Message

You might also like

Download as txt, pdf, or txt
Download as txt, pdf, or txt
You are on page 1of 5

Eşimin amcasının oğlu yüksek okul sınavları için İstanbul’a yanımıza gelmişti.

Karı
koca, ev içerisinde başkasının varlığından hoşlanmayan yapıdayız. Geldiği sırada da
kızımız eşimin annesinin yanındaydı. Ben 37 eşim ise 41 yaşında. Severek evlendik
ve eşimden başkasıyla da birlikte olmadım evliliğimiz süresince…
Eşimin amcasının oğlu genç bir çocuk, saygılı ve irice biri… İlk
gördüğümde, biraz köy yapısı kokan bilgisizliğine rehber olmak istedim. Bütün
söylediklerimi en küçük bir alınma göstermeden uyguladı ve değişti. Sabahları eşim
işe gidince, mutfakta konuşurduk.
Aradan günler geçti, gözlerinin ayağıma takıldığını fark ettim. İlk
tepkim kızgınlıktı. Sonraki günlerde buna alıştım ve aramızda bir kedi-fare oyunu
oynanmaya başladı. Kavisli topuklu, pembe beyaz, irice ve uzun ayaklarımı yerli
yersiz gözlerinin önünde sallamaya başlamıştım. Gözleri ayaklarıma takılıyor, benim
nereye baktığını anladığımı görünce de kızarıyordu.
Bir gün yine mutfakta konuşurken, ayağımı masanın üzerine koydum ve
sallamaya başladım, beti benzi atmıştı… Toparlanıp işe gitmek için kalktığımda,
beni uğurlarken kotunun önü kabarıktı… Gün boyu aklımdan silmek istememe rağmen,
önündeki kabarıklığı düşünüp durdum.

Kendi kendime aptalca davrandığımı söyleyip duruyordum, ama


ayaklarıma bakarak karşısında dimdik olmuş bir organ da beni azdırıyordu elimde
olmadan… Bu oyun günlerce sürdü ve hiç bir zaman raydan çıkmadı çocuk… Sadece aç
gözlerle ve yutkunarak ayaklarıma bakıyor, önü kabarıyor ve beni uğurluyordu.
Kocam iş gezisi nedeniyle 10 gün evden uzak kalmak zorundaydı. İlk
gün yine mutfaktaydık, yine aynı sahneler ve yine saygılı uğurlayış. Akşam eve
geldim, biraz içtim ve yattım. Bir iki tıkırtıdan sonra sessizlik… Günler, geceler
birbirini takip etti… Beşinci gün çok yorgun geldim eve… Yemeği hazırladım, yedik.
Biraz içki içtik, televizyon seyrettik ve ben kanapede uyuyakaldım. Aradan ne kadar
zaman geçti bilmiyorum
“Yenge kalk yatağına yatırayım seni” dediğini duydum. Kalktım,
ayakta zor duruyordum. Koluma girip bana yardımcı oldu ve yatak odasına beraber
gittik. Kendimi yatağa attım. Uykuyla uyanıklık arası havada yüzer gibi
hissediyordum kendimi…
Bacaklarımdan tüm vücuduma yayılan bir ılık dalga, bir okşayıcı,
rahatlatıcı duygu seli saçımdan tırnağıma kadar sardı her yanımı… Kedi gibi
okşandığımı duyumsadım, gerindim, üzerim örtüldü. Uykunun karanlığına daldım.
image
Uyandığımda sabah olmuştu. Kahvaltı masasında, akşam ne olduğunu
sordum.
“Çok sarhoştun, seni yatırdım yenge…” dedi.
Yine mutfaktaydık, yine ayağım masa üzerindeydi ve yine yüzü pençe
pençe kızarmıştı. Yine beni uğurlayan, kabarmış pantolonun önüyle o…
Yedinci gün… Akşam… Televizyon seyrediyoruz. Saçlarım dağılmış
kanapenin önünde yüzükoyun yatıyorum. Elimde beşincisini içtiğim şarap kadehi,
üzerimde gecelik var ve eteği dizimin bir hayli üstünde, baldırlarımın hizasında…
Televizyonda normal bir film… Kadın ve erkek birbirlerine sarılmışlar, öpüşüyorlar,
sevişiyorlar… Uzun uzun öpüşen dudaklarını, dillerini izliyorum.
