Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98

İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETİMİNDE YAZINSAL METİNLERİ


İNCELERKEN BİÇEMBİLİM’İN KATKISI
(The Contribution of Stylistics to the Analysis of Literary Texts)

Yrd. Doç. Dr. N. Sibel GÜZEL *

ÖZET
İngilizce’nin ve İngiliz Edebiyatı’nın öğrenilmesinde değişen eğilimleri göz önüne alan eğitimciler, biliyoruz ki;
Türk Üniversiteleri’ndeki ilgili bölümlerin ders içeriklerini sürekli olarak değiştirmekte ve yeniden
yorumlamaktadırlar. Bu yazının amacı şu anki çabalara farklı bir yaklaşım sunmak ve adı geçen eğitim
kurumlarında sunulan diğer konuların arasına Biçembilim çalışmalarını da ekleyebilmektir.
Biçembilim çalışmaları, bir yandan Dilbilim, öte yandan edebiyat konularının tam ortasında yer almasıyla,
öğrencinin yazınsal metinlere doğru yaklaşmasını sağlar. Çok yalın bir metinde bile olsa, öğrencinin metine
katkısını sağlar. Bu görüşleri örneklemek adına, bir Bink Noll şiiri seçilip, incelenmiştir. Bu inceleme sürecinde
katkısı bulunan yapısalcı, anlam bilim ve gösterge bilimsel bakış açıları, makalede ayrı ayrı adımlar olarak
sunulmuştur.
Anahtar sözcükler : Biçembilim, Yapısalcılık, Anlambilim, Göstergebilim, Yazınsal Metin

ABSTRACT
To answer the needs of changing tendencies in teaching English and English Literature, educationalists
constantly mould and remould the curricula of the relevant departments in Turkish Universities. The aim of this
paper is to bring a different insight to the present efforts and to suggest the inclusion of Stylistics together with
the other studies in the so called departments.
Stylistics, standing somewhere in the middle between both linguistic and literary studies, allows the learner to
sharpen their appreciation skills. Even at a simple text, student contribution can be made possible. In order to
exemplify these views, a Bink Noll poem is chosen and analysed sticking to the text. Structuralist, semantic and
semiotic viewpoints have helped to better appreciate the poem and these are displayed in the article as solitary
steps.

Key Words : Stylistics, Structuralism, Semantics, Semiotics, Literary Text.

ile karmaşık olan, evrensel değerler ile yerel


GİRİŞ
değerler hep bir arada, ayrım yapılmadan
Yirminci Yüzyıl Edebiyatı hem üretilen sunulmaya başlandılar. Yazın eleştirmenleri
metin türleri hem de bu metinleri tüketen ellerindeki Edebiyat Kanonunu yeniden
okuyucu kitlesinin profili göz önüne şekillendirmeye yoğunlaştılar. Yazınsallığın
alındığında önceki dönemlere göre çok değişen ölçütleri ile birlikte mevcut Edebiyat
köklü değişimleri yaşamıştır diyebiliriz. Kanonuna sayısız yeni yapıt eklenmiş oldu.
Yüzyılın başlarında modernist yapıtlar elit Bu arada da okuyucular, ya da bizim gibi
bir okuyucu kitlesi gerektiriyordu. Bu gurup İngiliz Dili ve Edebiyatını bir arada
içinde anılan yapıtlar sıra dışı, tek ve öğretmeye ve öğrenmeye çalışanlar giderek
yorumlanması hayli güç olmalarıyla öne çok daha fazla öğrenilmesi gerekli
çıktılar. Okuyucudan her zaman eline aldığı malzemeyle yüz yüze kaldı. Popüler kültür
yapıtı doğru yorumlayabilmesi için sağlam yetmediği için kenara itilmiş kültürü de
bir edebiyat geçmişine sahip olması bilmek; nesnel değil özneli de
beklendi. Modernizmi izleyen post- değerlendirebilmek; edebi konularla
modernist yapıtlar ise elit ve olağan olanı yetinmeyip psikoloji, sosyoloji, din, politika
yan yana sunmayı tercih ettiler. Basit olan

*
Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi,
İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü, Manisa
e-mail : sibel.guzel@bayar.edu.tr 89 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
İngiliz Dili Ve Edebiyatı Öğretiminde Yazınsal Metinleri İncelerken Biçembilim’in Katkısı

