Professional Documents
Culture Documents
Agizlik Tekn.
Agizlik Tekn.
1
1.1. AĞIZLIK VE AĞIZLIK ÇEŞİTLERİ
2
1.1.2. Temiz Ağızlık
Alt ve üst çözgü tabakasındaki tüm çözgü iplikleri aynı hizada bulunuyorsa temiz
ağızlık elde edilir.Böyle bir ağızlık için çerçevelerin kumaş çizgisinden uzaklaştıkça daha
fazla hareket etmeleri gerekir.Bu durumda aynı çözgü tabakasındaki iplikler arasında
gerilim farkı olur.Bu tip ağızlıkta ön ağızlık açısı sabittir.(Şekil 2 A)
1.1.3. Yarı Temiz Ağızlık
Alt ve üst çözgü tabakasından yalnız biri düzgündür ve bu genellikle alt çözgü
tabakasıdır.Mekikli ve bazı kancalı dokuma makinelerinde yarı temiz ağızlık
kullanılmaktadır. (Şekil 2 B)
1.1.4. Temiz Olmayan Ağızlık
Alt ve üst çözgü tabakalarında çözgü iplikleri düzgün değildir.Çözgü ipliklerinin en az
zorlandığı ağızlık tipi budur.Bu tip ağızlıkta çözgü iplikleri üzerindeki gerilim minimuma
indirilmiş olur.
Bu tip ağızlığın iki tip uygulama şekli vardır.Paralel ağızlık ve eliptik ağızlık.
Paralel ağızlıkta çerçevelerin kalkış miktarı aynıdır.(Yani h =sabit ) (Şekil 1.2 C)
Eliptik ağızlıkta çözgü ipliklerinin uzaması sabittir.(Şekil 1.2 D).Bu ağızlık tipleri ağızlık
açma mekanizmasının tasarımı ile değil ağızlık yüksekliğinin ayarı ile elde edilir.
3
1.1.5. Altta Kapalı Ağızlık
Bu tip ağızlıkta çözgü iplikleri her atkıdan sonra on alt konuma inerler. Arka arkaya
yukarıda kalması gereken çözgü iplikleri her defasında alt konuma inip tekrar çalışmaları
gerektiğinden büyük hareket kaybı olur.Bu ağızlık şekli tek storklu armürler,jakarlar ile
el tezgahlarında kullanılır.
1.1.6. Ortada Kapalı Ağızlık
Her atkı atımından sonra çözgü ipliklerinin orta konuma gelerek oluşturduğu ağızlık
tipidir.Büyük hareket kaybı olmasına rağmen tefeleme kapalı ağızlıkta yapıldığı için
düşük çözgü gerilimi verir.Kopan ipliğin aranması da kolaydır.Çok kullanılmayan bu
ağızlık tipi bazı armür ve jakarlarla elde edilmektedir.
1.1.7. Yarı Açık Ağızlık
Yarı açık ağızlık oluşturmak iki şekilde olabilir;
a) Bir sonraki atkı atılırken üst kısımda kalacak olan ipliklerin kısa bir mesafe
indikten sonra tekrar kalktığı bir ağızlık tipi.Öbür iplikler açık ağızlıkta olduğu gibi
kalkar ve iner.
b) Her tefe vuruşunda bütün üst ağızlıktaki ipliklerle,alt ağızlıktan üst ağızlığa geçen
iplikler hareket ederler.Alt ağızlıkta kalan iplikler ise sabit kalırlar.
1.1.8. Açık Ağızlık
Bu tip ağızlıkta lüzumsuz tüm hareketler ortadan kaldırıldığı için boşa harcanan hareket
kalmamıştır.Arka arkaya yukarıda ve aşağıda kalması gereken çözgü iplikleri konum
değiştirmezler.Böylece ağızlık tam olarak kapanmaz.Ancak bezayağı örgüde çerçeveler
her atkıdan sonra konum değiştireceklerinden kapanma durumu ortaya çıkar. Kamlı
ağızlık açma mekanizmaları,çift storklu jakarlarda bu prensip kullanılmaktadır.
Altta ve ortada kapanan ağızlık tiplerinde hareket kaybı olmasına karşılık iplik koptuğu
zaman tüm çözgüler aynı düzleme geldikleri için kopuk bağlama işi kolaylaşır. Açık
ağızlık veren ağızlık açma mekanizmalarına çerçeve seviyeleme cihazı konulmuştur.
1.1.9. Dalgalı Ağızlık
Bir takım dar gücü çerçevesinin değişik hareket zamanlama safhası ile çözgü eni
boyunca sıralı olarak ağızlık oluşturma yöntemidir.Çalışma hızını arttırmak amacıyla
yapılmıştır.Çok fazlı tezgahlarda kullanılır.
(Şekil 1.3)
4
Şekil 1.3: Dalgalı ağızlık oluşumu ve bu ağızlıkta
atkı taşıyıcıların şematik görünümü.
5
Daha büyük bir atkı atma açısı elde edilecek şekilde çerçevelerin bekleme açısı kadar
arttırılır.Çerçevelerin kesişme zamanının değiştirilmemesi gerektiğinden ∆φ M – R
noktaları arasında arttırılır.Bu durumda ağızlığın kapanması hızlı,açılması ise daha yavaş
olur.
1.1.11.2. Yatay eksene göre asimetrik ağızlık
Bu tip ağızlıkta çerçevelerin alt konumunda beklemesi fazla,üst konumda ise daha
azdır.Böylece alt çözgü tabakası hareket etmeye başlamadan üst çözgü tabakası
hareketine başlayıp kaydedilen atkı ipliğini sıkıştırır.
Çok sık kumaşların dokunmasında (poplin gibi) çözgü tabakaları üstten alta,alttan üst
ağızlığa geçerken birbirine sürtüneceklerinden (bezayağı örgüde max. sürtünme olur) ,
sürtünmeyi azaltmak için çerçevelerin kesişme açılarını çok az miktarda değiştirmek
gerekir.Kamların çıkış ve iniş açılarının birbirlerine göre çok az miktarda azaltılması ile
bu durum gerçekleşir.
Yatay eksene göre asimetrik ağızlık, pozitif kamlı ağızlık açma mekanizması ile elde
edildiği halde pozitif armür ile armür ile elde edilememektedir.Bunun sebebi,katılan tüm
çerçevelere tahrik verdikleri için iniş ve çıkış hareketleri aynı olmaktadır.Dolayısıyla alt
konumdaki bir çerçeve bekleme yaparken üsttekinin hareket etmesi mümkün değildir.
Şekil 1.5’ te
6
A : Kumaş çizgisi
B : Arka köprü
n : Çerçeve numarası
p : Çerçeve hatvesi (mm)
l : Toplam ağızlık uzunluğu (Kumaş çizgisi- arka köprü arasındaki mesafe)
a : Ön ağızlık uzunluğu
a1: Birinci çerçevenin kumaş çizgisine olan uzaklığı (mm)
an : Çerçevenin kumaş çizgisine olan uzaklığı (mm)
b : Arka ağızlık uzunluğu (mm)
b1 : Birinci çerçeve arka köprü arası mesafe (mm)
θ1 : n. çerçeve – arka köprü arası mesafe (mm)
θ2 : Ön ağızlık açısı (°) ( Her çerçeve için aynı)
h : Çözgü ipliği kalkış yüksekliği (mm)
h1: Birinci çerçevedeki çözgü ipliğinin yükselme miktarı (mm)
hn : n. çerçevedeki çözgü ipliğinin yükselme miktarı (mm)
l1 : Ön ağızlıkta çözgü ipliği uzunluğu (mm)
l2 :Arka ağızlıkta çözgü ipliği uzunluğu (mm)
7
Arka köprü yatay olarak hareket ettirildiğinde, arka ağızlık geometrisi değişir.Toplam
ağızlık uzunluğu ve arka ağızlık uzunluğu bu değişikliğe göre artar veya azalır. Arka
ağızlığın değişmesi,çözgü iplik uzamasını da değiştirir.
1.1.12.2. Arka Köprünün Dikey Yer değiştirmesi
. Arka köprünün normal konumda AC doğrusu ağızlık açısının açı ortayını teşkil eder.
Üst ağızlıktaki çözgü ipliği uzunluğu ABC ile alt ağızlıktaki çözgü iplik uzunluğu ADC
birbirine eşittir.Bu durumda üst ve alt ağızlıktaki iplik gerilimleri de aynı olur.(Şekil 1.6)
Çözgü iplik uzunluklarının üst ve alt ağızlıkta aynı olduğu bu ağızlık simetrik ağızlıktır
(Şekil 1.7 a). Eğer arka köprü yukarı doğru kaldırılırsa (Şekil 1.7 b) üst ağızlıkta çözgü
iplik uzunluğu az, alt ağızlıkta fazla olacaktır.
Şekil 1.7: Simetrik ve Asimetrik Ağızlıkta Çözgü İpliği Uzaması ve Ağızlık Geometrisi
Buna karşılık mekiksiz dokuma makinelerinde atkı yerleştirme elemanı, uçuş düzlemi
üzerine oturmadığı için kumaş kenarı ayarı atkı yerleştirmeye etki etmez.Kumaş
kenarının çerçevelere olan mesafesi çerçevelerin arka köprüye olan uzaklığından çok
9
daha azdır.Ağızlık geometrisi değişiminde kumaş kenarının çok küçük bir hareketi arka
köprünün çok büyük hareketinden daha etkili olacaktır.
Arka köprünün yukarı doğru kaldırıldığı durumlarda üst ağızlıktaki çözgü ipliği
uzunluğu alt ağızlıktaki çözgü ipliği uzunluğundan daha kısadır.Yani üst ağızlıktaki iplik
10
daha gevşek alt ağızlıktaki iplik daha gergindir.Bu durumda atkı ipliklerinin kumaşa daha
sıkı yerleştirilmesi sağlanacaktır.
H-r’ mesafesinin ayarı; arka köprü ayarı ve kumaş çizgisi yüksekliğinin ayarı ile
yapılabilir.Mekikli tezgahta H-r’ mesafesinin ayarı arka köprünün yüksekliğinin
değiştirilmesi ile yapılabilmektedir.Kumaş çizgisinin çok hareketi ise arka köprü
hareketinden daha etkilidir. C kodlu dokuma makinesinde bu imkan vardır.
Çizelge 1 incelendiğinde dokuma makinelerinde ölçüm yapılan konumlarda en yüksek
H-r’ mesafenin A3 , A4 , A2 dokuma makinelerine ait olduğu,hava jetli dokuma
makinelerinde ise bu değerin daha az olduğu görülmektedir. D kodlu dokuma
makinelerinde ise arka köprü kumaş çizgisinden aşağıdadır. H-r’ mesafesinin dokuma
makinelerinde farklılık göstermesi dokunan kumaş özellikleri ile ilişkilidir.
Jakarlı ağızlık açma tertibatları negatif ağızlık açar.Gücülerin altında asılı olan
ağırlıklar gücülerin serbest kaldıklarında ilk konumlarına gelmesini sağlar.
11
Negatif ağızlık açma sistemi özellikle yüksek hızla çalışan dokuma makineleri için çok
uygundur.Modern dokuma makinelerinde hafif ve orta ağırlıktaki düz kumaşların
dokunmasında negatif ağızlık hareketi eksantriklerle veya armürle sağlanarak kullanılır.
Çözgü ipliklerinde sürtünme minimumdur.Bu nedenle yüksek hızlara çıkılmasına olanak
tanır. (Şekil 2.2, 2.3)
12
Ağızlığı oluşturacak gücülerin takılı olduğu çerçevelerin yukarıya ve aşağıya almak
üzere her iki yönde de hareket ettirildiği ağızlık açma sistemidir.(Şekil 2.4)
Şekil 2.5: Eksantrikli pozitif ağızlık açma mekanizmasında hareket iletiminin şematik
gösterimi; a) Eksantrik, b)Hareketli kollar, c) Çerçevelere hareketi ileten kollar,
d)Çerçeveler.(Tsudakoma)
13
1.3. EKSANTRİKLİ DOKUMA MAKİNELERİ
14
Örneğin; bir sivri dimi örgüsü ile dokuma yapmak isteniyorsa bu örgünün öncelikle
raporu ve tahar planı çıkartılır.Bu tahar planından da armür planı çıkarılır.Dokuma kumaş
analizleri bölümünde tahar planı ve armür planı açıklanmıştır.Bundan sonra Şekil 3.2’de
açıklandığı gibi armür planında görülen her çerçeve için örnekte dört çerçeve için
eksantrikler hazırlanır.Eksantriklerin diziliş sırası ve birbirlerine göre konumları da
önemlidir.
Şekil 3.2: Sivri dimi örgüsünün tahar planı ,armür planı ve dört eksantriğinin gösterimi.
15
Aynı zamanda eksantrikler daha küçük olduğu için atkı rapor boyuda dıştan
eksantriklilere göre daha azdır.Ayrıca eksantrik değişiminin ve bakımının da zor olması
nedeniyle dıştan eksantrikli yerleşime göre daha az kullanılmaktadır.(Şekil 3.3)
Şekil 3.3: İçten eksantrikli bir dokuma makinesinde çerçevelere hareket iletimi ve ağızlık
oluşumu; a)Birinci eksantrik, b) İkinci eksantrik, c)Birinci ayak rolesi, d) İkinci ayak
rolesi, e) Birinci çerçeve ayağı, f) İkinci çerçeve ayağı, g) Kumaş hattı, h) Çerçeve
kayışları, ı) Çerçeve kayışları dönme merkezi, j) Ayak hareket merkezi.
16
Şekil 3.4: Dıştan eksantrikli dokuma makinesinde çerçevelere pozitif hareket iletimi;
a) Eksantrik kutusu, b)Eksantrik mili, c) Eksantrikler, d) Çerçeve
Dıştan eksantrikli dokuma makineleri daha fazla yer kaplamalarına rağmen daha fazla
çerçeve ve atkı rapor boyuma olanak tanıdıkları ,ayrıca eksantrik değişimi ve bakımı
kolay olduğu için daha çok tercih edilmektedir.(Şekil 3.5 ),(Şekil 3.6).
Şekil 3.5: Dokuma makinesinin yan duvarlarının dışına yerleştirilmiş eksantrik düzeniyle
ağızlık açan hava jetli dokuma makinesinde atkı bobinleri tarafına yerleştirilmiş eksantrik
kutusu; a) Atkı bobinleri, b) Atkı regülatörleri, c) Eksantrik kutusu, d) Ana motor
(Picanol)
17
Şekil 3.6: Dıştan eksantrikli dokuma makinesinin eksantrikleri,roleleri ve eksantrik
dişlisi. (Estebe)
Şekilden görüldüğü gibi eğer her iki çerçeve aynı miktarda hareket ederse ön çerçeve
(1) daha büyük bir ağızlık açacaktır. Bu bakımdan arka çerçeve hareketinin,ön
çerçeveninkinden daha fazla olması gereklidir.C2 kamı da C1’ den daha büyük hareket
vermelidir. L1 ve L2 kamların storku olarak,alınırsa:
Örnek olarak;
19
b = 3cm, x = y =22.5 ve a =20 cm alınırsa L 2 /L1 = (20+3) (45+3) / 20x45 =1,23
bulunur.
