da alışık olduğumuz iklimin, geleceği tahmin etmek için artık
güvenilir bir rehber olmadığıdır.
İklim değişikliğinin nedeniyle karşı karşıya olacağımız riskleri azaltabiliriz.
Sera gazı kirliliğini azaltacak seçenekleri seçerek ve devam eden değişimlere
hazırlanarak, iklim değişikliğinden dolayı riskleri azaltabiliriz. Bugün
yapacağımız seçimler çocuklarımızın yaşadığı ve torunlarımızın yaşayacağı
dünyayı şekillendirecektir.
Bir Fark Yaratabiliriz:
Evinizde, yolda, iş yerinizde sera gazlarının salınımını azaltacak adımlar
atarak iklim değişikliği ile ilgili riskleri azaltabilirsiniz. Atacağınız adımların
çoğu para tasarrufu sağlayacağı gibi; yürüyerek veya bisikletle işi gitmek gibi
adımlar sağlığınıza olumlu katkı yapabilir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
GELECEĞİMİZ İÇİN “ CO2 ” AZALTIMINA HEMEN BAŞLAYABİLİRSİNİZ !

EVLERİMİZDE YAPABİLECEKLERİMİZ İŞ YERİNDE YAPABİLECEKLERİMİZ


1. Kullanmadığınız cihazlarınızı 1. Masanızdan uzun süre
tamamen kapatın (ışıklar, televizyon, ayrıldığınızda bilgisayarınızı ve
bilgisayar, vb..) monitörünüzü açık bırakmayın.
2. Bulaşık ve çamaşır makinenizi tam 2. Ofisten çıkınca ışıkları mutlaka
yükle çalıştırın; bu şekilde su, elektrik kapatın.
ve deterjan tasarrufu sağlarsınız. 3. Gereksiz çıktı almayın.
3. Çaydanlığa kullanacağınız kadar su Kullanılmayan ve tek tarafı
doldurun. baskılı kağıtları mümkün
4. Cep telefonunuz şarj olur olmaz olduğunca tekrar kullanın.
şarjdan alın. 4. Kullanmadığınız diğer
5. Düzenli aralıklarla buzdolabınızın elektronik cihazları şarjda
veya derin dondurucunuzun buzunu vb.. çalışır durumda
çözün. bırakmayın.
6. Çamaşırlarınızı makinede kurutmak 5. Gördüğünüz enerji kayıplarını
yerine asarak kurutun. mutlaka ilgili departmanına
7. Kaloriferin zamanlayıcı ayarını bildirin.
kontrol edin; işe gittiğinizde evi
ısıtmanın bir anlamı yoktur.
8. Düzenli aralıklarla
buzdolabınızın/derin dondurucunuzun
buzunu çözün.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
SU KİRLİLİĞİ VE KONTROLÜ
Su kirliliği, su kalitesinin mevcut fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin
herhangi bir kullanım şeklini engelleyebilecek derecede bozulmasıdır.
Noktasal kirlilik, bir su havzasının su borusu veya hendek gibi belli bir
noktadan kaynaklanan atıklarla kirlendiğini gösterir. Bu tür kirliliğin
kaynakları arasında bir arıtım tesisinden boşaltılan evsel atıklar, fabrika
atıkları veya rögar taşkınları yer almaktadır.
Yayılı kirlilik, belirli ve tek bir kaynağı olmayan, yayılmış durumdaki
kirliliklere verilen addır. Bu tür kirliliğin nedeni, küçük oranda bazı kirletici
maddelerin zamanla birikerek bir yerde yığılmasıdır. Bir tarım arazisinde
gübrelenmiş alanlardan sızan ve zamanla biriken azotlu bileşiklerin
oluşturduğu kirlilik buna en bilinen örnektir.
Su kirliliğine neden olan unsurları genel olarak dört ana başlık altında
toplamak mümkündür. Bunlar sırasıyla,
a) Hızlı Nüfus artışı
b) Plansız Kentleşme
c) Plansız Sanayileşme
d) Tarımsal mücadele ilaçları ve kimyasal gübreler.
Yukarıda belirtilen dört ana başlık içerisinde yer alan endüstriyel ve
kentleşmenin önemi tartışılmazdır. Endüstri kuruluş atıklarının arıtılmadan
akarsulara verilmesi veya bu atıkların toprağa gömülmesi sonucu bu atıklar
yağmur sularına karışarak yeraltı sularının kirlenmesine sebep
olabilmektedir.
 Kirli su miktarını artırmamak için gereksiz yere su harcanmasından
kaçınılmalıdır.
 Sulara boşaltılacak atıklar artıklar zararlı maddelerden temizlenmeli,
Endüstri kuruluşlarına, arıtma tesisi kurma koşulu getirilmelidir.
 Kullanılmış şişe, kâğıt, cam, plastik, metal gibi atıklar, bu maddelerin
yeniden üretiminde sanayi ham maddesi olarak kullanılmalıdır.
 Tarımda; DDT gibi sağlığa zararlı olan mücadele ilaçları kullanılmamalı,
bunun yerine biyolojik kontrol yöntemleri uygulanmalıdır.
 Toprak erozyonu kontrol altına alınmalıdır.
 İçme suyu rezervlerinin yakınlarında yerleşime izin verilmemelidir.
 Temizlenmesi zor, sağlığa zararlı sentetik deterjanlar kullanılmamalıdır.
 Bu önlemleri uygulayabilmek için ve çevreyi korumak için insanlar
eğitilmelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
TOPRAK KİRLİLİĞİ VE KONTROLÜ
Toprak kirliliği, katı, sıvı ve radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından fiziksel,
kimyasal ve biyolojik özelliklerinin bozulmasıdır.
Toprak insan biyosferinin en temel öğesidir. Topraklarda meydana gelecek
tüm olumsuz değişimler insan yaşamını kuvvetle etkileyecek güce sahiptir.
İnsanların geçmişten gelen ve geçmişte zararları fark edilmemiş olan
alışkanlıkları, bu gün toprak kirlenmesi ve bununla birlikte ortaya çıkan
yeraltı ve yüzey sularının kirlenmesi sonuçlarını getirmektedir.
Yirminci asrın başından itibaren modern tarıma geçilmesi ve sanayileşmenin
hızlanması ile birlikte, toprak kirliliği de bir çevre sorunu olarak ortaya
çıkmaya başlamıştır. Daha önceki asırlarda kullanılan güç ve enerji
kaynaklarının yetersiz olması, nüfusun azlığı, endüstrinin henüz gelişmemiş
olması sebebiyle toprakta da herhangi bir kirlenme söz konusu değildi.
Özellikle yirminci yüzyılın ortalarına doğru hızlı nüfus artışı ile birlikte, tarım
ve diğer alanlardaki sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak,
toprak kirliliği de artmaya başlamıştır.
TOPRAK KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ
1) Ev, işyeri, hastane, ve sanayi atıkları
2) Radyoaktif atıklar
3) Hava kirliliği oluşan asit yağmurları
4) Gereksiz yere aşırı yapay gübre ve ilaçlama yapılması
5) Suların kirletilmesi ve bunun sonucunda su kirliliğini toprak kirliliğine
neden olması ve özellikle toprak kirliliğinin yeraltı sularının kirlenmesine
neden olmaktadır.
Toprak kirliliğinin azaltmak ve önlemek için aşağıda yer alan adımlar
izlenmelidir;
1) Verimli topraklar izerinde sanayi ve yerleşim alanları kurulmamalı ve yeşil
alanlar çoğaltılmalı
2) Ev ve sanayi atıkları toprağa zarar vermeyecek şekilde depolanmalı ve
toplanmalı
3) Tarım ilaçlarının ve yapay gübre kullanımlarında yanlış uygulamalar
önlenmeli
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
SERA GAZLARININ KAYNAĞI

Daha önce bahsetmiştim; Sera gazları ısıyı yakalar ve dünyamızı ısıtır.


Geçmiş 150 yıl içerisinde sera gazlarındaki artışın hemen hemen hepsinden
insanoğlunun faaliyetleri sorumludur. Türkiye’deki sera gazlarının en büyük
kaynaklarını, birinci sırada enerji kaynaklı emisyonlar, ikinci sırada
endüstriyel işlemler oluştururken, atık bertarafı ve tarımsal faaliyetler ise
sıralamayı takip etmektedir.
Peki, Türkiyedeki sera gazı kaynakları nelerdir:
• Enerji (2010 yılı verilerine göre sera gazlarının %71’i) – En fazla
miktarda sera gazı üreten elektrik üretimidir. Elektrik eldesinin büyük bir
kısmı kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtların yakılması ile elde edilmektedir.
• Endüstri (2010 yılı verilerine göre sera gazlarının %13’ü) –
Endüstri kaynaklı sera gazı üretimi, hem ürünlerin eldesinde gerekli olan
enerjinin temin edilmesi için fosil yakıtların yakılmasından, hem de
hammaddeden ürün elde edilmesi sırasında meydana gelen kimyasal
olaylardan kaynaklanmaktadır.
• Atık Bertarafı (2010 yılı verilerine göre sera gazlarının %9’u) –
Sera gazlarının büyük bir çoğunluğu atık bertaraf sistemlerinden ve atıksu
arıtmadan kaynaklanmaktadır. Çimento fabrikaları Çevre ve Şehircilik
Bakanlığından lisans alarak atık plastik, araç lastikleri, atık yağları
yakabilmektedir.
• Tarımsal Faaliyetler (2010 yılı verilerine göre sera gazlarının
%7’si) – Türkiye’de tarım kaynaklı sera gazları, ürünlerin üretilmesi ve
işlenmesinden, canlı hayvanlardan (ineklerin bağırsak gazlarından ve
gübrelerden), pirinç ekimi ve anız yakılmasından kaynaklanmaktadır.
Emisyonlarda Artışlar-Düşüşler:
Yıl bazındaki gaz salınımlarında artışlar ve azalmalar olabilmektedir. Bunun
çeşitli nedenleri bulunmakla beraber, bunlar; ekonomi, petrol fiyatları,
yazların daha sıcak olması gibi birçok etken olabilmektedir.
Türkiye’de karbondioksit eşdeğeri olarak 2010 yılı toplam sera gazı
emisyonu 1990 yılına göre %115 artış göstermiştir. 2010 yılında kişi başı
Karbondioksit (CO2) eşdeğer emisyonu 5.51 ton/kişi olarak hesaplanmış
olup, bu değer 1990 yılında 3.39 ton/kişi’dir. Yani başka bir deyişle, 2010
yılında her birey 6 adet Doğan marka araç ağırlığına eşdeğer sera gazının
atmosfere atılmasına neden olmuştur.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
TEHLİKELİ ATIKLAR

Tehlikeli atıklar; çevre ve insan için tehlike arz eden yanıcı, yakıcı, kanserojen, patlayıcı,
tahriş edici ve zehirli atıkların tümüne verilen genel bir isimdir. Tehlikeli nitelikli atıklar
özellikle içerdikleri zararlı kimyasallar ve diğer maddeler nedeniyle insan ve çevre
sağlığına kalıcı zararlar verebilmektedir. Bu tür atıkların özel yöntemlerle toplanması,
taşınması, geri kazanılması veya bertaraf ettirilmesi gerekmektedir. Evlerimizden
kaynaklanan deterjan kutularından, pillere, arabalarımızdan kaynaklanan yağlara ve
akülere ve iş yerlerimizden kaynaklanan çeşitli atıklara kadar, günlük hayatımızın içinde
yer alan pek çok atık insan ve çevre sağlığı açısından tehlikeli özellikler taşımaktadır. Bu
atıklara endüstrinin çeşitli kollarından çıkan tehlikeli atıklar da eklendiğinde ortaya
ciddi şekilde yönetimi gereken binlerce ton atık çıkmaktadır.
HANGİ ATIK MADDELERİ TEHLİKELİ ATIK OLARAK NİTELENDİREBİLİRİZ?
ATIK YAĞLAR
BİTKİSEL ATIK YAĞLAR
YAĞ VE KİMYASAL BULAŞMIŞ METAL TALAŞLAR VE METALLER
YAĞ VE KİMYASAL BULAŞMIŞ ELDİVEN, KIYAFET, AYAKKABI VE BEZLER
YAĞ VE KİMYASAL VARİLLERİ VE KUTULARI
BOYA VARİLLERİ VE KUTULARI
DETERJAN KUTULARI
BOYA TOZLARI
FLORESANLAR
PİLLER
FİLTRELER
TIBBİ ATIKLAR
AKÜLER
Tehlikeli atıkların tehlike oluşturmaması için yapılması gerekenler;
 Ayrı toplanması, taşınması ve geri kazanılması gerekmektedir.
• Yasalar gereği de tüketiciler tehlikeli atıkları geri toplamak ve doğru şekilde
bertarafını sağlamak zorundadır. Çöpe/doğaya kesinlikle atılmamalıdır.
• Diğer atıklardan ayrı toplanmalıdır.
• Çıplak elle direk temas edilmemelidir.
• Ateşe atılmamalıdır.
 Toprağa atılmamalı, yüzeysel sulara ve yeraltı suları ile temas
ettirilmemelidir.
 Tüm tehlikeli atıklar cinsine göre ayrı depolanmalı ve birbiri ile etkileşime
uğramayacak şekilde toplanmalıdır.
 Çevre ve Şehircilik Bakanlığından lisans almış araçlarla geri kazanım veya
bertarafa götürülmeli ve yine lisans almış kuruluşlarda geri kazanım veya
bertarafı sağlanmalıdır.
 Toprak veya kaya ile üzerleri kapatılmamalı ayrıştırılmalıdır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
YENİLENEBİLİR ENERJİ
Nedir?
Yenilenebilir enerji gücünü güneşten alan ve hiç tükenmeyecek olarak düşünülen,
çevreye emisyon yaymayan enerji çeşitleridir. Dünyada enerji kaynakları, tükenen ve
tükenmeyen enerji kaynakları olarak ikiye ayrılmaktadır. Tükenmeyen enerji kaynakları
‘’ Yenilenebilir Enerji Kaynakları’’ olarak adlandırılmaktadır. Yenilenebilir Enerji
Kaynakları denilince akla hiç tükenmeyecek ve çevreye neredeyse hiç zararı olmayan
enerji kaynakları gelmektedir.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kaynak veya Yakıtı


1. Güneş Enerjisi Güneş
2. Rüzgar Enerjisi Rüzgar
3. Dalga Enerjisi Okyanus ve Denizler
4. Biyokütle Enerjisi Biyolojik Atıklar
5. Jeotermal Enerji Yeraltı Suları
6. Hidrolik Enerji Nehirler
7. Hidrojen Enerjisi Su ve Hidroksitler

