Professional Documents
Culture Documents
Öküz Sayı 33 Şubat 1997
Öküz Sayı 33 Şubat 1997
Öküz Sayı 33 Şubat 1997
(kdv dahil)
. •
il
"Güney'in orada
ağladığını bizzat
gördüm. Tek ke
lime söylemedi.
Sadece ağladı.
Çok ilginçtir sa
dece ağladı."
1
e m
•
1
Dünyaya kendi gözümle bakmaya, kendi ağzımla konuşmaya, kendi ellerimle
n tutmaya, kendi ayaklaramla basmaya başlamıştım. Ama çok yalnızdım.
----'�·
m
METİN BÜKEY1LE ÖLÜMÜNDEN ÖNCEKİ SON SÖYLE İ Mesut Kara
1
IYİGÜNLER BEYFENDİ, ÖKÜZ DERGİSİ Mİ? BEN ŞEYi
SORACAKTIM ÖKÜZ DERGiSİ BU AY HARMANDA KAÇ
KAPLAN GÜCÜNDE?
amsefası
2 HAYAT Ö k ü z 3 3 /Ş u b at' 9 7
TOMRİ S ÖZDEN
Ben Kimim?
Dünvava kendi gözümle· bakmava. kendi ağzımla konuşma va. kendi ellerimle tutmava.
• •
nce yargılandım. Sonra herkes kendince !arca dokunup, aynı kelimeyi defalarca duymak erkek. Bana aşık, beni seven bir erkek. iki farklı
O
tanımladı beni: Kimisi yürekli bir ses, ba istiyorum. Her şeye "Mu ne?" diyor. ısrarla sor kuşağın, iki farklı insanı. Zincirlerle sırt sırta bir
rış elçisi, kimisi de vatan haini ilan etti. ması beni çileden çıkarıyor. Sabırla, biraz daha birimize bağlayıp kenetlemişler bizi. Yürekleri
Kimisi ise, henüz cenaze gelmeden hak büyüyor. Gövdesine yerleşmiş minik plakçık sa miz birbirleri için çarpıyor. Ama engeller var.
kında tahkikat d€di. Acılıydım. Hem de gururlu. yesinde, yarı anlamlı, yarı anlamsız hızlı-hızlı ko Duyamıyorlar bu sesi.
Gülüp geçtim. nuşuyor. Eteğimi de hiç bırakmıyor. Her yere bır iki farklı kuşağın gelini ben. Düşünceleri bastı
Ömrümün yaşanan yarısı ailemle, diğer yarısı likte... rılmak istenmiş, hayattan bezdirilmiş. Güvensiz,
·
da eşimin ait olduğu toplumda geçti. H�r iki yarı 1978... diğeri de dünyaya gözünü açıyor. Biri korkak yaşamak bana göre değil. ·
dan da kendimi soyutladım. Bir boşluktaydım san kucakta, diğeri eteğimde. ikinci bebek, gerçek ço iyi bir gelin olamadım belki. Ama yuvasını bek
ki. Bulutların arasında. En akılsız bilinen minik bir cuğu ve anneyi yaşatıyor bana. leyen dişi bir kuş gibi sadık bir anne oldum. O da
kuşun, minicik gagasına, koskoca bir zarf tutuştu . Birlikte yol alıyoruz doğuya, batıya. Birlikte çocuklarını seven bir baba. Ama sorumsuz. iyi bir
rulmuştu. Kuş, zarfın içindeki notalardan istediği yürüyor, birlikte büyüyoruz. Yaşamın engelli eş, iyi bir koca da olamadı. Ama son gününe de
gibi bestele� yaptı. Günlerce bozuk bir plak gibi yollarında bugün gibi. Üçümüz. Babamız yok ğin en iyi, en çapkın bir sevgili oldu bana. Evlilik
aynı yerde takıldı kaldı. Dinleyenler sıkıldı. Değer gibi. Ve ben gerçek anneyi yeni oynamaya baş kavramını çok uzaklara itekleyerek. Ona hala aşık
yargılarını bildirmek için zorunluydular sanki! lıyorum. - bir eşim. T üm yüreğimi kapsıyor. Anlayamıyorum?
Sonuçta: Çevrenin değer yargılarıyla karakterli Tek çözümleyemediğim olay bu. Çok s.amimiyim.
ya da karaktersiz ilan edildim. Kimisi streçimle Çerkez Gelini Olamayan Ben Ben, beni aldatan sevgilime hala aşığım...
beni çağdaş buldu, kimisi de "mal kadın." dedi. Örf, adet, gelenek, görenek. Saygılıyım. Peşi
Hatta streçimi çıkartıp, şort bile giydirdiler bana. sıra sürüklediği, acımasız tabulara saygım yok. Asker Eşi Ben
Ne kazandılarsa? Bizim toplumumuzda dul kadı Asla ı Çağdaş, ama ardından koşuşan tabularla, Hiyerarşi, kurallar, biraz da riya yapabilmek. Bir
na, hem de muhalif kadına yönelik _en etkili teh hep yere kapaklanan bir erkek. Çaktırmadan, sı beyin, bir mantık olmak. Yaşamak zorundaysanız,
dit cinsel yönüyle yapılır. Anlayış ve sistem cahil kı sıkıya da, ardından koşan değerlere sahip bir çaresiz o şekilde görünmek.
di. Silah buydu. Ben, şen ve şakrak bir dul ima
jıyla tanıtıldım.
Oysa ben kimdim? Kendimi test ettim. Duy
gu, düşünce ve davranışlarımı çözümlemeye ça
lıştım. Bu sıra çelişkiler döküldü ortaya. Dökül
dükçe kördüğüm oldum. Telaşlandım, heyecan
landım, ürktüm, üşüdüm, kaygılandım. Kaygıla
rımı aştıkça çözüldüm, çözüldükçe kendimi ta
nıdım.
Dünyaya kendi gözümle bakmaya, kendi ağ
zımla konuşmaya, kendi ellerimle tutmaya, kendi
ayaklarımla basmaya başlamıştım. Ama çok yal
nızdım. Çağdaş bir insan olarak kendime bir dün
ya kurdum. içimdeki ben'i yerine oturttum. Vicda
nımın sesiyle başka rollerle sorumluluk yüklendim.
A amse as ı
4 CİZGİ-SİİR-KISA ÖYKÜ Öküz 3 3 /S u b a t' 9 7
FERHAN
ŞEN SOY
Gec:edıe,ste,
Çıkmamış Bir Kitaptan Numarasız Sayfalar
sen ne d iyorsun a ğ b i
S
aat tam üçte Bay Pedro masamıza varır, ·onu besliyor, yaşamına bir ciddiyet, yıllarına
orad�kilerin her birini selamlar, kendi azamet veriyordu. Siyah giysileri suçunun bir garajda çalışan çok siyasi servet çocuk geliyor
kendıne anlaşılmaz tümceler telaffuz matemini peşinen çeker gibiydi.
eder ve sessizce bir iskemle çekerdi. Bir fin Bir akşamüstü Bay Pedro alışıldığından daha aptal şaşkın bir gülmeyi iş edin miş suratı
can kahve i·ster, bir sigara yakar, gevezelik ciddi geldi. Ağır ağır oturdu ve varlığıyla olu
dinler, fincanından yudumlar, masalara ba şan aynı sessizliğin merkezinde bu kelimeleri izine mi geldin d i yo r
kan çırağa öder, şapkasını alır, el çantasını döktü yalınlıkla:
toparlar, bize iyi geceler diler ve giderdi. Bu - Nihayet onu öldürdüm.
tatil kavramı yok izine gitmek var
her gün böyle olurdu. Kimi ve nasıl? Bazıları gülüp şaka olarak
Ne demek istiyordu Pedro, bu ciddi yüz ifa aldılar. Bay Pedro'nun bakışları onları alı
onun kamilname beyninde
desi ve sert bakışlarla oturur kalkarken? Şunu: koydu. Hepimiz rahatsız hissettik kendimizi.
- inşallah ölürsün. Doğruydı:ı, orada ölümün boşluğu hissedili
ağbi artiimiş turne gezmesindeymiş .
Bay Pedro günde birkaç kez bu cümleyi tek yordu. Grup yavaş yavaş dağıldı. Bay Pedro
rarlardı. Kalkarken, sabahları saçlarını düzeltir- yalnız kaldı, hiç olmadığı kadar ciddi, biraz diyor sol siyasi çok iyi Çoeu1< bülent
1cen, eve girer ya da çıkarken ·-sekizde, birde, · solmuş, yanık bir yıldız gibiydi, fakat sakin,
işç! değilim kardeşim p'atronum.
ikibuçukta, yediçeyrekte-, kahvede, işyerinde, vicdan azapsız. .
her yemekten önce ve sonra, her gece yatar ·Ertesi gün dönmedi. Asla dönmedi. Öldü
ken. Dişlerinin arasından ya da yüksek sesle mü? Yıllar o hayat veren nefreti alıp götürdü
pat ron l ar ın i z n i olm az
tekrarlardı; yalnızken ya da toplum içinde. Sa belki. Belki de hala yaşıyor ve şimdi başka bi
rinden nefret ediyordur. Davranışlarını yeniden
görevdeyim strasbourg ' da f i l i m icabı
zan yalnızca gözlerle. Ama hep canı gönülden.
Kimse bilmiyordu o kelimeleri kimin için gözden geçiriyorum. Ve sana da aynısını tavsi
sarfettiğini. Hepsi o nefretin kaynağından ye ederim ki o küçük miyop gözlerin o sabırlı
casus olara k
habersizdi. Bu konunun üstüne gidildiğinde, ve dinmez öfkesine maruz kalmayasın. Hiç dü
Baş Pedro küçümseyerek başını sallar ve su şündün mü -sana çok yakın olaylarda- kaç kişi
casus b i r gezgi n dir ellerim
sardı kendi halinde. Belki de nedensiz bir nin sana Bay Pedro'nun gözleri ile baktığını?
n ef retti bu, yalın bir nefret. Fakat o duygu (çev: Zekine Turken)
a kşa m otu rup sizleri ya zac a k.
A kşamsefa
Öküz 3 3/ $ ubat'9 7 İCİNDE KİLER 5
AİLENİZİN EDİTÖR.Ü.
ÖKÜZ 33 iÇERIK Merhaba!
Aylık Kültür-Fizik
·-2-3 Tomris Özden: B E N KiMiM?
·-4- M usa Kart, Ferha n Şensoy, Octavio Paz Derginiz ÖKÜZ
·-6- Gani M üj de: iSiM, ŞEHiR, HAYVAN
bu ay aşka geldi ve
·-7- Orhan Pam u k: ÖDEViMi YAP TIM
ÖGRE TMENIM 56 sayfa oldu.
·-8- Oktay Taftalı: KOM PLO TEORiLERi
·-9- Nihat Genç: KEYiFLi G ERÇEKLiK
Bizi yüreklendiren
·
-10 11 H acer Yıldırım: ERM ENi ÇOCUGUNUN
-
ve eleşt:.ren fakslarınız
DÜŞÜ ÇALINDI, AÇLIGIN KOKUSU PARFÜM
· - 12 Küçük lskender: DAKTiLONUN TUŞLAR
-
ve laflarınıiiçin .
AKSA YUKARI AKSA, Demet Demir,
çok teşe_kkür ederiz.
Özgür M umcu
·-13- Perihan M ağ den: TÜRKAN ŞORAY Aylık tirajımız şu an
KALBiMDE BiR YARADIR
·-14- C a n Barslan: KÖYÜN DELiSi
haftalık tirajımızı da
·-15- Joe Lou i s B orger: N E VARSA H AYATIM geçmiş durumda.
DA ·-16- Ad nan Özer: AÇIK ELEŞTiRMEN
·-17-18-19 M et Üst & Sencer: ANLA BENi ilginize ve sevginize
ÖYKÜLERi
layık olmaya
·
-20 Sunay Akın: KATIL KiM,
-
·-48- C ü neyt Özdemir, Tuncer Erdem Ferhan ŞENSOY. Feyhan GÜVER. Gani MÜJDE, Güler YÜCEL, Güneri IÇOGLU. Hacer YILDIRIM, Halil TURHANLI, Halit ÇAPIN, Hüseyin
KUZU. Jaklın ÇELiK, Joe Louıs BORGES. Kemal GÖKHAN, Kutlu ESENDEMIR, Küçük ISKENDER, K.SERHAT, Mihri BELLi. Mehmet
-49- Ayça Şen: KÜÇÜK HAYVANLAR
ÇAGÇAG. Meryem GÖKTEPE, Mesut CEYLAN, Mesut KARA, Metin ÜSTÜNDAG. Metın CELAL, Mehmed UZUN. Mevlüt GÜLVEREN.
·-50- 51- Metin C ela l: OKUDUGUM KiTAPLAR, Muhsin KIZILKAYA, Murat BEŞER. Musa KART, Nıhat GENÇ, Octavio PAZ, Orhan PAMUK, Oktay GÜZELOGLU. Oktay TAFTALI, Ömer
Cezmi Ersöz LAÇINER, Özgür MUMCU, Perihan MAGDEN. Semra CAN, Sencer, Senem A. ERTÜRK. Sezaı SARIOGLU, Sunay AKIN, Süveyda AHKER,
·-52- Oktay G üzeloğlu: B EYOGLU'NDA Soner GÜNDAY, Su YÜCEL, Şebnem IŞIGÜZEL, Şevket SÜREYA, Tan CEMAL, Tank TOLUNAY, Tomris ÖZDEN. Tuncay AKGÜN, Tuncel
KURTIZ, Tuncer ERDEM, Turgay NAR, Vedat ÖZDEMIROGLU. Yavuzer ÇETINKAYA, Yasın ADIYEKE Sayfa Sekreteri:
· GARIBANIN OTOPSiSi YAPILMAZ, Aydın ŞAHIN.
Bayram USLU Bilgisayar Tasarım: Mustafa Devrim ÖZDINÇ, Murat YÜCEŞAN, Cebraıl OKÇU, DiZGi: Yasemın KALE, Vesile ÖZDEM
·-53- Tun cel Kurtiz: ÇiN G E N E BARON il Montaj: Kadri Çavuşoglu Satış: Cüneyt AYDIN işletme: Orhan AÇAR Halkla ilişkiler: Suzan ÇARK Muhasebe: Yaşar AKŞAHIN Bina
·-54- Okur Mektupları: S EVGiLi ÖKÜZ Görevlisi: Yasin ADIYEKE Tel: 251 42 44 - 251 57 54 Fax: 251 52 67, Baskı: Basmat Dağıtım: Bir-Yay, Adres: istiklal Cad.
·-ss- B u l maca imam Adnan Sok. No:20 80800 Beyoğlu/ ISTANBUL
6 OYNAYALI M LOY LOY Ö k ü z 3 3 /S u b a t ' 9 7
GANİ 'MÜJDE
E eee naa p a l ı m.
Etme bulma dünya
s ı be R e m i n g t o n
: abi...
\.
\
: \�
t .-> �...
Öküz 3 3 /S u b at ' 9 7 OYKU 7
ORHAN PAMUK
Odevimi Yaptım
011retm8nim
Sanki ödevimi yapmışım gibi defterimi açanm, sayfalannı oraya-buraya çevirmeye başla
nm. Biraz sağdaki savfalan çeviriyorum, burada ödev yok. Tabii, öte taraftavdı, şimdi de
Ş
defterin başına doğru sayfa/an çevirivorum.
imdi hatırlayacaklarımın Sonra her gün o kötü ma ema ı şimdır. Bu yüzden hemen aklıma geldi. Bir an heyecanla, inançla bakıyor
üzerinden çok yıllar geçti. dersi oluyordu. O ders olaca dıye, "Öğretmenim, şimdi hatırladım, gösterdiğim sayfaya .
Çocuktum. Küçük bir kız iki ders kaldı, bır ders kaldı, tenef ödevimi temiz defterime yapmıştım." "Geçen ay yaptığın bölme ödevi
dım, uzun boylu ve alımlıy- füsten sonra o olacak diye düşünü "Peki, git getir temiz defterini." niz o" diyor öfkeyle. "Niye yalan
dım. ilkokul üçteyken bile öyleydim. yordum, ve canım sıkılmasın diye hiç dedi öğretmen. Sonra ben arkadaş söylüyorsun kızım sen hep."
Çünkü ondan önceki sene hasta ol düşünmüyordum ki matematik dersi lara kaş-göz işaretleri yapıp yerime, "Affedersiniz öğretmenim. Babam
duğum ve kışın Avrupa'ya gittiğimiz başlayınca günlerdir hep aynı şey defterimi almaya giderken bütün sı dün kalp krizi geçirdi."
için devamsızlıktan sınıfta kalmıştım. oluyordu. nıfa bağırıyor: "Matematik ödevleri "Allahın belası seni..."
Sınıfta en uzun boylu ve en büyük "Zarife, kalk bakalım sen." diyor temiz deftere yapılmayacak diye kaç Birden temiz defterimi yere fırlatı
bendim, ama aldırmıyordum. O ka du öğretmen. Sanki günlerdir her kere söyledim." yor, yerinden fırlayıp bana bir tokat
dar hayat doluydum, o kadar eğle derste beni tahtaya kaldırmıyormuş Temiz defterimi alıp öğretmenin atıyor. Canım çok yanıyor. Bütün sı
niyordum ki. da, ben şimdi aklına gelmişim gibi. yanına dönüyorum ve her gün yaptı nıftan utanıyorum. Ben ağlamaya
Şoförümüz Naim beni her sabah "Ödevini yaptın mı Zarife?" ğım gibi hışır da hışır safyalarını çevir başlıyorum. Çok ağlıyorum.
okula bırakır, "Küçük hanım, koşma "Yaptım öğretmenim." meye başlıyorum. Ödevimi şu sayfa "Al defterini yerden, otur yerine.
yın, düşersiniz" deyip elime çantamı Derdim ve defterimi alıp tahtaya ların birine yapmıştım da şimdi bula Ödevini yarın da yapmazsan. . . "
verir, ama ben onu dinlemez, merdi çıkardım. Öğretmen sormaya baş cağım. Lütfen bekleyin, arıyorum. Dinlemiyorum bile sosis parmak
venleri koşa koşa çıkardım. Sınıfa gi lardı. Matematik soruları tabii. Hep "Bak Zarife," diyor öğretmenimiz lı, iğrenç yüzüklüyü. D·efterimi yer
rince arkadaşlarımı toplar, dün evde sini unuttum. Hiçbiri aklımda kal bir süre sonra, "kızmayacağım, öde den eğilip almakta zorlanıyorum,
ne yaptığımı, annemin hangi plakları mamış. Bütün sınıf bana bakardı . vimi yapmadım de, kızmayacağım." çünkü sanki bütün sınıf gözyaşla
çaldığını, babamın hangi misafirleri Ben burada mıyım? Elimde defte " Ödevimi yaptım öğretmenim, rımda yüzüyor ve dünya su gibi
n in geldiğini, akşam yemeğinde rim. Öğretmen soruyor, bilmem ne burada işte." diyorum. O anda o akıp dönüyor. Hepiniz sustunuz, en
Fransa'dan gelme taze Avrupa kon sayılar. Aklımda da hiç kalmaz bu dediğime birden öyle inanıyorum ki kıskanç, en sinsi olanlar, en acıma
serve yediğimizi, cumartesi öğle si matematik. Ben susuyorum. Suçlu temiz defterimi yeni bir heyecanla sızlar, hatta ileride Orhan Pamuk
nemaya gideceğimi, akşam da belki yum ama sınıfa bakıp biraz gülüyo karıştırmaya başlıyorum. Ama bu da olacak olan o bızdık bile şimdi be
Hilton Oteli'nde kalacağımızı ve bu rum. Aklımda hiçbir şey yok. Saat çok sürmüyor. Başka şeyler düşünü nim için üzülüyor.
nun gibi her şeyi anlatırdım. kaç? Hangi yıldayız? Burası neresi? yorum. Aslında öğretmenimizin par Üzülmeyin, üzülmeyin. Şimdi ye
Ama bunları kimseyi imrendirmek, Sanki onları da unutmuşum, hiçbir mağında çok iğrenç bir yüzük var. rime oturacağım. Biraz daha hıçkı
benimki gibi olanakları olmayan ar şey bilmiyorum. Parmakları da annemin Schütte'den rarak ağlayacağım. Ama sonra zil
kadaşlarımı kıskandırmak için yap En sonunda öğretmen, sanki bu aldığı sosisler gibi boğum boğum. çalacak ve ben teneffüste baba
mazdım. Hayatımı olduğu gibi orta ilk defa oluyormuş gibi, sinirlenirdi: Sınıfa bakıp gülüyorum. mın Avrupa'dan getirdiği badem
ya koymaktan hoşlandığım için ben, " Hani ödevini yapmıştın?" "Ödevini şimdi göstermezsen seni ezmeli çukulataların resimli kağıt
" Dün babam Paris'e telefon etti" "Yapmıştım öğretmenim!" fena yapacağım!" diyor bağırarak. larını sizlere teker teker göstererek
deyiverirdim. iyi arkadaşlarım da bu " Göster o zaman." "işte ödevim.Buldum öğretmenim." gülümseyeceğim.
nu anlarlardı. Onlara akşam evde bu Sanki ödevimi yapmışım gibi def
kış tatili için Uludağ planları yaptığı terimi açarım, sayfalarını oraya-bu
mızı anlatırdım. Onlar da bana kendi raya çevirmeye başlarım. Biraz sağ
anneleri-babaları ne konuşuyor, an daki sayfaları çeviriyorum, burada
latırlardı. Mesela, birinin annesi kır ödev yok. Tabii, öte taraftaydı, şimdi
mızı çanta almış. "Biz de belki Ulu de defterin başına doğru sayfaları
dağ'a gid.eceğiz," derdi başkası. On çeviriyorum.
lar hep iyi arkadaşlardı; hiçbirinden "Ödevini yaptın mı, bak yalan söy
korkmaz, çekinmezdim. Sınıfta be leme ı " diyor öğretmen.
nim gibi şoförlü arabayla gelen bir "Yok öğretmenim, yalan söylemi
çocuk daha vardı, ama ben ondan yorum, yapmıştım."
çekinmezdim. ' Hatta .çok üzülürdüm " E, bul göster o zaman·."
ve onu çok severdim, çünkü Hakan Çok ciddiyim. Şimdi tam ödevimi
çocuk felçli olmuştu ve topaldf. Beni bulmak üzereyim. Gene defterin
sınıfta herkes severdi. Bir tek kıs sayfalarını çeviriyorum. Bir kelebek
kançlar ve sinsiler hariç. Bir çocuk resmi. Hayat Bilgisi dersinden şey.
vardı, hep ön sırada oturur. Öğret Kuş. Daldım gittim, niye sayfaları çe
menin hoşuna gitmeye çalışır, kendi virdiğimi unuttum, başka şeyler dü
ni akıllı zanneder, büyüyünce ro şünüyorum.
mancı Orhan Pamuk olmuş. Bir tek " Susun, " diye bağırıyor öğret
o sinsi kıskanırdı. Yazsa· benim hak men sınıfa. "Yaptın mı ödevini, ya
kımda kimbilir neler uydurur, ona
lütfen inanmayın.
lan söyleme!"
Ben hayatımda hiç yalan söylememi-
Desen: Orhan Pamuk \
as ı
8 PARANOYA Öküz 33/ S ubat' 9 7
OKTAY TAFTALI
KomploTeorileri
BAGIMLI KiŞiLiK VE ğımsız bir imparatordur. imparator vaoglu gibi vulger karakterler bile, menko oynarken, benzeri bir mantı
luğunu kaybeder ve intihar eder. bugün kalkmışlar Türkiye'ye iyi ve et- gın işlevini mi yerine getirmektedir?
MÜSLÜM GÜNDÜZ kin bir sol lazım, gibisinden laflar edi
·
döğüşmez, karşı koymaz da merha penleştirip, içi boş sloganlarla futbol durumuna maruz kalmamak için. yi
met dilenir? maçlarından sonra avaz avaz sokak ne klasik, bilinen bir kültür emper
Çünkü o, düşman bildiği bu yapı lara saldığınız bu insanlara iş verin yalizmi ve kültür yozlaşması savına
içindeki bir kesim ve o kesimin dış ekmek verin, hadi bakalım. tutunmak zorunda kaldım. dan, yayınlanmasına kadar olan sü
uzantıları tarafından yönlendirilmek.: Yani şöyle: T ürkiye'deki lspanyol reçte yer alan herkes. lspanyol kül
�
tedir. Yani o, bağımlı bir kişilik- olduğu çıkarları genellikle Fransız ve ltalyan türüyle doğal bir alışveriş içinde mi
için, yine bağımlı olduğu güçlerle dö� çıkarlarının yedeğinde yol alırlar. dir? Pek ilgisi yok belki ama lstanbul
ğüşmek yerine, onlardan merhamet Geç kapitalist bir ülke olarak lspan Festivali'nde. yer alan kimi gösteriler
dilenmektedir. Bu aŞağı bir örnektir. ya'nın, anılan öteki Avrupa ülkeleri böylesi bir klip çekimi için bahane
Aynı bağlamda bir üst örnek ver Ortada en ufak bir sol muhalefet dışında bağımsız, kendi başına bir oluşturabilir mi? Ayrıca, yarın öbür
mek gerekirse: Çöken imparatorlu yok, en baba muhalif solcum.ız Bay Ortadoğu politikası da yoktur. gün, Julio lglesias da kalkıp Kordoba
ğunun ardından, şakağına bir kur kal bile, son seçimlerde torpille ba Bilinen Amerikan Politikaları'na sokaklarında halay çekerse, bu glo
şun sıkacak yürekliliği gösteremeyen rajı geçebildi. Bir de mini etekli frikik paralel bir yaklaşımla bu iş kolay an bal kültür kaosunun sorumlusu kim
ve bir lngiliz zırhlısına binerek impa solcusu var, Lale Mansur. Hadi gelin laşılamıyor. Yeşilçam'a Western çe olacaktır? Bu esnada kimse M.Kır
ratorluğunu, ülkesini terk eden Sul bu karşıtlık içinde "sağ" politikalar virttiren, Anadolu'daki bebelere No mızıgül'ü içine düştü�ü garabet ve
tan Vahdettin de, bu bağımlı kişiliğe üretin, hadi antigommonizim nara el Baba gönderen Amerikan Kültü acınası durum dolayısıyla onu uyar
yenik düşmüştür. Hitler'in intiharı bi ları atın, bakalım kim duvar? rü, bu ülkedeki Amerikan çıkarlarını mak gereksinimi duymamış mıdır?
le bu konuda ibret vericidir. O bir sa 1980 öncesinde elleri kanlı "Tercü korumanın önemli bir dayanağını Bu adamın hiç mi dostu yoktur, bu
vaş suçlusudur, siyasi ve askeri bir man" gazetesinde en provakatif sağ oluşturmaktadır. Bu bilinen, apaçık . ne yalnızlıktır? Son olarak, acaba bu
canavardır ama Alman emperyaliz yazıları yazan şimdinin limon suyu bir olgudur. klibin · Bask modeli" savıyla bir ilgisi
mi' nin siyasi ifadesinde Hitler ba- demokratları Rauf Tamer, Güneri Ci- Fakat M.Kırmızıgül Harran'da fla- var mıdır? Düşünelim bakalım!
Ö k ü z 3 3 / S u b a t' 9 7 POLİTİ KA 9
N İ HAT G ENÇ
Keylfll Gerçeklik
B u yazıyı yazmaya beş yt! önce Metin Üstündağ'tn bir vazıstnı okuduğumda karar vermiş, bir kenara not
a lmıştım, o zaman Leman 'da yazacağımı hiç düşünmezdim . Sıra ancak geldi.
et-Üst b i r k e l i m e h i l katcis i d i r . O b i r 11eşeli hoşdur ki, ' keyifli b i r gerçek l i k ' , işte o n u n oyu ncaklarıy
M
f i l ozof ! Neşe n i n ve düşlerin zekas . ıdır! Bu la oyn a m a k istiyors u n uz. Korku la r ı a l ı r:ı m ı ş bu gerçek
ü l k e a yd ı n l a r ı d ü ş ü n ce n i n s ı n ı r l a r ı n ı ç o k l i k, a ş k ı n , büyük oyun u n ta ken d isidir.
zorla d ı , a nc a k i çi m izde, neşe n i n s ı n ı rl a r ı n ı Met-Üst ' ü n k ü fürleri, ci nsel bir a rg o d eğ i l d i r, bede
d üşsel b i r coş k uyla patlatıp, söz k a h ra m a n l ı ğ ı n a d ö n i m i z i ci nsel çilecili kten bir çırpıda u z a k l aştırıp, ten i m iz
n üştüren, sosyal k r i z a n la rı m ızda içinde k i litlend iği m i z l e sevişen melod i k t ı n ı la r d ı t ! B oşve r m i ş, v u rd u m d uy
b u n a l ı m l arı z e k a c a m ba z l a ğ ı , k e l i m e s a k l a m baçlığ ıyla maz g i b i görü n e n kelimeleri deştiği n i zde, a ş k ı n ve be
u nutturuveren kaç i ns a n yaşa d ı b u ü l kede ! den i n ' esperanto sevişmesi n i ' b u l u rsun u z ! . .
Bütün ' koca m a n ' sözler yuvarlaktı r ! Bu yuvarlağ ı n i l k Met-Üst ' ü n nostaljisi, u n ut u l m uşluğa k us a n bir küs
görüp i ğ d i ş eden M et-üst'tür. Gökdelen g i b i ağır, han m ü ş l ü k değ i l d i r, i ç i m izdeki bizden b üy ü k yaşaya n ö l ü
tal ve heybetl i kel i meleri a ğ ı z dolusu bir coşk uyla yerle c a n l a rı nefeslend i rme, oyun a katma·. sonsu z l u k m a ra- ·
k ıt ı r b i r k a h ka ha yl a ! .. i ç i m izde kim, y ı rt ı c ı b i r k u rt u n terir bize. Çocuksu bir h ı rs ve çocu ksu bir d i kbaşl ı l ı k l a Yal n ı z o m u ı B u m izah g alerisin de, sayfa lar boyu ya
d işleri n d e n ö nce, s ı c a c ı k k a l b i n i g ö re b i l i r ? i ç i m i zde k u l l a n ı l m a z h a l e geti ri r l D üŞsel bir makas va rd ı r elinde. z ı l a ca k Ahmet Y ı l maz, C e m Y ı l maz. Y ı l m a z E rdoğan,
kim m i n i c i k bir serçen i n soğ uktan ü ş ü m ü ş tir tir tüyle Kelimeleri karton parçaları g i bi, h i çte u m u lmadık kenar Erdi! Yaşaroğ l u , d a h a neler var ! . .
r i n d e n önce bıçak s ı rtı pa rça layıcı g a g a l a rı n ı görebili r l . . · larından kesip, d uygu denizleri açar ö n ü m üze ! . Bambaşka bir ü l k e n i n çoc u k la rı ı . . f:ie d e g üzel a nlatı
E n soylu m ısra l a r ı n sırt ı n a s ü l ü k g i bi ya p ı ş m ış başıbo Haritadaki ırmakların yerini değiştirir g i bi, şeh i rlerden yorlar kendi ü lkeleri n i ! .. Bu ü lken i n orduları, yüz tane
z u k ş aç m a l ı k la rı önce M et-Üst görür. TNT k a l ı bıyla oy kom i k k uşlar, k uşlardan t u h a f a d a m l a r ya pıverir, hepsi ü n i versitesi, yüz t a n e g azetesi, b u ü l k e n i n tiyatroları,
n a m a k g i b i d i r k e l i m eyle oyu n u , M et-ü st, k utsa l l ığı bir ni büyü kçe bir eski za m a n halısı üstüne yerleşti riverir, bizi kork utuyor, o n l a r bu korku m uzla 'eğleniyorlar' ..
bomba g i b i i n f i l a k edecek k el i m e n i n şiri n l i k le don u n u nasıl yapar bilemem, ama hep o h a l ı üstünde oyna m a k Başard ı n ı z çoc u k l a r ! .. Tari h i m iz i n e n ceh e n nemi siya
aşağı çekeb i l i r l Keli m e n i n a ğ z ı n d a k i sütü emer ı Posası isters i n i z ı . . si g ü nlerinde, böyle bir g ü n d e başard ı n ı z ! . .
nı kusar! E l leri y u m u şa k sanmayın, pençelerini laga-lu Met-Üst, bozguncu, kör b i r M oğol savaşçısı değ i l d i r, B a ş a rd ı n ı z çoc u k l a r ! . . T a ri h i m iz i n e n c e h e n n e m i
gayla s a k l ayıveri r ! bozd u k l a r ı n ı n üstüne yen i bir gerçe k l i k inşa eder. Öyle siyasi g ü nlerinde, böyle b i r g ü n d e başard ı n ı z ! . .
S E M RA CAN
10 PAREV! . . Öküz 3 3 /$ u bat' 9 7
H AC E R Y I L D I R I M
1 986 yılında geliyor, istanbul'a dım. Pol isi var içirıde, mil letvekili
Yılmaz Aktaş. D iafonu n olmadığı va r içinde, kom i ser var, bakan
b i r köyden . işsi z l i k , savaş o n u var.iki ay oldu. Hangisi girdi ha
g ö ç etti riyor . E s k i d e n " pa rf ü m pise . O kadar yiye n l e r o kadar
koka n " Beyoğ l u ' na . 75 yaşında içenler. Efendim nedir, milletve
ki Nilgün Hanım kapıcı Yılmaz k i l i nedir aşiret sa h ib i . Bir tane
Aktaş ' ı n yüz metre i lerisindeki bir işçi var m ı içinde, bir tane eşkiya
apartmanda oturuyor. "Ah evla var mı içinde ı Dönüyorlar, d uru
dım ah kızı m " diye başladığı sö yorlar. Çatlı'nın başına üşüşüyor
z ü n ü " P a rf ü m k o k u l u i st i k l a l lar. Şunu kım yaptı? Ç atlı. B u n u
C addesi 'nde yürüyen beyefendi k ı m yapt ı ? Ç at l ı . M ü b a r e k s i z
ler nerede k a l d ı ? İsta n b u l artık
Vicdani Retçi Ülke : Firar etmeyeceğim
hıçbır şey yapmadınız mı? O ölü
olduğumda iki Ağrı ' l ı a krabasıylci 2 3 .00'e kadar ça lışırım . " Y ı l ma z Ağa Kızılaslan a lıyor sözü " De " ha l k ı askerli kten soğutmak " gerekçesiyle açılan davalar sürüyor.
d a t a n ışıyoru m . K o n u k l a r ı n d a n Aktaş, kapıcı k a n u n l a rı n a göre dem 80 yaşına cahil gelmiş cah i l Ü lke, bu davadan 2 8 Ocak'da Ankara Genelkurmay Askeri Mahke
b i ri 4 6 yaş ı n d a k i seyya r gazete ka loriferle i l g i lenen bir kapıcıya gitmiş. Babam 8 0 yaşına gelmiş, mesi' nde yargılanacak. Osman Murat ülke davaya katılacağını ve fi
satan Ağa Kızılaslan biri de sey yoğurt verme zorun l u l u ğ u oldu cahi ld ir. Ben 46 yaşındayım cahi rar etmeyeceğini söyleyerek şöyle diyor: "Ben vicdani retçiyim. As
yar satıcılık yapan Mehmet Kızı ğunu, kendisine bunun verilmedi lim. Çocuklarım köyde yeni yeni ker kaçağı değilim. Firar e tmeyeceğim, önümüzdeki duruşmalara
laslan. K üçük bir odada tıkış tıkış ğini, bir kapıcının evden 200 met okula başladılar. Devlet zamanın kattlacağım ".
oturuyoruz. Engin adlı bebek be re ileriye gitmesinin yasak olduğu da oraya yatı rım yapsaydı . Okul
şikte ağlıyor, 2 , 5 yaşındaki Ayhan nu ama kendisinin gittiğini, özel kursaydı, bende belki olacak.tım,
oynayamadığı için sikı ntı l ı bir bi işlerin kapıcıla ra ya ptırı l ması n ı n C u m h urbaş ka n ı . i ş gönde rme
Havaya ateş açtllar, 24 kişiyi öldürdüler
;
1 986 yılında gelmiş eşi Saniye'yi dayı m . B u n u n hesa b ı n ı siz ya b i n saat kalmayayım" B a ka n l ı ğ ı 1 . H uk u k M ü şaviri Vali
de 1 99 3 yılında evlendikten son p ı n " N i l g ü n H a n ı m(l a r) geliyor Y ı l ma z Aktaş, buzdolabı ala Akif Tığ imzasıyla davacı a ilelere
ra getird i ğ i n i söylüyor. Meh met a k l ı m a . " B u köyden gelenler ne madığını söylüyor. Eşi San iye ça gönderi len yan ıtta " Ka n u na karşı
Kızı laslan 1 980 yılı nda, Ağa Kızı sinemaya gidiyor ne koı:ısere, ne maşır maki nası istiyor. " Çamaşır gelen· kişilere ancak ceza verilebi
l a s l a n ise b i r h a fta ö n ce A ğ de tiyatroya g idiyorlar" demişti. elde yıkanabi l i r, şimdi gerek yok. l ır, tazminat verilmez" den ildi. Di-
r ı ' d a n gelerek lsta rili u l ' u bozan Soruyorum Y ı l maz ve San iye 'ye Ama buzdo l a b ı zoru n l u ı h t ı l ekçede, i ç i ş l eri B a k a n l ı ğ ı ' n ı n sa
lar arasına katı lmış. Önce Yılmaz " S inemaya hiç gittin i z m i ? " Yıl yaç " dıyen Aktaş'a, Sanıye " Oto vunma amaçlı yan ıt yazısında üm
Aktaş b a ş l ı yor g e l i ş öyk ü sü n ü maz Aktaş " Ne sineması. Hıç yü matık ıstemıyorum ı hıç değılse ranıye'de halkın üzerine çevre binaların çatılarından ateş açıldığı
a n fatmaya; " Ağrı'da yılda bir ay zünü görmedim " Aktaş'ın dayısı merda nelı olsun . . . " Mehmet Kız
öne sürüldü. Olaylarda taş ve sopalarla saldırıya uğrayan polislerin
i ş b u l u p ç a l ış ı rd ı k . B e l k i büyük M e h met K ı z ı l a sl a n " S ı ne m a ya laslan bu konuşmaların ardından
şeh i rde çalışır evimiz olur. lşada nasıl gitsin adam kahvede çay iç yalnızca havaya ateş açtıgı ıddia ediliyor.
şöyle diyor: " Ölmüş ölüden sor
mı olabiliri z diye geldik. Malesef m eye kork uyor " d i yor. N i l g ü n muşlar sa na ne lazım. O da de
hiçbir şey olamadı m " Hanım bir gazete b i le okumadık miş ki, ben ölmüşüm, bana ne Cesedi tahliye edildi!
Yılmaz dört y ı l inşaatlarda çalı larından da söz etm işti . " Gazete, lazım olacak. Bir kefen verin ye
:-�
İşkence
"Seferberlik Türküleriyle Büyüdüm "
Krikor Ceyhan'ın Bırıncı Dünya Savaşı sonrası oluşan, ekonoIT'.k s kıntıları ve seferberlık dönemınde
...::::ı•,g."'PI "Çıkmaz Sokak"da!
geçen çocuklugunu anlatan " Seferberlık Türkulerıyle Buyudurı" adlı kıtabı Aras Yayıncılık 'tan çıktı. Sı·
"Cumarıesı Annelerı ıçın "
T
vas'ın Zara ılçesınde geçen çocuklugunu, Ermefl1 ve Musluman arkaaaşı'arının. komşularını ve annesının u n c e r C ü.c e n o ğ l u ' n u n
bır yandan zengınlere kılım dokurken bır yandan da bıtrnez ukenmez Seferberlık Turkuylerıyle ağlayışını " Ç ı kmaz Soka k " isımli
anlatıyor. " H ey oğul hey çıkayım gıdeyim de oğul uzun yollara Karışayım da ah yavrum boz bulanık sel oyu n u n u Mask-Kara Tiyatrosu
lere" dıye başlayan turküsuyle annesının aglamasına eşlik eden ama nıye ağladığını bılemeyen bır çocuk
Ocak ayından ıtıbaren Bahçeli
" B u tur kuyu soylerdı en çok anam Hem d e nasıl bır mekan ve gaydeyle Başı açıklar dedığı bız dort yav·
rusuyla kocasının olusu başında oturmuş aglaya ağlaya ağıt yakan bır eskı Ermenı dudusu sanırd ı m " Yaz
evler Necıp Fazıl K ü ltür Merke
kış ınşaatlarda çalışan herkesın derdıne deva olan bır baba, çocuklarının bak ı m ı n ı ustlenen zengınlere kı· z i ' nde s a h n e l iyor. Oyu n , C u
l ı m dokurken seferberlık turkulerını de işleyen bır anne ve bir çocuğun gözuyle seferbedık gunlerı. .. martesi Annelerı ' ne ithaf edildı.
e
12 SİİR Ökü z 3 3 / $ u bat ' 9 7
İ S KE N D E R kü çü k
Daktilom un Tuşları
Aksia Yukaırı A. ksa
Kimsenin içaçJ/annm top/am1, diğerinin içaÇtlarmm top/amma eşit değildi! Serbesttik. Dağıtmak ve birbirimizi
düzmek mevzunda serbesttik ! Orgazmm kitapta yeri vardı. Çünkü, pencerenin, uçurumun kenannda bu vardı.
. . .
D E M ET D E M i R OZG U R M U MC U
Çarmıha gen/ip çivilenmiş ellerimzincirlenmiş ayaklanm Sevdiğim puslu bir şarktyı söylüyor ara sokaklar
Görüyor diye mil çekilmiş gözlerim yağmuru ıskaltyorum sürekli,
Konuşuyor, söylüyor bağmyor diye ağzım dikilmesin yüreğimde milyon yıllık bir yara.
Dos tluk sevgi saçan yüreğim Kara bir tarih paltomun astarında.
Tüm bun/an onaylayan beynim kafam o sevimsiz kurşunla parçalanmasm Üşüyorum, masallar içinde yağıyor kar.
Koca bedenim yosun tutmuş taş duvar pas tutmuş Eskimiş bir umudu borç alıyorum yaşamdan.
Demir parmak arasmda çürümesin Seni çağmyorum uykumun dehlizlerinde uyumadan
Yaşam bağlarımı zedeleyen o gereksiz işkence metodlannt saklanıyor gündüz suskun u bir dil belleğimde.
istemiyorum be kişiliksiz ve kişiliksiz/er Dilimde adın kıvran tyor, milyon yıllık bir yara yüreğimde.
şamse as ı
Öküz 33/$u b at' 9 7 M ESE LE 13
P E Rİ HAN MAG D E N
T:. . . :urk
;: s:a n •UI=: 4'..
