Professional Documents
Culture Documents
Örgüt Kültürü, Örgüt Kültürünün Örgütsel Bağlilik Üzerindeki Etkisi Ve İmkb'Deki Şirketler Üzerine Bir Araştirma
Örgüt Kültürü, Örgüt Kültürünün Örgütsel Bağlilik Üzerindeki Etkisi Ve İmkb'Deki Şirketler Üzerine Bir Araştirma
Örgüt Kültürü, Örgüt Kültürünün Örgütsel Bağlilik Üzerindeki Etkisi Ve İmkb'Deki Şirketler Üzerine Bir Araştirma
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
DOKTORA PROGRAMI
DOKTORA TEZİ
Ebru ŞENGÜL
2502040103
Tez Danışmanı
Doç. Dr. Şebnem ARIKBOĞA
İstanbul-2009
ÖZ
iii
ABSTRACT
Within the context of this study, firstly the concept of corporate culture was
examined. The role of societal culture on structuring organizational culture,
Cameron and Quinn’s Corporate Culture Model and development and
management of corporate culture were discussed. In the second chapter, the
concept of organizational commitment, development and management of
organizational commitment and its consequences, Meyer and Alllen’s model, the
relationship between corporate culture and organizational commitment was
studied. In the third chapter, the effect of the cultural structure on the
organizational commitment was determined through the research on the
companies which are registered at the Istanbul Stock Exchange. As the results of
this study, the following findings were reached: the dominant culture in the above
mentioned companies is clan culture with characteristics of societal culture and
clan culture has a positive relationship with the affective commitment.
iv
ÖNSÖZ
v
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖZ…………………………………………………………………………………...iii
ABSTRACT………………………………………………………………………...iv
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………v
İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………….vi
TABLOLAR LİSTESİ……………………………………………………………...x
ŞEKİLLER LİSTESİ……………………………………………………………..xiii
GRAFİKLER LİSTESİ…………………………………………………………...xiv
KISALTMALAR LİSTESİ………………………………………………………..xv
GİRİŞ………………………………………………………………………………...1
BİRİNCİ BÖLÜM
vi
1.4.2. Hofstede’in Örgüt Kültürü Modeli’nde Örgüt Kültürü Tipleri……...48
1.4.3. Cameron ve Quinn’in Rekabet Eden Değerler Modeli’nde Örgüt
Kültürü Tipleri…………………………………………………………...50
1.4.3.1. Cameron ve Quinn’in Rekabet Eden Değerler Modeli………51
1.4.3.2. Rekabet Eden Değerler Modeli’nde Örgüt Kültürü Tipleri…54
1.5. ÖRGÜT KÜLTÜRÜ’NÜN YÖNETİMİ……………………………………..63
1.5.1. Örgüt Kültürü’nün Oluşturulması……………………………………68
1.5.2. Örgüt Kültürü’nün Sürdürülmesi…………………………………….72
1.5.3. Örgüt Kültürü’nün Değiştirilmesi…………………………………….75
İKİNCİ BÖLÜM
vii
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
viii
3.7.5. Örgüt Kültürü Örgütsel Bağlılık İlişkisinin Belirlenmesine
Yönelik Regresyon Analizi……………………………………………171
3.7.5.1. Örgüt Kültürü ve Duygusal Bağlılık Arasındaki İlişki…….172
3.7.5.2. Örgüt Kültürü ve Devam Bağlılığı Arasındaki İlişki………175
3.7.5.3. Örgüt Kültürü ve Normatif Bağlılık Arasındaki İlişki…….179
3.7.6. Çalışanların Demografik Özellikleri ile Örgütsel Bağlılık
Boyutları İlişkisinin Belirlenmesine Yönelik Varyans Analizi……..181
3.7.7. Şirkete İlişkin Özellikler ile Örgüt Kültürü İlişkisinin
Belirlenmesine Yönelik Varyans Analizi…………………………….183
3.7.8. Araştırma Bulgularının Değerlendirilmesi…………………………..185
SONUÇ……………………………………………………………………………192
KAYNAKÇA……………………………………………………………………..198
EKLER……………………………………………………………………………216
EK 1) ANKET FORMU………………………………………………….216
ix
TABLOLAR LİSTESİ
x
Tablo 3.20 Hiyerarşi Kültürü Ölçeğinin Güvenilirlik Katsayısı……………….158
Tablo 3.21 Hiyerarşi Kültürü Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde
Yeni Cronbach Alfa Katsayısı……………………………………..159
Tablo 3.22 Hotelling’s T2 Testi………………………………………………..160
Tablo 3.23 Pazar Kültürü Ölçeğinin Güvenilirlik Katsayısı………………….160
Tablo 3.24 Pazar Kültürü Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde
Yeni Cronbach Alfa Katsayısı……………………………………..161
Tablo 3.25 Örgütsel Bağlılığa İlişkin Ölçeğin Güvenilirlik Katsayıları………162
Tablo 3.26 Hotelling’s T2 Testi………………………………………………..162
Tablo 3.27 Duygusal Bağlılık Ölçeğinin Güvenilirlik Katsayısı………………162
Tablo 3.28 Duygusal Bağlılık Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde
Yeni Cronbach Alfa Katsayısı……………………………………..163
Tablo 3.29 Hotelling’s T2 Testi………………………………………………..163
Tablo 3.30 Devam Bağlılığı Ölçeğinin Güvenilirlik Katsayısı………………..164
Tablo 3.31 Devam Bağlılığı Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde
Yeni Cronbach Alfa Katsayısı…………………………………….164
Tablo 3.32 Hotelling’s T2 Testi………………………………………………..165
Tablo 3.33 Normatif Bağlılık Ölçeğinin Güvenilirlik Katsayısı………………165
Tablo 3.34 Normatif Bağlılık Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde
Yeni Cronbach Alfa Katsayısı……………………………………..166
Tablo 3.35 Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Uyguluk Ölçüsü
ve Bartlet Küresellik Testi………………………………………….167
Tablo 3.36 Açıklanan Toplam Varyans………………………………………...168
Tablo 3.37 Döndürülmüş Bileşenler Matriksi…………………………………..169
Tablo 3.38 Örgüt Kültürü ve Örgütsel Bağlılığa İlişkin Korelasyon Katsayısı..170
Tablo 3.39 Örgüt Kültürü-Duygusal Bağlılık Model Özeti……………………173
Tablo 3.40 Örgüt Kültürü-Duygusal Bağlılık ANOVA………………………..173
Tablo 3.41 Örgüt Kültürü-Duygusal Bağlılık Regresyon Katsayıları…………174
Tablo 3.42 Örgüt Kültürü-Duygusal Bağlılık Modeli Dışına
Alınan Değişkenler………………………………………………...174
Tablo 3.43 Örgüt Kültürü-Devam Bağlılığı Model Özeti……………………...176
Tablo 3.44 Örgüt Kültürü-Devam Bağlılığı ANOVA……………………….…176
xi
Tablo 3.45 Örgüt Kültürü-Devam Bağlılığı Regresyon Katsayıları……………177
Tablo 3.46 Örgüt Kültürü-Devam Bağlılığı Modeli Dışına
Alınan Değişkenler………………………………………………....177
Tablo 3.47 Örgüt Kültürü-Normatif Bağlılık Model Özeti………………….....179
Tablo 3.48 Örgüt Kültürü-Normatif Bağlılık ANOVA………………………...179
Tablo 3.49 Örgüt Kültürü-Normatif Bağlılık Regresyon Katsayıları…………180
Tablo 3.50 Örgüt Kültürü-Normatif Bağlılık Modeli Dışına
Alınan Değişkenler………………………………………………....180
Tablo 3.51 Çalışanların Yaşı-Örgütsel Bağlılık………………………………..182
Tablo 3.52 Çalışanların Cinsiyeti-Örgütsel Bağlılık…………………………...182
Tablo 3.53 Çalışanların Eğitim Durumu-Örgütsel Bağlılık……………………182
Tablo 3.54 Çalışanların Şirkette Çalıştıkları Süre-Örgütsel Bağlılık………..…183
Tablo 3.55 Şirketin Faaliyet Alanı-Örgüt Kültürü……………………………..184
Tablo 3.56 Şirketin Faaliyet Süresi-Örgüt Kültür……………………………...184
Tablo 3.57 Şirketin Büyüklüğü-Örgüt Kültürü………………………………...185
xii
ŞEKİLLER LİSTESİ
xiii
GRAFİKLER LİSTESİ
xiv
KISALTMALAR LİSTESİ
xv
GİRİŞ
1
bağlılığa etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, örgüt kültürü ve
örgütsel bağlılık çeşitli yönleriyle ve birbirleriyle ilişkileri açısından ele alınmıştır.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
1
Geert Hofstede, Cultures Consequences, Second ed., California, Sage Publications, 2001, p.11.
3
sözlüğünde cultur olarak kullanılmış olan bu sözcük, sonradan culture halini
almıştır2.
2
Bozkurt Güvenç, İnsan ve Kültür, 2. bs., İstanbul, Remzi Kitabevi, 1974, s.96.
3
John P. Kotter, James L. Heskett, Corporate Culture and Performance, New York, The Free
Press, 1992, p.3.
4
Veysel Bozkurt, Değişen Dünyada Sosyoloji, 3. bs., İstanbul, Aktüel Yayınları, 2005. s.90.
5
Güvenç, op.cit., s.102,103.
4
ortak bir anlayışın oluşmasını olanaklı kılmakta ve kültür kavramının öğeleri e sas
alınarak bir senteze ulaşmayı mümkün hale getirmektedir. Kültür üzerine yapılan
tanımlar genellikle insan gruplarının belli başlı kazanımlarını, deneyimlerini, tarihi
süreç içerisinde geliştirdikleri sembolleri, kuşaktan kuşağa aktarılan davranış
kalıplarını içermektedir. Kültür en geniş anlamıyla, insanoğlunun doğada değ işim
yaratarak ortaya çıkardığı her türlü fiziksel ve düşünsel birikimi içerir. Bu yönüyle,
insanın gündelik deneyiminde ortaya koyduğu her tür somut ve soyut tecrübesi,
kültür kavramı içinde değerlendirilebilir. Kültür, en geniş sınırlarına sosyolojik
çerçevede ulaşmaktadır ve buradaki anlamıyla bir yaşama biçimidir. Bir topluma
özgü bütün ifade ve etkileşim biçimleri bu tanımda yer almaktadır. Bu anlamda
kültür, insanın belirli bir toplumda öğrendiklerinin ve davranışlarının bir toplamı
sayılabilir. Kültür tarihinde, tarihsel devinimi en iyi yansıttığı kabul edilen şu tanım
yaygındır: Kültür, bir toplumda geçerli olan ve gelenek halinde devam eden her türlü
dil, duygu, inanç, sanat ve yaşayış öğelerinin tümüdür. Kültürün temel kaynağı ise
insandır. Kültürü oluşturan her düşünce, her kurum, her nesne insan tarafından
yaratılmıştır6.
6
Halit Yıldırım, “Uygarlık, Kültür ve İnsanlık”, (Çevrimiçi) http://historicalsense.com/archieve.htm.,
21.10.2009.
7
Bozkurt Güvenç, Kültürün ABC’si, 4. bs., İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 2007, s.10.
8
Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, Çev. Nilgün Çelebi, Ankara, Anı Yayıncılık, 2002, s.45.
5
▪ Kültür, içinde bulunan toplumun değerlerini içermekle birlikte onları
yorumlar.
▪ Kültür, toplumsal dayanışmanın unsurlarını oluşturur.
▪ Kültür, bir toplumun gelişmesi ve ilerlemesinde belirleyici olan unsurlardan
oluşur.
İnsanı kültürel bir varlık olarak ele alıp inceleyen bilimler, dinin ve sanatın
önemini yadsımadıkları gibi, onu değişen ve gelişen bir varlık olarak görür ve
kültürün bütünlüğü, birleştiriciliği ve belirleyiciliği üzerinde dururlar. İnsanoğlunun
yaşayıp öğrendiği her şey kültür kapsamına alınmaktadır. Bir başka deyişle kültür,
toplumun üyesi olarak insanın yaşayarak, yaparak öğrendiği ve aktarıp öğrettiği
maddi ve manevi her şeyden oluşan karmaşık bir bütündür. Bütünün kaynağı da
toplumdur. Kültür toplumu oluşturan kişileri, onları bir arada tutan, birbirine
bağlayan dil ve haberleşme süreçlerini, sanatını, inançlarını, törelerini, hukuk ve
yönetim kurumlarını, üretim ve tüketim düzenlerini kapsar10. Toplumsal kültür, insan
grupları tarafından benimsenen, paylaşılan düşünce ve inanç sistemleri ile değerler
ve normatif davranışlardan oluşmaktadır 11. Bu nedenle, kültürler arasında düşünüş,
9
Güvenç, İnsan ve Kültür, s.95.
10
Güvenç, Kültürün ABC’si, s.14,15.
11
Zeynep Aycan, Rabindra N. Kanungo, “Toplumsal Kültürün Kurumsal Kültür ve İnsan Kaynakları
Uygulamaları Üzerine Etkileri”, Türkiye’de Yönetim, Liderlik ve İnsan Kaynakları
Uygulamaları, Ed. Zeynep Aycan, Ankara, Türk Psikologlar Derneği Yayınları, No.21, 2000, s.28.
6
davranış, bilgi üretme, eğitim, tören biçimleri bakımından bir görecelilik söz konusu
olacaktır. Kültürlerarası farklılıkların çalışan bireyler ve örgütler üzerinde önemli
etkileri vardır. Toplumdan topluma farklılaşan kültürel çevre, kendine özgü çalışan
insanı da üretmektedir. Bireyler, kurmuş olduğu örgütlerin etkin çalışabilmesi için
yönetim biçimleri üretmekte ve bunlar içinde doğdukları kültürel çevreden
etkilenmektedir12.
Kültürel görecelik, bir kültürün başka bir kültürün faaliyetlerini aşağı veya
soylu olarak yargılayabileceği mutlak bir kritere sahip olmadığını ifade eder. Ancak,
her kültür kendi faaliyetlerini bu şekilde yargılayabilir ve yargılamalıdır. Çünkü, o
toplumun üyeleri, gözlemci olmakla birlikte aynı zamanda aktör konumundadırlar.
Kültürel görecelik, bir kişinin kendisi veya toplumu hakkında normla ra sahip
olmaması anlamına gelmez; kişinin farklı gruplarla veya toplumlarla ilgili olarak
yargıda bulunmaktan kaçınması gerektiğini belirtir 13. Değerler toplumsal kültürlere
özeldir, evrensel değildir. Evrensel bir değer olmaya aday olabilecek ve
küreselleşmek isteyen örgütler için olmazsa olmaz kabul edilebilecek bir ahlaki ilke
varsa, o da ılımlılık ilkesidir, diğer bir deyişle bir orta yol aramaktır14.
7
belirlenmiş amaçlara doğru yöneltmek zorlaşmaktadır. Araştırmalar, aşırı güç
mesafesinin olduğu bir toplumda, yöneticilerin ilişkiye dönük davranışlarla güç
mesafesinin getirdiği olumsuzlukları gidermeyi amaçladıklarını ortaya
koymaktadır15.
15
Sargut, op.cit., s.171-174.
16
Thomas J. Peters, Robert H. Waterman, Yönetme ve Yükseltme Sanatı, Çev. Selami Sargut, 1. bs.,
İstanbul, Altın Kitaplar, 1987, pp.42,43; Anthony Athos, Richard Pascale, Japon Yönetim Sanatı,
Çev. Ünal Çağlar, İstanbul, İz Yayıncılık, 2000, s.108,109.
8
Değişik kültürlerin simgelere verdikleri değişik değerler, örgüt kültürlerinin de
toplumdan topluma değişmesi sonucunu getirmektedir 17. İnsanlar aynı koşullar
altında benzer tepkiler gösterebilmektedir; ancak, her kültür kendi insanları için bir
başka kültürden çok farklı koşullar yaratmaktadır. Kültürlerde aynı davranış ilkeleri
geçerli olsa bile, yerel koşulların farklı olmasından dolayı davranış biçimleri ve
dolayısıyla ortaya çıkan sosyal yapılar arasında da büyük farklılıklar mevcuttur 18.
17
Athos, Pascale, op.cit., p.107,108.
18
William Ouchi, Teori Z: Japonların Yönetim Tarzı Nasıl İşliyor?, Çev. Yakut Güneri, İstanbul,
İlgi Yayıncılık, 1989, s.17,18.
9
duramaz. Aynı şey kurumlar için de geçerlidir. Onların da sahip oldukları kültür,
gözle görülemez; ama, yaşamalarını ve ayakta durmalarını sağlayan en önemli
etkendir19.
19
Rob Goffee, Gareth Jones, Kurum Kültürü, Çev. Kıvanç Katmandu, 1. bs., İstanbul, Mediacat
Yayınları, 2000, s.15,278.
20
Micheal Rowlinson, Stephen Procter, “Organizational Culture and Business History”,
Organization Studies, Vol.20, Iss.3, 1999, p.371.
21
Hofstede, Cultures Consequences, p.392.
10
ekonomik liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin rakibi haline gelmesi,
o zamana kadar üstünlüğü tartışılmayan Amerikan yönetim anlayışının
sorgulanmasını ve yeni sorunlar için yeni çözümlerin bulunmasını gerekli kılmıştır.
Bu dönemde düşük verimlilik, kârlılık ve performans gibi konularda işletmelerde
görülen başarısızlıkların nedenleri araştırılmış; örgüt kültürü kavramı, sosyal alanda
çıkan sorunların çözümünde başvurulacak yeni bir açılım ortaya koymuştur. Bu
kavram ilk defa, Andrew Pettigrew’in Administrative Science Quarterly (1979)
dergisinde yayınlanan Örgüt Kültürlerinin İncelenmesi Üzerine adlı makalesi ile
Amerikan akademik literatürüne girmiştir22.
Kültür, inşa edilmiş bir gerçeklik olarak ancak uzun bir süre içinde
doğallaşmış ve yeni ürünler üretmeye başlamıştır. Örgüt kültürü de toplumsal inşanın
22
Geert Hofstede et.al., “Measuring Organizational Cultures: A Qualitative and Quantitative Study
Across Twenty Cases”, Administrative Science Quarterly, Vol.35, Iss.2, June 1990, p.286.
23
Daniel R. Denison, Corporate Culture and Organizational Effectiveness, Second ed., Denison
Consulting, 1997, pp.1,2.
11
bir ürünü olduğu için, dışarıda oluşmuş gösterilebilir bir gerçek olarak ortaya
çıkmamaktadır24. Örgüt kültürü, davranışsal değişkenleri içeren bir kavramdır.
Kültür, örgütün yönetim sisteminin ve bunun yanında yönetim uygulamalarının ve
davranışlarının temeli olma görevini gören esas değerlere, inançlara ve ilkelere atıfta
bulunur. Bu ilkeler ve uygulamalar süreklilik taşırlar; çünkü, örgütün elemanları için
anlam ifade ederler. Geçmişte işe yaramış ve üyelerin gelecekte de işe yarayacağına
inandıkları, işletmenin yaşamını sürdürmesini sağlayacak stratejileri anlatırlar 25.
24
A. Selami Sargut, “Kültür Çalışmalarının Toplumsal Bilimler Bağlamındaki Epistemolojik
Konumu”, Kültürel Bağlamda Yönetsel-Örgütsel Davranış, Ed. Ramazan Erdem, Cem Şafak
Çukur, 1. bs, Ankara, Türk Psikologlar Derneği Yayınları, No.31, 2007, s.26,28.
25
Denison, op.cit., p.2.
26
Kotter, Heskett, op.cit., p.4.
27
Alan Wilkins, “The Culture Audit: A Tool for Understanding Organizations”, Organizational
Dynamics, Autumn 1983, p.25.
12
▪ Örgütteki gruplar arasındaki ciddi çatışmalar (Alt kültür çatışmalarına yol
açan nedir? Örgüt içindeki hakim kültür, farklılıkları çözmede nasıl yardımcı
olabilir?)
▪ Kriz (Örgütün hangi bölümlerinde küçülmeye gidilmeli, hangi çalışanlar
işten çıkarılmalı? Daralmaya gidilirken örgüt gücünü nasıl korumalı?)
Örgüt kültürünün tanımı konusunda tam bir görüş birliği olmamakla birlikte;
bu konuda yapılmış tanımlardan örgüt kültürünün, örgütü diğer örgütlerden ayıran
ve örgüt üyeleri tarafından paylaşılan bir anlamlar sistemini ifade ettiği konusunda
geniş bir fikir birliği vardır.
Edgar Schein’e göre örgüt kültürü, belirli grubun dış uyum ve iç entegrasyon
sorunlarını çözmeyi öğrenirken keşfettiği ya da geliştirdiği, geçerli sayılabilecek
kadar iyi işleyen, dolayısıyla yeni üyelere bu sorunlarla ilgili doğru algılama,
düşünme ve hissetme biçimi olarak öğretilebilecek paylaşılan temel varsayımlar
modelidir31.
28
Andrew Pettigrew, “On Studying Organizational Cultures” Administrative Science Quarterly,
Vol.24, December 1979, p.574.
29
Terrence E. Deal and Allan A. Kennedy, Corporate Cultures: The Rites and Rituels of
Corporate Life, New York, Basic Books, 2000, p.21.
30
Wilkins, op.cit., p.26.
31
Edgar H. Schein, “Coming to A New Awareness of Organizational Culture”, Sloan Management
Review, Vol.25, No.2, Winter 1984, p.3.
13
Richard Daft’a göre örgüt kültürü, örgüt üyelerinin paylaştığı sosyal
değerler, standartlar, normlar, inançlar ve anlayışlar topluluğudur 32.
Geert Hofstede ise, örgüt kültürü’nü bir grubun veya örgütün üyelerini
diğerlerinden ayıran kolektif zihin programlaması olarak tanımlamıştır35. Bir örgütün
kültürünün yalnızca yöneticilerin zihinlerinde değil, tüm örgüt çalışanlarının
zihinlerinde yer aldığı varsayılmaktadır. Bu nedenle de örgüt kültürü hakkında bilgi
edinmek için, tüm örgüt üyelerinden bilgi toplanmalıdır 36.
32
Richard Daft, New Era of Management, Second ed., Thomson South-Western College Publishing,
2008, pp.85,86.
33
Pasquale Gagligardi, “The Creation of Organizational Cultures: A Conceptual Framework”,
Organization Studies, Vol.7/2, 1986, p.119.
34
Rohit Deshpande, A. Parasuraman, “Linking Corporate Culture to Strategic Planning”, Business
Horizons, May-June 1986, p.29.
35
Hofstede, Hofstede, op.cit., p.4.
36
Geert Hofstede, “Identifying Organizational Subcultures: An Emprical Approach”, Journal of
Management Studies, Vol.35, Iss.1, January 1998, p.2.
37
Hofstede et.al., loc.cit..
14
Örgütsel araştırmalarda, örgüt kültürü için farklı görüş ve tanımlamalar
yapılması, konuya farklı bakış açılarından kaynaklanmaktadır. Örgüt kültürüne
ilişkin yaklaşımlar rasyonalist, sembolik ve işlevselci olmak üzere üçe ayrılabilir.
Tablo 1.1’de rasyonalist, işlevselci ve sembolik yaklaşımların örgütsel paradigmaları
ve örgüt kültürüne bakışları yer almaktadır.
38
Ralph H. Killman, Mary J. Saxton, Roy Serpa, “Five Key Issues in Understanding and Gaining
Culture”, Gaining Control of Corporate Culture, Ed. by. Kilmann et.al., San Francisco, Jossey Bass
Publishers, 1988, p.5.
15
kalmasına nasıl bir katkı sağladığı açısından bakılır. İşlevselcilik, değerlerin ve
varsayımların örgüt üyeleri arasında nasıl paylaşılır hale geldiği üzerine odaklanır.
Örgüt üyelerinin dış uyum ve iç bütünleşme sorunlarına çözüm yaratır 39.
39
Majken Schultz, On Studying Organizational Cultures: Diagnosis and Understanding, New
York, Walter de Gruyter, 1995, p.15.
40
Ibid..
