Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 3

KENTLERİN OLUŞUMU VE KENT SORUNLARI

Ersin Karadağ
Modern anlamda ilk kenteler Mezopotamya da ortaya çıktı. Üretim fazlasını, kent tanrılarının
tapınaklarında biriktirerek satmaya başladılar. Belirli konularda uzmanlaşmamış olsalar da ilkel bir
örgütlenme vardı. Muhasebe ve yazının bulunması bu dönemde gerçekleşti(Childe, 1950).
Şehirler canlı organizmalardır sürekli değişim ve gelişim içindedir. Bazı kırılma anları vardır tarım
devrimi, sanayi devrimi, bilgi teknolojilerin gelişimi gibi, bu değişim sonrası kentlerin yapıları ve
formları da değişmiştir. İlk yerleşim yerleri ılıman iklime sahip coğrafyalardır. Tarım devrimi sonrası
yerleşik hayata geçilmiş ardından merkezi krallıklar güçlenmiştir. Krallıklar köyün önemli yapıları
olan saraya tapınak ve diğer önemli alanlarını yönettikleri için önemli bir imaja sahiptiler. Bu köylerin
içi kalın duvarlı kale, tapınak, saray ve ambardan oluşmaktaydı. Bu kalenin çevresinde de kent
şekillenmekteydi. Kenti saran dışı duvarlar kent ile kırsal bölge arasında sınır vazifesi görmekteydi
(Ertürk, 2006). Böylelikle ilk kentlerin şekillenişi ortaya çıkmış oldu. İlk kentlerin şekillenişinde
ticaret, din, savunma gibi faktörler etkili olmuştur. Kentler aslında sosyoekonomik olarak ayrımında
başladığı ilk yerleşim yerleri oldu. Kentin merkezinden kırsal alanlar doğru yollar oluştu. Bu dönemde
insanlar kentleri kendi ihtiyaçlarını karşılaya bilecekleri yerlerde kurdu; içme suya, ormanlık alanlara,
yol üstü ve kavşaklara yakın yerlerdi buralar.
Orta çağ kentlerini ilkel kentlerden ayıran en önemli özellik tüccar sınıfının ortaya çıkması. Bu
kentlerde üretim el emeğine dayanıyordu. Ticaret ve ulaşım imkanlarının artması ile birlikte belirli
ticaret merkezleri ortaya çıktı. Kentlerin nüfuslar farklılar gösterse de ortama büyüklüğü 10.000
civarıdır (Sjoberg, 1960). Artan nüfus barınma sorunu, savunma gibi ihtiyaçlarda dolayı kale içine
kurulan bu kentlere eklemeler yapılmıştır. Weber ise Orta Çağ kentini “Hukuksal, askeri, siyasal,
ekonomik ve sosyal merkezlerdir. Kalesi, kilisesi ve meclisi olan yerdir” olarak tanımlamıştır (Weber,
2012).
Üretim biçimin değişmesi sanayi devriminin oluşuna neden oldu. Sanayi devrimi sonrası üretim,
ulaşım ve teknolojik anlamda değişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte kent canlı ve hareketli
bir yapıya bürünmüştür. Sanayi devrimi sonrası üretim kol güncünden makine gücüne dönüşmüş bunu
sonucu artı ürün fazlalığı sermaye birikimini meydana getirmiş ve yeni sınıflar oluşturmuştur. Marks’a
göre üretim araçların sahibi burjuvazi ve proleterya. Bu hızlı dönüşüm sonrası kenteler de iş gücü
açığa çıkmış bunu sonucunda da kırdan kente yoğun bir göç başlamıştır. Kentler bu gücü karşılaya
bilecek durumda değillerdi. Göç sonrası kentlerin çevresinde yaşam alanları yaratmak için gece kondu
mahalleleri kurmaya başladılar. Alt yapı yetersizliği su ve elektriğin olmayışı beraberinde birçok
sağlık sorununu da meydana getirdi. Tek gözlü bazıları penceresiz içerisinde çok fazla insanın yaşadığı
hatta vardiya sisteminde bir işçinin boşalan yatağına başka bir işçin yattığı bir ortamda sanayi devrimi
kentleri oluşmuştur (Engels, 1997) .
Türkiye de ise kentleşmenin gelişimini dört farklı evrede inceleye biliriz. İlk devre “ şehir inkişafı”,