Kocam gideli yedi gün olmuş. Libidom tavan yapmış durumda… Filmdeki
sahnelerden öyle etkilendim, öyle tahrik oldum ki… Dayanamadım… Kendimi tutmak
istememe rağmen, tıpkı bir hayvan gibi kontrolsüz önümü halıya sürtmeye başladım.
O, arkamda ve beni izlediğini biliyorum… Ve izlediğini bilmek daha da tahrik ediyor
beni…
Fakat sürtünmek yetersiz kalıyor. Hemen odama gitmem lazım, yanan
kasıklarımı okşamam, parmaklarımla kendimi tatmin etmem lazım… Delirmek üzereyim…
Böyle bir zaman geçtikten sonra kalktım,
“Ben yatıyorum.” dedim.
Önüne baktım, dimdikti… Sendeleyince yardımcı oldu bana… Yatağıma
kadar götürdü, yüzükoyun bıraktım kendimi yatağa, geceliğim üzerimde toplandı,
baldırlarım açığa çıktı… Ses soluk yoktu ama odayı da terk etmemişti. Nefes alışını
duyuyordum. Beni seyrediyordu, yarı çıplak vücudumu… Ben de geriye dönemiyordum.
image
Aradan zaman geçti, inledim… Karılmış bir sesle,
“Yenge, yorgun musun?” dedi.. İnleyen sesimle,
“Çokkk…” dedim..
“Masaj yapayım mı yenge?” dedi..
Onay vermek için başımı salladım yatağa sürterek… Hiç ses soluk
çıkmadı ve uzun bir süre hiç bir şey olmadı. Gittiğini sandığım sırada, çekingen
bir elin baldırlarıma dokunduğunu hissettim. Elini, parmaklarının uçlarını belli
bir ritmle bacaklarıma dokundurup durdu bir süre…
Ama yetmiyordu bu bana… Kalçalarımı yatağa yapıştırıp oynattım,
gerdim bacaklarımı ve cesaret verdim ellerine… Daha açık dokunmaya, baldırlarımı
bacak içlerimi ellemeye başladı. O kadar soğukkanlıydı ki, hiç de beni
heyecanlandırma derdi yok gibiydi… Hala aynı yumuşak dokunuşlarla masaj yapmaya
çalışıyordu.
image
İnleyerek kalçalarımı yapıştırdım yeniden yatağa… Sanki masajdan
hoşlanmış gibi… Elleri önce daha yukarılara çıktı. Ardından daha ısrarlı bastırmaya
başladı etime… Dağlanmış gibi hissediyordum içimi, etlerim, her yerim yanıyordu.
Kalçalarımı kaldırdım ve ardından sert, güçlü ellerinin gecelik üzerinden
kalçalarımı avuçladığını hissettim.
Yeniden inledim. Kalçalarımı oğuşturuyor, sıkıp bırakıyor,
kalçalarımın iki yanağını biribirinden ayırıp, ardından bir araya toplayıp baskı
yapıyordu. Tamamen ellerine terk etmiştim kendimi… Ben de bu arada önümü yatağa
yapıştırıyordum. Bu ona cesaret veriyor ve daha sıkı avuçluyordu kalçalarımı… Keşke
külodumu çıkarsa diye geçirdim içimden… Kalçamı sıkan, masaj yapan parmakları ara
sıra külodun içine kadar giriyor, fakat çıkarmaya çalışmıyordu.
