İlm-İ Hi̇yel Ve El-Cezeri̇'den Sonra İlm-İ Hi̇yel

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 3

1

İLM-İ HİYEL VE CEZERÎ’DEN SONRA İLM-İ HİYEL

İlm-i Hiyel Nedir?


Hüner, tedbîr, sanat ve çâre gibi anlamlara gelen hîle sözcüğünün çoğulu
olan hiyel’in, mefhûmu, tedbîr ile sınâ‘at sözcükleri çerçevesinde belirlenebilir.
Kasdını içinde taşıyan fikir demek olan tedbîr ile maksadını
içinde taşıyan eylem demek olan sınâ‘at’ın birlikteliğinden hâsıl olan bu
yöntem, ilkece, nazarî bilginin cisme ve cisimsel olana tatbîki ile tatbîk
XXIV | GİRİŞ - Mekanik Tercümesi
esnâsında cisimsel olanın fikre uygun hâle getirilmesi için yapılan işlemlere
alemdir. Başka bir deyişle, mahsûsun, ma‘kûlu kâbul edebilecek hâle
getirilmesi için, mahsûs üzerinde yapılan işlemlerin adıdır. Bu işlemlerin
sonucunda ma‘kûl, mahsûs üzerine işlenmiş ve mahsûsta bilfiil hâle gelmiş
olur. Bu işlemlerde söz konusu edilen ma‘kûl, büyük oranda, matematik
bilimlere(ulûm-i riyâzî/teâlîmî) ait nesneler ile ilişkileridir. Bu işlemin doğal
dayanağı, matematiğin zihindeki bilfiil(ideal) nesnelerinin, mahsûs cisimlerden
ayıklanma(intizâ, extraction) yoluyla elde edilmiş olmasıdır. Zihindeki
bilfiil matematik nesneleri ve o nesneler arasında yine bilfiil kurulan
ilişkileri, mahsûs cisimlerde var-etmek, irâde ve sanat-ile görünür kılmak ve
ikisi arasında bir mutâbakat sağlamak için bir güce(kuvvet) ihtiyaç duyulur.
Bu güç-ile, bilfiil matematik nesneler ile matematiksel ilişkilerin, cisim
üzerinde yeniden icat edilmesini ve görünür kılınmasını engelleyen mahsûs
ahvâlin giderilmesi ve irâde ile sanatın talebine uygun hâle getirilmesi için,
mahsûsun bir işleme tabi tutulması gerekir. İşte bu işlem, hiyeldir ve söz konusu
işlemi, çok çeşitli gerçeklik kürelerini dikkate alarak inceleyen ilimler
de hiyel ilimleridir(ulûm-i hiyel). Daha vecîz bir deyişle, ilm-i hiyel, ma‘kûl
bilfiilin mahsûs cisimlerde, irâde ve sanat-ile, ma‘kûl ile mahsûs arasında
mutâbakat olacak biçimde, yeniden bilfiil hâle getirilmesinin yöntemlerinin
ve tedbîrlerinin bilgisidir.
Matematik bilimlerin nesneleri ve ilişkilerinin çeşitliliği ile uygulanabilecekleri
gerçeklik kürelerinin farklılıkları, ilm-i hiyelin içeriğini de zenginleştirir.
Ana çizgileriyle ilm-i hiyel’in bir kısmı sayı(aded: süreksiz nicelik:
munfasıl), bir kısmı ise büyüklük (mikdâr: sürekli nicelik: muttasıl) ile ilgilidir.
Sayı’ya dayalı kısma, mesela Fârâbî (ö. 950-51), örnek olarak cebir
ve mukâbele ilmini verir. Büyüklük kısmının ise alt dalları oldukça fazladır:
Mimârî tüm etkinlikler; uygulamalı geometri(misâha); başta astronomi ve
musîkî gibi çok değişik alanlarda ihtiyaç duyulan âletlerin üretimi; optik
Tercüme-i Hiyel | XXV
yasalarına dayalı muhtelif aynaların imâl edilmesi; mekânik âletler; ölçü ve
tartıya ilişkin araçların yapımı; zenaât(hiref ) ile ilgili diğer pek çok değişik
2

konu...
Fârâbî’nin matematik bilimlerin bir alt dalı olarak tanımladığı ilm-i
hiyel, tarihî süreç içerisinde, hem belirli bir alt dalının ya da bir kısmının
adı olarak kullanılmış hem de doğa felsefesi (tabî‘iyyât) ile de ilişkilendirilmiştir.
Öte yandan, yine süreç içerisinde, Fârâbî’nin içeriğini belirlediği
ilm-i hiyel’in her bir alt dalı bağımsız hâle gelmiş ve kendilerine has ad
almışlardır. Örnek olarak, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Yusûf
el-Kâtib el-Harizmî(ö. 997), Mefâtîhu’l-‘ulûm adlı eserinde, ilm-i hiyel’i
daha çok, kaldıraçlar, savaş aletleri, mekânik âletler gibi konulara hasr
etmektedir. XIV. yüzyılın başında, İbnu’l-Ekfânî (ö. 1348), İrşâdu’l-kâsıd
ilâ esne’l makâsıd adlı eserinde ise, yine ilm-i hendese’nin içinde olmakla
birlikte, daha önce ilm-i hiyel başlığı altında incelenen disiplinleri, ilm
ukûdi’l-ebniye, ilmu’l-merâyâ’l-muhrika, ilm merâkizi’l-eskâl, ilmu’lmisâha,
ilm inbâti’l-miyâh, ilm cerri’l-eskâl, ilmu’l-benkâmât, ilmu’lâlâti’l-
harbiyye ve ilmu’l-âlâti’l-ruhâniyye olarak bağımsız bir biçimde
tasnif eder. Taşköprizâde (ö. 1561) ise, İbnu’l-Ekfânî’nin yaklaşımını benimser;
ancak, özellikle İslam felsefe-bilim tarihi boyunca, ilm-i hiyel’in
en önemli şubesi hâlini almış, hatta büyük oranda, onunla özdeşleşmiş
ve günümüz çalışmalarında ince teknoloji (fine technology) ve kısmen
mekanik mühendislik(mechanical engineering) adı verilen alanları, yani
ilmu’l-âlâti’l-ruhâniyye’yi, “Boşluk’un yokluğunun zorunluluğu ilkesi üzerine
kurulu âletler ilmi”(ilmu’l-âlâti’l-mebniyeti alâ zarûret adem’il-halâ)
olarak adlandırır ve bu bilimin, ilm-i hendese’nin bir alt dalı olarak incelense
de, bi’l-hakikat doğa biliminin (ilm’ul-tabî‘î) bir şubesi olduğunu
vurgular.

