Professional Documents
Culture Documents
HALAYLAR
HALAYLAR
BÖLÜM : HALAY
Halk oyunu türlerinden biridir. Alay’da denilen bu tür oyunlarda asıl tema halay
kurma. Toplanma ve birliktir. Oyuncular kollarını, birbirlerinin omuzlarından aşırarak
ve omuz omuza kenetleyerek parmaklardan, belden tutarak oynarlar. Her figür ritmik ve
ölçülüdür. Karadeniz sıra dağları eteklerinden Toroslara kadar yayıldığı görülen
halayların en tipik örneklerini doğu ve güneydoğu çevrelerinde görüyoruz.
J3 Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde davul ve zuma eşliğinde toplu olarak oynanan
bir halk oyunudur.1
J3 Genellikle davul zuma eşliğinde topluca oynanan bir oyun türüdür. Halayı,
halay başı denen kişi yönetir. Halaylar el ele tutuşarak, omuz omuza dayanarak
oynanır. Genellikle erkek oyunu olmasına karşın, kadınlarda kendi aralarında
halay çekerler. Kadınlar arasında oynanan halaylarda türkü söylenerek dansa
eşlik edilir. Kadm-Erkek karma olarak halay çekilen yörelerde vardır.2
J3 Doğu Anadolu ve çevresinde oynanan bir oyundur. Kol kola tutularak bir küme
Kadm-Erkek tarafından oynanır. Bu topluluk, elinde mendil tutan ve en başta
bulunan oyuncu marifetiyle idare edilir. Önce ağır karakterde iken sonlara doğru
yürüklenir (hızlanır). Halay çekmek tabiri edilir.3
J3 Halay en az 3 kişiden başlayarak yerin müsaadesi ve oyuncunun sayısı
nisbetinde kadrosu genişleyebilen toplu oyun adıdır.4
J3 Halaylar, süit oynanan toplu oyunların en yaygın olanıdır. Ağırlama, yeldirme,
yanlama, sıktırma, yaslanma, kolama, ayrılma, zahma, hoplatma gibi hareket
tempo, ifade eden kısımları vardır.5
J3 Orta Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde toplu, düz dizi halinde ve
disiplinli olarak oynanan oyunların tümüne halay denir.6
1 Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, s.599.
2 Vural Sözer, Müzik ve Müzisyenler Ansk. Remzi Kitapevi, İstanbul, 1986, s.300.
3 Türk Ansk. Cilt 18, M.E. Basımevi, Ankara, 1970, s.341.
4 Muzaffer Sarısözen, “HalkRakslarımızdan Halaylar”lüvk Folklor Araştırmaları Dergisi, Cilt 6, s.71-73.
5 Sadi Yaver Ataman, 100 Türk Halk Oyunu, Tifdruk Matbaası, İstanbul, 1975.
6 Türker Eroğlu, Halk Oyunları El Kitabı, İstanbul, 1999.
3
Halay, birlik, beraberlik, yardımlaşma gibi toplu hareket anlamına yada
süreklilik devamlılık anlamına gelir. Halay kelimesinin yanında haley, alay, aley, haley,
alley, bulay, buley gibi şekillerde söylenmiştir.
Halay sözcüğünün anlamı üzerinde olduğu gibi yazılış ve okunuşundan da bir
çok ayrımlar ve çeşitli görüşler vardır. Örneğin yurdumuzun çeşitli yörelerinde şu
yazılış, okunuş yada söyleniş içinde kullanılmaktadır.
t n
Halay, haley, alay, aley, haliy, aliy, bulay, buley
Halay sözcüğünün anlamı üzerindeki görüşler sıralanırsa, kalabalık insan
topluluğu anlamına gelen alay’dan gelen bir sözcüktür. Aleyler, buleyler deyimindeki
buley sözcüğü de topluluk anlamında kullanılmaktadır.
Halay birlik, beraberlik, yardımlaşma gibi toplu hareket anlamına yada
süreklilik, devamlılık anlamına gelir.
Halay, açık havada davul-zuma eşliğinde oynanan oyunlardır. Davul ve zuma
iki ve daha fazla olabilir. Halay türü oyunlar halk oyunları içerisinde en gösterişli
olanlarıdır. Halaylar kadm-erkek karışık oynadığı, yalnız erkeklerin, yalnız kadınların
yada erkekler baş tarafta, kadınlar son tarafta tutunarak ta oynanır.
Düğün, nişan, kına, sünnet, bayram, asker uğurlama, asker karşılama gibi
törenlerde ve her türlü köy eğlencelerinde halay çekilir. Halaylar Güneydoğu illerinde
çok kalabalık gruplar tarafından oynanır. Özellikle düğünlerde, o köyde ne kadar kişi
varsa (erkek, kadın, çocuk, yaşlı) halaya katılır. “Oyuncular küçük parmak kol ve
omuzdan tutuşarak bağımlı bir şekilde oynarlar. Kol dirsekten bükülü en fazla omuz
hizasına kadar kaldırılır. Tutuş şekli ve kol kırıklığı değişse bile çökmeler dışında eller
Q
omuz hizasını geçmez” .
Halk oyunlarının halkın ortak duygu, düşünce ve yaşantılarını yansıttığını
biliyoruz ve halaylarda halk oyunlarının aynı zamanda sözlerle ifade edilmeyen
duyguların ifadesinde de kullanılır. Engellenmiş, bastırılmış duyguların suçluluk
duymadan yaşanmasını ve boşalımını sağlar.
Halaylar, çeşitli bölgelerde ayrı karakter gösterir. Fakat karakterleri ne olursa
olsun halay bir topluluk oyunudur. Yani toplu oyunların en soylu ve gösterişli örneğidir.
7 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.229.
8 M. Öcal Özbilgin, Türk Halk O yunlarında Tür ve Biçim Sorunu, Ege Ünv. Sos. Bil. T.H.O. Anabilimdalı Yüksek
Lisans Tezi, İzmir, 1995, s. 107.
4
Daima bir baş çekenin kumandasında oynanması oyun ve ritm disiplini açısından bu
oyunların bir sisteme bağlı olduğunu göstermektedir.
Halay her türlü maddi çıkar ve yarardan arınmış bir eylemdir, bu eylem bilhassa
sınırlandırılmış bir zaman ve mekanda tamamlanmaktadır. Belirli kurallara uygun
olarak düzen içerisinde cereyan etmekte ve kendilerini gönüllü olarak bir esrar havası
ile çevreleyen veya alışılmış dünya’ya yabancı olduklarını kılık değiştirerek vurgulayan
grup ilişkilerini doğurmaktadır.
J3 Halaylarda bir düzen, hareket, gösteriş ve heyecan vardır.
J3 Halay ister kadın ister erkeklere ait olsun her oyun ancak tam bir ciddiyet içinde
oynanabilir ve halayı oynayan birey yaptığı etkinliğin toplumsal bir alay
olduğunun bilincindedir.
J3 Halaylar anlam bakımından zengin bir işlevdir. Her oyun bir anlam taşır.
J3 Halaylar anlam bakımından zengin bir işlevdir. Her oyun bir anlam taşır.
J3 Halayların mevcudiyetinde her yerde gündelik hayattan gelen, belirlenmiş bir
eylem görülür.
Sert Kaba Ve Hoyrat D eğildir : Halaylarda bazı hareket ve figürler sert gibi
görünebilirler. Böyle bir izlenime varanlar, yanıldıklarını anlamakta gecikmezler, çünkü
böyle görünmesi ancak hızlı kıvrak ve dinamik oluşundan gelir, aslında sert sanılan bir
hareketin bile dikkat edilirse, sıcak bir dokunumu, yumuşak bir özdenliği vardır.
6
Oyuncular topluluğu oyun bitmiş bile olsa sürekliliğe yönelik bir eğilim gösterir.
Birlikte yaşama, gizemli bir şeyi birlikte paylaşma, ötekilerden hep birlikte ayrılma ve
genel ölçülerin (örf, adet)dışına çıkmama duygusu, yalnızca oyun süresiyle sınırlı
kalmayan bir hal oluşturur.
Halay çekmek her şeyden önce gönüllü bir eylemdir. Hareket halindeki insan
vücudunun güzelliği en yüksek ifadesini oyunda kullanmaktadır. Coşku ve zerafet daha
başlangıçtan itibaren oyunun en ilkel biçimlerine bağlanmaktadır. Gülme bazı
bakımlardan ciddiyetin karşıtıdır ama oyunla hiçbir şekilde doğrudan bağlantısı yoktur.
1.2 .1. Ha l a y ’i n Ta r îh ç e s İ
Halay kelimesinin hangi kökten geldiği bilinmemekle birlikte, pek çok köy ve
kentlerde, bu tür oyunlara alay denmesi, bu adın Türkçe’de topluluk anlamına gelen
alay sözcüğünden alındığı hakkındaki görüşleri güçlendirmektedir. Yapılan bir çok
araştırmalarda kelimenin “ Orhun yapıtlarında geçen ve süreklilik anlamına gelen ulayu,
ulayın deyimlerinden türediği ve Türkçe kökenli olduğu savunulmuştur.”
