Professional Documents
Culture Documents
112 - İhlas Suresi̇-113-Felak Suresi̇-114-Nas Suresi̇
112 - İhlas Suresi̇-113-Felak Suresi̇-114-Nas Suresi̇
sinin Kudret Sahibi Yaratıcı sıfatına sahiptir. Bir kimsenin babası veya validesi olmak,
mahlûkata ait bir sıfattır, Allah'ın şanı ise bundan uzaktır. Hiç bir şey, o Yüce Yaratıcı
ile aynı cins, hem mertebede olamaz. Hâlbuki: O Yaratıcının kendisi de hâşâ
ولم يولد
(ve doğurulmamıştır) başkasının hayatından meydana gelmiş olmak. Böyle bir şey,
başlangıçta yok bulunmuş olmayı, başkasına ihtiyacı olmayı başkası ile ayrı cins bu
lunmayı gerektirir. İlahlığın şanı ise bunlardan uzaktır. O Yüce Yaratıcı; ezelidir, son
radan vücuda gelmiş değildir ve hiç bir kimseye muhtaç bulunmamaktadır. Buna ina
nıyoruz.
ولم يكن له كفوا احد
4.Ve ona hiç bir şey denk eşit olmamıştır.
ولم يكن له كفوا احد
Hiç kimse Denk Ona Olmadı Ve
(Ve ona hiç bir şey denk eşit olmamıştır) Ve ona O bütün Kâinatın Ezeli Yaratıcı
sına hiç bir şey denk eşit ve benzer olmamıştır. Onun tek olan zatın, her türlü düşün
cenin üstünde bir büyüklük ve yüceliğe sahiptir. O bütün Kâinatın üstünde bir kuvvet
ve hâkimiyete sahiptir. Hiç bir mahlûk, O Ezelî Yaratıcıya benzer, onun çocuğu veya
babası olmak kabiliyetine asla sahip değildir.
&-Bütün bu ilâhi beyanlar, müşrikleri reddetmektedir.
Meselâ: Yahudiler, Uzeyr, Allah'ın oğludur derler. Hıristiyanlar da İsa Allah'ın oğludur
demektedirler. Bir takım Arap müşrikleri de melekleri Cenabı Hakkın kızları sanmış
lardı. Sabie denilen bir topluluk da yıldızlara ibadette bulunmuşlardır. Seneviyye gu
rubu da nur ve karanlığı birer Mabut telâkki etmişlerdir. Bir kısım feylesoflar, Vâcibül
vücud olan Allah’u Teâlâ'dan bir aklın doğduğuna, bu akıldan da başka bir akıl ile
nefsin ve feleğin doğmuş bulunduğuna, bundan sonra da ay küresinin altındakilerini
idare eden diğer bir aklın ortaya çıkmasına kanaat getirmişlerdir. Bir takım sapıklar
da Allah’u Teâlâ'nın insanlara geçeceğini iddiada bulunmak ahmaklığını göstermiş
lerdir. Bu muhtasar dört ayeti kerime ise bütün bu batıl iddiaları, inançları, reddetmek
tedir, hanlığın ilahlığın şanının büyüklüğünü, bütün noksanlardan, ihtiyaçlardan, mah
lûkata benzemekten uzak bulunduğunu pek ededi veciz bir tarzda bildirmektedir.
&-Bu ihlâs suresinin iniş sebebi hakkında deniliyor ki: Arap müşrikleri Resul-i Ekrem,
Sallallahu Aleyhi Ve selleme "Âmir ibnittüfeyl"i göndermişlerdi. Amir, o müşrikler adı
na dedi ki: Sen bizim aramızı yardın, yani bizleri ayrılığa düşürdün ve tanrılarımıza
sövdün, babalarının dinine muhalefette bulundun. Eğer sen fakir isen seni zengin
kılalım, eğer mecnun isen sana tedavide bulunalım ve eğer bir kadına düşkün isen
onu sana alalım.
Resul-i Ekrem de buyurdu ki: Ben fakir ve mecnun değilim, bir kadına da düşkün
değilim, ben Allah'ın Resulüyüm, sizi putlara tapmaktan kurtararak Allah’u Teâlâ'ya
ibadete davet ediyorum. Bunun üzerine o müşrikler, Amiri tekrar Yüce Peygamberin
huzuruna göndermişler ve demişler ki: Ona de ki: Sen kendi Mabudunun cinsini bize
beyan et, o altından mıdır, yoksa gümüşten midir? İşte bu cahil halkın böyle bir suali
üzerine bu süreyi celile nazil olmuş, Hak Teâlâ Hazretlerinin hiç bir şeye muhtaç ol
mayan yüce şanını telkin buyurmuştur.
Velhâsıl: Bu mübarek ihlâs suresi, İslâm'ın rükünlerinin en mühimi olan Allah'ı birle
meyi ve Yüce Yaratıcının başkaları ile aynı cins olmaktan ve her bir ihtiyaçtan uzak
olduğunu en edebi ve veciz bir surette bildirdiği için kadrinin yüceliği hakkında birçok
hâdis-i şerif vardır.
Kısacası imam Ahmet ve Nesâi merhumlar, şu sahih Hadisi rivayet etmişlerdir:
Her kim ihlâs suresini okursa Kuran'ın üçte birini okumuş gibi olur. Bu hadisi şerifi
şöyle yorumluyorlar: Bu surenin üçte birinin Kuran'a eşit olması, sevap itibari ile de
ğildir. Belki Kuran'ın başlıca içeriği itibari iledir. Şöyle ki: O içerik: Akaide, ahkâma ve
kıssalara aittir. Bu sure ise akaide ait en büyük esası içerdiği için Kuranı Kerim'in üçte
113-EL-FELAK SURESİ TEFSİRU'L KUR'AN USULU'L BEYAN 661
birini içermiş demektir. Bununla beraber şöyle de deniliyor ki: Allah’u Teâlâ, kullarının
bazı ibadetleri kolay olsa da bu ibadetleri diğer birçok ibadetlerden ziyade sevaba
vesile kılabilir. Cenabı Hakkın fazl ve keremine nihayet yoktur. Nitekim bazı zaman
larda veya makamlarda yapılan ibadetleri diğer zamanlarda ve makamlarda yapılan
ibadetlerden daha ziyade sevaba vesile kılmıştır. Bu, bir hürmet gereğidir. Bu hikme
tin neden ibaret olduğunu Allah'ın ilmine havale ederiz. Ancak şu muhakkaktır ki: Bu
ihlâs suresi pek mukaddes bir Kuran süresidir, bunun okunmasına devam edilmesi,
pek faidelidir, pek ziyade sevaba vesiledir. Bu hususlara dair Tefsir-i Kebirde ve Tef
siri Alusi'de ayrıntılı bilgi vardır. Hak Teâlâ Hazretleri cümlemizi bu sureyi Celile’nin
feyizlerine eriştirsin. Âmin.