Gisela Preuschoff - Çocukların İçindeki Korkular

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 131

çoc

İÇİNDEKİ
KORKUIAR

GISEIA PREUSCHOFF

Türkçesi:
Özkan Schulze

BEYAZ YAYINLARI
Beyaz Yaymlan: 25

Çoculdann lçindeld Korlıular


G isela Preuschoff

Kitabın Özgün Adı:


Klelne und grofle .ingste PJel Klnderrı
Köse!
C 1995 Kösel-Verlag GnıbH & C., München

Bu kitabın Akcah Telif Haklan Ajansı aracılığıyla alınmış tüm Türkçe


yayın hakları Beyaz Yayınlan' na aittir. Yayınevimizden yazılı izin alın­
madan kısmen veya tamam en alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya
edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

Yayıncı: Hidayet Pınarbaşı


Genel Yayın Yönetmeni: Siiıan Köseoğlu
Editör: İbrahim Şener
Kapak Tasanmı: Pelin Ece
Metin Tasarımı: Fatma Mamalı

Kapak ijaskısı: Volkan Matbaası


Selafon: A}na Selafon
Baskı: Kurtiş Matbaacılık
Cilt: Güven Mücellithanesi

Birinci Basun: Ağustos 1998/İstanbul


ISBN: 975-8261-18-5

Yayın ve Dağıtun:

BEYAZ YAYINLARI
Cağaloğlu Yokuşu, Cemal Nadir Sok. Eser Han No:5/4-5
Cağaloğlu, İSTANBUL
Tel: (212) 522 38 68 - 69 Faks: (212) 522 38 70
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . vii

KORKU NEDİR? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . :........1

Korkunun Zıttı Nedir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5

Korku her yerde mevcuttur . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7

Çocuklar, medya ve korkular . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8

Yetişkinlerin korkuları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14

Çocuklar, Tanrı ve korku . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 21


.

ÇOCUKLAR NEDEN KORKAR?.................2 5

Karmaşık korkular . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 25

Bedenle ilintili korkular. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28

Cinler, hayaletler ve öbür yaratıklar . . . . . . . . . . . . . . . 36

Rüyalar korkutunca . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 44
.

Yalnız kalmaktan korkmak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .48

Ölümden korkmak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52

Çocuğunuz utangaç ise .... . ................... 56 .


Yuvadan ya da okuldan korkmak . . . . . . . . . . . . . . . . . 59

Anne ve babanın ayrılmasın dan korkmak . .. . . . . . . . 63

Savaşlar dan, doğal felaket ler den ve


gelecekten korkmak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70

EBEVEYNLER ÇOCUKLARINA NASIL YARDIM


EDEBİLIRLER7 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . ... . . 77

Konuşm ak: B irbirlerini dinlemek ve


beraber konuşmak . . . . . . .. .. . . .. . . ... . . . . . . . . . . .77

Karanlık o rmandaki p renses: yardımcı masallar ve


hika yele r . . . . . . . . .. . .. . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . 79

Resim yapmak ve biçim vermek . . . . . . . . . . . . . . . . . . 86

Tüm du yularla: Algılam a alıştırm aları ve duyuları


eğitme . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 94
.

İçse l resim ler ve fantez i gez ileri . . . . . . :...........104

Yıldizlı göğün altında . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 109


.

Korkuya karşı merasimler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 113

Korkulara karşı beden alıştırmal arı . . . . . . . . . .. . . . . 115

Kaynaklar .. . . .. . .. . . . . . . .. .... . . . . . . . . . . . . . . 121


.

-vl-
ÖN SÖZ

Korkak çocuk lar pek sevilmez le r. Korkmak cesaretsiz ol­


mak demektir. Ebeveyn ler de ko rkak çocuk lardan hoşlan­
mazl ar, hatta belki çocukl arı yüzün den utanırlar ya da
ken dilerini suç lu hisse der ler. Acaba nere de bir hata yap­
mışlar dır?

Korkak çocuklara çok daha fazla zaman ayırm ak ve sa­


bırlı olm ak gerekir. Ama gene11ikle, ebeveynlerin her ikisi
iç in de ayır ac ak fazl a vakitler i olmaz. Her şey çabuk ve
kusursuzc a halle dilme li dir. Bu yüz den çocuklar ebeveyn­
leri tarafından beğenilmek ve on ları sakinleştirmek için
kendi korkularını bastırırlar.

Ama, h asta o lmaları ya da zorbalaşmalan istenmiyorsa


çocukların korkul arın dan arındırılmaları gerekir. Ancak
korkuları hakkınd a konuşma olanağına sahip o lan çocuk-

-vii-
lar. korkularını yenebilirler. Fakat böyle bir konuşmaya
nasıl başlanabilir?

Bu kitap, ebeveynlerin olduğu kadar eğitmenler ve öğ­


retmenlerin de, çocukların korkularını-aynı zamanda
kendi korkularıı:n-kabul etmelerine yardımcı olmak için
yazılmıştır. Nasıl ışığı açtığınızda ya da onlarla konuştu­
ğunuzda ve onlara dikkatlice baktığınızda hayaletlerden
kurtulursanız, işte bu kitap da bunun gibi, çocuksu korku-

- viii -
lara ilk önce dikkatlice bakmaya ve sonra da ebeveynlerin
ve çocukların nasıl korkuyu aşıp büyüyebileceklerine dair
öneriler ve fikirler sunuyor. Çünkü, korkularını yenebilen
kişi ancak kendini iyi hissedebilecek ve yeni provokas­
yonlara göğüs gerebilecektir. Bunu tüm ebeveynler ve ço­
cuklar için dilerim.
KORKU NEDİR?

Korku, öfke ya da kızgınlık, sevinç ya da üzüntü gibi bir


duygudur. Her insan bu duyguları yaşar ve hiç kimse de
bu duygularından dolayı utan.mamalıdır. Duygular yaşa­
ma aittir ve insan olmanın temelinde yatar. Çünkü, yaşam
kayıplar ve tehditler, ayrılıklar ve değişimler içerir.

Korkunun anlamı vardır. Bulunduğumuz duruma uy­


gun tepki vermemizi sağlar. Bizi tehdit edici bir durum
karşısında hızlı davranmaya hazırlar. Böylelikle korku
duygusu bizi dikkatli olmaya, geçmişteki deneyimleri­
mizle iletişim kurmaya teşvik eder ve tetikte olmamız için
uyarır. Yani korku bizi savunmaya ya da kaçmaya iten
güçlerimizi harekete geçirir. Korku, koruyucu bir tepki o­
larak, yaşamı deste1<1er, kişinin gelişiminde ve kişisel ol-

-1-
Çocuklann içindeki Korkular
I

. gunlaşmasında yardımcı olur. Çünkü, yeni olgulara ya da


bilinmeyene karşı hissettiğimiz korkuyu her yenişimizde,
ileriye doğru büyük bir adrm daha atmış oluruz.

Tabii ki korkunun insanı kısıtlayan ve engelleyen yan­


lan da vardır. Bu yanlarından kurtulmadan önce korku
duygusunu takdir etmek çok önemlidir: Korku duygusu­
nu hiç taşımasaydık hayatımızda büyük bir eksiklik olur­
du.

Bu kitap çocukların korkularını konu almaktadır. Ama,


çocukların korkularıyla yetişkinlerin korkuları arasında

bir bağlantı olduğunu belki siz de algılamışsınızdır. Bu

bağlantı, ya kendi korkularrmızı çocuklarımızın korkula-

- 2 -
Korku Nedtr?

rında yeniden keşfetmemizden ya da bir zamanlar içimiz­


de yaşamış çocuğun yeniden karşımıza çıkmasından kay­

naklanır. Ya da çocukla rımızın korkularından kendimizi


sorumlu tutmaya başlamamız da olasıdır: Onlara, doğa­
nın ve sevginin yok olduğu bir gelecek sunmak gibi.

Bu anlamda, bu kitapta kendimizden de bahsedeceğiz.


Yaşam ile ilgili sorulara temelden değinebilmemizde ço­
cukların bize ne kadar çok yardımcı olduklarını, çocuklar­
la iletişimde olan herkes iyi bilir.

Korkularımızı kabul etmeyi ve anlamayı öğrendiğimiz­


de, çocuklarımıza da korkularını yenerek gelişmelerinde
yardımcı olabiliriz.

Psikoloji biliminde korku sözcüğünün altında farklı


deyimler toplanır:

Ürküntü, belirgin bir tehdit karşısında verilen tepki o­


larak tanım lanır; örneğin dişlerini gıcırdatan ve hırlayan
bir köpek karş ımıza çıktığında ürkeriz.

Fobi, normalde korku uyandırmaması gereken bir şeye


karşı aşırı korku hissetmektir. Örneğin bazı insanlar kü­

çük ve. tehlikesiz hayvanlardan ürker; farelerden, örüm­


ceklerden ya da kuşlardan. Bazı insanlar da asansörlerden
ya da kalabalıktan vs.

Panik, daha doğrusu pani� nöbeti, korkuyla ya da ür­

-3 -
Çocuklann İçindeki Korkular

küntüyle beraber sınırlı periyotlarda belirir. Buna göğüste


ağrılar, nefes darlığı ya da can sıkıntısı, terleme, ellerde ve
ayaklarda karıncalanma, ateş ya da titreme vs gibi beden­
sel tepkiler eşlik eder.

Korku, (bütün diğer duygular gibi) her zaman beden­


sel bir.tepkiyle bağlantılıdır. Bedensel tepkiler vejetatif si­
nir sistemi tarafından harekete geçirilir. Avuç içleri terler,
soluk alıp verme ve kalp atışları sıklaşır, deri tabakasının
kan dolaşımı değişir (kızarma ya da sararmalar meydana
gelir). Korkuya kapılan � titrer ya da göğsünde veya
midesinde kramplar hisseder; kasları gerilir, kendini zin­
cirlenmiş gibi hisseder ve nefes alamaz, bacakları ve dizle­
ri titrer, bayılacakmış gibi olur ya da tüyleri ürperir. Baş
ağrıları, ishal ve göz yaşları da korku duygusuna eşlik e­
debilir.

Korkular dışsal ve içsel huzursuzlukla bağlantılıdır.


·Yoğunlaşma, uyku sorunları yarabr ve felç belirtileri ola­
bilir. Korkular gök gürültüsü, hayvanların ya da insanla­
rın somut tehditleri gibi dışsal uyarımlarla olduğu kadar,
düşüceler ve imgeler gibi içsel uyarımlarla da harekete ge­
çer. Korkular, hayat boyunca sürekli değişebilirler; bazı
durumlarda çocukluktan bugüne kadar taşınabilirler;
"geldikleri" gibi gidebilirler. Korkuların bir başı ve bir so­
nu vardır; korkularımızı incelemeyi öğrendiğimizde, hem

- 4 -
Korku Nedir?

kendi hakkımızda birçok bilgi ediniriz hem de duyguları­


mızdan daha fazlası olduğumuzu fark ederiz. Her biriniz
"üst ben" düzeyimizi ya da "içimizdeki seyirciyi" tespit e­
debilir ve hepimizin korkulan ve problemleri olduğunu,
ama hepimizin bunlardan daha fazlası olduğumuzun de­
neyimlerini yapabiliriz.

Korkunun zıttı nedir?


Korku duygusunu araştırırken, "Bu duygunun zıttı ne­
dir?" diye sormak anlamlıdır.
İlk olarak güven sözcüğü aklıma geliyor. Çocuklar ebe­
veynlerine güvenirler-başka seçenekleri de yoktur zaten,
çünkü tek başlarına hayatta kalamazlar. Çocuklar kendi­
liklerinden güven duyarlar. Bunun için de çocuklar yalan­
larla ya da sorumluluklardan kaçarak, hayal kırıklılığına
uğrahlmazsa daha iyi olur. Bazılarınız belki, "Bu gücü ne­
reden alırım?" diye soracakhr. "Bu çağda çocuklarla yaşa­
mak o kadar zor ve yorucu ki!" Soğukkanlılık, korku duy­
gusunun başka bir zıthdır; kendi gücümüze güvenmemi­
ze ve yaşamımızı sürdürmemize yardımcı olur ve bizi a­
yakta tutar. Kendi.mi gevşeterek soğukkanlılığı benimser­
sek, bu gücü hisseder ve kendimizi bir çeşit evrensel ener­
ji ile güçlenmiş buluruz. Uzun �ir süre boyunca ve düzen­
li olarak meditasyon yapan kişiler bu enerjiyi tanırlar.
-5-
Çocuk/ann içindeki Korkular

Güven duygusunu geliştiren kişi bir gün kendine gü­


venmeyi de öğrenir. Çocuklar kendilerini sevindiren bir
şeyler yaptıklarında, davranışlarıyla bir duruma müdaha­
le ettiklerinde ve değişim sağladıklarında, kendi yetenek­
lerine ve güçlerine karşı bir güven geliştirirler, böylelikle
özgüven oluşur.

Korkunun zıttı, gücünün varlığını keşfetmek, bedenin

-6-
Korku Nedir?

kendisi, tüm yetenekleri ve işlevleri ile gurur duymaktır.

Cesaretini kaybetmeden yaşayan kişi ne tür bir durum i­

. çinde bulunursa bulunsun, kendini hem çevresi hem de

kendisi bakımından maddi ve manevi olarak iyi hissede-


cektir, çünkü bu hissin değişimi davranışların değişimine

bağlıdır. Korku darlık, korkunun tersi ise enginlik demek­


tir ..

Bu anlamda hem gövdemizi rahatlatıcı bir şekilde hem

de bakış açımızı genişletmeliyiz, hem enginliği merakla a­


raştırmalıyız hem de tüm yaşamı keşfetmeliyiz . Çünkü
korkusunu yenmek isteyen, ilk önce dünyayı olduğu gibi
görmeye cesaret etmelidir: ayrılıkların, hastalıkların, acı
ve ölümün olduğu bir dünya . Enginlik ayrıca, evrene bak­
tığımızda varlığını sezdiğimiz enerjiyi gösterir ve bu ener­
ji tüm insan problemlerinden çok daha büyük ve �eniştir.

Korku her yerde mevcuttur


Sıfır ile üç yaşları arasında yaşanan ilk korku, çocukların
ebeveynlerinden �yn kalmaları ve onlann yokluğudur.

Doğum-ki bu bazen dramatik bir şekilde de olabilir-be­

beği annesinden ayırır ve bebek bundan böyle yalnız kal­

manın tehdidini yaşayacaktır. Çocuğun bu tehdide alış­

masından ve ebeveynlerinin her seferinde geri gelip onu

beslediklerini fark etmesinden soma kendi büyülü düşün-

- 7 -
Çocuklan n İçi ndeki Korkular

celerinden yeni tehditler ortaya çıkar: iki yaşında bir çocu­


ğa, tahta küplerle oynadığı ilk rol-oyunu� küpleri aslanla­

ra dönüştürür ve aslanların dolaplarda, timsahların da ya­

tağın altında saklandığını düşündürür. Çocuk aslanı ger­

çekmiş gibi yaşar-iyi ki ebeveynler de o hayvanları do-·

laptan çıkartıp, onları evcilleştirecek kadar güçlü ve kuv­

vetlidirler. Bu yaşlarda anne ve baba dünyayı düzene so­


kabilirler ve istediklerinde tüm problemleri çözebilirler.

Yalnız çocuk büyüdükçe ebeveynin sorunlarına ve kor­


kularına ortak olur ve AIDS ya da atom bombası hakkın­
da soru sorduğunda, işsizlik ve boşanma problemlerini
fark ettiğinde, onu "Her şey yolunda" diyerek teselli ede­
meyiz.

Yıne de ebeveynler her şeyden önce kendilerini örnek


göstererek çocuklarına kokularını aşmaları için cesaret
vermelidirler.

Çocuklar, medya ve korkular


Kasım ayında bir sabah. Hava hala karanlık. Otobüs dura­

ğında altı ile on iki yaş arasında çocuklar beklemekteler.

Kimi, elleri ceplerinde sessizce duruyor, kimileri de soh­


bet edip gülüyor. Bir gurup erkek çocuğu kovalamaca oy­

nuyor. Okul otobüsü geliyor ve kapılan açılıyor. Sürücü­

nün radyosu yüksek sesle çalıyor: Sabah haberleri. Tüm


-8-
Korku Nedir?

çocuklar günün ölüler, yaralılar ve facialar bilançosunu

dinliyor.

Bir yaz günü. Yarı yarıya hastalarla dolmuş bekleme o­


dası. Kızım yerde tahta küplerle oynuyordu. Bir süre son­
ra en üste duran bir dergiyi eline aldı. Büyük boy resim­
lendirilmiş, kan içinde cesetler. Denise'in babası eve geç

geliyor. Aile yemek için babayı bekliyor. Televizyonu açı­


yorlar. Ekranda kurak ülkelerde yaşayan aç insanlar görü­

nüyor. Sonra elleri yukarı kalkmış bazı adamlar silahlı


başka bir adam tarafından götürülüyorlar.

Almanya'da bir çocuğun günlük yaşamı (başka ülke­


lerde de olduğu gibi), yani ebeveynleri ve yetişkinler top-

-9-
Çocuklann için deki Korkular

lumunun genç nesillere gayet normalmiş gibi hazırladığı,


hiç bir koruma zırhı taşımayan bir gündelik hayattır.

On yıl önce Neil Postman en çok satılan kitabında ço­


cukluğun kayboluşunu sezmişti. Birleşmiş Milletler için
bir iddiada bulunmuştu: medya, çocukları küçük yetiş­
kinler haline getiriyor. Bielefeld'den profesör Klaus Hur­
relmann bu gelişmeyi Almanya' da da gördüğünü kanıtlı­
yor: "90'lı yılların· çocuğu gelişimi için koruyucu bir me­
kana sahip değil. Çocuklar sosyal, politik, ekonomik ve
ekolojik karmaşıklıklara filtresiz bir şekilde terk edilmiş
durumdalar. Yetişkinler gibi bu karmaşıklıkları algılamak
ve hazmetmek zorundalar."

Çocukluğun kayboluş'u tezi Sağlık İşlerinin araştırma­


larıyla desteklenmiştir. Araştırmalara göre yetişkinlerde
teşhis edilen sağlık bozukluklarına çocuklarda ve gençler­
de de rastlanmaktadır. Hatta son yirmi yılda sağlığı en çok
zarar gören tek halk grubu çocuklardır. Eskiden çocuk
hastalıkları olarak kızamık ve kaba kulak bilinirken, bu­
gün çocuklarda yorgunluk, sinirlilik, kasvet, nefes yolla­
rında ve hazım organlarında hastalık, mide rahatsızlığı ve
uyku sorunlarına çok sık rastlanmaktadır. "Bu hastalıklar
bilindik tür hastalıklar değildir. Belirgin bir şekilde tüm
bağışıklık sisteminin zorlanmasıyla, savunma güçlerinin
değişmesiyle, yanlış beslenmeyle, günün yorucu ritmiyle

- 10 -
Korku Nedir?

ve tamamen sağlığı yetersiz koruma tutumuyla ilintilidir.


Bu rahatsızlıkların bir çoğu psikosomatik olarak tanımla­
nabilir. Bu rahatsızlıklara ayrıca baş ağrısı, yoğunlaşma
sorunu ve yetersiz dinlenme eşlik eder. Çoğu z.aman yor­
gunlukla, sinirlilikle, fazla yüklenilmiş olma, korku ve
yalnızlık duygusuyla da bağlantılıdır."

Çocuklar yetişkinlerin belirlediği korku ve dehşet u­


yandıran bir çevreye tepki gösteriyorlar ve bu çevre aynı
z.amanda bağışıklık sistemine de saldmyor. Bu durumu
daha yakından izleyelim: Medya, her şeyden önce radyo
ve televizyon, okuma bilmeyen çocuklar için de her yerde
takip edilebilir haberler saçıyorlar. Gezegenimizde her
gün oluşan sayısız gelişme ve olaylardan yalnızca ilgi çe­
keceği tahmin edilenler seçiliyor.

Bunlar da genelde farklı kıtalarda yaşanan savaş ve fa­


cia haberleri, kazalar ve sinsice yayılan hastalıklar oluyor.
Biz yetişkinler olarak, dehşet saçan bölgelerle bizim ara­
mızda kaç kilometre uzaklık olduğunu biliyoruz. Savaş
öncesi hangi alışılmış olayların yaşandığını, uçak düşüşle­
rinin istatistik sıklığını, ve çoğunlukla insanların neden ol­
duğu doğal facialarının hangi bölgelerde olduğunu biz bi­
liyoruz; ama çocuklar bütün bunları bilmiyor.

