Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 16

www.egitimhane.

com

ATMACA İLE BAYKUŞ


Atmacanın biri yuvasında üç yavru büyütüyormuş .Bir gün et pişiren
birilerini görmüş.“Dur şurdan et çalayım da yavrularıma götüreyim”
demiş.Sonra da “hırsızlık yaparsam yavrularıma bir şey olur mu” diye
düşünmüş.
Hızla bilge baykuşun yanına gelip sormuş:“Bir yerden bi şey çalarsam
bunun cezasını ne zaman görürüm” demiş . Bilge baykuş:“Kırk gün sonra
görürsün “demiş. Atmaca rahatlamış çünkü on iki gün sonra yavruları yuvadan
uçacakmış. Kapmış eti ateşin üzerinden yavrularına götürmüş.Etin altına
yapışan köz , bütün yuvayı yakmış.Bunun üzerine atmaca baykuşun yanına
gelmiş ve sormuş:
“Hani suçumun cezası kırk gün sonra olacaktı “ demiş.
Baykuşta cevap vermiş: “Daha önce de bir hırsızlık yapmış mıydın?”
Atmaca : “Evet yapmıştım .” Baykuş:
“Bu kırk gün önce yaptığın hırsızlığın cezası , bu çaldığın etin cezasını kırk
gün sonra göreceksin “ demiş.
Soruları cevaplayalım
1.Atmacanın kaç yavrusu varmış?
………………………………………………………………………………
2.Atmaca soru sormak için kimin yanına gelmiş?
………………………………………………………………………..
3.Atmacanın yuvası neden yanmış?
…………………………………………………………………………
4.Okuduğumuz metnin konusu nedir ?
………………………………………………………………………….
5.Okuduğunuz metnin ana düşüncesi nedir?
……………………………………………………………………………….
………………….
Yıllar önce üç kişiden oluşan fakir bir aile varmış.Bir gün kızının pahalı
bir kağıtla kutuyu kapladığını gören baba , kızına çok kızmış.Kız ağlarken ,
baba oradan uzaklaşmış.
Ertesi gün kız , babasının yanına gelmiş ve şöyle demiş:“Baba bu kutuyu senin
için yaptım.” deyince babası yaptığı hareket için çok üzülmüş.Kızına
sarılmış ,ona teşekkür etmiş.Kutuyu açmış ama içinde bir şey göremeyince
yine sinirlenmiş , bağırmış.
Kızı gözlerinde yaşlarla: “Baba o kutu boş değil ki ! Dün gece sabaha kadar
uyumadım , içine öpücüklerimi üfledim ” demiş.Baba çok üzülmüş , kızından
özür dilemiş , defalarca kızını öpmüş.
Soruları cevaplayalım
1.Fakir aile kaç kişiden oluşuyormuş?
……………………………………………………………………
2.Kız kutuyu kime yapmış?
…………………………………………………………………….
3.Kız kutunun içine ne koymuş?
………………………………………………………………………….
4.Baba kızına önce neden kızıyor?
……………………………………………………………………………
4.Yazar sen olsaydın metnin başlığını ne koyardın?
…………………………………………………………………………..
5.Okuduğumuz metnin ana konusu nedir?
……………………………………………………………………………
6.Anne ve babanızla daha çok hangi zamanlarda vakit geçiriyorsunuz?
…………………………………………………………………………….
YARDIM ETMEK
Tıp öğrencisi Bilge, kitabevinde raflarını karıştırırken aradığı kitabı
bulduğuna sevindi. Ama kitabın fiyatını görünce yüzü asıldı.Çünkü kitap
alamayacağı kadar pahalıydı.Her gün buraya gelip kitabı okumaya karar
verdi.
Bir ay boyunca iki günde bir gelip, gizlice kitabı okudu. Ama o gün
kitabı her zaman ki yerinde bulamadı. Kitabın satıldığını düşündü ve çok
üzüldü. Bir aydır gelmesine rağmen ilk defa kitapçı ile göz göze geldiler.
Kitapçı tezgahın altından kitabı çıkardı ve şöyle dedi:
“Geçen biri geldi ve fiyatı sordu, alacak gibi göründü. Ben de raftan indirdim
senin için sakladım. Buradan alıp okuyabilirsin.” Genç öğrenci asla o kitapçıyı
unutmadı. Fakir hastalarından ücret almadı.
Soruları cevaplayalım.
1.Bilge kitabı bulmasına rağmen neden alamadı?