ş·/Oray
.::·:
Kalbimde Bir Yaradır
B
a l ı k b a ş t a n k o ks u n . veren a g a ç l a rı taşla m aya kadar G ü n ey, T ü r k a n Ş o r a y resimle m ay a z m a s ı z l ı k l a r ı v e T i ta n i k l a rd a yanaştı kları n ı n k ö r b i r sti
B e n e vi m d e t e k başı vard ı rıyoru m işi . (Bilcümle ma riyle k a p l ı . Türka n Şoray 1 5 yjJ boyu t l a r ı r:ı d a ( e n c i n ve d o l a r l i stçeta k l i d i " ge n ç i n sa n " g i ysi
ma o t u ru p bu y a z ı y ı g a z i n p r o g ra m ı n d a l b r a h i m şında atıp si nemaya k e n d i n i , n e çarp m ı ş o l a n l a rı d a d a h i l) d a n leri i ç i n d e . Tayt la r, b a n d a n a l a r,
ç ivi l e r k e n , T ü rk a n Şo Tat l ıses 'ten Harika Avcı ' ya, E m n i nn i lerle a bsürdlüklerle büyüt g a l a k l ı k l a rıyla d e ğ i l , böyle ço botla r, za rtlar z u rtlar. Ç i p i l göz
ray S e l i m i le ri ' y l e çay rah'tan G ülben E rg e n 'e, hepsi t ü bizi. Kleopatra k ı l ı g ı n a g irip cuk a k l ı m ı z l a , o l a nca a ş k ı m ı z l a l ü o Yapı Kredi o ğ l a nı n ı n kolla
· i ç i yo r o l a c a k . S e l i m l l e r i ' yl e , n i n m ot t o s u b u : Y a v r u v e r e n " Tavernada sen yok ben yok " seyrede ede büyüd ü k . Zaten r ı n d a çevird i ğ i aşk s a h ne l e r in i
Ati l l a Dorsay ' l a, C a n D ün d a r ' l a . a g a çg açaççç). S o k a k l a rd a boş şa rkıs ı n ı m ı söylemedi, sevgilisi çoc u k a k lıyla yapılmış f i l m l e r d i . izlerken , a n a m ızı süfli barlarda
Degişik t a rz ve m od e l lerde a m a t e n e k e k ut u l a r ı n ı t e k m e l iyo M urat Soyd a n ' ın " Dü n ya n ı n E n Fatih 'teki yok s u l evi n d e n setle g e n ç ç oc u k l a r l a k o k l a ş ı r k e n
k e s i n ke s " i ç l i " b u a d a m l a r l a . rum. Ked i l e r i n k uyru g u n a bag G üzel Kadı n ı " bestesin i elleri n i re a l ı n a n T ü rka n Şoray da hep görm ü ş kadar old u k . i ç i m i z acı
T ü r k a n Şoray b e n i çaya ç a g ı r l ayacag ı m baglamasına da, ke k a l ç a l a r ı n d a dolaşt ı rıp k e n d i n i 1 5 'lerinde k a ld ı . d ı . A y r ı c a g ı d ı s ı ç ı k m ı şt ı , s ı rf
m ayacak . Hiç. B a n a k e n d i " yar d ilerden i m t i na ediyorum . işaret e d e e d e söylerken göbek O kadar çok f i l m çevi rdi k i , o n a has o şah a n e gözleri yorul
d ı m c ı l a r ı n a " p i ş i rt t i g i c e v i z l i Kızarkadaşım Başa k . S Ü R Ü v u rg u l u d a n sl a r mı etm e d i . Be hayatı k a ş ı ya c a k v a k t i yo k t u . m uş, k ı rışmış, saçları azalm ı şt ı .
k e k t e n k e s i p titreyen e l l e riyle D E N A Y R I B İ R i . H a n i nefretl i k pekledi bizi. Başka bir başeser B a ba/t a n r ı/pa t ro n /a ş ı k f i g ü rü Esteti k a m el iyat o l m a k istem e
t a b a g ı m a koymayacak . Sofrada b i r şa r k ı d i l i n iz e t a k ı l ı-r, i ç i n i z de sevg i lisi o l a n -yi ne- M u rat Rüçhan A d l ı işi gücü idare etti, y e c e k k a d a r g ü ze l d i . Z a t e n
t a rç ın l ı k u rabiyeler o l m ayacak . b u l a n a b u l a n a d i l i n iz d e n s i lke Soyd a n ölüm f ı ç ı s ı n d a ç a l ı ş a n dış d ünyayla o m u hatap old u . h a k l ıyd ı : D ün ya n ı n e n g ü ze l ka
B e n böyle b e d b i n v e k ı s k a n ç l eyemezsi n i z ya . 1 ki-üç g ü n d ü r b i r gençti. ( Ö l ü m fıçıs ı : H a n i biz Türka n ' ı hep i m i z i n S u lta n ' ı b u d ı n ı n a hiçbir kul e l i değmesin,
h i ç b i r ç ay a ç a g ı r ı l m a d a n v e h a b i re b u d i l i m d e . R a d i ka l ' i n çocukken varolan l u n a park ku a k ı l l ı , yakışıklı işa d a m ı yap m ı ştır k a rşı m ı za plast i k bebe k l e r g i b i
hatta telefon ç a l d ı g ı n d a : " Alo, m u hteşem reklam k a m pa nyası y u l a r ı , y ü r e k l i bir d el i k a n l ı n ı n çokça d a . D ı ş d ünyadan yalıtıl çıkmasındı.
o r a s ı S i n d re l l a ç o c u k y u v a s ı nı hep b i r l i kte i zledi k ve bizim içinde motosi kletiyle dört dön m ı ş bir çeşit Uyuyan G üzel g i bi A m a n e yapmacıklar şahikası
m ı ? " vari yanlış n u m a ra l a r yal köşedeki bakkal dıŞı n d a herke d ü ğ ü . ) Bu f i l m , iktida rs ı z oldu b o l ca d u yg u l a n a ra k , i c;i n i n o entonasyon vurucu t i m i R utkay
n ı zc a . . . Y a l n ı zca o n lar. sin ne k a d a r Radi k a l o l d u g u n u g u n u k e n d i nden gizlemek sonsuz f u k a ra çoc u k i nceliğiyle Aziz'in, n e de Yapı Kredi oğlanı
B üyük Türk sokak rom antigi ögrend i k . Zaten RADi KALLERiN a macıyla olsa gerek, l i m onata t a b u g ü n lere geldi Şoray n ı n k o l l a r ı n d a o l m as ı n d ı . ( K i ,
C e z m i E rs ö z ' e t a p a n d o g u l u ü l kesi b u ra s ı . M e se l a k ı za r k a s ı n a ilaç a t a r a k Ş o ra y ' a sahip S o n ra R ü ç h a n A d l ı ö l d ü . şimdi Aydan Şener'le kenar ma
k ı z la r, h e m şi re o k u l u n da k i l e r, daşı h a k k ı n ı . . . · s u . m � m l e kette olan zen g i n çoc u ğ u n (tabii as O n u n v e hepimizin başın d a n halle dizileri çeviren R utkay Aziz
a n n e s i f e s l e g e n y e t i şt i r i r m i ş kaç kız (hem de kaç şehirli orta l ı n da o l a m a m ış bu iktidar me kaynar sular gibi indi hayat. de çocu k l u ğ u m u z u n AST s a h
a m a " o ş i m d i b i l i n çl i " ler, V a k s ı n ı f kız) g i d i p k u aförde saçın a selesin d e n . Hem ilk, ö l ü m fıçısı (Hoş biz zaten Rüçha n Adl ı ' s ı z n e l e ri n i n y ü reğ i m i z i h o p l a t a n
k o ra m a ' d a n k e d i d e se n l i k a fön çektirir? O çarpıcı u m u l m a sahip olm uştu ona: Kı rda hırka hayatlarda haşl a n m ış yengeçle k a h ra m a n ıydı . ) B e n merak edi
z a k l a ra p a ra bayı l a n l a r v e daha d ı k saç modelini yapt ı rd ı g ı yet l a rı bi rbiri n i n üstün e d ü ş m ü ş re çoktan d ö n m ü şt ü k . ) T ü r k a n yoru m : O şahane v u rg ulamaları
a d ı n ı a n a m a d ı g ı m ı z k i m le r m iyormuş g i bi, yag l ı boya fırça t ü . ) O n u n , d e r m a nsızca ö l ü m Şoray kaset doldura ca g ı n ı açık neye borçluyuz; yani, b i r yerde
k i m ler b e n i o k um ayaca k . O k u sı k a d a r bir fırçayla yüzüne pi fıçısı M urat' a a ş ı k k ı zkardeşin i n l a d ı . Lise i nşa etti rece k p a r a s ı · parça l a n m ış cam kase gibi böyle
y u p " öz leşş " " d eş m eyece k " . yasa a ra ş t ı r macısı " ge n ç k ı z " v e m u htelif r e n k v e boyda k u vardır bir yerlerde. Yok, yine bir Türkçe var da, bir biz mi ha
lçlenmeyec e k . Tapon (dizgi ha m a kyaj ı n ı yaptırır? Tabii bu her k uletaların d a filmiydi a y n ı za ışıkları istiyord u . Arzu N esnesi, ber a l a mıyoruz. Neyse ne. K ı zar
tası) tapan. tapılan adam C e z yig i d i n harcı deg i l . Bu şeh i rliler. m a nd a . D ün ya n ı n En G üzel Kad ı n ı , vs. kadaşım BAŞKAS ! S ü rü de n ayrı
m i E rs ö z d a h i i l e r d e b i r g ü n bu sok a k l a r, bu sinema g ün leri, Türkan Şoray için bir t u t k u " Gözlerinde Son G ece " yi çevir lanı K U RT kapar; k uaförde n çı
T ü r k a n Ş o r a y ' l a ç a y i ç e ce k . b u Jan G arbi!rek - Sezen Aksu d u r k u k u letal a r . (Ali K ı rca için d i . Zen g i n insanların Ha rley Da k a rk e n tak k u k u letayı . Dışarda
Mavi gözlerin i o n u n h ü ly a l ı ba festivalleri hep bu Başkak ' la rı n . b ü y ü k T ü r k bestek a r ı Sezen v i dson ' l a rıyla Paşa 'ya n e k ı l ı k - n e biçim ayaz var. Ayaz.
l ı k l a r kadar koca m a n ( h ü lyas ı z S ü r ü d e n ayrı, c ü m lesi . G eriye A ks u ' n u n besteleri n i n o l d u ğ u
b a l ı k l a r k ü ç ü k ve k ı l ç ı k l ı d ı rl a r) kala k a l a sen-ben-bi z i m ogl a n , kadar.) H e r el bisesin i n , her pal
g ö z l e ri n i d i k i p y i n e i ç l i , y i n e b i r k a ç b i ç a re k a l ı yo ru z . S Ü R Ü tos u n u n a rkasın d a. Kırmızı Baş
a n l a m l ı y i n e d e r i n y i n e i ns a n a S Ü RÜ Y Ü R R Ü o l a ra k . S a p g ibi l ı k l ı K ı zı hasetten çatlatacak bir
d a i r laflar edec e k . yürüyel i m bari . Ayrı l a m ıyoruz . k u k u leta, hadi o l m a d ı bir t ü r
M aviş g ö z l ü içli a d a m l a r se itiraftan başımı a l ı p mevzuya ban, bir eşarp, bir bant, bir ti
r i si n i n en y ü z k ız a r t ı c ı ö r n e g i g iremiyo r u m ki. Tabii bu da de ara yan i hakikaten başın ı ve ka
A l i K ı rca d a e l i n de b i r d e m e t f a n s m e k a n iz m a l a rı m ı n h ab i re ba rtı l m ı ş saçl a r ı n ı bi başl a r ı n a
k ı r çiçegi (Bahçeşeh ir'den ken yag l a n m a s ı n d a n . T ı k ı r t ı k ı r işli b ı ra k ı p t a o rt a l ı kt a d o l a n m a z
d i s i t o p l a mı ş) T ü r k a n Ş o ra y ' ı n yorlar ve a m açları, y ı rt ı n ma l a rı Türkan S u ltan .
k ap ı s ı n ı ç a l a c a k . S o h b e t d e ş u : iftira o l acagı n a itiraf olsu n . B i r k e re : T Ü R KA N Ş O R A Y
m o k ra t i k top l u m , h a k ve ö z B u m e m l e k et i ft i r a d a n g e ç i l D Ü N YA N I N G E L M i Ş G E Ç M i Ş
g ü rl ü k lere s a y g ı temasıyla baş mez, bilen bilir. Hatta k a l k ı p E N GÜZEL KAD I N l ' d ı r. Kalpleri-
l ayıp, H a d i U l u e n g i n kreşen do d ünya n ı n e n körgözü m parma . m i z i n ( y a n i 65 y ı l ı n a k a d a r
l a r ı n a v a r a m a y a ca k . ( Z i r a b u g ı n a, a ç ı k , a nlaşılır kitab ı n ı ya doğ m uş, görmüş geçirmiş, iti
virtiözite i ç i n Ali K ırca çok An zarsınız; ne yorumlar ne yorum lip k a k ı l m ı ş , h a f t a d a üç T ü r k
k a r a çok k a s a b a . ) A p a ra t l a r lar! Ben bana getirilen yorumla f i l m i n i S i N E M A LARDA seyrede
(=barda k l a r) v e kalpler birbirine rı ifti ra gözüyle değerlendiren rek büyü m üş b iz l e r i n ) g e rç e k
d egece k . Ali K ı rca a deti o l d u g u bir paranoya g ı m işte ve k u ru if k ra l içesid i r .. O n u görü nce göz
ü z re k a rş ı kon u l ma z o l d u g u n a tira la ra karşı t upturuncu bir can leri m i z dolar, b u r u n k a p a k ç ı k
p e k f a z l a i n a n d ı g ı g ö z l e ri n i n yelegi daha sallayarak okya n u s l a r ı m ı z t i t rer, i ç i m i z c ı z z eder.
yaş l a rı n ı t ut a ma y a c ak . C e b i n lara: itiraf g e m is i battı. Biri b u (Bam t e l l e r i m i z h e m u ç a rı ve
d e n çıkardıgı gözyaşı k a b ı n a l a f ı haykırıyor habire duygusuz k ıvrak, hem efkarlı ve ürkek bir
top l a d ı g ı sıvıları n , " Le B a n a le " k u la k l a r ı m a . O biri d e ben i m . m üzikle . . . içli köfte ol mayı biz
a d l ı bir parfüm olara k piyasaya Ken d i m i böyle portakal g i b i di de b i l i r i z, beyl e r . ) Ü n i v e r s i t e
s u n u l m asına dair önerim . . . l i m dilip edip her rolü oynarım yı l la r ı m ı zd a videon u n keşfol u
K E N D i M E KALACAK. m a d e m a l m aya n iy et i n i z yok n uşuyla b u n a n eyi b i z d e ye
Görüşemiyor u m k i b u i n sa n beni çay sofra larınıza. medik degil; ama o n u n filmle
larla. A nti-popü laritem bezdirdi B i z d e a na m ı z d a n böyle so ri n i ya bancı laşmayla k a k a r a k i
a rtı k ben i . Ç oktan a n l a m ışsınız ğ u k, neden doğ m a d ı k . i l k o k u l k i ri y l e M TV/K r a l çocu k l a rı n ı n
dır: Her şeye küstü rd ü . M eyve dörtte beşte duvarl a r ı m Y ı l m a z a po l i t i k g e ç m i şs i z l i kl e r i , o k u -
m
14 FUTBOL-KRİTİK Öküz 33/ S u bat' 9 7
CA N BA RS LA N
K6yii n Del is i
Tribündeki yerimizi altnca dostlar biraz olsun neşelenebilmişlerdi. . . Hatta bilebildiğimiz kadanyla teza
h üra t bile yaptık.' . . Ya ya ya, şa şa şa bizim takım çok yaşa . . . Haaydi Bastır! . . Diğer futbolseverler bu
çağdışı kalmış sloganlanmıza ve bize biraz hayret, biraz küçümseme ve çokça da alay ederek bakt!lar. . .
DOSTLARLA BiRLiKTE BiR LiG d iye bağ ırmayı esp ri san a ra k gürültüyle g ü lüyorlar
d ı . . . S o n ra b i r a ra yan ı mızd a k i kız l a rı farkettiler ve
MAÇINDA! o n la ra bakarak ya la n maya başlad ı l a r . . . Şer m i n, S i be l
v e N a h ide'yi a ra m ıza a l ı p sa klad ı k . . . B u a rada O r k u n
Tacettin b i r medya kuruluşu nda çalışıyordu ve ser dostu muzun, yak ı n koruma bahanesiyle Şermi n a r
yis şefi ona b i r yazı d izisi hazırlama s ı n ı söylem işti . . . kadaşımıza değdi rd i ğ i de d i kkatl i gözlerden kaçma
Kararlaştırılan konu ise " Ü l ke m izdeki F utbol Olgusu d ı . .. S ı ra i lerled i kçe bir felakete doğru yaklaşıyord u k
n u n Sosyo-ekonom i k Bağlamda i rdelen mesi " idi . . . v e n i hayet ya n ı n d a n geçmek zoru n d a k a l d ı k . . . B u
Gene p l a n l a n m a m ış b i r şekilde b i rer h a m b u rger, ya b i r kokoreççiyd i . . . B i lemi yo r u m ka l ı c ı m ı d ı r ama Tev
n ı nda patates k ıza rtması ve t a b i i ki i çecek b i rşeyle fik hariç, fizi ksel ve duygusal olara k çeşitli ölçeklerde
öğlen atıştırmasını yaptı ğ ı mız Mc Donald ' da dostlar tah ri p olmu şt u k . . .
la b u l u şt u k . . . Aramızda sadece Tevf i k yoktu . . . Kimse Tribündeki yerimizi a l ı n ca dostlar b iraz olsun neşe
ona haber vermemişti ç ü n k ü Tevfik M c Donald türü lene b i l m işlerdi . . . Hatta b i le b i l d i ğ i m i z kada rıyla teza
yerlere girmemize insani b i l i nç gereğ i ve sömürü tü h ürat b i le yaptık . . . Ya ya ya, şa şa şa b i z i m ta k ı m
ket i m i bağla m ı n d a ş id detle ka rşıyd ı . . . H e l e b i rg ü n çok yaşa . . . H aayd i Bastı r ! . . D i ğ e r futbolseverler b u
Şerm i n v e O r k u n a d l ı dostları Kentucky Fried C h i ken çağdışı kal m ış sloga n l a r ı mıza v e b i z e b i raz hayret,
a d l ı yerde Amerikan tav u ğ u yerken gôrünce çok si b i rçız küçü mseme ve çokça da a lay ederek baktılar . . .
nirle n m iş ve o n l a rı ayaklar ı n d a n d e m i r masaya bağ Hakemin başlama d ü d ü ğ ü ile b i r l i kte tek t ü k küfür
layarak en ya k ı n b üfeye koşmu şt u . . . i ri yarı o lması ler de d uyu1 maya başl a n m ıştı . . . Tacett i n , görevi ge
nın da verdi ğ i u m u rsa mazl ıkla, usta n ı n şaş k ı n bakış reğ i not tutmaya ça lışıyor, fakat tam arkasında otu
ları arası n da tav u k döner i n de n i k i avuç kopartıp tek ran heyeca n l ı b i r f a n at i ğ i n d u r m a d a n k e n d i s i ne
rar yan l a r ı na d ö n m üş ve Şermi n ' le Orku n ' u n ağ ızla çarpması son uc u sadece titrek şe k i l l e r çize b i l i yor
rına tavuk dönerleri n i zorla tıkarak yutturm uştu . . . d u . . . Son ra gitgide tarafta rlar a rası ndaki elektrik a rt
Hatta b i r yandan " Türk tavu ğ u n u n nesi eksik u la n ! . . herkesi heyeca n l a n d ı rm ıştı . . . Hemfikir o l u nd LJ ki; ot tı, büyüyen b i r yangın g i b i nefret herkesi sardı. . . Kü
B i z i m kendi öz tav u ğ u m uzu yiyin u la n ! . . " d iye ba lar üzeri nde forma l ı adamların bir meşin yuvarlağ ı n fürleri n n itel i ğ i nde anlatıl maz bir düşüş o l u rken ni
ğ ırdığ ı n ı da söylerler a m a ben duymad ı m . . . Söylen peşi sıra koşma ları n ı izlemekten çok, stad atmosferi cel iği, mağara ağzı ndan fı rlaya n kara yarasa lar gibi
d iğ i ne göre çok sarhoşm u ş . . . Sonradan b u davra n ı ni yaşamak, ilginç gözlemlerde b u l u n mak, i n sa nı mı a rt ı yo r d u . . . S ü re k l i o l a ra k , çok ya k ı n ı m ıza d üşen
şından dolayı p i ş ma n l ı k d uymuş ve d uygusal bir ko zın günde l i k yaşamları dışında b ı r başka ortamdaki bomba parça l a rı n d a n koru n maya çal ı şa n sivi ller gi
n uşma yap m ıştı. .. " Bu yaptığım size aptalca bir m i l davra n ış bıçımlerı n ı i rdelemek adına maça gıdecek biydik ... Kızlar ve Tarcan ağlamaya başla m ışlardı , er
l iyetç i l i k hezeyan ı g i b i görü n e b i l i r dostl a r ı m . . . Ama tik . . Sonra içimizden birisı, san ıyorum ki oluşa n coş keklerse ken d i l e r i n i b u raya getiren Tacettin ' e s i n i rle
beni tan ı rs ı n ı z . . Sadece, kalelerim iz i n b i rer b i rer yı k u n u n verd i ği cesaretle " Tevfiğe haber vermeye nerek bakıyorla rd ı . . . Neyse ki yan ı mızda Tevfik va rdı
k ı l d ı ğ ı n ı görmeye daya n a m ıyor u m , o kada r . . . E ko l i m ! . . " dedi . . . " Tevfiğe haber vermeye l i m ! . . " H e p ve olası bir kavgadan korkm a mıza gerek yoktu . . .
nomik sistem leriyle cepleri m ize, kültü rleriyle beyi n beraber donaka l ı n d ı . . . S i n i rler geri l d i . . . E ğ e r b u l un Ta m b u sırada b u l u n d uğ u muz trib ü n deki taraftar
l e r i m ize, sigaralarıyla c i ğ e r l e r i m ize g i riyorlar . . . B i r d u ğ u m uz mekanda M ustafa Sanda l ' ı n Mest Old u m, ların ta kımı b i r gol yed i . . . O a n ı yaşa maktan sa Reha
de, kalorisiz p lasti k besi n leriyle m idelerimize girme Va l l a h i Jest o l d um şarkısı çal ı n masaydı , birbirimizin M uhta r ' ı n progra m ı n a kon u k o lmayı bin kere yeğ
ler i n i h iç içim ka l d ı rm ıyor . . . B u n a h iç deği lse biz kar ka l p atışla r ı n ı d uya b i leceği mize e m i n d i m . . . Ü ste l i k lerd i m . . . Karşı ta k ı m tarafta rlarıyla a ra l a r ı nda kor
ş ı koya l ı m dostla r ı m . . . B i l iyoru m , a rt ı k modası geçti nezle o l a n Taygun ' u n d u rmadan b u r n u n u çekmesi kunç bir düello başladı . . . B u d üellon u n s i l a h ları e ller
ve çok gerilerde kaldı a ma e l i mde d e ğ i l , yerli m a l ı de hepimizi s i n i r etmişti . . . Tevfiğe haber veri lmeme ve bileklerdi . . . i l k atış hemen Nah ide dost u n b u rn u
y u r d u n malı, her T ü r k o n u k u l l a n malı i l kesi v e söyle s i n i söyleyen Beki r ' i n gerekçesi, o n u n maç paras ı n ı n u n d i b i nde gerçekleşti . . . Ö n ce " Ş ı l laaa k ! . . " d iye
m i nden kopa m ıyoru m . . . Kopam ıyorum . . " Zaten ür b ize ödetti receğ.i i d i . . . Kısa s ü r e n fısıldaşmalardan doğada olma ması gereken b i r ses, ardından sol avu
pertici b i r ses tonuyla konuşuyordu ve herkesi n başı sonra talep haklı b u l u nd u ve maça Tevfi k ' siz g i d i l c u n içinde b i le kten sa l l a n a n k ı l l ı b i r y u m r u k . . . Boş
ö n ündeydi . . . B i r de o son " kopam ıyoru m " kel i mesi mesine kara r verildi . . . b u l u n u p başı n ı çevi ri nce bu hareketle göz göze ge
n i öylesine d uygusal b i r tın ıyla söylemişti ki kızlar ay K i m i l e ri n i n kader, k i m ileri n i n tesadüf d e d i ğ i şey len Nahide ' n i n çığ l ı ğ ı e m i n i m ki hiçbir korku f i l m i n
nı a n d a h ıçkırmaya başlad ı l a r . . . H atta e rkeklerden bizi m içi n ka hredici bir la nete dön üşerek gerçekleşti de d a h i d u y u l ma m ıştır . . . S o n ra peşpeşe patlaya n
Tarcan adlı dost bile gözyaşl a r ı n ı sa klamak için ka ve maça giderken Tevfiğe rastladık . . . Ona söyleme flaşlar g i b i ş ı l la klar gitgide çoğ a l d ı . . . Ş ı l l a k ! . . Ş ı l la
ran l ı k o l masına karşın a n l a m sızca güneş gözlükle r i n i den maça gidiyor o l mamızı hangi i nce pol itik cümle a k ! . . Ş ı l laaak ! . . K ızlar ciya k c iya k bağı rıyor, Tarcan
taktı . . . Fakat Tevf i ğ i n bağ ı ra ra k v e y u m r u ğ u n u ma ler ve hangi mucizevi d iya loglar sonucu açıkla mayı a ğ l ıyor, ş ı l l a k l a r a c ı masızca yağıyordu . . . Ş ı l laaaaa-
saya i n d i rerek söyled iği şu son sözleri, o lu şa n ambi başard ı k b i l m iyorum a ma başa rdı k . . . Kuşk u l a n mad ı a k ! .. Sonrası n ı pek net hatırlamıyoru m . . . Bekir a d l ı
a nsa pek uyg u n d üşmed i . . . " Amerikan a si d i n i içip ve san k i o anda maça gitmeye karar v�riyor havası dostun futbolseverlere çıkışarak ya nlarında baya n l a r
onların şapşal tavukları n ı yemektense ben b u mem ya ratı larak stadır. yolu tutuldu . . . Yaşadığımız teh l i o l d u ğ u n u hatı rlatması, futbolseverlerin " z. kerim b a - -
leket i n l a ğ ı m suyu n u n yan ı n a boku n u meze yapar ken i n a rd ı ndan öylesine rahatla mıştık ki maça giriş yan la rı nızı lan ! . . " d iye yakışıksız şek i l de karşılık ver
yerim be ! .. " Yaratt ı ğ ı etkiden hoşla n m ış ve çok vu için o luşan kuyrukta keyfimizi kaçıran bir iki olay ya meleri, Tacett i n ' i n s i n i rlenerek arkasındaki taraftara
rucu · bir son c ü m leyle konuşması n ı taçland ırmak is şandı. . . Kabul etmeliyiz ki futbol seyi rcis i n i n arasın ş ı l lak yapması, kavga, y u m r u k lar . . . Gözleri mizin Tev-
.
tem i şti . . . Fakat bence ölçüyü b i raz kaçırmıştı dost . . . da kendimizi evi mizden uzakta ya l n ız kovboylar gibi fiğ i a ra d ı ğ ı a n d a o n u g i z l i ce sıvışırken görmemiz,
Ağlaya n kızlar b u son c ü m leyle b irden i rk i l m işler, fa hissediyord u k . . Nasıl a n latab i l i r i m ki . . . Sadece ka l ı n dehşet, vahşet . . . B i l i nçalt ı n ı n en deri nlerine itil mesi
kat ağlamalarını hemen kesemedi kleri için, lağım ve do' lardan o l uşmuş uyumsuz ve kaba bir senfo n i n i n ve en yoğ u n p s i ka na l izde d a h i yüzeye ç ı k maması
bok sözcüklerinden son ra k i h ıçkırıkları b i raz yersiz arasında ka lsın la sesleri gibiyd i k . . . Ya da z ı m pa ra gereken anlar . . .
ve itiraf etmel iyi m ki kom i k ka l m ıştı. . . kağıtları arasındaki pembe pel ur kağıtları gibi . . . Ka Staddan ç ı k ı p e n ya k ı n bara koşt u k , kend i m ize
H erneyse işte, Tacett i n yarın oynanacak gece ma ba komed iler ve vahşi reality şovlar tarafından kena caz m üziğ i d i nleyebi leceğ i m iz b i r ortam b u l unca ya
çına gideceğ i n i söyleyince bütün dostlar hareketlen ra i t i l meye ça l ış ı l a n belgese l lerle sanat ve k ü l t ü r vaş yavaş sak i n leştik . . . Taygun dedi ki, " maçta ol
di . . . Aram ızda futbolla i lgilenen sadece b i r i ki k i ş i p rogramlarına benziyord u k . . . Ayn ı kuyruğu paylaştı m a n ı n en iyi ya n ı , d uyu lma korkusu olmadan rahat
v a r d ı . . . Fakat h e p b i r l i kte m a ç a g i t m e d üşü ncesi ğımız futbolseverler birb irlerine " maraba Televole " ça burn u n uzu çekebilmenizçJ i r . . . "
Öküz 33/S u b at' 9 7 SiiR 1 5
J O E LOUİ S B O RG ES
.li
.
.
-�. Edebiya tı olduğu gibi, dinleri ve felsefeleri de estetik içeriklerindea do
· . ,' layı dikka te aldı. Sana t on un için " dünyanın aynası 11 değil, ona " eklen ti
bir şev"dir. Birevsel varoluş sorunlannı önemsemedi
-.- s
·
24. 8 . 1 899 tarihinde B u lında ise " Sur" (Güney) adlı Özel Yaşam ı N e Va rsa H ayatı mda
enos A ires'te doğdu. Ailesi ülkenin en önemli dergisini Borges' in yaşamı bir ede
zengin ve kültürlü kişilerden çıkaranlar arasına katıldı . biyatçı yaşamıdır. Toplum ya
oluşuyord u . Aile çocukların şamına pek katılmadı . Oku Yine burada, o unutulmaz dudaklar,
eğitimi için bir lngiliz müreb iş Yaşam ı du, yazdı, çeviriler yaptı, der
bir eşi daha olmayan ve
biye tutmuştu. Annesi de ln Borges'in ilk işi Buenos Ai giler çıkardı. 1 963 yılında ya
giliz asıllı olan Borges lngiliz res Kent Kütüphanesi'nde rı yarıya kör olmuştu. Daha sizinkileri andıran.
dili ve kültürüyle çok yakın mem u r l u kt u r. Anca k , Pe sonra hiç göremez hale gel
ron'a karşı bir bildiriye imza Bu yoğun hantallık içindeki ruh benim
ilişkiler kurmuşt u r. lngilizce di. Ölmeden birkaç yıl önce
onun ikinci dili olmuştur. attığı için bu işinden kovul genç sekreteri ile evlendi. Hep kyısında durdum mutluluğun ve
Borges daha 6 yaşınday du. B ir dönem bir tavuk çift
ken yazarlık yeteneğini gös liğinde çalıştı. 50- 5 5 yılları Edebiyat Yaş a m ı ; yamacında kederin.
termeye başlamıştı : 9 yaşın arasında Arjant in Yazarlar Görüş ve Tarzı Aştım denizleri.
da Oscar W ilde'in " M utlu Birliği 'nin başkanlığını yaptı .
Prens " adlı masalını çevirdi. Peron'un devrilişine kadar ln Borges ilk edebiyat eğiti - Nic-e diyar gf;.zdim; bir kadın gördüm,
Delikanlılık çağlarında sol'a gilizce dersleri vererek idare mini annesinden aldı. · Da iki ya da üç erkek.
eğilim duydu ise de bu pek etti . 1 9 5 5 y ı l ında Arjant in. ha sonra evlerine s ı k sı k
fazla sürmedi; ailesi ile birlik M illi Kütüphanesi'nin genel gelen Macedonio Fernan Bir kız sevdim, ay yüzlü ve mağrur,. bir kız
te 3 yıl Kaldığı lspanya'dan müdürü oldu. Ardından, üni dez adlı ilginç ve bohem
ispanya/ suskunluğunda.
dönüşünde ( 1 9 2 1 ) ultraizm versitede lngiliz Dili ve Edebi bir yazardan oldukça etki
adlı modern edebiyat akımı yatı profesörü olarak da ça lendi; ilk ustasının o oldu Sonsuza yaytfan kenar mahalleyi gördüm
na katıldı , b u akımı Arjan lıştı ; burada fahri doktorluk ğunu söyler. Şiir ve düşün
ünvanını aldı . Borges bu işle
günbatımlarının
t i n'.e g e t i rd i . i l k dergi s i n i ce bak ı m ı ndan Le opoldo
1 92 2 yılında çıkardC ı �3 1 yı-
·
rini uzun yıllar sürdürdü. Lugones adlı bir şair ve fi yorulmaksızın devrildiği yerde.
kir adamın.dan etkilendiği
ni bilmekteyi z . Borges- La" Nice sözcüğün tadına vardım.
tin Amerika edebiyatında Derinden inanıyorum ki buydu tüm
egemen olan düşsel ger
çekçilik akımına pek katıl görüp göreceğim ve kalmadı
madı. Her Latin Ameri kalı artık yapacak yeni bir şey
yazar gibi düşselliğin sınır
larında g e z i nd i , ancak o lnamyorum ki eşittir günlerim ve gecelerim
tüm edebiyat temalarını bir Tanrı 'nınkilere ve bütün insanlarınkine,
bilgi biçimi olarak kulland ı .
Edebiyatı olduğu gibi, din hem fakirliklerine, hem zenginliklerine.
leri ve felsefeleri de estet ik
içeriklerinden dolayı di kka
t e a ld ı . Sanat on u n i çin Son Parlak!tk
" dünyanın aynas ı " değil,
ona " e klenti b i r şey " d i r. Hep kasvetlidir günbatımı
Bireysel varolu ş sorunlarını gösterişli de yalın da olsa,
önemsemedi : örneğin, bi
risi bir başka birini herhan fakat daha kasvetlisi halihazırda
gi bir yangından yara al günba tısının övüncüne dair
maksızın düşlüyorsa, sap
tanan, bu birisi bir başka hiçbir iz kalmadığında ufukta
üçüncü biri tarafından düş çayıra (2ası yayan
leniyordur. Ya da : Yeryüzü
sınırlı bir olasılıklar sayısın o hükümsüz son parlaklıktır.
dan oluşuyorsa, bu sayı yo
Dert olur içimize öylece duruşu
ko l u yo r v e h e r ş e y y e n i
baştan başlı yordur. Ya da bu gergin ve benzersiz ışığın,
her türlü insancıl tavır ken
bir sanrıdır o uzaya yüklenen
di içinde karşıtını taşıyor ve
yans ıtıyord u r. Sürekli b i r hepimizin ortak korkusu karanlıktan
metafor ve imgesel ger
çeklik içinde ortaya çı kan ve açığa vurduğumuzda sah teliğini
lab irent, yapay ve u staca aniden ortalıktan çekiliveren,
kurulmuş bir çıkmaz soka
ğa d ö n ü ş ü r . Ş ö y l e d e r : tıpkı bölünmesi gibi bir düşün
" Temel k itaptarı ok u d u m anladığında bunu düşgören uykusunun
v e diğerlerini yazdı m ben.
( .. . ) Yaşamadım b i r başka içinden.
insan olmayı arzuladım."' (/spanyolca 'dan çev: Adnan Özer)
A kşamsef s ı
1 6 CELİ K-COMAK Öküz 33/Subat'Si
• •
AD NAN OZE R
B u a nt i - d e m o k r a t k v i t r i n d ı za y n ı n a s ı l tunç ötesi kafiyelerle eş harf sayısını 8'e çı çevirildiği ü lkeye dag m ı dayanır?
S u s ku n l u k Çetesi artmış (b z. yattayım ) . Bu bır rekort 3 ) H a ri ka Y a r a ta n l a r / . S l a v k o Ya
oluşmaktadır dersınız? ! • •
S u s k u n l u k , özel E deb iyat H a r p Dai re Ş i m d i s o r u yo ru z : N e r d e I h sa n O tay Bu sereserpe oşu lar Serdar O rtaç'a nevski. 70'ini aşmış Makedon romancının
si' n i n psikoloj i k savaşta başvu rduğu yön-. Anar, Mırhmet Eroğlu , N ihat Genç ve Hal yazılmış, tevatür b u . O rasına karışmayız, b u ya p ı t ı Av r u p a ' d a i l g i g ö rd ü . Yayi n c ı
temlerden b i r i d i r bizde. Ekibinden biri b i r d \,J n Ç u b u kçu ' n u n k i t a p l a r ı ? Vıtrin lerde a n c a k t o p l u m o l a ra k z a t e n d e r t l e re dost u m Betre B akevsk i 'den meth i n i duy
k i t a p yazd ığında b ü l b ü l olan d i l l e r susar, beşl i k simit gibi salınan diger yazarların ro g a rk o l m u şken bu çok fazla geldı, ş a i rı n d u m . Yanevski , Nobel'e doğru g idiyor, ya
kalem f ıskiyeleri k u r u r . Bu yoksayma ve manlarından daha mı kötüler? Kötüyseler, dediği gibi " tahammül mülkünü yıktı " . Biz yıncılar haberin i z ola !
g ö rmezden gelme g i ri ş i m c i l e r i s ı k ı ş t ı r ı l neden köt ü l e r ? Yok, iyi yse.l e r , n e d i r b u bunu haketryıedik; yoksa hakettik m i ? ı 4) El Sent i m i e nto (Duygu) / J . M . Gu
d ı klarında ' ka r ı n d a n kon uşma ' d e n e n b i r suskunluk? (B u arada: Koskoca Varlık Yayınları şiir elenzu. ispanya 'da 96 listelerinden hiç in
yöntemi seçerler: " H ı m m . evet. aslında, dizisini sürdürmekte zorlanıyormuş_ Kav med i . Kaç sattı , Allah bilir? Duyg u ' n u n ro
ama . . . " Yüzler böbrek sancısı ya d a da M i l l i Şa i rleri·m i z: 1 ram Yayınları yayın haya tından çekilesiy manı, arzular üzerine kurguların deÇJ i l .
l a k şişmesi g i b i b i r s ı k ı ntıyla b u r u ş u r b u miş, Yeryüzü Şairleri adlı nefis şiir dizisi ti 5) A ş k B e n i Geçer I Abd ü l k a d i r B u
esnada. İfrat-ı H i s Ayse l G ü re l cari yüklerden biri olmuş. Yılların emek tar dak. 7 0 kuşag ı n ı n 90'1arı zorlayan şairinin
S u s k u n l u k Ç etesi işi n i sürdürür. Yete C u mh u riyet sonrası Türk ş i i rinde hece çevirmeni Sait Maden çevirilerini harika yeni şii rleri. Aşk ehlinin yıİmaz okuyucuları,
nekli ve işine sayg ı d uyarak emek vermiş gözdeyd i . Milli ölçümüz hece. Bu işte pek baskıyla sundu, sa tış hak getire! B ü tün bu şiirleri çok seveceksi niz. Yakında piya
yazarımız şaş k ı n d ı r köşesi nde. Saygı duy i leri vard ı k . M i l l i marifetlerimizden biri de bunlar neden oluyor acaba, ka fıyeler mi saya çıkıyor, kitapçılara koşturacaksı nız.
dugu degerlendirmeciler bir satır olsun de budur: ifrat. Dili mize Arapça ' dan (Fart'tan yetersiz?!)
gerlend i rmemektedi rler. O l umsuz eleşti r i g e l i y o r . G ö r ü ıd ü g ü g i b i k ö ke n i n d e d e H a ra retl e Tavsiye
bekler sonra, hatta kötüleyici bi rkaç söz, meymenet yok bu sözcügün, kötü çagrı B u Kita p l a r H e n üz
ona da razıdır, yeter ki bu susku n l u k bit ş ı m ları var) g i rmiş bu sözcü k , " pek ileri Çiçek Tozu Günleri
sin . G e lgelelim uzun b i r ' tıp ' oyu n u oy varma " . "·aşırı g i tme " a n l a m ı nda. ifrat- ı O k u n m a d ı l a r. . . İ rfan Y ı l d ı z / Ş i irler, Göçebe Ş i i r Kitap
nanmaktadır. his'in Fransızca 'daki karşı lığı hyperesthesie 1 ) Terra Nostra (Bizim Toprak) / Carlos ları yay. Yaba n, coşku ya da yaba n ı n bü
B i r ya n d a s u s a c a k s ı n ı z , ö b ü r ya n d a (aşırı duyu). Yine Fransızlara nazire olsun Fuentes. Ortadogu ve Balkanlar gözönü yüsü, insanı şair yapan. şiiri de şiir yapan
elektronik aksa m l ı sokak satıcıları gibi yay diye, " Üç Silahşörler "e karşı " Beş Hececi- ne a l ı n d ı g ı nda en çok k itabı bizim ü l k_.e gizli -bir-algıdır. i rfan Yıldız' da b u fazlasıyla
gara yapacaksınız. Buna da edebiyat orta l e r " i yetişti rdik. . mizde çevrildi bu Meksikalı yazarın. Yapıt var. Ayrıca i rfan, estetik dışı nesneyi şiire
mı diyeceks i n i z . Bu taktiklerle oluşt u rd u Aysel Gürel ' i n ifrat-ı his. bir başka deyiş l a r ı n d a n çok azı ka l d ı , ha gayret Terra konu ederek başarılı olmuş ender şai rler
g u n uz okurlar da edebiyat kamuoyu ola- le, h isli duyg u ların gözünü çıkaran şiirleri Nostra, Amazon gibi bir nehir roman ve den. K itabı a l ı rsan ız. " L eş Uyandı " ş i i rine
-
caklar . . . yayımlandı. 1 . baskısını da tüketti, duyum en iyisiymiş. b i r ba k ı n . Baudelaire'den son ra aynı te
Sözgelimi aşırı veya mesnetsiz bulanlar, larımıza göre. Geç, Ç ok Geç Dönem Hece 2 ) Sein u n d Zeit (Va r l ı k ve Z a m a n ) I ma'da yazmak kolay iş deg i l . i rfan, habire
kitapçılara bir göz gezd i reb i li rler. Görecek Şii rimizin son şairı Aysel G ürel . Eee, hece Martin Heidegger. Nazılere fıkır babalığı atları çizen ressam Avni Arbaş gibi atları
lerd i r ki, dön dolaş belli yaza rların kitapları şiiri bu, zihninde parmak sayıp hece sayısı ettığı söylenen, b u a rada ögrencısı Han yazıyor. Ne atlar var lrfa n ' ı n şii rlerinde, at
serg i l e n m ekte ve satmakta d ı r. Ş i ş i r ı l m ı ş tutturacaksın, bu arada kafıyeye de gaz ve nah Arendt'e udretlı nefesını ufleyıp aşk ların ne halleri .
veya gerçekten ıyı -bu ayrı b ı r konu- " vıt receksin, böylece şii ri n beline belıne vura yaşayan ve onu da filozof yapan b u Alman Kıtaptan size i k ı dize sunalım:
rin baronl a r ı " o l uşmuştur. O nl a ra emsal caksın . Aysel Gürel de bunu yapmış: " Fer filozofun en baba eseri; .600 küsur sayfa. "derenin akış kemanı, leş
nice yazar vitrinlerde yer b u lamamaktadır. yattayı m " . alt d izede " h ayattayı m " gibi Ç evirilmesi ruha şifa verir. Hem Ulysses' i n al/ahım zar a tıyordu ! "
B i z i m m a h a l ledeki eski tüfeklerden eczacı Celasun Ağ Beklerken kendi kendime, " Ul a n şu meydanda ne g üzel
şamse as ı
Anla . Beni Öyküleri M ET- Ü ST & SE�CCR
.1"lYP.fl.AB9İM SEN - BÜ>'ÜÜÜKSÜÜN N � �
A kş
amsefas ı
- SON -
20 ARAŞTIRMA Öküz 3 3 /S u b a t ' 9 7
S U NAY AKI N
B
ir askeri öld ü rmekten yarg ılanan da bize, biz neden idam ed iyors u n uz,
E rdal E ren, cezaevindeki arkada d iye sormaya hakları yoktu r. "
şıyla " Katil Kim ? " oynuyor. Gar G ü n ü m ü z Tü rkiye ' si nde şeriat tehli
d iya nlar tarafından " Asker " d iye kesi ne karşı laikliğin savu n u c u larından
çağrılan E rdal, gerçekten de ci nayeti iş b i ri olan Kenan Evre n ' i n gerçek yüzü
lemiş m iydi ? .. Yıllar sonra, Askeri Yar nü ta r i h sayfa l a r ı n a d ü ş ü rmek için 1
g ıtay 3. Daire eski üyesi A hmet Turan E k i m 1 984'de yaptığı kon uŞmayı u n ut
ş u a ç ı k la mayı ya paca kt ı r : " Be n- E rd a l mamalıyız: " idam yal n ı z kan u n ları mız
E re n ' le i l g i l i i d a m kara r ı n d a a d l i hata da değ i l d i n i m izde de vard ır. Hatta ln
o l d u ğ u i nancı n d ay ı m . Dosyada E rd a l c i l 'de de vard ı r . l ncil de idamı kabul et
E re n ' i n eri ö l d ü rd ü ğ ü n e i l iş k i n yeterli m iştir. Allah ' ı n g önderd i ğ i kita pta b u
d e l i l yokt u . Biz ü ç ü n c ü d a i r e o l a r a k va r sevg i l i vata ndaşla r ı m . O halde, Al
idam kara rı n ı b u gerekçe i l e bozd u k . lah' ı n gönderd i ğ i kitapta b u var da biz
B e n i m vicda n i k a n aat i m b u d e l i l lerle kendi ken d i m ize m i kal d ı racağ ız. "
idam kararı verilemeyeceğ iyd i ve arka Erdal E re n ' d e n g e riye, u ğ ru na ca n ı
daşla rı m ı b u yönde ikna ederek kararı n ı verd i ğ i kavga v e kardeşi D i l e k ' e b ı
bozd u k . Ancak, başsavc ı l ı k i t i raz ett i , ra k t ı ğ ı son mekt u b u k a l ı r : " Gö n der
ikinci kez bozduk, e n son u nda daireler d i ğ i n so n m e k t u b u d a a l d ı m , d a h a
k u r u l u idam kararı n ı o n a d ı . Y a n i so öncekileri d e : Sağal. S e n i b i raz kızd ı r
ru m l u l u k onlara aittir. Ben bozma ka d ı ğ ı m ı yaz ıyors u n . Fena m ı ? Havalar
rarı verd i ğ imden dolayı vicdanen raha iyice soğ u d u a ma k ı za rs a n ü ş ü mez
tım ve vicda n i kanaatim E rdal E re n ' i n s i n . Ben b u rada üşüyü nce (kızamadı
bu suçu işled iğine i l işkin yeterli delil le ğ ı m i ç i n) koşar a d ı m ' ma rş-ma rş' e ğ i
rin b u l unmadığıdır. " t i m y a p ı y o r u m . . . D ev r i m c i S e l a m l a r .
Askeri Ya rgıtay üyeleri, E rdal E ren ' i n G ö z l e r i n d e n öperi m . "
k i m seyi öldü rmed i ğ i n e i na na rak idam 7 i n sa n ı n k a t i l i o l a ra k , E rd a l E re n
kara r ı n ı i k i kez· boza rlar. Ama, onların i l e b i r l i kte M a m a k C ez a ev i ' n d e ka
b u kararları da b i rileri n i n kafası n ı bo l a n M H P ' l i l b ra h i m Ç iftçi b e raat
za r ! 1 980 yı l ı n ı n 1 3 Ara l ı k g ü n ü idam e d e r k e n , A b d u l l a h Ç a t l ı " vata n se
seh pası na çıkarırlar E rdal Ere n ' i . Fidan ve r " i l a n e d i lecekti r ! . . S u s u r l u k ' ta k i
gibi i ncecik boy n u darağac ı n da k ı r ı l d ı kaza d a n s o n ra gözler ö n ü ne s e r i l e n
ğ ı nda i k i yüzbaşı ağl ıyord u : " Gencec i k " Devlet- Po l i s - M afya " i ş b i r l i ğ i n i n a r
çoc u ğ u ast ı l a r, b u n u n h e sa b ı n ı nasıl d ı n d a n top l u m u n g e l d i ğ i y e r E r d a l
verecekler? " E re n ' i n ya p m ı ş o l d u ğ u savu n m a n ı n
Kenan Evren, 12 Eylül Faşiz m i n i n he son soz l e r i d i r : " B i r g ü n m ut l a ka s i z i n
sab ı n ı U l uslara rası Af Örgütü ' ne şöyle yeri n izde h a l k ı m ı z olacak, s i z i v e ko
verir: " Biz, neden idamları kaldırdı nız, r u d u ğ u n u z d ü z e n i y a r g ı l a y a c a k ve
d iye _ o ü l kelere sora m ıyorsa k, o n l a r ı n doğru karar verecekti r. "
YAS İ N ADIYE KE için çok erken emekli oldu oglan. Tarikat, ticaret, siya
set bu üç m iskini bir avuç içinde tutan sahte şeyh bir
dördüncü miski nliğini elaleme rezil olduğu sözde lider
suzlu kla rıyla k e n d i n i fela kete a tıyor. B u n u a n l a m a k
çok zor. Karşında b i r fert yok, b i r cemiyet va r. B u ce
miyet inandığı doğruların kendi etrafında toplamış ol
l i kle körpe ca riyeleri iğfal yoluyla allaha ya klaştıraca k duğu mü nevver zümreler size taziyet matemlerini söy
lsti lahlı Yazılar cahi l l i k yaparken, sen düşkün bir h a l i n le hangi yolda
yürüd üğünü karşına aldığın kitle ve o kitlenin temsi lci
leri ve mizah camiası ta rafından çok iyi ta n ı n ıyors u n
l üyorlar. Duyarsan tabii oğ l a n .
kşamsefas ı
Öküz 3 3 /S u b at' 9 7 MİLLİ TARİH 2· 1
AYD I N E N G i N
•
H U S EYI N · K UZU
•
Doğal Olarak
Eşkiya Kaytarması ! • .
a m 35 yıl saf saf hapiste yattıktan olara k yıldızı parlayan Baran . . . d iye m i rer k u rşunda tak-tak-tak . . .