Onlara bütün bunları açıklamak istesek bile kavraya­


mayacaklardır. Kilometrelerin, kıtaların ne olduğunu ya
- 11 -
Çocuklann İçindeki Korkular

da bunlarla "olasılıkla" neyin tanımlandığını en erken o­


kul çağında anlayacaklardır. Örneğin, haberlerde verilen
bilgiler, çocukların kafasını karıştıracak ve uzun süreç i­
çinde korkutucu etki uyandıracaktır. Her habere bir mil­
yon karşı haber olacağını bilmemektedirler. Televizyon
yalnızca yere çakılmış jumboyu gösterir. A ma havaalanı­
na inen binlerce insanı göstermez . Ayrıca medya haberleri
mümkün olduğunca "tarafsız" verir, yani duygusuz ve
ifadesiz. Haberi yorumdan ayırt etmeye alışık olan yetiş­
kinler için her şey yerinde olabilir. Hiç kimse konuşmazsa,
kimse ağlamaz ve üzüntüsünü belirten kelimeler söyle­
mezse, bu çocukları korkutur. Genelde yetişkinler televiz­
yon seyrederken suskundurlar ve rahatsız edilmek iste­
mezler. Haberleri sessizce kahvaltı ederken ya da tıraş o­
lurken dinlerler. Çocuklar hitap edebilecekleri kimse bula­
madıklarında bu tarz bilgilerden susarak etkilenmeyi
"normal" olarak hissederler. Fakat, suskunluk korku duy­
gusunu her zaman çok tehlikeli bir şekilde besler. Çocuk­
su hayal gücünün canlanmasını sağlar ve çocuk olaylarla
ilgili kendi "filmini" yapmaya başlar. Çocuk çoğu zaman
kendi açısından gördüklerini oyun içinde b�nimseyecek,
ve bilgileri yaratıcı bir şekilde kullanacaktır. Ancak haber
selleri büyüdüğünde çocuğun kapasitesini aşan bir yükle­
me olacaktır. Haddinden fazla sayıda olayı düzenlenmek,
denetlenmek ve sindirmek zorunda kalacaktır. Kasvet ve
- 12 -
Korku Nedir?

karmakarışık korkular oluşacaktır. Müzik muhabiri Joac­


hlm Behrendt'in dediği gibi, bunlar yalnızca seyredilen

şiddet sellerinden değil, görsel bakımdan aşırı derecede


_
tahriş olmaktan da kaynaklanır.

Televizyon seyretmeyen halk kitleleri hem daha çok

yoğunlaşabiliyorlar hem de konuşulanı hafızalarında çok


daha iyi tutabiliyorlar.

Herkes bir çocuk grubunun körebe oyunu oynarken,


dokunma ve duyma duyusunu çalışhrdığında çocukların
hemen sak.inleşeceklerini, gözlemleyebilecektir.

Eğer çocuğunuz günde bir saatten fazla televizyon sey­


rediyor (bence üç yaşından küçükler hiç televizyon seyret­
memeli, üç ila altı yaş arasındaki çocuklar ise günde en
çok otuz dakika seyretmelidir), çoğu zaman ortada hiçbir
neden yokken ağlıyor, haberlerden alınan bilgileri sindi­
ren oyunlar oynuyor, ve şimdiye kadar sorun yaratmayan

şeylerden artık korkmaya başlıyorsa (örneğin trene bin­


mek gibi), günlük yaşamınızda bazı şeyleri değiştirmenin

zamanı gelmiş demektir. Benim önerilerim şunlardır:

1. Kendinize ve çocuğun eğitiminden sorumlu olan herke­

se (dadı, baba, dede, nine, vs) haber programlarının ço­


cuklara göre olmadığını ve kontrolsüzce açıp dinlenme­
.
mesi gerektiğini açıklamalısınız. Eviniz, özellikle çocukla-

- 13 -
Çocuklann İçindeki Korkular

rınızın sessizlik ve güç kazanabilecekleri bir mekan olma­


lıdır. Bu, bence sağlıklı bir dünyada yalıtılmış olmak de­
mek değil, daha çok çocukların iyi veya kötü, gülünç veya
üzücü olayları, çocuk edebiyatının seçkin örneklerinde işl­
endiği gibi anlayabilecekleri bir şekilde yaşamalarını, pay­
laşmalarını sağlamaktır.

2. Çocuğunuzun yine de anlamadığı ve onu korkutan bil­


giler edindiğini fark ettiğinizde onunla konuşun ve kor­
kutanın ne olduğunu bulun. Onun çocuksu yorumunu
dinleyin. Bir oyun içersinde ya da bir öykü içinde o bilgiye
yer verin, göreceleşt�in, açıklayın ya da doğrusunu söyle­
yin, veya "kötünün" karşısına iyi güçleri yerleştirin.

3. İlkesel düzeyde, sizin bir yetişkin olarak dünyayı nasıl


arzuladığınızı ve1bunun için neler yapmaya hazır olduğu­
nuzu, çocuklarınızla konuşmanızı çok önemli buluyorum:
Çocuklar, eğer ebeveynlerinin fikirlerini, hangi sorumlu­
lukları üstlendiklerini ve dünyanın değişebileceğini öğre­
nebilirlerse, o zaman kendileri için güven kazanıp, bilgi e­
dinebilirler.

Yetiş kinlerin korkuları


Çocukların korkularıyla uğraşanlar sonunda yetişkinlerin
korkularına da varacaklardır. Kendimizi emniyette ve ko­
ruruna altında hissettiğimizde neler olabileceğini ve nasıl
- 14 -
Korku Nedir?

davranacağımızı tahmin edebildiğimizde korkmayız. Yal­


nız: Çoğu yetişkin yaşamı böyle algılamıyor.

Çok çeşitli bilgiler tedirgin davranmamıza yol açıyor:


ı
' '

- 15 -
Çocuklann İçindeki Korkular

Kontrol edilemeyen durumların haberleri, salgın hastalık­


lar (AIDS, kanser) ya da kazalar (özellikle nükleer santral
kazaları), gittikçe yaşam alanımıza yaklaşan savaşlar, zen­
gin ve fakir ülkeler arasındaki haksızlıklar korku ve deh­
şet saçıyor. Gün geçtikçe insanların yarattıklarını kontrol
edebilmek için çok daha'fazla uzmanlara gereksinim du­
yuluyor ve birey gittikçe kendini çaresiz ve müdahale e­

demez hissediyor. Dünyada her şeyin sağlıklı bir şekilde


gelişmesine olan güvenimizi artık kaybettik. Çünkü, or­
manların öldüğüne, ozon tabakası deliğinin sürekli büyü­
düğüne, insanların kontrol dışına çıkhğını ve hastalıklara
tedavi bulunamadığını söyleyen uzmanlara inanmak zo­

rundayız. Aynca zaten arhk "12'ye 5 var" ya da "çok geç".

Her birimizin bu bilgileri farklı farklı kullanma yön­


temleri vardır:

• Ya bu bilgiler hiç yokmuş gibi davranıyoruz ya da kor­


kularımızı sevmediğimiz için onlardan bir an önce kurtul­
maya çalışıyoruz.

• Hayahmızda bir şeyleri değiştirmemize yardım eden ve


bize meydan okuyan korkularımızı kendimize dost edini­
yoruz.

• İçimizde yatan iyi ve yüce güçlere ve mercilere güveni­


yoruz ya da korkularımızı geçiren ve davranışlarımızdan

- 16 -
Korku Nedir?

pişmanlık duymamak için, hayatımızda doğru kararlar al­


mamıza yardımcı olan bir tanrıya inanıyoruz.

Hiç bir yetişkin yalnızca ne böyle ne de şöyle davrana­


cakhr. Bazen duygularımızı bashrırız, bazen güveniriz,
bazen çaresiz kalırız. Sonra yine cesaretimizi toplarız.
Davranışlarımız ve hissettiklerimiz yalnızca güncel mane­
viyatımıza bağlı değildir. Ayrıca çocukluğumuzda tembih
edilmiş doğrulara da bağlıdır.

Kimi çocuklara "bu dünya tehlikeli bir yerdir" denir.


Sürekli dikkat etmeye ve uyanık olmaya, kendini ve baş­
kalarını kontrol etmeye, belli başlı şeylerden sakınmaya
ve başka şeyleri de uygulamaya çalıştırılırlar. Bu insanlar
kendilerini her ne kadar belli bir süre içinde emniyette
hissederlerse de, örneğin inandmcı bir diyet programını
yüzde yüz uygulasalar bile yine de büyük bir olasılıkla
yaşama sevinçlerini kaybedeceklerdir. Çünkü sürekli
kontrollü olmak çok yorucudur.

Kimi çocuklar da "bu dünya sevecen ve güzel bir yer­


dir" düşüncesiyle büyütülür. Er veya geç onlar da bunun
tam tersini ispat eden olaylarla karşılaşacakhr. Büyük bir
olasılıkla kendilerini güvensiz ve çaresiz hissedece klerdir.

Uzun zamandan beri el yıkamanın ve antibiyotiğin in­


sanı bulaşıcı hastalıklardan koruduğuna bir çok insan ina-

- 17 -
Çocuklann İçindeki Korkular

ruyordu, ama sonradan AIDS gibi bir hastalığın da oldu­


ğunu gördüler. Artık Avrupa' da savaş olmuyor gibi gö­
rünmekle birlikte, severek tatil yaphğıınız ülkelerde sa­
vaşlar yaşanıyor.

En sağlıklı besin maddeleri gözle görülemeyen radya­


. son yüzünden ölümcül olabiliyor...

Her birimiz her gün az ve ya çok bir şeyleri bastırarak


unutur ve güveniriz. Kesin bir emniyetin olmadığının tec­
rübesini edinmek zorundayız.

Bu yüzden hepimiz kayıtsız kalıJ? katlandığımız ya da


inanıp ümit ettiğimiz bir noktaya geliyoruz.

Bu gün çocuk sahibi olanlar, bir gün böyle bir dünyada


çocuk. doğurmanın doğru olup olmadığını soracaklardır
kendilerine. Yine de bilinçli olarak çocuk doğurmaya ka­
rar vermişlerse, bu onların ümit ve inanç tarafında olduk­
larını ve sevgiyi kesinlikle hissettiklerini gösterir. Ancak
insanlığın şansı olduğuna ya da her tür mantıktan daha
yüce bir anlamın bu dünyanın gidişatım belirlediği bir ge­
leceğe inananlar ve ümit edenler çocuklarına korkunun a­
şılabilir bir şey ve yaşamın bir parçası olduğunu inandırıcı
bir şekilde aktarabilirler.

Sevgili okuyucular, hiç bir kitap size bu inancı vere­


mez. Eğer çocuğunuza güven vermek ve ona örnek olmak

- 18 -
Korku Nedir?

istiyorsanız kendi korkularınızla birlikte inanç ve ümitle­


rinizi de kabul etmeniz kaçınılmazdır.
İnanmayan, ama arayan kişi de inandırıcıdır. Aramak
güvenmenin ve bir şeyler bulabilmenin göstergesidir. Ço-.
cuklar aramayı severler ve aramak onların merakını ve
beklentilerini kuvvetlendirir "Arayan bulur... Kapıyı çal
ki, açılsın." Yetişkinler çocuklarıyla beraber arayışa girdik­
lerinde her ikisi de bir şeyler bulup öğrenebilir. Çocuklar
bilmedikleri çok şey olduğunu yetişkinlerden öğrenirler.
- 19-
Çocuklann İçindeki Korkular

Yetişkinler bunları artık tanımış ve deneyimini yapmıştır.


Bir çok şey yaşamış ve korkularını yenmiş biriyle beraber
olmak çocuğa güven verir. Örneğin baba şöyle der: (Bili­
yor musun, ben küçükken bir şey istediğimde, büyüklere
sormaktan çok korkardım. Büyüdüğümde bile hala çeki­
nirdim ve sormaktan kaçınırdım. Ama grup içinde öğren­
meye başladığımda, konuşmak zorundaydım ve zaman
içinde anladım ki, korkulacak bir olay yokmuş. Başkaları
da en azından benim kadar, hatta benden daha fazla kor­
kuyorlarmış."

Yetişkinler ise "normal" sandığı her şeyin hayret ve


şaşkınlık uyandıran taraflarını da çocuklardan öğrenebilir.
Örneğin, dik bir camda bir solucanın nasıl süründüğü ya
da kara kavuk gibi bir bitkinin asfaltı delişi gibi. Dünyayı
yeniden bir çocuğun gözleriyle görmek, aklımızdan ve
korkularımızdan daha fazlasının mevcut olduğunu keş­
fetmek demektir. Gündelik yaşamda yalnızca "gerçekler"
diye tanımladığımız olgular değil, gözle görülemeyen, an­
cak kalbimizle görebildiğimiz bir çok güzellik de vardır.
Korku Nedir?

Çocuklar, Tanrı ve korku


Yüzyıllar boyunca çocuklar tanrıyla korkutuldular. Bizim

ebeveynlerimiz, dedelerimiz, ve ninelerimiz de her şeyi

gören ve "günah" işleyenleri cezalandıran sakallı bir ada­

mın varlığına kesin olarak inanırlar. Onlar eskiden dünya­

yı bugünkü kadar sağlıklı göremiyorlar idiyse de, çocuk­


lar ve yetişkinler tanrıdan korkarak yaşadılar. Ne de olsa
inanç, itaatkar olarak, yasaları ve tabuları dikkate alarak
sağlık kazanma güvencesini veriyordu. Herkes neyin iyi
neyin kötü olduğunu biliyordu . Ancak ne yazık ki, insan­
lar her gün, insanın yalnızca iyi olabilmesinin imkansız ol­
duğunu da görmektedirler.

Sakallı bir tanrı ve iyi kalpli bir İsa tanımlamasıyla ye­


tişen çocuklar, her ne kadar korksalar bile, kefaret, ceza ve

pişmanlık içeren emin bir sistemin içinde kendilerini gü­


vende hissediyorlardı.

Bugün ise çocuklar bile insanların tanrıyı birbirlerin­

den farklı hayal ettiklerini, birbirlerine hoşgörülü oldukla­


rını ya da birbirleriyle savaşan bir çok çeşit dinlerin oldu­

ğunu güncel yaşamda farklı görünen o ya da bu yasa�a­

nn olduğunu artık biliyorlar. Bir dinde, "Et yemeye izinli


miyiz? Eğer evetse, domuz eti yiyebilir miyiz?" sorusu

son derece önemli bir rol oynuyor. Etin nasıl hazırlanacağı

-21 -
Çocuklann İçindeki Korkular

ve hangi günlerde et yeme izni olduğu bile önemli oluyor.


Şu tür başka sorular da sorulabiliyor: Kadınlar çarşaf mı

yoksa baş örtüsü mü kullanmalılar, eğer evetse, neden?

Tanrı, Buda, İsa var mıdır, yok mudur? Eğer ebeveynleri­


mizi sevmeli ve saymalıysak, o zaman neden huzur evle­

rinde yaşamalılar? Hıristiyanlar neden savaşıyorlar? İn­


sanlar neden başka insanlara ya da hayvanlara işkence
çektiriyor ve doğayı neden sömürüyorlar?

Bu türden birçok soru çocuklara kendiliğinden musal­


lat oluyor. Çocuklar izlenimleriyle bu tür sorularla yüzle­
şiyorlar. Daha birinci sınıfta, sınıf arkadaşlan tarafından
sorguya çekiliyorlar. Ama bu sorular o kadar zor sorular
ki, bir çok yetişkin bile onlara cevap veremiyor. Hatta, bi­
rinci sınıf öğrencileri bu tarz soruları tartışırken, öğret­
menler duymazlıktan geliyorlar. Tanrı'ya, artık Musa'ya
üzerinde insanların ne yapmaları ve ne yapmamalan ge­
rektiğinin yazılı olduğu tableti-Tevrat'ı-veren güç gö­
züyle bakılmıyor.

Bu, insanlan tedirgin ediyor, çocuklan ve yetişkinleri


korkutuyor; Öbür taraftan da insanlann Tann ve onun

koyduğu yasalar konusundaki tasanmlarıruri çeşitliliği de

kendilerine cesaret veriyor. Çok çeşitlilik gezegenimizin

ve tüm canlıların bir özelliğidir. Dünya milyonlarca yıllar

önce ''Büyük patlama" sonucu ortaya çıkan biı: gelişme

- 22 -
Kor Nedir?

süreci içersinde oluştu. Bu oluşum henüz bitmedi.

Bugünün bilim adamları ve dünün bilginleri bir nokta­


da hemfikirler; evrenin temel elementleri bizim içimizde
de sürüp gidiyor, tanrısal olan ya da sınırsız enerji, yukar­
da olduğu kadar aşağıda ·da mevcut. T sakallı bir a­dam
olmayıp, kendimizden bir parçaysa, sonsuzluğun bir
parçasıysa, dünyadaki her şeyde varsa, onu sınırsız sevgi
diye tanımlayabiliyorsak, işte o yaşamımızdan tüm
korkular geri çekilir. Her ne kadar korkularımız ola­ caksa
da, bizim korkularımızdan daha fazlası olduğumu­ zu
biliyoruz. Biz, bugüne kadar henüz tamamlanmamış ve
hepimizin içinde etkili olan bir yaratılma sürecinin bir
parçasıyız. Benim inancını şöyle: "Ben korkuyorum, ama
cesurum ve içimdeki tanrıya inanıyorum. Benim bu nu­
da bir fikrim yok, ama her zaman ve her yerden yardım
bulabilirim. Dünya korku ve dehşetle oldu� gibi, güven
ve sevgiyle de dolu. Buna inanıyorum."

-23-
ÇOCUKLAR NELERDEN
KORKAR?

Karmaşık korkular
Ebeveynler, özellikle henüz konuşamayan ya da pek iyi
konuşamayan küçük çocukların korkularını anlayamıyor;
hatta çocukların kendileri bile bu korkulan anlayamıyor,
yalnızca hissediyorlar. Kızım tam bir yaşındayken, rafta
duran ağaçtan yapılmış siyah b ir heykelden çok korku­

yordu. Heykeli görür görmez çığlıklar ahyor, onu ortadan


kaldırdığımda hemen sakinleşiyordu. Bugüne kadar bu

heykelin kızımda neden korku uyandırdığını hala çözmüş

değilim, büyüyünce kızım da b unu açıklayamadı . Bu kor­

ku çok somuttu ve yenilmesi kolaydı , "Göz görmeyince,

gönül katlarur."

-25-
Çocuklann İçindeki Korkular

Çoğu zaman, özellikle üç yaşın altındaki çocukların


korkularını anlamak çok daha zordur. Küçük çocuğun ne­
den ve niçin korktuğunu bilemediğimiz zaman, çocuğa
bedensel yakınlığımızı hissettirmek çok önemlidir. Kork­
tuğu zaman, babasının ya da annesinin kucağında emni­
yette olmasının getirdiği, o güzel duyguyu hayatı boyun­
ca hiç kaybetmez. Dil yetersiz geldiğinde ya da konuşarak
�çıklayamıyorsa, o zaman bedenin dili gerekenden daha
önem kazanır. Bedenimizle çocuğun korkusuna karşı ihti­
yacı olan her şeyi verebiliriz: sıcaklık, emniyet ve destek.

Küçük çocukların en büyük korkuları terk edilmek ve e­

beveynlerden ayrı kalmak. Bu durumlarda çocuğun ne­

den bu kadar çok ağlayıp bağırdığını anlamıyorsak, şunu

bilmeliyiz ki, çocuk anne ve babanın gittiğini ve bir daha

- 26 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

geri dönmeyeceği korkusunu yaşar. Küçük bir çocuk için

bu gerçek bir felakettir.

Yıllar sonra yetişkinler bile küçük yaşta yaşadıkları bu

tür korkuların altında ezilip, sıkınh çekerler. Bu yüzden e­


beveynleri, çocuğu uykuya yatırırken teselli etmeyi ve ya­

kınlığınızı hissettirmeyi "çocuğu şımartmak" olarak ta­

nımlamanın tam tersine, mutlu bir geleceğe yatırım olarak


algılamaya teşvik etmek istiyorum. Küçücük bir yaratığı

"Her şey yolunda" diyerek, çok basit yollarla korumak e­


beveynler için de harika bir duygu değil midir? Emniyet,
güven ve destek vermek hayatta bir daha bu kadar kolay
olmayacaktır. Çocuk az çok büyük bir şok olarak yaşadığı
doğumdan sonra, anneyle ya da çocukla ilgilenen kişiyle
yakın bir ilişki içinde, yani "sosyal bir ortak yaşam" içinde
bulunduğunda, temelde yatan en derin güven gelişir ve
çoğalır. Anne çocuğu kucağında tutar, sallar, emzirir,- ve o­
na bu dünyada iyi bir yeri olduğunu, sevildiğini gösteren
bir koruma verir.