Bir ara başımı kaldırıp geriye, ona baktım. Amacım yine şortunun
önündeki kabarıklığı görmek, tatmin duygusu yaşamaktı. Onun giyinik olduğunu
sanıyordum. Fakat bana masaj yaparken üzerindeki her şeyi çıkardığını, çırılçıplak,
önündeki dimdik duran inanılmaz ölçüde büyük, iri, kalın penisiyle görünce anladım.
image
Hemen başımı çevirdim, şoka uğramıştım. Karnım ve uyluklarım
titriyordu… Ben geceliğimle yarı çıplak, o çırılçıplak, benim için sertleşmiş
dimdik erkeklik organıyla yatak odamda, ikimiz… Zevk krizi geçirmeye başladım ve o
an orgazm olmaya başladım.
Tüm vücudumla sarsılıyor, çığlık atmamak için yastığı ısırıyordum.
Ben sarsılırken o güçlü elleriyle kalçalarımı yoğuruyordu. Sonunda sakinleştim.
Ardından büyük bir pişmanlık duydum. Kocamı seviyordum ve bu çocuk bana hitap
edemeyecek kadar gençti ve eşimin akrabasıydı. Yüzümü ona çevirmeden,
“Teşekkür ederim. Eline sağlık… Rahatladım…” dedim. Sadece,
“İyi geceler…” dedi ve çıktı.
İşte bunu beklemiyordum ve daha çok tahrik oldum… Az önceki
pişmanlığımdan daha fazla pişman olmuştum. Dönüp sırtüstü yattım, gözlerim tavanda
dakikalarca öyle yattım. İstemsizce, bir robot gibi ellerimin birini göğüslerime
götürdüm, diğerini kasıklarıma… Yanıyordum… O’nun çıplak vücudu gözümün önünden
gitmiyordu.
Hemen yan odadaydı o vücut… Benim derdimin ilacı… Ateşimi söndürecek
insan yanı başımdaydı. Ben bu durumdayken onun ne yaptığını merak ettim. O koca
aletini ellerinin arasına almış beni hayal ediyor muydu acaba? Mastürbasyon mu
yapıyordu? Boşalırken o kaslı vücudu dalgalanıyor muydu?
image
Göğüs uçlarımı parmaklarımın arasında sıkıştırıp duruyordum. Diğer
elimin orta parmağını kadınlığımın sularında ıslatıp klitorisimin üzerinde
gezdiriyordum. Zevk alıyordum, fakat yetersiz geliyordu bana aldığım zevk… Tatmin
duygusundan uzak, robot gibiydim. Hırsla ellerimi çektim zevk noktalarımdan… İki
yanıma uzattım… Ceset gibi, gözlerim tavanda upuzun yattım yatağımda…
Kararımı verdim sonra… O tatmin duygusu uzakta değildi, iki adım
ötemdeydi sadece… O beni istiyordu… Ben de onu… Ne çıkar ki bir defa gitsem… Bir
kez… Başka istemiyorum… Asla… Sadece bir kez… Yataktan kalktım. Üzerimde geceliğim,
içimde sadece külodum vardı. İkisini de çıkardım. Yüksek topuklu terliklerimi
giydim ayağıma… Gardrobun boy aynasında kendime baktım. Çırılçıplak, siyah uzun
saçlarımla güzel bir kadın vardı aynada… İstekli, çılgın, arzudan kavrulan…
http://girlsfactory.tumblr.com http://igoodpictures.tumblr.com
http://girlsfactory2.tumblr.com https://www.facebook.com/igoodpictures
Kocamla sevişirken giydiğim incecik, şeffaf tül geceliğimi çıkardım.
Onu giydim. Çıplak bedenim sadece flu bir görüntü almıştı. Odamdan çıktım. Onun
odasının önünde, elim kapının tokmağında bir süre durdum. Heyecandan ölmek
üzereydim. Ellerim titriyor, göğüslerim inip kalkıyordu. Sakinleşmeye çalıştım bir
süre… Sonra kesin kararlı olarak titreyen elimle kapıyı yavaşça açtım. Gece
lambasının loş ışığında O’nu gördüm. Odanın ortasında çırılçıplak, önündeki koca
erkekliğiyle beni bekliyordu.
