Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 7

içtihat hukuku

birleşmiş milletler insan hakları komitesi: f. h. zwaan de vries – hollanda

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi24,25

F.H. Zwaan-de Vries – Hollanda26

Başvuru No. 182/1984

9 Nisan 1987 Tarihinde Yirmi Dokuzuncu Oturumda Kabul Edilen Görüşler

Başvuru sahibi: F. H. Zwaan-de Vries (D. J. van der Vos tarafından temsil edil-
mektedir.)
Mağdur olduğu iddia edilen kişi: Başvuru sahibi
Taraf Devlet: Hollanda
Başvuru tarihi: 28 Eylül 1984

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 28. maddesi çerçeve-


sinde kurulan İnsan Hakları Komitesi:
9 Nisan 1987’de toplanarak; Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleş­
me’ye ek İhtiyari Protokol kapsamında F. H. Zwaan-de Vries tarafından Komite’ye
sunulan 182/1984 sayılı başvuru hakkındaki değerlendirmesini tamamlayarak; baş-
vuru sahibi ve Taraf Devlet tarafından kendisine sunulan tüm yazılı bilgileri dikkate
alarak; aşağıdakileri kabul etmiştir:

İhtiyari Protokol’ün 5. Maddesi 4. Fıkrası Çerçevesindeki Görüşler


1. Bu başvurunun sahibi (...) Hollanda Amsterdam’da oturan, Hollanda vatanda-
şı Bayan F.H. Zwaan-de Vries’tir. Başvuru sahibi Komite huzurunda, Amsterdam’daki
Adli Yardım Bürosu (Rechtskundige Dienst FNV) başkanı D.J. van der Vos tarafın-
dan temsil edilmektedir.
2.1. Başvuru sahibi 1943 yılında doğmuştur ve Bay C. Zwaan ile evlidir. 1977 yı-
lı başlarından 9 Şubat 1979 tarihine dek bilgisayar operatörü olarak çalışmıştır. O ta-
rihten beri işsizdir. İşsizlik Yasası kapsamında 10 Ekim 1979 tarihine dek işsizlik yar-
dımı almıştır. Bu tarihten sonra İşsizlik Ödemelerine İlişkin Kanun’a (WWV) dayana-
rak yardımın devamını talep etmiştir. Amsterdam Belediyesi evli bir kadın olması ne-

24 Bu metnin İngilizceden Türkçeye çevirisi Defne Orhun tarafından yapılmıştır.


25 Bu kararın tümü değil sadece belirli bölümleri alınmıştır – ed.n.
26 Orijinal karar metni için bkz. http://www.unhchr.ch/tbs/doc.nsf/(Symbol)/e8e3808e176dbcaec12
56abc004d0c65?Opendocument (erişim: 28 Eylül 2009).
578 içtihat hukuku

deniyle gerekli şartları karşılamadığını söyleyerek bu başvuruyu reddetmiştir; bu ret


kararı WWV’nin, evli erkeklere uygulanmayan 13. maddesi 1. fıkrası 1. bendine da-
yandırılmıştır.
2.2. Bu nedenle başvuru sahibi, herkesin yasalar önünde eşit olmasını ve hiçbir ay-
rım gözetilmeksizin yasalarca eşit derecede korunma hakkına sahip olmasını öngören
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 26. maddesinin, Taraf
Devlet tarafından ihlal edilmesi sonucu mağdur olduğunu iddia etmektedir. Başvuru
sahibi işsizlik yardımından faydalanma talebinin reddinin tek sebebinin cinsiyeti ve
medeni hali olduğunu iddia etmekte ve bu durumun Sözleşme’nin 26. maddesi kapsa-
mı dahilinde ayrımcılık teşkil ettiğini ileri sürmektedir.
2.3. Başvuru sahibi bu meseleyi yetkili iç hukuk mahkemeleri önüne götürmüştür.
(...)
(...)
4.1. Taraf Devlet, 29 Mayıs 1985 tarihinde sunduğu yazıda, diğerlerinin yanı sıra
şu hususların altını çizmiştir:

