Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 11

Astronomi

Uzayın oluşumunu ve yapısını inceleyen evren bilimine Astronomi denir. Astronominin temel konusu olan gökyüzü
olaylarının, insanlar tarafından birer mucize olarak değerlendirilmesi bilimsel gelişmelere de ilham kaynağı
olmuştur.

Bilim, evrenin ya da olayların bir bölümü hakkında, deneye dayalı yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç
çıkarma süreci ve bu yolla elde edilen bilgilerin bütünüdür. Astronomi sözcüğü eski Yunancadaki “astron” ve
“nomos” sözcüklerinden türetilmiş, “yıldızların yasası” ya da “ yıldız bilimi” anlamına gelmektedir.

Astronomi bilimi, tarihsel olarak en önce gelişen temel bilimdir. İnsanların gökyüzündeki olayları anlayabilme,
güneş tutulması gibi tekrarlayan olayları önceden tahmin edebilme merakı ile doğan astronomi bilimi; zamanla
evrenin yapısını anlayabilme, evrenin nasıl bir geçmişe sahip olduğu ve nasıl bir geleceğe sahip olacağı
konusundaki kuvvetli merak ile gelişimini sürdürmüştür. En eski bilim dalı olan astronomi; matematik, fzik, kimya
ve biyoloji temel bilimlerinin gelişmesinde de rol oynamıştır.

Temel bilimler içinde ilk gelişen astronomi bilimi, ilk çağlardan başlayarak günümüze değin sürekli “doğa-insan”
ilişkisinin odağında yer almıştır. Astronomi gökyüzünün gizemini açıklar, yaşadığımız gezegenin kökenine ve
insanoğlunun gelişim sürecine ışık tutar. Astronomi, evrenin küçükten büyüğe tüm yapı taşlarıyla ilgilenir.

Bilim ve teknolojik gelişmeler sayesinde astronomi alanında büyük adımlar atılmıştır. Önceleri evrende
gezegenleri olduğu bilinen tek yıldız Güneş iken, günümüzde Güneş gibi gezegenlere sahip olan yıldızlar
keşfedilmiş olup gezegenli yıldızların sayısı hızla artmaktadır.

Cacabey Medresesi ve Astronomi

Türk-İslam kültür ve medeniyetinin mimari özelliklerini yansıtan Cacabey Medresesi, Selçuklular Döneminde dini
ilimler yanında pozitif bilimlerin de öğretildiği bir fakülte olarak kullanılmış; gökyüzünün, Güneş’in, Ay’ın,
yıldızların hareketlerini inceleyen bir gözlemevi olarak yıllar boyu ayakta kalmıştır.

Selçuklu Döneminde Kılıçarslan’ın oğlu Keyhüsrev zamanında Cebrail İbni Caca tarafından 1272 tarihinde
Kırşehir’de yaptırılan Cacabey Medresesi, o dönemde astronomi çalışmalarının yapıldığı bir rasathane olarak
kullanılmıştır.

İlk çağlarda günlük yaşam bugünkü kadar karmaşık değildi. Atmosfer daha temiz, açık ve gözlem yapmaya
uygundu. İnsanlar gökyüzü ile daha çok ilgilenebiliyordu. İlgilerini çeken her şeyi kayalara işlemişlerdi. Bunlardan
bazıları günümüze ulaşabilmiştir.

Astronominin gelişimi tarım çalışmaları ile başlamıştır. Tarım, mevsimlerin zamanını önceden bilmeye, yani
takvim bilgisine ihtiyaç gösterir. Takvim ise gök cisimlerinin hareketlerinin bilinmesi ve anlaşılması demektir.
Mısırlılar takvim ile yakından ilgilenmişlerdir. Çünkü Nil Nehri, onların yaşam kaynağıydı, her yıl aynı dönemde
taşıyordu. Toprağın sürülmesi, tohum ekimi ve ürün toplama gibi tarımsal çalışmalar için en elverişli zamanların
bilinmesi takvim çalışmalarının önemini artırmıştır. Eski çağlarda insanlar tarımsal çalışmalarını
gerçekleştirebilmek, gece yolculuklarında kervanlarına yön verebilmek, dini günleri belirlemek gibi ihtiyaçlardan
dolayı astronomiye ilgi duymuşlardır. Böylece astronomi günlük yaşama girmiştir.