Küçük insan yardıma muhtaç ve henüz olgun olmadığı


için, anneye aşırı derecede bağımlıdır. Böylesine yakın iliş­
kiden dolayı da ann esinin sinirliliği, korkulan, redde diş­

leri, hassasiyeti, sabrı ve sevgisi de çocuğa geçer. Böylelik­

le korku da anneden çocuğa geçer. Çünkü bebek annenin

hızlanan �ip ahşlarıru duyuyor ve annenin beden dilini

- 27 -
Çocuklan n İçindeki Korkular

ondan daha iyi anlıyor.


İ stenmeyen bir bebek de korku içinde yaşar. Çocuk e­

beveynlerine olan bağın kopukluğunu sezer ve yine de


onların hoşuna gitmek için sürekli çaba göstermeye çalışır.

Çocuk terk edilmekten korkar, ama ebeveynlerini kay­


betmemek için tam olarak ne yapması gere�tiğinden hiç
bir zaman emin değildir. Bu şekilde yetişen çocuklar, birer
yetişkin olduklarında eşlerini ya da arkadaşlarını kaybet­
memek için uyum sağlarlar ya da aşırı derecede boyun
eğerler. Korkunun sevgiyi öldürdüğü trajedisinin bil­
incine varamazlar. Kişi, sürekli ilişkinin sağlam ·kalması
için savaşmak zorunda kalırsa, eşini sevemez.

Bedenle ilintili korkular


Küçük bir çocuk vücudunda olup biten olaylan ne anlaya­
bilir ne de açıklayabilir.

Çocuk, yakınlık ve tensel temas da dahil tüm bedensel


ihtiyaçları karşılandığında kendini iyi hisseder. Bedensel
değişiklikler ya da yeni keşifler çocuğu korkutabilir.

Küçük bir kızı hahrlıyorum; bezsiz dolaşm�yı seviyor­


du ve lazımlığı kullanmasını öğrenecekti. İdrarını yaptı­
ğında hiç bir problem olmadı. Ama vücudunu büyük par­
çaların da terk ettiğini keşfedince, paniğe kapılarak kalktı.
- 28 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

Herhalde vücudunun bazı parçalarının ondan kopup çö-


\
züldüğünü sandı. Problem "kaka" beklenildiğinde yeni-
den bez bağlayarak çözüldü. Buna alışmıştı ve bu iyiydi.
Yaşı büyüdükçe ona bedenindeki olaylar açıklandı ve kor­
ku, bezlerle beraber yavaşça kayboldu.

Gelişim süreçleri zaman alırlar ve ebeveynler sabırlı


olmalıdırlar. Buna her zaman değer; çünkü ebeveynleri­

nin sevgi ve sabrından emin olan çocuk, emin olmayan ve


korkan çocuğa oranla kendini çok daha iyi hisseder ve
anne babasına daha az zorluk çıkartır.

Kan da çocukları f<>rkutabilir. Acının yanı sıra bir şey­


ler kaybetme, akıp boşalma ya da kusurlu olma duygusu

uyanır. Bu yüzden yaraları yara bandı ile kapatmak çok

- 29 -
Çocuk/ann İçindeki Korkular

yardımcı olur. Tıbbi açıdan gereksiz olsa dahi, kan görün­


mediği zaman korku da kaybolur.

Çok somut ve anlaşır olan başka bir korku da, çocuğu­


nuz un, daha önceden bir kere canını acıtmış olan doktor­
lardan ürkmesidir. Eğer bugüne kadar çocuklara yaklaşı­
mında psikoloji etmenini de hesaba katan, yani anlayışlı
olmasıyla, esprileriyle ve duyarlılığıyla çocuğun korkusu-

- 30 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

nu alan bir doktor henüz bulamamışsanız , böyle birini a­


ramaya değecektir.

Oğlum bir buçuk yaşındayken, çok evhamlı bir anne o­


larak, onun bir iğne yuttuğunu sanmı ştım, çünkü biraz
önce ağzına aldığı iğne birden yok olmuştu. Epey çaresiz­
dim ve arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine hastaneye ront­
gene götürdüm. Bu onun için tam bir işkenceydi. Çünkü,
bütün olanları anlayamıyordu.
İğne bulunamadı. Ama o günden itibaren oğlum ne za­
man beyaz önlüklü birini görse hemen bağırmaya başla­
mıştı. Çocuk doktoruna gitmek bile dayarulmaz oldu. Ta
ki, biı,- arkadaşımın tavsiyesi üzerine, beyaz önlük giyme­
yen ve çok yönlü sağıltım becerisi, sabır ve duyarlılıkla ço­
cuğa yaklaşan bir doktor bulana kadar. Bu doktor, beş da­
kika içinde oğlumu sakinleştirmeyi, gevşetmeyi ve onun­
la konuşarak, tedaviye hazırlamayı başardı. Şans eseri her
yerde iyi doktorlar bulunur ve güvenilir birini bulmak
için uzun yollar kat etmeye bile değer.

Ebeveynler yalan söylediklerinde çocuklar onlara olan


güvenlerini kaybederler. Aşı ya da ameliyat olurken, ço­
cuğa söylenen "Doktor canını acıtmayacak" gibi bir söz,
pek işinize yaramayacaktır.

Kelimelerinizin seçimi çok önemlidir. Kelimeler çocu­


ğunuzu ya korkutacak ya da sakinleştirecektir.

- 31 -
Çocuklann içindeki Korkular

"Aşı" ya da "İğne" kelimesine çocuk pek bir anlam ve­


remeyecektir, ama doktor bir "sivri sinek" sokacak diyebi­

lir. Diş dokt<?ru dişi uyuşturacaksa, dişi "uykuya yatıracak

ya da o bölgeyi tamamen soğutacak" denebilir. Kelimeleri­

nizi seçerken, çocuğun tanıdığı kelimeleri telaffuz etmeye

öz.en gösterin ve olumsuz üadeler kullanmayın. Çünkü


beynimiz olumsuz üadeleri kayıt edemez. "Acınızı düşün­
meyin" denildiğinde, bunu yapmamanız mümkün olma­

yacak, ancak size "Çiçekli bir çayırda otlayan koyunları

hayal edin" denildiğinde, bunu hayal edebileceksiniz. Ço­


cukların hayal güçleri çok büyüktür ve bu yönden kendi­

lerini kolaylıkla heveslendirirler ve etkilenmelerine izin ve­


rirler. Ayru olayı yaşayan hayvanları konu eden küçük hi­
kayeler anlatılarak rahatlatıcı hayaller kurmaları sağlanabi­
lir, hem küçük hem de büyük korkular yok edilebilir. (Say­
fa 79'daki bölümde size fikir veren hikayeler bulacaksınız).

Diş doktorudan duyulan korku, çok özel korkulardan


biridir. Hele siz de korkan yetişkinler gurubuna dahilse­

niz. Bu durumda size tavsiyem, çocuğu daha dişleri çürü­


meden güvendiğiniz bir doktora götürmenizdir.

O zaman doktor güzel dişlere şaşıracaktir, diş fırçala­

masını ve aletlerini açıklayacaktır, belki de ufak bir oyun­

cak hediye edecektir. Çocuğunuz bu kişiye tekrar gitmek

isteyecektir. Artık bazı diş doktorları klinik hipnoz dalın-

-32 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

da da eğitim alıp, korkan kişilerin sağıltımında daha ya­


rarlı olmaktadır.

Yırmi yaş dişlerini çektirmek gibi acı veren tedaviler bi­


le, uyuşturucu kullanmadan, hipnozla acısız yapılabilir.
Eğer hasta kendini hipnoz etmeyi öğrenebilirse iyileşme
süreci bile kısaltılabilir. Çocuklarda "sihirli, güçlü hikaye­
ler" çoğu zaman kusursuz bir tedaviyi mümkün kılar.

Çocuğun hastanede kalması başlı başına bir konudur.


Bir tedavinin zorunlu olup olmadığından şüpheleniyorsa­
nız, bir kaç çocuk doktoruna danışın; fikirlerde zıtlıklar �

labilir.

Hastanede kalması kaçınılmaz ise çocuğun yanında ge­


celeyebileceğiniz ya da uzun zaman boyunca ziyaret ede­
bileceğiniz hastaneler seçin. Çocuk kendini ne ka�ar çok
güvende hissedip, memnun kalırsa, iyileştirmeyi hızlan­
dıran bağışıklık sistemi o kadar çabuk çalışır. Varlığınızla,
cesaretlendirmenizle ve hikayelerinizle bunu destekleye­
bilirsiniz. Resimli bir kitap çocuğunuzu hastaneye hazırla­
maya yardımcı olabilir. Çocuğunuza hastanede nelerin ni­
çin olacağını mutlaka açıklamalısınız.

Kaza sonucu aniden hastaneye kaldırılma söz konusu


- olabilir. Çocuğunuzu hemen ve sıkça ziyaret edin; her ay­
rılışınızda ağlasa bile bunu yapın. Çocuğunuza, bağlantı-

-33-
Çocuklann İçindeki Korkular

ruza ara verildiğini, ama kopmamış olduğunu hissettir­


meniz çok önemli. Kendinize ait bir nesneyi çocuğunuza
verip, ondan geri alana kadar ona çok dikkat etmesini
söyleyin. Bu ona sizin gerçekten geri döneceğinizin güve­
nini verir ya da en azından buna inanmasına yardımcı o­
lur. Tabii ki, kendine ait bir ayıcık ya da sevdiği bir bebek
yanından eksik kalmamalı. Çocuğunuza sıkça mektup ya­
zın, e� er henüz okuma yazma bilmiyorsa, resim yapın. A­
ma en önemlisi: Ona olan sevginizin hikayesini anlatın.

Hoşlandığınız ve kendinize uyan bir hikaye anlatın.


Benim hikayem şöyle olurdu:

- 34 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

"Beş yıl önce (çocuğunuzun yaşını verin) çok uzaklar­


dan bir ışık üstünde bize geldin, ama içimde büyüyene
kadar uzun bir süre daha bekledik. Kucağımıza aldık, seni
okşayıp, öptük. Küçük yatağında tek başına uyudun. U­
yandığında y anına geldik. Seni kucağımızda taşıdık ve
oynaman için yere bıraktık. Bazen hep beraberdik, bazen
de ayrı kaldık. Seni bize getiren, gözle görünmeyen, ama
hissedilebilen ışık, o ilk andan itibaren bizi birbirimize
bağlıyor. Birbirimize ait olduğumuzu ve bizi birbirimize
bağlayanın o ışık olduğunu hissediyoruz. İçinde derinler­
de bir yerde bir ışığı hissedeceksin. Belki bu ışık kalbinden
geliyor ya da belki sen tamamen o ışığın içindesin. Bu ışı­
ğın parlak olduğunu hayal edebilir, onu gümüş ya da al­
tın bir kurdeleye dönüştürebilirsin. Bu sihirli bağ senden
bana ışıyor ve kalbimizi her zaman ve her yerde birbirine
bağlıyor. Bu bağ hiç bir zaman kopamaz ve senden bana
parlayarak ulaşır. Yakınında olmadığım zaman bile bu
kurdele birbirimize nasıl bağlı olduğumuzu hep hissetti­
recektir; ve ben nasıl senin beni düşündüğünü hissedebi­
liyorsam, sen de benim sana güzel düşünceler gönderdiği­
mi hissedeceksin. Üzgün olduğun zaman da düşüncele­
rinle ışığın üstünden bana gelebilirsin. Ne olursa olsun,
bizi her zaman bağlayan o kurdelenin üzerindesin."

-35-
Çocuk/amı İçindeki Korkular

Cinler, hayaletler ve öbür yaratıklar


Herkes hayatında bir kere hayalet görmüştür. Böyle bir

durumda çok az insana "hayalet diye birşey yoktur" sö­

züyle yardım edebiliriz. Çünkü hayaletler vardır: Haya­

letler tam göremediğimiz ve isimlendiremediğimiz, ama

bizi korkutan şeylerdir. Hayaletlerden korkmak çoğun­


lukla karanlıktan korkmak ile bağlantılıdır. Karanlık yö­
nelimin kayboluşu, günlük yaşamın değişmesi demektir:
Dolap dev bir heykele dönüşür, askıdaki elbise bir bede­
ne, uçuşan bir perde şüphe uyandırıcı dalgalanan bir ya­
ratığa ...

Karanlıkta her şey farklıdır ve çocukların kendilerini


karanlıkta yalıtılmış ve yalnız hissetmeleri normaldir. Gü­
zel bir gece lambası, tavana yapıştırılmış parlak yıldızlar
ya da yastığın yanında bir cep feneri yardımcı olabilir. Işık
açıldığında hayaletler kaybolur. Bu yöntem çok basit ve
etkileyicidir. "Tuvalette bir hayalet mi var? Gel bir baka­

lım!" Çocuğun.korkusu ciddiye alınınca, ve canavar, cin


ve hayaletlerin hiçbir şey yapmadıkları ve görünmedikleri

anlaşılınca, korku kendiliğinden ortadan kalkar. Korku,

kendiliğinden kaybolur. Ama alay ederek gülerseniz, bu

konu hakkında konuşulmasa bile, çocuğun korkusu kalır.

Öbür taraftan cinler ve canavarlar, çocuğun kıyafet de­

ğiştirmiş "kötü" duygularını da temsil edebilir. Çocuklar


-36-
Çocuklar Nelerden Korkar?

çoğu zaman kızdıklarında ve öfkelendiklerinde, bunun


kötü bir şey olduğunu düşünüp, bu duyguları kendilerin­
den koparmayı denerler. Bu duygular çocuklara tehlikeli
yaratıklar olarak geri döner ve çocuğu korkutur. Eğer ço­
cuğunuzun bu "canavarca" duygularla dostluk kurması­
na, kendine has olan canavarlarını kontrol etmesine izin
verirseniz, çocuğunuz o duygular üzerine kontrol kazana­
bilir. "Her insan zaman, zaman öfkelenebilir. Senin de ger­
çekten kızmaya hakkın var!" ya da "Sanırıin , bu seni çok
öfkelendirdi. Ôfkelenmeni anlıyorum. Kapıyı çarpabilir­
sin ya d� yatağına yumruk atabilirsin." Yaratıkları ve ca­
navarları idare etmenin, ama biraz da cesaret isteyen, hem
yetişkinlere hem de çocuklara tavsiye edebileceğim yolu
şudur:
- 37 -
Çocuklann içindeki Korkular

Saldırmayın!

Kaçmayın!

Yaratıkla konuşun!

Çünkü eğer insanın karşı sına bir canavar, cin, cadı ya da


şeytan çıkıyorsa, çoğunlukla söylemek istedikleri çok ö­
nemli bir şeyleri vardır. Bu yüzden hep, bir kaç soru sor­
mak işe yarar: Neden buradasın? Benden ne istiyorsun?
Bana ne anlatmak istiyorsun? . . .

Hemen, hemen hepimizin beyninde yüksek ya da alçak


sesle konuşan canavar sesleri vardı r. Bizi için için teşvik e­
der, kötüler, eleştirir ya da değer siz hissettirir. Ama onlar­
la konuşabilirseniz hem keı:ıdiniz hakkında bir sürü şey
öğrenebilir, hem de içinizdeki farklı sesleri konuşturup, iç­
sel bir diyalog kurmasını öğrenebilirsiniz. Umarım arada
sırada sevecen bir sese de sıra gelir. Bu tarz iç sel bir top­
lantı her zaman ilginçtir, ama içimizdeki farklı "gruplar"
bir orta noktada buluşup anlaşırlarsa, kendinizi rahatla­
mış hisseder siniz.

Çocuklar harika bir şekilde doğal oldukları için, bu tarz


.
sohbetleri açık seçik yapabilirler ve anlayışlı ebeveynler
böylelikle çocuğun içsel sorunlarını görme olanağını ka­
zanırlar.�rensip olarak, her tahta oyuncak, her haı:ıgi bir
yaratığa dönüşebilir ve soru sorup cevap verebilir. Bazen

- 38-
Çocuklar Nelerden Korkar?

çocuklar gerçek canavar oyuncaklarla ya da tehlikeli gö­


rünen yarahklarla da oynamasını severler ve böylelikle
onlara olan korkularından kurtulurlar.

Her şeyin karanlıkta farklı görünmesinin açıklanması­


nın yanı sıra, çocuğunuza canavarlarla yaşayabilmesi için
bir yol bularak, çocuğunuza cesaret vererek, onu güçlen­
direrek yardım etmeniz çok önemlidir ki, çocuğunuz ha­
yaletlerin merhametine bağlı olmadığını bilsin.

"Eğer bir gece yine hayaletler gelirse, onları yeni sihirli


lambalarla aydınlat ve ne istediklerini sor." Belki de haya­
letlerin kuklalarını yapıp asabilirsiniz? Bu kuklaları ya­
parken çocuğunuzun sizi yönetmesi, ve kesmeden önce
bir karton üzerine her bir yaratığın resimlerini çizmesi çok
iyi olur. Çocuğunuzun yapacağı hayaletler, satın alabile­
ceklerinizden daha gerçek ve yaratıcı olacaktır. Bir hayalet
kuklası yapmak da çok basittir. Beyaz bir ipek kumaşın
(90x90 cm) ortasına bir parça pamuğu hayaletin başını o­

luşturacak şekilde bağlayabilirsiniz. İki köşesini (eller ve


ayaklar) düğümleyebilirsiniz. İki düğüme, ellere, birer ip­
lik bağlayıp kuklayı hareket ettirebilirsiniz. Başa da bir ip
bağlayıp her üç ipliği bir dala ya da sopaya bağladıktan
sonra hayaletle konuşabilir, oynayabilir ve hayaletler her
nerede görünüyorsa oraya asabilirsiniz. Hayalet tam anla­
mıyla bir dost olabilir.

- 39 -
Çocuklann İçindeki Korkular

· Kıyafetlerden, karanlıklardan ve kötü suratlardan artık


fazla korkmayan çocuklar, korkutucu oyunlar oynayarak,
baf kabaklarının içini oyup, üstüne gözler ve ağız delerek
ve içine bir mum koyarak, hayalet elbiseleri giyip, ellerin­
de cep lambalarıyla gece maceraları yaşayarak, birazcık
korku hissetmenin de çok zevkli olabileceğini görebilirler.
Grimm Kardeşlerin Korkuyu Öğrenmek İçin Yola Çıkan
Çocuk masalı on yaş üstündeki çocuklar için hem uygun
hem de komik olabilir. Masalın başlangıcı güncelliğini ha­
la korumaktadır:

Bir babanın iki oğlu varmış. Büyük olanı çok akıllıy­


mış, ve her emre itaat edermiş. Küçük olanı ise aptal­
mış ve hiç bir şey anlamıyor ve öğrenemiyormuş. O­
nu gören herkes: Bu çocuk babasının başına bela ola­
cak dermiş.

Bu işe yaramaz çocuğun tek bir arzusu varmış:


Hayatında bir kere iyice bir korkmak istermiş. Çare­
siz kalan baba kilisenin zangocundan yardım istemiş.
O da, " Ben ona korkuyu öğretirim. Sen onu bana
gönder, onun aklını başına getireyim," demiş. Zan­
goç, hayalet kılığına girmiş, ama kahramanımıZ onu
merdivenlerden aşağı itmiş ve korkmayı öğreneme­
miş. Aptal çocuk yola koyulmuş, az gitmiş uz gitmiş
dere tepe düz gitmiş; ama ne ipte asılı cesetler ne de

-40 -'--
Çocuklar Nelerden Korkar?

lanetlenmiş sarayların hayaletleri onu korkutabilmiş­


ler. Tam tersine gözleri ateŞ gibi parlayan siyah haya­
let kedilerle sohbet ediyor, kızgın zincirlere vurulmuş
köpekleri kovalıyor ve şöminelerin bacasından aşağı
düşen kopmuş insan uzuvlarını görünce dalga geçi­
yormuş. Kafataslarıyla futbol oynuyormuş ve ölüleri
ateşte yakıyormuş; ama korkmayı bir türlü öğrene­
memiş. Aldırışsızlığı sayesinde şatoyu lanetinden
kurtarmış ve prenses ile evlenmiş. Buraya kadar her­
şey çok iyi gitmiş, ama yine de bir kere olsa dahi en
azından ürküntü duymak istiyormuş! Sonunda, nedi­
melerden biri yardımcı olmak istemiş. "Ürkmeyi öğ­
renmesine yardımcı olacağım," demiş. Dışarı çıkmış,
bahçede akan dereden bir kova dolusu çamurlu su al­
mış. Geceleyin, genç kral uyurken, kansı yorganı çek­
miş ve soğuk suyla dolu kovayı kralın üstüne dök-

- 41 -
Çocuklann içindeki Korkular

müş .. Bütün küçük balıklar vücudunda zıplamaya


başlamışiar. Kral uyanıp bağırmaya başlamış: "Ah,
çok korktum, sevgili karıcığım, çok korktum! Kork­
maıun ne demek olduğunu şimdi anladım," demiş.