Bütün bu enerji kaynağı çeşitlerine baktığımızda insanlık var olduğu sürece bu


kaynaklardan faydalanılmaya devam edileceği aşikardır. Bu sebeple insanlık son
zamanlarda bu enerji kaynaklarına daha fazla yönelmeye başlamıştır. Yapılan
araştırmalara göre Dünya’da her yıl enerji tüketimi %4 ila %5 arasında artmaktadır.
Buna rağmen şu an aktif olarak kullandığımız enerji kaynakları ( fosil yakıtlar ) ise
gitgide azalmaktadır ve yakın bir gelecekte bu enerji kaynakları tamamen tükenecektir.
Madem bu Yenilenebilir Enerji Kaynakları hiç tükenmeyecek ve çevreye de zararları yok
denecek kadar az ise ‘’Neden Dünya çapında bu enerjiler yeteri kadar kullanılmıyor?’’
diye soracak olursanız bunun nedenini bu enerjilerin çevrimlerindeki zorluklar
olduğunu söyleyebiliriz. Çevrimden kastettiğimiz ise ısı enerjisinin elektrik enerjisine ya
da mekanik enerjinin ısı enerjisine dönüşümü kastedilmektedir. Örneğin; bir bölgede
rüzgarlı gün sayısı fazla ve bu bölgede rüzgar enerjisinden yararlanarak elektrik enerjisi
üretmek istiyorsunuz diyelim. Bu işlemi gerçekleştirmek için öncelikle büyük bir yatırım
yaparak rüzgar panellerini bölgeye yerleştirmelisiniz. Daha sonra bu panellerden elde
edilen enerjiyi elektrik enerjisine çevirmek amacıyla bölgeye santral kurmalısınız. Bu
işlemlerin sonunda ise elde ettiğiniz elektrik enerjisini kullanım yerlerine dağıtmak
amacıyla da bir iletim ağını kurmanız gerekmekte. Tüm bu işlem adımlarının
masraflarını düşününce kısa vadede oldukça masraflı bir yatırım olduklarını söylemek
mümkün. Fakat hiçbir zaman sonu gelmeyecek enerji kaynakları oldukları
düşünüldüğünde ve bunun yanında çevreye olan katkıları göz önüne alındığında
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına yapılacak yatıımların aslında uzun vadede ne kadar
karlı olduğu anlaşılacaktır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ENERJİ TASARRUFU
Enerji Tasarrufu Nedir?

Enerji tasarrufu (enerji verimliliği), üretimde, konforumuzda ve iş


gücümüzde herhangi bir azalma olmadan enerjiyi verimli kullanmak, israf
etmemektir.

Enerjinin Fazla Kullanılması Sonucunda;

• Doğal kaynaklarımız hızla tükenmekte,


• Çevre kirlenmekte,
• Enerji için yüksek miktarlarda para ödenmektedir.

Enerji Tasarrufu için Neler Yapabiliriz!

• Bilgisayar ile işimiz bittikten sonra mutlaka fişini çekmeliyiz.


Kapatılmayan bilgisayar minimum performansta dahi çalışsa
enerji tüketmeye devam edecektir.
• Normal ampuller yerine tasarruflu ampulleri tercih etmeliyiz.
• Çok sayıda ufak ampul yerine bir tane büyük ampul tercih
etmeliyiz.
• Odadan ayrılırken lambaları mutlaka kapatmalıyız.
• Gün ışığından mümkün olduğunca faydalanmalıyız.
• Evlerimizde ve iş yerlerimizde bulunan elektrikli ve elektronik
eşyaların rutin olarak bakımlarını yaptırmalıyız.
• Hiçbir elektrikli eşyamızı stand-by konumda bırakmamalıyız.
• Evlerimizde iyi derecede izolasyon yapmalıyız.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÇEVRE SORUNLARI

Hızla artan dünya nüfusu, plansız sanayileşme ve sağlıksız kentleşme, nükleer


denemeler, bölgesel savaşlar, verimi artırmak amacıyla kullanılan tarım ilaçları, yapay
gübreler ve artan deterjan gibi kimyasal maddelerin kullanımı giderek çevre kirliliğine
neden olarak çevre sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bunun doğal sonucu
olarak kirlenen hava, su ve toprak canlıların yaşamını olumsuz yönde etkileyecek
boyutlara ulaşmıştır.
Ülkemizde Başlıca Çevre Sorunları
• Hızlı nüfus artışı
• Plansız kentleşme
• Plansız endüstrileşme
• Hava kirliliği
• Toprak kirliliği
• Su kirliliği
• Geri dönüşümün yaygınlaştırılmamış olması,
• Düzenli bertaraf tesislerinin olmaması,
• Arıtma tesislerinin bulunmaması ya da düzenli çalışmaması,
• Küresel ısınma,
Çevre Sorunlarının Çözümünde Acilen Yapılması Gereklenler
• Etkin bir çevre denetim sistemi oluşturulmalıdır.
• Gelecek nesillerin iyi bir çevre eğitimi ile yetiştirilmesi sağlanmalıdır.
• Çevre sorunlarının çözümü için sivil toplum kuruluşlarının sayısı artırılmalı
• Sivil toplum örgütleri ile kamu kuruluşları ortak çalışmalar yürütmelidir.
• Plansız kentleşmeler yerine planlı şehir alanları oluşturulmalıdır.
• Ormanların çoğaltılması ve korunması sağlanmalıdır.
• Düzenli ve çevreci organize sanayi bölgeleri oluşturulmalıdır.
• Çöplerin kaynağında ayrıştırılması için çalışmalar yapılmalıdır.
• Kaliteli yakıtların kullanılması sağlanmalıdır.
• Çevre sorunlarının önlenmesi için devlet tarafından etkili yasalar
oluşturulmalıdır.
• Çevre Ve Orman Bakanlığının kadrosu güçlendirilerek daha etkin çalışması
sağlanmalıdır.
• Yerel yönetimlerin asli görevleri çevre sorunlarının çözümlenmesi
olmalıdır.
• Çevre konusunda yapılacak yatırımlar için teşvik uygulamaları
başlatılmalıdır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ENDÜSTRİYEL ATIKLAR VE ZARARLARI

Günümüzde endüstriyel faaliyetler sonucu sıvı, katı, gaz ve radyoaktif atıklar


vb. ortaya çıkmaktadır. Bunlar içinde özellikle katı ve sıvı atıkların yeraltı
sularının ve toprağın kirlenmesine sebep olduğu ayrıca katı/sıvı atıklarla
birlikte uzaklaştırılan endüstriyel kaynaklı atıkların içinde bulunan ağır
metallerin bitki ve hayvanlarda birikerek ya da doğrudan insanlara geçerek
zehirli ve kanserojen etkiler ortaya çıkardığı belirlenmiştir.
Sağlıklı bir hayatın sürdürülmesi ancak sağlıklı bir çevreyle mümkündür. Bir
ilişkiler sistemi olan çevrenin bozulması ve çevre sorunlarının ortaya
çıkması, genellikle insan kaynaklı etkenlerin doğal dengeyi bozmasıyla
başlamıştır. İnsanın çevresiyle oluşturduğu doğal dengeyi meydana getiren
zincirin halkalarında meydana gelen kopmalar, zincirin tümünü etkileyip, bu
dengenin bozulmasına sebep olmakta ve çevre sorunlarına yol açmaktadır.
Yapmış olduğumuz Endüstriyel faaliyetler sonucunda oluşan atıklarımızı
uygun bir atık yönetim planı ile kaynağında azaltmaz, geri dönüştürmez
yada bertarafını sağlamaz doğaya gelişi güzel atarsak, doğanın dengesini
bozmuş ve zarar vermiş oluruz. Buda bize ve gelecek nesiller için sağlıksız bir
yaşam alanı hazırlamış olacaktır. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklı birçok
atık evlerimizden kaynaklı çoğu atığa göre daha tehlikeli atıklardır. Bu
sebepten bu atıklara daha fazla dikkat etmeli ve doğaya karışmaması için
daha çok çaba sarf etmeliyiz.

Neler Yapabiliriz?
• Teknolojik ve endüstriyel ürünlerin çevreye uyumlu hale
getirilmesi,
• Üretim proseslerinin ıslah edilmesi,
• Atık olarak ortaya çıkan maddelerin uygun şekilde geri
kazanılması, bertarafının sağlanması
• Endüstriyel işletmelerin gerekli arıtma tesislerini yaptırmaları
gereklidir.
• Oluşan atık toprağa atılmamalı, yüzeysel sulara ve yeraltı suları
ile temas ettirilmemelidir.
• Proseslerde çevreye daha az zararlı olan kimyasallar tercih
edilmeli
• Güncel gelişmeler takip edilmeli ve atıklar minimize edilmelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
EROZYON
Erozyon:
Toprağın bulunduğu yerden; yağışlar, sel suları, rüzgar, çığ vb. etkenlerle taşınması
olayıdır. Erozyon, topraklarımızın yok olmasına sebep olan etkenlerin başında
gelmektedir. Ülkemizdeki erozyon; Avrupa’dan 12, Afrika’dan 17 kat daha fazladır.
Topraklarımızın % 14’ünde hafif, % 20’sinde orta ve % 63’ünde şiddetli ve çok şiddetli
derecede erozyon tehlikesi mevcuttur. Sadece % 3’lük kayalık
alan ise erozyona maruz bulunmamaktadır. Erozyon sebebi ile toprağın verimi
azalmakta, besin maddeleri yok olmakta, sular kirlenmekte, ürünlerde verim ve kalite
düşmektedir. Erozyon, sebeplerine göre şöyle sınıflandırılır:
Su Erozyonu:
Su erozyonu, diğer erozyon çeşitleri içerisinde en yaygın ve en etkili olanıdır.
Eğimli arazilerde, vejetasyonun (bitki örtüsünün) zayıfladığı veya tamamen
yok olduğu bölgelerde; yere düşen yağmur damlaları darbe etkisi ile bir kısım toprak
parçasını yerinden kopararak parçalar. Böylece yüzeysel akışa geçen yağmur suları, bu
toprak parçalarını sürükleyerek aşağılara taşır.
Yüzeysel akış halindeki sular aşağılara indikçe, diğer yüzeysel akış suları ile birleşerek
güçlenir ve giderek taşıma gücü de artar. Böylece akış sularının beraberinde taşıdığı
toprak ve iri materyal miktarı çoğalarak, taşkın şeklinde akan ve büyük zararlara sebep
olan seller meydana gelir. Su erozyonunun ileri boyutlarında büyük derelerin ve
yarıkların oluşumu görülmektedir. Bu olayın diğer bir sonucu da, taban sularının yeteri
kadar beslenememesi ve kuraklığa sebep olmasıdır. Yüzey toprağı besin maddeleri
yönünden çok zengindir. Su erozyonu sonucu yüzey toprağının kaybolması, toprağı
fakirleştirmekte ve toprağın verimini düşürmektedir. Bu erozyon çeşidi bütün ülkelerde
görülmekte olup erozyonla kaybolan toprak verimliliğinin yeniden kazanılması mümkün
değildir. Rüzgar erozyonu ile mücadelede başarı sağlanmasına rağmen, su erozyonu ile
mücadele çalışmalarında henüz yeterli mesafe alınamamıştır.
Rüzgar Erozyonu: Kurak ve yarı kurak iklime sahip bölgelerde yaygın olan rüzgar
erozyonu; yeterli bitki örtüsü bulunmayan oldukça düz ve geniş arazilerde, gevşek
yapıdaki kuru ve ince bünyeli toprağın şiddetli rüzgarların etkisi ile parçacıklar halinde
yerinden oynatılarak, toz bulutları şeklinde yer değiştirmesi olayıdır.
Rüzgar erozyonu ile toprakta yer yer çukurlar oluşur. Bu çukurlardan çıkan toprak,
başka yerlerde toplanarak kum tepeleri meydana getirir. Rüzgar erozyonu; yolları,
binaları ve su yollarını etkileyebilir, ayrıca tarımsal alanlarda hasara sebep olabilir.
Yerçekimi Erozyonu (Kitle Hareketleri): Kitle hareketleri, genellikle ayrışma ürünü olan
ve sağlam kaya üzerine oturmuş bulunan örtünün, esas itibariyle yerçekimi etkisi ile
küçük veya büyük kitleler halinde yamacın aşağısına doğru yer değiştirmesi olayıdır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÇÖLLEŞME
Çölleşme:
Kurak, yarı kurak ve az yağışlı alanlarda iklim değişiklikleri ve insan
faaliyetleri de dahil olmak üzere, çeşitli faktörlerden kaynaklanan toprak
bozulmasıdır. Toprağın aşırı kullanımı, aşırı otlatma, sağlıksız sulama
yöntemleri, ormanların tahribi ve özellikle son yıllarda ekolojik dengenin
bozulması sonucunda meydana gelen iklim değişiklikleri çölleşmeyi
meydana getiren en önemli etkenlerdir.
Çölleşme ve kuraklık sorunları küresel bir nitelik taşımakta ve dünyanın
bütün bölgelerini etkilemektedir. Bu sebeple çölleşmeyle mücadele etmek
ve kuraklığın etkilerini hafifletmek için, uluslararası işbirliğine ihtiyaç
duyulmaktadır.

Erozyon ve Çölleşmeyi Önlemek İçin Alınabilecek Tedbirler

■ Erozyon riski yüksek olan, yetersiz toprak özelliklerine sahip, ıslaklık ve


iklim şartları dolayısıyla işlenmeye uygun olmayan arazilerde tarım
yapılmaması, bu tip arazilerin mera olarak ayrılması veya orman örtüsü
altına alınmasının sağlanması,
■ Toprağın yanlış işlenmesi, yanlış ekim ve sulamanın önlenmesi,
■ Çayır ve mera alanlarının tahribinin önlenmesi ve mevcut alanların
geliştirilmesi,
■ Orman tahribatına son verilmesi, ağaçlandırmanın hızlandırılması ve
orman yangınlarına karşı gerekli tedbirlerin alınması,
■ Su kaynaklarının kaybolması sonucu taban suyunun düşmesiyle toprak
tuzlanması oluşmaktadır. Bu yüzden su kaynaklarının korunması
gerekmektedir.

Toprak hepimizin yaşam kaynağı, ona zarar vermeyelim!


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMLARI
Kullanacağınız yeni bir kimyasalın öncelikle;

• Malzeme Güvenlik Bilgi Formunu “MSDS” üretici ya da tedarikçi


firmadan temin ediniz.
• “Ürün Değerlendirme Formunu” hazırlayınız.
• MSDS’i ürün değerlendirme formunuza ekleyerek Çevre ve İş
Güvenliği Bölümlerinden malzemelerin kullanımı için onay alınız.
• Maddeleri kullanmadan veya taşımadan önce kutusundaki
etiketleri ve Madde Güvenlik Bilgi Formlarını okumak gerekir.