Buradan arka çerçevenin hareketinin ön çerçeveninkinden %23 daha büyük olacağı
anlaşılır.
Böyle bir mekanizmada geri getirme için herhangi bir yay kuvveti kullanılmadığını
düşünerek sistemin “pozitif” olduğunu söyleyebiliriz.Şekilde,d 1 ve d2 makaraların çapları
olarak gösterilmiştir.(kayış kalınlıkları dahil)
d2 / d1 = h2 = h1 = a+b / a yazılabilir.
Kamların ve makaraların arasındaki bağlantıların gergin,esnemez ve doğru kalınlıkta
olduğunu kabul edersek mekanizmanın hareketi hassas olacaktır.Bununla birlikte farkı
çözgüler kullanıldığı zaman çerçevelerin hareket miktarlarının değiştirilmesi
zorunludur.Bu ise ancak,pedal bağlantı noktalarını değiştirerek yapılabilecektir.Böyle
yapılırsa sistemin ayarı bozulur.Artık bağlantıları sürekli gergin tutmak mümkün
olmaz,gevşemeden dolayı hareket kaybı ortaya çıkar ve sistemin hassasiyeti kaybolur.
Gücülerin çok sık olmaması için genellikle dört çerçeveye atlamalı tahar yapılması
gerekmektedir.Düz tahar yapılabilmesi için dört kam bulunması şarttır.Çözgü sıklığı çok
fazla olan kumaşlarda dört, altı hatta sekiz çerçeve kullanılarak ipliklerin,çerçevelerin ve
gücülerin sürtünüp aşınması önlenmeye çalışılır.Altı çerçeveye düz tahar yapıldığı zaman
üç çift kam kullanılmaktadır.
Kumaş örgüsünü değiştirmek istediğimiz zaman genellikle kam paketini değiştiririz.
Fakat bazı durumlarda kamların sırasını değiştirmek suretiyle bulunur.Birbirine göre
açısal konumu dolayısıyla örgüyü değiştirmek mümkündür.Çoğunlukla kamlar bir takım
olarak dökülür ve bir kam paketiyle farklı örgüde dokuma yapabilmek için tek yol,tahar
değiştirmektir.
Şekildeki tertipler sırasıyla1/2 dimi,1/3 dimi ve 1/5 dimi yada 5’li saten için
kullanılabilirler.2/1, 2/2, 3/1 ve 4/1 dimi ile 5’li atlası da dokumak bunlarla mümkündür.
Fakat her atkıda aynı sayıda çerçevenin kalkma gereği önemli bir sınırlama olmaktadır.
21
Bu tertibatların doğrudan çerçevelerin üst kısmına takılması icap eder.“Lacey” tertibatı
gibi bazı yeni tiplerde üst yana takılabilen durumlar mevcuttur.Bu tertibat beş çerçeveyi
kontrol edebildiği gibi, istenirse üstünü makaraların takıldığı bir yada her iki manivelayı
kilitlemek suretiyle tüm makaraların kullanılmadan iki,üç veya dört çerçeve ile
çalıştırılabilir.
Makaralı geri getirme tertibatlarının negatif bir ağızlık açma tertibatı oluşturmadığını
bir kez daha belirtmek yararlı olacaktır.
Modern otomatik tezgahlarda negatif ağızlık açma kamları kullanıldığı zaman, her
çerçeveye ayrı olarak bağlanan geri getirme yayları makaralı tertibin kritik hususlarını
ortadan kaldırmaktadır.Böylelikle her atkıda aynı sayıda çerçeve kaldırmak da gerekmez.
Daha etkili ve hassas bir çerçeve hareketi sağlanır. S yayı D diskini dönmeye zorlayarak
H bağlantıları vasıtasıyla çerçeveyi kaldıracaktır.Çerçeve aşağı inince yaydaki gerginlik
maksimum olacak ve çerçeveyi kaldırmak için gerekenden çok daha büyük bir değer
alacaktır.(Şekil 3.10 A) da, çerçeve aşağıda olup çözgünün T 1 gerilimi yukarı doğru etki
eden F1 kuvvetini oluşturmaktadır.Eğer W çerçevenin tüm ağırlığı ise ,bu noktada onu
kaldırmak için gereken kuvvet ( W- T 1 ) kadar olacaktır.Çerçeve yukarıda iken (Şekil
3.10 B),çözgüdeki T2 gerilimi aşağı doğru etki eden F 2 kuvvetini oluşturacağından
çerçeveyi yukarıda tutmaya yetecek kuvvet (W – T 2 ) olacaktır.Buradan, etkin çalışma
için yay kuvvetinin çerçeve yükseldikçe arttırılması gerekir.Yay gerilmesi
azaldığından,kuvveti de azalacak ve sistem etkinliğini kaybedecektir.
22
Bunun pratik bir önlemi bulunmaktadır. Çünkü çerçeve aşağı indikçe aşırı gerilme
nedeniyle eğilip hatta kırılabilecektir.Bu sorun yüzünden yayları daha emin bir biçimde
kullanabilme yolları azalmıştır.
(Şekil 3.11 A)’da gösterilen basit bir modifikasyon bunu bir dereceye kadar başarmıştır.
Q parçasının yarı çapı R,yaydaki gerilme S ve yay ekseni ile Q’nun merkezi arasındaki
uzaklık D ise, T1 çerçeve bağlantılarının her birinde gerilme olup; moment eşitliği
yazılarak:
Şekil 3.11 A: Yaylı geri getirme Şekil 3.11 B: Saat yaylı seri getirme
tertibatı. tertibatı.
23
Şimdi çerçevenin yukarıda (şekilde) olduğunu kabul edersek,aşağı indiği zamanı Q
parçası saat istikametinin tersi yönde dönecek ve D mesafesi azalacaktır.Böylece yaydaki
gerilim arttığı halde SD momenti büyümeyecektir.Benzeri bir durum,negatif armürler
için Kenyon alttan çekme mekanizmasında kullanılmaktadır. Bu tertibatta bir iyileştirme
yapmak için P makarasının miline serbest olarak L manivelasıyla mafsallanmıştır.Yayın
öbür ucu bu manivelanın dikey kısmına bağlanmıştır.Yatay kola ise B somunu
takılmıştır.Bu,yaydaki gerilmeyi ayarlamaya yaramaktadır. Böyle bir tertibat farklı sayıda
çerçeve ve çeşitli çözgü ipliklerinin doğurduğu farklı gerilimler için gereklidir.
Draper ve Picanol firmalarının geliştirdiği bir sistemde “saat yaylı” geri getirme sistemi
kullanılmaktadır.Şematik olarak (Şekil 3.11 B)’de gösterilen bu tertibatta, tezgahın bir
tarafında çerçeve seviyesini n üstüne takılan kısa bir mil, sadece birisi gösterilen güçlü
birçok spiral yayların (S) iç ucuna takılacak şekilde yapılmış B toparlağını taşımaktadır.
Her çerçeve için bir yay vardır ve her yay ayrı bir D tamburu içine yuvarlanmıştır.
Yayların öbür ucu D’ye bağlıdır.Tamburun dış yüzeyinde iki oluk vardır.Bunların her
birine esnek çelik C kabloları çerçevelere bağlanmışlardır. B parçası aynı zamanda tüm
yaylardaki gerilimi değiştirmek için elle döndürülebilir.Tamburun önüne derecelendirme
yapılarak gerilimin seviyesi gösterilebilir. Altı veya sekiz çerçeve kontrol edileceği
zaman, tamburlar tezgahın her iki tarafına takılabilir.Bu sistemin de mahzurları olmakla
beraber temiz tutulması kolaydır ve modern malzemeler kullanılarak (plastik kaplı esnek
çelik tefler ve kaliteli yaylar)gerilim doğru bir biçimde ayarlanabilir ve değişmeksizin
kalır.
24
Şekil 3.12: Pozitif kamlı ağızlık açma sistemi (Saurer)
(Şekil 3.12 )’ te oyuk bir kam ve kamın oyuğunda zorunlu olarak hareket eden izleyici
görülmektedir. Bu sistem Saurer otomatik tezgahlarda kullanılan ağızlık açma
mekanizmasıdır.Kam oyuğunu izleyen toparlak izleyici yukarı ve aşağı hareket ederken
bağlı olduğu manivelanın alt ucu ileri-geri gidip gelme yapar.Kam manivelası ile çerçeve
arasındaki ağaç bağlantı uzuvlarının uçlarında çelik yaylı manivelalar bulunur ve bunlar
değişik deliklere takılmak suretiyle çerçeve hareketinin miktarı ayarlanabilir.
Çerçevelerin iki yanında bulunan ağaç kısımlar, alt ve üstteki metal parçalarından daha
kalındırlar.Böylelikle çerçeveler inip kalkarken ağaç kısımları birbirine sürtünürler.En ön
ve en arkada bulunan çerçeveler,tezgaha sabitlenmiş kılavuzlara dayanarak hareket
ettiklerinden, tüm çerçeve grubu daima dik olarak muhafaza edilmiş olur.Modern
otomatik tezgahların birçoğunda kullanılan bu sistemdeki mandallar çoğu çözgü bittiği
zaman ,bir grup çerçeveyi diğeri ile değiştirirken dokumacıya büyük kolaylık
sağlamaktadır.Buna karşılık,zaman zaman çerçevelerin kaldırılması veya seviyelenmesi
gerektiğinde ayarlamanın tezgahın altında ve güç erişebilir durumda olması bir mahzur
teşkil edecektir.
Modern ağızlık açma ve tefe mekanizmalarında genellikle bir kam ile karşılık kam çifti
kullanılarak pozitif hareket elde edilmektedir.Her kamın bir izleyicisi bulunmakta ve
bunlar bir manivelaya takılmaktadır.İzleyiciler arası uzaklık sabittir.İzleyiciler
kendilerine ait kamların çevresi üzerinde hareket ettiklerinden karşılık kamın çok hassas
olarak dizayn edilmiş ve millerin,kamların ve izleyicilerin birbirlerine göre çok iyi
ayarlanmış olmaları şarttır.Bu ise yüksek bir mühendislik seviyesine ihtiyaç
göstermektedir.
25
Sulzer dokuma makinelerinde kullanılan böyle bir kam mekanizması (Şekil 3.13)’te
gösterilmiştir. L manivelasına iki toparlak izleyici vasıtasıyla F mesnedi etrafında salınım
yaptırılmaktadır. Bunların her biri bir kam ile temas etmektedir. Ağızlık derinliğinin
ayarlanması A’daki vidayı gevşeterek S kısmını aşağı yukarı hareket ettirmek suretiyle
yapılabilir.Bu ayar ağızlık yüksekliğini etkilemeyecektir. B’deki ayarlama ise ağızlık
yüksekliğini değiştirmek içindir. Her iki ayar da, tezgahın yan tarafında ve erişilebilir bir
konumdadır.
Kamlara hareket, dokuma makinesinin ana milinden bir dişli sistemiyle aktarılır.Bu
ağızlık açma tertibatı zemin üzerindeki bir kutu içine yerleştirilmiştir.Kutunun alt kısmı
yağ doludur.Kapağı açılarak mekanizmaya ulaşılabilir.Sulzer tezgahlarda bu sistem 10
çerçeveyi çalıştırmaktadır. Çerçevelerin rijit bağlanmış olması ve yağ banyosu içinde
çalışan kamlar, tatlı ve pozitif bir hareket sağlayarak 300 dev/dk gibi yüksek hızlara
çıkmaya izin verir.Hassas işçilikten başka, kaliteli malzeme kullanıldığı için aşınmalar en
aza indirilmiştir.
Bu mekanizma ile daha önce bahsedildiği gibi tezgahın üst yapısı ortadan kaldırılmış
olmakta, aydınlatma ve görüş rahatlığının yanı sıra yağ damlaması da önlenmiş
olmaktadır.
Buraya kadar anlatılmış bulunan pozitif kam tiplerinde, tek kama iki toparlak
izleyicinin temas ettiği mekanizmalar ilave edilebilir. İzleyiciler bir kayar bloğa
takılmışlardır ve eksenleri arasındaki uzaklık sabittir.Kamda veya izleyicilerde bir aşınma
26
olursa bu uzaklık azaltılabilir.Fakat kam üniform olarak aşınmadığından mekanizmada
bazı toleranslar bırakılmalıdır.
Dimi, saten ve türetilmiş örgüler, raporda farklı hareket yapan iplik adedi kadar
çerçeveye gereksinim gösterirler. Bu çerçevelerin her birisine ayrı hareket verilmesi
gerekir. On çerçeveye kadar olan örgülerde her çerçevenin özel bir kam tarafından
çalıştırılması şarttır.bu sisteme çok çerçeveli kamlı ağızlık mekanizması denir.On
çerçeveden fazlasını gerektiren örgülerde ise bu sistem çok karmaşık bir hale
gireceğinden armür kullanılmaktadır.
Temel örgülerde bir rapordaki atkı ipliği adedi,örgüyü temsil eden bayağı kesrin pay ve
paydasındaki sayıların toplamı ile verilmektedir.
Örgü:A/B ise atkı ipliği sayısı:U=A+B olur.
Dokuma makinesinin ana milinden, ağızlık mekanizmasının miline toplam dişli tahvil
(transmisyon) oranı (P)daima bu atkı ipliği sayısının tersine eşit olmaktadır.
P=1/U veya
Rapordaki atkı sayısı = Dokuma makinesi ana milinin devir sayısı / Ağızlık açma
milinin devir sayısı
En basit çok çerçeveli bir kam mekanizması Şekil (3.14) ‘ta gösterilmektedir. (6) kam
mili, ana mile (1) ve alt mile (3) paraleldir. Üç adet kam (8), D ½ örgüsünü oluşturacak
şekilde tasarlanmıştır.
27
Örgü raporunda üç atkı bulunduğu için, ana mil (1) ile kam mili (6) arasındaki toplam
transmisyon oranı;
Çok çerçeve kamlı ağızlık mekanizması genellikle alt milden tahrik edilir.Alt mil ile
kam mili arasındaki transmisyon oranı herhangi bir dokuma örgüsüne uyacak şekilde
değişebilir.
Bir örnek olması bakımından beşli saten dokuyacak bir kam mekanizmasının tasarımını
düşünelim. (1/4)
Bunun için ana milin beş dönüşüne karşılık kam mili bir kez dönecektir.Tüm zaman
diyagramı ana milin beş devriyle tamamlanacağından;
28
Kamların sayısı farklı hareket yapan çözgü ipliği sayısıyla belirlenecektir.Örneğimizde
raporda bulunan atkı ve çözgü ipliği sayısı eşit olup beşer tanedir.O halde bu örgü için
beş kama ihtiyaç vardır.Tüm kamların şekli ayrı olacaktır.Çerçeveler herhangi bir atkı
atılışı sırasında bir yukarıda, dördü aşağıda olacak şekilde hareket edecektir.Tasarıma
göre kamların kaldırılma sırası 1, 3, 5, 2, 4 olmalıdır. (saten örgüye uygun olarak)
Böylelikle kam miline takılmış olan beş kam, her devirde α açısı kadar dönecektir.
Kamların kaldırma sırası, çerçevelerin düz (sıra) tahar yapıldığı düşünülerek örgü
raporuna göre ayarlanmıştır.