41
Linda Smircich, “Concepts of Culture and Organizational Analysis”, Administrative Science
Quarterly, Vol.28, September 1983, p.342.
42
Linda Smircich, “Is The Concept of Culture a Paradigm for Understanding Organizations and
Ourselves”, Organizational Culture, Ed. by. Peter J. Frost et.al., California, Sage Publications, 1985,
pp.66,67.
43
Kenneth Thompson, Fred Luthans, “Organizational Culture: A Behavioral Perspective”,
Organizational Climate and Culture, Ed. by. Benjamin Schneider, San Francisco, Jossey-Bass
Publishers, 1990, pp.328-336.
16
Kültür, bir örgütle diğerleri arasındaki farklılıkları yaratan sınırları belirler;
çalışanlara kimlik duygusu kazandırır; örgütsel bağlılığı artırır ve sosyal sistemi
güçlendirir. Kültür bir anlamda, çalışanların ne söylemeleri ve yapmaları gerektiğine
ilişkin uygun davranış standartları oluşturarak, örgütü bir arada tutmaya yardımcı
olan bir sosyal tutkaldır ve çalışanların tutum ve davranışlarını şekillendiren bir
kontrol mekanizması işlevi görür 44.
44
Stephen P. Robbins, Timothy Judge, Organizational Behavior, Twelveth ed., Upper Saddle River,
New Jersey, Prentice Hall, 2007, p.578.
45
Adrian Furnham, Barrie Gunter, Corporate Assesment, Auditing a Company’s Personality, New
York, Routledge Publishers, 1993, p.72.
46
Edgar H. Schein, Organizational Culture and Leadership, Third ed., San Francisco, Jossey Bass
Publishers, 2004, pp.87-135.
17
- Düzeltme: Amaçlara ulaşılamadığı durumlarda, düzeltici ve onarıcı
stratejiler oluşturma konusunda fikirbirliğini sağlama.
47
Smircich, “Concepts of Culture and Organizational Analysis”, pp.345,346.
18
1.2.3. Örgüt Kültürünün Unsurları
48
Pettigrew, loc.cit..
49
Harrison M. Trice, Janice M. Beyer, The Cultures of Work Organizations, Englewood Cliffs,
N.J., Prentice Hall, 2002, p.77.
50
Hofstede, Cultures Consequences, p.11; Hofstede et.al, op.cit., p.291.
19
Semboller
Kahramanlar
Törenler Uygulamalar
Değerler
Schein’a göre ise, kültürün üç temel düzeyi vardır. Şekil 1.2’de görüldüğü
gibi, birinci düzeyde, görülebilen, duyulabilen; ancak, deşifre edilemeyen teknoloji,
sanat, görünür ve sesli davranış modelleri (yapay olgular); ikinci düzeyde, doğrudan
gözlenemeyen değerler; üçüncü düzeyde, temel varsayımlar yer almaktadır.
İnançlardan oluşan varsayımların temelinde yatan anlayış ise, dolaylı olarak
algılanmakta ve benimsenmektedir51.
51
Edgar H. Schein, “Coming to a New Awareness of Organizational Culture”, pp.3,4.
20
Yapay Olgular
Görünür; ancak,
Teknoloji çoğunlukla anlaşılır
Sanat olmayan
Görünür ve Sesli Davranış Modelleri
Temel Varsayımlar
- Doğal karşılanan
Çevreyle İlişki - Görünmeyen
Gerçeğin, Zamanın ve Mekânın Doğası - Bilinç öncesine ait
İnsanın Doğası
İnsan Davranışının Doğası
İnsan İlişkilerinin Doğası
21
seviyesinde tuttuğu değerler olup, hikâyeler, dil, örgüt üyelerinin kendilerini ifade
etmeleri için kullandıkları semboller yoluyla açıklanır. Bazı değerler, kültür
içerisinde öyle derinlere işler ki üyeler artık bunların bilinçli olarak farkında
olmazlar. Bu temel varsayımlar ve inançlar, kültürün özü, davranış ve kararların
bilinç altındaki rehberidirler. Bazı örgütlerde temel varsayım, insanların tembel, her
fırsatta görevden kaçtığı şeklinde olursa, bunun sonucunda çalışanlar çok yakından
denetlenir, onlara küçük bir özgürlük sunulur ve genellikle grup üyeleri birbirlerine
karşı şüpheci yaklaşırlar. Buna karşılık, insanların işlerini iyi bir şekilde yapmak
istedikleri temel varsayımını benimseyen daha modern örgütlerde, çalışanlara daha
fazla özgürlük ve sorumluluk verilir, grup üyeleri arasında güven vardır ve işbirliği
içinde çalışırlar52.
52
Daft, op.cit., p.86.
53
Geert Hofstede, “Attitudes, Values and Organizational Culture: Disentangling the Concepts”,
Organization Studies, Vol.19, Iss.3, p.478.
54
Hofstede et.al., op.cit., p.291.
22
yatkın olan değerlerin önemli bir bölümü, erken yıllarda aileden, öğretmenlerden,
arkadaşlardan vd. kazanılmaktadır55.
Çalışanlar için başarıyı tanımlayan bir kavram olan ve örgüt içinde başarıya
ulaşmanın standartlarını koyan değerler, örgütte kimin ne kadar hızlı bir şekilde
yükseleceğinin belirlenmesinde de çok önemli bir rol oynar57.
Değerler, davranışlara yol gösteren genel ilkeler iken; normlar, belli bir
durumda insanların nasıl davranmaları gerektiği konusunda beklentilerdir. Dört grup
norm vardır, bunlar; halk yordamı, örfler, tabular ve kanunlardır 59. Normlar,
çoğunlukla informaldir. Örgüt içindeki çok önemli değerlerin çoğu yazılı değildir.
Bunlar sadece paylaşılan normlar, inançlar, varsayımlar ve örgüt içindeki üyelerin
55
Robbins, Judge, op.cit, pp.63,64.
56
Robert Kreitner, Angelo Kinicki, Organizational Behavior, Fifth ed., New York, The Mc Graw-
Hill, 2001, p.69.
57
Deal, Kennedy, op.cit, pp.14,31.
58
Kreitner, Kinicki, op.cit, pp.69,70.
59
Bozkurt, op.cit, pp.101,102.
23
diğerleriyle iletişim kurmak ve problemlerin üstesinden gelmek için kullandıkları
düşünüş ve davranış biçimlerinde bulunur60. Dolayısıyla normlar, oyunun yazılı
olmayan kurallarıdır. Yazılı olmamalarına karşın hikâyelerle, törenlerle ve özellikle
de normlara aykırı davranıldığında uygulanan yaptırımlarla, çalışanlar tarafından bir
nesilden diğerine aktarılırlar61.
Örgüt üyeleri, uygun değerleri farkında olmadan seçerler ve takip ede rler.
Bununla birlikte, örgüt kültürünün çalışanları motive etme ve etkinliği artırma yetisi,
üyelerin örgütün değerlerini öğrenmesi ile doğrudan ilişkilidir. Üyeler temel
değerleri ve normları, örgütün formal sosyalizasyon uygulamalarından öğrenirler 62.
60
Jennifer M. George, Gareth R. Jones, Understanding and Managing Organizational Behavior,
Fourth ed., Upper Saddle River, NJ.,Pearson/Prentice Hall, 2005, p.536.
61
Killman, Saxton, Serpa, loc.cit.
62
George, Jones, op.cit., pp.536,537.
63
Schein, Organizational Culture and Leadership, p.87.
64
Vijay Sathe, “How To Decipher and Change Corporate Culture”, Gaining Control of Corporate
Culture, Ed. by. R.H. Kilmann et.al, San Francisco, Jossey Bass Publishers, 1988, p.239.
65
Wilkins, op.cit., pp.26-29.
24
▪ İnsanlar, varsayımlar hakkında doğrudan konuşmayı değil, onları somut
örneklerle ifade etmeyi tercih ederler.
▪ Açıkça belirtilen normlara tezat oluşturmaları dolayısıyla, bazı
varsayımların kabulü konusunda insanlar isteksiz davranırlar.
▪ Örgütlerin büyüklüğü ve çeşitliliği, çoğu örgütün kültür denetiminin
bulgularının söz konusu kültürü ve varsayımlarını temsil etmede ne kadar yeterli
olduğunu göz önünde bulundurmayı gerekli kılmaktadır.
1.2.3.3. Semboller
Kültür, hem bir sosyal süreç, hem de sosyal sürecin düzenleyicisidir. İnsanları
bir arada yaşamalarından doğan ya da bir arada yaşamalarını mümkün kılan tüm
üretim, kural, tören ya da eylemleri kapsamaktadır. Çağdaş kültür yorumları ve
araştırmalarının başlangıç noktası, davranış tarzlarından ziyade onların anlamıdır; bir
diğer anlatımla, kültürün semboller sistemi olarak algılanmasıdır 66.
Semboller, çeşitli anlamlar için belirsiz bir biçimde var olan duyguları
uyandıran ve insanları harekete geçiren nesneler, eylemler, ilişkiler ve dilbilimiyle
ilgili oluşumlardır67. Bir kültür içinde özel anlam taşıyan kelimeler, nesneler,
görüntüler ve hareketler olarak tanımlanan semboller68, çalışanlara kimin önemli
olduğunu, üst yönetim tarafından arzulanan ve uygun olan davranış biçimlerini (risk
alan, ılımlı, katılımcı, bireyci, sosyal vb.) ifade etmektedir69.
66
Milay Köktürk, “Kültür Sosyolojisinin Temel Meseleleri”, Kültür Sosyolojisi, Ed. Köksal Alver,
Necmettin Doğan, 1. bs., Ankara, Hece Yayınları, 2007, s.25.
67
Pettigrew, op.cit, pp.574,575.
68
Hofstede et.al., loc.cit..
69
Robbins, Judge, op.cit, p.537.
25
düzenleri birer semboldür ve iyi bir şekilde seçilmiş semboller, onlarla karşılaşanlara
kolaylıkla fark edilebilecek temel değerleri iletebilirler. Ancak, kötü bir şekilde
seçilmiş semboller kültürü olumsuz etkiler 70.
İletişim için paylaşılan bir sistem olan dil; şarkılar, sloganlar, jargon, işaretler,
söylentiler gibi birçok kültürel öğeye sahiptir 73. Çoğu örgüt ve örgüt içindeki
birimler dili, bir kültürün veya alt kültürün üyelerini tanımlamak için kullanır. Bu dili
70
Larry Mallak, “Understanding and Changing Your Organization’s Culture”, Industrial
Management, Vol.43, Iss.2, March/April 2001, p.19.
71
Korkut Tuna, “Dil ve Kimlik”, Kültür Sosyolojisi, Ed. Köksal Alver, Necmettin Doğan, 1. bs.,
Ankara, Hece Yayınları, 2007, s.169-174.
72
Macionis, Plummer, Sociology: A Global Introduction, Prentice Hall, New York, 1998, p.34’den
aktaran Veysel Bozkurt, op.cit., s. 101.
73
Mallak, loc.cit..
26
öğrenmekle üyeler, kültürü kabul edişlerini kanıtlarlar ve bunu yapmakla da kültürün
korunmasına yardım ederler74.
74
Robbins, Judge, op.cit., p.538.
75
Hofstede et.al., loc.cit..
76
Erol Eren, Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Genişletilmiş 9.bs., İstanbul, Beta Basım
Yayım Dağıtım, 2006, s.137.
77
Daft, op.cit., p.87.
78
Alan Wilkins, “The Creation of Company Cultures: The Role of Stories and Human Resource
Systems”, Human Resource Management, Vol.23, Iss.1, 1984, p.45.
79
Robbins, Judge, op.cit., pp.535,536.
80
Ibid, p.319.
27
Trice ve Beyer’e göre törenler, tıpkı bir tiyatro oyununun bölümleri gibi,
insanların iyi bir şekilde tanımlanmış rolleri oynadıkları sosyal dramlardır. Önceden
planlamayı gerektirecek şekilde detaylandırılmış ve izleyicilere sahip kolektif
aktiviteler olan törenler, kültürün önemli bir göstergesidir; çünkü, dikkatle
hazırlanmış ve her biri anlam taşıyan çeşitli formları kapsar 81.
Güçlü bir kültür oluşturmanın bir yolu da, bireylerin örgütün değer ve
normlarını öğrenmelerine yardımcı olmak için örgütsel törenler geliştirmektir.
Törenler, örgüt ve üyeleri için önemli olan olayların resmen tanınması için
düzenlenmektedir. Bürolarda yapılan partiler, şirket piknikleri ve örgütsel başarıların
ortak duyuruları gibi kaynaştırma törenleri, örgüt üyeleri arasında ortak bağlar kurar
ve onları güçlendirir82.
81
Trice, Beyer, op.cit., p.110.
82
George, Jones, op.cit., p.535.
83
Daft, op.cit., p.88.
84
Eren, loc.cit..
28
1.3. TOPLUMSAL KÜLTÜR’ÜN ÖRGÜT KÜLTÜRÜ’NE
ETKİLERİ
Örgüt kültürü, her türlü örgütü saran çevre koşullarının yani ortamın en
önemli öğelerinden biri olarak, örgütlerin yaşama ve gelişmelerini geniş ölçüde
etkilemekte olduğundan, örgüt yönetiminin göz ardı edemeyeceği faktörlerden
biridir. Nasıl canlı bir varlık, yaşamak ve gelişmek için çevre koşullarına uyum
sağlamak zorunda ise, toplumsal organizmalar olan örgütler de içinde faaliyette
bulundukları ortam ile uyum içinde olmak zorundadırlar. Bu ortam, doğal ve
toplumsal koşullardan oluşmaktadır 85.
85
Kemal Tosun, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul, İşletme Fakültesi Yayın No:232, 1990,
s.145.
86
Sargut, Kültürler Arası Farklılaşma ve Yönetim, s.105-111.
29
özellikleri çalıştığı örgüte taşır. Bu nedenle, örgüt kültürünü toplumsal kültürden
soyutlamak olanaksızdır87.
87
Ibid, s.97,98.
88
Aycan, Kanungo, op.cit., s.30.
89
Edgar H. Schein, The Corporate Culture Survival Guide, San Francisco, John Wiley&Sons,
1999, p.48.
30
ya da aile şirketi olmasının temel nedeni, güven ve toplumsal sermaye sorunlarıdır.
Türkiye’de toplumsallaşma ya da birlikte iş yapma sürecinin temel öğeleri, aile
bağları ve akrabalık ilişkileridir. Düşük güven ve sinerjinin olduğu toplumlarda sivil
ve ekonomik örgütlenme eğilimleri zayıf kalmaktadır. Bu tarz toplumlarda, klan tipi
ilişkilerin ekonomik işlemlerin yürütülmesinde önem kazandığı görülmektedir. Klan
üyelerinin ortak değerleri paylaşıyor olmaları, ekonomik işlemlerde birbirlerine
güven duymalarını kolaylaştırmaktadır. Bu tarz toplumlarda çekirdek kurumsal
değer, gruba bağlılık olmaktadır90.
Örgüt kültürü Şekil 1.3’de görüldüğü gibi tek bir faktörle değil bir çok
faktörle etkileşim içerisindedir. Bu bağlamda, örgüt kültürü toplumsal kültürün
yanısıra örgütsel/endüstriyel şartlar, liderlik ve örgüt ikliminden de etkilenmektedir.
Toplumsal
Kültür Liderlik
ÖRGÜT
KÜLTÜRÜ
Örgütsel/ Örgüt
Endüstriyel İklimi
Şartlar
Kaynak: Ali Dastmalchian, Sangho Lee, Ignace Ng., “The Interplay Between
Organizational and National Cultures: A Comparison of Organizational Practices
In Canada and South Korea Using The Competing Values Framework”,
International Journal of Human Resource Management, Vol.11, Iss.2, April
2000, p.395.
90
Sargut, Kültürler Arası Farklılaşma ve Yönetim, s.141-155.
31
Kültür, değişik toplumlardaki bireylerin işe ilişkin değer, tavır ve
davranışlarını biçimlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Kültürel değer ve
tavırlar ise, bir toplumdan diğerine değişen oranlarda farklılaşmaktadır. Farklı değer
ve tavırlar çerçevesinde değişik kültürel gruplar, benzer koşullarda farklı şekillerde
davranmaktadırlar. Örgütsel yapıları, örgüt içinde ve dışında yaşayan insanların
sosyo-kültürel özellikleri belirlemektedir. Kültürel değerlerle örgütsel yapıların
özellikleri arasındaki ilişki, aşağıdaki örneklerde çok daha açık bir biçimde
görülmektedir91:
91
Ibid, s.138-140.
32
1.3.2. Kültürel Değerler ve Toplumsal Kültür’ün Örgütler
Üzerindeki Etkilerinin Analizine İlişkin Çalışmalar
92
Hofstede, “Problems Remain, But Theories Will Change: The Universal and The Specific in 21st
Century Global Management”, p.35.
93
Zeynep Aycan, “Endüstri ve Örgüt Psikolojisinde Toplumsal Kültürün Yeri”, Endüstri ve Örgüt
Psikolojisi-II, Ed. Suna Tevrüz, Ankara, Türk Psikologlar Derneği Yayınları, 1998, s.22.
33
aldıkları puanlara göre sınıflandırılmışlardır. Bu sınıflandırma, bu alanda çalışan
birçok araştırmacı tarafından referans alınmıştır. Hofstede, yapmış olduğu çalışmada
ulusal kültürün örgütler üzerindeki sonuçlarını incelemiş ve topluma yansıyan
egemen değerlerden yola çıkarak kültürleri sınıflandırmıştır. Hofstede, kültürün beş
boyutu üzerinde durmuştur94:
94
Hofstede, Cultures Consequences, p.41,53.
95
Ibid., p.83.
96
Geert Hofstede, “Cultural Dimensions”, (Çevirimiçi), http://www.geert -hofstede.com., 03.03.2009.
97
Hofstede, Cultures Consequences, pp.97,107,108.
34
yapmış olduğu araştırmada onsekizinci sırada yer alarak güç mesafesinin yüksek
olduğu toplumlar arasında bulunmaktadır98.
98
Ibid., pp.87,97,107,108.
99
Geert Hofstede, “Cultural Dimensions”, (Çevirimiçi), http://www.geert-hofstede.com, 03.03.2009.
100
Hofstede, Cultures Consequences, p.146.
101
Ibid., pp.160,169,170,187.
35
vermektedirler. Kimin kimler üzerinde yetkiye sahip olduğu açıkça belirlenmiştir 102.
Hofstede’in yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’de belirsizliğe karşı
tolerans düşük düzeyde bulunmaktadır. Türkiye bu araştırmada, onaltıncı sırada yer
almaktadır 103.
102
Sargut, Kültürler Arası Farklılaşma ve Yönetim, s.180.
103
Hofstede, Cultures Consequences, p.151.
104
Geert Hofstede, “Cultural Dimensions”, (Çevirimiçi), http://www.geert -hofstede.com., 03.03.2009.
105
Hofstede, Cultures Consequences, pp. 215,226,227.
106
Geert Hofstede, “Cultural Dimensions”, (Çevirimiçi), http://www.geert-hofstede.com., 03.03.2009.
36
mevcuttur. Kadınsı değerlerin ön planda olduğu toplumlarda eşitlik, dayanışma ve
uyum gibi değerler ön plana çıkmaktadır. Böyle toplumlarda faaliyet gösteren
örgütlerde, yöneticilerin sağduyuyla hareket etmesi, duygularını göz ardı etmemesi
ve uyumu sağlaması beklenmektedir. Yönetimde kadınların payı oldukça yüksektir,
düşük iş stresi ve düşük düzeyde tükenmişlik sendromu vardır. Türkiye, erkeksilik
kadınsılık ayrımının orta sınırına yakın, kadınsı değerlerin ağır bastığı ülkeler
arasında ve otuzikinci sırada yer almıştır. 107.
107
Hofstede, Cultures Consequences, pp.286,312,318
108
Ibid., pp.351,260.
37
Uygulamalarda ise, farklılıklar daha azdır. Bunun dışında, aynı toplumsal kültüre ait
insanlar karşılaştırıldığında örgüt seviyesinde, kültür farklılıkları çoğunlukla farklı
değerlerden değil farklı uygulamalardan oluşurlar 109.
Güç Mesafesi
Bireycilik
Erkeksilik
Belirsizlikten
Kaçınma
0 20 40 60 80 100
109
Hofstede, “Problems Remain, But Theories Will Change: The Universal and The Specific in 21st
Century Global Management”, p.38.
38
ikilemini; toplumsal ve örgüt kültürünün özelliklerinin örgütsel uygulamaları nasıl
etkilediğinden yola çıkarak açıklamaya ve 62 ülkeyi çeşitli değerlere göre
sınıflandırmaya çalışmaktadır. Proje, çoklu yöntemler kullanarak toplumsal kültürel
eğilimler, örgüt kültürü ve liderlik arasındaki dinamik ilişkiye odaklanmıştır. Bu
projede ortaya konulan dokuz kültürel boyuttan beşi Hofstede’in kültürel
boyutlarıyla aynıdır110.
110
Robert J. House, “Preface”, Culture and Leadership Across The World: The GLOBE Book on
In-Depth Studies of 25 Societies, Ed. by. Jagdeep S. Chhokar, Felix C. Bridbeck, Robert J. House,
New Jersey, Lawrence Erlbaum Associates, 2007, p.xxix.
111
Hayat Kabasakal, Muzaffer Bodur, “Leadership and Culture in Turkey: A Multifaceted
Phenomenen”, Culture and Leadership Across The World: The GLOBE Book on In -Depth
Studies of 25 Societies, Ed. by. Jagdeep S. Chhokar, Felix C. Bridbeck, Robert J. House, New Jersey,
Lawrence Erlbaum Associates, 2007, pp.840-850.
39
▪ Atılganlık: Toplumdaki insanların ne ölçüde yumuşak ve merhametli olma
yerine dominant ve sert olduğunu tanımlayan bu boyut, Hofstede’in
erkeksilik/kadınsılık boyutu ile bazı yönlerden örtüşmektedir. Hofstede’e göre;
erkeksi kültürlerde erkekler sert, iddialı ve maddi başarıya odaklanırken kadınlar
daha mütevazi ve şevkatlidirler. Kadınsı kültürlerde ise, hem erkekler hem de
kadınlar mütevazi ve şefkatlidirler. Hofstede’in çalışmasıyla karşılaştırıldığında
sonuçlar, Türk toplumunun son 20 yılda daha atılgan bir toplum haline dönüştüğünü
göstermektedir. Türkiye 62 GLOBE ülkesi arasında bu boyutta onikinci sırada yer
almaktadır.
40
sahiptir. Türkiye’de aile ve grup içindeki bireylerin birbirleriyle yakın ilişki içinde
olmalarına ve birbirlerini kollayıp gözetmelerine rağmen, bu yapıların dışındaki
bireylere
karşı olan genel eğilim insancıl olma anlamında düşük düzeydedir.
41
Bunun karşılığında da asttan beklenen üstüne kayıtsız şartsız bağlılık göstermesidir.
Araştırmaya katılan on ülke arasında Türkiye, paternalizm ve topluluğa bağlılık
boyutlarında ikinci sırada yer almıştır. Bu araştırmadaki sonuçlar Hofstede’in yapmış
olduğu araştırmayla paralellik göstermiştir. Buna göre, Türkiye halen toplulukçu;
ama, daha az hiyerarşik kültürel yapıya sahiptir. Bulgulara göre, çalışanlar, yönetici
veya liderin paternalist olmasını beklemektedirler. Çalışanların çıkarlarını kollayan,
katılımcı, açık, iş dışındaki sorunlarla da ilgilenen, çalışanın gelişimine önem veren
ve şirket içerisinde bir aile ortamı yaratan yöneticiler, Türk kültürel ortamında tercih
edilmektedirler112.
▪ Kadercilik
▪ Rekabetten kaçınmak
112
Aycan, Kanungo, op.cit., s.31,46,50.
113
Ü. Ergüder et.al., Türk Toplumunun Değerleri, TÜSİAD Yayınları, İstanbul, 1991’den aktaran
Veysel Bozkurt, op.cit., s.93-97.