MSDS (MGBF) formlarında aşağıda yer alan bilgiler bulunmaktadır,


• Malzemenin kimyasal etkileri,
• Malzemenin fiziksel etkileri,
• Çevresel etkileşimleri,
• Depolama, taşıma, çevreye dökülme ve saçılma durumlarında,
• Vücut etkileşimleri ve ilk yardım uygulamaları hakkında bize
gerekli bilgiyi sağlayacaktır.
• Vücuda nasıl girerler.
• Sağlık tehlikeleri.
• Kişisel Korunma Ekipmanı çeşitleri.
• Emniyetli depolama
• Doğru kullanma ve taşıma.
• İlk yardım tedavisi
• Dökülmeyi doğru temizleme ve bertaraf yöntemi. Dökülmeyi
doğru temizleme ve bertaraf yöntemi.
Çalışma yaptığımız alanda kullanmış olduğumuz kimyasala ait Malzeme
Güvenlik Bilgi formunu alanda herkesin ulaşabileceği yerde bulundurmalıyız.
O malzemeye ait ilk yardım malzemeleri, sızıntı döküntü müdahale
ekipmanları, kişisel koruyucu donanımları herkesin ulaşabileceği yerde hazır
bulundurulmalıdır.
Parlama, patlama, yanma ve buharlaşma sıcaklıkları gibi bilgileri kontrol edip
malzemeleri bu limitlere uygun fiziksel şartlarda depolamalı ve
kullanmalıyız. Malzemeye uygun yangın söndürme ekipmanlarını hazırda
bulundurmalıyız.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
LEKTRONİK ATIKLAR
Elektronik atıklar olarak adlandırılan veya kısaca E-atık adı verilen
malzemeler; atık konumunda olan elektrikli ve elektronik cihazlardır.

Elektronik atık adı verilen, elektronik cihaz/aletlerin kullanıcısı tarafından


ekonomik kullanım süresini tamamlamasıyla ortaya çıkan atıklardır. Genel
olarak elektronik atıklar TV, bilgisayar, yazıcı, telefon, fax, fotokopi
makinaları, ekranlar, DVD, VCR, entegre devreler, yarı iletkenler, baskılı
devreler, algılayıcılar, kablolar, MP3, tıbbi cihazlar gibi alet ve
ekipmanlardan oluşmaktadır. Bu maddeler plastik, metal ve cam
içermektedir. Bu elektronik atıklar parçalandıklarında, yakıldıklarında veya
tekrar kazanım/kullanım için parçalandıklarında tehlikeli maddeler
içerebilmektedir.
Elektronik Atıkta Bulunan Tehlikeli Maddeler
Elektronik ürünlerin yapımında klorlu solventler, bromlu alev geciktiriciler,
PVC, ağır metaller, plastik ve gazlar kullanılmaktadır. Örneğin: bir TV katot
ışın tüpü (CRT) 2-4 kg kurşun, büyük TV ekranı ondan daha fazla kurşun
içermektedir. ABD’de 1997 ile 2004 yılları arasında kullanılmaz hale gelen
315 milyon bilgisayar ve monitörde toplam 545,000 ton kurşun
bulunmaktadır. Elektronik ürünlerin içerdiği tehlikeli maddeler ve etkilerini
şöyle sıralayabiliriz; Kurşun, civa, kadmiyum, krom, bromlu alev
geciktiriciler, fosfor ve berilyumdur.
Elektronik Atıklar ile ilgili yapılması gerekenler;
• Ayrı toplanması, taşınması ve geri kazanılması gerekmektedir.
• Yasalar gereği de tüketiciler elektronik atıkları geri toplamak ve
doğru şekilde bertarafını sağlamak zorundadır. Çöpe/doğaya kesinlikle
atılmamalıdır.
• Diğer atıklardan ayrı toplanmalıdır.
• Ateşe atılmamalıdır.
• Toprağa atılmamalı, yüzeysel sulara ve yeraltı suları ile temas
ettirilmemelidir.
• Çevre ve Şehircilik Bakanlığından lisans almış araçlarla geri
kazanım veya bertarafa götürülmeli ve yine lisans almış kuruluşlarda geri
kazanım veya bertarafı sağlanmalıdır.
• Toprak veya kaya ile üzerleri kapatılmamalı, ayrıştırılmalıdır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ LASTİK

Atık Lastik Nedir?


Faydalı ömrünü tamamladığı belirlenerek araçtan sökülen, orijinal veya kaplanmış, bir
daha araç üzerinde lastik olarak kullanılamayacak durumda olan veya üretim esnasında
ortaya çıkan ıskarta lastiklere “atık lastik” denir.

Atık lastiklere “ömrünü tamamlamış lastik”, kısaca “ÖTL” de denir. Büyük bir kısmını
karayollarında kullanılan araçların oluşturduğu atık lastiklerle ilgili problemler önemli
bir çevre sorunu yaratmaktadır. Günümüzde ömrünü tamamlamış taşıt lastikleri,
değersiz bir atık konumundadır. Ayrıca; çevre kirliliğine neden olmakta ve insan sağlığı
ile doğal dengeyi olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu sorunları ortadan kaldırmanın
en etkin yollarından biri, atık lastiklerin yeniden işlenerek farklı biçimlerde
değerlendirilmesidir. Farklı boyut ve şekillere dönüştürülerek kullanımı, birçok gelişmiş
ülkede atık lastiklerin yönetimi ile ilgili sorunları büyük ölçüde azaltmıştır.
Atık Lastiklerin İnsan Sağlığı ve Çevre Kirliliği Açısından Yarattığı Sorunlar

Türkiye, sanayileşmenin ve doğal kaynakların bilinçsiz kullanımının yarattığı çevre


kirliliğinin etkisini son yıllarda daha fazla hissetmeye başlamıştır. Ülkemizde motorlu
araç sayısındaki artışa paralel olarak kullanılmış araç lastiğinden kaynaklanan çevre
kirliliği de artmaktadır.
Bir tek kamyon lastiği üretmek için yarım varil ham petrole ihtiyaç vardır. Lastiklerin
bakımı doğru yapılarak yeni lastik yapımı için gerekli olan ham madde ve enerjiden
tasarruf edilebileceği gibi lastik üretimi sonucu oluşan hava kirliliği de önlenebilir.
Atık lastiklerin oluşturduğu en büyük tehlike kontrolsüz yangınlara sebep olmasıdır.
Yangınlar başladıktan sonra açığa çıkan yüksek ısı ve yoğun dumandan dolayı kontrol
altına almak ve söndürmek son derece güç olmaktadır. Yüksek yağ içeriği nedeniyle
lastik yangınları aylarca sürmekte, zehirli gazlar açığa çıkmaktadır. Lastiklerin yanması
sonucu atmosfere yüksek miktarda zararlı bileşikler yayılmaktadır. Lastik yangınları,
köpük veya su ile söndürülmeye çalışıldığında hava, toprak ve su kirliliği yaratmaktadır.

Türkiye’de Atık Lastiklerin Geri Kazanımı

Kullanılan lastiklerin kullanım ömrünü tamamlayıp tamamlamadığının tespiti, diş


derinliğinin ölçülmesi ve hasar durumunun belirlenmesi ile yapılır. Buna ilişkin
uygulama ve yaptırımlarda Karayolları Trafik Kanunu ve bağlı düzenlemeleri esas alınır.
Araç muayene istasyonlarında lastik diş derinliği ve hasar durumu tespiti yapılır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
EMİSYON
Saf hava, başta azot ve oksijen olmak üzere argon, karbondioksit, su buharı,
neon, helyum, metan, kripton, hidrojen, azot monoksit, karbon monoksit,
ksenon, ozon, amonyak ve azot dioksit gazlarının karışımından meydana
gelmiştir.
Atmosferi oluşturan bu gazların, en kararsız olanları su buharı ve
karbondioksittir. Atmosferdeki su buharı miktarı, denizler, göller, nehirler ve
bitkilerden buharlaşma ile artar ve bulutlardan sis, çiğ, yağmur oluşumu ile
de azalır. Su buharının bu değişkenliği, uzun sürede, bu olaylarla birbirini
öyle dengeler ki, su buharının atmosferdeki miktarı değişmez.

Karbondioksit ise normalde çok küçük yer teşkil eden bir bileşendir. İnsan ve
hayvanların teneffüsü ve bitkilerin fotosentez olayı ile atmosferdeki miktarı
dengede tutulur.
Atmosferdeki bu kirleticiler, kirletici kaynaklarından atmosfere doğrudan
verilen kirleticiler ve bu kirleticilerle, atmosferik özellikler arasındaki
kimyasal olaylar sonucu oluşan kirleticiler olmak üzere iki şekilde bulunurlar.
Emisyon kirleticiler, havanın doğal yapısındaki bileşimi değiştiren ve katı,sıvı
ve gaz formlarda bulunabilen kimyasal maddelerdir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
GDO’LU BESİNLER
GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) kısaca genetik mühendisliği ile bir
canlıya başka bir canlı türünden gen aktarılarak yeni bir canlı organizma
yaratılması olarak tanımlanabilir. Gen aktarılan canlının DNA’sı
değiştirilmekte, kendi türünde olmayan özellikler edinmektedir. Örneğin
mısıra zehir salgılayan bir bakteriden gen transfer edilerek mısırın böcek
öldüren zehir üretmesi sağlanır.
GDO Zararları
• GDO'lar öldürücü alerjilere neden olabilir.
• GDO'lu yemler, hayvanlarda antibiyotik direncini artırır,
antibiyotiklerin etkisini azaltır.
• Çoğu GDO'nun içerdiği böcek öldüren toksinlere hamile
kadınların kanında ve fetüsünde rastlandı.
• İtalya'da yapılan bir bilimsel araştırmada marketlerden alınan her
4 sütten 1'inde GDO geni parçalarına rastlandı.
• GDO’ların salgıladığı böcek zehrinin tamamının insan sindirim
sisteminde parçalanmadığı ortaya çıktı.
• GDO ekim tarlalarında kullanılan yabani ot ilaçları, memeliler için
toksik etki ve insanlarda hormonal dengeyi bozma riski taşıyor.

GDO'nun Çevreye Zararları


• GDO üretimi, süper dayanıklı böcek ve yabani bitki türleri yaratır.
Bu türlerin varlığı ekosisteme ve tarıma büyük tehdit oluşturur.
• GDO'lar tozlaşma yoluyla doğal türlere bulaşarak biyoçeşitliliğe
zarar verir.
• Zehir salgılayan GDO'lar, kelebekler gibi zararsız canlıların
ölümüne neden olur.
• Zehir salgılayan GDO'lar zehirlerini köklerinden toprağa geçirirler.
Zaman içerisinde bu zehirlerin birikimi çevre için tehlike içerir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
PLASTİK TORBALAR
Dünyada plastik torba kullanım adedi yılda yaklaşık 500 milyon ile 1 trilyon
adet arası değişmektedir ve geri dönüşüm miktarı ancak %1’dir (ref :
Amerika Doğayı Koruma Kuruluşu).
Peki Geri Kalan Plastikler Nerde?
• Rüzgar yolu ile doğada
• Izgaralardan sızarak kanalizasyon yolu ile deniz, göl ve
nehirlerimizde
Poşet Kullanımı,

• Karada 800, denizde 400 yılda yok olan plastik poşetlerden tüm
ülkede yılda 5 milyar adet kullanılıyor,
• Plastik güneşe veya ısıya duyarlı. Işık plastikte kimyasal değişime
yol açıyor. Zaman içinde zehirli petro-polimerler oluşuyor. İçindeki polimer
maddeler yağ ile çözünüp kansorejen maddeye dönüşüyor.
• Bu artıklar zamanla kimyasal değişime uğrayarak doğayı
kirletiyor. Toprağı ve suyu zehirliyor. Dolaylı olarak canlıları zehirliyor.

Çözüm,

1. Geri Kazanımın Arttırılması,


• Atıkların kaynağında ayrıştırılması
2. Bez Torba, File Kullanımı,
• Haftada 6 plastik torbayı kullanımdan çıkartmış oluruz, bu da
yılda 288 torba, ort. yaşam süresince 22,176 torba eder.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ATIK YAĞLAR
ATIK YAĞ: Yağ belirli bir kullanım süresi sonunda fiziksel ve kimyasal olarak
kirlenir, orijinal yapısı bozulur ve artık işlevini yerine getiremez ve yağ;
kullanılamayarak atık haline gelir. Bu da atık yağdır. Motorlu araçlardan ve
faaliyetleri sırasında yağ kullanan tüm iş kollarından açığa çıkan ve tehlikeli
özellikler gösteren petrol kökenli bir atıktır.
Atık Yağ Neden Tehlikelidir ?
- Atık yağlar Ekotoksik özelliğe sahiptir. Bulunduğu ortamı kirletir. Ortamda
yaşayan canlılara zarar verir. Bu yüzden toprağa ve suya atılmamalıdır.
- Sobalar, küçük fırınlar, gibi yerlerde yakılması yasaktır. Çünkü atık yağın
içindeki ağır metal ve klor bileşimleri atık hava ile birlikte atmosfere
salınarak havayı kirletir ve insan sağlığına zarar verir.
- Bir litre yağ, 1.000Ton suyu kullanılamaz, 5.000 Ton suyu içilemez duruma
getirir. Bir litre kullanılmış motor yağı ise 800.000 Ton içme suyunu
kullanılamaz hale getirir.

Atık Yağlar;
• Denizlere, göllere ve su birikintilerine dökülmemelidir.
• Toprağa dökülmemelidir.
• Akaryakıt ürünleri ile karıştırılmamalıdır.
• Yakılmamalıdır.

*Toprak veya suya karışan yağlar, döküntü temizleme toz ve padleriyle


temizlenerek çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde depolanmalı
ve lisanslı tesislere bertarafı sağlanmalıdır.
*Yağ bulaşmış toprak alandan sıyırılarak alınmalı ve sızdırmaz kapalı bir
kapta toplanmalı ve bertarafı sağlanmalıdır.

Atık yağların ekonomiye kazandırılabilen, geri dönüşümü mümkün, çok


kıymetli bir atık olduğunu unutmayın!
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ
Gürültü: Kısaca rahatsız edici sesler topluluğu demektir. Gürültü insanı
fizyolojik ve pisikolojik olarak olumsuz etkiler. Sesin derecesi desibel (db) ile
ölçülmektedir. Gürültünün sınırları kesin olarak belli olmamakla birlikte 55-
65 db arası, pisikolojik rahatsızlık verici gürültüler 90 db ve üzeri fizyolojik
rahatsızlığa neden olabilecek gürültülerdir. Gürültünün insan sağlığı üzerine
etkileri geçici ve kalıcı işitme bozukluğu gibi fiziksel, kas gerilmesi,
hipertansiyon, dolaşım bozukluğu, uykusuzluk gibi fizyolojik yada sinir
bozukluğu, korku, yorgunluk gibi pisikolojik etkileri olmaktadır.

