ESOGÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Epidemiyoloji • Tüm acil başvuruların % 6’sını psikiyatrik aciller • Son on yılda ABD’de psikiyatrik nedenlere bağlı başvuru oranı % 15 artmış • Cinsiyetler arasında farklılık yok • Bekarlar evlilere göre daha yüksek oranda başvuruyor • Başvuruların yaklaşık % 40’ında yatış gerekmekte Epidemiyoloji • Tanılara göre dağılım: • % 29 psikotik bozukluklar • % 25 alkol- madde kullanımı ile ilişkili bozukluklar • % 23 major depresyon • % 13 bipolar bozukluk • % 22 kişilik bozuklukları Epidemiyoloji • Acil psikiyatrik başvuruların neredeyse üçte birinde intihar düşünceleri saptanmakta! Acil Psikiyatrik Görüşme Ortamının Düzenlenmesi • Gün ışığı alabilen bir pencerenin bulunması ve uygun havalandırmanın sağlanması • Odanın tercihen iki çıkışının olması uygun olsa da, tek çıkışlı odalarda hem hastanın hem de hekimin rahatlıkla kapıya ulaşabileceği bir düzende oturma pozisyonlarının sağlanması oldukça önemlidir. • Ayakta görüşme yapmaktan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Acil Psikiyatrik Görüşme Ortamının Düzenlenmesi • Mümkünse ses geçirmeyen, hastanın kendisine ve çevresine zarar vermek için kullanabileceği mobilyalar olmayan, kamera sisteminin ve panik butonunun bulunduğu bir oda • Tehlikelilik riski bulunan ajite hastalarla görüşürken gerekirse kapıda bu konuda eğitimli bir personel hazır bekletilmeli • Hastanın öykü ve davranışlarından şüphe duyulursa herhangi bir silahının bulunup bulunmadığının tespiti için üzeri aranabilir Şiddet riskinin öngörücü davranışları • Elleri yumruk yapma, öfkeli konuşma, madde etkisinde olma, daha önce şiddet öyküsünün olması Görüşme biçimi • İlgili, destekleyici ve samimi bir görüşme tarzı oldukça başarı sağlayabilir. • Hasta yakınlarından da hastanın onayını alarak bilgi alınmalı • Mümkün olduğunca hızlı değerlendirme • Değerlendirme için uzamış bekleme süreleri, acil servisin doğası gereği zaman zaman oluşan kalabalık ve gürültülü hali, hastalarda ajitasyon ve anksiyeteyi tetikleyebilir. Değerlendirme • Hekim, • Bir öntanı oluşturabilmeli • Tanıyla bağlantılı olabilecek tetikleyici faktörleri saptayabilmeli • Tedavinin yatırılarak mı yoksa ayaktan mı olacağı ile ilgili uygun değerlendirmeyi yapabilmeli Hedefler • Belirtilerin diğer tıbbi durumlarla ilişkili olup olmadığının gösterilmesi, • Krize müdahalenin uygun şekilde yapılması • Gerekmedikçe zorla tedavi ve kısıtlamadan kaçınılması • Hasta ile terapötik bir işbirliği içinde hareket edilmesi • Acil servisten çıkış sonrası için gerekli planların yapılması Mutlaka cevaplanması gerekenler • Hastanın acil servis odasında beklemesinin uygun olup olmadığı, • Sorunun organik mi, psikiyatrik mi yoksa her ikisinden mi kaynaklandığı, • Hastanın psikotik olup olmadığı, • İntihar ya da başkalarına zarar verme (homisid) düşüncesinin olup olmadığı, • kendi tedavisi ile ilgili karar verme yetisine sahip olup olmadığı Krize müdahale • Bir stresöre bağlı olarak ortaya çıkan, kişinin baş etme becerilerini bir süreliğine ortadan kaldıran, çaresizlik, korku, kaygı, öfke gibi duyguların eşlik ettiği, belirsizliğin yaşandığı bir dönemdir. Krize yatkınlık sağlayan etmenler • İşsizlik, • alkol- madde kullanımı, • kendilik değerinde azalma, • daha önce çözülememiş kriz öyküsünün olması, • aile, arkadaş gibi sosyal destek imkanlarının yeterince