Geleceğimi biliyordu… Onu isteyeceğimi… Odasına geleceğimi…
Biliyordu… Geri adım atmadım. Gözlerimiz kenetlenmiş gibiydi birbirine…
Konuşmuyorduk hiç… Gözlerimiz konuşuyordu, her şeyi anlatıyordu. Hiç kıpırdamadan
duruyordu odanın ortasında… Ayakta..
image
Baktım, ilk hareketi benden bekliyor… Fazla bekletmedim. Titreyen
dizlerimle bir iki adım attım. Yüz yüze geldik. Omuzlarımı oynatarak üzerimdeki
şeffaf tül geceliği çıkarmak istedim. Kabaran göğüslerimin uçları tülün aşağıya
inmesini engelledi. İşaret parmağıyla tülü çekti, aşağı bıraktı, yavaşça süzülen
ince tül gecelik ayaklarıma düştü.
image
Karşısında çırılçıplak durdum. Heyecandan kuruyan dudaklarımı
yaladım. Dilimi görmek sanırım öldürücü darbe oldu onun için… Bir inilti çıktı
dudaklarından… Kollarını uzatıp bir hamlede kendine çekti beni… Az önce yaladığım
ıslak dudaklarıma etli erkek dudaklarını bastıra bastıra öpmeye başladı.
Kollarıyla çıplak bedenime sımsıkı sarılmış, kendine bastırıyordu.
Arzuyla sertleşen penisi zevk üçgenimin arasına girmiş, baskı yapıyordu. Ayaklarımı
biraz aralayıp taş gibi olmuş penisine yer açtım kasıklarımda… Şimdi kadınlığıma
sürtünüyordu taş gibi erkekliği… O sertliği hissetmek başımı döndürdü, dudaklarının
içinde,
“Ohhhh…” diye inledim. Harikaydı. Öylesine güzel bir duyguydu ki…
Sanırım yasak meyveyi tatmamız olayı bu kadar olağanüstü tahrik edici kılıyordu.
Arzuyla sertleşen göğüslerim onun sert, kaslı göğsünde eziliyordu. Kolları bedenimi
öylesine sarmıştı ki, arasında nefes almakta zorluk çekiyordum.
image
Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan, o güçlü kollarıyla havaya
kaldırıverdi beni… Döndürdü, arkamızdaki yatağın üzerine yavaşça uzattı. Kendisi de
yatağın kenarına, ayak ucuma oturdu. Hayranlık dolu gözlerle beni seyrediyordu.
Sanırım penisi zonkluyordu ki elini götürüp sıktı, rahatlattı…
Ondan tarafta olan sol ayağımı eline aldı sonra… Göğüs hizasına kadar
kaldırdı. Sanki az bulunur bir mücevher, sanki kutsal bir eşya gibi özenle hareket
ediyor, incitmekten korkar gibi tutuyordu ellerinin arasında… Avuçlarının içinde
tuttuğu ayağımı dudaklarına götürdü, parlak kırmızı oje sürülmüş pedikürlü, bakımlı
ayak tırnaklarımı öptü tek tek…
Dudaklarıyla tırnaklarımdan öpe öpe topuklarıma kadar ayağımı tavaf
etti. Başparmağımdan başlayarak her bir parmağımı tek tek dudaklarını aralayıp
ağzına aldı, emdi. Dudaklarını, dilini ayaklarımda, ayak parmaklarımda hissettikçe
içim bir hoş oluyor, kıvranıyordum yattığım yerde… Ayak parmaklarım sırıl sıklam
olmuştu.