ve benzeri konularda da fikir sahibi olmak kabul gördüler. Gerçek bir Batı Edebiyatı
gereği gibi. eğitimi almış kişinin Beckett’in ‘Godot’yu
Beklerken’ oyununu, Wordsworth şiirlerini,
Bu problemin çözümü sınırları yeniden
birkaç Shakespeare trajedisini okumamış
oluşturmakla ve Edebiyat eğitimini yeni
olması düşünülemezdi bile. Bu yapıtlar
başlıklar altında toplamakla olacaktı.
‘Gerçek Eğitim’in ayrılmaz parçaları ‘sine
Nitekim Edebiyat Eğitimi birbirinden bir
qua non’ olarak benimsenip onlardan
hayli farklı oldukları düşünülen iki ana
mahrum bırakılmak değerli bir eğitimden,
başlık altında toplandı: İngiliz Edebiyatının
değerli insan deneyimlerinden mahrum
bir ‘Disiplin’ olarak ele alınması ve İngiliz
bırakılmakla eş anlamlı kabul edilirdi
Edebiyatının ‘Ders Konusu’ olarak ele
(Carter ve Long,1991: 1).
alınması (Widdowson, 1988:). Edebiyatı
‘Disiplin’ olarak ele alan Türk Üniversiteleri Edebiyat eğitiminin görüntüsü böyle olsa da
Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı son yirmi yıldır edebiyat içinde olan değişim
bölümlerinde ders içeriklerinin son yıllarda ve gelişimler eğitimcileri de farklı
kökten bir değişim göstermekte olduklarını düşünmeye itmiştir. Yukarıda da belirtildiği
söyleyebiliriz. Nedeni de özellikle Rus gibi her şeyden önce Edebiyat Kanon’u her
Biçimciliği, Yeni Eleştiri, Marksist, gün yeniden yoğrulmakta ve
Feminist ve Yapısalcı yazın teorilerinin şekillendirilmektedir. Bugün için oluşturulan
yazınsal metinleri eleştirirken metnin kanon profil olarak öncekilere göre çok daha
dilbilim özelliklerinin vurgulanmasını ısrarla eşitlikçi ve çok kültürlüdür. Yazınsal yapıtın
önemsemeleridir. Metin yazarının hayat ne olduğuna bakılarak değil okuyucusunda
öyküsü, metnin üretilmiş olduğu dönemin nasıl bir etki bıraktığına bakılarak ‘büyük’
yazınsal, sosyal, kültürel özellikleri, metne olup olmadığı kararına varılır. Ayrıca,
eşlik eden estetik ve felsefi kaygılar ‘Yazınsallık’ konusunda bir kere saptayıp da
kuşkusuz önemli bilgilerdir. Ancak metnin değişmez diye sürekli kabul ettiğimiz bir
kendisi de hem öğrenci hem öğretmenin ölçüt yoktur.
elinin altında ve incelenmeye hazır İngiliz Edebiyatının ‘Ders Konusu’ olarak
beklerken tüm diğer bilgilendirmeler neden işlenmesi, Eğitim Fakülteleri’nin İngiliz Dili
ikincil önemde görülmesin ya da daha ileri Eğitimi Bölümlerinde yapılmaktadır. Ancak
seviyelerde yapılacak araştırmaların konusu ayni bölümlerde ‘Anlambilim’, Dilbilim’,
olmasın ki? ‘Uygulamalı Dilbilim’ gibi konular da
GEÇMİŞ VE BUGÜNÜN EĞİTİM- işlenmekte ve bunlar kendi konularını
CİLERİNİN İNGİLİZ EDEBİYATI işlerken yazınsal metinlerden örneklemeleri
PROGRAMLARINA BAKIŞI de kaçınılmaz olarak konu etmektedirler.
Yazınsal metinler dilbilim çalışmaları için
Geçmiş yıllarda Filoloji eğitimi demek
en otantik örnekleri sunarlar. Bu metinlerde
Edebiyatın tüm başyapıtlarını kronolojik
yaratılan dünyalar canlı ve gerçekliği olan
sırası içinde tanımak; büyük olasılıkla
dünyalardır. Üstelik yazınsal bir metinde, ele
Beawolf ile başlayıp Chaucer ve
alınan toplumun kurumları, yasaları,
Shakespeare ile devam etmek demekti.
gelenekleri, sanatı ve dini ile ilgili ipuçları
Giderek daha çağdaş yapıtlara ulaşılır ancak
yakalamak olasıdır.
öğrencinin yapıt ile bire bir deneyimi olmaz
iken yapıt hakkındaki bilgileri de Kısacası yazınsal metinler ‘kültürel
öğretmenin kendisine ilettiği hazır tepkilerle zenginleşme’ sağlarlar (Moody, 1977: 8).
sınırlı kalırdı. Yazınsal bir metnin dili de özeldir. Sözcük
düzeyinde olsun sözdizimi yönüyle olsun
Filoloji bölümlerinin yanı sıra İngiliz
ilginç örnekler sunar. Sonuçta bu ‘değişik’
Edebiyat klasikleri Batı kültürü vermeyi
yazınsallığa özgü ifade özellikleri öğrencinin
amaç edinmiş yabancı okullarda da ders
kapsamı içinde değişmez unsurlar olarak
90 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
Yrd. Doç. Dr. N. Sibel GÜZEL