42
Nermin Uyguç tarafından Türk işletmelerinin kültürel özelliklerini ortaya
çıkarmak ve Türk yönetim davranışını belirlemek amacıyla yapılmış çalışmanın
bulguları da yapılan diğer araştırmaların ortaya çıkardığı sonuçlarla paralellik
göstermektedir. Ast ve üst arasındaki ilişkilerde, asttan beklenen davranışlar,
hiyerarşiye uymak, itaatkȃ r olmak, ölçülü olmak ve sorumluluk almak şeklinde
ortaya çıkarken; üstten beklenen davranışlar, astlara örnek olmak ve gelişmelerini
sağlamak, üstlerin eğitici ve öğretici olması şeklinde sıralanmıştır. Bu bulgular,
toplulukçu ve hiyerarşik kültürlerde sık görülen paternalizm eğilimi ile paralellik
göstermiştir. Araştırmaya katılan işletmelerde (ISO 1998 500 Büyük İşletmesi
Araştırmasındaki işletmeler örneklemi oluşturmaktadır) çağdaş ve profesyonel norm
ve değerlerin örgüt kültürünü karakterize eden dominant norm ve değerler olmadığı,
istenen veya olması gereken durumu yansıttığı görülmüştür. Değerlendirmede,
işletmenin faaliyet gösterdiği sektör ile statüsünün (kamu/özel), işletmelerin kültürel
özelliklerinin şekillenmesinde önemli bir etkisinin olmadığı; asıl önemli faktörün ,
toplumsal kültür olduğu sonucuna varılmıştır. Yüksek güç mesafesinin, yüksek
belirsizlikten kaçınmanın ve yüksek toplulukçuluğun işe yönelmeye neden olduğu;
yönetim davranışının işe yönelik, insana yönelik ve gelişime yönelik üç boyutlu
analizinde Türk yönetim davranışının işe yönelik olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Hiyerarşiye ve gelenekselliğe verilen önem dolayısıyla kadınsı değerlerin öngördüğü
insana yönelik yönetim davranışı ve bireyci kültürlerde görülen gelişime yönelik
yönetim davranışı arka planda kalmıştır 114.
114
Nermin Uyguç, “Örgüt Kültürü ve Yönetim Davranışı”, 11. Ulusal Yönetim ve Organizasyon
Kongresi Bildiriler Kitabı, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Yayın No:57, Mayıs 2003,
s.427,430,437,438.
43
istenildiği şekilde olumlu sonuçlar doğurmayabilir. Kadınsı değerlerin ön planda
olduğu kültürlerde ise, liderlerin bireysel başarılar yerine kişilerarası ilişkilerdeki
uyuma önem vermesi gerekmektedir 115.
115
Zeynep Aycan, op.cit., s.25,26.
116
Selda Fikret Paşa, “Türkiye Ortamında Liderlik Özellikler i”, Türkiye’de Yönetim, Liderlik ve
İnsan Kaynakları Uygulamaları, Ed. Zeynep Aycan, Ankara, Türk Psikologlar Derneği Yayınları,
No.21, 2000, s.227,238,239.
117
Arzu S. Wasti, “Örgütsel Bağlılığı Belirleyen Evrensel ve Kültürel Etmenler: Türk Kültürüne Bir
Bakış”, Türkiye’de Yönetim, Liderlik ve İnsan Kaynakları Uygulamaları, Ed. Zeynep Aycan,
Ankara, Türk Psikologlar Derneği Yayınları, No.21, 2000, s.217.
118
Erkut Yücaoğlu vd., “Türkiye’de Yönetim, Liderlik ve Girişimcilik”, Türkiye’de Yönetim,
Liderlik ve İnsan Kaynakları Uygulamaları, Ed. Zeynep Aycan, Ankara, Türk Psikologlar Derneği
Yayınları, No.21, 2000, s. 312.
44
karşı bağlı olmaları beklenmektedir. Bir ebeveyn gibi lider, çalışanlarıyla kişisel bir
iletişim kurmaktadır. Lider-takipçi ilişkilerinde sadakat çok önemlidir 119.
Zeynep Aycan vd., insan kaynaklarının yönetiminde kültürün etkisini ele alan
yöneticiler üzerinde yapmış oldukları çalışmalarında, Türkiye’de güç mesafesinin,
paternalismin ve toplumsal bağlılığın yüksek olduğu bulgularına ulaşmışlardır120.
119
Kabasakal, Bodur, op.cit., p.854.
120
Zeynep Aycan et.al., “Impact of Culture on Human Resource Management Practices: A 10
Country Comparison”, Applied Psychology, Vol.49, Iss.1, 2000, p.207.
121
Güvenç, Kültürün ABC’si, s.37-39.
45
1.4. BAŞLICA ÖRGÜT KÜLTÜRÜ MODELLERİ ve
CAMERON/QUINN’İN REKABET EDEN
DEĞERLER MODELİ
Örgüt kültürüne ilişkin olarak literatürde pek çok farklı model yer almaktadır.
Bu kısımda yaygın olarak kabul görmüş olan üç model ele alınarak incelenecektir.
Bunlardan ilk ikisi ana hatlarıyla ele alınırken üçüncü model olan Rekabet Eden
Değerler modeli, çalışmanın uygulama kısmı için temel alınacağından ayrıntılı olarak
incelenecektir.
▪ Güç kültürü: Güç kültürü, örgütteki her türlü gücün tamamen bir kişinin ya
da merkezde bir grubun elinde tutulduğu ve örgütle ilgili tüm önemli kararların bu
grup tarafından verildiği ve her alanda otoriteye sahip oldukları bir yapıdan
oluşmaktadır122. Modelde yüksek merkezileşme, düşük formalizasyon mevcut olup
çok fazla yazılı kural ve prosedür bulunmamaktadır, bu sebeple de düşük düzeyde
bürokrasi söz konusudur. Güç kültürünün egemen olduğu örgütler, kontrol tek elde
toplandığı için yeni durumlara karşı çabuk adapte olabilme ve değişen çevre
şartlarına daha hızlı tepki verebilme yeteneğine sahiptir. Liderin rolü, diğer üç tip
örgüt kültüründe olduğundan daha baskındır. Yardımlaşma, bağlılık ve sadakat, bu
kültürün önemli özellikleri arasındadır123. Güç kültürü tipini sembolize etmek için
Handy, Yunan mitolojisindeki ilahların korktuğu ve saygı duyduğu, güç ve kuvvetin
122
John Martin, Organizational Behaviour and Management, Third ed., London, Thomson
Learning, 2005, p.493.
123
Ramazan Erdem, “Toplumsal Kültürün Örgüt Kültürüne Yansımaları” , Kültürel Bağlamda
Yönetsel-Örgütsel Davranış, Ed. Ramazan Erdem, Cem Şafak Çukur, 1. bs., Ankara, Türk
Psikologlar Derneği Yayınları, No.31, 2007, s.101,102.
46
sembolü Tanrıların kralı Zeus’u kullanmıştır. Aile şirketleri bu tür kültürlerin
örnekleridir124.
124
Charles Handy, Gods of Management: The Changing Work of Organizations, New York,
Oxford University Press, 1995, p.14.
125
Martin, loc.cit..
126
Handy, op.cit., p.17.
127
Martin, op.cit., p.494.
128
Handy, op.cit., pp.21,23.
129
Martin, loc.cit.
130
Erdem, op.cit., s.103.
131
Handy, op.cit., p.25.
47
1.4.2. Hofstede’in Örgüt Kültürü Modeli’nde Örgüt Kültürü
Tipleri
▪ Süreç/Sonuç Odaklılık: Bu boyut, araçlara olan ilgi ile hedeflere olan ilgi
arasında karşılaştırma yapar. Süreç odaklı kültürlerde insanlar, riskten kaçan ve işleri
için sınırlı bir çaba harcayan kimseler olarak algılanır ve her günü diğeriyle aynı
görürler. Sonuç odaklı kültürlerde ise, insanlar kendilerini alışılmadık durumlarda
rahat davranabilen ve maksimum çaba gösteren kimseler olarak algılarlar ve her bir
günün üstesinden gelinebilecek yeni açılımlar getirdiğini düşünürler. Peters ve
Waterman’ın güçlü kültürlerin sonuç odaklı oldukları yönündeki görüşünü bu
araştırmada elde edilen veriler desteklemektedir.
132
Hofstede, Culture’s Consequences, pp.391-400.
48
tanımlandığı kültürler karşılaştırılır. Dar görüşlü kültürlerin üyeleri, örgütün
normlarının iş yerinde olduğu kadar, işyeri dışındaki davranışlarını da kapsadığı
hissine kapılırlar. Eleman alınırken, şirketin iş tecrübeleri kadar onların sosyal ve
ailesel durumlarını da göz önüne tutulur ve geleceğe odaklanmazlar. Profesyonel
kültürlerin üyeleri ise, özel hayatlarının sadece kendilerini ilgilendirdiğini
düşünürler; örgütün işe eleman alırken sadece iş tecrübesine baktığını hissederler ve
ileriye dönüktürler.
49
karşılanması üzerinedir; sonuçlar, doğru prosedürlerden daha önemlidir ve iş ahlakı
bakımından dogmatik olmaktan ziyade pragmatik bir tavır söz konusudur.
133
Kim Cameron, Robert Quinn, Diagnosing and Changing Organizational Culture, Harlow,
England, Addison-Wesley Longman, 1999, pp.3,4,30,31.
134
Rohit Despande, John U. Farley, Frederick E. Webster, Jr., “Corporate Culture, Customer
Orientation and Innovativeness in Japanese Firms, A Quadrad Analysis”, Journal of Marketing,
Vol.57, January 1993, pp.24,25.
135
Robert E. Quinn, John Rohrbaugh, “A Spatial Model of Effectiveness Criteria: Towards A
Competing Values Approach To Organizational Analysis”, Management Science, Vol.29, Iss.3,
March 1983, p.364.
50
1.4.3.1. Cameron ve Quinn’in Rekabet Eden Değerler Modeli
Cameron ve Quinn’e göre; bu iki boyut, iki eksen ile bir koordinat sisteminde
Şekil 1.4’te olduğu gibi gösterilebilir. Bu taktirde, kendi içlerinde birbirlerine zıt
değerleri içeren ve etkinlik kriterleri olarak anılan göstergeleri temsil eden bu iki
boyut, dört ayrı bölgeyi oluşturmaktadır. Etkinlik kriterleri, insanların bir örgütün
performansı ile ilgili olarak düşüncelerini temsil etmektedir. Diğer bir ifadeyle, kriter
kümeleri, örgütlerle ilgili değerlendirmelerde üzerinde durulan temel değerleri (core
136
Cameron, Quinn, op.cit., pp.30,31.
51
values) tanımlamakta; “neyin iyi, doğru ve uygun” olarak görüldüğünü ifade
etmektedirler137.
Esneklik ve Serbestlik
Hiyerarşi Pazar
İstikrar ve Denetim
Burada dikkati çeken bir nokta, söz konusu temel değerlerin birbirine zıt veya
birbirleriyle rekabet eden durumda oldukları varsayımıdır. Dörtlü koordinat sistemi
üzerinde bir uçta bir temel değer yer alırken, öteki uçta onun tam zıddı olan temel
değer yer almaktadır; şöyle ki, esnekliğe karşı istikrar; örgüt içi odaklanmaya karşı
örgüt dışı odaklanma. Böylece söz konusu boyutlar, Şekil 1.4’te birbirlerine zıt veya
rekabet eder durumdaki dört ayrı bölgeyi ortaya çıkarmaktadır. Yatay eksenin sol üst
tarafı içe dönük odaklanma ve bütünleşmeyi vurgulayan değerleri temsil ederken;
sağ alt taraf dışa dönük ve denetimi vurgulayan değerleri ifade etmektedir. Benzer
şekilde sağ üst taraf dışa dönük değerleri vurgularken; sol alt taraf içe dönük ve
denetimi vurgulayan değerleri ifade etmektedir. Böylece her biri bir bölgede yer alan
137
Ibid..
52
birbirleriyle rekabet eden veya birbirine zıt değerler, modelin adını ortaya
çıkarmaktadır: Rekabetçi Değerler Çerçevesi138.
138
Ibid., pp.32,33.
139
Ibid..
53
etmişler; ama adokrasi kültürüne yer vermemişlerdir 140. Dördüncü kültür tipini ifade
eden adokrasi, ilk kez bu modelde temel örgüt kültürü tiplerinden biri olarak ortaya
çıkmıştır.
Burada Rekabet Eden Değerler Modelinde yer alan kültür tipleri, her birinin
ayırt edici özellikleri ele alınarak gözden geçirilecektir. Bu modelde yer alan örgüt
kültürü tipleri şu şekilde sunulmuştur:
140
William G. Ouchi, “Markets, Bureaucracies and Clans”, Administrative Science Quarterly,
Vol.25, March 1980, pp.131,135,136.
141
Cameron, Quinn, op.cit., pp.33,34.
54
edilebilmiş; mal ve hizmetlerde standardizasyon sağlanabilmiş; çalışanlar ve işler
denetim altına alınabilmiştir. Net olarak belirlenmiş karar verme yetki hiyerarşisi,
standartlaştırılmış kural ve prosedürler, denetim ve hesap sorulabilirlik
mekanizmaları, başarının anahtarları olarak değerlendirilmiştir142.
142
Ibid..
143
Ouchi, op.cit., pp.133-136.
55
birimlere; onlarla olan işlem ve faaliyetlerini etkili bir şekilde yürütmeye
odaklanmaktadır. İç denetimin, kurallar, uzmanlaşmış işler ve merkezi kararlar
tarafından sürdürüldüğü hiyerarşi kültüründen farklı olarak pazar kültürü, öncelikle
piyasa mekanizması ve esas itibarıyla parasal mübadele aracılığıyla çalışır. Diğer bir
ifadeyle, pazarların esas odağı, tüm işlemleri (mübadeleler, satışlar, kontratlar vb.)
rekabet avantajı yaratacak diğer birimlerle yürütmektir. Kȃ rlılık, toplam çıktı, pazar
payında güçlü olmak, hedefleri büyütmek ve müşteri tabanını güvenceye almak,
örgütün başlıca amaçlarıdır. Bu durumda pazar tipi örgütlere hâkim olan temel
değerlerin, rekabet edebilirlik ve verimlilik olması şaşırtıcı değildir 144.
Pazar kültürü, sonuç yönelimli bir çalışma alanıdır ve burada temel kaygı,
işin yapılmasıdır. İnsanlar, rekabetçi ve hedef odaklıdır. Liderler, başarı odaklı ve
güçlü rekabetçi karaktere sahip olup, memnun edilmesi zor ve talepkȃ rdırlar. Örgütü
bir arada tutan bağ, kazanmaya yapılan vurgudur. İtibar ve başarı temel vurgulardır.
Uzun dönemli odak noktası, rekabetçi hareketler, ölçülebilir amaç ve hedefleri
gerçekleştirmeye yöneliktir. Başarı; pazar payı ve pazara nüfuz etme (derinliğine
girme) bağlamında tanımlanmakta olup, rekabeti ve pazar liderliğini elde tutmak
önemlidir146.
144
Cameron, Quinn, op.cit., pp.35,36.
145
Despande, Farley, Webster, Jr., op.cit., p.26.
146
Cameron, Quinn, op.cit., p.36.
56
▪ Klan Kültürü: Klan kültürü, aile şirketi tipindeki örgütlere benzediği için
bu şekilde adlandırılmıştır. 1960’ların sonu ve 1970’lerin başında Japon şirketlerinde
yapılan çalışmalardan sonra, bazı araştırmacılar (başta Ouchi, Pascale ve Athos,
Lincoln vb.) Amerika’daki piyasa ve hiyerarşi kültürü ile Japonya’daki klan kültürü
arasındaki temel farklılıkları gözlemlemiş ve bunlarla ilgili yayınlar yapmışlardır.
Klan, bir grup insanın aralarında bir amaç birliği bulunması ile ilgili bir kavramdır.
Ünlü sosyolog Emile Durkheim’e göre dayanışma, bireylerin birbirlerine olan
bağımlılığından kaynaklanan amaç birliğine dayanır ve aralarında herhangi bir
organik dayanışma olan herhangi bir mesleki grup klan olarak düşünülebilir.
Profesyonelleşmiş bürokrasi, bir meslek içinde (klan) ve meslekler a rasında
(bürokrasi) etkin işlemler gerçekleştirme ortak ihtiyacının bir karşılığı olarak
anlaşılabilir147.
Klan tipi bir örgüt, insanların kendileri hakkında pek çok şeyi paylaştıkları,
çalışmak için arkadaşça bir ortam olarak betimlenmektedir. Bu tip bir örgüt, geniş bir
aile gibidir. Liderler danışman olarak düşünülmekte ve hatta belki de ebeveyn
figürleri gibi algılanmaktadırlar. Örgütü bir arada tutan, sadakat ve gelenektir. Örgüte
bağlılık yüksek düzeydedir. Uzun vadede bireysel gelişime önem verilir; yüksek
uyum ve moral her şeyin üstündedir. Başarı; müşterilere olan duyarlılık, örgüt iklimi
147
Ouchi, op.cit., p.136.
148
Cameron, Quinn, op.cit., pp.36,37.
57
ve insan odaklı olmayla tanımlanır. Örgüt, takım çalışmasını, katılımı ve uyumu
ödüllendirir. Bu özellikler Amerikan örgütleri için yeni değillerdir; onlarca yıl insan
ilişkileri (beşeri ilişkiler) akımı taraftarı araştırmacı ve yazarlar (başta Douglas
McGregor olmak üzere, Rensis Likert, Chris Aygris gibi) tarafından Amerika’da da
savunulmuştur. Bu ilkeleri benimsemiş ve özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra
başarıyla uygulamış olan Japon örgütleri oldukça büyük bir başarı sağlamışlar; fakat
Amerikan ve Batı Avrupa kökenli örgütler klan kültürünün iş hayatındaki anlamı ve
önemine ilişkin mesajı, ancak 1970’lerin sonlarında ve 1980’lerde algılamışlardır.
Örneğin, hızlı değişen ve düzensiz çevre koşullarının, yöneticilerin uzun ve ileriye
dönük planlar yapmasını ve karar vermesini zorlaştırdığı zamanlarda, örgütsel
faaliyetleri koordine etmede etkili olacak yöntem; bütün çalışanların aynı değerleri,
inançları ve hedefleri paylaşmasıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Japon örgütleri,
Batılı örgütlerden çok daha önce bu mesajı yakalayabilmiştir 149.
Wilkins ve Ouchi, bir örgüte özgü paylaşılmış sosyal bilgi olarak niteledikleri
örgüt kültürü ile örgütsel performans ilişkisini inceledikleri bir makalelerinde, büyük
bir örgütte nispeten yüksek düzeyde bir sosyal fikirbirliği oluşturmanın koşullarını üç
noktada toplamaktadırlar; (a) makul düzeyde uzun bir birliktelik ve aynı düzeyde
istikrarlı üyelik, (b) başka kurumsal (kültürel) alternatiflerin bulunmayışı, (c) üyeler
arasında etkileşim. Birinci noktayla ilgili olarak, daha bürokratik olan Amerikan
şirketlerine (Teori A tipi şirketler) karşılık, Japon yönetim tarzını benimsemiş
Amerikan şirketlerinde (Teori Z tipi şirketler) istihdam süresinin önemli ölçüde daha
uzun olduğunu; diğer iki nokta ile ilgili olarak da, üyelerin kendi içinde izole olmuş,
kendi örgütlerinin benzersiz ve farklı olduğuna inanan ve diğer kurumlara itibar
etmeyen bireyler olduklarını; kendi örgütleri içinde pek çok hikayeyi paylaştıklarını
ve dünyadaki olayları kendilerine özgü bir biçimde anlayıp yorumladıklarını ileri
sürmüşlerdir150.
149
Ibid., p.37.
150
Alan Wilkins, William G. Ouchi, “Efficient Cultures: Exploring The Relationship Between Culture
and Organizational Performance”, Administrative Science Quarterly, Vol.28, 1993, pp.472-474.
58
Yukarıda değinilen Z Teorisini geliştiren Ouchi, bu teorinin en yalın
anlatımla, verimlilik artışında kilit etkenin işçilerin yönetime katılması olduğunu
belirtmektedir. Ona göre hiyerarşi (ya da bürokrasi) ile Z tipi şirketler arasındaki
fark, Z tipi şirketlerin iç yapılarında çok yüksek düzeyde uyum sağlamış olmalarıdır.
Bu şirketlerdeki insanları bir tür klan olarak tanımlamak pek yanlış olmayacaktır. Bir
pazarda her birey kişisel çıkarlarının peşinden koşmak durumundadır. Pazar
mekanizması, her bireyin ortak çıkarlara katkısını ölçeceği için herkes, kişisel
katkısının karşılığını alır. Klanda ise, herkes ne istiyorsa onu yapmakta özgürdür.
Fakat, burada ortak bir amaca yönelen toplum ruhu o kadar güçlü ve sistemin
kişilerin yaptığı katkıları uzun dönemde değerlendirmesi o kadar adildir ki , bireyler
doğal olarak bu ortak amaca hizmet etmekten kendilerini alamazlar. Bu yüzden,
bencillikten uzaklaşmış gibi görünen Japon işçileri, aslında kendi çıkarlarına hizmet
ederler151.
151
William Ouchi, Teori Z: Japonların Yönetim Tarzı Nasıl İşliyor?, s.8,73,74.
152
Cameron, Quinn, op.cit., p.38.
59
olmuştur. Adokrasi tipi kültürlere sahip örgütler de yeni şartlar ortaya çıktığında
hızla kendilerini yeniden şekillendirdikleri için, “saraydan çok çadır” olarak
nitelendirilirler. Henry Mintzberg, örgüt yapılarını beş grupta incelemiş (basit yapı,
makine bürokrasisi, profesyonel bürokrasi, bölümlendirilmiş yapı ve adokrasi) ve
dört yapıdan farklı olarak yenilik için beşinci ve çok farklı bir yapısal biçimlenişin
gerektiğini ifade etmiştir. Adokrasi olarak isimlendirilen bu yapı, farklı disiplinlerden
uzmanları düzgün bir şekilde çalışan, belirli durumlar için özel olarak oluşturulmuş
geçici takımlar içinde birleştirmeye imkan vermektedir. Küçük proje takımları
mevcuttur ve her birinin seçilmiş bir lideri ya da yöneticisi vardır. Karar alma gücü,
yöneticiler ve her seviyedeki çalışan arasında dağıtılmıştır. Yenilik yapmak,
kimsenin tekelinde değildir 153.
Bir adokrasinin ana hedefi, belirsizliğin ve aşırı bilgi yükünün olduğu bir
ortamda, uyum yeteneğini, esnekliği ve yaratıcılığı artırmaktır. Bu tür kültüre sahip
örgütlerin önemli bir iddiası, yenilikçi mal ve hizmetler üretmek ve yeni fırsatlara
153
Henry Mintzberg, The Structuring of Organizations : The Synthesis of The Research,
Englewood Cliffs, N.J, Prentice Hall, 1979, pp. 432-436
154
Henry Mintzberg, “Structure In 5’s: A Synthesis of The Research on Organization Des ign,”,
Management Science, Vol.26, No.3, March 1990, p.337, 338.
155
Mintzberg, The Structuring of Organizations : The Synthesis of The Research, pp. 460,461.
60
hızla uyum sağlamaktır. Hiyerarşi ve pazar kültürlerinden farklı olarak, adokrasilerde
merkezi iktidar veya yetki ilişkileri yoktur. Bunun yerine güç, hangi probleme hitap
ettiğine bağlı olarak bireyden bireye veya görev biriminden görev birimine doğru el
değiştirir. Bireyselliğe, risk almaya ve geleceği öngörmeye yüksek vurgu yapılması;
herkesin üretim, müşteri ilişkileri, araştırma ve geliştirme konularıyla ilgilenmesini
gerektirmektedir. Örneğin, danışmanlık şirketlerinde her farklı müşteri talebine
bağımsız bir proje gibi bakılır ve işi tamamlamak için geçici örgütsel tasarımlar
oluşturulur. Proje sona erdiğinde, yapı da kendiliğinden ortadan kalkmaktadır156.