Cinlerle ve hayaletlerle tanışmada aşağıdaki oyunlar da


yardımcı olacak, doğum günü partilerinde çocukları çok
eglendirecektir:

Hayalet kardan adamlar (dört yaş ve yukarısı için)

Kardan adam hayaleti yapıldıktan soma, gövdesini oyup,


içine mum koyabilir, iki kömür parçasından da göz yapa­
bilirsiniz.

El feneri (beş yaş ve yukarısı için)

Karanlıkta bir el fenerini ağzınıza soktuğunuzda ve ış*­


landırdığınızda ürpertici ve ilginç bir görüntü oluşur. El­
lerinizi de korkutucu bir şekilde alttan ışıklandırabilirsi­
niz.

Hayalet yolu (beş yaş ve yukarısı için)

Bir çok çocuk iki sıra halinde durur. Çocuklar hayaletler­


dir. İki sıranın ortasından gönüllü olarak geçmek isteyen
çocuk, yüzlerini çirkinleştirip, uğuldayıp bağırarak haya­
let taklidi yapan diğer çocuklar tarafından korkutulur.
Ancak, bu arada çocuğa dokunmak tamamen yasaktır!·

- 42 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

Vampir dolaşıyor (sekiz yaş ve yukarısı için)

Oyun kapalı ya da bağlanmış gözlerle ya da daha ürperti­


ci olmasını istiyorsanız karanlık bir odada oynanır. Oyu­
nun yöneticisi olan çocuk ya da çocuklar belli etmeden bi­
rine dokunur. Dokunulan çocuk 'bir çığlık atar; o da artık
etrafta dolaşan bir vampirdir. İki vampir karşılaştığında
birbirlerinin omuzlarına dokunurlar ve alçak sesle "ah"
derler. Vampir olmaktan kurtulurlar ve yeniden kurban
rolüne döneler. Oyun ya herkes vampir olduktan sonra ya
da daha önceden kararlaştırılmış süre dolunca sona erer.

- 43 -
Çocuklann İçindeki Korkular

Hayalet bir oytincak ayıyla karşılaşmış,


Ona saatin kaç olduğunu sormuş.

Hayalet bir tarla sıçanı ile karşılaşmış,

O da öğleden sonra dörde kadar uyurmuş.

Fille karşılaştığında,

Hayalet hemen dolaba saklanmış.

Dolapta timsahla karşılaşınca da,

Kendmden geçip, oracıkta bayılmış.

Angela Wiesner

Rüyalar korkutunca
Uyku zamanı hem iyi hem de kötü rüyaların çok değerli
zamanıdır. Rüyalar bizim gizemli hazinemiz, büyülü ül­
kemizdir. Bu zaman biriminde özgürce gelişebiliriz. Bu ül­
kede bizi korkutan durumların da olduğunu bütün çocuk­
lar bilir. Henüz konuşamayan çocuklar hemen kucağa a­
lınmak isterler. O zaman ancak her şeyin yolunda olduğu­
nu, rüya-resimlerinin gelip gittiklerini hissederler. Bir in­
sanın kucağında ya da omzunda korunmanın yerini başka

- 44 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

hiç bir şey tutamaz. Daha büyük çocuklara rüyalarında

yaşadıklarının, gerçekten korkunç olmadığı ayrıca açıkla­

nabilir. Rüyaların özel bir dili vardır, gündüz gördükleri­

mizi ve yaşadıkla rımızı uykumuzda resim dilinde ya da

ruhumuzun dilinde tekrar görürüz. Rüyalar, gündüzleri

zaman yokluğundan dolayı yeterince inceleyemediğimiz


bazı şeyleri bize tekrar gösterir. Resimler b ize bazen bir
şeyler hatırlatmaya ya da bizi uyarmaya çalışır. Bazen de
bize isteklerimizi göstermek ya da bize tekliflerde bulun­
mak isterler. Rüyalar yaşamı:İnıza sahip çıkmaya ve en kö­
tü tecrübelerimizi bile yenmeye yardımcı olur. Aynı za­
manda kabustan uyanan büyük çocuğunuza en iyi ne ya­
pabileceğini de söyleyebilirsiniz:

Gerçeğe geri dönebilmek için duyularımızı kullanmak


en iyisidir; yatağın yanındaki tanıdık saatin sesini duy­
mak ve onu kurmak, odanın kokusunu içimize çekmek,
yatağın sıcaklığını bilinçli olarak fark etmek, yanında du­

ran oyuncak hayvanları ya da bebekleri elleyerek yokla­


mak, tanıdığı mobilyaların hatlarını görmek, sokağın ya
da göğün ışığını fark etmek.

-45-
Çocuklann İçindeki Korkular

Gece sohbeti

B ir gece biri pencereni çalarsa,


Yukarda, her hangi bir katta,
bilirsin işte, gelen bir hayalettir.

Uzun uzun çalmasın,


aç pencereni,

konuş onunla.
Adı neymiş, sor.
Neler yaparmış, sor.
Nereden gelir,
nereye gidermiş, sor.
Sen de ona bir şeyler anlatırsan,
o sana daha da çok anlatır.
Bayılır kısa bir sohbete.
Sonunda uzaklara,
yoluna devam etmesi gerektiğinde,

arada sırada sana,


yazmasını ve ürpertici selamlarını,

yollamasını söyle.

İnan ki, bundan


çok hoşlanır.

/osef Guggenmos
-46-
Çocuklar Nelerden Korkar?

Yatak hayaleti

B u sihirli yorgan a1tın4a


bir hayalet saklı yatar,
bir kıkırdar "hi ! ",

bir kıkırdar "ho ! "


bir d e kaşır durur poposunu!
Sen salla bakalım, ayak baş parmağını !

Bekle bak, ne olacak, seni gördüğümde!


Yorganı çabucak çekeceğim üstünden,
hayalet de kaybolacak korkusundan

Roswitha Fröhlich

Bütün bunlar yetmezse, kalkıp ışığı açmak, tuvalete git­


mek, kabusu anneye ya da babaya anlatmak, korkutan şe­

yin resmini yapmak veya onu yazı yazarak betimlemek de


iyi gelecektir. En geç ertesi sabah çocuk kabusunu anlata­
bilmeli ve ebeveynlerinden, onların da bazen korkutucu

rüyalar gördüklerini öğrenmelidir. Bir ailenin ya da bir

gurubun fertleri birbirlerine rüyalarını anlatırsa, birbirle­

rine gösterecekleri anlayı ş büyür. Buna zaman ayırmak

terbiyenin bir parçası olmalıdır.

- 47 -
Çocuklamı İçindeki Korkular

Sonra, kötü rüyaları delice seven "Kabus yiyen"


(Michael Ende'nin bir masalı) gelebilir-ya da N aria Bu­
nilde gelip, kabuslardan çikolatalı bir pasta yapabilir.

Yalnız kalmaktan korkmak


Bir çocuğun. genelde yaşadığı ilk korku, ayrılık korkusu­
dur. Bu korku, yeni doğan bebek kendisinin annesinden
ayrı olduğunu anladığında ortaya çıkar. Bu korkuya Kar­
makarışık Korkular başlıklı bölümde değinmiştik.

Bu bölüm, daha çok büyük çocukların ayrılık korkula­


rıyla ilintilidir. Örneğin, anne ve babadan ayn bir kaç saat
yuvada kalmak için ya da daha sonralan evde yalnız kal­
ması için yaşanan bilinçli ayrılık. Çocuklar ayrılmak zo­

runda kaldıklarını ve ebeveynlerinin ·önceden belirtilmiş


bir zamanda kesinlikle döneceklerini daha önceden bilir­
ler. Başlangıçta bu tecrübe her çocuk için yenidir. Bu yüz­
den az çok korkar. Bazı çocuklar başka yerde olmayı ve
yalnız kalmayı çok severler, bazıları da ebeveynlerine çok
bağlıdır ve daha çok korkarlar. Bütün çocuklar ebeveynle­
rine güvenebilmelidirler: Bu yüzden çocuğu _paniğe sok­
maktansa, geç kalabilme olanağından da bahsedin.

Çocuklar-başka bir çok duruma da olduğu gibi-ay­


rılığa yavaş, yavaş alıştırılmalıdır. Bu yüzden çocuğunuzu
bir dadıyla yalnız bırakmadan önce, çocuk duruma alışa­
48-
-
Çocuklar Nelerden Korkar?

na kadar evde kalın. Çocuk ve dadının arasında bir ileti­

şim kurulduktan sonra, uygun bir anda bir saatliğine ya

da daha uzun bir süre için tutarlı b ir şekilde vedalaşın .

.Kararlaştırdığınız saatte de kesinlikle dönün. Üç yaşında­

ki bir çocuğa neden gittiğinizi ve ne zaman döneceğinizi


açıklayabilir ve onun anlamasını sağlayabilirsiniz. O za­

man çocuk belli bir süre için başka biriyle yalnız kalabile-

-49 -
Çocuklamı İçindeki Korkular

cektir. (Dadıyla çok iyi bir iletişim kurulduğunda, daha


küçük çocuklar da yalnız bırakılabilir.)

Ebeveynler çocuklarını ne zamandan itibaren tamamen


yalnız bırakabilirler? Bu tamamen şartlara bağlıdır. Büyük
kardeşler, sevecen ve hemen ulaşılabilir komşular, büyük,
tatlı bir köpek ya da yakında oturan bir büyük.anne kor­
kuları a,lır ve güven verir. Ama ebeveyn olarak siz de ken­
dinizi iyi hissetmelisiniz, yani çocuğunuzun kendi başının
çaresine bakabileceğinden emin olmalısınız. Tabii ki, ço­
cuk da bir süre boyunca yalnız kalmaya hazır olmalıdır.
Önemli olan çocukların telefon edebilmeleri ve acil du­
rumlarda nasıl davranacaklarını bilmeleridir. Eğer çocuk­
lar yalnız kalmak istemiyorlarsa ya da ebeveynler iyi bir
nedenden dolayı yalnız bırakmak istemiyorlarsa, dadı,
akraba ya da tanıdık biri büyük çocuklara da yardımcı o­
labileceklerdir.

Bazen çocuklar bir yerden duydukları ya da okuduk­


ları için, hırsızlardan ve . çocuk kaçıranlardan da korkarlar.
Her zaman bu korkuyu ebeveynlerine itiraf edemezler. Bu
yüzden sakin ve güven uyandırıcı bir anda (evden çıkma­
dan kısa bir süre önce olmaması gerekir) olası bir durum­
da nasıl davranacağına dair bilgi verin. Polise acil telefon,
alarm sistemi, yüksek sesle bağırmak ya da başka somut
olanaldan konuşun ve alıştırmasını yaptırın-hırsızlık

- 50 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

tehlikesi çok sık rastlanan bir gerçektir. Bir şeyi önceden


somut düşünüp, hayalimizde canlandırdığımızda, her şe­
yi daha iyi başarabileceğimizi, sporcuların çalışmaların­
dan örnek verebilirsiniz. Sporcular hareketlerini ilk önce
zihinsel alıştırmalarla çalışıyorlar.

Başka çocuklar da ebeveynlerini merak ederler. Araba


kazası geçirmelerinden ya da onlara şimşek çarpmasın­
dan korkabilirler. Gazete haberleri ya da öfke ve nefret gi­
bi, "kötü" duygular buna neden olabilir. Her çocuk haya­
tında bir kere, ebeveynlerinin ölmüş olmasını ister ve b u
yasak düşüncelerden dolayı da kendini suçlu hisseder. Bu
gizli duygular korku olarak geri dönerler. Prensip olarak
da çocuga onun da öfkeli ve kızgın olmaya hakkı olduğu­
nu açıklayın. " Sen şu an bana kızgınsın. Bunu anlıyorum.
Hatta ben de senin yaşındayken bazen ebeveynlerimin öl­
mesini isterdim."

Çocukları gizlice ya da onlar istememelerine rağmen


yalnız bırakmak bence büyük bir sorumsuzluktur. Ayrıca
bu tür davranışlar kendi ayaklarının üstünde durmasına
yönelik gelişimini erteler. Çünkü gece uyanıp, ebeveynle­
rin nerede olduklarını bilmemek etkisi hayat boyu süreı:ı
travmatik bir deneyim olmakta, ve sürekli yaşanan bir
korku doğurmaktadır.

-51-
Çocukların İçindeki Korkular

Ölümden korkmak
Her çocuk bir gün çok bilinçli olara k çiçeklerin, hayvanla­
rtll ve insanl arın da öldüklerinin a cıklı deneyimini ya şı­
yorlar. Doğa içinde oluşumu ve ka yboluşu yaşama şansı­
na sahip olanlar bu ola ylardan korkma ya ca klardır. Ö lüm­

süz bir yaşam yoktur. K a r çiçeği topra ktan çıkar ve zama­


nı gelince yine toprağa geri çekilir. Ağaçlar ya pr a klanır,
sonbaha rda , ba zen meyveleriyle bera ber ya pra kla rını
kaybeder. Ya şam bitmez, sürekli biçimini değiştirir.
Ö lülerin gökte olması yetişkinlere nazaran çocuklar
için çok daha doğa ldır. Yine de, çocuk ölümle ilgili belirli
bir ola y yaşa dığında, bundan korkabilir ya da korkutucu
bir durum ortaya çıka bilir. Bu çoğunlukla kendini suçlu
hissettiğinde ya da kendi davranışını ölümle ba ğda ştırdı­
ğında olabilir. Ne var ki çocuk bu korkuyu dile getireme­
yecek. ve yetişkinler de çocuğu anlaya ma ya caklardır.

Horst Eberhard Richter, on yaşında bir kız çocuğunun


durumunu şöyle betimlemektedir: Çocuk gece kalp atışla­
rının hızlanmasından ve mide bulantısından dola yı uyu­
yamıyormuş. Okula gitmek istememiş. Ebeveynleri çocu­
ğu hastaneye getirmişler. Çocuk teyzesine, ödünç a lınan
kovayı geri götürürken ayakları çıpla k olduğu için, teyze­
sinden azar işitmiş. Ertesi günü teyze birden ölmüş. Son­
raki gece çocukta bazı belirtiler ba şla mış. Mutlaka dokto-
- 52-
Çocuklar Nelerden Korkar?

ra gitmek istemiş. Ebeveynler çocuğu anlamadıkları, anne


duruma hakim olmakta zorlandığı, ve sık sık çocuğu döv­
düğü için, terapist çocuğun korkusunu ciddiye almış.

"Bana öyle geliyor ki, sen de teyzen gibi ölmekten kor­


kuyorsun. Bu yüzden geceleri gözlerini kapatıp, uyumak
istemiyorsun. Bir daha hiç uyanmayacağını sanıyorsun."
Çocuk bunu doğrular. Korkunç kalp atışlarından ve mide
bulantılarından bahseder. ''Terapistin Bettina'yı anlıyor
olması, ona güvenmesini sağladı . O ana kadar herkes Bet­
tina'nın korkusunu küçümsemiş ve. önemsememişti. Şim­
di ise birinin onun ölüm korkularını ciddiye aldığını ve o­
na saygı gösterdiğini görüyordu. Bilinçaltında teyzesiyle
kendini özdeşleştirmesine değinilmesi onu rahatlatmıştı .
Aşın saldırgan davranan kızın, iyilik bilmez ve aksi teyze­
ye duyduğu öfke ile onun ölümü arasında fark etmeden
büyülü bir bağ kurduğu daha şimdiden tahmin edilebili­
yordu. Teyzesine d�yduğu öfkenin dışında, teyzenin has­
talığını fark etmeyip, yardım çağıramamış olması da kıza
suçluluk duygusu veriyordu�" Kızın hastalık belirtileri
düzelmeye başladı. Bir kaç görüşmeden sonra da Bettina
yine okula gitmeye başladı, hatta yalnız başına tatile bile
çıkabildi.

Bu örnek, çocuklarla konuşmanın, onların korkularını


ciddiye almanın ve onları anlamanın ne kadar önemli ol-

- 53-
Çocuklan n İçindeki Korkular

duğunu gösteriyor. Yetişkinin, bir çocuğun içinde hangi

hayallerin ve imgelerin olduğunu anlamayı öğrenmesi ve

bunları gün ışığına çıkartması şarttır. İçine kapanık çocuk­

lara figürlerle ya da el bebekleriyle yardımcı olabiliriz. Eli­


ne verilen malzemelerle aklından geçenleri kendiliğinden

oynamaya başlayan çocuğun düşünce dünyasına girmeyi


başaran kişi, çocukları anlayabilecek ve onlara yardım e­

debilecektir.

Çocuğun üzülmesini kabullenmek de çok önemlidir.


Çağımızın insanı, rahatsızlıkları kabul etmemeye daha
çok eğimlidir. Her konuda olduğu gibi çocuklarımız ko-

- 54 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

nusunda da her şey yolunda gitmelidir. Her ölüm hüzün­


lendirir. Çocuğumuzun kendi tarzında hüzünlenmesine
izin vermeliyiz. Bizi korkutsa da, çaresiz bıraksa da bu
duygulan kabullenmek zorundayız. Hüzün, ruhun bir
yokluğu hazmedebilmek için gereksinim duyduğu histir.
Resim yapmak, heykelcikler yapmak ya da mezarı süsle­
mek, yardımcı olabilecek çok somut çalışmalardır.

Ölüm basitleştirilemez-yaşama ait bir şeydir ve yaşa­


mın kendisini yaratır. Her ne kadar eninde sonunda bir sır
olarak kalsa dahi yine de tüm dünya dinleri bu son sonı ­
ya bir cevap bulmaya çalışıyorlar.

Çocuklar hazırlıksız bir şekilde ölüm olayı ile karşılaş­


madan önce, ebeveyruerin bu konuda birkaç adım atarak
onları aydınlatması çok yerinde bir hareket olur.

Yaşam ve Ölüm Üzerine Tibet'ten Bir Kitap bana çok


yardımcı olmuştu. İngiliz gazetes i Observer kitap hakkın­
da şöyle yazmış: "Bu kitap dünyadaki tüm dinlerin mürit­
leri-ve hiç bir dine inanmayan kişiler-için de yazılmış
bir kitaptır." Kitabın önsözünde Dalay Lama şunu yazmış:
"Ölümden kaçamayacağımı bildiğim için, ölümden kork­
makta bir anlam göremiyorum. Ben ölümü daha çok, eski
ve yırtık elbiselerin değiştirilmesi gibi bir şey .olduğunu
düşünüyorum ve son olan bir şey olarak görmüyorum."
Arkadaşım Wichmuth Schafer'in bir yazısı da çok hoşuma
- 55 -
Çocuklamı İçindeki Korkular

gitmişti: "Bir de şöyle düşün: Tüm yaşam topraktan geli­


yor. Toprak bizi besliyor ve giydiriyor. Bunun için ona çok
müteşekkir olmalıyız. Bedenimiz de topraktan yaratıldı
ve bedenimizi yine toprağa geri veriyoruz. Toprak bize bir
elbise vermişti ve zamanı gelince biz de elbiseyi geri veri­
yoruz."

Çocuğunuz utangaç ise


Çevremizdeki insanlarla sürdürdüğümüz ilişkilerde yaşa­
nan bir çeşit korkuyu, utangaçlık olarak tanımlarız.

Küçük çocukların, belirli gelişim basamaklarında utan­


gaçlık duygusunu yaşamaları çok normaldir.

Beş ila dokuz aylık bebeklerin yabancılık çekmelerinin


ve yine küçük çocukların tanımadıkları insanlardan kork­
malarının utangaçlık duygusu ile bir ilintisi yoktur. Ya­
bancılara karşı çekingen olmak normal ve anlamlı bir tep­
kidir. Her çocuk, onunla ilişki kurmak isteyen kişinin nasıl
bir insan olduğunu kontrol edebilir. Mesafesizlik, yani ço­
cuğun tanımadığı birine çekinmeden yaklaşması ve ona
güvenmesi, kendi ailesi içinde büyük bir sevgisizlik yaşa­
dığının göstergesidir. Bu çocuklar yabancılara atlarlar, ona
daha soru sorulmadan kendilerinden anlatırlar ve beden­
sel iletişim ararlar. Ama, çocuklarına çok ilgi gösteren aile-

- 56 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

lerde de başkalarıyla severek ilişki kuran ve çok konuşan,


dışa dönük çocuklar da vardır. Yine aynı ailede kardeşler­
den biri tek başına oynayabilir, çekingen olabilir, yine de
kendisini çok iyi hissedebilir.

Utangaç çocuklar ise kendilerine grup dışında kalmış


hissederler, yani başkalarıyla iletişim kurmak isterler, a­
ma buna cesaret edemezler.

