ST 4-1 Compressed

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 29

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 1

GÜZELLİĞİN
DÜNYASI
M.Ö. IV. VE M.S.I. YÜZYILLAR ARASI
YUNANİSTAN

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 2
SONSUZLUĞUN SANATI:
• Sana4n büyük uyanışı ve özgürlüğe kavuşması,
MISIR DÜNYASI
M.Ö.. 520-420 yılları arasında gerçekleşmişQr.

• Yöntemleri, üslupları ve gelenekleriyle çeşitli


kentlerde sanat okulları…

• Dor üslubu, İyon üslubu gibi mimaride değişik


üslupların yan yana kullanılışı…. Örn: Parthenon

• İyon üslubu ile yapılan tapınakların dayandığı ilke


Dor üslubuyla yapılanlarla aynıdır, ama
görünüşleri ve özellikleri farklıdır. İyon
tapınaklarının sütunları daha incedir, ancak
sütun başlığı daha süslüdür. Örn: Ercththeion
Tapınağı

• Aynı zarafet Fidias’tan sonra gelen kuşakla


başlayan bu dönemin heykellerinde ve
resimlerinde de belirir.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 3
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 4
• M.Ö. IV. Yüzyılda sanata karşı yaklaşım çok değişti.

• Fidias’ın heykelleri, tanrıların betimlemeleri olarak, tüm Yunanistan’da ün


kazanmıştı.

• Buna karşlılık IV. Tapınaklarının büyük heykelleri, ünlerini kendi güzelliklerine


borçludurlar.

• Öğrenim gören Yunanlılar artık şiirleri ve tiyatro oyunlarını tartıştıkları gibi resim
ve heykelleri de tartışıyorlardı.
• Bu yüzyılın büyük heykelcisi Praksiteles, işçiliğindeki zarafet ve yarattıklarının
ince ve içten etkileyici niteliğiyle ünlüydü.

• Övgüsü birçok şiire giren en ünlü yapıtı Aşk tanrıçası Aphrodite’nin yıkanmak için
banyoya girişini betimliyordu. Ancak bu yapıt tamamen yok oldu.

• XIX. Yüzyılda Olympia’da bulunan kucağındaçocuk Dionysos’u tutan mermer


Hermes heykeli veya bronz bir heykelin hatasız mermer kopyası olan eser
Praksiteles’in yapıtı olarak kabul edilir.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 5
Praksiteles’in yapı4nda hiçbir ka4lık izi kalmamış4r ar4k.

Praksiteles’in ve Yunanlı diğer sanatçıların bu güzelliğe


bilgi aracılığıyla ulaş4kları bilinmelidir.

Yunanlı sanatçıların ifadeye ve duyguya özenli


çalışmaları meyvelerini Praksiteles zamanında vermişQr.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 6
• Klasik sana4n en ünlü
çalışmalarının çoğu bu
dönemin (M.Ö.I.V yy ortaları)
heykellerinin kopyaları veya
değişQrilmiş biçimleridir.

• Blevedere Apollon’u erkek


bedeninin ideal bir örneğidir.

• Aphrodite’nin klasik heykelleri


arasında en ünlülerinden biri
ise Melos adasında bulunan
«Melos Aphrodite’si» diye
anılır.

• Bu heykel büyük olasılıkla bir


sonraki dönem yapılmş ama
Praksiteles’in üslubundan ve
yöntemlerinden yararlanılmış
bir Aphrodite-Eros
topluluğundan bir parçadır.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 7
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 8
• Portre düşüncesi, Yunanlıların aklına ancak IV. Yüzyıl sonlarına
doğru, geç bir dönemde gelmişQr.

• O döneme kadar Yunanlı ustalar yüz hatlarında yapılacak


oyunların başın yalın güzelliğini bozacağını düşünmüştür.

• Praksiteles’i izleyen kuşak bu çekingenliği ortadan kaldırdı ve


sanatçılar yüz çizgilerine, onların güzelliğini yok etmeden hareket
verme yolunu buldular.

• Daha da fazlası, kişinin ruhsal yapısını ve kişinin yüz çizgilerinden


çıkan anlamı ve bugünkü anlamda portrenin nasıl yapılacağını
öğrendiler.

• Büyük İskender’in imparatorluk kurması, Yunan sana4


bakımından son derece önemlidir. Yunan sana4 böylece birkaç
küçük kenQn değil, dünyanın yarısının ortak dili haline gelir.