T
mak istediğimiz bir eşkiya. Hem de tam bir •
sonra, u ğ radı ğ ı ihanetin bedeli n i kolaj. Karakola a l ı n mazsak, korkarım her başlasak e l eştiriye. · Pardon · demeyece F i l m i n s o n u yaklaşmakta d ı r . O kadar
ödetmek için yollara düşen eskinin kes bu adamın Latin Amerika 'dan geldiği ğ i m . Ç ün k ü , b irara mafyadan kaçarken kötü adamı vuran Baran acaba nereye ka
eşkiyası Baran . . . Ya n i , 1 996 eksi ne bile inanmaya hazır. Zorla değil ya, alt öyle koşmadı m ı allahaşkına ... Yoksa ben çacaktır? Bu, eski Türk filmi değil ki, so
35, eder 1 96 1 . . ya n i bu a d a m tarafı bir film kahramanı . . . m i karıştırdı m ? Yoksa o sahne Amerika n u nda jandarmalar gelsin. Artık sansür de
1 96 1 yılında hapse girmiş! . . Vay anasını sa .Hatırlaya l ı m baka l ı m : B u eşkiya kolajı l ı 'da m ı vard ı ? Yoksa Pamukbank rekla yok. Ama nedense polis ·gelir. Baran onla
yın seyirciler, dile kolay, tam 35 yıl ! . . . B a ra n ' la, bir zamanlar dağa çıkmış bazı mında mı? Bütün b u nların birbiriyle bağı ra da silahını çeker ve ... a ma indirir. Ç ün
Peki, anladık d a , bu Baran h e p aynı ha adamlar, sonraları şehre inip, büyük şehir var mı, yoksa ben m i karıştırıyorum? k ü onun son u nda, kayan yıldız misali, C u
pishanede mi yatmış? M üebbete bile 24 belediye başkanı bile olmadılar mı? Baran O zaman, c a h i l Türk m illetine banka di Dağı sandığı bu apartmandan göklere
yıl verilen bu ü l kede 35 yıl ? B i raz garip . . . neden buna hiç hayıflanmaz mesela? B u kartı k u l l anmayı öğretip " da h i · olan o uçmak vardır. O uçar gider, biz d e sinema
Hani bir hesap hatası olmasın diye sorayım adam Keje dışında mapus damında hasre adam kim? Pek i , son g ü nlerde Amerika nın kerevet koltuğuna konarız. Sonuç; 1 6
dedim. özel olarak bir tek o af kapsamları tinden neden hiç prangalar eskitmemiş? O lı'dan çıkıp gelip, S u surluk civarından geç sinemada, 6 haftada 5 5 1 bin kişi . . .
nın dışında bırakılmış galiba ! hapislerden o zamanlar hiç mi Ahmet Arif miş g ib i olan ve adı d a C inayett i n olan Bir yanda, yıllar sonra geldiği ülkesinin (Is
Eskiden beri bazı aydınlar mapus damı gibi birileri geçmemiş. öteki adam kim? Ve b u adamların ü l kesin ta n b u l ' u n ) n e kadar değişt i ğ i n i a nlayan
na · okul · derler. Ben, sakat da olsa eski Hadi 60' 1arı geçtik . Nurhak' lar, Kızılde de bu Baran niye hala bilmez? Bu senaryo · Amerikalı · , öte yanda kerıdini kral Argos
den bu görüşe inanırd ı m . Artık inanmıyo re'lerde ölenlerden hiçbiri de mi değmedi bu bu Baran'ı niye inatla hapiste saf, gariban sanan Bay E . . . Ve yine bir yanda, bugün uça
r u m . Ç ün k ü b u Baran içerde yatmaktan Baran'a. Veya onların bir anısı? .. Biz değdir ve hiç gelişmemiş bırakıyor? H e ' m i de tam mayacağı için 4. Murat döneminde uçmaya
hiç nasibini alma mış. Bu adam öyle bir ha mezsek değmez tabii. Kemal Sunal'ın bir fil 35 yıl V€ sarma cıgara sardırarak . . . çalışan lstanbul Kanatlarım ı n Altında, öte
pishanede yatmış ki ne 60 ne 7 2 ne de 80 minin adı da · Dokunmayın Şabanıma · idi ! 3 5 yıla takmamak g erek . . . Yoksa, Ba yanda da Eşkiya . . . B u dört film, kalabalık si
ihtilalleri ona değmiş ! .. B u n u nasıl başar- Hele 80 sonrası. . . Açmaya görsün i nsan ran ' ın sevg i lisi K ej e ' n i n 35 yıl h i ç konuş nema seyircimizle kendimize yeni bir tarih
,,. mış acaba? Yoksa bu adam bir Türk hapis ağzı n ı ! 1 0- 1 5 yıldır G ü neydoğu' nu n dağ mad ığ ı anadilini u nutmasını hoş karşıla yazmaya çalışan popüler mamüller . . . Hepsi
hanesinde kalmamış mı? Geceyarısı Eksp larında ordu ve " bölücü eşkiya " çiçek mi mak gerekecek. i nsan, doğal olarak me de bizi eğlendirirken, kaçtığımız vicdanımızın
res i ' n i n hapishanesi Batı'dayd ı , değil m i ? topluyor? " Güneydoğu kentlerin i n hapis rakla bekliyor. Acab� Türkçe mi konuşa yansımaları . . . Siz buna ister cahillik deyin, is
A m a o Doğu 'da n geliyor. Senaryoda b i r h a n el e r i nde n e l e r o l u p b itiyo r? · B u n u cak yoksa o malum d i l i m i diye ! Ama 3 5 ter yeni özlemlerin dayanılmaz rüyaları. . .
sakatlık var, ama nerede? Y i n e de i nsa n devlet bile itiraf etti ama bu Baran'a değ yıl pratik ya pmadan ona Tü rkçe öğret N eyse/a nyway, f i n a l l y ! . . Ben, 1 2 Eylül
içerden birkaç masal-anı anlatır yahu ! m iyor. Zorla değil ya . . . o bizim kül basılmış meyi beceren Berf o veya/h e r h a l d e pa sonrası sinemamızın üzerinden bir kamyon
A n l a d ı ğ ı m ı z k a d a rıyla b u a d a m D o vicda n ı mız . . . D uymaya n , görmeyen, ko rayla tuttuğu l isan hocas ı n ı n sayesinde gibi geçen Eşkiya'nın , temiz toplum adına,
ğ u'dan geliyor. Ç ünkü C udi-mudi g i b i laf nuşmayan ve itiraf etmeyi h iç sevmeyen . . . d i r ki, kadın maşşa l lah ş ı k ı r şıkır . . . daha derin soruşturmalara gebe olduğuna
lar var filmde .. Doğ u' da bir dağın adı değil Eskideeen . . . Bırakın f i l m eleştirmenleri, Baran lstanbul'a geld i ğ i için isterseniz inanıyorum. Ama bütün bildiklerimi de orta
m i C ud i ? O dağ son yıllarda sık sık üzerine köşe yazarları ve diğer medyatikleri, çok kö biz de gelelim C u mali kardeşe ... B u arka ya dökmeyi şimdilik doğru b u l muyoru m .
Türk bayrağ ı d i k i l i p yeniden ve yeniden tü dediğimiz Yeşilçam filmlerinde Doğu'dan daş da kentin yükselen değerleri karşısın Ç ünkü bu ülkede adaletli b i r sinema ortamı
fethedilen dağ değil mi? gelen herkesin nereden geldiğini soran bir da salaşlaşan C um huriyet otelinin e n uya n ı n olduğuna inanmıyorum. Birileri eni bu
Üstelik b u Baran, U rfa-mu rfa diye bir seyircimiz vardı. B u ü lkedeeee . . . DOğ u'da, nık geçineni. Babası Yılmaz G üney'i sevdi eşkiya meselesine bulaştırırsa, belki ben de
kente d e ugruyor ve bir baş işareti ile · sıra 1 00- 1 50 km güneyden kuzeye çıkın, herkes ği için, dogal olarak, onun adını da C u ma elimdeki tüm delilleri o zaman ortaya döke
g ü n ü · nden adam kaldırıp, ihanetin nede bilir kim Hakkarilidir, kim Vanlı ve kim Kars lı koymuş . . . C umali kalkan son trene son rim. Benden bu kadar. . . Ne'me lazım ! ..
nini soruyor. Orası havuzlarında kutsal ba lı? Bilmez mi? Eee, bu Baran da C udi civar anda yetişmeye çalışıyor. Hem yavuklusu
lıkların olduğu Urfa değil mi? Hepimiz bili larından bir yerlerden geldiğine göreee ! . . nu sikıştırıyor, hem harbi, hem üçkağıtç{. ÖLDÜREN SAHNE / SON MOHIKAN
yoru z k i bu kent m ü z i k p i yasa m ıza bol Asimile olduğu dilinden d e belli ki, Baran, hem de namusl u ! C umali bu yüzden iha Ben de eleştirilere katılıyorum . Hapisten
miktarda türkücü ihraç etmiştir. Urfa civarında bir yerde hapis yatmış . . . netin katmerl isini yerken, üçkağıdın kat çıktıktan sonra eskiden Kızılderililerin yaşadı
Filmde a n latıl d ı ğ ı kadarıyla, benim bu Baylar-bayanlar, kaytarmak yok! N e za merlisini d e başkalarına atıyor. ğ ı köyüne bir uğrayıveren Eşkiya'yı karşıla
Bara n ' ı n nereden g eldiğine pek aklım er man bir adam Doğu'dan gelse, onun kal Acaba, " neyse " deyip, Baran ile C uma yan C eran Ana'yı ben de çok sevdim. Ceran
miyor. Neyin ve k i m i n eşkiyası bu adam? kıp g�ldiği yeri iyi biliriz ve sorarız biz. iyi l i ' n i n h ikayesin i n izini m i süre l i m ? Ama Ana, beyaz adamlar tarafından kökü kazın
O m u bizi ikna etmeye çal ışıyor, yoksa biz de bu kez kimse n iye sormuyor? Ben bili nasıl ? Mapus damlarında dersini iyi çalış mış bir Siu kabilesinden artakalan · Son Mo
mi ona hemen inanıvermeye hazırız!. Ben yorµth, herkese de söyleyece ğ i m . B i l e n mamış ve d uvar dibinde it oturuşu otur hikan olduğu için, zoraki gönüllü(') kaldığı
•
ce hepimiz karakola alınıp itiraf ettirilmeli herkes d e söylese iyi -o lur! mayı sevmiş Baran m ı lstanbul labirentin bu köyden başka gidecek bir yer aramıyor.
yiz. Kaytarmak yok ! . B ence o bizim i nan- 'J-lababam Sınıfı'rıın beden öğretmeni de C u mali'ye ayak uyduracak? Görüldüğü Biraz da bu yüzden dünyadan bi'haber. Fu
� gibi b u mü mkün değil. ·saran da ne yap kara, beklerken iyice aklını da yitirdiği için,
s ı n , bu f i l m i çeken yönetm e n i n ö n c e k i doğal olarak köyün harap halini su'dan bir
filmlerinde m J bulamamış kalıntılarla, otel sebebe bağlamak zorunda kalıyor. Ceran
lobisinde oturmaya başlıyor. Ana bu yüzden baraj sularının şırıl şırıl sula
Faka t "o da ne? Yaşl ı fah işen i n küçük dığı o sulak arazide n iye arazi yağmacıları
oğl u ne kadar da ona yakışan sevimli bir yoktur, hala a nlamamıştır. Ama biz onun
toru n gibi. C umali de sanki onun babası oralarda dolaşan koruculara ve özel timlere
gibi .: iyi bari, üçü birbirine yaklaşmışken rastlamamak için köyden çıkmadığını biliyo
Baran da C umal i ' nin babası gibi oluverse ruz. Zaten o yüzden iyil ikler ve kötülükler
tam bir melodram ol uverecek. Oldu da . . . ona yıldızlardan düşerek vahiy olmaktadır.
Ama fukara çocuk, bir yerden sonra film Arkada.şiar ! 1 2 Eylül sonrası sinemanın
de u n utuldu g itti . Sahi, bu çocuk nereye sor u n l a r ı n ı b a r l a rda çözmeye soy u n a n
gitti? Akademisyenlere sorsak, fılmin kah T ü r k s i nemacıları orada kendilerine bazı
ramanlarının zürriyeti olmadığı için çocu alışka n l ı klar edinmişlerdir. Özellikle oyun
ğun da senaryoda u n utulduğunu söyleye cu seçimlerinde kendini açığa vuran bu il
cek lerdir. (Buna senaryo yazımında " ka let Türk sinemasına artık çok pahalıya ma
rakteri f i l m den çıkarmama k " d e n i r . B u loluyor. Niye m i ? Ç ünkü C eran ana misali,
yüzden Batı 'da asık i.l,(ratlı jüriler adama sanki bir yaşlı kadın oyuncu bulunamazmış
senaryo ödü l ü bile verı:çıezler.) gibi, genç bir oyuncuyu 3 0-40 yıl yaşlan
Fakat, iş Bankası reklamlarında " sağdu dırmaktan başka insanın aklına bir şey gel
yu " su i le iş gören C umali, bu filmde yal nız mez oluyor da ondan. Ben bu i llete, " bar
kal ıyor. Damarına ba�t ı g ı mafyoza lar da dost l ukları n ı n filme yansıması " d iyorum .
onu vuruveriyor. işte o zaman p i n e k le Başka örnekler de vereyim m i ?
mekten iyice bıkmış Bara n ' ı n öfkesi kaba Bence Öküz, yukarıdaki örnekte görül
rıveriyor. Dolayısıyla Baran " Leon " oluyor, d ü ğ ü g i b i , " ö l d ü re n s a h n e " köşe s i n i
yönetmen de Luc Besson . Hapishane poli okuyucuya açık bır köşeye dönüştürmel i .
gon unda iyi talim etmiş Baran herkesi bi- Ne dersin Met-Üst?.
A kşamsef as ı
-.. ·r �
• •
Ş E B N E M I Ş'I G UZE L
• •
Jen
·.·.·.···· ·.·.·.··:::::::·:·:···· · .·.·.·.·.·.·.·. ·.·.·.·.·.·.·.·
Yine güzel bir yaz gün ü n ü fus m üdürlüğüne bir . kez daha gittim. Elle yazJ/mış listelerde adımı aradım.
.
Adım kocamın soyadıyla yazJ/mıştı ve bu yüzdeh adımı bulamadım. Lapistes beni azarladı, anlamam
için üç defa tekrar etti: Sizin adıntz artık: Şebnem Çıtak, Şebnem Qtak, Şebnem Qtak.
B
i r süredi r kayıptım. A n n e m g ü nler u n u t uyor m u ş . . . P e k i , çoc u k d ü ş ü n üyor üç defa tekrar etti: Sizin adınız artı k : Şeb kadının söyleyeb ilecegi, " insan gibi davra
den beri her c u ma rtesi G a l atasa m uymuşuz? M u htar teyze'ni n bütün soru nem Ç ıtak, Şebnem Ç ıtak, Şebnem Ç ıtak. n ı n " türünden b i r laf söyle m i şti m . Ş i m d i
ray'da oturup polislerce tartaklan larına telefondaki sesin " Çocuk da sızinle M a l a tya ' d a n g e l e n fa ksta " Böyle b i r yardı m etme sırası bana g ö z kırpan tran
mıyord u ama ben bir süredi r kayıp konuşmak istiyo r " ricas ı n ı kı rmayan ha kayda rast lamadık " d e n i l iyordu Lapistes seksüellerdeydi .
tım. Rüyalarımda kendimi devlet daireleri n ım hanımcık DJ kızlar gıbı cevap verdım. bir de kocanızı soralım dedı. Kocam ı n adı A m a japon balığı evlilik cüzdanımı istedi.
nin demir dolapları arasına sıkışmış görüp Ü ç a k i d e şe k e r i yiyip, nüfus değışti rme n ı d uyunca çıglık attı: Ne b içim isim b u ! . . " Ç antamda bulamadım. Lapistesle birbirleri
uya nıyord u m . H ayır, evimdeyd i m . Kocam belgemi alıp oradan uzaklaştım. Sonra ay Nüfusun yarısı gibi koca mın adı da yanlış ne baktılar. Arkamdan konuştular: " Ya evli
ya n ım d a uyuyor, bozuk ba nyo m u s l u ğ u larca kabuslarıma g i ren o yere gittim. yazılmıştı. Doğrusunu söyledi m : Manuel. .. değilse, böyle oyalanıyorsa ! " Oyalandığımı
damla maya devam ed iyor, buzdolabı ya Güzel bir yaz günüydu . Nüfus müdürlü- . Lapistes beklenmedik b i r sevinçle " lspan düşü n d ü k l e ri a kva ryumdan dışarı çıktım.
rım saatte bir titriyord u . Varlığımla ortada, ğü b i r akvaryum kadar ıslaktı. Belki de bu yol mu? " dedi. Bir lspanyolun Malatya 'da Koşarak eve gidip d ü g ü n fotoğraflarıma,
resmi olara k · kayıptım. Kanlı canlı i nsanları yüzden " Yarın sabah geleceksin ablacım " ne işi olabilecegi n i düşünüp sırıtarak: " Ha çocukken annemin elime tutuşturup bak
elinde kaybeden devlet beni sadece resmi d iyen memur kız bir lapistese benziyordu. yı r " d e d i m . M e r a k l a so rd u : " N e r e l i ? " , kala gönderd i ğ i deftere benzeyen evl i l i k
olarak kaybettiği için yine de şanslıydım. Bu cümleyi d uyabilmek için 2 0 dakika kuy Malatyal ı . Lapistesin agzından hava kabar cüzdanına baktım. H i ç kuşkusuz evliydi m .
Her şey evlenmemle başladı. B u Ameri rukta beklemiştim . E rtesi sabah evlendiğim cıkları çıkmaya başladı. " Manuel ' i n Malat B i rden n üfusum Malatya 'da yoksa a i l e kü
kanvari c üm leyi l ütfen yan l ış anla mayı n . için nüfusumun gönderilmiş olduğu Malat ya 'da işi n e ? " Oksijeni denizin en dibinde tüğümdedir diye sevinçle sıçradım. Aradan
Evl i l iğ i m yol u nda? Üstelik güzel b i r düğün ya 'ya 250 b i n l i ra karşılığ ında (ina n ı n bu bitmekte olan balıkadam gibiyd i m . Lapis zaman ı n geçmesini bekledim.
l e evl e n d i k . ( D ü ğ ü n pasta s ı n ı p a rça layıp enflasyonda aylardır değişmeyen tek ücret) tese Manuel ' i n Malatya ' da ne işi oldugu Haftalar sonra güzel b i r son ba ha r günü
a n n e m i üzmemiz dışında bir tatsızlık ol faks çekildi. Bu kez Japon balığına benze nu anlattım . Ard ı ndan kocamın ve eşin i n n üf u s m ü d ü rl ü ğ ü n e ye n i d e n g i t t i m . Bu
madı.) Olayın ikinci boyutu e h l iyet almak yen memur cevabı bir hafta sonra alabile -dolayısıyla benim- kaydımın gönderilme kez aile kütüg ümün bulundugu Yalova'ya
isteme m d i . Asl ı n da kayıp olduğumu far cegimi söyledi. Oysa evimde İ nternet vard ı . sini istedi k . faks çektird i m . Gelen cevap beni hayalkı
ketmeme de b u neden oldu . E h liyet baş D ü nya n ı n b i r ucuna a n ında u laşa b i l iyor G ü rrler sonra gelen cevapta kocam be r ı k l ı ğ ı n a u ğ rattı. Ya lova evl e n d i g i m için
vurusunda annesi n i n küçükken fazlaca ni d u m . işi m i n d üştügü devlet benden geri kar görünüyor, benim izime rastlanm ıyor n üfusumun Malatya 'ya gönderildigi bilgi
şastayla besled iği memur, " N üfusunuz es m iy d i ? Devletin evin d e neden b i l gisayar" d u . Lapistes " Ya Manuel senden habersiz sini göndermişti . Lapistes ve japon " Ma
k i " dedi. Doğruyd u . N üfusu m u n veri l d i ğ i yoktu? Japon balıgının kocaman gözlerini evlenirse, bak bekar görünüyo r " dedi . Ja latya " ayrıntısından beni hatırladılar. Onla
i lçe, i l olmuştu. H e r şey Ç iller yüzündendi. kapatıp açarak ve ucundan yağ dam layan pon balıgı " Kadınlar kocalarının n üfusuna ra evlilik cüzdanımı gösterdim. Karşılıgında
Artık kasabalılık diye b i r şey de kalmamış kravatın ı d üzelterek söyledigi gibi: " Bu na geçirilmiyor. E rkekler de bekar göründügü izleyecegim prosed ü rü a n lattılar. Evlendi
t ı . Y e n i n üf u s ç ı ka rt m a m i ç i n p rosed ü r da şükürdü . . . " Eskiden teleks vardı, daha için üstüne evleniyor. " Sonra i kısi b i rden g i m ize dair evra klar Malatya'ya ulaşmamış
muhtarla başl ıyord u . M u hta r teyzeye git eskiden posta vardı. i nşallah devletın de tekerleme gibı · Kadınlar da burada düşüp olabilirdi. Evl i l i ğ i n n üfusl a ra bildirilmesine
ti'm. M u htar teyze, " Ge l hanım kızı m " de bilgısayarı olacaktı. düşüp bayılıyor· dediler. Arkamda pembe yaraya n , me rnis d e n i l e n şeffaf ve güzel
yip beni üç defa öpt ü . Meğer aylardır evı Yine güzel bir yaz günü nüfus müdürlü n üfus a l ı p Necatı yerıne Melek, H üseyin renklı bu kağıtlar yen iqen dolduruldu. B u
mizi gözlüyormuş. Temizlikç i kadınımız k i ğüne bir kez daha gittim. E lle yazılmış- liste yerine Hayal olmak için bekleyen transek kez de -evet sevgi l i okuyucu, b u kez de
l i m l e r i b a l k o n d a n · sarkıtıp, s i l ke lemeden lerde adımı aradım. Adım kocamın soyadıy süellerin sesin i işittim. " Canım kocası üs kocamın soyadı yanlış yazıl mıştı.
topluyormuş. Kocam d a çok iyiymiş. B i rbi la yazılmıştı ve bu yüzden adımı bulama tüne ne diye evlensin ? G ü l gibi kız. " Onla Tüm b u n ların ardından evli l i k cüzdanı
r i m ize yakışıyormuşuz. Neym i ş a d ı ? Hep. d ı m . Lapistes beni azarladı, anlamam için rı aşağı layan nüfus memuruna sıradan bir n ı n n üfus ye r i n e geçe b i l e ce ğ i n i d ü ş ü n
d ü m . Arka s ı n d a da b u yazıyo r d u . Trafik
şubeye gidip evl i l i k cüzdan ı m ı göstererek
e hl iyeti m i a l m a k iste d i m . Ç o c u k l u ğ u n d a
fazlaca nişastayla beslenen m e m u r " yapa
b i l i rsiniz " dedi . E lbette ben ona kaç çocuk
yapacağımı sormamıştı m. Yeni nüfus kagı
d ı alma çabam yen iden başlamıştı.
G üzel bir kış günü n üfus m üd ü rlüğüne
ye n i d e n g i t t i m . K a ra r ı m ı s a ç l a r ı k ı z ı l l a
pembe arası, i n a n ı n h iç görmed i g i m b i r
renge dönmüş olan lapistesten " El imizden
b i r şey g e l m e z " ya n ı t ı n ı a l d ı ktan sonra
verd i m . Malatya 'ya telefon açıp, " N 'o l u r
b e n i bulu� ! " diye yalvardım. Meğer aylar
dır güzel, pembe renkli bir dosyanın içinde
d u ruyormuşum. Aylardır, dört mevsim, b i r
yıl o köşecikte kocam ı n nüfusuna geçiril
meyi bekliyormuşum.
Sonunda kendimi hem bulmuş hem
kaybet m ı ş o l d u m . Z i ra n üf u sta yazı l d ı ğ ı
üzere Ş e b n e m Ç ıtak diye b irisi n i tanımı
yord um. Şebnem lşigüzel adına olan kredi
kartın ı kullanıp kimlik sorulduğu nda Şeb
nem Ç ıta k · ı çıkardığımda kasiyer kız d a ,
polisler de b e n i tanı madı . Evlilik cüzdanı
mızla olay yerine gelip beni kurtaran koca
ma: " Ben kimim ? " diye sorduğumu ve ka
siyer kız tarafından ikram edilen kolonya
nın yağl ı tütün kokusun u hatı rlıyor, ınanın
kim olduğumu bilmiyorum .
\ A kşamsefas ı
.
..
2 4 TİYATRO Öküz ·3 3 /S u b a e s 1
T U- RGAY · NAR
Antoni n Artaud
A
n to n i n A rta u d , 4 E y l ü l atre Alfred Ja rry'yi k u rar . . . B u rada, y ı m ıy l a , n e red eyse b i r ay i n e s r i k l i ğ i l u m u sorg u l a ma d üzlem i n e çekmeye
1 8 9 6 ' d a M a rs i lya ' d a d o ğ Str i ndberg ' i n i mgeleme daya l ı oyu n u i ç i n d e göstermeye ça l ı ştı . O n a göre, ça l ışıyord u . . . Arta ud, tiyatroyu b i r ve
d u . B i rçok oyu nda v e f i lmde o l a n Düş Oyu n u ' n u sa h neler . . . B u tiyatro, h a l k ı n üzerinde g iz i l b i r bozul baya benzetirken, o n u n kitleler üze
rol a l d ı , sa h n e rej i sö r l ü ğ ü n u n i ç i n d e lsveç e l ç i l i ğ i nden parasal ma etkisi yarata b i l mesiyle vebaya ben r i n d e k i yaşa msal i radesi n i n ya n ı s ı ra,
y a p t ı . B i r s ü re g e rç e k ü s t ü c ü a k ı m a d e stek s a ğ l a n m ı şt ı r . A m a , oyu n u n -ziyo rd u . . . O, i mgele m i n uyuyan yılanı ayn ı anda .b i r " öç a l ma " ya i l iş k i n e ğ i
kat ı l d ı a m a gerçekü stü c ü l e r i n komü F ra nsa ' da k i i l k serg i l e n i ş i n d e A n d re nı i ğ n e l e m e k l e , d e v i n i m e sokm a k la l i m i n i de b u benzeşime d a h i l ed iyor
n i st p a rt i s i n e ya k l a ş m a l a r ı ü ze r i n e B reton v� gerçeküstücü g r u b u n yo u ğraştı. . . Tiyatroda gerçekleştirmek is d u . Ç ü n k ü veba n ı n , d o l a ş ı m a l a n la
1 92 6 ' da b u çevreden kopt u . 1 92 4 ' de ğ L! n t e p k i l e r i n i ç e ke r l e r . . . Ya k l a ş ı k tedi klerın ı n tılsım ı n ı a nca kendisi bul r ı nda bir ya n g ı n ta h ri batıyla ge rçe k
Correspondance avec Jacques Ri otuz kişi l i k b i r sanatçı top l uluğu. tiyat g u l uyordu , a ma uygulaması başkala leştirdiği, a s l ı nda g e n i ş bir tasfiye d i r . . .
v i e re (Ja c q u e s R iv i e re ile Yazışma), royu basar . . . Gerekçe de, lsveç elçil i rınca n eredeyse ola n a ksızdı . . . Y ı l g ı , o n u n b i ri c i k ta nrısıyd ı . . .
1 92 5 ' de L'ombilic des L i m bes (Be ğ i n d e n para desteği a l maları v e oyu B i rçok başarısız l ı ktan son ra zor l u M e k s i ka d ö n ü ş ü o n u n b e l k i d e
l i rsizl i k l e r i n Göbeğ i ), Le Pese-Nerfs n u n galasına b u rj uvaların çcığ rı l ması b i r M e k si ka yolcu l u ğ u na ç ı k a r . . . B u yaşa m ı n ı n e n tfaj i k d ö n e m i n i n b a ş
. ( S i n i r Ö l ç e r) , l9 2 9 ' d a L ' Art et l a d ı r . . . A n to n i n Arta u d , bu o l a y d a n yol c u l u kta gene ya l nızl ı ğ ıyla del i l i ğ i n i l a n g ıcı o l u r . . . Kend i n i daha büyük b i r
Mort (Sanat Ve Ô l ü m) a d l ı k ita p l a r ı son ra gerçeküstücü topl u l u ktan kopar ya n ı n a a l mıştı r . . . Orada b i r s ü re Ta ya l n ı z l ı ğ ı n i ç i n d e b u l u r . l r l a n d a ' y a
yayı n l a n d ı . 1 93 2 - 1 9 3 5 ' de daha son ra ve b i rkaç oyu n d e ne mesi n de n son ra m a h u ma ra yerli leriyle, o n l a r ı n tanrı ları kaçmak i ster, ama b u yolcu l u ğ u ger
Le Theatre et Son Double (Tiyatro da Alfred J a r ry Tiyatrosu kapa n ı r . . . C i g ur i 'yi paylaş ı r . . . Uyuşt u r u c u b itki çekleşti remez . . . G e m i d e çıkardığı h u
Ve i k i z i ) a d ı a l t ı n d a k i t a p laştı racağ ı Alfred Jarry Tiyatros u ' ndaki başarısız ler, m isti k ayin le r, tılsımlı b i r d ü nya . . . z u rs u z l u k l a rd a n dolayı ·tutu k l a n ı r ve
yazıları n ı yaz d ı . 1 934'de Heliogaba lık ve içinde b u l u n d u ğ u sanat g rubun Arad ı ğ ı n ı b u l m u şt u r b i r bakıma . . . Ar tımarhaneye kapatı l ı r, a rd ı n d a n i k i nc i
l e a d l ı y a p ı t ı n ı yayı n l a d ı . 1 9 3 6 ' d a -da n kopması o n u g itgide çı kmaz bir taud, yaşa m ı boyunca b i r traj i k g ez D ü nya Savaşı . . . T ı ma r h a n e y ı l la r ı
Meksi ka ' ya g iderek orada altı ay kal ya l n ızlığa sürükler . . . Sah neden uzak g i n d i r . . . Ç oc u k l u ğ u nd a k i çevre l e r i n u z u n s ü r e r . . . E n son Rodez ' d e k i b i r
dı. 1 95 5 ' d e Les Tara h u ma ras (Tara laştı ğ ı b i rkaç yıl, s i nema oyu n c u l u ğ u etk i s i , o n da b ü y ü l ü b i r k i şi l i k ya rattı k l i n i kte 6 5 e l ektroşok u yg u l a n ı r. B u
h u m a r s ' lar) a d l ı k i t a b ı yayı n la n d ı . yapar, Tiyatro V e Simya, Tiyatro ve ve sah nede yaratmak i stedi ğ i imgesel e l e k t roşok so n uc u d i ş l e r i v e saç l a r ı
1 93 7 ' de b i r l rlançla gezisi dön üşü tı Veba, Sahnelemede Metafizik g ib i , d ünya, o n u n b u öznel d u r u m uyla ör d ö k ü l ür, b e d e n se l b i r ç ö k ü ş ya şar . . .
m a r h a neye kapatı l d ı . 1 94 3 -46 a rası tiyatro a n layı ş ı n ı n tem e l i n i oluşturacak tüşü r . . . Acıma ve y ı l g ı yoluyla a r ı n ma, Arta u d , r u h s a l a ç ı d a n d a b üy ü k b i r
Rode z ' d e b i r t ı m a r h a n ed e t u tu l d u . denemeleri n i yazar . . . Arta ud ' ya göre h a sta n e ler, t ı m a r h a n e ler, g e m i am çöküşe u ğ ramış, e d i l g e n b i r m i stisiz
1 946 y ı l ı nd a yayı n la n a n yapıtı Lett tiyatro, hastayı iççorganlarında bozul b a r l a r ı n d a yolc u l u k , t u tu k l a n ma l a r, m e b ü rü n müştür . . . Tımarhane yolcu
res de Rodes ( Rodez ' d e n Mektu p maya yolaçmadan ö l d ü re n veb a g i b i uyuştu rucu, d e l i li ğ i n i n b i re r sah nele l u ğ un d a n iki y ı l sonra b i r hasta n ede
lar) ' ı yazdı . 1 946 ' d a özg ü r kald ı . Ya olmalıdı r . . . riydi . . . Tiyatroyu vahşete, vahşeti de ti- kanserden ö l ü r . . .
şa m ı n ı n son y ı l l a r ı n d a Artaud le Mo Artaud, i nsa nı n vahşet i n i tüm çıp • yatroya çekmen i n d e l i r i u m u n u yaş ı " i n s a n y ü z ü boş b i r g ü çt ü r , b i r
mo, Ci-git ( B u rada Göm ü l ü d ü r), Van la k l ı ğ ıyla gene kend isine tiyatro dola- yord u . Tüm b u n la rla b i r b a k ı m a , top- ölüm alanı. . . "
G o g h le S u i c i d e de a l a s o c i et e
(Van Gog h , Topl u m u n i nt i h a r Ett i r d i
ğ i ) , S u p pots et S u p p l i c i a t i o n s a
(Kötü l ü k O rtakları V e işkenceler), Po
u r en f i n i r avec l e j u g e m e n t de "Ben, Antonin
' D i e u (Ta n rı ' n ı n h ü k m ü n de n k u rt u l -
mak i ç i n ) a d l ı ya pıtla r ı n ı yazd ı . Artaud, kendimin
4 Mart 1 948'de kanserden ö l d ü .
�ğluyum, kendimin
A n to n i n A r ta u d , g e rçe k l i ğ i n i
u m a rsız d e l i l i ğ i nde a rayan ve ona so babası, kendimin anası ve
k u l d u kça da del i l i ğ i n ta pı nağ ı n da kur
b a n l a şa n , deyim y e r i ndeyse b i r acz ben 'im, . . Ama bu olağan
mendiydi . . . Beş yaşı nda geçird i ğ i me koşullarda varolmadım,
n e nj i t i n i z l e,r i n d e n yaşa m ı b oy u n c a
k u rt u l a m a m ı ş, k u l l a n m a k z o r u n d a dölva tağının kapılanndan
ka l d ı ğ ı u y u şt u r u c u i l a ç l a r , so n u n d sı
o n u , ondokuz yaşlarında, k l i n i k odala
geçmedim bu dünvava . . .
rı na k a d a r- s ü r ü k le m i ş t i . . . B e d e n s e l Doğuşum,
hasta l ı ğ ı n ı n , ruhsa l hasta l ı ğa dönüşü
m ü bir sarmaşık g i b i ben l iğ i n e dolan dehşetli bir çabalamaydı,
m ış, hasta l ı ğ ıyla olan uyumsuz l u ğ u sa
korkunç bir sa vaş, .
natına b i r veba g i b i geçerek i m gele
m i n i ve estetik a n layışı n ı b i ç i m le n d i r adsız bir günah. "r
m i şti r . . . a rta u d , ş i i rl e r i n i yayı m la m a
yan yayı n c ı Jacques Riviere'e yazd ı ğ ı
mektuplarda, şii rlerindeki dağ ı n ı kl ı ğ ı n
neden i n i , ken d i s i n i n b i r a k ı l hastası ol
m a s ı n a ve b u n u n son u c u o l a ra k da
a k l ı n ı ve d i l i n i k u l l a n makta zorla ndığı
na bağ layarak ya k ı n ı r ... B u a k ı l serp i n
tisi yal n ızca ş i i r i n i değ i l , asıl u ğ raş ala
nı tiyatroya i l işkin çalışma l a r ı n ı da et
k i l e r . . . Varo l uşuyla özdeşleşti r d i ğ i ti
yatro a nlayış ı n ı n uyg ul a n a b i l mesi ne
redeyse bir tür d e l i l i ğ i gerektiriyord u .
B u a l a n da her ye n i l i kçi g ir i ş i m i , bi rçok
başa rısızl ı ğ ı ya n ı nda getirmişti . . . Ger
ç e k ü s t ü c ü oy u n l a r sa h n e l e m e k i ç i n
Roger Vitrac v e Robert Aron i l e The-
Ö küz 3 3 / S u b a t' 9 7 ARASTI RMA 25
M I G I RD İ Ç MARGOSYAN
Heeyt! Savulun
Ben Geldim
e l efo n d a k i h a t u n , " o s i z m i s i d üş ü ne d üş ü ne yatakta b ı r sağ a , b ı r n ız, eğer ten s ı p ederseniz, e ğ e r l üt g ü n d e me geti r i rken ' siz h a n g i ö k üz,
Olamaz, o kes i n l i k l e siz olamazs ı n ı z " m a k üzereyken b i rden b i re gece n i n t i r . . . Ancak ne varki . . . " r ı r m ı s ı n ı z I. . . .
deyip a r d ı n d a n d a , " a h , çok affeder b i r saati n d e b u kez efe " d a n da d a Doğrusu i l k anda ne anlama geldi " Ök ü z ' e b i raz su . . . "
s i n iz, s i z i b i rd e n b i re karşımda b u la d a a n ! D a n ı Dan ! Dan ! Dan da da ğ i ni pek de iyi kest i remed i ğ i m b u mo Uya n d ı m . K a n ter içi nde b i r kabus
cağ ı m ı d o ğ r u s u pek t a h m i n e d eme d a n ı " d i y e r e k ya r ı m p o r s i yo n l u k nolog, beni baya ğ ı sevi n d i rd i . Ancak g ö r m ü şt ü m . Yastığ ı m t e r d e n s ı r ı l s ı k
miştim de. . . " bey n i me i n e n Ramazan tokma k l a rıyla yine de işin içi nde bir bit ye n i ği oldu l a m kesi l m i şt i . B a lkona ç ı kt ı m . Gece
Telefon d a k i sesi n sah i b i a s l ı nda yer g eç i rd i ğ i m u y k u s uz gece l e r i n a r d ı n ğ u n u, a d ı m ı n , h e r seç i m d ö n e m i nde n i n sessizl i ğ i n i bölen davu l c u n u n tok
d e n g ö ğ e k a d a r h a k l ıy d ı 1 B e n , h e r d a n , e m r i m d e ç a l ı ş a n b u n ca g e n e l seçm e n k ü t ü k l e r i n d e " M i ğ i r d iç, Mu m a k l a r ı uzaktan d uyu l uyord u . Sa h u ra
defası n d a " zı ı rr n " d iyerek çala n tele m ü d ü r, b u nca özel sek reter l e r i m var g u rd uç, M ı h ırd ıç, M ıc ı rd ı k , M ı g o rviç, k a l ka n l a r ı n ı ş ı k l a r ı t e k e r t e k e r ya n ı
fonlara öyle yerli yersiz, m ü nasebetsiz k e n , b e n i m. kaş ı m ı n b i r i n i şööyle ha M ı r m ı rv i ç " ve son kez de n i h a y e t yord u . Soka ğ ı m ız ı n b i r kenarında ya l
bir zamanda yırtık dondan b i l me m ne vaya ka l d ı r ı p , d i ğ e ri n i i n d i rd iğ i m d e " M emetd i n ç " o l d u ğ u g i b i a n l ad ı m ! n ı z b a ş ı n a yaşaya n y a ş l ı ç ı n a r, her za
g i b i " zı ı ı rt " d iye ç ı k m ı yord u m . Neden e t ra f ı m d a k u l k ö l e g e z i n e n b u n c a S a n k i ça ktırmadan b e n i " ti " ye a l a n , m a n k i g i b i n a y l o n çöp t o r b a l a r ı y l a
mi? Ç ü n kü , zira ben bir ü n l ü kişiyd i m ! " i nsa ıı m ü sved desi " e l p e n ç e d ivan b e n i ni l e n e rdeyse u f a k t a n ufaktan y ü k ü n ü a l m ı şt ı . H e r uykusuz gece n i n
Be n i m " ü n ü m " , dağ, bay ı r demeden; d u r u rke n , neden böyle davra n d ı ğ ı m ı dalgasını geçen hatuna, bir ders ver a r d ı n d a n i z l e d i ğ i m b u n d a n son ra k i
d e r e , tepe d i n l e m e d e n " ço kt a a n " , A l l a h vek i l b i l m iyord u m ı m e n i n tam zama n ıyd ı ! Bu g i b i d u yaşa m ı a rt ı k ezbere b i l iyord u m . Önce
" ü ü h h ve de " el h a m d ü l i l la h " M i sa k Ben s i n i r l e r i m i mahfeden, s i n i rleri r u m l a rda h e r a s i l T ü r k vata n d aş ı n ı n , s o k a k k e d i l e r i , s o n ra d a k ö p e k l e r
M i l l i S ı n ı rl a r ı n ı a ş m ı ş , b u n u n la yet i n m i h a l laç pamuğu g i b i atan uykusuz başı her sıkışa n " vatan evlad ı " n ı n fer n a y l o n torba l a r ı parça l aya c a k , yiye
mey i p a rd ı nd a n da, önce c ü mle " Ü m gecelerin saba h ı nda ne ded i ğ i m i , ne yad ıyla bağ ı rd ı m : cek b i rşeyle r b u l d u k la r ı nda da a rala
m e t - i M ü s l ü m i n " ve s o n ra da t ü m yaptı ğ ı m ı b i l e m iyord u m a ma, telefon " Vatandaş Türkçe konuş ı " r ı n d a h ı r l a ş a ca k l a rd ı . S o n r a ? S o n ra
" G avurista n " s ı n ı r la r ı n ı d e l m i ş, h atta daki hatun u n ben i ra hatlatan şu uzun Vee h ı z ı m ı a l a maya rak d eva m et ked i ve köpe k l e r i n yem ey i p i k i teker
hatta çevresi k ı r k b i n k i l o metre o l a n t i rad ıyla ken d i me geld i m : t i m : " . . . Hem u n u tmay ı n k i i i i , b u g üne l e k l i a r a ba la r ı n a y ü k l e m e k i ç i n k a r ı
b u kava noz d i p l i d ü nyayı d a , kasası n " B eyefe n d i ı . S i z m e m l e k et i m iz i n kadar bu ü l kede baş ı m ıza ne g e l d iyse koca ç i n g e n e l e r g e lecekler, b i r taraf
da " geçme b e n i , eze r i m se n i ! " yaz ı l ı e n d e r yetişti r d i ğ i e n m ü mtaz, e n a k l ı hep b i r b i ri mizi a n lamamak için icar et t a n k ut u ları torb a l a ra yerleşt i r d i kten ,
kamyon g i b i b i r kaç kez turlayıp, sol başın da, e n b u l u nmaz ' H i nt K u maşı ' t i ğ i m iz b u ' kuş d i l i ' nden gelm işti i i r l ! ı d i ğ e r ta raftan da İ n g i l izce d e r s l e r i n e
l a m ı ş vee h ı z ı n ı a l amaya rak h a l a d u r yaza rla r ı n d a n e n , e n , e n b i ri nc i s i ve B u n u n i ç i n d i r k i i i , ş i m d i de b i r i m i z i n ça l ı ş m ı ş o l a c a k l a r d ı . D a h a s o n ra i se
d urak demeden yol u n a " ka l e ş " mer de ö n d e g e l e n m e d a r ı ift i h a r ı m ızsı ' soba tahtas ı ' derken d iğer i n i n ' man g e r i d e k a l a n çöp l e r i topla maktan zi
m i s i g i b i ö l ü m saç a n h ı z ı y l a d e v a m n ı z ! Zate n b u y üzd e n , o p ı rı l p ı r ı l ze gal hafta s ı ' anlama ması için Ata ' mızın yade , saba h ı n köründe bilki tek tük
ediyord u . B u n e d e n l e rle d e h e r ö n ü k a n ı zl a b u g ü n e k a d a r ' deveye h e n izindeee, O ' n u n kurduğu Türk D i l K u uyuya n l a r ka l m ışsa, onları g ü r ü ltüyle
. n e g e l e n i n z ı rt - p ı rt açt ı ğ ı te lefon l a ra dek a tlata n · u sta l ı ğ ı n ızla b ı r kere b ile r u m u ' n u n ö n d e r l i ğ i n de e e e y i n e s ı l u ya n d ı r m a k i ç i n , ü z e r i n d e " l s t a n
b a l ı k l a m a a t l a y a r a k " A l oo ! , " A l e olsa ' d üş ü nce suçu' işlemeden, do baştan 'ol madı p ılav, çevir la paya ' bi b u l ' u m u z u te m i z t u ta l ı m ! " Veya :
eou ! ., " He l loou " deyi p , a rd ı n d a n da : layısıyla m a h ke m e ka p ı l a r ı n d a s ü r ü l i msel çalışmalarıylaaa . . . " " Te m i z l i k i ma n d a n g e l i r ! " yazı l a rı n ı n
" No Matmaze l , m i l p a rdon ! Sa norom n ü p k o d e s i boy l a m a d a n yazd ı ğ ı n ız " Öküz'e b i raz su, b i raz sa man verir k i rd e n , pasaktan z a r z o r o k u n d u ğ u
ki siz yağ n ı ş n ü me ro ·çevi r m i şs i n izd i r " k i t a p l a r şarktan g a r b a , cen uptan şi m i s i n iz? . . .
" d ö k ü n t ü ç ö p k a myo n l a r ı n ı n i ş i yd i
d i yerek ceva p l a m a k b a n a , b e n i m " m a l e kadar e l d e n ele, d i l d e n dile do H i ç bekleme d i ğ i m b u cevap karşı S o n z a m a n l a r d a ka r ı m ı n " ro m a t iz
kariye r i m e " h i ç ya k ı ş ı r m ıyd ı 7 H a y ı r ! l a ş ı p b a s k ı ü. stü n e baskı yapa b i l iyor s ı nda doğrusu baya ğ ı afa l la d ı m . Ama m a l a r ı n a i y i g e l i r " d i y e r e k d oğ u m
S ü m me haşa hay ı r ! sa; h er baskısı da eşe d osta elden üç A l la h ' ta n üstün zeka m ı n yard ı m ıyla g ü n ü mde satın a l d ı ğ ı u z u n paça l ı
Peki, b u g ü n , b u h a tayı nasıl v e ne beş tane d a ğ ıt ı l d ı k tan s o n r a g e r iye hemen ken d i m i toparlayarak yine ver y ü n d o n u m l a b a l konda domates s ı r ı
den m i işle d i m ? K a riyeri me bir nebze k a l a n l a r d a l z m i t ' e , S e k a ' y a , t e k ra r d i m verişt i rd i m : ğ ı g i b i d i k i l m i ş d u r u rken, b i r g ü n ön
de o l sa g ö l g e d ü şü recek böylesi b i r kağ ıt yapa b i l me k i ç i n g ö n d e r i l iyorsa , " Affedersi niz a ma', b i z burada 'va c e k i telefo nda " Ö k ü z ' e b i raz su, b i
gafı, böylesi b i r potu nasıl m ı k ı r d ı m ? e h ! t a b i i k i va r d ı r b u n u n b i r h i kmeti ! ta n ı n ve m i l letin böl ü n mez b ü t ü n l ü r az s a m a n v e r i r m i s i n i z ? d i y e r e k
Üste l i k böyle d ü ş ü n cesiz davra n makla işte b u yüzderı eğer kab u l buyuru rsa- ğ ü n ü , üstün ve de yüce menfaatleri n i b e n d e n ceva p bek leyen k ı z ı hatırla
telefon d a k i hatu n u şaşkı n l ı ktan sudan d ı m . Evet ı B e n i m için y e n i b i r g ü n
çıkmış balığa,· yeşi l başlı ördeğe çevir- ·
b a ş l ıyord u . " Ö k ü z ' e su v e s a m a n "
meye ne gerek vardı ki ! verme l i m i yd i m ? Sağ e l i m i n işa ret
A s l ı n d a t e l e fo n d a k i h a t u n u n h i ç p a r m a ğ ı m ı t ü m c i d d i yaza r l a r g i b i
b e k l e me d i ğ i , be n i m d e , herkesin ko bey n i m e d ayay ı p d ü ş ü n d ü m, d üş ü n
lay k o l a y b e c e r e m iyece ğ i o ö k ü z ü n d ü m vee n i h ayet tari h i kara r ı m ı ver
" mooo " d iye sesle n d i ğ i g i b i " a loo " d i m : " Eveeet ! Ö k üze su ve sa m a n
d ey i ş i m i yad ı rg a d ı ğ ı n ı , b u n u da be verecekti m ! " E ve t ! a m a " Ad i l D ü
n i m ş ö h ret i me y a k ı ş t ı r m a d ı ğ ı i ç i n zen " g ereğ i ü ç şart l a :
böyle şaşı rdı ğ ı n ı ş ı p d iye a n la m ı ş t ı m Bak, bu b i i i r ; telif ücreti S u u d i Ara
A m a doğrusu " a loo " dey i p öküz gi b istan Riya l ' i i le ödenecekti !
b i böğ ü r d ü kten, o k yayd a n ç ı kt ı ktan Bak, b u i ki i i ; ücret, her ayın başında
sonra d a ; b u , h i ç d e u m u r u mda de " kı rmızı meşi n , para peşi n " adaletiyle
ğ i l d i . Ç ü n k ü , son z a m a n larda h e r ak gerçekleşt i ri lecekti.