………………………………………………………………………………..
2.Bilge kitabı bulamayınca neyi düşündü?
…………………………………………………………………………………
3.Kitapçı Bilge’nin okuduğu kitabı neden saklamıştı?
………………………………………………………………………………..
4.Bir gün doktor olsan sen de fakir insanlara yardım eder miydin?
……………………………………………………………………………..
5.Metnin ana düşüncesi nedir?
………………………………………………………………………….
6.Metinde geçen karakterler kimlerdir?
…………………………………………………………………………..
KAVAK İLE KABAK
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş.Bahar
ilerledikçe kabak filizi kavağa sarılarak yükselmiş.Kabak yağmurun ve
güneşin etkisiyle hızla büyümüş ve boyu nerdeyse kavak kadar olmuş.Bir gün
kabak kavağa sormuş:
“Sen kaç ayda bu hale geldin kavak ”
“On yılda ” demiş kavak.
Kabak : “ Bak nerdeyse iki ayda seninle aynı boya geldim” demiş.
Aradan günler geçmiş ve sonbahar gelmiş.Hava soğuduğu için kabak
üşümeye ve aşağıya doğru inmeye başlamış ve kavağa sormuş:
“Neler oluyor bana kavak ”
“Ölüyorsun . ”demiş kavak.
Kabak : “Niçin ” demiş.
Kavak: “Benim on yılda geldiğim yere , iki ayda gelmeye çalıştığın için
ölüyorsun ” demiş.
Soruları cevaplayalım
1.Kabak neyin etkisiyle hızla büyümüş?
………………………………………………………………………………
2.Kavak o boya kaç yılda gelmiş?
………………………………………………………………………………
3.Sonbaharda hava soğuyunca kabağa ne olmuş?
……………………………………………………………………………….
4.Metnin konusu nedir?
……………………………………………………………………………..
5.Metnin ana düşüncesi nedir?
……………………………………………………………………………..
SOPADAN AT
Baba ve iki çocuğu ormanda gezintiye çıkmışlardı. Bir süre yürüdükten
sonra çocuklardan biri :
“Baba çok yoruldum beni kucağına alır mısın ” dedi.
Baba : “ Üzgünüm seni kucağıma alamam , ben de çok yoruldum” dedi.
Çocuk ağlamaya başladı. Baba tek söz söylemeden durdu ve bir çubuk parçası
buldu. Baba:
“Oğlum al , sana güzel bir at buldum .” dedi.
Küçük çocuk çok mutlu oldu , atına binerek eve doğru yürümeye başladılar.
Baba kızına döndü :
“İşte hayat bu kızım. Bazen çok yorulduğunda kendini hayata bağlayacak bir
şey ararsın” dedi.
Soruları cevaplayalım
1.Baba ve çocukları nerede gezintiye çıkmışlar?
……………………………………………………………………………
2.Çocuk neden ağlamaya başladı?
…………………………………………………………………………….
3.Baba çocuk ağlayınca ne yaptı?
…………………………………………………………………………………
4.Annen ya da baban senin istediğin bir eşyayı almazsa ona ne dersin?
…………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………….
5.Metnin ana karakterleri kimlerdir?
………………………………………………………………………………
BİN AYNALI TAPINAK
Günlerden bir gün bir köpek dağa tırmandı. Dağda bir tapınak vardı.
Tapınağın içinde bin ayna vardı. Köpek içeri girince bin tane köpek gördü.
Korkarak tüylerini kabarttı, hırıltılar çıkarmaya başladı. Bin köpek de
aynısını yaptı. Köpek korktu ve tapınaktan kaçtı.
Bir süre sonra bir başka köpek dağa tırmandı ve tapınağa girdi.
O da tapınakta bin köpek gördü. Bu duruma çok sevindi. Kuyruğunu
salladı , neşeyle zıpladı.Diğer köpekler de aynısı yaptı. O köpek
tapınaktan ayrılırken çok mutluydu.
Siz nasıl olursanız , diğer insanların da öyle olduğunu
düşünürsünüz. Her zaman güler yüzlü olalım, çevremize gülümseyelim.
Soruları cevaplayalım
1.Dağda ne vardı?
………………………………………………………………….
2.Tapınağın için kaç tane ayna vardı?
……………………………………………………………………………..
3.Tapınağın içine giren ilk köpek neden korkup kaçtı?
……………………………………………………………………………
….
4.Tapınağın içine giren ikinci köpek neden mutlu ayrıldı?