• Bu nedenle bundan sonra Yunan sana4 Helenis<k sanat olarak


anılır.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 9
Doğu’nun etkisi…

• Korint üslubu: Sarmal İyon


kıvrımlarına yapraklar
eklenerek, daha zengin bir
sunum tercih edilir.

• Bunlardan pek azı günümüze


kalmış olmasına rağmen en
geç döneme ait olanlardan
bugüne kalanlar ihQşam
örneğidir.

• Yunan sana4nın üslupları ve


buluşları Doğu
imparatorluklarının ölçüsüne
ve geleneklerine uyarlanmış4r.

• Heykeller açısından örnek ise


Bergama Sunağı üstünde yer
alır.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 10
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 11
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 12
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 13
• Bergama Sunağı üzerindeki frizler (M.Ö. 160
dolayları)

• Tanrılar ve devler arasındaki savaşı beQmler.

• Yunan sana4nın uyum ve inceliği burada yer


almaz.

• Etkiyi daha yükseltmek için alçak kabartma


yerine, figürler neredeyse yerlerinden
çıkacakmış gibi oyulur.

• Bu yaklaşım HelenisQk sana4n bir özelliğidir.

• Sonraki dönemlerde en büyük üne


kavuşmuş heykellerden bazıları da bu
döneme aijr.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 14
Laokoon ve
Oğulları (M.Ö.
175-150)
Vatikan

Hagesandros,
Athenodoros,
Polydoros
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 15
• Bu heykelde, Vergilius’un Aeneas adlı destanında
anla4lan acıklı bir öykü beQmlenmişQr. Troyalı
rahip Laokoon, içinde Yunan askerlerinin
bulunduğu tahta a4 kente almamaları içim
hemşerilerini uyarır. Troya’yı yerle bir etme
tasarılarının engellendiğini gören tarılar,
denizden iki koca yılan gönderir. Yılanlar hem
rahibi hem de oğullarını boğumları arasına
sıkış4rıp boğarlar.

• HelenisQk dönemde sanat büyü ve dinle olan


bağını kaybetmişQr. Sanatçılar teknik sorunlarla,
sadece teknik sorunlar olarak ilgileniyorlardı.

• Bu bakımdan böylesi bir öykünün tüm


devinimini, ifadesi ve gerilimiyle nasıl
canlandırılacağı sorunu, sanatçının çapını ölçmek
için önemli bir sınavdı.

• Helenis<k dönem: Koleksiyonculuğun başlangıcı

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 16
• AnQk dünyanın en ünlü ustalarının çoğunluğu heykelcilerden ziyade
ressamlardır.

• AnQk resim sana4 üzerine fikir edinebilmenin tek yolu Pompei ve


diğer yerlerde gün ışığına çıkan dekoraQf duvar resimleri ve
mozaiklerdir.

• Duvar resimlerinde resme girebilecek her şey yer alır: Ölü doğa,
hayvan resimleri ve HelenisQk dönemle ortaya çıkan peyzaj
resimleri

• Manzara resimlerinde perspekQf yoksunluğu: Yakın veya önemli


nesneler büyük, uzak nesneler küçük çizilir.

• Bu yaklaşımın varlığı anQk sana4n en son, en özgür ve en güvenilir


yapıtlarında bile Mısır izlerini hissejrir.

Çiçek Toplayan Kız (M.S. 1. yüzyıl)


Stabiane’de bir duvar resminden ayrın4, Ulusal Arkeoloji Müzesi, Napoli

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 17
DÜNYAYI FETHEDENLER
Romalılar, Budistler, Museviler ve HırisQyanlar
M.S. I ve IV Yüzyıllar arası

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 18
• Romalıların en önemli başarıları inşaat mühendisliği
alanında olmuştur. Yollar, su kemerleri, halk hamamları vb.

• En ünlü yapı Roma’da yer alan Colosseum’dur. Yunan


tapınaklarında yer alan Dor, İyon ve Korint üsluplarına yer
verilmiştir.

• Romalıların mimari yapılarından hiçbiri onların İtalya, Fransa,


kuzey Afrika ve Asya’daki tüm imparatorluklarında diktikleri
zafer takları kadar kalıcı etki yapmamıştır.

• Roma mimarisinin en önemli özelliği kemerlerin kullanımıdır.


Yunan mimarisinde çok az yeri olan bu buluş, Romalılar
tarafından çokça kullanılmıştır.