Gücü çerçevesi bekleme açısı (φk), tarak hareketinin kursu ile atkı taşıyıcının tarak
önünden geçişine bağlı olarak belirlenmelidir. Genellikle ana milin 110 0 ile 1500’ lik
dönüşüne tekabül eden bu açı dokuma makinesinin çalışma eniyle bağıntılıdır.
Kam storku, gerekli çerçeve kalkışı (Z) ve kaldırma mekanizmasının (p) manivela
transmisyon oranıyla belirlenir.
Z = Zvp (mm)
Kam milinin zaman diyagramına ve çizimine uygun olarak kamın seviye değiştirme
açısı φkv :
29
Şimdi kam profilinin esas noktaları işaretlenerek, daha önce bezayağı örgü için verilmiş
olan esaslar uyarınca kam profili çizilebilir.
Her kama 720’lik aralarla beş delik delinmiştir. Bu delikler yardımıyla örgüye göre
kamlar tertip edileceklerdir.Eğer (n) tane atkıda çerçeve yukarıda bekleyecekse, yine aynı
işlem sırası uygulanır.Fakat kamın bekleme açısı (φ zvn) aşağıdaki eşitliğe göre her bir atkı
arasındaki değişme açıları kadar arttırılmalıdır.
Değişik bir uygulama örmeği olarak ( D 2/3) örgüsünü dokuyacak kam profilini
oluşturalım.
Burada yine beş çözgü ve beş atkıdan ibaret bir rapor mevcuttur.Ağızlık açma tertibatı
için ; α = 3600 / 720 bulunur.
Çerçeve bekleme açısını 100 almak suretiyle φ kv = 1100 / 5 = 280 ve φzv = α – φkv /2 =
720 – 280 / 2 = 220 bulunur.
Bu örgüde bir çerçevenin iki atkı kursunda yukarıda beklemesi gerekeceğinden (n=2)
olacaktır.Yeni bekleme açısı buradan;
Φkvn = n . φkv + n . φzv = 2.280 + 2.220 =560 + 440 = 1000 olarak bulunur.
30
Kamlı ağızlık açma mekanizmalarında, örgü raporunda bulunan atkı ipliği sayısının en
önemli sınırlayıcı etken olduğu bilinmektedir. Bunun nedeni aynı sayıda ipliği bulunan
raporları dokumada kullanılan kamların, profilleri aynı kalmak şartıyla küçüldükçe daha
büyük kuvvetlere maruz kalmalarıdır. Çünkü minimum ve maksimum yarıçapları
arasındaki fark (kalkış) aynı olan iki kamdan daha büyük olana özellikle seviye değişimi
sırasında izleyici tarafından daha az kuvvet etkiyecektir.(Şekil3.17)’de ,çerçeveyi
kaldırmak için gerekli (F) dikey kuvvetini elde edebilmek için kamların izleyiciye değme
noktasında profile dik plan (P1) ve (P2) kuvvetlerini uygulaması gereklidir.Açıkça
görüldüğü gibi (P1) kuvveti (P2)’den oldukça büyüktür.
Buradan anlaşılacağı gibi verilen bir kam büyüklüğü için, hem kam profilinin en büyük
eğimi hem de sisteme etki eden en büyük kuvvet atkı sayısıyla doğru orantılı olarak
artacaktır.Bu ise belli bir kam büyüklüğü için atkı sayısına sınırlama getirmektedir.
Aynı şekilde, verilen bir atkı sayısı için, hem kam profilinin maksimum eğimi hem de
sisteme etki eden en büyük kuvvet, kam büyüklüğü azaldıkça artacaktır. Yani rapordaki
atkı sayısını arttırmak için, kamın da büyütülmesi gerekir.
Birçok tezgahta çerçeve kalkışının 12,5 ile 20 cm olduğu düşünülerek ve manivela
transmisyon oranı 3.1 alınmak suretiyle, kamda 5 cm’lik bir kalkış gerektiği bulunur.
31
Bu ise dış çapı 30 cm kadar olan bir kam demek olup, tezgahın iç kısmına yerleştirilmesi
imkansız olacaktır. Halı ve kayış gibi çok ağır dokumalarda daha büyük kamlar dokuma
makinesinin dışına takılarak, büyük çerçeve kuvvetleri oluştururlar. Normal olarak 8 veya
10 atkılık raporlar limit olarak kabul edilmekle birlikte, çok özel durumlarda ve çok
yavaş tezgahlarda bu sayı arttırılabilir.
Çok çerçeveli kamlı ağızlık açma mekanizmasını dokuma makinesinin içine yada dışına
yerleştirmek mümkündür.Mekanizmanın, tezgahın iç kısmına yerleştirilmesi halinde kam
mili ana mile paralel veya dik olabilir.Bu tertibatın bir avantajı çerçevelerde daha az
sayıda bağlantı kullanılarak hareket aktarılmasıdır.Mahzuru ise mekanizmanın alt mil ile
çözgü levendi arasındaki boşluğa yerleştirilmesi nedeniyle bakım ve ayarının zor
olmasıdır.Fakat rulman yataklarla ana mile takılan ve grup ya da merkezi yağlama
sistemini kullanan bir makine tasarımı bu mahsuru ortadan kaldırabilir.Çünkü ağızlık
açma tertibatına dokuma süresince, levent boşalıncaya kadar herhangi bir müdahale
yapılması gerekmeyecektir.Büyük miktarlarda dokuma üretimlerinde, kumaş örgülerinin
de sık sık değişmesi istenmeyeceği için kamlar ve transmisyon oranları da uzun süre aynı
kalacaktır.Bunlara rağmen dokuma makinelerinde mekikli ve mekiksiz tiplerine
genellikle dıştan ağızlık açma tertibatının takılması tercih edilmektedir.
32
Dokuma makinesinin dışına takılan çok kamlı bir ağızlık açma tertibatı (Şekil 3.18)’de
gösterilmektedir.Burada kam mili (1) makinenin ana mimine diktir.Ağızlık açma
mekanizması ana milden zincir ve konik dişliler yada ana milden bir ara mil ve konik
dişliler yardımıyla tahrik alır.Ara mil örgü kontrol mekanizmasının tüm eninde uzanır ve
iki ucuna dişliler takılmıştır.Her dişli oyuk kamların bir grubuna tahrik verir.Şekilde (2)
kamı,(1) kam miline takılmıştır.Kam manivelanın üst koluna (4) dönebilir olarak takılan
(3) toparlak izleyicisi kamın oyuğu içinde hareket etmektedir. Kam manivelasının alt
koluna (5) çekme çubuğu bağlanmıştır. Çubuğun diğer ucundaki üç kollu ağızlık açma
manivelası (6) bulunmaktadır.Hareket buradan (8) çekme çubuğu vasıtasıyla iki kollu
ağızlık açma manivelasına (10) ve çekme çubuğuna (11) iletilmektedir.(11) ve (12)
çekme çubukları ile çerçeve hareketi sağlanmaktadır.
Bu tertibata ayrıca bir de çerçeve seviye ayar cihazı takılmıştır.(4) manivelası (16) mili
üzerinde oval yatakla hareket edebilir tarzda takılır.Dokuma esnasında,oval yatağın sağ
kısmındaki (4) manivelasının hareketi,(15) koluna bağlanmış olan (19) parçası tarafından
gösterilen yönde 1800 döndürülünce,(19) parçası tüm kam manivelalarının (4) silindirik
yüzeyinden ayrılır ve kam manivelaları yatay istikamette serbest kalır.Dahası,(15)
kolunun dönüşü sebebiyle (25) çubuğu (17),(20),(21),(22),(23),(24) ve (26) parçalarıyla
bütün üç kollu ağızlık manivelalarının (6) dikey koluna dayanır ve onları bir hizaya
getirir.Böylece bütün çerçeveler bir hizaya gelmiş olurlar.Oval oyuktaki kam
manivelasının (4) pozisyonu,(3) izleyicisi sabit kaldığı için bu duruma uyacak şekilde
ayarlanacaktır.Seviye ayarı dokuma makinesi çalışmadığı zaman yapılabilmektedir.
Armür mekanizmaları, jakar mekanizmasının ilk adımı sayılan, çerçeveli ağızlık açma
olayını gerçekleştiren makinelerdir.
33
Aradaki fark, armürde gücülerin takılı olduğu çerçevelere hareket iletilmesi, jakarda ise
serbest halde bulunan gücülere tek tek hareket iletilmesidir.
Armürlü dokuma makinelerinde desenlendirme çeşidi ve motiflerin büyüklüğü çerçeve
sayısı ile sınırlıdır. Armürlü dokuma makinelerinde çerçeve adedi genel olarak 32
dir.Ancak özel durumlarda 48 çerçeve ile de çalışılabimektedir.Çerçeve adedi armür
mekanizmasının yapımında belirlenir.Piyasanın ihtiyacına ve ekonomikliğine göre çeşitli
sayıda çerçeveyle çalışmaya olanak tanıyan armürler yapılmaktadır.
Armürün Tahriki
Çerçeve kalkış hareketini armür bıçağının tahrik tipi belirlenmektedir.
1. Üst yapısı bulunan dokuma makinelerindeki basit armürlerde, krank veya bir biyel
kolu yardımıyla tahrik kullanılırdı. Bu tertibat bir krank-biyel oranı vererek çerçeve
kalkışını harmonik hareket olmasını sağlardı.
2. Bıçaklar en iyi biçimde kamlarla tahrik edilirler. Armürün zamanlama
diyagramındaki çerçeve bekleme açısı φ k genellikle krank dönüşü cinsinden 110 0 ile 1500
arasında olup dokuma makinesinin enine bağlıdır.Kam ile tahrik, aynı atkı atma açısı için
en küçük bir çerçeve kalkışını verir.
a) Negatif kamlar ile geri getirme tertibatı gereklidir ve böyle armürlere “negatif
armür” denilmektedir.
b) Pozitif olarak çerçeveleri hem indirip hem de kaldıran kamların (oyuk kamlar,kam
çiftleri) kullanıldığı armürlere de “pozitif armür ” denilmektedir.
3. Geliştirilmiş krank tahriki bir eksantrik dişli tahrikiyle bağlanmıştır. Çerçeve kalkışı
netice olarak kam tahrikiyle olana benzer ve çok kullanışlıdır.Böyle kombine tahrikler
dokuma makinesinin üstüne konulan armürlerde kullanılmaktadır. Uzun biyel kolunun
ağırlığı yüzünden sadece düşük çalışma hızları için söz konusu edilebilirler.
34
( Tablo 1): Armür makinelerinin hareket mekanizmalarına göre sınıflandırılması
35
Şekil 4.1: Negatif armür Stäublı Type 550
36
Armür mekanizması bir yağ banyosu içine yerleştirilmiştir.
Type 550 armür dar dokuma makineleri ve jetli dokuma makineleri için tasarlanmıştır.
Ağır iş yapabilen Type 430 armürü aynı prensiple çalışmaktadır.Bu ,mekikli ve
mekiksiz dokuma makineleri ile kullanılabilir.Armüre motor tahrikli bir ağızlık arama
cihazı ve merkezi yağlama sistemi takılmış, olup sonsuz bir desen kartonu ile kontrol
edilmektedir.
Her iki model de yalnızca çerçeveleri kaldırabildiği için bunlara yaylı geri getirme
tertibatları ilave edilmiş olup bu nedenle negatif armürler sınıfına girmektedirler.Negatif
armürler nispeten basit makinelerdir. Pratik olarak boşluksuzdurlar çünkü tüm yataklar
geri getirme hareketiyle aynı yönde yüklenmektedir.
Çerçevelerin kaldırılması esnasında, negatif armürler çözgü gerilimini, gücü
çerçevesinin ağırlığını ve geri getirme mekanizmasının çekilişini yenmek için fazla enerji
tüketirler. Bu durum dokuma makinesinin düzensiz çalışması sonucunu doğurmaktadır.
Geri getirme tertibatının yayları yorulduğu için veya aşırı yüksek çözgü gerilmesi
yüzünden çerçevelerin birisi en alta kadar indirilemediği zaman düzgün olmayan bir
ağızlık açılacaktır.
Negatif bir armürün kaldırma mekanizması çerçevenin hareketini sadece bir yönde ve
genellikle yukarı doğru sağlayabilmektedir. Çerçevenin indirilmesi; ya çerçeve kenarına
tutturulan yaylar vasıtasıyla,ya da doğrudan armürün kaldırma mekanizmasındaki
yaylarla sağlanmaktadır.
Doğrudan geri getirme hareketi:Yayların doğrudan çerçevelere bağlanması armüre aşırı
bir yük verecektir. Çerçevenin indirilmesi gerektiği zaman, en alt konumdaki yay kuvveti
S, çözgü gerilmesi F’den daha büyük olmalıdır.Alt pozisyonda armürün kaldırma
kolunun yüklenmesi: Z = S - F olup,üst pozisyonda artarak Z = S + F olacaktır.
37
Kombine geri getirme hareketi: Bu aşırı armür yükünü önlemek için, Şekil (4.2)’de
gösterilen özel bir çerçeve geri getirme tertibatı kullanılır.Geri getirme hareketinin netice
etkisi şöyle ifade edilebilir.
r.F = (S0 + cx ) y,
y = aCosα, x = aSinα
F = ( So + Ca Sinα / r
Şeklin sağ kısmında F (α) kuvvetinin değişim grafiği verilmiştir. Çalışma bölgesi olan
taranmış kısmı, solda B durdurma parçası belirlerken, sağda ise F max noktasının önünde
bulunmalıdır.
Geri getirme mekanizmasının yayları ayrıca çerçeve bacaklarına da bağlanabilir.
Böylece kombine bir geri çekme hareketi oluşturulmaktadır. Helisel çelik yaylar lastik
yaylarda değiştirilebilmektedir.
Şekil 4.3: Gücü çerçevelerine negatif bir hareket vererek çerçevelerin yukarı
kalkmasını sağlayan armürlerin çerçevelere hareket iletiminin ve yaylarla çerçevelerin
geri hareketinin şematik gösterimi.
38
1.4.2.2. Pozitif Hareketli Armürler
Pozitif hareket yapan armürler dokuma çerçevelerinin hem yukarıya kaldırılmasını,
hemde geri hareketini gerçekleştirir. Ağır kumaşların dokunduğu dokuma makineleri için
tercih edilir.
Fantezi kamgarn ve strayhgarn gibi ağır kumaşların dokunmasında geri getirme
tertibatına ihtiyaç göstermeyen pozitif armürlerin kullanılması uygundur.
Çerçeve, çözgü geriliminin düşey bileşeni tarafından aşağı doğru çekileceği için
herhangi bir pozitif armürde kancaların geri getirilerek, orada tutulmasını sağlayan bir
tertibat gerekli olmaktadır.
B1 ve B2 itme çubukları rijit bir şekilde K1 ve K2 bıçaklarına bağlanmışlardır ve bunlarla
birlikte gelip gitme hareketi yaparlar.Yer değiştiren bir kancadan sonra bıçak geri
döndüğünden bunun itici çubuğu,çerçevelerin bağlı olduğu kirişin ilgili ucunu durdurma
noktasına kadar itecektir.