Günümüz astronomisindeki temel bilgi ve gözlem aletlerinin gelişmesine katkıda bulunan Batılı bilginlerden
Nicolaus Copernicus (Nikolaus Kopernikus)’u (Güneş merkezli evren teorisini ortaya atmıştır) ve Türk-İslam
bilginlerinden de Ali Kuşçu‘yu örnek olarak verebiliriz. Türk-İslam bilginlerinin eserleri 10. yüzyıldan itibaren
Latince ve diğer Batı dillerinde tercüme edilmeye başlanmıştır. Batılı bilim insanları bu kaynaklardan
yararlanarak günümüz astronomisini oluşturmuşlardır.

Astronominin Diğer Bilimlerle İlişkisi ve Alt Alanları

Astronominin Diğer Bilimlerle İlişkisi ve Alt Alanları incelenmeden önce bilinmesi gerekenler; Antik Mısır’da Nil
Nehri’nin taşma zamanlarını belirlemek için yapılan takvime kaynaklık eden Akyıldız -bilimsel adı ile Sirius
(Siryus) -o dönemde o kadar önemlidir ki Keops Piramidi’nin kraliçe odası, bu yıldızı görecek şekilde
tasarlanmıştır.
Meksika’nın Yucatán (Yukatan) Yarımadası’nda Chichén Itzá (Çiçen İtza) kentinde bulunan El Castillo (El Kastilo,
Kale) Tapınağı Mayalar tarafından yapılmıştır. Bu ve benzeri tapınakların Mayalar tarafından astronomik
gözlemler yapmak için de kullanıldığı düşünülmektedir. Ancak bütün bu bilgilere astronomi ve arkeoloji
bilimlerinin ortak çalışması ile ulaşılabilir. Benzer şekilde gözlemevlerinin kuruluşu sırasında astronomlar,
meteoroloji ve coğrafya biliminin verilerinden de yararlanmışlardır.

Astronominin Alt Alanları

Arkeoastronomi: İnsanların geçmişte gökyüzü ile ilgili olayları nasıl inceleyip yorumladıklarını araştıran alt
alandır. Arkeoastronomi; arkeoloji, antropoloji, etnografya bilimleri ile ortak çalışır.

Astromatematik: Gök cisimlerinin yörüngeleri ile ilgili hesaplamaları yapar. Ayrıca gözlemlerden elde edilen
sayısal verilerin yorumlanması da bu alt alanın konusudur. Gök mekaniği olarak da adlandı­rılır.

Astrofizik: Gök fiziği olarak da adlandırılan bu alt alan, gök cisimlerinden yayılan elektromanyetik dalgalardan
elde edilen verileri yorumlar. Ayrıca gök cisimleri ve yıldızlar arası ortamdaki madde-ışınım etkileşimi de bu alt
alanın konusudur.

Astrokimya: Gök cisimlerinin ve yıldızlar arası ortamın kimyasal yapısını inceleyen alt alandır.

Astrobiyoloji: Evrendeki olası yaşam formlarının oluşum ve gelişimlerini inceleyen alt alandır.

Astrojeoloji: Gezegenlerin, doğal uyduların, gök taşı vb. gök cisimlerinin yapılarını ve oluşumlarını inceleyen alt
alandır.

Gözlem ve Kuramın Astronomideki Yeri ve Işın Türleri

Hawai’de (Havayi) 4145 metre yükseklikte bulunan teleskoplar dünyanın en büyük ikinci teleskoplarıdır.
Amerikan Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) bu iki teleskobu birleştirerek oluşturduğu Keck (Kek) teleskobu
ile çok daha ayrıntılı gözlemler yapmaktadır. Oysa yüzyıllar önce bilim insanları çok daha kısıtlı olanaklarla
gözlem yapabilmekteydi. Günümüzde ve bundan yüzyıllar önce de gök bilimcilerin gözlem yapabilmeleri gök
cisimlerinin yaydığı ışık sayesinde olmuştur. Bununla birlikte Gözlem ve Kuramın Astronomideki Yeri ve Işın
Türleri önem kazanmaya başlamıştır. MÖ 276-194 yılları arasında yaşayan bilim insanı Eratosthenes
(Eratoshenes) yerkürenin yarıçapını, günümüz ölçülerine çok yakın hesaplamıştır. Bu işlemleri daha önceki
ölçümlerine yani gözlemlere ve kuramsal çalışmalara dayanarak gerçekleştirmiştir. Eratosthenes’ten yüzyıllar
sonra Galilei, teleskopla yaptığı gözlemler ile astronomi alanındaki çalışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır.
1609-1610 yıllarında yaptığı gözlemlerle Satürn’ün halkalarını ve uydularını tespit etmiş, Ay yüzeyinin sanıldığı
gibi düz olmadığını ortaya koymuştur.