Cezerî’den Sonra İlm-i Hiyel


Cezerî’nin eserinin günümüze ulaşan mevcut nüshalarının kısmî çokluğu
(onbeşi aşkın), kendinden sonra, yaygın olarak kullanıldığında delâlet
eder. Bunun yanında, Alâaddin el-Kirmânî (XV. yüzyıl), eseri, Fatih Sultan
Mehmed için Bedâyi‘u’l-amel fi sanâyi‘i’l-hiyel adıyla, kısmî olarak Farsça’ya
tercüme etmiştir (Bodleian Library nr. 1872). Kirmânî, bu tercüme-telif
çalışmasını bir mukaddime ve dört bab üzere düzenlemiş; birinci babta
saatleri, ikinci babta sürekli müzik çalan bir âleti(zemr-i dâimî), üçüncü
babta herhangi bir kova ve insan yardımı olmaksızın derinden su çıkarma
yöntemini ve dördüncü babta güneş takvimi, kum saati ve kıblenüma
zeminini ele almıştır. Ali Kuşçu’nun (ö. 1474) günümüze gelmeyen
ve Takiyüddin Râsıd’ın (ö. 1585) zikrettiği et-Tezkire adlı eseri ise, ilm-i
hiyel sahasında olduğundan, benzer konuları muhtevî olmalıdır. Nitekim,
Takiyüddin, el-Kevâkibu’d-durriyye fî benkâmâti’d-devriyye adlı eserinde, Ali
3

Kuşçu’yu, ilm-i hiyel alanında mucîd(muhteri‘) olarak tavsîf eder. Takiyeddin


Râsıd ayrıca, doğrudan klasik ilmi-i hiyel’in konularını içeren ve kendi
icâdlarını da verdiği et-Turuku’s-seniyye fi’l-âlâti’l-ruhâniyye adlı çalışmasında,
Cezerî’nin ele aldığı âletleri de inceler; özellikle su saateleri, ağırlıkların
kaldırılması, yüksek yerlere su çıkarılması gibi işlevleri olan âletleri konu
edinir. Takiyüddin’in çalışmasında, altı silindirli monoblok su pompası bahusus
dikkat çeker.
İşte bu çalışmada çevirim-yazısı sunulan eser, yukarıda ana hatlarıyla
özeti verilen böyle bir ilmî vasatta meçhul bir mütercim tarafından XVI.
yüzyılın sonuna doğru Türkçe’ye tercüme edilir.

Kaynaklar
Benû Mûsâ b. Şâkir, Kitâbu’l-hiyel, nşr. Ahmed Yusuf el-Hasan, Haleb
1981. İngilizce çeviri: Atilla Bir, The Book of Kitâb al-Hiyal of Banû Mûsâ
bin Shâkir”, İstanbul 1990.
Ebu’l-‘İzz b. İsmaîl el-Cezerî, el-Câmi‘ beyne’l-ilm ve’l-‘ameli’n-nâfi‘ fi
sına‘âti’l-hiyel, nşr. Ahmed Yusuf el-Hasan, Haleb 1979. İngilizce çeviri:
Donal R. Hill, The Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices,
Dordrecht 1974. Türkçe çeviri: Sevim Tekeli – Melek Dosay – Yavuz Unat,
Ankara 2002.
Fârâbî, İhsâu’l-ulûm, nşr. Osmân Emîn, Kâhire 1968, s. 108-110; Türkçe
çeviri: Ahmet Ateş, İlimlerin Sayımı, İstanbul 1989, s. 107-110.
Al-Hassan, Ahmad Yusuf - Hill, Donal R., Islamic Technology: An illustrated
history, Paris 1986.
Hill, Donal R., Arabic Water – Clocks, Aleppo 1981.
Hill, Donal R., Islamic Science and Engineering, Edinburgh 1993. Arapça
çeviri: Ahmed Fuad Paşa, el-Ulûm ve’l-hendese fi’l-hadârati’l-İslâmiyye,
Kuveyt 2004. Türkçe çeviri: Atilla Bir – Mustafa Kaçar, Gökyüzü ve Bilim
Tarihi: İslam Bilim ve Teknolojisi, İstanbul 2010.
Hill, Donal R., “Engineering”, Encyclopedia of the History of Arabic Science,
edit.: Roshdi Rashed collaboration with Regis Morelon, London – New
York 1996, c. III, s. 751 – 795. Arapça çeviri: “el-Hendesetu’l-medeniyye
ve’l-mîkâniyye”, Mevsûat tarîhi’l-ulûmi’l-Arabiyye, c. III, s. Beyrut 1997, s.
963-1016. (Tercüme-i Hiyel, Giriş, XXV- XXX)

You might also like