Neler yapabiliriz?
•Gürültünün azalması için toplu taşıma araçlarını yaygınlaştırmalıyız.
•Gürültüyü önleyici donanımlar kullanılmalı,
•Çevreyi rahatsız edici sesleri engellemeye özen göstermeli,
•Trafikte araç kornalarını gereksiz ve uzun süreli kullanmamalıyız.
•Daha gürültüsüz makinaları tercih etmeliyiz.
•Makinaların bakımlarını düzenli ve periyodik olarak yapmalı ve rahatsız
edici gürültünün önüne geçmeliyiz.

Bazı Gürültü Türlerinin Desibel Dereceleri ve Psikolojik Etkileri


Gürültü Türü Db Derecesi Psikolojik Etkisi
Uzay Roketleri 170 Kulak ağrısı, sinir hücrelerinin bozulması
Canavar Düdükleri 150 Kulak ağrısı, sinir hücrelerinin bozulması
Kulak dayanma sınırı 140 Kulak ağrısı, sinir hücrelerinin bozulması
Makineli delici 120 Sinirsel ve psikolojik bozukluklar
Motosiklet 110 Sinirsel ve psikolojik bozukluklar
Kabare Müziği 100 Sinirsel ve psikolojik bozukluklar
Metro gürültüsü 90 Psikolojik belirtiler
Tehlikeli bölge 85 Psikolojik belirtiler
Çalar Saat 80 Psikolojik belirtiler
Telefon zili 70 Psikolojik belirtiler
İnsan sesi 60 Psikolojik belirtiler
Uyku gürültüsü 30 Psikolojik belirtiler
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ATIK PİLLER
Pil nedir? Nerelerde kullanılır?
Pil, kimyasal reaksiyonlar sonucunda elektrik enerjisini depolayabilen(+) ve
(-) uçları cihaza bağlandığında gerekli elektrik akımını sağlayan çeşitli tip ve
boyutlardaki araçlardır. Radyolardan bilgisayarlara, telefonlardan el
fenerlerine, fotoğraf makinelerinden saatlere ve oyuncaklara kadar piller
günlük yaşantımızın her aşamasında yer alırlar.
ATIK PİLLERİN ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARLAR
Piller; civa, kadmiyum, kurşun, çinko, mangan, lityum, demir, nikel, kobalt
ve kimyasal maddelerden üretilir. Bu pillerin gelişigüzel çöplere atılması,
doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortama verilmesi çevre açısından büyük
tehlikeler yaratır. Metaller toprağa ve oradan da yeraltı sularına karışabilir.
En başta toprak kullanılmaz hale gelir ve metallerin yarattığı su kirliliği
sudaki ekosistemi alt üst eder. Atık pillerin sebep olduğu hastalıklar başında,
nörolojik bozukluklar, merkezi sinir sistemi hastalıkları, kanser, böbrek ve
karaciğer hastalıkları gelir.
 Her bir pil, 100 m² alanı kirletmektedir,
 Kullanıldıktan sonra doğaya atılan bir pil 600 bin litre suyu
kirletebilir,
 Bir küçük kalem pil 4 metreküp toprağı kirletir,
 Pilin yapımı için harcanan enerji, ürettiği enerjiden 50 kat daha
fazladır.
Atık Pillerin Zararlarını Azaltmak İçin Yapılabilecekler
- Pillerdeki cıva, kadmiyum ve kurşun gibi zehirli ağır metaller konusunda
halkı bilinçlendirmek.
- Pillerin ayrı toplanmasını sağlamalı. Kırmızı renkli pil kutuları ile pil toplama
merkezleri oluşturmak.
- Vatandaşların pilleri nasıl ayrı toplayacakları konusunda bilgilendirme,
- Medya’ya piller konusunda bilgi verilmek.
- Pillerin tehlikeli madde (cıva, kadmiyum ve kurşun gibi) içerdiğini gelişi
güzel kullanılmaması gerektiğini anlatmak.
- Akmış pillerin çok tehlikeli olduğunu, eldivensiz dokunulmaması gerektiği
ve ellerin mutlaka yıkanması gerektiği öğretilmek.
- Pillerin tehlikeli madde içermesi sebebiyle dille kontrol edilmemesi
gerektiği kamuoyuna duyurulmak.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ
Çevre; insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini
sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları yere denir.
Doğal çevrenin kirlenmesi tüm dünya ülkelerinin ortak sorunudur. Doğal
çevrenin korunması amacı ile 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde
Birleşmiş milletler Çevre Konferansı toplanmış ve bu toplantıda 5 Haziran
gününün Dünya Çevre Günü olmasına karar verilmiştir. Ülkemizde bu
amaçla 1978 yılında Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, daha sonra çevre
Müsteşarlığı kurulmuştur. Ve aynı tarihte, Türkiye’de de 5 Haziran, Çevre
Günü olarak kabul edilmiştir.
Kaliteli Bir Çevre için Neler Yapabiliriz?
• Akar ve durgun sular, insan ve hayvan atıkları ile kirletilmemeli,
• Atıklar kaynağında ayrıştırılmalı, uygun olan şekillerde toplanmalı
ve değerlendirilmeli,
• Zararlı hayvanların, böceklerin özellikle karasinek ve
sivrisineklerin üreyip çoğalmaları engellenmeli,
• Yakıtların tam olarak yakılması sağlanmalı, böylece hem enerji
kaybı hem de hava kirliliği önlenmeli,
• Rehabilitasyon çalışmalarına daha çok önem verilmelidir.

Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için kirlenmeleri mutlaka önleyerek,
yeşil alanları ve hayvanları korumalıyız. Çevreye attığımız plastik ürünlerin
400 yıl kadar çürümeden kalabildiğini düşünürsek karşı karşıya kaldığımız
tehlikenin boyutlarını biraz olsun anlayabiliriz. Çevrenin kirlenmemesi için
üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız. Herkese yaşanabilir temiz bir
çevrede sağlıklı ve mutlu günler dileriz.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
SU TASARRUFU

Suyun İnsan İçin Önemi; İnsan vücudunun %65 ni su oluşturmaktadır. Vücuttan %10 Su
kaybının kurumaya (dehydration), %20 Su kaybının ise ölüme sebep olduğu
bilinmektedir. Her gün milyonlarca karmaşık biyokimyasal reaksiyonların oluştuğu
vücudumuzda Su, bütün metabolizmamızı düzenleyen maddedir.
Suyun Dünyamız İçin Önemi; Su yoksa yaşam (hayat) da yoktur. Su, içinde
bulunduğumuz çeşitli yaşam şartlarının, birbirini etkileyen biyolojik ve çevresel
sistemlerin arkasındaki itici, destekleyici güçtür. Su, meteorolojik hava sistemlerini
düzenleyen unsurdur. Su, dünyamızın sıcaklığını sabit tutar. Suyun diğer maddeleri
temizleme, emme ve taşıma kabiliyeti vardır. Su, fiiliyatta dünyamızda her yerde
mevcut olması nedeniyle, ne kadar önemli olduğunu unuttuğumuz ve bunu doğal
karşıladığımız bir maddedir.
DEĞERİNİ BİLELİM YOKLUĞUNU YAŞAMAYALIM...
•Dünyamız su bunalımı ile karşı karşıya. Çünkü SU kullanımı hızla artıyor. Buna karşılık
kullanılabilir SU kaynakları sınırlı.
•Dünya nüfusunun %40’ını barındıran 80 ülke, şimdiden su sıkıntısı çekiyor.
Peki Ülkemizde Durum Nasıl ?
•Türkiye’nin ortalaması 1000 mm. yıllık yağış ortalaması 640 mm Dünya tatlı su
kaynaklarımız bol değil ancak yetiyor.
•Bilinçli SU kullanımıyla, yaşam kalitemizi bozmadan alacağımız basit önlemlerle SU
kaynaklarımızın kirlenmesini ve tükenmesini önleyebiliriz.
Su kirliliğinin nedenleri
•Endüstriyel ve evsel nitelikli tüm atıkların arıtılmadan kanalizasyonlara verilmesi.
•Nüfus artışı,
•Kentleşme
•Sanayileşme,
•Tarımsal mücadele ilaçları ve kimyasal gübreler.
Tasarruf için neler yapmalıyız?
•Su tesisat arızalarını onarmaya,
•Tuvalet rezervuarlarını küçültmeye,
•Duş alırken süreyi kısaltmaya,
•Çamaşır ve bulaşığı makineyi tam doldurarak yıkamaya,
•Meyve ve sebzeyi kapta yıkayıp, suyunu da kaba temizlikte ve çiçek sulamada,
•Traş olurken, diş fırçalarken, el yıkarken çeşmeyi kapatıp suyun boşa akmasını
önlemeye,
•Duş başlıklarını değiştirmeye ve damlayan çeşmeleri onarmaya,
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ORMAN YANGINI
Orman yangını; Genel tanımıyla ifade edecek olursak; serbest yayılma
eğiliminde olan ve ormanda yaşama birliğine katılan canlı ve cansız bütün
yanabilir varlıkları yakıp yok edebilen ateşe ‘’orman yangını‘’ denmektedir.
Yanma basit bir kimyasal olaydır.
YANMA NEDİR?
Daha açık bir ifadeyle yanma; kimyasal bir oksidasyon olup, yüksek sıcaklık
derecelerinde meydana gelir ve fotosentez yoluyla depo edilmiş olan ısı
enerjisini açığa çıkarır. Tutuşma sıcaklığı oksijen ve yanıcı madde yeterli
miktarda bir araya gelirse yanma olayı meydana gelir. Yanmayı meydana
getiren bu üç faktörün oluşturduğu üçgene "YANGIN ÜÇGENİ" denir.

ORMAN YANGINININ ÇIKIŞ NEDENLERİ


• İhmal-dikkatsizlik: İnsanların ormancılık, tarımsal, seyahat v.b.
gibi her türlü sosyal ve ekonomik faaliyetleri sonucunda orman yangınlarına
sebep olan dikkatsiz davranışları, yangınların çıkmasını önleyecek tedbirleri
ihmal etmeleri sonucunda ortaya çıkan yangın nedenleridir.
• Kasıt: İnsanların zarar verme istekleri, kötü niyetleri, isteyerek ve
bilerek orman yakmaları sonucu ortaya çıkan yangın nedenleridir.
• Yıldırım: Doğal olarak meydana gelen yangın çıkış nedenidir.

ORMAN YANGINLARINI ENGELLEMEK İÇİN:


• Mangal küllerini söndürmeden dökmeyelim,
• Sigara izmaritlerini yanar vaziyette atmayalım,
• Orman yangınlarını mutlaka ‘’177’’ orman yangını ihbar hattına
bildirelim,
• Ormanda ateş yakmayalım, yakmak zorunda kalırsak çimensiz bir
alanda ateşin etrafına taş dizerek dikkatlice yakalım.

Dikkatsiz olma, yangını yayma!


GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ATIK YÖNETİMİ
Atık yönetimi,herhangi bir ürünün tasarım aşamasından başlayarak; üretim,
tüketim, atık oluşumu, atığın geri dönüştürülmesi veya bertarafını kapsayan
bir disiplindir.Atık Yönetimi Atığın kaynağında azaltılması, özelliğine göre
ayrılması, toplanması, geçici depolanması, ara depolanması, geri
kazanılması, taşınması, bertarafı ve bertaraf işlemleri sonrası kontrolü ve
benzeri işlemleri içeren bir yönetim biçimidir.

Atık Yönetimi için Neler yapabiliriz?


• Bilinçli tüketim yapıp az artık oluşturmak,
• Atıkları kaynağında ayrıştırmak,
• Geri kazanılabilecek atıkları türlerine göre ayırarak uygun atık
konteynırlarına atmak,
• Geri dönüşümü mümkün olmayan atıkların çevreye zarar
vermeden uygun bir şekilde lisanslı firmalarfda bertaraf ettirilmesini
sağlamak.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
Enerji verimliliği, tüketilen enerji miktarının, üretimdeki miktar ve kaliteyi
düşürmeden, ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı engellemeden en aza
indirilmesidir.
Daha geniş bir biçimde enerji verimliliği; gaz, buhar, ısı, hava ve elektrikteki
enerji kayıplarını önlemek, çeşitli atıkların geri kazanımı ve değerlendirilmesi
veya ileri teknoloji ile üretimi düşürmeden enerji talebini azaltması, daha
verimli enerji kaynakları, gelişmiş endüstriyel süreçler, enerji geri
kazanımları gibi etkinliği artırıcı önlemlerin bütünüdür.
Enerji Kullanımını Azaltmak İçin:
• Binalarınızı yalıtın
• Tasarruflu ampül kullanın
• Gereksiz ışıkları söndürün
• Enerji verimli cihazları kullanın
• Elektronik cihazlarınızı stand-by konumunda bırakmayın
düğmesinden kapatın
• Toplu taşıma araçlarını kullanın, kısa mesafeleri yürüyün.
Enerji Verimliliğini Arttırmaya Yönelik Çalışmalar
Birçok cihaz, ekipman, bina ve enerji hizmeti için mümkün en az enerji
tüketimi, verimli olmayan ürünlerin piyasadan çekilmesi amacı ile
performans derecelendirmesi ve etiketleme, daha fazla enerji verimliliği
sağlayan ürünler için finans mekanizmaları oluşturulması ve tüketicinin en
verimli ürünler hakkında bilgilendirilmesi önerilen öncelikler arasında yer
alıyor.
Ayrıca elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımındaki kayıplar ile ilgili olarak, yeni
ve mevcut elektrik üretim kapasitesindeki verimliliği arttırmak ve iletim ve
dağıtımdaki kayıpları azaltmak için yeni yollar üzerinde yoğunlaşmak
öneriliyor.
• Binalarda ve Isıtma & Soğutma Sistemlerinde Enerji Verimliliği
• Aydınlatma Sistemlerinde ve Elektrikli Cihazlarda Enerji Verimliliği
• Ulaşımda Enerji Verimliliği
• Sanayi Kuruluşlarında Enerji Verimliliği
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÇEVRESEL KAZALAR
Çevresel kaza, yapılan faaliyet sonucu alanda bulunan tehlikeli ve zararlı
maddenin dökülmesi, sızması sonucu toprağa, suya ve havaya karışması
veya karışma potansiyeli olma durumudur. Bu tarz olayların önüne geçilmeli
ve olmadan önce tüm risk ve tehlikeler tespit edilmeli ve önlemleri
alınmalıdır. Çünkü bu tarz kazalar, büyük tehlikelere ve zararlara sebep
olabilmektedir.
• Çalışma ortamınızda çevresel kaza ya da döküntü mevcut ise
gerekli müdahaleyi vakit kaybetmeden hemen uygulayınız ve bölüm
müdürünüzü olaydan / kazadan haberdar ediniz...
• Çevresel bir tehlike varsa mutlaka önleyici ve düzeltici faaliyetleri
belirleyiniz.
• Sızıntı ve Döküntü Müdahale adımlarını uygulayıp eksiksiz yerine
getiriniz.
• Yaşanan çevresel kazalarda döküntü temizleme malzemelerini
kullanmayı ihmal etmeyiniz.
• Vakit kaybetmeden “Kaza/Olay Kayıp Raporu ve İnceleme
Formunu” eksiksiz doldurunuz.

