Professional Documents
Culture Documents
1987 4 Yaparelr
1987 4 Yaparelr
1987 4 Yaparelr
iLAHIYAT FAKÜLTESi
• •
DERGISI
~IV
1
A.rş. Gör. Recep YAP AREl.ı
ba§lka dıey1şle, tadf; «bir kelimenin veya tabir:in (phııa:se) sahih anla:mım
ortaya koyan açık ve ikesin bir ibare veya süreçtir (Flew. 1984, s. 86)
Bu itibarla, bir kelimenin mana kazanıp ileıtiştm dünyasınıdaki fonk-
siyonunu yerine getireiJ:lHmesi için tarif i§leminden geçmesi zarftridir.
Bu konuda bir anlaşma olmalkla beraber, tarif i§leıminin naısıl
yapılması ge~tiği hususunda tam bir fikir ve yaklaşım birliğinin
bulunduğunu söylemek oldukça gıüçıtür. Çünkü, tarif konuısunda değişik
usftller t,aıkip edilegelmiştir. (Bkz. Barker, 19 65, ss. 198-\204; Martin, 1958,
1
- 403
Arş, Gör. Recep YAPAREL
~· 404-
DİNİN TARİFİ MÜMKÜN MÜ?
da tarif edilmeyi bekleyen dinde mi? Gerçekten din, insanın tam anla-
mıyla görebdleaeği bir çey olmadığı , (Smart, 1976, s. 3) için mi, yoıksa
kendiısini çok değişik biçimleııde gözler önüne sergilemesinden ötürü mii
tarifinde güçlük çeki1mektedir? Veyal:l\ut da, twrifin ortaya atıldığı dönemin
. umumi havası ve roültürel ortam mı farklı görüşlere yol açma<ktadır? Me-
selenin kaynağına ilişkin olarak gösterilen faktörlerin her birinin değ' şik
ölçülerde de olsa tarif iŞlemini etkilemeleri mümkündür. Bu faktöderi
tekrar belirtecek o~urısa~k şöyle sıralayabiliriz: a) Dillin mahiyeti, b) Tarif
eıdenl.n kendi kişiliği {duyuşları, dünya görüşü, meşıgrul. o1duğu saha),
c) Tarifin yapıldığı dönemin umumi havası veya o anda hakim olan tema-
ytiller (Sosyal, siyasıi, ikti:sadi). (Krş. Bkmrd, 1959, ssı.. 127-!128; Strom·
men, 1971 ss. 5.2, 53). Ducıvssıe ( 1'953) ,,, dinin tıpkı lisan bilim; :sanat gibi
zaman iÇeriiSinde değişme göstermesini, dinin tarifini oluımsru:z yönde et·
'k,Heyen bir amil olarak z:/kretmektedlir. (s. 20).
Diııin tarifi konusunda ileri sürülen fikirlerde ortaya çıkan farklı·
laşmaya ilişkin o~arak, :vkla gelen bir diğer seibeib i:se, din l{elimesinin na·
sıl kullanı1ınasmdan çok, tarifin nasıl yapılacağı hwsusmıdaki kapalılıiktır .
. (Thoule:ss, 1971, s. ll). BiT başka deyi1ş1~, çok yönlülük (multidiımenti
. onalıity) arzeden din gibi bir olguyu tek cepheden ele alınaik yeterli olma·
maktaıdır. GaDoway, (19,23), yapıran ibaızı tarifierin yeterısiz ve te!k taraflı
olduklannı ileri sürerek, ibu tüır tarifierin belki dinin muhtelif merhale-
leri iç:ln geçerli olabileceğini, diğerleri i:çin ise olamadığmı, ya da diııde
önem1i olam dışarıda bıralk,biklarını söytemeıkteıd!lr. Bu hususia i]gili olarak
da Galloway, Max MüHe·r'in yaptığı din tarifıni misatvermektedir. Bu ta~
rife göre din, insana sonısuzu ,idrak etme yeteneği kaızandaran zihni bi:r me~
~eıke veya dstıiıda:ttı:r. Böyle bir tarif, tahiaıtıyla, illlkieJ. dinleri dl'§<mda bıra
kamk atG:fta bıile bulunama:zken, mütekamil dinlierdıe me;ycut olabilecek bir
çoık özelliği de göz ardı etmeiktedir (s .. 181) . Çi1n:kü, «din, çi tf yönlülüğü n·:!