şa m temcit p i lavı g i b i ı s ı t ı l a ra k tele Ü ç ü n c ü s ü ü ü ve e n ö n e m l i s i d e ;
vizyo n larda ö n ü m üze " k ı rk k ı s ı m tek sayfa n ı n b a ş köşesi n e k o n a c a k res
m i l i b i rd e n " f i l m le r i g i b i s ü r ü l e n m i m , öyle " p i ş m i ş kel l e " g i b i s ı rıtma
" C i n ci H oca ve K ı r k H a ra m i le r " ma yac a k , a k s i n e g ö re n l e r i n k ı s k a n a r a k
c e ra l a r ı n ı i z l e m e k t e n ,, " ka h pe fele şöyle d iyeceğ i t ü rden olaca ktı :
ğ i n " n a m u s t i m s a l i g ü ly üz l ü F a d i " H e l a l o l s u n ! A d a m a b a k yav !
m e ' l e re, melek yüzlü E m i re ' lere karşı Aynen öküzün trene baktığı g i b i
n e d e n bu d e n l i a c ı m a s ı z o l d u ğ u n u b a k ı yo r !
A kşamsefas ı
26 CiZGi Ö k üz 3 3 /Ş u b at ' 9 7
De rya Say ın
PfA �jA . . . l<A1'T
�
l<Al<ros. . . ZENCE:Fı (... , ••
Öküz 3 3 /$ u b at ' 9 7 CESNİ 27
BAL K I R DA R
A kşamsefas ı
28 MAA İ LE Öküz 3 3 /S u b at' 9 7 .
• •
CAN Y U C E L
Takiyy,e DOttO
Kel Açıldı
H e rkese i k ra m ! . . A ra d a başa rı s ı n ı d a d ost l a r ı n a f ı s ı l d ıyo r; s i vi l l e r i n k u l a k l a rı n a d a ta b i i e r işe re k . .
Eve, Ayra n c ı 1ya d ö n üşte ke n d i s i n i ka rşı l aya n sivi l l e r l e B i ri n c i Şu be 1yi boyl uyo r. Ye r m ıs ı n, ye m ez
'
A
k l - ı evve l i n b i r i ç a r p u k l a n g ıçtı . Size sonraki gelişmelere ı ş ı k
b i r l a f yeste h l e m i ş : " De t u t a n b i r öykü·a n l atay ı m :
n i ze d üş e n ya s i l a h a , ya 1 9 5 0 b a ş l a rı n d a A n k a ra ' nı n Ç u
A l l a h ' a s a rı l ı r, " d iyecek b u k ' u nd a P i l avoğ l u n a m ı n d a k i za
o l m u ş ! Ağzı n d a n yel a l s ı n , a l s ı n tın ö n d e rl i ğ i n d e bir Ticari Tar ikatı
d a , ş u son i k i ayd ı r h e p b u ç ü r ü k a l d ı y ü rü d ü . O z a m a n l a r s i g o r t a
cevize n i n etrafı n d a d o l a n ıy o r m u p ro d üktö r l ü ğ ü ya p a n , s o l c u ş a i r
ş u z g i b i g el iyor b a n a . . l e r l e s ı k ı - f ı k ı b i r zat-ı m u hterem
B u yaz ı d a S u s u rl u k ' u s u st u ru c u va rd ı , s o n ra d a n n a i v ressam kesi l
l a ra havale e d i p , g e n i ş b i r zaviye d i . O i şte, nerden estiyse a k l ı n a , Pi
den Ta ri kat-Siya set-Tica ret ü çg e n i l a vo ğ l u ' n u n h u z u r u n a ç ı k m ı ş , h a
n e gözatı p d ö rt k ö ş e o l a l ı m ı yat s i g o rta s ı n ı n d i n c e c a i z , h atta
T ü r k l e r i n l s l a m ı k a b u l s ü re c i n i n fa rz o l d uğ u n a d a i r fetva ve r m e s i
a ra s ı n d a yata r tarikat s o ru n u . Ata k a rş ı l ı ğ ı n d a top l u b i r d ü nya l ı k e d a
l a r ı m ı z ta ri katl a r y o l u y l a Ara bi Is etm eyi ö n e r m i ş . T i c a r i m ü ritleri n i n
l a m h ı rkas ı n ı Ş a m a n b e d e n l e r i n e 1 O . O O O ' i a ş k ı n sa y ı s ı n a b a k ı l�rsa ,
uyd u r m u şl a r, Uza k - D o ğ u m i s t i s i z hayli k a r l ı b i r g i ri ş i m ı Ya h u d i s i g o r
m i n d e n de yara r l a n a ra k , va h d et-i ta yönetici l eri b i z i m ·a rk a d a ş ı n b u
v ü c u t l a r ı n ı A n a d o l u 'ya t a ş ı m ı ş l a r, b a ş a r ı s ı n ı sevi n ç ç ı ğ l ı k l a rıyla karşı-
a rda da bu ya p ı yı K a d i m A n a d o l u 1 a y ı p , p r o d ü k t ö re e p e y de b i r
kütle riyle karmaştıra ra k sa ğ l ı k l ı b i r ava n s tos l a m ı ş l a r. O da parayı ye
b i rleşim o rtaya ç ı k a r m ı ş l a rd ı r. meden i ç m eye, K ü rt M e m e d ' e
Ara bi riyazeti n d e n s a nata, i ns a n d üştü. H e rkese i k ra m ! . . Arada ba
c a l ı ğ a b i r yö n e l i ş sayı l m a l ı d ı r b u ı ş a r ı s ı n ı da d ostl a rı na f ı s ı l d ı yor; sivi l'
Ö r n e k m i l . . M evl evi l i k , Bektaşi l i k . . l e r i n k u l a k l a r ı n a da ta b i i eri şe re k . .
Öte y a n d a n A l l a h i l e k u l a ra s ı n a Eve, Ayra n c ı ' ya d ö n ü şte ken d i s i n i
g i ri l m ey e ce ğ i k e s i n k es l i ğ i özg ü n k a r ş ı l a y a n s i v i l l e r l e B i ri n c i Ş u be ' yi
k u r u m l a rl a , töre l e r l e g i d e ri l m i ş, ca boyluyor. Ye r m is i n , yemez m i si n !
m i l e r i n k a p ı s ı n ı n teraviyl e k a p a n i rtica i l e i ş b i r l i ğ i ne k a l kışan b i r s o l
ması ü z e r i n e b a ş l a ya n ya l n ı z l ı k c u sıfatıyla ifl a h ı kes i l iyor. . .
topl u m s a l b i r d e r g a h b i r l i ktel i ğ i ne O za m a n d a n b u ya n a i ş l e r a l d ı
kavuşt u r u l n:ı u ş t u r. O s m an l ı , za m a n y ü r ü d ü e l b et . Ş u a n d a 5 0 0 tari kat,
za m a n sert ö n l e m l e re b a ş v u r m a k 5 0 0 0 de şeyh var p i yasa d a . i h l a s
ü zre, res m i ve . o rt o d o k s m e z h e p ve l h; i l as atbaşı yürüyor. Ta ri kat va
. .. .. . . . ·
k u r g u s uyla b u y a r ı a ç ı l ı ş l a rı d e n ge k ı f- h o l d i n g l e r i ü ç ü n c ü b i r s e k t ö r
l e m eyi b i l m iştir. o l uşturd u . Siyaset, ta rikat · i l i ş k i l er i Desen.· S u Yücel
G a z i , 1 92 5 ' d e, yek-avaz b i r T ü r k n e d a y a n ı r o l d u . Ş ey h i n i s ö y l e ,
d evleti k u r m a çabası i ç i n d e , b u te p a rti n i söyleyi m ! H e r kon u d a fiki r, Püf d e m i ş yüz ü n e K a l ka nc ı , H a k a n
raziyi k a ç ı r m ı şt ı r. Ş i m d i b u n u n acı z i k i r çeş i d i n e g ö re b e l i rl e n i y o r ı . . d a ( n a h böyl e ! ) kafasıyla gol ü Fe S U S U RLU K V E SA İ R E
sını ç e k mekteyiz. Bu ya n k u r u l u ş l a O l mayan sivil top l u m u n d e r n e k l e n e r a ğ l a r ı n a yo l l a y ı v e r m i ş ! Ay n ı
r ı n yozla ş m ı ş l ı k l a r ı n1 o rta d a n k a l riyle, o d a l a rıyl a , s e n d i k a l a rıyla k i lit Ka l ka n cı , F a d i m e l e r i d e ü f ü r m ü ş Tutun ki bir !stanbul milletçe
d ı r m a k ve yo z l a ş m a e ğ i l i m l e r i n i l e n d i ğ i b i r i s t i b d a t o rta m ı n d a b i r m üş ! . Ü f ü r ü r a ! . . Aczi m e n d i l e r ise vicdantmız
" ü n iter d evlet " y a p ı s ı i ç i n de d e n e yere a i d iyet i h ti ya c ı , b i r k i şi l i k ka s i l a h d e ğ i l , p rezervatif k u ş a n ıyor Kazlıçeşmesi 'nde oranın
ti m i m ü m k ü n o l a b i l i rdi . . za n m a k a p ı s ı ya yeş i l dergah k a p ı l a r. Allah versi n ! . .
Tabakhaneler yerinden
· B u yan l ı ş a d ı m , Tek Parti s u ltasın ı n s ı , y a da sta d y u m tri b ü n le riyle k a r Geçende b izi m G üler Beşi ktaş pa
k a l k m a s ıyla b i r l i kte, ters te p k i l e re , ş ı l a n ı y o r. Te l e v i zyo n d a sevi m l i b i r zarın d a alışveriş ederke n , m i n i ete k l i oynamış da
o l m a d ı k çarp u k l u k l a ra yolaçtı. M e n saka l l ı n ı n a n latt ı ğ ı n a g ö re , G a l ata b i r k ı z geçm iş. Pazarcı a rd ı n da n ü n � Sıçanlar istila etmişler sanki
deres ile ismet Paşa a rasında patl a k s a r a y l ı H a k a n g o l k ı s ı r l ı ğ ı n a k a rş ı l e m i ş : " Kız, böyle dolaşma b u ra l a r bütün şehri.
veren n u rcu çıngarı sadece b i r baş- A l i K a l k a ncı 'ya ü f ü r ü l meye g i t m i ş . da, tari kata sokarım seni ! . " demiş.
A kşamsefas ı
Ö k ü z 3 3 /$ü b a t' 9 7 MAAİLE 29
• • • •
G U LE R YU C E L
. -
. . .r nama. B
A �Jasma
· s
..
e l a m g üzel i m , af e d e r- mezsin sen iyi d uvarcıyım ben, yeter y a ; çol a k H a s a n g eç m ez m i o ra d a n . le ş ü k ü r, son u nda g ü l d ü y ü z ü n . . ho
s i n g e c i k t i m . . . Ç ay iç- ki barıa bi " h e " de neler yapmaz se Koca b i l a g o s t u t m uş, d ö n üy o r m u ş ş u n a g itti, d i -m i ? . H e r şeyi , a m a her
- t i cı m i ? Kötü m ü ka l k- n i n i ç i n bu i k i e l . . . Ş ü k ü r, g ül d ü n b i raz. bal ı kta n . . . hçışlad ı m , b o l pirinç, bol li şeyi d üş ü n ü rü m b e n , e n u f a k ayrıntı
. tın b u saba h ? Benim A n laya ma d ı m g itti , m ü s rif ş u m i l monlu; bol bol da maydanoz . . . Bayıl atla mam .. Hadi g üzel i m kalk g i d e l i m ,
d e afyo n u m patla m a d ı d a h a ! . . Ta k let . . AIJ a h doyu rsun gözler i n i , bok gi d ı la r. . Anlamadım neden hep açtır b u h e m e n ş i m d i , b i de b u g özle bak . . N e
.
m a o h erifi kafa n a . . . B i r k a h ve getir b i para var heriflerde; a l ıyo, a l ıyo bi gavurlar. . . iyi a hçıyımdır b e n , b u n u d e olsa kad ı n gözü başka . . B i b ahçesi
M ustafa . . . S e n d e k u z u m , koyver ra raz k u l l a n ıyo, hadi eski d i d i ye atıyolar. d a i n kar edemezs i n herhalde . . . Kafayı . var k i , sorma ı .. Ağaç-mağaç yok, tabi
hatl a . B a k g ö rece ks i n , o işini h a l l ede Doğru b u tarafa . . . Sade zen g i n i d i i l, b u l d u k, soğ u k-moğuk demeden, valla b i raz çorak , taş var biraz kaya l ı k .
r i m , h e r şey d ü z e l e c e k . D ü ze l e c e k · fa k i ri de öyle . . . Sözü m ona ta m i re ko çıplak g i rdiler d e nize .. Eee saba h ı et . Kolay, kolay, ver e l i n i ba k, korkma,
h e r şey, a m a za m a n ı var. yacağı z d iye sökm üşler koca ote l i , at t i k , i şte o n d a n u ya n a m a d ı m b u sa d o k u n , n e çek i n iyors u n ? N a s ı l , h a ? . .
- Pisi pisi, pisi pisi, şuna bak, n e m ışlar her şeyi bizim evin d i bi n e . . . N e bah, ondan geç kald ı m . . . Seni de bi Taş g i b i d i -m i ? . H iç göbek yok bende,
g üz e l , k a r n ı n m ı a ç se n i n ? G e l , g e l a ra rs a n b u l u rs u n , fazla s ı d a c a b a s ı raz b e k l ett i m , hiç te ya l a n söyl eye koyvermedi m ööle k e n d i m i .. Ama sen
kucağı m a . . . Yoo o k a d a r d a d e ğ i l h a , haa , değ i l ev, u l a n h a l ı m o lsa o raya mem ben . . . Yine n e som u rttu n ? Kadı s a l m ı ş s ı n k e n d i n i , eee kolay d e ğ i l o
a y d u r ya l a m a y ü zü m ü . H a a h a h a , ote l otu rt maya n şerefsiz k e n d i payı nı m ı kıskand ı n ? G üzel d i , b i raz geçkin adamla yaşa m a k ö l d � r m ü ş, a l m ı ş gö
u n ut m a m ı ş , ta n ı d ı b e n i . . . B ü t ü n k ı ş n a .. H a k l ı s ı n tabi g üzel i m , sen fa rke ca n ı m , sa r k t ı ta b i i .. Yüz v e r m e d i m t ü r m üş sen i , hiç g üve n i n k a l m c:ı m ı ş . . .
b a l ı k t a şı d ı m o n a , k e rata . . . B i r d e d e m e m i şs i n d i r evi , g erçi b i ra z y ı k ı k ben , h e m kocası vard ı ya n ı n d a . Ne Karar d a vere m iyor s u n h e m e n . . H a k
n a n kö r derler b u h ayva na . . . G i t b i raz dökük, sade dört d uva r. . . D u r, h e m e n den- sen de gel med i n ? Gelmezdi b u n-. sız da d eğ i l s i n , h a k l ı s ı n h a kl ı . . Allah
da a n a n a . Ay u n u t t u m s e n i n k e d i a s m a s u ratı n ı . . Ö y l e b i keresteler at lar başı ma, yı lıştı d u rd u kad ı n . . . Ama tan b e n ç ı ktım karş ı n a , h e m d e tam
sevmed i ğ i n i ı m ışlar ki kerezler, bi h ı za ra bakar, h ı se n i seviyo r u m ben . . N e m i k a za n z a m a n ı n d a . . E e e h i ç se s i n sol u ğ u n
B a k g üzel i m , n ed e n çağ ı rd ı m sen i zar da tam ya nda, bi biçtiririm, kalern d ı m ? Ta m ı ta m ı n a i ki bu ç u k m i l yo n , ç ı k m ıyor. . H a l a evet d e m e d i n bana . .
saba h ı n körü n d e b u raya , ş i m d i b e n i k a l e m . D ü nya tahta ç ı k a r, d öş e r i m ikisi g itti balığa, beş yüzü de şarapla B i e kt i k m i b a hçeyi, salata l ı k , b i ber,
s ı k ı d i n ı e ı Uçaca k s ı n h a be r i d uy u n h e m tava n ı , hem tab a n ı " Yok! B a n a ra . . . K ı z m a be g ü ze l i m , k ı z m a . . Ta domat . . H e r a kşam yapar ı m zen g i n b i
ca . . . N e şa n s l ı k a rı s ı n , i y i k i rastla d ı n b i o d a y et m e z " d e rse n , b ö l e r i m mam h a k l ısın da, sen i n de a k l ı n hep salata . . . E l i n i s ı c a k s u d a n soğ u k suya
bana.. ta h tayla o rayı . . . Nasıl m ı ? Çok kolay, parada .. B i raz d a i nsa n l ı k l a z ı m ada sokturmam . . H a k k ı n a rt ı k , otu rtacam
- H a n i diyip d u ru rd u n boyu na, "Ah rayl ı kapı yapa r ı m , g ü n d ü z açar ak ma .. Pe k s�vd i l e r b e n i , g e l i rl e r yi n e sen başköşede, d i n l e n bu yaz. " Otu
keşke benim de evim olsa burda. " şam kapars ı n . . . Bakma, ben iyi ma b u ralara; işte o za man a l ı rı m çatır-ça racak yer mi yok ! " H oppala, hele bi
B u l d u m evi, tam sen i n i stedi ğ i n g i b i . rangozumdur ha ! . Yetti be g üzel i m , tı r, k ıstı r ı p para n ı n i k i kat ı n ı vermez g ö rs e n , sayma d ı m a ma sav u r m uşlar
N a s ı h a be r ! Şaşı rd ı n d i - m i ? H a h a ha n e d i r b u s u rat' Yeter n ' o l u r b a n a b i se . . . Ya da ka r ı s ı n ı ta r i kata sok a r ı m . k a nape, koltuk, m a s a , b i l u l l a h .. E h ,
h a h a . . . Yal n ız bana b i " he " de yeter. " evet" bi "evet" d e . Küsme be, darıi m a , va l l a h d eğ iş i ri m , b i raz yaylçırı fı rla m ı ş a m a , kolay kolay
Nerd e m i ev? Ya k ı n . Şu koy u n a rkası n Yal n ı z m i llet değil, devlet d e m üsrif, n ' apal ı m i k rama a l ı şm ışız. b i elden geçeriz, döşemeden a n larım,
da . . . Den ize sıfı r. Ç ı ka ramad ı n m ı ye devlet de. O n lar d a atmışlar o n met B ı çay iç, had ı . . Nasıl i stersen ı. Hey iyi döşemeyicimd i r .. B i kad ı n e l i şart
r i ? . . D u r bakayı m , sana n a s ı l tarif et re ' l i k elektir i k kaıas n , tam bizı m arsa M u stafa, bana bi ada çayı. . . Oooo . . ta b i . . Akşam o l d u m u a ç a r ı z ş i şeyi,
se m k i ? H a n i geçe n g ü n g ez i n i rk e n , n ı n ya n ı n a , oh oh . . . N e e d e r b ı l ı yo r m e r h a b a , m e r h a b a . . R a sg e l e . . S e v u r u r u z d i b i n e , ooo h keyif kekaa . .
den ize g i rmiştim ben , büyük b i ote l i n m us u n ? . Nerden baksan b i onbeş, y i r l a m . . H e rkes ' d e ta n ı r b e n i b u ra la r D ü nya va r m ı ş d e d i rti r i m sa n a . . Hadi
yan ı n da . . . H a n i ca n ı m bana selam ver m i m i lyon u va r, ben a l masam bi baş da . . D u r. . D u r, b i l ba k a l ı m e l ı m de k i g ü ze l i m , h a d i k a l k g i d e l i m .. Araban
d i le r, hatırladı n , değ i l m i ? Ev, ote l i n bi kası ytı rütecek, bi ben mi ka l d ı m vata n e ? Ç a nta m ı ? Yok o değ i l b u ? N er b u rada m ı ? .. B a k b a ka l ı m a n lattı kla
tişiği . . . S ı r ıtma öyle pis pis, aslı nda çok n ı kurtaraca k ? . N ' o l d u , ne pis pis s ı rı den b i leceksin ı Ayak pompası ı Kö _ . r ı m gerçek m i , yal a n m ı , b i g ö r orala
iyi tan ır ı m sa h i plerin i . . . B u n la r iki or tıyorsu n ? i n a n m ıyor m u s u n ? Palavra r ü k l ü , yata k ş i ş i r m e k i ç i n , yata ğ ı m rı . . Sevg i l i m be n i m . . . Ne, ne, ne, ne
t a k , b i r L ç o k iyi d o st u m d u r. A m a b i mı atıyorum sa n ıyorsu n sen ? . Sen ba ca m baz N u ri ' n i n tek nesi n d e . . M a r i dedi n , n e d ed i n 7 .. A l l a h -A l l a h .. Lafa
g ö rsen herifi, u l a n b u m u dersin b u na g üven , ta k m a g ü zel kafa n ı , b e n n a d a . . Te k n e d e yata r ı m b e n . . S e n b a k l a f a , h a , h a , h a . . Ta p u m u k i
koca ote l i n sah i b i ? i n a nmazs ı n , a n a m her şeyi halled eri m . D a m ı mı yok ' yattı n m ı h iç şişme yatakta ı S u yata m i n i . . K i m i nse k i m i n , b a n a n e . . Tapu
avra d ı m o l s u n . Hep b u mevs i m d üşer Hoppa l a , h a l lett i m b i l e şekeri m ; çok ğı g i b i . . Bi tane daha va r bende, gel da m ı oturacak s ı n yoksa ? .. A m ma ka
b uralara . Geçen y ı l d ı g a l i ba, rastla d ı m kolay demir ibad u l la h .. Otefden tab i , b u g ece . . Korkma ya ! . . A l ı ş ı rs ı n se n rısın be b i laf ettin parça parça ettin
ke rataya; b i ç i ti n g i r sof r a s ı k u r m uş, i k i çuval çimentoya bakar, on olsa n e de şişme yata ğ a . b e n i .. Aynama bastı n , ayna m a .. B u n
san k i yer yqkmuş gibi tam ote l i n du yazar. . K u m desen bedav_a . B i beton Ne o y ü z ü n k ızard ı , n e va r b u nda, ca zaman boş kon uşmuşu m , haybeye
va rına . . . Bol rakı, b i kaçta çağla . . . Bu dökerim, kaymak, kaymak, bakma iyi b i tan e d a h a a lı r ı z . . Sen getir çoc u ğ u . . k ü re k sal l a m ışım, haybeye . . Kad ı n aklı
y u r etti b e n i de, b i çekmişiz kafaları, sıvacıyımdır ben .. Koca teras püfü r, Yok geti rmezs i n . . B a k ! Ben i m ü ç ço işte ı . . H a d i eyva l l a h , eyva l l a h , sen kal
kalender herif . . . Sızmışım, sabah bul p üfür. . Orda yatarız . . Ha, turislere ve cuğum var, görmedim üç y ı l d ı r. . Ney b u rada .. Hey ! A b d i n e reye g id iyon ?
d u m ken d i m i kuyu n u n başı nda . . . r i riz gecesi b i l m e m kaça . . . Nası ben se .. Şimdi a m m a benze d i n sen de, be N e tarafa, n e tarafa? . . Sen kal b u ra
" G e l " d e d i b a n a lsta n b u l_' a ! Kafa deki kafa ? N a s ı l sevd i n m i b u f i k r i ' n i m e s k i ka rıya . . Yoo şişme yata kta d a . Tap u - m a p u ,· tÇ)vbe-tövbe . . . G ü n
yok ki bende b i bok varmış gibi çakıl Pa rayı d uy u nca h o ş u n a g itti . A k l ı n a yatmam d i yorsa n , yatak bol, i ba d u l g ü n d ü r, g ü n b u g ün d ü r.
dım b u ralara . . . Öbür ortak hiç yok or ya n l ış bişey gelmesi n h a , şenden iste lah . . Atm ışlar otelden, o n l a r ı n üstün A l l a -a l l a h , A l l a -a l l a h , h e p A b d i ı .
tada, nerede b i l iyor m usu n ? Kuyumcu yen yok para-mara . H a d i bi " he " de de yata rsı n sen . . " Su mu yok " de Abd i , bekl e ! . .
d ükkanı var kapa l ı çarşıda; b i dük ka n ı gari .. N e ded i n , yok mu bende para' din .. Amma ett i n h a a ! .. Koskoca bi
da nerede bil iyor m u s u n ? Nerd e n bi le H a l t ett i n ha . . Bak g ö z ü m e , iyi b a k tan k , ta m bizi m evi n yanında . . Ç atlak O AKŞAM
cen , Ç e koslovakya ' da . . . Ş i m d i çaktı n ş i m d i bak . . D a h a d ü n i k i ltalya n , karı pat l a k , b i ya m a r ı m o n u , s a l l ad ı k m ı AYN I A D A M
d a l gayı d i - m i ? Ote l i n s u y u u za kta n k o c a . B u l d u m o n l a r ı , i n d i k l e r i a n da h ortu m u ote l i n d e p o s u n a . . H i ç ver BiR BARDA
g e l iyo, O pek d ü şmez b u ralara, h e p g a rajda " hello, mello" dedim yanaş mez olu rlar m ı ? D i l i m d e tüy bitti, tanı VE TAB i i AYAKTA
Avrupa-Ameri kala rd a . . . N ' a p s ı n h e rif tım yan l a r ına, sen bilmezs i n ben çat r ı m ben sa h i p l er i n i . . E l e k t i r i ğ i b i l e Y i N E B i R ŞEYLE R A N LATIYO R D U
b u ra l a rda ı Aman boş koy bize n e o n pat'1a olsa konuşurum lta lya nca. Tak otelden haliedicem. b i uzatma tak, ışıl B A Ş K A B i R KAD IN A
lard a n , a m a komşuları m ı z onlar. . . Sen tım o n l a r ı peşi m s ı ra , doğru sarı Av ışıl her yer. . Hakeza nelaya m ı geldi sı H A R I L H A RI L
ça ktı n di-mi evi n yeri n i ? Ev-mev yok n i ' n i n barına, h ı rt öyle içmiş ki a kşam ra ? . . Ta rlaya yapacak değ i l iz, ta k m a AYN I H EY E C A N LA �
amse . as ı
30 M İZAH Öküz 33/S ubat' 9 7
Kaptan Kusto. Veda t Bev'in dostudur. Veda t Bev ona "Kusti " der. Belgesel/erin tasanmmı Veda t Bey'in vaptığtnı iddia
edenler de çıkmıştır. O avn. Veda t Bev. Kaptan 'tn " Denizfilleri" belgeselini izlerken duygulandı. Denizfil!eri. milyon
larca vıl önce köpek türü bir kara havvanwken. suda .vaşamak zorunda kalmış ve bu şekilde deniz havvant olmuşlardı .
Veda t Bey köpekleri düşündü. Çok zaman sonra ne olacaktı köpekler? Dahası ne olacaktı insanlar? Ne olacaktı Veda t
Bev? Şarap renkli dumanlann sardığı akşamm gündemi bu olmuştu. Ölüm denen şey: dikenlerden ibaret bir gül gibi
büvüdü içinde. "O gi.}I benim haya limdir" dive düşündü Veda t Bey: " ölürüm de vermem ele ! "
V
edat B ey, b i r dönem nuştu:
Ameri ka ' da gazeteci " E * iden zen g i n d i k a m a. şim
l i k ya p m ı şt ı r ./ B u n u , di d u r u m u m uz çok köt ü . Görü
Ameri ka ' da o l m a k ya yorsu n u z, k o n a k a d eta bo m
da gazeteci l i k yapmak i ç i n de boş. Tefecilere, bazen de -eski
gil, a r k adaşı Clark K ent' i n ri cilere bütün eşyalarımızı satt ı k .
cası üzerine gerçekleşt i rmi şti r. B irgün bu hallere düşecegimizi
Gazete ç a l ı şa n l a rı Clark tah m i n e d emezd i k . Bu, b i z i m
Kent ' i n " as l ı n d a " S ü p e rm a n k a l d ı ra m ayaca g ı m ı z k a d a r a g ı r
•:ı..: _�,,=�iii�1���·
oldugunu bilmedikleri gibi, bir keder ! "
gazeten i n Ortadogu haberleri .
Vedat Bey, medyayı d ü ş ü n
nin redaktörü V l ad i m i r G re
gory ' n i n d e Vedat B ey o l d u
h#����i#11f t@kt
�J�';;��� ) d ü , bu " realiteyi " görseler, na
sıl üşüşüverirlerd i .
g u n d a n h a bers i z o l m u şl a r d ı r . ince bıyıklı kötü konuştu:
Fakat Vedat B e y b i r süre son ra k e n " Doga, dag, bayır - Doga, !ardır.) Konagınızın resmi n i yap fabrikatör. " Birgün kuralı bozdum ve d ı
gerek sı k ı l d ı g ı , gerekse c a n ı d a g , bayı r " d iye m ı rı l d a n d ı g ı mak için izninizi isteyecekti m ! 2- E v i n a n n e s i , ç a t ı k k a ş l ı , ş a r ı ç ı ktı m . Ç ü n k ü k ötüyü m .
K ü ç ü k Ayasofya ' d a g e z i n t i d u yuld u . i k inci insan ise, k i b u Gerçi Vedat Bey, ressam de otoriter, saçları topuz kadın. Para k a z a n m a m gerek iyord u .
yapmayı çok isted i g i için T ü r b i r kadındı, Vedat Bey'e alışıl g i l d i a m a ne z a m a n dı r res i m 3- Gözleri i ri , k irpikleri uzun, B u g ü n ü n köt ü le r i n d e n bi riyle
le: i y e ' y e d ö n m e k i st e m i ş t i r . d ı k i l t i f a t l a r d a b u l u n d u kt a n ya p m ayı d ü ş ü n ü yord u . Y a n i esmer ve esas kız. a n l a ş ı p , bir k ı z ı n i ç k i si n e i l a ç
C l a r k K e n t d e Vedat B e y o l s o n r a , a z i le r i d e k i t u h a f b i r söyledikleri yalan olmayacaktı. 4- Kızın şoför ü , i n ce ya p ı l ı , k o y d u k . K ı z bayı l d ı . B e n k ı z ı
madan h i ç b i r şeyin tadı olma k o n a k t a n s ö z ett i . K o n a g ı n (Van Gogh tutkunu olan Ve u z u n boyl u, saçları briya nt i n l i k o m b inezonuyla bırakana ka
yaca g ı n ı b i l d i g i için, gazetede ö n ü n de n geçerke n , pence re dat B e y ' i n y a t a k o d a s ı a y n e n esas oglan. dar soyd u m . Sonra onu yataga
son bom basını patlatmış, ken lerden birinden d ışarıya bakan Vincent ' i n yatakodası gibidir.) 5- Kızın abisi, yakışık l ı ve ka götürüp, ben de soyunup, fo
di i m za s ı y l a S ü pe r m a n o l d u siyah-beyaz b i r l<ız görmüştü. Konagın kapısını açan olma lender ve de k a h ra m a n deniz tog raflar çektird i m . Amac ı m ı z
g u n u s ü r m anşette n · a ç ı k l a m ı ş Ç o k şaşırmış, bir d a h a ve çok dı. Vedat Bey, yine oradan ay subayı . şa n taj ya p ı p a i l es i n d e n pa ra
v e gazete, tari h i n en büyük ti d i k katli b a k m ı ş fakat kız kay rı 1 m a y ı d ü ş ü n d ü . K a p ı y ı s o n 6- Arap Bacı . sızd ırmaktı. Fotograflar çeki l i n
rajına u laşm ıştı r. bol m u şt u . " G al iba d uvardaki k e z ç a l d ı . O esnada üst pence 7- Evin şişman aşçısı . ce benim i ç i n iş bitmişti . Ama
iki dost, neon ışıkları n ı n yag fotoğ raft ı • dedi k a d ı n , " a r rel e rd e n b i r Ara p B a c ı kafası 8- E v i n s a l a k ve e r k e k h i z ren k l i kötü •Dur bakalım• de
m u rl u a s f a l tta y a n s ı t t ı g ı b i r d ı n d a n p_erdeyi ç e k m i ş o l belirdi: metkarı, di, "o kadar uğraştık, şu cıvı
son b a h a r a k ş a m ı sarı l ı p ayrıl malılar." - Ne çal ı p duruyorş u n be 9- Evi n neşeli ve k a d ı n hiz rın tadına bi bakalım ! " i na
m ı ş l a r, C la r k Kent. K r i pto n ' a , Vedat B e y olayla ilgilendi, ko adam? Aaa, bu kadar da ol metkarı. n a m a d ı m , • Hayır" dedim "O
Ved a t B ey i se · T ü rk iye 'ye geri nagın yerini tam olara k ögrenip maj k i ! 1 0- Divane ve sakar bahçe kadar da değ i l . A h l a k s ı z l ı k
dönm üştür. k a d ı n d a n a y r ı l d ı . A z so n ra Vedat B e y hayatında i l k kez van . olur b u . B i z sadece kötül ü k
Şimdi Vedat Bey, C l a rk ' ın iç ö n ü n d e d ur d u g u k o n a k , ger utandı belki de: 1 1 - Yine ince bıyıklı, k u mral · ederiz, iğrençlik yapmayız."
ten mektubunu okudugu bu şi çekten de garip bir elektrik taşı -.Özür d i lerim. kötü adam . Beni çok fena dövdü . Hem kı
rin a i l e çay b a h ç e s i n d e e s k i yord u . Vedat Bey, oradan he Arap Bacı haykırd ı : 1 2- Elinde içki kadehi tuta n, za, hem bana tecavüz etti ! "
gü nleri h a t ı r l a ma ktad ı r . Fakat m e n ayrı l m ayı düşünmedi de - Aaa! Vedat Bey b u ! Ve sarışı n kötü kadın. Kötü a d a m ag lıyord u . Kötü
eski g ü n le r i h a t ı r l a m a k t a n s a , g i l . Fakat içeriden gelen. o fasıl dat Bey ! G itme şak ı n ! Dur! 1 3 - Kel ve u st u r u p l u a i l e ve sarhoş sarışın dışında evdeki
yen i gün leri tasa rlamaya d a h a sesi, " Şe n g ö n l ü m ü z sev iş Dur kıj! doktoru. b ü t ü n k a d ı n l a r d a a g l ıyord u .
yat k ı n olan beyn i onu k a l d ı r ı p m e kten u s a n m a s ı n b ı kma F a b r i k a t ö r k o n u şt u , V e d a t D e n i z su bayı, öfkeyle s i l a h ı n ı
O
u z u n bir yürüyüşe ç ı kard ı . s ı n '' d iye çınlayan o şarkı, Ve n d a k i ka sonra, Vedat B e y dinled i : okşa d ı .
Vedat Bey yürüd ü . Zevkle yü dat B ey ' i n içindeki o maceracı Br konag ı n ve hayret " Bizler, malum, o kadar ç o k · O sırada merdiven lerden b i r
rüdü. Hayatta ve yürüyor olma çocugun gözlerint dört açtı. lerin için deyd i . B ütün Türk S i işlendik ki, hayal olmaktan ç ı k top y u va rl a n d ı . T o p u n a rd ı n
nın hazzıyla yürü d ü . Keyifle yü Vedat Bey oymalı kapıyı çal-· neması ti pleri burada yaşıyor tık, işin ne naifl igi kaldı, ne tica dan i k i çocuk bel irdi ve olduk
rüd ü . Sadece yürü mek için yü d ı g ı an fasıl kesildi, içeride çıt d• .ynı f i l m lerdeki g i biyd iler reti, nasıl oldu bilmiyoruz, ete ları yerde donup Vedat Bey'e
rüd ü . Şevk l e yürüd ü . lsta n b u l çı kmaz o l d u . Vedat Bey kapıyı _ siyah-beyazdılar. Vedat Bey kemige büründ ü k . Bugünün korkuyla baktı lar.
için yürü d ü . t e k ra r ç a l d ı . B i r ya n d a n da yine sa k i n o l m aya ç a l ı ş a ra k , koşullarında, bu kona ktan h i ç V e d a t B e y , A y ş e c i k ve
Yürüyüş sı rası n d a k a rşılaştı gı açan olursa ne d iyeceg i�i düşü hepsi ne tek tek baktı. Toplam çıkmadan, iyiler ve kötüler, he Ömercik'i görür görmez, narin
iki i nsandan birincisi, sakallı ve nüyordu . Şöyle diyecekti: onüç kişiyd i ler: p i miz birarada yaşıyoruz. Siyah gözyaşına engel olamad ı . Ta m
profesyonel b i r yürüyüşçü i d i . - iyi günler. Ben Vedat (Za 1 - K o n a g ı n sa h i b i , a i l e n i n beyaz oldugumuz için degil, dı kon uşacaktı ama görüntü bo
Vedat B ey ' i n ya n ı n d a n geçer- ten büyük i htimalle tanıyacak- babası, beyaz bıyık l ı, babacan şarısı çok renkli oldugu için çık- zuldu, titredi ve koptu .
A kşamsefas ı
Ö küz 3 3 / S u b a t' 9 7 M ÜZİK 3 1
. .
HALİ L T U R HAN L I
. . . . . . J. =·
· ··
mı
Evet, bütün has müzisvenlerinkinde olduğu gibi, Pa tti Smith 'in müziğinin de bir rengi var ve topluluk
h i p t i . D a h a da ö n e m l i s i , Y e n i D a l ça h it l i stelerinde beşınci sıraya kadar dan b u g ü n e hep korud u m . Horses ' ı a l b ü m ü n ü n her b i r i n i n i l k basımlarda
ga ' n ı n d i n leyicileri genelde ça l ı şa n sı y ü kseld i . Ne ki, b ı r yıl son ra yaym la çıkt ı ğ ı i l k g ü n sat ı n .a l d ı m v e o g ü n yer a l ma m ı ş b i re r " i k ra m iye parça "
n ıf köke n l i d e ğ i l d i ler. Te levision ya da n a n ve prod ü ktör l ü ğ ü n ü Todd Ro haya t ı m d a bir d ö n e m kapa n d ı , y e n i ekle nmiş olarak yeniden yayı mlandığı
Patti S m i t h p l a k l a rı n ı sat ı n a l a n l a r , u ndgreen ' i n üstlenmiş olduğu Wave bir dönem başlad ı . " ( R . E . M . ' ı n yen i al n ı b e l i rtmişt i m . Radio Ethiopia albü
konserler i n i i ze leyen ler a rası n da orta ( D a l g a ) a l b ü m ü tam b i r d ü ş k ı r ı kl ı ğ ı b ü m ü n deki " E- Bow Letter " adlı par m ü n e " C h i k l ets " a d l ı parça ilave edil
s ı n ı f ayd ı n ları çoğ u n l u ktayd ı . yarattı . B u düşkırıklığı nın etkisi henüz çada S t i pe ve S m it h ' i n b i r l i kte vokal m i ş . B u parça n ı n g i rişi nde Patti Smith
Yeni Dalga, Ramones ' u n deri ceket g eçmemişti ki, Patti Smith, b i r döne yaptıkları n ı a n ı msatay ı m . ) ken d i sine eşlik eden arkadaşlarına na
l e r i n i ve g a raj m ü z i ğ i n i , N ew Y o r k m in e n p o l i t i k top l u l u k l a rı n d a n b i r i Geçtiği m iz yaz, t a m sekiz y ı l l ı k b i r s ı I ç a l m a l a r ı n ı i s t e d i ğ i n i sö y l ü y o r :
D o l ls ' u n camp imaj v e g l a m rock ' ı n ı , o l a n M C S ' ı n g i t a r i s t i F r-e d ' S o n i c ' a r a d a n sonra Patti S m ith ' i n ye n i b i r " Gerçekten kara n lı k; seksi b i rşey, ru
Richard Hell ' i n yırtık giysileri n i v e kan- Smith i l e evlenerek Detroit'e yerleşti, a l b ü m ü yayımla n d ı . Gone Aga i n baş t u betli bir mağara g ibi bi rşey olsu n . "
- calı i ğ neleri ni, Tom Verla i ne ' n in kibirini müzikten kopt u . 1 988y ı l ı nda bir geri l ı k l ı bu ça l ışma sa natç ı n ı n a l t ı n c ı ve Evet, b ü t ü n has m ü zisye n l e r i n k i n
ve gitarı n ı n l i ri k t ı n ı larını içeriyordu . Ne dönüş daha ya ptı. B u kez, Dream of 1 9 88 tari h l i Dream of Life ' da n b u de o l d u ğ u g i b i , Patti S m i t h ' i n m ü z i
ki, b u n ların biraraya . gelmesi Yeni Dal L i fe ( H ayat ı n R üy a s ı ) b a şl ı k l ı a l b ü yana i l k a l b ümü . Aradan geçen sekiz ğ i n i n d e b i r re n g i va r v e t o p l u l u k
ga ' n ı n çağ ı n r u h u n u yakalayan ve yan m ü yle. D ream of Life i l k çıkt ı ğ ı nda y ı l l ı k sürede sanatçı sevd i ğ i b i rkaç in ü ye l e r i n d e n b u t a l e b i o n u n m ü z i ğ i
s ı t a n b i r a k ı m o l m a s ı n a yet m i yo rd u . pek b eğ e n i l m e m i ş t i ; a n c a k b u g ü n sa n ı ard arda yitird i . Önce 1 988 yı l ı n n i n ne re n k o ld u ğ u n u a ç ı k l ı ğ a kavuş
Patti S m i t h ' d e b e d e n l e ş m i ş a n d roje n d i n l ed i ğ i m izde hayl i iyi b i r albü m ol da d o s t u R o b e rt M a p p e l t h o r p e t u ruyor: S i ya h . Yas t'uta n la r ı n , fakat
b i r p u n k i kon u n u n va rlığı da gerekl iyd i . d u ğ u n u ra hatl ıkla söyleye b i l i riz. AIDS'e yen i k d üştü . i k i y ı l önce d e ko a y n ı z a m a n d a b a ş k a l d ı ra n l a r ı n d a
Patti S m i th ' i n i l k plağ ı 1 974'de dos H orses ' ı n kap a ğ ı n d a k i . Robert cası Fred ' So n ı c ' S m i t h b i r kalp krizi re n g i . D o ğ u rga n l ı ğ ı rı ve b e re k et i n ,
tu k u ra+d ı ş ı fotoğrafçı R o b e rt M a p Mappelthorp e ' u n i mzası n ı taşıya n ve son ucu öldü. Kocas ı n ı n ö l ü m ü n ü b i r k ı zg ı n l ığ ı n v e yı k ı m l a r ı n , h e m taşk ı n -
pelthorpe ' u n m a d d i desteğ iyle yayım b i z e roc k ' ı n u n ut u l maz ve ö l ü ms ü z kaç ay son ra erkek kardeşi Todd ' ı n k i 1 ı ğ ı n h e m d e a ğ ı r. b a ş l ı f ı ğ ı n , ö f ke l i
lanan " Hey Jcie / Piss Factory " s i n g le ' ı i majla rından b i r i n i s u n a n o fotoğraf . . . izled i . B u traj i k kay ı p lar G o n e Aga tan rıçala r ı n , kara n l ı ğ ı n k ızkardeşleri
i d i . B u n u b i r y ı l sonra p ro d ü ktörl ü ğ ü O m u z l a r ı n d a n d üşen beyaz, bol b i r i n ' i n yarat ı l ı ş ı n ı k u şk u s u z e t k i l e m i ş . n i n v e e l b e t t e , g e c e n i n , ya l n ı z c a
n ü J o h n Cale ' i n yapt ı ğ ı Horses (Atlar) erkek gömleği g iymiş, siyah ve gevşek Ancak y i n e de, alb üme bir matem ha " a şı klara a i t o l a n gece ' n i n reng i . B u
izled i . iki nci a l b ü m ü n ü gerçekleşti rme b i r boy u n b a ğ ı t a k m ı ş Patti S m i t h . . . vas ı n ı n egemen o l d u ğ u söyl enemez. renk sadece Gone Aga i n ' e d e ğ i l ,
si u z u n sü rmed i; Radio Ethiopia 1 976 Baş ı n ı hafifçe ge riye doğru atmış, ki Ta m aksine, Patti S m it h yas tutarken Patti Smith ' i n bütün albü mlerine
y ı l ı n d a p i yasaya ç ı kt ı : B a ş ı n a o kaza b ir l i bir d u r u ş u var . . . U z u n , k e m i k l i b i le hayatı kutlamayı ve u m uda alkış e g e me n . Dolay ı sı y l a , o n u n m ü z i ğ i n i
gelmeseyd i aynı hızla üçüncü a l b ü m ü y ü z ü size Patti Smith hakı nda b i l mek tutmayı i h mal etmemiş. " noct u r n a l roc k " olarak n iteleyeb i le
n ü hazı rlayacaktı . isted i ğ i n iz hemen herşeyi açıkl ıyor. Gone Again, Fred 'Sonıc' Smith ' i n ceğ i m i z i d ü ş ü n üyor u m .
1 97 7 ' de b i r konser esnasında sah Ve bu fotoğraf geleceğ i n nice mü ö n e m l i katkıla rıyla gerçekleşecek b i r Gone Aga i n , hayat v e ö l ü m a ra
n e d e n d üşü nce boyn u k ı rı l d ı . M üz i k z i sye n i n i etki l e m işti . B u nl a r arasında Patti Smith solo a l b ü m ü olarak tasar s ı n d a boşl u ğ u d u y g u yoğ u n l u ğ u y l a
ten b i r y ı l uzaklaşmak zoru nda ka l d ı . R . E . M . ' i n vokal isti M i ke Stipe da va r: l a n m ı ş . Bazı şa rkıları birl i kte yaz m ı ş, dol d u ruyor.