kullanılamaması, • yeterli kişilerarası ilişki sağlanamaması, • dışlanmışlık hissi • sık incinme öyküsünün bulunması Krize neden olan durumlar • bir yakının kaybı, • okul ve meslek ile ilişkili sorunlar, • boşanma ya da bir ilişkinin sonlandırılması, • gebelik, • hastalıklar, • emeklilik • doğal afetler Kriz • Kriz süresi ortalama 5-8 hafta olarak tanımlanmıştır. • Yeterli destek sağlanamazsa bazen kriz döneminde saldırganlık ve intihar girişimleri ortaya çıkabilir. • Kriz dönemi tam olarak bir ruhsal hastalık değildir, ancak bu dönem uygun bir şekilde çözülemezse ruhsal bozukluklara dönüşebilir. • Kriz dönemi bazen hiç müdahale yapılmadan kendiliğinden sonlanabilse de, özellikle yatkınlık faktörleri varsa müdahale gerektirebilir. Krize müdahale • Krize müdahalede öncelikle durumun krize neden olan olayla ilgili bir duygusal zorlanma mı yoksa başka bir psikopatolojik tablo mu olduğu değerlendirilmelidir. • Daha sonra krize neden olan olay ve kişide ortaya çıkardığı etkiler ele alınır. • Destekleyici bir yaklaşımla kişinin başa çıkma becerilerini ortaya çıkarabilecek bireysel, çevresel ve sosyal destekler birlikte değerlendirilir. • Önemli konularda verilecek kararlarla ilgili alternatifler ortaya çıkarılır ve kişinin de aktif katılımı desteklenir. AKUT AJİTE HASTAYA YAKLAŞIM Tanım • Ajitasyon: Anksiyeteden kaynaklanan içsel gerginlik hissinin psikomotor hareketlilikle birlikte dışavurumu • Hastada yerinde duramama, gezinme isteği, kol ve bacaklarda artmış hareketlilik gözlenir. Tanım • Eksitasyon: Uyaranlara duyarlılık, tepki şiddetinde artış ve duygulanımda hızlı değişkenlik daha belirgindir. • Akut akatizi: Antipsikotik kullanımı sonrası sık gözlenen bir yan etki Öznel huzursuzluk hissi ile birlikte gözlenebilen yerinde duramama, hareket etme isteği, bacaklarını sallama, oturamama gibi bulgularla karakterizedir. • Akut ajitasyon tedavisinde antipsikotikler önemli yer tutarken, akut akatizide antipsikotik kullanımı klinik bulguları kötüleştirebilir. Hedef • Öncelikli hedef: Hastanın, çevredekilerin, tedavi ekibinin güvenliğinin ve hastanın davranışlarını denetleyebilmesinin sağlanması • Hastanın isteği dışında yapılacak girişimlerden mümkün olduğunca kaçınılması ve hastanın kısıtlanmadan kontrol edilebilmesi Ajitasyon evreleri • Hafif düzeyde düşmanca tutum • Yüksek sesle ısrarcı, talepkar tutum • Bir başkasına tehdit içeren yaklaşım • Zarar vermek istenmese de sözel tehdit • Bir başkasına tehdit içeren fiziksel temas • Tıbbi bakım gerektirmeyen fiziksel zarara neden olma • Tıbbi bakım gerektirecek ciddi zarara neden olma Risk etkenleri • Ortamla ilgili: • Yetersiz havalandırma • Uygun olmayan sıcaklık • Fazla yalıtılmış ya da aşırı kalabalık, gürültülü servis • Yeterli sağlık çalışanının bulunmaması • Aşırı katı kurallar Risk etkenleri • Hasta ile ilgili: • Erkek cinsiyet • Sosyal destek yetersizliği • Çocukluk döneminde travma öyküsünün bulunması • Alkol ya da madde kullanımı • Kafa travması öyküsü • Demans, delirium, mental retardasyon • Şizofreni, mani ya da diğer psikotik bozukluklar • Kişilik bozukluğu Risk etkenleri • Klinik bulgu: • Bilişsel yetilerde bozulma • Deliryum • Hezeyan, halüsinasyon, düşünce süreci bozukluğu • Öfkeli duygulanım Yaklaşım • Ajite hastaya yaklaşımda hastanın çevredeki diğer kişileri ve hastaları da olumsuz etkilememesi açısından, görüşme için uygun, ayrı bir