Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

TÜRK KÜLTÜRÜNDE KADIN

Women in Turkish Culture

Femme dans la culture turque

Yrd. Doç. Dr. Ayfer YILMAZ*


ÖZET
Çal›flmam›zda Türk Kültüründe “kad›n”›n yerini ve önemini inceledik. Bunun için öncelikle bilim
adamlar›n›n kültür kavram› hakk›ndaki fikirlerinden hareketle kültür kavram›n› tart›flt›k.
‹slâmiyet öncesi Türk kültüründe kad›n›n konumunu di¤er kültürlerdeki anlay›fllarla mukayese ede-
rek aradaki farl›l›klar› dikkatlere sunmak istedik. Gördük ki; Türk kad›n›, gerek bat› toplumlar›na, gerekse
‹slâmiyet’i kabul eden flark toplumlar›na nispetle hür, cemiyet içinde sayg›n bir konuma sahiptir.
‹slâmiyet’ten sonra, yerleflik kültüre de geçilmesiyle Türk kad›n›n›n eskiye oranla sosyal hayattan so-
yutlanmas›na ra¤men yine de dünyadaki di¤er toplumlarla bilhassa Müslüman do¤u toplumu ile mukayese
edilince “özel” bir yeri oldu¤u tart›fl›lmaz. Bu özel durumu edebî eserlerde ve Türk kültürünü inceleyen çeflit-
li sosyolojik ve teolojik çal›flmalarda aç›kça görebiliriz.
‹ncelememiz sonunda tarih boyunca kad›n›m›z›n, daima erkekle yan yana oldu¤u ve toplumdaki yeri-
ni koruyarak, sosyal hayat içinde “birey” olarak varl›¤›n› sürdürdü¤ü, efl, anne veya evlât olarak sayg› ile kar-
fl›land›¤› sonucuna vard›k.
Anahtar Kelimeler
Kültür, Medeniyet, Kad›n, Türk Kad›n›
ABSTRACT
In this study, we tried to determine the place and importance of the woman in Turkish culture. To
achieve this, first of all, we discussed “culture” as a concept in the light of thoughts put forward by various
scholars.
Trying to understand the status of the woman in pre-islamic Turkish culture in comparison to other cul-
tures and focusing on specific differences, we saw that the Turkish woman had a more free and respected sta-
tus in society in comparison to both western societies and eastern Muslim societies.
After the adoption of Islam, in spite of the isolation of the woman in society partly due to the aban-
donment of nomadism in favor of settled culture, the place of the woman still appears “special” when com-
pared to other societies. We can clearly see this special status of the Turkish woman in various sociological
and theological studies which observe Turkish culture, as well as in Turkish literary works.
At the end of our study, we came to the conclusion that throughout history, the Turkish woman stood
side by side with the man, that she existed as an “individual” in social life, and that she was always treated
with respect as a mother, wife or daughter.
Key Words
Culture, Civilization, Woman, Turkish Woman.

Kültür bir milletin varl›¤›n›n en önemli Taylor, C.Wiesler, E.Sapir, A.Young R. Thurn-
ve vazgeçilmez unsurlar›ndan biridir. Latince wald, A.K.Kohen, F.A. Wolf, A. Vierkandt gibi
“topra¤› ifllemek” anlam›na gelen kültür, “Av- yabanc› düflünürlerin yan›nda bizde de Ziya
rupa dillerinde kazand›¤› yüksek ve umumî Gökalp baflta olmak üzere, ‹brahim Kafeso¤-
bilgi”anlamlar›nda da kullan›lm›flt›r (Kafe- lu, Mümtaz Turhan, Amiran Kurtkan Bilgise-
so¤lu,1988:16). K›saca “bir milletin kimli¤ini ven, Erol Güngör, Sad›k Tural gibi bilim
yans›tan unsurlar›n tümü” olarak da tan›mla- adamlar› ve ayd›nlar kültür kavram› üzerin-
nabilecek kültür kavram› uzun zaman düflü- de düflünce üretmifllerdir.
nürlerin üzerinde önemle durduklar› bir un- Ziya Gökalp, Türkçülü¤ün Esaslar›
sur özelli¤ini korumufltur. Bu konuda E.B. adl› eserinde kültür (hars) ile medeniyeti bir-

* Gazi Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü Ö¤retim Üyesi

http://www.millifolklor.com 111
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

birinden ay›rarak kültürü flöyle tan›mlar: haklar› aç›s›ndan hepsinin önüne geçmifl tek
“Hars; bir milletin dinî, ahlâkî, hukukî, mu- ülkenin Türkiye oldu¤u düflüncesi”1 ni de göz
akelevî, bediî, iktisadî ve fennî hayatlar›n›n ard› etmeden Türk kad›n›n›, “kad›n” kimli¤i
ahenkdâr bir mecmuas›d›r.” (Gökalp, 1976: içinde incelemeye çal›flaca¤›z. Bu arada, eski
s.25) Gökalp’e göre medeniyet ise; “ayn› (ma- Türklerdeki uygulamalar› esas alarak bunla-
mure) ye dahil birçok milletlerin içtimaî ha- r›n günümüzdeki yans›malar›na da de¤inece-
yatlar›n›n müflterek bir mecmuudur.”( Gö- ¤iz.
kalp, 1976: 25) Bu noktada Türk kad›n›n›n sahip oldu-
Bu konudaki en ayr›nt›l› tan›mlardan ¤u meziyetler konusunda Kemal Atatürk’ün
biri de Sad›k Tural’a aittir: sözlerini inkâr ya da reddin mümkün olama-
“Kültür; tarih bak›m›ndan mevcudiyeti yaca¤› kanaatindeyiz:
kesin olarak bilinen bir toplumun, sosyal etki- “Dünyada hiçbir milletin kad›n›, ben
leflme yoluyla nesilden nesle aktard›¤› manevî Anadolu kad›n›ndan daha fazla çal›flt›m, mil-
ve maddî yaflay›fl tarzlar›n›n temsil ve tecelli letimi kurtulufla ve zafere götürmekte Anado-
bak›m›ndan yüksek seviyedeki bir bilefli¤i lu kad›n› gibi emek verdim diyemez. Belki er-
olan ve sonucu aç›s›ndan ise, ferde ve topluma keklerimiz memleketi istila edenlere karfl›
benlik , kimlik ve kiflilik ile mensubiyet fluuru süngüleriyle, düflman›n süngülerine gö¤üsle-
kazand›rma, bütünleflmifl k›lma , yaflanan rini germekle düflman karfl›s›nda bulundular.
çevreyi kendi hedefleri istikametinde de¤ifltir- Fakat erkeklerimizin teflkil etti¤i ordunun ha-
me arzu ve iradesi veren , de¤er norm ve sos- yatlar›n› kad›nlar›m›z iflletmifltir… Çift sü-
yal kontrol unsurlar›n›n belirledi¤i bir sistem- ren, tarlay› eken, ormandan odunu, keresteyi
dir.”(Tural, 1992: 109) getiren, aile ocaklar›n›n duman›n› tüttüren,
Türk sosyal hayat›n›n temelini olufltu- bütün bunlarla beraber s›rt›yla, ka¤n›s›yla,
ran ve kültürel yap› içinde büyük öneme sa- kuca¤›ndaki yavrusuyla ya¤mur demeyip, k›fl
hip en kutsal birimi olan ailenin vazgeçilmez demeyip, s›cak demeyip cephenin harp malze-
unsuru, kuflkusuz kad›nd›r. Kad›n, anne, efl, mesini tafl›yan hep onlar, hep o yüce, o feda-
abla vs. unvanlarla aile içinde oldu¤u kadar, kâr, o ilahî Anadolu kad›nlar› olmufltur. Bun-
“kad›n” kimli¤i ile de Türk toplumunda önem- dan ötürü hepimiz, bu büyük ruhlu ve büyük
li bir yere sahip olmufltur. duygulu kad›nlar›m›z› flükran ve minnetle
Tarih boyunca, Türk kad›n›n› Türklerin sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.” (‹çli,ta-
dahil olunan kültür daireleri içinde üç grupta rihsiz: 71).
de¤erlendirmek mümkündür. Bu konuda yabanc› araflt›rmac›lar›n tes-
1) Göçebe hayat› içinde kad›n pitleri de tarihi hakikatlerin de¤ifltirilme¤e
2) Yerleflik medeniyet ile ‹slamî kültür çal›fl›ld›¤› bir ortamda kabul edilmek zorunda
çevresinde kad›n kal›nan bir özellik olarak karfl›m›za ç›kar.
3) Bat› medeniyeti tesiri alt›nda kad›n Türk kad›n›n›n “özellikle Kurtulufl Sava-
(Sönmez, 1966-1969: 19) fl›’nda evde ve tarlada erke¤inin iflini yaparak,
Türklerin yaflad›¤› medeniyet daireleri- yaral›lara refakat ederek ve hayat› pahas›na
ne göre kad›n; “avc›-toplay›c› cemiyette; oyun- cepheye cephane tafl›yarak oynad›¤› rol” dik-
la, e¤lenceyle meflgul bir varl›k, atl›-göçebe katlerden kaçmaz (Uriel,2001:106).
toplumda; hayat›n her safhas›nda faal, yerle- Türk kad›n›, yüzy›llar boyunca kurtulufl
flik medeniyet dairesinde ise; yaflad›¤› hayat savafl› örne¤indeki gibi toplum içinde üzerine
tarz›na ba¤l› olarak durgun ve atl› göçebe top- düflen sorumluluklar› lây›k›yla yerine getir-
lumdaki kad›na nazaran pasif; fakat yine de mifltir2.
erke¤inin yan›nda yer alm›fl ve öyle görülmüfl- Oysa kimi kültürlerde kad›n kötülükle-
tür.” rin kayna¤› olarak kabul edilmektedir (Sar›-
“bugün dünyan›n Müslüman ülkeleri koyuncu, 1999: 21) .Örnek olarak Yunun mi-
aras›nda kendini kurtarm›fl, özellikle kad›n tolojisinde Zeus’un k›z› Athena’n›n;