eihemmiyet verilmesi: gereken, iç ve dış olmak üzere iki cepheye sahip
ıb~r süreçtir- Bir taraftan ha:kıldığLnda, bir iti'kad ve duygu hali, yani insa-
mn içinde mevcut olan mhi bir temayül; diğer ib:ir ib3!kışı açısından ise
din, bu subjektif temayüllerin uygun fiiUerle ifade edJlmesidiT-» (s. 181).
Denebilir ki:, <~din ne saıqece teori, ne sadece duyıgu, ne de sadece sos-
yal dayanışma ve kaynaşma mesele:sidir. Onda teori kadar ve hatta teori-
.. den de ço!k praıtik önemHdir». (Aydın, 19·83, s. 44) Bu seıbıeble, dinin sadece
·. bir veçhesini göz önünde bulmıdurarak meseleyi ele almaık yeterli olma·
dığından, daima yeni tamınıara ihtiyaç duyuılmuş, bu da tespit edilmeleri
bile başlı başına bir problem teşkil eden çok sayJJda tarifin o~taya çık-
-405-
Arş. Gör. Recep YAPAREL
masına yol açımıştır. Görüldüğü gibi, oldukça karmaşık (complex) bir ya-
pıya sahip olması hıünasebetiyle dini tarif etmek oldukça güç bir iştir.
(Johınıson, 1959, s. 47)
Dini tarif işi yanında, teklif edilen d:in tammlarını bazı özellikleri·
ne göre sınıflama teşebbüsleri de olmu~tur.
-406-
DİNİN TARİFİ MÜMKÜN MÜ?
- 40'7.-
Arş. Gör. l"..ecep YAP AREL
arası)
, Her hangi bir mefhunıun farklı iki kiültüre mensulh insanlarca bir-
bd.r1nd:en değişik manalarıda anlaşılınam veya değer1endiri1mesinin, kültür-
lerarası karşıla§rtırmalarda önemli bir husms olduğunu vurgulayan Watt'a
göre, dngilizce'de din anlamına gelen religion ile dm kelimeleri dilde,
e§anlamlıı:dır. Fakat bir Müslüman için din,, hayatın her yönünü içine aldı
ğı ha1de, sıradan Mr Avr-upalı H:rristiyan için :reügion, hayatın ancak
küçıük bir bölümünü i-çine alma!ktadır.» (s. 21) Bu münaseihet1e, İngıll!iz~
ce'den dilimize yapılan tercümeleı:ıd:e genellikle din terimi ile karşılanan
religiton kelimeısinin geçtiği her yerde, bu hususun göz önünde hulundurul·
ması gerekmektedir.
(*) Dtaz (1978) bu konuda şunları söylemektedir: « ... din kelimesi bütrün an-
lamlarıyla birliıkte Arap dilinin gramerine uyan Araıpça asıllı ibir kelimedir.
Miüısteşriklerin ileri sürdüıkieri ıg~bi din kelimesi Arapçaya Frasıça veya İbrrar
niceden geçmiş değildir.» (s. 44)
-408
DİNİN TARİFİ MÜMKÜN MÜ?
Teıknik
Terinller Lügatindeki (Ke§~af-ı Istılahat-il Flünün) «din>>
maddesindie a·det, ı;ürert, hesaıpı, kahr, hükmetmeık, ta'at; hal v:e ceza
ayrıca siyas·et ve re'y manalarma geldiği yazılıdır. (is. 503.) Bunlara ek
olarak «Uibüdiyyıet>> (kuil1uk) anlamını da hari:zıdir. (Izutsu, 1975, s. 207).
İslamdan önceıki Arap Edebiyatında, keHme üç ayrı kök manaya
sahipti:
1) adet ve huy, 2) kar§ılık vermek, S) ta'at. (Izut:su, 1975, s. 208)
Max Müller
<<Diın tımine Giri~>> isimli kitabında Max Müller şöyle yazmaktadır:
. (*) Leuıba (1912) kitabının appendi:ks bölümünde, üç ayrı sıp:ıfa ayırarak kırk
sekiz din taı·ifi vermektedir. Bu yazıdaki tarifler adı geçen bölilirnden tercü-
me edilereik alınmıştır.
