Professional Documents
Culture Documents
Beyliklerdevri 4
Beyliklerdevri 4
Bunlar;
- Sonraki gelişmelerde Osmanlı mimarisinin kaynağı olan Batı Anadolu,
-Anadolu Selçuklu mimarisinin fazla bir değişiklik göstermeden devam ettiği
Karamanoğullarının yönetimindeki Orta Anadolu,
-Siyasal bağları Azerbaycan yöresiyle ilişkili olan ve mimarisi 13. yüzyılın ikinci
yarısından itibaren sıkı bir bağlantı gösteren Doğu Anadolu,
-Ve Türklerin Anadolu’ya egemen olduğu tarihten itibaren Mezopotamya ve Suriye sanat ve
mimarlık gelişmesinin etken olduğu Güneydoğu Anadolu’dur.
KARAMANOĞLU BEYLİĞİ (1256-1483)
Karamanoğulları cami mimarisinde geleneksel sahınlı Ulu Cami plan yorumlarını kullanmışlardır. Dikdörtgen plan yorumu içinde
mihrap duvarına paralel sahınlar halindeki mekânlardan biri ahşap mahfelle bütünleşmiştir. Bu plan yorumunda duvarlar, payeler ve yüksek
sivri kemerler muntazam kesme taştan örülmüş, üst örtü, şahnişli mahfel ahşaptan, oyma ve boyalı, bezemeli olarak yer almıştır.
Aksaray Ulu Cami - 1431
Aksaray Ulu Cami - 1431
Aksaray Ulu Cami - 1431
Ermenak Meydan Cami - 1434
Harim ahşap direklere oturan kirişlerin taşıdığı, toprak kaplı düz çatıyla
örtülüdür. Bu yapılar ahşap direkli Anadolu Selçuklu camilerinin ufak boyutlu
türevleridir.
Bu tipin tek örneği olan yapı 1441 civarına tarihlenen Mut’taki Lâl Ağa
Camii’dir. Enlemesine dikdörtgen biçiminde olan harim, merkezî bir kubbe ve
bunu yanlardan kavrayan yarım kubbelerle örtülüdür.
Mut Lal Ağa Cami – 1356 - 1390
Karamanoğlu II. İbrahim Bey İmareti’nde görülen taş işçiliği ve bezeme özellikleri, ahşap
işçiliği ve bezemesi, gene özellikle çini mihrabında (İstanbul Arkeoloji Müzesi, Çini Eserler)
görülen özellikler, Karamanoğullarının bulundukları coğrafyadaki taş, ahşap gibi malzemeyi
kullanarak, doğrudan mirasçısı oldukları Anadolu Selçuklularının mimarî ve taş, ahşap işçiliğine
bağlı kalmışlar, ancak kendi üsluplarını da yaratmışlar, çini sanatında ise onlardan tamamen
ayrılarak Osmanlı çini sanatıyla ilişki kurmuşlardır. Diğer taraftan türbedeki altın yaldızlı alçı
lahitlerde görüldüğü gibi güneyden (Meşatta Sarayı) gelen tesirleri almışlardır.
Karamanoğlu İbrahim Bey İmareti (1432-33)
Karamanoğulları Beyliği gibi, Anadolu Selçuklu mirasına doğrudan sahip olan ve
Eşrefoğulları Beyliği Yapıları Anadolu Selçuklularından ilk ayrılan beylik ise Eşrefoğulları Beyliği’dir. Anadolu
Beyşehir Eşrefoğlu Cami – 1296 - 1299 Türk Beylikleri içinde en kısa ömürlü beylik olan Eşrefoğulları Beyliği’nin önemli
külliyesi, Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından Beyşehir’de inşa ettirilen
külliyedir.
Eşrefoğulları Beyliği Yapıları
Beyşehir Eşrefoğlu Cami – 1296 - 1299
Beyşehir Eşrefoğlu
Süleyman Bey Külliyesi (1297-
1299), Anadolu Selçuklularının
ahşap destekli ulu camileri
geleneğinde inşa edilmiş, doğusunda
Süleyman Bey’in 1301 tarihli
kümbeti ile bitişiktir. Yola bağlı
cephe kuruluşuyla, ahşap işçiliğiyle
önemli olan cami bütünlüğünde
Eşrefoğlu Beyliği’nin Anadolu
Selçuklu mimarisinden farklı
özellikler taşıdığı hemen
anlaşılmaktadır. Mihrap duvarına
dik yedi sahınlı yapıda ahşap destek
ve kirişleri ile yüzeylerindeki kalem
işleri önemlidir. Mozaik çini mihrap
ve ceviz ağacından minber
ayrıcalıklıdır.