(a) “Sosyal güvenlik hakkının gerçekleştirilmesinde ayrımcılık unsurlarının


ortadan kaldırılması ilkesi Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Ulus-
lararası Sözleşme’nin 2. ve 3. maddeleri ile birlikte 9. maddesinde de yer al-
maktadır;
(b) “Hollanda Krallığı Hükümeti bu ilkeyi Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme koşulları kapsamında uygulamayı kabul
etmiştir. Bu koşullar altında Taraf Devletler, mevcut kaynakların azamisini
kullanarak, bu Sözleşme’de tanınan hakların tam olarak kullanılmasını aşa-
malı olarak sağlamak amacıyla tedbirler almayı taahhüt etmişlerdir (2. madde,
1. fıkra);
(c) “Bu hakları mevcut kaynakların azamisini kullanarak aşamalı olarak
sağlama süreci Hollanda’da devam etmektedir. Bu hakların sağlanmasına iliş-
kin olarak halen var olan ayrımcılık unsurları, sürekli olarak ortadan kaldırıl-
maktadır ve kaldırılacaktır;
(d) “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme,
Taraf Devletlerin üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirme biçimlerine
yönelik uluslararası denetim açısından kendi sistemini geliştirmiştir. Bu amaç
kapsamında Taraf Devletler, aldıkları tedbirler ve kaydedilen gelişmeye ilişkin
olarak Ekonomik ve Sosyal Konsey’e rapor sunmakla yükümlüdür. Hollanda
Krallığı Hükümeti bu bağlamda ilk raporunu 1983 yılında sunmuştur.”

(...)
4.5. Taraf Devlet ayrıca, yakın bir tarihte Hollanda’da, başvuru sahibinin şikâye-
tine konu olan İşsizlik Ödemelerine İlişkin Kanun’un (WWV) 13. maddesi 1. fıkrası 1.
bendini kaldıran bir yasa değişikliği yapıldığını da belirtmiştir. Bu değişiklik, geçmişe
yönelik olarak 23 Aralık 1984 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 29 Nisan 1985
tarihinde çıkartılan S 230 sayılı Yasa ile yapılmıştır.
birleşmiş milletler insan hakları komitesi: f. h. zwaan de vries – hollanda 579

(...)
6.1. İnsan Hakları Komitesi, bu başvuruda yer alan iddiaları incelemeye başlama-
dan önce, İçtüzüğünün 87. kuralı uyarınca başvurunun Sözleşme’ye ek İhtiyari Proto-
kol kapsamında kabul edilebilir olup olmadığını incelemek durumundadır.
6.2. İhtiyari Protokol’ün 5. maddesi, 2. fıkrası (a) bendi, Komite’yi, aynı mesele-
nin başka bir uluslararası soruşturma ya da çözüm usulü tarafından inceleniyor olma-
sı halinde bir başvuruyu ele almaktan men etmektedir. Bu bağlamda, Komite, Ekono-
mik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 16. maddesi uyarın-
ca sunulan Devlet raporları üzerinde yapılan inceleme ile, 5. maddenin 2 (a) fıkrası
uyarınca bir bireyin İhtiyari Protokol çerçevesinde İnsan Hakları Komitesi’ne sundu-
ğu bir talebin, “aynı mesele”nin incelenmesi anlamına gelmediğini belirtmektedir.
6.3. Komite ayrıca, bir Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme
hükmünün ihlali iddiasıyla ilgili olarak İhtiyari Protokol kapsamında sunulan bir sa-
vın, bu olguların Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme-
si ya da başka bir uluslararası sözleşme tarafından korunan bir hakla ilgili olması ha-
linde de halen Sözleşme hükümleriyle bağdaşır nitelikte olabileceğini (bkz. İhtiyari
Protokol’ün 3. maddesi) dile getirmektedir. Ancak gene de, Medeni ve Siyasi Haklara
İlişkin Uluslararası Sözleşme tarafından korunan bir hakla ilgili olarak iddia edilen ih-
lalin bu olgulardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı incelenmelidir.
6.4. İhtiyari Protokol’ün 5. maddesi, 2. fıkrası (b) bendi, iç hukuk yollarının tüke-
tilmemiş olması halinde Komite’yi, bir başvuruyu ele almaktan alıkoymaktadır. Önü-
müzdeki başvurunun tarafları, iç hukuk yollarının tüketilmiş olduğu konusunda mu-
tabıktır.
(...)
7. Dolayısıyla, İnsan Hakları Komitesi, 23 Temmuz 1984 tarihinde, bu başvuru-
nun kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir. (...)
8.1. Taraf Devlet, İhtiyari Protokol’ün 4. maddesi, 2. fıkrası kapsamında sunduğu
14 Ocak 1986 tarihli yazıda, 29 Mayıs 1985 tarihli savunmasında ilettiği savları tek-
rarlayarak bu başvurunun kabul edilebilirliğine bir kez daha itiraz etmektedir.
8.2. Taraf Devlet, davanın esasını tartışırken, öncelikle olgusal zemini şu şekilde
izah etmektedir:

