Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 2

Kitabın adı: Dönüşüm

Yazarı: Franz Kafka

Kitap, okurunu 20. yüzyıl Avrupası’nın özellikle burjuva sınıflarının yaşamlarının


olumsuzlukları üzerinde düşündürüyor. Samimiyetsiz aile ilişkileri, “farklı” kişinin dışlanışını
değişik bir yöntemle okuyucusuna sunuyor. Dönemin insan ilişkilerinin kalıplaşmış toplumsal
değerler dışına çıkmadığını öğretiyor.

Romanın Arka Planındaki Tarihi Dönem ve Olayların Araştırılması:

Samimiyet çerçevesinde gelişmeyen aile ilişkileri, eleştirmeyen ve sadece boyun eğen


kalıplaşmış toplumsal değerler ve “Farklı” olanın toplumdan dışlanması ve toplumda
barınamaması. Romanda işlenen tüm bu konular dönemin arka planındaki tarihi olaylarla
ilişkilidir.

“İngiltere’de başlayıp tüm dünyaya yayılan Endüstri Devrimi 18 ve 19. yüzyılın dönüm
noktalarından biri. Devrim, seri üretime imkân sağlayan buhar gücünün keşfi ile başladı. Ve
toplum hiç olmadığı kadar değişti. İlk olarak işverenlerin gücü arttı ki bu bir işçi sınıfının
oluşmasına yol açtı. İşçi ve işveren arasındaki açık büyüdü de büyüdü. Bu değişiklikler ilk
önce İngiltere’de, daha sonra da devrimin etkisi altına giren tüm ülkelerde toplumsal
değişikliklerin oluşmasına yol açtı. Bunlardan en önemlileri çocuk işçi sayısının muazzam bir
şekilde artması, evde yaşam ve çevre koşullarının değişmesi ve sendikaların kurularak
işçilerin işverenlere karşı bir araya gelmesi olarak sıralanabilir.”1

Avrupa ülkelerinde bu gelişmeler olurken, toplumları da “Farklı” olanın ilkelce toplumdan


dışlanmasını gerekli gören, hatta kendi aile ortamları içerisinde bile samimi bir ortam kurmayı
başaramayan bir havaya bürünmüştür. Annesi Alman Yahudi Burjuvası olan, dönemin önemli
yazarlarından Franz Kafka eleştirel bir boyutta kitabının başkahramanını böceğe dönüştürerek
tüm bunları anlatmaya çalışıyor.

“Ev ve çevre koşulları da Endüstri Devrimi’nin önemli sonuçlarından biriydi. Bu dönemde


yeni fabrikalar kuruldu ve köylerden kente iş bulma sevdasıyla gelen göçmenler şehirlerin
nüfusunu artırdı. Tarihte ilk defa, işçiler için şehir yaşamı başlamış oldu. Şehirlerin nüfusları
arttı da arttı, bazı şehirlerde dörde katladı. Nüfusta bu denli artış ev ve çevre koşullarında da
zorlukları beraberinde getirdi. İlk olarak, herkes için yeterli bina yoktu, fakat daha fazla bina
için para da yoktu. Bu yüzden, insanlar evlerini ve hatta yataklarını paylaşmak zorunda
kaldılar. 1842’de yapılan bir sayıma bakacak olursak; Preston’ da 422 evde yaşayan 2400
insan vardı. Her evde 5- 68 arası insan yaşıyordu ve her yatakta 2- 8 arası insan yatıyordu!”2

Tüm bu olumsuz koşullarda o dönem aile içi ilişkilerin bozulmasını körüklemiş olabilir.
Ayrıca köyden kente gelen insanların da nispeten gelenek ve göreneklerine daha bağlı
oldukları düşünülürse, neden “Farklı”nın toplumdan dışlandığını ve kalıplaşmış toplumsal
değerlere bağlı kalındığını görebiliriz.