-409-
Arş. Gör. Recep YAPAREL
- 410-
DİNİN TARİFİ MÜMKÜN MÜ?
Religiıon s. 57) Eğer dinin davranış dünyası ile bir bağlantısı bulunmuyor-
sa, bundan böyle düşünce dünyasıyla da bir münaseıheti olmayacaktır:
«Din katıksız bir bilme arzusundan (impulıse) neşek ederneyeceği gibi, et·
mez de. Diıni duygularda hissettiğimiz v·e şuur sahibi oLduğumuz şey, nes-
nelerin mahiyeti olmayıp aksine üzerimizdeki tesiridir. Nesnelerin ma-
hiyeti hakkında bilebilceğimiz veya inanahileceğimiz husus Din alanının
(sıphere) çok aşağılarmdadır.» (İbid, s. 4:8) Din, özelliği olan her hangi
bir nesnenin yani kainatın bitr ~ası olarak bu nesnenin ele alınmasrı ve
bütünün bir parçası olarak lılissedilmesiı halinde <<ki ibu nesnenin <l:'ğer
· varlıklarla karşı kar§ıya ve sınırlı olarak değil, fakat hayatımızdaki namü-
tenahinin açığa vurulması şeklinde, bizde huısüle getirdiği. duygudur
O)eeling). Bunun ötesinde bulunan, mesela varlıkların mahiyetirün ve
özüııün derinden araştırılınaısı için gösterilen çaba gibi b]r şey bundan
}}öyle din olma özelliğini yi:tirir, aıksioo bir tür dlim olma yoluna g~rer, ona
ulaşınaya çalı§ ır>>· Oıhid., s. 49)
C.P. Tiete
«Dini fenomenlerin dikkatli bir tahlilinin. bizi bunların tümünün
duy.gulara götürülebileceği sooucuna sevketmesinden memnunum, fakat
bunu söylerken dini fenomenlerin dı,ı.ygulaı.ıdan neşet ettiğini söylemek
istemiyorum. Çünkü kökeni daha derinleiıde yatınaktadır.» (Science of
Religion, Vol. II., s. 15) Leuba, 1912, s. 348)
George M. Stratton
<<Din, nesnelerin sergiıledtkleri nizamın eheımmiyet ve tesilrine kal]ı
gösterilen tedrid uyanıştır.» (The Psyho1ogy of ıthe Religious Life, ss. 345;
Leuha, 1912, s. 350)
J.G. F:ra.zer
<<Ü zaman din de:nilince, insan hayatını ve Tabıatın gidi§atım kollltrol
ve idare er!:.tiğine inanıl,an insanüstü 'kuıvvetlerin yatuş1tınlması v~eya gönül-
lerinin alınmasın] anlaınaktaymll>>. (The Go~den Bough, 2d. ed., VoL I,
s. 63) (Leuıba, 19,12, s. 353)
A. Com.te
- 412-
1
DİNİN TARİFİ MÜMKÜN MÜ?
E. Kant
<~Din, (sriibjektif olarak düşünüldüğünde)
tüm ödevlerimizin ilahi
emirler olaraJk kıa:hıJllenilmesildir.» (Die Religion mnerhalh der Grenzen
blossen Vernunft, V:Ler:tes Stuck, erster Theil; Leu:ba, 19·12. 358)
Yine OaUoway'e göre, (1923) <<İYi bir din tarifi, dini tecrühede hep
birlikte i§ gören ruhi faktörlerin her birin~ bir ölçüde göz önünıde bıulun
duranrlc onlara atıfta buluıimahdıtr>> (s. 182). Bi:r başka ifadeyle, dini
tecrübeyi meydana getiren değişik faktörlerin ayııı anda değerlendirilme>
leri biııbirleri He olan münasebeUerinin hesaba lı:atıılmalan uygun bir tarif
iıçin zarur:ı görıülmektedir. Çül1!kü, di'ni tecrübenin ya da dinin oluşumunda,
hissi, ameli ve lmgnitif falktöder hep lbirliMel etikili olmaktadırlar.