odaya zor kullanmadan davet edilmesi ile müdahaleye başlanmalıdır. • Zor kullanma ve hızla kısıtlamaya çalışma ajitasyonu daha fazla şiddetlendirir. • Değerlendirme ve müdahalenin yapılacağı odada hastanın kendisine ve çevresine zarar verebileceği herhangi bir alet ya da eşya bulunmamalıdır. • Mümkünse ses geçirmeyen, kamera sisteminin ve panik butonunun bulunduğu bir oda tercih edilmelidir. Yaklaşım • Gerekli görülürse hastanın bu konuda eğitimli bir güvenlik görevlisi tarafından silah ya da kesici alet için üzeri aranmalı, sağlık çalışanı kesinlikle riske girmemelidir. • Hastanın elindeki kesici alet elden ele alınmamalı, hastadan uygun bir yere bırakması istenmelidir. • Sürekli takip edebilme açısından personelin hastaya sırtını dönmemesi gerekir. Yaklaşım • Ajitasyona müdahale bir ekip işidir. • Her aşamada ilgili personelin birbirinden haberdar olması gerekmektedir. • Tedavi ekibinin bir bölümü hastayı uygun ortama alırken, diğer bölümü de uygulanacak müdahale ile ilgili hazırlık yapmalıdır. Yaklaşım • Çok kalabalık bir müdahale ekibi hastanın ajitasyonunu şiddetlendirebileceği gibi, bazen birden çok kişinin müdahaleye hazır olduğunu görmek hasta üzerinde caydırıcı bir etki oluşturabilir. • Müdahalenin her aşamasında hastaya gerekli bilgilendirme yapılmalı, tedavi ekibinin amacının kendisinin ve çevresinin güvenliğini sağlamak için yardım etmek olduğu mesajı hastaya verilmelidir. Yaklaşım • Sözel müdahale • mevcut durumun değerlendirilmesi • iletişim kurma • yükselmeyi önleme yöntemleri • Esnek bir yaklaşımla görüşme süresince bu üç aşama arasında geçişler olabilir. Yaklaşım • Kişisel alan Kişisel alan Yaklaşım • Fiziksel temas ajite hastayla yapılan görüşmede kesinlikle yapılmamalıdır. • Hastanın içinde bulunduğu aşırı uyarılmışlık hali nedeniyle fiziksel temas beklenmedik tepkilere neden olabilir. • Cinsel ve bedensel istismar öyküsü olan hastaların fiziksel temasla birlikte görüşmenin sürdürülmesini engelleyecek tepkisel davranışları ortaya çıkabilir. Yaklaşım • Görüşmeci hastaya yardımcı olma konusunda istekli ve yetkili olduğunu, iletişime açık olduğunu göstermelidir. • Mümkünse hasta da görüşmeci de oturur pozisyonda olmalı ancak hasta oturmuyorsa görüşmeci de oturmamalıdır. Yaklaşım • Hastanın tam karşısında değil, zaman zaman hastanın gözünü kaçırabileceği belirli bir açıyla oturmak daha uygundur. • Görüşmeci kullandığı jest ve mimiklere dikkat etmelidir. • Ajite hastayla yapılan görüşmede görüşmeci mutlaka sakin kalmalı, yatıştırma çabalarına sonuç alamasa dahi bunu hastaya konuşması ve yüz ifadesi ile iletmemelidir. • Empatik, esnek, otoriter olmayan, hastanın özerkliğine saygılı bir yaklaşım ajitasyonun şiddetlenmesini önler ve daha kolay kontrol edilmesini sağlar. Yaklaşım • Ajite hastaya müdahale edecek kişinin bu konuda yetkin olması gerekmektedir. • Görüşmenin başında hastaya görüşmeci kendisini ünvanıyla birlikte tanıtmalı, bilmiyorsa hastanın da ismini sormalıdır. Yaklaşım • Hastaya hitap ederken ikinci çoğul şahıs kipi kullanmak gerekir. • Ajite hastayla görüşmede olabildiğince açık, anlaşılır ifadeler kullanılmalı, mümkün olduğunca uzun karmaşık cümleler kurulmamalıdır. • Hastanın ilettiklerinin anlaşıldığının uygun söz ve mimiklerle hastaya bildirilmesi gereklidir. Yaklaşım • Yetkili biri tarafından anlaşıldığını hissetme, hastanın ajitasyon düzeyini