Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

SULTAN iBRAHiM VE KiŞiLiGi

Burhanettin NOYAN *
Tuncer ÖZKAN "

Osmanlı imparatorluğunun başına çeşitli insanlar geçti. Kimi kişilik sahibi,


zekiydi, ülkesine yararı dokundu. Kimisi ne istediğini bilmeyen, ruh sağlığı yerinde
olmayan insanlardı. Bunlardan biri de, tarihe deli lakabıyla geçmiş Sultan ibrahimdi.
Biz bu yazımızda, elimizden geldiğince, tarihi vesikalara dayanarak Sultan ibrahim'­
in kişiliğini incelemeye çalışacağız.

Sultan ibrahim 1615 yılında Istanbul'da doğdu. Babası 1. Sultan Ahmet,


annesi Kösem Sultandı. Çocukluğunu sarayın bir odasında öldürülmekten kor­
karak yaşadı. Diğer üç kardeşinin Murat tarafından öldürülmesi, bu arada birkaç
defa öldürülmek tehlikesi geçirmesi moralini çok bozdu. 1640 yılında ağabeyisi
Murat ölünce ve bunu da ibrahim'e söyledikleri zaman büyük bir endişeye kapıldı.
" Bana hile yapıyorsunuz bana taç ve saltanat gerekmez, karındaşım sağ olsun "
(1) diyerek içinde bulunduğu ruh karışıklığını ve öldürülmek korkusunu gös­
terdi. Sultan ibrahim'i koltuklarından tutarak tahta çıkardılar, bir türlü padişah
olduğuna inanamadı. ibrahim tahta çıktığı zaman 25 yaşındaydı. Devamlı olarak
ölüm korkusuyla yaşayan ibrahim ne yapacağını şaşırmıştı. En ufak bir hadise
karşısında heyecanlanıyor, dengesini kaybediyordu.

Şimdi onun kendisi tarafından yazılan hatt-ı hümayunlarını inceleyelim ( 2)

" Bir miktar şikare yendik burnumuzdan çıktı, günden güne bilmiyorum
mizacı şerifimi ne yavuz derde girittar oldum ".

" Beşiktaştan geleli, mizacım hayli bozgundur. Tezce muaceleye başlayasız


dahi ne laz,m ise. Gene gayretfen gezerim, üstümden def olmuyor, pek zayıf oldum
Pazar günü arza gidermiyim ? Yoksa gitmezsem ilam edesiz, şöyle bilesiz. "

" Sancı deyu yanıyorum, kah arkama gelir irkilir, kulaklarım tıklılı, gün olur
hemen kef geçerim. "

" Lakin şöyle sıkıimam var ki, ölüyorum. Ona buna dalamam gayretfen
halin yaman olmuştur. Sergerdan kalmışım ".

•) i. ü. istanbul Tıp Fak. Psikiyatri Kliniği

169
" Sabahtan beri bir \akma taam yemedim. içime zerre denlü sinmez. Bu
şikayetten Hak Celle ve Ala kurtarsın. Beni seversen buna çare bulasun, gine
ona buna sorasun, yeri gelse dersin ben isterim dilerim ve oyluklarımda mecal
zerre yok Belki gine tedbirde bulunur ve bilen adamlar vardır. Lakin tahayyüt
etmiyesin. Tanrı gözlen görmemişler akıl ılen bulmuşlar şöyle bilesiz. "

"Ziyade elemim var, iki ciğerim sıkar hele gine araştırasız yerde gökte
ayrık canım kalmadı . . .
"

" Taamsızlık canıma kar eyledi. Bir hafta miktarı vardır içim aman vermedi
ağlamaktan gözüm çıkıyor. Şu gine hekimbaşıylan söylesiniz, birkaçı bile olsun
ve yeni camii hekimi de, Tanrı gine keşmekeş edesin sen delimisin, aklın var mı
yokmu ? Gine yakasız pek halim haraptır şöyle bilesin .. "

Şekil 1

170
Şekil : 3
171
" Has odada yatıyoruz. Gene bir miktar mizacımızda keder vaki oldu ... '

"Şöyle sıkılıyorumki hiç olmaz. Günden güne yediğime doyunmam süzül­


düm. Etraf ve eknafe hebar sal, bilen adamları huzuruma getir, sen bilürsün sen
kendin eksiğine yer edin ben burda çenem il ikieniyor ... "

" Bir lokma taam yemedim, günden güne halim yaman oluyor ... "

Sultan ibrahim'in bu dertten kurtulmak için baş vurmadığı doktor kalmamıştı.