Halayların nereden geldiği, ne zaman oynanmaya başladığı, nasıl başlandığı ayrı
bir araştırma ve inceleme konusudur. Bugün oyunların dinsel törenlerden daha çok
toplumun ve kişinin yaşantısına daha çok girdiği bilinmektedir. Bununla da kalmamış,
sanat ve kültürün yaratıcısı ve evriminin yardımcısı olmuştur.
JOHAN HUİZÎNGA’ya göre “oyun kültürden öncedir. Çeşitli kültürler çıkma
yada bir rastlantı sonucu değil, tersine çeşitli kültür biçimlerinin doğuşunda başlıca
etkendir. Bu düşünceyle yola çıkacak olursak kültür oyunundan içeren öğelerle bir
bütündür. Öncelik bakımından incelersek öğelerin başında oyunun geldiğini görürüz.
Fakat bazı deliller bu oyunların orta Asya ve şamanlıktan geldiği kanısını kesin
olarak desteklemektedir. Şaman törenlerinde şaman hem dans ediyor, hem ses ve
çalgıyla müzik yapıyor, hem yüz kaslarını kullanıp kamından sesler çıkarmak suretiyle
taklit ve drama yapıyor. Hem de şiir okuyordu. Böylece oyun kelimesiyle tiyatro, dans
ve her türlü seyirlik oyunların kökeni şamandan ve onun yaptığı işte toplanıyordu.
Elazığ, Malatya, Adıyaman, Siirt, Maraş, Çorum, Amasya illerinde oynanan sinsin
oyunu bu düşünceleri doğrulamaktadır.
7
1 .2 .2 . Et n İk Y a piy a (S o ya Ba ğ l i) Öz e l l ik
Bir kimsenin davranışı ile karakteri arasında sıkı ilişki vardır. Bu toplumlar
içinde geçerli sayılan bir kuraldır. Bu bakımdan da halk oyunları bir ulusun çeşitli
yönlerini tanımında bir ayıraç olmaktadır, işte Türk Halk oyunlarının en önemli ve ağır
basan özelliklerinden benzer yanlarından birisi de budur. Bu oyunlarda ulusun kendisi
vardır. Soya bağlı oluşu vardır. Halk oyunları ulusun soydan gelen özelliklerini, nitelik
ve niceliklerini taşırlar. Bunları dansların anlam ve kapsamında, oynanış biçimlerinde,
figürlerinde ve oyunların adlarında bile görebilirleriz. Bu oyunlar Türklerin atalarına,
oymağına, ulusuna, bağlılığını belirleyen örneklerle doludur. Bunlardan bazıları;
9 Cahit Obruk, “ Türk Halk Dansları, Ortak Yanları ve Yapısal Özellikleri” 1. Uluslararası Türk Folklor Kongresi
Bildirileri, Ankara Ünv. Basımevi, 1977, cilt 3, s253
8
J3 Horasan Mengisi Adana
J3 Toros Mengisi Adana
J3 Kafkas Raksı Bozüyük
J3 Aydın Zeybeği Aydın
J3 Kardeniz Horonu Samsun
J3 Ödemiş Zeybeği Ödemiş
J3 Köy ağırlaması Sivas
J3 Sivas Düz halayı Sivas
J2 Hasandağı sekmesi Kırşehir
Oyuncuların elele, kolkola tutuşarak veya birbirlerini hiç tutmadan bir daire veya
kapalı eğri çemberinde dizilerek oynanan oyunlardır. Halka biçiminde oynanan
oyunlarda halka biçimi görünüşler şöyle sıralanabilir.
Halka oyunu, eğri halka, bağlı halka, bağlı çift halka, kopuk halka, kapalı halka,
bağsız halka, tek halka erkek, tek halka kadın, çift halka erkek çift halka kadın, alaca
halka, tepeli halka.
10
2.1.3. Te k Oy u n l a r
Bu oyunlar tek kişi yada topluluk tarafından oynanır. Tek oyun denmesinin
nedeni, oyun içinde oyuncuların o oyunun belli niteliklerini bozmadan oyunu dogmatik
olarak, içinden geldiği biçimde, bağımsız oynamalarındandır. Tek oyunlar genellikle
halaybaşı tarafından oynanır.
Genellikle iki kişi yada düzenli gruplar tarafından el tutmadan karşılıklı oynanan
oyunlardır. Bu diğer bölge oyunlarımızın içinde bir tür olarak karşımıza çıkar. Halay
bölgesinde ise bir biçim olarak görülür. Örneğin; Çorum’un iğdeli gelin havası, zoranın
mora halayı gibi.
ıı
2.2. HALAYLARDA BÖLÜMLER
2 .2 .1 . Ha l ayl ar da Bö l üm Ka vr ami
Halayların oynanış süresi içinde melodi hız ve ritm yönünden göze çarpan
ayrımlara “bölüm” denmektedir. Oyunların yavaş figür ve hareketlerden başlayıp
gittikçe ivedileştiği, daha geniş adale ve eklem gruplarına seslendiği görülür. Bu durum
fizyolojik yönden insan yapısına ve doğa içindeki yaşamına çok uygundur11.
Halaylar, tek bölümlü halaylar, iki bölümlü halaylar, üç bölümlü halaylar olmak
üzere 3’e ayrılır. Ayrıca Sivas bölgesinde oynanan bir çeşit halayda mevcuttur. Bu halay
4 bölümden oluşmaktadır.
2 .2 .2 . Te k B ö l üml ü Ha l a y l a r
10 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.232.
11 Cengiz Aydın, Okullarda Halk Oyunları, Karınca Matbaası, İzmir, s.50.
12 Göktan Ay, Folklor (Halk Bilim), Ayhan Matbaacılık, İstanbul, 1999, s. 176.
12
“Bazı hallerde tek halay bölümlü halaylarda olduğu gibi ir melodi önce ağır, ritm
ağır, oyun ağır, bir seyir izledikten sonra, aynı melodi, ritm ve oyun hızlı olarak
tekrarlanır. Melodi ve oyun kaldığından değişen bir bölüm niteliği kazanabilecek oyun
yoktur. Bu yalnız tek bölümlü halaya bir hoplatma kısmının eklenmesi ile düzenlenmiş
oyundan başka bir şey değildir. Karıştırılmaması gerekir, tek bölümlü halaylarla, iki
bölümlü halayların ayrımı şöyle açıklanabilir. Tek bölümlü halaylarda bir melodi vardır,
iki bölümlü halaylarda iki melodi vardır. Tek bölümlü halaylarda bir oyun vardır. Her
ikisinde ortak nokta iki ayrı hızın bulunuşudur. Tek bölümlü halaylarda oyun bir anlam
1T
taşır iki bölümlü halaylarda ise iki ayrı anlamda oyun bulunmaktadır.”
2 .2 .3 . İK İ B ö l ü m l ü H a l a y l a r
Bu tür halaylarda iki melodi, iki ritm ve iki ayrı oynama biçimi olan halaylardır.
İki bölümlü halayların ağırlama adı verilen ilk bölümünde, ayaklar oynamadan sağa sola
kıvrılışlar ile ufak yıkılışlarla oyuna başlanır. Melodi ağır bir tempodadır. Ezgi eze eze
geniş geniş okunur. Küçük ve ağır hareketler hep bu bölümde yer alır. Oyun figürleri,
yerinde sayarak veya çok küçük adımlarla ilerleyerek tekrarlanır. Ağırlama kısmı
adından da anlaşılacağı gibi oturaklı ve gösterişli olur. Oyun beli bir süre böyle devam
eder ve halay başının mendil sallayarak verdiği komutla ikinci bölüme geçilir,
çoğunlukla oyuncular kapalı dizi oluştururlar.
Bu komutu alan eşlik sazları birinciyle uyumlu ama daha hareketli olan ikinci
ezgiye başlar. Birinciyle ikinci bölüm bütünüyle farklı iki ayrı oyun gibidir. Eski
durgunluktan hiçbir iz kalmaz, adımlar büyür, sıçramalar başlar. İkinci bölüme yörelere
göre, yelleme, hoplatma, sıktırma gibi değişik adlar verilir. Bu bölümde oyun daha da
hızlanır ve oyuncular davulun ritmine göre ayak uydurarak hızlanır.
“Bazı yörelerimizde oyun yürütmeyle başlar, ağırlamaya geçer, sonra
yürütmeyle sona erer (Tokat-Kırat). Abdurrahman, Keskin, Köy, maro halayı gibi”14
13 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.233.
14 Göktan Ay, Folklor (Halk Bilim), Ayhan Matbaacılık, İstanbul, 1999, s. 177.
13
2.2.4. Üç Bö l ü m l ü Ha l a y l a r
Bu tür halaylarda ise 3 ayrı ezgi, 3 ayrı ritm ve farklı figürler yer alır. Ağırlama
ve hoplatma bölümlerinin arasında kimi yörelerde yanlama, kimilerindeyse ortalama adı
verilen hareketli bir bölüm bulunur, yanlama adı bu bölümde oyuncuların birbirlerinin
üzerine abanarak yana doğru tüm bedenleriyle eğilimlerinden kaynaklanmaktadır.
