Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 25

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

1)Hücresel Yapı : Bütün canlılar bir ya da birden fazla hücreden oluşmuşlardır. Canlılar hücre yapısına
göre ikiye ayrılırlar.

Prokaryotlar ( ilkel çekirdekliler )

Belirli bir çekirdek zarı ve zarlı organel bulunmayan hücrelerden oluşmuş canlılardır. Organel
olarak sadece ribozomları vardır.

Örnek : bakteriler,arkeler

Ökaryotlar ( gelişmiş çekirdekliler )

Belirli bir çekirdek zarı ve zarlı organele sahip hücrelerden oluşmuş canlılardır. Ribozom da dahil
diğer organeller bulunabilir.

Örnek : protistalar,mantarlar,bitkiler,hayvanlar

PROKARYOTLAR ÖKARYOTLAR
Çekirdekleri yoktur. Çekirdekleri vardır.
Sadece ribozomları vardır. Ribozom dahil bütün organel olabilir.
Ribozomları 70s büyüklüğündedir. Ribozomları 80s büyüklüğündedir.
DNA’ları halkasaldır.(çift zincir) DNA’ları ipliksidir.(çift zincir)
Çekirdek bölünmesi görülmez. Çekirdek bölünmesi görülür.

2)Beslenme: Canlılar üç temel olay için beslenir.

- Enerji elde etmek için.

- Büyüme ve gelişme için.

- Onarım için.
BESLENME ŞEKİLLERİNE GÖRE CANLILAR

OTOTROF BESLENME (KENDİ HETEROTROF BESLENME (TÜKETİCİLER) HEM OTOTROF HEM


BESİNİNİ ÜRETEBİLME) HETEROTROF BESLENME

1-Fotosentez yapanlar Besinlerini dışardan hazır alan Öglena:


canlılardır.Üçe ayrılırlar.
(Fotootrof) Gündüz kloroplastta
1-Holozoik Beslenme:Besinleri katı fotosentez yapıp gece hazır
parçacıklar halinde alancanlılardır. Üçe besin alır.
Işık enerjisi ile inorganik ayrılırlar.
maddeleri organik maddelere
-etçil -otçul -hepçil
çevirebilir. Böcekçil Bitkiler:
(karnivar) (herbivor) (ornivor)
-arkeler -yeşil algler(protista) Hem fotosentez yapar hem
de azot ihtiyacını karşılamak
-öglena -bazı baktariler için böcek yakalar ve
2-Simbiyotik(ortak) Yaşam: Bir canlının sindirirler.
-bitkiler -bitkiler
kendine fayda sağlamak amacıyla başka
bir canlıyla bir arada yaşamasıdır. Kendi
içinde üçe ayrılır.
Formülü:
-Mutualizm: Birlikte yaşayan canlıların
6CO2+6H2O -> C6H12O6+6O2 ikisi de yarar görür.

Mantar+alg=liken

Mantar+bitki kökü=mikoriza
2) KEMOSENTEZ YAPANLAR Bakteri+bitki kökü=nödül
(KİMYASAL BAĞ) -Kommensalizm: Birlikte yaşayan
canlılardan biri yarar görürken diğeri
etkilenmez.
İnorganik maddeleri oksitleyerek
Köpek balığı+etrafına yaşayan balıklar
elde ettikleri enerji ile besin
üretirler. -Paratizm: Birlikte yaşayan canlılardan
biri yarar görürken diğeri zarar
-Sadece kemoototrof bakteriler
görür.İkiye ayrılır.
yapabilir.
- Ekto(Dış parazitlik):

Bit,kene,sivrisinek,pire
Formülü:
- Endoparatizm(iç parazitlik):
2NH3+O2 -> 2HNO2+2H2O+Enerji
Bağırsak kenyası, karaciğer kelebeği
2NO2+O2 -> 2HNO3+Enerji
3- Saprofit(çürükçül)beslenme:

Ölmüş bitki ve hayvan artıklarını en


CO2+H2O -> Besin+O2
küçük yapı birimine kadar parçalarlar.
Çok iyi gelişmiş hücre dışı sindirim
sistemleri vardır.

*Parazitlerin sindirim sistemi hiç yoktur.


3)HÜCRESEL SOLUNUM: Besinlerin oksijenli ya da oksijensiz olarak enerji(ATP=adenozin trifosfat)
elde edilmesine hücresel solunum denir.

a)Oksijenli solunum: Besinlerin oksijen kullanılarak parçalanmasıdır. Ökaryotlarda mitokondride ve


bazı prokaryotlarda mezozom adı verilen hücre zarı kıvrımlarında gerçekleşir.

Glikoz+6O2 -> 6CO2+6H2O+ ATP + ısı

b)Fermantasyon: Elektron Taşıma Sistemi (ETS) ve oksijen olmaksızın sınırlı miktarda gerçekleşen ATP
üretim şeklidir.