Uygun olan kilitleme parçası L1, kanca seçme mekanizması tarafından yukarı
kaldırıldığı için daha sonra kancadaki çentiğe takılır. Bu durum, bir sonraki seçme için,
kirişin ucunun vakitsiz hareketini önleyecektir. L 1 kilit çubuğu,K1 itme çubuğu tam bir
devir yaparken kirişin alt kısmını durdurma çubuğunun karşısında tutmaktır.
39
Kirişin ilgili ucu sadece durdurma çubuğunun karşısında olduğu zaman, yani yalnızca
seçim anında kilitlenmenin olabileceğine dikkat edilmelidir. Armür mekanizmasının
kartonlu seçim yapan ve daha önce açıklanmış olan bir seçme tertibatına bağlı olduğu
düşünülerek çalışma tarzı daha iyi anlaşılabilecektir.
Pozitif armürler arasında en tanınmış olanlardan birisi de Stäublı’nin Type 300
armürüdür.( Şekil 35). (8) kolu (9) bıçağıyla birlikte hareket ettiğinden, (5) kancası bıçak
tarafından sağa çekilir veya kol tarafından sola itilir.Çift storklu bir armür olduğundan,
(5) ve (5a) kancaları ortak biçimde (6) kirişine takılmışlardır. Kancanın takılması veya
takılmaması (Şekil 4.5)’te zamanlama diyagramıyla gösterilmiştir.
Şekil
4.5: Stäublı Type 300 pozitif armürü
40
III. Eğer çerçeve dokuma makinesinin bir sonraki devrinde altta kalacaksa, seçme
mekanizması (3) pimini gevşetir.(12) destek manivelası ayarlanır. (13) yayının hareketi
yüzünden kanca altında, sonuncu takılmamış pozisyonu kilitler.Sonraki makine devrinde,
(5) kancası (7) durdurma parçasıyla (14) çubuğu arasındaki kilitli kalır.(9) bıçağı geri
döner ve (8) koluyla birlikte kancanın sağ dış tarafına hareket ettirilir.
III. A. Bir sonraki makine devrinde, eğer çerçevenin kaldırılması gerekiyorsa, seçme
mekanizması (3) pimini gevşetmez ve destek manivelası (12) beklemede kalır. Bıçağın
geri dönmesi esnasında, kanca yeniden takılarak çerçevenin kalkışını sağlar. Type 300
armürler mekikçikli ve kancalı dokuma makinelerinin çoğuna takılmaktadırlar.
Pozitif armürlerde bir çerçeveyi kaldırmak için gerekli işi basitleştirilmiş bir denklem
yardımıyla hesaplayabiliriz
Burada :
G : Çerçeve ağırlığı
g : Yerçekimi ivmesi
V : Çerçevenin kalkışıyla doğru orantılı olan ortalama hareket hızı
Bu iş çalışma hızının (dev/dak) karesi ile artmaktadır.(Şekil 4.6). Yayla geri getirmeli
armürler çözgü gerilimine ek olarak yayların gerilimini de yenmek zorundadırlar ve
yüksek hızlı dokuma makinelerindeki dinamik kuvvetler göz önüne alınarak yayların
gerilmiş olmaları icap eder.
41
Şekil 4.7: Çerçevelere pozitif bir hareket vererek çerçevelerin hem yukarı kalkmasını
hemde aşağı inmesini sağlayan armürlerin çerçevelere hareket iletiminin şematik olarak
gösterimi.
Bunu önlemek için her iki yönde çerçeve hareketini belirleyen armürler
geliştirmişlerdir.Pozitif armürler sabit bir çerçeve kalkışı ve nispeten üniform bir enerji
tüketimi sağlarlar. Fakat yatakları ve bağlantıları kesikli kuvvetlerin etkisine maruz
kalmaktadır.Uç pozisyona gelirken çerçevenin kontrolsüz hareketleri söz konusudur.
42
(Tablo 2): Armür makinelerinin kumanda sistemlerine göre sınıflandırılması
43
Bu sisteme negatif kumandalı sistem adı da verilmektedir.
Şekil 4.10: Mekanik kumandalı armürler için hazırlanmış sonsuz şerit halindeki
desen kartonu.
Şekil 4.11: Desen zincirine takılmış çiviler veya rolelerle kumanda edilen armürlerin
çalışma prensibinin şematik gösterilişi.
44
2 ATKI ATMA SİSTEMLERİ
2.1. Mekikli Atkı Atma Sistemleri
Mekikli atkı atma sisteminde, üzerinde bir miktar atkı ipliğinin sarılı bulunduğu bir
masurayı taşıyan mekiğin, çeşitli vuruş şekillerinden biri ile karşılıklı bulunan iki mekik
kutusu arasında hareketi söz konusudur. Mekiğin, her geçişinde farklı ağızlığa atkıyı
yatırmasıyla atkı atımı gerçekleşir. Masuranın taşıdığı atkı miktarın çabuk bitmeyecek
kadar büyük, ağızlık içinde yer kaplamayacak kadar küçük olması istenir. Fakat mekik
(Şekil 3.1.) kütlesi itibariyle hızlandırılması ve yavaşlatılması zor bir elemandır.
Boyutları da hiçbir zaman mekiksiz tezgahlarda olduğu kadar küçük bir ağızlığa sığacak
kadar olamaz.
Bu atkı atma mekanizmasının ana fonksiyonu mekiği doğru bir şekilde mekik yoluna
sevk etmek ve mekiği belli bir hız kazandırmaktır.
Mekik, ağızlık içinde tarağa yaslanarak yol alır. Mekiğin kontrolü bu şekilde
sağlandığından mekiğin ağızlığa giriş ve çıkış anlarında mekik kutusu ile mekik yolu aynı
hizada olmalıdır. Bu diziliş mükemmel olmazsa mekikte çentikleme ortaya çıkar ve
çözgü kopuşlarına yol açabilir. Eğer bu hiza sağlanamazsa mekik çözgüyü patlayıp dışarı
uçabilir. Dolayısıyla çözgüler zarar görebilir ve tezgahın yanında çalışanlar da
yaralanabilir.
Doğru bir mekik uçuşu, pikerin mekiği istenilen şekilde ağızlığa sevk etmesine
bağlıdır. Mekik tarağa yaslanarak hareket ettiğinden karşı kutuya girmeden önce bir yay
çizerek uçuş yapacaktır. Pikerin doğru bir sevk yapması ve mekiğin dışarı uçmaması için
özel bir dikkat göstermelidir.
Mekanik ve otomatik mekikli tezgahlarda belli başlı atkı atma mekanizmaları şöyle
sınıflandırabilir.
a) Üstten vuruşlu mekik atma mekanizmaları
b) Alttan vuruşlu mekik atma mekanizmaları
c) Yandan vuruşlu mekik atma mekanizmaları
Üstten vuruşlu mekanizmalar; güçlü, ayarı ve bakımı kolay, hareketi nispeten tatlı
olduğundan mekanizmanın parçaları kadar mekikler ve pikerler de uzun ömürlüdür.
Bu mekanizmalarda, mekiği düzgün bir biçimde sevk etmek için mekik kutusu
üzerine yerleştirilmiş bir mekik iği bulunmaktadır. Bu ayar sonucunda mekiğin arka
kısmı, stroğun sonunda bir parça kaldırılarak ağızlığın içinde harekete başlamış olur. Bu
hareket itibarıyla mekiğin çözgüyü patlatıp dışarı gitmesi de söz konusu olmaz.
45
Mekanizma, atkı atma kuvveti ve zamanlaması yönünden çeşitli ayar imkanlarına
sahiptir. Atkı atışının zamanlaması yani pikerin harekete başladığı krank mili konumu,
atkı atma kamını veya toparlağını çevirerek ayarlanabilir. Mekik hızını değiştirmek için
atkı kayışının uzunluğunun değiştirilmesi yaygındır. Kısaltma yapılarak gevşeklik
giderilir ve pikerin hareket mesafesi artırılır. Böylece mekik hızı arttırılmış olurken
zamanlamanın da biraz ilerlemesi söz konusudur.
Üstten vuruşlu atkı atma mekanizmalarındaki ayarlama noktalarının çokluğu, buna
karşılık zamanlamayı değiştirmeksizin mekik hızının ayarlanmasının mümkün olmayışı
dikkat çekicidir.
Alttan vuruşlu mekanizmalar (Şekil 5.2.) hemen hemen tüm tezgah ve kumaş
tipleri ve aynı zamanda çok mekikli dokuma için uygundur. Atkı atma kamı alt mile takılı
olup hareket, atkı atma manivelası ve çekme kayışı vasıtasıyla doğrudan vuruş kolu ile
pikere aktarılır. Atkı atmanın zamanlaması atkı kamının döndürülmesi ile değiştirebilir.
Bu ayar üstten vuruşlu mekanizmada olduğu gibidir. Mekik hızı için normal
ayarlama, atkı kayışının alçaltıp yükseltilmesiyle yapılabilir. Sağlam ve esnemez olan
kayış alçaltılarak pikerden uzaklaştırıldığı zaman mekiğin hızı arttırılmış olur. Böylelikle
gerilen parçalar olmadığı için ayarlar uzun süre bozulmadan kalmaktadır. Sonuçta bu
durum standart ayarlama imkan vermektedir. Bununla beraber bu tertibin bir mahzuru,
atkı atma kamının büyütülmesi için yerin bulunmayışıdır. Alt milin konumu makine
tasarımına göre belirlenmektedir.
Atkı atma mili genellikle alt milin üzerinde bulunmasına rağmen Picanol dokuma
makinelerinde durum tersinedir. Bunun amacı kam yarıçapını büyütmektir. Ancak sistem
yüksek mekik hızları için ayarlandığında, çekme çubuğunun yükseltilerek çekme
kayışının indirilmesi icap eder. Sonuç olarak çekme çubuğu eğildiği için bütün sistemin
transformasyon açıları daha elverişsiz bir hale gelir. Mekiğin hız kazandığı yolun
karakteri de önemli ölçüde değişmiş olur. Oysa diğer dokuma makinelerinde, çekme
çubuğu daima yataya yakın konumda kaldığı için transformasyon açıları pratik olarak
sabit kalmaktadır. Mekik hızı arttırılınca zamana göre hızlandırma mesafesi aynı kalır.
Yüksek hızlı dokuma makinelerinde piker, genellikle vuruş koluna sabit
bağlanmıştır. Pikerin hareketinin düz ve yatay olabilmesi için vuruş yapılırken, vuruş
kolu alt kısmında mesnet yüksekliğinin değiştirilmesi gereklidir. Ancak pikerin
hareketinin sonuna doğru çok az yükselmesine izin verilir. Bu mekiğin arka ucunu
kaldıracak biçimde yapılır. Böylelikle ön ucun mekik yolu ile temasını sürdürmesine
yardımcı olunur.
46
Yandan vuruşlu atkı atma mekanizmalarının bir kısmında, mekanizmanın tüm
parçalarının tezgahın dış kısmında ve yanda yer aldığı dikkat çeker. Bu sistemlerde piker,
vuruş kolu üzerinde oynamaktadır ve mekiğin dip kısmı ile mekik kutusunun ön, üst
kenarı arasında kılavuzlanmaktadır.
Alttan vuruşlu sistemlerin çok değişik tasarımlarını yapmak mümkün olup bunlarda
atkı atma işleminin zamanlaması, izleyici toparlağın, kendisini taşıyan parça üzerindeki
oyuğun içinde hareket ettirilmesiyle değiştirilebilmektedir. Mekik hızının esaslı bir
biçimde değiştirilebilmesi için ise, manivelanın mesnet yüksekliği ayarlanmalıdır.
Manivela yükseltilince pikerin hareketi artacağı için mekik süratlenecektir. Fakat bu ayar,
mekik hızında büyük değişmelere yol açabileceği için pek tavsiye edilmemektedir.
Alttan vuruşlu sistemleri, diğerlerine nazaran çok darbeli ve gürültülü çalışır. Çünkü
toparlak, izlediği yüzeye çarptığı için oldukça büyük bir ses ve titreşim oluşmaktadır.
Bu sistem geniş ağır tezgahlarda, endüstriyel kumaş dokumaya uygundur. Aynı
zamanda fazla çalışma düşünülmediği zamanlarda da kullanılabilen atkı atma
mekanizmalarıdır[Alpay, 1985].
Mekikli dokuma makinelerinden mekiksiz atkı atma sistemlerine yönelmedeki en
önemli faktör, bu tezgahların üretim potansiyellerinin sınırına ulaşmalarının yanında
dokuma işleminde ortaya çıkardıkları sorunları olmuştur. Mekiğin gerek fırlatılmasında,
gerekse frenlemesinde ortaya problemler çıkmaktadır. Bu problemler “Mekikli atkı atma
sistemlerinde atkı gerginliği” başlıklı konu içerisinde daha detaylı bir şekilde ele
alınacaktır.
Atkı ipliği, mekik ve içindeki atkı masurası yardımıyla ağızlıktan geçirilirken çözgü
ipliklerine sürtünmeden kaydedilmektedir. Mekikli dokuma makinelerinde mekik gözü
içinde, sağılan atkının dokuma sırasında da gerilimini kontrol eden bir düzenek vardır.
Mekiğin ön duvarına atkı yoklayıcısının girmesi için bir delik, atkı ipliği için bir oyuk ve
atkı makası için bir girinti açılmıştır. Ön duvar boyunca devam eden oyuk atkının mekik
ile , kutu önü arasında sıkışmasını önlerken tabandaki oyuklar alt çözgüyle olan
sürtünmeyi azaltmaktadır
Eğer mekik karşı kutuya varışında geri sıçramadan frenlenirse atkı kumaşa
tefelenmeden önce hafifçe gerdirilmiş olur ve kumaşın kalitesi yükselir.
Atkı tefelenmeden önce, mekik tamamıyla çözgüden çıkmış olmalıdır. Sonuçta
sağılan atkı uzunluğu bir sonraki atkı atılmadan önce çözgünün kenarında kalır. Bu
47
serbest atkı uzunluğu masura değiştirme tarafında 400 mm kadardır. Tezgahın öbür
tarafındaki serbest uzunluk 150 mm’dir. Üretilen kumaş, eni tezgah eninden daha dar
olacak bir şekilde dokunulacak olursa serbest atkı uzunluğu artacağından yüksek
bükümlü atkı ipliği ile çalışmak zor olur.
Bir sonraki atkı atılırken, serbest atkı uzunluğu ağızlığa çekilmedikçe masuradan
sağım yapılamaz. Mekik bu sırada tam hızla uçuş yaptığı için atkı ani bir çekilişle
sağılmaya başlayacağından atkı ipliği yüksek gerilmeye maruz kalacaktır.
Atkı kaydı tamamlandıktan sonra, atkı ipliği kumaştan ayrılmayıp bir sonraki atkıda
tekrar içeri alındığı için başka hiçbir sistem ile başarılması mümkün olmayan gerçek
kumaş kenarı meydana gelmektedir. Bir masuradan iplik sağıldığı sürece hiç atkı telefi
de ortaya çıkmayacaktır. Sadece masura tükendikten sonra atkının kesilmiş uçları,
makinenin değiştirme tarafında göze çarpacaktır.
