Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 14

1919-1923 Dönemi

Türk Milliyetçilikleri
EREN DENİZ (TOL) GÖKTÜRK

ü rk iye tarih in in en m uğlak d ö ­

T
başlık olarak incelendiğinde, Mustafa Ke­
nemlerinden biri olan 1 9 1 9 -1 9 2 3 mal’in önderliğinde ortaya çıkan Türk
arası yıllar, Cumhur iye t’in oluşu­ milliyetçiliği çizgisinin dönemin başlan­
munun iç ve dış koşullar çerçevesinde ir­ gıcından sonuna kadar aynı tutumu sür­
delenebilmesi için çeşitli boyutlarıyla in­ dürmediği, ortaya çıkan yeni koşullar ve
celenmesi gereken bir süreçtir. Dönemin konjonktürel değişim lere bağlı olarak
belirgin, öne çıkan ve giderek de yaşam farklılaştığı gözlemlenmektedir. Bunun
bulan temel şian olan "vatanın yabancı yam sıra çizgi farklılaşması açısından ir­
işgallerden kurtulması" hedefi, bu süre­ delenmesi gereken diğer önemli bir olgu
cin başlangıçta dağınık ve çok bileşenli, da Büyük Millet Meclisi içersinde vardan
birden fazla merkezli birçok politikasını muhalefet ve bu muhalefetin ikinci Grup
etkilemiş ve giderek hem yapıyı tek mer­ olarak örgütlenmesidir. Bu örgütlenme,
keze indirmiş hem de bu politikaları bi­ BM M’d e simgeleşen Türk milliyetçiliği­
çimlendirmiştir. Bu temel hedef çerçeve­ nin kendisini hem içeride, içerideki “öte­
sin d e top lan an B üyük M illet M eclisi kine” karşı, hem de dışarıda homojen bir
(BMM) giderek kendisini yegâne örgüt­ biçimde ifade etmediğinin göstergesi ol­
lenme odağı olarak kabul ettirirken, Mec­ maktadır.
lis içinde ise Mustafa Kemal'in önderliği­ Kaldı ki, özellikle sürecin ilk yıllarında
nin belirleyici konumu da giderek güç etkinliğini sürdüren ve hissettiren, Anka­
kazanmıştır, Böylesi bir süreç Türk Milli­ ra ve BMM dışında kalan, İstanbul Hükü­
yetçiliği açısından ele alındığında, "işgal­ m etleri, İstanbul Meclis i Mebusanı ile
den kurtulma" hedefinin kendisinin kaçı­ yerellerde ortaya çıkan Kuvayı Milliye ve
nılmaz bir biçimde milliyetçi bir içeriğe Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin ve mil­
sahip olmasının ötesinde 1923’t en itiba­ liyetçiliği farklı yorumlayan diğer cemiyet
ren ortaya konan ulus devlet yapısı ve ve partilerin de bu değerlendirme de yer­
Mustafa Kemal çizgisi, Türk milliyetçili­ lerini alması gerekmektedir.
ğinin anlamı, kapsamı ve hedefleri açısın­ Ancak ortak bir nokta olarak, bu dö­
dan homojen bir durumun varsayılması- nemde kendini milliyetçi olarak tanımla-
na gerekçe olmuştur denilebilir. yan/tammlanan akımların hemen hepsi­
Oysa, bu süreç, resmî tarih dışında de­ nin Osmanlı modernleşme sürecinin ve
ğerlendirildiğinde ve "vatanın yabancı iş­ bu sürecin ortaya çıkarttığı siyasî/ideolo-
gallerden kurtulması" hedefinden ayrı bir jik çelişkilerin mirasçısı olduğunu belirt-
M_________ I_________ L_________ L_________ I Y_________ E_________ T_________ Ç_________ I_________ L_________ I_________ jt

mek gerekir Bu miras, ekonomik, top­ milliyetçiliğinin, aynı zamanda çok parçalı
lumsal ve siyasal yapısında birtakım yeni ve zaman zaman çelişen öğeler de sunma­
düzenlemelere zorunlu kılınan Osmanlı sının da gerekçesi olmuştur denilebilir.
İmparatorluğunun dünya ölçeğinde yayı­ 19Ö8’de monarşinin tekrar kurulması
lan kapitalist sisteme entegrasyon süreci­ ile imparatorluğu çökmekten koruyacak
nin bir ürünüdür. Böylece, bir yandan yolların bulunması hedefiyle modernleş­
Osmanlı’ııın kapitalist sisteme ve siyasal me yanlılarının iktidara gelişi söz konu­
bağlamda Avrupa devlet sistemine bir ya­ sudur, Ancak bu iktidar, bir yandan padi­
rı sömürge biçiminde katılması sağlanır­ şahlık-halifelik makamının iktidarının sı­
ken, öte yandan aynı zamanda modern­ nırlarının daraltılması için sürdürülen ça­
leşme sürecinin de önünü açan koşullar baları diğer yandan ise imparatorluğun
da hazırlanmıştır. Bir başka ifadeyle Os­ korunmasına yönelik hedefleri İçermekte
manlI devlet sisteminin özerk yapısının, olup, doğrudan bir Türk milliyetçiliğine
“devlet düzeni” işlemeye devam ettiği sü- sahip çıkışın somut koşullan yoktur. Öte
104 rece, OsmanlI'nın dünya kapitalist siste­ yandan, modernleşmenin kurucu bir un­
mine bir yan-sömürge olarak entegre ol­ suru olarak milliyetçiliğin yaşama geçiri­
ma sürecini engellemesi söz konusu ol­ lebilmesi zaten ancak halifelik kurumu-
madığı gibi, bu sürece göre kendini sa­ nun ortadan kaldırılması ve laikliğin dev­
vunması ya da yeniden tanımlaması da let ile vatandaş arasında ilişki kuran ve
olanaklı olm am ıştır (Kazancıgil, 1981: devletin meşruluğunu sağlayan bir daya­
4 1 ). Bu gelişme, imparatorluğun korun­ nak olarak ortaya çıkmasıyla olanaklıdır.
ması ve kurtarılırı asına farklı çözüm ara­ Bu koşullar ise şeriatın yanı sıra pozitif
yışları ve yorumlar getiren ve uzunca bir bilgiyi ve bilimi meşruiyet öğeleri olarak
dönemi kapsayan çeşitli hareketlerin - sunan ittihat ve Terakki iktidarı İçin yok­
Osmanlıcılık, Pantürkİzm, Panislâmizm tur. Bu durum daha sonraki süreçte bü­
ya da Jöntürkler, Tanzimat, I. ve II. Meş­ yük ölçüde İttihat ve Terakki iktidarının
rutiyet ve İttihat ve Terakki Partisi- so­ iradesi ve belirleyiciliği dışında gelişen
nunda oluşmuş ye fiili olarak imparator­ koşullar içinde değişmiş ve sonraki milli­
luğun dağıl dıgı/çöktüğü bir dönüm nok­ yetçi yaklaşımlar için zemin hazırlamış­
tasına gelinmiştir. tır. Özellikle Birinci Dünya Savaşı’nda
Bu çerçevede değerlendirildiğinde ise, Arap milliyetçiliğinin takındığı tutum ve
Mustafa Kemal liderliğine kadar uzanan Kafkasların Bolşevikleşmesi süreçleri bir­
bir süreklilik oluşmaktadır. İstanbul’un iş­ leştirildiğinde Panislâmizm ya da Pantu­
galine kadar geçen sürecin İstanbul hükü­ ranizmin gerçekleşebileceği mekân ya da
metleri, Kuvayı Milliye hareketleri ve hat­ koşullar ortadan kalkmıştır. Bu gelişme
ta “modernizm karşıtlığı” bağlamında Os- Mustafa Kemal liderliğinin İttihat ve Te­
m anlfnın varolan geleneksel yapılan ve rak k in in “aşamadığı/aşmadığı" çelişik
kurumlan, Tanzimat, jöntürkler, Meşruti­ durumdan kurtulmasını sağlamıştır. Bir
yet ve İttihat ve Terakki, Osmanlı m o­ başka ifadeyle, O sm anlı İm p arato rlu ­
dernleşme sürecinin bir parçası olmakta­ ğumun varlığım sürdürm ek için hem
dır. Ancak, bunlann arasından özellikle “Batılılaşma" ve “modernleşme” hem de
İttihat ve Terakki ideolojik/siyasal mirası “Batı uygarhğma” karşı kendini savunma
nedeni ile Önem kazanmakta olup, kendi­ çabalarının gerekçeleri ortadan kalkmış­
sinden sonraki dönemin Türk milliyetçi­ tır. Böylece, 1919-1923 dönemi, aynı za­
liklerinin dayanacağı temelleri tanımla­ manda patri a rkal-g elen eksel devlet siste­
mıştır. Ele aldığımız dönem açısından bu minin 20. yüzyıl uluslararası sistemine ve
miras, yukarda tanımlandığı gibi Türk dünya kapitalist sistemine uygun bİT tno-
1 9 1 9 - 1 9 2 3 D Ö N E M i T Ü R K M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K L E R I