Dörtbir yana haber gönderiyor, dışardan hekimler getirtiyordu. Hele Portakal adlı
hekime çok güveniyordu ( 3 ) . Padişah'ın üstü muskalarla doımuştu. Hocalardan
biri geliyor, biri gidiyordu. Bunlardan Cinci hoca padişahın hayatını çok etkiledi,
onun netesiyle iyi olduğunu etrafa söylerdi ( 7 ) . Sultan ibrahim'in saf bir insan
olduğunu etrafındaki insanlar söylerlerdi. Her gelen üfürükçüden medet umardı.
Bu üfürükçülerden biri, kendisini ziyaret ettiğinde bir eviadı olacağını söylemişti.
Padişah bundan pek memnun kalmış, halkın üç gün oruç tutması için emir ver­
mişti. Buna ifade eden hatt-ı hümayun şöyledir: "sen ki vezir-i azamsın, malumun
olsunki bir şerif rikabımıza geldi, biraz Habib-i Ekremi rüyasında görmüşki benim
için cümle kullarım üç gün sayım olsunlar ve sen dahi tembih edesin tutsunlar,
eviadım gelmek niyetine ve üç bin Selavat-ı Şerifimi çevirsinler, onuda görelim."
(10)

Sultan ibrahim başa geldiğinde devlet idaresi çok bozuktu. Çe­


şitli entrikalar dönüyor, dış borçlar gittikçe artıyor, rüşvet, adaletsizlik devleti
içinden kemiriyordu. idare Kösem Sultan'ın elindeydi. ibrahimin annesini üzen
en büyük dert de bir valiahtın doğmamış olmasıydı. Çeşit, çeşit cariyeler geliyor,
sarayda hergün eğlenceler düzenleniyordu. Sultan ibrahim cariyelere doyamaz
olmuştu. Günde yirmi defa ayrı cariye ile münasebette bulunduğu 2.amanlar çok
olmuştu ( 1 ) . Sultan'ın garip istekleri vardı. Bunlardan birtanesi de; yakınlarına
Istanbul'un en şişman hanımını kendisine bulmaıarını istemiş, çok memnun kaldığı
ve sonradan Şivekar adını alan bu kadına Şam eyaletini hediye etmişti. Sultan
ibrahim'in kadına düşkünlüğünü sadrazamına yazdığı şu hatt-ı humayununda
görmekteyiz; "Selamdan sonra öteyi gün bir karı bulmuş idin bunu bize gönderesün
helbet tahayyür etmiyesün " ( 9 ) .

Sarayda en açık saçık eğlenceler tertip ediliyordu. Şarkılar çok çirkindi.


Bunlardan biri British Museum, Oriental Departmant Türk yayınları kısmında
kayıt! ıdır.

Padişah aklına geleni yapan bir insandı. Bunlardan birtanesi de kürk mera­
kıydı. Dinlediği bir hikayeden esinlenerek sarayın her tarafını samurla kaplattı.
Hazinenin büyük bir kısmı, bu yüzden, Rusyaya aktı.

172
Sultan ibrahim hastalandığı zaman kan da aldırırda. Şu hatt-ı hümayunda
bunu görmekteyiz: " . . . selamdan sonra hekim başı haber göndermiş, mualeceye
başlıyalum deyu, ne dersin ? Kandan evvel ihtikancık edelim deyu söylemiş,
ne yola korsun, bir cevap gönderesün ayın yirmibeşinde kan lazumdur deyu söy­
lemiş, hemen nice bilirseniz öyle edin., " . . . has odada yatıyoruz. Pek hasta bilesin.
Nice beni kodunsa, ziyade elem verdi. Şöyle bilesin, işlm Allaha kaldı. Şöyle oldum
ki hiç olmaz, ancak kan fayda etmedi, göreyim seni, nice hizmetinle tahayyüt
edesin ... " (4).

Padişahın şikayetlerinden birisi de hastalandığı zaman dışarı çıkamaması­


dır (4).

Sultan ibrahim, aklına koyduğu işi yapan, sabit fikirleri çok bir insandı.
Verdiği emirleri sıkı sıkıya takip eder, yapılmazsa çok şiddetli cezalar verirdi ( 6 ) .

Ölüm cezalarını yakından seyretmekten zevk alırdı. "Tedbir iken bakayum dedum,
sabah arz olunan yahudileri kazuğa vur deyu Edirne kapusuna vardum, görmedim.
Yoksan dahi germedin mi " (7 ) .

Padişahın garip davranışları da vardı : Edirnenin odununu beğenmeyip,


istanbuldan odun getirtmesi, istanbul sokaklarında arabaların dolaşmasını ya­
saklaması bunlardan bazılarıydı ( 1 O).