Yanlama yan yan sağa doğru yürüyüşlerle başlar bir ara durulur. Ayaklar kıpırdamadan
dizlerden bir yaylanma hareketiyle bir devrilme, soldaki öbür oyuncuya bir abanma
durumu yaratılır. Bu sola abanmada denge tümüyle pöççüktedir. Pöçcük bütün yan
yatanları ayakta tutan tek destektir.
Halaybaşı mendili havada döndürerek “Tamam mı, yanlayabilirmiyiz” anlamına
da sorar. Pöçcük tamam işaretini mendili öne sallayarak verir. Bu işaretten sonra tüm
oyuncular bir nara atarak sol ayağı sağ ayağın üzeriden aşırmak suretiyle ağır ağır
yanlamaya başlarlar. “Sağ ayak yaslanmayı idare eder, bir öndekinin yere düşmemesi
için destek olarak kullanılır. Eller parmaklar arasında öteki oyuncununkinden geçerek
ikili tutma sağlayacak bir biçimde avuç avuca getirerek sıkıca tutulur”15
Üç bölümlü halaylarda oyun, ağırlamayla başlar. Sonra yürütmeyle devam eder.
Hoplatma ile sona erer. Hoplatma kısımlarına yeldirme’de denmektedir.
2.2.5. D ö r t B ö l ü m l ü H a l a y l a r
Dört bölümlü halaylar ağırlama ile başlamaktadır. Bu bölümü takiben ayrı tonda
fakat esas tonla ilgili olan, adım yapısı ve türküsü ile farklı olan yanlama bölümü gelir.
Başlangıçta yan yan sağa doğru yürünür ve bir ara durulur. Halay başı başta olmak
üzere tüm oyuncular birbirleri üzerine yaslanır. Bu tıpkı bir ağacın rüzgar karşısında
tepeden eğilmesi gibi bir görüntü yaratır.
“Halaylardan bazıları dört kısımlık bir seri takip eder. Sivas halayları, bu tür
oyunlardandır.”16
Dört melodi ve dört ritm vardır. Ağırlama ile başlar. Yanlama (sıktırma)’ya
geçer. Oynatma (tek ayak)Ta hızlanır. Hoplatma (Yeldirme) ile son bulur.
15 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.234.
16 Muzaffer Sarısözen, “HalkRakslarımızdanHalaylar”Ü\kü Dergisi, Nisan 1941, s.l 14.
14
2.3. HALAYDA OYUNCULAR
Oyun alanları toplumun sosyalleşmesi için en iyi ortamlardır. Oyuna dahil olan
kişiler oyunun coşkusunu diğerleriyle paylaşarak, bireyin kendisine değer vermesini ve
kendine güvenmesini, kendine saygı duymasını ve içinde yaşadığı toplumun bir bireyi
olduğunu hissetmesini sağlar. Bu durum aynı zamanda bağımsız bir kişilik gelişime de
yardımcı olur.
Oyun evrenseldir. Her kültürde insanlar diğer canlı ve kültürleri örnek olarak
onların yaşantılarını taklit etme şeklinde oyunlar oynamışlardır. Sosyolog ve
Antropologlar bu duruma oyun yolu ile sosyalleşme ve kültürleşme demektedirler.
Gelenekler ve eğitim toplumun gelişimini sağlar.
Oyuna katılımda bireylere özgüdür. Oyuncu oyuna isterse katılır, isterse
katılmazlar. Hangi oyuna katılacağını birey kendi belirler. Oyuna devam etme yada
etmeme özgürlüğünün oluşu, insanları oyun oynama eylemine yönelten en önemli
özelliklerdir. Halaylara özgü olan bir özellikte oyunlarda kadınların zılgıt çekmeleridir.
Halayların başlıca özelliklerinden birisi topluluk oyunu olmasıdır.
Toplu oyunlar Türklerin atalarından gelmektedir. Toplu halde göç ve toplumsal
olaylar, halkın yaşantısı ve kültürünü de çok etkili olmuştur. Kültür genel olabileceği
gibi, her bölgeye özel ayrıcalık da gösterebilir. Bu durumda ortaya çıkan mahalli
(yöresel) bölgesel kültürlerin varlığı, insanoğlunun bir özeliği olan oyun oynama
güdülerini harekete geçirir.
Anadolu halkı yıllarca birlik, beraberlik, iş bölümü ve dayanışmayla
yaşamışlardır. Tarıma dayalı olan yaşam şartlarından dolayıdır ki oyunların bir çoğunda
ekin ekip biçme gibi hareketler başlıca temayı oluşturmuştur.
Halayların hepsi kadın ve erkek bir arada oynanmaz. Bu konudaki yanlış bilgiler
nedeniyle, Türkiye’de kadının hiçbir şekilde erkekle oyuna katılamayacağı şeklinde
yorumlanmış, özellikle batılı ülkeler tarafından eleştiri konusu olmuştur.
Evet Türkiye’de kadınların bütün oyunlara katılmadıkları doğrudur. Fakat,
düşünüldüğünde bu kasıtlı ayrıcalığın nedenleri Türk’ün soydan gelen savaşçı ve akıncı
ruhunda ve İslamiyet’in etkisinde aranabilir. Çünkü halayların bazılan özellikle
erkeklerin fizik gücüne atılımcı ve dayanıklı yapısına uygundur. İslamiyet’te olmayanı
var sayan bilgisiz kişilerin ortaya koyduklan bazı yanlış kurallar yüzünden kadmlann
15
oyuna katılmaları engellenmiş ve bu nedenle kadının erkekle birlikte oynamasında
azalma başlamıştır.
Bugün Cumhuriyet Türkiye’sinde bu etkilerin azaldığı ve her geçen gün
oyunlara katılan kadın sayısının arttığı da açıkça görülüyor. Türk kadınlarının
oyunlarında inceliğin ve erkekle elbirliğinin belirginliği görülür. Yiğit babanın kızı, bir
yiğidin anası olma yetisi Türk erkeğinin kadınlara bakışına açık bir örnektir.
2.3.1. H a l a y Ba şi
Halay oyunları kendilerine özgü bir kuruluşa sahiptir ve oyunda bir sıra dizilişi
vardır. Halay, bağımlı bir oyun olduğundan, dizinin sağ başında Halay başı adı verilen
oyuncu vardır. Kadın yada erkek oluşu adını değiştirmez. Bazı yörelerde halay başı
deyimi yerine değişik deyimler kullanılmaktadır. “Örneğin: Başandur (Ankara),
Başçeken (Kırşehir), Sırabaşı (Şereflikoçhisar), fakat yaygınlığı nedeniyle biz halaybaşı
deyimini kullanıyoruz.”17
“Halaybaşı diğer oyuncuları komutlarıyla yönetir ve bu komutlardan hariç ferdi
olarak farklı hareketler yapılamaz. Hareketler yumuşak ve yaylanmalıdır. Vücudun en
18
ağırlıklı hareket bölgesi diz ve dizden aşağısıdır. El çırpma ve omuz titretme görülür.”
Halay başı için mendil vazgeçilmez bir unsurdur. Erkeklerde tuğra, kılıç, kamçı
gibi aksesuarlarda bulunabilir.
“Halayın başında oynayan bütün maharetini sergiler ve elindeki mendili
başkasına vermeden başa kimse geçmez. Bu saygısızlık diye nitelendirilir.”19
Halay başı oyunu yöneten bir kişidir. Bütün komutlarını mendille verir.
Komutun alındı. Cevabını pöçükten mendilin önde sallanışı ile alır. Oyunu çok iyi bilen
bir kişidir. Zuma ve davulun da melodi ve ritmini değiştirmesi halay başının bildirişine
bağlıdır.
“Oyunda baş çekme oyunlarımızı seven her kişinin özlemidir. Çünkü baş çeken
bazı oyunlarda diğer oyunculardan ayrılarak ortada kendine has figürler sergiler ve
bütün hünerlerini sergiler.”
17 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.232
18 M. Öcal Özbilgin , Türk Halk O yunlarında Tür ve Biçim Sorunu, Ege Ünv. Sos. Bil. T.H.O. Anabilimdalı Yüksek
Lisans Tezi, İzmir, 1995, s.107.
16
Halay başının oyunun amacına hizmet edebilmek ve oyuna iyi bir liderlik
yapabilmesi uzman bilgi ve beceri gerektirir. Grupla beraber oynar ve oyuna katılır. Her
oyuncuyla ilgilidir. Halay başı diziden ayrılarak solo halinde oynar ama yine dizinin
karşısındadır. Halay başı dilerse solo oynarken halayda bulunan bir oyuncuyu soloya
davet ederek karşılıklı oynar. Halay başının elindeki mendilin, oyuna kumanda ve
hakim olmasında büyük etkisi vardır. Komutlar nara ile verildiği gibi bazı halaylar dada
mendil ve el sıkarak verilir.
2 .3 .2 . İK İN Cİ (K o l t u k A l t i )
Halay başının solunda yer alır. Halay başının yardımcısı gibidirler. Bazı
yörelerde bunlara muavin’de denir. Halay başı solo yaparken halayın düzeni İkinciye
aittir. İkincilerde oyunu çok iyi bilirler ve halay başının adaylarıdır. Görevleri genelde
pasiftir yalnızca komutları bildirir.