dem-ulus-devlet kurulması çabalarının ce kurdurulmuş, daha sonra çeşitli Os-


da sonuçlandırıldıgı bir dönem olmuştur. ıııanlı devlet adamları tarafından destek­
Ancak, süreç, lam da bu nedenle Türk lenmiştir. Doğu Trakya'nın işgal edilmesi
milliyetçiliğinin dayanaklarına ilişkin ke­ söz konusu olduğunda bağımsızlık ilan
sin tanımların yapılmadığı va da koşullar etmeyi hedeflemiş olan bu örgütlenmeye,
gereğince İslâmiyet ve padişahlık/halifc- Erzurum Kongresi toplanmadan hemen
lik kuramlarıyla kuramsal düzeyde bile önce Mustafa Kemal birlik oluşturmak
ilişkinin ayrıştınlamadığı bir dönemdir. üzere, çağrı yapmıştır (Selek, S., 1987:
Mirasçısı olduğu siyasî/ideolojik tarihin 100; Nutuk, cilt IH, 1989: 1222).
çelişkilerini de içinde taşımaya devam et­ Bir başka örnek olan ve ilk kez 14 Ka­
miştir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında sım 1918'de Kars’ta toplanan Kars Islâm
yaşanan işgaller bu çelişkiyi “medeniyet­ Şurası ise 18 Ocak 1919'da 131 delegenin
te uluslararasılaşıp, kültürde ulusal kal­ katıldığı son toplantısında 18 maddelik
mak”, kapitalist kalkınma modeli, mo- bir anayasa oluşturmuş ve Cenubugarbi
dernizm. dolayısıyla pozitivizm olarak bi­ Kafkas Hükümeı-i Muvakkate-i Millîyesi 105
çimlendirmiştir. Tüm bunlar, Türk kimli­ (Güney-Batı Kafkas Millî Geçici Hükü­
ği üzerinde yükselme sürecinin ilk aşa­ meti) adıyla bir devlet kurulduğunu ilan
masını oluşturmuştur. etmiştir (Sarıhan. Z., 1982: 39, 56. 106;
Küçük, Y., 2001: 99-100; Yerasimos, S..
BMM ÖNCESİ TÜRK MlI.l.h’El'ÇILlKLüRl 1994:319)4
Yukarda sunulan bu örgütler işgallere
BMM’nin kurulması öncesinde donemin karşı aldıkları kararlarda, koşullarını ta­
önemli bir dinamiği adı gereği millî bir ni­ nımlamak ve hedeflerini belirtmek için
telik taşıyan ve direniş hareketi biçiminde milliyetçi tanımlamalara yer vermişler­
ortaya çıkan Kuvayı Millîye hareketleridir. dir. Balıkesir Kongresi sonunda “Hedef
Bunların, yerel İttihat ve Terakki örgütlen­ ve gaye, vatanı kurtarmaktır" diye kararı­
meleri ile yabancı işgalleri karşısında doğ­ nı belirtirken, metin: “Türk son zerre-i
rudan çıkarları çatışan Müslüman esnaf, hayatını da sarf edecek ve fakat hiçbir ve
toprak sahibi ve köylülerin bileşiminden tehdit karşısında, hiçbir zaman işgalleri
oluştuğu söylenebilir. Bu hareketlerin ilk kabul etm eyecektir” (T ill, 1963: 208)
örneklerinden birisi, düzensiz ordulara sözleriyle bitirilm ektedir. Yine E rz u ­
sahip Batı Anadolu’nun yirmi bir işgal rum'dan bağımsız olarak ve Balıkesir
karşıLı örgülünün bir araya geldiği 26 Koııgresi'nin bir devamı olarak gerçek­
Ağustos îy 19 tarihli Balıkesir toplantısı­ leştirilen Harekatı Millîye ve Reddi ilhak
dır. Bu örgütler llarekat-ı Millîye Komitesi Büyük K on gresi'nin ( 1 6 - 2 5 Ağustos
adı altında bir birlik oluşturmuştur. Aslın­ 1919) sonuç beyannamesinde ise “Hare­
da Hrzuruın Kongresi yle doğrudan bağ­ katı Millîye'nin yegâne gayesinin binbeş-
lamışı olmayan bu örgütlenme, daha son­ yüz seneyi aşan bir zamandan beri Türk
ra Ankara hareketiyle bağlantı kurmada ve Islâm olan sevgili memleketimizden
bir araç olmuştur (TİH, 1963: 207-209; ırkımızın düşmanı bulunan Yunanlıları
Selek, S.. 1987: 246-253: Yerasimos, S., lard’daıı ibaret olduğu” belirtilmektedir
1989: 27). Bir başka örnek olan Trakya ve (TİH, 1963: 210).
Paşaeli Müdafaa-i Osmanlı Komitesi yine Kongrece. General Milne’ye çekilen telg­
Hrzuruın ve Sivas'ta ortaya çıkan direniş rafta ise Yunanlıların İzmir'i işgalinden
hareketinden bağımsız bir örgütlenmedir. sonra “galeyana gelen Türk ve Müslüman
Bu örgüt Talat Paşa tarafından Birinci umumi efkarının |...] meydana getirdikle­
Dünya Savaşımın bitmesinden hemen ön­ ri millî kuvvetin" asıl amacının “Yunanlıla-
M_________ l_________ L_________ L I Y_________ E T Ç_________ I L I_________ K

rın Tür ît topraklarından çıkarılmasından ye Heyeti (Tunaya, T. Z., 1986: 130-151;


ibaret” olduğu belirtilerek, bu tutumun 43 7 -4 4 5 ),3 Kasım 1918’de kurulan Ahali
İtilaf Devlederi’ne karşı bir tavır olarak al­ İktisat Fırkası (Tunaya, T. Z., 1986: 161-
gılanmaması gerektiğinin altı çizilmekte­ 182),4 gibi daha önce görülmemiş sayıda
dir (TIH , 1963: 2 1 2 ). Sivas Müdafaayı parti, demek ve kurullar oluşmuş, kimi
Hukuk Cetniyeti’nden gelen bir telgrafta Türklük temelinde kimi ise Müslüman­
“İzmir Anadolu'nun kalbi ve Müslüman lık temelinde bir milliyetçilik kurgusu
Türk aleminin gözbebeğidir Anadolu oluşturmak gereğini duymuştur (Tunaya,
ve Rumeli'nin bütün Müslüman ve Tür J; 1986: 1 5 0 -1 5 1 ,4 3 7 -4 4 5 ), Bu yaklaşımla­
evlatlarının kalpleri sizinle beraberdir de­ rı gayrimüslimlere karşı alınacak tutumu
niliyord u ” (Ö zalp, 1 9 8 8 : 8 2 ). Balıke­ belirleyen tan imla malan ile de belirgin­
sir'den Sultanahmet mitingi heyetine çeki­ leşmekte, işgallere karşı alınacak tutum
len telgrafta ise “İzmir Anadolu’nun kalbi üzerinden M üslüm anlık tem eli ile bir
ise, İstanbul’da dimağıdır. Onun tabiisi araya getirilen milliyetçi bir çizginin gi­
106 uğrunda Tılrjt bütün mevcudiyetini feda­ derek öne çıkmaya başladığı gözlenmek­
ya amadedir” (Özalp, 1988: 83). tedir. Bunların bazıtan gayrimüslimlere
Tüm bu ifadelerden henüz Türk kimli­ karşı “çoğunluğa sahip oldukları yerler­
ği ile Müslüman kimliğinin aynşunlma- de Ermen ti ere bağımsızlık tanınabilir,"
dıgı, ancak bu kimliklerin örneğin Yunan derken bazıları İse “Türk memleketinde
kimliği karşısında bir ırk olarak tanım­ kalacak olan gayri Türk ekalliyetlerin si­
landığı ve Müslüman kimliğin Türk kim­ y a sî ve m ed en i b ilcü m le h u k u k u n a
liği içersinde algılandığı ya da “İslâm’ı Türklerle" eşit bir biçimde sahip olması
Türkleştirmek" olarak adlandırılabilecek gerektiğini savunmuştur (Tunaya, 1986:
yaklaşımlardan söz edilebilir. 46 0 -6 2 , 334),
Sonuçta Mondros Ateşkesinden hemen Bunun yanı sıra, işgal edilen bölgelerin
sonra İşgal edilen ya da gayrimüslimlere ahalisinden olmakla birlikte İstanbul’da
verilmesi beklenilen bölgelerde Müslü- yaşayan ileri gelenlerinin oluşturduğu,
manlık-Türfeîilk temelinde-, o bölgenin işgallere karşı d uran ve o b ölgelerin
ekonomik olarak ileri gelenlerinin des­ Türklerde kalması gerektiğini savunan
teklediği ve yerel İttihat ve Terakki örgüt­ örgütler kurulmuştur (Sanhan, 1982: 45,
lerinin içinde olduğu küçük boyutlu dire­ 4 8 , 7 8 ).5
niş merkezleri onaya çıkmıştır. 19 19 -1 9 2 3 arası Türk milliyetçilikleri
değerlendirmesi yapılırken karşılaşılan
İSTANBUL HÜKÜMETLERİ VE bir başka çetrefilli durum ateşkes ile ve
____________ m il l iy e t ç il ik ____________ BMM’nin kuruluşuna kadar geçen süreçte
kurulan İstanbul hükümetleri ve Osmanlı
Yerellerdeki bu direnişlere koşut olarak siyasal kurumlan ile ilgilidir. Resmî tarih
asıl olarak İstanbul’da “milliyetçi" bazı yazımına göre bu dönem İstanbul hükü­
örgüt, parti ve cemiyetler ateşkesten he­ metleri ve Osmanlı siyasal kurumlan der­
men sonra hızla kurulmuştur. Bu örgüt­ hal “teslimiyetçi ve İşbirlikçi” bir tutum
leri bir çatı altında toplayarak bir direniş sergilemişlerdir. Oysa, Erzurum ve Sivas
m erkezi o lu ştu ru lm ay a çalışan Millî kongreleri ile bir araya getirilmeye çalışı­
Kongre,2 Trakya ve Anadolu’nun etnik larak örgütlenen direniş hareketinin için­
bakımdan Türk çoğunluğa sahip olduğu­ de de yer alan, işgal altında olmayan böl­
nun altım çizerek, bu bölgelerin Türkler- gelerde bulunan ve halen Osmanlı Kolor­
de kalması gerektiğini iddia etmiştir. Bu­ du Komutanı sıfanyla iş başında bulunan
nun yanı sıra İstanbul’da Vahdet-i Millî­ bazı komutanların da yer aldığı Heyeti
1 9 1 9 - 1 9 2 3 D Ö N E M İ T Ü R K M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K L E R İ