Çalışma sahamızda çevresel bir tehlike varsa uygulanacak düzeltici ve


önleyici faaliyeti, çalışma sahamızı ve en önemlisi kendimizi riske atmadan
uygulayalım. Çevresel etkilerin sebep ve sıklıkları ile ilgili olarak
bilgilendirilmenin arttırılması ve gelecekte çevresel etkilerin sayısının
azaltılması için “Kaza/Olay Kayıp Raporu ve İnceleme Formunu” doldurmayı
ihmal etmeyelim ...

ÇALIŞTIĞIMIZ ORTAMDAKİ TÜM ÇEVRESEL KAZALAR VAKİT


KAYBETMEDEN RAPORLANMALIDIR...
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
PESTİSİTLER VE ÇEVREYE ZARARLARI
Pestisitler yani Tarımsal İlaçlar Nasıl Olmalıdır
1. Biyolojik olarak aktif olmalı,
2. Etkili olmalı,
3. Güvenilir olmalı,
4. Yeteri kadar stabil olmalı,
5. Kullanıcılar açısından güvenilir olmalı,
6. Üçüncü Şahıslar açısından güvenilir olmalı,
7. Tüketiciler açısından güvenilir olmalı,
8. Besi hayvanları açısından güvenilir olmalı,
9. Yabani hayata zararlı olmamalı,
10.Faydalı organizmalara zararlı olmamalı,
11.Çevre için kabul edilebilir olmalı,
12.Ticarette probleme sebep olmamalıdır.
Neler Yapabiliriz?
1. Kontrollü zirai ilaç kullanımını sağlamak,
2. Aşırı ve gereksiz gübre kullanımını önlemek,
3. Toprağı aşırı sulamaktan kaçınmak, fazla suyun tahliyesini sağlamak için
drenaj kanalları kurmak,
4. Bitkisel hormonların kullanımında gerekli denetimi sağlamak
gerekmektedir.
Tarımsal alanda çalışan üreticilerin bilerek yada bilmeyerek yaptığı yanlış
uygulamalar çeşitli çevre sorunlarına neden olmaktadır. Toprağın
derinlerine sızan fosfor ve nitrat tatlı su kaynaklarına ulaşmakta ayrıca
kimyasal tarım ilaçları toprakta birikmekte bitki ve çevre dengesi sağlığını
bozmaktadır.

Unutulmamalıdır ki;

• Tarım ilaçları uygulandığı bölgede hedef olmayan başka canlıları


olumsuz etkileyebilir.
• Bilinçsiz ve gereğinden fazla dozda tarım ilacı uygulamaları insan
sağlığını tehdit eder.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
BİTKİSEL ATIK YAĞ
Bitkisel atık yağlar aşağıda belirtilen proseslerden herhangi biri veya
birkaçının bir arada olmasından oluşmaktadır;
1. Yağlı bitki tohumlarından bitkisel yağ eldesi sırasında;
gerçekleştirilen rafinasyon işlemleri sonrası; soap-stock (ham yağlardan
sudkostik nötralizasyonu ile serbest yağ asitlerinin giderilmesi sırasında ele
geçen yan ürün), tank dibi tortu ve yağlı toprak gibi ortaya çıkan yan ürün ve
tortu karakterindeki atıklar,
2. Bitkisel yağların kızartmalık olarak kullanılması sırasında; yağın
okside olması sonrası ve tekrar kullanımının sağlık açısından uygun
olmamasını nedeniyle oluşan atıklar,
3. Yağ tutuculardan elde edilen atık yağlar; Yağ tutucular,
kullanılmış kızartmalık yağların bulaşık yıkanması veya yağın lavabodan
doğrudan dökülmesiyle kanalizasyon sistemine vereceği zararların
önlenmesi veya arıtımları sırasında arıtma tesisinin işletim maliyetlerinin
azaltılmasına yönelik olarak atık sudaki yağın fiziksel yöntemler ile
uzaklaştırılması amacıyla oluşan yağın; sistemden ayrılması için kullanılan
yağ ayırma birimleridir.

Bitkisel Atık Yağların Ne Kadar Zararlı Olduklarını Biliyor Musunuz?


• Atık yağlar ekotoksik özelliğe sahiptir; bulunduğu ortamı
kirlettiğini, ortamda yaşayan canlılara zarar verdiğini,
• 1 litre atık bitkisel yağın 1 milyon litre temiz suyu kirlettiğini,
• Evsel su kirliliğinin % 25’inin bitkisel atık yağlardan
kaynaklandığını,
• Kanalizasyon tıkanmalarının %40ının bitkisel atık yağlardan
kaynaklandığını,
• Yılda yaklaşık 340.000 ton atık bitkisel yağın denizlere ve toprağa
karıştığını,
• Bitkisel atık yağların geri dönüşümü sonucunda enerji üretildiği
veya biyodizele dönüştürülerek ekonomik kazanç sağladığını biliyor
musunuz?
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
TARIMSAL İLAÇLAR VE ÇEVREYE ZARARLARI
Tarımsal alanda çalışan üreticilerin bilerek ya da bilmeyerek yaptığı yanlış
uygulamalar çeşitli çevre sorunlarına neden olmaktadır. Toprağın
derinlerine sızan fosfor ve nitrat tatlı su kaynaklarına ulaşmakta ayrıca
kimyasal tarım ilaçları toprakta birikmekte bitki ve ekolojik denge sağlığını
bozmaktadır.
Tarımsal uygulamalarda yapılan yanlışlar:
• Zirai ilaç kullanımı
• Kimyasal gübre kullanımı
• Bitkisel hormon kullanılması
• Hayvansal atıklar
• Sulama
• Toprağı yanlış işleme
• Ürün atıklarının yakılması

Neler Yapabiliriz?
• Kontrollü zirai ilaç kullanımını sağlamak,
• Aşırı ve gereksiz gübre kullanımını önlemek,
• Toprağı aşırı sulamaktan kaçınmak, fazla suyun tahliyesini
sağlamak için drenaj kanalları kurmak,
• Bitkisel hormonların kullanımında gerekli denetimi sağlamak
gerekmektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÇEVRE VE KİMYASALLARIN KONTROLÜ
İnsan yaşamını kolaylaştıran ürünlerin çoğunda kimyasalların kullanılması
(tarımsal üretim, ilaçlar, tekstil, arabalar ve benzeri) kaçınılmazdır. Kimyasal
maddeler, ticaret ve istihdam bazında da kişilerin ekonomik ve sosyal
refahına önemli bir katkı sağlamaktadır. Öte yandan, bazı kimyasal
maddeler doğal yapısından kaynaklanan özelliklerinden dolayı insan
sağlığına ve çevre üzerine olumsuz etkilere neden olabilmektedir.
Kimyasalların sanayide giderek daha yaygın biçimde kullanılması, insan
hayatını belirli ölçüde kolaylaştırmaya hizmet etse de; bütün yaşam
döngüsünde yeterli ölçüde kontrol altında tutulmadıkça, insan sağlığı ve
çevre için tehlikeli olması kaçınılmaz bir gerçektir.
İnsan sağlığını da etkileyen çevre kirliliğine ilişkin sorunların da başlıca
kaynağı olarak görülen kimyasalların olumsuz etkileri ile karşılaşılması
sonrası, bu etkilerin giderilmesi yönünde insan sağlığı ve çevre için yapılan
harcamalar oldukça yüksektir.
Kimyasalların, sağlığımıza ve çevreye olan olumsuz etkilerini engellemek için
önemli ilk aşamalardan biri onlar hakkında bilgi sahibi olmaktır çünkü bir
kimyasalın insana ve çevreye olabilecek etkileri hakkında ne kadar çok bilgi
mevcutsa, o kimyasalı en güvenli şekilde kullanmak ve dolayısıyla sağlığımızı
ve çevreyi korumak da bir o kadar kolaylaşacaktır.
Ancak, birçok kimyasal maddenin insan sağlığı ve çevre üzerine, etkileri
hakkında bilgi yetersizliği mevcuttur. Kimyasalların tehlike özelliklerinin
bilinmesi ve güvenli kullanımları için tedbirlerin belirlenmesi; kimyasalların
üretimi, taşınması, kullanımı ve bertarafında güvenli yönetimi ve insan
sağlığı ve çevrenin korunmasını sağlar.
Günlük yaşantımızda kullandığımız veya farkında olmadan temas halinde
olduğumuz çok sayıda kimyasal vardır. Bunların farkına varmak ve herkesin
uygulayabileceği çok basit önlemlerle, kimyasallardan en üst seviyede
faydalanırken, sağlığımızı ve çevreyi korumak çok basittir.
Örneğin, kimyasalları kullanırken ambalajın üzerinde yer alan etiketteki
güvenli kullanım hakkındaki bilgilerin okunması, kimyasalların tehlikeli
özelliklerinden kaynaklanabilecek kazaları önlemek açısından oldukça
önemlidir. Ayrıca, anne ve babaların kimyasal içeren ürünleri çocukların
ulaşamayacağı yerde muhafaza etmesi ve karışıklığa sebebiyet vermemek
için ambalajlarını değiştirmemeleri de önemli bir husustur.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
YER ALTI SULARI VE KİRLİLİĞİ

Yağmur suyu, yeryüzüne indiği andan itibaren kirlilik oranında ani bir artış
olur. Hayvansal ve bitkisel artıklar, doğal ve suni gübreler, pestisitler ve
mikroorganizmalar, su ile yer altına doğru taşınır. Suyun yüzey kısımlardaki
toprak tabakasından süzülmesi sonucunda; zemin özelliklerine de bağlı
olarak kalitesinde önemli miktarlarda artış olur.

Askıdaki maddelerin tamamına yakını, topraktaki süzülme yoluyla uzaklaşır.


Bunun sonucunda mikroorganizmalar büyük ölçüde azalırken, suyun
karbondioksit miktarı artar, oksijen miktarı ise azalır. Yer altı suyu
kirlenmesinin en önemli sebebi, evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan
alıcı ortamlara verilmesidir. Katı, sıvı ve gaz atıklar alıcı ortama verildikten
sonra; iklim durumuna, toprağın yapısına, yeryüzü şekline, atığın cinsine ve
zamana bağlı olarak yer altı sularına karışır.

Ayrıca, zirai mücadele ilaçlarının aşırı ve bilinçsiz kullanımı önemli bir kirlilik
sebebidir. Kanalizasyon sisteminin bulunmadığı yerlerde, tuvalet
çukurlarından sızan sular ile tarımsal faaliyetler sonucu toprağa sızan sular
yer altı suyuna karışarak, özellikle yaz aylarında bulaşıcı hastalıklara sebep
olmaktadır.
Yer altı Sularının Kirliliğinin önlenmesi için yapılması gerekenler;
•Kirli su miktarını artırmamak için gereksiz yere su harcanmasından
kaçınılmalıdır.
•Sulara atıklar ve zararlı maddeler karıştırılmamalı, deşarj limitlerine
getirilmeyen atıksular deşarj edilmemelidir.
•Kullanılmış şişe, kâğıt, cam, plastik, metal gibi atıklar, bu maddelerin
yeniden üretiminde sanayi ham maddesi olarak kullanılmalıdır.
•Tarımda; DDT gibi sağlığa zararlı olan mücadele ilaçları kullanılmamalı,
bunun yerine biyolojik kontrol yöntemleri uygulanmalıdır.
•Temizlenmesi zor, sağlığa zararlı sentetik deterjanlar kullanılmamalıdır.
Tüm yerleşim yerlerinde oluşan evsel nitelikli atıksular için uygun altyapı
sistemi kurulmalı ve bu sular arıtıldıktan sonra deşarj edilmelidir.
•Bu önlemleri uygulayabilmek için ve çevreyi korumak için insanlar
eğitilmelidir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÇEVRE NEDİR?
Çevre; insanların ve diğer canlıların hayatları boyunca ilişkilerini
sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fiziki, biyolojik,
sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır. Bir başka ifade ile yeryüzünde ilk
canlı ile birlikte var olan çevre, bir organizmanın var olduğu ortam ya da
şartlardır.
Sağlıklı bir hayatın sürdürülmesi ancak sağlıklı bir çevreyle mümkündür. Bir
ilişkiler sistemi olan çevrenin bozulması ve çevre sorunlarının ortaya
çıkması, genellikle insan kaynaklı etkenlerin doğal dengeyi bozmasıyla
başlamıştır. İnsanın çevresiyle oluşturduğu doğal dengeyi meydana getiren
zincirin halkalarında meydana gelen kopmalar, zincirin tümünü etkileyip, bu
dengenin bozulmasına sebep olmakta ve çevre sorunlarına yol açmaktadır.
İnsanların çevre açısından karşı karşıya kaldığı başlıca problemler şöyle
özetlenebilir:
■ Dünya üzerinde yaşayan nüfusun hızla artması ve buna bağlı doğal kaynak
kullanımının artması, doğal kaynakların yani hava, su ve topraklarımızın her
geçen gün daha fazla kirlenmesi ve önemli bir kısmının kullanılamaz hale
gelmesi.
■ Çevre kirliliğinin her geçen gün giderek artması.
■ Ozon tabakasının incelmesi.
■ Küresel ısınma ve buna bağlı oluşan iklim değişiklikleri.
■ Çevrenin bozulmasına bağlı kanser ve benzeri hastalıkların giderek
artması.
■ Biyoçeşitliliğin giderek azalması.

