Professional Documents
Culture Documents
Servet-I Fünun
Servet-I Fünun
Böyle bir yaklaşım tarzı, deniz objesinin amaç değil, şȃirin ruh
hȃlini anlatmada araç durumunda bulunduğunu düşündürür.
Bununla deniz, metne yerleştirilmiş alelȃde bir "yama " olmaktan
uzaktır. Fikret'in başarısı, ruh hȃli ile deniz arasında çok sağlam bir
ilişki kurup denizi ȃdeta ruhunun aynası hȃline getirebilmiş
olmasındadır. Elbetta burada şȃiri harekete geçiren asıl etkenin
deniz mi, yoksa ruh hȃli mi olduğu tartışılabilir. Ancak tartışmadan
çıkan netice, bu şiirin bir ben şiiri olduğu gerçeğini
değiştirmeyecektir.
Mȃi Deniz'in muhtevasına bu çerçeveden baktığımızda birinci
bendin denizin durumunu, ikinci bendin şȃirin durumunu, son
bendin ise şȃir ile deniz arasındaki ilişkiyi anlatmaya tahsis
edildiğini görürüz.
Bu parçada iki kere tekrarlanan" Bir çocuk ruhu kadar " sözü
denize unutkan, temiz, masum bir çocuk hüviyeti veriyor. Çocuk
teşbihinin peş peşe iki defa tekrar edilmesi, denizen sahip olduğu
aydınlık, saflık ve masumluk niteliklerinin derecesini çok daha
belirgin hȃle getirme amacına yöneliktir. Bu arada çocuk veya
çocukluk, pek çok sanatkȃr için tekrar kendisine dönülmek istenen
mutluluk, temizlik ve masumiyet objesi veya çağıdır.
Hȃlbuki şȃir hiç de böyle değildir. O, " bütün bir gece " boyunca
devam eden ve ȃdeta bir kȃbus olarak nitelenebilecek bir ruh hȃli
yaşamıştır. Öyle ki, hüzünleri coşmuş, hayalleri perişan olmuş,
bakışlarına karanlık bulaşmış, kalbi elemle dolu bir gece. Bunun
için o, hayata karşı şikȃyetçi, dargın ve kırgındır. İşin daha da kötü
tarafı, şȃirin bir türlü bu hȃlinden kurtulamaması, bu hususta " ȃciz
" kalmasıdır. Nitekim sabah olmasına rağmen Fikret'in hȃlinde en
ufak bir değişiklik yoktur.
Kısacası Mȃi Deniz, gerek nazım şekli, gerek bend ve mısra yapısı,
gerekse kafiye şeması ve vezni bakımlarından Türk şiirinin
klȃsikleşmiş şiir formlarından bir hayli farklı ve yenidir. Her bir
bendde muhtevanın bir bölümü anlatılmıştır. Denizin durumu,
şȃirin durumu ve şȃirle deniz arasındaki ilişki. Buradan haraketle
her bir bend, bir " mȃnȃ Birliği" oluşturur.