“Bayan Zwaan WWV yardımı için Ekim 1979’da talepte bulunduğu za-
man 13. maddenin 1. fıkrası 1. bendi hâlâ yürürlükteydi. Bu maddede, kadın
ne ailenin geçimini sağlıyor ne de kocasından geçici bir süre için ayrı yaşıyorsa
WWV yardımlarının evli kadınlar tarafından talep edilemeyeceği hükmü yer
almaktaydı; meğer ki bu kadın ailenin geçimini sağlıyor veya kocasından geçi-
ci bir süre için ayrı yaşıyor olmasın. WWV’nin 13. maddesi, 1. fıkrasında yer
alan “ailenin geçimini sağlayan kimse” kavramı özel bir öneme sahiptir ve bu
Yasa’ya (...) dayanan yasal düzenlemelerde daha da ayrıntılı bir şekilde açık-
lanmıştır. Evli bir kadının ailenin geçimini sağlayan kimse sayılıp sayılmayaca-
ğı meselesi, diğerlerinin yanı sıra, ailenin toplam gelirinin net miktarına ve bu
miktarın kadın tarafından ne orada sağlandığına bağlıdır. WWV’nin 13 1 (1)
580 içtihat hukuku

maddesi kapsamında sayılan yardım alma koşullarının evli erkeklere değil de


yalnızca evli kadınlara uygulanıyor olması, söz konusu hükmün, erkek ve ka-
dının evlilik ve toplum içerisindeki rollerine ilişkin o zamanlar toplumda genel
olarak hakim olan görüşe tekabül etmesinden kaynaklanmaktadır. Çalışan ve
evli olan hemen hemen tüm erkekler ailelerinin geçimini sağlayan kimse olarak
görülürler; dolayısıyla, işsiz kalmaları halinde yardım almaları için bu ölçütün
yeniden aranması gereksiz addedilmiştir. Bu görüşler sonraki yıllarda giderek
değişmiştir. (...)
“Hollanda Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) üye bir devlettir. Avru-
pa Toplulukları Konseyi, 19 Aralık 1978 tarihinde, sosyal güvenlik ile ilgili
konularda kadınlara ve erkeklere eşit muamele uygulanması ilkesinin giderek
artan bir şekilde uygulanması yönünde bir direktif (79/7/EEC) çıkarmış ve üye
devletlere, yasal mevzuatlarını bu yönergeyle uyumlu hale getirmeleri için de-
ğişiklik yapmak üzere gerekli olabilecek 6 aylık bir süre tanımıştır; bu süre 23
Aralık 1984 tarihinde sona ermiştir. Hollanda Hükümeti, bu yönerge uyarın-
ca, yardım sağlanması için WWV’nin 13 (1) 1 maddesinde öngörülen ölçütle-
ri, kadın ve erkeğe eşit muamele uygulanması ilkesi ile cinsiyetlerin rollerinde
1960’lardan beri yaşanan değişimler ışığında gözden geçirmiştir.
“1980’lerin başlarına gelindiğinde artık, çalışan evli erkeklerin her zaman
‘ailenin geçimini sağlayan kimse’ sayılması şart olmadığından Hollanda,
WWV’nin 13 1 (1) maddesi, AET yönergesi kapsamındaki yükümlülüklerini
karşılama amacıyla değiştirmiştir. Bu değişiklik ile WWV’nin 13 (1) 1 madde-
si ilga edilmiş; böylece ailenin geçimini sağlayan kimse konumunda bulunma-
yan evli kadınların WWV yardımı talep etmesi mümkün hale gelmiştir. Bu de-
ğişiklik ile daha önce iki yıl olan yardım alma süresi, 35 yaşın altındaki kişiler
için kısaltılmıştır.
(...)”