Bir çok insan utangaçtır. Amerika' da yapılan inceleme­


ler sonunda, halkın %40'ırun kendini utangaç olarak ta­
nımladığı ortaya çıkmıştır. Kendilerini çok çekingen hisse­
diyorlar ve kişiliklerini değersiz b Ui uyorlar. "Hatalarını"
çok iyi biliyorlar, ama becerilerini görmekte zorlanıyorlar.
Eleştirilere karşı çok hassas oluyorlar ve her sözün altında
bir eleştiri arıyorlar.

Utangaç çocuklar kendilerini zaten kötü bulduk.lan


için, onları övmek ve güçlü olan taraflarını, becerilerini
fark etmekte yardımcı olmak çok önemlidir. Güçlü tarafla­
rın ve becerilerin listesini yapıp, kimin kimin hangi yönü­
nü beğendiğini, aile ortamı içinde konuşmak, çok yardım­
cı olabilir. Gündelik yaşamda insanlar birbirlerini yeterin­
ce eleştiriyorlar: " Ceketini as! Saçlarını tara! . . . " Utangaç
bir çocuk bütün bunları kişiliğine karşı yapılmış bir eleşti­
ri olarak görüyor. (Ben düzensizim ve kötüyüm) . Bu ara­
da iyi taraflarını görmezlikten geliyor. Birbirlerine, nere-
- 57 -
Çocuklann içindeki Korkular

deyse çok basit görünen övgüler söyleyen yetişkinlerin ve


çocukların ne kadar mutlu olduklarına çok rastladım. İyi
taraflarının olduğunu ya gerçekten bilmiyorlardı ya da u­
nutmuşlardı!

Ayrıca, utangaç çocuklar bir yetişkinin yardımı ile ya


da bir çocuk gurubunda sosyal olma becerisini geliştir­
mek için alıştırmalar yapmalı. Beden diline dikkat etmek
ve iletişim kurmaya yardımcı olacak kısa cümlelerin öğre­
nilmesi bu alıştırmaların içeriği olmalı. Bütün bunlar rol
oyunları ile mükemmel bir şekilde çalışabilir. Örneğin, ba­
şuuza komik bir şapka takıp, şöyle diyebilirsiniz: "Benim
adım Paul. Bana, seninle futbol oynamak isteyip istemedi­
ğimi sor."

Ya da: "Benim adım Nadine. Üç arkadaşımla beraber


oynuyorum . (Yanınıza üç oyuncak hayvan ya da bebek
yerleştirin). Sen geliyorsun ve 'sizinle oynayabilir miyim,
diye soruyorsun."

-58-
Çocuklar Nelerden Korkar?

B üyük köpek çok cesurdu ve hiç korkmazdı.


Yalnızca kırmızı balondan korkardı.
Küçük köpek hiç cesur değildi ve
her şeyden korkardı.
Ama kırmızı balonlardan çok hoşlanırdı.
Büyük köpek küçük köpeği korurdu.
Kırmızı bir balon önlerinden geçtiğinde ise
Küçük köpek büyük köpeği kucaklardı.

Frauke Nahrgang

Yuvadan ya da okuldan korkmak

Çoğu insan değişikliklerden korkar. Bu yüzden de, yuva­


ya yeni gidecek olan çocuğun korkusu da normal. Uzun
bir süre için, ebeveynlerinden hiç ayrılmamış üç yaşında­
ki çocukların, ayrılığa alışmak için bir süreye ihtiyaçları
vardır. (Sayfa 48 ile karşılaştırınız .)

Eğer bir çocuk yuvaya başladıktan aşağı yukarı üç haf­


ta sonra hala çok korkuyorsa, bunun nedenini bilmek ge­
rekir. Yuva öğretmeni nasıl bir açıklama yapılabilir? S iz
nasıl açıklayabilirsiniz? Kendinizde ve aile ortamınızda
tüm nedenleri açıklayabiliyorsanız, o zaman yuvada ço­
cuğu korkutan bir şeyin olması mümkündür. Belki çocuk-

-59 -
Çocuklann İçindeki Korkular

lar yuvada cezalandırılıyor ya da onlara bağırılıyor; belki,


. büyük çocuklar küçük çocuklara despotça davranıyor;
belki yemekler dayanılmazdır ya da zorla öğle uykusuna
yabrılıyorlardır. Ben, bütün gün çocuğumun yanında ka­
larak, yaşadığı durumu iyice kontrol ederdim. Deneyim­
lerime göre çocuk korkmakta haklıdır. O zaman başka bir
yuva aramakta fayda vardır.

Ama siz yuvayı çok beğeniyorsanız, çocuğunuz yine


de yuvaya gitmek istemiyorsa, yokluğunda sizin için en­
dişeleniyor olabilir. Yeni bir işe başlamış olup, evde işiniz
üzerine sıkınbruzı belirtmiş olabilir misiniz? "Bu iş beni
öldürecek! " gibi ya da çocuğunuz belki de bebekle ya da
yeni bir dostunuzla "kaçacağınızı" düşünüp, korkabilir
mi? Aile içinde geçmiş bir olaydan dolayı çocuğunuz ken­
dini suçlu hissediyor olabilir mi? Çoğu zaman çocuklar
suçu üstlerine alınırlar. Ya da olan olaylardan kendilerini
sorumlu tutarlar, her ne kadar yetişkinler açısından ço­
cukların bu olaylarla hiç bir ilintisi olmasa dahi. Yetişkin­
lerin, bunu anlayabilene kadar sabırlı olına ve kendini ço­
cuğun yerine koyabilme becerisine çok ihtiyaçları vardır.
Sorunlar kısır bir döngüye girip, tek başıriıza çözüm bula­

madığınızda, bir uzmana ya da bir terapi merkezine baş­


vurmanızda yarar vardır. Yuvaya gitmek serbesttir, ama
okula gitmek zorunludur. Bunun zorunlu olması bile okul

- 6o -
Çocuklar Nelerden Korkar?

'korkusunu bilemeye yeterli bir neden olabilir. Bazen, yal­


nızca "ufacık" bir durum dahi çocuğun okula gitmemekte
direnmesine neden olabilir.

Okuldan korkuyorsa, yeniden yatağına çişini yapmaya


başlayabilir. Belki de okul arkadaşları tarafından kızdınl­
dı, belki tehdit edildi ya da şantaja maruz kaldı? Bir öğret­
meni onu aşağılayıcı ya da yaralayıcı bir şekilde eleştir­
di-önemli olan, neler olduğunu bulup, bu durumda pay­
ları olan her kişiyle görüşmektir. Gerçekten öyle öğret­
menler vardır ki, onların aslında çocuklarla hiç bir ilintile­
ri olmamalıdır. Eğer ebeveynler korkunun ve dehşetin ya­
yılmasına izin verirlerse, o zaman hiç bir şey değişmeye-

- 61 -
Çocuklann İçindeki Korkular

cektir. Bu yüzden, her zaman görüşmeyi ve konuşmayı se­


çin!

Korkuya karşı birlik olan tüm ebeveynler her yerde ço­


cuklarına hem örnek olacaklar hem de tartışmalara ve et­
kilemelere olanak sağlayacaklar.

İyi bir okul hiç bir zaman korku uyandırmayan bir o­


kul olmalıdır, çünkü korku öğrenmeyi engeller ve uzun
zaman zarfı içinde çocukları hasta eder. Çocuklar arasın­
da yaşanan, şiddet ve şantajla ilintili sorunları çocuklar
yalnız başlarına çözemezler. Çocukların, hak ve haksızlığı
birbirinden ayırt edebilmek ve hakkın geçerli olmasını
sağlamak için, yetişkinlerin yardımına ihtiyaçları vardır.
Öğretmenlerinin yardımı ile de, özellikle küçük çocuklar,
şantajın uzun zaman zarfı içinde hiç bir faydası olmadığı­
nı öğrenmelidirler. Yapılan bir haksızlık çocuğa özgü bir
şekilde "cezalandırılmalıdır" (örneğin özür dileme mek­
tubu yazdırarak ya da cep harçlığından verilen zararın
kar şılığını ödeterek) .

Ancak korkuya karşı bir şey yapmaya başlayan-bu


konuda konuşan, bir şeyler yapan, birine .güvenip içini
döken-biri olduğu zaman atmosfer değişecek ve sorun­
lar çözülebilecektir.

- 62 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

Anne ve babanın ayrılmasından


korkmak
Çağımız çocuklarının, ebeveynlerin sonunda barışmadan
kavga etmelerlıQ ve çoğu zaman da boşanmalanm yaşa­
mak zorunda kalmaları, güncel bir olaydır. Bu, Çoğu çocu­
ğun, anne ve babanın bıçakla birbirlerine saldırmalarını,
ve bu kavgalara çocuklarını da kanşhrmalannı yaşamala­
rı anlamına gelmektedir. Özellikle, hissedilebilen, ama he­
nüz gerçekleşmemiş ayrılıklar çocuklarda korku uyandı­
rır: Çocuklar havada bir şeylerin olduğunu, Sevdikleri in­
sanların arasında bir şeylerin çahrdadığını çok belirgin bir
şekilde hissederler ve sevginin güvenilebilir bir temel ol­
madığını sezerler.

Çoğu zaman, çocuklar evdeki kötü atmosferden kendi­


lerini sorumlu tutarlar ve zararı ortadan kaldırmak için.
bilhassa sevimli olmaya çalışırlar, çaresiz ve tabii ki verim­
siz denemeler yaparlar. Çocuklar, kendi kötü davramşlan­
nın babayı evden kaçırdığı ya da anne ve babanın eğitim
üzerine kavga ettikleri için ayrıldıkları düncesine çok ko­
lay varırlar. Çocuklar anne babalan için de meraklanırlar;
zavallı babası evinde yalmz başına ne yapıyordur? Ya da
anne neden bu kadar üzgün görünüyor? diye sorarlar
kendi kendilerine. Parasal konular üzerine yapılan tartış­
malar da onlardan gizli kalmaz; öyle ki, anne aldığı nafa-
- 63 -
Çocuklamı İçindeki Korkular

kayla yaşayamayacağından yakındığında, çocuklar bu se­


fer, hayatta nasıl kalacaklarını düşünmeye başlarlar. Ba­
zeri çocuklar da büyük özverilerde bulunurlar. Hastalanır­
lar ve ann e ve babaya kavgayı unutturmak ve tüm dikkat­
lerin kendilerine yönelmesi için bazı belirtiler geliştirirler.

Eğer anne ve baba aralarında geçenleri çocuklarına


yaşlarına uygun ve anlaşılır bir şekilde açtldarlarsa, gele­
cekte onlar için nelerin değişeceğini açıklığa kavuşturmak
ya da onları ayrılığa hazırlamak için kendilerinin neler ya­
pacaklarını anlatırlarsa, büyük bir görevi yerine getirmiş
olacaklardır.

Bunun somut olarak ne demek olduğunu biraz daha


açmak istiyorum. Verdiğiniz açıklamaların çocuğunuz ta­
rafından anlaşılır olması çok önemlidir. İki yaşında bir ço­
cuğa: "Baba gitti. Baba yine gelecek. Sen de babayı ziyaret
edeceksin. Baban seni seviyor ve annen de seni seviyor,"
diyebilirsiniz.

On iki yaşında bir çocuk ise detayları bilmek isteyecek


ve sorular soracaktır. Eşinizin yokluğunda eşinizi kötüle­
mek hiç iyi değildir. Çocuğunuz her zaman için ikinizin
� uğu olacaktır ve hiç bir insan kötü bir insanın çocuğu
olmak istemez.

Eğer çocuğunuz sizinle yaşamayacaksa, ona, onu ne

- 64 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

kadar sık ziyaret edeceğinizi söyleyin ve mutlaka verdiği­


niz sözü tutun! Tutulmayan söz bir çocuğun kalbini her
zaman kırar.

Ebeveynlerden biri evi terk edip, artık çocukla da ilişki­


sini sürdürmek istemiyorsa, bunun giden ebeveyne ait bir
problem olduğunu çocuğa açıklamak çok önemlidir. Ço­
cuklar çoğu zaman, birden ortadan kaybolmalardan ken­
dilerini sorumlu tutarlar ve anne ya da babanın gitmesine
kendilerinin neden olduğunu düşünürler. Bu yüzden ço­
cuğunuza, gidenin anne ya da baba olmak için yeteri ka­
dar yetişkin olmadığını ve anne baba olarak nasıl davran­
ması gerektiğini bilmediğini çok iyi açıklayın. Çocuğunu­
za kendi becerilerini ortaya koyma fırsatı vererek ya da o­
nunla beraber bir şeyler organize ederek, kendisini değer­
li ve sevecen hissetmesinde yardımcı olun. Önünüzde git­
meniz gereken zor bir yol oldu�u, ama beraberce bu
zorlukları yenebileceğinizi çocuğunuza anlatmanız yarar­
lı olur. ı

Günümüzde, evlilik sorunları olan bütün ebeveynlerin


yardım alma olanakları var ve çocukları gereksiz korkula­
ra dayanmak zorunda bırakmadan , mümkün olabilecek
bir ayrılık uygulanmalıdır.

Anne ve babası boşanan çocuklar korkunun dışında acı


ve öfke de hissederler. Kendilerinin değersiz ve sevilmeye
-65-
Çocuk/ann içindeki Korkular

değer biri o lmadıkları hissine kapılır ya da edilgen bir �


kilde geri çekilirler ve önem verdikleri şeylere karşı artık
ilgi göstermezler.

Bazı çocuklar ise aşın derecede dışadönük olurlar ve a­


cı veren duygularından kaçmaya çalışırlar. Çoğu zaman
da ortada bir neden olmaksızın ağlamaya başlarlar ve ön­
ceden aşmış oldukları korkuları yeniden yaşarlar. Yani,
karanlıktan korkmak, yalnız kalmak istememek ya da ye­
niden yatağa yatmak gibi davranışlar olabilir. Kesinlikle
doğacak en büyük k&ku ise terk edilme korkusudur. Bu

- 66 -:-
Çocuklar Nelerden Korluır?

yüzden çocuğa onun terk edilmediğinin ve hala annesi ve


babasının çocuğu olduğunun güvencesini vermek çok ö­
nemlidir.

Bir ayrılık durumunda bulunan ebeveynler o kadar çok


kendi duygularıyla meşgul kalırlar ki, çocukları ile ilgilen­
meye yeterli güç bulamayabilirler; ama asıl böyle bir du­
rumda çocukların, kendilerine daha çok zaman ayrılması­
na ihtiyaçları vardır. Bundan dolayı yeniden korkular' olu­
şabilir, ya da ihtiyaçları olan ilgiyi alabilmek için bazı be­
lirtiler gelişebilir.

Ayrılıkla ilintili korkularını ve endişelerini çekinmeden


çocuğunuza soruİl. ve ona bunla� resmini ya da heykeli­
ni yaparak, el bebekleri ya da başka figürlerle de ifade
edebilmek için olanaklar sağlayın. Ama kesinlikle hiç bir
zaman sevgisini ve sadakatini kendi tarafınıza çekmeye,
ona bir haberci ya da ispiyoncu rolünü yüklemeye çalış­
mayın. Böylelikle çocuğunuza büyük işkenceler çektirmiş
olursunuz. Her çocuk, her ne kadar bunun böyle olduğu­
nu itiraf edemese de, hem annesini hem babasını sever ve
her ikisine de sahip olma hakkı vardır. Çocuğu yedek bir
sırdaş ya da duygusal bir destek olarak seçmeniz çok teh­
likeli olacaktır. Bu her çocuğun gücünü umutsuzca aşan
bir yük olacaktır.

Babam Şimdi Heinrich Sokağında Oturuyor adlı, ödül


- 67-
Çocuklann içindeki Korkular

almış, resimli bir kitapta, yazar Nele Maar ağlayan oğluy­


la annesi arasında geçen konuşmayı şöyle tanımlıyor:
"Anne çocuğunu teselli ederken dayanamayıp kendisi de
ağlamaya başlar. Bemd: 'Babama bir şey olacağından öyle
korkuyorum ki,' der. Anne de: 'Baban için korkmana ge­
rek yok. Babanı istediğin kadar ziyaret edebilirsin. Sen ba­
bana gidiyorsun diye benim üzüleceğimi sakın düşünme.
Baban her zaman baban olarak kalacaktır,' diye karşılık
verir. 'Her şey o kadar değişti ki,' der Bernd. 'Benim için
de,' der. anne, 'Benim için de!'

"Uzun bir dönem ebeveynlerine karşı hat safhada öfke


hisseden ve zamanla iki evde yaşamaya kendini alıştıran
çocuk boşanmanın getirdiği gerçekle yaşamayı öğrenir.

Bazen Bemd hala üzülmektedir. O zaman odasına çeki­


lir ve düşüncelere dalar. Babasını da seviyordur, annesini
de. Ama annesi ve babası birbirlerini artık neden sevmi­
yordur! Kapısının açılıp, babasının odasına girip 'Hadi
gel, yemek hazır!' dediğini hayal eder. Ama anne ve baba­
sı artık boşanmışlardır ve babası artık Heinrich sokağında
oturmaktadır."

Bir boşanma olayı bütün çocuklar için korkunçtur. A­


ma kavga eden ya da birbirlerine tek bir söz bile etmeyen
ebeveynler de korkunçtur. Aşağıdaki kurallar herkesin işi­
ni kolaylaştırmasına yardımcı olabilir:
- 68 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

1. Her iki tarafa da düzenli bir şekilde temas kurma ola­


nakları sağlayın. Çocuğunuz eski eşinizi ziyaret etmek is­
tediğinde darılmayın ve sinirlenmeyin. Ziyaretten döndü­
ğünde onu sorgulamayın, kendinizi iyi hissettiğinizi gös­
tererek onu sakinleştirin.

2. Ziyaret gününün ertesi gününe bir plan yapmayın ki,


çocuk öbür ortama alışabilsin. Gündelik yaşamınızı emin
ve önceden görünür bir akış içinde sürdürün.

3. Her gün için küçük bir adet edinin (örneğin: beraber


mum ışığında çay için). Çocuğunuzu dinlemeye zaman a­
yırın.

4. Okulda ona anlayışlı davranmaları için sınıf öğretmen­


leri ile konuşun.

5. Çocuğunuza böyle durumlarda yoğunlaşma bozukluk­


ları çekebileceğinden ve notlarının düşebileceğinden bah­
sedin ve onunla beraber gevşemeyi öğrenin.

6. Yeni bir eve taşındığınızda: Çocuğunuza yeni odasının


düzenlenmesine katılmasına izin verin.

7. Bu zor zaman süresince kuralları beraber koymaya ve


onların tutarlı bir şekilde uygulanmasına dikkat edin.

8.
Yalnız başınıza çözüm bulamadığınız taktirde profesyo­
nel kişilerden yardım isteyin. Her şeyin üstesinden tek ba­
şınıza gelmek zorunda değilsiniz!
- 69 -
Çocuklann İçindeki Korkular

9. Tüm problemlerin çok çabuk çözÜlmesini beklemeyin.

Acıyı hazmetmek için hepimizin zamana ihtiyacı vardır.

Savaşlardan, doğal felaketlerden ve


gelecekten korkmak
Yalnızca çocuklar değil, birçok yetişkin de insanların ça­
ğırdığı ve onlardan kurtulamadıkları ruhlardan haklı ola­

rak korkarlar. Aptal ozon deliği (çocuk korkuları üzerine


yazılmış bir kitap) hepimizi tehdit ediyor; dünyamız, nük­
leer enerji, tüketim toplumumuzun zarar vermeden artık
yok edemeyecegi çöpler, fabrikalar, arabalar ve uçaklar ta­
rafından yok ediliyor. Sayısı bilinmeyen, bu gezegeni bir
çok kez yo\< edebilecek güçte silahlar ve zehirli maddeler!
Bu gerçek tehlikeyi hayahmızdan silip atamıyoruz ve ço­
cuklarımız bunu biliyor ya da hissediyorlar. Doğanın yok
oluşu yalnızca bedenlerimizde değil ruhlarımızda da iz
bırakıyor. Ve çağımızda bir çok yetişkin-gözlerini, kulak­
larıru ve ağzını kapatan-üç maymun gibi davrandıkları

için, çocuklarımız da kendilerini yüksek derecede tehdit

altında hissetmenin yanı sıra yetişkinler tarafından yarı

yolda bırakılmış hissediyorlar.

