Professional Documents
Culture Documents
Masonlar 15 Temmuz
Masonlar 15 Temmuz
Masonlar 15 Temmuz
GERÇEK HAYAT
39
Bir süredir mason teşkilatı hakkında ifşaatlarda bulunan eski mason Ömer Özhan
Kızıltan’a sorular yönelttik. Kızıltan ilginç şeyler söyledi. Masonlar güney
illerimizde yeni localar açarak Anadolu’ya odaklanmışlar. Uzun yıllardır 14-15 bin
bandını aşamazken 15 Temmuz sonrası 3 binden fazla yeni üye kazanmışlar. İnsan
sormadan edemiyor, peki bu artış neden? Yoksa FETÖ’cüler masonlara mı
sığınıyor?
Sultan Abdülhamid Hazretlerinin ‘Cemiyet-i Fesâdiye’ yani fesâd edici, bozguncu
yapılanma olarak tarif ettiği masonlar ne yazık ki, insanlığın ve üyelerinin başına çorap
örmeye devam ediyor.
Cennet Mekân Sultan Abdülhamid Hazretlerinin ‘Cemiyet-i Fesâdiye’ yani fesâd edici,
bozguncu yapılanma olarak tarif ettiği masonlar ne yazık ki, insanlığın ve üyelerinin
başına çorap örmeye devam ediyor. 1789 Fransız Devrimi, masonların en başarılı ilk
operasyonu idi. Ardından türlü dalavereler çevirdiler. İngilizlerin, Almanların,
İtalyanların, İspanyolların, Rusların başına belâ oldular. Sonra hizmetkârlığını yaptıkları
Siyonistlerle el ele verip cihan harpleri çıkardılar, Osmanlı’nın yıkılışına neden oldular.
Yeni kurulan devletlerin de başına belâ olmayı sürdürdüler. Başta Mustafa Kemal Paşa
olmak üzere, tetikçi örgütleri eliyle devlet başkanlarına suikastlar düzenlediler, milletlerin
huzurunu kaçırdılar. 1935’de kapatıldıkları iddia edilse de aslında resmiyet dairesinden
çıkıp yer altına çekildiler.
Ülkemizde hâlen aktifler ve her taşından altından çıkmaya devam ediyorlar. Özellikle 15
Temmuz 2016’da yaşanan iç savaş ve işgal girişimi masonik bir örgüt olan FETÖ
tarafından gerçekleştirildi. Terörist başı Gülen, 14 Mart 1967’de İzmir Üçgen locasına
üye oldu. FETÖ’yü kuran 23 kişinin 16’sı da masondu. Türkiye’de üçü-dördü hariç
Cumhurbaşkanlarının hepsi masondu. Meclis başkanlarından başbakanlara, bakanlardan
milletvekillerine, bürokratlardan akademisyenlere değin üst düzey makamlarda görev
yapan pek çok yetkili isim, Türkiye’nin en bu karanlık teşkilatına mensuptu.
Haşr Suresi 14’de Allah-ü Teâlâ şöyle buyurur: “Onlar müstahkem kaleler içinde veya
duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi aralarındaki
çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu,
onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.” Onların hemen her hali bu Ayet-i
Celilenin hükmünü teyid ediyor. O halde masonların karanlık dünyasına yönelik ifşaata
buyurun…
Masonluk birçok felsefecinin görüşünü çalarak kendisine mâl etmiş, böylelikle ayakta
duruyor. Nasıl mason olduğuma gelince. Beni teklif eden kişi 33. Derece bir Mason ve
Bektaşi olan Teoman Güre idi. Ben de masonlukla Bektaşiliği birlikte götürdüm.
Evet. Benim mürşidim de 33. Derece masondu. Biz Teoman Güre’nin tasavvufi
yönünden çok şey öğrendik. Ancak Güre maalesef Bektaşiler açısından çok tartışmalı bir
şahsiyetti. Bektaşilik içinde yüklendiği sorumluluklar ve bazı eylemleri çok eleştirilmiştir.
Masonların Bektaşiliğe karşı zaafı olduğu söylenebilir. Ancak tüm masonlar için bu
geçerli değildir.