156
Cameron, Quinn, op.cit., pp.38,39.
61
Esneklik ve Serbestlik
İstikrar ve Denetim
Şekil 1.5: Rekabet Eden Değerler Modelinde Örgüt Tiplerinin Karakteristik Özellikleri
Kaynak: Kim Cameron and Robert Quinn, Diagnosing and Changing Organizational
Culture, Harlow, England, Addison Wesley Longman, 1999, p.41; Rohit
Deshpande, John U. Farley, Rederick E. Webster, “Corporate Culture, Customer
Orientation, and Innovativeness in Japanese Firms: A Quadrad Analysis’, Journal
of Marketing, Vol.57, Iss.1, Jan 1993, p.25’den uyarlanmıştır.
62
1.5. ÖRGÜT KÜLTÜRÜNÜN YÖNETİMİ
157
Cemile Gürçay, “İşletmelerde Örgüt Kültürü Faktörlerinin Farklı Boyutlarda Oluşmasında Sektörel
Farklılığın Etkisi: Hizmet ve Sanayi Sektörlerindeki Yöneticiler Üzerinde Yapılan Bir Araştırma
Sonuçları”, İş, Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:3, Sayı:1, Sıra:4, No:99,
2001, (Çevirimiçi) http://www.isgucdergi.org/?p=makale&id=99&cilt=3&sayi=1&yil=2001,
21.05.2009.
158
Hofstede, “Problems Remain, But Theories Will Change: The Universal and The Specific in 21st
Century Global Management”, p.39.
63
bağlıdır. Kültürü nasıl yönetmek gerektiğini anlamak açısından, yöneticilere
aşağıdaki dört adım yardımcı olabilecektir 159:
▪ Birimin stratejik hedeflerini tanımlamak; daha sonra stratejik hedeflere
ulaşılabilmesi için gerçekleştirilmesi gereken kısa dönemli hedefleri ve önemli
faaliyetleri belirlemek.
▪ Yaygın bir şekilde paylaşılan ve güçlü bir şekilde hissedilen normların neler
olduğuna bakmak; örgüte niteliğini veren mevcut değerleri ve normları analiz etmek.
▪ Önemli görevleri yerine getirmeyi engelleyebilecek, işe yarayabilecek fakat
şu anda mevcut olmayan normların ve gerekli olan ile o anda ödüllendirilen
arasındaki çelişkilerin neler olduğuna bakmak
▪ İstenilen normları biçimlendirmek veya geliştirmek için programlar
tasarlamak.
Güçlü olarak nitelenen kültüre sahip şirketler, kültürünü iyi bir şekilde
yönetmeyi başarabilmiş olanlardır. Kültürün güçlülüğü iki faktöre bağlıdır: Grup
üyeliğinin homojenliği ve sağlamlığı, grup tarafından paylaşılmış tecrübelerin
uzunluğu ve yoğunluğu. Grup üyeleri uzun bir süredir birlikte çalışıyorlarsa, örgütün
sürdürülebilirliğine ilişkin birtakım problemlerle karşılaşmış ve bu zorluklardan
başarıyla çıkmışlarsa, o örgütte güçlü kültürden bahsedilebilir. Güçlü kültürde,
örgütün temel değerlerinin örgüt üyelerince paylaşılması yeterli değildir; bunun
yanında, üyelerin bu değerleri kabul etmesi ve bağlılık göstermesi de gerekmektedir.
Örgüt üyeleri değerleri ne kadar çok benimserse, örgüt kültürü de o oranda
güçlenir160.
159
Charles O’Reilly, “Corporations, Culture and Commitment: Motivation and Social Control in
Organizations”, Psychological Dimensions of Organizational Behavior, Ed. by. Bary M. Staw, New
York, McMillan Publishing Company, 1991, pp.303,304.
160
Schein, “Coming to a New Awareness of Culture”, p.7.
64
örgütler, genellikle paylaşılan bazı değerlerini, misyonun beyan edilmesiyle herkese
bildirirler ve bütün yöneticilerini bu beyana uymaları için ciddi bir biçimde teşvik
ederler. Bu tarzın ve değerlerin kökleri oldukça derinlerdedir. Güçlü kültüre sahip bir
örgütte çalışanlar, aynı yöne doğru ilerleme eğilimindedir. Kültür, bir örgütte
çalışanları aynı amaca yönlendirmekte; ortak bir kültür olmadığında bireyler,
yüzlerce farklı yöne doğru gidebilmektedirler. Güçlü kültür, yeniliği azaltan
bürokrasiye ihtiyaç duymadan gerekli olan düzenlemeyi ve denetimi sağlamakta ve
böylece performansa da katkıda bulunmakta; ayrıca çalışanlar üzerinde olağanüstü
seviyede motivasyon yaratmaktadır. Paylaşılan değerler ve davranışlar, insanların bu
örgüt için çalıştıklarından dolayı kendilerini iyi hissetmelerini sağlamakta, bağlılık
duygusu da insanları daha çok çabalamaya ve gayret etmeye yöneltmektedir. Güçlü
kültüre sahip örgütler arasında ortak olduğuna inanılan bazı alışkanlık ve
uygulamalar (insanları karar alma süreçlerine dahil etme ve onların sağladığı
katkıları takdir etme gibi), işe ödüllendirici bir özellik kazandırmaktadır161.
161
Kotter, Hesket, op.cit., pp.15,16.
162
Ibid, pp.2-4.
163
Ibid, p.5.
65
Şekil 1.6’da örgüt kültürünün etkileşim içinde olduğu dış çevre faktörleri yer
almaktadır. Dışsal faktörler örgüt kültürünü etkilemekte ve bu faktörler, kültür
merceğinden filtrelenerek örgütün kendine özgü kültürel çevresinde
dönüştürülmektedir. Dönüşüm süreci, aynı zamanda örgüt kültürü tarafından da
etkilenmekte; örgütün stratejisi, yapısı, yönetici/lider grubu ve insan kaynakları
bunda etkin bir rol oynamaktadır. Örgüt, performans faktörlerinin başarı yaratmasını
istiyorsa, dışsal faktörleri kültürünün çatısıyla uyumlu olarak yorumlamalı ve
dönüştürmelidir. Ekonomik başarı, değişime uyum hızı, yenilik, müşteri tatmini ve
kalite, örgütün rekabette hayatta kalmasını sağlayan performans faktörleridir ve
bunlar sırasıyla hem örgüt ve kültürü hem de çevresi üzerinde büyük bir etkiye
sahiptir. Örgüt, müşteri ihtiyaçlarına cevap vermekten daha fazlasını yaparak onları
teşvik edebilir; müşteri, tedarikçiler ve yatırımcılarla olan ilişkilerini bilinçli bir
şekilde yönetebilir. Başarılı bir şirket, endüstri için, hatta toplum için standartlar
koyabilir. Tüm bu yapılanlardan, kolektif olarak paylaşılmış değer ve inançlar ile
kolektif davranış biçimiyle örgüt kültürü sorumludur. Örgüt kültürü, örgütün genel
yönelimini belirlemektedir 164.
164
Sonja A. Sackmann, Success Factor: Corporate Culture, Six Best Practices, Gütersloh, Verlag
Bertelsmann Stiftung, 2006, pp.34-37.
66
Örgütle İlişkili
Çevre Faktörleri
Örgüt Kültürü Performans
Faktörleri
▪ Endüstri Özellikleri
- Rekabet
Strateji ▪ Ekonomik Başarı
- Teknoloji Filtre
▪ Değişime Uyum
- Tedarikçiler
Hızı
Yöneticiler/ ▪ Yenilik
▪ Müşteri İhtiyaçları
Liderler ▪ Müşteri Tatmini
▪ Finansal Yatırımcılar
Yapılar/ Beşeri ▪ Kalite
▪ Ekonomik Durum
▪ Yasal Gereklilikler Süreçler Sistem
Rekabetçilik
▪ Kurumsal Çevre
Yaşayabilirlik
▪ Sosyokültürel Çevre
▪ Politik Durum
Kaynak: Sonja A. Sackmann, Success Factor: Corporate Culture, Six Best Practices,
Gütersloh, Verlag Bertelsmann Stiftung, 2006, p.34.
165
Kotter, Hesket, op.cit., p.24.
67
1.5.1. Örgüt Kültürü’nün Oluşturulması
166
Edgar H. Schein, “The Role of The Founder in Creating Organizational Culture”, Organizational
Dynamics, Summer 1983, pp.14-17.
167
Gagligardi, op.cit., pp.121,122.
68
▪ İlk aşamada; lider örgütün kuruluşu sırasında, bilinçli bir şekilde vizyonunu-
değerler setini- kullanır. Başlangıçta, örgütün bütün üyeleri kendisi ile aynı
düşünceleri paylaşmayabilirler. Ancak, liderin en azından doğrudan denetimin
olduğu alanlarda, davranışları istediği biçimde yönlendirme gücü vardır.
168
Kotter, Heskett, op.cit., p.7.
69
Üst Yönetim
Üst düzey bir yönetici ya da yöneticiler, yeni veya genç bir şirkette, bir
vizyon/felsefe ve/veya bir iş stratejisi geliştirirler ve yürürlüğe koymaya çalışırlar.
Örgütsel Davranış
Yürürlüğe koyma çabası işe yarar. İnsanlar felsefenin ve stratejinin gösterdiği
biçimlerde davranışlar gösterirler.
Sonuçlar
Örgüt, birçok ölçüye göre başarılı olur ve bu başarı uzun yıllar boyunca devam
eder.
Kültür
Vizyon ile stratejiyi ve onları yürürlüğe koymada kişilerin yaşadığı tecrübeleri
yansıtan bir kültür doğar.
Kaynak: John P. Kotter, James L. Heskett, Corporate Culture and Performance, New
York, The Free Pres, 1992, p.7.
70
başarının ana belirleyicisi olarak görülür. Böyle bir durumda, kurucuların kişilikleri
örgüt kültürü içine tamamen yerleşmiş olur. 169
169
Robbins, Judge, op.cit., p.582.
170
Ibid., p.586.
171
Pettigrew, op.cit., p.574.
71
Örgüt kültürünün oluşturulmasında kurucuların çok önemli bir fonksiyonu
olmakla beraber, kültür sadece kurucular tarafından oluşturulmaz. Örgüte çalışanlar
olarak gelen bireyler, sahip oldukları değer ve normları da örgüte taşırlar. Birçok
farklı kültürel altyapıya sahip çalışanlar, bu kültürel yapıları ortak bir noktada
birleştirmek için, o örgüte özgü bir kültür oluştururlar. Bu kültür, çalışanların
birbiriyle olan ilişkilerini ve etkileşimlerini düzenler. Ortak amaçları gerçekleştirmek
için grup üyelerinin birlikte hareket etmelerine, bunun için de ortak bir dile,
değerlere ve normlara ihtiyaç vardır. Çalışanlar tarafından oluşturulan kültür, yeni
gelen üyelere aktarılarak gelecek kuşaklara iletilir.
172
Sargut, Kültürler Arası Farklılaşma ve Yönetim, s.108.
72
olamayanlar cezalandırılırlar ya da işten çıkartılırlar. Kültürün sürdürülmesinde
özellikle ele alınan üç unsur önemli rol oynar173.
▪ Üst Yönetim: Üst yönetimin eylemleri, örgüt kültürü üzerinde büyük bir
etkiye sahiptir. Üst yönetim söylemleri ve davranışlarıyla; risk almanın arzulanır bir
davranış olup olmadığı, yöneticilerin ne oranda çalışanlarına özgürlük tanımaları
gerektiği, uygun kıyafetin ne olduğu, hangi eylemlerin ücret artışı, terfi ve diğer
ödüllere yol açacağı vb. konulara ilişkin normlar belirlerler.
173
Robbins, Judge, op.cit., pp.582-584.
73
verimliliğine, örgütün hedeflerine bağlanmasına ve sonuç olarak örgütte kalma
konusundaki nihai kararına etki eder174. Sosyalleştirme süreci ve bu süreç sonucunda
elde edilen çıktılar Şekil 1.9’da görülmektedir.
Verimlilik
Örgütte Kalma
174
Ibid., p.584.
175
Sathe, op.cit., p.245.
74
Örgütün
kültürüyle uyum Kültüre uymayan
sağlayacak Kültür üyelerin işten
çalışanların işe çıkarılması
alınması ve
sosyalleştirilmesi
Davranışın
Doğrulanması
Kaynak: Vijay Sathe, “How To Decipher and Change Corporate Culture”, Gaining Control
of Corporate Culture, Ed. by. R.H. Kilmann et.al, San Francisco, Jossey Bass
Publishers, 1988, p.245.
75
adapte edebilmektedir. Hayatta kalan işletmeler, en kuvvetli olanlar değil, değişime
en iyi ayak uydurabilenlerdir. Örgüt kültürü, işletme içi değerlerin ve inançların
paylaşımına zemin oluşturarak, çalışanları ve yöneticileri ortak bir noktada
birleştirmektedir. Bu kapsamda örgüt kültürü, yöneticilere ve çalışanlara değişmeleri
için uygun ortamı sağlayabilir.
176
Fred Luthans, Organizational Behaviour, Nineth ed., McGraw Hill, 2002, p.131.
177
Robbins, Judge, op.cit., p.597.
178
Luthans, loc.cit..
179
Robbins, Judge, loc.cit..
76
▪ Ciddi bir kriz: Böyle bir kriz, statükoyu ortadan kaldıran ve mevcut
kültürün geçerliliğinin sorgulanmasına yol açan bir şoktur. Bu krizlere örnek olarak,
beklenmeyen finansal gerileme, önemli bir müşterinin kaybı veya rakip şirket
tarafından gerçekleştirilen teknolojik atılım verilebilir.
▪ Zayıf kültür: Bir kültür ne kadar geniş alana yayılmışsa, üyeleri arasında
değerler üzerinde uzlaşma ne denli fazla ise, kültürün değiştirilmesi de o kadar zor
olacaktır. Tam tersine, zayıf kültürlerin güçlülere göre değiştirilmesi daha kolaydır.
Ralph Kilmann’a göre ise, örgüt kültüründe değişime neden olan dört faktör
vardır. Bunlar180:
▪ Örgüt kültürünün, örgütün ana hedefini destekleyen bir nitelikte olmaması.
▪ Örgüt kültürünün, örgütün başarısını itici bir güç olarak harekete
geçirememesi.
▪ Örgüt kültürünün, örgütteki çıkar gruplarının çıkarlarıyla, işletme çıkarları
arasında uzlaştırıcı ve uyum sağlayıcı olmaması.
▪ Örgüt kültürünün, örgüt üyelerine örgütün karmaşık ve zor sorunlarını ele
almaya ve çözmeye yönlendirici, katılımcı bir ortam sağlamaması.
180
Eren, op.cit., s.171.
77
alabilir. Aşağıda sıralanan bazı yöntemler kültürün değişiminde yararlı
181
olabilmektedir :
▪ Mevcut kültürü değerlendirmek.
▪ Sonuca çok fazla etkisi olacak gerçekçi hedefler koymak.
▪ Endüstride tecrübesi olan yeni çalışanları işe almak
▪ Organizasyon şemasında yukarıdan aşağıya değişimler yapmak.
▪ Kültür değişimi sürecine çalışanları da dahil etmek (özellikle kural ve
süreçlerde değişim yaparken).
▪ Yaşanacak problemleri öngörebilmek ve değişime direnç gösterebilecek
kişileri tespit etmek.
▪ Dinamizm yaratmak ve yeni kültüre direnci etkisiz hale getirmek için, hızlı
ve kararlı bir şekilde hareket etmek.
181
Luthans, op.cit., p.134.
182
Ibid.
78
rekabetçi özeliklerini yitirirler. Güçlü kültürler, geçmiş uygulamaları desteklerken
değişimi zor hale getirirler. “Neden değişmeliyiz, yaptığımız geçmişte işe yaradı,
bozulmazsa düzeltmeye gerek yok”, düşüncesiyle direnç gösterirler ve değişime
gerek olmadığı kanısındadırlar 183.
183
Robbins, Judge, op.cit., pp.579,580.
184
Deshpande, Parasuraman, op.cit., p.37.
185
Kotter, Hesket, pp.28,37.
79
önemli başarısızlık nedenlerinden biri olmaktadır 186. 2000’li yıllarda Alman Daimler
Benz ile Amerikan Chrysler şirketinin birleşerek Daimler Chrysler olmaları
sonrasında ciddi kültür uyuşmazlığı ortaya çıkmış ve bu birleşme tarafları mutlu
etmemiştir.
186
Robbins, Judge, op.cit., pp.580,581.
187
Adolf Haasen, Gordon F. Shea, New Corporate Cultures That Motivate, London, Praeger
Publishers, 2003, p.169.
80
İKİNCİ BÖLÜM
1
Aaron Cohen, Multiple Commitments in the Workplace, New Jersey, Lawrence Erlbaum
Associates, , 2003, p.18.
81
2.1.1. Örgütsel Bağlılığın Tanımı
William Whyte, 1956 yılında yayınladığı Örgüt İnsanı adlı önemli eserinde,
aşırı bağlılığın tehlikelerini belirtmiş ve örgüt insanını, sadece örgüt için çalışmakla
kalmayıp aynı zamanda ona ait bir kişi olarak tanımlamıştır. Buna göre; örgütte
çalışanlar, grubun yaratıcılık kaynağıdırlar ve aidiyet duygusunun bireyin nihai
ihtiyacı olduğuna inanmaktadırlar. Whyte’ın bu eserinden sonra bağlılık konusu
geniş bir şekilde incelenmiştir. Bu incelemelerin çoğu, yüksek seviyede bağlılığın
örgütler için yararlı bir durum olduğu varsayımına dayanmaktadır 3.
2
Michael O’Malley, Creating Commitment: How to Attract and Retain Talented Employees by
Building Relationships That Last, New York, John Wiley & Sons, 2000, pp.27,28.
3
Dona M. Randall, “Commitment and The Organization: The Organization Man Revisited”,
Accademy of Management Review, Vol.12, No.3, 1987, p.460.
82
olarak görmesi ve örgütüne bağlılık göstermenin doğru olduğunu hissetmesiyle
oluşmaktadır4.
4
S. Arzu Wasti, “Meyer ve Allen’ın Üç Boyutlu Örgütsel Bağlılık Ölçeğinin Geçerlilik ve
Güvenilirlik Analizi”, 8. Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler Kitabı, Erciyes
Üniversitesi, 2000, s.401.
5
John P. Meyer, Natalie J. Allen, Commitment in the Workplace Theory Research and
Application, California, Sage Publications, 1997, pp.10,11.
83
Tablo 2.1. Örgütsel Bağlılık Tanımları
Duygusal Yönelim
Bir bireyin duygusal varlığının gruba bağlanmasıdır (Kanter, 1968).
Kişinin kimliğini örgüte bağlayan bir tavır ya da örgüte doğru bir yöneliştir (Sheldon,
1971).
Örgütün ve bireyin amaçlarını birbiriyle bütünleştiren veya uyumlu hale getiren süreçtir
(Hall, Schneider, Nygren, 1970).
Örgütün amaçlarına ve değerlerine, kişinin amaçlarla ve değerlerle ilgili rolüne ve bizzat
örgütün kendisine, pür, araçsal değerinden ayrı olarak duygusal bağlılık gösterilmesidir
(Buchanan, 1974).
Bir bireyin kendisini bir örgütle güçlü bir şekilde tanımlaması ve örgütün meselelerine
dahil olmasıdır (Mowday, Porter, Steers, 1982).
Maliyete Dayalı
Örgüte katılıma devam etmenin getirdiği kazanç ve örgütü terk etmenin ortaya çıkardığı
maliyettir (Kanter, 1968).
Bir kişi, birbiriyle ilgisiz menfaatlerini tutarlı bir faaliyet çizgisiyle ilişkilendirdiğinde
bağlılık ortaya çıkar (Becker, 1960).
Zaman içinde bireysel çizgi, örgütsel işlemlerin ve değişikliklerin bir sonucu olarak ortaya
çıkan yapısal bir olgudur (Hrebiniak, Alutto, 1972).
Zorunluluk ve Manevi Sorumluluk
Bağlılık davranışları, bağlılığın hedefi ile ilgili resmi ve/veya normatif beklentileri aşan,
sosyal olarak kabul edilmiş davranışlardır (Wiener, Gechman, 1977).
Örgütsel hedef ve çıkarlara uygun bir tarzda hareket etmeye yönelik içselleştiri lmiş
normatif baskıların bütünüdür (Wiener, 1982).
Bağlılık duyan çalışan, yıllar içinde firmanın kendisine ne derece statü iyileştirmesi ya da
tatmin verdiğine bakmaksızın, şirket içinde kalmanın ahlaki bakımdan doğru olduğunu
düşünür (Marsh, Mannari, 1977).
84
Örgütsel bağlılık, bireyin örgütüyle özdeşleşmesinin ve ilgili olmasının nispi
gücünü yansıtır. Bu kapsamda örgütsel bağlılık üç temel unsuru içerir. Bunlar 6:
85
zorundadırlar. Örgütler küçüldükçe ve işler daha esnek hale geldikçe, örgüt içinde
kalan kişiler daha fazla önem kazanmaktadırlar. Örgüt bir insan bedenine
benzetilirse; örgütte kalan çalışanlar örgütün kalbini, beynini ve kaslarını temsil
etmektedirler. Bu kişilerin yapmakta olduğu işler, kendilerinden öncekilerin
yaptıklarından çok farklı olabilir. Örneğin, görevlerin ve sorumlulukların bir toplamı
anlamında iş ortadan kalkmakta ve yerini, çok daha çeşitli becerileri ve yeni
durumlara adapte olma kabiliyetini gerektiren, daha geniş anlamlı rollere terk
etmektedir. Dolayısıyla, işletmeler özyeteneklerine odaklanmaktadırlar. Ayrıca,
yönetici kadronun daralması ve örgüt hiyerarşisinin düzleşmesi ile çalışanlara karar
almada ve günlük faaliyetlerini yönetmede daha fazla sorumluluk verilmektedir. Bu
nedenle, örgüt açısından çalışanlara işlerini doğru yapmaları konusunda
güvenebilmek önemlidir ve bu durum bağlılık vasıtasıyla sağlanmaktadır.
▪ Üçüncü olarak, bağlılıklar doğal olarak gelişirler. İnsanların bir şeye bağlılık
duymaya ihtiyaçları olduğuna inanmak için yeterli sebep vardır. Bağlılığın tersi
yabancılaşmadır ve bu sağlıksız bir durumdur. Eğer, çalışanlar örgütlerine karşı daha
az bağlı hale gelirlerse, bağlılıklarını başka şeylere (endüstri, kariyer, hobi, gönüllü
gruplar gibi) yöneltebilirler. Örneğin, ihtiyaç ve beklentilerine karşılık veremeyen ya
da veremeyecek olan bir örgüte bağlılık duyma konusunda isteksiz olan çalışanlar,
bunun yerine mesleklerine ya da içinde çalıştıkları endüstriye bağlı hale gelebilirler.
Bu çalışanlar, becerilerini ve tecrübelerini örgüt içinde mevcut veya gelecekteki işler
açısından değil, kendilerinin örgüt dışında pazarlanabilirlikleri açısından
değerlendirmeye başlayabilirler. Bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde, bağlılığı ve
bağlılığın nasıl geliştiğini anlamak, şimdi de eskiden olduğu kadar önemlidir.
86
İşleri iyi yapmak için sadece çok yetenekli olan; ancak, bağlılık duymayan
çalışanlara sahip olmak, tıpkı tümü yıldızlardan oluşan bir takımın maçlarını
kazanmaya çalışmasına benzer. Bireysel olarak her bir oyuncu çok yetenekli olsa bile
bu oyuncular, tek başlarına bir takım gibi performans gösteremezler. Örgütsel
bağlılığı oluşturmak, çalışanların duygusal enerji ve dikkatlerini çekmeyi içerir;
çalışanların birbirleriyle nasıl bir ilişki içinde olduklarını ve örgüt hakkındaki
duygularını yansıtır. Günümüzün rekabet koşulları, bugün daha küresel, daha
müşteri odaklı, daha esnek, daha öğrenme odaklı, takım çalışmasına daha uyumlu,
daha üretken vb. çalışanlar için talep yaratmaktadır. Bu talepler, duygusal,
entelektüel ve fiziksel enerjisini örgütün başarısı için sunan, örgütüne bağlı
çalışanları gerektirir. Birçok yönetici, çalışanların artan beklentileriyle etkin bir
şekilde ilgilenmemekte; ancak, onlardan daha fazlasını beklemeye devam etmektedir.