Işın Türleri

Teleskop ve benzeri gözlem araçlarındaki gelişmelere bağlı olarak astronomide çok önemli aşamalar
kaydedilmektedir. Sayfa sonundaki şemada gözümüzle algılayabildiğimiz görünür ışık dışında yer alan farklı
dalga boyu ve frekanstaki ışınlar ve bu ışınların hangi cisimlerden yayıldığı gösterilmiştir. Şimdi elektromanyetik
tayf adı verilen bu
dağılım tablosunda
yer alan ışınların
özelliklerini
inceleyelim:
Radyo dalgaları: Cep telefonu, radyo ve televizyon yayınlarının iletilmesi gibi alanlarda kullanılan bu dalgaların
dalga boyu 1 mm’den daha büyüktür. Dalga boyları uzun olduğu için enerjileri azdır. Örneğin UHF bandında
yapılan televizyon yayınlarının dalga boyu 0,1-1m arasında değişmektedir. Atmosferden geçen tek ışın türüdür.

Mikrodalga: Kablosuz uzun mesafe iletişimlerde kullanılan bu dalgaların dalga boyu 1mm – 1m aralığında
değişir.

Kızılötesi: Maddeler tarafından soğurulabilme özelliği olduğu için üzerine düştüğü maddeyi ısıtan bu dalgaların
dalga boyu 710 nm ile 1 mm arasında değişir. Sıcak ya da soğuk bütün cisimler kızılötesi ışıma yapar.

Görünür ışın: Beyaz ışık olarak da adlandırılan bu bölge, gözümüzün algılayabildiği 400 nm ile 700 nm dalga boyu
arasındaki ışınları içerir.

Morötesi ışın: Ultraviyole (UV) ışınları olarak da adlandırılan bu ışınların dalga boyu 10 nm ile 400 nm arasında
değişir.

X-ışınları: Alman bilim insanı Wilhelm Conrad Roentgen (Vilhem Konrad Röntgın, 1845-1923) tarafından
keşfedildiği için Röntgen ışınları olarak da adlandırılır. Dalga boyu 10 nm ile 0,01 nm arasında değişir.

Gama ışınları: Genelde uzayda gerçekleşen çekirdek tepkimeleri sonucu oluşur. Dünya üzerinde de radyoaktif
maddeler (uranyum, toryum, polonyum vb.) gama ışınları yayar. Bu ışınların dalga boyu 0,01 nm’den daha
küçüktür.

Astronomide Kullanılan Araçlar

Dürbünler

Birbirinin özdeş veya simetrik mercekler grubunun özdeş noktaya odaklanacak şekilde yerleştirilmesi ile oluşan
araçlardır. Cisimden Fer ışınlarının ilk ulaştığı ve en büyük mercek objektif, gözümüzün dayalı olduğu göz
merceği ise oküler olarak adlandırılır.

Teleskoplar

Ilk teleskop,17.yy.ınbaşlarındaHollandalıgözlükçüHansLippershey(HansLiperşi1570-1619) tarafından icat


edilmişsede 1609 yılında Galile itarafından sema gözlemlerinde kullanılmıştır. Gök cisimlerien büyük
teleskoplarla dahi nokta olarak görünürler. Ancak yakın gök cisimleri henüz büyük görünür. Gök cisimlerinden
gelen ışınların bir noktada odaklanıp gök cisimlerinin parlak ve henüz büyük görünmesini sağlayan teleskopları
şınımın dalga boyuna göre beş sınıfa ayrılır.
*Optik teleskoplar

*Radyo teleskopları

*X-ışını teleskopları

*Kızılötesi ışını teleskopları

*Gama ışını teleskopları

OptikTeleskoplar

Mercek veya gözgü kullanılarak oluşturulan sistemlerle görüntünün elde edildiği teleskoplardır. Mercekli, aynalı
ve melez (ayna ve mercekli) olmak üzere üç tiptir.