Masonluk Ezoterik açıdan gerçek bir kaynak değildir. Arabesk bir uyarlamadır. O nedenle
her geçen gün dünyanın çoğu ülkesinde ve Türkiye’de kan kaybediyor. Bektaşiler
masonluğun eksik kısımlarını tamamlamakta. Bektaşilik de çok kan kaybetmiş... Hemen
belirtmek isterim ki Bektaşilik de aslına göre bozulmuştur. Kimse özenip oralara
gitmeye kalkmasın, hayal kırıklığına uğrar. Masonluk dâhil, Ezoterik okulların çoğu
yıpranmış hatta yozlaşmış durumdadır.
Antalya’da İslam’a hakaret ettiği için bir kişi gözaltına alındı. Bu şahıs, özgür mason
locasına üye çıktı. Ömer Köker bir levha yayınladı. Masonlar Büyük Loca’nın
yayımladığı genelgelere “levha” derler. Levha tabiri Tevrat’tan geliyor. Malum Hz
Musa’ya gelen emirler levhalar halinde gelmiştir. Aslında iç genelge yayınlıyorlar ‘levha’
adı altında. Bu levhada Ömer Köker imzasıyla “Masonların imama ve mürşide ihtiyacı
yoktur” şeklinde tespitler yapıldı. Kendisi o genelgeyle masonların manevi hayatına
burnunu sokmuştur. Derneğe üye olanların imama, mürşide ihtiyacı olmadığını
söyleyerek, bu şekilde düşünenlere kapıyı göstermiş, aslında bir bakıma mürşitlik
yapmıştır. Bakınız, masonların ‘imam’a ihtiyacı yoktur diyor. Papaza ve hahama ihtiyacı
yoktur diyemiyor. Diyemez, dedirtmezler… İlk isyan ettiğim, ilk karşı çıktığım şey
buydu. Atılma nedenlerinden biri de budur.
Son 5 yılda 3 bin üye artışı gerçekleşti. Yıllardır 15 bin üyede takılıp kalmışlardı. Aslında
az gibi görünse de 3 bin üyelik bir artış yüzlerini fazlasıyla güldürüyor. Son yıllarda
istifalar çoğaldı, bunu da göz önünde bulundurursak 5 yılda 3 bin üye artışını başarı
olarak görmek mümkündür. Masonluğu kötülediğini zanneden komplo teorisyenleri
belki bilerek, belki de bilmeden aslında reklam yapıyorlar. Dünyayı yöneten güçler,
İlluminati, Rockefeller ailesi gibi soyut kavramlar üzerinden Masonluğu fetişize
ederek insanları özendiriyorlar. Kim dünyayı yöneten bir kuruluşun üyesi olmak
istemez ki? Fakat bunların hepsi fantezi.
Her üye dernekler müdürlüğünün kayıt sistemine giriyor mu? Gizemli üyeler de var
mı?
Bir kişinin mason olması için bir inisiyasyon törenine tabi tutulması gerekir. Bu törene
tabi tutulup bir locaya girmek şartıyla herkes mason kabul edilir. Derneğe üye olmasa
dahi, üyelikten istifa etse dahi masonluk ömür boyu devam eder. Yeniden masonluğu
aktif hale getirmek istenirse herhangi bir tören yapılmadan eski üye kabul edilip kaldığı
yerden devam edebilir. Bunun bir istisnası var. Benim gibi atılamamış olması gerekiyor.
O zaman harici âleme iade edilmiş kabul ediliyor ve masonluğu tamamen düşüyor.
Bir kişinin mason olmasıyla mason derneğine üye olması aynı şey değil mi?
Mason locaları tarihin büyük bir kısmında zaten illegal olmuş. Tarih sahnesinde birçok
loca var olmuş fakat resmi olmamışlar. İllegal çalışmak masonluğun ilkesinde vardır.
Şartlar izin verirse legal çalışırlar, vermezse illegale geçerler. Bunun örneği sürgündeki
İran Büyük Locası’dır. İranlılardan oluşan bu loca ABD’de devam ediyor. Fakat
orada masonların en önemli ilkesi şudur; bir mason locası o ülkede çalışmak zorundadır.