1) Etil Alkol Fermantasyonu: Bira mayası, şarap bakterileri, bitki tohumları yapar.

Glikoz ->stoplazmada 2 etil alkol+ 2CO2 + 2ATP + ısı

2) Laktik Asit Fermantasyonu: Yoğurt bakterileri, memelilerin çizgili kasları yapar.

Glikoz ->stoplazmada 2 laktik asit + 2ATP + ısı

c)Oksijensiz Solunum: Oksijensiz ortamda Elektron Taşıma Sistemi(ETS) kullanılarak ATP üretimidir.

4)METABOLİZMA: Canlılardaki yapım işlemine ANABOLİZMA ( özümleme,asimilasyon) ;

yıkım işlemine KATABOLİZMA ( yadımlama,disimilasyon); yapım ve yıkım işleminin tamamına


METABOLİZMA denir.

Gençlik Dönemi = Anabolizma > Katabolizma

Erişkinlik Dönemi = Anabolizma = Katabolizma

Yaşlılık Dönemi = Anabolizma < Katabolizma

Protein, karbonhidrat, yağ, DNA ve RNA sentezi, fotosentez ve kemosentez anabolizmaya,


sindirim(hidroliz) ve hücresel solunum olayları katabolizmaya örnektir.

Bir canlının tam dinlenme halindeki, yaşayabileceği seviyedeki minimum metabolizmasına BAZAL
metabolizma denir. Bazal metabolizma hızını canlının yaşı, cinsiyeti, vücut kütlesi ve ortam sıcaklığı
etkiler.

5)HAREKET:

-Kamçı(flagel)= öglena,sperm

-Sil(kirpik)= paramesyum

-Yalancı ayak= amip,cıvık mantarlar


6)HOMEOSTAZİ:

Su dengesi, sıcaklık dengesi, pH dengesi, minarel dengesi…

7)ADAPTASYON(UYUM)

8)BOŞALTIM

9)ÇEVRE UYARILARA TEPKİ VERME

10)ORGANİZASYON

11)ÜREME

12)BÜYÜME VE GELİŞME

13)NÜKLEİK ASİT İÇERME

14)RİBOZOM TAŞIMA

15)PROTEİN SENTEZİ

16)STOPLAZMA

17)HÜCRE ZARI

18)YAĞ SENTEZİ

19) FOSFORİLASYON

CANLILARDAKİ TEMEL BİLEŞİKLER

A)İNORGANİK BİLEŞİKLER B)ORGANİK BİLEŞİKLER


SU KARBONHİTRATLAR(ŞEKER)
MİNARELLER LİPİTLER(YAĞ)
TUZLAR PROTEİNLER
ASİTLER ENZİMLER
BAZLAR HORMONLAR
ATP
NÜKLEİK ASİTLER
VİTAMİNLER
A)İNORGANİK BİLEŞİKLER:

-Canlı bünyesinde sentezi yapılamayıp dışarıdan hazır alınan bileşiklerdir.

-Enerji vermezler.

-Küçük moleküllerdir.

-Hücre zarından rahatlıkla geçebilirler. Bu yüzden hidroliz(sindirim)e uğramazlar.

1)SU:

Görevleri

-Fotosentezin ham maddesidir.

-Canlılardaki kimyasal tepkimeler sulu ortamlarda gerçekleşir.

-Taşıma görevi vardır.

-Zehirli maddelerin seyreltilmesinde görevlidir.

-Canlılar için yaşam alanıdır.

Özellikleri

-Özgül ısısı yüksektir.

-Yüzey gerilimine sahiptir. Su molekülleri birbirlerini hidrojen bağıyla çekerler. Bu çekim kuvvetine
kohezyon denir. Kohezyon sayesinde su, çok yüksek maddelerin en ucuna kadar taşınır.

2) MİNARELLER

DEMİR( Fe )

Canlılar İçin Önemi

• Solunum gazlarını taşımada görevli olan hemoglobin molekülünün yapısına, oksijenli solunum ve
fotosentez reaksiyonlarında görev alan bazı enzimlerin yapısına, karaciğerde görev yapan katalaz
enziminin yapısına kofaktör olarak katılır.

• Besinlerle alınan demir minerali C vitamini varlığında emilerek kana karışır.

• Eksikliğinde yeteri kadar hemoglobin üretilemeyeceği için anemi olarak bilinen kansızlığa neden
olur. Kansızlıkta ise birim zamanda hücrelere taşınan oksijen miktarı, buna bağlı olarak da enerji (ATP)
üretimi azalır, metabolizma yavaşlar.

Kaynak Besinler Deniz ürünleri, karaciğer, yumurta sarısı, baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, kuru
yemişlerdir.
İYOT( I )

Canlılar İçin Önemi

• Tiroit bezinden salgılanan tiroksin hormonunun yapısında bulunur.