112 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

“Beni hiçbir kad›n do¤urmad›. Bu yüz- güzellik konusunda da ayr›cal›kl› kabul edilir.
den her konuda babama boyun e¤mem ve er- Türk kad›n›n›n fizikî vas›flar›n› çeflitli kay-
ke¤in üstünlü¤ünü tan›mam do¤ald›r.” sözle- naklarda aç›kça görmekteyiz. Örne¤in; en
riyle babas›n›n bafl›ndan ç›km›fl olman›n gu- önemli halk edebiyat› mahsullerimizden De-
rurunu tafl›rken, kad›n kimli¤ini nas›l (Kök- de Korkut Hikâyeleri’nde kad›n›n tarifi
sal, tarihsiz:163) red yoluna gitti¤ini aç›kça dikkat çekicidir.
görmek mümkündür. “Beri gelsene bafl›m baht›, evim taht›!
Zaten Yunan mitolojisinde, “kutusunda Evden ç›k›p yürüyende selvi boylum,
fenal›klar ve ›st›raplar” olan ilk kad›n Pando- Kurulu yaya benzer çatma kafll›m
ra’n›n yarat›lmas›n›n sebebi, Tanr› Zeus’un ‹kiz badem s›¤mayan dar a¤›zl›m,
insanlardan öç almak istemesidir (Can, 1970: Güz elmas›na benzer al yanakl›m,
15-16). Kad›n›m, dire¤im, döle¤im!”(Gökyay, 1976: 3)
Yine bat› kültürünün önemli isimlerin- Manas Destan›’nda ise kad›n; “rüzgâr-
den Aristo; “halk tabakas›ndan birinin sahip da saz gibi sallanan”, “pembe yüzlü”, “su gibi
olabilece¤i tek köle kad›nd›r” derken, Bacon; fleffaf çehreli”, “kaz gibi uzun ve güzel boyun-
“Kad›nda erdem ile yumuflak bafll›l›¤›n en lu”, “ince belli” olarak tarif edilir (Günay,
önemli koflulu, kocas›n›n ak›ll› bir insan oldu- 1997: 61).5
¤una inanmas›d›r” (Köksal, tarihsiz: 163) der. Güzelli¤i ile methedilen Türk kad›n›n›n
‹slâmiyetten önceki Arap toplumunda, zekâ ve becerisini ortaya koyan “Kad›n›n fen-
k›z çocuklar›n›n do¤ar do¤maz diri diri gö- di erke¤i yendi” sözü de bofluna söylenmemifl
müldü¤ü de bilinen bir tarihî hakikattir. Hal- olsa gerek (Kurt, 1991: 9). Zekâs› ile kendini
buki eski Türklerde, k›z evlat erkek evlattan kan›tlayan kad›n›n be¤enisini kazanmak er-
ayr› tutulmam›fl, ‹slâmiyet’ten önceki Arap kek için zahmetli bir süreçtir. Kaflgarl›’ya gö-
toplumunda oldu¤u gibi bir felâket, zillet, re “baz› Türk çevrelerinde evlenebilmek için
fleklinde yorumlanmam›flt›r. Aksine, k›z ba- müstakbel gelini at koflturmakta, ok atmakta
bas› olmak için O¤uz Beylerinin duas›n› iste- ve güreflte yenmek” (Türkdo¤an, 1992: 44-45)
yen kimseler de vard›r (Gökalp,1989: 26). gerekmektedir.
Hun ve Göktürk ça¤›ndan elimize geçen Dede Korkut’ta Kanl› Koca O¤lu Kan
belgelerde k›z evlada verilen önemi aç›kça Tural›’n›n efl olarak seçece¤i kad›nda arad›¤›
görmek mümkündür (Güler,1992:78). O ka- özelliklerde de yi¤itlik, atakl›k ve cesaret ön
dar ki, Türklerde ister k›z, ister erkek olsun plandad›r:
evlada “o¤ul” denmektedir.3 Buna paralel ola- “- Baba, ben yerimden do¤rulmadan o
rak; “Göktürk k›zlar› bir ailenin han›m› ol- kalkm›fl, aya¤a dikilmifl olmal›, ben karakoç
mak üzere yetifltirilir, savaflta düflman eline at›ma binmeden o binmifl olmal›; ben kanl›
geçmeleri büyük zillet.”4 say›lmaktad›r. kâfir eline varmadan o varm›fl, bana bafl ge-
Destanlar döneminde kad›nlar, “erkekler tirmifl olmal›.”(Gökyay,1976;133) demektedir.
gibi atadan gördükleri hayat› devam ettirme Kanl› Koca’n›n buna cevab› da ilginçtir:
gayreti içindedirler.Çevrenin erkekleri ile iyi “- O¤ul, sen k›z istemezmiflsin, bir c›las›n
komfluluk ve akrabal›¤a dayanan bir düzen, bahad›r istermiflsin”6 (Gökyay,1976:133).
kad›nlar›n erkeklerindeki münasebetlerinde Anlafl›lan o ki, Türk kad›n› da erke¤i ka-
mihenktir. Ayr›ca bu cemiyetlerde kad›n, mo- dar yürekli, gözü pek ve savaflç›d›r ki : “Vatan
dern hayat›n sun’ili¤inden, kasabal› kad›n›n sevgisi, topraklar›na ba¤l›l›k, ülkesini savun-
zavall›l›¤›ndan uzak bir flekilde gereken yer ve ma, yi¤itlik, mücadele, askerlik” Türk insan›-
itibar› kazanm›flt›r.Kad›n her fleyiyle erke¤i- n›n ortak karakterini oluflturur.( Tümer-Kü-
nin yan›nda, gürbüz çocuklar do¤urmak ve çük,1993: 85) Buna ba¤l› olarak da kad›n, an-
yetifltirmekle vazifelidir.”(Tural,1993: 222) cak kendisinden fizik olarak daha kuvvetli
Kutsal unsurlar›n “at, avrat, silah” ola- olan bir erkekle hayat›n› birlefltirebilir. Bunu
rak kabul edildi¤i Türk toplumunda kad›n, anlaman›n yolu da onunla düzenlenecek bir

http://www.millifolklor.com 113
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

müsabakada mücadele etmektir.7 (Türkdo- Sonraki dönemlerde ‹bn Fadlan ve Gar-


¤an,1992: 44-45). Kimi araflt›rmac›lar bunun dizî gibi ‹slâm yazarlar› da Türk kad›n›n›n te-
zorlu yaflam flartlar›nda hayatta kalma sava- miz ahlâk›n› söz konusu ederler. Marko Po-
fl› veren göçebe toplumlar için tabiî bir durum lo’ya göre de, Türk kad›nlar› “bütün dünyan›n
oldu¤unu ifade ederler (Köse,2000: 46). en temiz ve ahlâkl› kad›nlar›d›r” (Duy-
Güzelli¤i ve yi¤itli¤i ile tan›nan Türk gu,1973: 615)12.
kad›n›n›n bir di¤er özelli¤i de ahlâkî temizli- Tarihte Türk kad›n› konusunda dikkat
¤idir. ‹ffet ve sadakat konusundaki tart›fl›l- çekici bir di¤er husus da kad›n adlar›d›r.
maz üstünlü¤ü de di¤er vas›flar› gibi eski Türklerin k›z çocuklar›na temiz, erdemli an-
kaynaklarda üzerinde durulan bir mevzudur8 lamlar›na gelen Hun, Sabir, Ar›g, Uygur Si-
(Duygu, 1973: 616). Bunlardan biri Ats›z’›n lig, Kazan S›lu gibi adlar› vermesi sebepsiz
tespitleriyle flöyle sunulmaktad›r: “Türklerin de¤ildir. (Türkdo¤an,1992: 46)
cinsî ahlâklar› da yüksekti. Yuva, aile ve evdefl Tanzimat döneminin önemli simalar›n-
muhterem say›l›rd›. Evli bir kad›na taarru- dan fiemseddin Sami; “Bir ümmetin ahvali
zun cezas› idamd›. Kad›n hürdü. Kocas› uzak daima kad›nlar›n›n ahvaliyle mütenasip
yolculu¤a gitmifl bile olsa eve gelen yabanc› er- olur”(fiemseddin Sami,1878: 47) demektedir
ke¤i konuklard›. Kendisine sayg› gözü ile ba- ki, Türklerin tarih boyunca kazand›¤› baflar›-
k›ld›¤› için bundan bir kötülülük de do¤maz- larda da bu düflüncelerin izlerini hissetme-
d›. Anadolu Yörüklerinde ve Türkmenlerinde, mek mümkün de¤ildir.
Türkistan göçebelerinde de bu adet hâlâ var- Tu-küe ve Uygur yaz›tlar›nda, kad›n›n
devlet idaresi içindeki rolü kesin hatlarla bel-
d›r.” ( Ats›z, 1997: 75-76)9
lidir. Han ya da ka¤an ile birlikte devletin
Dede Korkut Hikâyeleri’ndeki kad›-
varl›¤› için vazgeçilmez öneme sahiptir (Türk-
n›n ilk erke¤i kocas›d›r.10 Kocas› savafla giden
do¤an,1992: 42). Hatta Jean Paul Raux’un
O¤uz kad›n› “Erkek sine¤i üzerime kondurma-
ifadesiyle: “‹mparatorlu¤un kaderi ka¤an›n-
yay›m” sözleriyle efline sadakatini dile geti-
kine oldu¤u gibi kuflkusuz daha az ölçüde ol-
rir11. (Gökyay, 1976: 210-211)
makla birlikte, hatunlar›n kaderine de ba¤l›-
Türk kültür tarihinin en önemli eserle-
d›r.”(Raux,1989: 187-198)
rinden Manas Destan›’nda da Türk kad›n›-
Hatunlar›n da haremde devlet adamlar›
n›n iffetli karakterine dikkat çekilir:
gibi e¤itildi¤i ve yetifltirildi¤i (Ögel, 1971; 41,
“Manas Destan›nda, güzelli¤i ile erkek-
Haloun: 309 , Türkdo¤an, 1992: 35) bir top-
lerin be¤endi¤i hatta düflmanl›klara, silahl›
lumda hatunlara da hakana verildi¤i gibi
mücadeleye yol açan üç kad›n vard›r: Bu üç
“Bilge” unvan› verilmifltir. O dönemlerde Ha-
kad›n da, yüzleri ve vücutlar› güzel oldu¤u gi-
tunlar da törenle tahta oturtulmufl ve eflleri
bi ahlâklar› da yüksek kad›nlard›r. Manas’›n
veya o¤ullar›n›n yoklu¤unda “Terken” unvan›
kar›s› Kan›key, Kökçö’nün kar›s› Ak-Erkeç,
ile efllerine vekalet vazifesini üstlenmifllerdir.
Almambet’in tutuldu¤u ve evlendi¤i Alt›nay…
(Türkdo¤an, 1992: 44)
Bu kad›nlar›n üçü de, hem güzel, hem iffetli,
‹ktisadî hayatta da erke¤in yan›nda yer
hem de ak›ll›d›rlar. Evlendikleri erkekler ise,
alan Türk kad›n› (F›nd›ko¤lu,1971: 205) erke-
onlar› her üç özelliklerinden dolay› için için
¤e denk bir konumdad›r. O, “birlefltirici, efline
k›skan›r, rahats›zl›k duyarlar; k›skançl›k gibi
destek olan, koruyucu, dostluk ve bar›fl›n temi-
beflerî bir durum bir kenara, Bat› hatta Hint
ninde rolü olan” bir bireydir (Torun, tarihsiz:
destanlar›nda rastlanmayan durum kad›nla-
151). Türk kad›n›n›n devlet yönetimindeki
r›n iffetli konumudur.” (Tural,1998: 65)
mahareti de ve iradesi de dikkat çeker. Manas
Manas Destan›’nda dikkatimizi çeken
Destan›nda Kan›key kocas› Çin seferinde
bir di¤er husus, “ciddiyet ve so¤ukkanl›l›kla-
iken, Manas’›n yoklu¤unu farkettirmeden er-
r›n› kaybederek, ahlâk d›fl› bir ifl yapacaklar›
kek gibi kopanlar› birbirine birlefltirip, da¤›-
dakikada kad›n›n kurtard›¤› kahramanlar
lan› bir araya toplama becerisini göstermifl-
ancak kad›n›n sözüne kulak asmad›¤› gün
tir.(Türkmen, ‹nayet; 1995: 241)
ölür.” (‹nan,1934: 276)