Ancak bu kural olağanüstü şartlarda ihlal edilmiştir. Şu anda İran locası Amerika’da legal
olarak çalışsa da İran devleti için illegaldir.
Belgede, “yakında büyük bir değişiklik olacak” diyor. 17 Şubat 2015’te bir değişiklik
olacak diye not almışlar, yani 15 Temmuz’dan beş ay önce. Raporda, masonların yeni
değişiklikler konusunda bir pozisyon alması gerektiğinden bahsediliyor. Bu pozisyonu
CHP’nin yanında aldılar. Dünya tarihine bakıldığında masonların kolay kolay iktidarla
ters düşmediğini görüyoruz. ABD’ye ya da başka bir ülkeye gidin bakın, çoğunlukla
iktidara yakın olduğunu görürsünüz. Ama Türkiye’de Osmanlı’dan beri masonlar ihtilalci
bir yapıya sahip.
Evet…
“İslam ahlaksızlık” dedi. Siz bunların Yahudileri eleştirdiğini gördünüz mü? Hiç
Hristiyanları eleştirirler mi? Yapamazlar. Papalık ve Hahamlıktan korkuyorlar.
Aralarında deistler, ateistler de var. 18 bin üyenin olduğu yerde homojen bir yapıdan
bahsedemeyiz.
Bu tip insanlar tek tük çıkıyor. Bektaşiler bazen sigorta görevini yapar. Biz orada
masonken Bektaşî tarikatından gelenler olarak etiketlenmiştik. Bektaşileri Ankara
Erdem Locası’nda çeşitli Mobbing’ler yaparak erittiler. Kendi bulunduğum Erdem
locasında 2004 yılında 12 tane Bektaşî vardı. Şu an hiç yok. Tasavvufi düşüncelere
sahip olanları Erdem Locası’nda zaman içinde eritiyorlar. Masonlar Bektaşileri millî
unsur olarak görür ve çekinirler. Osmanlı’nın önemli bürokratlarından biri olan Rıza
Tevfik Bölükbaşı hem Bektaşilerin ‘Halife Babalık’ makamına yükselmiş birisi, hem de
masonların Büyük Üstatlığına kadar gelmiş bir şahsiyet. Bu makama geldiğinde yaptığı
ilk iş masonları deşifre etmek olmuş. Sayfa sayfa mason listelerini gazetelerde yayınlattı.
Gerekçesi, masonluğun rayından çıkmış olmasıydı. Ondan dolayı bizim bir sabıkamız var.
Bektaşilere bir gün bizi ele verecek insanlar bunların arasından çıkar gözüyle bakıyorlar.
Erdem Locası üyelerinden Ç.G Yüksek Haysiyet Divanı adı verilen kurulda söz alarak,
benim yükselmemin acilen durdurulmasını, aksi halde üst düzey görevlere gelebileceğimi
ve sonrasında Rıza Tevfik gibi masonları deşifre edeceğimi söyledi. Bunu söylemesinin
nedeni kendine olan güvensizliktir. Demek ki, tuttuğu yolun yanlışlığını biliyor ve
bizlerden çekiniyor. Ç.G bu korkuya kapıldığına göre, herhalde devletten saklayacak çok
şeyi var. Bu şahıs halen 32. derece sahibidir.
Ç.G, aslında tam ve yüksek bir mason sayılabilir. Masonların çoğunluğunu temsil eden,
vicdanî yönü oldukça zayıf birisidir. Ben onun şahsında masonları çok iyi tanıdım,
maalesef birçoğu onun gibi. Bu kişi masonluğun üst düzeylerinden aldığı destek
sayesinde locasında her türlü konuşmayı yapabilir, herkes hakkında en kötü şeyleri
söyleyebilir, yalan söyleyebilir, iftira atabilir. Dernek açısından bir suç işlese dahi disiplin
kurulu onu değil, kendisinin mağdur ettiği insanları cezalandırır.
Bu kişi GATA kökenli ve derneğe teklif ettiği kişi de GATA kökenli biri.