Mekiğin her iki uçtaki durma konumu sabit olduğundan ne kadar dar bir kumaş
dokunursa o kadar mekik hareketi boşa gitmiş olur.
120 cm eninde bir tezgahta, mekik kutuları ve tarakla birlikte mekik yolu ve tefe
kılıçlarından oluşan tefenin ağırlığı 70 ile 80 kg arasındadır. Bu ağırlık 3 m’lik çalışma
eninde 120 ile 140 kg arasında olacaktır. Böylesine büyük bir kütle, 140 ile 150 mm.
arasında bir mesafede salınım yaptığı için sorunlar doğurmakta ve tezgah hızını büyük
ölçüde sınırlamaktadır. Mekikli dokuma makinelerinde mekiğin fırlatılmasından çok
frenlenmesi sorun teşkil etmektedir. Atkı taşıyıcının kütlesi nedeniyle ani frenlemeler atkı
gerginliğini yükseltmektedir. Bu da tezgah hızının düşürülmesini gerektiren bir başka
faktördür.
Gürültü, aşınma ve titreşimden dolayı atkı atma sırasında etkili kuvvetlerin mümkün
olduğu kadar azaltılması istenir. Oysa tezgah hızı arttırıldıkça, mekik hızını da artırmak
gerektiğinden verilen bir mesafede mekiği ivmelendirmek için gerekli kuvvet o nispette
büyük olacaktır. Tezgah hızının 180 atkı/dk’dan 240 atkı/dk’ya çıkarılması için atkı
atmada gerekli kuvvetlerin %75 civarında arttırılması gerekir. Daha yüksek hızlarda daha
güçlü ve bu yüzden de daha ağır mekiklere ihtiyaç duyulmaktadır. Sonuçta, atkı atma
kuvvetindeki hakiki artış %75’den daha büyük olmaktadır.
Verilen bir mekiğin hızı ve ağırlığı için, maksimum kuvvetleri azaltmak iki şekilde
mümkündür. Ya mekiğin ivmelendirildiği mesafe uzatılmalı ya da üniform bir
ivmelendirme yapılmalıdır. Mekiğin ivmelendirildiği mesafenin artırıldığı ilk seçenek
çok iyi bir çözüm sayılmaz. Çünkü, modern otomatik tezgahlardaki pikerin düz ve yatay
bir hareket yapma mecburiyeti, buna karşılık vuruş koluna sabit bağlı oluşu yüzünden
uzun bir mesafede arzulanan piker hareketini sağlamak imkansızdır. Alttan vuruşlu
48
mekanizmalarda piker stroğu, daha da kısa olma eğilimindedir. Daha üniform bir
ivmelendirme üzerinde yapılan çalışmalarda en iyi çalışmayı verecek atkı atma
kamlarının dizaynı gerçekleştirilmiş ve bunlar alttan vuruşlu dokuma makinelerine
uygulanmışlardır.
Bütün bu anlatılan hususlar sadece mekiğin fırlatılmasını incelemiş bulunmaktadır.
Oysa oldukça büyük bir kütlesi olan mekiğin kazandığı hızın önemli bir kısmını
muhafaza ederek tezgahın öbür tarafına vardığında frenlenmesi gereği, ayrı bir problemi
karşımıza çıkarmaktadır.
Mekik, pikeri terk ettikten sonra kazanmış olduğu hızın birazını kaybetmiş durumda
karşı kutuya girer. Bu noktada mekiğin ivmelendirme mesafesi kadar ya da daha küçük
bir mesafe üzerinde, tatlı bir biçimde yani sıçramadan durdurulması gerekir.
Absorblanması gereken kinetik enerji, mekik hızının karesi ile orantılı olduğundan,
tezgah hızı arttıkça bu iş zorlaşmaktadır.
Mekiğin frenlenmesi üzerinde yapılan deneysel çalışmalar, frenleme süresinde
üniform bir durumun olmadığını ortaya koymuştur. En büyük frenlemenin, piker ile
çarpışma sırasında oluştuğu ve değerin –2000 m/s 2’den büyük olduğu anlaşılmıştır. Buna
karşılık, fren ile piker arasındaki kısımda sadece 460 m/s 2’lik bir frenleme ivmesi
bulunmaktadır. Oysa üniform olan bir frenlemenin – 618 m/s 2’lik bir ivme ile
gerçekleştirileceği hesaplanmıştır. Dolayısıyla dikkate alınması gereken değer maksimum
değer olmalıdır. Masura ile beraber mekiğin toplam kütlesinin 0,34 kg olması
durumunda, mekik eksenine paralel olarak etki eden maksimum kuvvet 450N’nun
üzerinde olmalıdır ki bu; 1,5 m tarak eninde ve 180 atkı/dk hızla çalışan bir dokuma
makinesinde, atkı atma sırasında uygulanan maksimum kuvvetten oldukça büyüktür. Bu
durum frenlemeyi, tezgah tasarımında kritik bir faktör haline getirir.
Daha etkili bir frenleme için, modern tezgahlarda iki fren ya da parçalı fren kullanma
söz konusudur. Bununla birlikte frenin ilk kısmı hıza büyük bir etkide bulunmaz. İkinci
kısımda ise, sürati hızlı ve oldukça üniform bir biçimde azalan mekik, pikere çarpar ve
fren kayışı tarafından tamamen durdurulur. Buradaki frenleme daha büyük bir mesafede
gerçekleştiği için maksimum ivmenin değeri -700m/s2 civarına inmiştir. Bu, frenlemenin
daha üniform bir duruma yaklaştığını ve frenleme etkinliğinin de önemli ölçüde
iyileştiğini göstermektedir.
Mekiğin uçuş sonrası şiddetli bir çarpma olmaksızın sükunete getirilmesi oldukça
önemli bir konudur. Çünkü muhtemelen böyle bir durum, atkının saçılmasına ve mekiğin
geri tepmesine sebep olabilir. Mekiğin her defasında aynı konumda sükunete getirilmesi
gerekmektedir. Eğer mekiğin sükunet pozisyonu değişirse, piker stroğun efektif uzunluğu
49
ve bu nedenle bir sonraki atkıda mekik sürati de değişecektir. Bu, tezgahta giderek daha
zayıf atkıların atılmasına sebep olacağından, çözgü koruma tertibatının makineyi
durdurması sonucunu doğuracaktır. Mekiğin geri tepmesini ise zayıf bir atkının atılışı
izleyecektir.
Diğer bir husus ise, otomatik bir tezgahta tam hızla çalışma yapılırken, boş
masuranın fırlatılıp yerine dolusunun takılması sırasında, boş ve dolu masuraların aynı
hizada bulunmaları şartıdır. Eğer mekiğin sükunet pozisyonu arzu edilen yerde değilse
hatalı transfer oluşacaktır.
Mekiğin sükunet konumunun olur olmaz değişmemesi isteniyorsa, yolun sonuna
kadar ilk hızının belli bir bölümünü frenlemek gerekmektedir. Diğer bir deyişle, mekik,
piker hareketinin sınırında, belli bir kuvvetle çarpmalıdır. Mekiğin sürati, atkının sürekli
sağılması, yıpranma ve aşınma gibi sebeplerle değişme gösterecektir. Farklı çözgüler,
çözgü gerilimleri, ağızlık ayarları ve zamanlamalar, mekik ağızlıktan geçerken farklı
frenleme ivmelerine sebep olacaktır.
Mekiğin kütlesi, masura sağıldıkça azalır. Fren kuvveti ise sabit kalacaktır. Bu
nedenle masura sağıldıkça, mekiğin frenlenmesi daha kolaylaşmaktadır. Mekiğin karşı
kutuda pikere çarpma hızı, masura sağıldıkça azalacağından, masura dolu iken pikere
çarpma hızının, buna müsaade edecek mertebede olması şarttır. Kutuya girerken mekiğin
hızındaki değişimlere de dikkat edilmelidir.
Görüldüğü gibi, atkı atma mekanizması ile frenleme tertibatının davranışlar arasında
bir benzerlik göze çarpmaktadır. Her iki durumda da önemli bir atalet kuvveti söz
konusudur. Aslında, frenlemenin herhangi bir anında, frenin momentumu yay basıncını
yenmek için gerekli olandan genellikle daha büyüktür ve bir an için fren mekik ile
temasını kaybeder. Bu, mafsallı fren yerine, yaylı (asılı) fren kullanılmasının
nedenlerinden biridir. Özellikle ayrı parçalar halinde kullanılırsa, atalet etkisinin en düşük
seviyeye indirilmesi mümkün olmaktadır. Bu şekilde frenin, mekik ile temasını kaybetme
tehlikesi de azaltılmış olur.
Gerek mekiğin fırlatılmasında ortaya çıkan güçlükler, gerekse frenlemede
karşılaşılan dinamik problemler, ayrıca, gürültü, titreşim, yıpranma gibi olumsuz
faktörlerin yanında, üretim hızını kısıtlayıcı pek çok sebebin bulunması, mekikli dokuma
makinelerine alternatif olabilecek çözümlerin araştırılmasına ve bu nedenle mekiksiz olan
atkı atma sistemlerinin geliştirilmesine yol açmış bulunmaktadır[Alpay, 1985].
50
2.2. Mekikçikli Atkı Atma Sistemleri
Mekikçikli atkı atma prensibiyle çalışan dokuma makineleri, uzun yıllar süren
çalışmalar sonucu, ilk kez Sulzer firması tarafından piyasaya sürülmüştür. Epey uzun
zaman kullanılan mekikli dokuma makinelerinden sonra bu tip bir aktı atma sisteminin
geliştirilmesi ihtiyacının sebebi, mekikli tezgahlarda üretim parametrelerinden atkı ucu
hızının sınırlı kalmasıdır. Zaten mekikçikli sistemin çıkış noktası da hızlandırılması ve
frenlenmesi daha kolay olacak bir atkı transferi elemanı ile atkının ağızlığı geçişini
sağlamak olmuştur. Bu elemanın özelliklerinden birinci derecede önemli olanı kütlesi,
ikincisi de boyutudur.
Kütlenin, mekikli makinelerdeki mekiğin kütlesinden 10 kat daha düşük olması
hareketli elemanın kinetik enerjisini belirleyen diğer bir unsur olan hızın, yeterli oranda
arttırılmasını sağlamıştır. Boyutlar ise, mekikle kıyaslanamayacak kadar küçüktür.
(89mmx14,3mmx6,35mm) Bu da ağızlık geometrisinin küçültülüp daha kısa tefe
stroklarına geçmede faydalar sağlamıştır. Fakat mekikçiğin ağızlıkta kılavuzlarla
yönlendirilmesi ve bu kılavuzların, atkı atımı sırasında tefenin sabit kalması durumunu
ortaya koyması, tefe mekanizmalarına kam tahriği tasarımını mecburi kılmıştır. Bu bir
yandan tefeleme esnasındaki dinamik ivmelerin doğurduğu kuvvet genliğini arttırsa da
diğer yandan mekikçikli sistemin daha yoğunlukta kullanıldığı geniş enli tezgahlarda,
daha rahat bir atkı atım süresi verdiği için faydalı olmuştur.
Sulzer firması tarafından başarılı bir biçimde geliştirilen mekikli atkı atma sisteminin
çalışma mekanizması özetle şöyledir.
Burulma çubuğu(1) ve uçlarındaki yivli(2) kısımlar, maksimum burulma açısı ve
mekikçik hızını elde etmek için, ayarlanabilir bir yuvaya rijit şeklide bağlanmışlardır.
Burulma çubuğunun serbestçe dönebilen ucu, uç kısmında piker bulunan vuruş koluna(3)
bağlanmıştır. Mekikçik, mekikçik kaldırıcı ve mekikçik açıcı da Şekil 5.3’de
görülmektedir. Konik dişli tahriği(7), vuruş kolunu taşıyan kam milini(8) döndürür.
Mafsallı kol rijit olarak burulma çubuğuna ve kısa bir çubukla, (10) daki yatakla
merkezlenmiş izleyici koluna(9) bağlıdır. Kamın hareketiyle izleyici(14), izleyici kolunu,
(10) merkezi etrafında saat yönünde döndürerek pikeri en geri konuma getirir Bu esnada
da burulma çubuğundaki burulma yaklaşık 30 º dir ve mekanizma tamamen gerilmiş
durumdadır. Mafsallı kol ve izleyici kol arasındaki kısa çubuğun ekseni (10) merkezinin
sağında olduğundan sistem çözülmez. Kamın dönüşüyle izleyici, izleyici kolunun
ucundaki kısmı iterek izleyici kolunu saat yönünün aksi istikametinde biraz döndürür. Bu
anda kısa çubuğun ekseni, (10) merkezinin soluna geçer ve sistem birden çözülür.
51
Burulma çubuğu eski halini almak üzere dönerken vuruş kolu(3) ve piker vasıtasıyla,
depolanan enerji mekikçiğe aktarılır. Artan enerji bir hidrolik frenle sönümlenir[Alpay,
1985].
Atkı atımı sırasında atkı yolu üzerindeki diğer elemanların çalışmaları ise şöyledir.
(Şekil 5.4.)
A. Sırası gelen mekikçik, mekikçik kaldırıcı ile taşıyıcı zincir üzerinden alınıp vuruş
konumuna getirilir.
B. Kıskaçları açık olan mekikçik, atkı getiricideki ipliği tuttuğunda atkı gerdirici çeneleri
açılır.
C. Vuruş kolu ile harekete geçirilen mekikçik, atkı ipliğini ağızlığın içine çeker. Bu
sırada atkı gerdirme kolu ve ayarlanabilen atkı freni, atkı üzerindeki gerginlik
minimum olacak şekilde hareket eder.
D. Mekikçik, tutuş kısmında mekikçik freni tarafından frenlerin ve geri itici tarafından
kıskaçların açılacağı konuma getirilir. Bu sırada atkı gerdirme kolu ve atkı freni atkıyı
hafifçe gergin tutar. Aynı anda atkı getirici kumaş kenarına yaklaşır.
E. Atkı tutucular, atkıyı kumaşın her iki tarafında tutarken atkı getirici atkı ipliğini
yakalar.
F. Tutuş kısmındaki iplik, mekikçik tarafından serbest bırakılır. Atkı makası, ipliğin
diğer ucunu keser. Taşıyıcı zincir üzerine düşürülen mekikçik, ağızlıktan uzaklaştırılır
ve aynı zincir tarafından vuruş tarafına taşınır.
G. Tarak atkıyı tefeler. Tuck-in iğneleri, atkı uçlarını bir sonraki ağızlık içinde yatırırlar
ve böylece kıvırma kenar oluşur. Atkı gerdirme kolu atkı gerdiricinin geri gelmesiyle
oluşan fazla ipliği üzerine alır. Bir sonraki mekikçik vuruş konumuna getirilir.
Mekikçikle atkı atma sisteminin sunduğu imkanların henüz tam olarak kullanılmış
olmadığı fikri yaygındır. Bu nedenle mekikçikli tezgahlarda, atkı hızını arttırmak, taşıyıcı
formunu geliştirmek ve en uygun dokuma koşullarını elde etmek amacıyla çeşitli
kuruluşlar tarafından araştırmalar sürdürülmektedir.