…………………………………………………………………
5.Metnin ana düşüncesi nelerdir?
……………………………………………………………………
6.Güler yüzlü olmak insana neler kazandırabilir?
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
7.Metinde hangi paragrafı daha çok beğendin?Niçin?
………………………………………………………………………….
……………………………..
Eski zamanlarda bir kral , saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurdu .
Kendisi de pencereye oturup olanları seyretti. Ülkenin en zengin tüccarları , saray
görevlileri bir bir geldiler. Hepsi de taşın etrafından dolaştı .
Sonunda bir köylü geldi. Saraya meyve ve sebze taşıyordu .Sırtındaki küfeyi
yere bıraktı. Tüm gücü ile kayayı itti. Tam sırtına küfeyi alıp oradan ayrılırken
yerde bir kese gördü. Kesenin içini açtı . Kesenin içi altınla doluydu. Ayrıca
kesenin içinde bir kağıt da çıktı. Kağıtta “Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye
aittir. ” diyordu kral .Köylü yaptığı iyiliğin mükafını alarak , oradan ayrıldı.
Her engel hayatımızı iyileştirecek fırsattır . Başarılı bir insan olmak istiyorsak
engellerle mücadele edelim .
Soruları cevaplayalım
1.Kral saray yolunun üzerine ne koydurdu.
……………………………………………………………………………………….
2.Ülkenin en zengin adamları kayayı görünce ne yaptı?
………………………………………………………………………………………
…………………………………..
3.Kayayı yoldan kim itti?
………………………………………………………………………..
4.Kesenin içinden neler çıktı?
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
5.Sen de aynı yoldan geçsen kayayı itmeye mi çalışırsın yoksa etrafından mı
dolaşırsın?
………………………………………………………………………………………
6.Yazar sen olsaydın başlığı ne koyardın ?
………………………………………………………………………………
7.Metnin ana düşüncesi nedir?
………………………………………………………………………………..
TEK KOLLU JUDOCU
On iki yaşında bir Japon çocuğunun en büyük amacı , dünyaca ünlü bir
judocu olmakmış.Ama trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş.
Ailesi çocuğu oyalansın diye Japonya’nın en ünlü judo ustasının yanına
vermiş.Hoca çocuğa tek kolla yapabileceği bir fırlatma hareketi göstermiş.Her
gün bu hareketi çalışmışlar.Çocuk zamanla bu hareketi çok hızlı yapmaya
başlamış.Ustasının yanına gidip yeni bir hareket öğretmesini istemiş.Ustası
ise bu harekete çalışmaya devam etmesini istemiş.
Japonya’da bir judo turnuvası düzenlenmiş.Ustası çocuğa katılmasını
söylemiş.Başlangıçta çocuk tek kolla hiçbir şey yapamam diye düşünmüş.Ama
ustasını onu katılmaya ikna etmiş.Turnuvuda her rakibini tek hamlede alıp ,
fırlatmış ve sonunda birinci olmuş.
Ne yaparsak yapalım , elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışalım.
Soruları cevaplayalım
1.O Japon çocuğunun en büyük amacı neymiş?
……………………………………………………………………………….
2.Sol kolunu neden kaybetmiş ?
………………………………………………………………………………
3.Usta çocuğa ne hareketi öğretmiş?
………………………………………………………………………………
4.Başlangıçta çocuk turnuvaya neden katılmak istememiş?
…………………………………………………………………………
5.Metinde geçen karakterler nelerdir?
……………………………………………………………………………
6.Metnin konusu nedir?
………………………………………………………………………………
İKİ KIZ KARDEŞ VE BİLGE
Zamanın birinde iki kız kardeş varmış. İkisi de çok zekiymişler.
Okullarında ve çevrelerindeki tüm bilgi onlara yetmez olmuş. Bir gün anneleri
onları bir bilgenin yanına götürmüşler.Kızlar akıllarında ne varsa sormuşlar.
Bilge de tüm soruları doğru cevaplamış.Kızlar annelerinden izin isteyip ,
bilgenin yanında kalmaya karar vermişler.
Kızlar her gün soru soruyormuş ve bilge de cevap veriyormuş.Kızlar bu
durumdan sıkılmışlar Ve bilgeye cevap veremeyeceği bir soru sormaya karar
vermişler.Kızlardan biri diğerine
“Avucumun içine bir kelebek alacağım ve soracağım.Kelebek ölü mü yoksa
canlı mı .Eğer ölü derse , canlı olduğunu göstereceğim.Canlı derse sıkacağım
ve öldüreceğim.” demiş.Beraber bilgenin yanına gitmişler ve bilgeye soruyu
sormuşlar.