azaltır. • Gerçekleşmesi imkansız da olsa hastanın talebi ayrıntılı bir şekilde mutlaka dinlenmelidir. Yaklaşım • Hastanın hissettiği duyguyu anlamak, çözüm için önemli bir odak olabilir. • Hasta ağırlıklı olarak korku hissediyorsa yeterli güvenli alanın sağlanması ve görüşme süresince güvende olduğunun tekrar tekrar gündeme getirilmesi hastayı sakinleştirebilir. • Hastanın ajite tutumunun belli bir odağı olmadığında bu durumun saldırganlığa doğru ilerleyebileceği öngörülmeli ve hastanın bu tutumunun sonuç vermeyeceği belirtilmeli, kurallar ve sınırlar açık olarak hastaya bildirilmeli ve ihlal durumunda yapılacaklar hastaya anlatılmalıdır. Yaklaşım • Hastaya kendisini kontrol edemeyeceği bir durumda tedavi ekibinin kontrolü sağlayacağı açıklanmalıdır. • Hastaya gerçekleşmesi mümkün olmayacak vaatlerde bulunulmamalıdır. • Hastaya seçenekler sunmak hastayı tedavi sürecine dahil eder. Yaklaşım • Hasta ilaç almak istemezse, alması yönünde ilaçların bu durumda sağlayacağı faydaları da gündeme getirerek, hastayı ikna etmeye çalışılmalıdır. • İstem dışı ilaç uygulamak zorunluluğunda kalındığında da hastaya bu durumun neden gerekli olduğu, neyin amaçlandığı açıklanmalıdır. • Sürece dahil olmuş hasta yakınları varsa onlara da bilgi verilmeli, temel amacın hastanın güvenliğinin sağlanması olduğu belirtilmeli, müdahalenin bir cezalandırmaymış gibi algılanmaması sağlanmalıdır. • Ajitasyon yatıştıktan sonra hastayla süreç değerlendirilmeli ve benzer durumlarda geliştirilecek alternatifler birlikte ele alınmalıdır. Akut Ajitasyonda Ruhsal Değerlendirme • İlk başvuruda mümkünse tüm tıbbi belgeler istenmeli ve mevcut durum ile ilgili bilgi alınmalıdır. • İlk olarak yapılması gereken hastanın genel tıbbi duruma bağlı bir deliryum ya da alkol- madde intoksikasyonu/çekilmesi gibi nedenlerle, birincil ruhsal bozuklukların ayırıcı tanısını yapmaktır. • Bu açıdan bilinç değişiklikleri, yönelim bozukluğu, dikkatin sürdürülmesinde güçlük ve madde-alkol intoksikasyonu ya da çekilmesine özel muayene bulguları oldukça önem taşır. Akut Ajitasyonda Ruhsal Değerlendirme • Birincil ruhsal bozukluklarda genellikle bilinç ve yönelim bozuklukları gözlenmez. • 40 yaşından sonra ortaya çıkan psikotik bulgulu hastalarda genel tıbbi duruma bağlı nedenler öncelikle düşünülmelidir. Akut Ajitasyonda İlaç Tedavisi • Sözlü olarak yapılan yatıştırma müdahalesinin yetersiz kaldığı durumlarda tanıdan bağımsız olarak uygun ilaçla müdahale edilmesi hastanın tedavi edilmesine olanak sağlar. • Geç kalınması hasta ve çevresindekilerin zarar görmesiyle sonuçlanacağı gibi, çok erken ve yüksek dozda ilaçlarla müdahale daha sonra yapılacak olan psikiyatrik değerlendirmeye engel olur. Akut Ajitasyonda İlaç Tedavisi • İlaç tedavisinin temel amacı şiddet ve saldırgan davranışların önüne geçmek olmalıdır. • Ajitasyon tedavisi, ajitasyona neden olan etiyoloji, hastanın kullandığı ilaçlar, ek hastalıkları ve yaşı da göz önüne alınarak bireyselleştirilmelidir. • Hızlı etki gösteren ilaçlar tercih edilmeli, uygulama yöntemi için eğer hasta uyumu varsa oral uygulama tercih edilmelidir. Tedavi uyumu olmayan hastalarda kas içi enjeksiyon yapılır. Akut Ajitasyonda İlaç Tedavisi • Akut ajitasyonda en sık kullanılan iki ilaç grubu antipsikotikler ve benzodiazepinlerdir. • Tedaviyi temel olarak ajitasyonun altında yatan hastalık belirler. • Psikotik bozukluk ya da