Easter (Paskalya Yortusu) a l b ü müyle " O n u on beş yaşı mdayken m ü t a l a a b i r kısım stüdyo kayıtların ı yine b i r l i kte Rock' ı n en özgü n yaratıcılarından ve
başa r ı l ı b i r dön üş ya ptı . A l b ü mde yer sa lonu ndaki sandalye n i n a ltında b u l yap mışlar. Fakat, Fred 'Sonıc' Smith ' i n e n kızgın seslerinden b i r i n i n sekiz yıllık
a l a n ve Bruce S p r i n g steen i l e b i r l i kte d u ğ u m. b i r makale sayesinde keşfet- kalp krizi sonucu a n iden ö l ü m ü o n u n bir aradan sonra m uhteşem dönüşü.
A kşa sefas ı
Ö k ü z 3 3 /S u b at' 9 7
FEYHAN ••
G UVER
gülay'a, özden 'e, eda 'ya,
ramize'ye, semra 'ya ve bana . . . . .
:�
� gül ekicileri yel biçici/eri
�
o
,.. el yordamıyız yol yorgantyız
"::J
�
2.
� ��::=:'.::==�� ·�· ,
aztn!tk halklarıyız
ev içi siyasileri
içinizdeki zilli
keşişlemeden eseriz
eskiz yorgunuyuz
ben bazan
böyle olurum
şemsiyeyi sen al
A kşamsefas ı
Öküz 3 3 / Ş o b a t' 9 7 33
MU RAT .B EŞ E R
ş ..
34 BİRİ VE ··D İGEAlE Rİ Öküz 3 3 /$u b at ; S 7-
M E H M E D UZU N
,fü.füi
�)te
1. manı Odysseus'un sıcak b i r evi. yaşamının ğuna başlıyor. C izlra Bota n ' a doğru. Ya Bu a n l ayı�a göre, tüm dünya n ı n merkezi
Tüm zamanların en büyük yazarı, en bü merkezi olan b i r lthake ülkesi var . Ancak bancı sevg ilisini bulmak, onu tanımak ve Yunan ve Latin kökenli L!ygarlıktır. B u uy
yük a nlatıcısı H omeros'tan başlaya l ı m . l n tüm Akdeniz, tüm Ege ve oradaki d il ler, o n u n l a b i rleşmek, bütün leşmek içi n . garlıgın dışında kalanlar ise barbardır . Yani
sanog l u, yazılı edebiyata bu büyük a n latı kültürler ve halklar da onun çileli, hasretle Mem, ülkesi n i terk etmen i n hazırl ı kl a r ı n ı uygar olmaya n d ı r, potansiyel d üşma n d ı r.
c ı n ı n " l lyada " ve " Odysseia " yapıtlarıyla dolu yaşamının merkezlen d u rumundadı r . yaparken, t ü m hazırlıkların eksiksiz olması Böyl e l i k le Ksenephon sadece b u m üt h i ş
kavuşt u . B u büyük yapıtların ortaya çıkma 2. nı e m red i yo r ve çevre s ı n e şöyle d i y o r : yap ı t ı n ı i ns a n l ı ğ a a r m a ğ a n etmedi, a y n ı
sından b u yana neredeyse üç bin yıl geçti . B i raz da yine bu topraklara aıt, Home ' welate xerlbiye çetin e . . • (yabancı ülke
. zaman da Ksenephonizmi de a rmağan etti;
Ama biz onları hala çok severek, çok he ros ' u n öyküleri kadar güzel olan başka bir ler zordur . . . ) kendisi ile öteki arasına sınır koyan, kendi- ·
yecan l a na rak okuyoruz. ithake k ra l ı n ı n as destandan söz edeyim : Kürtlerin ünlü des 3. n i m erkez k a b u l eden, ötekinden kuşku
keri g üçleriyle Truva lıtar arasında, bu top tanı Meme Alan. Ne yazık ki Kürtlerin dı Yabancı, yabancı yerler, diyarlar, insan duya n , onu aşağılayan Ksenephonizm . .
raklarda, Ç a n a k k a l e Bogazı ' n d a k i Troya şında fazla bilinmeyen bu destanda i nsan lar, çevreler, ülkeler, di ller, kültü rler -yani Çok son raları, rönesans ve aydınlanma
şehrinde gerçekleşen uzun ve müthiş sa ve i nsanlıgı ilgi lendiren tüm ögeler va r. Bu bilin meyen- tüm tarih boyunca edebiyatın d ö n e m l e r i n d e b i l g i ve d ü ş ü n c e n i n çok
vaşı a n latan " llyada " ve lthakelerin soylu destan da yine görkemli b i r başl a n g ıçla en önemli teması ve ana ögesi olmuştur. önemli hale geldiği za manlard a , çok şey
kralı Odysseus'un çileli sürgün yaşa m ı n ı ve öykü dünyasının kapılarını açıyor: "Bajare B i reyin vazgeçilmez, terke d i lmez merakı • gibi barbar mefhumunun içeriği de değiş
evin e , ü l kesi n e g e r i dön ü şü n ü a n l at a n Mixribe baareki mezin Cı pir giran e I Li ser hep yen i ve bilinmeyene doğru kaymıştır. ti. Artı k hor göre n , kendi n i merkez kabul
" Odysseia " , b u görke m l i desta n la r n i ç i n heft çiyan e ı Li ser se sed Cı şest Cı şeş de insanı anlatan, insanlığı sorgulayan edebi eden, başka kültü rlere ve kimliklere kapalı
b i z i b u k a d a r h eyeca n l a n d ı rıyo r ? N iç i n riyan e ı Her deriki fi ser se sed Cı şest Cı şeş yatın da, bence, en temel görevi, hep aynı yaşayan insan ve toplumlar barbar olara k
b unlar devamlı okun uyor, deva m l ı bize yol wilayetan e ı Her wilayetek fi ser se sed Cı olmuştur: çoğu zaman b ilmediğimiz, bize adlandırı lmaya başlandılar.
gösteriyor? şest Cı midiriyetan e . . . " (Mağrib -kuzey- ül yabancı olan bi reyin iç dü nyasına, trajedi Ç ü n k ü bilgi, b i l mek, tanımak, kült ü re l
E l bette b u ra d a " l lyada " ve " Odysse kesi büyük ve görkem l i / Yedi dagın üs ve sevinçlerine, toplumsal ve kültürel i l işki olarak zeng i nleşmek a rtık çok ö n e m l i hale
ia " daki o müthiş gerilimli, renkli dü nyayı tünde / Üçyüz a ltmış altı kapısı va r / Her lerine daha derin.daha kapsamlı bir yakla geldi . Ve kapalılık, kendi n i beğenmişlik b i r
a n latacak değ i l i m . Ama konu m u z açısın kapısı üçyüz a ltmış altı vilayete açıl ıyor I şım. Yeni, renkli, canlı ufuklar. Daha geniş, e k s i k l i k , ya n l ı ş l ı k o l a r a k d e ğ e r l e nd i r i l d i .
dan, kafama takılan soruların .ceva b ı n ı ver her vilayete üçyüz altmış altı bölge bağlı. . . ) daha etkin, bize ait olmayanı, bi lmediğimi- K e n d i s i n i , k e n d i s i n e a i t o l a n ı başkasıyla
meye çalışayım . Bana göre soruların iki ce Meme Alan, Mağrib şehri sultanı E li Be zi göstererek, onu a nlatarak, bir ayna gibi karşılaştırmak olanağı ndan yoksun bir in
vab ı var . i lk i basit b i r ceva p : Homeros ' u ge' nin oğludur. Arap kökenli Kureyşelerin onu bize tutarak daha yoğun bir sorgu la san ya da toplum nasıl uygar olabilir? Je
h e r zaman güncel kılan, onun insa n ı v e i n yeğeni ve Kürtlerin su ltanıdır. Meme Alan. ma edebiyat yüzümüze tutulmuş bir ayna a n -Jacques Roussea u ' n u n çal ışmala r ı n ı n
sanl ı ğ ı a n latmas ı d ı r . i k i n c i cevap i s e çok onbeş yaşında m irligi babasından devrala dır: Renklili klere, farkl a ra ragmen aynada b i r bölümü bu sorun u n çevresinde dola nır.
daha zor: Homeros insan ve i nsan lığı i lgi rak yaldızlı sultan kürsüsüne oturuyor. An gördüğümüz aslı nda bizim aksimizdir. Edebiyat başından bugüne kadar öteki
lendire n her şeyi a nlatıyor. Peki, insan ve cak tahta geçmesiyle tüm kaderini değişti i .Ö. 400 yıllarında yaşamış ünlü Yunanlı ile çok yakından ilgili olmuştur. B i r yere a it
i n sa n l ı g ı i l g i l e n d i r e n şeyler n e ? H o m e ren bir şey oluyor. Mağrib ülkesinden, atla, düşü n ü r , yazar ve askeri deha Ksenep olmak ama aynı zamanda ötekini de b i l
ros' u n yapıtlarına bağlı kalarak kısaca şun bir yıl altı ay uzakta olan Cizlra botan emir hon ' u n kitabı " Anabases " , Yunan ordusu mek, ona varabilmek, onun yarattığı heye
ları söyleyeyim; dogu m (insanın, tabiatın, liği sultanı Mir Ezdl n ' i n dünyalar güzeli bjr nun Anadolu ve Mezopotamya 'daki serü can ve korkuyu d uyabilmek, onu istemek
canlıların), gelenekler ve b i rey, b i reyin için kızı vard ır: Zln. Zina Zedan . Apaydınlık bir venlerini a n latıyor . Yeni okud u ğ u m bö ve arzulamak h ep edebiyatın ana teması
de dogup büyüdüğü ev ve çevre, sosya l gece Periler Padişa h ı ' n ı n üç kızı, Tavbanü lümler, b u çok uzun, çok kanlı ve çok zor o l m uştur. Öte k i n i tanımak, b i l mek, i l işki
i lişkiler. b ireyin dalgalı, çokya n l ı iç dünyası, ( G ü n e ş B a n u). H eyvb a n ü (Ay B a n u) e geçen yolculukta Yunan ordusunun Asur, kurmak ya <la ötekiyle yaşanan çatışma ve
arzu ve merak, öğrenmek ve b i l mek tut Sterbanü (V1l dız Banu) gızl ice Zln'in yçıtak Amedıya, Karduk ve Armenıa ülkelerınden çelişkileri a n layabi l m ek ve gerilimleri azal
kusu, başarılı ve üstün olmak güdüsü, ça odasına g i rerek, onu yatağıyla birlikte ·alı geçişini anlatıyor. Tümüyle yabancı, b ı lın tab i l mek konusunda edebiyat diğer tüm
tışma ve çelişki, �ekabet. haset, kıskançlık, yorlar .ve Kuzey ü l kesine, Meme Alan' ı n mez yörelerde, yabancı d i l ve kültür or bilim dallarından daha fazla b i r rol üstlen
kötülük, i ğ rençl ik, felaket, korku, nefret, renkli yatak odasına götürüyorlar. Periler, tamlarında, düşmanlarla çevri l i diyarla rda miş ve görev görm üştür. Ç ünkü edebiyat,
kin, iyili k ve güzell i k, iyi l i k ve güzelliğe du yaşamları birbirine mahküm bu iki genç ya geçen bu yolcu l u kta Y u nan ordusu hep özellikle ri gereği, hem çok yereldir hem de
yulan sevgi, sevgi ve şiddet, hasret ve hü bancıyı orada tanıştırıyorlar. iki yabancının savaşa rak yol u n u açıyor. Ç e k i l e n b u nca çok evrense l d i r . Kaliteli edebiyat, her za
z ü n ve sonuçta ö l ü m . Doğ u m ve ö l ü m : ilk karşılaşmasını biliyoruz; korku, kuşku, acı, savaş, yıkım ve ya ngından sonra Yu man, b i r coğrafyayı sın ırların ötesine, bilin
Yani b i r kara n l ıkta n ç ı k ı p yen iden başka merak, h eyecatı, arzu. Tüm b u nl a r ı n ya nanlıla rın bir tek istegi vardır; evlerine, yer meyen ve pratik olara k varılması çok zor
bir kara n l ığa dönmek . Ama b u arada da şan masından sonra iki genç uzun bir soh lerine, yurtlarına dönmek. Bugünkü Kürt olan yerlere taşımıştır. Yerel bir cografyay
ışıkla, aydınlıkla yaşamak, b u n u arzulamak bete dalıyorlar ve o gece yaşadıklarının bir lerin ataları olan Kard ukları n ü l kesindeki la evrenin i lişkisi n i kurmuştur. Bu nedenle
ve b u n u yaşayabi lmek . . . Home ros ' u n öy düş olmadığını kanıtlamak için de yüzükle geçiş yedi gün sürüyor. Savaş ve mücade edebiyat sınırlar ötesidir, sınırlar üstüdür.
külerini sarmalayan ana öğeler kısaca bun r i n i değ iştiriyorlar. Zln ' i n yüzüğünün arka leyle dolu yedi kanlı gün. Kitabın b i r yerin Rejimler, ideolojik ve siyasal sistemler ve
l a r . B u n l a r ı her g ü n . her z a m a n biz de yüzünde " C i zlra Botan mirinin kızı Zina Ze de Ksenephon, ı r m a ğ ı n öte ki yak.asında çeşitli davaların bağnaz savun ucuları hep
kendi küçük g üncel yaşamımızda d uymu da n " yaz ı l ı d ı r . M em ' i n ki n de i se sadece Kard u k l a r ı n ha reket etmeye başlad ı ğ ı n ı insa n ve insa n l ı ğ ı sınırlandırmışlardır. Hep
yor m uyuz, ya·şamıyor m uyuz? " Meme Alan " . Gençler sabaha doğru uy görüyor ve şöyle diyor: " Karduklar artçıla başkasını, ötekini b i r tehdit u nsuru olara k
Evet, Homeros, yitmiş zamanları n giysi kuya dalıyorlar. Ve peri k ızları yine gelip rın . . . pek azalm ışa b e nzediğ i n i görü nce görmüş akıl a lmaz önyargı lar, d üşmanlık
leriyle beni, sen i , bizi, sizi a nlatıyor. Bu ne Zln ' i a l ıyor ve ülkesine, sıcak, şefkat dolu türkü halinde kimbilir neler söyleyerek hız lar yaratmışla rdı r. Hep farklılıklarını öne çı
denle de onu mera kla okuyoruz. B u rada evine, güzel yatak odasına götürüyorlar. iki landılar . . . " kararak, ötekilerinden üstün olduklarını id
m e ra k ı , i nsan ve i n sa n l ı g ı h i ç b i r zaman gencin sabah uyandıkla rındaki b8yük he Evet, k i m b i l i r neler söyleyerek . . . Tüm dia ederek b a ğ n a z l ı ğ ı ve tutucu l u g u b i r
terk etmeyen merakı ve merakın yarattığı yecan ve hayalkırıklığını tahmin etmek güç gezi boyunca Yunanlı lar, geçtikleri yörele yaşam tarzı haline getirmişlerdir. Hep tek
heyecan ve korkuyu özellikle belirtmekte değ i l . Her iki genç de tek başlarına, kendi rin insanlarıyla tercümanla r a racılığıyla ya liği, tekyanlılıgı savun m uşlardır. Hep siyası,
yarar va r . Ç ü n k.ü H o m e ros a n l a t ı l a r ı n ı n odalarındadırlar. Sanki o gece h iç yaşan da onların hareket ve davranışlarına baka idari, kültürel, dinsel ve etnik sın ırlar koy
a n a sütunlarından, a n a · motiflerinden biri mamış! Tüm o olup bitenler bir düş müy rak, bunlardan sonuçlar çıkararak, anlaş muşlardır. Ve bu sınırları koruyabilmek için
de merak ve merakın sonuçlarıdır. Ve Ho dü? C i n lerin, perilerin kötü bir şalı:ası mıy maya, i l işki kurmaya çalışıyorlar. O döne de bir yıgın yasakla yaşamı dara ltmış, çe
meros'a inanılmaz bir evrensellik ve ölüm d ı ? Hayır, değil. Ç ünkü yüzükler değiştiril min Anado l u ' s u ve M ezopota mya ' s ı n ı n kilmez hale getirmişlerdir. Edebiyat ise bu
süzlük kazand ıran bu öğe bizi çok yakın miş, Mem ' i n parmağındaki yüzük Zln ' indir. mükemmel b i r panora masını çizen b u gü nun tam tersi n i yapmıştır: Hep s ı n ı rla ra
d a n i l g i le n d i r iyo r . H ome ros a n l at ı l a r ı n ı , Zln ' i n parmağındaki de Mem ' i n . Peki kimdi zel yapıtın en ilginç yanı ise şu: Ksenephon karşı koymuştur, i nsan yaşa m ı n ı genişlet
büyük olasılıkla, lonca söyledi. Ancak anla o yabancı? Ta n ınması, b i l i n mesi, uğruna tüm bu dilleri, kültürleri, ülke ve diya rl a rı miş, zengi n leştirmiş, di!ler, k ü ltürler ara
tılar m uazzam b i r d i l le r, kültürler, halklar ölünmesi gereken o yabancı kimdi? bir tek sözcükle ifade ediyor: barbar. Kse sında i l etişimi sağlamış, önya rgıların orta
ve uygar l ı k l a r denizinde seyred iyor . lçiçe Mem ile Zln ' in , son u büyük bir keder, nephon ve Yunanlılar için tüm o insanlar, dan kal kması i çi n aydın l ı k, ren kli ufuklar
geçen ama du rmadan da b i rb iriyle çatışan hüzün ve trajediyle biten, aşk öyküsü bu kim ve ne ol urlarsa olsunlar, sadece bar açmıştır. B i reyi, topl u m u , d ü n yayı tecrit
tüm bunlar an latıları müthiş oranda. çok rada bu sorularla başlıyor. Tüm karşı koy bardırlar. Yunanca barbaros, Latince bar edilmiş, yalnız bir va rlık olarak değil, renk
yanlı, çokrenkli hale getiriyor. B u nedenle mala ra, engellemelere rağmen Mem deniz barus olarak söylenen sözcükle anlatılmak li, çok kültürlü bir mozaik olarak görmüş
'
i nsanlığın ilk büyük edebi yapıtının sahibi sularından çıkarılmış ünlü atı Roze Rewa n ' ı istenen ise şudur : Yabancı, ben ve bize aıt tür. Ç o k l u ğ u , çok ya n l ı l ı ğ ı hedeflem ıştir
Home ros, ayn ı zamanda i l k ço k k ü l t ü r l ü hazırlatıyor, ya nına fazlasıyla altın alıp, bir olmayan öteki, Latince ve Yunanca'yı bil Ve d urmadan yasakları n üstüne g itmiştir.
yapıtların da sahibidir Homeros ' u n kahra- daha gerı dönmemek üzere uzun yolculu- meyen, doğru dü rüst konuşamayan ınsan. Edebıyatın yaptığ ı şudur: Yoğu n bir h ü ma-
şamse as ı •
.
• �
"3 5
•• •'1 ıl ..
A kşamsefas ı
36 ÖYKÜ-SİİR Ö k ü z 3 3 /S u b a t' 9 7
•
JAK L I N Ç E L i K
•
M
C u m a rtesi ö ğ l e d e n sonrası, yem ı atmaya çalışt ı ysa d a olta b ı r türlü
saat beş suları. Solunan hava elıne gelmedı . B ü t ü n cesaretını toplayıp
n ı n d a m a r l a rd a k i k a n a a ş k hazırlandığı i lan-ı aşk sahnesi, sönen ı ş ı k
a ş k d iye naralar attırd ı ğ ı demler. Annesi ların h ı şmına uğradı. Birinci perdenın or
n i n b i r t a n e c i k o ğ l u , e l l i be ş l i k m ü z m i n talarında Yerça n i ki n e l i n i n nerede old u
bekar O n n i k 'te ise damarı ara k i bulasın ı ğ u n u kestirmeye çalıştı . Terliyordu . H a l a
Boy bir elli, burun dolma, ten sol u k be h eyeca n ı d i n m e mişti . Yedi yıl beklemişti
nizli . Yine de "kaknem " suratlı değ i l ! · bu a n ı . l l e r i k i yed i y ı l ı n program ı n ı d a
O n n i k , İsa tasvi rinin ö n ü n d e d i z çöktü içinde b u l u n d u ğ u on beş d a k i ka içerisin
" B u g ü nleri de görecekti m ? Sana şükür d e yapmıştı b i l e . E l i n i c e b i n e att ı . Evde
ler olsun ı " ded i . Yetmişbeş l i k a n nesi kol cebine koyd u ğ u kalp ilacını d i l i n i n altına
t u ğ u n d a n kal ktı, o ğ l u n u bir k e nara iti p yerleştirdi . Oturduğu koltuğa biraz daha
lsa tasvi ri n i n ö n ü ne kendisi geçt i . Ç at ı k yayı l d ı . Tam o sırada çeng el l i iğne açı l d ı .
k a ş l a r ı n ı y u m uş�tara k , a c ı k l ı b i r t o n d a O n n i k ' i n kuyruk sokum u n u n bir karış yu
" Al c a n ı m ı da b u g ü n ü n bitimini görme karısı na, var g ücüyle bir- dalış yapt ı . .. O n
yey i m , şu O n n i k eve g e l d i ğ i n d e bir ke n i k ' i n ruhu opera binası n ı n tavanına ka
nard a son nefesimi vermiş olayım " dedi dar çıktı. Tavan ı delip göğe ulaşmak iste
O n n i k ' e k ı zg ı n d ı . Ç ü nkü yedi yı ldır Yerça di ama çıkış yol u bulama d ı . R u h u ses tel
n i k d e n e n o ş ı l l ı ğ ı n peş i n d e n koştu ğ u leriyle orta klaşa atmak isteyip de atama
yetmiyormuş gibi, b u a kşam b.ir d e ope d ı ğ ı ç ı ğ l ı k l a beraber tava n a d e n i z a nası
raya götürecekt i ! gibi yapışıp k a l d ı . Gözleri dışarıda. Yü
O n n i k a n nesi n e yalva rıyor, o n sekiz yıl zünden ve deriyle kaplı iske l etinin her kö
önce a l d ı ğ ı ta k ı m e l bises i n i gardıroptan şesinden ateşler fışkırıyordu Öyle ki Yer
çıkarması i ç i n . Annesi ise evleneceği gü den özenl e boyanıp cilalanan iska rpinler caktı. Tekrar yan döndü. E l i n i yine cebine ç a n i k ' e olan ateşl i h isleri, b u ateşi n yanın
n e sakl ıyor. H oş kimi istedi ki Yerçan i k e kapı önüne çıkarı ldı, giyinildi, ıstavroz çı d a l d ı r d ı , tamam şimdi her şey norma l e da sönük kalıyordu . Işıklar ve ara ! Otur
he desi n ı Yerçan i k, hafif ş a ş ı v e şişma n . karılıp sağ ayakla dışarı adım atı l d ı . An ne dönmüştü. Tekrar yol a koyu l d u . Yerdeki d u ğ u yerde d e belenmesiyle i ğ n e b u l u n
Kültürlü b i r a i l e d e n . O da k ü ltürüne b i r s i arkasını döndü evden çıktığını görme taşlardan birine vuracak ken, a k l ı n a ayak d u ğ u yerden boşluğa ç ı k t ı . Ne rahatlad ı .
türlü birilerini ya k ıştıram ıyor. O n n i k i ç i n me.k i çi n . Ü ç sokak yukarıda oturuyordu kabıs ı n ı n fener misali parlayan burnu gel Alkışlar san k i O n n i k ' eydi . Yerçari i k ' e yal
b u gece n e b ü y ü k b i r h eyeca n ! Yerça Yerça n i k . E l b i sesi kırışmasın d i ye O n n i k di. Vazgeçti . Aya kkabıs ı n ı n önüne baktı, varır gözlerle d ışarıya çıkmak isteyip iste
n i k ' le yan yana, k i m b i l i r belki diz d i z e dizlerini k ı rmadan yürümeye çalışıyordu . herşey normald i . Sokağı d ö n d ü , so l d a n med i ğ i n i sordu. Açık olan çengelli ilğne
opera i zleyece k . D ü n bir ban kaya g i rd i . S o k a ğ ı n b a ş ı n a k a d a r a lt ı d e fa e ğ i l i p i k i nc i e v i n g i riş k.at ı n ı n , s o l ca m ı n ı n per aşağıda hala büyük bir teh l i ke ol uşturma
Cebindeki bütün ban k notları gıcır yaptır ayakkabıların ı n tozunu aldı. Her defasın desi n i n oynadığını görd ü . Kalbi d u racak ya devam e d i yo rd u . Yerça n i k ' i n h i çb i r
d ı . lsa aşkına, sonunda a n n.esi _gö n ü lsüz da d a elını, pantolo n u n u n, ceketının al tı . Zıle bast ı . Y a k l a ş ı k üç b u ç u k d a k i ka şeyden haberi olmamalıyd ı . B i r a n rahat
bir şekilde razı o l d u, takım e l bise nafta tındaki görünmeyen kısmına sıldi. Aya - apının açılmasını bekledı . Son un d a rü lad ı . Tam o sırada Yerçan i k i n k ucağında
l i n ler a ra s ı n d a n ç ı kt ı . üzeri n d e i k i tahta !arı taşların üzerinde, heyecandan a d ı m yalarının ız urusu, er e urusuna a ki ç anta yere d ü ştü. Eği ld i , çantayı a l d ı .
k u rusu k u rban edildikten sonra, k ul l a n ı m şaşırırken, k.a l b ı de göğüs kafesının altın p ıyı açtı. a pıda to alaştılar. fo alaştı - _ Yerç a n i k ' e uzatt ı . Koltuğ a yas l a n ı r yaz
s üresi n i n son d e m l e r i n i yaşayan b i r k e d a bayram havaları çal ıyordu . C eketi n i n tan sonra O n n ı k sağ elıni nereye koyaca l an maz, çenge l l i iğne daha ö nce ç ı kt ı ğ ı
m e r b u l u n du . Kemer, pantolon u n britle d ü ğmeleri n i çözd ü . E l i n i pantolo n u n u n ğ ı nı b i l e m e d ı F ı rsattan istifade h e m e n yerin üç-beş santim yukarısına sağlam b i r
rine g e n i ş g e l d i . Ona da bir çözüm bu cebine sokt u . B u pozu n u merak ettiğin pantolonunun cebine soktu . B u i ş de ta d a l ı ş d a h a y a pt ı . Ta n rı m ı bu n e meta
lundu. Pantolon, ceket i n altından i k i çen den, kend i n i net görebileceği bir kapı ca mamdı . Sokağ ı n köşesine kadar beraber net . . . Dişler i n i n a rasına gelen ç ı ğ l ı kları n ı
gelli i ğneyle yan lard a n dara ltılarak üzeri mı bakın d ı . Son unda temiz bir k a p ı ca y ü r ü d ü l e r . O n n i k yold a n g e ç e n t a k siyi i k i defa yuttu . Kendi n i sıktıkça sıktı . Kas:
ne oturt u l d u . C eketin omuzları hafiften mında görüntüsüne bakakalıp mest oldu. durdurdu. KapıY.ı açtı . Yerça n i k a ra baya tı kça kastı, en sonu nd a bağ ı rs a k l a rı n d a
s a r k ı k d u ruyo r d u a m a y a p a c a k bir şey . Ç e ngelli iğneli taraf potluk yapıyordu . Eli binmeye çalışırken tökezle d i . Ki losu ken sıkışmış ola n g a z k a l ı n bir isyana dön üş
yoktu . Saçlarını l i mon suyuyla geriye ver ni c e b i n e sok masa m ı y d ı , yoksa ? O l u r dini gerisin geriye çekti. Sağ ayağıyla O n t ü . O l a n l a r o l mu şt u . Utangaç, ürkek ve
d i . S i ya h kaşlarıyla birlikte burnu da daha m u , bu haliyle bayağı asaletli gözüküyor n i k ' i n ayal) ına bastı. O n n i k'ten defalarca mahcup ayağa fırladı, Yerç a n i k bile umu
belirg i n bir şekilde ortaya ç ı ktı . Kad ınca d u . Ama bu pot l u k . . . Hemen kenara geç özür diledi. O n n i k mem n u n bile olmuşt u . runda değildi art ı k ! insanların bakışlarını
ğ ız, kocasır:ıdan kalan ve gözü gibi sakla t i . Çengelli iğ neyi açtı. Pantolo n u n u n ar Yola koyuldular. Opera binasının ö n ü n d e sırtında birer k u rş u n gibi h issederek kapı
d ı � ı pa rfüm ü istemeye istemeye çıkarıp kasından geniş bir parçayı avuçladı, pan i k taksiden ö n c e O n n i k i n d i . Yerçan i k ' i n ka ya doğru hedef küçülte küçülte a ktı. An
elcağızıyla oğ l u n u n ceketine i k i kez fısla h a l d e i ğ n eyi çengel l e d i . Arkasına b a ktı pısın ı büyük bir sabırsızlık ve çabuklukla nesi o günden son ra , M eryem Ana K i lise
dı . Son kalan tahta k u ru l a rı da kendi is camda n . H i ç de hoş bir görüntü deği l d i . açt ı . Yerç a n i k b u n d a n . hoşla n d ı ğ ı n ı belli si' n i n g i rişinde, kocası i ç i n yaktığı m u m u n
tekleriyle i ntihar etti ler. Bir a kşam önce- A m a olsun n a s ı l olsa ceketin i çı karmaya- etme d i . Opera başlayı ncaya kadar hava- yanına, bir i ki ncisini ekled i .
M EVLUT G U LVE RE N ama bu böyİe, yalanım yok bu gecede. korsanların bahçeleri vardı
toprak bilmezlerdi ama vardı bahçeleri
Bir de korsanlar vardı, onu da ekleyin hasretime hem de hiçbir re�sama nasip olmayan yeşilden.
KORSANLAR
ve tek gözleri kördü korsanlann
'iki gözü de kör olsa ne yazar Doğru, korsanların ana/an yoktu
yüzlerce yil ölmüştü/er nasilsa ' diyemeyiz, ama nüfus kayıtları vardı
Bir gece yırtıyorum bu husus şaka kaldırmaz dinleri yqktu ama imanları vardı.
Tüm zamanlan batık bir gece 'sevgilileri yoktu korsanlann ' da diyemeyiz
Kimbilir belki de bir geceyi yıkıyorum karalan yoktu ama sevgilileri vardı Bazı ciddiyet uzman/an çıkıp
Toros şelalelerinde. onu onlar maviden yapmıştilar korsanları batlrabilir gözlerini ban tlayıp
saç/an da vardı sevgililerinin ama onlar battilar zaten ba tmadilar
- Ha, siz Toros 'u bilir misiniz / siyah köpüklere benzerdi, hadi bu da benden olsun tarnktım
yeşil bir buluta benzer hatta, inanmazsınız ama ciddiyet uzman/an ve gece yan/ilan
avuçlannda kırlangıçlar yüzdürür atlan bile vardı korsanlann rakamı şaşmış bir ma tematikle uğraşsınlar
yüreği ceylan yatağı kendileri yaptilar dalgalara karşıyken nefesleri. bu konuda
e as ı
Ö küz 3 3 /S u b at ' 9 7 OYKU 37
KE MAL-
Tre n ··· O
•
GO KHAN
• •
. YuR1;.c
S�NiN i6tN /\ABM�I$
Gifz.E A Bi �
L AA I
Clt., •. •• .
A kşam
Ö k ü z 3 3/$u l::i a t' 9 7 S İ N E MA 3 9
AYŞ E SA R P
KatH Dolanlar ve Pazar GQnG
S·e:y·r·e dı:ıııı:m:e::�,·e,c:e, k . Fiiili m: lıer, LJ:: ı.t:e:ı;,ı:ı
. . . B u n d a n üç beş sene önces i n e kadar " sa b u n köpüğünden bozma a k sıyon fil mani ve hamılı trıb nden vazgeçse .. ) ş ü n d ü m . . K a t ı l Doğan l a r ben i m fil m i m
.
" gişe f i l m i " yap m a k d iye b irşeyi (ne de m i " ( Ç i fte Oyun) veya " en acayipuçuk - i n a d ıyla en ılgınç olma çabası değıl ya v e b e n i m f ı l m lerim pazar seyre d i l ecek
m e kse) b i z zava l l ı televizyo n c u l a r s i n e ş u hayattanelerol uyor - f i l m " ( G ü n Batı da y u k a r ı d a a d ı n ı sayd ı g ı m a d a m l a r ı n filmler degil. . .
m a m ı z ı n e nt e l l e kt ü e l y ö n e tm e n l e ri y l e m ı n d a n Şafaga - Rod riguez) yapma ha " öy l es i n e y a p m a k i st e y i p " y a pt ı k l a r ı Ayşe ' n i n P a z a r S e y re t m e d i ğ i F i l m l e r
a ra sı ra d a o l s a b o y gösterebi l d i g i m i z si l i n e d ö n ü şt ü g ü son g ü n l e r d e d uy d u f i l m ler d e degil, b u tarz filmlerın bızde Listesi
n e m a c ı b a r l a r ı n d a t a rt ı ş ı r d ı k . . . D i e g u m s o n bir h a b e r h ayatı m ı k arartt ı . B u prim yapmasından dolayı a rt ı k iyice ku B e n i m f i l m l e r i m sizi ne kadar yak a l a r
H a rd ' la r ı n iye ç o k sevd i g i m i z i , Steven g a r i p v e g e ç i c i gözüyle b a k t ı ğ ı m yen i r u m l a ş a n " Pa z a r G ü n ü S e y r e d i l e c e k b i le m iyorum . " Artistik; t e n poi n t ! Tek
S ea g a l ' c ı l a r ı n , A r no l d ' c u l a r ı n , Sta l l o n e d a l ga ya u l u i n s a n M a rt i n Scorcese d e F i l m " veya seyre d i l m eyecek f i l m h a l i . . . n i k ; five poi n t d u r u m u n d a bir e leştir
hayra n la rı n ı n da a s l ı n d a o n l a r g i b i " nor k e n d i n i k a pt ı r m ı ş - C a s i n o f i l m i n d e n Bir a rkadaşı n ızı a rıyors u n uz " Ya ş u " Öl m e n o l m ayı başta n reddettiğ i m ve Go
m a l i n s a n l a r " o l d u ğ u n u a n l at a b i l m e k son ra Scorcese 'yle i l g i l i haddim olmaya d ü ğ ü n Z a m a n Denve r ' da Yapılacak Şey d a rt ' cı a b i l e r i m izi n yaptığ ı g i bi f i l m lere
d e r d i ndeyd i k .. Küçüktük ya, bir de rak ufa k ufak şüphelen meye başla m ış ler " d ıye b'r fılm var ya o n u görsek d iyo yı l d ız, çiçek, balon ve daha b i l u m u m işa
" fa s t food k u ş a g ı ç o c u g u " d a m g a s ı tım zaten - H o l l ywood bud i st lobısi n i n ru m " d e d i g i n ızde cevap h a z ı r " Boşver retlemelerle not vermekten d e s a k ı n d ı
boy n u m u zda, fazta d a ciddiye a l ı nm az katkılarıyla DC?lai Lama ' n ı n hayatı n ı çek ya Pazar Pazar seyredı l ecek f i l m m ı o ? " g ı m için bu köşede a n c a k " Ayşe ' n i n Pa
d ı k . N e yse b ü y ü d ü k Y e ş i l ç a m ' ı n d e v m eye baş l a m ı ş . B u d u r u m da n e ya p ı yo rs u n u z , s ı n e zar Seyretme d i g i F i l m l e r Listesi " ni bula
prodüksıyo n l a r ı n ı v e b u prod ü ksiyon lara B u geçici bir dönem olabi l i r . . . Öyled i r m a ya t e k b a ş ı n a g i t m e k n e y ü c e b ı r b ileceksi n iz . . .
g işe kayg ı s ı n ı n nasıl yan s ı d ı ğı n ı hep bir d e . B e n i boza n Bertolucci g i b i bir ada d uy g u d u r d iyen(?)lerden d e d e g ı l s e n i z Tony Scott idealist bir a d a m k e n neler
l i kt e g ö r d ü k ve b u a n l a m sı z k a v g a ya mın Liv Tyler ' ı n a nn ea n ne oldukta n son Pazar g ü n ü kös k ö s " leblebi çekirdek " yapard ı ? d i ye bir m e ra k ı n ı z varsa veya
son verd i k . . . (Ta m da bu noktada Türk r a torun l a r ı n a " Ba k ı n çoc u k l a r n i n e n i z fi l m lere gid iyorsunuz . . . H afta a rası acısın ı b e n i m g i bi Catherine D e n e uve aşığı ya
s i n e m a sı n ı n Susurluk o l ayı " lstoı n b u l Ka genç l i g i n de şöyle güzeldi . . . böyle g üzel çıkarı rsı n ı z bel k i a m a Paza r ' l arı sizin d e da yaklaşık b i n çocuk l u k arkadaşım ka
n at l a r ı m ı n A l t ı n d a " f i l m i n i v e ol a y ı n d i " demesinden başka bir i şe yaramaya böyle bir adeti n i z oluveriyor birden . d a r D avid Bowie'ciysen i z " Th e H unger
k a h r a m a n ı M us t a f a A l t ı o k l a r ' ı n a d ı n ı c a k b i r film ya pması .. " G üze l l i k Ç a g ı " G e ç e n g ü n b i r a r k a d a şı m ı n e v i n d e Açl ı k " f i l m i n i önere b i l i r i m . Anlatı m ı n ı ol
a n ma d a n geçemeyece g i m ) f i l m i n i ya p m ı ş T r u e b a ' n ı n B a n d e r a s - y ü k s e k s e s l e ş u n u söyle rke n d uyd u m d u kça zorl a m a b u l d u g u m " Açl ı k " Scog
Bertol ucci ' n i n " Stea l i n g B e a u t y " ( Ç a G riffith çift i n i ayn ı f i l m d e k u l la n m a se kend i m i ve kulaklarıma inanamadım n a m i l l o ' n u n dediği g i b i bir başyapıt de
l ı ş m ı ş G üzel l i k), T rueba ' n ı n " To M uch " vinci içinde " Two M u c h " g i b i a n layama " Ya boş ve r i n K a t i l D o g a n l a r ı " ı K a t i l ğil bence ama y u k a rı d a saydığım neden
( Ç i ft e O y u n ) C o p p ol a ' n ı n R o b i n J i l l i d ı g ı m ( ! ) sabun köpügünden bozma bir Doga n l a r Pazar seyred i l ecek f i l m d e ğ i l l e rd e n d o l ay ı seyre'd i l m e s i g e re k i r d iye
a m s ' l ı " Ja c k " i n i g örd ü kten son ra H ol ly a ksiyon f i l m i n e i mza atması . . . Coppola d i r . . " K a t i l Doga n l a r ' ı m ı P a z a r f i l m le d ü ş ü n üyor u m . B u R u s e d �b iyat ı n ı n bi
wood ' d a son d ö n e m d e " g işe fi l m i " gibi d ünya sinemas ı iç'i n k u r u m laşmış bir r i n d e n s a k ı n m a k istemekten yok sa iyi l i n m e s i g e re k l i l i g i g i bi b i r tat a m a b u
yap m a n ı n i k i ncil derecede önem taşıdı ism i n " şu robi n yetenek l i b i r çocuk ona den iyiye Pazar s a b u n köpügü film sey: yok lu kt a i d a r e e d eceksin i z artık . . .
gını tespit etmiş b u l u n u yoruz. Dolayısıy uygu n degişik bifi l m n e o l u r n e o l u r ı E red i l i r ' e mi a l ışmakta n , b i l e m i yo r u m . . . A n i me f i l m d e n zevk a l a n l ar ı n -ki ben
la gişe fi l m i geyi g i yapt ı g ı m ı z bütün Ye ş i m d i bu çocu k otistik oldu, anarşist ho D e d i m işte . . . Kat i l Dog a n l a r seyre d i l d i ruh h a stası çizgi f i l m c i l e rd e n i m , yarım
şilça m ' l ı yönetmen -ya p ı m c ı a r ka d a ş l a r ca, a l kolik entellektüel evsiz oldu . . . o ol v e ö l e n l e r tekra r ö l d ü . . O l i v e r Sto n e saat izleyecefJi m bir Taş Devri, bir Sco
d a n ö z ü r d i l i yo r u z . ( B e n söyle m işti m ! du b u oldu . . . n e o l m a d ı ? h a h " ya ş l ı - a n ı l d ı T a r a nt i no ' n u n k l a n l a ş m a çabası oby Doo veya Ş i ri nler r u h u m için her za
B i r g ü n g e l ecek o 1 O yönet m e n i m i z i ç i n çoc u k " olmadı . . . hadi bu konuyu işleye ı ç ı n de yete n e ğ ı n d e n b ı rşey k a y be d i p m a n i l a ç k a p sa m ı n d a d ı r - vizyona g i r
söyle d i g i n iz bütün sözler a h i rette boy l i m " demesi Hollywoo d ' u n son g ünler aybetmeyeceğı düşünüldü . . . Bazı fılm m e d e n izleme şansı n ı b u l d u ğ u m Notre
n u nuza yapışacak l afett i g i n i z h e r b ı r yö d e zaman zam a n toplu d u mura u g radı lerın sa l ı k a l m a s. , ya l n ı z s a n a ve d o D a m e ' ı n Kambu ru ' n u kaçırmama ları ge
netmen i ç i n c e h e n n e m d e on g ü n çarpı g ı d ö n e m l e r d e n b ı r ı n ı yaşad ı g ı n ı n e n k u n m a s ı n ı ıste d i g i n ı ns a n l a r a do u n rekıyor. Son d ö n e m o l d u kça i l k e l pro
o n top l a m yüz g ü n kadar y a naca k s ı n ı z açık göstergesi . ması, o i nsan l a r ı n bazı l a r ı n ı n y a k ı n ı n d a d ü k siyonlara bile laf olsun çizgi sinema
d e m işt i m ) .B i r s i n e m a f i l m i yaparken i l k Benim derdim Rod rigues ' i n " Ta ra nti bazı l a rı n ı n da u z a kta o l d u gu n u hatırla dolsun m a ntığıyla i m za a t a n Wa lt D is
v e e n ö n e m l i şey i n " pazar g ü n ü seyre no m u ? Rockwel l m i ? Ben m i ? " (Ta bii k i yınca senin f i l m l e ri n i n -gerçekten Pazar ney b u kez içinde o l m a k i ç i n canatılan
d i l e c e k f i l m " ( Ç a l ı n m ı ş G üze l l i k) veya Tara n t i no ! B i r de oyu n c u l u k v e d a n ış- g ü n leri seyred i l m emesi gerekti ğ i n i d ü - b i r rüya yaratm ı ş . . .
B uç u k ' l u f i l m i m e g e l i nc e h e n ü z b e n
d e i z l e ye m e d i g i m i ç i n " a a n e e e ç o k
ayıp " larla m u hatap o l m a k zoru nda kal
d ı ğ ı m 1 99 5 En İyi Yabancı F i l m Osca r ' ı n ı
a l a n a d ıyla i l k defa k a rşılaştı g ı m M arle
en Gorris ' i n " Anto n ia ' n ın Yazgısı " . . . E r
dogan Sevg i n ' i n televizyon eleştirilerine
benzedi a m a neyse . . . Hani adam kaçır
d ı g ı progra m ı çoc u k l a rı n a i zlettirir sonra
da " B i z i m çoc u k l a r izlemiş çok beğen
mişler. Süper Baba -haftasına göre Has
tane d i zisi de olabilir- bu hafta m ü k e m
m e l m iş . . . " Be n g itmeyi v e kaçırmamayı
d üşünüyornm, Osca r ' l ı olması beni pek
i l g i l e n d i r m i yo r , k a h ra m a n ı n ı n k a d ı n ,
olayın yazgı olayı o l m a sı ve a rt ı k adamı
zıva n a d a n ç ı k a r m a k için iti nayla seçti k le
rine e m i n o l d u ğ u m afiş ve gazete ilan la
r ı n d a k i merak ( ? ) u ya n d ıran sözler beni
b u filme götürecek . " Sı m sıca k ! .. yaşam
l a ilgili sevdiği n iz h erşeyi bu filmde bula
ca ksınız . . . " G i d ece g i m , zorl a m ayın m ut- .
l a k a g i d eceğ i m . . . K i mse sizı ayı p l a m a -
d a n s ı z de g i d i n . . . Yaşa m l a i l g i l i sevd i g i-
n i z şeyleri b u l a mazsınız bende k on uyla
i l g i l i h e p beraber hesap sorabileceğ i m i z
b i r kaç isim va r . . . A rtık b e n de u l u i n sa n
kapsa m ında, köşegen b i r a d a m oldugu
ma göre hiç a c ı m a m ö n ü m üzdek i sayıda
h e ps i n i n a d ı n ı deşifre ederim nasıl olsa . .