• Büyüme çağında yeterince iyot alınmazsa tiroksin eksikliği sonucu cücelik, çarpık bacaklılık, zekâ
geriliği gibi hastalıklar görülebilir. İyot eksikliği sonucu tiroit bezi büyüyüp guatr hastalığına neden
olabilir.

Kaynak Besinler Deniz ürünleri, iyotlu tuzdur.

KALSIYUM( Ca )

Canlılar İçin Önemi

• Kemik ve dişlerin yapısının korunmasında, kas dokunun kasılıp gevşemesinde, sinir hücrelerinde
uyartının iletilmesinde, kanın pıhtılaşmasında görev alır.

• Besinlerle alınan kalsiyum D vitaminin varlığında emilerek kana karışır.

• Çocuklarda kalsiyum eksikliği kemiklerde yumuşama ve eğrilme şeklinde görülen raşitizm


hastalığına neden olur.

• Yetişkin bireylerde ihtiyaçtan az alınması kemik erimesine (osteoporoz), normalden fazla alınması
da eklemlerde kireçlenmeye sebep olabilir.

Kaynak Besinler Süt ve süt ürünleri, yumurta sarısı, kuru yemişler, tahıllar, baklagiller, yeşil yapraklı
sebzelerdir.

FLOR( F )

Canlılar İçin Önemi

•Diş ve kemik sağlığı için gereklidir.

•Yetersiz alınması durumunda dişlerin çürümesine, normalden fazla alınması durumunda ise dişlerde
kararmaya ve beneklenmeye yol açar.

Kaynak Besinler Ham çay yaprağı, kabuklu deniz ürünleri, somon balığıdır.

MAGNEZYUM( Mg )

Canlılar İçin Önemi

• Kemik ve dişlerin yapısına katılır.

• Kasların çalışmasında, ATP üretiminde, karbonhidrat ve protein metabolizmasında görev alır.

• Yetersiz alınması kaslarda kramplara, büyümenin yavaşlamasına, saç dökülmesine, yorgunluk


hissine neden olur.

• Bitkilerde klorofil pigmentinin yapısında vardır.

Kaynak Besinler Kuru yemişler, baklagiller, soya fasulyesi, kabuklu deniz ürünleri, kakao, peynirdir.
KÜKÜRT( S )

Canlılar İçin Önemi

• Amino asitlerin yapısına katılır.

• Saç, tırnak ve cilt sağlığı için gereklidir.

• Eksikliğinde büyüme bozuklukları, saçta dökülme, deri renginde solma görülür.

Kaynak Besinler Süt, et, balık, yumurta, fasulye, fındık, fıstık, bademdir.

ÇİNKO( Zn )

Canlılar İçin Önemi

• Bazı enzimlerin ve insülin hormonunun yapısına katılır.

• Yaraların iyileşmesinde etkilidir.

• Eksikliğinde vücut direnci azalır ve dikkat eksikliği görülür.

Kaynak Besinler Deniz ürünleri, et, yumurta, tahıllar, kuru baklagillerdir

KLOR( Cl )

Canlılar İçin Önemi

• Hücre içi ve hücreler arası sıvıda su dengesi ve suyun pH değerinin ayarlanmasında görev alır.

• Mide hücrelerinden salgılanarak midede görev alan sindirim enzimlerini H+ ile birleşerek
aktifleştirir.

• Yetersiz alınması sindirim sistemi ve büyüme bozukluklarına neden olur.

Kaynak Besinler Sofra tuzu, et, süt, süt ürünleri, taze sebzelerdir.

FOSFOR( P )

Canlılar İçin Önemi

• Kemiklerin, dişlerin, DNA, RNA ve ATP’nin yapısına katılır.

• pH’nin dengelenmesinde görev alır.

• Eksikliğinde kemikler zayıflar ve enerji metabolizmasında bozulmalar görülür.

Kaynak Besinler Süt ürünleri, yumurta, et, tahıl, baklagillerdir.


SODYUM( Na )

Canlılar İçin Önemi

• Kasların uyarılması, sinirsel iletim, pH ve su dengesinin sağlanmasında görev alır.

• Yetersiz alınması kaslarda kramplara, sinirsel iletimin aksamasına neden olabilir. İhtiyaçtan fazla
alınması ise yüksek tansiyon, ishal, titreme, kusmaya sebep olabilir.

Kaynak Besinler Sofra tuzu, et, süt, süt ürünleri, taze sebzelerdir

POTASYUM( K )

Canlılar İçin Önemi

• Hücre içi ve hücreler arası ortamda su ve asit-baz dengesini ayarlama, iskelet ve kalp kaslarının
çalışması, sinir hücrelerinde uyarının taşınması gibi görevleri vardır.

• Eksikliği kalp ve iskelet kaslarının çalışma ritminin bozulmasına, sinirsel iletimin aksamasına neden
olur.