Bir çok ülkede yapılan araşhrmalar sonucu, çocukların

ve gençlerin birincil olarak doğa facialarından korktukları

ve büyük bir çoğunluğun da mutlu bir gelecek için çok az

- 70 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

şans gördükleri saptandı. Ebeveynlerle yapılan konuşma­


lar sonunda, çocukların hayvanlar öldürüldüğü için acı
çekip gece yataklarında ağladıklarını, Yugoslavya' da ki
savaş üzerine ve ozon deliğinin büyümesi üzerine düşün­
düklerini öğreniyoruz. Çocukları "korkulacak bir şey
yok" demekle avutmaya çalışmak çok saçma olur. Sizin
kendinizi nasıl hissettiğinizi de dile getirerek doğruyu
söylemeniz ve aynı zamanda korkuya karşı ne yapabilece­
ğinizi düşünmeniz hem çok daha inandırıcı olur hem de
daha iyi teselli etmiş olursunuz. Her bir çocuğun doğayı
korumak için nasıl çaba gösterdiğini görmek insanın kal­
bini ne kadar yumuşahyorsa, bu pisliklerden sorumlu o­
lan ebeveynlerin çocuklarına destek vermemeleri de o ka­
dar korkunç geliyor. Küçük bir kız çocuğu "Bir kaç sene
sonra nasıl yaşayacaksınız? Dünyamız nasıl görünecek?
Neler daha iyi ya da daha kötü olacak? Uzak bir zamanda
olacak görünenlere seviniyor musunuz ya da gelecekten
korkuyor musunuz?" konulu bir kompozisyon yarışma­
sında, "Ben, küçük bir çocuk olarak, doğayı nasıl koruya­
bileceğim üzerine düşünüyorum ve payıma düşeni yapı­
yorum. Tüm ipleri ellerinde tutan yetişkinler ise hiç bir
şey yapmıyorlar. Biri biz çocukları dinlediğinde, seviniyo­
rum," diye yazmış. Başka bir çocuk ise şöyle yazmış: "Da­
ha zararsız bir çamaşır tozunu almayı ve alış verişe gider­
ken yanında kağıt torbalar götürmeyi aııneme ben öğret-
- 71 -
Çocuklann İçindeki Korkular

mek zorunda lçaldım. Ben uğraşmasaydım annem doğayı

koruyan kahve filtresi yerine hala beyazlatılmış kağıt alı­

yor olacaktı. Yediklerinde zararlı ya da kimyasal madde­

lerin olup olmadığı annemle babamı hiç ilgilendirmiyor."

Bu kız çocukları dokuz ile on dört yaşları arasındadır.

Ama daha anaokul çağındaki çocuklar bile, özellikle kız


çocukları-kadınlar savaşmadıkları için-kendilerini bi­

rer kurban olarak gördüklerinden, aşırı derecede tedirgin­


dirler. Körfez Savaşı günlerini yaşayan bir anne şöyle an­
latıyor: "Kızımız daha konuşkan oldu. Bir yürüyüşe katı­
lıp katılmayacağımı _bile sordu. Şehrin pazar yerinde tüm
yuvanın yürüyüş yapması arzusundaydı. Savaşı durdur­
mak için herkesin mutlaka elinden geleni yapmasını iste­
di. "

Gerçek tehlikeyi görmezlikten gelmek, bastırmak ço­


cukların hiç bir işine yaramaz. Çocuklar, kendilerini ve
korkularını ciddiye alan, hayatı koruyan, savaşları engel­

leyen ve zararları, mümkün olduğu kadar onaran yetiş­


kinler istiyorlar. Doğayı korumaya yatırı mınız ne kadar az .
olursa olsun: çocuğunuzla bu konu üzerine konuşun! On­

lara aciz olmadığımızı, bugün ve burada geleceğe uyum


sağlayabileceğimizi gösterin!

Eğer şimdiye kadar bir şeyler yapmaya herhangi bir o­


lanak b ulamadıy �, şimdiden itibaren çocuğunuzun
- 72 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

yuvasında ya da okulunda bu konular üzerine tartışmala­

ra başlayın. Korku üzerine konuşmaya başladığınızda,

korkanın bir tek kendiniz olmadığını ve başkalarını da an­

gaje etmek istediğinizi fark edeceksiniz. Yuva da küçük

bir proje ile başlayabilirsiniz: daha önceden betonla dö­

şenmiş yere domates dikin, daha az çöp üretin, karıncaları


koruyun-ne yaparsaruz yapın. Yaptıklarınız size cesaret

verecektir! Eylemler, gözlemler ve projeler için yüzlerce


deneyim raporları ve teklifler, çocuk kitapları, model de­
nemeler bulunmaktadır.

Doğayı koruma eğitimi korku veren facia pedagojisine


dönüşmemeli, daha çok yaşamı korumayı ve güzel olanı
elde tutmayı olumlu bir şekilde benimseme olanaklarını
vermeye yardımcı olmalıdır.

Böylelikle korku, kendinden gurur duymaya ve cesa­


retli olmaya dönüşebilir, çünkü bir okul ormanı dikmek,
bir kirpiyi kurtarmak ya da çöplerden atık kağıt yaratmak

çok eğlendirici olabiliyor.

Bir çok küçük insan, bir çok küçük yerde, bir çok
küçük iş yaparsa dünyanın yüzü değişebilir.

Çocukların korkuları üzerine konuşulan ve korkuların

ciddi alındiğı her yerde çocuklar kendilerini iyi hissedi­


yorlar. "Göründüğü kadarıyla, zihinlerini içtenlikle meş-

- 73 -
Çocuklann İçindeki Korkular

gul eden bu sorunları ciddiye almaktan fazlasıyla kazançlı


çıkhlar. Resmi makamlardan bilgi almaJ< ve onlara eleşti­

rel sorular sorabilmelerine cesaret vermek de olumlu bir


etki uyandırdı."

Bu bağlamda çocukları ne zaman zorlamış oluruz, ne


zaman olmayız sorusuna değinmek istiyorum. Çocuklar
ve medya bölümünde haberler programının bir çocuk
programı olmadığından bahsetmiştim . Eğer reaktör kaza­
sı ya da savaş tehlikesi son haddine varacak olursa, haber­
leri görmeseler de, duymasalar da çocuklar b unu hemen
fark edeceklerdir. Böyle bir durumda herkes tartışmaya
başlar.

Aynca çocuklar yetişkinlerin hangi duyguyu yaşadık­


larını hemen hissediyorlar, yani kendi korkularımızı on­
lardan saklayamayız. Biz korkularımızdan söz etmediği­
miz zaman, çocuklar kendi hayal güçlerini çalıştırırlar­
bu da çoğu zaman gerçekten daha korkunç sonuçlar do­
ğurur. Bu yüzden çocuklarla, sizi tehdit eden şey üzerine,
hisleriniz ve tehdide bakışınız ve buna karşı sizin neler ya­
pabileceğiniz hakkında onların anlayabileceği bir dille ko­
nuşmanız çok önemlidir. Cevabınız çok dürÜstçe ve size
uyan bir cevap olmalıdır: Dua edeceğinizi ya da yürüyüş
yapacağınızı söyleyebilirsiniz. Yapacağınız birçok şey ola­

bilir. Bizler yaşama yaratıcı bir saygı gösterebilmek için

- 74 -
Çocuklar Nelerden Korkar?

hem kendi fantezim.izin hem de çocuklarımızın fantezisi­


nin tümünü kullanmalıyız.

Yaşama saygı duymak, evreni korumak demektir. 1919


yılında Albert Schweitzer, Sftassburg, St. Nicolai' da çok a­
çıkça ifade etmişti: " İyi olan, yaşamı korumak ve geliştir­
mek; kötü olan, yaşamı kösteklemek ve yok etmektir. Yal­
nızca yaşama duyulan derin saygı ile sadece insanlarla de­
ğil, çevremizdeki tüm yaratıklarla da ilişkiye girebilir, on­
lara zarar vermeyi engelleyebilmek için kaderleriyle uğra­
şabilir ve kara günlerinde, elimizden geldiği kadar, yar­
dım etmeye karar verebiliriz. Bu esaslı ve bütünlüklü an­
lar ışın, yalnızca insanlar için geçerli olan anlayıştan çok
daha derin ve çok daha farklı bir enerjiye sahip olduğunu
çok geçmeden anladım. Yaşama derin bir saygı duyarak
evren ile tinsel bir ilintiye ulaşabiliriz. BÖylelikle yaşadığı­
mız derinleşme bize tinsel ve ahlaki bir kültür yaratma
irade ve becerisini verir. Böyle bir kültür, bugüne kadar
yaşadığımızdan çok daha yüce bir tarzda dünyaya sahip
çıkmamızı ve onu bu yönde etkilememizi sağlayacaktır.
Yaşama duyacağımız bu derin saygı ile bambaşka insanlar
olacağız."

Çocukların, iyi olana güven besleyebilmeleri için, bu


ilkeleri kendilerine görev bilen ebeveynlere ihtiyaçları
vardır.

- 75 -
E B E VE YNLE R
Ç O C UKLAR I N A N A S I L
YARDIM E D E B İLİRLE R ?

Konuşmak: Birbirlerini dinlemek ve


beraber konuş mak
İstatistiklere inanacak olursak, ebeveynler ve çocuklar
güncel konuların kapsamı dışındaki konular hakkında ko­
nuşmaya yarım saatten daha az ,bir zaman ayırıyorlar. Bu
yüzden de, birbirlerini dinleme ve birbirleriyle konuşma
sanatına sürekli değinmek gerekiyor.

Bazı çocuklar daha çok konuşma ihtiyacı duyar, bazıla­


rıysa daha içlerine kapanıktırlar. Anlatmaktan hoşlanan
çocuklarla konuşurken, Thomas Gordon'un deyimiyle,
"pasif dinleyicilik" sanatını uygulamak daha anlamlıdır.
Yetişkin dinleyici, hemen kişisel bir görij.şünü ileri sürerek
patlamak yerine, "ilginç," "dinliyorum," "hım" ya da

"bak sen" gibi, küçük ve değerlendirici olmayan sözcük-


- 77-
Çocuklann İçindeki Korkular

lerle çocuğu anlabsına devam etmesinde cesaretlendirme­


lidir. Bu sözcükler "kapı açıcıları" diye de tanımlanırlar.

Özellikle korkular ve yaşanmış tehditler üzerine bir şey


öğrenmek isteyen ebeveynler değerlendirme yapmadan
ve temkinli bir şekilde dinlemelidirler. "Bundan korkma­
na gerek yok," gibi yorumlar konuşmayı daha çok engel­
ler, çünkü korkan çocuk kendisini pek anlaşılmış hisset­
mez.

İçine kapalı çocuklara, onunla beraber el bebekleriyle


ya da figürlerle oynayarak yardımcı olabilirsiniz. Yuvada
ya da gece yatakta neden korktuklarını bir kedi ya da
p renses, bir yunus balığı ya da ayı "rolünde" daha kolay
anlatabilirler. "Bebek eviyle -ya da hayvanlarla ya da . . . )
oynayalım mı?" diyerek çocuğunuzu konuşmaya çekerse-

- 78 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

niz, size tehdit edici durumu çok çabuk oynayarak anlata­


caktır. Yatak kenarına konmuş üç ila beş el bebeği hemen
konuşmaya başlayıp, onlara sıkıntı veren şeyi anlatacaktır.
Yaşanmış tehdide karşı paylaşılan anlayış-sonrakinin
önkoşulu olarak atılan-birinci adım iken, korkuyla bir­
likte yaşamaya ve sonunda korkuyu aşmaya yardımcı o­
lan çalışmalar yapmak ikinci adımdır.

Karanlık ormandaki prenses : yardım­


c ı masallar ve hikayeler

Bir çok masal ve çocuk kitapları korku ve korkuyu yenme


konusunu işler. Masallarda korku, ''Pamuk Prenses ve Ye­
di Cüceler" ya da "Henzel ve Gretel" deki karanlık orman­
lar türünden simgelerle ifade edilir. Ama kahramanlar her
zaman için bu ormanların karanlığından çıkmanın bir yo­
lunu bulurlar. Camdan dağları aşmak ya da yedi başlı bir
canavarı öldürmek türünden çözülemez gibi görünen so­
runlar · da, periler, hayvanlar ya da olağanüstü korkusuz
insanların yardımı ve olara duyulan güven sayesinde her
seferinde çözülür.

Bruno Bettelheim, çocuklar için psikolojik açıdan ma­


salın önemini betimlediği kitabına "Çocukların Masallara
Gereksinimi Vardır" adını vermiştir. Eğitimde masallar, e­
beveynlerin verdikleri yanı sıra, edebiyat biçimi içinde ve-
- 79 -
Çocuklann İçindeki Korkular

rilen kültürel bir miras olarak önemli bir rol oynar. "Ya­
şam, çocuğa çoğunlukla karmaşık göründüğü için, bu güç

koşullarda kendisini anlaması ve duygularının kaosun­


dan bir anlam çıkartması ona için olanaklar yaram'.ıalıyız.
Önce iç dünyasında ve sonra da yaşamında bir düzen ku­

rabilmesi için çocuğun fikirler almaya ihtiyacı vardır. Ço­


cuğun ahlaki bir eğitim alması gerekir-çağımızda bunun
altını çizmemize neredeyse hiç gerek yok. Bu eğitim, ahla­
ki davranışın avantajlarını gösterecektir. Bu da soyut ahla­
ki düşüncelerden çok, doğru olanın gözle görülmesi ve bu
yüzden anlamlı bulunmasıyla oluşacaktır."

Masallarda gerginlikler ve korkular öyle ifade edilirler


1

ki, çocuk bunu bilinçaltında anlar. Böylelikle, sorunlarını


nasıl çözüleceğine ve korkularını nasıl yeneceğine dair
farklı örnekler bulur. Masallar aynı zamanda sorunların
yaşamın bir parçası olduklarını çocuklara öğretir. Korka­
rak geri çekilmeyerek, ama beklenmedik ve haksız sıkınh­
lar karşısında sabırla göğüs gerildiğinde, tüm engeller aşı­
lacak ve sonunda savaş kazanılacaktır. Baba çocuğuna

masal anlattığında, çocuk en gizli arzularının ve en kötü

duygularının anlaşıldığını hisseder. Çocuk, insan olmanın


zor görevlerle karşılaşılacağı anlamına geldiğini, ama ha­
rika maceralar da yaşayacağını sezer.

Çocukluğunda masalları çok seven Astrid Lindgren,

- 80 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

her ne kadar hiç biri korkuyu dolaysız olarak konu almasa


da bütün kitaplarında korkuyu ve onu yenmeyi işlemiştir.
Eşkıya kızı Ronja ilk defa tek başına ormana gitmeden ön­
ce babası ona pusuya yatmış tüm tehlikeleri açıklar: " 'Sa­
kın ormanda yolunu kaybetme,' dedi Mattis. 'Peki ya kay­
bolursam ne yapayım?' diye sordu Ronja. 'Doğru yolu a­
ra' diye cevap verdi Mattis. 'Olur' dedi Ronja. 'Ve sakın
nehre düşme,' dedi Mattis. 'Peki düşersem ne yapayım?'

- 81 -
Çocuklann içindeki Korkular

diye sordu Ronja. 'Yüz o zaman,' dedi Mattis . 'Peki,' dedi


Ronia."

Ama Bullerbü'nün çocukları, Lönneberga'dan Michel,


Pippi ve Löwenherz kardeşler sürekli tehlike içinde, titre­
yerek korkuyu alt etmenin yarattığı zafer duygusunu ya­
şamak için kısmen korkunun uyandırdığı tedirginliği a­
rarlar.

Konuşmanın bittiği ve söylenecek söz bulunamayan

- 82 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?
yerde masallar ve edebiyat çıkmaz sokaktan çıkmamıza
yardımcı olabilirler. Bunun dışında masallar korkunun in­
sanlık tarihinde gülünç veya ciddi bir şekilde işlenen çok
eski bir konu olduğunu açıklar.

Beş parmak birarada epey güçlü olabilir


(Grimm Kardeşler'in bir masalından esinlenerek)

Bunlar beş parmak (çocuğunuza elinizi gösterin). Sen u­


zunu (orta parmak), sen en '?üyüklerisin. Ve bu (işaret par­
mağı) da işaret eden parmakcık (bir kaç nesneyi parma­
ğınızla gösterin); ama hem de tat alan parınakcık (parma­
ğınızı bala bahnr gibi yapın ve tadını çıkartarak balı yi­
yin).

Bu (baş parmağınızı sallayın) en g üçlüsü. Baş parmak­


sız bir bardak bile tutamazsın. Bu da, hep meraklı, hep şa­
kacı, ama hiç ciddiye alınmayan ufaklık. Ve bu da (yüzük
parmağı) güzel parmakcık.

Bir gün, beşi beraber gezmeyi düşünmüşler. YaJnızca


en güçlüleri geziye katılmamış. "Evde kalıp, temizlik y�p­
malıyım," demiş. Böylece öbür dört parmak yola koyy.1-
muş. Önce çok güzel bir çayıra gelmişler, oradan da aşağı­
daki nehre inmişler. Nehrin kenarında bir sandal duru­
yormuş. Sandala binip, karşı kıyıya kürek çekmişler ve eş­
siz derecede güzel çiçeklerin bulunduğu bir çimenliğe gel-
- 83 -
Çocuklann İçindeki Korkular

mişler. Bir de ne görsünler! Balla dolu arı kovanı! Dikkat­


lice baldan tatmaya başlamışlar, ta ki arkalarında öfkeyle
gürleyen bir ses işitene kadar: "Kim benim balımı yermiş,
bakalım?" Ayı dördünü gördüğünde çok öfkelenmiş ve
"Şimdi dördünüzü de yutacağım!" diye yeniden gürle­
miş. Dört parmak çok kokmuşlar. Ne yapsak acaba? De­
mişler. En küçükleri: "Biz dört değil, beşiz! Ama en şişma­
rumız, en güçlümüz ve en lezzetlimiz evde. Gelin, gide­

lim, onu getirelim. O zaman karnın daha çok doyar! " de­
miş. Ayı bu fikri kabul etmiş, dört parmak içleri rahatlaya­
rak geri dönmüşler. Ama nehri aşmışlar, çayırdan geçmiş­
ler, ve eve varmışlar, ama yol boyunca kendilerini çok kö­
tü hissetmişler! En güçlülerine durumu nasıl açıklayacak­
larını bilemiyorlarmış! Boyunları bükük eve girmişler.

Güzel parmakcık çekingen bir ses tonuyla "Güçlü . . . "


diye söze başlamış. "Bugün çayırda gezdik, nehirden geç­
tik ve orada . . . " küçük parmak "Olayı kendim anlatacak
kadar büyüğüm ben" diyerek lafını kesmiş, ve olanları bir
bir anlatmış. '1'roblem değil, sizinle gelirim!" demiş güç­
lü. Bu sefer beşi bir arada yola çıkmışlar,

Çayın aşmışlar ve nehre varmışlar. Sandaia binmişler


ve çiçekli çimenliğe vardıklarında ne görsünler; ayı yatmış
yüksek sesle horulduyormuş. "Dikkat edin!" demiş güçlü
"Ben şimdi sizin altınıza yatacağım, sonra hep beraber

- 84 -
Ebeı·eynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

geriye çekileceğiz ve .. ;" (elinizi yumruk yapıp kuvvetlice


öne doğru vurun). Ayı korkudan müthiş bir gürlemeyle
çığlık atmış ve o kadar hızlı kaçmış ki, bir anda ortadan
kaybolmuş. Beş parmak güle oynaya eve dönmüşler.

Bu masaldan nasıl bir ders çıkartabiliriz? Beş dörtten


daha güçlüdür. Ve en küçükler en aptal değildir!

Küçük domuzcuk ve kötü l<urt

Küçük bir domuzcuk kendine bir ev yapmışb. Kış geldi­


ğinde kurt aç kaldı ve domuzcuğu yemek istedi. Domuz­
cuğun evine gitti ve bağırmaya başladı: "Domuzcuk, aç
kapını!" "Olmaz! Kimseyi evime sokmam" dedi domuz­
cuk. Ama kurt vazgeçmedi, yalvardı yakardı, bağırdı ça­
ğırdı. Sonunda kapıyı kırmaya karar verdi ve domuzcuk
da: "Şimdi ben bir şey yapmazsam o içeri girmeyi başara­
cak." diye düşündü. Domuzcuk bir plan yapb. Zincir kili­
di takıp, kapıyı birazcık araladı. Kurt hemen ön ayaklarını
arlıktan soktu, ama içeri giremedi. Bu arada domuzcuk
sobaya bir çaydanlık su koydu. Kaynamaya başladıktan
sonra da suyu alıp kurdun ayaklarına döktü. Kurt insanın
tüylerini ürperten bir ulumayla koşarak kaçb.
Ama ertesi gün yine geldi ve yanında bir çok kötü kurt
getirdi. Hepsi birden uluyup bağırdılar ve evi öyle salladı­
lar ki, domuzcuk korkup kaçmaya karar verdi. Hemen

- 85 -
Çocuklann içindeki Korkular

pencereyi açh, dışarı atladı ve ormana kaçh. Kurtlar bunu


fark ettiler ve peşinden koştular. Kurtlar ağaca hrmana­
mayacakları için domuzcuk yüksek bir ağaca çıkh. Kurtlar
ise aşağıda öfkeyle uluyarak dört döndüler. Sonra kötü
kurdun aklına bir fikir geldi. Öbür kurtlara fikrini anlattı:
"Hepiniz teker, teker üstüme çıkın, domuza erişecek yük­
seklikte bir kule oluşturalım." Ve birbirlerinin üstüne tır­
manmaya başladılar. Zavallı domuzcuğun tam ayakların­
clan yakalayacakken domuz bağırmaya başladı: "İyi ki
kaynar suyu yanıma almışım! " En altta duran kötü kurt
bunu duyar duymaz öyle bir korktu ki, oradan hemen
tüydü. Öbür kurtlar da birden yere üst üste düşünce, pa­
niğe kapılıp dört bir yöne koşarak kaçhlar. Kimse onları
bir daha domuzcuğun yaşadığı ormanda görmedi!