dili kavraması ve anlamlandırması adına yapan kişinin hiçbir kişisel katkısı yoktur
onda yeni ufuklar açar. demenin onu eleştiri sürecinden dışlamanın
mümkün olamayacağından bahseder.
Yazınsal metinlerin dilbilim
Biçembilim ilkeleri ile yaklaşılıyor olsa da
çalışmalarındaki önemini kavrayan
yazınsal metin her zaman başka
eğitimciler yaklaşık altı yıl önce Türk
yaklaşımlara da açık kalacaktır ve ‘bu
Üniversiteleri İngiliz Dili ve Eğitimi
metnin yorumlanması ancak böyle yapılır’
Bölümleri Ders İçeriklerinde köklü bir
demek bizi yanlışa itecektir.
değişime gittiler. ‘Drama İncelenmesi ve
Öğretimi’, ‘Şiir İncelenmesi ve Öğretimi’, Biçembilim’in dil kaynaklı ve metin
Kısa Öykü İncelenmesi ve Öğretimi’, kaynaklı yaklaşımların bulguları ile
‘Roman İncelenmesi ve Öğretimi’ İngiliz beslendiğini belirttikten sonra, biçem-
Dili ve Eğitimi bölümlerinde farklı ve bilimsel bir metin incelemesinin İngiliz
bağımsız dersler olarak okutulmaya Edebiyatını hem disiplin olarak, hem de ders
başlandı. İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümleri konusu olarak ele alan bölümlerde nasıl yer
yazın teorilerinin işaret ettiği gibi metne bulabileceğini görelim. Seçilen metin
yönelik çalışmalara ağırlık verip, İngiliz Dili Edebiyat Kanon’u içindedir denemez çünkü
ve Eğitimi Bölümleri yazınsal metin yazımı çok yakın tarihlidir, henüz kalıcı
incelemelerini ders kapsamına alırken de olabilme sınavını aşmamıştır. ‘Biçembilim
‘Biçembilim’ (stylistics) hem dilbilimsel başlı başına bir yorumbilim olmuştur’
hem de yazınsal çalışmaların bulgularını bir demek de fazla iddialı olacaktır, çünkü
araya toplayan yeni ve disiplinler arası bir metin kendisini seçtirmedi tam aksine ben
konu olarak gelişimini sürdürdü; giderek her onu incelenmeye değer buldum. Bu arada
iki gurup Edebiyat eğitimcisinin de çalışma okuyucu olarak benim kendi inançlarımı,
alanı içine girdi. Biçembilim çalışmaları amaçlarımı ve önyargılarımı da taşımış
farklı okuyucuları aynı metin üzerinde aynı olduğum söylenebilir. Her şeyden önce bu
ortak eleştiri ekseni etrafında toplaya- metnin örneklemeye çalışılacak dil
bilmektedir. Bunun da nedeni, Biçem- modellerine uygun olduğu kararının
bilim’in farklı okuyucular metni okurken verilmesi gerekmekteydi. Ancak tüm
farklı deneyimlerini metine taşımış olsalar bunların ötesinde, yapılacak çalışmanın
bile bu çoğulcu ve değişken tepkileri dayandığı ilke şudur: Eğer öğrenci metin
dilbilimsel gerekçelerle açıklama olasılığını incelemesinde bu uygulanan yöntemleri
bizlere sunmasındadır. Yine de Biçembilim ‘doğal’ olarak (Brumfit,1983) benimser ve
çalışmalarını değişmez fizik, kimya yasaları öğrenirse, gelecekteki okumalarında da
gibi değerlendiremeyiz (Simpson, 1997: 2- metne aynı şekilde katılmayı deneyecek ve
7). yapılan metin incelemelerinde, tüm sonuçta da yazınsal metinlere tepki verirken
Biçembilim kuralları işletilse bile eleştiriyi kendisini yetkin hissedecektir.
OMAHA KUMSALI
Katiller öldürüldü, onların vahşi gövdeleri
Nakledildi, ve şimdi kumsal yaza döndü.
Sosisle ekmek yiyorum. Tüm sakinliği ile deniz
İneklerin diz boyu ot içindeki çiğneme seslerini çıkarıyor.
Onlar devletin yeşili içine taşındılar
Başlarına dizilmiş dokuz bin mezar taşı
Göz yaşartan, yüreği sarsan, ve yok olmuş
Her bir isim mezar isimleri kataloğunda.
Onlar boş bir kahramanlık uğruna harcandılar.
Onlar hoşnut etsinler diye ve çelişkiyle öldüler.
Onların tümü aynı. Devletin yeşili içine
91 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
İngiliz Dili Ve Edebiyatı Öğretiminde Yazınsal Metinleri İncelerken Biçembilim’in Katkısı

Kumsalın yukarısında, aynı şekilde yerleştirildiler.


Oysa tam burada aşağıda bırakılsalardı
Ölümün iri bronz kısraklarının dünyayı sarstığı ve onları
Kana buladığı yerde,
Burada gümbürtünün şiddetiydi her bir delikanlıyı ayıran
Bedeninden yayılan çığlıklarla yere seren.
Hiçbir bitkin Norman tepesi yoktur ki yaralanmamış ve düzenlenmemiş
Ardından, subayların mezarlık kavramına uyan
Ama enkaz bırakılsaydı paslanmaya ve dağılmaya
Ve cesetler de tozlanmaya ya da tümülüslerde.
Düşüncelerimi onurlandırmak üzere tapınaklarda, bulmak için
İçimizde arzular uyandıran o canavarı ve
Yürürken elinde sancaklar, o günün rengini görmek için
Döküyorum Bordo’nun son damlalarını toprağa.
İzlerken, şaşıyorum beyazın sessizliğine,
Tarlalarda besili inekler, benim vatandaşlarım
Gelmekteler savaş haritalarını görmeye, mavi çiftçiler
Hala ileri geri kımıldayan ise, günün sakin denizi.
(Noll, B. 1962: 82)
kolay anlaşılanı, onu düz yazı haline getirip
BİRİNCİ ADIM : DÜZ ANLAMIN
bu görsel bilgiyi bir başka iletişim
KEŞFEDİLMEYE ÇALIŞILMASI
düzleminde düşünmekle olacaktır. Böylece,
Böylesi bir yazınsal metinde açık anlamın görünürde birbirinden bağımsız gibi duran
ortaya çıkarılabilmesi için Yapısalcı Yazın satırlar dilbilgisi kurallarını bozuyor gibi
Kuramının bir ilkesini hatırlamak yerinde değerlendirilmekten kurtulacaklardır; ya da
olacaktır. Yapısalcılar yazın dilini gündelik en azından okuyucu üzerinde özensizce
dilden ayrı düşünmezler ancak yazınsallık ifade edilmiş gibi bir izlenim bırakma-
özelliklerinin metin ne olduğu için değil de yacaklardır. Sözcüklerin yazı birimlerini
bizim metin ile ne yaptığımıza bakarak ona değiştirirken, noktalamalar önem kazana-
yüklenebileceğini düşünürler. Başka bir cağından, anlam problemi yaratan dizelerin
deyişle metnin işlevini göz önünde de olası anlamlardan sadece bir tanesine
bulundurmamızı isterler. Metin bir şiir uyduğuna şahit olacağız. Şiirimiz düz yazı
kitabında yayınlandığı için biz ona otomatik olarak düşünüldüğünde onu yedi dörtlük
olarak yazınsallık işlevini yüklemiş olarak değil de on iki tümce olarak görmeye
oluyoruz. O halde biçemsel etki şiir diye başlıyoruz. İlk dörtlükte üç tümce bulunuyor
anılan bir türde yazılmış ve ayni şekilde de ve bunlar şiirin ortamını tanımlıyorlar.
sunulmuş olması ile yaratılmış olmaktadır. (1)Katiller öldürüldü, onların vahşi
Şiirdir çünkü dilin görsel ortamı bize bunu gövdeleri taşındı, ve şimdi kumsal yaza
hazır sunmaktadır. Simpson, (1992: 32) döndü.
‘Metnin sergilenme şekli arkasından gelecek (2)Sosisle ekmek yiyorum.
yorumlama sürecimiz içinde en önemli (3)Tüm sakinliği ile deniz, ineklerin diz boyu
belirleyicidir.’ demektedir. Biz onu şiir ot içindeki çiğneme seslerini çıkarıyor.
olarak kabul etmekle, ondaki anlam
yoğunluğunu ve yorumlamadaki güçlükleri Şair kumsalda piknik yapmaktadır. Bu
de peşinen kabul etmiş oluyoruz. O halde, arada, aklında geçmiş savaşın anıları
nasıl yapabilir de daha kolay anlaşılabilir bir canlanır. Savaş önceki kış yapılmıştır sanki.
metin haline getirebilir, onu işlevi dışında Kış geçmiş, ardından yaz gelince ortalık
dili ile değerlendirebiliriz? Kuşkusuz daha sakinliğe kavuşmuştur. Oysa, bu noktada
92 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
Yrd. Doç. Dr. N. Sibel GÜZEL