Osmanlı devletini her ne kadar Kösem Sultan ve saraydaki entrikalar idare


ediyorsa da, Sultan ibrahim hatt-ı hümayunlarında Devlet ve Memlekete hizmetten
zevk duyduğunu bildiriyordu. Mesela; sen ki vezir-i azamsın, birkaç gün umura
müteallik cevap gelmiyor. Ayrık alıştık hizmete, ümmet Muhammedin işin görmeğe,
birgün telhis gelmese ne acep gelmiyor, deyu tefekküre varurum, şöyle bilesin "
(5 ) .

Sultan ibrahim'in hayatına ait bu kadar vesika toplayabildik. Bu vesikaları


değerlendirmeden önce akla gelen ilk sual; bir padişahın psikozu veya nörozu
nasıl seyreder. Bunun hakkında hüküm vermek çok güç. Biz bunun tartışmasını
tarafa bırakarak elimizdeki vesikaları değerlendirelim :

Sultan ibrahim'in yazdığı mektuplara bakacak olursak, fikir bağlantılarının


çözülmüş olduğunu, bir sürü harf ve imla hatalarının bulunduğunu görüyoruz.
Dikkati çeken diğer bir hususta padişc.hın sık ve şiddetli anxiete reaksiyonları
göstermiş olması, bu esnada dışarı çıkmaktan zevk almamasıdır. Sultan ibrahim'in,
küçlik kağıtlı hastalar gibi hekimlerden, hocalardan şifa beklemesi, bazan telkinle
somatik şikayetlerinin geçmesi de ilgi çekicidir. Yaptığı davranışlar, çabuk tesir
altınaa kalması, entrikalara çok alet edilmesi, padişahın zeka bölümünün oldukça
düşük olduğunu hatıra ge tir me k tedir. Zaman, zaman gP.Ien ero omanik reaksiyon­
lar, istanbuldan odun getirtmek, sarayın duvarlarına varıncaya k ada r samurla

173
döşetmek gibı absürd davranışlar da ilginçtir. Padişahın sülalesinde şahsiyet
bozukluğu gösteren insanlar çok olduğundan, her ne kadar nörotik elemanlar
fazla isede, Sultan ibrahimin prepsikotik, hatta yaşantısının bir kısmında bu devreyi
de aşan bir insan olabileceği akla gelmektedir.

ÖZET

Bu yazımızda, belgelere dayanarak Sultan ibrahim'in kişiliği incelenilmeye


çalışılmış, Sultan'ın prepsikotik olabileceği sonucuna varılmıştır.

SU M MARY

AN INVEST IGATION ON THE CHARACTER T RAITS OF SULTAN i B RAHiM

Burhanettin NOYANM. D.*


Tuncer ÖZKAN, M. D. *
in this article we have discussed the character traits of Sultan ibrahim
according to the documents that we could have found about him, as a result
of this investigation, we have the idea that he could have a prepsychotic per­
sonality.

•) Clicic of Psychiatry, Faculty of Medicine, University of istanbul

KAYNAKLAR

1- KOCATÜR K, V.M.: Osmanı Padişahları, Rafet Zaimler Kitap yayınevi istanbul, S. 156-168
2- ULUÇAY, Ç.M.: Tarih Dünyası, Yıl, 1, sayı 6, 30 haziran 1950, S. 244
3- ULUÇAY, Ç.M.: Tarih Dünyası, Yıl, 1, sayı 7, 15 temmuz 1950, S. 276
4- ULUÇAY, Ç. M.: Tarih Dünyası, Yıl 1, sayı 8, 1 ağustos. 1950, S. 343-344
5- ULUÇAY, Ç. M.: Tarih Dünyası, Yıl 1, sayı 9, 15 ağustos 1950, S. 391-393
6 - U LUÇAY, Ç. M. : Tarih Dünyası, cilt2. sayı 12, 1 ekim 1950, S. 498
7- ULUÇAY, Ç. M.: Tarih Dünyası, cilt 2, sayı 14,1 kasım 1950 ,S. 611-612
8 - ULUÇAY, Ç. M.: Tarih Dünyası ,ci lt 2, sayı 15,15 kasım 1950, S. 657-658
9- ULUÇAY, Ç. M. : Tarih Dünyası, cilt, 2, sayı 16, 1 aralık 1950, S. 701-702
1O- ULUÇAY, Ç.M.: Tarih Dünyası, cilt 2, sayı 17, 15 aralık 1950, S. 739-740
11 - ULUÇA Y, Ç. M. : Tarih Dünyası, ci lt 3, sayı 22,1 nisan 1951, S. 926
12- ULUÇA Y, Ç. M. : Tarih Dünyası, cilt 3, sayı 14, 1 eylül 1951, S. 1018-1020

Yazar adresleri (The address of the authors)


Prof. Dr. Burhanettin NOYAN
Dr. Tuncer ÖZKAN
i.ü. istanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği
ÇAPA - iSTAN BUL

174

You might also like