Holcombe’nin yaptığı diğer bir çalışmada ise tezgahın atkı gerilim davranışlarını
açıklamak için hazırlanan bir çizelgede, hem ipliğe hem de mekikçiğe etki eden mekanik
fonksiyonların zamanlaması sergilenmiştir(Şekil 5.7.).
Mekikçikli tezgahlarda atkı ipliğinin frenlenmesini ve buna karşı atkı ipliğinin
gösterdiği davranışları, Holcombe’un yaptığı bu çalışmalar doğrultusunda inceleyebiliriz.
İpliğin kontrolü, atkı gerginlik vericinin ve atkı freni etkilerinin birleşimiyle sağlanır.
Atkı gerginlik verici, sistem üzerine ilk atkı atıldıktan sonra ilerledikçe serbest bırakılan
ve önceden belirlenmiş olan ortalama uzunluklarının depolanmasını sağlar. Bu proses
önemli oranda şiddetli darbe yükünü absorblar ve tutucudan daha düşük hızda
hızlandırılmış olan bobinden iplik sağımına müsaade eder.
Atkı freni uçuş esnasında iki kademede uygulanır. Frenden dolayı iplik üzerindeki
etki mekikçiğin frenlenmesi esnasında fazla iplik boşalmasına engel olacak şekilde
davranır ve iplik üzerindeki ilmek formundaki yapıların kumaş üzerinde hatlı kısım
oluşturmasına engel olur. Bu çalışma için; transdüser doğrudan atkı besleyicinin arka
tarafına monte edilir ve sonuç olarak, besleyicinin çeneleriyle temasta iken (288- 40) bu
aletten gelen bilgi ağızlık içindeki ipliğe temas etmez. İpliğin 40. derecede atkı
besleyiciden ayrılması, gerginlik değişim eğrisinin başlangıcına karşılık gelir. Bu noktada
hem iplik hem de mekikçik durgun halde olduğundan gerginlik oldukça düşüktür. 50
derecede gerginlik verici aşağıya doğru hareketine başlar, atkıyı atılabilecek şekilde
serbest bırakır ve atkı geriliminin sıfıra düşmesine müsaade eder. 68 derecede mekikçik
atılır ve atkı ipliğindeki gevşeklik gerilimine kadar, birkaç derece boyunca atkı gerilimi
sıfırda kalır.
Sıfır gerilimden ilk yükseliş tamamen belirgindir; fakat, çok çabuk bir şekilde
gerginlik vericinin hareketi tarafından bastırılır. Orada 100 derecelik bir gerginlik
dalgalanmaları serisi gözlenir, bunun sebebi ağırlıklı olarak; atkının bobinden
boşalmasından dolayıdır. İpliğin sağılmasından dolayı sağılma etkisinin üzerine ilave
54
edilen ayrı ayrı gerginlik pikleri birbirinden ayırt edilebilir. Bu ilk hafif fren ve iplik
gerdirici etkisinin sonlanmasına karşılık gelir.
Gerginlik vericinin 193 derecede, depolama pozisyonuna geri dönüşü başlar. 10
derece sonra ikinci sert fren uygulanır. İplik gerdirici tarafından ekstra ipliğin
çekilmesinin ve frenin ortak etkisi, mekikçiğin frenlenmesine kadar süren atkı
gerginliliğinde esaslı bir yükselişe sebebiyet verir, bu yükselişin ne kadar olacağı ikinci
frenlenmenin ayarına bağlıdır.
Mekikçiğin frenlenmesi hemen atkı gerginliğinde ani bir düşüşle izlenir, bu
muhtemelen atkı freni ve diğer iplik temas noktalarındaki statik ve dinamik sürtünme
arasındaki farktan ve çok az fazla iplik boşalmasından dolayıdır. Atkı gerilimindeki bu
düşüş, iplik gerdiricinin hızlanan hareketi tarafından 240 derecede tersine çevrilinceye
kadar devam eder. 255 derecede mekikçik, tekrar pozisyonlama mekanizması ile temas
eder. Uygun dengelenemeyen mekikçik konumlandırıcıları, 288 derecede iplik, atkı
besleyicinin çeneleri tarafından alınıncaya kadar, atkı gerginliğindeki kısa bir yükselişle
izlenir.
Bu noktadan itibaren 112 dereceye kadar, gerginlik izlerinde görülen dalgalanmalar
atkı besleyicinin tekrar yükleme pozisyonuna dönüşünün ve atkı gerdiricinin devam
ettirilen hareketine karşılık gelir.
Atkı ipliğinin ağızlık içinde kalan kısımlarındaki gerilim, atkı besleyici ile temastan
sonra, doğruca tefelenmeye kadar değişmeyip aynı kalır. Bu periyot boyunca atkı ipliğine
etkiyen tek dış etki, hiçbir şekilde boyutsal değişime sebep olmayan kenar tutucuların
takılmasıdır. Netice olarak, krank mili dönüşünün 288 derecesinden, atkı besleyici ile
temasta olduğu noktaya kadar atkı ipliği gerilimi, bu tertibat tarafından absorblanır.
Mekikçikli dokuma makinelerinde piker tarafından mekikçiğe uygulanan kuvvetin
ivmesi, yerçekimi ivmesini 675 katı kadardır. Mekikçiğin durdurulması sırasında
uygulanan ivmeler de oldukça şiddetlidir. Mekikçiğin fırlatılış esnasında atkı gerdirme
kolu yukarı kalktığından ve atkı freni açıldığından, serbest bir atkı uzunluğu oluşur. Bu
yüzden mekikçiğin ivmelenmesi atkı ipliğine aynen yansımaz. Mekikçik tutuş kısmına
ulaşıp durdurulurken bobinden daha fazla iplik sağılmasını önlemek ve atkıyı belli bir
gerginlikte tutmak üzere atkı freni devreye girer. Bu yüzden atkı üzerinde büyük bir
gerginlik piki oluşur. Mekikçiğin uçuşu esnasında atkı freni önce hafif sonra sert olarak
uygulanmaktadır.
55
2.3. Kancalı Atkı Atma Sistemleri
Kancalı atkı atma prensibini kullanan dokuma makineleri, havlu, kadife ve halı
dokumacılığı da dahil olmak üzere dokuma kumaş üretiminin tüm alanlarında en yaygın
olarak rastlanan dokuma makinesi tipidir. Buna atkı kaydının pozitif olarak yapılması ve
makine hızında bir düşüş olmaksızın çok renkli çalışmanın mümkün olmasının önemli
katkısı vardır. Ancak kanca ve kanca tahrik mekanizması kütlesinin büyük olmasından
dolayı, 1980’li yıllara kadar üretim hızlarında mekikli sisteme nazaran büyük artışlar elde
edilememiştir. Mekanizmaların optimum tasarımı; kullanılan malzeme kalitesinin
arttırılıp, kütlelerin bir ölçüye kadar azaltılması ile endüstride bugün 190 cm çalışma
enine sahip bir kancalı dokuma makinesi, 500 d/dk çalışma hızlarının üzerinde
çalıştırabilmektedir.
Bu sistemlerde atkı ipliğinin ağızlık içindeki hareketinin pozitif anlamda tam olarak
kontrolü mümkün değildir. Atkı ipliği için ağızlık içinde en uygun hareket şartları,
başlangıçtaki ivmelendirme ve atkı taşıyıcının ağızlık içinde kılavuzlanmasının en uygun
şekilde yapılması ile elde edilir. Bu sistemde atkı ipliği, kanca başlarında bulunan
tutucular tarafından tutularak kanca tahrik mekanizmasının ürettiği hareket kanununa
göre dokuma makinesinin bir yanından diğer yanına taşınır. Bu özelliğinden dolayı
kancalı atkı atma sisteminde atkı iplik hareketinin pozitif olarak kontrolü mümkün
olmaktadır[Eren, Sezen, 1997].
Kancalı atkı atma sistemi, kullanılan kanca sayısına (tek veya çift), kanca tiplerine
(sert, esnek veya teleskobik) ve atkı ipliğinin ağızlığa yatırılma şekline göre (uç veya
ilmek transferi) gruplandırılabilir. Tek kanca ile bir taraftan atkı kaydı, ağızlık ortasındaki
atkı transferi problemini ortadan kaldırır. Ancak kancanın, dokuma makinesi devrinin
yarısında, tüm en boyunca boş olarak hareket etmesi, tezgah devrinin verimli bir şekilde
kullanılmasını engeller. Diğer yandan kanca hareket genliğinin büyük olması yüksek
hızlarda atalet kuvvetlerini arttırmıştır. Bu yüzden tek kanca ile atkı kaydı, makine hızı
artışına kısıtlama getirmiştir. Günümüzde dar dokuma makineleri haricinde terk edilmiş
bir tasarım şeklidir.
56
Bugün üretilen kancalı dokuma makineleri, çift kanca ile atkı kaydı prensibini
kullanmaktadır. Bu prensibe göre; atkı ipliği, verici kanca tarafından bobinin bulunduğu
taraftan kapılıp ağızlığın ortasına kadar taşınır. Burada alıcı kancaya transfer edilir ve
daha sonra alıcı kanca tarafından tezgahın diğer tarafına taşınır. Bu şekilde ağızlığa
yatırılan atkı ipliği, daha sonra tefelenerek kumaşa dahil edilir. Atkı ipliğinin kancalar
tarafından taşınması, uç (Dewas Prensibi) ve ilmek (Gabler Prensibi) transferi metotlarına
(Şekil 5.10.) göre yapılabilmektedir. İlmek transferi metodunda, atkı ipliğinin serbest ucu
bir tutucu yardımıyla şekilde görüldüğü gibi tutulduktan sonra verici kanca tarafından
atkı kayıt periyodunun ilk yarısında (ağızlığın ortasında kadar), tüm kumaş eni için
gerekli olan atkı ipliğinin ilmek formunda bobinden sağılması sağlanır. Ağızlığın
ortasında atkı ipliğinin alıcı kancaya transfer edilmesinden sonra birinci tutucu açılarak
atkı ipliği ucu serbest bırakılır. Benzer şekilde ikinci tutucu bobinden gelen ipliği tutar
ve alıcı kancanın geri hareketi ile atkı ipliği ağızlığa yatırılır. İlmek transferi yönteminde
atkı ipliğinin bobinden sağımı, atkı kayıt periyodunun ilk yarısında gerçekleştiği için
sağım hızı uç transferi metodundakinin iki katı kadardır. Bu, yüksek atkı gerginliklerine
sebep olduğu için atkı akümülatörleri, ilk kez ilmek transferi metodunu kullanan dokuma
makinelerinde uygulanmıştır. Bu prensibin diğer bir olumsuz yanı, atkı kayıt periyodunun
ikinci yarısında serbest atkı ucundan dolayı ipliğin ağızlığa yatırılması esnasında, büküm
açılması probleminin ortaya çıkmasıdır. Bu sebeplerden dolayı ilmek transferi metodu
terk edilmiştir. Kancalı atkı atma sistemlerinde uzun zamandır uç transfer metodu
kullanılmaktadır.
Uç transferi metodunda, atkı ipliğinin bobinden veya akümülatörden sağılması tüm
atkı kayıt periyodu boyunca gerçekleştiği için sağım hızı, ilmek transferi
metodundakinin yarısıdır. Bunun yarısında atkı ipliğinin ucu, kanca başı tarafından
tutulduğu için büküm açılması problemi söz konusu değildir. Uç transferi metodunda atkı
ipliğinin verici kanca tarafından kapılması ve ağızlığın ortasında diğer kancaya transfer
edilmesi negatif veya pozitif olmak üzere iki farklı şekilde yapılabilir. Kancalı dokuma
makinesi üretici firmaların büyük bir çoğunluğu, negatif atkı kapma ve transferi ilkesini
kullanmaktadır. Bu ilkeye göre, hareket yolu üzerinde duran atkı ipliği, kanca başı
üzerinde bulunan ve giderek daralan bir kesite sahip çeneler arasına, kancanın ileri
hareketi ile sıkışır ve kanca ile birlikte ağızlığın ortasına kadar hareket eder. Kancanın
ortadan geri dönüşü esnasında atkı ipliği, alıcı kanca tarafından tezgahın diğer tarafına
çekilir. Ağızlık dışına çıkıldığında, atkı ipliğinin serbest bırakılması, ağızlık dışında sabit
olarak duran bir profili yüzey tarafından kanca çenesinin bastırılarak açılması ile
sağlanır. Bu esnada ağızlık kapandığı için serbest kalan atkı ipliği çözgü iplikleri
57
tarafından tutulmuş olur. Aksi takdirde, atkı ipliğinin ağızlık dışında ağızlık kapanana
kadar bir tutucu ile tutulması gerekmektir. Atkı ipliğinin kapılması, bir kancadan diğerine
transferi dışından herhangi bir kontrol olmaksızın gerçekleştiği için bu yöntem negatif
olarak isimlendirilir (Şekil 5.11.).
Negatif sistemin olumsuz tarafları; aynı kanca başı ile çok ince ve kalın atkı
ipliklerinin atılamaması ve verici kancanın atkıyı kapması ile atkının alıcı kancaya
transferi anında belirli bir seviyede atkı gerginliğine ihtiyaç duyulmasıdır. Atkı
gerginliğinin çok düşük olması veya hiç olmaması durumunda, atkının kapılması ve
transferinde problemler ortaya çıkmaktadır.
Gerginliğin yüksek olması, atkı kaydı esnasında maksimum gerginliği artıracağından
atkı ipliği kopuş oranı yükselir ve makine randımanı düşer. Pratikte atkının kapılışı ve
alıcı kancaya transferi esnasında problem çıkarmayacak minimum gerginlik değeri ile
çalışılmalıdır. Bunu belirlemek için el tipi bir gerginlik ölçeri ile atkı gerginliğinin
ölçülmesi, büyük bir fayda sağlayacaktır. Diğer yandan çok ince atkı ipliklerinin kaydı
için gerekli olan, daha küçük çene açıklığı ile kalın ipliklerin, kalın iplikler için gerekli
olan, daha büyük çene açıklığı ile de ince ipliklerin tutulması zorlaşmaktadır. Bu
durumda, değişik iplik incelik aralıkları için tasarlanmış kanca başları kullanabilir. Aynı
kumaşın dokunması esnasında, çok kalın ve çok ince atkıların atılması söz konusu ise
pozitif makineler ile çalışılması büyük bir avantajdır. Yakın zamana kadar sadece
Dornier firması tarafından üretilen sert kancalı dokuma makinelerinde kullanılan pozitif
metot, bugün Vamatex 9000 PWS serisi dokuma makinelerinde de kullanılmaktadır.
Pozitif atkı kapma ve transfer metodunda (Şekil 5.12.) ; atkı ipliğinin, verici
kancanın çekici çenesine tutulması ve verici kancadan alıcı kancaya transferi, kanca
başında bulunan çenelerin dışarıdan bir tahrikle açılıp kapatılması ile yapılır. Verici
kanca atkı ipliğini tutma pozisyonuna gelirken, verici kanca çenesi bir kam mekanizması
ile tahrik edilen baskı çubuğu yardımıyla açılır. Atkının ağızlık ortasında transferi
esnasında önce alıcı kancanın çeneleri, kam tahrikli baskı çubuğu yardımıyla açılır.