verilen bilginin dış dünyadaki karşılığını tekrarlamaktadır. Tümceler yapı olarak kısa
araştırabilir öğrenci. Biliyoruz ki yazınsal ve öznelerinin tekrarlanması ile hayli
metinlere metin ile aramıza estetik bir aralık vurgulu bir anlatımı benimserler.
koyarak yaklaşırız. Yazarın/ şairin bire-bir (‘Onlar’ dört kez tekrar edilmektedir).
gerçeği yansıtmak gibi bir kaygısının
olmadığını bunun da onu, diyelim ki, (1) Onlar boş bir kahramanlık uğruna
herhangi bir kitabın yazarından yada bir harcandılar. (2) Onlar hoşnut etsinler diye
gazeteciden ayıran özelliği olduğunu biliriz. ve çelişkiyle öldüler. (3) Onların tümü aynı.
Bire bir gerçeği ararken web araştırması ile (4) (Onlar) Devletin yeşili içine kumsalın
Omaha Kumsalı’nın tarihçesine ulaşmak çok yukarısında, aynı şekilde yerleştirildiler.
kolaydır. Müttefik Ordular bugün Fransa ‘Onlar’ öznesinin böylesi tekrar
sınırları içinde kalan bu kumsala ağır Alman edilmiş olması, dile dikkat çekerken bu
bombardımanı altında D-Günü diye gençlerin aynı zamanda nasıl birer kurban
adlandırılan günde (6 Haziran 1944 günü) durumunda kaldıklarını da açıklıyor. Onların
ortak bir çıkartma düzenlemişler ve 13 karşı koyacak zamanları bile olmamıştır.
Haziran’a dek süren mücadele ile Alman Onlar komutanlarının yarattığı savaş
istilacıları tümüyle püskürtmeyi hoşnutluğu içinde cepheye sürülmüşler ve
başarmışlardır.( O halde ilk tümcede yine komutanlarından kaynaklanan çelişkiler
‘katiller’ diye adlandırılanlar Alman içinde can vermişlerdir. Bu noktada şair
istilacılar olmaktadır). Şimdi ise, görünüşe onları bireyler olarak görmemektedir. Onlar
göre gerçek savaştan yıllar sonra, tek bir topluluğun kalabalığını oluşturur.
kumsaldaki onlara ait gövdeler taşınıp Gömüldükleri yerde, Omaha kumsalının
götürülmüş ve kumsal o eski huzur veren tepelerinde bir yerde de yine aynı şekilde
sakin konumuna, yaklaşan yaz mevsiminin gurup oluşturarak yatarlar. ‘Harcanmış
de etkisiyle geri dönmüştür. olmak’ onlara en uygun gelen eylemdir,
İkinci dörtlük ilk dörtlük ile tam bir zıtlık çünkü şairin gözünde savaş anlamsızdır; bir
sergilemektedir, çünkü yapısı çok uzun ve hiç uğrunadır.
karmaşık tek bir tümceden oluşmaktadır : Dördüncü dörtlük, ikinci dörtlüğün biçemine
Onlar devletin yeşili içine dönüş yapmaktadır. Uzun ve karmaşık
taşındılar,(onların) başlarına dizilmiş dokuz tümce yapısını bir kez daha buluyoruz
bin mezar taşı(ile),(onlar) göz Oysa tam burada aşağıda
yaşartan,(onlar) yüreği sarsan, ve(onlar) bırakılsalardı ölümün iri bronz kısraklarının
yok olmuş her bir isim mezar isimleri dünyayı sarstığı ve onları kana buladığı
kataloğunda. yerde, burada gümbürtünün şiddetiydi her
Kullanılan zaman yine “şimdiki zaman”dır. bir delikanlıyı ayıran (ve) bedeninden
Ancak edilgen tümcelerin kullanılmış olması yayılan çığlıklarla yere seren.
(taşınmak,dizilmek gibi) okuyucunun bu Bu dörtlükte kullanılan dilin ne denli
konuda genellemeler yapmasına olanak yoğun olduğunu kolayca hissedebiliyoruz.
tanımaktadır. Artık ölü bedenleri kumsalda Bize bir resim çizilmektedir, ancak bu
görmek olası değildir. Onlar tamamen resmin içinde somut nesneler soyutlamalarla
edilgen kalarak, devlete ait bir yere taşınıp (ölümün bronz kısrakları / sesin onları yere
resmi olarak gömülmüşlerdir. Hepsinin sermesi) bir arada verilmekte ve doğal
isimleri kayda alınmış ayrı dosyalar olarak olarak da bizler sözcelerin düz
saklanmaktadır. Dokuz bin mezar taşını bir anlamlarından çok yan anlamları ile
arada görmek öylesi dokunaklı bir sahnedir düşünmeye ve onları en azından göz önünde
ki ziyaretçilerin gözleri yaşarmakta ve bulundurmaya zorlanmaktayız. Bu bizi
yürekleri sarsılmaktadır.Üçüncü dörtlük, başka bir düzleme, şiirin öte-dil’ini
biçemi ile neredeyse ilk dörtlüğü bire bir araştırmaya itecektir ki bu da ikinci adımda
93 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
İngiliz Dili Ve Edebiyatı Öğretiminde Yazınsal Metinleri İncelerken Biçembilim’in Katkısı