Beyşehir Eşrefoğlu Cami – 1296 - 1299
Beyşehir Eşrefoğlu Cami – 1296 - 1299
Beyşehri Eşrefoğlu Camii gibi büyük olmasa da özellikleriyle benzer olan bir ahşap destekli
cami de Çandaroğlu Mahmut Bey’in Kastamonu’ya bağlı Kasaba Köyü’nde inşa ettirdiği
Kasaba Köyü Camii’dir (Mahmut Bey Camii) (1366).
Candaroğulları Beyliği Yapıları
Kastamonu Kasaba Köyü Mahmut Bey Cami - 1366
Dört ahşap sütun üzerine mihrap duvarına dik üç sahınlı olarak inşa edilen yapı, ahşap işçiliği ve ahşap üzerine kalem işleriyle
önemlidir. Dikdörtgen plan bütünlüğünde tamamen ahşap olarak üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunur. Kapı kanatları işçiliği
ve bezeme kuruluşuyla Kastamonu’daki İbn-i Neccar Camii (Eligüzel Camii) (1353) kapı kanatlarıyla benzerdir. Ankaralı
Mahmut Vakkasoğlu Abdullah ve 1356 tarihini veren İbn-i Neccar Camii ahşap ustasının, Kasaba Köyü Camii kapı kanatları ve
ahşap işçiliği ile ilgisi olmalıdır.
Kastamonu Kasaba Köyü Mahmut Bey Cami - 1366
Kastamonu Kasaba Köyü Mahmut Bey Cami - 1366
Candaroğulları Beyliği Yapıları
İbni Neccar Cami - 1353
Cephenin ortasına içeri çekilmiş, üç bölümlü son cemaat yeri artık bir geçiş
mekânıdır. Cephe kuruluşuyla farklı olan II. Yakub Bey İmareti sol tarafta yer alan
Türkçe taşa kazılı vakfiyesiyle de ayrıcalıklı bir yapıdır.
Kütahya Yakup Bey İmareti – 1390 - 1428
Esasen Karamanoğlu II. İbrahim Bey’in Karaman’daki İmareti ile tek yapı
bünyesinde birden fazla işlevi yerine getirmesi bakımından benzerse de
Karmanoğulları kubbeli medrese planını iki katlı yorumlayarak gerçekleştirmişti.
Germiyanoğulları mimarı ise ters “T” plan yorumunda gerçekleştirmiştir.
Kütahya İshak Fakih Cami - 1433
Kütahya İshak Fakih Cami - 1433
Kütahya İshak Fakih Cami - 1433
MENTEŞEOĞLU BEYLİĞİ YAPILARI
Menteşeoğulları bir taraftan Anadolu Milas Ulu (Ahmet Gazi) Cami - 1378
Selçuklu Ulu camilerine uyan plan
şemasıyla ki, mihrap önü kubbeli ve
mihrap duvarına dik üç sahınlı
Milas’taki Ulu Camii ile geleneğe bağlı
mimari ürünler ortaya koymuştur.
(Ahmet Gazi Camii) (1378)
Diğer taraftan Menteşe’deki ilk Osmanlı
valisi Firuz Bey’in inşa ettirdiği
Cami’de (1394), Erken Osmanlı
mimarisinde yaygın olarak kullanılan
çok işlevli cami planı olan ters "T”
planını en iyi şekilde uygulayan örnek
olmuştur.
Menteşeoğulları Beyliği’nin,
Timur tarafından yönetimleri iade
edildiği yıllarda İlyas Bey, Balat’ta
bir külliye inşa ettirmiştir. İlyas
Bey Külliyesi (1404), cami,
medrese, türbe, hamam ve antik
tiyatro önünde inşa edilmiş han
yapılarından meydana gelmiştir.