Bu davranışlar, bağlılığı yaratmak yerine stres ve tükenmişliğe yol açmaktadır8.
Bağlılık, bütün sosyal sistemlerde mevcut olan genel bir olgudur. Bu olgu
hakkında daha fazla bilgi sahibi olunması, insanların çevrelerindeki farklı nesnelerle
kendilerini özdeşleştirdikleri psikolojik sürecin yapısının ve hayatta kendilerine nasıl
bir amaç edindiklerinin anlaşılmasına yardımcı olur. Bu şekilde, toplumu daha iyi
anlamak mümkün olabilmektedir. Çalışma ortamında bağlılığı araştırmanın önemiyle
ilgili olarak birkaç neden ileri sürülebilir. İlk olarak; örgütsel bağlılığı daha iyi
anlamak, yalnızca çalışanları daha mutlu ve daha verimli yapma potansiyeline sahip
olmakla kalmaz; aynı zamanda, bağlılık biçimlerini araştırırken elde edilen bilgiler
başka alanlara da yayılabilir (örneğin, bir kişinin ailesine, dinine, ülkesine, evliliğine
vb. bağlılığının nasıl teşvik edileceği ya da yönetileceği). İkinci olarak; bireylerin ait
oldukları örgütlerle olan bağlarının düzeyi, genel anlamda toplumu da etkiler. Eğer,
genel olarak toplumun üyelerinin iş hayatındaki örgütlere bağlılıkları düşük olursa,
bu durum şüphesiz toplumun temel dokusu açısından da belirli sonuçlar yaratacaktır.
Bu sonuçlardan en önemlisi, çalışanlarının bağlılığı olmaksızın örgütlerin
faaliyetlerini sürdüremeyecek olmaları gerçeğidir9.
8
Dave Ulrich, “Intellectual Capital=Competence x Commitment”, Sloan Management Review,
Vol.39, Iss.2, Winter 1998, p.18.
9
Cohen, op.cit., p.3.
87
Çalışanların örgütle kurdukları bağ, çok sayıda örgütte düşük veya zayıf
olduğunda, verimlilik düzeyi ve toplumdaki ürün ve hizmetlerin kalitesi bundan
etkilenecektir. Verimlilik oranlarındaki artış hızının yavaşlaması birçok karmaşık
faktörden kaynaklansa da çalışanların örgütle olan bağlarının düzeyinin, sorunun
temelinde yer aldığı söylenmektedir. Bir başka neden de, insanların kendilerini
örgütle özdeşleştirmelerinde yaşanan sorunlardır. Örgütsel ortamın düzensiz olduğu
dönemlerde, çalışanların hala kendilerini örgütle özdeşleştirip özdeşleştirmedikleri,
bu özdeşleşmenin nasıl bir biçim alacağı ve hangi faktörlerin onu şekillendireceği
önem kazanmaktadır. Çalışanların örgütle özdeşleşmeleri, psikolojik olarak hem
bireysel hem de örgüt düzeyindeki unsurlar aracılığıyla meydana gelmektedir.
Bireyler, içinde çalıştıkları düzenin parçası olduklarına ve kendini örgütle
özdeşleştirmelerinin, özellikle koordine edilmiş şirket faaliyetleri temelinde,
firmaların başarısını arttırdığına inanma konusunda güçlü bir eğilime sahiptirler 10.
Örgüte bağlılık duyan bir kişi ise şu davranışları göstermektedir: İyi ve kötü
günde örgütte çalışmaya devam eder; işine düzenli olarak gider; zamanın büyük bir
çoğunluğunu işyerinde geçirir; örgüt varlıklarını korur; örgütün amaçlarını paylaşır
vb.. Örgüt açısından bağlı bir işgücüne sahip olmanın bir avantaj olmasının yanı sıra
bunun birtakım sakıncaları da olabilir 11. Örneğin Dona Randall (1987), bir örgüte
körü körüne bağlılığın çalışanların statükoyu kabul etmelerine yol açtığını, bunun
ise, şirketin yenilik yapma ve değişikliklere adapte olma kabiliyetini kaybetmesi
anlamına gelebileceğini ileri sürmüştür12.
10
Ibid, p.4.
11
Meyer, Allen, op.cit., p.3.
12
Randall, loc.cit..
88
Örgütsel bağlılık literatürü incelendiğinde, bağlılığın iki ayrı boyutta
incelenmiş olduğu görülmektedir. Örgütsel davranış üzerinde çalışanlar, tutumsal
bağlılık üzerinde dururken, sosyal psikologlar daha çok davranışsal bağlılık üzerinde
yoğunlaşmışlardır13. Mowday, Porter ve Steers (1982), tutumsal ve davranışsal
bağlılık arasındaki farkları, örgütsel bağlılık literatüründe açık bir şekilde ortaya
koymuşlar ve bu iki yaklaşımla ilgili aşağıdaki tanımları yapmışlardır14. Tutumsal ve
davranışsal yaklaşımların temel şartlarının şematik bir ifadesi de Şekil 2.1 ve Şekil
2.2’de görülmektedir.
13
Richard T. Mowday, Lyman W. Porter, Richard M. Steers, Employee-Organization Linkages:
The Psychology of Commitment, Absenteeism, and Turnover, New York, Academic Pres, 1982,
p.24.
14
Ibid., p.26.
89
▪ Davranışsal bağlılık (Şekil 2.2) ise, bireylerin belirli bir örgüte kenetlendiği
ve problemi nasıl ele aldığını gösteren süreç ile ilgilidir.
Koşullar
Davranış
Davranış
Psikolojik
Durum
15
John Meyer, Natalie Allen, “A Three Component of Organizational Commitment”, Human
Resource Management Review, Vol.1, Iss.1, 1991, p.62.
90
Bu şekillerde yer alan değişkenlerin sıralamasının ve temel nedensel
ilişkilerin (kesiksiz oklar) incelenmesi iki yaklaşım arasındaki farkları açık bir
şekilde ortaya koymaktadır. Ancak, her iki yaklaşım da bağlılık-davranış hattında bir
tamamlayıcı süreçler setinin mevcut olabileceğini ifade eden ikincil ilişkileri (kesikli
oklar) içermektedir. Tutumsal yaklaşımda, bağlılığın davranışsal sonuçlarının
bağlılığın istikrarı ya da değişimine katkıda bulunan şartlar üzerinde bir etkide
bulunması; davranışsal yaklaşımda ise, davranışın sonucu olan tutumların bu
davranışın gelecekte tekrarlanma ihtimalinin üzerinde etkide bulunması
16
beklenmektedir .
16
Ibid., pp.62,63.
17
Arnon E. Reichers, “A Review and Reconceptualization of Organizational Commit ment”,
Academy of Management Review, Vol.10, No.3, 1985, p.469.
91
çalışanı çeşitli çıkar gruplarına bağlayan oklar, çalışanın kısmen kendini değişik
gruplarla tanımlamasından oluşmaktadır. Kısa oklar, göreli olarak kişiye psikolojik
bakımdan daha yakın olan bağlılıkları temsil eder. Kesikli çizginin içinde kal an
farklılaştırılmamış alan, genel örgütsel bağlılık olarak düşünülebilir 18.
Müşteriler
Meslek
Odaları
Karar Alıcılar
Meslektaşlar
Yöneticiler
Üst
Karar Alıcılar
Toplum
Sendika
18
Ibid, pp.471,472.
92
2.1.4. Örgütsel Bağlılığa Yol Açan Faktörler
19
Meyer, Allen, Commitment in the Workplace Theory Research and Application, p.3.
93
alabileceği değişik biçimleri, bu bağlılık biçimlerine yol açan şartları ve bunların
davranışlarla ilgili sonuçlarını anlamak önemlidir 20.
▪ Kişisel özellikler
▪ İşin özellikleri
▪ Çalışma deneyimleri
▪ Örgütün yapısal özellikleri.
Örgütsel bağlılığa yol açan faktörler üzerinde yapılan bir araştırmada Oliver,
demografik faktörlerin örgütsel bağlılık üzerindeki etkilerinin nispi olarak daha az;
örgütsel unsurların ve özellikle örgüt kültürünün örgütsel bağlılıkla ilişkisinin daha
güçlü olduğu gözlemlemiştir. Bu kapsamda, güçlü katılımcı değerler sergileyen
20
Ibid., pp.3,4.
21
Mowday, Porter, Steers, loc.cit..
22
John E. Mathieu, Dennis M. Zajac, “A review and Meta Anlysis of the Antecedents, Correlates, and
Consequences of Organizational Commitment”, Psychological Bulletin, Vol.108, No.2, p.174.
94
örgütlerde çalışanların daha yüksek düzeyde örgütsel bağlılık gösterdikleri sonucuna
ulaşılmıştır. Örgütsel bağlılığa yol açan faktörler ve doğurduğu sonuçlar Şekil 2.4’te
görüldüğü üzere şunlardır: performans, katılım, iş-gücü devir oranı, işe geç kalma ve
işten ayrılma niyetidir23.
Performans
Kişisel Özellikler
İş Tecrübeleri
İşe Geç Kalma
Kaynak: Abubakr M. T. Suliman, “Is It Really A Mediating Construct? The Mediating Role
of Organizational Commitment”, The Journal of Management Development,
Vol.21, Iss.3/4, 2002, p.172.
23
Abubakr M. T. Suliman, “Is It Really A Mediating Construct? The Mediating Role of
Organizational Commitment”, The Journal of Management Development, Vol.21, Iss.3/4, 2002,
p.172.
24
Mowday, Porter, Steers, op.cit., p.30.
95
arttıkça, daha fazla iş alternatifine sahip olmakta ve istediği koşullara sahip
olmadığında örgütte kalma davranışını sürdürmemektedir25.
Gerald Salancik’e göre bağlılık, bir kişi yaptığı işe bağlandığı zaman ortaya
çıkar; kişiyi işine ve yaptıklarına bağlayan, diğer bir deyişle bağlılığı etkileyen üç
özellik vardır. Bunlar; davranışların görünürlüğü, davranışların geri
döndürülemezliği, davranış ve kişisel irade. Bu özellikler kullanılarak kişi, yaptığı işe
ve muhtemel sonuçlarına daha fazla veya daha az bağlı hale getirilebilir 28.
25
Mathieu, Zajac, op.cit., p.177.
26
Richard M. Steers, “Antecedents and Outcomes of Organizational Commitment”, Administrative
Science Quarterly, Vol.22, March 1977, p.51.
27
Bruce Buchanan II, “Building Organizational Commitment: The Socialization of Managers in Work
Organizations”, Administrative Science Quarterly, Vol.19, 1974, pp.535-538.
28
Gerald R. Salancik, “Commitment Is Too Easy”, Organizational Dynamics, Summer 1977, pp. 64-
68.
96
yüksek olur. Kişilerin bir örgüte bağlılığını sağlamanın en basit belki de en kolay
yolu, kişinin o örgütle birlikte tanınmasını sağlamaktır. Bir kişi örgüte katıldığında,
bunun bir fotoğraf eşliğinde medyada yer alması, kişinin örgütle kendini
tanımlamasına yardımcı olu; çünkü, kişi bu şekilde kendisine önem verildiğini
hisseder. Bir kişinin örgüt için ne yaptığı ve ne yapmakta olduğunun bilindiğinin
kendisine gösterilmesi, kişide takdir edildiği duygusu yaratarak o kişinin örgüte ka rşı
bağlılığını kuvvetlendirir.
97
kişisel sorumluluk, bağlılık ifade eden davranışın anlaşılması en zor yönünü temsil
eder.
29
Richard Mowday, Richard M. Steers, Lyman W. Porter, “The Measurement of Organizational
Commitment”, Journal of Vocational Behavior, Vol.14, 1979, p.226.
30
O’Malley, op.cit., pp.35,36.
98
▪ Statü ve Kimlik: Çalışanların, örgüte ait olduklarını ve örgüte üyelikleri
dolayısıyla değer elde ettiklerini düşünmeleri.
Bağlılığın her bir unsuru, temel insan ihtiyaçları veya isteklerinin yerine
getirilmesiyle ilgilidir. Şekil 2.5 çalışanlarla işverenler arasında kurulabilecek
bağlantı türlerini göstermektedir. Şekilde de görüldüğü gibi, bağlılığın oluşum süreci
temel kişilerarası sorularla ilgilidir.
▪ Saygı: Çalışanların kendileriyle ilgili görüşleri, belirli bir örgüte üye olmayı
da kapsayacak şekilde genişletilir. Çalışanların statüleri ve benlik duyguları şirketle
olan ilişkileri ile iç içe geçmiştir ve bu ilişki ile zenginleşmektedir.
31
Ibid., pp.36,37.
99
Ekonomik Uyum-
Bağımlılık Aidiyet
(2) (3)
Yapmak Hissediyorum
Zorundayım
Benim
Bağlılık
İstiyorum
Yapmak
Yapmalıyım
(5)
Güven-
Güven-
Karşılıklılık
100
▪ Büyüme: İlişkinin birçok arzu edilir ve tatmin edici özelliğe sahip olduğu
hissedilir; heyecan verici, şahsi olarak ödüllendirici ve eğlencelidir. İlişki sürekli
daha iyi hale gelmektedir.
32
Yoash Wiener, “Commitment in Organizations: A Normative View”, Academy of Management
Review, Vol.7, No.3, 1982, p.423.
101
birey işe alınabilir; ancak, örgüt eğer sosyalleştirme programı uygulamayı
planlamıyorsa, sadece “A” ve “B” hücrelerindeki bireyi işe almalıdır33.
33
Ibid., p.424.
34
Ibid..
102
Ulrich, bağlılığın geliştirilmesi için kullanılabilecek bir takım araçlar
önermiştir. Bunlar35:
35
Ulrich, op.cit., p.21.
103
tanımlamaktır. Bu doğrultuda, Şekil 2.6’da yer alan aşamalar, çalışanların örgütün
amaçlarını ne ölçüde gerçekleştirmek istediklerine ilişkin bir sentez sunmaktadır.
Kişilerin örgütle kurdukları bağ aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir 36:
36
Frank K. Sonneberg, Managing With Conscience: How To Improve Performance Through
Integrity, Trust and Commitment, New York, McGraw-Hill, 1993, pp.16,17.
104
▪ İtaatkȃ r: Kendilerine verilen görevleri yerine getirirler; ancak, örgütü daha
başarılı hale getirmek için çaba harcama konusunda çok az istek duyarlar.
37
James C. McElroy, “Managing Workplace Commitment by Putting People First”, Human
Resource Management Review, Vol.11, 2001, p.329.
105
Örneğin, iş güvenliği ve kendi kendini yöneten takımlar, her üç bağlılık türünü
pozitif etkilemekte; işe almada seçici davranma ve bilgi paylaşımı duygusal ve
normatif bağlılıkla pozitif ilişkili, devam bağlılığı üzerinde ise herhangi bir etkiye
sahip değildir.
38
O’Malley, op.cit., pp.16-25.
106
▪ Bir şirkette çalışmaya devam eden bir çalışan, her zaman bağlı olmayabilir;
daha iyi seçenekleri olmadıkları için o şirkette çalışıyor olabilir. Bağlılığın temel
şekillerini kullanarak çalışanları şirkette tutmak mümkündür (maddi unsurlarla itaat
sağlamak gibi); ancak, bu çalışanlar işlerini ve işverenleri gerçekten önemsemezler.
▪ Bir şirket bağlılığı artırmakla ilgili bir şeyler yaptığında bunun sonuçlarını
kısa vadede değil uzun vadede iş dünyasında görecektir. Çoğu şirket, sonuçlar
konusunda sabırsız davranmaktadır. Devamsızlık, devir hızı, üretkenliğin düşmesi,
hırsızlık vb. alanlardaki maliyetler çok yüksek oranlarda olduğunda, değişim kısa
zamanda gerçekleştirilebilecek bir olgu değildir. Davranışlarda değişim sağlamak
uzun süreli bir olaydır; bağlılığın yaratılması zaman alır, ancak zarar görmesi
oluşturulmasından daha hızlı gerçekleşir.
107
▪ Bağlılık doğal bir süreç değildir. Çalışanların davranışlarını etkilemek
zaman ve çaba gerektiren bir süreçtir. Şirket, çalışanlarla olan ilişkilerinde sistemli
bir çaba harcamalıdır.
39
Ibid., op.cit., pp.6-13.
108
Yeteneği
Elde Etme
Yeteneği
Dönüştürme
Bağlılık
Yeteneği
Geliştirme
40
Ibid., p.45.
109
▪ Performans: Bağlılık, kurumsal performansı artırır.
Şekil 2.8’de bağlılığın örgütler için doğurduğu söz konu pozitif sonuçlar
görülmektedir. Buna göre örgütler; örgütün üyesi olmayı sürdürme kapsamında,
işyerinde daha uzun süre çalışma (işçi devri, işten ayrılmaya yönelik tekliflerin
kabulü, erken emeklilik gibi kaçış davranışlarının daha az olması) ve daha fazla saat
çalışma (geç kalma, uzatılan kahve arası ve öğle yemeği, erken çıkma ve işe
gelmeme gibi kaçınma davranışlarının daha az olması); aidiyet kapsamında,
başkalarına yardım etme ve özel projelere gönüllü olma gibi daha sosyal davranışla r
ve daha ahlȃ kî davranışlar (sahtekȃ rlık, hırsızlık, sabotaj, iş yeri sahibine ait
bilgileri sızdırma gibi davranışların daha az olması); performans kapsamında ise,
daha fazla verimlilik, daha fazla satış, daha iyi hizmet ve daha yüksek kalite elde
ederler.
110
Şekil 2.8: Bağlılığın Pozitif Sonuçları
▪ Performans
Örgütsel bağlılık kurumsal performans için kritik bir noktadır; ancak, her
sorunun çözümü de değildir. Doğru tamamlayıcılarla birleştiğinde sonuç,
motivasyondur. İşletmenin faaliyetlerini başarıyla sürdürebilmesi için çalışanlar
şirkete bağlı olmalı, gerekli yeteneğe sahip olmalı ve ne yapılması gerektiğini
anlamalıdırlar. Parçalardan biri eksik olduğunda problemler yaşanacaktır. Şirket için
çok önemli olan hedefleri sözsel ve hareketsel olarak anlamada şirkete bağlı
çalışanlar, davranışlarını şirkete en çok avantajı sağlayacak şekilde ayarlamak için
özgür bırakılırlar ve bir anlamda bu konuda kendi başlarına özgürce hareket
edebilirler. Doğru zaman geldiğinde, diğer çalışanlarla, müşterilerle, tedarikçilerle
birlikte doğru kararlar vermek kişiye bırakılmıştır. Şirkete bağlı olan çalışanlar,
şirketin amaçları doğrultusunda motive edilmişlerdir. Yüksek bağlılık ve kesin
hedefler şirketin geleceğini korumak için birlikte ilerlerler41.
41
Ibid., pp.13-16.
111
performanslarından çok daha yüksek performans gösterebileceklerini; ancak, bunu
yapmadıklarını ifade etmişlerdir 42.
▪ Devamsızlık
Yüksek düzeyde bağlılığa sahip çalışanlar, diğerlerine göre daha iyi bir
şekilde görev yaparlar ve örgütte kalma konusunda daha güçlü bir istek duyarlar.
Örgütün amaçlarına yüksek düzeyde bağlılık duyan ve örgüte karşı pozitif tutum
içinde olan çalışanlar, işe gelme ve amaçların ulaşılmasına katkıda bulunma
konusunda çok daha güçlü bir istek duyacaklardır 46.
42
Sonneberg, op.cit., pp.18,219,220.
43
Zhen Xiong Chen and Anne Marie Francesco, “The Relationship Between The Three Components
of Commitment and Employee Performance in China”, Journal of Vocational Behavior, Vol.62, p.
502.
44
Steers, op.cit., p.48.
45
Mathieu, Zajac, op.cit., p.184.
46
Steers, op.cit., pp.46,48.
47
Abraham Sagie, “Employee Absenteeism, Organizational Commitment and Job Satisfaction”,
Journal of Vocational Behavior, Vol.52, Iss.2, p.156.
112
işten ayrılmanın getireceği algılanan yüksek maliyetlerle ilişkisi dolayısıyla, bir
örgütün üyesi olmayı sürdürmeye ilişkin bir isteği temsil etmez. Normatif bağlılıktan
gelen ahlaki yükümlülük duygusu, duygusal bağlılığın meydana getirdiği bağı
zayıflatır ancak bununla birlikte örgütte kalma konusunda bir düşünceyi de temsil
eder48.
48
Mark John Somers, “The Combined Influence of Affective, Continuance and Normative
Commitment on Employee Withdrawal”, Journal of Vocational Behavior, Vol.74, 2009, p.77.
49
L. K. Savery, P. D. Syme, “Organizational Commitment and Hospital Pharmacists”, Journal of
Management Development, Vol.15, No.1, 1996, p.20.
50
Steers, op.cit., p.54.
51
S. Arzu Wasti, “Affective and Continuance Commitment to The Organization: Test of An
Integrated Model in The Turkish Context”, International Journal of Intercultural Relations,
Vol.26, 2002, pp.541-544.
52
S. Arzu Wasti, “Commitment Profiles: Combinations of Organizational Commitment Forms and
Job Outcomes”, Journal of Vocational Behavior, Vol.67, 2005, pp.304,305.
113
2.3. MEYER ve ALLEN’IN ÖRGÜTSEL BAĞLILIK
MODELİ
Örgütsel bağlılık, kırk yılı aşkın bir süredir üzerinde bilimsel araştırmalar
yapılan ve hâlâ ilgi odağı olan bir konudur. Bağlılık, başlangıçta bir çalışanın bir
örgütle olan duygusal ilgisi ya da örgütten ayrılmanın yol açacağı maliyetler ile ilgili
olarak, tek boyutlu bir teorik yapı olarak tanımlanmıştır. Bağlılığın duygusal boyutu,
örgütle duygusal bir bağı; devam bağlılığı boyutu da, örgütten ayrılmanın kendisine
getireceğini düşündüğü, “algılanan maliyetleri” ifade etmektedir. Bu boyutlara, Allen
ve Meyer tarafından “örgütü destekleme ve onun üyesi olarak kalma sorumluluğunu
hissetme” olarak tanımlanan “normatif bağlılık” boyutu eklenmiştir 53.
53
Somers, op.cit., p.75.
54
Ibid..
114
sonuçları arasındaki ilişkinin tahmin edilmesine vurgu yapmışlardır. Söz konusu
araştırmalar regresyon analizi gibi değişken merkezli metodoloji kullanarak bağlılık
modellerini test etmeye odaklanmışlardır. Ancak bunlar, duygusal bağlılık, devam
bağlılığı ve normatif bağlılığın iş üzerindeki eş zamanlı etkileri ile
ilgilenmemişlerdir. Böylece, potansiyel olarak ilginç bir araştırma alanı gözardı
edilmiştir. Bu fikir, ilk defa, “bağlılık profili” kavramını geliştiren ve bunu,
bağlılığın üç boyutunun veya türünün her çalışan üzerindeki etkisinin nispi düzeyi
olarak tanımlayan Allen ve Meyer tarafından ortaya atılmıştır. Daha sonra, bazı
eklemeler ile netleştirmeler ve ampirik araştırmalar için teorik bir çerçeve oluşturma
çalışmaları (örneğin Meyer ve Herscovitch, 2001) yapılmıştır ama konu, hala
yeterince incelenmemiş araştırma konuları arasında bulunmaktadır 55.
55
Ibid., pp.75,76.
56
Micheal Clugston, John Howell, Peter W. Dorfman, “Does Cultural Socialization Predict Multiple
Bases and Foci of Commitment”, Journal of Management, Vol.26, No.1, 2000, p.6.