gerçekleştirilecektir. Yine de hissettirilen Bu çok uzun tümce kendisini sürdürebilmek


görünür anlamı ile şairin bu gençlerin adına ‘için, için...’ diye eklemeler
bedenlerinin bir başka yere taşınmış yapıyor.Bu dörtlükte tekrar piknik sahnesine
olmasına karşı çıktığını anlıyoruz. Tam davet ediliyoruz. Şair sosis ekmek yemekte
tamına ölmüş oldukları yerde, bu kumsalda, ve Bordo şarabı içmektedir. Şarabının son
bırakılmalarını yeğlerdi. Tümcenin dikkat damlalarını kumlar üzerine döker. Bu eylem
çeken bir özelliği de çoğul özne ile başlayıp bize kutsal yerlerde, tapınaklarda yapılan
tek tümce içinde de olsa her bir delikanlı ritüelleri hatırlatmaktadır. Gerçi bunu ölmüş
diyerek tekile dönüş yapmasıdır. O halde olanları onurlandırmak için yapıyor
şimdiye dek bir gurup içinde seçilemeyen olduğunu belirtir ama onların neden
delikanlılar ölüm anında, gümbürtü içinde öldüklerini sorgulamayı da sürdürür. Karşı
yere düşerken “birey”diler. Bedenler tek tek olduğu şey savaşmak zorunda kalmaktır.
o acıyı ve trajediyi yaşadı. Savaş fikri içimizdeki canavar olarak ifade
bulurken bu canavarın elinde sancaklarla
Beşinci dörtlük, şairin kafasındaki aynı fikir
ilerlediğinden ve gençleri ölüme
ile sürer ve doğal olarak da tümce uzunluğu
sürüklediğinden bahsedilir. Dördüncü
ve karmaşıklığı da değişmeden sürdürülür :
dörtlükte olduğu gibi bu dörtlüğün de daha
Hiçbir bitkin Norman tepesi yoktur ki ayrıntılı incelenmesi gerekecektir çünkü
yaralanmamış ve düzenlenmemiş ardından, kullanılan soyutlamalar sözcüklerin düz
subayların mezarlık kavramına uyan(uysun anlamları ile açıklanabilecek olmaktan
diye) ama enkaz bırakılsaydı paslanmaya ve uzaktır.
dağılmaya ve cesetler de tozlanmaya ya da
En son dörtlükte, yine tek ve karmaşık bir
tümülüslerde.
tümce ile şiire veda edilmektedir. Tümce,
Normandiya kıyıları o denli yoğun savaşlara bizi kumsalın şu anki sakin, huzur dolu hatta
sahne olmuştur ki her birinde aynı biraz da uyuşturan ortamına geri getirir.
yıpranmışlığı aynı bitkinliği buluyoruz.
İzlerken, şaşıyorum beyazın
Ancak yine her birinin ortak özelliği savaşın
sessizliğine, tarlalarda besili inekler, benim
ardından dümdüz edilip savaş izlerinin
vatandaşlarım gelmekteler savaş
silinmesindedir çünkü böylesi bir görüntü
haritalarını görmeye, mavi çiftçiler,hala
subayların düzen kavramına uymaktadır.
ileri geri kımıldayan ise günün sakin denizi.
Şair ise, önceki dörtlükte olduğu gibi bu
duruma karşı olduğunu hissettirir. Eğer Savaş alanını ziyaret edenler sessiz
dokunulmadan kalsaydı, Omaha kumsalı kalabalıklardır. Geçmiş yılların işaretlerini
şimdi paslanmış makineler ve silahlar, bulmak için gelmişlerdir. Büyük olasılıkla
dağılıp lime lime olmuş giysiler, tozlanmış askeri mezarlığa da çok sevdikleri, ama
(kumlanmış) cesetler ve tümülüslerden kaybettikleri yakınlarının kayıtlarını bulmak
oluşacaktı. Tümülüsler, çünkü ölürken için uğramaktadırlar. ‘Benim vatandaşlarım’
birbiri üstüne düşen binlerce genç mutlak diye vurgulanması büyük olasılıkla Bink
tepecikler oluşturur. Şairin düşüncesi ise Noll’un Amerikan kimliğine gönderme
böylesi bir görüntünün savaşın yaratmış yapmaktadır. Fransız çiftçileri ise uzakta ve
olduğu o vahşete daha çok uyacağıdır. mavi renkleri ile belirirler. Mavilikleri
uzaktaki dağlar gibi gösterilmek
Bordo (şarabımın) son damlalarını
istenmelerinden kaynaklanabilir. Oysaki
toprağa döküyorum, düşüncelerimi
deniz tüm bu olanlara, gelip giden
onurlandırmak için tapınaklarda, bulmak
ziyaretçilere, onların göz yaşlarına, her şeye
için içimizde arzular uyandıran o canavarı
kayıtsız kalmaktadır; yaklaşan yaz nedeni ile
ve yürürken elinde sancaklar, o günün
kıpırtısızdır.
rengini görmek için.
İKİNCİ ADIM