RadyoTeleskoplar

Elektromanyetik tayfın radyo dalgaları bölgesindeki ışınımları toplayarak gözlem yapmaya yarayan çanak
şeklindeki antenlerdir. Radyo teleskopların daha duyarlı olması için ileri bilgisayar teknolojilerinden yararlanılır.
Dalgaları toplayan alanın büyüklüğü mühim olduğu için radyo teleskoplarının çanakları olabildiğince
büyüküretilir. Bu teleskopların kurulum yerleride verimli çalışmalarında etkilidir. Radyo teleskopların kullanıldığı
gözlem evleri radyo televizyon ve radar sinyallerinden etkilenmeyeceği yerlere kurulur.
X-Işını, Kızılötesi Işını, Gama Işını Teleskopları

Bilim insanları, optik ve radyo teleskopları ile elde edilen görüntüler atmosferin olumsuz etkileri sebebiyle
kendilerini tatmin etmeyince yepyeni arayışlar içine girdiler. Böylece bilimde yepyeni atılımlara zemin
hazırladılar. 1990 yılından beri Dünya yörüngesinde görev yapan Hubble(Habıl) Uzay teleskobu ile elde edilen
görüntüler, bugüne kadar görünür ışıkla elde edilenenlerden daha ayrıntılı görüntülerdir.

Hubble’ın dışında Compton gama ışınları gözlemevi, Chandra (Çhandıra) X ışınları gözlem evi ve Spitzer (sipitzır)
Uzay teleskobu NASA’nın Dünya atmosferi dışına yerleştirdiği ayrımlı dalga boylarındaki ışınımlar ile veri
toplayan teleskoplardır.

Evrenin içinde neler vardır?


Uzay
Dünya atmosferinin dışında kalan bütün astronomik cisimleri, her türlü madde ve enerjiyi içine alan, sonsuz
olduğu düşünülen boşluk.

Evren

Dünya da dâhil olmak üzere bütün astronomik cisimleri, her türlü madde ve enerjiyi içeren bütünün adıdır.

Teleskobun icadı ve geliştirilmesi ile bilim insanlarının evrende gözlemleyebildikleri alan her geçen gün
genişlemiş, bu kez gözlemlenebilen gök cisimlerinin Dünya’dan ne kadar uzakta oldukları merak edilmiştir.
Günümüz teknolojisi ile yaklaşık 13.8 milyar ışık yılı uzaklığındaki astronomik cisim ve sistemleri
gözlemleyebiliyoruz. Bu nedenle evrenin yaşını da 13.8 milyar yıl olarak kabul ediyoruz. Evrenimizin Bing Bang
denilen patlamayla var olduğu düşünülüyor.

Gök Ada (Galaksi)

Milyonlarca yıldız, yıldız kümesi, toz ve gaz bulutu ile bulutsunun oluşturduğu astronomik sistemlerdir. Galaksi
olarak da adlandırılan bu sistemler kütle çekim kuvveti ile bir arada durur.

Eliptik Galaksiler

Eliptik GalaksilerŞekil olarak elips biçimindeki galaksilerdir. Bu galaksiler kimi zaman aşırı oval kimi zaman daire
biçimine yakın olabilmektedir.Eliptik galaksiler genel olarak küçük yapıdadırlar ve yıldızlararası maddesi çok fazla
değildir. Ayrıca yeni yıldız oluşma oranı da oldukça düşüktür.Bu galaksilerde, yaşlı yıldızlar çoğunluktadır ve bu
açıdan küçük olan küresel yıldız kümeleri ile benzerdir. Ancak buna rağmen dev eliptik galaksiler olarak bilinen
galaksiler bunlardır.

Sarmal Galaksiler

Sarmal GalaksilerEvrendeki gökadaların büyük kısmı bu tür galaksilerden meydana gelir. Diğerlerine oranla daha
yüksek açısal hızları vardır. Çevresi teker isimli yıldızlar topluluğu ile sarılmış ve çekirdeğinden dışarı çıkan parlak
kollar mevcuttur.Şekilleri denizanalarıyla benzerlik göstermektedir. Ayrıca şekillerinden ötürü spiral galaksi
olarak da anılmaktadır. Galakside bulunan kollar, merkez kısımdan dışa doğru, spiral şekilde açılmaktadır. Bu
durum, tek biçimli dönüş neticesinde oluşan çalkantıya bağlanmaktadır.