57
John P. Meyer, Lynne Herscovitch, “Commitment in The Workplace Toward A General Model”,
Human Resource Management Review, Vol.11, 2001, pp.299,300.
115
üç genel temadan -diğer bir deyişle, bağlılığın üç boyutu olan duygu, devam ve
normatif bağlılıktan- sadece birini yansıttığını belirtmektedirler58
58
Natalie J. Allen, John P. Meyer, “The Measurement and Antecedents of Affective, Continuance,
and Normative Commitment to The Organization, Journal of Occupational Psychology, Vol.63,
Iss.1, Mar 1990, p.2.
59
John Meyer, Natalie Allen, “A Three Component of Organizational Commitment”, pp.62,63.
60
Ibid., p.67.
116
▪Devam bağlılığı, örgütü terk etmenin getireceği maliyetlerin farkında olmayı
ifade eder. Örgütle olan temel bağı devam bağlılığına dayanan çalışanlar, buna
ihtiyaç duydukları için örgütte kalırlar.
▪ Normatif bağlılık ise, örgüt içinde çalışmaya devam etme konusunda bir
zorunluluk hissini yansıtır. Yüksek düzeyde bir normatif bağlılığa sahip olan
çalışanlar, örgüt içinde kalmaları gerektiği duygusuna sahiptirler.
61
Meyer, Allen, Commitment in the Workplace Theory Research and Application, p.13.
117
Duygusal Bağlılığa - İşten Ayrılma
Yol Açan Faktörler Duygusal
Niyeti ve
▪ Kişisel Özellikler Bağlılık
İşgücü Devri
▪ İş Deneyimleri +
+
İş
Devam Bağlılığına - Davranışları
Yol Açan Faktörler Devam ▪ İşe Devam
▪ Kişisel Özellikler 0 veya -
Bağlılığı ▪ Örgütsel
▪ Alternatifler Vatandaşlık
▪ Yatırımlar Davranışları
0 veya -
▪ Performans
Normatif Bağlılığa - +
Yol Açan Faktörler Çalışanların
▪ Kişisel Özellikler Normatif
Bağlılık Sağlığı ve
▪ Sosyalleşme Deneyimleri + Refahı
▪ Örgütsel Yatırımlar
Kaynak: John P. Meyer et.al., “Affective Continuance and Normative Commitment to The
Organization: A Meta-analysis of Antecedents Correlates and Consequences”,
Journal of Vocational Behavior, Vol.61, 2002, p.22.
118
ilgili sonuçlar arasındaki bağı inceleyen söz konusu araştırmalar, özellikle stres ve iş-
aile çatışması gibi konuları içermektedir. Bu nedenle Meyer ve Allen, ö rgütsel
bağlılığın sonuçları kategorisine çalışanların sağlığı ve refahını eklemişlerdir62.
62
John P. Meyer et.al., “Affective Continuance and Normative Commit ment to the Organization: A
Meta-analysis of Antecedents Correlates and Consequences”, Journal of Vocational Behavior,
Vol.61, 2002, pp.21,22.
63
Meyer, Allen, Commitment in the Workplace Theory Research and Application, pp.42-63;
Meyer, Allen, “A Three Component of Organizational Commitment”, pp.69-74.
119
Çalışmalarda, duygusal bağlılık ile en güçlü ve en tutarlı korelasyonların iş
değişkenleri arasında olduğu bulunmuştur. Duygusal bağlılık ile işin önemi, özerklik
derecesi ve çalışanın kullandığı beceri çeşitliliği arasında pozitif korelasyon vardır.
Ayrıca, çalışanın örgütteki rolünün nitelikleri de duygusal bağlılık ile ilişkilidir. Pek
çok çalışma, kendisinden beklenin ne olduğundan emin olmayan (rol belirsizliği)
veya birbiriyle çelişkili görünen tarzlarda davranması (rol çatışması) b eklenen
çalışanlar arasında duygusal bağlılığın zayıf olma ihtimalinin yüksek olduğunu
göstermiştir. Son olarak, çalışanlar ile onların üstleri veya liderleri arasındaki ilişkiler
de duygusal bağlılığın gelişimini etkiler gibi görünmektedir. Genel olarak, liderleri
tarafından kendilerinin karar alma işlemine katılmasına izin verilen çalışanlar
arasında örgüte karşı duygusal bağlılık daha güçlüdür. Bağlılık ayrıca, örgütsel
politikaların ve üstlerin aldığı diğer kararların ne derece adil olduğuyla da ilişkil idir.
Araştırmalar genel olarak duygusal bağlılığın, şahsi sonuçlardan tatmin duymaya
kıyasla, adil davranılma algısı ile daha yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.
120
Çalışanlar örgütlere çeşitli şekillerde yatırım yapabilirler. Örneğin, ailesini bir
şehirden başka bir şehre taşımanın ortaya çıkardığı harcamalar, beşeri maliyetler ve
örgüt için gerekli olan becerileri elde etmek için harcanan zaman bunlar arasındadır.
Örgütü terk etmek, çalışanın yatırılan zaman, para ve çabayı kaybetmesi veya israf
etmesi anlamına gelebilir. Birkaç elde edilebilir alternatife sahip olduğunu düşünen
çalışanlar, alternatiflerinin az olduğunu düşünenlere göre daha zayıf bir devam
bağlılığına sahip olurlar. Başka bir deyişle alternatiflerin elde edilebilir liğine dair
algı, devam bağlılığı ile negatif korelasyona sahiptir. Belirtmek gerekir ki, ne
yatırımlar ne de alternatifler, çalışanlar bunların ve muhtemel sonuçlarının farkında
olmadıkça devam bağlılığı üzerinde bir etkiye sahip olmayacaktır. Buna göre,
çalışanın yatırımların ve alternatif yokluğunun örgütü terk etmeyi daha maliyetli hale
getirdiğinin farkına varması, bu yatırımların ve alternatiflerin devam bağlılığını
etkileme sürecini oluşturur. Farkına varmanın bu süreçte merkezi bir rol oynaması iki
noktayı daha ortaya çıkarır. Birincisi; bu demektir ki benzer durumlarda bulunan
insanlar birbirinden farklı devam bağlılığı seviyelerine sahip olabilirler. İkincisi;
maliyetle ilişkili değişkenlerin devam bağlılığını etkilemesi için belirli bir tetikleyic i
olayın meydana gelmesi gerekli olabilir. Yani, çalışanın dikkatini bu değişkenlere
odaklayan bir olayın meydana gelmesi gerekebilir. Örneğin, bir çalışan kendisiyle
benzer eğitime sahip bir başka çalışanın iş arayışında başarısız olduğunu duyunca ,
becerilerinin başka şirketlere transfer edilebilir olmadığını kavrayabilir. Bu durumda,
bu kişinin yatırımları devam bağlılığı üzerinde pozitif bir etkiye sahip olacaktır.
Devam bağlılığı, çalışanların alternatiflerin çekiciliğine dair algıları ile negatif ilişk i
içindedir.
▪ Normatif Bağlılığa Yol Açan Faktörler: Güçlü bir normatif bağlılığa sahip
çalışanlar, bunun doğru ve ahlaki açıdan yapılması gereken şey olduğuna inandıkları
için örgüt içinde kalırlar. Weiner, örgüte karşı normatif bağlılığın fertlerin
sosyalleşme süreçlerinin başlangıcında (aileden ve kültürden) ve örgüte yeni
katıldıklarında yaşadıkları sosyalleşme sürecinde hissettikleri baskılara dayalı olarak
geliştiğini ileri sürmüştür. Şartlandırma (ödüllendirme ve cezalandırma) ve model
almayı (başkalarını gözlem ve taklit) içeren karmaşık süreçler vasıtasıyla kişiler neye
değer verildiğini ve aile, kültür veya örgüt tarafından kendilerinden ne beklendiğini
121
öğrenirler. Ayrıca, normatif bağlılığın örgütün çalışana yaptığı, özellikle çalışanın
karşılık vermesinin güç olduğu belirli bir tür yatırıma dayalı olarak da geliştiği ileri
sürülmüştür. Bu yatırımlar, çalışanların eğitim ücretlerini örgütün karşılaması veya
nepotizm yani işe alımlarda çalışanların aile üyelerinin tercih edilmesi gi bi şeyleri
içerebilir. Çalışanların bu tür borçluluktan rahatsızlık duyabilecekleri ve dengeyi
sağlamak için örgüte karşı bir zorunluluk duygusu (normatif bağlılık) hissedecekleri
ileri sürülmektedir. Son olarak, normatif bağlılık, bir çalışan ile örgüt arasındaki
psikolojik sözleşmeye dayalı olarak da gelişebilir. Psikolojik sözleşmeler, karşılıklı
yükümlülükleriyle ilgili bir mübadele ilişkisine giren tarafların inançlarından oluşur.
Resmi sözleşmelerin aksine, psikolojik sözleşmeler subjektiftir ve bu yüzden iki taraf
bunu birbirlerinden biraz farklı bir şekilde görebilir. Psikolojik sözleşmeler,
taraflardan birisi yükümlülüklerin yerine getirilmediği veya ihlal edildiği
düşüncesine kapılırsa, zaman içerisinde değişime uğrayabilir. Örneğin, başlangıçta
örgütsel yatırıma borçluluk duygusuyla cevap veren bir çalışan, örgütün psikolojik
sözleşmenin başka bazı taraflarını ihlal ettiğini belirlerse, bu duygularını yeniden
değerlendirir.
122
sadakat normlarıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. İşyerinde doğurduğu sonuçlar ise
henüz kesinleştirilememiştir.
64
Meyer, Allen, Commitment in the Workplace Theory Research and Application, pp.24,25.
123
Meyer ve Herzkovitch’in Genel Bağlılık Modelinde, bağlılık, bireyi bir ya da
daha fazla hedefle ilgili bir davranış biçimine yönlendiren bağlayıcı bir güç olarak
tanımlanmıştır. Örgütsel bağlılık bir bağlayıcı güçtür ve bu gücün doğası önemlidir
Yapılan tanımlarda bağlılık, insanı belli bir yönde hareket etmeye yönelten bir
düşünce yapısı olarak yaşanmışlığı ifade eder. Ancak bu düşünce yapısının doğası
hakkında fikirbirliği yoktur. Şekil 2.10’un merkezinde bağlılığın olduğu çember,
bağlılığın temel niteliğini, yani bağlayıcı güç olma niteliği göstermektedir. Bağlılığın
çevresinde yer alan çemberde, bağlılığın üç türünü yansıtan farklı düşünce yapıları
yer almaktadır. Bağlılığa eşlik eden düşünce yapısı istek, maliyet algısı veya bir
davranış biçimine devam etme zorunluluğunu içeren çeşitli biçimler alabilir. Bu
düşünce yapıları temel bağlılık yapısının ayırt edilebilir unsurlarını yansıtır. Her bir
düşünce yapısının gücü ölçülebilir ve bu ölçümler bir çalışanın bağlılık profilini
yansıtır.
İsteğe ilişkin düşünce yapısı (duygusal bağlılık); kişi bir varlığa dahil
olduğunda, kimliğini bir varlıkla birlikte olmaktan ya da belirli bir davranış biçimini
devam ettirmekten türettiğinde ortaya çıkar. Maliyet algısıyla ilgili düşünce yapısı
(devam bağlılığı); bir kişi yapmış olduğu yatırımları kaybettiğini fark ettiğinde
ve/veya belirli bir hedefle ilgili bir davranış biçimini sürdürmenin dışında başka bir
alternatifi olmadığını fark ettiğinde ortaya çıkar. Zorunlulukla ilgili düşünce yapısı
(normatif bağlılık); normların sosyalleştirme yoluyla içselleştirilmesinin karşılık
verme ihtiyacına sebep olan faydalar yaratması ve bir psikolojik sözleşmenin
şartlarını kabul etmenin sonucu olarak ortaya çıkar 65.
65
Meyer, Herscovitch, op.cit., pp.301,308,316,317.
124
Temeller
-Kimliğe Uygun
-Paylaşılan Değerler
-Kişisel Dahil Olma
Zorunluluk
(Normatif)
Temeller
125
davranış her zaman bir takım hedeflerle uyumlu olacaktır. Hedef, bir varlık (örgüt,
yönetici, sendika), soyut bir prensip (politika) veya belirli bir davranış biçiminin
sonucu (hedefin elde edilmesi, değişikliğin uygulanması) olabilir66.
Bir hedefi elde etme yönünde işe bağlılık gösteren çalışanlar ortaya
çıkabilecek zor durumlara rağmen sebat ederler veya onları mantıki olarak
bağlılıklarından vazgeçirecek bir problemle karşılaşır karşılaşmaz vazgeçebilirler.
Bir hedefle ilgili odaksal davranışa bağlılık ve başka ihtiyari davranışlarla bir arada
olup olmayacağı, bağlılığa niteliğini kazandıran zihin yapısına bağlıdır. Duygusal
bağlılıkta kişi, istek veya faaliyetin anlamlılığına ve önemine dair bir inançla
bağlanmıştır. Bu şartlarda kişinin hedef davranışı oldukça geniş bir şekilde
tanımlaması ve hedefe (örgüt, yönetici, müşteri) faydalı olduğu düşünülen diğer
faaliyet biçimlerini takip etmesi muhtemeldir. Normatif bağlılıkta kişi, odaksal
davranışı yerine getirme konusunda zorunluluk hisseder. Bunun başka hedefle ilgi li
davranışlara yol açıp açmayacağı kişinin bu davranışları hissettiği sorumluluğu
yerine getirme ile ilgili görüp görmediğine bağlıdır. Devam bağlılığında ise,
davranışı yerine getirmemek maliyetli olabilir. Eğer maliyetten kaçınma bağlılığın
yegâne temelini oluşturuyorsa, kişinin bağlılık şartlarında açıkça belirlenmemiş olan
herhangi bir davranış biçimini gerçekleştirmesi beklenmez 67.
66
Ibid., p.318.
67
Ibid..
126
Oklarla dış kısımdaki bağlılık dairesine bağlanmış olan kutular duygusal,
devam ve normatif bağlılıkları nitelendirilen düşünce yapılarının temellerini gösterir.
Diğer bir ifadeyle, üç bağlılık düşünce yapısının gelişiminde yer alan süreçleri ifade
eder. Bağlılık düşünce yapılarının gelişimini etkileyebilen daha birçok spesifik faktör
(kişisel, işle ilgili ve örgütsel nitelikler) vardır. Gerçekten bunlar örgütlerin
işyerindeki bağlılıkları yönetmek için kullanabilecekleri kaldıraçlardır 68.
68
Ibid..
69
Charles O’Reilly, “Corporations, Culture, and Commitment: Motivation and Social Control in
Organizations”, Psychological Dimensions of Organizational Behaviour, Ed. by. Bary M. Staw,
New York, McMillan Publishing Company, 1991, pp.299,300.
127
aynı kaderi paylaştığını hissettirmektir. Uzun vadeli bakış açısıyla, ne kadar iyi,
başarılı ya da zeki olursanız olun, işinizin geleceği çalıştığınız insanların elindedir” 70.
70
Akio Morita, Made in Japan: Bir Japon Mucizesi Sony, Çev. Yakut Güneri, İstanbul, İlgi
Yayıncılık, 1989, s.147.
71
O’Reilly, op.cit., pp.298,299.
128
çıkmaktadır. Üyeler ortak kültürün kendileri için uygun olmayan yönlerini tolere
edebildikleri ölçüde örgüte bağlılıklarını sürdürmekte, aksi bir durumda ise örgütsel
bağlılıklarını yitirmektedirler 72.
Güçlü bir kültür, bu nedenlerle örgüte rakipleri karşısında bir avantaj sağlar.
Örgütün iç çevresi, çalışanlar, yönetim ve özellikle çalışanların davranışlarını ve
örgütün dış şartlara ne derece adapte olacağını belirleyen örgüt kültüründen oluşur.
Bu kültür, dış ortamın ihtiyaçlarına ve şirket stratejisine uygun olmalıdır. Bu uyum
olduğunda, örgüte bağlılığı yüksek olan çalışanlar yüksek performanslı bir örgüt
meydana getirirler75.
Bağlılığı kültürel olarak etkilenmiş bir kavram olarak ele alan ve bağlılık
düzeylerindeki ulusal farklılıkları inceleyen çalışmalar vardır. Schwartz, işle ilgili
tutumlardaki ulusal farkların kültürel değerlerdeki ulusal farklardan kaynaklandığını
ileri sürmektedir. Bireyselliğin önemli olduğu kültürel değerlerle, duygusal bağlılık
72
Tuncer Asunakutlu, “Güven, Kültür ve Örgütsel Yansımaları”, Kültürel Bağlamda Yönetsel-
Örgütsel Davranış, Ed.by. Ramazan Erdem, Cem Şafak Çukur, 1. bs., Ankara,Türk Psikologlar
Derneği Yayınları, No.31, 2007, p.255.
73
A. Selami Sargut, Kültürler Arası Farklılaşma ve Yönetim, Genişletilmiş 2. bs., Ankara, İmge
Kitabevi, 2001, p.140.
74
O’Reilly, op.cit., p.298.
75
Richard L. Daft, The New Era of Management, Second ed., Thomson South Western College
Publishing, 2008, p.85.
129
arasında negatif ilişki vardır. Bireyci toplumlarda bireyler arasındaki bağlar
gevşektir. Toplulukçu kültürlerde ise, bireyler aralarında güçlü bağ olan gruplarla
bütünleşmiştir. Toplulukçu kültürün hakim olduğu toplumlarda, bireyci kültürün
hakim olduğu toplumlara kıyasla, bireylerin örgütleriyle daha güçlü seviyede
özdeşleşmeleri beklenmektedir.76.
Paul Nystrom’un yaptığı bir araştırma, bir örgütte hakim olan kültürün
örgütsel bağlılığı etkilediğini ortaya koymuştur. Araştırma sonuçları, örgütsel
bağlılığın hem görev normlarıyla hem de değerlerle ilişkili olduğunu göstermektedir.
Güçlü kültüre sahip örgütlerde çalışan bireyler örgütlerine çok daha bağlı olmakta,
örgütleriyle daha fazla özdeşleşmekte ve isteyerek daha çok çalışmaktadırlar. Bunun
tersine, zayıf kültüre sahip olan örgütlerde çalışan bireyler örgüte daha az
bağlanmakta ve örgütten ayrılma konusunda hazır ve istekli olabilmektedirler 77.
76
Garry A. Gelade, Paul Dobson, Patrick Gilbert, “National Differences in Organizational
Commitment: Effect of Economy, Product of Personality, or Consequence of Culture”, Journal of
Cross-Cultural Psychology, Vol.37, No.5, September 2006, pp.545,552.
77
Paul C. Nystrom, “Organizational Cultures, Strategies, and Commitments in Health Care
Organizations”, Health Care Management Review, (Çevirimiçi)
http://proquest.umi.com.bob.csueastbay.edu/pqdweb?index=14, 03.03.2008.
78
Randall Y. Odom, W. Randy Boxx, Mark G. Dunn, “Organizational Cultures, Commitment,
Satisfaction and Cohesion”, Public Productivity&Management Review, Vol.14, No.2, Winter 1990,
pp.157,158,163,166.
130
Wasti, Türk çalışanların örgütsel bağlılıklarını belirleyen evrensel ve kültürel
etmenleri belirlemek amacıyla yapmış olduğu bir çalışmasında altı noktada toplanan
aşağıdaki bulgulara ulaşmıştır79:
79
S. Arzu Wasti, “Örgütsel Bağlılığı Belirleyen Evrensel ve Kültürel Etmenler: Türk Kültürüne Bir
Bakış”, Türkiye’de Yönetim, Liderlik ve İnsan Kaynakları Uygulamaları, 1. bs., Ankara, Türk
Psikologlar Derneği Yayınları, No.21, s.203-219.
131
ortamının, bilinmeyen bir ortamdan daha fazla tercih edildiği görülmüştür.
Belirsizlikten kaçınmanın yüksek olduğu toplumlarda bireylerin değişiklikten
hoşlanmadıkları, yaşamlarında kesinlik olmasını tercih ettikleri, risk almaktan
kaçındıkları ve Türkiye’nin göreceli olarak belirsizlikten kaçınan bir toplum olduğu
olgusu bu sonuçla örtüşmektedir.
132
çekince yaratabilmektedir. Bu tarz bir bağlılık, kuruluşun amaçlarını gerçekleştirmesi
için yeterli olmayacaktır. Çalışmanın bir diğer bulgusu da devam bağlılığının arzu
edilmeyen bir bağlılık tipi olduğudur.
Toplulukçu kültürlere sahip örgütlerde çalışanlar, hem bir amacın hem de bir
kişinin takipçileri olurlar. Diğer kuruluşlarda böylesi bir sadakati ve bağlılığı
geliştirebilmek yıllar alabilmekte ama toplulukçu kültürün kuralı olan liderin
ardından gidin öğretisi bunu kolaylaştırmaktadır. Ortak değerlere duyulan sadakat ve
yüksek düzeyde dayanışma özelliği örgüt içinde sinerji yaratmaktadır. Hiçbir bir tür
örgüt kültürü, toplulukçu kültür kadar yoğun bir bağlılık duygusu
82
yaratamamaktadır .
80
Tracey Honeycutt Sigler, Christine Mi Pearson, “Creating An Empowering Culture: Examining
The Relationship Between Organizational Culture and Perceptions of Empowermt”, Journal of
Quality Management, Vol.5, 2000, p.31.
81
Wasti, “Affective and Continuance Commitment too The Organization: Test Of An Integrated
Model in The Turkish Context”, pp.527,530,535.
82
Rob Goffee, Gareth Jones, Kurum Kültürü, Çev. Kıvanç Katmandu, 1. bs., İstanbul, Mediacat
Yayınları, 2000, s.195,198,211.
133
tutumlar ve davranışlar yaygın bir şekilde paylaşılan ve kökü derinlere inen kültürel
değerlerin ve inançların yansımalarıdır. Japon çalışanların örgütsel bağlılığı
toplulukçuluğa ve sadakate önem veren geleneksel Japon değerlerinin bir yansıması
olarak görülmektedir. Bu görüşle ilgili sık sık dile getirilen bir ifade gençlerin işe ve
şirkete bağlılıklarının eski nesile göre azaldığıdır. Bu değişiklik geleneksel değerlerin
zamanla erozyana uğramasına ve artan gelir, daha fazla boş zaman ve Batı
değerlerine maruz kalma gibi sebeplerle grupların önemini kaybetmesine
yorulmaktadır. Genç Japon işçilerin işlerine olan bağlılıklarında meydana gelen
azalmayı örgütlerinin yönetim uygulamalarındaki değişmelere bağlamak pek
mümkün görülmemektedir. Bu durumun nedeni, toplumsal dinamiklerde meydana
gelen değişimlerdir83.
83
James R. Lincoln, Arne L. Kalleberg, Culture Control and Commitment, New York, Percheron
Press, 2003, p.17.
134
her kademedeki hiyerarşik seviyeler arasında yaratılması yüksek güç mesafesini
azaltabilmek için uygun birer yöntem olmaktadır 84.
84
Erol Eren, Lütfihak Alpkan, Ercan Ergün “Impacts of Hofstede’s Cultural Dimensions on Firms’
Qualitative and Quantitative Performance: A Questionnaire Study of Manufacturing Firms in The
Marmara Region of Turkey”, Third Biennial International Conference on Intercultural Research
By International Academy for Intercultural Research, Taipei, Taiwan, May 15-19 2003, pp.1-7.
85
Douglas Currivan, “The Causal Order of Job Satisfaction and Organizational Commitment in
Models of Employee Turnover, Human Resource Management Review, Vol.9, Iss.4, 1999, pp.511,
512.
86
Savery, Syme, loc.cit..
87
Peter Lok, John Crawford, “The Relationship Between Commitment and Organizational Culture,
Subculture, Leadership Style and Job Satisfaction in Organizational Change and Development,
Leadership&Organization Development Journal, Vol.20, Iss.7, 1999, p.369.