114 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

Eski Türklerde, kad›n›n erkekle paylafl- bak›mdan erkekle eflit ve onun yard›mc›s› ol-
t›¤› sosyal mevki XI. yüzy›lda Nizamü’l- du¤u inkâr edilemez bir gerçektir (Duygu,
Mülk’ün tespitlerinde de dikkatlerden kaç- 1973: 612).
maz.: “Acem hükümdarlar› devrinde kad›nla- ‹slamiyet öncesi belirgin bir biçimde
r›n siyasi bir tesiri olmazd›. Türkistan hakan- toplum içinde varl›¤› kabul edilen kad›n ‹s-
lar› ve Türkmen padiflahlar› devlet ifllerinde lam dinin kabulünde sonra da bir müddet es-
hatunlar›n fikirlerine k›ymet verirlerdi (...) ki âdet ve geleneklere göre bir yaflam fleklini
Kad›nlar asker oluyorlar, babas›z aileye reis- sürdürmüfltür. Ancak Türk kad›nlar›n›n sos-
lik ediyorlard›.(...) Türkler Müslüman olduk- yal hayat› da eskiye nazaran giderek k›s›tlan-
lar› zaman kad›n›n cemiyetteki yeri de¤iflmek- maya bafllar. (Do¤ramac›,2000: 3)15 Kad›n›
le beraber, bu de¤iflme, Türklerin flehir mede- sosyal hayat›n d›fl›na iten unsur ‹ran ve Bi-
niyetine geçmelerinden ileri gelmifltir. Sebebi zans hayat tarzlar›n›n hakimiyetidir (Taba-
ne olursa olsun kad›n›n toplum ve aile içi ko- ko¤lu; 1992; 95). Yine de burada göz ard› edil-
numundaki de¤iflmenin olumsuz yönde oldu- memesi gereken bir nokta Türklerin ‹slami-
¤unu söylemek mümkündür.Öte yandan dik- yeti, Hz. Muhammed’in “ Sizin kad›nlar›n›z
katlerden kaçmayan bir husus da köylerdeki üzerinde hakk›n›z oldu¤u kadar, kad›nlar›n›-
kad›nlar›n da flehirdekiler kadar müslüman z›n da sizin üzerinizde haklar› vard›r” sözüne
oldu¤u halde onlardan farkl› bir hayat yafla- uygun kabul ettikleridir (Güngör, 2000: 212).
d›¤›d›r.” (Güngör,2000: 212). Kad›n›n devlet yönetimindeki etkili konumu
Göçebe kültüre mensup kad›n›n yerleflik Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun son y›llar›na ka-
kültür kad›n›na nispetle daha hür bir hayat dar sürmüfl ve Sultanlar›n saray içindeki ent-
yaflad›¤›na çeflitli kaynaklarda dikkat çekil- rikalar› bilhassa son dönemlerde pek çok ese-
mifltir13. re ilham olmufltur. Ancak bu kad›nlar›n ço-
Ziya Gökalp, Türk Medeniyeti Tari- ¤unlu¤unun yabanc› uyruklu oldu¤u da bili-
hi’nde kad›n›n toplum içindeki konumunu nen bir hakikattir.
flöyle ifade eder: Yine eski Türklerde aile hayat›nda kut-
“Türklerde ise, kad›n ne tabu, ne de yen sal kabul edilen kad›n, kimi zaman yasalarla
olmad›¤›ndan, güzel tür, güçlü türün karfl›t› (Gökalp,1989 : 77)16 güvenceye al›nd›¤›ndan
ve onun karfl›s›nda eksik de¤il, aksine onun cemiyet içinde emniyetli bir hayat sürmekte
efli tamamlay›c›s› olmufltur.(..) idi. Di¤er toplumlarda örne¤ine s›kl›kla rast-
“Türklerde, cinsel iflbölümü de yoktu. lanan “kad›n esareti, kad›n ticareti, kad›n he-
Çünkü, cinsel iflbölümü, kad›n›n tabu olma- diyesi (büyük birine, mesela hükümdar ve ve-
s›ndan ileri gelmifltir. Eski Türklerde, kad›n zire kad›n takdimi) gibi Türk’e yabanc› olan
tabu olmad›¤›ndan, erke¤in her çal›flmas›na içtimai çarp›kl›klar› Türk töresi fliddetle me-
kat›l›rd›. Avda, savaflta, ziyafetlerde, toplant›- netmiflti (Ülkütafl›r,1967). Bunun en güzel ör-
larda ve genel dinî, siyasî, ahlâkî, güzel sanat- neklerinden birini Manas Destan›’nda gör-
lar, dil ve ekonomi alanlar›nda kad›n erkekle mek mümkündür. Manas, fiooruk Han ile sa-
beraberdi…” (Gökalp, 1987: 257-258)14 vaflarak onu yendi¤inde fiooruk Han’›n kendi-
‹slaml›ktan önce tabu olmad›¤› için (Gö- sine kad›n hediye etmesine flöyle cevap verir:
kalp, 1987: 278) örtünme ve harem türünden “Ben hanl›¤› ya¤malad›m diye hediye
adetler olmad›¤› gibi, efsanelerde destanlarda edilen k›z› zorla zevceli¤e almam, kendisi is-
ve yaz›tlarda da aç›kça görülüyor ki, Türk ka- terse kabul ederim. Otuz k›za hediyelik k›zlar
d›n›n›n sosyal hayatta tart›fl›lmaz bir yeri ve demiyelim.K›zlara hediyelik gibi muamele et-
üstün bir de¤eri vard›r (Duygu, 1973: 616). ‹s- miyelim (...) K›zlar› kendi iradelerine b›raka-
lamiyet öncesi Türk sosyal hayat›nda kad›n›n l›m. Kendileri seçsinler! ‹stedikleri erke¤e git-
zaman›m›zdakinden çok daha genifl bir hürri- sinler!” (Türkmen-‹nayet, 1995; 114)17
yet ortam› içinde ve hiçbir milletle mukayese Göktürklerde “efl” ad›n› alan kad›n›n,
edilemeyecek kadar üstün bir konumda, her Ça¤atay Türklerinde “evlik”, Anadolu Türkle-

http://www.millifolklor.com 115
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