94 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98


Yrd. Doç. Dr. N. Sibel GÜZEL

İlk adımımız şiirin düz anlamını bulmak için tanımlayarak başlasa da ikinci dünya savaşı
yapılmıştı. İkinci adımda ise onu yapısı görüntülerine geçiş yapmakta, uzunca bir
olarak, tümce düzeyinin ötesinde, bütünü süre savaşla meşgul ettikten sonra, bizi yine
içinde daha net ve anlaşılır bir konumda ilk davet ettiği yere, aynı sakin ve huzur
görmeyi deneyebiliriz. Şemalandırmak, dolu güne geri getirmektedir. Diğer bir
şiirin ne denli sebep-sonuç bağlantıları ile deyişle, ilk ve son dörtlükler, aynı zaman ve
kurulduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır. uzam dilimini anlattıkları için
Düz anlamı açıklama çabamız içinde zaman örtüşmektedirler.
ve uzam değişiklikleri de az buçuk Bu durum bir halka oluşturularak şöyle
hissedilmişti. Şair sözlerine bir yaz gününü gösterilebilir:

Yaz günü
Deniz sakin Yaz günü
Deniz ileri geri kımıldıyor

Keder saygı
Bir mabedde gibi şarap sunma
Mezarda olmak gözleri nemlendirirken
Yürekleri de sarsıyor Savaşa karşı çıkma
İçimizdeki canavar bu duyguları uyandırdı

öfke
genç delikanlılar harcandılar

Oluşturduğu görüntülerde belirsizliğe yer


Burada değişen sadece şiirin uzamı ve
yoktur. Şöyle ki, ses de duyuyoruz, yedikleri
zamanı da değildir. Şairin duyguları da aynı
ile tat da alıyoruz, renkler ve sakinlik bize
halka içinde değişim göstermekteler.
dokunuş olarak da yansıyor. Sonuçta savaş
ÜÇÜNCÜ ADIM gerçeğini doğal efektleri ile o denli başarıyla
Üçüncü adımımız seçilen sözcükleri dikkatli veriyor ki ‘Ben savaşa karşıyım’ gibi bir
bir incelemeye almak olabilir. Bu şiirde yargıyı açıkça söylenmemiş olmasına karşın
kullanılan adılların çoğu (kırk tane kadar) açıkça söylenmesinden çok daha güçlü
somut adıllardır. Sadece yedi tanesinin soyut olarak duyabiliyoruz.
kavramları açıkladığını görüyoruz. Bunlar Şiirde kullanılan fiillere gelince: Etken ve
‘onurlandırmak’, ‘düşünce’(iki kez), ‘ölüm’, edilgen fiil yapılarının zaman zaman birinin
’vahşet’, ‘hoşnutluk’, ‘çelişki’ ve diğerine tercih edilmiş olması göz önüne
‘kahramanlık’tır. Böylesi bir kullanımın bize alınabilir. Örneğin askerlerin kaderinin konu
düşündürdükleri ancak şöyle açıklanabilir: edildiği tüm dizelerde fiiller edilgen şekilde
Şair okuyucusunun gözünde bir dizi canlı ve verilmişlerdir. Katiller ‘öldürülmüş’,
berrak görüntü yaratmak istemiştir. askerlerin ölü bedenleri ‘nakledilmiş’,
95 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
İngiliz Dili Ve Edebiyatı Öğretiminde Yazınsal Metinleri İncelerken Biçembilim’in Katkısı