• İhtiyaçtan fazla alınması ise böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Kaynak Besinler Baklagiller, turunçgiller, muz, avokado, brokoli, ıspanak, patates, kuru yemişlerdir.

3)ASİTLER, BAZLAR VE TUZLARIN CANLILAR İÇİN ÖNEMİ

Bir çözeltinin pH değeri 7’nin altındaysa asit, 7’nin üzerindeyse baz, 7 ise nötrdür. Bir çözeltinin pH
değeri 7’den 0’a doğru gittikçe asitlik derecesi, 7’den 14’e doğru gittikçe bazlık derecesi artar.

Tuzlar, asitlerle bazların birleşmesi ve aradan su molekülünün çıkmasıyla oluşur. Tuzlar vücut
sıvılarının düzenlenmesinde görev alır.

Hidroklorik Asit HCI (Asit)+ Sodyum Hidroksit NaOH (Baz) + H2O (Su) + NaCl Sodyum Klorür (Tuz)
B)ORGANİK BİLEŞİKLER

Canlı bünyesinde sentezi yapılabilen bileşiklerdir.

Enerji için Kullanım Sırası: Karbonhidratlar, lipitler, proteinler

Verdikleri Enerji Miktarına Göre Sıralama: Lipitler, proteinler ,karbonhidratlar

Yapıcı Onarıcı Olarak Kullanım Sırası: Proteinleri, Lipitler, Karbonhidratlar

*Organik bileşiklerin en küçük anlamlı yapı birimine monomer(yapı taşı) denir. Monomerlerin
birbirine bağlanmasıyla oluşan büyük moleküllere polimer denir

*Monomerlerin su açığa çıkararak birleşip büyük bir molekül oluşturmasına dehidrasyon sentezi
denir. Dehidrasyon sentezi enerji harcanarak canlı hücrelerde gerçekleşir.

*Polimerlerin su harcanarak monomerlerine ayrılmasına hidroliz(sindirim) denir. Hidroliz enerji


harcanmadan canlı yada cansız ortamlarda gerçekleşebilir.
B1)KARBONHİDRATLAR

Yapılarında karbon(C),hidrojen(H)ve oksijen(O) bulunur. Ve formülü genellikle C nH2nOn dir. Enerji


verirler. DNA RNA ve ATP’nin yapısına katılırlar. Hücre zarının bitki ve mantarlarda hücre duvarının ve
böceklerde dış iskeletin yapısını oluştururlar.3e ayrılırlar

B1A) Monosakkaritler

Küçük moleküllerdir. Hücre zarından geçebilirler. Sindirime uğramazlar. Karbon sayıları üç ile sekiz
arasında değişir. En bilinenleri:

3 Karbonlular(Trioz):

Fosfogliseraldehit ( PGAL )

-Fotosentez ve solunum reaksiyonlarında oluşan bir ara üründür.

5 Karbonlular( Pentozlar )

=> Riboz( C5H10O5 ) =>Deoksiriboz( C5H10O4 )

-RNA,ATP,NAD,FAD ve NADP’nin -DNA’nın yapısına katılır.

yapısına katılır.

*Pentozlar enerji vermezler.

6 Karbonlular( Heksoz )

=>Glikoz(Üzüm şekeri, kan şekeri)

-Bitkiseldir.

-Sinir hücrelerinin tek enerji kaynağıdır.

=>Fruktoz( meyve şekeri)

-Bitkiseldir.

-Bizlerde metabolizması yoktur.

=>Galaktoz(süt şekeri)

-Hayvansaldır.

-Memeli hayvanlar süt yapımında kullanılır.


B1B) Disakkaritler

İki monosakkaritin arasında glikozit bağ kurulmasıyla oluşurlar ve bir molekül su açığa çıkar.

Polisakkaritler:binlerce glikozun glikozit bağlarıyla bağlanması sonucu oluşurlar.

n(Glikoz) = polisakkarit + (n-1)H2o

Depo polisakkaritler

Nişasta:

Bitkilerde glikozun fazlasının depo şeklidir. Suda çok az çözünür. Ayırıcı lugol(iyot) çozeltisidir. Mavi
mor renk oluşturur.

Glikojen :

Bakteri,arke, cıvık mantar, mantar ve hayvan hücrelerinde glikozun fazlasının depo şeklidir. Suda çok
az çözülür. Kandaki fazla glikoz, karaciğer ve çizgili kaslarda glikojene çevrilerek depolanır.

Yapısal polisakkaritler:

Selüloz:

Bitkilerde ve alglerde hücre ceperinin yapısına katılır.

İnsanda, etçil ve otcul hayvanlarda selüloz sindirilemez.