ikinci devre “ hızlı kentleşme ve sanayileşme”, üçüncüsü “küreselleşme”, sonuncusu “kentsel
dönüşüm (ERKAN, 2016). 1930-1935 yılları arasında aralıklar ile çıkarılan Belediye Kanunları ile
birlikte belli bir demografik yapının üstünde ki şehirler için, şehir planlamalarının yapılması zorunlu
hale gelmiştir (ARLI, 2005). Türkiye’de 1930 yıllarda başlayan dış göç dalgası şehirlerin dönüşümü
açısından önemlidir. Nüfus mübadelesi ile Türkiye’den göç eden gayrimüslimlerde şehirlerde ki
sosyokültürel hayatta önemli değişiklikler yaşanmasına neden olmuştur. Bu dönemde kentleşme hızı
düşüktür, nüfus kentlerde doğum-ölüm oranlarına göre artış azalış göstermiştir. Ülke politikasının
tarıma dayalı bir üretim modeli seçmesi de kentleşme hızının düşük olması ile de alakalıdır (SENCER,
1979 ). Liberal ekonomiye geçiş ve sanayileşmenin hızlanması ile birlikte 1950’li yıllarda kırdan kent
bir göç dalgası başladı. 1980 ve sonrası kentleşme hareketi serbest piyasa ekonomisi etrafında
şekillenerek gelişmiş kentin bütünleşmesinin önüne geçmiştir. Bu dönemde kentlerde değişik gruplar
ortaya çıkmış sınıflar arası uçurum büyümüştür.
Günümüzde devasa boyutlar ulaşan kentler bitmek tükenmek bilmeyen bir inşaat alanına dönüşmüştür
var olan kentlerin yapı stokları eski ve depreme dayanıksızdır. Ülkemizin deprem kuşağında olmasını
soncunda bugün ki yapı stoğumuz hayatlarımız için doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Bunu dışında
kentlerde ki yeşil alanların azlığı, hava kirliliği, kira ücretlerinin fazlalığı trafik gibi sorunlar insanların
gündelik hayatında çokça yer kaplamaktadır. Günümüz kentlerinde en önemli sorunlarından biri de
demokrasinin ve özgürlüğün olmadığı alanlarının meydanlarının halka kapatıldığı, toplumsal cinsiyet
ayrımcılığının yaşandığı, otorite tarafında yoğun bir şekilde halkın baskılandığı mekanlar olmasıdır.
Bu günün sorunları ile başa çıkmak yaşanılabilir kentlerin özgürlükçü, erişilebilir, doğa ile uyumlu
olması gerekir. Hayvan hakları, kadın haklarını ve geleceği ile ilgili taleplerini dile getiren insanların,
şiddet ve gözaltı riski olmadan ifade özgürlüğünün olduğu kentler. Erişilebilir doğa ile uyumlu, toplu
taşımanın sorunsuz işlediği doğa ile buluşmak için uzaklara gidilmeyen, yağmur sonrası sel basmayan,
yapı stoğu depreme dayanıklı, heyelan riski bulunmayan kentler olması gerekir.
Kaynakça
ARLI, A. ( 2005). Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de fiehirleflme. Türkiye Araflt›rmalar› Literatür
Dergisi, s. 283-352.
Childe, G. V. (1950, Nisan). THE URBAN REVOLUTION. The Town Planning Review, s. 3-17.
Engels, F. (1997). İngiltere’ de Emekçi Sınıfının Durumu. (Y. Fincancı, Çev.) Sol Yayınları.
ERKAN, N. E. (2016, Nisan). Türkiye Şehir Çalışmaları Alanının Kavramlar Haritası ve Tarihi.
Strategic Public Management Journal( 3), s. 43-51.
Ertürk, Ş. (2006). . İlk Çağ kentlerinde kullanılan grid planlamanın toplumsal, düşünsel ve ekonomik
yönlerinin değerlendirilmesi için bir çalışma. Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
SENCER, Y. ( 1979 ). Türkiye’de Kentleşm. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Weber, M. (2012). Şehir, Modern kentin oluşumu. (:. M. Ceylan), Çev.) İstanbul: : Yarın Yayınları.

You might also like