19 Mithat Kalaycıoğlu, Hatay Halk Giyimi, İhsan Ofset, Hatay, 1998, s.79.
20 Abuzer Akbıyık, Her Yönüyle Şanlıurfa Halk Oyunları, Şurhoy Yayınları, Altındağ Matbaası, s.36.
21 Muzaffer Sansözen, “HalkRakslarımızdan Halaylar”Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Cilt 6, s.71-73.
17
2.3.3. SIRA OYUNCULARI
2.3.4. Pö ç c ük
Dizinin sonunda oynayan oyuncuya verilen addır. Halaybaşı gibi onunda elinde
bir mendil vardır. Çeşitli adlarla anılır. Pöçcük, poçcik, kuyruk en çok kullanılan
18
isimlerdir. Halay başının verdiği komutların alındı cevabını, yine halay başına mendili
öne sallayarak bildirir.
O’da oyunu çok iyi bilen bir oyuncudur. Oyunun en ağır yükü pöççüktedir.
Bazen denge organıdır. Yanlama halaylarında olduğu gibi, sıranın düzgün durmasını
sağlamak ve aksamaları halaybaşına nara ve mendille bildirmekle yükümlüdür.
2 .3 .5 . O y u n d a Ç ik a rila n S e s le r V e N a r a l a r
2 .3 .6 . O Y U N C U L A R IN E L İN D E V E Ü Z E R İN D E B U L U N A N N E S N E L E R
19
2.4. HALAYLARDA KURALLAR
20
çözülerek iki eli birbirine çırpmak suretiyle karşısındaki oyuncunun avucuna
vurarak yada bir dizi biçiminde tempo görünüşü ile el çırpmak geleneği canlı bir
şekilde sürdürülmektedir.
9. Halayda oyuncu halaybaşından emir almadıkça yer ve şeklini değiştiremez.
10. Halaylar genellikle davul zuma eşliğinde oynanır.
11. Halay en az üç kişi ve daha fazla oyuncuyla oynanır.
Ağırlama : Halay oyununda ikinci bölüm iki kısımlı yada üç kısımla halaylarda açış
oyunu, boş oyun niteliğinde oynanan ilk kısım
Başadur : Halaybaşı (Ankara)
Başçeken : Şereflikoçhisar’da halay başı
Başa Su Döksen Dökülmez. Başı oynatmadan oynanan halay
Başçeken : Kırşehir’de halay başı
B ozlak : Halay arasında uzun hava
D epki : Tepki, teplik, depçe, halay tepme
Dudak D eğm ez : Muş’ta iki dudak arasına iğne koyarak, dudakları
değdirmeden türkü söyleme
Gadm Halaysı : Yozgat’ta kadın halayları
Güvende : Ege ve Bursa dolaylarında oynanan halaylar.
Güvendi : Elazığ yöresinde oynanan halay biçimlerinden bir tür
H alay Başı : Baştaki eli mendilli oyuncu
H alay Çekme : Halay oyununu oynama
H alay Çekmek : Sıra şeklinde dizilerek halay oynamak
Halaya Durmak : Halaya başlamak üzere dizilmek
H alay Faslı :Aynı makam dizisinde bulunan halay melodilerinin birbirine
elenerek peşpeşe çalınması veya söylenmesi
H alay Havası : Türkülü halay ezgisi
H alay Tepme : Hora biçiminde ayakların yere vurulması, halay oyunu
H alay Tutmak : Halay çekme
21
Hoplama : Mardin, Yozgat, Sivas, Malatya, Erzincan, Ankara
yörelerinde hoplama
Hoplatma : Halay oyunu 3 bölüm üç kısımlı halaylarda en hızlı ve
çevik bir şekilde oynanan son bölüm niteliğindeki oyun, iki bölümlü halaylarda bitiriş
bölümü
İkinci : Halay başının yanındaki oyuncu
K elle : İkinci ve pöççük arasında kalan halay oyuncuları
Omuz Halayı : Omuzlara çıkılmak suretiyle oynanan halay
Otlatma : Yozgat’ta hoplatma
Pöççûk-Poçik : Bazı bölgelerde halayın son ucundaki eli mendilli oyuncu
Sıktırma : Bitlis, Malatya, Gümüşhane, Van ve Hakkari’de yanlama
yerine
Sıra Başı : Halay başı
Sıra Oyuncuları : Kelle
Silkinme :Sıkmtı ve üzüntüyü, zavallılığı ortaya koyan, halaylardaki
ilk bölümün adı (Sivas)
Sinsin : Ateş etrafında oynanan bir çeşit halay
Simsin : Tokat’ta sinsin
Tek Halay : Aynı melodi ile 2 yada 3 kısım hız değiştirerek oynanan
halayların tümü *
Titretme : Halay oyununda omuzların ve göğüslerin azıcık öne
eğilmek süratiyle sallanarak veya oynatarak titretilmesi
Yanlama : Üç bölümlü halaylarda ikinci bölüm iki kısımlı
halaylarda yanlış olarak son bölüm yerine de kullanılmaktadır. İki kısımlı halaylarda
yanlama olmaz. Ağırlama-hoplatma yada ağırlama-yelleme yada yelleme-hoplatma
bulunur. Bu yalnız 3 bölümlü halayların 2 bölümü için kullanılan bir deyimdir.
Yeldirme : Halayın son bölümü (Hoplatma)
Yelleme : Yeldirme yerine kullanılır.
Yer : Muş’ta ezgili halay türküsü söyleme
Yıldırma : Çorum’da hoplatma bölümüne verilen ad.
22
2.6. BAZI İLLERE GÖRE HALAY ÖZELLİKLERİ
2 .6 .1 . AĞRI
2 .6 .2 . B İN G Ö L
Özellikle davul zuma eşliğinde oynanan çok değişik bir halay bölgesidir.
Melodilerinde de aynı güzelliği görmek mümkündür. Bu bölgede yaygın olarak koçeri
ve meryem halayları oynanmaktadır. Burada çabukay adı verilen ve ellerin birbirine ve
bir öteki oyuncuya vurulmak suretiyle oynanan karşılama oyununa rastlıyoruz. Bu
kartal oyunu dendiği de söylenmektedir.
2 .6 .3 . Ço r um
23
2.6.4. DİYARBAKIR
Yörede oynanan halaylarda bir fasıl sırası bulunur. Ayrıca makamlara göre de
sıra oluşturulmaktadır. Aynı şey türküler içinde söylenebilir. Bunlar sırasıyla peşrev,
divan, muhalif, kürdi, maya, hoyrat, beşiri, şirvani, keşik dizilişindedir. Peşrev olarak
diyarbakır peşrevi önde gelir. Mayalara bu yörede bir ayrım tanınmaktadır. Mayalar,
/
oyunlar arasında oynanırken vect denilen aşırı duygusallığa bürünerek kendinden geçne
kimse tarafından çok tiz seslerle okunmaktadır. Koşmaların belli bir beste ile yada seyir
biçimi belli beste ile doğmaca bir biçimde okunmasına yörede maya adı verilmektedir.
Örneğin;
B ir gül için bülbül giym iş kareler
Bu dert beni iflah etm ez pareler
Göz göz olmuş sinem dekiyareler
N eşter vurup deldiren yo k sinem i
2 .6 .5 . E la z iğ
23 Cemil Demirsipahi, Türk Halk Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1979, s.240.
24
2.6.6. GAZİANTEP
2 .6 .7 . H a k k a ri
2 .6 .8 . Ka r s
Kars yöresinde halay oyunları çokça oynandığı söylenirse de Ağrı, Bitlis ve Muş
oyunları ile benzerlik gösterir. Yörede daha çok (kürt) adı verilen topluluklarca oynanır.
25
Kars yöresinde yallı sözçüğü aynı zamanda halay anlamına da kullanılmaktadır.
Bunlarda üç çeşittir. Ağır yallıyar, halayların ağırlama kısmına karşılık kullanılır. Uzun
ve kolay figürler vardır. Bunlar nanay biçimindedir. Sözlü olarak kurulup
oynanmaktadır.
İkinci bölümleri için yani yelleme bölümü için yelli sözcüğü kullanılır. Yelli
sözcüğünün anlamı hızlı demektir. Bunlarda müzik, heceler üzerine kısa söyleyişe göre
kurulur. Nanay olarak ta sözlü biçimleri vardır. Müzik eşliğinde de oynanır.
Türkmen’lerde de yallı, bar’dan çok halay anlamındadır.
2 .6 .9 . Ma r d in
Yörede her köyün ve kentin kendine özgü bir halayı vardır ve ağırlama halayları
on kişiyi aşkın, yelleme halayları ise 4 kişi ile oynanmaktadır. Yelleme halaylarına
oynak halayda denmektedir.
Yanlama halaylarına burada da yer verilir. Tek, iki, üç bölümlü halaylar burada
da görülür. Tek erkek kadın ve alaca dizilerle bütün biçimleri görülür. Bir çok
türkülerde ayaklar durmuş olarak belden yukarı omuz figür ve hareketleri ile
oynanmaktadır.