Şekilsiz Galaksiler
Halkalı galaksiler ve merceksi galaksiler bu galaksiler içerisinde bulunur. Çubuklu galaksiler, bunlara örnek
verilebilir. Bu galaksiler belli bir biçime sahip olmadığından düzensiz galaksi olarak da isimlendirilirler. Bu tür
galaksilerin, önceden sarmal ve eliptik galaksi oldukları ancak sonradan çeşitli kuvvetlerin etkisiyle düzensiz hale
geldikleri düşünülmektedir.

Cüce Galaksiler

Cüce GalaksilerÇok ünlü olmamalarına rağmen galaksilerin büyük çoğunluğunu cüce galaksiler meydana getirir.
Az sayıda yıldız bulundurduklarından, cüce ismiyle anılmaktadırlar. Samanyolu galaksisinin %1'i kadar yıldızları
vardır. Bu tür galaksilerin, büyük kısmı, başka bir galaksinin uydusu konumundadır. Samanyolu Galaksisi’nde
birçok uydu bulunmaktadır. Bu uyduların cüce galaksilerden olma ihtimali son derece yüksektir.Cüce galaksiler,
en son keşfedilen galaksi türüdür ve 10 milyon güneş kütlesi kadar olduğu araştırmalarla belirlenmiştir.

Yıldız

Yoğun olarak hidrojen ve helyumdan oluşan, uzayda ışık saçan plazma küreleridir. Yıldızların ışık saçmasının
nedeni merkezlerinde meydana gelen çekirdek tepkimeleri sonucu açığa çıkan enerjinin uzaya radyasyon (ışınım)
olarak yayılmasıdır. Hidrojen’i Helyum’a dönüştürürler. Yıldızların ölümü ile birlikte nova (Güneş ve ondan küçük
yıldızlar) ve süpernova (Güneşten büyük yıldızlar) patlamalarıyla gezegenlerde biyolojik yaşamı başlatacak
elementler uzaya savrulur. Geceleyin gökyüzünde aydan sonra en parlak görünen gök cismi kutup yıldızıdır.

Gezegen

Uluslararası Gökbilim Birliği bir gök cisminin gezegen olarak tanımlanabilmesi için üç kriter belirlemiştir. Buna
göre;

* Bir yıldızın çevresinde dolanan, başka bir gezegenin uydusu olmayan,

*Sabit bir şekle sahip olmasını sağlayacak, yeterli kütle çekim kuvveti doğuracak kadar kütlesi olan (Ancak bu
kütlenin enerji üretmeye yeterli olmaması gerekir.),

*Sahip olduğu kütle çekimi ile yörüngesindeki gök cisimlerini temizleyebilen astronomik cisimler, gezegen olarak
kabul edilir.

Bir gökcisminin cüce gezegen olabilmesi için ise, yukarıdaki koşullardan ilk ikisini sağlaması yeterlidir. Ancak
bunlara ek olarak herhangi bir gökcisminin uydusu olmaması da gerekir.

Bulutsu (Nebula)
Uzayda geniş alanlara yayılan hidrojen, helyum ve diğer iyonize gazlar ve tozdan oluşan buluta benzer birikinti
şeklindeki yapılardır. İçlerinde veya yakınında bir yıldız bulunan bulutsular bu yıldızın ışığı ile görülebilir. Bu tür
bulutsular aydınlık bulutsu, görünür olmayanlar ise karanlık bulutsu olarak adlandırılır.

Meteor (Göktaşı)

Uzaydan Dünya atmosferine girip sürtünme nedeniyle akkorlaşarak yeryüzünden ışık çizgisi olarak gözlenen
maddelerin genel adıdır.

Halk arasında yıldız kayması veya akan yıldız olarak da adlandırılan olay aslında atmosferde gözlenen
meteorlardır. Atmosfere giren meteorların büyük bir kısmı oluşan yüksek ısıdan dolayı toz parçacıkları hâline
dönüşür. Bu gök cismi yok olmadan yeryüzüne düşerse meteorit adını alır.

Meteoritten büyük, gezegenlerden küçük ve buz yerine kayadan oluşan Güneş Sistemi cisimleri için astreoid
terimi kullanılmaktadır.

Kuyruklu Yıldız

Yıldız olarak adlandırılsalar da ışık üretmeyen buz ve gazdan oluşan gök cisimleridir.