..
e
GÜNEY GİBİ GEÇTİ va r. O z a m a n k ü ç ü k tey b i n iz k ı y ı s ı n dan karşılamak bi- gel mesin i isted i ğ i m i z za m a n A d a ' d a ki g ü n l e r ı n d e b ü t ü
m i n pilleri bittiğ i için kon uş zim görevimizd i . .. -siyasi olara k bu işin teh l i ke n üyle b i rl i kteyd i k , çok fotoğ
N
c o s i a ' da , P a n i m a n ı n a ncak yarısını kaydet Panikos, ada-su alçakgö lerini b il m e mize rağ m e n- ka rafl a rı n ı çekti m . Ama m aa le
kos 'un evine gidi t i m . Ayrıca televizyonda da nüllülüğü içinde, muhalif bir bul etti. B u rada devlet yeki l i sef b ü t ü n foto ğ ra f l a r ı b e n
yorum . E v sınua b i r röpo rtaj v e rd i . B u n l a r ı zerafetle beklenen kon uğu l e r i , res m i ç e v re l e r Y ı l m a z çe kti ğ i m içi n , o n u nla b i rlikte
çok yakın. Burası, b u la b il i riz: 1 984 Ocak ayın anlatıyor. Belli ki bu, siyasi ve G üney i le a ra l a rı na b ü t ü n üy fotoğ raf çe k t i remed i m . B u
tek ya da iki katlı çok şirin da, ö l ü m ünden a lt• ay önce insani bir dayanışma. Ne ki le bir mesafe koyd u l a r. n u n i ç i n ayrıca üzül üyoru m .
geleneksel evlerin olduğu bir Nihat B e h ra m ile b i rli kte b u bütün imgeler, sinemasal ve Panikos bir film senaryosu Ülke, ne zaman ortasından
semt. Sınır sanki evlerin bal radaydı . es te tik g ibi. Suyun s uyla, yazıyor gibi. ikiye bölünse, insanlar Ku
konlarından geçiyor. Tanıştırı Güney.'in kaçışı aslında bir a da 'nın, yarımada 'yla, Gü-· - B i z i m i ç i n s o n d e re c e zey'den Güney 'e, Güney'den
lıyoruz ve çatkapı uzun so "firar filmi" gibi. Ada ve su; ney'in Güney 'le, özgürlüğün ö n e m li b i r olayd ı . D ö<t beş Kuzey 'e göçer/erken evlerini,
luklu "sözlü tarih çalışması "nı Güney'in özgürlüğü seçişin özgürlükle dayanışması, firik g ü n b u rada k a l d ı . O dö fo toğra flarım rehin bırakıyor.
başlatıyoruz. Zaman ve tarih de " firar imge "leri. Bu firar ve roman tik bir dokunma . . . n e m l e r d e b i z h e r y ı l S i n e Gidenlerin ardından yürüye
sanki "beş dakika " ara vermiş ayağı Ada 'ya ve Deniz'e de Sanki egzo tik bir Akdeniz m atek o l a ra k " Dostl u k B u meyen fotoğraflar, evler, "sa
gibi. Kıbrıs 'tan, bölünmüş ğen bir firar.. " Tuz-ekmek keyfi/keşfi içinde "mavi sol l u ş m a l a r ı " a d ıyla (Tü rkiye, vaş ganimeti " · olarak çekme
lükten, sınırlardan, özcesi in dostluğu " türünden iz bırak culuk " isimli bir filme birkaç Y u n a n i s t a n , K ı b r ı s ) o rt a k celerde "esir " kalıyor. içinden
sana dair hikayelerden söz mış burada. Güney 'in, Gü karelik çekim yapılıyomuş. f i l m f estiva l l e r i d ü z e n l i yo r fotoğra f geçen mek tuplar
ediyoruz. Ada 'nın ortasında, ney'e geliş öyküsünü Panikos gibi anlatıyor Panikos. Sine d u k . G ü n e y ' i n kat ı l d ı ğ ı b u -dan, tekrar sinemaya dönü
suyun merkezinde gibiyiz. şöyle anlatıyor: masanlma bir dayanışma ha l u şma ü ç ü n c ü süyd ü . D a h a yoruz:
Ben, biz, öteki, kuzey, gü - G ü ney d o ğ r u d a n K ı b tırası bu. s o n r a l a r ı d a d eva m etti. i l k - " G ü n ey s i n e ması " ü z e r i
ney .. Her şey birbirini dışta/a rıs'a gelmedi. Hazırlanan se -Y ı l ma z G ü ne y ' i misafi r g e l e n l e r T ü r k i y e ' d e v a ta n ne n e l e r k o n u ş t u ğ u m u z u
madan iç içe geçmiş durum naryolardan biri Ada'ya gel e dece k t i k . B i r a rk a d a ş ı m l a d a ş l ı kta n a t ı l d ı l a r. B eş-a l t ı pek hatırlam ıyoru m . Onu
da. Bir ara elinde 'siyah- be mesiydi . O zaman üyesi bu b i r l ikte b i zzat b u p l a n i ç i n g ü n b u rada b i rlikte k a l d ı k . ta n ı m a d a n ö n ce de f i l m l e r i
yaz bir fotoğrafla içeri giriyor. l u n d u ğ u m parti n i n ü ç ü nc ü görevlen d i r i l d i k . B i r yol u n u E li m izden geleni ya ptı k . Do n i b i l iyord u m ve s i n e m a s ı n a
Yılmaz Güney'in Bodemiyalı dünya ülkeleriyle, Filistinliler b u l u p Avrupa ' ya geç m e si n i laştık. Onu ote l d e b ı r a k m a k saygı d uya rd ı m . G ü n ey sine
Fatma ile çektirdiği "arşiv" ni le, b i r s ü r ü u l u s l a rarası sol sağ layaca ktı k . Kaçacağı g ü n iste m e d i k , evle rimizde m i sa ması i ç i n kafa m d a o z a m a n
teliğinde fotoğra f belgesel . a k ı m l a i l iş k i s i vard ı . Partide leri bildiğimiz için öze l l i k l e o fir etti k. B i r gece de b e n i m o l a n ve h a l a devam e d e n ,
bir filmin karesi gibi. G ü " so l k a n a t " i ç i deyd i m . E n g ü nlerde hazırlıklarım ızı ya p e v i m d e ka l d ı . S o ğ u k t u ve öze l l i kl e i l k f i l m l e r i n d e n ka
ney'in firarı, aslında "bir var g e n ç _k a d ro la rd ı k . . P a r t i y l e t ı k , h a z ı r h a l d e bekled i k . e v i m d e s o b a y o kt u . E rt e s i lan b i r iz va r : i n sa nc ı l b o y u t .
mış bir yokmuş "lu bir söylen ö n e m l i g ö r ü ş a y r ıl ı k la r ı m ı z Ama sonunda başka bir plan gece o n u başka b i r eve gö B u b o y u t b e n d e d e ri n i z l e r
ce; önce "adı " gelmiş va rdı. B ugünden bakıldığın g e rçe k l e şt i ri l d i ve G ü n ey, t ü rd ü k . O za m a n G ü ney ' l e b ı ra k t ı . B a z ı f i l m l e ri n i n ça
Ada 'ya, kendi gelememiş. da görüşlerimiz tuhaf bıle sa Kıbrı s ' a g e l me d i . G ü ney bu " Kı brıs' la i l g ı l ı film ya pab i l i r b u k ya p ı l d ı ğ ı n ı ve s i n e m a
ikincisinde ise Kıbrıs'ta hatıra y ı l a b i l i rd i . Mesela o z a m a n p l a n ı b i l i yord u . Bizi tanıma m iyiz " dıye konuşmaya baş tek niği açıs ı n d a n a ks a k l ı k l a r
biriktirecek kadar kalmış. Pa iki bölgeli federasyona karşı masına rağmen, b u olay bizi l a d ı k . Onu böyle bir fi l m iç i n o l d u ğ u n u b i le söyleye b i li r i z .
nikos 'a, "Güney gibi geçti " ç ı kıyord u k . i na n d ı ğ ı m ız şey son derece dosta ne a n ı msa teşv i k e d i y o rd u m . O n a p e k A m a b ü t ü n b u n la r ö n e m l i
diyorum. Panikos da Rumca; Kıbrıs'ta i nsanların . eskisi gibi masına yol a çt ı . C a nnes F i l m ç o k ö y k ü l e r, y a şa d ı ğ ı m v e d eğ i l . Ç ü n k ü f iJ m le r i n d e
"Evet, Güney gibi geçti" di ba r ı ş i ç i nde bir a rada yaşa Festiva li' n d e , " Yo l " gösteri yaşa n a n o l a y l a r a n l attı m . gerçe kten o n a a it b i r r u h , iz
yor. Sanki bir filmin "beş da m a la r ıy d ı . B a ğ ı m sı z K ıbrıs ' ı me g i rd i ğ i n de, G ü ney beni Ç o k iyi h a t ı r l ıyoru m , b ü t ü n va r. G ü n e y ' i n f i l m l e r i b a n a
kika ara "sındayız. Ben Kara savu nuyord u k . M i lliyetçiliğe, ka rdeşi gibi karşıladı, kucak b u n la rı n son u n da d ö n ü p ö r n e k o l uşt u r m u şt u r. K e n d i
denizliyim, Panikos ise Akde şovenizme o zaman da kar lad ı . B ü y ü k bir dostluk geliş · ba na şöyle d e d i : " K ı b r ı s ' l a ke n d i m e h e p şöy l e d e d i m ;
nizli. . . KaraAkdenizlibir söy şıydı k . Böyle bir siyasal, tarih t i rd i k . D a h a s o n ra P a ri s ' t e i l gili b a n a a n l a tt ı k la r ı n ı sen " F i l m i t e k n i k o l a ra k g ü z e l
lem tutturuyoruz. Panikos bir sel çerçeve içinde bir gün Yıl b u l uştu k . Sa n ki o n u k ı rk yıl fil m ya p m a l ı s ı n Pa n i kos " . . . ya p m a k değ i l , o fi l mi n i ç i n
ömre alt yazı yazar gibi ko- maz G ü n e y ' i n T ü r k i y e ' d e n dır ta n ıyord u m . Ç ok d osta O z a m a n a k a d a r h iç f i l m de b i r insa n c ı l r u h u ya k a l a
nuşuyor. . kaçacağını öğrend i k . B u bil n eydi. Bizzat kendi e l l e r i y l e yapmamışt ı m . B u olayd a n b i r m a k " ö n e m l i d i r. Son f i l m le r i
-Yı l maz · G ü ney' i n b u rada gi, parti içinde sadece bizim y e m e k p i ş i rd i . N i h a t B e h y ı l son ra f i l m ya p maya başla içi n , öze l l i k l e de " S ü r ü " f i l
sinemada yaptığı konuşma ka natt a n b i rkaç k işiye ulaş ram ' ı daha önceden tanıyor d ı m . K e n d i s i y l e çok b ü y ü k m i içi n ş u n u söyleye b i l i r i m ;
n ı n m et n i n i n b e n d e y a r ı s ı mıştı. G üney\ tenha bir de- d u m . G ü n e y ' d e n K ı b rı s ' a bir ya k ı n l ı k h i ssett i m . h e m temat i k , h e m de sa n at-
A kşamsef as· ı
Ö k ü z 3 3 /S u b a t' 9 7 RÖPORTAJ 41
nüz. . . (mü ?) " diye başlıyor. . . ·
şamsefas ı
42 GECM İS ZAMAN OLUR Kİ Ö kü z 3 3 /$ u b a t 9 7
- E F LAT U N N U Rİ
Arabadan i n d i k . O n l a r kahveye doğru venin önünde <ıntik sütu nlar birinin üzerin
yürürken, kahvenin önü ndeki üç antik sü de de Atatü rk' ün büstü vardı ya, o hangi
tun ben i m dikkatimi çekti. Ortada ki sütu köydü, neresiydi orası?
n u n üzerinde siyaha boyanmış bir Atatürk - Ben böyle bir şey görmed i m . H a n g i
büstü vardı ! Yan ı ma fotoğraf maki nası a l köy, ne biliyim ben ! -
madığıma çok üzüldüm. ikide b i r o yerin nerede o l d u ğ u n u sor
Ç aylarımız çoktan gelmişti. Kahveci oca maktan yılmadım, o da bilmiyorum demek
ğ ı n arkasında bardakları yıkıyordu . Ç ayımı ten sıkılmadı.
aldım ve kahvecinin yan ı na sokuldum . . Aradan tam üç yıl geçti.
işte beni bu serüvene iten görüntü. Defolu sütunlar! Ve de o Teos 'u yontanların izleri, mermer yatakları, üstü açık derin bir Mermere acele keski ile özensiz oyulmuş bir dama taşı. Günü
sütunlara hiç uyum sağlamayan A tatürk'ün simsiyah boyanmış·· mağara gibi etrafa yontulmuş mermerlerin, küçük parçalarından müzde olsaydı bir tebeşirle veya tuğla parçasıyla çizilirdi. Dama
alçıdan bir büstü! . . oluşmuş tepecikler. taşının başındaki oynayanları görebiliyor musunuz? . .
Ggördüğünüz dört köşe mermer taşa n e yontacak/arına karar Bu da koskocaman bir istiridye kabuğunun ilk çalışma/an. Mer Dikkat ederseniz bir röliyef çalışması öncesı; mermer üzerine
verememişler mi! Bana sorarsanız her halde o zamanın önemli bir mer üzerinde izler iyice belirgin, sanki yeni başlanmışta, bir an ya desen şeklinde, hafif yontulmuş bir bacak. Ama kaza geçirmiş,
kişisinin büstünü yapacaklarmış. Galiba ücrette an/aşamamışlar. su içmeye, ya su dökmeye gitmişte hemen dönecekmiş gibi. . . ayak bilekten kmlmış.
- t�' �·
�. .
Defolu bir sütun ortası oyulmuş ve bir kuyunun üzerine kon Ortalıktaki b u sütun parçası da çok düşündürücü. Üzerindeki işte, yine bir yudum su için kazılmış bir kuyunun başındayım.
muş. Yıllarca oradan su çekildiği belli. Mermer nasıl yenmiş. Sü ilginç motiflerin yanısıra parçaların btrbirine kenetlenmesi için ya Yine antik sütun parçasının içi kabak gibi oyulmuş bir kuyu ağzı.
tun parçasının üzerindeki "/YON" yazısını okuyabiliyor musunuz? pılan yuvalar. ince hesaplar anlayana zengin ipuçları veriyor. . Ve hemen yanında "antik villa " inşaatı için atılan temel! . .
şamse as ı
Öküz 3 3 /S u b at' 9 7 ANMA 4 3
• •
M E RY E M G O KT E P E
Sevgili Jetin
Sevgili Metin,
S e n i n de b i l d i ğ i n g i b i bu ü l kede çok
g a r i p 7eyler o l uyor. Sa n a i l k yazd ı ğ ı m
yaz ı d a a i l e m izden sözet m i 7t i m , 7 i m d i
. de bu ü l kede n e l e r o l uyor onda n söze
deceğ i m .
Sevg i l i M e t i n bu ü l kede b i n l e rc e k i 7 i
H it l e r A l ma nya s ı n ı a ratmaya c a k 7e
k i l d e stad y u m l a ra d o l d u r u l d u , y i n e
ayn ı k i 7 i l e r i n g özü b n ü n d e b i r g a zetec i
k a t l ed i l d i . S o n ra n e l e r d e m e d i l e r k i
yok d u va rd a n d ü 7 m ü 7sü n d e y o k s a n
d a lyed e n d ü � m ü � s ü n g i b i , b i r y ı ğ ı n
z ı rva . S o n ra a rt ı k m ız ra k ç uva l a sığ
mad ığmd a n h e r7eyi kabul etti l e r. Et
t i l e r etm e s i n e de i 7te b u n d a n s o n ra
b i r sava7 b a 7 l a d ı ; kati l l e r ve o n l a r ı n
koruyu c u la rı i le b i z i m a ra m ızda. B u b i r
h u k u k sava7ıyd ı . Bizi m i ste d iğ i m iz e n
a z ı n d a n kend i l e ri n i n koyd u k l a rı yasa
l a ra uy m a l a rıyd ı . B u n u b i l e ya p m a d ı -
. l a r. Ç ü n k ü b i l iyorm u s u n b u n l a r b i r ker
te n ke l eye ben ziyo rl a r, kati l le r i se sa
dece k uyru k ! B i l i rs i n ke rte n ke l e s ı k ı -
7 ı n c a k uyruğ u n u b ı ra kı p k a ç a r. B u d e
f a d a ö y l e old u o l m a s ı n a a ma , ka m u
oy u n u n s a h i p l e n mesi s o n u c u k uyruğu
önce b ı ra kt ı l a r, s o n ra t e k ra r s a h i p
ç ı kt ı l a r. A n l a d ı l a r k i k u y r u ğ u i stem i
yord u k b i z sadece, gövdeyi d e istiyor
d u k . A n n e m h e p s a n a ya k ı 7 ı rc a s ı n a
M ET i N d e m i 7t i m ya i 7te y i n e h e r fır
satta soru m l u la rı n d a yarg ı l a n m a s ı n ı b u . H a n i s a n a kerte n ke l eden ba h set H a n i s e n . k ü ç ü k k e n b a b a m sa n a o n l a ra ne de h a l k ı m ı za ra hat yok. B i li
istiyor. O n l a r ·da s ı ra n ı n kend i l e r i n e d e t i m ya i ?te o S u s u r l u kta bir kamyo n u n " M e h d i" d iyord u y a sora rl a rd ı n e d e n yo rla r k i bu va h 7 i l e r ya rg ı la n m a d ı kça.
g e l e b i leceğ i n i d ü 7 ü n m ü 7 o l a c a k l a r k i ça rpması son ucu kazayla o rtaya ç ı ktı. d iye, o da "Be n i m oğl u m ölmeyecek, o h i ç k i m se n i n c a n g ü ve n l i ğ i yo k . H e r-
� i m d i o s ı k ı 7 a n k u y r u ğ u k u rt a r m a l 7te kati l l e r i n i gö reve iade etmekle bu sonsuza kadar ya7ayacak" derd i 7a 7eyd en önce e m i n i m a rkad a 7 l a r ı nd a
gayreti i ç i n e g i rd i l e r e l b i r l i ğ i i l e . k i r l i i l i7ki leri kapatıp seni bir kez daha kayla k a rı 7 ı k B i l iyors u n "sen Ö L M E se n i ç o k özl üyo r l a r. Ç ü n k ü sen y e r i h i ç
Sa n a çok g ü leceğin b i r 7ey söyleye feda etmek isted i le r. Ama yapa m a d ı - DiN" her a n biz i m l e ya7 ıyors u n ve h a la b i r z_a m a n d o l d u ru l a m a ya a k b i r oğ ul.
yim. Bu devlet çok ka n d ı rı k ç ı Meti n . Bu l a r, ya pa mayaca k l a r. . sen i n g ü l ü 7 ü n kat i l l ere korku s a l ıyo r. b i r k a rd e 7 , b i r a m c a , b i r d a y ı , b i:r
yaz ı m ı d a ha bitirme m i 7ti m ki ye n iden Ba ba m hep derd i ya "Al m a maz l u H a n i o k ı s kand ıkları ağız dolusu g ü l ü - d o st, °b i r sevg i l i old u n . H a tta o g üze
k uyruğu b ı ra ktı l a r. Neden sözettiğ i m i m u n a h ı n ı ç ı k a r a heste a heste" büyük 7 ü n , h e r a n bizi m le o l a n a m a sesi n e l i m bede n i n e kıymasa l a rd ı yeri doldw
a n l a m ı 7sı n d ı r. H a n i 7 u se n i n kati l l e r i n a d a m m ı 7 doğru s u . ölesiye hasret old uğ u m uz g ü lü 7 ü n . r u l a rrfaya c a k bir ba ba o l a c a ktı n .
varya o n ları görevle rine iade etm i7lerd i , E v e t M et i n se n i n k a t l e d i l i 7 i n d e n Evet Meti n , o n l a r seni u n uttu r m a A m a M e t i n d ü nya d a _zorba l a r, la
bir g ü n so n ra tekra r g ö revd e n a ld ı l a r. s o n ra ö l ü m ü h a kettiğ i n i savu n a n , o y a ç a l ı 7tı kça s e n d a h a d a g ü ç len iyor netlenere k a n ı l ı rken, sen sevgiyle, k a
iade etmeleri n i n sebebi kork u n ç komik. d ö n e m i n e m n iyetten gelen m i l letve k i l i s u n . Ç ü n k ü sen g i d e r k e n a r k a n d a n ra nfi l l e dostl u kl a , saygıyla a n ı lacaksın.
M a h k e m e n i n u za ya c a ğ ı n ı g ö zö n ü n d e 7u anda ya 7am i l e ö l ü m a rasındaki çiz kat i l l e r i n i n res m i n i ç e k i p y ı l l a rd ı r s ü B i l iyo rsu n ya karde7im 18 E k i m'd�
b u l u n d u ra ra k bu vata n seve rlerin (!) 7e g ide olan kızı için ne d ü 7 ü n üyor acaba'? reg e l e n fa i l i m eç h u l c i n ayet l e r i n el e Ayd ı n'da b u l u 7m u 7tuk. 6 Ş u bat'ta da
refl i lerin d a ha fazla mağd u r o l m a m a s ı H iç b i r ölüm biç i m i n i n , hiçbir evlada ya a d re s i n i g ö ste rd i n . A r ka n d a n s a n a Afyon'da b u l u 7acağız. bir sonraki dı.ı
içi n m i7! Asl ı nd a b u n u ya p m a k l a 7 u n u k ı 7t ı r ı l a mayaca ğ ı n ı n ayı rd ı m ı n d a mı'? s a h i p ç ı ka n , bu i n sa n l ı k s u ç u n u gözle ra k ise be l l i değil . . .
söylemek istiyorlard ı , " S ize aferin ! g i K ı z ı n ı n b a 7 ı n d a b e k l e rken h i ç vicd a n riyle y ü re k l e riyle m a h k u m etm i 7 m i l S e n i n n ezd i n d e tü m ba s ı n v e de
d i n nerede h a l k ı n ı n m utl u l uğu i ç i n h a k l ı m u h a se besi ya p ıyorm u '? Ö l ü m ne d e yo n l a rca i n san b ı ra ktı n . Yine s e n i n g i mokra s i 7ehitleri ö n ü nd e sayg ıyla eğilj
n ı n sesi olmaya ç a l ı 7a n l a r varsa öld ü m e k Meti n i m , b i l mezle rm i k i ya kı7maz d i 7 i n l e gazeteci a rkad a 7 l a r ı n ve b ü yo ru m . Ho7ça k a l .
rü n ."Böyle demiyorlar a ma sen korku nç sen i n ö l ü m ü n ü h a k l ı b u l a n la rı n genç tün d uya rlı i n sa n l a r a rtı k b i l iyo r l a r k i
önsezi l i s i n bilirsin ki ya pma k isted i kleri g ü l ü 7tü çoc u klarına b i l e. . . kati l le r ceza s ı n ı çekmediği s ü rece n e Ablan Meryem ...
4 4 .S İNEMA Ö k ü z 3 3 /$ u b a t ' 9 7
M E S U T KA RA
· Artizler Kahvesi
METİN BÜKEY O yı l l a rda S u riye Pasaj ı ' n ı n içinde Ses
Film Stüdyosu vardır. Sah ibi Necip Erses de
Fransızcasını okumak istiyorum ' diyor. Plak
Fransa 'da çıkmış, listelere girmiş haberimiz
bir plak şirketiydi, Zeki Müren 'in tek plağıy
la ihya oldu, fabrikalar kurdu.
Sela n i k ' l idir ve Metin Bükey ' i n annesinin yok. Sonra plak hemen hemen dünyanın Sonra birgün prodüksiyon amirliği ya
m a h a l l e a rk a d a ş ı d ı r . O d ö n e m i n ü n l ü bütün dillerinde söylendi. Tom Jones oku pan Adnan lrkut bana geldi ve ' Ca h ide
oyuncuları ve d ublajcıları Ferdi Tayfur ve du, Oalida okudu. Sonku seninle görüşmek istiyor' dedi. Git
Adalet C imcoz kardeşler de dublaj ı idare D ünya çapında bir kuruluş olan beste tim, 'Metin seninle dolaşan bir çocuk var
ediyorlardır. "Bir de ipek Film stüdyosu var karlar sendikası Sacerrı, bestekarı sendikalı mış, bu plağı okuyan. Bu çocuğu hemen
dı, burda seslendirilen filmler sadece kendi olmadığı için plağı n satışını durdurur. Plak bana getir ' dedi. Zeki Müren 'e 'Cahide ha
ithal ettikleri filmlerdi. Benim hayatımda en ş i r k e t i M et i n B ü k e y " i F ra n s a ' ya davet ntm seni görmek istiyor' dedim. Ne yapa
büyük rolü oynayanlardan biri de Ses Film eder, sendikalı yapmak için Metin Bü key o cak acaba diye meraklandı, heyecanlandt.
Stüdyosu 'nda sesleri alan Yorgo //iyadis 'tir s ı ra l a r M a ksim Gazi nosu ' n da Zeki M ü ' Biliyor musun babam Kaya Müren ona
Sadettin Kaynak bazen erken gidiyordu, ren 'e çalıyordur. Alt kadrosunda da Gönül deli gibi aşıktı ' dedi. Birlikte gittik Cahide
ben de çoğalttığım n o talarla denemeler Yazar vard ır. izin alıp birlikte Fransa 'ya gi hanımın ya nına. Zeki Müren ' e ' oğlum
yapıyordum. Birgün Yorgo //iyadis beni ke derler. ilk a kşam davet e d i l d i kleri resto: elimde bir senaryo var, sen böyle bir şeye
nara çekti, 'kafant kullan bu yaptığın iş çok rantta i l k kez şarkının Fransızcasını d i n le tamam der misin ? ' dedi. Zeki Müren se
önemli. Yarın öbürgün bir sinema pa tla d iklerinde Gönül Yazar'la birl i kte ağlama
M
e t i n B ü key Türk s i n e m a s ı n ı n naryoyu okudu, beğendi. Ertesi gün tekrar
rekortmenlerinden . Ç o k genç ması olur Türkiye 'de, özgün mü!ik yapma ya başlarlar. Yıllar sonra, 90'da Fransa ' dan gittik Cahide hantmm yanma. Zeki Müren
yaşla rda f i l m müziği yapmaya ya çalış ' dedi. Ferdi Tayfur geldi yanıma, emekli olur Metin B ükey. 'beğendim, kabul ediyorum, yalntz bunun
başlaya n Metin B ükey 3000' in Adalet Cimcoz'la, o da 'bak Yorgo abini adını değiştirmek mümkün mü acaba? Be
üzerinde filme müzik yaparak dünyada da dinle, bizim söyleyeceğimizi o söyledi önce. Beklenen Şarkı nim bir şarkım var, Beklenen Şarkı ' dedi.
ulaşı l ma s ı zor b i r rekora i mza atm ış. S i z Kafant k ullan, bu işe el koyarsın, daha Şarkıyı mm/dandı, ' Tamam ' dedi Cahide
o n u belki d e en ç o k u n utulmaz Samanyolu gençsin ' dedi ve ben böylece Türk sinema "Müzeyyen Senar 'la Bursa 'ya konsere hanım, 'şarkı güzel' dedi.
bestesiyle tanıyorsun uz. O aynı zamanda sına girmiş oldum. 43 senedir sinemaya gitmiştik. Oranın tanınmış iş adamlanndan ilk ça/lşma gününün akşamı bütün eki
ayaklı sinema tarihi. Türk sinemasının dü hizmet ediyorum. Yovakim Filmeridis adın Hayri Terzioğlu, Müzeyyen Senar'a 'size bir bi Arnavutköy'de Kuyu restoranta götürdü
nüne yön�lik birçok ayrıntıyı, b ilgiyi ondan da kameramanlıktan gelme bir yapımcı ses dinletmek istiyorum, bu akşam davet Cahide hanım. Orda Zeki Müren 'e 'bak
öğre n m e k m ü m k ü n . 1 93 3 yılında lstan vardı Yeşilçam 'da, Güven Film 'in sahibi. lim olursanız çok memnun olurum ' dedi. oğlum dünyada insanlar kuyrukluyıldızı
bul'da doğan Metin B ü key, müzisyen bir Senkron masasında bir film seyretmiş Ferdi Konserden sonra Hayri Bey'in çiftliğine git 1 00 senede bir görüyorlar. Sen de kuyruk
a n ne babanın ilk çocuğu. Kavata'dan göç Tayfur, 'bir çocuk var çok yetenekli, müzik tik. Orda gözlüklü, efendi bir çocuk vardı. luy//dızsın. Türk halkı senin gibi bir kuyruk
eden babası M e h me t bey u d , S el a n i k ' l i leri ona yapttracaksın ' demiş. Filmin adı Müzeyyen ab/q 2-3 şarkı okuduktan sonra luyıldızı 200 senede bile göremeyecek ' de- ·
olan a nnesi M ünevver hanım d a piyano ça ' Ebediye te Kada r 'dı, yönetmen Turg u t o çocuk da bir ş;;.ırkı okudu. O Zeki Mü di. Film piyasaya çıktı, kıyamet kopuyor. O
lıyordur. Dedeleri mübadeleyle önce lstan Etingül. O filme özgün müzik yaptım. Öz ren 'di. Sonra Hayri Bey bana 'aynt yaş/arda- filmle sinemalara kadın seyirciler de gel
bul 'a sonra da S a m s u n ' a yerleşmiş. Baf gün Türk müziğiyle yap//an ilk filmdir. " · sıntz, Zeki lstanbu/'a okumaya gelecek. Se meye başladı. Sonra gazin ocular peşine
ra'da ilk tütün ziraatini başlatmışlar. Fakat ni nasıl bulacağını söyle, gelince arkadaşlık düştü Zeki Müren 'in. "
Metin B ü key' i n ba bası Kava l a ' l ı Meh met Bir şarkısın sen, yaparstn.ız ' dedi. Sonra Türkuaz Gazino Yaptığı birçok film müzigiyle ödüller de
su 'nda yine Müzeyyen Senar'a ça/lyordum. kaza nır Metin B ü key. Samanyolu ' nu n dı
beyin aklında hep müzik vardır. "Ben mü
zik yapmak istiyorum, benim mesleğim
Ö m ü r boyu sü recek Zeki Müren gazete ilanlarından b ulm uş, şında Y ı l maz G ü n ey ' i n iki f i l m i n e Acı ve
burda geçmez " d e r ve lstanbul'a gelir. Ar Sonra bestekar ve çok samimi arkadaşı 'Müzeyyen Senar burda çaflyorsa, Metin 'de Baba'ya yaptığı müzikler de vardır bu ödül
dından anne babası da lstanbul ' a gelir ve Polat Tezer' le beraber plakçı l ı k yapmaya burdadır' demiş. Geldi bir pazar matinesin lerin arasında. B u günlerde çok deger ver
Kasımpaşa'ya yerleşi rler. Mehmet bey ve başlarlar. Filmlere yaptığı m üziklerin plak de buldu beni. Müzeyyen Senar'a söyle digi ve sevdiği Y ı l maz Güney'in filmlerine
Mü nevver ha n ı m çal ıştıkları yerde tanışıp l a r ı n ı çıkarır. O zaman Plakçılar Ç a rşı s ı , dim, Zeki Müren 'in dinleyiciler arasında ol yaptığı müzikleri bir kasette topluyor Metin
evlenirler. Metin B ükey ilk çocuklarıdır. Ooğuba n k' tadır. Plakları çok satmaya baş duğunu. Mikrofona çağırdı, Zeki Müren 2- Bükey. "Kazanç için değil, hatıra olsun isti
lar. "Birgun Hürrem Erman çağırdı beni. 3 parça okudu, kıyamet koptu salonda. yorum. " G üney Amerika hariç hemen he
Siyah beyaz bir film seyrettirdi. Filmin adı Şürkü Tunar bana 'sen bu çocuğun kıyme men d ü nyan ı n bütün ü l keleri n i dolaşmış.
Ben Türk si nemasına 'Samanyolu', Nevzat Pesen çekmiş. Başrol tini bil. Yann bana gelin birlikte ' dedi. Git "Şimdi kendi stüdyom var. Bilgisayarlı kayıt
a k d i r edersiniz k i , b u sorun u n ce bir kiloyu koruduğu m g i b i bellı bır çizgı- Z a n n e de r m i s i n ı z k i , u c u z şa rap iç - açılan b i r sosya l b i l i m i n sa n ı d ı r . .. Yastı k
ğ ı m o ki, b u n ları vesile ederek bir veda Y e r a l t ı n d a n ses ve r e m e z m i y i z b i z 7 sederiz . . . - Sütün içinde, öğretmeni m !
yazısı yaz m aya karar verd i m . " ö nce s a ğ k u l a ğ ı m ı kopa rd ı m , s o n ra Ve siz, yitik şehirlerin, unutulmuş ka- B.en i m d uyarlı yürek a t ı ş l a r ı m , acıla
A n ı l a r, a n ı l a r . . . Ö K ÜZ m e c m u a s ı n d a kan kust u m , irin kust u m , sevg i l i m i n ve saba l ar ı n otel tem i z l i kç i l e ri ! Az ö n ce, rım, h ü z ün le r i m de s i z lere a kt a rdıgım
yaz maya başl ayacağ ı m g ü nl erde k a rş ı baba m ı n burunlarını i kişer parçaya böl- tüm duygu lardan sıyrı l m ı ş yüzüyle, yaşa- k aba topl u msal gerçeklerin i ç i n d e sak
l aŞtıg ı m bir genç, şöyle bir i fade k ul l a na d ü m , iki iki daha sekiz burun parçasıyla m ı b unca bir tek kahkaha savurmamış, l ıydı belki. Kim b i l i r . . . Neyse . . . Efendi m ,
cak kadar çirkinleşe b i l mişti: " Ab i , o der bir joint sa rd ı m " yazam a z mıyız7 Ama bir d a m la gözyaşı dökmem işçesir.ıe otel i- ş a h s ı m v e .kücük E rcan a d ı n a sizlere sa
g iy i L e m a n c ı l a r ç ı k a r m ı y o r m u ya a ? kalemim izden şunlar dökül ür: " iki i k i nizi terkeden m ü şteri, gözyaşlarından sı- a d etler diliyo ru m . Her şey g ö n l ü n üzce
Ooo, m a n ita i şleri . . . V u rd u n val l a ! Ak d a h a dört eder a r k a d a ş l a r, gerçe k l e ri r ı l s ı k l a m bir yast ı k yüzü bırakmışsa ar- yürüsün. Arzunuza göre, g ü l e n yüzünüz
şam başkasın ı g öt ü rü rsü n, gece başkası saptırmaya l ı m ! " Kend i m i zi sıradan h is- · dı nda . . . B i l i n ki o, gözyaşları n ı ya içine solmasın ya d.a yüzünüzdeki derin çizgi
n ı ! " Bu gence, yapt ı ğ ı n ı n densizlik oldu sederiz. iki iki daha dört kişi ederiz. Ne · ya küçük bir yalnızlık gölü olan yatagına lerden J<eder eksik olmasın . . . Nasıl rahat
ğ u n u pek sert bir d i l l e i fade ett i ğ i m gi kendimize, ne bi rbirim ize yeteriz. akıtıp, a raştırmacı l ığ ı n a z g ı n denızlerine ediyorsa n ı z öyle, bilemeyeceğ i m artık.
bi . . . Bilahare; hakikatin hiç öyle olmadı
ğ ı n ı a n l a makta da geci k m ed i m . Ya da
bana intikal eden bır talep, bir a l a k a ol
m a d ı . B i l e m i yo r u m . . . i l g i l e n m i yo r u m
d a . . . Y a l n ızca, m e c m u a d a n ayrı l m a m ı
böyle b i r haya l kı r ı k l ığ ı na b a ğ layabilecek
dedikodul a ra karşı tedb i r a l m a k istedi m ,
o kadar.
Veda mevzuw n a geleceği m , fakat da
h a önce b u son yaz ı m ı n başl ı ğ ı n a d i kkat
çekmek hevesi ndeyim . lçınde " be n " ge
çen bir başlık atma k bana d a n asip ol
d u , g ideraya k . Esase n , m ec m u a y l a b i r
t ü r l ü sağlaya m a d ı ğ ı m uyu m u veda satır
l a r ı m da sağ l a m a k, mesela şöyle bir baş
l ı k atmak isterdi m : " S us k u n l u ğ u m a ğ ı r ·
bir nöbete dönmüştü, çıldırm ı şt ı m ı " N e
bileyi m . başlı k l a yaz ı n ı n arasına Kitab- ı
M u kaddes 'ten bir a l ı ntı koyardı m yahut
m it o l oj i k bir şiirden i k i dize yerleştirir
d i m . Genç k a rdeşleri m i z i n gönlü n ü hoş
ederd i m . Fakat h ayat ı m boyunca belli
A kşamsefas ı
46 · ciZGi Ö k ü z 3 3 /$ u b a t' 9 7
ENDER
Güz el insa n Ferruh ÖZKAH RAMAN
Ş ifRDE DÖRDÜNCÜ "fENİ''fİ
\<.URDUM �fMSE YANAŞ
... -
A kşamsefas ı
Öküz 3 3 /Ş u b at ' 9 7 COGRAFYA 47
1
•
Ve rtigo
nsan belli bir yaşa gelince artık rüya-
larında uçamıyor demişti bir g ü n bir
arkadaşı m . B u yargısını, masanın et
sinden atladım aşagıya. Yere düşer düş
mez, acıyan yerferime a dırmadan kafa
m ı kaldırdrm. Pencerede tedi rg i n ve
orkmuş beni seyrediyordu. Yüzüne ba
kamadım uzun s ü re. utand ı m . Bizim
rafı n da toplanmış olan bizler tartış- oralarda aşkını belli eden bütün delikan
maya açmış, her kafadan bir ses çıkmış, · lılar. sevgililerıni yanaklarından öper.
kimisi ileri yaşlarda, rüyalarda uçamama Ben de öyle yapmıştım. Benımkı masum
yı yaşlanmanın belirtisi saymış, kim isi de, bir öpücük degildi anlayacağınız.
uçmak aslında safl ıgın, çocuk kalmanın ilkokul bittikten sonra. hemen evlen
bir sonucudur; dolayısıyla belli bir yaştan dirdiler onu. Dağ köylerinden birinde.
sonra çocuk masumiyetlerimizi yitirdigi civardaki bütün kızları görüp de beğen
miz için rüyalarımız bile bize madik atar; meyen, ille de istediği birini bulmaya ah
artık rüyalarda uçamayız demişti. detmiş, büyük bir ağanın. namlı bir eski
Gençlik çaglarında her şeye yeni baş zaman eşkiyasının öglu Ahmet'e verdiler
lamanın verdigi bir coşku var; içimizi kı onu. Dağ köyüne, eşkiyanın oğluna ge
pır kıpır tutar. Hayatı nda ters giden bir lin olarak götürüldükten sonra. araya
şeyleri degiştirmeye mu kted irsi n ; o gü zaman girdi. Yıllar geçti, onu unutmam
cün bizzat sende old u g u n u b i l i yorsun zor oldu. Peşinden çok ağladım ve sonra
üstelik; bu sanki bir iksirdir, gençlik ate alıştım yokluğuna. Zamanla da unut
şidir. Taş henüz sert degil, siya hla beyaz tum; herşey küllendi.
ayı rded i l mez. h ayat zor b i r şey d e g i l , Yıllar geçti aradan, 1 988 yılında. eski
o n a karşı d u rulabilir. Dolayısıyla ayakla zaman eşkiyalarının öykülerim toplayıp
rın yere basm ıyord u r; gerçek hayatta, kitap yapmak üzere gittigim Hakkari'de,
can ı n istedigi zaman. zora düştügün an yolum köylerine düştü. Bir eskı zaman
uçabilecegini, seni kayıtlayan her şeyden leplerini kabul edip etmemekle yetkiliydi menlerin üzerinden yuvarlanacagım. sı eşkiyası olan kayınpederiyle de konuşa
uçarak kurtulabileceg i n i sanıyorsun . Rü ve hedefim o çobana ulaşıp. başka bir nıfta öğretmen soru soracak, . cevabım caktım. Onu göreceğimi hiç tahmin et
ya larında o yüzden uçuyors u n . Ç ü nk ü ülkenin topra klarına girip, ondan siyasal bir tek ben b i l eceg r m. bildiğim iç i n de memiştim. Ama gördüm onu. Dört çocu
hayat karşı konulabilecek bir şeyd i r se sığınma talebinde bulu nmaktı . Böylece ona bak ı p böbüdeneceğim, bak seni se ğu vardı. GöZlerindeki çocuk masumiyeti
nin için. Ama belli bir yaşa gelince, ya peşimdeki adamlardan kurtu lacaktı m . ven adam her şeyi nasıl da biliyor diye kaybetmiş. kadın olmuş. avurtları çök
vaş yavaş yaşla n d ı g ı n ı h issedi nce, artık Peşimdeki ada mlar yetışmeden, -onlar rek ona kendimi ispa layacagrm. kur ya müş. yorgun bınydi artık Bir tek. yuvala
arınmayacagını, her şeye yenıden başla karada ben havada yolculuk yapıyorum pacagım diye sabahları daha bır heye rına kaçmış bal rengi gözlen hala öyle
yamayacagmı, hayatın tabii seyr i n i ka • çobanın yanına konuyor ve can güven can a başlardım gü e hüzün doluydu. Köyden aynhrkerı. evın
bullend igı n i görüyorsun. Artık ayakların l ı g ı m i n teh l ı kede oldug u n u b ı rkaç kelı O zamanl ar benım ıçın uyanılan sa onünde uzun uzun baktı arkamızdan. Bir
yere degiyo rd u r . Artık m u c izelere yer meyle anlatıyor ve acil sıgınma talebınde bahlar. onun ıçın uyanılmış sabahlardı kez dônüp baktım ardıma, bıraktığım
yokt u r hayatta . Aya k l a rı n yere bastıgı bulunuyorum. Gün o n u g öreceğim dıye d a h a g üzel yerdeydı. Bır daha da görmedim.
içi n de, yer çekimı u ç m a n ı e ngell iyor . RahC}tl\lmış, derin bir nefes alarak uya başlard ı . inşallah gece çok uzun olmaz 1 996 yı lı n ın aralık ayında. akşam üze
Hayat kocaman bir şam a rd ı r; yüzünde, n ı yorum bu tuhaf rüyadan. Ağzım kuru d ıye uyuduğum o gecelerde gördüğüm ri, televizyonda haberleri seyrediyor
vücu dunda , yanak l arı n d a o n u n izlerini muş, susamışım. Yataktan kalk ıyor, ışığı bütü n rüyalarda onu görür, uça r d ı m , dum. Çukurca yolunda. PKK ger Haları.
görüyorsun . B u önüne geçılmez gerçek yakıyor, mutfağa geçip büyük bir barda uçardım . . . korucu taşıyan bir minıbüse pusu kur
ler hayatını kuşattıgı için, rüyalarına da ğa su doldurup kana kana içiyorum . Bir Onu düşündükçe şımdi, sadece gözle muşlardı. Kurtulan yoktu. Spi er. olenle
nüfuz ediyor. Artık belli bir yaştan sonra kaç saat, belki de daha fazla bir zaman ri geliyor aklıma. Bal rengindeydı. Bazen rin adlarını saymaya başladı içlerinde
rüyaları nda bile uçmamaya başl ıyorsu n . d i l i m i içinde gördüğüm üzü sand ı ğ ı m ız küçük bir çayı rh 9a dönüşürdü ... Kırpik tanıdık biri vardı. (o adı nasıl unutabilir
B u m inval üzre rüya alemi n i n büyülü uzun rüya lar, asl ı n da uykudaki toplam leri uzundu. Sabahlan annesi sürme çe dim ki) ama emin değildim. Sordum
d ü nyası ü z e r i n e g i r i şt i g i m i z t a r t ı ş m a süresin i n saniyeni n b i n de b i l mem kaçı kerdi gözle ri ne . Etrafını saran kapkara Hakkari'ye. yanılmamıştım; o minibüste
uzam ış, rüyaları m ı zl a hayatları m ı z ara kadar bir süre içinde olup bittigini anlat s�rme halkası, içindeki küçük çayırlığı ölenlerden biri de onun kocası Ahmet'ti.
sındaki ilişki üzerine derin felsefi analiz m ıştı yukarıda anlattıgım. rüyada uçma ortaya çıkarır. felaketim ol urd u . Saçları O gerçeküstü, kabus rüyadan uyan
ler yapm ıştık. Herkes sırayla gördügü bir üzerine ahkam kesen a rkadaşl arımdan uzundu; kol kol. örük örüktü. Annesi dıktan sonra, çok gerilere. rüyalarımda
rüyayı a n latm ış, peşi nden herkes ken biri. Yatağıma geri döndügümde uykum örüklerinin ortasına düğüm atardı. Dü hemen hemen her gece uçtugum za
dince o rüyayı tabire g i rişmişti. k a ç m ı şt ı . G ö r d ü ğ ü m rüya n ı n etk i s i n i ğüm atmadığı zamanlarda örükleri to manlara gittiğimde nedense onu hatırfa
Her şeyi bir k a mera gözüyle gördü a z a l t m a k i ç i n uyand i g ı m ı z s a b a h l a r ı n puklarına vurur. eğilince yerlerde sürü dım. Beni rüyalarımda ilk uçuran uzun
güm bir rüyadaydım. Gece televizyonda ruh h a l i üzerine d üşünmeye başlıyorum. nürdü saçları. saçtı. uzun kirpikli, bal rengi gözleri olan
seyrettigim " Leon " f i l m i n i n etkisinden Nedendir bilmem; ilkokuldaki o çocuk Sabahları ondan önce uyanır, evlerinin kıza ... O gittikten sonra bir şekilde beni
mi, ekranlarda her g ü n ca n l ı görüntüle günlerime gittim o kabus dolu rüyadan yakınındaki duvann arkasına siner. evden hep kovalayan. bırakmayan hikayesine . . .
rini seyrettigimiz polisiye filmlere taş çı u ya n ı p, u yk u m kaçm ış, yatag ı m d a f ı r çıkışını gözler. çıkar çıkmaz da tesadüferı Evet. yıllar sonra bir kez daha uçmuş
kartacak şiddet ortamının bende yarattı dönerken. Nedense onu düşündüm. Yıl yoluna çı km ış gibi yapar. birlikte yürür. tum rüyamda ama bu kez. peşimde yÜz
g ı b i l i nçaltı oyu n la r ı n d a n m ı , b i l m iyo lardır rüyalarımda uçam ıyorken, bir an bazen hemen hemen hiç konuşmaz; o !eri kar maskeleriyle örtülmüş. ellerinde
ru m ; harabe gibi bir yerde kıstırılmıştık; da. hiç beklemedigim bir anda, kırların hep başı önünde, ben karşıki dagran sey ateş kusan öldürücü silahlar olan ve be
peş i m i zde silahlı adamlar . . . Kıstı rıldıgı bayırların üstünden tedirg ince uçarken, rederek, zaman zaman ıslık çalarak okula ni öldürmek isteye'l kara elbiseler içinde
mız yerden tek başıma kurtul uyor. bu -beni ötdü rmek isteye n lerden kaçıyor, giderdik_ Aynı sınıftaydık. Aynı sırada korkunç adamlar vardı.
lutların arasından gidermiş gibi, dag ba başka bir ü l keye sıgınmak ist iyord um oturuyorduk. Ona aşıktım. Aşkımı hiç Hayat vız gelir bana. her şeyle başede
yır, çayır ç i me n demeden uçuyord u m . uyanır uyanmaz o geldi aklıma. belli etmiyor. renk vermiyordum. bilirim diye uçmuyordum. Korkudan.
Altımda sonsuz bozkırlar, yüksek yarlar, Sabahları hep aynı coşkuyla kalkardım Yanagından ilk öptügüm kızdır o. St peşimdekiler yetişecek beni öldürecek
yalçın daglar. derin· kalyonlar . . . Bir vadi yatağımda n . i l koku ldaydım . Beşı nci sı n ı ftayd ı k . Yalnızdı k . C esaretimi topla diye uçuyordum. Onun ıçin bir çoban
de akan ırmak sınırdı ben i m için, iki ül nıfta . . . Onunla aynı mahallede oturuyor dım; yanagına bir öpücük kondurdum. dan siyasal sığınma talebinde bulunu
keyi birbirinden ayırıyordu ırmak. Sınırın d u k . Ona aşıktım. Onu bugün de göre Sınıfın açı k duran penceresinden, belki yordum.
karşı yakasında koyun güden bir çoban c e g i m . b u g ü n de c o ş k u l u geçec e k , de heyecandan. çokça da utanomdan, Şiddet rüyalarımızı bile gaspetti. Ço
vardı, aynı zamanda siyasal sıgınma ta- o n u n l a oyun oynayacagım. onunla ç i - iki katlı binanın ikincı katının pencere - cukluk anılarımız kır. pas ıçinde ..
4 8 DÜNYADAN-KARİKATÜR Öküz 3 3/Su b a t ' 9 7
C Ü N EYT ÖZD E M İ R -
sessizce geçiyor gü�
Duvaksız
Qalln
' "
'
kurak iklimlerde
S
ı rtı popos u n u n b i ra z üstüne kadar açık.