58
İplik, açılmış durumda olan çeneler arasına girdikten sonra, çenelerdeki baskı
kaldırılıp alıcı kancanın atkı ipliğini tutması sağlanır. Atkı ipliği alıcı kanca tarafından
tutulduktan hemen sonra verici kancanın çeneleri kam tahriki yardımıyla açılır. Bu
şekilde, atkı ipliğinin alıcı kancanın kontrolüne geçmesi sağlanır.
Pozitif sistemde, atkı ipliğinin kanca başında bulunan çenelere sıkıştırılması ve
serbest bırakılması, çenelerin dışarıdan bir tahrikle açılıp kapanması ile gerçekleştirildiği
için, aynı kanca başı ile, hem çok ince hem de çok kalın atkı ipliklerin kaydı mümkün
olmaktadır. Pozitif atkı kapma ve transferi metodu, atkının kapılması ve transferi
anlarında kontrollü kanca hareketine ihtiyaç gösterdiği için, kam mekanizması içeren
kanca tahrik mekanizması kullanmayı gerekli kılar.
Pozitif sistemde atkının kapılması ve transfer anındaki atkı gerginliğinin düşük
olması, negatif sisteme göre daha az kritiktir. Bu avantajlarının yanında, atkının
kapılması ve transferleri anlarında, kanca çenelerinin dışarıdan bir tahrikle kontrollü bir
şekilde açılıp kapatılması, belirli bir zamana ihtiyaç gösterdiğinden pozitif transfer
metodu, dokuma makinesi hızını bir miktar düşürmektedir. Ancak endüstride, makinenin
çalışma hızı, birçok durumda makinenin mekanik kısıtlamalarından ziyade iplik kalitesi
tarafından belirlendiği için bu özellik pratik açıdan, bir çok durumda makine hızını
düşürücü bir kısıtlama teşkil etmemektedir.
Kancalar kompozit malzemeden yapılmış esnek şeritler şeklinde olabileceği gibi rijit
çubuklar şeklinde de olabilir. Rijit kancaların kullanılması durumunda, kancaların ağızlık
içinde kılavuzlanması problemi ortadan kalkar. Esnek kancaların kullanılması durumunda
ise ağızlık içinde kılavuzlanmaları gerekir. Yüksek hızlarda, kanca ve kılavuzlar
arasındaki sürtünmeden dolayı aşınmalar ortaya çıkmakta ve kanca ömrü azalmaktadır.
Son zamanlarda bazı firmalar tarafından uygulanan, ağızlık içinde kılavuzsuz esnek
kanca tahriki, kancaların kılavuzlanmalarının sebep olduğu problemleri ortadan
kaldırmaktadır. Ancak bu durumda karbon şerit kullanıldığı için şerit maliyeti
yükselmektedir. Sert kanca kullanımı durumunda özellikle geniş enlerde, esnek kanca
kullanımına nazaran yer ihtiyacı artmaktadır. Yer ihtiyacını azaltmak ve daha küçük
kanca tahrik mekanizması hareketi ile büyük kanca hareketi elde etmek amacıyla
birbirine göre relatif olarak hareket eden ve genellikle iki parçadan oluşan teleskobik
kancalar kullanılmıştır. Ancak bugün bir iki firma haricinde tüm firmalar esnek kanca
kullanmaktadır[Eren, Sezen 1997].
Kancaların makineye monte edilişinde iki tasarım şekli göze çarpmaktadır. Birinci
tasarım şeklinde, kancalar tezgah gövdesine monte edilir. Bu durumda, kancalar ağızlık
içinde bulunduğu sürece, tefenin, arka ölü konumda bekleme yapması gerekir. Bekleme
59
ise ancak kam tahrikli tefe mekanizması kullanılması ile mümkün olur. Kancanın
makineye monte edilmesinde ikinci yaklaşım ise, kancaların tefeye monte edilip tefe ile
birlikte hareket etmesi şeklindedir. Bu durumda kancaların çözgüye dik yönde hareketine
ek olarak çözgü yönünde de (tefe ile birlikte) hareket etmesi söz konusudur. Tefenin geri
konumda mutlak bekleme yapmasına gerek olmayan bu durumda, tefe kol mekanizmaları
(üç çubuk veya altı uzuvlu kol mekanizmaları) ile tahrik edilir. Bu durumda kancalar tefe
üzerine monte edildiği için tefe kütlesi artar ve ayrıca makine milinden çözgü yönünde de
hareket eden kancalara hareket iletimi itinalı bir tasarım gerektirir. Bu yaklaşım iki
kancalı dokuma makinesi modellerinde, mekikli tezgah tasarımı ile paralellik gösterir.
Kancalı tezgahlar arasında ayırt edici diğer bir özellik, kancaların ağızlık dışındaki
hareket şekli ile ilgilidir. Kancalı dokuma makinelerinin çoğunluğunda ağızlık içindeki
kanca hareketi, yaklaşık olarak tezgah devrinin üçte ikilik bir kısmında gerçekleşmekte
olup tezgah devrinin üçte birlik bir kısmında, kancalar ağızlık dışında kalmaktadır.
Kancaların ağızlık dışındaki hareketi de, sürekli veya beklemeli olmak üzere iki
şekildedir. Beklemeli kanca hareketi, ancak kam mekanizması içeren kanca tahrik
mekanizmaları ile elde edilebilir. Kam profilinin uygun tasarımı ile kancanın bekleme ve
hareket miktarları istenildiği şekilde belirlenebilir. Sürekli kanca hareketi durumunda,
tefeleme ve ağızlık değişimi işlemleri tamamlanıp tefe arka ölü konumda bekleme
pozisyonuna gelene kadar, kancalar ağızlık dışında durmaksızın geri ve ileri yönde
hareket ederler. Sürekli kanca hareketi, beklemesiz kam profili ile gerçekleştirilebileceği
gibi esas olarak kol mekanizmaları ile elde edilir. Beklemeli kanca hareketinin sert
kancalı dokuma makinelerinde kullanılması, yer ihtiyacının azaltılması açısından bir
avantajdır. Kancaların hareket karakteristiği (yer değiştirme ve bağlı olarak hız ve ivme
eğrileri), atkı ipliğinin zorlanması ve mekanizmanın dinamik davranışını belirlemesi
açısından büyük öneme sahiptir. Kancanın atkıyı kaptığı andaki hızı, hareket periyodu
boyunca ulaşılan maksimum kanca hızı ile maksimum kanca ivmesini belirleyici
parametredir. Kancanın atkıyı kaptığı andaki hızı ile maksimum kanca hızına, atkı
ipliğinin zorlanması kısıtlama getirirken maksimum kanca ivmesi, atkı ipliğinin
zorlanmasından ziyade atalet kuvvetlerinden dolayı ortaya çıkan mekanik zorlanmalar
tarafından kısıtlanır[Eren, Sezen, 1997].
61
2) Atkı ipliğinin kancalara kadar olan iplik hattı boyunca, değişik yüzeylere
sürtünmesinden dolayı ortaya çıkan sürtünme kuvvetleri. Bu durumda ipliğe
etkiyen sürtünme kuvvetleri düz yüzeyler ile iplik arasındaki sürtünmeden
dolayı ortaya çıkan sürtünme kuvvetlerinin toplamı şeklindedir.
3) İpliğin akümülatörden boşalması esnasında, balon oluşumunun (merkezkaç
kuvvetlerinden dolayı) sebep olduğu kuvvetler. Bu kuvvetler atalet
kuvvetlerinin özel bir durumu olarak düşünülebilir.
Atkı gerginlik değişim eğrisini üç kısma ayırıp incelemek mümkündür. Birinci kısım
atkı kayıt işleminin başlangıcında atkı gerginliğindeki ani değişimdir. Bu ani değişim atkı
ipliğinin verici kanca tarafından kapılması anında ortaya çıkar. İkinci kısım, atkı
gerginliğinde artış trendinin olduğu kısımdır. Bu kısım kancaların dolayısıyla atkı
ipliğinin hızlandığı hareket periyoduna karşılık gelir. Üçüncü kısım ise atkı gerginliğinin
azaldığı kısımdır. Bu kancaların (atkı ipliğinin) yavaşlama periyoduna karşılık gelir.
Atkı ipliğinin verici kanca tarafından kapılması ile birlikte sıfır olan atkı ipliği hızı
çok kısa bir zaman içinde kanca hızına ulaşır. Şekil 5.14’de 4 mikrosaniye aralıklarla atkı
gerginliğinin ölçülmesi ile atkının kanca tarafından kapılışı anındaki gerginlik değişimi
gösterilmektedir. Gerginlik değişim eğrisi sağdan sola doğru çizilmiştir. Atkı gerginliği
önce hızlı bir yükseliş ile maksimum değerine ulaşır. Bu, atkı ipliğinin ivmelenmesine
karşılık gelir. Bu noktadan sonra atkı ipliği kanca hızına ulaştığı için atkı gerginliğinde
hızlı bir düşüş olur. Daha sonra kancayla birlikte hızlanmadan dolayı atkı gerginliği
tekrar artış trendine girmektedir. Bu ölçüm 400 dev/dk hız ile çalışan Dornier sert kancalı
dokuma makinesi üzerinde gerçekleştirilmiş olup atkı gerginliğinin maksimum değerine
62
ulaşması, orta sertlikte fırça kullanılan bir akümülatörden besleme yapılması durumunda
0,754 ms olarak belirlenmiştir.
Kancanın atkıyı kaptığı andaki hızı 15 m/sn olarak düşünülürse atkı ipliğinin bu
esnadaki ortalama ivmesi;
63
oluşumunun sebep olduğu kuvvetlerin atkı ipliği gerginliğini belirlediği
söylenebilir[Eren, Sezen, 1997].
Kanca hız eğrisinin atkı gerginliğini belirleyici olması, kanca tahrik mekanizmasının
optimum tasarımının önemini ortaya koymaktadır. Atkının kanca tarafından kapılması ve
ağızlığın ortasında diğer kancaya transferi esnasında, belirli bir atkı gerginliği
gerekmektedir. Bu gerginliği sağlamak ve kancanın yavaşlama fazlarında ipliğin
akümülatörden boşalıp gerginliğin sıfıra düşmesini önlemek amacıyla atkı frenleri
kullanılır. Ancak frenleme tesirinin, atkı kaydının tüm periyodunda uygulanması, atkı
ipliği gerginliğini gereksiz yere arttırır. Bu gereksiz atkı gerginliği artışını önlemek için
son zamanlarda elektronik kontrollü atkı frenlerinin kullanımı yaygınlık kazanmaya
başlamıştır. Özellikle düşük mukavemetli atkı ipliklerinin kaydında faydalı olan
elektronik kontrollü atkı frenlerinin çalışma prensibi; frenleme tesirinin, atkı ipliğinin
yavaşlama fazlarında uygulanıp hızlanma fazlarında ortadan kaldırılmasını esas alır.
Frenlenme tesirinin uygulanması veya ortadan kaldırılması, dışarıdan fren yüzeylerinden
birinin, elektromıknatıslar, elektrik motorları veya pnömatik tahrikle açılıp kapanması
yoluyla gerçekleştirilebilir.
Elektronik kontrollü atkı frenleri, açık döngülü bir kontrol sistemi olup frenleme
miktarının ayarı makine çalışırken mümkün değildir. Sadece frenlemenin olması ve
olmaması gibi iki durum söz konusudur. Bunun yanında fren yüzeylerinde oluşan
birikintilerin sebep olacağı gerginlik değişimlerinin, makine çalışırken düzenlenmesi söz
konusu değildir. Bu ancak makine durduğunda, belirli aralıklarla fren yüzeylerinin
temizlenmesi ile mümkün olabilir. Geri beslemeli kontrol yaklaşımının uygulanması, atkı
ipliği gerginliğinin ölçülüp buna göre frenleme miktarının ayarına imkan verdiğinden
zamanla ortaya çıkan gerginlik değişimlerini ortadan kaldırmaya ve yüksek hızlarda
daha düşük atkı gerginlikleri ile çalışmaya olanak sağlar. Atkı gerginliğinin değişim
eğrisi (Şekil 5.13.) incelenirse bir atkı kayıt periyodu içerisindeki değişimin yüksek
frekanslara sahip kısımları içerdiği görülmektedir[Eren,Sezen 1997].
64
Şekil 5.15. Sabit ve geri beslemeli kontrol prensibine göre frenleme uygulanması
durumunda atkı ipliği gerginliği
a) Sabit frenleme durumu
b) Geri beslemeli kontrol prensibine göre frenleme
İki eğri arasındaki farktan da açıkça görülebileceği gibi, geri beslemeli kontrol
yaklaşımının uygulanması, sabit frenleme durumunda ortaya çıkan yüksek gerginlik
değerlerini, büyük oranda azaltmanın yanında minimum gerginliği de belli bir değerin
üzerinde tutmaktadır. Sonuç olarak, dokuma makinelerinin artan hızlarına rağmen,
modern teknoloji ve kontrol metotlarının uygulanması ile atkı ipliği gerginliği düşürülüp,
makine randımanı ve kumaş kalitesi artırılabilmektedir.
Kancalı dokuma makinelerinde artan üretim hızlarıyla beraber, atkı ipliğine etkiyen
zorlamaların yanında makineye etkiyen mekanik zorlamalar da artış göstermiştir.
Makineye etkiyen titreşim ve zorlamaların azalması, kanca ivmesinin düşük tutulmasının
yanında, kanca ve tahrik mekanizması kütlelerinin hafifletilmesi ve kütle dengelenmesi
yapılarak azaltılmaya çalışılmaktadır.
Akışkan jetle atkı atma sistemlerinde, jet bir memeden püskürtüldüğü zaman atkı
ipliğini ağızlık içine taşımaktadır. Jet ile atkı ipliği arasındaki hız farkı, iplik üzerinde bir
kuvvet oluşturarak atkının kaydedilmesini sağlar. Atkıya uygulanan çekme kuvveti çok
yüksek olmadığından, atkı ipliği doğrudan bobinden sağılmaz ve bir ölçme cihazı
yardımıyla atılmaya hazırlanması gerekir.
Jetle atkı atmada prensip olarak şu işlemler yapılmaktadır. Önce, atkı bir bobinden
sağılarak kılavuz ve gerilim düzenleyiciden geçirilir. Atkı ölçme cihazı, bir atkılık iplik
boyunu ölçmektedir. Tezgahta, atkı ipliği tutucu, püskürtme memesi, atkı kesici ve kenar
kuvvetlendirme tertibatları bulunmaktadır. Tarak geriye doğru hareket ederken, ölçme
cihazı atkı ipliğini, her atkıya yetecek uzunlukta hazırlamaktadır.
Atkı tutucular ipliği serbest bırakmışken, akışkan jet ağızlığa sevk edilir ve atkı
kaydı gerçekleştirilir. Bu tamamlandığında, tutucular atkı ipliğini yakalar. Tarak yeni
atkıyı kumaşa tefelerken kesiciler, ipliğin ucunu keserek memeden ayırırlar. Aynı
65
zamanda atkı ipliği, kenar kuvvetlendirme sistemi ile emniyete alınmaktadır. Her atkı
ipliğinin tefelenmesinden önce, ölçme cihazı bir sonraki atkı ipliğini hazırlamaya başlar.
