Eski Yüzler Yeni Hikayeler

Şaşaalı futbolculuk kariyeri ve tüm futbol severleri hayran bırakan kendine has karizmasıyla
birçok gencin kahramanı olan Xabi Alonso, kendi jenerasyonunun en yüksek potansiyelli
teknik direktörü olarak adından çokça söz ettiriyor. Rafael Benitez, Manuel Pelegrini, Jose
Mourinho, Carlo Ancelotti, Pep Guardiola gibi isimlerin tedrisatından geçen çiçeği burnunda
teknik adam, özellikle Bayer Leverkusen’in başında gösterdiği performansla dünya
futbolunun ilgisini çekmeyi başardı.

22/23 sezonuna 1 sezon önce takımın başına gelen Gerardo Seoane ile başlayan Bayer
Leverkusen, Bundesliga’da 8 maçta 1 galibiyet ve 5 mağlubiyetlik bir başlangıç yaptı. 30 Eylül
tarihinde oynanan ve 4-0 biten Bayern Münih maçının ardından koltuğu halihazırda
sallantıda olan Gerardo Seoane ile yollarını ayıran Leverkusen yönetimi, takımı daha önce A
takım teknik direktörlüğü tecrübesi bulunmayan Xabi Alonso’ya emanet etme kararı verdi.
Futbolculuk kariyerinin ardından Real Madrid altyapı antrenörlüğü görevine getirilen Alonso,
daha sonra Real Sociedad B takımının teknik direktörlüğüne soyunmuş ve 98 maçta 1,46’lık
puan ortalaması ile hiç de fena sayılmayacak bir performans sergilemişti. Ancak bundan
daha önemlisi Xabi Alonso; bilgi birikimi, tecrübesi, taktik zekası ve iletişim becerileriyle
çalıştığı yerlerde gözle görünür farklar yaratıyordu. Doğal bir lider olan Alonso, arkasında
bıraktığı parlak kariyeriyle birlikte Bayer Leverkusen’in mercek altına aldığı bir isim haline
gelmişti.

5 Ekim 2022 tarihinde Leverkusen’e imza atan teknik adam 8 Ekim tarihinde Schalke’yle
olan karşılaşmayla birlikte ilk maçına çıktı ve takımı 4-0'lık bir galibiyetle sahadan ayrılmasını
bildi. Bu farklı galibiyetle birlikte taraftarın da desteğini arkasına alan Xabi Alonso, yeni ve
zor bir mücadelenin içinde olduğunun farkındaydı ama bu mücadele için de zaten dünden
hazırdı. O sezon Xabi Alonso önderliğinde sansasyonel sonuçlara imza atan Leverkusen,
Alonso’nun gelişiyle birlikte 26 maçta 13 galibiyet 7 mağlubiyetle sezonu 6. olarak
tamamladı. Sonuçlar taraftarın içini umutla doldurmasa bile oynanan oyun ve Xabi
Alonso’nun ortaya koyduğu performans taraftarlardan ve futbol kamuoyundan takdirleri
toplamıştı.

Bayer Leverkusen geçen sezon ortaya koyduğu başarılı oyunu geliştirmekle kalmayıp bu
oyununu skora da yansıtarak 23/24 sezonuna beklentilerin üzerinde bir başlangıç yaptı.
Bundesliga’da 4 maçta 10 puan toplayan Xabi Alonso’nun öğrencileri tek beraberliğini
Bayern Münih deplasmanında aldı ve 4. hafta itibariyle Bundesliga’da liderlik koltuğuna
oturdu. Takımını her senaryoya karşı özel olarak hazırladığı belli olan Xabi Alonso, oyunun
hem karşılama hem de hücum kısmında çok başarılı bir takım yaratma yolunda ve şimdiden
sonuçlarını görmeye başladı. Her geçen gün kendini geliştiren genç teknik adam,
hatalarından ders çıkarmayı ihmal etmiyor ve bu sayede hem kendisi hem de takımı büyük
bir gelişme gösteriyor.

Geçen sezon oynanan Leipzig-Leverkusen maçı 2-0'lık Leipzig galibiyetiyle sonuçlanmış ve o