Güneş çevresinde belirli bir yörüngede hareket ederken belli aralıklarla Güneş’in yakınından geçerler. Bu sırada
Güneş ışınlarının etkisiyle buz, buhar hâline gelir. Oluşan gaz ve toz bulutu, Güneş’e ters yönde ters kuyruk
şeklinde bir görüntü oluşturur. Bu nedenle kuyruklu yıldız olarak adlandırılır. Bilinen en önemli Kuyruklu Yıldız,
yetmiş beş yetmiş altı yılda bir Dünya’mızın yakınından geçen Halley Kuyruklu Yıldızı’dır.

Astronomide Kullanılan Uzaklık Birimleri

Günlük yaşantımızda santimetre, metre ve kilometre gibi birimler kullandığımız halde uzay derinliğinde bu
birimler yetersiz kalır. Onların yerine Güneş Sistemi içinde Astronomik Birim (AU), yıldızlararası uzaklıklarda
veya Samanyolu Gökadası içinde kalmak üzere genelde ışık yılı (ly) ve gökadalar arası uzaklıklarda, yani evrenin
derinliklerine doğru gittikçe parsek (pc) hatta kiloparsek (kpc) veya mega parsek (Mpc) kullanmayı tercih ederiz.
Astronomik birim için, ortalama Yer-Güneş uzaklığı birim kabul edilir ve 1 AB diye kısaltılır; değeri ise yaklaşık
149 milyon 600 bin km'dir. Örneğin Güneş'e en yakın gezegen Merkür yaklaşık 0.3 AB iken cüce gezegen Pluto 40
AB uzaklıktadır.

Ama bize en yakın yıldız için artık AB de yetersiz kalır onun yerine ışıkyılı daha anlaşılır olur ve hesaplara kolaylık
getirir. Işıkyılı, ışığın bir yılda aldığı yoldur. Işık hızının saniyede 300000 km olduğunu düşünürsek basit bir dizi
çarpma işlemi sonucunda bu birimin km cinsinden değeri bulunabilir. En yakın yıldız olan Proxima Centauri 4.3
ışıkyılı (ıy) uzaklıktadır. Yani ışık hızıyla bile gidilirse 4.3 yılda gidebiliriz. Ama gökadamızın bir ucundan bir ucuna
uzaklık ise çok daha büyüktur ve yaklaşık 100000 ıy'dır.

Gökadalar arası hatta evrende uzaklık için, ışıkyılını 3.26 ile çarparak elde ettiğimiz parsek birimini, hatta yetersiz
kaldığı için üst katları olan kilo ve mega parsekleri tercih ederiz. Örneğin kuzey yarım küreden bakıldığında en
yakın gökada olan Andromeda Gökadası yaklaşık 600000 pc uzaklıktadır. Parsek tanımı ise bir yıldızdan
bakıldığında, ortalama Yer-Güneş uzaklığını (1AB) gören açı 1 yaysaniyesi ise, yıldızın bize olan uzaklığı 1
parsek (pc) olarak kabul edilir.

Güneş Sistemi

Güneş sistemi 8 gezegenden oluşur. Merkür, Venüs, Dünya ve Mars iç gezegenleri, Jupiter, Satürn, Uranüs ve
Neptun dış gezegenleri temsil eder. Plüton, Ceres gibi cüce ezegenleride mevcuttur. Güneş sisteminin en büyük
gezegeni Jupiter en küçük gezegeni ise Merkür’dür. En fazla uydusu bulunan gezegeni Satürn’dür. Satürn
halkaları en belirgin olan gezegendir. Fakat Uranüs, Neptün, Jupiterde de halkalar mecvuttur. Dünyamız,
merkezinde bize en yakın yıldız olan Güneş’in bulunduğu sistemin bir parçasıdır. Güneş Samanyolu Gök Adasının
en dış sarmallarının birinde, hem kendi eksini etrafında hemde gezegenlerle birlikte gök adanın etrafında
dönerek ötelenmektedir. Güneş ışınları dünyaya ortalama 8 dakikada gelmektir. Yani biz güneşimizin şimdiki
halini değil 8 dakika önceki halini görmekteyiz. Bu zamanın mutlak değil göreceli olduğunu gösteriyor.