2 .6 .1 0 . SİVAS
Halay merkez bölgelerinden biri olan Sivas halay bölgesi içinde önemli yer
tutmaktadır.24 Sivas halayları çok özel olan adımları ve oyun karakteri olarakta diğer
illerdeki halaylardan farklıdır. Özellikle erkek halaylarında ağır başlılık ve vücudun üst
kısmının hiç sallanmadan duruşu başlıca temadır. Dört bölümlü halaylara tek ömek bu
bölgede görülmektedir.
24 Sadi Yaver Ataman, 100 Türk H alk Oyunu, Tifdruk Matbaası, İstanbul, 1975, s25.
26
2.6.11. ŞA N LIU R FA
Şanlıurfa’da halay bir başka güzeldir. Köy halayları erkek ve kadın karışımı
alaca diziden oluşur. Kentte ise kadın halayları ve erkek halayları adı altında ayrı ayrı
oynanır. Halaylara davul zuma eşlik eder. Köylerde yalnız kaval eşlik eder, ayrıca halay
niteliğinde dörtlük, ağır dörtlük, harbi, kılıç kalkan, oyunları görülmektedir.
2.6.12. Tu n c e l i
2.6.13. Y o z g a t
27
2.7. İLLERE GÖRE ÇEŞİTLİ KAYNAKLARDAN TESPİT EDİLEN OYUN
ADLARI
2.7.1. A d a n a
Acem Halayı, Alay Oyunu , Çelebi Halayı, Debi, Dephi, Depki , Eşbulma ,
Hollu Halayı, Horasan Mengisi, Kaba Halay, Karaçar Oyunu, Kürt Halayı, Oymak
Halayı, Sandalcıoğlu, Çinçin, Sürek Halayı, Telefon, Toros Mengisi, Türkmen Halayı,
Üç Ayak, Vezi, Yağlı Kenar25
2.7.2. A D IY A M A N
2.7.3. AĞRI
Alaca, Bar, Baso, Basso, Bejini, Çoban Ali, Cavreş (Cave-Reş)Çimen Çiçek,
Hasandağı, Hasiko (Yallı, Yellit Hene, Keklik, Tavşan At Getir, Koçaklama, Koççeri,
Laççi, Papuri, Sallama, Sarı Bülbül, Yallı, Yüksel Ban, Zeyniko26
2.7.4. A m a s y a
25 Şerif Baykurt, Türk H alk Oyunları, Halk Evleri Genel Merkezi Yayınlan, no:l, Ankara 1932, s27.
26 Türker Eroğlu, Doğu ve Güneydoğu A nadoluda Halk Oyunlan ve Halaylann İncelenmesi, Kılıçaslan Matbaası,
Ankara, 1995, s54.
2 .7 .5 . BİNGÖL
Açık, Aşırma, Bar, Bulanık, Çabakay, Çapıkay, Çaçan, Çapik, Diz Kırma, El
Çırpma, Esmer, Girani, Goven, Güzeller Barı, Horani, Hemaşke, Herani, İki Ayak,
Karşılama, Kazalı, Kip, Koçeri, Kol Takma, Küsent, Meyrame, Nari, Oynar, Sarmısağı
Nasıl Ekerler, Sekme-Sektirme, Tamzara, Tek Ayak Barı, Temirağa Tenzere, Üç Ayak,
Yayla Türküsü, Yek Mumik, Zaza Halayı
2 .7 .6 . B İT L İS
Aşırma, Ağır Govenk, Ayı Oyunu, Berte, Bitlis Barı, Bottoni (Battane), Bıçak
(Bijank), Cinnari (Cinnari), Çaçan, Çarşıbaşı, Delilo, Değirmenci, Deriko, Dildil,
Dokuz Ayak, Garzani (Garzane), Gaşenk, Borani (Borane), Govenk, Harkuşta,
Hımhime, Kedi, Kılıç Kalkan, Koç Halayı, Koççari, Lezgi, Meral, Meryem, Meyroke,
Mutki Har Kuştası (Mutkane), Malafoni, Nare, Papuri, Perican, San Zeybek, Sepe,
Süzme, Temurağa, Teşi, Tringo, Zeybek
2 .7 .7 . Ç A N K IR I
2 .7 .8 . Ç o ru m
Bıçak Oyunu, Çekirge, Çorum Halayı, Davul Oyunu, Dillala, Hürünü, İğdeli
Gelin, Sinsin, Türkmen Kızı
2 .7 .9 . D İY A R B A K IR
Beri, Berzini, Çaçan, Çepik, Çift Ayak (Dünig), Delibe, Delilo (Şirvani-Grani),
Dik Halay (Ergani Havalisi), Düz (Düzo), Esmerim (Harrani-Harrane), Goncut, Halay
(Govendi), Kadmdelilosu, Kadın Halayı, Kalkan Kılıç, Kartal, Keçikane, Kintler, Kurt
Kuzu, Lo Lo (Ley Ley), Lorke, Mereli, Meyremo, Musa Amca, Neni (Nenni-Ninni),
Papure, Tekerleme, Teşi, İki Ayak (Durik)
29
2 .7 .1 0 . E l a z i ğ
Abdehir Halayı (Abotahir, Ebu Tahir Haleyi), Al Alma, Ağırlama, Ağır Halay,
Arapkir Halayı (Haleyi), Avreş, Bağ Altına, Baskil Halayı, Beşekrek (Pertek), Berzini,
Bıçak (Elazığı Zeybeği), Büyük Ceviz, Cengi Harbi (Çemişgezek), Cezayir, Çapik
(Çepik, Çepikli), Değenek (Değnek), Değirmen Sala Benzer, Delilo, Deve, Dıntıngo
(Çemişgezek), Dik Haley, Dik Kırma, Dilipiti, Düz Halay, Fatmalı (Nure), Gelzer,
Gögerçin (Güvercin-Horum), Halay, Halka Oyunu, Hanköy Halayı, Harput Halayı,
Hımhıme, Hırhoyı İlyam, İflahan, Karşılama (Urum Kızı), Karaçor (Düz Haley), Kasap,
Keban Halayı, Keban Çiftetelli Si Keçike, Kılıç Kalkan, Kına, Kolbastı, Kol Oyunu,
Köçekçe, Köroğlu, Köy Halayı, Küdük Karga, Kürdün Kızı, Leli Aşo (Lele Ayşe),
Leylana Halayı, Lorke, Maya, Mısn, Nere, Oyanı Pembe, Ova Halayı, Ördek, Palu
Halayı, Pısik (Kedi, Pisik)Rumtiki (Rumdiki), Sarhoşban, Sarhoş, San Zeybek, Sivrice
Halayı, Simsime (Sünsün-Simsim-Sinsin), Süpürge Şeve Kırma, Sıkıltım (Kol Oyunu),
Tamzara, Tekerleme (Maden Havalisi), Temüağa, Torik, Tuluh (Tulum), Türk Kızı
(Pertek), Urum Kızı, Üç Ayak, Yar Geldi, Yar Oyunu, Yayık, Yayla Halayı, Yavuz
(Keban Havalisi), Zaza Halayı, Zeybek, Zeynep, Çayda Çıra.
2 .7 .1 1 . E r z i n c a n
At Oyunu, Asger (Asker), Bahçeye İndim Ki , Bana Bir Yar Olsun, Bebek,
Bezdi, Bezdik, Bir Ayak, Büyük Ceviz , Çaya Vurdum, Çaymn Ten Öte Yüzünde, Çil
Keklik, Delilo, Derelerde Biter Kamış , Dut Ağacı , Düz Ayak, Eğin Kınası,
Eğinlimisin, Eminem, Erzinca’nm Dağlan, Gecegü , Güvercin , Hamamın Kapısı ,
Havuz Başının Gülleri , Hayriye , Hırpana, Hostanm Bademleri , Hostaya Keçi Geldi,
Hotlatma , Hürünü, Horoz, Karaçor, Kaplumbağa, Kars’ın Kalesi, Karşılama, Kasap,
Kız Bostanda, Kızardı Kayalar, Koçeri, Küçük Tamzara, Mavi Yelekli Yarim , Melik
Şerif, Nare, Pingen Kınası, Rışvan, Sarhoş Ban, Sedir Kenan, Sıklama , Sinanlı,
Süpürgesi Yoncadan, Şalvar Sürütme , Tamzara, Tavuk Ban, Tımana, Turna, Türkmen
K ızı, Yaylalar
30
2 .7 .1 2 . G a z i a n t e p
Adana Üç Ayağı, Ağırlama, Ağır Kaba, Amik Düzü, Amik Kabası, Arabi,
Aşiney, Barak Halayı, Barazi, Boz Eşek, Cerit Kızı, Cezayir, Camdüzü, Çibikli, Çift
Kuseyri, Çobanbey, Demirci, Deriko, Dilan, Dokuzlu, Fatike Demone, Galata, Garibin
Halayı, Güzel Han, Hallume, Hama Kabası, Haşan Dağı, Havarişgo, Havuş, Hurşidin
Halayı, Kaba, Keçeli, Kırıkhan (Kırıkcan), Koseyri (Kuseyri), Leylim, Mani, Marmara,
Mendilli, Meryem, Nahzeni, Oğuzlu, Ömer, Serçe, Sirani, Şirinnar, Şirvan Düzü,
Şirvani, Terazi, Üç Ayak, Yarım Kaba Yedi Deve, Ben Halayın Başıyım, Çifte Kamış.