İçinde bulunduğumuz yüzyıl; birçok teknolojik imkanları insanlığın hizmetine


sunarken, bir yanda da insanlığın ortak malı olan çevreden geri getirilmesi
zor, hatta imkansız olan varlıkları da alıp götürmektedir. Hızlı nüfus artışı ile
buna bağlı olarak beslenme, enerji ve eğitim konusunda yaşanan
problemler, düzensiz kentleşme, sağlıksız sanayileşme, azalan ve tükenen
canlı türleri, artan kirlilik ve iklim değişikliği, dünyamızın en önemli çevre
sorunlarını oluşturmaktadır.
Doğanın temel fiziksel unsurları olan hava, toprak ve su üzerinde zararlı
etkilerin oluşması ile ortaya çıkan ve canlıların hayati faaliyetlerini olumsuz
yönde etkileyen çevre sorunlarının tamamı çevre kirliliğini meydana
getirmektedir. Çevre kirliliği, doğanın kendini temizleme gücünün (taşıma
kapasitesinin) üstünde olan yüklerin, çevrede meydana getirdiği
birikimlerdir. Doğayı kirleten ve ekolojik dengeyi bozan başlıca etken insan
unsurudur. Normal şartlarda kendi kendini temizleme özelliği olan doğa,
insanların ihtiyaçları doğrultusunda çeşitli faaliyetleri sonucu aşırı olarak
kirlenmekte ve kendi gücünü aşan bu kirlenmeyi temizleyememektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÇEVRE EĞİTİMİ VE ÖNEMİ
Toplumun bütün kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek,
bilinçlendirmek, olumlu ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve
sorunların çözümünde fertlerin aktif katılımlarını sağlamak çevre eğitiminin
temel hedefidir. Çevre ile ilgili konularda aktif katılım sağlayacak,
olumsuzluklara karşı tepki oluşturacak, bireysel çıkarların toplumsal
çıkarlardan ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini kavratacak bir eğitim yöntemi
uygulanmalıdır.
Çevre eğitimi yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla
kalmamalı, insan davranışını da etkilemelidir. Bunun için eğitim
çalışmalarında işitsel ve görsel materyaller ile uygulamaya ağırlık
verilmelidir.
Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında gösterilen
çabaların gayesi, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede
yaşamalarının sağlanmasıdır. Bunu sağlayacak olan da insanın kendisidir.
Çünkü çevreye zarar veren de çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır.
Günümüzde çevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı, temel insan
haklarından birisi olarak kabul etmektedir. Bu ise ancak kaliteli bir çevre
eğitimiyle mümkündür. İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin vazgeçilmez
nitelikte oluşu, çevre kavramının günümüzde kazandığı boyutlar, çevrenin
ulusal düzeyde olduğu kadar, uluslararası düzeyde de yeni yaklaşımlarla ele
alınması gereğini ortaya çıkarmıştır.
Anayasamızın 56. Maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve
çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir” denilmektedir.
Bu doğrultuda çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda
devlete ve vatandaşlara çeşitli görevler düşmektedir. Ülkemizde bugün
ortaya çıkan sorunların ana sebeplerinden birisi, bilgi edinme ve
bilinçlenmede karşılaşılan eksikliklerdir. Çevre bilincine sahip olmayan bir
insan, yaşadığı dünyayı kendisinden sonra başkalarının da kullanacağını
idrak edemez.
Halbuki çevre, bize geçmişten kalan bir miras değil; korunması, geliştirilmesi
ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi gereken bir emanettir.
Toplumumuzun büyük bir kısmında çevre bilincinin yeterince oluşmaması
sebebiyledir ki çevre, ilgilenmeye değmeyen bir konu olarak
algılanmaktadır. Çevre eğitiminin ana hedefi ise; yeni bir insan tipini, ahlak
anlayışını ve tüketim bilincini topluma kazandırmak; ihtiyacı kadar tüketen,
gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı
ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ÇEVRE SORUNLARININ KAYNAKLARI
İçinde bulunduğumuz yüzyıl; birçok teknolojik imkanları insanlığın hizmetine sunarken,
bir yanda da insanlığın ortak malı olan çevreden geri getirilmesi zor, hatta imkansız
olan varlıkları da alıp götürmektedir.
Hızlı nüfus artışı ile buna bağlı olarak beslenme, enerji ve eğitim konusunda yaşanan
problemler, düzensiz kentleşme, sağlıksız sanayileşme, azalan ve tükenen canlı türleri,
artan kirlilik ve iklim değişikliği, dünyamızın en önemli çevre sorunlarını
oluşturmaktadır.
Doğanın temel fiziksel unsurları olan hava, toprak ve su üzerinde zararlı etkilerin
oluşması ile ortaya çıkan ve canlıların hayati faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyen
çevre sorunlarının tamamı çevre kirliliğini meydana getirmektedir.
Çevre kirliliği, doğanın kendini temizleme gücünün (taşıma kapasitesinin) üstünde olan
yüklerin, çevrede meydana getirdiği birikimlerdir. Doğayı kirleten ve ekolojik dengeyi
bozan başlıca etken insan unsurudur. Normal şartlarda kendi kendini temizleme özelliği
olan doğa, insanların ihtiyaçları doğrultusunda çeşitli faaliyetleri sonucu aşırı olarak
kirlenmekte ve kendi gücünü aşan bu kirlenmeyi temizleyememektedir.
Çevre Problemlerinin Başlıca Kaynakları
Son yıllarda teknoloji ve sanayinin hızlı gelişmesi, çevre sorunlarının da artmasına
sebep olmuştur. Artan nüfusla birlikte devreye giren altyapılar faaliyete geçtikleri
günde bile yetersiz kalmaktadır.
Plansız endüstrileşme ve sağlıksız kentleşme, savaşlar, verimi artırmak amacıyla
tarımda kimyasal maddelerin bilinçsizce kullanılmasıyla birlikte, gerekli çevresel
tedbirler alınmadan üretime geçen tesisler, çevre kirliliğini tehlikeli boyutlara
çıkarmıştır.
Yapılan araştırmalar dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin % 50’sinin, son 50 yılda
meydana geldiğini ortaya koymaktadır. Hızlı nüfus artışı, çevre sorunlarına önemli bir
kaynak teşkil etmektedir. Dünyamızın bugün 7 milyar olan nüfusu Birleşmiş Milletler
tahminlerine göre 2050 yılından 9 milyar olacağı düşünülmekte olup, bu da dünyamızın
ilerleyen yıllarda eğer gerekli önlemler alınmazsa çok daha büyük çevresel sorunlarla
karşı karşıya kalabileceğine işaret etmektedir.
Yüksek nüfus artışına bağlı yaşanan göçler ve düzensiz kentleşme,
■ Kişi başına kullanılan enerji ve doğal kaynak miktarlarındaki artışa bağlı artan doğal
kaynak kullanımı,
■ Aşırı otlatma ve doğal bitki örtüsünün tahribi, ormanların tahribi, yangınları ve
erozyon,
■ Aşırı tüketim ve tasarrufa önem verilmemesi,
■ Ev ve işyerlerindeki ısınmadan kaynaklanan hava kirliliği,
■ Ulaşım araçlarından kaynaklanan kirlilik,
Madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilik,
■ Tarımsal üretimi arttırmak amacıyla bilinçsiz şekilde gübre ve zirai mücadele ilaçları
kullanımı,
■ Etkisi giderek artan doğal afetler,
■ Atık suların arıtılmaksızın deşarj edilmesi ve kullanılması,
■ Çeşitli faaliyetler sonucu ortaya çıkan her türlü atıklar,
■ Sulak alanların ve göllerin kurutulması,
■ Arazi kullanımının bozulması,
■ Kaçak ve bilinçsiz avlanma,
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
SUYUN OLUŞUMU
Okyanuslardan başlayarak su döngüsünü anlatılacak olursa, su çevrimini harekete
geçiren rüzgar, dalga, okyanus akıntıları ve güneş, okyanuslardaki suyu ısıtır, ısınan su
rüzgar ve okyanus dalgaları ile yükselerek atmosfere karışır. Sıcaklık farkları ile yükselen
hava akımları, su buharını atmosfer yukarıya kadar taşır. Orada bulunan daha soğuk
hava bulutlar ile karşılaşan su buharı ve zerrecikleri ısı farklılıkları nedeni ile
yoğunlaşmaya sebep olur. Hava akımları, bulutları dünya çevresinde hareket ettirir,
bulut zerreleri bir araya gelerek, büyürler ve ısı farkının oluştuğu ortamlarda yağış
olarak gökyüzünden yeryüzüne düşerler. Isı farkının büyüklüğü ve ısı değişim hızına
göre yağış şekilleri de değişiklikler olur. Örneğin bazı yağışlar, kar, dolu veya su olarak
dünyaya geri döner.

Yeryüzünde özellikle kutup bölgelerine düşen yağışlar binlerce yıl kalabilecek olan buz
buzulları oluşturur. Ilıman iklim bölgelerinde kış mevsiminde yağan karlar ilkbahar
geldiğinde eriyerek toprak yüzeyinde akışa geçer ve vadilerdeki nehirlere karışır ve
buradan da nehirler vasıtasıyla okyanuslara doğru hareket eder. Yüzey akışları ve
yeraltı menşeli kaynaklar tatlı su olarak göllerde ve nehirlerde toplanır. Bütün yüzey
akışları nehirlere ulaşmaz. Akışın çoğu sızarak yer altına geçer. Bu suyun bir kısmı
yüzeye yakın kalır ve yeraltı suyu boşaltımı olarak tekrar yüzeydeki su kütlelerine (ve
okyanusa) katılır. Bazı yeraltı suları yer yüzeyinde buldukları açıklıklardan tatlı su
kaynakları olarak tekrar ortaya çıkarlar. Sığ yeraltı suyu, bitki kökleri tarafından alınır ve
yaprak yüzeyinden terlemeyle atmosfere geri döner. Yeraltına sızan suyun bir kısmı
daha derinlere gider ve çok uzun zaman süresince büyük miktarda tatlı suyu
depolayabilen akiferleri (suyla doymuş yeraltı materyali) besler. Zamanla bu su da
hareket eder ve bir kısmı su döngüsünün başladığı ve bittiği okyanuslara geri döner.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
ANIZ YANGINLARI
Yurdumuzda hububat hasadından sonra, verimin yüksek olduğu ve saman
sıkıntısı olmayan yıllarda, hububat alanlarının yaklaşık % 30’unun anızı
yakılmaktadır. Anızın yakılması suretiyle yok edilmesinin sebebi: kolay,
çabuk ve masrafsız olmasındandır.
Bununla birlikte böcek ve diğer zararlılar ile çeşitli hastalıkların azaltılması,
toprak işlemede kolaylık sağlaması ve daha yüksek verim beklentisidir. Bazı
yararlar beklenerek anız yakmanın, pek çok olumsuz etkileri de
bulunmaktadır.
Çevreye olan etkileri: Hava kirliliğine sebep olması ve karayolunda görüşün
azalmasıyla trafik kazalarına sebep olmasının yanı sıra; anız yangınları komşu
tarlalardaki ürünlere ve meyve bahçelerine, telefon direklerine, yerleşim
yerlerine, ormanlara ve pek çok yaban hayvanına zarar vermektedir.

b) Toprak özelliğine olan etkisi: Anız yangınıyla yüzey toprağının organik


maddesi yok edilmiş olur. Toprak için çok önemli olan organik maddelerin;
yağış sularının emilmesini ve tutulmasını sağlamak, kümeleşmeyi temin
ederek erozyonla taşınmayı önlemek, toprağın havalanmasını sağlamak gibi
önemli fonksiyonları vardır.
Anızın yakılması sırasında toprağın 13 cm’lik üst katmanının ısısı 50-75°C’ye
kadar çıkmakta, bu sebeple mikroorganizmaların % 70’i zarar görmektedir.
Halbuki topraktaki mikroorganizmaların faaliyeti sonucu organik madde
parçalanır, ayrışır ve humus haline dönüşür.
Yapılan araştırmalar sonucunda; anız yakmanın toprağın fiziksel, kimyasal ve
biyolojik özelliklerini bozduğu, verimini düşürdüğü ve biyolojik dengeyi
olumsuz yönde etkilediği anlaşılmıştır. Bu sebeple modern tarımda anız
yakmaya yer yoktur. Ülkemizde 1993 yılından beri anız yakılması
yasaklanmıştır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
NESLİ TEHLİKEDE OLAN HAYVAN TÜRLERİ-1

Deniz Kaplumbağaları:
Yaklaşık 115 milyon yıldır yerküre üzerinde yaşadığı bilinen deniz
kaplumbağaları, yakın akrabalarından birçok canlı türünün yok olmasına
karşılık, uzun bir zaman periyodu boyunca doğal şartlara üstün bir ekolojik
tolerans göstererek, nesillerinin devamını başarı ile sürdürebilen ender
canlılardan biridir.
Deniz kaplumbağaları göçmen türden olması nedeniyle, hayatlarının önemli
bir bölümünü okyanus ve açık denizlerde geçirirler, ancak yuvalamak
amacıyla kumsal alanlara ihtiyaç duyarlar. Bütün dünyada doğa koruma
açısından bir sembol durumunda olan Deniz Kaplumbağaları, son 40-50 yıllık
zaman zarfında çevre kirliliği, yuvalama kumsallarının turizm ve ikinci konut
gayesiyle kullanımı, balıkçılık faaliyetleri ile kumsallardan kum alımı gibi
faaliyetler sonucu, önemli ölçüde tehlike altına girmiş durumdadırlar.
Günümüzde, yer küre üzerinde 8 tür deniz kaplumbağası yaşamaktadır. Bu
türler içinde 5 tür Akdeniz’de bulunmaktadır. Akdeniz’de bulunan türler
içinde iki tür Caretta Caretta, İribaş Kaplumbağa-Loggerhead turtle ve
Chelonia Mydas (Yeşil Kaplumbağa-Green Turtle) Ülkemiz Akdeniz sahillerini
önemli ölçüde yuvalama alanı olarak kullanmaktadırlar. Ulusal düzeyde
yapılan bilimsel çalışmalar ile Akdeniz kıyılarındaki 21 kumsal önemli
yuvalama alanı olarak tespit edilmiştir.