Resim yapmak ve biçim vermek


Çocuklar, onları meşgul eden ve etkileyen şeylerin �smi­
ni çizmek için sık sık ve kendiliklerinden boya kalemleri­
ni ya da fırçalarını ele alırlar. Bu yüzden! resim kağıdı ve
resim malzemeleri, renkli macun ve kil hiç bir evde eksik
olmamalı ve çocukların her an ulaşabilecekleri bir yere
konmalıdır.

Çocuklar büyük korkular yaşadıklarında er veya geç


bunu resimlerinde gösterecek, ve bu yolla problemlerini
- 86 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

ifade edecektir. Korku duygusu koyu renkler ve korkunç


sahnelerle, çoğu zaman da kara bulutlarla ifade edilecek­
tir. Eğer çocuğunuz genellikle sarı güneş ve evler, gülen
yüzler ve hayvanlar çiziyorsa, ki dört yaşından itibaren
her çocuğun doğal olarak yaptığı resimler bunlardır, o za­
m.an siz de sakin olabilirsiniz, çünkü çocuğunuzun iç dün­

yasında her şey yerli yerindedir.

Ç ocukların çevresiyle alışverişte bulunması ve zorluk­


ların üstesinden gelmesi için, resim yapmak-en az oyun

- 87 -
Çocuklan n İçindeki Korkular

oynamak kadar-harika bir olanaktır.

Re�im kağıdında ya da macun ve kille yapılan çalışma­


larda korkular sembolik olarak alt edilebilir. Kilden yapıl­

mış canavarlar ya da insanlar dövülebilir, kağıt üstünde


kimseye gerçekten acı vermeden kan akıtılabilir.

Bu yüzden ebeveynler bu resimleri değerlendirmek ye­


rine, ilgiyle resme bakıp anlam veremedikleri şeylerle ilgi­
li sorular sormalıdır. İşte o zaman çocuklar küçük düşü­
rüldüklerini değil, ciddiye alındıklarını hissedeceklerdir.
Bu, korkular üzerine konuşabilmenin çok önemli bir ön
koşuludur.

Öyküleri resim ve şekiller yardımıyla anlatmak çok iyi


sonuçlar verebilir.

Aşağıdaki hayal gezisinde insanı kötü güçlerden, za­


rarlı etkilerden koruyan ve korkunun üstesinden gelmeye
yardımcı olacak gücü veren bir kalkanın yapımıyla ilgile- .
neceğiz. Bir şövalyeninkine benzeyen bu kalkan karton­
dan yapılabilir.

Beni koruyan ve korkulanma karşı bana güç veren


kalkan (8 yaş ve yukarısı için)

Çok rahatça otur ya da yat ve gözlerini kapa. Nefesinin

nasıl gelip gittiğini algıla ve gerçekten en rahat şekilde al.

Nefesini fark ederken, iki gözünün arasındaki bir noktaya


- 88 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

yoğunlaşmaya başla. Bu noktaya üçüncü göz deriz. Bu


noktanın sayesinde kalbimizle görmeyi öğreniriz . .Şimdi
,
bu noktada gittikçe büyüyen bir daire hayal edebilirsin.
Nefes alıp verirken, daire büyümeğe başlar. Yavaş yavaş
büyür; ta ki sen ve daire bir olana kadar. Şimdi rüyalarını
hayal edebilirsin, onları görebilirsin ya da hissedebilirsin.
Bir gün sahip olacağın becerilerini ya da arkadaşlarına ya
da doğaya karşı nasıl davranacağını rüyanda görebilirsin.
Belki de başka rüyalardan tanıdığın özel semboller, hay­
vanlar ya da eşyalar göreceksin. Sana iyi bir duygu vere­
cek her şeyi hayal edebilirsin.

(Bir dakika ara)

Şimdi de korkularını görüyorsun ya da hissediyorsun.


Bu emniyette bulunduğun yerden seyrettiğin korkular
büyük de olabilir, küçük de olabilir. Belki de, senin için
sürpriz olacak bir şekilde, bu korkularını şimdi yenebi­
lirsin.

(Bir dakika ara)

Şimdi yine becerilerine ve rüyalarına bir daha bak.


Gördüğün resimlerden bir şeyler öğrenmeye başla.

(Bir dakika ara)

Şimdi arzularını görmeye ya da hissetmeye çalış . Bu ar­


zuların bir Sün sahip olmak istediğin bir nesneyle ya da
- 89 -
Çocuklann İçindeki Korkular

ne olmak istediğin veya ne olacağınla ilintili olabilir. Neyi

arzu edersen et, bu hem senin hem de üstünde yaşadığı­

mız bu gezegen için sağlıklı bir şey olsun .

. (Bir dakika ara)

Şimdi kendi temponda ondan geriye doğru saymaya

başla. Sıfıra geldiğinde yine gözlerini aç, buraya dön, ken­

dini dinlenmiş hisset ve uyan . . . .

Gördüğün tüm sembolleri, rüyaları, korkuları, beceri­

leri ve istekleri hatırlıyorsun. Bu işaretle kendine bir k�

runma kalkanı yapabilirsin.

Mandala resimleri yap mak

Mandalalar zihinsel bir içeriği sembolleştiren daire şeklin­

de işaretlerdir. Bunlar, doğada çiçeklerde, karda, spiral sis­

de . . . vardır. Nasıl yaşam bir hücre ile spermin orta nokta­


sında başlıyorsa, mandalanın çıkış noktası da bir orta nok­

tadır. Dünyanın tüm kültürlerinden iı)sanlar zihinlerini

dinlendirmek ve kendi ortalarını bulmak için inandalalar

yaratmışlardır. Bunları kiliselerde, camilerde, sinagoglar­

da, levhalarda ve manastırlarda görebiliriz. Pencereler

mandalalardan yaratılabilir, mandala şekilleri kumdan

dökülebilir ya da taşlardan yerleştirilebilir. Son zamanlar­

da mandala resim kitapları çok sevilmeye başladı. Yetiş-

- 90 -
Ebeveynler Çocukianna Nasıl Yardım Edebilirler?

kinler ve çocuklar bu resim kitaplarında verilmiş örnekle­


ri renk renk boyayabilirler. İnsana hem neşe veriyor hem
de gevşetici bir etkisi oluyor.

Boyarken güzel ve sakin bir müzik dinlerseniz ve ka­


rarlaştırdığınız bir süre boyunca konuşmazsanız etkisi da­
ha özel oluyor.
Özellikle kendilerini ifade etmeye korkan yetişkinler
ve çocuklar ya da bu güne kadar çok az başarılı olaylar ya­
şayanlar hazır mandalalan boyamaktan hoşlanıyorlar;
çünkü bu resimler her seferinde hem çok güzel hem de bi­
reysel bir çalışma oluyor. Ben, kişisel olarak, mandalalan

-91-
Çocuklan n İçindeki Korkular

kendim çizmeyi tercih ediyorum, ancak çocuk güya mü­

kemmel olmayan ya da "kötü" resim yaphğıru sanıp, kız­

mazsa.

Mandalalar hiç bir zaman değerlendirilmemeliler, çün­

kü onlar kendi orta noktamız tarafından yaratılıyorlar.

Nasılsalar, öyleler: İçimizden gelen resimler; bilinçaltımı­

zın resimleri. Korkularımızı anlamada b ize yardımcı olur­

lar, yanı sıra güç ve cesaret de verebilirler.

Serbest resim yapabilmek için dört köşe ya da yuvarlak

kesilmiş kağıtlara, sulu boyaya ya da mum kalemlere, te­

beşir ya da boya kalemlerine gereksinim vardır. Çocuk yu­

vasındayken bile doğal malzemelerle de (çiçekler, taşlar,


meyveler) mandalalar yapılabilir ve boyanabilir. Tek şart,
bir dairenin ya da bir noktanın olmasıdır.

Aşağıdaki fantezide yapılacak gezi sekiz yaşından

büyük çocuklar içindir ve onların mandalanın anlamını

kavramalarına yardımcı olacakhr.

Mandala

Rahatça otur ya da uzan, istersen gözlerini kapatabilirsin.

Yavaşça nefesine dikkat etmeye başlayabilirsin. Her nefes

verişinde bedenindeki tüm gerginlikleri dışarı verebilii­

sin. Gerçekten tamamen rahat oturmaya başladığında,

gözlerinin arasındaki orta noktaya yoğunlaşmaya b aşla .


- 92 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

Bu noktada, gittikçe büyüyen bir daire hayal edebilirsin.

Sakin sakin nefes alıp vermeye devam ettikçe, bu daire


seninle bir olana kadar, gittikçe büyür.

(Bir dakika ara)

Şimdi, bu dairenin oldukça büyüdüğünü ve odadaki


herkesi içine aldığını hayal edebilirsin.

(Kısa bir ara)

Sen nefes alıp vermeye devam ettikçe, daire daha da


bi.iyür ve tüm arkadaşlarını, tüm evleri ve sonunda tüm
dünyayı içine alır.

(Bir dakika ara)

Her nefes alış verişinde daire daha da büyür ve tüm ev­


reni içine alır. Her nefes alıp verişinde, evrenle bir olursun
ve enerjinle, zihninle ve sevginle her şeyi içine alırsın.

(Bir dakika ara)

Dairenin içinde nefes alıp vermeye devam ediyorsun


ve kendinin, evrenin ortasında bulunan bir mandala oldu­
ğunu ve aynı zamanda da evrenin ta kendisi olduğunu
hayal edebilirsin.

(Bir dakika ara)

Hazır olduğun zaman, kendi temponda ondan geriye

- 93 -
Çocuklann İçindeki Korkular

doğru say, sıfıra geldiğinde, yavaşça gözlerini aç ve bu o­

daya gel. Bir kağıt al, rahatça otur, mandalayı çizerken


farklı renkler kullan ve bu arada, evrenle bir olduğunda
hissettiğin duyguyu yaşamaya devam et.

Tüm duyularla: Algılama


alıştırmaları ve duyuları eğitme
Kim dünyayı keskin duyularla yaşar ve kendi bedenini iyi
tanırsa, tartışmalara ve tehlikelere göğüs gerebilir. Korkak
insanların dikkati ya korkularında ya da güya çözüleme­
yen sorunların üzerine toplanır; bu yüzden görüş alanını
genişletmek, doğal merakı etkinleştirmek ve algılamayı e­
ğitmek çok iyidir. Böylelikle, gece rüzgarında uçuşan ça­
maşırlatı hayaletlerden ayırt edebilmeyi, tahta mobilya­
lardan çıkan sesin tahtanın doğal genleşmesinden gelen
bir ses olduğunu, öğrenebiliriz.

Aşağıda, duyularınızı eğitecek ve algılama becerinizi


aktifleştirecek bir kaç alıştırmanın listesini yaptım.

Renklerle oyun
Harika ipek örtüler (dört yaş ve yukarısı için)

Çocuğunuza, san, turuncu, kırmızı, pembe, mavi, yeşil


renklerden pamuklu ya da ipek kumaşlar verin. Çocuğu­
nuz en çok beğendiği renkteki kumaşı seçsin.
94
- -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Eçlebilirler?

Bu renk neden güzel?

Bu renkte olan neler var (çiçekler, eşyalar, hayvanlar)?

Bu renkte olan neyi isterdim?

Hangi rengi hiç sevmiyorum? Neden?

Hangi renk bana, korkuma karşı yardımcı olabilir?

Hangi eşyalar, çiçekler ya da hayvanlar bu renktedir?

Onları nasıl bulabilirim?


-

- 95 -
Çocuklan n İçindeki Korkular

Çocuğunuz örtülerden bir tanesini seçsin, eline alsın ya


da başına koysun. Şimdi, ikiniz de sessizce ve rahat bir şe­
kilde oturun.

Çocuk, bu rengi nefesiyle içine çektiğini ve yine dışarı­


ya üflediğini hayal etsin. Nef«7s verirken, renk karnından
dışarı çıksın, öyle ki bir süre sonra kamı tamamen bu
renkte bir bulutla kaplı olsun. Nefesine ve rengin verdiği
rahatlığa dikkatini verirken, oturuşunu daha da rahatlaş­
hrabilir ve rengin tadını daha da çok çıkartabilir. Belki de
bu renk bir şeyler anlatmak ya da bir şarkı söylemek . . . is-

tiyordur, ve rengin anlattıklarını yeterince dinledikten
sonra, çocuk yeniden buraya geri gelir, ellerini ve ayakla­
rını oynahr, yine tamamen uyanık ve dingindir.

Renklerin diyaloğiı (beş yaş ve yukarısı için)

Eğer renkler sohbet edebilselerdi, birbirlerine neler anla­


hrlardı?

" Ben sarıyım. Ben güneşin rengiyim . . . "

Renkleri seyretmek (dört yaş ve yukarısı için)

Çocuğunuza sünger ile ıslatılmış büyük bir resim kağıdı


verin. Çocuk kalın bir fırça ile ya da parmaklarıyla kağıda
sulu boya renklerinden yerleştirsin. Neler olduğunu ve
renklerin birbirleriyle nasıl buluştukla{ını seyretsin.
-96 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

Kaleydoskop (alh yaş ve yukarısı �çin)

Oyuncak mağazalarında, sizin de yapabileceğiniz kaley­


doskop malzemeleri bulunur. Çocuk, kaleydoskopun için­
deki basit renkli cam ya da plastik parçacıklar ve üç ayna­
nın sayesinde nasıl harika desenler yarathğıru görebilir.

Tonlarla, seslerle ve müzikle oyunlar

Sesler duymak (üç yaş ve yukarısı için)

Sıcak bir yaz günü, pencerenizi açın ya da çocuğunuzla


doğanın içinde güzel bir yere gidin. Çocuk gözlerini ka­
patsın ve avuçlarını açsın. Bir ses duyduğunda bir parma­
ğını uzatsın. Neler duyuluyor?

- 97 -
Çocuklann içindeki Korkular

Su kaç çeşit ses çıkartır? (dört yaş ve yukarısı için)

Bu alanda denenebilecek çok şey var. Kaplarla ve bardak­


larla doğanın seslerini dinleyebilirler (nehir, deniz, şelale,
yağmur, gök gürültüsü vs). Hazır satılan fotoğraf kartla­
rından ve kasetlerden de yararlanabilirsiniz.

Beni güçlendiren müzik (beş yaş ve yukarısı için)

Şarkılar, müzik parçaları ya da kendi bestelerinizin arasın­


dan çocuğun, ona güç veren bir müziği seçmesini sağla­
yın. Örneğin, b u bir sirk müziği olabilir, belki de bambaş­
ka bir müzik. Piyano ya da başka çalgılarla (davul) bu tür
"güç veren müzikler" doğaçlanabilir.

Deniz kabuğunun içindeki deniz (üç yaş ve yukarısı için)


Çocuğunuza iki tane büyük deniz kabuğu verin; kulakla­
rına dayasın. Denizin sesini ya da deniz kabuğunun anlat­
tıklarını dinlesin.

Hava ve rüzgar sesleri (dört yaş ve yukarısı için)

Hava ve rüzgarla hangi sesleri çıkartabiliriz ya da taklit e­


debiliriz. Biz.e yaşam gücü veren nefes hangi sesleri çıkar­
hyor ?

- 98 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

Hissetmek, ellemek ve dokunmak

Hisset (üç yaş ve yukarısı için)

Çocuk gözlerini kapatsın. Eline doğal bir cisim verin (sü­


müklü böcek evi, taş, kayın kozalağı vs). Cismi nasıl hisse­
diyorsun? Bu ne? Sana ne anlatıyor? Gözlerini açıp, şimdi
cisme baktığında ne değişti?

Kutuda ne var? (dört yaş ve yukarısı için)

Büyük bir ayakkabı kutusunun üstüne, içine el girebilecek


ama bakılamayacak büyüklükte bir delik açın. Kutunun
içine çocuğun dokunabileceği çok değişik cisimler koyun
(büyük bir çivi, sünger, taş, kuş bumu meyvesi, sabun).

Elma ne anlatıyor? (beş yaş ve yukarısı için)

Çocuğun eline bir elma koyun. Gözlerin kapatıp, elmayı


okşasın, bu arada elmanın ona ne anlattığını bulmaya ça­
lışsın. Bu alıştırma her çeşit doğal bir cisim ile yapılabilir.
Okulda yapılırsa, çocuklar bu alıştırmadan sonra bir hika­
ye yazabilirler.

Dokunma labirenti (üç yaş ve yukarısı için)

Ebeveynler eğitmenlerle beraber dokunma labirenti inşa


edebilirler. Çocuklar spiral bir form içinde ortaya doğru
- 99 -
Çocuklann İçindeki Korkular

hareket ederler ve koridorun duvarlarına dokunabilirler.


Duvarlarda kürk parçalar, midyeler, ayna, metal, odun,
seramik vs asılı olabilir.

Bu kimdir? (dört yaş ve yukarısı için)

Birçok çocuk, gözleri bağlanmış olarak daire şeklinde otu­


rur. Oyunu yöneten (gözleri açık) çocuk, bir çocuğu ses­
sizce başka bir çocuğun yanına götürür, kucağına oturtur.
Sand.alyede oturan kucağına oturana dokunur ve kim ol­
duğunu bulmaya çalışır. Tersine de olabilir!

Gizli yazı (beş yaş ve yukarısı için)


'

İki çocuk birbirlerinin sırtına sayılar ya da harfler yazarlar.

Hava haberleri (beş yaş ve yukarısı için)

Çocuklar ya daire şeklinde ya da önündekinin sırtına do­


kunabilecek bir şekilde tek sıra halinde otururlar. Eğit­
men/ öğretmen ya da anne (tek çocukla da olabilir) hava
üzerine bir hikaye anlatır, önceden hangi havada hangi
dokunuşun olacağı belirlenir, örneğin;

Yağmur: parmak uçlarıyla hafifçe vurmak


Şimşek: sırt üstünde zigzag çizgiler
Şelale: elle yukarıdan aşağıya okşamak
Güneş: iki eli de hafifçe saçların üstüne koymak
- 1 00-
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

Bu çeşit yumuşak masajlar sıcak ve samimi bir ortam­


da yapılmalıdır. Korkan çocuklar için bu tarz oyunlar uy­
kuya yatmadan önce yapılırsa çok teselli verici olur.

Masaj yapmak bir çeşit hediyedir ve istekli yapılmalı­


dır. Bulunduğunuz oda sıcak olmalı, sakin bir müzik ve

mum ışığı rahatlatıcı bir ortam sunacaktır. Bir çay kaşığı


bitki yağına (örneğin: Badem yağı) bir damla lavanta, gül
ya da papatya eteri damlatın. Bu karışımı ellerinizin ara­
sında yağ ısınana kadar ovun ve çocuğunuzun sırtına faz-

- 101 -
Çocuklann İçindeki Korkular

la bastırmadan yumuşak hareketlerle sürün. (Sayfa


lOl 'deki resimde görüldüğü gibi).

Sırt masajı

Gevşek parmaklarla ve iki elinizle aynı anda, omurun sa­


ğından ve solundan, aşağıdan yukan doğru ve omuzlar­
dan dÖnüp tekrar aşağı doğru hareketler yapın. Hareket­
leriniz yavaş ve baskısız olsun. Baskısız yaptığınız tak­
dirde, çocuğunuzun hoşuna giden, böylelikle daha da et­
kili olacak olan herhangi başka okşama hareketleri de
keşfedebilirsiniz.

Koku alıştırmalan

Genelde çocukların koku organları yetişkinlerinkinden


daha iyidir. Bu yüzden kötü kokulara karşı çok hassastır­
lar. Bazı yetişkinler ve çocuklar belirli kokulan alamazlar.
Bu gizli bir sorunun ipucu olabilir.

Hangi kokudan hoşlanıyor.sun? (üç yaş ve yukarısı için)

Değişik maddeleri kavanoz kapaklarına koyun, örneğin


diş macunu, krem, sabun, vanilya şekeri, mum vs. Hangi
kokudan hoşlanıyorsun? Neden? Bu koku sana neyi hatır­
latıyor?