image
Yeteri kadar sevmiş olmalı ki, sol ayağımı kucağına, kasıklarına,
erkekliğine temas edecek şekilde özenle yerleştirdi. Sanırım sıra sağ ayağıma
gelmişti. Sağ ayağımı da aynı şekilde tutup kaldırdı, bu kez onu öpmeye, yalamaya,
emmeye başladı. Hele ayak tabanlarımı öptüğünde öylesine huylanıyordum ki,
kıvranıyordum yatakta…
Kucağına bıraktığı ıslak sol ayağıma değen penisinin zonkladığını,
kıpır kıpır hareket ettiğini duyumsadım. Islak ayak parmaklarımla o kıpırdayıp
duran yaramazı sakinleştirmeye çalıştım. Sıcaklığı ayak tabanımı, parmaklarımı
yakıyordu adeta… O da ayağımla erkekliğine ilk temas ettiğimde ağzından bir inilti
koparak iki büklüm oldu bir anda…
Okşamalarım arttıkça kıvrandı, kıvrandı, sonunda elinde tuttuğu sağ
ayağımın tabanına yüzünü gömdü, topuklarımı dişleriyle hafif ısırır gibi yaparak
kasıldı… Kucağındaki ayak parmaklarımın arasına dölleri püskürüyordu şimdi… İnleye
inleye boşaldı. Sanırım günlerdir biriktirdiği hayali gerçekleşmişti. İlgiyle
boşalmasını izliyordum yattığım yerden… Sakinleşmesini bekledim.
image
Mahcup bir yüz ifadesiyle yüzüme baktı sakinleştikten sonra…
Utanıyordu. Yerden bir bez, sanırım külodu, alıp dölleri bulaşan ayağımı güzelce
sildi, temizledi. Gözleri gözlerimdeydi. Gülümsedim utanma dercesine, ellerimi
uzatıp davet ettim. Munis bir kaplan gibi davetime uyup kollarımın arasına geldi,
sımsıkı sarıldım…
İri yapılı erkek bedeninin yarısı benim üstümdeydi şimdi… Bir
bacağını benim bacaklarımın üzerine atmış, eli göğüslerimdeydi. Başı omuz
boşluğumda, dudakları boynumda, omuzumda öpücükler kondurmakla meşguldü. Yan
tarafımdaki sertliği hissedince gözlerime inanamadım, elimi uzatıp az önce boşalmış
erkekliğini tuttum. Evet, yeni boşalan penisi aynı sertlikteydi yine… Parmaklarımla
penisini kavradığım anda bir inilti koptu dudaklarından,
“Ohhh…” diye… Başımı çevirip o inleyen dudaklarına öpücük kondurdum.
“Avuçlamam hoşuna mı gitti?” dedim. Başını salladı,
“Oh, evet… Hem de çok… Elin, parmakların sıcacık…”
“Öpmemi ister misin peki?” Elimdeki sertliği ortasından tutup
sarstım. “Dilimi ister misin, yalamamı? Dilimle okşasam? Ne dersin?”
image
Yanıtını beklemedim. Bunu istemeyecek erkek tanımıyordum çünkü…
Elimle omuzundan tutup geriye ittim. Sırt üstü yatağa yatırdım. Sertliği abide gibi
tavana dikilmiş duruyordu. Eğildim. Başına bir öpücük kondurdum. Kıvrandı,
“Ihhh…” diyerek inledi. “Çok güzell yenge…”
“Şışşt… Yenge yok…” Kıvranarak sordu,
“Ne var yenge?”
“Aşkım de… Karıcım de bana… Bu gece senin karınım ben…”
“Peki aşkım… Karım benim… Kadınım…”
“İşte şimdi oldu aşkım… Bu gece benim kocamsın… Bu gece beni sikecek
kocamsın… Erkeğimsin…” diyerek elimdeki sertliğe yumuldum. Hoyratça ellerimin
arasında tuttuğum penisin her yerini öpmeye, yalamaya, dişlerimle hafifçe gövdesini
ısırmaya başladım. Dilime az önce boşalmasından kalan menilerin tadı geldi. Güzeldi
tadı… Ben yaladıkça odamda hayalini kurduğum gibi karın kasları kasılıp duruyor,
dalgalanıyordu adeta…
Bir süre yaladıktan sonra tekrar boşalmasından korktum, bıraktım
yalamayı… Doğruldum. Yattığı yerden bana bakıyordu. Bir bacağımı belinin üzerinden
aşırıp penisinin hizasında dizlerimin üstünde durdum. Elimi aramıza sokup penisini
tuttum. İçinden sular akan kadınlığımın dudakları arasına hizaladım, alçalmaya
başladım. Penisin başı girdi önce…
image
“Ohhh… Güzell…” diye inledim. Zevkten kasılan yüzüme, gözlerime
bakıyordu aşağıdan… Dudaklarımı ısıra ısıra indim, indim… Kasıklarımız birleşti
sonunda… Tamamen içimdeydi erkekliği… Kasık bölgesini temizlemiş, kılları yeni
çıkmaya başlamış vaziyetteydi. Bacaklarımı iyice açtığımdan o yeni çıkan sert
kıllar klitorisime batıyor, beni daha çok tahrik ediyordu.