Temsiiiye’nin İstanbul ve İstanbul hükü­ bu topraklar üzerinde yaşayan 3 0 0 mil­


metleri ile bir biçimde ilişkisi sürmeye yon Müslümanın “yüksek çıkarlarının"
devam etmiştir. Hatta, İngiliz İstihbarat olduğunu belirtmesi söz konusudur. An­
Servisi raporlarının birçoğunda Anado­ cak, bu tutumu Akşin’in tanımladığı gibi
lu’da ortaya çıkan “ulusal direniş hareke­ yalnızca “tipik bir Osmanlı duyarsızlığı"
tinin" dönem dönem Savaş Bakanlığı ta­ ya da "bilgisizlik" olarak açıklamak zor­
rafından desteklendiği ve hatta bir ölçüde dur (Akşin, 1953: 3 9 6 -3 9 9 , 45).
"oradan örgütlendiği" iddia edilm iştir Bu tutum, imparatorluğun nasıl koru­
(FO 37 1 /4 1 5 7 , 4 1 5 8 , 4161, 1919; DBFP, nacağına dair tartışmalar içinde 1908’den
cilt. IV, 19 2 0 ).6 Bunun yanı sıra işgal edi­ sonra açık bir biçimde ortaya çıkan, rmı-
len alanlar ile ateşkes koşullan kapsamın­ hafazakâr-lslâmcılar ve yenilikçiler ayrış­
da yer almamakla birlikte 7. maddeye da­ ması ve bu ayrışmanın üzerinde temelle­
yanılarak İngiliz Yüksek Korniş erli gi’n in nen siyasî mücadele içerisinde de değer­
işgal etmek istediği alanlardan, Osmanh lendirilmelidir. Çünkü, Osmanlı Impara-
ordularının çekilmesi isteklerine karşı, torluğu’nun zayıflamasını İslâmî değerler- 107
söz konusu bölgelerdeki ordu komutan­ den uzaklaşılması ile açıklayan muhafa-
ları, ateşkes hükümlerine aykırılık gerek­ zakar-lslâmcılar ya da geleneksel Osmanlı
çesiyle direnmiştir, devlet eliti, halife-padişahın varolan ko­
Sina Akşin’in bu dönem İstanbul Hü­ numundan da yararlanarak, Osmanlı dev­
kümetlerine İlişkin “milliyetçi" ve aynı let sistemi içerisinde iktidarlarını yeniden
zamanda “ılımlı ittihatçı” “ittihat ve Te­ sağlama ve koruma çabasındadır. Ulusla­
rakki'nin Artçı Kabinesi"; “ittihat ve Te- rarası platformlarda Osmanlı adına sergi­
rakki’nin silindiği/sindirildiği ve Hürriyet lenen bu tutumu, içteki iktidar mücadele­
ve İtilafın zayıf olduğu göz önünde bu­ sinin başarısız bir yansıması olarak ta­
lundurulursa iktidarın doğal adayının nımlamak daha doğru bir yaklaşım olarak
muhalefetten çok saray olduğu”; "Sara­ gözükmektedir. Bu dönem, Osmanlı dev­
yın Ilımlı Adamının İlk Kabinesi"; "Hür­ let sistemi içerisinde, toplumsal/siyasal
riyet ve İtilafçılardan oluşan bir Hükü­ konumların ve gücün, padişah-hatife ile
m et”; “Ulusal Karma Hükümet Görünüş­ geleneksel Osmanlı toplumsal katmanları
lü Bir Vükela Heyeti"; ve “Par t il e rüştü lehine ve doğal olarak "yenilikçi" güçler
Bir Hükümet” tanımlamaları son derece aleyhine yeniden tanımlanmaya çalışıldı­
çarpıcıdır (Akşin, 1 9 8 3 ). Türkiye tarihi ğı, siyasî rejimin biçimine İlişkin mücade­
yazınında Vahdettin ile birlikte anti-mil- lenin son aşaması olarak nitelenmelidir.
liyetçi ve “işbirlikçi" ya da “hain" tanım­ Öte yandan, bu mücadelenin diğer ta­
lamaları atfedilen Damat Ferit’in çeşitli rafını oluşturan, yenileşmenin gerçekleş­
konulardaki tutumu hakkında bilgi ve­ tirilmesi, millî bîr Türk kültürü oluştu­
ren Akşin, örneğin Ayan Meclisi’nin 19 rulması ve “Türk millî özelliklerine göre
Ekim 1918’de yaptığı toplantıda Wilson düzenlenmiş ve Türklerin hâkim durum­
Prensiplerinin kabulünü eleştirdiğini ve da oldukları m erkeziyetçi bir Osmanlı
Osmanlı toprak bütünlüğünü koruyabil­ Devleti meydana getirme” (Karpat, 1996:
mek hedefinin tehlikeye girdiği tanımım 4 4 ) hedeflerini tanımlayan modernizm
yaptığını belirtmektedir. Yine Akşin'e gö­ yanlısı güçlerin hem iktidar içerisindeki
re Paris Barış Konferansında Damat Fe­ yerlerinin hem de ideolojik/siyasal tu­
rit’in işgallerin son bulmasını istemesi, tumlarının belirlenmesi önemlidir. Bu he­
savaş öncesi topraklar içerisinde Türk ol­ deflere ulaşmak için, Osmanlı toprakla­
mayan Osmanlı milliyetleri için “özerk rında varolan gayrimüslim ve Türk olma­
gelişme fırsatı” tanınmasını istemesi ve yan milliyetlere karşı dışlayıcı ve baskıcı
M_________ I_________ L L_________ I_________ Y E_________ T_________Ç_________ I_________ L_________ I_________ K

bir tavır sergileme; 1913 Müslüman boy­ ilişkin ikircikli duruşudur. Bir yandan
kotu; 1914 (İttihat ve Terakkinin) tek ta­ ulema ve dinî mahkemeleri devlet deneti­
raflı olarak kapitülasyonları kaldırma ka­ mi altına sokan, m edreselerin dışında
ran; 1913 Teşvik-i Sanayi Kanunu ve ka­ Maarif Nezareti denetimi altında eğitim
nunu tamamlayan 1916 yerli sanayiinin kurumlan açan ve Medeni Kanun’da de­
korunmasına yönelik gümrük rejiminin ğişiklikler yapan ve tüm bu eylemleriyle
uygulaması; “millî sermaye" ile oluşturu­ laikliğe yönelik reformlar gerçekleştiren
lacak olup Osmanlı Bankası’mn yerini al­ İttihat ve Terakki yönetimi yaptığı hu re­
ması beklenilen “ltıbar-ı Millî Bankası" formların tümünü şeriatı referans göste­
(Çavdar, 1984: 1055; Toprak, 1995: 109- rerek gerçekleştirmiştir (Tunaya, 1989:
111) kurulması; Medeni Kanun’da yapı­ 3 0 8 -3 1 0 ), İttihat ve Terakki “millî” ve
lan değişiklikler vb. politikalar sürdürül­ “dinî’’ olma ikiliğini İslâm mecmuası ara­
müştür. Tüm bu politikaların Osmanlı si­ cılığıyla Islâm’ı yeniden yorumlayarak ve
yasal sistemi içerisinde geleneksel güç “Batılılaşmadan farklı bir modernleşme”
108 odaklarının kazanılmış hak ve çıkarlarını (Arai, 1992: 143) yolu ile aşmaya çalış­
zedeleyen ve onları iktidar mekanizması­ mıştır. Bu nedenle yenilikçilerin ideolojisi
nın dışına iten, aynı zamanda yenilikçi olarak tanımlanan Türk milliyetçiliği Os­
güçlerin toplum sal-ekonom ık zeminini manlılık, Panturanizm, Islâm ve laiklik­
güçlendirmeye yönelik bir hedefe odak­ ten referanslar alan heterojen bir yapı
landığı gözden kaçırılmamalıdır. “Eski” üzerinde yükselmiştir. Bu belirsizlik hem
ile “yeni" arasındaki bu çatışmanın tari­ İstanbul hüküm e ilerinde hem de BMM’de
hin diğer örneklerinde görülebileceği gibi “vatanın ve milletin kurtuluşu” hedefiyle
salt ideolojik/siyasal düşünce bağlamında sınırlandırılmış olarak kopnşa/dönüşüme
değil, her değişim ve dönüşümde var olan kadar sürmüştür.
iktidar mücadelesi içerisinde değerlendi­ Belirsizliği pekiştiren bir başka öğe de
rilmesi gerekmektedir. Osmanlı dönemi “Türk milliyetçilerinin”
Bu iktidar mücadelesi “Türk Milliyetçi­ Osmanlı devlet sistemi içerisindeki ko­
liği” açısından da önemlidir. Çünkü, ide­ numlandır. "Devletin varlığını sürdürme"
olojik düzeyde, yenilikçilerin hem Os­ hedefi maddi temelleri olmaksızın tartışı­
m a n lI Devleri’nin varlığım sürdürme he­ labilecek bir nokta değildir. Nitekim, ko­
defi hem de bu devletin meşruluğunu puşu n/d önü şümün orta-ûst düzey askeri
sağlayan İslâmiyet’e karşı yeni bir ideoloji ve sivil bürokrasi önderliğinde, büyük
tanımlanma çabaları birlikte gelişmiştir. toprak sahipleri, eşraf ittifakıyla gerçek­
Böylece, ideolojik olarak en önemli ö r­ leştirmiş olması bu anlamda önemlidir.
nekleri Ziya Gökalp ya da Yusuf Akçu- Geleneksel toplumsal ekonomik sistemin
ra ’da görülen T ürk m illiyetçiliği; “ İs­ sürdürülmesinden çıkarları olmayan as­
lâm'ın Türkleştirilm esi” , “Osmanlılığın kerler ve işgalcilerin yanında yer alan
Türkleşmesi” ya da “ırk temeline dayalı gayrimüslimlerin, kendilerinin varolan
siyasal bir Türk milliyeti" tanımlamaları hak ve çıkarlarının aleyhinde gelişme sağ­
ile biçim lenm iştir. Ancak, M üslüm an, lama olasılığına direnmek gereği duyan
T ürk ve Osmanlılık kimlikleri devletin büyük toprak sahipleri ve eşraf, Müslü­
varlığını sürdürmesi potasında bir araya manlık temelinde bir araya gelmiştir, İs­
getirilmeye çalışılmıştır (Gökalp, 1959: tanbul’un resmen işgali ile İttihat ve Te­
286-290; Georgeon, 1986: 39), rakkinin, Osmanlı devlet sistemi içerisin­
Bu ideolojik konumlanmaya belirsizlik de ve Osmanlı kurumlan aracılığıyla Türk
katan bir öğe Mustafa Kemal liderliğinin milliyetçiliği politikaları sürdürülmesinin
m irasçısı olduğu siyasî tarihin laikliğe fiili koşulları da ortadan kalkmıştır.
1 S 1 9 1 9 2 3____D Û N f Mİ T Ü R K M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K L E R I