Kitin:

Yapısında azot bulundurur. Mantarlarda hücre çeperinin ve eklem bacaklılarda dış iskeletin yapısına
katılır.(çekirge ,kelebek,yengeç,ıstakoz gibi)
B2) LİPİTLER

● Yapılarında karbon, hidrojen, oksijen ve bazılarında fosfor ve azot bulunur.

● Suda çözünmezler. Alkol, eter, aseton, benzen ve kloroform gibi organik çözücülerde
çözünür.
● Enerji verirler.

● Hücre zarının yapısına katılırlar.

● Düzenleyicidirler.

● Metabolik su oluştururlar.

● Deri altinda birikerek soğuk ve sıcak darbelerden korunurlar.

● A ve D vitaminlerinin, eşey hormonlarin yapısına katılırlar.

● Yağda eriyen A,D,E,K vitaminlerinin vücuda alınmasını sağlarlar.

üç çeşittirler.

B2A) Nötral Yağlar ( Trigliseritler): Enerji veren, deri altinda depo edilen, metabolik su oluşturan
yağlardırlar.

3yağ asidi + 1gliserol(gliserin) = nötrol yağ+3su

Yağların yapısındakı bağlar ester bağlarıdır.

Yağ asitleri oluşan nötral yağin çeşidini belirler ve ikeye ayrılır.

Doymuş Yağ Asitleri

● Karbon atomlari arasinda tek bağ bulunur.

● Oda sıcaklığında katıdır.

● Hayvansaldır.

Örn: tereyaği, kuyruk yaği, iç yağ

Doymamış Yağ Asitleri

● Karbon atomlari arasinda çift bağ bulunur.

● Oda sıcaklığında sıvıdır.

● Bitkiseldir.

Örn: zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısır yağı


Not: Doymamış yağlar yüksek basınç altında hidrojenle doyurularak trans yağlar elde edilir.Margarin
bunlara örnektir.

Dönüşümünü yapamayıp dışarıdan hazır aldığımız yağ asitlerine temel(zorunlu=esansiyel) yağ asitleri
denir. Örn: Omega3, omega6

B2B) Fosfolipitler: Hücre zarının yapısını oluşturur. Hidrofobik(suyu sevmeyen) uçtan dolayı hücre
zarkari çift katlıdır.

2yağ asiti+1gliserol(gliserin)+fosforik asit+ kolin bazi→fosfolipit+ 3su

B2C) Steroitler: Monomerlerdirler. Hücre zarından geçebilirler. Eşey hormonlarinin, safra salgısının, A
ve D vitaminlerinin, kolesterolün ve eterik yağların yapısını oluştururlar. Kolesterol HDL ( hayvanlarda
hücre zarının geçirgenliğini ve dayanıklılığını sağlar) ve LDL( famar tıkanıklığına sebep olur) gibi
çeşitleri vardır.

B3) PROTEİNLER:

● Yapısında karbon, hidrojen, oksijen, azot ve bazılarından kükürt bulunur.

● Temel yapı maddesidirler.

● Gerektiğinde enerji verirler.

● Enzimlerin ve bazı hormonların yapısına katılarak düzenleyici olarak iş görürler.

● Aktin ve miyozin adlı proteinler kasların kasılmasında görevlidirler.

● Fibrinojen adlı protein, kanın pıhtılaşmasında,antikor vücut savunmasında, hemoglobin


kanda oksijen ve karbondioksit taşınmasında görevlidir.
● Monomerleri amino asitlerdir.

● Bir amino asitin amino grubu bazik, karboksil grubu ise asidik özellik gösterir.

● Amino asitler amfoter özelliğe sahiptir. Bu amfoter yapıdan dolayı proteinler temel yapı
maddesidir.
● Amino asitlerin çeşidini değişken (radikal) grup belirler. Doğada yirmi çeşit amino asit
bulunur. İnsanlar bunlarin 8 ini dönüştürmeyip dışardan hazır alır. Dönüşümünü yapamayıp
dışardan hazır aldığımız bu amino asitlere temel (esansiyel=zorunlu) amino asitler denir.
● Proteinler genlerin kontrolünde ribozomlarda sentezlenir.

● Bir amino asitin amino grubu ile diger amino asitin karboksil grubu arasinda peptit bağ
kurulmasıyla oluşurlar ve her bağ oluşumunda bir molekül su açığa çıkar.

(n) amino asit → protein + ( n-1)su ( peptit bağı ile )

İki amino asitin birleşmesiyle oluşan proteine dipeptit,

üç amino asitin birleşmesiyle oluşan proteine tripeptit,

çok sayıda amino asitin birleşmesiyle oluşan proteine polipeptit denir.

Proteinlerin 3 boyutlu yapıları:

1) Primer Yapı

İşlevsiz düz zincir yapıdır. Yapısında peptit bağı bulunur.

2) Sekonder Yapı

Heliks yapısıdır(yay gibi). Yapısında peptit ve zayif hidrojen bağları bulunur.