Bilge : “Kelebeği öldürmek de canlı tutmak da senin elinde kızım ”
demiş.Canlılara zarar vermeyelim.Unutmayalım ki onları yaratan Allah’tır ve
canını alacakta odur.
Soruları cevaplayalım
1.Kızlar nasıl kızlarmış?
……………………………………………………………………………
2.Anneleri kızları kimin yanına götürmüş?
………………………………………………………………………………
3.Kızlar , bilge bütün soruları cevaplayınca ne yapmaya karar veriyorlar?
………………………………………………………………………………
4.Metinde hangi karakterler vardır?
……………………………………………………………………………..
5.Metnin ana düşüncesi nedir?
………………………………………………………………………………
GENÇ İŞ ADAMI VE ÇOCUK
Genç ve başarılı bir iş adamı , lüks arabasıyla bir caddeden hızla
geçiyordu.Birden bir ses duydu ve yavaşladı.Etrafına baktı ama kimseyi
göremedi.Arabasına baktı bir tuğla izi vardı.Arabasıyla tuğlanın atıldığı yere
doğru geri geri geldi.Orada bir çocuk gördü .
“Bunu neden yaptın ? Ne yaptığının farkında mısın?Bu arabanın ne kadar
pahalı olduğunu biliyor musun.Bana çok pahalıya mal olacak” dedi.
Küçük çocuk : “ Lütfen efendim . Başka çarem yoktu.Eğer tuğla atmasam
durmazdınız.” Sonra ağlayarak şöyle devam etti:
“Kardeşim kaldırımın kenarında yuvarlandı ve tekerlekli sandalyeden
düştü.Ben onu kaldıramadım.Lütfen bana yardım eder misiniz ?” dedi.
Adam söyledikleri için çok pişman oldu.Hemen yerde yatan engelli çocuğa
yardım etti.Çocuğu yerden kaldırdı , elini yüzünü sildi , ciddi bir sorunu var mı
diye kontrol etti . Küçük çocuk :
“Çok teşekkür ederim efendim , Allah sizden razı olsun ” dedi ve oradan
ayrıldılar.Adam ise onları gözden kaybolana kadar izledi.
Genç iş adamı ise o kapıyı hiç tamir ettirmedi.Kapıda oluşan çöküğü ,
hayatını birinin kendisine tuğla atmasını gerektirecek kadar hızlı yaşamaması
gerektiğini hatırlatması için öylece bıraktı.
Soruları cevaplayalım
1.Adam neden durdu?
…………………………………………………………………………….
2.Arabanın üzerinde ne izi vardı?
…………………………………………………………………………….
3.İş adamı kime yardım etti?
……………………………………………………………………………
4.İş adamı neden kapıyı tamir ettirmedi?
…………………………………………………………………………….

……………………………………………….
Bir zamanlar bir ülkede yaşayan bir kral vardı.Kral çocukluğundan beri
tanıdığı bir arkadaşı vardı.Bu arkadaşını nereye gitse yanında götürürdü.Kralın
arkadaşının güzel bir huyu vardı.Başına kötü bir olay da gelse , iyi olay da gelse
her zaman :
“Vardır bunda da bir hayır. ” derdi.
Bir gün kral , arkadaşı ve kralın adamları ava çıktılar.Kralın arkadaşı tüfeği
doldurup krala verdi.Arkadaşı tüfeği doldururken bir yapmış olmalı ki kral tüfeği
ateşlediğinde geri döndü ve kralın baş parmağını kopardı.Kralın arkadaşı:
““Vardır bunda da bir hayır. ” dedi. Buna kızan kral:
“Bunda nasıl bir hayır olabilir ki atın şunu zindana ” dedi. Kralın arkadaşı yine :
““Vardır bunda da bir hayır. ” dedi.
Bir yıl sonra kral , adamlarıyla birlikte bilmediği bir bölgeye ava gitti. Bu
bölgede yamyamlar yaşıyordu. Bu yamyamlar insanları yiyorlardı.Yamyamlar ,
kralın adamlarının hepsini öldürdü.Sadece krala dokunmadılar.Çünkü herhangi bir
organı eksik olan insanları öldürmüyorlardı.Kral sarayına ulaştı ve arkadaşını
zindandan çıkardı ve şöyle dedi:
“Haklıymışsın. Eğer parmağım kopmasaydı beni de öldüreceklerdi. Seni zindana
attığım için özür dilerim” dedi.