88
Li Yueh Chen, “Examining The Effect of Organization Culture and Leadership Behaviors on
Organizational Commitment, Job Satisfaction, and Job Performance At Small and Middle-Sized Firms
of Taiwan”, Journal of American Academy of Business, Vol.5, Iss.1/2, September 2004, p.435.
89
Alexandra Panaccio, Christian Vanderberghe, “Perceived Organizational Support, Organizational
Commitment and Psychological Well-Being: A Longtudinal Study”, Journal of Vocational
Behavior, Vol.75, 2009, p.231.
90
Peter Lok, John Crawford, “The Effect of Organizational Culture and Leadership Style on Job
Satisfaction and Organizational Commitment”, The Journal of Management Development, Vol.23,
Iss.3/4, 2004, p.324.
135
Yüksek düzeyde yetkilendirme algılayan çalışanlar, daha yüksek düzeyde bağlılık
göstermektedirler91.
91
Sigler, Pearson, op.cit., p.33.
92
Eric A. Goodman, Raymond F. Zammuto, Blair D. Gifford, “The Competing Framework:
Understanding The Impact of Organizational Culture on The Quality of Work Life ”, Organization
Development Journal, Vol.19, Iss.3, Fall 2001, pp.58,62-65.
93
Orlando C. Richard et.al., “Antecedents and Consequences of Psychological Contracts: Does
Organizational Culture Really Matter?”, Journal of Business Research, Vol. 62, Iss.8, August 2009,
p.819.
136
kültürünün duygusal bağlılıkla güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu tespit etmişlerd ir94.
Bu çalışmanın sonuçlarıyla aynı paralelde Lok ve Crawford yaptıkları çalışmada,
destekleyici örgüt kültürünün bağlılıkla pozitif, bürokratik örgüt kültürünün
bağlılıkla negatif ilişki içerisinde olduğu sonucuna ulaşmışlardır 95.
94
Jill L. McKinnon et.al., “Organizational Culture: Association With Commitment, Job Satisfaction,
Propensity to Remain, and Information Sharing in Taiwan”, International Journal of Business
Studies, Vol.11, No.1, June 2003, p.38
95
Peter Lok, John Crawford, “Antecedents of Organizational Commitment and The Mediating Ro le of
Organizational Commitment”, Journal of Managerial Psychology, Vol.16, Iss.7/8, 2001, pp.594,
613.
96
Odom, Boxx, Donn, op.cit., pp.166,168.
97
Steven W. Pool, “Organizational Culture and Its Relationship Between Job Tension in Measuring
Outcomes Among Business Executives”, Journal of Management Development, Vol.19, No.1,
2000, p.42.
98
Richard et.al., loc.cit..
99
Thomas A. DeCotiis, Timothy P. Summers, “A Path Analysis of A Model of The Ante cedents and
Consequences of Organizational Commitment”, Human Relations, Vol.40, 1987, p.467.
137
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
138
3.3. Araştırmanın Modeli ve Değişkenleri
1
Kim Cameron, Robert Quinn, Diagnosing and Changing Organizational Culture, Harlow,
England, Addison-Wesley Longman, 1999, pp.20-22
139
▪ Örgütsel Bağlılık Değişkeni
2
John P. Meyer, Natalie J. Allen, Commitment in the Workplace Theory Research and
Application, California, Sage Publications, 1997, pp.118,119.
140
3.4. Araştırmanın Örneklemi
141
tanımlayan ifadelere daha fazla olmak üzere, 100 puanı her boyutta, dört ifade
arasında dağıtmaları istenmiştir. Her bölümde yer alan (a) şıkkı, klan kültürünün
özelliklerini; (b) şıkkı, adokrasi kültürünün özelliklerini; (c) şıkkı, hiyerarşi
kültürünün; (d) şıkkı, pazar kültürünün özelliklerini içermektedir. Altı bölümdeki her
bir şık kendi içinde toplanmakta ve en yüksek puana sahip şıkkı temsil eden kültür
tipi hakim kültürü oluşturmaktadır 3.
3
Cameron, Quinn, op.cit., pp.19,20,25.
4
Ibid., p.144.
5
Meyer, Allen, op.cit., p.117.
142
Tablo 3.1: Anket Formunda Yer Alan Ölçekler
Değişkenler Kullanılan Ölçekler Anket Formundaki Yeri
143
Araştırmanın bazı sınırları da söz konusudur. Araştırma, sınırlı bir örnek
üzerinde yapıldığından, elde edilen sonuçlar söz konusu işletmeler için geçerli olup,
sektör ve diğer işletmeler için genellenebilir nitelikte değildir. Ayrıca, amacı ve
kapsamı, şirketlerdeki hakim örgüt kültürünü ve çalışanların örgütsel bağlılık
düzeylerini belirlemek ile bunların arasındaki olası ilişkiyi ortaya çıkarmakla
sınırlıdır.
144
Tablo 3.2. Verilerin Analizinde Kullanılan İstatistiksel Yöntemler ve Amaçları
Analiz Yöntemi Kullanım Amacı
▪ Frekans ve Yüzde Dağılımı Verilen cevapların dağılımının görülmesi
▪ Güvenilirlik Analizi Ölçeklerin güvenilirliğinin test edilmesi
-Cronbach Alpha
-Değişken silindiği taktirde güvenilirlik
katsayısı
-Hotelling T2
3.7.1.Frekans Dağılımları
145
3.7.1.1. Çalışanların Sosyo-Demografik Özelliklerine İlişkin
Bulgular
146
Tablo 3.5: Katılımcıların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı
Eğitim Durumu Frekans Yüzde
Üniversite 146 77,3
Yüksek Lisans 42 22,2
Doktora 1 0,5
Toplam 189 100,0
147
▪Şirketin Faaliyet Süresi
Şirketlerin faaliyet süresinin yer aldığı Tablo 3.8’e göre; şirketlerin %2,1’i
0-5 yıl arası, %5,3’ü 6-10 yıl arası, %12,7’si 11-15 yıl arası, %79,9’u ise 15 yıl ve
üzeri faaliyette bulunmaktadır.
6
Resmi Gazete, “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması
Hakkında Yönetmelik”, (Tarih:18.11.2005, Sayı:25997), http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/
24478.html, 01.09.2009.
148
3.7.1.3. Örgüt Kültürü ve Örgütsel Bağlılığa İlişkin Frekans ve
Yüzde Dağılımları
Klan kültürü, Tablo 3.10 ve Grafikte 3.1’de görüldüğü gibi, kültür tipleri
içinde açık farkla öne çıkan kültür tipidir; onu sırasıyla hiyerarşi, adokrasi ve pazar
kültürü izlemektedir. Cameron ve Quinn, 1000’den fazla şirket üzerinde yapmış
oldukları çalışmalarında, klan ve hiyerarşi kültürünün adokrasi ve pazar kültüründen
149
daha sıklıkla görüldüğü sonucuna ulaşmışlardır7. Dolayısıyla, bu araştırmanın
sonuçları da Cameron ve Quinn’in bulgularıyla paralellik göstermektedir.
Klan Adokrasi
40
30
20
10
10
20
30
Hiyerarşi Pazar 40
7
Cameron, Quinn, op.cit., p. 138.
150
Tablo 3.11: Örgütsel Bağlılık Tipleri
Bağlılık Tipi Frekans Yüzde
Duygusal 110 58,2
Devam 43 22,8
B
Normatif 36 19,0
e
Toplam 189 100,0
120
100
80
Fre k a n s
60
40
20
0
Du y g u s al Dev am N o rma tif
Bir bireyin belli bir olaya karşı bilgi, tutum ve davranışları ölçekte yer alan
“k” kadar değişkene verdiği cevapların değeri toplanarak bulunuyorsa, sözkonusu
ölçekte yer alan soruların birbiriyle yakınlık derecelerini ortaya koymak amacıyla
151
güvenilirlik analizi yapılmaktadır. “K” kadar soru ya da yargı içeren anketin tüm
değişkenlerinin, bir olguyu açıklamada yardımcı olması gerekmektedir. Bu durum,
değişkenlerin birbirleriyle yüksek düzeyde korelasyon göstermeleriyle mümkün
olup, sözkonusu korelasyonlardan ya da kovaryanslardan hareket edilerek
güvenilirlik ölçüleri geliştirilmiştir. Güvenilirliğin hesaplanması için değişik
yöntemler kullanılmaktadır. Ancak, bu araştırmada ölçeklerin güvenilirliklerinin,
diğer bir ifadeyle iç tutarlılıklarının değerlendirilmesinde öncelikle “cronbach alfa ”
katsayısı ve daha sonra “değişken silindiğinde güvenilirlik (alfa) katsayısı yöntemleri
kullanılmıştır. Ağırlıklı olarak “cronbach alfa” yönteminin tercih edilmesi,
araştırmalarda en çok kullanılan yöntem olmasından kaynaklanmaktadır. Bunlara ek
olarak, soru ortalamalarının birbirine eşit olup olmadığını ölçmek için Hotelling T 2
testinden yararlanılmıştır8.
▪ Cronbach Alfa Katsayısı (Alfa Yöntemi): Alfa katsayısı ile ölçekte yer
alan “k” kadar değişkenin türdeş bir yapıyı açıklamak ya da sorgulamak üzere bir
bütün oluşturup oluşturmadıkları kontrol edilmektedir. İlgili ölçeğin alfa katsayısı ne
kadar yüksek olursa, ölçekte bulunan değişkenlerin o ölçüde birbirleriyle tutarlı ve
aynı özelliğin öğelerini ölçmeye çalışan değişkenlerden oluştuğu ya da tüm
değişkenlerin o ölçüde birlikte çalıştığı yorumu yapılır. Alfa katsayısına ilişkin
değerler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır 9:
8
Kazım Özdamar, Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi, 4. bs., Eskişehir, Kaan Kitabevi,
2002, s.663,671.
9
Reha Alpar, Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemlere Giriş 1, Genişletilmiş 2. bs.,
Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2003, s.381,382.
152
Katsayı 0,00-0,20 arasında ise, geliştirilen test güvenilir değildir.
Bununla birlikte alfa katsayısı yalnız başına yeterli değildir. Sağlıklı bir
değerlendirme yapabilmek için her bir sorunun bu katsayıya katkısının incelenmesi
gerekmektedir. Bunun için de değişken silindiği taktirde güvenilirlik (alfa) katsayısı
kullanılmaktadır.
10
Özdamar, loc.cit.
11
Ibid., s.671.
153
3.7.2.1. Örgüt Kültürüne Yönelik Ölçeğin Güvenilirlik Analizi
24 ifadeden oluşan bu ölçeğin güvenilirlik analizi, her bir örgüt kültürü tipine
ilişkin ifadelerin gruplanmasıyla hesaplanmıştır. Örgüt kültürü ölçeğine yönelik
güvenilirlik analizi sonuçları Tablo 3.12’de görülmektedir. Örgüt kültürü ölçeği 4 alt
gruba ayrılarak ölçülmüştür. Bu grupları oluşturan ölçekler klan kültürü, adokrasi
kültürü, hiyerarşi kültürü ve pazar kültürü ölçekleridir.
154
Tablo 3.14: Klan Kültürü Ölçeğinin Güvenilirlik Katsayısı
Cronbach Alfa Katsayısı İşleme Alınan Değişken Sayısı
0,912 6
Tablo 3.15: Klan Kültürü Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde Yeni Cronbach Alfa
Katsayısı
Değişken Değişken Düzeltilmiş Değişken
Silindiği Silindiği Değişken- Silindiği
Taktirde Ölçeğin Taktirde Ölçeğin Ölçek Taktirde Alfa
Ortalaması Varyansı Korelasyonu Katsayısı
A Şirketi sanki büyük bir
aile gibidir. Çalışanlar
182,30 9472,467 ,836 ,884
kendileri hakkında çok şey
paylaşırlar.
A Şirketi’nin tepe
yöneticisi bir danışman
187,33 9644,551 ,780 ,893
veya ebeveyn gibi
algılanır.
A Şirketini bir arada tutan
unsur, sadakat ve
bağlılıktır. Uyum ve takım 182,28 10399,849 ,682 ,907
çalışması şirketin temel
özelliğidir.
A Şirketinde katılımcı ve
rahat bir ortam vardır.
Yüksek güven, açıklık ve 182,94 10404,230 ,698 ,904
samimiyet mevcuttur.
A Şirketi başarıyı, insan
kaynağının gelişimine,
takım çalışmasına ve 184,10 10373,123 ,761 ,896
çalışanları dikkate almaya
odaklanarak tanımlar.
A Şirketinin yönetim tarzı,
takım çalışması, uyum ve 182,78 9880,674 ,777 ,893
katılımla ifade edilir.
155
▪ Adokrasi Kültürüne İlişkin Ölçeğin Güvenilirliği
6 değişkenden oluşan bu ölçekte her bir ifadenin ölçme yeteneği, Hotelling’s
T2 testi ile ölçülmüştür. Ölçekteki her bir ifadenin ölçme yeteneği birbirine yakın ve
normal bir dağılım formundadır. İfadelerin ortalamalarının birbirinden farklı olduğu
istatistiksel olarak tespit edilmiştir.
0,893 6
156
Tablo 3.18: Adokrasi Kültürü Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde Yeni Cronbach Alfa
Katsayısı
B Şirketi başarıyı,
benzersiz ve yeni ürünlere
116,52 6767,623 ,724 ,873
sahip olma şeklinde
tanımlar. Şirket ürün lideri
ve yenilikçidir.
B Şirketinin yönetim tarzı,
bireysel girişimler,
inovasyon, özgürlük ve 115,94 6490,017 ,763 ,866
benzersiz olmayla ifade
edilir.
157
normal bir dağılım formundadır. İfadelerin ortalamalarının birbirinden farklı olduğu
istatistiksel olarak tespit edilmiştir.
0,907 6
158
Tablo 3.21: Hiyerarşi Kültürü Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde Yeni Cronbach Alfa
Katsayısı
159
▪ Pazar Kültürüne İlişkin Ölçeğin Güvenilirliği
6 değişkenden oluşan bu ölçekte her bir ifadenin ölçme yeteneği, Hotelling’s
T2 testi ile ölçülmüştür. Ölçekteki her bir ifadenin ölçme yeteneği birbirine yakın ve
normal bir dağılım formundadır. İfadelerin ortalamalarının birbirinden farklı olduğu
istatistiksel olarak tespit edilmiştir.
,928 6
160
Tablo 3.24: Pazar Kültürü Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde Yeni Cronbach
Alfa Katsayısı
161
Tablo 3.25: Örgütsel Bağlılığa İlişkin Ölçeğin Güvenilirlik Katsayıları
Bağlılık Türü İşleme Alınan Değişken Sayısı Güvenilirlik Katsayısı
Duygusal 6 0,884
Devam 6 0,917
Normatif 6 0,873
0,884 6
162
Tablo 3.28: Duygusal Bağlılık Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde Yeni Cronbach Alfa
Katsayısı
Değişken Değişken Düzeltilmiş Değişken
Silindiği Silindiği Değişken- Silindiği
Taktirde Ölçeğin Taktirde Ölçeğin Ölçek Taktirde Alfa
Ortalaması Varyansı Korelasyonu Katsayısı
Kariyerimin geri kalanını
bu şirkette geçirmekten 20,2011 6,651 ,698 ,865
mutluluk duyarım.
Şirketimin problemlerini
kendi problemlerimmiş 20,4974 6,070 ,707 ,862
gibi hissediyorum.
Kendimi şirketimin bir
parçası olarak 20,3598 6,423 ,668 ,868
hissetmiyorum.
Duygusal olarak kendimi
bu şirkete bağlı 20,4709 6,038 ,713 ,861
hissetmiyorum.
Şirketim benim için özel
20,5079 6,039 ,707 ,862
bir anlam taşır.
Şirketime karşı güçlü bir
aidiyet duygusu 20,3704 6,405 ,700 ,864
hissetmiyorum.
Hotelling’s T2 F Sig
163
Tablo 3.30: Devam Bağlılığı Ölçeğinin Güvenilirlik Katsayısı
Cronbach Alfa Katsayısı İşleme Alınan Değişken Sayısı
0,917 6
Tablo 3.31 : Devam Bağlılığı Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde Yeni Cronbach Alfa
Katsayısı
164
▪ Normatif Bağlılığa İlişkin Ölçeğin Güvenilirliği
6 değişkenden oluşan bu ölçekte her bir ifadenin ölçme yeteneği, Hotelling’s
T2 testi ile ölçülmüştür. Ölçekteki her bir ifadenin ölçme yeteneği birbirine yakın ve
normal bir dağılım formundadır. İfadelerin ortalamalarının birbirinden farklı olduğu
istatistiksel olarak tespit edilmiştir.
0,873 6
165
Tablo 3.34: Normatif Bağlılık Ölçeğinin Değişken Silindiği Taktirde Yeni Cronbach Alfa
Katsayısı
12
Halil Yurdugül, “Faktör Analizinde KMO ve Barlett Testleri Neyi Ölçer?”, (Çevirimiçi)
http://yunus.hacettepe.edu.tr/~yurdugul/3/indir/Kuresellik.pdf., 09.10.2009.
166
1,00< KMO< 0,90 Mükemmel
0,90< KMO< 0,80 İyi
0,80< KMO< 0,70 Orta düzey
0,70< KMO< 0,60 Zayıf
0,60 < KMO Kötü
Ancak bazı kaynaklar, KMO için alt sınırın 0,50 olması gerektiğini
KMO<0,50 ise veri kümesinin faktörlenemeyeceğini ifade etmiştir.
13
Kemal Kurtuluş, Pazarlama Araştırmaları, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş 8. bs., İstanbul,
Literatür Yayıncılık, 2004, p. 397.
14
İstatistik Analiz, “Faktör Analizi”, (Çevirimiçi), http://www.istatistikanaliz.com/faktor_analizi.asp.,
5.10.2009.
167
Bu araştırmada asal bileşenler yöntemi ile faktör analizi yapılmıştır. Asal
bileşenler analizi sonucu ortaya çıkan faktör yapısını basit hale getirmek ve
yorumlanmasını kolaylaştırmak anacıyla varimax rotasyonu kullanılmıştır. Açıklanan
varyans tablosu, ölçeğin kaç faktörden oluştuğu ve bu faktörlerin ölçülmek istenen
olguyu ne oranda ölçtüğünü göstermektedir. Tablo 3.36’ya bakıldığında, analize
alınan 18 ifadenin özdeğeri 1’den büyük olan üç faktör altında toplandığı ve
çalışanların örgütsel bağlılık düzeyini %66,3 oranında ölçtüğü görülmektedir .
Faktör Öz Değerler
Toplam Varyans % Kümülatif %
1 5,349 29,717 29,717
2 4,105 22,806 52,523
3 2,491 13,841 66,364
Çıkarım Metodu: Asal Bileşenler Analizi
Tablo 3.37 incelenirken her bir maddenin hangi faktör altında en yüksek
değere sahip olduğuna bakılır. Daha sonra bu maddeler gruplandırılarak faktör yapısı
oluşturulur.F1 Faktörü, X7, X8, X9, X10, X11, X12 değişkenleri tarafından, F2
faktörü, X1, X2, X3, X4, X5, X6 değişkenleri tarafından, F3 faktörü de X13, X14,
X15, X16,X17, X18 değişkenleri tarafından oluşturulmaktadır. Faktör 1, devam
bağlılığı, Faktör 2, duygusal bağlılık, Faktör 3 normatif bağlılık olarak
tanımlanmıştır. Faktör yüklerine bakıldığında 18 ifadenin de faktör yükleri, kabul
edilebilir değer olan 0,35’in çok üzerindedir. Bu nedenle, tüm ifadeler analize dahil
edilmiştir. Faktör analizi sonucu bulunan alt boyutların, Meyer ve Allen’ın
çalışmasında ortaya koyduğu örgütsel bağlılık alt boyutlarıyla birebir örtüştüğü
ortaya çıkmıştır.
168
Tablo 3.37: Döndürülmüş Bileşenler Matriksi
Faktör
Değişkenler
1 2 3
1-Kariyerimin geri kalanını bu şirkette geçirmekten mutluluk duyarım. -,170 ,779 -,044
2-Şirketimin problemlerini kendi problemlerimmiş gibi hissediyorum. -,166 ,791 -,017
3-Kendimi şirketimin bir parçası olarak hissetmiyorum. -,136 ,764 -,088
4-Duygusal olarak kendimi bu şirkete bağlı hissetmiyorum. -,123 ,791 -,042
5-Şirketim benim için özel bir anlam taşır. -,027 ,790 -,160
6-Şirketime karşı güçlü bir aidiyet duygusu hissetmiyorum. -,031 ,790 -,178
7-İstesem bile şu an işimden ayrılmak benim için çok zor olur. ,799 -,046 -,024
8-Eğer şu an işimden ayrılmak istediğime karar verirsem, hayatımdaki
,843 ,041 -,079
çok şey kesintiye uğrayabilir.
9-Şu an bu şirkette çalışmaya devam etmek, benim için istekten çok, bir
,840 -,250 ,061
zorunluluk.
10-İşimden ayrılmayı düşünmek için, çok az seçeneğim var. ,871 -,124 -,029
11-Bu şirketten ayrılmama nedenlerimden biri de, uygun alternatiflerin
,828 -,163 ,002
yokluğudur.
12-Bu şirket için çalışmaya devam etmemin temel sebeplerinden biri,
başka bir şirkette, burada sahip olduğum kazançları elde ,807 -,188 -,074
edemeyebileceğim düşüncesidir.
13-Şirketimde çalışmaya devam etmek için herhangi bir yükümlülük
,097 -,049 ,769
hissetmiyorum.
14-Benim için avantajlı da olsa, şirketimden şu anda ayrılmanın doğru
-,100 -,088 ,826
olmadığını hissediyorum.
15-Şirketimden simdi ayrılırsam suçluluk hissederim. -,063 ,005 ,841
16-Şirketim benim sadakatimi hak ediyor. -,091 -,171 ,750
17-Şirketimdeki insanlara karşı yükümlülük hissettiğim için işyerimden
-,144 -,031 ,773
şu anda ayrılamam.
18-Şirketime çok şey borçluyum. ,160 -,190 ,697
Çıkarım Metodu: Asal Bileşenler Analizi
169
Klan kültürü ve duygusal bağlılık arasında r=0,631 düzeyinde önemli pozitif
yönde bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki, p<0,01 seviyesinde anlamlıdır. R’nin işareti
(+) ise pozitif ilişkiden, (-) ise negatif ilişkiden söz edilmektedir. Hiyerarşi kültürüyle
duygusal bağlılık arasında r=-0,382 ve p<0,01 seviyesinde negatif yönde ve anlamlı
ilişki vardır. Pazar kültürüyle duygusal bağlılık arasında r=-0,222 ve p<0,01
seviyesinde negatif yönde anlamlı bir ilişki vardır. Adokrasi kültürü ve duygusal
bağlılık arasında ise, r=-0,123 düzeyinde ve p<0,05 seviyesinde negatif yönde ve
anlamlı bir ilişki vardır.
170
3.7.5. Örgüt Kültürü Örgütsel Bağlılık İlişkisinin
Belirlenmesine Yönelik Regresyon Analizi
Regresyon analizinin iki türü vardır. Bir bağımlı değişken (Y) ile bir bağımsız
değişken (X1) arasındaki bağıntıyı inceleyen yönteme basit regresyon, bir bağımlı
değişken (Y) ile iki ya da daha fazla bağımsız değişken (X1 X2…..Xp) arasındaki
bağıntıları inceleyen yönteme ise, çoklu regresyon analizi adı verilmektedir16. Çoklu
regresyon analizi sonucu elde edilecek matematiksel modelin (regresyon
denkleminin), iki önemli amacı bulunmaktadır17:
15
Alpar, op.cit., s.189.
16
Özdamar, op.cit., s.189.
17
Alpar, loc.cit..
171
değişkeni açıklamaktaki güçlerine göre modele alınması söz konusudur. Bu analiz,
bağımlı değişkene en fazla etki eden bağımsız değişkenleri denkleme almakta, diğer
değişkenleri denklemden çıkarmakta ve oluşan yeni regresyon denkleminde çoklu
bağlantı sorunu çözülebilmektedir18.