Aydınoğulları Beyliği Batı Anadolu’da, bugünkü Aydın ilinin doğusunda, İzmir ilinin
güneyinde, Manisa ilinin doğusunda ve Denizli ilinin Buldan ilçesinde hüküm
sürmüşlerdir.
Beylik 1308’e kadar Anadolu Selçukluları’na, 1308-1312 arasında İlhanlılar’a tabi
Germiyanoğulları’na, 1312-1335 arasında doğrudan İlhanlılar’a tabi olmuş, 1335-
1390 arasında tamamen bağımsız kalmış, 1390-1402 arasında Osmanlılar’a
katılmış, Ankara Meydan Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin dağılması üzerine tekrar
bağımsızlığına kavuşmuş, 1402-1425 arasında, Gazi Cüneyd Bey’in idaresi
altında bazen bağımsız, bazen Osmanlılar’a tabi olarak varlığını sürdürmüş,
1425’te kesin olarak Osmanlı Devleti tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Aydınoğlu Dönemi’nde de, Aziz İoannes’in adından türetilen Ayasluğ adıyla anılan kent, bir iç kalenin
taçlandırdığı bir tepenin eteklerinde yer almaktaydı.
Söz konusu tepenin batı yamacında, Antik Çağ’ın harikalarından birisi olan Artemis Tapınağı’nın kalıntılarının
yakınında Aydınoğulları’ndan İsa Bey (ö.1390) 1374’te büyük bir cami ile bunun çevresinde medrese ve
hamamdan oluşan bir külliye meydana getirmiştir. Caminin mimarı kitabede “Ali ibn Müşeymeş el-Dımışkî”
olarak belirtilmiştir.
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Harimin planı mihrap duvarına paralel uzanan iki sahın ile mihrap ekseninde bunları kesen iki kubbeli
transeptten oluşur. Sahınların üzeri beşik çatılarla örtülmüş, yapının batı ve doğu cephelerinde beşik
çatıların önü üçgen alınlıklarla kapatılmıştır. Söz konusu tasarımın Şam Emeviye Camii’nden
esinlenmiş olduğu hemen belli olmaktadır. Ancak İsa Bey Camii ile Diyarbakır Ulu Camii, ayrıca mihrap
önü kubbelerine sahip Artuklu Dönemi camileri arasında da benzerlik bulmak mümkündür. Sahınların
sınırında sıralanan dört adet devşirme granit sütunun üzerindeki başlıklardan üçü Aydınoğlu Dönemi’ne
ait olup mukarnaslıdır. Diğeri de kompozit tipte bir Roma başlığıdır. Sütunlar tuğla örgülü sivri
kemerlerle birbirine bağlanır.
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Caminin özelikle batı cephesine özen gösterilmiştir. Normalde mihrap eksenindeki kuzey cephesinde olması
gereken ana giriş de bu cephede yer almaktadır. Doğu ve kuzey yönlerindeki girişler batı girişine oranla çok daha
ufak boyutlu ve gösterişsizdir. Bu durum şüphesiz ki caminin konumundan kaynaklanmaktadır: Yapının doğu ve
kuzey yönlerinde, üzerinde kalenin ve bazilikanın bulunduğu tepe yükselmekte, batı yönünde ise, muhtemelen
Aydınoğlu Dönemi’nde meydan şeklinde düzenlenmiş olan geniş bir düzlük uzanmaktadır. Ayrıca İsa Bey’in
yaptırdığı hamam da bu yöndedir. Cephe boyunca yükselen ince uzun taçkapı harimle şadırvan avlusunun
sınırında yer alır. Arazinin eğiminden yararlanılarak batı cephesinin altına bir dizi basık tonozlu dükkân
yerleştirilmiş, ayrıca yüksekte kalan taçkapının önündeki sahanlığa da yanlardan iki merdiven koluyla çıkış temin
edilmiş, sahanlığın altı da bir çeşme nişi olarak değerlendirilmiştir.
Selçuk İsa Bey Cami - 1374
Sahipataoğulları Beyliği Yapıları
Afyon Ulu Cami – 1273
Afyon Ulu Cami – 1273
Afyonkarahisar’ın en büyük camilerinden birisi olan Ulu Cami, Anadolu Selçukluları Devri'nde, 1272-1277
yılları arasında Sahipata Nusretiddün Hasan tarafından yaptırılmıştır. Kendi adı ile anılan mahallede kargir
dört köşe kalın duvarlar üzerine toprak damlı bir yapı iken, şimdi kurşun kaplı kırma çatı ile örtülmüştür.
