Bu Ne Ki

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 4

Hikâyenin ana karakteri: Henüz adını koymadım. Şimdilik ona Amelia diyeceğim.

KENDİSİNİN HAFIZA KAYBI VAR. Belli bir dönemden önceki olayları hatırlayamıyor. Nedeninin
genlerle ilgili bir tür hastalık olduğunu düşünüyorlardı. Ona öyle denmişti. Normalde bu tür
hastalıkları olanların askeri mevzularda rol almasına izin verilmezdi. Ama Amelia, bir
istisnaydı. O bile anlam veremiyordu bunlara. Ancak bir asker olmayı başarabildiği sürece,
onun için endişelenecek bir durum da söz konusu değildi.

Yıl 21XX

İnsanlığın sonunun ve kıyametin yaklaştığı an. Ama hayır, öyle tam olarak dini kitaplarda
bahsi geçen olaylar gibi değil. Dünyayı tersine döndürmekle sorumlu olan 3 kişi vardı. Evet,
sadece 3 kişi bu kıyameti başlatıp insanlığın sonunu getirmeyi planlamışlardı. Nasıl olduğu
bilinmiyordu, yetersiz bilgiye rağmen tüm dünya gizli kimlikleri olan bu 3 kişiyi tutuklamak
için birlik olmuşlardı. Kimlikleri bilinmiyordu, yaptıklarına şahit olan birileri olsa bile
öldürülmüş oluyorlardı. Dünyaya hüküm süren yüksek rütbeli insanlar artık bu kıyametten
kurtulamayacaklarını anlayınca kendi içlerinde askeri bir plan düzenlediler. Zaman makinesi.

Plan: Kıyametin sonuna yaklaştıklarında, seçilmiş örnek bir asker zaman makinesi ile tüm bu
karmaşanın henüz başlamadığı bir döneme dönecekti. Bu karmaşadan sorumlu olan 4 kişi ise
o zamanlar henüz bu kıyamet ile ilgili olmadıklarından onları bulmak zor olamayacaktı.
Seçilecek asker hepsini bulup onları istinasız öldürme emri altındaydı. Seçilmiş olan asker ise:
Amelia olacak tabii ki. Sonuçta ana karakter.

-DÜNYANIN SONU ve BAŞLANGIÇ-

(bu kısım hikayenin nasıl başlayacağının bir betimlemesidir, olayların ana karakterin ağır
duygularıyla başlamak istedim. Özellikle de “doyumsuzluk” konusuna çok değindim,
hikayenin başka bir kısmında bu duyguya bir kere daha değinip bu iki olay arasında paralel
bağlantı kurmayı planlıyorum. “Nerden nereyeee” dermişçesine.”

Kurşun yağıyordu. Amelia vurulacağını biliyordu ancak önünde duran devasa, bomboş toprak
arazide koşmaktan başka yapabileceği bir şey yoktu. Zaten 5 dakika içerisinde bu olayların hiç
yaşanmadığı bir zamana dönecekti, bunun bilincindeydi. Yine de koştu, nefes nefese kalıp
koşuşunun yavaşlamasına engel olamayacak kadar. Bu bir tür refleksti. Doğru, sonuçta kim
ölmeyi dimdik bir yerde durup kabullenebilirdi ki… Her insan ölmekten korkardı, kendini bildi
bileli böyle düşünüyordu. İnsanoğlu doyumsuzdur, hep daha fazlasını isterler. İnsanlar
ölürken bile hayatları boyunca elde ettiklerinin yetersiz olduğunu düşünüp, daha fazlası için
koşacaklardır. (İLLA FELSEFE KATACAKSIN ASLI)

Amelia’nın yanında çığlık atarak dehşet içinde koşan insanlar teker teker vurulup yere serildi.
Sadece o koşuyordu. Sadece koşmayı düşünüyordu. Umursadığı her şey bir anda sadece
koşmak olmuştu. “Hiçbir şey istemiyorum” diye düşündü, “sadece koşmak”…
Bacağından vurulduğunda yere yığıldı. Zaman kaybetmeden yavaşça ayağa kalktı. İlerlerken
vurulan sol bacağını arkasından sürükledi. Acı içerisinde sadece kaşlarını çatarak ileriye doğru
bakıyordu, sanki varabileceği bir yer varmışçasına. Oysa önünde duran boş toprak, kuru ot ve
taşlardan başka bir şey değildi. Umutsuz ve çaresizdi. Başka bir kurşunun onu göğsünden
vurması ile yine yığıldı.