rinde “bafla, baflyoldafl›, bike, ev flenli¤i, yana- Tanr›ya yalvar›p yaflayan,


fl›k” gibi adlarla an›ld›¤› bilinmektedir. Avrat Dünya güzeli olsun,
(Uragut) kelimesi ise genifl anlamda “kad›n” Düflünceli k›z olsun” (Türkmen-‹nayet,1995:
demektir (Ögel,1979: 172-173).18 Mitolojide, 142)
masallarda, efsanelerde, halk hikâyelerinde, Dede Korkut Destan›’nda da kad›n-
kad›n kocas›n›n yan›ndad›r,19 en az›ndan ya- larla ilgili dikkat çeken bir s›n›flamaya rast-
n›nda olmas› öngörülmektedir; mücadelelere lar›z:
kat›l›r, kahramand›r, k›l›ç sallar, idarecilik “Kar›lar dört türlüdür. Birisi solduran
yapar, özellikle geçici ve daimi olarak kocas›- soptur, birisi dolduran toptur, birisi evin da-
n›n olmad›¤› durumlarda onun görevi ve fonk- ya¤›d›r (deste¤i), biri de ne kadar dersen ba-
siyonlar›n› da üstlenir.20 ya¤›d›r.”23 Burada makbul olan ya da olmayan
Kültür tarihimizin önemli kaynaklar›n- vas›flar›n hemen her toplumda rastlanacak
dan olan destanlar›m›zda “hakim sembol ve evrensel kabuller oldu¤unu söylemek mecbu-
ideoloji, Türk aile modelinin kültürel davra- riyetindeyiz.
n›fl “idion”u sergilenmektedir.21 Ve yine ayn› Bu kad›nlar›n en ideali “evin daya¤›” ya-
kaynaklarda “yuvay› difli kufl yapar” sözüne ni deste¤i olan kad›nd›r. Evi çekip çeviren ve
uygun olarak “ailenin ve özellikle kad›n›n kül- eflini lây›k›yla temsil eden kad›n tipidir. Sol-
türleyicilik rolü” (Tural,1998: 78) önemli bir duran sop, müsrif kad›n tipini, dolduran top,
hususiyet olarak karfl›m›za ç›kar22. Manas dedikoducu kad›n tipini, baya¤› kad›n ise efli-
Destan›’nda Manas evlenme¤i isteyebilece¤i ni mahcup eden kad›n tipini temsil eder.24
kad›n›n tarifini yaparken kad›nlar› da s›n›fla- Erke¤in bak›fl aç›s›yla dört s›n›fa ayr›-
maktad›r: lan kad›n için ise evlilik, düzenli hayat, arka-
“Lak›rd› laf söyleyen, dafll›k, sevgi, gelece¤e güven, yaln›zl›¤›n ön-
Geceli gündüzlü göz oynatan, lenmesi, maddî güç, en önemlisi ise çocuk sa-
Yan›nda yi¤itleri olan hibi olmak demektir.25 Türk sosyal hayat›nda
Beyin k›z› olmas›n. önemli bir yeri olan evlilik ve ailenin oluflu-
Hep bilgelik taslayan, mu, özellikle masallarda ve halk hikâyelerin-
Ne ifl yapsa gizleyen, de murada erme fleklinde ifadelendirilmifltir.
Pirin k›z› olmas›n. Öyle ki, flu veya bu sebeple bir araya geleme-
Muhaf›zlar› yan›nda, mifl veya sonralar› ayr› düflmüfl sevgililerin
fi›mararak yetiflen, (afl›k-mafluk) birleflmeleri, evlenmeleri, aile
Han k›z› olmas›n kurmalar› k›saca “murada ermeleri” toplum
Kaymak yiyip evde yatan, içinde mutlulu¤un en üst göstergesi olagel-
Babam›n gözü aç›kken, mifltir.26 Türk ailesi hakk›nda araflt›rmalar
Gözü mirasta olan, yapan ilk bat›l› araflt›rmac› Grenard’›n tespit-
Gidece¤im erkek bey olsun diyen, lerine göre; Türk k›z› hayat arkadafl›n› seç-
Zengin k›z› olmas›n. mekte serbesttir (F›nd›ko¤lu, 1971; 205)27.
Tabana çatlak, yüzü kal›n, Divan-› Lügati’t-Türk’te de efl seçme gele-
Konuflmas›n› bilmeyen, ne¤i ile gençlerin efllerini seçmekteki özgürlü-
Köle k›z›ndan olmas›n. ¤ü bahis konusu edilir (Köymen,1975: 19).
........ Ne var ki bu serbestlik zaman içinde uy-
Gösteriflli olmayan hofl sözlü gulamadan kalkmaya bafllar ve de¤iflen kül-
Nur yüzlü cad› gözlü, tür daireleri do¤rultusunda Türk toplumunda
Dik boyunlu, dü¤me bafl, kad›n- erkek münasebetinin ortaya ç›k›fl›, ya-
Kavray›fll›, ci¤eri tafl, flan›fl› ve al›nan tepkiler farkl›l›k gösterir. Za-
Kahkülü güzel, uzun saç, manla toplumun getirdi¤i kurallar ile gelenek
Kocas›na iyi davranan, ve görenekler erke¤e daha fazla haklar tan›r-
Halk› için çare bulan, ken kad›n için genellikle k›s›tlay›c› bir durum

116 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

yaratm›flt›r.Burada meseleye toplum-kad›n flitli ifade yollar› vas›tas›yla ortaya koymak


münasebeti aç›s›ndan k›saca de¤inmek gere- durumunda kal›r. K›rsal bölgelerde iflledi¤i
kir. nak›fllar, k›yafetleri ve k›yafetlerindeki renk-
En yal›n tan›m› ile ;“Ayn› toprak parças› ler ayr›ca türkü ve maniler kad›n›n kendini -
üzerinde yaflayan ve temel ç›karlar›n› sa¤la- dolay›s›yla duygular›n›- ortaya koyan birer
mak için ifl birli¤i yapan insanlar›n tümü”28 araç vazifesini üstlenirken flehirli kad›n›n›n
olan toplumun insan üzerinde, getirdi¤i ku- azci dikkatlerden kaçmaz. Günümüz Türk
rallar sebebiyle inkâr edilemez bir etkisi var- toplumunda ifl hayat›ndaki kad›n›n yüklendi-
d›r. Ve her toplumun da kendi bünyesi içinde ¤i sorumluluklar yan›nda gerek ailesi gerekse
sahip olunan dinî inançlar, yaflam flartlar›, sosyal muhiti içinde sürekli göz önünde bu-
ahlakî yap›s› farkl›l›k gösterir. Bat› toplumla- lunmas› onu geleneksel yap› içindeki kad›n-
r›nda suç ya da ay›p kabul edilen bir davran›fl dan daha dar bir kal›p içine s›k›flt›r›r.
Türk toplumunda ola¤an kabul edilebilir. Ya Kad›n erkek münasebetinin yasal ve hofl
da Afrika’da bir toplumda onaylanan bir dav- görülen biçimi olan evlilik, öncelikle kad›n ile
ran›fl medenî seviyedeki bir toplumda yad›r- erke¤in müflterek bir hayat kurmas›n›n top-
ganabilir. ‹slamî kurallar›n benimsendi¤i lumsal onay al›nmas›yla ortaya ç›kan ve kut-
Müslüman toplumlar›nda uygulanan yasalar sa kabul edilen bir müessesedir.
kimi zaman dünyan›n k›nad›¤› bir durum ha- Toplumun temel birimi olan ailenin ku-
line dönüflebilir.(Misal olarak “recm”29 cezas›- ruluflu, bafl›ndan itibaren gelenek ve görenek-
n›n uygulanmas›n› göstermek mümkündür.) ler do¤rultusunda geliflen bir süreçtir. Türk
Türk toplumunun da kendi yap›s› içinde toplumunda evlilikler eskiden beri ço¤unluk-
belli kurallar› ve yasaklar› olmas› do¤ald›r. la;
Örne¤in kad›n ile erke¤in yasal olmayan bir a.Görücü usulü
iliflkisine Türk toplumunun genelinde müsa- b.Beflik kertmesi
maha gösterilmez. Dolay›s›yla toplum kural- c.Berdel
lar›n›n bireyler üzerindeki yapt›r›m gücü – ç.Akraba evlili¤i
hele ki geleneklerine s›k› s›k›ya ba¤l› bir top- d.Kaçarak evlenme
lum oldu¤umuz düflünülürse- inkar edilemez. e.Anlaflarak evlenme
Buradan hareketle diyebiliriz ki toplum ve biçimlerinde olur.
toplum kurallar› herkesin uymas› gereken a.Görücü Usulü ‹le Evlilik: Evlenme
ama bilhassa kad›n›n üzerinde etkisi olan bir yafl›na gelmifl erke¤in ailesinin -genellikle ka-
kontrol mekanizmas›d›r. d›n akrabalar›n›n- umumiyetle bir tan›d›k va-
Günümüz Türk toplumunda kad›n dav- s›tas›yla haberdar olduklar› genç k›z›n evini
ran›fllar›n› içinde yaflad›¤› cemiyetin kabulle- ziyaretleri ve onaylarlarsa ailenin erkekleri-
rine uydurmak durumundad›r. Bu sebeple ka- nin olaya dahil edilmesiyle yap›lan bir evlen-
d›n›n en çok korktu¤u fley ad›n›n biriyle an›l- me çeflididir. Bugün k›rsal kesimde hala uy-
mas›, yani “ad›n›n ç›kmas›”d›r. Kad›n ad›n›n gulanan bir yöntemdir.
herhangi bir dedikoduya malzeme olmamak b.Beflik Kertmesi: Ailelerin çocuklar›
için hususî hayat›na büyük özen göstermeli- henüz bebekken onlar› evlendirmek üzere
dir. sözleflmelerine dayanan bu çeflit evlenmeler-
Türk toplumunda aflk, “geleneksel yap› de aileler birbirlerine söz verdikleri için bebe-
tafl›yan bir toplum oldu¤umuz için erke¤in öz- ¤in büyüdü¤ü zaman istememek gibi bir hak-
gürce yaflad›¤›, gururla dile getirdi¤i , kad›- k› yoktur.
n›n ise ailesini ve toplumun de¤er yarg›lar›n› c.Berdel: ‹ki ailenin birbirinden ayn›
göz ard› etmeden yaflamas›” icap eden bir duy- zamanda k›z al›p vermesi fleklinde uygulanan
gudur.30 bir evlenme çeflididir. Do¤u ve Güneydo¤u
‹flte bu çeliflkili durumu yaflayan Türk Anadolu bölgesinde örneklerine rastlad›¤›m›z
kad›n› aflk›n›, sevgisini ve sair duygular›n› çe- bu evlenme çeflidinde amaç bafll›k paras›ndan

http://www.millifolklor.com 117
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