109

1917 sonrasında Anadolu'nun işgal edilen bölgelerinde kendiliğinden örgütlenen silahlı


direniş hareketi otan Kurayı MİUhe. 19181920 döneminde oluşan yerel kongre iktülarları
tarafından kontrol altına akudu B Tanör’e göre bu yapılar, Turann-Turkçttlüh iv
İslamcılığın yerine modern Türk milliyetçiliğinin oluşumuna ıhı yataklık etmiştir.

BMM'nin kuruluşuna kadar kurulan İs­ yen çeşitli genç subayların hâlâ Savaş Ba­
tanbul hükümetlerinin yapısının, konu­ kanlığına bağlı olması (K arabckir, K.,
munun ve politikalarının, geleneksel ve 1 9 8 8 ; 7 7 6 ) ;8 özellikle İstanbul ve İz­
yenilikçi güç odaklarının ağırlık kurmak mir’de gerçekleştirilen grevler ve protes­
için sürdürdükleri iktidar m ücadelesi tolar ve son olarak Üçüncü Damat Ferit
bağlamında irdelenmesi gerekir. Damat Paşa Hükümeli’nin arlan baskılara daya­
Ferit kabinelerinin hem hükümet içinden namayarak istifa etmek ve seçimlere git­
hem de dışından “milliyetçi'’ kesimden mek zorunda kalması, salt bu dönemde
gelen baskılara dayanamamasınm yanı sı­ ortaya çıkan iktidar boşluğu ile açıklana­
ra, özellikle İstanbul'da düzenlenen ve iş­ maz (DBFP, cilt. IV: 713-714).
galleri prolesto eden mitingler (Kadıköy; Sonuçla, bu dönemde siyasî olarak ak­
Üsküdar ve Sultanahmet) ve yine 1919- tif olan her “Türk-Müslüman" unsurun
1920 yılları arasında yoğunlaşan, çoğun­ en azından işgal edilmemiş toprakların
lukla yabancı sermayeye ait bazı işyerle­ tümünün bölünmeksizin bir devlet alım­
rinde gerçekleşen grevler, İstanbul'da da kalmasından yana tavır koyarı ulusal
hem hükümet içinde hem de dışında hiç bir tutum aldığı söylenebilir. İstanbul hü­
de azımsanamayacak güçte bir milliyetçi kümetleri özellikle Iııgilizlerin tüm deste-
hareketin varlığını göstermektedir (DBFI1, ğinc/zorlamasına rağmen9 (DBFP cilt IV:
cilt: IV: 710; Akşin, 1983, 30 6 -3 0 7 ; Akka- 708), İttihat ve Terakkiyi ya da “milliyet­
ya,Y„ 2002, 14 0 )7 çileri'' dışlayan hükümetler oluşturam a­
İstanbul’da bulunan M üttefik devlet m ış, kurulan her hüküm et içerisin d e
temsilcileri tarafından yapılan her türlü kendini bir biçimde milliyetçi olarak ta­
baskıya rağmen, yerelde direnişi örgütle­ nımlayan ya da "direniş hareketlerine"
M_______ !_______ t_______ L I Y_______ E T Ç_______ I_______ L_______ I_______ K

destek veren unsurlara yer vermek zorun­ nüm noktası o lu ştu ru r. Son O sm anlı
da kalmıştır. Bu nedenle, İstanbul hükü­ Medisi’nin aldığı Misak-ı Millî karan İle
metleri ve Reye t-i Temsil iye arasındaki Paris Barış Konferansında belirlenen Sevr
çatışmayı anıi-milliyetçi-milliyetçi karşıt­ Antlaşması’nı imzalamayı reddetmesi, Os-
lığı içersinde değil, İttihat ve Terakki ile manlı başkentinin kontrolden çıktığının
ona muhalefet ve “modernizm" çizgisinin kanıtı olarak görülmüş ve işgal kararının
mirasçısı olarak Anadolu’da oluşan yeni alınmasında etken olmuştur. Nitekim, 18
bir güç odağı arasındaki bir iktidar müca­ Mart 1920 tarihinde Meclisin çalışmaları
delesi biçiminde ele almak daha doğru­ süresiz ertelenmiş, 11 Nisan’da ise Meclis
dur. Bu durumun en önemli göstergele­ padişah tarafından feshedilmiştir ve böy­
rinden biri fiilen işgal altında yapılan se­ lece Sevr’in İmzalanmasının önündeki en­
çimler sonucunda “milliyetçi" ağırlıklı bir geller kaldırılmıştır.
Osman.li M eclis-i Mebusan’ının ortaya
çıkmasına karşın, bu meclisin İstanbul ve
BMM İÇERİSİNDE TÜRK
110 Anadolu’daki milliyetçi güçler arasında MİLLİYETÇİLİKLERİ__________
sürdüğü hissedilen önderlik çatışm ası
çerçevesinde, Mustafa Kemal’in muhale­ İstanbul'un işgalinin Anadolu’da ortaya çı­
fetine rağmen İstanbul’da toplanmasıdır kan Millî Mücadele açısından sonucu ise
(DBFP, cilt: IV; 8 6 9 - 8 7 0 ) . Bu Meclis, Osmanlı devlet sistemi içerisinde ve ku­
1923’e kadar geçen süreçte müttefiklerle rumlan atacılığıyla sürdürülen milliyetçi­
yapılan barış görüşmelerinde esas alınan; lik çizgisinin sona erm esidir. Böylece,
daha sonra 1923'te Türkiye Cumhuriye- farklı gruplaşmalar içerisinde bulunan
ti'nin sınırlarım belirleyen; bir anlamda Türk milliyetçileri bir araya gelmek ve
mi İh direnişin ideolojik ve siyasî çerçeve­ hem Osmanlı Savaş Bakanlığına hem de
sini oluşturan Misak-ı Millî’yi deklere et­ Heyet-i Temsiliye’ye bağlı olarak çalışma­
miştir, Burada dikkati çeken bîr başka ge­ ya devam eden Kolordu Komutanları İs­
lişme ise, son Osmanlı Meclisi’nin "eye- tanbul’la ilişkilerini kesmek zorunda kal­
lat-ı mümtazede hükümranlık hakkından mış ve 23 Nisan 1 9 2 0 ’de açılan Büyük
feragat" etmesi ve böylece bîr Islâm birli­ Millet Meclisi ve hükümeti bunlar açısın­
ği düşüncesinden vazgeçilerek ulusların dan tartışılmaz bir meşruiyet kazanmıştır
kendi kaderini tayin etme hakkını öne çı­ (Karabekir, 1988: 33 3 ). Türk milliyetçi­
karmasıdır. Bu durum, tüm bu gelişmeler likleri açısından farklı mekânlarda ve kap­
göz önünde bulundurulduğunda 1 9 0 8 ’* samda yürütülen mücadele aynı mekâna
den bu yana sürdürülen çizginin Türk indirgenmiş, ağırlığını İstanbul’dan Anka­
milliyetçiliğine doğru kırılmasını ve da­ ra’ya taşımış, BMM çatısı altında gruplar
ralmasını da (bu sınırlar içerisinde yaşa­ arasında sürdürülen iktidar mücadeleleri
yan tüm M üslümanları kapsayacak bi­ ise “vatan topraklarının işgallerden kurta­
çimde) tanımlamaktadır. Belirtmek gerek­ rılması" hedefini hariç tutan bir biçimde
mektedir ki, Misak-ı Millî ite oluşturulan iç mücadeleye dönüşmüştür.1'
mekândaki bu daralma, aşağıda değinile­ Bu mücadelenin resm î tarihimizdeki
ceği gibi Cumhuriyetin Türk milliyetçili­ ifadesi, Mustafa Kemal ve ekibinin oluş­
ği tanımlamasının sınırlarını da genişlet­ turduğu laik cum huriyet yanlısı ilerici
miş, Kürt Laz ve benzeri etnik farklılıkla­ grup ile saltanat yanlısı gerici ve muhafa­
rın yok sayılmasının gerekçesi olmak zo­ zakârlar arasında gerçekleştiğidir. Bu te­
runda kalmıştır. ze karşı görüşler ise, mücadelenin gerek­
16 Mart 1920’de İstanbul’un resmen iş­ çesinin, Mustafa Kemal’in meclis, hükü­
gali, Türk milliyetçiliği açısından bir dö­ met ve başkumandan sıfatlarıyla millî di-
1 9 1 9 - 1 9 1 3 D O N E M İ T Ü R K M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K L E R İ