2 .7 .1 3 . H A K K A R İ
Ağır Govenk, Bablekan, Beleti, Beri Baso, Çeşme Taşı, Dakkatül Meymoke,
Delilo, Destan, Emnad Yane, Garzoni, Hammame, Her Alaley, Karakuştani,
Kavalderesi, Keçike Caney, Kılıç Kalkan, Koçeri, Kozberi, Lizani, Mamır, Ne Dinem
Ne Dürüstem, Papuri, Sıkkani, Siyah Külahlı, Şere, Talan, Teke (Neryani)
2 .7 .1 4 . H a t a y
Ağır Hava, (Şihhani), Arabi Çiftetelli, Depki, Düz Hava, Garip Ayak, Halep
Havası, Kuseyri Mendilli, Şark Havası, Şenköy, Üç Ayak, Aıji (Çiftayak), Aşe,
Bağdatın Hamamları, Cendermeli, Debil, Demirci, Garibin Ayağı, Güzel Han, Galata,
Halebi, Hatay Şirvani, Hızemi, Hızmeli, Kaba, Kırıkhan, Kıramık Dallan, Deli Arap
Depki, Dokuz Buçuk (Ayak), Dönderin Kızlar (Havuş), Eli Elime Değdi, Koyser,
Küllük, Pamuk Rişko, Sergi, Suzani, Şamta, Valde, Yağlık Kenan, Zennube.27
2 .7 .1 5 . K a h r a m a n m a r a ş
Ağır Hava, Bir Evde İki Gelin, Cengi Harbi, Cezayir Oyunu, Çamdan Sakız
Akıyor, Çelebi Halayı, Halep, Kelo, Keraboza, Maraş Ağızı, Pekmez Oyunu, Sıçratma,
27 Mithat Kalaycıoğlu, Hatay Halk Giyimi, İhsan Ofset, Hatay, 1998, s.85.
31
Sinsin, Sirveni, Şingali, Toros Mengisi, Türkmen Halayı, Üç Ayak, Zayak, Zeybek,
Zeytin Halayı
2 .7 .1 6 . K a r s
Ağca Ferikler, Ağır Bar, Ağır Kayda, Ağır Terekeme, Ahıska Ban, Akışta,
Alaca Bar, Allı Yeşilli Kızlar, Allı Yeşilli Mendil, Almalar, Alma Dere, Almalı Dağlar,
Altın Ömür, Ardahan Ban, Arpaçay, Arzumani, Askerani, Aşırma, Ayaşığı, Bahteverdi,
Balalı Tavuk, Bar, Bar Sekmesi, Bardızbarı, Bayburtun İnce Yolu, Baycan, Bekir,
Bengi, Beş Açılan, Bezini, Berzini, Bir Gül Ektim, Boyahçınm Gelini, Bu Gelen
Nahırmıdır, Bugün Ayın Üçüdür, Ceylani, Cezayir (Paşagöçtü), Çardak Ban, Çorişka,
Çepik, Çember, Çıldır Barı, Çildin Yallısı, Çift Söyle, Çift Yürü, Çil Horoz, Dağdan
Hayladım Kurdu, Dağdan Kestim Değenek, Daldala, Daşoğlan, Delilo, Derbendi,
Dikbar, Dilican, Diringi, Diz Kırma, Dimme, Duma Barı Döne, Dörtlen, Edilbecan,
Elik, Elmas, Enzeli, Gaçkeban (Kızbarı), Barzani, Başenk, Gelinmehmet, Gorişhi
Lezginka, Göle Ebeği, Gölenin Düzü, Gümrübarı, Hala Bacı, Han Kızlan, Harı, Hoş
Bilezik, Hoş Gelişler Ola, Innabi, Ağdır Ban, İğdır Yallısı, Kağızman Ban, Karakaşlar,
Kalender, Kaloş, Karabat, Karagürçek, Karsbarı, Kars Zeybeği, Karsın Önü, Kaz Dağı,
Kaz Ayağı, Kazaki, Kenek, Kentvari, Kesme, Kır At, Kıskanç, Koççari, Koçbarı,
Kotanban, Köroğlu Ban, Küle, Laçin Barı, Lale, Lezgi, Mahmudiye, Mehmet Bağır,
Mirzani, Mustafa Ban, Mustafa Kemal Paşa, Nanay, Nare, Nazban, Nevruzi, Odalar,
Orta Batum, Ortacala, Ondört, Papuri, Pişik, Posof Barı, Sarhoş Ban, Sanseyran, Sasa
Horono, Seher, Sekme, Senem, Sonalar, Sürmeli, Sonalım, Şekeroğlan, Şerbeti Kaldı
Tasta, Şeyhsamil, Şorul, Süregel Yallısı, Taştan Uşağı, Tek Tamzara, Tellice, Terekeme
Raksı.
2 .7 .1 7 . M a l a t y a
Ağırlama, Ağır Gövenk, Aşırma, Arapkir Halayı, Berde, Beş Ayak, Çanşu,
Delilo, Değirmenci, Dillan, Garzani, Gezinti, Harkuşta, Hoş Geldin, Hımhime,
Karahisar, Kaşengi, Kemaliye Tamzarası, Kılıç Kalkan, Kol Sarma, Kol Üst, Lorke,
Memyone, Meyroke, Nonay, Nöbey, Orta Gövenk, Orta Oyun, Papuri, Sinsin
32
(Simsime), Söğütdalı, Tamzara, Temurağa, Tezleme, Üç Ayak, Alkışta, Bapuri, Çeçer,
Cezayir, Gelinhalayı (Yüksek Ayvanlarda Bülbüller Öter), Güzeller Bari, Heyhat,
Hoplama Halayı, Keçike, Kırıkhan, Kırat, Tırmga, Yayık.
2 .7 .1 8 . M a r d In
Ağırhalay, Beribaso, Bişar, Botani, Çaçan, Çarşu, Çift Kırma, Çenbeli Ağa,
Çepikli, Çerekü, Delilo, Dik, Grani, Bovent, Gule, Haddino, Hmne, Hirpani, Huruzi,
Kemalim, Kesirteyn, Koçeri, Lorke, Malaya Mardin Halayı, Meryeme, Nafa, Nahora,
Nariney, Nure, Oğuzlu, Ondörtlü, Reyhani
2.7.19. Muş
Ağır Govent, Ağır Oyun, Ayı Oyunu, Aşırma, Aysoki (Kadın İsmi), Bar, Berite,
Bijana (Bıçak), Çepike Delilo, Garzani, Gıdani (Ağırbar), Harkuşta, Horo, Hoş Bilezik,
Karşılama, Kılıççı, Koçeri, Kol Oyunu, Kurt Oyunu, Mektebin Bacaları, Memyane,
Mendilli, Nazey, Ördek, Papura Selimem, Sıvıki, Silvani, Solak, Şeyh Şamil, Şivan,
Tamzara, Tekoyun, Tezi, Yarlkuşta, Zeyne, Zeybek, Zıfkıro (Esnaf Adı)
2 .7 .2 0 . SİİRT
28 Hayrettin İvgin, “Kahramanmaraş Halk Oyunları” Türkiye İş Bankası Kültür ve Sanat Dergisi, Pan Matbaacılık,
Ankara, 1991. cilt 10, s46-47.
33
2 .7 .2 1 . S i v a s
2 .7 .2 2 . ŞANLIURFA
Alaya, Ağırhava, Arabi, Avrabi, Avşar, Barak, Çındır, Dağlar Halayı, Demirci,
Derik, Depçe, Dik (Horoz), Döne, Dörtlük, Kaba, Kartal, Keriboz, Kılıç Kalkan, Mısn,
Mimiyteşi, Nahseni, Senen, Şirvan, Veylişhane, “Cezayir, Çeçenkızı, Gemi, Grani
90
(Ağırlama), Gezali, Dinge, İki Ayak, Kımıl, Lorke, Semik, Soseh, Teşi, Tırge.”
2 .7 .2 3 . T o k a t
29 Abuzer Akbıyık, Her Yönüyle Şanlıurfa H alk Oyunları, Altındağ Matbaacılık, Şurhoy Yayınlan, no:2. s37-61.
34
2 .7 .2 4 . T u n c e l İ
2 .7 .2 5 . V a n
2 .7 .2 6 . Y o z g a t
35
2.8. ÇEŞİTLİ İLLERİMİZDE OYNANAN BENZER OYUNLAR
Bazı oyun adları aynı olmakla beraber yöre ağızlarında değişik ifade
edilmektedir. Bazılarının ise adları aynı olmasına rağmen adım ve müzik yapıları farklı
olabilmektedir. Mesela cezayir oyunu bir çok yörede vardır. Ezgi hemen her yerde aynı
veya benzer olmakla birlikte adımlar farklıdır. Aynı şeyi çok yaygın bir oyun adı olan
Temürağa içinde söyleyebiliriz. Bu oyununda ezgisi hemen hemen her yerde aynı
olmakla beraber adımlar farklıdır. Bunların yanında bir delilo oyunu vardır ki bir çok
yörede hem ezgi, hem de adım olarak benzer veya aynıdır.