kurtulmakt›r. Geri dönüflü ya da telafisi ol- Öncelikle evlenecek gençlerin ailelerin bu ev-
mad›¤›ndan bu çeflit evlenmelerde taraflar›n lili¤e r›za göstermeleri beklenir. Bu çiftin
mutsuz oldu¤u düflünülürse evlilik hayat› mutlulu¤u için adeta temel koflullardan, ol-
hem kad›n hem de erkek için büyük bir ›st›ra- mazsa olmazlar›ndan biridir. Evleninceye ka-
ba dönüflecektir. dar babas›n›n namusu olarak görülen genç k›-
ç.Akraba Evlili¤i: Genellikle yak›n ak- z›n evlilik gibi hayatî bir kararda ailenin ona-
raba çocuklar›n›n birbirleriyle evlendirilmele- y›n› dikkate almas› gerekir. Ailenin kutsall›-
ri fleklinde ortaya ç›kan bir evlenme flekli- ¤›na inanan bir toplumda her iki taraf›n yeni
dir.Akraba evlili¤i de berdelde oldu¤u gibi - kurulacak akrabal›¤› belli bir çerçevede yürü-
yak›n akrabal›k münasebetlerinden dolay›- tebilmesi beklenir. ‹flte bu sebeplerden dolay›-
vazgeçilmesi mümkün olmayan ve flartlar ya d›r ki genç k›z evlilik karar› almadan önce bu
da duygular ne olursa olsun ömür boyunca karar› ailenin büyüklerine dan›fl›r. Dolay›s›y-
sürdürülmek zorunda olunan bir kurum hali- la ailenin -bilhassa anne baban›n- onay› ol-
ne dönüflebilmektedir. mayan bir evlilik taraflar›n -bilhassa genç
d.Kaçarak Evlenme: Daha önceki bö- k›zlar›n- pek de tercih etmedi¤i bir yoldur.
lümlerde de ifade etti¤imiz gibi kaçarak ev- Türk aile hayat›nda tek efllilik genelde
lenme daha ziyade k›rsal kesimde görülen ve tercih edilen bir uygulamad›r. “Kad›n›n biri
maddi zorluklar ya da ailenin r›zas› olmad›¤› âlâ, ikisi bela” atasözü de Türklerin çok efllili-
için taraflar›n anlaflarak -kimi zaman da k›- ¤e bak›fl›n› ortaya koyar (Kurt, 1991: 99). Ta-
z›n r›zas› olmad›¤› için k›z kaç›rma- fleklinde rihte Kad›n adl› eserin yazar› Gaston Ric-
kurulan bir evlilik çeflididir. Bu çeflit evlen- hard, Türkmenlerin büyük ço¤unlu¤unda yal-
melerde taraflar için maddî ve manevî zorluk- n›z bir kad›nla evlili¤in hakim oldu¤una ifla-
lar› hayli fazlad›r. ret eder (Richard, tarihsiz :204).
e.Anlaflarak Evlenme: Günümüzde fle- Orhun Abideleri’nden de anlafl›l›yor ki
hirlerde ortaya ç›kan bir evlenme çeflididir. Türklerde tek kad›nla evlenmek esast›r. Ayn›
Kad›n›n toplum içinde daha fazla varl›k gös- flekilde Göktürkler, Kazaklar, hatta Çin Tür-
termesi, birey olarak sosyal hayat içinde yer kistan›’nda da çok eflle evlenme örne¤ine rast-
almas› kad›n erkek münasebetleri bak›m›n- lanmaz. ‹kinci efl ancak kad›n›n çocu¤unun
dan kad›na arad›¤› ortam› nispeten sa¤- hiç olmamas› ya da erkek çocu¤unun olma-
lar.Toplum yap›s›n›n giderek de¤iflmesiyle ta- mas› durumunda31 ve en önemlisi ilk kad›n›n
n›fl›p evlenme gençler taraf›ndan gitgide daha r›zas›yla mümkün olabilirken (F›nd›ko¤-
fazla tercih edilen bir yöntem haline gelmek- lu,1971: 205)32 günümüzde de örneklerini bil-
te ve bu çeflit evliliklerin say›s› artmaktad›r. hassa feodal düzenin devam etti¤i kesimlerde
Türü ne olursa olsun evlilikte her iki ta- gördü¤ümüz bir çeflittir.
raf için beklentiler geneldir. Erkek için evini Türklerin tek kad›nla yaflad›klar›na da-
çekip çevirecek, ona ve ailesine sayg›da kusur ir kesin deliller oldu¤unu öne süren Rason-
etmeyecek, sa¤l›kl› çocuklar do¤uracak bir yi’ye göre ikinci kad›n için eski Türkçe’de
kad›nla hayat›n› kolaylaflt›rmakt›r. Kad›n Türk kökünden bir kelimeye rastlanmamak-
için ise evlili¤in çok boyutlu bir anlam› vard›r. tad›r.33
O evlili¤i “mutlu son” olarak görür. Evlilik ka- “Kuma” sözcü¤ünün tarihimizdeki kul-
d›n›n aile içindeki ve toplum karfl›s›ndaki ko- lan›m›n› izah eden Ziya Gökalp flunlar› söy-
numunu de¤ifltirir. Buna karfl›l›k yüklendi¤i ler:
sorumluluklar erke¤inkinden çok daha fazla- “Baz› baflkanlar fetihlerde zengin olduk-
d›r. tan sonra, eflleriyle yetinmemeye bafllad›lar.
Geleneksel bir yap› gösteren Türk toplu- Bu, ald›klar› esirlerden, yahut egemenlikleri
munda evlilik gibi çok boyutlu bir müessese- alt›na yeni giren oymaklardan güzel odal›klar
nin teflekkülü do¤ald›r ki fevkalâde önemli ve edinmeye bafllad›lar. Töre bunlar› uygun bul-
vazgeçilemez bir tak›m kurallara ba¤l›d›r. mad›¤›ndan, bunlara hatun ad› verilemezdi.

118 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

Bu yüzden eski Türkler bunlara “kuma” ad›n› rak- yaflad›¤› iliflkinin kad›n için önemi erke-
verdiler ve bir çeflit odal›k olarak tuttular. ¤inkinden çok farkl›d›r. Kad›n sevdi¤i erkek
“Kuma” gerçek eflten çok farkl› idi: Kuma ile ömür boyu bir beraberli¤in -yasal olan› ev-
bir efl gibi de¤il, hatunun k›z kardefli gibi aile- lili¤in- hayalini kurar. Ve erkekle iliflkisinin
ye kat›l›rd›. Kendi çocuklar› kumaya teyze di- mutlaka evlilikle neticelenmesini ister. Erkek
yebilirlerdi. Anne diyemezlerdi. Bu s›fat yal- için biten bir iliflki ya da evlilik yenileri için
n›z evin sahibesine yani gerçek efle verilebilir- bafllang›ç olarak kabul edilirken, kad›n aç›-
di” (Gökalp,1989: 115-116). s›ndan adeta bir y›k›m olur. Kad›n bir erke¤e
Türk ailesinin karakteristik özellikle- kalbini açma cesaretini göstererek pek çok fle-
rinden biri olan tek eflle evlilik O¤uz Türkle- yi göze alm›flt›r. ‹liflkinin bitmesi, ya da bo-
rinin destan› olan Dede Korkut’ta da kad›- flanma kad›n›n hayat›n›n sonraki dönemleri-
n›n statüsü34 ve kad›n› aile için kurucu asil ni de tart›flmas›z etkiler. Terk edildi¤i ya da
üye sayan Türk töresi (Tural,1989;79) hak- bofland›¤› için olumsuz duygular gelifltiren
k›nda çok özel iflaretler vard›r. Sad›k Tural’›n kad›n hem kendi kendini sorgulayacak hem
dikkatiyle “Dede Korkut destanlar›n›n en de ailesi ve toplum önünde düfltü¤ü durumu
önemli ve en özel yönü -‹slamiyetlefltirilmifl ol- giderme çabas› içinde olacakt›r. “Erke¤in eli-
mas›na ra¤men- tek kad›nl› evlilik yapma, ai- nin kiri” olan gönül maceras› kad›n›n “aln›n›n
le kurma anlay›fl›d›r (Tural,1989;79). Ancak lekesi” olarak ona geri dönecektir. Bu olum-
Manas Destan› gibi baz› kaynak eserlerde suzlu¤un toplumumuzda ne zaman, hangi
zorunluluk sonucu gerçeklefltirildi¤i ima edi- flartlarla olufltu¤unu tahmin etmek güç.Ve ne
len çok eflli evlilikler de söz konusudur. yaz›k ki günümüzde “dul kad›n” olarak yafla-
Osmanl› aile hayat›nda çok eflli evlili¤in man›n zorlu¤u malumdur.
serbest b›rak›lmas›na karfl›n tek eflli evlilik Kad›n›n aile içinde ve toplumdaki statü-
hayat›na dair iflaretlere arfliv kay›tlar›nda sünü belirleyen en önemli etkenlerden biri de
(tereke defterleri, vakfiyeler, fler’iyye sicilleri) anneliktir. Annelik kad›n› erkekten ay›ran en
ve seyahatnamelerde rastlamak olas›d›r önemli özelli¤idir. Bunu kimi araflt›rmac›lar
(Türkdo¤an,1992;54)35. 16. yüzy›lda Osmanl› kad›n›n üstünlü¤ü olarak da de¤erlendirirler.
topraklar›nda dolaflan seyyah Alman Protes- “Ama bir fley var ki onu erkekler hiçbir
tan papaz› Salomon Schweiger (Ortay- bölgede, hiçbir toplulukta yaflayamazlar:
l›,1984;80) ile Lady Montagu’nun (Türkdo- Bu etinden et kopar›rcas›na bir sevgi
¤an, 1992;55) Türklerle ilgili kay›tlar› buna sa¤na¤›nda y›kanma...
örneklik edecek kaynaklard›r. Ya da flöyle diyelim: Sevgide ar›nma...
Evlili¤in, bu denli önemli oldu¤u bir top- Bir sevgi e¤itimi...
lumda, boflanmaya veya ayr›lmaya dair ö¤ele- Anal›k...
rin çok fazla yer almay›fl› dikkate de¤er. Evle- Kan›mca, erkekler bu e¤itimden geçme-
nen kad›na beyaz gelinlikle ç›kt›¤› baba evine menin eksikli¤ini hep tafl›yorlar.
beyaz kefenle dönece¤i telkiniyle kurulan aile Karfl›l›k beklemeden sevginin, yaln›z “ve-
hayat›nda yaflanan problemler ne denli önem- rerek” sevmenin ne demek oldu¤unu yaflaya-
li olursa olsun, ayr›lma için mazeret kabul rak ö¤renemiyorlar” diyor Memet Fuat. (Fu-
edilmez. “Tütmedik baca, çekiflmedik kar›-ko- at,2002: 314)
ca olmaz” atasözü de evlilik hayat›nda kar› ‹slâmiyet’ten sonra, evlilikte kad›n›n ko-
koca aras›nda ufak tefek tart›flmalar›n hofl numunu de¤ifltiren anneli¤i yaflayamam›fl ka-
görülmesi gerekti¤ini (Kurt,1991: 99-100) d›n›n durumunun ise gerek evlilik hayat› ge-
vurgular. rekse toplum hayat› içinde çok da makbul ol-
Buna karfl›l›k çeflitli sebeplerle bilhassa mad›¤›n› söylemek zorunday›z. Anneli¤in ka-
evliliklerde veya iliflkilerde ayr›l›k yaflanmas› d›na kazand›rd›¤› haklar geçmiflten günümü-
da rastlanan bir durumdur. Toplumun ve aile- ze de¤in kazan›lm›fl haklar olarak karfl›m›za
nin bask›s› alt›nda, -kendisini tehlikeye ata- ç›kar. Tarih boyunca Türk aile hayat›nda ka-