Arkadaşı ise: “Herşeyde bir hayır vardır kralım. Eğer beni zindana atmasaydınız ,
ben de sizinle gelecektim ve beni de öldüreceklerdi.” dedi.
Unutmayalım başımıza kötü bir olay da gelse bundan şikayet etmeyelim.
Herşeyde bir hayır vardır.

Soruları cevaplayalım
1.Kralın arkadaşının güzel huyu neydi?
……………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………
2.Kral , arkadaşı ve kralın adamları neye çıktılar?
……………………………………………………………………………………….
3. Arkadaşı kralın parmağı kopunca ne dedi?
…………………………………………………………………………………..
4.Yamyamlar kralı neden öldürmediler?
…………………………………………………………………………………….
5.Kral saraya döndüğünde ne yaptı?
…………………………………………………………………………………….
6.Eğer yazar sen olsaydın metnin başlığını ne koyardın?
…………………………………………………………………………………….
7.Metinde geçen karakterler nelerdir?
……………………………………………………………………………………
8.Metnin konusu nedir?
……………………………………………………………………………………
9.Metnin ana düşüncesi nedir?
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………..
10.Metinde hangi karakter olmak isterdin ? Neden ?
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………
YAVRU KARTAL
Bir zamanlar,büyük bir dağda kartallar yuva yaparlarmış.Bir kartalda
dört tane yumurtası ile bu dağda yaşıyormuş.Bir gün bir deprem olmuş.Ve
yumurtalardan bir tanesi dağdan yuvarlana yuvarlana,vadide yer alan bir
çiftliğe kadar düşmüş.Bu çiftlik bir tavuk çiftliğiymiş.Çiftlikteki tavuklar,bu
değişik ve normalden büyük yumurtayı sahiplenmeye karar vermişler.Yaşlı bir
tavuk bu yumurtayı ve içinden çıkacak yavruyu,koruması altına almış.
Bir gün,küçük kartal doğmuş.Çevresinde tavukları görmüş ve kendini
bir tavuk zannetmiş.Bütün tavuklar da ona bir tavuk gibi davranmışlar.Ailesini
de çok seviyormuş.İçinden bazen “Ben kimim?” sorusu geçiyormuş.Ama o bir
tavukmuş.Bunu böyle bilmeliymiş.Bir gün çiftlikte oyun oynarlarken,yukarı
baktığında bir grup kartalın özgürce uçtuklarını görmüş.
"Aman Allah’ım,ne kadar güzel uçuyorlar.Bende onlar gibi uçmayı çok
isterdim" demiş. Tavuklar,bu düşünceye hep birlikte gülmüşler.
"Sen bir tavuksun ve tavuklar uçamazlar" demişler.
Küçük kartal,artık daha sık gökyüzüne bakıyor ve uçan kartallar gibi
uçmak,özgür olmak istiyormuş.Ne zaman bu düşüncesinden
arkadaşlarına,ailesine bahsetse,hep şu cevabı alıyormuş.
"Sen bir tavuksun.Bırak bu hayalleri."
Zamanla,küçük kartal da bu düşünceyi kabul etmiş. Hayal kurmaktan
vazgeçmiş ve hayatını bir tavuk olarak yaşamaya karar vermiş. Hayatının sonu
geldiğinde de bir tavuk olarak ölmüş.
Hayal kurmaktan vazgeçmeyelim ve hayallerimizi gerçekleşmek için
elimizden geleni yapalım
Soruları cevaplayalım
1.Kartalın yavrusu dağdan nasıl yuvarlanmış?
…………………………………………………………………………………
2.Bu kartal yavrusunun yumurtası nereye düşmüş?
……………………………………………………………………………….
3.Kartal yavrusunu ne koruma altına almış?
…………………………………………………………………………………..
4.Kartal “Ben de uçmak istiyorum” deyince tavuklar ne yapmışlar?
……………………………………………………………………………….
5.Kartal kendini ne zannederek ölmüş?
………………………………………………………………………………..
6.Metnin konusu nedir?
……………………………………………………………………………….
7.Metnin ana düşüncesi nedir?
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
8.Hangi paragrafı daha çok beğendin? Neden?
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
9.İdeallerine ulaşmak için gerekli çabayı gösterdiğine inanıyor musun? Buna
örnekler verelim.