Afyon Ulu Cami – 1273
Üst örtü beş sırada sekizerden kırk ahşap sütun üzerine oturtulmuştur. Ahşap sütunlar üzerine konan
ahşap sütun başlıkları sarkıt ve baklava dilimlidir. Başlıklar üzerine konan ahşap atkıların yan yüzeyleri
renkli motiflerle işlenmiş ise de bugün çok az izleri kalmıştır. Doğuya, batıya, kuzeye bakan üç kapısı
vardır.
Afyon Ulu Cami – 1273
Zamanımızda eski biçimi korunarak yeniden onarılan cami, ahşap mimarisi ve
sırlı tuğlalı baklava dilimi tuğla mimarisiyle Selçuklu Dönemi'nin eşsiz
Afyon Ulu Cami – 1273
örneklerinden biridir.
Öncesinde aynı yerde Alâeddin Keykubâd’ın inşa ettirdiği bilinen bir cami yer almaktaydı. Yok olan bu yapıdan
geriye “Yivli Minare” olarak anılan ve Antalya’nın simgesi haline gelmiş olan minaresi kalmıştır. Tekeoğlu yapısı
olan bugünkü cami minareden bağımsızdır. Harim mekanı eşit büyüklükte, kare planlı ve kubbeli altı birimle,
batı yönünde yer alan, dikdörtgen planlı ve beşik tonozlu birimden meydana gelmektedir. Söz konusu
birimlerin üzerindeki kubbelerin ve batıdaki beşik tonozun ağırlığı duvarlar ve her birime iki tane isabet eden
sivri kemerler tarafından taşınmaktadır. Başlıklardan bazıları korint, bazıları iyon nizamındadır. Kubbelere
geçiş prizmatik üçgenlerle sağlanmıştır. Mihrap ekseninde, kuzeyde yer alan kubbe bir aydınlık feneriyle
taçlandırılmak suretiyle, harimde kapalı avlu fikri yaşatılmıştır.
Antalya Yivli Minare Cami - 1373
Antalya Yivli Minare Cami - 1373
Tuğlayla inşa edilmiş olan minarenin kare planlı kaidesinden üçgen köşe pahlarıyla
sekizgen planlı olan ve yüzeyleri sivri kemerli nişlerle hareketlendirilmiş bulunan pabuç
kısmına geçilir. Gövde yarım silindir biçiminde yivlerle donatılmış, tuğla örgünün içine
firuze sırlı tuğlalar yerleştirilmiştir. Şerefenin altı iki sıra mukarnasla dolguludur.
Gövdeye göre daha dar olan, kısa petek kısmı konik bir külâhla son bulur.
Antalya Yivli Minare Cami - 1373
Antalya Yivli Minare Cami - 1373
SARUHANOĞULLARI BEYLİĞİ YAPILARI
Manisa Ulu Cami - 1376
Kızıltepe Ulu Cami
Yapının doğu duvarındaki bir pencere ile türbeye bağlantı sağlanmıştır. Ayrıca burada yer alan kapı açıklıklarından minarelere
ve bey mahfiline ulaşılmaktadır. Harimin kuzey tarafına doğu-batı doğrultusunda boydan boya tamamen kesme taştan üç
bölümlü olarak yapılmış mahfile kuzey cephenin doğu köşesindeki fevkanî kapıdan da girilmektedir. Kapı taşla kapatılarak
örülmüş olup çıkışı sağlayan duvarla bağlantılı merdivenler de tıraşlanmıştır.
Niğde Sungur Bey Cami - 1335
Ramazanoğulları Beyliği Yapıları
Adana Ulu Cami – 1519
Adana Ulu Cami – 1519
Adana Ulu Cami – 1519
Adana Ulu Cami – 1519
Adana Ulu Cami – 1519
Adana Ulu Cami – 1519
Adana Ulu Cami – 1519
Karakoyunlu Beyliği Yapıları
Van Ulu Cami – 1389 - 1400