8.3. Taraf Devlet, Sözleşme’nin 26. maddesinin kapsamıyla ilgili olarak diğer hu-
suslardan ayrı olarak aşağıda belirtilen konuların altını çizmiştir:

“(...), Sözleşme’nin 26. maddesinin (...) medeni ve siyasi haklar alanında,


ancak Sözleşme’ye ek İhtiyari Protokol çerçevesinde ileri sürülebileceğini sa-
vunmaktadır. (...)
“Önümüzdeki başvuruda yer alan şikâyet, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme kapsamına giren sosyal güvenlik alanın-
daki yükümlülüklerle ilgilidir. (...) Bu Sözleşme’nin kendine özgü bir sistemi ve
Taraf Devletlerin üzerlerine düşen yükümlülükleri nasıl yerine getirdiklerine
ilişkin olarak uluslararası denetim sağlayan kendine özgü bir organı bulunmak-
tadır; bu Sözleşme kapsamında bireysel şikâyet usulü getirilmeyişi kasıtlıdır.
“Hükümet, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşme’nin 9. maddesinde atıf yapılan sosyal güvenlik hakkına ilişkin birey-
sel bir şikâyetin, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin
birleşmiş milletler insan hakları komitesi: f. h. zwaan de vries – hollanda 581

26. maddesine dayanarak İhtiyari Protokol kapsamındaki bir bireysel şikâyet


olarak İnsan Hakları Komitesi tarafından ele alınmasını hem Sözleşmelerin
hem de İhtiyari Protokol’ün amaçları ile bağdaşmaz nitelikte bulmaktadır.”

(...)
8.4. (...) Taraf Devlet, “ailenin geçimini sağlayan kimse” kavramı ile bir yanda ka-
mu gelirlerinin (...) kısıtlı olanakları ile diğer yanda Hükümet’in sosyal güvenlik sağ-
lama yükümlülüğü arasında “uygun bir dengenin tutturulduğunu” öne sürmektedir.
Hükümet, “ailenin geçimini sağlayan kimse” kavramının, hukukun eşit durumlara
eşit olmayan bir şekilde uygulandığı anlamına gelecek şekilde “ayrımcı” olduğunu ka-
bul etmemektedir. Bunun yanı sıra, WWV hükümlerinin “özünde ayrımcı olmayan
makul nitelikteki sosyal ve ekonomik değerlendirmelere dayandığı” da savunulmak-
tadır. Söz konusu hükmün erkeklere uygulanmaması sonucunu doğuran sınırlama, er-
kekler lehine ve kadınlar aleyhine olacak bir ayrımcılık yapmak arzusundan değil, bu
Yasa çıkartıldığı zaman mevcut olan ve bu hükmü erkeklere de uygulanabilir kılmayı
anlamsız kılan de facto sosyal ve ekonomik durumdan kaynaklanmıştır. Bayan Zwa-
an işsizlik yardımı için başvurduğu sırada mevcut de facto durum da esasen pek fark-
lı değildir. Bu nedenle, Sözleşme’nin 26. maddesine yönelik hiçbir ihlal meydana gel-
memiştir. Son yıllarda, mevcut sosyal bağlam içerisinde bu hükmün yürürlükte kal-
masını arzu edilmez kılan yeni bir sosyal eğilimin büyümekte oluşu bu durumu değiş-
tirmemektedir.
(...)
10. İnsan Hakları Komitesi bu başvuruyu, İhtiyari Protokol’ün 5 maddesinin 1.
fıkrasında öngörülmüş olduğu üzere, taraflar tarafından kendisine sunulmuş olan tüm
bilgiler ışığında incelemiştir.
(...)
12.1. Taraf Devlet, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşme’nin 2. maddesinde yer alan hükümlerle, 26. madde hükümleri arasında ha-
tırı sayılır bir örtüşme bulunduğunu ileri sürmektedir. Komite, belirli bir konunun,
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme,
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ya da önümüzdeki baş-
vuruda olduğu gibi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleş-
me gibi başka bir uluslararası sözleşme kapsamında yer alması ya da atıfta bulunul-
ması halinde dahi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin uygula-
nabileceği görüşündedir. Her ne kadar, bu ikiz sözleşmelerin [Medeni ve Siyasi Hak-
lara İlişkin Uluslararası Sözleşme ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin
Uluslararası Sözleşme] hazırlık süreçleri birbiriyle bağlantılı ise de, Komite’nin Mede-
ni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme hükümlerini tam olarak uygulama
gerekliliği devam etmektedir. Bu bağlamda Komite, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel
Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2. maddesi hükümlerinin, Medeni ve Siyasi
Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 26. maddesinin tam olarak uygulanmasının
önüne geçmediğini dile getirmektedir.
12.2. Komite ayrıca, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin
582 içtihat hukuku