Elbette tüm GATA’lılar aynı tornadan çıkmadı ama FETÖ nedeniyle
kapatılan askerî bir kurumdan yetişenlerin ısrarlı şekilde localara girmek
istemesi üzerine düşünmek lazım.
Ankara’da çoğunluğunun subay kökenli olduğu Sümer adında bir loca var. Bu yapıların
üzerinde durmak lazım. 15 Temmuz ihanetinin aktörlerinden, Akın Öztürk’ün
İsrail’de bir locaya intisap ettiği söyleniyor. Olabilir, ispatlanırsa hiç şaşırmam.
Türkiye’de gizli locaların var olabileceği ile ilgili bir yazım var.
Yakınlarda vefat eden İsmail Hakkı Karadayı Büyük Kulüp üyesi öyle değil mi?
Ben bu kadar derneğe girdim çıktım, her derneğin bir sicil kaydı vardır. Ama mason
locaları haricinde bu sicil numaraları insanın ismiyle birlikte anılmaz. Bu sadece
masonlarda vardır. “Matrikül Numarası” adı verilir. Bir kişinin bağlı bulunduğu
dernekte sicil numarasıyla birlikte anılması masonik bir uygulamadır. İsmail Hakkı
Karadayı öldüğünde vefat ilanını üye numarasıyla birlikte verdiler. Normal bir
dernekte görülmemiş bir uygulama.
Sanmıyorum bilgileri dışında olsun. Buradan bir mitoloji çıkarmak, bir efsane mi üretmek
istiyorlar sizce? Büyük kulübün böyle bir şekilde matrikül deşifre ettiğini gördünüz mü?
Yoksa bu Büyük Kulüp’ün mason benzeri örgütlenme olduğunu ima etmek için
hazırlanmış bir plan mıdır? Bu ilandan sonra kendi çekim alanındaki birçok kişinin
Büyük Kulüb’e ilgisinin artmış olabileceğini düşünüyorum.
Mustafa Kemal’in öldürülmesinin masonik bir fiil olduğuna dair bilgi ve belgeler
var. Bu konuyla ilgili herhangi bir konuşma oldu mu locada?
Mason localarında demokrasi yoktur. Ancak dedikodu olarak tartışılabilir belki. Ama bu
konuda konferans verilemez. Ya da işte şu gazetede şöyle bir şey çıktı ben burada bir
konferans vermek istiyorum, bu konuyu sorgulayıp tartışmak istiyorum, Atatürk’ü biz mi
öldürdük demek masonik kültürde kabul edilemez. Kendileri ‘biatçı değiliz’ derler ama
masonlar birçok tarikattan daha biatkârdır.
Devletin en üst organlarına bilgi verdim ama ne kadar etkili olur bilmiyorum. Bunlar
tamamen ters köşe oynarlar. Rahmanî gibi görünenin içinde şeytan bulunabilir.
İstihbaratın ana unsuru da bunları ayrıştırabilmektir. Herkesin göremediğini görebilmek.
Komünizmle Mücadele şemsiyesinin altına girerek Türkiye’yi felç ettiler. NATO’nun
sivil kanadını, CIA’yı, MOSSAD’ı birçok yerli ve yabancı ajanı komünizmle mücadele
ediyoruz diye içimize soktular. Türkiye’ye komünizmden fazla zarar verdiler. Bunların
ana taktiği budur. İslam’a Müslüman’ın verdiği zararı bir başkası veremez. Bunlar İslam
görünümlü şeytanlardır. FETÖ bir istihbarat yapılanmasıdır ve içimize komünizmle
mücadele palavrasıyla girmiştir.
İnönü’yü bilmem, Biberiye isminde bir cemiyeti hiç duymadım. Ancak THULE
cemiyeti ve Türkiye’de Manevi Cihazlanma Derneği gibi isimler altında daha radikal
masonik gruplar rol almış. Aynı grupların halen varlığını sürdürdüğünü düşünüyorum.