gençler ‘taşınmış’ ve yaşamları bir hiç düşünüp karşı çıkacak zamanı bile
uğruna ‘harcanmış’tır. Oysa ki, şairin bulamadan guruplar halinde ölümü
kendisi için kullandığı fiiller özellikle etken tanımışlardır. Onlara canlı oldukları süre
yapıdadır ve üstelik öznesi ile birlikte ‘Sosis içinde özel isimler de verilmemiştir. Dokuz
ekmek yiyorum’, ‘(Şarabın) son damlalarını bin mezar taşı arasında kalmak neredeyse
döküyorum’ derken sanki bize göstermeye yok olmakla eş değerdir. Ancak dikkatli bir
çalıştığı şey savaşın tüm olumsuz yönlerine gözlemle kataloglar incelendiğinde, her
tek başına karşı durmaya çalıştığı, bedeni ile birisinin özel kimliğine ulaşılacaktır. Aksi
siper olduğudur. Savaşlar bir cephe takdirde hem adsız, hem de çehresiz
oluştururken, şairin kendisi de onlara karşı kalacaklardır. Şair böylesi çok gencin savaş
olan cephede tek başına durmaktadır. adına yaratılan kargaşa içinde böylesi kısa
zamanda yok edilmesine duyduğu öfkeyi
Etken/edilgen fiil kullanımının böylesi bir
yansıtmaktadır.
sınıflandırılmaya sokulması tek bir
kullanımda bizi haksız çıkarmaktadır, bu da Yukarıda da bahsettiğim gibi, askerlerin
savaş sahnesini tanımlarken askerlerin çoğul kaderlerinden bahsedilirken edilgen fiil
olarak görülmedikleri, tek tek ölmelerinin kullanımı tek bir yerde göz ardı
anlam kazandığı an’ dadır. ‘ ölümün iri edilmekteydi. Bu sahnede eylemi gerçekleş-
bronz kısrakları dünyayı sarstı.... onları kana tirenler de tümceye katılmışlardır. Ancak bu
buladı ..... gümbürtünün şiddeti her bir tümcenin gerçekten etken yapıda olup
delikanlıyı ayırdı..... yere serdi.’ olmadığı tartışma konusu yaratacak kadar
çelişkili görünmektedir çünkü ölümü yaratan
Eylemlerin anlambilim düzeyinde
iri bronz kısraklardır. Her bir delikanlıyı
incelenmesi de şairin edilgen fiilleri tercih
birbirinden ayırıp yere seren ise gümbür-
etmesindeki gerekçeyi aydınlatabilir.
tünün şiddetidir. Böylesi özneler söz konusu
Örneğin ilk dörtlükte yer alan vahşi gövdeler
olduklarında sözcük anlamları dışına çıkıp
‘nakledilme’ ile ortadan kaldırılırken, ikinci
yan anlamları ile düşünmek yerinde
dörtlükte adı geçen ‘onlar’ devletin yeşili
olacaktır. Leech, (1970: 158) yüzey anlamda
içine taşınmışlardır. Nakletme eyleminin
bir gariplik bulduğumuzda mantıklı bir
söylemeye çalıştığı özensizlik taşınma söz
açıklamaya ulaşmak adına derin anlamı
konusu olduğunda farklı bir boyut
yakalamaya çalışmayı önerir. Buradaki
kazanıyor. Üstelik ‘gömülme’, ‘bırakılma’
şaşırtan yapı ‘ölüm’ ve ‘gümbürtü’nün soyut
gibi seçenekler de düşünülebilirdi. Ancak,
olmalarına karşın, bronz kısrakların ölüme
bu eylemin taşıdığı şefkat duygusu mutlak
ait olmasından ve gümbürtünün de
diğer ikisinden fazla olacaktır. Biliyoruz ki;
vahşetinin olmasından bahsedilmektedir. Bu
bir nesneyi geçici olarak değil ama ancak
sözcüklerin göndermelerinin metin dışından
kalıcı olarak sahip olduğu konuma
aranacak olması bizi dördüncü adım’a yani
yerleştiririz ve bir daha da yerleştirilmiş bu
Göstergebilimsel bir çalışmaya sevk
nesneyi alıp taşımayı düşünmeyiz. Bu
edecektir.
gençler de, ait oldukları mezarda yerleşik
düzende ve daimi kalacaklardır. DÖRDÜNCÜ ADIM
Bu iki eyleme göre fazlasıyla trajik görüneni Yazınsal Göstergebilimin savunduğu şey bir
‘harcanmış’ olmalarıdır. Harcanmış olmaları yazınsal metnin gerçekliğine ulaşabilmek
onların yaptığı savaşın gerekçesini “hiç”e için ikinci bir düzey’den, yapıtın kültür-
indirger. Şairin savaş hakkındaki gerçek bağıntılı düzeyinden haberdar olmamızdır.
duygu ve düşüncelerini açığa çıkarır. Bu konudaki bilgimiz öğretilmeden de
Savaşan gençler özellikle kahramanca oluşmuş olabilir; sonradan bize dikte
sıfatlardan yoksun bırakılmışlardır. Ölen ettirilecek de olabilir. Hawkes, (1977: 131)
askerler birey olarak bile gösterilmemişlerdir bu ikinci düzey’in toplum tarafından imgeler
ki! Topluca savaşa gönderilmişler, daha ve inançlarla oluşturulmuş olduğundan,
96 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
Yrd. Doç. Dr. N. Sibel GÜZEL