26. maddesinin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin


9. maddesi kapsamında özel olarak öngörülmüş bir hakka (sosyal güvenceyi de içere-
cek biçimde sosyal güvenlik hakkı) binaen ileri sürülemeyeceği yönündeki Taraf Dev-
let iddiasını da incelemiştir. Komite bunu yaparken, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin
Uluslararası Sözleşme’nin bu hususla ilgili hazırlık çalışmalarını, yani “yorum için
yardımcı araç” sağlayan (Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi, 32. madde),
1948, 1949, 1950 ve 1952 yıllarında İnsan Hakları Komisyonu’nda ve 1961 yılında
Genel Kurul’un Üçüncü Komitesi’nde yer alan tartışmaların özet kayıtlarını dikkatle
incelemiştir. Hazırlık aşamasında, 26. maddenin kapsamının Sözleşme tarafından gü-
vence altına alınmamış hakları da içine alacak şekilde genişletilip genişletmeyeceği hu-
susunda yaşanan tartışmalar sonuçsuz kalmıştır ve bu konu ile ilgili olarak olağan yo-
rum araçları vasıtasıyla (...) varılan sonucu değiştiremez.
12.3. Komite, 26. maddenin kapsamını saptamak amacıyla, maddede yer alan her
bir unsurun “olağan anlamı”nı kendi bağlamı içerisinde ve kendi amacı ve hedefi ışı-
ğında (Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi, 31. madde) dikkate almıştır. Komite
tespitlerine, 26. maddenin işlevinin 2. maddede öngörülmüş olan güvenceleri bir kez
daha yinelemekten ibaret olmadığını belirterek başlamaktadır. Bu madde, İnsan Hak-
ları Evrensel Beyannamesi’nin 7. maddesinde yer alan ve kamu makamları tarafından
düzenlenen ve korunan her türlü alanda yasa ile yahut uygulamada ayrımcılık yapıl-
masını yasaklayan, hukukun ayrımcılık yapmaksızın eşit bir koruma sağlaması ilke-
sinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenledir ki 26. madde, devletlere mevzuatlarına ve
bu mevzuatların uygulanmasına ilişkin olarak getirilen yükümlülüklerle ilgilidir.
12.4. 26. madde hukuksal düzenleme ile ayrımcılığın yasaklanmasını şart koş-
makla beraber, mevzuatla yapılacak düzenlemeye ilişkin bir yükümlülük barındırma-
maktadır. Bu nedenle, örneğin herhangi bir Devlet’in sosyal güvenliğe ilişkin bir hu-
kuksal düzenleme getirmesini şart koşamaz. Ancak, bir Devlet’in kendi egemen ikti-
darını kullanarak böyle bir düzenleme getirmesi halinde, bu düzenleme Sözleşme’nin
26. maddesiyle uyumlu olmak zorundadır.
12.5. Komite bu bağlamda asıl meseleyi, Hollanda’da sosyal güvenliğin giderek
artan bir şekilde sağlanmasının gerekip gerekmediği değil, sosyal güvenlik sağlayan
hukuksal düzenlemenin Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin
26. maddesinde yer alan ayrımcılık yasağını ve bu madde kapsamında tüm insanlar
açısından ayrımcılığa karşı eşit ve etkili bir koruma sağlayan güvenceyi ihlal edip et-
mediğinin teşkil ettiğini dile getirmektedir.
13. Yasalar önünde eşit olma ve ayrımcılığa uğramaksızın hukukun eşit koruma-
sından yararlanma hakkı tüm davranış farklılıklarını ayrımcı kılmamaktadır. Makul
ve nesnel ölçütlere dayalı bir farklılaştırma 26. maddenin anlamı dahilinde yasaklan-
mış bir ayrımcılığa yol açmaz.
14. O halde Komite’ye düşen, bahsi geçen dönemde Hollanda hukukunda var
olan ve Bayan Zwaan-de Vries’e uygulanan farklılaştırmanın 26. madde anlamında
ayrımcılık teşkil edip etmediğidir. Komite Hollanda hukukunun bir parçası olan Hol-
landa Medeni Kanunu’nun 84. ve 85. maddelerinde yer alan hükümlerin her iki eşe de
ortak gelirleri bağlamında eşit hak ve yükümlülükler getirdiğini belirtmektedir. İşsiz-
birleşmiş milletler insan hakları komitesi: f. h. zwaan de vries – hollanda 583