renış üzerinde kişisel bir egemenlik kur­ ve askerî yardım almıştır (Hovanissian,
ma çabasına muhalefet etmekten ibaret 1973: 139; F 0 3 7 1 /4 1 6 2 ; Küçük, Y„ 2001:
olduğunu belirtmektedir (Tunçay, 1992: 1 2 1 ),12 Kuzey sınırlarına ilişkin böylesi
4 6 -4 7 ; Zürcher, 1 9 8 4 ; Demirel, 1 9 9 4 ). bir özeni gösteren Mustafa Kemal önder­
Aslında birinci Mecliste ilerici ve gerici­ liği, aynı özeni güney sınırlarına göster­
lik kutuplaşması üzerinden bir muhale­ m em iş, hatta Afganistan, Hindistan ve
fet olması neredeyse imkânsızdır. Çünkü Mısır’a kadar uzanan topraklara ilişkin İs­
Mustafa Kemal ve ekibinin millî müca­ lâmî hedefler koyan hareketler içerisinde
d eled e y o ğ u n laştık la rı söylem T ü rk - yer almıştır (T O 3 7 1 /4161; DBFP, cilt. IV:
Müslüman, Osmanlı-Müslüman hakları 974, 1 0 2 8 -1 0 3 1).13 Bu duruma ilişkin bil­
ve dayanışmasıdır. Bu tanımlama içinde giler Türkçe kaynaklarda bulunmamakla
zaten laik bir söyleme yer verilmemiştir. birlikte İngiliz istihbarat raporlarına göre
1 9 1 9 -1 9 2 3 döneminde BMM’de böylesi Ocak 1920'de Müvahİdin Cemiyeti adı al­
bir ideolojik kutuplaşma üzerinden mu­ tında Panislâmist bir örgüt kurulduğu, bu
halefet yapılaması olanaklı değildir, çün­ örgü tün amacının ise yabancı işgali ya da 111
kü bu kurgu üzerinden hareket eden bir hükümranlığı altında bulunan tüm Müs­
iktidar söz konusu değildir. Sonradan lüman topraklarının birleştirilerek dünya
İkinci grup adını alacak olan muhalefe­ çapında bir İslâm Konfederasyonu kurul­
tin hangi ideolojik temellerde yapıldığı ması hedeflendiği belirtilmektedir. Ayrıca
ne kadar bulanıksa, iktidarın da laiklik bu dönemde yine Moskova-Kafkasya ile
kurgusu o derece bulanıktır. Dolayısıyla Anadolu arasında ilişki kurmak amacıyla
bu iki grup içerisinde Türk milliyetçiliği Doğu Komiserliğinden birtakım ajanların
için dayanak oluşturabilecek İaik-irre- Anadolu’nun güney sınırlarına gönderil­
dentist bir milliyetçilik ya da gerici-mu- diği b ild irilm e k te d ir ( F 0 3 7 1 / 4 1 6 2 /
hafazakâr Panislâmist tanımlamasından E 1 7 7 6 3 4 : 1 0 .0 2 .1 9 2 0 ).14 Y ’ne aynı kay­
yola çıkılarak bir ayrıştırmanın yapılma­ naklara göre 13 M art 1 9 2 0 ’de H eyet-i
sının koşullan yoktur. Temsiliye ve Hindistan Müslüman Dele­
Ayrıca, bu dönemde BMM içersindeki gasyonu arasında bîr toplantı yapıldığı ve
iktidarın bir başka özelliği de Panislâ­ bu toplantı sonucunda, Hindistan Müslü­
mizm karşısında aldığı ikircikli tutumdur. man Kongresince Türkiye’deki milliyet­
Örneğin Mustafa Kemal BMM’nin açılış çilere, Türk-lslâm birliğinin savunulması­
konuşm asında uluslararası durum göz na yönelik harcanması için 18.000 sterlin
önünde bulundurularak panturanizm ve gönderildiği ve 10.000 sterlinlik bir tuta­
Panislâmizm hedeflerinin dile getirilme­ rın ise aynı gerekçe ile Müvahiddin Ce-
diğini, ancak bunun bu hedeflerden vaz­ m iyeti’ne g ön d erileceği b elirtilm iştir
geçildiği anlamına gelmemesi gerektiği­ (F 0 3 7 1 /5 1 6 6 /E 4 2 7 8 : 1 4 .0 4 .1 9 2 0 ). Bey­
nin altını çizm iş, aynı zam anda diğer rut Konsolosunun dine geçtiği belirtilen
M üslüm an ülkelerle federasyon ya da bir başka belgeye dayanarak da, Mısır’da
konfederasyon biçiminde bir araya geli­ Türk Ulusal Hareketi Şefi Ömer Şevki’nin
nebilecek bir formülün de düşünülebile­ M usul’daki aşiretleri lngilizlere karşı
ceğini belirtm iştir. (G ZC, cilt: 1, s. 3) ayaklandırmaya çalıştığı ifade edilmekte­
M ustafa Kemal bu dönem de özellikle dir; ayrıca M ısır’daki Ulusal Osm anlı
Azerbaycan’daki sivil savaşta Panislâmist Operasyonları Merkez Örgütü ile Mustafa
bir eğilimle hareket etmemeye özen gös­ Kemal atasındaki yazışmalar ele geçirildi-
termiş, savaşın Bolşevikler lehine ve do­ girte değinilm ektedir. Bu mektuplarda
ğal olarak Ingilizler aleyhine sonuçlan­ Mısırlı Mücahaddinlerden gelen para yar­
ması karşılığında ise Bolşeviklerden mali dımından söz edilirken, Ermenilerin yo-
M_______ I_______ L l I Y E T Ç I_______ L I_______ K