http://www.millifolklor.com 119
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

d›n, “anne” kimli¤i ile aile içinde tart›fl›lmaz hesiz evlat ac›s›d›r. Hiçbir kad›n evlad›n›n
bir konuma sahip olmufltur. Bu konum yeni ölüm ac›s›n› yaflamak istemez.43 Çocu¤unu
kabul edilen dinle birlikte pekiflir. Evin içinde çok seven bir annenin onun bafl›na gelen felâ-
annenin birçok konuda hem sorumlu hem de keti hissedece¤i düflüncesi, o¤lunu Pars yiyen
hakim kifli oldu¤u görülmektedir.36 Kad›n›n annenin bunu kötü bir rüya görerek hisset-
çocuk -bilhassa erkek çocuk do¤urarak- aile mesi örne¤i ile edebî metinlere de konu ol-
ve toplum içinde pekifltirdi¤i yerini kay›nvali- mufltur. Kocas› için sayg› duyulmas› gereken,
de olarak daha da sa¤lamlaflt›rd›¤› bilinen bir küçük düflürücü davran›fllardan sak›n›lan ka-
gerçektir. Tarihî vesikalarda da rastland›¤› d›n (Eröz, 1997;15-16) evlatlar› için de anal›k
gibi eski Türklerde, babadan sonra aileyi an- s›fat›yla kutsal say›lm›flt›r. Anne hakk›n›n
ne temsil etmektedir. (Türkdo¤an,1992: 35) Tanr› hakk› kabul edildi¤i bir toplumda anne
“Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz” sözü ile evlat aras›nda sevgi ve sayg› vard›r.44
anneye verilen önemi yans›t›r. Kad›n, ancak Türklerde “anneye sevgi ve hürmet,” içten ge-
anne olduktan sonra aile içinde erkek kadar len ve kökleri çok derinde olan ve günümüzde
bazen daha da fazla söz sahibi olaya hak ka- de geçerlili¤ini koruyan bir duygudur (Sön-
zan›r. Türk aile yap›s› anne ve baban›n eflit mez,1996;25). Ve evlat için hem yaflanan dün-
haklara sahip oldu¤u iki yönlü bir kimlik ve yada hem ahirette mutlulu¤un anahtar› bir
yap› arz eder (Türkdo¤an,1992: 40). cümlecikte özetlenmifltir: “Cennet analar›n
Günümüzdeki uygulamalar›n aksine aya¤› alt›ndad›r.”
olarak eski Türklerde kad›n, her fleyden önce
evinin hakimidir. Ve çocuklar› üzerinde ana- NOTLAR
1
n›n sözü, babadan daha fazla geçer. Savafllar- Sar›koyuncu, Ali; “Türklerde Kad›n Haklar›
Üzerine Bir De¤erlendirme” Bilig.8, K›fl, 99, s.120
da da kad›n erke¤ine yard›m eder. (Duygu, Sar›koyuncu; “‹slamiyeti din olarak seçiflleri
1973: 618) Yine eski Türklerde, “ö¤” ad› veri- öncesinde, Türklerde kad›n›n durumu özellikle di¤er
len annenin ailedeki yeri baban›n di¤er akra- toplumlardan çok daha iyi idi…” diyerek (a.g.m.,
s,121) Türk kad›n› hakk›nda din ile yorum yapmak-
balar›ndan daha önemlidir. Öyle ki, baban›n
tad›r. Dinler Tarihi adl› eserde ise; “Eski Türkler,
miras› anneye intikal eder.37 ‹slamiyet’in ge- ahlâkî bak›mdan da yüksek meziyetlere sahipti. On-
tirdi¤i farkl› uygulamalara ra¤men bilhassa larda özde, sözde, iflte do¤ruluk temel hususiyet
k›rsal kesimde gizlenmifl kad›n kimli¤inin ya- idi.Cinayet, zina, yalan yere yemin, aldatma, riya,
yerme, kovuculuk, kibir gibi davran›fllardan çekinir
salarla güvence alt›na al›nmas›yla ilgili yeni ve bunlar› kötü görürlerdi.” Tümer,Güner-Abdur-
yasal düzenlemelerin kad›n›n tarihteki konu- rahman Küçük: Dinler Tarihi, II.Bs. Ank.1993,
munu geri kazand›¤›n›n bir iflareti olarak de- s.85)
2
Doç.Dr.Türkan Ar›kan’›n, Atatürk’ün Türk
¤erlendirmek mümkündür. Bak›n›z tarihte
Kad›n› Hakk›ndaki Görüfllerinden Bir Demet
ailenin vazgeçilmez ö¤elerinden olan “an- (1984, s.7) isimli çal›flmas›nda ortaya koydu¤u fikir-
ne”nin -daha genifl bir ifadeyle kad›n›n- önemi leri de Türk kad›n› hakk›nda düflüncelerimizi des-
Türk mitolojisinde38 an›tlarda,39 destanlar- tekler. “tarih boyunca Türk kad›n›, Türk erke¤i ile
yanyana, omuz omuza, vatan›n ve milletin kurtulu-
da40 da vurgulanm›flt›r. Örne¤in; Budist Uy- flu, ba¤›ms›zl›¤›, geliflmesi, ilerlemesi ve mutlulu¤u
gurlara ait ve Türkçe ad› “Ög Kang” yani için her zaman engin bir özveriyle ve gerçek bir içten-
“ana-baba” olan bir eserde “annenin evlâd›na likle çal›flm›flt›r. Toplum hayat›nda kendine düflen
sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal rolü, günün
yapt›¤› iyilikleri, fedakârl›klar›, gösterdi¤i iç- flartlar› içinde eksiksiz yerine getirmifl, her yönüyle
ten sevgiyi anlatan” manzumeler de bulun- de¤erini kan›tlam›flt›r. Bu yüzdendir ki, Türk kad›n›
maktad›r.41 Annelik vazifesi her türlü sosyal hem aile hayat›nda, hem de toplum hayat›nda yük-
sek bir yere sahip olmufltur. Öyle ki, dilimizde yerle-
sorumluluktan daha önde gelen bir görevdir.
flen “ana-baba” ve “kar›-koca” terimlerinde, baba’dan
Anneler “Han K›z›” veya “Han Kar›s›” olarak önce ana, koca’dan önce kar› sözcükleri bofl yere kul-
kabul edilmifltir. Böyle olsa bile çocuklar›n› lan›lmam›flt›r.”
3
“dolap dolap, kendi ak sütünü” emzirerek bü- Türk Aile Ansiklopedisi, C.I, S.57
4
Türk Aile Ansiklopedisi, C.II, s.394, Ayr›ca,
yütür, dolama befliklerde yat›r›rlar.42 Kad›n›n bu konu için bkz. Kültigin Do¤u Cephesi, s.9
annelik s›fat›yla yaflayaca¤› en ac› duygu flüp- 5
Süleyman Duygu’nun “Türk Sosyal Haya-