Bütün jet dokuma makinelerinde, atkı atma mekanizması tezgah şasisine sıkı bir
biçimde ve sabit olarak bağlanmıştır. Taşınan atkı ipliğinin küçük olması, hız açısından
bir avantaj teşkil etse de jet memesinin doğrudan tefeye bağlanmış olması, her zaman
avantajlı değildir. Jetle atkı kaydı sırasında atkı ipliği, akışkan tarafından tamamıyla
kuşatılsaydı ve iplik hızı ile jet hızı aynı olmuş olsaydı, atkının gerilimsiz kalması
nedeniyle kıvrılıp titreşimler yapması söz konusu olacaktı ki, bu durum çalışmayı
güçleştirirdi. Atkının jetle taşınırken, mükemmel bir biçimde gönderilmesi için, çekme
kuvvetinin gerekli seviyede tutulması şarttır. Atkı kaydı süresince bu gerginlik devam
ettirilmelidir. Jetli dokuma makinelerinde bu çekme kuvveti, atkı ipliği üzerindeki
akışkan ile iplik yüzeyi arasındaki sürtünmeden dolayı oluşmaktadır. Bu nedenle, atkı
ipliğinin atımı sırasındaki hızı, hiçbir zaman akışkan hızına ulaşmamalıdır. Çünkü o
anda, akışkanın atkı ipliği taşıma yönünde bir etkisi olamaz. Aralarında her zaman bir
bağıl hareket vardır. Bu yüzden, iplik ile jet arasındaki ilişkiyi negatif olarak
adlandırabiliriz.
Jetli sistemlerde de balistik sistemlerde (mekikli ve mekikçikli) olduğu gibi, iplik
hareketi tam anlamıyla kontrol edilemez. Bu yüzden tarak üzerine bir veya iki sensör
yerleştirilmiştir. Bunlardan ağızlığa yakın olan, atkı ucu varışını kontrol etmekte diğeri
ise, atkının kopup kopmadığını ve uzun gelip gelmediğini kontrol etmektedir. Ağızlıkta
ipliği hareket ettirici elemanın, rijit ve belirli bir hacme sahip olmayan bir eleman
olması, ağızlık boyutunun sadece ipliğin rahatça geçebileceği kadar büyük olmasını
yeterli kılar. Örneğin Picanol OMNI hava jetli tezgahlarında ağızlık açısı, 22 ila 34
dereceleri arasında, stroğu da 51 mm ile 126 mm arasında ayarlanabilir. Bu da 5 cm’lik
bir ağızlık yüksekliğinin, atkı atımı için yeterli olabileceğini gösterir. Bu kadar küçük bir
aralığa, jetle gönderilen atkı ipliği rahatlıkla sığar. Fakat asıl sorun; jetin, ağızlık
içerisinde ipliği düzgün taşıyabilmesidir. İki çözgü tabakasının, jette türbülans
yaratmayacak şekilde dümdüz bir tabaka oluşturması gerekir. Bu yüzden çözgü
hazırlama, jetli tezgahlarda daha bir dikkatli yapılmalı, kullanılan ipliklerin inceli- kalınlı
yerleri, tellerin gevşek-gergin oluşu, bazı yerlerinin aşırı tüylü olması gibi etkenlere
müsaade edilmemelidir. Zaten aksi takdirde tezgah buna izin vermeyecektir.
Akışkan jetli sistemlerde, günümüzde iki tip akışkan kullanılmaktadır. Bunlar hava
ve sudur. Hava jetli sistemlerde olduğu gibi su jetli sistemlerde de kullanılan akışkan,
makinenin kendi bünyesinden sağlanmaz, merkezi bir sistemden sağlanır. Hava jetlilerde,
işletmede bulunan belli bir sayıda tezgah, kapasitesi belli olan kompresör, filtre ve hava
66
tankı sistemine bağlanır. Bu sistemde hava dış ortamdan alınır, uygun sıcaklık ve neme
sahip olacak şekilde kondisyonlanır, sıkıştırılır ve filtreden geçirilerek içerdiği en ufak
toz zerreciğinden bile ayrılır. Böylece makinedeki düzelerde, herhangi bir tıkanma ve
paslanma ihtimali azaltılmış olur. Atkı atımından sonra, kullanılan havanın tekrar
kullanımı söz konusu değildir.
Su jetlilerde de, benzer şekilde dışarıdan sağlanan su, gerekli kondüsyonlama ve
filtreleme işlemi gerçekleştirildikten sonra, belli bir basınçta makinelere sevk edilir. Su
jetli makinelerde dokuma düzlemi, dokuma bölgesinden suyun uzaklaştırılabilmesi için
12 öne doğru eğimlidir. Bu durum, yani suyun süzülüp belli bir bölgeye akıtılabilmesi,
kullanılan suyun çeşitli kanallarla toplanmasını sağlamaktadır. Böylelikle bir miktar geri
kazanım gerçekleştirilebilir. Fakat bu durum, hem yere elektrik tesisatını kurmayı hem de
jakarlı sistemin makine üzerine yerleştirilmesini engeller. Çünkü dokuma düzlemenin
eğimli olması, ağızlık açmadaki bütün diğer elemanların da eğimli olmasını gerektirir.
68
Atkı ipliği, memenin orifisindeki sıvının akış merkezinde kesin bir biçimde
tutulabilse dahi, ağızlıkta giderken jet kesitinde kayabilmektedir. Stroboskop ile yapılan
gözlemler, atkı ipliğinin çıkış tarafından sıvı tarafından savrulduğunu ortaya koymuştur.
Atkı atmada suyun kullanılması, bu makinelerin tasarımında şu gereksinimleri ortaya
çıkarmaktadır.
1. Islak çözgü tabakası ve kumaşla temas edecek çelik parçaların yüzeyleri ve
dokuma bölgesindeki diğer kısımların korozyona karşı dayanıklı bir malzeme
ile kaplanması gerekir.
2. Islak olan kumaşın suyu alınmalı ve kumaş silindirine sarılmadan önce hiç
olmazsa kısmen kurutulmalıdır.
3. Dokuma makinesinin atkı kayıt bölgesine suyun saçılmasını azaltacak
kapaklar takılmalı ve süzülen suyu toplayacak kanallar bulunmalıdır.
4. Suyun süzülmesi için dokuma düzlemi ve gücüler eğik olmalıdır. Dokunan
kumaştan suyun uzaklaştırılması iki şekilde yapılabilir.
a) Bazı makinelerde kumaş sıkma sistemi, lastik kılıflar takılmış olan iki
silindirden oluşmaktadır. Kumaş, ıslak bir biçimde göğüs köprüsü üzerinden
alınarak bu sıkma silindirleri arasından geçer. Üst silindirin iki yanında takılı
olan kamlar yardımıyla, silindirlerin birbirine bastırılması sağlanır. Süzülen su
bir kanalda toplanarak alınır. Sıkılmış kumaş, kumaş sarma silindirine kadar
geçen 1,5 m’lik mesafede kısmen kurutulur.
b) Bazı makinelerde ise dönel bir hava pompası ile suyun ayrıldığı sistemler
kullanılmaktadır. Çok ince kumaşları sıkmak doğru olmadığı için böyle bir
sisteme gereksinim doğmuştur.
Suyun sıkılarak veya emilerek uzaklaştırılması halinde, sentetik filamentten dokunan
bir kumaşta geriye % 30 kadar su kalmaktadır. Bu suyun mekanik olarak kısa bir sürede
uzaklaştırılması mümkün olmadığından ilave bir kurutma gereklidir.
Su jetli dokuma makineleri, sınırlı kullanım alanları nedeniyle günümüzde hava jetli
sistemin gerisinde kalmaktadır.
69
Hava jetli atkı atma sistemi genel olarak, daha önce tarif edilmiş olan su jetli sisteme
benzemektedir. Ancak havanın viskozitesi, suyunkinden 100 kat daha küçük
olduğundan, yeterli çekme kuvvetini elde etmek için, büyük bir hava jeti hızı gereklidir.
Hava jeti atkı ipliği ile beraber ilerlerken, saçılma ve çevresindeki havayı da çekmesi gibi
nedenlerle, kısa mesafede hızını kaybeder. Bu nedenle, geniş enlerde dokuma
yapılabilmesi için yardımcı jetler düşünülmektedir. Bu durumda ana jetin asıl görevi, atkı
ipliğini ağızlığa vermek ve birinci yardımcı jete kadar taşımaktadır.
Hava jetli dokuma makinesinin önemli bir özelliği, atkı ipliğinin atılması sırasında
veya atımından önce dokunacak kumaşın genişliği için yeterli atkı uzunluğu ölçen bir
cihazı bulundurmasıdır. Çünkü atkı taşıyıcının hareketi kontrol edilebilmekte ve kumaş
genişliğine göre ayarlanabilmektedir. Hava jetli atkı atma sistemlerinde, hava memeden
geçerken, atkıyı ileri iter ve ağızlığa çeker. Hava jetinin yapısına, hızına ve atkı ipliğinin
özelliklerine bağlı olarak değişen bir güçle çekilen atkı ipliği ani olarak yüksek hızlara
ulaşır.
Ayrıca sağım yapılan bobinin boyutlarının değişmesi, atkı atma şartlarını
etkilemektedir. Bundan dolayı, hava jetli sistemde atkı kaydından önce, atkı ipliğinin
hazırlanması ve gerekli atkı uzunluğunun ölçülmesi gerekmektedir. Ayrıca ölçümü
yapılan atkı ipliğinin zorlanmadan gevşetilmesi ve çözülmesi de önemlidir.
Basınçlı hava, kompresör sisteminden hava sevk hattına geçerek meme boğazına
ulaşır. Normal olarak en küçük geçiş pasajına sahip olan meme boğazı, geçen basınçlı
havanın debisini ve dolaylı olarak da sarf edilen enerjiyi belirleyecektir. Meme
boğazının öncesi ve sonrası arasındaki basınç farkı 0,9 bardan daha az olup, 300 m/s’den
daha düşük bir hava akımı oluşturur. Meme çıkışı yönünde meme kesitinin genişlemesi,
hıza azaltıcı bir etki yapar. Bugün memelerde yaygın biçimde kullanılan rezervuar
basıncı 2 ile 6 bar arasındadır. Akış hızı, 343 m/s hızla yani ses hızı ile sınırlıdır. Hava
akımının hızı, memenin içindeki dış basınç farkı, hava sıcaklığı, meme kesitindeki
değişim ve meme kanalının yüzey özellikleri gibi bir takım faktörlere bağlıdır.
Memedeki pasaj kesitlerinin ölçüleri ve daralıp gelişmeleri, hız profili açısından çok
önemlidir. Hava jetli dokuma sisteminde, atkı atımı için 3,5-6 atm’lik bir üst basınç
yeterlidir. Üst basınçta 0,3 atm’lik bir değişim sorun yaratmaz. Daha büyük değişimler
kumaşta dokuma hataları oluşturur. Memelerin ve kılavuz kanallarının kirlenmemesi
için, havanın her türlü kirden ve yağdan artırılması gerekir. Merkezi kompresyon
istasyonu bu gereksinimleri karşılar.
Ana jetin karma bir fonksiyonu bulunmaktadır. Bu, atkıyı bobinden çekerek belli bir
hıza ulaştırmak ve tezgah enince taşımaktadır. Ancak belirli kütledeki atkı ipliği, tek jet
70
ile belli bir mesafeye kadar taşınabilir. Eğer geniş enlerde dokuma yapılıyorsa, yardımcı
jet memeleri gereklidir. Yardımcı hava akımları değişik şekillerdeki yardımcı jet
memeleri ile sağlanır. Bunlar, hareketli oyuk iğneli memeler, kılavuzlanma
segmentleriyle bileşik yardımcı jet memeleri veya tefeye bileşik yardımcı jet memeleri
olabilir.
Memelerden çıkan yardımcı hava jetlerinden yoğun olarak yararlanmak için ağızlık
içerisinde hava akımının saçılmasını engelleyen ve bunları kılavuzlayan çeşitli elemanlar
düşünülmüştür. Kavisli bıçak formundaki klavuzlanma elemanları ağızlığa girerek,
yardımcı jetler ve atkı ipliği için bir çıkıntı yaparak onları yönlendirir. Bunların önemli
bir sakıncası, çözgü sıklığına sınırlamalar getirmesi ve çözgü üzerindeki ilave baskılar
oluşturmasıdır. Tefeleme işlemi sırasında, kılavuzlama elemanlarının ağızlık dışında
kalması gerekir. Bunun için pek çok farklı tasarım gerçekleştirilmiştir.
Atkı taşıyıcı ile atkı ipliği arasındaki hız farkı çok büyük olduğundan, bu sistemde
bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bağıl hız, atkı yüzeyinde, liflerin eksenine paralel
ve dik olmak üzere iki bileşene ayrılmaktadır. Dik bileşenin küçük olmasına karşılık,
atkının bükümünü açabilmektedir. Filamentlerden oluşan iplikler de ise, her bir flamentin
yer değiştirmesine yol açmaktadır. Atkı ipliğinin yapısında ortaya çıkan bu değişimler,
tezgah eni arttıkça daha belirgin olarak görülmektedir. Atkının bükümünde açılma olması
71
istenmediği için, hava jetinin ipliğe, iplik bükümü yönünde bir dönüş kazandırması
gerekir. Bu amaca yönelik değişik düzeler tasarlanmıştır. Bu problem, hava jetlilerde, su
jetlilere nazaran daha çok görülmektedir. Bunun nedeni, atkı ile taşıyıcı arasındaki hız
farkının çok büyük olmasıdır. Düzeden hava jetinin çıkış hızı, 200-300 m/s’dir. Atkı
ipliği hızı ise, sadece 20-30 m/s’dir. Buna karşılık, su jeti hızı 40-60 m/s civarında
bulunmaktadır.
Hava jeti ile atkı ipliği arasındaki hız farkının etkisi, bilhassa atkı dururken yani kayıt
işleminin başlangıcında çok yüksektir. Makine devrinin 10-20 arasındaki bir
pozisyonunda, atkının jet tarafından kapılarak fırlatılması gerçekleşmektedir. İplik
bükümünün açılmasını veya ipliğin tüylenmesini önlemek için hava jetine, atkıyı
kapmadan önce biraz ilerleme verilebilir. Ayrıca jete iplik bükümü yönünde bir dönüş
vermekle bu etki hafifletilebilir. Jet aktivitesinin zamanlaması, ana düzeye atkı kayıt
fazının başlangıcında basınçlı havayı verecek ve yardımcı düzelere de fırlatılan iplik ucu
ile senkronizasyon içerisinde püskürtme yapacak şekilde ayarlanmalıdır. Yüksek hızlı
makineler olan hava jetli tezgahlarda, örneğin 600 dev/dak çalışma sürati için; dokuma
kursunun 100 ms olacağı düşünülerek, jet kontrolünün çok hassas yapılması
gerekmektedir. Kaldı ki, 100 ms’nin hepsi atkı kaydı için ayrılmış olmayıp, bu iş için
sadece 60 ms’lik kısım kullanılabilir.
72
Şekil 5.18. Elektromagnetik valf, yardımcı düze ve profilli tarak
73