gun olarak yaşadığı Maraş’ta çetelerle bir­ den biri de Birinci Dünya Savaşı sırasında
likle Fran sızlara karşı gerçekleştirilen tehcir edilmiş Rum ve Ermeni azınlıkları­
operasyonlar ise “ulusal görev" olarak ta­ nın savaş sonrasında geriye dönüşlerinin
nımlanmaktadır (Şimşir. 1975: 88-91). söz konusu olmasıdır. Savaş öncesinde
Bu veriler, İslâmiyet öğesinin BM M ha­ Rum ve Hrmenilere ait mallar, bu süreç
reketi tarafından farklı biçimlerde kulla­ içerisinde çeşitli yöntemlerle bu bölgeler­
nıldığını göstermektedir. Kuzey sınırında deki Müslüman nülusuıı d in e geçmiştir
İngilizlerle işbirliği içindeki Müslüman (Akşin, 1983: 3 2 ) .16 İşgallerden sonra,
Azeri güçlerle İslâm'ı temeldeki dayanış­ geriye dönüş söz konusu olduğunda İs­
manın Bolşcviklerle işbirliği halinde red- tanbul Hükümeti doğuda yapılabilecek
dedilişi, ancak öte yandan başka bölgeler­ herhangi bir plebisitte Müslümanların ço­
de yine lngilizlere karşı bir dayanışma ğunlukla çıkması için önce Balı’ya geri
aracı olarak ortaya çıkarılışı söz konusu­ dönecek Hrmenilere izin verilmesini ka­
dur. Bu durum, kendi iç yazışmalarındaki rarlaştırmıştır. Doğuya dönmeye kalkışan
112 “ulusal görev” tanımlaması ve BMM'niıı Ernıeniler ise. Kazını Karabekir Paşa ör­
tüm süreç boyunca leritoryal olarak Ana­ neğinde olduğu gibi, askerleri yöneticiler
dolu sınırlarını kapsayan Misak-ı Millîyi tarafından en gellen m iştir (K arabekir,
temel alması ile birleştirildiğinde, bu dö­ 1988: 28, 3 1 -3 3 ). Bölgede yaşayan Kürt
nem Türk milliyetçiliğinin gerçekte Pa- nüfusun yo ğ u n lu ğ u an ım san d tgın d a
nislâm isl ya da Panturanisı eğilimlere Müslümanlık temelinde bir Hıristiyan ve
denk düşmeyen ve İslâmiyet’e Türk milli­ Ermeni karşıtlığının somut koşulları da
yetçiliğinin kurucu bir öğesi olmaktan mevcullur. Daha sonra azınlık mübadele
çok, dönemsel bir taktik aracı olarak yak­ anlaşmalarıyla uygulamaya konulan çö­
laşan bir çizgi sunmaktadır. züm, Kazını Karabekir tarafından 1919
Buna ilişkin bir başka veri Büyük Er­ yılında önerilmiştir. İğdır, Kulp, Kağız­
menistan hedefine karşı Müslümanlık or­ man. Sarıkamış ve Oltu içeride kalmak
tak temelinde Kürtlerle yapılan işbirliği­ kaydıyla eski sınırlar üzerinden bir anlaş­
dir. Doğuda bulunan ordu subayları böl­ ma yapılabileceği ve. sınırın “öte taralında
gede kurulması planlanan Ermenistan, kalan Islâmlarla bizim tarafla kalan Er-
Rum Pontus ve Kürdistan gibi devletlere meııilerin mübadelesi" Karabekir'in öner­
ilişkin özellikle Kürt nüfusu Müslüman diği çözüm dür (Karabekir, 1988: 3 9 1 ).
dayanışması ve Kürılere ait olan toprakla­ Süreç boyunca BMM ve lngilizier arasın­
rın Hrmenilere verilebileceği propaganda­ da Kürt aşiretlerinin kimin tarafında ola­
larıyla direniş hareketinin içine çekmeye cağı üzerine bir çalışma yaşanmış, bu ça­
çalışmışlardır. 1919'dan başlayarak İttihat tışma da kimi Kurt aşiretleri BMM yanın­
ve Terakkinin “Türkler için Türkiye" po­ da yer alırken, kimileri lngilizlere destek
litikası yeniden gündeme getirilmiş, Er­ çıkmış kimileri ise bağımsızlıktan yana
meni ve H ıristiyaıılara karşı bir birlik tavır koymuşlardır (1 -0 3 7 1 /4 1 5 7 ).17 So­
oluşturulabilmesi ve bu politikanın içeri­ nuçla 1923 ortalarına kadar bu bölgede
sinde K ûrllerin de yer alabilmesi için çatışmalar sürmüştür. Dersim yöresinde
adem-i merkeziyet formülü çerçevesinde çıkan BMM karşıtı Koçgiri Isyanı’mn bas­
yerel hükümet ve özerklik biçimleri be­ tırılmasından sonra (Akın, 2 0 0 1 : 3 0 0 -
nimsenmiştir (FO 3 7 1 /4 1 5 7 : 4 .0 3 .1 9 1 9 ; 302: F ( ) 3 7 1 / 9 0 8 1 ) , Musul. Kerkük ve
4 1 6 1 : 2 0 .1 1 .1 9 1 9 ; DBFP, cilt. IV: 7 0 4 - Ravanduz’da Ingilizleriıı 1922 sonları ve
705; Keleş, 1992: 1 1 5 -1 17).'s 1923 başlarında devanı ettikleri yoğun
Kürt aşiretlerinin millî direniş hareketi hava bombardımanı rağmen, bu bölgede­
içerisinde yer almalarının gerekçelerin­ ki aşiret isyanları ve Türk subayları deste-
1 9 1 1 ■1 m D O N E M İ T Ü R K M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K L E R İ

gindeki Ingiliz karşıtı saldırılar devam et­ lemekte fayda vardır: 1918-1921 arasın­
miştir (F 0 3 7 1 /7 7 7 2 /E 10604). Bu saldırı­ da din üzerine yapılan vurgu ve 1921-23
lar sonucunda Irıgilizler Süleymaniye’den arasında “devrimci milliyetçi ideolojiyi
Erbil, Kerkük, Kifri hattına geri çekilmek destekleyenlerin artan g ü cü ” (Tunaya,
zorunda kalmışlardır. Nisan 1923'te Zaho 1958: 4 7 2 ). 1 9 1 8 -1 9 2 1 döneminde An­
aşiretinin çıkarttığı isyan sonucu, Diyar­ kara'da toplanan, askerî gücünü özellikle
bakır valisi i!e Ergene ve Siverek yönetici­ Osmanlı ordularından görevli orta düzey
leri görevden alınarak Diyarbakır’da Ce- subaylardan alan; Müslüman nüfusu Hı­
vat Paşa’nm yönetiminde askerî bir rejim ristiyan karşıtlığı temelinde örgütleyen;
kurulmuştur (F O 3 7 1 /9 0 8 1 , 7 8 8 1 ; GZC, dünyanın Müslüman nüfusun yoğunluk­
cilt II, 1 9 8 5 ).19 Sonuç olarak bölgenin la yaşadığı çeşitli bölgelerinde anti-em-
kontrolünü elde tutma konusunda hem peryalist, milliyetçi hareketlerle bir bi­
Türk!er hem de Ingiliz! erin zorluklar ya­ çimde temas kuran ve işbirliği yapan ha­
şadığı anlaşılmaktadır. Müslümanlık da­ reket, asıl olarak yabancı işgallere ve par­
yanışması bu konuda da devreye girmiş­ çalanmaya bir isyan olarak başlamıştır. 113
tir. 28 Şubat ve 9 Nisan 1923 arasında Bu hareketi, varolan Osmanlı İmparator­
Cezire’de yapılan K ürt-A rap Kongresi lu ğu nu n toplum sal, ekonom ik ve ide­
tslâm birliği temelinde anlaşmaya çalış­ olojik temellerine karşı bir devrim hare­
mış, bir anlaşm anın yapılabilmesi için keti olarak değil, tam tersine “imparator­
Mustafa Kemal yoğun bir çaba harcamış, luğu korumak” amacı olan herkesin bir
ancak toplantı başarısızlıkla sonuçlanmış­ araya geldiği bir hareket olarak hatırla­
tır (FO 371/90S1: 5.17.1923). mak gerekmektedir.
İslâm konusundaki bu tu tu m , daha Daha sonradan kendisini milliyetçi ola­
sonraki süreçte özellikle laiklik ilkesinin rak tanımlayan hareketin ideolojik an ­
oluşturulması çizgisi ile anlam kazanmış­ lamda en temel çelişkisini de bu durum
tır. Zürcher'in de belirttiği gibi Müslüman oluşturmaktadır. “Gelecekteki bağımsız
dayanışmasından ve İslâmî söylemden bir devletin sınırları nasıl oluşturulacaktır?
gecede vazgeçilmesi ve laikliğin daha ön­ Ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlık
ce sunulandan “farklı bir şekilde, büsbü­ ne anlama gelmektedir ve Osmanlı İmpa­
tün kendiliğinden açık bir şeymiş gibi ratorluğumun siyasal kuramlarıyla ilişkisi
içeriği tartışılmadan ya da görüşülmeden ne olacak tır?" gibi soruların yanıtları
1923’de kabul edilmesi", hem bu gerek­ 1 9 1 8 -1 9 2 1 dönem inde henüz verilm e­
çelerle anlaşılmaz olmaktan çıkmaktadır, miştir. Osmanlı padişahının ve İstanbul
hem de aynı zamanda aşağıda belirtildiği hükümetlerinin yabancı işgali altında ol­
gibi başka bir şeyin de ifadesidir (Zürc- duğu göz önünde bulundurulduğunda ve
her, E. J., 2 0 0 1 :4 9 ). bağımsızlık ve tam egemenlik sorunsalla­
rının doğrudan yabancı ülkelerin dış po­
________________ SONUÇ________________ litikalarıyla ve işgallerin sona ermesiyle
bağlantısı kurulduğunda, m illiyetçilik
BMM etrafında örgütlenen milliyetçilerin bağlamında işgallere karşı savaş, önünde
birleştikleri nokta yabancı egemenliğine sonunda Osmanlı Devleıi’nin temel ku­
ve işgallerine karşı duruş olarak özetle­ rumlan ile çatışma anlamına gelecektir.
nebilecekken, bu çatı altında yer alan U luslararası alanda g ittik çe gü çlen en
herkesin bir ulus-devlet ya da bir cum ­ Mustafa Kemal liderliği, bu sorunu kendi
huriyet kurmayı hedeflediği söylenemez. lehine çözümlemenin de koşullarını da
Tarık Zafer Tunaya’nın da belirttiği gibi yaratmıştır. Sonuçta, bir gecede, “ulusal
1918-1923 dönemini ikiye ayırarak ince­ sınırlar” içerisinde bağımsızlık ve ege-
M _________I L L_________ I_________ Y _________ E_________ T_________Ç_________i_________ L_________ I_________ K