lik Ödemelerine İlişkin Kanun’un (WWV) 13 (1) 1 maddesi uyarınca bir evli kadının
WWV yardımı alabilmesi için, “ailenin geçimini sağlayan kimse” olduğunu kanıtla-
ması gerekliydi; evli erkekler açısından ise bu koşul aranmıyordu. Dolayısıyla, statü-
den kaynaklanır gibi görünen farklılaştırma, evli kadını evli erkeğe kıyasla dezavan-
tajlı bir duruma sokmak suretiyle aslında cinsiyete dayanıyordu. Böyle bir farklılaştır-
ma makul sayılamaz ve bu husus, geçmişe yönelik olarak 23 Aralık 1984 tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere (...) 29 Nisan 1985 tarihinde çıkartılan yasa değişikliği
ile, Taraf Devlet tarafından da kabul edilmiş görünmektedir.
15. Bayan Zwaan-de Vries’in bahsi geçen dönemde içine düştüğü durum ve o dö-
nemde yürürlükte olan Hollanda yasasının tatbiki, onu, Medeni ve Siyasi Haklara İliş-
kin Uluslararası Sözleşme’nin 26. maddesinin cinsiyete dayalı olarak ihlal edilmesi so-
nucu mağdur etmiştir; çünkü sosyal güvenlik yardımından erkeklerle eşit bir şekilde
faydalanması engellenmiştir.
16. Komite, Taraf Devlet’in kadınlara yönelik ayrımcılık yapma niyeti taşımadığı-
nı belirtmekte ve Bayan Zwaan-de Vries’e uygulanan ayrımcı yasa hükümlerinin da-
ha sonra kaldırılmış olmasını takdirle karşılamaktadır. Taraf Devlet, her ne kadar
şikâyette bulunulduğu sırada Bayan Zwaan-de Vries’in maruz kaldığı ayrımcılığa son
vermek için gerekli tedbirleri almış ise de, Komite Taraf Devlet’in Bayan Zwaan-de
Vries’in zararını uygun şekilde gidermesi gerektiği görüşündedir.

You might also like