Bu sefer ayağa kalkmadı, yüzüstü kuru toprağa düştüğünde her yeri sızlıyordu. Bedeninden
akan kanın sıcaklığını hissetti. Yavaşça doğruldu ve titreyen kollarıysa tüm gücünü kullanarak
kendini sırtüstü döndürmeyi başardı. Gözlerini zorla açtığında gökyüzünü gördü. Mavi.
Gökyüzü hep bu kadar mavi miydi? Az önce boş toprağa bakarken ve çaresizlik içindeyken
nasıl gökyüzünün böyle olduğunu fark etmemişti? Doğru, odaklandığı tek şey koşmaktı, tek
istediği, tek bildiği koşmaktı. Sadece yaşamaya çalışmıştı, ama yaşamaya çalışmak onu
yaşamın güzelliklerini görmekten alıkoymuştu. İşte o anda anladı: Hayatta kalmak ile
yaşamak arasında fark vardı.

Artık ne bedeninden akan sıcak kanı ne de acıyı hissediyordu. Öldüğünü hissetti. Böylece
öldüğünü kabullenmişti. Ama artık koşmak istemiyordu. Tek istediği sadece o şekilde, orada
uzanmaktı. Bedeninden akan kanların ağır kokusu ve toprak arazinin toz kokusu onu rahatsız
bile etmiyordu artık. Çevresindeki çılgınlık derecesindeki bu kıyamet, çığlıklar, koşan
insanlar… Hepsi bir anlığına durmuştu. Sadece o ve o ana dek fark etmediği için pişman
olduğu güzel gökyüzü baş başaydı. Ve sessizlik.

Son nefesini verdiğinde, beynine yerleştirilen çip devreye girdi. Tüm bunların hiç yaşanmadığı
bir zamana, henüz 6 ay öncesine.

İşte, bu gördüklerinin asla yaşanmamasını sağlayacaktı. Kan dökülmeyecekti. Dökülse bile,


bunu yapanın kendisinden başka birisi olmasına asla izin vermeyecekti.

(başlangıcın betimlemesinden çıktık)

-----------------------------OLAYLAR NAISL GELİŞECEK------------------------

6 ay öncesine giden Amelia, tüm bunlardan sorumlu olan 3 kişi bir kütüphane kulübünün
üyeleri olarak bulur.

KULÜP ÜYELERİ: isimlerini henüz koymadım, 2 erkek ve 1 kızdan oluşacak. Şimdilik;

Kızın ismi: Mary (kıyamette silahları hazırlayan kişi)

Erkekler: A kişisi ve B kişisi ( A kişisi yazılım konularında çok usta olduğundan kıyamet
sırasındaki tüm kameraları ve elektronik silahları kolayca devre dışı bırakabiliyor. B kişisini ise
Mary’ in yardımcısı olarak düşünmek yanlış olmaz. Bu ikisine çok daha sonradan
değineceğim.)
Amelia kütüphaneye girdikten sonra tereddütsüz silahı Mary’ e doğrultur ancak Mary’ in
ölmekten korkmaması ve sakin kalması konusunda etkilenir. Kulübü sorguya geçen Amelia
aralarında geçen konuşmadan sonra etkilenmiş olacaktır ki tam olarak neden böyle bir
kıyamet düzenlediklerini merak edip durur. Kimse kıyameti düzenleyebilecek biriymiş gibi
görünmez ve konuşmaz. Hepsi Amelia’ya normal bir arkadaşmış gibi davranır.

Daha sonradan farkına varır ki bu kıyamet planında aslında kıyameti asıl planlayan kişi, 4. Kişi,
kendisidir. 6 ay öncesinde bu kütüphane kulübündedir ve bu kıyamet planını tamamen
kendisi hazırlamıştır. A, B kişisi ve Mary onun geçmişteki en yakın dostlarıdır.