Bunların çok gizli bir cemiyet olduğunu Aytunç Altındal da onaylıyor. Yahudi ve
Siyonist bir cemiyet... Aynı zamanda Hitler bu cemiyete üye. Tam ters köşe... Hitler’i
ortaya çıkaran Siyonist Yahudiler olduğu ileri sürülüyor. Hitler de Avusturya
Yahudi’siydi zaten. Bunlara hiç şaşırmam.
Çok rahatsızlar. Nokta atışı yaparsanız rahatsız olurlar. Yeni Şafak nokta
atışı yaptı. Tekzip edemediler korktular.
Değiştirmelerine gerek yok her stratejide adamları var. FETÖ’yü geri çektiler ama devam
edecekler, Atatürkçülük, Milliyetçilik, hatta Anti-Fetöcülük maske yapılarak kendilerini
devam ettirme yoluna gitme peşindeler. Bunların amacı bulundukları ülkelerde beşinci
kol çalışması yapmaktır. Bunlara karşı uyanık ve dikkatli olmalıyız.
Bence bunlar FETÖ’yü idare ediyordur. Ama doğrudan mason locaları olarak değil.
FETÖ mü masonlara sızdı, masonlar mı FETÖ’ye sızdı bilmiyorum. Yumurta tavuk
ilişkisi de olabilir belki. Bir ortak akıl var istihbarat aklı var bir üst devlet aklı var. Şu an
masonlar demin saydıklarıma ek olarak Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile ilerleyecek. FETÖ
de Erdoğan düşmanlığı yaparak beslenmeye çalışıyor. Anayasa oylamasında ‘evet’ oyu
vereceğimi açıkladıktan bir hafta sonra localara girmem ve lokalleri kullanmam
yasaklandı. Bunlar Cumhurbaşkanına adeta bayrak açmışlar.
Olabilir ama loca başkanı da ‘üstadı azam’ değil, ‘üstadı muhterem’dir. Ben de yaptım
loca başkanlığı. Büyük üstat bu sistemin adamıdır. Anadolu çocuğunu oraya getirmezler.
Ya bunlardan doğmuştur ya da büyük bir hizmet yapmıştır. Aksi halde büyük üstat
olamaz. 18 bin üyenin birçoğu onlar için seçkin değildir, yani mason olsalar dahi, hatta 33
bile olsalar aralarına alınmazlar.
Türkiye’de 300’e yakın loca var. Üstadı muhterem olanlar arasında benim
gibi Anadolu çocukları da var. Ama Büyük Üstatlık ayrı bir konu. Büyük
üstat adaylığına herkes başvuramaz. Bizim önümüze iki üç kişi koyuyorlar
o kişilerden birini seçiyoruz. Onlar derin masonların tercih ettiği kişiler
oluyor.
O dönem masonlukta yeniydim, büyük olaylar yaşandı. Benim analiz ettiğim kadarıyla
Ermeniler ile ittihatçılar arasında bir kavga çıktı. Bu işte Kaya Paşakay ve eşi kurban
edildi. Localarda gizli Ermeniler var. Bunların bir kısmı Yahudi. Ermeni’leri ve
Yahudi’leri tenzih ederim ancak bu tür kripto Ermeniler arasında çok tehlikeli
isimlerin var olduğunu tahmin ediyorum. Bana göre Paşakay’ların olayı bir intikam
meselesi. Paşakay’la alakalı toplantıları servis eden kişinin A.A olduğu söyleniyor. Bu
kişi dilsiz şeytandır.
Her münevver kişinin kütüphanesinde masonluk kitabı vardır. Birisi bizi buraya mı
odaklıyor?
Ersan Ertuna’nın yazmış olduğu Global Elit adlı kitabında Gamalı Haç ile Orak Çekiç’in
kardeş olduğu iddia edilir. Rusya’nın eline Orak Çekiç’i, Almanların eline Gamalı Haç’ı
vererek savaştırdılar. İki ülkenin kapışmasından Amerika galip çıktı. İsrail kuruldu.
Bunlar global senaryolar…
Sezer Çankaya’dan ayrıldıktan sonra öyle bir dağıldılar ki şu anda darmadağın haldeler. O
nedenle kimsenin bir şey diyecek hali yok.