Etek boyu çoktan diz üstün ü geride bırak lar çekiliveriyor, tutmaya çalıştığınız eller boşlukta
mış. Tüm vücut hatları cömert ve cü retkar kalıyor, sözcü kleriniz her g ü n bir kez daha kazıla
ca ortada. Her attığı adım şehvetkar ve ür cağını bildiğiniz sokak ara larında kayboluyor.
kek bakışları üzerinde topluyor. Bembeyaz gelinli işte tam bu sırada Duvaksız bir gel inin geçmiş
ğini a lelade bir e lbise gibi taşıyor. N ikah masasına, ,za m a n h i kayeleri ka rşı n ı z a ç ı k ıyor. K a l e m le re
tek bir erkeğe tesli m olmaya giderken bile, diğer i nansam de " fi tari h i " öykü leri beni kandı rmıyor.
erkeklere göz kırpmayı ihmal etmiyor. Onları n E N Kaybolan masumiyetler bir a kşam vakti Ortaköy
g izli ve en korkutucu düşlerini teslim a l ıyor . . . Ma de ne yazık ki karşıma hiç çıkmıyor. Rum eli ya da
sumiyetini daha önceki evli l ikleri nde bekaretiyle çengel köyü hıç fark etmiyor. Boğaz her i k i yaka
birlikte kaybetmiş bir kadın d uruyor karş ı m ı zda. sından da aynı derinl�te ve yalnızlıkta görül üyor.
Tüm davetli lerin aklını başından alan bir gelin . . . Yine tahrik ediyor. Bu şehi r insa n ı günaha davet
işte İstanbul böyle duvaksız bir geline benziyor. ediyor . . . Bir gece vaktı dışarı çıkabilir ve hayatınızı
Ve biz l stanbu l ' u n davetsiz m isafirleri, Anadolu değiştirebilirsiniz. Eğlenme olasılığını ve katil olma
çocuklar ölmüş
' n un zorun l u g u rbet kuşları rastgele g irdiğimiz bir riski n i aynı, kadehlere, aynı tavernaya, aynı duy
düğün salon u n da hayatımızda ilk kez böyle bir g u la r ı n i ç i n e s ı ğ d ı ra b i l i rsi n i z . Ve her attığ ı n ı z
gel i nle karşılaşma n ı n şaşkınlığını paylaşıyoruz. Ta a d ı m yazılmamış b i r film senaryosudur. Tek biliği
n ımadığımız bir kolun sahneye çekmesiyle kendi miz çoktan ki l i şe olmuş replikler. Bizim repl i k leri
mizi bir kasap havasının ortası nda bulur g ib i lstan miz ya da bu şehrin her köşesinde farkında·oıma
b u l ' u n umars.ız sokaklarında buluşuyoruz. Birbiri dan attığı mız adımlarımız.
m i z i t a n ı m a d a n ya n yana o m u z omuza h a ra l a B iz, bu şehirin gönüllü köleleri, ön üm üzden çe
gürele hayat kavgası veriyoruz. kip g iden bilmem kaç grostonluk gemileri seyret
- lsta nbul için henüz ya l n ız l ı k l a r senfonisi yazı l meye mahkumuz. kaçak yolculuklara ya l nızca ha şenlikler gizlilerde. . .
m a d ı . ancak ne yazık ki doğru dürüst bir beste de yal lerimizi yükleriz. Yalnıt:ca bildik şehir haltları n
yap ı l m a d ı . lsta n b u l dün ile b u g ü n , gelenek ile da gezinmeyi severiz. Bu yüzden o gemilerle ge
modernite arasına sıkışmış. Binalar ca miler ya da lenler keşfeder bu şehrin romantizmi n i . . .
tarihi yapılar deği l söz ettiğim. insanlar, i nsa n la rı E şşek g i b i çal ışmaktır b i ze d ü ş e n . Zaman i k i
bu şehrin. D uva ksız g e l i n leri, damat adayları ve köprünün ayaklarının dibindeki b i r sabah trafiği
kadar sı kıcı ve ağır akıyor. Hayat bir grev bili nciyle
..
şehvetli saf konukları . . .
Uyumsuzluğun uyumu var. Adı konulmamış sı otoyollardan tarihe u laşıyor. Boğa.z suları nın gezi
nırlar va r. Kurtarıl m ı ş bölgeler var . . . Sokaklar, cad vapurları, ya da Osmanlının tarih zengini sarayları
bozk1rın kıyısında
deler ve setler arasındaki uçurumlar öylesine yük " haram " bize . . . Ev ödevine mahkum okul çocuk
-
sek ki i nsan ı bakmak bile ü rkütüyor. Bakmıyor larıyız hepimiz.
. zaten kimse. Koskoca lsta n b u l 'da herkes k e n d i lsta nbul sokaklarında evi düşünüp h uzursuz . .
-
k üçük dünyasında k e n d i lstanbul ' u nu yaşıyor. Be- Ev'de sokaklara ımrenip m utsuz . . .
yoğ l u ' n u turlaya n lar, Cihangir'de oturuyor. . . Ak Kasap havası n e kadar çalarsa b u duvaksız geli
merkezde a l ı şveriş edenler a kşa m la rı Etilerde k i n i n düğününde o kadar halay çekilecek. Ritm ne
barlara gidiyor. Ümraniye'de S how TV, Star, Ka kadar h ızlan ı rsa h ı zlansın bu anlamsız uyum bo
nal D seyrediliyor. S ultanbeyli'de Fatih'de iftar sa zulmayacak. Ayaklar bir çemberin içinde koştura
ati TG RT, Kanal 7 ' de, samanyolu nda beklen iyor. cak. iki sağa bir sola atılacak . . bir ta tllsu gölü
Kimi şeratın · keskin kılıcını gönlünde taşıyor, ki Umurumda deği l M u rat Belge ' n i n lstanbul so
mi kemalizmin anıtlarını . .. Sağcısı, solcusu kalma kakları ya da G iova n n i ' ni n yeşilçam masa lları. Be
dı gerçi. Herkes kendi hesabına bakıyor ya da ne n i m derdim beni bu denli mutsuz kılan bu şehrin
işine gelirse O ' n u n peşine tak ı l ıyor. E kmek kapısı insanra r ı . Sessiz çalışkan, mutlu, hain, d insiz ve
ideolojileri arkasında sakılıyor. Ekmek kavgası her dinci, dost ve düşman, katil ve kurban olabilmeyi
şeyin önünde koşuyor. "-· ayn ı anda başarabilen i k i yüzlü i nsanları. Yoksa
•
Bir kaç kamera şakası dışında boğazı seyretmek martıların yüksekliğinden baktığı m ya da serin bir
...
bedava. Birkaç türbe ve bir kaç psikoloğu bir ke yaz a kşamında seyrettiğim istanbu l ' l a değ i l der
nara bıra kı rsanız. Bir tek dolmabahçede M a rtılar d i m . Duvaksız bir gelin benim derd i m . lnsanlaFt
duruyor sessizce
her gelenen derd i n i dinliyor. Ve Beşiktaş, Üsküdür bu şehri n Dostlarım ... Ve düşmanlarım . . .
arasında çingene vapurlarında n edend i r bil mem Duvaksız bir gel i n i n namus anlayışı belki de ka
kimse birbirinin yüzüne bakmıyor. Sarı ışıklar daha fama takıla n . G e l i n l i k fatu rası n ı çalıştığı ş i r kete
kırmızıya dönmeden arkadaki arabalar hep korna ödeten bir gelinin düğününde, bir kasap havası
ya basıyor. lstanbul g ü nleri biraz kaba saba tüke nın halay takımında yer a lmak üzmüyor da beni,
tiyor. şu damadın durumu endişelendiriyor. Londra ' n ı n
B izansın surlarında art ı k C üneyt Arkın koşmasa ıslak sokakları ya d a New York' u n yüksek binala
da bu şehrin i nsanları bizans oyunları n ı çok iyi bili rında dolaşan i ha net rüzgarları n ı n bir " karaye l "
yor. Kenarda köşede sıkışıp kalan i nsanlarına değ il g ibi hızla b u şehre yöneldiği n i bilmem beni hu
akış yönü yok, dalgalar sinmiş
sözl e r i m . Onlar hala babadan kalma değerlere zursuz ediyor. Oysa benim ruhum " meltem ' leri n "
inanıyor. Beni en . çok yükselen değerleri mihenk esiri. Anadolu 'dan esen çocuksu bir masumiyetin
taşı yapan dostlarım korkutuyor. inanın bana in etkisi var hala üzerimde. Hayallarimde yabancılara
.san bu şehirde yaşamadan hayatın hiç u mmadığı yer ol mayan, kasap havası çal ı n m aya n , g üdüsel
nız bir anda suratnızın tam ortasına bir tokat gibi halayların çekilmediği düğün törenleri var. Ve bir
inebileceğini tahm i n edemiyor. Duvaksız Gelinlere d uvağ ı n a rkasında gizli masum iyet düşleri. Son u
yaşanan güven bunalımı şehrin bürolarında, pla belli evl i l i k lerde değil yoksa marifet. Yoksa bir ka
zalarında ve çok katlı apartma n larında boşlukla d ından ayrılmak da zor değ i l . . Ya da bir şehre ar
rında yankılanıyor. lstanbul " gü ç " isitiyor, " hı rs " kanı dönüp yaşamak . i nsan ları görmemek, düşün
istiyor, " iktidarı " seviyor . . . . Gerisine çok d a önem memek değ i l . .. " iyi günde, kötü g ünde " beraber
vermiyor. ister bir gecekonduya sığının isterseniz olmayı başarabilme k öneml i . Bir de dostlukları bir
bir öğrenci yurd u n u n floresan ışıkları a ltında yaşa şehrin ara sokaklarında kaybetmemek.
yın. Ya da boğaza hakim bir tepeden gözleyin ge Her geçmeyen gün hayatı biraz daha a ğ ırlaş
ride kalan 1 9 tepe farketmiyor. Yalnızlığı nızı örte tı rıyor, b i raz daha zorlaştırıyor. lsta nbu l ' a d uvak
miyor, bir yaz gecesi ya da karadenizden marma- ne kadar çok yakışıyor . . .
Öküz 3 3 /$u b a t' 9 7 AGIR MAKALE 49
AYÇA Ş E N
Kiiçiik Hayvanlar
Şehre inmemek için kocalarını aldatan
E
v i m şeh r i n m e r k ezi n e o l d u k ça merak etmeden k e n d i i ç i m d e yaşarım lançoyu? Bombayı hakeden yerlerin lis
uzakta. Çıkıp gitmek için bile çok kadınların ikinci sınıf yalanları gibi ken sonsuza dek. Ç ünkü bilirim ki, tanıdığı tesini açayım çarşaf çarşaf, üzerlerine
u z u n yol katet m e k gere k . H e r dime bahaneler, yalanlar bulsam ve her mın ikinci dakikasından itibaren acıma işedigim gibi bir zamanlar; satır satır ag
hangi b i r ü l keye uçakla g itmek gün ayrı bir bahaneyle şehirden uzaklar sızca i laçlarım k ü ç ü c ü k insan kal b i n i . layıp ıslatayım çarşafları ıslattıg ı m g i b i
ten daha uzun bir yol . Üstel i k de sanki da yaşcısa m . Ve hatta, şehrin varlığından Sonra pis b i r acıma doldurur içi m i . Bun tıpkı . . . Sonra s o n pişmanlık nasıl fayda
geri dönüşü yokmuş gibi bir yol . öyle bir rahatsız o l u p , a d ı m atılmamış ları b i l i r i m a m a ken d i m e bile a n lata etm iyorsa, kend i m e de faydam olmaz
Şehre gitmeye çok korkuyoru m . Yine tek nokta kalmayan kaldırımlarını bom mam, kendime bile açamam. insanüstü zaten, kalkıp hiç üşenmeden gezeyim,
aynı, kabuslardakilerden tek farkları, gül balayıp devletten ihale alsam ve bir da birini aradıgımı b i l i ri m a ma hayvanları son kez bakayım etrafa geniş geniş, k i m
d üklerinde eksik dişi olmayan insanlar. ha hiç k a l d ı r ı m ya p m a sa m i nsanların da zehirledigim gibi insanüstüyü de ze ayırdıysa yine gözler i m i gözlerimden,
Kahkaha lar, ışıgı o l m ayan ı ş ı k l ı me üzerlerinde yürüyecekleri . .Kald ı rı m taş hirlerim bir pundunu bulup en kısa za basayım tahrip gücü yüksek şeyleri tam
kanlar, aynı espriler, sonu gelmeyen bir l a r ı n ı saya saya, ç i z g i l e r i n e basmaya manda. O zaman da anlarım ki, aslında tepelerine. B u sefer de ben ayırayım bir
de müzik yayını pis şehrin göbegine, gö gayret göstererek yürüyen hastalıklı in nefret ederim kendimden ama bir yan birinden kolları, bacakları, kafaları, o ka
beği açıkta bırakan. Bu şeh i r böbrekleri sanlara da kald ı rı m yerine parlak karolar dan da aşıgımdır içten içe kendime. Pek labalıkta gözle görülemeyecek gözleri . , .
ni üşütm üş-. Yerine bütün ağrılarını ben koysam banyolarına, onları saysa lar tu farkı yok. Bizim gibiler hep salaklara aşık Sadece tek b i r saniye içinde h issettik
çekiyoru m . valette içleri ni boşa ltı rken . Ya da bana olur. Dünyada benden salak yoktur, öy lerim i içime sıgdıramıyorum zaman za
Sanki altını temizlemek istesem, zehir ne, hiçbir şey yapmasam, karolara har leyse, kendimden başka da bana yar man. Allahım, içim içime hakikaten sıg
l i böcekler fışkıracakmış gibi panzehirini cayacag ı m p a r a l a r l a k e n d i m e g ü z e l
yoktur. mıyor bazen. Ned i r bunun a d ı ? Ve ne
bilemed i g i m . mermerler alsa m , üzerine nefret ettiğim
· Şimdi, bence önce canan, sonra can. den hep nefret olup a kıyor her aşkta,
Korkunç. Büyügün küçültülmüş hal i . insanların isim lerini yazsam, ölüme ha
Ben hem canım hem de canan. Öyleyse mutlul ukta, kanser eden dar gecelerde
Bazen düşünüyorum, h i ç beklemedi zırlasam yavaş yavaş. Sonra da pişman
var m ı lan bana yan bakan? ya da en ferah havalarda, ren garenk
gim, beyni m in fonksiyonlarını kaybettigi olsam ölü m l ülere sadece ölüm verebildi
Yok. Öyleyse neye ugraşırım saatler gökyüzünü görd ü g ü mde, hatta bazen
zamanlarda. Madem öyle, ben de tim g i m için kendi çapımda . Sonra elime ko
dir? Hem yan bakmışlar, düz bakmışlar, g ö k k uşagı b i le görüyorum bu yaştan
sahları küçültsem ya da dinozorları, evi .::a man bir taş kırma makinesi a l ıp, iç or
umrumda mı? Bakışlarım kaymış benim sonra, hava kopkoyu renge bulandığın
m i n her yerine serpiştirse m . Köpekleri, ganlarım parçalanana dek bassam mer
de yalnızlıktan, uykusuzluktan, m utsuz da benim gibi ve bazen de koyun koyu
kedileri, kurtları, aslanları küçültüp mut merlerin üzerine, unufak etse m .
lukta n . na yattığımda en sevdiğimle? Bunun adı
faga, banyoya koysa m . Ne yaparlar, ne Sonra bu kadar sinirin ne kadar yıpra
Çocukken d e böyleydi. Yatılı okurdum nedir? Ben ismini koyamıyor-u m . Bazen
yerler, günlerce baksam dursam, sokaga tıcı olduğunu düşünürüm muhakkak.
zaman zaman. o zamanlar kayardı gözle aşk diyorum, bazen bilinçaltı, bazen il
hiç ç ı kmasa m . Eger çok gerekirse, k a r A m a n işte, öyle b i r dengesi z l i g i n içine
rim annemi özleyince. Şimdi de öyle, çok ham, bazen kendimden geçip " tasawuf
yagdıgı zaman larda k ü ç ü k k u rt l a r ı bü düşerim ki böyle zamanlarda, bir terazi
yaralanınca, kanatlarım kırılacak degil ya, mu yoksa l a n ?" d iyoru m . Ama hiçbir
yütsem, kocaman yapıp onlarla şehre in çı ksa o a n d a karşıma, zava l l ı , kaç k i l o
sem . insanlara saldırıp, kollarını, bacakla
işte beni m de gözlerim kayı kayıveriyor. kalıba sıgmıyor hissettikleri m . Sanki al
g e l d i ğ i m i bile b u l a m a z dengesini kay
rını ısırsa m . Katı etleri ni kıtır kıtır yesem . bettiğinden. O dakika hassas kantar bile Bil hassa sokaklarda, öyle çok kayıyor ki lah gelse o an, " gelin de bir çift lakırdı
Bütün şehi r k a n revan i ç i ndeyken, a g işe yaramaz. N e yapsın, o da haklı ken gözlerim, kendi m i toplamam gerekirken edel im, bir siz anlarsınız h a l i m d e n " d i
zımdan akan kanlarla ve aya k la r ım ı n al dine göre . . . Olsun, ben yine o s i n i rl e daha da ayrılıyor. birbiri nden, heryeri gö yes i m geliyor. Belki de gerçekten o geli
t ı n d a k i eğlenen ceset lerle koklaşsa m , onu da k ı rarım . Paramparça yapıp, ibre rüp sonuna kadar üzülmem için. yor, adını, şeklini, kimligini bilmedigime
naralar atsam a m a sesi m i duyamasam yi havaya atarı m . Hava asl ında kaç kilo Sadece gözlerim degil, sözlerim de göre, diyorum . Ama alay edersiniz diye
şehrin göbek deligini yaran garip, şimdi eder, çoktandır merak ederi m . Sonra al öyle. Bazan öyle ayrıl ı rlar ki, bir gün kırı de söyleyemiyoru m .
ye kadar hiç duyulmamış bir m üzik t ü rü d ı ğ ı m havanın ağırlığını kaldıramam, ye lıverecek ince bir bardak gibiyken, ertesi İşte böyle zamanlarda, yani i ç i m i içime
yüzünden. M üzik yükseldikçe yükselse, re çöker, yal n ız l ı ğ ı n da e t k isiyle, a m a g ü n heryeri bombalayan nazi su bayı sıgdıramadıgım garip anlarda, ne kadar
k a l b i m i yerinden çıkarıp tekrar yerine evin en yal n ız duvarına dayanıp, sırtımı oluveririm aptal i nsanların vazgeçeme mutlu oluyorum . . . Herşeyi anlatırım da
koysa ve patlatana kadar bunu yapsa. duvarın p ü rüzleri sıyı rıp kanatana dek d ikleri savaş film lerindeki gibi. hasbel kader ama bunu asla.
Patlayınca d a evi mde elleri m le besledi bast ı ra bastı r a bütün g ü cü m le çöker, Şimdi, ben, ne yapayım ? Nerelere gi D ü ş ü n ü p d u ruyoru m : peki, m a de m
ğim bir k üçültüp bir büyüttügüm k u rtlar kafa m ı saçlarından kavrayarak ve bütün deyi m ? Nereleri bom balayayı m ? Yine b i r tek böyleyken mutluyum, neden ka
atlasa üzerine k albi mi n, arkalarından ağ kasla rı m ı son sürat sıkarak, karnımın içi geniş bir yelpazede mi sunayım size bi- yıyor gözlerim hep böyle zam a n larda ?
•
lar diye, zerre lokma bı rakmasa, nankör ne sokmaya çalışırım, dişleri mi k ı rılana
kedilerden bile daha kör. dek sıkarı m . Kafam göbek d e l i ğ i mden
Sonra karacigerim l e idare edip, çün içeri g irmez biliri m . Olsun, ben de o za
k ü onlar en azından eve kadar götürür man saçlarımı çekeri m . Alnımı tırnakla
beni, t ı p k ı benzin göstergesi sona da r ı m , p a ra m pa rça eder i m , gözaltla r ı m ı
yandığında bile elli k i lometre g ittiği g ibi, çek iştiririm, etlerimden tekrar heykel ya
eve varsam , arada i st o p ederek, topu par g ibi, kendi m i yeniden yoğurup yara
tutarak, " istop" diyerek eskileri düşün tır gibi küçük çapta bir yaratana isyanla
d ükçe, yakalayarak seyrederken film şe dizlerim i ısı rırı m . Burnuma gelen küçük
ri d i nd e hayat ı m ı n en ufak ayrı ntıları n ı . l ü g ü m den k a l m a diz k o k u s u n u i ç i m e
Sonra eve g e l d i m diye sevin i p üzeri m çekip, zamanında e n çok kanayan dizi
deki kan k o k u s u n u c i ğ er l e r i n e ç e k e n , min yine dönüp dolaşıp kan ağladığım
p ı t ı r pıtır a k a n d a m l a c ı k l a r ı n ı y a l a y a n zamanlarda karşıma çıktı ğ ı n ı görürü m .
saygısız ev hayva n la r ı n ı n üzerine t a r ı m B u sefer şaşırırı m . Ç ün k ü bu kadar d a
ilacını boca etsem. şeh i rde çalan m üziği k a ra rsız olamaz mutsuzl u k . Eskiden yere
ömrümde i ki nci kez son sürat dinleyerek düşüp kanayınca burnuma kokardı çün
can çekişmelerin i izlesem, nankörlükleri kü, öyleyse şimdi ne işi var en beklen
nin cezasını verd i g i m i ç i n k a h ka ha la rla med i k zamanlarda dizi m i n ? Ben bunları
g ülsem karş ı la r ı na geç i p . Üste l i k g üzel düşünürken bir de bakmışım ki, genzim
g ü n l e r i m izi bir an b i l e h a t ı r l a m a d a n , den aşağı deniz suyu g i b i gözyaşım ak
ben d e nankörlük edip. m ış, ben ağlamayı durdurmuşum, hatta
Nasıl olsa çok var bu hayva n la r d a n öyle ki, konu k a panmış, ben susamışı m .
d ü nyada diye kend i m i ferahlatsam, la Ç ünkü boğazım k u ru m uş.
ğım faresi a l ı p koyn uma, öyle uyusam Bütün bunları yaparken bile derinden
bu gece de değişiklik olsun diye. bir aşkı yaşatırım içimde. Herşeyi pis l et
Sabah uyandıgımda farenin leşiyle kar ti kçe a n l a r ı m o zaman i ç i m de a s l ı n d a
şılaşsam altımda ezildigi için. Belki deği . tertemiz kalsın t e k bir saflığı, t e k bir kişi
şiklik olur, kan gelir siyah beyaz hayatıma. ye ayırd ı ğ ı mı . K i m i n i ç i n ayı rd ı ğ ı m ı hiç
5 0 · -KİTAP Ö k ü z 3 3 / $ u b a t' 9 7
M ETİ N C E LAL
Okuduğum Kitaplar
ZAVALLI BEHÇET/ Suavi Süal p, (in kılap Kitabevi) yen i den beraber o l m a yol l a r ı n ı a rıyor. Araya b i r de f a çeyle, mu htemelen yan lış, a n lamadan çevril m iş ve de he
S u avi Süalp, G ırgır ekol ü n ü oluşturan . h işe rolü oynamayı seven b i r prenses g i riyor. men hiç tashih yapılmadan yayı nlanmış olsa da h akettığı
a nlayışın öncülerinden bir yazar. Türk mi Teh likeli Masa l l a r ' ı Ah met Altan yazmaspydı kaç kişi i lgiyi görd ü . Nancy Friday, " Neden Fanteziler ? " , " Kadın
zah ı na getirdiği farklı bakış açısıyla, G.a ni okurdu, merak ediyorum 7 lar neler h a k k ı n d a fantezi k u rarlar? " , " Ka d ı n ı n fan ezı
M üjde, Met-üst, Atilla · Atalay, C a n Bars kaynağı " , " Kadında suçl u l u k duygusu " gibi soru ve so
lan gibi yazarların da ustası olmuş. Türk S E N GÜZELSiN PELi KAN DA GÜZEL, runların cevapların ı n gerçek hayattan , çarpıcı örneklerle
çede absürd miza h ı n da öncüsü sayılıyor. Aslan Özdemi r (Leman yay.) tartışıyor. B i l imsel sonuçlara varıyor.
Mizah derg i lerini G ı rg ı r okuyarak başla Kalbim poyraz giyimlı " D a rısı T ü r k k a d ı n l a r ı n ı n b a ş ı n a ! " d e m eyeceğ i m ,
yanlar onun doyumsuz bir kahkaha bom Solumda sancak, sağım iskele kuşan ç ü n k ü h e n ü z T ü r k h u k u k siste m i b u t ü r g i ri ş i m lere h a
bardımanı olan Salata dergisini hatı.rlaya
�
··
mış bır bedevı z ı r d eğ i l . " K a d ı n l a ra M a h s u s " P a z a rtesi derg i s i , b u
caklardır. Daha genç kuşaklar içinse Suavi Bir denizcınin ruhunu giyiniyor rüzgar f a n te zi l e r i n çok d a h a masu m la r ı n ı yay ı n l a d ı ğ ı , tartış
Süalp ' i n pek fazla çağrıştırdığı bir şey yok. Kıyılara muhtaç maya açtığı için hemen h e r sayı h a k k ı n d a dava a ç ı l ı
i n k ı l a p K i tabevi, ye n i başlattığ ı m i z a h d iz i s i n i n b i r Boğulmaktan değil, yor, d e rg i top l a t ı l ı yo r . O n e d e n l e ş i m d i l i k A m e ri k a n
parçası olarak S uavi Süalp ' i n Seçme Eserleri n i de yayın Susuzluktan kullanıyorum ölüm hakkı- k a d ı n l a r ı n ı n d e n ey i m le r i n d e n yola ç ı k a r a k çöz ü m l e r
;r ·
l a m aya b a ş la m ı ş . i lk kitap d a Zava l l ı Behçet. Zava l l ı .. · mı b u l m a k d u r u m u n dayız ! . . . .
B e hçet, g ü n ü m üz postmodern roma n tartışmaları için
iP" Leman ' ı n Şiör yazarı şairi Aslan Özde-
·rl
t i p i k Olr örne k . S uavi Süalp, postmodern romancılarımı mir, ni hayet ikinci şiir kitab ını da yayınladı. Bahadır Boysal PIC, Jack Kerouac (Ç ev.Zeynep Akkuş, Parantez yay.)
z ı n sevd i ğ i t ü rden bir parodi yazmış tam yirmi beş yıl ve Aslan ' ı n kendi desenleriyle desteklenen kitapta bazıla "Kimse beni benim kendimi sevdi
önce. Roman , Türk edebiya t ı n ı n ilk yıll a rı n ı n e n pop ü l e r rını Leman'dan tanıdığımız şiirler toplanmış. Bu kez aşk yim kadar sevmedi, bitek anam hariç,
1
kon u larından biri olan. m irasyed i l i k çevresinde başl ıyor lardan çok şehirden ve evden sözediyor. Nesnelerle oy oda öldü. (Dedem varya ööle ih tiyar ki,
1
ve o roma n l a r ı n a ğ d a lı Türkçes i n i , O sm a n lıcasın ı ti 'ye n uyor, onlara sevişiyor, tere n n ü m ediyor . . . H ü z ü n l ü , sı yüssene önce noldu dıye sorsan hatır
alarak ve de m üt h i ş bir tempoyla yine o dönemin po k ı l m ış, derd i n i söyleyemeyen, a m a derman olsa d a ra larda, geçen ha fta ya da dün noldu de
p ü l er konularından kabadayı l ı k temasına kayıyor. Suavi hatlasam d iyen bir havası var. S ı k s ı k gizli ya da açı k sen cevap veremez.) Babam gideli o
Süalp o roman la r ı n a n latım tarz ı n ı o den l i ustaca k u l la başka ş i i rl ere, öyk ü lere, romanlara, hatta karikatü rlere kadar uzun zaman olmuşki, kimse su
n ıyor k i neyi n gerçek, neyi n uyd u rma, neyin saçma ol göndermeler yapıyor . . . Bu göndermelere kafa n ı z ı taktı ra tını bile ha tırla maz. Her pazar ööle
d u ğ u n u a n l a m a n ı z pek d e kolay olmuyor. O tempoyla ğ ı n ı zda kitabı b i r kez daha oku mak gereksi n i m i duyu den sonra, büyükbaba ve ben veranda-
k itabı biti riveriyorsun u z . yorsu n uz . Aslan Özdemi r göndermeleri, a l ı n t ı l a rı şiirin •-
daki sallanan sandalyede oturup kon u-
de yoğurara k , şehrin k a l a ba l ı k caddelerinde, karan l ı k şurken ağbım yeni elbiselerini giyip evin önünde, eski
iLK ROMAN I M , Sevin Okyay (iyi Şeyler yay.) evlerinde oturan bizlerin kendi b u l macamızı çözmemizi yolun kenarında, bizim napt11mızla bile ilgilenmeden
'
SEVi� mı.m Sevi n O kyay ' ı sımsıcak, ustaca işlen- istiyor, şiire çağı rıyor sa n k i . . . ööfece otururdu, soora bigün oda gitti ve bi dahada
m iş, bilgi yüklü, mütevazı sinema değer geri gelmedi. "
l e n d i rmeleriyle t a n ı r çoğ u m u z . Bu kez UYUYAN ŞAiRDEN ŞiiRLER, M.A. Yaltırık (Maya yay.) Küçük Pic'in öyküsü böyle başlıyor ve dedesinin dünyayı
romancı k i m l i ğ iyle çıktı okuyucu karşısı H . B . R . Maym u n ' u n şairiydi Mert Ata. terk etmesi ile yeni bir ivme kazanıyor. Ağbisi dönüyor, Pic'i
na. O n yaşında bir kız çocuğu n u n ağzın- K ısa zamanda i lg inç, ironik ve espirili şiir yanına alıyor ve yollara düşüyorlar. Önce New York'a gidi
dan, belki de onun e kosel i defterinden leriyle okuyucusu ile sağlam bir bağ kur yorlar. Orada da tutunamayınca ver elini kıtanın öbür tarafı.
okunan bir romanla . . . m u ş, adeta onların h i slerıne tercüman ol- New York'dan C alifornia'ya beş parasız, aç bilaç, zorlu kış
\
i k i h a neli i l k yaşının bakış açısıyla kü- . m uştu. Şiirlerinde uyur gıbı yaparken hızlı koşullarında otostopla bir yolculuğa çıkıyorlar.
.
çük Sevi n , çocukluk d ü nyasını a nlatıyor.
·. ·
· .,. yaşıyor, g eceyle g ü n d ü z ü k a rıştı rıyor, Beat kuşa ğı n ı n babası ve de g u rusu sayılan Jack Kero
S ı c a k , i ç i n e ç e k e n a n la t ı m ıy l a , M a lte a�klardan sekslere dalıyor, ö l ü m le hayat uac, üstelik bu macerayı Pic'in zenci argosuna da bulaşan
pe'deki konaktan, Küçük Kadınlar'ın Amerika'sına, ora 'arasında parende atıyordu. Meğer gerçek çocukça a n latımıyla ve bakış açısıyla a n latıyor.
dan abla ka rdeş b i n ilen bisiklette i l k trafi k kazasına ve hayatta da öyleym iş . . . H ızlı yaşamış genç
okunmaması gereken Pitig ri l l i 'ye uzanan bir a n latı. O ku ö l m ü ş . Onu geçen yıl, tatil dönüşü b i r PATIY DIPHUSA H i KAYE LERi, Pedro Al modovar
mayı seven, b iraz içine kapanık, bi raz iyi a i l e çocu ğ u . . . trafik kazasında kaybettiğimizde a nladık (Çev. Avi Pardo, Altıkırkbeş yay.)
Anlayacağınız tüm kentli çocuklardan b iri . . . Bazılarımızın bunu . Mert Ata Yaltırık, dolu dolu yaşamına, bir sürü işi Patty D i p h usa u l uslararası bir seks sim
ana babası, bazılarımızın arkadaşı, baz ı larımızın ta kendisi n i n arasına şairliği de katm ış, şai r g i b i yaşamış, şiir gibi gesi, bir porno yıldızıdır. G üzel olduğu ka
bir kahramanın ağzından anı tadında hoş bir roman. gitmişdi d ünyada n . dar akıllıdır da. Ağzı iş yaptığı kadar laf da
Mert Ata ' n ı n trafik terörüne · k u rban gittiğini bilmesey yapar. Bir gün bir partide bir dergi yayın
TEHLi KE Li MASALLAR, Ahmet Altan (Can yay.) dim, nasıl okurdum bu şii rleri? Çok g ü lerdim herhalde. cısı i le. tanışır ve aralarında şöyle bir ko
,\hıncı i\lıan Yalnız, canı sıkılan bir romancı var. is Oysa bu kez hüzünlendim. Onun kitabın arka kapağında n uşma geçer;
TEHJ .IKEIJ ted i ğ i zaman g i debildiği, c i n ayet istatis ki g ü lümseyen yüzüne rağmen . . . Şair yaşama h ızla el sal "- La Luna dergisinin yayıncısıyım.
M.:\SALI '.:\!{ t i k leri tuttuğu bir işte çalışıyor. Heps i n i layarak uzaklaşırken ş i i rl e okurun arasına g i riverm işti . - Derginize bayılıyorum, dedim ilgiyle.
.. de k e n d i s i n i n terkettiği, sonrada cinsel Söylenebilecek bir şey yoktu . - Nasıl olur? ilk sayısı çıkmadı henüz.
i h tiyaçları ağır bastığı için olsa gerek terk - Fark etmez. Bir şeyi sevdim mi hemen severim. .
ettiğine pişman olduğu bir sürü de sevg i BENiM GiZLi BAHÇEM, Nancy Friday Öyle ikna edici konuşuyordum ki, yaltaklanmaya başladı.
l isi var. Sevg i l i s i ç o k , a m a sevg i s i yok (Çev. G ü ler Bargus, Arion yay.) - Sana gerçekten hayranım Pa tty. Son fotoromanın
.
ada m ın . Öksüz ve yetim olduğu için sev Nancy Friday, sanıyorum 7 0 ' 1 i yıllar ikiz Domuzlar bir gösteriş ve adilik harikası. Neden bi
gi açlığı çekiyor. Bu nedenle de tüm sev da, kadınların da c insel fantezi leri oldu zim için yazmıyorsun ? Ülke çok değişti son zamanlar
g ileri kendine çekiyor, k i mseye sevgi ver ğ u n u iddia ettiği nde yer yerinden oyna da. Aylık bir dergide görüşlerin i yazan bir porno yıldızı
mek istemiyor. Sevg i lilerine " se n i seviyoru m " dememiş mış dünya öze l l i k l e erkeklerin başı n ı n ı n k i m s eyi ş a ş ı r t m a z . " B u k o n u ş m a n ı n s o n u n d a
hiç. Zaten fazla kon uşmayı da sevmiyor. Varsa yoksa icra üzerine y ı k ı lmışt ı . Ç ü n k ü hemen h e r er Patty ' n i n verd i ğ i " Evet " cevabı on u n yazar olması i l e
aat. Aklı fikri hemen sevişmekte. Sıkıntılarının, ne kadar kek kendisinin d ü nyan ı n en g ü ç l ü , çeki son u ç l a n ı r . Patty, dergide f elsefeden yani ken d i n de n
çok sevişirse o kadar çok azalacağına inanıyor. Ama sev ci ve cinsel açıdan yeterli erkeği olduğu s ö z edece ktir, e n i y i tan ı d ı ğ ı i n sa n ı yan i k e n di n i a n l a
g i li leriyle doğru d ü rüst sevişmiyor. Hep yarıda bırakıyor, n u d ü ş ü n d ü ğ ü nden, eşin i n sevişme sı taca ktır ve g ü n de m d e k i k o n u d a n yan i k e n d i nden söz
ya da bırakıl ıyor. Eh, sevgi l isiyle sevişemeyince de orospu rasında başka b i r erkeği, hatta erkekleri edecekti r.
lara, telekızlara, masajcı k ızlara başvuruyor. için için de d üşled i ğ i n i duyu nca Friday'e de, k u lak- F i lmlerinden tanıdığımız Pedro Almodovar'ın i l k kitabı
o n larla daha m utlu olduğunu düşünüyor. larına da inanamadı. Oysa Nancy Friday, eşşeği tam an Patty Diph usa H ikayeleri . Al modovar, Patty'nin hayatı n ı
G ü n ü n b i r i n de, çok genç ve g ü zel bir hayra n ı, b i r lamıyla sağlam kazığa bağlam ıştı . Gazetelere ilan vere onun ağzından a nlatıyor. Müthiş espri li, alaycı ve komik
roma n ı n ı n k a h r a m a n ı h a k k ı n d a k o n u ş m a k b a h a n esiy rek her kesimden, her yaştan kadınla bağlantı k u rmuş, h ikayeler.
le o n u n la b u l u şuyor. K ı sa zama nda sevişme mood ' u n a onların fantezilerin i topl a m ıştı . Bu tam anlam ıyla bir bi
g i r i l i yo r . V e o n u n l a d a ö n c e k i sev g i l i l e r l e yaşa n a n l a r l i msel a raştırmaydı ve kem küm etmek, itiraz mırıltı ları BiR KiTAPTAN BiR SÖZ
yaşa n ı yor. Rom a n c ı m ı z k e n d i n de n h i ç b i r ş e y verme n a k a p ı l m a k kolay değ i l d i . Zaten m ı rı l danma l a rda ye " Başkalarının beni anlayamamasından gizlice övünü
den k a rşısın da k i n de n a l a b i l d i ğ i kadar çok şeyi ve özel tersiz k a l d ı . Kitap m ü t h i ş bir satış h ız ı n a u laştı, önce yorum, ama sonra benim de onları anlamadığımı fark
li.kle c i nsel gereks i n i m l e r i n i n k a rş ı l ı ğ ı n ı a l maya ç a l ı şı best seller, sonra long seller oldu, her daim satt ı . edince, onları küçümsediğim gibi kendimi de küçümsü
.
y o r . B u a ra d a rom a n c ı m ı z ayr ı l d ı ğ ı es � i sevg i l i siyle d e Bu olay kitap son unda Türkçe'de. Ç ok kötü bir türk- yorum . " Ahmet Altan (Tehlikeli Masallar, C a n yay).
Ö k ü z 3 3 /$ u b at ' 9 7 KİTAP-Sİ İ R 51
lebilen film sayısı iki e l i n parmakla lerimiz. Konu bulama maktan s ı k ı l ı C EZM İ . .
r ı y l a s a y ı l a b i l e c e k d ü zeye i n m i ş, yorlar. Ç ün k ü biraz degil, oldukça
gösteri lebilen f i l i m lerin seyirci sayı
sı da yine iki e l i n parmaklarıyla sı
kısırlar. Eskiden olsa çoktan S usur
l u k ' un ya da Fa d i me olayı n ı n f i l m i E RSOZ
SiNE MAMIZIN VE n ı rl ı kalm ıştı r. çekilmişti bile.
HiKAYECİ LİGİMİZİN B i ri ca nlı kanlı, öbürü a�ıır aksak H i kayecil iğimizi de, sinemamızıda Savruk Yıllarm Soydurduğu
ORTAK KADERİ işleyen iki sanat dalımızı buluşturan ne mizah, ne dram, ne çekilen acı- ·
nokta da bu; bereketsizlik. lar, ne de top lumsal patlama lar ilgi
Bedenime Dokun
En az t a rtı ş m a s ı , e n a z s a n sas Geçen y ı l , 1 9 9 6 bu berekets i z l i lend iriyor. Körler sağırlar birbi rlerini
yonu o l a n e d e b i y a t d a l ı h i kaye ğ i n h e m kanıtland ı g ı , hem de na agırlar pozisyonunda işi götürecek
dir. H e r h a n g i bir eleştirmene, hi s ı l a ş ı l a b i l ecegi n i n örnekle n d i g i lerini sanıyorlar, iş gitmiyor. Sevgi en solgun mevsiminden geçiyor belki de,
kayeciye e n son t a rt ı şm a n ı n , po b i r y ı l oldu . Bu bunalım nasıl aşılır? 1 996'da
l e m i g i n n e z a m a n ya p ı l d ı g ı n ı s o r H e m h i k a y e d e , h e m de s i n e b u n u n i ş a retleri v a r d ı , dem işti m . Ve biterken bir kahramanltk çağı
s a n ı z ceva p vermesi k o l a y o l m a z . mada u z u n zam a n d ı r b i r konu kı B e l l eg i n i zi fazla zorl a m a ya g e rek
bu kanii operayı seyrettiğim
H i kaye s a n k i b i r e d e b i ya t d a l ı s ı rlığ ı yaşan ıyor. Bence bereketsiz yok. Sınemamız geçen yıl iki patla
o l a r a k d o n m u ş k a l m ı şt ı r . B u tar lig i n e n ö n e m l i nedenlerinden en ma yaşadı, b ı ri " İstanbul Kanatları alevlerle gövdelenmiş aynadan
t ı ş m a s ı z l ı k , h a re k et s i z l i g i n g ö s başta g e l e n i bu konu k•sırlıg H ı mın Aı nda dıger Eş ıya •s,
terges i d i r . kayeci l ig i m i z de, s ı n e m a m ı z da oe g ış e re or ar ırdı. r. m erı' a n kendime tutkun ayrilıyorum
H ikayeciligimiz hareketsiz v e be kon u l a r ı n ı b u n a l m a k l a s ı n ı l a m ı ş fılmlerını tahtından ettı Ve ı ısı n ı n
reketsizdir. Ne çok satan bir hi kaye l a r . B u na l m a k deyince, b a k m ı ş l a r d e ortak b ı r özellıği var, konuları ge
kitabına, ne de herkesin ü z e r i n d e iş yine çıgrından çıkabilir. Onu da leneksel bunalım ve sıkıntı temala Loş ışıkların altında
konuştugu, tartıştı g ı bir h ikayeye ya s ı n ı rl a ya l ı m d e mi ş l e r ve i ş i b ü y ü k rından uzak. Demek ki birazcık fark
da h i kayeciye rastlarsınız. Adet ola şe h i r l e rd e yaşan o rta h a l l i ayd ı n lı b i r. konu, birazcık emek ve özen .birbirlerine kmk dökük aşk öyküleri anlatan
ra k da bir yıl içinde yayı nlanan h i ka � veya yarı ayd ı n l a r ı n b u n a l ı m l a rıyla yeterl iymiş . .
y e k i t a b ı s a y ı s ı o l d u kça a z a l m ı ş t ı r . sı n ı rl a m ış l a r . B a k m ışlar o da baya H ıkayedek öne m l ı gel işmeye orospu mesihlerden geçerken.
Yayı n la n a b i l e n l e r i n satışı i se e l e m g ı ele g e l i r bir mesele, b i ra z daha geı.nce. neredeyse cenazes ald rı
bu artık son kez dokunuşum akşamm
verici d üzeydedir; beş y ü z l e bin ara s ı n ı rlaya l ı m d e m i ş l e r . Konuyu ıyıce laca bu urun örne ler n yay nla
sında degişir. d a r a l t ı p ya i ç i n d e n n iye ç ı k ı lama ma , sorunlarını tartışmak amacıy parmak uçlarına
Oysa a t a l a r ı m ıza göre, h a reket d ı g ı a n l a ş ı l a ma y a n a ş k ü ç g e n l e r ı la aynı g ü n lerde iki h ı k aye derg ısı
olan yerde bereket vardır. ve i k i g e n l erine y a d a b ı r zama n l a r bırden yayına başladı; Adam Öykü Ey uyumlu şizofrenler
Atasözlerinin her d u r u m ve ko solcu o l m u ş v e de sonra nedamet ve D üş l e r Ö y k ü l e r . Üste l i k b u n l a r
ey h üzünlü benciller
şulda doğru oldugunu iddia etmek getirmiş vata ndaşların korkularına d i g e r sanat derg i leri i le kıyaslayın
m ü m k ü n . d eg i l . H ayat h e r z a m a n dek daraltm ışlar. ca önemli bir satış g rafıği tutturdu bağışlaytn bana bu akşamı.
atasözlerini dog rulamıyor. Hatta za A l ı n bakın geçen yıl yay ı n l a n a n lar, i l g iyle karşılandılar.
man zaman yala nlıyor da . . . . h ı kaye kita p larına . H ı kayec i l e r ı m i z Geç-en y ı l , sinema için çıkar yo kimsesiz çocukların gözlerinde seyrettiğim
Ü l ke m i z d e , h e r h a l d e en h a re h a n g i kon u l a rı işl iyor/ Açı n bak ı n l u n ne o l d u ğ u n u n , h i kayeci l i ğ i m i z
ket l i s a n a t d a l ı sinemad ı r . Sansas bu yıl, geçen y ı l çekilen fil mlerin içı nse iki önemli soluk a l a n ı n ı n bu akşamı
yon da o n d a d ı r, tartışma d a , yol ko n u l a r ı n a . . . H e rkes b u n a l ıyor, s ı a ç ı l d ı ğ ı y ı l o l d u . Baka l ı m b u n d a n
Birkaç randevu için beklettiğim intiharım
suzluk da, ödül de, ceza da . . k ı l ı yor. ne k a d a r yara r l a nm a s ı n ı bi lecek
S i n e m a d a h a reket vard ı r , a m a Aslı nda bunalan da, sıkılan da hi ler? Yoksa yine b u n a l maya deva m Ve umudun kan kıyısından gelen
bereket yoktur B i r y ı l içi nde çeki - kayecilerimiz ve yapımcı- yönetmen- etmek işlerine mi gelece k ! . .
kadtn için bağışlayın.
gelirdi çünkü
ADİOS
HURMA
Hiçbir şeyden haz duym uyorum artık, özellikle Umudun kan kıyıstndan gelirdi.
HAZ duymak MODA olduğundan beri. ZAFER, insa
Ve artık cüzzamlı çocukların yüzlerini okşayan elleri,
Sen beni bil d ü nyada ntn kendini sürekli yinelemesine neden oluyor. Zeki
S u b i l e ş i pşak kayn amaz bir kızsan, sürekli zeki olmak zorundas1n. Tahrik ol savruk ytlların soldurduğu bedenime
duğunu belli edersen sürekli ABAZA · olduğunu dü
Ki mse k i msen i n habersizce dokunsa kaygılanmazd1.
şünürler. Doğa/san nezaketsiz. olmanı beklerler. Sa
ka n ı na zeh i r doğrayamaz dece senin de bir daktilon olduğunu kanıtlayarak
hava atmak için ani/arını yazmak gibi MÜTHiŞ BiR Fi
insan lara yaklaşmadan önce KiR çakmışsa ka fanda ve anıların mutlu, arsız, yü Sevgi en solgun mevsiminde geçiyor belki de
zeysel, zeka dolu falansa ve mutluluğu, arsız/Jğı, yü
Kend i n i ya k ı n izle meye a lacaksın çünkü dönemem bir sokak köpeği gibi
zeysel/iği ve zeki olmay1 moda haline getiriyorsa, so
E l işleri gönül işleri d i kecek rumluluk duymazstn bundan. Benimle özdeşleşme zehir/ediğim yalntz!ığıma
Yaşa m ı n ı dekorsuz oynayacaks ı n cüretini gösteren, ağzımdan çıkan her sözü ku tlayan
ahmak okurlarımm hepsinden nefret ediyorum. Ve karştlıksız aolarda boğulurken gülüşüm
Ben bir şey yaptığım zaman onu EŞSiZ olmak için Beni sana gittikçe bağlayan utanona sakla hüznünü
Dost l a r ı n a rd ı ndan
yaparım. Kimsenin beni anlamasmı, hele bana özen
H u rma yiyip b a l l a n ma Bana çirkinliğimden ve tarihimden
mesini hiç istemem. insanm sözlerinin yankısmı duy
Kızıp k ı z ı p da sak ı n masmdan daha öfkelendirici bir şey yoktur.
uzak bir ölüm getir.