120 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

t›nda Kad›n” adl› çal›flmas›ndaki tespiti de kad›n kocas›na hizmete adam›fl ve ona iyi hizmet eden, de-
güzelli¤i ile ailede kad›na verilen de¤ere iflaret eder: ¤erlendirmesiyle kocas›n›n az›n› ço¤altan, iyi huyla-
“Dede Korkut O¤uznamelerinin a¤ca yüzlü, kara r›yla üzüntülerini gideren, nezaket ve kibarl›¤›yla
gözlü, selvi boylu, ince belli, güz elmas› yanakl› ka- dertlerine teselli olan kad›nd›r.” (Sosyo-Kültürel
d›nlar›, kaza benzeyen gelinleri, k›zlar› evlerinin da- De¤iflme Sürecinde Türk Ailesi, Ank.1992, C.III,
yana¤› idi” (Türk Kültürü, C.XI, S.128, s.618) s.913)
6
Yine bu destandaki kahramanlardan Salcan 13
bkz. Sad›k Tural: Edebiyat Bilimine Kat-
Hatun, ata binen, k›l›ç kullanan, savaflç› bir kad›n- k›lar, Ankara 1993, s.222.
d›r. (s.152) 14
Türk kad›n›n›n bu yaflay›fl› ünlü gezgin ‹bni
7
Bay Bican Bey’in k›z› Ban›çiçek, Beflik Kert- Batuta’n›n Seyahatnamesinde de dikkat çekici bir
mesi Bay Büre Bey-o¤lu Bams› Beyrek’i flu sözlerle bölüm olarak yerini al›r. H.‹.Parmaks›zo¤lu: ‹bni
imtihan eder: “-O k›z öyle adam de¤ildir ki sana gö- Batuta Seyahatnamesinden Seçmeler, ‹st. MEB
rünsün. Ama ben Ban›çiçek’in dad›s›y›m. Gel imdi Yay., 1971, s.3-4, Türk Aile Ans. C.I. s.15
bey yi¤it, seninle ava ç›kal›m, e¤er senin at›n benim 15
Ayr›ca bzk Kaplan, Leyla: Cemiyetlerde ve
at›m› geçerse onun binicisini de geçersin. Hem senin- Siyasî Teflkilatlarda Türk Kad›n›, Ank.1998, s.1
le ok atal›m, beni geçersen onu da geçersin. Hem de 16
Örne¤in; “Uygurlar vas›tas›yla Türk töresi-
seninle güreflelim, beni basarsan, onu da basars›n.” nin izlerini tafl›yan Cengiz Han yasas›nda, kad›n ve
Ban›çiçek bu sözlerle kendisini tan›mayan beflik k›zlara tecavüz edenler fliddetle cezaland›r›l›rd›. Ev-
kertmesine kendi kimli¤ini gizleyerek meydan oku-
li bir kad›na tecavüzün cezas› ise ölümdü.” (Ziya Gö-
maktad›r. (Sosyo-Kültürel De¤iflme Sürecinde
kalp; Türk Ahlâk›, C.I. s.77, Türk Aile Ans. C.I.
Türk Ailesi, C.I, s.44-45)
8
s.16)
“Çin tarihlerinin yazd›klar› ve Vambèry’nin 17
“K›rg›zlar›n avulu Manas’›n niflanl›s›n› deb-
eski Türkçe’de “alüfte ve piç” deyimlerine rastlan-
debe ve kaideyle karfl›lad›. Erenlerin eflleri de hediye-
mad›¤›na iflaret etmesi de, Türk kad›n›n›n do¤rulu-
lik k›zlara karfl› yap›lan muameleyle de¤il, ailesine
¤u hakk›ndaki hükümleri kuvvetlendirir.” (Duygu,
kat›lan yeni üyesini sayg› ve selamla karfl›lad›lar.
Süleyman; “ Türk Sosyal Hayat›nda Kad›n” Türk
Ç›y›rd› han›m gelinini kimseye hediyelik dedirtmedi,
Kültürü Y›l:1973, C.XI, S.128, s.616) Yine bir baflka
o¤lak çekiflme yapt›r›p, önü arkas›na bavursak saça-
eserde bu konuyla ilgili flu tespitlerde bulunulmufl-
tur: “Türklerde nefse hakimiyet önemlidir. Zina ya- rak karfl›lad›.” (a.g.e. s.116)
18
sakt›r ve hatta Türkler’e çok yabanc›d›r.” (Tümer,Gü- Ögel, Bahaddin; Türk Kültürünün Gelifl-
nay-Abdurrahman Küçük; Dinler Tarihi, II.Bs., me Ça¤lar›, Ank. 1979, s.172.-73 (Yine Ögel’in ayn›
Ank.1993,s.85) eserinde kad›ndan flöyle bahsedilir: “Eski Türk gele-
9
“Devletin en küçük birimi olan aile, mukad- ne¤inde kad›na sayg› duymak bir mecburiyettir.
desti. Kar› ve koca birbirlerine ihanetten kaç›n›rlar- Çünkü iyi bir kad›n evin temelidir. Uygurlar ve Har-
d›.”sözleri de Türk aile yap›s›n›n anlafl›lmas›n› sa¤- zemflahlar döneminde bu de¤erlerin hakim oldu¤u-
lar. (Tümer,Günay-Abdurrahman Küçük; Dinler nu görüyoruz. Kad›n yaln›z evde de¤il, d›flar›da da
Tarihi, II.Bs., Ank.1993,s.85) kocas›n›n yard›mc›s›d›r.”
19
10
“Göz açuban gördü¤üm, Gönül verip sevdi- Dede Korkut’ta Deli Dumrul’u Azrail’e can
¤im” m›sralar› bunun kan›t›d›r. vermekten efli kendi can›n› vererek kurtarmak ister.
11
Gökyay, Orhan fiaik; Dede Korkut, (Dede Korkut, s.131) Yine ayn› eserde Dirse Han’›n
‹st.1976, s.210-211. Ayr›ca kad›na gösterilen ihti- hatunu çocuklar› olmad›¤› için öfkelenen kocas›na
mam bak›m›ndan da Dede Korkut Hikâyeleri’nin sakinlefltirici sözler söyler ve; “Ulu toy eyle, hacet di-
dünya kültür tarihi aç›s›ndan önemini göz ard› ede- le! Ola ki bir a¤z› dual›n›n berekat›yla Tanr› bize bir
meyiz: “Dünyadaki hiçbir destanda, kad›n› erke¤e erdemli çocuk verir” (Dede Korkut, s.4)
20
eflitleyen; kad›n› iffet ve sadakat sembolü sayan, ka- Sosyo-Kültürel De¤iflme Sürecinde
d›n› aileyi kuran ve koruyan bir yere yükselten, kad›- Türk Ailesi, Ank, 1992 C.I, s.24
n›, kahramanl›¤›yla da öne ç›karan; ahlâkî de¤erle- 21
Sosyo-Kültürel De¤iflme Sürecinde
ri ailevî de¤erlerle özdefllefltiren, tek kar›l›¤› benim- Türk Ailesi, Ank, 1992 C.I, s.50 “Ailede kad›n geri
seyen bir yap› görülmüyor. Dede Korkut Destan› bir plana at›lm›fl yönelimi de¤ildir, aksine yuvay› yapan
ahlâk ve aile destan›, aileyi millî benlik ve kimlik veya y›kan bir sosyal ve ekonomik göreve sahiptir:
merkezi sayan “alpl›k” ö¤reten ortak eposumuzdur.” Dirse Han’›n kad›na olan de¤er ne güzel belirtilmifl-
(Tural Sad›k; Tarihten Destana Akan Duyarl›l›k, tir: “Beri gel bafl›m›n baht› evimin taht›…” Bunun
Ank.1998. s.81) gibi, toplant›larda kad›n da serbestçe görüfllerini be-
12
‹deal kad›n›n özellikleri kaynaklarda flöyle lirtmekte ve yönlendirici rol oynamaktad›r.” (Sosyo-
tavsif edilir: “‹yi kad›n, erke¤in mülkünde orta¤›, Kültürel De¤iflme Sürecinde Türk Ailesi, s.50)
mal›n›n koruyucusu; yükünün tafl›y›c›s› ve çocukla- 22
“Dede Korkut Destanlar›’nda kad›nlar erkek-
r›n›n terbiyesinde güvendi¤i kiflidir. Kad›nlar›n en ler gibi atadan gördükleri hayat› devam ettirme gay-
iyisi; ak›ll›, dindar, arl›, zeki, sevecen, do¤urgan, az reti içindedirler. Çevrenin erkekleri ile iyi komfluluk
konuflan, itaatkar, içten, güvenilir, mecliste a¤›rbafl- ve akrabal›¤a dayanan bir düzen, kad›nlar›n erkek-
l›, görüntüsünde ciddi, boyu posu yerinde, kendisini lerle münasebetlerinde mihenktir. Ayr›ca bu cemiyet-

http://www.millifolklor.com 121
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

lerde kad›n, modern hayat›n sun’i konumundan, ka- De¤iflme Süresinde Türk Ailesi, Ank. 1992 C.I.
sabal› kad›n›n zavall›l›¤›ndan uzak bir flekilde gere- s.34)
34
ken yer ve itibar› kazanm›flt›r.Kad›n her fleyiyle erke- Radloff’un dikkatine göre: “Destanda kad›n-
¤in yan›nda bulunmak, gürbüz çocuklar do¤urmak lar›n sosyal statüleri yüksektir. Birden fazla evlili¤e,
ve yetifltirmekle vazifelidir.” (Bkz: Tural, Sad›k; Ta- bir iflaret olsun yoktur. Her bir kahraman›n bir kad›-
rihten Destana Akan Duyarl›l›k, Ank.1998, s.39) n› vard›r. Dirse Han evlad› olmad›¤›ndan dolay› ka-
Manas Destan›’nda ise; “kad›n, evin flans ve namu- r›s›na çok dar›l›yor. “Bu ay›p sende midir, bende mi-
sunun koruyucusu olarak bilinir. Kahramanlar›, dir?” diyor. ‹kinci kad›nla evlenmek fikri akl›na gel-
ciddiyet ve so¤ukkanl›l›klar›n› kaybederek namus- miyor.”, (Sosyo-Kültürel De¤iflme Süresinde
suzca bir ifl yapacaklar› anlarda kad›n kurtar›c› rol Türk Ailesi, Ank. 1992, C. I. s. 47.)
35
yüklenir. Kad›n›n sözüne kulak asmad›¤› taktirde Sosyo-Kültürel De¤iflme Süresinde
kahraman ölür. Kad›n›n sadakatinde ve aile yuvas›- Türk Ailesi, Ank.1992 C.I. s.54
36
na muhabbetinde hemen hiç s›n›r yoktur. Türk yasa Çocu¤un her türlü ihtiyac›n›n karfl›lanmas›,
ve töresine göre, kabilesinin mal› olmas›na ra¤men, dil ö¤renimi, ailede iktisadi konular, göçebe hayat›
kocas›n›n ölümünden sonra, tekrar evlenmek isteme- içinde yaylaya gidifl ve dönüflte gerekli her türlü dü-
yen kad›nlar zorlanm›yorlar.” (A.‹nan: “Manas Des- zenlemede annenin rolü fevkalade önemlidir. Ayr›ca;
tan›nda Görülen Muhtelif Tabakalar” Varl›k, , “zaman zaman ailede annenin yerini tutan “apa” ve-
1941, No:18) ya “aba”ya küçük kardefllerin terbiyesi ve yetifltiril-
23
Sosyo-kültürel De¤iflme Sürecinde mesi görevi” (Sosyo-Kültürel De¤iflme Süresinde
Türk Ailesi, Ank.1992 s.50 Türk Ailesi, Ank.1992,C.I. s.80) verilerek anneli¤e
24
Sosyo-kültürel De¤iflme Süresinde bir çeflit haz›rl›k say›lan “abla”l›k müessesesi de yü-
Türk Ailesi, Ank.1992 s.50 rütülür.
25 37
“Çocuk sahibi olmak, Türk ailesinde her za- Anne bulundu¤u konuma göre devlet ifllerin-
man çok önem atfedilen hususlardan biri olmufltur. de dahi söz sahibi olmufltur. Altay Türklerinde kad›-
O kadar ki evlili¤in gayeleri ve hedefleri aras›nda bi- n›n erke¤e tam anlam›yla itaati söz konusudur. Ka-
rinci s›raya ç›kt›¤› olmaktad›r. Çocuksuz ailelerde d›n erke¤i her konuda desteklemeye çal›fl›r. Buna
s›rf bu sebepten ç›km›fl problemler (geçimsizlik, bo- karfl›l›k erkek de kad›na karfl› sayg›l›d›r. Onu küçük
flanma. vb.) hayli fazlad›r…” Sosyo-Kültürel De- düflürücü davran›fllardan kaç›n›r. (Mehmez Eröz:
¤iflme Süresinde Türk Ailesi, Ank.1992 C.I, s.26 Türk Ailesi, ‹st.1977, s.15-16)
26 38
Sosyo-Kültürel De¤iflme Süresinde “Annenin Türk mitolojisindeki ilk görüntüsü
Türk Ailesi, Ank.1992 C.I, s.23 Ak Ana’n›n önemli bir görevle kendini göstermesi el-
27
Ayr›ca Bkz. Bahaeddin Ögel: Türk Kültü- bette dikkat çekicidir. ‹nsanl›¤›n ilk aile kurucula-
rünün Geliflme Ça¤lar›, Ank. 1979, s.162 r›ndan biri olarak da de¤erlendirebilece¤imiz Akine,
28
Bkz. Türkçe Sözlük , Türk Dil Kurumu Yay. ahlâk kavram›n›n temeli olan do¤ruluk ve metanet
Ank.1998. C.II, s.2236 gibi duygular› da Kayra Han’a ö¤reten kiflidir.”
29
Suç iflleyen kimsenin beline kadar topra¤a (Bkz. Aile Ans. C.II, s.393)
39
gömülüp ard›ndan da tafllanarak öldürülmesi “an›tlarda eski Türklerin sosyal ve siyasî ha-
30
“Özellikle kad›nlar için, toplum taraf›ndan yatta kad›na verdikleri önemi çeflitli yerlerde gör-
duygusal her türlü d›fla vurucu davran›fl yasaklan- mekteyiz. Bilge Ka¤an; “Tanr›, Türk Milleti yok ol-
maya veya engellemeye çal›fl›ld›¤›ndan, kad›n›n ro- mas›n diye babam ‹lterifl Ka¤an’›, annem ‹lbilge Ha-
mantik bir iliflki yaflamas› ço¤u zaman belirli k›s›t- tun’u gö¤ün tepesinden tutup yukar› kald›rm›flt›r.”
lamalar içinde mümkündür. Erkekler için için ayn› (Bkz. Orhun Abideleri, Bilge Ka¤an Abidesi Do¤u
engelleme ya da k›s›tlama asla söz konusu de¤ilken Cephesi, s.19) derken anne ve babas›n›n önemini
ve üstüne üstlük erkekler bu konuda toplumsal des- birlikte de¤erlendirmifl, ailede anne ve efl olarak
tek al›rken, kad›nlar, b›rak›n desteklenmeyi, aksine Türk kad›n›n›n itibar›n› göstermifltir. (Türk Aile
cezaland›r›l›rlar.”(U¤urlu,Ozanser: Kad›nlar Aflk, Ans., C.II, s.394)
40
Güzellik ve Mutlu Bir Hayat, ‹st. 2002, s.37) “Türk destanlar›nda kad›nlar ise bazen aile-
31
Sosyo-Kültürel De¤iflme Süresinde nin reisi, bazan eflinin vefakâr arkadafl›, en önemlisi
Türk Ailesi, Ank.1992 C.I. s.26 ise kutsal çocuklar›n›n annesi olarak karfl›m›za ç›-
32
Ayr›ca bkz: Mehmet Eröz “Türk Ailesi”, kar. Ailede annenin rolünü, O¤uz’un annesi Ay Ka-
Türk Aile Ans. C.I.,‹st.1977, s 57. ¤an ile onun çocuklar›n›n anneleri olan, biri ›fl›ktan
33
(Sosyo-Kültürel De¤iflme Süresinde di¤eri a¤açtan yarat›larak onun neslinin devam›n›
Türk Ailesi, Ank.1992 C.I. s.39), “Çinlilerin köken- sa¤layan kad›nlar da belirtir.” (Türk Aile Ans. C.II.
leri hakk›nda M.Ö.1500 y›l›nda ilk bilgiyi veren ta- s.393)
41
rihî belge de Hsia sülalesine ait tarih kay›tlar›d›r. Türk Aile Ansiklopedisi, C.II. s.395.
42
Bu da fiici adl› belgesel kaynak eserdir. Sici’den elde Türk Aile Ansiklopedisi, C.II. s.395,
43
edilen verilere göre eski Türklerde “kuma” deyimi çok Türk Aile Ansiklopedisi, C.II. s.395,
44
eski bir Türk sözüdür. Birinci ve baflhatundan sonra Dede Korkut’ta “anne”ye “Akpürçekli, iz-
al›nan kad›nlara “kuma” denirdi.” (Sosyo-Kültürel zetli can›m ana!” hitab›, anneye duyulan sayg› ve