ASTRONOMİ VE UZAY BİLİMLERİ ÇALIŞMA SORULARI

A. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içindeki kelimelerle tamamlayınız.


( gezegen, Hidrojen, Güneş, astronomi, uzay, boyutları, Jüpiter, göreceli, yıldız, beyaz cüce)
1. Bize en yakın yıldız ………………………………………dır.

2. Görünen evrenin ………….......…………………………..ilerleyen teknolojiyle genişlemektedir.

3. Güneş çekirdeğinde …….........…………………………………….helyuma dönüşür.

4. Güneş sisteminin en büyük gezegeni ……....……………………………...dir.


5. Uzayın oluşumunu ve yapısını inceleyen evren bilimi .............................................................. dir.

6. Merkezlerinde çekirdek (nükleer) tepkimeleri ile enerji üreten ve uzaya salan yoğun plazmadan oluşan küre
şeklindeki gök cisimlerine ………….......………………………denir.

7. Zaman mutlak değil .........................................dir.

8. Güneş ömrünün sonunda ......................................olur.

9. İçerisinde bütün gök cisimlerini, her türlü madde ve enerjiyi barındıran, yerin atmosferi dışında kalan, sınırsız üç boyutlu
saha …………………………….. dır.

10. Bir yıldızın etrafında dolanan, ancak kütlesi enerji üretmeye yetmeyecek kadar küçük olan gök cisimleri
......................................... dir.

B. Aşağıdaki cümleler doğruysa (D) yanlışsa (Y) yazınız.

( ) 1. Astronomide uzaklık birimi olarak parsek kullanılır.

( ) 2. Güneş’ten daha küçük kütleli yıldızların evrimlerinin sonunda süpernova patlaması gerçekleşir.

( ) 3. Ölçülen ışık şiddeti kullanılan alıcı ve filtreye bağlıdır.

( ) 4. Merkür, Güneş sisteminin en küçük gezegenidir.

( ) 5. Satürn, Güneş sisteminin tek halkalı gezegenidir.

( ) 6. Meteorolojik açıdan atmosferin gözle görünen bölümüne gökyüzü denir.

( ) 7. Plüton, cüce gezegendir.

( ) 8. Samanyolu’nun tamamını gece gökyüzünde görebiliriz.

( ) 9. Evrenimiz Bing Bang patlamasıyla oluşmuştur.

( ) 10. Güneş sistemimiz Andoremeda Gökadası’nda bulunmaktadır.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli sorularda doğru şıkkı işaretleyiniz.

1. Güneş sisteminde aşağıdaki gezegenlerden hangisi Satürn-Dünya arasında yer alır?


A) Neptün B) Venüs C) Jüpiter D) Uranüs E) Merkür

2. Görünür ışık için dalga boyu en küçük olan renk aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mor B) Yeşil C) Sarı D) Kırmızı E) Turuncu

3.Nicolas Copernicus’un astronomiye en önemli katkısı nedir?


A) Yer merkezli evren modeli
B) Teleskopla gözlem yapması
C) Evrensel Çekim Yasası
D) Güneş merkezli evren modeli
E) Gezegenlerin eleptik yörüngelerde dolanması

4. Aşağıdakilerden hangisi Astronominin alt dallarından biri değildir?


A) Astroloji B) Astrofizik C) Astrokimya D) Arkeoastronomi E) Astrojeoloji

5. Güneş ve Aydan sonra Dünyaya yakın en parlak gök cismi hangisidir ?

A) Mars B) Venüs C) Gök Ada D) Kuyruklu Yıldız E) Kutup Yıldızı


6. Dünya’daki biyolojik yaşam için gerekli olan elementler aşağıdaki olaylardan hangisi sonucu oluşmuştur?

A) Süpernova patlaması B) Big-Bang C) Güneş tutulması


D) Gök taşı düşmesi E) Kara deliklerin oluşması
7. Aşağıdaki ışın türlerinden hangisi dünya atmosferinden geçebilir?

A) Mikrodalga B) Mor ötesi ışınlar C) X-ışınları D) Gama ışınları E) Radyo dalgaları

8. Çekim kuvveti ile birbirine bağlı milyonlarca yıldızdan, yıldız kümelerinden, bulutsu ve gaz bulutları ile
yıldızlar arası gaz ve tozdan oluşmuş sistem aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gezegen B) Bulutsu C) Gök Ada D) Meteor E) Uzay

You might also like