Bu kıyametin yaşanacağını fark eden ve planları fark eden hükümet Amelia’yı henüz eylemler
başlamadan yakalarlar ve yüksek rütbeli biri tarafından enjekte edilen ilaç ile birlikte Amelia
hayatının kütüphane kulübünde geçen dönemlerinin hiç birini hatırlayamamaktadır.

-Peki neden Amelia’yı yakalayıp öldürmek yerine hafızasının bir kısmını sildiler? Çünkü
kıyametten sonra geri gelip onları öldürebilecek tek kişi oydu. Kütüphane kulübüne gidip
birini öldürmeye çalışılması durumunda herhangi bir askerin hayatta kalma olasılığı yok.
Ancak kütüphane kulübü Amelia’nın gelecekten geleceğini ve onları hatırlamayacağını
biliyorlardı. Böylece bir zamanlar yakın dostları olan Amelia’yı öldürmeye cesaret
edemeyeceklerdi. Kıyamet planını düzenlediğini hatırlamayan Amelia ise böylece aradan
çıkmış olacaktı. 4 kişi, 3 kişiye inmiş olacaktı.

Amelia bir yandan onları öldürmekle sorumludur ancak bazı uğraşların sonunda bunu
başaramaz. Bir yandan ise Mary onun kendilerini beklenmedik bir anda öldürebileceğini
düşünerek Amelia’yı öldürmeye hazır beklemektedir. Amelia bir yandan hafızasına dokunan
hükümete karşı kin besler. Kıyamet olmayacaksa bile bunu ona yapan yüksek rütbeli
zenginleri bizzat kendisi öldürecektir.

Amelia tüm bu kıyametin nedeninin yozlaşmış bir sistemi kırmak olduğunu öğrendiğinde hak
vermeden duramaz (zaten planı kendisi kurdu bi zahmet).

EKLENECEKLER + NOTLAR

 Olaylarda en çok işleyeceğim duygu “tatmin olmak” olacak. Amelia daima fazlasını
isteyen klasik bir insan olacak (hayatında güzellik olarak sadece o mavi gökyüzünü
gördü, oysa daima gözlerinin önündeydi. Sadece zamanı azaldığında sahip
olduklarının kıymetini bilen birisi. Her insan gibi). Mary ise tam tersi. Güzel şeylerin
farkına varıyor. Bu yüzden Amelia gibi ölmekten korkmuyor. Amelia o kurşunlardan
kaçarken Mary de orada olsaydı, baştan hiç koşmayıp baştan gökyüzünü izlerdi kesin.
 “Ana karakterler ölmez!” diye bir şey söz konusu değil. Bu hikayenin trajedi dozu
tamamen yaşama isteği, çaresizlik ve ölen tanıdıklar olacak. Ana karakterlerin çaresiz
kalıp birbirlerini öldüreceklerini planlıyorum. Ana karakterleri gözyaşları ve kandan
sırılsıklam olmuş şekilde bir sahne mesela c: Çaresizliğin dibine vuracağız. Şöyle
diyeyim: Ya Mary ölecek, ya da nescafe ikisi bir arada
 Amelia kütüphane kulübünden çok şey öğrenecek. Artık tamamen tatmin olmasını
bilebilecek. Arka planda patlamaların ve çığlıkların olduğu bir sahnede Amelia’nın
arkasını dönüp gökyüzüne baktığını görmek istiyorum-
 Dünya sistemi nasıl olabilir de bunlar bu kadar nefret edebiliyor olabilirler diye çok
düşündüm. Aklıma yaşadıkları dünyanın sanal olması ve Amelia ‘ nın geçmişte bunun
bir şekilde farkına varması, gerçek hayatta bu sanal dünyada kalmak için otomatik
olarak herkesin para ödemesi ve ödenilen paralarla gerçek hayattaki insanların
zengin, rahat bir hayat sürmesi diye düşündüm. Ancak her şeyin sanal olduğu fikri
hikayedeki ciddiliği azaltır. Bir karakter ölürse okuyan kişi “tüh ya öldü üzüldüm”
demek yerine “hm. Gerçek hayata döndü demek” derse hoş olmazdı.

You might also like