A
Ağır, ağır hava, ağır oyun Adıyaman
Ağır bar Kars
Ağır govenk Van, Malatya, Hakkari, Bitlis
Ağır govent Muş
Ağır halay Elazığ
Ağır kaba Gaziantep
Ağır kayda Kars
Ağırlama Malatya, Elazığ, Gaziantep
Ağır Malatya Adıyaman
Ağır terekeme Kars
Bu oyunlarda ağır sözü adımın hızım ifade etmekle beraber govent, govenk ve
ağırlama adlı oyunlar adım yapısı ve form olarak ta birbirlerine benzemektedir.
Alaca Ağrı
Alaca bar Kars
Alkışta Elazığ
Asger Erzincan
Asgerani Kars
Bu oyunlarda da Alaca sözü muhtemelen oyunların kadın-erkek karışık
oynandığını ifade etmektedir. Alkış veya alkışta sözleri ise oyunların alkışla ilgili
36
olduğunu göstermektedir ki her iki oyunda böyle asger veya asperani sözleri de
muhtemelen askerlikle ilgili olmaktadır.
B
Bezdi-bezdik Erzincan
Bijang Muş-Bitlis
Bıçak Elazığ
Botani-bottani Siirt-Mardin-Bitlis
Yukarıdaki oyunlardan bıçak ve bijang oyun araçlarını ifade etmektedir. Bijang
bıçak demektir. Bu oyunların ezgi ve adım yapılan farklıdır. Botani ve bottani adlı
oyunlar ise gerek adım, gerekse ezgi bakımından benzer özellikler göstermektedir.
Ç
Çaçan, çacani, çeçen
Çapik, çapike, çepik Mardin, Bitlis, Diyarbakır, Siirt
Çepike, çepikli, çibikli Elazığ, Muş, Diyarbakır, Bingöl, Gaziantep
Çift kırma Mardin
Çift kuseyri Gaziantep
Çift söyle Kars
Çift ayak Diyarbakır
Çift yürü Kars
Yukarıdaki oyunlardan çaçan, çaçani, çeçen adlı oyunlar hem adım hem ezgi
açısından benzer özelliklere sahiptir. Çapik, çapike, çepik, çepike, çepikli çibikli
oyunlarından bazıları ezgi bakımından benzer, bazıları ayrıdır. Ancak oyunun genel
karakteri aynı olmakla beraber adım yapılan yöre yöre farklılıklar göstermektedir. Bir
çok oyunun başında görülen çift sözü sayı bildirmekte olup oyunlann adım ve ezgi
yapılan farklıdır.
37
D
Delile, delilo, derino Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum,
Hakkari, Kars, Malatya, Mardin, Muş, Tunceli,
Bitlis, Adıyaman
Derik, deriko Şanlıurfa, Gaziantep, Bitlis
Dilan, Dillan Elazığ, Malatya
Dik Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman
Dik Halay Elazığ, Ergani
Düz Diyarbakır, Şanlıurfa
Düz ayak Erzincan
Düz bar Erzurum
Düz halay Elazığ
Yukarıdaki oyunlardan delilo 10’dan fazla yörede görülen yaygın bir
oyunumuzdur. Bu oyunun hem ezgi hem de adım yapısı birçok yörede aynı veya benzer
şekildedir. Dilan veya dillan oyunlarında ezgi ve adım yapıları birbirine benzemektedir.
Dik ve düz sözleri ise oyunun adım karakterini ifade etmekte olup, bunların ezgi
yapılan ile hareket çeşitliliği farklıdır.
G
Garzani, garzane, karzani Bitlis, Hakkari, Kars, Malatya, Muş, Siirt, Van
Gasgas, gazgaz Ağrı, Van
Govent, govenk, güven, güvenk Bitlis, Bingöl, Mardin
Göğerçin, güvercin Elazığ, Eğin
Yukarıdaki oyunlardan gorzani, gorzane, korzani olarak adlandırılan oyunlann
ezgileri ve adım aynı veya benzerdir. Aynı söz gövent, govenk, güven, güvenk,
gögerçin, güvercin oyunları içinde söylenebilir.
H
Horun-Horum Tunceli, Elazığ
Oyunları hem ezgi hem de adım olarak benzemektedir.
38
K
Keçike, keçikane, keçike caney Elazığ, Diyarbakır, Hakkari
Koçeri, koççari Mardin, Muş, Van, Adıyaman, Erzincan, Erzurum,
Hakkari, Ağrı, Bingöl, Bitlis
Yukarıdaki oyunlardan keçike, keçikone, keçikeconey adlı oyunlar isim olarak
benzemekle birlikte, adı geçen yörelerde oynanışları ve ezgi yapıları farklıdır. Keçik,
gaçik, geççik sözü kız manasmdadır. Koçeri, koççeri adlı oyunlar ise adı geçen
yörelerin bazılarında hem adım hem de ezgi yönünden de benzer özellikler
göstermektedir. Bazılarında ise farklılıklar arz etmektedir.
Ş
Şivan, şirvan, şivani, şirvani, Şanlıurfa, Elazığ, Gaziantep, Van, Muş, Malatya,
Tunceli, Siirt
Bu oyunlar birçok yörede hem ezgi hem de adım bakımından benzer olmakla
beraber, diğerlerine hiç benzemeyenleri de mevcuttur.
Bu bölümü aktarmaktan maksat, benzer ad taşıyan oyunlann ezgi ve adım
yapılannın genellikle aynı veya benzer olmalannı ifade etmesinin yanında, bu oyunlann
daha çok birbirine yakın olan illerde göründüğünü de göstermektir. Bunun ilk sebebi
söz konusu yerlerdeki insanlann genellikle aynı oymak ve aşiretten olmalanna
39
bağlanabilir. Bunun yanında çeşitli sebeplerle temas etmenin ve geçmiş yıllarda aynı
kültür merkezine bağlı olmanın tesirlerini de göz ardı etmemek gerekir.
2.9.1. K IM IL (Ş A N L IU R F A )
2 .9 .2 . Ur f a l i ’y a m Ez e l den -Ö m e r (Ş a n l iu r f a )
2 .9 .3 . De l İAr ap (H a t a y )
Bir Türk köyünden gelin almaya gelen Arapların Türk köyünde oynadıkları
oyun köylüler tarafından yadırganır. Birbirlerine “bunlar ne yapıyor?” diye bakarlar,
içlerinden biri “deli Arap bunlar” der. Arapları taklit niteliğinde figürler köylü için oyun
haline gelmiştir. Kızın isteksiz olmasına rağmen Araplar tarafından alınmasını anlatır.
40
3. BÖLÜM : HALAYLARIN MÜZİKSEL İNCELEMESİ
41
Anadolu’dan çok, Doğu Anadolu’ya yakın olan Sivas yöresi halaylarının bazılarında
Doğu Anadolu halaylarının hemen hemen tüm özelliklerine rastlanmaktadır.
Sivas yöresi halay ezgileri çoğunlukla hüseyni diziden oluşur, usul olarak yine
Doğu Anadolu halaylarında olduğu gibi 5, 6 ve 10 zamanlı usuller oldukça çoktur.
Anadolu’nun bir çok yerinde halay sırsmda türkü okuma geleneği vardır. Halay
çekilirken ezginin bir bölümünde eşlik sazları çalmayı bırakır ve halay çekenlerin tümü
veya yalnız bir kişi halayın türküsünü okur. Bu türküyü halay çekenlerin tümü
okuyabileceği gibi “Deme-çevime”adı verilen ve bir kişinin okuyup diğerlerinin koro
şeklinde tekrar etmesi şeklinde süren bir uygulamada vardır. Bu sözlü halay ezgilerinde
çok sık görülen bir özellikte; türküyü oluşturan ve tamamen 4 veya 8 heceli manilerden
oluşan söz kıtasının hemen her kıtasından sonra 4 veya 2 dizeden oluşan ayrı bir mani
kıtasının eklenmesidir.
3 .1 .1 . D e m e Çe v îr m e
La-mi beşlisi içinde seyreden bir halk ezgisinin, iki kişi tarafından karar sesinde
birleşerek, dönüşümlü uygulama yapmasıdır. Bu uygulama iki kişi ile yapıldığı gibi, iki
vokal grubu (erkek ve kadın sesleri) ile de yapılır. Deme çevirmede, genellikle saz eşliği
olmaz.
Örnekler;
Kuyudan su çekerler Erzincan
Kar yağar gardan Sivas
3 .2 .1 . Da v ul
Türklerin en eski çalgıları arasında yer alan davul, aym zamanda en çok sevilen
çalgı olmuştur. Dini ve din dışı törenlerde, askerlikte, eğlencede ve oyunda kısacası her
alanda onun kadar Türk ile birlikte olmuş bir başka çalgı daha yoktur. Türk toplum
hayatının her döneminde vazgeçilmez bir yeri olan davulun geçmişi çok eski yıllara
kadar uzanmaktadır. Asyalılar da davulu çok kullanmışlardır. Aşağıdaki dizeler onun
Hunlu’lar tarafından ne kadar çok kullanıldığını göstermektedir.