menlik hedefi “ulus-d evi et” kurulmasına, şında bırakılması ya da BMM içerisinde
devletin m eşru ideolojisi ise “İslâm i­ Enver ve Enver'in Orta Asya’da giriştiği
yet'in” yerini “laikliğin" aldığı bir formüle maceralara destek ile gölgelenmişıir. Ya
dönüşmüş ve Türk milliyetçiliğini devle­ da başka bir ifadeyle bu nüanslar direniş
tin temel ilkelerinden biri olarak tanımla­ hareketi içinde birden fazla Türk milliyet­
mıştır. Bu tanımlama aynı zamanda Os­ çilikleri yorumlarının birer ifadesi olarak
manlI kurumsal yapısı ve çokuluslu bün­ adlandırılabilir Ki bu yorumlar Sovyetler
yeden kopuşu da net bir biçimde açıklık Birliğinin çözülmesi, Soğuk Savaş’ın sona
getirmektedir. ermesi, Yeni Dünya Düzeni çerçevesinde
Başlangıçta üzerinde ısrarla durulan değişen konjonktürle birlikte hem “Türki
“ulusal siniri ar”dan “ulusal egemenliğe” cum huriyetlerde” hem de Ortadoğu’da
geçiş, uluslararası durum Ankara hükü­ revize edilen yeni kanat açışların da bu­
meti lehine geliştikçe mümkün olabil­ gün gerekçesi olmaktadır.
miştir. Çünkü, “vatanın kurtarılmasına” Bu dönem Türk m illiyetçiliğinin ilk
114 ilişkin hedeflere ulaştıkça, BMM içerisin­ aşaması sayılabilecek “vatan toprakları­
de padişahlık-hilafet makamlarını dışla­ nın” M üslü manî aş tırıl ması çabası, 1915
manın aracı olarak ulusal egemenlik for­ Ermeni Tehciri ve Lozan sonrası Müslü­
mülü temelinde laiklik yeni devletin ide­ manların ve Hıristiyanların nülus müba­
olojik ilkelerinden biri olmuştur. Bu ge­ delesi ile ifadesini bulmuştur. Bir sonraki
lişmenin önemli dayanaklarından birisi­ ve ilki ile birlikte sürdürülen aşama ise
de Yunanlılar ve dolayısıyla Ingilizlere kalan OsmanlInın Türkleştirilmesi poli­
karşı sağlanan askerî başarıdır. Buradan tikalarıdır. Türk milliyetçiliği içerisinde
alınan güç ile Mustafa Kemal liderliği, it­ kendini konumlandıran Kültlerin dışın­
tihat ve Terakkinin bir biçimde mahkûm da kalanların, Koçgiri isyanında görüldü­
olduğu “milliyetçi ve Müslüman" formü­ ğü gibi “benzeri görülmemiş bir biçim­
lünü “laik ve milliyetçi" formülüne çevi- de" bastırılması ya da Lozan’da İsmet pa­
rebilmîştir. şanın deyim iyle “sadece d illeri farklı
İslâmiyet'ten laikliğe geçişin bir başka kendileri Turan olan K ürt"lerden (La-
gerekçesi “medeniyette uluslararası!aşıp, usanne, 1 9 2 3 : 3 3 8 -3 6 8 ) söz edilm esi,
kültürde ulusal kalmanın" hedefidir, bu Atatürk’ün Medeni Bilgiler kitabında yer
da ancak Osmanlı Devleti’nin yıkılıp yeni alarak ulusal kültürü tekil bir biçimde
bir devletin inşasıyla mümkündür. Bunun ifade eden “ulus-halk-etni-kültür özdeş­
içinse yeni meşruiyet referanslarına ihti­ liği” (Yıldız, 2001: 6 3) ile ifadesini bulan
yaç vardır. Vatandaşla devletin yeni bir somut politikalara örnek olarak bugüne
ideolojik çerçevede bir araya getirilebil­ kadar taşınmışür. Bu gelişmeye BMM ve
mesinin formülü laisizmden geçmektedir. savaşı yürüten hâkim sınıflar (toprak
ö te yandan ideolojik platformda yürü­ ağası ve eşraf) içerisinde yer alan Kürtle-
tü len çatışm aların referan s n o k talan rin varlığı önemli bir referans olmuştur.
BMM içerisinde yapılan tartışmalarca da Bu referans aynı zamanda Cumhuriyet’in
işaret edilmiştir. Mİsak-ı Milli sınırlarının Türk milliyetçiliği tanımlamasına da bir
üzerine bir konsensüsün varlığı, Bekir Sa­ zemin oluşturmuştur denilebilir.
mi heyetinin Londra Konferansı sonunda Sonuç olarak bugün bile Kemalizm içe­
imzaladığı antlaşmanın BMM tarafından risinde ifade edilebilecek bir Türk milli­
Misak-ı Millî’ye aykırılığı gerekçesiyle ka­ yetçiliğinin de referans noktalan oldukça
bul edilmemesi, Sovyetler Birliği ile sınır­ çeşitlidir. Yelpaze modernleşmeden, anti-
lar üzerine Karabekir’le anlaşmazlık, Lo­ emperyahst bağımsızlık ideolojisine, millî
zan’da Musul ve Kerkük’ün antlaşma dı­ şeflik sisteminden demokrasiye, ırkçı pa­
1 9 1 9 - 1 9 2 3 D O N E M İ T Ü R K M İ L L İ Y E T Ç İ L İ K L E R İ

radigm adan iıred en tist m illiyetçiliğe. nı sıra İslâmiyet öncesi döneme özel bir
Ulusal Emek Cephesi ile ekonomik ba­ önem v ererek , K em alizm in sunduğu
ğımsızlık savaşına yönelen bir milliyetçi­ Türkçü kuramlara (Güneş Dili Teorisi,
likten liberal devletçiliğe uzanan sağ ve Orta Asya kökenlerine dayandırılan Türk
sol versiyonları bulunan bir çeşitlilik sun­ tarih tezi) ağırlıklı olarak sahip çıkmıştır.
maktadır (Modern Türkiye’de Siyasî Dü­ Irkçı Türk milliyetçiliğinin bu yaklaşı­
şünce, 2001). mında 1908’den itibaren yaşama geçiril­
Daha sonraki süreçte, Türk milliyetçili­ meye çalışılan Islâmcı-milliyetçi çizginin
ği çizgisi Islâmi motilleri içermesinin ya­ payım yadsımamak gerekir. il

DİPNOTLAR

77
1 Sanhan'a göre bu Şura, Milli Islâm Şurası Mer- 6 4 Ocak 1920'de Padişah: temsilen Prens Abdul- —
kez-i Umumisi adıyla yerli bir hükümet kurarak, rahim, Saray Görevlileri Başkam Damat İsmail
30 Kasım 1918’de mebus sıfatıyla 60 delegenin Hakkı, Genel Kurmay Başkanı Cevat Paşa. Bekir
Katıldığı bir kongre yaparak 12 kişilik merkez Sami ve Kara V asıf ın katılımıyla bir top lan tı
tem silcilerini seçmiştir. Bu devletin resmî dili yapılıyor. Bu topiant da silah ve cephane depo­
Türkçe, bayrağı ay yıldız olarak kararlaştırılmış­ larının naşı! işgal edilmesi gerektiği, silah fab ri­
tır. Hükümetin 18 yaşından büyük erkeklerin oy kalarının hangi yöntemie Anadolu'ya gönderi-
kullanabileceği bir sistem ile oluşturulması ka­ ebileceği tartışılıyor. DBFP, cilt: IV, sayı: 668,
rarlaştırılmış ve bu hükümet 12 Nisan'da ingiliz- W cb b to Curzon, 20 Ocak 1920, s. 1065; FO
ler tarafından dağıtılarak üyeleri M alta'ya sü 371/4157/E23632, In le lle g e n c e Sum m cry, 4
rülmüştür. Yalçın Küçük'e göre Gümrü ve Ba- Mart 1919; FO 371/4158/E96986, Caltnorpe to
tum 'a kadar olan toprakları kendi egemenliği Curzon, 22 Haziran 1919; FO 371/4161/E23680,
altınca gören bu hükümetin asi oda Teşkilatı Week!y Report say:: 43, 20 Kasım 1920.
Mahsusa ile bağlantılı olarak kurulması söz ko- 7 Ateşkesten hem en sonra kurulan İzzet Paşa
nusudur. Su iddia Yerasimos'da ise Enver Paşa­ hükümetinin milliyetçi bir hükümet olduğunu,
nın Kafkasya ordusuna çok kesin talim atlar kabine içerisinde daha sonra Anadolu'daki di­
gönderoiğ! ve geri çekilirken Türk ve Kütlerin reniş hareketine katılacak olan Fethi ve Rauf
silahlandırılması ve bölgede direniş sağlayabile­ Beyler gibi milliyetçilerin bulunduğunu belirt­
cek yetenekte subayların bölgede kalması ge
mek. gerekir. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının
rekt'ği emirleriyle de birleştiriimelidir.
tutuklanabilm esi için Damat Ferit'in bizzat 5
2 Bir partidir. gün boyunca uğraşması tesadüf olarak niteıen
3 6 M art 1919'da kurulan kurul, partiler arası ya diri.emez. DBFP, cilt: 4, Calthorpe to Curzon,
da üstü bir milli birlik oluşturmaya çalışmış, dış ene. in sayı: 471, s. 710.
politika ve barışır nasıl olması gerektiğine dair 8 Kazım Karabekir'in anılarından 1920'nin Hazi
bir millî programa sahip olması gerektiğini vur­ ran ayının sonlarına kadar 15 Kolordu Komuta­
gulayarak, Osmanlı topraklar: için VVilson pren­ nı, bu tarihten sonra Şark Cephesi Kumandanı
sipleri çerçevesinde bir siyasi yapılanma öngö­ sıfatıyla hareket ettiği anlaşılıyor. Yani 23 Ni­
rülürken, Araplar için geniş muhtariyet tanın­ san 1920'de BMM açıldıktan bir süre sonra biie
ması istenmiş manda fikri kabul edilmemiştir. 15 Kolordu Kumandanı sıfatını kullanmaya de­
4 Fırka, "içtima-i iktisada" yöneleceğini bildirmiş vam etmiştir.
ve seçim ler sırasında Milli Kongre ile işbirliği 9 8u destek de oldukça şaibeli gözükm ektedir.
yaparak Mllfi Ahrar fırkasıyla ortak liste hazır­ İngiliz bc'geierinden anlaşıldığı kadarıyla Ingi­
lamıştır. Fırkanın İstanbul’dan gösterdiği aday­ liz’lerin "Osmanlı içişlerine karışmama" politi­
lar arasında M ustafa Kemal, Bekir Sami, Rauf kası yürüttükleri, iktidara İttih at ve Terakki
gibi isimler açıklandıysa da daha sonra bu sayı kadrolarının gelm esinden pek çekinmedikleri
bire inmiştir. ve hatta Birinci Dünya Savaşı’na Almanya tara
5 Bunlardan biri de Çukurova bölgesine ilişkin fında giren kadrolara, şartlan oldukça ağır olan
kurulan Halep mebusu Ali Cenani'yi de içeren ve uygulanması konusunda da çok endişe duy­
Kilikyalılar Cemiyeti’dir. Buradaki ordu komu­ madıklar: barış anlaşmasını imzalatmaktan özel
tan ı çekilm e em rine son ana kadar uymamış bir m em nuniyet duyacakları anlaşılm aktadır.
çekilm ek zorunda kaldığındaysa da İstanbul 8u dönemde Baifoufun 9 Kasım 1918'dekl tali­
Hüküm et tarafında verilen em irler doğrultu­ matının hala geçerli olup olmadığı sorulmuş ve
sunda eldeki malzemeden ne varsa kurtarma­ olumlu yanıt alınmıştır. DBFP, elit: İV, sayı: 471,
ya çalışarak Pozantı'ya çekilmiştir. Calthorpe to Curzon, 31 T em m jz 1919, s. 708.
M_______ j_______ l l I Y E T Ç I_______ L I_______ K