122 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2004, Y›l 16, Say› 61

sevginin kültürümüzdeki önemine iflaret eder. 25. Kurt, ‹hsan: Türk Atasözlerine Psiko-
(Bkz.Gökyay, O. fiaik: Dede Korkut, s.17, s. 35) lojik Bir Yaklafl›m, Ank. 1991
26. Ögel, Bahaddin: Türk Kültürünün Ge-
KAYNAKÇA liflme Ça¤lar›, Ank.1979
1. Ar›kan, Türkân: Atatürk’ün Türk Kad›n› 27. Ögel Bahaddin: “Büyük Hun ‹mpara-
Hakk›ndaki Görüfllerinden Bir Demet, 1984 torlu¤u Tarihi I
2. Ats›z, Hüseyin Nihal: Türk Ülküsü, 4.Bs. 28. Parmaks›zo¤lu, H.‹.: ‹bni Batuta Seya-
‹st.1997 hatnamesinden Seçmeler, MEB Yay. ‹st.1971
3. Can, fiefik: Klâsik Yunan Mitolojisi, 4.Bs. 29. Raux, Jean Paul: “Orta Ça¤da Türk Kad›-
‹st. Tarihsiz (2.Bs. 1970) n›”, Erdem, 1989 C.I, S.13,
4. Do¤ramac›, Emel: Women in Turkey And 30. Sar›koyuncu, Ali: “75.Y›lda Türk Kad›n›-
the New Millennium, Ank.2000 n›n Dünü ve Bugünü,” Atatürk Araflt›rma Merke-
5. Duygu, Süleyman: “Türk Sosyal Hayat›nda zi, , Mart, 1999, C.XV, S.43
Kad›n” Türk Kültürü, C.XI, 1973, S.128 31. Sar›koyuncu, Ali: “Türklerde Kad›n Hak-
6. Eröz, Mehmet: Türk Ailesi, ‹st.1977 lar› Üzerine Bir De¤erlendirme” Bilig, 8, K›fl, 99
7. F›nd›ko¤lu, Z.Fahri: ‹ctimaiyat Dersleri, 32. Sosyo-Kültürel De¤iflme Sürecinde
‹st. 1971 Türk Ailesi, C.I, II, III, T.C. Baflbakanl›k Aile Arafl-
8. Fuat, Memet: Toplum ve ‹nsan, ‹st. 2002 t›rma Kurumu Yay. Ank. 1992
9. Gökalp,Ziya: Türkçülü¤ün Esaslar›, ‹st. 33. Sönmez, Emel: “Türk Roman›nda Kad›n
1976 Haklar›,” Türk Kültürü Araflt›rmalar›, Y›l: II-
10. Gökalp, Ziya: Türk Medeniyeti Tarihi, III-IV-V-VI, 1966-1969
‹st. 1989
34. fiemseddin, Sami: Kad›nlar, ‹st. 1878
11. Gökalp, Ziya;Türk Ahlâk›, ‹st.1989
35. Torun, Ali: “Dede Korkut Destanlar›nda
12. Gökyay, Orhan fiaik: Dede Korkut Hikâ-
Kad›n Hakk›ndaki Telakkiler ve Bunun Eski Türk
yeleri, MEB Yay. ‹st. 1976
Kültüründen Tafl›d›¤› ‹zler” Sosyal Bilimler Der-
13. Günay, Umay: “Manas Destan›ndaki Ka-
gisi, S.143
d›n Adlar› ile ‹lgili Bir Deneme” Dursun Y›ld›r›m
36. Tural, Sad›k: Kültürel Kimlik Üzerine
Arma¤an›, Ank. 1997
Düflünceler, Ank. 1992
14. Güngör, Erol: Ahlâk Psikolojisi ve Sos-
37. Tural, Sad›k: Edebiyat Bilimine Kat-
yal Ahlâk, 4.Bs. ‹st. 2000
k›lar, Ank.1993
15. Herviev_Leger, D.: “La Religion pour Mé-
moire”, Cerf, 1993 38. Tural, Sad›k: Tarihten Destana Akan
16. Heyd, Uriel: Türk Milliyetçili¤inin Duyarl›l›k, Ank. 1998
Kökleri, ‹st. 2001 39. Tümer,Günay- Abdurrahman Küçük:
17. ‹çli, Tülin: “Atatürk ve Türk Kad›n›” Ata- Dinler Tarihi, II.Bs., Ank.1993
türk Araflt›rma Dergisi, S.25 40. Türk Aile Ans. C.I, Baflbakanl›k Aile
18. ‹nan, Abdulkadir: “Manas Destan›nda Gö- Araflt›rma Kurumu Yay. Ank. 1991
rülen Muhtelif Tabakalar” Varl›k, No:18, 1941 41. Türkdo¤an, Orhan: “Türk Ailesinin Genel
19. ‹nan, Abdulkadir: “Türk Mitolojisinde ve Yap›s›”, Sosyokültürel De¤iflme Sürecinde Türk
Halk Edebiyat›nda Kad›n” Türk Yurdu, IV, 1934 Ailesi, 1992, C I
20. Kafeso¤lu, ‹brahim: Türk Milli Kültürü, 42. Türkmen, Fikret- Alimcan ‹nayet: Manas
5. Bs. 1988 Destan› Ank. 1995
21. Kaplan, Leyla: Cemiyetlerde ve Siyasi 43. Ülkütafl›r, M.fiakir: “Türk Toplumunda
Teflkilatlarda Türk Kad›n› (1908-1960), Ank. Kad›n›n Yeri” Hayat-Tarih Mecmuas›, C.I, S.4
1980 May›s 1967
22. Köksal, Ülker: “Kad›n Kimli¤inin Gelifl- 44. U¤urlu,Ozanser: Kad›nlar Aflk, Güzel-
mesi” Mülkiyeliler Birli¤i Dergisi, C.23, S.216 lik ve Mutlu Bir Hayat, ‹st. 2002, s.37)
23. Köse, Nerin: “Manas ile Kocabafl,” ‘K›zbi- 45. 21.Yüzy›l›n Efli¤inde Örf ve Âdet-
çek’, ‘Seyitbek’, ‘Ak Möör’ Destanlar› Aras›ndaki Pa- lerimiz (Türk Töresi) Baflbakanl›k Aile Araflt›rma
ralellikler” Millî Folklor, 2000, Y›l:12, S.46 Kurumu Yay. Ank.1997.
24. Köymen, Mehmet Altay: “Alparslan Za-
man› Türk Toplum Hayat›” Selçuklu Araflt›rmala-
r› Dergisi, IV, Ank. 1975

http://www.millifolklor.com 123

You might also like