- 1 02 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?
Koku hafızası (dört yaş ve yukarısı için)

Bir çok eşit büyüklerdeki şişelere ya da bardaklara bir par­


ça pamuk koyun. İki şişeye aynı eterden bir damla damla­
tın. Şişelerin ağ zını yeniden kapatın. Çocuk, koklayara k
şişeleri yeniden eşleştirsin. Aşağıdaki eterler bu al ıştırma
için çok uygun: Lavanta, sedir, mandarin, greyfr ut limon,

ve portakal . Çocukla r hangi kokunun, bir ağaca ya da bir


çiçeğe, ya da bir meyveye ait olduğunu t ahmin edebilir.

Burnunu takip eti (üç yaş ve yukarı sı için)

Odanın bir ye rine eterli bir p am uk parçası koyulur. Çocuk


ya da çocuklar "bur unlarını tak ip edip," pamuğu bulm a­
ya çalışırlar.

Bunun tadı nasıl? (üç yaş ve yukarısı için)

Tatlının tadını bütün çocuklar bilirler. Acı, keskin ya da


ekşi tatlan çoğu çocuk tanımaz. Gözleri kapahp bilinçli
,

bir ş ekilde tat almak yalnızca çocuklar için bir macera de­
ğild i r. "Fast food" çağında hepimiz az çok değişik tatları
unuttuk. Kuruüzümün tad ı nasıldı? Alışık olduğ u muz za­

manın ötesinde üzümü ağzımızda tuttuğumuzda tadı na·


sıl değiş iyo r?

-103-
Çocuklann içindeki Korkular

Aşağıdaki liste ilginç tatlarda bitki isimleri içeriyor:

limon içi: (ekşi)

Limon kabuğu (aşılanmamış): keskin, aromatik

Kara kavuk yaprağı: (bazen keskin)

Acı marul: (özellikle alt tarafı keskin)

Değişik renklerde biber: (tatlı, ekşimsi )

Küçük kırmızı biber: (acı)

Farklı tahıllar: (çiğnendikçe tatlı olurlar)

Taze nane: (acı, aromatik)

İçsel res imler ve fantezi gezileri


Birçok çocuğun zengin bir fantezisi ve güçlü bir hayal gü­
cü vardır. Bu yüzden iç gözleriyle gördükleri bazı resimler
. .
onları korkutur. Bunun tersi de mümkündür: Güzel re­
simler ve hayaller korkuyu yenmede de yardımcı olur.

Büyük çocuklarla çalışırken "içsel video" ya da "içsel


televizyon" kelimelerini kullanabilirsiniz. Küçük çocuk­
larda ise "içsel resimli kitap" ya da fotoğraf albümü diye
anlatabilirsiniz. Çoğu zaman yalnızca anlatmak yeterli o­
lur: "Çok güzel bir çayırda olduğunu hayal et . . . Çimenliği
görebiliyor musun?"

- 1 04 -
Ebeveynler Çocuk/anna Nasıl Yardım Edebilirler?

Çok kısa cümlelerle başlayın ve çocuğunuzun gevşedi­

ğini ve sizi takip edebildiğini fark ettiğinizde bu küçük

fantezi gezinizi genişletin.

Bu tür çalışmaları, yalnızca çocuğunuzun içsel olarak


istekli ve içsel olarak sakin olduğunu da hissederseniz,

uygulayın.

Güç veren hayvan (sekiz yaş ve yukarısı için)

Arkana uzan. ve kendini rahat bırak; her soluk alışında sa­

na yaşam gücü veren nefesine dikkat et. Kızılderililerin

hayvanları kardeşleri olarak tanımladıklarını belki daha

önceden de duymuşsundur. Hayvanlar insanlara yardım­

cı olurlar ve güç verirler. Belki sen de, ihtiyacın olduğun-

-105 -
Çocuklann içindeki Korkular

da seni korumaya ve sana yardım etmeye gelen güçlü bir


hayvanı hayal etmekten hoşlanırsın. Gözle� kapattığın­
da, iç gözünle sevimli bir hayvan görebilirsin. Belki baş­
langıçta biraz silik göreceksin, ama zamanla resim gittikçe
belirginleşecektir: O senin güç veren hayvanın. Onu se-

- 106 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

lamlayabilir ve ondan ne istedi ğini ona söyleyebilirsin.


(Çocuğu çok dikkatli gözleyin Korktuğunu ya da istek­
.

sizleştiğini fark ederseniz, çocuğa hayvanı her an gönde­


rebileceğini söyleyin: "Üçten geriye say ve gözlerini tekrar
aç.")

Ta yukarıda (beş yaş ve yukarısı için)

Uçabildiğini hayal et. Ta yukarıya, tertemiz havanın üstü­


ne uç uyorsun. Gökte çok zarif ve kolayca uçuyorsun. Şeh­
rin üstünden uçtun gittin bile, güneş ışıklaruu yayıyor ve
eğer hoşuna giderse, seni yumuşak beyaz bir sis gibi saran
bir bulutun içinden uçabilirsin. Mutlu ve sakin bir şekilde
uçuyorsun . . . Ve istersen, yeniden bulutların içinden da­
lıp, geçip yere inebilirsin. Güvende olacağın ve iyi inişe
geçebileceğin yeri kendin seçebilirsin.

Yunus balığı (beş yaş ve yukarısı için)

Sıcak ve güneşli bir günde deniz kenarında yürüyorsun.


Kumsal yumuşak ve sıcak. Temiz ve mavi su, parlayan a­
yaklarının etrafında oynuyor. Ve canın denize girmek isti­
yor. Şeffaf su havaya sıçradıkça senin kalbin de sevinçten
sıçrıyor ve yavaşça suya dalıyorsun. Bir süre sonra arka­
daşın yunus balığına rastlıyorsun. O da senin gibi sevinçli.
Eğer istersen bugün yeniden oniın sırtına binebilirsin. �u-

- 1 07 -
Çocuklann içindeki Korkular

nus balığı seninle oynuyor ve ne z.aman ona ihtiyacın o­


lursa sana yardımcı oluyor. Yeteri kadar oynadıktan sonra
yunus balığıyla vedalaşıyorsun. Belki ayrılmadan önce bir
sonraki buluşmanızı kararlaştırabilirsiniz? Sonra deniz­
den çıkıp, güneşli kuµısaldan buraya dönüyorsun . . . ve yi­
ne tamamen buradasın, dinlenmiş ve uyanık.

Her fantezi gezisinde ya da hayal kurma çalışmaların­


da, çocuğun kendi içinde taşıdığı resimlerden bahsetmek
çok anlamlı olur. Örneğin, çocuk eğer siyah bir canavar­
dan korkuyorsa, beyaz bir peri gelebilir ve canavara büyü
yapabilir ya da kötü bir şeyden korkuyorsa, önünde so­
nunda onu yenecek iyi bir şey her zaman vardır. Küçük fa­
reler büyük aslanları k�rtarabilirler ve arkadaş olabilirler,
- 1 08 -
Ebevey nler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

devler aptal, cüceler akıll ı olabilir ve hiç bir durum kur­


nazca-gülünç bir çözüm bulanamayacak kadar içinden çı­
kılmaz değildir.

Yıldızlı göğün altında


Çocuğun ebeveynleri sayesinde yaşayac ağı emni y eti
"Cennetlilerin kusursuz vatanı" diye tanımlamıştır Joseph
'
Campbell. "Dünyayı ve tüm evreni kendi annemiz gibi
yaşadığımızda, bu yetişkinlerin deneyimlerinin büy ük bir
bölümüne de yansıyacaktır. Çocuğun annesi ile yaşadığı
bağlılığı biz de evrenle o kadar bütün ve doğal bir bağlan-
tı gibi hissettiğimizde, evrenle kusursuz bir armoni ve a­
henk içinde bulunacağız."

Böyle bir durum içinde korkunun yeri yoktur, çünkü


biz-hem ebeveynler hem de çocuklar-kendimizi büyük
bir bütünün içinde emniyette hissedeceğiz. Çocuklar tabi­
at üzerine anlatılara çok açıktırlar. Hemen, hemen tüm ço­
cuklar bitkileri ve hayvanları severler ve kendilerini onla­
ra yakın ve bağlı hissederler. Sanki gezegenimizin tüın ya­
ratıklarına karşı bu bağlantıyı içgüdüsel olarak hisseder­
ler. Bu insanı çok sakinleştirici bir deneyimdir. Doğum ve
ölüm, olmak ve yokolmak, yemek ve yem olmak sonsuz

bir döngüdür, ve bunun en büyük acı olması yanı sıra en


büyük teselli olması, yaşam akışı.nın arkasında bizden çok
- 1 09 -
Çocuklann içindeki Korkular

daha büyük bir enerjinin olduğunu gösteriyor: sevginin


gücü.

Evrim süreci ve evren ile ilgilenmiş hiç bir kimse etki­


lenmeden kalamaz. Bir mucizeye yalnızca şaşılarak bakı­
. labilir. Çocuklan, tüm yaratıklara karşı sahip oldukları
doğal eğilime engel olmadan yaşama ortak edersek, ne tür
güçlerin etkinlikte bulunduğunu görebileceklerdir. Yaşam
içinde işbirliği yapabilirler ve yaşama saygı duyabilirler.
Bu süreç içinde de korkulannı kaybedebilirler. Çocuklarla
fasulye ekip yetiştirmiş ya da onlarla beraber karıncaları
seyretmiş biri, bundan ne kadar büyük bir mutluluğun ve
canlılığın doğduğunu bilir. Özellikle, korkan çocuklar do­
ğanın içinde bir çok şey yapabilmeli, yıldızlarla dolu gö­
ğe, ama ufacık bir yuvarlağın içinden kocaman bir ıhla­
mur ağacırun büyümesine de şaşkınlıkla bakabilmelidir.

Doğa içerikli masallarda ve hikayelerde yardıma muh­


taç insanlara, eğer insanlar da onlar için bir şey yapmaya
razı olurlarsa yardım eden iyi periler ve yaratıklar vardır.

Lambadaki cin, ağaçlar, ak saçlı adamlar, cüceler, her


çeşit hayvanlar ve melekler insanlara sorunlannda, hatta
hiç üstesinden gelinemeyecek gibi görünen görevlerinde
yardım etmeye ve olağanüstü becerileriyle yandaş olmaya
hazırdır. Çocuklar ve yetişkinler için bu güçlere ve yar­
_dımcılara güvenmekten daha büyük bir teselli olamaz.
- 1 10 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

Modem doğa bilimleriyle uğraşan kuşkucular bile, her ne


kadar tüm eski uygarlıklar tarafından farklı şekilde tanım­
lansa bile, yine de enerji akımı olarak, bizim sınırlı aklı­
mızla şimdiye kadar kavrayabileceğimizin çok daha öte-
- 111 -
Çocuklan n İçindeki Korkular

sinde etkileyebilen benzer güçlerin olduğunu şaşkınlıkla


göreceklerdir.

Bu yüzden çocuklara bu güçlerden, yaratık).ardan ya da


enerjilerden bahsetmeyi, onlara bu güçlerin mitolojide ve
masallarda yerleşmiş sembolik biçimlerini açıklamayı-ki
bunu tüın eski uygarlıklar her zaman yapmıştır--çok ö­
nemli buluyorum.

O zaman çocuklar kendilerini hiç bir zaman yalnız ve


terk edilmiş hissetmeyeceklerdir, çünkü tanrısal koruyucu
güç her yerde etkisini gösterir, ve bu düşünceye açık olan
herkes tarafından hissedilebilir. Koruyucu melek fikri ÇQ­
cuklara her zaman, bizim bir şeyleri "şans" olarak tarum­
layabildiğimizi açıklar. Ama aynı zamanda koruyucu me­
leklerin etkilerinin bir ispatı olarak da geçerlidir. Okul ar­
kadaşının sopası gözünün kenarına çarptığında, yeşil ışık­
ta sola sapan araba son anda küçük çocuğun dibinde fren
yaptığında, koruyucu melekler yardım etmiş olurlar. Tüm
hikayeler mutlu bir son ile bitmese, ve keder dü:hyadan
yok olmasa da, yine de bütün çocuklar koruyan ve esirge­
yen güçlere inanarak kendilerini emniyette ve güvende
hissedebilirler. Göremediğimiz anlarda bile yüce güçlere
inandığımız zaman, ölüm ve yaşamın trajedisi de anlaşılır
olacaktır. Görünenin arkasında saklanan, ama önünde so­
nunda keşfedilen görünmeyen, yalnızca üç boyutlu resim­
lerde yer almıyor.

- 1 12 -
Ebeveynler Çocuklanna Nasıl Yardı m Edebilirler?

Uzun bir süre inancın bir hediye olarak verildiği düşü­


nüldü, bir bakıma da bu böyledir. Bugün bilim adamları­
nın, büyük bir şaşkınlıktan dolayı, inanca dönük bir yol
bulmaları, madde ve · aklın arasındaki zıtlığın ortadan kal­
dırılmasından değil, daha çok bugüne kadar henüz ta­
mamlanmamış bir gelişim sürecinde olan evrene karşı du­
yulan saygı ile ilintilidir. Değişik ülkelerin bilgeliği ve bu­
günün bilgileri el ele veriyorlar.

Bu bağlantıları çocuklara açıklamak gerekmiyor bile.


Onlar bunları zaten seziyorlar, yeter ki yetişkinler onların
bu bilgilerini, fantezi ve hayal güçlerini kırarak, silmesin­
ler.

Korkuya karşı merasimler


Bu anlamda merasimler, belirgin bir şekilde, tekrar tekrar
aynı biçimde yapılan davranışlardır. Belirli bir sıraya göre
yapılır, müzikle, sembollerle, kokularla ya da benzeri şey­
lerle alh doldurulur ve özellikle duygulara hitap eder. Ço­
ğu zaman buna kostümler, maskeler, renkler, belli besin
maddeleri, içecekler, danslar ve aksesuarlar da dahil olur.

Düğünler ve cenaze törenleri, karnaval ve doğum gün­


leri de merasimlerle belli olur. Aileler de az çok bilinçli o­

larak ortak yaşamı kolaylaşhran ve çocuklara güven ve-

- 1 13 -
Çocuklann İçindeki Korkular

ren, güncel merasimler yaratırlar. Örneğin, çoğu ailelerde


dini bir günün merasimi vardır, yatağa yatma merasimi,
pazar sabahı kahvaltı merasimi vb. Karanlık. bodrumda
şarkı söylemek ya da şiir okumak, şans getirecek sembol­
lerin asılması ya da muska taşımak, korkuya karşı bir şey­
ler yapmanın bir parçası olarak, anlaşılabilir. Çoğu zaman
çocuklar özel oyunlar icat ederler, örneğin "tehlikelerden"
korunmak için yerdeki çizgilere basmamak gibi. Aslında
yaptıkları oyun oynayarak korkuyu yenmektir.

Korkuya kar�ı geliştirilen özel merasimin, yabancı, saç­


ma ya da sahte görünmemesi, doğru ve anlaşılır kalması
için, ebeveynlere ve çocuğa uygun olmalıdır. Ailelerin
kendi dünya görüşlerine ve inançlarına uygun olan ve
kendi olanak ve becerilerinin çerçevesinde kalarak mera­
simlerini yaratmaları çok anlamlıdır. Böyle bir merasimin
parçalan şunlar olabilir:

Mandala resmi çizmek;


Bir mum yakmak;
Güzel kokulu ispirto lambası yakmak;
Bir şarkı söylemek;
Bir dua okumak;
Bir hikaye anlatmak;
Belli bir meditasyon yapmak;
Bir fantezi gezisi yapmak;
- 1 14 -
Ebet,.eynler Çocuklanna Nasıl Yardım Edebilirler?

Sevgi dolu bir masaj;


Yoga alışhrmalan;
Beraberce hayvanlar ve/veya çiçekler yetiştirmek.

Eskiden yapılan sabah ve akşam ibadetleri, mevsim ge­


çişlerinde yapılan şenlik merasimleri ve başka örf ve adet­
ler, o zamanın çocuklarına emniyet ve güven vermişlerdi .
Çok hızlı, korku dolu ve rezalet geçen çağımızda, yuvalar
ya da başka tür okullar gibi, çocuklara güven kazandıran
adacıklar yaratmak, aileler ya da topluluklar tarafından
da görev olarak üstlenilebilir.

Korkulara karşı beden alıştırmaları

Korku düşüncelerde, duygularda ve bedende yaşanır. O


zaman korkumuzla bedensel olarak da b uluşabiliriz .

Sanskritçede soluk, "prana" yaşam gücü olarak tanım­


lanır. Korkuya karşı çok önemli bir destektir. Kendilerine
tehlikeli gelen durumlarda, sakince ve karınlarına derince
nefes alanlar ve bu arada içten bazı sözler konuştukların­
da-örneğin nefes alırken sevgi ve nefes verirken güven
sözcüklerini söyleyenler-çok yakın bir zamanda sakinleo­
şecek ve. kendilerini toparlayabileceklerdir.

Çocuğunuzla beraber başka kelimeler de seçebilir ve


bu sözcüklerle denemeler yapabilirsiniz, örneğin:
-1 15 -
Çocuklann İçindeki Korkular

Nefes alırken: cesaret;


Nefes verirken: bana gel;

ya da;

Nefes alırken: aslan (ya da güç veren başka bir


hayvanın adı);
Nefes verirken: bana yardım et.

Aşağıdaki alıştırmalar da yardımcı olacaktır:

Ağaç alıştınnası

Çocuk, kökleri (ayaklan) toprağa sağlam bağlanmı ş, çok


güçlü bir ağaç olduğunu hayal eder. Fırtına çıkar ve ağacı
yumuşakça sallar: Nefes alırken öne, verirken geriye. Fır­
tına şiddetlenir, ama ağaç sapasağlam yerinde durur ve
yalnızca öne-arkaya sallanır.

Renk alıştınnası

Seni güçlendiren ve özgürleştiren rengi nefes alırken içine


çek ve kirli havayı gri renkte dışarı ver. Her nefeste için

aydınlanacak ve parlayacak.

Toprak Ana alıştırması

Üst gövdeni öne ve aşağı doğru eğip, kollarını kuvvetlice

sallayarak, tüm korkularını yere atabilirsin. Sonra yukarı,

- 1 16 -
EIJeveynler Çocuk/anna Nasıl Yardım Edebilirler?

güneşe doğru gerin, kollarını göğe uzat, yüzünü güneşe


çevir ve ışıklan altında güçlü bir enerji duşu al.

Toprak beni taşıyor alıştınnası

Rahat bir şekilde sırtüstü yere yat, kollarını gevşek bir şe­
kilde gövdenin yanına koy. Her nefes alışında, topraktan
güç ve enerji alabildiğini hayal et. Toprak seni taşır. Her
zaman.

Korkan çocuklara bir hamakta sallanmak da çok iyi ge­


lir. Bu sallanma güven uyandırıcıdır ve ana rahrründe ya­
şanmış sallanmayı çağrıştırır.

Bir hocanın eşliğinde atlarla uğraşmak da tedavi- etkisi

- 1 17 -
Çocuklann İçindeki Korkular
.
yapar. Ata binildiğinde, ahn büyük ve sıcak gövdesi ve
yumuşak sallayıcı hareketleri çocuğun kendine olan güve­
nini ve memnuniyetini arttırır.

Çocuğun kendine olan güvenini arttıran ve bedenini


fark ettiren her çeşit spor türleri de korkan çocuklara yar­
dm\Cl olabilir. Yalnızca denemelerle ve aktif bir çalışmay­
la, "Ben değerliyim ve bed�i emin b ir şekilde kullana­
bilirim" d uygusu ile bağlantılı olan güç ve kuvvet büyü­
yecektir.

- 1 18 -
KAYNAKLAR

1 . .Klaus Hurrelmann, Die alten Kinder, Psychologie


heute içinde, cilt 10, 1994.
2. Horst Eberhard Richter, Umgang mit Ang.st, Hamburg
1992.
3. Sogyal Rinpoche, Das tibetische Buch vom Leben
und vom Sterben, München-Bem 1993.
4. Nele Maar /Verena Ballhaus, Papa wohnt jetzt in der
HeinrichstraBe, Lohr 1988.
5. Horst Eberhard Richter, Umgang mit Ang.st, Hamburg
1992.
6. Albert Schweitzer, Die Ehrfurcht vor dem Leben,
München 1988.
7. Bruno Bettelheim, Kinder brauchen Miirchen, Stuttgart
1990.
8. Astrid Lindgren: Rorifa, Raubertochter, Hamburg 1982.
9. Joseph Campbell, Mythen der Menschheit, München
1993.
- 121 -

You might also like