Y ı l d ı rJ m lar şakıtma Pedro Almodovar (Patty Diphusa Hikayeleri, Altıkırkbeş yay.)
Özen tisiz ve kendine hayran olmayan bir ölüm
dônme jc,-le9 in ı
•
DöTü'N E 5U
H içbir kap ı n ı n manda l ı olma
f-a��
Ö peceksin a ma o perisiz p e r iyi
Kuskunsuz eyere atla mayacaksın �ntarı rvı v( KA Ç ! � M A K1 En solgun· mevsiminden geçiyor sevgi
- Düşü Efsaneleri, Jim H ;:orr relos yay. Dağtlan hayatıma bu akşamı bağışla . . .
5 2 ÖYKÜ-ÇİZGİ Ö k ü z 3 2 /$u b a t' 9 7
• • \J
.
·
······· · ········' ::
.·.·>"·" -
•
- :> · ,.
. ;.-
.• '.::::. /
.· ;.:
. . :
" · · · ···· .....
"."
·
• · ··· · · ···· · · ···· wY • • • ••· . ._.
_.
; .· .
• • •· • • • •·.•.·>"·" ·"· ..:
•·•· · · · ·" · • • •"·" • • • •"• ••"•" ·
•.,_. .· · ••.•.•"• ••···· • • ••
< "
•••· · • • •••
• ""
•• •• •·····
. ·
Otopsisi Yapılmaz
"ADiNi KOYAMADIM" Adamın koluna girerek; gel kar madım, yutkundu, hemen toparla değil mi, söylesene, kardeşim öldü
P
uuşt, Orosbu çocuğu, Puuuşt deşim şöyle gidelim dedim. Yüzü narak, " No l uyor böyle, madem öz k urtu l d u . B e n zate n ö l üy ü m bizi
N a m u s s u z piiiç . . . Küfürl er, me baktı kol u n u çekerek, ifadesiz anansa, niye ölüm kavgası ediyor sen ö l d ü r d ü n sen ö l d ü r d ü n h a d i
adamın yüzüne gökyüzüne,
• genç suratıyla konuştu . Sesi derin sunuz? dedim. vur vur bıçağı bana vur d a öleyim .
yerlere savruluyordu . den geliyordu . " Bırak kolu m u kar " O haklı, o haklı, bir kızkardeşi ıssız sokakta , G ü ngör ' ün bağır
Durduğum köşeden 8. sınıf mey . deşi m, vursu n , vursun beni, beni me sah i p olamadım, namussuzlara, m a l a r ı d u va r d a n d uvara vurarak
hanenin önünde oynayan filmi sey v u r m a sı n ı istiyor u m , o b e n i m e l i m l e tes l i m ettim, elimle öldürt patlıyor parçalanıyordu . B u parça
rediyordu m . anam · dedi. tüm onu " dedi. lardan benim de yüreğime çarpan
B a ğ ı r a n . REZZAN A b l a 'ydı, eski Bu sözlere, sakin k G n u ş m a s ı n a U lan be, geceya rısı ıssız sokakta lar oluyordLr.
tanışıyord u k , çal ı ştığı kadın konsi şaşırdım. Bu ara Rezzan a b l a bana b i r ge nç adam, bir yaş l ı meyha ne Gü ngör, bağırmaktan kısılmış sesi
masyon l u m eyh a n e n i n karşısın d a bakarak; bırak oğlum, sen bırak o konsimavisi. hem de özbe öz ana ve yor u l m u ş gövdesiyle a n n esinin
oturduğum sıralar sık görüşürdük. puştu, o · beni de mezara göndere oğul b ıçak, puşt, orosbu çocuğu, ayaklar ı n ı n d i bine çöktü . H ıçk ırık
Ayr ı ca e n iştesi sa natçı M EDDAH cek öyle rahat edecek, onun bunun piç, namussuz sözcü kleri arası nda, larla boğ u l urcasına ağlamaya başla
HAKKI beyin vasıtasıyla da iyi dost çocu ğ u o b a b a s ı bile b e l l i d e ğ i l kafam paramparça olm uştu, kafa d ı . O ağlarken Rezzan ' ın ağlamaklı
o l muştuk. Küfrettiği kişiyi tanımı onun, gibi bir sürü küfürler sıraladı. mı .i ki elimle tutarak toparladım ve sesi araya girdi .
yordu m. Tipinden sağlam ayakkabı içimden kendi kendime, Allah Al " afedersin kardeşim adın ne? " diye " Kusura bakma oğlum, ben ney
olmadığı belliydi. lah ne karışık iş d iye düşünü rken sord u m . dim ki size ne verecektim, ben d e
REZZAN A B LA, h ızını a l a ma mış uzaktan, polis düdükleri geliyordu, Güngör. .. Nolucak? d e d i . Güngör kimsesizdim, elimden tutan olmadı,
o lacak ki, h ı z l a meyh a n eye d a l d ı meyhaneci, düdük seslerinin telaşıy k a rdeşi m, gel b i raz yü rüye l i m de bu aleme d üştü m, suçl uysam , sen
çıktı, elinde bir bıçak sal l ıyordu . la herkesi içeri soktu. Kapıyı kapattı . dim. bu arada da meyhanenin için ö l d ü r ben i, d iyerek o ğ l u na sarıld ı ,
" Yavrumu öldürdün lan, yavrumu Meyhaneden küfür sesleri gelmeye d e n , Rezz a n ' ı n küf� r l e r i ve o n u birlikte ağlıyorlardı.
ö l d ürdün, sana e m a n et etmiştim, d eva m ederken sokakta , kol u n a zapted meye çalışanların yaygaraları Meyhane kapısına çıkan, meyha
puuşt orosbu çocuğu, senin gırtlağı girdiğim genç adam ve ben kaldık. sokağa vuruyordu . neci kadınlar müşteriler ve sokağın
nı da ben keseceğim, gırtlağında Kı Hadi kardeşim sen de git bak po " Ben yürümem, o n u a l ı p eve gö karşısında yal n ız başına duran bur
z ı m ı n ekmeği var l a n var, diyerek lisler birazdan düşer başın belaya tü receğ im " dedi. Ve birden bir kurt nu ağzı, kafası, gırtlağı, bütün den
adamın üzerine saldırıyordu, meyha girmeden hadi git dediysem de o; gibi meyhaneye sa l d ı rdı. hızla içeri gesi sarsılmış ben bu dram karşısın
nece ve diğer çalışan konsimatris " Gitmem bir yere, o n u a l ma d a n dald ı . C a m çerçeve dağ ı l m ı ştı . Bir da gözlerimin hafif yağ murlaştığını
yaşlı kadınlar zor tutuyorlardı. O hala gitmem o beni m anam · dedi. iki dakika içinde a nam dediği REZ h issediyord u m .
a lvanizli küfürleri gönderirken ben iki kere üst üste o benim aııam ZAN ' ı k uca k l a m ı ş vaziyette d ı şarı Ana o ğ u l bir müddet d a h a ağla
de yavaş yavaş olayın içine yaklaş demesi dikkatimi çekti. çı ktı. Meyhane dekilere d ı şarı çık yarak yavaşça ayağa dikildiler.
tım. Ayrıca bir süredir dikkatimi çe Çü nkü Beyoğlu a leminde herkes mamalarını, küfürle· tembihledi. Güngör, annem, güzel annem di
ken şey, küfürleri yiyen adamın, hiç herkese, anam, babam sözcüklerini Bu sefer de Rezzan daha yumu yerek Rezzan'a sımsıkı sarı ldı.
bir söz ve tepkide bulunmayışıydı. sıkça kulla ndığı için sözün gelişidir şam ış, oğlu k urtlaşmışt ı . Bağırıyor Rezzan; " Oğ l u m Yasem i n ' i kay
Saat geceyarısını geçm iş, el ayak z a n n ettim .· Ama y i n e de sormak d u . " Bak anne, sen b i r orospusun bettik nolur sen ölme, nolur sen öl
çekilmişti. zaten, meyhane ıssız so zorunda kaldım. beni ve k ızkadeşimi bir sürü pisliğin me diye diye oğlunun beline kolla
kakta tek m e ka n d ı . Beyoğ l u ' n u n Kardeşim, Rezzan Abla, senin ne ellerinde dolaştı rdın. rını doladı, kısa boyuyla uzun boyl u
b ü t ü n bokta n m ü şterileri b u raya reden a n a n ol uyor ? d iye sord u m Ka rdeşimle ben eroin man oldu k genç oğ l u n u n yanak larını, kafasın ı
gelirdi, h ırsızlar, gaspçılar. işsizlerle gözlerini gözlerime kurt bakışı gibi b u n l a r ı n soru m l u su se nsin, baba göğsünü öptü öptü ve yavaş yavaş
dolar taşardı . Olay olmadığı, bir gü vurd u . Ka rarlı bir sesle " O b e n i m mızı sorduk, Kim olduğunu bi l m i yü rüyerek k a ra n l ı ğ a gö m ü l d ü l e r.
nünü hatırlamıyorum. ö z a n amdır " dedi: B i r an konuşa- yorum ded i n . Öyle değ i l mi, öyle Sokak perdesi kapanmıştı.
-- -
z
SEMRA j
Ö k ü z 3 3 /$ u b a t ' 9 7 SAYIKlAMALAR 5 3
•
TU N C EL KU RTIZ
Çingene Baron-i l
A
ynalar d uvarlara ası l d ı . Antikacı Soğuk, camlar buğ u l u Ben h uzursu rum, ı ırı, ış papa yalarını ve Sofı a ' n ı n " B eaten, b u t never down NORMAN
H üseyin ve ç ı r a ğ ı Ali ile ka hve z u m . Yeni bir yıl ı n sabah ı . Sevg bır pıya guze ı ğ ı n i bütun aynalara 8enım aynala Bana, Usta ile M imar' anıatıyordu . B ı
içiyoruz. Mavi karton bir dosya, nist arkadaşın evin deydım, bır keman ve rım benı yansıtacaklardır hep. Gıdıyorum yıklı sakallı, berelı bir adam, ' Narman dı
temizled i ğ i m yazı masas ı n ı n üs b i r de ben çel l o . B ra h ms ' ı k u t l a d ı k . Do Sofıa H atun, galıba lsta n b u l ' da sonsaba ye ç ı ğ l ı k attı. Ve sarıldılar.
t ü n de d u ruyor, öteki dosyalar k ütüphane m i nör trio. E l i mde kalan son şişe, bu ge h ı m . B i r c i gara d a h a . Ç ekmeceler. Pasa - Narman.
n i n bir rafı n a yerleştiri l d i . Kahveler içildi, c eye' h e d i y e . B ra ndy de Jerez - G RAN port, d a h a sekiz yıl geçerli, l n g i l i z . Para - Tunçel, o h h my God .
H üseyin gene aynı şakayı sürdürüyor: DUQUE D 'ALBA. Bir yorg u n l u k, bir üşü sayıyorum, yedi bin a merikan doları, beş Y a n ı n da bere l i , ufacık b i r kız. B eyaz,
- Abi, sen i n d ü k k a n b i z i m a n t i ka c ıyı me. Şampanya ve h avyarla kendime gel yüzyetmiş a l m a n m a r k ı , onye d i m i l yo n lacivert, eflatu n . Narman tanıştırıyor bizi
geçer yakında dim. Piyano ve keman i k i usta . Ben, Ç in t ü r k ! ı rası Ç a l ı ş m a d a n u z u n s ü re i d a re Tanışıyoruz. Ç i n gene baron, Tunçel K u r
- B u n l a r ı n ç o ğ u· s a n a g e r i g e l e c e k , gene Baron, bu trioya seçılmış o l m a ma edebııırım. Dolar'ar· çızmelerın içine yer tiz ve Sofia Hatun . Tunçel K u rtiz bir türk
ama sonunda ben zararlı çık ıcam . Ü z me sevi n d i m . " Ne kadar çok seçıldım haya l eş t i r i y o r u m Bu ç iz m e l e r a rt ı k ç ı k m a z a ktörmüş. Norman ' la bir tiyatro projesi n
ken d i n i H ü seyi n . Bir kahve daha 7 tımda . " ayağ ı m d a n . B ı r yere doğ r u yola ç ıkaca de çalışmışlar. Sonra Norman, a l kol prob
- Yok abi, hadi bize m üsaade, d ükkan K o n s e r b ı tt ı . K u t l a d ı k B r a h m s ' ı ve ğım. B ı r tünele g iriyorum gene. B ı r yere l e m i ya da N o rm a n ' a g ö re başka, T u n
kapalı k a lması n . B randy de Jerez açıldı, Jerez de l a Fronte doğru gene dönüş yok . Filler gıbı Ö l ü ba ç e l ' e göre başka nedenlerle kovul m uş . Bi
- Sana n e kaldı borcum, yirmi kağıt da ra g ü ne ş i n i n sıca k l ı ğ ı yayı l d ı k a n ı m a . i l k ron u kimse görmeyecek . F i l ler meza rlığı ralar, viskiler ısmarl a n d ı . Ve konuşma gel
ha ha? O n u haftaya vereceği z artık H üse s e v g i l i m g e l d i , ya n ı m d a y d ı s a n k i . na bir yol c u l u ktur hayatım. di, M a habarata ve B havad-G ita ' ya .
yin . B ra h m s ' ı ç i n ge n ece yor u m lad ı m . Sonra Coltrane dinlemeli yol müziğidir. Tunce l : i htiyar çözemedi, aıtlatamadı,
- Tamam abi, sıkma kendi n i . çellomu sırtlayıp, lstanbul lodos u n u n or OLE, by John Coltrane, atlantic Recor i mkansız ded i . Ne yapt ı ? iki ordu savaşa
- H a ftaya . . . tasına attım kend i m i . Yalpalayan bir kala d t-n g Co rporation 1 98 9 . J o h n Coltrane, h a zır, i k i ya n d a . U zerleri n d e , C loe ' n i n
- Hadi, ko la y gelsin a b i . ba l ı k, ben i m kalaba l ığ ı m değil, vıcık vıcık E ri c D o l phy, Fredd i e H u bbard, M c C o y i n a n ı l ma z kostü mleri ki, b u kostü mler üç
Masan ı n üstünde bir g a r i p dosya. Ge bir lodos korosu. Bi ri üstüme içki fışkırttı, Tyner, Regg ie Workman, Art Davis, Elvin ya rd ımcı ile yirmi dakikada giyilebilir. ıslak
be bir kadın gibi. Solmuş kırmızı k u rdelayı öteki şapkam ı a l m aya kal ktı . Başımda bir Jones. toprak meyd a n ı n ortasında, iki ord u n u n
çözdü m ve dağıldı dosya birden, fotoğ bela lodosu, bu yen i yıl saba h ı . Galata 'ya Ç ı kar çel loyu baron, çal ustalarla a rasında; a ğır, meşe v e d e m i rden yapıl
rafla r saç ı l d ı . i l k sayfayı o k u maya başla arka sokaklardan yürürken, üç kişi neden Mumlar yanıyor, aynalar tutuşmuş. mış bir araba tekerleği . Bir yan ı n d a Arju
dım, Türkçe el yazısı ile yazı lmış. Sayfan ı n bilmem üstüme saldırd ı . Benim ağır kara H iç bitmeyecek olan bir resimdir çaldı n a (Vittorio Metzogiorno oynuyor), öteki
arkası i s e g a l i b a lspanyolca, o n u o kuya çello k utusu yaman bir silahtır. neden bu ğım, beyaz bir resim. Colombia veya Ba yan ı nda Krişna (Bruce M ayer).
mıyorum. sokaktayım . Kaderim bu m u 7 Nede n 7 iki hia, bilme m bel k i H isarönü, Selimiye. Ç ı Arj u na savaşmak istemediğini söylüyor.
Ç ingene Baron ' u n Anıları, Stend k ez h ı zl a d ö n d ü m , d e n g e l i , iki aya ğ ı m ı kış çok sert ol masın . - Hepsi en sevd i ğ i m i n s a n l a r. Ö ğret
hal'den bir alıntı i l e başlıyor. sağlam basarak , b i r i e li ndeki ş işeyi kafa menim Drona (Japon Yuşi Oida oynuyor),
Bir bölüm seçip o k umaya başlıyorum . ma f ırlattı . Ben o s ı rada Neruda'dan bir hepimizin a t a sı yarı tanrı B i s h ma (Sot i g i
A k ·a msefas ı
54 - MEKTUP Öküz 3 3 / S u b at ' 9 7
O KU R MEKT U P LAR!
11.=:•t
Sevgili Oküz
•
•.·.·-·-:-:-:-:-:-:-·-·.··
lzmir'in ışıkları dekor. insanları figüran luk ve stres şeklinde ödediğiniz bedellere: r ı m neyin var? · . · Ru s ru letiydi ! • . • C e ler dol d u rmuştur. Ve bugün geldiğl nok
oluyordu oyunumuza. Bu oyun sabrı da a) değd i gine. b) değıyor olduğuna, c) de mal? . . • . · Asla ! " E lveda baba' tada pop m ü z i k slog a n la ra da el atarak
verdi bıze. umudu da. mutluluğu da. ölü ğeceğine, d) değmeye devam edeceğine. Barış Soydan - Kayseri • savaşma-seviş n sloga n ı n ı • savaşma-se
mü de. Tekneni n içindeyken tekneyi sal e) hepsine i na nmalısı n ız . viş, sevişemiyorsan pop müzik d i n le. klıp
lamamayı öğretti. Bir şeyi unuttu: Zincirin U y k u s u z l u k ve yorgun l uklarınızı değıl. Ve bu ülkede yakın gelecekte dünyada seyret " e d ö n ü ş t ü r m ü ş t ü r . Bu y u v a r l a k
ne kadar güçlü olduğunu ve en zayıf hal ama ü rettiğiniz eseri paylaşabılırız sızlerle. benzerlerine az rastlanır dahıyane ölümler d ü nyada · z i n c i rler i n d e n başka kaybede
kasını belirlediğını. . . Ö k ü z ' ü seven, ona s a h i p çıkan dostların yaşanacak Evlerle-odalarla sevışen bızler. cek hiçbir şeyi olmayan i nsanlar · sık sıkı
A. Hakan lşyapan-lzmir varlığını hatırlamak uykusuz gecelerinizde yanı d ıgerine kanı ısın mayan bizler, yani ya cinsel organlarını tutma ları ıçın h ü c u
.·
güç verebilir belkı sıze Sevgıyle, a
günde onbın' v kit anlamla boğuşan bızler. ma uğramaktad ırlar. G üdülerini sav u n ma
. . .Sahılın yolunu tuttum. Yerleşim planı Banu Koçer - Kızıltoprak basına ve onların saz ekıplerıne duyurma ya çalışa n l a r ise hep bır a ğ ızdan h a y k ı r
yok. Konutlar gelişigüzel yapılmış. Sahil d a n , " b iz · i b ö l ü p p a r ç a l aya b i l d i ğ ı m i z m a k t a d ı r l a r : • G ü d ü le r i m e d o k u n m a ey
boş. Balıkçılar temızlık yapıyor. ihtiyar ba Artık kerhane, kabrağlar, kavga, kumar oranda o evlerde o odalarda teker teker pop müzik' O nlar ben imdir. .. • Haydı. siz
lıkçının yüzü gülmüyor. Sigarasından derin uzak kalmıştı bıze. Her g ü n yeni eylemler açlık grevlerine başlayacağız. Gardiyanların de haykı r ı n . . .
derin çekiyor. Yaklaştım. Gürültüyle çektigi düşünüyor, bu arada Faşo Şengü l ' ü gözal muhataplarımız olmadığı. duyulmayan aç Gürdal Görhan - Adana
sandalyenın üzerine yığıldı. Bıraz önce ko tında tutuyord u k . Mahallede E rmeni. Kel l ı k g revlerine . . Ç ün k ü yalnız ö l ü m badem
operatıf başkanı geldı. Senın anlayacagın, dani, Yahudi çocuklarından başka zengin yapıyor gözlerimizi .. Sol u k a l a n her şey Taşra üniversitelerinde okuyanlara . . .
ıstemıyorlar. Üye değılım ya! üye oluver... çocuğu olmadığı ıçın apartmanların bol ol risk bu ü lke i ç i n . Nerva l ' i n def ' i ne yetişe U s t u ra bog a z ı m ı z a ot u r m u ş kan gö
Ters ters bakıp: Hayır. bu beş kuruş etmez dugu Yenişehir'e seferler düzenliyor ve za meyenleri N i l g ü n M a rmara rahatlattı m ı ğ ü s le r i m i z e d o g r u s ı z m a y a b a ş l a m ı şt ı .
adamlarla aynı kulvarın içine girmem. Bir ferle geri dönüyorduk.Yani, sizin anlayaca b i l m iyoru m . O n l a r . h a n i ş u " ö l ü m ü a n i Kafayı sola çevirip b i r a nda tüm acıya son
dönem her yönüyle sıkıntılıydı. içimde de ğınız. yıllar sonra Stalin Hano'nun tanımla olanla r · dan. E c e Babam usul u s u l öldüğü vermek ya da g ü c ü n oyu ncağı olmak ara
rın inançlara özgü bir isyan vardı. Hesabı dığı gibi · il legali e hoştu · ve bızim karak i ç i n r a h a t s ı z , " a n i h a be r · b e k l iyo r u z . s ı nda karar verilmelı ve vakit geçirmeden
ma torbadan ihbar çıktı. Ölüme çok yakın terimize uygundu . Gerçı bozulmalar oldu Ö l ü nce yüreğ i m izde yaşatmak i ç i n bele uygula n m a lıyd ı . O k u l u bitirmek veya bitir
dım. Kaçtım. Bu balıkçı köyüne geldim. ama bunlar H ançepek' i n şanına leke süre diyeden yer sa t ı n a l d ı k . Ş i m d i s ı r t ı m ızda mek için çok zorla n m a k . B iraraya gelindi,
Solgun ve üzgündü. Sönmüş gözlerinden medi. Hizbi-kontra uğruna satır sa llayan yaşıyormuş g i b i ö l ü nce onu da y ü re ğ i karar verildi: "Müşteri değil, öğrenciyiz! ·
bir damla yaş süzüldü: Dünyanın en rezil Qırık'lar, önce itirafçı, sonra tetikçi olanlar m izde yaşatacağız. Ç a n a k ka le 'ye k a l k a n y a z ı s ı b u d a k t i l od a n ç ı kt ı v e çoğa l t ı l d ı .
birlikteliklenne en berbat biçimde son ve bile Hançepek'e leke süremedi. Ama Han otobüslerde " Ece Ayha n · indirimi yapıla Arkasından teşhisler, sorg u lamalar v e n i
receğim. Gerçi gitmek. doğrusu kaçmak çepek'in renklerini soldurdu. Kürdü, Erme cak. O n kişi fazla olması için . . . hayet okuldan uza klaştırma cezası; fakat
olgusu nalet bır yöntem. Herkesi aklamaz. nisi. Keldanisi. Yezidısi. Yahudisi yas renk Sabah, az ötemde · bütün mümkünler" i nedamed duymuşuz. k ı n a m a cezas ı n ı uy
Yarın şafakla birlikte ... Peki. niye gene ka lerine büründü. E sk ı renkli günleri sessizce yırtıyorlar . . . Dillerim yağmur yağar, · Ece · g u n gördüler.
çıyorsun?.. intihar et! .. a n ıp durmaya başladılar. Gerçekte anlata çarpar. taş olursunuz . . . Abıler, babalar, daha ne bekliyorsunuz'
Oğuz Yetimoğlu - Gökova cak çok şey var eskı günle rde ama bugün Sinan Oruçoğlu - lzmir Burası taşra. b urası kurtların uludugu, ça
d e anlatılmalı. a n latılacaktır Kimse anlat kalların ziyafet çektiğı mekan. biz onurlu
Bir mevsim orda da böyle çığlık çıglığa mı ma sa da ben anlatacagırn. k:ımse dinleme Pop müzik 1 960'1arda doğ d u . Adını da, ölümü tercih ederiz: B iz başımızı sola çevı
geçer sokaklardan? Aynlıgın kör eden agnsı se de ben dınleyeceğım Sevg lerırnle. h a l ka yönelik m üzık olduğu ıçın pop mü ririz, siz ise seyretmeye devam edin !
bir seviyi böyle ateşlere mı salar gecelerde? Sungur Özşer - Hançepek zik (popüler müzik) koydular. Halk ıçın or Sedat Köksal - Zonguldak
Geceler ki. dili susturup yüreği haykırtan. bir taya çı an pop müzik evrılerek g ü nü m üz
militanın aykırı düşleri gibi öfkesini dağlara Her şeyımiz alıntı. Bır başkasına geçtıkçe T ü r k ıye'sınde yeni b ı r b ı ç ı m a l m ı ş t ı r B u Bitmeme izin verme!
vuran. hasreti tutup kollarından acınası bir her alıntı, kaydı bıraz daha bozuluyor. Ku b i ç i m Viktorya dönemi sonrası d ü nyayı Yıne yağmurlu soğuk bir akşam
hıçkırığa gömen geceler. .. laktan kulağa güzel bir melodi bıle kakafo nasiplendiren cinsel özg ü r l ü k nidaları n ı n Penceremin kırık camları hafif hafif titrıyor
Bu koca kentın tüm sahillerinin sularıyla ni. Sevgılisıne yet meyenlerin üstün ü üçün üçüncü dünya ü lkeleri versiyo n u d u r . Ya Odalarımın çürük tahtaları
çalkalı yalnızlıklar dolduruyor sokakları. Şu cü şahıslar tamamlar. Hep otostop yapan pılışı kolaydır: Her türlü müzik aletini k u l Garip garip konuşuyorlar
sıralar şiir yürekli bir kız. çatı katındaki pen bir tarafım var. Türk ka dın ların ın evlilik ka lanarak ve bacak arası ile beyin arasındaki Bense C a n kurtara n 'da ıssız bir sokaktan
ceresinden saçlarının ezgisini dinletirken rarlarında aile baskısından kurtulma isteği mesafeyi kısaltmaya yönelik sözlerle hal Gecenin karanlığını izliyorum
geceye. şehrin ışıklarıyla konuşuyordur bel- nin payı nedir? Çoban köpeğıy1e çoban yıl kını coşkulandırmayı amaçlar pop müzik Yumuyorum gözlerimi, düşlüyorum
ki . . . Varamadığım o uzak şehrin ışıklarıy- dızının aralarında ı fark tutanaklara geçiril ifacıları. özellikle açlık ve cinsellık sente Sahibim galip paşan ı n sözleri çınlıyor
la ... Bahar coşkusuna dolanmış imgelenyle sin. Özgürlük ağır geldi, estim onu. Köpe ziyle doğan h i lkat garibesi, şehvetli şarkı kulaklarımda
bir şair M ilhan'ına mektuplar yazıyordur �im kudurdu, yıldızım aktı. Neye elimi at sözleri k u l l a n ı l ı r . Böylece k a p i ta l i z m i n Ve bir damla yağ m u r damlası
· aşkının la sesiyle · . lçin(Je durmaksızın ka sam dar k es im . Elımı sallasam ellisi. çükü pençesinde açlıkla boğuşan insanlara c i n Pencere m i n kenarına çarpıyor
nayan dagbaşları gibi bir hüzünle, vurula mü sallasam reçe le üşüşen sinekler gibi sa sellikleri sıcak somun gibi yedirılir. Yalnız Uyanıyor, şöyle mırıldanıyorum
nın ardından kaç zaman geçtigini düşünü racaksınız beni. Bütün p a rçala rı m ız elden ca sözel uyarımların yeterli gelmedıği an Gel gel de galip paşa
yordur bir -diğerL. Yagmurun mu agladıgı ve gözden düşme. bız yıne de sıfır kilomet laşı l ı nca da · klip " adını verdıkleri görsel Bitmeme izin verme.
nı. yoksa kendısinin mi yagdığını anlaya re bakışlarla gıdıyoruz bir baş asına. Biraz uyarıcılar devreye g i rer. Aslında bu güdü Gökhan Yurdunmalı - Sokak
mamış biri de var. biliyorum. Yüzüne mavi d a bende kalan senden bahsedeyim sana. sel s ö m ü r ü b i z e pek y a ba n c ı değ i l d i r .
bulaşmış dostun kuşatılmamış gökyüzü ile Yıldızları fırlattı masaya Dağ ı l dı saçla r ı . 1 970' 1erdekı seks filmi furyasında tanıştı Mektuplarınızı Aldık:
nerede olabıleceğıni de ... Anahtarlı-gı elinde. . ğ ı m ı z b u söm ü r ü şekli g ü n ü m üzde pop S e l·da S a l m a n , E r k a n Ö n d e r . E r g i n
Yalnız sem bılmiyortım. Anlat, demiştim Ö n e m Altar � Ankara müzikle devam eder. Ama küçük bır fark Köy l üc e l i , G . Ba r ı ş Özdener, E mr a h Ser
oysa, o tutsağı oldugun, yaralarını inceden la: Artık sömürü daha kaypak, yalancı ve b e s , S e r d a r Ö z e l . S e r d a r E ro l , M u ra t
sızlatan hüznünü. bir Tumer tablosu gibi Kız çocukları geçiyor kahvenin önünden, u t a n m a z d ı r . (Yapt ı k l a rı n ı n h a l k ı n isteği A rs l a n . H a y d a r E ro ğ l u . Leve n t O ğ u z .
şıpır şıpır kanayan gözlerimden anlayabıldi cama vuruyorlar: · Eve gelecek mısin abi? " . doğrultusun'da� i kaliteli müzik, kendileri Derya , Ayk u t Y ı l mazer, Ç agatay, K a d i r ,
gin kadarını, sokakların o savruk. o deli " Eve gelır mısı n ? " Partıyi kapatıyoruz. oke nin de halk ı n içi nden çıkan sanatçı lar[ ! ) Ö z k a n Ö z d e m i r , E r g u n E ry ı l m a z . E s at
senfonısını.. Agaçlar orda da mektup ya yi, sigaraları. cepleri. hesabı. " eee? " . · gelir olduğunu iddia eden pop m üz i kçiler bu Tez, Arzu, ilhan B üy ü kcebeci, E mi n e Şa
zar mı. söylemedın hala. Kuşların sevda misın ı ·. Kayserı kollarını kapatıyor. karan lanık bir bılinçle halktan beslenerek yine h i n. H a m d i Sarı, A n a rş i st, Yase m ı n Sol
sını, sırdaş yolları. nehır boylarını. uçu lık çökerken mıdemıze, rahımlerıne annele h a l k a d ö n e n P i r S u l t a n ' l a r . A ş ı k Vey maz. N iyazi Türk. ÖIT'er Saraç, Ayşe İma
rum kıyısında büyüyen aşkları, denızkızı rimizin, ışıgı apatıyoruz, kapıyı kapatıyo sel ' ler, Ruhi S u ' la r ve daha bin lercesıyle moğ l u . H a k a n D ı nç, G ü l ç i n Karaş, Ü m i t
nın türküsünü anlatmadı n . Ama bekliyo ruz, s ü k l ü m -p ü l ü m , bir pervane böceği de kendileri n ı karşılaştırma utanmaz lığın ö n e r , N u r d a n , K o r a y T u n c e l , N u rc a n
rum Anlatacaksın ve ben dınlemekten saldırırken göz erımıze, evlerimize girerken, dadırlar.) B u g ü n ü l kemizdeki pop müzı Özdem ir. E s e n Yel. E rh a n Tığlı, N i hat Sa
hıç bıkmayacagı m o hikayeyı . . a ç a r k e n g öz l e r ı mı z ı . · E vet. g i t m e l i gın k a r ş ı l a şt ı r m a s ı n ı 1 97 0 ' lerde k ı seks rı. Oguzhan Y ı l maz. Haldun Bayhantop
Serap Erdoğan - lzmir yim. · M utsuz asken yatılılar. delirecek kız fılmleriyle yaparsak. görülür kı seks filmı ç u , V i s i t o r . U m u t M e r s i n l i . E rsoy T a t
çocukları, haykırın Bır daha asla ! . . M utsuz afışlerindeki çıplak kadın fotoğraflar ı n ı n l ıses, D e rya, D rijan K a y a , Leve n t Sezer,
Öküz ' ü clyakta tutabılmenin sızın içın, dullar, o ey sıhı rbazları, her şey yeni baş altında yeralan · seks içın çıldırıyoru m · gı Erkan Ö n der, U ğ u r Demir, Kurtul uş, Sa
mutlaka bızım cephemızden göründüğün tan ! . . Ş ışko. ama temız kızlar. m ı l l ı marşı bı yazı ların yerıni ekranda sevişen kadınlı nem ö zt ü r k , H ü lya U ç a r , Va h ı t M u rat,
den daha fazla zorlukları vardır. Ama sev sabah traş olurken mırıldananlar. ağlama- erkekli grupların yeraJ d ı ğ ı klıp dedıkleri J a n set özdemir, Nevzat G ü ngör, S u hen
gıli dostlar. bence ortaya çıkardığınız dergı • ınak içı n , · Cemal, sen mısın ? · . gece sevi görüntü ile fondaki " bandıra bandıra ye d a n , O ra y E ğ i n , At a k a n Fevzı O k t a y ,
nin. daha fazla emek. uykusuzluk. yorgun- şirken mırıldananlar: Asla ! , . " Cemal? Tan- ben ı " diye bağıran taklit pornografik ses- Yavuz Özdem, Ah met B ü lent E riştı
kşamsefas ı
Öküz 3 3 /S u b at' 9 7 55 BULMACA
•• ••
OZGUR YAYINLARI
•
Bu mektuplar nerelerden
Türküleriyle
Kahire'den, Addis Ababa 'dan . . .
nin i l ki olarak yayımlanan Mor Salkımlı Ev,
mOl' Köstence, Bükreş, Varna,
sa1kım1ı
yazarın çocu kluk g ü n lerinden 1 9 1 S'e kadar
Büyüdüm Sofya 'dan . . . venedik, Paris, Lyon,
olan hatıralarl d ır. Bir roman üsl ubuyla kale Marsilya 'dan . . . Hele Tiflis, Erivan,
ev me alı nan eser, edebiyat meraklı larına oldu Leninagan 'dan . New York, . .
ğ u kadar yakı n dönem Türk tarih iyle i l g i l e Baston, Şikago, Los Angeles,
nen okuyucul?ra da h itap ediyor. Ye'ni lstan Toronto, Montreal,
b u l Gaz�tesi'ndeki yayımı ve hatıralarının ln Vancouver'den . . . Rio de janeiro,
g ilizce baskısı i l e karşılaştırılarak hazırlanan Mor Salkımlı Ev, Halide Santiago, Buenos Aires ve
ÖZGÜR YAYINLARI
Ankara Cad. 3112 Cağaloğlu - İstanbul
Tel: <0-2 12) 526 25 13 - 519 14 49 Fax: (0-212) 527 57 78 A ARAS YAYI NCILI K istiklal Cad. Hıdivyal Palas 465/205 80050 Beyo(jlu-lst.
Tel: (O 212) 252 65 1 8 Fax: (O 212) 252 65 19
· SOLDAN SAGA: 1 -Yazarımız Orhan Pamuk ' un bir romanı.. 2-Adı Umberto
1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 0 1 1 1 2 1 3 14 1 5 1 6 1 7 18 1 9 20
olan bir Yeni Yüzyıl Gazetesi yazarı .. B i r Japon sevişme tekniği . . Plakamız. .
1 " Sait . . . . Abasıya nı k " . . Eski M ısır' da bir g ü neş tanrıs ı . . 3- " . . . . . Mille r " .. Bir
altın türü .. " Tarık . . . . . . K. • . . . 4- Konut. Hızlı . . Sentetik Kumaş .. " Ve " bağlacı
n ı sevmeyen bir eleştirmen . . . 5- Anaıs . . . Düz yaz ı . . Nazım H ı kmet' ı n soyadı. .
2 En kısa zaman . . . Bır dın felsefesı . . . 6- Televizyon özelliklerınden . . Bir Çek
manken. Sıvas'ta yananlardan . . Dalga geçmek . . 7- Sıneklı Bakkal yazarının
3 ön adı lstanbul Belediyes: ne aıt oplu taşıma araçlarının kısa adı . . insan
Hakları 'nın baş harflerı . . . 8- Yasaları olan Amerıkalı Tosun .. Ortak Pazar. .
4 Yazım . . Olumsuzl u k öneki . . . 9 - B ı r yayınevı . . lkınci tekil şahıs . . lstanbul Sa
nat Merkez ı ' n i n kısaltılmışı . . Arayın Mandal isteyin Servisi ' n i n k ı saltılmışı . . .
1 0- M F Ö ' n ü n ortadaki solisti . . Ayl ı k Kültür Fizik Dergisi . . Otuz K u ş. . . 1 1 -
5
Av' ı n tersi .. Sarı ' n ı n ünsüzleri .. Mevkı sahibi . . Tavlada bir sayı . . Çocuğu olan
kadın .. Bir merak n idası. .. 1 2 - Madam Bovary ' n i n yaza r ı ' n ı n ön adı . . Rah
6 met l ı bir cazcının soyadı .. Bır Osman l ı devri . . . 1 3-lncirlik'te bulunur .. Kuru
soğuk .. Tersi il .. G üzel, hoş .. Alet, edevat. . 1 4- Uzakl ı k anlatır .. Düşünce . .
7 Yılbaşı . . Okunur . . 1 5- " . . . . Bartok " . . ipek Böceğinin kısaltılmışı . . M ül kü n te
meli olan . . . 1 6- lktıdar. güç . . ırgat, lşçı . . Tersi ot.. 1 7- Üst' ün zıtt ı . . M ı l li ıçki
8 miz. . . 1 8- Demır yolu . . Yavru kurt.. " . . . . . Signoret " . . lsta n b u l ' u n eskı valilerin
den birının soyadı .. Otel'ın ü n l üleri .. Ünlü bir şairımizin ön adı .. 20- Eski dil
9 de su .. Varoluşculuk felsefesın ı n temsı lcisi .. Girışken . . .
YUKARIDAN AŞAGIYA: 1 - G ü ndüz Vassaf' ı n bir roma n ı . . B ı r şairımızın
soyadı .. 2 - Bır sıyası partı lıderinin soyadı .. Tümör .. Hayalet E v ' i n yazarı
10 olan Amerıkalı yazarın soyadı . Avuçıçı . . 3- Tan rıların Arabaları ' n ı n yazarı
n ı n orta adı .. ô nce ' n ı n unsüzlerı .. Sergen .. Sombahar Dergısi ' nı n genel ya
11 yın yönetme n ı n ı n soyadı 4- Arsa' n ı n ünsüzle r ı . . B i r sıyası part i n ı n kısaltıl
mışı .. l ş ı n ı n erbabı . . Ozsu · nu n ü nsüzleri .. 5- Radıkal gazetesı ' n i n köşe ya
12 zarlarından b ı r ı n ı n ı l k adı. Paul Auster'in bir kıtabı .. Gelecek. ıstıkba l . . 6-
U za k l ı k anlatır .. Gerçek .. B ı r bes ı n türü . . " Ve Allah Kadı n ı Yarattı " adlı fil
13 min yönetme n ı n ı n soyadı . . Ko lay olmayan . . . 7- " G ü n l e r i n Köpüğü " adlı
eserın yazarı .. · Anayurt Oteli · k ıtab ı n ı n baş karakteri .. 8- Geri verme .. Si
14 yasi bır partı n ı n kısaltılmışı .. " Love Story " şarkısının bestecisin ı n soyadı . . . 9-
lnce Memed, Agrı Dağı Efsanesı gıbı eserle r ı n yazarının önadı .. Felsefede
moral değe rlen . . Bır organımız . . Yunanistan 'da b i r spor k u l ü b ü n ü n kısaltıl
15 mışı . . Avrupa Toplu l u g u ' n u n l ng ilizce k ısaltılmışı . . 1 O- En kısa zaman . .
" Koku " adlı roma n ı n yazarının soyadı . . lstan b u l ' un kısaltılmışı . . 1 1 - Bir ltal
16 yan sınema yonetme n i n ı n önadı .. Yazarımız " . . . . . Ersöz ' ün • ilk adı n ı n ter
si nden yazılışı . . Eskı futbol hakemlerımızden birinin soyadı . . Verme, öde
17 me . . . 1 2- Müstahkem Mevkii . . " Sa k ı n Geç Kalrr.a E rken Gel " şarkısının
g ü fte yaza rı n ı n soyadı .. Biz b u cevab ı n s o r u s u n u b u l amad ı k . cevap
ARE L'di r .. " Sözüm Meclisten içeri " adlı ese r i n yazar ı n ı n önadı. .. 1 3 - " Ba
18
bam l ç ı n " f ı l m ı n ı n başrol oyu n c u s u n u n ö n adı . . K ö t ü , fena, ıstenme
yen . . . Bir telefon söz ü n ü n tersı . . . 1 4- Ô D P ge nel başkan ı n ı n önadı . . B ı r bi
19 lımsel araştırma k u r u m u n u n k ı saltılmışı . . A t tırnagı .. 1 5- Bir çoğul e kı . .
>----+--
M ustafa lrgat ' ı n • . . . 'sız Kım l ı k Kıtab ı " . . Parazit . . . 1 6- D ı l . . B ı r bayan edebı
20 yat ince lemecımizin önadı . . . 1 7- Yetmezlık .. Üretım . . . 1 8- işve. eda .. Başlı
ca içeceğimiz . . Mitoloııde bır kahraman . . . 1 9- Şarkı, türkü .. Sabah Gazete
s i ' n i n bır yazarının önadı . . B i r nota . . B ı r haber aıansı . . 20- Dünyamızın uy
dus.u . . " Ofl ı Hoca Sohbetlerı, Dün Korkusu. Bu Ç ağın Soylusu " adlı eserler
ile Ok üz ve Leman de rgisı yazarı. . .
mse sı
Eşyanın konumunu biçi m i n i ren g i n i_ a lmışlard ı r
Koltuğa otu rd u l a r m ı koltuğ u n boyuna e,kl�rı.Jçpoyları
Pat pat pat d iye g ü lerler b i r motosi klg!Uij��f- ü4K,
Ama zariftirler de bir bisiklet kazasında ölmey� �!i'ii.! �9.�\:l� W�adar.
Patatesin ağaçtan m ı koparı ldığ ı n ı tartışacak k�4.�%h�lffir!�füqe.
Şa pkal�fü §A�e ı bir n iyet g i bid ir, öfkeleri dört mevsi rn fekfümC
Lirik g�gl!lefd.Jr o lmayı da istemezler zate n . isteseler de olamazlar
Ama l}�j:Jifii).:ifühırlar uyku hapları ve bir s ü rü z ı m b ı rtıyla ölümü
,.,,,,,., ·
magazin leşti recek kadar;
anf_ak
·
Padişahtırl.ar ferman ç ı karmışlard ı r hareme patl ıcan ve h iya r
kıyı lara k sok u l a b i l i r; ·. . ? .
Sikke kesmişlerdir badem yaprağ ından i nce k ı rağ ı tanesinpe:rı y(!§tıi;
Tecimendirler yüzyıUar boyurıca karı l arı na hükümda rlarıQ s.;;jt��m"'s(q� ağ ı rca
.. . . bir vergi _. olara,t �a b u l lenmişlerdir:(i . · . < · ········
.
o üşüqyr99rt�r#e)
..
:fü�1etJn, �H� ?!9.Qmt�fün9�rt ..
ror>ıuroPmrtı �9r$.mm Ç)t�t�@�Kk�9�ö> ' ::.· · ·: • · ·
Dalg a l ı görürler her şeyi ÇIÇeWŞ,�yfıliğ!J:H; Om'ifüHkl�t�fü:le geÇirmiş lerdir;
Efe ndi ler, Nazi l l i 'de Uzu nçarşı (:#�t�hndff:t&r�hrnt� rofüJ�lya la rla kat ı l ırlar
Ama y ü k kamyon ıauoe.n!�li'.füiff geçerK.:�6 pi�!<� <l.eğ iştirir
Ve sakıngandırlar so kaktfkonü.Şlirken sırtlarıhi duvara verecek kadar,
Düğ ü n lerinin proyasyyapılfrsün netleri n i n de
Kefenleri de k.Urydaktah gibi öze n le hazı rla n ı r ve �yhı · r�n kted i r;
öfüml�t-in in de
Kızlar i<;�n P.!'!O'l:be-beyaz oğlanlar için bey�g.:.mavi
. QQnyg m üzesinin en ren kl i portreleri{tld� c -)'\
, , : tafi h i n sa b ı ka kayd ında fotoğratıaff / 2
önden g ü leç ve edilgin yandan keskin v� f!r.\:tvijh;
Di lenci ler v� gehe lev kad ı n ları üstüne sayısız özdeyi� y�j;;�.rJq.ı rsa kları nda,
lçlerfrı{'.foki sevgi i nsanları atlayarak hayva n la.r�y9.ri.el� iştir
Özel_l i k le ked ll�f$. V€ köpeklere karşı iyice duygusa l d ı rl�f !kJgpzleri iki çeşme,
Oldü rmertıEıgtit fe lsefeleri b i r karı ncayı b i le, a m a y.jŞ�tttj�yı b i lmezler,
Bön l ü k,�qkorkarlar, gezg i n köftecilerden adam�k:llfr korka rlar
n b d i
)J ��
,. 1 il•• ·• ;i:• ••o;�e\0����� r� ��t�r�a r1ı��
:'': •:J:j�ma el bet yeri ne göre göz ü pekti rf:�fgij . j
:�3'-1��!! !•! ;'.l'
r a ka c :
· · · · · ·�"lt���a;��I
· ········· · ···
·
a��S=�o�\ �����lı v a r �1ij1ll•� �r•• • • •:
Arpaçay ne i lçed ir? : : : ::: : ::
�tÇ�fi Kel Memet m i Manisa l ı Kör Bayr�rn mf?
·· · · Yarın m ı öbürg ü n m ü ? ; . • · /'
Soru lardan korkarlar;
)'ine de yan ıtları hazırd ı r herşeye; · ·.
::·',· ·: ;l;q ığı g i bi, . . . mekle birlikte . . . n a karşın; ·
t ·
Yine de ·• >
: ·
\ ·
Göçrrifl: } ô kuşların durumu söz kotj\}sff o lu nca
. ' _
.·
Avukattırlar
G ü noğ l u durlar
�NHüferleri kara rta kararta
Kal ırlar orda.
(ONLAR iÇiN M İ N i B Ü S ŞARKiSi - Cem a l Sü reyya)
Ak