Örgüt kültürü ile örgütsel bağlılık ölçeğinin alt ölçeği olan duygusal bağlılık
arasında aşamalı çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Araştırmada yer alan çoklu
regresyon analizinin genel denklemi:
Y=b0+b1X1+b2X2+b3X3+b4X4
Denkleme bağımsız değişken olarak dört örgüt kültürü tipi eklenmiş (klan,
adokrasi,hiyerarşi,pazar); adokrasi ve pazar kültürü bağımlı değişken olan duygusal
bağlılık üzerinde anlamlı bir artışa neden olmadığından modele dahil edilmemiştir.
R2 regresyon denklemindeki bağımsız değişkenin bağımlı değişkende değişimi
açıklama oranını göstermektedir.
18
Özdamar, op.cit., s.576.
172
Model özeti tablosundaki R2 sütunundaki değer, bağımsız değişken
durumundaki klan ve hiyerarşi kültürünün bağımlı değişken durumundaki duygusal
bağlılık değişkenine ait değişimi %44,7 oranında açıkladığı, diğer bir deyişle
duygusal bağlılığın %44 oranında bu faktörlere bağlı olarak şekillendiği
görülmektedir. Klan ve hiyerarşinin modelin R 2’değeri üzerinde yaptığı değişime
bakıldığında klanın duygusal bağlılık üzerindeki etkisinin %39,8 olduğu, modele
hiyerarşinin dahil edilmesiyle modelin açıklama oranının %4,9 artışla 44,7’ye
yükseldiği görülmektedir.
173
bulunmaktadır. (β=0,631, t=11,114, p=0.00). diğer bağımsız değişken olan hiyerarşi
kültürü ile duygusal bağlılık arasında anlamlı ve negatif bir ilişki bulunmakt adır. (β=
-0,231, t= -4,077, p=0,00). Regresyon denklemi aşağıdaki şekilde formüle edilebilir.
Klan ve hiyerarşi kültürünün birlikte yer aldığı Model 2’de klandaki bir birimlik
değişimin duygusal bağlılıkta 0,569klan kadar değişim yaratmakta, hiyerarşideki bir birimlik
değişimin duygusal bağlılıkta -0,231 hiyerarşi kadar azalma meydana getirmektedir.
174
Regresyon analizi gereğince modelin yorumlanması için gerekli olan
standardize edilmiş regresyon artıkları dağılımı, Grafik 3.3’de görüldüğü gibi normal
dağılıma uymaktadır.
25
20
Frekans
15
10
Mean =3,64E-15
Std. Dev. =0,995
0 N =189
-3 -2 -1 0 1 2 3
Denkleme bağımsız değişken olarak dört örgüt kültürü tipi eklenmiş (klan,
adokrasi,hiyerarşi,pazar); adokrasi ve pazar kültürü bağımlı değişken olan devam
bağlılığı üzerinde anlamlı bir artışa neden olmadığından modele dahil edilmemiştir.
175
Model özeti tablosundaki R2 sütunundaki değer, bağımsız değişken durumundaki
klan ve hiyerarşi kültürünün bağımlı değişken durumundaki devam bağlılığı
değişkenine ait değişimi %18 oranında açıkladığı, diğer bir deyişle devam
bağlılığının %18 oranında bu faktörlere bağlı olarak şekillendiği görülmektedir. Klan
ve hiyerarşinin modelin R 2’değeri üzerinde yaptığı değişime bakıldığında klanın
devam bağlılığı üzerindeki etkisinin % 15,8 olduğu, modele hiyerarşinin dahil
edilmesiyle modelin açıklama oranının %2,7 artışla 18,5’e yükseldiği görülmektedir.
176
Model 1: Devam bağlılığı=b0+bkK
Devam bağlılığı=3,872-0,398K
Klan ve hiyerarşi kültürünün birlikte yer aldığı Model 2’de klandaki bir birimlik
değişimin devam bağlılığında -0,443klan kadar değişim yaratmakta, hiyerarşideki bir
birimlik değişimin devam bağlılığında -0,169 hiyerarşi kadar azalma meydana getirmektedir.
177
25
20
Frekans
15
10
Mean =2,58E-15
Std. Dev. =0,995
0 N =189
-3 -2 -1 0 1 2 3
178
3.7.5.3. Örgüt Kültürü ve Normatif Bağlılık Arasındaki İlişki
Denkleme bağımsız değişken olarak dört örgüt kültürü tipi eklenmiş (klan,
adokrasi, hiyerarşi, pazar); adokrasi, hiyerarşi ve pazar kültürü bağımlı değişken olan
normatif bağlılık üzerinde anlamlı bir artışa neden olmadığından modele dahil
edilmemiştir. Model özeti tablosundaki R 2 sütunundaki değer, bağımsız değişken
durumundaki hiyerarşi kültürünün bağımlı değişken durumundaki devam bağlılığı
değişkenine ait değişimi % 0,5 oranında açıkladığı görülmektedir.
179
Tablo 3.49: Örgüt Kültürü-Normatif Bağlılık Regresyon Katsayıları
Standartlaştırılmamış Standartlaştırılmış
Model Katsayılar Katsayılar
B Std. Hata Beta t Sig.
1 Sabit 3,353 ,057 58,847 ,000
hiyerarşi ,006 ,002 ,237 3,335 ,001
40
30
Frekans
20
10
Mean =1,88E-15
Std. Dev. =0,997
0 N =189
-3 -2 -1 0 1 2 3
180
Yapılan analiz sonucunda test edilecek Hipotez 3’de H1 kabul edilmiştir.
181
olmadığı (p>0,05) anlaşılmaktadır. Buna göre, katılımcıların bağlılığa ilişkin
görüşleri yaşa, cinsiyete, eğitim durumuna, şirkette çalışılan süreye göre farklılık
göstermemektedir.
182
Tablo 3.54: Çalışanların Şirkette Çalıştıkları Süre-Örgütsel Bağlılık
Etki Değer F Sig.
faktör1 Pillai’s Trace ,387 58,179 ,000
Wilks’ Lambda ,613 58,179 ,000
Hotelling’s Trace ,632 58,179 ,000
Roy’s Largest Root ,632 58,179 ,000
faktör1 * Çalıştığı süre Pillai’s Trace ,013 ,402 ,878
Wilks’ Lambda ,987 ,400 ,879
Hotelling’s Trace ,013 ,399 ,880
Roy’s Largest Root ,011 ,687 ,561
183
ilişkinin anlamlı olduğu (p<0,05) anlaşılmaktadır. Buna göre, katılımcıların örgüt
kültürüne ilişkin görüşleri şirketin faaliyet alanına göre farklılık göstermektedir.
184
Tablo 3.57: Şirketin büyüklüğü-Örgüt Kültürü
Etki Değer F Sig.
faktör1 Pillai’s Trace ,327 23,527 ,000
Wilks’ Lambda ,673 23,527 ,000
Hotelling’s Trace ,487 23,527 ,000
Roy’s Largest Root ,487 23,527 ,000
faktör1 * Şirketin büyüklüğü Pillai’s Trace ,089 2,270 ,037
Wilks’ Lambda ,912 2,278 ,036
Hotelling’s Trace ,095 2,286 ,036
Roy’s Largest Root ,080 3,872 ,011
185
- Katılımcıların eğitim durumuna bakıldığında, tümünün yüksek öğrenim
mezunu olduğu ve bunların %20’den fazlasının da yüksek lisans mezunu olduğu
görülmektedir.
- Katılımcıların örgütte çalışma süresine bakıldığında yarıdan fazlası 0-5 yıl
arasında şirkette çalışmaktadır.
Şirketlerde var olan hakim örgüt kültürü tipine ait yüzde ve frekans
dağılımlarına bakıldığında;
186
kültürünü tercih edilmektedir. Bu özellikler klan kültürünün değerleriyle
örtüşmektedir.
187
seviyelerde olduğunu söylemektedir. Yöneticilerin öncelik verdikleri görevlerin ve
bu görevlere ayırdıkları zamanın dağılımının şu sırayı izlediğini ifade etmektedir 21:
Daha az maliyet mantığına dayanarak verimliliği arttırmaya %35; daha iyi mantığına
dayanarak kaliteye odaklanmaya %35; daha fazla mantığına dayanarak üretkenliği
arttırmaya %20; daha yeni mantığına dayanarak yenilik yapmaya %10.
21
Phil Harkins, “Liderliğin Beş Temel Yetkinliği”, Çev. Günhan Günay, Executive Excellence
Dergisi, Yıl:8, Sayı:91, 2004, s.14,15.
188
Araştırmanın yapıldığı şirketlerde en çok görülen ikinci bağlılık tipi, devam
bağlılığıdır. Belirsizlikten kaçınma eğiliminin yüksek olarak gözlendiği Türk
toplumunda, çalışanlar değişiklikten fazla hoşlanmadıkları için örgütlerine bir tür
devam bağlılığı hissetmektedirler. Tatminkar olmayan bir iş ortamının, bilinmeyen
bir ortamdan daha fazla tercih edildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra, ülkenin
ekonomik durumu ve işsizlik oranları da çalışanların örgütlerine bir tür devam
bağlılığı hissetmelerinde rol oynamaktadır. Örgütten ayrılmanın maliyetleri birey için
yüksek olduğunda, istemeyerek de olsa örgütte kalma yönünde bir davranış
sergileyecektir.
Türk kültüründe çok önemli olan aile ilişkilerine benzer özellikler taşıyan
örgüt kültürlerinin, duygusal bağlılık yanında normatif bağlılığı da doğurabileceği
görülmektedir. Ankete katılanların %19’u örgütlerine karşı normatif bağlılık
hissetmektedirler.
189
ortamının örgütsel bağlılıkla pozitif, bürokratik bir yapının ise negatif ilişkisi vardır.
Uyum, katılım ve takım çalışmasını vurgulayan, insana değer veren yapısı
dolayısıyla klan kültürü duygusal bağlılıkla pozitif ilişki içindedir. Tam tersine,
formal kuralların ve politikaların hakim olduğu, değişime kolayca adapte olamayan
ve insanlararası ilişkilerin çok daha şekilsel olduğu hiyerarşi kültürü negatif ilişki
içerisindedir.
Pazar kültürü, duygusal bağlılıkla negatif ilişki, devam bağlılığı ile pozitif
ilişki içerisindedir. Bunun nedenleri olarak, Türk çalışanlarının sadece performansın
belirleyici olduğu yönetim sistemlerini tercih etmemeleri; kazanma vurgusu ve
rekabetçi bir ortam, performansı ya da çalışanlar arasında rekabeti ön plana çıkaran
uygulamaların rekabetçi olmayan ve feminen özellikler içeren Türk toplumunda,
çalışanlarının bağlılığını olumsuz yönde etkilemesi gösterilebilir.
Adokrasi kültürü ise, hem duygusal hem de devam bağlılığıyla düşük bir
ilişki içindedir. Gerek adokrasi kültürünün, gerekse pazar kültürünün değerleri
örgütsel bağlılıkla yüksek seviyede bir ilişki göstermemektedir.
190
SONUÇ
Örgütler, küreselleşme süreciyle birlikte, çok hızlı bir değişimin yaşandığı bir
ortamda faaliyetlerini sürdürmektedirler. Günümüzde, rekabet gücünü sağlamada
ekonomik ve yapısal faktörlerden çok, insan faktörünün önemi giderek ön plana
çıkmış ve örgütlerin en önemli değerinin çalışanlar olduğu anlayışı genel kabul
görmüştür. Örgütle bütünleşmeleri ve örgüt için fedakârlık yapmaları için motive
edilmeleri halinde çalışanlar, örgütün rekabet gücünü korumakta ya da
arttırmaktadırlar. Çalışanların örgütle bütünleşmeleri ve örgüt için fedakârlık
yapabilmeleri de örgütlerde kültür olarak adlandırılan, ortak değer yargıları ve
anlayışların gelişim düzeyine bağlı olmaktadır.
192
Kültür, bir örgütle diğerleri arasındaki farklılıkları yaratan sınırları belirler;
çalışanlara kimlik duygusu kazandırır; örgütsel bağlılığı artırır ve sosyal sistemi
güçlendirir. Kültürün temel özelliklerinden biri toplumsallıktır. Kültür, toplumların
bulunduğu yer ya da dönemlerde oluşan ve yaşayan bir kavram olarak toplumun
dışında, ondan bağımsız olamadığı gibi, toplumsal kültürden bağımsız bir örgüt
kültürü de var olmamaktadır. Örgütlerde var olan kültürel değerlere bakıldığında,
toplumsal kültürün izlerini taşıdığı görülmektedir. Örgüt kültürünün önemli unsurları
olarak kabul edilen inanç ve değerler; içinde yaşanılan toplumsal kültürden
etkilenmektedir. Toplumsal kültür, örgütlerin yapısını ve örgüt davranışını etkileyen
ve örgüt kültürünü şekillendiren en önemli etkenlerden biridir. Örgütler de faaliyette
bulundukları toplumun kültürünü yansıtmaktadırlar.
193
çalışıyorlarsa, örgütün sürdürülebilirliğine ilişkin birtakım problemlerle karşılaşmış
ve bu zorluklardan başarıyla çıkmışlarsa, o örgütte güçlü kültürden bahsedilebilir.
Güçlü kültürde, örgütün temel değerlerinin örgüt üyelerince paylaşılması yeterli
olmayıp, üyelerin bu değerleri kabul etmesi ve bağlılık göstermesi de gerekmektedir.
Örgüt üyeleri değerleri ne kadar çok benimserse, örgüt kültürü de o oranda güçlenir.
194
ihtiyaçlarına ve şirket stratejisine uygun olmalıdır. Bu uyum olduğunda , örgüte
bağlılığı yüksek olan çalışanlar, yüksek performanslı bir örgüt meydana getirirler.
195
yönelik çalışmalarda, koruyucu, çalışanların aile fertleri gibi gözetildiği toplulukçu
örgüt kültürünün, duygusal bağlılıkla pozitif ilişki içerisinde olduğu görülmektedir.
Toplulukçu kültür varsayımları olan bireylerin işletmeye bağlılıkları, diğerlerine
kıyasla daha fazla olmaktadır. Toplulukçu kültüre sahip bir toplum olan Türk
toplumunda duygusal bağlılığın baskın bağlılık tipi olması şaşırtıcı değildir. Bu
nedenle bu sonuç, teoriyle ve yapılan benzer çalışmalarla aynı paraleldedir. Formal
kuralların ve politikaların hakim olduğu, değişime kolayca adapte olamayan
bireylerarası ilişkilerin çok daha şekilsel olduğu hiyerarşi kültürü ise, duygusal
bağlılıkla negatif ilişki içerisindedir.
Pazar kültürü, duygusal bağlılıkla negatif bir ilişki, devam bağlılığı ile pozitif
bir ilişki içerisindedir. Bunun nedenleri olarak, Türk çalışanlarının sadece
performansın belirleyici olduğu yönetim sistemlerini tercih etmemeleri, çalışanlar
arasında rekabeti ön plana çıkaran uygulamaların rekabetçi olmayan Türk
toplumunda, çalışanların bağlılığını olumsuz yönde etkilemesi gösterilebilir.
Adokrasi kültürü ise, hem duygusal hem de devam bağlılığıyla düşük bir ilişki
içindedir. Gerek adokrasi kültürünün, gerekse pazar kültürünün değerleri, örgütsel
bağlılıkla yüksek seviyede bir ilişki göstermemektedir.
196
çalışanların örgütsel bağlılık düzeyleri, mevcut kültürel yapıdan büyük ölçüde
etkilenmektedir.
197
KAYNAKÇA
I. KİTAPLAR:
Daft, Richard L.: The New Era of Management, Second ed., Thomson
South Western College Publishing, 2008.
198
Eren, Erol: Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi,
Genişletilmiş 9. bs., İstanbul, Beta Basım Yayım
Dağıtım, 2006.
199
Hofstede, Geert, Cultures Consequences, Second ed., California, Sage
Publications, 2001.
Kotter, John P., Corporate Culture and Performance, New York, The
James L. Heskett: Free Pres, 1992.
Lincoln, James R., Culture Control and Commitment, New York, Arne
Arne L. Kalleberg: Percheron Press, 2003.
200
O’Malley, Michael: Creating Comitment: How to Attract and Retain
Talented Employees by Building Relationships That
Last, New York, John Wiley & Sons, 2000.
201
Sonneberg, Frank K.: Managing With Conscience: How To Improve
Performance Through Integrity, Trust and
Commitment, New York, McGraw-Hill, 1993.
II.MAKALELER:
202
Aycan, Zeynep et.al.: “Impact of Culture on Human Resource Management
Practices: A 10 Country Comparison”, Applied
Psychology, Vol.49, Iss.1, 2000, pp.197-221.
203
Currivan, Douglas: “The Causal Order of Job Satisfaction and
Organizational Commitment in Models of Employee
Turnover, Human Resource Management Review,
Vol.9, Iss.4, 1999, pp.495-524.
204
Eren Erol, “Impacts of Hofstede’s Cultural Dimensions on Firms’
Lütfihak Alpkan, Qualitative and Quantitative Performance: A
Ercan Ergün: Questionnaire Study of Manufacturing Firms in The
Marmara Region of Turkey”, Third Biennial
International Conference on Intercultural Research
By International Academy for Intercultural
Research, Taipei, Taiwan, May 15-19 2003, pp. 1-7.
205
Hofstede, Geert: “Identifying Organizational Subcultures: An Emprical
Approach”, Journal of Management Studies, Vol.35,
Iss.1, January 1998, pp.1-9.
206
Lok, Peter, “The Relationship Between Commitment and
John Crawford: Organizational Culture, Subculture, Leadership Style
and Job Satisfaction in Organizational Change and
Development” Leadership&Organization
Journal, Vol.20, Iss.7, 1999, pp.365-373.
207
McKinnon, Jill L. Et.al.: “Organizational Culture: Association With
Commitment, Job Satisfaction, Propensity to Remain,
and Information Sharing in Taiwan”, International
Journal of Business Studies, Vol.11, No.1, June 2003,
pp.25-44.
208
Ouchi, William G.: “Markets, Bureaucracies and Clans”, Administrative
Science Quarterly, Vol.25, March 1980, pp. 129-141.
209
Randall, Dona M.: “Commitment and The Organization: The Organization
Man Revisited”, Accademy of Management Review,
Vol.12, No.3, 1987, pp.460-471.
210
Sathe, Vijay: “How To Decipher and Change Corporate Culture”,
Gaining Control of Corporate Culture, Ed. by. R.H.
Kilmann et.al, San Francisco, Jossey Bass Publishers,
1988, pp.230-261.
211
Somers, Mark John: “The Combined Influence of Affective, Continuance
and Normative Commitment on Employee
Withdrawal”, Journal of Vocational Behavior,
Vol.74, 2009, pp.75-81.
212
Wasti, S. Arzu: “Meyer ve Allen’ın Üç Boyutlu Örgütsel Bağlılık
Ölçeğinin Geçerlilik ve Güvenilirlik Analizi”, 8.
Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler
Kitabı, Erciyes Üniversitesi, 2000, s.401-410.
213
Wilkins, Alan, “Efficient Cultures: Exploring The Relationship
William G. Ouchi: Between Culture and Organizational Performance”,
Administrative Science Quarterly, Vol.28, 1993, pp.
468-481.
214
İstatistik Analiz: “Faktör Analizi”, (Çevirimiçi),
http://www.istatistikanaliz.com/faktor_analizi.asp.,
5.10.2009.
215
EKLER
1. BÖLÜM
1. Yaşınız: ......
2. Cinsiyetiniz : K( ) E( )
3. Eğitim Durumunuz
( ) Lise ( ) Üniversite ( ) Yüksek Lisans ( ) Doktora
7. Şirketin yaşı
( ) 0-5 yıl ( ) 6-10 yıl ( ) 11-15 yıl ( ) 15 yıl ve üstü
216
2. BÖLÜM
a.____ A Şirketi sanki büyük bir aile gibidir. Çalışanlar kendileri hakkında çok şey paylaşırlar.
b.____ B Şirketi çok dinamik ve girişimci bir yapıdır. Çalışanlar, ellerini taşın altına koyup
risk almaya isteklidirler.
c.____ C Şirketi kuralların egemen olduğu resmi bir yerdir. Oluşturulan prosedürler genellikle
insanların davranışını yönlendirir.
d.____ D Şirketi rekabetçi bir yapıya sahiptir. Çalışanlar yüksek düzeyde üretim ve başarı
odaklıdırlar.
a.____ A Şirketi’nin tepe yöneticisi bir danışman veya ebeveyn gibi algılanır.
b.____ B Şirketi’nin tepe yöneticisi genellikle girişimci, yenilikçi veya risk alan bir kişi gibi
algılanır.
c.____ C Şirketi’nin tepe yöneticisi genellikle koordinatör, organizatör veya etkinlik odaklı
bir kişi gibi algılanır.
d.____ D Şirketi’nin tepe yöneticisi genellikle üretim odaklı, rekabetçi veya zorlayıcı bir kişi
gibi algılanır.
a.____ A Şirketini bir arada tutan unsur, sadakat ve bağlılıktır. Uyum ve takım ç alışması
şirketin temel özelliğidir.
b.____ B Şirketini bir arada tutan unsur, yenilikçilik ve gelişmeye odaklanmaktır. Yapılan işte
ilk olmak temel hedeftir.
c.____ C Şirketini bir arada tutan unsur, prosedürler, kurallar ve politikalardır. İşletmenin
faaliyetlerini sorunsuz olarak devam ettirmek önemlidir.
217
d.____ D Şirketini bir arada tutan unsur, üretimin ve amaçların başarılmasına verilen önemdir.
Pazar payını artırmada saldırgan stratejiler benimsenir.
a.____ A Şirketinde katılımcı ve rahat bir ortam vardır.Yüksek güven, açıklık ve samimiyet
mevcuttur.
d.____ D Şirketinde rekabetçi ve başarılı odaklı bir ortam vardır. Rekabette kazanmak
vurgulanır.
b.____ B Şirketi başarıyı, benzersiz ve yeni ürünlere sahip olma şeklinde tanımlar.Şirket ürün
lideri ve yenilikçidir.
c.____ C Şirketi başarıyı, verimliliğe dayanarak tanımlar. Şirket için güvenilir dağıtım,
sorunsuz zamanlama ve düşük maliyetli üretim önemlidir.
d.____ D Şirketi başarıyı, yüksek pazar payına sahip olma şeklinde tanımlar. Rekabette bir
numara olmak temel hedeftir.
a.____ A Şirketinin yönetim tarzı, takım çalışması, uyum ve katılımla ifade edilir.
c.____ C Şirketinin yönetim tarzı, çalışanların güvenliği, gelenek ve kurallara uygun davranış,
öngörülebilirlik ve ilişkilerdeki istikrarlıkla ifade edilir.
d.____ D Şirketinin yönetim tarzı, zorlayıcı rekabet, yüksek beklentilere ulaşmayla ifade
edilir.
218
3. BÖLÜM
Bu bölümün amacı örgütsel bağlılığın tanımlanmasıdır. Aşağıdaki soruları lütfen 1’den 5’e
kadar olan ölçek içinde yanıtlayınız.
[Kesinlikle Katılmıyorum (1), Katılmıyorum (2), Kararsızım (3), Katılıyorum (4), Kesinlikle
Katılıyorum (5)
1 2 3 4 5
5. Şirketim benim için özel bir anlam taşır. ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
219
12. Bu şirket için çalışmaya devam 1 2 3 4 5
etmemin temel sebeplerinden biri, başka ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
bir şirkette, burada sahip olduğum
kazançları elde edemeyebileceğim
düşüncesidir.
220
ÖZGEÇMİŞ
Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olarak aynı yıl
İstanbul Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı’na başlamıştır. 2002
yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak
çalışmaya başlamıştır. 2004 yılında Kurumsal İtibar Yönetimi ve Türkiye İçin Bir Uygulama
isimli tez ile Yüksek Lisans Programı’nı başarıyla tamamlamıştır. Aynı yıl İstanbul
Üniversitesi İşletme Anabilim Dalı Doktora Programı’na başlayan ŞENGÜL, halen İstanbul
görevini sürdürmektedir.
221