Kitabın Özeti: Kitap Gregor Samsa’nın başından geçiyor. Bir sabah uyandığında kendisini
böcek olarak bulan genç adamın yaklaşık 5 ay boyunca çektiği acıyı anlatıyor. Bu süre zarfı
boyunca ilk olarak işini, daha sonra ailesinin ilgisini ve son olarak da sevgisini kaybediyor.
Gerçekten istenmediğini anlayınca da kahrından ve üzüntüsünden- biraz da önceden babası
1
http://www.hafif.org/yazi/endustri-devriminin-toplumsal-etkileri
2
http://www.hafif.org/yazi/endustri-devriminin-toplumsal-etkileri
tarafından yaralanmasının da payı var tabi, ölüme yenik düşüyor. Tabi kitabın asıl verdiği
mesaj yukarıda da bahsettiğim gibi dönemin yaşam tarzını ve insanlarını eleştirmek. “Farklı”
olanın yani böceğe dönüşen Gregor’un – yazar bunu net bir şekilde anlatmak için metaforik
ama kenarları kalın çizgilerle çizilmiş bir örnek olarak bu dönüşümü kullanmış- toplumdan
dışlanışını, ailenin kalıplaşmış toplumsal görüşlerini ve samimiyetsiz aile ilişkilerini ustalıkla
kaleme almış yazar ve son olarak da farklı olanın toplum tarafından yok edildiğini göstermek
için de Gregor karakterinin kitabın sonunda ölmesi.

Bu kitabı okuyana kadar dönemin burjuvasını daha aydın bir kesim olarak ele alıyordum, öyle
sanıyordum. İlginç bulduğum ve hoşuma giden nokta yukarıda da belirttiğim gibi yazarın
metaforik örneği, farklı kişiyi net bir şekilde anlatmak için onu böceğe dönüştürmesi.

Kahramanların Tasviri ve Analizi:

Gregor: Fiziksel olarak bir böceğe dönüşüyor. Sırtında sert bir kabuğu ve bir sürü küçük
bacakçığı olan kahverengi bir böcek. Yardımsever ve iyi kalpli bir insan olan Gregor’un
tekrar eskisi gibi olabilme ümitleri yavaşça tükeniyor ve tamamen bittiğinde ölüme teslim
oluyor. Ailesi, eskiden onlar için yaptığı çalışmalara minnettar olacakları yerde hem içten içe
artık o olmadığı ve kendileri çalışmak zorunda kaldıkları için Gregor’dan soğuyor, hem de
sanki o böceğe dönüşmek istemiş gibi onu suçluyorlardı ki kendisi istemiş olsaydı bile buna
hakları yok. Dahası, işlerine gelmediği içinde böceğin Gregor olmadığına inanmaya çalışarak
kendilerini kandırmaya çalıştılar. O yüzden bu durumda Gregor’un pozisyonunu daha naif
buluyorum.

Grete: Aslında iyi kalpli olan fakat zamanla sabrı ile birlikte böceğin gerçekten Gregor
olduğu inancının da tükenmesi, onu Gregor’dan soğutan en önemli neden oluyor. Bir başka
neden ise aylar boyunca ona kendisin bakmış olması ve Gregor’da bir gelişmem görmemiş
olmasına bozulmuş olması olabilir. Ya da ailenin içinde bulunduğu parasal sıkıntıdan dolayı
hepsinin çalışmak zorunda kalmış olduğu için bilinçaltından eskiden onlar için çalışmış olan
fakat artık olmayan ağabeyini suçluyor olabilir.

Bay Samsa: Beyaz saçlı, yaşlı, ve sert bir baba olan Bay Samsa, böceğin Gregor olduğunu
düşünse de, Gregor’un ona yaptığı bunca iyiliğe karşın ona kötü davranıyor. Kitabın önceki
kısımlarında da belirtildiği gibi sorun Gregor’un böcek olması da değil aslında, eskiden de
yüksek miktar parayla eve geldiğinde bu para daha da artmadığı için fazla ilgi göstermediği
de belirtiliyor Bay Samsa’nın.

Bayan Samsa: Baskı altında olduğunda nefes almakta zorluk çeken Bayan Samsa iyi kalpli
bir anne olarak görülebilir. Sadece biraz pasif ve korkak. Gregor’un oğlu olduğunu düşünüyor
ve belli bir yere kadar elinden geldiğince yardım etmeye çalışıyor. Ama dediğim gibi pasif bir
kişiliği olduğundan evdeki diğer bireylerin laflarıyla hareket ediyor.

Gündelikçi Kadın: İri kemikli, kuvvetli, beyaz saçlı ve yaşlı bir kadın. Haliyle eğitimsiz ve
cahil de. Belki bütün bu sebeplerdir bilinmez ama baya da cesur.

You might also like