3) Tersiyer Yapı

Heliks ve katlamalı yapıdır. Yapısında peptit, zayıf hidrojen bağları ve disülfit ( S = S ) bağları bulunur.

4) Kuaterner Yapı

Birden fazla tersiyer yapılı proteinin birleşmesiyle oluşurlar. Yapısında peptit, zayıf hidrojen bağı ve
disülfit bağları bulunur.

Yüksek sıcaklık, basınç, pH ve aşırı tuzluluk gibi etmenlerle proteinlerin üç boyutlu yapısı bozulur ve
primer yapıya geri döner. Yani işlevini kaybeder. Buna denatürasyon denir. Denatürasyon çoğunlukla
geri dönmez. Eğer bozulma az ise protein eski haline dönebilir. Buna da renatürasyon denir. Oluşan
proteinin çeşidini DNA daki nükleotit dizilişi, amino asit dizilişi, sayısı ve çeşidi belirler.

B4) ENZİMLER

Bir tepkimenin başlayabilmesi için gereken minimum enerjiye aktivasyon enerjisi denir. Aktivasyon
enerjisini düşürerek tepkimeyi hızlandıran ve tepkimeden bozulmadan çıkan maddelere katalizör
denir. Canlılardaki biyolojik katalizörler enzimlerdir. Enzimler sadece tepkimeyi hızlandırır. Oluşan
ürün miktarını değiştirmezler.

1) Basit Enzim

Sadece proteinden oluşan enzimdir. Proteinden oluşan bu kısma apoenzim denir.

2) Bileşik Enzim

Apoenzim kısmına ilaveten kofaktör denilen yardımcı kısım bulunur. Bu yardımcı kısım vitamin gibi
organik bir madde ise koenzim olarak adlandırılır. Bütün bu yapiya da holoenzim (tam enzim) denir.
Enzimlerin etki ettiği maddeye substrat denir. Her enzim tek bir substrata etki eder. Ancak bir
substrata farklı enzimler etki edebilir. Bir enzimin etki edebilmesi için substratıyla birleşip enzim
substrat kompleksini oluşturması gerekir. Enzim ile substratı arasında anahtar kilit uyumu vardır.

1) Enzimler genellikle substratının sonuna az eki getirilerek adlandırılır.


● lipit -> lipaz

● maltoz -> maltaz

● sükroz -> sükraz

2) Bazı enzimler etkilediği bağa göre adlandırılır.


● peptit peptidaz

3) Bazı kuvvetli enzimler ise inaktif olarak salınır ve adlarının sonuna jen eki getirilir.
● pepsi-nojen

● tripsi-nojen

4) Enzimler genlerin kontrolünde hücre içinde üretilir ancak hücre içinde ve dışında çalışabilir.

5) Genellikle tersine çalışırlar( çift yönlü ) . Sindirim enzimleri hariç.

6) Genellikle takım halinde çalışırlar.

Bir holoenzimde koenzim ya da kofaktör tektir ama aynı koenzim ya da kofaktör başka enzimde
bulunabilir.
Enzimlerin Çalışmasını Etkileyen Faktörler

1)Sıcaklık

0°C ve altinda enzimlerin apoenzim kısmı donar, substratını seçemez ve çalışamaz. 0°C ve üzerine
çıkıldığında tepkime başlar ve 37°C ye kadar hızlanır. Enzimlerin en hızlı çalıştığı 37°C bizim için
optimum(en uygun) sıcaklıktır. 37°C sonra ise tepkimeye başlar. 50 °C nin üzerine çıkıldığında
apoenzim kısmı denatüre olur ve enzim bir daha çalışamaz.

2)Su Miktarı
Hücredeki su miktarı % 15 in altına düşerse enzimler çalışamaz.% 15 in üzerine çıkıldığında ise
enzimler çalışır ancak hızını diğer faktörler belirler. Bu sayede bal, reçel, kurutulmuş sebze-meyve
uzun süre saklanabilir.

3)pH

Her enzimin optimum pH ı farklı olabilir veya aynı pH ta farklı enzimler çalışabilir. Örneğin niğdede
pepsin enzimi proteinleri sindirebilirken karbonhidratlar sindirilemez. Çünkü karbonhidratların
sindirimini sağlayan enzimler asidik ortamda çalışamaz.

4)Enzim Yoğunluğu

a) Substrat sınırsızsa(yeterliyse) b) Substrat sınırlıysa

5)Substrat yoğunluğu

a) Enzim sınırsızsa(yeterliyse) b) Enzim sınırlıysa


6)Substrat yüzey alanı

7) Kimyasal maddeler

Enzimlerin çalışmasını hızlandıran maddelere aktivatör madde, yavaşlatan ya da tamamen durduran


maddelere ise inhibitör madde denir.

B5) VİTAMİNLER

● Monomerdirler. Sindirilmeden kana karışabilirler.

● Enerji vermezler.