Bu alanlar;
Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye-Çalış kumsalı, Patara, Kale, Kumluca,
Olimpos- Çıralı Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Göksu
Deltası, Alata, Davultepe Kazanlı, Akyatan, Yumurtalık ve Samandağ
kumsallarıdır.
Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Belek, Göksu Deltası kumsalları,
Bakanlar Kurulu Kararı ile Özel Çevre Koruma Statüsüne alınmıştır.
Yumurtalık Kumsalı Tabiatı Koruma Alanı, Akyatan Yaban Hayatı Koruma
Sahası statüsüne alınmış, diğer kumsallardan Demirtaş, Gazipaşa, Anamur,
Alata, Kazanlı, Tekirova ve Kale I. Derece Doğal Sit, Kumluca, Samandağ ve
Kızılot kumsalları, Deniz Kaplumbağaları Koruma Alanı olarak koruma altına
alınmıştır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
NESLİ TEHLİKEDE OLAN HAYVAN TÜRLERİ-2
Akdeniz Foku :
Akdeniz Foku bütün dünyada nesli tehlike altında bulunan türler içinde ilk sıralarda yer
almaktadır. IUCN (Dünya Koruma Birliği) tarafından nesli en fazla tükenme tehlikesi ile
karşı karşıya olan 12 canlı türünden biri olarak kabul edilen Akdeniz Foklarının
dünyadaki sayılarının 600 civarında olduğu, Türkiye sularında ise 100 civarında bireyin
yaşadığı tahmin edilmektedir.
Bu sebeple, bu dünya mirasını korumak hepimizin görevidir. Akdeniz Fokunu
yaşatmak için yapılacak çalışmalar aynı zamanda; balıkçılık, turizm, kıyılarımız ve
denizlerimizi bir bütün olarak koruyacaktır.
Temiz bir çevrenin göstergesi olan Akdeniz Foku; üzerinde yapılaşma olmayan,
insanların kolay ulaşamadığı veya insan etkilerinden uzak kalmış mağara ve kovuklara
sahip, sessiz ve ıssız kayalık sahilleri tercih eder. Bu sebeple Türkiye, Akdeniz Fokları
için eşsiz bir coğrafyaya sahiptir.
Ülkemizde özellikle; Ege’de Foça ve Karaburun Yarımadası, Bodrum Yarımadası, Doğu
Akdeniz’de de Anamur-Taşucu arasında yaşamaktadır.
Birçok Akdeniz ülkesinde yok olan bu türün, ülkemiz sularında hala bulunması da eşsiz
coğrafyanın onlara sunduğu ortam sebebiyledir.
Mersin Balığı :
Mersin balıkları; Avrupa, Asya ve Amerika kıtasının Kuzey Yarımküre’de bulunan deniz
ve tatlı sularda, iki familya ve 27 türle temsil edilen ve biyolojik açıdan modern kemikli
balıklardan farklı özelliklere sahip ilkel balıklardandır. Karadenizde Türkiye sularında 5
Mersin Balığı türü bulunmaktadır.
Çok özel bir yaşama tarzına (genellikle 10- 15 yaş gibi ileri yaşlarda cinsi olgunluğa
ulaşmaları, 2-4 yıllık aralarla yumurtlamaları ve 100 yıla kadar yaşamaları vs.) sahip
olan Mersin balıklarının birçok türünün varlığı tehdit altındadır veya stokları çok
azalmış durumdadır. Örneğin; Orta Avrupa’da Baltık mersininin (Acipenser sturio) nesli
hemen hemen tükenmiş ve Hazar Denizi’nde de Mersin Balığı popülasyonu hızla
azalmaktadır.
Yaklaşık 200 milyon yıldır dünya üzerinde mevcut olan mersin balıkları “yaşayan
fosiller” olarak adlandırılmaktadır. Etinin kalitesi ve çok değerli havyarı dolayısıyla
mersin balıkları, binlerce yıldan beri dünya üzerinde ekonomik açıdan büyük önem
taşımaktadır.
Tarih boyunca büyük önem taşımış olan mersin balıklarının, günümüzde ise nesillerinin
devamı büyük tehdit altındadır. Bunun sebeplerini şöyle özetleyebiliriz:
■ İleri yaşlarda cinsi olgunluğa ulaşan mersin balıklarının bir kez bile yumurtlayamadan,
erken ve aşırı avlanması,
■ Havyar elde etmek için yumurtlama zamanından önce avlanmaları,
■ Nehirlerden kum ve çakıl alınması sebebiyle yumurtlama yerlerinin, yumurtaların ve
larvaların tahrip edilmesi,
■ Endüstri ve tarımsal faaliyetler sebebiyle doğal suların kirlenmesi,
■ Nehirlere inşa edilen barajlar sebebiyle, anaç balıkların yumurtlama bölgelerine
çıkışlarının önlenmesi. Bütün dünyada özellikle mersin balıklarının doğal olarak
bulunduğu ülkelerde, nesillerinin tükenme aşamasında olduğunun yıllar önce farkına
varılmış olup bunu önlemek için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
NESLİ TEHLİKEDE OLAN HAYVAN TÜRLERİ-3

Dev Kertenkele
Ülkemizde bulunan en büyük ve nadir kertenkele türü olan Dev Kertenkele,
Uluslararası bazda CITES (Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki
Türlerinin Uluslararası Ticareti İlişkin Sözleşme) Sözleşmesi kapsamında,
ulusal bazda ise Kara Avcılığı Kanunu ile sıkı koruma altına alınmıştır. Dev
kertenkeleler, ülkemizde Suriye ve Irak sınırına yakın sıcak ve kurak
bölgelerde özellikle Şanlıurfa (Ceylanpınar, Birecik) ve Şırnak Silopi civarında
yaşamaktadırlar. Karada yaşamalarına karşılık, suya da girebilme özelliğine
sahiptirler. Yuva olarak mağaralar, kaya yarıkları gibi yerleri tercih ederler.

Ayrıca, yüksekliği 1200 metreye kadar olan bölgelerde de bulunabilirler. En


belirgin özellikleri dillerinin uzun, ince ve uçlarının çatallı olması ve normal
bir kertenkeleye göre çok iri olmasından dolayı “Dev Kertenkele” adı
verilmiş olup çöl varanı da denilmektedir.
Daha çok gündüzleri aktiftirler ve genel olarak diğer küçük kertenkeleler,
kemiriciler, avlayabildikleri kuşlar ve sürüngen yumurtalarıyla beslenirler.
Bazen kendi türünden bireyleri de yerler. Toprağı kazabilmeleri ve ağaçlara
tırmanabilmeleri gibi özellikleri de vardır. Dişiler bir defada 10-12 kadar
yumurta bırakabilirler. Boyları 100 cm (en fazla 130 cm) kadardır.