mani döneminde olan bir hastada antipsikotikler hem başvuruya neden olan akut ajitasyonu yatıştırır, hem de tedavinin devamında ajitasyon sonrasında da kullanılabilirler. Akut Ajitasyonda İlaç Tedavisi • İlaç seçiminden önce tanı ile ilgili bir öngörünün olması, doğru ilaç seçimi için önemlidir. • Tanı net değilse tanıdan bağımsız müdahale yapılmalıdır. • Organik nedenlere bağlı gelişen deliryumda görülen ajitasyonda antipsikotikler, asıl nedene bağlı tedavinin sağlanması için bir yatışma dönemi oluşturur. Akut Ajitasyonda Antipsikotikler • Klorpromazin • İlk bulunan ve dolayısıyla ajitasyonda ilk kullanılan antipsikotik • Sedasyon, ortostatik hipotansiyon ve antikolinerjik yan etkiler • Özellikle kas içi enjeksiyon olarak kullanıldığında yan etkiler daha fazla • Psikiyatrik tanısı net olan hastalarda, hızlı sedasyon gerektiren durumlarda tercih edilebilirken, özellikle tanısı konulamamış, genel tıbbi nedenlere bağlı deliryum gibi durumlarda tercih edilmemelidir. • Haloperidol • EPS • Özellikle 3 mg/günün altındaki düşük dozlarda deliryum bulgularında etkili Akut Ajitasyonda Antipsikotikler • Konfuzyonun saptanmadığı ve etiyolojinin netleşmediği ajitasyon durumlarında yaklaşım psikotik belirtilerin varlığında antipsikotik (örn. Haloperidol), yokluğunda ise benzodiyazepin verilmesi şeklinde olabilir. Akut ajitasyon tedavisinde benzodiyazepinler • Özellikle uyarıcı madde intoksikasyonunda ve alkol kesilme sendromunda ilk seçenek olarak kullanılan benzodiyazepinler etkilerini GABA reseptörleri üzerinden gösterirler. • En sık kullanılanlar diazepam ve lorazepam • Öncelikle oral uygulama tercih edilmelidir, özellikle diazepamın kas içi emilimi oldukça kötüdür. • Solunum depresyonu yapabileceklerinden özellikle altta yatan bir akciğer hastalığı olan hastalarda mümkünse damar içi uygulamadan kaçınılmalıdır. Akut Ajitasyonda İzolasyon ve Tespit • Sözel müdahale teknikleri ve ilaç tedavisi ile yatışmayan hastalarda son çare olarak hastanın isteği dışında olan izolasyon ve tespit etme gibi kontrol yöntemleri uygulanabilir. • İzolasyon (tecrit) • Hastanın isteği dışında terketmesinin mümkün olmadığı bir odada tutulması • Tespit (kısıtlama) • Hastanın belirli araçlar kullanarak kol, bacak, gövde ve başının serbestçe hareket etmesini engelleme Akut Ajitasyonda İzolasyon ve Tespit • Her iki uygulama da ciddi yaralanmalar ve hatta ölüme neden olabileceğinden deneyimli bir ekip tarafından yapılmalı, hastanın sürekli gözetimi sağlanmalıdır. • İzolasyon odasının duvar ve zemini mümkünse yumuşak malzemelerden yapılmış olmalı ve oda içinde sabit olmayan herhangi bir eşya ya da mobilya bulunmamalıdır. • Tespit için her uzuv başına bir kişi olmak üzere en az beş personel görevlendirilmeli ve bu konudaki yetkin kişinin talimatları ile hareket edilmelidir. Akut Ajitasyonda İzolasyon ve Tespit • Tespit için kullanılacak malzeme, hastanın dolaşımını engellememelidir. Akut Ajitasyonda İzolasyon ve Tespit • Her iki yöntem de mümkün olan en kısa sürede sonlandırılmalıdır. • Hasta hekimi tarafından sık kontrol edilmeli, ayrıca vital bulgular açısından her 15 dakikada bir hemşire gözlemi yapılmalıdır. • İzolasyon ve tespit yaparken de hasta bilgilendirilmelidir. • Tespit çözülürken tüm uzuvların aynı anda değil de kademeli olarak çözülmesinde, hastanın ajitasyon şiddetini de değerlendirmek açısından fayda olabilir.