● Düzenleyicidirler ve enzimlerin koenzim kısmını oluştururlar.

● Bir vitaminin eksikliğini başka bir vitamin gideremez.

● Işık, sıcaklık ve metallerle temas yapılarını bozabilir.

İkiye ayrılırlar.

1) Suda Çözünen Vitaminler

Fazlası idrarla dışarı atılır. Vücutta depo edilmezler. B ve C vitaminleri suda eriyen vitaminlerdir.

B Grubu Vitaminler

● Kalın bağırsağımızdaki yararlı bakteriler tarafından sentezlenir.


● Sinir sisteminde, cilt sağlığında ve kan yapımında görevlidir.

● Eksikliğinde beriberi ve pellegra gibi sinir sistemi hastalıkları ve anemi(kansızlık) görülür.

C Grubu Vitaminler

● Dışarıdan hazır alınır.

● Vücut direnci, kemik ve diş gelişiminde etkilidir.

● Eksikliğinde skorbüt( diş eti hastalığı) denilen hastalık görülür.

2) Yağda Eriyen Vitaminler

A Vitamini

● Provitamin A şeklinde alınıp karaciğerde A vitaminine dönüşür.

● Özellikle görme sinirleri üzerine etkilidir.

● Eksikliğinde gece körlüğü (tavuk karası) görülür.

D Vitamini

● Provitamin D şeklinde alınıp güneş ışığının etkisiyle deri altında sentezlenir.

● Vücut bağışıklığı, kemik ve diş gelişiminde etkilidir.

● Eksikliğinde küçük çocuklarda raşitizm, yaşlılarda osteomalazi(kemik erimesi)görülür.

● Kalsiyumu bağırsaklardan emilimini sağlar.

E Vitamini

● Dışarıdan hazır alınır.

● Antioksidandır.

● Zehir etkisi gösteren hidrojen peroksidin (H2O2) parçalanmasında etkilidir.

● Üreme sisteminde etkilidir.

● Eksikliğinde kısırlık görülür.

K Vitamini

● Kalın bağırsaktaki yararlı bakteriler tarafından sentezlenir.

● Kanın pıhtılaşmasında görevlidir.

● Eksikliğinde kan pıhtılaşmaz.

Not: Yağda eriyen vitaminler karaciğerde depolanır. Fazlasi zehir etkisi gösterir. Eksikliği çabucak ortaya çıkmaz.
B6) NÜKLEİK ASİTLER

● Yönetici moleküllerdir.

● Yapı birimleir nükleotitlerdir.Nükleotitlerin monomerleri ise azotlu organik baz, pentoz ve


fosfat grubudur.

Bir nükleotitin yapısı :

1) Azotlu Organik Baz

Yapısında karbon, hidrojen, oksijen ve azot bulunur. İki çeşittir.

a) Pürin Bazları

Çift halkalı bazlardır. Örnek: adenin ve guanin

b) Primidin bazları

Tek halkalı bazlardır. Örnek: sitozin, timin( sadece DNA'da) ve urasil( sadece RNA'da)

2) Pentoz ( 5 karbonlu şeker)

Yapılarında karbon, hidrojen ve oksijen bulunur. Enerji vermezler. İki çeşittirler.

a) Riboz ( C5H10O5)

RNA ve ATP'nin yapısına katılır.

b) Deoksiriboz ( C5H10O4)

DNA nın yapısına katılır.


Not: Azotlu organik baz ile pentozun glikozit bağ ile bağlanması sonucu oluşan yapıya nükleozit denir.

Not: Nükleotitler sahip oldukları baz ve pentozuna göre adlandırılır.

Örnek: adenin deoksiribonükleotit ( DNA )

adenin ribonükleotit ( RNA )

Not: Nükleik asitler pentozlarına göre adlandırılır.

3) Fosfat Grubu (H3PO4 fosforik asit)

DNA, RNA, ATP ve fosfolipitte(hücre zarı) yapısı aynıdır.


Nükleik asitler iki çeşittir.

1) DNA ( Deoksiribo Nükleik Asit )


● Çift zincirli sarmal yapıdadır.

● Prokaryotlarda halkasal, ökaryotlarda ipliksidir.

● Prokaryotlarda stoplazmada, ökaryotlarda çekirdekte, mitokondri ve kloroplastlarında


bulunur.
● Organik bazları adenin (A), guanin(G), sitozin(C-S), timin(T) dir.

● Pentozu deoksiribozdur.

● Yapısındaki bağlar glikozit, fosfoester, fosfodiester ve zayıf hidrojen bağlarıdır.

● Fosfodiester bağları aynı zincirdeki nükleotitleri, zayıf hidrojen bağlarıysa karşılıklı iki
nükleotiti birbirine bağlar.
● Bir zincirde adenin varsa karşısında timin, guanin varsa karşısında sitozin bulunur. Dolayısıyla
adenin sayısı timin sayısına, guanin sayısı sitozin sayısına, pirin bazı sayısı pirimidin bazı
sayısına eşittir.
● Adenin ile timin arasında iki, guanin ile sitozin arasında üç zayıf hidrojen bağı bulunur.