amacının da kendi var oluşunu kurmak ve vatanseverliği canlandırabilir. Yine


sağlama almak olduğundan bahseder. tümcenin yapısından her bireyin içinde
böylesi bir potansiyelin bulunduğu ifade
Elimizdeki şiir için ‘kısrak’ sorunlu
edilmektedir. Ancak birey uyanışın
görünmekte ve ölüme ait olmaları daha
potansiyel tehlikelerini tanıdığı için onu
ayrıntılı bir sözcük analizi gerektirmekteydi.
edilgen tutmaya, uyutmaya çabalamaktadır.
Mitoloji sözlüğünde şöyle bir tanıma Peki bu canavar neye gönderme yapmış
rastlıyoruz : olabilir ki? Yanıtını modern psikolojik
“Diomedes’in Kısrakları : Diomedes yorumlarda örneğin ‘gereksinim’, ’talep’ ve
Thrace’deki Bistones Kralıydı. Tanrı Ares ‘arzu’ kavramlarını yeniden yorumlayan
ile yarı tanrı Cyrene’nin oğluydu. Lacan görüşlerinde bulabiliriz. Lacan tüm bu
Diomedes’in insan eti ile beslediği son kavramları , gereksinimi de, arzuyu da talebi
derece vahşi bir kısrak sürüsü vardı. de çok yıkıcı olarak niteler. Lacan’a göre
Özellikle de yolları üzerine çıkan masum ‘arzu’ kişiyi huzursuz eden ve onu eylem
gezginleri kurban seçerlerdi.Bu kısrakları yapmaya sevk eden bir duygudur. Eylem
Argos’a geri getirmek Heracles’e sekizinci gerçekleştirilerek arzular karşılanacaktır gibi
görev olarak verildi. Bu esnada Diomedes görünse de arzu’nun doyurulması ancak bir
öldürüldü, kısraklar eski sahiplerini de olumsuzlama eylemi ile gerçekleşir (Sarup,
yediler ve böylece evcilleşmiş oldular. Ancak 1993: 17). Örneğin bizim şiirimize dönersek
bu olaydan sonra Heracles’e itaat edip sahte vatanseverlik duygularına boyun eğen
onunla Argos’a gidebildiler” (Rezai, 1995: insan içindeki canavarın arzusunu yerine
180). getirmeye çalışacak, ancak bunu karşılığında
bir şeyleri mahvederek başarabilecektir.
Bu tanımda dikkatimizi çekecek iki unsur Mahvettiği ise, hem kendi doğası, hem
bulunmaktadır. Birincisi, kısraklar önceleri diğerleri olacaktır. Bu da Lacan’ın anlattığı
masum insanlara ölüm getirmekte ancak olumsuzlama eylemini karşılamaktadır.
daha sonra evcilleşmeleri için kendi sahibini ‘Arzu’ insana yakışır bir şey de olabilir
de ortadan kaldırmaları gerekmektedir. Aynı kuşkusuz, ancak bu durumda arzu’ nun
şey savaşlar için de geçerli değil midir? bizim bedenimiz dışında kalması
Kısrak ve ölüm arasındaki bağıntı ancak karşımızdaki bedenin arzusunu paylaşmamız
böylesi bir bilgiyi edinmemizden sonra gerekecektir. Bu da ancak bireyin kendi
açıklık kazanmaktadır. Kısrak için içinden gelen güdüleri basılaması ile
eğretileme kullanılmış olması bizi tekrar gerçekleşebilir. Bu şekilde birey kendini
ölüm sahnesine ve kıyaslama dilinin gerçek eğitir ve içindeki ‘yaradılış’ özelliğinden,
nesnelerini bulmaya götürüyor. Burada kendi doğasının isteklerinden kurtulur.
ölümü yaratan nesneler savaş meydanında Şiirimize dönecek olursak, diğerlerinin
kullanılan metal tank ve tüfekler olsa gerek. yaşama haklarını ve arzularını tanımak
Öncelikle renkleri bronz ve iriler. Bu ölüm demek, öldürme eyleminden sonsuza dek
makineleri öylesine güçlü ve etkililer ki vazgeçmek demektir. Ancak böylelikle
savaş meydanında toplu ölümler içimizdeki iyi duygular öldürme duygusunu
yaratıyorlar. alt edebilir.
Diğer bir dil oyununu da altıncı dörtlük’te Göstergebilim olarak şiirimize bize vermeyi
kaydetmiştik. ‘İçimizde arzular uyandıran o istediği göstergeler yönüyle de bakabiliriz.
canavar, yürürken elinde sancaklar’ Bu Örneğin renk kullanımı dikkat çekecek
dizelerden anlaşılan odur ki içimizde hem gibidir. Sessizlik ‘beyaz’ iken, çiftçiler
sahte hem de tehlikeli duygular hazır ‘mavi’ ile tanımlanmışlardır. Bu iki renk,
bulunmaktadır. Bu duygular, arzular söylediğinin ötesinde bir anlam da ifade
uyandırıldıklarında ise elinde sancaklarla edebilir. Bordo şarabının kırmızısını da
bizi kışkırtabilir ve tehlikeli, istenmeyen bir katarak düşündüğümüzde bu üç renk
97 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98
İngiliz Dili Ve Edebiyatı Öğretiminde Yazınsal Metinleri İncelerken Biçembilim’in Katkısı

kolaylıkla Amerikan bayrağı ile de Fransız öğrencileri ve hem de İngiliz Edebiyatını


Bayrağı ile de özdeşleşebilir. Şairin Eğitim Fakültesi ders içeriği içinde alan
milliyetinin Amerikan, bulunduğu yerin ise öğrenciler için üzerinde durulacak noktalar
Fransa olduğunu biliyoruz. Yine bu iki vardır. Filoloji öğrencilerinin şiirde söz
devletin İkinci Dünya Savaşında müttefik sanatlarını bulmak gibi otomatik
olduklarını ve aynı ideal için savaştığını oluşturdukları bir tepki de olacaktır. Büyük
biliyoruz. O halde yorumumuz bu sakin olasılıkla onlar, şu ana dek yapılan
Fransız kumsalında Amerikan bayrağının irdelemeyi yetersiz bularak yapısal, ses, ve
şairin duygularına paralel olarak anlam düzeyinde sanatlarla da (aykırılık,
dalgalandırıldığını ve barış ile ulusların ölçü, dizem, uyak gibi) uğraşacaklardır.
kardeşliğini çağrıştırdığını söyleyebiliriz. Ancak metnin dili düzeyinde de kalsa,
YORUM böylesi bir biçembilim çalışması da şiirin
bize sunmaya çalıştığı farklı düzeylerdeki
Özetlemek gerekirse, Edebiyat Kanonu
dolaylı anlatımlarla, şiirin öte-dilinden
içinde yer almasa bile görünürde anlamının
bizleri haberdar etmekte ve öğrenciye de
çok yalın ve açık olduğu böylesi bir şiirde
doğru bir yöntem öğretmektedir.
bile, hem İngiliz Dili ve Edebiyatı
KAYNAKÇA
Carter, R and Long, N. (1991). Teaching Literature. London: Longman
Gordon, E. J. (1973). Writing About Imaginary Literature. New York: Hartcourt Brace Jovanovich,
Inc.
Hawkes, T. (1992). Structuralism & Semiotics. London: Routledge
Leech, G.N. (1970). A Linguistic Guide to English Poetry. London and Harlow:
Longman Group Ltd.
Moody, H.L.B. (1977). The Teaching of Literature with Special Reference to
Developing Countries. Hong Kong: Longman Group Ltd.
Noll, B. (1962). The Center of the Circle (Lunch On Omaha Beach). New York:
Hartcourt Brace Jovanovich Inc.
Rezai, A. A. (1995). Dictionary of Allusions. Tehran: Tabriz University Publications
Sarup, M. (1993). An Introductory Guide to Post-Structuralism and Post
Modernism Athens: The University of Georgia Press.
Simpson, P. (1992). Language Through Literature. London and New York:
Routledge
Widdowson , H.G. (1975). Stylistics and the Teaching of Literature. Essex:
Longman

98 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 89-98

You might also like