(Galloway, 1923, s. 184)
Kısaca söyle•yecek olursak, din, bir yönüyleı iman (veya iıtikaıd), bir yö-
nüyle amel (pra:t'lk), diğer b!ir yönüyle de duyguyu içine alan bir bütünlük
arzeden yapıya sahip bulunmaktadır. Bu yaklaşıru, giinümüzde gerek teorik
ve gerekse empüik ara§tırmalarda destek görmektedir. (Bkz. G1ock ve
Staı'k, 1973, ss. l!:h-37).
- 413 -·
Arş. Gör. Recep YAPAREL
Dinin bütün ve karmaşık bir yapı olduğunu iana eden bir başka gö-
rüş de Wieman ve Wieman (1935) dan gelmektedir. FaıkaJt, dinin bu ö-
zelliği, onun tanid:iin! gü~1eştiren bir unsur olara:k de,ğerlendhilmektedir.
Adı geçen yazarl!a:ra göre, <~in, tam anlamıyla her yıönr!inü kapsıyacak
tarzda ele ahnması ınıümkün olmayıan çok geniş bir Hıgi alam durumrmda-
dın:', Bu sebeplıe, tam sümüllü bk din tarifi de mevcut değild 1 ır» (Wieman
ve W&eman, 1935, s. 29).
Din Bilimcilerini zor durumda bırakan bu korınpleks özelligine rağ
men dini, Clark'ın (1958) deyimiyle Sosyal Psikolojiık, Johnson'un (19'59)
tabiriyle i~se, sentetik olarak .tarif etme girişimleri olmuştur. Pratt'm din
tarifini bu tür tanırnlara bir misili olarak gösterebiliriz. Pratt bu tammın·
da, dini şöyle tarif etmektedir: «Din, fert veya toplumların, kendi mu:kad·
deratları ve menrfaatleri üızerinde mutlak kontrole sahip olduğunu düşün
dükleri güç veya güçlere karşı takındıklan ciddi ve sosyal bir tavırdır
(attitude)» (Pratt, 1948, s. 2).
Kendi kültürüroüzde mevcut bulunan d~n tarifleri, günümüz ·SOSyal
bilimcilerinin ulaşbklan neticeler ışığınıda değerlendirilmeleri ınüstakil
bir çalışmayı gerektirdiıği düşüncesiyle, buraya dahil edilmemiştir.
Kısaca özet1eyıecek olursak, d'in tarifleri arasındaıki faıiklılaışma, ma-
hiyetten çok, dillin hü:tününü teşkil eden değişik boyutlardan hangiıstinin
daha çöl{ önemsendiğine bağlı olarak ortaya ç~kmaktadır. Diğer bir de-
yişle, boyutlara atfedilen önemi,n derecesinin farklılaşmaya sebeb olduğu
söyleneibilir.
-414-
DİNİN TARİFİ MÜMKÜN MÜ?
KAYNAKLA,R
' lzıutsu, Toshihiko, Kur'ap'da Allah ve İnsan, (Terc: Süleyman Ateş) An-
kara: A.ü. ilahiyat Fakültesi Yay., 1975.
-415-
Arş. Gör. Recep YAPAREL
Tlıouless, Rober;:tı
H. An Introducti:on to the Psyhology of Religion. London:
Cambridge Univers;ity Press, 1971 (3. Baskı). . .
Watt, w.M Modern Dü:nyııda lsılam Vahyi. (Çev: Meıhmet Aydın) Ankara:
!lk-ISan Mat., 19ı82.
\Vieman,. H.N. and Regina Westcott-Wieman, Normative Psyhology of
Religion. New York: Thomas Y. Growell Ooımp., 193:5.
Yahya, Osman,, «İslam'ın Deruni Terzahürleri» (Çev: Saıbri Hizmetli)
A.Ü. İlalı5ı:yat Fald.Utes~ Dergisi, 1985, C. 27, ss. 177ı-200.
. .
Yinger, J. M:lton, The Scientific Study of Religi;on. New York: The
Macınillan Comp., 19'70.
- 416
DİNİN TARİFİ MÜMKÜN MÜ?
ABSTRACT