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
KÖR NİŞANCILAR
Sıcak bir bahar günüydü. Çetin, annesinden dışarıda oynamak için izin
aldı. Yanlarındaki komşu bina ile evleri arasında boş bir arsa vardı. Burası
güvenli olduğundan arkadaşları da oyun oynamaya buraya gelirdi. Çetin,
mahalle arkadaşlarının söz verdikleri saatte gelmelerini bekliyordu. Canı
sıkılmaması için kendi kendine bir oyun bulmuştu. Birkaç adım ötesine
koyduğu boş bir kola tenekesini , küçük taşlar atarak vurmaya çalışıyordu.
Vurduğunda da `İsabet!` diye bağırarak seviniyordu.
Kısa bir zaman sonra arkadaşları Fuat, Aykut ve Tuğrul geldiler.
Çetin`in oyunu onların da hoşuna gitti. Aykut:
– Biz de oynayabilir miyiz? diye sordu. Çetin de kabul etti.Kutuyu ortaya
koydular. Kutunun on adım gerisine çizgi çektiler. Taşları ellerinde biriktirip
sırayla atmaya başladılar. Bu oyun pek eğlenceli gelmişti. Bir ara kendilerini
kaybedip ellerindeki taşların hepsini attılar. O esnada karşı evin bodrum
katından `Şangırt!` diye ses geldi. Evlerine bakan tozlu, küçük cam kırılmıştı.
Üç arkadaş suçlu suçlu birbirlerinin yüzüne baktılar. Hepsi bir ağızdan:
– Ben kırmadım, dedi.
Bir anlık sessizlikten sonra Tuğrul:
– Engin Amca gelmeden kaçalım, dedi.
Üç arkadaş koşarak parka geldiler. Hiçbir şey olmamış gibi salıncağa bindiler,
kaydıraktan kaydılar. Ancak eğlencenin tadı kaçmıştı bir kere. Kırdıkları cam,
bir türlü akıllarından çıkmıyordu. Fuat, üzüntülü bir ses tonuyla:
– Acaba, kırılan camı harçlıklarımızla ödeyebilir miyiz, diye sordu.
Çetin:
– Benim de içimden o geçiyordu. Gelin arkadaşlar, gidip Engin Amcayla
konuşalım, dedi.
Engin amca önce camının kırıldığına kızmıştı. Fakat dört afacan,
harçlıklarını biriktirerek yeni cam taktıracaklarını söyleyince onların masum
ve dürüst tavırları hoşuna gitti. Bu olay, kulaklarına küpe olsun diye camın
parasını ödemelerine müsaade etti. Onları sevindirecek bir fikir sundu:
– Ailelerinizden izin alın, hafta sonu sizi çiftliğime götüreyim. Torunlarım
gelecek. Onlarla ata binersiniz. Piknik yaparsınız. Haaa, unutmadan
söyleyeyim. Yanınıza boş teneke almayı unutmayın. Taşlar da benden.
Çiftlikte kimseye zarar vermeden nişancılık oynarsınız. Çetin ve arkadaşları, o
hafta eğlence dolu bir pazar geçirdiler. Hem de yeni arkadaşlar edindiler.
Soruları cevaplayalım
1.Çetin dışarı çıkarken kimden izin aldı?
…………………………………………………………………………………
2.Çetin nerede oyun oynardı?
………………………………………………………………………………
3.Çetin, arkadaşları gelinceye kadar ne yapmaya karar verdi?
…………………………………………………………………….
4.Çetin’in arkadaşlarının adı nelerdir?
………………………………………………………………………..
5.Çetin ve arkadaşları oyun oynarken neden ‘Şangırt’ diye bir ses duydular?
……………………………………………………………………………….
6.Kimin evinin camı kırılmıştı?
……………………………………………………………………………….
7.Üç arkadaş camı kırdıktan sonra ne yaptı ?
………………………………………………………………………………..
8.Üç arkadaş parkta oynarken neden eğlenmediler?
……………………………………………………………………………….
9.Üç arkadaş kırılan camı nasıl yaptırmaya karar verdiler?
………………………………………………………………………………
10.Engin Amca onları hafta sonu nereye davet etti?
………………………………………………………………………………
11.Yanlışlıkla bir camı kırsaydın sen ne yapardın?
………………………………………………………………………………
12.Engin Amcanın yerinde olsan çocuklara ne derdin?
……………………………………………………………………………….

You might also like