maçta Bayer leverkusen %54’lük oranda topa sahip olmuştu. Topla daha çok oynamasına
rağmen maçın sonunda yalnızca 0.14’lük gol beklentisine sahip olan Bayer Leverkusen
mağlubiyetten kaçamamıştı. 22/23 sezonunun ikinci yarısında ise Leipzig’i konuk eden
Alonso’nun öğrencileri sahadan 2-0'lık galibiyetle ayrıldı. Bu karşılaşmada ilk maçta
uyguladığı taktiksel yapıyı değiştiren Leverkusen, sadece %31’lik oranda topa hakim oldu ve
iyi bir karşılama oyunu oynayarak sahadan galip ayrılmayı başardı. Bu galibiyetin şans
olduğunu düşünenlere ise Xabi Alonso 23/24 sezonunun ilk maçında verilebilecek en iyi
cevabı verdi. Açılış haftasında Leipzig’i konuk eden ekip tekrardan sahaya iyi bir oyun
koyarak 3-2'lik bir skorla galip geldi ve bu karşılaşmada Leverkusen’in topla oynama oranı
%45’ti. Xabi Alonso’nun başarılı olmasının sebebi sadece iyi bir karşılama takımı yaratması
değil aynı zamanda topa daha fazla sahip olduğu maçlarda da sonuca gidebilmesi.
Leverkusen bu sezon M’Gladbach’ı deplasmanda 3-0 yenerken %60, içerde Darmstadt 98’i 5-
1'lik skorla geçerken ise %72’lik oranda topla oynadı. Ligin 4. haftasında Bayern Münih’le 2-2
berabere kalan Bayer Leverkusen %48’lik oranda topa sahip olduğu maçta Bayern Münih’in
2.12’lik gol beklentisine karşılık olarak 2.07’lik bir gol beklentisi ortaya çıkardı.

Topla olan ilişkisi her geçen gün gelişen Alman ekibinin geçen sezonki istatistikleriyle bu
sezonunun ilk 4 maçındaki istatistiklerini karşılaştırdığımızda topla oynama oranının %52’den
%56’ya, pas başarı oranının %81,9’dan %87,6’ya, rakip yarı sahadaki pas isabetinin
%75,2’den %84,3’e, kendi yarı sahasındaki pas isabetinin de %87,9’dan %92,5’e yükseldiğini
görüyoruz. Sadece set hücumunda ve kontratak oyununda değil işin karşılama kısmında da
ilerleme kaydeden Bayer Leverkusen, geçen sezonun genelinde %56,7’lik top kapma başarısı
gösterirken; bu sezon şu ana kadar bu oranı %62,3’e çıkardı. Golcü bir takım olarak kendini
gösteren Bayer Leverkusen’in aynı zamanda iyi bir pres takımı olma yolunda sağlam adımlar
attığı yadsınamaz bir gerçek. Oyunun her yönünde başarılı ve dünyadaki her takıma sıkıntı
yaratabilecek bir takım profili ortaya koyan Xabi Alonso, oyuncuların bireysel
performanslarını arttırmalarına da oldukça katkı sağlıyor.

Geçen sezon 48 maçta 9 gol 11 asistlik performans gösteren genç sağ bek Jeremie Frimpong
bu sezon yalnızca 5 maçta 2 gol 3 asist, geçen sezon 25 maçta 4 gol 8 asistlik katkı veren
Florian Wirtz 5 maçta 2 gol 2 asist, geçen sezon 34 maçta 5 gol 2 asistlik katkı veren Exequiel
Palacios bu sezon 5 maçta 2 gol ve geçen sezon 44 maçta 7 gol 6 asistlik katkı veren Adam
Hlozek bu sezon 5 maçta 3 gol 1 asist kaydetti.
 Bayer Leverkusen’in 14 gol 11 asistlik performansıyla gole en çok katkı veren oyuncusu olan
Moussa Diaby’nin satılması ve Patrik Shick’in geçen sezondan beri devam eden sakatlığı
nedeniyle skorer oyuncu eksikliği yaşayan ekip, 22 yaşındaki Victor Boniface’i; geçen sezon
40 maçta forma giyen ve 4 gol 2 asistlik katkı veren Mitchel Bakker yerine ise Alejandro
Grimaldo’yu transfer etti. 5 maçta 5 gol 2 asistlik performans gösteren Boniface ile birlikte
skorer oyuncu eksikliğini kapatan Leverkusen, 5 maçta 1 gol 2 asistlik katkı veren Grimaldo
transferi sayesinde Bakker’in yerini çok daha skorer bir bekle doldurmuş oldu. Oyunculardan
en iyi şekilde yararlanan ve neredeyse hepsinden skor katkısı alan Xabi Alonso birçok büyük
kulübün ilgisini çekmeyi başardı.

Jose Mourinho’nun katıldığı bir programda çok iyi bir menajer olabileceği hakkındaki
açıklamaları boşa çıkarmayan Alonso, Leverkusen’in başındaki 2. sezonunda şimdiden
Liverpool, Real Madrid, Bayern Münih gibi dünya devlerinin gelecekteki potansiyel teknik
direktörü konumuna geldi. Henüz daha çok erken olsa da Tuchel’in başarısızlığında, Klopp’un
olası ayrılığında veya Ancelotti bu sezonun sonunda Brezilya milli takımının başına geçmek
için Real Madrid’e veda ettiğinde aday listesinin başında Xabi Alonso’yu göreceğimizden
eminim. Leverkusen’in başında şu ana kadar beklentilerin çok üzerinde bir iş çıkaran
İspanyol teknik adamın Almanya macerası ve bundan sonraki yol haritası merak konusu.
Futbolculuğunda “winner’lığı” ve liderliği ile bilinen Xabi Alonso bakalım teknik direktörlük
kariyerinde de bu ünvanını koruyabilecek mi?

Utku Noyan Usta