Davul sözcüğü yurdumuzda çok çeşitli adlar almıştır. Sözgelimi köbürge, tuğ,
tavul, tavıl meyler, bar, baraban, dumban, düplük bu adlardan bazılarıdır. Davul döğme,
Türk toplulukları arasında özellikle düğün demek anlayışı içinde savaş gibi meydana
kaynaşmalarında coşturucu güçler kazandırmakta ki büyük etkisiyle çok eski bir
geleneğe bağlı bulunmaktadır. Düşman üzerinde de büyük etki yaptığı bir gerçektir.
Anlatıldığına göre, savaşlarda düşmanın en büyük hedefi mehteri susturmak olmuştur.
Çünkü, mehter kuruluşlarında davul takımlarının vurduğu ceng-i harbiler, zuma ve boru
takımlarının velveleli müziği, düşmanı sersem edecek kuvvet taşıyordu. Bu müziğin
savaşa girmesi demektir ki ilk kez Türkler tarafından uygulanmıştır denebilir.
Bugün kullanılan “Davul” sözcüğünün tarihi kesin olarak bilinemiyorsa da
bunun mehter davulunun Osmanlılann son zamanlarına kadar “tabi” şeklinde
adlandırılışını takiben yaygınlaştığı tahmin edilebiliyor davul, gerek yurdumuz içinde
ve gerekse dışındaki Türkler arasında da halen Şanlıurfa dolaylarında Azerbaycan’daki
gibi “Nagara” ve Anadolu’nun bazı bölgelerindeki gibi Kerkükte’de “Meyler/hohler”
adı ile anılmaktadır.
Davulcunun maharetli olması oyuncuyu coşturur. Düğünün güzel ve şen
geçmesinde davulcunun büyük payı vardır. Bu nedenle düğün sahibi iyi davulcu bulmak
için gayret sarf eder. Düğünlerde bir davul yanında birkaç davulunda olduğu görülür.
43
Bunun yanı sıra bazı halay başlarının da kendisine uyum sağlayamayan davulcuyu ve
davulu tekmelediği, hatta davulun derisini patlattığı da olmuştur.
Davulun görünüş açısından kısaca tanımlamak gerekirse, her iki yüzüne de deri
gerilmiş silindir biçimindeki bir tahta kasnak ile biri kalın öteki ince iki ağaç çubuktan
oluşur. Çubuklardan sağ elle vurulan ve daha kaim olanına “Tokmak”, sol elin vurduğu
ve daha incesine de “çubuk, çıbık” denir.
3 .2 .2 . Z u rn a
Halaylara eşlik eden çalgılar içinde davuldan sonra gelen en önemli çalgı
zuma’dır ve davulun da ayrılmaz arkadaşıdır. Tarihi çok eski olan zuma sözcüğü
Türkçe kökenli olup, “Sumay” ve daha sonrada “suma” sözcüklerinin değişime uğramış
son biçimidir. Bazı yörelerde kaba zuma, , dem zurnası, zuma ise ezgi çalgısı olarak
kullanılmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı T.H.oTarmın soluğu sayılan bir ezgi
çalgısıdır.
Gür, güçlü, heybetli ve kabını aşan bir sesi vardır. Bu yüzden daha çok bir açık
hava çalgısıdır.
Zurnaların en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Kiraz ve zerdali ağacından
yapılmış zurnalar zaruret olmadıkça çalınmaz. Hele kavaktan yapılanları hiç makbul
sayılmaz. Zuma, ağızlık ve gövde olmak üzere iki ana parçadan oluşan bir halk
çalgısıdır. Parçalarına verilen adlar şunlardır.
3 .2 .2 .1 . K a m i ş (Ö t t ür üc ü )
3 .2 .2 .2 . Me t e f (M e t em)
44
3.2.2.3. A v u r t l u k (T a b l a )
Kamış ağza alındığı zaman kaymasını önler. Ortasında m etef in geçmesi için bir
delik bulunur. Çoğunlukla sedeften yapılır.
3 .2 .2 .4 . Za y na k (N a z İk )
Bu parça ağızlığı gövdeye oturtan asıl parçadır. Bu parça gövdeyi hafif tazyikle
oturtulur. Şimşirden olanı makbuldür.
3 .2 .2 .5 . Gö vde
Bu kısmın ön yüzünde muhtelif sesleri elde etmeye yarayan yedi tane delik birde
arka delik mevcuttur. Bu deliklerin bittiği yerden sonra boru genişler ve bir çan
görünümü teşkil eder
Gaziantep ve Kilis dolaylarında kullanılan zurnaların gümüş ve boncuklarla
işlenmeleri de ayrı bir özelliktir.
Eski çağlardan bu yana insanlar ritüel ve dinsel törenlerinde, kendi sesleri ve
hareketlerine, başka bazı şeylerinde eşlik etmesine gereksinim duydular. Bu gereksinim
çalgıların doğmasına yol açtı. Primitif üflemeli çalgılar, sözü edilen törenlerde veya
avlanma sırasında hayvan seslerini yansılamak amacıyla bir kamışa, boynuza yada bir
hayvanın ilik kemiğine üfleme yoluyla elde edildi. Sonraları elde edilen bu seslerin
çeşidini arttırmak amacıyla da araçlara delikler açıldı.
Teknolojinin gelişmesiyle beraber müzik çalgılarında da değişiklikler,
gelişmeler yaşandı, enstrümanlarda yaşanan bu gelişmeler, tarihle özdeşleyen
kültürümüzün üretmiş olduğu argın (Zanbır)’m yok olmasım beraberinde getirmiştir.
3 .2 .3 . Ar g in -Z a n b ir
Hatay’da kullanılan özel bir nefesli çalgıdır. Yan yana eklenmiş iki kamış
düdükten yada kemikten yapılmış bir çifte kavaldır. Argın adlı çifte kamışın bir
tanesinin üzerine delikli olup, öbürü deliksizdir ve den tutmaya yarar.
45
Sonuç olarak halayların bir özelliği de hemen hepsine eşlik eden sazların davul
ve zuma oluşudur. Her ne kadar kadın ve erkek halaylarının yer ve mekana göre eşlik
sazları değişse de büyük çoğunluğu bu eşlik sazlarıyla oynanır.
Halaylarda sadece davul zuma’nm değil bazı eşyalarında kullanıldığını
görüyoruz. Şişe, fincan, tabak, tencere kapağı vb.
Bu orada halaylara eşlik olarak Türk çalgıları olmayan klarnet, ut, cümbüş gibi
sazlarda kullanılır. Ama yinede davul ve zumasız halaylar üzerindeki ağırlığını ve
onlara özdeşliğini bozmadığı da bir gerçektir.
46
SONUÇ
Var oluşundan başlayarak sürekli bir değişme ve ilerleme içerisinde olan insan,
çevresini de etkilemiş ve değiştirmiştir. Çağımızda görülen teknolojik gelişme giderek
değişen yeni bir toplum yaratmaya başlamıştır.
Türk Halk Oyunları, adım yapıları nedeniyle bir çok sahne düzenine olanak
tanırlar. Çizgileri şekillendirmek kalaydır ancak oyunların öykülerinin yöresinde ki
oynanış biçimlerini bilmeden yapılacak çalışmalar ve sahnelemeler yozlaşmayı da
beraberinde getirmektedir. Tüm bunlara kulaktan dolma müzik bilgisi ile eşlik etmeye
çalışan müzisyenlerin icrası eklenince ortaya tanımlayamadığımız bir sahne çalışması
çıkmaktadır.
Bugün Türk Halk Oyunları ile ilgilenen ve kendi yöresinde uzman sayılabilecek
olan insanlar dahi, oynadıkları oyunun asli fonksiyonlarım en azından ne anlam
taşıdıklarını tam manasıyla bilmemektedirler.
Türk Halk Kültürü içinde geçmişte hem fonksiyonları hem de toplum hayatında
ki yeri bakımından büyük önem taşıyan Halk Oyunları milli kimliğimizi meydana
getiren önemli bir kültür unsurudur. Bu değerlerin gelecek kuşaklara yanlışsız
aktarılması kültürümüzü ve geleneklerimizi yaşatmak açısından önemlidir.
Bu çalışmada ilgili kişileri Türk Halk Oyunları türlerinden biri olan Halayların
yapısal özellikleri ile ilgili bilgilendirerek alanımızda yapılabilecek yanlışlıklan
mümkün olan en aza indirmek temel hedefimiz olmuştur.
47
KAYNAKLAR
48
18. TÜRKÇE SÖZLÜK, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1988.
19. TÜRK ANSİKLOPEDİSİ, Cilt 18, Milli Eğitim Yayınlan, Ankara, 1970.
20. ÜNGÖR Ethem Ruhi : “I. Uluslararası Türk Folklor Sem ineri B ildirileri”
Başbakanlık Basımevi, Ankara, 1974.
21. VURAL Sözer : Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi, Remzi Kitapevi,
İstanbul, 1986.
49
ÖZGEÇMİŞ
50
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TÜRK HALK OYUNLARI ANABİLİM DALI
HALAYLARIN
YAPISAL ÖZELLİKLERİ
Hazırlayan
Zeynel TURAN
Danışman
Prof.Dr. Ali Haydar BAYAT
MANİSA 2001