10 Tüm bunların dışında İstanbul'un, İzmir'in ve geler gönderildiği, Mardin yöresindeki Kürt
Musul'un Ingilizler ve Yunanlılar tarafından iş­ aşiretlerle ve Ibn Raşit, Ibn Saud, Barzani ve
gal edilmiş olm ası, Sevr'de de tescil edildiği İmam Yahya ile ilişkiye geçm ek üzere ayrıca
üzere, geride kalan bölgelerde bir Türk yöneli­ d e le g e le r g ö n d e rild iğ i b e lir t ilm e k le d ir .
m ine bırakılması Ingiltere tarafından istenilir FO371/4161/E23680, W eekly Report. sayı. 43 20
bir durum dur. M eclis-i M ebu san'ının İstan­ Kasım 1 9 1 9 ; F0371/ 4162/ E 174171. W eek ly
bul'da değil de Bursa'da toplanması fikrine, In- Summery o f Intelligence Reports , 9 Ocak 1920;
gilizler dünyanın böylcsi önem li bir kentinin DBFP. cilt: IV, de Robeck to Curzon, note. 1, s
T û rk ler gibi bir ırk tarafından yönetilmesinin .974; DBFP. ciit: IV, W eeb 10 Curzon, ene., s.
aslında çok da doğru olm adığı" gerekçesiyle 1028-1031.
başlangıçta sıcak baksalar da daha sonra İstan­ 14 Bu gelişm ede Boişeviklerin Ortadoğu ve Kaf­
bul kentin in yön etim in in kim e bırakılacağı
kasya bölgelerinde emperyalizme karşı bir ta ­
uluslararası bir sorun oluşturacağından İstan­
vır geliştirmesinin önemli bir payı vardır.
bul’un Osmanlı'da kalmasından yana bir tavır
koymuşlardır. DBFP, cilt: 4, de Robeck to Cur- 15 Bu konuda en ön em li g ö sterg elerd en birisi
7on, 10 Kasım 1919, s. 869 70. 1921 Teşkilat ı Esasiye Kanunu'dur. Bu kanunun
1876'dan ve 1924'den farkı illere ve bucaklara
11 Bu çerçeve dışında kalan tek kişi Enver'dir. En özerk bir statü ve lüzel bir kişilik tanımasıdır.
ver ise önce Moskova'da Doğu Kurultayı, daha
sonra ise Orta Asya'da oldukça bilinen politika­ 16 Sina Akşin bu malların 2. 10. 1334 tarihinde çı
ları izlemiştir. karılan Emlak-ı M etruke Talimatnamesi'ne gö­
re, bazen muvakkat iskân yoluyla, bazen ka­
12 M ustafa Kem al, Enver Paşaya O rta Asya'da mulaştırmayla, bazen fiili el koymayla Müslü­
Müslümanlık tem elin de yapılacak girişimlere m anların (muhacir, memur, vs.) elin e geçmiş
"In giltere'ye karşı koyacak yegâne Islâm Hü­ olduğunu belirtiyor.
kümeti Türkiye Devleti oiduğu için Batı em ­
peryalizm inin ve kapitalizm inin en şiddetli 17 Fırat ve Harput arasındaki bölgede, Arappman
darbeleri doğal şekilde Anadolu üzerine yön­ yöresindeki Kürtlerin Türkleri destek led iği;
lendirilmiş bulunuyor." "Türkistan, Afganis­ Dersim Kürtlerinin bağımsızlık yanlısı olduğu
tan, Acemistan gibi Müslüman ülkelerde görü­ ve Şeyh M uham ed Basravi'nin ise Ingilizleri
nen millî h areketlerin birleştirilm esi, düzen­ d estek led iği b elirtilm ek ted ir. D iyarbakır ve
lenmesi ve büyük Hind'e varacak çalışma ve M ardin'deki Kürt aşiretlerin in 1915 Ermeni
uy gu lam aların ve b u n lara re h b er alın acak Tehciri tem el alınarak Türklerin yanında yer al­
emel ve amaçların, Rusiarı kuşku ve kaygılara dığı, Başkale Kürtlerinin ise Iranlı birtakım Kürt
sevk etm e m e si için Panislâm izm in şekil ve aşiretlerinin de katılımıyla İsmail Ağa Simko e t­
esaslarından ve bunların açıklanmasından ke­ rafında örgütlendiği ve bunların Panislâmizm-
sinlikle kaçınılması" gerektiğinin altını çizmek­ den yola çıkarak bu bö geye Hıristiyanların
tedir. EO 371/4162/E174171, W eekly Summery dönmesini engellem ek olduğu tanım lanm akta­
o f In tellig en ce Reports, S January 1920, FO dır. F0371/4157/E23632, Intelligence Summery,
371/4162/E23706, W eekly Summery o f Intelli- 4 Mart 1919.
g en ce Reports, 2 Ocak 1920. 18 14 köyü kapsayan Koçgiri İsyanı Topal Osman
13 Ingiliz istihbarat servisi gizli raporlarına göre ve N urettin Paşa eliyle bastırılm ıştır. A rcak
M ustafa Kemal ve Rauf ile Mısır, Iran ve birta Meclis durumu amacı aşan bir eylem olarak ni­
kim Arap tem silcileri arasında anti-lngiliz ve teleyerek bölgeye bir Heyet-i Tahkike yollamış
Müslümanlık ortak temeliyle birlik üzerine bir tır. Bu duruma ilişkin Ingiliz kaynakları daha
top lan tı yaptıkları belirtilm ektedir. Böyle bir da ileriye giderek, hepsi ikinci grupta bulunan
toplantının gerçekleşip gerçekleşmediği Türkçe bu bölgenin milletvekillerinin Gernik'te kendi
kaynaklarca doğrulanmamaktadır. Ancak, An­ aralarında bir toplantı yaparak Ankara hükü­
cak, İstanbul'da seçim lere gidilmesi kararırım m etine karşı bir tavır almaktan yana karar al­
alınması ve Heyet-i Temsiliye içerisinde. Heyeti dıkları belirtilmektedir. F0371/9081/E5965, Cas-
Temsiliye’nin seçim lerden sonraki işlevine iliş­ tern Summery, sayı: 1173, 5 Temmuz 1923.
kin tartışmalar olması, Mustafa Kemal, Rauf ve 19 Ingiliz kaynakları BMM'nin Koçgiri Isyanı'na
Ali Fuat’ın bu tartışmalarda yalnız kalması ve iiişkin Komisyon raporunun görüşüldüğü 10
15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir ile 3. Şubat 1922 tarihinde BMM'nin "Kürt halkı için
Kolordu Komutanı Selahattin Beyin İstanbul'ca özerk bir İdareyi kabul" ettiğine ilişkin bir bil­
oluşacak meclisi ve hükümeti meşru saymaları gi vermektedir. Bu tarihte ise BMM'ce gizli bir
gibi gelişmeler göz önünde bulundurulduğun oturum yapıldığına dair bir bilgi yoktur. An­
da böylesi bir toplantıdan haberdar edilmedik­ cak yine Ingiliz kaynaklarına göre bu dörem -
lerini varsaymak da mümkündür. Bu belgede de de bölgede çatışmaların yoğun bir biçimde
Osmanlı Halifeliği altında dünya çapında bir Is­ sürdüğü anlaşılm aktadır. F0371/ 9081/E5965,
lâm Konfederasyonu kurulmasının hedeflendi f astern Summery, sayı: 1173, 5 Temmuz 1923;
ği, Mısır, Suriye, Irak, Kafkasya ve Azerbaycan, F0371/7881/E3553, R u m b old t o Curzon, 29
Afganistan, Tunus ve Fas ve Hindistan'a dele­ Mart 1922

You might also like