Professional Documents
Culture Documents
Yaygın Deyimler
Yaygın Deyimler
Yaygın Deyimler
Bu İngilizce deyimler ABD'de günlük konuşmalarda son derece yaygındır. Bu deyimleri filmlerde ve
dizilerde duyabilirsiniz ve İngilizce'nizin kulağa daha doğal gelmesi için kullanabilirsiniz.
A blessing in disguise başta kötü gibi görünen iyi bir şey cümle
içerisinde
Beat around the bush Lafı dolandırmak, genelde nahoş olduğundan dolayı cümle
içerisinde
Better late than never Bir şeyi hiç yapmamaktansa geç yapmak daha iyi tek başına
Bite the bullet Kaçınılmaz olduğundan dolayı bir şeyi kabullenme cümle
içerisinde
Get something out of Yapmak istediğiniz bir şeyi yapıp aklınızdan çıkarmak cümle
your system içerisinde
Get your act together Daha iyi çalış veya terk et tek başına
Let someone off the Birini bir şeyden artık sorumlu tutmamak cümle
hook içerisinde
Time flies when you're Eğlenirken zamanın nasıl geçtiğini farketmiyorsun tek başına
having fun
We'll cross that bridge Şu anda sorun hakkında konuşmayalım tek başına
when we come to it
Bu İngilizce deyimler ABD'de düzenli olarak kullanılırlar. Her gün duymayabilirsiniz, fakat ana dili
İngilizce olan kişiler tarafından bilinirler. İçerik uygun olduğunda kullanmaktan çekinmeyin.
Deyim Anlamı
A bird in the hand is worth two in Sahip olduğun şey daha sonra sahip olacağın şeyden
the bush
daha değerlidir
Actions speak louder than words İnsanların söylediklerine değil yaptıklarına inan
Barking up the wrong tree Hatalı olmak, çözüm için yanlış yere bakmak
Birds of a feather flock together Birbirine benzeyen insanlar genelde arkadaş olur
Bite off more than you can chew Halledebileceğinden daha fazlası ile uğraşmak
Don't cry over spilt milk Düzeltilemeyecek bir için yakınmanın faydası yok.
Don't put all your eggs in one basket Yaptığın şey çok riskli
Every cloud has a silver lining Her işte bir hayır vardır
Get a taste of your own medicine Başkalarına davrandığın gibi sana davranılsın (olumsuz)
He has bigger fish to fry Şu anda konuştuğumuz şeyden daha önemli işleri var
Kill two birds with one stone Bir taşla iki kuş vurmak
Let the cat out of the bag Bir sırrı ortaya çıkarmak
Slow and steady wins the race İstikrar hızdan daha önemlidir
The best thing since sliced bread Çok güzel bir icat
The devil is in the details Uzaktan hoş gelir, ama yakından bakınca, sorunları vardır
The early bird gets the worm Erken kalkan yol alır
There are other fish in the sea Bir fırsatı kaçırmak sorun değil. Başka fırsatlar doğar.
There's a method to his madness Deli gibi görünüyor ama aslında akıllı
You can't have your cake and eat it Her şeyi elde edemezsin
too
You can't judge a book by its cover Bu kişi veya şey kötü gibi görünebilir ama aslında özünde iyi
Bu İngilizce deyimler ve atasözleri ana dili İngilizce olan kişiler tarafından iyi bilinirler ve kolayca
anlaşılırlar, fakat günlük konuşmada pek sık kullanılmazlar. Daha yaygın deyimlere hakim değilseniz,
oradan başlamak daha iyi olur, fakat aşina olduysanız, aşağıdaki deyimler İngilizce'nize daha da renk
katacaktır.
Deyim Anlamı
A little learning is a dangerous thing Bir şeyi tamamen anlamayan insanlar tehlikelidir
An apple a day keeps the doctor away Elma yemek sizin için iyidir
Every dog has his day Herkesin şanslı bir günü vardır
Hear something straight from the horse's mouth Bir şeyi o şey ile ilişkili kişiden duymak
It is a poor workman who blames his tools Bir işi beceremiyorsan diğerlerini suçlama
Jump on the bandwagon Bir trendi takip et, herkesin yaptığını yap
Know which way the wind is blowing Durumu kavra (genellikle olumsuz)
Once bitten, twice shy Önceden zarar veren bir şeyden çekinme
Out of the frying pan and into the fire Kötü bir durum daha da kötüye gidiyor
The pot calling the kettle black Tencere dibin kara seninki benden kara
Those who live in glass houses shouldn't throw Ahlaken şüphe oluşturan kişiler başkalarını
stones
eleştirmemelidir
You can catch more flies with honey than you Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
can with vinegar
You can lead a horse to water, but you can't Zorla güzellik olmaz
make him drink
You can't make an omelet without breaking Bir şeyi yapmanın her zaman bir bedeli vardır
some eggs