• Romalılar, değişik yöntemlerden yararlanarak, tonozla tavan


örtüsü yapımında çok ustalaşmışlardır.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 19
• Tonoz-tavan örtüsünün en güzel örneği Roma’da yer alan
Panthenon’dur. Klasik dünyadan kalan tek tapınak4r.

• Yunan mimarisinden beğendiği şeyi almak ve bunu kendi


ihQyaçlarına göre uygulamak Romalılara özgü bir durumdur.
Bu yaklaşım başka şeylerde de izlenmişQr.

Panthenon’un içi, Roma (M.S. 130 dolayları)


G.P. Panini, Statens Sanat Müzesi, Copenhagen

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 20
• Portreler… Gerçekçiliğin doruk noktası!

• İlk portrelerin, ilkel Roma dininde yeri çok değerlidir. Cenaze


alaylarında, ataların mumdan imgelerini taşımak bir töredir.

• Roma bir imparatorluk haline gelince, imparatorun büstü dinsel


bir ürküntü ile saygı görüyordu.

• Romalılar Yunan sanatçılara nazaran daha gerçekçi portreler


yaparlar, bu bağlamda bazen ölü kişinin yüzünden çıkarqkları
kalıpları kullanırlar.

• Kişi hangi statüde olursa olsun gerçekçi yaklaşım vaz geçilmez bir
ilkedir.

İmparator Vespasianus (M.S. 80 dolayları)


Naples, NaQonal Archaeological Museum

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 21
• Romalı sanatçıların üstlenmek durumunda kaldığı bir başka yeni iş
Doğu’da miras bir töredir: Askeri seferlerin anla4mını sunan
dikilitaşlar.

• Yunan sana4ndan öğrenilen tüm incelikler bu anla4larda kullanılır.


Ancak Romalılar her ayrı4nın özenli beQmine ve askeri seferin
kahramanlıklarının, ülkede ka4lıp savaşa ka4lmayanları
etkileyecek biçimde detaylı anla4mına yer verirler. Başlıca amaç
uyum, güzellik veya etkileyicilik değildir.

Traianus Stünü, Roma (M.S. 114 dolayları)

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 22
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 23
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 24
• Fayyum portreleri…

• HırisQyanlığın doğuşundan sonraki yüzyıllarda,


Roma sana4 ve HelenisQk sanat, Doğu
imparatorluklarının en etkili oldukları bölgelerde
bile onların sana4nın yerini aldı.

• Örneğin Mısırlılar hala ölülerini mumyalıyorlardı,


ancak ölüyle beraber gerçek imgesini gömmek
yerine, ölüyü ar4k portresiyle gömüyorlardı.

• Bir başka etkilenen kültür Hindistan oldu:


Buda’nın öyküsü Roma tarzında beQmlendi.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 25
Gautama (Buda) evinden ayrılıyor,
(M.S.II Yüzyıl dolayları)
Hindistan Müzesi, Kalküta

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 26
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 27
• Musevilikte imge yasağı / Bireyleri
eğitmek üzere imgeden faydalanma
(Doğu kentlerinde yer alan sinagoglarda)

• Sanatçının başlıca amacı, Tanrı’nın


gücünü gösterdiği durumları seyirciye
anımsatmak4r.
• Sinagogdaki bu iddiasız resminin ilgi
çekme nedeni, HırisQyan dininin,
Doğu’da yayılırken aynı düşüncelerin
sana4 etkilemiş olması ve sana4 kendi
hizmeQne almış olmasıdır.

• HırisQyan inancı da anla4m söz konusu


olduğu zaman Yunan geleneğini takip
etmişQr.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 28
• Burada sakallı İsa yerine Yunan filozoflarına
beneyen, Aziz Petrus ve Aziz Paulus arasına
oturmuş güzel bir delikanlı olarak beQmlenmiş bir
peygamber görürüz.

• Heykelci, İsa’nın göklerin hakimi olduğunu


belirtmek için, onun ayaklarını, eski gökler
tanrınsın sırtlandığı koca bir gök kubbenin üstüne
bas4rıyordu.

• Bu ilgi değişiminin belirQlerini yalnızca dinsel


yapıtlarda değil, aynı zamanda heykellerde de
görüyoruz. Eski uyumun ve inceliğin çok az
sanatçı taraundan takip edildiğini anlıyoruz.

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 29

You might also like