image
Bir süre bekledim. Sonra kalçalarımı kıpırdatmaya başladım. Yavaş
yavaş… Daire şeklinde hareketlerle adeta üstünde dans ettim. Sonra kalçalarımı
kaldırdım yavaşça, başına kadar çıkacak şekilde yükseldim. İçimden çıktı,
kadınlığımın ıslak dudakları aralık kaldı. Tekrar alçaldım, alçaldım… Dibime kadar
içime aldım… Sürekli bu hareketleri tekrarlıyordum aynı hızla… İn… Çık… İn… Çık…
image
Elimin birini aramıza sokup klitorisimi okşadım. Öyle tahrik olmuştum
ki, minik bir çocuk pipisi vardı sanki parmağımın değdiği yerde… Sertleşmişti…
Parmağımla okşayıp rahatlattım. Sonra elimi amımdan çekip onun geniş göğsüne
ellerimi dayadım. Göğsünden destek alıp kalçalarımı hızla indirip kaldırmaya
başladım.
Adeta motor gibi inip kalkıyordum üstünde… Korkunç bir zevkti
duyduğum… Katıksız… İçimdeki sertlik amımı yara yara girip çıkıyordu. Sularım
kasıklarını sırılsıklam yapmış, ben inip kalktıkça klitorisim ıslak kasıklarına şap
şap vuruyor, bedenlerimizden çıkan sesler ve zevk inlemelerimiz odanın içinde
yankılanıp duruyordu. Bağırmaya başladım,
“Ahhh…. Geliyorummm… Çok güzell… Sikin beni delirtiyor aşkım…
Kocamm.. Oohhh….”
Ağzı kuş gibi açılmış soluyup duruyordu altımda… Kesik inlemeler
koyveriyor, elleri kalçalarımda, inip kalkışlarıma destek oluyor, ben indikçe o da
kalçalarını kaldırıp beni karşılıyordu. Müthiş bir tempo, harika bir uyum vardı
aramızda…
Saçlarından tutup kaldırdım, göğsüme bastırdım, elleriyle memelerimi,
dudaklarıyla uçlarını kapattı. O meme uçlarımı emerken ben bütün ağırlığımla çöküp
erkekliğini dibine kadar içime aldım. Kasılıyor, titriyor, orgazm kasırgasına
yakalanmış, yaprak gibi çırpınıyordum. O da benden farksızdı… Boşalan penisinden
içime yayılan döllerinin sıcaklığı daha bir delirtiyordu beni…
Yavaş yavaş ritmimiz azaldı, azaldı, sonunda hareketsiz kalakaldık.
Soluk soluğaydık ikimiz de… Parmaklarım hala saçlarının arasında kasılmış
durumdaydı. Başını kaldırıp dudaklarımdan öptü sevgiyle… Ben de karşılık verdim.
Öpüştük…. Kendimi bitmiş hissediyordum, yorgun, savaştan çıkmış…
image
Sakince içimdeki yarı sert penisi çıkardım, yanına yattım sırt üstü…
Hala ara ara kasılıyordu bedenim… Az önceki depremin artçıları gibi gelen zevk
kıvılcımlarıyla sarsılıyordum… Kolunu başımın altından geçirip kendine çekti. Yan
dönüp başımı göğsüne yasladım. Kalbinin çarpıntısını duyabiliyordum. Elimi kaslı,
düz karnında gezdirdim, okşadım.
“Teşekkür ederim…” diye fısıldadım.
Cevap vermedi… Saçlarımı okşadı uzun uzun… Fırtınadan sonraki dingin
bir deniz gibi, huzur içinde, göğsünde yattım.

You might also like