Dar alanda bulunmaları ve habitatlarının bozulması nedeniyle Dev


Kertenkelelerin nesilleri tehlike altına girmiştir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
NESLİ TEHLİKEDE OLAN BİTKİ TÜRLERİ
Beyaz Çiçekli Çakal Nergisi: Dünyada sadece Türkiye’de Muğla-Fethiye
çevrelerinde yetişmektedir.
Göl Soğanı: Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.
Mavi Yıldız: Türkiye’nin kuzeybatısında ve Yunanistan’ın bazı bölgelerinde
ender görülen bitki türü, Bern Sözleşmesi’yle koruma altına girmiştir.
Konya Gaşağı: Dünyada sadece Konya’da yetişen bu bitkiyi, koruma
çalışmaları sürmektedir.
Kardelen: Türkiye’de doğal olarak yetişen 9 türü bulunmaktadır. 2 türü
dışında, kardelen soğanlarının doğadan toplanarak ihraç edilmesi
yasaklanmıştır.
Çöven: İç Anadolu’nun tuzlu steplerinde yetişen bitkinin soyu, tüm dünyada
tehlike altındadır.
Yabani Siklamen: Yumrulu bitkiler familyasındaki tür, Bern Sözleşmesi ile
korunmaktadır.
Sığla: Dünya üzerindeki tek doğal yayılış alanı, Türkiye’nin güneybatısıyla
Rodos Adası olan sığla ağacı, Türkiye’de 1348 hektarlık ormanda
bulunmaktadır.
Karadeniz Salkımı: Soyu, tüm dünyada tehlike altına girmiştir. Narin Acı
Çiğdem: İstanbul’a özgü küçük çiçekli acı çiğdem türü, denetimsiz kentleşme
ve yanlış ağaçlandırma sebebiyle tükenme tehlikesi yaşamaktadır. Bern
Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.
Kilyos Peygamber Çiçeği: Türkiye’de Batı Karadeniz kıyılarında yetişen bitki
türü, Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.
Çorak Gülü: Tuz Gölü civarında yetişmektedir.
Çan Çiçeği: Sadece Çoruh Vadisi’nde yetişen türün soyu, tüm Avrupa’da
tehlike altına girmiştir.
Yonca: Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.
İstanbul Nazendesi: Dünyada sadece Türkiye’nin kuzeybatısında
görülmektedir.
Eberin Sarı Çiçeği: Dünya’da sadece Konya’da Akşehir Gölü çevresinde
yetişen bitki türü, Dünya Doğal Hayatı Koruma Konseyi tarafından koruma
altına alınmıştır.
Yanar Döner Çiçeği (Sevgi çiçeği): Halk arasında “gelin düğmesi” olarak da
bilinen bitki türü, Türkiye’ye özgü ve sadece Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde
yetişmekte olup Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.
Erzincan Süt Otu: Dünyada sadece Erzincan Ovası’nın doğusundaki tuzlu
bataklıklarda yetişen bitki, Bern Sözleşmesi ile korumaya alınmıştır.
Yabani Karanfil: Balıkesir ve Aydın’da görülmektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
AMBALAJ ATIKLARININ GERİ DÖNÜŞÜMÜ
a)Plastik Ambalajlar: Evsel atıklar arasında bulunan özellikle gıda, meşrubat, deterjan
ve kozmetik ürünlerin ambalajlarıdır. Plastik ambalaj atıkları yıkanıp eritilerek, resimde
görüldüğü gibi granül haline dönüştürülmektedir.
Granüller ikincil ürün imalatında hammadde olarak; plastik torba, marley, pis su
borusu, elyaf, dolgu malzemesi, çerçeve ve sera örtüsü imalatı ile otomotiv sektöründe
kullanılarak yeni ürünler elde edilmektedir. 2.5 lt.’lik bir plastik şişe geri kazanılıp
üretimde kullanılırsa 6 saatlik 60 watt’lık elektrik enerjisini tasarruf etmek mümkündür.
25 adet geri kazanılmış içecek şişesinden bir plastik mont elde etmek mümkündür.
b)Metal Ambalajlar: Evlerimizde gıda ve içecek ambalajında kullanılan iki çeşit metal
ambalaj malzemesi vardır. Bunlar teneke ve alüminyumdur. Günlük hayatımızda en çok
kullandığımız yağ, peynir, salça ve meşrubat kutuları metal ambalajların en
önemlileridir. Metal ambalajların eritilerek geri dönüştürülmesi kullanılmış alüminyum
geri kazanılması demek, daha az enerji ve hammadde tüketimi demektir. Kullanılmış
alüminyumdan alüminyum üretilerek sera gazı emisyonu %95 ve atık su kirlenmesi %97
oranında azaltılabilir.
c)Cam Ambalajlar: Camın hammaddesi kumdur. Cam ambalajlar en sağlıklı ambalaj
çeşidi olup, geri dönüşüm oranı en yüksek olanıdır. Cam şişe ve kavanozların kullanımı
ülkemizde oldukça eski yıllara uzanmaktadır. Cam şişeler depozitolu ve depozitosuz
olarak ikiye ayrılır. Depozitolu şişeler temizlenerek tekrar kullanılır. Depozitosuz olanlar
ise, diğer cam atıklar ile birlikte renklerine göre ayrılmak suretiyle, kırılarak cam tozu
haline getirilir. Cam tozu; kum, kireç taşı ve soda külü ile karıştırılıp, yüksek sıcaklıkta
şekillendirilerek yeni ürünlere dönüştürülür. Kırık camların eritilmesi ve yeniden
değerlendirilmesi, asıl süreçten % 32 daha az enerji kullanılmasını sağlar. Yani, bir tek
cam şişe geri dönüştürüldüğünde, 100 Wattlık bir ampulü dört saat yakabilecek enerji
tasarruf edilmiş olur.
d) Kağıt ve Karton Ambalajlar: Kağıt ve karton türleri arasında gazete kağıtları, evsel
atıkların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Kağıt ve karton üreticisi kuruluşlar, atık
kağıttan yaklaşık %30 oranında orijinal hammaddeye karıştırarak üretimde
kullanmaktadırlar. Karton, süt ve meyve suyu kutuları %80 kağıttan ve az bir oranda da
plastik ve alüminyumdan oluşmaktadır. Kullanılmış kartonlardan; masa, sandalye ve
dolap gibi mobilyalar üretilmekte, ayrıca kağıt hammaddesi olarak da kullanılmaktadır.
Evsel atıkların önemli bir bölümü temiz ve ayrı toplanabildiği takdirde, ekonomiye geri
kazandırılması mümkün olmaktadır. Kağıt ve karton ambalajların geri dönüştürülmesi
sonucu atık miktarı azaltılmış ve enerji tasarrufu sağlanmış olur. Bir ton atık kağıdın geri
dönüştürülmesi ile 17 ağaç
kurtarılmış olur. Bunun için halkımızın bu konuya duyarlılığı arttırılmalı, ayrıca ülke
genelinde atıkların ayrı toplanması ve değerlendirilmesi konusunda, kamu kurum ve
kuruluşları arasında işbirliği sağlanarak, gerekli tedbirler alınmalıdır.
e) Kompozit Ambalajlar Karton süt ve meyve suyu kutuları % 80 kağıttan ve az bir
oranda da plastik ve alüminyumdan oluşan kompozit ambalajlardır. Kompozit
ambalajlardan lamine kutuların bir bölümü lisanslı kağıt fabrikalarında işlenerek tekrar
kağıt üretilmektedir. Ayrıca lamine karton kutulardan sunta yapılarak mobilya
üretiminde kullanılmaktadır.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
RADYASYON
Teknolojideki çok hızlı gelişmeler sonucu üretilen çeşitli elektronik cihazların (TV,
radyo, bilgisayar, röntgen, tomografi vb. tıbbi cihazlar) yaygınlaşması ile meydana
gelen radyasyonun elektromanyetik kirliliğe yol açtığı anlaşılmıştır. Radyasyon,
elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji emisyonu (yayımı) ya da
aktarımıdır. Bilindiği gibi maddenin temel yapısını atomlar meydana getirir. Atom ise
proton ve nötronlardan oluşan bir çekirdek ile bunun çevresinde dönmekte olan
elektronlardan oluşmaktadır. Herhangi bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların
sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla ise; bu tür maddeler kararsız bir yapı
göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak
suretiyle parçalanmaktadır. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere
“radyoaktif madde”, çevreye yayılan alfa, beta ve gama gibi ışınlara ise “radyasyon” adı
verilmektedir.
Radyasyonun Zararları
X ışınları, ultraviyole ışınlar, görülebilen ışınlar, kızıl ötesi ışınlar, mikro dalgalar, radyo
dalgaları ve manyetik alanlar, elektromanyetik spektrumun parçalarıdır.
Elektromanyetik parçaları, frekans ve dalga boyları ile tanımlanır. Ultraviyole ve X
ışınları çok yüksek frekanslarda olduğundan, elektromanyetik parçalar kimyasal bağları
kırabilecek enerjiye sahiptir. Bu bağların kırılması iyonlaşma diye tanımlanır.
İyonlaşabilen elektromanyetik radyasyonları, hücrenin genetik materyali olan DNA’yı
parçalayabilmektedir. DNA’nın zarar görmesi ise hücrelerin işlevini kaybetmesine
sebep olabilir. Bunun sonucunda doku zarar görür. DNA’da küçük bir bozulma ya da
değişim ile kansere yol açabilecek kalıcı değişikliklere sebep olabilir.
Maden işletme yataklarında, doğal su kaynakları içerisinde ve toprakta; gerek insan
faaliyetleri sonucu, gerekse doğal olarak bulunan radyoaktif maddeler besin zincirine
(bitkilere) girerek, oradan da hayvan ve insanlara geçmek suretiyle ölümle sonuçlanan
çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır. Radyoaktif kirleticiler özellikle insan, hayvan ve
bitki sağlığına olumsuz etkiler yaparak, çevreyi ve ekolojik dengeyi bozmaktadır. Ayrıca
radyasyon, canlılarda genetik değişikliklere de yol açmaktadır. Radyasyonun etkisi; cins,
yaş ve organa göre değişmektedir. Çocuklar ve büyüme çağındaki gençler ile özellikle
göz en fazla etkilenen organ olup; görme zayıflığı, katarakt ve göz uyumunun
yavaşlamasına sebep olmaktadır. Deri ise, radyasyona karşı daha dayanıklıdır.
Radyasyonun zararları genellikle zamanla ortaya çıkmaktadır. Ani etki ancak atom
bombalarının yol açtığı ölümler ve yüksek radyasyondaki yanmalar şeklinde kendini
göstermektedir. Geçmişte yapılan nükleer silah denemelerinden dolayı, radyoaktif
maddelerle yüklenmiş toz bulutları, atmosferin yüksek tabakalarına ve stratosfere
yerleşerek radyoaktif yağışlar halinde yavaş yavaş yeryüzüne inmekte ve çevrenin,
özellikle yüzeysel suların kirlenmesine sebep olmaktadır. 1960’lı yıllarda en yüksek
seviyeye çıkmış olan radyoaktif yağışlarda, nükleer silah denemelerinin havada
yapılmasının yasaklanması sonucu, 1970’li yıllardan sonra azalma görülmüştür. Çevre
sorunları sınır tanımaksızın artmakta ve çeşitli kirleticiler kilometrelerce uzaklara
taşınarak etki gösterebilmesi sebebiyle yayılan radyoaktif atıkların, toprak ürünlerinde
yol açtığı kirlilik bilinmektedir.
Çernobil reaktöründe oluşan kazada, doğrudan etki sonucu 30’dan fazla insan hayatını
kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış, sakatlanmış ve hastalanmıştır. Binlerce insan ise
belirtileri sonradan çıkacak olan genetik etkilerle, nesilden nesile geçebilecek kalıcı izler
taşımaktadır. Çernobil’deki kaza sebebiyle atmosfere karışan radyoaktif maddelerin,
atmosferik hareketlerle uzaklara taşınmasıyla, düştükleri yerlerde radyasyona sebep
olmuştur. Bu olaydan en çok ülkemizin Çernobil’e yakın olan Karadeniz Bölgesi’nin
etkilendiği tespit edilmiştir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
HAVA KİRLİLİĞİ-1
Hava, insan ve canlıların yaşaması için hayati öneme sahiptir. Yerküreyi
saran gaz kütleye atmosfer adı verilmektedir. Atmosferdeki hava
tabakasının kalınlığı 150 km’dir. Bunun sadece 5 km’si canlıların yaşamasına
elverişlidir. Yeryüzünden uzaklaştıkça hava tabakasının yoğunluğu azalır.
Atmosfer, yerkürenin etrafında adeta düzenleyici ve koruyucu bir örtü
şeklindedir. Havada yaklaşık olarak; azot (% 78), oksijen (% 21),
karbondioksit ve asal gazlar (% 1) oranında bulunur.
Havada bulunan gazları üç grupta toplayabiliriz:
I. Havada devamlı olarak bulunan ve çoğunlukla miktarları değişmeyen
gazlar (azot, oksijen ve diğer asal gazlar).
II. Havada devamlı olarak bulunan ve miktarları azalıp çoğalan gazlar
(karbondioksit, su buharı, ozon).
III. Havada her zaman bulunmayan gazlar (kirleticiler).
Hava Kirliliği: Canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen havadaki yabancı
maddelerin, normalin üzerindeki miktar ve yoğunluğa ulaşmasıdır. Bir başka
deyişle hava kirliliği; havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin
insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek miktar,
yoğunluk ve sürede atmosferde bulunmasıdır. İnsanların çeşitli faaliyetleri
sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan
atıklarla hava tabakası kirlenmekte ve yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz
yönde etkilenmektedir.
Hava kirliliğini kaynaklarına göre 3’e ayırabiliriz;
a) Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliği: Ülkemizde özellikle ısınma
amacıyla, kükürt oranı yüksek ve düşük kalorili kömürlerin yaygın olarak
kullanılması ve yanlış yakma tekniklerinin uygulanması hava kirliliğine yol
açmaktadır.
b) Motorlu Taşıtlardan Kaynaklanan Hava Kirliliği: Sayısı hızla artan
motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, hava kirliliğinde önemli bir faktör
oluşturmaktadır.
c) Sanayiden Kaynaklanan Hava Kirliliği: Sanayi tesislerinin kuruluşunda
yanlış yer seçimi, çevre korunması açısından gerekli tedbirlerin alınmaması
(baca filtresi, arıtma tesisi olmaması vb.), uygun teknolojilerin
kullanılmaması, enerji üreten yakma ünitelerinde vasıfsız ve yüksek kükürt
içeren yakıtların kullanılması, yakma sisteminin verimli çalışmaması, yanlış
hammadde seçimi hava kirliliğine sebep olan etkenlerin başında
gelmektedir.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
HAVA KİRLİLİĞİ-2
Hava Kirliliğinin Etkileri: Kirli hava, insanlarda solunum yolu hastalıklarının
artmasına sebep olmaktadır. Örneğin; kurşunun kan hücrelerinin gelişmesini
ve olgunlaşmasını engellediği, kanda ve idrarda birikerek sağlığı olumsuz
yönde etkilediği, karbonmonoksit (CO)’in ise, kandaki hemoglobin ile
birleşerek oksijenin taşınmasını aksattığı bilinmektedir. Bununla birlikte
kükürtdioksit (SO2)’in, üst solunum yollarında keskin, boğucu ve tahriş edici
etkileri vardır. Özellikle duman, akciğerden alveollere kadar girerek olumsuz
etki yapmaktadır. Ayrıca kükürtdioksit ve ozon bitkiler için zararlı olup;
özellikle ozon, ürün kayıplarına sebep olmakta ve ormanlara zarar
vermektedir. Sanayi, endüstri ve ısınmada kullanılan fosil yakıtlar ile
ormanların tahribi ve arazi değişmesi sonucu, atmosferdeki karbondioksit
miktarının % 5 oranında arttığı tespit edilmiştir. Bunun ise küresel ısınmaya
yol açtığı bilinmektedir.
Hava Kirliliğini Önlemek İçin Alınabilecek Tedbirler:
■ Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılmalı,
■ Sanayi tesislerinde kaynakta azaltıma gidilmesi,
■ Sanayi tesislerinde doğru yakma sistemi ve mevcut en iyi teknolojilerin
kullanılması,
■ Evleri ısıtmak için yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, her yıl bacalar ve
soba boruları temizlenmeli,
■ Pencere, kapı ve çatıların izolasyonuna önem verilmeli,
■ Kullanılan sobaların TSE belgeli olmasına dikkat edilmeli,
■ Doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılarak, özendirilmeli,
■ Kalorisi düşük olan ve havayı daha çok kirleten kaçak kömür kullanımı
engellenmeli.
■Kalorifer ve doğalgaz kazanlarının periyodik olarak bakımı yapılmalı.
■ Kalorifercilerin ateşçi eğitim kurslarına katılımı sağlanmalı.
■ Yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemleri kullanılmalı.
■ Yeşil alanlar arttırılmalı, imar planlarındaki hava kirliliğini azaltıcı tedbirler
uygulamaya konulmalı.
■ Toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı. Bütün bu tedbirlerin yanında;
atıkların uygun olmayan tesislerde yakılarak bertaraf edilmesinin önlenmesi,
sanayi tesisi yer seçiminin yerleşim alanları dışında ve hakim rüzgarlar
dikkate alınarak yapılması, imar planlarında bu alanların çevresinde
yapılaşmaların önlenmesi ve araçların egzoz emisyon ölçümlerinin periyodik
olarak yapılması sağlanmalıdır. Bununla birlikte; alternatif enerji kullanan
motorlu taşıtlar geliştirilmeli ve özendirilmelidir. (LPG vb.)
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
OZON TABAKASI

Çeşitli gayeler için üretilen kloroflorokarbonlar (CFC) ve


hidrokloroflorokarbonlar (HCFC), metil bromür, halonlar, metil kloroform,
karbontetraklörür ve hidrobromoflorokarbonlar (HBFC) ozon tabakasını
inceltmekte, bunun sonucunda da çevre ve insan sağlığı olumsuz yönde
etkilenmektedir.

Ozon molekülleri, atmosferde bulundukları yere göre farklı karakteristik


özellikler gösterirler. Stratosfer tabakasındaki ozon; canlılar için yararlı olup
buna karşılık, dünya yüzeyine yakın atmosfer tabakasında (troposferde)
bulunan % 10 oranındaki ozonun yıkıcı etkisi bulunmaktadır. Atmosferdeki
diğer moleküllerle reaksiyona giren ozonun, bitki ve hayvanların canlı
dokularına çeşitli zararları bulunmaktadır.

Atmosferdeki ozonun yaklaşık % 90’ı yeryüzünden itibaren 10-40 km. arası


yükseklikte ve stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği;
bütün canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde
etkileyen ultraviyole (UV) ışınlarını absorbe etmesidir. Ozon yoğunluğunun
ultraviyole ışınlarını tutma görevini yapamayacak kadar azalması “ozon
tabakasının delinmesi” olarak adlandırılmaktadır.

Ozon tabakasının incelmesi sonucunda UV radyasyonu artmakta ve


insanların bağışıklık sistemleri zarar görmekte, görme bozukluğu ve deri
kanserine yol açmaktadır. Ozon tabakasının incelmesine sebep olan ve
kloroflorokarbon ihtiva eden maddelerin başında klor türevleri, plastik
köpükler (strafor), spreyler, aerosoller ve yangın söndürücüler gelmektedir.
Ancak, yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık % 0,3’ü kullanılabilir ve
içilebilir özelliktedir. Dünya nüfusunun % 40’ını barındıran 80 ülke şimdiden
su sıkıntısı çekmektedir.

OZON TABAKASINA ZARAR VERMEYEN GAZLARI VE ENERJİ KAYNAKLARINI


TÜKETMELİYİZ.
GÜNLÜK İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ve ÇEVRE SOHBETLERİ
SIZINTI VE DÖKÜNTÜ MÜDAHELE ADIMLARI
1.Tehlikeyi belirleyin
Gerekli olmayan personeli boşaltın. Döküntüye ulaşın ve eğer mümkünse
dökülmüş maddeleri tanımlayın. Daima güvenliği ilk sıraya koyun! Dökülen
maddenin yeri ve maddenin cinsine göre uygun müdahale ekipmanı seçin.
2.Kisisel koruma ekipmanlarını (KKD) seçin
Döküntüye güvenli müdahale etmek için uygun koruyucu giysi ve
ekipmanları seçin. Madde bilinmiyorsa en kötüsünü farz edin.
3. Döküntüyü bloke edin, yönünü çevirin veya kuşatın
Sıvının akışını yayılma şansı bulmadan önce durdurmak için Sosisler ve/ veya
Bomları kullanın. Dökülen malzemenin daha fazla yayılmasının önüne
geçilmelidir. Eğer yakınınız da bom yada sosis yoksa bu işlemi talaş, toprak
veya bez parçaları ile yapınız.
4.Sızıntıyı durdurun
Eğer mümkünse dökülmüş maddelerin kaynağını durdurun. En kolay yolu
bir vanayı kapatmak veya bir varili dik hale getirmektir. Eğer malzeme asit
veya korozif özellikte kimyasal ise çıplak el ile müdahale edilmemeli uygun
kişisel koruyucu donanım giyilmelidir. Sızıntı veya döküntü su birikintisine,
akan suya olmuşsa veya su kaynağına olmuşsa suyun akışının kesilmesi
alana su girişinin engellenmesi gerekmektedir.
5.Olay müdahalesine ulasın:
Önce kontrol altına alın, duruma yeniden ulasın ve temizlik için bir eylem
planı geliştirin. Yayılma durduktan ve sızıntı kesildikten sonra temizlik için
gerekli olan malzemeleri temin ediniz. Yağ döküntüsü ise yağ için gerekli
yastık ve padler kullanılmalı veya kimyasal ise kimyasal için uygun pad,
yastık kullanılmalıdır.
6.Temizlik eylem planını tamamlayın:
Matlar ve Yastıklarla kontrol altına alınmış olan döküntüleri temizleyin. Tüm
kontrol altına alınmış maddeleri uygun bir şekilde yerleştirin. Dökülen
tehlikeli maddeler tamamıyla temizlendikten sonra bu malzemeye bulaşmış
tüm pad, mat, yastık, eldiven vb. tüm atıklar diğer atıklardan ayrı olarak
sızdırmaz bir kapta depolanmalı ve Çevre Birimi yetkililerine uygun şekilde
bertarafı için teslim edilmelidir. Eğer sızıntı yada döküntü toprağa olmuşsa
kirlenen toprakta sıyırılarak alınmalı ve oda ayrı olarak depolanmalı ve Çevre
Birimine bertaraf için teslim edilmelidir.
7. Zararlı kimyasal maddelerden arındırma:
Yeri, personeli ve ekipmanları zararlı kimyasal maddelerden arındırın.
Alanda zararlı hiçbir malzeme bırakmadan tüm atıkları da alandan
uzaklaştırın atıkları Çevre Birimine teslim edin. Olayı ve yapılan çalışmaları
raporlayıp ilgili birimlere gönderin.

You might also like