● DNA kendini yarı korunumlu olarak eşler.

● DNA'nın kendini eşlemesine replikasyon denir.

● Replikasyon hücre bölünmesinin kesin kanıtıdır.

● DNA kendini tamir edebilir. Bunun için karşılıklı iki nükleotitten birinin sağlam olması gerekir.
Tamir edemezse DNA'daki nükleotit dizilişi değişir. Buna mutasyon denir. Döllenmeye katılan
üreme hücrelerinde görüldüyse kalıtsaldır, sonraki nesile aktarılır.
● DNA 'nın görevi bütün yaşamsal olayları kontrol etmektir.
2) RNA ( Ribo Nükleik Asit )

● Tek zincirlidir.
● Prokaryotlarda stoplazma ve ribozomda; ökaryotlarda çekirdek, stoplazma, ribozom,
mitokondri ve plastitlerde bulunur.
● Pentozu ribozdur.
● Organik bazları adenin, guanin, sitozin ve urasildir.
● Kendini eşleyemez.
● DNA tarafından sentezlenir.
● Kendini tamir edemez.
● RNA'da hata meydana gelirse sadece yanlış protein sentezlenir. Kalıtsal değildir.
● Görevi sadece protein sentezidir.
● Dehidrasyon sentezi ile oluşurlar. Oluşumları sırasında 3n-1 kadar su açığa çıkar.
● 3 çeşittirler:
a) Mesajcı RNA ( mRNA )
● Çekirdekte DNA'dan sentezlenir. Buna transkripsiyon ( yazılma ) denir.
● Protein sentezi için gereken genetik şifreyi DNA'dan alıp ribozoma taşır ve protein sentezine
kalıplık eder.
b) Taşıyıcı RNA ( tRNA )
● Sadece üç nükleotitten oluşur.
● Yapısında zayıf hidrojen bağı bulunan tek RNA çeşididir.
● Görevi ribozoma amino asit taşımaktır.
c) Ribozomal RNA ( rRNA )
● Ribozomun yapısında bulunur.
● Görevi protein sentezinin doğruluğunu kontrol etmek olarak düşünülmektedir.

Not: mRNA'daki şifreye göre protein sentezlenmesine translasyon ( okunma ) denir.

Not: DNA üzerindeki her 3 nükleotide kod ( genetik şifre ), bunlara karşılık gelen mRNA üzerindeki her
3 nükleotide kodon ve tRNA üzerindeki her 3 nükleotide antikodon denir.
B7) ATP ( ADENOZİN TRİFOSFAT )

Canlılığın devamı için enzim ve enerji şarttır. Enerji için besinler hücresel solunumla parçalanır. Açığa
çıkan enerji fosfor tarafından yüklenilir ve organik bir moleküle bağlanmak için fosfat bağı yapımında
kullanılır. Buna fosforilasyon denir. 3'e ayrılır.

1) Substrat Seviyesinde Fosforilasyon


● Enzim kullanılarak ATP üretimidir.
● Bütün canlılarda ortaktır.

2) Oksidatif Fosforilasyon
● Oksijenli solunumda görülür.

3) Foto Fosforilasyon
● Fotosentezde görülür.
● Oluşan ATP hareket, kasılma, biyosentez reaksiyonları, aktif taşıma, sinirsel iletim gibi enerji
alarak gerçekleşen ( endergonik ) tepkimeler için parçalanır. Buna defosforilasyon denir.
● Hücresel solunumlar enerji açığa çıkaran ( ekzergonik ) tepkimelerdir.
● Fotosentez ise hem emdergonik hem ekzergonik tepkimedir.

Bir ATP'nin Yapısı


B8) HORMONLAR

İnsanda salgı bezleri 3'e ayrılır.

1) Dış Salgı Bezleri ( Ekzokrin Bezler )


● Fazlalarını bir kanalla bir vücut boşluğuna ya da dışına salgılayan bezlerdir.

örn: süt bezi, tükürük bezi, gözyaşı bezi gibi.

2) İç Salgı Bezleri ( Endokrin Bezler )


● Salgılarına hormon denir.
● Hormonlar kanla taşınır.
● Sadece hedef organ, doku ya da bezleri etkilerler.
● Bu hedef organlardaki hücre zarı reseptör proteinlerle olur.
● Az ya da çok salınması bazı sorunlara yol açar.
● Protein, amino asit ya da steroit yapılı olabilirler.

örn: hipofiz bezi, tiroid bezi

3) Karma Bezler
● Hem iç hem dış salgı bezi olarak çalışırlar.

örn: pankreas, mide

You might also like